eylül-ekim - Örme Sanayicileri Derneği

ÖRME DÜNYASI 51
İsrail’e ilk boyalı kumaş ihracatıyla dış
pazar tecrübesi kazanan firma daha sonra,
başka pazarlar aramaya başlar. Bu amaçla
pazar araştırmalarına yönelen firma, iç ve
yurt dışı fuarlara katılır. Akkaya fuarlara
katılma süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Yurtdışına açılmadan önce ilk etapta
4-5 dönem Yeşilköy’deki kumaş fuarına
katıldık. Sonra bu bize yetmemeye başladı
ve yurtdışındaki uluslararası fuarlara
da katılmamız gerektiğine karar verdik.
Kendimize ilk hedef olarak tekstilin en
önemli merkezlerinden biri olan Paris’teki
Texworld fuarını belirledik. 1-1.5 yıl
uğraştıktan sonra bu fuara katılmayı
başardık. Böylece, yurtdışı fuar deneyimiz
de başlamış oldu.”
Farklı ürünlerimizle dikkat çektik
5- 6 dönemdir Texworld fuarına
katıldıklarını hatırlatan İsmet
Akkaya, fuarda sergilenen ürünlerle
kendi ürünlerini kıyaslama imkânı
bulduklarını, stantlarını ziyaret eden
alıcıların görüşleri ve yaklaşımlarından
da oldukça faydalandıklarını söyledi.
İsmet Akkaya, ürettikleri kumaşların
kalitesi ve farklığı ile iyi bir konumda
olduklarını görme fırsatı bulduklarını
söyledi.
Akkaya şöyle konuştu: “Örme kumaş
piyasasında standart ürün, farklı ürün,
katma değerli ürün ya da Ar-GE’si olan
yeni ürünlerin satışını yapan çok firma
yok ülkemizde. Köklü geçmişi olan
bir firma olmamız ve tecrübelerimiz
sayesinde, biz bu kulvarda yer almayı
başardık. Bu sadece bizim kendimize
biçtiğimiz bir paye değil. Hem iç
piyasada hem de yurtdışından gelen
olumlu yorumlarla da biz bunu gördük.
Texworld’a katıldığımızda gördük ki, bir
ilgi var ürünlerimize. Bazı ürünlerimiz
diğerlerinden farklı idi. Avrupa’dan
katılanlara göre de, Türkiye’den
katılanlara göre de. Bu farklılıklarımızla
dikkat çekince bu bize motivasyon oldu”
İlk katıldıkları Texworld fuarında sipariş
alamadıklarını ifade eden İsmet Akkaya;
ikinci, üçüncü katılımlardan itibaren
siparişlerin gelmeye başladığını söyledi. İlk
siparişlerin Avrupa ülkelerinden geldiğini
belirten Akkaya, her pazara, o pazarın
ihtiyaçları ve beklentileri göz önüne
alınarak farklı bir üretim ve pazarlama
stratejisi uyguladıklarının altını çizdi.
Akkaya, “Avrupa pazarına Paris’teki
Texworld fuarıyla; Rusya ve Ukrayna gibi
Kuzey pazarlarına ise Moskova’daki fuarlar
kanalıyla girmekteyiz. Her pazarın farklı
bir ürün ve kalite anlayışı olduğu için o
pazarların taleplerine uygun ürünlerle
fuarlara katılıyoruz. Keza Orta Doğu ve
Amerika pazarlarına da yine ayrı ayrı
stratejilerle yaklaşıyoruz” şeklinde konuştu.
En önemli pazarımız Avrupa
Texworld fuarı sayesinde Avrupa
pazarına ciddi miktarlarda satışlar
yapmayı başaran firma, makine
teknolojisi bakımından çok farklı
olmayan örme kumaşları, boya ve apre
sayesinde katma değer katarak Avrupa
pazarına satıyor. Akkaya’ya göre,
2005’ten itibaren dünyada ve ülkemizde
kalite anlamında yeni bir döneme girildi.
Çin’le rekabet edebilmek için basit
ürünlerden farklı, Ar-Ge’si olan ürünlere
yönelmenin kaçınılmaz hale geldiğine
vurgu yapan İsmet Akkaya şöyle
devam etti: “Çin faktörü ortaya çıkınca
imalatçılar ne yapabiliriz, nasıl rekabet
edebiliriz diye düşünmeye başladı.
Maliyetleri düşürmenin, farklı ve katma
değerli ürünlere yönelmenin şart olduğu
görüldü. Bunlar kaçınılmazdı ve zaten
bugün herkesin bu düşünceyle hareket
ettiğine de eminim.”
Çevre ve sosyal sorumluluk konularında
çalışmamaları olduğunu açıklayan İsmet
Akkaya, çeşitli elyaf markalarının ve
ipliklerinin sertifikalı imalatçısı olduklarını
belirterek şunları söyledi: “Orijinal
Amerikan pamuğu Supima’nın sertifikalı
üreticisiyiz. Keza Lenzing’in, Du Pont’un
Tactel, Coolmax gibi ürünlerinin sertifikalı
üreticisiyiz. Aynı şekilde Likranın sertifikalı
üreticiyiz. Avrupa’nın ilgi gösterdiği birçok
markanın sıradan üreticisi değil bizzat
lisanslı, sertifikalı üreticisi konumundayız”
Üretimin %10’u özel kumaşlar
Şu anda firmanın toplam üretiminde
yüzde 10’luk bir paya sahip olan özel ve
fonksiyonel kumaşların payını daha da
artırmaya çalışan Zeki Örme, ihracatta
yakalanacak başarıda bu farklı ve yenilikçi
ürünlerin büyük rolü olduğu inancında.
Henüz istedikleri seviyede olmadıklarını
ancak yine de iyi bir yol kat ettiklerini ifade
eden Akkaya, hedeflerinin bu oranı daha da
üst seviyelere çıkarmak olduğunu söyledi.
Akkaya: “Avrupa pazarı dışında bu özel
kumaşları satmak pek mümkün değil. Hatta,
Avrupa derken onu da ayırmak gerek. Kuzey
ve Orta Avrupa’da özellikle bu tür ürünlere
ilgi var. Bunun dışındaki yerlere satış çok ta
mümkün değil. Güneye yaklaştıkça mesela
İtalya’nın güneyinde bir ürünü organik diye
satamazsınız. Avrupa’nın güneyi, Kuzey Afrika
ile entegre çalışıyor. Belki bunun etkisi var.
Özel nitelikte kumaşları üretip satmamız çok
da kolay değil, ama yine de pişman değiliz.
Bunu yapmamız gerekiyordu.” dedi.