You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
182 • Sevgi Doğan<br />
Tolstoy’da Bireyin Ölümle Uyanışı: Efendi-Uşak Çatışması • 183<br />
ODAK<br />
nedeni onun kullandığı terminolojiden kaynaklanır. Hegel’in<br />
diliyle değerlendirdiği Tolstoy’u “ben” ve “ben olmayan” ikili<br />
birlikteliği içerisinde ele alır. Bu Hegel’de insan “doğa”, birey<br />
ve “diğeri” yani “ben” ve “ben olmayan” karşıtlığı anlamına<br />
gelir. Burada “ben” Tolstoy’un yahut “bireyin” kendisiyken,<br />
“ben olmayan” Tolstoy’un bütünleşmeyi ve rüzgârın sonsuz<br />
esintisinde ölümsüzlüğü hissedeceği doğayı temsil eder.<br />
Luxemburg’un deyimiyle onu avutan Hıristiyanlıktaki<br />
ruhun ölümsüzlüğü inancından çok bedeninin ölümsüzlüğüne<br />
duyduğu inançtır. “Böyle bir ölümsüzlüğün asla olmayacağı<br />
gerçeği de onun trajedisini oluşturur” (13) der Luxemburg.<br />
Sonuç<br />
Bireyin var oluşunu sağlayacak olanaklardan<br />
biri, kendini yaratabilmesidir. Ancak Tolstoy bireylerin<br />
toplumsal koşullarından ve çalışma şartlarından dolayı bunu<br />
gerçekleştiremediğini fark etmiştir. Çalışmayı bir erdem olarak<br />
gören ve insana iyi geldiğini düşünen Zola’nın aksine Tolstoy<br />
çalışmanın insanı zorbalığa götürdüğünü, zalim yaptığını ifade<br />
eder (Luxemburg 22). Tolstoy bireyin kendini var edebilmesi için<br />
Marx’ın Kapital’de ifade ettiği gibi çalışma zamanın azaltılması<br />
gerektiğini savunur. Marx, Kapital’de şöyle der: “Proletaryanın<br />
yaşamı, çalışmanın bittiği yerden başlar.”<br />
Hegel, bireyi ele alırken daha öncede belirttiğimiz gibi<br />
bireyi evrensel ya da Geist’la (tinle) ilişkisi içerisinde ele alır; bu<br />
istisnasız bütün çalışmalarında böyledir: Hukuk Felsefesi’nde<br />
bu devlettir, Fenomenoloji’de ise Geist’tır. Hegel, üstün tarihsel<br />
iradenin (yani evrenselin), bireyi bir araç olarak gördüğünü<br />
(özellikle Tarih Felsefesi’nde bu açıkça anlatılır) ve bu üstün<br />
tarihsel iradenin, bireylerin çıkarlarına ve öz-değerlendirmeye<br />
bakmadan kendisini gerçekleştirdiğini iddia eder. Birey asıl amaç<br />
olmaktan öte mutlak olanın gerçekleşmesi için bir araç olarak<br />
görülür. Tolstoy Hegel’in bireyin özgürlüğüne yaklaşımını<br />
eleştirir ve onun öznel özgürlüğü ya da “doğal insanın” formel<br />
özgürlüğünü küçümseyip nesnel özgürlüğü onun üzerinde<br />
görmesini kabul etmez. 27 Formel özgürlük içsel olanın (içsel<br />
özün) nesnel evrensellikten bağımsız olması anlamına gelir.<br />
Oysa öykülerinde de gördüğümüz gibi Tolstoy’da bireyin iç<br />
özgürlüğü önem arz etmektedir. Bireyin gerçekleşmesi içe<br />
dönüşle özellikle ortaya çıkar, tamamlanır.<br />
Tolstoy’un metinlerine baktığımızda, “Efendi ile Uşağı”,<br />
İvan İlyiç’in Ölümü, “Üç Ölüm” gibi öykü ve novella türündeki<br />
metinlerinden, Savaş ve Barış gibi büyük romanlarına kadar asıl<br />
derdinin, temelde yoksulluk ve sınıfsal farklılıkları olduğunu<br />
görmekle beraber, soylu sınıfından asıl karakterler etrafında<br />
bir yozlaşmanın anlatıldığı bir olay örgüsünün tercih edildiğine<br />
tanık oluruz.<br />
Tolstoy’un, efendi ile uşağı arasındaki diyalektik ilişkiyi<br />
Hegel’in efendi-köle arasındaki ilişkinin tersten okunması olarak<br />
verdiğini söyleyebiliriz. Burada tersten okumaktan kastımız,<br />
efendi ile uşağı arasındaki ilişkinin Hegel’deki efendi-köle<br />
monograf 2015/3