22.04.2015 Views

Dünyayı Hıristiyanlaştırmanın Yeni Yolu: Ev Kiliseleri

Dünyayı Hıristiyanlaştırmanın Yeni Yolu: Ev Kiliseleri

Dünyayı Hıristiyanlaştırmanın Yeni Yolu: Ev Kiliseleri

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mahmut AYDIN<br />

menlik, danışmanlık ve rehberlik. Bu kurslar profesyonel<br />

hocalar veya din adamları tarafından değil, uzman<br />

<strong>Ev</strong> Kilisesi liderleri tarafından verilmektedir. Kurslar<br />

genel olarak gurup çalışması şeklinde geçmektedir. Kurslar<br />

için herhangi bir ön şart yoktur. Her kurs müstakildir.<br />

Bundan dolayı aynı anda birkaç kurs alınabilir.<br />

Liderliklerini geliştirmek için bu kurslara katılan <strong>Ev</strong> Kilisesi<br />

liderleri ilk olarak her kursta o kursla ilgili temel<br />

eserleri okur. Daha sonra okuduğu metinleri hayatına ve<br />

bulunduğu şartlara uyarlamak uzun onlar hakkında<br />

derin düşünür ve tefekkür eder. Bu bağlamda kursiyer<br />

sahip olduğu değerler, ailesiyle, arkadaşlarıyla ve yabancılarla<br />

ilişkilerini, düşünce, söz ve eylemlerini, dua ve<br />

ibadet hayatını ve iş ahlakını gözden geçirir. 57<br />

Hizmet: <strong>Ev</strong> Kilisesi savunucularına göre hizmet Kilisenin<br />

beş amacından en fazla gözden kaçırılan ve an<br />

fazla ihmal edilenidir. Onlara İsa, Luka 4:18-19’da taraftarlarına<br />

şöyle dektedir. “Rabbin Ruhu benim üzerimedir.<br />

Çünkü beni müjdeyi yoksullara iletmem için tayin<br />

etti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin<br />

açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak<br />

ve Rabbin lütuf yılını ilan etmek için beni<br />

gönderdi.” Bu pasajdan yola çıkarak <strong>Ev</strong> Kilisesi savunucuları<br />

nasıl ki İsa, gittiği her yerde ihtiyacı olanlara hizmette<br />

bulunduysa günümüz Hıristiyanlarının da aynı<br />

şekilde ihtiyaç içinde olanlara hizmet etmesi gerektiğini<br />

savunmaktadır. Bu anlayış doğrultusunda hareket eden<br />

<strong>Ev</strong> Kilisesi üyeleri yaşadıkları toplumlarda birtakım gönüllü<br />

organizasyonlarda yer almak suretiyle bazı toplumsal<br />

sorumluluklar üstlenir. Örneğin, yerel yemek<br />

dağıtım kurumlarında, huzur evlerinde, kreşlerde, hastanelerde,<br />

gündüz bakım evlerinde ve okullarda gönüllü<br />

olarak çalışırlar. Mahallelerindeki ve sokaklarındaki<br />

komşularına karşılıksız yardım ve hizmet ederler. 58<br />

<strong>Ev</strong> Kilisesi savunucuları kurumsal kiliselerin İsa’nın<br />

emrettiği bu hizmeti yeterince yerine getiremediğini<br />

ileri sürmektedir. Çünkü bu kiliselerin bütçelerinin %64<br />

personel giderlerine, %30’u da kilise binalarının ve müştemilatının<br />

tamirine harcandığından kilise programlarına,<br />

misyon çalışmalarına ve sosyal hizmete sadece<br />

%6’lık bir pay kalmaktadır. Bu durum da kurumsal kiliselerinin<br />

sosyal hizmete yeterince ağırlık vermemesine<br />

neden olmaktadır. <strong>Ev</strong> <strong>Kiliseleri</strong> ise masrafsız olduğundan<br />

ve gönüllülük ülkesine göre işlediğinden ne personel<br />

gideri ne de kilise bakımı için para gerekmektedir. Böyle<br />

olunca da üyelerden gelen paraların tümü kilise işlerine,<br />

DÜNYAYI HIRİSTİYANLAŞTIRMANIN YENİ YOLU: EV KİLİSELERİ<br />

misyon çalışmalarına ve sosyal hizmet faaliyetlerine harcanmaktadır.<br />

Nitekim onlara göre Elçilerin İşleri 4:34-<br />

35’de yer alan şu ifadeler kilisenin fonlarının ihtiyacı<br />

olanlara verilmesi yani sosyal hizmet için kullanılması<br />

gerektiğini ortaya koymaktadır. “Aralarında yoksul olan<br />

yoktu. Çünkü toprak ya da ev sahibi olanlar bunları<br />

satar, sattıklarının bedelini getirip elçilerin buyruğuna<br />

verirlerdi, bu da herkese ihtiyacına göre dağıtılırdı”.<br />

DEĞERLENDİRME<br />

17.yüzyılda ivme kazanmaya başlayan ve 19. yüzyıla gelindiğinde<br />

doruk noktaya ulaşan misyonerlik faaliyetleri<br />

sonucunda sömürgeci batılı güçleri de arkalarına alan<br />

misyoner kuruluşları, XX. yüzyılın başlarına kadar tüm<br />

dünyanın Hıristiyanlaşacağını iddia etmeye başlamışlardı.<br />

Ancak XX. yüzyıla gelindiğinde bu hedefin gerçekleşmesi<br />

bir yana Hıristiyanlık başta Afrika ve Hint alt<br />

kıtası olmak üzere tüm dünyada giderek taraftar kaybeden<br />

bir din konumuna gelmişti. Bu gelişme üzerine misyon<br />

faaliyetleri bağlamında nerede hata yapılığı<br />

sorusunu tartışmaya başlayan kurumsal kiliseler ve bunlara<br />

bağlı misyon kuruluşları, mevcut durumun ve çağın<br />

imkanları çerçevesinde yeni bir takım misyon yöntemleri<br />

geliştirme yoluna gitmişlerdir. 59 İşte bu makalede inceleme<br />

konusu yaptığımız <strong>Ev</strong> <strong>Kiliseleri</strong> bu yeni misyon<br />

stratejileri bağlamında gündeme gelen ve dünya ölçeğinde<br />

yaygınlık kazanan Hıristiyanlığı tekrar canlandırarak<br />

dünyayı Hıristiyanlaştırma projesidir.<br />

Yukarıda gördüğümüz üzere yeni misyon yöntemleri<br />

bağlamında kurulmaya başlanan <strong>Ev</strong> <strong>Kiliseleri</strong>nin<br />

temel hareket noktası insanları kiliseye getirmeye çalışmak<br />

yerine, kiliseyi onların ayağına götürmektir. Bu<br />

yöntemin savunucularına göre geleneksel misyon anlayışı<br />

İncil mesajı kendilerine ulaşmadığı için kayıp sayılan<br />

kişilere ulaşmanın yolu, Hıristiyan olmayan<br />

bölgelerde kiliseler inşa ederek insanları bu kiliselere<br />

davet etmeyi öngörmekteydi. Bu anlayışın, kurumsal kiliselerin<br />

cazibe merkezi olmaktan uzaklaştığı hatta giderek<br />

taraftar kaybettiği günümüz dünyasında artık<br />

verimli bir yöntem olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir.<br />

Sadece Hıristiyan olmayanların değil,<br />

aynı zamanda Hıristiyanların bile kurumsal kiliselere<br />

gitmekten imtina ettiği bir ortamda insanları ne yapıp<br />

edip kiliseye getirme anlayışının terk edilerek bunun yerine<br />

birkaç kişinin biraraya geldiği her mekanı kilise<br />

yapma anlayışının bir sonucu olarak başta Hıristiyan ol-<br />

360<br />

Journal of Islamic Research 2007;20(3)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!