10.07.2015 Views

Tam Metin (PDF)

Tam Metin (PDF)

Tam Metin (PDF)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SürdürülebilirKalkınma veÇevre Muhasebesi (I)Arş. Gör. Dr. Ahmet MUTLUHitit Üniversitesi, İİBFÖzetEkoloji ile ekonomi arasında doğrudan bir ilişki vardır. İnsan etkinliklerinin su, toprak, hava,biyolojik ve ekolojik kaynaklar üzerinde baskı yaratmaktadır. Bu ise çeşitli içeriklere sahip çevresorunlarını gündeme getirmektedir. Bu sorunlarla ilgili olarak, çevre muhasebesi büyük önem taşır. Buçalışmada önce çevre muhasebesi incelenecek ve sonra sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkeleri, çevreekonomisi ve çevre muhasebesi bakımından araştırılacaktır.Anahtar Sözcükler: Çevre, ekonomi, çevre muhasebesi, sürdürülebilir kalkınma.Abstract (Sustainable Development and Environmental Accounting)There is a direct relationship between ecology and economy. The effect of human activities createspresure water, soil, biologic and ecologic sources. So these activities cause many ecological problems.Related to these problems, the environmental accounting have become great importance. In this study,firstly, the environmental accounting will be examinated. Then, the fundemental of sustainabledevelopment as environmental economics and environmental accounting will be investigated.Key Words: Environment, economy, environmental accounting, sustainable development.GirişSanayi Devrimi’nden sonra egemenolan “ekonomizm”, üretim sürecinde yeralan bütün olguları ekonomik bir gözle değerlendirmekteydi.Ekonomizm, insanemeğiyle üretilmiş her şeye bir değer atfederken,doğal kaynaklar gibi emek tarafındanişlenmemiş —doğal halde bulunan—kaynakları “bedava” görme eğilimindeydi.1850 yılında, ekonomi politik üzerine çalışanJoseph Garnier, üretilen zenginlikleritasnif ederken, “hava, ışık, buharın genişlemegücü” gibi doğal zenginlikleri “doğanıncömertliği ve bedava” olarak tanımlıyordu(Simonnet, 1990). Öte yandan, budönemin önemli bir düşünürü olan Marx’ında doğal koşulları sermayeye verilmiş “bedavabir armağan” olarak nitelendirdiğibilinmektedir.“Ekonomik olmayan bir faaliyet, akılcıda değildir” diyen bu anlayış, doğalkaynakları da “ekonomik olmayan”larlistesine koymuştur. 19. yüzyılda doğanınsınırsızca kullanımını doğuran bu anlayış,20. yüzyılda, doğanın aşırı kullanımınınyanı sıra, çevreyi yoğun olarak kirletmebiçiminde devam etmiştir.Bu bağlamda, örneğin, zehirlimaddelerin olduğu bir çöplükten yeresızıntı olmasıyla, toprağın ve yer altısularının zarar görmesinin ekonomik biranlamı yoktu ve bu durum, milli gelirihiçbir şekilde etkilemiyordu. Ancak,ekonomik sistemde her hangi bir önemesahip olmayan bu tür konular, özellikleciddi çevre sorunlarıyla birlikte önemkazanmaya başladı. 1970’li yıllardanitibaren çevre sorunları ile ekonomi178


arasında doğrudan bir ilişki olduğu ortayakoyan çalışmalardan sonra bu ilişkininnitelikleri ve sonuçları üzerinde durulmayabaşlandı. Zamanla, doğal kaynaklarısınırsızca kullanmanın ve üretim sonucudoğayı kirletmenin ciddi ekonomiksonuçları olduğu görüldü. Buna karşılık,doğal kaynaklardan dengeli olarakfaydalanmanın ve çevresel zararları en azadüşürmenin pozitif refah katkıları tespitedildi. Dolayısıyla hem fayda, hem de zararyönüyle, bir sosyal muhasebe matrisi ilebütünleşmiş doğal kaynaklar hesabı/çevremuhasebesi yapılabileceği düşüncesi ortayaçıktı (Bojö ve Diğ., 1992). Bu düşüncelerinortaya çıkması ve gelişmesinde sürdürülebilirkalkınmanın anahtar rol oynadığınısöylemek yanlış olmaz.Gerek sürdürülebilir kalkınma, gerekseçevre muhasebesi ile yapılmak istenen şey,topluluğu ortalama bir “Avrupalı gibi”yaşatmak değil, bir işsizden ve yoksullukiçindeki bir köylüden daha iyi yaşatmaktır.Yaşam düzeyi, nicel büyüklüktenkaynaklarınve faaliyetlerin çeşitliliği ileteknolojik seviyeden- daha çok, ekonomikve sosyal örgütlenişe bağlı olmalıdır(Partant, 1985). Bu durum, çevremuhasebesi gibi yöntemlerle, toplumsal,ekonomik ve ekolojik sorumluluğun somutolarak belirlenebilmesi ile mümkünolacaktır.Bu çalışmada çevre muhasebesi veçevre muhasebesinin sürdürülebilir kalkınmaylailişkisi ele alınacaktır. Çalışmada,çevre muhasebesinin, çevre sorunlarınıönleme ve azaltmada bir alternatif vesürdürülebilir kalkınmanın uygulanabilmesindeönemli bir araç biri olduğusavunulmaktadır.Çalışmada önce çevre muhasebesinidoğuran süreçler bakımından ekonomi ileçevre arasındaki ilişkilere değinilecek ve bubağlamda ortaya çıkan sürdürülebilirkalkınmaya değinilecektir.Daha sonra çevre muhasebesinin sürdürülebilirkalkınma ile ilişkisi kurulacakve bu ilişkiye yönelik eleştiriler irdelenecektir.I. Çevre Sorunları, Ekonomi veSürdürülebilir Kalkınma1. Çevre Sorunları-Ekonomi İlişkisiİnsanın hem bilimsel bilgiyi kullanması,hem de kendini artık doğanın dışında kabuletmesinin temelleri, “NewtoncuParadigma”ya dayanır. Bu paradigmanın ikiesas işlevi vardır: 1) Bilimsel bilgi aracılığıile insanı aydın-latma, doğadan bağımsızkılma, 2) Bilimin uygulanmasına dayalıteknik aracılığı ile doğanın üstünde insanegemenliğini sağla-maktır. 16.-17.yüzyıllarda ortaya çıkan yeni bilimdallarının hemen hepsi mekanik bakış açısıtaşıyan bu paradigmadan ciddi biçimdeetkilenmiştir (Aslanoğlu, 1994). Nitekim,ekonomi bilimi de büyümeyi, insaniradesinden bağımsız, kendiliğinden gelişendoğal (mekanik) bir süreç gör-müştür.Ayrıca, Newton mekaniğinde ha-reketiyönlendiren “k” sabitine koşut ola-rak,Adam Smith de piyasaların işleyişi için“görünmez el” mekanizmasını/ kavramınıortaya atmıştır. Buna göre doğal kaynaklar,ürünler, para ve işgücü, Newtoncuevrenin sonsuz uzayına benzeyen, sınırsızbir pazar için hızla metalaşmaktadır. Bumekanik görüş içinde gelişen sanayikapitalizmi, çevre sorunlarına yol açanuygulamaları başlatmıştır.Klasik iktisadın temel sorunsalınınkaynak kıtlığı baskısını azaltmak olduğubilinmektedir. Toplama ve tarım dönemlerindegenellikle doğal imkanlarındanyararlanılan doğa, endüstri uygarlığı ileberaber kimyevi ve fiziki işlemler (fabrikasyon)için hammadde olarak kullanılmıştır(Kabasakal, 1995). Klasik iktisadianlayışta doğa, çeşitli kaynaklar veren birana kaynaktır. Doğa, nispeten arttırılmasıolanaksız olan tek üretim faktörüdür.Bunun için diğer kaynaklar gibi doğanın daen iyi idareyle kullanılması ve yüksekverim elde edilmesi hedeflenir. Bir hammaddeolarak görülen doğa, üretim aşamasındansonra tüketim malı haline dönüşür.Daha sonra kullanılmış ham-maddeve enerji, çevreye atık olarak geri döner(Alpar 1998). Bu süreç, iktisadi yapınındöngüsel bir özelliğidir (Bkz. Şekil 1).179


Şekil 1. Ekonomik Faaliyetler ve ÇevreKaynak: Andrew Steer And Vinod Thomas, Promoting Development That Lasts, Forthcoming’den akt.:(Dixon ve Margulis, 1994).Şekil 1.’de de görüldüğü gibi klasikiktisadi üretimin hem başında, hem desonunda çevre sorunlarına yol açanfaaliyetler vardır. Çevre sorunlarıekonomiilişkisinin “mikro” boyutunu yansıtan busüreçle ilgili çevre sorunları bir yandandoğal kaynakların kullanılmasıyla ilgiliyken,bir yandan da olumsuz dışsallıklarlailgilidir.Yukarıdaki sonuçların ortaya çıkması,ekonominin bazı temel mekanizmalarınınürünüdür. Diğer deyişle, ekonomi biliminintemel argümanı olan “piyasa mekanizması”nınişleyişi, bu sonuçlarla doğrudanilgilidir. Bilindiği üzere piyasamekanizması, ihtiyaçlarla ekonomikkaynaklar arasında denge kuran bir işleyişöngörüsüne dayanır. Ekonomide üretilecekmal ve hizmet bileşimini, birbirindenbağımsız davranan tüketicilerin tercihibelirler. Tüketicinin bu tercihi ise sözkonusu mal ve hizmetlerin fiyatına göreşekillenir. Dolayısıyla piyasa mekanizması,talep ile arz arasında kurulacak dengeyedayanan kusursuz bir işleyişi varsayar.Ancak bu ideal durum, piyasada tamrekabet koşullarının bulunması ve üretimve tüketim birimleri arasında fayda vemaliyet ilişkilerinin olmamasıyla mümkündürki bu durum, gerçek hayattahemen hemen hiç oluşmamaktadır (Altuğ,1990). Gerek doğal kaynakların elde edilmesi(doğadan alınması), gerekse üretimsonucu ortaya çıkan negatif dışsallıklarınbir maliyet unsuru olarak, hiçbir şekildepiyasa mekanizmasının içinde yeralmayışı, bu sistemdeki aksaklığın başlıcaneden-lerinden biridir. Nitekim, buaksaklık nedenleri, çevre sorunlarının datemel nedenleridir.Piyasa mekanizmasının yetersiz kalmasındakisebepler iki ana grupta toplanabilir(Altuğ, 1990): 1) Kaynak dağılımındaetkinliği önleyen sebepler, 2) Bölüşümdeeşitsizlik yaratan sebepler. Kaynak dağılımındaetkinliği önleyen sebepler içindeçevre sorunları bakımından öne çıkantemel sebep, bazı tür mal ve hizmetlerin,piyasa mekanizmasınca bir değer (fiyat)atfedilebilecek nitelikte olmaması ve bubağlamda “dışsallık” olgusunun varlığıdır.Bölüşümde eşitsizlik ise piyasada rekabetsüreci sonunda belirlenen bölüşümüntoplumsal düzeyde öngörülen eşitlikilkesine uygun olarak gerçekleşmemesi vebunun sonucu olarak da çeşitli kamusalmüdahalelerin kaçınılmaz oluşudur. Zatençevre sorunları da kamusal müdahalenin,


piyasa mekanizmasının yetersizliğininkanıtını oluşturan bir örnektir.Çevre kaynaklarının ekonomik hesaplamalarsırasında genellikle “bedava”kabul edilmesi ve yeni teknolojilerin geliştirilmesisürecinde “çevreye dost olmayanteknolojiler”in tercih edilmesine yol açan“peşin hüküm” (Aruoba, 1997), “her hangibir maldan daha fazla üretmek istediğimizde,başka bir malın üretimini zorunluolarak sınırlamak gerek”tiğini öngören“maliyet” kavramını (Gwartney;Stroup,1996) yeterince dikkate almamaktadır.Dolayısıyla bu kavramın ihmal edilmesidoğal/çevresel kaynakların israfına veyayok olmasına neden olmaktadır. Kezamaliyet unsuru, bu kaynakların üretimaşamasından başka aşamalarda da birsorunsal olarak görülür. Örneğin; hersektörün maliyet-fiyat esnekliği farklıolduğundan, bazıları çevre maliyetlerinifiyatlara tam olarak yansıtabilirken,bazıları daha düşük oranlarda yansıtmaktave böylece, çevre maliyeti ile yaratılankirlilik arasında bağ zayıflamaktadır(MPM, 2001). Bu ise çevre maliyetinintopluma dağılımında adaletsizlik yaratacaktır.Çevre sorunları ve ekonomi arasındakiilişkinin “makro” boyutu da “büyüme”kavramıyla ilgilidir. Ekonomik anlamdayaşama olanaklarının, özel olarak da malve hizmet üretiminin artması/artırılmasısüreci olarak tanımlanan büyümenin(MPM, 2001; Aruoba, 1997). temelboyutunu, girdi kullanım miktarındakiartışlarla gerçekleşebilen “üretim artışı”oluşturur. Sanayi Devrimi’nden bu yanasosyal ve çevresel bedeli düşünülmedengerçekleştirilen büyümenin temel girdileriniinsan emeği ve doğanın oluşturmasınedeniyle yoğun bir insan ve doğasömürüsünden söz edilebilir. Toplamüretimi en çoklamaya dayanan büyümeadına, yenilenemeyen doğal kaynakların yada yenilenebilir kaynakların aşırı ve hızlıkullanımı durumunda bir gün sınıraulaşılacağı açıktır. Büyümenin serbestpiyasada gerçekleşmesi, sistemdeki “mal”kavramıyla doğrudan ilgilidir (Bkz. Şekil2.)Şekil 2. Bir Ekonomideki Mal KategorileriMallarBirincil (Doğal)İkincilYenilenebilir Yenilenemez Mamul Malları Hizmetler(1) (2) (3) (4)Kaynak: (Schumacher, 1985).Büyümeyle ilgili sorunlar, genel olarakçeşitli mal kategorileri arasında varolantemel ve yaşamsal ayrımların gözden kaçırılmasındandoğar. İnsanoğlunun ikincilmal üretme yeteneği ne denli gelişmişolursa olsun, daha önce yeryüzünde birincil(doğal kaynaklar) malları elde etmeyöntemlerinde de bir ilerleme olmamışsa,bu yetenek hiçbir işe yaramaz. Çünküinsan üretici değil, dönüştürücüdür ve busebeple her zaman birincil mallara ihtiyaçduyar. Dönüştürme yeteneği, enerjiye bağlıolduğundan, birincil mallar kategorisiiçinde yaşamsal bir ayrılık belirmekte,yenilenebilir ve yenilenemez malları ayırmakgereksinimi doğmaktadır (Schumacher,1985).Birincil malların hem kendi içindeki,hem de ikincil mallarla olan farklılığarağmen uygulamada/fiyatlamada, bunlar181


arasında fark yokmuş gibi kabuledilmektedir. (3). ve (4). kategoriler, (1). ve(2). kategorilerden yüksek kar getiriyorsa(genellikle bugünkü üretim biçimindeolduğu gibi), bunlara ek kaynaklar aktararak,ötekilere yatırılan kaynaklarıkısmak, daha “akılcı” sayılmaktadır. Oysagerçekte “maliyet”, yenilenebilir veyenilemez mallar arasında da mamulmalları ile hizmetler arasında da farklıniteliklere sahiptir. Aslında, ekonomibilimi bugünkü yapısıyla tam olarak sadecemamul mallara uygulanabilir durumdadır;ama halen hiçbir nitel ayrım gözetmedentüm mallara ve hizmetlere uygulanmaktadır(Schumacher, 1985). Bu ise henüzözel mülkiyete alınmadıklarından, pazardahiç görülmeyen, hava, su, toprak gibi“mallar”ın ve hatta doğanın tüm canlılarıkapsayan yapısının göz ardı edilmesineneden olmaktadır.Büyüme-çevre sorunları bağlamındamakro boyutlu bir diğer önemli nokta daülkeler arası kalkınmışlık düzeyiyleilgilidir. Malların farklı nitelikleriyle ilgiliolarak, büyümenin gelişmiş ve azgelişmişülkeler itibariyle görünümü de farklıolmuştur. Gelişmiş ülkeler, mamul madde,askeri teçhizat, lüks tüketim ürünleriüreterek büyürken, az gelişmiş ülkeler,kahve, tütün, şeker, kakao, keten, kauçukvs gibi doğal kaynakların aşırı tüketimineve bunların ihracına dayanan bir büyümegerçekleştirmektedirler (Aruoba, 1997).Yine, gelişmiş ülkelerin çevre sorunları,endüstriyel kirlenme, katı artıklardakiartış, sınırsız tüketim olarak görülürken,az gelişmiş ülkelerde bu sorunlar, yoksulluk,açlık, nüfus artışı, dengesiz toprakdağılımı ve doğal kaynakların tüketimiolarak görülmektedir (Aslanoğlu, 1994).Diğer deyişle, çevre sorunları-ekonomiilişkisi, gelişmiş ülkelerde üretimin sonaşamasıyla ilgiliyken, gelişmekte olanülkelerde üretimin başlangıç aşamasıyla/üretememeyle ilgilidir.2. Sürdürülebilir KalkınmaII. Dünya Savaşından sonra Batıdakirefah ekonomisi baskın olarak kültürelaçıdan sorgulanmaktaydı. Ekolojik niteliklisorgulama, 1960’lı yıllardan sonra, çevreselbozulmaların hissedilmeye başlamasıylaortaya çıkmıştır. Meadows ve arkadaşlarının1972’de hazırladığı “EkonomikBüyümenin Sınırları” ile Mesarovic vePestel’in 1976’da hazırladığı “Sıfır Büyüme”adlı raporlar, bu sorgulamayı başlatanöncü çalışmalardır. Bu arada 1972 yılındaUluslararası Stockholm Çevre Konferansıve bunu takiben, 1987’de BrundtlandRaporu hazırlanmış ve “sürdürülebilirkalkınma” kavramı ortaya atılmıştır. 1992yılında ise Rio Zirvesi ile Gündem 21belgesi ile sürdürülebilirliğin uygulamailkeleri olgunlaştırılmıştır. Son olarak da2002 yılında sürdürülebilir kalkınmayayönelik uygulamaların değerlendirilmesi veyeni stratejiler belirlenmek üzere yine RioDe Jenario’da bir uluslararası toplantıyapılmıştır.Son yılların en popüler kavramı olansürdürülebilir kalkınmanın içeriği üzerindebir anlaşma sağlandığı söylenemez. Sözkonusu kavram, tanımı yapan kişilerinamaçlarına göre değişebilmektedir (Pearceve Diğ., 1993). Ancak, bütün tanımlarıntemelinde “kaynakların bugünkü ihtiyaçlarayetmesini sağlarken, gelecek kuşaklarında kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeimkanını ellerinden almamak”(Ortak Geleceğimiz, 1987) düşüncesi yatmaktadır.Bu bağlamda kavram, doğal kaynaklarınazalması veya tükenmesiyle doğrudanilgilidir. Sürdürülebilir kalkınma,doğal kaynakların sadece bugünkü vegelecekteki değil, geçmişteki durumuyla dailgilenir (Bartelmus, 1994). Sürdürülebilirkalkınma üç temel üzerine kuruludur.Bunlardan ilki; mevcut büyümenin sürdürülemezliğidir.İkincisi; bugünün ihtiyaçlarınıkarşılayarak, tüm insanların asgaribir refah seviyesine kavuşturulması veyoksulluğun yok edilmesidir. Üçüncüsüise; gelecek kuşakların da yaşam verefahını güvence altına almaya çalışmak vebu çalışmalar sırasında çevre üzerindekibaskının, uygarlığı tehdit etmeyecek birseviyede tutmaktır (Başkaya, 1994).Sürdürülebilir kalkınma tartışmalarınınodak noktasını, çevreye karşıt büyümeanlayışından, büyüme-çevre ilişkisini182


içeren anlayışa geçiş oluşturmaktadır(Bkz. Şekil 3.).Şekil 3. Büyüme Ve Çevre Hakkındakiİki Yaklaşımın Karakteristik Görünüşü(Y/N)0LTOCTOKaynak: (Pearce ve Diğ., 1993)C(E)Şekil 3.’te (Y/N) toplumun gelişmehızını (kişi başına reel gelir), (E) de çevrekalitesini göstermek üzere, eğer iki karşıtolgudan birinin diğeriyle değiştirilmesi(trampa) durumunda, örneğin, kaynaklar,(E) yerine, (Y/N)’ye aktarılırsa, TO-TOeğrisi izlenerek daha hızlı büyüme (L),daha düşük çevre kalitesi getirecektir.Eğer, “tamamlayıcı” büyüme izlenirse,toplum, CC doğrusu üzerinde bir noktadabulunacak ve daha yüksek büyüme hızı,daha iyi çevre kalitesi ile bağdaşacaktır(Pearce ve Diğ., 1993).Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıylabüyüme-çevre arasında bir dengekurulması öngörülürken, böyle birdengenin hem çevresel, hem de ekonomikgelişmeyi hızlandıracağı savunulur 1 .1 Çevresel gelişme, bir yandan doğal kaynaklarıngörece olarak daha az ve dikkatli kullanımıylailgili iken diğer yandan üretim sonucu ortayaçıkan olumsuz dışsallıkların azaltılması vebertarafıyla ilgilidir. Öte yandan, sürdürülebilirkalkınmanın, ekonomik gelişmeyi aşağıdaki noktalardaetkileyeceği vurgulanmaktadır (Pearce veDiğ., 1993): 1) İşgücünde sağlık düzeyi yükselecek,çevre ve kirletmeyi azaltma sektörlerindeyeni iş alanları açılacaktır. 2) Sürdürülebilirkalkınma kavramının odağı, sadece reel geliredayandıran dar anlamdaki “büyüme”den, hemreel gelir artışı, hem de yaşama niteliğinin sözSürdürülebilir kalkınmanın eylemedönüşmesi, çevre sorunlarıyla daha öncekarşılaşarak çözüme yönelik amaç, politikave araç geliştiren sanayileşmiş ülkelerin vebaşta Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankasıolmak üzere, uluslar arası etkinliği olankuruluşların teknik ve finansal desteği ileolanaklı olmuştur. Her ne kadar bu destek,sürdürülebilir kalkınmanın ulusal ve küreseldüzeydeki uygulanmasında kilit bir rol taşısada bu politikaların uzun dö-nemde, etkingerçekleşebilmesi için amaca yönelikaraçların geliştirilmesine ve bunlar arasındauyum sağlanmasına daha çok ihtiyaç vardır(Dulupçu, 2002). Nitekim, bu husus OrtakGeleceğimiz’de şöyle belirtilmektedir (1987):“Ulusların şimdi uyguladıkları çoğunluklabozucu büyüme ve kalkınma süreçlerindenayrılıp sürdürülebilir kalkınmayollarına dönebilmesine izin verecek stratejileridünya çok kısa sürede planlamakzorundadır. Bunun için tüm ülkelerdepolitika değişikliklerine ihtiyaç vardır ve budeğişiklikler de hem kendi kalkınmalarıkonusunda, hem de kendi faaliyetleriyle,başka ulusların kalkınma imkanlarınayaptıkları etkiler konusunda olmakzorundadır.”Bu öneriye paralel olarak, BirleşmişMilletler, Dünya Bankası ve Uluslararasıkonusu olduğu daha geniş anlamlı “gelişme”yeçevrilidir. 3) Sürdürülebilir Kalkınma, daranlamdaki ekonomik büyüme ile çevresel kalitearasında bir değiş-tokuşu (trampa) mümküngörür. Eğer bir trampa söz konusu ise toplumbunu, her öğeyi bilerek yapmalıdır. Yani, ortadabir değer taşıyan çevresel maliyet vardır ve bu,her bakımdan bilinip, tartışılmalıdır. Butartışmanın bilerek yapılması ise çevreye doğrudeğer biçilmeden yapılamaz. Öte yandan, büyümeile çevre ilişkisi ne kadar büyüme sağlandığınadeğil, nasıl büyüme sağlandığına dayandırılmalıdır.Teknoloji kaynakları ve enerjiyi nasıltasarruf edeceğimizi gösteren çağdaş bilgiler, biryerden diğerine iletilerek, enerji tasarrufu vekirlenmeyi azaltmada yeterli olabilir. 4) Geçmişteekonomik büyüme yanıltıcı göstergelerle ölçülmüştür.Bu yöntemle, GSMH arttığında büyümeningerçekleşmiş olduğu öngörülürken, nüfusunyaşama standardı soyutlanmaktadır. Buhesapta, insan yapısı kapitalin amortismanımaliyete katıldığı halde, çevresel kapitale herhangi bir amortisman ayrılmamakta ve birmuhasebe içine alınmamaktadır.183


Para Fonu, artık olumsuz çevresel kalkınmapolitikalarını finanse etmeyecekleriniilan etmektedirler (Kırlıoğlu;Can,1998). Bu yaklaşımın 1992 Rio Zirvesi’ndeoluşturulan Gündem 21’de de geçerliolduğu görülmektedir. Gündem 21’in “Ormansızlaşmaİle Mücadele” bölümünde deşu ifadeler yer almaktadır (www.la21turkey.net, 2004): “Ormanların varlığınısürdürmesi, onların ekolojik, sosyal veekonomik değerleri ile iklim kontrolüneetkilerinin farkına varmamıza ve korumamızabağlıdır. Bu kazançlar, kalkınmaseçeneklerine karar vermede kullanılanulusal muhasebe sistemlerine dahiledilmelidir”.Sonuç olarak sürdürülebilir kalkınma,kararların etkileri konusunda daha genişsorumlulukların yürürlüğe girmesinigerektirir. Bunu sağlamak için de ortakçıkarları uygulayacak yasal ve kurumsalçerçevenin değiştirilmesi zorunludur.Yasal çerçevedeki değişiklikler, ”sağlık verefah için yeterli bir çevrenin gelecekkuşaklar dahil, tüm insanlar için gerekliolduğu” fikrine dayanmalıdır. Böyle birbakış açısı, kamu ve özel kaynaklarıkullanma hakkını uygun bir sosyalçerçeveye oturtur ve daha belirli tedbirleriçin bir zemin oluşmasını sağlar.Sürdürülebilir kalkınma, “...pratiğesokulabilen bir fikir olarak ele alınıp,böylece kabul edilir ise bundan sonraçağdaş ekonominin bu esaslara göre nasılyönetileceğine gelir inceleme sırası”(Pearce ve Diğ., 1993). Nitekim, Riosürecinde, 178 ülke arasında, doğalkaynaklara en az bağımlılığı içeren,muhasebe sistemi çerçevesinde çevresel vesosyal boyutlarının büyüklüğüne göremilli gelir sisteminin genişletilmesininöngörülmesi bu konuda atılan bir adımdır.Bunu takiben, 1993’te de BM İstatistikKomisyonu, on yıllık çalışmasının sonucuolarak, ulusal muhasebe sistemleriningözden geçirilmesini ve değiştirilmesinikabul etmiştir (Steer;Lutz, 1994).II. Çevre MuhasebesiDünyada mevcut muhasebe sistemleriningözden geçirilerek, onlarla eklemlenmesiöngörülen çevre muhasebesi,çevresel malların sınıflandırılması vebunların hesaplarının milli gelire bağlanmasıkonusunda bir fırsat sağlamayıöngörür. Bütünleşmiş çevresel sistemlerdenoluşan böyle bir ekonomik hesap,başlangıçta milli gelirin bir parçası olarakteklif edilmiştir ancak, mevcut bilgi düzeyive anlayışa dayanan pratik çıkışlarnedeniyle kabul görmemiş ve üzerindeuluslar arası bir uzlaşma sağlanamamıştır.Yine de milli gelirin, çevre sorunları ilebağlantısı olması gerektiği genel olarakkabul edilmektedir. Bu anlayış sonucunda,1993’te milli gelirin kalemleri içine,bütünleşmiş çevresel ekonomik kullanımlarve bunların kullanımı sonucundaoluşacak atıklar ve arıtmalarla ilgili fiyatve rant hesaplamaları dahil edilmiştir(Lobo, 2005).1. Çevre Muhasebesi Nedir?Çevre muhasebesi, ekonomi ve çevrearasındaki etkileşimi açıklamak amacıyla,çevrenin durumu ve gelişimi hakkındamakro seviyede bilgi üretmek ve finansalmuhasebedeki ölçümleme işlevlerinin, çevreseldeğerlere uygulanması sonucundaoluşturulacak istatistiksel bir sistemdir(Egemen, 1994). Çevre muhasebesinin kuramsalyapısını ortaya koyabilmek içinönce çevre ile muhasebe arasındaki ilişkininincelenmesi, sonrada muhasebenin,çevresel niteliklere uygun olup-olmadığınınçözümlenmesi gerekir.Mali nitelikteki işlemleri ve olaylarıpara ile ifade edilmiş şekilde kaydetme,sınıflandırma, özetleyerek rapor etme vesonuçları yorumlama bilimi ve sanatıanlamına gelen muhasebe (Sevilengül,1996), bir takım girdi ve çıktıları gösterenbir sistemdir. Muhasebenin açık bir sistemolması, daima çevresiyle etkileşmesinisağlar. Bu etkileşme sürecinde muhasebeyeilişkin konular sürekli olarak değişikliğeuğramaktadır. Nitekim, çevre sorunlarınınartmasından sonra da muhasebede, çevrekoşulları (ekolojik, ekonomik, teknolojik vesosyolojik) göz önüne alınarak, yeni ilkeler,ölçütler ve yöntemler oluşturulmuştur(Sevilengül, 1996).184


İnsan ihtiyaçlarını karşılamaya dönükekonomik etkinliklerin hemen hepsi,çevresel pek çok kaynağı kullanır. Buetkinlikleri gerçekleştiren işletmeler, nasılki mali nitelikteki faaliyetleri muhasebeleştiriyorlarsa,çevre ile ilgili faaliyetleride muhasebeleştirmek durumundadırlar.Böylelikle, çevresel varlık veya kaynaklarındurumunu, bunların kullanılma biçimini,işlemler sonucu bunlarda meydana gelendeğişmeleri ilgili kişi ve kuruluşlarailetebilecek bir bilgi sistemi oluşturulmuşolur (Kırlıoğlu; Can, 1998). Öte yandan,kendine has özelliklere sahip çevre sorunlarıile ilgili olarak, muhasebenin temelilkelerinden bazıları (sosyal sorumluluk,işletmenin sürekliliği, para ile ölçülme,maliyet esası, tarafsızlık ve belgelendirme,tutarlılık, ihtiyatlılık, tam açıklama vs.)doğrudan ilgilidir.Çevrenin fiyatlandırılabilmesine yönelikolarak çevre için geliştirilen başlıca muhasebeyaklaşımları, “Dışsallık Muhasebesi”,“Doğal Kaynaklar Muhasebesi”,“Sosyal Sorumluluk Muhasebesi”, “Partimuan(ortak mallar) Muhasebesi” ve“Çevre Muhasebesi” olarak sayılabilir(Kırlıoğlu;Can, 1998). Bu yaklaşımlarınhepsini kapsayan ve literatürde “YeşilMuhasebe” olarak da adlandırılan çevremuhasebesi, “çevresel kirlilik (atık vs.)” ve“çevre kaynakları” olarak iki boyutludur(Özbirecikli, 2000).Çevre muhasebesiyle ilgili tanımlar, buiki boyutu ya ayrı ayrı , yada birlikte içerir.Bu bağlamda çevre muhasebesi, “çevreselkaynakların kulla-nımı ve bu kullanımısonucunda doğacak etkilerin muhasebesi”(Gautam’dan Akt.; Kırlıoğlu; Can, 1998)olarak tanımlanırken, “çevrenin negatifetkilerinin ölçümlenerek tanımlanması vebunların muhasebe sistem ve uygulamalarındaöngörülmesi” (Güvemli’den Akt.;Kırlıoğlu; Can, 1998) biçiminde de tanımlanabilmektedir.Çevre muhasebesi nasıltanımlanırsa tanımlansın, çevre ile ilgilitüm mali nitelikli olayların muhasebeleştirilmesinikapsamasına önem verilir.Çevre muhasebesinin amaçlarında bunugörmek mümkündür (Pearce ve Diğ.,1993):1. Kaynak envanterinin belli birzamanda ne düzeyde olduğunu ve bununbilançosunu göstermek,2. Bu kaynak stokunun ne kadarınınkullanıldığını, bunlara ne ilave edildiğinive ne kadarının şekil değiştirdiğinibelirleme ve hesaplama,3. Duran değerlerle akan değerlerintutarlı olmasını sağlamak ve böylece herbir bilançonun -içinde olunan yılın akanhesaplarının-, bir önceki yılın bilançosuüstüne eklenmesi ile oluştuğunugöstermek.Sürdürülebilir kalkınma sürecindeçevre muhasebesi ile şunlar hedeflenir(Muukonen, 1990):1. Ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirlikarasındaki ilişkiyi gösterebilmek,2. Doğal kaynak stoku ve değişiminiesas alarak, ekonomik kalkınma veekolojik değişimi inceleyebilmek,3. Doğal kaynakların kullanımınıngelecekteki insan refahına olan etkisini,faydalarını ve zararlarını inceleyebilmek,4. “Sürdürülebilir kalkınma” kavramınınanlaşılmasına yardımcı olmak.Çevre muhasebesinin amaçlarınıgerçekleştirebilmek ve sürdürülebilir kalkınmaçerçevesinde belirlenen hedeflereulaşabilmek bakımından mevcut muhasebeyöntemleri yetersiz kalmaktadır. Bubakımdan yeni bir takım yöntemlerdenyararlanılmaktadır.2. Çevre Muhasebesinde KullanılanYöntemlerÇevre muhasebesi konusunda yapılançalışmalar “Fiziksel Yaklaşım” ve “ParasalYaklaşım” olarak adlandırılan iki farklıalanda gelişmiştir. Bu yaklaşımlar, fiyatlamayaklaşımlarını esas almakla birlikte,yöntemleri bakımından farklıdırlar.Fiziksel Yaklaşım, belirli birzamandaki mevcut kaynak stokunu vekalitesini belirleme ile çeşitli faaliyetlersonucunda doğal kaynakların miktar vekalitesinde oluşan değişimleri izlediğinden,iki yönlüdür (Aslan, 1995). Bu yaklaşımlaanalistler, her hangi bir doğal kaynağın185


çoğalması ya da stokların azalması durumunda,kalkınmanın sürdürülebilirliğinikestirebilirler. Bu konudaki en ilerigirişimler, Norveç ve Fransa’da yapılmıştır(Bojö ve Diğ., 1992):Şekil 4. Norveç Kaynak Muhasebe Sisteminin SınıflandırılmasıKaynak Fiziksel SınıflamaMaddesel MadenlerMineraller, hidrokarbonlar, çakıllar, taşlar ve kumBiyolojik KaynaklarHavada, suda, karada ve yeraltında mevcut kaynaklarAkıp Saçılan KaynaklarGüneş radyasyonu, su döngüsü, rüzgar, okyanus akıntısı.Çevresel Temel KaynaklarHava, su, toprak ve uzayKaynak: (Pearce ve Diğ., 1993).Fiziksel yaklaşımın benimsendiğiNorveç Kaynak Muhasebesindekaynaklar maddesel ve çevresel olarakiki kategoriye ayrılmıştır. Şekil 4’te su,hem bir maddesel kaynak (su gücü), hemde bir çevresel kaynak (içme ya dadinlenme için) olarak görülmektedir.Kaynakların ölçüldüğü birim ve nicelikverileri her kaynakta farklıdır. Mineralstok hesapları da (kömür, petrol vs.)“geliştirilmiş rezervler, geliştirilmemişrezervler, yeni sahalar, yenidendeğerleme, topraktan çıkarma” gibi bellikategorilere göre sınıflandı-rılmıştır.Bunun yanı sıra biyolojik hesaplar (balıkvarlığı gibi) konusundaki kategoriler de“rezervler, yeni gelenler, yenidendeğerleme, tutulan balık ve doğalölümler”den oluşmaktadır. Akıp saçılankaynaklar için bir hesap kategorisiöngörülmemiştir (Pearce ve Diğ., 1993,).Diğer yandan, çevresel kaynaklarınmiktar ve değişimlerini izlemek için de ikitür hesap geliştirilmiştir: Bunlardan ilkiolan “Emisyon Hesabı”, havaya, toprağa vesuya yayılmış emisyonları inceler. İkincisiolan “Durum Hesabı” ise çevrenin durumunuinceler. Bu, zamanın belli noktalarında(statik durum hesabı) ya da çeşitlizaman aralıklarında(dinamik durumhesabı) olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir.Çevresel kaynaklarda hesaplarınkapsadığı coğrafi bölgeler önemliolduğundan, her türlü kayıtlar (havakirliliği, emisyon ya da toprak kullanımkayıtları gibi), ayrı ayrı verilmektedir(Kırlıoğlu; Can, 1998).Parasal yaklaşım ise çevresel ve doğalkaynak kullanımını milli gelir hesaplarınabağlamaya çalışır. Bilindiği üzere milligelir, belli bir dönemde bir ekonomi sistemiiçinde üretilen mal ve hizmetlerindeğerinin toplamı olarak ifade edilir.Uzunca bir zamandır uygulanan BirleşmişMilletler Ulusal Muhasebe Sistemine görehesaplanan milli gelir verilerinin, aslındaekonomide değer taşıyan bazı üretimunsurlarını doğru olarak yansıtmadığı vebazı değerlemelerde aşırı hatalı olduğuvurgulanmaktadır. Çevreyle ilgili şukonularda ölçme hatalarının yapıldığı önesürülmektedir (Pearce ve Diğ., 1993):1. Korunma giderlerinin değerlendirilmesi,2. Çevrede meydana gelen zararların,toplumun ekonomik refahında meydanagetirdiği olumsuz etkiler,3. Çevresel ve doğal kaynaklarınazalması ve yıpranmasına bakış biçimi.Korunma amaçlı giderler, çevreselzararların etkisini ortadan kaldırmak veyaazaltmak amacıyla yapılan giderlerdir.Milli hesapların nihai amacı, incelenenekonomik yapının bireylere verdiği refahınölçülmesidir. Oysa, milli gelirin bir tarafaayrılan ve tüketilemeyen kısmı mevcutrefaha katkıda bulunmaz. Bunun gibibireylerin üretim sürecinin zararlı sonuç-186


larından korumak için yaptıkları giderlerde mal ve hizmet değerleri içine katılmaklabirlikte, refah artırıcı niteliği yoktur.Dolayısıyla, bu tür uygulamalardan -bir tür“yanlışlık” olarak görüldüğünden- vazgeçilmesiöngörülmektedir.Çevre ile ilgili ölçüm hatası yapılan birdiğer husus da çevre kirliliğinin olumsuzdışsallıklarıdır. Mevcut refah seviyesi ölçülürken,oluşan kirlilik tahmin edilebilmektedir,ancak kirliliğin ne kadar azaldığıhesaplanamamaktadır. “Kirlenme zararlarıkalıntısı” denilen çevre kirliliğinin giderilemeyenkısmı, toplumun refahı üzerindeolumsuz etki yaptığı halde, -hastalıklar,yerleşim tercihlerinin değişmesinin yarattığımaliyetler vs.-geleneksel hesaplamalardabu etki göz önüne alınmamaktadır.Bu bakımdan, mevcut refahın doğruhesaplanabilmesi için aşağıdaki formülünuygulanması önerilmektedir (Kırlıoğlu;Can, 1998).Söz konusu hatalardan birisi de çevreselvarlıklar arasında yapılması gereken-ama yapılmayan- zorunlu ayırımdır. Oysaçevresel kaynaklarla ilgili olarak, tükenebilirkaynaklar, yenilenebilir kaynaklarve ekosistemler şeklinde bir ayrım yapmakgerekli gibi görünmektedir (Pearce ve Diğ.,1993).Çevre muhasebesinde kullanılan yöntemler,esas olarak ekonominin mikro vemakro boyutuyla ilgilidir. Mikro ekonomibağlamında doğal kaynakların ve dışsallıklarıniçselleştirilmesi için fiyatlama, makroekonomi bağlamında da fiyatlandırılandoğal kaynakların ve dışsallıkların milligelire kaydedilmesi örnek gösterilebilir.Mevcut Refah = Ölçülen Tüketim – Bireylerin Korunma Amaçlı Harcamaları - KirlenmeZararları Kalıntısının Parasal DeğeriKAYNAKÇAALPAR, İstiklal, “Türkiye’nin Nüfus ve ÇevrePolitikaları”, Nüfus Çevre ve Kalkınma Konferansı,13-14 Kasım 1997, Haz. P. Kayacı; Z. Erol, TürkiyeÇevre Vakfı Yayını, Ankara, 1998, 35.ALTUĞ, Fevzi, Çevre Sorunları, UludağÜniversitesi Basımevi, Bursa,1990.ASLANOĞLU, Rana A., “SürdürülebilirKalkınmaya Eleştirel Bir Bakış”, Birikim, S:57-58,Ocak-Şubat 1994,38-43.ARUOBA, Çelik, “Çevre Ekonomisi, GelişmeEkonomisi”, İnsan Çevre Toplum, 2. Baskı, Yay.Haz. R. Keleş, İmge Kitabevi Yayınları,BARTELMUS, Peter; Jan van TONGEREN,Environmental Accounting: An OperationalPerspective, United Nations Working Paper SeriesNo.1, Newyork,1994.BAŞKAYA, Fikret, Kalkınma İktisadınınYükselişi ve Düşüşü, İmge Kitabevi Yayınları,Ankara, 1994.BOJÖ, Jan; Karl-Göran MÄLER;Lena UNEMO,Environment and Development: An EconomicApproach, Kluwer Academic Publishers,Dordrecht,1992.DULUPÇU, Murat A., “Sürdürülebilir KalkınmaPolitikasına Yönelik Gelişmeler”,http://www.ekoloji.org.tr/surdurulebilir.htm,(16.01.2002).EGEMEN, M. Nilgün, Doğal KaynaklarMuhasebesi, DİE Su İstatistikleri Şubesi, Ankara,1994.GWARTNEY, James D., Richard L. STROUP,Temel Ekonomi, Çev. Y. Arsan, Liberal DüşünceTopluluğu Yayınları, Ankara,1996.KABASAKAL, Öner, “Ekonomi-Çevre İlişkisiÜzerine Bir Deneme”, Yeni Türkiye Özel Sayısı,Yıl:1, S:5, Temmuz-Ağustos 1995, 330-338.KIRLIOĞLU, Hilmi; Ahmet V. CAN, ÇevreMuhasebesi, Değişim Yayınları, Adapazarı, 1998.LOBO, Andre Gomez, “Sustainable Developmentand Natural Resource Accounting in a Small OpenEconomy: A Methodological Clarification”,http://www.econ.uchile.cl/ede/v28-2-c.pdf(23.06.2005).MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ, Türkiye’deVerimlilik Kalkınma Çevre Etkileşimi, MPMYayınları No:653, Ankara,2001.ÖZBİRECİKLİ, Mehmet, “Çevre MuhasebesiKavramı ve Yönetsel Kararlara Katkıları”,Muhasebe ve Finansman, S:7, Temmuz 2000,15-21.PARTANT, François, Kalkınmanın Sonu, Çev.F. Başkaya, Birey ve Toplum Yayınları, Ankara,1985.PEARCE, David; Anil Markandya;Edward B.Babier, Yeşil Ekonomi İçin Mavi Kitap, Çev. T.Kafaoğlu-A. B. Kafaoğlu, AlanYayıncılık,istanbul,1993.SEVİLENGÜL, Orhan, Genel Muhasebe, GaziKitabevi, Ankara, 1996.SCHUMACHER, E.F., Küçük Güzeldir, Çev. O.Deniztekin, Cep Kitapları,İstanbul, 1995.STEER, Andrew; Ernst LUTZ, “MeasuringEnvironmentally Sustainable Development” MakingDevelopment Sustainable, EnvironmentallySustainable Development Occasional Paper SeriesNo.2, The World Bank, Washington,D.C.,1994,17-20.SIMONNET, Dominique, Çevrecilik, Çev.M.S.Şakiroğlu, İletişim Yayınları, İstanbul, 1990.187

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!