nda Genç Millî Tak›m›m›z›n kaptan›yd›. Manchester City

turda da rakip olarak Malta
ekibi Rabat Ajax’la
eflleflmifllerdi. 17 Eylül’deki ilk
maçta hesab› kestiler.
Madjer’in tek gollük katk›s›yla
9 gol att›lar rakiplerine. ‹kinci
maç formalite de olsa, 1-0
kazand›lar deplasmanda. ‹kinci
turdaki rakipleri Vitkovice’ydi.
Çekoslovakya’da 1-0 ma¤lup
olsalar da Portekiz’de
rakiplerini 3-0 yenerek bir üst
tura ç›kt›lar. Çeyrek finaldeki
rakipleri Bröndby oldu.
‹lk karfl›laflmay› 71. dakikada
Madjer’in golüyle 1-0
kazand›lar. ‹kinci maç zorlu
geçti. Steffensen ile öne geçen
Bröndby’yi Juary’nin
74. dakikadaki golüyle geçtiler.
Yar› finaldeki rakipleri turnuvan›n
bir numaral› favorisiydi;
Lobanovski’nin Dinamo Kiev’i.
Bir önceki Dünya Kupas›’n›n gizli
flampiyonu Sovyetler Birli¤i’nin
tüm kadrosuna sahip olan tak›m,
bir önceki sene Kupa Galipleri
Kupas› finalinde Atletico Madrid’i
3-0 yenerek ne menem bir güç
oldu¤unu göstermiflti. ‹lk maç›
Portekiz’de 2-1 kazand› Porto.
Madjer gol atamasa da neredeyse
ikizi say›labilecek benzerlikteki
Futre atm›flt›. Bu büyük tak›m›
deplasmanda da Celso ve
Gomes’in golleriyle 2-1
yendiklerinde gidecekleri yere
kendileri de inanam›yorlard›.
Finaldeki rakip di¤er favori Real
Madrid’i eleyen, Alman Millî
Tak›m›’n›n iskeleti Bayern
Münih’ti. 27 May›s 1987 tarihinde
Artur Jorge’nin Porto’su, Udo
Lattek’in Bayern Münih’i karfl›s›nda
ilk finaline ç›k›yordu. Viyana’n›n
flimdilerde Ernst Happel olan
o dönemdeki ad›yla Prater
Stadyumu, 56 bin kifliyle h›nca
h›nç doluydu. Portekiz’den kalk›p
gelen, bu tarihe tan›kl›k etmek
isteyen, Almanya’da, Avusturya’da
çal›flan binlerce Portekizli
tribünleri doldurmufltu.
Di¤er tüm ikinci s›n›f vatandafl
muamelesi görenler de Porto’nun
destekleyicisiydi. Bayern, Real
Madrid’i elemenin özgüveniyle
bafllad› maça. Dakikalar 24’ü
gösterirken sol korner dire¤ine
yak›n bir noktadan kullan›lan taç
at›fl›n› Pflüger uzun kulland›,
Polonyal› kaleci Mlynarczyk’in
hatal› ç›k›fl› penalt› noktas›
hizas›ndan kafay› vuran Kögl’›n
golü olarak kayda geçti. Almanlar
1-0 öneydi. Devreyi oyunu
so¤utarak 1-0 bitirdiler. ‹kinci
yar›da ise sanki bir isyan vard›
sahada. Quim’in yerine Juary
oyuna girmifl, forvet hatt› daha da
canlanm›flt›. Hemen ikinci yar›n›n
bafl›nda, Futre’nin orta sahadan
ald›¤› ve neredeyse her önüne
56 TamSaha
geleni çal›mlayarak Pfaff’la karfl›
karfl›ya kald›¤› anda kaleye yapt›¤›
vurufla son anda Madjer yetiflip
ayak koymak istedi ama
baflaramad›, top dire¤in dibinden
auta gitti. Porto, Bayern’i üstün top
tekni¤i ve her an her fleyi
yapabilecek forvet tertibiyle
bunalt›yordu. Dakikalar 77’yi
gösterdi¤inde futbol sahalar›nda
yüksek stres seviyesindeki bir final
müsabakas›nda bir daha kolay
kolay göremeyece¤imiz bir gol
at›ld›. Y›llarca -ve hâlâ- çok farkl›
dillerde golü atan›n ad›yla an›ld›
ki, bu Panenka’n›n penalt›s›ndan
sonra ilk kez oluyordu. Porto
ata¤›nda Juary topu ceza sahas›n›n
sa¤›nda önünde buldu, Pfaff ve
Pflüger vurufla engel olunca topun
biraz dibine girip ortaya do¤ru
ç›kard›. Top kaleye s›rt› dönük
olan Madjer’e do¤ru gelirken,
çizgide Bayernli defans oyuncusu
Flick bekliyordu. Herkes Madjer’in
dönüp vurmas›n› beklerken,
o arkas› dönük halde topu sa¤
topu¤uyla kaleye gönderdi. Flick
ne oldu¤unu anlayamad› bile.
Porto bu rakibi rezil eden golle
beraberli¤i yakalad›. Portolu
oyuncular›n sevinçleri o kadar
büyüktü ki,
sevinç yuma¤›n›n
alt›nda kalan
Madjer küçük bir
sakatl›k geçirip
kenara geldi.
Tedavisi yap›l›p
oyuna girdi¤inde
ikinci mucizesine
haz›rd›.
Orta sahan›n
biraz ilerisinde
solda topla
buluflan Madjer,
üstüne gelen
Winklhofer’e
unutamayaca¤›
bir çal›m att› ve
onun arkas›ndan
gelen Brehme
topa yetiflemeden
sol aya¤›yla
Juary’ye “Bu da senin hakk›n”
dedi, skor 2-1 oldu. Bu da
yetmedi, son dakikalarda orta
sahada kapt›¤› topla Futre’ye öyle
bir pas att› ki, Pfaff bir saniye
gecikse üçüncü golü fileden
ç›karacakt›. Bayern üç dakikada iki
gol yiyerek kupay› hak edene
b›rakt›. Belçikal› hakem Ponnet’in
bitifl düdü¤üyle akl›m›zda kalan en
güzel görüntü yedekler aras›nda
oturan Brezilyal› Casagrande’nin
koflarak Madjer’e sar›lmas› oldu.
1982’de ülkesinin u¤rad›¤›
haks›zl›ktan befl sene sonra
Avusturya’da oynanan bir finalde
Federal Almanya flampiyonuna
att›¤› ve att›rd›¤› golle kupaya
uzanan Madjer’in hikâyesinde
o rezaletin iki bafl aktörünün de
yer almas› mukedderat m›, yoksa
baflka bir fley mi bilinmez.
Porto o sene tarihinin en iyi
sezonunu geçirdi. Süper Kupa’y›
Ajax’› iki maçta da 1-0 yenerek
kazand›lar. Tokyo’da K›talararas›
Kupa finalinde Uruguay tak›m›
Peñarol’ü normal süresi
1-1 biten maç›n uzatmalar›nda
110. dakikada Madjer’in att›¤›
golle yendiler. Madjer maç›n
bitiminde kendisine maç›n adam›
oldu¤u için
hediye edilen
otomobili
satarak,
paras›n› tüm
tak›m
arkadafllar›na
eflit olarak
bölüfltürdü.
Rabah
Madjer,
futbolu
b›rakt›ktan
sonra bir süre
teknik
adaml›k
yapt›.
Cezayir Millî
Tak›m›,
Katar’da
Al-Wakrah ve
Al-Rayyan
çal›flt›rd›¤› tak›mlard›.
Daha sonra El Cezire’nin spor
kanal› için dan›flmanl›k ve
yorumculuk, ard›ndan MBC
Arabia için yorumculuk yapt›.
Bu mütevaz› adam y›llar sonra
verdi¤i bir röportajda, topukla
att›¤› muhteflem gol, kendi
kariyeri ve Cezayirli
futbolcular hakk›nda bak›n
neler diyordu: “Tarihe bir iz
b›rakt›¤›m için çok mutluyum.
Kariyerimde
iki defa topukla gol att›m.
O finalden sonra, Portekiz
Ligi’nde benim üç gol att›¤›m
maçta bir tane daha att›m.
Ama o kadar dikkat çekmedi,
çünkü ilkini bütün dünya
izlemiflti. Porto’yla kupa
kazanmak büyük bir onurdu benim
için. Dinamo Kiev ve Bayern
Münih gibi o dönemin en güçlü
tak›mlar›n› yendik, bu büyük bir
baflar›yd›. Dünya Kupas›’nda
Schumacher’e gol atmak güzel
hat›ralar›mdan biriydi. Fakat
aradan onca y›l geçmesine ra¤men
Almanlarla Avusturyal›lar›n
yapt›klar› anlaflma hazmedilmesi
hâlâ zor bir fley. 27 y›l sonra
Schumacher’in Le Buteur
gazetesine verdi¤i demeçte özür
dilemesi ne kadar iyi de olsa,
yap›lan› hafifletmiyor. Fransa Millî
Tak›m›’nda oynayan Cezayirli
futbolcular elbette ki Cezayir için
bir kay›pt›r. Fakat bu onlar›n
kariyeri ve gelece¤i, herkes kendi
karar›n› vermekte özgürdür.”
Bu röportaj›n devam›nda Zidane
için sorulan bir soruya ise, “Zidane
Cezayirlidir” diye cevap veriyordu.
Bu sefer muhabir, “Zidane
Cezayirli ise Cezayir’in en büyük
futbolcusu o mu, siz misiniz?” diye
soruyor, Madjer ise sadece
gülümsüyordu.
Futbol sahalar›nda flimdilerde de
görmek istedi¤imiz tipte bir
oyuncuydu Madjer. ‹çten,
mütevaz› ve yetenekli.
O samimiyeti ekran karfl›s›ndan
bile geçerdi insana. Att›¤›, att›rd›¤›
gole beraber sevinir, u¤rad›¤›
haks›zl›¤a ayn› anda
öfkelenirdiniz. Madjer
seyredebilenler için bir lütuf,
seyredemeyenler için bir ukdedir.
Yaz›m›z›n bafl›nda aktard›¤›m›z
‹lyada nas›l ki Akhilleus’un
hikâyesiyse, Cezayir’inki de sanki
biraz Madjer’in öyküsü.
‹lyada’da Akhilleus’un güçlü,
gururlu, onurlu, inatç›, al›ngan,
çetin, h›rsl›, zalim ve duygusuz
birinin öyküsü söz konusu de¤ildir
sadece. Örne¤in Akhilleus’un
Agamemnon’a karfl› öfkesinin
alt›ndaki as›l neden, sömürüye
karfl› baflkald›r›d›r. Madjer’in
topukla att›¤› golün bununla bir
alâkas› var m›, bilinmez.