istanbul 16 nolu ceza mahkemesi başkanlığı'na - Odatv.com
istanbul 16 nolu ceza mahkemesi başkanlığı'na - Odatv.com
istanbul 16 nolu ceza mahkemesi başkanlığı'na - Odatv.com
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İSTANBUL <strong>16</strong> NOLU CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA<br />
Dosya No :2011/14 Esas<br />
İddianame No :2011/425<br />
Sanık :Hanefi AVCI<br />
Konu : Tanık beyanları ve TUBİTAK Teknik raporla karşısında yeni<br />
hukuki duruma göre kısa savunmam.<br />
Ankara’da talimatla ifadeleri alınan tanıklar Aslıhan Zeynep TAŞDEMİR<br />
( Kopuzlu), Abdurrahman Gazi VURAL, Mehmet YAMAN, Onur Can ÖZDEMİR<br />
kitabımın yayınlanmasında görevli yayın evinin editör, grafiker gibi görevliler olup<br />
kitabın yayına hazırlanması safhası ile ilgili en sağlam en iyi bilgilere sahip kişiler<br />
olması hesabıyla ifadelerini ayrı bir önemi olduğu izahtan varestedir. Bu tanıklar<br />
ifadelerinde özetle<br />
Editörler Tanık Zeynep TAŞDEMİR ve Abdurrahman Gazi VURAL<br />
ifadelerinde “ .. kitabımın editörü olduklarını kitabın ilk defa kendilerine redakte<br />
edilmek üzere 2010 yılının Şubat sonu ile Mart başlarında geldiğini yazarı olarak<br />
benim 10 Nisan Polis bayramına çıkarmak istediğimi, … redaksiyonun uzayınca<br />
on nisana yetişmeyeceğinin anlaşılması ile Haziran ayına yetişmesini istediğimi ancak<br />
düzeltme safhasının uzadığı için Ağustos ayında ancak yayınlanabildiğini..”<br />
Her iki tanık da beyanlarında “ Kitabın tüm redaksiyon işlerini<br />
kendilerinin yaptığını, bu işi için zaman zaman benimle beraber çalıştıklarını, bazen<br />
da USB veya e-posta ile düzeltme metinlerinin aramızda taşındığını..” anlattıkları<br />
Redaktör olarak kitabı yayına hazırlayan bu iki tanıkla beraber<br />
kitabın yayına hazırlanmasında grafiker ve tasarımcı olarak da görev yapan diğer<br />
ODATV.COM<br />
tanıklar Mehmet YAMAN ve Onur Can ÖZDEMİR ile birlikte dört tanıkta kitabın<br />
son halinin 10.08.2010 tarihinde yayın evinde yapılan toplantıda netleştirildiği,<br />
13.08 2010 tarihinde kitabın dizin vs bitirilip <strong>16</strong>.08.2010 da basılmak üzere<br />
matbaaya verildiğini, <strong>16</strong>.08.2010 da basımına başlanıp ilk sayılarının 18.Ağustos<br />
tarihinde teslim alındığını belirtmişlerdir.<br />
Bu beyanlarını teyit eden yayın evi belgelerinin olduğunu da belirttikleri<br />
gibi daha önceki savunmamada mahkemeye sunduğum, yayın evinin güvenlik ve<br />
bilgisayar kayıtlarına göre benimde 10. Ağustos 2010 tarihinde yayın evinde<br />
olduğum, kitabın metin redaksiyon vs işlemlerinin yaptığımız 10.08.2010<br />
tarihindeki toplantıda bittiği, dizin vs işlemlerinin 13.08.2010 tarihinde<br />
tamamlanıp <strong>16</strong>.08.2010 da matbaaya verildiğini Ayrıntı matbaasının belgelerinde<br />
görüldüğü.<br />
1
Bu beyanların ODATV bulunan şahsımı ve kitabımı ilgilendiren<br />
belgelerin özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde, Hanefi.doc dosyasının ilk<br />
oluşturulma tarihi 12.07.2010, ODATV bilgisayarlarına ilk gelişi 26.07.2010 olarak<br />
gösterilmektedir. Yayınevi kayıtları ve kitabı yayına hazırlayan kişilerin tanıklığına<br />
göre, kitabın ana hatlarıyla yazılmasından 4-5 ay sonrası oluşturulan dosya içeriğinin<br />
kitabımla alakasının olamayacağı çok açık olarak bellidir.<br />
Yine kitabımın savcılık iddialarının aksine Hanefi.doc dosyasının<br />
oluşturulduğu tarihten çok önce yazılıp bitirildiğini gösteren deliller<br />
Dava dosyasında K-33 dizin 156 yer alan 03.10.2010 tarihinde Habertürk<br />
TV tartışma çözümlerine göre konuşmacı Belma AKÇURA aynısı ille “ .. ben<br />
kendisine ( Hanefi AVCI) telefon açtım, 2009 Eylül ayında Hanefi AVCI kendisinin bir kitap<br />
yazdığını ve bu kitapta işte mesleki anlamada 33 yıllık mesleğinde karşı karşıya kalmış<br />
olduğu teşkilatı, sorunları kendisini ama özellikle de kendisini ortaya koyarak bazı olayları<br />
anlatmak istediğini, yazdığını, Güneydoğuda’da özellikle 8 yıl bulunduğunu işte PKK ve<br />
Kürtleri anlatmak istediğini falan söyledi, şimdi bir insan zaten 2009 Eylülde kitap yazma<br />
hazırlığını işte kitap yazdığı gibi biliyoruz.” Dediği,<br />
Yine devam eden dizin 154 deki TV tartışma çözümlerine göre son<br />
paragrafta Belma AKÇURA aynısı ile “ Şimdi ben Hanefi AVCI ya gittiğim zaman Mayıs<br />
ayında ki bu Nisan da çıkacaktı olmadı işte kendisi sürekli bir takım nedenlerle ilgili kitabı<br />
yazmakta zorlandığını bir bölümlerini yazdığım daha çok var falan dedi. Belki o dönem de<br />
iki tane değişik ayrı kitap yapmayı düşünüyorum çünkü konular birbirinin içine çok girdi<br />
ayrıca bu ikinci bölüm dedikleri bölümde de sadece Cemaat hikayesi yok orda teşkilatların<br />
kendi aralarında bu Şamil beyde çok iyi bilir, yani biz cemaatleri yeni duymuyoruz “ dediği<br />
Yine bu bilgileri teyiten K-33 dizin 285 de yer alan benim 26.08.2010<br />
tarihinde NTV yaptığım röportajla ilgili yapılan çözüm tutanağına göre Mirgül<br />
CABAS’ın sorusu üzerine verdiğim cevapta aynısı ile “ Hanefi AVCI : Ben bu kitabı<br />
2009 yılının beşinci ayından itibaren yazmaya başladım, kitap 2010 Mart ayında bitti ve<br />
yayınevine teslim ettim. Benim niyetim 10 Nisan tarihindeki polis bayramında çıkarmaktı<br />
ama işlemler uzun sürdü … Ben kitap yazmaya başladığımda ne anayasa oylaması vardı, ne<br />
teklif vardı ..“ diyerek kitabı 10 Nisan çıkarmak istediğim belirttiğim görülmektedir.<br />
ODATV.COM<br />
Aslında yukarıda belirtilen benzeri birçok belgede görüleceği üzere daha<br />
soruşturma vs olmazdan çok önce konuştuğum kişilere kitabı 2009 yazmaya başlayıp<br />
yazımı Şubat-Mart 2010 bitirip yayın evine verdiğim ve kitabı 10 Nisan 2010<br />
çıkarmak istediğim net olarak bellidir. Bundan dolayı Temmuz 2010 tarihinde odatv<br />
ve Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunduğu söylenen Hanefi.doc, Nedim.doc<br />
belgeleriyle kitabın ilişkilendirilemez .<br />
Aslında bu dava benim açımda sadece yazdığım Haliçte Yaşayan<br />
Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat isimli kitabımda Polis ve özel yetkili yargıda<br />
yapılan hukuka aykırı soruşturmalar, sahte delil uydurmaları ve hukuka aykırı<br />
dinlemeler nedeniyle kitabımda yaptığım eleştirilerim nedeniyle kitap içeriği<br />
Ergenekon Terör Örgütünün dezenformasyon faaliyeti olabileceği ihtimali ve<br />
söylentisini gerekçe gösterip Ergenekon örgütü ile benim ve kitabım arasında bağlantı<br />
2
delil bulmak amacıyla emniyetin talebi üzerine 20.10.2010 tarihinde 2009/1868 sayı<br />
ile kitabımda anlatılan hukuksuzlukları araştırma yerine haklı eleştirileri susturmak<br />
adına hakkımda soruşturma açmıştır.(K- 67 dizin 335) Sonrada ODATV aramalarında<br />
sahteliği yüzde yüz ortaya çıkmış olan bir dosya bahane edilerek delil bulduk denerek<br />
dava açılmıştır.<br />
Bir kitabın içeriği, yazım biçimi, yayınlanma zamanı, yazarlarının kim<br />
olduğu gibi vs hususlar <strong>ceza</strong> yargısının hele özel yetkili yargının hiç konusuna girmez.<br />
Eğer hukuk çiğnenerek bahanelerle bunlar suç kabul edilecek olur ise o zamanda akıl<br />
ve mantığa göre<br />
bu konuda en sağlam bilgiler kitabı piyasaya çıkaran yayın<br />
evinin kayıtları ile basan matbaa kayıtları ve kitabı yayına hazırlayan editör,<br />
dizgi, tasarımcıların çalışma kayıtları ve bu kişilerin tanıklığı olacağı aşikardır;<br />
Bahanesiz gerçek bir soruşturma olsaydı öncelikle yayın evi<br />
bilgisayarlarına kitap taslağının ilk ne zaman geldiği, hangi safhalarda geçtiği,<br />
kimlerin redakte ettiği, hangi değişikliklerin kimler tarafında yapıldığı, hangi<br />
safhalarda geçtiği, kitap taslağının ne zaman bittiği, dizgi, grafik vs işlemlerin ne<br />
zaman yapıldığı vs bilgilerinin yayın evi bilgisayar ve diğer kayıtları üzerinde<br />
araştırılması ve kitabı yayına hazırlayan editör- redaktör gibi kişilerin beyanlarının<br />
alınması gerekirdi. Ama ilk yapılacak bu araştırma ve delil toplama olayı yazılı<br />
mükerrer müracaatlarıma rağmen tam iki yıl sonra eksiği ile sadece tanık ifadeleri<br />
olarak dosyaya girmiştir.<br />
Ayrıca böyle bir iddia öncelikle kitabın Ankara da yayınlanması<br />
nedeniyle yetki açısında öncelikle Ankara C. Savcılığına gönderilmesi gerekirdi.<br />
Bu davada bulunan dijital verilerin hukuki vasıf ve değeri; ODATV<br />
sanıklarının Ergenekon Silahlı Terör Örgütü ile ilgisini mi gösteriyor yoksa bu<br />
kişilere yapılan iftiranın mı delilidir.<br />
1- Teknik rapora göre 2- İçerikleri ve genel mahiyetlerine göre<br />
1- Teknik raporlara göre<br />
ODATV.COM<br />
Bu davadaki dijital dosyaların teknik yapıları hakkında genel olarak;<br />
ODATV ve Barış Pehlivanın bilgisayarında bulunanlarla ilgili olarak TUBİTAK,<br />
Boğaziçi ve Yıldız üniversiteleri ile ABD uzman bir kuruluşun, Müyesser YILDIZ<br />
bilgisayarında bulunanlar için TUBİTAK ve ODTU verdiği raporlar içerik olarak bazı<br />
farklılıklara olmasına rağmen esasta mutabık oldukları görülmektedir.<br />
Tüm raporlarda belirtilen davanın esasını etkileyecek teknik tespitler;<br />
1- Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda oluşturulmamışlardır;<br />
Bu konuda tüm raporlar birbirini teyit etmektedir. Çünkü bu bilgisayarlarda hatta tüm<br />
sanıklara ait bilgisayarlara ve dijital cihazlar ve bilgi taşıyıcılarına el konulmuş olup<br />
bunların hiç birinde bu dosyaları oluşturan, yazan, değiştiren ve şirket olarak<br />
gözüken “Soner, Soner ve Conquerir” tanımlı bir kullanıcı olmadığı gibi, bu<br />
3
dosyaları yazdığı ima edilen Soner’in bilgisayarlarda kullandığı tanımlı kullanıcı ve<br />
yazar adı bu dosyaları oluşturan isme benzememektedir.<br />
2- Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda değiştirilmemişlerdir,<br />
aynı şekilde bu dosyaları değiştirdi gözüken isimler bu bilgisayarlarda veya bu davada<br />
el konan bilgisayarlarda ve dijital cihazlarda kullanıcı olarak tanımlı değillerdir. Bu<br />
dosyalar oluşturulmalarından sonra bir çok defa bazıları 10-15 hatta 100 defa<br />
üzerlerinde değişiklik yapıldığı bilgisi mevcut olup (TUBİTAK raporunda<br />
değişiklik sayıları revizyon numarası olarak belirtilmektedir, mesela saife 152<br />
ulusal medya 2010 dosyası 112 defa, saife 188 de SY.doc dosyası 12 defa ) bu<br />
değişikliklerin hepsi de bu bilgisayarlara gelmezden önce değiştirildikleri<br />
anlaşılmaktadır. .<br />
3- Bu dosyalara bulundukları bilgisayarlarda erişim yapılmamıştır<br />
bu konuda TUBİTAK raporunda SY.doc ve Prj_60.doc isimli iki dosya hariç (ki<br />
Tubitak birinci rapor 188 sayfa da ise Sy.doc için tam aksi görüş vardır )“işletim<br />
sisteminde bu dosyalar erişim yapıldığına dair yeterli işletim sistemi izi yoktur, ancak<br />
bu yüzde yüz erişilmediği anlamına gelmez” diyor. Çünkü bilgisayarda bir dosyada<br />
değişiklik yapılmadan sadece bakılması halinde sistem bu bilgileri tutar ve sistem<br />
bilgisi olarak kaydeder ancak istenirse değişiklik yapılmadığında sadece erişim<br />
yapıldığında tarihleri değiştirme diye ayarlamak veya bu bilgilerin silinmesi nedeniyle<br />
kayıp olması mümkün olduğundan TUBİTAK zayıf da olsa bu ihtimali belirtmektedir.<br />
Yoksa açık olarak bilgisayar sistem bilgilerinde bu dosyalara erişim yapıldığına dair iz<br />
bulunamamıştır sahife 292 son paragrafta aynısı ile “ .. dosyaların bilgisayar<br />
kullanıcıları tarafından açıldığına dair kuvvetli bir bulgu olmadığı tesbit edilmiştir.. “<br />
denmektedir. Diğer raporlarda bu dosyalar bu bilgisayarlarda açılmamıştır demektedir.<br />
4- Üç bilgisayarda aynı şekil ve yöntemle hedef seçilmiş uzun süre aynı<br />
kişilerin saldırılarına hedef olmuş Tubiak raporu 230-231 ve eke raporun sayfa 30-31 ,<br />
40-41 ve 52--53 sayfalarında anlatılanlara göre en son başarılı saldırı CHP, DİSK ve<br />
Leman yayıncılık tan geliyor gibi gözüken ama aslı ABD de sahte e-posta imkanı<br />
veren jangomail sitesinde gönderilen sahte e-mail ekindeki Duyuru.pdf dosyalar<br />
içerisine gizlenmiş Bandook-RAT uzakta bilgisayarı kontrol etme imkanı veren zararlı<br />
( Truva atı) yazılım gönderilmiş, bilgisayar kullanıcılarının masum zannettikleri bu epostaları<br />
açmak istediklerinde zararlı yazılımlar bilgisayarlara yüklenmiştir.<br />
5- Üç bilgisayarda da uzakta dosya atabilme özelliğine sahip ve ilgili<br />
bilgisayar kullanıcılarını hedef alan (virüs-Truva atı Bankdoot-RAT ) zararlı<br />
yazılımlar çalıştırılmıştır. Zaralı yazılımın bu bilgisayarlarda çalışmış olduğuna dair<br />
sağlam teknik izler TUBİTAK uzmanları tarafından bulunmuştur.<br />
,<br />
ODATV.COM<br />
6- TUBİTAK uzmanları tarafında bu bilgisayarlarda bulunan zararlı<br />
yazılımları (Virüs-Trojan) deney bilgisayarlarına yüklenerek nasıl çalıştığını<br />
gözlemlemek amacıyla simüle edilen çalışmada; bilgisayarların zararlı yazılımın<br />
etkisiyle kullanıcısından habersiz otomatik çalışıp gizli 443 portu üzerinden ABD de<br />
saldırganlar tarafında oluşturulan işlem bitince şuan kapatılmış olan<br />
4
adobupdate.serveftp.<strong>com</strong> ve adobupdate.servehttp.<strong>com</strong> web adresi ile SSL şifreli<br />
haberleşme yaparak bağlanmaya kalktığı gözlemlenmiştir. .<br />
7- Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan Hanefi.doc, SY.doc, Yalçın<br />
hoca.doc e Ulusal medya 2010.doc isimli 4 dosya 14.02.2011 tarihinde yüklenmesine<br />
rağmen sonradan müdahale edilerek tarihler değiştirilip sanki 2010 yılında yüklenmiş<br />
gibi gösterilmiştir, ayrıca üst verilerdeki anormalliklere bakılarak bu işlemlerin Zaralı<br />
yazılımla yapılmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtilmektedir.<br />
Her üç bilgisayara da zararlı yazılımları yerleştiren saldırganlar başarılı<br />
olmak için uzun süre ODATV yi, Soner YALÇIN, Barış PEHLİVAN, Barış<br />
TERKOĞLU, Müyesser YILDIZ hedef seçmişler, ısrarla saldırılarını devam etmişler<br />
bu iş için TUBİTAK raporu 230-231 ve ek raporun 30-31, 40,41, 52-53 sayfalarında<br />
cetvel halinde teferruatı verilen hedef kişilerce masum kabul edilebilecek gerçeğinden<br />
ayırt edilemeyen<br />
Bu tesbitlere dayanarak ;<br />
1-Bu tespitlerden ilk üçünden biri bile bu dosyaların hukuki değerini<br />
sakatlayacağı gibi, Üçünün birde hem de kesin olarak bu konuda görüş belirten teknik<br />
raporlarda sonra hiç başkaca bir işleme gerek olmaksızın kesin olarak dosyada<br />
değerlendirmeden çıkarılması gerekir.<br />
2- Bu tespitlerin son dördüne göre ise kesin olarak bu davanın sanıklarına<br />
yönelik komplo, iftira yapıldığı net olarak anlaşıldığı için mahkemenizin savcılığa<br />
faillerinin bulunması için suç duyurusunda bulunması gerekir. Teknik deliler, adalet<br />
bunu gerektirir. Yapılacak bir araştırma ile de yapanları bulmak mümkün olduğu gibi<br />
zaten şuan bile objektif olarak bakıldığında failleri belli olmaktadır.<br />
kemalizm1919@yahoo.<strong>com</strong>, dahayurt@dha.<strong>com</strong>.tr,<br />
basınbirimi@chp.org.tr, disk@disk.org.tr, info@leman.<strong>com</strong>.tr, chptbmm@gmail.<strong>com</strong><br />
gibi sahte e-postalar oluşturmuşlar, sonra jangomail sitesi üzerinde geri dönüş<br />
bilgilerini için göstermelik winnerr5@jangomail.<strong>com</strong>, winnerr51@jangomail.<strong>com</strong>,<br />
winnerr7@jangomail.<strong>com</strong> isimli e-postaları, virüs yerleşince hedef bilgisayarların<br />
bağlanıp zararlı yazılımı ve dosya transferleri için adobupdate.serveftp.<strong>com</strong> ve<br />
ODATV.COM<br />
adobupdate.servehttp.<strong>com</strong> isimli siteleri ABD kiralayıp oluşturmuşlar, ayrıca sanki e-<br />
posta eki masum Duyuru, bilgi veren mesaj eki imiş gibi AKP_oncesi-sonrası.pdf,<br />
Ataturk_Ekrankoruma.scr, RssReader2.1.zip, Duyuru.pdf, AKPkarikaturleri.zip gibi<br />
isimlerle içerisinde Torkojan- RAT ve Bankdoot- RAT türü bilgisayarları ele geçirip<br />
uzaktan dosya atabilen virüs-Trojan gizlenmiş olarak bulunduran ekler oluşturmuşlar<br />
ve tesbit edilen kesin bilgilere göre 01. Şubat 2011 tarihinde başlayıp sürekli<br />
saldırılarla odatv ve sayılan kişilere 06. şubat 2011 tarihine kadar başarılı saldırı<br />
yapıncaya kadar devam etmişlerdir. Müyesser YILDIZ’a aynı şekilde 24.01.2010<br />
tarihinde başlayıp başarılı saldırı 06. şubat 2011 tarihinde yapılıncaya kadar devam<br />
etmiştir.<br />
Saldırılar 05 şubat 2011 de başarılı olmuş, ODATV, Barış PEHLİVAN ve<br />
Müyesser YILDIZ bilgisayarlarında Bankdoot isimli truvatı Zaralı yazılımı yüklenip<br />
5
u bilgisayarlarda çalışmış ve kesin olarak etkin olmuştur. Bu zararlı yazılım çalıştığı<br />
zaman oluşturduğu dosyalar ile bilgisayara sahibinden habersiz ele geçirip arka<br />
kapılarından ABD sitelere bağladığı TUBİTAK tarafından tün verileri ile tesbit<br />
edildiği gibi her üç bilgisayarda bulunan virüs-Truva atı emsal bilgisayarlara yüklenip<br />
denenerek gözlemlenmiş ve ABD şuan kapatılan saldırganlar tarafından oluşturulan<br />
adobupdate.serveftp.<strong>com</strong> ve adobupdate.servehttp.<strong>com</strong> siteleri ile sanal arka kapı<br />
denen 443 portu üzerinde SSL gizli haberleşme yaptığı görülmüştür.<br />
Bu kadar çalışma ve başarılı şekilde yerleştirilen sofistike bir virüs ile<br />
bilgisayarlarda ne yapılmıştır, saldırganlar bu kadar çalışmalarının karşılığında bu<br />
bilgisayarlarda neler yapmışlardır; TUBİTAK raporu ne yapıldığı konusunda hiçbir<br />
şey söylememektedir, saldırganlar bunca uğraşı, çalışmayı .. niçin yapmışlardır … bu<br />
konuda … hiç teknik veri değerlendirmesi yapılmaması TUBİTAK raporunun<br />
inandırıcılığını yok etmektedir.<br />
Oysa zararlı yazılımların bilgisayarlardaki verileri geçersiz kılması için<br />
ölçü olarak belirttiği TUBİTAK raporu 229 sayfaya göre aynısı ile “ bahse konu<br />
dosyaları ilgili bilgisayara koyabilmek için;”<br />
1- İlgili bilgisayar kullanıcısını özel olarak hedef almış olan bir sosyal<br />
mühendislik saldırısının düzenlenmesinin,<br />
2- Bu saldırı ile uzaktan kontrol ve dosya atma özelliği olan bir zararlı<br />
yazılımın gönderilmesinin<br />
3- Gönderilen bu zararlı yazılımın kurban bilgisayarda başarılı bir şekilde<br />
çalışmasının<br />
Gerekli olduğu belirtilmektedir.<br />
TUBİTAK raporu sonuç bölümü 293. sayfa son paragrafta aynısı ile “<br />
delil1 ve delil 2 bilgisayarlarında özel hedefli sosyal mühendislik saldırısı ile gönderilen<br />
uzakta dosya atma özelliği bulunan zararlı yazılımların çalışmış olduğu tesbit edilmiştir ve<br />
Ek- 1 dosya listesindeki dosyalar üzerinde ilgili bilgisayar kullanıcıları tarafından bir işlem<br />
gerçekleştirildiğine dair tatmin edici izlere rastlanmamıştır.” Denmektedir. Bu tespitin<br />
manası nedir. Saldırganlar her şeyi yapmış başarılı saldırı yapmışlar, tüm şartları<br />
ODATV.COM<br />
karşılamışlar ayrıca bu dosyalar üzerinde bilgisayar kullanıcısının bir işlem yaptığına<br />
dair yeterli iz yoktur demek ki bunun hepsini saldırganlar yapmıştır. Ama TUBİTAK<br />
bu açıklamanın sonunda, Aynı açıklamanın devamında 294 sayfada ise kesin olarak bu<br />
dosyaların zararlı yazılımla gelip gelmediği söylenemez demektedir.<br />
Bu ifadelere rağmen ek rapor istendiğinde ise ek rapor sahife 22 de bu<br />
dosyaların tarihi zararlı yazılım tarihinden öncedir. … demektedir. Mahkemeye daha<br />
önceki duruşmalarda sundum, bir suretini yine ekte sunuyorum görüleceği üzere<br />
dosyaların tarihlerini ben kısıtlı imkanlarıma rağmen <strong>ceza</strong> evinde bile 2014 ve 2006<br />
tarihli dosya tarihleri yaptım, bir dosyanın tarihinin veya bilgisayardaki her herhangi<br />
bir kaydın tarihini istenilen şekilde yapmak mümkün hele bu kadar ciddi imkanları<br />
olan bilgisayarları Truva atı ile tam ele geçiren kişiler istenilen tarihi ayarlamaları<br />
sorun değildir.<br />
6
Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan dosyalarla ilgili ODTÜ<br />
üniversitesinin ve TUBİTAK raporları bir birini tam teyit etmekte, teknik olarak yüzde<br />
yüz uyumludur ancak TUBİTAK kesin kanat uyandıracak hususları kapalı imalarla<br />
geçiştirmiştir; Buna göre. Müyesser YILDIZ’ın bilgisayarında buluna Hanefi.doc,<br />
yalcın hoca.doc, SY.doc ve Uusal Medya 2010.doc isimli 4 dosya da 14.02.2011<br />
tarihinde gelmiş ancak aynı gün bu dosyaların tarihlerine müdahale edilerek<br />
Hanefi.doc 17.08.2010 09:51:12<br />
SY.doc 01.08.2010 17:35:12<br />
Yalcın hoca.doc 09.09.2010 12:21:22<br />
Ulusal medya 2010.doc 04.10.2010 14:41:51<br />
Tarihinde geldi göstermişlerdir. Ancak bu tarih değişikliklerinin manası nedir bu<br />
tarihleri içerikleri ile birlikte değerlendirdiğimizde<br />
1-<br />
Hanefi.doc belgesi<br />
Hanefi.doc belgesi hem <strong>Odatv</strong> bilgisayarında silinmiş olarak, Müyesser<br />
YILDIZ bilgisayarında iki ayrı klasörde aynı içerik aynı üst data bilgilerine<br />
sahip halde bulunmuştur.<br />
Emniyet Bilirkişileri bu dosyanın <strong>Odatv</strong> de bulunması ile ilgili K-50<br />
Dizin 380, 379 da, Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunmasıyla ilgili K-43 dizin<br />
422 de bulunan tutanaklara göre; Emniyet raporunda “ Hanefi.doc Soner isimli<br />
kullanıcısı/yazarı olan bir bilgisayarda 12.07.200 de 10:06 da oluşturulmuş ve son<br />
defa aynı kişi tarafında aynı tarih saat 10:17 de değiştirilmiştir,” şeklinde<br />
belirtilmektedir.<br />
Hanefi.doc içeriğine baktığımızda ise “Ağustos 2010 tarihinde piyasaya<br />
çıkan Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat isimli kitabımın<br />
yazılması öncesi Ergenekon, Balyoz vs davalarda yargılanan kişilerin kitap da<br />
yer almasını istedikleri konular içerdiği ve Soner Yalçın tarafından yazıldığı<br />
kitabın yazım aşamasında kullanılmak üzere hazırlandığı”<br />
izlenimini vermeye<br />
çalıştığı görülmektedir. Dosya içerisinde<br />
ODATV.COM<br />
“ … Sabih üstat da İlhan Cihaner olayı kitapta muhakkak işlenmeli …<br />
… Doğu Hanefi’nin ağzından Ergenekon’un boş bir dava olarak anlatılması ..<br />
… Çetin DOĞAN’ın verdiği bilgiler muhakkak kitapta yer almalı … “<br />
Gibi goya kitabımdaki bazı konuları Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yargılanan<br />
kişilerin istedikleri bunun üzerine kitapta yer aldığı ima edilmektedir.<br />
Bu dosyadan dolayı Müyesser YILDIZ’a emniyet ve Savcılık ifadelerinde<br />
evinizde bulunan dijital verilerden diyerek başlayan sorulan üç soruda<br />
• … Kitabın yazımına ne tür katkınız oldu ..<br />
• … 03.09 görüşmede Hanefi AVCIY’a hangi mesajları ilettiniz<br />
7
• … Hanefi AVCI’ ile ilgilenmeye devam etsin .. gibi soruları sorulmuştur.<br />
iddianamede ise aynısı ile “Tüm bu dokümanlar birlikte değerlendirildiğinde;<br />
şüpheli Müyesser Uğur’un ifadesinde konuyla ilgili Hanefi Avcı’nın “Haliçte Yaşayan<br />
Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” isimli kitabından, kitap yayınlandıktan sonra<br />
haberinin olduğu, Hanefi Avcı ile kitap hakkında röportaj yapmak maksatlı görüştüğü<br />
şeklindeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, Hanefi Avcı’nın kitabından, kitap<br />
yayınlanmadan çok öncesinde bilgisi olduğu, Hanefi Avcı ile görüşmesinin ise Soner<br />
Yalçın’nın talimatları doğrultusunda olduğu açıkça anlaşılmaktadır. “ şeklinde suçlamalar<br />
yapıldığı görülmektedir.<br />
Tubitak raporunun 200. sayfasında (ODTU raporunun da aynı şekilde)<br />
Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan Hanefi.doc dosyası ile ilgili olarak özetle;<br />
- Bu dosya bilgisayar kullanıcıları tarafında oluşturulmadığı ve<br />
değiştirilmediği, bilgisayar kullanıcısı tarafından dosyanın açıldığına<br />
dair yeterli izlerin bulunmadığı<br />
-<br />
Bu dosya bu bilgisayara 14.02.2011 de 07:30:27 zamanında gelmiş<br />
daha sonra 14.02.2011 de 18:36:29 zamanında ise oluşturma,<br />
değiştirme ve erişim zamanları değiştirilmiştir.<br />
Yani Hanefi.doc aslında<br />
- Oluşturma tarihi 14.02.2011 07:30:27<br />
- Değiştirme “ 14.02.2011 07:30:27<br />
- Erişim “ 14.02.2011 07:30:27<br />
Olmasına rağmen 14.02.2011 tarihinde 18:36:29 bu dosyaya müdahale edilip<br />
Zaman değiştirilerek dosyanın tarihlerinin<br />
- Oluşturma tarihi 17.08.2010 09:51:12<br />
- Değiştirme “ 12.07.2010 08:17:15<br />
- Erişim “ 17.08.2010 11:22:55<br />
ODATV.COM<br />
Olarak yeniden düzenlenmiştir<br />
Hanefi.doc belgesi hakkında TUBİTAK ve ODTU raporunda verilen bu<br />
teknik tespitler birbirini teyit eden aynı mahiyettedir. Bu teknik bilgiler dosya içeriği,<br />
dosyanın gönderilme ve değiştirilme zamanındaki diğer olaylarla birlikte<br />
değerlendirildiğinde davayla ilgili bir çok konuyu aydınlatmakta, bir çok soruya<br />
cevap vermektedir. Kesin olarak Hanefi.doc dosyası Ergenekon Örgütü ile<br />
bağlantılı olmak değil böyle gösterilmek için yapılan iftiranın delili olduğunu<br />
göstermektedir. Çünkü<br />
Bu dosyanın içeriği açısında 14.02.2011 tarihinde Müyesser YILDIZ’a<br />
gelmesi/gönderilmesi çok anlamsız ve örgütsel bir faaliyetin delili olarak<br />
gösterilecekse makul ve mantılı değildir. Çünkü; Hanefi.doc dosyası içeriği yazılacak<br />
bir kitabın içeriğiyle ilgili tavsiyeleri kapsamaktadır o zaman<br />
8
Yazılacak konuların tavsiye edildiği Kitap Ağustos 2010 tarihinde<br />
yayınlandığına göre 6 ay önce yayınlanmış bir kitabın içeriği şöyle olsun, böyle olsun<br />
şeklindeki tavsiyelerin kitabın yayınından aylar sonra ( 14.02.2011 ) gönderilmesi<br />
gerçek amacı buysa manasız bir işlemdir.<br />
Ayrıca Dosyanın gerçek geldiği/ gönderildiği 14.02.2011 tarihi ODATV<br />
operasyonun ilk başladığı gün olup ODATV merkezine ve Soner YALÇIN ile diğer<br />
çalışanların evlerine baskın yapılıp hepsinin gözaltına alındıkları tarihtir. Yani bu<br />
tarihte ne Soner YALÇIN nede ODATV de çalışan bu dosyayı gönderme ve aynı gün<br />
saat 18:36:29 da tarihlerini değiştirme şansları fiilen yoktur, Çünkü kendileri o gün<br />
sabah 07:00 de gözaltına alınmışlar ve iş yerinde ve evlerinde bulunan tüm<br />
bilgisayarlara dijital araçlarına el konmuştur. İsteseler de gönderemezler. Müyesserde<br />
olsa bile operasyon dolayısı ile silmesi gerekir iken bilgisayar hem de iki ayrı yere iki<br />
defa yüklenmiştir. Bu aklen mümkün değildir.<br />
Hanefi AVCI 6 aydır Silivri <strong>ceza</strong>evinde tutukludur. Müyesser YILDIZ’ın<br />
görme imkanı yoktur, kitabı yayınlanmıştır, yeniden tavsiye aktarmakta manasızdır.<br />
Ancak Bu dosyanın 14.02.2011 07:30:27 olan tarihi değiştirilerek Sanki<br />
Temmuz 2010 tarihinde Müyesser YILDIZ’A gelmiş Şekline dönüştürülür ve emniyet<br />
bilirkişilerince bu tarih te gelmiş gibi rapor tanzim ederse;<br />
Müyesser YILDIZ, Soner YALÇIN, Hanefi AVCI arasında örgütsel<br />
faaliyetin varlığı ile ilgili, iftiranın delili olarak kullanılacak hale gelir. Şuanda olan<br />
budur zaten soruşturma safhasında emniyet bilirkişisi gözüken görevlilerin tanzim<br />
ettiği K-43 dizin 422 bulunan tutanakta bu dosyanın 17.07.2010 da 10:06 ilk defa<br />
oluşturulduğu ve son defa 17.07.2010 da 10:17 değiştirildiği belirtilmekte ayrıca K-45<br />
dizin 33 de bulunan <strong>Odatv</strong> bulunan dosya listesi arasında bu dosyanın 26.07.2010 da<br />
13:55:57 de işlem gördüğü belirtilmektedir.<br />
TUBİTAK ve onu teyit eden ODTU raporuna göre bu dosya 14.02.2011<br />
tarihinde Müyesser YILDIZ bilgisayarına kaynağı meçhul birilerince gönderilmiştir.<br />
Ancak bu durum cevaplanması gereken soruları çok arttırmaktadır.<br />
ODATV.COM<br />
Soner Yalçın veya ODATV çalışanlar göndermediği/gönderemeyeceğine<br />
göre, Bu dosyayı kimler göndermiştir, daha sonra ODATV bilgisayarlarında bulunan<br />
bire bir aynı içerik ve aynı üstverilere sahip Hanefi.doc dosyayı da aynı kişilerin<br />
gönderdiği çok açık olarak bellidir. .... bu dosyayı gerçekte kimler niçin hazırlamıştır..<br />
Aynı şekilde TUBİTAK ve onu teyit eden ODTU teknik raporları kesin<br />
olarak belirtildiği üzere Hanefi.doc dosyası gibi yine Müyesser YILDIZ’ın<br />
bilgisayarında bulunan benzeri içerikte bir örgütsel faaliyetin varlığını Ağustos 2010<br />
tarihinde olduğu havasını vermeye çalışan Sy.doc, Ulusal Medya.doc, Yalcın<br />
Hoca.doc, Hanefi.doc dosyaları İftira amaçlı olarak 14.02.1011 de ODATV<br />
operasyonun başladığı tarihte gönderilmiş ve gönderme sonrası tekrar erişilerek<br />
üst verilerinin tarihleri benzeri şekilde değiştirilerek sanki eski tarihte<br />
9
gönderilmiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Aynı işlemler bu dosyalar için de<br />
yapılmıştır. Aynı dosyalar ODTAV bilgisayarların da aynı içerik ve benzeri üst<br />
verilerle bulunmaktadır.<br />
ODTU raporuna göre bu dört dosya (Sy.doc, Ulusal Medya.doc, Yalcın<br />
Hoca.doc, Hanefi.doc) yapısı ve oluşturulma biçimi Müyesser YILDIZ bilgisayarında<br />
bulunan tüm dosyalardan farklıdır. Eski DOS sitemi izleri taşımaktadırlar.<br />
Yalçın hoca.doc, SY.doc ve Ulusal Medya 2010.doc dosyalarını içerik<br />
olarak bu tarih değişikliği ile birlikte yorumlandığında aynen yukarıda Hanefi.doc<br />
dosyasındaki gibi anormalliklerin olduğu görülmektedir. O zaman bu dosyalar buraya<br />
virüs-truva atı ile gönderilmiş ise bu dosyalarla bire bir aynı olan <strong>Odatv</strong> bilgisayarında<br />
bulunan aynı dosyaların da aynı şekilde virüsle geldiği söylenemez mi üstelik her iki<br />
bilgisayarda da aynı zararlı yazılım saldırganlarca aynı şekilde yüklenmiş ve<br />
çalıştırılmıştır. Yine bu dosyalarla aynı benzer özelikler sahip, aynı zamanda işlem<br />
görmüş aynı saniyelerde kayıt edilmiş dosyalarda dolayısı ile tüm şüpheli dosyalar<br />
virüsle –gönderilmiş olmaz mı, akıl, mantık ve makul analiz bunu gerektiri.<br />
Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda oluşturulmamışlar ise<br />
buraya nasıl gelmişlerdir.<br />
Diğer raporlar bu dosyaların Virüs-Trojan yoluyla geldiklerini belirtirken<br />
TUBİTAK raporunda rapor bütününde asıl olarak bu yol ima edilirken üç yöntemle<br />
gelebileceği belirtilmektedir.<br />
1- FAT formatındaki harici disk, USB vs gibi bir sürücüden kopyalanma<br />
2- CD-DVD gibi bir veri aygıtından kopyalanma<br />
3- İnternet üzerinden gelebilme olasılığını belirtmektedir.<br />
Ancak bu yöntemlerden 1 ve 2 olma ihtimalinin düşük olduğu çünkü<br />
sanıklara ait tüm CD-DVD, USB, Harici disk gibi tüm dijital veri taşıyıcılarına el<br />
konup incelenmiş olup böyle bir emareye rastlanmamış, bu dosyaları taşıyan hiçbir<br />
taşıyıcı bulunamamıştır. Ayrıca dava dosyası K-45 dizin 37 ila 32 arasındaki dosya<br />
listesi incelendiğinde 100 den fazla dosyanın bir iki saniye içerisinde kopyalanmış<br />
ODATV.COM<br />
olduğu bu kadar dosyanın 40-50 Mb bulan verinin CD ile 2 saniyede<br />
kopyalanmayacağı CD - DVD lerin bilinen kopyalama hızlarının yeterli gelemeyeceği<br />
teknik olarak konun uzmanlarınca bilineceği gibi bizzat mahkemede de fiilen deneme<br />
ile de anlaşılmıştır.<br />
Emniyetin tanzim ettiği K- 45 dizin 27, 25, 24 de 24 şema çizerek<br />
gösterdiklerine göre 20_10.rar, 23_08.rar, 28_09.rar ile SY.rar gibi arşiv dosyalarda<br />
çıkan dosyaları listelemişlerdir. Ayrıca TUBİTAK raporunun her dosya ile ilgili<br />
bölümde bilgi verirken istisnasız tüm dosyalar için 20 den fazla sayfada .rar uzantılı<br />
sıkıştırılmış bir arşiv dosyası halinde gelmiş olabileceği belirttiği gibi sayfa 64 ve 65<br />
de liste halinde dosyaların 08_07.rar dosyasında çıktığı, yine sayfa 180, 188, 204, 208<br />
… de rar uzantılı dosyalarda çıkan dosyaları sayıldığı.<br />
10
TUBİTAK raporunun netice bölümünde yapılan dosyalar hakkında<br />
yapılan genel açıklamalarda 293. sayfa 3. paragrafta aynısı ile “ Özellikle delil 2 ve<br />
de Ek-1 dosya listesinde ismi geçen bir çok dosyanın “.rar” uzantılı dosyalardan<br />
çıkarılmış olduğuna işaret eden dosya sistemi izine rastlanılmış “ dendiği gibi raporun<br />
bir çok yerinde dosyaların bu bilgisayarlara gelirken üst verilerindeki tarih<br />
alanlarındaki zaman eksikliklerinin rar. Uzantılı sıkıştırılmış arşivleme yöntemiyle<br />
taşınma sırasında düzenlenebileceğini, bu yöntemle hem dosyaların buraya taşınması<br />
hem de tarihlerdeki sorunun bu yöntemle mümkün olduğu belirtilmekte olduğu<br />
görülmektedir.<br />
Tubitak raporu 64 saife de belirtilen bilgilere göre 08_07(2).rar dosyası<br />
internette web sitesinde tekrar indirme esnasında oluşan bir dosya dır, yani 20 den<br />
fazla dosya 08_07(2).rar adı altında sıkıştırılarak oluşmuş olarak bilgisayar gelmiş be<br />
burada açılarak içerisinde 64 ve 65 sahiler de belirtilen dosyalar çıkmıştır.<br />
Yine emniyetin yaptığı tesbitlere göre K- 45 dizin 37 den 32 kadar olan<br />
ODATV bilgisayarında yani delil 1 bilgisayarda bulunan dosya listesinde dizin 37 nin<br />
sayfanın tamamı ile dizin 36 sayfada <strong>16</strong>.sıradaki TÜSİAD dosyasına kadar olan 51<br />
dosyanın tekrar dizin 36 da “Kadrolaşma.xls” dosyası ile yeniden aynı tarih ve aynı<br />
isimlerle aynı klasörlere kayıt edildiği, yine dizin 31 den 28 e kadar olan Barış<br />
pehlivanın bilgisayarında bulunan delil 2 bilgisayarı dosya listelerine bakıldığından<br />
daha önce mahkemeye yansılı olarak da gösterildiği üzere tüm dosyaların aynı tarih,<br />
aynı saniyelerde, aynı isimle, aynı klasörlerde en az iki defa işlem gördüğü longfaile<br />
kayıtlarında böyle gözüktüğü belirtilmektedir. Bunun sebebi belirtilmemekle birlikte<br />
benzeri şekilde iki defa dosya yükleme olarak gözüken 08_07.rar dosyası da<br />
bilgisayarlara iki defa yüklenmiştir. İkinci yüklemede 08_07(2).rar olmuştur.<br />
Aslında iyi bakıldığında 08_07.rar ve 28_08.rar gibi dosyaların<br />
bilgisayara dosyaları belli tarihte kayıtlı göstermek için yapıldığı bu tarihli dosyaların<br />
içerisinde kayıt tarihi 08.07.2010 ve 28.09.2010 tarihinde bilgisayara kayıt edilen<br />
arşiv dosyaları olduğu ancak bilirkişilerin de belirttiği gibi bazı yazılımların ulusal ve<br />
uluslar arası saat uygulaması nedeniyle gece 23:00 sıralarında olan dosyaları bazen bir<br />
gün sonrasına kayıt olduğu K-45 dizin 37 ve tekraren 35 ve 33 deki 08.07.2010 saat<br />
ODATV.COM<br />
<strong>16</strong>:1713 ve 14 de kayıtlı dosyalar Barış Pehlivan Bilgisayarında dizin 31 ve 30 ila 29<br />
ve 28 de 09.07.2010 00:200:45 ve 47 olarak yazıldığı her iki bilgisayardaki dosya<br />
listesinin de aslında 08_07.rar ve 08_07(2).rar arşiv dosyalarında çıkarılan dosyalar<br />
olduğu net olarak görülmektedir.<br />
Yani tüm bu dosyalar internetten gönderilen .rar uzantılı ve eski tarihlerle<br />
yükleme yapabilen arşiv dosyaları şeklinde sıkıştırılmış olarak getirilmiş ve bu<br />
bilgisayarlarda açılarak yerleşmiş sonra zarlı yazılım vasıtasıyla kullanıcılar görmesin<br />
denerek silinmiştir. <strong>Odatv</strong> bilgisayarları sürekli açık olduğundan dolayı her zaman<br />
işlemleri girip yaparak .rar uzantılı dosya fazla kalmaz iken Barış Pehlivan’ın ev<br />
bilgisayarı sürekli açık olmadığından işlem izlerinin tam silinemediği tahmin<br />
edilmektedir.<br />
11
Zaralı yazılımların hem barışp@odatv.<strong>com</strong> ve barışt@odatv.<strong>com</strong> iki defa<br />
gönderildiği sayfa 230-231 çizelgede görüldüğü gibi yine rapordaki anlatımda da<br />
Müyesser Yıldızın bilgisayarına da iki defa yüklendiği değerlendirildiğinde dosyaların<br />
Virüs - trojan ın iki defa yüklenmesi söz konusu olmuştur üç bilgisayarda da tüm<br />
dosyalar en az iki defa yüklenmiştir bu yoksa normal kullanıcı davranışı ile üç<br />
bilgisayarda bu şüpheli dosyaların iki defa yüklenmesi bu kadar tesadüf olamaz<br />
Yani hem emniyet raporunda, hem de TUBİTAK raporunda belirtilen ve<br />
verilen örneklere, eldeki belgelere göre davaya konu dosyalar .rar uzantılı arşivleme<br />
yöntemiyle bir çok dosya sıkıştırılarak küçültülüp kolay taşınacak hale getirilip bir tek<br />
dosya adı altında buraya taşınmış ve burada açılarak makinelere yerleştirilmiştir.<br />
Bu dijital dosyaların Gerçeği yansıtmadığı iftira amaçlı olduğuna<br />
dair diğer bilgiler.<br />
1-Nedim ŞENER hakkında çalışmalar.<br />
Dava dosyasındaki tüm tutanak, belge ve iddianameye göre Nedim ve<br />
Hanefi AVCI, Ahmet ŞIK bu dosyaya ODATV de 14.02.2011 tarihinde yapılan<br />
aramada bilgisayarlarda Nedim.doc, Hanefi.doc, Sabri uzun.doc vb isimli dijital<br />
dosyalar bulunmasından sonra dahil edilmişlerdir.<br />
Eğer ODATV de bu belgeler bulunmasa Nedim, Hanefi ve Ahmet<br />
hakkında bu dava dolayısı ile adli soruşturma yapılmayacaktı. ODATV soruşturmasına<br />
dahil olmayacaklardır<br />
Ancak bu gerçeği yansıtmayan bir durumdur bu konudaki belgeler<br />
incelendiğinde aslında sahte belgelerle Nedim, Hanefi ve Ahmet’in bu dosyaya dahil<br />
edileceği çok önceden planlanmıştır. Şöyle ki :<br />
1- Nedim ŞENER’in Telefonu 22.05.2009 tarihinde 23.11.2009 tarihine<br />
kadar İstanbul Terörle Mücadele şubesince 2009/1756 soruşturma <strong>nolu</strong> dosya<br />
kapsamında dinlenmiş ve K-20 Dizin 537 ila 530 arasında olan 266 adet telefon<br />
konuşmasının listesi, aynı klasör dizin 529 dan 1 kadar da tam 530 sayfa tutan bu<br />
konuşmalarının çözümlerinin olduğu görülmektedir.<br />
ODATV.COM<br />
Bu tutanaklara dikkatli bakıldığında 2009 yılında bu konuşmaların tamam<br />
2011 yılı ocak ayının 06.01.2011 tarihinde başlanıp 18.01.2011 tarihinde gece<br />
sabahlara kadar aralıksız çalışılarak çözülmüştür. 2009 yılında hiç çözüm<br />
yapılmamıştır, bu bilinen dinleme sistemi usullerine uymamaktadır, çözüm<br />
yapılmadan nasıl dinlenmiş, nasıl üstlerine ve c.savcısına bilgi aktarılmıştır.<br />
2009 yılında yani iki yıl önce kayıt edilmiş ve sonunda dinlemeye son<br />
verilmiş, suç unsuru bulunmamış bunca konuşma neden hiçbir soruşturma yok iken<br />
şimdi 2 yıl sonra aralıksız gece geç saatlerde başlayan sabahlara kadar devam eden bir<br />
çalışma ile çözümü yapılmıştır.<br />
12
Nedimin tape çözümlerine bakıldığında<br />
06.01.2011 tarihinde saat 21:30 de saat 22.48 kadar 4 konuşma<br />
07.01.2011 tarihinde saat 21:37 de saat 07.08 kadar 19 konuşma<br />
08.01.2011 tarihinde saat 23:04 de saat 06.30 kadar 35 konuşma<br />
09.01.2011 tarihinde saat 21:48 de saat 06.30 kadar 13 konuşma<br />
10.01.2011 tarihinde saat 21:59 de saat 07.43 kadar 45 konuşma<br />
11.01.2011 tarihinde saat 15:22 de saat 07.27 kadar 30 konuşma<br />
12.01.2011 tarihinde saat 22:41 de saat 07.27 kadar 30 konuşma<br />
13.01.2011 tarihinde saat 22:58 de saat 07.15 kadar 20 konuşma<br />
14.01.2011 tarihinde saat 20:20 de saat 05:37 kadar <strong>16</strong> konuşma<br />
15.01.2011 tarihinde saat 00:36 de saat 05.37 kadar 7 konuşma<br />
<strong>16</strong>.01.2011 tarihinde saat 00:25 de saat 07.34 kadar 30 konuşma<br />
18.01.2011 tarihinde saat 23:05 de saat 02.09 kadar 5 konuşma<br />
21, 27, 29, günleri is yine gece saat 01 sularında birer tape çözümü yapılmıştır.<br />
Bu mümkün değildir. Sayın mahkeme heyeti de bilmektedir ki, telefon<br />
dinleme kararları uzatılırken yapılan örnek telefon çözümleri yazı ekine konup hakime<br />
sunulur ki hakim bunlara bakarak kararları uzatır dinlenen şüpheli çözümler olmadan<br />
karar alınamaz, eğer Nedim’in dinleme kararlarının uzatılmasına kararlarının<br />
mahkemedeki suretlerine bakılsa bu çözümler görülecektir.<br />
Ayrıca dinleme işlemi bitince kısa sürede tapelerin incelenip suç unsuru<br />
varsa ayrılması diğerlerinin imha edilmesi usuldendir. Zaten dinleme bitince kısa<br />
sürede TİB birimleri uyarır eski konuşmalar bilgisayarlardan çıkarılıp disk veya CD-<br />
DVD yüklenir.<br />
Burada açık olarak görülmektedir ki Nedim’in dinlemesi 2009 yılında<br />
bitmiş daha önce yapılan çözümler işlemden kaldırılmış, beklide dosya kapatılmıştır.<br />
Ancak sonra bu operasyona dahil edilmesi planlanınca tekrar eski normalde imha<br />
edilip yok edilmesi gereken konuşmaları çözülerek hazırlığa başlanmış ve çok açık ki<br />
Nedimin bu olaya dahil edileceği Ocak 2011 tarihinde planlanmış ve hazırlığa<br />
ODATV.COM<br />
başlanmıştır, Nedim’in tapelerini çözen birim soruşturmayı yapan emniyet Organize<br />
suçlar birimi değil aidiyet numaralarından belli olduğuna göre Terörle Mücadele<br />
Şubesidir. Tüm bunlar yapılan işlemlerin suç olduğu gibi kimlerin organizesi ile<br />
planlanıp iftira edildiğini göstermektedir.<br />
2- Benim ve Kitabımla ilgili TV konuşma çözümleri<br />
Aynı şekilde <strong>Odatv</strong> aramalarında Hanefi.doc, Nedim.doc, Simon son.doc<br />
dosyaları bunmasa ile bu soruşturmaya dahil olduğum, bu dosyalar aramada tesadüfen<br />
bulunmasa idi benim hakkımda soruşturma dahil olmayacağım iddianamede<br />
anlatılmaktadır. Anacak dava dosyası özellikle K-32 ve K-33 belgelere bakıldığında<br />
ise aslında benim bu soruşturmaya dahil edileceğim önceden planlanmış bulunacak<br />
dijital dosyaya göre hazırlıklar yapılmış, evraklar hazırlandığı görülmektedir. Şöyle ki<br />
13
26.08.2010 tarihinde benim ile kitabımla ilgili olarak NTV yapılan Yazı<br />
İşleri isimli söyleşi çözümü 10.12.2010 tarihinde yapılmış. K-33 dizin 285<br />
29.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de yapılan<br />
Tarafsız Bölge isimli açık oturum tartışmaları 43 sayfa olarak 20.12.2010 da<br />
çözülmüştür K-33 dizin 284-243<br />
29.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de Cüneyt<br />
Özdemir’in yaptığı 5N1K programı 11sayfa olarak 15.12.2010 da çözülmüştür K-33<br />
dizin 242-232<br />
30.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de yapılan<br />
Tarafsız Bölge isimli açık oturum tartışmaları 53 sayfa olarak 30.12.2010 da<br />
çözülmüştür K-33 dizin 231-179<br />
30.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili NTV de yapılan Basın<br />
Odası isimli açık oturum tartışmaları 9 sayfa olarak 24.12.2010 da çözülmüştür K-33<br />
dizin 178-170<br />
03.10.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili Habertürk TV de yapılan<br />
Olduğu Gibi isimli açık oturum tartışmaları 60 sayfa olarak 06.12.2010 da<br />
çözülmüştür K-33 dizin <strong>16</strong>9-110<br />
03.10.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili Cine5 TV de yapılan Derin<br />
Mevzu isimli açık oturum tartışmaları 22 sayfa olarak 01.12.2010 da çözülmüştür K-<br />
33 dizin 109-88<br />
Görüldüğü üzere eski tarihte yapılmış, TV tartışmaları hiç gereği yok iken<br />
bir anda 214 sayfa tutarında çözümler Terörle Mücadele birimince yoğun bir çalışma<br />
ile yapılmış sonrada<br />
<strong>Odatv</strong> de dosyalar bulununca C.savcısı 09.03.2011 tarihinde talimat ile<br />
bu dosyaların Terörle Mücadele şubesine de bir suret verilmesini ister. K-32 dizin 226<br />
Organize suçlar şube müdürlüğü bir gün sonra 10.03.2010 da 5 dosyayı<br />
CD ile Terörle mücadele şubesine verir.<br />
İki gün sonra Terörle mücadele şubesinde görevli iki yeni memur<br />
(sicillerinden anlaşılan) “ TESBİT TUTANAĞI” başlıklı ve “Haliçte Yaşayan<br />
Simonlar isimli kitap-iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü ilişkisi” alt başlıklı kitap<br />
içeriğini değerlendiren içeriği, TV tartışmaları, basında çıkan yazılar, diğer<br />
tahkikatlarda bulunan belgelerle karşılaştıran bir tarz da ve 22 adet çok sayfalı ek<br />
ODATV.COM<br />
belgelerle birlikte 110 sayfalık tutanağı tanzim edip bitirmiş olduğu gözükmektedir.<br />
K-32 dizin 224-1<strong>16</strong> arasında bu uzunlukta bir tutanağı iki günde yazmak değil<br />
anlayarak iyice okumak bile mümkün değildir. Bu davanın 134 sayfa olan iddianamesi<br />
iki günde okunmuştur, yazılmaya kalkınsa her halde en az bir hafta gerekirdi.<br />
Bu tutanak ve eklerini 14.03.2011 tarih ve 12952 sayılı yazı ile 518 sayfa<br />
ek ayrıca CD vs olarak Terörle mücadele şubesi c.savcılığına gönderir. Bu kadar<br />
sürede belgelerin incelenmesi, 110 sayfalık tutanak tutulması ekleriyle birlikte<br />
518 sayfalık evrakın hazırlanması imkansızdır.<br />
ve ekler arasında 12. ayda sürekli<br />
çözülen tüm TV çözümleri eklenmiştir, yani 12. ayda bu soruşturmaya dahil<br />
edileceğim bilinerek hazırlık yapılmıştır. Hem de TEM şubesince yapılmıştır.<br />
3- Soner YALÇIN savunmasında ODATV aramasında buluna kimsenin<br />
14
kabul etmediği bu şüpheli dijital dosyalar haricinde iddia makamının bir delil ortaya<br />
koyamadığı, her şeyi bu dosyalarla bağlantı kurarak suç sayma kurgulayışı ile<br />
iddianame hazırladığı tüm suçlamalarda bu anlayışı içerisinde olduğuna göre<br />
14.02.2010 tarihinde sabah 07:00 de aramaya 50 tane polisle evimi ve ODATV<br />
basılırken elde bu dosyalar olmadığına göre ne ye dayanarak hangi delillerle ülkede ve<br />
dünyada tepki çekecek bir basın organına neye dayanarak operasyon yapılmıştır.<br />
Savunmasında aynısı ile “Buraya kadar konuştuğumuz, tartıştığımız iddiaları<br />
Savcı ÖZ delil olarak görmüyor, değerlendirmiyor. Haklı, bravo, iyide 25 yıllık gazeteci, altını hep<br />
çizeceğim, 11 kitap yazmış, Hürriyet Gazetesi Yazarı, kamuoyunda tanınan, gözlatına alındığında<br />
siyasetin gündemine gelecek, manşetler atılacak, TV'ler son dakika canlı yayın yapacak ve hatta<br />
ABD ve Avrupa'da mesele basın özügürlüğü olarak ele alıncak ve Türkiye diplomatik açıdan zor<br />
durumda kalabilecek bir operasyon elde delil olmadan mı yapılıyor. Bu kadar kolay değil herhalde,<br />
çok eminler, çok eminler. Delil bulacaklarından eminler,” demektedir. Gerçektende baskın<br />
öncesi elde ne vardı ki .. bu dosyalar çıkmamış olsa ne denecekti … çok açık ki<br />
burada ne bulunacağı bilinerek gelinmiştir.<br />
- <strong>Odatv</strong> mensupları kişilerin e-postalar üzerinde yapılan saldırı öncesi epostalara<br />
hep mahkeme kararı ile izleme kararı alınmıştır. Tubitak raporuna göre virüs<br />
05.02.2011 tarihinde yüklenmiştir. Ne gariptir ki daha önce ODATV tüm telefon vs<br />
iletişimi izlenirken o zaman kadar hiç izleme kararı alınmayan barısp@odatav.<strong>com</strong> ve<br />
barıst@odatav.<strong>com</strong> e-posta adreslerine virüs yüklenmesinden bir gün önce 04.02.2011<br />
tarihinde mahkeme karar alınmıştır. Daha önce başarısız olan saldırılarda da o epostalara<br />
saldırı öncesi izleme kararı alınmıştır.<br />
Daha önemlisi bu e-postaları mahkeme kararı ile izleyen emniyette<br />
otomatik olarak sahte e-postaları almış, kayıt etmiş tabii olarak onların mesleği<br />
izlemede kayıt ettiği her e-postayı incelerken sahteliği IP farklılığından görmüş<br />
bunları gönderen olarak CHP veya DİSK yazmasına rağmen ABD ye ait IP<br />
199.237.53.220 geldiğini görmüşler ama hiç seslerini çıkarmamışlardır,<br />
Ayrıca emniyet bilgisayarları da bu e-postaları izleme neticesi aldıkları eposta<br />
eklerini Duyuru.pdf dosyasını açınca virüs-Trojanı kendi bilgisayarlarına<br />
yüklemiş ve o an antivirüs yazılımları alarm vermiştir ama hiç ses çıkarmamışlardır.<br />
ODATV.COM<br />
Yine ODATV ve Barış Pehlivan ile Müyesser YILDIZ bilgisayarlarını<br />
bilirkişi olarak inceleyen emniyet görevlileri diğer üniversitelerin, ABD li data<br />
kuruluşunun ve TUBİTAK ın gördüğü (raporun 229 sayfasında belirtildiği delil 1<br />
bilgisayarında 24 tane, delil iki bilgisayarda 24 tane, delil 3 bilgisayarında 52 tane<br />
virüs olduğu belirtilmektedir.) virüs-trojn vb yazılımını görmelerine rağmen hiç<br />
raporlarında bahsetmemişlerdir. Aynı ( Endcase ve Forensic Tool Kit ) yazılımı<br />
kullanan, çok uzun süre inceleme yapan, tüm diskleri ve dosyaları inceleyen<br />
emniyetin bu zararlı yazılımları Trojanı görmemesi ve kullandığı yazılımın onları<br />
göstermemesi mümkün değildir o zaman sesiz kalmasının tek anlamı kalmaktadır.<br />
Dava dosyasında suçlamalara, delil olarak kullanılan sistemli, sofistike<br />
bir bilgisayar hacker saldırısına hedef olmuş ve üzerinde bilgisayarları ele geçirip her<br />
15
türlü işlemi sahibinden habersiz yapabilen zararlı yazılımların çalıştığı bilgisayarlarda<br />
anormal şekilde yüklenmiş ve kimin tarafında, hangi bilgisayarda yazıldığı ve<br />
düzeltildiği erişildiği belli olmayan, mahiyetlerinde gerçek bir örgütü bırakalım<br />
normal bir faaliyette bile bir işe yaramayacak, sadece içeriklerinde bolca suçlanacak<br />
kişilerin isimlerinin ve onların bir gizli faaliyet içerisinde olduğu imasını …vermek<br />
isteyen dijital word dosyalarına karşılık, yazdığım kitabın benim tarafımda yazıldığı<br />
ve bu dosyaların tarihlerinden çok önce kitabımın yazılıp bittiğine dair bizzat kitabı<br />
yayına hazırlayan her kelimesini düzelten her şeyi benimle birlikte yapan editörler<br />
olmak üzere yayın evinin 4 görevlisinin yeminli tanıklığı, yayın evinin ve basan<br />
matbaanın kayıtları olup bu sağlam deliller karşısında dijital dosyaların hukuki bir<br />
anlamı olmayacağı çok açıktır.<br />
Kaldı ki, benim kitabı yazarken davanın sanıklarıyla hiçbir irtibat ve<br />
ilişkimin olmadığı da çok açık bellidir. Zaten Nedim ŞENER ve Ahmet ŞIK’ı emsali<br />
gazeteciler gibi tanıyıp ayda yılda bir görüşmenin dışında kitap dolayısı ile hiçbir<br />
ilişkimin olmadığı, diğer sanıklarla son on yıldır hiç görmüşlüğümün olmadığı,<br />
Müyesser YILDIZ’ı ise kitap yayınlanmasından sonra meslektaşım eşi Naci UĞUR<br />
vasıtasıyla tanıdım. Diğer sanıklarla Bırakalım örgütsel faaliyeti veya yardım etmeyi<br />
normal sosyal ilişkim bile yoktur.<br />
Emniyet müdürü olarak telefon ve yüz yüze yaptığım tüm konuşmalar<br />
dahil hepsi kayıtlı ve bilinir, zaten diğer sanıklarla son on yıldır bir tane bile telefon<br />
konuşmam olsa iddia makamı onu ortaya kordu.<br />
Daha önce sunduğum Yargıtay İçtihadı gereğince yazılan bir kitaptan<br />
dolayı Örgüt üyeliği veya örgüte yardımdan bahsedilemeyeceği, örgüte yardım fiili<br />
için aktif bir davranışta bulunulması gerektiği, yazı, haber, kitap vs bu suçun<br />
oluşmayacağı, ayrıca 3. yargı paketi adıyla bilinen yasanın 85. maddesi ile şahsıma<br />
isnat edilen örgüte yardım fiili üçte bire kadar <strong>ceza</strong>i indirime tabi olacak suçlar<br />
kapsamına alınmış, yine Geçici 1. madde ile basın vesair fikir düşünce açıklamaları<br />
yoluyla işlenen suçlarda 5 yıla kadar olan <strong>ceza</strong>ları ertelemiştir, .. tutuklu olduğum süre<br />
dikkate de alındığında tutukluluğumun devamına kararının hukuki bir dayanağın<br />
olmadığı açık olarak bellidir. Gereğini buna göre karar verilmesini arz ve talep ederim<br />
ODATV.COM<br />
<strong>16</strong><br />
Hanefi AVCI<br />
Sanık