13.07.2015 Views

halk anlatılarında yer alan köroğlu tipleri ve âşık ... - Milli Folklor

halk anlatılarında yer alan köroğlu tipleri ve âşık ... - Milli Folklor

halk anlatılarında yer alan köroğlu tipleri ve âşık ... - Milli Folklor

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76mükemmel bir hamasi destan, Manasgibi âbidevî bir eserdir. Biz, bu mükemmeleposun bütün Orta Asya rivayetlerihakkında yeterince bilgi toplayabildiğimizisöyleyemeyeceğiz. Elimizdeki bilgi<strong>ve</strong> metinler daha çok Özbek, Kazak <strong>ve</strong>Türkmen rivayetleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.Özbek rivayetleri arasındaBatı <strong>ve</strong>rsiyonuna bağlı rivayetler de <strong>yer</strong>almakta <strong>ve</strong> bunlar ayrı bir Köroğlu mektebinitemsil etmektedir. Köroğlu Destanınıntamamı Türkmen <strong>ve</strong> Karakalpaklararasında kırk bir; Özbekler arasındaBatı <strong>ve</strong>rsiyonu on dört-ona altı, OrtaAsya <strong>ve</strong>rsiyonu kırk üç; Kazaklar arasındaaltmış iki, Tacikler arasında elli kololarak hesaplanmaktadır. Bu sayıya Tatar,Uygur, Kırgız, Sibirya <strong>ve</strong> AfganistanTürkleri ile Buhara Arapları arasındadolaşan destan kollarını da ila<strong>ve</strong> edersektahminen büyük bir yekûna erişiriz sanıyorum”(1983:107).Destan anlatıcıları tarafındanise Köroğlu Destanı’nın 366, 700 yada 777, hatta Azerbaycan <strong>âşık</strong>larınagöre 7777 kolunun rivayet edildiğibelirtilmektedir(Özkan 1997: 224)Yıldırım, her iki <strong>ve</strong>rsiyon arasındakifarklılıkları yedi temel noktada toplamıştır(1983:105-106). Bu varyantlararasında görülen belirgin husus; OrtaAsya <strong>ve</strong>rsiyonunda özellikle Köroğlu’nundoğumuyla başlayan olağanüstülüklerzincirinin onun bir destan kahramanıolduğu fikrini doğurmuş olmasıdır.Batı <strong>ve</strong>rsiyonunda ise; gölden/sudançıkan iki aygırın biri dor, diğeri kır kısraklaçiftleşip uçarak tekrar göle/suyadöndüğü(Çobanoğlu 2003: 291) biçimindeanlatılan atın olağanüstü bir at tarafındandöllenmesi vb. dışında hikâyeözelliklerinin ağırlıklı oluşudur.“Türk Dünyasında Köroğlu” adıylagerçekleştirdiği muhtevalı çalışmasındaEkici, doğu(Orta Asya) <strong>ve</strong> Batı<strong>ve</strong>rsiyonlarında Köroğlu’nun ilk kol anlatmalarınınkarşılaştırmasını yapmış,Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan,Doğu Türkistan, Azerbaycan <strong>ve</strong> TürkiyeTürklerinin <strong>ve</strong>rsiyonları hakkındabilgi <strong>ve</strong> bunlara ait metinlerden hareketleözellikle Köroğlu’nun doğumu <strong>ve</strong>büyümesindeki olağanüstülüklere <strong>yer</strong><strong>ve</strong>rmiş, olağanüstü bir at, güç <strong>ve</strong> silahasahip olmasından mukayeseli olarak sözetmiştir.Ekici’nin <strong>ve</strong>rdiği bilgilerdeKöroğlu’nun doğumu Türkmen, Kazak,Özbek <strong>ve</strong> Uygur rivayetlerinde, farklılıklarolmakla birlikte annenin ölümü sonrasımezarda doğum biçimindedir.(2004:106-109). Bunlardan Kazak <strong>ve</strong>rsiyonuözet olarak şöyledir:“Ravşanbek <strong>ve</strong> Gejdem Beg, Türkmenyurduna kaçmaya karar <strong>ve</strong>rirler.Rovşan <strong>ve</strong> Gejdem Türkmen yurdunagiderler <strong>ve</strong> Külayım ile Akanay Kızılbaşülkesinde hizmetçi Babalı ile kalırlar.Aynı zamanda Rövşan’ın hanımı Akanayhamiledir.Bir gün Akanay rüyasında “KırkŞiltenler”i görür <strong>ve</strong> Şiltenler ona bir süresonra öleceğini, öldükten sonra mezardadoğum yapacağını, doğacak çocuğun biroğlan çocuğu olup, Türkmenlere eziyeteden Kızılbaş Şağdat Han’dan intikamalacağını söyler. Akanay gördüğü rüyayıKülayım’a anlatır <strong>ve</strong> bir süre sonra ölür.Akanay’ın rüyasında gördüğü gibi,ölümünden bir süre sonra çocuk dünyayagelir. Çocuk annesinden gelen sütü emerekbeslenir. Bu sırada Kırk Şiltenlergelerek çocuğa “Köroglı” adını koyarlar.Babalı <strong>ve</strong> Külayım bir pîrin yardımıylaçocuğu yakalayıp e<strong>ve</strong> getirirler <strong>ve</strong> çocukKülayım tarafından büyütülür (Ekici2004: 107).Özbek varyantında <strong>yer</strong> <strong>alan</strong>Köroğlu’nun doğumuyla ilgili bölümlerdenbiri şu şekildedir:http://www.millifolklor.com 115


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76“Bibi Hilâl İsfahan’da Cigalı Bey’indiğer adamlarıyla kalır. Fakat çok üzgündür.Bir gün Cigalı Bey’in ÇobanRüstem adlı yılkıcısı Bibi Hilâl’i ölmüşolarak kırda bulur <strong>ve</strong> onu gömer. AncakBibi Hilâl Hamile’dir. Mezarda çocuğudoğar. Ölü vücudun göğüslerinden sütgelmektedir. Çocuk o sütü emerek birkaçgün yaşar. Bu arada Çoban Rüstem,o mezarı kollamakta <strong>ve</strong> atları her gün ocivarda otlatmaktadır. Atlardan birinintayı ölmüştür. O kısrak sık sık sürüdenayrılmakta <strong>ve</strong> Bibi Hilâl’in mezarına gidiptam mezarın üzerine yatmaktadır.Çoban Rüstem atı takip eder <strong>ve</strong> mezardanbir bebeğin atın memelerindenemdiğini görür <strong>ve</strong> çocuğun Bibi Hilâl’inolduğunu anlayarak alıp evine götürür.Mezarda bulduğu için adını Guroğlukoyar(Türkmen 1983: 84).Köroğlu’nun olağanüstü doğumu,destan özelliklerinin yoğun olduğu doğu<strong>ve</strong>rsiyonlarında ortak bir şekilde anlatılırken,hikaye özelliklerinin ağırlıklıolduğu batı <strong>ve</strong>rsiyonları olarak adlandırılanAzerbaycan <strong>ve</strong> Türkiye Türklerianlatmalarında kahramanın doğumubölümü <strong>yer</strong> almamaktadır. Bu iki <strong>ve</strong>rsiyondakikahramanlarla ilk olarak on-onbeş yaşları arasında bir delikanlı olarakkarşılaşılmaktadır(Ekici 2004: 108).Çobanoğlu “Türk Dünyası EpikDestan Geleneği”nde kahramanlarınolağanüstü kişilik <strong>ve</strong> doğumlarını anlattığıbölümde destan kahramanı olarakTürkmen “Adıbeğ-Köroğlu”, Kazak “Ravşanbek-Köroğlu”<strong>ve</strong> Özbek “Goroğlu”ylailgili anlatılara <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rmektedir(2003:355-357).Karadavut, destanların zaman zamanolağanüstü motiflerle süslenmişbirer kahramanlık hikâyeleri olduğunu,destan kahramanının daha doğumundanbaşlamak üzere ilerideki hayatına <strong>ve</strong> alptipine uygun olağanüstülükler gösterdiğini<strong>ve</strong> kahramanın içinden çıktığı toplumunonu bu yönde yetiştirdiğini belirtmektedir.(2002:84)Karadavut ayrıca, Kaplan’ın “alptipinin göçebe toplumun derin özlemininifadesi olduğunu, anne <strong>ve</strong> babaların kendiözlemlerine uygun evlatlar tahayyülettiklerini” (1985: 68) ifadesinden hareketlebu özlemin Türkistan varyantlarındadile getirildiğini <strong>ve</strong> kahramanınolağanüstü doğumu motifi “Köroğlu’nunZuhuru”nun sadece Türkistan varyantındaolduğunu vurgulamaktadır(2002:84-85).Destan kahramanlarının özelliklerinibelirleyen özelliklerden biri de mitolojikbir olgu olan hayvan tarafından emzirilmeya da bebeklikte etle beslenerekbüyütülmedir.“Bu motif, Köroğlu’nun Türkistanvaryantlarında yeni doğmuş çocuğu birhayvanın emzirmesi biçimindedir.Özbek varyantında çocuğun doğumundanüç yıl sonra annesinin sütükesilir. Çocuk üç gün aç kalır. Bu aradaRüstem’in kısraklarından birinin tayıölür. Kısrak yavrusunun ölümüne üzülüpgezerken mezarlığa gelir. Mezarındışına çıkan çocuğu görür <strong>ve</strong> onu emzirir.Kazak varyantında da ölü annesindenmezarda doğan Köroğlu’nu yine birkısrak emzirir.Türkmen varyantında ise Köroğlu’nuemziren bir keçidir. Köroğlu’nun amcasıGencim’in sürüsünden sütlü birkeçi, doyduktan sonra mezarlığa gelir,Köroğlu’nun doğduğu mezarın başınavarınca melemeye başlar, Köroğlu mezardançıkarak bu keçiyi emer (Karadavut2002: 86).Köroğlu’nun “diğer Türk destanlarınagöre pek çok problemi içindesaklayan”(1997: 225) epope seviyesineulaşmış bir destan (1997: 224) olduğu-116 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76nu belirten Özkan, Köroğlu Destanı’nınTürkistan rivayetlerinde kahramanın <strong>ve</strong>atının karanlık bir <strong>yer</strong>de doğuşu <strong>ve</strong> olağanüstüözellikler kazanması motifininsaklı tutulduğunu, Batı rivayetlerindeise sadece atıyla ilgili motiflerin muhafazaedildiğini, destanın ana çatısındaen eski tabakayı teşkil eden bu iki motifinmitolojik devrin izlerini taşıdığını,Anadolu <strong>ve</strong> Azerbaycan rivayetlerindekiKöroğlu adının gözlere mil çekme motifindenkaynaklandığını, aslında bunun<strong>âşık</strong>larca kahramanın unvanının makulbir izahından başka bir şey olmadığını,ayrıca bazı Batı rivayetlerinin sözlüdolaşım sırasında Doğu(Orta Asya ) rivayetlerinede karıştığını, ancak destandakahraman <strong>ve</strong> atıyla ilgili olay <strong>ve</strong>motiflerin Orta Asya kaynaklı olduğunu,dolayısıyla Köroğlu destanının Orta <strong>ve</strong>Yeni Çağ’ın kahramanlarıyla zenginleşmekleberaber, teşekkülü bakımındanİslâmiyet’in Türklerce kütleler hâlindekabul edildiği dönmelerden önceye gittiğinibelirtmektedir (1997: 233).Destan kahramanı olan Köroğlu’nundoğumu <strong>ve</strong> e<strong>ve</strong> getirilmesinden sonrakiolaylar onun –Oğuz Kağan misali- çokhızlı büyümesini konu alırken, Azerbaycan<strong>ve</strong> Türkiye Türklerinin anlatmalarındagörülen (hikâye kahramanı)Köroğlu’nun hızlı büyümesi diye birbölüm söz konusu değildir(Ekici 2004:110).Ekici, Doğu (Orta Asya) <strong>ve</strong> Batı <strong>ve</strong>rsiyonlarıkarşılaştırıldığında <strong>ve</strong> bu karşılaştırmasırasında diğer Türk destanlarıda göz önüne alındığında, Köroğlu’nunDoğu <strong>ve</strong>rsiyonları içinde <strong>yer</strong> <strong>alan</strong> destanlardadoğumu, çocukluğu <strong>ve</strong> buna bağlımotiflerin Türkmen, Özbek, Karakalpak,Kazak, Uygur <strong>ve</strong> Tacik anlatmalarındabulunmasına rağmen Azerbaycan,Anadolu <strong>ve</strong> diğer Batı anlatmalarındabu kısmın bulunmadığını, oysaki diğerkimi Türk destanlarında, örneğin OğuzKağan, Manas, Alpamış gibi destanlardada “kahramanın doğumu” yapısınınbulunduğunu <strong>ve</strong> bu yapının Türk destananlatma geleneğinin aslî unsurlarındanbiri olduğunu belirtmektedir.(2004: 97)Ekici ayrıca, Köroğlu’nun Orta Asyakaynaklı bir destan kahramanı oluşundakinedenlerden birinin de Köroğlu’nunbir “Türkmen Beyi”nin soyundan gelmesiolduğunu, Türk destanları incelendiğindede destan kahramanlarının birbey ya da han soyundan geldiklerini, busebeple de Köroğlu’nun Orta Asya <strong>ve</strong>rsiyonlarınıngenel olarak destan türününözelliklerine, özel olarak da Türk destanyapısı <strong>ve</strong> anlatma geleneklerine uygunlukgösterdiğini vurgulamaktadır. (2004:98)Orta Asya anlatmalarında destankahramanı olan Köroğlu’nun Batı anlatmalarındahikâye kahramanına dönüşmesürecini de Ekici şu cümlelerle belirginleştirmektedir:Köroğlu muhtemelen TürklerinBatı’ya ilk göçleri döneminde bir “uçbeyi” <strong>ve</strong>ya “bir beyin oğlu” olarak yaşamış<strong>ve</strong> onun yaşadığı maceralarda yine aynıdönemde anlatılmaya başlanarak bellibir temel <strong>ve</strong>ya “tabaka” bu dönemde oluşmuştur.Ancak Türk boylarının batıyadoğru göçleri <strong>ve</strong> özellikle Oğuz-Türkmengruplarının hem batıya göçleri <strong>ve</strong> hem deOrta Asya’daki diğer Türk boylarıyla ilişkilerisonucu, Köroğlu anlatmaları Türksözlü geleneğinde sürekli bir gelişme <strong>ve</strong>değişme <strong>ve</strong> de genişleme kaydetmiştir.Bu gelişme, genişleme <strong>ve</strong> değişme sırasındada anlatıcılar tarafından büyükölçüde “<strong>yer</strong>elleştirme” olgusuyla karşıkarşıya kalmıştır. Bu “yeniden yapılandırma”,bu anlatmaların sürekliliğini<strong>ve</strong> her zaman dinleyici bulma şansınıartırırken, anlatmanın birbirinden farklıiki ana <strong>ve</strong>rsiyona ayrılmasına da yolhttp://www.millifolklor.com 117


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76açmıştır. “Doğu Versiyonları” ilk koldadestanın eski şekline daha bağlı kalırken,“Batı Versiyonları” kendi yeni bölgelerindekiyeni olayları destana sokan anlatıcılarlailk kolda bile ciddi farklılığaulaşmış <strong>ve</strong> bunun sonucunda Anadolu <strong>ve</strong>Azerbaycan sahalarıyla bunlara komşutoplumlarda Köroğlu karakteri oldukçafarklılaşmış <strong>ve</strong> Köroğlu Destanı Anadolu<strong>ve</strong> Azerbaycan sahalarında tür bakımındanda değişime uğrayarak hikâye türüneulaşan yeni bir çizgiye ulaştırılmıştır.(2004: 99-100)Köroğlu’nun geniş bir coğrafî mekandaTürkistan’dan Balkanlara kadarbirçok Türk boy <strong>ve</strong> grubunda, bunlaraila<strong>ve</strong> olarak Türklerle ilişki hâlinde olanöteki milletlerde yaşayan bir Türk destankahramanı olduğunu vurgulayanOğuz, bir destan kahramanı olduğu için<strong>halk</strong>bilim metodolojisi içinde Köroğlu’na,tarihte yaşamış biri olarak bakılmasınınihtiyatla karşılanması gerektiğini belirtmekte<strong>ve</strong> bu konuda şu görüşe <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rmektedir:Köroğlu anlatmalarına vücut <strong>ve</strong>renbir tarihi prototip olsa bile, yüzlerce yıliçinde boydan boya, nesilden nesile sözlügelenek ortamında anlatılarak taşınanKöroğlu’nun yaşadığı ortamların ihtiyacıile şekillenen bir kahramana dönüştüğünükabul etmek gerekir. Çünkü folklormahsullerinin yaşaması buna bağlıdır.Halk arasında fonksiyonel olmayan, anlatıldığıcoğrafya ile bütünleşmeyen birfolklor ürününün yaşaması, gelişmesi<strong>ve</strong> gelecek nesillere aktarılması mümkündeğildir. Hâl böyle olunca, Türk dünyasındaanlatılan Köroğlu destan <strong>ve</strong>yahikâyelerinin az çok birbirinden farklıyapılarda karşımıza çıkması tabiidir.Bu farklılaşmanın kültürel, siyasi, dinî,ekonomik <strong>ve</strong> coğrafi farklılıklarla dahabüyük boyutlara ulaşması ise kaçınılmazdır.Böylece bir <strong>yer</strong>de “zengindenalıp fakire <strong>ve</strong>ren” bir <strong>halk</strong> kahramanı,öte yanda devlet kurmak gibi yüksek ideallertaşıyan bir destan kahramanı bugeniş coğrafyada “Köroğlu” adıyla karşımızaçıkabilmektedir. ( 1998: 62)“Türk Boylarının Destanları” üzerinemuhtevalı bir çalışma yapan Reıchl,destanın bir Türk anlatısı olduğunu, Tacik,Buhara Arapları, Gürcü vd. komşukültürlerde <strong>yer</strong> <strong>alan</strong> Köroğluların kendidillerine nesir bir özet biçiminde aktarıldığı,eğer şiire <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rilmişse bunlarınTürkçe <strong>ve</strong>rildiğini belirttiği çalışmasında,muhtemelen Chodzko’nun esas alınıpKöroğlu’nun Azerbaycan’da doğupdoğu <strong>ve</strong> batıdaki diğer coğrafyalara yayıldığı<strong>ve</strong> Köroğlu’nun bir eşkıya olduğuvurgulanırken, bizim özellikle üzerindeyoğunlaştığımız Orta Asya <strong>ve</strong>rsiyonlarındadestan özelliğinin, Batı <strong>ve</strong>rsiyonlarındaise hikâye özelliklerinin ağırlıklıoluşunun nedenleri üzerinde durulmamıştır.(2002: 344-360)Çetin, Köroğlu hikâyelerinde <strong>âşık</strong>tipini <strong>ve</strong> bu tipin fonksiyonlarını ele aldığıyazısında, Köroğlu’nun bazen destan,bazen hikâye, bazen masal, bazendestani hikâye olarak isimlendirildiğini,yazılı <strong>ve</strong> sözlü kaynaklardan, başkaedebi ürünlerle de beslenerek günümüzekadar ulaşan bir klâsik olduğunu,eski dönemlerde destan formunda olanKöroğlu’nun Türkiye sahasında hangiisimle isimlendirilmiş olursa olsun <strong>halk</strong>hikâyeciliği geleneği içinde benimsenipkahramanlık konulu bir hikâye olarakanıldığını belirtmektedir (1998: 353).Batı <strong>ve</strong>rsiyonu olarak bilinenTürkiye sahasına ait anlatmalardaKöroğlu’nun bir hikâye kahramanı olarakgörüldüğü <strong>ve</strong> bu sahadan derlenerekyayımlanan anlatıların da adı “KöroğluDestanı” olarak <strong>ve</strong>rilse bile büyük ölçüdehikâye özelliği taşıdığı belirginleşmiştir.Köroğlu rivayetlerini konuları ba-118 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76kımından tam hikâyeler(Paris, Özbek,İstanbul, Tobol rivayetleri), parçalar(Huloflu, Urfa, Yalvaç, Elaziz, Samayiloviç,Haksthausen, Maraş rivayetleri)<strong>ve</strong> ek olarak da Ermeni rivayetinden hareketleele alıp değerlendirdiği “KöroğluDestanı” adlı çalışmasının başlangıcındaBoratav, Köroğlu’nun “destanî mahiyetteki<strong>halk</strong> hikâyeleri” içinde <strong>yer</strong> aldığını(1931: 1), genellikle şekil itibariyle <strong>halk</strong>hikâyelerine benzediğini belirtmekte(1931: 78), Orta Asya rivayetlerindekidestan özelliğinin ağırlıklı olmasına karşınBatı rivayetlerinde hikâyeleşmeninsöz konusu olduğuna dair şunları söylemektedir:(Halk hikâyelerindeki) şiir söylemetarzlarına Köroğlu’nda da tesadüf ediyoruz.Aruzla şiir yalnız Paris rivayetindevardır: Bir gazel <strong>ve</strong> bir beyit destanıniçinde, üçüncü bir parça hikâyenin sonunda,hikâyeyi söylemiş olan âşığın ağzındandır.Paris, Huloflu rivayetlerinde(birkaç şiir müstesna) şiir söyleyen sadeKöroğlu’dur. Özbek <strong>ve</strong> Anadolu rivayetlerindedestandaki bütün eşhas şiir söyler.Özbek rivayetinde –ki en destanî olanrivayettir- destancı da ara sıra Köroğluhakkında şiir söyler.(1931 : 79)Boratav, daha sonra gerçekleştirdiği<strong>ve</strong> ilk baskısı 1946 yılında yapılan“Halk Hikâyeleri <strong>ve</strong> Halk Hikâyeciliği”adlı çalışmasında Köroğlu kollarını <strong>halk</strong>hikâyelerini oluşturan birinci sıradaki“kahramanlık hikâyeleri” bölümündedeğerlendirmektedir. Boratav buradaKöroğlu kolları olarak 21, Köroğlu dairesinebağlı olarak da 2 hikâyeye <strong>yer</strong><strong>ve</strong>rmiştir. Kronolojik sıra takip edilerek<strong>ve</strong>rilen Köroğlu kolları şunlardır:1.İlk kol(Köroğlu’nun zuhuru: Babasınınmacerası, atların terbiyesi, Aras<strong>ve</strong>ya başka bir nehirden gelen üç köpüğüiçmesi, Çamlıbel’e gelmesi); 2.Kasab-ı cömerd<strong>ve</strong>ya Ayvaz kolu; 3.Kösenin kolu; 4.Koca Bey kolu; 5.Mamaç Bezirgan <strong>ve</strong>yaTekelti kolu; 6. Demircioğlu <strong>ve</strong> Telli Nigar/Erzurumkolu; 7. Kiziroğlu MustafaBey kolu; 8. Bağdat/Turna Teli kolu; 9.Hasan Paşa/Silistre koluı; 10. Bolu Beyikolu; 11. Halep kolu; 12. Dağıstan kolu;13.Gürcistan kolu; 14. Deli Kara kolu;15. Hasan Bey/Dağıstan kolu; 16.Kaytazkolu; 17.Kiziroğlu Mustafa Bey/Kırımkolu; 18.Kenan Kolu; 19.KayseriKolu; 20.Köroğlu’nun oğlu Haydar Beykolu; 21.Son kol( Kırat’ın kaybolması<strong>ve</strong> arkasından Köroğlu’nun da Kırklarakarışması, keleşlerinden Yusuf’un onuaramaya gitmesi <strong>ve</strong> kırklar meclisindegörmesi).Köroğlu dairesine bağlı olarak iseCelâli Bey <strong>ve</strong> Mehmet Bey ile Kirmanşahhikâyeleri <strong>ve</strong>rilmiştir (1988: 35-36).Alptekin’in yetmiş <strong>halk</strong> hikâyesininözetine <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rdiği çalışmasında yirmisiKöroğlu kolları(18) <strong>ve</strong> çevresinde oluşanhikâyelere(2) aittir. Bunlar şu şekilde sır<strong>alan</strong>mıştır:1.Köroğlu’nun zuhuru, 2.Köroğluile Demircioğlu, 3.Demircioğlu ReyhanArap, 4.Köroğlu’nun Ayvaz’ı kaçırması,5.Köroğlu-Niğdeli Geyik Ahmet, 6.KöseKenan-Dânâ Hanım, 7. Köroğlu HanNigar,8. Köroğlu-Han Nigar-HasanBey-Telli Nigar, 9. Akşehir Telli NigarCengi, 10. Keloğlan’ın Köroğlu’nun atınıkaçırması, 11.Kenan kolu; 12.Bağdatkolu; 13.Kiziroğlu Mustafa Bey-Afganistan-Gürcistan,14.Bolu Beyi, 15.Kamberkolu; 16.Âşık Gürüni hikâyesi, 17.Kocabeykolu; 18.Köroğlu’nun sonu, 19.Celâli<strong>ve</strong> Mehmet Bey hikâyesi, Kirmanşahhikâyesi (1997: 124-185).Türkiye sahasının en kapsamlı derlemelerindenbiri olan Behçet Mahir anlatmasında<strong>yer</strong> <strong>alan</strong> 15 koldan ilki olan“Köroğlu’nun Zuhuru” kolunda Köroğlu,12 yaşında yetişkin bir çocuk olarakhikâyedeki <strong>yer</strong>ini almaktadır:http://www.millifolklor.com 119


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76O zaman Bolu Beylerinin yanındahizmetçi olan imrahor Ürüşan Babanınon iki yaşında bir oğlu var idi, ismi Aliidi. (Kaplan 1973: 6)Köroğlu’nun, <strong>halk</strong>ın çok sevdiğimillî hikâyelerden birinin kahramanıolduğunu <strong>ve</strong> Köroğlu anlatısının “türkülübüyük <strong>halk</strong> hikâyesi” olarak adlandırılantürün şekil <strong>ve</strong> üslup özelliklerinigösterdiğini belirten Arsunar (1963: 5),ünlü hikâyeci Maraşlı Gül Fehmi’ninçırağı Fırıldak Ökkeş’ten derlediği “KöroğluHikâyesi”nin Maraş varyantında,Köroğlu’nun yetişmiş bir genç olarak,gözleri kör edilen babasını kapıda karşıladığıgörülmektedir:Oğlu Deli Ali kapıya çıktığı vakitbabasının al kanlar içinde olduğunu görünceva<strong>ve</strong>ylâyı koparır (1963: 16).Görkem, Çukurova hikâye anlatmageleneği içinde Köroğlu hikâyelerininönemli bir <strong>yer</strong>inin olduğunu,Haruniye(Düziçi)li Köroğlu(Âşık MehmetDemirci), Âşık Mustafa Köse(Hafız),Kır İsmail(İsmail Güngör), KozanlıAli Soylu(Arslan Ali), Osmaniyeli AliTekerek(Jandarma Ali), Mehmet Göçün,Rıza Göçün, Murtaza, Küçük Mehmet,Kadirlili Güdümen Ahmet, AdanalıÖmer Uysal gibi <strong>âşık</strong> <strong>ve</strong> hikâye anlatıcılarınrepertuvarlarında en az bir-iki Köroğlukolunun bulunduğunu belirtmektedir(2000:21-50).Kaftancıoğlu’dan (1979) Güzel’e (1987: 79-102) birçok araştırmacı <strong>ve</strong> biliminsanının Köroğlu hikâyeleriyle ilgili olarakTürkiye sahasında gerçekleştirdiğionlarca derleme metni bulunmaktadır.Seçmen, Köroğlu hikâyesinin Azeri,İstanbul, Kars, Erzurum, Antep, Maraş,Huloflu, Tobol, Elazığ, Özbek <strong>ve</strong> diğerrivayetlerinden hareketle “Köroğlu’nuntarihsel kişiliği” üzerine bir değerlendirmeyapmış <strong>ve</strong> bu anlatılarda <strong>yer</strong> <strong>alan</strong>manzum parçaları Köroğlu’na mâl ederek91 adet şiire biyografik bir bütünlükiçinde <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rmiştir (1983. 141-233).Batı <strong>ve</strong>rsiyonu içinde değerlendirilenTürkiye <strong>ve</strong> Balkanlardaki kimi anlatılardaKöroğlu’nun bir masal kahramanıolarak <strong>yer</strong> aldığı da “görülmektedir.“Bir varmış bir yokmuş, zamanınbirinde bir Köroğlu varmış” ( Seyidoğlu1999: 242) biçiminde başlayan <strong>ve</strong> Köroğluçevresinde anlatılan masalların sayısıaz değildir.Köroğlu’nun Balkanlarda, özelliklede Makedonya <strong>ve</strong> Kosova Türkleri arasındaanlatılan birçok masal <strong>ve</strong> efsaneninkahramanı olduğu belirtilmektedir(Recepoğlu 1998: 212).Ago, efsanevi kahraman Köroğluçevresinde masallar oluştuğunu, “KöroğluMasalı”nın Makedonya Türk <strong>halk</strong>ınınmasalları arasında ilk sırayı tuttuğunu,popüler bir masal olan Köroğlu’nun Türk<strong>halk</strong>ının kopmaz bir parçası olduğunuvurgulamaktadır (1998: 260).Türk <strong>halk</strong> <strong>anlatılarında</strong> alp <strong>ve</strong> <strong>âşık</strong>kişi (alp ozan) olarak destan, hikâye,masal <strong>ve</strong> efsanelerin kahramanı olanKöroğlu’nun inanç bağlamında ele alınıpşaman, mutasavvıf bir tip; eren, dervişvb. olarak kabul edilebileceğine dair, çeşitlibilim insanı <strong>ve</strong> araştırmacılara aitgörüş <strong>ve</strong> bilgiler de bulunmaktadır (Bayat2003).Güneş’e göre, Köroğlu üzerine yapılançalışmalarda bilim insanı <strong>ve</strong> araştırmacılarıniki grupta kümeleştiği görülmektedir.Bunlardan ilkine göre KöroğluDestanı, 16. Yüzyıldan çok daha önce,İran-Turan mücadeleleri zamanında <strong>ve</strong>daha sonraki asırlarda Orta Asya’da teşekkületmiş, sözlü gelenek temsilcileri<strong>ve</strong> göçler vasıtasıyla yayılarak yeni epizotlar<strong>ve</strong> yeni kahramanlarla değişmiş<strong>ve</strong> zenginleşmiştir.İkinci grup bilim insanı <strong>ve</strong> araştırmacıyagöre ise Köroğlu anlatısı, 16. yüz-120 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76yılda Anadolu, Azerbaycan <strong>ve</strong> Kafkasyabölgesinde bir Celâli reisi etrafında teşekkületmiş <strong>ve</strong> sözlü gelenek temsilcilerivasıtasıyla değişerek geniş bir sahayayayılmıştır (2003: 3)Orta Asya <strong>ve</strong> Batı <strong>ve</strong>rsiyonlarındakibütün farklılıklara rağmen Köroğluanlatmalarının bir ortak noktalarınınbulunduğunu belirten Yıldırım, bunu;her iki sahada Köroğlu Destanına bağlıhikâyelerin 16. Asırdan itibaren yayılmayabaşlamasına bağlamaktadır (1998:278-279).16. yüzyılda yaşadığı, Ahmet KutsiTecer’in vaktiyle neşrettiği iki önemlişiir sayesinde anlaşılan, ÖzdemiroğluOsman Paşa kumandasındaki Osmanlıordusuyla İran savaşlarına katıldığıbelirtilen(Köprülü 1962: 62) Köroğluhakkında sınırlı sayıda kaynak bulunmaktadır.(Sakaoğlu 1989: 127)Sakaoğlu, Âşık Köroğlu’nu “ÖzdemiroğluOsman Paşa’nın İran seferi ileilgili olarak söylediği iki şiirinden hareketleonun 1585 yılında hayatta olduğu<strong>ve</strong> bu sefere katıldığı görüşüne varmaktayız.Bir ordu şairi olan Köroğlu, EvliyaÇelebi’ye göre bir çöğür şairidir.” cümleleriyletanıtmaktadır(2006: 29).Köprülü, Âşık Köroğlu’nun şiirleriyleilgili olarak şu bilgilere <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rmektedir:Köroğlu adlı bir saz şairinin tarihimevcudiyeti meydana çıkmıştır ki, bunuEvliya Çelebi seyahatnamesindeki birfıkra da teyit etmektedir. Mevcut olanmanzumelerden birisi Özdemiroğlu’nunfütühatını anlatan bir destan, diğeri deonun ölümüne ait bir mersiyedir. Yineeski mecmualarda tesadüf edilen <strong>ve</strong> Köroğlumahlasını taşıyan birçok manzumedaha vardır ki bunlar Köroğlu destanındakibir takım rivayetlere <strong>ve</strong> şahsiyetleresıkı sıkıya bağlıdır: Ayvaz, Bezirgân,Çamlıbel, Kırat, Bolu Beyi gibi... Kaplanpostu giymiş gaziler, dörtlüler, beşlilergibi Osmanlı askeri tarihine ait tabirlerede tesadüf olunuyor. Acaba bu neşrettiğimizmanzumelerin hepsi bu bahsettiğimizKöroğlu adlı saz şairine mi aittir?Bu suale şimdilik kat’î bir cevap <strong>ve</strong>rmektençekinmekle beraber, şunu söyleyelimki, 16. asır sonlarında saz şairi büyük birşöhret kazanmıştır. (1962:62).16. yüzyılda yaşamış bir <strong>halk</strong> şairiolarak varlığı kabul edilen <strong>âşık</strong>Köroğlu’nun destan/hikâye kahramanıolan Köroğlularla karıştırıldığı(Sakaoğlu2006: 29), Celâli ayaklanmaları sırasındaeşkıyalık yaptığı ileri sürülen Köroğluile aynı kişi olduğu(Öztelli 1982) belirtilmekte,kimi araştırmacılar tarafındangerçekleştirilen kimi biyografik çalışmalardaise, çoğu <strong>halk</strong> <strong>anlatılarında</strong>n alınanyüz kadar şiirine <strong>yer</strong> <strong>ve</strong>rilmektedir(Seçmen 1983).Özkaya, 1581 yılında, AnadoluBeylerbeyine yazılan bir hüküm <strong>ve</strong> yineaynı tarihte Çorum Beyi olup Bolu muhafazasınamemur olan Behram Bey’inmektubundan hareketle şu bilgileri <strong>ve</strong>rmektedir:Bolu’da Celâli İsyanları dediğimizhareketler esnasında Köroğlu’yu birCelâli önderi olarak görüyoruz.Vesikalarda<strong>ve</strong> tarihi kaynaklarda Celali olarakadlandırılan Köroğlu, aslında haksızlıklarakarşı ayaklanmış, çevresindekilerlekötü yönetimi dolayısıyla Bolu Beyinekafa tutup savaşlar yaptığından <strong>halk</strong>tarafından sevilip hakkında destanlardüzülmüş olan bir kişidir. Köroğlu (asıladı Ruşen <strong>ve</strong>ya Ruşen Ali) Sırp savaşındapadişaha çok fayda sağlaması ile ünyapmış, sonra Bolu Beyine karşı ayaklanmışbir kişi olarak tanınır (1983: 67).Köroğlu’nun Bolu dolaylarında yaşadığıkesinleşmiştir. 1579-1582 yılları arasındabu adı taşıyan kişi Gerede civarındayaşamakta olup Bolu Beyine isyan edenhttp://www.millifolklor.com 121


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76Köroğlu ile şair Köroğlu’nun aynı kişi olduğukabul edilebilir. (1983:70)Kimi bilim insanı <strong>ve</strong> araştırmacılartarafından ileri sürülen Köroğlu’nun bireşkıya olduğu, destan <strong>ve</strong> hikâye tarzındaşekillenen anlatıların bu eşkıya tipietrafında geliştiğine <strong>ve</strong> yayıldığına dairgörüşlere karşı kimi bilim insanı <strong>ve</strong>araştırmacıların farklı tepkilerinin olduğugörülmektedir.Osmanlı arşiv belgelerine göreKöroğlu’nun tarihi bir şahsiyet olduğu <strong>ve</strong>16. Yüzyılda Bolu dolaylarında yaşadığı,“Mühimme Defterleri”ndeki kayıtlaragöre eşkıyalık yaptığı için 1579-1582 yıllarıarasında yak<strong>alan</strong>ıp cez<strong>alan</strong>dırılmasıiçin Bolu beyine <strong>ve</strong> Gerede kadısına“emir”ler gönderildiği, padişah fermanlarındakendisinden “Köroğlu Ruşen” diyebahsedildiği, bu durumun ayrıca EvliyaÇelebi Seyahatnamesi’nde de teyit edildiğinivurgulayan Yıldırım, bu konudakidüşüncesini şöyle tamamlamaktadır:III. Murad (1574-1595) devrindeÖzdemiroğlu Osman Paşa’nın idaresindekiOsmanlı ordusu ile İran seferineiştirak etmiş olan şair <strong>ve</strong> aynı zamandaasker olduğu anlaşılan bir Köroğlu’ndanda cönklerde tespit edilen şiirleri vasıtasıylahaberdarız. Hemen hemen aynızamanlar içinde ortaya çıkan bu ikişahsiyet arasında bir münasebet olupolmadığını, <strong>ve</strong>sika yokluğundan dolayışimdilik söylemek mümkün değildir.Fakat Köroğlu’nun destanda geçen maceralarınabakacak olursak, Osmanlıordusu ile İran seferlerine iştirak ettiğinigörmekteyiz. Bizim için gerçek olan şudurki, destanımızın kahramanı, tarihişahsiyeti “Mühimme Defterleri”nde tespitedilen “Köroğlu Ruşen” değil, Türk<strong>halk</strong>ının kafasında <strong>ve</strong> gönlünde yarattığı“Köroğlu”dur. Türk <strong>halk</strong>ının kafasında<strong>ve</strong> gönlünde o, eşkıyalığı değil, hakkı,adaleti, cömertliği, yiğitliği temsil edenefsanevî destan kahramanıdır. (1998;279)Özkan, Yıldırım’ın bu konudakidüşünceleriyle örtüşen bir görüş sergilemekte,kimi bilim insanı <strong>ve</strong> araştırmacılarınKöroğlu’nu bir eşkıya gibi göstermesinekarşı tepkisini şu cümlelerleifade etmektedir:XVI. yüzyıldaki tarihî kaynaklardabirkaç cümle ile adı geçen Köroğlu, memleketiyakıp yıkan, evler basan bir kimseiken nasıl olup da kısa sürede millîbir destan kahramanı hâline gelmiştir.Celâliler Anadolu’da huzur <strong>ve</strong> asayişibozdukları için resmî otoriteyle (padişah,han, bey) çatışmanın yanı sıra <strong>halk</strong>a dazarar <strong>ve</strong>rmişlerdir. Destan anlatıcıları<strong>ve</strong> dinleyicilerinin baskın, yağma <strong>ve</strong> haraçalma gibi meşru olmayan işler yapanböyle birini olumlu <strong>ve</strong> millî kahramanolarak sözlü gelenekte yaşatmasınımümkün göremiyoruz. Çünkü Türk boylarınıntöresinde haksızlık <strong>ve</strong> eşkıyalığınonaylandığı durumlara rastlanmaz. DolayısıylaBoratav’ın destan kahramanıKöroğlu’nu eşkıya gibi göstermesi pek çokbakımdan izaha muhtaçtır.(1997: 233)Sonuç olarak diyebiliriz ki Köroğlu,<strong>halk</strong> <strong>anlatılarında</strong>, anlatıldığı coğrafya<strong>ve</strong> anlatıcıların bağlı bulunduğu toplumunyapısına göre destan kahramanı,hikâye kahramanı, masal <strong>ve</strong> efsane kahramanıolarak görülmektedir. Bunlarındışında tarihi kişiliği bilim insanı <strong>ve</strong>araştırmacılar tarafından kabul edileniki Köroğlu daha vardır ki; bunlardanbiri Osmanlı kayıtlarına göre Celâli isyanlarınakatılan “eşkıya Köroğlu”, diğeride Osmanlı ordusuyla aynı yıllardaİran seferine katıldığı belirtilen ordu şairi“<strong>âşık</strong> Köroğlu”dur.Kimi araştırmacı <strong>ve</strong> bilim insanlarıbu iki Köroğlu’nun aynı kişi olduğunuiddia etmektedir ki bu iddia tarihi <strong>ve</strong>sosyolojik bakımdan sağlıklı değildir.122 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2007, Y›l 19, Say› 76Çünkü bir kişi aynı tarihlerde hem Boludolaylarında, hem Şirvan <strong>ve</strong> Tebriz’deolamaz. Kişinin aynı anda iki <strong>yer</strong>de olmagibi mucizevî bir özelliğinin olduğu kabuledilse bile sosyolojik olarak mümkün görünmemektedir.Çünkü 1581’li yıllarda“isyanlara katıldığı gerekçesiyle bertarafedilmesi” için hakkında ferman çıkartılanbir kişi, yine aynı yıllarda kendisinidüşman bellemiş bir yönetimin ordusuylayıllar süren bir fetih yolculuğunaçıkmış olamaz ya da olmamalıdır. Kanaatimizce,Köroğlu takma adını <strong>alan</strong> ister<strong>halk</strong> şairi, ister eşkıya olsun, bu kişilerindestan/hikâye kahramanı Köroğlu’danetkilendikleri düşünülebilir. Zaten buetkilenme, Âşık Köroğlu’nun şiirleri içinde geçerlidir. Çünkü bu ordu şairinin,Osmanlı ordusunun İran seferiyle ilgilibirkaç şiiri dışındaki manzumelerininKöroğlu <strong>anlatılarında</strong>n alındığı, dolayısıylaÂşık Köroğlu’nun yeni bilgi, belge<strong>ve</strong> araştırmalara muhtaç olduğu söylenebilir.KAYNAKLARAgo, Arif; “Maedonya Cumhuriyetinde YaşayanTürk Halk Edebiyatında Köroğlu Masalı”,Bolu’da Halk Kültürü <strong>ve</strong> Köroğlu Uluslar arası Sempozyumu,Abant İzzet Baysal Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yayınları,Bolu 1998.Alptekin, Ali Berat; Halk Hikâyelerinin MotifYapısı, Akçağ Yayınları, Ankara 1997.Arsunar, Ferruh; Köroğlu, Türkiye İş BankasıYayınları, Ankara 1963.Bayat, Fuzuli; Köroğlu Şamandan Âşıka AlptenErene, Akçağ Yayınları, Ankara 2003.(Boratav), Pertev Naili; Köroğlu Destanı, EvkafMatbaası, İstanbul 1931.Boratav, Pertev Naili; Halk Hikâyeleri <strong>ve</strong> HalkHikâyeciliği, Adam Yayınları, İstanbul, 1988.Çetin, İsmet; “Köroğlu Hikâyelerinde ÂşıkTipi <strong>ve</strong> Fonksiyonları”, Bolu’da Halk Kültürü <strong>ve</strong> KöroğluUluslar arası Sempozyumu, Abant İzzet BaysalÜni<strong>ve</strong>rsitesi Yayınları, Bolu 1998.Çobanoğlu, Özkul; Türk Dünyası Epik DestanGeleneği, Akçağ Yayınları, Ankara 2003.Ekici, Metin; Türk Dünyasında Köroğlu, AkçağYayınları, Ankara 2004.Görkem, İsmail; Halk Hikâyeleri AraştırmalarıÇukurovalı Âşık Mustafa Köse <strong>ve</strong> Hikâye Repertuvarı,Akçağ Yayınları, Ankara 2000.Güneş, Asuman; Köroğlu Destanı’nın AyvazKolu, Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüYayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2003.Güzel, Abdurrahman; “Köroğlu Destanı/Trabzondan İki Kol”, Türk <strong>Folklor</strong>undan Derlemeler1987, Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanlığı <strong>Milli</strong> <strong>Folklor</strong>Araştırma Dairesi Yayınları, Ankara 1987.Kaftancıoğlu, Ümit, Köroğlu Kol Destanları,İstanbul 1979.Kaplan, Mehmet; Akalın, Mehmet; Bali, Muhan;Köroğlu Destanı, Atatürk Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yayını,Ankara 1973.Kaplan, Mehmet; Tip Tahlilleri, İstanbul1985.Karadavut, Zekeriya; Köroğlu’nun Ortaya Çıkışı,Kırgızistan-Türkiye Manas Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yayını,Bişkek 2002.Köprülü, M. Fuad; Türk Saz Şairleri I-V, <strong>Milli</strong>Kültür Yayınları, Ankara 1962.Oğuz, M. Öcal; “<strong>Folklor</strong>da Yeni Yöntemler <strong>ve</strong>Köroğlu”, Bolu’da Halk Kültürü <strong>ve</strong> Köroğlu Uluslararası Sempozyumu, Abant İzzet Baysal Üni<strong>ve</strong>rsitesiYayınları, Bolu 1998.Özkan, İsa; “Köroğlu Destanı’nda Kahraman<strong>ve</strong> Atının Doğuşu ile İlgili Motiflerin Tahlili”, TürkDili Dergisi, 549, Eylül 1997.Özkaya, Yücel; “Köroğlu’nun Tarihi Şahsiyeti”,Köroğlu Semineri Bildirileri, Kültür <strong>ve</strong> TurizmBakanlığı Yayınları, Ankara 1983.Öztelli, Cahit; Köroğlu Dadaloğlu Yaşamı SanatıŞiirleri, Varlık Yayınları, İstanbul 1982.Recepoğlu, Altay Suroy; “Makedonya’da DerlenmişKöroğlu Masalında Yer Adları <strong>ve</strong> Kişiler”,Bolu’da Halk Kültürü <strong>ve</strong> Köroğlu Uluslar arası Sempozyumu,Abant İzzet Baysal Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yayınları,Bolu 1998.Reıchl, Karl; Türk Boylarının Destanları,Çeviren: Metin Ekici, Türk Dil Kurumu Yayınları,Ankara 2002.Sakaoğlu, Saim; “Türk Saz Şiiri”, Türk DiliTürk Şiiri Özel Sayısı III (Halk Şiiri), 445-450,Ocak-Haziran 1989.Sakaoğlu, Saim; Alptekin, Ali Berat; Türk SazŞiiri Antolojisi (14-21. Yüzyıllar), Akçağ Yayınları,Ankara 2006.Seçmen, Hüseyin; Köroğlu Yaşamı Sanatı Şiirleri,Deniz Kitaplar Yayınevi, İstanbul 1983.Seyidoğlu, Bilge; Erzurum Masalları, ErzurumKitaplığı, İstanbul 1999.Türkmen, Fikret; “Köroğlu’nun Özbek <strong>ve</strong>Ermeni Varyantları”, Köroğlu Semineri Bildirileri,Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara1983.Yıldırım, Dursun; “Köroğlu Destanı’nın OrtaAsya Rivayetleri”, Köroğlu Semineri Bildirileri, Kültür<strong>ve</strong> Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1983.Yıldırım, Dursun; Türk Bitiği, Akçağ Yayınları,Ankara 1998.http://www.millifolklor.com 123

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!