13.07.2015 Views

OVI1GF

OVI1GF

OVI1GF

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

10 RAPHAEL | ADAM SMITHTakdim 11retisine karşı sert eleştiriler getirmese de; o da bir modernitedüşünürü olarak, ahlakın dinî esaslara dayalı dünya görüşü iledeğil, insan psikolojisi ve biyolojisinin nesnel yasaları ile temellendirilmesigerektiğini savunmuştur.Smith’in ahlak felsefesi iki temel düşünce sistemi üzerineinşa edilmiştir: Doğacı (naturalist) ve Stoacı (stoic) felsefe.Bu iki yaklaşım, aydınlama felsefesi düşünürlerinin büyükbir kısmı tarafından savunulmuş ve Ortaçağ’ın dinî desteklive hurafelerle dolu, çarpıtılmış geleneksel ahlak düşüncesiniyıkmıştır. Böylece, temellendirme, eski teolojik dünya görüşüyerine, kozmik dünya düzeninde ve insanın kendi psikolojikve biyolojik yapısında aranmaya başlanmıştır.Ahlakî Duygular Teorisi’nde beşerî davranış üç içgüdü çiftinegöre tahlil edilir:◾◾Öz sevgisi ve sempati,◾◾Özgür olma arzusu ve topluma tâbi olma adabı,◾◾Çalışma alışkanlığı ve mübadele eğilimi.Smith’e göre, bu doğal temayüller birbirini etkileyerek birdenge oluşturmakta ve kendi çıkarı peşinde koşmaya bırakıldıklarında,her insanın farkında olmadan kamu yararına dahizmet etmiş olacakları bir doğal ahenkler sosyal düzenini dedesteklemektedir (Barber 1995: 32).Smith’in Ahlakî Duygular Teorisi’nde geliştirdiği sosyalteori, bir anlamda işlevselci bir teoridir. İnsanlar, iç içe geçmişilişkiler ağı içinde belirli bir sistemin parçaları olarak yeralırlar. Bu sistemin mekanizması, insanların anlık ve genellikleiçgüdüye dayanan davranışlarını, kendilerinin ve diğerinsanların ve bir bütün olarak toplumun düzenine, istikrarınave refahına bağlar. Ekonomik alanda kullanılan görünmez el,bu olgunun sadece bir parçasıdır. Sürecin en önemli noktasınıSmith’in teorisinde duygudaşlık kanunu (law of smypahty)denilen unsur oluşturur. Bu kanun ya da ilke, Smith’in hemadalet hem de ahlak teorisinin temellerindeki harcı oluşturur.Smith’in duygudaşlık ilkesine dayanan ahlak teorisi öz olarakşudur: İnsanlar, başka bir kimsenin eylemlerini ve karakterini,kendilerini o insanın içinde bulunduğu pozisyona koyupkendi duygularını bireyin davranışını motive eden duygularauydurabilirlerse onaylarlar. Bu tür tasavvuri durum değişiklikleriyle,içine giremedikleri davranışları ise reddederler vekınarlar (Yayla 2002: 74).Smith’in düşüncesinde merkezî bir yer işgal eden kavramı,o çok bilinen “Yemeğimizi kasabın, biracının ya da fırıncınınyardım severliğinden dolayı değil, .....” diye başlayan ifadeleriylemeşhur olmuştur. İlkçağ felsefesinde tartışılmaya başlanan,Ortaçağ felsefesinde teğet geçilen ve nihayet aydınlanma felsefesindeegoizm olarak Hobbes’la birlikte tekrar gün yüzüneçıkan bu konu, çağdaş ahlak felsefesinin temel sorunsalı olankişisel çıkar-toplumsal çıkar çatışması konusunda denklemintemel iki değişkeninden birini oluşturur.Smith, hem Ahlakî Duygular Teorisi’nde hem de MilletlerinZenginliği’nde meşhur görünmez el kavramını birer defakullanır. Her iki kitapta da bu el insanları, ‘toplumsal iyi’ninoluşmasına yönlendirir. İnsanın doğasında var olan bencillikve açgözlülük gibi kötü duygular, bu el sayesinde toplum iyiliğininsağlanması için çalışır. İnsanlar kendi gerçek iyilikleriniazamîleştirmeye çalışırken, farkında olmadan bilinçsiz bir şekildetoplumun iyiliğini, olabilecek en iyi seviyeye getirirler.Aslında Smith’in görünmez el’i (invisible hand), teolojikbir kavram değildir. Bu kavramı, Ahlakî Duygular Teorisi’nde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!