07.01.2017 Views

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 6

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 6

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 6

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

YIL : 2 SAYI : 1 OCAK 2014<br />

KÜRESEL ISINMA<br />

Hosgeldin<br />

2014<br />

KÜRESEL ISINMA<br />

GIDA SEKTÖRÜ-GIDAMIZ<br />

KİMYAMIZ<br />

KARKİM-KARİYERİMİN KİMYASI<br />

BİLGİYE ULAŞMAK<br />

PROF. DR. SELAHATTİN SERİN İLE<br />

AYIN RÖPORTAJI<br />

SİKLODEKSTRİNLERİN<br />

ENDÜSTRİYEL ÖNEMİ<br />

3 BOYUTLU ÇİZİM İÇİN GOOGLE<br />

SKETCH-UP KULLANIMI


Sahibi :<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong><br />

<strong>Dergisi</strong> Kurucuları<br />

Genel Yayın Yönetmeni :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Yayın Danışmanı :<br />

Sevgili <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> Okuyucuları,<br />

Dergimiz <strong>Kimya</strong> hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu<br />

açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi, bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla<br />

hazırlanmıştır.<br />

Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.<br />

Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizin<br />

içeriğinde<br />

* <strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili bilgiler<br />

* <strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler<br />

olacaktır.<br />

Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit<br />

ediyoruz.<br />

Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...<br />

Bize Ulaşın<br />

facebook.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><strong>Dergisi</strong><br />

twitter.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Ayşe Emir<br />

Dergi Editörleri :<br />

Ayşe Emir<br />

Caner Kavraz<br />

Gültekin Özdemir<br />

Ebru Çetinkaya<br />

Röportajı Yapan :<br />

İsmail Kanbaz<br />

Dergi Tasarımı :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Facebook Yönetimi :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Ayşe Emir<br />

Ebru Çetinkaya<br />

M. Ahmet Karabulut<br />

Hatile Moumintsa<br />

Twitter Yönetimi :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Caner Kavraz<br />

inovatifkimyadergisi@gmail.com


Yazarlarımız<br />

YAVUZ SELIM KART<br />

GÖKBEN KÖPRÜCÜ<br />

ELIF NIDA KILIÇ<br />

AYSE EMIR<br />

VAHIT KENAR<br />

GÖKHAN ISIK<br />

ISMAIL KANBAZ<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

KURALLARI<br />

1. <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>, yazılarını herhangi bir<br />

makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını<br />

aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız.<br />

Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların<br />

kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız.<br />

2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci<br />

derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun<br />

yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.<br />

3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek<br />

felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu<br />

değildir.<br />

4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle<br />

kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu<br />

zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.<br />

Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına<br />

riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri.<br />

Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar<br />

sorumludur. Dergi sorumlu değildir.<br />

5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız<br />

var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları<br />

gerekmektedir.<br />

www.facebook.com/groups/147842018740235/<br />

Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.<br />

Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı<br />

düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli<br />

görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı<br />

takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında<br />

gerekli adresler mevcuttur.<br />

6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı<br />

yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan<br />

hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya<br />

benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte<br />

belirtmiş olduğum isimlere sorabilirsiniz.<br />

7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları<br />

inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine<br />

göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz<br />

yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz<br />

tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size<br />

geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde<br />

bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca<br />

bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.<br />

Amaç daha güzel bir dergi çünkü.<br />

8. Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz<br />

yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir<br />

kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler<br />

bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle<br />

isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda<br />

yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp<br />

gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın<br />

olur ya işi olur yazamassa, o zaman o<br />

yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman<br />

kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur.<br />

Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide<br />

olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur.<br />

9. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa<br />

olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar<br />

2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz<br />

hakkı dergi yönetimine aittir.<br />

10. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza<br />

saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir<br />

biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi<br />

herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.<br />

11. Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular<br />

aşağıda listelenmiştir.<br />

*Akademik Makaleler<br />

*Endüstriyel Yazılar<br />

*Üniversite Hayatında <strong>Kimya</strong><br />

*İş Hayatında <strong>Kimya</strong><br />

*Laboratuvar Üzerine<br />

*<strong>Kimya</strong> Güvenliği<br />

12. Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.<br />

Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.Yazılarımız<br />

<strong>Kimya</strong> içeriği dışına çıkmamaya<br />

çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel<br />

gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında<br />

da çalışmalar yapılacaktır.<br />

13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş<br />

buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine<br />

sahiptir.<br />

14. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş<br />

sayılırlar.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


“EDİTÖRDEN”<br />

Merhaba <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Okuyucuları<br />

Yanımızda olan çalışkan ekibimiz ve siz değerli okurlarımız ile altıncı sayımızda tekrar<br />

sizlerle, yeni bir yıla girmenin gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız.<br />

Bizler; bu dergi ile editörlüğü ve yazmayı öğrenmeye çalışıyoruz, hemde yazmayı öğretmeye<br />

çalışıyoruz. Çoğumuz bu dergi ile yazmaya başladık ve bundan sonrada daha iyi yazılar<br />

yazmaya çalışacağız. Çünkü, bizler yazdıkça yazmayı öğreniyoruz.<br />

Bize; hayatında hiç yazmayan öğrenci arkadaşlarımız “acaba bizde yazabilir miyiz” diye<br />

başvurduğunda, onlara siz neden yazamayasınız dedik ve güven verdik. Bu zamana kadar bizi<br />

takip eden siz değerli okurlarımız, hayatında hiç makale yazmamış ve acaba bende yazabilir<br />

miyim, diyen öğrenci arkadaşlarımızın yazılarını okudunuz ve bir kısmınız o yazıları beğendiniz.<br />

Bu ayda bize yazı gönderen üç tane öğrenci arkadaşımız var. Bazen lise öğrencisi olan<br />

arkadaşlarımız, bizlere başvuruyor ve “kimya okumuyorum; ama kimyaya ilgi duyuyorum ve<br />

araştırmalarım var, bende yazabilir miyim’’ diyor. Yazabilirsiniz diyoruz ve ön yargılı yaklaşmayarak<br />

güzel yazının kimden çıkacağı belli olmaz felsefesine inanıyoruz. Lise okuyup da<br />

bilime ve kimyaya ilgi duyan bu arkadaşlarımız, bizleri gururlandırıyor ve onlarla aynı ülkede<br />

yaşamaktan mutluluk duyuyoruz. Yazarlıkta üniversite ayrımı yapmayıp, kimyaya ilgi duyan<br />

herkese kapımızı açıyoruz.<br />

Bizlere gelen yazılar arasında, başkalarının yazmış olduğu yazıyı bize gönderip, yazıya<br />

kendi ismini yazıp, kendi yazısıymış gibi gösteren kişilerde oluyor. Bu durumla her ay<br />

karşılaşıyoruz. Başkalarının emeğine olan saygımızdan, ve yazılarda orjinalliği ve yaratıcılığı<br />

önemsediğimizden, bu yazıları yayınlamıyoruz.<br />

Dergimizde, <strong>Kimya</strong> endüstrisi ve akademik kimyaya hitap ediyoruz. Bu ay dergimizde,<br />

farklılık olarak haber kısmı yaptık. Aralık ayında gerçekleşen kimya haberlerinden seçtiklerimizi<br />

sizlerle paylaşmak istedik. Aralık ayında yapılan <strong>Kimya</strong> İstişare Toplantısında konuşulanları<br />

(<strong>Kimya</strong> sektöründe yaşanılan sigorta sorunu ve ISG yönetmeliği yönetmeliği tartışılmıştı) haber<br />

sayfamızda sizlere aktardık. Bu ay yine bir yazarımız, Karkim etkinliğindeki konuşmacıların<br />

tecrübelerini bizlerle paylaştı. Karkim yazısı, iş bulma sürecinde ve öğrenci olan okurlarımıza<br />

hitap eden bir yazı. Bu ay, Çukurova Üniversitesi Fakülte Dekanı ile roportaj yaptık. Hocamız<br />

ülkemizde kimya sektörünün durumunundan bahsetti, kimya ile ilgilenen herkesin okuması<br />

gereken bir yazı. ‘’Gezegenimiz Bize Ne Anlatmak İstiyor’’ yazısında, aşırı karbon salınımının<br />

dünyayı ısıtacağını, bu durumda dünyada gelecekte ne gibi tehlikelerle karşılaşacağımızı ve havadaki<br />

karbonu azaltmak için alacağımız teddirlerden bahsedilmiş. Bu yazımızda sadece kimyagerleri<br />

değil yaşayan tüm insanları ilgilendiren bir yazı. ‘’Bilgiye Ulaşmak’’ yazısı ile internette<br />

kaynak nasıl aranır ve kaynak aramanın püf noktalarından bahsedilmiş. Herkes için oldukça<br />

faydalı bir yazı. ‘’Gıda Sektörü-Gıdamız <strong>Kimya</strong>mız’’yazısı ile genel olarak gıda sektöründen<br />

bahsedilmiş, yazarımız her ay olduğu gibi, bu ayda faydalı ve güzel bir yazı yazmış. Dergimizin<br />

Genel Yayın Yönetmeni, her ay olduğu gibi bu ay da bilgisayar bilgisini kullanarak üç boyutlu<br />

çizimi bizlere anlatmış. Siklodekstrin maddesinin ilaç, kozmetik ve diğer sektörlerde hangi<br />

amaçla kullanıldığından bahsettik.<br />

Bu zamana kadar yayınladığımız sayılarımızda eleştiri ve önerileri ile yanımızda olan ve<br />

bundan sonraki sayılarımızda da yanımızda olacak olan siz değerli okurlarımızın, yeni yılını<br />

kutlar ve mutluluklar dilerim.<br />

Ayşe EMİR<br />

Dergi Editörü


İçindekiler<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

10<br />

“Siklodekstrinlerin Endüstriyel Önemi”<br />

“Gıda Sektörü-Gıdamız <strong>Kimya</strong>mız”<br />

14<br />

17<br />

“Karkim-2013 Kariyerimin <strong>Kimya</strong>sı Etkinliğinde<br />

olanlar”<br />

“Ayın Röportajı- Prof. Dr. Selahattin<br />

Serin ile Türkiye’de <strong>Kimya</strong> Sektörü”<br />

26<br />

33<br />

“Küresel Isınma-Gezegenimiz bize ne<br />

anlatmak istiyor?”<br />

“Bilgiye Ulaşmak-Google’da arama<br />

yaparken dikkat edilmesi gerekenler”<br />

41<br />

45<br />

“3 Boyutlu Çizim için Google Sketch-Up<br />

Programı Anlatımı


51<br />

“<strong>Kimya</strong> Sektöründen Haberler”<br />

“Her ay sizlere faydalı olabilecek 3<br />

web sitesi.”<br />

55<br />

56<br />

“<strong>Kimya</strong> Bulmacası”<br />

“<strong>Kimya</strong> Bulmacası Çözümleri (Geçen<br />

Ay)”<br />

57


Ayşe EMİR<br />

ayseemirr_2008@hotmail.com<br />

KIMYAGER<br />

(MEZUN)<br />

Gaziosmanpaşa<br />

Üniversitesi<br />

“SİKLODEKSTRİNLERİN<br />

ENDÜSTRİYEL<br />

ÖNEMİ”<br />

İNOVATİF<br />

denir. Bu komplekste siklodekstrin ev<br />

sahibi, dışarıdan gelen molekül ise misafirdir.<br />

Misafir molekülün siklodekstrinle<br />

bağlanması kalıcı değildir. Misafir<br />

molekülün boyutu, kompleks oluşumu<br />

için önemlidir. Misafir molekülün<br />

boyutu siklodekstrinden büyük veya<br />

küçük olduğunda, kompleks oluşumu<br />

gerçekleşmez. İyi bir inklüzyon kompleksi<br />

oluşması için bağlanacak molekülün<br />

siklodekstrin boşluğunu doldurması<br />

ve boşluğun çeperleri ile temas<br />

halinde olması gerekir.<br />

Anorganik kimyada, moleküllerin<br />

Siklodekstirinler çeşitli maddelerle<br />

içindeki boşluğun bir başka molekül inklüzyon kompleksi oluşturmasından<br />

tarafından doldurulması ile bir kompleks<br />

dolayı endüstride önemli bir molekül<br />

oluşur; oluşan bu komplekse ink-<br />

olmuştur; birçok sektör ve ürünlerde<br />

lüzyon denir. Molekülün kendisine; ev kullanılmaya başlanmıştır. Çünkü<br />

sahibi dışarıdan gelip, boşluğu dolduran siklodekstrin molekülü; misafir moleküllerle<br />

maddeye de misafir denir. Moleküllerde<br />

kompleks oluşturduğunda<br />

ev sahibi-misafir kompleks ilişkisi ilk misafir molekülün, fiziksel, kimyasal<br />

‘’siklodekstrin’’ maddesi ile bulunmuştur.<br />

ve biyolojik özelliklerini değiştirmekte-<br />

Siklodekstrin molekülünün içindeki dir. Siklodekstrin inklüzyon kompleksi<br />

boşluğun başka bir molekül tarafından oluşturduğunda, misafir molekülün oksidasyon,<br />

doldurulması ile oluşan boşluğa ‘’siklodekstirinin<br />

hidroliz ve fotokimyasal reak-<br />

inklüzyon kompleksi’’ siyonlara karşı dayanımı artmaktadır.<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 10


Diyelim ki ürünümüz içerisinde oksidasyona<br />

dayanıksız bir madde var<br />

(madde oksijenle tepkimeye giriyor),<br />

siklodekstrinle kompleks oluşturarak,<br />

maddemizin oksijenle kompleks<br />

oluşturmasını engeller ve ürünümüzü<br />

dayanıklı hale getiririz. Siklodekstrinler<br />

bazı maddelerin mikroorganizmalar<br />

tarafından bozunmasını önler.<br />

Siklodekstrin uçucu olan bir madde ile<br />

kompleks oluşturarak, uçucu bir maddenin<br />

buharlaşma hızını azaltmaktadır.<br />

Siklodekstrinler kötü koku yayan misafir<br />

molekülle kompleks oluşturarak,<br />

kötü kokunun maskelenmesini sağlar.<br />

Düşük çözünürlüğe sahip maddemizin<br />

çözünürlüğünü artırmak istediğimizde,<br />

siklodekstrinle inklüzyon kompleksi<br />

oluşturarak çözünürlüğünü arttırabiliriz.<br />

Dispers boyar maddeleri düşük<br />

çözünürlüğe sahiptir ve dispers boyar<br />

maddelerinde siklodekstrin kullanımı<br />

uygundur. Siklodekstrin molekülü misafir<br />

molekülün özelliklerini değiştirerek<br />

molekülü istediğimiz hale getirdiği için<br />

siklodekstrin maddesine sihirli madde<br />

demek istiyorum. Siklodekstrin bu sihirli<br />

özelliğinden ve zararsız oluğundan<br />

dolayı endüstride çok geniş kullanım<br />

alanı bulmuştur. Gıda, ilaç, kozmetik,<br />

tekstil, çevre koruma, paketleme, biodönüşüm<br />

vb. sektörlerinde her birinde<br />

farklı amaçlarla kullanılmaktadır.<br />

İlaç Sanayisinde<br />

Siklodekstrin Kullanımı:<br />

İlaç formülasyonlarında, yeni geliştirilen<br />

ilaçların aktif maddelerinin fiziksel<br />

özelliklerini iyileştirmek ve mevcut<br />

ilaçların yeniden düzenlenmesini<br />

sağlamak için siklodekstrin kullanılır.<br />

Siklodekstrin molekülü ilaç etken maddeleri<br />

ile inklüzyon kompleksi oluştu-<br />

11<br />

rarak ilaçların hücreye alımının kolaylaşması,<br />

çözünürlük ve stabilitenin<br />

arttırılması, uçuculuğun azaltılması, raf<br />

ömrünün uzatılması ve yan etkilerinin<br />

azaltılması gibi etken maddelerin birçok<br />

özelliklerini iyileştirirler.<br />

Siklodekstrinler, gastrointestinal ilaç<br />

iritasyonunun azaltılmasında kullanılırlar.<br />

Siklodekstrinler; misafir<br />

molekülle etkileşime girdiklerinde, sıvı<br />

olan misafir molekülü toz ve katı hale<br />

dönüştürürler. Sıvı olan ilaçları katı hale<br />

dönüştürmek içinde siklodekstrin molekülü<br />

kullanılır. İlaç-ilaç etkileşimini<br />

önlemek içinde siklodekstrinler kullanılır.<br />

Bir ilacın hücre içine geçebilmesi<br />

için çözünebilmesi lazım, vücudumuzda<br />

su var; fakat suda çözünmeyen ilaçların<br />

hücre içine geçmesini istediğimizde,<br />

siklodekstrin molekülü ile ilacın<br />

çözünürlüğünü artırarak hücre içerisine<br />

geçmesini sağlamış oluruz.<br />

İlaç aktif maddelerinin birçoğu, suda<br />

çözünmediğinden organik çözücüler<br />

ve surfaktantlarla muamele edilirler.<br />

Bu çözücülerin ise bazı dezavantajları<br />

vardır. Bunlar cildi tahriş eder ve istenmeyen<br />

reaksiyonlara sebep olurlar.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Oysa siklodekstrinle, kompleks oluşturarak;<br />

çözünmeyen ilaç aktif maddesinin<br />

çözünürlüğünü artırırız. Siklodekstrinler<br />

zararsızdır ve biyolojik olarak<br />

parçalanabilirler. Siklodekstrinler, ilaç<br />

molekülünde kötü tadı maskelemek ve<br />

uçucu olan maddelerin uçuculuğunu<br />

azaltmak içinde ilaç endüstrisinde kullanılırlar.<br />

Sporonox, sıvı bir ilaçtır ve yapısında<br />

suda çözünmeyen 10g/ml antifungal<br />

itracozanole içerir. Itracazanole,<br />

çeşitli kosolventlerle çözünür hale getirilmekte;<br />

fakat bu durumda midede<br />

çöküp absorbe edilmemektedir. Itracazanole<br />

maddesini, hidroksipropil<br />

β-siklodekstrin ile çözündürdüğümüzde<br />

maddenin midede çökmesinin önüne<br />

geçmiş oluruz. Ve ilacı enjeksiyonla<br />

kullanmayıp, ağız yolu ile kullanımını<br />

sağlamış oluruz.<br />

Yapılan çalışmalarda, steroid esterleri,<br />

anti kanser ilaçları, prostaglandin<br />

gibi ilaçların formülasyonlarında siklodekstrinlerin<br />

kullanılması ile ilaçların<br />

stabilitelerinin arttığı gözlemlenmiştir.<br />

Dextromethorphan bromide ve Ceterizine<br />

ilaçlarının formülasyonlarında,<br />

acı bir tat vardır, bu acılığı gidermek<br />

için siklodekstrin molekülü kullanılır.<br />

Kozmetik Sektöründe<br />

Siklodekstrin Kullanımı:<br />

Siklodekstrinler kozmetik sektöründe,<br />

stabilizasyon, koku kontrolü, sıvı maddelerin<br />

katı hale dönüşmesi, aktif maddelerin<br />

deriye alınması ve uçuculuğun<br />

azaltılması amacı ile kullanılırlar.<br />

İNOVATİF<br />

Siklodekstrinler %80-90 oranında gıdada<br />

kullanılmaktadır. Acı tat birçok<br />

gıda ürününün, reddedilmesine sebep<br />

olmaktadır. Siklodekstrin, kötü tat veren<br />

madde ile kompleks oluşturarak gıdada<br />

Parfümlerde, uçucu bileşiklerin sik-<br />

tadın iyileştirilmesini sağlar.<br />

12<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

lodekstrin maddesi ile kompleks<br />

oluşturması ile uçuculuk azaltılmakta ve<br />

parfümlerde koku kalıcılığı arttırılmaktadır.<br />

Koku yayan madde siklodekstrin<br />

maddesi tarafından tutulmaktadır.<br />

Siklodekstrinler, ısı ve ışıktan etkilenen<br />

maddeleri kompleks oluşturarak<br />

korurlar. Kozmetik ürünlerinde bazı<br />

bitkiler, ısı ve ışıktan etkilenir; bu maddelerde<br />

stabilizasyonu artırmak için siklodekstrin<br />

molekülü kullanılır. Örneğin;<br />

kozmetik ürünlerinde kullanılan çay<br />

çiçeği yağının bileşimindeki terpenler,<br />

ısı ve ışığın etkisi ile cildi tahriş<br />

eden terpenlere dönüşmektedirler. Siklodekstrin<br />

kullanarak çay çiçeği yağının,<br />

ısı ve ışığa karşı stabilizasyonunu<br />

artırmış oluruz.<br />

Cilt kremlerinde kullanılan hidrokinon<br />

ve kojik asit gibi bileşiklerin pH, ısı ve<br />

ışığa karşı stabilizasyonunu artırmak<br />

için siklodekstrin kullanılır. Güneş<br />

kremlerinde siklodekstrin kullanılarak<br />

cilt ile UV ışığının etkileşimi azaltılır.<br />

Yaşlanmayı geciktirici ürünlerin<br />

formülasyonunda kullanılan retinal, siklodekstrin<br />

ile kompleks oluşturduğunda<br />

retinal maddesinin çözünürlüğü arttırılmaktadır.<br />

Ayrıca bu bileşiğin; UV, ışık<br />

ve oksijene karşı stabilizasyonu sağlanmaktadır.<br />

Gıda Sektöründe<br />

Siklodekstrin Kullanımı:


Meyve suları, kahve, alkollü içeceklerde<br />

acılığın azaltılması için siklodekstrin<br />

kullanılır. Portakal ve greyfurt sularında,<br />

narinin ve limoninden gelen acı tat<br />

β-siklodekstrin kullanılarak azaltılmaktadır.<br />

Siklodekstrin, gıdada koku maskelenmesi<br />

içinde kullanılmaktadır. Japonya’da<br />

20 yıldır, taze gıdaların kokularının<br />

hapsedilmesi ve balık yağının stabilizasyonunu<br />

sağlamak için siklodekstrin<br />

molekülü kullanılmaktadır. Süt tereyağı<br />

ve yumurta gibi ürünlerde siklodekstrin<br />

kullanılır ve bu sayede ürünlerden %<br />

80 oranında kolesterol uzaklaştırılmış<br />

olur. Siklodekstrin; yağlarda serbest yağ<br />

asitlerini ayırarak, yağın kızartma kapasitesini<br />

artırmaktadır.<br />

Siklodekstrin molekülü, inklüzyon<br />

kompleksi oluşturarak istemediği renkleri<br />

maskeleyebilir. Meyve sularında<br />

bulunan polifenoksidaz enzimi,<br />

renksiz bileşikleri renkli bileşiklere<br />

dönüştürerek meyve sularında kararma<br />

oluşturmaktadır. Siklodekstrinler, polifenoloksidaz<br />

enzimini ya da fenolik<br />

bileşiklerini ortamdan ayırarak kararmayı<br />

engeller.<br />

Siklodekstrinlerin<br />

Diğer Sektörlerde Kullanımı:<br />

Siklodekstrinler, tekstil sektöründe<br />

kumaşlarda kullanıldığında; ter ve sigara<br />

gibi istenmeyen kokuları hapseder.<br />

Kumaş boyamada kullanılarak, boyanın<br />

kumaş tarafından alımını artırıp; atık<br />

sudaki boya miktarında azaltmıştır.<br />

Siklodesktrin, atık sulardaki zararlı<br />

maddelerle etkileşime girer ve böylece<br />

çevreye olan zarar azaltılmış olur. Atık<br />

sularda bulunan tekstil maddelerinin<br />

uzaklaştırılması içinde siklodekstrin<br />

13<br />

kullanılır. Sinir gazları olarak bilinen<br />

somon ve sarin gazlarının, zehirli<br />

etkisini azaltmak için siklodekstrin<br />

kullanılır. Siklodekstrinler; tohumlarda<br />

nişastayı parçalayan enzimleri yok<br />

ederek, tohumların çimlenmesini sağlar.<br />

Endüstriyel öneme sahip olan ve birçok<br />

kullanım alanı bulunan siklodekstrinler,<br />

nişastanın parçalanması ile üretilirler.<br />

Nişastanın ucuz olması, sınırsız miktarda<br />

bulunması ve basit bir enzimatik<br />

dönüşümle üretilmesinden, üretiminin<br />

çevre kirliliği oluşturmaması ve birçok<br />

endüstride kullanım alanı bulmasından<br />

dolayı, siklodekstrin maddesinin üretimi<br />

avantajlı olmaktadır. Almanya,<br />

Macaristan, Japonya, Fransa ve ABD’de<br />

siklodekstrin maddesinin üretim tesisleri<br />

vardır ve bu ülkelerde binlerce ton<br />

siklodekstrin maddesi üretilmektedir.<br />

Çok fazla teknik anlatarak siz okuyucularımı<br />

sıkmak istemedim, sormak istediğiniz<br />

ve anlamadığınız yer olduğunda<br />

her zaman sorularınızı cevaplamaya<br />

hazırım. Tüm okuyucularımın yeni<br />

yılını kutlar, esenlikler dilerim.<br />

Kaynaklar:<br />

1)Siklodekstrinlerin İnklüzyon Kompleksleri,<br />

E. Perrin Akcokoca ve Rıza Atav,<br />

Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği<br />

Bölümü<br />

2)Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Fen<br />

Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği<br />

Anabilim Dalı, Ayşe Avcı, Ankara 2010<br />

3)Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda<br />

Mühendisliği Anabilim Dalı, Dilek Ceylan,<br />

Ankara 2009<br />

4)http://www.dunyagida.com.tr/haber.<br />

php?nid=931<br />

Görsel Kaynaklar:<br />

www.kimyasanal.net<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Vahit KENAR<br />

vahitkenar@gmail.com<br />

KIMYAGER<br />

(MEZUN)<br />

GIDA SEKTÖRÜ<br />

GIDAMIZ KİMYAMIZ<br />

Sakarya<br />

Üniversitesi<br />

Merhaba arkadaşlar,<br />

Bu ay ki konumuz, insan yaşamının en<br />

temel ihtiyaçlarından olan ve toplum<br />

sağlığı açısından stratejik önem taşıyan<br />

gıda sektörüdür.<br />

Zengin tarımsal kaynakları ile gıda<br />

sanayi, Türkiye ekonomisinde ilk kurulmuş<br />

sektörlerden biridir. Cumhuriyet’in<br />

kurulmasından sonra Türkiye’nin sanayileşme<br />

süreci bu sektörle başlamıştır.[1]<br />

Gıda Sektörünün alt başlıkları genel<br />

hatlarıyla; et ve et ürünleri, süt ve süt<br />

ürünleri, un ve unlu ürünler, meyve ve<br />

sebze ürünleri, katı ve sıvı yağlar, şeker<br />

ve şekerli ürünler, alkolsüz içecekler,<br />

alkollü içecekler, fermente ürünler, hazır<br />

tüketilen gıdalar ve bebek mamaları<br />

olarak özetlenebilir.<br />

TÜİK ihracat verilerine göre, 2012 yılı<br />

toplam ihracatımız 153 milyar dolar<br />

olarak gerçekleşmiştir. İhracatımızın<br />

yaklaşık %10’luk kısmını gıda ürünleri<br />

ve içecek, tarım ve hayvancılık ile<br />

balıkçılık alanlarında yapılan üretimimiz<br />

oluşturmaktadır.[2]<br />

Bir ülke ekonomisi için, sağlıklı ve<br />

dinamik işleyen bir gıda sektörü iktisadi<br />

kalkınma ve sanayileşme sürecinin<br />

önemli bir tamamlayıcısıdır.<br />

Türk gıda içecek ve tütün sektörü, yabancı<br />

yatırımcılar için en cazip alanlardan<br />

birini oluşturmaktadır. Küresel<br />

yatırımcılara kârlı yatırım fırsatları<br />

sunduğundan, müthiş oranda doğrudan<br />

yabancı yatırımı çekerek son on yılda<br />

yaklaşık 4 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.[3]<br />

Ekmeğin Türkiye’de temel gıda maddesi<br />

olması nedeniyle, Türk tarımında tahılın<br />

büyük önemi vardır. Ayrıca, Türkiye’nin<br />

bakliyat üretimi yapan ülkeler arasında<br />

kayda değer bir yeri ve dünya ticaretine<br />

hakim olma potansiyeli vardır. Türkiye’de<br />

fındık ve diğer kuru meyve üretimi<br />

oldukça yüksektir ve bu ürünlerin<br />

çoğunda (fındık, kayısı, kuru üzüm<br />

vs.) Türkiye dünya pazarlarına hakim<br />

konumdadır. Türkiye’nin büyük tarım<br />

potansiyeli, konservesi yapılan geniş<br />

sebze ve meyve tarımını doğurmuştur.<br />

Türkiye’de hızlı büyüyen gıda sanayi sektörlerinden<br />

biri de dondurulmuş sebze<br />

ve meyve sanayidir.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 14


satın almasına yol açmıştır (şeker, et,<br />

süt, unlu mamuller).[5]<br />

Sıra geldi en can alıcı bölüme;<br />

Sektörün İş yeri <strong>Sayı</strong>sı<br />

ve İstihdamı<br />

Türkiye, tarımsal potansiyelinin avantajıyla<br />

bitkisel yağ üretiminde de kalite ve<br />

miktar yönünden diğer ülkeler arasında<br />

önemli bir yere sahiptir.<br />

Teknolojideki gelişmeler ve son yıllarda<br />

artan yatırımlar ile şekerleme, çikolata<br />

ve kakao ürünleri, pasta ve bisküvi<br />

sektörleri Türk gıda sanayisinde büyük<br />

gelişme gösteren sektörlerdir. [4]<br />

Dikkat edilmesi gereken önemli diğer<br />

bir sorun da, tarımsal Ar-Ge harcamalarının<br />

yetersizliğidir. Ülkemiz yıllarca<br />

bazı ürünleri iç ve dış talebin üstünde<br />

üretmiş, talep fazlası ürünleri imha<br />

etmiş ya da maliyetin altında fiyatlarla<br />

pazarlayarak zarar etmiştir (çay, tütün,<br />

şeker). Üretimi mümkün olan bazı<br />

ürünlerin yanlış politikalar nedeniyle<br />

ithalatı yapılarak döviz kaybı yaşanmıştır.<br />

Üretim olanağına rağmen yanlış<br />

planlama ya da politikalardan kaynaklanan<br />

üretim yetersizliği (mısır, ayçiçeği,<br />

hububat) sorunun bir başka boyutudur.<br />

Yanlış destekleme politikaları sonucunda<br />

ürün kalitesinde gerilemeler meydana<br />

gelmiş (buğday), yine yanlış politikalar<br />

halkın temel gıda maddelerini<br />

dünya ve AB ülkelerine göre çok pahalı<br />

15<br />

Genelde iş hayatına atılacak, kendi işini<br />

kurmak isteyen arkadaşlarımız ilk olarak<br />

gıda sektörünü tercih eder. Ancak bu<br />

sektör sürprizlerle ve risklerle doludur.<br />

Biz kimyacılar da sektörün esas oyuncuları<br />

arasında yer almaktayız. Birçok<br />

gıda firmasında, genellikle gıda mühendisi<br />

ve kimyagerler tercih edilmektedir.<br />

Hatta kimyacılar daha da çok diyebiliriz.<br />

Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

(SGK) verilerine göre, 2009 yılında gıda<br />

sektöründe 36.396 iş yeri faaliyet gösterirken<br />

iş yeri sayısı yaklaşık %11 artış<br />

ile 2012 yılında 40.377’ye yükselmiştir.<br />

Gıda sektörüne ilişkin istihdam da ise<br />

2009 yılında 338.852 kişi çalışırken 2012<br />

yılında % 20 artışla 406.091 kişiye ulaşmıştır.[3]<br />

Son olarak günümüzde çoğu sektörde<br />

olduğu gibi gıda sektöründe de illegal<br />

oyunlar oynanmaktadır. Gıdanın imalatında<br />

maliyeti düşürmek için kullanılan<br />

gerek insan sağlığına gerekse<br />

çevre için zararlı maddelerin kullanımı<br />

konusunda dikkatli olmalı, gerekirse<br />

araştırma yapmalı ve insanları uyarmalıyız.<br />

Her zaman dediğim gibi kısa vadeli<br />

kazançlar uğruna hiçbir canlının<br />

hayatı hiçe sayılmaması gerekmektedir.<br />

Bu konuda üzerimize düşen görevi<br />

yapmalıyız. Unutmamalıyız ki canları<br />

yakarken canımız da yanabilir.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Mesleki ve vicdani olarak böyle bir<br />

sorumluluğumuzun olduğu kanısındayım.<br />

İnsanları bilinçlendirmeliyiz.<br />

Özellikle de kola konusunda :)…Çünkü<br />

gıda öyle bir şey ki hata veya hileyi affetmez.<br />

Yaptığınız sahtekarlık ya da hata<br />

hiç ummadığınız bir anda, ummadığınız<br />

yerden sizin ve en yakınlarınızın yakasına<br />

yapışabilir.”<br />

Konuyla ilgili çalışmak isteyen arkadaşlarım<br />

da gıda sektöründe sorumlu<br />

yöneticilik el kitabına buradan ulaşabilirler.<br />

http://topluluk.comu.edu.tr/gida/eski/<br />

elkitabi.pdf<br />

Kaynaklar:<br />

[1] DONDURAN, Murat, Selma TO-<br />

ZANLI, Aylin ATAY (2007), “Uluslararası<br />

Rekabet Stratejileri: Türkiye Gıda<br />

Sanayii”, TÜSİAD Rekabet Stratejileri<br />

Dizisi-10, Türk Sanayicileri ve İşadamları<br />

Derneği, TÜSİAD/T-2007-09-442,<br />

Eylül, İstanbul<br />

[2] TÜİK SEKTÖREL VERİLER<br />

[3] Sektörel Raporlar ve Analizler Serisi,SANAYİ<br />

GENEL MÜDÜRLÜĞÜ<br />

[4] Ekonomi Bakanlığı, İhracat Genel<br />

Müdürlüğü Gıda İşleme Makineleri Sektör<br />

Raporu 2012, s.1<br />

[5] İSO (2006), “Gıda Sektörü”, Avrupa<br />

Birliği’ne Tam Üyelik Sürecinde İstanbul<br />

Sanayi Odası Meslek Komiteleri Sektör<br />

Stratejileri Geliştirilmesi Projesi, İstanbul<br />

Sanayi Odası Yayınları, No:2006/1,<br />

İstanbul-http://www.iso.org.tr/tr/web/<br />

statiksayfalar/kutuphane_yayinlar_detay.aspx,alıntı:<br />

04.05.2011<br />

Görsel Kaynaklar:<br />

http://www.firmasec.com/resim/4/<br />

dink-gida-sanayi-susam-uclu-57f49dca663-mdbbcm.png<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 16


Elif Nida KILIÇ<br />

elifnidaklc@gmail.com<br />

KIMYA<br />

MÜHENDISI<br />

(öGRENCI)<br />

“KARKİM”<br />

Yıldız Teknik<br />

Üniversitesi<br />

Hepimiz güzel bir geleceğin<br />

hayalini kuruyoruz.<br />

İyi bir iş yeri, iyi bir mevki,<br />

iyi bir maaş, güzel bir çalışma<br />

ortamı, esnek çalışma<br />

saatleri ve dahası...<br />

Peki şirketler bizlerden ne<br />

bekliyor, elemanlarını nasıl<br />

seçiyor?<br />

İyi bir kariyer için neler<br />

yapabiliriz?<br />

Bu ay ki sayımızda sizleri<br />

bütün bu soruların cevaplandığı<br />

KARKİM etkinliğine<br />

götüreceğim.<br />

17<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


KARKİM NEDİR?<br />

KARKİM; Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulubü’nün düzenlediği<br />

2 günlük seminer programı, teknik gezi ve sosyal aktiviteden oluşan Kariyerimin<br />

<strong>Kimya</strong>sı projesidir. Karkim her yıl kimya, kimya mühendisliği, ziraat<br />

mühendisliği, gıda mühendisliği, biyokimya, biyomühendislik, çevre mühendisliği<br />

lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile mezunlarını şirketlerle buluşturuyor. Yaklaşık<br />

900 kişiyi ağırlayan etkinlik, şehir dışından gelen misafirler için de konaklama imkanı<br />

sağlıyor.<br />

Bu yıl 5.si düzenlenen Ulusal Kariyerimin <strong>Kimya</strong>sı; etkinliği ve seminerleri, 2-3<br />

Aralık’ta Yıldız Teknik Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.<br />

Etkinlikte İKMİB, Unilever, Deva Holding, ÜLKER, Sanovel İlaç, Abdi İbrahim<br />

İlaç, Anadolu EFES PİLSEN, HENKEL, Kopaş, Adli Tıp Kurumu gibi dev şirket ve<br />

kurumlardan konuşmacılar yer aldı. Etkinliği 2 günlük seminer programı, 2 teknik<br />

gezi ve bir eğitim ile geçtiğimiz günlerde geride bıraktık. Peki, etkinlikte neler anlatıldı,<br />

neler soruldu bunları derleyip, sizler için özetledim.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 18


19<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


* İş mülakatı öncesi kesinlikle prova yapın. Kendinizi videoya çekin,<br />

izleyip kendinizi değerlendirin.<br />

Deva Holding – Arzu SARAÇ<br />

* Mülakatta olabildiğinizce doğal olun, kendinize güvenin ve göz<br />

temasını kaçırmayın.<br />

Deva Holding - Arzu SARAÇ<br />

* Erkekler! İş görüşmelerinde kravat takmayı unutmayın!<br />

Deva Holding - Arzu SARAÇ<br />

* CV’nizdeki ön yazınızı hem Türkçe hem İngilizce hazırlayın.<br />

Deva Holding - Arzu SARAÇ<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 20


* Yabancı dilinizi üst seviyede tutun, kendinize yatırım yapın. Sadece<br />

para kazanmak için çalışmayın.<br />

Deva Holding - Arzu SARAÇ<br />

* Geniş düşünün! <strong>Kimya</strong> veya kimya mühendisliği mezunu olarak satış<br />

pazarlamada da çalışabilirsiniz. Satacağınız ürünün arka planını bilmeniz<br />

size avantaj getirecektir.<br />

Abdi İbrahim – Cihan ALP<br />

* Bir yerden başlayın ve kendinizi geliştirin. Büyük firma veya küçük<br />

firma diye değerlendirmeyin; sizin için doğru olan iş yerini bulun.<br />

İKMİB – Murat AKYÜZ<br />

* ‘‘Siz benden ne bekliyorsunuz? ’’ Bu soruyu iş görüşmenizde<br />

karşınızdaki insan kaynakları uzmanına mutlaka sorun.<br />

Deva Holding- Arzu SARAÇ<br />

21<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


* Değişime karşı çıkarsanız yok olursunuz, ayak uydurursanız kaybedersiniz.<br />

Değişimi şekillendirin!<br />

Unilever – Cem Tarık YÜKSEL<br />

* Kendinizi asla sınırlamayın. Bizim için en önemli şeyler yaratıcılık,<br />

analitik düşünme, iletişim ve takım çalışmasına yatkınlık.<br />

HENKEL – Begüm NALCI<br />

* Benim için başarı, yüreğindekini gerçekten gerçekleştirebilmektir.<br />

Bunu yapın!<br />

Aret VARTANYAN<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 22


SORU & CEVAP<br />

* İKMİB Firması olarak işe alımlarda nelere dikkat ediyorsunuz? Okuduğumuz<br />

üniversitelerdeki not ortalaması sizler için önemli mi ?<br />

** İş hayatı not ortalaması yüksek olanların iyi olduğu bir yer değildir. Staj ve<br />

kişinin üniversitedeki etkinlikleri, yüz yüze konuşma ve yaptığımız kişilik envanteri<br />

testi etkili oluyor. İnsan kaynakları öncelikle sizin kim olduğunuza, hayatta<br />

neler yapmak istediğinize bakıyor.<br />

* İlaç sektöründeki yerel firmalarda, işçi çıkarımı sayısının arttığını görüyoruz.<br />

İlaç sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?<br />

** Son beş yıldır ilaç sektöründe birtakım sorunlar mevcut. Eleman çıkarımları<br />

hala devam ediyor. Ancak bu ilaç sektörünün geleceğinin kötü olduğunu<br />

göstermez. İlaç, hala başvurabileceğiniz önde bir sektör. Ama geniş bakmalısınız.<br />

Örneğin, marka patentte kimya mühendisi olan bir arkadaşım vardı. Patentler<br />

değerlendirilirken kimya bilgisini kullanıyordu. Sizler de bu tür iş fırsatlarını<br />

değerlendirebilirsiniz. (İKMİB)<br />

* Deva Holding’te mülakatlar İngilizce mi yapılıyor?<br />

**Evet, bazı mülakatlarımız İngilizce yapılıyor; ama bu mülakatların dışında da<br />

yabancı dile oldukça önem veriyoruz. Seçeceğimiz çalışma arkadaşımızın İngilizcesinin<br />

iyi bir düzeyde olması gerekli.<br />

Bunları Biliyor Muydunuz?<br />

* Abdi İbrahim İlaç, bundan tam 101 yıl önce kuruldu. Her yıl %70’i<br />

kimyager ve kimya mühendisi, %30’u eczacı olmak üzere 120 tane stajyer<br />

alıyor. Stajyerler, CV incelenmesi ve İngilizce sınavı değerlendirilmesinin<br />

ardından seçiliyor. Staj için 3. ve 4.sınıf üniversite öğrencileri<br />

çoğunlukla tercih ediliyor.<br />

* Yapılan araştırmalara göre iletişimin %7’sini sözcükler, %38’ini paralinguistik<br />

(aksan, tonlama, vurgu) ve %55’ini yüz ifadeleri oluşturuyor.<br />

23<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


* Bir gıda mühendisi veya kimya mühendisi olarak Yıldız Holding<br />

bünyesinde satış temsilcisi, kategori yönetimi, ticari satın alma,<br />

kalite-denetim departmanlarında çalışabilirsiniz.<br />

* Adli <strong>Kimya</strong> laboratuvarlarının, müşterileri mahkemeler ve morglardır.<br />

Alınan bir numunenin analizinin tamamlanması ve raporun<br />

hazırlanması yaklaşık 3 ay sürer. Rapor teslim edilirken numunenin<br />

küçük bir kısmı 7 yıl saklanmak üzere adli tıp kurumu arşivinde kalır.<br />

* Şirketlere göre, uzun süre tek bir iş yerinde çalışıp ayrılmış bir eleman<br />

adayı, 10 farklı iş yerinde kısa sürelerle çalışıp ayrılmış bir eleman<br />

adayına göre daha önde. Çünkü şirketler istikrara büyük önem gösteriyor.<br />

* Türkiye’de adli vakalar, sadece Adli Tıp Kurumu’nda incelenip mahkemelere<br />

gönderiliyor. Ancak Adli Tıp Kurumu’na kimyager veya<br />

kimya mühendisi alımı için yüksek bir KPSS puanı isteniyor.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 24


* Abdi İbrahim, şirket çalışanlarının eğitimleriyle de ilgileniyor;<br />

çalışanlarına yıllık Pharma Mini MBA, Medico Marketing Institude<br />

gibi bazı eğitimler veriyor. 3 yılını doldurmuş çalışanlara işin yönetimi<br />

ve ilişkinin yönetimi eğitimleri veriliyor.<br />

Karkim Proje lideri Nedime AKYÜZ başta olmak üzere bütün KARKİM takımına,<br />

yardımları için teşekkürlerimi sunarım.<br />

http://www.ytukvk.org.tr/karkim<br />

25<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


AYIN RÖPORTAJI<br />

TÜRKİYE’ DE KİMYA<br />

SEKTÖRÜ<br />

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?<br />

1952, Tarsus doğumluyum. İlk ve ortaokulu Tarsus’ta okudum.1966 yılında Mersin<br />

Öğretmen Okulu’na gittim. 2 yıl Mersin Öğretmen Okulu’nda okuyup çok başarılı<br />

öğrencileri yüksek öğretmene seçiyorlardı. Dolayısıyla başarılı olduğum için 1968<br />

yılında Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’na seçildim.1968-1969 yılında hazırlık<br />

sınıfını bitirdim. 1969 yılında da İstanbul Üniversitesi <strong>Kimya</strong> Fakültesi’ne kayıt<br />

yaptırdım. Daha sonra 1974 yılında İstanbul Üniversitesi <strong>Kimya</strong> Yüksek Mühendis’i<br />

olarak mezun oldum. 1974 yılında askerlik görevimi yapmak üzere orduya<br />

katıldım. 128. Dönem Yedek Subayı Levazım Okulu’nda dönem birincisi olarak,<br />

meslek kurasında İzmir <strong>Kimya</strong> Evi’ne gittim ve orada <strong>Kimya</strong> Evi Müdür Vekilliği<br />

görevini yürüttüm. 1976 Nisan ayında teskere aldım ve hemen Tarsus’ta bir yağ<br />

fabrikasına <strong>Kimya</strong> Mühendisi olarak girdim ve çalışmaya başladım. 1977 yılında<br />

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başladım. <strong>Kimya</strong> Yüksek<br />

Mühendisi olduğum için direkt doktora çalışmalarına başladım ve 1981 yılının<br />

başlarında doktoramı tamamladım. 1984 yılında yardımcı doçent olarak KTÜ<br />

Fen Fakültesinde göreve başladım. 1985 yılında da Çukurova Üniversitesi <strong>Kimya</strong><br />

Bölümü’ne yardımcı doçent olarak geçiş yaptım.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 26


1988 de doçent oldum. 1994 yılında profesör oldum ve 1995 yılında da Kahramanmaraş<br />

Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Dekanı olarak görevlendirildim,<br />

aynı zamanda Çukurova Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olurken 6 ay sonra<br />

KSİÜ’ye Rektör yardımcısı oldum. 2003 yılı 1 Eylül’e kadar Kahramanmaraş Sütçü<br />

İmam Üniversitesi’nde Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak devam ettim. Bu süre<br />

zarfında çok sayıda master ve doktora öğrencisi yetiştirdim. Yaklaşık 10’un üzerinde<br />

doktorant yetiştirdim. 30 civarında yüksek lisansını tamamlayan öğrencim<br />

var. 1977 yılından bu yana hem sanayi işbirliğini gözeterek üniversite-sanayi İş<br />

birliği çerçevesinde sanayi ile ortak projeler yürüttüm. Bu bağlamda TÜMSİAD<br />

İstişare Kurulu üyeliği yaptım, Akdeniz İhracatçılar Birliği’ne danışmanlık yaptım.<br />

Aynı zamanda TOBB’un AR-GE <strong>Kimya</strong> alt grubunda AR-GE komitesinde üye olarak<br />

da görev yapıyorum. 2013 yılının Ocak başında da Çukurova Üniversitesi’ne<br />

Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak atandım. Şu anda da Fen Edebiyat Fakültesi<br />

Dekanlığı’nı yürütmeye devam ediyorum.<br />

Dünya’da kimya sektöründe bilimsel gelişmeler nanoteknoloji, biyokimya,<br />

katalizör, genetik, organik kimya ve polimer kimyası alanlarında gözlemlenmektedir.<br />

Bununla ilgili Türkiye ne konumdadır?<br />

Dünya’da kimya sektörüne bakıldığı zaman gerekli atılımı yapmadığımızı<br />

görüyoruz. Değişik alanlarda belki şu an ürettiğimiz kimyasallar var; ama genel<br />

anlamda değerlendirdiğimizde, dünya kimyasal madde ticareti yaklaşık 2,6 trilyon<br />

dolar civarında. Bunun içerisindeki Türkiye’nin payı %1’lerin altında. 2012 yılı<br />

ihracatımıza baktığımız zaman kimya sektörüyle ilgili ortalama 16 milyar dolar<br />

ihracatımız var. Buna karşılık 40 milyar dolarlıkta ithalatımız var, yani cari açığa<br />

olumsuz katkımız var. Dolayısıyla, <strong>Kimya</strong> sektöründe özellikle ithal edilen kimyasalların<br />

ülkede üretilir hale getirilmesine ihtiyaç var. Şuanda, dünyada bilinen<br />

kimyasal bileşik olarak baktığımızda 60 milyon civarında kimyasal madde biliniyor.<br />

Endüstride yaygın olarak 80.000 civarında kimyasal var. Ülkemizde bundan<br />

2600 tane kimyasal üretebiliyoruz. Bir kısmında ise dışa bağımlıyız. Yani, A maddesini<br />

getirip B maddesini üretir gibi halimiz var. Şimdi bu genel rakamlar içerisinde<br />

baktığımızda, dünyada hiçbir gelişmiş ülkeyi gösteremiyorsunuz ki kimya<br />

sektörü üç gelişmiş sektörün biri kimya olmasın. Yani <strong>Kimya</strong> sektörü gelişmeden<br />

ülkenin gelişmişliği mümkün değil. Öbür taraftan başka bir gerçek daha var,<br />

Üniversite-Sanayi gelişmemiş hiçbir ülkede yok. Yani üniversite-sanayi işbirliği<br />

gelişmeden, ülkenin gelişmesi mümkün değil. Bu bağlamda ne yapılabilir? Hangi<br />

sektörde olursa olsun kendi teknolojinizi üretmeniz lazım. Bizim <strong>Kimya</strong> alanında<br />

kendi teknolojimizi üretir hale gelmemiz lazım. Bu nasıl olur? Üniversiteler bilgi<br />

üretim merkezleridir, yani Dünya’da bilgilerin %99’u üniversitelerde üretilir.<br />

Gelişmiş ülkelerde üretilen bilgi, teknolojiye transfer edilir. Gelişmemiş ülkelerde<br />

ise rafta kalır. Dolayısıyla, bizim üniversitelerde ürettiğimiz bilgileri teknolojiye<br />

transfer etmemiz gerekiyor.<br />

27<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


<strong>Kimya</strong> sektöründe üretimin 2007 yılında %8,7 artmasına karşın ekonomik<br />

krizin etkisi sonucu 2008 yılında %0,3 oranında daralmıştır. Türkiye, yaşanan<br />

ekonomik kriz sonrası kimya sektöründe bir kayıp yaşamış mı?<br />

Şimdi, hakikaten ekonomik krizler pazar daralmasına sebebiyet veriyor; ama şunu<br />

gözlemliyorum. Bilim adamıyım siyasetten anlamam; ama bir vatandaş olarak ve<br />

bilim adamı olarak her türlü krize rağmen son zamanlarda ülkemizin bu konuda<br />

gayet rahat olduğunu ve iyi ilerlediğini görüyorum. İhracat konusunda, baktığımız<br />

zaman her yıl artan ihracat potansiyelimiz var. Bu son sürece baktığımız zaman<br />

çok daha farklı olaylar bile bizim ekonomik çalkantıya girmememize, herhangi bir<br />

sıkıntı yaşamamamıza sebebiyet veren düzenlemeler içerdiğini görüyoruz. İhracat<br />

konusunda, baktığımız zaman her yıl artan ihracat potansiyelimiz var. 2002 yılında<br />

39 milyar dolar civarında ihracat varken, bildiğim kadarıyla geçtiğimiz yıl 152,5<br />

milyar dolar bir ihracata ulaştık. Bu demektir ki şuanda ihracatımız Dünya’ya<br />

açılmış ve Dünya ile entegre olmuş durumdayız. Her türlü kriz ve Pazar daralmasına<br />

rağmen, çevre ülkelerdeki olumsuzluklara rağmen ihracatımızda azalmalar<br />

değil, artmalar olduğunu görüyoruz. Öyle inanıyorum ki, bu ortaya konulan<br />

desteklerle önümüzdeki yıllarda da çok iyi konuma geleceğiz.<br />

2008 yılında dış ticaretin %52’si AB ülkeleri ile yapılırken bu rakam 2009 yılında<br />

%51, 2010 yılında %49,2 şeklinde azalmış. Yaşanan ekonomik krizle yeni<br />

pazar arayışına girilmiştir. Yeni pazar arayışında sektörlere öneriniz nelerdir?<br />

Biliyorsunuz Dünya’da hakikaten, işte Afrika’dan tutunda başka bölgelerde, yeni<br />

bir takım pazar söz konusu ve az önceki soruda da ifade ettiğim gibi hem Ekonomi<br />

Bakanlığı hem Bilim Teknoloji bakanlığı hem de Kalkınma Bakanlığı’nın özel gayretleriyle<br />

ekonomik alanda faaliyetlerini izliyorum. Yeni pazarlarla, ortaya koyduğu<br />

bağlantılarla, Avrupa Birliği ülkelerle yapılan ihracat azalmasına rağmen<br />

belirli oranlarla; ama toplam ihracatımızın azalmaması, yeni pazar arayışının devreye<br />

girmesiyle açıklanabilir. Dolayısıyla, yeni pazarların aranması bir ihtiyaçtır.<br />

Bunun, önümüzdeki yıllarda da artacağı inancını taşıyorum. Tabi ki Dünya’da bir<br />

rekabet var, bir takım güç kaymaları söz konusu olabiliyor. <strong>Kimya</strong> sektörüyle ilgili<br />

yeni aktörler ortaya çıkabiliyor. Bu dengelere bakıyorsunuz, ÇİN aktörü var, Pakistan’ın<br />

<strong>Kimya</strong> sektöründe bayağı geliştiğini görüyorsunuz. Plastik sektörü, boya<br />

sektörü, ara kimyasallarda birtakım yeni güçlü merkezlerin oluştuğunu görüyorsunuz.<br />

Ama her şeye rağmen bizim, ülke olarak istikrarı yakalamış olmamız hem<br />

yabancı sermayenin gelişimine hem de yeni dış pazarların oluşmasına önemli<br />

katkılar sağladığına inanıyorum. Yani, bir ülkede istikrar varsa bu ülkenin önünü<br />

açacaktır diye inanıyorum.<br />

<strong>Kimya</strong> sektörü, sermaye-teknoloji yoğun bir sektör olduğu için iş gücü yoğunluğu<br />

düşüktür. Artan teknolojik gelişmeler ülkemizde kimya sektöründe iş istihdamını<br />

ne türlü etkilemektedir?<br />

Şimdi tabi bir şeyi üretirken iş gücünü azaltmak da, çoğaltmak da mümkündür.<br />

Yani, üretim yönteminizle alakalıdır. Bu, uyguladığınız teknolojiye de bağlı.<br />

28<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

İNOVATİF


Dolayısıyla, yeni bir takım kimyasal madde üretimini az önce belirttiğim gibi<br />

2600 tane üretirken çok daha fazlasını üretir hale gelirsek iş istihdamını artırıcı<br />

olacaktır. Yani belki bir iş yerinde bir üretim yapan bir yerde teknolojiyi geliştirerek<br />

iş gücünü azaltmak mümkün; ama yeni üretim tesislerinin kurulması yeni<br />

istihdam alanları yaratacaktır. Dolayısıyla bizim ülkemizde kimya sektörü eğer<br />

düşündüğümüz gibi yeni bir takım kimyasalları veya yeni bir takım ürünleri üretir<br />

hale gelen tarzda gelişirse, istihdamı artırıcı olacaktır diye düşünüyorum.<br />

Dolayısıyla, verilen teşviklerle ülkede üretilmeyeni üretebilmeye, getirilecek teşviklerle<br />

önümüzdeki yıllarda kimya sektöründe daralma değil genişleme olacak,<br />

hem istihdam açısından hem üretim açısından diye söyleyebiliriz.<br />

Ülkemizde <strong>Kimya</strong> Sektörü denilince plastik ve kauçuk ürünleri sektörü önemli<br />

bir yere sahiptir. Bunun nedeni nedir? Acaba geri dönüşümü kolay malzeme<br />

olduğu için mi?<br />

Yani, bu ihtiyaçtan doğan bir şeydir. Plastik ve kauçuk sektörüyle ilgili kullanılan<br />

malzemelerde son zamanlarda önemli ölçüde artışlar var dolaysıyla, hakikaten<br />

kimya sektörü içerisindeki paya, büyüklüğe bakıldığında, dediğiniz doğru. Ama bu<br />

bizim ülkemiz için bu durumdayken, önümüzdeki yıllarda da yine bu belki belli<br />

büyüme seyrini gösterirken başka alanlarda da ben yeni yatırımlarla birtakım<br />

büyümeler olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, şu andaki genel manzara plastik<br />

sektörünün hakikaten bayağı güçlü olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Deterjan ve temizlik maddeleri sektöründe ham madde açısından dışa bağımlıyız.<br />

Ülkemizde bununla ilgili çalışmalar var mı?<br />

Şimdi, sadece temizlik ürünleri ve deterjanlarda dışa bağımlı değil, diğer sektörlerde<br />

de dışa bağımlıyız; ama tabi ki bir kozmetik sektörüne bakıldığı zaman 3000<br />

tane kimyasal girdisi var. Bunun birçoğunu dışarıdan alıyoruz. Temizlik ürünleri<br />

ana kimyasal girdisi yüzey aktif maddelerdir. Yüzey aktif maddeler içerisinde anyon<br />

aktif madde olan LABSA’dır. LABSA’yı biz Lineer Alkil Benzen olarak üretiyoruz;<br />

ama Türkiye’de Lineer Alkil Benzen üretilmiyor. Yani en büyük temizlik<br />

ürünlerinde paya sahip olan LAB’ın dışa bağımlı olması önemli bir olay. Bizim<br />

mutlaka bunu veya bunun yerine ikame edebileceğimiz kimyasalı ülkede üretir<br />

hale gelmemiz lazım. Bu konuda çalışmalar var. Benimde yaptığım çalışma var,<br />

yani LABSA yerine kullanılabilecek bir anyonik yüzey aktif maddenin ülkede<br />

üretilebilir hale gelmesi. Bunu ben San-Tez haline de getirdim. Beyaz kâğıtla birlikte<br />

Sanayi Bakanlığı’nda bu projeyi savunmaya çalışıyorum. Önümüzdeki yıllarda,<br />

eğer başarabilirsek yağ rafinasyon atığı olan sofstoktan yağ asidini elde edip<br />

onun metil esteri ve sülfolanmasıyla elde edilen bir anyon aktif maddeyi LABSA<br />

yerine daha çevreci olarak kullanmak mümkün. Biliyorsunuz gelişmiş ülkelerde<br />

çevreye olan duyarlılık daha fazla. O yüzden LAB’ın ortaya çıkardığı bir takım<br />

olumsuz etkileri de ortaya çıkarmayacak, az önce belirttiğim ürünü ortaya çıkarmayı<br />

başarırsak hem çevre dostu olan bir kimyasalı ikame etmiş olacağız hem de<br />

LAB’da dışarı bağımlılığı azaltmış olacağız.<br />

29<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Bunun gibi birçok deterjan ve temizlik ürünlerinde çalışmalar var ve ileri ki yıllarda<br />

bu sektörlerde madde alımında dışa bağımlılığı azaltmış olacağız. Amacımız<br />

dışa bağımlı olduğumuz kimyasalların ülkede üretilebilir hale gelmek. Belki bütün<br />

kimyasalları üretmek mümkün değil; ama hiç olmazsa katma değeri yüksek spesifik<br />

kimyasalları artık biz üretir hale gelmeliyiz, diye düşünüyorum. Benim<br />

bildiğim, kendi yaptığım, kimya bölümümüzde yapılan çalışmalardan rahatlıkla<br />

söyleyebilirim ki, önümüzdeki yıllarda kimyasal madde açısından dışa bağımlılıkta<br />

belli azalmalar ve kendimiz üretir hale gelmeler gerçekleşecektir.<br />

İlaç sanayisinde ülkemizde sektör sahip olduğu potansiyele rağmen Dünya<br />

parametrelerinde etkinliğini henüz kazanmış değil. TÜİK’e göre bu oran %0.2.<br />

Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?<br />

İlaç sektörü, benim ilgili olduğum bir sektör değil; ama yine kimya ile ilgili olduğu<br />

için biliyorum. İlaç sektöründe ürün geliştirmek çok uzun süreç ve bunu çok güçlü<br />

firmalar yapıyor. Türkiye’de ilaç sektöründe hakikaten güçlü firmalar da var; ama<br />

bildiğim kadarıyla bir takım aktif maddeleri alıp belli formülasyonlarda değişiklik<br />

yaparak sıvı veya katı tablet hale getiriyorlar. Onun kendine göre zorlukları farklı<br />

toplantılarda dile getirildiğinden biliyorum. O alanda söz sahibi olmak belki daha<br />

ilerleyen zamanlarda mümkün olacak. Kendi ortaya çıkarttığımız ilaçları görmek<br />

zaman alacak diye düşünüyorum. Çünkü zor bir sektör, bir ilaç kabul ettirmek çok<br />

zaman alıyor ve çok büyük paralara mal oluyor.<br />

2012-2015 yıllarını kapsayan Türkiye <strong>Kimya</strong> Sektörü Strateji Belgesi’nin genel<br />

amacı ‘’Yüksek katma değerli, çevreye ve insan sağlığına duyarlı süreç ve<br />

ürünlerde kimya sektöründe sürdürülebilir ve rekabetçi bir şekilde dış ticaret<br />

dengesini ülke lehine geliştirerek Dünya’da söz sahibi bir konuma gelmek’’ şeklinde<br />

belirlenmiştir. Bununla ilgili neler yapılıyor?<br />

Buna katılıyorum, böyle olması lazım. Bizim kimyasallar yani ucuz ve yığın<br />

kimyasallar üretmek yerine, katma değeri yüksek spesifik kimyasallar üretmek<br />

lazım. Bu konuda bildiğim kadarıyla değişik kurumların, İhracatçılar Birliği’nin<br />

çalışmaları var, bende katılıyorum bu çalışmalara. <strong>Kimya</strong> Komitesinin İhracatçılar<br />

Birliği’nin çalıştayları <strong>Kimya</strong> sektörünün gelişmesi için ne yapılması gerektiğiyle<br />

ilgili bir takım toplantılar gerçekleştiriyor. Bunların raporları ilgili bakanlıklara<br />

yani İktidara iletiliyor. Az önce ifade ettiğim gibi teşvikler, destekler, bu ilişkilerle<br />

ortaya çıkan bir takım olumlu sonuçlar görüyorum. Dolayısıyla, ilgili kurumların<br />

son zamanlarda bu doğrultuda hakikaten büyük bir gayret içerisinde olduğunu<br />

görmekten mutlu oluyorum. Dolayısıyla, ben hem bir akademisyen olarak hem bir<br />

vatandaş olarak bu tip çalışmalara destek vermeye çalışıyorum. Bu tip destekleri<br />

artırmak lazım ve bu şekilde devam ederse öyle zannediyorum ki, konulan hedefler<br />

ne kadar yakalanır bilemiyorum tabi; ama kimyasal madde ihracatında bu<br />

desteklerin devam etmesi durumunda 2023’te 50 milyar dolarlık konulan hedef çok<br />

büyük bir hedef değil yakalanabilir diye düşünüyorum.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 30


Türkiye’de bor madeni oldukça önemli bir yere sahiptir. Dünya rezervlerinin<br />

yaklaşık %73’ü Türkiye’de bulunmaktadır. Peki Bor madeni üzerinde çalışmalar<br />

yapılıyor mu, bu çalışmalar nelerdir?<br />

Şimdi, Bor Enstitümüz var biliyorsunuz, ciddi çalışmalar yapıldığını takip ediyorum.<br />

ETİBOR’un da kendi içerisinde çalışmaları var. Yani borun temizlik<br />

maddeleri kullanımı, borda yeni ürünler elde edilerek bunun kullanılabilirliği<br />

dolayısıyla bu konuda çalışmalar yapılıyor. Ama şu bir gerçek, elinizde bir kıymet<br />

potansiyel varsa ve bunu ticari ürün haline dönüştürmüyorsanız hiçbir kıymeti<br />

yok. Borun kıymetli ürünlerini üretir hale gelmemiz lazım. Bildiğim kadarıyla bor<br />

madenini çıkarıyoruz, bu haliyle de satıyoruz. Ne kadar ürün üretiyoruz bordan<br />

belli, çok fazla değil. Bir ara perborat üretiyorduk, borik asit, sodyum borat üretiyoruz.<br />

Bir enerji kaynağı üretimi, sodyum bor hidrür ile son derece önemli. Bu<br />

konuda <strong>Kimya</strong> Bölümü’nden de bizim buradan da TÜBİTAK destekli proje yapıldı;<br />

ama sonucunu bitti mi bitmedi mi şu anda bilemiyorum. Ama mutlaka bu söylediğim<br />

gibi bir takım kıymetli ürünleri ülkede üretilir hale gelmesi lazım; ama<br />

üretimin hemen olması mümkün değil. Bir şey üretebilmek için bilgi birikimine<br />

ihtiyaç var. Her şeye rağmen Bor Enstitüsü, üniversitelerde borla ilgili yapılan<br />

çalışmaların belli bir süre sonra meyvesini göreceğiz kanaatindeyim.<br />

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?<br />

Ben teşekkür ediyorum. Türkiye’de ve Dünya’da aslında <strong>Kimya</strong> Sektörü önemlidir.<br />

Artık çevreye duyarlı kimyasallar ortaya koymak ve üretim yöntemlerini de ona<br />

göre ayarlamak lazım. Bunun için bizim ülkemizde Cumhuriyet Dönemi öncesinde<br />

de <strong>Kimya</strong> eğitimi var. İstanbul Üniversitesi’nde <strong>Kimya</strong> ilmi 1930’lu yılların öncesinde<br />

de vardı; ama 1933 yılında İstanbul Üniversitesi kurulduğunda <strong>Kimya</strong> ilmine<br />

başlandı. Daha sonra da değişik üniversitelerde kimya lisans eğitimi var. Ancak<br />

bu eğitim sisteminin yine, yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum.<br />

Bütün bu söylediklerimizin olabilmesi için bizim üniversitelerde kimya öğretimiyle<br />

ilgili eğitimimiz yeniden gözden geçirilerek yetiştirdiğimiz, öğrencilerin ayakları<br />

üzerinde duran, <strong>Kimya</strong>’yı bilen ve bir takım üretimleri yapabilecek cesareti olması<br />

lazım. Ama bunun olabilmesi için de bizim eğitim sistemini gözden geçirerek<br />

iyi kimyacıları nasıl yetiştirebiliriz, Dünya’da kimya eğitiminin nasıl yapıldığını,<br />

inceleyerek ortaya koymamız gerekiyor. Böyle bir görevimizde var. Yani, <strong>Kimya</strong><br />

bölümündeki öğrencilerimizin iyi yetiştirilmesi, bu söylediklerimizin <strong>Kimya</strong> Sektörü’nün<br />

ülkede gelişmesinde önemli katkı koyacak. Ama şunu maalesef üzülerek<br />

görüyorum. Bizim öğrencilik yıllarımız, ben 1969 üniversite girişliyim, o zaman<br />

bizim sahip olduğumuz alt yapı, eğitim sistemi ve öğretim üyelerinin bize aktardıklarına<br />

bakıldığında bugün yaptığımız kimya eğitiminden daha güçlü. Oysa<br />

giderek güçlenmesi giderek, düzelmesi gerekirken maalesef gittikçe gevşeyen, bozulan,<br />

zayıflayan bir kimya eğitimi görüyorum. Mutlaka düzeltmemiz lazım. . Benim<br />

şu anda hem öğretim üyesi olarak hem Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak<br />

bunun düzeltilmesi için projelerim var. Bizim üniversitemizde ve fakültemizde bir<br />

KİMYA VADİSİ oluşturmak idealim. Ne kastediyorum KİMYA VADİSİ’nde: İşte<br />

bakıyorsunuz, Amerika’da SİLİKON VADİSİ var.<br />

31<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İşte Standfort Üniversitesi Teknokent de oluşturmuş bunu. 1950’li yıllarda bir<br />

arsa tahsisi ile dev bir vadi haline gelmiş. Sanayicilerin ve bilim adamlarının bir<br />

arada barındığı, dev şirketlerin bulunduğu, bildiğim kadarıyla Google’ların, Apple’ların,Magintoch’ların<br />

yer aldığı bir bölge ve bir firmanın orada hayret edersiniz<br />

yıllık geliri 155 milyar dolar gibi söyleniyor, çok önemli rakamlar. İşte buna benzer<br />

tarzda eğer burada küçük de olsa bir KİMYA VADİSİ oluşturabilirsek güzel olur.<br />

KİMYA VADİSİ öğrencilerimizle ve öğretim üyelerimizle birlikte, sanayicinin ihtiyaç<br />

duyduğu kimyasalları nasıl üreteceğini gösteren pilot sistemlerden oluşmuş bir<br />

bölge. Biz orada hem işin teorik kısmını hem deneysel kısmını yaparak bu ülkede<br />

üretilmesi mümkün olan ham maddeleri göstermek ve nasıl üreteceği bilgisini de<br />

sanayiciye aktarmayı sağlayacak bir bilim şeklinde çalışan bir yapılanmanın kurulması<br />

gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda da elimden geleni yapacağımı ifade<br />

etmek istiyorum.<br />

Röportaj yapılan kişi: <strong>Sayı</strong>n Profesör Doktor Selahattin SERİN<br />

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANI / ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ<br />

Kendisine Çok Teşekkürler edip saygılarımızı sunuyoruz.<br />

Röportajda emeği olan<br />

<strong>Sayı</strong>n İsmail KANBAZ Bey’ e de çok teşekkürler.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 32


Gökben KÖPRÜCÜ<br />

koprucugokben@gmail.com<br />

KIMYA<br />

MÜHENDISI<br />

(öGRENCI)<br />

“KÜRESEL<br />

ISINMA”<br />

İstanbul<br />

Üniversitesi<br />

GEZEGENİMİZ BİZE NE<br />

ANLATMAK İSTİYOR?<br />

Eğer Colorado’daki dev yangınların<br />

fotoğrafları veya klimanızın sebep olduğu<br />

elektrik faturanız hala sizi ikna<br />

etmeye yetmediyse, iklim değişikliği<br />

ile ilgili bazı sindirimi zor sayılara<br />

buyurun: 2012’nin Haziran ayında<br />

ABD’de 3215 ayrı yüksek sıcaklık rekoru<br />

egale edildi. Haziran, kuzey yarım küre<br />

için kayıtlardaki en sıcak Mayıs ayının<br />

hemen ardından ve tüm gezegen için 20.<br />

yüzyıl ortalamasının aşıldığı birbirini<br />

takip eden 327. ay olarak kayda geçti,<br />

ki bunun şans olma ihtimali 3.7 x 1099,<br />

yani evrendeki tüm yıldızların toplam<br />

sayısının hayli üzerinde.[1]<br />

33<br />

Aslında bu durum, bugün yüzleştiğimiz<br />

bir gerçek de değil. Yüz yılı aşkın bir<br />

süredir bilinmekte. Bu saptama, ilk kez,<br />

İsveçli bilim adamı August Svante Arrhenius<br />

(1859-1927) tarafından 1906’da<br />

yapıldı. Arrhenius bir başka tahminde<br />

daha bulundu: “Havadaki karbondioksit<br />

oranı ikiye katlanırsa Dünya’nın ısısı 5<br />

derece santigrat artar” dedi. Bu, Dünya’daki<br />

yaşamı imkansız hale getirebilecek<br />

bir artıştır. Gelgelelim Arrhenius,<br />

geçen yüzyılın başında bu savı ortaya<br />

atarken, bu artışın ancak birkaç yüzyılda<br />

meydana gelebileceğini düşünüyordu.<br />

Şimdi birçok bilim adamı “Havadaki<br />

karbondioksit bu yüzyılın sonundan<br />

önce ikiye katlanır” diyor. Arrhenius<br />

bunları söylediğinde, sözlerine inanan<br />

pek çıkmamıştı. Tıpkı, bugün küresel<br />

ısınmanın dünyayı insanlar için yaşanmaz<br />

hale getirebileceğine inananların<br />

sayısının pek de yüksek olmaması gibi.<br />

[2]<br />

Peki,nedir bu? Bu başlı başına gezegenimizi<br />

tehdit eden küresel ısınma<br />

gerçeğidir. Küresel ısınma tanımına ,<br />

kısaca göz atalım. Küresel ısınma, başlıcası<br />

atmosfere salınan gazların neden<br />

olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda,<br />

dünya üzerinde yıl boyunca kara,<br />

deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda<br />

görülen artışa verilen isimdir.<br />

Dünya iklim sisteminde değişikliklere<br />

neden olan küresel ısınmanın etkileri en<br />

yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine,<br />

ekvatordan kutuplara kadar dünyanın<br />

her yerinde hissediliyor.[3]<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Şöyle düşünelim: Son üç milyon<br />

yıldan beri gezegenimizin iklimi, mutlaka<br />

iki kararlı denge halinden birinde bulunmuş.<br />

Gezegenimiz bir kararlı halde<br />

bulunurken evrendeki konumunu sanki<br />

hafif çukurun içindeymiş gibi hayal<br />

edelim. Güneş ışınımların da ki küçük<br />

değişmeler, bizi kararlı denge haline<br />

itecek enerjiyi sağlamış. Daha serin<br />

çukurda olduğumuzda gezegen bir buzul<br />

çağına girmiş oluyor; daha sıcak çukurda<br />

olduğumuzda da gezegenin iklimi, şu<br />

an içinde yaşadığımız iklime çok yakın<br />

bir şey oluyor. İnsanlık tarihinin tamamı<br />

da böyle bir iklimde geçmiş zaten.<br />

Sorun şurada ki, fosil yakıtları<br />

kullanma tarzımız, bizi o küçük kararlı<br />

çukurumuzdan çıkarıp gitgide daha<br />

uzağa, şu tepenin öbür taraftaki yamacına<br />

doğru itip duruyor. Devrilme noktası<br />

da, tepenin doruğunu aştığımız nokta<br />

oluyor: o noktadan sonra gezegenimizi<br />

çok daha sıcak bir yer olmaya doğru<br />

itmemize gerek kalmıyor artık; o kendi<br />

başına oraya doğru yuvarlanıp gidecek<br />

zaten.<br />

mekanizmalar da insan yapısı ısınmanın<br />

etkilerini çok güçlendirerek iklim<br />

değişiminin her türlü denetimin dışına<br />

çıkmasına yol açıyor.<br />

Bu kritik eşiği aşarsak, dünyada sıcaklıklar<br />

6 derece kadar fırlayabilir[4].<br />

Böyle bir şey olursa eğer neler olacağına<br />

bir göz atalım.<br />

Dünya 1 derece ısınırsa, Kuzey Kutup<br />

dairesi, yılın yarısı boyunca buzdan<br />

yoksun kalacak ve efsanevi Kuzey Batı<br />

Geçidi, gemilerin geçebileceği şekilde<br />

açık olacak. Bengal Koyu’nun etrafındaki<br />

on binlerce evi sel basacak. Güney<br />

Atlantik’i kasırgalar vuracak. Batı<br />

Amerika’daki şiddetli kuraklıklar, küresel<br />

tahıl ve et pazarlarında kıtlığa yol<br />

açacak. Amerika Birleşik Devletleri’nin<br />

batı yarısında çöller oluşacak. Teksas’tan<br />

Kanada sınırına kadar olan bölge, hiçbir<br />

ürünün yetişmeyeceği aşırı kurak alanlara<br />

dönüşecek.<br />

Dünya 2 derece ısınırsa, Grönland’ın<br />

buzulları yok olacak. O kadar<br />

çok buzul eriyecek ki, kutup ayıları<br />

hayatta kalma mücadelesine girecek.<br />

Böcekler yeni yönlere doğru göç edecek.<br />

Amerika’daki ılıman iklim kuzeye doğru<br />

kayarken, çam böcekleri ormanları yok<br />

edecek. Bu, boz ayıların en önemli besin<br />

kaynağının da yok olması demek. Büyük<br />

Okyanus’taki birçok ada sular altında<br />

kalacak. Tropik mercan resiflerinin<br />

büyük bölümü kaybolacak.<br />

Yeryüzünün küresel sıcaklık değişimi<br />

(IPCC)<br />

. Devrilme noktası, iklim sistemlerinde<br />

mevcut olan bir dizi artı geri besleme<br />

mekanizmasından kaynaklanıyor: bu<br />

Dünya 3 derece ısınırsa, Amazon<br />

Yağmur Ormanları kuruyacak. Alpler’in<br />

karlı zirveleri yok olacak. El Nino’nun<br />

şiddetli baskınları sürekli hale gelecek.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 34


Akdeniz ve Avrupa’nın bazı kısımları<br />

yaz mevsiminde kavurucu bir sıcak<br />

yaşayacak. Büyük sıcaklık dalgaları<br />

yaşanacak. Ortadoğu’da görülen sıcaklıklar,<br />

Kuzey Avrupa’ya taşınacak. Gezegenin<br />

temel yaşam destek sistemleri<br />

bozulacak.<br />

Dünya 4 derece ısınırsa, okyanuslar<br />

yükselecek ve milyonlarca insanın yuvası<br />

olan yoğun nüfuslu deltaları yok<br />

edecek. Bangladeş denize karışacak.<br />

Mısır’ı sel basacak. Venedik sular altında<br />

kalacak. Buzullar yok olacak. Milyarlarca<br />

insana temiz su akışı kesilecek.<br />

Güney Kutbu’nun bütün Batı Kutup<br />

kitlesi kopacak ve deniz seviyesi daha da<br />

yükselecek. Dünya, bugünkü haline hiç<br />

benzemeyecek.<br />

Dünya 5 derece ısınırsa, Kuzey ve<br />

Güney yarımkürelerde eskiden ılıman<br />

olan iki büyük kuşak, yaşanılmaz hale<br />

gelecek. Los Angeles, Kahire, Bombay<br />

gibi dünyanın büyük şehirlerini besleyen<br />

kar ve su kaynakları kuruyacak. İklim<br />

mültecilerinin sayıları yüz milyonlara<br />

yükselecek. Canlı türlerinin çoğu büyük<br />

bir iklim şoku yaşayacak ve yok olacak.<br />

Geleneksel toplumsal yapılar alt üst olacak.<br />

Dünya 6 derece ısınırsa, okyanuslar<br />

uzaktan bakınca masmavi görünse de<br />

aslında denizler bir çöl haline gelecek.<br />

Çöllerse kıtalara doğru fethe çıkan ordular<br />

gibi yayılacak. Doğal afetler, gündelik<br />

olaylara dönüşecek. Dünyanın en<br />

büyük şehirleri sular altında kalıp terk<br />

edilecek. Tarihin en büyük soy tükenmesi<br />

yaşanacak. Bunun adına küresel<br />

yok oluş da denilebilir.[5]<br />

Küresel İklimde Gözlenen<br />

Değişiklikler<br />

Temel olarak insan etkinlikleri sonucunda<br />

atmosferin bileşiminde ortaya çıkan<br />

önemli değişiklikler sonucunda, küresel<br />

yüzey sıcaklıklarında 19. yüzyılın sonlarında<br />

başlayan ısınma, 1980’li yıllarla<br />

birlikte daha da belirginleşerek, hemen<br />

her yıl bir önceki yıla göre daha sıcak<br />

olmak üzere, küresel sıcaklık rekorları<br />

kırdı. Yerküre ikliminde gözlenen ve bazılarının<br />

insan etkinlikleriyle bağlantılı<br />

olduğu kabul edilen küresel ve bölgesel<br />

ölçekteki önemli değişiklikler şöyle özetlenebilir:<br />

Küresel ortalama yüzey sıcaklığı,<br />

20. yüzyılın başından günümüze<br />

değin yaklaşık olarak 0.8 C° arttı. Küresel<br />

olarak, 1990’lı yıllar 1860 yılından<br />

sonraki aletli gözlem kayıtlarındaki<br />

en sıcak on yıl; 1998 ise, +0.58 C°’lik<br />

anomali ile en sıcak yıl oldu. İkinci en<br />

yüksek sıcaklık rekoru, +0.47 C° ile<br />

2002 ve 2003 yıllarına aittir.<br />

Yapılan araştırmalara göre, dünya<br />

yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyıl<br />

boyunca 0,6 ºC kadar artmış, son kırk<br />

yıldır atmosferin 8 kilometrelik alt<br />

kısmında sıcaklıklar yükselmiş, kar<br />

örtüsü ve buzlanma ise %10 civarında<br />

azalmıştır. Bilim adamlarının yaptığı<br />

araştırmalara göre, 11 bin 700 yıl önce<br />

Afrika’yı etkisi altına alan hava dalgasıyla<br />

oluşan Kilimanjaro buzulu erimeye<br />

başladı.<br />

35<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Science dergisinde yayımlanan<br />

araştırmada, “uydu verilerine bakılırsa,<br />

2020 yılında Kilimanjaro’nun beyaz<br />

şapkası yok olacak” deniliyor. Yok olacağından<br />

söz edilen Kilimanjaro’nun<br />

tepesinde bulunan buz tabakası, şu anda<br />

bile susuzluk çeken Tanzanya’nın nehirlerini<br />

besleyen ana kaynak. 2025 yılı<br />

itibariyle dünya nüfusunun neredeyse<br />

yarısının su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı<br />

tahmin edilmektedir.<br />

Yeni gözlem sonuçlarına göre, 2004<br />

yılı, küresel olarak en sıcak dördüncü<br />

yıl olurken, kuzey yarım kürenin en<br />

sıcak yılı olan 1998’den sonraki en sıcak<br />

ikinci yıl oldu. Gece en düşük hava<br />

sıcaklıklarında yaklaşık her on yılda 0.2<br />

C° olarak gerçekleşen artış, gündüz en<br />

yüksek hava sıcaklıklarındaki artışın<br />

yaklaşık iki katıdır. 20. yüzyılda sıcaklıklarda<br />

gözlenen bu ısınma, geçen 1,000<br />

yılın herhangi bir dönemindeki artıştan<br />

daha büyüktür. Atmosferin en alt 8 kilometrelik<br />

bölümündeki hava sıcaklıkları<br />

da, geçen 40 yıllık dönemde belirgin bir<br />

artış eğilimi göstermektedir. Öte yandan,<br />

20. yüzyılda, orta enlem ve kutupsal<br />

kar örtüsü, kutupsal kara ve deniz<br />

buzları ile orta enlemlerin dağ buzulları<br />

azalırken, küresel ortalama deniz seviyesi,<br />

yaklaşık 0.1-0.2 m arasında yükseldi<br />

ve okyanusların ısı içerikleri arttı.<br />

Yağışlar kuzey yarım kürenin orta ve<br />

yüksek enlem bölgelerinde her on yılda<br />

yaklaşık % 0.5 ile % 1 arasında artarken,<br />

subtropikal karaların (Akdeniz Havzası’nı<br />

da içerir) önemli bir bölümünde<br />

her on yılda yaklaşık % 3 azaldı. Sera<br />

gazlarının atmosferik birikimleri ve<br />

onların ışınımsal zorlaması, insan etkinliklerinin<br />

bir sonucu olarak artmaya<br />

devam etti.<br />

WWF (World Wildlife Fund Doğal<br />

Hayatı Koruma Vakfı) tarafından<br />

yapılan araştırmaya göre, küresel ısınma<br />

bu yüzyılın sonunda bitki ve hayvan<br />

habitatının üçte birini tehdit ediyor. Nadir<br />

görünen türler ve bölünmüş ekosistemler<br />

şimdiden kirlilik ve ormanların<br />

yok edilmesinden dolayı tehdit altında<br />

ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya<br />

1990’lar geçen yüzyılın en sıcak yıllarıydı.<br />

Küresel ısınmanın etkileri en yüksek<br />

zirvelerden, okyanusun derinliklerine,<br />

Ekvator’dan kutuplara kadar hissediliyor.Küresel<br />

ısınmanın etkileri gezegenin<br />

her yanında görülüyor, milyonlarca<br />

insanı sel, kuraklık ve susuzlukla karşı<br />

karşıya bırakıyor.<br />

Avustralya’da 2002 yılında yaşanan<br />

şiddetli kuraklığın ana nedeni küresel<br />

ısınmaydı. Kuzey Pasifik’te somon<br />

popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın<br />

normalden 6 derece artması yüzünden<br />

büyük düşüş görüldü.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 36


California kıyılarında yüzlerce deniz<br />

kuşunun, denizlerin ısınması yüzünden<br />

besin kıtlığı yaşamalarının sonucunda,<br />

öldüğü görüldü.Okyanuslardaki<br />

ısının artmasıyla mercan kayalıklarının<br />

büyük zararlar gördüğü belirlendi.<br />

Avustralya’daki Great Barrier Reef,<br />

sürdürülebilir olmayan balıkçılık yöntemleri,<br />

yapılaşma ve iklim değişikliği<br />

yüzünden çok yakında kaybedilme tehlikesiyle<br />

karşı karşıya.<br />

Atina ve Yeni Delhi gibi şehirlerde<br />

ölüm çanları artarak çaldı, sıcak hava<br />

dalgalarından bunaldılar. Yükselen<br />

deniz seviyesi Pasifik Adaları ve Hint<br />

Okyanusu’ndaki adaların çoğunu tehdit<br />

ediyor.<br />

Büyük kasırgalar, seller, kuraklık ve<br />

sıtma gibi hastalık salgınları bizi bekliyor.<br />

Küresel ısınma, çevre felaketlerin<br />

etkilenen mültecilerin zorunlu göçleri<br />

yüzünden bölgesel çatışmalar yaşanabilir.<br />

Küresel ısınma yüzünden dünya ormanların<br />

ve hayvan türlerinin üçte biri<br />

tehdit altında.<br />

2011 Ocak ayı içerisinde yayımlanan<br />

bir çalışma, küresel ısınmanın bitkilerde<br />

polen dönemini uzattığını ortaya koydu.<br />

Kuzey Amerika’da yapılan bu çalışmaya<br />

göre Ambrosia bitkisinin polen dönemi<br />

kuzey bölgelere doğru ilerledikçe ciddi<br />

bir şekilde uzuyor. Bu durumun başka<br />

bitki türlerinde de geçerli olduğunu<br />

işaret eden birçok çalışma mevcut fakat<br />

bu tip kapsamlı sonuçlar henüz Ambrosia<br />

ile sınırlıdır.<br />

Peki ya Türkiye’de neler<br />

olacak?<br />

Son 5 bin yıldır Avrupa’daki buzulların<br />

şu an en alçak durumunda olduğuna da<br />

dikkat çeken bilim adamları, bu yaşanan<br />

ani iklim değişikliklerinin 600 bin kişiyi<br />

etkilediğini ve sadece 2006 yılında<br />

18.5 milyar dolarlık zarara yol açtığını<br />

kaydetti. Bilim adamlarının çıkardığı<br />

haritaya göre; Türkiye’de 3 - 3.6 derece<br />

oranında ısınacak. Özellikle güneyde<br />

artış daha fazla görünüyor.<br />

Türkiye karbondioksit salınımında<br />

%1.3’lük payla 13. sırada yer alıyor.<br />

1990 yılında atmosfere yıllık olarak<br />

200 milyon ton karbondioksit bırakırken<br />

bu salım 2004 yılında yaklaşık 350<br />

milyon tona yükseldi. Türkiye’de 2010<br />

yılında ise bu miktarın 400 milyon tonları<br />

aşması bekleniyor. Şu anda %72.6<br />

oranındaki karbon salınımı artışıyla<br />

OECD ülkeleri arasında en yüksek<br />

salınım artışına sahip ülkeyiz.<br />

37<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Küresel ısınmanın sebep olduğu pek çok<br />

etkiyi halihazırda yaşamaktayız. Verimli<br />

ovalarımız gitgide çölleşmekte, nehirlerimiz<br />

ve göllerimiz kuruyup su kaynaklarımız<br />

azalmakta, Türkiye fauna ve florasında<br />

bulunan pek çok canlı türü yok<br />

olmakta, her yıl “en sıcak yaz”ı yaşamaktayız.<br />

Diğer yandan her geçen artan<br />

çevre kirlilikleri de ülkemizi olumsuz<br />

yönde etkilemektedir. İstanbul Teknik<br />

Üniversitesi Avrasya Yer bilimleri Enstitüsü’nün<br />

hazırladığı bir senaryoya<br />

göre, küresel ısınma aynı şekilde devam<br />

ederse, 2070 yılında Türkiye’de yaşanan<br />

sıcaklıkların 6 °C’ye kadar artması söz<br />

konusu.<br />

Türkiye’nin batı ve kuzey bölgelerinde<br />

sıcaklıklar 5 ila 6 °C, Orta ve Doğu Anadolu<br />

ile Güneydoğu Anadolu’da ise 3<br />

ila 4 °C kadar yükselecek. Kış aylarında<br />

da sıcaklıklarda 2 – 3 °C arasında bir<br />

yükselme bekleniyor. Türkiye’nin ekosistemi<br />

değişiyor ve pek çok canlı türü yok<br />

olma tehlikesi yaşıyor.<br />

Mevsimler birbirine karışıyor, baharı<br />

görmeden yaz geliyor. Dünyanın her<br />

yerinde görülmeye başlayan kavurucu<br />

sıcaklar, kuraklık, seller, insanlığın yeni<br />

kabusu küresel ısınmaya işaret ediyor.<br />

Olumsuz zamanlarda yağan ani şiddetli<br />

yağmurlar ülkemizde çeşitli bölgeleri<br />

olumsuz yönde etkilemektedir. Bazı<br />

bölgelere şiddetli yağan ama bazı bölgelere<br />

hiç yağmayan yağmurlar küresel<br />

ısınmanın ülkemizde ki olumsuz etkilerini<br />

göstermektedir.<br />

yer alıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda<br />

kaydedilen sıcaklık verilerine göre,<br />

Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklıkları<br />

artma eğilimindedir. Özellikle Akdeniz<br />

ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki<br />

ısınma oranları, her 10 yılda 0.07- 0.34<br />

derece arasında artıyor.<br />

İklim değişikliği göçlere de sebep<br />

olacak; insanlar kuzeydeki bölgelere<br />

yerleşmeye çalışacak.Bu arada dünya<br />

çapındaki buzulların erimesinin etkisiyle<br />

Türkiye’deki deniz seviyesi de<br />

yükselecek. Kıyı şeridi ve deltalardaki<br />

tarım alanları, plajlar, yat limanları kullanılamaz<br />

hale gelecek.<br />

Bu konu üzerine daha global bir bakış<br />

açısıyla konuya yaklaşılması çözüm<br />

bulma adına son derece önemli bir adım<br />

olacaktır.[6]<br />

NELER YAPABİLİRİZ?<br />

Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı<br />

“Küresel Isınma Kıskacında<br />

Türkiye” raporuna göre, Türkiye iklim<br />

değişikliğinin olumsuz etkileri açısından<br />

“risk grubundaki ülkeler” arasında<br />

Şimdi de iyi haber geliyor: Bunların<br />

hiçbiri, kaçınılmaz bir kader değil.<br />

Henüz hala olanağımız varken harekete<br />

geçmenin zamanı.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 38


.Şunu artık fark etmemiz şart: sera gazı<br />

salımlarını bilimin gösterdiği çerçeve<br />

içinde azaltmak için ne yapmamız<br />

gerektiği konusunda bir esrar perdesi<br />

yok önümüzde. Yapmamız gereken,<br />

tüketimi azaltmak.[7]<br />

Günlük hayatımızda bazı küçük önlemler<br />

alınarak evrenimize çok büyük<br />

iyilikler yapabiliriz. Aşağıdaki sayısal<br />

örnekleri incelediğinizde ne demek istediğimi<br />

daha net anlayacaksınız.<br />

• Daha az su tüketen bir duş<br />

başlığı ile 175 kg, giysileri soğuk<br />

su ya da ılık suda yıkayarak da,<br />

250 kg. karbondioksit tasarrufu<br />

yapılabilir.<br />

• Tek bir kişi yılda ortalama 49 bin<br />

140 litre suyu tuvaletlerde tüketir.<br />

Sifonun bir kez çekilmesi ile<br />

10 lt su harcanır. Yeni teknolojiler<br />

sayesinde standart modellere göre<br />

% 60 daha az su tüketen klozetler<br />

bulunmaktadır.<br />

• Standart ampullerin tasarruflu<br />

ampuller ile değiştirilmesi yılda 75<br />

kilogram (kg) karbondioksit tasarrufu<br />

sağlar.<br />

• Araba kullanılmayan her 2 kilometre<br />

için 0,75 kg karbondioksit<br />

tasarruf edilecektir.<br />

• Düzgün şişirilmemiş lastiklerle<br />

litre başına alınan yol % 3 oranında<br />

artar. Buradan sağlanacak her 4<br />

litre benzin tasarrufu 10 kg CO₂’i<br />

atmosferden uzak tutar.<br />

• Evlerden çıkan çöplerin sadece<br />

yarısını geri dönüştürerek yılda<br />

39<br />

1200 kg. karbondioksit tasarrufu<br />

sağlanabilir.<br />

• Çöpü % 10 oranında azaltarak<br />

600 kg karbondioksit tasarrufu<br />

yapabiliriz.<br />

• Su ısıtıcıları kışın 2 derece<br />

yukarı, yazın 2 derece aşağı ayarlamalıyız.Bu<br />

basit ayarlamayla<br />

yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu<br />

yapılabilir.<br />

•Elektronik cihazları tamamen<br />

kapatmak:Evde ortalama 8 saat<br />

stand by konumunda bırakılan TV,<br />

DVD, müzik seti gibi elektronik<br />

cihazlar, yılda 450 kg karbon<br />

gazının atmosfere yayılması anlamına<br />

gelir.<br />

• Her yıl en azından bir ağaç dikmek:<br />

Hem çevrenin korunmasına hem<br />

de çevrenin güzelleşmesine katkı<br />

sağlamaktadır. Bir ağaç ömrü boyunca<br />

1 ton karbondioksit emdiği<br />

varsayılırsa ağaçların ne kadar<br />

önemli olduğu daha iyi anlaşılır.<br />

[8]<br />

Yani tüm bunları yaparak karbon ayak<br />

izimizi azaltabiliriz.<br />

Karbon Ayak İzi Nedir?<br />

Karbon ayak izi, her insanın ulaşım,<br />

ısınma, enerji tüketimi veya satın aldığı<br />

her türlü ürün neticesinde atmosfere<br />

yayılmasına neden olduğu karbon<br />

miktarını anlatmak üzere kullanılan bir<br />

terimdir.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Başka bir ifadeyle, aldığımız her ürün<br />

veya gerçekleştirdiğimiz her faaliyet<br />

için gerekli olan enerjinin üretilmesi<br />

sırasında atmosfere salınan karbon gazı<br />

toplamını ifade etmektedir.<br />

Örneğin ısınma sırasında ev içi sıcaklığını<br />

1 0C daha azalttığımızda yılda<br />

en az 300 kg CO₂’in atmosfere salımını<br />

engellemiş oluruz. Aynı şekilde gereksiz<br />

yere yanan lambaları söndürerek de en<br />

az 250 kg CO₂ salımını da engellemiş<br />

oluruz. [9]<br />

Bir Kişinin Tipik Karbon Ayak İzi’nin<br />

Ölçümü<br />

Sonuç olarak kimse bütün soruların<br />

cevaplarını bilemez elbette, ama bunun<br />

önümüzdeki hayat tarzı olmadığını<br />

hepimiz biliyoruz. Bu hayat tarzının<br />

hepimizi ortadan kaldıracağı neredeyse<br />

kesin bir gerçeklik olduğuna göre, bazı<br />

alternatifleri gözden geçirmemizde fayda<br />

var. Bugün, iklim değişikliğine karşı<br />

savaşı fiilen kazanabilmemiz için, her<br />

birimizin kendi yaşam tarzında köklü<br />

değişiklikler yapmak gereklidir.<br />

Daha önce hiç görülmemiş bir<br />

dönemden geçiyoruz. Denetimden çıkmış<br />

küresel ısınmanın önüne geçmek,<br />

insanlık tarihinin en önemli görevi ve<br />

bu görev sırası şu an bizde. Biz görevimizi<br />

yerine getirmezsek, hayatımızda<br />

başarmak için uğraştığımız tüm anlamını<br />

yitirecek. Bizden önceki kuşaklar<br />

bu sorun hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı[10].<br />

Bize gelince, bizim hala biraz<br />

vaktimiz var! Gezegenimize kulak verelim<br />

.Hemen harekete geçmeliyiz !<br />

Kaynaklar:<br />

[1] Bill McKibben ,Küresel Isınmanın<br />

Dehşetengiz Yeni Aritmetiği ,2012<br />

[2]Metin Münir, 01 Temmuz 2009,Milliyet<br />

köşe yazısı<br />

[3] http://tr.wikipedia.<br />

org/wiki/K%C3%BCresel_%C4%B1s%C4%B1nma(son<br />

erişim:09.12.2013)<br />

[4] [7][10]Leo Murray, Wake Up, Freak<br />

Out – then Get a Grip,2008<br />

[5] http://hayattakalmak.wordpress.<br />

com/author/mgurgan/page/10/(son<br />

erişim:10.12.2013)<br />

[6] [8]http://www.cevreonline.com(son<br />

erişim:01.12.2013)<br />

[9] www.kadikoy.bel.tr(son<br />

erişim:03.12.2013)<br />

Görsel Kaynaklar:<br />

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/<br />

commons/d/db/Turkey_topo.jpg<br />

http://ulusgazetesi.com/wp-content/uploads/2013/12/207842.jpg<br />

http://www.haberler.com/haber-resimleri/904/ani-sicaklik-degisimine-uzman-uyarisi-3898904_3205_o.jpg<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 40


Gökhan IŞIK<br />

gokhanisik90@gmail.com<br />

KIMYA<br />

MÜHENDISI<br />

(MEZUN)<br />

“BİLGİYE<br />

ULAŞMAK”<br />

Atatürk<br />

Üniversitesi<br />

Merhaba arkadaşlar internette üyesi<br />

olduğum gruplarda, sorulan soruların<br />

aslında internette arandığında bazılarına<br />

çok kolay erişildiğini, bazılarına ise kısa<br />

bir araştırma ile rahatlıkla ulaşılabileceğini<br />

görünce böyle bir yazı yazarak,<br />

bunu sizinle paylaşmak istedim.<br />

Bilgiye ulaşmak artık eskisine oranla<br />

çok daha kolay ve günümüzde bu kolaylığı<br />

bize sağlayan kaynaklar arasında<br />

internet ilk sırada. Artık, hemen hemen<br />

herkesin rahatlıkla ulaşma imkanı olduğu<br />

internet sayesinde bilgi edinmek<br />

istediğimiz konularla ilgili kaynaklara,<br />

zaman kaybetmeden erişebilme olanağına<br />

sahibiz. Böyle bir kaynağa sahibiz;<br />

ancak ondan tam olarak yararlanabiliyor<br />

muyuz? Daha da önemlisi, kullanabiliyor<br />

muyuz? Bu gibi sorular son günlerde<br />

aklıma takılmaya başladı.<br />

İnternette arama yaparken, arama<br />

sonuçlarına ulaşmanın aslında sanılandan<br />

çok da zor olmadığını belirtmeliyim.<br />

Arama yaparken, öncelikle bir<br />

arama motoru kullanmamız gerekmektedir.<br />

Günümüzde birçok insan “Google”<br />

adlı arama motorunu tercih ediyor. El-<br />

41<br />

bette bunun dışında da arama motorları<br />

mevcut ve her arama motorunun farklı<br />

özellikleri bulunuyor. Bunların; arama<br />

dizini (directory), arama motoru (search<br />

engine) veya metasearch gibi farklı türleri<br />

olabilir. Arama dizini, bilgileri kategoriler<br />

halinde sıralar, seçme bilgiler<br />

vardır. Site sahiplerinin gönderdiği özet<br />

bilgi içinde arama yapılır. Arama motoru,<br />

aranan sözcükleri içermesi koşuluyla<br />

her tür siteyi kullanıcı karşısına getirir.<br />

Metasearch, birden fazla arama motorunda<br />

arama yapan sitelere verilen addır.<br />

Her arama motorunun farklı özellikleri<br />

olduğunu unutmamak gerekir. Ben şuan<br />

“Google” arama motoruyla ilgili arama<br />

yaparken bizi aradığımız cevaplara daha<br />

hızlı götürebilecek birkaç özelliğinden<br />

bahsedeceğim.<br />

Tırnak İşareti ( “ “)<br />

Tırnak işareti ile arama, bir cümle ya<br />

da kelime grubu aramada kullanılabilir.<br />

Örneğin; “kameralı cep telefonları” şeklinde<br />

arama yapıldığında Google bize<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


u 3 kelimeyi ayrı ayrı değil olduğu gibi<br />

içeren siteleri gösterecektir.<br />

Kameralı cep telefonları şeklinde tırnak<br />

işareti kullanmadan yapılan aramada<br />

Google bize 177,000 sonuç gösterirken,<br />

“kameralı cep telefonları” şeklinde<br />

yapılan aramada Google bize 144,000<br />

sonuç gösteriyor.<br />

Aramalarda (+) ve (-)<br />

Kullanmak<br />

Aramalarımıza bir kelime dahil etmek<br />

istediğimizde yada bir kelimenin<br />

aramalarımız arasında bulunmasını<br />

istemediğimizde + ve – işaretlerini kullanabiliriz.<br />

Örneğin; “film”+”savaş”<br />

şeklinde arama yaptığımızda Google<br />

bize savaş ile ilgili filmleri gösterecektir.<br />

“film”-“savaş” şeklinde yapacağımız<br />

aramada da film araması yapacak ve bu<br />

sonuçlar içerisinde savaş kelimesinin<br />

geçtiği sonuçları göstermeyecektir.<br />

Site içi arama<br />

Bu arama şekli belli bir site için arama<br />

yapmaya yaramaktadır. Örneğin;<br />

wikipedia.org sitesinde ilaç kelimesini<br />

aratmak istediğimizde, Google’ın arama<br />

çubuğuna ilaç site:wikipedia.org<br />

şeklinde yazmamız gerekiyor. Böylece<br />

sadece istediğimiz sitedeki sonuçlara<br />

ulaşmamız mümkün.<br />

Dosya tipi<br />

yazdığımızda sonuç olarak .ppt uzantılı<br />

dosyalar içeren siteler karşımıza gelecektir.<br />

Bu Komutları Kullanmamız<br />

Bize Arama Yaparken Ne<br />

Gibi Avantaj Sağlayacak?<br />

Arkadaşlar bu komutlar bize filtreleme<br />

sağlayacak, yani arama yaparken bizim<br />

işimize yaramayacak sonuçları eleyerek,<br />

istediğimiz bilgiye daha çabuk<br />

ulaşmamızı, bir nevi samanlıkta iğne<br />

aramaktan kurtaracaktır. Örnek vermek<br />

gerekirse;<br />

Google’a Wave energy yazarak sade bir<br />

arama yapınca 161.000.000 sonuç, “wave<br />

energy” 686.000 sonuç, “wave energy”<br />

filetype:doc ise 5.420 sonuç gösteriyor.<br />

Buradan da gördüğümüz gibi, bizim<br />

isteğimiz sonuç olan “wave energy”<br />

filetype:doc 5.420 sonuç verirken, bu<br />

yazım şeklini kullanmadan wave energy<br />

şeklinde arama yapsaydık 161.000.000<br />

sonuç arasında samanlıkta iğne arayacaktık.<br />

Arama yaparken, özellikle belli bir dosya<br />

tipi için arama yaptığımız zamanlar<br />

oluyor. Bu tarz aramalar yaparken,<br />

Google’ın dosya türüne göre arama<br />

yapabilme özelliğinden yararlanabiliriz.<br />

Örneğin; su arıtma filetype:ppt<br />

Ayrıca tüm bunları Google’ın gelişmiş<br />

arama kısmına girerek yapabilirsiniz<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 42


Yukarıda gelişmiş arama sekmesine tıklayarak ayarlar sekmesine gidlmesini<br />

görmektesiniz.<br />

İnternet, Sana<br />

Güvenebilir Miyim?<br />

Arkadaşlar, araştırmamızı yaptık ve bir<br />

takım bilgiler elde ettik. Bu elde ettiğimiz<br />

bilgilerin doğruluğundan nasıl<br />

emin olabiliriz? Forum sitelerinde olsun<br />

kişisel sitelerde olsun insanlar, sürekli<br />

bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Bizler<br />

araştırmalarımızı yaparken, bulduğumuz<br />

bilgilerin ayrıca doğruluklarından<br />

da emin olmalıyız. Bilginin doğruluğunu<br />

resmi bir siteden ya da bilimsel<br />

makaleden edinebiliriz. Bunun içinde<br />

size şu yolu önerebilirim; ulaştığınız<br />

bilgilerin hangi sitelerden ya da kişilerden<br />

geldiğine dikkat etmeniz ve herkes<br />

tarafından kabul gören gerçekliğinden<br />

emin olduğunuz sitelerden ya da<br />

kişilerden elde edilen bilgilere güvenmenizden<br />

yana olacaktır. Örneğin; tıp<br />

ile ilgili araştırma yapıyorsak bulduğumuz<br />

kaynakların bir doktor tarafından<br />

yazılmış olması gibi. Böylece, doğru<br />

bilgiye ulaşabiliriz, aksi takdirde yanlış<br />

bilgiler edinebiliriz ki bu bir kimyacı<br />

için kimi zaman tehlikeli olabilir.<br />

43<br />

Kelimelerin Gücü<br />

Arama yaparken tüm bu komutları kullanmamıza<br />

rağmen, sonuç bulamazsak<br />

ne yapmamız gerekli? Bu durumda,<br />

arama motoruna yazdığımız kelimeleri<br />

değiştirmeliyiz. Biliyoruz ki, aynı<br />

şeyi tarif etmede kullandığımız kelimeler<br />

büyük değişiklikler yaratabilir.<br />

Bu, gerçek hayatta da internette arama<br />

yaparken de büyük farklar yaratabilir.<br />

Ayrıca, araştırma yaparken konunun<br />

alt başlıklarını da araştırarak, ya da<br />

başlıkların yeterli gelmediği durumlarda<br />

konu içeriğindeki anahtar kelimelerin<br />

araştırılmasının büyük faydası olduğunu<br />

göreceksiniz(Ben bu yöntemi sıkça kullanmaktayım).<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Evrensel Dili Kullanın<br />

<strong>Kimya</strong> ile alakalı kaynakların ne yazık ki<br />

çok çok az bir kısmı Türkçedir. Bir bilim<br />

adamı, başka bir ülkeye bilimsel bir<br />

faaliyet için gittiğinde orada İngilizce<br />

konuşur. Yazılarını tüm dünyanın kabul<br />

etmesi ve alanlarındaki gelişmeleri<br />

takip edebilmesi için İngilizce yazar.<br />

Çünkü, nereye gidersek gidelim uluslararası<br />

anlamda herkesin konuştuğu ortak<br />

dil İngilizcedir. Bu yüzden internette<br />

aradığını bulmanın altın kuralı, evrensel<br />

dil olan İngilizceyi kullanmaktır. Burada<br />

İngilizcenin propagandasını yapmıyorum,<br />

elbette sadece bu dili kullanmanın<br />

bilgiye erişmede çok önemli bir<br />

rol oynadığını söylemeye çalışıyorum.<br />

geçirirken gerçekten de arama yapmayı<br />

bilmiyor olabilirler mi?<br />

Kaynaklar:<br />

http://tr.wikipedia.org/wiki/Arama_motoru<br />

http://www.chip.com.tr/bilgisayarkursu/internet-12-diger-anahtar-sozcukler_2842_7.html<br />

Arayanlar Bulamaz Ama Bulanlar<br />

Arayanlardır<br />

Söyleyenin Beyazıd-ı Bistami olduğunu<br />

sonradan öğrendiğim bu sözünü bize<br />

zamanında kimya mühendisliği bölüm<br />

başkanımız söylemişti. Bir konuyu<br />

araştırmak ya da aramak bulmayı gerektirmez.<br />

Bulamayabilir insan ve bundan<br />

normal bir şey yok. Fakat bulanlar<br />

arayanlardır. Çünkü bulmak bir sonuçtur<br />

ve biz, bulan insandan şunu anlarız<br />

ki o aramıştır.<br />

Yazımın başında da belirttiğim gibi<br />

birçok sorulan soru internette kısa bir<br />

aramadan sonra rahatlıkla bulunabiliyor.<br />

Öyleyse neden bu sorular sorulmaya<br />

devam ediyor, diye düşünüyor insan.<br />

Benim aklıma 2 şey geliyor, bilmiyorum<br />

sizde bana katılır mısınız? İlki soru sormak<br />

cevap aramaktan daha kolay geliyor<br />

insanlara, o yüzden cevaba ulaşmak için<br />

yeterli çaba gösterilmiyor. İkinci ihtimal<br />

olarak ise, arama yapmayı bilmiyorlar<br />

diye geldi. Oysa ki, günümüzde birçok<br />

genç insan saatlerini bilgisayar başında<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 44


Yavuz Selim KART<br />

kim_muhselim@hotmail.com<br />

KIMYA<br />

MÜHENDISI<br />

(MEZUN)<br />

Cumhuriyet<br />

Üniversitesi<br />

“3 Boyutlu Çizim<br />

için Google<br />

Sketch-Up ”<br />

<strong>Kimya</strong> Mühendisliği Eğitiminde, çizim programlarının da önemli olduğu düşün<br />

cesindeyim. Birçok üç boyutlu programlar ve bunların çeşitli versiyonları mevcut.<br />

Bunlara başlarken de çok çabuk sıkılabilirsiniz. Ayrıca bazı programlar, çok güzel<br />

olmasına rağmen öğrenmesi oldukça zaman alıyor. İşte bu noktada yardımınıza<br />

Google Sketch-Up yetişmiş.<br />

Programımızın temelinde çok fazla bir şey yok. Çok gelişmiş ara yüzey özelliklerine<br />

sahip değil. Olan şekilleri kendiniz düzelterek ve düzenleyerek istediğiniz<br />

şekilleri elde edebiliyorsunuz. Profesyonel bir program olmamasına karşın, profesyonel<br />

çizimler elde edebiliyorsunuz. İlk önce programımız nelerden ibaret bir<br />

inceleyelim.<br />

Şekildeki resim üzerinden gidelim.<br />

1-) Nesneleri seçmek için kullanacağınız kısım.<br />

2-) Çizim yaparken kullanacağınız kısım yani kaleminiz.<br />

3-) Dikdörtgen ya da kare yapabileceğiniz kısım.<br />

4-) Daire çizebileceğiniz kısım.<br />

5-) Şekil üzerinde herhangi iki nokta seçerek, o iki nokta üzerinde daire çizmenize<br />

olanak sağlayacak kısım.<br />

6-) Kamera ve görüntünün gölgesini ayarlayabileceğiniz kısım.<br />

7-) Bileşenleri silmek için kullanacağınız silgi.<br />

8-) Ölçülü çalışıyorsak ölçüm yapabileceğiniz kısım. Alan ve yarıçap ölçecek kadar<br />

iyi.<br />

9-) Yaptığınız çizimleri boyamak için gerekli olan kısım. Bu kısımla taş, tahta,<br />

metal vb. gibi boyayabilir gerçeğe yakın görünmesini sağlayabilirsiniz.<br />

45<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


10-) Bir şekil çizdiniz ve bu şekli enlemesine boylamasına 3 boyutlu hale getireceğiniz<br />

kısım.<br />

11-) Şeklin herhangi bir noktasından istediğiniz yere çekmenize olanak sağlayan<br />

bir kısım. İsterseniz şeklin hepsini seçerek istediğiniz yere taşıyabilirsiniz.<br />

12-) Şeklinizi çizdiniz ve döndürmek istediğiniz noktayı bu imleç ile seçerek, istediğiniz<br />

yönde 360 dereceye kadar çevirebilirsiniz. Ayrıca yeni şekillerde oluşturabilirsiniz.<br />

Tamamen yaratıcılığa kalmış bir imleç.<br />

13-) Seçtiğiniz yüzey alanı üzerinde yeni bir alan oluşturmanıza olanak sağlar.<br />

14-) Görüntüyü sağa sola yukarı çevirip görüntünüzü 3 boyutlu görmenize olanak<br />

sağlayan kısım.<br />

15-) Sağa sola çekmeyle görüntüyü görmenizi sağlayan kısım.<br />

16-) Görüntünüze yakınlaşmak için kullanacağınız kısım.<br />

17-) İstediğiniz kısma yakınlaşmak için yapılmış bir kısım. Siz istediğiniz bölgeyi<br />

seçip bu imlece tıklayın, o yakınlaşsın.<br />

18-) Yaptığınız çalışmaları yayınlayabileceğiniz alan ya da yapılmış olan çalışmaları<br />

görebileceğiniz yer diyelim. alışmalarınızı yayınlayabilmek için Google’da<br />

üyeliğiniz bulunmalı, G-Mail türü hesabınız olmalı.<br />

Diyelim ki, bir küp yapmak istiyorsunuz. Bu işlemde, ilk önce üç boyutlu,<br />

alanımıza 3 numarada anlattığım kısım ile herhangi bir yere şeklimizi çiziyoruz ve<br />

10 numarada anlattığım kısım ile 3 boyutlu hale getiriyoruz.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 46


Bundan sonra şeklimizi 3 boyutlu hale getiriyoruz. Bu işlemi de yine 10 numarada<br />

anlattığım bölüm ile yapacaktık. Yaptıktan sonraki şeklimiz aşağıdaki gibidir.<br />

Bu kutunun üst tarafından bakıldığında boş görünmesini istiyorsak, o zaman boş<br />

görünmesini istediğiniz tarafta iken sağa tıklayıp “Erase” tuşuna basacaksınız.<br />

Şekilde kutunun nasıl boş olduğunu görebilirsiniz.<br />

47<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Eğer bu şekli boyamak isterseniz, 9 numarada anlattığım kısma tıklayarak şeklinizi<br />

boyayabilir ve güzel bir görünüme kavuşturabilirsiniz. Oldukça güzel boya efektleri<br />

mevcut. Gerçek şekle yaklaştıracak kadar iyi tasarlanmış. Şekilde nasıl yaptığımı<br />

görmektesiniz.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 48


Ayrıca programda hazır şemalarda bulunuyor. Bu şemaları kullanarak daha güzel<br />

işler çıkarabilirsiniz. Bu şemalara “window” penceresine tıklayıp oradan “Components”<br />

i seçerek ulaşabilirsiniz. Çeşitli kategorilerde çeşitli resimler mevcuttur.<br />

Aşağıdaki resim de bu kategorilerden alınmış bir resim.<br />

49<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Yaptıklarınızı “File-Export”<br />

ile 2-D yi seçerek jpeg ya da<br />

png halinde kaydedebilirsiniz.<br />

Yapılmış olan şekillerin<br />

kaydedilmiş hallerini gösteren<br />

bir resim yandaki ve aşağıdaki<br />

gibidir.<br />

Fazladan şekil yardımı ile daha<br />

profesyonel çalışmak için Google’ın<br />

sitesine girip, bileşenleri indirip<br />

kullanabilirsiniz. Yaptığınız<br />

şekilleri Google WareHouse<br />

yardımıyla paylaşabilirsiniz.<br />

Siz, de başkalarının yaptıkları<br />

şekillerini WareHause yardımıyla<br />

görebilirsiniz. Programı, internette<br />

“Google Sketch Up”<br />

ile aratıp bulabilirsiniz. Çeşitli<br />

versiyonları mevcut. Sitesinden<br />

girip indirmenizi öneririm, aksi<br />

halde virüs yemeniz olası. Programın<br />

profesyonel tarafı ücretli.<br />

Öğrenciler ve eğitimciler için<br />

çeşitli seçenekler yardımı ile<br />

programı, web sitesinden indirmeniz<br />

mümkün. Güzel kullanışlı<br />

bir program. http://tr.wikipedia.org/wiki/SketchUp<br />

sitesinden<br />

daha fazla konu hakkında<br />

bilgi alabilirsiniz.<br />

Kaynaklar:<br />

Yazı herhangi bir kaynaktan yararlanmadan. Son resimler google WareHouse’dan.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 50


iNOVATiF KiMYA DERGiSiİ’NDEN<br />

HABERLER<br />

<strong>Kimya</strong> Sektörünün İhracat Sorunları<br />

Konuşuldu<br />

AKMİB( Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği); Hatay’da<br />

ihracatçı firmalarla bir araya gelerek, kimya sektörünün ihracat sorunları değerlendirme<br />

toplantısı düzenledi. Bu toplantı, ihracatçıların sorunlarına ortak çözüm<br />

aramak için oluşturulmuştur.<br />

AKMİB Başkanı Uğur Ateş toplantıda “Hatay’ın 2012 yılında 2 milyar 83 milyon<br />

dolar olan ihracat payı, 2013 yılı Kasım sonu itibariyle 1 milyar 845 milyon<br />

dolardır. Hatay’ın ihracat rakamı daha da artacaktır. Sorunlarımızla alakalı<br />

olarak değerlendirme toplantıları yapacağız. Üyelerimizin faaliyet gösterdiği<br />

tüm illerde bu toplantıları yapıp, sorunlarını dinleyeceğiz ve üyelerimizin problemlerine<br />

çözüm üreteceğiz. Bundan sonraki süreçte sık sık bir araya geleceğiz.<br />

Karşılaştığınız her türlü sorun için bizimle irtibata geçebilirsiniz’’ dedi.<br />

51<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


<strong>Kimya</strong> Sanayi İstişare Toplantısında<br />

Konuşulanlar<br />

<strong>Kimya</strong> sektörünün temsilcileri, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender<br />

Yorgancılar’ın başkanlığında Ankara’da toplandı. Toplantıda sigorta sorunu ve<br />

endüstriyel kazaların önlenmesine yönelik çıkarılan yönetmelik tartışıldı.<br />

Sigorta sorununa yönelik yapılan konuşmalar;<br />

Boya ve kimya sanayicileri, sigorta firmalarının risk analizi yapmak için uzman<br />

göndermediğinden yakındı.<br />

TOBB Türkiye <strong>Kimya</strong> Sanayi Sektör Meclis Başkanı Timur Erk , sigorta sorununa<br />

çözüm bulunana kadar, firmaların durumunun zorunlu sigorta kapsamına alınmasını<br />

ya da kamu bankalarına ait sigorta firmaları tarafından sigortalanmalarını<br />

önerdi.<br />

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç ‘’2012 yılında sigortacılık<br />

kanununda yapılan değişiklikle, teminat bulunamayan riskler konusunda<br />

‘olağan dışı riskler yönetim merkezi’ oluşturulabileceğini ve Hazine Müsteşarlığı<br />

olarak sorunu çözmeye talip olacak sektörel girişimleri destekleyeceğiz. Risk inceleme<br />

uzmanı talep eden her firmaya bir uzman gönderilmesi lazım. Adam göndermeden<br />

sigortalanıp sigortalanmadığını bilemezsiniz’’ dedi.<br />

Türkiye Sigorta Birliği Koordinatörü Alper Tan ‘’Sigorta şirketleri karlı görmedikleri<br />

işlere temkinli yaklaşıyor, sigorta sektöründe 2014 yılında daha pozitif<br />

gelişmeler bekleniyor, bu durum sigorta şirketlerinin risk kabul politikalarını<br />

geliştirmesi için bir şans yaratacaktır’’ dedi.<br />

Sektörel Girişim adına konuşan Gökçen Süer ’’Riskinizi sigortalayamıyoruz demek<br />

çok kolay bir yaklaşım. Bütün sanayiciler mutlaka risk analizi yaptırabilmeli’’<br />

dedi.<br />

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, sigorta meselesinin Kocaeli’ndeki<br />

Sanayiciler içinde ciddi bir sorun olduğunu söyleyerek, imalat sektörü<br />

üzerinde durdu.<br />

Sektör temsilcileri, ÖTV konusunda yaşanan sıkıntıların üretimin önünde ciddi bir<br />

engel oluşturduğunu ve teminat mektubu miktarının düşürülmesini talep ettiler.<br />

52<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

İNOVATİF


Endüstriyel Kazaların Önlenmesi Yönetmeliği konusunda konuşulanlar;<br />

Toplantıda Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik( SEVES<br />

Yönetmeliği) ile ilgili konuşuldu. Sektör temsilcileri, 2012 yılına kadar yayınlanması<br />

gereken güvenlik raporu hazırlama rehberine ilişkin doküman yayımlanmadığı<br />

için yönetmeliğin uygulama süresinin 01.01.2014’e uzatıldığını, sektörün<br />

güvenlik raporu detaylarına ilişkin tebliği beklediğini açıkladılar.<br />

<strong>Kimya</strong> Sektör Meclis üyeleri yönetmelikle, hazırlıklarını tamamlayamamış firmalara<br />

faaliyetlerini durdurma-kapatma cezaları öngörülmesinin de kabul edilemez<br />

olduğunu belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın rehberi yayınlamasından<br />

sonra yürürlüğe girmek üzere en az iki yıl erteleme talep ettiler.<br />

<strong>Kimya</strong>sal Silahlar Kaldırılsın Diyen OPCW 2013<br />

Nobel Barış Ödülünü Aldı<br />

<strong>Kimya</strong>sal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), 2013 Nobel Barış Ödülünü<br />

kazandı. OPCW örgütünün Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, 2013 Nobel Barış<br />

Ödülü’nü Oslo’da düzenlenen törenle aldı. Ahmet Üzümcü, Orhan Pamuk’tan sonra<br />

Türkiye’den Nobel Ödülü alan ikinci kişidir. OPCW, 1901’den beri ödülü kazanan<br />

22. uluslararası örgüt olarak kayıtlara geçmiştir.<br />

Norveç’in Başkenti Oslo’daki Nobel Komitesi, OPCW’nin kimyasal silahların ortadan<br />

kaldırılması için harcadığı kapsamlı çalışmaları nedeniyle Nobel Barış<br />

Ödülü’ne layık görüldüğünü açıkladı.<br />

53<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Fırat Üniversitesinden Elektrik Kesintisine<br />

Çözüm<br />

Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cihat Tuna, elektrik kesintilerinin enerjinin<br />

su formunda depolanması ile önlenebileceğini vurguladı ve sözlerine şöyle<br />

devam etti:<br />

‘’Belli başlı bölgelerde pompaj depolanmalı HES bulunsaydı, kesintiler olmayacaktı.<br />

Burada gaye suyu bir yerde biriktirmek, elektrik talebi arttığı dönemlerde kullanmaktır.<br />

Ülkemiz gibi kesintili karakterde yenilebilir kaynakları olan ülkelerde bu<br />

tip HES’e gerek vardır. Türkiye’de elektrik tüketiminin artışı 2016’dan sonra önemli<br />

sıkıntılara neden olabilir. Bu sene geçen seneye göre enerji tüketimi %10 arttı.<br />

Elektrik tüketimi artarken üretimi artmazsa, enerji alanında bir bunalım yaşanır.<br />

Enerji alanında büyümenin yetersiz kalması sebebiyle elektrik kesintisi yaşanıyor.<br />

Enerji alanında yetersizliğin temel nedeni; yatırımlar noktasında bürokratik safhalar,<br />

bağlantı sorunları, ÇED belirsizlikleri ve planlama hatalarıdır. Bu sıkıntılara<br />

kısa vadede çare bulunamaması enerjide büyümeyi yavaşlattı. Kaynakları depolama<br />

imkanları artırılmalı’’ dedi.<br />

Kaynaklar<br />

1) www.türkiyegazetesi.com.tr<br />

2) http://www.hataygundem.com/antakya/kimya-sektorunun-sorunlari-ele-alindi-h16223.html<br />

3) http://www.haberler.com/kimya-sanayi-istisare-toplantisi-5406516-haberi/<br />

4) http://www.objektifhaber.com/iste-nobel-baris-odulunu-alan-turk-215650-<br />

haber/<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 54


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Yararlı Siteler<br />

Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin açmış olduğu, <strong>Kimya</strong><br />

Mühendisliği ile ilgili notlar barındıran güzel bir site. Siteye<br />

girince <strong>Kimya</strong> Mühendisliği nedir ne değildir bunun hakkında<br />

bir bilgi ve dökümanlar bulunmakta. Siteyi hazırlayan<br />

kişinin gerçekten insanlara yardımcı olma gibi bir düşün<br />

cesinin olduğunu siteye girip notlar bölümünü inceleyince<br />

görüyorsunuz. Her sınıfa ait ders notu ve ödev çözümü<br />

olan bu siteyi <strong>Kimya</strong> Mühendisleri kesinlikle incelemeli ve<br />

notları arşivinize katmalısınız.<br />

http://www.seckingokce.com<br />

<strong>Kimya</strong> ile ilgili güzel yararlı bir site daha. Her ne kadar yeni<br />

bir site olmasına karşın, içindeki kimya notlarının sizlerin<br />

işinize yarayacağından eminiz. LYS tarzı hazırlanmış bu<br />

notlar belki çevrenizdeki kimya sever arkadaşların işine de<br />

yarayabilir. Notların LYS türünde olması ve kısa kısa olması<br />

okunma kolaylığı sağlamış. Böyle küçük notları arşivinize<br />

katmanızı öneririz. Yıllar sonra bile elinizin altında böyle<br />

güzel kimya dökümanlarının olması size yarar sağlayacaktır.<br />

http://www.tolgakizgin.com<br />

Wikipedia’nın kimyası olmaz ya demeyin. Bu site her ne<br />

kadar ingilizce bir site olmasına karşın wikipedia tarzında<br />

yapılmış yararlı bir site.Fizikokimya, Organik <strong>Kimya</strong>,<br />

Analitik <strong>Kimya</strong>, İnorganik <strong>Kimya</strong> ve Teorik <strong>Kimya</strong> üzerine<br />

bilgilerin soru ve çözümlerin olduğu muhteşem bir<br />

site. İçeriğinde görselliğin de olması siteyi gerçekten güzel<br />

kılmış. İngilizce bilmeyenler için pek bir anlam ifade etmese<br />

de, ingilizce bilenler için ciddi anlamda güzel bir site.<br />

Siteyi incelemenizi öneriyoruz.<br />

http://chemwiki.ucdavis.edu/<br />

55<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

1<br />

2<br />

3 4<br />

5<br />

6 7<br />

8<br />

9<br />

Soldan Saga<br />

3. Bir çözelti içerisindeki küçük iyon veya moleküllerin yari<br />

geçirgen bir zardan geçmesi ve büyük iyon veya<br />

moleküllerin geçmemesi islemi.<br />

4. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da<br />

vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron<br />

sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir.<br />

6. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içeren<br />

bilesiklerdir.<br />

7. Bir maddenin kisa dalga boylu radyasyon ile uyarilmasi<br />

sonucu isik yaymasi uyarici ortamdan uzaklastirildiginda<br />

isik yayma islemi durur.<br />

8. Çekirdegin kararsizligindan dolayi bir kendiliginden<br />

çesitli olarak isimalar yapmasi.<br />

Yukaridan Asagiya<br />

1. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir<br />

çözeltinin içindeki göreceli miktari.<br />

2. Elektron, proton ve alfa parçacigi gibi yüklü parçaciklara<br />

çok yüksek kinetik enerji kazandiran alet.<br />

4. Sivi haldeki bir maddenin kati hale geçmesi.<br />

5. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga<br />

sayisidir.<br />

9. <strong>Kimya</strong>sal reaksiyonlarda isi degisimini inceleyen kimya<br />

bilimi.<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 56


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Geçen Ayın Çözümü<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

8<br />

K<br />

6<br />

S<br />

i<br />

1<br />

P<br />

E R O K 2 S I T<br />

3<br />

N<br />

5<br />

K<br />

T<br />

Ö T R O N<br />

4<br />

P<br />

K<br />

I<br />

Y<br />

R O T O N<br />

M<br />

Ü T L E<br />

T<br />

7<br />

A Y i R M A<br />

C T I<br />

O N S A N T R A S Y O N<br />

K<br />

L<br />

i<br />

9<br />

K<br />

M<br />

A Y N A M A<br />

Soldan Saga<br />

1. 02-2 iyonunu oksit bilesiktir. [PEROKSIT]<br />

3. Atomun çekirdeginde bulunan ve kütlesi yaklasik 1 akb<br />

olan yüksüz tanecik. [NÖTRON]<br />

4. Atomun çekirdeginde bulunan kütlesi 1 akb'lik +1 yüklü<br />

atom alti parçaciklari. [PROTON]<br />

5. Degismeyen madde miktari. [KÜTLE]<br />

7. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle<br />

ayristirma. [AYiRMA]<br />

8. Çözeltide çözünmüs olan göreceli madde miktardir.Düsük<br />

konsantrasyonlu çözeltilere seyreklik yüksek<br />

konsantrasyonlu çözeltilere de derisik çözelti denir.<br />

[KONSANTRASYON]<br />

9. Bir sivinin buhar basincinin ortam basincina esit olmasi.<br />

[KAYNAMA]<br />

Yukaridan Asagiya<br />

2. <strong>Kimya</strong>sal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler<br />

arasindaki iliski. [STOKIYOMETRI]<br />

6. Termal iliski içindeki maddeler arasinda meydana gelen isi<br />

akisini tanimlayan fiziksel özellik.<br />

[SiCAKLiK]<br />

7. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini gösteren en<br />

küçük parçasidir. [ATOM]<br />

57<br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Bende Yazmak İstiyorum<br />

Dergide bende yazmak istiyorum benim de<br />

yazılarım olsun diyorsanız.<br />

***Yazacağınız konuyu belirleyin. (<strong>Kimya</strong> içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden<br />

ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz<br />

ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.<br />

***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.<br />

***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor.<br />

Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.<br />

***Dergi editörlerimiz olan<br />

Ayşe Emir, Caner Kavraz,Gültekin Özdemir,Ebru Çetinkaya<br />

arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.<br />

***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa<br />

yazınız yayınlanmayacaktır.<br />

***Ad Soyad<br />

Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)<br />

Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi<br />

Çalışıyor iseniz çalıştığınız kurumdaki pozisyonunuz.<br />

Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.<br />

***Şubat 2014 ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ocak 2014 dür.<br />

Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar<br />

Bir sonraki ay yayınlanacaktır.<br />

***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle<br />

yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey<br />

değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız<br />

rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.<br />

***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda<br />

en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında<br />

olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.<br />

***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.<br />

***<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!