03.11.2017 Views

Kuzey Ekim 2015 Sayı 2

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TEŞEKKÜRLER DANİMARKA<br />

Danimarka’daki 60 bin<br />

Türkiyeli’ye ulaşmak<br />

için yola çıktık...<br />

10 bin gazete<br />

bastık...<br />

10.000<br />

TİRAJ<br />

Bedava dağıttık... Kopenhag’dan<br />

Aalborg’a, Odense’den<br />

Aarhus’a her sokağa girdik...<br />

www.kuzey.dk<br />

facebook.com/kuzey.dk<br />

twitter.com/<strong>Kuzey</strong>Gazete<br />

Siz okuyucularımız da internet<br />

sitemiz ‘<strong>Kuzey</strong>.dk’yı 1 ay gibi<br />

kısa bir süre içinde en çok okunan<br />

Türkçe haber sitesi yaptınız. <strong>Kuzey</strong>’e<br />

kucak açtığınız için teşekkür ederiz.<br />

AYLIK HABER GAZETESi/DANSK-TYRKISK MANEDSAVIS<br />

www.kuzey.dk<br />

KUZEY<br />

<strong>Kuzey</strong> Avrupa’nın Türkçe gazetesi SAYI / UDGAVE:2 YIL / ÅRGANG:1 EKiM / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

Müveddet GÜLER<br />

Türkiye için<br />

Danimarkalı<br />

haydi sandığa<br />

TÜRKIYE 5 ayda<br />

ikinci kez seçime<br />

gidiyor. Peki 4<br />

parti Danimarkalı<br />

Türkiyelilere<br />

olsa<br />

ne vaad etti? AK<br />

Parti “THY uçuşlarıyla<br />

dövizli askerlikte indirim yapacağız”<br />

derken, CHP ‘yurtdışı milletvekilliği’<br />

sözü verdi. MHP “Çözüm süreci<br />

bitecek” derken, HDP kadın eksenli<br />

anayasa vaat etti. Türkiye için hayırlı<br />

Emre<br />

bir seçim olsun. wsayfa 14<br />

Konya, bu<br />

boş sokak<br />

tabelasıyla<br />

hangi<br />

Danimarkalı’ya<br />

ölmezdi<br />

ayıp etti?<br />

Cevabı 4’te<br />

‘Sonraki durak<br />

İsveç olacak’<br />

KUZEY Gazetesi Sosyal Medya<br />

Direktörü Değirmenci, kuzey.dk’yı<br />

anlattı: “60 bin Türkiyeli’nin internetteki<br />

sesiyiz. 1 aylık bir internet<br />

haber sitesiyiz. Yükselişteyiz. Herkese<br />

teşekkürler. Bir sonraki adımımız İsveç<br />

olacak. Sitenin yapımı için 3 ay çalıştık.”<br />

wsayfa 5<br />

SERDAR ALİ<br />

ÇELİKLER:<br />

‘Anadolulu<br />

futbolcu diye<br />

bir şey yok’<br />

ÜNLÜ<br />

spor yorumcusu<br />

Serdar<br />

Ali Çelikler,<br />

Danimarkalı<br />

Türkiyelilerin sorularını<br />

cevaplıyor.<br />

wRöportajı 20-21<br />

GRATIS<br />

wsayfa 24<br />

Aksaraylı Demir Ailesi’nin down sendromlu<br />

oğlu Emre Demir, Danimarkalı yetkililerin<br />

korkunç ihmaller zinciri sonunda 15’inde<br />

öldü. KUZEY’e konuşan ailesi tepkili:<br />

“Türk ve engelli olmasa oğlumuz ölmezdi.<br />

Danimarkalı olsa hastane ona bakardı.”<br />

AILE adına konuşan amca<br />

Kanber Demir, Emre’yi ilaç<br />

verip eve gönderen Köge<br />

Hastanesi’ne dava açacaklarını<br />

belirtti: “Emre, Türkiyeli<br />

değil de Danimarkalı<br />

olsaydı... Veya engelli<br />

olmasaydı, hastane baştan<br />

savma davranmazdı. Tüm<br />

tahlil ve testleri yapılırdı.<br />

İntikam peşinde değiliz ancak<br />

engelli ve göçmen diye<br />

bu ilgisizliği yaşadık.”<br />

wSadi TEKELİOĞLU / 12-13<br />

AMCA Demir, hastane<br />

yetkililerinin TV aracılığıyla<br />

özür dilemesine de<br />

ateş püskürdü: “Üzgün<br />

olduklarını belirtmişler.<br />

Onların özürleri bizim çocuğumuzu<br />

geri getirmez.<br />

Üstelik kamerayı karşılarında<br />

görünce muhabir<br />

üzerinden özür dilemişler.<br />

Şimdi size soruyorum:<br />

Bundan daha büyük bir<br />

hakaret olur mu?”<br />

İKİ ÖNEMLİ İSİM<br />

DAHA KUZEY<br />

AİLESİNE<br />

KATILDI<br />

Büyükelçi Dönmez:<br />

Bisikletle geziyorum<br />

Hayko<br />

Cepkin’den<br />

olay<br />

yaratacak<br />

bir kelime<br />

bir cevap<br />

wsayfa 2-3<br />

Çağdaş SAĞLICAK<br />

wsayfa 6-7<br />

Sedat<br />

Suna’nın<br />

objektif inden<br />

Kobani<br />

wsayfa 10-11<br />

Glostruplu Oğuz Han<br />

wsayfa 14<br />

hikâyesini <strong>Kuzey</strong>’e anlattı<br />

Yıldız AKDOGAN Sadi TEKELIOGLU Peter BRIXTOFTE<br />

Irfan KURTULMUS<br />

Aslı BORA<br />

Den store<br />

175 bin mülteci<br />

Visioner for en<br />

Türk<br />

Mutluluk<br />

forskel mellem<br />

Danimarka’ya<br />

bedre verden<br />

futbolunun<br />

kenti:<br />

kræver handlinger<br />

rød og blå<br />

gelseydi<br />

hastalığı..<br />

Sinop<br />

wsayfa 22-23<br />

wsayfa 12 wsayfa 13 wsayfa 8 wsayfa 22 wsayfa 19


2 MAGAZİN / MAGASIN<br />

KUZEY<br />

<strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

Üçü bir arada<br />

KUZEY’İN KEDİSİ<br />

YAZMAK gerçekten<br />

çok zormuş arkadaşlar!<br />

Neresinden tutayım<br />

da, Danimarka’daki<br />

Türkler’e bir şeyler<br />

diyeyim bilemedim.<br />

Şimdi sebep sonuç<br />

ilişkisine bakmadan da<br />

ahkâm kesmek olmaz.<br />

Sizinle üç araştırma<br />

sonucu paylaşmak ve<br />

onların Türkiye’deki<br />

yansımalarından söz<br />

etmek istiyorum.<br />

Birincisi; Alman araştırmacı Heiner<br />

Rindermann, Avrupa ülkelerinin IQ<br />

ortalamasını çıkarmış. Listeye göre,<br />

Avrupa’nın IQ ortalaması en yüksek ülkesi<br />

103 IQ ile Finlandiya. Finlandiya’yı 102 IQ ile<br />

Ümit OLCAY<br />

umıtolcay@kuzey.dk<br />

İngiltere ve Hollanda izliyor. İzlanda, İtalya, İsviçre<br />

ve Avusturya ise 101 IQ ile listenin üst sıralarında<br />

yer alıyor. Türkiye ise 83 IQ ortalamalı<br />

Arnavutluk ve 84 ortalamalı Bosna Hersek’in<br />

önünde 88 IQ ortalamasıyla Makedonya ile<br />

birlikte listenin en alt sırasında!<br />

İkincisi; gelir dağılımı adaletsizliği, tüm dünya<br />

ülkeleri için en çirkin dertlerden biri. Türkiye’de<br />

en zengin yüzde 10’luk kesim ile en yoksul yüzde<br />

10 arasındaki gelir uçurumu tam 12.6 kat. Yani<br />

Türkiye uluslararası ekonomi örgütüne üye 34<br />

OECD ülkesi arasında beşinci, Avrupa’nın ise<br />

en kötüsü olarak birinci! En iyisi ve adaletlisi,<br />

tabi ki Danimarka!<br />

Üçüncüsü; New York merkezli uluslararası<br />

Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) 2014<br />

özel basın raporunda Türkiye, dünyada en çok<br />

gazetecinin hapiste olduğu ülkeler arasında<br />

10’uncu sırada yer aldı. Çin’in ilk sırada<br />

bulunduğu listede, Türkiye ile birlikte adı geçen<br />

diğer ülkeler de şöyle: İran, Etiyopya, Vietnam,<br />

Suriye, Mısır, Burma, Azerbaycan.<br />

İşte bunların üçü birarada kullanılmaya<br />

başladığında ve idaresi kötü insanların eline<br />

geçtiğinde, inanın çok fazla şey olur!<br />

n Türkiye, 165 ülkede 325 üye kuruluşu ve<br />

176 milyon üyesi bulunan Uluslararası Sendikalar<br />

Konfederasyonu’nun (ITUC) işçi hakları için<br />

hazırladığı Küresel Haklar Endeksi’nde dünyanın<br />

en kötü ülkeleri arasında yerini alır!<br />

n Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF)<br />

Küresel Cinsiyet Eşitsizliği (World Gender Gap)<br />

raporunda Türkiye kız çocuklarına en kötü<br />

davranan 6’ncı ülke olur ve 136 ülke arasında<br />

toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili genel<br />

sıralamada ise 120’nci sırada yer alır.<br />

n Avrupa’nın en az sinemaya giden izleyici<br />

ortalamasına sahip olur!<br />

n En çok kullandığımız ‘uyuşturucu’ olan<br />

futbolumuz bile, seyirci sayısında Avrupa’nın<br />

en kötüsü olur. Onurlu bir hakem gördüklerinde<br />

onunla alay edip, hakarette bulunacak eski<br />

hakem bozuntuları ise hâlâ televizyonlarda<br />

yorumcu olarak durur!<br />

Ve bunun gibi daha daha daha … Bizse hep<br />

sızlanır dururuz.<br />

Yazımın en başına dönersek, konuşmak<br />

yazmaktan çok daha iyi, ben size söyleyeyim!<br />

Hakikaten. Mesela şimdi karşımda olsanız, size<br />

öyle güzel hikâyeler anlatır, bir sürü konulara<br />

girer, nerelerden çıkardım. Tatlı sınıfının<br />

hafif derecesinde küfürbaz; G..e g.. diyecek<br />

kadar açık olurdum. Ama olmuyor işte!<br />

Ben gazeteci değilim. İdealleri ve iddiaları olan<br />

bir habercinin gazetesinde, hasbelkader köşe<br />

yazma şansını elde etmiş, mesleği televizyon<br />

ve sinema olan biriyim.<br />

Ama bu ülkede işi yazmak olanların, oldum<br />

olası çok zor olmuştur hayatları! Şairinden<br />

gazetecisine, yazarından senaristine…<br />

* Her cuma yeni yazısı www.kuzey.dk’da yayınlanacak.<br />

YAŞAMIN RİTMİNİ TUTTURMUŞ BİR MÜZİK<br />

Selçuk iyi yönetilmemiş<br />

Nevi şahsına<br />

münhasır<br />

müzik adamı<br />

Hayko<br />

Cepkin, İzmir<br />

Şirince'de<br />

Varil<br />

Camping<br />

diye bir<br />

kamp alanı<br />

açar da... biz<br />

de sormaz<br />

mıyız “Ne<br />

işiniz vardı?”<br />

diye... Bir<br />

baktık ki,<br />

Cepkin'in<br />

hedefi daha<br />

büyük:<br />

Belediye<br />

başkanlığı...<br />

Pınar SÜER<br />

pinarsuer@kuzey.dk<br />

Hayko Cepkin, “Oğlum”<br />

dediği Midas’la...<br />

Müzikseverler ya da diğerleri...<br />

Bunların arasında onu<br />

tanımayan veya daha<br />

yakından tanımak istemeyen tek<br />

bir kişi yoktur diye düşünüyorum.<br />

Çok yönlü, tabiri caizse nevi şahsına<br />

münhasır ve üretken bir müzik<br />

adamı o. 1997’de profesyonel<br />

müzik yaşamına klavyeci olarak<br />

başlayan, 2005’te ilk albümü ‘Sakin<br />

Olmam Lazım’ ile aradığımız<br />

müzikal farklılığı ve farkındalığı<br />

bizlere hissettiren Hayko Cepkin ne<br />

mutlu ki 19 yıldır müzik dünyasının<br />

sıradışı isimlerinden biri olarak<br />

hayatımızda...<br />

Pek çok sanatçıdan farklı olarak<br />

hayata dair ‘pek çok’ mühim şeyi<br />

mevzu edinen, bu mevzuları da<br />

sahnede devleşerek bizlere inandığı<br />

şekilde anlatmayı başarabilen biri o.<br />

Sahne onun için bir meydan. Kendi<br />

devrimini bir şovdan daha ötesine<br />

ihtiyacı olan seyirciyi de içine alarak<br />

gerçekleştirir her sahnesinde. Fakat<br />

ben onun, üzerinde bulunduğu<br />

yeryüzünün her bir metrekaresinde<br />

de değer yaratmak gayesiyle var<br />

olduğuna inanan biriyim. Dilerseniz<br />

bu inancımına neyin sebep<br />

olduğunu, doğaya uzanan müzikal<br />

bir yolculuğun esas adamı Hayko<br />

Cepkin’den detaylıca dinleyelim:<br />

n İçinde toprak kokusu, oksijen,<br />

huzur ve mutluluk barındıran, yüzleri<br />

gülümseten, sizin tabirinizle adeta bir<br />

‘Yaşam & Terapi Merkezi’ olarak<br />

görebileceğimiz bu ‘Şirince’ proje nasıl<br />

hayata geçti? Ekstrem sporlara ve<br />

dolayısıyla doğaya olan düşkünlüğünüz<br />

bu projenin şekillenmesinde<br />

etkili oldu mu?<br />

Tüm fikir bu tip kamplarda<br />

konakladıkça oluştu. Eksikleri<br />

ve yapılabilecekleri hayal etmeye<br />

başladığım gün aslında projenin<br />

temelini atmıştım. Konu tamamen<br />

rahat hissetme odaklı.<br />

n Varil & Barrel Camping<br />

projesinin başından sonuna<br />

kadar işleri bizzat<br />

takip ettiniz mi? Bu<br />

süreçte sizi zorlayan,<br />

umudunuzu kıran<br />

bir olumsuzluk<br />

yaşadınız mı?<br />

Her şeyi<br />

bizzat takip<br />

ederim, kontrol<br />

etme sorunu olan<br />

biriyim. Bu sebeple<br />

en başından beri alanda<br />

bizzat bulundum. Yine de<br />

umudumu hiç yitirmem, muhakkak<br />

başka bir çıkış yolu arar bulurum.<br />

ÇEVREMİ VE HAYVANLARI<br />

DÜŞÜNDÜM BU PROJEDE<br />

n Selçuk'a belediye başkan adayı<br />

olmanızı şahsen ben canı gönülden<br />

dilerim. Bu yaz ziyaret ettiğim Selçuk’un<br />

sizin gibi doğa bilincine sahip duyarlı<br />

bir belediye başkanına ihtiyacı var...<br />

Bence de var. Selçuk yaşattığı,<br />

içinde barındırdığı tarihe yakışır<br />

şekilde maalesef yönetilememiş ve<br />

halen de yönetilemiyor.<br />

n Hiç masa başında 9-6 çalışan<br />

bir beyaz yakalı olarak hayal ettiniz<br />

mi kendinizi? Müzisyen olmasaydınız,<br />

içinde insan sermayesinin bolca<br />

“HER<br />

ŞEYI BIZZAT TAKIP<br />

EDERIM. KONTROL<br />

ETME SORUNU<br />

OLAN BIRIYIM<br />

bulunduğu turizm<br />

sektöründe bir kariyer<br />

sizin için nasıl bir<br />

alternatif olurdu?<br />

Çok hayal<br />

ettiğim için<br />

masa başında<br />

olmadım zaten<br />

: ) Çok banal<br />

ve sıkıcı bir<br />

zaman öldürme<br />

yöntemi olarak<br />

görüyorum. İçinde<br />

hayal kurabileceğim<br />

her şeyden kendime<br />

kariyer yaratabilirdim diye<br />

düşünüyorum.<br />

n Sunduğunuz içeriğin zenginliğiyle<br />

sahip olduğunuz ün, projeniz için karar<br />

alma sürecinizi hızlandırdı mı?<br />

Ünümden ziyade çevremi ve<br />

hayvanları düşünerek bu projeyi<br />

hayata geçirdim.<br />

BEN<br />

”<br />

'PLAZA İNSANLARI' HİÇ<br />

DÜŞÜNMESİN, KAÇSIN<br />

n 'Plaza insanı'nın diline pelesenk<br />

olan ‘işi gücü bırakıp kendini doğanın<br />

kollarına teslim etme’yi düşünen biri<br />

olarak bu konuda hayalden öteye geçmek<br />

isteyenlere neler önerirsiniz?<br />

İş kolunu az çok çözebilirlerse,<br />

durmasınlar bence, denemeye değer.


SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY MAGAZİN / MAGASIN 3<br />

ADAMININ DOĞAYA UZANAN SERÜVENİ<br />

ve halen yönetilmiyor<br />

'MEMLEKET KAOSU BİTİNCE<br />

DİNGİNLİK ORTAYA ÇIKAR'<br />

n Varil & Barrel Camping ile Selçuk’un kaderini<br />

pozitif anlamda etkileyeceğinize inanıyorum. Başka<br />

ilçeleri de kabuğundan çıkarmak adına buna<br />

benzer projeler yapılması fikrini destekliyor<br />

musunuz? Kampların sayısını arttırmak gelecek<br />

planlarınızda yer alıyor mu?<br />

Mevcut yerimde zaten pek çok festival,<br />

buluşma ve kutlamaya yer vereceğim.<br />

Benim için şimdilik kafi konumda ve<br />

durumdadır. Çoğu zaman büyümek,<br />

kurulu güzelliklere ve düzene zarar<br />

verebiliyor.<br />

n Peki ya İstanbul?<br />

İstanbul’a sadece iş sebebiyle gidiyorum.<br />

n Kamping alanına bir kayıt stüdyosu kurmayı<br />

planlıyorsunuz. <strong>Ekim</strong> ya da kasım ayında piyasaya<br />

çıkaracağınız albümünüzdeki şarkıların söz ve<br />

müziklerinde doğanın dinginliğini ve romantizmini<br />

hissedebilecek miyiz?<br />

Maalesef. O, memleket kaosu bitince, belki<br />

hepimizde yeşerecek sözler olarak meydana<br />

çıkabilir. Ama şimdilik değil.<br />

'BEN ZATEN DEVRİMİ<br />

MÜZİĞİMLE YAPTIM<br />

n Hayko Cepkin’in hayatında bir devrim midir<br />

Varil & Barrel Camping?<br />

Sadece başarılı planlanmış bir konaklama,<br />

huzur alanıdır kampımız. Ben devrimi zaten<br />

müziğim ile yaptım ve yapmaya da devam<br />

edeceğim.<br />

n Varil & Barrel Camping’in varoluş felsefesini<br />

nasıl tanımlarsınız?<br />

Tam tersi, iyi yönde dönüştürülmüş faydalı bir<br />

varil bizimkisi.<br />

n İş için veya turist olarak Danimarka’ya gittiğiniz<br />

mi? Oradadaki hayranlarınıza bu konuyla ilgili nasıl<br />

bir mesaj iletmek istersiniz?<br />

Gitmedim. Gitmek isterdim. Konser olarak<br />

gelmesem de bireysel olarak görmek isteyeceğim<br />

net bir yer.<br />

n Danimarka’nın Woodstock’ı olarak ün salmış<br />

Roskilde Festivali’ni duymuş olmalısınız.<br />

Uzaktan hayranlık bizimkisi.<br />

DENİZ, KUM, PLAJ...<br />

GELENLER ŞAŞIRACAK<br />

n Roskilde Festivali’nde kamp tecrübesi<br />

yaşayan bir Danimarkalıya sizin kampınıza<br />

geldiklerinde akıllarından çıkmayacağını<br />

düşündüğünüz sürprizleriniz var mı?<br />

Sanırım ormanda deniz kumundan<br />

bir plaj ile karşılaşınca şaşıracaktır.<br />

Hele müzisyen ise ormanda kayıt<br />

yapabileceği için şaşıracaktır. Eğer<br />

hayvanların serbest ortalıkta dolaştığı bir<br />

yere gitmedi ise eşeğimiz Midas'ı karşısında<br />

görünce de şaşıracaktır.<br />

Çağımızın<br />

vebası: DIN<br />

Son olarak sizinle birkaç kelime<br />

paylaşacağım. Bu kelimelerin sizde<br />

yarattığı çağrışım nedir:<br />

4AŞK: Herkese gerekli delilik hali.<br />

4LEGO: Çok oynadım.<br />

4BEŞIKTAŞ: Hastalık.<br />

4NAMAZ: Bir ibadet hali.<br />

4MIDAS: Oğlum.<br />

4 İKEA: Tek tipçilik.<br />

4ÇAĞIMIZIN VEBASI: Din.<br />

4JASON NEWSTED: Gençliğim.<br />

4KOPENHAG: Tarih.<br />

n Hayranlarınıza<br />

yaşamlarını daha<br />

anlamlı kılmaya dair<br />

ne gibi öğütler vermek<br />

istersiniz?<br />

Süresi olduğunu<br />

bildiği bir hayat<br />

... Ve seçimlere<br />

bağlı bir gidişat .<br />

Her şey bizlerin<br />

elinde. Başkası için<br />

değil kendileri için<br />

seçimler yapsınlar.<br />

'Dogma95' akımının<br />

üzerinden 20 yıl geçti<br />

DOGMA 95, 1995’te<br />

Danimarkalı yönetmenler<br />

Lars von Trier, Thomas<br />

Vinterberg, Kristian<br />

Levring ve Søren Kragh-<br />

Jacobsen tarafından<br />

başlatılmıış avangart film<br />

yapım akımıdır.<br />

Bu akım bazen Dogme<br />

95 Collective veya the<br />

Dogme Brethren olarak da<br />

Thomas<br />

Vinterberg<br />

Søren Kragh-<br />

Jacobsen<br />

1. Çekimler stüdyo<br />

dışında yapılmalıdır.<br />

Sahne donanımı ve setler<br />

içeri taşınmamalıdır.<br />

(Hikaye özel bir sahne<br />

donanımı gerektiriyorsa,<br />

stüdyo dışında bu<br />

donanıma uygun bir<br />

mekân seçilmelidir.)<br />

2. Ses, kesinlikle<br />

görüntülerden ayrı<br />

olarak üretilmemelidir<br />

ya da tersi. (Sahne içinde<br />

üretiliyor olmadığı sürece<br />

müzik kullanılmamalıdır.)<br />

3. Kamera, elde<br />

taşınıyor olmalıdır. Elde<br />

taşınan kamera ile elde<br />

edilecek hareketlilik<br />

ya da hareketsizlikler<br />

serbesttir. (Film,<br />

kameranın durduğu yerde<br />

çekilmemeli; kamera<br />

filmin olduğu yerde<br />

olmalıdır.)<br />

DÜNYA<br />

SINEMASINI<br />

DEĞIŞTIREN<br />

4 DANIMARKALI<br />

Kristian<br />

Levring<br />

bilinir.<br />

Hollywood’un o dönem<br />

pompaladığı ünlü filmlere<br />

alternatif olarak düşünülen<br />

Dogma 95’in üzerinden<br />

tam 20 yıl geçti.<br />

‘Focus Denmark’<br />

dergisi de dünya<br />

sinemasını değiştiren dört<br />

Danimarkalı yönetmenle<br />

ilgili bir dosya hazırladı.<br />

Lars von<br />

Trier<br />

10 DOGMA FILM<br />

1) The Celebration (1998)<br />

2) Thomas Vinterberg<br />

3) The Idiots (1998)<br />

4) Lars von Trier<br />

5) Mifune (1999)<br />

6) Søren Kragh-Jacobsen<br />

7) The King is Alive (2000)<br />

8) Kristian Levring<br />

9) Italian For Beginners (2000)<br />

10) Lone Scherfig<br />

11) Truly Human (2001)<br />

12) Ake Sandgren<br />

13) Kira's Reason (2001)<br />

14) Ole Christian Madsen<br />

15) Open Hearts (2002)<br />

16 Susanne Bier<br />

17) Old, New, Borrowed and Blue (2003)<br />

18) Natasha Arthy<br />

19) In Your Hands (2004)<br />

20) Annette T. Olesen<br />

Dogma 95 tarafından<br />

belirlenen kurallar:<br />

4. Film, renkli olmalıdır.<br />

Özel ışıklandırma<br />

kullanılamaz. (Eğer<br />

çekilecek olan sahnede<br />

filmin pozlandırması<br />

için çok az bir ışık söz<br />

konusuysa, sahne kesilmeli<br />

ya da tek bir lamba<br />

kameraya iliştirilmelidir.)<br />

5. Optik numaralar ve<br />

filtreler kesinlikle yasaktır.<br />

6. Film, gelişigüzel<br />

aksiyon içermemelidir.<br />

(Öldürme, silahlar, vs.<br />

bulunmamalıdır.)<br />

7. Zamansal ve coğrafi<br />

yabancılaştırmalar yasaktır.<br />

(Kısaca film, şimdi ve<br />

burada geçmelidir.)<br />

8. Tür filmleri kabul<br />

edilemez.<br />

9. Film formatı 35 mm<br />

olmalıdır.<br />

10. Yönetmen, jenerikte<br />

belirtilmemelidir.


4 OLAY / DET SKER<br />

Hayat fena halde<br />

matematik<br />

LİSEDE<br />

matematik<br />

öğretmenim<br />

Remzi hoca,<br />

‘hayatın<br />

matematikten<br />

ibaret<br />

olduğu’nu<br />

söylediğinde<br />

fena halde<br />

dalga<br />

geçmiştik aklımız sıra.<br />

Oysa ‘hayat<br />

gerçekten fena halde<br />

matematik’miş…<br />

“1923 Türkiye’sinde;<br />

Nüfus 13 milyon<br />

civarıydı, 11 milyon kişi<br />

köyde yaşıyordu.<br />

40 bin köy vardı, 38<br />

bininde okul yoktu.<br />

Traktör sıfırdı, tarlada<br />

sadece karasaban<br />

kullanılırdı.<br />

5 bin köyde sığır vebası<br />

vardı. Hayvanlar kırılıyor,<br />

insanlar kırılıyordu.<br />

2 milyon kişi sıtma,<br />

1 milyon kişi frengiydi,<br />

verem, tifüs, tifo salgını<br />

vardı. 3 milyon kişi<br />

trahomluydu.<br />

Bebek ölüm oranı<br />

yüzde 48’di, memlekette<br />

sadece 337 doktor vardı.<br />

Sadece 60 eczacı<br />

vardı, bunların sadece 8’i<br />

Türk’tü.<br />

Diş hekimi 0’dı. 4<br />

hemşire vardı. 40 bin köy,<br />

sadece 136 ebe vardı.<br />

Ortalama ömür 40<br />

yaştı.<br />

Yanmış bina sayısı 115<br />

bin, hasarlı bina sayısı 12<br />

bin. Limanlar, madenler,<br />

demiryolları yabancıya<br />

aitti.<br />

Toplam sermayenin<br />

sadece yüzde 15’i Türk’tü.<br />

Osmanlı’dan<br />

Cumhuriyet’e miras kalan<br />

sadece 4 fabrika vardı:<br />

Hereke ipek, Feshane<br />

yün, Bakırköy bez, Beykoz<br />

deri…<br />

Elektrik sadece<br />

İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta<br />

vardı.<br />

Otomobil sayısı<br />

1490’dı. Sadece 4 şehirde<br />

özel otomobil vardı.<br />

Tiyatro yok, müzik yok,<br />

resim yok, heykel yok,<br />

spor yoktu.<br />

Arkeolojik eserler,<br />

öyle gizli saklı değil,<br />

padişahların hediyesi<br />

olarak, trenlerle<br />

götürülmüştü yurtdışına.<br />

Kimisi alaturka saat’i<br />

kullanıyor, güneşin battığı<br />

anı 12:00 kabul ediyordu.<br />

Kimisi zevali saat’i<br />

kullanıyor, güneşin en<br />

tepede olduğu anı 12:00<br />

kabul ediyordu. Kimisi<br />

güneş batarken grubi<br />

saat’i esas alıyordu. Kimisi<br />

güneşin tamamen battığı<br />

BRÜKSEL’DEN<br />

Fikret AYDEMiR<br />

fikretaydemir@kuzey.dk<br />

ezani saat’i esas alıyordu.<br />

“Saat kaç birader?”<br />

diye sorduğunda, her<br />

kafadan ayrı bir ses<br />

çıkıyordu.<br />

Kimisi hicri takvim<br />

kullanıyordu, kimisi Rumi<br />

takvim kullanıyordu.<br />

Kimisinin Şubat’ı kimisinin<br />

Aralık’ına denk geliyordu.<br />

Herkes aynı zaman<br />

dilimindeydi, ama farklı<br />

aylarda yaşıyordu!<br />

Dirhem, okka, çeki<br />

vardı. Arşın, kulaç, fersah<br />

vardı. Ne ağırlığımız<br />

dünyaya ayak uydurabiliyordu,<br />

ne uzunluğumuz…<br />

Ölçülerimiz ‘Ortaçağ’dı.<br />

Erkeklerin sadece<br />

yüzde 7’si, kadınların<br />

sadece binde 4’ü okuma<br />

yazma biliyordu.<br />

Okur-yazar erkeklerin<br />

çoğunluğu, subay veya<br />

gayrimüslimdi. Okul yaşı<br />

gelen her dört çocuktan<br />

üçü okula gitmiyordu.<br />

Toplam 4894 ilkokul,<br />

sadece 72 ortaokul,<br />

sadece 23 lise vardı.<br />

Türkiye’nin tüm<br />

liselerinde sadece 230 kız<br />

öğrenci kayıtlıydı.<br />

Öğretmenlerin üçte<br />

birinin, öğretmenlik eğitimi<br />

yoktu.<br />

Tek üniversite vardı,<br />

darülfünun, medreseden<br />

halliceydi.<br />

İbrahim Müteferrika’dan<br />

itibaren 150 sene boyunca<br />

basılan kitap sayısı<br />

sadece 417’ydi. Bunların<br />

da çoğu gayrimüslimlerin<br />

matbaasından çıkmıştı.<br />

Ki zaten, Müteteferrika da<br />

devşirmeydi, Macar’dı.<br />

Bu topraklara kitap<br />

gelene kadar, Avrupa’da<br />

2.5 milyon farklı kitap<br />

basılmış, 5 milyar adet<br />

satılmıştı.”<br />

Onur Öztarhan’ın<br />

alıntıladığı bu yazıyı<br />

sosyal medyada okuyunca<br />

bir kez daha hayatın fena<br />

halde matematik olduğunu<br />

düşündüm.<br />

Şimdilerde elimizin altında<br />

1001 olanak varken<br />

ve 1100 odalı sarayımızda<br />

otururken bütün sorunların<br />

kaynağı olarak ‘tek<br />

parti dönemi’ni sorumlu<br />

tutuyoruz.<br />

Oysa, hayatı<br />

anlamanın da fena halde<br />

matematikten geçtiğini<br />

unutuyoruz.<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

Konya'da Peter ayıbı<br />

<strong>Kuzey</strong> yazarı Peter Brixtofte'nin adı Konya'nın iki köyündeki<br />

sokaklara verilmişti. Ancak tabelalar sessiz sedasız değiştirildi.<br />

Üstelik Türkiye dostu olan Brixtofte'ye haber bile verilmedi<br />

KUZEY Yazıişleri için<br />

her şey, yazarımız Peter<br />

Brixtofte'nin Genel Yayın<br />

Yönetmenimiz Sadi Tekelioğlu'yla<br />

yaptığı bir sohbetle başladı. Sohbet<br />

sohbeti açtığında Brixtofte yıllar<br />

önce Konya'nın iki beldesindeki<br />

iki sokağa kendi isminin verildiğini<br />

belirtmişti. Sohbet bittikten<br />

sonraki ilk yazıişleri toplantısında<br />

Tekelioğlu, Brixtofte'ye <strong>Kuzey</strong>'in<br />

ekim ayı sayısında bir sürpriz<br />

yapmak istediğini belirtti. Ve<br />

7 BIN 950<br />

KRON<br />

ÇALINDI<br />

muhabirler, “Peter Brixtofte”<br />

yazılı tabelaları çekmek için Konya<br />

Cihanbeyli'nin Kuşça ve Yeniceoba<br />

beldelerine doğru yola çıktı.<br />

HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMIYOR<br />

Ancak gelen haberler, güzel<br />

bir sürprizin acı bir sürprize<br />

dönüşmesine neden oldu. Çünkü<br />

muhabirlerimiz Kuşça ve Yeniceoba<br />

beldelerindeki bazı sokaklara<br />

verilen 'PETER BRİXTOFTE'<br />

isminin ve yazılı olduğu tabelaların<br />

KOPENHAG'dan<br />

üzücü haber...<br />

Danimarka'nın ilk Türk<br />

camisi olarak 1985<br />

yılında açılan Kocatepe<br />

Camii'ne gece hırsız<br />

girdi. Sosyal faaliyet<br />

salonunun kapısını<br />

kırarak içeri giren<br />

hırsız ya da hırsızlar,<br />

kadın kollarına ait 7<br />

bin 950 kron parayı<br />

çalarak kaçtı.<br />

Hırsız ya da<br />

hırsızların tuğla<br />

fırlatarak camı<br />

kırdıkları öğrenildi.<br />

Kopenhag polisi,<br />

binanın güvenlik<br />

kameralarını<br />

incelemeye alarak<br />

soruşturma başlattı.<br />

Fotoğrafta görülen kişi Faik<br />

Canbaz... Kopenhag Kocatepe<br />

2 yıl önce kaldırıldığını öğrendi.<br />

Mahalli idareler yasasının<br />

yürürlüğe girmesi ile birlikte bu<br />

sokaklara eski isimlerin verildiği,<br />

kardeş şehir anlaşmasının<br />

bitmesiyle de tabelaların kaldırıldığı<br />

bildirildi. Üstelik Türkiye ve Konya<br />

dostu Peter Brixtofte'ye bir haber<br />

dahi verilmemişti.<br />

Hiçbir şeyin gizli kalmadığını<br />

hatırlatır, Peter Brixtofte'ye<br />

yapılan ayıbın bir an önce sona<br />

erdirilmesini ümit ederiz.<br />

Kopenhag Kocatepe<br />

Camii'ne hırsız girdi<br />

Bu çocuk suda mı<br />

yoksa dışarda mı?<br />

HAYDI bakalım yeni internet<br />

tartışmasına buyurun... 'Bu kıyafet<br />

mavi mi, sarı mı' tartışmasından<br />

sonra sanal alemde 'Bu çocuk suyun<br />

içinde mi, dışında mı?' tartışması<br />

başladı. Bir internet sitesinde<br />

yayınlandıktan sonra 1 milyon kişiye<br />

ulaşan fotoğrafta suda oynayan<br />

bir çocuk görünüyor. Kimi 'Suyun<br />

içinde olan birinin saçları öyle kuru<br />

görünmez, dışarda' derken, kiminin<br />

yorumu 'Kabarcıklar ve kızın<br />

yüzüne bakılırsa, suyun içinde' oldu.<br />

Siz ne dersiniz?<br />

Camii Dernek Başkanı olan<br />

Canbaz, hırsızlık olayını<br />

sabah saatinde farkettiklerini<br />

söyledi.


GÜNCEL / AKTUELT 5<br />

SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

FACEBOOK’TA ‘LIKE’ ET, KUZEY HABERLERİ ÖNÜNE DÜŞSÜN<br />

Facebook.com/kuzey.dk adresine girin.<br />

1<br />

Haberleri mobil telefon,<br />

bilgisayar ve tabletten<br />

dakika dakika<br />

takip edin.<br />

Ortadaki ‘beğen’ tuşuna basın.<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi’nin<br />

haberleri, gün<br />

içindeki tüm<br />

gelişmeler<br />

anında<br />

Facebook<br />

sayfanıza<br />

düşsün.<br />

2 3<br />

Cannes'da<br />

Kösem şov<br />

'60 bin Türkiyelinin<br />

internetteki sesiyiz'<br />

<strong>Kuzey</strong><br />

Gazetesi<br />

Sosyal<br />

Medya<br />

Direktörü<br />

Tamer<br />

Değirmenci,<br />

'kuzey.dk'nın<br />

kuruluşu ve<br />

Danimarka'daki<br />

haber siteleri<br />

arasındaki<br />

yükselişini<br />

anlattı<br />

Pınar SÜER<br />

n İşin en başına dönelim. '<strong>Kuzey</strong>.<br />

dk'nın kuruluş günlerine... Nasıl<br />

hazırlandınız?<br />

Bu röportajı internette ya da yazılı<br />

olarak okuyorsanız, 'kuzey.dk'nın<br />

yayın tarihini biliyorsunuzdur: 2<br />

Eylül <strong>2015</strong>... <strong>Kuzey</strong>'in fikir babası,<br />

Danimarka'da etnik medyaya<br />

yönelen Mergen Grubu'dur. Yazın<br />

başında kendileriyle biraraya geldik.<br />

Projeyi çok sevdim. Danimarka hiç<br />

bilmediğim bir ülke. Ancak proje<br />

beni çok heyecanlandırdı. Kolları<br />

sıvadık. 3 ay çalıştık. Ve 2 Eylül'de<br />

yayına başladık.<br />

n Neden 2 Eylül?<br />

Bunu bana değil, Mergen Grubu<br />

yöneticilerine sormanız gerekli.<br />

Anladığım kadarıyla kendileri için<br />

özel bir anlamı vardı bu tarihin.<br />

n Sitenin dinamizmi herkesin çok<br />

hoşuna gitti.<br />

Evet. Üzerine 3 ay kafa<br />

yorduğumuz bir format oldu. 250<br />

küsür format incelendi, tarandı,<br />

en son bu canlı formatta karar<br />

kılındı. '<strong>Kuzey</strong>.dk'nın en büyük<br />

özelliklerinden biri, aradığınız şeyi<br />

çok kolay buluyor olmanız. Spor<br />

mu, magazin mi, Danimarka haberi<br />

mi... Ne arıyorsunuz, yeri belli.<br />

Yazara mı ulaşacaksınız? Yerini zaten<br />

biliyorsunuz...<br />

n Peki ya reytingler?<br />

Başta Danimarka'dakiler olmak<br />

<strong>Kuzey</strong> daha<br />

ilk ayında<br />

onlinenewspapers.<br />

com'da.<br />

üzere, İsveç, Almanya, Belçika,<br />

Fransa ve Amerika'daki Türkiyelilere<br />

teşekkür etmek isterim. Biz daha<br />

1 aylık bir internet haber sitesiyiz.<br />

Ancak Danimarka'daki haber<br />

siteleri arasında yükselişe geçmemizi<br />

sağladınız. Binlerce kişinin sağlık<br />

haberinden yazarlarımıza kadar<br />

sitenin her yerini didik didik etmesi<br />

bizi çok mutlu etti. Danimarka'da<br />

60 bin Türkiyeli'nin olduğunu<br />

düşünürsek, rakamlarımız<br />

çok çok iyi.<br />

n Bunda Facebook'un da çok önemi<br />

var sanırız...<br />

Kesinlikle. Sitenin çıkışından<br />

önce yaptığımız araştırmalar<br />

bize Danimarkalıların en çok<br />

kullandığı sosyal medya ağının<br />

Facebook olduğunu gösterdi.<br />

Biz de tanıtım yatırımımızı<br />

ve emeğimizi Facebook'a<br />

ayırdık. İnanmayacaksınız ama<br />

Türkiye'de 'her şey' olan Twitter'ın<br />

Danimarka'da yok denecek kadar az<br />

kullanılması bizi epeyce şaşırtmıştı.<br />

<strong>Kuzey</strong>.dk'nın yapım<br />

aşaması... Tarih: 29<br />

Ağustos <strong>2015</strong>... Tamer<br />

Değirmenci, ekibiyle<br />

İstanbul Beşiktaş'ta<br />

Boğaz’a karşı son<br />

çalışmaları yaparken<br />

görülüyor.<br />

Bu röportajı okuyanlara ne diyoruz?<br />

Facebook'a girin facebook.com/<br />

kuzey.dk’yı ‘Like'layın, <strong>Kuzey</strong>'in<br />

haberleri önünüze düşsün. Tabi<br />

belirtmekte yarar var. Bize tüm sosyal<br />

medya ağlarından ulaşabilirsiniz.<br />

n HDP'nin mitingini canlı<br />

yayınlamanızın etkisi ne oldu?<br />

Gazete politikası hakkında<br />

konuşmak bana düşmez.<br />

Genel Yayın Yönetmenimiz var,<br />

patronumuz var. Onlar bilirler. Ben<br />

işin sosyal reytingine bakarım. Canlı<br />

yayın sayesinde bugüne kadarki en<br />

yüksek reytingi aldık, onlarca yeni<br />

okurumuz oldu, “Nerede haber,<br />

orada <strong>Kuzey</strong>” sloganıyla da yeni canlı<br />

yayınların haberini vermiş olduk.<br />

n Peki hedef sadece Danimarka mı?<br />

Mergen Grubu yöneticileri<br />

'Danimarka'daki 60 bin<br />

Türkiyelilerin sesi olacağız. <strong>Kuzey</strong>in<br />

<strong>Kuzey</strong>'i olacağız' demişlerdi. Bu<br />

yüzden gazete 10 bin basıyor. Bu<br />

yüzden yazı işleri geceli gündüzlü<br />

çalışıyor. Kendi adıma diyebilirim<br />

ki, 60 bin Türkiyelinin internetteki<br />

sesiyiz. Bir sonraki adımımız<br />

İsveç olacak. Size ancak bunu<br />

söyleyebilirim.<br />

n İnşallah <strong>Kuzey</strong>'i uluslararası bir<br />

marka olarak görürüz...<br />

Daha ilk haftamızda dünyanın<br />

en büyük gazete arşivi olan<br />

onlinenewspapers.com'a girdiğimizi<br />

belirteyim...<br />

n Teşekkürler, ellerinize sağlık.<br />

İrfan KURTULMUŞ/CANNES<br />

TÜRK dizileri, dünya<br />

filmlerinin kalbinin<br />

attığı Fransa'nın ünlü<br />

Cannes kentinin<br />

sokaklarını süslüyor.<br />

Cannes'in palmiye<br />

ağaçlarıyla süslü yüksek<br />

sosyetenin tercih ettiği<br />

ana caddesi Boulevard<br />

Croisette'de lüks<br />

binalar ve otellerin<br />

duvarlarında, 'Kösem<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi ile<br />

Türkiye'nin önde<br />

gelen müzik şirketi<br />

Kalan'dan dev birliktelik...<br />

10 CD<br />

çekilişine katıl<br />

KUZEY’LE FOTOĞRAFINI ÇEK<br />

SOSYAL MEDYADA YAYINLA<br />

10CD<br />

1KİŞİYE<br />

Sultan' başta olmak<br />

üzere ünlü Türk<br />

dizilerin reklamları yer<br />

alıyor.<br />

Ay Yapım'ın<br />

"Ay Yapım Drama"<br />

başlığıyla, Türk<br />

dizlerinin 10'uncu<br />

yılında 150 ülkede<br />

milyonlarca izleyiciyle<br />

tarihi anlatarak<br />

dünyayı birleştirdikleri<br />

panolarını görmek de<br />

mümkün.<br />

ETNIK müziğin<br />

adresi Kalan Müzik'ten<br />

çıkan son CD'ler artık<br />

Danimarka ve İsveç'te<br />

çekilişle <strong>Kuzey</strong> okurlarına<br />

ulaşacak. Yapmanız<br />

gereken çok basit...<br />

Basılı <strong>Kuzey</strong> gazetesiyle<br />

çekilmiş bir fotoğrafınızı<br />

kuzey.dk adresinde<br />

yer alan sosyal medya<br />

hesaplarında yayınlıyorsunuz.<br />

Otomatik olarak<br />

çekilişe katılıyorsunuz.<br />

Genel Yayın Yönetmenimiz<br />

Sadi Tekelioğlu'nun<br />

koordinasyonunda<br />

yapılacak çekilişle 1<br />

kişiye 10 CD verilecek.<br />

Teslimat fotoğrafları bir<br />

sonraki sayıda yayınlanacak...<br />

Çekiliş için size<br />

bir <strong>Kuzey</strong> yeter...<br />

(KUZEY)


6 RÖPORTAJ / INTERVIEW<br />

KUZEY<br />

<strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

TÜRKİYE CUMHURİYETİ KOPENHAG BÜYÜKELÇİSİ MEHMET<br />

‘Vatandaşımızın profilini<br />

Büyükelçi Dönmez, siyasi,<br />

diplomatik, kültürel çalışmalarının<br />

yanı sıra özel hayatı ve boş<br />

zaman uğraşları ile ilgili çarpıcı<br />

açıklamalarda bulundu<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi Genel Yayın<br />

Yönetmeni Sadi Tekelioğlu ve<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi Danimarka Haber<br />

Şefi İrfan Kurtulmuş’u makamında<br />

kabul eden Büyükelçi Mehmet Dönmez<br />

<strong>Kuzey</strong>’in ilk sayısını da bizlerle birlikte<br />

inceledi ve gazetemize övgüler yağdırdı.<br />

n Efendim göreve başlayalı iki yıl oldu.<br />

Bu iki yıl nasıl geçti?<br />

Öncelikle bu iki yılın ülkemiz<br />

açısından ve ülkemizin Danimarka ile<br />

olan ilişkileri açısından çok verimli<br />

geçtiğini söyleyebilirim. Ama daha her iki<br />

ülke olarak kat etmemiz gereken uzun bir<br />

yol var önümüzde. Ticari ilişkilerimizin<br />

var olan potansiyel oranında tatmin edici<br />

düzeyde olduğunu söyleyemem. Buradaki<br />

görev süremin geri kalan kısmında iki<br />

ülke arasındaki ticari ilişkileri daha da<br />

ileri düzeye götürmek istiyorum. Enerji,<br />

sağlık ve tarım alanlarında müthiş bir<br />

işbirliği potansiyelimiz var ve bu alanlarda<br />

yeterince faydalanamıyor iki ülke<br />

birbirinden.<br />

n Danimarka’da yaşayan<br />

vatandaşlarımızla ilgili izleniminiz nedir?<br />

Öncelikle Danimarka’da yaşayan<br />

Türklerin profilini yükseltmemiz<br />

gerekiyor. Danimarka’da önemli yerlere<br />

gelmiş çok genç Türk olduğunu gördüm,<br />

açıkçası bu beni çok şaşırttı. Üniversite<br />

ve liselerde okuyan Türk öğrenciler,<br />

akademisyenler ve hatta doktora yapmış<br />

birçok genç Türk var. Ama bunlar<br />

yeterli değil. Aileler çocuklarının eğitimi<br />

konusunda isteksizlik sergiliyorlar. Burada<br />

doğup büyüyen son kuşağın Türkçe ile<br />

olan ilişkisi de beni endişelendiriyor. Bu<br />

konuda hem ailelerde hem de gençlerde<br />

bir umursamazlık seziyorum, ama el<br />

birliği içinde bu konuda da gelişme<br />

göstereceğimizi sanıyorum.<br />

n Danimarkalı siyasilerin burada<br />

yaşayan Türklerle ilgili düşüncelerini<br />

öğrenebildiniz mi?<br />

Evet, bu sorunuza çok sevindim.<br />

Zira gururla söyleyebilirim ki bu<br />

ülkede yaşayan 60 binin üzerindeki<br />

vatandaşımızı Danimarka devleti çok<br />

seviyor. Göçmenlerin yaşadıkları ve<br />

yaşattıkları sorunlardan ayrı tutuyorlar<br />

vatandaşlarımızı. Bunu Danimarka<br />

Başbakanı, Dışişleri Bakanı ve bazı<br />

bakanlar, ikili görüşmelerimde dile<br />

getirdi. Bunların yanı sıra konuştuğumuz<br />

birçok bürokrat da Danimarka’da yaşayan<br />

Türkleri iyi uyum sağlamış olarak kabul<br />

ediyorlar. Bu beni çok mutlu etti.<br />

Daha önce İngiltere ve Almanya’da da<br />

görev yaptım. Vatandaşlarımızla<br />

ilgili oralarda almadığım övgüyü<br />

burada aldım.<br />

<strong>Kuzey</strong><br />

Gazetesi’ni<br />

Büyükelçilik<br />

binasında<br />

ağırlayan<br />

Dönmez, Sadi<br />

Tekelioğlu’yla<br />

kameraya<br />

gülümsedi.<br />

İşte elçimizin<br />

kamerasından<br />

Kopenhag ve<br />

İstanbul<br />

Büyükelçi Mehmet Dönmez, ricamız üzerine, çektiği<br />

fotoğrafları da siz <strong>Kuzey</strong> okurlarının beğenisine sundu.<br />

n İki ülke arasında son<br />

on beş yılda çok önemli<br />

siyasi krizler yaşandı.<br />

Son durum nedir siyasi<br />

ve diplomatik ilişkiler<br />

açısından?<br />

Türkiye ile Danimarka arasındaki buzlar<br />

tamamen eridi. İki ülke ilişkileri, uluslararası<br />

konularda görüş ve fikir birliği içindeyiz. Bunlardan<br />

iki örnek verecek olursam; PKK ile mücadele ve<br />

IŞİD ile mücadele konusunda tamamen görüş birliği<br />

içindeyiz. Danimarka, PKK ile mücadelemizde<br />

bizim yanımızda. Uluslararası platformlarda çeşitli<br />

mevkilerde aday destekleme uygulamamız var.<br />

Birbirimizin adaylarını destekliyoruz.


KUZEY<br />

SAYI / UDGAVE: 2 RÖPORTAJ / INTERVIEW 7<br />

DÖNMEZ, KUZEY’E KONUŞTU<br />

yükseltelim’<br />

‘ÇOK FARKLI<br />

BIR GAZETE<br />

OLMUŞ’<br />

BÜYÜKELÇI, <strong>Kuzey</strong> Gazetesi'yle ilgili fikirlerini<br />

Tekelioğlu ve Kurtulmuş'a şöyle değerlendirdi:<br />

“Siz gelmeden önce de gazetenizi görme ve<br />

inceleme olanağım oldu. Avrupa’da yayımlanan<br />

benzerlerinden oldukça farklı. Cıvıl cıvıl, içeriği<br />

zengin ve konsept olarak da yenilikçi bir gazete olmuş.<br />

Umarım uzun ömürlü olur.”<br />

Hvad synes du om<br />

Danmarks holdning til<br />

flygtningekrisen. Synes du<br />

Danmark handlede korrekt?<br />

Danmark i regerings- og<br />

politisk regi er jeg utroligt skuffet<br />

over. Siden Inger Støjberg har<br />

fået posten som Udlændinge-,<br />

integrations- og boligminister, har<br />

hun endnu ikke handlet i et integrations-øjemed<br />

en eneste gang.<br />

Hun og regeringen har tværtimod<br />

haft travlt med at gøre det mindre<br />

attraktivt at søge asyl i Danmark,<br />

Peter<br />

Kreutzmann,<br />

23 år<br />

Sygeplejerske<br />

stud., UCSJ<br />

Roskilde<br />

Gizem SAHiNOGLU<br />

spørger Danmark svarer<br />

forsøgt<br />

at<br />

gøre<br />

det<br />

langt<br />

sværere<br />

at blive statsborger og sidst<br />

men ikke mindst, at gøre det<br />

sværere at blive familiesammenført<br />

her i landet. Jeg mener, at<br />

vores regering, i fællesskab med<br />

resten af EU-landende, fra start af<br />

burde have forsøgt at hjælpe alle<br />

disse mennesker sammen i stedet<br />

for en politik, som er designet<br />

til at afskrække folk fra at komme<br />

hertil. Hvilken del af nødlidende<br />

mennesker på flugt er det, de<br />

ikke forstår?<br />

gizemsahinoglu@kuzey.dk<br />

Hvad synes du om Danmarks<br />

holdning til flygtningekrisen.<br />

Synes du Danmark handlede<br />

korrekt?<br />

Det er et svært spørgsmål at<br />

svare på, man kan jo altid se tingene<br />

fra flere<br />

vinkler. Jeg<br />

tænker, at<br />

regeringen<br />

i Danmark<br />

havde gode<br />

hensigter<br />

da de tog<br />

deres beslutning,<br />

men<br />

jeg synes<br />

Anne<br />

Kathrine<br />

Hartvig,<br />

16 år<br />

Gymnasie<br />

elev,<br />

Roskilde<br />

Katedralskole<br />

alligevel at de skulle have reageret<br />

anderledes. Jeg har set mange<br />

billeder og citater fra folk, hvor de<br />

udtrykker sig negativt om flygtninge,<br />

men så ser jeg så mange flere<br />

der kommenterer de her negative<br />

synspunkter og prøver at være<br />

optimistiske omkring det hele.<br />

Vi har meget blandede meninger<br />

her i landet, og det kan egentlig<br />

ikke undgås, men jeg synes, at<br />

det er ærgerligt at verden kun<br />

ser den negative synspunkt på<br />

krisen, når nu så mange gerne vil<br />

hjælpe flygtningene, der kommer til<br />

Danmark.<br />

n Büyükelçiliğimizin Danimarka’da yaşayan vatandaşlarımıza<br />

verdiği hizmetler konusunda neler söyleyeceksiniz?<br />

Benden önce görev yapan birçok<br />

büyükelçinin de gündeme getirdiği ancak<br />

hâlâ gerçekleşememiş bir Türk Kültür<br />

Evi (Yunus Emre Kültür Merkezi) projesi<br />

var. Şu an için bu konuda herhangi<br />

girişim yok ama ileride olabilir. Şimdilik<br />

vatandaşlarımıza yönelik olarak genellikle<br />

cami dernekleri aracılığı ile bazı kültürel<br />

çalışma ve aktivitelerimiz oluyor.<br />

Bunun yanısıra sonbahar ve kış<br />

aylarında klasik müzik konserleri, piyano<br />

Büyükelçimiz,<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi<br />

Danimarka<br />

Haber<br />

Şefi İrfan<br />

Kurtulmuş’la...<br />

'Danimarkalılar bireysel<br />

düşünüyor'<br />

Büyükelçi: “Ben bu ülkeyi ve bu ülke insanını çok<br />

sevdim. Burada müthiş bir sükunet ve bu ülke insanlarının<br />

göze çarpan bir kalenderliği ve alçak gönüllülüğü<br />

var. Ülke olarak bireyin gelişimine önem veren<br />

bir eğitim ve kültür politikası var. Çok bireysel düşünen<br />

insanlar Danimarkalılar. Ama tabii burada dikkat<br />

edilmesi gereken şu: Bireyselliği geliştirip uygularken<br />

bencillik tuzağına düşmemek gerekiyor.”<br />

resitalleri ve Türk sanat müziği konserleri<br />

planlıyoruz. Ama vatandaşlarımıza<br />

verdiğimiz hizmet kalitesini arttırmak<br />

için yaptığımız önemli bir girişim daha<br />

var. O da çok geçmeden daha merkezi<br />

bir yerde, hem büyükelçilik hem de<br />

konsolosluk hizmetlerinin verileceği<br />

daha büyük bir binaya taşınmak. Bu<br />

konuda çalışmalarımız sürüyor. Sizin<br />

aracılığınızla bu müjdeyi de vermek<br />

istedim vatandaşlarımıza.<br />

'Bisikletle<br />

geziyorum,<br />

belediye otobüsüne<br />

biniyorum’<br />

BÜYÜKELÇI Mehmet<br />

Dönmez boş zamanları<br />

hakkında da çok çarpıcı<br />

açıklamalarda bulundu.<br />

Fotoğraf meraklısı olduğunu<br />

söyleyen büyükelçimiz, boş<br />

zamanlarında bisikletle Kopenhag’ı<br />

dolaştığını, omzuna<br />

fotoğraf makinesini asıp<br />

parklarda fotoğraf çektiğini<br />

belirtti. İskandinav stili politikacılar<br />

gibi toplu ulaşım<br />

araçlarından yararlandığını<br />

belirten Dönmez, “Sıradan<br />

Danimarkalılar gibi belediye<br />

otobüsüne biniyorum. Bazen<br />

gittiğim yerlerde şoförümü<br />

yalnız gönderip belediye<br />

otobüsüyle büyükelçiliğe<br />

dönüyorum” diye ekliyor.<br />

Hvad s ynes<br />

du om Danmarks<br />

holdning til<br />

flygtningekrisen.<br />

Synes du Danmark<br />

handlede korrekt?<br />

Jeg synes, at<br />

Danmark har plads<br />

og de helt rigtige<br />

ressourcer til at<br />

Seda Sadol Durak, 23 år<br />

Kontor med specialer<br />

har muligheden<br />

og pladsen til det.<br />

Jeg synes ikke det<br />

er problematisk,<br />

at tage i mod flere<br />

flygtninge.<br />

De kan ikke få et<br />

permanent ophold<br />

i Danmark men en<br />

opholdstilladelse<br />

hjælpe mere til. Der sker tragiske<br />

ting for dem som flygter fra krigen.<br />

Vi kan ikke bare lukke vores øjne<br />

og øre.<br />

Vi skal, og må hjælpe, da vi<br />

på kun et år. Og på et år kan de,<br />

hverken finde et job eller genopbygge<br />

deres liv. Så jeg syntes helt<br />

klart, at Danmark handler forkert<br />

på det punkt.<br />

Hvad synes du om Danmarks<br />

holdning til flygtningekrisen.<br />

Synes du Danmark handlede<br />

korrekt?<br />

I forhold til håndteringen af de<br />

syriske flygtninge, så synes jeg at<br />

Danmark har chokeret mig. Der<br />

har selvfølgelig altid<br />

været de mennesker,<br />

som har været imod<br />

indvandrere, og<br />

flygtninge. Men jeg<br />

har altid set ud over<br />

det, og har altid følt<br />

at Danmark var et frit<br />

land, som altid stod klar<br />

til at hjælpe.<br />

Præcis derfor ramte<br />

det hårdt da jeg første<br />

gang fandt ud af at<br />

lige netop Danmark, det land, som<br />

jeg altid har følt er der for alle er nu<br />

kendt i hele verden, som landet, der<br />

afviser de svageste allerede inden<br />

de har bedt om hjælp.<br />

Jeg er skræmt over hvor<br />

Sohail Nasseri, 21 år<br />

Biomedicin Stud. På SDU<br />

dømmende en del af befolkningen<br />

er blevet. Halvdelen af dem tror<br />

jo at disse mennesker kommer<br />

bare for at leve det ”fede liv” med<br />

bistandshjælp og ikke røre en<br />

finger.<br />

Folk glemmer ofte at de mennesker<br />

der kommer hertil,<br />

ofte har haft et liv som<br />

minder om vores her<br />

i Danmark. Mange af<br />

de flygtninge vi ser har<br />

måske været læger,<br />

sygeplejersker eller<br />

forskere. Men når de<br />

kommer her er de intet.<br />

Livet starter forfra, uden<br />

helt at blive det samme<br />

igen. Men når det så<br />

er sagt, så glæder det<br />

mig at se at størstedelen stadig gør<br />

hvad de kan for at hjælpe flygtningene.<br />

Jeg er stolt over at kunne bo i<br />

et land hvor en stor del af befolkningen,<br />

vælger at gå imod loven for at<br />

hjælpe andre mennesker.


8 GÜNCEL / AKTUELT<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

İki Türk, belediyeleri<br />

Peter<br />

BRIXTOFTE<br />

Visioner for en<br />

bedre verden<br />

kræver handlinger<br />

For tiden er EUs politiske ledere ved at<br />

falde omkuld, fordi der er nogle hundrede<br />

tusinder flygtninge på vej, herunder fra<br />

krigshærgede Syrien og Irak. Der bor 500<br />

millioner mennesker i EU - og for eks. 1<br />

million flygtninge svarer kun til 0,2 pct. af<br />

EU’s befolkning. Til sammenligning kan<br />

nævnes, at alene i Istanbul er de 14 mio.<br />

mennesker nu suppleret med 300.000<br />

syriske flygtninge - svarende til mere end<br />

2 pct. af Istanbuls befolkning.<br />

I Tyrkiet som helhed er der omkring 2<br />

mio. flygtninge i dag og i de små bitte lande<br />

Jordan og Libanon 1- 2 mio. flygtninge i. På<br />

denne baggrund kan de politiske ledere i EU<br />

ikke være bekendt at pive. De burde i stedet<br />

skele til tidligere tiders store politiske ledere<br />

i Vesten, som for eks. Englands Churchill og<br />

USAs præsident Trumann.<br />

Efter anden verdenskrigs afslutning i<br />

1945 lå Europa og andre dele af verden<br />

i ruiner, og Tyskland og Japan havde<br />

tabt krigen. Sejrherrerne med Chuchill<br />

og Trumann i spidsen besluttede sig<br />

for en genopbygning af såvel vinderne<br />

som taberne. USA stillede et kæmpe<br />

milliardbeløb til rådighed - herunder<br />

Marshall - hjælpen - for bl.a. Vesteuropa<br />

og Japan. Og samtidig indledte tabere<br />

og vindere i Europa et stærkt Europæisk<br />

samarbejde , det der i dag er blevet til EU.<br />

Når der har været fred i det meste af<br />

verden, herunder Europa, skyldes det<br />

visionerne og handlingerne hos vestens<br />

politiske leder efter anden verdenskrig. Det<br />

er vi mange, der i dag kan glæde sig over.<br />

Krigene i især Mellemøsten og den store<br />

flygtningestrøm er vor tids store udfordring.<br />

Nu kræves der visioner af vor tids ledere<br />

med Obama og Merkel i spidsen. I stedet<br />

for at pive over flygtningestrømmen, burde<br />

lederne sikre et kæmpe milliardbeløb til<br />

investeringer i bl.a. Mellemøsten og Afrika.<br />

Der skal selvfølgelig investeres i anstændige<br />

flygtningelejre. Men derudover ikke mindst<br />

i uddannelse, uddannelse og uddannelse.<br />

Veluddannede mennesker er vejen frem for<br />

Afrika og Mellemøsten.<br />

De beløb som der i dag tales om til<br />

“nærområderne” er desværre småpenge i<br />

forhold til behovet. Det bør nutidens ledere<br />

erkende så hurtigt som muligt. Desværre<br />

duer FN nok ikke til noget. Men EU og USA<br />

bør gå i spidsen.<br />

Og så skal de tvinge de rige oliestater<br />

som Saudiarabien, Kuwait, Emiraterne og<br />

Qatar til at bidrage med store økonomiske<br />

beløb til det øvrige Mellemøsten og<br />

Afrika. Det er meget stærkt provokerende<br />

at se, hvordan olie- og gaspengene i dag<br />

bruges til overflødigt luksus, men millioner<br />

af mennesker lige i nærheden lider af sult<br />

og fattigdom. I dag kan vi nyde frugterne af<br />

den visionære politiske ledelse efter anden<br />

verdenskrig. Lad os håbe at nutiden politiske<br />

ledere tager sig sammen, så fremtiden bliver<br />

lysere for alle i denne verden. Det kræver<br />

visioner og handlinger.<br />

'emekli'ye ayırdı!<br />

Emekli vatandaşlarımız uzun süre Türkiye'de kalabiliyordu. Danimarkalı belediyeler kaşla göz<br />

arasında bu süreyi 'kısalttı.' Ancak iki Türk bunu fark etti. Emeklilere yeniden 6 aylık şans tanındı<br />

ÇOK değil, bundan<br />

iki yıl önce<br />

sitelerinde uy-<br />

Danmark web<br />

Danimarka’dan<br />

gulamanın 6 aya İŞTE O YASA METNI:<br />

emeklilik hakkı almış<br />

çıkarıldığı bilgisi GEÇICI sürelerle yurtdışında<br />

olan vatandaşlarımızın<br />

yer almadı. kalırsanız bu size ödenene emekli<br />

3-4 aydan fazla Türkiye’de<br />

Son yapılan maaşını etkilemez. Yurtdışında<br />

kalmalarına izin verilmiyordu.<br />

Albertslund Beledi-<br />

birinci yedek yapılacak bireysel değerlendirme<br />

seçimlerde kalışın geçici olarak adlandırılması<br />

ye Meclisi Üyesi Doğan Mustafa Kellegöz Doğan Polat olarak kalan sonunda belirlenir. 12 aylık bir süre<br />

Polat’ın vatandaşlarımızın<br />

Mustafa<br />

içinde toplam olarak 6 ay yurtdışında<br />

kalma hakkınız bulunmaktadır.<br />

yasal haklarına dikkat çekmesiyle bu Kellegöz, Hanne baek Olsen adlı<br />

süre 6 aya çıkarıldı. Ancak bu değişikliğe<br />

rağmen bazı belediyeler ve emek-<br />

politikadan çekilmesi üzerine yeniden etmeniz ve Danimarka ile olan ika-<br />

belediye meclisi üyesinin aktif<br />

Danimarka ikamet kaydını muhafaza<br />

lilerin maaşlarını ödeyen 'Udbetaling Belediye Meclisi'ne girdi. İlk iş olarak met bağınızı koparmamış olmanız<br />

Danmark' hiçbir yerde duyuru bile da emekli vatandaşlarımızın bu<br />

gerekmektedir. Emekli olduktan<br />

yapmadan sessiz sedasız eski uygulamaya<br />

geri döndü.<br />

Belediye Başkanı'nı da harekete 12 aya kadar yurtdışında kalma hak-<br />

sorununu ele aldı. Kellegöz, Silkeborg sonra ilk kez yurtdışına çıkıyorsanız<br />

Ancak bunu iki belediye meclisi geçirerek, Doğan Polat ile birlikte 6 kınız bulunmaktadır. Eğer yurtdışında<br />

geçirdiğiniz sürenin size ödenen<br />

üyesi Mustafa Kellegöz (Silkeborg) ve ay yurtdışında kalma hakkını yeniden<br />

Doğan Polat fark etti ve yeniden girişimlerde<br />

bulundu. Kellegöz ve Polat üyelerinin girişimleri sonunda yasa, ceği konusunda şüpheye düşerseniz<br />

sağladı. Dikkatli belediye meclisi emekli aylığını etkileyip etkilemeye-<br />

gerekli mercilere telefonla müracaat vatandaşlarımıza Türkiye’de uzun Udbetaling Danmark’ı arayarak bilgi<br />

etti. Sözlü olarak haklı oldukları bilgisi süre kalma hakkı verilecek şekilde alabilirsiniz.<br />

verildi ancak borger.dk ve Udbetaling yeniden düzenlendi.<br />

Savaş çocuğu, nereye?<br />

Vuggevise<br />

Lille krigsbarn, hvor går du hen?<br />

Mod øst eller vest?<br />

Hvor i verden tror du<br />

Du finder en ven?<br />

h<br />

Lille krigsbarn, hvad passer dig<br />

bedst:<br />

Et hullet tæppe?<br />

En krydsfinerkiste?<br />

En redningsvest?<br />

h<br />

Lille krigsbarn, hvor vil du dø:<br />

Hvor bomberne falder<br />

Eller i åben sø?<br />

h<br />

Lille krigsbarn, hvor vil du hen?<br />

Vælg selv. Bare vi aldrig<br />

Skal se dig igen.<br />

HENRIK NORDBRANDT<br />

Danimarkalı<br />

ünlü şair,<br />

Suriyeli<br />

dramını<br />

<strong>Kuzey</strong>'le<br />

paylaştığı<br />

'Vuggevise'<br />

adlı<br />

şiirinde<br />

dile getirdi<br />

Ninni<br />

Savaş çocuğu, nereye gidiyorsun?<br />

Doğuya mı, batıya mı?<br />

Nerede bir arkadaş<br />

bulacaksın kendine?<br />

h<br />

Savaş çocuğu, sana en çok ne<br />

yakışır:<br />

Yırtık pırtık bir battaniye?<br />

Suntadan bir tabut?<br />

Can yeleği mi yoksa?<br />

h<br />

Savaş çocuğu, nerede ölmek istersin:<br />

Bombaların düştüğü yerde mi?<br />

Yoksa açık denizlerde mi?<br />

h<br />

Savaş çocuğu, Nereye gidiyorsun?<br />

İstediğin yere git. Yeter ki biz asla<br />

Seni görmeyelim bir daha.<br />

HENRIK NORDBRANDT<br />

Çeviri: Sadi Tekelioğlu


I'm<br />

TURKISH.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

DANISH.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

FAROESE.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

ARAB.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

MUSLIM.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

KURDISH.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

CHRISTIAN.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

JEW.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

ATHEIST.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

WHITE.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

BLACK.<br />

Don't<br />

I'm<br />

STRAIGHT.<br />

Don't<br />

Panic<br />

I'm<br />

GAY.<br />

Don't<br />

Panic<br />

Panic<br />

Don’t Panic. We are One.<br />

We are Denmark.<br />

WE ARE MERGEN.<br />

www.<br />

mergen.<br />

dk


10 DERİN HABER / UDDYBNING<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

ÖL YA DA<br />

Kobani'deki savaşa tanıklık<br />

etti. İlk göçmenden IŞİD'in<br />

çekilmesine kadar binlerce<br />

kare fotoğraf çekti. İşte ünlü<br />

fotoğrafçı Sedat Suna'nın<br />

deklanşöründen Kobani...<br />

“2014 Ağustos ayının sonlarında<br />

başlayan ve yaklaşık<br />

2 ay süren Kobani'deki<br />

çatışmaları yakından izleme<br />

şansım oldu. Çatışmaların<br />

Türkiye sınırına ilk yansıması,<br />

yüzlerce kilometre<br />

yol yürüyüp IŞİD'den kaçan<br />

Suriyeli Kürtlerin Türkiye<br />

sınırına gelmesiyle başladı.<br />

Son yılların en büyük mülteci<br />

dalgası Suruç-Kobani<br />

arasında olurken, gün geçtikçe<br />

çatışmalar sınıra kadar<br />

yaklaştı ve 1'inci aydan<br />

donra çıplak gözle savaş<br />

görülebiliyordu. Binlerce<br />

kişinin hayatını kaybettiği<br />

savaş, kısa sürede dünya<br />

gündemine oturdu ve uluslararası<br />

kamuoyunda yakıcı<br />

bir sorun haline geldi.<br />

Foto muhabiri olarak orada<br />

bulunduğum süre içinde<br />

yüzlerce insanın acısına,<br />

iki ülke arasında yaşanan<br />

sorun nedeniyle tel örgüler<br />

arkasında hayatta kalma<br />

mücadelesine tanık oldum.<br />

IŞİD, Kobani'den çekildikten<br />

sonra şehre girdim ve<br />

gerçek yıkımın büyüklüğünü<br />

görebildim. Adeta enkaz<br />

haline gelen bir şehir<br />

ve geride kalan insanların<br />

hayat mücadelesini fotoğrafladım.<br />

Daha sonra defalarca kez<br />

gittiğim Kobani'de insanların<br />

şehirlerine yapılan<br />

bu saldırıya karşı durmanın<br />

verdiği gururu ve aynı<br />

zamanda bir daha hiçbir şekilde<br />

aynı olmayacak hayatlarını<br />

düzene sokma çabasına<br />

şahitlik ettim. Kobani,<br />

Tel Abyad ve çevresindeki<br />

yerleşim yerlerine gittiğimde<br />

ise manzara aynıydı. Yok<br />

olmuş hayatlar ve mezarlığa<br />

dönen bir ülke... Şu anda<br />

yine orada sadece ve sadece<br />

iki seçenek var: Öl ya da<br />

savaşarak yaşa...”


SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

DERİN HABER / UDDYBNING 11<br />

SAVAŞARAK YAŞA


12 GÖBEK / MIDTEROPSLAG<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

DOWN SENDROMLU EMRE DEMİR, DANİMARKALI<br />

YETKİLİLERİN KORKUNÇ İHMALLER ZİNCİRİ SONUNDA<br />

HAYATINI KAYBETTİ. AİLESİ ŞU İDDİAYI ORTAYA ATTI:<br />

Yıldız<br />

AKDOGAN<br />

Den store forskel<br />

mellem rød og blå<br />

Under folketingsvalgkampen i senforåret mødte<br />

jeg en hel del nydanske borgere, der gav udtryk<br />

for at det var underordnet, hvem de stemte på –<br />

“Der er jo reelt ikke forskel på jer”, sagde de.<br />

Men med de udmeldinger, der er kommet siden<br />

valget, og ikke mindst det nylige finanslovsudspil<br />

fra mindretalsregeringen, Venstre, viser om<br />

nogen, at der er markante forskelle både i ord og<br />

i handlinger mellem en rød og blå-regering. Det<br />

gælder ikke blot i forhold til klassiske velfærdsområder<br />

som uddannelse, men også i høj grad på<br />

udlændingeområdet.<br />

Med ‘Stramme rammer – Klare prioriteter’,<br />

som regeringen kalder sin finanslov til næste år,<br />

skal der spares 6,7 mia. kr. Besparelserne sker<br />

bl.a. på ulandsbistanden, forskningen, boligydelser<br />

til ældre, og på uddannelses -og børneområdet,<br />

hvilket blandt andet betyder færre pædagoger.<br />

Til gengæld finder regeringen penge til en<br />

såkaldt vækstpakke til erhvervslivet, til landbruget<br />

og til at sikre ‘gode rammevilkår for familieejede<br />

virksomheder’.<br />

Regeringen ønsker også at prioritere penge<br />

til politiet, sundhed og ældre. De sidstnævnte<br />

områder kan man ikke være uenig i, men hvordan<br />

pengene specifikt skal fordeles vil vi først se,<br />

når regeringen indleder forhandlinger med de<br />

forskellige partier.<br />

Det der gør regeringens finanslovsudspil usympatisk<br />

er ikke alene besparelserne på kernevelfærden,<br />

men også selve retorikken - eksempelvis<br />

når finansministeren begrunder prioritering af<br />

ældre til fordel for udviklingspolitikken:<br />

“Når udviklingsbistanden bliver lidt lavere,<br />

er det altså for at frigøre penge til for eksempel<br />

at kunne hjælpe demente og ældre. Tingene<br />

må naturligvis ses i en sammenhæng”, skriver<br />

finansministeren på finansministeriets hjemmeside.<br />

Regeringen har allerede skærpet nogle<br />

udlændingepolitiske krav ved bl.a. at indføre en<br />

ny integrationsydelse på SU-niveau, ligesom der<br />

er et ønske om at skærpe kravene yderligere for<br />

opnåelse af dansk statsborgerskab.<br />

Som bekendt forsøgte integrationsministeren<br />

at ændre reglerne for statsborgerskab for de ca.<br />

2500 borgere, hvis sag var i gang og manglede<br />

sidste behandling i Folketinget. Indtil videre tyder<br />

det på at der ikke er flertal for denne handling,<br />

men det bliver altså sværere fremadrettet.<br />

I det nye finanslovsudspil lyder det bl.a.: “Regeringen<br />

(vil) gennemføre yderligere stramninger,<br />

herunder skærpe reglerne for familiesammenføring<br />

og tidsubegrænset ophold. Ifølge en undersøgelse<br />

foretaget af Migrant Integration Policy<br />

Index anslås det, at Danmark ligger nederst på<br />

listen over i alt 38 lande når det drejer sig om familiesammenføringer.<br />

Reglerne er altså ret stramme<br />

og hvordan de vil skærpe dem yderligere, må<br />

tiden vise, men at det er en gestus til støttepartiet,<br />

Dansk Folkeparti er der ingen tvivl om. Det parti<br />

der har fået lov til at sige mest og påvirke mest<br />

uden at tage ansvaret for noget som helst.<br />

Det bliver et på alle mulige måder spændende<br />

folketingsår, men forhåbentlig mener<br />

dem jeg talte med under valgkampen ikke<br />

længere, at der ikke er forskel på rød og blå –<br />

det er der og vi har indtil videre kun set toppen<br />

af isbjerget.<br />

Af Yildiz Akdogan, MF, Socialdemokraterne<br />

'TÜRK VE ENGELLI<br />

OLMASA ÖLMEZDI'<br />

Aksaraylı Demir Ailesi'nin<br />

down sendromlu oğlu Emre<br />

Demir'in ölümü, “Bir refah<br />

sistemi rezaleti daha…”<br />

dedirtti. <strong>Kuzey</strong> Gazetesi<br />

olayın peşini bırakmadı,<br />

taraflarla görüştü<br />

Sadi TEKELİOĞLU / KOPENHAG<br />

BAŞKENT Kopenhag<br />

yakınlarındaki Greve<br />

Belediyesi sınırları içinde<br />

bulunan ve down sendromlu<br />

öğrencilerin devam ettiği özel eğitim<br />

okuluna giden 15 yaşındaki Emre<br />

Demir geçtiğimiz 11 Mayıs günü<br />

okulun bahçesindeki salıncağın<br />

zincir kelepçelerinden birinin<br />

kopması sonucu salıncaktan düştü.<br />

1 GRAM AĞRI KESİCİ!<br />

Salıncağın altında yüzükoyun<br />

yerde yatar durumda bir okul<br />

çalışanı tarafından bulunan Emre,<br />

okulun çağırdığı bir ambulansla<br />

Köge Hastanesi'ne götürüldü.<br />

Burada röntgen filmi çekilen<br />

Emre’nin bir şeyi olmadığı<br />

belirtilerek aileye 1 gramlık ağrı<br />

kesici Panodil hapı verilerek evine<br />

gönderildi.<br />

'DOSYA KAPANDI'<br />

Hastane yetkilileri “Durumunda<br />

kötüye gidiş olursa bizi arayın”<br />

dedi demesine... Ancak Emre’nin<br />

durumu ertesi gün kötüleşmesine<br />

rağmen, “Tedavi dosyası kapatıldı”<br />

diyerek Emre’yi hastaneye kabul<br />

etmedi.<br />

2 AY YOĞUN BAKIM<br />

Ertesi günü yatağında hareketsiz<br />

yatan, kollarını ve bacaklarını<br />

oynatamayan Emre ne bir şey yiyor<br />

ne de bir şey içebiliyordu. Küçük<br />

çocuk, aile ve öğretmenlerinin<br />

ısrarları sonucu gönderilen<br />

ambulansla Roskilde Hastanesi'ne<br />

kaldırıldı. Emre’ye burada CT<br />

taraması yapıldı ve salıncaktan<br />

düşmesi sonucunda boynunda iki<br />

omurun kırılmış olduğu görüldü.<br />

Yoğun bakımda iki ay tedavi gören<br />

Emre Demir, 11 Temmuz günü<br />

hayata gözlerini yumdu.<br />

TV2'YE KONU OLDU<br />

Danimarka yarı resmi televizyon<br />

kanalı TV2’de yayınlanan ve sağlık<br />

sistemi, hastaneler ve doktorları<br />

konu alan tema dizisi içinde hikayesi<br />

anlatılan Emre Demir’in ölümünde<br />

okuldan başlayarak hastanelere<br />

kadar uzanan bir dizi korkunç<br />

ihmalin rol oynadığı belirtiliyor.<br />

ANNESI:<br />

'O bizim<br />

prensimizdi,<br />

çok<br />

özlüyorum.'<br />

Anne Fatma Demir:<br />

Oğlumuzu herkes çok<br />

severdi. Hem ailemiz hem<br />

de arkadaşları. O bizim<br />

prensimizdi. Onu çok<br />

özlüyorum,” dedi.


SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

GÖBEK / MIDTEROPSLAG 13<br />

'DANIMARKALI OLSA<br />

TESTLERİ YAPILIRDI'<br />

DANIMARKA'da hayata<br />

gözlerini yuman 15<br />

yaşındaki Emre Demir,<br />

Aksaray’da toprağa verildi. Babası<br />

Hasan Demir, oğlunun ölümünden<br />

sonra bayram nedeniyle Türkiye’de<br />

kaldı. O yüzden aile adına medyaya<br />

Emre’nin amcası Kanber Demir<br />

konuştu. <strong>Kuzey</strong>’in sorularını<br />

yanıtlayan amca Demir, “Emre,<br />

Türkiyeli değil de Danimarkalı<br />

olsaydı veya engelli olmasaydı<br />

hastanenin baştan savma<br />

muamelesine maruz kalmaz, tüm<br />

tahlil ve testleri yapılır, filmleri<br />

çekilir, CT taraması yapılırdı” dedi.<br />

AILE DAVA<br />

AÇACAK<br />

DOWN<br />

sendromu<br />

nedeniyle konuşma<br />

yetisi de<br />

oldukça sınırlı<br />

olan Emre’nin<br />

ailesi bir<br />

avukat tutarak<br />

yasal girişimlerde<br />

bulundu.<br />

Amca Kanber<br />

Demir, “Bizim<br />

başımıza gelen<br />

Amca<br />

Kanber Demir<br />

başkalarının başına gelmesin diye<br />

dava açacağız. İntikam peşinde<br />

değiliz, ama engelli ve göçmen olması<br />

nedeniyle böyle bir ilgisizliğe<br />

maruz kaldı” diye konuştu.<br />

Özür dilemekten<br />

başka yapılacak<br />

bir şey yokmuş!<br />

Köge Hastanesi İdare<br />

Müdürü Henrik Villadsen,<br />

hatalarını kabul etti. İlk<br />

getirildiğinde Emre'ye CT<br />

taraması yapmamalarının<br />

bir hata olduğunu söyleyen<br />

Villadsen “Çok trajik ve<br />

mutsuz bir süreç. Hastane<br />

adına özür dilemekten başka<br />

yapabileceğim bir şey yok”<br />

dedi. Villadsen hastanenin<br />

bu tür durumlarda uygulanan<br />

prosedürü değiştirdiğini ve<br />

bundan böyle en küçük bir<br />

şüphede CT taraması yapma<br />

talimatı verdiklerini söyledi.<br />

Baba Hasan<br />

Demir, Emre’nin<br />

doğumgününü<br />

kutlarken<br />

görülüyor.<br />

'Muhabir aracılığıyla özür iletmişler<br />

böyle bir hakaret olur mu'<br />

AMCA Kanber Demir hastane<br />

yetkililerini şöyle eleştirdi: “Televizyoncular<br />

kapılarını çalınca üzgün<br />

olduklarını söyleyip kamuoyu<br />

önünde özür dilemişler. Onların özür<br />

UZMAN:<br />

'Kırığı acil<br />

tespit hayati<br />

önem taşır'<br />

DANIMARKA’nın<br />

önde gelen nöroşiruji<br />

uzmanlarından<br />

Christian Hedemann<br />

Sörensen, “Boyun<br />

omurlarındaki bir kırık<br />

omuriliğe kadar uzanır.<br />

Omurilik vücudumuzun<br />

ana kablo hattıdır ve omurilik<br />

iç organlarımızın yanı<br />

sıra kol ve bacaklarımızın<br />

hareketlerini de yönetir.<br />

Kırık kafatasına ne kadar<br />

yakınsa o oranda solunum<br />

yetmezliğine de neden<br />

olabilir. Bu yüzden bu tür<br />

kırıkların acilen tespitinin<br />

hayati önemi vardır” dedi.<br />

dilemesi bizim çocuğumuzu geri getirmez.<br />

Üstelik televizyon muhabiri<br />

aracılığıyla bize özürlerini iletmişler.<br />

Bundan daha büyük bir hakaret<br />

olabilir mi?” şeklinde konuştu.<br />

Teneffüste<br />

nöbetçi<br />

öğretmen yoktu<br />

EMRE Demir’in<br />

amcası Kanber Demir,<br />

okul yönetimi ve<br />

öğretmenlerin de bu<br />

trajik olayda kusuru<br />

bulunduğunu söyledi:<br />

“İki salıncağın zincirleri de hasarlıymış.<br />

Ertesi gün okula gittiğimde iki<br />

salıncağın da sökülmüş olduğunu<br />

gördüm. Ayrıca teneffüse bırakılan<br />

çocukların mutlaka bir öğretmen<br />

tarafından gözlem altında tutulması<br />

gerekiyordu. Bu her okulda böyledir.<br />

Teneffüslerde nöbetçi öğretmenler<br />

bulunur. Emre salıncaktan düştükten<br />

sonra orada ne kadar yattığını<br />

kimse bilmiyor. Hemen düştüğü<br />

anda müdahale edilebilseydi Emre<br />

belki bugün yaşıyor olacaktı” dedi.<br />

Sadi<br />

TEKELiOGLU<br />

saditekelioglu@kuzey.dk<br />

175 bin mülteci<br />

Danimarka’ya<br />

gelseydi<br />

BAŞLIKTAKİ 175 bin rakamını açıklayayım<br />

önce. Bu rakam, Türkiye ile kıyaslandığında<br />

Danimarka’ya ‘gelmiş’ olan yüzdesel mülteci<br />

sayısını açıklamaktadır.<br />

Türkiye’de 2 milyon civarında Suriyeli mülteci<br />

olduğundan yola çıkarsak, bu rakam Türkiye<br />

nüfusunun yüzde 3.5’i oranına karşı gelmektedir.<br />

Danimarka nüfusu ise 5 milyondan biraz fazladır.<br />

Bu da yüzde 3.5’i alındığında yaklaşık 175 bin<br />

mülteci eder.<br />

Gerek yazılı ve görsel medyada, gerek sosyal<br />

medyada olsun, Danimarka’da mültecilere<br />

karşı, hükümetin mülteci politikasına karşı ve<br />

mültecilerin durumunu anlayışla karşılayan ve<br />

onlara yardımcı olmak isteyenlere karşı müthiş<br />

bir çamur atma kampanyası var.<br />

Mülteci karşıtlarının yazdıklarını okuyup<br />

söylediklerini duyunca, sanki mülteciler kendi<br />

evlerini kendileri yerle bir etmiş de, buralara<br />

Danimarkalılar’ın sırtından geçinmeye gelmiş gibi<br />

bir durum ortaya çıkıyor.<br />

Türkiye ile Danimarka’yı karşılaştıracak<br />

olursak, bu dünyanın en zengin ilk beş ülkesi<br />

arasında bulunan güzel ülke insanının aslında<br />

haline şükretmesi gerektiğini açıkça görürüz.<br />

Evet, Danimarkalılar’ın haline şükretmesi<br />

gerekiyor.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmesi gerekiyor,<br />

çünkü onların ülkelerine nüfuslarının yüzde 3.5’i<br />

oranında mülteci gelmedi.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmesi gerekiyor, çünkü<br />

onların sınırlarındaki tel örgülerin üzerinden<br />

çocuklarını sınırın bu tarafına ‘atan’ dehşet içinde<br />

anne babalar yok.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmesi gerekiyor, çünkü<br />

sınırın öte tarafından ellerinde kalaşnikoflarıyla<br />

sırıtan uzun sakallı, cübbeli, gözü dönmüş caniler<br />

yok.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmeleri gerekiyor,<br />

çünkü onların ülkesine 1 ay içinde sınırdan 175<br />

bin insan girmedi.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmeleri gerekiyor,<br />

çünkü onların hükümeti mülteciler için milyarlarca<br />

kron harcamadı.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmeleri gerekiyor,<br />

çünkü arabalarıyla kırmızı ışıkta beklerken<br />

arabaya yaklaşıp dilenen mülteci çocukları<br />

görmüyorlar.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmeleri gerekiyor,<br />

çünkü restoranların çöp konteynerlerinde yiyecek<br />

arayan Suriyeli mülteci çocuklar görmüyorlar.<br />

Danimarkalılar’ın şükretmeleri gerekiyor,<br />

çünkü sınırlarından içeri girmeye çalışan eli<br />

silahlı teröristler yok.<br />

Sınırlardan gire gire 15 bin kişi girdi. Onların<br />

da çok az bir kısmı bu ülkede kalmayı tercih etti.<br />

Avrupa sınırlarına dayanan 250 bin mülteciyi<br />

sanki Türkiye gönderiyormuş, sınırlarının<br />

güvenliğini sağlamıyormuş, Türkiye’den<br />

Avrupa’ya mülteci akını durdurulmalıymış gibi<br />

saçmalıklar aldı gidiyor bu günlerde.<br />

<strong>Sayı</strong>n Danimarkalılar... Avrupa’ya gelen çok<br />

sayıda mültecinin sorumlusu Türkiye değildir.<br />

Sizin vergilerinizle alınan F-16’larınızın<br />

bombalamasının sonucu evlerinden<br />

yurtlarından olan insanlardır Avrupa<br />

kapılarına dayanan.<br />

Eğer mülteci sorununun sorumlusunu<br />

arıyorsanız aynaya bakın.


14 HABER / NYHEDER<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

Haydi Türkiyeliler sandığa<br />

Çagdas<br />

SAGLICAK<br />

Aleviler oruç<br />

tutar mı?<br />

DEĞERLİ KUZEY okuyucuları. Bundan<br />

böyle ben de sizlerle düşüncelerimi,<br />

görüşlerimi paylaşacağım. Yazılarım, sonu<br />

gelmesin istediğiniz romanlar gibi olmaz belki,<br />

fakat mutlaka arkadaş muhabbetine dahil<br />

edebileceğiniz ‘Alevice’ konular olacaktır<br />

içerisinde.<br />

İlk olarak, her yıl Ramazan ayında<br />

gündeme gelen ve bir türlü aydınlığa<br />

kavuşmayan bir konuyu özet olarak kaleme<br />

alıyorum: Aleviler oruç tutar mı?<br />

Yaşadığımız çağda, internet aracılığıyla<br />

bilgi elde etmek kolaylaşırken, bildiğiniz gibi<br />

yaşadığımız ülkede eğitimin bilgisayar ve<br />

zaman zaman internet üzerinden verildiği günleri<br />

yaşıyoruz. Bu durumda insanların bireysel<br />

ihtiyaçlarını karşılamaları kolaylaşırken, feodal<br />

ilişkilerin zayıflaması da kaçınılmaz oluyor.<br />

Bilgisayar veya televizyon ekranına bakarken<br />

edindiği bilgileri, eğitimden ve hayattan<br />

öğrendiklerinden daha değerli bulan orta yaşlı<br />

bir nesil ve sürekli Google’a danışan bir gençlik<br />

ile daha göreceğimiz ve öğreneceğimiz<br />

birçok şeyin vâr olduğu kuşkusuz.<br />

Günümüzde, inançların ‘olmazsa olmaz’ı<br />

dışında kalan tüm konuları, insanlar artık<br />

kendi görüşleri ve günlük yaşamlarına göre<br />

değerlendiriyor.<br />

Aleviler arasında da bu farklı değil. Burada<br />

Aleviliğin temel kurumu, ibadetinin Cem<br />

olmasıdır. Alevilikte esas olan samimiyettir.<br />

Alevilerin ortak bir ütopyasıdır, Rıza Şehri.<br />

Burada herkesin bir görevi vardır ve herkesin<br />

birbirinden razı olması gerekir. Emeğin<br />

karşılığında yiyecek, içecek ücretsizdir,<br />

ki zaten burada para da geçersizdir. Rıza<br />

Şehri’nde yaşayabilmek için insanın<br />

kendisiyle, toplumla barışık olması ve daha da<br />

önemlisi samimi olması gerekmektedir. Rıza<br />

Şehri’nde bir kırgınlık dargınlık varsa, çare<br />

ululardadır, erenlerdedir. Buradan çıkan<br />

sonuca da toplum razı olmak zorundadır.<br />

Alevi dedeleri Rıza Şehri’ni sık sık anlatır,<br />

çocuklara, gençlere buradan öğütler verirler.<br />

Cem ibadetinin bazı bölümleri buraya<br />

paralel bir şekilde kıyaslanabilir, fakat en<br />

önemlisi buradaki her şeyin ‘bâtin’ anlamda<br />

algılanması ve sorgulanmasıdır.<br />

Oruç, elle-belle-dille tutulur.<br />

Muharrem orucu Kerbelâ katliamı ve 12<br />

İmamlar’ı anmak için Alevilerin tuttuğu matem<br />

orucudur. 12 günlük Muharrem mateminde<br />

isteğe bağlı ve geleneğe uygun bir şekilde<br />

oruç tutulur. Burada önemli olan oruç tutan<br />

canların niyeti ve manasıdır. Kurallar ve<br />

ayrıntılara değer verilmezken, sade bir sofra<br />

ve ancak ihtiyaç kadar yiyecek yeterlidir. Alevi<br />

yaşamı “İnsanı kâmil” olmaya ve nefsini<br />

terbiyelemeye, egosunu yok etmeye yöneliktir.<br />

Bu yolda canların eline, beline, diline hakim<br />

olması şarttır. Ve açın halinden anlamanın,<br />

yaşam felsefesinin içerisinde yer almasıyla<br />

birlikte; Muharrem orucu anma amaçlı tutulur.<br />

Muharrem orucu bu nedenle “farz” değildir<br />

ve başka oruçlarla kıyaslanması sadece<br />

yanıltıcı olur.<br />

Çağdaş Sağlıcak, Danimarka Alevi<br />

Birlikleri Federasyonu Yönetim Kurulu<br />

Başkanı’dır.<br />

Danimarka <strong>2015</strong> Genel Seçim Sonuçları<br />

7 Haziran seçimlerinde<br />

Danimarka'da 48 sandık kuruldu.<br />

Ancak 32 bin seçmenin sadece<br />

yüzde 29.52'si oy kullandı. Yeni<br />

genel seçim için <strong>Kuzey</strong> olarak<br />

herkese vatandaşlık görevini yerine<br />

getirmesi çağrısı yapıyoruz: Haydi<br />

Danimarkalı Türkiyeliler, oy verin...<br />

Toplam Sandık <strong>Sayı</strong>sı: 48<br />

Açılan Sandık <strong>Sayı</strong>sı: 48<br />

Toplam Seçmen <strong>Sayı</strong>sı: 32.381<br />

Kullanılan Oy <strong>Sayı</strong>sı: 9.560<br />

Katılım Oranı: % 29,52<br />

1 KASIM SEÇİMİ ÖNCESİ PARTİLER, DANİMARKALI SEÇMENE NE VAAD ETTİ?<br />

'THY uçuşları ve<br />

dövizli askerlikte<br />

indirim olur’<br />

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun<br />

açıkladığı AK Parti beyannamesinde<br />

yurtdışında yaşayan Türklerle<br />

ilgili önemli vaatler yer aldı.<br />

Bunların başını dövizli askerlik<br />

ve THY indirimi çekiyor. AK<br />

Parti beyannamesinde dış<br />

politika vaatleri arasında<br />

şunlar yer alıyor:<br />

EMEKLİLERİN<br />

ARAÇLARINA 2 YIL<br />

n Vatan hasreti çeken<br />

Ahmet Davutoğlu<br />

yurttaşlara, aileleriyle<br />

birlikte Türkiye'ye gelmek istediğinde THY uçuşlarında<br />

1 Kasım'dan sonra yüzde 20 indirim sağlanacak.<br />

n Dövizli askerlik bedeli 6.000 Euro'dan 1000<br />

Euro'ya düşürmek için, pasaport harçlarını da<br />

yetişkinler için 100 Euro'ya düşürülmesi için çalışmalara<br />

başlandı.<br />

n Emekli vatandaşlar için Türkiye'ye getirdikleri<br />

araçlarının kalış süresi 2 yıla çıkacak.<br />

n Yurtdışında yaşayan vatandaşlara seçilme hakkı<br />

sağlanacak.<br />

En güvendiği<br />

isimleri AB’ye<br />

gönderiyor<br />

MHP Genel Başkanı<br />

Devlet Bahçeli,<br />

1 Kasım seçim gezileri<br />

kapsamında yurtdışı ziyaretler<br />

yapmayacak. Onun<br />

yerine en güvendiği isimlerden<br />

oluşan bir ekibi, 3 hafta<br />

sonunu kapsayacak üç tur halinde<br />

6 Avrupa ülkesine gönderecek. 2-3-4<br />

<strong>Ekim</strong>, 9-10-11 <strong>Ekim</strong> ve 16-17-18 <strong>Ekim</strong><br />

günlerinde Genel Başkan Yardımcılarından<br />

Semih Yalçın Hollanda ve Devlet Bahçeli<br />

İsviçre’ye, Oktay Öztürk Avusturya’ya,<br />

bakanlık teklifi alınca görevini bırakan Kenan Tanrıkulu<br />

Belçika’ya, Grup Başkanvekili Oktay Vural Almanya’ya, TBMM<br />

Başkanvekili Koray Aydın da Fransa’ya gidecek.<br />

EKONOMİK VAATLER REVİZE<br />

MHP beyannamesinde büyük değişiklik yapılmadı.<br />

MHP’nin, koalisyonun kurulmasını engelleyen taraf olarak<br />

gösterilmesine karşı, koalisyonun Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın<br />

tutumu nedeniyle kurulamadığı tezi savunulacak.<br />

‘Yurtdışından<br />

Meclis’te 10 vekil<br />

olacak’<br />

Kemal Kılıçdaroğlu<br />

CHP Genel Başkanı<br />

Kemal Kılıçdaroğlu,<br />

1 Kasım seçim<br />

kampanyasını Avrupa’dan<br />

başlattı. Kılıçdaroğlu,<br />

Avrupa turunda<br />

5 günde, 6 ülke ve 10<br />

kenti ziyaret etti: Bern,<br />

Strasbourg, Brüksel,<br />

Amsterdam, Köln,<br />

Mannheim, Stuttgart,<br />

Münih ve Viyana’da<br />

gurbetçilerle<br />

buluştu. Kılıçdaroğlu<br />

gurbetçilere, sorunlarının TBMM’ye daha etkin biçimde<br />

taşınması için yurt dışı seçim bölgeleri oluşturulması sözü<br />

verdi. CHP’nin bu konudaki çalışması, her 300 bin seçmene<br />

bir milletvekili düşecek biçimde yurt dışındaki Türklerin<br />

TBMM’de 10 milletvekiliyle temsil edilmesini öngörüyor.<br />

“Önce Türkiye” sloganıyla alanlara inmeye karar veren<br />

CHP’nin ilk reklam filmi de yayınlanmaya başladı. Cahit Sıtkı<br />

Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ şiirini Kemal Kılıçdaroğlu’nun<br />

seslendirdiği reklam filmi, “Önce İnsan, Önce Birlik,<br />

Önce Türkiye” sloganıyla kamuoyuna sunuldu.<br />

‘Oy verme<br />

yaşını 16’ya<br />

indireceğiz’<br />

Selahattin<br />

Demirtaş<br />

7 HAZİRAN:<br />

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş<br />

ve Figen Yüksekdağ, seçim bildirgesini<br />

birlikte tanıttı. HDP’nin vaatleri ‘Türkiye’<br />

içerikli kaldı:<br />

n Kadın eksenli yeni anayasa<br />

yapılacak, Dünya Kadınlar<br />

Günü kadınlara resmi tatil<br />

ilan edilecek.<br />

n Silahların iki taraflı<br />

susturulması ve müzakere<br />

masasına dönülmesi<br />

sağlanacak.<br />

‘ROJOVA İRADESİ TANINACAK’<br />

n Özerk ve demokratik yerinden yönetim modeli olan<br />

özyönetim benimsenecek.<br />

n Eş cumhurbaşkanlığı, eş başbakanlık, eş muhtarlık<br />

sistemi hayata geçirilecek.<br />

n Siyasi tutsaklara genel af getirilecek. Oy verme yaşı 16,<br />

seçilme yaşı 18 olacak.<br />

n Sığınmacılara ve mültecilere dönük düzenlemeler yapılacak.<br />

Göçmenler için güvenli ulaşım yolları oluşturulacak.


SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

HABER / NYHEDER 15<br />

'Tasvip etmiyoruz'<br />

Ankara, zırhlı aracın<br />

arkasında sürüklenen<br />

Birlik'le ilgili soruşturma<br />

başlattı. İçişleri Bakanı<br />

“2 polis müfettişini<br />

Şırnak'a gönderdik” dedi<br />

TÜRKIYE İçişleri<br />

Bakanı Selami Altınok<br />

gündemle ilgili çarpıcı<br />

açıklamalar yaptı. İnternete<br />

yansıyan haberlere göre<br />

Altınok, sosyal medyada<br />

paylaşılan zırhlı aracın<br />

arkasında sürüklenen Hacı<br />

Lokman Birlik'in fotoğrafıyla<br />

ilgili soruşturma olduğuna<br />

dikkat çekti:<br />

"Türkiye Cumhuriyeti devleti,<br />

bir hukuk devleti. Terörle<br />

mücadeleyi hukuk sınırları<br />

içinde, hukuk devleti ilkeleri<br />

çerçevesinde yapacağız. Bu<br />

konuyla alakalı, sosyal medyada<br />

yansıdıktan sonra talimat<br />

verdim, 2 polis müfettişimizi<br />

bugün itibarıyla Şırnak'a<br />

gönderdik. Olay eğer gerçekse<br />

tasvip edilebilmesi mümkün<br />

değil. Tasvip etmiyoruz ancak<br />

bu olayın da kahramanca<br />

mücadele eden silahlı<br />

kuvvetler mensuplarımızı,<br />

emniyet mensuplarımızı,<br />

jandarma mensuplarımızın<br />

da terörle mücadeledeki<br />

moralini bozmasına müsaade<br />

EKİM / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

KUZEY Yıl/Årgang:1 <strong>Sayı</strong>/Udgave: 2<br />

Sahibi / Udgives af<br />

Mergen Group ApS<br />

Genel Yayın Yönetmeni/<br />

Ansvarshavende Chefredaktør:<br />

Sadi TEKELİOĞLU<br />

Haber Merkezi / Nyhedsredaktion:<br />

Pınar SÜER<br />

Görsel Yönetmen / Billedredaktør:<br />

Jade IŞIK<br />

Sosyal Medya Direktörü / Sociale Medier:<br />

Tamer DEĞİRMENCİ<br />

Marka-Pazarlama Genel Müdürü /<br />

Branding -og marketings direktør:<br />

Atacan TİRNOVA<br />

Sorumlu Müdür / Juridisk konsulent:<br />

Nima NABIPOUR<br />

Adresse: c/o Vadbro 74 1 TH 2860<br />

Søborg<br />

Basıldığı yer / tryk: Dansk Avistryk A/S<br />

Udgives månedligt / Yayın Türü: Aylık<br />

<strong>Kuzey</strong> Gazetesi’nde yayınlanan tüm<br />

haber, yazı, fotoğrafların hakları Mergen<br />

Group ApS'ye ait olup, izin alınmaksızın<br />

kısmen veya tamamen kaynak<br />

gösterilerek dahi iktibas edilemez.<br />

Al redaktionel og visuel materiale der er<br />

trykt i <strong>Kuzey</strong> tilhører Mergen ApS. Der<br />

er ikke tilladt at citere eller viderebringe<br />

materiale uden tilladelse.<br />

etmeyeceğiz. Hukuk devleti<br />

çerçevesinde gereken neyse<br />

yapacağız."<br />

'PKK OKULLARA<br />

BOMBA KOYDU'<br />

22 Temmuz'dan bu yana<br />

teröre karşı yurt içinde ve yurt<br />

dışında 4 bin 328 operasyon<br />

yapıldığını belirten Altınok,<br />

PKK'nın yaptığı okullarda<br />

boykot çağrısına hiçbir<br />

vatandaşın uymadığını, çağrıya<br />

uyulmayınca da okullara bomba<br />

konulduğunu kaydetti. PKK'nın<br />

bombasıyla 7 tane çocuğun<br />

yaralandığını söyledi.<br />

Danimarkalı'ya göre Türkiye 2'nci durak<br />

TÜRKIYE, Avrupalı turistler için en<br />

gözde ikinci durak oldu. Avrupa Birliği<br />

(AB) ülkesi vatandaşların AB dışında<br />

yaptıkları seyahatlerde en çok gittiği ülkelerin<br />

başında ABD’nin ardından Türkiye<br />

geliyor. Eurostat (Avrupa İstatistik Ofisi),<br />

AB ülkelerindeki turizm alışkanlıklarını<br />

ortaya koyan verileri yayımladı. Buna<br />

TÜRKIYE'nin<br />

dünyaca ünlü pop<br />

starı Tarkan, 30 <strong>Ekim</strong><br />

akşamı Monaco'da<br />

Cumhuriyet konseri<br />

verecek. Konserin<br />

afişleri, Monte Carlo<br />

caddelerinde boy<br />

gösteriyor. Dünyaca<br />

ünlü Monte Carlo Casino'sunun<br />

bulunduğu<br />

meydanın ortasındaki<br />

dev panoda Tarkan'ın<br />

fotoğrafı ve konser<br />

tarihi yer alıyor. Afiş<br />

yerli-yabancı turistlerin<br />

ilgisini çekiyor.<br />

Casino'nun girişinde<br />

ise altın çerçeve<br />

içinde ayrı bir afiş<br />

sergileniyor. Afişte<br />

Tarkan'ın bir sahne<br />

fotoğrafının üstünde<br />

"Tarkan 30 <strong>Ekim</strong> <strong>2015</strong><br />

Sporting Monte Carlo"<br />

Demirtaş: Biz<br />

unutmayacağız<br />

24 yaşındaki Hacı Lokman Birlik,<br />

Şırnak'ın Dicle Mahallesi'nde özel harekat<br />

polislerince yapılan operasyonda öldürüldü.<br />

Birlik'in Akrep tipi zırhlı aracın arkasına<br />

bağlanarak sürüklenme fotoğrafı, bölgedeki<br />

çatışmalardan fotoğraf ve görüntüler<br />

paylaşan @J_I_T_E_M adlı Twitter<br />

hesabından "Ben Askerime, Polisime leş<br />

taşıtmam..." ibaresiyle paylaşıldı. HDP Eş<br />

Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP<br />

Şırnak Milletvekili Leyla Birlik’in kayınbiraderi<br />

olan Hacı Lokman Birlik’in görüntüsü<br />

için “Bu fotoğrafa iyi bakın. Kimse unutmasın,<br />

biz unutmayacağız çünkü” dedi.<br />

göre, AB vatandaşlarının AB dışında gitmeyi<br />

en sevdiği ülke yüzde 14.1 ile ABD.<br />

Türkiye yüzde 11.6 ikinci, İsviçre yüzde<br />

4.9 ile üçüncü sırada yer alıyor.<br />

Turizm alışkanlıkları bakımından,<br />

tatillerinde Türkiye’yi birinci durak olarak<br />

gören AB vatandaşlarının arasında<br />

Belçika, Bulgaristan, Almanya, Hollanda,<br />

Avusturya, Polonya’dan gelenler<br />

yer alıyor. Tatillerinde Türkiye’ye ikinci<br />

durak olarak gören AB vatandaşları ise<br />

Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Letonya,<br />

Macaristan’dan gelenler bulunuyor.<br />

Türkiye’yi üçüncü durak olarak görenler<br />

arasında Yunanistan, Litvanya, Slovenya,<br />

Finlandiya ve İsveçli turistler yer alıyor.<br />

Monte Carlo'da<br />

Cumhuriyet konseri<br />

yazıyor. Monaco caddelerinde<br />

de benzeri<br />

Tarkan panoları yer<br />

alırken, Monaco'lular<br />

Türk pop starı büyük<br />

bir heyecan içinde beklediklerini<br />

belirtiyorlar.<br />

Tarkan, daha önce<br />

Celine Dion, Julio İglesias,<br />

Rihanna ve Elton<br />

John gibi dünyaca<br />

ünlü isimlerin sahne<br />

aldığı Monte Carlo<br />

Yıldızlar Salonu'nda<br />

30 <strong>Ekim</strong> cuma akşamı<br />

konser verecek.<br />

n İrfan KURTULMUŞ/<br />

MONTE CARLO<br />

&<br />

FAMILIE<br />

SAMFUND<br />

Ahmet DEMiR<br />

ahmetdemir@kuzey.dk<br />

Flygtninge HAR<br />

ret til menneskelig<br />

behandling<br />

Flygtninge er mennesker i nød. De må forlade<br />

deres fædrelande, de har ikke lyst til at føde<br />

deres børn på motorveje eller stationer, men de er<br />

mennesker uden land.<br />

Ingen mennesker ønsker at hive deres små<br />

og store børn, gravide koner og handicappede<br />

familiemedlemmer ud af deres hjem for at rejse over<br />

bjerge og gå på alverdens landeveje for at søge<br />

tryghed.<br />

Magthavere<br />

Politikere, religiøse magthavere og andre spiller<br />

en rolle i for eksempel, krigshærgede lande som<br />

Syrien. De går efter politisk, økonomisk og religiøs<br />

magt, og det har ingen væsentlig betydning for dem,<br />

om det koster uskyldige mennesker livet. De uskyldige<br />

betaler en stor pris for magthavernes interesser.<br />

Har uskyldige mennesker ikke ret til tryghed?<br />

De har helt klart og betingelsesløst brug for<br />

tryghed ligesom os i vores trygge verden her mod<br />

nord. For nogle uger siden så vi flygtningedramaer<br />

udspille sig ved Rødby station, hvor flygtninge ville<br />

ind i landet eller videre til Sverige. Et par måneder<br />

tidligere oplevede vi, at flygtninge blev ofre for menneskesmugleres<br />

brutale handlinger, som kostede<br />

utallige flygtninges død i havet.<br />

Den danske befolkning viser medmenneskelighed<br />

Danskerne og de etniske minoriteter i Danmark<br />

har uden skelen til social- og aldersgrupper tydeligt<br />

vist medmenneskelighed over for de flygtninge, der<br />

ville ind i landet eller til Sverige for at blive forenet<br />

med deres familie. Jeg håber, at landets politikere<br />

ser, at den almindelige befolkning tydeligt viser medmenneskelighed<br />

over for flygtninge i nød.<br />

Mennesker med ressourcer<br />

I den offentlige debat savner jeg noget om, hvad<br />

vi har lært af indvandrernes og flygtningenes historie<br />

og deres inklusion i samfundet, som kunne hjælpe<br />

kommende flygtninge. I mit arbejde som familiebehandler<br />

møder jeg en del nyankomne flygtninge<br />

fra Syrien, og det er mennesker med uddannelse.<br />

Mange af dem vil være en del af fællesskabet og er<br />

ikke interesseret i at blive forsørget af staten.<br />

For at gøre disse flygtninge til en del af vores<br />

samfund er mine bud bl.a.<br />

⁃ At vi skal skabe de nødvendige vilkår økonomisk,<br />

boligmæssigt og sprogligt.<br />

⁃ At vi hurtigt muligt skal få deres børn i vores<br />

institutioner.<br />

⁃ At vi via deres første kontakt med myndighederne<br />

præciserer rettigheder og pligter samt vejleder<br />

dem i, hvordan de kommer i gang med sprogundervisning<br />

og supplerende uddannelsesmuligheder for<br />

dem, der har en uddannelse fra hjemlandet.<br />

⁃ At forældrene skal tilegne sig nødvendige<br />

forudsætninger/kompetencer, så de kan hjælpe og<br />

støtte deres børn.<br />

⁃ At vi skal kombinere sprog, arbejde og praktik,<br />

så de kan lære det elementære, som er nødvendigt<br />

for at klare sig på længere sigt.<br />

Jeg er overbevist om, at et samarbejde mellem<br />

myndigheder, virksomheder samt frivillige og<br />

humanitære organisationer skaber bedre vilkår<br />

for nyankomne flygtninge og deres inklusion. Ikke<br />

mindst kan det bygge bro mellem de nyankomne<br />

og den danske befolkning til glæde for et harmonisk<br />

samfund med ret og plads til forskellighed i et multikulturelt<br />

samfund.


16 KUZEY’DEN / FRA KUZEY<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

'Yeni sayıları<br />

bekliyoruz'<br />

<strong>Kuzey</strong>'in ilk sayısını inceleyen THY Danimarka Genel Müdürü Pınar Ayvaz,<br />

gazeteyi çok beğendiğini <strong>Kuzey</strong> Danimarka Haber Şefi İrfan Kurtulmuş'a anlattı.<br />

<strong>Kuzey</strong>, Danimarkalı<br />

Türkiyelilerle nihayet<br />

buluştu. Biz de<br />

Kopenhag sokaklarına<br />

çıkıp okurlarla<br />

görüştük. Herkesin<br />

dileği ortak: “Yeni<br />

sayıları sabırsızlıkla<br />

bekleyeceğiz.”<br />

EYLÜL ayı başında,<br />

2 Eylül'de<br />

Danimarka’da<br />

okurlarıyla buluşan gazeteniz<br />

<strong>Kuzey</strong>, okurlardan tam not<br />

aldı, büyük beğeni topladı.<br />

Gazetemizin dağıtımının<br />

yapılmasının ardından<br />

gazete ile buluşan<br />

vatandaşlarımızla yaptığımız<br />

sohbet ve değerlendirmede,<br />

gazeteniz <strong>Kuzey</strong>, “Dinamik”,<br />

“Rengârenk” ve “Cıvıl cıvıl”<br />

gibi tanımlarla dile getirildi.<br />

Cami derneklerinde,<br />

restoran ve kafeteryalarda,<br />

alışveriş merkezlerinde<br />

gazetemize ulaşan<br />

okurlarımızın genel tepkisi<br />

şöyle: “Bugüne kadar sadece<br />

Danimarka haberlerine yer<br />

veren gazeteler okuyorduk<br />

ancak <strong>Kuzey</strong>, Türkiye’den<br />

bizleri de ilgilendirecek<br />

içeriği sahip. Bunu sunması<br />

bizleri çok şaşırttı. Üstelik<br />

<strong>Kuzey</strong>, Türkiye’den bize hitap<br />

eden yazarları ile siyasetçilerin<br />

bize göstermediği ilgiyi<br />

gösterdi. Bundan sonraki<br />

sayıları da sabırsızlıkla<br />

bekleyeceğiz.”<br />

İÇERİK TAM İSABET<br />

Birçok vatandaşımız<br />

gazetemizin uzun ömürlü<br />

olmasını dilediklerini de<br />

söyledi. “Özellikle gençlerin<br />

ilgisini çekecek yazıların<br />

olması daha da sevindirici.<br />

Zira gençlerimiz Türkçe’den<br />

çok uzaklaştılar. En kısa<br />

zamanda bu konuda bir şey<br />

yapılmazsa onları tamamen<br />

kaybedeceğiz” diyen<br />

okurlarımız, gençlere ve ev<br />

kadınlara yönelik içeriği “Tam<br />

isabet” olarak nitelendirdiler.<br />

Biz söylemeden <strong>Kuzey</strong>’in<br />

birçok sürprizle yayın<br />

hayatına devam edeceğini<br />

beklediklerini söyleyen<br />

okurlarımıza teşekkür<br />

ederiz. <strong>Kuzey</strong>’in web<br />

sayfası www.kuzey.dk da<br />

vatandaşlarımızdan övgü<br />

alırken, web’deki dinamik<br />

habercilik de gözlerden<br />

kaçmadı. n Sadi TEKELİOĞLU-<br />

İrfan KURTULMUŞ


SAYI / UDGAVE: 2<br />

EKIM NASIL GEÇECEK?<br />

KOÇ<br />

(21 Mart-21 Nisan)<br />

Şaşırtacak derecede pozitif bir ay geçireceksiniz.<br />

Nedeni Satürn. İş hayatınızda hedeflediğiniz<br />

noktaya ilerleyeceksiniz. Bunun için çok<br />

çalışmanız gerekecek. Mars sayesinde enerjiniz<br />

yüksek olacak. Aşk hayatınız da heyecanlı<br />

olacak. Ayın ilk gününden bunu hissetmeye başlayacaksınız.<br />

BOĞA<br />

(22 Nisan-21 Mayıs)<br />

Pozitif enerji yayacağınız bir ay... İş ve finans<br />

dünyasında yıldızlar size çeşitli imkanlar<br />

sunacak. Öncelikli olarak elinizdeki işleri bitirmeye<br />

yönelin. Yakınlarınızdan işle ilgili yardım<br />

teklifi gelirse ‘Hayır’ demeyin. Aşk hayatınızda<br />

bir ışıltı görülmüyor. Ama yine de siz eve kapanmayın.<br />

İKİZLER<br />

(22 Mayıs-22 Haziran)<br />

Önemli ve uzun soluklu projeleri kabul etmeyin<br />

bu ay. Çünkü iş hayatınızda ‘karar ayı’ yaşayacaksınız.<br />

İlk 10 gün içinde yeni bir iş ya da<br />

terfi teklifi alabilirsiniz. Son karar için iki kez<br />

düşünün. Aşk hayatınız pek iyi sinyaller vermiyor.<br />

Sevdiğinizi dinleyip anlamaya çalışarak geçirin.<br />

YENGEÇ<br />

(22 Haziran--22 Temmuz)<br />

Gelecekte mutluluğa ulaşmak için bu ay çok<br />

çalışacaksınız. Merak etmeyin, kolları sıvayacağınız<br />

her iş için yeterli gücünüz olacak. Yine<br />

de kendi işinizi kurmak ya da iş değiştirmek<br />

için doğru ay değil. İç dünyanızı en yakınınıza<br />

bile anlatmayın. İşlerinize karışmak isteyecekler.<br />

ASLAN<br />

(23 Temmuz-23 Ağustos)<br />

İş hayatınızda bugüne kadar bulunmadığınız<br />

ortamlara gireceksiniz. Sürprizler sizi bekliyor.<br />

Bu yüzden en yakınlarınızdan gelecek yardımlara<br />

‘hayır’ demeyin. Aşkta özgüvenlisiniz. Ama<br />

bu yetmeyecek. İlk günden itibaren sevdiğinizle<br />

ilişkinizi güçlendirmek için uğraşacaksınız.<br />

BAŞAK<br />

(24 Ağustos-23 Eylül)<br />

Sakin bir ay sizi bekliyor. Özellikle iş hayatınızda<br />

yeni planlar, projeler peşindeyseniz bu<br />

ayı unutun. En iyisi erteleyin! Özellikle eski<br />

dostlarınıza dikkat edin. Aralarından biri sizi<br />

kazıklayabilir. Yıldızlar ikili ilişkileriniz için çok<br />

da olumlu konuşmuyor. Bu ay ‘karşınızdakini dinleme’ ayı...<br />

TERAZİ<br />

(24 Eylül-23 <strong>Ekim</strong>)<br />

İş hayatınızda ‘kavga gürültü’ var, dikkat!<br />

Size muhalif/karşı olanlar kolları sıvadı, size<br />

karşı atağa geçiyor. Gücünüzü toplamaz ya<br />

da dikkate almazsanız yenilirsiniz. Ama işte<br />

kaybeden aşkta kazanır. Bu ay aşk hayatınız iyi<br />

görünüyor. Sevdiği olmayanları yeni bir ilişki bekliyor.<br />

AKREP<br />

(24 <strong>Ekim</strong>--22 Kasım)<br />

İş fırsatları hiç beklemediğiniz bir anda gelecek.<br />

Hatta öyle ki, hayatınız bile değişebilir. Kendi işi<br />

olanlara “işi büyütmek” ya da “yeni işyeri açmayı”<br />

hayal etmeyi teklif edebiliriz. Aşk meleği<br />

Eros da gülümsüyor size. Ayın 13’ünden önce<br />

yıldızlar sizi aşkta hataya zorlayacak, dikkat edin.<br />

YAY<br />

(23 Kasım-22 Aralık)<br />

Sürprizler ve fırsatlar sizi bekliyor... İş hayatınızda<br />

büyük planlar yapmanıza gerek yok. Yıldızlar<br />

sizin yanınızda. Rakiplerinize karşı ‘savaşa’<br />

girebilirsiniz. Kendi işiniz yok ve kurmak için<br />

adım atıyorsanız, kimseyi dinlemeyin. Çünkü<br />

büyük resmi göremediklerinden sizi yanlış yönlendirebilirler.<br />

OĞLAK<br />

(23 Aralık-20 Ocak)<br />

Ayın ilk 10 gününde iş yerine kişisel sorunlarınızla<br />

ilgilenin. Bu, iş hayatınızda da üretiminizi<br />

artıracak. 10’undan sonra ‘ev-aile’ sizi bekliyor.<br />

Bunu bir ‘ev hapsi’ olarak görmeyin. Aksine<br />

sevdiklerinizle çok iyi vakit geçireceksiniz. Çok<br />

büyük sürprizler beklemeyin. <strong>Ekim</strong> sizin için sakin bir ay...<br />

KOVA<br />

(21 Ocak-19 Şubat)<br />

İşte güvenmediğiniz insanlarla yolu ayırma<br />

vakti gelmedi mi? Sadece kendinize güvenin.<br />

Aşk meleği Eros, ayın başı için ‘Dinamik<br />

geçecek’ diyor. Ayrılıklar olabilir. En azından<br />

ayrılmayı ciddi ciddi düşünebilirsiniz. 10’undan<br />

sonra hayatınızı etkileyebilecek yeni kişilerle tanışabilirsiniz.<br />

BALIK<br />

(20 Şubat-21 Mart)<br />

Ofiste çok güçleneceğiniz günler yaşayacaksınız.<br />

Sorumluluklardan kaçmayın. O sayede<br />

büyüyeceksiniz. Ayın ilk günlerinde sevdiklerinizin<br />

sorunlarıyla ilgileneceksiniz. Sevdiklerinizle<br />

daha çok vakit geçirin. Venüs sizin yanınızda.<br />

Ve size güç verecek. Güzel bir ay sizi bekliyor.<br />

KUZEY SAĞLIK / SUNDHED 17<br />

Meme kanserinde doğru<br />

bildiğimiz yanlışlar nelerdir?<br />

3“Ailemde meme kanseri yok,<br />

bende de çıkmaz...” En büyük<br />

hatalı bilgidir, çünkü meme<br />

kanserlerinin sadece %10’u aileseldir.<br />

Büyük kısmı ailesel özellik göstermez<br />

3<br />

“Mememde kitle var, ancak 5 yıl<br />

önce doktor bir şey yok demişti,<br />

bugün de doktora gitmeme gerek<br />

yok...” Meme kanserlerinin geneli çok<br />

yavaş seyirlidir. Kabaca bir meme kanseri<br />

ele gelir halde olması için 8-10 yıl geçmesi<br />

gerekir. Bu nedenle, her ele gelen kitle<br />

kanser değildir ancak mutlaka düzenli<br />

meme cerrahı ve meme radyologu takibi<br />

gerektirir.<br />

3<br />

“Çocuk sahibi olmak istemiyorum,<br />

kendim eczaneden doğum<br />

kontrol ilacı alıyorum. Yıllardır da<br />

güvenle kullanıyorum...” Meme kanseri<br />

konusunda çok tartışmalı olan bir konu,<br />

hormon kullanımıdır. Ancak doktor<br />

kontrolü altında verilen ve kullanım süresi<br />

doktorlar tarafından takip edilen hormon<br />

kullanımında sorun yoktur. Kadınlarımızın<br />

kendi ihtiyaçları için kontrolsüz kullanımı<br />

tehlike yaratmaktadır.<br />

3<br />

“Ben meme kanseriyim, benim<br />

kızım da meme kanseri mi<br />

olacak?” Meme kanserinde ailesel<br />

geçiş yüzdesi yüksek değildir. Siz meme<br />

kanseri olduğunuz için, kızınızda risk bir<br />

miktar artar, ancak mutlaka meme kanseri<br />

olacağı anlamını taşımaz.<br />

3<br />

“Yıllardır sağlıklı besleniyorum,<br />

bende meme kanseri olmaz...”<br />

Meme kanseri ve beslenme<br />

arasında bir ilişki olduğu doğrudur<br />

ancak sadece sağlıklı beslenerek veya<br />

spor yaparak meme kanseri riskinizi<br />

sıfırlayamazsınız. Meme kanseri hakkında<br />

daha bilmediğimiz çok şey var. Siz<br />

sağlıklı beslenmeye devam edin ama<br />

kontrollerinizi ihmal etmeyin.<br />

İhtiyar kimse<br />

Resimdeki ▼<br />

Danimarka<br />

eski teknik<br />

direktörü<br />

P A Beddua ▼<br />

Utanma<br />

anlatım<br />

duygusu A Dolaylı<br />

▼<br />

▼<br />

Bir tür el<br />

matkabı<br />

▼<br />

İ<br />

Eskişehir<br />

ilçesi ▼<br />

Doğrama A<br />

boyası<br />

R İ C H A R D M O L L E R<br />

▼<br />

Matematikte<br />

sabit<br />

sayı<br />

Tiyatro sahnesinde<br />

en<br />

ön yer<br />

Eski tarihi<br />

anlatır<br />

R<br />

R A M P<br />

Yapı<br />

S O L O Tanımlana-<br />

U F O<br />

Hadise<br />

▼<br />

▼<br />

Bomba<br />

Kırmızı,<br />

Papua Yeni<br />

tuzağı<br />

P İ F İ<br />

Telli balıkçıl<br />

B U B İ<br />

acı biber<br />

İ S O T<br />

Gine para<br />

Bir ilimiz birimi<br />

Y<br />

esinti D Selenyum simgesi<br />

İstanköy<br />

adasının<br />

S T Moğollarda<br />

imparator<br />

N Almanya<br />

Vurmalı bir<br />

Hafif yel,<br />

plakası<br />

▼<br />

çalgı<br />

▼<br />

▼ Romanya<br />

İpekli<br />

plakası<br />

peştemal<br />

eski adı<br />

▼ Ölünün sarıldığı<br />

bez<br />

Karşılıklı<br />

lanet<br />

▼<br />

K E<br />

▼<br />

F E<br />

▼<br />

N<br />

okuma<br />

▼<br />

Tek kişilik<br />

mayan gök<br />

şarkı<br />

cismi<br />

▼<br />

Tuzsuz<br />

Yok etme<br />

Bir tür<br />

Fas plakası<br />

taze peynir<br />

reçine<br />

F<br />

İlgi eki<br />

L O R Bayındır,<br />

mamur<br />

İ M H A Güreşte bir L A K A<br />

olun<br />

M A K Hükümdar,<br />

▼<br />

▼<br />

Eski<br />

hakan<br />

K A A N<br />

papağan dilde<br />

Masal kuşu<br />

Ahali A N K A Mağara<br />

Küçük<br />

çayır bitkisi<br />

İ N<br />

Hazreti Muhammedʼin<br />

yaşamını<br />

anlatan N<br />

Seryum<br />

simgesi<br />

C Verme,<br />

▼<br />

ödeme<br />

Yabancı<br />

Radyum İ T A<br />

Parlak Şans<br />

▼<br />

bir<br />

B A H T Fransaʼda<br />

▼<br />

kent<br />

▼<br />

kitap<br />

simgesi<br />

element<br />

Hindistan L Y O N Hırvatistanʼda<br />

prensi<br />

liman kenti<br />

▼<br />

▼ Ölü külü<br />

▼<br />

saklanan<br />

vazo<br />

S İ Y E R<br />

İlaç püskürtme<br />

aracı<br />

boncuğu<br />

U R N A İsviçreʼde<br />

▼<br />

▼<br />

nehir<br />

<strong>Sayı</strong> A A R E çalgısı Azeri<br />

T A R<br />

▼<br />

Geçici<br />

Müzikli<br />

yenilik<br />

tiyatro<br />

eseri<br />

A Pamukçuk<br />

Koordinat A F T Avrupaʼda<br />

▼<br />

bir ülke<br />

Notada<br />

Parlatılmış İ T A L Y A duraklama A<br />

sığır derisi<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Atın eşkin<br />

M O D A yürüyüşü L İ N K Berkelyum<br />

simgesi<br />

Eğitici kısa B K endüstri Sanayi,<br />

C E S<br />

hikaye<br />

Süs için<br />

Kısaca<br />

▼<br />

Bir şeyin<br />

yapılan<br />

Avrupa Futbol<br />

Birliği<br />

giysi kıvrımı<br />

aksi, karşıtı P<br />

Kuranʼda<br />

P L İ<br />

Açık su<br />

U E F A Ukrayna ▼<br />

plakası<br />

U A<br />

İtici güç<br />

A<br />

Dinsiz<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

13. sure<br />

▼<br />

T E R S<br />

Merhametli<br />

Resimdeki<br />

Başkası adına<br />

satıcılık<br />

yapan<br />

Fermiyum<br />

simgesi<br />

▼<br />

oluğu<br />

▼<br />

▼<br />

T A B L A K A R simgesi Azot<br />

İ<br />

Yabancı<br />

R U Yakıt<br />

cetveli T E<br />

R A İ F Rutenyum<br />

olarak kullanılan<br />

bir<br />

gaz<br />

B Ü T A N simgesi Kükürt<br />

S Mühendis<br />

simgesi<br />

M A D S M İ K K E L S E N Çirkin,<br />

kaba S A K İ L<br />

▼<br />

▼<br />

EYLÜL AYI BULMACA ÇÖZÜMLERI<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18<br />

1 <br />

2 <br />

3 <br />

4 <br />

5 <br />

6 <br />

7 <br />

8 <br />

9 <br />

10 <br />

11 <br />

12 <br />

SOLDAN SAĞA<br />

YUKARIDAN AŞAĞIYA<br />

1. Boğa güreşçisi - Saydam - Üç ya da daha çok 1. Resimdeki Türk asıllı Odense Danimarka doğumlu<br />

sesin bir arada tınlaması. 2. Azotlu besinlerin vücutta moda tasarımcısı, sunucu, oyuncu, yazar ve<br />

yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı manken. 2. İki büyüklük arasındaki bağıntı - Notada<br />

atılan azotlu madde - Dağ kırlangıcı, keçisağan - Osmanlı<br />

Imparatorluğuʼnda toplum güvenliğini sağlatinin<br />

simgesi - Ayrılış - Utanma duygusu. 4. Kurʼân-ı<br />

duraklama zamanı - Namlı, ünlü. 3. Renyum elemenmakla<br />

görevli askeri polis kuruluşu. 3. Lantanın kerîmin yüz on dördüncü ve son sûresi - Japonyaʼda<br />

simgesi - Nijeryaʼnın para birimi - Barındırma - Tahta bir kent. 5. İçinde nükleer enerji üreten madde bulunan<br />

cihaz - İnleme, inilti. 6. Asyaʼda bir ırmak - Ermiş<br />

cilası. 4. Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama<br />

- Samsun ilçesi - Çalışan, gayret eden. 5. Halı, kilim - Avrupaʼda bir nehir. 7. Dağ servisi - Hendek, tuzak.<br />

dokunan tezgah - Güreşte bir oyun. 6. Kötülük - Bir 8. Bayındır, mamur - Kaz dağının mitolojideki adı. 9.<br />

şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa - Eski Silisyum simgesi - Madagaskarʼın plaka işareti. 10.<br />

dilde papağan - Tantalʼın simgesi. 7. Bağırsak solucanı<br />

- İyilik ederek gönül alma. 8. Beyaz - Zirkon-<br />

zamiri - Su yosunu. 12. Gurur - En kalın erkek sesi.<br />

Dağ keçisi - Eski Japon uzunluk ölçüsü. 11. Işaret<br />

yumʼun simgesi - Brezilyaʼnın plaka işareti - Iranʼın 13. Lezzet - Su samuru - Yemin. 14. İspanyaʼnın eski<br />

plaka işareti. 9. Mikrop - Mermer. 10. Sodyum simgesi<br />

- Altı düz, üçgen biçiminde yelkenli iki kişilik gir - Benzenden türeyen ve boya sanayinde kullanı-<br />

para birimi - Kulak iltihabı. 15. Bir binek hayvanı, bey-<br />

tekne - Gözlem - İlgi eki. 11. Sularını bir denize veya lan zehirli bir madde - Kısaca numara. 16. Bir ilimiz -<br />

göle gönderen bölge, aklan - Bir tür el matkabı - Örülerek dokunan bir cins yün kumaş. 17. İnce dantel<br />

- Anadoluʼda kurulmuş eski bir uygarlık - Yeni Ze-<br />

Irakʼta Musul yakınında eski Asur başkenti. 12. Tarikatı<br />

kuran kişiye verilen ad - Son, işin sonu - Bir yerleşim<br />

bölgesinin, aynı şehirden gelen insanların döndürme, geri çevirme - Gümüşbalığının küçüğü -<br />

landaʼda yaşayan bir kuş. 18. Eski dilde geri<br />

yerleştiği bölümü - Eğirmen, kirmen.<br />

Tuzak.<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

BUNLARI<br />

SUDOKU<br />

Sol dan sa ğa her sa tı rı, yu ka rı dan aşa ğı ya her sü tu nu ve her<br />

3x3'lük ku tu yu, 1'den 9'a ka dar ra kam la rı bi rer kez kul la na rak<br />

dol du ru nuz<br />

BİLİYOR MUSUNUZ<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Dağıʼnın ▼<br />

Meleke<br />

▼<br />

simgesi<br />

K M Kaz<br />

▼ Eski dilde su ▼<br />

eski adı<br />

İ<br />

Dünyaʼnın uydusu A<br />

Karadenizʼ<br />

▼<br />

de liman<br />

A ▼<br />

Baryum<br />

simgesi<br />

▼<br />

şarkıcı<br />

▼<br />

Kuru soğuk<br />

Resimdeki A<br />

tovyum<br />

Kurça-<br />

Sarp geçit<br />

dileme<br />

Beyaz A Özür<br />

Dünyaʼnın<br />

Uluslararası<br />

▼<br />

uydusu<br />

İ İran<br />

▼ A Edirne<br />

ilçesi<br />

Boks Birliği<br />

plakası<br />

▼<br />

▼ ▼ ▼<br />

A Y N U R A Y D I N Erzurumʼda<br />

ünlü bir<br />

Y A K U T İ Y E<br />

▼<br />

Gerekenden<br />

eksik<br />

▼<br />

Bir suçu<br />

bağışlama<br />

A<br />

Arap Emirlikleri<br />

plakası<br />

Köpek<br />

E A<br />

Birinin inanmasını<br />

sağlama<br />

Olumsuz,<br />

menfi<br />

Eski dilde su<br />

Duyarga Erzincan<br />

ilçesi<br />

K A B İ R A B Mezar<br />

▼<br />

▼<br />

Çok beyaz<br />

Damızlık<br />

erkek koyun<br />

A P A K Uzun Temel<br />

konçlu<br />

▼<br />

▼<br />

ayakkabı<br />

A Z İ T B A Z Demir<br />

artı işareti<br />

simgesi<br />

F E<br />

Matematikte<br />

▼<br />

İ K N A hemşiresi Doğum<br />

yemeği<br />

Akşam A Z İ Z<br />

E B E Ermiş<br />

Ordu ilçesi<br />

▼<br />

▼<br />

A F A<br />

Küçük çayır<br />

bitkisi<br />

Halk dilinde<br />

Giysi kenarındaki<br />

süslü şerit<br />

▼<br />

O T Uluslararası Meteoroloji<br />

Birliği<br />

Anadoluʼda<br />

W M O Doğu<br />

duvar ırmak<br />

Pamukçuk<br />

A R A S Eskişehir<br />

ilçesi<br />

üslubu<br />

▼<br />

Boyun<br />

örtüsü A Endonezya<br />

plakası<br />

kılığında<br />

R Kadın<br />

▼<br />

oynayan K Ö Ç E K Samaryum<br />

Tutturgaç<br />

Kireç taşı erkek simgesi<br />

A T A Ş İ T İ<br />

İtici güç<br />

▼<br />

Stronsiyum<br />

Eski dilde<br />

▼<br />

A T K I<br />

simgesi<br />

öğüt<br />

Atla çekilen<br />

S R<br />

Şaman<br />

Çok N U S H<br />

ulaşım aracı<br />

F A Y T O N<br />

bağışlayan<br />

Dinsiz<br />

Bir nota<br />

Akdenizʼda<br />

S İ Ukraynaʼnın ▼<br />

▼<br />

başkenti<br />

ada ülkesi<br />

Argoda elverişsiz<br />

durum<br />

K İ E V Fermiyum<br />

▼<br />

simgesi<br />

F M Beygir<br />

İki tarla<br />

Bir bağlaç<br />

Çin kirazı A T<br />

arasında<br />

sınır<br />

Ö<br />

▼<br />

▼<br />

Evcil bir<br />

Litvanya ▼<br />

200<br />

M A L T A<br />

hayvan<br />

plakası<br />

K E D İ<br />

Sicim<br />

Radon L T Fransaʼda kent A N<br />

simgesi<br />

▼<br />

Notada İşiten, işitme<br />

Helyum<br />

duraklama Kayak S E M İ<br />

simgesi<br />

H E Kamboçya ▼<br />

12x ▼<br />

1-<br />

para birimi<br />

Zehirsiz iri<br />

Dingil<br />

Bir peygamber<br />

R İ E L bir yılan Ü<br />

▼<br />

Eğik kesilmiş<br />

kenar<br />

İngiliz uzun-<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

E S R Yabancı Avrupa P A H<br />

luk ölçüsü<br />

İ N Ç plakası Somali<br />

2<br />

Y B Lihtenştayn plakası<br />

Bir nota<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

2 TEMMUZ 2010 CUMA<br />

▼<br />

▼<br />

Birliği<br />

kısaltması<br />

▼<br />

▼ ▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

aktör kısaltması<br />

Küçük para<br />

torbası<br />

Resimdeki K E S E Bir ilimiz K A R S İstanbul<br />

Sanayi<br />

Odası<br />

ilçesi O F<br />

İ<br />

12+<br />

S O duygusu Utanma<br />

A Trabzon 6+<br />

P İ L O U A S B E A K Fahri O N<br />

6U R S A L<br />

201<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18<br />

KenKen<br />

1 <br />

3-<br />

2-<br />

3<br />

2 <br />

12x<br />

4 1 3 2<br />

1-<br />

3 <br />

2<br />

6+<br />

2<br />

4 1 4 2 3<br />

5 <br />

3<br />

12x<br />

6+<br />

6 <br />

12+<br />

2 3 4 1<br />

7 <br />

2<br />

6<br />

8 3 2 1 4<br />

9 <br />

10 <br />

11 <br />

2 3 1 4<br />

3-<br />

2-<br />

3<br />

12 <br />

2<br />

6+<br />

SOLDAN SAĞA: 1. Genellikle ölçü aygıtlarında gösterge çizelgesi - Mercek - Dalgalı, kıvrımlı. 2. Gaziantep ilçesi<br />

- Dünyalar, alemler - Asker, nefer. 3. Yapılan iş, edim, fiil - Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama<br />

girdikleri yer - Nijeryaʼnın para birimi. 4. Asyaʼda bir ırmak - Şırnak iline bağlı bir ilçe - Birleşmiş Milletler<br />

Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması - Yeni Zelanda plakası. 5. Yiyecek, içecek, özellikle ekmek - Beyaz - Motorlu<br />

hava taşıtı. 6. Kazakistanʼın plaka işareti - Uzay - Eski dilde gece - Sodyum simgesi. 7. Köpek - Genişlik -<br />

Eski dilde çok konuşan, geveze. 8. Ailesine bakan - Kripton elementinin simgesi - Pamuk ya da keten ipliğinden<br />

yapılan dokuma - İstanbul Sanayi Odası kısaltması. 9. Gece ve gündüzün eşitliği - Yazı veya müzik dersi.<br />

10. Gemilerde mizana direğinin gerisindeki yelken - Van ilçesi - Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi<br />

- Jüpiterʼin uydusu. 11. Kuzu sesi - Gürcistanʼın para birimi - Kızıldeniz ile Umman denizi arasındaki körfezin<br />

adı - Güney Afrika Cumhuriyetiʼnin para birimi. 12. Yüzey ölçü birimi - Avrupaʼda bir nehir - Etli lahana yemeği.<br />

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1. Resimdeki Fenerbahçeʼnin Danimarkalı stoperi. 2. Kırgızistanʼın plaka işareti -<br />

İnce sivri uçlu bir çuvaldız türü - Yerine koyma, yerine kullanma. 3. Eski dilde, işaretler, deliller - Felsefede araz.<br />

4. Dar, çok ince metal parça - Elektronik para transferi - Neodim elementinin simgesi. 5. Ağır, yavaş - Keseli<br />

ayı. 6. Asyaʼda bir ırmak - Enjeksiyon - Utanma duygusu. 7. Dünyaʼnın uydusu - Karşılıklı lanet okuma - İngiliz<br />

soyluluk unvanı. 8. Tanıtım gösterisi - Alt, aşağı. 9. Sicim. 10. Su veren, su dağıtan - Lanetlenmiş, istenmeyen.<br />

11. Bir göz rengi - Paladyumun simgesi. 12. Çocuklar - Beyaz Rusyaʼnın plaka işareti - İlave. 13. Kemik ucu -<br />

Öküz yemliği - Ribonükleik asit kısaltması. 14. Büyük Okyanus açıklarında akıntı - Desenli başörtüsü. 15. Deoksiribo<br />

nükleik asit kısaltması - Muğla ilçesi - Krem rengine yakın beyaz. 16. Bir İngiliz uzunluk ölçüsü birimi -<br />

Sarımsak tanesi - Bir kürk hayvanı, kakım. 17. Titrek, titreyen - Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü. 18.<br />

Eski dilde otlar - Kürekle yürütülen dar, uzun,hafif tekne - Yeniçeri kışlası.<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

?<br />

3 Meme kanseri erken teşhis edildiğinde ölümcül olma ihtimali en düşük<br />

olan kanserdir.<br />

3 Doğru teşhis ve tedavi uygulandığında hızla ve uygun vakalarda<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

12x<br />

▼<br />

2 TEMMUZ 2010 CUMA<br />

kemoterapi verilmeden tedavi edilebilen bir hastalıktır.<br />

3 Meme kanseri erken teşhis edildiğinde ve doğru teknolojiler kullanıldığında<br />

ameliyat süresi 25 dakikadır.<br />

3 Ameliyat sırasında ışın tedavisi her ne kadar topluma yeni ve üstün bir<br />

gelişme olarak sunulsa da, her hasta için uygun olmayan bir yöntemdir.<br />

Halen pek çok ülkede sadece deneysel olarak kullanımına izin verilmektedir.<br />

Elimizde sadece 5 yıllık sonuçları olduğundan, karar verirken hastanın da<br />

doktorun da dikkatli olması gereken bir tedavi aracıdır.<br />

3 Meme Onkoplastik cerrahisinde ışın alacak olgular dikkatle seçilmeli ve<br />

hastanın ışın alması kesinse onkoplastik cerrahi ertelenmelidir.<br />

EKIM AYI BULMACA ÇÖZÜMLERI<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

4 1 2 3<br />

1 4 3 2<br />

2<br />

3 2 4 1<br />

Ken Ken Bulmaca ma te ma ti ği ni zi ge liş ti ren, son de re ce<br />

eğ len ce li ve alış kan lık ka zan dı ra cak ka dar da et ki li bir<br />

bul ma ca.<br />

Ku ral la rı ga yet ba sit. Ken Ke nʼ de 4 çar pı 4 şek lin de<br />

ka re ler kul la nı lır. Su do ku bul ma ca da ol du ğu gi bi yu ka rıdan<br />

aşa ğı ya ve sol dan sa ğa her ra ka mı bir kez kul la na bi -<br />

lir si niz. Amaç ku ral la ra uy gun ola rak ku tu la rı 1ʼden 4ʼe<br />

ka dar dol dur mak tır. Ko yu renk le be lir til miş olan ku tu lar ka -<br />

fes an la mın da dır. Her ka fe sin üst sol ke na rın da bir ra kam<br />

bu lun mak ta dır. Ko yu çiz gi ler le çev ri len ka fes tek bir ka re<br />

ise sol üstte ki ra ka mın ye ri o ka re dir. Ba zen de ek si, ar tı,<br />

böl me ve çarp ma işa ret le ri ni gö re cek si niz. Bu nun an la mı<br />

da o ka fes içe ri sin de ki ra kam la rın ma te ma tik sel iş lem<br />

so nu cu dur. (Ör ne ğin 7+ ʻ3+4ʼ gi bi)<br />

3<br />

N<br />

▼<br />


Kuru soğuk<br />

Resimdeki<br />

şarkıcı<br />

▼<br />

Gerekenden<br />

eksik<br />

▼<br />

Bir suçu<br />

bağışlama<br />

▼<br />

Boyun<br />

örtüsü<br />

▼<br />

Bir nota<br />

Akdenizʼda<br />

ada ülkesi<br />

▼<br />

Notada<br />

duraklama<br />

▼<br />

Küçük para<br />

torbası<br />

Resimdeki<br />

aktör<br />

▼<br />

▼<br />

Ordu ilçesi<br />

İşiten, işitme<br />

Kayak<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Kurçatovyum<br />

simgesi<br />

Endonezya<br />

plakası<br />

Kireç taşı<br />

▼<br />

Yabancı<br />

▼<br />

▼<br />

Ukraynaʼnın<br />

başkenti<br />

Argoda elverişsiz<br />

durum<br />

▼<br />

Eski dilde su<br />

▼<br />

Kadın<br />

kılığında<br />

oynayan<br />

erkek<br />

Stronsiyum<br />

simgesi<br />

Şaman<br />

▼<br />

▼<br />

Eğik kesilmiş<br />

kenar<br />

Avrupa<br />

Birliği<br />

kısaltması<br />

▼<br />

Arap Emirlikleri<br />

plakası<br />

Köpek<br />

Birinin inanmasını<br />

sağlama<br />

Olumsuz,<br />

menfi<br />

▼ ▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Evcil bir<br />

hayvan<br />

Sicim<br />

▼<br />

Bir ilimiz<br />

▼<br />

▼<br />

Kaz<br />

Dağıʼnın<br />

eski adı<br />

Meleke<br />

▼<br />

Küçük çayır<br />

bitkisi<br />

Halk dilinde<br />

duvar<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Helyum<br />

simgesi<br />

Dingil<br />

▼<br />

▼<br />

Çok beyaz<br />

Damızlık<br />

erkek koyun<br />

▼<br />

▼<br />

Eski dilde<br />

öğüt<br />

Çok<br />

bağışlayan<br />

▼<br />

▼<br />

Karadenizʼ<br />

de liman<br />

kenti<br />

Eski dilde su<br />

Duyarga<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Fermiyum<br />

simgesi<br />

Bir bağlaç<br />

▼<br />

İngiliz uzunluk<br />

ölçüsü<br />

Bir nota<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Uluslararası<br />

Meteoroloji<br />

Birliği<br />

Arapça yazı<br />

üslubu<br />

▼<br />

▼<br />

Kamboçya<br />

para birimi<br />

Bir peygamber<br />

▼<br />

▼<br />

Dünyaʼnın<br />

uydusu<br />

Erzurumʼda<br />

ünlü bir<br />

medrese<br />

Baryum<br />

simgesi<br />

▼<br />

▼<br />

Doğum<br />

hemşiresi<br />

Tutturgaç<br />

Samaryum<br />

simgesi<br />

▼<br />

▼<br />

Litvanya<br />

plakası<br />

Radon<br />

simgesi<br />

▼<br />

İstanbul<br />

Sanayi<br />

Odası<br />

kısaltması<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Mezar<br />

Erzincan<br />

ilçesi<br />

▼<br />

Beygir<br />

Çin kirazı<br />

▼<br />

▼<br />

Sarp geçit<br />

Beyaz<br />

▼<br />

Temel<br />

Uzun konçlu<br />

ayakkabı<br />

▼<br />

Atla çekilen<br />

ulaşım aracı<br />

Dinsiz<br />

▼<br />

▼<br />

Somali<br />

plakası<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Doğu<br />

Anadoluʼda<br />

ırmak<br />

Pamukçuk<br />

▼<br />

▼<br />

Fransaʼda<br />

kent<br />

▼<br />

Özür<br />

dileme<br />

Uluslararası<br />

▼<br />

Boks Birliği<br />

▼<br />

Ermiş<br />

Akşam<br />

yemeği<br />

Utanma<br />

duygusu<br />

İtici güç<br />

Dünyaʼnın<br />

uydusu<br />

İran<br />

plakası<br />

Demir<br />

simgesi<br />

Matematikte<br />

artı işareti<br />

Trabzon<br />

ilçesi<br />

Giysi kenarındaki<br />

süslü şerit<br />

İki tarla<br />

arasında<br />

sınır<br />

Zehirsiz iri<br />

bir yılan<br />

▼<br />

Edirne<br />

ilçesi<br />

▼ ▼ ▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

▼<br />

Eskişehir<br />

ilçesi<br />

▼<br />

Lihtenştayn<br />

plakası<br />

▼<br />

▼<br />

Fahri<br />

▼<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18<br />

SOLDAN SAĞA: 1. Genellikle ölçü aygıtlarında gösterge çizelgesi - Mercek - Dalgalı, kıvrımlı. 2. Gaziantep ilçesi<br />

- Dünyalar, alemler - Asker, nefer. 3. Yapılan iş, edim, fiil - Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama<br />

girdikleri yer - Nijeryaʼnın para birimi. 4. Asyaʼda bir ırmak - Şırnak iline bağlı bir ilçe - Birleşmiş Milletler<br />

Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması - Yeni Zelanda plakası. 5. Yiyecek, içecek, özellikle ekmek - Beyaz - Motorlu<br />

hava taşıtı. 6. Kazakistanʼın plaka işareti - Uzay - Eski dilde gece - Sodyum simgesi. 7. Köpek - Genişlik -<br />

Eski dilde çok konuşan, geveze. 8. Ailesine bakan - Kripton elementinin simgesi - Pamuk ya da keten ipliğinden<br />

yapılan dokuma - İstanbul Sanayi Odası kısaltması. 9. Gece ve gündüzün eşitliği - Yazı veya müzik dersi.<br />

10. Gemilerde mizana direğinin gerisindeki yelken - Van ilçesi - Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi<br />

- Jüpiterʼin uydusu. 11. Kuzu sesi - Gürcistanʼın para birimi - Kızıldeniz ile Umman denizi arasındaki körfezin<br />

adı - Güney Afrika Cumhuriyetiʼnin para birimi. 12. Yüzey ölçü birimi - Avrupaʼda bir nehir - Etli lahana yemeği.<br />

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1. Resimdeki Fenerbahçeʼnin Danimarkalı stoperi. 2. Kırgızistanʼın plaka işareti -<br />

İnce sivri uçlu bir çuvaldız türü - Yerine koyma, yerine kullanma. 3. Eski dilde, işaretler, deliller - Felsefede araz.<br />

4. Dar, çok ince metal parça - Elektronik para transferi - Neodim elementinin simgesi. 5. Ağır, yavaş - Keseli<br />

ayı. 6. Asyaʼda bir ırmak - Enjeksiyon - Utanma duygusu. 7. Dünyaʼnın uydusu - Karşılıklı lanet okuma - İngiliz<br />

soyluluk unvanı. 8. Tanıtım gösterisi - Alt, aşağı. 9. Sicim. 10. Su veren, su dağıtan - Lanetlenmiş, istenmeyen.<br />

11. Bir göz rengi - Paladyumun simgesi. 12. Çocuklar - Beyaz Rusyaʼnın plaka işareti - İlave. 13. Kemik ucu -<br />

Öküz yemliği - Ribonükleik asit kısaltması. 14. Büyük Okyanus açıklarında akıntı - Desenli başörtüsü. 15. Deoksiribo<br />

nükleik asit kısaltması - Muğla ilçesi - Krem rengine yakın beyaz. 16. Bir İngiliz uzunluk ölçüsü birimi -<br />

Sarımsak tanesi - Bir kürk hayvanı, kakım. 17. Titrek, titreyen - Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü. 18.<br />

Eski dilde otlar - Kürekle yürütülen dar, uzun,hafif tekne - Yeniçeri kışlası.<br />

KenKen<br />

12x<br />

1-<br />

2<br />

12+<br />

6+<br />

6<br />

12x<br />

12x<br />

12+<br />

4 1 3 2<br />

2<br />

1 4 2 3<br />

6+<br />

2 3 4 1<br />

6<br />

200<br />

2-<br />

3<br />

3-<br />

2<br />

2<br />

201<br />

3 2 1 4<br />

Ken Ken Bulmaca ma te ma ti ği ni zi ge liş ti ren, son de re ce<br />

eğ 2-len ce li ve alış 3kan lık ka zan dı 3-ra cak ka dar da et ki li bir<br />

3<br />

1-<br />

6+<br />

bul ma ca.<br />

2 3 1 4<br />

Ku ral la rı ga yet ba sit. Ken Ke nʼ de 4 çar pı 4 şek lin de<br />

ka re ler kul la nı lır. Su do ku bul ma ca da ol du ğu gi bi yu ka rı-<br />

2<br />

6+<br />

dan aşa ğı ya ve sol dan sa ğa her ra ka mı bir kez kul la na bi -<br />

4 1 2 3<br />

lir si niz. Amaç ku ral la ra uy gun ola rak ku tu la rı 1ʼden 4ʼe<br />

ka dar dol dur mak tır. Ko yu renk le be lir til miş olan ku tu lar ka -<br />

fes an la mın da dır. Her ka fe sin üst sol ke na rın da bir ra kam<br />

bu<br />

12x<br />

lun mak ta dır. Ko yu çiz gi ler le çev<br />

3<br />

ri len ka fes tek bir ka re<br />

1 4 3 2<br />

ise sol üstte ki ra ka mın ye ri o ka re dir. Ba zen de ek si, ar tı,<br />

böl me ve çarp ma işa ret le ri ni gö re cek si niz. Bu nun an la mı<br />

da o ka fes içe ri sin de ki ra kam la rın ma te ma tik sel iş lem<br />

2<br />

so nu cu dur. (Ör ne ğin 7+ ʻ3+4ʼ gi bi)<br />

3 2 4 1<br />

Hazırlayan: Burhan TURAL


SAYI / UDGAVE: 2<br />

KUZEY GEZİ / REJSER 19<br />

Sinop<br />

DÜNYAYA<br />

efsanelerin<br />

hükmettiği<br />

zamanlarda<br />

Zeus<br />

gönlünü kaptırır ırmak<br />

tanrısının kızı Sinope’ye.<br />

Bu güzel kızın kalbini kazanmak<br />

için her dileğini<br />

yerine getirmeyi vadeder.<br />

Ne var ki genç kız sonsuza<br />

kadar el değmemiş kalmayı<br />

diler. Zeus sözüne sadık<br />

kalarak genç kızı Karadeniz<br />

kıyılarında serbest<br />

bırakır. İşte günümüz<br />

Sinop’u da adını bastığı<br />

yere bereket getiren bu<br />

efsanevi kişilikten alır.<br />

Güneşin ufukta gülümsediği,<br />

yelkenlilerin rüzgara<br />

şarkı söylediği, mutluluğu<br />

tescilli insanların yaşadığı<br />

bu harikulade şehir olsa<br />

olsa bir efsanenin parçası<br />

olabilir zaten…<br />

Şiirlerin, şarkıların,<br />

romanların ilham kaynağı<br />

bir şehir. Sinop’un güzelliklerine<br />

erişmek üzere<br />

yola düşmüşseniz ilk durağınız<br />

şehir merkezindeki<br />

Sinop Kalesi olmalı. Sinop<br />

Kalesi şehrin tarihinin<br />

bütün izlerini taşıyan bir<br />

yapı. Binlerce yılda her<br />

Uzun çarsı-baharatçılar çarşısı<br />

mutluluk kenti<br />

Aslı<br />

BORA<br />

Türkiye’yi<br />

geziyor<br />

uygarlık bu kaleye kendinden<br />

bir parça eklemiş.<br />

Ayrıca onlarca merdiveni<br />

çıkmayı başaran gezginlere<br />

harika bir liman ve<br />

şehir manzarası sunan bir<br />

yer olduğunu da belirtmekte<br />

yarar var. Kalenin<br />

burçlarında şehri izledikten<br />

sonra yine kalenin bir<br />

parçası üzerine kurulan<br />

Tarihi Sinop Cezaevi’ne<br />

geçebilirsiniz. Günümüzde<br />

müze olan cezaevi,<br />

bir dönem Sabahattin<br />

Ali’den Ruhi Su’ya, Burhan<br />

Felek’ten Refik Halid<br />

Karay’a kadar birçok şair,<br />

yazar ve düşün insanının<br />

özgürlüğüne set çeken yer<br />

olarak tanınıyor. Sinop<br />

Tarihi Cezaevi, Sinop seyahatinin<br />

en duygulu ve en<br />

vazgeçilmez durağı olarak<br />

öne çıkıyor. Burada buruk<br />

anıların sonsuz resmigeçit<br />

yaptığı, sürgün, esaret<br />

ve darağacıyla örülü bir<br />

müze deneyimine hazırlıklı<br />

olmalısınız.<br />

Hamsilos, Karadeniz’in rüya gibi bir köşesi<br />

Sinop’ta şehir merkezinde birçok<br />

noktaya yürüyerek ulaşmak mümkün.<br />

2. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar<br />

aktif biçimde kullanılan ve zamanımızda<br />

kazı çalışmaları devam eden<br />

Balatlar Kilisesi, Selçuklu mimarlığının<br />

özgün ve karakteristik çizgilerini<br />

yansıtan Pervane Medresesi ve<br />

Alaaddin Camii, modern sergileme<br />

anlayışı ve koleksiyonuyla göz<br />

dolduran Arkeoloji Müzesi, şehrin<br />

gündelik yaşamının tarihini aktaran<br />

Etnografya Müzesi şehir merkezinde<br />

kısa yürüyüşlerle ulaşılabilecek<br />

mekanlar arasında. Üstelik bu yürüyüşler<br />

sırasında yıllara yenilmemiş,<br />

yerel mimarinin bütün zarafetiyle<br />

yansıtıldığı, tarihi Sinop evleriyle de<br />

karşılaşabilirsiniz.<br />

Sinop’a kadar gelmişken en ünlü<br />

Sinoplu’ya da uğramadan olmaz<br />

elbette. Kinik felsefenin kurucusu,<br />

Büyük İskender’e bile kafa tutmuş,<br />

gündüz vakti elinde fener ile Atina<br />

sokaklarında “adam” arayan Diyojen,<br />

Sinop’ta doğmuş bir filozof.<br />

Günümüzde kendisi adına dikilen<br />

heykel Sinop’un en önemli simgelerinden<br />

biri. Şehre yolu düşen<br />

herkesin Diyojen’li bir fotoğrafı<br />

olması adeta bir gelenek.<br />

Karadeniz’in bütün hoyratlığının<br />

mağrur bir dinginliğe dönüştüğü bu<br />

limanda doğanın çarpıcı güzelliğine<br />

kapılmamak olanaksız. Bu durumda<br />

öncelikle Türkiye’nin en kuzey ucu<br />

olan İnceburun’a uzanmak gerek.<br />

İnceburun Feneri’nin bu eşsiz yeryüzü<br />

parçasıyla yarattığı uyuma hayran<br />

olacaksınız. Sinop’ta objektifinize<br />

takılacak en özel noktalardan biri<br />

de Akliman-Hamsilos bölgesi. Şehir<br />

merkezine 10 km kadar uzaklıkta<br />

bulunan Akliman, Hamsilos Tabiat<br />

Parkı’nı da kapsayan bir alan. Burada<br />

yalnızca kıyıda oturup atmosferin<br />

tadını çıkarabilir, denize girebilir,<br />

tekne ya da jeep safari turuna<br />

katılabilir, deniz bisikleti kiralayıp<br />

eğlenebilirsiniz. Hamsilos, Karadeniz’in<br />

rüya gibi bir köşesi. Özellikle<br />

tabiatın illüzyonuyla bir göl gibi<br />

görünen Hamsilos Koyu, güzelliği<br />

kelimelere sığamayacak kadar özel<br />

bir yer. Hamsilos Koyu o kadar sıradışı<br />

bir görüntüye sahip ki buraya<br />

yıllarca “Türkiye’nin tek fiyordu”<br />

gibi bir yakıştırma bile yapılmış.<br />

Sinop denizle bütünleşmiş bir<br />

şehir. Dolayısıyla hiç ummadığınız<br />

noktalarda karşınıza güneşin kavurduğu,<br />

ışıltılı kumsallar çıkabilir.<br />

Karakum Plajı şehrin sahillerinin<br />

Batıayaz<br />

Samandağ<br />

yolu<br />

Antakya Ortodoks Kilisesi<br />

Habibi<br />

Neccar<br />

camisi<br />

Serpantin<br />

taşı biblo<br />

en ilginç olanı. Volkanik hadiseler<br />

nedeniyle adı gibi simsiyah kumlara<br />

sahip Karakum bildik plajlardan<br />

daha sıcak oluyor ve bu sebepten<br />

kumları şifalı kabul ediliyor.<br />

Yemyeşil doğanın sürprizler sunduğu<br />

Sinop’ta keyifli anlar yaşamayı<br />

garanti eden yerlerden biri Erfelek<br />

Takım Şelaleleri. Burada irili ufaklı<br />

28 şelale, yeşillerden turkuazlara<br />

uzanan bir paletle renklenmiş.<br />

Erfelek Şelaleleri tırmanma ve<br />

yürüyüş parkuru olarak da harika<br />

bir seyahat alternatifi olarak<br />

öne çıkıyor. Son olarak küçük bir<br />

hatırlatma: Otel rezervasyonunuzu<br />

mutlaka erkenden yaptırmalısınız.<br />

Yüksek sezonda ve resmi tatillerde<br />

Sinop yerli-yabancı birçok gezginin<br />

akınına uğruyor. Bu da istediğiniz<br />

otelde yer bulma konusunda ciddi<br />

sıkıntı yaratabiliyor.


20 SPOR / SPORT<br />

KUZEY <strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

DANİMARKA SORUYOR, ÜNLÜ SPOR YAZARI SERDAR ALİ ÇELİKLER CEVAPLIYOR<br />

Lazar, Bruma’dan<br />

daha çok ‘olmuş’ biri<br />

GURBETÇİ<br />

FUTBOLCU<br />

YOKTUR. İYİ<br />

KÖTÜ FUTBOLCU<br />

VARDIR<br />

Herkes F.Bahçeli Lazar Markoviç’in Beşiktaş maçında attığı 75 metrelik deparı konuşuyor.<br />

Biz de sorduk: ‘Lazar fırtınası bu yıla damgasını vurur mu? Yoksa Bruma gibi söner mi?’<br />

n G.Saray'da bir başıboşluk<br />

mu başladı? Örneğin Burak'ın<br />

“F.Bahçe maçına yetişmek için<br />

özel çaba harcamayacağım” yönündeki<br />

açıklaması profesyonel<br />

bir bakış açısı mı yoksa<br />

“Ben mi kurtaracağım<br />

G.Saray'ı” hareketi mi?<br />

İkisi de değil. Sakatlıktan<br />

erken dönmek bir<br />

daha sakatlanmaya yol<br />

açıyor. Bu hataya bir<br />

daha düşmeyeceğim<br />

demek o açıklama.<br />

Fener maçına<br />

yetişir<br />

bence.<br />

İrfan KURTULMUŞ/KOPENHAG<br />

n Geçen sayıdaki iddianızla<br />

başlayalım... Danimarkalı Simon<br />

Kjaer'e Çin malı demişsiniz. Sonra<br />

TV'de “Kesinlikle büyük takım<br />

oyuncusu değilmiş” dediniz. Uyum<br />

sağladığında daha iyi performans<br />

göstereceğine inanıyor musunuz?<br />

Kjaer yıllardır tanıdığımız<br />

bir oyuncu. Agger-Kjaer<br />

ikilisi Danimarka’nın marka<br />

tandemi olmuştu. İyi bir<br />

oyuncu olduğu gerçek. Ama<br />

iddialarımı açıklamakta<br />

fayda var. 'Çin malı' derken<br />

şunu demek istedim:<br />

'Sanki bizim tanıdığımız<br />

Kjaer değil bu gelen.<br />

Çin’de yeni bir kopyasını<br />

üretmişler de o gelmiş gibi..'<br />

diyerek performansına<br />

inanamadığımızı<br />

belirtmiştim. Ve evet, büyük<br />

takım oyuncusu değil gibi<br />

görünüyor. İsmail Kartal ya<br />

da Aykut Kocaman gibi oyun<br />

merkezini daha geride kuran<br />

hocalar zamanında takıma<br />

katılsa çok başarılı olurdu. Açık<br />

alanda çok hata yapıyor, daha<br />

da kötüsü takım savunmadayken<br />

de çok hata yapıyor. Performansı<br />

artar mı? Umarım..<br />

n F.Bahçe'den devam edelim...<br />

Beşiktaş maçında sakatlandığı<br />

ana kadar Türkiye medyasında bir<br />

'Lazar Markoviç' rüzgarı esti. Son<br />

75 m.'lik koşusunu da hatırlatırsak...<br />

Bruma'da da benzer rüzgar<br />

görmüştük. Lazar da Bruma gibi<br />

rüzgardan 'hafif meltem esintisi'<br />

olur mu?<br />

Bruma olmamış bir oyuncuydu.<br />

Olması bekleniyordu. Lazar,<br />

Partizan’dan Benfica’ya 10 milyon<br />

Euro’ya, oradan Liverpool’a 25<br />

milyon Euro’ya gitti. Bruma’dan<br />

çok daha ‘olmuş’ bir oyuncu.<br />

Fener de onun için bir şans. Ama<br />

Markoviç skorer bir isim değil.<br />

Gol ve asist sayısı yeterli değil.<br />

Burada bu özelliğini geliştirirse<br />

Liverpool’da da vazgeçilmez olur.<br />

n Bruma demişken...<br />

Bruma ve Alex Telles gibi<br />

genç isimler neden fazla<br />

barınamadan gönderiliyor?<br />

Gönderilmiyor.<br />

Satılıyorlar. Demek<br />

ki alıcıları var. Öyle<br />

değerlendirmek lazım.<br />

n Lorant-Ortega, Aykut<br />

Kocaman-Alex... Şimdi de Van<br />

Persie-Pereira... Gerilim sürer<br />

mi? Kim galip gelir?<br />

Çok net. Gerilim<br />

sürmez.. Sürmemeli. Biraz<br />

daha devam ederse Başkan<br />

el koyar, gerilim falan<br />

kalmaz.<br />

n Çok F.Bahçe konuştuk...<br />

G.Saray'a dönelim... Astana<br />

karşısında hiç tanımadığımız bir<br />

Cimbom vardı...<br />

Avrupa’da tel tel dökülüyoruz.<br />

Sadece G.Saray değil, tüm<br />

takımlarımız. Çünkü hâlâ<br />

‘havalarda’ geziyoruz.<br />

Takımlarının Atletico Madrid’i<br />

rahat yenebileceğini düşünen<br />

G.Saray medyası var misal.<br />

Atletico’yu kim rahat yenmiş ki<br />

sen yeneceksin? Tam tersine hiç<br />

saygı duymuyoruz. Avrupa’yı<br />

takip etmiyoruz. Atletico’ya<br />

da Astana’ya da Molde’ye de<br />

Celtic’e de saygı duymuyor,<br />

analiz etmiyor, “Biz şuyuz.. Biz<br />

buyuz..” deyip kendimizi gaza<br />

getirip acı gerçeklere çarpıyoruz.<br />

Dünyada artık her takım şu 2 şeyi<br />

yapıyor: 1- Top rakipteyken rakip<br />

oyuncuları hiç boş bırakmıyor.<br />

2- Topu aldıklarında bir plan<br />

doğrultusunda bir<br />

şeyler yapmaya<br />

çalışıyor...<br />

İyi yapan bizi<br />

rahat yeniyor.<br />

Astana-Celtic gibi<br />

daha zayıf kadrolar<br />

yapabildikleri kadar<br />

yapıyor ve yine puan<br />

alıyor. Artık gerçekleri<br />

kabul edelim. Açın<br />

Astana maçını,<br />

Sporting Lizbon-<br />

Beşiktaş maçını,<br />

Fener-Molde maçını<br />

bir daha izleyin. Hiç<br />

boş bırakılan bir<br />

tane oyuncumuz<br />

var mı? Topu aldıklarında bir<br />

tane planları var ve rahat rahat<br />

o planları uygulayabilmişler mi?<br />

Boş, kof böbürlenmeyi bırakmaz,<br />

kendimizi küçümsemeden ama<br />

rakibe saygı duyup oyunda tam<br />

konsantrasyon sağlamadan hiçbir<br />

Avrupa başarısı gelmez. Genel<br />

bir bakış oldu ama G.Saray’da da<br />

durum bu.<br />

F.Bahçeli<br />

Kjaer<br />

büyük<br />

takım<br />

oyuncusu<br />

değil gibi<br />

duruyor.


SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

SPOR / SPORT 21<br />

burada, polisle işin olsa çözerler,<br />

askerlikle işin olsa çözerler, niye<br />

gitsin Avrupa’ya? Ama şimdi<br />

gidecekler. 14 yabancı kuralı ile<br />

deniz bitti. O paralar kalmayacak.<br />

Tıpış tıpış gidecekler.<br />

n Derbiler dışında statlar neden<br />

dolmuyor Türkiye’de?<br />

Bence birinci sebebi genel<br />

mutsuzluk hali. 2’nci sebebi kötü<br />

futbol. 3’üncü sebebi Passolig.<br />

4’üncü sebebi özellikle büyük<br />

şehirlerde artık haftasonu<br />

yapılacak çok fazla aktivite imkânı<br />

olması. Futbol dünyası gösteri<br />

sanatlarının; çocuk eğlence<br />

parklarının; aile ile gidilebilecek<br />

kaliteli alanlardaki eğlencelerin<br />

de kendi rakibi olduğunu<br />

anlayamadı.<br />

n Aya damgasını vuran<br />

olay, Kasımpaşa-Rize<br />

maçı sonrası hakemin<br />

TV ekranları önünde<br />

günah çıkarması ve sonra<br />

bırakmasıydı. Bu olay sportif<br />

olarak yeni bir başlangıç olur<br />

mu?<br />

Olmaz. Deniz Çoban’ı<br />

tebrik ederim. Erdemli bir<br />

davranış gösterdi. Benim<br />

tezim belli: Bugünkü<br />

hakemlerin tümünü,<br />

belki Cüneyt Çakır hariç,<br />

tümünü elimine etmek ve<br />

2 yıllığına yabancı hakem<br />

getirmek. 2 yıl boyunca<br />

da yepyeni hakemler yetiştirmek.<br />

Başka çare yok.<br />

n İlk ayki röportajımızda hakem<br />

transferlerinden bahsediyordunuz.<br />

Sonraki dönemde Habertürk TV’de<br />

de buna dikkat çektiniz... Sizce bu ne<br />

zaman başlar, başlamalı?<br />

En geç 5 yıla dünyada<br />

başlayacak.<br />

kriz için ne dersiniz? Taraftarın<br />

Ertuğrul Sağlam’ı ağlatması...<br />

Hocanın taraftara vefayı<br />

hatırlatması... Teksas’ın sert cevabı...<br />

Ne diyeyim? Taraftar gruplarına<br />

hep mesafeli oldum. Bu gruplar<br />

meslek halini aldı. Taraftar grubu<br />

varsa, ben yokum. Bursa’da en<br />

pahalı tribünde ya da Teksas’a ait<br />

olmayan tribünlerde de Ertuğrul<br />

Hoca’ya tepki varsa, o zaman<br />

başka.. Yok.. O zaman bende hep<br />

bir şüphe var. Teksas ya da başka<br />

bir grup beni niye öptü diye.<br />

n Türkiye medyası gurbetçi<br />

futbolcuları özümsemekte yeterli<br />

mi? Örneğin Oğuz Han Aynaoğlu...<br />

<strong>Kuzey</strong>’e verdiği röportajda Şenol<br />

Güneş’in Bursa’da<br />

kendisini denemeden<br />

gönderdiğini söyledi.<br />

Şampiyonlar Ligi’nden<br />

taa Karabükspor’a gitti.<br />

Neden Avrupa’da daha<br />

başarılı olan gurbetçi<br />

futbolcular Türkiye’de<br />

başarı sağlayamıyor?<br />

Bahsettiğiniz<br />

futbolcuyu<br />

tanımıyorum. Şenol<br />

Güneş’i tanıyorum.<br />

Bu konuda Şenol<br />

Hoca ne der<br />

bilemiyorum. Kişisel<br />

olarak bu soruya yanıt<br />

veremem. Gurbetçi<br />

futbolcular daha<br />

ne kadar özümsenecek ki? Milli<br />

takımın yarısı gurbetçi. Gurbetçi,<br />

Anadolulu diye bir şey yok. İyi<br />

futbolcu var, kötü futbolcu var.<br />

n Peki tersten bir soru gelsin...<br />

Türkiye’de yetişen bir futbolcu<br />

Avrupa’ya çıkamıyor?<br />

Para burada, şöhret burada,<br />

gece hayatı, gündüz hayatı<br />

n Hamza Hoca? Mayıslar<br />

G.Saray’ın olur mu?<br />

Vallahi ben şunu gördüm<br />

bunca yıllık tecrübemde. G.Saray<br />

nisan sonu, mayıs başı liderse,<br />

G.Saray şampiyon olur. Nisan<br />

sonu, mayıs başı G.Saray az<br />

farkla 2’nci ise yine G.Saray<br />

şampiyon olabilir. G.Saray’ın<br />

şampiyonluktan koptuğunu<br />

söylemek için ya nisan başı<br />

uzaklaşmanız lazım ya da G.Saray<br />

2’nci ise, liderin puan farkını<br />

en az 5-6 puanda tutması lazım.<br />

Hamza Hoca diyorsunuz. Bu<br />

röportaj yapıldığında G.Saray’ın<br />

da Fener’in de Avrupa’da 1 puanı<br />

vardı. G.Saray’ın ligde 14 puanı<br />

vardı. Hadi siz okuduğunuzda<br />

Fener’in ve Beşiktaş’ın 16 puanı<br />

olsun. Konya-Trabzon-Başakşehir<br />

gibi 3 zor deplasmandan 9 puan<br />

alınmış. Elini vicdanınıza koyup<br />

sorun. İlk hafta Sivas’ta, 2’nci<br />

hafta Osmanlı maçında Muslera<br />

2 krtitik hata yapmasa, bugün<br />

G.Saray en az 17 puanda olurdu.<br />

O zaman siz ne derdiniz?<br />

Muslera iki<br />

kritik hata<br />

yapmasa<br />

G.Saray'ın<br />

en az 17<br />

puanı<br />

vardı<br />

n Beşiktaş’a dönersek... İyi<br />

başladılar... F.Bahçe derbisini<br />

de aldılar... Ufukta kupa<br />

görüyor musunuz?<br />

2 soru öncesinin<br />

cevabını<br />

hatırlatayım.<br />

Böbürlenmeye<br />

girdin mi<br />

kaybedersin.<br />

Özgüven iyidir<br />

ve gereklidir,<br />

böbürlenme<br />

oldu mu bittin.<br />

Ufukta kupa için<br />

çoooook erken..<br />

n Bursaspor’daki<br />

Düşünsene<br />

Konya'da<br />

samba<br />

yapıyor!<br />

n Türkiye'ye neden bir Avrupa<br />

ya da Dünya Futbol Şampiyonası<br />

verilmiyor?<br />

Sen olsan verir misin? Nerede<br />

maç yaptıracaksın? İstanbul-Ankara-<br />

İzmir-Antalya... Biraz Bursa? Konya-<br />

Kayseri diye direttiğin müddetçe<br />

olmaz. Danimarka’daki genç<br />

Konyalılar memlekete gittiklerinde<br />

yapacak bir şey bulabiliyorlar mı?<br />

Sosyal hayatın zayıf olduğu kentlerde<br />

güzel stadyumlar olması yetmez.<br />

Danimarkalı geldi, Kayseri’de nerede<br />

eğlenecek? Nerede içecek? Nerede<br />

sokaklarda bağırıp tezahürat yapacak?<br />

Adam kalkıp memleketinden gelip<br />

bir tek maç seyretmeyecek ki, biraz<br />

da o şehirde yaşayacak. Şehirlerin<br />

sosyal yapısı böyle ise oralara yabancı<br />

taraftar getiremezsin. Sen hayal<br />

edebiliyor musun Brezilyalı kadın<br />

taraftarın Konya’da samba yaptığını?<br />

Hatta Bursa’da? Haa İstanbul’da<br />

samba yapar da orada da trafikten<br />

maça yetişemez. Ankara’da otobüs<br />

durağındayken ölmeyeceğinin<br />

garantisi var mı? İzmir’de de stat yok.<br />

Dolayısıyla niye versinler kardeşim?<br />

n Şimdi size 10<br />

kelime veya isim<br />

söyleyeceğim. Size<br />

neyi hatırlatıyorsa,<br />

lütfen kısaca<br />

cevaplar mısınız?<br />

ŞÜKRÜ SARACOĞLU:<br />

Stat. Dönemin<br />

başbakanı..<br />

SABRI SARIOĞLU:<br />

Reis..<br />

MAÇ ÖNCESI SEKS:<br />

1 gün önce bir şey olmaz,<br />

sonrasında daha riskli.<br />

ŞENER:<br />

Şen.<br />

t t<br />

t t<br />

t<br />

STATTA BIRA:<br />

Olmazsa Avrupa<br />

şampiyonası alamazsın.<br />

DANIMARKA:<br />

Laudrup kardeşler.<br />

t t<br />

GÖKHAN TÖRE:<br />

Biraz daha skorer olursa<br />

dünya çapında.<br />

ALEX:<br />

Kimse bir Alex değil.<br />

PASCAL NOUMA:<br />

Disko..<br />

LAUDRUP:<br />

Michael.<br />

t t t


22 SPOR / SPORT<br />

Irfan<br />

KURTULMUS<br />

irfankurtulmus@kuzey.dk<br />

Türk futbolunun<br />

hastalığı..<br />

Türk futbolunda gerek milli takımlar gerekse<br />

kulüpler bazında yıllardır giderilemeyen rakibi<br />

küçümseme hastalığı var.<br />

Maalesef bu hastalıktan, 21’inci yüzyılda da<br />

hala kurtulamadık.<br />

En canlı örneği ilk önce Türk Milli Takımı’ndan<br />

verelim...<br />

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemelerinde,<br />

Konya’da kendi sahamızda muhakkak<br />

yenmemiz gereken Letonya gibi minik futbol<br />

ülkesine karşı oynadığımız karşılaşmaya “rakibi<br />

küçümsediğimiz ve garanti yeneriz” olgusuyla<br />

çıktığımız için 1-1 berabere kaldık.<br />

Letonya’ya moral ve motivasyon depoladık.<br />

Ama, 3 gün sonra Hollanda gibi bir futbol<br />

devini çok kötü zamanında yakaladığımız için 3-0<br />

net skorla yenerek herkesi şaşırttık.<br />

Kulüp bazında en canlı örnek ise<br />

Fenerbahçe’nin kendi sahası ve taraftarı önünde<br />

Norveç’in en kuzey ucuna yakın ülkenin orta halli<br />

takımlarından Molde’ye 3-1 gibi şok bir skorla<br />

yenilmesi.<br />

Şimdi önce medyamızdan başlayalım...<br />

<strong>Kuzey</strong> ülkelerin futbolunun bize ters geldiğini<br />

birçok medya bildiği halde sırf F.Bahçe’yi şişirmek<br />

için, ‘Fener’in değeri gruptaki Ajax, Celtic ve<br />

Molde’den daha yüksek’ yayınlarını günlerce<br />

yaptılar. Bu rakipleri taraftarın gözünde küçük<br />

düşürme ve zayıf gösterme sonunda, milyon<br />

Euro’luk ayaklar Molde’den 3 tokat yeyince<br />

herkes şok yaşadı.<br />

Şunu rahatlıklar söyleyebilirim, Molde gibi<br />

bir takım deplasmanda F.Bahçe çapında bir<br />

futbol devini hiç hesap etmediği ve ummadığı<br />

bir skorla yendiği zaman muhteşem bir moral<br />

motivasyonuna giriyor ve grupta can sıkan bir<br />

takım haline geliveriyor.<br />

F.Bahçe, Molde ile 10 defa karşılaşsa<br />

10’unu da kazanacak güçte.<br />

Bizler Akdeniz ve Güney ülkeleri insanları<br />

çabuk dolduruşa gelen, rakibi ciddiye almama<br />

gibi duygusal bulguları yüksek toplumlarız.<br />

Avrupalı futbolcu ise duygusallıktan ziyade<br />

amatör ruhla ama profesyonelce yapıyor.<br />

Spor medyamız acaba, Ajax ve Celtic’in<br />

tarihini iyi analiz etti mi?<br />

Tekrar milli takıma dönersek, Hollanda’nın<br />

geçen ay sahasında İzlanda’ya 1-0, ardından<br />

deplasmanda Türkiye’ye 3-0 yenilmesi bize<br />

grupta 3’lük için büyük bir avantaj sağladı.<br />

Şimdi önümüzde, önce zorlu bir Çek Cumhuriyeti<br />

deplasman maçı ardından yine Konya’da<br />

sahamızda 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na<br />

tarihinde ilk kez katılmayı garantilemiş rahat bir<br />

İzlanda karşılaşmaları var.<br />

İzlanda bize ters gelen bir rakip. Bu karşılaşmada,<br />

rakibini zayıf bir minik futbol ülkesi ve<br />

hafife alma olgusundan arınmış bir Milli Takım<br />

çıkıp çıkmadığı karşılaşma sonunda belli olacak.<br />

Türkiye’nin 2016 hayallerinin devam etmesi<br />

için, 10 <strong>Ekim</strong>’de Çek Cumhuriyeti ve 13 <strong>Ekim</strong>’de<br />

İzlanda karşılaşmalarından galip ayrılarak grupta<br />

bulunduğumuz 3’üncü sırada kalmaktan geçiyor.<br />

Kaldı ki burada yazdıklarımız hasbelkader 3’üncü<br />

sıraya yerleşirsek, ardından karşılaşacağımız<br />

play off rakibi için geçerli de olmayacak. Zira o<br />

rakip, küçümsemeye bile fırsatımız olmayacak<br />

bir rakip olacak.<br />

Yani, kendi kaderimizi kendimiz belirleyecek,<br />

kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.<br />

Bol şanslar...<br />

n Hikayene<br />

Danimarka'dan başlayalım...<br />

Danimarka'da büyüdüm.<br />

Glostrup'da. Aslında doğduğum<br />

yer orası değil. 1 yaşındayken<br />

oraya taşındık. Futbola da orada<br />

2-3 yaşlarında başladım. Herkesi<br />

babası getirirdi, önümüze topları<br />

koyarlardı, koştururduk.<br />

n Geçtiğimiz sezon başında<br />

Bursaspor'a transfer oldun. Sonra<br />

Adana Demirspor'a kiralandın,<br />

bu sene de Karabükspor'dasın.<br />

Danimarka ile Türkiye'deki<br />

altyapı sistemini kıyaslayabilir<br />

misin?<br />

Çok detaylı bilgim yok<br />

açıkçası. Ama benim<br />

gördüğüm kadarıyla<br />

Türkiye'de biraz daha zor.<br />

n Neler daha zor?<br />

Danimarka'da şöyle bir şey<br />

var. Sen altyapıda oynuyorsan,<br />

evine yakın bir yerde oynarsın.<br />

Ulaşım maliyeti ve evinde kalabilme<br />

açısından Danimarka<br />

avantajlı. Türkiye'de ise<br />

altyapıdaki oyuncular çok<br />

zorluk çekiyorlar. Ana<br />

babadan uzaklar, kalacak<br />

yerlerin konforu da iyi<br />

olamayabiliyor bazen.<br />

n Altyapılardaki eğitim<br />

sistemi hakkında ne dersin?<br />

Bence sadece<br />

Danimarka'da değil,<br />

tüm Avrupa’da altyapı<br />

daha iyidir. Ama<br />

Türkiye'de de altyapı<br />

önemsenmiyor diyemem. Fakat<br />

Türkiye'de hep A takım ön planda.<br />

Yetiştirmekten ziyade yarıştırmacılık<br />

önemseniyor. Hep A takım, hep A<br />

takım. Danimarka'da ise altyapıyı<br />

çok önemsiyorlar. Daha iyi para<br />

kazanıyorlar mesela. Türkiye'de<br />

altyapıda para kazanılmıyor.<br />

İSTERDİM Kİ, ŞENOL<br />

GÜNEŞ BENİ BİR GÖRSÜN<br />

n Nasıl geçti geçen sezon?<br />

Bursa'da 6 ay kaldım. Hoca yeni<br />

gelmişti. Ben de zaten yeniydim,<br />

kimse tanımıyor. Sonra kiralama<br />

olayı çıktı.<br />

n Şenol Güneş kiralanmanı istedi<br />

değil mi?<br />

Aynen öyle. Tanımadığı için ‘Bu<br />

çocuğu kiralık verelim’ dedi. Ben istedim<br />

ki bir görsün. Ama fırsat olmadı.<br />

n Hâlbuki<br />

Şenol Hoca genç<br />

oyuncuların<br />

üzerine ayrıca düşer.<br />

Doğru. Daha sonra<br />

şans eseri Bursaspor<br />

ile aynı kamp yerine<br />

gittik. Bana orada çok iyi davrandı.<br />

Daha sonra da beni izlemeye devam<br />

etmiş. Hatta “Göndermeyebilirdik”<br />

dediğini de ilettiler bana.<br />

n Hangi mevkide oynuyorsun?<br />

En çok sol açık oynuyorum.<br />

Forvet arkası da oynayabiliyorum.<br />

Zaman zaman sağ açıkta da<br />

oynuyorum.<br />

<strong>Ekim</strong> / OKTOBER <strong>2015</strong><br />

O, DANIMARKALI TÜRKIYELILER’IN GURURU... OĞUZ HAN AYNAOĞLU... 23 YAŞINDAKI GENÇ<br />

FUTBOLCU, NORDSJÆLLAND’DAN KARABÜKSPOR’A OLAN MACERASINI KUZEY’E ANLATTI:<br />

‘PTT 1. Lig’de<br />

Danimarka’dan<br />

Mert EZİCİ<br />

mertezici@kuzey.dk<br />

'DANİMARKA'DA<br />

ARTIK BEN ÇOK<br />

ZOR YAŞARIM'<br />

çok kazanıyorum’<br />

En büyük<br />

hayalim<br />

A Milli<br />

Takımı'nda<br />

oynamak<br />

Futbol<br />

oynamasam<br />

bile<br />

Türkiye'de<br />

yaşarım.<br />

Bursaspor<br />

günleri...<br />

Ozan Tufan’la<br />

antremanda...<br />

n Bu sezon Karabük'te şans<br />

bulabiliyor musun?<br />

Ben Karabük'e geç katıldım.<br />

Takıma alışmam lazım. Benim<br />

onları, onların beni tanıması<br />

lazım. Ama çok şükür hoca da<br />

tutuyor. Zaten hoca istedi benim<br />

transferimi.<br />

n Futbolcu olarak en beğendiğin<br />

özelliğin nedir?<br />

Topla hızlı kat edebiliyorum.<br />

Bire bir yakalarsam giderim. Adam<br />

eksiltme özelliğim var.<br />

n Geliştirmen gereken yönün?<br />

Sol ayağım olabilir. Bir de kafa<br />

vuruşlarımı geliştirmem gerekiyor.<br />

n Peki, Bursa'ya transfer sürecini<br />

anlatır mısın?<br />

Ben Nordsjælland'da<br />

oynuyordum. Bir ara hoca beni üst<br />

üste birkaç maç oynattı. Ben de iyi<br />

oynuyordum. Sonra Şampiyonlar<br />

Ligi'nde forma giydim. Tabii o<br />

zaman 'Kimdir bu?' diye merak<br />

ettiler. Sonraki maçlarda<br />

beni izlemek için scoutlar<br />

geldi. İçerde oynadığımız<br />

benim de çok iyi oynayıp<br />

bir de gol attığım maça<br />

denk geldi. Bu işler biraz<br />

da şans, kısmet. Transferim<br />

çok ani oldu. İzleyen<br />

ekiplerden biri de Daum'un<br />

scout ekibiymiş. Hoca'ya<br />

anlatmışlar 'Böyle bir oyuncu<br />

var, ne dersin?' diye. Daum<br />

Hoca da kayıtları izlemiş ve<br />

almaya karar vermiş. Beni<br />

o sırada sürekli menajerler<br />

arıyordu ama açıkçası pek ciddiye<br />

almıyordum. Bursa'yı duyunca,<br />

dedim ki 'Bursa büyük takım. Bursa<br />

ne yapsın?' gibisinden düşündüm.<br />

Yine de 'Babamı arayın' dedim. Ben<br />

arkadaşlarla dışardaydım, babam<br />

aradı. 'Gel konuşalım oğlum' dedi.<br />

Vardım eve. Babam bana tekliflerin<br />

ciddi olduğunu söyledi.


SPOR / SPORT 23<br />

SAYI / UDGAVE: 2 KUZEY<br />

‘Ağabeyimle çok farklı<br />

ilişkimiz var’<br />

n Biraz ailenin öyküsünü<br />

dinleyelim. Kaçıncı kuşaksın sen<br />

Danimarka'da?<br />

Dedem göç etmiş ilk olarak.<br />

Daha sonra babamı yanına<br />

getirmiş. Babam Danimarka<br />

doğumlu değil, Denizli Sarayköy'de<br />

doğmuş. Biz geleli 40-45<br />

sene olmuştur. Babam Danimarka'da<br />

yaşarken Türkiye'ye<br />

gelip gidiyormuş. Bu gelişlerden<br />

birinde annemle tanışmış.<br />

Sonra annemi getirmiş. O dönem<br />

bir takım sıkıntılar olmuş<br />

ama sonra Danimarka'da bir<br />

hayat kurmuşlar. Çok zor günlerden<br />

geçmişler. Çok çalıştılar,<br />

hep ekstra çalıştılar, onların<br />

emeğini hakkını abimle ben<br />

ne yapsak ödeyemeyiz. Annem<br />

büyük bir hastalık geçirdi, sonra<br />

babam büyük bir kaza yaptı,<br />

ondan iki sene sonra ağabeyim<br />

büyük bir kaza geçirdi. Ama<br />

n Ağabeyin halen profesyonel<br />

futbol oynuyor mu?<br />

Hayır. Dediğim gibi 3-4 sene<br />

evvel Türkiye'de büyük bir kaza<br />

geçirdi ve futbolu bırakmak<br />

zorunda kaldı. Çok şükür şu<br />

anda iyi. Şu an hep beni destekliyor.<br />

Benim iyi olmam için her<br />

şeyi yapıyor. Glostrup’da yaşıyor.<br />

Oturduğumuz daire aynı. Hiçbir<br />

zaman değiştirmedik. Hiçbir zaman<br />

da değiştirmek istemiyorum.<br />

Orada benim arkadaşlarım var,<br />

onlar da benim için çok önemli.<br />

Ben arkadaşları çok seviyorum.<br />

Hem iyi günde hem kötü günde<br />

arkamda oldular. Sosyal medyada<br />

ortak gruplarımız var, onlarla<br />

her konuda haberleşiyorum. Hiç<br />

kopmadık. Arkadaşlarım arasında<br />

özel bir arkadaşım var, adı Kerim.<br />

Beni çok sever, nereye gitsem ona<br />

formamı gönderiyorum. O da<br />

formayı çıkarmaz, hep o formayla<br />

gezer. Benim için özel birisi.<br />

zor günleri birbirimize<br />

tutunarak aştık.<br />

n Kaç kardeşsiniz?<br />

İki kardeşiz. Bir<br />

ağabeyim var 91'li.<br />

Ben de 92'liyim. O<br />

da futbol oynuyordu,<br />

o hep benden<br />

daha iyiydi. Birbirimizle<br />

yarışıyorduk.<br />

Ben ondan<br />

iyi, o benden iyi<br />

olmak istiyordu.<br />

Rekabet vardı<br />

ama birbirimize<br />

aşırı derecede<br />

düşkünüz. Şimdi<br />

mesela ağabeyim<br />

Danimarka'da yaşıyor,<br />

ben burada. Ama her<br />

gün telefonla konuşuyoruz.<br />

Bunu özellikle<br />

yazabilirsiniz ağabeyimle çok<br />

farklı bir ilişkimiz var.<br />

‘Kerim’e nereye gitsem<br />

formamı gönderirim’<br />

Danimarka’da<br />

istediğin gibi<br />

hareket edemezsin<br />

n Kültürel olarak, insan ilişkileri olarak, toplumsal olarak Danimarka<br />

ile Türkiye’yi karşılaştırabilir misin? Gözlemlerin neler?<br />

İlk geldiğimde açıkçası zorluk yaşadım, çünkü Türkiye’yi hiç bilmiyordum.<br />

Ama şu an sorsan ‘Nerede yaşamak istersin?’ diye, kesinlikle Türkiye’yi<br />

isterim. Futbol oynamasam bile Türkiye’de yaşamak isterim. Danimarka’da<br />

artık ben çok zor yaşarım.<br />

n Sebebi ne? Neler cazip geldi?<br />

Buradaki insanlar çok sıcak. Ayrıca ben kendimi Türk olarak görüyorum. Buradaki<br />

oyuncular Avrupa’ya çok gitmek istiyorlar. Ne var ki farklı Avrupa’da? Türkiye’de<br />

her şey var. Ne istersen var. Sen mesela gezip tozmayı mı seviyorsun? O<br />

da var. Sen camiye mi gitmek istiyorsun? O da var. Sen nasıl yaşamak istiyorsan<br />

öyle yaşarsın burada. Danimarka’da istediğin gibi hareket edemiyorsun.<br />

n Ne gibi kısıtlamalar var?<br />

Türkiye’de tek başıma çıkıp gezmeyi seviyorum. Ben mesela camiyi de<br />

çok seviyorum. Camiye gitmeyi namaz kılmayı seviyorum. Danimarka’da<br />

mesela namaz kılmak istiyorsun, cami yok. Türkiye’de mesela sağına<br />

soluna bakıyorsun, hemen cami görüyorsun, girip namazını<br />

kılıyorsun. Bu benim için çok önemli. Türkiye’ye geldikten<br />

sonra benim yaşamım değişti. Biraz daha sakin,<br />

futboluma odaklı yaşamaya başladım. Bende gece<br />

hayatı ve içki zaten<br />

hiç yoktur.<br />

Yine<br />

Bursasporlu<br />

günlerden...<br />

Ailesiyle...<br />

Engelli<br />

hayranı<br />

ile...<br />

‘Adana sauna gibiydi nefes alamıyordum’<br />

n Biraz Adana Demirspor günlerini anlatır<br />

mısın?<br />

Adana günleri benim için çok çok değerli.<br />

Çok güzel bir senem geçti. Ben ilk Adana'ya<br />

transfer olduğumda kendime diyordum, 'Ya<br />

Oğuz Han sen nereye gidiyorsun ya, sen napıyorsun<br />

ya!' diye... Yani Adana ile ilgili hiçbir<br />

şey bilmiyordum. Önce kampa katıldım, iki ay<br />

Adana'da oynadım ama daha Adana'yı görmemiştim.<br />

Takımdaki arkadaşlar hep Adana'yı<br />

anlatıyordu. Adana çok güzeldir diye. Ben artık<br />

Adana'ya gitmek istiyordum. Sonra Ağustos<br />

ayında bir gece 3'te şehre vardık, ben otobüsten<br />

indim. Dedim ya ben nereye geldim. Sauna<br />

gibiydi ya dışarısı! İnanılmaz sıcaktı. Ben böyle<br />

dışarda hava arıyordum, nefes alamıyordum<br />

doğru düzgün.<br />

n Türkiye'de ve Danimarka'da futbolcuların<br />

aldıkları parayı karşılaştırdığında ne görüyorsun?<br />

Danimarka ile Türkiye arasında hatta PTT<br />

1. Lig ile Danimarka Süper lig arasında dağlar<br />

kadar fark var. Böyle bir şey olamaz yani.<br />

Türkiye'de çok daha fazla para kazanıyorsun.<br />

İnanılmaz paralar dönüyor. PTT 1. Lig'de dahi<br />

kadroda ol, çok iyi paralar kazanırsın.<br />

n Nordsjælland'da Şampiyonlar Ligi'nde maça<br />

4<br />

TÜRKIYE LIGINDE EN<br />

BEĞENDIĞIN YERLI<br />

OYUNCU KIM?<br />

Bursa'da Volkan Abi vardı.<br />

Şimdi Fenerbahçe'de. Volkan<br />

Şen. Ben onu inanılmaz çok<br />

beğeniyorum. Onu bıraksalar,<br />

tek başına neler yapar. Ben<br />

idmanlarda kendi gözlerimle<br />

gördüm neler yaptığını. Onu<br />

izleyerek çok şey öğrendim.<br />

Bazen Fenerbahçe'nin maçlarını<br />

izliyorum, yedek görünce,<br />

bu adam nasıl oynamaz diye<br />

düşünüyorum. Benim gözümde<br />

1 numara. Oynaması lazım.<br />

4<br />

F.BAHÇE'NIN<br />

DANIMARKALI STOPERI<br />

KJAER HAKKINDA NE<br />

DÜŞÜNÜYORSUN?<br />

Bence buraya gelmeden<br />

evvel bu kadarını beklemiyordur.<br />

Ve ben buraya niye daha erken<br />

gelmedim diye düşünüyordur.<br />

Gerçekten Türkiye'de oynamak<br />

çok farklı Hele de büyük<br />

takımlarda oynamak. Türk<br />

futbolunu taraftarın ilgisi özel<br />

yapıyor.<br />

4<br />

FUTBOLA DAIR EN<br />

BÜYÜK HAYALIN NEDIR?<br />

A Milli takımda oynamak.<br />

Ağabeyiyle<br />

İstanbul<br />

hatırası...<br />

çıktığın o güne göre bugün PTT'de daha fazla mı<br />

kazanıyorsun.<br />

Kesinlikle kat kat daha fazla. Ama sonuçta<br />

benim için para önemli değil yani ben yeter<br />

ki oynayayım. Ama geleceğimi de düşünmem<br />

lazım. Çünkü biz futbolcular 35'de bırakırız<br />

futbolu.<br />

Adana'ya döneyim tekrar. Ben en son Adana<br />

Demirspor'dan ağlayarak ayrıldım. Ciddi söylüyorum<br />

Adana benim için çok farklı bir yerde.<br />

n Adana Demirspor'un neyi hoşuna gitti? Farklı<br />

kılan ne?<br />

Her şey. Taraftardan başlayayım mesela. İnanılmaz.<br />

Ben hayatımda böyle bir taraftar görmedim.<br />

O kadar seviyorlar ki oyuncuları. Her<br />

maça geliyorlar, 90 dakika bağırıyorlar, maçtan<br />

sonra çağırıyorlar. Kendini tam bir futbolcu gibi<br />

hissediyorsun. Şehirde gezerken tanınıyorsun,<br />

insanlar fotoğraf çektirmek istiyor.<br />

n Özlüyor musun Karabük'te Adana kebabını?<br />

Özlüyorum abi ya çok özlüyorum. Adana'nın<br />

her şeyini özlüyorum abi. Bazen oturup ağlayasım<br />

geliyor. Çok isterim yine Adana'da oynamayı.<br />

Taraftar en içten seviyor. Orada oynamak<br />

herkese nasip olmaz. Gitmek istemez kimse<br />

oradan. Gitsen bile gidemiyorsun, özlüyorsun.


Müveddet Güler yazdı<br />

3KRON<br />

SONBAHARIN<br />

RENKLERI<br />

YEŞIL, KAHVE, KIRMIZI,<br />

HARDAL, TURUNCU, MAVI<br />

Merhaba.<br />

8 yaşımdayken<br />

annemin yurtdışından<br />

getirdiği<br />

moda dergilerinin<br />

büyüsüne kapılıp, 'Anne,<br />

ben büyüyünce modacı olacağım'<br />

demiştim. 'O zaman hadi gel<br />

Barbie bebeklerine elbise dikelim'<br />

deyip beni cesaretlendiren<br />

annem, modayla aramdaki aşkı<br />

başlatmış oldu. 2000 yılında Copenhagen<br />

Academy of Fashion<br />

& Design'dan mezun olup, kendi<br />

markamı kurup çeşitli tecrübeler<br />

edindim.<br />

Bu ilk yazımda <strong>2015</strong>-2016 Sonbahar/Kış<br />

modasında neler varmış<br />

bir bakalım.<br />

PANÇOLARDAN<br />

MUTLAKA BİR TANE<br />

BULUNDURUN<br />

Sonbaharın bu ilk<br />

günlerinde dolabımızın<br />

olmazsa olmazı<br />

pançolardan mutlaka<br />

bir tane bulundurun.<br />

Boğazlı kazakları sıfır<br />

kol elbiselerin içine<br />

giyip, spor, şık bir<br />

hava yakalayabilirsiniz.<br />

Triko elbiselerin<br />

üzerine kalın kemer<br />

takarsanız beliniz<br />

daha ince görünür.<br />

Ben her zaman insanın kendisine<br />

yakışanın moda olduğunu<br />

savunan biri olarak bu sezon<br />

işimizin daha kolay olduğunu<br />

düşünüyorum. 60'lı, 70'li, 80'li ve<br />

90'lı yılların modası bu yıl tüm<br />

koleksiyonlarda mevcut.<br />

Balıkçı yakalar, ekoseler, kadifeler,<br />

trikolar, kürkler (tabii<br />

ki imitasyon olanlardan), deri<br />

kıyafetler, şapkalar, pileli midi/<br />

maksi etekler, yüksek belli bol<br />

paça/ispanyol paça pantolonlar,<br />

etek pantolonlar, çizgili/çiçekli<br />

desenler, bohem tarzı danteller,<br />

abiyede pullu, brokar kumaşlar,<br />

sonbaharın renkleri yeşil, kahve,<br />

kırmızı, hardal, turuncu ve mavi<br />

tonlarıyla mağazalarda yerini aldı.<br />

ESKİLERLE YENİLERİ<br />

BİRLEŞTİRİN, HAVA ATIN<br />

Modası geçti diye eski kıyafetlerinizi kaldırmayın, yeni<br />

aldıklarınızla kombine edip farklı bir hava yaratın.<br />

Bir dahaki yazıda görüşmek üzere.<br />

Sevgiyle ve modayla kalın.<br />

KISA BOYLU<br />

HANIMLARA<br />

TAVSİYEM<br />

KALEM<br />

ETEK<br />

Bol paça pantolon<br />

ve maksi etekleri<br />

uzun boylu<br />

hanımlara tavsiye<br />

ediyorum. Kısa<br />

boylu hanımlar<br />

yüksek belli<br />

pantolon ve<br />

kalem etek tercih<br />

etmeli.<br />

Müveddet<br />

Güler<br />

artık her<br />

ay moda<br />

yazılarıyla<br />

<strong>Kuzey</strong>’de<br />

olacak.<br />

Güler ilk<br />

ay size<br />

sonbahar<br />

tüyoları<br />

veriyor<br />

BABET VE<br />

DÜZ BOTLARLA<br />

RAHATLIĞI YAKALAYIN<br />

Bohem tarzı dantelli bluzlerin üzerine<br />

kadife ceket giyip, babet ve düz botlarla<br />

günlük koşuşturmanın içinde hem şık<br />

hem de rahat olunabilir.<br />

1<br />

KELİME<br />

GAYRIMENKUL<br />

ARSA<br />

ELEMAN<br />

İlanlarınız için<br />

doğru adres<br />

KUZEY<br />

reklam@kuzey.dk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!