AYLIK YAŞAM, CEMİYET VE MAGAZİN DERGİSİ ARALIK 2019 / SAYI: 65
AYLIK YAŞAM, CEMİYET VE MAGAZİN DERGİSİ ARALIK 2019 / SAYI: 65 YAŞAR USLU, ALPER ALP, GÜLÜMSER MÜZİK
AYLIK YAŞAM, CEMİYET VE MAGAZİN DERGİSİ ARALIK 2019 / SAYI: 65
YAŞAR USLU, ALPER ALP, GÜLÜMSER MÜZİK
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İsmiyle marka olan ve sektördeki başarısını her daim yükselterek Türkiye’nin başarılı kadınları
arasında yer alan ünlü oyuncu ve marka danışmanı Müge Ulusoy ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Hem sektöre hem de hayata dair değerli anekdotlar içeren sohbetimiz için, sözü Müge Ulusoy’a
bırakıyorum. Keyifli okumalar diliyorum.
2019’un kapanışını bu güzel röportajla yapıyoruz. 2019’un kısa bir değerlendirmesini
yaparsak, sizin için nasıl bir seneydi?
Ülkece parlak bir yılı geride bıraktık diyemiyorum ama şahsım adına çalıştığım ve ürettiğim,
bol bol yurt içi-yurtdışı, gerek tatil gerek iş ile ilgili seyahatlerimin olduğu dopdolu bir yılı doyasıya
yaşadım diyebilirim. Diğer taraftan 2014’te aldığım bazı kararları 2019’da baya bir nihayetlendirdiğimi
düşünüyorum. Artık her yerde duymaya alıştığımız “Hayatınızdaki gereksiz eşya, insan ve konu her
ne ise hayatınızdan çıkarın” sözü vardır ya, ben 2014’te başlamıştım bu temizliğe. Bunu kötümser ya
da olumsuz anlamda söylemiyorum, temizlik derken her şeyin fazlasından kurtulma, ağırlığı altında
ezildiğimiz yüklerimizi hafifletme yani bir nevi arınma olarak bakıyorum meseleye. Hayatın aslında
dengede olduğu zaman verdiği hazdan bahsediyorum. 2020’yi de 2019’daki gibi karşılıyorum, tek fark
yılbaşı ağacı süslemiyorum bu yıl sonu. (Gülerek)
2020’den beklentileriniz nelerdir?
Yaşadığımız dünya ve ülkem için, hadi güzel bir hayal kuralım… 2020’de özellikle insanlık için
daha önce yapılan yanlışların son bulduğu, yapılamayan doğruların da yolunun açıldığı, kavgaların,
şikayetlerin bittiği, sadece gülümseyen, mutlu ve huzurlu yaşayan insanların iç içe, birbirleriyle
kenetlenerek üreten, sevgi dolu, güzel niyetlerle güne uyandığımız, masal gibi bir yıl diliyorum.
Yaşadığımız dünyayı, gelecek çağlara yaşanılır halde bırakalım istiyorum. En çok da istediğim, iyi
insanların çoğalması… 2020’nin de bunun için açılan güzel bir kapı olduğunu düşlüyorum.
İş temponuzun yanı sıra sürekli araştırıyor, kültür sanatın nabzını tutuyor, aynı zamanda
kişisel gelişimi her daim önemsiyorsunuz. Öncelikle bu tempoyu nasıl sağlıyorsunuz?
Aslında bu tempoyu sağlayabildiğim müddetçe gücümü koruyabiliyorum. Eğer bunu
sağlayamazsam yaşamım sekteye uğrayacakmış gibi geliyor. Çünkü ben hiperaktif, enerjisi yüksek ve
zihni çok hızlı çalışan bir yapıya sahibim. Doğal olarak beklemeyi hiç sevmem, aynı anda birkaç işin
paralel ilerlemesinden büyük keyif alıyorum. Muhatap olduğum her konuyu araştırmam ve öğrenme
merakım sayesinde bahsettiğiniz tempomu hızlandırmış oluyorum sürekli.
Sürekli bir çalışma halindesiniz diyebiliriz…
Aynen öyle… Kendime, çevremdekilere –belki de hayata- faydalı olabilmek için ve üretmeyi
sevdiğim için kısacası var olmak için çalışıyorum. Bu tempoyu yavaşlatacak, tabiri caizse sürekli
dürteceğim karakterler bana çok zıt diyebilirim. Hayatımın akışındaki devinimi bozuyorlarmış
gibi hissediyorum çünkü. Her insanın hayatının bir sonu var, yüzyıllarca yaşamıyoruz değil
mi? (Gülerek)
Peki, insanlara ne önerirsiniz?
Bu sınırlı süreyi mesela sanatla, müzikle uğraşarak, kitap okuyarak, tiyatroya/ sinemaya
giderek, hoş sohbet ortamlarında bulunarak, belki birtakım workshop veya seminerlere
katılarak anlamlandırabilirler. Kendi içine dönüp kendilerini keşfedebilirler. Görecekler ki,
bundan çok büyük keyif alacaklar. Bana göre, bir insan doğduysa, mutlaka o insan özeldir
ve bence herkesin sahip olduğu pek çok özelliği vardır. Hazırcılığı bırakıp, hayatın içine
katılmalı, akışa bırakmalı, cesaretli olmalı ve yaşamdan haz almaya odaklanmalılar.
Hayatta pek çok farklı kaynaktan besleniyoruz. Hayatımıza aldığımız kişiler,
okuduğumuz kitaplar ve daha nicesi... Müge Ulusoy’un hayata bakışında
değişimler yaratan, “beni ben yapıyor” diyen kaynaklar neler oldu?
Hayattaki en büyük kaynağım insan ve yaşam. “Teşekkür etmek ve
şükretmek” çocukluğumdan beri en sevdiğim kelimelerdir. Çünkü bu
kelimelerin altında çok şey yatıyor bence. İnsan neden teşekkür eder? Mutlu
olduğu için, takdir edildiği için, yaptığı işin karşılığını gördüğü için ya
da hiçbir şey yapmasa da karşıdan bir şey, bir hediye vs. geldiği için…
Kelimenin derinine inersek birçok anlamı vardır teşekkürün, bu yüzden çok
severim. Hayatıma giren her insan, bazen acı verse de, mutluluk yaşatsa
da, yaşattığı duygu her ne ise, ben o duygularla güçleniyorum. Kendimi
hayatıma dokunan insanlar sayesinde keşfediyorum. Her biri farklı birer
ayna benim için... Onlardan duyduğum sözler, bakışlar, övgüler veya bana
kızdıkları her ne ise, işte her şey benim yaşam kaynağımı oluşturuyor.
129