AVDOGA DERGİSİ 201. SAYI
Sürdürülebilir bir avcılık için el ele...
Sürdürülebilir bir avcılık için el ele...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bir gün öncesinden hazırlığımı eksiksiz yaparak
malzemelerimi aracıma özenle yerleştirdikten sonra
yoğun mesaim başlamış, gece saat:02.00 sıralarında
mesaim biter bitmez teker dönmüştü. Av programımım
olduğu günlerde bu hep böyleydi, amacım şehrin
stresli yaşamından bir an önce kurtulmak, geçicide
olsa huzur bulmaktı. Ana yoldan orman yoluna
döndükten sonra ara sıra yola biranda çıkan tavşan
tilki gibi hayvanlar sayesinde uykum açılmıştı. Keyifli
bir yolculuktan sonra sabah gün ağarmaya yakın
av yerine ulaştım, hiç zaman kaybetmeden çadırımı
kurup yeni güne başlayan kuş sesleri eşliğinde keyifle
uykuya daldım. Öğle saatlerine yakın bir zamanda
uykumu almış bir şekilde uyandıktan sonra ateşimi
yaktım, soğuk günlerde ısınmak için yaktığım ateş
şimdi ise yemeğimi yapacaktı. Hazır çorba ve sucuk
ekmek, arkasından köz çayı değmeyin keyfime.
Yemekten sonra ortalığı toparladım, sönmeye
yakın olan köz üzerine biraz taze ot atarak çıkan
yoğun dumanın üzerine av elbiselerimi tutarak,
üzerimdeki faklı kokuları kamufle ettim, daha sonra
tüfeğimin emniyetini kontrol ederek doldurdum,
sırt çantamı alarak yola koyuldum. Sessiz adımlarla
avlanacağım bölgeye gelerek eşyalarımı uygun bir
yere bıraktıktan sonra, av zamanım yakın olmadığı
için çevremi incelemeye koyuldum. Eğer av zamanım
yakın olsaydı koku bırakma sebebiyle bunu
kesinlikle yapmazdım. Sessiz adımlarla yürüdüğüm
esnada beni gören meraklı bir sincap tiz çığlıklar
atarak beni taciz etmeye başladı, yavaşça durdum
sesin geldiği yere doğru hiç bakmadan, sabırla bekledim,
sinirli sincap sakinleştiğinde yürümeye devam
ettim. Av olmuş olmamış ikinci planda artık,
oyunu kuralına göre oynamayı çok seviyorum. Şunu
kesinlikle unutmamak lazım sakin bir bölgede av
yapıyorsanız yabani hayvanların nerede nasıl yattığını,
günün hangi saatlerinde ayaklandığını kestiremezsiniz,
bu yüzden çok dikkat etmek gerekir. Yürüyüş
esnasında dere yatağında gördüğüm genç bir
domuza ait kurumuş deri ve biraz ileride bulduğum
kızıl geyiğe ait ön kürek buralarda güçlü bir kurt sürüsünün
olduğuna işaretti.
Önümde bulunan seyrek çamlık içerişinde küçük
bir dere akıyordu, derenin birkaç yerinde domuzların
çamura yatarak küçük havuzcuklar oluşturduğu,
keyif yaptığı yerler mevcuttu, biraz ileride ise
kabukları sürtünmekten soyulmuş yarı çamurlu ve
akmalı çam ağaçlarını görünce keyiflendim, doğru
noktada olduğum apaçık belliydi. Yavaş adımlarla
ilerleyerek, bölgeyi iyi görebileceğim olası bir yer
değişikliği yaptığımda minimum ses yapacağım görüş
açısı iyi olan bek yerimi seçtim, büyük bir ağacın
altına hareketlerimi perdeleyecek şekilde birkaç dal
parçasıyla sıradan bir güme yaptım, ardından rüzgâr
yönünü rahat kontrol edebilmek için sarkmış
olan ağaç dalına 30cm civarı uzunluğunda ince bir
ip bağladıktan sonra, yaşlı çam ağacına yaslanarak
rahatça oturdum. Önümde sessiz akan bir dere, karşımdan
zaman zaman esen hafif bir rüzgâr, orman
içerisinden gelen kuş sesleri… İşte dünyaya kazık
çakmayı düşündüğüm en özel anlardan bir tanesi.
Bek avım başladı her şey yolunda, keyifle bekliyor
anın tadını çıkartıyorum. Benim için yaban
domuzu fantastik ve özel bir hayvandır, onun gücüne
ve mücadeleci yapısına her zaman saygı duymuşumdur,
avıma olabildiğince yakın olmak bana
48 avdoğa Şubat 49