AVDOGA DERGİSİ 201. SAYI
Sürdürülebilir bir avcılık için el ele...
Sürdürülebilir bir avcılık için el ele...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ile Celal Dayı anlaşarak patikaları tuttular. Bu sefer tavşan, Komiser
Necdet Beyin önünden geçti, o da iki sefer ateşledi amma, karavana…
Arazi aralıklı meşe ve küçük boy dikenli pırnar, yollar dar, uzun
açıklıklar yok. Çok kısa zamanda atış yapmak zorundasın. Tavşan hareketli,
uzun patika olmayınca, kısa dönüşler yapıyor ve usta avcıları
adeta madara ediyor. Ben ise tepeden tek namlunun içinden bakarak
ateş edip hayalen tavşanı vuruyorum.
Köpekler tavşanı üçüncü defa çevirecekler, ben de vuramadıkları
için seviniyorum. Çünkü benim yavru için çok iyi idman oluyor. Köpekler
önümüzden kaçan tavşanın ardından gittiler. Fakat oda ne?
Bizim köpeklerin arkasından iskele de bıraktığım arkadaşım Mehmet’in
köpeği de var. Şaşırdım ve akıl yürüterek, köpeğin iskeleye
gelen ikinci motora binip Kilitbahir köyüne çıktığını, bizim kokumuzu
takip ederek av merasındaki köpeklerin sesiyle ava iştirak ettiğini anlayıp,
zekasını ve av merakını takdir ettim.
Köpeklerin sesi tekrar bize doğru gelmeye başladı, avcılar yerlerinde
pür dikkat bekliyorlar. Bu sefer tavşanın vurulmasını diliyorum
amma Ya Nasip… Ben, bu düşünceler içindeyken önümden Asım Dayı’nın
tarafından birbiri ardına, aralıklı olarak iki tüfek sesi daha geldi
ve bu sefer tavşan’ın işi tamamdır dedim. Etrafa bakarken, birden
önüme çıkan tavşandan ürktüm, boş namluyu ona doğru çevirerek
hayalen ateş ettim, ama ben de vuramadım. Biraz sonra köpekler
yine sesli olarak, fakat daha yorgun bir şekilde yanımızdan hırsla geçip
gittiler. Bizde Asım Dayı’nın yanında toplandık.
Asım Dayı kendi kendine söyleniyor, Celal Dayı takıldı, usta ne
oldu, neden tavşan yuvarlanmadı ? Yahu, Celal Usta bu tavşan falan
değil . İn midir, cin midir? Bilemem, biz bu avı bırakalım. Köpekler çok
güzel kaçırıp, hemen bulup kovuyorlar. Ama bu kaçıncı tüfek atışımız,
tamam vuruldu dediğim yerden kalkıp geçiveriyor, çok şaşırdım, çok.
Avı bırakalım … diye söylenirken biraz ötelerden, bir tüfek sesi geldi.
Komiser Necdet Beyin “Yaralandı, vurdum.. vurdum…” sesleri
ardından, köpeklere İşte… işte.. diye seslenerek, yuvarlandığı yeri
gösterdiğini anladım. Köpeklerin sesleri ona doğru döndü. Bizler de
Köpeklerin seslerine doğru yürüdük, biraz sonra köpekler tavşanı
yakaladılar, en çok ben sevindim. Hemen koşarak tavşanı koca köpeklerin
önünden aldım, yavru köpeğime gösterdim. Tavşanın içini
boşaltarak, kafasını yüzerek taşla ezip, kulaklarını da kesip ayrı ayrı
köpeklere yedirdim. Fakat her tarafım pire oldu. CELAL Dayı; biz bu
tavşanı işte bu pirelerin yüzünden geç vurduk. Tavşan ikinci kaçışında
tilki inine girmiş, onu pireler sarmış ve kaçmış , yoksa hiçbir zaman
tavşanda bu kadar çok pire olmaz dedi.
Pireli tavşanı bir naylon poşet içine koyarak ,eve dönmeğe karar
verdik.
Nice kazasız, belasız, problemsiz avlar dileğiyle RAST GELE…
66 avdoğa
Şubat 67