calisma_kitapcigi

SEÇİM SONRASI YORUM - ANALİZ
Doğduk, büyüdük, yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz… Evet, bu söylemim aslında hayatın adeta
film şeridi gibi nasıl hızlı akıp gittiğini gösteriyor. 1299’dan başlayan devlet yönetim anlayışı, 1923
ile farklı bir boyu kazanmış ve bugünlere kadar sürmüş ve sürmeye de devam etmektedir.Türkiye
coğrafi ve fiziki koşulları ile adeta doğal kaynaklarının yanı sıra konumu itibariyle Dünya ülkeleri
arasında önemli bir yere sahip olmakla beraber, adeta hedef ülke haline de gelmiştir. Bunu parlamenter
sistem ile yöneten bir düzen vardır. 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi devrimlerinden
bir tanesi olan Cumhuriyet’in İlanı, milletin yönetilme şeklinin belirlemiştir. Bu yönetim şekli
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı ile Milli Egemenliğe dayalı rejim bugünün yönetim temelinin ilk
basamaklarıdır.
Cumhuriyet şeffaf, halkın seçme ve seçilme hakkının olduğu yasama-yürütme ve yargının bağımsız
karar aldığı bir düzen iken, bugün bu yönetim anlayışı tamamen yok edilmek ve adeta 1923 öncesine
geri gidilmek istenmektedir. Babadan oğula süren saltanat anlayışı, 2001 yılı sonrasında iktidar
görevini sürdüren AK Parti zihniyeti bugün kendi yönetim anlayışını savunmaya, Cumhuriyet
temel ilke ve devrimlerinden bağımsız, yasama, yürütme ve yargıda adeta kendi benimsediği kuralları
hayata geçirmeye çalışmaktadır. Milli İstikrar, Yeni Türkiye sloganları ile halkı günden güne
sinsi oyunlarına alet eden AK Parti’nin bu yönetim anlayışı fazla sürmedi. Halk yeni Türkiye’yi istiyor
ama, geçmişe dönmek ve geçmişle yüzleşmek istemiyor. Demokratik bir şekilde yönetilmek, işini,
aşını, evini geçindirmek için mücadele vermek istiyor.
Halk, “17 – 25 Aralık operasyonları, Bilal Erdoğan’ın gemicikleri, Bakara ayetiyle Makara diye dalga
geçenleri, 700 Bin TL’lik saatleri, Ayakkabı kutularındaki 4 milyon paranın, Alo babacığım sıfırlayayım
mı diyenlerin, “600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi”. Diye geleceğini
çalmak isteyen hanedanlık sefası sürmek isteyenlere dur dedi. Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet
Vakfı (TÜRGEV) adı altında kendi oğlu Bilal Erdoğan üzerinden ülkenin en önemli arazilerini
karşılıksız devredilmesini sağlayarak, saltanat sürdürmek isteyen Erdoğan’ın bu oyunu artık bozuldu.Bu
oyun 7 Haziran seçimlerinde Milli irade ile sandıklarına sahip çıkan milyonların kararı ile
bozuldu. Artık tek parti düzeni son buldu. Bu düzen din, dil, renk, mezhep ayrımı gözetmeksizin ülkesinin
geleceğini düşünen halkın kararıydı. Halkın kararının ardından sandıklarda tek parti değil,
çok partili yönetim çıktı.
65