18.09.2020 Views

AKTARMA SOZLUGU

Diğer Türk dillerinden Anadolu Türkçesi'ne

Diğer Türk dillerinden Anadolu Türkçesi'ne

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ölçütü yoktur. Bu kelimenin Türkçe olduğunu nasıl anladınız? sorusuna net bir cevap verilmesi mümkün

değildir. Oysa ki, bu kaynakta izlenen yöntemde ise herşeyden önce sözcüklerin Türkçe bir kök ile ilişkili olup

olmadığına bakılarak ilk değerlendirme yapılır. Elbetteki bunun için de Türkçe kelime köklerini dolduran

anlam içeriklerini bilmek gerekir. Sadece şeklen ilişki kurarak bir kelimenin Türkçe olduğunu söylemek son

derece yanıltıcı olacaktır. Örneğin “Gül” kelimesi Türkçe Gül/Kül/Köl/Göl kökü ile biçimsel olarak son derece

uyumlu gözükse de eldeki verilerle Farsça kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın Gülmek fiili

tartışmasız olarak Türkçe’dir. Kökler ve anlam içerikleri konusunda İsmet Zeki Eyüboğlu’nun ve Orhan

Hançerlioğlu’nun değerli çalışmaları mevcuttur. Konuyu daha anlaşılır kılmak adına basit bir örnek vermek

gerekirse klasik etimoloji ile “Erinmek” sözcüğü izah edilmeye çalışıldığında, pek çok kaynakta durmadan

birbirini tekrarlayan şu eksik sonuçlar elde edilir; adları ve yılları verilen iki kaynakta (bu kaynaklardaki

açıklamalar hatta edebi metinler ve şiirler olduğu gibi alıntılanarak) sözcüğün İrinmek şeklinde yazıldığı

tespit edilir. Daha sonra aslında her zaman mümkün olmayan bir biçimde biraz cesaretli davranılabildiği için,

(o da yalnızca baştaki “İrin” sözcüğü araştırmacıya çok net göründüğünden dolayı bu kavram ile

ilişkilendirilerek) tiksinmek, kaçınmak şeklindeki bir izahata gönderme yapılır. Aslında aşırı derecede

bilimselmiş gibi görünen bir yöntemle son derece dolambaçlı, kaçamak ve kendinden emin olmayan yanıtlar

verilmektedir. O kadar ki, aslında alttan alta sözcüğün Türkçe olduğundan bile kuşku duyulmaya devam

edilmektedir, çünkü kelimenin ilişkilendirildiği “İrin” kavramının Türkçe olup olmadığı da aynı yöntemi

kullanarak açıklanmaya muhtaçtır (dolayısıyla her iki kavramın da Türkçe olma ihtimalinin çok yüksek

olduğu sonucuna da okuyucu kendisi ulaşır). Oysa ki bu eserdeki yönteme göre ise şöyle bir yol izlenir,

Erinmek fiili Erimek kavramı ile doğrudan bağlantılı olup Türkçe Ar/Er/İr kökünden türemiştir. Önce bu tespit

tereddütsüz olarak yapılır ve yorumlama kısmına ancak bundan sonra geçilebilir. Örnekteki kelime “tıpkı erir

gibi olmak”, hatta tamı tamına “eriyip kendi üstüne yığılmak” anlamlarına gelir ve buradan hareketle

“erimiş gibi hareketsizce durmak, yığılıp kalmış gibi beklemek” sonucuna ulaşılır (ki bu açıklama ilk kez

burada bu satırlarda yapılmaktadır, başka yerde yoktur). Üstelik yeterince derinlemesine bir tarama ile eski

bir kaynakta aynen Erinmek sözcüğünün kar’ın eriyerek yumuşaması demek olduğu da bulunabilir. Bu asli

açıklamanın dışındaki Eğrinmek, İğrinmek, İğrenmek gibi bağlantıların tamamı yardımcı ve tali niteliktedir.

Görüldüğü üzere son derece bilimsel olduğu zannedilen bir yoldan asli açıklamaya asla ulaşılamamış, yanal

unsurlarla sonuç elde edildiği kanısına varılmıştır. Halbuki gerçek (en azından daha doğru olan) açıklama ise

bambaşkadır. Her sözcüğün bir oluşum mantığı vardır. Dolayısıyla sözcüğün oluşum çağlarındaki, bulunduğu

bölgeden ve çevresel koşullardan da etkilenerek bu sözcükleri türeten insanların nasıl düşündüğünü, neyi

neye benzettiğini, hangi kelimeyi hangi kavramdan hareketle tanımladığını anlamaya çalışmak gerekir.

Varılan bazı sonuçlardaki çıkarımlar bugün bize her ne kadar anlaşılmaz ve tuhaf gelse de, yeterli bağlantıyı

kurarak doğru izahatlar geliştirilebilir. Aksi takdirde kırk kuyuya kırk taş atılsa da hiç birisinden ses duymak

mümkün olmayabilir.

Bu kitap vesilesi ile Dünya tarihinde, hele de kendi yaşadığı dönemdeki hükümdarlar arasında eşine

az rastlanır bir bilinçle, millet olabilmek için herşeyden önce dilimizi korumak gerektiğini anlayan ve bu

yönüyle asırlar öncesinden örnek teşkil eden, Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere asırlar sonra

kendisinden ilham alan Mustafa Kemal Atatürk’e ve Türkçe’ye gönül vermiş olan, bu dünyadan göçüp gitmiş

herkese Allah’tan rahmet diliyor ve kendilerini saygıyla yad etmeyi bir görev kabul ediyorum.

Bu çalışma bir örnek niteliğinde olup geliştirilmeye açıktır, yeter ki bu sayede benimsenebilir

terimlere ulaşmak mümkün olabilsin.

Deniz Karakurt

2017

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!