18.09.2020 Views

AKTARMA SOZLUGU

Diğer Türk dillerinden Anadolu Türkçesi'ne

Diğer Türk dillerinden Anadolu Türkçesi'ne

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

AYASIZ: Huzursuz

AYAŞÇI: Rehber (yol gösterici)

AYAŞMAK: Birlikte yürümek

AYAT: Avlu [315]

AYATMAK: İhtiram göstermek

AYAV: 1. Merhamet 2. Doğum

AYAVCAN: Merhametli

AYAVGA: Doğumun ilk haftası

AYAVGAN: Doğa şenliği haftası [316]

AYAVSIZ: Merhametsiz

AYAZ: Zemheri

AYAZLIK: 1. Mahzen 2. Soğuk oda

AYAZMA: Zemherili gece [317]

AYAZMAK: Zemheri çıkmak [318]

AYBAKAR: Ay çiçeği

AYBAR: 1. Dolunay 2. Hırs [319]

AYBARLAMAK: Korkutup ağlatmak

AYBARLANMAK: Hırslanmak

AYBASAR: Aybaşı (regl)

AYBASMAK: Aybaşı hali olmak

AYBATLAMA: Hatır ziyareti

AYBATLAMAK: Ziyaret etmek

AYÇA: Hilal

AYÇAMAK: Ay takvimi tutmak

AYÇIL: Ay ışığı

AYÇILAK: 1. Yakamoz 2. Bir aylık süre

AYÇILAMAK: Ayda parlamak

AYDA: Ayı pençesi bitkisi

AYDAK: Slogan

AYDAKÇI: Amigo

AYDAMA: Propoganda [320]

AYDAMAK: Slogan atmak [321]

AYDAN: Yarım ay

AYDAR: 1. Davet 2. İbik (kuşta)

AYDARLAMAK: Davet etmek

AYDARLANMAK: Davet edilmek

AYDARLATMAK: Davet ettirmek

AYDARMAK: Davet etmek

AYDAŞ: Aynı ayda doğan kişiler

AYDAŞMAK: Birlikte hayvan gütmek

AYDAT: 1. Medet 2. Ayda bir

AYDATMAK: İmdat istemek

AYDAV: Propoganda [322]

AYDAVÇI: Propogandacı

AYDINMAK: Tövbe etmek

AYDIRMAK: İzah etmek

AYGAMAK: İspatlamak [323]

AYGAN: 1. Samimi 2. Net

AYGANMAK: İspatlanmak

AYGAR: Maaş [324]

AYGARMAK: Maaş almak

AYGAY: Feryat [325]

AYGAYLAMAK: Feryat etmek

AYGI: 1. Paten pisti 2. Müşavere

AYGIÇI: 1. Patenci 2. Müşavir

AYGILAMAK: Müşavere etmek

AYGIN: 1. Net 2. Sarih [326]

AYGINLIK: 1. Netlik 2. Sarihlik

AYGINMAK: Netleşmek

AYGIR: Erkek at

AYGIRAK: Yavru erkek at

AYGIRSAK: Aygır isteyen kısrak

AYGIRSAMAK: Aygır istemek

AYGULAK: Solungaç [327]

AYIK: 1. Sabah 2. Uyanık

AYIKŞA: Evliya

31

AYIL: Mezra (küçük köy) [328]

AYILÇA: Mezralar arası ittifak

AYILÇAMAK: Mezra birliği kurmak

AYILÇI: 1. Mezrada yaşayan 2. Konuk

AYILDAMAK: Mezrada yaşamak

AYILDAŞ: Aynı mezradan olan

AYILDAŞMA: Misafirliğe gitme

AYILDAŞMAK: Misafirliğe gitmek

AYILGA: 1. Civar 2. Tabiat

AYILGAMAK: Sıçrayarak uyanmak

AYILGANMAK: Dehşete kapılmak

AYILGATAN: Çalar saat

AYILGATMAK: Uykudan sıçratmak

AYILTI: Dehşet

AYIMAK: Dehşet duymak [329]

AYINÇ: 1. Dehşet 2. Panik

AYINÇLI: Dehşetli

AYINÇSIZ: 1. Korkusuz 2. Sakin

AYINDIRIM: Şimşek

AYINDIRMAK: Şimşek çakmak [330]

AYINIK: Ayılmış (sarhoşluktan)

AYINMAK: Paniklemek [331]

AYINSAKLAMAK: Şefkatlenmek

AYIRÇAK: Çatal

AYIRGA: 1. Husumet 2. Ayrımcılık

AYIRGAMAK: Ayrımcılık yapmak

AYIRGAN: Paravan

AYIRGANMAK: Husumet duymak

AYIRMA: Fark

AYIRMASIZ: Farksız

AYIRSA: Parsel

AYIRŞAK: Zımba teli sökücü

AYIRT: Fark

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!