28.09.2020 Views

28 EYLÜL -3 EKİM ANAOKULU BÜLTEN

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.


E k m , 2 0 2 0

TED DENİZLİ KOLEJİ

REHBERLİK BİRİMİ

A N A O K U L U

Bu ayın sayısında

yer alanlar:

Ç O C U Ğ U M U Z U N

E Ğ İ T İ M İ N D E S A B I R ,

H O Ş G Ö R Ü V E

D İ S İ P L İ N

ÇOCUĞUMUZUN EĞİTİMİNDE SABIR, HOŞGÖRÜ VE DİSİPLİN

Çocuğun psikolojik ve sosyolojik gelişimi anne-baba tutumları ile ilişkilidir. En sağlıklı

en etkin tutum yeteri kadar sevgi, hoşgörü ve disiplin içermelidir. Eğitimciler

çocuklarımızın gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının

geliştirilmesi çabası içindedirler. Her ne kadar kişilik gelişiminin insanın yaşamı

boyunca süregeldiğini kabul etsek de, kişilik gelişmesi ve yapılanmasında temelin

çocukluk döneminde atıldığı gerçeğini korumaktadır.

Sosyal uyum üzerine yapılan çalışmalar, ailenin çocuk üzerindeki ilk etkilerinin son

derece önemli olduğunu göstermiştir. Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin

çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir. Çocuğa yöneltilen

davranış ve ona takınılan tavır, ilk yaşantıların örülmesinde büyük önem taşımaktadır.

Okulöncesi dönemde çocuk, sosyal birey olmayı öğrenirken aynı zamanda özdeşim

kuracağı bir modele gereksinim duyar. Kişilik oluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük

olasılıkla aile içindeki yakın bir kişiyle gerçekleşmektedir. Genellikle özdeşim nesnesi

anne-baba olmaktadır; fakat ağabey, teyze, hala, dayı ya da amca gibi aile içinden bir

erişkin de özdeşim nesnesi olabilir. Bu üyelerin bozuk bir kişilik yapısına sahip olması

halinde, olumsuz davranış örneğinin çocuğa yansıma olasılığı artmaktadır.


Anne Baba Olarak Hoşgörü Eğitiminiz Hakkında Bilinçli misiniz?

Hoşgörü, dar görüşlülüğün karşıtıdır. Dar görüşlülükten anlaşılan şey ise olaylara ve

yaşama bireyin sadece kendi görüş açısından bakması ,diğer görüşlerin hep yanlış ve hatalı

olduğunu düşünmesidir. Genel olarak hoşgörü tanımı “müsamaha, tahammül, katlanma,

başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş

biçimine aykırı düşen, görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma, yüce gönüllük

gösterme, esneklik yada anlayış gösterme, çevresindekilerin davranışlarını hoş görme”

olarak kabul edilebilir. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki hoşgörü kişinin karşısında ki bir

kişiye ait olan bütün inanç, düşünce ve eylemlerinin ne olursa olsun kabul edilip içe

sindirilmesi değildir. Böyle bir tutum psikolojik olarak hoşgörü ile bağdaşmayacağı gibi

sağlıksız zayıf ilişkilerin getireceği bir tutumdur. Hoşgörü, insanın kendi fikirleri

doğrultusunda karşısındaki kişilerle esneklik içinde uygarca tartışmasıdır. Hoşgörüde esas

olan, kişilerin birbirlerinin düşünce, inanç ve duygularına saygılı bir tutum içinde ve

kendi benliklerinden ödünler vermeden tartışabilme, ikna edip ikna olabilme

tutumudur. Hoşgörüde tartışma ortamı içinde “kabul etme” kavramı esas olmakla

beraber, ”engelleme” kavramı da bazı özel durumlarda yer almalıdır.

İLİŞKİLERİ

ONARILMAYACAK ÖLÇÜDE BOZMAYA

YÖNELİK, KISACA ÇOCUĞUMUZUN

YANLIŞ BİR DAVRANIŞINI

HOŞ GÖRDÜĞÜNÜZDE BU HOŞGÖRÜ

KENDİSİNE BİR ŞEY KAZANDIRACAK

MIDIR, YOKSA KAYBETTİRECEK

MİDİR?

Bir anne baba olarak önce bu sorunun yanıtlanması gerekmektedir. Söz gelişi, parasının

hesabını bilmeden harcayan çocuğunuza bunun hesabını sormadan hoş görü ile bakmanızla,

küçük şeyleri ihmal etmesine, dağınıklığa, odasını toplamamasına karşı göstereceğiniz

hoşgörü aynı değildir. Birisi sorumluluk duygusu olarak kişilik gelişimi için çok önemli bir

davranış özelliği olarak ortaya çıkarken, diğerleri günlük ihmaller gibi algılanarak hoş

görülebilir. Kendi hoşgörü ölçülerinizi aşan olaylar karşısında hoşnutsuzluğunuzu belli

edebilirisiniz. Hoşgörü sınırsız ve ölçüsüz olmamalıdır.

Olumsuz Aile Tutumları:

Ailenin çocuk yetiştirmekteki tutumunu ve çocuk yetiştirmekle ilgili sorunlarını anlamak

için aile tutum modeli yararlı bir yaklaşımdır. Çocuğun anne babasından aldığı iki şey

vardır: Sevgi ve eğitim. Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya

yetersiz veya aşırı, eğitim ise gevşek yada aşırı sıkı olmaktadır. Aşırı sevgi

tutumunda, aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır.

Bunun sonucu olarak çocukta bağımlılık ve güvensizlik gelişir.


Çocuk karşılaştığı her olayda anne babasına yaslanır. Onlara güvenir; fakat kendisine

güvensizdir. Sevgi yetersizliği veya yokluğu sonucu ise çocukta kendine ve çevreye karşı

güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir. Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve

yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan anne

babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler. Çocuk sıkı

bir denetim altında tutularak en küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta, bunların

üzerinde önemle durulmakta ve düzeltilmesi istenmektedir. Böyle aileler fiziksel cezayı ön

planda kullanmakta ve çocuklara kendilerini yönetme fırsatı vermemektedir. Bireyin

kendine güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini hiçe sayan bir disiplin yöntemi olan sıkı

eğitim ile büyüyen çocuklar kibar, sessiz, uslu ve dürüst olmalarına karşın küskün,

çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olabilmektedir.

Gevşek eğitimde ise “hoş gör, boş ver” anlayışı egemendir. Bu tutumda çocuğun

olumsuz davranışları aşırı hoşgörü ile karşılanır. Aşırı gevşek tutumla yetiştirilen

çocukların bencil sabırsız ve anlayışsız oldukları ileri sürülmektedir. Aşırı denetim çocuğu

pasifleştirirken aşırı hoşgörü çocuğun şımarmasına neden olmakta ve olgunlaşmasını

engellemektedir. Bazı ailelerde ise disiplin bulunmakta, ancak ne zaman ve nerede

uygulanacağı belli olmamaktadır.

Anne babaların tutumu aşırı hoşgörü ile katı cezalandırmalar arasında gidip

gelmektedir. Böyle ortamda büyüyen çocuk hangi davranışın ne zaman ve nerede

yapılacağını ayırt edemez. Tutarsızlık bir günün bir güne uymaması biçiminde

olabileceği gibi anne babanın birbirine çok aykırı ceza ve eğitim anlayışlarının olmasından

da kaynaklanabilir. Bu tutum sonucunda çocuklar iç çatışmalar ve huzursuzluklar gelişir,

ardından dengesiz ve tutarsız bir yapının oluştuğu gözlenir.

Sağlıklı Tutum:

Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel öğesi vardır:1.Sevgi, 2.Disiplin.Kuramsal

olarakken olumlu tutum, temel gereksinimleri en uygun bir biçimde karşılayan, kişide kendi

kendisini doyurabilme yetisi geliştiren, iki temel öğeyi en sağlıklı biçimde ve oranda

içinde bulunduran tutumdur. Disiplin aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında

büyük önem taşır. Ancak disiplin toplumumuzda çoğunlukla “cezalandırma” ile eş

anlamlı olarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar kelime anlamıyla “katılık”

ve “kuralcılık” gibi kavramları çağrıştırıyorsa da gerçek anlamda disiplin, çocuğun topluma

uyumunu kolaylaştıran davranışın yönlendirilmesini amaçlar. Disiplin, çocuğa istenilen

davranış ve alışkanlıkları öğretir, kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan

ahlak gelişimini sağlar. Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi temel ilkeleri içermelidir. Disiplin

hem yeteri kadar hem de çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Kurallar açık olmalı ve çocuğun

uygulayabileceği yapabileceği şekilde olmalıdır. Anne ve babalar çocuklarına sevgi, anlayış,

sabır ve hoşgörü ile disiplin vermelidir. Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül

okşayıcı duygularıdır. Sevgi, övgü ve tekdir insana değerli olduğu duygusunu verir.

Değerli olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir. Hepimizin ortak amacı

çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmesidir. Bunda anne babaların

tutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz. Anne babaların çocuklarına

yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi içlerinde barışık, dengeli,

huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılı olmalarına bağlıdır.


ÖNERİLER

Akıl Oyunları

Katam no A le Oyunu

Oyun Önerisi

Balonla Bardak Düşürmece

Malzemeler: Balon, Karton bardak, Kalem

BİRLİKTE OYNAYALIM

Karton bardakların üzerine 1’den 10’a

kadar rakamlar yazılır. Hazırlanan

bardaklar masanın üzerine yan yana

dizilir. Çocuk tarafından balon şişirilir. Bir

rakam söylenir ve çocuktan söylenilen

rakamın yazılı olduğu bardağı balonun

içindeki hava ile düşürmesi istenir.

HAYDİ CEVİZLİ KEK

HAYDİ FİLM İZLEYELİM

YAPALIM

Malzemeler: 3 adet yumurta ,1 su bardağı

şeker,100 gram tereyağı, 1/2 su bardağı

süt,1 adet rendelenmiş limon kabuğu, 1 su

bardağı ceviz içi,2,5 su bardağı un, 1 paket

vanilya,1 paket kabartma tozu

Tarifi : Yumurtaları, şeker ile şeker eriyene kadar

karıştırın. Oda sıcaklığında beklettiğiniz tereyağını

katıp, krema halini alana kadar çırpma işlemini

sürdürün. Süt ve rendelenmiş limon kabuğunu

ilave edin. Böylelikle tüm sıvı malzemeyi karıştırın.

Un, kabartma tozu ve vanilyayı elenmiş halde kek

harcına ekleyin. Mikser ile kıvam alana kadar

karıştırmaya devam edin. Ceviz içlerini iri parçalar

halinde kırın. Hafif bir şekilde unladıktan sonra kek

harcına katın. Tahta bir kaşık yardımıyla karıştırın.

Tereyağı ile yağlayıp, unladığınız kek kalıbına kek

harcını boşaltın. Önceden ısıtılmış 170 derece

fırında 40 dakika kadar pişirin. Pişen keki, fırında

dinlendirdikten sonra ters çevirerek kalıbından

çıkartın. Bir bıçak yardımıyla büyüklerinizden

destek alarak dilimledikten sonra sevdiklerinizle

paylaşın.

Çocuklarımız

İç n

Kuzular F rarda

S z n

İç n

Yeş l Rehber (Green Book)

SUDOKU ÇÖZÜYORUM


KİTAPLARLA KEŞFEDİYORUM

5 YAŞ

DUVAR

FREDERIC MAUPOME

4 YAŞ

CANAVARLARIN DA

DUYGULARI VAR

ÖZLEM FEDAİ KORÇAK

3 YAŞ

AÇ TILTIL

ERIC CARLE

YETİŞKİNLER

İÇİN

SON ADA

ZÜLFÜ LİVANELİ

ISAAC ET NORA

DİNLİYORUZ

ÖĞRENİYORUZ

https://www.youtube.com/watch?v=oDEu39FLYpw&feature=youtu.be


1928 yılında Mersin’de doğan Haldun Dormen, başta

Dormen Tiyatrosu olmak üzere birçok tiyatroda sahneye

koyduğu oyunlarla, özellikle müzikaller ve güldürülerle,

HAFTANIN

SANATÇISI

tiyatro yönetmeni, yöneticisi, oyuncusu olarak ün kazandı.

Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi ve ilk tiyatro

denemelerini gerçekleştirdiği Robert Koleji’nde tamamladı.

Yale Üniversitesi’nde tiyatro yönetmenliği üzerine eğitim

HALDUN DORMEN

gören sanatçı, Hollywood, New York ve Paris’te çeşitli

tiyatrolarda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. 1954

yılında Türkiye’ye dönen Dormen, Muhsin Ertuğrul

yönetimindeki Küçük Sahne’ye girdi; burada ilk kez

Frederick Knott’un Cinayet Var adlı oyununda oynadı.

1955’te Cep Tiyatrosu’nu ardından 1957’de Dormen Tiyatrosu’nu kurdu. Kurduğu tiyatrolarda Tuncay Çavdar, İlhan İskender, Erol

Günaydın, Asaf Çiyiltepe, Erol Keskin, Altan Erbulak gibi sonraki yıllarda ün kazanan yönetmen ve oyuncular yetiştiren Haldun Dormen

bu dönemde Alexandre Breffort-Marguerite Monnot ikilisinden Sokak Kızı İrma (1961), Lionel Bart’ın Dickens uyarlaması Oliver (1968)

gibi önemli oyunlar sahneledi.

1971’de İstanbul Masalı’yla Londra ve Roma’da tiyatro

şenliklerine katıldı. Cep ve Dormen tiyatroları döneminde 75

oyun yöneten ve 81 oyunda da görev alan sanatçı, Bozuk

Düzen ve Güzel Bir Gün İçin adlı filmleriyle 1966 ve 1967

Antalya Altın Portakal Film enliği’nde ödül aldı. 1972 yılında

tiyatrosunu kapattıktan sonra çeşitli televizyon programları

hazırlayan sanatçı, 1983 yılında Dormen Tiyatrosu’nu yeniden

kurdu. Aynı yıl, İstanbul ehir Tiyatroları’nda sahnelediği Rey

kardeşlerin Lüküs Hayat opereti uzun yıllar afişlerden inmedi.

1986 yılında Hacettepe Üniversitesi tarafından Onursal Bilim

Doktoru unvanı verilen Dormen geçtiğimiz günlerde 50. sanat

yılını kutladı.


HAFTANIN AKTİVİSTİ

RUTH BADER GİNSBURG

Ruth Bader G nsburg (d. Joan Ruth Bader; 15 Mart 1933, Brooklyn - 18 Eylül 2020,

Wash ngton, DC) kısaca RBG olarak da tanınan, ABD Yüksek Mahkemes üyes b r avukat ve

hukukçudur. Cumhurbaşkanı B ll Cl nton tarafından yüksek mahkeme üyel ğ ne atanan

G nsburg 10 Ağustos 1993’te göreve başladı. Bu süre zarfında G nsburg güçlü muhalefetler yle

hukuk dünyasında ve popüler kültürde d kkat çekt . ABD Yüksek Mahkemen n 2. kadın üyes

olan G nsburg 2006-2009 yılları arasında bu mahkemedek tek kadın üyeyd .

Harvard Ün vers tes Hukuk Fakültes 'ne sınıfındak az sayıdak kadından b r olarak başlamadan önce evlend ve anne oldu. G nsburg

daha sonra Columb a Ün vers tes Hukuk Fakültes 'ne transfer olup buradan başka b r öğrenc yle b rl kte sınıf b r nc s olarak

mezun oldu. Hukuk fakültes n n ardından G nsburg, akadem k hayata katıldı. Rutgers Ün vers tes Hukuk Fakültes ve Columb a

Hukuk Fakültes 'nde profesör olarak meden usul hukuku öğreten G nsburg, bu alandak b rkaç kadından b r yd .

G nsburg, hukuk kar yer n n öneml b r bölümünü toplumsal c ns yet eş tl ğ ve kadın hakları mücadeles le geç rd ve Yüksek Mahkeme

önünde yaptığı savunmalarda b rçok dava kazandı. Amer kan S v l Özgürlükler B rl ğ ç n gönüllü avukatlık yaptı ve 1970'lerde bu

kuruluşun yönet m kurulu üyes ve genel danışmanlarından b r yd . 1980'de Cumhurbaşkanı J mmy Carter tarafından Columb a

Bölges Temy z Mahkemes 'ne atanarak 1993'te ABD Yüksek Mahkemes ne atanıncaya dek burada görev yaptı. G nsburg ABD popüler

kültüründe ateşl l beral muhalefetler ve st fa etmey reddetmes le d kkat çekerek bundan dolayı (The Notor ous B.I.G. sm yle

tanınan ünlü rap şarkıcısına gönderme yaparak) The Notor ous R.B.G. olarak da adlandırıldı.

ACABA NEDEN?

Ananas aslında bir ilaç

olabilir mi ?

Soruyu yönelttikten sonra

önce çocuğumuzun aklına gelen ilk yanıtı öğrenelim.

Bunun hakkında sohbet edelim.

Ananas, grip ilacından çok daha fazla etkilidir.

Ananas enfeksiyonlar ile savaşır ve bakterileri yok eden Bromelain içerir.


KENDİN YAP PROJELERİ

SONBAHAR YAPRAKLARIYLA TASARLIYORUM

Yaprakların döküldüğü ve doğanın sarıyla turuncu

tonlarına teslim olduğu sonbahar ayları çok ilham

verici değil mi? Bu ilham verici mevsim havaların

serinlemesiyle beraber kendimizi eve kapatmaya

başladığımız döneme denk geldiğinden doğanın

ilham verici güzelliğini eve taşımaya kararlıyız.

Bunu yapabilmek için önce evden dışarı çıkmalı

ve biraz doğal malzeme toplamalıyız. Bu

malzemelerin başında sararıp kırmızılaşan

sonbahar yaprakları geliyor.

Kozalaklar, kuru dallar, dökülen tohumlar, mısır taneleri, balkabakları gibi mevsimin

atmosferini yansıtan malzemelerle şahane ev aksesuarları yapabilirsiniz. Bu

mevsimde kuru yaprak toplamayı sakın unutmayın. Bu yaprakları birkaç ay sonra

bulamayacaksınız. Sonbahar yapraklarını vernikleyerek kolayca saklanabilir hale

getirebilirsiniz.

Örneğin cam kavanozlara ve şişelere peçete tutkalıyla yapıştıracağınız yapraklarla

harika mumluklar tasarlayabilirsiniz. Kuru yaprakları boyayarak ve üzerine desenler

çizerek alışılmışın dışında bir görüntü oluşturabilirsiniz. Kuru yapraklarla kase bile

yapan var. Yapıştırma, boyama işleri size göre değilse topladığınız yaprakları

mumların etrafına iple bağlamanız bile yeterli olacaktır.

Sonbaharın 23 Eylülde başlayarak 21 Aralığa

kadar devam ettiğini biliyor musun?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!