You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
E k m , 2 0 2 0
TED DENİZLİ KOLEJİ
REHBERLİK BİRİMİ
A N A O K U L U
Bu ayın sayısında
yer alanlar:
Ç O C U Ğ U M U Z U N
E Ğ İ T İ M İ N D E S A B I R ,
H O Ş G Ö R Ü V E
D İ S İ P L İ N
ÇOCUĞUMUZUN EĞİTİMİNDE SABIR, HOŞGÖRÜ VE DİSİPLİN
Çocuğun psikolojik ve sosyolojik gelişimi anne-baba tutumları ile ilişkilidir. En sağlıklı
en etkin tutum yeteri kadar sevgi, hoşgörü ve disiplin içermelidir. Eğitimciler
çocuklarımızın gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının
geliştirilmesi çabası içindedirler. Her ne kadar kişilik gelişiminin insanın yaşamı
boyunca süregeldiğini kabul etsek de, kişilik gelişmesi ve yapılanmasında temelin
çocukluk döneminde atıldığı gerçeğini korumaktadır.
Sosyal uyum üzerine yapılan çalışmalar, ailenin çocuk üzerindeki ilk etkilerinin son
derece önemli olduğunu göstermiştir. Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin
çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir. Çocuğa yöneltilen
davranış ve ona takınılan tavır, ilk yaşantıların örülmesinde büyük önem taşımaktadır.
Okulöncesi dönemde çocuk, sosyal birey olmayı öğrenirken aynı zamanda özdeşim
kuracağı bir modele gereksinim duyar. Kişilik oluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük
olasılıkla aile içindeki yakın bir kişiyle gerçekleşmektedir. Genellikle özdeşim nesnesi
anne-baba olmaktadır; fakat ağabey, teyze, hala, dayı ya da amca gibi aile içinden bir
erişkin de özdeşim nesnesi olabilir. Bu üyelerin bozuk bir kişilik yapısına sahip olması
halinde, olumsuz davranış örneğinin çocuğa yansıma olasılığı artmaktadır.
Anne Baba Olarak Hoşgörü Eğitiminiz Hakkında Bilinçli misiniz?
Hoşgörü, dar görüşlülüğün karşıtıdır. Dar görüşlülükten anlaşılan şey ise olaylara ve
yaşama bireyin sadece kendi görüş açısından bakması ,diğer görüşlerin hep yanlış ve hatalı
olduğunu düşünmesidir. Genel olarak hoşgörü tanımı “müsamaha, tahammül, katlanma,
başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş
biçimine aykırı düşen, görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma, yüce gönüllük
gösterme, esneklik yada anlayış gösterme, çevresindekilerin davranışlarını hoş görme”
olarak kabul edilebilir. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki hoşgörü kişinin karşısında ki bir
kişiye ait olan bütün inanç, düşünce ve eylemlerinin ne olursa olsun kabul edilip içe
sindirilmesi değildir. Böyle bir tutum psikolojik olarak hoşgörü ile bağdaşmayacağı gibi
sağlıksız zayıf ilişkilerin getireceği bir tutumdur. Hoşgörü, insanın kendi fikirleri
doğrultusunda karşısındaki kişilerle esneklik içinde uygarca tartışmasıdır. Hoşgörüde esas
olan, kişilerin birbirlerinin düşünce, inanç ve duygularına saygılı bir tutum içinde ve
kendi benliklerinden ödünler vermeden tartışabilme, ikna edip ikna olabilme
tutumudur. Hoşgörüde tartışma ortamı içinde “kabul etme” kavramı esas olmakla
beraber, ”engelleme” kavramı da bazı özel durumlarda yer almalıdır.
İLİŞKİLERİ
ONARILMAYACAK ÖLÇÜDE BOZMAYA
YÖNELİK, KISACA ÇOCUĞUMUZUN
YANLIŞ BİR DAVRANIŞINI
HOŞ GÖRDÜĞÜNÜZDE BU HOŞGÖRÜ
KENDİSİNE BİR ŞEY KAZANDIRACAK
MIDIR, YOKSA KAYBETTİRECEK
MİDİR?
Bir anne baba olarak önce bu sorunun yanıtlanması gerekmektedir. Söz gelişi, parasının
hesabını bilmeden harcayan çocuğunuza bunun hesabını sormadan hoş görü ile bakmanızla,
küçük şeyleri ihmal etmesine, dağınıklığa, odasını toplamamasına karşı göstereceğiniz
hoşgörü aynı değildir. Birisi sorumluluk duygusu olarak kişilik gelişimi için çok önemli bir
davranış özelliği olarak ortaya çıkarken, diğerleri günlük ihmaller gibi algılanarak hoş
görülebilir. Kendi hoşgörü ölçülerinizi aşan olaylar karşısında hoşnutsuzluğunuzu belli
edebilirisiniz. Hoşgörü sınırsız ve ölçüsüz olmamalıdır.
Olumsuz Aile Tutumları:
Ailenin çocuk yetiştirmekteki tutumunu ve çocuk yetiştirmekle ilgili sorunlarını anlamak
için aile tutum modeli yararlı bir yaklaşımdır. Çocuğun anne babasından aldığı iki şey
vardır: Sevgi ve eğitim. Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya
yetersiz veya aşırı, eğitim ise gevşek yada aşırı sıkı olmaktadır. Aşırı sevgi
tutumunda, aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır.
Bunun sonucu olarak çocukta bağımlılık ve güvensizlik gelişir.
Çocuk karşılaştığı her olayda anne babasına yaslanır. Onlara güvenir; fakat kendisine
güvensizdir. Sevgi yetersizliği veya yokluğu sonucu ise çocukta kendine ve çevreye karşı
güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir. Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve
yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan anne
babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler. Çocuk sıkı
bir denetim altında tutularak en küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta, bunların
üzerinde önemle durulmakta ve düzeltilmesi istenmektedir. Böyle aileler fiziksel cezayı ön
planda kullanmakta ve çocuklara kendilerini yönetme fırsatı vermemektedir. Bireyin
kendine güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini hiçe sayan bir disiplin yöntemi olan sıkı
eğitim ile büyüyen çocuklar kibar, sessiz, uslu ve dürüst olmalarına karşın küskün,
çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olabilmektedir.
Gevşek eğitimde ise “hoş gör, boş ver” anlayışı egemendir. Bu tutumda çocuğun
olumsuz davranışları aşırı hoşgörü ile karşılanır. Aşırı gevşek tutumla yetiştirilen
çocukların bencil sabırsız ve anlayışsız oldukları ileri sürülmektedir. Aşırı denetim çocuğu
pasifleştirirken aşırı hoşgörü çocuğun şımarmasına neden olmakta ve olgunlaşmasını
engellemektedir. Bazı ailelerde ise disiplin bulunmakta, ancak ne zaman ve nerede
uygulanacağı belli olmamaktadır.
Anne babaların tutumu aşırı hoşgörü ile katı cezalandırmalar arasında gidip
gelmektedir. Böyle ortamda büyüyen çocuk hangi davranışın ne zaman ve nerede
yapılacağını ayırt edemez. Tutarsızlık bir günün bir güne uymaması biçiminde
olabileceği gibi anne babanın birbirine çok aykırı ceza ve eğitim anlayışlarının olmasından
da kaynaklanabilir. Bu tutum sonucunda çocuklar iç çatışmalar ve huzursuzluklar gelişir,
ardından dengesiz ve tutarsız bir yapının oluştuğu gözlenir.
Sağlıklı Tutum:
Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel öğesi vardır:1.Sevgi, 2.Disiplin.Kuramsal
olarakken olumlu tutum, temel gereksinimleri en uygun bir biçimde karşılayan, kişide kendi
kendisini doyurabilme yetisi geliştiren, iki temel öğeyi en sağlıklı biçimde ve oranda
içinde bulunduran tutumdur. Disiplin aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında
büyük önem taşır. Ancak disiplin toplumumuzda çoğunlukla “cezalandırma” ile eş
anlamlı olarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar kelime anlamıyla “katılık”
ve “kuralcılık” gibi kavramları çağrıştırıyorsa da gerçek anlamda disiplin, çocuğun topluma
uyumunu kolaylaştıran davranışın yönlendirilmesini amaçlar. Disiplin, çocuğa istenilen
davranış ve alışkanlıkları öğretir, kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan
ahlak gelişimini sağlar. Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi temel ilkeleri içermelidir. Disiplin
hem yeteri kadar hem de çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Kurallar açık olmalı ve çocuğun
uygulayabileceği yapabileceği şekilde olmalıdır. Anne ve babalar çocuklarına sevgi, anlayış,
sabır ve hoşgörü ile disiplin vermelidir. Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül
okşayıcı duygularıdır. Sevgi, övgü ve tekdir insana değerli olduğu duygusunu verir.
Değerli olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir. Hepimizin ortak amacı
çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmesidir. Bunda anne babaların
tutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz. Anne babaların çocuklarına
yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi içlerinde barışık, dengeli,
huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılı olmalarına bağlıdır.
ÖNERİLER
Akıl Oyunları
Katam no A le Oyunu
Oyun Önerisi
Balonla Bardak Düşürmece
Malzemeler: Balon, Karton bardak, Kalem
BİRLİKTE OYNAYALIM
Karton bardakların üzerine 1’den 10’a
kadar rakamlar yazılır. Hazırlanan
bardaklar masanın üzerine yan yana
dizilir. Çocuk tarafından balon şişirilir. Bir
rakam söylenir ve çocuktan söylenilen
rakamın yazılı olduğu bardağı balonun
içindeki hava ile düşürmesi istenir.
HAYDİ CEVİZLİ KEK
HAYDİ FİLM İZLEYELİM
YAPALIM
Malzemeler: 3 adet yumurta ,1 su bardağı
şeker,100 gram tereyağı, 1/2 su bardağı
süt,1 adet rendelenmiş limon kabuğu, 1 su
bardağı ceviz içi,2,5 su bardağı un, 1 paket
vanilya,1 paket kabartma tozu
Tarifi : Yumurtaları, şeker ile şeker eriyene kadar
karıştırın. Oda sıcaklığında beklettiğiniz tereyağını
katıp, krema halini alana kadar çırpma işlemini
sürdürün. Süt ve rendelenmiş limon kabuğunu
ilave edin. Böylelikle tüm sıvı malzemeyi karıştırın.
Un, kabartma tozu ve vanilyayı elenmiş halde kek
harcına ekleyin. Mikser ile kıvam alana kadar
karıştırmaya devam edin. Ceviz içlerini iri parçalar
halinde kırın. Hafif bir şekilde unladıktan sonra kek
harcına katın. Tahta bir kaşık yardımıyla karıştırın.
Tereyağı ile yağlayıp, unladığınız kek kalıbına kek
harcını boşaltın. Önceden ısıtılmış 170 derece
fırında 40 dakika kadar pişirin. Pişen keki, fırında
dinlendirdikten sonra ters çevirerek kalıbından
çıkartın. Bir bıçak yardımıyla büyüklerinizden
destek alarak dilimledikten sonra sevdiklerinizle
paylaşın.
Çocuklarımız
İç n
Kuzular F rarda
S z n
İç n
Yeş l Rehber (Green Book)
SUDOKU ÇÖZÜYORUM
KİTAPLARLA KEŞFEDİYORUM
5 YAŞ
DUVAR
FREDERIC MAUPOME
4 YAŞ
CANAVARLARIN DA
DUYGULARI VAR
ÖZLEM FEDAİ KORÇAK
3 YAŞ
AÇ TILTIL
ERIC CARLE
YETİŞKİNLER
İÇİN
SON ADA
ZÜLFÜ LİVANELİ
ISAAC ET NORA
DİNLİYORUZ
ÖĞRENİYORUZ
https://www.youtube.com/watch?v=oDEu39FLYpw&feature=youtu.be
1928 yılında Mersin’de doğan Haldun Dormen, başta
Dormen Tiyatrosu olmak üzere birçok tiyatroda sahneye
koyduğu oyunlarla, özellikle müzikaller ve güldürülerle,
HAFTANIN
SANATÇISI
tiyatro yönetmeni, yöneticisi, oyuncusu olarak ün kazandı.
Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi ve ilk tiyatro
denemelerini gerçekleştirdiği Robert Koleji’nde tamamladı.
Yale Üniversitesi’nde tiyatro yönetmenliği üzerine eğitim
HALDUN DORMEN
gören sanatçı, Hollywood, New York ve Paris’te çeşitli
tiyatrolarda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. 1954
yılında Türkiye’ye dönen Dormen, Muhsin Ertuğrul
yönetimindeki Küçük Sahne’ye girdi; burada ilk kez
Frederick Knott’un Cinayet Var adlı oyununda oynadı.
1955’te Cep Tiyatrosu’nu ardından 1957’de Dormen Tiyatrosu’nu kurdu. Kurduğu tiyatrolarda Tuncay Çavdar, İlhan İskender, Erol
Günaydın, Asaf Çiyiltepe, Erol Keskin, Altan Erbulak gibi sonraki yıllarda ün kazanan yönetmen ve oyuncular yetiştiren Haldun Dormen
bu dönemde Alexandre Breffort-Marguerite Monnot ikilisinden Sokak Kızı İrma (1961), Lionel Bart’ın Dickens uyarlaması Oliver (1968)
gibi önemli oyunlar sahneledi.
1971’de İstanbul Masalı’yla Londra ve Roma’da tiyatro
şenliklerine katıldı. Cep ve Dormen tiyatroları döneminde 75
oyun yöneten ve 81 oyunda da görev alan sanatçı, Bozuk
Düzen ve Güzel Bir Gün İçin adlı filmleriyle 1966 ve 1967
Antalya Altın Portakal Film enliği’nde ödül aldı. 1972 yılında
tiyatrosunu kapattıktan sonra çeşitli televizyon programları
hazırlayan sanatçı, 1983 yılında Dormen Tiyatrosu’nu yeniden
kurdu. Aynı yıl, İstanbul ehir Tiyatroları’nda sahnelediği Rey
kardeşlerin Lüküs Hayat opereti uzun yıllar afişlerden inmedi.
1986 yılında Hacettepe Üniversitesi tarafından Onursal Bilim
Doktoru unvanı verilen Dormen geçtiğimiz günlerde 50. sanat
yılını kutladı.
HAFTANIN AKTİVİSTİ
RUTH BADER GİNSBURG
Ruth Bader G nsburg (d. Joan Ruth Bader; 15 Mart 1933, Brooklyn - 18 Eylül 2020,
Wash ngton, DC) kısaca RBG olarak da tanınan, ABD Yüksek Mahkemes üyes b r avukat ve
hukukçudur. Cumhurbaşkanı B ll Cl nton tarafından yüksek mahkeme üyel ğ ne atanan
G nsburg 10 Ağustos 1993’te göreve başladı. Bu süre zarfında G nsburg güçlü muhalefetler yle
hukuk dünyasında ve popüler kültürde d kkat çekt . ABD Yüksek Mahkemen n 2. kadın üyes
olan G nsburg 2006-2009 yılları arasında bu mahkemedek tek kadın üyeyd .
Harvard Ün vers tes Hukuk Fakültes 'ne sınıfındak az sayıdak kadından b r olarak başlamadan önce evlend ve anne oldu. G nsburg
daha sonra Columb a Ün vers tes Hukuk Fakültes 'ne transfer olup buradan başka b r öğrenc yle b rl kte sınıf b r nc s olarak
mezun oldu. Hukuk fakültes n n ardından G nsburg, akadem k hayata katıldı. Rutgers Ün vers tes Hukuk Fakültes ve Columb a
Hukuk Fakültes 'nde profesör olarak meden usul hukuku öğreten G nsburg, bu alandak b rkaç kadından b r yd .
G nsburg, hukuk kar yer n n öneml b r bölümünü toplumsal c ns yet eş tl ğ ve kadın hakları mücadeles le geç rd ve Yüksek Mahkeme
önünde yaptığı savunmalarda b rçok dava kazandı. Amer kan S v l Özgürlükler B rl ğ ç n gönüllü avukatlık yaptı ve 1970'lerde bu
kuruluşun yönet m kurulu üyes ve genel danışmanlarından b r yd . 1980'de Cumhurbaşkanı J mmy Carter tarafından Columb a
Bölges Temy z Mahkemes 'ne atanarak 1993'te ABD Yüksek Mahkemes ne atanıncaya dek burada görev yaptı. G nsburg ABD popüler
kültüründe ateşl l beral muhalefetler ve st fa etmey reddetmes le d kkat çekerek bundan dolayı (The Notor ous B.I.G. sm yle
tanınan ünlü rap şarkıcısına gönderme yaparak) The Notor ous R.B.G. olarak da adlandırıldı.
ACABA NEDEN?
Ananas aslında bir ilaç
olabilir mi ?
Soruyu yönelttikten sonra
önce çocuğumuzun aklına gelen ilk yanıtı öğrenelim.
Bunun hakkında sohbet edelim.
Ananas, grip ilacından çok daha fazla etkilidir.
Ananas enfeksiyonlar ile savaşır ve bakterileri yok eden Bromelain içerir.
KENDİN YAP PROJELERİ
SONBAHAR YAPRAKLARIYLA TASARLIYORUM
Yaprakların döküldüğü ve doğanın sarıyla turuncu
tonlarına teslim olduğu sonbahar ayları çok ilham
verici değil mi? Bu ilham verici mevsim havaların
serinlemesiyle beraber kendimizi eve kapatmaya
başladığımız döneme denk geldiğinden doğanın
ilham verici güzelliğini eve taşımaya kararlıyız.
Bunu yapabilmek için önce evden dışarı çıkmalı
ve biraz doğal malzeme toplamalıyız. Bu
malzemelerin başında sararıp kırmızılaşan
sonbahar yaprakları geliyor.
Kozalaklar, kuru dallar, dökülen tohumlar, mısır taneleri, balkabakları gibi mevsimin
atmosferini yansıtan malzemelerle şahane ev aksesuarları yapabilirsiniz. Bu
mevsimde kuru yaprak toplamayı sakın unutmayın. Bu yaprakları birkaç ay sonra
bulamayacaksınız. Sonbahar yapraklarını vernikleyerek kolayca saklanabilir hale
getirebilirsiniz.
Örneğin cam kavanozlara ve şişelere peçete tutkalıyla yapıştıracağınız yapraklarla
harika mumluklar tasarlayabilirsiniz. Kuru yaprakları boyayarak ve üzerine desenler
çizerek alışılmışın dışında bir görüntü oluşturabilirsiniz. Kuru yapraklarla kase bile
yapan var. Yapıştırma, boyama işleri size göre değilse topladığınız yaprakları
mumların etrafına iple bağlamanız bile yeterli olacaktır.
Sonbaharın 23 Eylülde başlayarak 21 Aralığa
kadar devam ettiğini biliyor musun?