30.12.2021 Views

11_TYT_Erken_Hazirlik_Turkce

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TEMEL YETERLİLİK TESTİ

YENi

ÖĞRETiM

PROGRAMI

KAPSAMINA GÖRE

HAZIRLANMIŞTIR

TYT

11. SINIFTAN

KONU ANLATIMLI

SORU BANKASI

(Temel Konular)

TÜRKÇE

AKILLI

TAHTAYA

UYGUNDUR

www.sinavdem.com


Bu yayın, Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı öğretim programlarına uygun olarak Sınav Yazar Kadrosu

tarafından yayıma hazırlanmıştır. Tüm basım ve yayın hakları Sınav Basın Yayın Dağıtım Org. San. Tic. A.Ş. ye aittir.

İzni alınmadan yayının tamamı ya da herhangi bir bölümü mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka

yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.

Yayın Sahibi: Sınav Basın Yayın Dağ. Org. San. ve Tic. A.Ş. Adına Metin ÖZER

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Orhan ÖZER

Yayın Koordinatörü: Musa IŞILAK

Yayın İdare Merkezi Adresi: Alınteri Bul. Uzayçağı Cad. 1249. Sok. No: 5 Tel: 0312 3854003 (Pbx) Faks: 0312 3855003 Ostim-Ankara

Url: www.sinav.com.tr e-mail: info@sinavdergisi.com.tr / yayin@sinavdergisi.com.tr

Baskı: Ankara Özgür Web-Ofset Matbaacılık San. Tic. LTD. ŞTİ. Ostim OSB. 1250. Cad. No:24 Yenimahalle-Ankara

Tel: 0312 3857077

Baskı: ANKARA-2020 Sertifika No: 46821


11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK İÇİNDEKİLER

KONU TEST NO SAYFA

BÖLÜM 1 • Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam.................................................................................................... 5

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi...................................................... 1-10................................. 21

BÖLÜM 2 • Yapı (Biçim) Bilgisi.............................................................................................................................. 41

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-4.................................. 49

BÖLÜM 3 • Ses Bilgisi............................................................................................................................................ 57

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-4.................................. 64

BÖLÜM 4 • Yazım Kuralları.................................................................................................................................... 72

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-4.................................. 81

BÖLÜM 5 • Noktalama İşaretleri............................................................................................................................. 89

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-4.................................. 99

BÖLÜM 6 • Cümlede Anlam ve Anlatım............................................................................................................... 107

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi...................................................... 1-12............................... 125

BÖLÜM 7 • Paragraf - Anlatım Yöntemleri, Anlatım ve Özellikleri....................................................................... 149

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi...................................................... 1-18............................... 187

BÖLÜM 8 • Sözcük Türleri.................................................................................................................................... 227

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi...................................................... 1-13............................... 248

BÖLÜM 9 • Fiiller.................................................................................................................................................. 274

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-8................................ 286

BÖLÜM 10 • Cümlenin Ögeleri............................................................................................................................... 302

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-4................................ 308

BÖLÜM 11 • Fiilde Çatı.......................................................................................................................................... 316

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-2................................ 320

BÖLÜM 12 • Cümle Türleri..................................................................................................................................... 324

• Konu Kavrama ve Değerlendirme Testi....................................................... 1-5................................ 329

Doğru Seçenekler. ......................................................... . . . . . . . . . 339



TÜRKÇE

BÖLÜM

1

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

DİLİN YAPI TAŞI

Dil­bi­lim ça­l›ş­ma­la­r›n­da bir di­lin söz­cük­le­ri, te­rim­le­ri, ya­ban­c›

dil­ler­den gel­me öge­le­ri, ata­söz­le­ri, de­yim­le­ri, kalıplaşmış sözle­ri,

bir­ta­k›m öz­de­yiş­leri bir bü­tün ola­rak söz var­l›­ğ› ad› al­t›n­da

ele al›­n›r. Bu te­rim­le an›­lan var­l›k, ay­n› za­man­da o di­li ko­nu­şan

ulu­sun mad­di ve ma­ne­vi kül­tü­rü­nü, dün­ya gö­rü­şü­nü, ya­şam

ko­şul­la­r›­n› ve de­ne­yim­le­ri­ni de yan­s›­t›r.

Bu aç›k­la­ma çer­çe­ve­sin­de di­lin ya­p› taş­la­rı olarak ses­ler, he­celer

ve söz­cük­ler or­ta­ya ç›­kar.

Söz cük: Tek ba­ş›­na bir an­la­m› olan ya da an­la­m› ol­ma­d›­ğ› hâlde

cüm­le kur­ma­ya ya­ra­yan ses ya da ses top­lu­lu­ğu­dur.

I. SÖZ CÜK LER DE AN LAM

ÖZEL LİK LE Rİ

A. TE MEL AN LAM

Bir sözcüğün ilk anlamıdır; sözcüğün konuluş anlamıdır; aklımıza

gelen ilk anlamıdır. Bu an­la­mı ör­nek­ler­le ifa­de ede­lim:

Ör­ne­ğin:

Diş

: Ağ­z›­m›z­da­ki sert ve ›s›­r›p ko­par­ma­ya ya­ra­yan or­gan

K›z­mak : Is› ve­re­cek ka­dar s›­cak­l›­ğ› art­mak

Taş

: Do­ğa­da­ki sert nes­ne

Ör ne ğin:

“Eği­ti­m, ki­şi­ye say­g› ile baş­lar.” cüm­le­sin­de­ki “eği­ti­m, ki­şi­ye,

say­g›, baş­lar” söz­cük­le­ri be­lir­li kav­ram­la­r› kar­ş›­la­d›­ğ› için anlam­l›­d›r;

“ile” söz­cü­ğü ise tek ba­ş›­na bir an­lam ta­ş›­ma­d›­ğ› hâlde

di­ğer söz­cük­ler ara­s›n­da “bir­lik­te­lik il­gi­si” kur­ma an­la­m› üstlen­miş­tir.

Cüm­le için­de söz­cük­ler ara­s›n­da an­lam iliş­ki­si kurmak

ya da söz­cük­le­ri bir­bi­ri­ne bağ­la­mak için kul­la­n›­lan böy­le

söz­cük­le­re “gö­rev­li söz­cük­ler” de­nir.

De­mek ki söz­cük­ler an­lam­l› ve an­lam­s›z ol­mak üze­re iki­ye ayr›­l›r.

Dil ­bi­lim ça­l›ş­ma­la­r›n­da gö­re­ce­ği­miz isim, fi­il, s›­fat, zarf,

za­mir ola­rak kul­la­n›­lan söz­cük­ler an­lam­l›­d›r. Edat, bağ­laç, ünlemler

ise görevli sözcüklerdir.

B. YAN AN LAM

Söz­cü­ğün, te­mel an­la­mı­nın ya­nı sı­ra te­mel an­la­ma bağlı olarak

kazandığı yeni anlamlardır. Bir söz­cü­ğün bir­den çok yan

an­la­mı ola­bi­lir. Yan an­lam, te­mel an­la­mın an­lam özel­li­ğin­den

kop­maz.

Ör­ne­ğin, “oku­mak” ey­le­mi te­mel an­la­mı dı­şın­da “öğ­re­nim görmek”,

“şar­kı ya da ez­gi­yi yo­rum­la­mak” gi­bi yan an­lam­lar kaza­nır.

Söz­cü­ğün bir te­mel an­la­mı var­dır ama bir­den faz­la yan an­la­mı

ola­bi­lir. Sözcük, böylece çok anlamlı olur.

Do­ğa­da­ki var­lık­la­rın çı­kar­dı­ğı ses­le­ri ifa­de eden söz­cük­ler de (küt,

pat, çıt ...) an­lam­sız­dır. Cüm­le için­de ve dı­şın­da ses ola­rak al­gı­lanır.

Böy­le söz­cük­le­re “yan­sı­ma söz­cük­ler” de­nir oy­sa an­lam­sız ancak

görevli sözcükler de­di­ği­miz “ile, ama, ya, ah...” cüm­le dı­şında

hiç­bir şey ifa­de et­mez.

Örnek

I. Za­val­l›­y› bo­ğa­z›n­dan tut­muş, bo­ğa­cak­t›.

II. Ku­ral­c› yak­la­ş›­m›­n›z­la şi­iri bo­ğu­yor­su­nuz.

III. Kah­ve­ren­gi per­de­ler oda­y› boğ­du.

IV. Ha­va s›­cak­l›­ğ› her­ke­si boğ­du.

V. Iş›k oda­y› ala­ca bir loş­lu­ğa boğ­du.

Ör ne ğin:

“Bir ars­lan mi­yav de­di ama ço­cuk­lar bu­na şa­şır­ma­dı.” cüm­lesin­de­ki

sözcüklerin türlerini in­ce­le­ye­lim:

bir

: İs­mi be­lir­ten sı­fat­tır, an­lam­lı­dır.

ars­lan, ço­cuk­lar : Can­lı var­lı­ğın adı­dır, an­lam­lı­dır.

de­di, şa­şır­ma­dı : Ey­lem­dir, an­lam­lı­dır.

a m a : G ö ­r e v ­l i s ö z ­c ü k ­t ü r , a n ­l a m ­s ı z ­d ı r , b a ğ ­l a ç ­t ı r . ­

mi­yav

: Yan­sı­ma söz­cük­tür, an­lam­sız­dır.

bu­na

: İşa­ret an­lam­lı­dır, cüm­le­nin ye­ri­ne kul­la­nılmış­tır.

Bu ör­nek­ten de an­la­şı­la­ca­ğı gi­bi yan­sı­ma­lar ve gö­rev­li söz­cükler

kar­şı­la­dık­la­rı an­lam ba­kı­mın­dan fark­lı özel­lik­le­re sa­hip­tir.

Nu ma ra lan m›ş cüm le ler de ge çen “boğ­mak” söz cü ğü kaç

fark l› an lam da kul la n›l m›ş t›r?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

Çözüm

I. de te­mel an­lam­da, ya­ni bir can­l›­y› so­luk al­ma­s›­na en­gel olarak

öl­dür­mek an­la­m›n­da

II. de ge­liş­me­si­ne en­gel ol­mak an­la­m›n­da

II­I. de uy­gun düş­me­mek an­la­m›n­da

IV. de bu­nalt­mak an­la­m›n­da

V. de ta­ma­m›y­la kap­la­mak, sar­mak an­la­m›n­da kullanılmıştır.

Doğru Seçenek E

5


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek YGS / 2011

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len cüm le, ay raç için de ki

sö zün an la mı nı içer me mek te dir?

A) Öy­kü­nüz­de­ki bi­lin­me­yen­ler­den kur­tul­mak için öy­kü­de­ki

ka­dı­nın kim ol­du­ğu­nu, na­sıl bir ya­şam sür­dü­ğü­nü, ne iş

yap­tı­ğı­nı gö­rü­nür kı­lın. (be­lir­gin­lik ka­zan­dır­mak)

B) Si­zin yap­tı­ğı­nız gi­bi, bir dö­ne­mi kü­çük bir öy­kü­ye sığ­dırmak

her­ke­sin üs­te­sin­den ge­le­bi­le­ce­ği bir iş de­ğil­dir. (zorlu­ğu

yen­mek)

C) Öy­kü­nü­zün kah­ra­ma­nı olan ka­dı­nı, içi­miz­den bi­ri gi­bi göste­re­bil­miş­si­niz.

(inandırıcı olmak)

D) Öy­kü­nü­zü, ya­şa­mın akı­şı­nı dü­şün­dü­ren bir do­ğal­lık­la yazın,

bu­nu ya­pa­bi­le­cek güç­lü bir ka­le­mi­niz var. (ya­zar­lık yete­ne­ği

ol­mak)

E) Öy­kü­le­ri­niz­de ay­rın­tı­lar­dan ka­çın­ma­nı­zı, ya­lın­lı­ğa bağ­lı

kal­ma­nı­zı çok be­ğen­dim; bu, si­zin yo­ğun­lu­ğa ver­di­ği­niz

öne­mi gös­te­rir. (çı­ğır açı­cı ol­mak)

Çözüm

E seçeneğinde parantez içinde verilen “çığır açıcı olmak” söz

öbeği alışılmış olanın dışına çıkmak, farklılık yaratmak anlamına

gelmektedir. Cümlenin anlamında ise sadece yazarın öykülerinde

kullandığı üslubun değerlendirildiğini görmekteyiz.

Doğru Seçenek E

Mecaz anlam sözcüklerde olabildiği gibi değişik söz gruplarında

da görülebilir:

Deyim Düzeyinde Mecaz: An­lat­t›k­la­r›­n› du­yun­ca ağ­z›m aç›k

kal­d›, duyduklarıma ina­na­ma­d›m. (şa­ş›r­mak)

Atasözü Düzeyinde Mecaz: Ke­çi­nin uyu­zu su­yun gö­zün­den

su içer. (De­ğer­siz ki­şi­ler ken­di­le­ri­ni de­ğer­li ve gü­zel ola­na lay›k

gö­rür.)

Ar go Dü ze yin de Me caz: Ada­m› bir ka­lay­la­d› ki he­pi­miz şaş›r­d›k.

(söv­me)

Örnek YGS / 2013

L. Frank Baum, bu dünyadan geçerken öyle derin

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­I

izler bıraktı ki yaşamanın değerini milyonlarca kez

II

III

kanıtlamış oldu. Bu ölümsüz yazarın eli değdiği anda

­ ­ ­ ­­­­­­IV

çocuk edebiyatı yeşermeye başladı.

­ ­ ­­­­­­V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde mecazlı

bir söyleyiş yoktur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Altı çizili ifadelerden

I. yaşamak,

C. MECAZ (DEĞIŞMECE) ANLAM

Söz­cü­ğün bir il­gi ve­ya ben­zet­me so­nu­cu ger­çek an­la­mı­nın dışın­da,

baş­ka an­lam­da kul­la­nıl­ma­sı­dır. Me­caz an­lam­da kul­la­nılan

söz­cük­ler ge­nel­lik­le so­yut an­lam ka­za­nır.

Hiç­bir söz­cük cüm­le dı­şın­da me­caz an­lam ka­za­na­maz.

II. kalıcı olmak,

IV. o alanda, çalışmaya başlamak,

V. gelişme, ilerleme anlamlarıyla mecazlı ifadelerdir.

III numaralı “yaşamanın değeri” ifadesi gerçek anlamlı bir söz

öbeğidir.

Doğru Seçenek C

Ör­ne­ğin, “ku­ru” söz­cü­ğü­nün ger­çek an­la­m› “su­yu, ne­mi ol­mayan”d›r.

Bu söz­cük “Ya­nak­la­r› ku­ruy­du fa­kat göz­le­ri ta­ma­men

yaş­la do­luy­du.” cüm­le­sin­de ger­çek an­lam­da­d›r. Ay­n› söz­cük

“Ku­ru, zevk­siz bir ha­yat ya­ş›­yor­du.” cüm­le­sin­de “he­ye­ca­n› olma­yan,

tek­dü­ze” an­la­m›y­la kul­la­n›l­m›ş ve ger­çek an­lam­dan

uzak­la­şa­rak me­caz an­lam ka­zan­m›ş­t›r. Me­ca­z›n kul­la­n›l­d›­ğ›

yer­ler aşa­ğ›­da ör­nek­ler­le ve­ril­miş­tir. Ör­nek­ler­de al­t› çi­zi­li sözcük

ve­ya söz­cük grup­la­r› me­caz an­lam­l›­d›r:

Cen­giz Ayt­ma­tov’un “Be­yaz Ge­mi” ad­l› ro­ma­n› ol­duk­ça sü­rükle­yi­ci­dir.

(il­gi uyan­d›­ran)

Bu ta­k›­m›n ko­yu ta­raf­tar­la­r›n­dan bi­ri­yim. (iç­ten, aş›­r› des­tekle­mek)

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bilmek” sözcüğü “sorumlu

tutmak” anlamında kullanılmıştır?

A) Karşı taraf hakkında bildiklerimi size tek tek anlattım.

B) Marangozluktan anlamam ama camcılığı iyi kötü bilirim.

C) Ben, onu bunu bilmem seni bilirim çünkü sözleşmeyi seninle

yaptım.

D) İnsan, kendi dilini bilmeden başka bir dili bilemez.

E) Ben adamın gözünden bilirim, korkup korkmadığını.

6


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Çözüm

Seçeneklerde “bilmek” sözcüğü

A’da “öğrenmek, öğrenmiş olmak”

B’de “bir işi yapabilme becerisine sahip olmak”

C’de “sorumlu tutmak, sorumluluk yüklemek”

D’de “bir dalda yeterli olmak”

E’de “anlamak” anlamında kullanılmıştır.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2010

(I) Kim ne derse desin, eleştirmenler, özelde edebiyatın, genelde

sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği

kadar kesin bir gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek

sevmezler, soğuk bir iş ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki.

(IV) Överseniz mesele yok, kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu.

(V) Ama beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız eleştiri

oklarını ve saplamaya başlarlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde mecazlı

bir söyleyiş yoktur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

I. cümledeki “üvey evlatlarıdır”, III. cümledeki “soğuk”, IV. cümledeki

“kupkuru” ve V. cümledeki “oklarını ve saplamaya” sözcüklerinde

mecazlı söyleyiş görülmektedir. II. cümlede mecaz

anlamda kullanılan sözcük yoktur.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2017

Son zamanlarda genç yetişkin edebiyatının hızla filizlendiği

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­I

söylenebilir. J. K. Rowling’in Harry Potter kitaplarıyla canlanan

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­II

ve S. Meyer’in Alacakaranlık serisinin, kelimenin tam anlamıyla

parlattığı kahramanlarla devam eden süreç, özellikle S. Collins’in

III

Açlık Oyunları’yla taçlandırdığı yoldan ilerliyor. Bu sürece

­ ­­­­­­­­­­­IV

yüksek bütçeli ve beyaz perdenin genç yıldızlarıyla renklenen

uyarlama filmlerin etkisi inanılmaz...

­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­V

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda

kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I, II, III ve IV numaralı sözcükler gerçek anlamının dışında, soyut

bir anlama gelecek şekilde yani mecaz anlamda kullanılmıştır.

V numaralı sözcük ise inanılması çok güç veya imkânsız

olan anlamında yani gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

D. TERIM ANLAM

Doğru Seçenek E

Bi­lim, tek­nik, sa­nat, spor ile il­gi­li söz­cük­le­re de­nir. Te­rim anlam­l›

söz­cük­ler ger­çek an­lam­l› söz­cük­ler­olarak kabul edilir.

Örnek YGS / 2016

“Kullanmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde

“sarf etmek” anlamında kullanılmıştır?

A) Ali, otomobildeki yedek lastiği şu ana kadar hiç kullanmadı.

B) Yasin, uzun süre bilgisayar kullanmanın olumsuz etkilerini

araştıracak.

C) Hatice, kendisine gönderilen parayı idareli kullanması gerektiğini

biliyordu.

D) Sema, sabahları evinden işine giderken toplu taşıma araçlarını

kullanıyordu.

E) Eymen, elindeki şemsiyeyi on yıldır kullandığına kimseyi

inandıramadı.

Çözüm

“Kullanmak” sözcüğü A, D ve E’de belli bir amaçla bir şeyden

yararlanmak; B’de bir aleti işletmek, C’de ise sarf etmek anlamında

kullanılmıştır.

Doğru Seçenek C

Örnek

Kimi durumlarda bir cümlede yanlış terim kullanılabilir. Bu da

anlatım bozukluğuna neden olur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamanın örneği

vardır?

A) Basketçilerimiz üç sayı farkla ilk kez mağlup oldular.

B) En genç güreşçi olarak ringe çıktığımda tir tir titriyordum.

C) Gol atmak her futbolcunun en büyük hayalidir.

D) Edirne’nin çayırlarından sonra salonların minderlerinde

güreş tutmak iyi gelmedi bana.

E) Nakavt olan boksör hep “Ben de nakavat edeceğim.” diyerek

güç kazanır.

Çözüm

B’de “güreşçi - ring” yanlıştır. “güreşçi - minder” olmalıdır.

Doğru Seçenek B

7


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Bilgi Notu

Bir söz­cük bir­çok dal­da te­rim ola­bi­lir. Ör­ne­ğin, “Bit­ki­yi top­ra­ğa

bağ­la­yan kök­le­ri­dir.”, “Diş kök­le­ri­miz, kal­si­yum de­po­su­dur.”, “Yapım

eki al­ma­mış söz­cük­le­re kök de­nir.” cüm­le­le­rin­de “kök” söz­cüğü

fark­lı dal­lar­da te­rim ol­muş­tur.

II. AN LAM AK TAR MA LA RI

A. AD AKTARMASI (MECAZIMÜRSEL)

Bir sö­zün ben­zet­me il­gi­si gü­dül­mek­si­zin il­gi­li ol­du­ğu baş­ka bir

söz ye­ri­ne kul­la­n›l­ma­s›­na ad ak­tar­ma­s› de­nir. Söy­le­nen söz

baş­ka, an­la­t›l­mak is­te­nen baş­ka­d›r.

Ör ne ğin: Bar­da­ğı bir di­kiş­te bi­tir­di.

Örnek

(I) Uzak diyarlardan geldim. (II) Anadolu’nun birçok yerini gezdim,

gördüm. (III) Köylerden, kasabalardan geçtim; esnafından

çobanına kadar birçok kişiyle konuştum. (IV) Türküler dinledim,

âşıkların atışmalarını izledim. (V) Dillerdeki türküleri ezberledim,

geleneklerimizi öğrendim.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ad aktarması

vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

V. cümlede “diller” sözcüğüyle “insanlar” anlatılmaktadır; ad

aktarması yapılmıştır.

Doğru Seçenek E

“Bar­dak” söz­cü­ğü su ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.

Gün­lük dil­de çok kul­lan­dı­ğı­mız bu mecaz türünde şu iliş­ki­ler

gö­rü­lür:

Par ça söy le nir, bü tün kas te di lir.

Bir çift göz sü­rek­li bi­zi izliyordu. (Göz in­san ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

B. DEYİM AKTARMASI

Bir kav­ram­la il­gi­li bir özel­li­ği baş­ka bir kav­ra­ma ak­tar­mak­t›r.

De yim ak tar ma s› oluş tur ma yol la r›:

Bü tün söy le nir, par ça kas te di lir.

Ay­ten Ha­nım yan apart­man­da otu­ru­yor­du. (Apart­man, da­ire yeri­ne

kull­a­nıl­mış­tır.)

İç söy le nir, dış kas te di lir.

Tur­şu­la­rı ra­fa diz­me­ye baş­la is­ter­sen.

(Tur­şu, ka­va­noz ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

1. Do ğa dan İn sa na Ak tar ma

Do­ğa­da­ki var­l›k­lar­la il­gi­li kav­ram­la­r›n in­san için kul­la­n›l­ma­s›­d›r.

Ör ne ğin:

Kalabal›k birden dalgaland›.

Dalgalanmak suyun özelliğidir, insana verildiği için doğadaki bir

varl›ğ›n özelliği insana aktar›lm›şt›r.

Dış söy le nir, iç kas te di lir.

Sa­nı­rım ten­ce­re kay­na­ma­ya baş­la­dı.

(Ten­ce­re, ten­ce­re­de­ki yemek ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

Sa nat çı söy le nir, eser kas te di lir.

Şu du­var­da ası­lı olan Pi­cas­so de­ğil mi?

(Pi­cas­so, tab­lo ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

2. İn san dan Do ğa ya Ak tar ma

İn­san­lar­la il­gi­li kav­ram­la­r›n do­ğa için kul­la­n›l­ma­s›­d›r.

Ör ne ğin:

Bi­raz­dan hü­zün­le­nir de­niz.

Rüzgâr şar­k› söy­le­me­ye baş­lar.

Rüzgâr ve de­niz in­sa­na ben­ze­ti­le­rek in­san­dan do­ğa­ya ak­tarma

ya­p›l­m›ş­t›r.

Yer söy le nir, yö ne tim kas te di lir.

An­ka­ra, Paris’i uyar­dı.

(An­ka­ra, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti yö­ne­ti­mi ye­ri­ne; Paris, Fransa

yönetimi ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

Yer söy le nir, in san lar kas te di lir.

Ana­do­lu, öz­gür­lük mü­ca­de­le­sin­de ar­tık yal­nız de­ğil­di.

(Ana­do­lu, in­san­lar ye­ri­ne kul­la­nıl­mış­tır.)

3. Doğadan Doğaya Ak tar ma

Doğadaki varlıklarla ilgili kavramların yine doğa için kullanılması,

doğadaki başka bir varlığa aktarılmasıdır.

Ör ne ğin:

Bir arslan miyav dedi, minik fare kükredi.

Ayakkabımın burnu patladı.

8


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

4. Du yu Ak tar ma s›

Bir du­yuy­la il­gi­li kav­ra­m›n baş­ka bir du­yu yar­d›­m›y­la an­la­t›lma­s›­d›r.

Ör ne ğin:

Ha­va kes­kin bir kö­mür ko­ku­suy­la do­lar.

Ka­pa­n›r­d› da­ha gün doğ­ma­dan ka­p›­lar.

Al­t› çi­zi­li söz­cük­ler­de “kes­kin” do­kun­ma du­yu­suy­la il­gi­li, “ko­ku”

kok­la­ma du­yu­suy­la il­gi­li­dir. Kok­la­ma du­yu­su, do­kun­ma du­yusuy­la

an­la­t›l­mak is­ten­miş ve du­yu­lar ara­s› ak­tar­ma ya­p›l­m›ş­t›r.

Bilgi Notu

1. Her­kes ta­ra­fın­dan bi­li­nen yay­gın (ka­lıp­la­şan) an­la­tım, dolay­la­ma

de­ğe­ri ta­şır. Yay­gın ol­ma­yan kul­la­nım do­lay­la­ma olmaz.

2. Dolaylamada benzetme ilgisi varken ad aktarmasında benzetme

olmaz.

B. KİNAYE

Bir sö­zün, ay­nı cüm­le­de hem ger­çek hem de me­caz an­la­ma

ge­le­cek bi­çim­de kul­la­nıl­ma­sı­dır.

Örnek

I. Yaşlı adam horul horul uyuyordu koca çınarın altında.

II. Akdeniz, yine suspus olmuş; masmavi uzanıyor sonsuzluğa.

Bilgi Notu

Ki­na­ye­de amaç me­caz an­lamı dü­şün­dür­mek­tir.

III. Balkona çıktım, hava soğuktu; üşüdüm ve içeri girdim.

IV. Tomurcuklar yakında patlar, çiçeğe döner.

V. Keskin gözleriyle ipi, iğnenin deliğinden geçirdi.

Numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) I. cümlede doğadan insana aktarma yapılmıştır.

B) II. cümlede insandan doğaya aktarma yapılmıştır.

C) III. cümlede dokunma duyusuna yer verilmiştir.

D) IV. cümlede doğadan doğaya aktarma yapılmıştır.

E) V. cümlede dokunma duyusundan görme duyusuna aktarma

yapılmıştır.

Çözüm

I. cümlede doğadan insana aktarma örneği yoktur. “Horul horul”

yansıma sözcüğün tekrarıyla kurulmuş bir ikilemedir.

Doğru Seçenek A

Ör ne ğin;

“Ni­çin hâ­li­ni so­run­ca bir­den yü­zün k›­za­r›r?” cüm­le­sin­de “yü­zü

k›­zar­mak” de­yi­mi hem ger­çek an­lam­da hem de “utan­ma” an­lam›­na

ge­le­rek me­caz an­lam­da kul­la­n›l­m›ş­t›r.

Ay­n› şe­kil­de,

“Ara­ba kul­la­n›r­ken gö­zün aç›k ol­sun.”

“Ha­san’›n gö­zü ka­ra­d›r.” cüm­le­le­rin­de al­t› çi­zi­li söz­ler ki­na­ye­lidir.

Ki­na­ye söz öbe­ğin­de ya da cüm­le­de gö­rü­le­bi­lir.

C. TARİZ (İĞNELEME, DOKUNDURMA)

Bir ki­şi­yi, bir ola­y› ya da du­ru­mu, alay­c› ve iğ­ne­le­yi­ci bir dille

eleş­tir­mek amaç­la­n›r. Sö­zün söy­le­nip tam ter­si­nin kas­te­dilme­si­dir.

Ör ne ğin:

“Önlüğün ne kadar temiz, sofra bezine benziyor.” cümlesinde,

önlüğün çok pis olduğu kastedilmektedir.

III. SÖZCÜKLERDE ANLAM

OLAYLARI

A. DOLAYLAMA

Tek bir söz­cük­le an­la­t›­la­bi­le­cek bir kav­ra­m› ka­l›p­la­şan bir­den

faz­la söz­cük­le an­lat­ma­ya do­lay­la­ma de­nir.

– İşinden neden ayrıldın?

– Çok para(!) veriyorlardı.

cümlelerinde, kişinin işinden çok az para aldığı için ayrıldığı dile

getirilmiştir.

Not: Tarizli olan sözcüklerden ya da cümlelerden sonra ünlem

işareti parantez içinde (!) kullanılır.

Ör ne ğin:

Tu­rizm – Ba­ca­s›z sa­na­yi

Ka­le­ci – Fi­le bek­çi­si

Pa­muk – Be­yaz al­t›n

H›r­s›z – Ka­sa fa­re­si

Top – Me­şin yu­var­lak

D. BENZETME (TEŞBİH)

An­la­t›­m› güç­len­dir­mek için ara­la­r›n­da ni­te­lik or­tak­l›­ğ› bu­lu­nan

var­l›k­la­r›n bi­rin­den di­ğe­ri­ne ni­te­lik ak­ta­r›l­ma­s›­d›r. Ak­ta­r›­lan nite­lik

ba­k›­m›n­dan güçlü ola­na ken­di­si­ne ben­ze­ti­len, za­y›f ola­na

ben­ze­yen de­nir.

9


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

• Gül gi­bi gü­zel yü­zü bü­yü­le­di be­ni.

Ken­di­si­ne Ben­zet­me Ben­zet­me Ben­ze­yen

Ben­ze­ti­len Eda­tı Yö­nü

Gü­lün “gü­zel­lik” özel­li­ği “yüz”e ak­ta­rıl­mış­tır. Yu­ka­rı­da­ki ben­zetme,

dört öge­si de kul­la­nıl­mış “tam ben­zet­me” ör­ne­ği­dir. Asıl

öge­ler “ben­ze­yen” ve “ken­di­si­ne ben­ze­ti­len” dir. Yar­dım­cı ögeler

“ben­zet­me yö­nü” ve “ben­zet­me eda­tı”dır.

“O kömür gözleri unutamam.” cümlesinde sadece asıl ögeler

olan benzetilen ve benzeyen kullanılmıştır.

IV. SÖZ CÜK LER ARA SI AN LAM

İLİŞ Kİ LE Rİ

A. EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ)

SÖZCÜKLER

Her cümlede aynı anlamda kullanılabilen sözcüklerdir.

Bilgi Notu

Bir dilin kendi içinde anlamdaş sözcükleri olmaz.

E. KİŞİLEŞTİRME (TEŞHİS)

İn­sana ait özel­lik­le­rin baş­ka var­l›kla­ra ak­ta­r›l­ma­s›­d›r.

• Gün ge­çer za­man ağ­lar

Yay ge­çer ke­man ağ­lar

(“Za­man” ve “ke­man” “in­san”a ben­ze­til­miş, in­sa­na ait “ağla­ma”

özel­li­ği bu var­lık­la­ra ak­ta­rıl­mış­tır. “İn­san” söz­cü­ğü

kul­la­nıl­ma­dı­ğı için ka­pa­lı eğ­re­ti­le­me de söz ko­nu­su­dur.)

Bilgi Notu

Her kişileştirmede kapalı eğretileme vardır.

Di li miz de eş an lam lı lık di ye ni te len di ri len an la mın ne denle

ri şun lar dır:

1. Fark­l› kök­ler­den gel­me­le­ri­ne rağ­men eş an­lam­l› ola­rak

dü­şü­nü­len söz­cük­ler as­l›n­da ya­k›n an­lam­l›­d›r. Bunlara eş

anlamlı denmesi yanlıştır.

Acı - Ağrı

B›k­mak - Usan­mak

Da­r›l­mak - Küs­mek

2. Bir dil­de eş an­lam­l›­l›­ğ›n bu­lun­ma­s›, ya­ban­c› dil et­ki­sin­den

kay­nak­la­n›r. Dil­de­ki bir söz­cü­ğü kar­ş›­la­yan ya­ban­c› sözcük

kul­la­n›l­ma­s› eş an­lam­l›­l›­ğa yol açar.

F. MÜBALAĞA (ABARTMA)

Bir şeyin olduğundan fazla ya da az gösterilmesidir.

Arapça

123

Tecrübe – Deneyim

Lisan – Dil

İhtiyaç – Gereksinim

123

Türkçe

• Bu ne hâl, iğne ipliğe dönmüşsün.

• Gözyaşım deniz olmuş, haberin yok.

Örnek

(I) Şehrin göbeğine kötü bir mimariye sahip bir AVM diktiler.

(II) Bilim kurgu filmlerindeki bir canavar gibi bu bina. (III) Oradan

her geçişte ben, ona bakarım; o da bana bakar. (IV) Yere

göğe sığmıyorum, bu köşede sıkışıp kaldım diyor bana. (V) Ve

ekliyor, her gün meraklı gözlerin bana nefretle bakmalarından

sıkılmadım mı sanıyorsun?

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede dolaylama yapılmıştır.

B) II. cümlede benzetme yapılmıştır.

C) III. cümlede kişileştirme yapılmıştır.

D) IV. cümlede abartma yapılmıştır.

E) V. cümlede ad aktarması yapılmıştır.

Çözüm

I. cümlede, dolaylama yoktur. “Şehrin göbeği” kalıplaşmış bir

sözcük değildir, belli bir kavramın, varlığın adı değildir.

Doğru Seçenek A

B. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER

Benzer kavramları karşılayan kelimelerdir. Bu türden kelimeler

eş anlamlı gibi gözükse de aralarında az da olsa anlam farklılığı

vardır.

– Küsmek – darılmak – kırılmak

– Dilemek – istemek

– Uğraşmak – didinmek

Örnek ÖSS / 2001

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca

birbirine en yakındır?

A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın bu tartışmanın içinde

yer almıştı.

B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.

C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı, içine sindiremiyordu.

D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler

düzenliyordu.

E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.

10


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Çözüm

A, C, D, E seçeneklerindeki sözcükler farklı anlamlar içermektedir.

B seçeneğindeki altı çizili sözcüklerse “belirli ölçütler esas

alınarak tasnif etmek” anlamıyla kullanılmıştır.

Doğru Seçenek B

Ör ne ğin:

I. Dos­ya­n›n ön yü­zü­nü bi­ze gös­ter­me­di.

II. Sen yüz, ben bi­raz­dan ge­li­yo­rum.

III. Yü­zün­de­ki si­vil­ce­ler onu ra­hat­s›z edi­yor­du.

IV. Bu ki­tap­lar için yüz mil­yon öde­dim.

II, III ve IV. cümlelerde kullanılan “yüz” sözcüklerinin arasında

C. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI

SÖZCÜKLER

sesteşlik ilişki vardır. I. cümlede geçen “yüz” sözcüğü ise III.

cümledeki “yüz” sözcüğünün yan anlamıdır.

An­lam ba­k›­m›n­dan bir­bi­ri­nin kar­ş›­t› olan söz­cük­le­re z›t an­lam­l›

söz­cük­ler de­nir.

can­l›

ölü

zen­gin fa­kir

kolay

zor

Olum­suz­luk zıt­lık de­ğil­dir.

Akıl­lı - akıl­sız

gel­mek - gel­me­mek

Zıt an­lam­lı söz­cük­ler kul­la­nı­lır­ken söz­cük­ler ara­sın­da an­lam iliş­kisi

ol­ma­lı­dır. Ger­çek ve me­caz an­lam ara­sın­da zıt­lık iliş­ki­si ol­maz.

Ör­ne­ğin:

İn­celt­me ve­ya uzat­ma işa­re­ti bu­lun­du­ran Arap­ça, Fars­ça söz­cükler

Türk­çe­de­ki ben­zer ses­ler­den oluş­muş söz­cük­ler­le ses­teş­lik oluştur­maz.

Yâr - Yar

Âdet - Adet

Kâr - Kar

Bilgi Notu

Bir söz­cü­ğün te­mel ve me­caz an­la­m› ara­s›n­da ses­teş­lik ol­maz.

“Sıcak karşılandığımız bu ortamda soğuk çaylar ikram edildi.” Bu

cüm­le­de:

Sı­cak: Me­caz an­lam­da­dır.

So­ğuk: Ger­çek an­lam­da­dır.

Bu iki sözcük birbiriyle zıt anlamlı değildir.

Üçün­cü kat­tan inen bu ada­m›n be­nim ka­t›m­da hiç­bir de­ğe­ri yok.

Ger­çek anlam­­

­­Me­caz an­lam

D. EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER

Dil için­de bir­bi­rin­den ay­r› iki ya da da­ha çok kav­ra­m›n ses aç›­

s›n­dan ay­n› ni­te­lik­te­ki gös­ter­ge­ler­le di­le ge­ti­ril­me­si­dir. Ya­ni

ses­le­ri ay­n›, an­lam­la­r› tü­müy­le fark­l› olan söz­cük­ler­dir.

Eş ses li liğe ne den olan olay lar şun lar d›r:

• Za­man için­de fark­l› söz­cük­le­rin ses de­ği­şi­mi yo­luy­la ay­n›

ses­ler­den oluş­ma­la­r›

• Ya­ban­c› dil­ler­den al›­nan söz­cük­le­rin dil­de ay­n› ses­ler­le

fark­l› an­la­m› kar­ş›­la­ma­s›

Bilgi Notu

Kökteş (ortak kök) sözüklerle sesteş sözcükler birbiriyle karıştırılmamalıdır.

Kökteş sözcükler, aynı kökten türemiş farklı türdeki sözcüklerdir.

Örneğin:

“Boya” sözcüğü sesteş değil, kökteştir.

Al bir kutu boya

Şu duvarı boya

dizelerinde “boya” sözcüğü I. dizede isim, II. dizede fiil görevinde

olduğu hâlde aynı anlamı taşımaktadır.

Ör ne ğin:

Yüz

Yüz

: Yüz­me ey­le­mi, su­da ha­re­ket ede­bil­me

: Si­ma, çeh­re

Bilgi Notu

Sesteş sözcükler türce aynı veya farklı olabilir.

Gez : Ayak­ta ha­re­ket et­me hâ­li

Gez : Si­lah­la­rın üze­rin­de ni­şan al­ma­ya ya­ra­yan kı­sım

İki söz­cük ara­s›n­da ses­teş­lik ol­ma­s› için bu söz­cük­ler ara­s›n­da

an­lam iliş­ki­si ol­ma­ma­l›­d›r.

“Bir bardak çay içelim.” cümlesinde “çay” aynı türde sesteşliği

“Daha derine dal.” cümlesinde “dal” sözcüğü farklı türde sesteşliği

örnekler.

11


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek

“Kaç kişi gelecek.” cümlesinde “kaç” sözcüğü, türce farklı sesteşliği

örnekler.

Aşağıdakilerin hangisinde bu tür sesteş bir sözcük yoktur?

A) Çorbadan kıl çıkınca midesi bulandı.

E. SOMUT VE SOYUT ANLAMLI

SÖZCÜKLER

1. So mut Söz cük ler

Duyularla al­g›­la­na­bi­len varlıkları tanıtan sözcüklerdir. Var­l›k­la­r›

ka­n›t­la­na­bi­lir.

Ör ne ğin: ha­va, ›s›, ses, ›ş›k, ağaç, keskin...

B) Sanırım ben de senin gibi düşünüyorum.

C) Ekmeğe yağ ve reçel sürdü.

D) Kapıyı aç, dışarısı çok soğuk.

E) Kar geliyor, umarım tipiye çevirmez.

Çözüm

A’da “kıl”, C’de “yağ”, D’de “aç”, E’de “kar” farklı türde hem isim

hem fiil sesteşliği örneklerken B’de “ben” sadece isim türüyle

sesteştir.

Doğru Seçenek B

Örnek

I. Ağaçlar, bazı binalar fırtınada yıkıldı.

Dağ gibi adam kötü haberi alınca yıkıldı.

II. Çok ince bir fiziği olduğu için kıyafetler bol gelirdi.

Kalın kafalı biri, beni asla anlayamaz.

III. Hayvanat bahçesini gezerken görmüştüm o garibi; bir kayanın

üstüne oturmuş dalmış gitmiş ormanlardaki hayatına.

IV. Ege’nin incisi gittikçe kirleniyor ve bozuluyor.

V. İçimde nefret tohumları birikiyor.

Numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi doğrudur?

A) I. de “yıkıldı” sözcükleri birbirinin sesteşidir.

B) II. de “ince” ve “kaba” sözcükleri karşıt anlamlıdır.

2. So yut Söz cük ler

Duyularla algılanamayan kavramları tanıtan söz­cük­ler­dir. Bu

söz­cük­le­rin kar­ş›­la­d›­ğ› kav­ram­la­r›n var ol­du­ğu­na ina­n›­r›z.

Ör ne ğin: kor­ku, öf­ke, elem, telaş, kıskançlık…

3. So mut la ma

Temel anlam›yla soyut olan bir kavram›n, anlam genişlemesi

yoluyla somut bir varl›ğ› anlatarak somut anlam kazanmas›d›r.

Genellikle benzetmelerle, kişileştirmelerle, aktarmalarla yapılır.

Ör ne ğin:

“İpi eliy­le iyi­ce kav­ra­d›k­tan son­ra t›r­man­ma­ya baş­la­d›.” cümle­sin­de­ki

“kav­ra­mak” söz­cü­ğü “eliy­le s›­k›­ca tut­mak” an­la­m›nda­d›r.

Oy­sa ay­n› söz­cük “Ko­nu­yu kav­ra­mak için çok uğ­raş­t›.”

cüm­le­sin­de “bir şe­yi zi­hin­de ay­d›n­la­ta­rak iyi­ce an­la­mak” an­lam›n­da

kul­la­n›l­m›ş­t›r. Böy­le­ce so­mut söz­cük­le so­yut an­lam kaste­di­le­rek

so­mut­la­ma ya­p›l­m›ş­t›r.

So­mut­la­ma­nın en be­lir­gin ör­nek­le­ri­ni de­yim­ler­de gö­rü­rüz. Aşa­ğı­daki

de­yim­ler so­mut­la­ma ör­nek­le­ri­dir:

Akın­tı­ya kü­rek çek­mek

Öküz al­tın­da bu­za­ğı ara­mak

Etekleri tutuşmak

C) III. de kapalı eğretileme yapılmıştır.

D) IV. de ad aktarması yapılmıştır.

E) V. de “nefret” sözcüğü anlam genişlemesiyle soyut anlam

kazanmıştır.

Çözüm

I. de “yıkıldı” sözcükleri gerçek ve mecaz anlamda kullanılmıştır.

Bir sözcüğün gerçek ve mecaz anlamları arasında sesteşlik

olmaz.

II. de karşıtlık aynı kavram içinde olacağı için “ince” ve “kaba”

sözcükleri karşıt değildir.

III. de insandan doğaya aktarma yapılmıştır, bu bir tür kapalı

eğretilemedir.

IV. de “Ege’nin incisi” sözüyle dolaylama yapılmıştır.

V. “Nefret” sözcüğü benzetmeyle somutlanmıştır.

Doğru Seçenek C

So mut la ma n›n Gö rü le bi le ce ği Yer ler

• Söz cük dü ze yin de so mut la ma:

“Bu ka­fa­lar de­ğiş­me­dik­çe top­lum ola­rak iler­le­me­miz müm­kün

de­ğil­dir.” cüm­le­sin­de, tek ba­ş›­na an­la­m› so­mut olan “ka­fa” sözcü­ğü

so­yut olan “dü­şün­ce” söz­cü­ğü­nün ye­ri­ni tu­ta­rak so­mutla­ma

ya­p›l­m›ş­t›r.

• Söz öbe ği dü ze yin de so mut la ma:

Ge­nel­lik­le de­yim­ler­de gö­rü­lür. “Siz ge­le­ne dek di­ken üs­tün­de

otur­dum.” cüm­le­sin­de ge­çen “di­ken üs­tün­de otur­mak” de­yi­mi

“hu­zur­suz­luk” an­la­m›­n› ve­re­rek so­mut­laş­t›­r›l­m›ş­t›r.

• Cüm le dü ze yin de so mut la ma:

Ge­nel­lik­le ata­söz­le­rin­de gö­rü­lür. “Kör­le ya­tan şa­ş› kal­kar.”

cüm­le­sin­de her söz­cük so­mut­tur. An­cak, cüm­le “et­ki­len­me”

an­la­m›­n› ve­re­rek so­yut söz­cük ye­ri­ne kul­la­n›l­m›ş ve cüm­le somut­laş­t›­r›l­m›ş­t›r.

12


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlama yoktur?

A) İçimizde sevgi yeşertelim.

B) Evin önündeki boş alanda oynayın.

C) Sözlerime çok kırılmış, ne yapayım?

D) Sefalet bu garip aileyi de parçaladı.

E) Bu yoldan dön, hayatını hiç etme.

Çözüm

A’da sevgi, doğaya benzetilerek,

G. NİCELİK VE NİTELİK BİLDİREN

SÖZCÜKLER

1. Ni ce lik Be lir ten Söz cük ler

Kav­ram­la­r›n sa­y›­la­bi­len, öl­çü­le­bi­len du­ru­mu­nu be­lir­ten söz­cükler­dir.

“Bir­çok se­ne geç­miş­ti onu gör­me­ye­li.” cüm­le­sin­de “bir­çok” sözcü­ğü

be­lir­siz bir ni­ce­li­ği be­lir­tir. Öl­çü­le­bi­le­cek, sa­y›­la­bi­le­cek

kav­ram­la­r› ifa­de et­mek­te­dir.

“Oku­lun ge­niş s›­n›f­la­r› var­d›.” der­ken “ge­niş” söz­cü­ğü yi­ne nicel­dir.

C’de üzülme, “kırılma” eylemiyle,

D’de çok kötü duruma düşme, “parçalanma” eylemiyle,

E’de davranış, tutum, “yol” sözcüğüyle görünür kılınarak somutlaştırılmıştır.

F. ÖZEL VE GENEL ANLAMLI

SÖZCÜKLER

1. Özel An lam

Tek bir var­l›­ğ› karşılayan söz­cük­ler özel an­lam­l›dır.

Doğru Seçenek B

“Bu çe­lim­siz ço­cu­ğa, her gün ezi­yet edi­yor­du.” cüm­le­sin­de “çocuk”

özel an­lam­l›­d›r.

2. Ge nel An lam

Bir varlığın tü­m örneklerini kar­ş›­la­yan söz­cük­le­re ge­nel an­lam­l›

söz­cük­ler de­nir.

“Şi­ir­dir in­sa­n›n en de­rin duy­gu­la­r›­n› aç›­ğa vu­ran.” cüm­le­sin­de

“şi­ir” ge­nel an­lam­l›­d›r.

“Uçak en hızlı araçtır.” cümlesinde “uçak” sözcüğü bütün uçakları

kapsadığı için genel anlamlıdır.

Söz­cük­ler cüm­le­de ge­nel ya da özel an­lam il­gi­si ka­za­nır.

var­lık - can­lı - hay­van - kuş - ser­çe

“Bu hayvanı çok sevdim, alıyorum.” cümlesinde “hayvan” sözcüğü

özel anlamlıdır.

“Hayvan sevgi ve ilgi bekler.” cümlesinde ise “hayvan” genel

anlamlıdır.

Bir anlatım, genelden özele veya özelden genele olabilir. “Hayvanları

sevdiğim için evde tavşan besliyorum.” cümlesinde genelden

özele bir anlatım sırası, “Menekşe, karanfil derken evim çiçek bahçesine

döndü.” cümlesinde özelden genele bir anlatım sırası izlenmiştir.

2. Ni te lik Be lir ten Söz cük ler

Kav­ram­la­r›n ve­ya nes­ne­le­rin özel­lik­le­ri­ni, na­s›l ol­duk­la­r›­n› be­lirtir.

Genel olarak sayılamayan ve ölçülemeyen özellikleri belirtir.

“Ben gü­zel gün­le­rin ha­ber­ci­si­yim.” cüm­le­sin­de “gü­zel” söz­cü­ğü

ni­te­lik be­lir­ten söz­cük­tür. Sa­y›­la­maz, öl­çü­le­mez.

Örnek

(I) Çiçek kurumuştu. (II) Uzun sapı da onu kurtaramamıştı.

(III) Suya aspirin koyarsanız çiçek uzun süre solmadan kalır,

demişti çiçekçi bana. (IV) Hatta çiçeği, erken solmasın diye,

dar ağızlı bir vazoya koymuştum. (V) Ama çiçek er geç solacaktır,

sözünde olduğu gibi çiçek iki günde kurumuştu ve söz

gerçekleşmişti.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili, aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) I. cümledeki “çiçek”, genel anlamlıdır.

B) II. cümledeki “uzun”, nicel anlamlıdır.

C) III. cümledeki “uzun”, bir kavramın sayılabilen, ölçülebilen

durumunu belirtmektedir.

D) IV. cümledeki “dar” sözcüğü, “Dar kafalının tekisin.” cümlesindeki

“dar” sözcüğüyle farklı anlam içermektedir.

E) V. cümlede kullanılan “çiçek” sözcüklerinden biri “genel”,

biri “özel” anlamlıdır.

Çözüm

I. cümledeki “çiçek” sözcüğü belli bir çiçeği gösterdiği için özel

anlamlıdır. Genel anlamlı olsaydı tüm çiçekleri anlatan bir anlama

sahip olurdu.

Doğru Seçenek A

13


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

H. YANSIMA SÖZCÜKLER

Do­ğa­da­ki çe­şit­li var­l›k­la­r›n ç›­kar­d›­ğ› ya da do­ğa olay­la­r› so­nucu

or­ta­ya ç›­kan ses­ler­dir. Bu ses­ler tak­lit ola­rak yazıya geçirilir.

Küt - pat - ş›r - gür - mi­yav - hav (yan­s›­m›ş söz­cük­ler)

• Bu ses­ler­den isim ya da ey­lem­ler tü­re­ti­le­bi­lir.

pa­t›r­t› - c›­z›r­t› - gü­rül­tü (Yan­s›­ma­dan tü­re­miş isim­ler­dir.)

hor­la - (Yan­s›­ma­dan tü­re­miş fiildir.)

fo­kur­da - (Yansımadan türemiş fiildir.)

Örnek

I. Kuşların ötüşmelerini dinlemek, ağaçların gölgesinde dinlenmek

için bu parka her sabah gelirim.

II. Dün iyi yürüdüm, ayaklarıma kara sular indi.

III. Doğanın süsü olan çiçek, aynı zamanda birine verilecek

en güzel hediyedir.

IV. Olaylara ne kadar geniş bakarsan, olayların nedenini daha

rahat anlarsın.

V. Kolum acımıştı, o nedenle arabayı kullanamamıştım.

Numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden

hangisi yanlıştır?

A) I. de “ötüşmek” yansıma sözcüktür.

B) II. de “iyi” sözcüğü nicel anlamlıdır.

C) III. de “çiçek” sözcüğü genel anlamlıdır.

D) IV. de “geniş” sözcüğü nitel anlamlıdır.

E) V. de “acımıştı” sözcüğü kökteştir.

V. SÖZ ÖBEKLERİNDE ANLAM

Söz öbe­ği en az iki söz­cü­ğün bir­leş­me­siy­le oluş­muş söz grupla­rı­dır.

Di­li­miz­de­ki baş­lı­ca söz öbek­le­ri şun­lar­dır:

A. DE YİM LER

Bel­li bir kav­ra­m› ya da du­ru­mu di­le ge­ti­ren söz­cük­le­rin ge­nellik­le

me­caz an­lam ka­zan­ma­s›y­la olu­şan söz öbe­ği­dir. Di­le zengin­lik

ka­tan, yo­ğun an­la­t›m­lar­d›r. De­yim­le­rin özel­lik­le­ri­ni şöyle

s›­ra­la­ya­bi­li­riz:

• De­yim­ler ka­l›p­laş­t›­ğ› için deyimlerdeki söz­cük­le­rin yer­leri

de­ğiş­ti­ri­le­mez. Ay­n› an­la­ma gel­se bi­le de­yim­de­ki söz­cüğün

ye­ri­ne baş­ka söz­cük kul­la­n›­la­maz.

Ör­ne­ğin “yü­zü­ne gül­mek” ye­ri­ne “su­ra­t›­na gül­mek” de­ne­mez.

• En az iki sözcükten oluşur.

De­yim­ler­de­ki her­han­gi bir yan­lış­lık, an­la­tım bo­zuk­lu­ğu­na yol açar.

• De­yim­ler öğüt ver­mez.

• Tek baş­la­r›­na kul­la­n›l­maz­, cüm­le bi­le ol­sa­lar bir an­lam­la ilgi­li

kul­la­n›l­ma­l›­d›r.

• De­yim­le­rin ço­ğu me­caz an­lam­l›­d›r:

Öküz al­t›n­da bu­za­ğ› ara­mak, içi kan ağ­la­mak, üç nal­la bir

ata kal­mak...

• Ba­z› de­yim­ler bir öy­kü­ye ya da ola­ya da­ya­n›r:

Ye kür­küm ye.

Se­la­mün aley­küm kör ka­d›.

(Bu söz­ler Nas­ret­tin Ho­ca fıkralarından al›n­m›ş­t›r.)

• Ba­z› de­yim­ler âdet­le­ri ve ina­n›ş­la­r› be­lir­tir:

Ge­lin ata bin­miş, ya k›s­met de­miş.

Çözüm

I. cümlede yansıma sözcük yoktur. “Ötüşmek” yansıma sözcük

değildir. Çünkü ses değildir.

II. cümledeki “iyi” sözcüğü “çok” anlamındadır ve sayılabilir, ölçülebilir

özelliktedir.

III. cümledeki “çiçek” sözcüğü, türün tamamını kapsadığı için

genel anlamlıdır.

IV. cümledeki “geniş” sözcüğü “bakma” nın nasıl olması gerektiğini

vermiş, özellik ortaya koymuştur; nitel anlamlıdır.

V. cümledeki “acı” sözcüğü kökteştir. Aynı anlam içinde hem

isim hem fiil özelliği gösterir.

Doğru Seçenek A

• Ba­z› de­yim­ler ek­sil­ti­li cüm­le şek­lin­de­dir:

Al­lah ba­na, ben sa­na…

Bu­gün ya­r›n...

• Ba­z› de­yim­ler iki­le­me şek­lin­de­dir:

De­lik de­şik, s›­k› f›­k›, z›rt p›rt

• Ki­mi de­yim­ler ki­şi­le­rin olum­suz yön­le­ri­ni an­la­t›r:

So­kak sü­pür­ge­si

• Ki­mi de­yim­ler ki­şi­le­re öv­gü için söy­le­ne­bi­lir:

Çöp­süz üzüm

İki dir­hem bir çe­kir­dek

• “Bir yıl önce, evde iğneden ipliğe kadar satılmadık bir şey

bırakmadığı için şimdi satacak bir şeyi de kalmamıştı.”

cümlesinde deyim anlamca cümleye uygun kullanılmıştır.

• “Kimsesizdi, kafa kola alıp onu teselli ediyor, ona sahip çıkıyorduk.”

cümlesinde deyim cümleye anlamca uymadığı

için anlatım bozukluğu oluşmuştur.

14


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek TYT / 2020

Eğer cebinde akrep var diyorsanız birinin cimri

I

olduğunu uzun uzadıya anlatmanıza gerek yoktur. Aynı

biçimde görmüş geçirmiş sözü, kastettiğiniz kişinin çok

II

tecrübeli olduğunu veya iyi günler yaşadığını belirtmekte

işinizi kolaylaştırır. Biri için helal süt emmiş demeniz

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­III

insanların ona olan güvenini artırırken hinoğlu hin

­ ­ ­ ­­­­­­­­­IV

demeniz insanları ondan uzaklaştıracaktır.

Paraya kıymak sözünü kullandığınızdaysa insanların

V

gözünde savurgan bir kişilik canlanacaktır.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I, II, III ve IV numaralı sözlerin kullanımı doğrudur. “Paraya kıymak”

gereken yerde para harcamaktan kaçınmamak anlamında

olduğundan yanlış kullanılmıştır.

Doğru Seçenek E

Örnek

Keşke seninle bu işe girmeseydim. İyi bir dostsun ama iş arkadaşı

değilsin. İki aylık iş arkadaşlığımızda anamdan emdiğim

süt burnumdan geldi. Bir daha seninle asla iş ortaklığı

yapmam.

Bu parçada geçen “…anamdan emdiğim süt burnumdan geldi.”

söz öbeği deyimdir. Çünkü…

Bu cümle aşağıdakilerden hangileriyle sürdürülebilir?

I. sadece mecaz anlamlıdır.

II. kendi anlamı dışında başka bir anlam oluşturmuştur.

III. “burnumdan” sözcüğü yanlış kullanılmıştır.

IV. sözcükler bir araya gelip yeni bir anlamla kalıplaşmıştır.

A) I ve III B) I ve V C) II ve IV

D) II ve V E) III ve IV

B. İKİ LE ME LER

An­la­t›m gü­cü­nü ar­t›r­mak için an­lam­l› ya da an­lam­s›z söz­cükle­rin

fark­l› şe­kil­de yan ya­na getirilmesiyle yapılan ka­l›p­laş­m›ş

söz öbe­ği­dir.

Bi­çim­sel ve an­lam­sal ku­ru­luş­la­r› ba­k›m­dan iki­le­me­ler:

• Ay­n› söz­cü­ğün yi­ne­len­me­siy­le yapılır:

gü­zel gü­zel, ad›m ad›m, ça­buk ça­buk...

• Eş ya da ya­k›n an­lam­l› sa­y›­la­bi­le­cek sözcüklerle yapılır:

ek­sik ge­dik, kol ka­nat, kir pas, k›­r›k dö­kük, kan­l› can­l›, ezile

s›­k›­la…

• Kar­ş›t an­lam­l› söz­cük­ler­le yapılır:

ba­ta ç›­ka, sağ sol, gi­de ge­le, az çok, er geç…

• Yan­s›­ma söz­cük­ler­le yapılır:

z›­r›l z›­r›l, fo­sur fo­sur, hün­gür hün­gür, f›­k›r f›­k›r…

• Bi­ri an­lam­l› bi­ri an­lam­s›z söz­cük­ler­le yapılır:

ka­lem ma­lem, y›r­t›k p›r­t›k...

• İki­si de an­lam­s›z söz­cük­le yapılır:

m›­r›n k›­r›n, eciş bü­cüş, pa­las pan­d›­ras...

• İki­le­me­ler cüm­le­de; yük­lem, öz­ne, nes­ne, tüm­leç ola­bi­lir:

Ağ›r ağ›r ç›­ka­cak­s›n bu mer­di­ven­ler­den.

zarf tümleci

Evi­ni bar­k›­n› terk edip git­ti.

be­lir­ti­li nes­ne

Ma­vi ma­viy­di göz­le­ri.

yük­lem

• Unu­tul­du­ğu hâl­de ba­z› söz­cük­ler ya­şa­m›­n› de­yim­ler­de

de­vam et­ti­rir:

Bet be­niz, ya­r›m ya­ma­lak (Bet ve ya­ma­lak)

• Ba­z› de­yim­ler­de iki­le­me­le­re yer ve­ri­lir:

Et­li­ye süt­lü­ye ka­r›ş­ma­mak, el­de avuç­ta kal­ma­mak, fel­lik

fel­lik ara­mak...

• Ün­lem­ler­le iki­le­me­ler ku­ru­lur:

tüh tüh, vah vah...

Çözüm

Deyimler, sözcüklerin bir araya gelip kaynaşması ve yeni bir

anlam oluşturmasıyla yapılır. Bu açıklama II ve IV. ifadelerde

verilmiştir.

İki­le­me­ler ay­rı ya­zı­lır, iki­le­me­ler ara­sı­na her­han­gi bir nok­ta­la­ma

işa­re­ti ge­ti­ril­mez:

art ar­da, yan ya­na, diz di­ze, göz gö­ze ...

Doğru Seçenek C

15


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikilemeyi oluşturan sözcükler

tek başlarına kullanılamaz?

A) Eğri büğrü çizmişsin çizgileri.

B) Abur cubur yiyerek iştahımı kesme.

C) Eski püskü eşyalarla döşemişti evi.

D) İyi kötü geçinip gidiyoruz.

E) Sigara migara içmem.

Çözüm

B’deki “abur cubur” ikilemesini oluşuran sözcüklerin, ikisi de

anlamsız olduğu için bu sözcükler tek başına kullanılamaz.

C. ATASÖZLERİ

Doğru Seçenek B

Uzun göz­lem ve de­ne­yim­ler so­nu­cu or­ta­ya ç›k­m›ş yar­g›­la­r›, genel

bir ku­ral ya da öğüt bi­çi­min­de yan­s›­tan, bil­ge­ce dü­şün­ce­leri

di­le ge­ti­ren, hal­k›n or­tak ma­l› ni­te­li­ğin­de, ço­ğu me­caz­l›, ka­l›plaş­m›ş

öz­lü söz­ler­dir.

Ge nel Özel lik le ri

1. Ata­söz­le­ri, de­yim­ler gi­bi ka­l›p­laş­m›ş söz­ler­dir. Söz di­zi­minin

bo­zul­ma­s›, söz­cük­le­rin ye­ri­ne baş­ka söz­cük ge­ti­ril­mesi

ata­sö­zü­nü bo­zar. Bu da anlatım bozukluğuna neden

olur:

• “Korkunun ecele faydası yoktur.” Bu sözü “Korkunun ölüme

faydası yoktur.” biçiminde söylersek anlam değişmez

ancak atasözünün yapısıyla oynandığı için ortada atasözü

kalmaz.

2. Ata­söz­le­ri ke­sin yar­g›, öğüt, ders içe­rir:

• Yoldan kal, yoldaştan kalma.

• Bin bilsen de bir bilene danış.

• Büyük lokma ye büyük söz söyleme.

3. Ata­söz­le­ri cüm­le bi­çi­min­de ka­l›p­laş­m›ş­t›r:

5. An­lam­ca bir­bi­ri­ne ya­k›n, bir­bi­riy­le ay­n› doğ­rul­tu­da ata­sözle­ri

var­d›r:

• Gün doğmadan neler doğar.

• Kara gün kararıp kalmaz.

(Her iki atasözünde de sıkıntıların devamlı olmadığı, bir

gün mutlaka biteceği anlamı vardır.)

6. An­lam­ca bir­bir­le­riy­le çe­li­şen, bir­bi­riy­le kar­ş›t gö­rü­nen atasöz­le­ri

de var­d›r:

• Fazla mal göz çıkarmaz.

• Azı karar çoğu zarar.

(Bu iki atasözü birbiriyle anlamca çelişmektedir. Birinci

atasözünde fazla malın kişiye zarar vermeyeceği vurgulanmış

ikincide ise çok malın insana zarar vereceği söylenmiştir.)

7. Sosyal olaylarının nasıl olageldiğini uzun gözlem ve deneylerle

yansıtan atasözleri vardır:

• Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

• Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

8. Doğa olaylarının nasıl olageldiklerini belirten atasözleri

vardır:

• Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.

9. Töre ve gelenekleri bildiren atasözleri vardır:

• Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

• Kızını dövmeyen dizini döver.

10. Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır:

• Ananın bahtı kızına…

• Akacak kan damarda durmaz.

Ata­söz­le­rin­de olum­suz dav­ra­n›ş­lar yü­cel­til­mez. An­cak ba­z›­la­r›nda;

kö­tü­le­ri, kö­tü­lük­le­ri yer­mek, yi­ne do­lay­l› ola­rak er­dem sa­y›­lacak

dav­ra­n›ş­la­r› yü­celt­mek ama­c›y­la olum­suz öğüt ve­ri­li­yor­muş gibi

ya­p›­l›r. Ör­ne­ğin; “Doğ­ru söy­le­ye­ni do­kuz köy­den ko­var­lar.” atasö­zün­de,

ba­z› du­rum­lar­da doğ­ru söy­le­yen­le­rin d›ş­lan­d›­ğ›­na dik­kat

çe­ki­lip d›ş­la­yan­lar ye­ril­mek­te­dir.

• El kazanı ile aş kaynamaz.

• Gök gürlemeden yağmur yağmaz.

Bir­çok ata­sö­zü, dev­rik cüm­le bi­çi­min­de­dir. Bun­la­r›n ku­ral­l›

(düz) hâ­le ge­ti­ri­le­rek kul­la­n›l­ma­s›, ka­l›­b› boz­mak olur.

4. Ata­söz­le­ri­mi­zin bazıları me­caz­lı, bazıları me­caz­s›z, bazıları

da hem ger­çek hem me­caz­l› an­la­m›y­la yar­g› bil­di­rir:

• Mızrak çuvala sığmaz.

• Ağaç yaş iken eğilir.

Me­caz­s›z ata­söz­le­ri de var­d›r.

• Sabreyle işine, hayır gelsin başına.

• Zararın neresinden dönülse kârdır.

Örnek

Türkçede kimi atasözleri içerik olarak birbiriyle çelişir.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi içerdiği anlam yönünden

“Her koyun kendi bacağından asılır.” sözüyle çelişir?

A) Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur.

B) Taşıma suyuyla değirmen dönmez.

C) Komşu komşunun külüne muhtaçtır.

D) Kurunun yanında yaş da yanar.

E) Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaçtır.

16


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Çözüm

“Her koyun kendi bacağından asılır.” sözünde herkesin kendinden

sorumlu olduğu anlatılmaktadır.

D’deki sözde; etkileşim, birliktelik, toplu etkilenim anlamı vardır.

Çözüm

Gerçek eleştirinin amacının ortaya konduğu parçada altı çizili

sözle sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler (güncel kıpırdanış)

anlatılmak istenmiştir.

Doğru Seçenek C

Doğru Seçenek D

Etkinlik

Örnek YGS / 2015

Aşağıdaki atasözlerini tamamlayınız.

1. Arı söğüdü..................................

2. Biri yer biri bakar ...........................

3. Ecel geldi cihana ............................

4. Güvenme varlığa .............................

5. Herkesin aklı bir olsa ........................................

6. Akılsız köpeği .....................................

İçtenlikle yaşama sevinci içinde olan, güler yüzlü­Anadolu insanı

günlük hayatını, sevincini, hasretini türkü­yapar kendisine.

Kimsenin bilmesini istemediği inancı, sevdası; gönlünde

buram buram tüten umudu... Hepsi türkülerin görünmez heybesinde

taşınır.

Bu parçadaki altı çizili sözle türkülerle ilgili olarak anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Halkın sırlarını ve yaşadıklarını saklaması

B) Güncel sosyal olaylara tanıklık etmesi

D. KA LIP LAŞ MA MIŞ SÖZ ÖBE ⁄İN DE

AN LAM

Bazı anlam ayrıntılarının ifadesinde deyim, atasözü gibi

kalıplaşmış söz öbekleri isteneni yeterince karşılamayabilir.

Bu durumda yazarların, ko­nuş­ma­c›­la­r›n ki­şi­sel bu­luşu

olan ço­ğu me­caz­l› söz­cük öbek­le­ri cüm­le­le­re güç­lü ve

kap­sam­l› an­lam­lar ka­zan­d›­r›r, yar­g›­la­r›n da­ha güç­lü ifade

edil­me­si­ni sağ­lar. Bun­lar; iki­le­me­ler, de­yim­ler ve atasöz­le­rin­den

fark­l› ola­rak ka­l›p­laş­ma­m›ş du­rum­da­d›r. Toplu­mun

or­tak ma­l› de­ğil, kul­la­n›­c›­n›n ki­şi­sel bu­lu­şu­nun, terci­hi­nin

ürü­nü­dür­. Bu tür söz­cük öbek­le­ri­nin an­la­m›­n› çözer­ken

ki­lit ko­nu­mun­da­ki söz­cük­le­re, bu söz­cük­le­rin çağr›­ş›m­la­r›­na,

cüm­le­nin bü­tü­nün­de­ki hat­ta pa­rag­raf­ta­ki yarg›­lar­la

bağ­lan­t›­la­r›­na özel­lik­le dik­kat edil­me­li­dir.

Örnek TYT / 2020

Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü örneklendirmek,

bir sanat yapıtının sanat değerini belirlemek, bir örnekten kalkarak

çözümlemeler ve incelemeler yapmak ve bir görüşü temellendirmek

olmalıdır. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme

alınmış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onurlandırmak

veya filancayı ezmek, yerin dibine batırmak olamaz. Edebiyat

çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, felsefi bir temelden

hareketle edebiyat olaylarına eğilir bu tür eleştiriler.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Sanatçıların bir sanat görüşüne ağırlık vermesi

B) Sanatçılar arasında rekabet ortamının oluşması

C) Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler

D) Eleştiri yazılarının artış göstermesi ve sevilmesi

E) Eleştirmen yorumlarının tartışmaya açıklığı

C) Gelenek ve görenekleri günümüze aktarıp koruması

D) Halkın duygu ve düşüncelerinden beslenmesi

E) Dilden dile gönülden gönüle dolaşması

Çözüm

Altı çizili bölümdeki “görünmez heybe” ifadesi ile parçanın tamamındaki

gizlilik ifadeleri A seçeneğini doğrulamaktadır.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2013

Bazı insanlar yapabileceklerinin farkında olmadan, sürekli bir

öz güven eksikliği içinde yaşarlar. Bazıları da abartılı bir özgüvenle,

hayatta her şeyi başarabileceklerine, her alanda en iyi

olduklarına inandırırlar kendilerini. Oysa insan kendisine içbükey

veya dışbükey aynada değil, düz aynada bakmalıdır.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) İnsanın kendisine güvenerek başladığı her işte başarılı olması

mümkündür.

B) İnsan, her alanda kendisinden daha üstün birilerinin olabileceğini

unutmamalıdır.

C) Yaşamda mutlu olmak için olumsuzluklar karşısında direnmeli,

önüne çıkan engelleri sabırla aşmaya çalışmalıdır.

D) İnsan, yeteneklerinin sınırlarını gerçekçi bir tutumla belirlemeli,

kendisini tarafsız bir gözle değerlendirmelidir.

E) İnsanlar, hayattaki olumsuz durumları da olumlu durumlardaki

gibi olgunlukla karşılamalıdır.

17


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Çözüm

Parçada altı çizili ifadeden önce kimi insanlarda öz güven eksikliği,

kimilerinde de fazla öz güven olduğu belirtilmiştir. Bu durum

içbükey ve dışbükey ayna sözcükleriyle somutlaştırılmıştır.

Her iki durumun da yanlış olduğu ve doğru olanın insanın kendisiyle

ilgili objektif değerlendirmede bulunması gerektiği D seçeneğinde

verilmiştir.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2011

Tur­gut Uyar’ın “Şi­ir çık­maz­da çün­kü in­san çık­maz­da.” sö­zü­ne

ka­tıl­ma­dı­ğı­mı be­lirt­mek is­te­rim. Bu iki du­rum ara­sın­da kar­şıtlık

iliş­ki­si var ben­ce. Ya­ni in­san çık­maz­day­sa şi­ir çık­maz­da olamaz.

Ak­si­ne, şi­ir çık­maz­dan bes­le­nir. Bu za­man za­man va­roluş­sal,

bi­rey­sel çık­maz­lar olur; za­man za­man da sa­vaş­lar, fe­laket­ler

gi­bi top­lum­sal çık­maz­lar… Pe­ki bu hep böy­le ol­mak zorun­da

mı­dır? Ta­bii ki de­ğil­dir. Çık­mazlar ol­ma­dan da ya­zı­la­bilir

çok iyi şi­ir­ler.

Aşa ğı da ki ler den han gi si bu par ça da ge çen “Şi­ir çık­maz­dan

bes­le­nir.” sö zü ne an lam ca en ya kın dır?

A) Bü­yük ve es­ki­me­yen şi­ir­ler, in­sa­nın dış dün­ya­sıy­la iç dünya­sı­nı

kay­naş­tı­ra­rak an­la­tan­lar­dır.

B) Şi­i­rin ev­ren­sel­li­ği in­sa­nın duy­gu dün­ya­sı­na odak­lan­ma­sına

bağ­lı­dır.

C) Çö­züm­süz du­rum­lar şi­i­re kay­nak­lık eder.

D) Ye­ni şi­ir tür­le­ri­nin oluş­tu­rul­ma­sın­da, ya­şa­nan­la­rın pa­yı

var­dır.

E) İyi şi­ir­ler, şa­ir­le­rin­den zen­gin bir bi­ri­kim is­ter.

Çözüm

Par­ça dik­kat­li okun­du­ğun­da şi­i­rin ve in­sa­nın bir çık­maz­da ol­duğu

üze­rin­de du­rul­muş­tur. “Çık­maz­da ol­mak” söz öbe­ği çö­zü­mü

bir tür­lü bu­lu­na­ma­yan du­rum­la­rı if­ade et­mek için kul­la­nı­lır. Seçe­nek­ler

in­ce­len­di­ğin­de bu an­la­mı “C”de gör­mek­te­yiz.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2011

Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeraltı haritasıdır.”

Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayımlanan genç şairlerin

çoğu, bir süre sonra çalışmalarını kitaplaştırarak şairliklerinin

ilk kilometre taşlarını koyarlar.

Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritasıdır” sözüyle,

dergilerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir?

A) Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşündürme

B) Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama

C) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme

D) Şiiri öteki türlerin önüne geçirme

E) Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortam hazırlama

Çözüm

Bu parçada geçen “yeraltı” sözcüğüyle gizli cevherlerden bahsedilmiş,

“edebiyatın yeraltı haritasıdır” sözüyle de dergilerin

bu cevherlerin gün ışığına çıkmasında önemli bir rolünün olduğu

belirtilmiştir.

Örnek YGS / 2011

Doğru Seçenek B

Yahya Kemal’i ve Na­zım Hik­met’i ay­rı tu­tar­sak kü­çük mut­lu­luklar

Türk şi­i­ri­ne Ga­rip dö­ne­min­de bir uğ­ra­yıp geç­miş­tir, di­ye­bi­liriz.

Bi­raz Zi­ya Os­man, çok az Ca­hit Sıt­kı … Onun dı­şın­da “Hüzün

ki en çok ya­kı­şan­dır bi­ze.” an­la­yı­şı ege­men­dir. Ce­mal Süre­ya’nın,

Ga­rip­çi­le­rin izi­ne ba­sa­rak yü­rü­dü­ğü ki­mi şi­ir­le­rin­de de

bu an­la­yı­şın yan­sı­ma­la­rı­nı gö­rü­rüz. Ne var ki onun şi­ir­le­rin­de

ge­nel ola­rak in­ce bir hü­zün söz ko­nu­su­dur.

Bu par ça da ge çen “izi­ne ba­sa­rak yü­rü­me” sö züy le an la tılmak

is te nen aşa ğı da ki ler den han gi si dir?

A) Her­kes­çe an­la­şıl­ma­ma

B) Ye­ni bi­çim­ler ara­ma

C) Ka­lı­cı ol­ma­yı amaç­la­ma

D) Ben­zer duy­gu­la­rı iş­le­me

E) Ka­ram­sar­lı­ğı yeğ­le­me

Çözüm

“İzi­ne bas­mak” bir ki­şi­yi ta­kip et­mek, izin­den git­mek an­la­mın­da

kul­la­nı­lır. So­ru­da ise “izi­ne ba­sa­rak yü­rü­me” duy­gu­la­rın benzer­li­ği­ni

ifa­de et­miş; Ce­mal Sü­re­ya’nın Ga­rip­çi­lerle ben­zer duygu­la­rı

iş­lediği anlatılmıştır.

Örnek TYT / 2019

Doğru Seçenek D

Kemalettin Tuğcu bizlere yoksulluğu, yaşamla savaşmayı, acımayı,

yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretti. Kahramanları hiç

yüzüstü, umarsız bırakmadı. Eserleriyle Tuğcu okurlarına bir

bakıma acı aşısı yaptı.

Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Kitaplarıyla acılara, zorluklara göğüs germe becerisi kazandırmak

B) Yaşanan acıların okurla paylaşılarak azalmasını sağlamak

C) Odağına acıyı alarak kalemini edebî yönden güçlendirmek

D) Acıyla yoğrulmuş hayatların kendi yönünü bulacağını göstermek

E) Toplumun yaşadığı acıları yalın hâliyle eserlerine aktarabilmek

Çözüm

Söz konusu parçadaki altı çizili sözde yer alan “aşı” sözcüğü

bağışıklığı karşılamaktadır. Dolayısıyla altı çizili sözle anlatılmak

istenenin “acılara, zorluklara göğüs germe becerisi kazandırmak”

olduğu söylenebilir.

Doğru Seçenek A

18


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Örnek TYT / 2018

Yüksel Pazarkaya, ülkemizde eşine az rastlanan (ender görülen)

­ ­ ­ I

bir titizlikle, Rainer Maria Rilke’nin tüm şiirlerini toplam on iki kitap

hâlinde dilimize kazandırdı. Bu külliyat (toplu eserler), Rilke’nin

­ ­ ­­­II

yazın çalışmalarını içeren Kâmuran Şipal çevirileriyle birlikte

değerlendirildiğinde (aynı kitapta toplandığında) önemli bir

III

kazanım niteliğinde. Çeviri eylemi, çoğu kez (genellikle), farklı

­ ­ ­­­­­­­­IV

kültürler arasında köprü kurmakla (bağ oluşturmakla) kalmıyor,

­ ­­­­­­­­­­­­­V

yeni imgesel yorumların kapısını da aralayabiliyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı

parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I, II, IV ve V numaralı sözler parantez içinde verilen açıklamayla

uyuşmaktadır. III numaralı söz “beraber ele alıp incelemek”

anlamı taşıdığından parantez içindeki açıklamayla örtüşmemektedir.

Doğru Seçenek C

Çözüm

“Aynı tornadan çıkmış” sözüyle, kişisel farklılığı yok sayma,

“masal anlatılmayacaktır” sözüyle, gerçekler dünyasıyla sınırlı

kalma, “salt akıllarının buyruğuna uyarak davranmaları” sözüyle,

duyguları önemsemeyip dışlama, “yararlı olmaları beklenen

robotlar sayılan çocuklara” sözüyle başkalarının isteklerine

göre yaşama anlamı kastedilmiştir. E seçeneğindeki “her şeyi

olumsuz yönleriyle değerlendirme” ile “şiir okumak kadar ayıp

bir eğlencedir.” sözü arasında bir anlam bağı yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2016

Sina Akyol, şiir yaşamına Su Tadında’yla başladığı günden bu

yana daima okurunu da işin içine katmış, hatta okurunu şair yapacak

boşluklar bırakmaya başlamıştır. Dizelerinde avazı çıktığı

kadar susması bundan. Bu suskunluk, okur için bir sağaltım

süreci aynı zamanda. Akyol’u okumak; okuru besleyen, koruyan

ve düşündüren bir uğraş...

Bu parçada geçen “avazı çıktığı kadar susmak” sözüyle anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Anlamı oluşturmada okurun da sorumluluk almasını sağlamak

B) İlk şiirlerinden itibaren okurun düşüncesine uygun yazmak

C) Şiirinin anlam derinliklerini yüksek kültüre mensup okurlara

açmak

D) Kısa şiirler yazarak okuru dinginleştirmek

Örnek YGS / 2012

Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çıkmış küçük

kaplara benzer, bunların ancak algılarla doldurulması gerekir.

İşte bu yüzden onlara masal anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli

halılar ya da kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri

de engellenecektir. Çünkü onlara göre çiçekler halılarda yetişmez;

kuşlarla kelebekler, tabaklara ve fincanlara yapışıp kalmaz.

Çocukların her şeyi dört işlem yoluyla değerlendirebilmeleri,

yaşamları boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak davranmaları

sağlanacaktır böylece. Birer insan değil de ileride yararlı

olmaları beklenen robotlar sayılan çocuklara ancak gözle

görülen, akılla kavranan, olaylar öğretilecektir. Yazar, bu yönteme

göre yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk

gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse fenalık geçirmiştir.

Çünkü bu, akılla ve çarpım tablosuyla hiçbir ilişkisi olmayan, şiir

okumak kadar ayıp bir eğlencedir.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında

aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Kişisel farklılığı yok sayma

B) Gerçek dünyasıyla sınırlı kalma

C) Duyguları önemsemeyip dışlama

D) Başkalarının isteklerine göre yaşama

E) Her şeyi olumsuz yönleriyle değerlendirme

E) Edilgen bir okur kitlesi oluşturmaya çalışmak

Çözüm

Parçada geçen “avazı çıktığı kadar susmak” sözüyle şairin “anlamı

oluşturmada okurun da sorumluluk almasını sağlamak” istediği

anlatılmak istenmiştir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2016

Pek çok sanatçı, bayağılaşmak korkusuyla hâlâ çoğunluğu yok

sayarak eski yollarında ayak diriyor. Hâlbuki çoğunlukla anlaşmak,

mutlaka bayağılaşmak demek değildir. Yunan tragedyası

çoğunluğun dilediği veya beğendiği gibi olmakla bayağılaşmamıştı.

Değerini düşürmeden büyük kalabalıklarla uzlaşabilen bir

sanattı. Zamanımızın istediği de bu olsa gerek.

Bu parçada geçen “çoğunluğu yok saymak” sözüyle anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her zorluğa göğüs germek

B) Yaygın kanaatleri değiştirmek

C) Geniş kitleleri görmezlikten gelmek

D) Sanatı; sanat için değil, halk için yapmak

E) Sosyal hayatı gözden geçirmek

19


Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Çözüm

“Çoğunluğu yok saymak” sözündeki “yok saymak” ifadesi görmezlikten

gelmek anlamında kullanılmıştır. “Çoğunluk” sözcüğü

de “geniş kitleler”i karşılamaktadır. Buna göre soru kökündeki

sözü “geniş kitleleri görmezlikten gelmek” olarak yorumlayabiliriz.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2010

Sanatta ve edebiyatta etkilenme doğaldır. Çünkü sanatçının en

önemli özelliği, sürekli arayış içinde olması, kendini yeterli görmemesidir.

Nitekim yazar André Gide, kendine yettiğini söyleyen

sanatçıyı “zekâsına diyet yaptıran insan”a benzetir.

Bu parçada geçen “zekâsına diyet yaptırmak” sözüyle sanatçılara

özgü hangi özellik belirtilmek istenmiştir?

A) Düşünce ve duygu dünyasını besleyerek geliştirmeme

B) Öz eleştiri yapma alışkanlığı olmama

C) Görüşlerini başkalarıyla paylaşmak istememe

D) Başkalarını taklitten kaçınma

E) Yaratıları üzerinde gerektiği ölçüde çalışmama

Çözüm

Parçada sanattaki etkileşimin doğallığından bahsedilmiş. Buna

ters düşen sanatçı “zekâsına diyet yaptıran” insan olarak nitelendirilmiş

yani sanat yönünü beslemeyen kişi olarak tanıtılmıştır.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2017

Kimi filmlerde klişe bir sahne (basmakalıp bir görüntü) vardır:

­ ­­­­­­I

Daktilosunun başına oturup yaratma sancıları çeken (bir şey

­­ ­ ­­­­­­­­II

üretmeye çabalayan) bir yazar... Bu sahnede aktör, aklındakileri

bir an evvel dışarı vurmak (yazıya dökmek) için daktiloya

­­ ­­­­­­­III

heyecanla beyaz bir kâğıt takar. Tuşların sert sesleri eşliğinde

birkaç satır yazar. Bu arada, yardım umarcasına (ne yapacağı-

­ ­ ­­­­IV

nı bilmeden) kahvesinden birkaç yudum alır. Yazdıklarının içi-

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­V

ne sinmediği (yazdıklarından hoşnut olmadığı) yüzündeki ifadeden

anlaşılır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı,

ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Parçadaki IV numaralı “yardım umarcasına” sözü “yardım bekler

gibi” anlamında olduğundan ayraç içinde verilenle anlamca

örtüşmemektedir.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2017

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen durum, “içi içine

sığmamak” deyimiyle uyuşmamaktadır?

A) Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını

birbirine vura vura ona koştu.

B) Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini saatten

bir an olsun ayıramıyordu.

C) Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı günü

iple çekiyordu.

D) Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de söyleyemedikleri

için fırsat kolluyordu.

E) Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden çıkacak

gibi atmaya başladı.

Çözüm

“İçi içine sığmamak” deyimi “telaş, sabırsızlık, coşkunluk göstermekten

kendini alamamak” anlamında olduğundan D seçeneğindeki

durumla uyuşmamaktadır.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2017

Bilim ve toplum hayatındaki gelişmeler, şairleri kendi şiir sözlüklerini

genişletmeye mecbur kılmıştı. Bu değişimin yarattığı

yaşam tarzı, dünyayı şiir içinde yeniden kurmak isteyen şairlere,

eskimiş imgelerden yararlanma imkânını kapatmıştı. Öte

yandan çağlarının gerisinde kalmakta ısrar eden şairlerin kendi

kişisel şiir sözlükleriyle ilgili bir problemleri zaten yoktu.

Bu parçada geçen “şairlerin kendi şiir sözlüklerini genişletmesi”

sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her sözcüğe farklı anlamlar yüklemesi

B) Kullandığı sözcüklerle çağını peşinden sürüklemesi

C) Yeni imgelerle anlatımını zenginleştirmesi

D) İmge üretmek için sözlüklerden yararlanması

E) Özgün düşünce dünyasını şiirine taşıması

Çözüm

Parçada geçen “şairlerin kendi şiir sözlüklerini genişletmesi”

sözüyle yeni imgeler kullanarak anlatımı zenginleştirmeleri anlatılmak

istenmiştir. Bu da C seçeneğinde verilmiştir.

Doğru Seçenek C

20


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Aşağıdakilerden hangisinde “doğru” sözcüğünün anlamıyla

kullanımı birbirine uymamaktadır?

An­lam

Kul­la­n›m

A) Eğ­ri ve çar­p›k kar­ş›­t› Çiz­gi­yi doğru çekti hem­­

­ ­ ­ de cetvelsiz.

B) Ger­çek, ya­lan ol­ma­yan O bi­ze her zaman doğru

­ ­ ­ ­ söy­le­r.

C) Yasa, yöntem ve ahlaka Oto­büs ağaç­l›k­l› bir debağlı,

dürüst, namuslu

re­ye doğ­ru ağ›r ağ›r,

­ ­ ­ ­ ba­y›r­dan ini­yor.

D) Ger­çe­ğe, akla, mantığa Her şeyi vaktinde konuşya

da ku­ra­la uy­gun

mak daha doğrudur.

4. Son yıllarda, her alanda olduğu gibi, sinemamızda da nice

değerlerin art arda ilgisizlik batağında yok olduklarını görmek

insanı isyan ettiriyor, işin ilginci sesimizi yine kendimiz

duyuyoruz.

Bu cümlede altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) ‹l­gi­li­le­rin işle­ri­ni ye­te­rin­ce iyi yap­ma­d›­ğ›

B) Sa­nat­ç›­la­r›n hak­la­r›­n› ara­ma­da ye­ter­siz kal­d›­ğ›

C) Yet­ki­li­le­rin il­gisizliği, iti­raz­la­r›n duyu­ru­la­ma­d›­ğ›

D) Ka­li­te­li sa­nat­ç›­la­r›n ye­tişme­di­ği

E) Sa­nat ya­şa­m›­n›n ç›k­maz­da ol­du­ğu

E) Yan­l›ş­s›z, ek­sik­siz­ ­ Ço­cuk, Han Du­var­la­­ ­

­ ­ ­ r›’n› kâ­ğ›­da bak­ma­dan­­ ­

­ ­ ­ doğ­ru oku­du.

2. Oğlu, ihtiyarın üç aylık maaşını aldığı günlerde çıkagelir;

allem edip, kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar.

Bu cüm le de ge çen “al­lem edip, kal­lem edip” sö züy le anla

t›l mak is te nen aşa ğ› da ki ler den han gi si dir?

A) Her şe­yi altüst et­mek

B) Tür­lü söz­ler­le al­dat­mak

C) Olan­la­r› an­lat­ma­ya ça­l›ş­mak

D) ‹n­san­la­ra ya­rar­l› ol­mak­ ­

E) Fark­l›­l›k­la­r› ya­ka­la­ma­ya ça­l›ş­mak

5. Şiirini kurarken kullandığı dilsel malzemeyi yani sözcükleri

imbikten süzmek, haddeden geçirmek onun en sevdiği

şeydir çünkü o, gerçek şiire ancak böyle ulaşılabileceğini

bilir.

Bu cümlede geçen “sözcükleri imbikten süzmek” sözüyle

şairin hangi özelliği belirtilmiştir?

A) Mecazlı sözlere sıkça başvurarak şiirlerde anlam zenginliği

yaratmak

B) Açık bir dil kullanarak halkın her kesimine seslenebilmek

C) Şiirde biçim güzelliğini her şeyden üstün tutmak

D) Şiiri sıradan ve gereksiz tüm sözcüklerden arındırmak

E) Anlatım kurallarına uygun olarak yazmaya çalışmak

3. O, ömrünü sanat ve edebiyat çalışmalarına vakfetmiş (adamış)

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­­I

bir isim. Özellikle Batı şiirinden yaptığı nitelikli (kaliteli)

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­II

çevirilerle dikkatleri çekti. Çevirinin kendi iç sorunları ve

özellikle (buna ek olarak) dil estetiği bağlamında

III

süregiden (aynı biçimde devam eden) tartışmalara dair

IV

yoğun şekilde mesai harcadığını (çalıştığını) biliyorum.

­ ­ ­­­­­­­­­V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı,

ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. 1965 yılının Aralık ayında bir şairler gecesi vardı. Salon

tıklım tıklım doluydu, sahnenin önünde, aralarda yerlere

oturmuş insanlar vardı. Birçok şair vardı. Bu insanlar

gazete, dergi ve kitap sayfalarından çıkıp gelmişler ve

burayı doldurmuşlardı.

Bu par ça da ki al t› çi zi li söz le an la t›l mak is te nen aşa ğ›­

da ki ler den han gi si dir?

A) Sa­nat ya­şa­m›n­dan kop­mak

B) Bel­li bir amaç için bir ara­ya top­lan­mak

C) Ya­z›n dün­ya­s›­nda bu­lu­nup ya­y›n­lar­da yer al­mak

D) Sa­nat­ç› ki­şi­lik­le­ri­ni bir ya­na b›­rak­mak

E) Ro­man kah­ra­man­la­r›­na ben­ze­mek

21


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Gerçek anlamıyla somut olan bazı sözcükler anlam genişlemesi

yoluyla mecaz bir anlama gelerek soyutlaşabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük bu

açıklamaya örnek gösterilebilir?

A) Bah­çe­de­ki çi­çek­ler fi­liz­len­me­ye baş­la­d›.

B) Kavak ağacının dalları pencereye değiyor.

C) Aramızdaki duvarları yıkıp sorunlarımızı hallettik.

D) Yolun ortasında durup gelene geçene bağırdı.

E) Boş odalarda gezinip anılarına sığındı.

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt kavramlar bir

arada kullanılmıştır?

A) Ni­çin düş­man gö­rü­nür­sü­nüz

Y›l­lar y›­l› dost bil­di­ğim ay­na­lar

B) ‹n­san bir ya­n›n­ca Ke­rem gi­bi yan­ma­l›

Uy­ku­dan bi­le mah­şer gü­nün­de uyan­ma­l›

C) Se­vin­cin­den bir bü­yük ge­le­ce­ği

Muş­tu­la­yan iç­ki, bin y›­l›n k›­m›­z›

D) Hiç yol­cu­su yok­muş gi­bi ses­siz­ce al›r yol

Sal­lan­maz o kal­k›ş­ta ne men­dil ne de bir kol

E) Sen­de kal­m›ş­t› al›n­m›ş, k›r­g›n

Mus­ta­rip gön­lü­mün son umu­du

8. Sivas yollarında geceleri

Katar katar kağnılar gider

Tekerleri meşeden

Ağız dil vermeyen köylüler

Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler

Ağır ağır kağnılar gider

Sivas yollarında geceleri

Bu dizelerdeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

11. Aşa ğ› da ki cüm le le rin han gi sin de al t› çi zi li söz cü ğün

ses te şi yok tur?

A) Sol kapı uzun bir koridora açılıyordu.

B) Git­ti­ğin yol se­ni yan­l›ş ye­re gö­tü­re­cek.

C) El k›­z› de­ğil mi, bi­zi an­la­m›­yor iş­te!

D) Her yaş in­sa­na çok şey ka­tar.

E) Ba­r›ş için­de ya­şa­ya­l›m kar­deş­çe­si­ne.

A) Konuşmamak, susmak

B) Yalvarırcasına istemek

C) Gereksiz sözler söylemek

D) Öncekinin tersini söylemeye başlamak

E) Yarım yamalak bilgiler vermek

12. Bir yapıtımı tamamladıktan sonra onu hemen yayımlatmayı

düşünmem, beklerim. Yapıtı daha sonraları tekrar

tekrar okurum. Yapıttaki bir paragrafı, bir cümleyi ya da

bir sözcüğü beğenmediğimde en uygununu bulana kadar

beklerim. Yapıtı kendi çocuğum gibi görür, üzerine titrerim.

Çok titiz çalışmalar sonunda yayımlatırım yapıtımı.

Kendisinden böyle söz eden bir sanatçı aşağıdakilerden

hangisiyle nitelendirilebilir?

9. Anadolu, hiçbir zaman dilenci olmamıştır kendi toprağında.

Çalınmış, talan edilmiş, yağmalanmış, pay edilmiş,

yine güler yüzle karşılamış, kendinden olmayanları potasında

eritmiştir.

Bu parçadaki “kendinden olmayanları potasında eritmek”

sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başka kültürlerin etkisinde kalmak, onlara benzemek

B) Başka kültürlerin etkisinde kalarak yok olmak

C) Başka kültürleri benimseyerek onlara kendi değerlerini

katmak

D) Başka kültürleri reddetmek, onlarla hiçbir alışverişe

girmemek

E) Kendi kültürünü kaybetmek, yeni bir kültür ortaya koyamamak

A) Saman altından su yürüten

B) Kılı kırk yaran

C) İşi başından aşkın

D) İşini bilen

E) İşin içinden çıkan

13. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde “aracını iyi kullananın

kötü duruma düşmediği” vurgulanmıştır?

A) At›na bakan ard›na bakmaz.

B) Aş taş›nca kepçeye paha olmaz.

C) Aşure yemeye giden kaş›ğ›n› taş›r.

D) Kör testere bahç›van› kocat›rm›ş.

E) Çivi çiviyi söker.

22


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Simon Cuper’in “Futbol asla sadece futbol değildir.” sözünün

çeşitli sosyolojik (toplum bilimsel) tabanlarda farklı

I

karşılıklarının (bedellerinin) olduğunu biliyoruz. Katmanlar

II

arası sirayet ediş (yayılış) şekillerinin bu bağlam üzerinden

III

değerlendirilmesi (nitelik ve niceliğinin belirlenmesi) de çok

IV

normal. Futbol zaten sadece futbol olamayarak- daha

meşru bir alana doğru kendini konumlandırmış (yerleştir-

­ ­­­­­­­­­­­ ­ ­ ­V

miş) ve kabul ettirmiştir aslında.

4. Behçet Necatigil, şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri

olarak ayrıldı aramızdan.

Altı çizili sözcüğün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Yol gös­ter­me, ken­din­den son­ra­ki­le­ri ay­d›n­lat­ma

B) Ge­tir­di­ği ye­ni­lik­ler­le et­ra­f›n­da­ki­le­ri et­ki­le­me

C) Öz­gün şi­ir­le­riy­le çev­re­si­ne bir­çok ki­şi­yi top­la­ma

D) Ge­le­nek­ten yo­la ç›­ka­rak ev­ren­se­le ula­şa­bil­me

E) Hiç es­ki­me­yen, y›l­lar­ca var ola­cak şi­ir­ler yaz­ma

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi anlamca

ayraç içindeki sözle uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. I. Kapıları açmak için bizim elimizin tokmağa dokunmasını

bekliyorlardı.

II. Buğ­day, bul­gur ne var­sa kim­se do­kun­mu­yor, da­ha zor

gün­le­re sak­l›­yor­du her­kes.

2. Bazı yazarlar kimseye benzemeyeceğim, diye yola çıkarlar

ama bu sefer de hiçbir şeye benzemeyen yapıtlar ortaya

koyarlar.

Bu cümlede geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kalıcı olmayan yapıtlar

B) Niteliksiz eserler

C) Özgün yapıtlar

D) Dil ve anlatımı özensiz ürünler

II­I. Ka­r›n­ca­ya do­kun­ma­yan ço­cuk o ko­ca­man ada­m›n

ora­c›k­ta pes­ti­li­ni ç›­ka­ra­cak­t›.

IV. Çok ha­t›r­l› adam­m›ş, bel­ki sa­na bir yar­d›­m› do­ku­nur

da işe alınırsın.

V. Bu za­ma­na ka­dar hiç­bir şey­den et­ki­len­mez­dim, onun

göz­yaş­la­r› ba­na faz­la do­kun­du.

“Do­kun­mak” söz cü ğü nu ma ra lan m›ş cüm le ler de kaç

fark l› an lam da kul la n›l m›ş t›r?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

E) Sanatlı bir söyleyişe sahip yapıtlar

3. I. ‹ki ma­aş›­m› has­ta­l›­ğ›­na har­ca­d›­ğ›m öğ­ren­ci, son­bahar­la

be­ra­ber iyi­leş­ti.

II. Bil­gi­sa­yar prog­ram­la­r›­n› öğ­ren­mek için üç ay›­m› harca­d›m.

II­I. Ço­luk ço­cu­ğu uğ­ru­na ken­di­ni har­ca­d›, kö­tü iş­ler­de çal›ş­t›.

IV. Sizlere bu güzel yemekleri hazırlamak için tam üç saati­mi

har­ca­d›m.

V. Onun yakalanmasına bu grup se­bep ol­du, ço­cu­ğu onlar

har­ca­d›.

Nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi le rin de “har­ca­mak” söz-

cü ğü ay n› an lam da kul la n›l m›ş t›r?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.

D) III. ve V. E) IV. ve V.

6. Bu konuşmalar üzerine bütün salon ayağa kalktı.

Bu cümlede “salon” sözcüğüyle oradaki kişiler kastedilmiştir.

Aşa ğ› da ki cüm le le rin han gi sin de altı çizili sözcükte

buna benzer bir kullanım vardır?

A) Ken­di­si ya­r›n ce­hen­nem olur gi­der, ka­bak bi­zim ba­ş›­

m›­za pat­lar.

B) Ah­met ka­ba­ku­lak ol­du, üç haf­ta ev­den d›­şa­r› ç›­kama­d›.

C) Ço­cu­ğun ka­ba­l›­ğ›­n› için­de bu­lun­du­ğu du­ru­ma bağ­lad›k.

D) Bar­da­ğ›n için­de ma­den su­yu ka­bar­c›k­la­r›­n›n p›­t›r p›­t›r

sön­dü­ğü bi­le du­yu­lu­yor­du.

E) Dağ­la­r›n ara­s›n­da kal­m›ş köy­le­rin mem­le­ket­te olup biten­ler­den

ha­be­ri yok­tu.

23


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Aşa ğ› da ki cüm le le rin han gi sin de so mut la ma ya baş vurul

muş tur?

A) Bir şe­ye ca­n› s›­k›­l›n­ca saç­la­r›­n›n buk­le­le­riy­le oy­nar­d›.

B) Film izlerken sessiz bir ortam olmalı.

C) Ço­cuk­lar ders­le­ri­ne iyi ça­l›ş­m›ş­lar, çok ba­şa­r›­l›­lar.

D) Ten­ce­reyi, ba­k›­r› ç›k­t›­ğ› için ka­lay­c›­ya ver­di.

E) Düşüncelerinizin kanatlanmas›na izin verin.

11. İnsanın olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması

gerekir çünkü hem taş hem de heykeltıraştır o.

Bu cümlede yer alan altı çizili bölümde insanla ilgili

anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) ‹şle­yen ve işle­nen bir ya­p›­da ol­du­ğu

B) Za­man­la eği­ti­le­bil­di­ği

C) Do­ğa­ya hük­met­ti­ği

D) De­ği­şen bir var­l›k ol­du­ğu

E) Ya­şam de­ne­yi­mi­ne sa­hip ol­ma­yan›n ol­gun­laşma­d›­ğ›

8. Toplumsal ve politik hiciv yapan her kabare tiyatrosu,

bulunduğu ortamın zekâ ve yüreklilik kanıtıdır.

Bu cümlede geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ti­yat­ro­la­r›n ge­niş bir araş­t›r­ma so­nu­cu oluş­tu­ğu

B) Bu tür­den ti­yat­ro­la­ra halk ta­ra­f›n­dan il­gi­nin bü­yük oldu­ğu

C) Bu tarz ti­yat­ro­la­r› ser­gi­le­me­nin bir bil­gi ve ce­sa­ret gerek­tir­di­ği

D) Tiyatronun hal­k› eğ­len­di­rir­ken eğit­me­si ge­rek­ti­ği

E) Ti­yat­ro­la­r›n top­lum­sal me­se­le­le­re il­gi duy­ma­s› ge­rekti­ği

12. Aşağıdakilerin hangisinde “çok nazlı davranmak, ağırdan

almak” anlamında bir deyim kullanılmıştır?

A) O ka­dar ha­va­l›y­d› ki ken­di­ni dev ay­na­s›n­da gö­rü­yor­du.

B) An­ne­siy­le, k›­sa kes­mek is­te­di­ği ko­nuş­ma­la­r› hep ka­p›­

dan ç›­kar­ken aya­küs­tü ya­par­d›.

C) Bu hâl­dey­ken bi­le bil­me­yen­le­re kar­ş› ken­di­ni dir­hem

dir­hem sa­tar.

D) Ne di­ye her­kes bu ka­dar ra­ha­t›­n› se­ver, ken­di­ni dü­şü­nür.

E) Muh­tar ol­du­ğu için, bek­le­me sa­lo­nun­da bir­kaç da­ki­ka

kal­mak bi­le kib­ri­ne do­kun­muş­tu.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla

verilmiştir?

A) Biz eş­ya­la­r› top­lar­ken en önem­li ki­tap­la­r›m k›­y›­da köşe­de

kal­m›ş.

B) Ke­ha­net­te bu­lu­nup ca­n›­m› s›k­ma herkes gibi sen de

işi­ne bak!

C) Bu­ra­da yal­n›z ba­ş›­ma kal­d›ğım süre içinde ka­fa­din­ledim.

D) Teh­li­ke­li or­tam­lar­da hiç­bir işe ka­r›ş­mam, ke­na­ra çe­kili­rim.

13. Hayatın onun için belirlediği sınırları aşmaya çalışırken

tökezledi, sarsıldı, çabaladı, yüceldi. Yapıtları hayatın çemberinin

dışına taştı, o kendi çemberi içinde savrulup durdu;

hüzünle ironiyi bir arada yaşadı ve çok güzel yansıttı.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Ya­p›t­la­r›y­la hal­k›n so­run­la­r›­n› di­le ge­tir­mek

B) Halk ko­nuş­ma­s›­n› eser­le­re yan­s›t­mak

C) Ya­p›t­la­r›n­da ya­şam ger­çek­le­ri­nin s›­n›r­la­r›­n› aş­mak

D) Eser­ler­de düş ve ger­çe­ği ba­şa­r›y­la bir­leş­tir­mek

E) Ya­şam­da­ki ger­çek­le­ri sap­t›r­mak

E) Bu bor­cun al­t›n­dan na­s›l kal­ka­ca­ğ›m di­ye ken­di­ni yi­yip

bi­tir­miş.

10. I. Ad›­n› an­maz ol­mak, dost say­maz ol­mak

II. Çok eziyet vermek

II­I. Ara­s› ke­sil­mek­si­zin, ar­ka ar­ka­ya ol­mak

IV. Bir işi çok zor yap­mak, zor bir du­rum­la kar­ş›­laş­mak

Aşa ğ› da ki de yim ler den han gi si nin aç›k la ma s› numaralı

cümlelerde ve ril me miş tir?

A) Güç­lük çek­mek B) Du­rup din­lenme­den

C) Def­ter­den sil­mek­ ­ D) ‹li­ği­ni kurutmak

E) Hi­za­ya gel­mek

14. “Ağız” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim

içinde kullanılmamıştır?

A) Onca seneden sonra arkadaşını birden karşısında

görünce ağzı açık kaldı.

B) Adam ağız kalabalığına getirip yok pahasına nasıl da

aldı malları?

C) Çocuklar masal anlatan yaralı adamın neredeyse ağzına

gireceklerdi.

D) İstanbul’da büyümüş ama Karadeniz ağzıyla konuşuyor.

E) Şunların güzelliğine bak, ağzının tadını da biliyorsun

hani.

24


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Sözcüklerin herkesçe bilinen ve yaygın olarak kullanılan

anlamlarına gerçek anlam denir. Gerçek anlamın sınırları

içinde yan anlam da vardır.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerin hangisinde altı

çizili sözcük gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?

A) Sıcak bir yaz günü, bu şehirden anılarımızla ayrılmıştık.

B) Dağın tepesine vardığımızda gördüğümüz manzara

yürek ısıtıyordu.

C) Ülkemizdeki nehirler iklime bağlı olarak düzenli bir

rejime sahip değildir.

D) Ateşin kenarındaki insanların gülmeleri gecenin sessizliğini

bozuyordu.

E) Evdeki bu hararetli tartışma komşuları da rahatsız etmişti.

2. “için” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde cümleye

“amacıyla” anlamı katmıştır?

A) Her Türk genci vatan için canını seve seve verir.

B) Senin için, “Çok sinirli bir insandır.” diyorlar.

C) Çok uyuduğu için gözünün etrafında şişlikler oluşmuştu.

D) Yaşamına yeni renkler katmak için bir yolculuğa çıkmıştı.

E) Seven insan için hiçbir mesafe engel değildir.

3. Temel anlamının dışında mecaz ya da yan anlamıyla

kullanılabilen sözcükler çok anlamlıdır.

Bu açıklamaya göre, aşağıdaki cümlelerde geçen

altı çizili sözcüklerden hangisi çok anlamlılık özelliği

göstermez?

A) Burada herkes onu “satranç kralı” olarak tanır.

B) Masanın gözündeki anahtarı kimse fark etmedi.

C) Günümüzde modern insanın sorunlarına yönelik kitaplar

yazılıyor.

D) Vadinin derinliklerinde iki el silah sesi duyulmuştu.

E) Davranışlarındaki bu soğukluk hemen belli oluyordu.

4. Aşağıdakilerin hangisinde “kör” sözcüğü akla gelen

ilk (temel) anlamıyla kullanılmıştır?

A) Kör bir bıçakla halatı kesmeye çalışıyordu.

B) Odanın ortasında kör bir kandil yanıyordu.

C) Âşık Veysel çok küçük yaşta kör olmuştu.

D) Şehri bilmediğimiz için kör bir sokağa girmiştik.

E) Kör talih yakamızı bir türlü bırakmıyordu.

5. I. Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla

konaktan çıktık.

II. Bu hayvandan ancak 50 kg et çıkar.

III. Ablası hukuk fakültesinden çıkmış ve hemen işe başlamış.

IV. Büyük ikramiye yaşlı bir adama çıkmış.

V. Uzun, soğuk ve karlı gecelerden sonra kış çıkmış,

bahar gelmişti.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde “çıkmak” sözcüğü

kaç değişik anlamda kullanılmıştır?

A) 1­ B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

“yan anlam”da kullanılmıştır?

A) Yorgun askerler, tüfekleri omuzlarında kışlaya dönüyordu.

B) Nehrin kollarından biri bu köyün arazisini sulamaya

yetiyordu.

C) Ağzındaki yaralar, yemek yerken ona çok acı veriyordu.

D) Şekildeki çizgileri birleştirince ortaya güzel bir resim

çıkmıştı.

E) Ağaçların gölgesinde otlayan kuzular oldukça keyifli

görünüyordu.

7. Bir bilim, sanat, meslek ya da spor dalıyla ilgili belirli ve

özel anlamı olan sözcükler vardır.

Bu açıklama aşağıdakilerin hangisiyle ilgilidir?

A) Çok anlamlılıkla­ ­ B) Terim anlamla

C) Mecaz anlamla­ ­ D) Yan anlamla

E) Gerçek anlamla

25


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

8. Orada kaldığımız sürece bizi rahat ettirebilmek için çırpınıp

duruyordu.

Bu cümlede geçen “çırpınmak” sözcüğünün cümleye

kattığı anlam aşağıdakilerin hangisidir?

A) Aşırı derecede çaba harcamak

B) Acı ile kımıldamak

C) Kasları istemsiz bir şekilde kımıldatmak

D) Üzüntülü bir şekilde hareket etmek

E) Ses çıkararak dalgalanmak

9. Lale Devri çocuklarıyız zamanımız geçmiş

­ ­ ­ I

Aşk şarabından kim bilir en son hangi şanslı içmiş?

II III IV­ ­ ­­­­­­­­V

Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

10. “Boy” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ortak

bir atadan türediklerine inanan, birbirleriyle kan akrabalığı

bulunan geleneksel topluluk, kabile” anlamında kullanılmıştır?

A) Fideleriniz boy verip yapraklandıkça neşeniz yerine

gelecektir.

B) Sokaklarda diz boyu kar vardı ve yürümek gittikçe

zorlaşıyordu.

C) Sınır boylarındaki köylerde savaş nedeniyle tedirginlik

vardı.

D) Türk boyları başlangıçta dağınık hâldeydi.

E) Türkler hangi sebeple yüzyıllar boyu yollara dökülmüştü?

12. Aşağıdakilerin hangisinde “bölme” sözcüğünün anlamıyla

cümledeki örnek kullanımı arasında uygunluk

yoktur?

A) Bölmek işi, ayırma, parçalama: Ekmekten bir parça

bölüp küçük köpeğe verdi onu.

B) Büyük bir yeri küçük oda veya kısımlara ayıran ince

duvar: Tahta bir bölme ile ayrılan yan odadan sesler

geliyordu.

C) Matematikte dört işlemden biri: Bölme işlemini geç

öğrenmişti.

D) Gemilerin içinde yangın veya su baskınının yayılmasını

önlemek için ayrılan yer: Geminin makine dairesindeki

bölmeler de faciayı önleyememişti.

E) Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırmak

işi: Oturduğumuz yerden telefon bölmesini görebiliyorduk.

13. Aralarında yurt çapında ün yapmış kadın erkek seçkin

aydınlar vardı.

Bu cümlede geçen altı çizili sözcüğün cümleye kattığı

anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Sıradan insanların konu edildiği olağanüstü bir yapıttı.

B) Gerçeklik, kurmacaya dönüştürülerek veriliyor bu

eserde.

C) İstanbul’un kalburüstü zenginleri, basın mensupları

eşliğinde salona girmişti.

D) Camın buğusundan sokaktaki insanları seçmek

mümkün olmuyordu.

E) Böyle güzel bir gecede zamanın nasıl geçtiğini kimse

anlayamamıştı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?

A) Bu yaştaki biri için bunlar çok çiğ hareketlerdi.

B) Sert bir cisimle başına vurulunca kötü yaralanmış.

C) Ocaktaki yemeği belli aralıklarla kontrol etmesi gerekiyordu.

D) Genç memur, kızı dikkatle dinledikten sonra biraz

düşündü.

E) Dişlerindeki çürükler geceleri onu rahatsız ediyordu.

14. “Göre” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde

“uygun” anlamında kullanılmıştır?

A) Şöyle kafama göre bir iş bulsam çok iyi olacak.

B) Duyduklarıma göre yakında buraya bir iş merkezi yapılacakmış.

C) Babama göre kardeşim hiçbir zaman yeteri kadar çalışmıyor.

D) Şiirin, roman ve öyküye göre daha özlü bir anlatımı

var.

E) Ahmet Haşim’e göre şiir, duyulmak için yazılır.

26


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir

sözcük yerine kullanılmasına “ad aktarması” denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad aktarmasını

örnekleyebilecek bir anlatım vardır?

A) Tepsiyi elinden düşürünce iki bardak kırıldı.

B) Kimse okul bahçesinden ayrılmasın, diye anons yapıldı.

C) Yaşlılarımıza hürmet etmeli ve onları sevmeliyiz.

D) Ormanlarımız bilinçsizce yok ediliyor.

E) Fakir de olsak her akşam iyi kötü bir tencere kaynatıyorduk.

5. Aşağıdaki beyitlerin hangisinde insana ait özellikler

insan dışında bir varlığa verilmiştir?

A) Her gün böyle gelip dünyadaki yerini alıyor

Zor olan diyor, şairin hayatını yaşamaktır.

B) Fazıl Hüsnü diyor ki, o koca şair,

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni

C) İnsansız yaşayabildim türküsüz hiçbir zaman…

Hiçbir zaman beni aldatmadı ki türküler

D) Bahar pınarlarından içime damlayan su

Bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz kokusu

E) Belki bir resmi düşünürüz

Eski bir duvarda kaybolmuş

2. Tam (ayrıntılı) bir benzetmede, benzetmenin dört unsuru

da bulunmalıdır.

Aşağıdakilerin hangisinde tam (ayrıntılı) benzetme

yapılmıştır?

A) Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.

B) Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda.

C) Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar.

D) Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.

E) Noktadır benlerin sayamadım ben.

3. I. Filenin sultanları bu maça çok iyi hazırlanmışlardı.

II. Coşkulu kalabalıkları kontrol altına almak zordur.

II­I. Yediğiniz tabakları masadan kaldırmayı düşünüyor

musunuz?

IV. Bacasız sanayi Nevşehir’in ekonomisinde önemli bir

yer tutuyor.

V. Bilgi anahtarını elinde bulunduranlar çok kazanıyor.

Yukarıda nu ma ra lanmış cümlelerin hangilerinde

“dolaylama” yapılmıştır?

A) I ve II­ ­ B) II ve II­I­ ­ C) I ve IV

D) II ve IV E) IV ve V

4. Geceleri ay bir ekmek gibi büyürdü gökyüzünde

Kavrulmuş susam ve yeni biçilmiş buğday kokardı

Bu dizelerde “benzeyen” ve “kendisine benzetilen” kavramlar

aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) gece - gökyüzü­ ­ B) ay - ekmek

C) susam - buğday­ ­ D) ay - susam

E) ekmek - buğday

6. Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı sözcükler

soyut anlam kazanabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir sözcük kullanılmıştır?

A) Onurunu kaybeden insan aslında her şeyini kaybetmiştir.

B) Sıkıntılı günlerimizde hep yanımızda olur, bize moral

verirdi.

C) Korkusuzca düşmanın üstüne atıldık yedi koldan.

D) Boyu uzamıştı, giysilerinin kolları ve paçaları kısa geliyordu

artık.

E) Yıllarca onun gölgesinde yaşamak, benliğini unutturmuştu

yaşlı adama.

7. Aşağıdaki beyitlerin hangisinde insandan doğaya

aktarma (kişileştirme) yapılmıştır?

A) İnerdi gün doğarkan sürüyle bağdan

Koyunlar çıngıraksız, çoban kavalsız

B) Yoktu artık beni buraya bağlayan

Derdi anlayan rüzgârdan başka

C) Bugün bizim içimizde siz varsınız

Ey bizi bu yolda destekleyenler

D) Burada yüzyıllara dayanmak

Sadece içimi yakan bir düşünceydi

E) Evim büyük istasyona benziyor sanki

Ama yolcu binemiyor bir kez daha trene

27


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

8. Bir şeyi olduğundan çok fazla veya çok az göstermeye

abartma (mübalağa) denir.

Aşağıdakilerin hangisinde abartma yapılmıştır?

A) Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın!

B) Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!

C) Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.

D) Yırtarım dağları enginlere sığmam, taşarım.

E) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı.

12. Şüphe insanın içini kemiren bir kurttur.

Bu cümlede soyut bir kavram olan “şüphe”, somut bir

varlık olan “kurt”a benzetilerek somutlaştırma yapılmıştır.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamadakine benzer

bir somutlaştırma yapılmıştır?

A) Korku, çığ gibi büyüyordu içimizde.

B) Ormanlar havayı temizleyen akciğerlerdir.

C) Kin ve nefret insanda olmaması gereken duygulardır.

D) Düşüncelerimiz her geçen gün değişiyordu.

E) Sevgi, paylaştıkça çoğalan bir duygudur.

9. Sözcüklere mecaz anlam kazandırma yollarından biri de

doğadan insana aktarma yapmaktır.

Aşağıdakilerin hangisinde bu yolla oluşturulmuş bir

mecaz anlamlı sözcük vardır?

A) Kurbağaların söylediği şarkılar uykumuzu kaçırmıştı.

B) Ay, altın bir madalyon gibi parlıyordu gökyüzünde.

C) Gecenin sessizliğini bozan acı bir çığlık duyulmuştu.

D) Onu beklemekten sonunda kök salmıştım olduğum

yere.

E) Kartallar avlarını metrelerce yukarıdan görüp saldırıya

geçiyordu.

13. Benzetmenin sadece temel ögeleriyle yapılan benzetmelere

“teşbih-i beliğ” denir. Bu benzetmede benzetme

edatı ve benzetme yönü bulunmaz.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir kullanım vardır?

A) Yalnızlığın yankılanır derinden derine.

B) Bir yolcu gemisi dokunup geçiyor hayallerime.

C) Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen.

D) Servi boylum, akça sevdam dile düştü.

E) Kor ateşlerde yolum sahraya düştü.

10. Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlama gelebilecek

şekilde kullanmaya kinaye (değinmece) denir.

Aşağıdakilerin hangisinde kinaye vardır?

A) Tilki gibi kurnazın tekidir o.

B) Yağmurlar tarlalara bereket getirir.

C) Boş çuval dik durmaz, derler.

D) Dünya değirmeninde bir buğday tanesidir insan.

E) Zamanla her şeyi unutur insan.

14. (I) Kapının tunç tokmağı gecenin sessizliğinde soğuk bir

ses çıkardı. (II) Bunun üzerine köpek acı acı havladı.

(III) Kapının aralandığını hayretle gördüm. (IV) İçeri

girmeyi göze alamıyordum. (V) Sonunda bezgin bir ses

“Kim o?” dedi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“duyu aktarması” yapılmıştır?

A) I ve II­ ­ B) I ve II­I­ ­ C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

11. Duyulduğunda uğursuzluk, korku, tiksinti gibi durumlara

neden olacağına inanılan bazı sözcüklerin yerine daha

güzel ve başka sözcükler söylemeye ---- denir. “Cin”

yerine “üç harfli” denmesi, buna örnektir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi

getirilmelidir?

A) dolaylama ­ B) anlam genişlemesi

C) somutlaştırma­ ­ D) güzel adlandırma

E) tariz

15. Bir sözü karşıt anlamını düşündürecek biçimde kullanmaya

tariz denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir kullanım vardır?

A) Havanın aniden soğuması çiftçileri endişelendiriyor.

B) Çok zor şartlar altında hayatımızı kazanıyoruz.

C) Olanları görünce öfkeden deliye dönmüştü.

D) O kadar dürüsttür ki yalana hile katmaz.

E) Bu suçları işleyenlerin artık yüzleri de kızarmıyor.

28


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. “Klasik” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde

olumsuz bir anlama gelecek şekilde kullanılmıştır?

A) Klasik arabaların sergilediği bir otomobil fuarında

onunla tanışmıştım.

B) Klasik edebiyatımızı anlamak için Arapça ve Farsçaya

hâkim olmak gerekir.

C) Klasik müziği günümüzün popüler müziğinden daha

çok seviyordum.

D) Konuşma sırasında yine klasik benzetmeler yaparak

dinleyicinin tepkisini aldı.

E) O sanatçıları klasik yapan şey, sanırım sıra dışı anlatımlarıydı.

4. “Masa tenisi en sevdiğim spor dalıdır.” cümlesindeki altı

çizili sözcükler arasında, özel-genel anlam ilişkisi vardır.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcük ikililerinden

hangisi bu açıklamayı örneklemez?

A) “Yalan Dünya” bugünlerde en çok izlenen dizi olmuş.

B) Laledeki güzelliği nedense başka çiçeklerde bulamıyorum.

C) “Simyacı” 90’lı yılların en çok okunan kitapları arasındadır.

D) LCD televizyonlar artık evlerimizin demirbaş eşyaları

arasına girdi.

E) Meyve denince herkes gibi benim de aklıma önce kiraz

gelir.

2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi, aslında somut olduğu hâlde soyut anlamda

kullanılmıştır?

A) Bu işte senin parmağının olduğunu bilmeyen yok.

B) Düşüncelerimizi ifade edemezsek gerçek anlamda

özgür olamayız.

C) Bir mumun ardında titreyen rüzgâr, ışıksız ruhumu

sallar da durur.

D) Aşk fidanını sevgiyle sulamazsan büyütüp yeşertemezsin.

E) Geceleyin bir gölge düştü odamın sessiz duvarlarına.

5. Nihayet kış da çıktı, artık baharın sevimli yüzü herkese

gülümseyecek.

“Çıkmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde

bu cümledeki anlamına karşıtlık oluşturacak biçimde

kullanılmıştır?

A) Erik çıkmış, bugün manavda gördüm ama çok pahalıydı.

B) Afrikalı çocukların açlıktan neredeyse kemikleri çıkmıştı.

C) Dışarı çıkarken şemsiyeni de yanına almayı unutma.

D) Sabaha karşı hafif bir rüzgâr çıkmış, tüm bulutları dağıtmıştı.

E) Üst kata çıkınca gördüğü manzara karşısında çok etkilenmişti.

3. Aynı türden varlıkların tamamını karşılayacak şekilde

kullanılan sözcükler “genel” anlamlıdır.

Buna göre, aşağıdakilerin hangisinde geçen altı çizili

sözcük daha genel anlamlıdır?

A) Çocuk bir köşeye çekilmiş sessizce ağlıyordu.

B) Rafın en üstünde duran kitap, yaklaşık 40 yıllıktı.

C) Şiir, duyguların özlü bir şekilde anlatıldığı bir türdür.

D) Elmayı yere düşürünce ağlayarak annesinin yanına

gitti.

E) Bu yol çok bozuk, bu yüzden başka bir yoldan gidin.

6. Cezayir menekşesi - menekşe - çiçek - bitki - varlık

Varlık sözcüğü bu sıralamada en genel anlamlı sözcüktür

ancak Türkçede sözcüklerin kullanıldığı cümleye göre bir

anlam kazandığı da unutulmamalıdır. Yani “varlık” sözcüğü

kullanıldığı cümleye göre özel anlamlı da olabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “varlık” sözcüğü bu

açıklamayı örneklendirecek biçimde kullanılmıştır?

A) Onun varlığı bütün gün boyunca beni hep rahatsız etti.

B) Evimi, arabamı, hisselerimi, tüm varlığımı ona vermiştim.

C) Bitkiler de tüm canlı varlıklar gibi doğar, büyür ve

ölür.

D) İnsan, düşünen bir varlıktır; o hâlde hep düşünmek

zorundadır.

E) Bu roman, varlık ve yokluk arasında bocalayan insanı

anlatıyor.

29


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Elindekileri tezgâhın üzerine koy, sonra mutfağa git ve

­­ ­ ­ I II

oradan bir bıçak alıp yanıma gel. Sana patatesin nasıl so-

­ ­ ­­­­­­­­­­III­ ­ ­ ­­­­­­­­­­IV

yulacağını uygulamalı olarak göstereceğim.

­ ­ ­ V

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin

sesteşi vardır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ağır” sözcüğü nicel

anlamda kullanılmamıştır?

A) Paketlerden daha ağır olanı ben taşıyordum.

B) Böylesine ağır sözler işiteceğini o da tahmin etmemiş.

C) Ağır taşıtların yolun sağ tarafını kullanması gerekir.

D) Küçük kedicik üzerine düşen çantanın ağırlığı altında

ezilecekti.

E) Naim Süleymanoğlu’nun kaldırdığı ağırlık tüm rekorları

altüst etmişti.

8. Aydınlarımız bu meselelerin üzerinde durmadığı için yetki-

­ ­ I­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­­II

liler de bunları es geçiyor. Aslında çok can alıcı bir noktayı

III

da dillendirmeden edemeyeceğim. Bu ülkede kimse düşün-

­ ­ ­­­­IV

ce özgürlüğü konusunda görüş belirtmiyor. Herkes istediği

gibi düşünebiliyor ama bunu ifade etmeye gelince kim-

­ ­ ­ ­ ­ ­­V

seden ses soluk çıkmıyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri

anlamca birbirine yakındır?

12. Farklı seslerden oluşmasına rağmen aynı temel anlamı

karşılayan sözcüklere ---- sözcükler denir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilmelidir?

A) sesteş ­ B) anlamdaş

C) terim ­ D) karşıt anlamlı

E) genel anlamlı

A) I ve II­ ­ B) I ve II­I­ ­ C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

9. Varlıkların sayılabilen, ölçülebilen özelliklerini gösteren

sözcükler nicel anlamlıdır.

Bu açıklamaya göre, aşağıdaki cümlelerden hangisinde

geçen altı çizili sözcük nicel anlamlıdır?

A) Sınıfımızın en uzun boylusu Mehmet’ti.

B) Büyük düşüncelerin insanları küçük işlerle uğraşmaz.

C) Ona karşı gerçekten çok temiz duygular besliyormuş.

D) Bir insan bu kadar geniş olabilir mi, hiçbir şeye aldırış

etmiyor.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili sözcükler

anlamca birbirine en yakındır?

A) Başkalarıyla olan ilişkilerinde hep mesafeli ve ölçülü

bir tutum sergilerdi.

B) Annesi, bütün gün onun için endişelenir, meraklanır

dururdu.

C) Sizlere karşı saygı ve sevgide kusur ettiklerini sanmıyorum.

D) Eğitim hayatımız ailede başlayıp okulda devam ediyor.

E) Kaderimizi değiştiremediğimiz için yaşadıklarımızı

hemen kabulleniyoruz.

E) Sonunda ikimiz de ayrı dünyaların insanları olduğumuzu

anladık.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir

sözcük kullanılmamıştır?

A) Pozisyondan sonra hakem penaltı noktasını göstermişti.

B) Suratına yediği kroşe, maçı kaybetmesine neden oldu.

C) Olaylara farklı açılardan bakamazsan çok zarar görürsün.

D) Son şiirlerinin ölçüsüz ve uyaksız olması dikkat çekti.

E) Sözcüğün köküne getirilen bu ekler sözcükte anlam

değişikliği yapıyor.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt (zıt) anlamlı

sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A) Akıllı insanlar enine boyuna düşünürken deli, suyu

geçiveriyor.

B) Geldiği günün akşamı, bir otobüse atlayıp sessizce

gitmişti.

C) Ona inanıp inanmamak konusunda bir türlü karar veremiyordu.

D) Hayatım boyunca yaşlılarla gençler arasındaki kuşak

çatışmalarına şahit oldum.

E) Mademki ayrılığa hüküm giymiş bu yürek, artık ölmek

için yaşamak gerek.

30


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ikileme cümleye

“yaklaşık” anlamı katmıştır?

A) Bahçede aşağı yukarı yüz öğrenci vardı.

B) Eninde sonunda sen de benim dediğime geleceksin.

C) Salonda herkes er geç yerini alacak, merak etme.

D) Yavaş yavaş yola çıksak iyi olur, hava kararmak üzere.

E) Herhâlde hepimiz böyle bir konuda seve seve

fedakârlık yaparız.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen ikilemenin

oluşumu diğerlerinden farklıdır?

A) Her insan şiir konusunda az çok söz söyleyebiliyor.

B) Kendisi ufak tefek bir insan ama büyük işler başarıyor.

C) Aşağı yukarı on yıldır bir özel okulda çalışıyor.

D) Beğendiği şairler hakkında ileri geri konuşulmasına

kızıyor.

E) Meydanda toplanan büyük küçük herkes hep bir

ağızdan bağırıyordu.

2. Tatil zamanları yaklaştığında öğrencilerin kabına sığmayan

davranışlarını hatırladıkça hep o yıllara dönmeyi

hayal ederdim.

Bu cümlede geçen altı çizili deyimin cümleye kattığı

anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Onlara yardım edememek içine dert olmuştu.

B) Böyle zamanlarda karamsarlığa düşmekten bir türlü

kendini alamıyordu.

C) Taşkın davranışlarda bulunmak gençlik çağının gereklerindendir.

D) Telaşlı bir şekilde kapıyı çalıp bir süre kapının açılmasını

bekledi.

E) Yaklaşık iki saat boyunca salonda bekledikleri için öfkeliydiler.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemeyi oluşturan

sözcüklerin ikisi de tek başına kullanılamaz?

A) Ekonomik krizden sonra ev mev kalmamış, her şeyi

satmıştı.

B) Borçlu olduğu kimselerden yıllarca köşe bucak kaçtı.

C) Sırtındaki eski püskü hırka, aslında onun hakkında

her şeyi anlatıyordu.

D) Abur cubur yiyerek sadece kendi sağlığımızı tehlikeye

atıyoruz.

E) Annesi, babasına “Bu çocuk iyiden iyiye zayıflamaya

başladı.” demişti.

3. Deyimlerin kalıplaşmış bir yapıları vardır. Bu yüzden

deyimin sözcükleri, eş anlamlılarıyla bile değiştirilemez.

Aksi takdirde anlatım bozukluğu olur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamayı örneklendirecek

bir kullanım vardır?

A) Üzerimize gelen köpekleri görünce dizlerimin bağı

çözülmüştü.

B) Bu konuda bütün öğrenciler ayak diremiş ve kimse

ikna olmamıştı.

C) Söz konusu şairlik olunca kimse ocakta kül bırakmıyor.

D) Keşke biraz sözünüzün eri olsaydınız da biz de size

itimat etseydik.

E) Bu sorunu çözene kadar herkes akla karayı seçmişti.

6. I. Elden ne gelir, ne kadar uğraştıysak da onu yolundan

döndüremedik.

II. Ucuz olduğu için alınan tonlarca patates tüccarın elinde

kalmıştı.

II­I. Elden düşme bir kamyonet bulabilirse şehir içi taşımacılık

yapacaktı.

IV. Gazetedeki haberi, elden ele dolaştırarak herkese

okutmuştu.

V. Gençlik de elden gidince artık daha dingin bir hayata

atılmaya karar verdi.

Yu ka rı da ki cüm le le rin han gi sin de “bir şeyin isteklisi

olmadığından satılamaması” anlamında bir deyim kullanılmıştır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

31


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla

verilmiştir?

A) Her gün bu sokakları geze geze ayaklarıma kara

sular iniyor.

B) Bunları ona anlatana kadar akla karayı seçtim.

C) Çocuk o kadar çok konuşuyor ki sanki dil otu yemiş.

D) Yalan söylediği anlaşıldıktan sonra o da gözden düştü.

E) Sen de istiyorsun ki armut piş, ağzıma düş bu kadar

da olmaz ki.

8. Her güzel şeyin hoşa gitmeyen yönü de bulunur. Güzel

şeyi elde etmek isteyen ya da elde eden kimse bunun

getirdiği rahatsız edici şeyleri de hoş görmelidir.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu parçada anlatılan

durumu anlamca karşılar?

A) El ile gelen düğün bayram.

B) Gönül kimi severse güzel odur.

C) Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

D) Aş taşınca kepçeye paha olmaz.

E) Gül dikensiz olmaz.

11. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi hem gerçek hem

de mecaz anlama gelebilecek şekilde kullanılabilir?

A) Kılıç kendi kınını kesemez.

B) Kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır.

C) Kırkından sonra saz çalan kıyamette çalar.

D) Kırlangıcın zararını biberciden sor.

E) Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı.

12. Atasözleri her ne kadar mecazlı anlatımlar olsa da bazı

atasözlerinde hiç mecaz anlam yoktur.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi tamamen gerçek

anlamlıdır?

A) Bugünün işini yarına bırakma.

B) Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.

C) Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.

D) Dokuz at bir kazığa bağlanmaz.

E) Göç dönüşü topal eşek öne geçer.

9. Bazı atasözleri konuya bakış açısı yönünden başka atasözleriyle

çelişebilir.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi konuya bakış açısı

yönünden diğerlerinden farklıdır?

A) Doğruluk dost kapısıdır.

B) Doğru söz yemin istemez.

C) Doğrunun yardımcısı Allah’tır.

D) Doğru söz katarından belli olur.

E) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

10. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinin anlamı yanlış

açıklanmıştır?

A) Kendi düşen ağlamaz: Yanlış davranışı yüzünden

zarara uğrayan kimsenin bu durumdan yakınma

hakkı yoktur.

B) Keseye danış, pazarlığa sonra giriş: Ödeyecek paranız

yoksa bir şey satın almaya girişmeyin.

C) Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Durmadan yer, yurt

değiştiren kimse, eşya, varlık edinemez.

D) Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Düzgün işler arasında

yapılan bir yanlış, bazen tekdüzeliği gideren bir

süs olur.

E) Veren eli herkes öper: Yardımı esirgemeyen, eli açık

olan kimseye herkes saygı gösterir.

13. Dilimizde içinde “baş” sözcüğü geçen onlarca deyim vardır:

Baş köşe, bir toplantıda büyükler için ayrılan yer; baş

­ ­ ­­I­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­II

kaldırmak, buyruğa, yönetime karşı gelmek; başı yumu-

­ ­­ ­ ­ ­ ­ ­­­III

şak, uysal, inatçı olmayan; baştan çıkarmak, bunaltacak

­ ­ ­ ­ ­ IV

kadar çok olmak; baş koymak, bir amaca ulaşmak için

­ ­ ­ ­­­­­­­­­V

ölümü göze almak anlamında kullanılır.

Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisi

yanlış açıklanmıştır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

14. Atasözleri genel yargılar içerir, öğüt verir; deyimler ise

anlık ve değişken durumları ifade eder.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi bir atasözü

değildir?

A) Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.

B) Şubatın sonundan, martın onundan kork.

C) Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.

D) Al malın iyisini, çekme kaygısını.

E) Kötü söyleme eşine, zehir katar aşına.

32


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Realist romancıların eserlerinde kahramanların ete kemiğe

bürünmüş, nefes alıp veren kişiler olduğunu görürsünüz.

Bu cümlede geçen altı çizili sözcük öbeğiyle roman

kahramanlarının hangi özelliği anlatılmak istenmiştir?

A) Güçlü kuvvetli kişiler oldukları

B) Gerçek hayatta rastlanabilecek kişiler oldukları

C) Tamamen hayal ürünü kişiler oldukları

D) Göründüklerinden farklı kişiler oldukları

E) Romanı sürükleyen ve yönlendiren kişiler oldukları

4. Zekâ ile elin birlikte çalışmadığı yerde sanat da yoktur,

sanatçı da.

Bu cümlede geçen altı çizili bölümün cümleye kattığı

anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Gerçek zekâ, zaten ortada duran bir şeyin farkına

varabilmektir.

B) Talih kuşu bazen yeteneğin, bazen de zekânın peşinde

koşar.

C) Duygular düşüncelerle birleşirse sanat eseri bütün

ihtişamıyla ortaya çıkar.

D) Zekâ parıltısı bir kere söndü mü çalışmak fayda etmez

artık.

E) Kavrama ve anlama yeteneği el becerisi ile birleşince

sanat eseri ortaya çıkar.

2. Halk türkülerimizi dinlerken hep bir yaşanmışlığa tanık

oluyorsunuz. Hepsinin içinde Anadolu insanını görebilirsiniz.

O türkülerde yürekleri titreten bir tını var.

Bu parçada geçen altı çizili söz öbeğinin cümleye

kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Televizyonun karşısındakiler sahneyi ağzı açık bir

şekilde izliyorlardı.

B) Kimse, yalnızlığını öne sürerek duygu sömürüsü

yapmasın.

C) Konuşmacı öyle etkili sözler sarf etti ki herkes duygulandı.

D) Yüzümüzü ağartacak, Batı ile boy ölçüşebilecek sinema

filmlerimiz son yıllarda çekiliyor.

E) Böyle bir tepkiyle karşılaşacağı sanki içine doğmuştu.

5. Edebiyat dünyasında öyle sanatçılar var ki onlar çok kısa

sürede şöhreti yakalamalarına rağmen kendilerinden

bekleneni veremedikleri için, bir yıldız kayması parlaklığı

kadar hatırlanabilmişlerdir.

Bu parçada geçen altı çizili söz öbeğinin cümleye

kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Televizyonlarda bazen genç yeteneklerin çok kısa

sürede parladığını sonra da aynı şekilde unutulup

gittiğini görüyoruz.

B) Zahmet çekilmeden, emek harcanmadan elde edilen

başarılar insanı bazen şımartıp yoldan çıkarabiliyor.

C) Çocukların televizyon karşısında uzun süre kalmaları,

zihinsel gelişimleri kadar ruhsal gelişimleri açısından

da zararlı.

D) Umutlarını yitiren nice insan vardır ki küllerinden yeniden

doğarak başarıyı yakalamıştır.

3. Her sanatçı aslında bir parça kendini anlatır, sözü belki

doğrudur ama eğer sanatçı bunu yaparken dozu iyi

ayarlayamazsa yaptığı iş bir süre sonra anı yazarlığına

dönüşür. Oysa roman, gerçeklerin yazarın hayal dünyasındaki

imbikten geçirilerek kurmacaya dönüştürülmesiyle

oluşur.

Bu parçada geçen “imbikten geçirilerek” sözüyle anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçeğin olduğu gibi aktarılması

B) Okurun beklentilerine cevap vermesi

C) Yazarın bir parçasıymış izlenimi vermesi

D) Hayal edilenler arasından seçilmesi

E) Gerçeklerin hayaller üzerinde baskı kurması

E) İçinde kendimizden bir şeyler bulabildiğimiz yapıtlara

yaklaşımımız daha taraflı ve özneldir.

6. Fuzuli, yaşadığı dönemde kendini çağının üstüne çıkaracak

sesi yakalayabildiği için bugün de çok sevilerek

okunuyor.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kendini herkesin üstünde görmek

B) Özgün bir söyleyişle kalıcılığı yakalamak

C) Lirik bir anlatımla genç şairlere örnek olmak

D) Eserde içerikten çok üsluba önem vermek

E) Çağın gereklerine göre hareket etmek

33


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Fuzuli’nin: “Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge /

Ne çalar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı.” dizeleri

neredeyse herkes tarafından bilinir. Onun sesi yüzyıllar

öncesinden gelen tanıdık bir sestir.

Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerin

hangisidir?

A) Çok önceden söylenmiş olmasına rağmen bilinen

duyguları anlatmak

B) Geçmişe tanıklık edecek şekilde anlatmaya çalışmak

C) Halkın duygularına tercüman olmak

D) Geçmişle bağını koparmak ama alışılmışın dışına da

çıkamamak

E) Gelecek kuşaklara uzanacak kadar uzun soluklu olmak

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yaşadığı dönemde

kendinden söz ettiren, çok konuşulan, ekol hâline gelmiş”

anlamlarını karşılayabilecek bir söz öbeği kullanılmıştır?

A) Geçmişle dirsek temasını koparan sanatçılar geleceğe

güvenle bakamaz.

B) Osmanlı Devleti 600 yıl boyunca üç kıtaya huzur dağıtmıştır.

C) Servetifünun Edebiyatı’na damgasını vurmuş şairlerden

biri de Tevfik Fikret’tir.

D) Bir sanatçının öldükten sonra da adından söz ettirebilmesi

için yalın bir anlatım seçmesi gerekir.

E) Halkın da sanatçıdan birtakım beklentileri vardır, sanatçı

bunlara karşılık vermelidir.

8. Okuduğunuz her kitap size farklı dünyaların kapılarını

aralayacağı için her kitapta siz farklı bir kişi olur, farklı

yaşamlara tanıklık edersiniz.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Gerçek zenginlik sağlıklı olmaktır, diyenler meğer ne

kadar haklıymış!

B) Gittiği her yerde, o yörenin meşhur yemeklerini mutlaka

tadıyormuş.

C) Dünyanın hiçbir ülkesinde sanatçılar o yörenin en

varlıklı kişileri değil.

D) Bir romanı okunur kılan şeylerden biri de romanın dil

ve anlatımıdır.

E) Şiirin satır aralarında yeni bir coğrafyanın varlığını

keşfetmek beni şiire çekiyor.

11. Öğretmen edasıyla yazılan eserlerde konu birinci, üslup

ikinci plandadır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bu cümledeki altı

çizili söz öbeğinin anlamı vardır?

A) Otoriter bir kişiliği olduğu için hep liderlik taslamıştır.

B) Okullarımızda verilen dersler gençleri hayata hazırlamaya

yetiyor mu?

C) Didaktik kaygılarla kaleme alınan şiirler daha az okuyucu

buluyor.

D) Lisedeki tarih öğretmenimizle aynı apartmanda oturuyorduk.

E) Duyguların yoğun bir şekilde anlatılması eseri etkileyici

hâle getiriyor.

9. Sürekli bireysel konuları yazan bir sanatçıda bile satır

aralarına serpiştirilmiş bir “toplumculuk, toplumsallık”

vardır.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam

aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) İyi şiirler, her okuyuşta okuyucuya farklı tatlar verebilir.

B) Şairi ölümsüz kılan, hiç kimseye benzemeyen anlatımıdır.

C) Şiirin vermek zorunda olduğu bir mesajı yoktur.

D) Edebiyatımızın bazı örneklerinde üstü kapalı bir şekilde

siyasete değinilmiştir.

E) Kübizme bağlı sanatçılar nesnelerin görünmeyen taraflarını

ele almak isterler.

12. Auguste Comte, getirdiği ilkelerle Avrupa’nın durağan

düşünce dünyasına ivme kazandırmıştır.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Edebiyat dünyasındaki tartışmalar edebiyatımızı

geriye götürecek gibi görünüyor.

B) Yurt dışından getirilen bu elektronik eşyalar Maltepe

Pazarı’na hareketlilik getirmişti.

C) Freni boşalan kamyon düzlükte yavaşlamaya başlamıştı.

D) Sınıfa yeni gelen öğrencinin zekâ bakımından herkesten

üstün olduğu söyleniyor.

E) Yağışlar iki hafta sonra ülkemizi terk edecekmiş.

34


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Yürek ve kafa iş birliğiyle ortaya çıkan eserler en müstesna

sanat eserleridir.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Sanatta asıl olan hissetmektir, hissetmeden yazılan

eserler yarına kalamaz.

B) Duygu ve düşüncenin sentezlenmesiyle ortaya çıkan

romanlar daha çok tutuluyor.

C) Düşünce yanı ihmal edilen yapıtlar süslü, gösterişli

bir oyuncak bebek gibi kalıyor.

D) Her sanatçının hayalini süsleyen şey, elbette kalıcılığı

yakalama düşüncesidir.

E) Eleştirmenlerimiz nesnel kriterlere göre eleştiri yapmadıkları

için yapıtı yönlendiremiyorlar.

4. Reşat Nuri de birçok yazarımız gibi kalemiyle geçinmeye

çalışanlardandı.

Bu cümlede geçen “kalemiyle geçinmek” sözünün

anlamı aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Bir sanatçı mutlaka yazdıklarını akıl süzgecinden

geçirmelidir.

B) Kalemi eline alır bir şair, yazdıklarından utanır bir

gün.

C) İyi şeyler yazmak isteyen yazarlar boş zamanlarını

karalayarak geçirmelidir.

D) Ekmeğini taştan çıkarma gücüne sahip bu insanları

saygıyla anmalıyız.

E) Sanat erbabı olan kişiler, yazdıklarıyla hayatlarını kazandıkları

için güçlü bir kaleme sahip olmalıdır.

2. Âkif’e göre “edepli” olma zorunluluğu olan edebiyatın

sınırlarını zorlayan sözde birçok yazar, edebiyatın yasak

meyvesini yemeye çalışıyor.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Edebiyatın alanına girmemesi gereken konular

B) Edebiyatta ve sanatta hiçbir kuralı tanımamak

C) İnsanlara utanma gibi yüce bir duyguyu öğreten konular

D) Okuyanda merak duygusu uyandırmayan konular

E) Sanatçının üretkenliğine sınır koyan bir yaklaşım

5. Sanatçının ilk şiirlerinde kendi kabuğunu kırmaya çalışan

bir şairin çabasını görürsünüz.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Öze inemeyen birçok sanatçının, sanat değeri düşük

yapıtlar vermesi kaçınılmazdır.

B) Sanatçı sürekli biçimle uğraşırsa ortaya koyduğu yapıtlar

bekleneni veremez.

C) Belli kurallar çerçevesinde yazmak ve bunun dozunu

iyi ayarlamak gerekir.

D) Sanatçı salt gerçekleri anlatma çabasında olmamalı,

kurmacaya da yer vermeli.

E) Kendi kişiliğini bulmak isteyen sanatçıların artık belli

ön yargılarını aşması gerekir.

3. Çağının tanığı olmayı başaran sanatçılar hem yaşadıkları

dönemde tutulacak hem de sonsuzluk burçlarına bayrak

dikebilecektir.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Özgün bir anlatıma sahip olmak

B) Duru ve yalın anlatıma değer vermek

C) Zamanın ötesine geçerek kalıcı olmak

D) Çağdaşlarından bir adım önde olmak

E) Akıcı bir anlatımla okuyucuyu sıkmamak

6. Sanatçının ve sanatın asıl görevi toplumun nabzını tutmak

olmalı.

Bu cümlede altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nabza göre şerbet vermek

B) Toplum üzerinde baskı kurmak

C) Topluma yol göstermek

D) Toplumun ilgi ve ihtiyaçlarını bilmek

E) Kendini topluma kabul ettirmek

35


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Öyküyü bir kalem alıştırma deneyimi sanan yazarlar,

öykünün ne denli hassas bir tür olduğunu bilmiyorlar.

Bu parçada geçen altı çizili söz öbeğinin anlamı aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Birçok bilim insanının tecrübe kazanma alanı, okul

laboratuvarları olmuştur.

B) Sorumsuz sürücüler kendilerine zarar verdikleri gibi

başkalarını da tehdit ediyorlar.

C) Öğretmenlerin, yeni anlattıkları konu ile ilgili alıştırma

yapmaları son derece önemlidir.

D) Yaklaşan tatil nedeniyle öğrencilerin hepsinde tarifsiz

bir heyecan başlamıştı.

E) Bazı bilim adamlarının insanları kobay olarak kullanması

dünyanın tepkisini çekiyor.

8. Gözlemci yazarlar, gördükleri ayrıntıdan bir öykünün

tomurcuklanmasını isterler.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öyküye renkli ayrıntılar katmak

B) Ayrıntılardan öykü ortaya çıkarmak

C) Öykünün zamanla olgunlaşmasını beklemek

D) Öykünün ayrıntılarında gerçek hayatı anlatmak

E) Öyküyü bağımsız bir tür olarak ele almak

11. Bir mumun ardında titreyen rüzgâr

Işıksız ruhumu sallar da durur

Bu dizelerde geçen “ışıksız ruhum” sözüyle anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karanlıkta yolunu kaybetmek

B) Mutluluğun peşinden koşmak

C) Yaşama sevincini kaybetmek

D) Yardıma muhtaç olmak

E) Giderek yalnızlığa gömülmek

12. Okuyucunun beğenisi turnusol kâğıdı gibidir. Ölümsüz

olanla sıradan olanı birbirinden ayırır.

Altı çizili bölümün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Film eleştirmeni olacak kişi, bir süzgeç gibi iyi filmle

kötüsünü ayırabilmeli.

B) Eserin, sanatçıdan izler taşımasını yadırgamamak

gerekir.

C) Dünyayı kucaklayamayan eserlerin yarına kalırlığı da

tartışılır.

D) Niçin bir eser değerlendirilirken sadece eserin biçimine

bakılır ki?

E) Eserin değerini anlamada, beğenilirlik de bir mihenk

taşıdır.

9. Son kırk beş yıl içinde düşünme çilesine soyunmuş,

doğrularla hayatını yoğurmuş, ulaştıklarını başkalarıyla

paylaşma cesareti göstermiş birçok dost kazandık.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sıkıntılı olmasına rağmen fikir üretmeye talip olmak

B) Düşüncelerini ifade etmekten kaçınmak

C) Düşünce üretmeye ara vermek

D) Düşünceleriyle topluma yön vermek

E) Düşünceyi soyutluktan kurtarıp somutlaştırmak

13. Şiirin uçsuz bucaksız ovalarında epey süre at koşturmuş,

sonra öyküyle tanınmış biriydi o.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Birbirinden güzel şiirler yazmak

B) Şiiri öyküye geçişte araç olarak kullanmak

C) Şiirin bütün anlatım olanaklarından yararlanmak

D) Uzunca bir süre şiirle ilgilenmek

E) Şiirde hep bir arayış içinde olmak

10. Sanatçı, farklı çağrışımlar arasında gezinirken kendi

sesini bulur.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Eserlerinde hep kendinden söz eden bir sanatçı, bir

süre sonra kendini yenileyemez.

B) Yıllardır yazdıklarıyla hep gündeme gelmiş, sonunda

özgün bir söyleyişe ulaşmıştı.

C) Kendi iç dünyasından doğan bu dizeler, okuyanda

hep yaşanmışlık hissi uyandırıyor.

D) Eserin zengin bir içeriğe sahip olmasını isteyen sanatçılar

çok iyi gözlemci olmalıdır.

E) Sanatçının değişik türlerde yazabilecek hâle gelebilmesi

için birikimli olması gerekir.

14. Günümüz meselelerine at gözlüğüyle bakan sözde

aydınlarımız var.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Özgün bir bakış açısı getiren sanatçıları toplum da

beğenir.

B) Üzerindeki sorumlulukların farkında olmayanlar topluma

yük olur.

C) Olayları tek taraflı yorumlayanlar ön yargılı olmaktan

kurtulamazlar.

D) Her sanatçının hayalini süsleyen şey, elbette kalıcılığı

yakalama düşüncesidir.

E) Aydın olmak, olaylar karşısında duyarsız kalmamayı

zorunlu kılar.

36


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. Sait Faik, Türk öykücülüğünü geleneğin kozasından

çıkarmayı başarmıştır.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Öykü, roman, tiyatro gibi türler belli bir disipline göre

yazılır.

B) Biçim ve öz şiirde birbirini destekleyen unsurlardır.

C) Günümüze eleştirel ve özgün bir şekilde bakabiliyor.

D) Makale, denemeye göre daha kesin ve genel yargılar

içerir.

E) Deneme yazarı alışılmış kalıpların dışına çıkmak zorundadır.

4. Test çözerken günümde olursam neredeyse hiç hata

yapmıyorum.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) İş için antrenman yapmak

B) Uygun zamanı beklemek

C) Moral ve motivasyon bakımından hazır olmak

D) O iş için özel bir gün ayarlamak

E) Çözüme gitmek için stresten uzaklaşmak

2. “Deneme yazarı, yazmaya kendisinden yola çıkarak başlar.”

cümlesindeki altı çizili sözle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kendi yaşamını anlatarak yazmaya başlaması

B) Yazma eyleminin kendiliğinden başlaması

C) Kendi yaşamını başkalarının yaşamı gibi anlatması

D) İç dünyasını hesaba katmadan anlatması

E) Başkalarının hayatını yok sayması

5. Bizde tiyatro uzun yıllar üvey evlat muamelesi gördü, bağımsız

bir tür olarak ortaya çıkışı gerçek anlamda

Cumhuriyet’e kadar uzanır.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Mehmet Âkif, çileli hayatının son demlerini Ankara’da

geçirir.

B) Edebiyat sahasında birçok ünlü vardır ki onların çoğu

ızdırapla beslenmiştir.

C) Yaşadığı dönemde hak ettiği değeri bir türlü bulamamış,

hep geri planda kalmıştı.

D) Temiz bir edebiyat istiyorsak gençlerimize temiz bir

edebiyat eğitimi vermeliyiz.

E) Bir solukta okunan bu eser, usta bir kalemden çıktığı

için hemen dikkat çekiyor.

3. Çocuk edebiyatını basit görüp onu bir sıçrama tahtası gibi

kullananlar, büyük bir yanılgı içindeler.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Edebiyat dünyasında çok kısa sürede parlayıp sonra

da kayan birçok yıldız olmuştur.

B) Şirketteki pozisyonunu, genel müdürlüğe giden yolda

bir basamak olarak görüyordu.

C) Sanat ve bilim insanları bir noktada aynı işi yapıyor

olabilirler.

D) Yükselmenin en alçakçası başkalarının sırtına basılarak

yapılandır.

E) Sanat eserinin olgunlaşması da meyvelerin olgunlaşması

gibi zamanla olur.

6. Karizmatik liderler, sosyal yapıdaki mahallî kimlik eğilimlerini,

yabancılaşma tezahürlerini, ayrılıkçı çabaları ılımlılıkla

karşılamak ve çözüme ulaştırmak zorundadır.

Bu parçada geçen altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kişilerin duygusal yaklaşımları

B) Kişilik arayışları ve bunalımlar

C) Varlık nedenlerini sorgulama

D) Yerel etnik farklılıklar

E) Toplumu yönlendirebilme gücü

37


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

7. Divan şairleri arasında da heceyle yazmaya çalışanlar,

dillerini sadeleştirmek isteyenler bilinçli bir şekilde ötekileştiriliyordu.

Altı çizili bölümün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Yasakların dayatmalarla çoğaltılması toplumu tedirgin

ediyordu.

B) Şehrin varoşlarında yaşayan insanlarla elit tabakasının

bir araya geldiği bir konserdi bu.

C) Demokrasilerde, herkesin düşündüğünü özgürce ifade

etme hakkı vardır.

D) Kanunlar, zenginler için ayrı, fakirler için ayrı yorumlanamaz.

E) İnsani değerlere ve kültürüne sahip çıkan bu düşünürler

kasıtlı olarak dışlanıyorlar.

8. Ön yargılar, zihinlerimize atılmış kör düğümlerdir.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeği “ön yargı”ların hangi

özelliğine dikkat çekmektedir?

A) Temelinin çok eskilere dayanmasına

B) İnsanları çözümsüz sorunlara sürüklemelerine

C) Düşünceyle birlikte aşılabilmelerine

D) Sahibini sürekli geriye götürmesine

E) Özgür düşünmeyi engellemesine

9. Aydınlarımızın çoğu artık köşelerine çekilmiş ve üç maymunu

oynuyor.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) İşi hokkabazlığa vurarak sorunlarla ilgilenmemek

B) Sorunları bilmek fakat görmemiş, duymamış gibi yapmak

C) Başkalarını taklit ettiğinden özgün çözümler ortaya

koyamamak

D) Sorunların çözümünü hep başkalarından beklemek

E) Kendilerini eğlence, zevk ve sefaya vererek sorunlara

kayıtsız kalmak

10. Şiirlerini, oyuncaklarıyla oynayan bir çocuk edasıyla kaleme

alıyor.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Ressam, fırçasını kullanırken içinden geldiği gibi,

yapmacıksız ve samimi davranmalıdır.

B) Çocukların bayram sevinci gerçekten görülmeye değerdi.

C) Yazdıklarım bir süre sonra benim olmaktan çıkıyor

ve okuyucunun malı oluyor.

D) Şiir öyle duygu yüklüydü ki onu okuyan hiç kimse

gözyaşlarına hâkim olamıyordu.

E) O gece değişik yörelere ait türküler ve oyun havaları

dinlemiştik.

11. En büyük korkum, yazdıklarımın zamanla birbirini yinelemesidir.

Bu cümledeki altı çizili söz öbeğiyle anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Oluş sırasıyla devam etmek

B) Öyküleri yenileyip geliştirmek

C) Beklentilere cevap verememek

D) Özgünlüğü kaybedip tekrara düşmek

E) Zamanla unutulmaya yüz tutmak

12. Bazı romanları okurken kitap âdeta elinize yapışıyor.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) O kadar sıkıcı bir üslupla kaleme alınmış ki hiç okumak

istemiyorsunuz.

B) Eleştirmen olarak keyif almadığınız yapıtları da okumak

zorundasınız.

C) Sabırsızlıkla beklediğim son romanı da bir çırpıda

okunuverecek, sürükleyici bir eserdi.

D) İlk yazdığıyla bir başyapıt ortaya çıkaran sanatçı yok

denecek kadar azdır.

E) İçindekileri merak etmiyorsanız bir gerilim romanı

okumanın ne anlamı var?

13. Edebiyat sosyolojisi alanında fazla çalışma yok ne yazık

ki, olanlar da tercüme kokulu işler gibi duruyor.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Çevrildiği dilin bütün özelliklerini taşıyan iş

B) Okuyucuya kendini yabancı hissettirecek iş

C) Çeviriyle hiçbir ilgisi olmayan özgün iş

D) Yazarın hiç emek harcamadan ortaya koyduğu iş

E) Telif eser olduğu hâlde çeviri olduğu hissedilen iş

14. Namık Kemal de çağının rüzgârına kapılmış ilk şiirlerini

divan geleneğiyle yazmıştı.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Her dönemi, o dönemin siyasi ve sosyal şartları içinde

değerlendirmek gerekir.

B) Yaşadığı dönemin moda sanat anlayışına uyan yazanlardan

biri de odur.

C) Geçmişin izlerini silebilmek, yeni bir akım oluşturmak

kararlılık gerektirir.

D) Bir sanatçının sempatik veya antipatik olması okuyucuyu

etkilememelidir.

E) Onun öykülerinde sıradan insanların hayatlarına tanıklık

edersiniz.

38


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

1. I. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

II. Doğrunun yardımcısı Allah’tır.

III. Hak deyince akan sular durur.

IV. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

V. Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.

Yukarıdaki atasözlerinden hangileri anlamca birbirine

yakındır?

4. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi

cümleye “en fazla” anlamı katmıştır?

A) Bunu yapsa yapsa Furkan yapmıştır.

B) Burası yavaş yavaş gecekondulaşıyor.

C) Sizin araba etse etse 50 bin lira eder.

D) Er geç bizim haklılığımızı anlayacaksınız.

E) Aşağı yukarı on yıldır kalıyoruz burada.

A) I ve III­ ­ B) I ve V­ ­ C) II ve IV

D) II ve III­ E) IV ve V

2. I. Bu işi başarabilmek için bir hayli çaba harcadı.

II. Onunla genellikle bu kahvede buluşuyoruz.

III. Eninde sonunda söylediklerimize hak vereceksin.

IV. Yaz aylarında nadiren seyahate çıkıyoruz.

V. Çok fazla emek verilerek bitirilmiş bir işti bu.

5. (I) Buradaki insanların çoğu içinde bulunduğu durumdan

şikâyetçi. (II) Herkesin yüzünde bir asabiyet var. (III) Çoğu,

komşusunun elindekine göz dikmiş durumda. (IV) Böyle

bir yerde yaşamak kimin aklından geçerdi ki? (V) İşte

ben böyle bir yerde yaşıyorum.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

deyim kullanılmıştır?

A) I ve II­ ­ B) I ve III­ ­ C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

Yukarıdaki altı çizili sözlerden hangileri anlamca birbirine

en yakındır?

A) I ve II­ ­ B) II ve III­ ­ C) III ve V

D) I ve V­­ E) IV ve V

6. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi “akıllıca davranmanın

her zaman yarar sağlayamayacağı” anlamındadır?

A) Akçe akıl öğretir, don yürüyüş.

B) Acıklı başta akıl olmaz.

C) Akıl için yol birdir.

3. Değerlendirme ekibimizi ortak projelerde çalışma imkânı

­ ­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­I

(olanağı) bulduğumuz kalem erbaplarından, aynı yolda

yürüdüğümüz dostlarımızdan ve aynı hedeflerin bir araya

getirdiği (buluşturduğu) meslektaşlarımızdan oluşturduk.

II

İdeallerine inandığımız, uzmanlığına itimat ettiğimiz (güven-

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­III

diğimiz), bilgilerini paylaşmak (benimsetmek) için heyecan

­ ­ ­­­­­­­­­­­­IV

duyan dostlarımızla bir araya geldik. Onlara bize destek

olmalarından (yardım etmelerinden) ötürü minnettarız.

V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin

anlamı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

D) Akıl olmayınca ne yapsın sakal?

E) Akıllı, köprü arayıncaya dek deli suyu geçer.

7. Deyimler genel yargılar içermez, anlık durumları ifade

eder. Atasözleri ise genel yargılar bildirir, öğüt verir.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi atasözü

değildir?

A) Elini veren kolunu alamaz.

B) Veren el, alan elden üstündür.

C) Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar.

D) Doğru söyleyenin tepesi delik olur.

E) Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.

39


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

8. Türk ekonomisi bu tarihten sonra biraz nefes aldı.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Son günlerde edebiyat üzerindeki tartışmalar yeniden

alevlendi.

B) Romandaki karakterlerin hiçbiri de soluk alıp veren

karakterler değil.

C) Binbir güçlükle ortaya konan bu tür yapıtlara sahip

çıkmalıyız.

D) Nisanı da atlatırsa iş yoğunluğu azalacak, biraz rahatlayacaktı.

E) Öğrencilerinin sorunlarıyla yakından ilgilenen, onları

takip eden biriydi.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemenin kuruluşu

diğerlerinden farklıdır?

A) Büyük küçük herkes televizyonun karşısında maça

kilitlenmişti.

B) Gece gündüz demeden çalışıyor, evin geçimini sağlıyordu.

C) Hayatı acı tatlı yönleriyle kabullenmek gerekir.

D) İlerlemiş yaşına rağmen güçlü kuvvetli bir adamdı.

12. I. Deveyi yârdan uçuran bir tutam ottur.

II. Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.

III. Cambaz ipte, balık dipte gerek.

IV. Hesabı pak olanın yüzü ak olur.

Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış atasözlerinden

biriyle ilişkili değildir?

A) Uzmanlık­ ­ B) Hırs­ ­ C) Doğruluk

D) Çalışkanlık E) Kibir

13. Romanı yazarken hayatımın çok yoğun (hareketli) bir

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­I

döneminden geçiyordum, olur da yazacağım metni yarıda

bırakırsam (unutursam) çok kritik (ciddi) bir süre boyunca

II

harcayacağım (sarf edeceğim) o emeğin bir nevi heba

IV

olmasından (boşa gitmesinden) korktum.

V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi anlamca

ayraç içindeki sözle uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

III

E) Varını yoğunu bu işi kurabilmek için harcamıştı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla

verilmiştir?

A) Kısa sürede sermayeyi doğrultmuş, ortaya koyduğu

parayı batırmadan işletmiş, para kazanmıştı.

B) Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor;

böylece geçimlerini doğrultuyorlardı.

C) Yaptığı son girişimlerde galiba biraz belini doğrultmayı

başarmıştı.

D) Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, ben doğru

bildiğim yoldan ayrılmam.

E) Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce

bu zavallıların çöplerden de kısmeti kesildi.

14. Sanatçı, mesajını iletirken dolambaçlı yollara sapmadan

anlatmayı tercih etmelidir.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Özgünlük, sanatçıyı yarına taşıyacak basamaklardandır.

B) Ayrıntılarda gizlenen ustalık, yetenekle birleşirse şaheser

ortaya çıkar.

C) Sanatçı, doğrudan anlatmayı seçtiğinde hedef kitlesine

daha kolay ulaşır.

D) Sorumluluk sahibi sanatçı ülke menfaatlerini düşünerek

yazar.

E) Evrensel nitelikler taşıyan eserlerin dilleri arı ve akıcı

olmalıdır.

11. I. Bana akıl öğretecek bir sen mi kaldın?

II. Söylediklerimi sakın ola aklından çıkarma.

III. İnsanlara akıl vermek, boşuna bir çabadır.

IV. Herkes kendince akıl yürütüyor, bir sonuç çıkarıyor.

V. Akıllı geçinen insanlarla hiç anlaşamam.

Yukarıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangileri

anlamca birbirine yakındır?

A) I. ve II.­ ­ B) I. ve III.­ ­ C) II. ve IV.

D) III. ve IV. E) IV. ve V.

15. Aşağıdakilerin hangisinde “bir konu hakkında haber

almak, bilgi edinmek” anlamında bir deyim kullanılmıştır?

A) Kardeşinin yaşadıklarından hiç ders almamış, aynı

hataları yapıyor.

B) Onun anlattıklarına inanmak zorundayız, o hiç boş

konuşmaz.

C) Avrupa’da alanında uzman hocalardan ders görmüş.

D) Burada dünyaca ünlü bir starın konser vereceği yönünde

duyum aldık.

E) Komşusunun iki çocuğuna da o göz kulak oluyordu.

40


TÜRKÇE

BÖLÜM

2

Yapı (Biçim) Bilgisi

SÖZCÜĞÜN YAPISI

İKİ TÜR KÖK VARDIR

I. KÖK

II. EK

A. ‹SİM KÖKÜ B. FİİL KÖKÜ

Var lık la rı ve kavramları Ey lem le ri kar şı lar, mas tar

İsim

Kökü

Fiil

Kökü

İkili

Kök

(Ortak

kök)

Yapım

Ekleri

Fiil Çekim

Ekleri

Çekim

Ekleri

İsim Çekim

Ekleri

eki (-mek, -mak) alır.

yü rü (mek)

kal-

bak-

uyu-

kar şı lar, mas tar

eki (-mek, -mak) al maz.

kuş

çi çek

kır mı zı

ben

bil-

I. KÖK

iri

Bir söz cüğün tüm ek le ri atıl dığın da an lam lı ola rak ka la bi len en

kü çük par çasıdır.

Ör nek: Gözlükleri çok pahalıymış.

göz - lük - ler - i

Kök YE. ÇE. ÇE.

1452443

Ekler

Kök Bulunurken Dikkat Edilmesi Gerekenler

1. Sözcüğün anlamlı en küçük parçası her zaman kök olmayabilir.

Sözcüğün anlamlı en küçük parçası ile sözcüğün

tamamının bir anlam ilişkisi olması gerekir.

“Yenilik” sözcüğünün anlamlı en küçük parçası “ye-” değildir.

“ye-” ile “yeni” arasında bir anlam ilişkisi yoktur. “Yeni”

köktür.

2. Sözcüğün kökünü ararken sözcüğün cümleye kattığı anlam

çok önemlidir.

Soluk almadan konuşuyor.

Bu soluk perdeyi atın.

Selvi boylum, al yazmalım.

Kökü : solu-

Kökü : sol-

Kökü : al (isim kök)

Kendime yeni bir kaban aldım. Kökü : al- (eylem kök)

3. Kök bulunurken gerçek ve mecaz anlamlara dikkat etmek

gerekir.

Hem isim hem ey lem ola rak kul la nı lan, ara la rın da an lam iliş ki si

olan kök le re or tak kök (iki li kök) de nir.

Ör nek:

ba rış, ek şi, tat, bo ya, acı, ku ru, es ki, sı va, ya ma, toz, ...

Sa na gü ven miş tim an cak gü ve ni mi bo şa çı kar dın.

gü ven - miş + idi - m gü ven - im - i

fi il kip ek fi il şa hıs isim iye lik hâl

kö kü eki

––––––––––––––

eki eki kökü

––––––––––––––

eki eki

fi il çe kim ek le ri

isim çe kim ek le ri

“gü ven” hem isim hem fi il ola rak kul la nı la bi len bir söz cüktür.

Ses teş söz cük ler, aralarında anlam ilişkisi bulunmadığından ikili

kök değildir.

Ör nek:

yaz, kız, kaz, gül...

Gül, en sev diğim çi çek tir.

ad kö kü

Bi raz da gül, ne bu su rat?

ey lem kö kü

Ses teş söz cük ler ya zı lış la rı ay nı an lam la rı fark lı söz cüklerdir.

4. Bazı kökler türetme ya da çekimlenme esnasında ses değişikliklerine

uğrar.

çok - al † çoğal (ünsüz yumuşaması)

sarı - ar † sarar (ünlü düşmesi)

yumurta - la † yumurtla (ünlü düşmesi)

ben - e † bana (ünlü değişimi)

Yan sı ma lar, ad kö kü ola rak de ğer len di ri lir. Yan sı ma kök le re yapım

eki ge ti ri le rek söz cük tü re ti lir.

Ör nek: horlamak

hor - la (mak)

yan sı ma İFYE

41


Yapı (Biçim) Bilgisi

Kök ve göv de ara sın da ki an lam ba ğı nı be lir ler ken yan ve me caz

an lam la rı göz ar dı et me me li yiz.

Ör nek:

yat - ak,

fi il kö kü fi il kö kü

123 123

te mel an lam yan an lam

baş - la -

yat - ır - ım (Her iki sözcü€ün kökü aynı ey-

öz - gür

baş - lık öz - le -

baş - ar -

öz - el

baş - kan öz - gü

isim

123

isim

123

ay nı kök ay nı kök

Örnek YGS / 2013

lemdir.)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ıntı,-untu/-üntü” ekinin

kullanıldığı sözcük, kökü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Bu bölgede yapılan kazılarda arkeologlar, eski uygarlıklara

ait yeni buluntulara rastladılar.

B) Kişi yersiz kuruntularından kurtulmak için dostlarına, arkadaşlarına

daha fazla güvenmeli ve inanmalıdır.

C) İçi süprüntü dolu küreği merdivenlerin dibindeki çöp kutusuna

boşaltmak için dışarı çıktı.

D) Kelimeyle kavram, dille düşünce arasındaki bağıntı üstüne

yapılan tartışmalar eski çağlara kadar gider.

E) Bozuntuya vermeden yanına gittim ve olanları bütün çıplaklığıyla

kendisine anlattım.

Çözüm

A) bul - untu † Fiil kökü

B) kur - untu † Fiil kökü

C) süpür - üntü † Fiil kökü

D) bağ - ıntı † İsim kökü

E) boz - untu † Fiil kökü

ÖRNEK

Doğru Seçenek D

Aşağıdaki sözcüklerden kökü isim olanlara (İ), fiil olanlara

(F) yazınız.

( ) Sevda ( ) Yaşadı ( ) Sararmak

( ) Kitaplık ( ) Kaşıntı ( ) Doğu

( ) Görüldü ( ) Saçıldı ( ) Yağmurluk

( ) Uzaklarda ( ) Telaşlı ( ) Yapıt

( ) Bakıcı ( ) Yaralı ( ) Anıt

( ) İzcilerin ( ) Kaçıncı ( ) Başarı

II. EK

Tek baş la rı na an lam la rı ol ma dığı hâl de söz cük kök ve göv de leri

ne ge ti ril diğin de on la rın an lam la rı nı değiş ti ren, ba zen de tür leri

ni değiş ti ren ya da söz cük le rin cüm le için de ki gö rev le ri ni be lirle

yen he ce ya da ses le re ek de nir. Ekler yapım ve çekim ekleri

olmak üzere iki ye ay rı lır:

YAPIM EKLERİ

1. ‹sim den ‹sim Yapan Ekler

2. ‹sim den Fi il Yapan Ekler

3. Fi il den ‹sim Yapan Ekler

4. Fi il den Fi il Yapan Ekler

ÇEKİM EKLERİ

1. ‹sim Çe kim Ek le ri

a) Hâl Ekleri

b) İyelik Ekleri

c) Çokluk Eki

d) Tamlama Ekleri

e) İlgi Eki

f) Ek Eylem

Bilgi Notu

Ek eylem aynı zamanda fiillere de getirilen eklerdendir.

2. Fi il Çe kim Ek le ri

a) Kip Eki

b) Şahıs Ekleri

Bilgi Notu

Olumsuzluk eki olan -ma / -me TDK sözlüğünde fiilden fiil türetme

eki olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu ekin çekim eki mi yapım eki

mi olduğuna dair tartışma hâlen uzmanlar arasında sürmektedir.

A. YAPIM EKLER‹

Ek len dik le ri söz cük le rin her za man an la mı nı, ki mi za man an lamıy

la bir lik te tü rü nü değiş ti ren, on lar dan ye ni söz cük ler tü re ten

ek ler dir. Bu ekler ya isim soylu köklerden ya da fiil köklerinden

farklı türde ve anlamda sözcükler türetir.

Bilgi Notu

Söz cü ğün kök an la mı ile ya pım eki al dık tan son ra ki an la mı arasın

da mut la ka bir bağ var dır. Kökün yapım eki almış hâline “gövde”

denir.

42


Yapı (Biçim) Bilgisi

Örnek: Bir söz cüğe ge len ek ler değiş tik çe söz cük tür ve an lam

ba kı mın dan deği şir.

Göz-le-mek (Beklemek)

Göz-cü (Gö zet le yen kim se)

Göz-lük (Gö ze ta kı lan nes ne)

ÖRNEK

“İşler bir çırpıda yapıldı.” cümlesinde “yapıldı” sözcüğünü kök

ve ek olarak incelediğimizde şu sonuca varırız:

yap - ıl - dı † Fiilden türemiş fiil

Fiil

kök

Fiilden

fiil türeten

yapım eki

Çekim

eki

Örnek

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün aldığı

yapım eki, sözcüğün türünü değiştirmemiştir?

A) Yapıcı eleştirilerde bulunmalıyız.

B) Beni çok güldürdün, sağ ol!

C) Benim için bir dilek tut.

D) Bana mı seslendiniz?

E) Birazdan sayım başlar.

Çözüm

A’da “-ıcı”, C’de “-k”, D’de “-len”, E’de “-m” eki sözcüğün türünü

değiştirmiştir. B’deki “-dür” yapım eki fiilden fiil türetmiştir; sözcüğün

türünü değiştirmemiştir.

ÖRNEK

Doğru Seçenek B

“Kendime giyecek almalıyım.” cümlesinde “giyecek” sözcüğünü

kök ve ek yönünden incelediğimizde şu sonuca varırız:

giy -

Fiil

kök

ÖRNEK

ecek † Fiilden türemiş isim

Fiilden isim

türeten

yapım eki

“Çiçekleri de sula.” cümlesinde “sula” sözcüğünü kök ve ek

olarak incelediğimizde şu sonuca varırız:

su - la † İsimden türemiş fiil

İsim

kök

İsimden

fiil türeten

yapım eki

ÖRNEK

“Simitçi geliyor.” cümlesinde “simitçi” sözcüğünü kök ve ek olarak

incelediğimizde şu sonuca varırız:

Simit - çi † İsimden türemiş isim

İsim İsimden

kök isim türeten

yapım eki

Türkçede yapım eki, kökten sonra, çekim ekinden önce gelir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, bu kuralı

örneklemez?

A) Yıkanacakları sepete koy.

B) Gidenlere selam söyleyin.

C) Damdaki Kemancı oyununu okudum.

D) Eğlenceye zaman ayırmalısınız, dedim.

E) Beni mi izledin buraya kadar?

Çözüm

A) Yık - an - acak - ları-ı

Kök

fiil

Yapım eki Çekim

eki

B) Gid - en - ler - e

Kök

fiil

Yapım

eki

Çekim

eki

C) Dam - da - ki

Kök

isim

Çekim

eki

Yapım

eki

D) Eğlen - ce - y - e

Kök

isim

Yapım

eki

Kaynaştırma

ünsüzü

Çekim

eki

E) İz - le - di - n

Kök Yapım Çekim

isim eki eki

Örnek

Doğru Seçenek C

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi farklı

işlevde bir yapım eki almıştır?

A) Askerler kaçak avına çıkmıştı.

B) Çıkıntıları zımparayla yok et.

C) Korkuttun beni, diye azarladı.

D) Ekinler başak verdi.

E) Kaygan zemine dikkat et!

Çözüm

A’da “-ak”, B’de “-ıntı”, D’de “-in”, E’de “-gan” eki fiilden isim

türeten yapım ekidir. C’deki “-( )t” eki fiilden fiil türeten yapım

ekidir.

Doğru Seçenek C

43


Yapı (Biçim) Bilgisi

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili ek, sözcüğe farklı

bir anlam katmıştır?

A) Genç, denizde onlarca metre açılmıştı.

B) Ağaçların dalları çatır çatır kırıldı.

C) Önümüze ipek halılar serildi.

D) Çeşit çeşit yemekler yapılmıştı.

E) Ev çok ucuza satıldı.

Çözüm

-( ) l eki sözcüğe A’da dönüşlülük; B, C, D, E’de edilgenlik anlamı

katmıştır. Yani A’da işi yapanla işten etkilenen aynı varlıktır.

B, C, D, E’de işi yapan belli değildir.

Doğru Seçenek A

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-dan, -den; -tan, -ten” eki,

eklendiği sözcüğe farklı bir anlam katmıştır?

A) Zavallı, korkudan konuşamıyordu.

B) Pencereden içeri girmişler.

C) Sesler, uzaktan geliyordu.

D) İşten az önce ayrılmış.

E) İstanbul’dan ne zaman dönecek?

Çözüm

“-dan, -den; -tan, -ten” eki B, C, D ve E’de “nereden” sorusuna

yanıt verdiğinden durum ekidir. A’da sebep bildirir.

Doğru Seçenek A

B. ÇE K‹M EK LE R‹

Ek len diği söz cüğün an la mın da, ya pı sın da ve tü rün de deği şiklik

yap ma yan, söz cüğün cüm le de ki gö re vi ni be lir le yen ek ler dir.

1. ‹sim Çe kim Ek le ri

a) Du rum (Hâl) Ek le ri

‹sim le rin, cüm le için de, yük le me gö re öge ol ma du ru mu nu belir

ler.

I. -i (Be lirt me) du rum eki: ev-i, öğ ren ci-y-i / Cüm le de be lirti

li nes ne ya par.

II. -e (Yö nel me) du ru m eki: ev-e, öğ ren ci-y-e / Cüm le de

do lay lı tüm leç veya zarf tümleci ya par.

III. -de (Bu lun ma) du ru m eki: ev-de, öğ ren ci-de / Cüm le de

do lay lı tüm leç veya zarf tümleci ya par.

IV. -den (Ay rıl ma) du ru m eki: ev-den, öğ ren ci-den / Cüm lede

do lay lı tüm leç veya zarf tümleci ya par.

-i durum eki, “y”; -i iyelik eki, “s” kaynaştırma ünsüzünü alır.

b) ‹ye lik (Ait lik) Ek le ri

(Be nim) Ev-im, ara ba-m...

-m : 1. te kil ki şi iye lik eki

- n : 2. te kil ki şi iye lik eki

- s - i : 3. te kil ki şi iye lik eki

- mız : 1. ço ğul ki şi iye lik eki

- nız : 2. ço ğul ki şi iye lik eki

- la rı : 3. ço ğul ki şi iye lik eki

3. te kil ki şi iye lik ekiyle be lirt me du rum eki nin ayrımına dik kat edilme

li dir.

Ki tab - ı yırt tı.

Be lirt me hâ l eki

(Onun) Ki tab - ı yır tıl dı

İye lik eki

İye lik eki ile hâl eki ni bir bi rin den ayır mak için söz cükten önce

“Onun” söz cü ğü nü ko ya rız. “Onun” söz cü ğü nü alan, iye lik eki dir;

al ma yan ise hâl eki dir.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili ekin işlevi, diğerlerinden

farklıdır?

A) İzmir’i çok severim.

B) Gözleri beni çok etkilemişti.

C) Sesi biraz daha kıs.

D) Evi de satacakmış.

E) Duvarları yıkalım.

Çözüm

Altı çizili sözcükler A’da “nereyi” sorusunu; C, D ve E’de “neyi”

sorusunu yanıtlar dolayısıyla durum ekidir. B’de “nesi” sorusunu

yanıtlar dolayısıyla iyelik ekidir. İyelik eki (Onun gözleri

anlamındadır.)

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2013

Eserlerinde kullandığı özgün biçimler ve canlı renklerle, değişimin

birey üzerindeki etkilerini yansıtıyor.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Çatısı bakımından etkendir.

B) Nesne, isim tamlamasından oluşmaktadır.

C) Fiilden isim yapma eki almış sözcük vardır.

D) Bulunma durumu eki almış sözcük vardır.

E) İyelik eki alan sözcük yoktur.

Çözüm

E seçeneğinde “İyelik eki alan sözcük yoktur.” denmektedir.

Oysa “eserlerinde” sözcüğünde 3. tekil şahıs iyelik eki kullanılmıştır.

Doğru Seçenek E

44


Yapı (Biçim) Bilgisi

c) Tam la ma Ek le ri

Okul-un

Tam la yan

ka pı-sı

Tam la nan

- ın / -in / -un / -ün

1442443

-ı / -i / -u / -ü

1452543

Tam la yan eki

Tam la nan eki

I. 1. te kil ve ço ğul ki şi za mir le riy le tam la yan ve tam la nan ek le ri

1. te kil -im / -im

1. ço ğul -im / -imiz

II. 2. te kil ki şi za mir iy le tam la nan eki, -in

2. ço ğul ki şi za mir iy le tam la nan eki, -iniz

II I. Tam la nan ek le ri as lın da iye lik ek le ri dir. Bu ek ler tam la ma

gru bun da “tam la nan eki” iş le vi üst le nir.

f) Ek Eylem (Ek Fiil)

Mastarı -i(mek) olan ek fiilin iki farklı görevi vardır:

1. Dört farklı kipiyle ad soylu sözcükleri yüklem yapar.

Ad + ek fiil † Yüklem

a) -di’li geçmiş zaman kipi † idi

b) -miş’li geçmiş zaman kipi † imiş

c) Koşul kipi † ise

d) Geniş zaman kipi † dir.

(Ek fiilin geniş zaman çekimi şahıs ekleri ve “-dir” eki ile

yapılır.)

d) Çok luk Eki: -ler

Bu ek, kullanıldığı sözcüğe farklı anlamlar verebilir.

I. Çok luk an la mı:

ev ler, ara ba lar, ço cuk lar...

Sı nıf ta ki Ali ler ayağa kalk sın. (‹s mi Ali olan lar)

II. Abart ma an la mı:

Ço cuk ateş ler için de ya nı yor.

Sa bah la ra ka dar ders ça lış tım.

III. Ai le an la mı:

Ahular ya rın bi ze ge le cek.

IV. Say gı an la mı:

Ha nı me fen di ler şöy le bu yur sun.

Mü dür Bey ler he nüz gel me di.

V. “Her” bel gi siz sı fa tı nın an la mı nı üst le nir.

Sa bah la rı er ken kal ka rım.

VI. Soy, ırk an la mı:

Türk ler, Hun lar, Avar lar...

VII. Ben zer le ri an la mı:

Ata türkler, Fa tihler, Ya vuzlar...

VI II. Top lu luk, grup an la mı:

Bak, Ay ten ler gecikti. (Ay ten ve ar ka daşla rı)

IX. Si tem an la mı:

Hanımefendiler bu ra ya ge lip bi zi ara ma mış.

X. Kü çüm se me, alay an la mı:

Be ye fen di ler oku yup adam ola cak lar.

XI. Do lay la rın da an lamı:

Si zi el li yaş la rın da bi ri ara mış tı.

e) İl gi Eki: -ki

İl gi eki, tam la yan eki -in ile bir lik te kul la nı lır; “-inki” biçimindedir.

Dü şen tam la nan söz cü ğün ye ri ni tu tar, aynı zamanda ilgi

zamiridir.

Bıçağın ağzı kesmiyor, makasınki daha keskin.

Ben öğretmen-im

Sen öğretmen - sin

O öğretmen - dir.

ad ek fiil geniş zaman kipi

–––––––––––––––

yüklem

Sen kralsan, ben de prensim.

ek fiil,

II. şekil kişi

koşul kipi

ek fiil

I. tekil kişi

geniş zaman kipi

Murtaza, fabrikanın bekçisiydi.

Ek fiil,

III. tekil kişi

Yüklem: fabrikanın bekçisiydi.

belirtili isim tamlaması

Ek fiilin olumsuzu “değil” sözcüğüdür.

Ben tembel değilim.

–––––––––––––––

yüklem

Biz öğretmen-iz

-di’li geçmiş zaman kipi

Siz öğretmen-siniz,

Onlar öğretmen-dirler

2. Üç farklı kipiyle basit çekimli (zamanlı) fiilleri birleşik çekimli

(zamanlı) yapar.

Gid - er - im † Basit zamanlı fiil

kök geniş kişi eki

zaman eki

Gid - er - di - m † Birleşik zamanlı fiil, (geniş zamanın

kök geniş ek kişi eki

hikâyesi, I. tekil kişi)

zaman fiil

eki

a) Hikâye † idi

b) Rivayet † imiş

c) Koşul † ise

Ceylan, hızlı koşuyordu.

–––––––––

Şimdiki zamanın

hikâyesi, III. tekil kişi

Onu görürseniz bize haber verin.

––––––––

Geniş zamanın

koşulu II. çoğul kişi

45


Yapı (Biçim) Bilgisi

Sen de gelmeliydin.

Gereklilik kipinin hikâyesi II. tekil kişi

2. Fi il Çe kim Ek le ri

“-dir” eki, filleri birleşik zamanlı yapmaz; fillere kesinlik, olasılık gibi

anlamlar katar.

Şimdi bizim oralara kar yağıyordur. Æ Basit zamanlı fiil, olasılık

anlamı

a) Kip Ek le ri

Haber (Bildirme) Kipleri

Fiil Kipleri

Dilek Kipleri

Çocuklar, ders bitmiştir; çıkın!

–––––––––

kesinlik anlamı

Örnek

I. Şimdi çok uzaklardasın.

II.

Beni özlersen şarkımızı dinle.

III. Öğretmenim, ben buradayım.

IV. Her şeyi biliyorsun.

V. Beni sinemada görmüşmüş!

Numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) I. cümlede ek eylem yoktur.

B) II. cümlede ek fiil vardır.

C) III. cümlede iyelik eki vardır.

D) IV. cümledeki fiil basit zamanlıdır.

E) V. cümledeki fiil öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti III. tekil

kişi biçiminde çekimlenmiştir.

Çözüm

I. cümlede ek eylemin geniş zaman çekimi vardır: uzaklardasın

Doğru Seçenek A

-di’li geçmiş zaman kipi: -di

(Görülen, bilinen geçmiş)

-miş’li geçmiş zaman kipi: -miş

(Duyulan geçmiş)

Şimdiki zaman kipi: -yor

Gelecek zaman kipi: -ecek

Geniş zaman kipi: -r

Örnek

Dilek - koşul kipi: -se

İstek kipi: -e

Gereklilik kipi: -meli

Emir kipi:

“Gel-” eyleminin görülen geçmiş zaman kipi çekimi:

Tekil

Gel - di - m

Gel - di - n

Gel - di - -

kip kişi

Çoğul

Gel - di - k

Gel - di - niz

Gel - di - ler

kip kişi

“Bak-” eyleminin geniş zaman çekimi

Olumlu

Olumsuz

I. Bak - ar - ım Bak - ma - m

II. Bak - ar - sın Bak - maz - sın

III. Bak - ar

Bak - maz

I. tekil kişi olumsuz çekiminde kip eki düşer.

Emir kipi çekimi kişi ekleriyle yapılır çünkü emir kipinin eki yoktur.

Tekil

I. –––

II.

Bak

III. Bak - sın

Çoğul

I. –––

II.

Bak - ın - ınız

III. Bak-sınlar

Etkinlik

Aşağıdaki parçada ek eylem almış sözcükleri belirtiniz.

Bütün gün Mısır Çarşısı’nı dolaşmıştık. Çarşı o kadar büyüleyiciydi

ki insan oradan ayrılmak istemiyordu. İnsan huzurlu

bir hayat istiyorsa böyle bir ortamda yaşamalıydı. Her dükkân

buram buram baharat kokuyordu. Her yer tertemizdi. İnsanların

yüzünde mutluluk vardı. Çarşıdan ayrılmak gerçekten çok

zor olmuştu.

……………………………………………………………………

……………………………………………………………………

……………………………………………………………………

……………………………………………………………………

……………………………………………………………………

Örnek

I. Ben burada uyuyamam.

II.

Bu konuyu tekrar düşün.

III. Ben de seviyorum.

IV. Keşke sen de katılsan.

V. Çok üşüyeceksin.

Numaralanmış cümlelerin hangilerinde fiiller haber kipleriyle

çekimlenmemiştir?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve IV

Çözüm

D) III ve IV E) IV ve V

II ve IV. cümlelerdeki fiiller dilek kipleriyle, diğerleri ise haber

kipleriyle çekimlenmiştir.

Doğru Seçenek C

46


Yapı (Biçim) Bilgisi

Kip ek le rin den ba zı la rı sıfat-fiil (or taç) ek le ri ile ka rış tı rı la bi lir.

Oku ya cak ço cuk ders le ri ne ça lı şır. (Sı fat ya ptı.)

yapım eki

O ço cuk mut la ka oku ya cak. (Ey le mi çe kim ledi.)

kip eki

b) Şa hıs (Ki şi) Ek le ri

1. te kil / -im, -m geldi - m

2. te kil / -sin, -n geldi - n

3. te kil / – – -sin geldi -

1. ço ğul / -iz, -k geldi - k

2. ço ğul / -si niz, -niz, -iz / -iniz geldi - niz

3. ço ğul / -ler, -ler, -sin ler geldi - ler

Örnek TYT / 2020

Her sene, zamanı gelince İstanbul’un mahallelerinden

I

Boğaz’ın köylerine göçler başlardı. Eski İstanbullular;

II

Boğaziçi’nin kenarlarına yapılmış ve eski erkân

III

sedirleriyle, kerevet, şilte ve halılar üstünde yer

minderleri gibi eski eşyalarla döşenmiş geniş odalı,

IV

gönül ferahlatıcı yalılara taşınırlardı.

V

Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden

hangisi yanlıştır?

A) I. sözcük belirtme durumu eki almıştır.

B) II. sözcük iyelik eki almıştır.

C) III. sözcük sıfat-fiil eki almıştır.

D) IV. sözcük çokluk eki almıştır.

E) V. sözcük geniş zaman eki almıştır.

Çözüm

II → köy - ler - i - n - e

Çokluk III. Kaynaştırma Yönelme

eki tekil ünsüzü hâli eki

kişi eki

III → yap - ıl - mış

Fiilden Sıfat-fiil

fiil eki

yapım eki

IV → minder - ler - i

Çokluk III. tekil kişi

eki iyelik eki

V → taşın - ır - lar - dı

Geniş Şahıs Geçmiş

zaman eki zaman

eki

eki

Örnek TYT / 2019

Dede Korkut anlatılarının üçüncü hikâyesi olan

I

Bey Böyrek, neredeyse tüm Türk halklarının sözlü

II

edebiyatında yer almaktadır. Bu anlatı, Oğuz boylarının

III

arasında Bamsı Beyrek, Altay Türklerinde ise

Alıp Manaş, Başkurt ve Tatarlarda Alıpmenşen olarak

bilinir. Bu destanın birbirine yakın biçimlerinin bu

IV

kadar geniş bir coğrafyada yaşaması, bu toplulukların

ortak bir düşünce tarihine sahip olduklarının güzel bir

V

göstergesidir.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi “üçüncü çoğul

kişi iyelik eki” almıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

I, II, III ve IV numaralı sözcükler çokluk eki (-ler/-lar), üçüncü tekil

şahıs iyelik eki (-i) ve tamlayan eki (-ın, -in) almıştır. V numaralı

sözcük ise üçüncü çoğul şahıs iyelik eki (-leri) ile tamlayan

eki (-ın) almıştır: sahip olduk-ları-n-ın

Doğru Seçenek E

Örnek TYT / 2019

Oyuncular, herhangi bir rolü canlandırdığında

izleyicilerinden gözleri önüne serilen sahneleri ciddiye

I

II

almalarını beklerler. Kendilerinden, izledikleri

III

karakterlerin sahipmiş gibi görünen niteliklere

gerçekten sahip olduklarına, yapmakta oldukları işin

IV

yol açacağı sonuçların gerçekleşeceğine ve genelde

her şeyin göründüğü gibi olduğuna inanmaları istenir.

V

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, “belirtme

durumu eki” almıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

I, III, IV ve V numaralı sözcüklerdeki “-ları / -leri” eki üçüncü çoğul

şahıs iyelik ekidir. II numaralı sözcükteki “-ler” çokluk, “-i”

ise belirtme durumu ekidir.

I. sözcük (zaman-ı) iyelik eki almıştır.

Doğru Seçenek A

Doğru Seçenek B

47


Yapı (Biçim) Bilgisi

III. YAPI BAKIMINDAN SÖZCÜKLER

Sözcükler yapılarına göre üçe ayrılır.

A. BAS‹T YAPILI SÖZCÜKLER

Hiç bir ya pım eki al mamış ve başka bir sözcükle birleşmemiş

söz cük ler dir. Çekim eki alabilirler.

Ör nek:

çocukların, okumuşlar, açıyor, insanımız…

B. TÜREM‹Ş YAPILI SÖZCÜKLER

(GÖV DE)

İsim ya da fiillere getirilen yapım ekleriyle oluşturulan yeni sözcüklerdir.

Bunlara “gövde” de denir. Bir sözcük kökten veya

gövdeden türer. Bir sözcük birden çok yapım eki almışsa gövdeden

türemiştir.

Meydanda top - la - n - dı - k † Gövdeden türemiş sözcük

isim kök YE YE

bilgi

† bil - gi † Tek yapım eki aldığından kökten türemiş sayılır.

fill kök fiilden isim yapan ek

sözlük † söz - lük

isim kök isimden isim yapan ek

Yazı yazı-yor. † yaz - ı

fill kök fiilden isim yapan ek

olay † ol - ay

fiil kök fiilden isim yapan ek

seçtir- † seç - tir

fiil kök fiilden fiil yapan ek

C. BİRLEŞİK YAPILI SÖZCÜKLER

İki ya da da ha çok söz cük bir ara ya ge le rek baş ka bir var lığı

ya da kav ra mı an la tı yor sa böyle söz cük le re “bi rle şik sözcük”

de nir.

Ka ba ku lak, bu gün, bir kaç, ko nuk se ver, yar dım et mek, af fetmek,

söy le ne gel mek, ya zı ver mek

Bi rle şik söz cük ler an lam ba kı mın dan, bi çim ba kı mın dan ve ses

ba kı mın dan in ce le nir.

2. Bi çim le ri ne (Ya pı lış la rı na) Gö re

• ‹ki ya lın isim den olu şur: Fe ner bah çe, De mir ka zık, an nean

ne, ana ya sa, diş bu dak...

• Sı fat tam la ma sı bi çi min de (sı fat+isim) olu şur: Ulu da€, ön

söz, siv ri si nek, Ak de niz, kır ka yak, açık göz, ka ra yel...

• Be lir ti siz isim tam la ma sı bi çi min de (isim+ isim) olu şur: yayı

ne vi, kö pek ba lığı, buz do la bı, pa zar te si, kuş ba şı...

• Bir isim + bir ey lem bi çi min de olu şur: ko nuk se ver, Erol,

ge ce kon du, sanatsever...

• ‹ki çe kim li ey lem den olu şur: uyur ge zer, de di ko du, Vu ral,

bi çer dö ver…

• Yan sı ma lar dan olu şur: çıt çıt, fır fır...

3. Ses Düşmesi ya da Türemesi Yo luy la

Bir le şik söz cük olu şur ken ki mi za man söz cük ler de ses düş mesi

gö rü lür. Bu düş me ya bi rin ci söz cüğün son he ce sin de ya da

ikin ci söz cüğün ilk he ce sin de gö rü lür.

ne asıl / na sıl

ne için / ni çin

ka yın ana / kay na na

ka yın ata / kay na ta

pa zar er te si / pa zar te si

süt lü aş / süt laç

ka hır ol mak / kah rol mak

sa bır et mek / sab ret mek

kah ve - al tı / kah val tı

hal ol- / hallolzan

- et- / zannet-

his et- / hisset

ÖRNEK

Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik sözcüklerin nasıl

oluştuklarını belirtiniz.

1. Beni kendine kul ettin.

…………………………………………………………………

2. Bayrampaşa semtinde oturuyor.

…………………………………………………………………

3. Kızıldeniz dalgıçların uğrak yeridir.

…………………………………………………………………

4. Lokantada aşçıbaşıyım.

…………………………………………………………………

5. İmambayıldı olsa da yesek!

…………………………………………………………………

6. Şu yıldız kümesine “Büyükayı” deniyor.

…………………………………………………………………

1. An lam Ba kı mın dan

• Her iki söz cük an la mı nı yi ti rir: su çi çeği, de ve ta ba nı, demir

baş, imambayıldı…

• Birinci söz cük an la mı nı yi ti rir: ada mo tu, dül ger ba lı ğı, ku ş

ü zü mü, bit pa za rı,...

• İkinci söz cük an la mı nı yi ti rir: rüz gâr gü lü, ba sı me vi, ye r elma

sı, ka ra fat ma,...

ÖRNEK

Aşağıdaki sözcüklerin yapılarını altlarına yazınız.

gülüştük susmalısınız oturun bomboştu

............... ............... ............... ...............

kaybolduk yağış varsay yalnız

............... ............... ............... ...............

seninki tenceredeki yanlış birkaç

............... ............... ............... ...............

48


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Yapı (Biçim) Bilgisi

1. Aşa €› da ki di ze le rin han gi sin de al t› çi zi li söz cük bir var l›-

€›n ne ye ya da ki me ait ol du €u nu bil di ren bir ek al m›ş t›r?

A) Ben ge mi olu rum, sen kap tan ol

B) Gös ter sen ada na gi den yo lu

C) Yol cu luk, der ken ada m›z da y›z

D) Yel ken aça r›z bir sa bah vak ti

E) Al›p gö tür sen be ni ora ya

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş

bir sözcük vardır?

A) Bo zu lan rad yo nun se siy le he pi miz ir kil dik.

B) Makinelerin tı k›r t› s› yaş l› ka d› n› ra hat s›z et ti.

C) Ye re dü şen sak s› pat di ye ses ç› kar d›.

D) Onun ko nuş ma la r› hâ lâ zih nim de yan k› la n› yor.

E) Sa bah kuş la r›n ötü şüy le uyan d›m.

2. Türkçede önce yapım eki sonra çekim eki gelir.

Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de bu duruma uy ma yan

bir kul la n›m var d›r?

A) Ora lar da an nem siz ne ya pa r›m bil mi yo rum.

B) Y›l lar ca ça l›ş t› €› iş ten yok ye re ç› ka r›l d›.

C) Eli ne al d› €› işi b› ra k›p ka p› ya yö nel di.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük ilgi zamirinden

sonra yönelme hâl eki almıştır?

A) Ya n› m›z da ki ler den biz de te dir gin ol duk.

B) Elim de ki im kân la r› kul la na rak on la ra yar d›m et tim.

C) Bi zim ki nin prog ra m› çok yo €un.

D) Kol tuk la r›n ren gi es ki ara ba n›n ki ne ben zi yor.

E) Si zin kin de pek çok ha ta var.

D) Dün ya ya gel di €im ilk an dan be ri o ya n›m day d›.

E) Yal n›z l›k içi miz de dir, ne re ye git sek onu ta ş› r›z.

7. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de “ol -” sözcüğü birleşik

eylem oluşturmamıştır?

3. Merhaba yeni gelen gün

Gökyüzünde belirsiz aydınlık

I

II

Denizde çivit mavisi

III

Merhaba yaşama gücüm

IV V

A) Üni ver si te ye yap t› €› baş vu ru ka bul ol du.

B) Bu ra ya ta ş›n ma m›z bi zim için iyi ol du.

C) Gir di €im ya r›ş ma da bi rin ci ol dum.

D) Ben evi te miz ler ken ye mek ler ol du.

E) K› sa sü re de onun la iyi dost ol duk.

Bu dizelerdeki altı çizili sözcükler yapılarına göre eşleştirildiğinde

hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

8. Aşa €› da ki le rin han gi sin de bir den çok birleşik fi il vard›r?

A) Aça maz m› san d›n gü lü

Hal let tik her sıkıntıyı

4. Bi lim sel içe rik li ya z› lar la ma ka le, eleş ti ri gi bi dü şün ce a€›rl›k

l› ya z› lar da sa y› sal ve ri ler den ge rek du yul du €u öl çü de

ya rar la n› l›r.

Bu cüm le de ya p›m eki al m›ş kaç söz cük var d›r?

A) 8 B) 9 C) 10 D) 11 E) 12

B) Es ne yip se nin gi bi her an

Pen ce re ler den ba ka dur sun

C) Ne ba har dan ç› ka ge lir

Bu yo lun dö ne me cin den

D) D› şar da ya€ mur ya €a dur sun

Ve içer dey se bü tün eş yan

E) Din le öten bül bü lü

Gö nül za vi ye sin den

49


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Yapı (Biçim) Bilgisi

9. Göl de yü zen ör dek ler ço cuk la r›n il gi sin den s› k›l m›ş.

Bu cüm le de aşa €› da ki ler den han gi si yok tur?

A) Ço€ul eki

B) Hâl eki

C) Ba sit ya p› l› ad

D) Ba sit ya p› l› ey lem

E) Ey lem den tü re miş ey lem

13, ‹n san dal ga s› na tu tul muş bir ge mi yim

I II

Sa €a so la sal la n›p ba k›n ç›r p› n› yo rum

III IV V

Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisi kökünün

türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, yapısı bakımından

diğerlerinden farklıdır?

A) Pek çok kişi itiraz etse de hâlâ kendi görüşünü savundu.

B) Ha yat ta önem ver di €im bi rin ci şey ki şi nin ken di ne ve

kar ş› s›n da ki ne duy du €u say g› d›r.

C) Sanat, gerçeği olduğu gibi değil biraz değişime uğratarak

vermelidir.

D) Ço cuk la r› se vdiğimden, on la r›n söy le di €i hiçbir şeye

al›n mam.

E) Bu ra da yaşı birbirine yakın olan ki şi le ri ça l›ş t› r› yor.

14. Aşa €› da ki le rin han gi sin de yük lem ey lem den tü re miş

bir ey lem dir?

A) Ta til yak laş t›k ça uzak ta ki ak ra ba la r›n yo lu nu göz leme

ye baş l› yo rum.

B) Se ne için de ya şa nan ger gin lik ler ba şa r› is te €im de beni

y›l d›r ma d›.

C) ‹n san la r› ba r› şa ve hu zu ra gö tü re cek en önemli şey

sev gi dir.

D) Son za man lar da is te di €im şey bu yo €un iş tem po sundan

kaç mak t›.

E) Bi zi kar ş› la mak için on ca yo lu te pip bu ra ya gel diğin

için teşekkür ederim.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük,

işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır?

A) Be nim ya z›n dün ya s›y la ta n›ş mam il ginç tir.

B) Ki tap la r› tek rar ba s›n di ye emir gel miş.

C) Ya y›n iş le riy le uzun za man d›r u€ raş m› yo rum.

D) Ye ni ge lin gi bi bir ke nar da du ru yor du.

E) Halk mey dan la ra ak›n et miş ti bu gün.

15. Yok ol ma teh di diyle boğuşan ba z› bit ki tür le ri var l›k la r› n›

ko ru maya çalışıyor.

Bu cüm le de aşa €› da ki ler den han gi si yok tur?

A) Ey lem den tü re miş ad

B) Ad dan tü re miş ad

C) Ba sit ya p› l› ad

D) Türemiş ey lem

E) Gövdeden türemiş sözcük

12. “Ayak ka b›, buz do la b›, tah ta ku ru su” bir le şik söz cük leri

aşa €› da ki yön tem ler den han gi siy le yapılmıştır?

A) Her iki söz cük de ger çek an la m› d› ş›n da kul la n›l m›ş t›r.

B) ‹ki fii lin tür de €iş ti rip isim leş me siy le oluş muş tur.

C) Bir isim ve bir fii lin bir leş me siy le oluş muş tur.

D) Be lir ti siz isim tam la ma s› n›n an lam ca kay naş ma s›y la

oluş muş tur.

E) S› fat tam la ma s› yo luy la oluş muş tur.

16. Kuş lar ba ş›m da top lan m›ş

I II II I

Per de le ri aç› l› yor sa ba h›n

IV

V

Bu di ze ler deki nu ma ra lan m›ş söz cük ler den han gi si

ya p› ca fark l› d›r?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

50


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Yapı (Biçim) Bilgisi

1. Alan araştırmasına çıkmadan önce araştırmacının veya

I

II

araştırma ekibinin bazı hazırlıklar yapması gerekir.

III IV V

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisi kökünün

türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

5. Yazıların sonundaki dipnotlara dikkat etmediğinden

ayrıntıları yakalayamıyor.

Bu cümledeki sözcükler için aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Hem yapım hem çekim eki almış sözcük vardır.

B) Türetilirken ünlü düşmesine uğramış sözcük vardır.

C) Hâl eki almış birden çok sözcük vardır.

D) “ayrıntıları” sözcüğünün kökü fiildir.

E) “yakalayamıyor” sözcüğü birden çok yapım eki almış

bir türemiş fiildir.

2. Sözcükleri hiçbir bağdaştırmaya sokmadan şiiri yakalaması,

belirgin bir özellik olarak kendini gösteriyor.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Çoğul eki B) Belirtme durum eki

C) Fiil kökü D) İsim gövdesi

E) Ayrılma hâl eki

3. Sözcüklerin yapım eki almamış şekillerine “kök” denir.

Kök, anlamlı olarak daha küçük parçalara bölünmez.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi kök durumundadır?

A) Yazım kurallarını iyi bilmediğinden çok hata yapıyor.

B) Göçün yarattığı sıkıntıları aşabilmek için yıllarını vermişti.

C) Sözcükleri bir kuyumcu titizliğiyle dizmeyi başarıyor.

D) Sanatçı olmak, kimseye hakaret etme hakkı vermez

ona.

E) Kaç dize yazarsa yazsın, her şiiri tek dize kabul edilebilir.

4. Aşağıdaki sözcüklerden hangisinin, aldığı ekle hem

yapısı hem de türü değişmiştir?

A) görgü B) üzülüyoruz C) evcildi

D) durdurmuş E) arabacılar

6. Dışarıdan yorgun bir savaşçıyı andıran bu ahşap konak,

I II III IV

çamların içinde, yemyeşil bir âlemin bekçisiydi sanki.

V

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) I. sözcüğün kökü fiildir.

B) II. sözcüğün kökü, ortak kök özelliği gösterir.

C) III. sözcük birden çok yapım eki almıştır.

D) IV. sözcük isimden isim yapım eki almıştır.

E) V. sözcükte iki tane çekim eki vardır.

7. Kalp gönülde bir nur küre

I

Ay denizde gül çiçeği

II

Yanık sesli içli bülbül

III IV

Her kalbe yazar sevgiyi

V

Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

kökünün türü yönünden diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

51


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Yapı (Biçim) Bilgisi

8. Astronomi, her geçen gün teoriler üreten, günümüzden ön-

I

II

ceki teorilere ise yeni yorumlar getiren bir bilim dalıdır.

III IV V

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisi bir varlığın

kime veya neye ait olduğunu gösteren bir ek

almıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

9. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi kök ve eklerine yanlış

ayrılmıştır?

A) Işık - sız - lık - tan B) Çalış - kan - dı - k

C) Ser - gi - le - y - ici D) Böl - üm - ler - de - ki

E) Oyun - a - y - ıp

10. Türkçede hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılabilen

ve aynı temel anlamdan gelen sözcük köklerine “ortak

kök” denir.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi ortak kök özelliği gösterir?

A) Her yaz Ayvalık’a gidince mutlaka Cunda’ya uğrarız.

B) Durakta beklerken onunla karşılaşmak beni âdeta

şok etmişti.

C) Hiç kimse konuşmacıdan böyle sevimsiz sözler duymayı

beklemiyordu.

D) Sırlarımızı paylaşırsak onların esiri hâline geliriz.

E) Ekşiyi seven insan sayısı nedense çok az.

13. Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında

Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum

Yolumun karanlığa saplanan noktasında

Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) “Sokaktayım” sözcüğünde iyelik eki yoktur.

B) “ortasında” sözcüğünde birden çok çekim eki vardır.

C) “arkama” sözcüğünde hem şahıs eki hem de hâl eki

vardır.

D) “Yolumun” sözcüğünde iyelik ve tamlayan eki kullanılmıştır.

E) “karanlığa” sözcüğünde hem yapım hem de çekim

eki kullanılmıştır.

14. Düşmek için denizi arıyor yıldızlar

Ölümü inanılmaz kılan denizi

Bu dizelerde türemiş yapılı kaç sözcük vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

15. Türkçede sözcüklere önce yapım eki, sonra çekim ekleri

getirilir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu açıklamaya

aykırı bir kullanım vardır?

A) Tüm soruları bilgece cevaplıyordu.

B) “Yalnızız” romanındaki zekâ pırıltısı beni mest etti.

C) Yazılarınız çok iyi anlaşılıyor.

D) Türkçenin zenginliklerinden biri de fiilimsilerdir.

E) Bulutsuz bir gökyüzünü kim istemez ki?

11. Sözcüklerin yapım eki almış biçimlerine “gövde” denir.

Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcüklerin ikisi

de gövde durumundadır?

A) Kısa zamanda başarılı olacağına inanıyorum.

B) Birkaç dakika içinde salon boşalmıştı.

C) Yayın dünyasına bir şiir kitabıyla girdi.

D) Köy, ağaçlık bir alana kurulmuştu.

E) Yağmur çiselerken uykun eriyor trenlerde.

16. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi “gövdeden” türemiştir?

A) Bu ülke, bölgenin en güçlü ordusuna sahipti.

B) Günlük işlerde çalışarak geçimini sağlıyormuş.

C) Çocuk, bakıma ve sevgiye muhtaçtır.

D) Bu küçük salon gösteriye uygun değildi.

E) Korkulu rüya görmektense uyanık kalmak yeğdir.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bulunma” hâl eki

almış bir sözcük yoktur?

A) Geçen yaz ailece İstanbul’daydık.

B) Yakında döner buraya, diyordu.

C) Fısılda sen de rüzgârın kulağına.

D) Kadın, toplumumuzda önemli bir yere sahiptir.

E) Çevrede olan bitene karşı kayıtsız kalamayız.

17. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi sadece çekim eki almıştır?

A) Bencilliğinizin faturasını ağır ödüyorsunuz.

B) Birikimlerinizi nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

C) Sızlayan parmağını soğuk suyun altına tut.

D) Kalemlerinizden birkaçını ödünç verir misiniz?

E) Şaşkınlığımızı hiçbirimiz gizleyememiştik.

52


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Yapı (Biçim) Bilgisi

1. (I) O yazar edebiyatımızda çok aniden parladı.

(II) Sanatıyla ilgili birtakım yazılar yayımlandı. (III) Ne

var ki eserlerinden tek sayfa bile dilimize çevrilmedi.

(IV) Onu tanıtabilecek bir örnek yoktu elimizde.

(V) Başvuru kitaplarından da doyurucu bilgi edinemiyorduk.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde geçen altı

çizili sözcüklerden hangisi basit yapılıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

5. Çağımızın önemli buluşlarından biri de akıllı telefonlardır.

I

II

Artık onlarla neredeyse yorgunluğumuzu bile atabiliyor,

III

IV

İnternet’te gezinti yapıyoruz.

V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

addan türeyerek başka bir adın sıfatı olmuştur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi türemiş bir

fiildir?

A) Yüzü bugün her zamankinden daha solgundu.

B) Bu şarkı bana çok eski anılarımı hatırlatıyor.

C) İşine her gün bu patika yoldan giderdi.

D) Tanrı istemezse, dalından yaprak bile düşmezmiş.

E) Babası, çok yetenekli bir oyuncak tamircisiydi.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-acak/-ecek” ekinin

işlevi diğerlerinden farklıdır?

A) Bu yıl kış olimpiyatları Kayseri’de yapılacak.

B) Yeniden programlanacak bu eski bilgisayarlar.

C) Çekilecek elimiz bir gün tüm dünyalık işlerden.

D) Sabah, güneşin ilk ışıklarıyla yola çıkılacak.

E) Kazadan sonra yüzü tanınmayacak bir hâldeydi.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir

sözcük yoktur?

A) Adamın neler düşündüğü yüzünden anlaşılıyor.

B) Romanda köyden kente doğru yaşanan göçü izleyebilirsiniz.

C) Duvara dayanmış, yoldan geçenleri seyrediyordu.

D) Üç öykü de aslında karanlıkta sanatseverlere sesleniyor.

E) Hiçbir zorluk zahmetsiz aşılmamıştır şu dünyada.

7. Bu ihtiyarın, evinin temizlenmesi, kırık camlarının onarıl-

I II

ması, akan çatının aktarılması hep bize bakıyordu.

III IV V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türetilmiş

bir sözcük yoktur?

A) Çok uzaklardan fırtına kuşu geliyor uğuldayarak.

B) Mangalın üstündeki köfteler cızırdamaya başlamıştı.

C) Bağırarak çağırarak bir şey elde edemeyeceğini o da

anladı.

D) Çayı karıştırırken duyduğum şıngırtı beni çocukluğuma

götürür.

E) Fısıltı gazetesinde çıkan haberlere asla inanmamalısın.

8. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisinde “-r, -ar, -er” eki yapım eki olarak kullanılmıştır?

A) Önce anlatılanları dinle, sonra yazarsın.

B) Radyoda güzel parçalar çıktığında coşardı.

C) Biter mi bu hasret acaba bir gün?

D) Koşar adımlarla yanımızdan ayrılmıştı.

E) Anlatır bir gün çocuklarımız ormanlarımıza olanları.

53


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Yapı (Biçim) Bilgisi

9. I. Bu olay kamuoyunun ilgisini çok çeker.

II. Hayatını hep dolu dolu yaşadı.

II I. Beştaş oynayan çocukları izliyordum.

IV. Avrupa artık mutfağımıza da karışıyor.

V. Sen gidince hepimiz çok üzüldük.

Yu ka rı da ki cüm le le rde geçen altı çizili sözcükler yapı

bakımından eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

13. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik sözcüklerden

hangisi diğerlerinden farklı bir yolla oluşmuştur?

A) Çocukluğunda geçirdiği suçiçeğinin izleri hâlâ yüzünde

duruyordu.

B) Bahçedeki hanımellerinin kokusu akşamları herkesi

büyülerdi.

C) Bir saksı dolusu aslanağzı susuzluktan kurumuştu.

D) Karadeniz’i hiç bu kadar sakin ve dingin görmemiştim.

E) Vezirparmağı da bizim geleneksel tatlılarımız arasındadır.

10. Bazı birleşik sözcükler, bir isimle bir çekimli fiilin kaynaşıp

kalıplaşmasıyla oluşur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir birleşik sözcük kullanılmıştır?

A) Bu iki gökdelen şehrin âdeta simgeleri olmuştu.

B) Kervankıran yıldızı birçok çöl insanına yol göstermiştir.

C) Geçen hafta çok güzel bir hünkârbeğendi tarifi öğrendim.

D) Adana’dan gelen biçerdöverler, Anadolu’yu tıraş ediyor

gibiydi.

E) Şu bastıbacağın yaptıkları, inanılmaz şeylerdi.

14. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi hem yapım hem çekim eki almamıştır?

A) Buralar, kentsel dönüşüm projesinde yeşil alan için

ayrılmış.

B) Sıradanlıktan kurtulamayan sanatçılar yarına kalamaz.

C) Ölümü inanılmaz kılan denizi seyrediyorduk.

D) Kimse, duygularını belli etmeden şiir yazamaz.

E) Mesafelerin uzaklığı engel teşkil etmemeli, sevenler

için.

11. Yazar, sık sık romanın akışını keserek okuyucularına

seslenir, sorular sorar, izlenimlerini aktarır.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İsimden isim yapan ek

B) İsimden fiil yapan ek

C) Fiilden isim yapan ek

D) Fiilden fiil yapan ek

E) Tamlayan eki

12. İsim veya fiil gövdelerinden yeni sözcükler türetilebilir.

Buna göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi

gövdeden türemiştir?

A) Bebeğin pespembe yanaklarına bir öpücük kondurdu.

B) Uykulu gözlerle karşısında beni görünce çok şaşırdı.

C) Konuklar için sandıktan temiz çarşaflar çıkarıldı.

D) Bir demet mutluluk açar yüreğimin dal uçlarında.

E) Televizyonun görüntüsü birden bozulmuştu.

15. Şairler ve yazarlar aslında birer dil işçisidir. Onlar yazdık-

I II III

larıyla geleceğe yön verirken bir yandan da çağlarına ta-

IV

V

nıklık ederler.

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

addan türemiş bir addır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

16. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birleşik sözcük kullanılmıştır?

A) Söğüdün yaprağı narindir narin

İçerim yanıyor dışarım serin

B) Ben de türküsünü söylemek istedim

O sonsuz saadetin

C) Bin atlı o gün akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

D) Sen de geçebilirsin yârdan, anadan, serden

Senin de destanını okuyalım ezberden

E) Biz yoksul bir milletiz

Gözlerimizde solgun ışıklar yanar

54


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Yapı (Biçim) Bilgisi

1. I. Bu ormanda en çok rastlayacağınız kuş türü ağaçkakandır.

II. Eskiden evlerimizde elektrikli süpürgelerin yerine gırgırlar

vardı.

II I. Nükleer denizaltılar az bir uranyumla binlerce mil yol

alabiliyor.

IV. Günebakan tarlasının içinde sanki yolumuzu kaybetmiştik.

V. Adamotu sözcüğünün bitişik yazılmasında geleneğe

bağlı kalınmıştır.

Bu cüm le le rdeki altı çizili birleşik sözcükler oluşumları

bakımından eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

4. Yağlı bir kandilin ara sıra titreyen isli alevi odayı dalgalı bir

I II III

ışıkla dolduruyordu.

IV V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

farklı bir kökten türemiştir?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi

birden çok yapım eki almıştır?

A) Çalışanlar artık paydos saatini bekliyorlardı.

B) Günün bu saatleri bir türlü bitmek bilmezdi.

C) Herkes yorgunluktan bitmiş bir vaziyette saatine baktı.

D) Aletler bir kenara bırakılıp hazırlıklar yapıldı.

E) Evlerindeki sıcak çorbanın hayaliyle yola düştüler.

2. (I) Geçmiş günlere dair yazıları okumak, iyisinden bir

emniyet duygusu verir insana. (II) Tehlikesiz bir yolda

yürüme rahatlığına benzer bu. (III) Elden çıkmıştır ve

zararsızdır, o günlerde olup bitenler. (IV) Nasıl olsa

geçmiştir, acılar, kırılmalar… (V) Elemler gitmiş, lezzetler

kalmıştır geride.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

altı çizili sözcüğün yapısı diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir

sözcük yoktur?

A) Hiç beklemediğimiz bir anda çıkageldi.

B) Türk dili, olağanüstü bir zekânın ürünüdür.

C) Çocuklarını bir özel okula yazdırmayı düşünüyor.

D) Dizinin başrol oyuncularından biri kaza geçirmiş.

E) Onu nasıl ikna edeceğimizi bilemiyorduk.

3. Eylemsi ekleriyle türetilen bazı sözcükler, yargı bildirme

niteliğini kaybederek bir varlığa kalıcı isim olabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir sözcük vardır?

A) Dondurulmuş gıdalarda ürünleri dondurma işi son

derece hijyenik olmalıdır.

B) Kulaktan dolma bilgilerle meseleleri çözmeye çalışmak

akıllıca değildir.

C) Dilekçenizin altına imza atmadığınız için dilekçeniz

işleme alınmadı.

D) İşçiler ellerindeki kazmaları bir hışımla toprağa saplıyorlardı.

E) Birilerine danışmadan bir şeyler yapmaya kalkarsan,

olacağı budur işte!

7. Yatak sanki diken olmuş sırtıma batıyordu.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ak/-ek” eki bu

cümledekinden farklı bir işlevde kullanılmıştır?

A) Kaçak mazot ticareti yapan bir şebeke çökertildi.

B) Havada, karada, denizde, batakta, çatakta her zaman

ve her yerde görevi başında ordumuz.

C) Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, meyveler sabırla

olgunlaşırmış.

D) Havanın kapalı olması nedeniyle hiçbir uçak alandan

kalkamadı.

E) “Kiralık Konak” üç neslin anlatıldığı bir nesil çatışması

romanıdır.

55


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Yapı (Biçim) Bilgisi

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bütün sözcükler

basit yapılıdır?

A) Sakin bir insandı dedem.

B) Bahçesi büyük bir ev alacağım.

C) Hiçbir sözcük dilimi zorlamıyor.

D) Güvendiğimiz dağlara karlar yağdı.

E) Yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım.

9. “Padişahım sen çok yaşa!” diye bağırıyordu meydandaki

kalabalık.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-a, -e” eki bu cümledeki

altı çizili sözcükteki göreviyle özdeş kullanılmıştır?

A) Söylediklerine artık kimse inanmıyor senin.

B) Dize sonlarındaki ses benzerliği uyaktır.

C) Güle oynaya onun yanına vardılar.

D) Sana olan güvenim tamamen yok oldu.

E) Küçük kardeşinle biraz oyna sonra ders çalış.

10. Gözü yükseklerde olanların gideceği adres bellidir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen “-ı, -i, -u, -ü”

eki bu cümledeki göreviyle özdeş kullanılmıştır?

A) Sinemayı yıkıp yerine AVM yaptılar.

B) Issız çöllerde kaybetmiştim bütün benliğimi.

C) Ne tür romanları daha akıcı buluyorsunuz?

D) Arabayı park edecek bir yer bulamamıştık.

E) Vadinin yamacı ters lalelerle turuncuya bürünmüştü.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün

aldığı “-m” eki sözcüğün yapısını değiştirmemiştir?

A) Dergim okulda kaldığı için ödevleri yapamamıştım.

B) Hayvanlara yem alabilmek için de krediye ihtiyacımız

var.

C) Realist sanatçıların hepsi çok iyi gözlem yapar.

D) Bugün ülkemizde ciddi bir kavram kargaşası yaşanıyor.

E) Haşim’in şiirlerinde anlam her zaman ikinci planda

kalmıştır.

13. İnsanlar artık her şeyi sorguluyorlar.

Bu cümledeki altı çizili sözcüğün yapısı aşağıdakilerin

hangisinde doğru verilmiştir?

A) Fiil kökü + fiilden isim yapan ek + isimden isim yapan

ek + kip eki + çoğul eki

B) Fiil kökü + fiilden isim yapan ek + isimden fiil yapan

ek + kip eki + kişi eki

C) İsim kökü + isimden isim yapan ek + isimden isim yapan

ek + kip eki + çoğul eki

D) Fiil kökü + fiilden fiil yapan ek + kip eki + çoğul eki

E) İsim kökü + isimden fiil yapan ek + kip eki + kişi eki

14. Veryansın, bilirkişi, vurdumduymaz

Bu birleşik sözcükler aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle

oluşturulmuştur?

A) Birleşen sözcüklerin ikisi de gerçek anlamlarını korumuştur.

B) Birleşik sözcükler ses kayması yoluyla oluşmuştur.

C) Birleşen sözcükler tür kayması yoluyla isim veya sıfat

olmuştur.

D) Sözcüklerin ikisinde de anlam kayması olmuştur.

E) Sözcüklerden sadece birinde anlam kayması olmuştur.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-in” eki farklı görevde

kullanılmıştır?

A) İnsanların çoğu hoşgörüden habersiz bir şekilde

yaşıyor.

B) Bu çiçeklerin sadece Ağrı Dağı’nın eteklerinde yetiştiği

söyleniyor.

C) Sanatçıdan beklentilerin artması doğal olarak çıtayı

yükseltiyor.

D) Kışın, her yer karlarla örtülünce bu kadar hayvan nasıl

beslenir?

E) Gecenin karanlığı yeryüzüne abanalı çok olmuştu.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok birleşik

sözcük kullanılmıştır?

A) Efsanelerin çoğu bugün masallarla karıştırılıyor.

B) Nereye gidersen git, geçmişin seni asla bırakmaz.

C) Dünyayı değiştirebilecek dehalar bin yılda bir gelir.

D) Eve niçin geç geldiğimi ona bir türlü anlatamıyordum.

E) Rahat bir yuva özlemiyle yıllarca yanıp tutuşmuştu.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün

yapısı farklıdır?

A) İzlediğim her filmde bir acayiplik vardır.

B) Şarkının sonlarına doğru salon sessizleşti.

C) İyi kitaplar konusunda önemli olan onlara ulaşmaktır.

D) Depodaki sızıntı tüm yakıtın boşalmasına yol açmış.

E) Çoğumuzun geleceğe dair bir planı yoktu.

56


TÜRKÇE

BÖLÜM

3

Ses Bilgisi

I. SES BİL Gİ Sİ

Türkçenin Ses Özellikleri

Ses düzeni bakımından Türkçe sözcüklerde görülen başlıca

özellikler şunlardır:

1. Türkçe sözcüklerde ilk heceden sonraki hecelerde “o”

ve “ö” ünlüleri bulunmaz: Doktor, horoz, motor, balon,

maydanoz, koro, sigorta, kozmopolit, balkon, biyografi,

fizyoloji, konsol, konsültasyon, monitör, otomobil, profesör,

traktör gibi sözcükler Türkçe değildir.

8. Türkçede sözcük köklerinde aynı ünsüz yan yana bulunmaz:

bakkal, hakkı, hisse, kıssa, millet, şeffaf, şiddet,

zimmet…

9. Türkçede, bir hecede ancak bir ünlü bulunur. Aynı hecede

iki ünlünün bulunduğu kelimeler alınmadır: kau-çuk, kuaför,

koo-peratif, sua-re...

10. Türkçede uzun ünlü yoktur. İçinde uzun ünlü bulunan kelimeler

yabancı asıllıdır: câhil, nâhoş, perişân, şâir, târih,

vazîfe…

2. Türkçe sözcüklerde “f, h, j” sesleri yoktur. Ancak yansıma

sözcükler bu kuralın dışındadır.

Fiil, fayda, faal, fakir, fasıl, misafir, ihsan, saf, final; hafta,

haber, hüküm, hasır, hisar; jandarma, jilet, jokey …

3. Türkçe sözcüklerin başında c, ğ, l, m, n, r, v, z sesleri yansıma

dışında bulunmaz: cahil, can, cebir, lamba, lazım,

leğen, nane, rapor, renk, rezil, rosto, ruh, vakum, vasıf,

vazo, vezin, vize, zil…

Bu sözcüklerden bazılarını halk, yöresel söyleyişe uydurmaya

çalışır: ilazım, ileğen, ilimon, ıramazan, irezil…

Yansıma olan durumlar: melemek, mırıltı, mışıl mışıl,

miyav, ninni, vınlamak, vızır vızır gibi sözcükler Türkçedir.

4. Türkçede sözcük sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz:

hesab, kitab, tac gibi sözcükler yabancı kökenlidir.

5. Türkçe sözcüklerde sona gelen ç, k, p, t ünsüzleri iki ünlü

arasında kalınca yumuşar: çocuk † çocuğu, dolap †

dolabı, genç † genci, sevinç † sevinci, tat † tadı, yurt

† yurdu...

Ancak tek heceli bazı sözcükler yumuşamaz: aç - açık,

ek - eki, iç - içim - ip - ipi, süt - sütü, top - topu gibi. Bunun

dışında çok heceli yumuşamayan sözcük varsa büyük

olasılıkla o Türkçe değildir: sepet - sepeti.

6. Türkçe sözcüklerde bir hecede iki ünlü yan yana gelmez:

aile, arkeolog, fuar, kaos, kuaför, matbaa, realizm, saat,

ziraat…

7. Türkçe sözcüklerde başta birden fazla ünsüz yan yana

bulunmaz: Fransa, kral, kraliçe, kravat, kreş, gram, granit,

plan, slav, spor...

A. TE MEL KAV RAM LAR

Ses (dil bil gi si te ri mi): İn sa nın ağ zın dan bi çim le ne rek çı kan

ve ku lak la al gı la nan en kü çük dil bi ri mi.

Harf: Se sin ya zı da ki işa re ti, sem bo lü.

Ses yo lu: Ak ci ğer de baş la yıp du dak ta so na eren, se sin oluşu

mu nu ve bi çi mi ni sağ la yan or gan la rın ta ma mı.

Çı kak: Se sin son bi çi mi ni sağ la yan nok ta, or gan. (Du dak, diş,

da mak, gırt lak, ge niz…)

Ya zı: Ses le rin, işa ret ler le gös te ril me si sis te mi.

Al fa be (abe ce): Bir dil de ki harf le rin ta ma mı.

Ya zım (im la): Söz cük le rin ya zıl ma sıy la il gi li ku ral lar bü tü nü.

B. ÜN LÜ HARF LER

Di li miz de ki ün lü le rin tab lo hâlin de gös te ri li şi şöy le dir:

Düz Yuvarlak

Geniş Dar Geniş Dar

Kalın

İnce

a

e

ı

i

o

ö

u

ü

C. ÜN LÜ UYUM LA RI

• Bü yük Ün lü Uyu mu (Ka l›n l›k-‹n ce lik Uyu mu)

Ku ral: Türk çe de bir söz cü ğün ilk he ce sin de ki ün lü ka lın sa di ğer

he ce ler de ki ün lü ler de ka lın dır. İlk he ce nin ün lü sü in cey se sözcük

te ki bü tün ün lü ler in ce olur. Ek ler, söz cü ğün son hecesindeki

ünlüye genellikle uyar.

57


Ses Bilgisi

• Uzak köyle ri miz de kuşlar gi bi

Her sa bah ço cuklar si ze uçar

• Siz ka ra gökle rin yıld ızla rı

Işı tın yurd u mu zu sa ba ha ka dar

Di ze ler de ki söz cük ler de ün lü le rin ya tü müy le ka l›n ya da

tü müy le in ce ol du €u nu gö rü yo ruz.

Etkinlik

Aşa ğı da ki sözcükle rin bü yük ün lü uyu mu na uyup uy madı

ğı nı kar şı la rı na ya zı nız.

1. bekliyor ...............................................................

2. kalabalık .............................................................

3. pencere ..............................................................

4. pratisyen .............................................................

5. sözcüklerin .........................................................

Ku ra la ay kı rı du rum lar:

a) Türk çe nin ba z› söz cük le ri za man la ses de ği şik li ği ne

uğ ra dık la rı için ku ra la ay k› r› du ru ma gel miş tir.

ana > an ne, kan gı > han gi

ka rın daş > kar daş > kar deş

ta kı > da hı > da hi...

alma > elma

b) Yabanc› kaynakl› sözcük ler bü yük ün lü uyu mu ku ra l› na

uy ma ya bi lir. Ba zı ya ban cı söz cük le rin ku ra la uy ma la r›, bu

söz cük le rin Türk çe ol du €u an la m› na gel mez.

televizyon

mahalle

enstrümantal

fakülte

sanayi

akademi

profesör

c) “-(i)yor, -ken, -ki, -le yin, -(i)mtı rak, -gil, -daş” ek le ri ka lın laşıp

in cel me di ği için de ğiş mez, ay nen kul la nı lır; bu yüz den

bu ek ler den bi ri ni al mış söz cük ler ku ra la ay kı rı dü şe bi lir.

Bu ne den le bu ek le re “bü yük ün lü uyu mu na ay kı rı ek ler”

de riz.

alı yor Æ uyar

ge li yor Æ uy maz

ge zer ken Æ uyar okur ken Æ uy maz

ev de ki Æ uyar bağ da ki Æ uy maz

geceleyin Æ uyar ak şam le yin Æ uy maz

sa rım tı rak Æ uyar ye şi lim tı rak Æ uy maz

tey zem gil Æ uyar ha lam gil Æ uy maz

d) Birle şik söz cük ler de ve tek he ce li söz cük ler de büyük ün lü

uyu mu aran maz.

dedi ko du, Ka ra de niz, kay na na di li, Türk, göç, bil- ...

Etkinlik

Aşa ğı da ki söz cü kleri büyük ünlü uyumuna göre inceleyiniz.

1. hanımeli: ………………………………………………………

2. bakteri: ………………………………………………………...

3. söylüyor: ………………………………………………………

4. pencere: ………………………………………………………

5. yüz: ……………………………………………………………

6. koğuşlarda: ……………………………………………………

7. yardımcı: ………………………………………………………

8. pilotların: ………………………………………………………

9. sincap: …………………………………………………………

10. kedimiz: ……………………………………………………….

Örnek

Aşa €› da ki cüm le ler de yer alan al tı çi zi li söz cük ler den

han gi si, fark lı bir se bep ten bü yük ün lü uyu mu ku ra lı na

uymamaktadır?

A) Evi mi zin ya kı nın da bir ta ne bi le ki tap çı yok tu.

B) Gök ten mi ge li yor bu uğul tu lar?

C) Bu dün ya yı ya şa na cak hâl de bı rak mak he pi mi zin gö re vi dir.

D) Onun por tre si ni söz cük ler le çi ze bil mek çok zor.

E) Ma vi gök le re de has re tiz ar tık.

Çözüm

A’da “ki tap-çı” söz cü ğü nün kö kü (ken di si) ay kı rı dır (ya ban cı

kö ken li); C’de “dün ya”; D’de “por tre”; E’de “has ret” söz cük le ri

de ay nı özel li ği ta şı mak ta dır. B’de ise “gelmek” söz cü ğü Türkçe

kö ken li ol du ğu hâl de “-yor” eki, uyu ma ay kı rı lık ya rat mış tır.

Doğru Seçenek B

Örnek

Aşa ğı da ki cümlelerin hangisinde büyük ünlü uyumuna

aykırı bir sözcük kullanılmıştır?

A) Küçük dere, bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla akıyordu.

B) Bu dağların başından kar hiç eksik olmaz.

C) Batık gemiyi çıkarma çalışmaları yakında başlayacak.

D) Bu derme çatma kulübede yıllarca yaşadı.

E) Vitrinde her renkten pek çok elbise vardı.

58


Ses Bilgisi

Çözüm

D seçeneğindeki “kulübede” sözcüğü büyük ünlü uyumuna

aykırıdır.

Doğru Seçenek D

• Küçük Ün lü Uyu mu (Düz lük-Yu var lak lık Uyu mu)

Ku ral: Türk çe söz cük ler de,

a) Düz ün lü den (a, e, ı, i) son ra düz ün lü ler (a, e, ı, i) ge lir.

D. ÜNLÜLERLE İLGİLİ SES OLAYLARI

1. Ünlü Türemesi

• Ün süz le bi ten ba z› tek he ce li söz cük le re “-cik” kü çült me

eki ge ti ri lir ken iki ün süz ara s›n da bir ün lü tü rer.

az+c›k > az› c›k, dar+c›k > da ra c›k, bir+cik > bi ri cik, genç

+cik > gen ce cik

• Pe kiş tir me ön e kin den son ra ba z› du rum lar da, ün lü tü reme

si gö rü lür.

sa€ lam > sap(a)sa€ lam, gün düz > güp(e)gün düz, düz >

düp(e)düz

b) İlk he ce de ki yu var lak ün lü ler den (o - ö - u - ü) son ra ya

dar - yu var lak (u, ü) ya da düz-ge niş (a, e) ün lü ler ge lir.

“Ev de ki ler” söz cü ğün de ki ün lü le rin hep si düz dür. (Küçük ünlü

uyumu kuralına uyar.)

“Göz le rim” söz cü €ün de ilk he ce de ki yu var lak ün lü den son ra

düz-ge niş (e) ün lü; ikinci hecedeki “e” ünlüsünden sonra düzdar

(i) ün lü gel miş tir. (Ku ra la uy gun dur.)

Bilgi Notu

Küçük ünlü uyumunda her hece, kendinden önceki heceye göre değerlendirilir.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerde, altı çizili sözcüklerin hangisinde

ünlü türemesi olmamıştır?

A) Gencecik görünüyordu bu yaşta.

B) Biricik çocuğundan ayrı kalmak onu üzmüştü.

C) Azıcık aşım, ağrısız başım, dedi.

D) Daracık yolda zor ilerliyorduk.

E) Kısacık ömrüne çok şey sığdırdı.

Çözüm

Ku ral la il gi li özel du rum lar:

1. Ba zı Türk çe söz cük ler de “a” düz ün lü sün den son ra “u”

yu var lak ün lü sü gel mek te ve söz cük ler ku ra la ay kı rı düşmek

te dir: ar mut, ça mur, sa vur(mak), sa vun(mak), ka buk,

ka vun, ka vur(mak)...

genç - e - cik Æ ünlü türemesi

bir - i - cik Æ ünlü türemesi

az - ı - cık Æ ünlü türemesi

dar - a - cık Æ ünlü türemesi

kısa - cık Æ herhangi bir ses olayı yoktur.

Doğru Seçenek E

2. Bir le şik söz cüklerde küçük ünlü uyumu bozulmuş olabilir:

de di ko du, ge ce kon du, İnö nü, Ak su, ba şöğ ret men...

3. Ün lem ler ku ral dı şı söz cük ler dir: Öhö! Oho! Abo o! ...

4. Türkçe sözcüklerde “o-ö” sesleri sadece ilk hecede

bulunur. Bu yüzden “-yor” eki küçük ünlü uyumuna hiçbir

zaman uymaz: diyor, geliyor, almıyor...

5. Ya ban cı kay nak lı söz cük ler de bu ku ra la ay kı rı lık çok

rast la nan bir özel lik tir: ümit, mü him, cum hu ri yet, ka bul,

rad yo, oto mo bil, mo no ton...

6. “-ki” ekinde de ğişkenlik olmadığı için ço ğu kez ku ra la

ay kı rı dü şer: onun ki (Hem bü yük hem kü çük ün lü uyu muna

ay kı rı.)

Ömür’ün ki (Kü çük ün lü uyu mu na ay kı rı.)

“-ki” eki bir kaç söz cük te ku ra la uya cak bi çim de de ği şir:

dün kü, o gün kü, bu gün kü, öbür kü.

2. Ünlü Düşmesi

• Bi rin ci he ce si açık, ikin ci he ce si ka pa lı ba zı iki he ce li

söz cük le re, ün lüy le baş la yan bir ek ge ti ril di ğin de, ikin ci

he ce de ki dar ün lü dü şer. Bu ses ola yı na “or ta he ce düşme

si” de de nir:

ağız + ı > ağ zı, ba ğır + ına > bağ rı na, be niz + im > benzim,

alın + ım > al nım, ka rın + ın > kar nın, gö ğüs +ü > göğsü,

oğul + u > oğ lu, ka yın + ı > kay nı...

• Arap ça dan gelmiş ba zı söz cük le re ün lü ile baş la yan bir

ek ya da söz cük (yar dım cı ey lem) ge ti ril di ğin de, ay nı ses

ola yı or ta ya çık mak ta dır:

sa bır + ın > sab rın, şü kür + et > şük ret, zi kir + i > zik ri, fe tih

+ i > fet hi, fi kir + imiz > fik ri miz...

• Bir le şik söz cük olu şu mu sı ra sın da da ün lü düş me le ri

gö rül mek te dir:

cu ma er te si > cu mar te si, ne için > ni çin, ne as›l > na s›l,

ka y›n ana > kay na na, ka y›n ata > kay na ta, kah ve al t› >

kah val t›, bi ri bi ri ne > bir bi ri ne, süt lü aş > süt laş > süt laç

59


Ses Bilgisi

• Ba zı söz cük ler tü re ti lir ken ün lü düş me si ola bi lir:

yu mur ta-la-mak > yu murt la mak, oyun-a-mak > oy na mak,

sı zı-la-mak > sız la mak, kıvır-ım > kıvrım, savur-uk > savruk,

yalın-ız > yalnız, yanıl-ış > yanlış, ayır-ı > ayrı, çevir-e >

çevre...

Bilgi Notu

İkilemeye giren sözcüklerde bu kurala uyulmaz.

Burun buruna, şehirden şehire, babadan oğula…

3. Ünlü Daralması

a) “-yor” eki nin dar laş tır ma et ki si: Düz-ge niş

(a-e) ün lü ler le bi ten bir ey le me getirilen “-yor” şim di ki

za man eki ken din den ön ce ge len bu ge niş ün lü le ri (“a”

ve “e”yi) dar laş tı rır, “ı, i, u, ü”ye dö nüş tü rür. Bu dö nüşüm

ya zı da gös te ril mez se ya zım yan lışı olur.

baş la + yor > baş lı yor (“baş la yor” yan lış tır.)

din le + yor > din li yor (“din le yor” yan lış tır.)

de + yor > di yor (“de yor” yan lış tır.)

de me + yor > de mi yor (“de me yor, di me yor, di mi yor” bi çimle

ri yan lış tır.)

Bilgi Notu

Ünlü düşmesi kuralına aykırılık yazım yanlışı olur. Onun bu tavırı hoş

değil. (Yazım yanlışı)

Örnek TYT / 2018

Ben, sisi zihnin bazı hâllerine benzetirim. Sis içindeyken

I

sanki başka bir dünyada, başka bir nizam içinde

oynayan muhayyilem, beni daima şaşırtır. Kimi zaman

II

temel karakterler üzerinde kalıp ayrıntılardan

III

uzaklaşmanın mutluluğunu yaşarım. Kimi zaman da

zihnim ayrıntılara dalıp çevreyi kolaçan etmeye başlar.

IV

Birkaç gündür İstanbul’un üstünü bütünüyle örten sis de

zihnim gibi oyunlar oynuyor ve görülen, işitilen her şeyi

V

farklı bir şekle sokuyor.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü düşmesi

yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I Æ beniz Æ benzetirim

II Æ oyun Æ oynayan

III Æ ayır Æ ayrıntılardan

IV Æ çevir Æ çevreyi

V. sözcükte ünlü düşmesi yoktur.

Doğru Seçenek E

b) “y” kay naş tır ma ün sü zü nün dar laş tır ma

et ki si: Düz - ge niş (a - e) ün lül e r le bi ten bir söz cü ğe

ün lüy le baş la yan ek ge ti ril di ğin de, iki ün lü ara sın da kulla

nı lan “y” kay naş tır ma ün sü zü nün ken din den ön ce ge len

“a” ve “e” ün lü le ri üs tün de bir dar laş tır ma bas kı sı var ise

de bu darlaşma birkaç istisna dışında yazıda gösterilmez,

gösterilirse yazım yanlışı olur.

gel me + (y) en > gel me yen (“gel mi yen” yan lış tır.)

oy na + (y) alım > oy na ya lım (“oy nu ya lım” yan lış tır.)

Bilgi Notu

“de-”, “ye-” fi il le ri nde ve “ne” sözcüğünde ba z› kul la n›m la rda dar laşma

ya z› da gös te ri lir.

* di yen, di ye cek (“de yen”, “de ye cek” bi çim le ri yan l›ş t›r.) (Emir

ki pin de de dar laş m›ş bi çim yan l›ş olur; “de yin” bi çi mi doğ ru dur.)

* “deyip” ve “deyince” sözcüklerinin yazımı doğrudur.

* yi yen, yi ye cek (“ye yen”, “ye ye cek” bi çi mi yan l›ş t›r.)

* “niye” sözcüğünde de kaynaştırma harfinin oluşturduğu daralma

yazıda gösterilir.

Bilgi Notu

Ün lü da ral ma la rı hem kök te hem göv de de gö rü le bi lir.

Etkinlik

Aşağıdaki sözcüklerde ünlü daralması olup olmadığını

inceleyiniz.

ağlıyor: ...................................................................

kızıyor: ...................................................................

sevmiyor: ...................................................................

ışıyor: ...................................................................

yağıyor: ...................................................................

bekliyor: ...................................................................

izliyor: ...................................................................

siliyor: ...................................................................

çözüyor: ...................................................................

anlıyor: ...................................................................

okuyor: ...................................................................

60


Ses Bilgisi

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü daralmasına örnek

yoktur?

E. ÜN SÜZ HARF LER

Türkçedeki ünsüzler ve özellikleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

ÜNSÜZLER Süreksiz Sürekli

A) Emekli olunca köye yerleşmeyi düşünüyor.

B) Çocuklar bahçede top oynuyor.

Sert

p, ç, t, k

f, h, s, ş

C) Ne diye ona böyle davranıyorsun?

D) Başını kaldırarak boşluğu dinliyor.

Yumuşak

b, c, d, g, ğ

j, l, m, n, r, v, y, z

E) Ne yazık ki sözlerime önem vermiyor.

Çözüm

B seçeneğinde, oyna - yor Æ oynuyor

C seçeneğinde, de - y - e Æ diye

D seçeneğinde, dinle - yor Æ dinliyor

E seçeneğinde, verme - yor Æ vermiyor

A seçeneğinde ünlü daralması yoktur, “düşünüyor” sözcüğündeki

son “ü” sesi yardımcı sestir.

Doğru Seçenek A

F. ÜNSÜZLERLE İLGİLİ SES

OLAYLARI

1. Ünsüz Yumuşaması (Ün süz De ği şi mi)

Ku ral: Süreksiz sert ün süz (p, ç, t, k) ile biten bir söz cü ğe,

ün lü ile baş la yan bir ek geldiğinde, söz cü ğün so nun da ki sert

ün süz yu mu şar. “p”, “b” ye; “ç”, “c” ye; “t”, “d” ye; “k”, “ğ” veya

“g”ye dö nü şür.

p Æ b: ki tap + ın > ki ta bın

ç Æ c: ağaç + a > ağa ca

t Æ d: dört + ümüz > dör dü müz

4. Ünlü Değişimi (Kalınlaşması)

• Söz cük kö kün de ün lü de ğiş me si: “ben” ve “sen” za mir le rine

yö nel me eki (-e, -a) ek le nir ken gö rü lür.

k Æ g: renk + i > rengi

k Æ ğ: çok + u > ço ğu

ç Æ c: taç + ın > ta cın

ben - e > ba na

sen - e > sa na

• Bun la rın da ün lü de ği şi mi adı al tın da so ru la bi le ce ği ni unutma

yı nız.

Ku ral la il gi li özel du rum lar:

a) Özel ad lar da mey da na ge len yu mu şa ma oku nuş ta uy gula

nır ama ya zı da gös te ril mez: Va hap’ın, Zon gul dak’a,

To kat’ın...

b) Tek he ce li söz cük le rin ço ğun da yu mu şa ma ol maz:

iç > için, içe, içe ri (isim)

5. Ulama

Ün süz le bi ten bir söz cü ğün ar dın dan ün lüy le baş la yan bir

söz cük gel di ğin de, ikin ci söz cü ğün ba şın da ki ün lü, ön ce ki nin

so nun da ki ün sü zü ken di he ce si ne çe ker. Böy le ce iki söz cük

bir leş miş (ulan mış, ek len miş) gi bi oku nur. Ay rı ca, ön ce ki sözcü

ğün so nun da ki ka pa lı he ce açık hâ le ge lir.

Ula ma ya pı la cak yer de no kta la ma işa re ti ol ma ma lı dır. Var sa

ula ma ya pı la maz.

• Ne ler al dın ona sen?

• Bakkaldan üç ekmek aldım.

• Hayatımda birçok olaya tanık oldum.

iç > için, içe lim, içer (fi il)

Ko çum be nim! Sa pı ko puk.

Eti ne bu du ne! Kır kın cı ka ta ka çın.

c) Fi il ta ban la rın da (tü re miş fii ller de) çoğunlukla yu mu şa ma

ol maz:

bi ri ken, bi ri kim; top la tı rız...

d) Ba zı ya ban cı kö ken li söz cük ler de yu mu şa ma olmaz:

Cum hu ri ye ti, hu ku kun, mil le ti miz, no tu nuz, ka naa tin,

ban kın, de mok ra tı, dip lo ma ta...

Bilgi Notu

Yukarıdaki durumlar ünsüz yumuşamasına aykırılık olarak adlandırılır.

61


Ses Bilgisi

2. Ünsüz Benzeşmesi

(Ün süz Sert leş me si - Uyumu)

Ku ral: “f, s, t, k, ç, ş, h, p” sert ünsüzleriyle biten sözcüklere “c,

d, g” ile başlayan bir ek geldiğinde “c, d, g” ünsüzleri “ç, t, k”ye

dönüşür.

• süt + cü > süt çü, aş + c› > aş ç›, çift + ci > çift çi

• Ah met + den > Ah met’ten, do lap + da > do lap ta

• bit + gi > bit ki, şaş + g›n > şaş k›n...

Sa y› la ra ge ti ri len ek ler de bu ku ra la uyar.

1975’ten, 1983’te

3. Ünsüz Düşmesi (Kaybı)

“k” ün sü züy le bi ten ba zı söz cük le re bazı yapım ekleri ge ti ril diğin

de, söz cü ğün so nun da ki “k” ün sü zü dü şer.

kü çük+cük > kü çü cük, bü yük+cek > bü yü cek

ufak+cık > ufa cık, ça buk+cak > ça bu cak

yu mu şak+cık > yu mu şa cık, sı cak+cık > sı ca cık...

yüksek + l > yüksel-, ufak + l > ufal-...

Ben zer bir düş me de “as teğ men”, “üs teğ men”, (ast + teğ men,

üst + teğ men) söz cük le rin de gö rül mek te dir.

Örnek YGS / 2013

Eskiden ülkelerin zenginliğinin ölçütü, sahip olunan toprak ve

doğal kaynakların miktarıydı; zenginleşmenin yolu, daha geniş

topraklara hükmetmekten geçiyordu. 20. yüzyılın ikinci yarısında

bilimsel araştırmalara ağırlık verilmesiyle bu anlayış değişti,

bilgi üretimi önem kazandı.

Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz yumuşaması

C) Ulama D) Ünsüz benzeşmesi

Örnek

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde

farklı bir ses olayı vardır?

A) Sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne.

B) Küçücük sorun bu kadar büyümemeliydi.

C) Büyücek bir kasabadan geçtik.

D) Daracık sokakları vardı şehrin.

E) Çabucak hazırlandı yola çıkmak için.

E) Ünlü türemesi

Çözüm

“hükmetmekten” sözcüğünde hem ünlü düşmesi hem de

ünsüz benzeşmesine örnek vardır. “Zenginliğin” sözcüğünde

ünsüz yumuşaması, “sahip olunan” kelimeleri arasında ulama

vardır. E’deki ünlü türemesinin örneği yoktur.

Doğru Seçenek E

Çözüm

sıcak - cık Æ sıcacık Æ ünsüz düşmesi

küçük - cük Æ küçücük Æ ünsüz düşmesi

büyük - cek Æ büyücek Æ ünsüz düşmesi

çabuk - cak Æ çabucak Æ ünsüz düşmesi

dar - cık Æ daracık Æ ünlü türemesi

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2011

Bir u€ultu başl›yor söz da€arc›€›mda, sözcükler

üşü şü yor zih ni me; ac› l›, ezik, bu ruk, yor gun,

I II II I

çe kin gen, k›r g›n, suç la y› c›, küs kün…

IV

Bu cüm le de ki al t› çi zi li söz cük le rin han gi sin de ün süz benzeş

me si var d›r?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

Çözüm

“Küskün” sözcüğünde ünsüz ben zeş me si (sert leş me) gö rülmek

te dir.

küs-gün Æ küskün

V

Doğru Seçenek E

4. Ünsüz Türemesi

“Di li mi ze Arap ça dan gel miş ba zı söz cük ler ün lüy le baş la yan

bir ek al dık la rın da ya da ün lüy le baş la yan bir sözcükle birleştiklerinde,

son da bu lu nan ün sü zün bir eşi da ha or ta ya çı kar:

his+i > his si, his+et > his set

zan+›m > zan nım, zan+et > zan net

red+i > red di, red+olun > red do lun

zıt + ı > zıttı

af + ı > affı

tıp + a > tıbba

sır + ım > sırrım

62


Ses Bilgisi

Örnek

Öğretmen olmanın, o küçücük çocukların hayatlarına dokunmanın

benliğinde bıraktığı derin iz, zaman ilerledikçe onu daha

mutlu eder olmuştu. Öğrencilerine yeni şeyler öğretme hazzı,

geçmişine olan özlemini çoktan alıp götürmüştü.

Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz düşmesi B) Ünsüz türemesi

C) Ünlü daralması D) Ünsüz benzeşmesi

Çözüm

A seçeneğinde Æ kullanma - y - ı

C seçeneğinde Æ yirmi - ş - er

D seçeneğinde Æ koku - s - u

E seçeneğinde Æ sultanı - n - ı

B seçeneğinde kaynaştırma ünsüzü kullanılmamıştır.

Doğru Seçenek B

Örnek TYT / 2019

E) Ünlü düşmesi

Çözüm

A Æ küçük Æ küçücük

B Æ haz + ı Æ hazzı

D Æ götürmüş - dü Æ götürmüştü

E Æ ileri - le - dikçe Æ ilerledikçe

Parçada ünlü daralması yoktur.

Bilgi Notu

Doğru Seçenek C

Tüm hayvanların vücudu dokulardan ve dokuların birleşmesiyle

meydana gelen organlardan oluşur. Dokular vücudun çeşitli

kısımlarını ve organlarını oluştururken küçücük, kıvrımlı ve

karmaşık yapılara dönüşür. Epitel hücreler bu yapıların oluşmasında

temel bir işleve sahiptir. Bu hücreler sıkı bir şekilde

istiflenerek derinin, kan damarlarının ve organların dış tabakalarını

meydana getirir.

Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünlü düşmesi D) Ünsüz düşmesi

Çözüm

E) Ünlü daralması

Türk çe de bir söz cük te iki ün lü yan ya na bu lu na ma ya ca ğı için iki

ün lü ara sın da “y, ş, s, n” ün süz le rin den bi ri kul la nı lır. Bun la ra

“kay naş tır ma ün süz le ri” de nir.

“y” kay naş tır ma ün sü zü

• ma sa(y)ı, ör tü(y)ü, su(y)u, or du(y)u, ça lış-ma(y)ı

• ma sa(y)a, ör tü(y)e, su(y)a, or du(y)a, ça lış-ma(y)a

• baş la(y)an, baş la(y)ış, baş la(y)ın, gelme(y)ecek

“n” kay naş tır ma ün sü zü

A: vücut Æ vücudu

B: sahip-dir Æ sahiptir

C: kıvır-ım-lı Æ kıvrımlı

D: küçük-cük Æ küçücük

Parçada ünlü daralması yoktur.

Bilgi Notu

Doğru Seçenek E

• tar la(n)ın (sı nı rı), ma sa(n)ın (ke na rı), ör tü(n)ün ren gi

tar la(n)ın sı nı rı(n)da, ke na rı(n)a, ren gi(n)den, o(n)a

“s” kay naş tır ma ün sü zü, tam la nan eki ile iye lik II I. te kil ki şi ekin den

ön ce kul la nı lır.

• ya zı ma sa(s)ı, Türk or du(s)u, ki ta bın ge ti ri(s)i

“ş” kay naş tır ma ün sü zü

• ye di(ş)er, al tı(ş)ar, el li(ş)er, on iki(ş)er

Sözcük içinde, dudak ünsüzü olan “b”nin, kendinden önce gelen

“n”yi, bir başka dudak ünsüzü olan “m”ye dönüştürmesine, n-m değişimi

denir. Bu durum, Türkçe ses özelliklerine göre sözcük içinde

“nb” seslerinin yan yana gelmesinin söyleyiş zorluğu oluşturmasından

kaynaklanır.

anbar > ambar çenber > çember

tenbel > tembel canbaz > cambaz

Bu sözcüklerin “n” ile yazılması, yazım yanlışıdır.

Birleşik sözcükler bu kuralın dışındadır: İstanbul, Safranbolu, onbaşı…

Örnek

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de kay naş tır ma ün sü zü kulla

nıl ma mış tır?

A) Sö zü et ki li ve gü zel kul lan ma yı öğ ren mek ge re kir.

B) Kü çük ken ma ki ne mü hen di si ol mak is ter dim.

C) Bay ram da ço cuk la ra yir mi şer li ra harç lık ver di.

D) Ek mek ko ku su bi ze ka dar ge li yor du.

E) Gön lü mün sul ta nı nı ara dım yıl lar ca.

Bilgi Notu

Sözcük içindeki seslerin konuşma esnasında yer değiştirmesi “göçüşme”

olarak adlandırılır. Konuşmada ortaya çıkan bu değişimin yazıya

geçirilmesi yazım yanlışıdır.

Doğru Yanlış

sarımsak sarmısak

yalnız yanlız

ekşi

eşki

yaprak yarpak

perhiz pehriz

63


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Ses Bilgisi

1. I. Tavuk

II. Rüya

III. Korkunç

IV. Ödlek

V. Menü

Yukarıdaki numaralanmış sözcüklerden hangileri

hem büyük hem küçük ünlü uyumuna uyar?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

4. (I) Bu asırda yapılandırılmış, her ayrıntısı düzenlenmiş

verili bir dünyamız ve hayatlarımız oldu. (II) Artık kafa yormaya,

bir şey üretmeye gerek kalmadı. (III) İstediklerimiz

tuşların ucunda ya da bir dokunmalık uzaklıkta. (IV) Bugün

büyük kentlerde, yalnız yaşayan insanlar çoğalmaktadır.

(V) Bu yalnızlaşmanın en büyük sebebi de teknoloji

olarak karşımıza çıkar.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerindeki

sözcüklerin tümü büyük ünlü uyumuna uymaktadır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) II ve V E) IV ve V

2. I. Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelemez.

II. Hece sonunda üç ünsüz yan yana bulunmaz.

III. Türkçe sözcükler büyük ve küçük ünlü uyumuna uyar.

IV. Türkçede sözcük sonlarında “b, c, d, g” ünsüzleri bulunmaz.

V. Türkçe sözcüklerde birinci heceden sonraki hecelerde

“u” ve “ü” ünlüleri bulunmaz.

Türkçenin ses özellikleriyle ilgili verilen yukarıdaki

numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aldığı bir ek yüzünden

büyük ünlü uyumuna uymayan bir sözcük kullanılmıştır?

A) Bir bir çağırdık arkadaşlarımızı parkta maç yapmaya.

B) Bahçedeki çiçekleri toplardık evimizi süslemek için.

C) Çocukken yaşadıklarımız şimdi çok gerilerde kaldı.

D) Geceleyin oturup da masanın başına birkaç dize dökmek

kadar güzel bir şey yok.

E) Sonsuzluğun içinde gezinen sözcükler, iyi ki yanımdasınız.

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde büyük ünlü uyumuna

uymayan sözcük kullanılmıştır?

A) Barış umdum şu yolların kaçından

Kan döküldü bulutların saçından

6. Aşağıdakilerden hangisinde geniş ünlüler (sesli) doğru

verilmiştir?

A) a, e, o, ö B) ı, i, u, ü C) e, i, ö, ü

D) o, ö, u, ü E) a, ı, o, u

B) Yollarıma tuzak konmuş bir kere

Güvenim yok haftalara, günlere

C) Şu bendeki çölün suya çağrısı

Fecir vakti yıldızların ağrısı

D) Bütün bir evrene yazıladursun

Türkiye ne yolcu ne yolda handır

E) Gözler al bayraktan ışık aldıkça

Yürek yangınını sere saldıkça

7. Aşağıdakilerden hangisi dudakların düz bir şekil almasıyla

oluşan ünlü (sesli) harflerden biri değildir?

A) a B) e C) u D) ı E) i

64


Ses Bilgisi

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükteki

ünsüz harflerin tümü serttir?

A) Bütün gün peşimde dolaşıp durdun.

B) Her yılın sonunda bu tür sorunları yaşıyoruz.

C) Kitapları sadece kitaplıklarda bulundurmakla kültürlü

insan olunmaz.

D) Psişik sorunlarla ilgilenmesi çok tuhaftı.

E) Yıllar önce bu yaprakları kitaplarımın arasına koymuştum.

12. Ağız boşluğunda seslerin oluştuğu noktaların her birine ----

denir.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) ses bilgisi (fonetik)

B) boğumlanma noktası

C) ses yolu

D) boğumlanma

E) vurgu

9. Seslerin oluşumları için akciğerlerden gelen havanın gırtlak,

burun ve ağızda izlediği yola ---- denir.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) boğumlama

B) boğumlanma noktası

C) ses bilgisi (fonetik)

D) ses yolu

E) telaffuz

13. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük büyük

ünlü uyumuna uymaz?

A) Birkaç gün önce oğlumun arkadaşları geçmiş olsuna

geldi.

B) Belki de bir süre beklersin diye ummuştum.

C) İçimize attığımız sorunlar biriyle paylaşmadığımız sürece

hep büyür.

D) Adamcağızın sonunda istediği olmuş, kızı yanına gelmişti.

E) Tören yerindeki askerleri gördüğümde gençliğim aklıma

geldi.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçük ünlü uyumuna

uymayan bir sözcük kullanılmıştır?

A) Yıllar su gibi akıp gitti, geçmişe dönmek mümkün mü?

B) Hızla yaşlandık işte, bir düşün bakalım, şimdi ne var

elimizde?

C) Zaman sabun gibi kayıp giderken elimizden iz mi kalır

senden, benden?

D) O zamanlar mutlu birer çocuktuk, o günleri hemen

unuttuk.

E) Zamanın kollarına bırakmak zorunda mıyız kendimizi?

14. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük Türkçenin

ses özelliklerine uymaz?

A) Kim bilir kaç yolcu durup da dinlenmiştir bu handa?

B) Akşama doğru tüm konuklar birer birer ayrıldı evden.

C) İnsan kendi sonunu nasıl getirebilir diye düşünüyorum.

D) Çocukları bakkaldan aldığı çeşitli oyuncaklarla eğleniyordu.

E) Yaşlı adam dilinin döndüğü kadar derdini anlatmaya

çalıştı.

11. Yazın dünyamızda bir yokluk yaşanıyor, müzikteki gibi

I II III

özgün eserler göremiyorum; onlar birbirinin kopyası

sanki, yazarlarımız salonlarından dışarı çıkmalı.

V

Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerden hangileri

küçük ünlü uyumuna uymaz?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

IV

15. Yetişkinler kendi çocukluklarını hatırlasınlar; her çocuk

I

II

hayalindeki oyun menüsünden kendi oyununu kurar,

kendi oyuncağını üretir veya tasarlardı.

III

Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi

küçük ünlü uyumuna uymaz?

A) I B) II C) III D) IV E) V

V

IV

65


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Ses Bilgisi

1. (I) Bir akşam mevsim üşüyor İzmir’de. (II) Düne dair yaşanmış

hasrete bürünen dakikalar üşüyor. (III) Ayrılığa

meydan okuyan dörtlükler üşüyor. (IV) Beklenmeyen saatlere

teslim olduğu anları yeniden yaşamak adına yürüyen

her şey üşüyor. (V) Hasretinden yalnız kalan hayallerim

üşüyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

ünlü düşmesine uğramış bir sözcük vardır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

4. Ardımda uçurum, önümde kuyu

Cefa çöllerinde sevdim korkuyu

Derin gecelerde tatlı uykuyu

Gözlerimden kova kova yoruldum

Yukarıdaki dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi

vardır?

A) Ünsüz düşmesi B) Ünlü daralması

C) Ünsüz türemesi D) Ünlü düşmesi

E) Ünlü türemesi

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü daralmasına

uğramış bir sözcük vardır?

A) Bu tür konularla ilgili konuşmayacağımı sen de biliyorsun.

B) Akşam oluyor, haydi toplanalım artık, geç kalmayalım.

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ulama yoktur?

A) Sevgiye yalnızlık ilişmez

Yüreklerin pasını silmek gerek

B) Tuna boylarında can olmak, ölümüne

Götür beni Karlofça öncesine

C) Yaptığın hataların farkındasın ama yine de aynı hataları

yapıyorsun.

D) Sana diyecek bir sözüm yok, gerçekleri sen de görüyorsun.

E) Babamın verdiği işlerin, akşama kadar bitirilmesi gerekiyor.

C) Ağlayıp başımı çaldım bir taşa

Çaresiz dolanıp geldim ilk başa

D) Yüreğimde yanardağ sanki canıma değdi

Gözlerimden çağladı lav dalgası akmadan

E) Kime âşık oldumsa dinmedi acım

Her gelen biraz dert bırakıp gider

6. Vatanın bir köşesinde

Şehit kabrinin çiçekleri solmasın

Yukarıdaki dizelerde görülen ses olayı aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Ünsüz benzeşmesi B) Ünlü değişimi

C) Ünlü daralması D) Ünlü türemesi

E) Ünlü düşmesi

7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ulama yoktur?

A) Birdenbire nehirler birbirine boşalsa

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü değişimine uğramış

bir sözcük vardır?

A) İçimden koparıp atsam yalnızlığımı, gecenin karanlığına

inat.

B) Bütün gün oturdum da kalemi bir anlığına oynatamadım.

C) Yolcuyum, şimdi gidiyorum, ne olur dokunmayın bana.

D) Sonsuzluğa doğru yol alırken düşünceler, onların esiridir

sözcükler.

E) Çevremde kim varsa teslim olmuştu gecenin karanlığına.

Zap ve Fırat suları coşkuyla bayramlaşsa

B) Hasret sızısı sezdim gündüz dileklerinde

Bir esaret damgası durur bileklerinde

C) Mehtabın olayım da şavkım üstüne düşsün

Haydi tutuver beni gülden gamzelerinle

D) Verme kuşağına verme maviden öte

Ne olursun bırakma gitme vakitlerine

E) El ele dolaşıp gezsek seninle

Önceden sevdiğim kızlar kıskanır

66


Ses Bilgisi

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kökte ünlü değişimine

uğramış bir sözcük vardır?

A) Yarınlar bizim olacak, kimse buna engel olamaz.

B) Sorunun nereden kaynaklandığını bulabilirsem her

şey hallolacak.

C) Sözcükler her ne derse desin, gözlerin bana yalan

söyleyemez.

D) Ne kadar uğraşsan da geçmişin bıraktığı izi silemezsin.

E) Size kimsesizliğin ne olduğunu anlattı mı bu taş duvarlar?

12. Gönlünün sözünü yabana atma

Peşinden geleyim, elimden tutma

Değersiz diyerek hesaba katma

Bu dizelerde;

I. ünlü daralması,

II. ünlü düşmesi,

III. ünlü türemesi

olaylarından hangilerine örnek gösterilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcük ünlü

düşmesine örnektir?

A) Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir

İspanya neşesiyle bu akşam zildedir

B) Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri

İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri

C) Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır

İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır

D) Altın kadeh her elde güneş her gönüldedir

İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir

E) Gönlümde hep o zanla beraber çağıldadı

Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü türemesine uğramış

bir sözcük vardır?

A) Başkalarının önünde küçülmüş insanlarla işim olmadığını

biliyorsun.

B) Yazın dünyasının bu minicik kalemleri çocuk edebiyatının

gelişmesine katkı sağlayacaktır.

C) Yazarlar kalemleriyle karın doyurmaz, zihin doyurur.

D) Anlatılmayan dertleri kâğıda dökmezsen yenilik yapmış

sayılmazsın.

E) Son zamanlarda ne yazık ki yazın dünyasında azıcık

bir hareketlilik bile yok.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü düşmesine uğramış

bir sözcük görülmez?

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükte

ünlü daralması vardır?

A) Ne hayaller kuruyorum, yalnız kaldığım akşamlarda.

B) Kendini geliştiriyor, yeniliyor; görmüyor musun?

C) Yavaş yavaş çekiliyor yüreğimden yalnızlık.

D) Sana seni anlatacak sözcükleri bulmakta zorlanıyorum.

E) Gidiyorsan git ama bana bıraktığın anıları benden alma.

A) Şimdi doğanın kollarına kendini bırakıp derin bir uyku

çekmek vardı.

B) Çevredeki insanların sana zarar vermesi beni oldukça

üzüyor.

C) Programın ikinci kısmına katılamayacağımı ilettim.

D) Derlediğimiz atasözlerinin hepsi zihnimde değil şimdi.

E) Daha güzel yarınlar için küçücük dünyamızı genişletelim.

11. Yüreğimiz birleşip türküye tutuluyor kenetlenerek. Onu

I

ne zaman dinlesem doluyorum, akıyorum, titriyorum

II III IV

ve daha doyuyorum.

V

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinde

ünlü daralması görülür?

A) I B) II C) III D) IV E) V

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükteki

ünlü düşmesinin sebebi diğerlerinden farklıdır?

A) Yetmez mi çektiğim bu ayrılık, söyle bana!

B) Aralarında bir benzerlik bulmak için uğraşıyordu.

C) Sen yine de gönlünü ferah tut, her şeyin düzeleceğinden

eminim.

D) İlerideki kavşaktan döndüğünüzde belediye binasını

görürsünüz.

E) Köyün çamurlu yollarında ilerlemek dakikalar geçtikçe

zorlaşıyordu.

67


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Ses Bilgisi

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz düşmesine

uğramış bir sözcük kullanılmıştır?

A) Kimse bugüne kadar ufacık bir sorun çıkarmadı.

B) İnsanın kendi dünyasıyla barışık olması işiyle de barışık

olmasını sağlar.

C) Her şeyi bildiğini zannediyorsun, bir bak bakalım çevrene.

D) Onun dizelerinde her sözcüğün, her sesin bir anlamı

vardır.

E) Duygular olmadan yazılan bir eserde hiçbir heyecan

bulamazsın.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz türemesine

örnek bir kullanım yoktur?

A) Bu tür işlerde kuvvetli bir adama ihtiyacımız olabilir.

B) Eğer sorunlarını halledersen bu arkadaşlığı devam ettirebilirsiniz.

C) Başkalarının sırrını söylememen konusunda seni birçok

defa uyarmıştım.

D) Geçen akşam yaptıklarım yüzünden beni asla affetmez.

E) Yiğidi öldür ama hakkını inkâr etme, der atalarımız.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ünsüz yumuşamasına

hem de ünsüz benzeşmesine uğramış bir sözcük

vardır?

A) Her insanın özel bir hayatı vardır ve buna kimse karışımaz.

B) Yarınlara merhaba demek istiyorsan geçmişinle barışmalısın.

C) İnsan kendi hırslarının mahkûmu olduğu sürece asla

özgürleşemez.

D) Yaptıklarımızla övünmemeli, yapacaklarımızı düşünmeliyiz.

6. Can dostum, ben utanmayayım diye, beni yalnız bırakmamak

için saçlarını kazıtmış, yine şen gülüşüyle beni karşılamıştı.

Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi görülmez?

A) Ünlü düşmesi

B) Ünlü daralması

C) Ünsüz benzeşmesi

D) Ulama

E) Ünsüz yumuşaması

E) Şimdi geri getirebilir misin kaybettiğin zamanı?

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz yumuşamasına

örnek bir sözcük yoktur?

A) Ülkemde rengârenk çiçekler varken yazarlarımız neden

başka diyarlara gidiyor?

B) Edebiyatın uzun süren bu yolculuğuna yazarlardan

bazıları fazla dayanamamıştı.

C) Yazın dünyasında ipi göğüslemesi gereken bazı yazarlar

nedense geri çekildi.

D) Bir yazar olarak toplumdaki değişime öncülük etmem

gerektiğini düşünüyorum.

7. Bir esnaf istiyorum

Bilmeli esnaflığı ve bilmeli ahiliğin kadrini

Ve bilmeli veli nimettir müşteri

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi görülmez?

A) Ünsüz yumuşaması B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi D) Ünlü daralması

E) Ünsüz benzeşmesi

E) İnsanlığın ortak hafızasındaki deniz kavramı, bu şiirlerde

öne çıkıyor.

4. Dediler ki vakit kılıçtır keser

Davranıp ortadan biçtim zamanı

Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözcükte görülen ses

olayı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünsüz değişimi D) Ünsüz türemesi

E) Ünlü daralması

8. Sabah yine yorgun uyanmıştım ama bunu umursamadım

çünkü üç ay aradan sonra ilk defa okula gidiyordum.

Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangileri vardır?

A) Ünsüz türemesi - Ünlü daralması

B) Ünsüz benzeşmesi - Ünsüz değişimi

C) Ünlü türemesi - Ünsüz benzeşmesi

D) Ünlü daralması - Ünlü türemesi

E) Ünsüz yumuşaması - Ünlü düşmesi

68


Ses Bilgisi

TEST

3

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Sessiz gelen akşamlarda vurgun yedi kelimeler, söz sustu;

dakikalar yarı açık yarı kapalı yamaçlarda geziyor.

Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi vardır?

A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünsüz türemesi D) Ünlü değişimi

E) Ünsüz yumuşaması

13. Aşağıdaki cümlelerden hangisindeki altı çizili sözcükte

ünsüz benzeşmesi gerçekleşmemiştir?

A) Attığım her adımda başkalarına zarar vermediğimden

emin olmalıyım.

B) Son yüzyıl içinde sadeliği ve içtenliğiyle en önemli kalemlerden

biri olmuştur.

C) Bu şehirden gittiğin günden beri ne gün ne dost yüzü

gördüm.

D) Ağır ağır yanarken mumlar zaman işçilerinin hızla çalıştığını

fark ettim.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte

kaynaştırma ünsüzü görülmez?

E) Daha üç gün önce dostça ayrıldık seninle, şimdi bu

düşmanlık niye?

A) İnsanın tek dostu, tek başına kaldığı zamanlarda sarıldığı

kitaplarıdır.

B) Dertler gece gibidir, bir anda insanın üstüne çöker

ama güneş doğunca kaybolur.

C) Onu ne kadar çok sevdiğimi sen de biliyorsun, ne olur

ona söyle.

D) Bazı çocuklara babasının mesleği sorulmaz.

E) Biliyorum ki senin de dertlerin var ve paylaşacak birini

arıyorsun.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte

diğerlerinden farklı bir ses olayı meydana gelmiştir?

A) İnsan, hayatında bir defa olsun çocukluğunu özlemez mi?

B) Bahçedeki rengârenk çiçeklerin arasında gezinmenin

mutluluğunu hiçbir yerde bulamazsın.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz düşmesine

uğramış bir sözcük kullanılmıştır?

A) Dertlerini paylaşacak birini arıyorsan sana kitaplığına

sarılmanı tavsiye ederim.

B) Çocukların hayal dünyası bizim düşünce dünyamızdan

daha zengindir.

C) Bu dizeler hoşuna giderse bunların devamını getirebilirim.

D) Yalın ayak dolaşacaksın yaratıldığın toprağın üstünde.

E) Birbirinden farklı bitkilerin burada ne işi olduğunu anlayacaksın.

C) İnsan kitaba sarılınca içinde bulunduğu zaman ve

mekândan kopar.

D) İlkokul yıllarımda tanıştığım kitaplarla küçücük hayal

dünyamı zenginleştirdim.

E) İşte bu kapı insanı dertlerinden sıyırıp başka âlemlere

götürür.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz türemesine

örnek bir kullanım vardır?

12. Süreci özetleyen bir yazı okuyorum.

Yukarıdaki cümlede altı çizili sözcükte görülen ses

olayı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz yumuşaması

C) Ünsüz türemesi D) Ünlü türemesi

E) Ünsüz benzeşmesi

A) Bana yaşattığın bu kadar acıya rağmen seni bağışlıyorum.

B) Sıkıntımı atlattıktan sonra dediğin konulara bakabilirim.

C) Toplumun yaşadığı değişimin gerisinde kalmamalıyım.

D) Elli lira için babanın kalbini kırmaya utanmadın mı?

E) O adamın yaptığı işin sırrını öğrenmen lazımdı.

69


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Ses Bilgisi

1. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de al tı çi zi li söz cük te öte ki lerden

fark lı bir ses ola yı ger çek leş miş tir?

A) Kal bi te miz bir ar ka da şı mız dı.

B) Bü tün ka zan cı nı ai le si ne har ca dı.

C) Atı nı koş tur du de ni ze doğ ru.

D) Çi çe ği bur nun da bir ge lin di.

E) Ça lışm ad ı ğım için çok piş ma nım.

5. Aşa ğı da ki cüm le ler in hangisinde ünlü daralması olmamıştır?

A) “Ağaç yaşken eğilir.” diyor atalarımız.

B) Şiirlerimin anlamsız olduğunu sanmıyorum.

C) Romanlarında bu tür konuları çok işliyor.

D) Olaya farklı bir açıdan bakmamız gerekiyor.

E) Olup bitenleri ona neden anlatmıyorsun?

2. Türkçede tamlayan ekinden (-ın, -in, -un, -ün) önce genellikle

“n” kaynaştırma ünsüzü kullanılır.

Aşağıdaki ad tamlamalarının hangisinde bu açıklamaya

aykırı bir uygulama söz konusudur?

A) Suyun içi B) Kalenin surları

C) Arabanın motoru D) Gecenin sessizliği

E) Ayşe’nin derdi

6. Sak lı yor için de yü zen ha ya li

I

II

Di ye mem boy nu na ol sun ve ba li

II I IV

Sev di ğin o gü zel ço ban sa Ay şe

V

Bu di ze ler deki nu ma ra lan mış söz cük le rin han gi sin de

hiçbir ses ola yı yok tur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

3. Şim di ki za man eki “-yor”, ken din den ön ce ge len ge niş

ün lü le ri (a, e) da ral tıp “ı, i, u, ü”ye dö nüş tü rür. Buna ün lü

da ral ma sı de nir.

Aşa ğı da kilerin han gi sin de bu ku ra lın dı şın da ger çekle

şen bir ün lü da ral ma sı var dır?

A) Na sip ol maz kim se ye böy le bah ti yar lık.

B) Ge zi yor mev si min yor gun rüz gâ rı.

C) Bir ya nar da ğa ben zi yor du söz le rin.

D) Beni aramadı diye çok üzüldüm.

E) Ay na lar söy lü yor ba na kim le rin öl dü ğü nü.

7. Kay det ti ler iş çi li ği za rif ve eğ ri

Vu ku at sız par mak lar la

Bu di ze de ki al tı çi zi li söz cük te ger çek le şen ses olay la rı,

aşa ğı da ki le rin han gi sin de doğ ru ve ril miş tir?

A) Ün lü düş me si - yu mu şa ma - ün süz ben zeş me si

B) Kay naş tır ma - ün lü düş me si - ün lü da ral ma sı

C) Ün lü düş me si - yu mu şa ma - ün süz düşmesi

D) Ün lü düş me si - yu mu şa ma - kaynaştırma harfi

E) Yu mu şa ma - ün süz tü re me si - kaynaştırma harfi

4. Ki mi ya ban cı söz cük le rin so nun da ki ün sü zün, söz cü ğün

ün lüy le baş la yan ek al ma sı ya da “et-, ol-” yar dım cı ey lemle

riy le bir leş me si hâ lin de ikiz leş ti ği gö rü lür.

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bu açık la ma ya

ör nek oluş tu ra cak bir söz cük kul la nıl ma mış tır?

A) Hak kı nı ala bil mek için yıl lar ca hu kuk mü ca de le si ver di.

B) Tam o sı ra da so kak ta çok şid det li bir pat la ma ol du.

C) Zan ne di yo rum ki o da olup bi ten ler den he nüz ha ber siz.

D) Ben had di mi bi li rim, di ye rek hiç bir iti raz da bu lun ma dı.

E) Tıb bın he nüz ça re si ni bu la ma dı ğı has ta lık lar da var.

8. Türkçede sözcük köklerinde ünlü değişmesi olmaz. Bunun

Türkçede yalnız birkaç istisnası vardır.

Bu açıklamada sözü edilen istisnalardan biri, aşağıdakilerin

hangisinde örneklenmiştir?

A) Senden uzakta olmak beni üzüyor.

B) Aklına geleni söyleme huyundan vazgeç.

C) İnsan, yaşlanınca sağlığını çok önemsiyor.

D) Bana bu yardımı niçin yapıyor acaba?

E) Beni görünce sevinçle kucağıma atıldı.

70


Ses Bilgisi

TEST

4

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Okumaktan sıkıldığım bir zamanda, yazmaya başladım.

Bu cüm le de ki al tı çi zi li söz cük ler de ger çek le şen ses

olay la rı, aşa ğı da ki le rin han gi sin de doğ ru ve ril miş tir?

A) Ün süz yu mu şa ma sı - ün süz tü re me si

B) Kay naş tır ma - ün süz ben zeş me si

C) Ün süz ben zeş me si - ün süz yu mu şa ma sı

D) Ün süz yu mu şa ma sı - ün lü düş me si

E) Ün lü düş me si - ün süz ben zeş me si

13. Uy ku la rın ka çar ge ce le ri, bir tür lü sa bah ol ma yı bil mez.

Di ki lir göz le rin ta van da bir nok ta ya,

De li eden bir uğul tu dur baş lar ku lak la rın da

Ne çar şaf hâl den an lar ne yas tık.

Bu di ze ler de, aşa ğı da ki ler den han gi si nin ör ne ği yoktur?

A) Ula ma

B) Ün süz yu mu şa ma sı

C) Kay naş tır ma ünsüzü

D) Ün süz türemesi

10. Ko nuş ma di lin de, “y” kay naş tır ma ün sü zü de “-yor” eki gi bi

ün lü da ral ma sı na ne den olur. An cak bu tür den ün lü darlaş

ma la rı, “de-” ve “ye-” ey lem le rin de ger çek le şen ler ha riç,

ya zı di lin de gös te ril mez.

Bu açık la ma ya gö re, aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sinde

ya zım yan lı şı ya pıl mış tır?

A) Ondan böyle bir davranış beklemiyordum.

B) Ayşe Hanım aylardır konuşmuyor benimle.

C) Yemeklerin en sevilmiyenidir karnabahar.

D) Dolaptaki yiyeceklerin çoğu bozulmuştu.

E) Açım diyenden korkma, tokum diyenden kork.

E) Ünlü düşmesi

14. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir sözcükte hem yumu

şa ma hem de ben zeş me var dır?

A) Sı cak gün ler de ka lın el bi se giymek de ney miş?

B) Onu her za man bu ra da mı bek ler sin?

C) Ağaç la rın göl ge sin de bir ka nat tır yal nız lık.

D) Ka na dı kı rık kuş sen den mer ha met di ler.

E) Sa nat çı la rın geç ti ği yer den biz de geç tik.

11. Ün süz le bi ten ey lem le re “-yor” eki ge ti ril di ğin de ey lem le

ekin ara sı na “ı, i, u, ü” dar ün lü le rin den bi ri gi rer.

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de böyle bir durum söz

konusudur?

A) Kardeşim kanepeye uzanmış uyuyordu.

B) Ondan herkes çok iyi bir başarı bekliyor.

C) Yaşlı adam ayakta güçlükle duruyordu.

D) Belli ki kitap da gazete de okumuyorsunuz.

E) Bazı çocuklar beni dikkatle dinliyor.

15. Göz le rin göz le ri me de ğin ce

Fe la ke tim olur du ağ lar dım

Be ni sev mi yor dun bi lir dim

Bir sev di ğin var dı du yar dım

Çöp gi bi bir oğ lan ipin ce

Ha yır sızın bi riy di fik rim ce

Bu di ze ler de, aşa ğı da ki ler den han gi si nin ör ne ği yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi

B) Ulama

C) Ün lü da ral ma sı

12. Aşa ğı da ki di ze le rin han gi sin de he ce düş me si ör neklenmiştir?

D) Ün lü düş me si

E) Ün süz yu mu şa ma sı

A) Do lan ka ra top ra ğı do lan

Ulaş yer yü zü ne ak to hum

B) Ge niş si yah göl ge si ha ya tı mı kap la yan

Te pem de ka nat ger miş bir kar tal dır yal nız lık

C) İş te kı rık cam lı pen ce re le rin bi rin de

Kim bi lir ka çın cı al da nı şı nı ha tır lı yor

D) Bir çift gü ver cin ha va lan sa

Ya nık ya nık kok sa ka ran fil

E) Uğul tu lu bir sar hoş luk için de yıl lar için

Ba şı mı alıp gi de ce ğim

16. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ün süz le rin yu mu şama

sı na ör nek ola cak bir söz cük kul la nıl mış tır?

A) Değ di saç la rı ma ba har rüz gâ rı.

B) Suç lu ço cuk, ses siz ce ba şı nı önü ne eğ di.

C) Bü tün bir gün, hiç dur ma dan kar yağ dı.

D) Onu bir den kar şım da gö rün ce so lu ğum ke sil di.

E) Bu ha be ri sa nı rım şim di her kes duy du.

71


TÜRKÇE

BÖLÜM

4

Yazım Kuralları

I. YA ZIM KU RAL LA RI

A. BÜ YÜK HARF LE RİN KUL LA NI LI ŞI

1. Cüm le bü yük harf le baş lar:

• Bi zim için, yurt top ra ğı kut sal dır.

• 1938 son ba ha rın da, Ha tay ba ğım sız bir il ol du. (“son bahar”,

cüm le ba şı ol ma dı ğı için kü çük harf le baş la tıl mış tır.)

2. Di ze le rin ilk harf le ri bü yük olur:

• Per de ler, hep per de ler...

Her yer de, her yer de ler.

Pen ce re de, ka pı da,

Ge çit te ke mer de ler...

Per de ler, hep per de ler...

(Gü nü müz şa ir le rin den ba zı la rı, di ze baş la rın da büyük harf

kul lan mamaktadır, bu durum kişisel bir tercih olarak değerlendirilmelidir.)

5. Ga ze te, der gi, ki tap ad la rı, ya zı baş lık la rı; tab lo, yon tu

(hey kel), anıt ad la rın da her söz cük bü yük harf le baş lar:

• Sa bah, Hürriyet, Milliyet (ga ze te adla rı), Türk Di li (der gi

adı), An ka ra Ni çin Baş kent Ol du? (ya zı baş lı ğı), Dağ lar da

Şar kı Söy le (şi ir baş lı ğı), Kap lum ba ğa Ter bi ye ci si (tab lo

adı), Dü şü nen Adam (hey kel adı), Za fer Anı tı (anıt adı),

Sa fa hat (ki tap adı)...

6. Der gi ve ga ze te ad la rın dan söz edi lir ken asıl özel adın

ya nın da kul la nı lan “der gi si”, “ga ze te si” gi bi söz cük ler kü çük

harf le ya zı lır:

• Mes le ğe, 1957’de Son Ha va dis ga ze te sin de baş la mış tı.

• O yıl lar da Ak ba ba der gi sin de mi zah öy kü le ri ya zı yor du.

• Ben her gün Milliyet gazetesi okurum.

• Milliyet Gazetesi dün yeni başyazarını seçti. (kurum adı)

• Bu kanun Resmî Gazete’de yayımlandı. (gazetenin adı)

YALNIZLIK ŞİİRİ

karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır

yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım

bu gece dağ başları kadar yalnızım

çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından

dudaklarımda eski bir mektep türküsü

karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim

gözlerim gözlerini arıyor durmadan

nerdesin

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin han gi sin de bir ya zım yan lı şı ya pılmış

tır?

A) An ka ra Ka le si, ge ce kon du lar ta ra fın dan ku şa tıl mış.

B) 19 May ıs Türk hal kı için önem li dir.

C) Er ci yes Da ğı, ya kın za man da yep ye ni bir çeh re ye ka vu şacak.

D) Pe ya mi Sa fa’nın Yal nı zız Ro ma nı okun ma ya değer.

E) Haç lı lar, Do ğu’nun zen gin lik le ri ne sal dır mış tı.

Attila İlhan

\ Şiirin özgün yazımı değiştirilmemiştir.

3. Mektupların, di lek çe le rin, konuşma metinlerinin hi tap la rında

her sözcüğün baş har fi bü yük olur:

• Ta lim ve Ter bi ye Ku ru lu Baş kan lı ğı na

AN KA RA

• Sa yın Ba kan,

• Sa yın Pro fe sör,

• Sev gi li Kar de şim,

• De ğer li Dos tum Ah met,

4. Tır nak için de ve ri len ve cüm le du ru mun da olan ak tar malar

bü yük harf le baş lar:

Çözüm

D seçeneğindeki “roma nı” söz cü ğü kü çük harf le baş la ma lıy dı.

Doğru Seçenek D

Bilgi Notu

Ki­tap ve şi­ir ad­la­r›n­da ge­çen “ile, ve, ki, mi” gi­bi söz­cük­ler bü­yük harfle

baş­la­t›l­maz:

• Ley­la ile Mec­nun, Tur­fan­da m› Tur­fa m›? (Ki­tap)

Suç ve Ce­za (Ki­tap)...

• Ya­z› baş­l›k­la­r›n­da, ki­tap ve şi­ir ad­la­r›n­da ta­ma­men bü­yük harfler

de kul­la­n›­la­bi­lir:

• TÜRK D‹­L‹, DAĞ­LAR­DA ŞAR­KI SÖY­LE, SA­FA­HAT, LEY­LA ‹LE

MEC­NUN...

• Ata türk “İlim ter cü me ile ol maz, tet kik le olur.” demiştir.

72


Yazım Kuralları

7. Ay ve gün ad la rı, tek baş la rı na kul la nıl dık la rın da kü çük

harf le; ta rih bil dir mek üze re her han gi bir sayının ya nın da

kul la nıl dıklarında bü yük harf le baş la tı lır:

• Ki tap la rın da ğı tımı şu bat so nun da bit me li.

• 25 Ara lık ta rih li di lek çe niz iş le me kon muş.

• 19 Ma yıs 2019 Pa zar gü nü ol muş tu o ka za.

• Yi ne böy le ılık bir ni san gü nüy dü ve sa nı yo rum cu ma idi.

• Biz önümüzdeki eylüle erteledik toplantıyı.

Bilgi Notu

Mev­sim ad­la­r› kü­çük harf­le ya­z›­l›r.

• 2004 son­ba­ha­r›n­da oğ­lu­mu as­ke­re gön­der­miş­tim.

• Düş gör­düm ilk­ba­har, uyan­d›m ki k›ş.

8. Mil lî ve di nî bay ram la rın ad la rın da ki her söz cük bü yük

harf le baş la tı lır:

• Kur ban Bay ra m›, Ra ma zan Bay ra m›, Nev ruz Bay ra m›, 19

Ma y›s Ata türk’ü An ma Genç lik ve Spor Bay ra m›, Cum huri

yet Bay ra m›...

9. Din ve mi to lo ji kav ram la rı nı kar şı la yan özel ad lar bü yük

harf le baş lar:

• Al lah, Tan rı, Az ra il; Ze us, Apol lon, Osi ris, Ki be le...

“Tan rı” söz cü ğü özel ad ola rak kul la nıl ma dı ğın da kü çük

harf le baş lar.

Av ru pa lı top lum la rın Hris ti yan lık ön ce si inanç la rı, tan rı lar

ve tan rı ça lar la il gili ef sa ne le re da ya nır.

10. Bay ram ni te li ği ka zan mış özel gün le rin ad la rı bü yük harf le

baş lar: 27 Mart Ti yat ro lar Gü nü, Hı dı rel lez, Anneler Günü,

Tıp Bayramı...

• Önem li ba zı di nî gün ler de şöy le dir:

Mi raç Kan di li, Ka dir Ge ce si, Re ga ip Kan di li...

11. Bel li za man lar da dü zen le nen fes ti val le rin, ya rış ma la rın,

ve ri len ödül le rin ad la rı özel ad sa yı lır:

• Al tın Por ta kal Film Fes ti va li, No bel Ede bi yat Ödü lü, Ömer

Sey fet tin Öy kü Ya rış ma sı, Yu nus Na di Ar ma ğa nı...

12. Mil let, boy, oy mak, ai le ve leh çe ad la rı bü yük harf le başlar:

• Türk, Arap, Ta tar, Kı nık, Köp rü lü ler...

• Türk çe, Ta tar ca, Uy gur ca, Arap ça, Al man ca...

13. Din, mez hep, ta ri kat ve ben ze ri di nî top lu luk la rın ad la rı

bü yük harf le baş lar:

• İs la mi yet, Müs lü man lık, Müs lü man, Ha ne fi, Ale vi; H ris tiyan

lık, Or to doks, Bu dizm...

Bilgi Notu

Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen

diğer ekler kesme işaretiyle ayrılmaz:

• Türklük, Avrupalı, Hristiyanlık, Türkçenin, Ahmetlerden...

Örnek YGS / 2012

Mudurnu, Abant’ın merkezine 18 km mesafede ve Arnavut

I II III

kaldırımlı sokakları, eski evleri, köprüleriyle çok çekici.

Çarşısında Ahilik geleneği yaşatılıyor ve her Cuma tören

IV

yapılıyor. Ayrıca buradaki tarihî yapıları da seyretmeye doyum

V

olmuyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Parçanın I, II, III ve V numaralı yerlerinde herhangi bir yazım

yanlışı yoktur. IV numaralı “cuma” sözcüğü belirli bir tarihle

kullanılmadığı için küçük yazılmalıdır.

Doğru Seçenek D

14. Ba zı di nî kav ram la rın ad la rı nın kü çük harf le baş la ma sı

ge le nek sel leş miş tir:

• cen net, ce hen nem, sı rat köp rü sü...

15. Özel ad lar dan tü re miş ve o özel adı çağ rış tı ran ad lar da

özel ad dır, bü yük harf le baş lar:

• Trab zon lu, Van lı, Er zu rum lu, İran lı lar; Türk çü lük, İs lam cılık,

Ba tı lı laş ma, Dar vi nizm...

16. Yer, mil let ve ki şi ad la rıy la öbek le şe rek bir le şik ad ni te li ği

ka za nan söz cük ler de asıl özel ad bü yük harf le baş la tı lır:

• Beh çet has ta lı ğı, An ka ra ke çi si, Amas ya el ma sı, Van

kedisi...

17. Ki şi ad la r› ve so yad la r›, un van lar, say g› söz le ri, tak ma

ad lar (la kap lar) bü yük harf le baş la t› l›r:

• Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Kâzım Karabekir

Paşa, ‹l Millî E€i tim Mü dü rü Mu am mer Gür büz, Ata türk

‹l kö€ re tim Oku lu Mü dür Yar d›m c› s› Sa t›l m›ş Gö ko€ lu; Sa y›n

Se çil Ko çak, Ko ca Yu suf, Bi ti rim Hur şit, To pal Ah met...

• Bizim komşunun oğlu Ahmet, öğretmen oldu.

Dün Ahmet Öğretmen’le görüştük.

Unvan

Meslek adı

73


Yazım Kuralları

Bilgi Notu

Akrabalık bildiren sözcükler büyük harfle başlamaz: Nazım am­cam,

Coş­kun ağa­beyim, Ne­za­ket tey­zem.. Akrabalık bildiren sözcükler başa

geldiğinde lakap yerine kullanıldığı için büyük harfle başlar: Nene

Hatun, Baba Kemal, Dayı Ömer...

18. Hay van la ra özel ola rak ve ri len ad lar bü yük harf le baş la tılır:

• Fın dık, Pa muk, Ka ra baş, Fır tı na...

• Sobanın yanında uyuklayan Pamuk’a dokunmayın.

19. Ana ka ra (kı ta), böl ge, ül ke, dev let, il, il çe, kent, ka sa ba,

köy ad la rı bü yük harf le baş la tı lır:

• As ya, Or ta Do ğu, Yu ka rı Me zo po tam ya, Do ğu Ana do lu Bölge

si, Or ta Ka ra de niz Bö lü mü, Sam sun ili Lâ dik ilçesi, Yu ka rı

Bal cı lar kö yü...

24. Ku rum, kurul, ku ru luş, iş yeri ad la r› bü yük harf le baş la t› l›r:

• Hâ kim ler ve Sav c› lar Yük sek Ku ru lu, Türk Dil Ku ru mu,

Süt çü ‹mam Üni ver si te si, An ka ra Sınav Koleji, El ma da€

Çi men to Fab ri ka s›, Ta r›m Kre di Ko ope ra tif le ri Bir li €i,

Tür ki ye Av c› lar ve At› c› lar Fe de ras yo nu... (Kurum, kurul,

kuruluş ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.)

25. Dağ, de niz, göl, akar su, va di, bo ğaz gi bi coğ ra fi yerlerin özel

ad la rı ve yan la r›n da yer alan te rim ni te li €in de ki söz ler bü yük

harf le baş la t› l›r:

• Er ci yes Da €›, Mar ma ra De ni zi, Tuz Gö lü, Aras Neh ri, Ih lara

Va di si, Ça nak ka le Bo €a z›...

26. Ge ze gen ler, burç lar ve gök ci sim le ri nin ad la r› özel ad d›r:

• Uta rit, Züh re, Me rih, Bü yü ka y›, Kü çü ka y›, Ül ker, Sa manyo

lu, Yen geç dönencesi...

27. Tarihî olay, çağ, dönem adları büyük harfle başlar:

• Kurtuluş Savaşı, Cilalı Taş Devri, Millî Edebiyat Dönemi,

İlk Çağ’ın...

28. Kanun, tüzük, genelge, yönetmelik adlarının baş harfleri

büyük yazılır:

• Medeni Kanun, Amasya Genelgesi…

Bilgi Notu

“ili”, “il­çe­si”, “kö­yü”, “ka­sa­ba­s›” gi­bi söz­cük­ler as›l özel ad­la birlik­te

ol­sa­lar bi­le, cüm­le­de kü­çük harf­le; ad­res­ler­de, zarf üst­le­rin­de,

ta­be­la­lar­da vb. yer­ler­de bü­yük harf­le ya­z›­l›r.

• Bal­c›­lar kö­yü, es­ki ‹s­tan­bul as­fal­t›­na 13 ki­lo­met­re me­sa­fe­de­dir.

• Bal­c›­lar Kö­yü Muh­tar­l›­ğ› (Ta­be­la ya­z›­s›)

• Kızılcahamam ilçesinde üç yıl yaşadım.

Bilgi Notu

“Dün­ya, gü­neş, ay” söz­cük­le­ri bi­lim­sel an­lam­da bi­rer gök cis­mi

ola­rak bu var­l›k­la­r› an­lat­t›­ğ›n­da özel ad­d›r. Di­ğer kul­la­n›m­lar­da

cins ad› sa­y›­l›r, kü­çük harf­le baş­la­t›­l›r.

• Sis­te­mi­mi­zin mer­ke­zi Gü­neş’tir; Dün­ya bir ge­zegen, Ay ise Dünya’n›n

uy­du­su­dur.

• Bu dün­ya böy­le­dir; ki­mi­ni ağ­la­t›r, ki­mi­ni gül­dü­rür.

• Me­şe­le­rin üs­tün­den tep­si gi­bi bir ay doğ­du.

• Bu­lut­lar ara­lan­d›, gü­neş yü­zü­nü gös­ter­di.

20. Yön ad la rı bir özel ad la bir bütün olduğunda bü yük harf le,

özel addan sonra gelip sadece yön bildirdiğinde küçük

harfle baş lar:

• Do ğu Ana do lu Böl ge si, Ku zey Ame ri ka, Gü ney ba tı As ya...

• Ka na da’nın gü ney böl ge le ri ku ze ye gö re ılı man dır.

21. Yer bil di ren özel isim ler de de kı salt ma lı söy le yiş söz ko nu su

ol du ğu za man, bu söz cük bü yük harf le baş lar: Bo ğaz’dan,

Hi sar’da, Bul var’a...

22. Ma hal le, alan, bul var, cad de, so kak ad la rı bü yük harf le başla

tı lır:

• Bah çe li ev ler Ma hal le si, Cum hu ri yet Cad de si, Ka ran fil So kağı,

Ulus Mey da nı, Atatürk Bulvarı’nda…

23. An›t la r›n, an›t sal ya p› la r›n, tören yer le ri nin ad la r› bü yük

harf le baş la t› l›r:

• An ka ra Ka le si, Gor di on Ha ra be le ri, ‹n ce Mi na re...

Örnek

Türk çe de özel ada bağlı say gı ke li me le ri, san lar ve tak ma

ad lar bü yük harf le baş lar.

Bu ku ra la gö re, aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir

ya zım yan lı şı var dır?

A) Yola çıkarken arabayı Rıfat Usta’ya gösterseniz iyi olur.

B) İkinci Dünya Savaşı’nda cephede gönülsüz bir subaydı

Gaetano Landini.

C) S› n› f› m›z da ki iki Ali’den bü yük ola n› iyi bir spor cu dur.

D) Selim, doktor arkadaşlarıyla dükkânın önünde laflıyordu.

E) Büyük bir ordu hazırlayan Bizans imparatoru Kayzer,

Malatya’ya doğru yola çıkar.

74


Yazım Kuralları

Çözüm

A seçeneğindeki “usta” sözcüğü özel isimle birlikte kullanılarak

unvan olmuş ve büyük harfle yazılmıştır. B’de “subay”, C’de

“sporcu”, D’de “doktor” sözcükleri unvan değildir, küçük harfle

başlamaları doğrudur. E’de “Bizans İmparatoru” sözü “Kayzer”in

unvanı olduğu için “imparator” sözcüğü de büyük harfle başlatılmalıdır.

Doğru Seçenek E

Örnek TYT / 2020

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı

ile ilgili yanlışlık yapılmıştır?

A) Bu konuyla ilgili kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe girdi.

B) Leyla İle Mecnun, Türk edebiyatında en çok işlenen anlatılardandır.

C) Bahar mevsiminde bu tepeden Çanakkale Boğazı’nın seyrine

doyum olmaz.

D) Kültigin Anıtı, uçsuz bucaksız Orhun Vadisi’nin orta yerinde

ziyaretçilerini bekler.

E) XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu bu yıl

Ankara’da yapılacak.

Özel ad ol ma yan tek söz cük k› salt ma la r›n da söz cü €ün ilk

har fi ya da bir kaç har fi al› n›r, ge nel lik le k› salt ma n›n so nuna

nok ta (.) ko nur:

• a. (ad), s. (say fa), sf. (s› fat), tlf. (te le fon)…

Yön ad la r› n›n k› salt ma la r›n da bü yük harf ler kul la n› l›r ve

nok ta (.) kon maz.

• D (do €u), B (ba t›), GB (gü ney ba t›)

Öl çü bi rim le ri kü çük harf le k› sal t› l›r.

• g (gram), l (lit re), kg (ki log ram), km (ki lo met re)...

Bilgi Notu

Tek sözcükten oluşan bazı özel adlar kısaltılırken ilk harf büyük,

diğerleri küçük yazılır: İng., Fr., Ank., İst.

Bu kısaltmalara getirilen ekler, sözcüğün tamamı düşünülerek

kullanılır:

İst.dan, İng.den, Fr.yı, Onuncu km’den sonra…

Bilgi Notu

Kurum, kuruluş adlarının kısaltımında sondaki “k” harfi “ka”

şeklinde değil “ke” şeklinde okunur.

SSK’ya (yanlış)

SSK’ye (doğru)

Çözüm

TDK’ya (yanlış)

TDK’ye (doğru)

B seçeneğinde “İle” bağlacının yazımı yanlıştır. Doğru yazılış

“Leyla ile Mecnun” biçimindedir.

Doğru Seçenek B

Bilgi Notu

K› salt ma la ra ge ti ri len ek ler k› salt ma n›n harf harf oku nu şu na; sözcük

gi bi oku nan lar da ise son he ce nin harf le ri ne uyar.

B. KI SALT MA LA RIN YA ZI LI ŞI

Ku rum ve ku ru luş ad la rı, her söz cü ğün ilk har fi alı na rak kı saltı

lır ve bu harf ler bü yük ya zı lır. Bu tür kı salt ma lar da nok ta

kul la nıl ma z. [T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) hariç.]

• TÜ B‹ TAK’›n büt çe si tak vi ye edil me li dir.

• Onun TÜ TAV’da ki ça l›ş ma la r› dik kat çek miş ti.

• TCDD’nin h›z l› tren pro je le ri ni des tek li yo ruz.

“... TCDD’nın”, “TÜ TAV’nda ki” bi çi min de ki kullanım yan l›ş t›r.

• AA (Ana do lu Ajan s›), AOÇ (Ata türk Or man Çift li €i)

OD TÜ (Orta Doğu Tek nik Üni ver si te si), AB (Av ru pa Bir li €i)

Ba z› ku rum ad la r› n›n k› salt ma la r›n da, söz cük gi bi ko lay

oku na bil me le ri için, ba z› söz cük ler den bir den faz la harf

al› na bi lir:

• TÜ B‹ TAK (Tür ki ye Bi lim sel ve Tek nik Araş t›r ma la r› Ku rumu),

TÜ TAV (Türk Ta n› t›m Vak f›)

C. “-DE” EKİ VE “DE” BAĞLACI

“-de” du rum eki, ad soy lu söz cük le re ek le nir; ün lü uyu mu ve

ün süz ben zeş me sin den et ki le ne rek “-da, -de, -ta, -te” bi çi mi ne

ge ti ri le bi lir. Cüm le den çı ka rıl dı ğın da an lam ve cüm le ku rulu

şu bo zu lur. Ek len di ği söz cü ğü ve ya söz öbe ği ni, yük le me

so ru lan “ne de, kim de, ne re de, han gi za man da, kaç ta” so ru la rına

cevap verecek biçime getirir.

Bu özel lik le ri ta şı yan “-de” bi ti şik ya zı lır. Özel ad lar dan kesme

işa re ti ile ay rı lır.

• Bu ki tap tan Ah met’te var. (Kim de var? Ahmet’te)

• Can kor ku su gez mez ova mız da da ğı mız da. (Ne re de gezmez?

Ovamızda, dağımızda)

• Sa at 18.30’da yo la çık tı lar. (Sa at kaç ta? On sekiz otuzda)

• Ser ma ye nin üç te bi ri onun du. (Kaç ta ka çı? Üçte biri)

75


Yazım Kuralları

“de” bağ la cı, ay rı bir söz cük tür, bi tiş mez. Ad soy lu bü tün

söz cük ler le ol du ğu gi bi fi il ler le de kul la nı lır. Bü yük ün lü uyumun

dan et ki le ne rek “da” bi çi mi ne gi rer, ün süz ben zeş me sin den

et ki len mez. Ya ni “te, ta” bi çi mi yok tur.

Cüm le den atıl dı ğın da cümlenin an lam ında ek sil me ol sa

da cüm lede anlam bo zul maz.

Cüm le ye “da hi, bi le, fa kat, üs te lik” gi bi söz cük le rin an la mı nı

ka tar.

• Bu ki ta bı Ah met de oku du.

• Ova mız da da da ğı mız da da can kor ku su gez mez.

• Sa at 18.30’da da yo la çı ka bi lir ler.

• Ser ma ye nin de üç te bi ri onun.

• Gel miş de bi ze uğ ra ma mış.

• Ya çan ta yı sırt la ya da su kap la rı nı.

• Ne pi şi rir ne de sof ra yı ku rar.

• Hem ça lış kan dır hem de be ce rik li.

Örnek TYT / 2018

(I) Kişiye odaklı söyleşilerde amaç; soru sorulan kişinin yaşamını,

yaptıklarını veya fikirlerini gündeme getirmektir. (II) Bu

tür söyleşilerin öznesi, toplumda merak uyandıran ünlü şahsiyetler

olabilir. (III) Örneğin sporcular, sanatçılar ve politikacılar

bu söyleşilerde sıklıkla yer alır. (IV) Kimi zamanda tanınmamış

ancak yaşamı ve yaptıklarıyla dikkatleri çekmiş kişiler seçilir.

(V) Sorular aracılığıyla onların iç dünyalarında neler yaşadıkları

okura aktarılmak istenir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “de”

bağlacının yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

I, II, III ve V numaralı cümlelerde “de” bağlacının yazımıyla

ilgili bir yanlışlık yoktur. IV. cümlede “kimi zamanda” ifadesindeki

da (de) bağlaçtır, ayrı yazılmalıdır: kimi zaman da.

Doğru Seçenek D

Bilgi Notu

Bir söz­cük bir­den faz­la “de” (da) al­d›y­sa bi­rin­ci­si bi­ti­şik ya­z›­l›r,

du­rum eki­dir; ikin­ci­si bağ­laç­t›r, ay­r› ya­z›­l›r.

• Ara­d›k­la­r›­m› okul ki­tap­l›­ğ›n­da da bu­la­ma­d›m. (Ay­r› ya­z›­lan “de”,

“bi­le” söz­cü­ğü­nün ye­ri­ni tu­tar, at›l­d›­ğ›n­da an­lam bi­raz et­ki­len­se

de cüm­lede anlam bo­zul­maz.)

Bi­ti­şik ya­z›­la­n “-de”yi at­t›­ğ›­m›z­da cüm­le ku­ru­lu­şu ve an­lam bozulur.

• Ara­d›k­la­r›­m› okul ki­tap­l›­ğ› bu­la­ma­d›m. (Cüm­le bo­zul­du.)

Ara­d›k­la­r›­m› okul ki­tap­l›­ğ›n­da bu­la­ma­d›m. (Cüm­le bozulmadı,

an­lam­da ek­sil­me ol­du.)

D. “-Kİ” EKİ ve “Kİ” BAĞLACI

Bi ti şik ya zı lan “-ki”, ad soy lu söz cük le re ek le ne rek on la rı sı fat

ya par ya da ken di si za mir gö re vi üst le nir. Ün lü uyum la rın dan

et ki len mez.

• Kü mes te ki ta vuk, dağ da ki tav şan dan iyi dir.

(Sı fat tü re ten “-ki” eki, “-de” du rum eki nin yar dı mıy la “kümes”

ve “dağ” ad la rı na ek len di, on la rı “ta vuk” ve “tav şan”

ad la rı nın sı fa tı yap tı.

• aklımdaki mesele, yüzündeki tebessüm, sözlerindeki ima,

raftaki kitaplar... (Sıfat yapan -ki)

• Bi zim ki si zin ev den ge niş tir.

“Bi zim ev” tam la ma sın dan düş müş olan “ev” söz cü ğü nün

ye ri ni tut muş tur, za mir dir.

• Masadakilerin hepsini kendim hazırladım. (Bir ismin yerinde

kullanılmıştır.)

• Ben size evdekilerden getiririm, bunları bırakın. (Bir ismin

yerinde kullanılmıştır.

Bilgi Notu

“de” bağ­la­cı, kul­la­nıl­dı­ğı cüm­le­ye yu­ka­rı­da­ki an­lam­la­rın dı­şın­da “eşitlik,

ben­zer­lik, ka­tıl­ma, ya­kın­ma, ne­den, beğ­en­me, kü­çüm­se­me…”

an­lam­la­rı da ka­ta­bi­lir.

• Kar yağ­dı da köy yol­la­rı ka­pan­dı. (Ne­den)

• Şi­ir de şi­ir ol­muş, bu­nu he­men ya­yım­la­ya­lım. (Beğenme)

• Bu yıl sı­na­vı ka­za­na­yım da… (İstek)

• Ko­ca­man adam el­bi­se de el­bi­se di­ye tut­tur­du. (Pekiştirme)

Bilgi Notu

“de, da” bağlacı ikilemeli bağlaçlarla öbekleştiğinde de ayrı yazılır:

• ne ... ne de ...

• hem ... hem de ...

• ya ... ya da ...

Bağ laç olan “ki”; cüm le le ri bir bi ri ne bağ lar, açık la ma amaç lı dır,

ge nel lik le yük lem ler den son ra kul la nı lır. Cüm le den çı ka rıl dı ğın da

an lam ve cüm le ku ru lu şu et ki len mez.

Bağ laç olan “ki”nin de ün lü uyum la rıy la il gi si yok tur.

• Bir de bak tım ki ağa be yim kar şım da du ru yor.

Bir de bak tım, ağa be yim kar şım da du ru yor. (Bağlaç olan

“ki” cümleden çıkarıldığında cümle bozulmadı.)

• An la dık ki bu ço cuk bu işi be ce re cek.

• Or han, ki beş al tı yıl dır oy nu yor, ar tık iyi ce us ta laş tı.

(Ara cümlenin başında kullanılarak açıklama yapıldı.)

• Ben onun şi i ri hak kın da ko nuş ma dım ki...

(İkin ci cüm le söy len me miş tir.)

76


Yazım Kuralları

Bilgi Notu

“ki” bağlacı özellikle özneyi vurgulamak için kullanılabilir:

* Sen ki dünyalara bedelsin, senin için her şeyi yaparım. (Özne

vurgulandı.)

Örnek YGS / 2013

Diller yeşerdikleri kültürle büyüyor, onunla zenginleşiyor. Öyleki

I

dillerin ölümüyle kültürler de yitip gidiyor ve bu yok oluş yalnızca

II

III

Bilgi Notu

“ki” bağ­la­c› ile ku­rul­muş ka­l›p­laş­m›ş sözcükler bi­ti­şik ya­z›­l›r.

• çün­kü, hâl­bu­ki, ma­dem­ki, oy­sa­ki, meğerki, belki, illaki.

Ay­r› ya­z›­lan “ki”li öbek­leş­miş bağlaç­lar da var­d›r:

• ye­ter ki, ne var ki, kal­d› ki, öy­le ki...

“ki” bağ­la­cı da, “de” bağ­la­cı gi­bi kul­la­nıld­ığı cüm­le­ye de­ği­şik an­lam

il­gi­le­ri ka­ta­bi­lir:

• O, bi­ze hiç gü­ven­mez ki… (ya­kın­ma)

• Sesini yükseltmişsin ki sana kırılmış. (Neden)

• Yo­la er­ken çı­ka­lım ki ak­şam ol­ma­dan kö­ye va­ra­lım. (Şart)

• İh­ti­yar ka­dın, buz­do­la­bı­nın ka­pı­sı­nı aç­mış ki bir de ne görsün?

(Şaşırma)

o dili konuşan insanları değil, dünyayı da etkiliyor. Her on dört

IV

günde bir içlerinden biri daha sessizliğe doğru uğurlanan diller,

dünya mozaiğinin bir parçasını da beraberinde götürüyor.

V

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

I numaralı “öyleki” sözcüğündeki “ki” bağlaç olduğu için ayrı

yazılmalıdır. (öyle ki)

Doğru Seçenek A

Örnek

Örnek YGS / 2011

Top pe şin de ko şan ço cuk la rı, pen ce re den sar kıp ça ma şır

asan genç kız la rı çe kin me den fo toğ raf la mak mı is ti yor su nuz?

I

O za man Ba lat vaz ge çil mez me kâ nı nız dır. Hele ak şa müs tü

II

es ki sem tin dar so kak la rı na öy le bir ışık dü şer ki hay ran ka lır sı nız.

Son yıl lar da ya pı lan res to ras yon ça lış ma la rıy la gü zel le şen

IV

Ba lat Kül tür Evi ni de gör me den ede mez si niz.

V

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış söz le rin han gi sin de bir ya zım

yan lı şı var dır?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

III

Baharın damarlarımızdaki onsekiz yaş kanını alevlendirdiği

I

günlerden birin de, hızlı ve iddaalı bir maçın ortasında zilin

II

III

çaldığını duydum. Öğleden sonra ki ilk saat Salih Hoca’nın

dersiydi.

IV

Yukarıdaki altı çi zi li söz cük le rin han gi sin de bir ya zım

yan lı şı ya pıl ma mış tır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

“Onsekiz” sözcüğü ayrı yazıl ma lıdır. Æ on se kiz

“Bi rin de” söz cü ğün de ki “-de” ek tir, bi ti şik ya zıl ma lıdır. Æ

bi rin de

V

III. söz cü ğün doğru yazımı, “id dia lı” şek lin dedir.

Çözüm

“ki” bağ laç ola rak kul la nıl dı ğın da ay rı ya zı lır. II I. söz cük te “ki”

bağ laçtır ve “düşer ki” şeklinde ay rı ya zıl ma sı ge re kir.

Doğru Seçenek C

“Son ra ki” söz cü ğün de ki “-ki” ek tir, biti şik ya zıl ma lıdır. Æ

son ra ki

V. bölümde ya zım yanlışı yoktur, unvan sıfatları büyük harfle

başlar.

Doğru Seçenek E

77


Yazım Kuralları

E. “Mİ” NİN YAZILIŞI

So ru eki “mi” dai ma (so ru an la mı nı yi tir se bi le) ay rı ya zı lır.

“mi”den son ra ki ek ler ona bi ti şir.

Ay rı ya zıl sa da ün lü uyum la rın dan et ki le nir.

• Bi raz da ha yaklaşır mısınız?

• Şu yazıyı bitirdim mi gidebiliriz. (Zaman anlamı kattı.)

• Kar şı mız da şi rin mi şi rin bir çocuk duruyordu. (Pekiştirme

göreviyle kullanıldı.)

• Siz bu ra la rı da ha ön ce gör dü nüz mü?

• O da bi zim le gel mi yor mu?

Olum suz luk eki “-me, -ma”, “-yor” eki nin et ki siy le dar laş tı ğın da

“-mi, -mı, -mü, -mu” bi çi mi ne gi rer ve “mi” so ru ekiyle ka rış tı rıla

bi lir. Kök ve ek le rin sı ra sı na dik kat edil me li dir:

• Bek le - mi - yor mu - y - du - nuz?

1 2 3 4 5 6 7

3. Ek ey le min ay rı ya zıl ma sı da doğ ru dur. Bu kul la nım da

ün lü düş mez; ün lü uyum la rın dan, ben zeş me den et ki lenmez.

• Ço cuk lar ger çek ten çok be ce rik li imiş ler.

• O sı ra da Kül tür Sa ra yı’na gir mek te idi.

• Bi zi du yu yor ise niz bize kar şı lık ve rin.

Ek ey le min ula c› “iken” de ben zer bi çim de kul la n› l›r.

• Ben o yol lar dan dö ner ken siz ye ni gi di yor du nuz.

• Tam ateş sö ne cek iken han cı bir ku cak odun la ye tiş ti.

“ile” sözcüğü, ya zım yö nün den ek ey le me ben zer. Ay rı da

ya zı la bi lir, bi ti şik de.

• Ah met’le git ti. (“i” ün lü sü düş tü.)

• Ay şe’yle ça lı şa ca ğız. (“i” ünlüsü düştü, “y” ünsüzü geldi.)

1. Ey lem ta ba nı

2. Olum suz luk eki

3. Za man eki (şimdiki zaman)

4. So ru eki

5. Kaynaştırma sesi

6. Za man eki (ek eylemin geçmiş zamanı)

7. Kişi eki

F. EK EY LE MİN YA ZI LI ŞI (İDİ, İMİŞ, İSE)

1. As lın da ay rı bir söz cük olan ek ey lem, ün süz le bi ten bir

söz cü ğe ge ti ril di ğin de baş ta ki “i” ün lü sü dü şer ve söz cük,

ek gi bi bi ti şik ya zı lır; ün lü uyum la rı na ve ün süz ben zeşme

si ne uya cak bi çim de de ği şir:

• çalışacak idi > çalışacaktı

• uyukluyor imiş > uyukluyormuş

• geçmiş idi > geçmişti

2. Ün lüy le bi ten bir söz cük le kul la nıl dık la rın da ara ya “y”

ün sü zü gi rer, baş ta ki “i” ün lü sü dü şer; olu şan ek, ün lü

uyum la rı na uya cak bi çim de kul la nı lır.

• İyi oyun cu idi. >... oyun cuy du.

• Pen ce re ler ka pa lı imiş. > ... ka pa lıy mış.

• Ha ber al dı ise... > ... al dıy sa...

G. Bİ RLE ŞİK SÖZ CÜK LE RİN YA ZI LI ŞI

1. Ses düşmesi görülen birleşik adlar bitişik yazılır.

kayın ana > kaynana, pazar ertesi > pazartesi, biri biri >

birbiri, ne asıl > nasıl...

Ses düşmesi olmadığı hâlde, kaynaşıp kalıplaşan adlar

bitişik yazılır:

kayın birader > kayınbirader, anne anne > anneanne

baba anne > babaanne, büyük baba > büyükbaba

süt nine > sütnine, süt an ne > sü tan ne...

2. An lam kay ma sı gö rü len bir le şik ad lar, bi ti şik

ya zı lır:

yer kü re > yer kü re, ka ra ta vuk > ka ra ta vuk (bir kuş tü rü)

rüz gâr gül > rüz gâr gü lü (araç), adam ot > ada mo tu (bitki)

yalı çapkın > yalıçapkını (kuş), dana burun > danaburnu

(böcek)

keçi boynuz > keçiboynuzu (bitki), gelin parmak > gelinparmağı

(üzüm)

as lan pen çe > as lan pen çe si (bit ki), kaz ayak > ka za ya ğı

(bit ki)...

78


Yazım Kuralları

3. “et mek, ol mak, ey le mek” yar dım cı ey lem le ri nin

kul la nıl dı ğı bir le şik ey lem ler de ses düş me si ya

da ses art ma sı (tü re me) gö rü lü yor sa bu sözcükler

bi ti şik ya zı lır. Ses ola yı gö rül mü yor sa ay rı

ya zı lır.

emir et mek > emret mek

zan et mek > zan net mek

ka hır ol mak > kah rol mak

na kil et mek > nak let mek

ka yıp ol mak > kay bol mak

his etmek > hissetmek

Bilgi Notu

• Bi­ti­şik ya­zı­lan yar­dım­cı ey­lem­ler ay­rı ya­zı­lır­sa ya­zım yan­lı­şı olur:

Bilgi Notu

“bi­re­bir, bir­ta­kım, şıp­şıp, fır­fır…” gi­bi söz­cük­ler ta­şı­dık­la­rı an­la­ma

gö­re bi­ti­şik de ya­zı­la­bi­lir ay­rı da:

• Bu ilaç baş ağ­rı­sı­na bi­re­bir di­yor­du. (“Etkili” anlamında bir sözcüktür,

bitişik yazılır.)

Se­nin­le bu ko­nu­yu bi­re bir ko­nuş­mak is­ti­yor. (İkileme olduğu için ayrı

yazılır.)

• İki çift şıp­şı­pa on li­ra ver­miş. (Bir terlik çeşidi olarak kullanılmıştır.)

Mus­luk, şıp şıp dam­lı­yor­du. (iki­le­me)

• Rüz­gârgü­lü fır fır dö­nü­yor. (iki­le­me)

Etek­te­ki fır­fır gü­zel ol­muş. (“Büz­gü­lü süs” anlamında bir sözcüktür.)

• Okulumuzda öyle bir takım kurduk ki… (“Ekip” anlamında bir

sözcüktür.)

Kendime bir takım almak istiyorum. (“Elbise” anlamındadır.)

Birtakım sorunları hiç dert etmiyorum. (“Bazı” sözcüğünün görevini

üstlenip sıfat olarak kullanılmıştır.)

Ka­yıp et­tik her şe­yi­mi­zi. (ya­zım yan­lış)

Kay­bet­tik her şe­yi­mi­zi. (ya­zım doğ­ru)

Her sabah şükür ediyorum Allah’a. (yazım yanlış)

Her sabah şükrediyorum Allah’a. (yazım doğru)

• Ses artması, düşmesi görülmeyen birleşik eylemler ayrı yazılır:

İyi ile kötüyü ayırdedemiyordu artık. (yazım yanlış)

İyi ile kötüyü ayırt edemiyordu artık. (yazım doğru)

Herkesi sözleriyle altedeceğini sanıyor. (yazım yanlış)

Herkesi sözleriyle alt edeceğini sanıyor. (yazım doğru)

Örnek YGS / 2017

Yazma sadece Orta Doğu’nun Mısır ve Mezopotamya gibi

I

oldukça büyük uygarlıklarına özgü bir eylem olagelmişken

II

III

Homeros denen dev; MÖ IX. veya VIII. yüzyıl içinde, tarihin

derinliklerinden gelen tüm destanlardan, efsanelerden ve masallardan

aldıklarını bir senteze kavuşturdu ve bize daha önce

hiç kimsenin kapılarını aralamadığı sıradışı insanlık serüvenleri

IV

V

anlattı.

Bilgi Notu

• Özel bir­le­şik ey­lem­ler­de ses art­ma­sı gö­rül­dü­ğü için bi­ti­şik ya­zılır:

yap - a - bil­-miş > ya­pa­bilmiş

çöz - ü - ver-ir > çö­zü­ver­ir

düş - e - yaz­-dı > dü­şe­yaz­dı

bak - a - kal-acak > ba­ka­kal­acak

sür - e - ge­l-en > sü­re­ge­len

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

I, II, III ve IV numaralı sözlerin yazımı doğrudur. V numaralı

söz “sıra dışı” biçiminde yazılmalıdır.

Doğru Seçenek E

Bilgi Notu

Be­lir­ti­siz tam­la­ma­lar, sı­fat tam­la­ma­la­rı, is­nat grup­la­rı (sıfatların

Bilgi Notu

• “varsay-, vaz­geç­-, ön­gör-, baş­vur­-, el­ver-, katet-, defet-, defol-,

hamdet-” ey­lem­le­ri de -an­lam­ca ka­lıp­laş­ma gö­rül­dü­ğü için- bi­tişik

ya­zı­lır­.

addan sonra gelmesiyle oluşan ve genellikle deyim olarak kullanılan

kelime grupları), bir­le­şik fi­il­ler, kı­salt­ma grup­la­rı ve ka­lıp­laş­mış

çe­kim­li fi­il­ler­den olu­şan dil bir­lik­le­ri ye­ni bir kav­ra­mı kar­şı­la­dık­ların­da

bir­le­şik ke­li­me olur­lar: yer çe­ki­mi, ses bil­gi­si, açık­göz, gözü

kara, eli uzun, başı açık, söz et­mek...

79


Yazım Kuralları

Özel Du rum lar

• Benzetme yoluyla yapılan gök cisimlerinin adları bitişik

yazılır, özel addır:

Üçkardeş (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız kümesi),

Demirkazık (yıldız)

• Üst, alt, se ver (per ver), baş, ha ne, name, zade… söz cükle

riy le ku ru lan bi rle şik söz cük ler bi ti şik ya zı lır:

aya küs tü (ko nuş mak), di züs tü (bil gi sa yar), yü züs tü (düşmek),

su çüs tü, ak şa müs tü, ko nuk se ver, ha yır se ver,

ha yal pe rest, Han zâ de, Re ca izâ de, mi sa fir ha ne, beyanname,

gö zal tı, bi lin çal tı, şu u ral tı, baş kah ra man, ba şal tı

(gü reş), baş fi yat, baş ma ka le, baş şe hir, on ba şı, us ta ba şı,

aş çı ba şı…

• Oğ lu, kı zı, ağa, bey, efen di, ha nım… gi bi söz cük ler le

ku ru lan lar bi ti şik ya zı lır:

eloğ lu, hi noğ lu hin, el kı zı, ağa ba ba, efen di ba ba, pa şa baba,

ha nı man ne, ha nı me fen di, beybaba...

• Ara yön ler bi ti şik ya zı lır: ku zey ba tı, gü ney do ğu, içbatı…

Bilgi Notu

Bilgi Notu

Sayılar, banka dekontlarında, senetlerde, bonolarda bitişik yazılabilir:

Rakamla: ≠1250≠TL

Yazıyla: Yalnız binikiyüzelli TL

Çok sıfırlı büyük sayıların yazımında ana sayılardan sonraki

basamaklar yazıyla gösterilebilir:

• 10 milyar

• 800 bin

Sayılar metin içerisinde sözcük hâlinde yazılır:

• Onları on beş gündür görmedim.

Sıra sayılar yazıyla ya da rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi

durumunda rakamdan sonra nokta konabildiği gibi

kesme işareti getirilerek ek de yazılabilir.

• ikinci, II., 2., 2’nci...

Üleştirme sayıları yazıyla yazılır.

• altışar, ikişer

Yön, ara yön ad­la­rı ül­ke, kı­ta, böl­ge hal­kı an­lam­la­rın­da ise bü­yük

harfle; yön belirtirse küçük harfle başlar.

Dün, Kuzeydoğu Avrupa’yı inceledik.

Bugün, Avrupa’nın kuzeydoğusunu inceledik.

Sizler, Batı’yı dost kabul edenler…

Bilgi Notu

• “Her” söz­cü­ğü, “her­han­gi”, “her­hâl­de (ola­sı­lık)” söz­cük­le­rin­de

bi­ti­şik, di­ğer kul­la­nım­lar­da ay­rı ya­zı­lır: her an, her olay, her bir,

her bi­ri, her şey…

• “Bu” söz­cü­ğü, “bu­gün (za­man)” söz­cü­ğün­de bi­ti­şik, di­ğer kul­lanım­lar­da

ay­rı ya­zı­lır: bu an, bir bu olay…

• “Şey” söz­cü­ğü her yer­de ay­rı ya­zı­lır: bir şey, çok şey, o şey…

• “Bir” söz­cü­ğü; “bir­kaç, bir­çok, hiç­bir, bi­raz, bir­bi­ri, bir­dir­bir

(oyun), bir­den­bi­re, bir­ta­kım (ba­zı)…” kul­la­nım­la­rın­da bi­ti­şik,

di­ğer kul­la­nım­lar­da ay­rı ya­zı­l›r: bir an, bir ara, bu bir…

H. SAYILARIN YA ZI MI

Harfle yazılan sayıların her rakamını, basamağını gösteren

sözcük ayrı yazılır:

• Yüz bin kere maşallah sana!

• İki yüz elli liram kalmış.

• Bunu on iki liraya aldım.

I. DÜ ZELT ME (İNCELTME) İŞA RE Tİ

a) Ya zı lış la rı ay nı, an lam la rı ve oku nuş la rı ay rı ba zı söz cükler

de bu işa ret kul la nı lır.

• alem (bay rak) âlem (dün ya, ev ren)

adet (sa yı)

âdet (alış kan lık, gö re nek)

ha la (ba ba nın kız kardeşi) hâ lâ (he nüz, şim di ye dek)

yar (uçu rum)

yâr (sev gi li, dost)

b) Arap ça - Fars ça kay nak lı ba zı söz cük ler de in ce okunma

sı ge re ken “k, g” harf le ri ni ta kip eden “a” ve “u”la rın

üze ri ne ko nur.

• dük kân, kâ ğıt, kâ fir, me kân, sü kûn, sü kût, rüz gâr, ya di gâr,

ze kâ, mah kûm, ca me kân...

c) Arap ça, Fars ça ve Ba tı kay nak lı söz cük ler de “l” ün sü zünden

son ra ge len “a” ve “u” ün lü le ri üze ri ne işa ret kon maz.

• bil lur, klak son, kla sik, la zım, la kin, plan, plaj, plak, rek lam,

se lam, üs lup, la ik...

d) Nispet ekinin (î) belirtme hâ li ve iye lik ekiy le ka rış ma sı nı

ön le mek için kul la nı lır.

(Türk) askeri - askerî (konular), (arkada şı mın) res mi - res mî

(ya zış ma lar), (İs lam) di ni - di nî (meseleler)

80


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Yazım Kuralları

1. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bü yük harf le rin kulla

nı mıy la il gi li bir ya zım yan lı şı ya pıl mış tır?

A) Fat ma Öğ ret men, bir ay da kö yün en se vi len in sa nı

ol muş tu.

B) Ka ra ca oğ lan, 17. yüz yıl da Gü ney Ana do lu’da ya şamış

bir ozan dır.

C) Mülakatın, 1 Nisan Pa zar gü nü ya pılacağını daha

yeni duyurdu yetkililer.

D) Bu, Af ri ka’nın Ku ze yin de ya şa yan bir hay van ola rak

bi li ni yor.

E) Tey ze min oğ lu İs tan bul’a ağus tos ta gi dip orada iki ay

kalacakmış.

4. (I) 1935 senesinde idi. (II) Atatürk’ün Çanakkale’ye geleceği

rivayetleri dolaşıyordu. (III) O zamanlar dünyanın

bazı yerlerinde olduğu gibi memleketimizin de bazı bölgelerinde

Yahudiler aleyhinde bir ayaklanma başlamıştı.

(IV) Bu hâl karşısında bütün Museviler mallarını ve mülklerini

satarak yolculuğa hazırlanıyorlardı. (V) İşte bu sıralarda

“Atatürk Çanakkale’ye geliyor!” Dediler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

5. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir ya zım yan lı şı

var dır?

A) Top lan tı ya son ra dan ka tı lan Me lek ha nım, öne ri le ri ni

ya zı lı ola rak sun du.

B) Za fer Bey bir du ruş maya katılmak için mah ke me ye

git ti.

2. Türk çe de özel ada bağ lı say gı söz cük le ri, un van lar ve takma

ad lar bü yük harf le baş lar.

Bu ku ra la gö re, aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir

ya zım yan lı şı var dır?

A) Has ta mı zın iyi leş me si için Dok tor Hik met Bey elinden

ge le ni yap tı.

B) Yüz ba şı Sa mim, o gün her yer de On ba şı Ali’yi aratmış

tı.

C) Mu ni se Ha nım, kar de şi Meh met’in hay laz lık la rın dan

şi kâ yet çiy di.

D) Eniş te si, Avu kat Nec mi’nin ke di si Mi yav’ı çok sev miş.

E) Bu he di ye yi ba na ka pı kom şu muz Ve li efen di ver di.

C) Zi ya Pa şa’nın şi ir le ri ni okur ken kelimeleri anlamak için

yanımda bir sözlük bulunduruyorum.

D) Pik nik ala nın da unu tu lan mangal ve örtü me ğer teyzemlere

ait miş.

E) Gar so na, kar şı ma sa da otu ran be ye fen di yi işaret parmağıyla

gös ter di.

6. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de ya zım yan lı şı vardır?

A) Bu yıl ko mis yon, ye ni ça lış ma dö ne mi ne er ken baş laya

cak.

B) Ömer Sey fet tin, “Ye ni Li san” ad lı ya zı sıy la Türkçenin

sadeleşmesine öncülük etmiştir.

C) Doğ ru yü rü sen, bu so kak az iler ide ana cad dey le kesi

şi yor.

D) Yunus Emre mahallesi sakinleri böyle durumlara alışık

değildi.

3. Tiyatrocu arkadaşlarla Ankara Gençlik parkındaki

I

II

E) Daha çocukken ileride başbakan olmayı kafama koymuştum.

bir çay bahçesinde oturuyorduk. Bir yere telefon et-

III

IV

mem gerektiği için sürekli karşıdaki genel telefona

gidiyordum. Fakat telefondan ses gelmediği için geri gelip

yerime oturuyordum. Gide gele iyice yorulmuş

V

ve sinirlenmiştim.

Yukarıdaki altı çizili bölümlerin hangisinin yazımında

yanlışlık yapılmıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

7. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de bir ya zım yan lı şı var dır?

A) Lis te de ki ler in hep si nin so ya dı “Ka ra pı nar”dı.

B) Hü kû met, de niz ci lik le il gi li bir Ba kan lık kur mak is ti yor.

C) İn gi liz ler bu tek no lo ji yi 50 yıl da an cak ge liş tir diler.

D) Na tü ra lizm ile rea lizm ara sın da faz la bir an la yış far kı

yok tur.

E) Ba bam doktorasını es ki Türk ede bi ya tı ala nın da yapı

yor.

81


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Yazım Kuralları

8. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de, bir ya zım yan lı şı

var dır?

A) Be ni, An ka ra’dan ça ğı rı yor lar.

B) Bugün TOBB’nin konferansına katılacak.

C) 1992’de üni ver si te sı na vı na girdi.

D) Sa bah la rı Çam lı ca’ya uğ rar.

E) Bo ğaz’ın gü zel li ği, gö ren le ri bü yü lü yor.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Son günlerde çıkan haberlere göre TDK de kendini

yenilemeye karar vermiş.

B) Stajımı TÜBİTAK’ta yapmak için belgeleri hazırlayıp ilgili

birime teslim ettim.

C) Geçenlerde kaybettiğimiz Prof. Dr. Kazım Mirşan’ın çalışmalarına

sen de bakmalıydın.

D) AVM’ye giriş üç kapıdan sağlanmasına rağmen yoğunluk

yandaki kapıda.

E) STK’lar resmî kurumların dışında kalan ve onlardan

bağımsız çalışan kuruluşlardır.

9. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ya zım yan lı şı yok tur?

A) Her ayın ilk Sa lı gü nü si ne ma ya gi der.

B) Pa zar gü nü nü Pa zar te si gü nü ne bağ la yan ge ce doğ du.

C) 27 Mart sa lı gü nü De ne me Sı na vı ola cak sı nız.

D) Ara sı ra bu ra la ra ge lir di.

E) Her han gi bi ri si zi bu ra ya ge lir ken gör dü mü?

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Seninle iyi kötü günlerimiz geçti, bunu bana nasıl yaparsın?

B) Hani o mektubu sen aps ile gönderecektin, beni kandırmaya

ne hakkın var?

C) Yolculuğum boyunca gördüklerim karşısında sinirlerim

allak bullak oldu.

D) Şu maraton bittiğinde uzun bir tatile çıkmayı düşünüyorum.

E) Başlangıçta onun, böyle bir işe kalkışacağını hiç düşünmüyordum.

10. “Dünya, güneş, ay” sözcükleri yalnızca coğrafya terimi

olarak kullanıldıklarında özel adlar gibi yazılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır?

A) Babam güneşte fazla kalmama izin vermedi.

B) Unutma ki bu dünya kimseye kalmaz, oğlum!

C) Eskiden Ay’a gitmek insan için bir hayaldi.

D) Bu yapıtıyla dünya kısa sürede tanıdı onu.

E) Uydunun sinyalleri dünyaya anında ulaşıyor.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla

ilgili bir yazım yanlışı vardır?

A) Ülkemizde Hint kenevirinin belirli şartlar altında yetiştirildiğini

sen de biliyorsun.

B) Lise yıllarında okuduğum “Sodom ve Gomore”yi sizin

de okumanızı tavsiye ederim.

C) Ablam 2015 Temmuz’unda üniversiteyi kazandığında

büyük bir mutluluk yaşadık.

D) Sınavların önümüzdeki hafta Salı günü yapılacağını

arkadaşlarımdan duydum.

E) Yıllar önce Adanalı bir arkadaşımla bu konuyu görüştüğümü

hatırlıyorum.

11. Bir den çok söz cük ten olu şan özel ad la rın kı salt ma la rında

kı salt ma ya ge ti ri len ek, kı salt ma nın oku nu şu na gö re

yazılır.

Bu ku ra la gö re, aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir

ya zım yan lı şı var dır?

A) Üni ver si te yi bi ti rin ce yük sek li sans için ABD’ye git ti.

B) THY’nın An ka ra ve İs tan bul ara sın da se fer ya pan

uça ğı rö tar yap tı.

C) AÜ’nün İk ti sa di ve İda ri Bi lim ler Fa kül te sin den ge çen

yıl me zun ol muş.

D) Kar de şim iki yıl dır İTÜ’de öğ re nim gö rü yor.

E) TCDD’nin za rar et me si ne bir tür lü akıl er di re mi yo rum.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Hatırlar mısın bir zamanlar Van Gölü’nde canavar var

diye yayılan haberleri?

B) Yaşanan sıkıntılardan beni sorumlu tutmayın, ne yapayım,

kafdağına mı gideyim?

C) O zamanlar yaşadıklarımızı “Yol ve Yolcu” adlı romanımda

anlatmıştım.

D) Oğuz Atay, “Bir Bilim Adamının Romanı” adlı eserinde

kendi hocasını anlatır.

E) Yadigârlar Malikânesi’ne gitmek için ne yapabilirim, diye

bana sordu.

82


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Yazım Kuralları

1. (I) Bilmem, farkındamısınız; İstanbul artık daha ziyade

yeşil, daha çok ağaçlı. (II) Çeyrek yüz yıl öncesinin Boğaziçi

şartlarını hatırlıyorum, neredeyse baştan sona çıplak

tepeler silsilesiydi. (III) Şimdi binalarla dolu ama ağaçlarla

da dolu. (IV) Boğaziçi’nde ağaçlar, çeşitli sebeplere bağlı

olarak hep öyle belli aralıklarla bir var, bir yok olmuş.

(V) İstanbul’lular bazen çıplak tepelere bakmış, bazen

yeşil yamaçları seyre dalmışlardır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

yazım yanlışı yapılmamıştır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Bugüne kadar birçok sorunla uğraştım ama böylesini

ilk defa görüyorum.

B) Çocuğun içinde bulunduğu yalnızlığı şu an kimse anlayamaz.

C) Herkesin görüşünü alacağınımı söylemiş sana, bunu

anlayamadım.

D) Bu konuda niçin sana yardım edeyim, bana bunu söyler

misin?

E) Dediklerimi o da anlasaydı bu tür sıkıntıları asla çekmezdi.

2. Bir adam vardır ki hiçbir düşüncesinde ve hiçbir

I

hareketin de “kendi kendisi” olamaz. Ne düşünse, ne

II

yapsa, ne söylese kendi değil, mensup olduğu toplu-

III

luktur. Kendiliğinden hiçbir şey bulamamıştır. Başka

IV

birinin sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri, o sistemin

sahibinden daha softaca savunur.

V

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisinde yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

5. Yaşadıkça insan kendinin ne olduğunu öğrenirmi bilmem

ama ben hem yaşadıklarımla hem de annemin sözleriyle

ne olduğumu öğrendim. Zaten oda bana hep aynı şeyi

söylerdi: “Oğlum, hayat öyle bir süreçtir ki tecrübe tek başına

asla yeterli olmaz.”

Yukarıdaki parçayla ilgili olarak

I. “ki” nin yazımı yanlıştır.

II. “da/de”nin yazımı yanlıştır.

III. Soru ekinin yazımı yanlıştır.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) I ve III E) II ve III

3. Bir dilin geleceğinden aydınlar sorumludur. Nitekim geçmişindende

aydınlar sorumlu oldu. Halk sevdiği,

I

bildiği, meramını anlatan sözcükleri tutmakda, kullan-

makta ve sözcük kadrosunu her yüz yılda değiştir-

mektedir. Ne yazık ki aydınlarımız, eskiden beri dil

IV

konusun da bir karara varamamışlardı. Bugün de va-

V

ramadıklarını görmekteyiz.

Bu metindeki altı çizili sözlerin hangisinde yazım

yanlışı yoktur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

III

II

6. Birkaç gün önce bir arkadaşım yanıma geldi, dostum

I

bana bir konu da yardım etmelisin, dedi.

II

Şaşırmıştım, hangi konuda yardımcı olacağımı sordum.

III

Bilmiyormusun, diye sordu; donup kalmıştım çünkü

IV

gerçekten de bilmiyordum.

V

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcüklerin hangilerinin

yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

83


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Yazım Kuralları

7. Bugüne kadar ki sorunlar hakkında pek fazla bir şey demedim,

diyemezdimde çünkü karşımda bu sorunlarla ilgilenecek

kimse yoktu.

Yukarıdaki cümleyle ilgili olarak

I. “pek fazla” söz öbeği bitişik yazılmalıdır.

II. “de” bağlacının yazımı yanlıştır.

III. “şey” sözcüğü kendinden önceki sözcükle bitişik yazılmalıdır.

IV. “bugün” sözcüğü ayrı yazılmalıdır.

V. “ki” bağlaç olmadığı için ayrı yazılmamalıdır.

ifadelerinden hangileri doğrudur?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) II ve V E) IV ve V

10. Türkçedeki “ki”lerden birincisi ilgi zamiri olan “-ki”, ikincisi

sıfat yapan “-ki”dir ve bunlar ek oldukları için kendisinden

önceki sözcüğe bitişik yazılır. Üçüncüsü ise bağlaç olan

“ki”dir, bu ise bazı özel durumlar dışında kendisinden önceki

sözcükten ayrı yazılır.

Yukarıdaki bilgiye göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde

“ki” ile ilgili yazım yanlışı vardır?

A) Bugünlerde sanki bütün dünya üstüme geliyor, lütfen

beni yalnız bırakmayın.

B) Bana kırgınsın oysaki ben senin hep iyiliğini isterim.

C) Tutki aynı olay senin de başına geldi, o zaman ne yapacaksın?

D) Bir dahaki sefere kimseyi uyarmayacağım, bunu bilmenizi

istiyorum.

E) Söyle bakalım, bahçedeki çiçeklerin sana ne zararı

var?

8. Sakin ol sevgili dostum, seni bilmezmiyim; bana karşı hiçbir

kötü söz söylemezsin. Çünkü sende kötülük adına hiçbir

şey yok. Oysa ki çevremizde kötü olan o kadar çok şey

var ki bunlar anlatmakla bitmez.

I. Soru ekinin yazımı yanlıştır.

II. “şey” sözcüğü kendisinden önceki sözcükle bitişik yazılmalıdır.

III. “hiçbir” sözcüğü ayrı yazılmalıdır.

IV. “oysa ki” sözünün yazımı yanlıştır.

V. “de” bağlaç olduğu için “sen” sözcüğünden ayrı yazılmalıdır.

Yukarıdaki parçayla ilgili olarak numaralanmış ifadelerden

hangileri doğrudur?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) III ve V E) IV ve V

11. Sana bir şey anlatayım, otur da dinle. Çocukluğum da

I

yine böyle bir olay yaşamıştım ama çok korktuğum için o

zaman ki yaşadıklarımı hiç kimseye anlatamadım.

II

III

Bugün ise böyle bir şey asla söz konusu olamaz.

IV

V

Yukarıdaki parçada altı çizili yerlerden hangilerinin

yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

9. Haklılığımı biliyordun ama yinede beni haksız çıkarmak

I

için elinden geleni yaptın. Demekki senin için haklı

II

olmamın hiçbir önemi yok oysaki kendimi sana çok yakın

III

IV

hissetmiştim.

V

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcüklerden hangilerinin

yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde herhangi bir yazım

yanlışı yoktur?

A) Bazen insan kendisiyle baş başa kalmak isterde bunu

kimseye anlatamaz.

B) Anlayamıyorum, çocukluğun da böylesine hareketli

olan bir insan şimdi nasıl bu kadar durgun olabilir?

C) Son sözünü söylediysen artık git ancak şunu bil, bir

daha ki sefere sana bu kadar yumuşak davranmam.

D) Gün olur insan bir dost arar ve o dostu bulduğun da

ömrü boyunca ona yoldaş olur.

E) Beni sakın yanlış anlama, sendeki cevheri fark ettiğimi

sana söyleyecektim.

84


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Yazım Kuralları

1. (I) Gözlerimizden ırak olduğunuz bugünlerde, sanmayınız

ki kalplerimizden de ıraksınız. (II) Düşmanın zincirini

eritmek için gereken ateşi, uzak sahillerden siz getirdiniz.

(III) Düşman elleri irili ufaklı ne kadar harp gemimiz

varsa bizden aldığı vakit, zan etti ki sizi vasıtasız bıraktı.

(IV) Hâlbuki çare sizin kararınızda, kalbinizde idi.

(V) Başkalarının bir gezintiye bile çıkmaya cesaret edemeyeceği

tekneler içinde denizle oynadınız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

4. Son yirmi beş yıldan beri dilimiz yüzsüzleştirilmeye başlandı.

Günümüzde alıcıları hep batıyı, batı dillerini çeken

bir çeşit sömürge vatandaşı kimliğindeki kişiler, konuşmaları

ile yazıları arasına İngilizce sözcükleri serpiştirmekten

kendini alıkoyamıyor. Bu kişiler etkili yerlerde oldukları

için, toplumumuza çok kötü örnek olmaktadır. Son yıllarda

dilimize o kadar yabancı sözcük girdiki sıradan bir

kentin ana caddelerindeki satış yerlerinin adlarına baktığımız

zaman bunu kolayca anlayabiliriz.

I. Sayıların yazımıyla ilgili yanlışlık

II. Özel isimlerin yazımıyla ilgili yanlışlık

III. “ki”nin yazımıyla ilgili yanlışlık

IV. Birleşik sözcüklerin yazımıyla ilgili yanlışlık

Yukarıdaki parçada numaralanmış yazım yanlışlarından

hangilerine örnek yoktur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III

2. (I) Yazılarımın can sıkıcı olduğunu söyleyen arkadaşlarım

da oldu bazen. (II) Onlara neden can sıkıcı geldiğini sorduğumda

bana gündelik sorunlara değindiğimi söylediler.

(III) Ağustos’ta kar yağdı deselerdi bana onların bu cevabı

kadar şaşırmazdım. (IV) Yine de gülümsedim, köşeyazıları

zaten gündelik konuları ele alır, dedim. (V) Şimdi bu

türden eleştirilere gülmeyeyim de ne yapayım?

D) I ve IV E) III ve IV

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

yazım yanlışı vardır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

3. Bu konuyu ona 2019 mayısında da anlattığımı hatırlıyorum,

o zaman bana inanmamıştı fakat birkaç gün sonra

apartopar yanıma geldi. Çok telaşlıydı, konuşmak istediğini

söyledi ama iş işten çoktan geçmişti. Ona artık bir şey

yapamayacağımı söyleyince çok üzüldü, hiçbir şey demeden

gitti.

I. Sayıların yazımıyla ilgili yanlışlıklar vardır.

II. Tarihlerin yazımıyla ilgili yanlışlık yapılmıştır.

III. “da/de”nin yazımıyla ilgili yanlışlık vardır.

IV. İkilemenin yazımında yanlışlık vardır.

V. Birleşik eylemlerin yazımıyla ilgili yanlışlık vardır.

Yukarıdaki parçayla ilgili numaralanmış ifadelerden

hangileri doğrudur?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

5. Yazıyorum ama başkaları gibi nedenini bilmeden yazıyorum

demiyorum. İçimdeki yazma isteğiyle yazdığımı biliyorum

çünkü, bu istekle ben dahi baş edemiyorum. Yemek,

içmek gibi bir ihtiyaç bendeki yazma tutkusu. Bildiklerimin

ve düşüncelerimin sadece bende kalmasını istemiyorum,

bunun için yazıyorum. Bu yüzdende sevabı ve günahı

bende kalsın, yazdıklarımı kimseye zorla okutamam.

Yukarıdaki parçayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi

doğrudur?

A) “demiyorum” sözcüğü “demeyorum” biçiminde yazılmalıdır.

B) “isteğiyle” sözcüğü “isteği ile” biçiminde yazılmalıdır.

C) “bu yüzdende” söz öbeğindeki “de” bağlaç olduğu için

ayrı yazılmalıdır.

D) “baş edemiyorum” fiili anlamca kalıplaşmış olduğu için

bitişik yazılmalıdır.

E) “içimdeki” sözcüğündeki “ki” bağlaç olduğu için ayrı

yazılmalıdır.

85


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Yazım Kuralları

6. İnsanların küçük veya büyük çıkarları için yanıma zırtpırt

I

gelmelerinden hiç mi hiç hoşlanmıyorum. Çünkü

II

başkalarının hakkını gaspederek yanıma gelenlerin

III

vicdanından şüphe duyarım. Onların kalpleri bencillikleri

IV

için atar, başkaları onların umurlarında değildir.

V

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözlerden hangilerinin

yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

9. Sana birkaç gün daha müsaade veriyorum, bu işi

I

bitirmelisin dostum. Pazar’a kadar bitireceğini düşünü-

II

yorum, beni mahcup etme. Bu işin bel kemiği sensin

III

IV

çünkü. Sapasağlam bir çalışma çıkarmalısın ortaya.

V

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcüklerden hangilerinin

yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

D) III ve V E) IV ve V

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Benimle böyle senli benli konuşma hakkını nereden

aldığını anlayamıyorum, buna tahammül edemem.

B) Düşüncelerin nasıl sunulduğu benim için hiç de önemli

değil, önemli olan bu düşüncelerin açık ve anlaşılır olmasıdır.

C) Bir takım insanların önünde ikide bir eğilmeyi hiç sevmem,

lütfen bana bunlarla gelmeyin.

D) Fark edilmiş olmaktan mutluydu, “Ne kadar da şanslıyım.”

diye geçirdi içinden.

E) Marketin önünde ağlayan çocuğun gözyaşları aklıma

geldikçe hüzünleniyorum.

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde büyük harflerin

kullanımıyla ilgili yazım yanlışı vardır?

A) Üreticiler bu yıl Antep fıstığı üretiminin az olduğunu

söylüyorlar.

B) Ereğli İlçesinde oturduğunu açıkça belirtmelisin.

C) Çocukluğumdan beri hayalimdi İstanbul’a gidip Topkapı

Sarayı’nı görmek.

D) Bazı ülkelerin Hazar Denizi’nde petrol ve doğal gaz

aradıkları söyleniyor.

E) Açıklamaları ve bilgileri Resmî Gazete’den takip etmeni

tavsiye ederim.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Birkaç şiir yazmakla şair olunmuyor dostum diyenlere

söylüyorum, beğenmediğin o birkaç şiiri belki de sen

ömrün boyunca yazamazsın.

B) Beni anlayamıyorsan suç belki de bende değil, senin

anlayışındadır; bu olamaz mı?

C) Yazılarıma lütfen birkaç ıvırzıvır deyip geçmeyin, onları

bir inceleyin, hevesimi kırmayın.

D) İnsanları yazmaya teşvik etmeden önce okumaya teşvik

ediyorum çünkü yazmak için gerekli bilgiler okuduklarımızda

bulunur.

E) Şairlerin dünyasını hiçbir zaman anlayamazsınız, onlar

bizim gördüklerimizi kendi düşünce ve hayalleriyle

yoğurur.

11. (I) Yazın dünyamızda kaybedilenler kadar kazanımlar da

var, hiçkimse bunu görmezden gelemez. (II) Yıkıcı eleştiriler

yüzünden birçok genç yazar ve şair daha ilk adımlarında

yazın dünyasından çekildi. (III) Lütfen, eleştirilerimiz

yıkıcı olmasın, yapıcı olsun; bu türden eleştirilerle yazın

dünyamıza girecek olan değerli eserleri de kayıpediyoruz.

(IV) Bu gençler kaçarsa yazın dünyamıza taze kanı

kim getirecek, ithal ürünlerle mi bunu sağlayacağız?

(V) Bu konuda ciddi olalım, sadece kendi ünümüzü düşünmeyelim.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinde

yazım yanlışı vardır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) II ve V E) IV ve V

86


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Yazım Kuralları

1. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de yazım yanlışı yoktur?

A) Kırk beş ya şı na gel me den birçok kitap çıkardığını anlatıyordu

bu röportajda.

B) Bütün gece kondu sahipleri tapularını haftaya alacak.

C) İlk sal dı rıyı yo ğun uçak sa var ate şiy le püs kür tünce

rahat bir nefes aldı komutan.

D) Onun la ayak üs tü bi raz soh bet et tik ten son ra oda ma

git tim.

E) Sak sı da ki ren gâ renk çi çek le ri gö rün ce göz le ri bir den

par la dı.

5. Yardımcı eylem ad soylu bir sözcükle bir araya geldiğinde

ünlü düşmesi ya da ünsüz türemesi olursa oluşan

birleşik eylem bitişik yazılır.

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bu açık la may la çelişen

yazım söz konusudur?

A) Bü tün gün kar de şi nin öde vi ne yar dım et ti.

B) Dün kü yan lı şı nı bu se fer lik af fet tik.

C) Onun be nim ka dar ça lış ma dı ğı nı far ket tim.

D) Ba zı so run la rı sa de ce o hal le de bi lir.

E) Bi zim de onun la gi de ce ği mi zi zan net miş.

2. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ya zım yan lı şı ya pılma

mış tır?

A) Pos ta hane nin önü ne var dı ğım da şem si ye mi unut tuğu

mu anladım.

B) Öğ ren ci le ri ara sın da ayı rım yap tı ğı na hiç şa hit ol madım

onun.

C) Bu kra va tı ba na Es ki şe hir’li bir ar ka da şım he di ye etmişti

geçen yaz.

D) Önümüzdeki hafta Zon gul dağ’a git mek ten vaz mı

geç tin yok sa?

E) Onun ola ğa nüs tü ye te nek le ri ol du ğu nu bi li yor dum.

6. Aşa ğı da ki cüm le ler de ge çen al tı çi zi li söz cük ler den

han gi si nin ya zı mı doğ ru dur?

A) Sa na git me, de mi ye ce ğim ama yi ne de git me.

B) Pa rağ ra fın so nun da, konu net li ğe kavuşuyor.

C) Hoş ça kal, diyerek yanımızdan ayrıldı.

D) Ya za rın or ji nal tes pit le ri ol du ğu nu söy le miş tim.

E) Bu söz cü ğün doğru yazımı için kla vu za bak.

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de yön ad la rı nın ya zımıy

la il gi li bir yan lış lık ya pıl mış tır?

A) Ara ba mız do ğu ya doğ ru iler li yor du.

B) An tal ya’nın ku ze yi hiç de gü zel de ğil.

C) Ku zey Do ğu Ana do lu’yu pek bilmiyoruz.

D) Ba tı’nın il gi si ni çek mek çok kolaydı.

E) Ku zey Ana do lu fay hattı tam buradan geçiyor.

7. Aşa ğı da kilerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımında

yanlışlık yoktur?

A) Onun karekterinin bu kadar sağlam olduğunu bilmiyordum.

B) Biyoğrafi yazmak, sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.

C) Ankara’nın trafiğine alışmam sandığım kadar kolay

olmadı.

D) O gün kardeşimin üstünde sarımtrak bir gömlek vardı.

E) Romantizim akımı klasisizme tepki olarak doğmuştur.

4. Aşa ğı da kilerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?

A) Kapıyı sertce çekip çıkması bize çok kızdığını gösteriyordu.

B) Bu kışta kıyamette evden dışarıya çıkmak akıllı işi

değil bence.

C) Buraya kadar gelip te beni aramamasına çok üzüldüm

doğrusu.

D) Firene yüz metre önce basmama rağmen arabayı bir

türlü durduramadım.

E) Hem işi ni ya pı yor hem de ona bu na laf ye tiş tir me ye

ça lı şı yor du.

8. Sabah altıda evden çıktım. Bom boş sokakları dolaş-

I

II

tım durdum. Başımda bir uğultu... Tuhaf da bir

III

heyecan. Rıhtımda saatlerce yürüdüm.

IV

V

Bu metindeki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

87


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Yazım Kuralları

9. (I) Televizyonda Edip Cansever’in ölüm haberi verildi.

(II) Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. (III) Raslanmadık

bir biçimde ve yüksek sesle ağlamaya başladım.

(IV) Oğlum fazla kaygılanmış, gelip avutucu şeyler söyledi.

(V) Turgut’ta da bu kadar sarsılmıştım.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

yazım yanlışı yapılmıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?

A) Ailemiz her mayısta bir araya gelir.

B) Gök yüzünün rengi birçok şaire ilham olmuştur.

C) Onun söylediklerini zor da olsa anlaya bildim.

D) Geçmişdeki hataları tekrarlamamak lazım.

13. Ormanlık alanlarda kendiliğinden yetişen yabani mantarların

yenile bilenlerini zehirlilerinden ayırmak

I

zordur. Zehirli mantarları kolayca tanımak için pıratik

II

ayrım noktaları yoktur. Kulakdan dolma, yanlış, kalıp-

III

laşmış ve bilimsel değeri olmayan bilgilerle mantarları tanımaya

ve yorumlamaya çalışmak ölümcül sonuclar

doğurmaktadır. Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine

“Amanita Muscarina” adı verilen zehirli mantar yol

açmaktadır.

V

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin

yazılışında yanlışlık yapılmamıştır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

IV

E) Öğrencilerin problemlerinin kaynağı MEB’nca araştırılıyor.

14. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisinin yazımı yanlıştır?

A) İlk görev yerinde stajyer olarak çalışmış.

11. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de yazım yanlışı vardır?

A) TOBB’un iki yıl ön ce kur du ğu üni ver si te de yak la şık

beş bin öğ ren ci var.

B) Sait Faik, “Son Kuşlar”da çevreci bir yazar olarak çıkar

karşımıza.

B) Bu kış karnabahar fiyatları el yakıyordu.

C) Üzerindeki eşofman çok dikkat çekiyordu.

D) Şohben açık kaldığı için tüp bitmiş.

E) Sporcular antrenman sonrasında yemek yediler.

C) Ak şam ye me ği ni Se vinç’ler de ye dik ten son ra eve dön dük.

D) 1973’te hazırlıklarına başlanan bu yasa, ancak on yıl

sonra çıkarılabildi.

E) “N’olur beni bırakıp gitmeyin!” diye yalvarmasına dayanamadım.

15. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir ya zım yan lı şı

var dır?

A) Her ayın on be şin de ba na ki ra yı ek sik siz ge ti rir di.

B) 15 ara lık 1984 do ğum lu ol du ğu mu, formda belirttim.

12. Filozof Alain hiddetin bir hastalık olduğunu söyler.

I

Hem de hiddeti öksürüğe benzetir. Nasıl ki öksürük

II

III

C) He pi miz cu ma gü nü nün gel me si ni dört göz le bek liyor

duk.

D) Bir ak si lik ol maz sa 20 Ka sım’da ma ğa za mı zı aça cağız.

E) 2011 Nisan’ı bü tün yurt ta yağ mur lu geçti.

bir gıcıkla gelir, hiddette öyledir. Bir kere başladı mı

IV

bir kere ile kalmaz; öksürüğünüz gibi ikide bir hiddetlenir,

sağa sola çatarsınız. Bu hastalığın tek tedavisi

V

ise sakin ortamlarda bulunmaktadır.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerin hangisinde

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

16. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “ki”nin ya zı mı yanlışt

ır?

A) Ne söy ler sen söy le, se ni din le mez ki...

B) Şim di ki genç le ri an la mak pek ko lay de ğil.

C) Se nin ki yi ne bir şey ler ka rış tı rı yor.

D) Öy le bir yer ki gö ren ba yı lı yor.

E) Gö rü yor sun ki bu ko nu da ben hak lı yım.

88


TÜRKÇE

BÖLÜM

5

Noktalama İşaretleri

I. NOK TA LA MA İŞA RET LE Rİ

Nok­ta­la­ma işa­ret­le­ri, ya­zı­ içinde harf­le­rin ve söz­cük­le­rin

önem­li yar­dım­cı­la­rı­dır. Cüm­le­le­rin ve bü­tü­nüy­le ya­zı­nın ko­layca

ve doğ­ru oku­nup an­lam­lan­dı­rıl­ma­sın­da bu işa­ret­ler önem­li

bir rol oy­nar. Yan­lış ya da ek­sik kul­la­nıl­ma­la­rı, cümledeki an­lamın

kay­bol­ma­sı­na ya da de­ğiş­me­si­ne, an­la­tı­mın bo­zul­ma­sı­na

yol aça­bi­lir. Bir düzya­zı­nın ve­ya şi­i­rin gü­zel okun­ma­sın­da,

doğ­ru vur­gu­lan­ma­sın­da da bu işa­ret­le­rin ro­lü bü­yük­tür.

A. NOK TA (.)

1. Cüm­le­le­rin so­nu­na ko­nur:

• Deneyimlerime göre şiir, insanı ya ilk anda etkiler ya da

hiç etkilemez.

• Spor, yal­nız be­den ye­te­nek­le­ri­nin bir üs­tün­lü­ğü de­ğil­dir.

2. Bazı kı salt ma lar ın sonunda kul­la­nı­lır:

• Prof. (pro­fe­sör), Dr. (dok­tor), Çvş. (ça­vuş), mat. (ma­tema­tik),

Cad. (cadde), Sok. (sokak)...

Ku­rum ad­la­rı­nın kı­salt­ma­la­rın­da her harf­ten son­ra nok­ta kulla­nıl­ma­sı

usu­lü terk edil­miş­tir.

• TBMM, UNES­CO, UE­FA, TSK, KKTC

• ASELSAN, BOTAŞ, DTCF, DSİ

Bu tür kı­salt­ma­lar­da en so­na nok­ta kon­ma­sı yan­lış­tır.

• RTÜK (Doğ­ru) RTÜK. (Yan­lış)

3. Sı ra sa yı sı fat la rın da “-(i)nci” ya­pım eki­nin ye­rin­e kul­la­nı­lır:

• Dünkü testte I. soru, beni uğraştırdı.

5. Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak

üzere üçlü gruplara ayrılır ve araya nokta konur:

• 42.726, 3.700...

Örnek YGS / 2011

Denizli’nin Tavas il­çe­si­ne bağ­lı Me­det Kö­yü’nde ya­şa­yan “sırsız

se­ra­mik” us­ta­sı­nı bu sana­tın me­rak­lı­la­rı ta­nır. Us­ta , der­me

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­I

çat­ma köy evin­de yumurta kabuğu inceliğinde se­ra­mik­ler üretir,

bun­la­rın üze­ri­ne de­sen­ler çi­zer son­ra … Bu desenlerin

­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­II

büyüleyiciliği nereden geliyor ? Besbelli tarihten süzülmüş

III

türlü hayatlardan …Ya yolu Tavas’a düşürüp görmeliyiz onları

IV

ya da Türkiye’nin çeşitli müzelerini dolaşıp raflara daha dikkatli

bakmalıyız .

V

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işa ret le rin den

han gi si yan lış kul la nıl mış tır?

A) I. B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

II numaralı noktalama işaretinin yer aldığı cüm­le, dev­rik bir eylem

cüm­le­si­dir ve yar­gı ta­mam­lan­mış­tır. Ta­mam­lan­mış yar­gıla­rın

so­nu­na nok­ta (.) ko­nur.

Doğru Seçenek B

• XXI. yüzyılın, insanlık için güzellikler getirmesini diliyoruz.

• Ablamlar bu apartmanın 2. katında oturuyorlar.

• Testteki 5. soruyu sınıftaki hiç kimse çözemedi.

4. Ta rih ler de ve saatlerin arasında kul­la­nı­lır:

• 13.30’da

• 29.10.1923 29.X.1923

“Ay” ya­zıy­la be­lir­til­di­ğin­de nok­ta kul­la­nıl­maz:

• 29. Ekim. 1923 (Yan­lış)

• 29 Ekim 1923 (Doğru)

B. VİR GÜL (,)

Cüm­le içi işa­re­ti­dir. Cüm­le so­nu­na gel­mez.

1. Cüm­le­de sı­ra­la­nan eş gö rev li söz cük le ri ya da sözcük

gruplarını ayır­ma­da kul­la­nı­lır:

• Ağaç­lar, ça­yır­lar, seb­ze­ler su­suz­luk­tan ku­ru­ya­cak. (Öz­ne

olan ya­lın ad­la­rı ayır­dı.)

• Evi­ni, eşi­ni, ço­cuk­la­rı­nı çok öz­lü­yor­du. (Nes­ne göre­vi

ya­pan, “-i” du­rum eki al­mış ad­la­rı ayır­dı.)

• Ev­de, okul­da, so­kak­ta hu­zur arı­yor­du. (Do­lay­lı tüm­leç

gö­re­vin­de­ki “-de” du­ru­mun­da ad­la­rı ayır­dı.)

89


Noktalama İşaretleri

Bilgi Notu

Ni­te­le­me s›­fa­t› ile be­lirt­me s›­fa­t› ara­s›n­da; s›­fat­la, ni­te­le­diği ya da belirt­ti­ği

ad ara­s›n­da vir­gül ya da baş­ka işa­ret kul­la­n›­lmaz:

... Üfürsen y›k›lacakm›ş gibi zay›f, bir, adamd›. (‹ki virgül de gereksizdir.)

2. Eş gö rev li söz cük öbek le ri ni ayı­rır:

• Mil­le­ti­mi­zin yük­sek ka­rak­te­ri­ni, yo­rul­maz ça­lış­kan­lı­ğı­nı,

ya­ra­tı­lış­tan ge­len ze­kâ­sı­nı, il­me bağ­lı­lı­ğı­nı, mil­lî bir­lik

duy­gu­su­nu dur­ma­dan bes­le­ye­rek ge­liş­ti­re­ce­ğiz. (Nes­ne

gö­re­vin­de­ki söz­cük öbek­le­ri­ni ayır­dı.)

• Çok uzun boy­lu, çi­çek bo­zu­ğu yüz­lü, üfür­sen yı­kı­la­cak­mış

gi­bi za­yıf bir adam­dı. (Sı­fat gö­re­vin­de­ki söz­ öbek­le­ri­ni

ayır­dı.)

Örnek YGS / 2017

Büyük İskender… Kimileri , onu insanlığın iyiliği uğruna

­ ­­­­­­­­­­­­­­­­I

zaferden zafere koşan bir ülkü adamı olarak görmüştür. Kimileri

de davranışlarının , nedeninin katıksız bencillik olduğunu ,

­ ­­­­­­­­II III

ateşli tutkusunun onun yolunu aydınlattığını düşünmüştür. Bazıları,

oynamış olduğu büyük oyunda sürdüğü her taşın , yap-

­­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­IV

tığı her hamlenin ona muazzam bir zekâ tarafından dikte edildiği

görüşündedir. Bazılarıysa onun, düşünmeden , kendine

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­V

çok güvenerek talihini güle oynaya izlediğine inanmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden hangisi yanlış

kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

3. Bir­le­şik cüm­le­ler­de eş gö rev de ki yan cüm le cik ler vir­gülle

ay­rı­lır:

• Ba­ba­sı­nın öl­me­si, oğ­lu­nun as­ke­re git­me­si, kı­zı­nın do­ğum

yap­ma­sı peş pe­şe ge­lin­ce iş­le­ri ak­sa­dı.

I, III, IV ve V numaralı virgüller doğru kullanılmıştır, isim tamlamalarında

tamlayanla tamlanan arasına herhangi bir noktalama

işareti getirilemeyeceğinden II numaralı virgül yanlış kullanılmıştır.

Doğru Seçenek B

Bilgi Notu

Eş görevli sözcükler aras›nda birden fazla vir­gül kul­la­n›l­d›­ğ›n­da son

vir­gü­lün ye­ri­ni “ve” bağ­la­c› ala­bi­lir:

• Alev, Arzu, Çetin, Ahmet geldiler.

• Alev, Arzu, Çetin ve Ahmet geldiler.

4. Sı ra lı cüm le le ri ayı­rır:

• Bi­zim baş­ka mil­let­ler­den hiç­bir ek­si­ği­miz yok. Ce­su­ruz,

Bilgi Notu

Yi­ne­le­me­le­rin ara­sın­da vir­gül kul­la­nı­lır­ken iki­leme­le­rin ara­sın­da hiçbir

işa­ret kul­la­nı­la­maz:

• An­ne­si­nin il­gi­len­me­di­ği­ni an­la­yan ço­cuk ağ­la­dı, ağ­la­dı. (yi­ne­leme)

• Atlarımız yokuşu tırmanıyordu ağır ağır. (ikileme)

• Git, git bitmiyor bu yollar. (virgül gereksiz)

ze­ki­yiz, ça­lış­ka­nız, yük­sek mak­sat­lar uğ­ru­na öl­me­yi bi­li­riz.

• Ço­cuk bü­yü­dük­çe hu­yu de­ği­şir, dav­ra­nış­la­rı ol­gun­la­şır,

kav­ra­ma ye­te­ne­ği ar­tar.

5. An­la­tı­ma güç kat­mak için tek rar la nan söz le ri, ara söz ve

ara cüm le le ri ayı­rır:

• Te­laş­la fre­ne bas­tı; bir da­ha, bir da­ha, bir da­ha bas­tı.

• Kar­de­şim, za­val­lı ma­sum kar­de­şim, gün geç­tik­çe sa­ra­rıp

so­lu­yor­du. (ara ­söz)

• O ço­cuk, ha­ni dün kü­tüp­ha­ne­de rast­la­mış­tık, bi­zim oku­lun

bas­ket yıl­dı­zı­dır. (ara­cüm­le)

6. Yük­lem­den uzak­ta kal­mış öz ne den son ra ko­nur. İlk öge

öz­ne de­ğil­se bi­le bu amaç­la vir­gül kul­la­nı­la­bi­lir:

• Bu iş­le­rin en bü­yü­ğü, te­me­li Türk kah­ra­man­lı­ğı ve yük­sek

Türk kül­tü­rü olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti’dir.

7. Cüm­le­nin ne­re­sin­de olur­sa ol­sun vur gu lan mak, dik kat

çe kil mek is te nen öge den son ra kul­la­nı­lır:

• Onu ben iki gün ön­ce, Kı­zı­lay’da bir ar­ka­da­şıy­la gör­müş­tüm.

90


Noktalama İşaretleri

8. Bir ad dan ön ce kul la nı lan işa ret adıl la rı nın, o adın sı­fatı

sa­nıl­ma­sı­nı ön­le­mek ama­cıy­la kul­la­nı­lır:

• Bu, olay­dan son­ra bir da­ha ma­hal­le­ye uğ­ra­ma­dı.

(“Bu” adı­lı öz­ne­dir.)

9. “Evet, ha yır, yok, el bet te” gi­bi söz­cük­ler­den son­ra

cümle devam ediyorsa kullanılır:

• Evet, ben de duy­dum. Ha­yır, o gel­mi­yor­muş.

• Yok yok, öy­le bir şey söy­le­me­di­ler.

• El­bet­te, ro­man dai­ma öy­kü­den ha­cim­li­dir.

Bilgi Notu

Ce­vap ni­te­li­ği ta­şı­yan söz­cük, tek ba­şı­na cüm­le ni­te­li­ği ta­şı­yor­sa sonu­na

nok­ta (.) ko­nur:

– Bu iş­le­ri de mi sen ya­pa­cak­sın?

– Evet.

Örnek TYT / 2020

Anadolu’da hangi büyücek kasabaya (I) adım atsanız tuluat tiyatrolarından

birine rast gelirsiniz. Hiç değilse çarşı duvarlarında kafilenin

yakın zamanda buraya konup göçtüğünü gösteren (II) solmuş

ve yırtık bir ilana tesadüf edersiniz. Oyunlar kasabanın tiyatrosunda

(III) köy meydanında yahut en büyük kahvede sergilenir.

Ahali için arkalıksız kahve iskemleleri (IV) üç beş masa;

oyuncular için yerden birkaç karış yüksek bir sedir (V) delik

deşik iki boyalı perde yeter de artar bile.

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül getirilemez?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I numaralı yere virgül veya herhangi bir noktalama işareti konmasına

gerek yoktur. II, III, IV ve V numaralı yerlere eş görevli

sözcük ya da sözleri ayırmak için virgül konmalıdır.

Doğru Seçenek A

10. Tır­nak içi­ne alın­ma­yan alın­tı söz­le­rin so­nu­na ko­nur:

• Ka­na­dı al­tın­la kap­la­nan kuş, ar­tık gök­le­re yük­se­le­mez,

di­yor Ta­gor.

11. Mek­tup­lar­da, söy­lev­ler­de ve di­ğer tür­ler­de hi­tap söz­le­rinden

son­ra kul­la­nı­lır:

• Sa­yın Ba­kan, (res­mî mek­tup)

Bilgi Notu

Metin içinde zarf - fiil eki almış kelimelerden sonra virgül (,) kullanılmaz:

• Eve gidip, eşyalarımı almalıyım.

• Onu görünce, mutlu oldum.

Bu cümlelerdeki virgüller yanlış kullanılmıştır.

• Efen­di­ler, tek bir şe­ye ih­ti­ya­cı­mız var­dır: Ça­lış­kan ol­mak.

(söy­lev)

• Ay­sel, şu şi­i­ri bi­raz duy­gu­lu oku kı­zım!

12. Ondalıklı sayıların yazımında kullanılır.

3,5 2,4 100,49

C. NOK TA LI VİR GÜL (;)

1. İçin de vir gül bu lu nan söz öbek le ri ni bir­bi­rin­den ayırmak

için kul­la­nı­lır:

Bilgi Notu

Virgül (,), “ve” bağlacının yerini tutan bir noktalama işareti olduğu

için, “ve”, “ya”, “ya da”, “veya”, “yahut” bağlaçlarının bulunduğu

yerlerde kullanılmaz:

• Su ve elektrik faturalarıyla bugün ilgileneceğim.

• Su ya da elektrik faturasıyla bugün ilgileneceğim.

• Vali Bey, sizlerle bugün; Ayşe Hanım’la, Se­lim Bey’le

ya­rın gö­rü­şe­cek­miş.

• Bu­gün­kü top­lan­tı­ya Mit­hat­pa­şa, Çan­ka­ya ve Bul­var şu­bele­ri;

ya­rın­ki­ne Ümit­köy, Çu­ku­ram­bar, Ke­çiö­ren şu­be­le­ri

ka­tı­la­cak­tır.

91


Noktalama İşaretleri

2. Öge­le­ri vir­gül­le ay­rıl­mış sı­ra­lı cüm­le­le­ri bir­bi­rin­den ayırmak

için kul­la­nı­lır:

• Bir şe­ye ka­rar ver­me­den ön­ce, göz­le­ri­ni bir in­sa­na, ağaca,

bu­lu­ta, ku­şa, çi­çe­ğe, ate­şe di­ker; sa­at­ler­ce kı­mıl­damadan,

ko­nuş­ma­dan öy­le­ce du­rur­du.

• Ay­da bir gel dos­tu­na, kalk­sın ayak üs­tü­ne; gün­de bir gel

dos­tu­na, yat­sın sır­tı üs­tü­ne.

Çözüm

Verilen cümlede noktalı virgül özne görevindeki isimden sonra

kullanılmış, böylelikle diğer virgüllerden görevce farklılığı belirtilmiştir.

Bu görevin benzeri B seçeneğinde vardır.

Doğru Seçenek B

3. Öz ne nin ken disin den son ra ge len bir ögey le görev

yö nün den ka rış ma sı ola sı lı ğı var sa; bu öge­ler ara­sın­da

vir­gül kul­la­nı­lı­yor­sa öz­ne­den son­ra nok­ta­lı vir­gül (;) kul­lanı­lır:

• Gü­zel­lik; ya­pı­cı, ya­ra­tı­cı, üre­ti­ci, olum­lu bir ki­şi­lik­le bir­leşme­dik­çe

“er­dem” sa­yı­la­maz.

(“Gü­zel­lik”ten son­ra işa­ret kul­la­nıl­maz­sa “gü­zel­lik yapmak”

gi­bi bir an­lam var sa­nı­la­bi­lir.)

• Ah­met, Ali, Sez­gin ve Ay­şe’yi ça­ğır­dı.

(Ça­ğı­ran ve çağ­rı­lan­la­rın kim ol­du­ğu an­la­şıl­mı­yor. Özellik­le

“Ah­met” öz­ne mi­dir, çağ­rı­lan­la­ra mı dâ­hil­dir bel­li

de­ğil.)

• Ah­met; Ali, Sez­gin ve Ay­şe’yi ça­ğır­dı.

(Ça­ğı­ran Ah­met; çağ­rı­lan­lar Ali, Sez­gin ve Ay­şe’dir.)

D. İKİ NOK TA (:)

1. Ken­di­sin­den son­ra ör nek ve ri le cek, açık la ma ya pı la cak

cüm le nin so nu na ko­nur:

• Dil­de sa­de­leş­me­nin ge­re­ği­ni be­lir­ten­ler ara­sın­da ba­zı

Tan­zi­mat Dö­ne­mi ya­zar­la­rı da sa­yı­la­bi­lir: Şi­na­si, Na­mık

Ke­mal, Ah­met Mit­hat…

• Amas­ya Ge­nel­ge­si ile Er­zu­rum ve Si­vas kon­gre­le­rin­de

alı­nan ka­rar­lar­da, dik­kat çe­ken or­tak bir nok­ta var­dı:

“Esas olan, Türk’ün onur­lu bir mil­let ola­rak ya­şa­ma­sı­nı

sağ­la­mak­tır.”

• Dü­şün­ce­le­ri, duy­gu­la­rı ya­zı­ya dök­me­nin iki ana bi­çi­mi

var­dır: düz­ya­zı ve na­zım.

2. Baş ka sın dan ak ta rı lan söz ler de ve ko nuş ma lı ya zı larda

tır nak tan ya da ko nuş ma çiz gi sin den ön ce kul­la­nı­lır:

• Yüz­ba­şı, ce­bin­den çı­kar­dı­ğı dü­dü­ğü ba­na uzat­tı:

Örnek LYS 3 / TDE / 2013

Göreve yeni başlayan Uğur; Mehmet, Engin ve Hatice gibi

üniversite mezunuydu.

Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki

işleviyle kullanılmıştır?

– Sa­im, bu­nu sa­na ver­sem is­ter mi­sin?

• Ab­lam yu­ka­rı­dan:

– Ah­met, bu­ra­ya gel, di­ye ses­len­di.

• Ko­ca Yu­suf dai­ma şöy­le der­di: “Ben kar­şım­da­ki ile cid­di

gü­reş­mez­sem al­dı­ğım ödü­lü ha­ram sa­ya­rım.”

A) Aylar geçti, yıllar geçti; çocuklar büyüdü, insanlar değişti.

B) Genç şairimiz; özgün, samimi ve doğal bir üslupla yazdığı

şiirlerinden oluşan ilk kitabını yayımladı.

C) Bugün gelecek misafirleri 1, 2 ve 3. kattaki odalara; yarın

gelecek misafirleri 4, 5 ve 6. kattaki odalara yerleştirelim.

D) İzlediğim filmler, tiyatrolar, gösteriler; okuduğum romanlar,

hikâyeler, denemeler bende bir iz bırakır.

E) Geçen hafta şirket yetkilileriyle uzun uzun görüştük, tartıştık;

bu hafta onlarla sözleşme, ödeme, nakliye gibi işlemleri

gerçekleştireceğiz.

E. ÜÇ NOK TA (...)

1. Her­han­gi bir ne­den­le bit me miş (ek­sil­ti­li - ke­sik) cüm leden

son ra kul­la­nı­lır:

• Dağ­lar­da, bel­ler­de, yol­lar­da ka­la­ba­lık ka­fi­le­ler... Her ka­file­nin

önün­de iri inek­ler, öküz­ler; yük­lü kıs­rak­lar, tay­lar;

se­vim­li ku­zu­lar, kö­pek­ler...

92


Noktalama İşaretleri

• Ya Rab­bi, ne he­ye­can­lı gün­ler ge­çir­miş­tik! He­le Bur­sa’nın

düş­tü­ğü gün... Ya Sa­kar­ya gün­le­ri... Ne to­pu­muz var­dı ne

tü­fe­ği­miz.

• Ma­vi gök­ler, ye­şil su­lar, şe­hir­ler;

Bi­ze şe­ref fı­sıl­da­yan ne­hir­ler,

“Uyan!” di­ye uğul­da­yan ko­ru­lar...

• Han­cı, de­dim, bil­din mi Ma­raş­lı Şey­hoğ­lu’nu?

Soru lu yar gı, te mel yar gı nın öge si ola rak kul la nıl mışsa

-yan cüm le ci ğin için de kal mış sa- so ru işa re ti kulla

nıl maz:

• Kim­dir, ne­re­den gel­miş­tir, ne iş ya­par; kim­se bu ko­nu­da

bir şey bil­mez­di.

• Ona, ni­çin öde­vi­ni yap­ma­dın, di­yen ol­ma­dı.

2. Sa yı lan ör nek le rin sür dü rü le bi le ce ği ni gös ter mek

üze re kul la nı lır:

• Bu köy­de her şey ye­ti­şi­yor­du: ar­pa, buğ­day, yu­laf; ka­yı­sı,

viş­ne...

2. Bir bil gi nin doğ ru lu ğun dan şüp he edil di ği ni ya da o

ko nu da bil gi bu lun ma dı ğı nı gös ter mek üze re pa rantez

için de kul la nı lır:

• En­de­run­lu Va­sıf (D. ? - Ö. 1824) (Do­ğum ta­ri­hi bi­lin­mi­yor.)

• Fu­zu­li’nin Fars­ça Di­va­n’ı Bağ­dat’ta (?) ka­le­me alın­mış­tır.

(Bil­gi, ke­sin de­ğil­dir.)

3. Alın tı lar da, alın ma sı na ge rek gö rül me yen yer le ri göster

mek üze re kul­la­nı­lır:

• “... Ül­ke­si­ni, yük­sek is­tik­la­li­ni ko­ru­ma­sı­nı bi­len Türk mil­le­ti,

di­li­ni de ya­ban­cı dil­ler bo­yun­du­ru­ğun­dan kur­tar­ma­lı­dır.”

4. Ka ba sa yıl dı ğı için ya da baş ka bir ne den le söy len meyen

söz cük ya da bö lüm le rin ye rin de kul­la­nı­lır:

• Kı­la­vu­zu kar­ga ola­nın bur­nu ...tan kur­tul­maz.

• Bu ara­da, ma­ğa­za­nın için­de bu ada­mı gör­düm; kü­çük

...’yi de ka­pı­ya göz­cü dik­miş­ti.

5. Kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­lar­da bi ri ne ce vap ve ril me di ği ni ya

da ve ri len ce va bın ye ter siz ol du ğu nu gös ter mek üzere

kul­la­nı­lır:

• – Adı­nı ve so­ya­dı­nı söy­le.

– Hüs­men...

– So­ya­dı­nı da...

– ...

– Söy­le­se­ne be adam!

F. SO RU İŞA RE Tİ (?)

Cümle so­nu işa­re­ti­dir. So­ru işa­re­tin­den son­ra bü­yük harf­le

ye­ni bir cüm­le baş­lar.

1. So ru an la mı ta şı yan cüm le le rin, cüm le de ğe rin de ki

so ru söz le ri nin sonu na ko­nur:

• – Kim­sin sen?

– Esat.

– Esat? (Ha­tır­la­na­ma­mış­tır; “Han­gi Esat?” an­la­mın­da

kul­la­nı­lı­yor.)

Örnek LYS 3 / TDE / 2015

Bu eserle ilgili çok şey duymuştum ( ) Bizans İmparatorluğu’ndan

kalma bir eser olduğunu ( ) içinde değerli fresklerin

bulunduğunu, binanın yıllar önce müzeye çevrildiğini ( )

Ama bir türlü yolum düşmemişti bu tarihî anıta. Bu anıtı ziyaret

etmeyen bir tek ben mi kalmıştım şu koca İstanbul’da ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin

hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (:) (,) (...) (?) B) (.) (,) (.) (.) C) (;) (,) (.) (.)

D) (,) (;) (...) (?) E) (:) (;) (.) (...)

Çözüm

Bu parçadaki birinci ayraca sonrasında gelecek açıklamaya

işaret edildiği için iki nokta (:) konmalıdır. İkinci ayraç, eş görevli

sözcük gruplarının arasında yer aldığı için buraya virgül (,)

getirilmelidir. Üçüncü ayraç, devamı gelebilecek izlemini veren

açıklayıcı ifadelerin sonunda olduğundan bu ayraca üç nokta

(...) uygundur. Son ayraç, soru anlamı içeren bir cümlenin sonunda

bulunduğu için soru işareti (?) gerektirir.

Doğru Seçenek A

Bilgi Notu

“ne, ne ka­dar” söz­le­ri so­ru an­la­mı de­ğil de “çok”, “çok faz­la” gi­bi aşırı­lık

an­la­mı ta­şır­sa cüm­le so­nu­na so­ru işa­re­ti ye­ri­ne ün­lem ya da nok­ta

kul­lan­mak da­ha doğ­ru­dur:

• Ne gü­zel bir man­za­ra­sı var­mış bu­ra­la­rın!

• Ne ka­dar il­ginç bir re­sim yap­mış­sı­nız!

93


Noktalama İşaretleri

G. ÜN LEM İŞA RE Tİ (!)

Cüm­le so­nu işa­re­ti­dir. Ün­lem işa­re­tin­den son­ra bü­yük harf

kul­la­nı­lır.

1. Se­vin­me, şa­şır­ma, acı­ma, kork­ma, öf­ke­len­me gi­bi duy gulan

ma la rı ifa de eden ün lem söz cük le rin den ve cüm lele

rin den son ra kul­la­nı­lır:

• Ey­vah! Ne yer, ne yâr kal­dı!

• İm­dat! Ço­cuk bo­ğu­lu­yor! (İm­dat, ço­cuk bo­ğu­lu­yor!)

• Ha şöy­le! Tuş de­di­ğin böy­le ol­ma­lı iş­te!

• Ah, ne­re­de es­ki gün­ler!

2. Bir cüm le de hem so ru hem ün lem an la mı var sa baskın

olan özel liğin dik ka te alı ndığı da olur:

• Böy­le bir tek­li­fe kim ha­yır di­ye­bi­lir!

Çözüm

A: İlk cüm­le yük­lem­siz (ek­sil­ti­li) cüm­le­dir. Tam bir yar­gı­sı

yok­tur. Üç nok­ta (...) ile bi­ti­ril­me­si doğ­ru­dur.

B: İkin­ci cüm­le, so­ru ya da ün­lem an­la­mı ta­şı­ma­yan tam bir

cüm­le­dir. Yük­le­mi var­dır: “ürk­tü”. So­nu­na nok­ta (.) konma­sı

ye­rin­de­dir.

C: “mi” so­ru eki “gir­di” yük­le­miy­le il­gi­li ol­du­ğun­dan II­I. cüm­le

so­ru cüm­le­si­dir. Cüm­le­nin so­ru işa­re­tiy­le bi­ti­ril­me­si doğru­dur.

D: IV. cüm­le­de, ün­lem söz­cü­ğü kul­la­nıl­ma­dı­ğı gi­bi güç­lü bir

duy­gu­lan­ma an­la­mı da yok­tur. Cüm­le­nin so­nu­na ün­lem işare­ti

(!) kon­ma­sı uygun ol­ma­mış­tır.

E: V. cüm­lenin sonunda nok­ta kul­la­nıl­ma­sı ye­rin­de­dir.

Doğru Seçenek D

• Ha, na­sıl ya­ni! (Şa­şır­ma an­la­mı bas­kın­dır.)

3. Yer gi, alay gi bi duy gu la rı ifa de eden söz cük ler den

son ra pa ran tez için de kul­la­nı­lır. Bu du­rum­da cüm­le içi

işa­re­ti­dir, de­va­mın­da bü yük harf ge rek mez:

• Sa­yın uz­man (!) şim­di dü­zelt­sin he­sap­la­rı da gö­re­lim

ba­ka­lım.

4. Hi tap ve ko mu ta söz le ri duy­gu­lu ve can­lı söy­len­di­ğin­de

ün lem de ğe ri ka za nır:

• Or­du­lar! İlk he­de­fi­niz Ak­de­niz’dir. İle­ri!

• Ar­ka­daş, yur­du­ma al­çak­la­rı uğ­rat­ma sa­kın!

• Ulu­sun! Kork­ma! Na­sıl böy­le bir ima­nı bo­ğar

Me­de­ni­yet de­di­ğin tek di­şi kal­mış ca­na­var!

H. KES ME İŞA RE Tİ (’)

1. Özel ad­la­ra ge­ti­ri­len iyelik, durum ve bildirme ekleri

kesme işaretiyle ayrılır:

• An­ka­ra’nın Çan­ka­ya’sı da­ha gü­zel­dir.

• Hafta sonu tatilini değerlendirmek için Ören­cik’e gi­di­yor.

• Öğrendiğime göre, adı Ok­tay’mış.

• Or­han’la Ra­bi­a ge­li­yor­lar.

Özel ad la ra ge ti ri len ya pım ek le ri ve çokluk eki kesme

işaretiyle ay rıl maz:

• Ankara’lı (yanlış) - Ankaralı (doğru)

• O ar­ka­da­şım Van­lıy­dı.

• Hiç­bir ye­re Os­man­sız git­mez, onu o ka­dar se­ver.

• Türk­çe­leş­miş Türk­çe­dir; kullandığı dil.

Örnek ÖSS / 2005

Bir gü­ver­cin... Be­ni gö­rün­ce ürk­tü . Aca­ba aç›k ka­lan pen­ce­re­-

I

den mi gir­di içe­ri­ye ? Ora­dan ora­ya uçu­yor, d›­şa­r› ç›­ka­cak bir

III

yer ar›­yor ! Ma­vi­li­€i, bel­ki de çok uzaklar­da­ki ge­mi­le­ri gö­rü­yor .

IV

V

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış yer le rin han gi sin de ki nok tala

ma işa re ti ye rin de kul la nıl ma mış tır?

A) I. B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

II

• Türklerin misafirperver olduğu söylenir eskiden beri.

• Osmanlar bu sokakta oturuyordu.

Bilgi Notu

Yap›m ekini takip eden çekim eki de kesme işaretiyle ayrılmaz:

Türkçedir, Atatürkçüler, Türkçenin, Antalyalılar.

2. Kı salt ma la ra ge ti ri len bü tün ek ler kes­me işa­re­ti ile ay­rı­lır:

• TBMM’de, BM’de, TÜ­Bİ­TAK’ın, ASEL­SAN’a...

94


Noktalama İşaretleri

3. Ra kam la ra ge ti ri len her tür lü ek de (ya­pım ek­le­ri dâ­hil)

kes­me işa­re­tiy­le ay­rı­lır:

• 1967’nin Ha­zi­ran’ın­da öğ­ret­men ol­muş­tum.

• 10’un­cu mad­de, 2’nci Cad­de, 2000’li yıl­lar...

Bilgi Notu

Ek getirildiğinde “Avrupa Birliği” kesme işareti ile kullanılır.

• Avrupa Birliği’ne üye ülkeleri araştırın.

4. Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için

kesme işareti kullanılır:

• N’ey­le­dim, n’et­tim sa­na ey Pa­di­şah!

• N’ol­du bu gön­lüm? / N’ol­du bu gön­lüm

Derd ü ga­mın­la / Dol­du bu gön­lüm.

(Bu tür kul­la­nım­lar halk şi­i­rin­de sık­ça gö­rü­lür. Özel­lik­le

he­ce öl­çü­sü­ne uy­dur­mak ama­cı var­dır.)

5. Bir harf ve­ya eke ge­ti­ri­len bü­tün ek­ler kesme işaretiyle

ay­rı­lır:

• b’nin m’ye dö­nü­şü­mü in­ce­le­ne­cek.

• A’dan Z’ye bü­tün ka­ta­lo­ğu el­den ge­çir­dik.

• Türk­çe­de -sel’li söz­cük çok az­dır. (“-sel” eki “-li” ya­pım ekiyle

kul­la­nıl­dı.)

• -daş’ın kul­la­nı­mı ise ol­duk­ça yay­gın­dır.

6. Kurum, kuruluş, iş yeri, kurul adlarına gelen ekler kesmeyle

ayrılmaz:

Türk Dil Kurumuna, Gazi Üniversitesine

7. Ki­şi ad­la­rın­dan son­ra ge­len un­van­lar da özel ada dâhildir,

bun­la­ra ge­len çe­kim ek­le­ri de kesme işaretiyle ayrılır:

• Mus­ta­fa Ke­mal, Da­mat Fe­rit’in ye­ri­ne sad­ra­zam ola­rak

ge­ti­ri­len Ali Rı­za Pa­şa’ya çek­ti­ği tel­graf­ta...

• Nihat Bey’e iletmek istediğiniz bir şey var mı?

Örnek YGS / 2010

1204-1261 yıl­la­rı ara­sın­da­ki La­tin iş­ga­li sı­ra­sın­da ha­rap olan

I

ki­li­se­nin es­ki hâ­li­ne ka­vuş­ma­sı için ça­lış­ma­lar ya­pıl­dı. Ki­li­se

ge­niş­le­til­di ve mo­za­ik­ler­le süs­len­di. Bi­na­nın ku­ze­yi­ne ve gü­ne-

II

­yi­ne ek­le­me­ler ya­pıl­dı. Or­ta bö­lü­mü ise Türk­ler’in ege­men ol-

III

­du­ğu dö­nem­de ona­rıl­dı. 1511’de de Ve­zir Ali Pa­şa ta­ra­fın­dan

IV V

ca­mi­ye çev­ril­di.

Bu par ça da ki al tı çi zi li söz ler den han gi si nin ya zı mı yanlış

tır?

A) I. B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

Al­tı çi­zi­li söz­ler­den III nu­ma­ra­lı yer­de ya­zım yan­lışı ya­pıl­mıştır.

Çün­kü özel ada ge­len “-ler”, “-lar” çok­luk eki kes­me ile

ay­rıl­maz. Bu ek­ten son­ra ge­len ek­ler de kes­mey­le ay­rıl­maz.

So­ru­da­ki “Türk­ler’in” ifa­de­sin­de­ki tam­la­yan eki “-in” kes­me ile

ay­rıl­ma­ma­lı­dır.

Bilgi Notu

Doğru Seçenek C

Sa­t›r so­nu­na, böl­me çiz­gi­siy­le bir­lik­te kes­me işa­re­ti de rast­lar­sa iki­si

bir­den kul­la­n›l­maz; kes­me işa­re­ti (’) ko­nur. Böy­le du­rum­lar­da he­ce­nin

do­ğal du­ru­mu de­ğiş­ti­ril­mez.

8. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak

için kesme işareti kullanılır:

• Sizden 9 Ocak’a kadar haber bekliyorum.

• İddialarınızla ilgili açıklamayı 17 Mayıs 2019 Cuma’dan

önce yapmayacağım.

9. Ek al­dık­la­rın­da ses­teş du­ru­ma ge­len, bir­biri­ne ka­rış­maola­sı­lı­ğı

do­ğan söz­cük­le­rin ayırt edil­me­si için kul­la­nı­la­bi­lir:

• Çekil önümden, ay’ı göremiyorum.

………………………………………………………… Atatürk’-

ten biraz çekiniyordu. (Yanl›ş)

………………………………………………………… Atatürk’

ten biraz çekiniyordu. (Doğru)

………………………………………………………… İstanbul’-

daki turistler... (Yanl›ş)

………………………………………………………… ‹s­tan­bul’

da­ki tu­ristler... (Doğru)

• Öğrenmenin de öğretme’nin de yaşı yoktur.

95


Noktalama İşaretleri

I. TIR NAK İŞA RE Tİ (“ ”)

1. Bir kim­se­den, bir ya­zı­dan ay nen ak ta rı lan söz le rin ba şına

ve so nu na ko­nur:

• Şa­ir şöyle diyor: “Özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek

yasak.”

(Tırnak işareti içindeki alıntının sonunda bulunan işaret -

nokta, soru işareti, ünlem... - tırnak içinde kalır.)

• Âkif’in bah­set­ti­ği “... yır­tı­cı, his yok­su­lu, sırt­lan kü­me­si”

in­san­lar kim­ler­dir?

(Tır­nak içi­ne alı­nan kı­sım cüm­le de­ğe­rin­de ol­ma­dı­ğın­dan

bü­yük harf­le baş­la­ma­sı, so­nu­na nok­ta kon­ma­sı yan­lış

olur.)

• Ata­türk ba­kın ne di­yor: “Dün­ya­da en ha­ki­ki mür­şit ilim­dir,

fen­dir. Baş­ka mür­şit ara­mak gaf­let­tir, ce­ha­let­tir, da­la­let­tir.”

Örnek

Aşağıdakilerin hangisinde “tırnak işareti” yanlış kullanılmıştır?

A) Yemekten sonra “Her şey için teşekkür ederim.” diyerek

masadan kalktı.

B) “İstanbul üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.

C) Yeni bir “barış taarruzu” başladı.

D) I. Dünya Savaşı “1914 - 1918” pek çok cana mal oldu.

E) Yahya Kemal’in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında

çıktı.

Çözüm

Bir olayın başlangıç ve bitiş yılı ayraç içinde verilir.

Doğru Seçenek D

Bilgi Notu

Baş­ka­s›­na ait dü­şün­ce­ler ay­nen değil, do­lay­l› an­la­t›m bi­çi­min­de ve­rilir­se

t›r­nak kul­la­n›l­maz:

• Ata­türk, dün­ya iş­le­rin­de ger­çek yol gös­te­ri­ci­nin ilim ve fen ol­duğu­nu;

baş­ka yol gös­te­ri­ci ara­ma­n›n bil­gi­siz­lik ol­du­ğu­nu be­lir­tiyor.

İ. TEK TIR NAK (‘ ’)

Tır­nak­la ak­ta­rı­lan bir par­ça­nın da için­de, yi­ne tır­nak için­de

ve­ril­me­si ge­re­ken bir bö­lüm var­sa iç­te “tek tır­nak” kul­la­nı­lır:

• Bir gün ken­di­si­ne sor­dum: “Pe­ki ho­cam, ne za­man iyi

in­san ol­muş sa­yı­la­bi­li­rim?” Şu kar­şı­lı­ğı ver­di: “Ak­şam,

2. Dik kat çek me si is te nen her han gi bir söz cük ve ya

öbek de tır­nak içi­ne alı­na­bi­lir:

• Or­ta Ana­do­lu’nun pek çok kö­yün­de “yu­nak” adı ve­ri­len

ça­ma­şır yı­ka­ma yer­le­ri var­dır.

• Ta­rih­çi­ler, “tı­mar­lı si­pa­hi” sis­te­mi­nin Sel­çuk­lu­lardan gel­di­ği­ni

söy­lü­yor­lar.

3. Ki tap ad la rı ve ya zı baş lık la rın­dan söz edi­lir­ken tır­nak

kul­la­nı­lır:

• O gün­ler­de Arif Ni­hat As­ya’nın “Kök­ler ve Dal­lar”ını okuyor­dum.

• Ya­şar Ke­mal, “Ağ­rı Da­ğı Ef­sa­ne­si” ad­lı ro­ma­nın­da da

folk­lor öge­le­ri­ne bol­ca yer verir.

Bilgi Notu

Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme

işareti kullanılmaz:

• Bülent Parlak’ın şiir kitabı, “Yalnızlığın İcadı”nı okumuştum.

ya­ta­ğı­na gi­rer­ken ‘Bu­gün ben insanlık için şun­la­rı, şunla­rı

yap­tım.’ di­ye en azın­dan beş al­tı ka­lem sa­ya­bil­di­ğin

za­man.”

J. YAY AYRAÇ ( ( ) ) (PARANTEZ)

1. Cüm le nin ya pı sı na gir me yen açık la yı cı söz cük, sözcük

öbe ği, ra kam ve işa ret ler ayraç içi­ne alı­nır:

• Ku­tad­gu Bi­lig’i ilk in­ce­le­yen­ler Rus bi­lim adam­la­rı­dır.

(Vam­bery ve Rad­loff, 1891-1910)

• Mu­al­lim Na­ci, (1850-1893) eleş­ti­ri tü­rü­nün biz­de­ki ilk

us­ta­la­rın­dan­dır.

• Nef’î, hi­civ (yer­gi) tü­rün­de­ki şi­ir­le­ri­ni top­la­dı­ğı ese­ri­ne

Si­ham-ı Ka­za (Ka­za Ok­la­rı) adı­nı ver­miş­tir.

• Çe­şit­li dil­le­rin ka­rı­şı­mı hâ­lin­de or­ta­ya çı­kan böy­le dil­le­re

“kar­ma dil” (Osm: li­san-ı muh­te­lif; İng: mi­xed lan­gua­ge)

adı ve­ri­lir.

96


Noktalama İşaretleri

2. Ti yat ro eser le rin de oyun cu la rın ha re ket le ri ayraç için­de

be­lir­ti­lir:

• Tap­duk Em­re – (Eliy­le Yu­nus’un ba­şı­nı, omuz­la­rı­nı yok­laya­rak)

Kim­dir bu va­kit­te top­ra­ğı­mı­za ka­pa­nıp ara­nan?

Yu­nus – (Ümit ve en­di­şey­le şey­hi­nin yü­zü­ne ba­kar.) Be­nim

efen­dim, Yu­nus! Ta­le­be­niz, tâ­li­bi­niz, hiz­met­kâ­rı­nız, oduncu­nuz!

2. Sa­tı­ra sığ­ma­yan söz­cü­ğün en son ya­zı­lan he­ce­sin­den

son­ra ko­na­rak alt sa­tı­ra ge­çi­lir:

Bu uy­gu­la­ma­da he­ce­yi yanlış böl­me­me­ye dik­kat edilmelidir.

• .............................................................................. Be­şikten

me­zara ka­dar bi­li­mi

ara­yı­nız.

Özel adın, kes­me işa­re­ti ko­nan ye­rin­den bö­lün­me­si ge­rekti­ğin­de

çiz­gi­ye ge­rek yok­tur; sa­de­ce kes­me işa­re­ti kul­la­nı­lır.

Bilgi Notu

Pa­ran­tez (ay­raç) için­de­ki söz, söz­cük asıl cüm­le­nin bir öge­si ise ve o

kı­sım okun­ma­dı­ğın­da an­la­tım bo­zu­lu­yor­sa, pa­ran­tez yan­lış kul­la­nılmış

de­mek­tir:

• Ah­met Bey’in (kü­çük oğ­lu Si­nan) hu­kuk­ta oku­yor­muş. (Yanlış)

• Si­nan (ev­de) ders ça­lı­şı­yor. (Yanlış)

• ......................................................... Ah­met Ye­se­vi’

den alın­mış­tır.

3. Bir­bi­riy­le iliş­ki­li iki ta­rih ve­ya sa­at ara­sın­da kul­la­nı­lır:

• 1914-1918 ara­sı yo­ğun sa­vaş yıl­la­rı idi.

• Ke­mal Ata­türk (1881 - 1938)

• Bi­rin­ci ders: 09.00-09.40

K. KÖ ŞE Lİ AY RAÇ [ ]

Ayraç için de ayraç aç mak ge rek ti ğin de dış ta ki, “kö­şe­li

ayraç” olur:

• Ku­tad­gu Bi­lig, [Yu­suf Has Ha­cib (11. yüz­yıl) ta­ra­fın­dan

ya­zıl­mış­tır.] ede­bi­ya­tı­mı­zın vaz­ge­çil­mez te­mel eser­le­rinden­dir.

Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek

için kullanılır:

• Reşat Nuri [Güntekin] Çalıkuşu, Dersaadet, 1922.

4. İki ad ara­sın­da­ki iliş­ki­yi gös­ter­mek üze­re kul­la­nı­lır. “...den

...e, ve, ile, ila, ara­sın­da” gi­bi an­lam­lar ka­tar:

• Türk­çe-Fran­sız­ca söz­lük

• Türkiye-Rusya iliş­ki­le­ri

• An­ka­ra-Ba­kü hat­tı

• An­ka­ra­gü­cü-Genç­ler­bir­li­ği kar­şı­laş­ma­sı

• De­de Kor­kut Ki­ta­bı’nda “il-tö­re-bey” üç­ge­ni...

• Ural - Al­tay dil ai­le­si...

5. Dil­ bilgi­sin­de fi­il kök ve­ya göv­de­le­ri­nin so­nun­da, ek­le­rin

ba­şın­da ve he­ce­le­ri gös­ter­me­de kul­la­nı­lır:

L. KI SA ÇİZ Gİ ( - )

1. Ara­söz ve ara­cüm­le­le­ri ayır­mak­ta kul­la­nı­lır:

• gör-, söy­le-, an­lat-, otur-, düş- ...

• Fi­il­den fi­il tü­re­ten baş­ka ek­ler: -ele, -dür, -r, -t, -iş, -il, -in...

• Türk - leş - mek; çağ - daş - laş - mak; gör-ün-tü-le-mek...

• Or­han Ga­zi - Os­man­lı Dev­le­ti’nin ikin­ci hü­küm­da­rı - Bursa’yı

al­dı­ğın­da ilk iş ola­rak med­re­se­ler aç­tı.

• Sa­fa­hat -Meh­met Âkif’in tek şi­ir ki­ta­bı­dır- bir­çok gü­zel öy­küyü

de içe­rir.

97


Noktalama İşaretleri

M. UZUN ÇİZ Gİ (–)

Ro­man, öy­kü, ti­yat­ro ve di­ğer tür­ler­de, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­la­rın

ya­zı­lı­şın­da kul­la­nı­lır:

• Dos­tu, Ce­lal Sa­hir’e:

– Na­sıl ya­ni? Dün­ya­da hiç mi, sö­zü­nün eri, doğ­ru adam yok­tur

üs­ta­dım, de­di.

Ce­lal Sa­hir, gü­lüm­se­ye­rek:

– Ol­maz mı, hem de pek çok­tur ama on­la­rın da iki yüz­le­ri

var­dır: Bi­ri do­ğal yüz­le­ri, öbü­rü mak­yaj­lı­sı.

Örnek YGS / 2012

Necip Fazıl ( ) şair oluşunun öyküsünü şöyle anlatıyor: “Şairliğim

on iki yaşımda başladı. Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim.

Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter ( )

Bitişikte yatan veremli hasta kızın şiirleri varmış defterde. Bunu

söyleyen annem, bir an gözlerimin içini tarayarak ‘Senin, şair

olmanı ne kadar isterdim!’ dedi. Annemin dileği bana, içimde

besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi

göründü. Gözlerim hastane odasının penceresinde ( ) savrulan

kar ve uluyan rüzgâra karşı uzun uzun düşünerek içimden şöyle

bir karara vardım ( ) ‘Şair olacağım, hem de büyük bir şair ( )’

Ve oldum.”

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin

hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (;) (.) (;) (:) (.) B) (,) (.) (;) (;) (.)

C) (,) (...) (,) (:) (!)­ ­ D) (,) (...) (;) (,) (.)

E) (;) (...) (;) (:) (!)

N. NOK TA LA MA İŞA RE Tİ

KUL LA NIL MA YAN YER LER

1. Tamlamayı oluşturan sözcükler arasında noktalama işareti

kullanılmaz:

Çözüm

Parçada ayraçlarla gösterilen yerlere sırasıyla (,) (...) (,) (:) (!)

işaretleri getirilmelidir.

Doğru Seçenek C

• Ah­met’in, babasıyla görüştüm. (Yanlış)

• Kitabın, kapak resmini siz mi çizdiniz? (Yanlış)

(Bir­den faz­la tam­la­yan ara­sı­na vir­gül ko­nur, so­nun­cu sı­rada­ki

ile tam­la­nan ara­sı­na kon­maz.)

2. İkilemeler arasına noktalama işareti konmaz:

Siz de er, geç hatanızı anlayacaksınız. (Yanlış)

3. “-se, -sa” şart ekinden sonra virgül kullanılmaz:

Hava iyi olursa, dışarı çıkalım mı? (Yanlış)

Örnek TYT / 2018

Annesi şaşırarak şöyle dedi ( ) “Ne var ( ) neyi düşünüyorsun?”

Şen şakrak kızının yüzündeki durgunluğa bir anlam verememişti

( ) “Bez bebeğimi, dedemin aldığı bisikleti, kırmızı uçurtmamı,

parlak ayakkabılarımı ( ) Aslında ne kadar güzelmiş benim

çocukluğum ( ) değil mi anne?”

Bu parçada parantezle ( ) belirtilen yerlere, aşağıdaki noktalama

işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (:) (;) (.) (...) (,) B) (!) (,) (:) (.) (,)

C) (!) (;) (...) (.) (;)­ ­ D) (:) (,) (.) (...) (,)

4. Cümle içindeki bağ-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül

kullanılmaz:

• Olanları güzelce düşünüp, karar verecek. (Yanlış)

• Bu suçlayıcı tavırla konuşarak, bir yere varamazsınız.

(Yanlış)

E) (,) (?) (:) (.) (!)

Çözüm

İlk paranteze tırnak içindeki aktarma cümleden önce yer aldığı

için iki nokta, ikinci ve beşinci parantezlere sıralı cümleleri

ayırmak için virgül, üçüncü paranteze cümle tamamlandığından

nokta, dördüncü paranteze örneklerin devam edebileceğini

belirtmek için üç nokta getirilmelidir.

Doğru Seçenek D

98


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Noktalama İşaretleri

1. Edebiyatımızda sembolizmden etkilenen birçok şairden

söz edilebilir ( ) Ahmet Haşim ( ) Cenap Şahabettin ( ) Ahmet

Hamdi Tanpınar ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere, sırasıyla

aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (:) (,) (,) (...) B) (;) (,) (,) (...)

C) (:) (;) (;) (...)­ ­ D) (:) (,) (,) (.)

E) (;) (;) (;) (...)

4. Bir şa­ir “İlim­siz şi­ir­den (l) ruh­suz ka­lıp­lar­dan tik­sin­di­ğim

ka­dar tik­si­ni­rim.” der. Şa­i­rin ya­şa­mı bi­lim­sel ola­rak göz­leme­si

(ll) iz­le­me­si ge­rek­ti­ği ar­tık yay­gın bir ger­çek sa­yı­lıyor.

Ye­te­nek (lll) sa­nat­çı­yı bir ye­re ka­dar ge­ti­rip (lV) bı­rakır.

Ye­te­nek­ler üze­rin­de oy­na­ma­ya de­vam et­me­nin sa­natçı­ya

bir ya­ra­rı yok­tur. Sa­na­tı­nı bi­lim­sel göz­lem­ler­le bes­leme­yen

şa­ir (V) ye­te­nek­li de ol­sa ba­şa­rı­lı ola­maz.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine virgül

(,) konması yanlış olur?

A) l B) ll C) lll D) lV E) V

2. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir nok ta la ma yan lışı

söz ko nu su dur?

A) Kla­sik tra­jedi­le­rin en te­mel özel­liği şudur; üç birlik kuralı.

B) Şa­ir, “Yü­re­ğim Yan­gın Ye­ri” ad­lı şi­i­riy­le dik­kat­le­ri üzeri­ne

çek­me­yi ba­şar­dı.

C) Tu­tuk­lu­nun Gün­lü­ğü, oku­du­nuz mu bil­mem, sı­ra­dan

sa­yı­la­bi­le­cek bir ro­man de­ğil.

D) Ne za­man bir ara­ya gel­sek “Sen hey­ke­li di­ki­le­cek

adam­sın.” der ve be­nim­le şa­ka­la­şır­dı.

E) İki şi­ir ya­zıp der­gi­ler­de ya­yım­lat­mak şa­ir­lik de­ğil­dir;

ger­çek şa­ir­lik, ömür bo­yu şa­ir ka­la­bil­mek­tir.

5. Bizim bir şairimiz, bir dostuna hediye ettiği resmin altına

( ) Çiçekler her bahar açacak ( ) ( ) diye yazmış ( ) Bu

da güzel sözdür ( )

Bu parçada ayraçlarla gösterilen yerlere aşağıdaki

noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (–) (–) (,) (.) (!) B) (“) (.) (”) (.) (.)

C) (“) (!) (”) (:) (...)­ ­ D) (“) (”) (,) (.) (?)

E) (,) (,) (;) (,) (.)

3. Ne ya­zık ki Tür­ki­ye ga­rip bir ül­ke ( ) Öy­le ya­zar­lar var ki

çı­kıp şu­nu di­ye­bi­li­yor ( ) “Yaz­mak­tan oku­ma­ya za­man bula­mı­yo­rum

ki ki­min ne yaz­dı­ğı­nı ( ) ede­bi­ya­tı­mı­zın nere­de

ol­du­ğu­nu bi­le­yim ( )” Ola­cak şey mi bu ( )

Bu parçadaki ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere, sırasıyla

aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (!) (:) (,) (.) (?) B) (!) (:) (;) (.) (?)

C) (!) (:) (;) (!) (?)­ ­ D) (.) (;) (,) (.) (!)

E) (!) (:) (,) (,) (?)

6. Türkiye ’ nin üçüncü geri dönüşüm işletmesi olarak ,

I

II

hayata geçirilen PAGÇEV, çalışmalarına eğitimle başladı.

“Geri Dönüşümle Büyüyoruz” projesi için Küçükçekmece

İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ’ yle imzalanan protokol çer-

III

çevesinde ilk etapta 115 okulda 100 bin öğrenciye eğitim

verilecek . Küçükçekmece’nin ardından eğitimler İstanbul

IV

ve tüm Türkiye’ye yayılacak .

Yukarıdaki numaralanmış noktalama işaretlerinden

hangileri yanlış kullanılmıştır?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

V

99


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Noktalama İşaretleri

7. Bil­gi­si­ni (l) gör­gü­sü­nü oku­ruy­la pay­laş­ma­yan (ll) ya­şa­ma

(lll) in­sa­na iliş­kin öz­gün dü­şün­ce­le­ri ol­ma­yan (lV)

ken­di­si­ni ya­şam­dan (V) in­san ger­çe­ğin­den so­yut­la­yan bir

ya­zar dü­şü­ne­mem ben.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangilerinde

noktalı virgül kullanılmalıdır?

A) l ve lll B) ll ve lV C) lll ve lV

D) lll ve V E) lV ve V

11. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de kı sa çiz gi (-) ye rin de

kul la nıl ma mış tır?

A) Kı­zı­lay-Bal­gat oto­büs­le­ri bu du­rak­la­rın hiç­bi­rin­de dur­maz.

B) Ba­zen ile­ri-ge­ri ko­nu­şup ba­ba­mı çok kız­dırır­dı.

C) Kü­çük kar­de­şim 1982-1984 yıl­la­rı ara­sın­da bu­ra­da

ça­lış­tı.

D) İran-Irak Sa­va­şı, böl­ge ül­ke­le­rin­den en çok Tür­ki­ye’yi

et­ki­le­di.

E) Sı­ra­lı cüm­le­ler­de öz­ne-yük­lem uyuş­maz­lı­ğı­na sık rast­la­nır.

8. Ey talip ( ) Görüşünden ( ) bilişinden değil ( ) görüşünde

( ) bilişinde ısrar etmekten utan ( )

Bu par ça da ayraçla ( ) gösterilen yer le re, sı ra sıy la

aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len nok ta la ma işa ret le ri

ge ti ril me li dir?

A) (;) (,) (,) (;) (!) B) (!) (;) (,) (;) (.)

C) (!) (,) (;) (,) (.)­ ­ D) (:) (;) (,) (,) (!)

E) (.) (:) (,) (,) (!)

12. Ben yaradılışımdan güzel değilim ( ) deyip de boynunu

bükmek olur mu ( ) Medeniyet dediğimiz bir bakıma tabiatla

savaşmak ( ) tabiatı olduğu gibi bırakmayıp düzeltmek

( ) insanoğlunun istediği hâle getirmek değil midir ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (;) (?) (,) (;) (?) B) (.) (?) (;) (;) (?)

9. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de vir gül (,) fark lı bir gö rev de

kul la nıl mış tır?

C) (,) (?) (,) (,) (?)­ ­ D) (,) (!) (,) (.) (?)

E) (:) (?) (,) (,) (!)

A) Ceketini duvardaki askıya astı, salona geçti.

B) Av­ru­pa’ya gi­de­cek, ora­da ye­ni bir ha­yat ku­ra­cak­.

C) Hır­sız­lar pa­ra­mı­zı, al­tın­la­rı­mı­zı çal­mış­lar.

D) Lo­kan­ta­ya gir­di, gü­zel bir ye­mek ye­di.

E) Bugün suskundu, belli ki bir şey olmuştu.

10. Aşa ğı da ki cümlelerin hangisinin sonunda ünlem kullanılamaz?

A) Bırak ona buna laf yetiştirmeyi de işini yap sen

B) Lütfen, bana bu konudan bir daha söz etmeyin

C) Bundan sonra herkes haddini bilecek

D) Yoo, işte bunu yapmanıza asla izin veremem

E) Dertlerini dostlarıyla paylaşmayı sevmezdi hiç

13. Akıllı olmak , belki size garip gelecek ama , aklın üs-

I­ ­ ­ ­­­­­­­­­­II

tüne çıkmak isteyenlerin ayağını bağlayan bağdır.

Akıl , akıl dairesi içinde dolaşacaklar için destek ,

III­ ­ ­ ­­ ­­­­IV

onun üzerine çıkmayı , talep edenler içinse köstektir.

­ ­ ­­­­­­­­­V

Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden hangisi yanlış

yerde kullanılmıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

100


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Noktalama İşaretleri

1. Ya­zar yal­nız­ca gö­rü­ne­ni (I) de­nen­mişi (II) he­sap­la­na­bi­liri

de­ğil (II­I) bi­lin­me­zi (IV) ge­le­ce­ği (V) ola­bi­le­ce­ği de anlatmayı

amaç­la­ma­lı­dır.

Bu cüm le de ay raç lar la ( ) be lir ti len yer ler den han gi sine

fark lı bir nok ta la ma işa re ti ge ti ril me li dir?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

2. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de kes me işa re ti (’)

yan lış kul la nıl mış tır?

6. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ayraçla gösterilen

yere iki nokta (:) getirilemez?

A) Ön­ce bir yut­kun­du, “Hak­lı­sı­nız ( ) suç­lu­yum.” de­di.

B) Mon­ta­ig­ne şöy­le di­yor ( ) “Git­mi­yo­ruz, gö­tü­rü­lü­yo­ruz.”

C) Hırs, iki şey­le açık­la­nır ( ) pa­ra, güç.

D) Öğ­ren­ci­le­re ses­len­di ( ) “Ge­le­ce­ğe gü­ven­mek, si­ze

gü­ven­mek­tir.”

E) Ba­bam, ağa­be­yi­me şu­nu de­di ( ) “Kar­de­şi­ne yar­dım

et.”

A) Sa­at 16.55’ten be­ri bu du­rak­ta se­ni bek­li­yo­rum.

B) Pe­ya­mi Sa­fa’nın “Yal­nı­zız”ını oku­yun­ca çok et­ki­len­dim.

C) Öğ­ret­men 5’in­ci so­ru­da ço­ğu­mu­zun ha­ta yap­tı­ğı­nı

söy­le­di.

D) Dediğine göre, de­dem 1940’lı yıl­lar­da as­ker­lik yap­mış.

E) Bu ya­tak­ha­ne­de da­ha çok Af­yon­lu’lar ka­lı­yor­du.

3. Tür­ki­ye ( ) dün­ya­nın en gü­zel ül­ke­le­rin­den­dir ( ) ye­ter ki

bu gü­zel­lik ( ) bu çeşitlilik ko­run­sun.

Bu cüm le de ayraçlarla ( ) be lir ti len yer le re, sı ra sıy la

aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len ler ge ti ri le bi lir?

7. Aşağıdakilerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır?

A) Yurtta bütün ışıklar kapatılmış, öğrenciler yataklarına

girmişti.

B) Bu şehirde -İzmir’de- beni bağlayan hiçbir şey kalmamıştı.

C) Niçin söylediklerime değer vermiyorsun? diye bağırmıştı.

D) Sınavda iki soru beni şaşırttı: 1 ve 2. sorular.

E) O kadar çok sevinmiştim ki...

A) (...) (,) (,) B) (!) (;) (;) C) (,) (,) (,)

D) (,) (;) (,) E) (;) (;) (;)

4. Sanatsız (l) süssüz bir dil (ll) akıcı (lll) özlü bir anlatım (lV)

insanı şaşırtan (V) meraktan meraka sürükleyen bir kurgu

ustasıydı o.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangilerinde noktalı

virgül (;) kullanılmalıdır?

8. Öy­kü­le­ri­ni oku­yan­lar şunu çok iyi bilir (l) Çe­hov, her öy­küsün­de

giz­li bir ka­me­ra­man gi­bi dav­ra­nır (ll) Öy­kü ki­şi­le­rine

öy­le bir ışık tu­tar ki (lll) öy­kü ki­şi­le­rin­den hiç­bi­ri o ışı­ğın

far­kı­na var­maz (lV) Bu ne­den­le de (V) ki­şi­le­ri­nin bir te­ki

bi­le rol yap­maz Çe­hov’un.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış yer le rin han gi sin de iki

nok ta kul la nıl ma lı dır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

A) l ve lll B) ll ve lV C) ll ve V

D) lll ve lV E) lll ve V

5. Aşa ğı da ki cüm le ler den han gi si nin so nu na üç nok ta (...)

getirilmelidir?

A) Şu iş­le­ri en kısa sürede bi­ti­re­lim

B) Ev­de boş otur­mak be­ni öy­le bu­nalt­tı ki

C) Ne ara­ya­nım var bu şe­hir­de, ne so­ra­nım

D) Şeh­rin her ta­ra­fın­da park­lar, bah­çe­ler var­dı

E) Yaşamak ne kadar anlamlı ve güzeldi

9. (I) Teb­riz, 16. yüz­yıl­da ye­ni­den ku­ru­lup ge­li­şen bir şe­hir

(II) İran’ın en gü­zel ve en bü­yük şe­hir­le­rin­den bi­ri (II­I) Diğer

şe­hir­ler­le kı­yas­lan­dı­ğın­da, ya­ğış­lı bir ilk­ba­har iz­le­ni­mi

ve­ren ılı­man bir ik­li­mi var (IV) Bir­çok dev­le­tin ve bu ara­da

Türk asıl­lı Sa­fe­vi­le­rin mi­ma­ri ör­nek­le­ri­ni şe­hir­de gör­mek

müm­kün (V) Ka­le­ler, sa­ray­lar, ca­mi­ler, bir za­man­lar çok

iş­lev­sel olan bü­yük ker­van­sa­ray­lar

Bu parçadaki nu ma ra lan mış cüm le ler den han gi si nin

so nun a üç nok ta (…) getirilmelidir?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

101


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Noktalama İşaretleri

10. 1902’de doğdum , doğduğum yere dönmedim bir da-

I

ha . Çünkü geriye dönmeyi hiç sevmem. Üç yaşımda

II

da Halep ’ te paşa torunluğu ettim, on dört yaşımdan

III

beri de şairlik ederim. Kimi insan otların, kimi insan balıkların

türlerini bilir ; ben ayrılıkların türlerini bilirim.

­ ­ ­­­­­­­­­IV

Hapislerde yatarken , haksızlıklara karşı açlık grevi

V

yaptım. Bu açlık grevi içinde tatmadığım yemek yok gibidir.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden

hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

13. Konya’dayken merkezden aldığı bir emir üzerine Ulukışla,

Niğde, Arapsun, Bor ve Ürgüp’ün iaşe işlerini denetlemek

üzere bir arkadaşıyla yola çıkan Haşim, Ulukışla’da

tahmininin aksine altı güzel gün geçirir. Edebiyat yaşamına

yön verecek bambaşka insanlarla tanışır, ilham kaynağı

olacak çok güzel yerler tanır.

Bu parçada virgülün;

I. eş görevli sözcükleri ayırma,

II. ara söz ve ara cümleleri ayırma,

III. özneyi, cümlenin geri kalanından ayırma,

IV. cümleleri ayırma

görevlerinden hangileri örneklenmiştir?

A) I ve II B) II ve IV C) I, III ve IV

D) III ve IV E) I, II, III ve IV

11. Ankara Kalesi ( ) telsiz direkleri ve bir tünel ( ) Yarım dakika

karanlık oldu her yer ( ) Ankara geride kaldı artık. Bu

yol bütün bozkırı geçer ( ) Karadeniz’e kadar ulaşır.

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere, aşağıdaki

noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) ( , ) ( . ) ( . ) ( ; ) B) ( ; ) ( ... ) ( ! ) ( , )

C) ( ; ) ( : ) ( . ) ( , )­ ­ D) ( , ) ( . ) ( . ) ( ... )

E) ( , ) ( ... ) ( . ) ( , )

14. (I) Makinenin ve tekniğin dokunduğu yer; gölün ortasında

bile yepyeni bir uygarlığı fışkırtıveriyor. (II) Kırıkkale işte

böyle bozkırın ortasında baca, fabrika, asfalt, geometri,

boyalı ev, sağlam tavan, iş gömleği giyen alın terli insan

demektir. (III) Kırıkkale bana, kopmuş bir film parçasının

sarı bakkal kâğıdına yapıştırılması etkisini yaptı.

(IV) Kırıkkale, başlı başına minnacık bir fabrika yuvasıdır.

(V) Sağı solu, önü arkası bozkırdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

bir noktalama yanlışı vardır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

12. Babam genellikle sessiz , az konuşan , içe dönük

I

II

bir insandı. Onun rahat görünebilmesi , üstündeki o çe-

III

kingen görüntüyü atabilmesi için havasını bulması gerekirdi;

bu da çok sık yaşanan bir durum değildi. Annem ,

­­­­­­­­­­­­­­­­­­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­IV

nişan gecesi babamın nasıl sıkıldığını anlatmıştı bize.

Babam, o gece yerinde duramamış; dışarı çıkmak , so-

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ ­ ­ ­­­­­V

kakta volta atmak için sürekli fırsat aramış; fırsatı bulur

bulmaz da dışarı fırlamış.

Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden hangisi farklı

bir görevde kullanılmıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

15. (I) Bu ya­zı­nın çer­çe­ve­sin­de be­nim si­ze an­lat­mak is­te­diğim

eleş­tir­men, ta­ma­men Tür­ki­ye dı­şın­dan bi­ri? (II) Bugün

Ame­ri­kada hak­kın­da en çok ko­nu­şu­lan, hem en çok

cid­di­ye alı­nan hem de yıl­dı­rım­la­rı üze­ri­ne en sık çe­ken

bir ede­bi­yat eleş­tir­me­nin­den bah­set­mek is­ti­yo­rum; Michi­ko

Ka­ku­ta­ni. (II­I) Ti­me der­gi­sin­den son­ra 1983’te The

New York Ti­mes’ta ede­bi­yat eleş­tir­me­ni ola­rak yaz­ma­ya

baş­lı­yor. (IV) O ta­rih­ten bu ya­na bu ga­ze­te­de ya­zı­yor: ona

“ede­bi­ya­tın ka­mi­ka­ze­si” di­yor­lar. (V) Öv­dü mü tam övüyor,

yer­di mi tam ye­ri­yor…

Bu parçadaki numaralanmış cüm le le rin han gi sin de

noktalama yanlışı yapılmamıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

102


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Noktalama İşaretleri

1. Ba­zı in­san­lar ( ) ko­nuş­ma­la­rı ge­re­kir­ken su­sar ( ) yü­rü­mele­ri

ge­re­kir­ken du­rur­lar ( ) sus­mak­la ko­nuş­mak ( ) dur­makla

yü­rü­mek ara­sın­da gi­dip ge­lir­ler.

Yukarıdaki cümlede ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere,

sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama

işaretleri getirilmelidir?

A) (,) (,) (;) (,) B) (:) (,) (,) (,)

C) (;) (,) (,) (;)­ ­ D) (,) (,) (,) (,)

E) (:) (:) (;) (;)

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraçla ( ) gösterilen

yere noktalı virgül (;) getirilmelidir?

A) Yemek masasından ağlayarak kalktı ( ) hıçkırıklarla

odasına çekildi.

B) Annesi ( ) “Derslerine yeterince çalışmıyorsun.” diye

çok kızıyormuş.

C) Vatanın her karış toprağı kutsaldır ( ) diyerek sözlerine

başlamıştı.

D) Şiiri, romanı ve öyküyü seviyor ( ) boş zamanlarını hep

bunlarla uğraşarak değerlendiriyordu.

E) Yazar ( ) 1950’de bir edebiyat dergisi çıkarmıştı.

2. Anı yazmak zor bir iştir ( ) anı okumak ise zevkli ( ) Anı

yazanlar çeşitli biçimleri tercih ederler ( ) gün gün yazanlar

( ) memleketin hâlini anlatanlar ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (.) (;) (,) (.) B) (;) (!) (,) (:) (.)

C) (;) (...) (,) (;) (...)­ ­ D) (,) (.) (:) (,) (...)

E) (,) (...) (!) (,) (.)

5. Kitaplar yalancı durumuna düşüyor çocuklar karşısında ( )

Şiirler, öyküler, romanlar ( ) Göğün mavi mavi gülümsediği

yok ne zamandır ( ) Bir gün çocuklar isyan edecek bu

yalanlara ve şöyle diyecekler ( ) “Hani mavi gök, hani dalın

yeşili, masmavi deniz nerede ( )”

Bu par ça da ayraçlarla ( ) gös te ri len yer le re, sı ra sıy la

aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len nok ta la ma işa ret le ri

ge ti ril me li dir?

A) (.) (...) (.) (:) (?) B) (.) (.) (.) (;) (?)

C) (...) (...) (.) (:) (?)­ ­ D) (.) (...) (.) (;) (.)

E) (.) (.) (.) (,) (.)

6. Ankara düz oyunları , akıcılık ve ahenk yönlerinden dik-

I

3. Kitaptan niçin korkarlar ( ) bunu bir türlü anlayamadım ( )

Kitaptan korkmak ( ) insanoğlunu kabul etmemektir. Kitaptan

korkan adam ( ) insanı mesuliyet hissinden mahrum

ediyor demektir ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (.) (,) (,) (.) B) (,) (?) (,) (;) (.)

C) (?) (.) (,) (;) (...)­ ­ D) (?) (!) (;) (,) (.)

E) (,) (?) (:) (,) (!)

kat çeker. Bu oyunların en önemli özelliği, yere eğilmeden

ve çömelmeden oynanması ... Düz oyunlar

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­II

içinde en çok bilineni “misket”tir. Bu oyun yıllar önce

III

yaşanmış gerçek bir aşk hikâyesini günümüze taşıyor .

­ ­­­­­­­­­­­­ ­ ­ ­ ­­­­­­­­­­IV

Ankara ’ nın en eski oyunlarından bir diğeri de

V

“hüdayda”dır.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden

hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

103


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Noktalama İşaretleri

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin sonuna soru işareti

getirilemez?

A) Onu yeterince tanıdığını düşünüyor musun

B) Bu muydu her yerde arayıp da bulamadığın

C) Bu durumu siz nasıl değerlendiriyorsunuz

D) Kitabı kimin aldığını bilmiyorum ki

E) Bu yaşta böyle bir işi yapmak size zor gelmiyor mu

10. Oto­büs­le An­ka­ra’dan İz­mir’e gi­di­yo­ruz (l) Di­rek­si­yo­nun başın­da

yaş­lı, kır saç­lı bir adam (ll) Ya­nın­da­ki kol­tuk­ta kı­sa

boy­lu, za­yıf bir genç (lll) Ara­la­rın­da ko­nu­şu­yor­lar (lV) Bel­li

ki mo­la ye­rin­de unu­tu­lan bir yol­cu var (V) Mo­la­nın üze­rinden

ya­rım sa­at geç­ti­ği hâl­de an­cak şim­di far­kı­na var­mışlar

oto­büs­te­ki ek­sik­li­ğin (Vl)

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangilerinde üç

nokta kullanılmalıdır?

A) l ve II B) II ve III C) III ve lV

D) III ve V E) V ve VI

8. Ay­nı so­run­lar­la bir da­ha kar­şı­laş­mak is­te­mi­yo­rum .

I

Çün­kü so­run­lar be­ni bi­tir­di , mah­vet­ti . Ar­tık ra­hat ,

— — —

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­II II­I IV

bir ne­fes al­mak is­ti­yo­rum ; ça­lış­ma­nın, di­din­me­nin

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­V

an­la­mı yok.

Bu parçadaki nu ma ra lan mış nok ta la ma işa ret le rin den

han gi si gereksiz kul la nıl mış tır?

11. Kemal Sayar (I) Anlaşılmak için zaman gerekir (II) Konuşmanın

yanında susmak da gerekir (III) birinin söylediğine

dikkat kesilebilmek (IV) kalbini dostunun kalbine yaklaştırmak

gerekir (V) (VI) diyordu bir yazısında.

Bu cümledeki numaralanmış ayraçların hangilerine

noktalı virgül (;) getirilmelidir?

A) Yalnız III B) I ve III C) III, IV ve VI

D) I, II ve VI E) IV ve V

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

9. Aşağıdakilerin hangisinde ayraçla ( ) belirtilen yere

virgül getirilemez?

A) Küçük ( ) çocuğa yaklaşarak yavaşça elini uzattı.

B) Tarih ( ) halkıyla barışık olmayan sanatçıların hazin

sonuna tanıklık etmiştir.

C) Bütün olanları enine boyuna düşünüp ( ) bir karara

varmak istiyordu.

D) Bu bitkiler ( ) Cezayir menekşeleri, çok bakım isteyen

bitkilerdir.

E) Yağmur hızını yavaş yavaş artırıyor ( ) sokaklar giderek

sessizleşiyordu.

12. 1901 ’ de, tüccar bir babayla ev hanımı bir annenin oğlu

I

olarak St. Petersburg’da dünyaya gelen Boloşev , orta

­ ­ ­ ­ ­ ­II

hâlli bir yaşam sürmüş . Üniversitede iktisat eğitimi

­ ­ ­­­­­­­­­­III

aldıktan sonra orduya yazılmış . Ancak Bolşevik Dev-

­ ­ ­ ­­­­­­­IV

rimi’nin ardından patlayan iç savaş sebebiyle ordudan ayrılıp

, Moskova’da memuriyete başlamış.

V

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden

hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I­ B) II C) III D) IV E) V

104


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Noktalama İşaretleri

1. Aşa€ıdakilerden han gi si kı sa çiz gi nin (-) özel lik le rinden

bi ri de €il dir?

A) Sa­tır so­nu­na sı€­ma­yan ke­li­me­le­ri böl­me­de kul­la­nı­lır.

B) Ko­nuş­ma çiz­gi­si ola­rak kul­la­nı­lır.

C) Bir­bi­riy­le il­gi­si bu­lu­nan ke­li­me­ler ara­sın­da kul­la­nı­lır.

D) Ek ve kök­le­rin ay­rıl­ma­sın­da kul­la­nı­lır.

E) Ara söz­le­rin ve ara cüm­le­le­rin ba­şın­da ve so­nun­da

kul­la­nı­lır.

5. Yirmi birinci yüzyıl ( ) on üçüncü yüzyıldan o kadar da

farklı değil aslında ( ) Her iki yüzyılın da kaydı şöyle düşülecek

tarih kitaplarına ( ) kültürel çatışmalar ( ) ön yargılar ( )

yanlış anlamalar ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere, aşağıdakilerin

hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla

getirilmelidir?

A) (,) (...) (:) (,) (,) (...) B) (;) (.) (:) (,) (,) (.)

C) (,) (.) (:) (,) (,) (...)­ ­ D) (:) (.) (;) (,) (,) (.)

E) (,) (.) (;) (,) (,) (...)

2. Yazarımız ( ) tadı ( ) kurgusu ( ) dili birbirinden farklı on

öyküyü bir araya getiriyor bu kitabında ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (:) (,) (,) (…) B) (,) (;) (,) (.)

C) (,) (,) (,) (…)­ ­ D) (,) (,) (:) (.)

E) (;) (,) (,) (.)

6. Gü­neş iyi­ce ısıt­ma­ya baş­la­mış­tı ( ) Boz­kı­rın te­pe­le­ri yavaş

ya­vaş ye­şe­ri­yor­du ( ) Masallardaki şu tablo gönüllere

hitap ediyordu ( ) Bir ta­ra­fa gi­der­sin sağ ya­nın ye­şer­miş ( )

öbür ya­na gi­der­sin sol ya­nın ye­şer­miş ( )

Bu par ça da ayraçlarla ( ) gösterilen yer le re, sı ra sıy la

aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len nok ta la ma işa ret le ri

ge ti ril me li dir?

A) (.) (:) (.) (,) (…) B) (.) (.) (:) (;) (?)

C) (:) (:) (.) (,) (.)­ ­ D) (.) (.) (:) (,) (.)

E) (.) (.) (:) (:) (…)

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti

(?) konmalıdır?

A) Bu havada içilmez mi bir çay sahilde

B) Neden bize haber vermediğini sordum

C) Bu kadar işin altından nasıl kalkarım diye düşündüm

D) Ben ancak bu kadarını yapabildim

E) Söz verdiğin hâlde niçin yapmıyorsun, anlamadım

7. ( ) Ta­bi­at Hak­lı­dır ( ) ki­ta­bı­nın be­le­di­ye baş­ka­nı olan yaza­rı

şöy­le di­yor ( ) Kuş­suz ( ) çi­çek­siz ( ) ağaç­sız ya­şıyo­ruz

( ) do­ğa­ya mı ya­ban­cı­yız ( )

Aşa ğı da ki nok ta la ma işa ret le rin den han gi si, bu parça

da ki boş luk lar dan herhangi birine getirilemez?

A) Vir­gül B) İki nok­ta C) Nok­ta

D) Nok­ta­lı vir­gül E) Tır­nak

4. Duymak ( ) düşünmek ( ) zengin bir hayal gücüne sahip

olmak şüphesiz önemli bir şey ( ) Zaten sanatçı dünyayı

başkalarından farklı gören insan değil midir ( ) Doğaldır ki

duygularını dile getiremeyen birine sanatçı denemez ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere sırasıyla

aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (;) (.) (?) (.) B) (,) (,) (.) (?) (.)

C) (;) (;) (…) (…) (…)­ D) (,) (,) (…) (?) (…)

E) (,) (,) (…) (!) (!)

8. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de kes me işa re ti (’) yan lış kulla

nıl mış tır?

A) Meh­met’çik her ko­nu­da des­tek olur bi­ze.

B) Ya­se­min Ha­nım’a çok se­lam söy­le­yin.

C) Bu so­run’un çö­zü­mü­ne yardım­cı olun lüt­fen.

D) Or­han Ve­li’nin (Ka­nık) şi­ir ki­ta­bı­nı kay­bet­tim.

E) Top­lan­tı ya­rın 16.15’te baş­la­ya­cak.

105


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Noktalama İşaretleri

9. Noktalama işaretleriyle ilgili aşağıdaki yargılardan

hangisi yanlıştır?

A) Karşılıklı konuşmalarda konuşma çizgisinden önce iki

nokta (:) kullanılır.

B) Satır sonuna sığmayan sözcükler uygun hecelerinden

kısa çizgi (-) ile ayrılır.

C) Cümle içinde yapılan ek açıklamalar parantez içinde

verilir.

D) Ara söz ve ara cümlelerin başında ve sonunda virgül

(,) kullanılabilir.

E) Kendisinden sonra bir açıklamayı işaret eden cümlelerden

sonra noktalı virgül (;) kullanılır.

12. Eleştiri ( ) en genel anlamda edebî bir tür değil ( ) bugün

belki en çok gereksinim duyduğumuz şey ( ) Karşılaştığımız

kurumları, olayları, düşünceleri, gelenekleri eleştirmek

( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere sırasıyla

aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (,) (,) (:) (...) B) (;) (,) (,) (.)

C) (,) (;) (.) (...)­ ­ D) (:) (,) (;) (...)

E) (;) (,) (;) (.)

10. Aşağıdakilerin hangisinde kısa çizgi yanlış kullanılmıştır?

A) Siz - kim ne derse desin - tüm soruları çözün.

B) İstanbul - Ankara arasında yeni bir otoyol yapımı başlatıldı.

C) Atatürk, 1881 - 1938 yıllarında yaşamıştır.

D) Yanında kitap - mitap taşımayı hiç sevmez.

E) “-de” eki bitişik, “de” bağlacı daima ayrı yazılır.

13. Günümüzde yeni bir moda doğdu ( ) ( ) Ne bulursam okurum

( ) ( ) Bu sözü çok sık duyar olduk ama ben buna katılanlardan

değilim ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (;) (“) (.) (”) (;) B) (:) (“) (.) (”) (,)

C) (:) (“) (.) (”) (.)­ ­ D) (.) (“) (!) (”) (!)

E) (;) (“) (!) (”) (;)

11. Ünlü filozof Konfüçyüs şöyle yakarırmış ( ) “Tanrım ( ) bana

kitap dolu bir ev ( ) çiçek dolu bir bahçe ver ( )”

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdaki

noktalama işaretlerinden hangisi getirilemez?

A) Virgül B) Soru işareti

C) Noktalı virgül­ ­ D) İki nokta

E) Ünlem işareti

14. Arjantinli yayıncı Jorge Luis ( ) bir sabah kapısının alışık olmadığı

bir biçimde çalınmasıyla huzursuz oldu ( ) Kahvesini

hızla masaya bıraktı ( ) kapıya yöneldi ( ) karşısında elinde

bir dosyayla bir çocuğu buldu ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere sırasıyla

aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (.) (,) (,) (.) B) (:) (;) (,) (,) (.)

C) (;) (,) (,) (,) (...)­ ­ D) (,) (,) (,) (,) (.)

E) (,) (;) (;) (;) (...)

106


TÜRKÇE

BÖLÜM

6

Cümlede Anlam ve Anlatım

I. CÜMLEDE ANLAM

Çözüm

Cümle, türlü biçimlerde tanımlanabilir:

• Bir duyguyu, dileği, düşünceyi anlatan söz dizisidir.

• Yargı bildiren sözcük veya söz öbeğidir.

• Anlam yönünden tamamlanmış söz ya da söz topluluğudur.

Cümlenin yargı bildirmesi; sözcükleri kurgulamaya, sözcüklerin

şahıs ve kip bildirecek biçimde çekimlenmesine bağlıdır. Bu

özelliğe sahip tek bir sözcük veya söz grubu bir cümle olabilir:

– Buradayım.

– Geliyorum.

– Sus!

15253

Tek sözcük biçiminde cümle

– Durakta beklerken üşütmüş. (Sözcüklerin bir araya gelerek

oluşturdukları cümle.)

A. EŞ YA DA YAKIN ANLAMLI

CÜMLELER

Bildirdikleri anlam bakımından aynı ya da yakın olan cümlelerdir.

Konu ortaklığı olan cümlelerdir. Bu tür cümlelerin vermek

istediği mesaj aynıdır.

“Anlatımı nesnel bir nitelik taşıyor” cümlesiyle “Anlatımında

duygularına yer vermiyor.” cümlesi aynı anlamda, doğrultuda

cümlelerdir.

Soru kökünde tekrara düşen bir yazarın, klasik eserleri okuyarak

bunu aştığı vurgulanmıştır. Aynı anlam E seçeneğinde görülmektedir.

Seçenekteki “çağını aşmış eserler”den kasıt klasik

eserlerdir.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2010

I. Sanat çı, top lum sal iliş ki le ri öy le bir bi çim de or ta ya koy malı

dır ki baş ka la rı da o iliş ki le ri gö re bil sin.

II. Ça ğın dan so rum lu olan bir sa nat çı, ger çe ği di le ge tir mek le

ye tin mez, ay nı za man da onu ye ni den bi çim len dir me amacı

nı gü der.

II I. De ğer le ri ni yi tir miş bir top lum da sa nat, doğ ru sö zü söy leye

cek se yi ti ri len de ğer le ri de yan sıt mak zo run da dır.

IV. Top lum cu dün ya gö rü şü nü be nim se yen sa nat, dün ya nın

de ği şe bi le ce ği ni gös ter me li, de ğiş me si ne yar dım et me li dir.

V. Sa nat çı ya gö re vi ni anım sat mak ve onu uyar mak top lumsal

bir so rum lu luk tur.

Yu ka rı da ki nu ma ra lan mış cüm le ler den han gi le ri an lam ca

bir bi ri ne en ya kın dır?

A) I. ve II. B) II. ve IV. C) II. ve V.

D) II I. ve IV. E) IV. ve V.

Çözüm

Seçenekler incelendiğinde II ve IV. cümlelerin aynı doğrultuda

olduğu görülür. Bu cümlelerde yazar, sanatçının topluma bir

şeyler vermesi gerektiğini, toplumun değişimine, şekillenmesine

öncülük etmesi gerektiğini anlatıyor.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2013

Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı tekrar ettiğimi

hissettiğim zamanlarda ihtiyaç duyarım.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Kimi eserlerin her dönemde okunurluğunu sürdürdüğü

bilinir.

B) Bir yazarın, okuduklarından etkilenmeden yazması mümkün

değildir.

C) Her eser, başka metinlerden alınan parçalarla renklenen

bir tablodur.

D) Yazar, benzer ürünler ortaya koymaktan kaçınmak istiyorsa

yazdıklarını ara sıra gözden geçirmelidir.

E) Çağını aşmış eserleri okuma, yaratıcılığı besleyen bir

etkinliktir.

Örnek ÖSS / 2003

(I) Ju les Ver ne’in se rü ven tut ku su, de niz ci lik, ta rih, coğ raf ya

gi bi alan lar dan al dı ğı öge ler le bes le ne rek yaz dık la rı nın çe kirde

ği ni oluş tu rur. (II) Sa yı sı iki yü ze yak la şan ro man la rı çe şitli

bi lim dal la rı üze ri ne te mel len miş tir. (II I) Ya zar bu bi lim dal ları

na iliş kin bil gi le ri ni, sa at le ri ni ge çir di ği kü tüp ha ne ler de ki binler

ce ki ta ba borç lu dur. (IV) Hiç bir bi lim da lın da uz man ol ma dığı

hal de ya şa dı ğı dö nem de ki her tür lü ge liş me yi ve de ğiş meyi

ya kın dan iz ler. (V) Böy le ce hem ça ğı nı çok iyi ta nır hem de

ça ğı nın ge tir di ği ye ni lik le ri özüm se ye rek ge le ce ğe yö ne lik öngö

rü ler de bu lu nur.

Bu par ça da ki nu ma ra lı cüm le ler den han gi le ri an lam ca birbi

ri ne en ya kın dır?

A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.

D) II I. ve V. E) IV. ve V.

107


Cümlede Anlam ve Anlatım

Çözüm

I ve II. cüm le ler de Ju les Ver ne’nin ya pıt la rın da bir çok bi lim dalın

dan bah set ti ği, ya pıt la rı nın ko nu su nun fark lı bi lim dal la rı ol duğu

an la mı var dır. Par ça da sa de ce I ve II. cüm le an lam ca bir biri

ne en ya kın dır.

Doğru Seçenek A

II. CÜMLEDE KONU VE ANA

DÜŞÜNCE

Bir cümlede yazarın, hakkında söylediği, bahsettiği duruma konu;

vermek istediği mesaja, özellikle anlatmak istediğine ana

düşünce denir.

Örnek YGS / 2012

Etkinlik

Aşağıdaki cümlelerin eş ya da yakın anlamlılarını altlarına

yazınız.

• Çok ahlaklı ve güzel sözcüklerle de çok ahlaksız cümleler

kurulabilir.

.....................................................................................

.....................................................................................

.....................................................................................

• Sokağın fotoğrafını çekerek sokağı anlatan kişi, sanatçı

değildir.

.....................................................................................

.....................................................................................

.....................................................................................

• Evrensele giden yol, sanatçının öz benliğinden geçer.

.....................................................................................

.....................................................................................

.....................................................................................

• Eserine başka eserlerin gölgesini düşürmeyen sanatçı

özgündür.

(I) Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 1940’ta yayımladığı, ikinci şiir kitabı

olan Çocuk ve Allah okurla yeniden buluşuyor. (II) Türk şiirinin

dil ve yapı bütünlüğü bakımından en sağlam yapıtlarından

biri. (III) Bin yıllık Türk şiirinin yüzyılımızdaki son halkası olarak

varlığını koruyor. (IV) Şair; kitapta, insanın evrendeki yerini, doğanın

görkemi karşısındaki sarsılış ve duyuşlarını dile getiriyor.

(V) Bunları çocuklara özgü bir düş gücüyle yansıtıyor.

Bir şair ve yapıtından söz edilen bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi

yanlıştır?

A) I. cümlede, anlatılan kitabın daha önce de basıldığından

söz edilmiştir.

B) II. cümlede, şiirlerin benzerlerinden ayrılan yönlerine değinilmiştir.

C) III. cümlede, şiirleri güzel ve etkileyici kılan etkenler üzerinde

durulmuştur.

D) IV. cümlede, işlenen temalara değinilmiştir.

E) V. cümlede, şiirlerin nasıl bir bakış açısıyla oluşturulduğu

belirtilmiştir.

Çözüm

III. cümlede şiirleri güzel ve etkili kılan etkenlerden değil, şiirlerin

kalıcılığından bahsedilmiştir.

Doğru Seçenek C

.....................................................................................

.....................................................................................

.....................................................................................

• Özgür kafalar sanat üretebilir.

.....................................................................................

.....................................................................................

.....................................................................................

Örnek YGS / 2012

Yazar; karşıtlıkların üst üste yığıldığı, ucu açık, kesin bir yargıya

götürmeyen, tam bitmeyen metinleriyle, okuru düşüncelerin

eşiğinde bırakıyor.

Bu sözlere göre yazarın, okura yönelik olarak gerçekleştirmek

istedikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Okuduklarını tamamlatıp onu bütünselliğe kavuşturtma

B) Düş gücünü geliştirme

B. KARŞIT ANLAMLI CÜMLELER

Anlamca, içerik olarak, yargı olarak birbirinin zıddı olan cümlelerdir.

• Edebiyat insanı duygulandırmaktan çok eğitmeyi hedeflemelidir.

• İnsanı duyguların etkisinde bırakmak edebiyatın amacı olmalıdır.

C) Çok boyutlu düşündürme

D) Yorumlamaya yönlendirme

E) Söylenenlerin kanıtlanmasını isteme

Çözüm

Sözlere göre yazar okura yönelik A, B, C ve D seçeneklerinde

verilenleri gerçekleştirmeyi istemektedir. Bu durumda söylenenlerin

kanıtlanması bunların arasında yoktur.

Doğru Seçenek E

108


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek YGS / 2013

(I) Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan bir şairimiz… (II) İkinci

kitabıyla tekrar okuyucunun karşısında. (III) Açık ve yalın anlatımlı,

kısa dizelerden oluşan şiirlere imza atmış. (IV) Sanatçının

bu kitabındaki tüm şiirleri yine okuyucunun duyumsama ve düş

kurma yetilerini harekete geçiriyor. (V) Şair, şiirleriyle okuyucuyu

kimi zaman yoğun karanlıkların içine, kimi zaman da aydınlık

gündüzlere götürüyor.

Bir şairden ve şiirlerinden söz edilen bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi

yanlıştır?

A) I. cümlede, okurların beğenisini kazandığı üzerinde duruluyor.

B) II. cümlede, kimi ürünlerini bir araya topladığı belirtiliyor.

C) III. cümlede, şiirlerinin dil ve biçim özellikleri dile getiriliyor.

D) IV. cümlede, işlev yönünden önceki şiirleriyle benzerliği

olduğu sezdiriliyor.

E) V. cümlede, şiirlerde birbirine karşıt durumların işlendiğinden

söz ediliyor.

Çözüm

A seçeneğinde, I. cümlede beğeni anlamı olduğu söylenmektedir.

Oysa beğeni cümlelerinde kişi - eser üzerinde olumlu/subjektif

değerlendirmeler yapılır. A seçeneği nesnel bir cümledir

dolayısıyla beğeni anlamı içeremez.

Doğru Seçenek A

Örnek LYS / 2012

(I) Yazarak yaşamak, güçlüklerine karşın insanın kendi kendisine

yetmesini sağlıyor. (II) Boş bir iyimserlik değil bu; eğer

bir amacınız varsa onun peşinden gider, sizi bundan alıkoyacak

her şeyi dışlarsınız. (II I) Bu dışlama, yazma eyleminin doğasından

gelir çünkü yazmak tek başına gerçekleştirilen bireysel

bir eylemdir. (IV) Yazan kişi duygularını ve zamanını iyi yönetmek

durumundadır. (V) Bunu gereği gibi yapmadığı, çevresindeki

insanlarla ilişkiyi ustalıkla düzenleyemediği için yazın

alanında çok iyi başlangıçlar yapmış birçok insanın yitip gittiği

söylenebilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cüm le de, yazmanın olumlu etkisinden söz edilmiştir.

B) II. cüm le de, düşünülüp tasarlananları gerçekleştirmek için

takınılacak tutum belirtilmiştir.

C) II I. cüm le de, yazma işinin nasıl bir düşünsel donanım gerektirdiği

üzerinde durulmuştur.

D) IV. cüm le de, yazma eyleminin kimi gerekleri dile getirilmiştir.

E) V. cüm le de, yazmaya yönelen kimi kişilerin başarılı olamayışlarının

nedenlerine değinilmiştir.

Çözüm

Numaralı cümlelerle ilgili A, B, D ve E seçeneklerinde verilenler

doğrudur. III. cümlede yazma işinin nasıl bir donanım gerektirdiğinden

değil, yazmanın bireysel bir eylem oluşundan söz

edilmiştir.

Doğru Seçenek C

Örnek LYS / 2012

(I) Fotoğraf sanatçılarının Anadolu’daki antik kentleri, o kentlerdeki

kalıntı ve buluntuları, birer sanat nesnesi olarak ele aldıklarına

genellikle tanık oluyoruz. (II) Bu tür çalışmalar yapan bu

sanatçı da Düş Kentleri adlı fotoğraf albümünde özellikle Batı

Anadolu uygarlığını oluşturan kentlerden bugüne kalanları sunuyor.

(II I) Sanatçı, antik kentlerin kalıntı ve buluntularını âdeta

izlenimci bir ressam gibi, ışığı ve rengi öne çıkararak okuyor.

(IV) Burada sanatçının, salt antik kentleri belgelemekten, dolayısıyla

bunları geçmişten bugüne ve geleceğe taşımaktan, tarihsel

yorumlamadan kaçındığını görüyoruz. (V) Çünkü sanatçı,

bu kentlerin, şimdinin daha doğrusu o fotoğrafların çekildiği

zamanın kendinde bıraktığı izlenimleri ustaca onlara yansıtıyor.

Bir fotoğraf sanatçısının anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi

yanlıştır?

A) I. cüm le de, bilinen ve görülen bir durumdan söz edilmiştir.

B) II. cüm le de, sözü edilen çalışmanın neleri içerdiği üzerinde

durulmuştur.

C) II I. cüm le de, gördüklerini, nasıl bir bakış açısıyla algıladığı

belirtilmiştir.

D) IV. cüm le de, sanatçının farklı konu alanlarına yöneldiği

vurgulanmıştır.

E) V. cüm le de, çekim anında zihninde oluşan görüntüleri aktardığına

değinilmiştir.

Çözüm

Numaralı cümlelerle ilgili A, B, C ve E seçeneklerinde verilenler

doğrudur. IV. cümlede sanatçının farklı konu alanlarına yöneldiğinden

söz edilmemiştir. Bu cümlede fotoğraf sanatçısının

uzak durduğu bir durumdan söz edilmiştir.

Doğru Seçenek D

109


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek LYS / 2011

(I) İddialı konuşmayı sevmem. (II) “Türkiye’de ilk gerilim romanı

yazarı benim.” demedim, “Sanırım…” diye başladım cümleye.

(II I) Bir yazarın “Bu şahane bir yapıt oldu, edebiyatın âlâsını

yaptım.” gibi sözler söylemesini doğru bulmuyorum. (IV) Yazmak,

bir kitabı bastırmak zaten kendini beğenmişlik değil de

nedir? (V) Bütün bunların üzerine bir de yazdığını övmek, dayanılmaz

geliyor bana.

Bir yazarın görüşlerini belirttiği bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi

yanlıştır?

A) I. cüm le de, kişiliğiyle ilgili bilgi veriyor.

B) II. cüm le de, bir yanlış anlamayı düzeltmek için gerekli

açıklamayı yapıyor.

C) II I. cüm le de, benimsemediği bir tutumu ortaya koyuyor.

D) IV. cüm le de, bir yorum yapıyor.

E) V. cüm le de, başarısız yapıtları beğenmenin yanlışlığını

belirtiyor.

Çözüm

Numaralı cümlelerle ilgili A, B, C ve D seçeneklerinde verilenler

doğrudur. V. cümlede ise yazar, bir yazarın kendi eserini övmesinden

hoşlanmadığını belirtiyor.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2011

(I) Gü nü müz de, ye ni ye ti şen genç ya zar lar ken din den ön ce kile

ri ta nı ma dık la rı, oku ma dık la rı için bir ek sik lik duy mu yor sanki.

(II) Bun lar de ne yim li, us ta ya zar la rın önün de yap rak gi bi titre

mi yor ar tık, ken di ne çok gü ve ni yor. (II I) Bu nun la bir lik te yapıt

la rı il giy le kar şı la nan ge niş okur kit le le ri ne ses le nen sa nat çının

çok iyi ya zar ol du ğu ya nıl gı sı na dü şü yor. (IV) Ye ni ku şa ğın

“Ne ola cak sa ça bu cak ol sun.” dü şün ce sin den do ğan bu gö zü

ka ra ya rış, ben ce ol duk ça teh li ke li. (V) Çün kü bu, bi rey ci li ğin,

“ben ben” ci li ğin ege men li ği an la mı na ge lir.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le ler le il gi li ola rak aşa ğıda

ve ri len ler den han gi si yan lış tır?

A) I. cüm le de, us ta ya zar la rın, ede bi yat dün ya sın da ki ge lişme

ler den kay gı lan dık la rı di le ge ti ri li yor.

B) II. cüm le de, genç ya zar la rın de ği şen tu tum la rı hak kın da

bil gi ve ri li yor.

C) II I. cüm le de, yan lış bir ka nı ya de ği ni li yor.

D) IV. cüm le de olum suz bir du rum la il gi li ki şi sel gö rüş be lir ti li yor.

E) V. cüm le de, ön ce ki cüm le de be lir ti len le il gi li yo rum ya pılı yor.

Çözüm

Se çe nek ler in ce len di ğin de “A”da ki de ğer len dir me nin yan lış oldu

ğu gö rül mek te dir. I. cüm le de us ta ya zar la ra iliş kin hiç bir değer

len dir me ye yer ve ril me miş; genç ya zar la rın, es ki le ri ta nı mama

la rı eleş ti ril miş tir.

Doğru Seçenek A

Örnek LYS / 2011

(I) Bu yapıtı yalnızca bir anı sanmayın. (II) Yazar, bir psikiyatr

ve siyaset adamı gözüyle kendi öyküsüne paralel olarak son

elli yıllık siyasi tarihimizi de ayrıntılarıyla ele alıyor. (II I) Bunları

kendi özgün yorumlarının yanı sıra sayısal bilgilerle de destekliyor.

(IV) Anlatımını, roman kahramanı olabilecek ilginç kişilerle

zenginleştiriyor. (V) Her biri başlı başına bir yaşam dersi diyebileceğimiz

anekdotlara da yer veriyor.

Bir yapıtın anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle

ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cüm le de, uyarı söz konusudur.

B) II. cüm le de, konuyla ilgili bir açıklama yapılıyor.

C) II I. cüm le de, öznellikle nesnelliğin iç içe olduğu söyleniyor.

D) IV. cüm le de, duygusal yönleri öne çıkaran bir tutum izlendiği

belirtiliyor.

E) V. cüm le de, söyleme öğreticilik ve çeşitlilik boyutu katıldığı

belirtiliyor.

Çözüm

Numaralı cümlelerle ilgili A, B, C ve E seçeneklerinde verilenler

doğrudur. IV. cümlede eserin anlatımına değinilmiştir.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2015

(I) Tire’ye gidince camileri görmeden sakın dönmeyin. (II) Çoğu

XV. yüzyıla ait olan camilerin gerek kubbelerinde gerekse

minarelerinde tuğla işçiliğinin en güzel örneklerini bulabilirsiniz.

(III) Bu minarelerin kimi “zencirek formu”yla kimi de “çam kozalağı”

tarzında yapılmış. (IV) Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim:

Tire’nin daracık sokakları “el sanatları müzesi”

sanki. (V) Bu yaşıma rağmen bazı eşyaların nasıl yapıldığını ilk

kez orada gördüm. (VI) Örneğin semerin, urganın ve keçenin

yapılışını, bunların son ustalarını izleyerek öğrendim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, ziyaretçilere yönelik bir öneride bulunulmuştur.

B) II. cümlede, bazı yapılarda hangi malzemenin kullanıldığı

belirtilmiştir.

C) III. cümlede, yapılarda kullanılan yapım tekniklerinden söz

edilmiştir.

D) IV. cümlede, tarihî yapılarla ilgili bilgi verilmiştir.

E) VI. cümlede, önceki cümlede belirtilenle ilgili bir açıklama

yapılmıştır.

110


Cümlede Anlam ve Anlatım

Çözüm

IV. cümlede tarihî yapılarla ilgili bilgi değil, Tire sokaklarıyla ilgili

bir tespit ortaya konmuştur.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2015

(I) Çocuk, anne babasını örnek alarak, onlarla özdeşleşerek kişilik

geliştirir. (II) Gerçekten çocuklukta anne babaya benzemek

çocuğa yetmektedir. (III) Çünkü çocuğun gözünde anne babası

en akıllı, en yanılmaz kişilerdir. (IV) İlkokul çağında ise öğretmen

en iyi, en üstün örnektir onun için. (V) Ergenlik döneminde

anne baba artık kusursuz örnek olmaktan çıkar. (VI) Genç;

eleştirici gözle baktıkça beğenmediği, kendine aykırı gelen pek

çok özellik bulmaya başlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren

çocukta, anne babasıyla ilgili düşünce değişikliğinden

söz edilmektedir?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

Anne babanın, çocuk üzerindeki örnek olma rolü üzerinde IV.

cümleye kadar durulmakta, burada ilkokulla birlikte bu rolü öğretmenin

üstlendiği belirtilmektedir.

Doğru Seçenek C

Örnek ÖSS / 2006

Bir yö net me ni miz şöy le di yor: “Ger çek bir film, ayak ka bı nın içine

ka çan bir ta şa ben ze me li dir.”

Bu cüm le de, film le il gi li ola rak be lir til mek is te nen aşa ğı daki

ler den han gi si dir?

A) Bir du ru mu eleş ti rel yak la şım la ele alıp olum lu ve olum suz

yön le riy le yan sıt ma lı dır.

B) ‹n sa nı ve top lu mu te dir gin eden so run lar üze rin den bi zi düşün

me ye zor la ma lı dır.

C) ‹n sa nın duy gu dün ya sı nı et ki le ye cek ni te lik te ol ma lı dır.

D) ‹z le yen le rin, ya şa mı da ha iyi ta nı ma sı na ola nak sağ la malı

dır.

E) De ği şik yol la ra baş vu ra rak iz le yi ci nin il gi si ni kam çı la ma lı dır.

Çözüm

Bu cüm le de film ile ilgili olarak in sa nı tıp kı ayak ka bı sı nın içine

gi ren bir taş gi bi ra hat sız et me li, in sa nı ba zı so run lar üze rine

dü şün dür me li dir anlamı çıkmaktadır. Bu an lam da B se çene

ğin de var dır.

Doğru Seçenek B

Örnek TYT / 2019

Çocuk, aklının doğal işleyişi sonucu her an ortaya çıkan tuhaf

sorulardan birine yanıt bulma amacıyla gerçekleştirdiği her samimi

girişim sayesinde, o amacın sonucuyla kıyaslanamayacak

oranda kalıcı kazanımlar edinir.

Bu cümlede çocuklarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tuhaf sorular sorma davranışlarının çocuklarda istemsiz

biçimde gerçekleştiği

B) Merak ettikleri konunun iç yüzünü öğrendikleri sürece bilgi

birikimlerinin arttığı

C) Kendi hâllerine bırakıldıklarında tuhaf sorular sorma alışkanlıklarının

sona erdiği

D) Cevabını samimi biçimde merak ettikleri soruların yetişkinlerce

cevaplandırılması gerektiği

E) Sorularına cevap arayışlarının gelişimleri üzerinde cevaplardan

daha etkili olduğu

Çözüm

Cümlede çocuğun, aklının işleyişi sonucu ortaya çıkan tuhaf

sorulardan birine yanıt bulma amacıyla gerçekleştirdiği her samimi

girişim sonucunda önemli ve kalıcı kazanımlar elde ettiği

belirtilmiştir. Buna göre cümlede asıl anlatılmak istenen E’de

verilmiştir.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2015

Şair, geleneğin sürüp giden hazır düşünme kalıplarını parçaladığı

zaman gerçek parıltıyı yani iyi şiiri elde edebilir.

Bu cümleyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde sesini duyurmak isteyen bir genç sanatçı, kendinden

öncekileri aşmalıdır.

B) İyi şair olmanın yolu, başkalarını besleyecek kaynaklar ortaya

koymaktır.

C) Şiirde yerleşik olan anlayışları yıkmak, genç sanatçılar

için zordur.

D) Bir şair için nitelikli ürünler ortaya koymanın yolu, alışılmışın

dışına çıkmaktır.

E) Şiir alanında sağlam bir yer edinebilmenin ön şartı, kendini

geliştirmektir.

Çözüm

Öncüldeki “geleneğin sürüp giden hazır düşünme kalıplarını

parçalamak” bölümü, D seçeneğinde “alışılmışın dışına çıkmak”,

“iyi şiiri elde etmek” bölümü de “nitelikli ürünler ortaya

koyma” ifadesiyle karşılanmıştır.

Doğru Seçenek D

111


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek ÖSS / 2003

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de öte ki ler den fark lı bir düşün

ce di le ge ti ril miş tir?

A) Üs lup, in sa nın ko nuş tuk la rı nı ve yaz dık la rı nı bi çim len diren

ki şi sel bir öge dir.

B) Bir sa nat çı nın üs lu bu, o sa nat çı nın ken di si dir.

C) Sa nat çı, söz cük le ri se çip yan ya na ge ti rir ken on la ra ken di

dam ga sı nı vu rur.

D) Üs lup, sa nat çı nın ki şi li ği ni yan sı tan bir ay na dır.

E) Bir sa nat çı, ya rat tı ğı ya pı tın tü rü ne gö re üs lup kul la nır.

Çözüm

A, B, C ve D se çe nek le rin de üs lu bun bi rey sel lik ni te li ğin den ve

sa nat çı ya öz gü lü ğün den söz edi lir ken E’de sa nat çı nın oluş turdu

ğu ese rin çe şi di ne gö re üs lup be nim se me si ne de ği nil miş tir.

E’de üs lu bun öz gü nlü ğü ne de ği nil me miş tir.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2016

(I) Yahya Kemal’in şiirlerini ikiye ayırarak yarısına eski, yarısına

yeni demek garip bir hatadır. (II) Bir ruh nasıl hem yeni hem eski

olabilir, özellikle Yahya Kemal gibi kişiliği bilinen bir şairde birbirine

karşıt iki dünya nasıl bir arada yaşayabilir? (III) Herhâlde

bu yanlışlık, onun gazellerini birer taklit olarak görmekten, Yahya

Kemal’i taklitçi olarak değerlendirmekten ileri geliyor. (IV) Belki

birçok kişi taklit yapabilir, taklitçi olabilir ama onun bu sınıflandırmaya

girmediği kesinlikle doğrudur. (V) O, yeni şiir anlayışıyla

oluşturduğu gazellerinde Türkçenin lezzetine ve öz şiire susamış

bir şair olarak çıkar karşımıza.

Yahya Kemal’in anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, şiirlerine yönelik oluşmuş bir yanılgıdan söz

edilmiştir.

B) II. cümlede, kişiliğiyle ilgili araştırmaların yetersizliğine değinilmiştir.

C) III. cümlede, şaire ilişkin bir görüşün sebebi belirtilmiştir.

D) IV. cümlede, kimi şairlerden ayrılan yönüne dikkat çekilmiştir.

E) V. cümlede, şairin dil ve şiir anlayışındaki duyarlılık ifade

edilmiştir.

Çözüm

I, III, IV ve V numaralı cümlelerle ilgili olarak verilenler doğrudur.

II numaralı cümlede Yahya Kemal’de birbirine karşıt iki durumun

nasıl var olabileceği sorgulanmakta, onun kişiliğiyle ilgili

araştırmaların yetersizliğine değinilmemektedir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2016

Son yirmi yılda akıllı teknolojik cihazların ---- tasarımları ile ilgi

çekici ---- stratejileri, bu cihazların bir önceki sürümlerinin değerini

kaybetmesine ve çöp ---- için potansiyel atık hâline gelmesine

neden olmaktadır.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere, düşüncenin akışına göre,

aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) gösterişli - pazarlama - alanları

B) güzel - piyasa - bölgeleri

C) uygun - reklam - tesisleri

D) resmî - tanıtım - kutuları

E) sevimli - satış - merkezleri

Çözüm

Seçenekler incelendiğinde A seçeneğindeki “gösterişli” sözcüğü

ile ilk boşluğun sonundaki “tasarımları” sözcüğünün, “pazarlama”

sözcüğü ile ikinci boşluğun sonundaki “stratejileri” sözcüğünün,

“alanları” sözcüğü ile de üçüncü boşluğun başındaki

“çöp” sözcüğünün birbiriyle anlamca uyumlu olduğu görülür.

Buna göre cümledeki boşluklara sırasıyla A seçeneğindeki sözcükler

getirilmelidir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2017

(I) Genç şairin kitabını, “Acaba son dönem şiirimizde ne yönde

gelişmeler görülüyor, gençler nelere ilgi duyuyor, ne tarz şiirler

yazmaya çabalıyor?” diyerek merakla okudum. (II) Öncelikle

söylemek gerekirse şiirlerini hem teknik hem biçim bakımından

hatasıza yakın yazıyor şair. (III) Bu hatasızlığın içinde okuyanı

etkileyen özgün bir ifadeye rastlamak zor. (IV) Teknik ve

biçim bakımından kusursuz olan bu dizeler, öğrenilmiş bir şiir

hissi uyandırıyor. (V) Hâlbuki şiirde bir şair trajedisine, şairin

varlığına ihtiyaç var.

Genç bir şairin eserinin değerlendirildiği bu parçadaki numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) I. cümlede genç kuşaklarca beğeniyle takip edildiği vurgulanmıştır.

B) II. cümlede yapı yönünden olgun bir düzeye eriştiği dile

getirilmiştir.

C) III. cümlede anlatım bakımından kendine özgülükten uzak

olduğu söylenmiştir.

D) IV. cümlede kimi yönleriyle eskiyi tekrar eden özelliklere

sahip olduğu sezdirilmiştir.

E) V. cümlede şairin kendi şiiriyle iç içe olması gerektiği ifade

edilmiştir.

112


Cümlede Anlam ve Anlatım

Çözüm

II, III, IV ve V numaralı cümlelerle ilgili olarak verilenler doğrudur.

I. cümlede genç şairin kitabının merakla okunduğundan

söz edilmiş, genç kuşaklarca beğeniyle takip edildiğine değinilmemiştir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2015

Tarihi XVIII. yüzyıla kadar uzanan ve UNESCO tarafından

Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Safranbolu Evleri, Türk

mimarisinin önemli örneklerindendir.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden

hangisidir?

A) UNESCO, tarihî Türk mimarisine her geçen gün daha fazla

ilgi göstermektedir.

B) Safranbolu Evleri’nin geçmişi birkaç yüzyıl öncesine kadar

uzanmaktadır.

III. CÜMLEDEN KESİN OLARAK

ÇIKARILABİLECEK YARGI

Bir cümlede verilenlerden yola çıkarak ya bir yargıya varmak ya

da cümledeki yargıdan farklı bir yargı çıkarmaktır.

C) UNESCO, geleneksel Türk mimarisini araştırmak için

önemli projeleri desteklemektedir.

D) Safranbolu, Türk mimarisinin en önemli örneklerine ev sahipliği

yapmaktadır.

E) Safranbolu Evleri, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne yeni dâhil

edilen mimari yapılar arasında yer almaktadır.

Çözüm

Örnek

Sherlock dizisinde Sherlock Holmes rolüyle karşımıza çıkan,

beyaz perdede ise en son Alan Turing’i canlandıran İngiliz aktör

Benedict Cumberbatch, BBC Radyo 4 için Franz Kafka’nın

ölümsüz eseri “Dönüşüm”ü dört bölüm hâlinde seslendirdi.

Bu cümleden kesin olarak çıkarabilecek yargı, aşağıdakileden

hangisidir?

A) Alan Turing, Sherlock dizisinde oynamıştır.

B) Sherlock dizisiyle Kafka’nın “Dönüşüm”ü eş zamanlı olarak

çekilmiştir.

C) BBC hem Sherlock dizisinin hem “Dönüşüm”ün yayımlandığı

kanaldır.

D) Benedict Cumberbatch en son Alan Turing’in beyaz perde

için yönettiği filmde oynamıştır.

E) Benedicd Cumberbatch hem dizi hem film oyunculuğu

hem de seslendirme yapmaktadır.

Çözüm

Sherlock dizisinde oynayan Benedict Cumberbatch’tır (A yanlış).

Diziyle “Dönüşüm”ün çekim zamanları verilmemiştir (B

yanlış). BBC’nin “Dönüşüm” dışında hangi dizi veya filmleri yayımladığı

verilmemiştir (C yanlış). Alan Turing filmin yönetmeni

değildir (D yanlış). Cümlede Benedict Cumberbatch’ın oynadığı

dizi ve filmle, seslendirdiği roman belirtilmiştir (E doğru).

Doğru Seçenek E

A seçeneği, UNESCO’nun, tarihî Türk mimarisine değil Safranbolu

evlerine ilgisinden bahsedildiğinden; C seçeneği,

UNESCO’nun herhangi bir projeye sağladığı destekten söz

edilmediğinden; D seçeneği, Safranbolu evlerinin, Türk mimarisinin

en önemli örnekleri olduğu belirtilmediğinden; E seçeneği,

Safranbolu evlerinin, ne zaman dünya mirası listesine dâhil

edildiği belirtilmediğinden yanlıştır. Bu evlerin tarihinin 18. yüzyıla

uzandığı belirtildiğinden B seçeneği doğrudur.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2014

1769’da Nicholas Cugnot adında bir Fransız askeri tarafından

karada yol alan ilk mekanik taşıt yapılıncaya kadar kara taşımacılığı;

katır, at gibi hayvanlar tarafından çekilen arabalarla

sağlanıyordu.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Karada yol alan ilk mekanik taşıt askerî amaçlarla üretilmiştir.

B) Mekanik taşıtlar, hayvan taşımacılığını sona erdirmiştir.

C) Hayvan gücüyle çekilen kara araçları çok uzun süre kullanılmıştır.

D) Mekanik taşıtlar, XVIII. yüzyılda yalnızca Fransa’da kullanılmıştır.

E) Profesyonel taşımacılık faaliyetleri, XVIII. yüzyılda Fransa’da

başlamıştır.

Çözüm

A) Taşıtın bir asker tarafından yapılması onun bir askerî araç

olduğunu göstermez.

B) Taşıt yapılana kadar hayvanlarla sağlanan ulaşımın taşıttan

sonra sona erdiği belirtilmemiş.

113


Cümlede Anlam ve Anlatım

C) 1769’da taşıt yapılana kadar hayvan taşımacılığının sürmesi,

uzun süre taşımacılıkta hayvanların kullanıldığını

gösterir.

D) Araç Fransız bir asker tarafından yapılmıştır ancak nerede

kullanıldığı cümlede belirtilmemiştir.

E) Cümlede profesyonel taşımacılıkla ilgili hiçbir ibare bulunmamaktadır.

Doğru Seçenek C

2. Öznel Anlatım

Kişiye göre değişebilen bir yargı bildiren anlatımdır. Tartışmalıdır,

doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamaz; yoruma açıktır.

• Sanatın en önemli görevi güzeli ortaya çıkarmaktır.

• Yorucu bir günün akşamında böyle bir film izlemek keyif

vericiydi.

Örnek YGS / 2016

Türk edebiyatının önemli sanatçılarından Yaşar Kemal’in, düşlerine

sığınarak hayata tutunmaya çalışan sokak çocuklarının

unutulmamaya mühürlenen hayat hikâyelerini anlattığı Neredesin

Arkadaşım, büyük ustanın çocuklarla yaptığı söyleşilerden

oluşmaktadır.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Neredesin Arkadaşım adlı eser, Yaşar Kemal’in sokak çocuklarıyla

yaptığı röportajların bir seçkisi olarak yayımlanmıştır.

B) Yaşar Kemal’in sokak çocukları üzerine yaptığı araştırmalar

okurlarca beğenildiği için bir araya getirilmiştir.

C) Sokak çocuklarından edindiği izlenimlerle Yaşar Kemal,

Neredesin Arkadaşım adlı öyküyü sokak çocuklarına ithaf

etmiştir.

D) Neredesin Arkadaşım adlı eseriyle Yaşar Kemal, ilk defa

sokak çocuklarının sorunlarını bir öykü kitabında işlemiştir.

E) Sokak çocuklarının hayat hikâyelerini konu edinen Neredesin

Arkadaşım adlı öykü kitabı üzerine Yaşar Kemal’le

yapılan röportajlar bir kitap hâline getirilmiştir.

Örnek YGS / 2012

(I) Tanpınar’ın yarım kalmış son romanı Ay’daki Kadın bir rüyadan

uyanışla başlar ve içinde “rüya” sözcüğünün geçtiği bir

cümleyle yarıda kalır. (II) Kitapta en çok yinelenen sözcüktür

rüya; roman da adını, edebiyatımızda benzeri az bulunur bir

mizahla kurulmuş eşsiz bir rüyadan alır. (III) Tanpınar’ın roman

ve şiirlerini yakından tanıyanlar için Ay’daki Kadın’ın baştan

aşağı bir rüya dili ve atmosferiyle kurulduğunu söylemek

de şaşırtıcı olmayacaktır. (IV) Ay’daki Kadın, daha ilk sayfasından

anlaşılacağı gibi okuyucuyu Tanpınar’ın o bilinen dünyasının

hazlarına hemen götüren bir roman. (V) Öte yandan,

tamamlanmamış kitabın dünyası, çok belirgin düzeltmeleriyle

Tanpınar’ın kimi romancı sırlarını ve kararsızlıklarını açığa vuran

bir dünya.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde kişisel

düşünceye yer verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I. cümle tartışmasız, kanıtlanabilir özelliktedir, nesneldir.

Doğru Seçenek A

Çözüm

Öncüldeki cümlede geçen “…çocuklarla yaptığı söyleşilerden

oluşmaktadır.” ifadesi A seçeneğindeki “…sokak çocuklarıyla

yaptığı röportajların bir seçkisi olarak…” sözüyle anlamca örtüşmektedir.

Onun için öncülden çıkarılabilecek kesin yargı A

seçeneğinde verilmiştir.

Doğru Seçenek A

V. CÜMLELER ARASI ANLAM

ILIŞKILERI

1. Neden - Sonuç İlişkili Cümleler

Yargının gerçekleşme nedeniyle birlikte verildiği cümlelerdir.

• O kadar mutluydu ki, sevinçten ağladı bile…

• Kar yolları kapadı, şehirde iletişim kesildi.

IV. CÜMLEDE ANLATIM

NESNEL VE ÖZNEL ANLATIM

1. Nesnel Anlatım

Kişiye göre değişmeyen bir yargı bildiren anlatımdır. Tartışmasızdır,

kanıtlanabilir; yoruma kapalıdır.

• Dergide bilimsel yazılar ve bunlarla ilgili resimler var.

• Sanatçı eserlerinde “ve” bağlacını kullanmamış.

• Malzeme zamanında gelmediğinden işi bitiremedik.

• Navigasyon bozulunca adresi de bulamadık.

• Çatılar fırtınadan dolayı uçtu.

• Senin için ölemem çünkü yaşamak güzel.

• Her zaman enerjik, ne de olsa spor yapıyor.

Bilgi Notu

Neden - sonuç cümleleri “… diği için …” biçiminde kurgulanabilen

cümlelerdir.

114


Cümlede Anlam ve Anlatım

• Beni gördü geldi.

• Beni gördü de geldi.

• Beni gördüğü için geldi.

(I. cümle) neden (II. cümle) sonuç

• Çok yorgundum, erken yattım.

(I. cümle) gerekçe II. cümle (sonuç)

• Erkenden yattım, çok yorgundum.

(I. cümle) sonuç (II. cümle) gerekçe

• Sözümü dinledi de başarılı oldu.

(I. cümle) gerekçe (II. cümle) sonuç

• Bütün derim yandı, yarım saat güneşte kalınca.

(I. cümle) sonuç

(II. cümle) gerekçe

• “Jaws” romanını okuduktan sonra denizde açılamaz oldum.

(I. cümle) gerekçe

(II. cümle) sonuç

Örnek ÖSS / 2001

(I) Ya şa m öy kü sü yaz ma, bir ta k›m ön ça l›ş ma lar yap ma y› ge rekti

rir. (II) ‹l kin, ya şa m öy kü sü ya z› la cak ki şiy le il gi li kay nak lar, belge

ler sap ta n›r; bun lar de ğer len di ri lir. (II I) Bu yön den bel ge sel boyut

lu dur ya şa m öy kü le ri. (IV) Ki şi nin mek tup la r›n dan, gün lük lerin

den an› la r›n dan ya rar la n› l›r. (V) Ay r› ca, o ki şi nin eşin den, dostun

dan, onu ta n› yan lar dan bil gi al› n›r. (VI) Bun lar ya p›l ma dan

oluş tu ru la cak bir ya şam öy kü sü hem il gi çe ki ci ol maz hem de kişi

nin ya şam se rü ve ni nin tüm bo yut la r› n› ku şat maz.

Bu par ça n›n I nu ma ra l› cüm le sin de be lir ti len dü şün ce nin

ne de ni, ka ç›n c› cüm le de aç›k lan m›ş t›r?

A) II. B) II I. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

Seçeneklere bak tı ğı mız da yal nız ca C’de ey lem ne de niy le belir

til miş tir. Çün kü ke de ri ya şa ma nın gerekliliğinin ne de ni olarak

kederin in sa nı ol gun laş tır ma sı verilmiştir.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2017

(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, merakla ve

merak edilen şeyi tecrübe etmekle başlar. (II) Farklı yaş gruplarındaki

kişilerin ilgi duydukları şeyler değiştiğinden edindikleri

bilgilerle onlara ulaşma yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin

çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler belleklerinden

kolay kolay silinmez. (IV) Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler

ise görerek, okuyarak, araştırarak kazanılır. (V) Fakat bu iki

öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak yön, merak ve keşfetme

arzusudur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç

ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

I, III, IV ve V numaralı cümlelerde neden-sonuç ilişkisi yoktur. II

numaralı cümlede ise “farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları

şeyler değiştiğinden” ifadesi neden, “…farklılık gösterir.”

ifadesi sonuç bildirmektedir.

Doğru Seçenek B

Çözüm

I. cüm le de ya şa m öy kü sü yaz mak için bir ta k›m ön ça l›ş ma lar

yap mak ge rek ti ğinden; II, IV ve V. cüm le ler de bu ön ça l›ş mala

r›n ne ler ol du ğun dan söz edil mek te dir. II I. cüm le ise I. cümle

de ki yar g› n›n so nu cu dur. VI. cüm le de de bü tün ha z›r l›k la r›n

ne de ni be lir til mek te dir.

Doğru Seçenek E

Örnek LYS / 2010

Aşa ğı da ki di ze le rin han gi sin de, ey lem, ne de niy le bir likte

ve ril miş tir?

A) İn san ba lık la ma dal ma lı içi ne ha ya tın

Bir ka ya dan züm rüt bir de ni ze at lar ca sı na

B) Uzan dın mı bir kez sım sı cak kum la ra

Din le ne cek sin bir kum ta ne si, bir yap rak gi bi

C) Ke de ri de ya şa ma lı sın bü tün ben li ğin le

Acı lar da se vinç ler gibi ol gun laş tı rır in sa nı

D) Ya şa dın mı yo ğun lu ğu na ya şa ya cak sın bir şe yi

Kok la mak tan bit kin düş müş çe si ne bir çi çe ği

E) İn san bü tün gü zel mü zik le ri din le me li ala bil di ği ne

Tüm ben li ği ses ler le, ez gi ler le do lar ca sı na

2. Amaç - Sonuç İlişkili Cümleler

Eylemin yapılma amacını bildiren cümlelerdir. Bu cümleler

“… mek için …” biçiminde kurgulanabilir.

ÖRNEK

Buraya beni görmeye gelmiş.

Buraya beni görmek üzere gelmiş.

Buraya beni görmek amacıyla gelmiş.

Buraya beni görmek için gelmiş.

3. Koşul İlişkili Cümleler

Bir yargının gerçekleşebilmesini bir koşula bağlayan cümlelerdir.

Dolayısıyla bu tür cümlelerde sonuç yoktur. “… se / sa …”

biçiminde kurgulanabilen cümlelerdir.

• Çalışırsan kazanırsın.

• Pencereyi açarsan üşütürsün.

• Bu resimlere baktıkça aklıma geliyorsun.

• Sahneye çıkarım ama şarkılarımı kendim seçerim.

115


Cümlede Anlam ve Anlatım

4. Karşılaştırma İlişkili Cümleler

Karşılaştırma, kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek

için kıyaslanması, mukayese edilmesidir.

• En kı sa kro ki, in sa na en uzun ra por dan da ha faz la bil gi

ve rir.

“Da ha” ve “en”, de re ce len dir me zarf la rı kar şı laş tır ma il gi si ku rar.

• Ka ra de niz Böl ge si, yıl bo yun ca di ğer böl ge le ri miz den daha

çok ya ğış alı yor.

• Türkiye’nin en yüksek noktası Ağrı Dağı’nın zirvesidir.

• Hiçbir şey, kişinin öz saygısından önemli değildir.

Kar şı laş tır ma, ben zer lik - zıt lık ya da üs tün lük ba kı mın dan var lıklar

ara sın da ya pı la bi lir.

Bilgi Notu

Kar ş› laş t› r› lan en az iki kav ram ve “kar ş› laş t›r ma yö nü” bu lunma

s›, “kar ş› laş t›r ma”y› “ben zet me”ye yak laş t›r mak ta d›r. Kar ş› laşt›r

ma, ge nel lik le ben zer lik ler aç› s›n dan ya p›l d› ğ› için de ben zet meyle

ka r›ş t› r› la bi lir. Ben zet me de güç lü olan dan za y›f ola na özel lik aktar

ma s› ya p› l›r, özel lik ler eşit le nir; kar ş› laş t›r ma da ya p› lan sa de ce

var olan özel li ğin be lir len me si dir ki ge nel lik le kar ş› laş t› r› lan öge lerden

bi ri öte kin den (ya da öte ki ler den) üs tün du rum da d›r. Çoğunlukla

şu ku ral ge çer li dir: Her ben zet me kar şı laş tır ma dır; her kar şılaş

tır ma ben zet me de ğil dir.

• Bu ra s› da ge çen haf ta gez di ği miz yay la gi bi gü zel. (Ben zet me)

• Bu ra s› ge çen haf ta gez di ği miz yay la dan gü zel. (Kar ş› laş t›r ma)

Örnek LYS / 2012

(I) Yaşamın özüne ayna tutan çağdaş öyküler, eskiden yazılanların

çoğundan farklı olarak öykülemeden çok, göstermeye; anlatmadan

çok, sezdirmeye başvurur. (II) Anlatıcı, bir kişide herkesi

görmeye ve göstermeye çalışırken geleneksel anlatıcılardan

farklı olarak dili, bütün çağrışım değerlerini hesaba katarak

kullanır. (III) Kısa, özlü ve özgün yapısı, yoğunluklu anlatımıyla

okuyucunun ilgisini çekecek bu öykülerde düz bir anlatım kullanılır.

(IV) Bu yönden, çağdaş öyküyle şiir arasında oylum açısından

bir benzerlik kurulabilir. (V) Bu nedenle eksiltili anlatıma

en çok çağdaş öykülerde yer verilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma

yapılmamıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

I. cümlede, eski öykülerle çağdaş öyküler; II. cümlede, geleneksel

anlatıcılarla çağdaş anlatıcı; IV. cümlede, çağdaş öyküyle

şiir; V. cümlede, çağdaş öykülerle diğer öyküler karşılaştırılmıştır.

III. cümlede karşılaştırma yoktur.

Doğru Seçenek C

Etkinlik

Aşa ğı da ki cüm le le rin ne den - so nuç, amaç - so nuç, ko şul -

so nuç, ge rek çe cüm le le rin den han gi si ne ör nek ol du ğu nu

alt la rı na ya zı nız.

• Sağlıklı, enerjik yaşamak güzel, bunu biliyorum ne sigara

ne içki içiyorum.

.........................................................................................

• Millet olarak doğaya acımadık, doğa küstü ve kendini değiştirdi.

..........................................................................................

• Daha başarılı olabilmek için günde üç saat antrenman yapıyorum.

..........................................................................................

• O taş plakları dinledikçe yetmiş yıl geriye gidiyorum.

..........................................................................................

• Gezi yazıları, yerini belgesel filmlere bıraktı; görmek daha

akılda kalıcı oluyor.

..........................................................................................

• Caddede koşmak zararlıdır, ciğerlerinize egzoz gazı dolar.

..........................................................................................

VI. CÜMLEDE YARGI BİLDİRME

YÖNTEMLERİ

A. TANIMLAMA

Tanımlama; bir kav ra mı, bir nes ne yi en ge nel ve de ğiş mez

özel lik le riy le ta nıt mak, ta rif et mek tir. Ta nım “...ne dir?” “… neye

denir?” “...kimdir?” so ru su na ce vap ve rir. Bi lim sel-öğ re ti ci

ta nım lar nes nel dir. Sa nat ve so yut kav ram lar la il gi li ta nım lar

öz nel ola bi lir.

Öznel tanım örnekleri:

• Şi ir; duy gu, dü şün ce ve ha yal le rin gü zel ve et ki le yi ci biçim

de söz ve ya zıy la an la tıl ma sı dır.

• Şi ir, dü şün ce yi duy gu hâ li ne ge ti rin ce ye ka dar yo ğur mak tır.

• Şi ir, bir akıl has ta lı ğı dır.

• Şi ir, aş kın ilk he ce si; şa ir onun ke ke me si dir.

Nesnel tanım örnekleri:

• İsimleri niteleyen, belirten sözcüklere sıfat denir.

• Dört tarafı suyla çevrili kara parçasıdır, ada.

116


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek ÖSS / 2007

(I) Bi linç akı şı yön te mi, öy kü ve ro man lar da ka rak ter le rin, geçmi

şe ve bu gü ne iliş kin duy gu, dü şün ce ve anı la rı nın ak ta rı mında

kul la nı lan bir tek nik tir. (II) Söz ko nu su duy gu ve dü şün ce lerin

hiç bir de ne tim ya da sı nır la ma ol mak sı zın olan ca do ğal lı ğıyla

ak ta rıl ma sı, an la tı yı zen gin leş ti rir. (II I) Bu tek nik le ya zar, okura

ken di duy gu la rı nı an la ya bil me ola na ğı su nar. (IV) Bir başka

an la tım la oku run, ger çe ği fark lı bo yut lar da gör me si ni sağ lar.

(V) Böy le ce ya zar, yü zey sel ola nın an la tı mıy la ye tin me ye rek yarat

tı ğı kah ra man la rın iç dün ya la rı nı da yan sıt tı ğı için an la tı mı na

de rin lik ka zan dır mış olur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal

bir nitelik taşımaktadır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

Bi rin ci cüm le de “Bi linç akı şı yön te mi ne dir?” so ru suna ya nıt verilerek

tanım yapılmıştır. Cüm le nin “... bir tek nik tir.” bi çi min de

“-tir” ek fii liy le ku rul muş ol ma sı da önem li bir ipu cu dur. Tek tek

kon trol et ti ği miz de di ğer cüm le ler de “.... ne dir?” so ru su na ya nıt

ola bi le cek bir ifa de ye rast lanmaz.

B. BE T‹M LE ME (TAS V‹R)

Doğru Seçenek A

Bir in sa nı, nes ne yi, ye ri ya da her han gi bir var lı ğı be lir gin özellik

le riy le söz le ya da ya zıy la ta nıt mak tır. Be tim le me de beş duyudan

yararlanılır. Ni te le me sı fat la rı na, ni te lik zarf la rı na, benzet

me le re, ben zet me li me caz la ra (eğ re ti le me le re) yer ve ri lir.

• Ses siz bir öğ le üs tü, ha va iyi ce sı cak. Gök ten par ça par ça

ay dın lık ya ğı yor. (İşit me, do kun ma, gör me du yu la rın dan

ya rar la nıl mıştır. Ka pa lı eğ re ti le me-me caz ya pıl mıştır.)

• Sa rı saç lar; sol gun, sap sa rı bir yüz, göm le ği nin ya ka sı

açık... (Bir insanın fi zik sel por tre si nin ilk ba kış ta gö rü nen

çiz gi le ri ve ril miştir. Göz le me da ya lı ya lın, me caz sız bir betim

le me ya pıl mıştır.)

• Bir sü rü kü çük, kır mı zı tuğ la dan ev; yol lar as falt kap la malı,

or ta yer de uzun bir cad de... (Göz le me da ya lı bir yer betim

le me si yapılmıştır.)

Örnek YGS / 2013

(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu düşünülen

kalıntılar ortaya çıkarıldı. (II) Buluntular arasında eşsiz,

anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun altlığı

yer alıyor. (III) Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye girişi

sağlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taş döşeli

koridorun altına gömüldüğü düşünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen

üstünden baş kısmına kadar olan yüksekliği 1,5 metreye

ulaşan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor. (V) Toplam boyu,

büyük olasılıkla 3,5-4 metreyi bulan sakallı erkek figürünün,

gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici

ögelere yer verilmemiştir?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

Çözüm

Betimleme bir insanı, nesneyi, yeri ya da herhangi bir varlığı

belirgin özellikleriyle sözle ya da yazıyla tanıtmadır. B, C, D, E

seçeneklerinde betimleme yapılmıştır. A seçeneğinde betimleme

yoktur.

Doğru Seçenek A

C. AÇIKLAMA

Bilinmeyeni bilinir kılan; bir kavram, bir durumla ilgili bilgi veren

cümlelerdir.

• A, D, E, K vitaminleri yağda erir.

D. ÖYKÜLEME

Sa de ce olay an lat ma ama cı gü den cüm le ler de öy kü le me yönte

mi uy gu lan mış sa yı lır. Öykülemede eylemler devinim hâlinde

verilir. Kişi, zaman, yer ve olay unsurları yer alır.

• O sa bah baş la dı fab ri ka da grev. / ‹ş çi le rin hep si bah çe de

top lan dı. / Sa bah işe ge len bir kaç me mur hem kay tar mak

hem de be la nın içi ne gir me mek için ka pı dan dön müş ler di.

Ba zı cüm le ler de “be tim le me” ile “öy kü le me” iç içe geç miş

ola bi lir.

• Ba sık ve eğ ri bu run lu ama uzun boy lu ve gös te riş li bir

genç, ka la ba lı ğın önü ne çık tı. (Be tim le nen gen cin ha re kete

geç me si, ka la ba lı ğın önü ne geç me si nin an la tıl ma sı öykü

le me dir.)

• Bir kaç me mur, bah çe ka pı sın dan ses siz ce gi rip hiç kim seyi

ür küt me den baş la rı ön le rin de, bi raz da çe ki ne rek yö netim

bi na sı na gir miş ler di. (“Bir kaç me mur bah çe ka pı sın dan

gi rip yö ne tim bi na sı na gir miş ler di.” den sey di sa de ce öy küle

me ya pıl mış olur du. Cüm le ye “ses siz ce”, “başları önlerinde”,

“bi raz da çe ki ne rek” gi bi be tim le me öge le ri gir miştir.)

E. ÖRNEKLEME

An la tıl mak is te nen bir dü şün ce yi açık la mak, so mut laş tır mak,

an la şı lır kıl mak için il gi li kav ram la rı, ki şi le ri, eser le ri söy le mek,

say mak tır. Ge nel lik le ön ce yar gı söy le nir, son ra ör nek (ve ya

ör nek ler) ve ri lir.

Ör ne ğin, me se lâ, söz ge li mi gi bi söz ler yar gıy la ör nek ler arasın

da kul la nı la bi lir.

• Sa hi li bir sü rü atık dol dur muş tu: pet şi şe ler, cam şi şe ler,

po şet ler, si ga ra pa ket le ri, şi şe ka pak la rı, es ki pa buç lar...

• Renk le rin in san psi ko lo ji si üze rin de ba zı et ki le ri ol du ğu belir

len miş tir. (Ör ne ğin) Be yaz, açık sa rı in sa nı din len di rir;

pem be, ma vi can lan dı rır; mor, kah ve ren gi gi bi ko yu renkler

yo rar, ka ram sar laş tı rır.

117


Cümlede Anlam ve Anlatım

F. TÜMEVARIM

Ba zı yar gı lar ge nel bir ni te lik ta şır. Bu tür yar gı lar tek ola rak

göz le nen le rin, bil gi ola rak edi ni len le rin zi hin de bir leş ti ri lip genel

so nuç lar/dü şün ce ler bi çi mi ne dö nüş tü rül me siy le olu şur. Bir

baş ka de yiş le “özel”den “ge nel”e gi di şin so nu cu dur.

• Sı cak ül ke le rin in san la rı yu mu şak baş lı olur.

• Bü tün dün ya da, hal kı et ki le me de te le viz yo nun bü yük et kisi

var dır.

• Bü yük res sam lar öl dük ten son ra üne ka vu şur lar.

G. TÜMDENGEL‹M

Ge nel den öze le, bü tün den par ça ya gi di le rek yar gı oluş tu rul ması

dır. Ge ne lin ya da bir “cins”in özel li ği nin öze le ya da bi rey le re

yan sı tıl ma sı yön te mi dir de di ye bi li riz.

• Bü tün sı cak ül ke le rin in san la rı öy le dir ya; Ga na lı ar ka daşım

bir baş ka uy sal dı.

• Dün ya nın her ye rin de ol du ğu gi bi Türk hal kı da ilk de fa

gör dü ğü te le viz yon kar şı sın da âde ta bü yü len miş ti.

• Hep öy le olur ya; onun da de ğe ri tah ta ata bin dik ten sonra

an la şıl dı.

Bilgi Notu

Bazı kaynaklarda “tümevarım” olarak adlandırılan bir başka uygulama

da parça niteliğindeki nesne, kavram, olgu ya da olayları sayıp

sonra hepsini içine alacak genel bir kavramı kullanmaktır. Bunun

tersi yapılırsa “tümdengelim” uygulanmış olur.

• Yatağı yorganı, kabı kacağı, evdeki her şeyi traktörün römorkuna

yüklediler. (Tümevarım) (Özelden genele)

• Duygularında, hayallerinde, düşüncelerinde, inançlarında, ruh

dünyasında dedesinden dinlediklerinin belirgin izleri vardır. (Tümevarım)

(Özelden genele)

• Ozanlığın temelini; saz çalmayı, türkü söylemeyi, deyiş düzmeyi

akrabası olan bu Âşık Rızaî’den öğrenmişti. (Tümdengelim) (Genelden

özele)

• Köyde gezerken çocukluğunda yaşadıklarını; annesini kaybedişini,

ablasının hastalığını, babasının sık sık gurbete gidişini bir

bir hatırladı. (Tümdengelim) (Genelden özele)

H. DOĞRUDAN VE DOLAYLI

ANLATIM

Aktarma baş ka sı na ait sö zün, baş ka ki şi le re ile til me si dir. Bir

söz, hiç de ğiş ti ril me den söylendiği gibi, öy le ce ak ta rı lır sa “doğru

dan”; içe ri ği de ğiş ti ril me yip bi çim sel de ği şik li ğe uğ ra tı la rak bizim

cüm le miz için de yer alır ve öy le ak ta rı lır sa “do lay lı” an la tım

(ak tar ma) adı nı alır.

Ör nek le ri in ce le ye lim:

• Ali: -Türk çe der si ni çok se vi yo rum. (Ali’ye ait söz, ak tar ma

yok.)

Ali “Türk çe der si ni çok se vi yo rum.” de di. (doğ ru dan)

Ali, Türk çe der si ni çok sev di ği ni söy le di. (do lay lı)

• Na sıl sı nız, de di. (doğ ru dan)

Na sıl ol du ğu mu zu sor du. (do lay lı)

Doğ ru dan an la tım lı cüm le le rin yük le mi “de di”, “de miş”, “di yor”;

do lay lı an la tım lı cüm le le rin yük le mi ise “söy le di”, “ifa de et ti”, “belirt

ti”, “di le ge tir di” vb. şekillerdedir.

• Ya rın 8.00’de bu ra da olmaya çalışın, de di. (doğ ru dan)

Ya rın 8.00’de bu ra da ol ma mı istedi. (do lay lı)

I. SA DE (YA LIN, SÜSSÜZ) VE

SA NAT LI (ÖR TÜ LÜ, ME CAZ LI)

AN LA TIM

Sü se, söz ve an lam sa nat la rı na, me caz la ra faz la yer ver meyen,

sa de an la tım dır. Sa nat lı an la tım da sü se, söz ve an lam sanat

la rı na, me caz la ra özel bir önem ve faz la ca yer ve ri lir.

• Mer yem ce’nin için de kor kuy la karışık bir şüp he var dı. “Ya

sak la dık la rı mı bi ri alır sa?” di ye dü şü nü yor du. (Ya lın anlatım)

• Mer yem ce’nin içi ne bir kurt düş müş, için için onu ke mi riyor

du. Pat la ya cak tı san ki. “Ya sak la dık la rı mı bi ri alır sa?”

di ye di ken üs tün de otu ru yor du. (Sa nat lı anlatım)

• Gü neş ya vaş ya vaş uf ka yak laş tı, ni ha yet iki da ğın, Kop

Da ğı ve Bal ka ya’nın ara sın da kay bol du. (Ya lın anlatım)

• Gü neş sa kin, ha re ket siz, te laş sız al ça lı yor du. Ni ha yet iki

da ğın, Kop da ğı ve Bal ka ya’nın ara sın da kay bo lur ken son

bir ışık, bu lun du ğu muz ye re ka dar uzan dı; top rak de rin

de rin ür per di; ova ya vaş ya vaş saf gü müş ten al tın ren gine,

on dan da ak şam sa at le ri nin es mer li ği ne geç ti. (Sa natlı

an la tım)

İ. KINAYELI ANLATIM

Bir fikrin kapalı söylenmesidir. Sözün açık söylenmesinin hoş

olmadığı zamanlarda alay ya da sitem için başvurulur. Bir sözün

hem hakiki hem mecaz anlamına gelecek şekilde kullanılmasıdır.

Asıl söylenmek istenense mecaz anlamdır.

Yahya Kemal bir gün yokuş çıkarken terlemiş, şişman ve ağır vücudunu

taşımakta zorlanıyormuş. O ara bir bakkalın önündeki sandalyeyi

görüp kendini bırakıvermiş. Yağlı bir müşteri bulduğuna sevinen

bakkal kibarca sormuş:

– Ne alırsınız efendim?

– İzin verirseniz biraz nefes alacağım.

Bu hikâyede bakkalın “yağlı müşteri” sözü hem şişman (gerçek)

hem paralı (mecaz) müşteri anlamlarıyla kinayelidir. Yahya

Kemal’in “nefes alacağım” ifadesi de hem yorgunluk (gerçek) hem

de rahat bırakılma isteği (mecaz) anlamlarıyla kullanıldığı için kinayelidir.

118


Cümlede Anlam ve Anlatım

Kinaye kimi zaman övgü içerebilir.

– Alnının akıyla bu işi bitirdi.

• Tut ki şu sı ra lar sen as ker de sin.

• Var sa ya lım ki böy le...

J. MÜBALAĞALI (ABARTILI)

ANLATIM

Mübalağa; bir konu, iş, hareket veya sözde lüzumundan fazla

ileri gitme, büyütme, abartmadır. Bir duyguyu kuvvetle dile getirme,

bir hâl ve hareketi şiddetle vurgulama, bu yoldan okuyucu

veya dinleyici üzerinde etki yaratma amacıyla başvurulan

bir anlatım şeklidir.

ÖN YARGI (PEŞİN HÜKÜM)

Bir kim se ve ya bir şey le il gi li elde yeterince veri olmadan edinilen

olum lu ve ya olum suz yar gı, pe şin hü küm.

• Bü tün bu ba şa rı la rım rast lan tı, bir da ha ay nı ba şa rı yı göste

re mem.

• Böy le si ne ge niş büt çe li bu film, ye te rin ce il gi gör me ye cek.

Geç kalan birine:

– İki saattir seni bekliyoruz.

Susadığında:

– Ciğerim yandı.

Üşüdüğünde:

– Bu soğuk nedir, dondum.

‹K‹LEM (KARARSIZLIK, DİLEMMA)

Herhangi bir konuda kararsız kalma, karar verememedir.

• Akşama tiyatroya mı sinemaya mı gitsek, bilemedim.

• Ona uğrasam mı, uğramasam mı, ne yapsam?

Neşelendiğinde:

– Gülmekten öldük.

demek, birer mübalağalı söyleyiş örneğidir.

VII. DEĞİŞİK DUYGU, DÜŞÜNCE

YA DA DURUMLARI YANSITAN,

YARGILARI DEĞİŞİK

BİÇİMLERDE BİLDİREN

CÜMLELER

Bazı cüm le ler de ka lıp laş mış an lam lar var dır. Bu cüm le le rin çoğu,

dü şün ce den çok, duy gu de ğe ri ta şır. Bu ni te lik te ki cüm lele

ri yo rum lar ken cüm le nin ta şı dı ğı duy gu nun ta nı mı nı da çok

iyi bil mek ge re kir.

OLASILIK (İHTİMAL)

Bir yar gı nın ger çek le şe bil me du ru mu nun an la tıl dı ğı cüm le ler dir.

• An nem ler bu sa at ler de An ka ra’ya var mış tır.

• Bel ki de gi din ce se ni arar lar.

• Bel bağladığım tepelerden gün doğmayabilir bir daha.

ÖNER‹ (TAVSİYE)

Bir so ru nu çöz mek üze re öne sü rü len gö rüş, dü şün ce, tek liftir.

• Ya zı la rı nız da bol bol be tim le me ler yap sa nız çok iyi ola cak.

• So ru la rı çö zer ken en kı sa yo lu de ne yi niz.

Örnek YGS / 2016

(I) Dizüstü bilgisayar ekranları çaprazlama, bir köşeden ters köşeye

genellikle 12 ile 20 inç arasında boyutlara sahiptir. (II) Büyük

ekranların çözünürlükleri daha yüksek olduğundan görüntü

daha keskin olur. (III) Büyük ekranlar daha çok yer kaplar, daha

ağır olur ve pil ömrünü kısaltır. (IV) Dizüstü bilgisayar; film izlemek,

oyun oynamak veya video izlemek için kullanılır. (V) Temel

işlemler için kullanacak veya sıkça yanınızda taşıyacaksanız

daha küçük ve hafif bir ekran tercih etmelisiniz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem

bir karşılaştırma hem de öneri söz konusudur?

A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

Çözüm

VARSAYIM

Ger çek leş me miş bir du ru mu, bir an için ger çek leş miş gi bi ka bul

et mek tir.

• Di ye lim ki bu olay ger çek de ğil.

V numaralı cümlede “daha küçük ve hafif bir ekran” sözüyle

karşılaştırma yapılmış, bunun tercih edilmesi konusunda da

öneride bulunulmuştur.

Doğru Seçenek A

119


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek YGS / 2017

(I) Türkiye’de bazı alanlarda olduğu gibi yayıncılıkta da ekonomik

ve kültürel pek çok sorundan söz etmek mümkün ama bu

sorunlar, yayıncılar dâhil, kimin umurunda! (II) Sanırım, burada

herkes şikâyet etmekten ve dinlemekten yorulduğundan birtakım

yanlışların değişmesi için küçük de olsa bir şeyler yapmak,

çözümler üzerine düşünmek gerek. (III) Butik yayıncılığın işlevi,

tam da bu “bir şeyler yapma” ihtiyacıyla örtüşüyor. (IV) Sadece

onunla da değil; birey olmayla, edebiyat ve sanatın geçirdiği

dönüşüm ve başka dünya arayışlarıyla da... (V) Yeri gelmişken

ülkemizde, pek çok konuda olduğu gibi, butik yayıncılıkla ilgili

de bir kavram karmaşası bulunduğunu belirtelim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öneri

vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

S‹TEM (KIRGINLIK)

Bir kim se nin yap tı ğı bir ha re ke tten ve ya söy le di ği sö zden dolayı

duyulan üzün tü, alın gan lık, kır gın lık gi bi duy gu lardır.

• Gü ya be ni de ya nın da gö tü re cek tin.

• Kitabımı okumuşsun ama hâlâ fikirlerini söylemiyorsun.

UYARI (‹KAZ)

Her han gi bir ko nu, so run üze ri ne il gi çek me, ih tar, tem bih.

• Üzerinize kalın kıyafetler almadan bu yaylaya çıkmayın.

KINAMA (AYIPLAMA)

Ya pı lan bir ey le mi uy gun gör me me, ayıp la ma.

Çözüm

Öneri, bir sorunu çözmek üzere öne sürelen görüş, düşünce

veya teklife denir. Parça incelendiğinde II numaralı cümlede

birtakım yanlışların değişmesi için küçük de olsa bir şeyler yapılması,

çözümler üzerine düşünülmesi önerilmektedir.

Doğru Seçenek B

P‹ŞMANLIK

Ya pı lan bir işin ve ya dav ra nı şın olum suz so nu cu nu gö re rek

üzül me. Pişmanlıkta kişi yaptığı şeyden dolayı üzgündür.

• İzmir’e kadar gitmişken Efes’i görmeliydik.

• Çok para kazanmayı değil, ilgi alanlarımı öncelik olarak alsaydım

şu an işimde daha mutlu olurdum.

• İnsanları dinlemeden böyle kolayca yargıladığına inanmıyorum.

ÖVGÜ/ÖVÜNME

Bi rin den ya da bir şey den abar tı lı bir bi çim de söz et mek, övgü

dür.

Ken di ni yü celt mek, ken din den söz et mek, kendisiyle if ti har etmek,

övün me dir.

• Bugüne kadar kimsenin önünde eğilmedik, eğilmeyiz de.

(Övünme)

• En kötü gününde bile iyimserlikle çözüm üretmeyi bildi.

(Öv gü)

HAYIFLANMA

Ki şi nin bir şe yi za ma nın da elin de im kâ nı var ken ya pa ma maktan

do la yı duy du ğu üzün tü dür.

• ‹m kânım var ken bir okul da ha bi tir me dim ya!

• Bü tün bun lar ger çek ten ya pıl ma lıy mış.

ÖZLEM (HASRET)

Bir şe yi ve ya kim se yi gör me, ka vuş ma is te ği, has ret.

• Şim di ‹s tan bul’da ol mak var dı.

YAKINMA (ŞİKÂYET)

Bu lu nu lan du rum dan hoş nut ol ma ma ya da birinden, bir şeyden

şikâyetçi olma durumu.

• Bu or tam da da ders ça lı şıl maz ki...

• Bir de al dı ğı gi bi ge tir me yi bil se...

KÜÇÜMSEME (BEĞENMEME)

De ğer ve önem ver me mek, bi ri nin yap tı ğı işi ye ter li gör me mek,

ni te lik te ki ye ter siz li ği or ta ya koy mak.

• Üç beş şi ir yaz mak la ken di ni şa ir san dı.

120


Cümlede Anlam ve Anlatım

AZIMSAMA (AZ BULMA)

Ni ce lik te ki ye ter siz li ği or ta ya koy ma, az gör me.

• Bu ka dar ye mek ki me ye ter?

• Ko ca bir yaz üç ki tap mı oku dun sa de ce?

YORUM

Her han gi bir ko nu da de ğer len dir me ya pa rak ki şi sel gö rüş belirt

me.

• Ada mın ba kış la rın dan si nir li ol du ğu an la şı lı yor du.

• Çocukların yüzü gülüyor, belli ki sınavları iyi geçmiş.

AŞAMALI DURUM

Bir du rum dan baş ka bir du ru ma ge çi şin ni te lik sel ge li şi mini belirt

me.

• Has ta, tedaviye başladığından beri gi de rek iyi le şi yor.

• ‹ş le ri miz ekonomik kriz yüzünden gün den gü ne kö tü leş ti.

GERÇEKLEŞMEM‹Ş BEKLENT‹

Bek len ti nin, umu lan bir du ru mun ger çek leş me me si. (Yük lem

geç miş za man lı olur.)

• Madonna’nın bu yıl Türkiye’de de konser vereceğini ummuştuk.

• Gü ya be ni ça lış tı ra cak tı.

Y‹NELENEN DURUM

Bir du rum ya da ola yın tek rar lan ma sı. (Yi ne le me du rum zar fı ve

geç miş za man bu lun du rur.)

• Lise arkadaşlarımla yıllar sonra yeniden bir araya geldik.

• Ana haber bülteniyle bir kez daha karşınızdayız.

BİR DURUMU KABULLENME

Be nim sen me si ola nak sız bir du ru mu ka bul et me, bu na rı za

gös ter me.

• İki deprem fayının arasında bulunan bir ülkede yaşıyoruz,

yapacak bir şey yok.

ELEŞTİRİ

Bir ya pı tın ya da ki şi nin olum lu ya da olum suz yön le ri nin or taya

kon ma sı.

• Nes nel lik de yin ce san ki fo toğ raf çı lık al gı lan mış bu ro man da.

• Bu ese rin de öz gün lü ğün en gü zel ör ne ği ni ver miş ya za rımız.

TASARI (PLAN)

Ya pıl ma sı dü şü nü len şey, ol ma sı ve ya ya pıl ma sı is te nen şe yin

zi hin de al dı ğı bi çim, pro je.

• Se ne ye ye ni bir der gi çı kar ma yı dü şü nü yo rum.

• Öl mez sek ye ni ki ta bı mız da fark lı bir bi çim kul la na ca ğız.

ÜS LUP VE İÇE RİK

Bir sa nat çı nın di li kul lan ma bi çi mi ne, an la tım tar zı na üs lup denir.

An lat tı ğı ko nu ya, ola ya da içe rik de nir.

• Romandaki uzun ve karmaşık cümleler okuyucuyu sıkıyor.

(Üslup)

• Reşat Nuri’nin “Acımak”ı bir öğretmenin hayatını anlatmıştır.

(İçerik)

Örnek YGS / 2011

(I) Yaşa dı ğı dö ne min şi ir an la yı şın dan uzak la şa rak uç lar da dola

şan, alı şıl ma dık bağ daş tır ma la rı ve im ge le riy le za man za man,

bi li nen söy le min dı şı na ta şan şa ir, sü rek li ye ni lik ler pe şin de koşmuş

tur. (II) Kar şı laş tı ğı in san lık du rum la rı na ye ni duy gu ve anlam

lar yük le ye rek on la rı ye ni den yaz mış tır. (II I) Şi ir le ri ni oluş turur

ken boş alan lar bı rak mış, uzun di ze le ri kır mış tır. (IV) Şi ir de

bir ye ni lik ger çek leş tir mek için di lin yer le şik söz de ğer le ri ni ol duğu

gi bi kul lan mak tan ka çın mış, di li ye ni den kur ma ya yö nel miş tir.

(V) Şi ir le ri nin ço ğun da, çok an lam lı söz cük ler kul la na rak de ği şik

çağ rı şım lar uyan dır mış tır.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi si, sö zü edilen

şa i rin şi ir le ri nin içe ri ğiy le il gi li dir?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

Çözüm

II. cüm le de karşılaştığı insanlık durumlarını, onlara yeni duygu

ve anlamlar yükleyerek anlattığından söz edilmiştir, yani içerikle

ilgili ayrıntı verilmiştir.

Doğru Seçenek B

121


Cümlede Anlam ve Anlatım

DEĞERLENDİRME

Bir eserin veya başka bir şeyin özünü nitelik veya nicelik gibi

özelliğini saptayan cümlelerdir. Yoruma dayalı olduğu için öznel

yargıyı da içerir.

Örnek YGS / 2011

(I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, Fethi

Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk romanı” olan Huzur’un

yayımlanışının üzerinden yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu romanda

olaylar, bir ağustos günü başlar ve radyodan İkinci Dünya

Savaşı’nın başladığını haber veren bir anonsla biter. (III) Her

ne kadar ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve kavuşmanın

değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, zaman ve

müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Huzur, hiçbir zaman

Madam Bovary’nin yarattığı etkiye benzer bir etki yaratmamıştır.

(V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın romanı değildir

Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un,

Boğaziçi’nin romanıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme

söz konusu değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Örnek YGS / 2016

(I) Bugünlerde bazı eleştirmenler tarafından şiirin, şiirimizin

geçmişe göre gerilediği iddia ediliyor. (II) Hatta günümüzde büyük

şairlerin de artık çıkmadığı, insanları derinden etkileyen

güçlü şiirlerin de yazılmadığı söyleniyor. (III) Ben bu iddialara

ve onun delillerine inanmadığım gibi aslına bakılırsa inanmak

da istemiyorum. (IV) Fakat bu iddiayı hazırlayan pek çok nedenin

sorgulanmasını ve konunun mutlaka aydınlığa kavuşturulmasını

istiyorum. (V) Aslında roman ve öyküde ortaya çıkan

çalışmaların niceliksel artışı düzyazıyı ön sıraya taşımışa benziyor.

(VI) Şiirde ise niceliksel artışın onun niteliğine katkı sağlaması

her zaman mümkün olmamasına rağmen bu alanda bir

gerileme varmış gibi görünüyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde çıkarım

yapılmıştır?

A) I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV.

D) IV. ile V. E) V. ile VI.

Çözüm

Bir önerinin, yargının doğruluk veya yanlışlıklarından yola çıkarak

farklı yargılara ulaşmaya çıkarım denir. Buna göre, parça

incelendiğinde V. cümlede “…düzyazıyı ön sıraya taşımışa

benziyor.”, VI. cümlede ise “…gerileme varmış gibi görünüyor.”

ifadeleriyle çıkarım yapıldığı görülür.

Doğru Seçenek E

II. cümlede değerlendirme yapılmamış, nesnel anlatım yapılmıştır.

Doğru Seçenek B

KANIKSAMA

BEĞENME

Bir şeyi güzel bulmak, görmek demektir. Bu yargıyı veren cümle

beğeni bildiren cümledir.

• Özgünlüğü yakaladığı eseriyle evrenselliğe açıldı.

Bir duruma -çok yinelenme nedeniyle- alışmak, o durumdan etkilenmemek

demektir.

• İlk başlarda gürültüden uyuyamıyordum, zamanla gürültüyü

duymaz oldum; sen de sabret!

• Sokaktaki ağaçlarla çiçeklerin uyumu görülmeye değer.

ÇIKARIM

Bir önerinin, yargının doğruluk veya yanlışlıklarından yola çıkarak

farklı yargılara ulaşmaktır.

• Ödül alan filmlerin gişede iş yapamaması, onların halktan

uzak olduğunu gösterir.

YADSIMA

Bir durumu reddetme, inkâr etmedir.

• Çevremizin hızla kirlendiğini kim söylemiş?

• Sevgili olduğumuz iddiaları gerçeği yansıtmıyor, sadece

arkadaşız.

122


Cümlede Anlam ve Anlatım

PEKİŞTİRME

Anlatımda herhangi bir şeyi güçlendirmek, anlamı kuvvetlendirmek

demektir. İkilemelerle veya “m, p, r, s” ünsüzleriyle yapılır.

• Eğri büğrü yollar midemi ağzıma getirmişti.

• Güzelliğine güzellik, endamına endam katılmıştı.

5. Soru Cümlesi

a) Gerçek Soru Cümlesi: Yanıt isteyen soru cümlesidir.

• Edebiyatın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

• İfade özgürlüğünün kullanılması engellenebilir mi?

• Tertemiz bahçeler ruhumu dinlendiriyor.

b) Sözde Soru Cümlesi: Yanıt istemeyen, türlü duygu

ve düşünceleri anlatmaya çalışan cümlelerdir.

• Nerede o eski Ankara? (özlem)

VIII. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER

• Ben hiç yalan söyler miyim? (söylemem, ret anlamı)

1. Olumlu Cümle

Cümlenin bildirdiği iş, oluş, durumun vb. gerçekleştiğini ya da

gerçekleşeceğini bildiren cümlelerdir.

• İyi edebiyatın her zaman söyleyecek sözü vardır.

• Bizim evde her zaman çok roman okunurdu.

6. Ünlem Cümlesi

Çeşitli duyguları ifade eden cümlelerdir.

• Ah içim yanıyor! (dertlenme)

• E sıktın ama! (sıkılma, bıkkınlık)

2. Olumsuz Cümle

Cümlenin bildirdiği iş, oluş, durumun vb. gerçekleşmediğini ya

da gerçekleşmeyeceğini bildiren cümlelerdir.

• Vay be, şuna bak! (şaşkınlık)

• Sakın çıkma patika yollara! (uyarı)

• Elimizde size göre bir ceket, ne yazık ki yok.

• Bugünkü şiir var mı yok mu bilmiyorum.

• Çok tezcanlı olduğundan roman yazmak sana göre değil.

3. Biçimce Olumsuz, Anlamca Olumlu

Cümle

• Bu yaz tatile gitmek istemiyor değilim.

• Evimizde sizi ağırlayacak kadar oda yok değil.

7. Emir Cümlesi

Yaptırma anlamlı veya talep içeren cümlelerdir.

• Bu iş hemen bitecek!

• Bana hemen bir çay yap!

4. Biçimce Olumlu, Anlamca Olumsuz

Cümle

• Böyle bir orkestra ne duydum ne de gördüm. (“ne … ne”

bağlacıyla “duymadım, görmedim” anlamı çıkar.)

• Bu trafikte ilerle de göreyim. (“ilerleyemezsin” anlamı çıkar.)

• Bu fabrikalar boşuna mı çalışıyor sanıyorsun? (Sözde soru

cümlesidir. “Çalışmıyor” anlamı çıkar.)

8. İstek Cümlesi

İstek kipiyle, dilek - koşul kipiyle çekimlenen veya istek anlamı

içeren cümlelerdir.

• Ahmet gelse de sinemaya gitsek.

• Bana yardım eder misin?

• Keşke yanımda olsan.

123


Cümlede Anlam ve Anlatım

Örnek YGS / 2013

(I) Ülkemizde çoğu zaman mühendislikle birlikte anılan mimarlığın,

nedense sadece teknik bir disiplin veya bir fen bilimi olduğu

düşünülür. (II) Oysa aynı zamanda bir sanat dalıdır ve bu

yönüyle felsefeyle de doğrudan ilgilidir. (III) Nitekim mimarlık,

ait olduğu toplumun estetik ve etik anlayışını, dünya görüşünü

en belirgin biçimde yansıtan eserlerin ortaya konulmasını sağlar.

(IV) Bunun gerçekleştirilebilmesi için mimarların, toplumun

kültürel mantığını iyice özümsemiş olmaları gerekir. (V) Yoksa

bu meslekte, herhangi bir anlamdan ve zevkten yoksun beton

yapılardan başka bir şey üretilemeyecektir.

Mimarlığı konu alan bu parçadaki numaralanmış cümlelerle

ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, yanlış bir algının söz konusu olduğu sezdirilmiştir.

B) II. cümlede, önceki cümleyle ilgili açıklama yapılmıştır.

C) III. cümlede, niteliği karşılaştırma yoluyla anlatılmıştır.

D) IV. cümlede, öteki mesleklerden ayrılan yönü üzerinde

durulmuştur.

E) V. cümlede, bir sonuç ortaya konulmuştur.

Çözüm

Parçanın numaralı cümleleriyle ilgili A, B, C ve E’de söylenenler

doğrudur. IV. cümlede mimarlığın diğer mesleklerden ayrılan

yönüne değinilmemiştir, mimarların yapması gerekenlerden

söz edilmiştir.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2017

(I) Uykusuzluk hastalığı; uykuya dalmada sorun yaşama, uyuduktan

kısa bir süre sonra uyanıp yeniden uykuya dalamama,

ışığa aşırı duyarlı olma ve uykuda dinlenememedir. (II) Teşhisi

için henüz tıbbi bir test kullanılmasa da sıklıkla rastlanan hastalıklardandır.

(III) İlerleyen yaşlarda ortaya çıkma ihtimali artan

bu hastalık, gençlerde de görülebilmekte ayrıca kadınlarda erkeklere

oranla iki kat fazla ortaya çıkmaktadır. (IV) Uykusuzluk

hastalığı; hafıza problemleri, sinirlilik ve dikkat dağınıklığı gibi

sorunlara yol açmaktadır. (V) Uzun yıllar hastalığın başlıca nedeninin

tansiyon ve stres olduğu düşünülmüşse de son araştırmalar,

hastalığın ortaya çıkmasında fizyolojik ve psikolojik pek

çok etkenin olabileceğini göstermektedir.

Bu parçada “uykusuzluk hastalığı”yla ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede bir tanım yapılmıştır.

B) II. cümlede bir nedenden söz edilmiştir.

C) III. cümlede saptamaya yer verilmiştir.

D) IV. cümlede yarattığı etkiler sıralanmıştır.

Çözüm

A, C, D ve E seçeneklerinde numaralanmış cümlelerle ilgili olarak

verilenler doğrudur. II. cümlede “teşhisi için” sözüyle neden

değil, amaçtan söz edilmiştir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2017

(I) İnsan ilişkilerinin pek çoğu akılla kavranamayacak, kavransa

bile açıklanamayacak kadar karmaşıktır. (II) Hayranlık, nefret,

sevgi ve kıskanma gibi duygularla biçimlenen ilişkileri; sebebi

ve sonucuyla açıklayamıyoruz. (III) Bu konuyla ilgili olarak

hemen her dilde ve kültürde pek çok eser yazıldı, pek çok

değerlendirme yapıldı. (IV) Ne var ki okuduklarımızın ve dinlediklerimizin

çoğu, kişisel bir görüş olmaktan öteye gitmiyor.

(V) Tüm kültürlerde bunları tanımlayan ve sınıflayan değer yargıları

oluşmadan, söylenenlerin hiçbirini geçerli sayamayız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) I. cümlede öznel bir değerlendirme yapılmıştır.

B) II. cümlede, I. cümledeki düşünce örneklendirilmiştir.

C) III. cümlede bir çıkarım yapılmıştır.

D) IV. cümlede bir genelleme yapılmıştır.

E) V. cümlede bir durum koşula bağlanmıştır.

Çözüm

A, B, D ve E seçeneklerinde numaralanmış cümlelerle ilgili

olarak verilenler doğrudur. III. cümlede konuyla ilgili yapılanlar

açıklanmış, çıkarım yapılmamıştır.

Doğru Seçenek C

Etkinlik

Aşağıdaki parçada yer alan aşamalı durum, karşılaştırma,

sözde soru, beğeni, övgü, yorum cümlelerini ve aynı

cümlenin birden fazla anlam özelliği taşıyıp taşımadığını

tartışınız.

Gövdeler uzuyor, kısalıyor, kaslar büzülüyor, açılıyor. Genç

yüzlerde yarışma ortamının gerginliği okunuyor tüm saydamlığıyla

ve geleceğe umutla bakmanın güveniyle. Bu kadar ince

ve uyumlu çizgilere nasıl ulaşıyor insan gövdesi. Özellikle selvi

boylu genç kızların devinimleri ve davranış biçimleri bir düş

görünümünde. Binlerce sporcu yarışıyor çimenlerde, minderlerde,

havuzlarda, salonlarda, ringlerde, sokaklarda, caddelerde,

ağaçlı alanlarda; kimi bisikletle, kimi kayıkla, kimi atla, kimi

yaya. En çok yaya yarışanları seviyorum. Kızak gibi dimdik,

kalçadan kırmadan atıyorlar adımlarını ve sallıyorlar kollarını

koşuyormuş gibi. Yaya yürümenin yarışı bu. Kimi gülle

atıyor, kimi halter kaldırıyor bağırarak, kimi disk vuruyor ıkınarak,

kimi cirit. Kimi yüksek atlıyor, kimi alçak, kimi tek adım atlıyor,

kimi üç adım. İlerliyoruz adım adım.

E) V. cümlede güncel bilgilere değinilmiştir.

124


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Güney Afrika’nın en eski doğa koruma alanlarından olan

Hluhluwe-Imfolozi Ulusal Parkı’nda zürafaları günün her

saatinde görmek mümkündür.

Bu cümleden Hluhluwe-Imfolozi Ulusal Parkı’yla ilgili

aşağıdakilerden hangisine kesin olarak ulaşılabilir?

A) Sadece zürafaların yaşadığı bir parktır.

B) Günün bazı saatlerinde ziyarete açıktır.

C) Güney Afrika’nın ilk doğa koruma alanıdır.

D) Güney Afrika’da zürafaların barındığı tek alandır.

E) Zürafa dışındaki hayvanların nadiren görüldüğü bir

yerdir.

4. Dün ya ca ün lü ya zar, “Bir ya zar ha ya ta ne ka dar yak la ş›r sa

sa na t› o de re ce değerli olur.” di yor.

Aşa €› da ki ler den han gi si ya za r›n bu sö züy le ör tü şür?

A) Bir ki şi nin sa nat ta ba şa r› y› ya ka la yabilmesi için öz gün

dü şün ce le r or ta ya at ma s› zo run lu dur.

B) Ya şa m›n için den se çil miş ki şi le ri ve olay la r› iş le yen bir

ya zar sa nat ta ba şa r› y› ya ka lar.

C) Ba şa r› l› ol mak is te yen her sa nat ç› düş ile ger çe €i harman

la ya rak ese ri ni oluş tur ma l› d›r.

D) Her bi re yin ken din den bir par ça bul du €u eser ba şa r› y›

ya ka lar.

E) Top lum so run la r› na de €i nen, bun la ra çö züm ara yan

eser ler ka l› c› l› €› ya ka la ya cak t›r.

2. “De ha n›n yüz de bi ri hü ner, yüz de dok san do ku zu ter dir.”

der Tho mas Edi son.

Bu cüm le de an la t›l mak is te nen aşa €› da ki ler den han gisi

dir?

A) Ya ra t› c› l› €a ka vu şan in san için önem li olan as›l şey

gay ret et mek de €il, ze kâ s› n› kul lan mak t›r.

B) Ba şa r› y› ya ka la m›ş ki şi le rin ya şam ko şul la r› çok zor ludur.

C) Ye ni bir şe yi icat ede bil mek için üs tün ze kâ ya ih ti yaç

var d›r.

D) ‹n san zih ni ni ge liş tir mek is ti yor sa onun ka bi li ye te ulaşma

s› için ye te nek ten çok, ça l›ş ma ya ih ti ya c› var d›r.

E) Ya ra t› c› ye te ne €e sa hip ol ma yan ki şi ne ka dar ça l› ş›rsa

ça l›ş s›n na fi le dir.

5. (I) El li y›l ön ce özel lik le bi lim dal la r›n da Türk çe nin ne

öl çü de ye ter li ola bil di €i ni ha t›r la ya l›m. (II) Bir de bu gün

bu ko nu lar da en son ge liş me le ri bi le Türk çe an la ta bi len

öz gün araş t›r ma la ra, çe vi ri le re göz ata l›m. (II I) Ara da gördü

€ü müz ay r›m Türk Dil Dev ri mi’nin ba şa r› s› d›r. (IV) Bundan

bir el li y›l son ra ek le necek ye ni lik ler le Türk çe nin da ha

da ge liş me si ni dur dur mak dü şü nüle bi le cek bir şey de €il dir.

(V) Bir ta k›m ka fa lar dur sa bi le ge liş me dur maz.

Bu par ça da nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de “öngö

rü” söz ko nu su dur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

3. E€er yü rü dü €ü nüz yol da güç lük ve en gel yok sa bi lin ki o

yol si zi bir ye re ulaş t›r maz.

Aşa €› da ki ler den han gi si bu cüm le de an la t›l mak is tenen

ler le çe liş mek te dir?

A) Ba şa r› ya gi den yol da mut la ka zor luk lar var d›r.

B) S› k›n t› la r›n ya şan ma d› €› hiç bir yol da ba şa r› dan söz

edi le mez.

C) ‹s te di €i ye re ulaş mak is te yen in san la r›n güç lük le ri aşma

s› ge re kir.

D) He de fi ne ulaş mak is te yen le rin yo lu en ge be ler le do ludur.

E) En gel le ri gör mez den ge le rek he de fe ula ş› la ma ya ca €›

için in san ken di ne baş ka he def ler be lir le me li dir.

6. (I) Yal n›z l› €›n kay na €›n da ön ce lik le in sa n›n ken di si vard›r.

(II) Ken diy le kur ma y› ba şar d› €› ba €a ve ken din den

kop tu €u an la ra en deks li ruh hâ li nin dal ga lan ma la r›n da d›r

yal n›z l›k. (II I) Bu ra dan d› şa r› ya tu tu lan ay na ki şi yi ya şama

pa muk ip lik le riy le ba€ la d› €› gi bi, coş kuy la ilin ti len di rir.

(IV) Do€ ru ve ya yan l›ş de €er ler le do na t›l m›ş ol ma s›

se çe nek le ri ne ba€ l› ola rak yal n›z ka l›r ve ya ço €ul ya şar.

(V) Ken di si ni ku şa tan dün ya ile ara s›n da kur du €u ba €›n

de rin li €in ce ve ya s›€ l› €›n ca ya şar.

Bu par ça da nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de karş›t

l›k lar dan ya rar la n›l ma m›ş t›r?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

125


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de kinayeli bir söyleyiş

vardır?

A) Ha ya lin; zi hin de ta sar la nan, can lan d› r› lan, ger çek leşme

si müm kün ol ma yan bir du rum ol du €u nu ka bul etmi

yor.

B) Dü şün ce le rin de sa bit fi kir li ol ma s›n dan do la y› de €i şime

ka pa l› bir ya şam sü rü yor.

C) Duy gu yo €un lu €u faz la olan ki şi ler le an laş mak ta güçlük

çek ti €i mi her kes bi li yor.

D) Gül dikensiz olmaz, onu her hâliyle sevmelisin; kusurlarını

görmezden gelmelisin, diyordu.

E) Eli öy le ağır ki al d› €› her işi, iş iş ten geç tik ten son ra biti

re bi li yor.

10. (I) Ger çe €i, bil gi yi ya şan t› ya dö nüş tür me si bir zo run lu luktur

de ne me ci nin. (II) Bu da bü yük öl çü de onun ya ra t› c›

ol ma s› na ba€ l› d›r. (II I) Di lin, an la t› m›n in ce lik le ri ni ta n›­

ma s›, an lat t›k la r› n› özen le iş le me si ge re kir de ne me ci nin.

(IV) Ma ka le den, f›k ra dan ay r› lan yö nü de bu dur de ne menin.

(V) On la r›n ço €u ga ze te ya z› s› ola rak öm rü yir mi dört

sa at le s› n›r l›y ken us ta işi de ne me le rin ka l› c› l› €› da bu radan

ge lir iş te.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de

“ko şul” an la m› var d›r?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

8. (I) Namık Kemal’in “Son Pişmanlık” adıyla yazdığı bu

romanının adı, daha sonra “Sergüzeşt-i Ali Bey” olarak

değiştirilmiştir. (II) İntibah, ufak tefek kusurlarına rağmen

Batılı roman tekniğiyle yazılan ilk eserlerden biri sayılır.

(III) Ayrıca edebiyatımızda yazılan ilk edebî roman olarak

kabul edilir. (IV) Tasvirlerde eski edebiyatımızın etkisi

kendini kuvvetle hissettirmektedir. (V) Namık Kemal, bu

eserinde Ali Bey adındaki bir gencin, kötü yola düşmüş bir

kadına tutulmasını ve başından geçenleri anlatır.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde içerikle ilgili bir yargı

vardır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

11. Sa na t›n tem sil et ti €i man za ra n›n ger çe €e uy mak tan baş ka

bir me zi ye ti yok sa, onun sa nat ola rak on pa ra l›k k›y me ti

ola maz.

Aşa €› da ki ler den han gi si bu cüm le de an la t›l mak is tene

ne an lam ca en ya k›n d›r?

A) Bir eser ger çe €i yan s›t t› €› öl çü de sa nat de €e ri ta ş›r.

B) Bir eser de sa nat ç› do €a y› bir ay na gi bi ese ri ne yan s›tma

l› d›r.

C) Bir ese rin sa nat de €e ri ta ş› ma s› için ger çe €i yan s›tma

s› ya n›n da baş ka özel lik le ri de ba r›n d›r ma s› ge rekir.

D) Sa nat ç› gör dük le ri ni ha yal gü cüy le ta mam la ma d› €› süre

ce be €e ni len bir eser or ta ya ç› ka ra maz.

E) Ger çe €i ol du €u gi bi yan s› tan eser le rin ba şa r› s›z olma

s› bek len me me li.

9. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de bir ta sa r› dan söz

edil miş tir?

A) Ya z›n yap t› €›m ça l›ş ma la r›n çok ve rim li so nuç lar do­

€ur ma d› €› n› şim di fark edi yo rum.

B) Gün ler geç tik çe ne ya pa ca €› m› bi le me me, han gi yo la

sa pa ca €› ma ka rar ve re me me kor ku su ço €a l› yor.

C) Önü müz de ki yaz plan l› bir ça l›ş may la ya ban c› dil aç›­

€› m› ka pa ta ca €›m.

D) Kar ş› ma ç› kan olum suz luk la r›n be ni y›l d›r ma ya ca €› na

söz ve re mi yo rum.

E) Kim se kar ş› s›n da ki in sa n› tam ola rak an la ya maz,

onun içi ne nü fuz ede mez.

12. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi si, söy le ye nin ki şi sel düşün

ce si ni içer mek te dir?

A) Ab dül hak Şi na si Hi sar, eser le ri nin pek ço €un da ‹s tanbul’u

ve Bo €a zi çi’ni ko nu ola rak seç miş tir.

B) Ya za r›n de ne me le rin de ‹s tan bul ve Bo €a zi çi’nin mede

ni ye ti miz de ki ye ri ya za r›n us ta üs lu buy la göz ler

önü ne se ril miş tir.

C) ‹s tan bul üze ri ne bir çok şi ir ve şar k› ya zan Yah ya Kemal

de Bo €a zi çi’ni eser le ri ne ko nu edin miş tir.

D) Ede bî eser ler de ‹s tan bul’un lüks semt le ri ya n›n da fakir,

üc ra semt le ri de gös te ril mek te dir.

E) Şi ir ler de yer alan ‹s tan bul tas vir le ri, bu şeh rin es ki görü

nü mü hak k›n da bi ze bil gi ver mek te dir.

126


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Şim di ye ka dar olum suz dü şünerek sürekli ba şa r› sağlayan

bir in san gör me dim.

Bu cüm le de an la t›l mak is te ne ne an lam ca en ya k›n

yar g› aşa €› da ki ler den han gi si dir?

A) Olum suz bir an lam ta ş› ma yan dü şün ce ler da ha ko lay

be nim se nir.

B) Güç lü bir ki şi li €e sa hip in san lar dü şün ce le rin de olumsuz

luk ba r›n d›r maz.

C) Ba şa r› da de vam l› l› €› amaç la yan in san la r›n olum lu düşün

me si zo run lu dur.

D) Ba şa r› y› ya ka la ya ma yan in san olum lu da dü şün se

olum suz da dü şün se de €i şen bir şey ol ma ya cak t›r.

E) Olum suz luk lar la ba şa ç› ka ma yan in san la r›n ba şa r› ya

ulaş ma s› müm kün de €il dir.

4. I. ailece uygun bir

II. iki gün boyunca avlanmaz

III. aslanlar başarılı geçmiş

IV. yerde dinlenmeye çekilip yaklaşık

V. bir avdan sonra

Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir

cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi

baştan dördüncü olur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

2. Bir dönem nesli tükenme noktasına gelen beyaz gergedanların

sayısı artmış durumda ama boynuzlarının peşindeki

avcılar hâlâ büyük bir tehdit.

Bu cümleden aşağıdakilerden hangisine kesin olarak

ulaşılabilir?

A) Beyaz gergedanlar nesli koruma altına alınmış türlerden

biridir.

B) Beyaz gergedanların nesillerinin tükenme tehlikesi ortadan

kalkmıştır.

C) Beyaz gergedanların boynuzları çeşitli araç gereç yapımında

kullanılmaktadır.

D) Beyaz gergedanlar boynuzları için avlanmaktadır.

E) Aşırı avlanma sonucu beyaz gergedanların nesli bir

dönem tükenme tehlikesi yaşamıştır.

5. “Dü şün me de önem li olan...” söz le ri aşa €› da ki ler den

han gi siy le ta mam la n›r sa cüm le fark l› l› €a aç›k bir in san›n

tu tu mu nu yan s› t›r?

A) de ne me, f›k ra, eleş ti ri gi bi ede bî tür ler den ge niş öl çüde

ya rar lan mak t›r.

B) ak l›n ba €›m s›z ve ken di ne öz gü hâl le ri ni s› n›r la mak t›r.

C) kar ş› laş t›r ma lar yap ma, ay›r ma, bir leş tir me, ola y› kavra

ma ye ti si ni ka zan mak t›r.

D) gö rüş le rin bi rey üze rin den top lu mu yan s›t ma s› d›r.

E) olay la ra, du rum la ra dar bir aç› dan de €il, ge niş ve yeni

lik çi bir göz le bak mak t›r.

3. (I) Ben ya za r›m, ben şa i rim di ye bi len her kes dil le il gi lenmek

du ru mun da d›r. (II) Onun tek ge re ci dil dir, di le özen

gös ter me si işi nin ge re €i dir. (II I) Di li ne özen gös ter me yen

bi rey ve top lum eko no mi si ni düz lü €e ç› ka ra maz; bi lim,

tek nik üre te mez. (IV) Öz gün sa nat ya p›t la r› oluş tu ra maz.

(V) Ba €›m s›z l› €› n› ko ru ya maz. (VI) Kir len miş, bo zuk bir

dil le ku ru lan düş, bu la n›k; ya ra t› lan ütop ya lar, s› n›r l› d›r.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin den

baş la na rak I. cüm le de be lir ti len du ru mun ge rek çe le ri

s› ra lan m›ş t›r?

A) II B) II I C) IV D) V E) VI

6. (I) Ba z› la r› var d›r ki tap se ver dir ama bel ki on lar çok ya k›n

bir ge le cek te, bel ki de 21. yüz y› l›n son la r›n da mü ze lik olacak

lar d›r. (II) Ki mi le ri ki tap se ver dir ve on lar yan la r›n da,

ki tap ol ma dan uyu ya maz lar bi le. (II I) ‹ki üç say fa da ol sa

bü tün gü nün yor gun lu €u üzer le rin dey ken göz ka pak la r›

uy ku suz luk tan ka pan sa bi le okur lar. (IV) Ger çi ba zen alay

ko nu su olur lar ama ki ta ba ba€ l› l›k la r› sev gi li le ri ne ba€ l› l›kla

r› gi bi dir. (V) Bü yük bir aşk la se ver ler ki ta b›.

Nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de ki ta ba ba€ l› l›ktan

kay nak la nan bir olum suz luk di le ge ti ril miş tir?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

127


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de ya za r›n üs lu bun dan

söz edil miş tir?

A) ‹s tan bul’un ar ka so kak la r› n› ka r›ş ka r›ş do la ş›r, bunla

r› ese ri ne yan s› t›r d›.

B) Yan l›ş Ba t› l› laş ma n›n so nuç la r› n› eser le rin de di le getir

me yi amaç la d›.

C) Ai le içi kav ga lar, ku şak ça t›ş ma la r› onun il gi si ni çekmiş

tir.

D) İstanbul’u ve İstanbul insanını yansıtmakta çok başarılı

olmuş biridir.

E) Cum hu ri yet Dö ne mi ‹s tan bul ko nuş ma la r› n› ve Türkçe

si ni eser le ri ne ba şa r›y la ta ş› m›ş t›.

11. Aşa €› da ki ler den han gi si bir “ta n›m” cüm le si dir?

A) Ro man, oku yan her ki şi yi fark l› dün ya la ra gö tür me li,

on la r›n so run la r› n›n söz cü sü ol ma l› d›r.

B) Şi ir de an lam aran ma ma l›, şi i rin yal n›z ahenk için var

ol du €u unu tul ma ma l› d›r.

C) Duy gu sal şi ir le rin me saj ver me kay g› s› n›n ol ma d› €› n›

dü şün mek çok yan l›ş olur.

D) Öy kü de ak› c› l› €›n en önem li un sur ol du €u ve öy kü nün

bu na gö re kur gu lan ma s› ge rek ti €i bi lin me li dir.

E) Bir dü şün ce yi faz la de rin li €e kaç ma dan kar ş› m›z da kiyle

ko nu şu yor mu şuz duy gu su nu ve re cek bi çim de an latan

ya z› tü rü dür söy le şi.

8. “Ö€ ren me ama c›y la oku ma...” söz le ri aşa €› da ki ler den

han gi siy le ta mam la n›r sa “öğrenme amacıyla okumanın

ki şi ye olan kat k› la r›” di le ge ti ril miş olur?

A) ki tap se çi mi nin do€ ru lu €u na ba€ l› d›r.

B) e€ len me ya da va kit ge çir me için ya p› lan oku ma dan

da ha yo ru cu dur.

C) her han gi bir ko nu hak k›n da bil gi edin mek, ge nel kül tür

dü ze yi ni ge liş tir mek için ya p› l›r.

D) ko nuy la il gi li sap ta ma la r›n ye ter li li €iy le do€ ru oran t› l› d›r.

E) yön te mi ni uy gu lar ken not al ma ve fiş le me nin öne mi ni

ha t›r la mak ge re kir.

9. (I) Öğretmen olunca kalemimi büyük bir istek ve coşkuyla

çocuk kesimine adadım. (II) Çünkü sürekli çocukların içinde

bulunarak inanılmaz şekilde besleniyordum. (III) Daha

sonra gençlik romanları da yazmaya başladım. (IV) Fadiş,

Akıllı Pireler, Dünya Çocukların Olsa… gibi kitaplarım

çocukluk ve gençlik dönemleri üzerinedir. (V) Neredeyse

tüm edebiyat ve yazarlık deneyimimi bu türden kitaplar

oluşturdu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde örneklemeye

başvurulmuştur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

10. “Bir ko nu da bil gi ver mek, bir şey ler ö€ ret mek...” söz le ri

aşa €› da ki ler den han gi siy le ta mam la n›r sa bir ama ca

yö ne lik gi ri şim den söz edil miş olur?

A) ba şa r› l› ve inan d› r› c› bir ko nuş may la müm kün olur.

B) din le yi ci yi, oku yu cu yu ay d›n lat mak, kuş ku la r› ve merak

la r› gi der mek için ya p› lan an la t›m lar d›r.

C) ön ce lik le de rin bir bil gi bi ri ki mi ge rek ti rir.

D) bi lim sel içe rik li ya z› lar, ders ki tap la r› baz al› na rak ya p› l›r.

E) an la ş› l›r bir üs lup la müm kün ola bi lir.

12. Bir kaç y›l ön ce şi ir ku yu su nun a€ z› n› ken di is te €im le

çi men toy la s› va d›m, şi ir gö zü nü le him le dim.

Bu cüm le de ya za r›n an lat mak is te di €i aşa €› da ki ler den

han gi si dir?

A) Şi ir yaz ma ko nu sun da ki ye te nek le ri mi kay bet tim.

B) Genç li €im de şi ir ya zar ken il ham ge lir di an cak za manla

bu nu yok et tim.

C) Şi ir le bir sü re il gi len dim ama ken di ira dem le şi ir den tamamen

vaz geç tim.

D) Yaz d› €›m şi ir le ri yal n›z ken di me sak l› yo rum, baş ka lar›

n›n gör me si ni is te mi yo rum.

E) Şi ir üze ri ne eleş ti ri yap ma y› bir sü re ön ce b› rak t›m.

13. Mut lu luk top gi bi dir; yu var lan d› €›n da ar ka s›n dan ko şar,

dur du €un da onu tek me le riz.

Aşa €› da ki ler den han gi si bu cüm le de an la t›l mak is tene

ne en ya k›n d›r?

A) Mut lu luk in san la r›n her za man is te yip ulaş mak için en

az ça ba sarf et tik le ri duy gu dur.

B) Mut lu lu €u ken di mi zin d› ş›n da ara mak de niz dey ken suyu

ara mak gi bi dir.

C) Mut lu lu €un k›y me ti ni bil mek ve onu elin de tut mak için

ça ba la maz, yi tir di €in de pe şin den ko şar in san.

D) ‹n san lar hü zün lü ol ma d›k la r› za man za ten mut lu dur,

önem li olan bu nun far k› na var mak t›r.

E) Mut lu lu €un diz gin le ri ni el de tut mak kay bet mek ten

kork mak la de €il, do ya do ya onu ya şa mak la olur.

128


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. (I) Hint Okyanusu’nda yaşayan ve tropik bir tür olan aslan

balığı artık tüm Akdeniz’de görülmeye başlandı. (II) Yeleli

bir aslana benzeyen ve etkileyici bir güzelliğe sahip olan

bu balık bulunduğu ortamı istila ediyor. (III) Diğer türleri

yok ediyor, deniz yaşamı için büyük bir tehdit oluşturuyor.

(IV) Aslan balığı hızlı vakumlama yeteneğine sahip.

(V) Balıkların yavrularıyla besleniyor, bu nedenle yavrular

daha büyümeden besin zincirinin kurbanı oluyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde aslan balıklarıyla

ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, yayıldığı alanlardan söz edilmiştir.

B) II. cümlede, karşıt özelliklerine yer verilmiştir.

4. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de ki şi nin ken di si ne yöne

lik eleş ti ri si da ha a€›r bas mak ta d›r?

A) O yaş lar da, Fran s›z ca şi i rin çe ki ci li €i ne ka p›l m›ştım;

sü rek li şi ir okur dum.

B) O za man lar in sa n›n, yaş lan d›k ça de €i şe bi le ce €i ne, fikir

le ri nin farklılaşacağına inandım.

C) Ar ka daş la r›m la bir ara ya gel di €im de ede bi ya t› bir ta rafa

b› ra k›r gün lük ha ya ta yö ne lir dim.

D) Sem bol ler le yük lü olan şi ir le ri de €il, duy gu sal şi ir le ri

ter cih eder dim.

E) Ya şa d› €›m mad di im kân s›z l›k la r›n yal n›z be nim baş›m

da ol du €u nu sa na rak zen gin ya şam la ra öze nir dim.

C) III. cümlede, deniz yaşamını tehlikeye attığı vurgulanmıştır.

D) IV. cümlede, başka balıklarda bulunmayan bir özelliğe

değinilmiştir.

E) V. cümlede, balık yavrularına verdiği zarar açıklanmıştır.

2. (I) Ki şi le ri ro man se ven ler le ro man oku ma y› sev me yen ler

di ye iki ye ay› ra bi li riz. (II) Ro man oku ma y› sev me yen ler den

bir ha y›r gel mez de mi yo rum, bü yük iş le re as›l on la r›n gi rişti

€i ni söy le se ler, ona da ina n› r›m. (II I) Ama ben hoş lanmam

on lar dan. (IV) Ken di le rin den ç› ka maz, baş la r›n dan

geç me miş şey le ri geç miş sa ya maz, ken di le ri ni baş ka kimse

nin ye ri ne ko ya maz lar. (V) Ro man oku ma y› sev me yenler

ara s›n da ma sal dan, des tan dan tat alan lar bu lu na bi lir.

Bu par ça da ya za r›n ki tap oku ma yan lar dan hoş lan mama

s› n›n se be bi nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de

be lir til miş tir?

5. (I) Ke mal Bil ba şar’›n üçün cü ro ma n› olan Ce mo, ko nu su nu

Do €u Ana do lu’da ki ha yat tan al m›ş t›r. (II) Ro man, bir kit le

hi kâ ye si ni an lat mak ta d›r. (II I) Do €u Ana do lu ’da ki a€a l›k

sis te mi, et nik grup lar, si ya si ge liş me ler ve ka d›n er kek ilişki

le ri or ta ya kon muş tur. (IV) Ro man da kul la n› lan halk di li

ro ma n›n ak› c› l› €› n› ve ger çek çi li €i ni ar t›r ma s› ba k› m›n dan

önem li dir. (V) Eser de or ta ya ko nan ye rel üs lup dik kat le ri

ese rin üze ri ne çek miş tir.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi le rin de

ese rin bi çim özel lik le riy le il gi li bil gi ve ril miş tir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

A) I B) II C) II I D) IV E) V

3. (I) De ne me ci an lat t› €› n› iç ten lik le tam bir aç›k yü rek li likle

an la tan ki şi dir. (II) An lat t›k la r› n›n inan d› r› c› l› €› onun bu

yö nün den ge lir. (II I) Yok sa bel ge sel ka n›t la ra yas la nan

bir düz ya z› bi çi mi de €il dir de ne me. (IV) Öne sü rü len her

dü şün ce ya da sa v› do€ ru la ma, ka n›t la ma gi bi bir kay g› s›

yok tur. (V) De ne me bir sa v› ma ka le gi bi ke sin so nuç la ra

ba€ la maz; eleş ti ri gi bi de yar g› la r› do€ ru la ma, ör nek le me

yo lu nu seç mez.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de

kar ş› laş t›r ma ya p›l m›ş t›r?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

6. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de bir ey le min en az iki

kez ya p›l d› €› an la m› var d›r?

A) Eli mi ze al d› €› m›z işi bu gün de ku sur suz bir bi çim de

bi ti re ce €i mi ze yü rek ten ina n› yo rum.

B) Bu gün den son ra oku la da bir lik te mi gi de ce €iz?

C) Bü tün s› n›f si ne ma ya gi der ken Ay şe de bi zim le bir likte

gel di.

D) Bu gün de hiç bir olum suz luk ç›k ma dan bü tün iş le ri mi zi

hal let tik.

E) On ca sa at bek le dim de bir ke re cik bi le yü zü nü gö reme

dim.

129


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. (I) De ne me ye öz gü bir ko nu yok tur. (II) De ne me öz gür ce

se çer ko nu su nu. (II I) Ölüm, dü şün ce, öz gür lük, do €a sevgi

si, her şey de ne me ye ko nu ola bi lir. (IV) Okur lar da ro man

gi bi öy kü gi bi hoş ça va kit ge çi rir ken bir yan dan da de neme

nin dü şün sel ya p› s›n da çok şey ö€ re nir ler. (V) De ne me

bi lim sel bir as›k su rat l› l› €a bü rün me yen a€›rbaş l› bir ya z›

tü rü dür de on dan. (VI) De ne me ci bu ya z› la r› kar ş› s›n da bi ri

var m›ş da onun la dert le şi yor muş gi bi ya zar.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le ler den han gi si kendin

den ön ce ki cüm le nin ge rek çe si dir?

A) II B) II I C) IV D) V E) VI

10. Sergilediğimiz oyunlarda masallara değinmeyi ya da görsel

olarak masallardan ---- seviyoruz. Masal derken onları

yeniden ----, onlara yeniden bakarak günümüz gerçekliğiyle

sunmak elbette. Örneğin, Pamuk Prenses’e o nahiflikte

değil, başka bir gözle bakılması gerektiğine inanıyoruz.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde

verilenler getirilmelidir?

A) yola çıkmayı - eleştirerek

B) yararlanmayı - biçimlendirerek

C) bahsetmeyi - ezberleyerek

D) yol göstermeyi - düzenleyerek

E) başlamayı - değiştirerek

8. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de “baş ka s› n›n dü şün cesi

ne ka t›l ma” an la m› var d›r?

A) Ki tap la r›n ba s› m› s› ra s›n da bi lin dik yön te mi kul lanm›ş

t›m ama ar t›k çok mo dern yön tem le rin ol du €u nu

ö€ ren dim.

B) Bi lim ve kül tü rün ge ri sin de ka l›r sak iş ya şa m› m›z da ki

zor luk la r› de vam et tir miş olu ruz.

C) Da ha ön ce de vur gu la d› €›m gi bi uy gar me de ni yet le rin

se vi ye si ne ulaş mak, ter si ne be yin gö çü nün ger çek leşme

siy le müm kün dür.

D) Ün lü ya za r› m› z›n da be lirt ti €i gi bi ge liş miş lik sü re ci ni

ta mam la ya ma yan bir ül ke de tam ba €›m s›z l›k tan söz

edi le mez.

E) Y›l lar geç se de ne ka dar yaş lan sam da tek no lo ji nin

ge ri sin de kal ma ya ta ham mü lüm yok.

11. (I) Ta rih çi le ri miz Sel çuk lu Dev le ti ile Os man l› ara s›n da ki

far k› bir ha ne dan de €iş me si ola rak gö rü yor. (II) Biz ise bu

far k›n an la y›ş tan üs lu ba, in san ve zev ke ka dar de rin li €i ne

ina n› yo ruz. (II I) Sel çuk lu ve Os man l›, bi ri öbü rün de az çok

de vam eden iki ay r› üs lup tur. (IV) Biz bu gün Sel çukluyu

ge çen as r›n baş la r›n da Av ru pa’n›n Go tik ve ya Ro men

sa nat la r› n› keş fet me si gi bi keş fet miş bu lu nu yo ruz. (V) Onu

gö re bil mek için Os man l› n›n için den ç›k ma m›z ge re ki yor du.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de

ko şu la ba€ l› l›k söz ko nu su dur?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

12. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de “var sa y›m” an la m›

var d›r?

A) Ki ta b›n ya y›m lan ma s› na bir haf ta ka la bir kaç bö lü mün

kay bol du €u nu dü şün, ne ya par d›n?

B) K‛t ka lem den ay r› kal d› €›m her an›n be nim için işken

ce ol du €u nu şim di an l› yo rum.

C) Gi den ge mi nin ar d›n dan piş man l›k la ra bo €ul ma n›n

hiç bir an la m› yok.

D) Kar ş› ko ya ma d› €› n›z zor luk la ra kar ş› di renç li ol mak

için, kü çük zor luk lar la ken di ni zi güç len dir me li si niz.

E) Ki lo met re ler ce yo lu yü rü ye rek gel dik ten son ra bo şu na

gel di €i mi du yun ca si nir te pe me ç›k t›.

9. (I) Beş Şe hir’de an la t› lan şey, ha ya t› m›z da kay bo lan

de €er le rin ar d›n dan du yu lan üzün tü ile ye ni ye kar ş› du yulan

hay ran l›k. (II) ‹lk ba k›ş ta bir bi riy le ça t› ş›r gö rü nen bu iki

duy gu yu sev gi söz cü €ün de bir leş ti re bi li riz. (II I) Bu sev ginin

ken di si ne çer çe ve ola rak seç ti €i şe hir ler, be nim ha yat›

m›n te sa düf le ri dir. (IV) Bu iti bar la on la r›n ar ka s›n da ken di

in sa n› m› z›, ha ya t› m› z› gö re bi li riz. (V) Va ta n›n ma ne vi çehre

si olan kül tü rü mü zü iz le riz.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de

ese rin ko nu suy la il gi li bir bil gi ve ril miş tir?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

13. (I) ‹n san; du yan, dü şü nen bir var l›k t›r. (II) Olay lar, du rumlar

kar ş› s›n da gü len, se vi nen, a€ la yan, duy gu ve dü şünce

le ri ni baş ka la r›y la pay la şan bir ya p› ya sa hip tir. (II I) Bir

bi rey ola rak top lum için de ki ye ri ni bi lir, bu bi linç le ha reket

eder; bi rey sel ben li €i ni ko ru du €u gi bi ulu sal ben li €i ni

de yü re €in de his se der. (IV) Za man za man bu duy gu ve

dü şün ce le ri ni d› şa vur ma ge rek si ni mi du yar, bu da onu

ede bi ya ta yön len di rir. (V) Bu nun için tek an la t›m ara c› vard›r

o da dil dir.

Bu par ça daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de insa

n›n ni çin yaz d› €› be lir til miş tir?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

130


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. (I) Dağ kayağı tek başına yapılmaması gereken sporlardan

biri. (II) Kayakçılar bu bilinçle hareket etmeli ve hiçbir

zaman güvenlik faktörünü göz ardı etmemeli. (III) Güç ve

kondisyonu birbirine yakın olan üç ya da dört kişilik gruplar

dağ kayağı için ideal. (IV) Türkiye’de dağ kayağı yakın

zamana kadar çok bilinen bir spor dalı değildi. (V) Yabancı

sporcuların dağlara tırmanışıyla başladı, bu nedenle

önceleri tur kayağı olarak biliniyordu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde dağ kayağı

ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, bireysel bir spor olmadığı vurgulanmıştır.

B) II. cümlede, güvenliğe önem verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

C) III. cümlede, aynı özelliğe sahip kimselerin oluşturduğu

gruplarla yapılabileceği söylenmiştir.

D) IV. cümlede, Türkiye’de geçmişinin çok eski olmadığı

açıklanmıştır.

E) V. cümlede, Türkiye’de başlamasında öncü olan etkinliğe

değinilmiştir.

2. I. Üslubun öne çıkmadığı yapıtların kalıcı olma şansı

yoktur.

II. Sanatçının nasıl anlattığı kadar neyi anlattığı da

önemlidir.

III. Yapıtın içeriği özgün olursa yapıt daha çok okuyucuya

ulaşabilir.

IV. Sanatçı, zamanın ötesine geçmek istiyorsa anlatım

biçimine, sözcük seçimine daha ağırlık vermelidir.

Numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine

en yakındır?

4. Yanlışın ya da eğrinin ilgi gördüğü bir dünyada, siz ısrarla

kirletilmemiş bilgiyi, bilinci savunuyorsanız başarıya

ulaşmanız kolay değildir.

Bu cümleyle ilgili aşağıdaki genellemelerden hangisine

ulaşılabilir?

A) Günümüzde olumsuzluklar daha çok rağbet gördüğünden

saf bilgiyi elde etmek çok zordur.

B) Yanlış da olsa her bilginin insana öğretebileceği bir

şey mutlaka vardır.

C) Ön yargılardan arınmış bilinç düzeyine ulaştığımızda

hayat daha çekilebilir olacak.

D) Hiçbir başarı emek harcanmadan elde edilemez.

E) Dünya genelinde yanlışa olan ilginin temelinde eğitimsizlik

vardır.

5. I. Başarıda şansın da biraz yeri vardır ancak şans, yeteneğin

peşinden koşar.

II. Emek ve zahmet olmadan elde edilen başarıların kalıcı

olduğu görülmemiştir.

III. Başarıda tesadüf diye bir şey asla yoktur.

IV. Başarıda şansın yeri, yetenekler ölçüsünde vardır.

Numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine

en yakındır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) I ve II E) III ve IV

A) I ve II B) I ve III C) I ve IV

D) II ve III E) III ve IV

3. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, “Bir iş üzerinde söz

söyleme yetkisi çok fazla kişideyse o iş çok kolay neticelendirilemez.”

cümlesine anlamca en yakındır?

A) Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.

B) Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını beğenmiş.

C) Bin bilsen de bir bilene danış.

D) Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.

E) Hamama giren terler.

6. (I) İnsan, kendini ve çevresini daha değerli kılmak ve belli

değerlere göre inşa etmek üzere yaratılmıştır. (II) Hayvanlar

ve bitkiler ise çevresini değerlere göre inşa eden

varlıklar değildir. (III) Onların birbirlerini beslemek ve hizmet

etmek dışında büyük bir rolleri yoktur. (IV) İnsan dışındaki

varlıkların dünyanın güzelleşmesine katkıda bulundukları

söylenebilir. (V) İnsan ise hem kendini yavaş

yavaş değerlere göre yapılandıracak hem de çevresini inşa

edecektir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri

birbiriyle anlamca özdeştir?

A) I ve II B) II ve III C) III ve V

D) IV ve V E) I ve V

131


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. Zekâ, yeni durumlar karşısında uygun ve uyumlu davranışı,

sözü veya aleti ortaya koyma sanatıdır.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi zekâya

örnek olamaz?

A) Bir kişinin yeni geldiği bir çevreye kısa sürede uyum

sağlaması

B) İnsanın zaman zaman geçmişteki anılarını hatırlayarak

duygulanması

C) Öğrencinin yeni tanıştığı sınıf arkadaşlarıyla çok kısa

bir zamanda samimiyet kurması

D) İnsanın bir engelle karşılaştığında o engeli aşacak

çözüm yolları bulması

E) İnsanın, yaşamını kolaylaştıracak teknolojik cihazlar

yapması

10. Edebiyat eleştirisi, edebî eserin, zamanın karşısında yaşayabilecek

ve yok olacak yönlerini görebilen kişilerin

yaptığı bir değerlendirmedir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Eleştirmenler iyi bir eğitim almadan eser eleştirmeye

kalkışmamalıdır.

B) Eleştiride nesnel kriterleri esas almak gerekir ama bu

çok zordur.

C) Yapıtın içeriğinden çok üslubuyla ilgili eleştiri yapmak

daha doğru olur.

D) Eleştiri, bir eserin yarına kalırlığını sezebilen kişilerce

yapılmalıdır.

E) Bir eserin yok olmaya, çürümeye yüz tutmuş yanlarını

düzeltmek eleştirmenin görevidir.

8. Hiçbir yol, önüne bir dağ, ırmak veya deniz çıktığında son

bulmaz ya tünel açılır ya da köprü kurulur ama yol devam

eder.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümleye anlamca

en yakındır?

A) İnsan, önüne çıkan ilk engelde pes ederse hayat

boyu kaybetmeye mahkûm olur.

B) Sorunlarımızı görmezden gelerek onları çözmüş olmayız.

C) İnsanoğlu hayat boyunca bazı engellerle karşılaşır

fakat insanda bu engelleri aşacak zekâ ve azim mutlaka

vardır.

D) Hedefe yürürken bizi yolumuzdan alıkoyacak birtakım

engellerle karşılaşmak istemeyiz.

E) Bir problemi çözmek için o kadar uğraşmak yerine

onu boşverip başka problemi çözmek daha iyidir.

11. Bir kayaya tırmanırken kertenkele kadar kayayla bütünleşmeniz

gerekir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenenle

aynı doğrultudadır?

A) Başarmak için gerekli olan malzemeler önceden

temin edilmelidir.

B) Hedefe ulaşamasak bile o hedefe giden yolda yürümek

de başarı sayılır.

C) Başarıyı elde edebilmek için hedefin bir parçası olmak

zorundayız.

D) Hedefe giderken seçim yapmak gerekirse içgüdülerimizi

dinlemeliyiz.

E) Hedefe ulaşmak için asla aceleci davranmamak gerekir.

9. I. Sanat eseri didaktik kaygılar taşımamalı aksi takdirde

ansiklopedi olmaktan öteye geçemez.

II. Sanat eserlerinin önemli özelliklerinden biri de biricik

olmasıdır.

III. Estetik kaygılarla oluşturulmuş bir eser, sanatçısına

para da kazandırabilir.

IV. Sanat eserinin bir şeyi öğretme amacı olamaz, böyle

olursa onu bir başvuru kitabı saymak gerekir.

V. Sanat eserinin herkesçe bilinen belli bir formu, kalıbı

yoktur.

Yukarıdaki cümlelerden hangileri anlamca birbirine

yakındır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve V

D) III ve V E) II ve IV

12. Gerçekten aklı olanlar, “Zamanla yarışıyoruz.”, “Zamanı

yeniyoruz.” demezler; düşünen insan ise “Zamanın eteğinden

veya elinden bir yakalayabilsem…” der.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak isteneni

en iyi özetler?

A) Zaman göreceli bir kavram olduğu için kişilerce

algılanması farklıdır.

B) İnsanın ölümsüz eserler ortaya koymasında zamanı

yenme düşüncesi vardır.

C) Zamanı hoşça geçirebilmek için sevdiğimiz şeylerle

uğraşmalıyız.

D) Zaman sürekli aktığı için akıllı insan onunla boğuşmak

yerine onu iyi değerlendirebilmenin hesabını yapar.

E) Zamanı yenmek düşünen insanın sürekli gündeminde

olan bir şeydir.

132


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Yayıncılıkta köşeler oluşturmaya değil, kolektif bir çalışma

alanı oluşturmaya gayret ediyoruz. Dijital alandaki çalışmalarımız

da ulaşılabilir olma ---- ifadesi. Böylece mekân,

zaman, mesafe ---- ortadan kaldıracağız.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde

verilenlerin getirilmesi uygun olur?

A) yeteneğinin - ihtiyaçlarını

B) çabasının - bolluğunu

C) karmaşasının - mücadelesini

D) düşüncesinin - yakınlığını

E) gayretinin - engellerini

2. Sinema oyunculuğunun beni en çok ---- tarafı kalıcı olması.

Bir oyuncu olarak son derece detaylı bir karakter çalışması

yapıp o çalışmada bir dönüşüm yaratarak ---- bir

karakter ortaya çıkartmak da ilgimi çekiyor. Çıkan karakterin,

oyuncunun kendisini de şaşırtması ---- bir şey.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde

verilenlerin getirilmesi uygun olur?

A) endişelendiren - sıradan - güzel

B) heyecanlandıran - beklenmedik - rahatsız edici

C) cezbeden - yeni - muhteşem

D) umutlandıran - vasat - iyi

E) yoran - sürpriz - ürkütücü

4. Yaşamı öğrenerek geçirenler suskun, boş geçirenler konuşkan

olur.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Hayatın tadı bilinmezliklerde gizlidir, bilinmezlikler

kişiyi susturur.

B) Öğrenilerek edinilen bilgiler, kişiye yerine göre konuşmayı

öğretir.

C) Buğday olgunlaşmaya başladıkça başak boynunu

büker.

D) Suskun insanlar, konuşkan insanlara nazaran yaşamdan

çok şey öğrenmişlerdir.

E) Çok konuşanların bilmediği şey, karşılarındaki insanların

onları yeterince anlamadığıdır.

5. Biz iki hırsız arasında kendimizi feda ederiz: Düne ait

üzüntüler ile yarına ait korkular.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak isteneni

en iyi özetler?

A) Gelecekle ilgili düşünceler doğal olarak kaygı vericidir.

B) Geçmişin üzüntüleri insanın duygularını körelten hırsızlardır.

C) Yaşadığı zamanı iyi değerlendiremeyenlerin hayatı

pişmanlıklarla doludur.

D) Üzüntü ve korku gibi duyguları, kişi bilinçaltında üretir.

3. (I) Dünyayı gezmek zor iş, özellikle pek fazla bilgi sahibi

olmadan yollara düşerseniz yolculuk eziyete dönüşebilir.

(II) “Dünya Turuna Nası Çıkılır?” adlı kitap işte tam da

bu noktada biçilmiş kaftan. (III) Kitap raflardaki yerini aldı.

(IV) Elli gezginin maceraları üzerine yapılan söyleşi ve

yazılardan oluşuyor. (V) Bu kitapta dünya turu ile ilgili neredeyse

her sorunun cevabını bulacaksınız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, bir gereklilik dile getirilmiştir.

B) II. cümlede, I. cümlede belirtilenle ilgili bir açıklama

yapılmıştır.

C) III. cümlede, söz konusu kitabın satışa sunulduğu

belirtilmiştir.

D) IV. cümlede, söz konusu kitabın içeriğinden söz edilmiştir.

E) V. cümlede, dünya turuyla ilgili çoğu şeyin söz konusu

kitaptan öğrenilebileceği açıklanmıştır.

E) Geçmişe ait pişmanlıklar ve geleceğe ait kaygılar

arasında insan, yaşamını heba eder.

6. Hayattan ne istediğinizi bilirseniz başarı için en önemli

adımı attınız demektir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı

doğrultudadır?

A) Başarı yolunda ilerleyen insan asla geriye bakmamalıdır.

B) Başarı için yapılması gereken ilk iş bir hedef belirlemektir.

C) Hedefini bilen insan ona ulaşmak için her yolu dener.

D) İnsan hayattan hep bir şeyler bekler, hayat ise daima

ondan kaçar.

E) Başarmak emek istediği kadar şansa da muhtaçtır.

133


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. Eleştirmen yargılayan ama yanılıyor muyum diye korkan,

bunun için de hem beğendiği hem de beğenmediği eserlere

tekrar tekrar dönen insandır.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene

anlamca en yakındır?

A) Bir eleştirmen eleştirisini yaptığı eserler hakkında

hüküm verirken defalarca kendini kontrol eder.

B) Hiçbir eleştirmen eleştirdiği eseri tarafsız biçimde değerlendiremez.

C) Eleştirmenlerin en önemli görevi, sanat ortamına

canlılık getirmektir.

D) Bir eleştirmenin gereksiz yaptığı övgü ve yergi eleştiriyi

amacından uzaklaştırır.

E) Eleştirmen, yargıları kesin ve net olan, yargılarından

geri adım atmayan kişidir.

8. Yazar, romanında gelenekten yararlandığında değil, gelenekten

yararlanmayı basite indirgediği için başarısızdır.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılanı en iyi

özetler?

A) Bir yazar gelenekleri tam anlamıyla yıkmadığı sürece

başarılı olamaz.

B) Önceki şairlerin açtığı yoldan gitmek sanatçıyı başarıya

götürür.

C) Basit ve geleneksel bir kurguyla kaleme alınan yapıtlar

başarısızdır.

D) Her romanın bir yazı geleneği vardır, sanatçı bu yazı

geleneğini iyi bilmelidir.

E) Sanatçı gelenekten yararlanmayı hafife alırsa işte o

zaman başarısız olur.

9. Başarımın sırrı, saçlarımı tararken saçlarımdan başka bir

şey düşünmememdir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Başarılı insanlar, en sıradan şeyleri yaparken bile

hedefe odaklanırlar.

B) Başarmak için birtakım ön hazırlıkların yapılması gerekir.

C) Bir insanın inanmadığı bir şeyi başarması imkânsızdır.

D) Pozitif düşünce, başarıyı artıran en önemli faktörlerden

biridir.

E) Basit bir şey üzerinde saatlerce düşünmek, zaman

kaybından başka bir şey değildir.

10. Şimdi zamanımız varken gül goncalarını toplayalım, yoksa

onlar kuruyup dikene dönüşebilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle aynı bakış açısına

sahip değildir?

A) Hayat bir gündür o da bugündür.

B) Kaçan fırsatlar ne de olsa yine ele geçer.

C) Talih kuşu, insanın omzuna her gün konmaz.

D) İnsan, her gününü, son günüymüş gibi yaşamalı.

E) Fırsatların ömrü, kelebeklerin ömründen daha kısadır.

11. Hepimiz hayatın kısalığından söz ederiz ama boşa geçen

zamanı nasıl değerlendireceğimizi bilemeyiz.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Boş zamanları değerlendirmenin en iyi yolu gelecekle

ilgili planlar yapmaktır.

B) Hayatın ne kadar yaşandığı değil, nasıl yaşandığı

daha önemlidir.

C) Pek çok insan, ömrün kısalığından hayıflanırken değerlendiremediği

zamanın farkına varamaz.

D) Bazı şeylerin değeri, onu kaybedince anlaşılır; bunlardan

biri de boş vakittir.

E) Mutluluğu yakalamak için çok uzun zamana ihtiyaç

vardır, bunun için her saniye kıymetlidir.

12. Bazen sesini duyurabilmen için susman gerekir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Konuşmak birçok sorunun çözülmesinde en etkili yoldur.

B) Söz gümüşse sükût altındır.

C) Susmak, söylenenlerin kabul edildiği anlamına gelir.

D) Susmak bazen meseleyi en iyi anlatmanın yoludur.

E) Konuşmak ve susmak yerinde ve zamanında olursa

etkilidir.

13. Geçmişte olanları telafi edebilmenin bir yolu varsa o da

gereken dersleri alıp yolumuza devam etmektir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Geçmişteki hatalar, bir daha tekrarlanmazsa telafi

edilmiş olur.

B) İlerlemenin gerçekleşebilmesi için geçmişle boş yere

zaman kaybetmemek gerekir.

C) Geçmişi, o günün değer yargılarıyla değerlendirmek

en akıllıca olandır.

D) Yaşam en iyi öğretmendir, önemli olan onun verdiği

dersi yorumlayabilmektir.

E) Geçmişle bağını koparanlar, geleceğin yaldızlı sayfalarına

adlarını yazdıramazlar.

14. Size yokmuşsunuz gibi davrananlara kızmayın, bu durumda

siz öyle davranmaları gerektiği mesajını veriyorsunuz

demektir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en

yakındır?

A) Öfkenizi yenemediğiniz için karşınızdakilerden saygı

görmüyor olabilirsiniz.

B) Öfkelendiğiniz zaman sakinleşmeyi bekleyin ve ondan

sonra bir karar verin.

C) İnsanların size karşı davranışlarının temelinde sizin

kendinizi karşıya ifade etme şekliniz yatar.

D) Bir insan sizi hiçe sayıyorsa boş yere öfkelenip kendinizi

üzmeyin.

E) Yaşadıklarından ders çıkarmayanlar karşılarındaki

insanlardan saygı görmezler.

134


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Çevremde kendi edebiyatımıza ---- yaklaşıldığına; yabancı

yapıtlardaki ruhsal ve felsefi derinliğin yerli edebiyat yapıtlarında

bulunmadığına dair birçok yoruma tanık oluyor; bu

durumdan üzüntü duyuyor ve edebiyatımıza ---- düşünüyorum.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde

verilenler getirilmelidir?

A) ön yargıyla - haksızlık edildiğini

B) eleştirel - müsamaha gösterildiğini

C) iyi niyetle - destek verildiğini

D) özensiz - paha biçildiğini

E) öz eleştiriyle - sahip çıkıldığını

4. Alabalık Yaylası, Karadeniz Bölgesi genelinde artık sık

gördüğümüz yoğun yapılaşmanın, betonlaşmanın tersini

temsil eden yaylalardan biri.

Bu cümleden aşağıdakilerden hangisine kesin olarak

ulaşılabilir?

A) Karadeniz Bölgesi’nde çarpık yapılaşma giderek

artmaktadır.

B) Karadeniz Bölgesi’nde betonlaşmaya uğramamış

yerler bulunmaktadır.

C) Karadeniz Bölgesi’nin bozulmayan tek yaylası Alabalık

Yaylası’dır.

D) Karadeniz Bölgesi’nin tamamında yapılaşma ve betonlaşma

başlamıştır.

E) Alabalık Yaylası, Karadeniz Bölgesi’nin doğal güzellikleriyle

dikkat çeken yerlerindendir.

2. (I) Halit Ziya Uşaklıgil’in günümüz yazarlarınca da ilgi duyularak

okunduğunu inkâr edemeyiz. (II) Onu bilimsel bir

yöntemle değerlendirmek için hazırlanan bu çalışma ilk

kez 1965 yılında kitap olarak basıldı. (III) Yayımlandığı

zaman, yazarımızı yitireli yirmi yıl olmuştu. (IV) Bu yıl ise

sanatçıyı kaybedişimizin ellinci yılı. (V) Kitabın ikinci baskısını,

yazarın ölümünün ellinci yılına denk getirmek için

bunca yıl bekledik.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“amaç” anlamı vardır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve V E) IV ve V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı

bir anlam ilgisi vardır?

A) Okuyucunun gönlüne hitap ettiğinde hak ettiği yere

gelecektir.

B) Sözlerime değer vermiyorsunuz diye ortalığı birbirine

kattı.

C) Saatini kurmayı unuttuğundan okul servisini yine kaçırdı.

D) Anlatılanları bilmediği için konuyla ilgili bir yorum yapamadı.

E) Geleceğini düşünmesi onu temkinli konuşmaya zorluyordu.

3. (I) Ne var ki Türkçe romanın yeterince incelendiğini,

irdelendiğini söylemek olanaksızdır. (II) Romanlarımızı

yeterince bilmiyoruz, açıkçası tanımıyoruz. (III) En iyi

bildiğimiz romancılarımızın yapıtlarını ise bulamıyoruz.

(IV) Oysa onları irdelemeden, kuşakları birbirine bağlama

bilincimizin bağlantı ve kopma noktalarını saptama

olanağımız yok. (V) İşte bütün bunlar bu kitabın yazılma

sebepleridir.

Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde “koşul”

anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi

yoktur?

A) Çok duygusal olman seni bu hâle getiriyor.

B) Bizi üzmemek için konuşurken çok dikkatli davranıyor.

C) Rahat nefes alamayışımız, havanın fazla nemli olmasındandır.

D) Bu aralar, sağlıklı düşünemediğinden onun fikirlerinden

yararlanamıyoruz.

E) Size güvendiğim için sözleşmeyi okuma gereği duymuyorum.

135


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin gerçekleşmesi

koşula bağlanmıştır?

A) Keşke biraz odana çekilip ders çalışsan.

B) Özür dilesen de seni affedeceğini sanmıyorum.

C) Sürekli antrenmanlar yapması iyi sonuçlar almasını

sağlıyor.

D) Sanatçının başarılı olması, yaşamdaki detayları yakalayabilmesiyle

mümkündür.

E) İki hafta sonra aynı saatte, aynı yerde görüşmek üzere

diyerek ayrıldılar.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşul gerçekleşse

bile eylemin gerçekleşmeyeceği anlamı vardır?

A) Çocukluğumda ablalarımdan biri her akşam roman

okur, biz de dinlerdik.

B) Seni yanımıza almamız, arabada yer olmasına bağlı.

C) Saatlerce ağlayıp yalvarsan da sana inanmaz.

D) Kucağındaki öküzlerden kurtulursan yarışı kazanırsın.

E) İnsanlara karşı hoşgörülü olursan senin de görüşlerin

saygı görür.

9. (I) Yüz yıllık bonzai ağaçları sadece 30-40 cm yüksekliğindedir.

(II) Normalde bu süre içinde dev bir ağaca

dönüşmeleri gerekir. (III) Ama bonzai ustaları ağacın

köklerini düzenli olarak budarlar. (IV) Kökleri gelişirse

ağaç bonzai olmaktan çıkıp büyümeye başlar çünkü.

(V) Bonzailer Uzak Doğu ülkelerinde bugün de yetiştiriliyor.

(VI) Ülkemizde de yavaş yavaş rağbet görmeye

başladı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden

önceki cümlenin gerekçesidir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yargı gerekçesiyle

birlikte verilmiştir?

A) İnanmak, bir şeyin nasıl olduğu konusunda emin

olmaktır ve bakış açımıza göre oluşur.

B) Annenizden kalan bir vazoyu gözünüz gibi korursunuz

çünkü o sizin için değerlidir.

C) Gelecekte ne olacağımız zihinlerimizin içeriğiyle belli

olacaktır.

D) Geçmişiniz eksilerle doluysa geleceğinizin artılarla

dolu olacağını düşünün.

E) Olumsuz düşüncelerinizin sizinle kalmasına izin verirseniz

savaşı baştan kaybedersiniz.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikinci yargı birincinin

gerekçesidir?

A) Zihniniz allak bullak ise hayatınız da allak bullak

olacaktır.

B) Kararlı bir çabayla hayatınızı bir yerden alır, başka

bir yere taşırsınız.

C) Bahçeye, gecenin serin karanlığına çıktılar, biraz dolaştılar.

D) Odanın kapısını kapatır kapatmaz ona sıkıca sarıldım,

gözyaşlarımı tutamıyordum.

E) Zihninizi olumsuz düşüncelerden arındırın, bu düşünceler

sağlıklı düşünmenizi engeller.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “aşamalı bir durum”

söz konusudur?

A) Kendinizi kötü düşüncelerden kurtardıkça daha iyi

hissedeceksiniz.

B) Olumsuz şartlar içinde olsan bile bunu değiştirme

şansın her zaman var.

C) Yalnız kalmaktan korkmaz ve sürekli birileriyle birlikte

olma ihtiyacı hissetmezdik.

D) Bazen kendinizi iyi hissetmezsiniz ama tam olarak

ne olduğuna da bir anlam veremezsiniz.

E) Hayatla barışırsak hayat boyunca taşıdığımız bütün

yükleri üzerimizden atmış oluruz.

13. (I) Etiketleme genellemenin uç noktasıdır. (II) “Hata yaptım.”

diyeceğimize, “Ben başarısızım.” deriz. (III) Kendimize

kötü isimler verir, o kötü yönlerimizle bütünleşiriz.

(IV) Başkaları bir hata yaparsa onları bir canavar gibi

görmeye başlayabiliriz. (V) Onları, hoşumuza gitmeyen

davranışlarıyla bütünleştiririz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

yargının gerçekleşmesi koşula bağlanmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

136


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşul-sonuç ilişkisi

vardır?

A) Çok erken evlendiği için evin sorumluluğunu üstelenebiliyordu.

B) Bu kadar yoğun çalışan herkesin kendine zaman

ayırması gerekir.

C) Müzik dinlerken daha verimli çalıştığını iddia edenler

haklı olabilir.

D) Araç kullanırken gözünü yoldan ayırmadığı hâlde az

kalsın kaza yapıyordu.

E) Bulunduğunuz anı yaşamaya başlamadıkça hayatınızın

zenginliğini fark edemezsiniz.

4. Aşağıdakilerin hangisinde I. dize II. dizenin gerekçesi

durumundadır?

A) Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi

B) Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya

Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi

C) İçinden tanırım ben o elleri

Onlar ki zahirde viran olurlar

D) Biz güzel şeyler düşünelim diye

Yemyeşil oluvermiş ağaçlar

E) Yokuşlar kaybolur çıkarız düze

Kavuşuruz sonu gelmez gündüze

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birinci yargı ikinci

yargının nedeni durumundadır?

A) Akşamları eve yorgun argın dönüyor çünkü bütün

enerjisini işine harcıyor.

B) Güler yüzlü olduğundan, çevresindekilerce çok kısa

sürede seviliyor, sayılıyor.

C) Bu ne çatık kaş, bu ne asabi bir bağırış…

D) Sanat eserini ölümsüzleştiren, onun biricik olması ve

sanatçıdan izler taşımasıdır.

E) Hayallerinize asla gem vurmayın çünkü onları özgür

bıraktıkça yükselirsiniz.

5. (I) İstediklerine neden bir türlü ulaşamadığını anlayamasan

da güvenmelisin. (II) Her şeyin sana bir şeyler katarak

hayatını zenginleştirmek için yollandığına güvenmelisin.

(III) Yaşadığın zorlukların her birinin ardına gizlenmiş

hazineyi bulmaya çalış. (IV) Hiç zorluk yaşamamış olsaydık

ruhsuz insanlar olurduk. (V) Başkalarının kanatları

altında yaşayan böyle insanların zayıf olduklarını fark

etmişsindir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde

amaç-sonuç ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir öneri gerekçesiyle

birlikte verilmiştir?

A) İnsanlara elinizden geldiğince yardım edin, bunu

yapmak size huzur verecektir.

B) Aldığın ikramiyeyi de çar çur et, kal sonra ortada

dımdızlak!

C) Bence her derste, çözemediğin soruları öğretmene

sıcağı sıcağına sormalısın.

D) Sağlığına çok dikkat eder, hazır gıdalarla beslenmezdi.

E) Şairin gönlündeki aşk olmasa ne güzelliğin para eder

ne de eğlenecek yer bulursun.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “değişerek yeni bir

görünüm kazanma” anlamı vardır?

A) Şairler, toplumun nabzını tutarken aynı zamanda

çağlarına da tanıklık ederler.

B) Ülkenin birçok yeri yoksuldu ama okulumun olduğu

mahalle daha yoksuldu.

C) Yılların emektar ustası Tahsin amcanın saçları artık

iyice ağarmıştı.

D) Cumhuriyet yönetimi birçok konuda olduğu gibi dilde

de bunu başarmıştı.

E) İmara açılan arazilerin satışı için açık artırma yapılacağı

söyleniyor.

137


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. (I) Bir gün alışveriş yaparken manav reyonunda yaşlı bir

hanım dikkatimi çekti. (II) Erik paketlerinin başındaydı;

birini aldı, sonra bıraktı. (III) Tekrar alıp sepetine koydu.

(IV) Biraz duraksadıktan sonra paketi reyondaki yerine

koydu ve oradan uzaklaştı. (V) Görünüşünden ve sepettekilerden

maddi olarak sıkıntıda olduğu belliydi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“sezgi, tahmin” anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. I. Hayattan zevk alman, ona bir anlam yüklemene bağlı.

II. Daha yaşanabilir bir dünya kurmak için iyiliği yaymaya

çalışıyoruz.

II I. Sözünü tutacakmış ancak uslu durmanız gerekiyormuş.

IV. Kendi farkını ortaya koymak için yepyeni şiir teknikleri

deniyor.

V. Ders çalışmak zahmet gerektirdiğinden pek sevilmez.

Yukarıdaki cümleler anlam ilişkilerine göre eşleştirilirse

hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. (I) İnsan yalnızca fizyolojik güdülerini doyuma ulaştırmak

için çalışmaz. (II) Merak sahibi bir canlı olarak insan,

bireysel ve evrensel varlığın gizemini çözmeye çalışır.

(III) “İyi-kötü, güzel-çirkin nedir?” sorularına cevap arar.

(IV) Felsefe işte bu merakı giderme çabasıdır. (V) Felsefe

bu gizemi çözmek için doğmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki

yargılardan hangisi yanlıştır?

A) I. cümle neden-sonuç cümlesidir.

B) II. cümlede anlatılanlar I. cümleye açıklık getirmiştir.

C) III. cümlede karşıt anlamlı sözcüklere yer verilmiştir.

D) IV. cümle bir tanım cümlesidir.

E) V. cümlede felsefenin doğuşunun amacı belirtilmiştir.

9. Farklı ve nitelikli bir kişiliğe sahip olman -----

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa

koşul-sonuç ilişkisi kurulmuş olur?

A) sürekli eleştirilmene sebep oluyor bence.

B) seni toplum içinde kıskanılacak biri hâline getiriyor.

C) evreni farklı bir gözle görmene bağlı.

D) sana bazı sorumluluklar da yüklüyor.

E) kanımca, meselelere kayıtsız kalmana engel oluyor.

12. Borçka’ya 25 kilometre uzaklıktaki Karagöl, bir heyelan

sonucu Karçal Dağlarından doğan Klaskur Deresi’nin

önünün tıkanmasıyla oluşmuştur.

Bu cümleden aşağıdakilerden hangisine kesin olarak

ulaşılabilir?

A) Karagöl’ün oluşmasına bir doğa olayı sebep olmuştur.

B) Klaskur Deresi, Borçka’nın ortasından geçmektedir.

C) Borçka’da zaman zaman doğa olayları yaşanmaktadır.

D) Heyelanlar, doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesi sonucu

gerçekleşmektedir.

E) Borçka ile Karagöl’ün arası 25 km’den fazladır.

10. Aşağıdakilerden hangisi bir tanım cümlesi değildir?

A) Psikoloji, insan davranışlarını inceleyen bilim dalıdır.

B) Felsefi yöntem, zihinsel bir çabadır.

C) Şüphe, insanın içini kemiren bir kurttur.

D) Filozof, somut olguları doğrulamaya çalışır.

E) Cesaret, gerektiğinde gemileri yakmaktır.

13. (I) Sanat eseri izlenirse yaşarken bir yandan da izleyeni

yaşatır. (II) Sanatçı yasaklar yüzünden güdülerini bilinç

dışına atar. (III) Bu güdülerle yaratılmış olan eseri izleyen

de kendi komplekslerini onda duyarsa büyük zevk

alır. (IV) Başka bir deyişle heyecanın ve zevkin doğması

komplekslere bağlıdır. (V) Sanatçıyla izleyicinin kompleksleri

örtüşmediğinden bazen sanatçı kalıcı olamaz.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“neden-sonuç” ilişkisi vardır?

A) I ve II B) III ve IV C) I ve III

D) II ve V E) IV ve V

138


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Bilimin yargıları herkes için ortak, nesnel ve genelgeçerdir.

---- estetik yargılar, bizim bir tuvalden ya da harika bir

doğa manzarasından haz alma durumumuzu dile getiren

---- görüşlerdir.

Bu parçadaki boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Bu yüzden - gerçek B) Ne var ki - nesnel

C) Oysaki - bize özgü D) Aslında - değişken

E) Gerçekte - sorgulayıcı

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hayıflanma” anlamı

vardır?

A) Şu insanları hiç anlamıyorum, hiçbir şeyden mutlu

olamıyorlar.

B) Eskiden bana karşı daha samimi ve sıcak davranırdı.

C) Çocuk böyle mi yetiştirilir, ne yapıyorsunuz siz?

D) Yeni yetme gençler, üç şiir yazınca şair olduklarını

sanıyorlar.

E) En güzel zamanlarımı boşa geçirmişim, şimdi anlıyorum.

2. İzmir’in Bayındır ilçesindeki permakültür köyünde zeytin

hasadı doğa takviminin kayması nedeniyle artık kasım

ayının son günlerinde yapılıyor.

Bu cümleden aşağıdakilerden hangisine kesin olarak

ulaşılabilir?

A) İzmir’in Bayındır ilçesinde farklı türde pek çok tarım

ürünü yetiştirilmektedir.

B) İzmir, zeytin ağaçlarından en fazla verimin alındığı ilimizdir.

C) Doğa takviminin kayması ülkemizde tarımsal üretimi

azaltmıştır.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öneri söz konusudur?

A) İlişkilerinizin sağlıksız yürüdüğünü düşünüyorsanız

önce aynaya bakıp kendinizi değiştirin.

B) Kolayca varılabilen bir hedef gerçekte pek büyük bir

hedef değildir.

C) İyi bir anlatıcı oluşu, konuşur gibi yazması da başarısını

pekiştirmekteydi.

D) Yıllara meydan okumanın yolunu bulmuş olmalı ki

çok rahat hareket ediyor.

E) Öfke anında söylenen sözler, bazen telafisi mümkün

olmayan yaralar açıyor.

D) Permakültür köylerinde tarım ürünlerinin hasadı diğer

köylerden farklı zamanlarda yapılmaktadır.

E) Doğa takviminin kayması İzmir’in Bayındır ilçesindeki

permakültür köyünde zeytin hasadı zamanının değişmesine

yol açmıştır.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “aynı varlığın karşıt

durumları” bir arada verilmiştir?

A) Bu gece sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gidelim?

B) Zenginler fakirlerin dünyasından hiç anlamıyorlar.

C) Soğuktan donan ellerimiz, sobanın yanına gelince

ısınmıştı.

D) İyilik meleği kötülerin yanına pek fazla uğramıyor.

E) Son günlerde hep odasında yalnız kalmayı tercih ediyor.

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir “yanılgı”dan

söz edilmiştir?

A) Gençken dünyanın sadece benim etrafımda döndüğünü

sanırdım, meğer kazın ayağı öyle değilmiş.

B) Gençlerin hayata bakışları, yaşlıların hayata bakışlarından

elbette farklı olacaktır.

C) Zamanı geriye döndürecek bir sihirli sopam olsaydı

doğruca gençlik yıllarıma dönerdim.

D) Deneme yazarı olarak ele aldığım düşüncelerin çoğunda

sosyal hayata bir gönderme vardı.

E) Makalelerde ortaya atılan düşünceleri kanıtlama zorunluluğunun

olması, makaleyi nesnel olmaya zorluyor.

4. (I) Geçen ay yeni bir işe girdim. (II) Bu dönemde böyle

iş bulmak kolay mı diye düşünüyordum. (III) Ay başı

geldi ve zarfın içinde maaşımı verdiler. (IV) Görünce şok

oldum, bu kadarcık parayla geçinilir mi? (V) Alın işinizi

başınıza çalın, dedim ve ayrıldım işten.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“azımsama” anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gerçekte öyle olmadığı

hâlde öyle sanılan bir durum söz konusudur?

A) Ağaçların dökülen yaprakları her yerden görülebiliyordu.

B) Denizin ortasındaki ada gittikçe gözden kayboluyordu.

C) Kızgınlığı el ve yüz hareketlerinden anlaşılıyordu.

D) Yaz sıcakları öyle bastırmıştı ki sanki dünya güneşe

iyice yaklaşmıştı.

E) Onun bu soruları nasıl kolayca çözebildiğini bir türlü

anlayamıyorum.

139


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Cümlede Anlam ve Anlatım

9. (I) Vakit öğle olmuştu ve hâlâ görünürde kimse yoktu.

(II) Herkes birbiriyle göz göze geliyor ama kimse bir şey

söylemiyordu. (III) Günün ilk ışıklarıyla başlayan bu bekleyiş

hâlâ devam ediyordu. (IV) Kimseden çıt çıkmıyordu.

(V) Bu kadar gecikmezlerdi, başlarına bir şey gelmiş

olmasın sakın!

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

“kaygı” anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

10. Aşağıdakilerin hangisinde “ikilem” anlamı vardır?

A) Yolum ikiye ayrıldığında, ben tereddütsüzce az kullanılmış

olanı seçtim.

B) Her yazar gibi o da işe önce öyküyle başlamıştı.

C) Çocukluğundaki hırçınlığı ve uçarılığı büyüyünce yok

olmuştu.

D) Ankara’ya gidince teyzemde mi yoksa dayımda mı

kalsam?

E) Şirkette yıllık bilanço henüz hazırlanmadığı için çalışanların

ücretleri belirlenmedi.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yadsıma anlamı

vardır?

A) Gençlerimizin kitaba zaman ayırmamalarını bir türlü

kabul edemiyorum.

B) Bardağı kırdığı hâlde, pişkin pişkin: “Ben mi kırmışım

onu?” diyordu.

C) Şiirin duyulmak için yazıldığı görüşüne katılmıyorum.

D) Eleştirilerde nesnel olabilmek gerçekten de mümkün

müdür?

E) Okuyucu, romanda kendinden bir şeyler bulmazsa

romana ilgi duymaz.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı

vardır?

A) Diyelim ki bütün isteklerinizi yerine getirdik, mutlu

olacak mısınız?

B) Yazara yönelik eleştiriler, sanatçıyı ileri götürmez;

aksine geriletir.

C) Sürücülerin hepsinin sanki bir acelesi var, daha sarı

ışık yanar yanmaz kornaya basıyorlar.

D) Her mevsimin bir güzelliği olur da kışın güzelliği olmaz

mı?

E) Ağaçların çiçek açtığını görmeden ilkbaharın geldiğine

inanmam.

11. (I) On altı yıl oldu memleketimden ayrılalı. (II) Baba ocağından

ayrılıp gurbete düşeli koskoca on altı yıl… (III) Annemin

yemekleri hâlâ burnumda tütüyor. (IV) İlkbaharda

dağlarımız yemyeşil olurdu, kuzuları otlatırdık o dağlarda.

(V) Şimdi o dağların zengin ve kekik kokulu oksijeniyle ciğerleri

doldurmak vardı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“özlem” dile getirilmiştir?

A) I ve II B) III ve V C) II ve IV

D) I ve V E) IV ve V

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yadırgama” anlamı

vardır?

A) O gün gökten çamur yağdığına şahit olduk.

B) Baharın gelişiyle doğa ana tüm cömertliğini sergilemişti.

C) Çocuklar, üzerlerindeki sınav kaygısını bir türlü atamıyorlar.

D) Kütüphanelerimize giden gençlerin sayısında artış

bekleniyor.

E) Günümüzde insanların yolda yürürken sigara içmeleri

çok tuhaf.

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “gerçekleşmemiş

bir beklenti” söz konusudur?

A) O yıllarda hepimiz iki üç günde bir kitap okurduk.

B) Yokluk da vardı ama insanlar ellerindekilerle mutlu

olurdu.

C) Evlerde televizyon bile yoktu, olanlar da siyah beyazdı.

D) Oysa teknolojik gelişmeler hayatımızı kolaylaştırır

sanmıştık.

E) Gelişen teknolojiyle birlikte insanın yalnızlaştığına

şahit olduk.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öneri gerekçesiyle

birlikte verilmiştir?

A) Çocuklarımıza şanlı tarihimizi mutlaka öğretelim.

B) Çoğumuz yaşamın telaşı içinde yılları geçiririz.

C) Banyodan çıkarken ayaklarınıza soğuk su dökün,

kendinizi zinde hissedersiniz.

D) Ödevlerini zamanında yapan öğrencilerin, çalışma

alışkanlıkları oturmuş oluyor.

E) Dişlerini düzenli fırçalamadığın için dişlerin sarı görünüyor.

140


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Bilinçaltlarındaki korku yüzünden kendisine saygı duygusunu

yitirmiş nicelerimiz; dışarıda amirlerine, patronlarına

ve şeflerine hangi oranda “evet efendimci” iseler ----

Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden

hangisiyle tamamlanabilir?

A) kendi yakınlarına karşı o kadar zalim, o kadar kabadayı

ve özellikle ailenin zayıf kişilerine karşı o kadar

gaddardırlar.

B) o oranda işlerinde yükselir, etrafları tarafından sevilir,

toplumda saygın bireyler olurlar.

C) amirleri, patronları ve şefleri de onlara karşı aynı

uyumlu ve anlayışlı tavrı gösterecektir.

D) kendilerine duydukları saygı o oranda artacak, içlerindeki

korku yavaş yavaş yok olacaktır.

E) bilinçaltının yönlendirmesi yani farkında olmadıkları

duyguların etkisiyle hareket ediyorlar demektir.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir fikre katılma”

anlamı vardır?

A) Gittiğim tatil yerleri arasında Bozcaada’nın yeri ayrıdır,

der dururdu.

B) İster kabul edin ister etmeyin okumuyoruz ve her geçen

gün cehaletin kara kuyusunda daha derine gidiyoruz.

C) Okul tercihlerini ilgi alanları doğrultusunda yapmak

gerektiğini söylemesi çok mantıklıydı.

D) Sabır, bizleri geleceğin mutlu günlerine taşıyacak bir

erdemdir; sakın ondan vazgeçmeyin!

E) Çabalar ile amaçları birbirine karıştırmayın.

5. I. kervanlarının ve hac kafilelerinin güzergâhlarında

II. Hatay’ın Payas ilçesinde yer alan

III. çok önemli bir kesişme noktasındadır

IV. Halep, Şam, Hicaz, İpek Yolu gibi ticaret

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ön yargı” anlamı

vardır?

A) Bu işin sonunda zarar edeceğinizi adım gibi biliyorum.

B) Son olaylardan sonra aramızın düzeleceğini umuyorum.

C) Şiirle uğraşan herkesin bir imge dünyası olmalıdır.

D) Kenar semtlerde yaşayan insanları anlatması alışıldık

bir şey değil.

E) Önümüzdeki yıl ekonomik sıkıntılarımız son bulabilir.

V. Mimar Sinan’ın eseri Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak

biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci

olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. (I) Vücudunuzdan yayılan pozitif enerji, hayatı sizin için

kolaylaştıracak. (II) Bu, size bir mıknatıs gibi çekim gücü

verecek ve insanlar çevrenizde toplanacaktır. (III) Hayalleri

ve amaçları olan insanları hayatınıza çekmeye başlayacaksınız.

(IV) Hayatınız bundan sonra daha anlamlı

olacak. (V) Çünkü hayatınız, bütün hünerlerinizi sergileyebileceğiniz

bir dansa dönüşecek.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

düşünce benzetme yoluyla anlatılmıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

3. (I) Türk romanı, yazınsal üretim alanının en zorlu bölümlerindendir.

(II) Bu, romanın dokusundan, yapısal özelliklerinden

kaynaklanan bir durumdur. (III) Roman, dünyanın

her yerinde insanların toplumsal, tarihsel ve evrensel

durumlarını, var oluşlarını kavrayan en etkili, en kapsamlı

yazınsal üretimdir. (IV) Romanın doğuşuyla ortaya çıkan

bu özellik dikkat çekicidir. (V) Türkçe, yüzyıllar boyunca

oluşan bu yazılı anlatımı, kendine özgü bir doku içinde

geliştirmiştir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“karşılaştırma” yapılmıştır?

A) I ve II B) I ve III C) III ve IV

D) II ve V E) IV ve V

D) III ve IV E) IV ve V

7. I. ve Keldağ arasında oluşturduğu yatakta

II. Küçük Asi’yi de alarak Samandağ yakınlarında

III. El Bekaa Vadisi’nden doğan Asi Irmağı Amanos Dağları

IV. yaşamın binlerce yılını barındıran Akdeniz’e dökülüyor

V. irili ufaklı pek çok akarsudan sonra

Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak

biçimde sıralandığında, hangisi ilk sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

141


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Cümlede Anlam ve Anlatım

8. Ön yargılar olumsuz olabileceği gibi olumlu da olabilir.

Aşağıdakilerden hangisi olumlu bir ön yargıdır?

A) Ne yaparsa yapsın, bir baltaya sap olamaz.

B) Biliyorum, bütün filmleri gibi bu da çok beğenilecek.

C) Zor şartlar altında çalıştıkları için onların kazancı kutsaldır.

D) Sizi duymuş olmalı ki davranışlarında bir düzelme

var.

E) Kirpiklerinin ıslaklığına bakılırsa yine biri onu ağlatmış

galiba.

11. (I) Hayatımızın dönüm noktaları vardır. (II) İlk adımımız,

okula başlamamız, üniversite sınavı, ilk işimiz…

(III) Şimdi bugün burada hayatınızın en önemli dönüm

noktasını oluşturabilirsiniz. (IV) Bazı kararlar alın ve kendinize

yemin edin. (V) Ettiğiniz yeminin sonsuza kadar

arkasında durun. (VI) Onun bozulmaması için mücadeleyi

elden bırakmayın.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden

önceki cümleyi örneklendirmektedir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

9. “Hoş” olan bir şey, onu izleyen insana göre değişir;

bundan dolayı o, tümüyle ---- ve bir süre sonra insana

tokluk verir. Gerçekten “güzel” olan bir şey ise kendisini

anlayacak düzeyde olan insanlar için ---- güzeldir; güzel

olan bir şeye insan hiçbir zaman doyamaz.

Düşüncenin akışına göre, boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden

hangilerinin getirilmesi uygun olur?

A) hayalidir - gerçek

B) bir aldatmacadır - aldatıcı

C) nesneldir - daima

D) doğaldır - sürekli

E) özneldir - her zaman

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, içerdiği düşünce

bakımından diğerleriyle çelişmektedir?

A) Yapmak istemediğiniz bir iş olduğunda ondan kaçmak

ya da onu ertelemek yerine, önce ondan başlayın.

B) Sabah işe gittiğinizde en sevmediğiniz işleri en önce

yapmak, sizi psikolojik yönden rahatlatır.

C) Hoşlanmadığınız bir işi ilk önce yapmayı, iki hafta boyunca

tekrarlarsanız hayatınız boyunca faydalanabileceğiniz

bir şey kazanırsınız.

D) Ertelediğiniz işler, zamanla üzerinizde güce sahip

olacağı için sizin hırslanmanıza yardımcı olarak sizi

başarıya götürebilir.

E) Erteleme alışkanlığınızı yenemezseniz ulaşmayı düşündüğünüz

hedefe asla varamazsınız.

10. Sevdiğimiz bir kişiye duyduğumuz kırgınlığı o kişinin yüzüne

söylemeye “sitem” denir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir “sitem” cümlesidir?

A) Aşk olsun, aylardır ne telefon ediyorsun ne mektup

yazıyorsun.

B) Böyle çocukların, ülkemizin geleceği açısından ne

kadar önemli olduğunu biliyor musunuz?

C) Bu kadar kolay bir soruyu nasıl çözemediğine hâlâ

şaşırıyorum.

D) Dolmuş şoförlerinin trafiği hiçe sayarak araç kullanmasına

kimse dur demiyor.

E) Sıcakların artmasıyla benim sıkıntılı günlerim de

başlamış oluyor.

13. “Hedefler saptayıp onları gerçekleştirmek için detaylı

planlar yapmalısınız.” cümlesi, aşağıdakilerden hangisini

örneklemektedir?

A) Olasılık B) Öneri C) Ön yargı

D) Eleştiri E) Varsayım

14. “Ana haber bültenlerinde her gün kaza ve ölüm haberleri

izleye izleye artık acıma duygumuzu kaybettik.” cümlesi,

aşağıdakilerin hangisine örnek gösterilebilir?

A) Sitem B) Sezgi C) Şaşırma

D) Tahmin E) Kanıksama

142


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi nesnel anlatımlıdır?

A) Telefon kulübesinin yanındaki adamın elinde siyah

deri bir çanta vardı.

B) Okuduğunuz zaman yeni tatlar bulamayacağınız, sıradan

dizeler bunlar.

C) Hep aynı sözleri duymak, doğrusu insanı çok sıkıyor.

D) Öğrencilerin kolaylıkla çözemediği soru, iyi soru sayılır.

E) Minibüs yolculuğu, yolculukların en sıkıcı ve katlanılmaz

olanı bence.

4. (I) “Gesi Bağları” türküsünü ilk dinlediğimde liseye gidiyordum.

(II) Aslında ilk defa o zaman hissedebildim bu

türküyü tam anlamıyla. (III) Sevdiğini kaybetmiş birinin

derin ızdıraplarının dillendirilmesiydi bu türkü. (IV) Belki

de bizim ilk platonik aşk deneyimlerimizle örtüşüyordu.

(V) Belki de sırf bu yüzden ilk kez o yıllarda ağlayarak

dinledim bu türküyü.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

sözü edilen türkünün içeriği ile ilgili bir ipucu verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Son dönemin en içten, en tutulan sanatçılarından biri

o. (II) Söylediği şarkılar hem söz hem müzik açısından

birbiriyle son derece uyumlu. (III) Sesi her ne kadar rock

müziğe yatkın gibi görünse de slow parçalara daha iyi

uyuyor bence. (IV) Bazı şarkılarında, müzik kulak tırmalayıcı

bir boyuta geliyor ancak bunlarda bile gizli bir içsellik

var. (V) Önümüzdeki yıllarda yeni neslin gönlüne taht

kuracak gibi görünüyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde söz

konusu sanatçıyla ilgili hem olumlu hem olumsuz

eleştiri yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir tanım yapılmıştır?

A) Özne, cümlede yüklemin bildirdiği işi yapan ögedir.

B) Plato, yüksek rakımlı yerlerdeki düzlüklerdir.

C) Su, iki hidrojen ve bir oksijenden oluşur.

D) Tonlama, şiirdeki temaya göre sesin yükseltilip alçaltılmasıdır.

E) Huzur, Kafdağı’nın ardındaki çiçeği koklamaktır.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gözlem”e dayalı bir

anlatım vardır?

A) Her güzelliğin çirkin bir yanı da olabilir.

B) Sonbaharın hüznü yine içime çöktü.

C) Yalancı bahara aldanan ağaçlar çiçek açmıştı.

D) İçimde tarifi imkânsız bir sevinç vardı.

E) Türlü türlü düşünceler zihnimde cirit atıyor.

3. (I) “Hayatın İçinden” günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz

olayların anlatıldığı bir öykü kitabı. (II) Bazen gözümüzden

kaçan bir detay, bazen burnumuzun dibindeki

acı gerçekler anlatılmış. (III) Cüneyt Suavi bu öyküleri,

içinden geldiği gibi ve konuşma dilinin sıcaklığıyla anlatmış.

(IV) Özellikle insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin

anlatıldığı öykülerde sıcak bir Türkçe ve duru cümleler

dikkati çekiyor. (V) Cüneyt Suavi çocukluk yıllarına ait

ayrıntıları da anlatmış bu öykülerde.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

söz konusu öykülerin hem üslubu hem de içeriği ile

ilgili bilgi verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

7. (I) Bu kitapta hayatınıza yön vereceğini düşündüğüm

hikâyelere yer verdim. (II) Kitapta birçok sorunun cevabını

bulacaksınız. (III) Zaman zaman çağımızın “yalnızlaşan

insan”ının sesini duyacaksınız bu kitapta. (IV) Ama

çoğu yerde anlattığım, aslında sizdiniz. (V) Dilediğimce

yazdım, kelimelerle fazla oynamamaya çalıştım.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

sadece üslupla ilgili bir cümledir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

143


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Cümlede Anlam ve Anlatım

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilir bir yargı

değildir?

A) Sanatçı, romanda geriye dönüş teknikleri kullanarak

geçmişe dönüyor.

B) Ömer Seyfettin yazdıklarıyla kendinden sonrakilere

ışık tutacak gibi görünüyor.

C) Bir kasaba hayatının anlatıldığı bu romanda olaylar

Akyazı’da geçiyor.

D) Tabloda iki büklüm vaziyette çalışan köylü kadınlar

resmedilmiş.

E) 6645 beyitten oluşan Kutadgu Bilig, alegorik bir mesnevidir.

9. (I) Şiirde biçimin özden daha önemli olduğunu savunanlar

yanılıyor. (II) Çünkü şiir aslında özle biçimin ahenkli

bir birleşimidir. (III) Öz, şiiri olgunlaştırırken biçim şiiri

süsler; bu iki parça birbirini tamamladığında şiir ortaya

çıkar. (IV) Şair de işte bu iki parçayı ustaca bir araya

getirebilendir. (V) O, bir kaya yontucusu gibi duygu ve

düşünce yığınını şiire dönüştürür.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde

“tanım” yapılmıştır?

12. (I) Yakup Kadri, bir gün İnebolu yoluyla Anadolu’ya

geçer. (II) Büyük heyecan içindedir. (III) Aynı vapurda,

Heybeliada Deniz Mektebi öğrencilerinin de gizlenmiş

olduğunu sonradan anlar. (IV) Bu da onu son derece

heyecanlandırır. (V) Bu gençleri dinlerken içimdeki sevincin

destansı bir hamleye dönüşüp beni zafer naralarıyla

çınlayan bir âleme sürüklediğini hissettim, der.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“doğrudan anlatım”a başvurulmuştur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

13. (I) Cengiz Erşahin’in “Kafesin İçindeki Hayat” adlı kitabını

okuyorum. (II) Kitap 57. baskısını yapmış. (III) İçindeki

hikâyelerin bazıları, başka kişisel gelişim kitaplarında

da geçen hikâyeler. (IV) Bu durum, kitabın özgünlüğüne

gölge düşürüyor. (V) Kitabın kapağında da “kitap iade

garantisi” diye bir etiket var.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“yorum” yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

A) I ve II B) I ve II I C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

10. Başkasına ait sözler biçimce değiştirilmeden aktarılıyorsa

“doğrudan anlatım” değiştirilerek aktarılıyorsa “dolaylı

anlatım” olur.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi “dolaylı

anlatım”a örnek olur?

A) Ünlü şair, bir şiirinde kelimelerin kifayetsiz olduğunu

dile getirir.

B) Robert Bosch, “İnsanların güvenini kaybetmektense

para kaybetmeyi yeğlerim.” diyor.

C) Bir gün bana “Edepsizliğin başladığı yerde, edebiyat

biter.” demiştin.

D) Hiç merak etme, ben hep senin yanında olacağım,

demişsin.

E) Büyük ideallerin insanı olmak, taşlanmayı göze almaktır,

derdi.

11. (I) “Çalıkuşu” romanının başkahramanı olan Feride’yi

anlamaya çalışıyorum. (II) Bir yanım onu anlasa da bir

yanım fazlasıyla yapmacık buluyor. (III) Zorlama bir

karakter, dayatılmış bir ülküydü Feride. (IV) Bugünün

çalışan kadınında Feride örneği yok, olamaz da. (V) Her

şeyden önce hayat, Feride’ye davrandığı kadar yumuşak

davranmıyor bugünün kadınına.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“yorum” yapılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından

diğerlerinden farklıdır?

A) Yazdığı her şiir, onu biraz daha kişilikli bir şair hâline

getiriyor.

B) İlk öykülerinin neredeyse tamamında çocukluk yıllarından

yola çıkmış.

C) Batan günün ardından, yıldızlarla birlikte hüzünler

doğuyor dünyamıza.

D) On sekiz yaşına geldiğinde dünyayı bambaşka gözlerle

göreceksin.

E) İyi bir şiir, her okuyuşta seni farklı iklimlere götürebilen

şiirdir.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır?

A) Gece yarısında iki kişi ulu çınarın altında buluşmuştu.

B) II. Yeni sanatçıları, sokak dilinin şiirin sanat yönüne

uygun olmadığını söylerler.

C) Bazı insanların yıllara meydan okurcasına genç kaldıklarını

görüyoruz.

D) İklimin, insan karakteri üzerindeki etkisi daha netlik

kazanmadı.

E) Bilim adamlarının hayata bakışları, şairlerinkinden

farklıdır.

144


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

11

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Yaratıcımız bize iki kulak ve bir ağız vermiştir, büyük bir

ihtimalle kullanabileceğimiz en iyi oran budur, yani ----

Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden

hangisiyle tamamlanabilir?

A) konuşmak kadar dinlemek de önemlidir.

B) konuştuğumuzun iki katı kadar dinlemeliyiz.

C) konuşmak dinlemekten daha önemlidir.

D) yerine göre konuşmalı, yerine göre dinlemeliyiz.

E) dinlemek kadar dinletebilmek de önemlidir.

4. Sonun gelecekse bunun dizlerinin üzerinde olmasındansa

ayakta olması daha iyidir çünkü ----

Anlam akışına göre bu cümlenin aşağıdakilerden

hangisiyle tamamlanması uygundur?

A) ne uğruna öldüğün çok daha önemlidir.

B) ölüm asla bir son değildir.

C) cesur davrandığında aldığın yara, korkaklıktan alacağın

yaradan daha az acıtır.

D) cesur da olsan korkak da olsan sonuç değişmeyecektir.

E) ayakta durmak karşındakinin acıma duygularını harekete

geçirebilir.

2. Eğer daima düşündüğümüz yerde olmuşsak bugün olduğumuz

yer ----

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa

anlamca bir bütünlük sağlanmış olur?

A) aslında asla hayal edemeyeceğimiz bir yerdir.

B) hayallerimize bile sığmayacak bir yerdir.

C) yaşamın kıyısındaki yerlerdir.

D) düşüncelerimizin erişemeyeceği bir noktadır.

E) şu ana kadarki düşüncelerimizin toplamıdır.

5. ----, sen korktuğun için zorlaştırıyorsun.

Bu cümlenin başına aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi

en uygundur?

A) Yapmaya korktuğun şeyler zor değil

B) Yalnız yaşamanın da iyi tarafları var

C) Şiire bir yerlerden başlamak gerekir

D) Dünyada hiçbir şeyden korkmayan adam yoktur

E) Korkuyu zihinden söküp atmak zordur

3. Geçmişten günümüze birçok sanatçı aynı konuları ele

almış, buna rağmen her biri ayrı güzelliğe ulaşmıştır

çünkü asıl beceri ----

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa

“özgün üslubun önemi” vurgulanmış olur?

A) kendine özgü biçimde söylemek ve yazmaktır.

B) zamanın ötesine geçebilmektir.

C) az sözle çok şey söyleyebilmektir.

D) sözü fazla uzatmadan anlatabilmektir.

E) yazdıklarınla okuyucuyu etkileyebilmektir.

6. Kalıcı olmayı başarabilecek özgün sanatçılar, ---- anlatımlarıyla

dikkat çekerler.

Düşüncenin akışına göre, bu cümlede boş bırakılan

yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) başkalarına hiç benzemeyen

B) dönemlerine yeni bir ses getiren

C) sıra dışı oluşuyla dikkat çeken

D) geçmişin ayak izlerini takip eden

E) kendine özgü ve farklı

145


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

11

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. “Gerçek sanatçı, ----” ifadesi aşağıdakilerden hangisiyle

tamamlanırsa “evrensellik” vurgulanmış olur?

A) okuyucusunun yüreğini titretebilendir.

B) sanatını söz oyunlarına boğdurmayandır.

C) yeni yollar açmayı başarabilendir.

D) ölümsüzler sayfasına adını yazdırabilendir.

E) şöhretini sınırların dışına taşıyabilendir.

8. Erdemli başarıların peşinden koşmak gerekir, başarının

erdemli olması ise ----

Düşüncenin akışına göre, bu cümle aşağıdakilerden

hangisiyle en uygun şekilde tamamlanabilir?

A) size yardım edenlerin çok olmasına bağlıdır.

11. “Gözlemlerindeki bu alkışa değer başarısı ----” cümlesi

aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa olumlu

başlayan cümle olumsuza dönüşmüş olur?

A) sanki aşırı süslü ve sanatlı söyleyişinin yanında gölgede

kalmış.

B) romanın son sayfasına kadar eksilmeden devam ediyor.

C) okuyucuda büyülü bir etki bırakarak okuyucuyu atmosferine

çekiyor.

D) anlatılanların gerçek hayattan alınmış şeyler olduğunu

kanıtlıyor.

E) onun iyi bir gözlemci ve usta bir dil işçisi olduğunu

gösteriyor.

B) kişilere göre değişen, göreceli bir kavramdır.

C) inancınızın ve beklentilerinizin insaniliği ölçüsünde

gerçekleşir.

D) başardıktan sonra da çok önemli değildir.

E) sizin büyük başarıdan ne anladığınıza bağlıdır.

9. “Bir eseri şaheser yapan ----” ifadesi aşağıdakilerden

hangisiyle tamamlanırsa “içeriğin” önemli olduğu

anlaşılır?

A) onun eşsiz bir şekilde anlatılmasıdır.

B) onun, sanatçısından izler taşımasıdır.

C) onun nasıl kaleme alındığıdır.

D) onun, nelerden söz ettiğidir.

12. ---- çünkü nereye giderseniz gidin bütün sanat eserlerinin

odağında insanın olduğunu görürsünüz.

Düşüncenin akışına göre, bu cümlenin başına aşağıdakilerden

hangisinin getirilmesi uygun olur?

A) Her milletin kendine özgü, kendi değer yargılarını

yansıtan bir sanatı vardır

B) Dinlenen bir müzik parçası gönülleri birbirine açar

C) Sanatın, hiçbir yerde sanat ilkelerinden taviz vermemesi

gerekir

D) Dünyanın her yerinde sanatın ortak konusu insandır

E) Sanat, dünyanın hiçbir yerinde tercüman gerektirmeyen

bir ifade aracıdır

E) onun okuyucuyu içine çekip sürüklemesidir.

10. Sanatçı, hayattaki bütün ayrıntıları çok iyi izlemelidir

çünkü sanatçının başarılı olması ----

Bu cümle düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisiyle en uygun şekilde tamamlanabilir?

A) üslubuna son derece titizlik göstermesine bağlıdır.

B) çok iyi bir gözlemci olmasıyla mümkündür.

C) toplumun sorunlarına çözüm üretmesine bağlıdır.

D) yapıtına duygularını da katmasına bağlıdır.

E) başaracağına yürekten inanmasına bağlıdır.

13. İnsanın istekleri ---- gittikçe büyür ve önüne gelen her

şeyi yok eder.

Düşüncenin akışına göre, bu cümlede boş bırakılan

yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en

uygundur?

A) denize atılmış bir ağ gibi

B) bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmur gibi

C) bir dağın yamacından düşen çığ gibi

D) patlamaya hazır bir volkan gibi

E) bir vadide yankılanan ses gibi

146


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

12

Cümlede Anlam ve Anlatım

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi hem üslup hem de

içerikle ilgilidir?

A) Köşe yazılarında yazar kişisel görüşlerini dile getirir.

B) Yazar, akıcı, bazen sanatsal anlatımıyla okuyucuyu

etkilemeye çalışır.

C) Fıkralarda yazar, etkiyi artırmak için güldürüden yararlanabilir.

D) Fıkralarda, okuyucuyu ikna etme çabası belirgin değildir.

E) Yazar, güncel olayları, gazetedeki köşesinde halkın

diliyle ele alır.

4. I. Şehrin arka tarafından bir kaya dimdik yükselmektedir.

II. Şehrin en büyük tapınağı sanat, zekâ ve savaş tanrıçası

Athena için yapılmıştır.

II I. İlk çağlarda birçok şehir, ele geçirme hevesi yüzünden

talan edilmiştir.

IV. Bazı şehirlerde tarihî eserler daha iyi korunduğu için

daha sağlam kalmıştır.

V. Anadolu, bu tarihî eserlerle doludur.

Yu ka rı da ki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“karşılaştırma” yapılmıştır?

A) I ve II B) I ve II I C) III ve V

D) II ve IV E) IV ve V

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “gözlem”e yer

verilmiştir?

A) Korku, içimizde bir çığ gibi büyümeye devam ediyor.

B) Düşüncelerimiz, zihnimizde barınamaz hâle gelince

anlatmaya başlıyoruz.

C) Toprak çok yumuşak, biz de yassı taşlara basarak

yürümeye çalışıyoruz.

D) Çehov’un öykülerini okurken içimi tarifsiz bir heyecan

kaplar.

E) II. Yeni şiirinde anlam, hep kapalı kapıların ardında

kalmıştır.

5. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “gerçekleşmiş bir

beklenti” vardır?

A) Ona, olanları anlatınca bizi anlayışla karşılayacağını

biliyordum.

B) Önümüzdeki yıl uzun bir tatile çıkmayı düşünüyorum.

C) Şairlik çizgisini hiçbir zaman değiştirmez sanmıştım.

D) Zamanında ona karşı hissettiklerim meğer gelip geçici

şeylermiş.

E) En zor günümde, gerçek dostlarımı yanımda görmek

isterdim.

3. I. Böyle olaylar karşısında tepkisiz kalmayacağımız

herkesçe bilinsin.

II. Diyelim ki bu yaptığınız hatayı görmezden geldik.

II I. Ailene karşı bu kadar duyarsız kalman çok şaşırtıcı.

IV. Dönem sonuna kadar ödevlerinizi tamamlayacağınızı

umuyorum.

V. Tutarsızlık, bir yazarı en çok zor duruma düşüren

özelliktir.

Yu ka rı da numaralanmış cümlelerden hangisi bir

“uyarı” cümlesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “yaşama sevinci” ele

alınmıştır?

A) Hâlden perişanım gönülden hasta

Hasret kalmışım sevdiğim dosta

B) Beni böyle üzgün bırakıp gidersin

Bilmem beni neden kahredersin

C) Yaramazın dili zehirli oktur

İşledi kalbime çaresi yoktur

D) Nefes almak, her sabah uyanık

Ağaran güne penceren açık

E) Bu ayrılık kâr eyledi canıma

Birkaç aydır gelmiyorsun yanıma

147


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

12

Cümlede Anlam ve Anlatım

7. (I) Ben yalnızlıktan yakınmıyorum. (II) Gün geçtikçe yalnızlığı

seviyorum. (III) Çünkü yalnızken daha çok düşünüyor,

daha çok üretiyorum. (IV) “Korkmuyor musun?”

sorusunu duyar gibiyim. (V) Her insanın korktuğu gibi ben

de korkuyorum.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

“aşamalı bir durum” söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. (I) Çocuk psikolojisini çok iyi bilen yazar, yapıtında

çocukluk heyecanlarını, çekişmelerini başarıyla veriyor.

(II) Yapıtına çocukların ilgisini çekecek, onları saracak

nitelik kazandırmayı başarıyor. (III) Bu başarıda, yetiştiği

aile çevresinin de payı olsa gerek. (IV) Büyüklerin, çocuklarla

ilişkilerinde nerelerde hata yaptıklarını fark ettiriyor.

(V) Dolayısıyla çocuklarla ilişkilerin nasıl olması gerektiği

noktasında yol gösteriyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde

“tahmin” yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. (I) Bir genç bana “Sanatımla hayatımı kazanabilir miyim?”

diye sordu. (II) Üzüldüm doğrusu çünkü söylediklerim

acıydı. (III) Ülkemizde sanat, sahibine kazanç sağlamıyor,

onu yüceltmiyor. (IV) Aksine sanata bağlandığınız

için elinizdeki birkaç kuruş da gidiyor. (V) Sanat adamları

ikinci bir iş yapmazsa yaşamlarını idame ettiremeyecek

hâle geliyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“koşul” anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından

diğerlerinden farklıdır?

A) Hikâyede çevre betimleri her bölümün başında yer

alıyor.

B) Yazar, anılarından yola çıktığı romanlarında daha

başarılı.

C) Kitapta yaklaşık olarak kırk kısa öykü var.

D) Köy yaşamını anlatan öykülerde sokakta konuşulan

dilden örnekler bulunuyor.

E) Son denemelerinde, yaşadığımız son çeyrek asrın

izlerine rastlıyorsunuz.

12. (I) Edebiyat ürünlerini oluşturan sanatçılar, işledikleri

konuları toplumsal yaşamdan seçerler. (II) İster bu

toplumsal yaşama boyun eğsinler ister onu değiştirmek

istesinler gerçekte çağlarının tanıklığını yaparlar.

(III) Ancak bu tanıklık sanata özgü yasalar içinde olursa

kalıcılık kazanır. (IV) Birçok sanatçı çağına tanıklık ettiği

hâlde unutulmuştur. (V) Onlar sanata özgü yasaları yok

saymışlardır da ondan. (VI) Sanatçının varlığı sanatın

yasalarına uyup uymamasına bağlıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden

önceki cümlenin gerekçesi durumundadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

13. I. Okuduğunuz bir yazının sizi sıkması yazıdaki gereksiz

cümlelerdendir.

II. Yeni yazarlar vardır, üstün zekâlarıyla ilginç konular

bulurlar.

II I. Yazıda işlevi olmayan doldurmaca cümleler, onun

okunmasını engeller.

IV. Usta yazarlar az ve öz biçimde güzel cümlelerle anlatır.

V. En sıkıcı yazılar roman eleştirisi üzerine yazılmış

olanlardır.

Yu ka rı da ki numaralanmış cümlelerden hangileri birbirine

anlamca en yakındır?

A) I ve II B) I ve II I C) II ve IV

10. (I) Sohbet ortamlarında benzer hikâyeler anlatılır.

(II) Anlatmayı da severim, dinlemeyi de. (III) Ama anlatılan

hikâye, bildiğiniz bir hikâyeyse içimize fenalık gelir.

(IV) Bazen de bilmediğiniz hâlde hikâye iyi anlatılmadığı

için bıkmışlık duygusu yaşarsınız. (V) Hikâye güzel de

olsa anlatıcının kötü anlatımı yüzünden hikâye heder olur

gider.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

söyleyenin kişisel görüşlerine yer verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

D) III ve V E) IV ve V

14. (I) Her yazar, yapıtında anlatacağı konuyu önceden belirlemelidir.

(II) Çünkü yapıtın değeri, ele aldığı konunun

güncel olmasından gelir. (III) Bir de içinde kendimizi bulduğumuz

yapıtlara değer veririz. (IV) Çünkü onlar aslında

bizi anlatır. (V) Öte yandan yazar, yapıtına değer katmak

için sesleri, sözcükleri, söz dizimini yoklar; onlardaki incelikleri,

güzellikleri bulur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi üslup

(biçem) ile ilgilidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

148


TÜRKÇE

BÖLÜM

7

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

PA RAG RA F

Pa­rag­raf, bir dü­şün­ce bi­ri­mi­dir. Ay­n› ko­nu hak­k›n­da söz söyle­yen,

ay­n› dü­şün­ce­yi ge­liş­ti­ren, ka­n›t­la­yan, ara­la­r›n­da dil ve

dü­şün­ce ba­k›­m›n­dan bağ bu­lu­nan cüm­le­ler top­lu­lu­ğu­dur. Her

pa­rag­raf­ta sa­de­ce bir ko­nu ve bir ana ­fi­kir bu­lu­nur.

Paragraf, bir metindir; kendi içinde giriş, gelişme, sonuç

bölümleri vardır.

Paragrafta düşünceler hem kendi arasında birbirine bağlı hem

de ana düşünceye bağlıdır.

Çözüm

Parçada, “okuyanın kolayca kavrayamayacağı sözcükleri yaratan”

sözüyle I numaralı özellik; “tanık olduklarını kendi algılayışına

göre değiştirip büyüterek yansıtan” sözüyle de III

numaralı özellik anlaşılır. Doğru seçenek “B” dir.

Doğru Seçenek B

Pa­rag­raf so­ru­la­rı­nı doğ­ru çö­ze­bil­mek için;

I. Pa­rag­ra­f› doğ­ru an­la­mak,

II. Pa­rag­ra­f›n içe­rik özel­lik­le­ri­ni iyi bil­mek,

III. Pa­rag­ra­f›n bi­çim­sel özel­lik­le­ri­ni iyi bil­mek ge­re­kir.

PA­RAG­RA­FI DO⁄­RU AN­LA­MAK ‹Ç‹N

I. Met­nin di­li­ne hâ­kim ol­mak ge­re­kir. An­la­m› bi­lin­me­yen

söz­cük­ler öğ­re­nil­me­li, me­tin ken­di söz­cük­le­ri­miz­le ye­niden

oluş­tu­rul­ma­l›­d›r.

II. Oku­nan me­tin ör­nek­lerle somutlaştırılarak metnin ko­lay

an­la­ş›l­ma­s› sağ­lan­ma­l›­d›r. Kav­ram­lar, du­rum­lar, ol­gu­lar

zi­hin­de can­lan­d›­r›l­ma­l›­d›r.

II­I. Oku­ma be­lir­li bir h›z­da ol­ma­l›­d›r; ne çok h›z­l› ne de

ya­vaş... An­la­ma zor­laş­t›­ğ›n­da h›z dü­şü­rül­me­li, oku­ma

h›­z›­n› dü­şü­re­cek ses­li oku­ma­dan ka­ç›­n›l­ma­l›­d›r. En doğ­ru

oku­ma göz­le ya­p›­lan oku­ma­d›r.

I. ANLATIM VE ÖZELL‹KLER‹

Bir in­sa­n›n her ko­nu­da bil­gi sa­hi­bi ol­ma­s› müm­kün de­ğil­dir.

Özel­lik­le gü­nü­müz­de tek­no­lo­jik ve bi­lim­sel ge­liş­me­le­rin baş

dön­dü­rü­cü bir h›z­da sey­ret­me­si bu­nu im­kân­s›z k›l­m›ş­t›r. Ki­şinin

an­la­ta­cak bir sö­zü­nün ol­ma­s› için de bel­li dü­zey­de bil­gi

bi­ri­ki­mi­ne sa­hip ol­ma­s› ge­re­kir. Bil­gi­nin de unu­tul­ma­ma­s› için

tek­rar­lan­ma­s› ge­rek­mek­te­dir. Ama­ca dö­nük bir oku­ma­n›n

ger­çek­leş­me­si için şu aşa­ma­la­r›n ger­çek­leş­ti­ril­me­si ge­re­kir:

Örnek YGS / 2012

10 ciltlik Seyahatname, Evliya Çelebi’nin 40 yıllık seyahatlerinde

aldığı notlardan oluşuyor. Doğudan batıya, kuzeyden

güneye 17. yy. Osmanlı ülkesini anlatıyor. Yazarın son derece

renkli ve sıra dışı kişiliği nedeniyle yapıt, hem tarih hem filoloji

dalları hem de edebiyat açısından taşıdığı önem dolayısıyla

bir dünya klasiği sayılıyor. Ne var ki yine aynı nedenle yapıtın

“yazma”dan basıma geçiş evresi de zorluklar içeriyor. Çünkü

günümüzde onu “doğru okumak” da doğru anlamak da başlı

başına bir uzmanlık işi. Evliya Çelebi gerek gördüğü fakat dilde

bulunmayan, okuyanın kolayca kavrayamayacağı sözcükleri

yaratan, tanık olduklarını kendi algılayışına göre değiştirip

büyüterek yansıtan bir kişi. Bu yüzden önce onun dilinin şifrelerini

çözmek, kişilik özellikleriyle tanışmak ve düşünce yapısını

öğrenmek gerekiyor.

Evliya Çelebi’yi anlayabilmek için onun

I. yeni sözcükler oluşturması,

II.

yapıtının dünyada kabul görmesi,

III. gördüklerini düş gücüyle abartarak yansıtması,

IV. karşılaştığı olayları anlatması

özelliklerinden hangileri nedeniyle özel bir donanım gereklidir?

A) I. ve II.­ B) I. ve III. C) I. ve IV.

D) II. ve IV. E) III. ve IV.

A. ANLATIMA HAZIRLIK

Ha­z›r­l›k aşa­ma­s›n­da bil­gi top­la­mak, de­ne­yim­le­ri­mi­zi top­la­d›­

ğ›­m›z bil­gi­ler­le zen­gin­leş­tir­mek, dü­şün­ce­le­ri­mi­zi grup­lan­d›rmak,

an­la­t›m tü­rü­nün oku­yu­cu ve din­le­yi­ci üze­rin­de­ki et­ki­si­ni

be­lir­le­mek ge­re­kir. Bil­gi top­la­mak için oku­mak, araş­t›r­mak, not

al­mak, özet ç›­kar­mak, al›n­t› yap­mak ge­re­kir. An­la­t›­c›, ko­nu­yu

be­lir­le­dik­ten son­ra, onu na­s›l ve ni­çin an­la­ta­ca­ğ›­na ka­rar ve­rir.

Ga­ze­te, der­gi, ki­tap, an­sik­lo­pe­di, bi­lir­ki­şi gi­bi kay­nak­lar­dan

ko­nu ile il­gi­li bil­gi­le­ri top­lar ve bu bil­gi­le­ri not eder. Ben­zer­lik

ve fark­l›­l›k­la­r›­na gö­re tas­nif eder ve an­la­t›m es­na­s›n­da üzerin­de

önem­le du­ru­la­cak ifa­de­le­ri be­lir­ler. Anlatıcı an­la­t›­ma

baş­la­ma­dan ön­ce:

a) An­la­t›­m›n ama­c›­n› be­lir­le­meli.

b) Ne an­la­ta­ca­ğ›­na ka­rar ver­meli.

c) Bil­gi kay­nak­la­r›n­dan fay­da­lan­malı.

d) Top­la­nan bil­gi­le­ri k›­sa not­lar hâli­ne ge­tir­meli.

e) Üze­rin­de önem­le du­ru­la­cak ifa­de­le­ri ön­ce­den tes­pit

et­meli.

149


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2012

Yazmaya yeni başlayanların ilk ürünlerini, kuşların kanat alıştırmasına

benzetirim. İlk uçuşlarla, kanat alışmalarıyla ilgili ne

güzel belgeseller yapılmıştır. Bu belgesellerde yavru kuşlar

uçma aşamasına gelince ilkin başlarını yuvalarından dışarı

çıkarır, şöyle bir bakarlar mavi boşluğa; uçma güdüleri uyanmıştır,

cıvıldayıp dururlar. Ama göze alamazlar uçmayı. Sonra

annelerinin kılavuzluğu başlar; birlikte birkaç metreyi geçmeyen

kısa uçuşlar yapar, yuvaya dönerler. Bu belgesellerde ilk

uçuşlardan duyulan heyecandan, sevinçten de söz edilir. Cıvıldaşmalar,

cıvıldaşmaların tınısındaki değişmeler örnek gösterilir

buna. Yazar, şair adayları için de gerçekten böyledir bu.

İlk ürününü basılı görmekten duyulan sevince sınır çizilemez.

Sıradan bir benzetme olacak ama tay tay duran, ardından ilk

adımını atan çocukların duydukları bir sevinç vardır ya tıpkı

ona benzer.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Olayları oluş sırasına göre verme

B) Örnekten hareketle asıl düşünceye ulaşma

C) Görsel ve işitsel ögelerden yararlanma

D) Nitelendirmelere başvurma

E) Karşıtlıklardan yararlanma

Örnek YGS / 2016

Doğaya tıpatıp uygun! -amma da yalan:

Sığdırılabilir mi doğa küçücük bir resme?

Doğanın en ufak parçası bile sonsuzdur!

Öyleyse ressam neyi çizer? Doğada görüp sevdiğini.

Peki ya neyi sever? Resmedebildiğini!

Bu mısraların bir bütün olarak içerdiği anlam aşağıdaki

cümlelerden hangisiyle ifade edilemez?

A) Ressamlar aslında eserlerinde kendi seçtikleri ögeleri resmederler.

B) İki ayrı ressamın aynı yere odaklanıp aynı resimleri üretmeleri

beklenemez.

C) Ressamlar gördükleri yeri kendi tarz ve ruh hâllerinin süzgecinden

geçirerek kâğıda aktarırlar.

D) Ressamların görsel dünyayı birebir tuvale aktardıkları tartışma

götürmez.

E) Ressamın kendi yaptığı resmi beğenme nedeni, resim için

seçtiği ögeleri sevmesidir.

Çözüm

Dördüncü dizeye göre A, C ve E seçenekleri; beşinci dizeye

göre B seçeneği ifade edilebilir. D seçeneği ifade edilemez.

Doğru Seçenek D

Çözüm

Parçada kuşların uçma aşamaları verilmiştir. A, B seçenekleri

buradan çıkar. “Cıvıldaşmalar” ifadesinden “C” seçeneğine

ulaşılır. Parça genelinde niteleyici ifadeler olduğundan D seçeneğine

ulaşılır. E seçeneğinde verilen karşıtlıklar parçada

yoktur.

Doğru Seçenek E

B. ANLATIMDA TEMA VE KONU

Ana te­ma­n›n be­lir­len­me­si, an­la­t›­c›­n›n ko­nu­yu ele alma se­bebiyle

il­gi­li­dir. Te­ma, an­la­t›­c›­n›n me­tin­de üzerinde durduğu

kavram ya da olgudur. Konu, bir me­tin­de an­la­t›­lan­la­r›n çeşitli

yollarla so­mut­laş­t›­r›l­ma­s›­d›r. Gur­bet, aşk, ay­r›­l›k bi­rer te­ma­d›r

ve bun­lar so­mut­laş­t›­r›­la­rak ko­nu hâli­ne ge­ti­ri­lir.

Te­ma bir an­la­t›­m›n en önem­li öge­si­dir. Ana dü­şün­ce­nin tes­piti,

oku­yu­cu ve din­le­yi­ci­ye yol gös­te­re­rek onun ko­nu­yu da­ha iyi

an­la­ma­s›­na yar­d›m­c› olur.

An­la­t›­m›n ama­c›­na ula­şa­bil­me­si için ko­nu­nun hi­tap edilecek

kit­le­nin il­gi, bek­len­ti ve se­vi­ye­si­ne uy­gun ol­ma­s› ge­rek­mekte­dir.

Ko­nu be­lir­len­dik­ten son­ra an­la­t›­m›n di­li ve ifa­de şek­li

ya­vaş ya­vaş zih­ni­miz­de şe­kil­le­nir.

C. ANLATIMDA SINIRLANDIRMA

Ba­z› ko­nu­lar içe­rik­le­ri iti­ba­rıy­la çok ge­niş­tir. Böy­le ko­nu­la­r› alt

baş­l›k­la­ra (ko­nu­la­ra) ayırmadan ele al­mak hem ko­nu­yu da­ğ›­

n›k­l›­ğa sü­rük­ler hem de ama­c›n d›­ş›­na ç›­k›l­ma­s›­na se­be­bi­yet

ve­re­bi­lir. Ba­z› ko­nu­lar da içe­rik­le­ri iti­barıyla tek bir baş­l›k al­t›nda

ele al›­na­bi­lir. Ko­nu­nun içe­ri­ği, an­la­t›­c›­n›n tav­r› ve ama­c›

an­la­t›­m›n s›­n›r­lan­d›­r›l­ma­s›n­da et­ki­li­dir. An­la­t›m­da s›­n›r­lan­d›rma,

ya­z›­n›n ve an­la­t›­m›n baş­l›­ğ› ile ger­çek­le­şir. Baş­l›k ya­z›­n›n

ko­nu­dan uzak­laş­ma­s›­n› ön­ler, ya­za­r› ko­nu­nun içi­ne çe­ker.

Baş­l›­ğ›n ko­nu bü­tün­lü­ğü ile gös­te­re­ce­ği uyum, an­la­t›­m›n da­ha

an­lam­l› ve te­sir­li ol­ma­sı­na kat­k›­da bu­lu­nur.

“Di­van Ede­bi­ya­t›” ana baş­l›­ğ› aşa­ğ›­da­ki gi­bi alt baş­l›k­la­ra

ayrılıp s›­n›r­lan­d›­r›­la­bi­lir:

a) Di­van Şi­iri­nin Bes­len­di­ği Kay­nak­lar

b) XVI­II. Yüz­y›l Di­van Şii­rin­de Gün­de­lik Ha­yat

c) Fu­zulî’nin Şi­ir­le­rin­de Aşk

d) Fu­zulî’nin Ley­la ile Mec­nun Mes­ne­vi­sin­de Aşk Man­za­rala­r›

150


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

D. ANLATIMIN VE ANLATICININ AMACI

Ele al›­nan her ko­nu­nun ken­din­ce bir ama­c› var­d›r ve an­la­t›m

ile an­la­t›­c›­n›n amaç­la­r› bu nok­ta­da bir­le­şir. Ko­nu se­çi­lir­ken

her şey­den ön­ce ko­nu­nun il­gi çe­ki­ci ol­ma­s› ve mu­ha­tap­la­r›­n›n

bek­len­ti­le­ri­ne ce­vap ver­me­si ge­re­kir. Bu ger­çek­le­şin­ce he­defle­nen

amaç doğ­rul­tu­sun­da an­la­t›m şe­kil­le­ne­cek­tir.

E. ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI

An­la­t›­m›n ama­c›, he­de­fi, al›­c›­la­r›n ko­nu­mu (sos­yal sta­tü­le­ri,

eği­ti­mleri, bil­gi bi­ri­kim­le­ri vb.) an­la­t›­c›­n›n tav­r›­n›n şe­kil­len­mesin­de

rol oy­nar. Ko­nu ben­zer ol­ma­s›­na rağ­men say­d›­ğ›­m›z

bu özel­lik­ler an­la­t›­m›n fark­l› bo­yut­lar­da or­ta­ya ç›k­ma­s›­n› et­kile­miş­tir.

Yüz­y›l­lar­d›r aşk, gur­bet, ölüm, ay­r›­l›k vb. ko­nu­lar ele

al›n­m›ş­t›r. Bu­na rağ­men ay­n› te­ma­da or­ta­ya ko­nan me­tin­ler

fark­l› ol­muş­tur. Ede­bi­ya­t›­m›z­da bir­çok şa­ir ta­ra­f›n­dan “Ley­la

ile Mec­nun” mes­ne­vi­si ya­z›l­m›ş ol­ma­s›­na rağ­men şairlerin

ko­nu­ya yak­la­ş›m­la­r› fark­l› ol­du­ğu için fark­l› eser­ler vü­cu­da

gel­miş­tir.

Ya­zar­lar eser­le­rin­de ki­şi­den ki­şi­ye de­ğiş­me­yen, ka­n›t­la­na­bi­len

nes­nel yar­g›­la­ra baş­vur­du­ğu gi­bi ki­şi­sel duy­gu ve dü­şün­ce­leri­ni

ifa­de ede­ce­ği öz­nel (sub­jek­tif) yar­g›­la­ra da baş­vu­ra­bi­lir.

An­la­t›­c›­n›n tav­r› ko­nu­nun; öz­nel-nes­nel an­la­t›m, doğ­ru­dan-dolay­l›

an­la­t›m, so­mut-so­yut an­la­t›m ek­se­nin­de şe­kil­len­me­si­ni

sağ­lar.

• Etkileyicilik: Anlatımın okurda iyi yönde düşünce ve

duygu değişikliğini sağlamasıdır.

• Tutarlılık: Anlatımda çelişkili ifadelere yer verilmemesidir.

• Evrensellik: Anlatım ve konunun tüm insanlığa hitap

etmesidir.

• Ulusallık (Yerellik): Hem anlatımda hem üslupta bir

ulusa ait unsurlara yer verilmesidir.

Örnek YGS / 2012

(I) Servetifünun temsilcileri içinde Tevfik Fikret’ten sonra “en

büyük şair” olarak nitelendirilen Cenap Şahabettin ile okul

kitaplarında ilk karşılaşmam hançer gibi keskin bir Erzurum

kışına rastlar. (II) Zaten büyük bir çoğunluğumuz şair ve yazarlarla

ancak okul kitaplarında tanışmışızdır. (III) Ne gariptir

ki o büyük şairin o büyük şiirleriyle Erzurum’un kan donduran,

kasıp kavuran soğuğu yüzünden bir türlü ısınmayan sınıfında

tanışınca içim ısınmıştı. (IV) Şiir sevenler bilir; şiir insanın içini

ısıtır, yerine göre serinletir, düşüncelerin ağırlığından kurtarır,

alır götürür insanları bir yerlere gönlünün elinden tutarak.

(V) Elhân-ı Şitâ, soğuk kış mevsiminde, o yatılı okulda yalnızlığımın

ve özlemlerimin üzerine örtülüveren sıcacık bir battaniye

etkisi yaratmıştı.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yalın

bir anlatım söz konusudur?

A) I.­ B) II. C) III. D) IV. E) V.

F. ANLATIMIN ÖZELLİKLERİ

• Ak›­c›­l›k: İfa­de­nin hiç­bir en­ge­le uğ­ra­ma­dan ak›p git­mesi,

ge­rek­siz söz tek­ra­r›n­dan ka­ç›­n›l­ma­s› ve ses ak›­ş›­n›

bo­zan, söy­len­me­si güç ses­le­re ve ke­li­me­le­re yer ve­ril­meme­si

ile an­la­t›m ak›­c› hâle ge­ti­ri­lir.

• Du­ru­luk: An­la­t›m­da ge­rek­siz sözcüklere yer ve­ril­me­me­si

ile du­ru­luk ger­çek­le­şir.

• Ya­l›n­l›k (Sadelik): An­la­t›m­da­ki dil ve ifa­de­nin sa­de, göste­riş­siz,

süs­süz ol­ma­s›; duy­gu ve dü­şün­ce­le­rin k›­sa ve

ke­sin ifa­de­ler­le di­le ge­ti­ril­me­si ya­l›n­l›­ğ›n te­mel ko­şu­lu­dur.

• Açıklık: Bir anlatımdan herkesin aynı şeyi anlamasıdır.

Anlatımda anlam belirsizliklerine yer vermemektir.

• Derinlik (Yoğunluk): Bir anlatımda birden fazla düşünceye

ulaşabilmektir. Anlatımın üzerinde düşünmektir.

• Özlülük: Az sözle çok şey anlatmaktır.

• Özgünlük: Hiç kimseye benzememe, kendine has olmadır.

• Doğallık: Anlatımın samimi olmasıdır.

Çözüm

II numaralı cümle dışındaki bütün cümlelerde, yazar süslü ve sanatlı

bir dil kullanmıştır. B seçeneğinde yalın bir anlatım vardır.

Doğru Seçenek B

G. ANLATIMIN OLUŞUMU

‹le­ti­şi­mi mey­da­na ge­ti­ren öge­ler, an­la­t›­m›n ga­ye­si, al›­c›­da

uyan­d›­r›l­mak is­te­nen et­ki ve an­la­t›­c›­n›n an­la­t›­lan ko­nu karş›­s›n­da­ki

tav­r› an­la­t›­m›n tü­rü­nün şe­kil­len­me­sin­de be­lir­le­yi­ci

rol oy­nar. Ta­kip edi­le­cek yo­lun be­lir­len­me­si, met­nin ver­mek

is­te­di­ği ile­ti ve özel­lik­le­ri an­la­t›­m›n şe­kil­len­me­sin­de et­ki­li­dir.

Hikâye, ma­sal, ma­ka­le, f›k­ra ve de­ne­me vb. me­tin tür­le­rin­de

fark­l› an­la­t›m bi­rim­le­ri bir ara­ya ge­lir. Bir ma­ka­le­de; aç›k­la­ma,

ta­n›m­la­ma, tar­t›ş­ma, örnekleme, karşılaştırma, sayısal verilerden

yararlanma gibi anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme

yolları kul­la­n›­l›r­ken ro­man­da; be­tim­le­me, öy­kü­le­me, kişileştirme

ve benzetme gibi anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme

yolları an­la­t›m çer­çe­ve­sin­de bir ara­ya ge­le­rek met­ni oluş­tu­rur.

151


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2016

I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki

dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu.

II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman

ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın silo

şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor.

III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu’dayız.

IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı geçtikten

sonra Karabük şehir merkezine giriyoruz.

V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca bahsetmek

istiyorum.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak

biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü

olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Numaralanmış cümleler III - V - II - I - IV biçiminde sıralandığında

anlamlı bir bütün oluşturmaktadır. Buna göre, baştan üçüncü

II numaralı cümledir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2016

I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan reçinesidir.

II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ileriki yıllarda artık

kalmayacağını düşündüğümüz bu malzemenin yurt dışına

çıkarılması yasak.

III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres başta olmak

üzere çoğu hastalığa ciddi faydası vardır.

IV. Bu nedenle doktorların guatr hastalarına kehribar kolyesi

tavsiye ettiği bilinir.

V. Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı oldukça yüksektir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün

oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle

yer değiştirmesi gerekir?

A) I. ile III. B) II. ile III. C) II. ile IV.

D) II. ile V. E) III. ile IV.

Çözüm

Numaralanmış cümlelerde kehribarın oluşum sürecinden, hangi

hastalıklara iyi geldiğinden, sınırlı sayıda ülkede yer aldığından,

yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğundan ve fiyatının pahalılığından

söz edilmektedir. Böyle bir konunun giriş cümlesi olmaya

I numaralı cümle uygundur. I numaralı cümleyi de V numaralı

cümle anlamca tamamlamaktadır. Dolayısyla II ve V numaralı

cümleler yer değiştirmelidir.

Doğru Seçenek D

1. Bağ­la­şık­lık

Bir me­tin­de dil ­bilgi­si öge­le­ri­nin dil bil­gi­si ku­ral­la­r›­na uyu­la­rak

yan ya­na ge­ti­ril­me­si­ne “bağ­la­ş›k­l›k” de­nir.

ÖRNEK

• Sen beni, ben seni sevdim. (Yanlış)

• Sen beni sevdin, ben seni sevdim. (Doğru)

• Sigarayı hiç, çayı az içerim. (Yanlış)

• Sigarayı hiç içmem, çayı az içerim. (Doğru)

Yukar›daki örneklerde de görüldüğü gibi ögelerin veya eklerin

dil bilgisi kurallar›na uyulmadan kullan›lmas› veya eksik

kullan›lmas› anlat›m bozukluğuna yol açmaktad›r.

2. Bağ­da­ş›k­l›k

Dil öge­le­ri­nin ara­la­r›n­da­ki an­lam bağ­lan­t›­s›­na “bağ­da­ş›k­l›k”

de­nir. Ke­li­me­ler bir an­lam bir­li­ği içe­ri­sin­de bir ara­ya ge­lir.

Cümlede bağdaş›kl›k ilkesine uyulmamas› anlama dayal›

anlat›m bozukluklar›na neden olur.

ÖRNEK

• Arı sokması kişinin ölmesini sağlayabilir. (Yanl›ş)

• Arı sokması, kişinin ölmesine neden olabilir. (Doğru)

• Birbirine yaklaşık duran ağaçlar görüşü bozuyor. (Yan­l›ş)

• Birbirine yakın olarak dikilmiş ağaçlar görüşü engelliyor.

(Doğ­ru)

Ke­li­me­le­rin ye­ni bir an­lam ifa­de et­mek için yan ya­na ge­le­rek

oluş­tur­du­ğu söz grup­la­r›­na “bağ­daş­t›r­ma” de­nir. Bağ­daş­t›rma­lar,

dil­de yay­g›n ola­rak kul­la­n›­lan ifa­de­ler­le oluş­tu­ru­la­bil­di­ği

gi­bi bir­bi­riy­le uyuş­ma­yan ke­li­me­ler­den de olu­şa­bi­lir. Bu ifa­deler;

“al›­ş›l­m›ş” ve “al›­ş›l­ma­m›ş bağ­daş­t›r­ma” ol­mak üze­re

iki çe­şit­tir.

Gün ›ş›­ğ›y­la y›­kan­m›ş küs­kün bir y›l­d›z

Gi­bi ak›p geç­tin

Ses­siz­li­ği­mi­zin üs­tün­den

Oya­la­na­cak bir şey b›­rak­ma­dan

Toz­lan­m›ş dal­g›n ba­k›ş­la­r›­m›­za

­ ­ ­ ­­­(Mu­rat­han Mun­gan)

Bu şi­ir­de ge­çen “küs­kün bir y›l­d›z, ses­siz­li­ği­mi­zin üs­tün­den,

toz­lan­m›ş dal­g›n ba­k›ş­la­r›­m›za” ifa­de­le­ri al›­ş›l­ma­m›ş bağ­daşt›r­ma­la­ra

ör­nek­tir.

“sa­ğ›r in­san”, al›­ş›l­m›ş bağ­daş­t›r­ma; “sa­ğ›r ruh­lar” al›­ş›l­ma­m›ş

bağ­daş­t›r­ma­d›r.

Ke­li­me, ke­li­me gru­bu ya da cüm­le­le­rin me­tin­de bu­lun­du­ğu

ye­re bağ­l› ola­rak fark­l› an­lam­lar ka­zan­ma­s›­na “bağ­lam” de­nir.

152


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

ÖRNEK

• Seni görünce içim ısınırdı.

­ ­ bağlamdaki anlam

• Sobayı biraz yakınca oda ısınırdı.

­ ­ ­­­­­­­­­­temel anlam

• Kuşlar uçuşuyor oradan oraya.

temel anlam

• Rüzgârlarda çamaşırlar, yapraklar uçuşuyor.

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­bağlamdaki anlam

Bu amaçlar ve anlatım yöntemleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

An­la­t›m Yön­te­mi

Amaç

• Aç›k­la­ma

• Öğ­ret­me, bil­gi ver­me

• Tar­t›ş­ma­­ ­ • Dü­şün­ce ve ka­n› de­ğiş­tir­me

• Be­tim­le­me­­­­­­­

• ‹z­le­nim ka­zan­d›r­ma

• Öy­kü­le­me­­­­­ ­

• Olay için­de ya­şat­ma

H. ANLATIM TÜRLERİNİN

SINIFLANDIRILMASI

‹le­ti­şi­mi sağ­la­yan öge­ler, an­la­t›­m›n ama­c›, al›­c›­n›n bek­len­ti­leri,

an­la­t›­c›­n›n an­la­t›m kar­ş›­s›n­da­ki ko­nu­mu an­la­t›­m›n tü­rü­nün

şe­kil­len­me­si­ni sağ­lar. De­ği­şik par­ça­la­r›n me­tin­de yer al­ma­s›,

met­nin ge­niş bir bo­yut­ta ele al›n­ma­s›, an­la­t›­m›n fark­l› tür­de

or­ta­ya ç›k­ma­s›n­da et­ki­li­dir. Bir ya­z› ço­ğu za­man ba­ş›n­dan

so­nu­na ka­dar ay­n› an­la­t›m bi­çi­mi ile ya­z›­la­maz. Ya­z›­n›n amac›

doğ­rul­tu­sun­da de­ği­şik an­la­t›m bi­çim­le­ri kul­la­n›­l›r. F›k­ra,

ma­ka­le, de­ne­me, eleş­ti­ri, se­ya­hat­na­me, rö­por­taj vb. ya­z›­lar­da

ko­nu ay­n› ol­sa da ko­nu­yu ele al›ş ve iş­le­yiş tarz­la­r› fark­l›­d›r.

An­la­t›­c›­n›n ama­c›, al›­c›­y› bil­gi­len­dir­mek ise “aç›k­la­y›­c› an­lat›m”;

ele alınan ko­nu ile al›­c›­y› bu­na inan­d›r­mak ise “ka­n›t­la­y›­c›

an­la­t›m”; al›­c›­n›n ha­yal dün­ya­s›­n› ha­re­ke­te ge­çir­mek ve an­lat›­lan­la­r›

göz önün­de can­lan­d›r­mak ise “be­tim­le­yi­ci an­la­t›m”

kullanılır. Amaç sa­de­ce al›­c›­y› he­ye­can­lan­d›r­mak ve ele al›­

nan ko­nu­yu olay­lar yo­luy­la ola­y› ya­şa­ta­cak şe­kil­de edebî zevk

ver­mek ise “öy­kü­le­yi­ci an­la­t›­m”a (hi­kâ­ye et­me) başvurulur.

Bir ro­man ve­ya hi­kâ­ye­de be­tim­le­me, öyküleme tür­le­ri yer

ala­bi­lir­ken bir öğ­re­ti­ci me­tin tü­rü olan ma­ka­le­de çoğunlukla

aç›k­la­ma, ta­n›m­la­ma, tar­t›ş­ma, ka­n›t­la­ma tür­le­ri­ne yer ve­ri­lir.

II. ANLATIM YÖNTEMLERİ

ANLATIM YÖNTEMLERİ

An­la­tım yön­tem­le­rin­de ya­zı­nın ede­bî tü­rü de be­lir­le­yi­ci­dir.

Bu­na gö­re fık­ra, ma­ka­le, eleş­ti­ri gi­bi ede­bî tür­ler­de kul­la­nı­lan

an­la­tım yön­te­mi ile hi­kâ­ye, ro­man, ti­yat­ro gi­bi ede­bî tür­lerde

kul­la­nı­lan an­la­tım yön­tem­le­ri fark­lı­dır. Ya­zar, bir­den faz­la

an­la­tım yön­te­mi­ni ay­nı ya­zı­da kul­la­na­bi­lir. Da­ha et­ki­li ol­mak,

dü­şün­ce­le­ri­nin gü­cü­nü ar­tı­ra­bil­mek için an­la­tı­mı­nı de­ğiş­ti­re­bilir,

ko­nu­nun iş­le­niş ama­cı­na uy­gun ola­rak bu yön­tem­ler­den bi­ri

ya­zı­nın ge­ne­lin­de ağır ba­sar.

Şim­di, ve­ri­len amaç­lar doğ­rul­tu­sun­da an­la­tım bi­çim­le­ri­ni açıkla­ya­lım:

A. ANLATIM BİÇİMLERİ

1. Açıklama

Bir ko­nu­yu öğ­ret­mek, bir ko­nu­da bil­gi ver­mek, ka­pa­lı ifa­de­le­ri

an­la­şı­lır kıl­mak ama­cıy­la ya­zı­lan ya­zı­lar­da kullanılan anlatım

biçimidir. An­sik­lo­pe­di­ler, ders ki­tap­la­rı, ma­ka­le­ler bu an­la­tım

yön­te­mi­nin kul­la­nıl­dı­ğı yerlerden bazılarıdır. Açık­la­ma pa­ragraf­la­rın­da

“Ne­den?”, “Na­sıl?” gi­bi so­ru­la­ra ay­rın­tı­lı ya­nıt­lar

ve­ri­lir.

Anlatım Biçimleri Düşünceyi Geliştirme Yolları

Açıklama

Tanımlama

Tartışma

Karşılaştırma

Öyküleme

Örnekleme

Betimleme

Alıntı Yapma (Tanık gösterme)

Benzetme

Sayısal Verilerden Yararlanma

Duy­gu­la­r›n, dü­şün­ce­le­rin di­lin ku­ral­la­r›­na uy­gun ola­rak söz­le ya

da ya­z›y­la ifa­de­si­ne an­la­t›m de­nir. Bu­ra­da te­mel amaç an­la­ş›lmak­t›r.

Bu doğ­rul­tu­da, an­la­t›l­mak is­te­nen ko­nu­nun özel­lik­le­ri­ne

ve an­la­t›­c›­n›n ama­c›­na uy­gun ola­rak ba­z› yol­la­ra baş­vu­ru­lur. Bu

da an­la­t›m yön­te­mi­dir. An­la­t›m yön­te­mi­ni be­lir­le­yen “amaç”t›r.

Ama­ca uy­gun bir an­la­t›m yön­te­mi be­lir­le­nir.

ÖRNEK

Dirençli olmamızın, yaşamın zorluklarına katlanmamızın,

mikroplarla, virüslerle mücadele etmemizin yolu aldığımız

kaloriden geçer. İyi beslenmenin kalori demek olduğunu unutmamak

gerek. Tıbbi bulgulara göre normal bir insan günde

2000 kalori almalıdır. Gelişmiş ülkelerde alınan kalori 2500.

Gelişmemiş, yoksul ülkelerde 1000 kaloriye kadar düşebiliyor.

Hızla kalabalıklaşan ülkelerde bir kişinin aldığı kalori de hızla

düşmekte.

Bu parçada yazar düşüncelerini sayısal kanıtlarla açıklıyor ve

okuru bilgilendirmeyi amaçlıyor.

153


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek

Edebiyatımız da diğer kurumlar gibi, Tanzimat’la birlikte değişime

uğrar. Bu değişimin ışığını da Şinasi verir. Sonraki tüm

edebiyatçılarımız Şinasi’nin açtığı yolda ilerlemiştir. Gazete,

tiyatro, cümle yapımız, noktalama işaretleri Şinasi’yle edebiyatımıza

girmiş; Batılı türler, teknikler Şinasi’yle başlamış ve

bugüne çok geliştirilerek gelmiştir.

Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Edebî bir metinden alınmıştır.

B) Öyküleme anlatım biçimiyle yazılmıştır.

C) Açıklama yapılarak öğretme amaçlanmıştır.

D) İzlenim kazandırma amaçlanmıştır.

E) Türk edebiyatının başlama döneminden beri gelişimi anlatılmıştır.

Çözüm

Parçada edebiyatımızın Tanzimat’la değişimi ve değişiminin

Şinasi’yle başladığıyla ilgili açıklamayla bilgi verme amaçlanmıştır.

Doğru Seçenek C

2. Tartışma

Bir yar­g›­y›, bir dü­şün­ce­yi, bir öne­ri­yi çü­rüt­mek, de­ğiş­tir­mek

ama­c›y­la ya­z›­lan ya­z›­lar­da gö­rü­lür. Do­la­y›­s›y­la bir­bi­ri­ne kar­ş›t

iki gö­rüş­ten bi­ri­ni doğ­ru­la­ma­ya, be­nim­set­me­ye ça­l›ş­ma yön­temi­dir.

Ön­ce ele al›­nan, is­pat­lan­mak ve­ya çü­rü­tül­mek is­te­nen

dü­şün­ce aç›k­la­n›r. Son­ra bu­nun doğ­ru­lu­ğu ya da yan­l›ş­l›­ğ›

ge­rek­çe­le­riy­le an­la­t›­l›r. Da­ha son­ra da sa­vu­nu­lan gö­rü­şün

hak­l›­l›­ğ› is­pat­lan­ma­ya ça­l›­ş›­l›r. Yazar, okuru, kendi düşüncesine

göre yönlendirmeyi amaçlar.

Ba­zen so­ru­lar so­ru­lur ve bu so­ru­la­ra ce­vap­lar ve­ri­lir. Bu tür

pa­rag­raf­lar­da tez ve an­ti­tez var­d›r. “Tez” yazıda sözü edilen

hâkim gö­rü­ş; “an­ti­tez” ya­za­r›n geliştirdiği karşıt gö­rüş­tür.

Ya­zar hâkim gö­rü­şü çü­rüt­me­ye ça­l›­ş›r.

Bu bil­gi­le­ri şim­di ör­nek üze­rin­de in­ce­le­ye­lim.

ÖRNEK

“İngilizce biliyor musun ki İngilizce şarkılar dinliyorsun?” sözünü

çok kez duymuşuzdur. Müzikte sözleri anlamanın önemli

olduğunu düşünmüyorum. “Olur mu öyle şey?” diyorsanız

ben de “Mozart, Bach vb. sanatçıların müziklerinde söz yok

ama dünya bunları dinliyor!” diye yanıtlarım! Müzikte söz değil

duygu önemlidir. Duygularıma seslenen, beni farklı dünyalara

götüren müziğe sözleri ben içimden yazarım zaten. Yeter ki

damarlarımızdaki kanı hareketlendiren müzik olsun, “söz”

teferruattır.

Bu parçada yazar müzikte sözün önemini savunanlara karşı

karşıt bir tez savunarak tartışmaya girmekte ve kendi tezini

kabul ettirmeye çalışmaktadır.

Örnek YGS / 2013

Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca hüküm

sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından geriye olağanüstü bir kültür

hazinesi bırakmış Osmanlının yedi harikası olmaz mı? Gerçi

tarihçiler, sanat tarihçileri ve mimarlar varken en önemli yedi

Osmanlı eserinin hangileri olduğuna ben karar verecek değilim.

Ancak okuduklarımdan ve gördüklerimden hareketle tamamen

kişisel bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir engel yok

sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası: Süleymaniye

Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar Köprüsü, Mağlova Kemeri,

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camisi, Kubbetü’s-Sahra, Hamidiye

Çarşısı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleyici anlatım B) Tartışmacı anlatım

C) Betimleyici anlatım­ ­ D) Tanımlamadan yararlanma

E) Kanıtlayıcı veriler kullanma

Çözüm

Parçada yazar, düşüncelerini ispatlamaya çalışmıştır. Bunun

için de örneklere başvurmuştur. Bu nedenle parçada tartışmacı

anlatım ağır basmaktadır.

Doğru Seçenek B

Örnek LYS / 2010

Uzakta bir sürü gör­dük. Bi­zim yak­laş­t›­ğ›­m›­z› an­la­y›n­ca ot­lamak

için ye­re eğil­miş olan baş­lar, hep bir­den di­kil­di. Cey­lan­lar

hiç­bir tay­da gör­me­di­ğim in­ce, çe­vik, zem­be­rek­li bir ha­re­ket­le

koş­ma­ya baş­la­d›. Ar­ka ayak­la­r› per­va­ne gi­bi iş­le­di, ku­mu

bir­den kö­pürt­tü. Bi­raz öte­de as­ker­ce bir dü­zen­le yi­ne dur­du.

‹ç­le­rin­de­ki te­ke ara­la­r›n­dan ay­r›l­d›, ge­ri­ye dön­dü, di­kil­di ve

bek­le­di. Bu, sü­rü­sü­ne kaç­ma f›r­sa­t› ver­mek için ken­di­si­ni fe­da

et­mek is­te­di­ği an­la­m›­na ge­li­yor­du. Biz de onun ka­ç›p ra­hat­ça

sü­rü­sü­ne ka­t›l­ma­s› için oto­mo­bi­li dur­dur­duk.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne başvu­rul­ma­mış­tır?

A) Betimlemeye B) Öykülemeye C) Aç›klamaya

D) Benzetmeye E) Kan›tlamaya

Çözüm

Par­ça­da bir­çok var­l›­ğ›n tas­vir edil­me­si, göz­le­me yer ve­ril­me­si

be­tim­le­me­ye ör­nek­tir. Ola­y›­n oluş s›­ra­s›­na gö­re ve­ril­me­si ve

bir ola­y›n ol­ma­s› öy­kü­le­me­ye ör­nek­tir. Göz­lem­le­nen var­l›k­lar

hak­k›n­da bil­gi ve­ril­di­ği için aç›k­la­ma­dan ya­rar­la­n›l­m›ş­t›r. “Ar­ka

ayak­la­r› per­va­ne gi­bi iş­le­di.” der­ken de ben­zet­me­ye baş­vurul­muş­tur.

Bu par­ça­n›n an­la­t›­m›n­da ka­n›t­la­ma­ya baş­vu­rul­ma­m›ş­t›r.

Doğru Seçenek E

154


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek LYS / 2011

Bir sü­re­dir ye­ni bir ça­lış­ma­nın için­de­yim. İta­li­o Cal­vi­no’nun

ya­rat­tı­ğı ama Gö­rün­mez Kent­ler ara­sı­na al­ma­dı­ğı bir baş­ka

kent­te, Kur­ma­ca Ki­şi­ler Ken­ti’nde ya­şa­yan ki­mi ro­man ki­şi­leri­ni

zi­ya­ret edi­yor, on­lar­la söy­le­şi­yo­rum. Soy­lu Şö­val­ye Don

Ki­şot’la baş­la­dım bu söy­le­şi­le­re; onu Em­ma Bo­vary, An­na

Ka­re­ni­na, Ze­ber­cet, Kap­tan Ahab, Dok­tor Ki­en iz­le­di. Bir­biri­ne

ek­le­nen kur­gu de­ne­me­ler yaz­ma­yı sür­dü­rü­yo­rum. Na­sıl

bir yer mi an­la­tı­lı­yor Kur­ma­ca Ki­şi­ler Ken­ti’nde? Adın­dan da

an­la­şı­la­ca­ğı gi­bi ger­çek­ler üze­ri­ne te­mel­len­miş düş­sel bir

kent. Ölü­mün, ka­pı­sı­nı çal­ma­dı­ğı, ge­le­cek za­ma­nın ol­ma­dı­ğı,

geç­miş za­ma­nın şim­di­ki za­man için­de ya­şan­dı­ğı bir kent...

Bu par­ça­n›n anlatımında aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si yoktur?

A) Kişileştirme

B) Betimleme

C) Kanıtlama

D) Farklı cümle türleri

E) Birinci kişili anlatım

Çözüm

Ya­za­rın ro­man ki­şi­le­riy­le söy­leş­ti­ği­ni söy­le­me­si A, son bö­lümde

kur­ma­ca kent­le­ri an­lat­ma­sı B, bi­rin­ci cüm­le­nin isim, ikin­ci

cüm­le­nin ey­lem cüm­le­si ol­ma­sı D, ya­za­rın ken­di ağ­zın­dan

an­la­tı­mı E se­çe­nek­le­ri­ne işa­ret et­mek­te­dir. Par­ça­da ka­nıt­la­yıcı

an­la­tım kul­la­nıl­ma­mış­tır.

3. Betimleme (Tasvir)

Doğru Seçenek C

Var­l›k­la­r›n be­lir­le­yi­ci ni­te­lik­le­ri­ni al­g›­la­ma, bu ni­te­lik­le­ri be­lirte­rek

on­la­r› gö­rü­nür k›l­ma, ben­zer­le­rin­den ay­r›­lan özel­lik­leri­ni

an­lat­ma yön­te­mi­dir. K›­sa­ca söz­cük­ler­le re­sim çiz­me­dir.

Olay ve me­saj bu­lun­maz. Duy­gu­lar­la al­g›­la­nan ni­te­lik­ler göz

önün­de can­lan­d›­r›­l›r. Betimleyici anlat›mda daha çok s›fatlar

kullan›l›r.

Betimleme iki­ye ay­r›­l›r:

a) Aç›k­la­y›­c› Be­tim­le­me

Amaç, oku­ra bil­gi ver­mek­tir. Ya­zar, be­tim­le­nen öge­nin ta­n›­t›­c›

özel­lik­le­ri­ni ken­di al­g› ve yo­rum­la­r›­n› kat­ma­dan oku­ra ak­ta­r›r.

Nes­nel ol­ma­ya ça­l›­ş›r.

ÖRNEK

Ankara Kalesi... Tepede. Ankara’nın her yanı kalenin surlarından

görülebiliyor. Taşlarla döşenmiş bir yol… Yokuş…

Yokuşun sonunda bir meydan ve kalenin giriş kapısı…

Görkemli ve göz alıcı. Kapıdan girince taş kaplamalı sokaklar

ve konaklar. Daracık sokaklar bir labirent gibi. Her sokak

başka bir sokağa bağlanıyor. Konaklar sokakların her iki

tarafına dizilmiş. Oymalı tahta kapılar konakları dışarıya hem

açıyor hem kapıyor.

Bu parçada açıklayıcı betimleme yapılmıştır. Yazar bir kamera

gibi, gördüklerini olduğu gibi aktararak okurun da görmesini

sağlamaya çalışmıştır.

b) Sa­nat­sal - ‹z­le­nim­sel Be­tim­le­me

Ya­zar, be­ti­mi­ne ki­şi­sel al­g› ve yo­rum­la­r›­n› ka­tar. Ge­nel ni­telik­ler

de­ğil; an­la­ta­na öz­gü du­yum­lar, göz­lem­ler ön plan­da­d›r.

Bü­tü­nüy­le öz­nel bir ni­te­lik ta­ş›r.

ÖRNEK

Zigana Dağları, Karadeniz’in damıyım diyor. Zirvede bulutlarlasınız.

Bulutlar, yumuşaklığımı hisset, dercesine sizi kucaklıyor.

Yemyeşil ormanlar. Yeşilin onlarca tonu size yaşama

sevinci katıyor. Daracık dağ yolu. Aşağılar ister uçurum ister

sonsuzluk deyin ama baş döndürücü. O uçurumlara atlamak,

kendinizi boşluğa bırakmak hissine kapılıyorsunuz.

Bu parçada yazar betimleme yaparken gördüklerinin kendi

üzerinde bıraktığı izlenimleri, duyguları anlatmıştır.

4. Öyküleme

Bir ola­y› oku­yu­cu­nun gö­zü önün­de can­lan­d›r­mak, var­l›k­la­r›n

baş­la­r›n­dan ge­çen­le­ri ak­tar­mak amaç­lan­d›­ğ›n­da baş­vu­ru­lan

an­la­t›m yön­te­mi­dir. Oku­yu­cu­yu olay için­de ya­şat­ma amaçla­n›r.

An­la­t›­lan­lar bel­li bir za­man di­li­mi için­de ge­çer. Ki­şi­le­rin

olay­la­r› ya­ra­t›p ya­şa­d›k­la­r› do­ğal ya da top­lum­sal bir or­tam

ya­ni çev­re var­d›r. Olay­la­r›n bir ama­ca gö­re dü­zen­len­di­ği olay

ör­gü­sü de çok önem­li­dir. Olay kah­ra­man­la­r›, olay ör­gü­sü,

yer, za­man te­mel öge­le­ri­dir. Öy­kü, ro­man, ma­sal, bi­yog­ra­fi

gi­bi tür­ler­de kul­la­n›­lan bir yön­tem­dir.

Öy­kü­le­me ile be­tim­le­me­de or­tak olan yön, ha­re­ket öge­si­dir.

An­cak olay, ay›­r›­c› bir un­sur­dur. Olay sa­de­ce öy­kü­le­me­de

gö­rü­lür.

B. DÜ­ŞÜN­CE­Y‹ GE­L‹Ş­T‹R­ME YOL­LA­RI

Pa­rag­raf, bir anlatım bi­ri­mi­dir. Ya­zar bu birimi oluştururken

anlatacağı konuya, yazı türüne, ulaşacağı kitleye uy­gun bir

an­la­t›m bi­çi­mi be­lir­ler. Baş­ka bir söy­le­yiş­le bi­çim, ya­z›­n›n tü­rünü

ve ay­n› za­man­da ama­c›­n› or­ta­ya ko­yar. Ya­zar, ile­ri sür­düğü

dü­şün­ce­yi ge­liş­tir­mek, oku­yu­cu­yu ik­na et­mek için bir­ta­k›m

yol­lar be­nim­ser. Ya­ni dü­şün­ce­yi ge­liş­tir­mek, onu oku­yu­cu­nun

ko­lay­ca kav­ra­ya­bi­le­ce­ği bir du­ru­ma ge­tir­mek is­ter.

Dü­şün­ce­yi ge­liş­tir­me yol­la­r›n­dan ba­z›­la­r› şun­lar­d›r:

1. Tanımlama

Bir kav­ra­m›n, te­mel özel­lik­le­ri ara­c›­l›­ğ›y­la ne ol­du­ğu­nu be­lirtmek­tir.

Aç›k­la­ma ve tar­t›ş­ma yön­tem­le­ri için­de baş­vu­ru­la­bi­len

bir yol­dur. Bir an­la­t›­m›n ta­n›m olup ol­ma­d›­ğ› “... ne­dir?, …kimdir?”

so­ru­ları so­ru­la­rak an­la­ş›­la­bi­lir. Nesnel veya öznel olabilir.

ÖRNEK

İsim olmadığı hâlde ismin yerini tutan, ismin bütün özelliklerini

taşıyan sözcüklere zamir denir. Zamir, bir tür gizlenmiş

isimdir.

Bu parçada yazar zamiri tanımlamıştır. “Zamir nedir?” sorusunu

yanıtlar.

155


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

2. Karşılaştırma

Ara­la­r›n­da ben­zer­lik­ler ve ay­r›­l›k­lar bu­lu­nan iki şe­yin bir­bi­riy­le

kı­yas­lan­ma­sı­dır. Kar­ş›­laş­t›r­ma­da hem ben­zer yön­ler hem de

kar­ş›t yön­ler ele al›­n›r.

Kar­ş›­laş­t›r­ma, üs­tün­lük ba­k›­m›n­dan da ya­p›­la­bi­lir.

ÖRNEK

Divan şiiri de halk şiiri de şiirdir ama divan şiirinin nefesi tükenmiştir.

Halk şiiri ise halkın içinde bilinmez yolculuğunu sürdürmektedir.

Divan şiiri, eğitimli şairlerin kaleminden çok ritmik,

çok teknik olarak kâğıda dökülürken sonsuz çağrışımlarla

duygusal birikimler oluşturmuş fakat halktan kopuk olması bu

güzelliği görünmez hâle getirmiştir. Halk şiiri ise halkın sesi,

nefesi, acısı, mutluluğu olmuştur.

Bu parçada yazar divan ve halk şiirini karşılaştırmış, her iki

şiirin birbirine benzemeyen yönlerini ele alıp anlatmıştır.

Örnek YGS / 2012

Doğu Karadeniz’in yaylalarını mutlaka görün. Kıyılarda hiç

oyalanmadan kartpostallardaki kadar güzel ormanların üzerindeki

muhteşem yaylalara çıkın. Her biri ötekinden farklı olan

yaylaların birinden ötekine yürüyün. Ahşap yayla evlerinde

konaklayıp yöresel yemeklerin tadına bakın. Yamaçlarda horon

tepin; vadilere çökmüş, denizi andıran sis bulutlarına karşı

tembel tembel yatın.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.

B) Karşılaştırma yapılmıştır.

C) Benzetmeden yararlanılmıştır.

D) Öneri nitelikli cümleler kullanılmıştır.

E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

Çözüm

Parçada ...görün, ...bakın, ... yürüyün ifadeleri, öneri nitelikli

cümleye; “kartpostallardaki kadar güzel” ifadesi karşılaştırmaya;

“... vadilere çökmüş denizi andıran sis...” ifadesi benzetmeye

örnek olur. Parça zaten betimleme paragrafıdır. Kişileştirme

yapılmamıştır.

Doğru Seçenek E

3. Örnekleme (Örnek Gösterme)

Dü­şün­ce­ye ya da anlatılanlara so­mut­luk ve gö­rü­nür­lük katmak;

söy­len­mek is­te­ne­ni oku­run zih­nin­de can­lan­d›r­mak için

baş­vu­ru­lan bir yol­dur. K›­sa­ca ör­nek­le­me, bir so­mut­la­ma­d›r.

“Ör­ne­ğin, me­se­la, söz­ge­li­mi” gi­bi bağ­la­y›­c› öge­ler ör­nek­le­mede

her za­man bu­lun­ma­ya­bi­lir.

ÖRNEK

Halk şiiri sadece aşkı mı anlatmış? Karacaoğlan maddi aşkı,

Yunus Emre ilahî aşkı anlatmış ama toplumsal sorunlar da

fazlaca işlenmiştir. Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal şiirlerinde

toplumun dili olmuştur.

Yazar parçada halk şiirinin içerik özelliklerini aktarırken farklı

anlayışla şiirler söylemiş sanatçıları da örnek olarak vermiştir.

Örnek TYT / 2020

Kentsel düş gücünü heceleyenler, kentin karakteri olan nesnelerdir.

Bu nesneler, kentin tarihine tanıklık eden ve onunla

bütünleşen varlıklar olarak kendilerini kabul ettirir. Dilsiz güçler

rolünde hep sahnededirler. Galata Kulesi, Beyoğlu’nun yıkık

dökük evleri, bir avlunun gölgesindeki zarif bir kuyu, kim bilir

güneşin yakıcılığında hangi sohbetlere siper olmuş görkemli

asırlık çınarlar, yüzyıllık bir çeşme, küçük bir fotoğrafçının

vitrinini süsleyen eski aile fotoğrafları… Bu nesnelerin işlevi;

varlıklarıyla kentin romanını yazmak, varlıklarını sürdürürken

çağın yüklediği yeni anlamlara rağmen kente sahip çıkmaktır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır?

A) Öyküleme B) Örneklendirme

C) Tanık gösterme­­ ­ D) Tanımlama

E) Karşılaştırma

Çözüm

Kentin karakteri olan nesnelerle ilgili düşüncelerin desteklenip

somutlaştırılabilmesi için parçada “Galata Kulesi, Beyoğlu’nun

yıkık dökük evleri…” örnek gösterilmiştir.

Doğru Seçenek B

4. Tanık Gösterme

Be­lir­til­mek is­te­nen dü­şün­ce­yi, baş­ka­la­r›­n›n gö­rüş­le­rin­den ve

söz­le­rin­den ya­rar­la­na­rak ge­liş­tir­mek­tir. Al›n­t›, doğ­ru­dan ya

da do­lay­l› ya­p›­la­bi­lir ya­ni ta­n›ğın sö­zü­nü ay­nen veya ken­di

cüm­le­le­ri­miz­le de ak­ta­ra­bi­li­riz. Yazar, tanıkla ay­n› gö­rüş­te

ol­ma­l›­d›r.

ÖRNEK

Tiyatro eğitimi almayı çok isterdim. Hatta bu, okullarda eğitim

olarak verilmeli. Neden mi? Hayat, tiyatronun bir versiyonudur.

Yani hayat, tiyatronun; tiyatro, hayatın kendisidir.

Toplumun ocak başıdır tiyatro. Nefesler birbirine değer tiyatroda.

Hayatı anlatan oyuncular bir el uzatımlık mesafededir.

Ulusaldır tiyatro. Büyük eğitim kurumudur. Namık Kemal

tiyatro için “Faydalı bir eğlencedir.” derken yanılmış olabilir

mi? Bu sözle tiyatronun eğlendirirken eğiten bir okul olduğunu

açıkça ifade etmiştir.

Yazar, parçada tiyatroyla ilgili düşüncelerini Namık Kemal’in

sözüyle destekleyerek tanık gösterme yöntemini seçmiştir.

156


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2012

Alışkanlıklar, basmakalıp sözler en derin gerçeklerin anlamını,

en güzel duyguların ürpertisini unutturabilir. Bunları

yeniden canlandırmak, yeniden yaşatmak için sanatçı olmak

gerekir. Ancak şairler, milyonlarca yıllık güneşin ışığını, bize

yeni açmış binbir renkli bir çiçeğin parıltısı gibi gösterebilirler.

Yunus’un söyleyişiyle, her gün yeniden doğan şairler olmasaydı

insanlık; öğrenmiş ezberlenmiş gerçeklerin kabuğu içinde

sıkışıp kalacaktı.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Abartmaya başvurma

B) Yinelemelere yer verme

C) Koşul öne sürme

D) Yansız bir söyleme dayanma

E) Tanık göstermeden yararlanma

Çözüm

Parçanın yazarı kişisel görüşlerini aktardığı için parçada genellikle

öznel bir hava vardır. Bu yüzden “D” seçeneğindeki

“yansız bir söyleme dayanma”dan söz edemeyiz.

5. Benzetme

Ben­ze­yen ve ben­ze­ti­len­le ku­ru­lan an­la­t›m yo­lu­dur.

As­lan gi­bi adam­s›n, ta­ş› s›k­san su­yu­nu ç›­ka­r›r­s›n.

Ke­di gi­bi nan­kör bir ço­cuk­sun.

Örnek YGS / 2014

Doğru Seçenek D

Buzdolabının icadı, kuşkusuz dondurma yapımını da etkiledi.

Buzdolabı ülkemizde kullanılmaya başlamadan önce bir alaturka

bir de alafranga dondurma vardı. Alafranga dondurmaya

“kalıp dondurma” da denirdi. Bu dondurma gerçekten de buz

kalıbı gibi kaskatı olurdu. Önce içine kar doldurulmuş bir fıçıya

silindire benzer bir kalıp yerleştirilir, bu kalıbın içine de dondurma

malzemesi konurdu. Kar eridikçe yenisi ilave edilerek

malzemenin bu kalıpta donması sağlanırdı. Çikolatalı, çilekli ve

kremalısı yapılırdı. Alaturka dondurma ise buz katılığında değil,

kar yumuşaklığında olurdu. Kenarları oluk oluk, yaldızlı veya

çiçekli, iç içe geçmiş küçük kayık tabaklarda yenirdi. En çok

kaymaklı ve vişneli türleri tercih edilirdi.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Karşılaştırma yapılmıştır.

B) İkileme kullanılmıştır.

C) Benzetmeden yararlanılmıştır.

D) Tahminde bulunulmuştur.

E) Açıklama yapılmıştır.

Çözüm

Parçada alaturka ve alafranga dondurma karşılaştırılmaktadır.

(A)

“Oluk oluk, iç içe” birer ikilemedir. (B)

“Buz kalıbı gibi, silindire benzer bir kalıp” ifadeleri birer benzetmedir.

(C)

Metnin tamamı geçmişteki dondurma alışkanlığını açıklamaktadır.

(E)

Parçada herhangi bir tahmine rastlanmamaktadır. (D)

6. Sayısal Verilerden Yararlanma

Doğru Seçenek D

Ge­nel­lik­le bi­lim­sel ya­z›­lar­da, or­ta­ya ko­nan dü­şün­ce­yi inan­d›­

r›­c› k›l­mak için is­ta­tis­tik­le­rin ve­ril­me­si­dir. Çün­kü okur, is­ta­tistik­le­re

her za­man gü­ve­nir. Aç›k­la­ma ya da tar­t›ş­ma pa­rag­rafla­r›n­da

s›k­ça baş­vu­ru­lan bir yön­tem­dir.

ÖRNEK

Türkiye kitap fukarası bir ülke. 70 milyonluk ülkede kütüphanelerdeki

kitap sayısı 5 milyonmuş. 6 milyonluk Finlandiya’da

60 milyon, Amerika’da ise 1,5 milyarmış. Bu ülkede ya kitap

okuma alışkanlığı az olduğu için kitap sayısı da az ya da kitap

az olduğu için okur da az.

Yazar bu parçada Türkiye’deki kitap sayısının azlığını başka

ülkelerle karşılaştırırken nesnel, rakamsal verilerden yararlanmıştır.

Örnek YGS / 2016

Bolu’nun bence en güzel ilçesi Göynük, İstanbul’la Ankara’nın

tam ortasındadır. Görünüşü ilk bakışta bile etkiler insanı: vadinin

tabanında akan incecik dere, kıyı ve yamaçlarında eski

Türk evleri, tepede yenilenmiş saat kulesi, ağaçlar, çiçekler...

Usta ressamın elinden çıkmış resim gibidir Göynük. Bu tablodaki

her şey çok dengeli. Abartılı renk, güzelliği bozan çirkinlik

yok. Friglerden Osmanlıya birçok uygarlık bu topraklardan geçmiş,

hepsi de iz bırakmıştır.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

B) Betimlemelerden yararlanılmıştır.

C) Benzetme yapılmıştır.

D) Sayısal verilere yer verilmiştir.

E) Öznellik söz konusudur.

Çözüm

A → güzellik - çirkinlik

B → vadinin tabanında akan incecik dere, kıyı ve yamaçlarında

eski Türk evleri…

C → …resim gibidir

E → Parçanın genelinde anlatıma kişisel duygu ve düşünceler

hâkimdir.

Parçada sayısal verilerden yararlanılmamıştır.

Doğru Seçenek D

157


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2016

Orhan Veli Kanık kendisiyle yapılan ve öykülerinin toplandığı

Hoşgör Köftecisi ’nde yer alan söyleşide sanatla edebiyatı birbirinden

ayırdığını söyler. Şiiri sanata sokar, öyküyü ise roman

ve tiyatroyla birlikte edebiyata. Orhan Veli, “Fikir sanatta yer

alamıyor ama edebiyat fikre dayanıyor.” diye açıklar edebiyatla

sanatın farkını. Ve şöyle de devam eder: “Bu itibarla edebiyatın

halk kitlelerine bir şeyler söylemesi lazım. Okur ve yazarları

halka doğru götüren bir edebiyat isterim. Yani edebiyatın

çoğunluğa hitap etmesini istiyorum. Çoğunluk okuyup anlamalıdır.”

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Alıntıya yer verilmiştir.

B) Tanık gösterilmiştir.

C) Nesnel anlatımdan yararlanılmıştır.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

E) Tahminde bulunulmuştur.

Çözüm

A ve B Orhan Veli, “Fikir sanatta yer alamıyor ama edebiyat fikre

dayanıyor.” diye…

C → “Orhan Veli… söyleşide sanatla edebiyatı birbirinden ayırdığını

söyler.”

D → “Şiiri sanata sokar, öyküyü ise roman ve tiyatroyla birlikte

edebiyata.”

Parçada tahminde bulunulmamıştır.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2017

Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen gecenin

kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile duyulamayacak

kadar soğuk, çöllerden daha ıssız bozkırda ışığın gülümseyişini

bekledik. Sırlarla dolu ama her günü bayram şehirlerde yitirdik

kendimizi. Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Açıklama B) Benzetme C) Kişileştirme

D) Betimleme E) Karşılaştırma

Çözüm

B → serçeler gibi

C → ışığın gülümseyişini

D → Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın

Örnek YGS / 2017

Dün akşam genç bir şairin evinde toplandık. Misafirlerden biri

elindeki kitabı karıştırıyor, bir başkası da odanın köşesindeki

gösterişli piyanonun tuşlarına dokunuyordu. Bu sırada ev sahibi,

bana taslak hâlindeki şiirini okudu ve ne düşündüğümü sordu.

Ben, şiir bitmeden bir şey dememe imkân olmadığını söyledim.

Arkadaşım da şiiri değil de içindeki düşünceleri nasıl bulduğumu

sordu. Ben de şiir, sözcüklerle resim yapma sanatıdır,

dedim ve Mallarme’nin Degas’ya verdiği “Şiir düşüncelerle değil,

sözcüklerle yazılır.” yanıtını hatırlattım.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Tanımlama yapılmıştır.

B) Örneklemeden yararlanılmıştır.

C) Öykülemeye başvurulmuştur.

D) Betimlemeye yer verilmiştir.

E) Tanık gösterme vardır.

Çözüm

A → …sözcüklerle resim yapma sanatıdır.

C → Parçada bir olay kişiler, zaman ve yer çerçevesinde anlatılmıştır.

D → odanın köşesindeki gösterişli piyanonun tuşlarına

E → Mallarme’nin Degas’ya verdiği “Şiir düşüncelerle değil,

sözcüklerle yazılır.” yanıtını…

Parçada örneklemeden yararlanılmamıştır.

Doğru Seçenek B

Örnek LYS / 2010

“İnsanların işine yaramayan bir mesleği yapmaktan utanç duyardım.”

Bana bu sözü, Aşağı Fırat Bölgesi’nde MÖ 4000 yıllarını

araştıran Çinli bir arkeolog söyledi. Kazıdan çıkardıklarını

bilgisayara göndermek üzere kodlamaktaydı o sırada. İlk

bakışta binlerce yıl öncesinin bir çömlek parçasını ya da bozkır

toprağını araştırmayı amaçlayan bir çalışmanın, bilim çevreleri

dışındaki insanların ne işine yarayacağı sorulabilir. Tıpkı

sözcükleri yan yana, alt alta sıralayarak şiir yazmanın ne işe

yaradığının sorulabileceği gibi. Ama günümüzden 6000 yıl önce

Sümerlerin kumlu toprakta bitki yetiştirmenin gizini bulduğunu

ortaya çıkarmak, arkeolojinin insanlığa bir armağanıdır. Bunun

gibi ben de sıkıntılı günlerimde Neruda ve Nazım’la konuşarak

yaşamımı yönlendirirken şiirin bu yararını nasıl göz ardı

edebilirim.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tanımlama B) Alıntı C) Nesnel veriler

D) Karşılaştırma E) Terimler

Çözüm

E → çöllerden daha ıssız

Parçanın anlatımında açıklama yoktur.

Doğru Seçenek A

Parçada “…nedir?”, “…neye denir?”, “…kimdir?” sorularına yanıt

olmadığından tanım yapılmamıştır.

Doğru Seçenek A

158


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

C. PA­RAG­RA­FIN YA­PI­SI

Bir ya­z›­n›n bü­tü­nün­de gi­riş, ge­liş­me ve so­nuç pa­rag­raf­la­r›

var­d›r. Ay­n› şe­kil­de bir pa­rag­raf­ta da gi­riş, ge­liş­me ve so­nuç

cüm­le­le­ri bu­lu­nur. Bu cümlelerin ara­la­r›n­da dil ve dü­şün­ce

ba­k›­m›n­dan bir bağ bu­lu­nur. Ön­ce bu dil-dü­şün­ce ba­ğ›­n› kurmak,

pa­rag­raf so­ru­la­r›­n›n çö­zü­mü­nü de ko­lay­laş­t›­r›r.

Örnek LYS / 2015

(I) Yıllar önce bu adam, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un, kendi

yazdığı basılmamış bir film senaryosundan çalındığını iddia etmişti.

(II) Söylediğine göre bu senaryoyu Hollywood’da bir partide

okumuş. (III) O sırada benim de orada bulunduğuma Ernie

isimli birisi tanıklık etmiş. (IV) Bu da hakkımda bir milyonluk dava

açılması için yeterli olmuş. (V) Mahkemeye gittik, eserin çalıntı

olmadığını ispat ettik ve doğal olarak davayı biz kazandık.

(VI) Adamın iflas etmiş bir iş adamı olduğunu da ortaya çıkardık

ama önceki davaların sonucu hakkında bilgim yok.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra,

düşüncenin akışına göre, “Öğrendiğime göre o, bu tutumu

alışkanlık hâline getirmiş ve başka yapımcılara da senaryolarının

çalıntı olduğu iddiasıyla dava açmış.” cümlesi getirilmelidir?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Ör­ne­k:

(I) Eleş­tir­men, eleş­ti­ri­le­rin­de nes­nel bir ta­v›r ser­gi­le­me­li­dir.

(II) Bu, onun en te­mel ni­te­li­ği­dir.

İkin­ci cüm­le­de­ki işa­ret za­mi­ri ilk cüm­le­nin ye­ri­ni tut­muş­tur.

3. Cüm­le Ba­ş› Bağ­lan­t› Öge­le­riy­le

“ama, çün­kü, ya­ni, öy­ley­se, de­mek ki, oy­sa...” gi­bi bağ­laç­lar

ve “bu­na gö­re, bu ne­den­le, bu yüz­den...” gi­bi edat­lar bağ­lan­t›

öge­le­ri­dir. Bu bağ­laç ve edat­la­r›n an­lam­sal özel­lik­le­ri de dikka­te

al›n­ma­l›­d›r. Ör­ne­k:

(I) Eleş­tir­men, eleş­ti­ri­le­rin­de nes­nel bir ta­v›r ser­gi­le­me­li­dir.

(II) Çün­kü, okur eser­le il­gi­li ola­rak bi­lim­sel de­ğer­len­dir­me­le­ri

me­rak eder.

4. Öz­ne Or­tak­l›­ğ›y­la

Bir cüm­le­nin öz­ne­si son­ra­ki cüm­le için de or­tak ola­bi­lir.

(I) Eleş­tir­men, eleş­ti­ri­le­rin­de nes­nel bir ta­v›r ser­gi­le­me­li­dir.

(II) Duy­gu ve dü­şün­ce­le­ri ese­re yan­s›t­mak­tan ola­bil­di­ğin­ce

ka­ç›n­ma­l›­d›r.

Cüm­le­ler­de öz­ne­or­tak­t›r.

Çözüm

Parçada sözü edilen konuda açılan davadan ilk olarak IV.

cümlede söz edilmektedir. O nedenle sorudaki bölüm IV. cümleden

önce olamaz. V ve VI. cümleler de mahkeme süreciyle ilgili

olduğundan, yeniden bir dava açma konusuna dönülemez.

Bu nedenle sorudaki cümle IV. cümleden sonra gelmelidir.

Doğru Seçenek C

D‹L VE DÜ­ŞÜN­CE BA­⁄I

Pa­rag­raf­ta cüm­le­ler ara­s›n­da­ki dil ve dü­şün­ce ba­ğ› dört şe­kilde

ku­ru­lur:

1. Dü­şün­ce Tek­ra­r›y­la

Bir ön­ce­ki cüm­le­de yer alan dü­şün­ce­nin, bir yö­nüy­le son­ra­ki

cüm­le­de de yer al­ma­s›­d›r.

Ör­nek:

(I) Eleş­tir­men, eleş­ti­ri­le­rin­de nes­nel bir ta­v›r ser­gi­le­me­li­dir.

(II) Eleş­ti­ri­de ki­şi­sel duy­gu­la­ra, dü­şün­ce­le­re yer yok­tur.

Bu cüm­le­ler­de dü­şün­ce tek­ra­r› söz ko­nu­su­dur. An­lam­lar birbi­riy­le

il­gi­li­dir.

2. Za­mir­ler ve ‹şa­ret S›­fat­la­r›y­la

Bir ön­ce­ki cüm­le­de ge­çen kav­ram­la­r›n ye­ri­ni bir son­ra­ki cümle­de

s›­fat­lar ve­ya za­mir­ler tu­tar.

Örnek LYS / 2010

(I) Geç­miş çağ­lar­dan gü­nü­mü­ze ka­lan bü­yük ya­pıt­lar, ör­neğin

Tols­toy’un Sa­vaş ve Ba­rış, Stend­hal’ın Par­ma Ma­nas­tı­rı,

Dos­to­yevs­ki’nin Bu­da­la ad­lı ya­pıt­la­rı çağ­la­rı­nın bi­rer ta­nı­ğıdır.

(II) Ama ya­zar­lar bu ya­pıt­la­rı ça­ğın ta­nı­ğı ol­mak is­te­ğiy­le

yaz­ma­mış­tır. (II­I) Çağ­la­rı­nın ha­va­sı­nı ken­di ki­şi­lik­le­rin­de erittik­le­rin­den

is­ter is­te­mez ça­ğın et­ki­le­ri ya­pıt­la­rın­da be­li­rir. (IV)

Ne var ki ça­ğı­na ta­nık­lık et­me­nin çe­şit­li yol­la­rı var­dır. (V) Bu

yol­la­ra baş­vu­rul­ma­dan ya­zı­lan­lar bu iş­le­vi ye­ri­ne ge­ti­re­mez,

kı­sa za­man­da unu­tu­lur, öte yan­dan ya­rat­ma is­te­ğiy­le ya­zı­lan

ya­pıt­lar­sa ka­lı­cı­lı­ğa ula­şır.

Bu par­ça­da­ki nu­ma­ra­lan­mış cüm­le­le­rin han­gi­sin­den sonra

“Kı­zıl ve Ka­ra’yı oku­yan gü­nü­müz in­sa­nı­nın, Na­pol­yon

ça­ğı­nın an­la­yı­şı­nı bu ki­tap­ta bu­gün de bul­ma­sı, ya­pı­tın ka­lı­cılı­ğı­nı

sağ­la­yan sa­nat­sal ve dil­sel de­ğe­ri­nin bir gös­ter­ge­si­dir.”

cüm­le­si ge­ti­ri­le­bi­lir?

A) I.­ B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

So­ru kö­kün­de ve­ri­len cüm­le, par­ça­da­ki V. cüm­le­den son­ra

ge­ti­ril­me­li­dir. Çün­kü V. cüm­le­de­ki “ya­rat­ma is­te­ğiy­le ya­z›­lan

ya­p›t­lar ka­l›­c›­l›­ğ› ya­ka­lar” cüm­le­si­nin ör­ne­ği, so­ru kö­kün­de­ki

cüm­le­dir.

Doğru Seçenek E

159


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2011

(I) ‹n­san iliş­ki­le­ri­nin öne­mi­nin ye­te­rin­ce kav­ran­ma­m›ş ol­ma­s›,

ço­cuk ge­li­şi­miy­le il­gi­li bir­ta­k›m so­run­la­r› da be­ra­be­rin­de ge­tirdi.

(II) Söz ge­li­mi gü­nü­müz­de, ken­di ken­di­ne oyun ku­ra­ma­d›­ğ›

için üret­ken ola­ma­yan, edil­gen, çev­re­ye kar­ş› il­gi­siz, ev­le­re

hap­sol­muş ço­cuk­lar ye­ti­şi­yor. (II­I) Bun­la­r›n ha­yal güç­le­ri,

er­ken yaş­ta ta­n›ş­t›k­la­r› ve ha­yat­la­r›­n›n do­ğal bir par­ça­s› olan

te­le­viz­yon­la ve bil­gi­sa­yar oyun­la­r›y­la s›­n›r­lan­m›ş du­rum­da.

(IV) Te­le­viz­yon­da­ki rek­lam­lar ço­cuk­la­r› ti­ca­ri bi­rer araç olarak

gö­rü­yor. (V) Ka­ba kuv­ve­ti ve si­lah kul­lan­ma­y› özen­di­ren,

sa­nat de­ğe­ri dü­şük film­ler ve ki­mi ya­y›n­lar yü­zün­den özel­lik­le

ço­cuk­lar, çe­şit­li psi­ko­lo­jik so­run­lar­la yüz yü­ze ge­li­yor­lar. (VI)

Bu par­ça­da­ki nu­ma­ra­lan­m›ş yer­ler­den han­gi­si­ne dü­şünce­nin

ak›­ş›­na gö­re “Bü­tün bun­lar­dan da­ha da önem­li­si, bu

tür­den olum­suz­luk­lar tek­rar tek­rar ya­şa­n›­yor.” cüm­le­si ge­tiri­le­bi­lir?

A) II. B) II­I. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

Pa­rag­ra­fın ilk cüm­le­sin­den son cüm­le­si­ne ka­dar in­san iliş­ki­leri­nin

öne­mi­nin kav­ran­ma­ma­sı ve bu­nun ço­cuk­lar­da do­ğur­duğu

so­run­lar üze­rin­de du­ru­lu­yor. Dü­şün­ce­nin akı­şı­na gö­re yerleş­ti­ril­me­si

is­te­nen cüm­le ise pa­rag­raf­ta an­la­tı­lan­la­rı özet­ler

ni­te­lik­te ol­du­ğu için VI. cüm­le­den son­ra ge­ti­ril­me­li­dir.

Doğru Seçenek E

Örnek LYS / 2013

(I) Bu eser, otobiyografik özellikler taşıdığı duygusu uyandırıyor.

(II) Okurun böyle bir kanıya varmasında, anlatının içine

serpiştirilen eski aile fotoğraflarının da payı var. (III) Alttan alta

oluşturulan bu otobiyografi duygusu, anlatıya sahicilik katıyor.

(IV) Bu da bizim gibi sıradan okuru esere sıkıca bağlayan bir

özellik olarak çıkıyor karşımıza. (V) Ayrıca anlatıcının; merkeze

ailesini, kendisini ve çocukluk yıllarını geçirdiği sokakta

yaşananları yerleştirmesi, birinci tekil kişiyi kullanarak sohbet

havasında anlatması da okurda oluşan “sahicilik” duygusunu

güçlendiriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra düşüncenin akışına göre, “Çünkü okudukça anlatının

bir katmanının anılardan oluştuğunu veya anıların yazara yol

gösterdiğini düşünüyor insan.” cümlesi getirilmelidir?

Örnek YGS / 2017

(I) Dinlemeyle ilgili bütün incelemeler, dinleyicinin, mesajın

içeriğine odaklanmasının önemine işaret eder. (II) Çoğu zaman

konuşmacıyı dinlemez yalnızca dinlemiş gibi görünürler.

(III) Buna karşılık iyi dinleyiciler söylenen her şeyde ilginç ve

faydalanılacak bir şey bulmaya çalışırlar. (IV) Burada benim

ihtiyacım olan hangi bilgiler var? (V) Söylediklerinde yeni bir

şey var mı? (VI) Bu tür sorular bizim ana yoldan ayrılmamamızı

sağlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra,

“Fakat kimi dinleyiciler bir konuşmacının mesajını aktarmasına

nadiren fırsat verirler.” cümlesi getirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Soru kökünde verilen cümle I numaralı cümlede belirtilenin

karşıtını içermektedir. Dolayısıyla I numaralı cümleden sonra

getirilmelidir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2017

(I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser değerlendirmelerinde

genellikle nesnel ölçütler kullanmıyor. (II) Bir eser hakkında

ulaştığı yargılar havada kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediğine

başka bir gün beğenmedim demesine, bu yüzden şaşırmıyorum.

(IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek ister. (V) Ne var

ki son zamanlarda dergiler, eleştiri dünyasına hiçbir katkısı olmayan

yazılarla dolu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra

“Oysa gerçek eleştirmen eserle ilgili yargılarını gerekçelere

dayandırır.” cümlesi getirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Soru kökünde verilen cümle III numaralı cümleye karşıtlık

ilgisiyle bağlıdır. Dolayısıyla III numaralı cümleden sonra

getirilmelidir.

Doğru Seçenek C

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Soru kökünde verilen cümle, I. cümleden sonra getirilmelidir.

Çünkü soru kökündeki cümle I. cümlenin gerekçesidir.

Doğru Seçenek A

III. PA­RAG­RA­FIN BÖ­LÜM­LE­R‹

1. Gi­riş Cüm­le­si

Pa­rag­raf­ta ele al›­nan ko­nu­nun be­lir­til­di­ği cüm­le­dir. Aç›k­lan­maya,

ör­nek­len­me­ye uy­gun bir cüm­le­dir. Ken­di­sin­den ön­ce bir

cüm­le­nin var­l›­ğ›­n› ge­rek­li k›­la­cak bağ­lan­t› öge­le­ri­ni içer­mez.

160


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2012

----. Örneğin Rubens, yüzünün güzelliğiyle övünç duyduğu küçük

oğlunun resmini yaparken ona bizim de hayran kalmamızı

bekliyordu. Elbette bu çok doğal bir istekti. Ancak, bu türden

konulara duyulan ilgi, ilk bakışta daha az çekici gelen konuları

dışlamamıza yol açarak beğenimizi sınırlayabilir. Bunu aşmak

için, Albrecht Dürer’in annesinin yaşlı yüzünü resimlediği tabloda,

gençlikten kaynaklanan güzellikten başka şeyler arama

sabrını göstermemiz gerekli. Çünkü bu tablonun başarısı,

konu aldığı figürün yüzündeki güzellikten gelmez. Nitekim tabloyu

sevdiren, yüzdeki güzelliğin önüne geçecek kadar etkili

olmuş ifadedir.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden

hangisi getirilebilir?

A) Sanatçı, genellikle yarattığı tablolarda insanların gerçek

hayatta görmekten hoşlandıkları şeyleri yansıtmak ister

B) Gördüğümüz bir tablonun, geçmişte yaşadığımız güzellikleri

çağrıştırması onun olumlu bir özelliğidir

C) Gerçek bir sanatçı, tablolarının sanattan anlamayan kişilerce

değerlendirilmesini önemsemez

D) Duyguları anlatan her çalışmanın, sanatsal bir yön içermesi

gerekmediğini baştan kabul etmek gerekir

E) Sanat tarihinde dış gerçekliği kendi algılama yetisine göre

değiştirip yansıtan ressamlar da vardır

Çözüm

Par­ça­da Mon­ta­ig­ne ve Ba­con kar­şı­laş­tır­ma­sıy­la “de­ne­menin

ya­za­rı­na gö­re fark­lı­lık gös­te­re­bil­me­si ge­re­kir” dü­şün­ce­si

vur­gu­lan­mak is­ten­mek­te­dir. A’da “ya­zar­dan ya­za­ra”, B’de

“ken­di­ne öz­gü”, C’de “di­lin kul­la­nı­mı”, E’de “ki­şi­sel­lik” ifa­dele­ri

ana dü­şün­cey­le ör­tüş­mek­te­dir. D se­çe­ne­ğin­de­ki cüm­le,

par­ça­nın ana dü­şün­ce­siy­le ör­tüş­me­di­ği­nden par­ça­nın ba­şı­na

ge­ti­ri­le­mez.

Doğru Seçenek D

2. Ge­liş­me Cüm­le­le­ri

Pa­rag­ra­f›n gi­riş cüm­le­sin­de or­ta­ya ko­nan ko­nu­nun aç›k­land›­ğ›,

tar­t›­ş›l­d›­ğ›, ör­nek ve ta­n›k­lar­la des­tek­len­di­ği bö­lüm­dür.

Gi­riş cüm­le­si ile so­nuç cüm­le­si ara­s›n­da köp­rü gö­re­vi gö­rür.

Ana dü­şün­ce­nin des­tek­len­di­ği yar­d›m­c› dü­şün­ce­ler, bu­ra­da

ve­ri­lir. Bağ­lan­t› öge­le­riy­le yük­lü cüm­le­ler­dir bunlar, tek başla­rı­na

kul­la­nıl­dık­la­rın­da be­lir­siz­lik ta­ş›­ya­bi­lir­. Ken­di­le­rin­den

ön­ce­ki ve son­ra­ki cüm­le­ler­le dil ve dü­şün­ce ba­k›­m›n­dan s›­k›

bir bağ ku­rar.

Çözüm

Parçanın başında verilen örnek dikkatle incelendiğinde, bunun

A seçeneğinde ifade edilenleri örneklediği anlaşılır.

Doğru Seçenek A

Örnek ÖSS / 2009

----. Mon­ta­ig­ne’in ken­di­ne dö­nük, sö­yleşi ha­va­sın­da, ge­li­şigü­zel

ya­zıl­mış duy­gu­su uyan­dı­ran; Ba­con’ın ise nes­nel, öz­lü,

be­tim­le­yi­ci de­ne­me­ler yaz­dı­ğı söy­le­nir. İki de­ne­me­ci­nin yalnız­ca

bi­çe­mi­nin de­ğil, ba­kıp yo­rum­la­dık­la­rı dün­ya­nın da fark­lı

ol­du­ğu gö­rü­le­bi­lir. Mon­ta­ig­ne’in, de­ne­me­le­ri­ni, “ken­di ben­li­ği­ni

an­la­mak için” oluş­tu­ran, Ba­con’ın­sa “de­ği­şik alan­lar­da edindi­ği

göz­lem ve de­ne­yim­le­ri in­san­la­rın ya­rar­la­na­bi­le­ce­ği bir

bil­ge­lik­le” yaz­dı­ğı, de­ne­me­le­rin­den an­la­şıl­mak­ta­dır.

Bu par­ça­nın ba­şı­na dü­şün­ce­nin akı­şı­na gö­re aşa­ğı­da­kiler­den

han­gi­si ge­ti­ri­le­mez?

A) De­ne­me­nin do­ku­su ya­zar­dan ya­za­ra de­ği­şir

B) Her de­ne­me­ci­nin an­la­tım bi­çi­mi ken­di­ne öz­gü­dür

C) De­ne­me­nin ko­nuş­ma ta­dı ta­şı­ma­sı di­lin kul­la­nımıy­la il­gili

dir

D) Her de­ne­me­ci­nin bir çı­rak­lık bir de us­ta­lık dö­ne­mi var­dır

E) De­ne­me, ki­şi­sel­li­ğe da­ya­lı, ra­hat oku­nan bir ya­zı tü­rü­dür

Örnek

Ölümü unutma sürecinde hareket serbestimizi yitiriyoruz. Hep

yaşayacakmışız gibi yaşayarak miskinleşiyor ----. Yani eyleme

geçmeyi, keşfetmeyi, soru sormayı ve araştırmayı beceremiyoruz;

cesur olmayı beceremiyoruz. Ölümü unutmakla kendi

yarattığımız monoton standartlaştırılmış varoluşun parçası

hâline geliyoruz.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre,

aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) ama ne yapacağımızı bilemiyoruz

B) ve uyuşuyoruz

C) oysa ölümü hatırlamak zorundayız

D) ölümsüz eserler bırakıyoruz

E) yaşama aktif biçimde katılmayı beceremiyoruz

Çözüm

Parçadaki boşluktan sonra “yani” bağlacı, açıklama bağlacıdır.

Açıkladığı bölümün ana cümlesi E’de verilmiştir.

Doğru Seçenek E

161


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2011

Şa­ir­ler ara­s›n­da öte­den be­ri sü­re­ge­len aç›k ya da giz­li bir

ya­r›ş var­d›r. Oy­sa ay­n› gö­ze­den su içen, ay­n› gü­neş al­t›nda

›s›­nan, ay­n› ağa­c›n göl­ge­sin­de otu­ran in­san­lar­d›r on­lar.

Bir­bir­le­ri­ne, sa­n›l­d›­ğ›n­dan da­ha çok ih­ti­yaç­la­r› var­d›r. Öl­müş

şa­ir­ler­le, on­la­r›n an›­la­r› üze­rin­de ya­şa­t›­lan dost­luk­lar da dâ­hildir

bu­na. ----? K›s­kan­ma­lar, gör­mez­den gel­me­ler, ka­ra çalma­lar…

Ne­yi pay­la­şa­maz­lar? Her­ke­sin ka­b› ken­di­ne gö­re­dir,

ala­ca­ğ› su mik­ta­r› bel­li­dir oy­sa. Pay­laş­ma­n›n, el ele ve­re­rek

ya­ra­ta­cak­la­r› eleş­ti­ri or­ta­m›­n›n sağ­la­ya­ca­ğ› ya­rar­lar üs­tün­de

dur­mak ve bu­nu ge­liş­tir­mek var­ken ne­dir bu yok edi­ci ya­r›ş?

Bu par­ça­da boş b›­ra­k›­lan ye­re dü­şün­ce­nin ak›­ş›­na gö­re

aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si ge­ti­ril­me­li­dir?

A) Oy­sa her şa­ir, şi­i­ri­ni ken­di ya­şam se­rü­ve­nin­den ç›­kar­maz m›

B) Bu­nu bil­me­le­ri­ne kar­ş›n ne­dir bu sev­gi­siz­lik şa­ir­ler ara­s›n­da

C) Şa­ir­ler ara­s›n­da­ki bü­tün bu ça­t›ş­ma­lar ger­çek­te şi­i­ri­mi­zin

te­ma­tik ha­ri­ta­s›­n› da­ral­t›r m›

D) Öy­ley­se ne­den şi­i­rin ko­la­ya kaç­ma sa­na­t› ol­du­ğu iz­le­ni­mi

ya­ra­t›­l›­yor

E) Şa­ir­ler, bir­bir­le­ri­ni de­ğer­len­di­rir­ken şi­ir­sel öl­çüt­ler kul­la­n›rlar

m›

Çözüm

Pa­rag­raf­ta boş bı­ra­kı­lan ye­re B se­çe­ne­ğin­de­ki ifa­de ge­ti­ril­meli­dir.

Çün­kü boş­lu­ğa ka­dar olan cüm­le­ler­de şa­ir­ler ara­sın­da­ki

ya­rış­tan ve bu­nun olum­suz­lu­ğun­dan söz edil­mek­te­dir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2011

Sok­ra­tes’ten ön­ce­ki ilk Ba­tı­lı fi­lo­zof­lar, geç­miş­ten iki bü­yük

ko­pu­şu ay­nı an­da ger­çek­leş­tir­di­ler. İlk ön­ce, ken­di akıl­la­rı­nı

kul­la­na­rak dün­ya­yı an­la­ma­ya ça­lış­tı­lar. Bu tek ba­şı­na, tü­müyle

ye­ni bir şey­di ve in­sa­nın ge­liş­me­sin­de en önem­li kö­şe taşla­rın­dan

bi­ri­ni oluşturdu. Ay­nı za­man­da in­san­la­ra, akıl­la­rı­nı

na­sıl kul­la­na­cak­la­rı­nı ve ken­di baş­la­rı­na na­sıl dü­şü­ne­cek­le­ri­ni

de öğrettiler. ---- On­lar bil­gi bi­ri­kim­le­ri­ni ol­du­ğu gi­bi öğ­ren­ci­leri­ne

ak­tar­mak ye­ri­ne, on­la­rı tar­tış­ma­ya, dü­şün­ce alış­ve­ri­şin­de

bu­lun­ma­ya, ken­di dü­şün­ce­le­ri­ni ile­ri sür­me­ye ve sav­la­rı­nı

ka­nıt­la­ma­ya özen­di­ren öğ­ret­men­ler­di.

Bu par­ça­da boş b›­ra­k›­lan ye­re, dü­şün­ce­nin ak›­ş›­na gö­re

aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si ge­ti­ril­me­li­dir?

A) Ay­rı­ca in­sa­nın dü­şün­ce ya­pı­sı­nı çöz­me­ye ça­lış­tı­lar, gözle­me

ve de­ne­ye da­ya­nan psi­ko­lo­ji biliminin te­mel­le­ri­ni de

at­tı­lar.

B) Dü­şün­ce ta­ri­hin­de bu yak­la­şım­lar, çok bü­yük tar­tış­ma­la­ra

ko­nu ol­du.

C) Do­la­yı­sıy­la, öğ­ren­ci­le­ri­nin de ken­di­le­riy­le tı­pa­tıp ay­nı

dü­şün­ce­de ol­ma­sı­nı bek­le­me­di­ler.

D) Bu tu­tum, gü­nü­müz dü­şün­ce dün­ya­sın­da da var­lı­ğı­nı sürdür­mek­te­dir.

E) İn­san­lı­ğın zi­hin­sel se­rü­ve­nin­de or­ta­ya çı­kan bu iki yöntem

bir­bi­ri­ni et­ki­le­yen bir ge­li­şim sü­re­ci iz­le­miş­tir.

Çözüm

Pa­rag­raf­taki boş­lu­ğa ge­ti­ri­le­cek cüm­le­de fi­lozof­la­rın öğ­ren­cile­ri­ne

yak­la­şım­la­rı ile il­gi­li bir ifa­de ol­ma­lı­dır. C se­çe­ne­ğin­de­ki

“Do­la­yı­sıy­la öğ­ren­ci­le­ri­nin de ken­di­le­riy­le tı­pa­tıp ay­nı dü­şün­cede

ol­ma­sı­nı bek­le­me­di­ler.” cüm­le­si an­lam akı­şı­na uy­gun olan

cüm­le­dir.

Örnek YGS / 2017

Doğru Seçenek C

En basitinden en karmaşığına kadar birçok buluş, hayata geçmeden

önce uzak bir hayalden ibarettir. Bu noktada yapılamaz,

gidilemez gibi sınırlamalar insanları bir anlamda tahrik eder.

----. Çünkü olanaksıza boyun eğmeme, meydan okuma içgüdüsel

bir davranıştır. Kuşkusuz cesaret, bilimde olmazsa olmazlardan

biri ve bilim insanlarında itici güç oluşturan bir unsur.

Popper, olanaksızı deneyen bilim insanlarını “cesur tahminler

yapan ve kendi tahminlerini çürütme yolunda ciddi çabalar gösteren

kişiler” olarak tanımlar.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre

aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Olmaz deneni gerçekleştirme isteği, insan doğasındaki temel

unsurlardandır

B) En uzak ihtimaller bile yoğun bir çabayla günün birinde

gerçeğe dönüşür

C) Çok bilinen bir atasözü, talihin cesur insanlardan yana olduğunu

söyler

D) Bilimdeki her buluş ve yenilik, doğanın engellerine bir

meydan okumadır

E) Bilimsel başarının temelinde öğrenme isteği ve kişisel gayret

vardır

Çözüm

Parçadaki boşluğun sonunda yer alan cümle A seçeneğindeki

cümlenin gerekçesi durumundadır. Dolayısıyla parçadaki boşluğa

A seçeneği getirilmelidir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2016

Durmadan artıyor edebiyata ilişkin tutarsızlıklar. ----. Bir yandan

da belgesiz savlar, yanlış anlamalar, aldatıcı ön yargılar

kaplıyor ortalığı.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre,

aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Şiir, hikâye ve roman okuyanların sayısı büyük bir hızla

artıyor

B) Yazarın kimlik arayışını doğal olarak bu arayışın bunalımı

izliyor

C) Masum umutlarla yola çıkmış yeni kalemler yaşatıyor dergileri

D) Yazarların magazin programlarına nesne olacağı günler

geliyor

E) Kitap satışları ve dergi abonelikleri gün geçtikçe düşüyor

162


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

A, B, C ve E seçenekleri boşluktan önceki ve sonraki ifadelerle

anlamca ilişkili değildir. Onun için parçadaki boşluğa D

seçeneği getirilmelidir.

Doğru Seçenek D

3. So­nuç Cüm­le­si

Pa­rag­ra­fın genellikle ana düşünce­si­nin ve­ril­di­ği cüm­le­dir. Ko­nunun

özet­len­di­ği, so­nu­ca bağ­lan­dı­ğı bir cüm­le­dir. Gi­riş cüm­le­si

ve ken­di­sin­den ön­ce­ki cüm­ley­le dil ve dü­şün­ce ba­kı­mın­dan

il­gi­li­dir. Ken­di­sin­den son­ra bir cüm­le­nin var­lı­ğı­nı ge­rek­li kı­la­cak

bağ­lan­tı öge­le­ri ta­şı­maz.

Örnek YGS / 2015

Bir sanatçının doğal çevresi, elbette içinde yaşadığı­ülkedir.

Onun bu çevreyle içten bağlantılı olmaması düşünülemez kuşkusuz.

Ancak konu, tek başına estetik bir değer taşımadığından,

nereden alınırsa alınsın sanatçının yaratıcı kişiliğiyle kaynaşarak

sanat eserine dönüşür. ----.

Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Dolayısıyla yabancı bir konuyla yerli bir eser vermek her

zaman mümkündür

B) Yani estetik yaratımı besleyen güç, sanatçının bağlı olduğu

gelenektir

C) Başka bir deyişle, eserin belirleyeni yazarın yaşadığı çevredir

D) Kaliteyi elde etmek ancak bu yolla mümkündür

E) Bu bakımdan sanatçının başarılı olması işlediği konuya

bağlıdır

Çözüm

Parçanın ilk iki cümlesi yerliliğe, son cümlesi de “nereden

alınırsa alınsın” ifadesiyle evrenselliğe vurgu yapmaktadır.

Sonuç cümlesi de bu iki vurguyu sentezlemelidir. Buna göre,

parçanın sonuna A seçeneği getirilmelidir.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2013

“Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak okuduğun yazılar

hangisidir?” diye sorsalar hiç düşünmeden “Belli bir şiir kitabı

üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır.” derim. Sorun belki de

bendedir ama bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum.

Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle ilgili şairin

söz konusu kitabındaki dizelerden esinle bir şeyleri duyumsatmaya,

şairin şiir dünyasına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır

bizi. Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya

çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, okurca

önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı, üzerine aldığı işi

gerektiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturulamaz

çoğu zaman ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden

hangisi getirilebilir?

A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren etkenler üzerinde

de durulmalıdır

B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleştirecek açıklamalara

yer verilmelidir

C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan sorunlarla şişirildiği

için ilginçliğini yitirir

D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer verilmesi kitaplara

duyulan ilgiyi azaltmaktadır

E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlamsız ve sıkıcı

bir metin ortaya çıkar

Çözüm

Parçada, edebiyat dergilerinde tanıtım amaçlı yazılan yazıların

sevilmediği, okuru sıktığı anlatılıyor. Bu nedenle parçanın

E seçeneğindeki ifadeyle tamamlanması daha uygun olur.

Doğru Seçenek E

Örnek TYT / 2018

Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen işleri nedeniyle

çocuklarını okulun kapanma saatinden sonra almaya gider.

Böyle zamanlarda okul personelinden bazıları çocuklarla

birlikte beklemek zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara

yol açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebeveynlere

bir yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak bir süre sonra

ailelerin daha çok gecikmeye başladığı görülür. Çünkü aileler

artık cezalarını çektikleri için kendilerini rahat hisseder. Diğer

bir deyişle ----.

I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusundan uzaklaşarak

kendilerini haklı gördükleri bir konuma gelirler

II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranışlarıyla cezalardan

hoşnut olmadıklarını gösterirler

III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı ailelere

değil, okul personeline verdiklerini fark ederler

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden

hangileri getirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

163


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Söz konusu parçada cezanın ebeveynler üzerindeki etkisinden

söz edilmektedir. Parçanın konusu ve boşluktan önceki

cümle göz önünde bulundurulduğunda I numaralı ifadenin parçanın

sonuna getirilebileceği görülür.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2011

Ge­rek ede­bi­yat der­gi­le­rin­de ge­rek­se ga­ze­te­le­rin sa­na­t-e­debi­yat

say­fa­la­r›n­da yer alan söy­le­şi­ler­de, ne­den­se hep ay­n›

ko­nu­lar ko­nu­şu­lu­yor ve bun­dan bir tür­lü vaz­ge­çil­mi­yor. Bir

ya­za­r›n ye­ni bir ro­ma­n› m› ç›k­m›ş, so­ru­su he­men ha­z›r: “Bu

ya­p›­t›­n›­z› ya­zar­ken ne­yi amaç­la­d›­n›z?” ya da “Ya­p›­t›­n›z yaşa­d›k­la­r›­n›z­dan

iz­ler ta­ş›­yor mu?” Ce­vap­lar da üç aşa­ğ› beş

yu­ka­r› ay­n› dü­şün­ce­ler et­ra­f›n­da dö­nü­yor. Pe­ki ne­den bu s›­

n›r­l›­l›k? Ben­ce bu, ya­zar­dan de­ğil, so­ru­yu so­ran­dan kay­nak­lan›­yor.

Çün­kü söy­le­şi­ler­de as›l yön­len­di­ri­ci, so­ru­yu so­ran­d›r. Bu

ne­den­le sa­nat­ç›­n›n dü­şün­ce üre­te­rek sa­na­t›­n› ge­liş­tir­me­sin­de

ve ya­p›t­la­r›­n›n de­ğer­len­di­ril­me­sin­de ona so­ru­la­cak so­ru­la­r›n

önem­li bir pa­y› var­d›r. ----.

Bu par­ça­n›n so­nu­na dü­şün­ce­nin ak›­ş›­na gö­re aşa­ğ›­da­kiler­den

han­gi­si ge­ti­ril­me­li­dir?

A) Bü­tün bun­la­ra ba­ka­rak eleş­ti­rel yak­la­ş›­m›n ne den­li

önem­li ol­du­ğu­nu söy­le­mek hiç de yan­l›ş ol­maz

B) Bu so­run ben­ce te­mel­de bir­bi­ri­ni iz­le­yen ay­n› ni­te­lik­te­ki

du­rum­la­r›n art ar­da s›­ra­lan­ma­s›n­dan do­ğu­yor

C) Han­gi ya­za­ra so­rar­sa­n›z so­run, hep­si ken­di­ne öz­gü yazma

yön­tem­le­ri­nin ol­du­ğu­nu söy­le­ye­cek­tir

D) Üs­te­lik ya­p›­t›n ni­te­li­ği­ni ya­za­r›n do­na­n›­m› be­lir­ler ve

bu­nun üze­ri­ne söy­le­ne­bi­le­cek çok söz var­d›r

E) K›­sa­ca hem eleş­tir­men­le­rin hem de sa­nat­ç›­lar­la söy­le­şi

ya­pan­la­r›n, her dü­zey­den in­sa­n›n il­gi­si­ni çe­ke­cek ni­te­likte

so­ru­lar sor­ma­s› ge­re­ki­yor

Çözüm

Pa­rag­raf­ta, ya­zar­la­ra doğ­ru so­ru so­rul­ma­ma­sın­dan ve sa­nat­ları­nın

doğ­ru e­leş­ti­ril­me­me­sin­den ya­kı­nı­lı­yor. Bu da son cüm­le­de

açık­la­nı­yor. A se­çe­ne­ğin­de de eleş­ti­rel yak­la­şı­mın öne­mi­ne

vur­gu ya­pıl­mak­ta­dır. Pa­rag­ra­fı özet­le­yen, bü­tün­le­yen ifa­de­ler A

se­çe­ne­ğin­de­yer al­mak­ta­dır.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2014

Büyük İskender’in, yastığı altından hiç eksik etmediği iki silah

varmış derler: kılıcı, bir de İlyada. Bilge Aristoteles’in bu ünlü

öğrencisi, o kılıçla çok kesmiş biçmiş ama o kitabı kılıca kırdırmamış

hiçbir zaman. Günümüzdeyse “Neler okursunuz?” türünden

bir soruyu, adı okumaza çıkmasın diye yanıtlayan birçok

kimse arasında, Pekos Bill, Red Kit benzeri şeyler okumaya

bayıldığını söyleyenler bile var. İlyada nere, Red Kit nere diyeceksiniz

ama gene de aradaki yüzyıllar boşa geçmiş sayılmaz.

Kitapları üstünkörü suçlayan, okuyana için için öfke duyanların

bile, “Ben okumam.” demeyi kendilerine yedirememeleri

ilginçtir. ----.

Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Dolayısıyla günümüzün gerçek anlamda çağdaş ve düşünen

insanı, az da olsa okuyan insandır

B) Okumanın tükenmez kaynağından, herkes kendi istediği

kadar pay alır

C) Çağlar boyunca insanoğlu hep kitaplarla düşünegelmiş, kitaplar

aracılığıyla ortaya koymuştur düşüncesini

D) Okumaya dair bütün bu olumlu düşüncelere rağmen ülkemizde

okuma oranının düşük olması da bir başka çelişkidir

E) Arka kapıdan da olsa okumaya bir yerden bulaşmış olmanın

onuru, böylelerine yeter de artar bile

Çözüm

Parçada Büyük İskender örneğinden yola çıkılarak kitap okumanın,

kitaba en uzak kimseler arasında bile saygın bir uğraş

olduğu anlatılmakta, bu kimselerin okudukları çizgi romanları

anlatarak “arka kapıdan da olsa okumaya bulaştıkları” belirtilmektedir.

Örnek YGS / 2017

Doğru Seçenek E

Sevgili arkadaşlarım, öykülerinizde güzel bir cümle bulup sonra

onun sürüklediği yere gitmek gibi bir illet tespit ettim. Öncelikle

şunu söylemek zorundayım: Cümlelerinize âşık olmamalısınız!

Sözlerimi tuhaf bulmayın. Her yazar, bulduğu bir sözcüğe

hatta kurduğu bir cümleye âşık olmaz mı? Olur. Bazen hoştur

bu ama iyi yazar, silkinip kendine gelendir. Haydi diyelim ki

kendinize gelemediniz, o hâlde kaybolacağınızı bilin. Kaybolmayın!

Ha, kaybolmak da bir tercih dediniz. O zaman da keşiflerle

dönün. ----.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre

aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Genç kalemlerin bu yaygın hastalığa tutulması olağan bir

durumdur

B) Zaten edebiyat, daha önce duyulmamış, özgün parçaların

bileşimidir

C) Ulaşmayı hedeflediğiniz eseri sevmek zorunda olduğunuzu

da aklınızdan çıkarmayın

D) Uyandırmak istediğiniz imgeye hizmet edecek şekilde sunun

ayrıntıları

E) Dilin size verdiği gücün büyüsüne kapılıp gitmemeye de

gayret edin

164


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parçada yazarların öykülerinde buldukları güzel bir cümleye

takılıp kalmaması ve yeni ifadeler keşfetmesi gerektiğinden

söz edilmektedir. B seçeneği parçada üzerinde durulanları en

iyi özetlemektedir.

Örnek YGS / 2016

Doğru Seçenek B

Türkiye’nin programlı modernleşme çabalarıyla Türk romanının

ortaya çıkışı eş zamanlı olmuştur. Batı Avrupa’nın doğusundaki

kimi ülkelere ait romancılar gibi Türk romancıları da çoğu

zaman aşağılık duygusuna varan bu gecikmişlik duygusunu,

yakın zamanlarda roman küresel bir yönelime girinceye kadar

üstlerinden atamadılar. ----.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre,

aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ne yazık ki aradan koca bir yüzyıl geçmesine rağmen

Türk romanı beklenen atılımı henüz gerçekleştirememiştir

B) Çağdaş Türk romanının sorunlarını ve içinde bulunduğu

durumu daha iyi anlayabilmek için Tanzimat yıllarına kadar

gitmek gerekmektedir

C) Gecikmişlik hissini uzun süredir üzerinden atamayan Türk

romancısı, çağdaşlarına yetişmiş bir durumda ve Türk romanı,

Batı romanından daha parlak bir vaziyettedir

D) Türk romancıları çağdaş romanın anlatı stratejilerini yeniden

işleyerek dünyaca benimsenen tema ve üsluplarla

çağdaşlarına önceden olduğu gibi yol göstermektedir

E) Böylelikle, Türkiye’de romanın ilk evresindeki bocalama,

bir uygarlığın dönüşüm yaratma çabalarını gösteren bir

sorun olarak değerlendirilebilir

Çözüm

Parçada Türk romancılarının aşağılık duygusunu romanın yakın

zamanda küresel bir yönelime girmesiyle atmaya başladığından

söz edilmektedir. C seçeneği de parçada sözü edilenleri

tamamlar niteliktedir.

Doğru Seçenek C

IV. DÜ­ŞÜN­CE­N‹N AKI­ŞI­NI BO­ZAN

CÜM­LE

Pa­rag­ra­f›n cüm­le­le­ri­nin ge­li­şi­gü­zel bir ara­ya gel­me­di­ği­ni,

cüm­le­ler ara­s›n­da dil ve dü­şün­ce bü­tün­lü­ğünün ol­du­ğu­nu

öğ­ren­dik. An­la­t›­lan olay ve­ya dü­şün­ce gi­riş, ge­liş­me ve so­nuç

cüm­le­le­riy­le, be­lir­li bir s›­ra dâ­hi­lin­de baş­la­yan, de­vam eden

ve bi­ten bir sü­reç için­de ve­ri­lir. Bu dü­ze­nin bo­zul­du­ğu du­rumlar­da

an­la­t›­m›n ak›­ş› da bo­zu­lur. Pa­rag­ra­f›n cüm­le­le­rin­den

her­han­gi bi­ri, ol­ma­s› ge­rek­ti­ği yer­de kul­la­n›l­ma­m›ş, baş­ka bir

ko­nu ile il­gi­li cüm­le pa­rag­raf­ta yer al­m›ş ola­bi­lir.

Bu tip so­ru­la­r›n çö­zü­mün­de pa­rag­ra­f›n ko­nu­su­nu ve cüm­le­ler

ara­s›n­da­ki dil ve dü­şün­ce ba­ğ›­n› göz önün­de bu­lun­dur­mak

ge­re­kir.

Örnek LYS / 2013

(I) Sanatçı, eserini oluştururken gerçeklerden hareket eder.

(II) Çünkü duygu ve düşüncelerinin hepsini, yaşadığı dünyadan

edinmiştir. (III) Aslında sanatçı daha çok yaşamı güzelleştirmek,

değiştirmek isteyenler arasından çıkar. (IV) Ne var

ki sanatçı, gördüklerini olduğu gibi anlatmaz; seçer, büyütür,

değiştirir, istese de istemese de kendi kişiliğini katar onlara.

(V) Gerçekle yetinmez; gerçeği alır, kendi düşleriyle, düşünceleriyle

yoğurur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin

akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Parçanın genelinde, sanatçının eserlerini oluştururken gerçek

ile kendi düşüncelerini, duygularını harmanladığı anlatılmaktadır.

III. cümlede ise sanatçıların nereden ve hangi amaçla

geldiği anlatılmıştır.

Doğru Seçenek C

Örnek TYT / 2019

(I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar

da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken

yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak

uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas

eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin

iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V) Ardından

elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca ilerler

ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir başka

sivri kısmından gökyüzüne dağılır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin

akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

II, III, IV ve V numaralı cümlelerde uçağın yıldırıma maruz

kaldığı konuma ve bunun sonucunda gerçekleşenlere değinilmiştir.

Dolayısıyla bu cümleler anlamca birbirleriyle bütünlük

içindedir. I numaralı cümlede türbülanslardan da söz edilerek

konu dışına çıkıldığından parçanın düşünce akışı bozulmuştur.

Doğru Seçenek A

165


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2011

(I) Ço­cuk­lar şi­i­re pek il­gi duy­maz; on­lar, me­tin­ler­de ge­çen

söz­cük­le­rin ve yan­s›t­t›k­la­r› an­la­m›n bü­yü­sün­den çok, an­lat›­lan­la­ra

odak­la­n›r. (II) Ço­cuk şi­i­ri de­nen bir tü­rün var­l›­ğ›­n›

hep sor­gu­la­m›­ş›m­d›r. (II­I) Çün­kü “olay” on­lar için ne­re­dey­se

her şey­dir. (IV) Ni­te­kim, ço­cuk­lar için ya­z›l­m›ş iyi şi­ir­le­ri bu­lup

ge­tir­me­me, oku­tup ez­ber­let­me­me kar­ş›n, be­nim k›­z›m da bu

şi­ir­ler­de ola­y› ara­d›­ğ›n­dan iyi bir şi­ir oku­ru ola­ma­d› he­nüz.

(V) Bu da bi­ze, Bor­ges’in de de­di­ği gi­bi, şi­i­rin öğ­re­ti­le­me­ye­cek

ama du­yum­sa­t›­la­bi­le­cek bir tür ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor.

Bu par­ça­da­ki nu­ma­ra­lan­m›ş cüm­le­ler­den han­gi­si dü­şünce­nin

ak›­ş›­n› boz­mak­ta­d›r?

A) I. B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

I, II­I, IV ve V. cüm­le­le­rin öz­ne­le­ri ço­cuk­lar­dır. Bu cüm­le­lerde

ço­cuk­la­rın dü­şün­ce­le­rin­den bah­se­di­li­yor. B se­çe­ne­ğin­de

ço­cuk­lar­dan bah­se­dil­mi­yor. Öz­ne an­la­tı­cı­dır. II. cüm­le dü­şünce­nin

akı­şı­nı boz­mak­ta­dır.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2017

(I) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; yazarının

zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. (II) Yazarın ilk çabalarıyla

ortaya çıkan, en fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar,

göstermeye dayalı eserini adım adım geliştirerek ona son biçimini

verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu

sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin

akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Parçanın I, II, III ve V numaralı cümlelerinde bir oyunun ya da

senaryonun yaratılış sürecinden söz edilmektedir. Onun için

bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturur. IV numaralı cümlede

en ilkel kurgunun bile bir birikimin ürünü olduğundan söz edilerek

konu dışına çıkıldığından düşüncenin akışı bozulmuştur.

Doğru Seçenek D

V. MET­N‹N İKİ PA­RAG­RA­FA

BÖ­LÜN­ME­S‹

Örnek YGS / 2016

(I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir salgın hastalık

tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. (II) Karantina,

İtalyancadan alınmış ve “kırk, kırklık, kırktan ibaret” anlamına

gelen bir sözcük. (III) Salgın hastalık tehlikesine karşı

İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840’ta İzmir’de

kurulmuş. (IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu

sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış.

(V) 1846’da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki yerde bir

karantina binası inşa edilmiş ve o günden sonra semtin adı Karantina

olarak kayıtlara geçmiş. (VI) 1863’te Karantina İdaresi

Urla’ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu ismin kullanımı

günümüze kadar devam etmiş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin

akışını bozmaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

Parçanın I, III, IV, V ve VI numaralı cümlelerinde salgın hastalıklara

karşı kurulan karantina idarelerinden söz edilmektedir.

Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturmaktadır. II numaralı

cümlede “karantina” sözcüğünün anlamından söz edilerek

konu dışına çıkıldığından anlatımın akışı bozulmuştur.

Doğru Seçenek A

Pa­rag­raf­ta ele al›­nan ko­nu fark­l›­laş­t›­ğ›n­da ya da ay­n› ko­nu

fark­l› ba­k›ş aç›­s›y­la ele al›n­d›­ğ›n­da ikin­ci pa­rag­ra­fa geç­mek

ge­re­kir.

Bu ko­nu, ak›­ş› bo­zan cüm­le ko­nu­suy­la ka­r›ş­t›­r›l­ma­ma­l›­d›r.

Ak›­ş› bo­zan cüm­le­den son­ra pa­rag­raf da­ha ön­ce kal­d›­ğ› ko­nudan

de­vam eder. Pa­rag­ra­f›n iki­ye bö­lün­me­si ko­nu­su ise ay­n›

ko­nu­nun fark­l› bo­yut­la­r›­n›n ya da ta­ma­men fark­l› iki ko­nu­nun

ay­n› pa­rag­raf­ta an­la­t›l­ma­s›y­la or­ta­ya ç›­kan bir bo­zuk­luk­tur.

Örnek YGS / 2011

(I) Edi­tör, bir ya­y›­ne­vi­nin ol­maz­sa ol­maz­la­r›n­dan­d›r. (II) Ya-­

y›m­la­na­cak bir ya­p›­t› dü­zen­le­mek, ya­y›­ma ha­z›r­la­mak ve

ya­y›m­la­mak gi­bi bir­çok işi ve iş­le­vi var. (II­I) Ya­za­r›n ve eseri­nin

se­çil­me­sin­den, na­s›l ya­y›m­la­na­ca­ğ›­na de­ğin ya­y›m­la­ma

işi­nin bü­tün aşa­ma­la­r›­n› kap­sa­yan zor­lu bir iş­tir bu. (IV) Gü­nümüz­de

edi­tör­lük, ya­y›n­c›­l›k ala­n›n­da ku­rum­sal­la­şa­ma­m›ş

iş­ler­den. (V) Ya­zar­la­r›n ço­ğu, edi­tö­rün yap­t›­ğ› işi kü­çüm­se­yip

onu yal­n›z­ca bir dü­zelt­men ola­rak al­g›­l›­yor. (VI) Bu yüz­den de

edi­tör­lü­ğü böy­le al­g›­la­yan bir­çok ya­za­r›n ya­y›m­la­nan ki­tap­lar›n­da

yan­l›ş­lar­dan ge­çil­mi­yor.

Bu par­ça iki pa­rag­ra­fa ay­r›l­mak is­ten­se ikin­ci pa­rag­raf

han­gi cüm­ley­le baş­lar?

A) II. B) II­I. C) IV. D) V. E) VI.

166


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Pa­rag­ra­fın ilk cüm­le­sin­de edi­tör ve edi­tör­lük hak­kın­da bil­gi

ve­ril­mek­te­dir. Dör­dün­cü cüm­le­den iti­ba­ren günü­müz­de editör­lü­ğün

ne du­rum­da ol­du­ğu ile il­gi­li bil­gi ve­ril­mek­te­dir. İkin­ci

pa­rag­raf IV. cüm­le ile baş­la­ma­lı­dır.

Örnek TYT / 2019

Doğru Seçenek C

(I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu

adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğuşunda

oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in

iktisadi zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ

ilgiyle takip edilmektedir. (III) Siyaset alanında Weber, çağdaş

siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik,

otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset

arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın

meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya

çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üzerinde

egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı

olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabilmektedir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış

cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II­ B) II­I C) IV D) V E) VI

Çözüm

I ve II numaralı cümlelerde Weber’in bir eserinden söz edilmektedir.

III. cümleden itibaren ise Weber’in siyaset alanındaki

çalışmalarından söz edilmektedir. Konu akışı III. cümleyle birlikte

değiştiğinden ikinci paragraf III. cümleyle başlar.

Örnek YGS / 2013

Doğru Seçenek B

(I) İngiliz şairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesini ayrı ayrı

inceleyerek sözlük okurmuş. (II) Sözlükte öğütler, eğlendirici

şeyler de bulurmuş. (III) Hatta bu çalışmaya romantik bir yön

de katar, ay ışığında oturup bir bir çevirirmiş sözlüğün sayfalarını.

(IV) Bizde sözlükler, kütüphanelerin en kuytu köşelerinde

uyuklayarak ömür tüketir. (V) Günler ve geceler boyu

“Bilinmeyen bir kelime çıksın da hatırlanalım.” diye dua ederler

âdeta. (VI) Sözlüklerin bu uzun ve sessiz bekleyişleri iki kapak

arasında geçer.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

I, II ve III numaralı cümlelerde İngiliz şairi Browing’in sözlükleri

nasıl okuduğundan söz edilmiştir. IV numaralı cümleden itibaren

ise bizdeki sözlüklerin ne durumda olduğu anlatılmıştır. Bu

nedenle IV numaralı cümleden itibaren ikinci paragraf başlar.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2016

(I) Hikâye etme ve masal anlatma, Doğu kültüründe önemli

bir yere sahiptir. (II) Yakın Doğu ve Orta Doğu ülkelerinin halk

edebiyatları; efsane, hikâye ve masallarının çokluğuyla bunu

ispatlar. (III) Bunların derlenmesiyle oluşturulmuş kitaplar da

birçok ailenin kütüphanesinde bulunur. (IV) Olağanüstü ögelerin,

hikâyelerde önemli bir yer tuttuğu inkâr edilemez. (V) Ama

Türkler, Orta Asya bozkırlarında yaşadıklarını hikâye, masal ve

efsane olarak İslam dünyasına taşımıştır. (VI) İşte bu nedenle

Türk edebiyatında hikâyenin, başlangıçtan itibaren daha “gerçekçi”

bir söyleyiş kazandığı görülür.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm

I, II ve III numaralı cümlelerde hikâye etme ve masal anlatmanın

Doğu kültüründeki yerinden söz edilmiştir. IV numaralı

cümlede ise olağanüstü ögelerin hikâyelerdeki önemine değinilerek

farklı bir konuya geçilmiştir. Buna göre ikinci paragraf

IV. cümleyle başlar.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2017

(I) Türkiye’nin konut mimarisine yönelik farkındalığı 1970’lerde

kurumsallaşmaya başladı. (II) 1973 yılında çıkarılan Eski Eserler

Kanunu ile cami, kervansaray, hamam gibi yapıların yanı sıra

yöresel konutlar ve kentsel sit alanları da koruma altına alındı.

(III) Ardından 1976 yılında, eski evlerin korunması için Türkiye

Tarihî Evleri Koruma Derneği kuruldu. (IV) Derneğin amacı,

tarihî evlerin ortak bir kültürel mirasın parçası olduğunu halka

göstermekti. (V) Evlerin bakımına katkı sağlamak adına ev

sahiplerine yardımda bulunmak da derneğin öncelikleri arasındaydı.

(VI) Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği için son derece

anlamlı bir logo tasarlandı. (VII) Osmanlı Dönemine ait tipik

ahşap bir evin kolonlarla desteklenmiş üst katının silüeti logoda

yer almaktaydı.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

Çözüm

Parçanın I, II, III, IV ve V numaralı cümlelerinde Türkiye’nin

konut mimarisine yönelik farkındalığından söz edilmektedir.

VI. cümlede ise Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği için bir

logo tasarlandığından söz edilerek farklı bir konuya geçildiğinden

ikinci paragraf VI. cümleyle başlar.

Doğru Seçenek E

167


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2017

(I) Egzistansiyalizm bir felsefe sistemidir. (II) Alman filozofu Heidegger

tarafından ortaya atılmış, İkinci Dünya Savaşı yıllarında

Fransız düşünürü ve romancısı Sartre’ın benimsemesi ve

edebiyata uygulamasıyla bütün dünyaya yayılmıştır. (III) Egzistansiyalist

eserlerde standart karakterler yoktur, durumlarla karşı

karşıya kalmış insanlar vardır. (IV) Karar verme özgürlüğüne

sahip olan bu insanlar, karşılaştıkları durumlarda yaptıkları işlerle

kendi özlerini yaratırlar. (V) Egzistansiyalist eserlerdeki insanların

belirli davranış biçimleri olmadığı için yapacakları işler

önceden kestirilemez. (VI) Bu bakımdan roman örgüsü, okurların

merakını sürekli uyanık tutacak şekilde düzenlenir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

Çözüm

Parçanın I ve II numaralı cümlelerinde egzistansiyalizmin ne

olduğundan ve nasıl yayıldığından söz edilmektedir. III numaralı

cümlede ise egzistansiyalist eserlerin özelliklerinden söz

edilerek farklı bir konuya geçilmiştir. Onun için ikinci paragraf

III. cümleyle başlar.

VI. PARAGRAFTA KONU,

ANA DÜŞÜNCE, YARDIMCI

DÜŞÜNCELER, BAŞLIK

1. Konu

Doğru Seçenek B

Pa­rag­raf­ta üze­rin­de du­ru­lan, hak­k›n­da söz söy­le­nen duy­gu,

dü­şün­ce, olay, ki­şi, kav­ram, nes­ne vb.dir. Ko­nu, ko­nu mad­desi

ve ba­k›ş aç›­s› bir­lik­te de­ğer­len­di­ri­le­rek el­de edi­lir.

Ge­nel­lik­le pa­rag­ra­f›n gi­riş cüm­le­si, ko­nu cüm­le­si ola­rak ad­land›­r›­l›r.

Do­la­y›­s›y­la ilk cüm­le­den pa­rag­ra­f›n ko­nu­su­na da ula­ş›­

la­bi­lir. ‹lk cüm­le­de­ki ko­nu ile pa­rag­ra­f›n ko­nu­su ay­n›­d›r.

Pa­rag­ra­f›n ko­nu­su ile il­gi­li so­ru tip­le­ri şunlardır:

• Pa­rag­ra­f›n ko­nu­su aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

• Pa­rag­raf­ta aşa­ğ›­da­ki­le­rin han­gi­sin­den ya­k›­n›l­mak­ta­d›r?

• Pa­rag­raf­ta aşa­ğ›­da­ki­le­rin han­gi­sin­den bah­se­dil­mek­te­dir?

• Pa­rag­raf­ta ele al›­nan konu aşa­ğ›­da­ki­le­rden han­gi­si­dir?

• Pa­rag­raf­ta üze­rin­de du­ru­lan konu aşa­ğ›­da­ki­le­rden hangi­si­dir?

• Bu paragraf hangi soruya verilmiş bir yanıttır?

Ay­r›­ca, pa­rag­raf­ta bi­çim özel­lik­le­ri ko­nu­sun­da gö­re­ce­ği­miz

so­ru tip­le­ri de ko­nu­nun be­lir­len­me­si ile çö­zü­le­bi­le­cek so­rular­d›r.

Eğer so ru “Pa rag raf ta ‘ne’ an la tı lı yor?” şek lin de ise pa­rag­ra­fın

ko­nu­su, “Pa rag raf ta ne an la tıl mak is ten miş tir?” biçiminde ise

pa­rag­ra­fın ana dü­şün­ce­si so ru lu yor dur.

Bilgi Notu

Yanıt paragrafları ve paragrafta başlık ile ilgili sorular da paragrafın

konusuyla ilgilidir:

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş

olabilir?

Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

Örnek

Torosların yamacından başlayıp zirvesine dik uzanan bir

yayladır Tekir Yaylası. Bu yaylanın evleri yaylaya özgü özellikler

taşır. Hemen hepsinin çatıları yüksektir ve çatılarda

kiremit yerine metal levhalar kullanılmıştır. Amaç, karın çatıdan

kayarak inmesi, eve ağırlık vermemesidir. Evler iki katlıdır.

Birçoğunun altı odunluk veya garajdır. Odunluk mis gibi çam

kokar, reçine kokar. Evlerin bahçelerini taş duvarlar değil, çam

ağacının çite dönüşmüş biçimleri çevirir. Bu da insanın doğadan

kopmak istememesinin nedenidir.

Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toros yaylaları

B) Toros yakınlarındaki yaşam

C) Tekir Yaylası’ndaki evler

D) Tekir Yaylası’ndaki yaşam

E) İnsan ve doğa

Çözüm

Paragrafa Tekir Yaylası’ndaki evler anlatılarak başlanmıştır.

Yazar, yayladaki evleri türlü özellikleriyle anlatmıştır. “Yazar

neden bahsediyor?” sorusu sorulduğunda “Tekir Yaylası’ndaki

evlerden” yanıtı alınır.

Örnek YGS / 2010

Doğru Seçenek C

Okuduğum kitaplardan birinde, “Yayımlanan ilk yazı bir bilettir,

bir yolculuğa çıktığınızı söyler.” deniyordu. Ben de onlardanım,

bir kez çıktım yola; durmayı, bırakmayı, durakların birinde

inmeyi, vazgeçmeyi, geri dönmeyi hiç düşünmedim. Biletin

hakkını vermek ve onu yolun sonuna kadar kullanmak istedim.

Yolun buraya kadar olan bölümünde işlerin fena gitmediğini

düşünüyorum. Yol beni haksız çıkarmadı, sanırım ben de

onun saygınlığını korudum, hakkını ödedim.

Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerin

hangisi söylenebilir?

A) Herkesin anlayabileceği düzeyde yapıtlar ortaya koyduğu

B) Yapıtlarının odağına kendini yerleştirdiği

C) Yapıtlarını gözlem gücüyle biçimlendirdiği

D) Anlatımda yeni yöntemler denediği

E) Kararlılıkla nitelikli yapıtlar ortaya koyduğu

168


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Yazarın “... bir kez çıktım yola; … dönmeyi hiç düşünmedim.”,

“Biletin hakkını vermek… istedim.” biçimindeki düşünceleri ve

yazıyı “... onun saygınlığını korudum, hakkını ödedim.” biçiminde

sonuçlandırması E’deki düşünceyi verir.

Örnek YGS / 2013

Doğru Seçenek E

Gombrich, “Sanat ve Bilim” başlıklı incelemesinde, sürekli

soru sormayı ve sordurmayı bilimsel tutumun doğal bir gereği

sayar. Soru sorulmadan yapılan sanat eğitiminin, kendini yinelemeye

yol açabileceğinden söz eder. Ünlü sanat kuramcısına

göre, sanat alanındaki bilimsel çalışmalar, yapılmışı yineleyerek

değil, sanata özgü olan bir tür serüven ruhundan, “bilinmeze

adım atabilme ruhundan” kendine yeni besin kaynakları

bulabilir. Buna karşılık sanatçıya da sanatta cesaretin her şey

demek olmadığını ancak eleştirel bir tutuma eşlik eden cesaretin

kişiyi gerçek başarıya götürebileceğini öğretebilir.

Bu parçada, sanat alanındaki bilimsel çalışmalarda aşağıdakilerden

hangisi önerilmektedir?

A) Yenilikler ortaya koymak ve irdeleyerek çalışmak

B) Daha önceki bilimsel araştırmaları rehber edinmek

C) Sanatçının, ileriye yönelik girişimlerini desteklemek

D) Sıra dışı konularda yazılmış eserlere gereken değeri

vermek

E) İyi eserle yetersiz eserin farkını tarafsız biçimde ortaya

koymak

Çözüm

Parçanın genelinde, Gombrich’in sözünden de yararlanılarak

sanatla ilgili çalışmalarda yenilikler ortaya koymak ve

irdeleyerek çalışmak önerilmiştir. Bu nedenle doğru cevap A

seçeneğindeki ifadedir.

Ko­nu­nun Sınırlandırılması

Doğru Seçenek A

Ko­nu­nun han­gi aç›­dan ele al›n­d›­ğ›­n›, ko­nu­nun han­gi yö­nü­nün

in­ce­len­di­ği­ni gös­te­rir. Ya­z›­l› an­la­t›­m›n ba­şa­r›­l› ola­bil­me­si için

ön­ce ko­nu­nun sap­tan­ma­s›, sınırlarının belirlenmesi ge­re­kir.

ÖRNEK

Türkiye’yi anlatan bir paragraf yazmayı düşünelim. Bunun için

konu sınırlaması yapmak paragrafın bütünlüğü için yararlı

olacaktır.

I. Türkiye’nin coğrafi konumu

II.

Türkiye’nin kültürel yapısı

III. Türkiye’nin tarihi

IV. Türkiye’nin bölgeleri

V. Türkiye’nin kaynakları

VI. Türkiye ve Türkiye’deki eğitim sistemi

Örnek YGS / 2012

Umberto Eco’nun Genç Bir Romancının İtirafları adlı deneme

kitabı yayımlandı. “Genç romancı” nitelemesini kendisi

için kullanıyordu Eco. İlk romanı Gülün Adı yayımlandığında

50’sine bastığı düşünülürse edebiyat ölçeğinden bakıldığında

yaşı 30’larda olmalıydı. Jose Saramago’nun yeni yayımlanan

Kabil’i üzerine yazarken Eco’nun bu muzip kitabı geldi aklıma.

Eco’nun ironisinden hareketle, yazar olarak tanınmasını

1988’de 66 yaşındayken yayımlanan Baltasar ve Blimunda’ya

borçlu olan Saramago da genç sayılabilirdi. 20. yy. edebiyatının

bu iki büyük yazarı arasındaki benzerlik yalnızca “gençliklerinden”

kaynaklanmıyor; resmî gerçekleri sorgulayan yapıtlarındaki

düş gücü, derinlik ve ironi de birleştiriyor onları.

Bu parçada sözü edilen iki yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Alaycı ve yergiye dayanan bir tutum izlemişlerdir.

B) Yüzeysel anlatımdan kaçınmışlardır.

C) Yaşananları eleştirel bir yaklaşımla ele almışlardır.

D) Yazarlığa başlayışları yönünden birbirlerini andıran yanları

vardır.

E) Kendilerinden öncekilerin izlerini sürmüşlerdir.

Çözüm

Parçada, “…iki büyük yazarı arasındaki benzerlik yalnızca

‘gençliklerinden’ kaynaklanmıyor…” sözünden D seçeneği;

“derinlik” ve “ironi” sözcüklerinden A ve B seçenekleri; “resmî

gerçekleri sorgulayan” sözünden de C seçeneği çıkarılabilir.

Parçada E seçeneği ile ilgili bir ifade yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2013

Bir yanda, insanların yalnızca hırslarıyla büyüyebildiği, kişisel

reklam ve promosyon yöntemini benimsememişse görünmez

olduğu, içindekini saklayarak hayatta kaldığı bir dünya… Öbür

yanda, her şeyi bir milyona (şimdiki bir TL) satan “bir milyoncu”

gibi hepimizin gününü kolaylaştıran, kalıcı olmasa bile her

gün bir yenisinin edinilebileceğine dair umut doğuran, küçük

sevinçlere kaynaklık eden bir öykücü dükkânı… Yazar böyle

bir tablo çizmiş. Aslında öykücülük de bir tür “bir milyonculuk”

değil mi zaten: Çok satışlı, az kârlı, küçük dertlere çare…

Bu parçada, sözü edilen yazarın değindiği konular arasında

aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bazı tutkulara aşırı ölçüde bağlanarak değer ve önem kazanmaya

çalışma

B) Özel tanıtım yöntemleriyle ön plana çıkmaya çabalama

C) Kendi gerçeklerini ortaya dökmekten kaçınarak yaşamda

bir yer edinme

D) İnsanlarda gelecekte güzel şeyler olacağı duygusu uyandırma

E) Olumsuz koşullar içinde yaşayabilmenin kişiyi güçlendireceğine

inanma

169


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

“...insanların yalnızca hırslarıyla büyüyebildiği…” cümlesiyle

A’ya; “... promosyon yöntemini…” ifadesiyle “B”ye; “... içindekini

saklayarak hayatta kaldığı bir dünya…” cümlesiyle C’ye;

“... umut doğuran…” cümlesiyle D’ye ulaşılır yani bunlar yazarın

değindiği konulardır.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2010

Ön­ce ken­di­le­ri­ne be­ğen­dir­me­ye ça­l›­ş›r­lar şi­ir­le­ri­ni. Se­çi­cidir­ler.

Bir şi­ir üze­rin­de haf­ta­lar­ca, ay­lar­ca uğ­raş­t›k­la­r› olur.

Yet­kin­lik mi­dir bu? San­m›­yo­rum, ti­tiz­lik di­ye­ce­ğim ben, şi­ir

di­li­ni ge­re­ğin­ce ça­pak­s›z kul­lan­ma ti­tiz­li­ği. Şi­i­rin boş­luk­lar­da,

sus­ma­lar­da, ek­silt­me­ler­de ol­du­ğu­nu bi­len, has bir şa­ir tav­r›.

Vit­rin­de ol­ma­n›n her şey­den önem­li ol­du­ğu gü­nü­müz­de hâ­lâ

var m›­d›r böy­le ad›­n› s›k s›k du­yur­mak­tan, or­ta­l›k­ta gö­rün­mekten

ka­ç›­nan şa­ir­ler? Ney­se ki var!

Bu par­ça­da sö­zü edi­len şa­ir­ler aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­siy­le

ni­te­len­di­ri­le­mez?

A) Ve­rim­siz ola­rak ta­n›­nan

B) Çok dik­kat­li ve özen­li ça­l›­şan

C) Ger­çek şi­i­rin ne ol­du­ğu­nu bi­len

D) Ge­ri plan­da kal­ma­y› yeğ­le­yen

E) Zor be­ğe­nen

Çözüm

Par­ça­y› dik­kat­le oku­du­ğu­muz­da sö­zü edi­len şa­ir­le­rin dik­kat­li

ve özen­li ça­l›­şan, ger­çek şi­i­rin ne ol­du­ğu­nu bi­len, ge­ri plan­da

kal­ma­y› yeğ­le­yen, zor be­ğe­nen ki­şi­ler ol­duk­la­r›­n› ç›­ka­r›­r›z

fa­kat ve­rim­siz ola­rak ta­n›n­ma­la­r› gi­bi bir özel­lik­le­ri yok­tur.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2011

Mo­da­yı sev­mem. Ör­ne­ğin her­ke­sin ay­nı an­da, ay­nı şey­le­ri

giy­me­si, ba­na ne­den­se ters ge­lir. Be­nim pus­lu, göz­ler­den

uzak ve rek­la­mı çok ya­pıl­ma­mış olan ho­şu­ma gi­der her

za­man. Çün­kü yön­len­di­ril­me­yi de­ğil, öz­gür­ce keş­fet­me­yi

se­ve­rim. Bi­lin­çal­tı­ma bas­kı ya­pıl­ma­sı­nı is­te­mem.

Bu söz­ler aşa­ğı­da­ki so­ru­lar­dan han­gi­si­ne kar­şı­lık ola­rak

söy­len­miş ola­bi­lir?

A) Popüler edebiyat ürünleri arasında romanın yeri nedir?

B) Yayımlandığında uzun süre gündemden düşmeyen bu

romanı neden bu kadar geç okudunuz?

C) Okurlarınız, romanlarınızdaki fantastik dokuyu nasıl karşılıyor?

D) Bir romanın üst üste baskı yapması, değerli olduğunu

gösterir mi?

E) Anlatt›klar›n›z› niçin kendi çocukluğunuzla s›n›rland›r›-

yorsunuz?

Çözüm

Pa­rag­raf­ta­ki açık­la­ma ve ve­ri­len ör­nek, ya­za­rın mo­da olan,

rek­la­mı çok ya­pı­lan ro­man­la­ra ni­çin rağ­bet gös­ter­me­di­ği­ni

an­lat­mak için­dir. Pa­rag­ra­fın, B se­çe­ne­ğin­de so­ru­lan “Ya­yımlan­dı­ğın­da

uzun sü­re gün­dem­den düş­me­yen (ya­ni mo­da olan)

bu ro­ma­nı ne­den bu ka­dar geç oku­du­nuz?” so­ru­su­na kar­şı­lık

ol­du­ğu ko­lay­ca bu­lu­na­bi­lir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2011

Ya­yı­nev­le­ri­nin ter­ci­hi her za­man ro­man­dan ya­na ol­muş­tur.

Yal­nız biz­de de­ğil, dün­ya­da da böy­le. Öy­kü ise da­ha çok

der­gi­ler­de var­lık­la­rı­nı sür­dü­rü­yor. Öy­kü ki­ta­bı ya­yım­la­mak­ta

di­re­nen genç ye­te­nek­le­re ola­nak sağ­la­yan ya­yı­nev­le­ri -ney­se

ki- var. Şu da bir ger­çek ki beş al­tı yıl­dır du­ra­ğan bir or­tam­da

ken­di­ni yi­ne­li­yor öy­kü ama ye­ni­le­ye­mi­yor. Bu ne­rey­e ka­dar

sü­rer, kes­tir­mek güç; ar­dın­dan bir yük­se­li­şin, bel­ki de sıç­rama­nın

ya­şa­na­ca­ğı ke­sin.

Bu söz­ler aşa­ğ›­da­ki so­ru­lar­dan han­gi­si­ne kar­şı­lık ola­rak

söy­len­miş ola­bi­lir?

A) Öy­kü­cü­le­rin so­yut ko­nu­la­ra ağır­lık ve­ri­şi­ni ne­ye bağ­lı­yorsu­nuz?

B) Ya­yı­nev­le­ri öy­kü se­çi­min­de ­han­gi öl­çüt­le­re bağ­lı ka­lı­yor?

C) Genç ya­zar­la­rı öy­kü yaz­ma­ya yön­len­dir­mek için ne­ler

ya­pı­la­bi­lir?

D) Türk ede­bi­ya­tın­da ro­ma­nın yük­se­li­şi kar­şı­sın­da öy­kü­nün

ko­nu­mu­nu na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?

E) Ro­man tü­rün­de­ki ka­lıp­laş­ma­ya gi­diş ko­nu­sun­da ne dü­şünü­yor­su­nuz?

Çözüm

Pa­rag­ra­fın ilk üç cüm­le­sin­de ro­man­la öy­kü kar­şı­laş­tı­rıl­mak­ta,

ya­yı­nev­le­ri­nin ro­ma­nı ter­cih et­ti­ği be­lir­til­mek­te­dir. Öy­kü­le­rin

ise der­gi­le­rde var­lı­ğı­nı sür­dür­dü­ğü an­la­tıl­mak­ta­dır. Böy­le bir

açık­la­ma, ro­man kar­şı­sın­da öy­kü­nün ne du­rum­da ol­du­ğu

so­ru­su­nun ce­va­bı­dır. Ay­rı­ca A, B, C ve E se­çe­nek­le­rin­de

sa­de­ce öy­kü ya da ro­ma­na dö­nük bir so­ru var­dır. D se­çe­neğin­de

ise pa­rag­raf­ta ol­du­ğu gi­bi ro­man­la öy­kü­nün kar­şı­laş­tırıl­dı­ğı­nı

gö­rü­yo­ruz.

Doğru Seçenek D

170


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2012

Neyi, neden yazacağımız sorusu ilk adımdır. Konu bulmada

işaretleri değerlendirmek, koku alabilmek ve iz sürebilmek

önemlidir. Merak, içgörü, zengin bir düş gücü de temel ögelerdir.

Yazar uyanıkken düş gören insandır. Yazacağımız romanı

nasıl, hangi dil ve yapı içinde anlatacağımıza karar vermeli,

uzun süre kafamızda taşımalı ve olgunlaştırmalıyız. Bunun

için de ben bir romanın kapısını çalarken kendime şu soruyu

sorarım: Ne anlatmak istiyorum? Soruyu bir cümleyle yanıtlayamıyorsam

kafam henüz karışık demektir. Beklerim. Bu

arada neyi anlatmak istediğim netleşirken nasıl anlatacağım

üzerinde düşünürüm. Yine de niyetlerimin nesnellik kazanarak

bir biçim alması için hemen her zaman sayısız giriş denemesi

yapmışımdır.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Bir yazıda bulunmasını zorunlu saydıklarınız nelerdir?

B) Yapıtlarınız genellikle nasıl bir çalışmadan sonra ortaya

çıkar?

C) Yapıtlarınızda hangi türden sonuçları yeğlersiniz?

D) Roman yazanlara neleri önerirsiniz?

E) Yazmaya başlarken çıkış noktanız nedir?

Çözüm

Parçada geçen “Merak, içgörü, zengin bir düş gücü temel

ögelerdir.” cümlesi A seçeneğinin, “Yazacağımız romanı nasıl,

hangi dil ve yapı içinde anlatacağımıza karar vermeli...”

cümlesi D seçeneğinin, “Neyi, neden yazacağımız sorusu ilk

adımdır.” cümlesi E seçeneğinin cevabıdır. Parça genelinde B

seçeneğine cevap vardır. Ancak C seçeneğinin cevabı yoktur.

Doğru Seçenek C

Çözüm

Parçada Ahmet Telli’nin duygu dünyasına değinilmiştir. Parçada

geçen “…kalbiyle yazar…”, “…yazdıkları kalbe ulaşır.”,

“…Telli’nin kalp coğrafyasının büyüklüğü…” ifadeleri buna dayanmaktır.

Doğru Seçenek A

2. Ana Fikir (Ana Düşünce)

Pa­rag­raf­ta ele alı­nan ko­nu ile il­gi­li asıl söy­len­mek is­te­nen

dü­şün­ce­dir. Kı­sa­ca, ya­zı­nın ya­zı­lış ama­cı ola­rak de­ğer­lendi­ri­le­bi­lir.

Ya­zı­nın dü­şün­ce ya­pı­sı, bu ana düşünce üze­rin­de

ku­ru­lur; di­ğer bü­tün dü­şün­ce­ler ana düşünce­ye bağ­lı, onu

des­tek­le­yen dü­şün­ce­ler­dir. Bütün yardımcı düşünceler ana

düşünceye ulaşmada basamaktır.

Ana­Dü­şün­ce Cüm­le­si­nin Ni­te­lik­le­ri

• Ke­sin bir yar­g› bil­di­rir (Cümle hâlinde olmalıdır.).

• Aç›k, öz­lü ve ya­l›n­d›r.

• Be­lir­li anah­tar söz­cük­ler ta­ş›r.

• Ge­liş­me­ye, tar­t›ş­ma­ya, kar­ş›­laş­t›r­ma­ya uy­gun­dur.

• An­la­t›­lan­la­r› bün­ye­sin­de ta­ş›­ma özel­li­ği­ne sa­hip­tir.

• Genelde ilk veya son cümlede verilir.

Pa rag raf so ru la rı an la ma, kav ra ma ve yo rum la ma ya da ya lı

ol du ğu için özel lik le ana dü şün ce so ru la rı nı çö zer ken pa rag raf

dik kat le okun ma lı, an lam ca ağır lık ta şı yan cüm le le rin al tı çi zilme

li dir. Pa rag raf iyi ce kav ran dık tan son ra pa rag ra fın an lat ma yı

amaç la dı ğı dü şün ce sap tan ma lı, sap ta ma ya pıl ma dan se çe nekle

re ge çil meme li dir.

Örnek YGS / 2015

Örnek YGS / 2017

“Kalbim Unut Bu Şiiri” diye yazarken bile “Kalbim Unutma

Bu Şiiri” diyen bir ses duyulur sözcüklerin arasından. Neşet

Ertaş’ın “Kalpten kalbe bir yol vardır, görünmez.” dediği gibi...

Ahmet Telli, kalbiyle yazar, kalbe yazar ve yazdıkları kalbe ulaşır.

Gönül adamı dedikleri türden bir genişlik değildir bu. Tüm

yaşadıklarına ve acılara rağmen hüzünle gülümseyen bir şiirin,

düşünceyi ihmal etmeden genişlemesi, soluk almasıdır, sözünü

ettiğim. Bu, olsa olsa Telli’nin kalp coğrafyasının büyüklüğü

ve enginliğinden kaynaklanır.

Bu parçada Ahmet Telli’yle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine

değinilmiştir?

A) Duygu dünyasına B) Sözcük evrenine

C) Yenilikçi tavrına­ ­ D) Şiirinin kurgusuna

E) Sanatsal tutumuna

Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları önemser şair,

ayıklamak değil çoğaltmak ister dizelerini: “Biraz daha yazmalıyım…

Daha, daha…” diye düşünür. Sanır ki ne kadar çok yazarsa

o kadar ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiirini önemserken

kendini önemsemektedir aslında: Bütün güzel dizeleri

o yazmıştır! Oysa yaşlandıkça yazdıklarını daha fazla irdeleyip

onlar­üzerinde daha çok düşünür.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimliğe bürünür.

B) Şairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapamazlar.

C) Şairi şiir yazmaya iten asıl neden kendini benimsetme

düşüncesidir.

D) Gençlik döneminde yazılan şiirlerin kalıcılık oranı yüksektir.

E) Şairlerin okur kitleleri dönemsel olarak değişmektedir.

171


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parça, şairlerin olgunluktaki titizliğini, gençlikteki tam tersi durumları

üzerinden anlatmaktadır.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2011

Çözüm

Parçada yazar, sinemanın tekniği üzerinde durmuş. A’da da

romandaki biçim üzerinde durulmuş. Her ikisinde de biçimsel,

teknik özellikler vurgulanmıştır.

Doğru Seçenek A

Don Ki­şot ve Don Ki­şot­luk üs­tü­ne şim­di­ye de­ğin cilt­ler do­lu­su

ya­zı ya­zıl­dı ve hâ­lâ ya­zı­lı­yor. Ün­lü bir fi­lo­zof, “İn­san bu ya­pıtı

ha­ya­tın­da üç kez oku­ma­lı­dır: Duy­gu­la­rın he­men ko­lay­lık­la

ha­re­ke­te geç­ti­ği genç­lik­te, man­tı­ğın ege­men ol­ma­ya baş­ladı­ğı

or­ta yaş­ta, her şe­ye fel­se­fe açı­sın­dan ba­kıl­dı­ğı yaş­lı­lıkta.”

di­yor. Bu söz­le­riy­le ya­pı­tın kla­sik bir ya­pı­sı­nın ol­du­ğu­nu

be­lir­ti­yor.

Bu par­ça­da sö­zü edi­len ya­pıt­la il­gi­li ola­rak asıl an­la­tıl­mak

is­te­nen aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Ro­man tü­rü­nün ilk ve te­mel ör­ne­ği ol­du­ğu

B) Ta­dı­na, eleş­ti­rel bir oku­may­la va­rı­la­bi­le­ce­ği

C) İn­sa­noğ­lu­nun de­ği­şik hâl­le­ri­ni yan­sıt­tı­ğı

D) Düş dün­ya­sı ge­niş okur­la­ra ses­len­di­ği

E) Ya­şa­mın fark­lı dö­nem­le­ri­ne öz­gü ba­kış açı­la­rıy­la okunma­sı­nın

ge­rek­li­li­ği

Çözüm

Pa­rag­raf­ta Don Ki­şot’un üç kez okun­ma­sı ge­rek­ti­ği be­lir­tilmiş:

“... genç­lik­te, ... or­ta yaş­ta, ... yaş­lı­lık­ta.” Ya­pıt­la il­gi­li asıl

an­la­tıl­mak is­te­nen, yapıtın ya­şa­mın fark­lı dö­nem­le­rin­de fark­lı

ba­kış açı­la­rıy­la okun­ma­sı ge­rek­ti­ği­dir.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2013

Özellikle ilgi duyduğum için sinema konusu üzerine çok düşünürüm.

Bana göre, birisi bir ürün ortaya koyuyorsa ilk koşul

ürünün teknik açıdan başarılı olmasıdır. Ancak ondan sonra

ürünün sanat açısından iyi mi, kötü mü olduğu tartışılabilir.

Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş aşağıdakilerden

hangisinde vardır?

A) Yayımlanan romanlardan zaman ayırabildiklerimi ilk on

sayfasına kadar okuyor, onları üç ana özellik olan dil, anlatım

ve zaman bakımından değerlendiriyorum. Olmamışsa

devamını okuma gereği duymuyorum.

B) Her kuşak, edebiyatı biraz daha çağdaşlaştırmıştır. Çünkü

dünya değişirken edebiyat da değişir. Buna ayak uydurabilmek

gerekir.

C) Bir dönemin sanatçıları güçlüyse oluşturdukları ürünler de

yankı uyandırır, eleştirmenlerin süzgecinden geçerek edebiyat

tarihindeki yerlerini alırlar.

D) Yazmaktan başka hiçbir şey düşünmedim ve kendimi geliştirmekten

başka bir amacım olmadı hiç. Bu kadar çok

ödül almamı buna borçluyum.

E) Yazmaya yeni başlayan bir insanın, beğendiği sanatçılara

kurgu bakımından öykünmesi çok doğaldır. Önemli olan,

yazdıklarının içerik bakımından yenilikler taşımasıdır.

Örnek YGS / 2014

Küresel ısınma, çağımızın sorunu. Bu sorun yüzünden yok olma

tehlikesiyle karşı karşıya olan canlı türlerini ve ekosistemleri

korumak oldukça pahalı bir iş. Zira bu, o arazinin başka

amaçlar için kullanımının önlenmesi, koruma için insan kaynağı

ve altyapı oluşturulması, korunan alanın bilimsel olarak izlenmesi

gibi pek çok alanda çalışmayı gerektiriyor. Habitatların

küresel ısınmadan nasıl etkileneceğine, bunun canlılar açısından

ne gibi sorunlar oluşturacağına dair araştırmalar sürüyor.

Varılan bazı sonuçlar, türlerin iklim değişiminden etkilenmemesi

için koruma alanlarının genişletilmesi gerektiğini ve koruma

maliyetlerinin ikiye katlanacağını gösteriyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

A) Türlerin devamını sağlamak için yapılacak tek iş insanları

bilinçlendirmektir.

B) Canlı türlerini ve ekosistemleri korumak, gelecekte de insanlığın

uğraşı alanlarından biri olacaktır.

C) Türlerin korunmasıyla ilgili araştırmaların üniversiteler tarafından

desteklenmesi gerekmektedir.

D) İnsanlara alternatif yaşam alanları oluşturmak, canlı türlerinin

korunmasına katkı sağlayacaktır.

E) Araştırmalar daha çok, yetersiz olan kaynakların korunması

üzerine yoğunlaşmıştır.

Çözüm

Parçada genel olarak çevreyle ilgili çeşitli gereklilikler ve bunlarla

ilgili çalışmalar anlatılmakta, en sonda da bütün bunlardan

çıkarılan sonuç belirtilmektedir.

Doğru Seçenek B

172


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2011

Ödül­ler, genç bir şa­i­rin adı­nın al­tı fos­for­lu bir ka­lem­le çi­zi­le­rek

şi­ir­le­ri­nin ta­nın­ma­sı­na ola­nak sağ­lı­yor­sa az şey mi bu? Ya da

us­ta bir şa­i­rin, şi­i­re ver­di­ği eme­ğin ödül­le taç­lan­dı­rıl­ma­sı­nın

ne sa­kın­ca­sı ola­bilir ki? Üs­te­lik şi­ir ki­tap­la­rı­nın he­men he­men

hiç sa­tıl­ma­dı­ğı, do­la­yı­sıy­la ki­tap­çı­la­rın, bu ki­tap­la­rı raf­la­rı­na

koy­ma­ya ya­naş­ma­dı­ğı ve da­ğı­tım­cı­la­rın, “şi­ir” söz­cü­ğü­nü

duy­du­ğun­da yüz­le­ri­ni bu­ruş­tur­du­ğu gü­nü­müz­de... Şi­i­rin bu

ko­nu­mu­na gön­lü ra­zı ol­ma­yan şa­ir­le­rin ver­di­ği emek­le­ri, bü­tün

şi­ir­se­ver­le­rin tak­dir­le kar­şı­la­ma­sı ge­rek­ti­ği ka­nı­sın­da­yım.

Bu par­ça­da ya­zar aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den ya­kın­makta­dır?

A) Ödül­le­re kar­şı çı­kıl­ma­sın­dan

B) Ödül­le­rin ge­li­şi­gü­zel da­ğı­tıl­ma­sın­dan

C) Gü­nü­müz­de de­ğer yar­gı­la­rı­nın de­ğiş­me­sin­den

D) Genç şa­ir­le­rin ödül alın­ca us­ta­laş­tık­la­rı­na inan­ma­la­rın­dan

E) Sa­nat­çı­la­rın, ya­ra­tı­la­rı­nı oluş­tu­rur­ken ge­rek­li öze­ni göster­me­yiş­le­rin­den

Çözüm

Pa­rag­raf­ta ya­zar, “.... us­ta bir şa­i­rin ödül­le taç­lan­dı­rıl­ma­sı­nın

ne sa­kın­ca­sı ola­bi­lir ki?” di­ye­rek ödül­le­rin ya­ra­rı­nı ve ge­rekli­li­ği­ni

sa­vun­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la “ödül­le­re kar­şı çı­kıl­ma­sından”

ya­kın­mak­ta­dır.

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2012

Yazar, kitaptaki resimler ve ilginç bilgilerle okuyucuyu, Eski Yunan

ve Roma Uygarlıklarına uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Rengârenk, parlak sayfalar arasında gidip geldikçe ve

biraz da hayal gücünüzü kullandığınızda kendinizi Eski Mısır’da

“papirüs” terliklerle gezerken ya da Roma’da “toga” giymiş olarak

bulmanız mümkün. Toga nasıl giyiliyor diye endişeleniyorsanız

merak etmeyin kitapta o da yazıyor. Kitabı okuduğunuzda Antik

Çağ ile şimdiki yaşantınız arasında öyle bir köprü kuracaksınız

ki hem kendi yaşantınızdaki ögeleri Antik Çağlarda hem de Antik

Çağlardaki yaşantılarda kendinizi bulacaksınız.

Bu parçada sözü edilen kitabın asıl özelliği aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Görsellik yönünden etkileyici bir nitelik taşıma

B) Tarihsel bilgileri, ortaya çıktığı dönemi içinde yargılama

C) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş duygusu uyandırma

D) Çok eski yaşam biçimlerini karşılaştırarak anlatma

E) Okuyanların belirli bir düşüncede yoğunlaşmasını sağlama

Çözüm

Parçada geçen, “... biraz da hayal gücünüzü kullandığınızda

kendinizi Eski Mısır’da papirüs terliklerle gezerken ya da

Roma’da ‘toga’ giymiş olarak bulmanız mümkün...” ifadesinden

C seçeneği çıkarılır.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2013

Sera gazlarının sıvılaşarak okyanuslara karışmasıyla okyanuslardaki

asit oranının gittikçe arttığı belirtiliyor. 1751 yılındaki

tahminî okyanus yüzeyi pH’sinin 8,25 ve 2004 yılında

ölçülen değerin 8,14 olduğu, 2100 yılında ise 7,85 olacağı

tahmin ediliyor. Peki bu, sudaki hayatı nasıl etkileyecek? Uzmanlar,

asitleşen okyanuslardaki balıkların, tehlikeli seslere

karşı kayıtsız kalacağını belirtiyor. Özellikle genç balıkların

korkutucu sesten uzaklaşma içgüdüsünün sekteye uğrayacağı

vurgulanıyor. Yapılan bir çalışmada, gittikçe asitleşen okyanus

suyunun kimyasal yapısına benzer yapıya sahip bir ortamda

yetiştirilen genç palyaço balığının, okyanusa yerleştirilen, sesler

yayan bir hoparlöre doğru kayıtsızca yüzdüğü gözlemlendi.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?

A) Asit oranı yüksek okyanus suları, deniz canlılarında fiziksel

değişime neden olur.

B) Palyaço balığı, sese duyarlılık bakımından deniz canlıları

içinde en zayıf olanıdır.

C) Asit oranı yüksek okyanus suyu, balıkların ses algılama

yeteneklerini dolayısıyla savunma reflekslerini olumsuz

yönde etkilemektedir.

D) Sera gazları, atmosfere zarar verdiği gibi okyanuslara

karışarak deniz canlılarını da zehirlemektedir.

E) Her balığın vücut yapısının, yaşadığı ortama göre şekillendiği

ileri sürülmektedir.

Çözüm

Parçada, asit oranı yüksek okyanus suyunda yaşayan balıkların

seslere karşı kayıtsız kaldığını ve bu nedenle savunma

reflekslerinin olumsuz etkilendiği anlatılmaktadır. Bu da genç

palyaço balığı üzerinde yapılan deneyle örneklenmektedir. Bu

ifadeye C seçeneğinde ulaşabiliyoruz.

Doğru Seçenek C

173


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2016

Genelde mistik Doğu’nun, özelde Türk edebiyatının en büyük

mutasavvıflarından biridir Mevlana. Halk ve Hak âşığı olan

Mevlana, kişisel gelişim serüvenini “Hamdım, piştim, yandım.”

ifadesiyle özetler.

Mevlana bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak

istemiştir?

A) Bu dünyanın geçici olduğunu

B) Her insanın kendine özgü bir serüveninin olduğunu

C) Olgunluğun aşamalar sonucu gerçekleştiğini

D) İnsan ruhunun mükemmelleşmek zorunda olduğunu

E) Hiçbir gelişmenin sebepsiz olmayacağını

Örnek YGS / 2016

Dünyada arasanız da benden daha küreselini bulamazsınız.

Hangi memlekete gitsem yalnız orada oturduğumu sanıyorlar.

Küreselim ve bütün insanların dostluk, kardeşlik, barış içinde

sevgi ve saygıyla yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini

B) Her memlekette bir evi olduğunu

C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini

D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini

E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu

Çözüm

Mevlana söz konusu sözleriyle olgunluğun aşamalar sonucu

gerçekleştiğini anlatmak istemiştir.

Doğru Seçenek C

Çözüm

Parçada geçen “Küreselim ve bütün insanların… istiyorum.”

ifadesine dayanarak parçada vurgulanmak istenenin E seçeneğinde

verildiğini söyleyebiliriz.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2016

Çok defa bir romancı, romanına girerken hatta bir şair, şiirine

başlarken kelimeler onu takar peşine ve götürür götüreceği yere.

Ne konu kalır ne plan. Yazarlar ve şairler her zaman konularına

tam hâkim olamaz. Ben bir saniye sonra kullanacağım

cümlenin bir kelimesini şimdiden size söyleyebilir miyim?

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kelimeler, sanatçının varacağı noktayı belirleyen esas unsurlardır.

B) Yazıda plan yapmak, yazarın düş dünyasını sınırlandırır.

C) Üslup kaygısı edebî metnin temel dinamiğidir.

D) Plan, kurgunun sağlamlığı açısından yazarın vazgeçilmez

rehberidir.

E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma işi kolaylaşır.

Örnek YGS / 2016

Reşat Nuri Güntekin’e atfedilen güzel bir söz var: “Niye kitap

okumuyor demek, niye piyano çalmıyor demek gibi bir şeydir.

Kafayı kitap okumaya alıştırmak, parmakları piyanoya alıştırmaktan

daha kolay değildir.”

Bu parçada kitap okumayla ilgili olarak anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Zihinsel yönüyle öne çıkan bir edinim olması

B) Okuma becerisinin zaman ve çaba gerektirmesi

C) Küçük yaşta kazanılabilecek bir davranış olması

D) İnsanın sonradan geliştirdiği bir eylem olması

E) Uzun zamanda edinilecek bir alışkanlık olması

Çözüm

Parçada kelimelerin sanatçının varacağı noktayı belirleyen

esas unsurlar olduğu anlatılmak istenmiştir.

Doğru Seçenek A

Çözüm

Parçada kitap okumayla ilgili olarak okuma becerisinin zaman

ve çaba gerektirdiği anlatılmak istenmiştir.

Doğru Seçenek B

174


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2017

Fotoğrafçının işi, sürekli bir seçim yapmaktır. Seçtiği ya da seçmediğidir,

başarısını belirleyen. Seçmek bir zorunluluktur onun

için. Kadraja dâhil ettikleri ve etmedikleri, çekeceği an, hareket

etkisi... Seçtiklerinin oluşturacağı duygu ve düşünce tercih sebebidir

fotoğrafçı için.

Bu parçada fotoğrafçının yaptığı işle ilgili olarak vurgulanmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Konularını etkileyici olaylardan ve kişilerden çıkarma

B) Zaman içerisinde belirli bir deneyim düzeyine erişme

Bilgi Notu

Ko nu ve ana dü şün ce, en be lir gin ve ge nel ni te lik li özel lik le, yarg›y

la; yar d›m c› dü şün ce ler ise ay r›n t› lar la il gi li dir.

“... han gi si ne de ği nil me miş tir?” “... söz edil me miş tir?” gi bi sözler

le bi ten so ru kök le ri, da ha çok, kul la n› lan ifa de le rin gö rü nürde

ki an lam la r›y la il gi li dir.

“... han gi si ç› ka r› la maz?”, “han gi si ne ula ş› la maz?” gi bi ye ter lik

fii liy le dü zen len miş so ru kök le ri ise söz cük le rin / söz le rin yap t›rd›

ğ› çağ r› ş›m lar la, me caz l› an lam la r›y la il gi li ol du ğun dan da ha

faz la yo rum is ter.

C) Dış dünyaya sürekli bir ayıklama eylemiyle yaklaşma

D) “An”ı yakalarken insanda etkili hareket hissi uyandırma

E) Fotoğraflar aracılığıyla tarihin kadrajına notlar düşme

Çözüm

Parçada fotoğrafçının yaptığı işle ilgili olarak vurgulanmak istenen

dış dünyaya sürekli bir ayıklama eylemiyle yaklaştığıdır.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2015

Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç içe geçen

3. Yardımcı Düşünceler

Yar­d›m­c› dü­şün­ce, ana­dü­şün­ce­yi des­tek­le­yen, ana­dü­şün­cenin

da­ha ra­hat an­la­ş›­l›p ka­bul edil­me­si­ni sağ­la­yan dü­şün­ce­dir.

Yar­d›m­c› dü­şün­ce so­ru­la­r› şu şe­kil­de gel­mek­te­dir:

• Pa­rag­raf­ta aşa­ğ›­da­ki­le­rden han­gi­si­ne de­ği­nil­me­miş­tir?

• Pa­rag­raf­la il­gi­li aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si söy­le­ne­mez?

• Aşa­ğ›­da­ki so­ru­lar­dan han­gi­si­nin ya­n›­t› pa­rag­raf­ta yok­tur?

• Aşa­ğ›­da­ki yar­g›­lar­dan han­gi­si­ne ula­ş›­la­maz?

• Bu pa­rag­raf­tan aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si ç›­ka­r›­la­maz?

• Aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­si sö­zü edi­len ya­za­r›n özel­lik­le­rinden

de­ğil­dir?

Yu­ka­r›­da­ki ör­nek­ler­de gö­rül­dü­ğü gi­bi yar­d›m­c› dü­şün­ce so­rula­rı­nın

kök­le­ri ço­ğun­luk­la olum­suz söz­cük­ler­le bi­ter.

iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün ilk cümlesi, diğeri bu

öyküyü­kim anlatacak? Yazar mı, tanık olan mı, yaşayan mı?

Genellikle birinci tekil kişi ağzından anlatmayı tercih ediyorum.

Yazdıklarıma asla acımıyorum. Bu yüzden bir öykü­için

yüzlerce sayfa yazsam da geriye pek az sayfa kalıyor. Benim

için öykünün başlangıcını yazmak bir işkence, sonunu yazmak

ise gerçek bir haz. Galiba sondaki hazzı yaşamak için baştaki

işkenceye katlanıyorum.

Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Üslup konusunda hassas davranmaktadır.

B) Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir.

C) Bireysel konulara ağırlık vermektedir.

D) Anlatıcı kimliğini önemsemektedir.

Bilgi Notu

Bir pa rag raf ta yar dım cı dü şün ce ler le il gi li so ru tip le rin de so ru

kö kün de ki ifa de ye dik kat edil me li dir. So ru kö kün de “ula şı la maz,

çı ka rı la maz, va rı la maz” ifa de le ri var sa par ça yı parçadaki ifadelerden

hareketle de ğer len dir me niz is ten mek te dir. So ru kö kün de

“de ği nil me miş tir, yok tur” ifa de le ri var sa bu se fer de sö zü edi lenle

rin par ça da olup ol ma dı ğı na ba kı lır.

Bu so ru tip le rin de ifa de le rin olum lu ola bi le ce ği de unu tul mama

lı dır.

E) Amacına ulaşma yolunda sıkıntılara katlanmaktadır.

Çözüm

Metinde, konuşan kişinin ne tür konulara ağırlık verdiği belirtilmemiştir.

Doğru Seçenek C

175


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek LYS / 2014

Bilginin hızla arttığı, bilgiye erişimin kolaylaştığı, yeni teknolojilerin

laboratuvarları zenginleştirdiği bilgi çağında; fizik, kimya,

biyoloji gibi bilim dallarında büyük bir dönüşümün yaşandığına

şahit olduk. Genlerin, atom altı parçacıkların ve gezegenlerin

bilgileri kaydedildi; bunlar İnternet aracılığıyla dünyanın dört

bir yanındaki bilim insanlarına ve ilgili kitlelere ulaştı, bilgisayar

programlarıyla analiz edildi. Bu verilerin elektronik ortamda toplanması

ve analiz edilmesi yalnızca fen bilimlerine özgü değil.

Özellikle son yıllarda sosyal bilimlerde de benzer bir gelişme

yaşanıyor. Toplum bilimciler elektronik cihazları, İnternet’i ve

sosyal paylaşım sitelerini kullanarak insan ilişkilerinden doğan

toplumsal ağı tanımaya çalışıyor. Bu süreçte bilgisayar mühendisleri

ve istatistikçilerin katılımıyla “hesaplamalı sosyal bilimler”

denen disiplinler arası bir alan doğuyor. Doğru bir eğitim

ve doğru kişilerle çalışarak sosyal bilimcilerin alanlarında köklü

değişiklikler yapabileceği belirtiliyor. Ancak bu değişimin gerçekleşmesi

için bazı engellerin aşılması gerekiyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Günümüzde, teknoloji sayesinde bilgiye ulaşmak ve bunları

yorumlayabilmek oldukça kolaylaşmıştır.

B) Toplum bilimciler verileri depolayan elektronik cihazlardan,

İnternet gibi sosyal paylaşım sitelerinden yararlanmaktadırlar.

C) Sosyal bilimciler bugün ulaştıkları başarı düzeyini İnternet

ağı, bilgisayar gibi bilgi depolama ve ayıklama aygıtlarını

kullanmalarına borçludurlar.

D) Teknolojik gelişmeler, kimi bilim dallarında önemli değişiklikler

sağlamıştır.

E) Bilgiye erişim ve bilgiyi analiz etmede teknolojik araçlar,

pek çok alanda büyük bir kolaylık sağlamaktadır.

Çözüm

Parçanın ilk cümlesi A ve D seçeneklerini, “Toplum bilimci…

sosyal paylaşım sitelerini kullanarak…” ifadesi B seçeneğini,

ikinci cümlesi ise E seçeneğini işaret etmektedir. Parçada İnternet

sayesinde kazanılan başarılar değil, İnternet’in çeşitli faydaları

anlatılmaktadır.

Doğru Seçenek C

Örnek LYS / 2015

Roman yazmayı hiç düşünmedim. Bunun nedeni, mükemmel

olma isteği değil. Birkaç kez denedim ancak hiçbir zaman iyi

bir anlatıcı olamadım. Bu yüzden roman yazmaktan özellikle

kaçındım. Kimi dönemlerde şiir yazdım, hâlâ yazdığım oluyor

fakat bunlar, kendim için yazdığım şiir denemeleri. Yayımlanacak

değerde değil.

Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıdakilerin

hangisiyle nitelendirilemez?

A) Yetersiz olduğunu düşünen

B) İçinde bulunduğu durumdan yakınan

C) Ürettiklerini ortaya çıkarmayan

D) Öz eleştiri yapabilen

E) Açık sözlü­bir tutum sergileyen

Çözüm

Konuşan kişi metin boyunca roman yazamayışını açık bir şekilde

anlattığından A, D, E seçenekleri bu kişi için söylenebilir.

Parçanın son cümlesinde yazdıklarını yayımlamadığını söylediği

için C seçeneği de söylenebilir. Ancak yazar yetersizliklerini

ortaya koymakla birlikte bu durumdan bir rahatsızlık duyduğunu

söylemediği için B seçeneği bu kişi için doğru değildir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2011

Ço­cuk­lu­ğu­muz­da kaç kez duy­duk kim bi­lir: “Çok oku­yan mı

bi­lir, çok ge­zen mi?” Ce­vap­tan çok, so­ru­nun ken­di­si önem­liy­di

san­ki. Or­ta­da de­rin bir iki­lem var­mış gi­bi cid­di­yet­le yö­nel­ti­lir

so­ru. Her se­fe­rin­de “Çok oku­yan!” de­me­miz bek­le­nir­di. Ga­liba

il­köğ­re­tim­de­ki öğ­ret­men­le­ri­miz, oku­ma sev­gi­mi­zi böy­le

ar­tır­ma­ya ça­lı­şır­dı. Çok oku­mak­la çok gez­mek as­la yan ya­na

ge­le­mez­miş gi­bi.. Ben­se oku­ma­yı da gez­me­yi de tut­kuy­la

se­ven bi­ri ola­rak iki­ye bö­lü­nür­düm. Hiç­bir za­man ısı­na­ma­dım

bu ya­pay iki­le­me, oku­ma­nın da iç­ten içe bir se­ya­hat ol­du­ğu­na

inan­dı­ğım­dan, her ki­ta­bın bi­zi baş­ka bir yol­cu­lu­ğa çı­kar­dı­ğı­nı

dü­şün­dü­ğüm­den. Oku­ya­rak gez­mek, her ki­ta­bı baş­lı ba­şı­na

bir se­rü­ven sa­ya­rak bir baş­ka or­ta­ma, bir baş­ka ya­şa­ma uzanan

bir yol­cu­luk yap­mak müm­kün­dür çün­kü. Ge­zer­ken de her

in­sa­nı ve her ha­ya­tı bir ki­tap gi­bi dü­şü­ne­rek dün­ya­yı oku­mak

da müm­kün. Oku­mak ve gez­mek as­lın­da o ka­dar iç içe ki...

Bu par­ça­dan aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­si­ne ula­şı­la­maz?

A) Ya­şam­da­ki ol­gu­lar ka­lıp­laş­mış so­ru­la­ra sığ­dı­rı­la­maz.

B) Bil­gi edin­me­nin fark­lı yol­la­rı var­dır.

C) Ki­tap­lar dün­ya­yı ta­nı­ma­mı­za ola­nak sağ­lar.

D) Me­rak öge­si içer­me­yen ki­tap­lar ge­zip gör­me is­te­ği de

uyan­dır­maz.

E) Oku­ma ve gez­me bir­bi­ri­ni bes­le­yen iki ey­lem­dir.

176


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2011

Be­nim an­sik­lo­pe­diy­le ta­nış­mam or­ta­okul­da ödev yap­mak

için kü­tüp­ha­ne­ye git­ti­ğim gün­le­re rast­lar. Bir an­sik­lo­pe­di­ye

sa­hip ol­mak o yıl­lar­da, ha­yal edi­le­mez bir şey­di. O, an­cak bir

kü­tüp­ha­ne­de bu­lu­nur ve bel­li bir sü­re­li­ği­ne alı­nıp ba­kı­la­bi­lir,

do­ku­nu­la­bi­lir bir nes­ney­di. Ko­ca­man cüs­se­siy­le bir an­sik­lo­pedi­yi

ku­cak­la­mak, say­fa­la­rı­nı ka­rış­tır­mak, bir mad­de­yi ara­yıp

bul­mak, baş­ka bir ge­ze­ge­ne in­mek ve ora­da ke­şif­ler­de bu­lunmak­tan

fark­sız­dı. Ne ya­zık ki şim­di­ki ço­cuk­lar an­sik­lo­pe­di bi­le

ka­rış­tır­mı­yor­lar. O bü­yü­lü dün­ya­dan, o he­ye­can­dan ha­ber­siz

ya­şı­yor­lar. Öğ­ret­men­ler ödev ve­rir­ken “İn­ter­net­’ten bu­lun.”

di­yor­lar. On­lar da hiç­bir ça­ba gös­ter­me­den İn­ter­net­’ten bulduk­la­rı

bil­gi­yi kop­ya­lı­yor; oku­yup de­ğer­len­dir­me­den, hiç­bir

şey öğ­ren­me­den gö­tü­rüp ve­ri­yor­lar.

Bu par­ça­da belirtilenler arasında aşağıdakilerden hangisi

yoktur?

A) Sürdürülen bir tutuma tepki

B) Öğrenme coşkusunu tadamayış

C) Bilgiyi özümseyememe

D) Kolaycılığa yönlendirme

E) Duygularını başkalarıyla paylaşamama

Çözüm

Pa­rag­raf­ta, “duy­gu­la­rı­nı baş­ka­la­rıy­la pay­la­şa­ma­ma” gi­bi bir

du­rum­dan söz edil­me­miş­tir.

Çözüm

Paragrafta “Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?” sorusundan

yola çıkılarak, yaşamdaki olguların kalıplaşmış sorulara sığdırılamayacağı,

okumayla da gezmeyle de bilgi edinilebileceği

üzerinde durulmaktadır.

An­cak “Me­rak öge­si içer­me­yen ki­tap­lar”la il­gi­li bir ifa­de­ye yer

ve­ril­me­miş­tir.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2011

He­men he­pi­miz ya­zı­la­rı­mız­da, yer­li yer­siz alın­tı­lar yap­mak­tan,

özel­lik­le sö­zü, al­çakgö­nül­lü­lük­le ya­ban­cı ozan­la­ra, çağ­daş

dü­şü­nür­le­re bı­rak­mak­tan faz­la­sıy­la hoş­la­nı­yo­ruz. Ki­mi za­man

bu­nu öy­le abar­tı­yo­ruz ki ya­zar ola­rak ko­nuy­la il­gi­li ne dü­şündü­ğü­müz

an­la­şıl­mı­yor. Ay­rı­ca ay­nı alın­tı­la­rın de­ği­şik ya­zarlar­ca

da kul­la­nıl­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Böy­le­ce tekrarın tek­ra­rı bir

oku­ma, za­man kay­bı­na, oku­ma edi­mi­nin ya­van­laş­ma­sı­na yol

açı­yor. Bu ne­den­le ken­di öz­gün dü­şün­ce­mi­zi da­ya­nak­la­rıy­la

iş­le­me­li­yiz ya­zı­la­rı­mız­da. Yü­zey­sel­lik­ten ola­bil­di­ğin­ce ka­çınma­lı­yız.

Ken­di dü­şün­ce­le­ri­mi­zin de ör­ne­ğin bir Va­léry’nin­ki,

De­leu­ze’ün­ki ka­dar önem­li ol­du­ğu­na ina­narak bir öz gü­ven

ge­liş­tir­me­liyz.

Bu par­ça­da, alıntıyla il­gi­li ola­rak aşa­ğ›­da­ki­ler­den han­gi­sine

de­ği­nil­me­miş­tir?

A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına

B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna

Örnek TYT / 2018

Doğru Seçenek E

C) Yazarlarda düşünsel sığlığa yol açtığına

D) Okuma zevkini azalttığına

E) Kullanımının, yazarların kendi düşüncelerini önemsemeyişlerinden

kaynaklandığına

Çözüm

B se­çe­ne­ği­ne, “... ay­nı alın­tı­la­rın de­ği­şik ya­zar­lar­ca da kul­lanıl­dı­ğı­nı

gö­rü­yo­ruz.” cüm­le­sin­den; C se­çe­ne­ği­ne “... bu­nu öy­le

abar­tı­yo­ruz ki ya­zar ola­rak ko­nuy­la il­gi­li ne dü­şün­dü­ğü­müz

an­la­şıl­mı­yor.” cüm­le­sin­den; D se­çe­ne­ği­ne “Böy­le­ce tek­ra­rı­n

tek­ra­rı ... oku­ma edi­mi­nin ya­van­laş­ma­sı­na yol açı­yor.” cümle­sin­den;

E se­çe­ne­ği­ne “Ken­di dü­şün­ce­le­ri­mi­zin de ... önem­li

ol­du­ğu­na ina­na­rak bir öz gü­ven ge­liş­tir­me­li­yiz.” cüm­le­sin­den

ula­şı­la­bi­lir. Pa­rag­raf­ta alıntıları kul­la­nır­ken as­lı­na bağ­lı ka­lınma­dı­ğı­na

de­ği­nil­me­miş­tir.

Doğru Seçenek A

Edebiyatımızın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı, dünün video

izleyicisinden bugünün üç boyutlu sinema tutkunlarına, milyonların

gönlünde taht kuralı 40 yılı geçiyor. Her zaman zevkle

izlediğimiz, kahkahalar attığımız, içimizi ısıtan Hababam

Sınıfı, hepimizden bir parça bulundurur. Filmin bu başarısında

yazarı Rıfat Ilgaz kadar yönetmeni Ertem Eğilmez’in de rolü

büyüktür. Belirtilmesi gereken bir husus da filmin hepimizin

aşina olduğu müziğidir. Yavaş çalındığında insana hüzün,

hızlı çalındığında coşku veren ve Hababam Sınıfı’nı zihnimize

kazıyan müzik, Melih Kibar’ın bestesidir. Müzisyen bu eseriyle

Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film Müziği Ödülü”nü

almıştır.

Bu parçada Hababam Sınıfı’yla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Başarısında nelerin etkili olduğuna

B) Seyircinin iç dünyasındaki tesirine

C) Türk sinemasında yarattığı etkilere

D) Edebî bir eserden sinemaya uyarlandığına

E) Farklı kuşaklara hitap ettiğine

177


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parçadaki “Filmin bu başarısında yazarı Rıfat Ilgaz kadar…

rolü büyüktür.” cümlesinde A’ya, “içimizi ısıtan” ifadesinde

B’ye, “Edebiyatımızın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı” ifadesinde

D’ye, “dünün video izleyicisinden bugünün üç boyutlu

video tutkunlarına” ifadesinde E’ye değinilmiştir. Parçada C’ye

değinilmemiştir.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2013

Ülkemizde; alanında uzman, yetişmiş birçok çevirmen var.

Ancak bu, çeviri alanındaki yetersizliğimizi gidermez. Giderilmesi;

okulların yetiştirmesine, editörlerin sabredebilmesine,

yayıncıların da, çevirmenin emeklerinin karşılığını vermesine

bağlıdır. Bununla birlikte bir başka yönü daha var bu konunun.

Günümüzde herkes yorulmadan para kazanma derdinde. Yalnızca

iyi bir çeviri yapmış olmanın hazzı peşinde koşanların

sayısı sanırım çok değil. Sözcüklerin kokusunu, derdini, derinliğini

bilmeyenler için nedir ki çeviri!

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi bir çevirmenden beklenenler

arasında sayılmamıştır?

A) İyi bir eğitimden geçmiş olma

B) İstenilen nitelikte eserler seçme

C) Çeviriyi zevk alarak yapma

D) Hak ettiği ücreti alabilme

Örnek YGS / 2012

Çehov’un çocukluk ve ilk gençlik yıllarında yaşadığı ağır koşullara,

serinkanlı duruşuna rağmen karşılaştığı her trajik

durum ve olguyu alaycı bir dille yansıtması, incelemeye hâlâ

muhtaçtır. Tolstoy’un diliyle söylersek Çehov, özellikle izlenimci

yanıyla, çağdaşları, öncülleri, ardılları arasında öne çıkar:

“Çehov bir sanatçı olarak önceki Rus yazarlarla Turgenyev,

Dostoyevski veya benimle karşılaştırılamaz. Çehov’un kendi

biçemi var. Bakarsınız, adam hiçbir seçim yapmadan eline

hangi boya geçerse onu gelişigüzel sürüyor. Bu boyalar arasında

hiçbir ilgi yokmuş gibi görünüyor. Ama bir de geri çekilip

bakıyorsunuz ki ne göresiniz! Karşınızda parlak büyüleyici bir

tablo duruyor.”

Bu parçada Çehov’la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine

değinilmemiştir?

A) Özgünlüğünü belirleyen yönlerine

B) Kahramanlarının iç dünyasına

C) Anlatım niteliklerine

D) Kişisel özelliğine

E) Yaratıcı gücüne

E) Çalışmalarını titizlikle sürdürme

Çözüm

B seçeneğindeki “istenilen nitelikte eserler seçme” ile ilgili bir

ifade parçada yoktur.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2013

Her dize veya satır, yazıldığı andan başlayarak insanlara gönderilmiş

bir ileti niteliği taşır. Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını

denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma

gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı

anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır.

Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama

yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken

amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir. Bu

son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette,

ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması

koşuluyla.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.

Çözüm

Parçada, Çehov’un kahramanlarının iç dünyasıyla ilgili herhangi

bir ifadeye yer verilmemiştir.

Doğru Seçenek B

B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini kendilerince

yorumlayabilirler.

C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler içerir.

D) Okurun bir eser karşısında tutumu, birikimiyle ilgilidir.

E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilmesi için sanatsal

nitelikler barındırması gerekir.

178


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parçanın; ilk üç cümlesinden A seçeneğindeki ifade, dördüncü

ve beşinci cümlelerinden B, D, E seçeneklerindeki ifadeler

çıkarılabilir. C seçeneğindeki “Her metin, çözümü yazarında

olan birtakım gizler içerir.” ifadesi parçadan çıkarılamaz.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2013

Yazar, röportaj yapacağı kişileri, Türk edebiyatının temel

taşlarını oluşturan önemli yenilikçi isimleri nesnel bir bakışla

seçiyor. Ortak noktaları edebiyat olan, hemen her kesim ve

görüşü temsil eden, edebiyatımızın önde gelen şair, yazar ve

edebiyat tarihçilerini bir araya getiriyor. Yazar bu röportajlarında

özellikle iki nokta üzerinde duruyor. Onların Türk edebiyat

tarihine bakışları ve bunun içinde kendilerini konumlandırışları.

Bu röportajlarda konuşan kimi şair ve yazarlar, kendilerini

anlatmanın yanı sıra akademisyenleri kıskandıracak düzeyde

edebiyat tarihimizi yorumluyor. Böylece edebiyatımızın farklı

yönleri ortaya çıkıyor. Anlatılan tarih aynı olsa da bambaşka

açılardan ele alınarak derinleşiyor, okuyucunun ufkunu açan

farklı renkler seriliyor ortaya.

Bu parçada, sözü edilen röportaj ve yazarıyla ilgili olarak

aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Konuşacağı kişileri yansız bir biçimde belirlediğine

B) Görüştüğü kişilerin söylediklerini, kanıtlama kaygısı taşıdığına

C) Konuştuğu kişilerden, yaptıkları çalışmalarla ilgili bir değerlendirme

istediğine

D) Edebiyata yönelik değişik anlayışların ortaya konmasını

sağladığına

E) Düşünceleri değil, edebî tutumları ölçüt aldığına

Çözüm

A seçeneğindeki ifadeye birinci cümledeki “... yenilikçi isimleri

nesnel bir bakışla seçiyor.” ifadesiyle, C seçeneğindeki ifadeye

“Bu röportajlarda konuşan kimi şair ve yazarlar, kendilerini...”

ifadesiyle başlayan cümlede, D seçeneğindeki ifadeye

“Anlatılan tarih aynı olsa da ...” ifadesiyle başlayan cümlede,

E seçeneğindeki ifadeye “Ortak noktaları edebiyat olan ...” ifadesiyle

başlayan cümlede değiniyor. B seçeneğindeki ifadeye

parçanın hiçbir yerinde değinmiyor.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2017

Toplum ile sanat arasında öyle bir bağ vardır ki bir toplumun

bütün özelliklerini onun sanatsal birikiminde okumak mümkündür.

Sanat, sanatçının iç dünyasını dışa yansıtan ayna olduğu

gibi, toplumların da aynasıdır. Sanatçı içinde bulunduğu toplumu

etkilemekle kalmaz, toplumsal koşullardan da büyük ölçüde

etkilenir. Bu dengenin kurulup işlediği toplumlarda, birikim

ve değerler gelecek kuşaklara sanat aracılığıyla taşınabilir.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz?

A) Her sanat eseri bir ruhun ifadesi, bir şahsiyetin göstergesidir.

B) Sanatçı toplumun değişim ve dönüşümüne öncülük edebilecek

bir konumdadır.

C) Toplumların geçmişine ait özellikler ve gelişmeler sanat

eserlerinde gözlemlenebilir.

D) Sanat ve toplum arasında göz ardı edilemeyecek kadar

güçlü bir ilişki vardır.

E) Gelecek nesillerin beğenisi sanat eserinin tasarımında belirleyicidir.

Çözüm

Parçadaki “sanatçının iç dünyasını dışa yansıtan ayna” ifadesine

göre A seçeneğindeki, “Sanatçı içinde bulunduğu toplumu

etkilemekle kalmaz…” ifadesine göre B seçeneğindeki, “…

toplumun bütün özelliklerini onun sanatsal birikiminde okumak

mümkündür.” ifadesine göre C seçeneğindeki; “Toplum ile sanat

arasında öyle bir bağ vardır ki…” ifadesinden D seçeneğindeki

yorum yapılabilir. E’ye parçada dayanak yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2017

Yaşı ilerledikçe insan çocukluğunun bahçelerini nerede arar?

Belleğimiz bizi ninnilere, saklambaç oyunlarına, uçurtmaların

iplerine nasıl götürür? Nasıl canlanır çocukluktaki eski çarşılar,

panayır yerleri, bayram sabahları? Bizi bir yerlerde bekler

mi buğday başakları arasına yuvasını yapan tarla kuşu? Yoksa

büyüdüğümüz için ödediğimiz bedel kaybetmek midir doğduğumuz

evi, sokağı, köyü? Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı onları

anılardan çıkarıp?

Bu parçada;

I. sitem,

II. hüzün,

III. özlem

duygularından hangileri belirgindir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) I ve III E) II ve III

179


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parçadaki “Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı onları anılardan

çıkarıp?” ifadesine göre parçada hüzün ve özlem vardır. Sitem

yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2017

Genlerimizde kayıtlı olan göz ve saç rengi gibi özelliklerin kodları

kesindir. Herhangi bir travma veya sıkıntı hâlinde yakalanma

riskine sahip olduğumuz rahatsızlıklar da genlerimizde yer

alır. Örneğin aynı olay karşısında kimimiz kalp krizi geçirme riskine

sahipken kimimiz depresyona girme eğilimindedir. Burada

dikkat edilmesi gereken, genlerimizde kayıtlı olan şeyin “risk”

veya “eğilim” olup olmadığıdır. Yani mutlaka kalp krizi geçirilecek

diye genlerimizde kesin bir kod yoktur. Yaşadığımız herhangi

bir olumsuzluk sonrasında yakınlarımızdan göreceğimiz

destek, peşi sıra gelen güzel bir olay, bakış açımızın değişmesiyle

olaya yüklediğimiz yeni anlam; bizi karamsarlıktan uzaklaştırarak

farklı bir tarafa da yönlendirebilir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

Örnek YGS / 2017

Andy Weir aslında bir bilgisayar programcısı ama hayat

hikâyesinin bizi daha çok ilgilendiren yanı, çocukluğundan beri

bilim kurgu edebiyatına tutkun olması. Yazıp çizmeye de genç

yaşlarda başlıyor. Tamamladığı ilk roman taslağı yayınevinden

ret cevabı alınca bu kitabı kendi sitesinde yayımlıyor. Sonrası

tam bir başarı hikâyesi. Büyük ilgiyle karşılanan kitaba yayınevlerinden

teklifler yağıyor. Okurlar tarafından 2014’ün en iyi

bilim kurgu romanı seçilen kitap, bol övgü ve birçok ödül alıyor.

En nihayetinde, romanın yayın hakları da satın alınıyor ve sinemaya

uyarlanıp dünyanın birçok ülkesinde gösterime giriyor.

Bu parçada Andy Weir ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine

değinilmemiştir?

A) Esas mesleği dışında başka bir işle meşgul olduğuna

B) İlk yazma denemelerine erken yaşlarda başladığına

C) Karşılaştığı sorunu aşmak için bir çözüm geliştirdiğine

D) Okumaktan hoşlandığı türde başarılı bir yazar olduğuna

E) Eserini sinema izleyicisini düşünerek kaleme aldığına

Çözüm

Parçadaki “aslında bir bilgisayar programcısı…” ifadesiyle

A’ya, “…genç yaşlarda başlıyor.” ifadesiyle B’ye, “…ret cevabı

alınca bu kitabı kendi sitesinde yayımlıyor.” ifadesinde C’ye,

“sonrası tam bir başarı hikâyesi” ifadesiyle D’ye değinilmiştir.

Parçada E’ye dayanak yoktur.

Doğru Seçenek E

A) Bazı fiziksel özellikleri taşıyan genlerin değişmeyen kodları

bulunabilir.

B) Benzer durum karşısında kişilerin yaşayacakları olumsuzluklar

farklılık gösterebilir.

C) Genlerde risk olarak kodlanan özellikler, çevre etkileşimi

sonucunda değişebilir.

D) Üzücü olaylar sonucunda oluşabilecek durumlar, genlerden

kaynaklanabilir.

E) Genlerde yer alan risk faktörleri insanların olaylara bakışını

etkileyebilir.

Çözüm

Parçadaki “…kodları kesindir.” ifadesinden A’ya, “kimimiz

kalp krizi geçirme riskine sahipken kimimiz depresyona girme

eğilimindedir.” ifadesinden B’ye, “…farklı bir tarafa da yönlendirebilir.”

ifadesinden C’ye, “Herhangi bir travma veya sıkıntı

hâlinde…” ifadesinden D’ye ulaşılabilir. Parçada E’ye dayanak

yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2017

Günümüzde kara parçalarının sekizde biri gibi önemli bir kısmı

koruma altına alınmış durumdadır. Dünyada yüz binin üzerinde

koruma alanı bulunmaktadır. Bunların kapladığı alan, Çin

ve Hindistan’ın toplam büyüklüğüne eşittir. Bu alanların tarihte

hiç görülmediği kadar büyük olması, yaşama alanlarını korumanın

bir zorunluluk olduğu anlayışının geliştiğine işaret ediyor.

Dahası bu genişleme, endüstriyel gelişmeye de bir engel

teşkil etmiyor. Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, bir

raporunda yaşam alanlarını koruma altına almayı, doğanın korunmasına

yönelik yapılmış en önemli yatırım olarak gösteriyor.

Bu parçada koruma alanlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Dünyanın dikkate değer bir bölümünü içine aldığına

B) Doğayı korumada uygun bir yol olarak görüldüğüne

C) Sanayi üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmadığına

D) Toplumların geçmişte bu konuya önem vermediğine

E) Dünyayı koruma gerekliliğinin bir sonucu olduğuna

180


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Çözüm

Parçadaki “Bu olanların tarihte hiç görülmediği kadar büyük

olması…” ifadesinde A’ya, “…doğanın korunmasına yönelik

yapılmış en önemli yatırım olarak gösteriyor.” ifadesinde B’ye,

“…endüstriyel gelişmeye de bir engel teşkil etmiyor.” ifadesinde

C’ye, “yaşama alanlarını korumanın bir zorunluluk olduğu”

ifadesinde E’ye değinilmiştir. Parçada D seçeneğine dayanak

yoktur.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2017

Yakın zamanda hiç Balkan kökenli bir yazarın romanını okudunuz

mu? Veya Balkan kökenli bir yazar ismi sorulsa bir çırpıda

cevaplayabilir misiniz? Muhtemelen sayacağınız isimlerin

çoğu eserlerini ya İngilizce ya Fransızca ya da Almanca yazmıştır.

İsmail Kadare, Herta Müller, Norman Manea, Elias Canetti,

Miroslav Penkov... Listeyi daha da uzatabiliriz. Aralarında

ödüllü hatta Nobel ödüllü yazarlar da var. Fakat kendi dillerinde

eser veren Balkan kökenli yazarlar gölgede kalmıştır. Kendi

içindeki bütünlüğü ve çeşitliliği ile Balkan edebiyatını temsil etseler

de yabancı okurlar için hâlâ bilinen yazarlar arasında değiller

maalesef.

Bu parçada Balkan edebiyatı ile ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Yazarların kültürel zenginliği sergileme kaygısı taşıdığına

B) Kimi yazarların ana dillerinden başka dillerde yazmayı tercih

ettiğine

C) Dünya çapında başarı kazanmış yazarların bulunduğuna

Örnek YGS / 2017

Erteleme, zor veya istenmeyen işlerden kaçınma, hepimizin zaman

zaman içine düştüğü bir durum. Belirli işleri “sonra” yapmaya

karar veririz. “Sonra” geldiğinde ise bir sonraki “sonra”ya

geçeriz. Bu durum, her erteleme kararının verdiği anlık ferahlamayla

bir süre böyle devam eder. Ancak öyle bir an gelir ki erteleyecek

“sonra”mız kalmaz. İşte o zaman bir sıkıntı kendini

gösteriverir ve panik içinde çalışmaya koyuluruz.

Bu parçadan hareketle “erteleme”yle ilgili olarak aşağıdakilerin

hangisi söylenemez?

D) Yabancı okur kitlesi tarafından yeterince tanınmadığına

E) Yerel dillerde yazılmış eserlerin gerekli ilgiyi görmediğine

Çözüm

Parçadaki “…ya İngilizce ya Fransızca ya da Almanca yazmıştır.”

ifadesinde B’ye, “…Nobel ödüllü yazarlar da var.” ifadesinde

C’ye “…yabancı okurlar için hâlâ bilinen yazarlar arasında

değiller…” ifadesinde D’ye, “…gölgede kalmıştır.” ifadesinde

E’ye değinilmiştir. Parçada A’ya dayanak yoktur.

Doğru Seçenek A

A) Yaygın görülen bir davranış biçimi olduğu

B) Kısa süreli bir rahatlık sağladığı

C) Önüne geçilemeyen bir rahatsızlık olduğu

D) Kişiler üzerinde benzer etkiler yarattığı

E) Belli bir sürecin ardından son bulduğu

4. Başlık

Çözüm

Parçadaki “…hepimizin zaman zaman içine düştüğü bir durum.”

ifadesine göre A ve D, “anlık ferahlamayla” ifadesine

göre B, “Ancak öyle bir an gelir ki erteleyecek ‘sonra’mız kalmaz.”

ifadesine göre E, söylenebilir. Parçada C’ye dayanak

yoktur.

Paragrafta üzerinde durulan, anlatılmak istenen düşünceyi

veren, özetleyen sözcük veya söz grubudur. Anlatılanlarla ilgili

olmak zorundadır. Ana düşünceyle doğrudan ilgilidir.

Doğru Seçenek C

181


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek

Şehirden bunalmıştım. Köye yerleşmeye karar verdim. Köy

muhtarıyla görüşmem çaylı kahveli olmuştu. Sohbet, çay,

sıcak bakışlar... Bir köy evine yerleştirdiler beni. Toprak, basit

bir ev. İki oda ve bir giriş. Eve yerleşmemden ancak bir saat

sonra kapım çaldı. Bir çocuk. Elinde küçük bir tencere “Anam

bu çorbayı sana gönderdi.” dedi. Şaşırmıştım. Akşama kadar

mutfak denen yerdeki tezgâhım dolmuştu. İstanbul’da alışmadığım

bir durumdu. İkinci gün kahveye gittim. Herkes hâl hatırımı

sordu. Hepsine teşekkür ettim. “İnsanız, komşu komşunun

külüne muhtaçır; elbette yardım edecez birbirimize.” demişlerdi

bana. Tanrım neler duyuyordum, bu ne büyük mutluluktu.

Çözüm

Parçadaki “Oturma pozisyonundayken kalbe kan pompalayan

gevşek kaslar yeterince kasılmıyor.” cümlesinde A’ya, “…damarların

genişleme özelliğini olumsuz etkileyebiliyor.” cümlesinde

B’ye, “…yeterince kasılmıyor. Kan bacaklarda birikebiliyor…”

ifadelerinden C’ye, “…saatte bir beş dakika yürümesi

bacak atardamarının zarar görmesini önlüyor.” cümlesinde

D’ye değinilmiştir. Parçada E’ye dayanak yoktur.

Doğru Seçenek E

Aşağıdakilerden hangisi bu parçaya en uygun başlık olabilir?

A) Mutluluk

B) Köy Yaşamı

C) Yardımlaşma

D) Şehir ve Bunalım

E) Yardımlaşmanın Nedenleri

Çözüm

Parçada yazar, köyde karşılaştığı durumlardan, köylülerin

kendisine yaklaşımından bahsederken “yardımlaşma” üzerinde

durmuştur, yani köylülerin kendisine yardımları üzerinde

durmuştur.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2016

Indiana Üniversitesinden bir grup araştırmacının gerçekleştirdiği

çalışmaya göre uzun süre oturma durumunda kalanların saatte

bir beş dakika yürümesi, bacak atardamarlarının zarar görmesini

önlüyor. Oturma pozisyonundayken kalbe kan pompalayan

gevşek kaslar yeterince kasılmıyor. Kan, bacaklarda birikebiliyor

ve bu durum artan kan akışından dolayı damarların genişleme

özelliğini olumsuz etkileyebiliyor. Araştırmaya göre uzun

süreli oturmanın, damarların artan kan akışına karşı genişleme

özelliğini bozduğu, bunun da kalp ve damar hastalıklarının işaretçisi

olduğu belirtiliyor.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etkisine

B) Kalp ve damar hastalıklarını tetikleyen bazı nedenlere

C) Bacaklarda meydana gelen kan birikiminin sebeplerine

D) Yürüyüşün damar sağlığı açısından önemine

E) Bacaklarda meydana gelen kas erimesinin nedenlerine

Örnek YGS / 2016

Erkek diliyle yazan kadınlara rastladığım da oluyor, eserlerini

okuduğumda kadın olduklarına yemin edebileceğim erkekler

de tanıyorum. Cinsiyetin yazıdaki yansımaları özellikle dikkatimi

çekiyor. Erkeklerin erkeklikleriyle, kadınların kadınlıklarıyla

nasıl hesaplaştığını izlemek, cinsel kodların nasıl da kolayca

sızıp yazıda kendine yer açtığını görmek hem can sıkıcı

hem öğretici. Bunun farkında olabilmek ve ötesine geçerek yazabilmek

benim için çok önemli.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir

yargı değildir?

A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri arasındaki ilişkiyi

çözümlemek, okur için ilginç olabilir.

B) Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya da bilinçsiz bir

şekilde kendine yer bulabilmektedir.

C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel kimliklerini eserlerine

yansıttıklarını fark etmeyebilirler.

D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini dikkate alan bir

yazar, ustalığa ulaşmış sayılmalıdır.

E) Yazarın eserini yaratırken kendi cinsel kimliğinin dışına çıkabilmeyi

başarması, pek kolay değildir.

Çözüm

Parçadaki “Cinsiyetin yazıdaki yansımaları özellikle dikkatimi

çekiyor.” cümlesinde A, “…cinsel kodların nasıl da kolayca sızıp

yazıda kendine yer açtığını…” ifadesinden B ve C, “Erkeklerin

erkeklikleriyle, kadınların kadınlıklarıyla nasıl hesaplaştığını

izlemek… hem can sıkıcı hem öğretici.” ifadesinden E, çıkarılabilir.

Parçada D’ye dayanak yoktur.

Doğru Seçenek D

182


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2016

Çözüm

Edebiyat eleştirileri, edebiyat tarihlerine öncülük etmek gibi ciddi

ve önem gerektiren bir işlevi yerine getirir. Bunun bilincine

varmamış birçok uzman eleştirmenimizin de amatörce eleştiri

yazanlar gibi ideolojik bir tavır sergilemeleri gözden kaçmayan

bir gerçektir. Bunun acı sonucu; eleştirmenlerin yazarları

ve eserleri kamplara bölüp etiketleyerek kendi ideolojileri doğrultusunda

olmayanları yok saymaları ve bu etiketlemenin sağlıklı

olup olmadığını dahi araştırma zahmetine girmeyişleridir.

Parçadaki “Herkes, her yerde ve her zaman bu riski göze alamaz.”

cümlesinden A ve D’ye, “maskelerimizin arkasına sığınıp”

ifadesinden, B ve E’ye ulaşılabilir. Parçada C’ye dayanak

yoktur.

Doğru Seçenek C

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Edebiyat eleştirmenleri okurları yönlendirirken büyük bir

sorumluluk üstlenmiş olurlar.

B) Usta eleştirmenlerin de sıradan eleştirmenlerle aynı hatalara

düştükleri yadsınamaz bir gerçektir.

C) Kimi eleştirmenlerin zaman zaman eleştirilerinde tarafsız

olmadıkları gözlemlenmektedir.

D) Eleştirmenlerin, bir eseri kendi dünya görüşlerine göre değerlendirmeleri

yanlış bir tutumdur.

E) Yaptığı işin ciddiyetini kavrayan eleştirmenlerin sayısı her

geçen gün artmaktadır.

Çözüm

Parçadaki “… ciddi ve önem gerektiren bir işlevi yerine getirir.”

cümlesinden A, “Bunun bilincine varmamış birçok uzman

eleştirmenimizin de…” ifadesinden B’ye, “ideolojik bir tavır sergilemeleri”

ifadesinden C ve D, çıkarılabilir. Parçada E’ye dayanak

yoktur.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2016

Hiç kimse yalancı veya sahtekâr olmak istemez. Fakat başkalarıyla

iletişimimizde, içimizden geçenleri olduğu gibi açıkça

söylersek iç dünyamızın reddedilme tehlikesini de göze almışız

demektir. Herkes, her yerde ve her zaman bu riski göze

alamaz. Onun için çoğu kez maskelerimizin arkasına sığınıp

bir korunma davranışı içine gireriz. Bunu öylesine sık yaparız

ki bu göstermelik davranışımız bizim artık ikinci doğamız olur.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Bizim dışımızdaki insanların gerçek düşüncelerimizi bilmesini

istemeyiz.

B) İç dünyamızı, farklı davranışlarla başkalarından saklamaya

çalışırız.

C) Başkalarına baskı uygulayarak eleştirilmekten kurtulacağımızı

sanırız.

D) Eksik ve noksanlarımızın başkaları tarafından bilinmesinden

hoşlanmayız.

E) Dışlanmaktan korktuğumuz için olduğumuzdan farklı görünmeye

çalışırız.

Örnek YGS / 2016

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Barnum Müzesi’ndeki öykülerin zengin bir hayal gücü,

dünyaya epey farklı bakan bir göz ve keskin bir zekâyla

yazıldıkları aşikâr. (II) Ancak öykülerin esas ayırıcı özelliği;

hayal, düş ve gerçeklik arasındaki o kalın ve tozlu perdeleri

kaldırıp yerine ince birer tül çekmelerinde. (III) Bu

bakımdan Barnum Müzesi’ni kütüphanelerinizdeki Borges

ve Poe külliyatının yanına yerleştirmek yerinde olacaktır.

(IV) Hem Poe Eureka’nın başında, “Bu kitabı düşlerin

tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum.” demiyor

muydu? (V) Sahiden soruyorum o zaman, nedir bu gerçek?

1. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra, düşüncenin akışına göre, “Nitekim bu yazarlar

rüya ile gerçek arasındaki sınırda gezinir dururlar.” cümlesi

getirilebilir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

Parçada III numaralı cümleden sonra düşüncenin akışına göre

soru kökünde verilen cümle getirilebilir. Bu cümle III. cümlede

adı geçen yazarlara bir açıklama niteliğindedir.

Doğru Seçenek C

183


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

2. Bu parçada geçen “kalın ve tozlu perdeleri kaldırıp yerine

ince birer tül çekmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Benzerlikleri ortaya koymak

B) Birbirine yaklaştırmak

C) Anlamları somutlaştırmak

D) Kapsamı belirginleştirmek

E) Farklılığa dikkat çekmek

Çözüm

Parçadaki “…gibi türlerin ilk örneklerini verirken…” ifadesine

göre B, “eskiye bağlı olan ilk Tanzimat kuşağının” sözüne göre

C, “Fransız edebiyatının… ürünlerini model aldılar.” ifadesine

göre D, “…toplumsal düşüncelerini yaymak için bir ‘araç’tı.” ifadesine

göre E, Tanzimat Dönemi yazarlarının özelliklerindendir.

Parçada A’ya dayanak yoktur.

Doğru Seçenek A

Çözüm

Söz konusu parçada geçen “kalın ve tozlu perdeleri kaldırıp yerine

ince birer tül çekmek” sözüyle hayal, düş ve gerçekliğin birbirine

yaklaştırılması anlatılmak istenmiştir.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2016

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Tanzimat Dönemi’nde eleştiri yapanların amaçları estetik

değerlendirmeler ve metin çözümlemesi yapmak değildi

kuşkusuz. Bu dönem yazarları roman, tiyatro ve anı gibi

türlerin ilk örneklerini verirken nasıl “bakir” bir alanda ilerliyor

idiyseler eleştiri alanında da önlerinde örnek olabilecek

çalışmalardan yoksun olarak işe başladılar. Fransız edebiyatının

çoğu zaman gelişigüzel olarak seçtikleri ürünlerini

model aldılar. Ancak bir yanlarıyla da eskiye bağlı olan

ilk Tanzimat kuşağının Fransız eleştirisinden gerektiği gibi

yararlanmadığını, kendilerine özgü birer eleştiri anlayışı

geliştirdiklerini de belirtmek gerekir. Çünkü onlar için sanat

yapıtı “kendi için” incelenecek, çözümlenecek bir yaratı

değil; toplumsal düşüncelerini yaymak için bir “araç”tı.

1. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Tanzimat

Dönemi yazarlarının özelliklerinden biri değildir?

2. Bu parçaya göre, Tanzimat Dönemi sanatçılarını Fransız

sanatçılardan ayıran en önemli özellik aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Fransız edebiyatında görülmeyen türleri üretmeleri

B) Eserlerinde işledikleri konuları farklı alanlardan seçmeleri

C) Sanattan toplumsal fayda beklemeleri

D) Her edebî türü aynı yaklaşımla incelemeleri

E) Eski sanat anlayışına bağlı kalmaları

Çözüm

Parçaya göre, sanattan toplumsal fayda beklemeleri Tanzimat

Dönemi sanatçılarını Fransız sanatçılarından ayıran en önemli

özelliktir.

Doğru Seçenek C

A) Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olmaları

B) Pek çok edebî türün ilk örneklerini vermeleri

C) Edebiyat anlayışlarında geçmişin izlerinin de olması

D) Genellikle Fransız edebiyatından esinlenmeleri

E) Mesaja odaklı bir sanat anlayışı geliştirmeleri

184


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2016

1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

2. Bu parçada geçen “eylemle düşü kardeş saymak” sözüyle

vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sanatın barış için en güçlü araç olması

B) Sanat eserlerinin hayale dayanması

C) Sanatçının gerçeklerden uzak durması

Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdolapları

ve çamaşır makineleri gibi edebiyat ürünlerinin de sürüm

yöntemleri var. Bunların en sahteleri bile gerek televizyon

aracılığıyla gerekse okunmadan yazılan tanıtımlarla

yaldızlanırsa hele ki bilmem kaçıncı baskıyı yaptığı abartıyla

anlatılırsa satış rekoru kırmaları işten bile değildir.

Gerçekler ne kadar çalkantılı ne kadar bulanık ne kadar

çıkarcı olursa olsun, insanoğlu gene de düşten vazgeçmiyor.

Bakınız, ne güzel ne doğru söylemiş Baudelaire:

D) Edebî eserin kendi kurallarına göre şekillenmesi

E) Çıkar amaçlı sanat faaliyetlerinden arınılması

Çözüm

Parçada geçen “eylemle düşü kardeş saymak” sözüyle sanat

eserlerinin hayale dayandığı vurgulanmak istenmiştir.

Doğru Seçenek B

“Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle

Eylemle düşü kardeş saymayan bu dünyadan.”

Gerçekten de edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış

mıdır?

1. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Nitelikli sanat eseri sayısında belirgin bir düşüş olmasından

B) Bilinçli eleştirmen ve düzeyli eleştiri ürünlerinin yokluğundan

C) Edebî eserlerin güncel olaylara kayıtsız kalmasından

D) Sanatçıların eserlerini piyasa kaygısı ile kaleme almalarından

E) Edebî eserlerin, birtakım yollarla olduğundan farklı

gösterilmesinden

3. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Edebî eserlerin esin kaynağına

B) Modern hayatın edebî eseri sunuş biçimine

C) Eserin baskı adedinin satış taktiği olarak kullanılmasına

D) İnsanlığın her ortamda hayale ihtiyaç duymasına

E) Sanat eserlerinin gerçeklik ve düş çatışmasından doğmasına

Çözüm

Parçada edebî eserlerin birtakım yollarla olduğundan farklı

gösterilmesinden yakınılmaktadır. “…edebiyat ürünlerinin de

sürüm yöntemleri var.”, “Bunların en sahteleri bile… okunmadan

yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa… satış rekoru kırmaları

işten bile değildir.” ifadeleri bunu desteklemektedir.

Doğru Seçenek E

Çözüm

Parçadaki “…edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış mıdır?”

ifadesinde A’ya, “…okunmadan yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa…”

ifadesinde B’ye “bilmem kaçıncı baskıyı yaptığı abartıyla

anlatılırsa” ifadesinde C’ye, “…insanoğlu genede düşten vazgeçmiyor.”

ifadesinde D’ye değinilmiştir. Parçada E’ye dayanak

yoktur.

Doğru Seçenek E

185


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Örnek YGS / 2017

Örnek YGS / 2017

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) XV. yüzyılın ikinci yarısında Erzgebirge ve Alp Dağları

ile Schneeberg’de gümüş yatakları bulundu. (II) Böylece

gümüş miktarında muhteşem bir artış oldu ve dönemin

pek çok darphanesi bu madenle dolup taştı. (III) Gümüş

bolluğu Avrupa’da para basımının çehresini değiştiren

bir reforma da öncülük etti. (IV) 1472 yılında Venedik’te

başlayan bu reformla birlikte ilk kez ince, yassı Orta

Çağ sikkelerinden daha kalın ve sağlam sikkeler basıldı.

(V) Orta Çağ boyunca Avrupa’daki sikkelerin tümü altın

veya gümüş üzerine basılıyordu. (VI) Hatta bu sikkeler

öylesine inceydi ki bir elin parmakları arasında kolayca

kırılabiliyordu. (VII) Oysa Venedik’teki yeni sikkeler kesinlikle

kıvrılıp bükülemeyecek kalınlığa sahipti.

1. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlatımıyla ilgili

olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede nesnel bir anlatım vardır.

B) II. cümlede öznellik söz konusudur.

C) III. cümlede genelleme yapılmıştır.

D) IV. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.

E) VI. cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır.

Çözüm

Parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak A, B, D ve E

seçeneklerinde verilenler doğrudur. III. cümlede genelleme yapılmadığından

C’de verilen yanlıştır.

Doğru Seçenek C

2. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Farklı bölgelerde bulunan gümüş kaynaklarına

B) Gümüş madeninin para basımındaki rolüne

C) Venedik’te basılan paraların niteliklerine

D) Darphanelerin teknik açıdan özelliklerine

E) Avrupa’da basılan paralardaki değişikliklere

Çözüm

Parçada I. cümlede A’ya, II. cümlede B’ye, VII. cümlede C’ye,

III ve IV. cümlelerde E’ye değinilmiştir. Parçada D seçeneğine

dayanak yoktur.

Doğru Seçenek D

(I) Dünyada bilinen en eski halı, Orta Asya’da Pazırık

Kurganı’nda bulunan halıdır. (II) Bugün Rusya’daki

Hermitage Müzesi’nde korunan bu halı, Türklerin göçebe

alışkanlıklarını açıkça gözler önüne seriyor. (III) Yaklaşık

2600 yıl önce dokunan bu halıdan günümüze kadar binlerce

çeşit halı dokundu. (IV) Bu halılar sadece ihtiyaçlarımızı

karşılamakla kalmadı, aynı zamanda her bir ilmeğinde

insana ait tüm duyguları desenlerle, renklerle veya

sembollerle ortaya koydu. (V) Bugün hâlâ duyguların tercümanı

olmaya devam eden Türk el dokuma halıları ilk

kez 1843 yılında Sultan Abdülmecit tarafından Hereke’de

kurulan fabrika ile adını tüm dünyaya duyurdu.

1. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Sultan Abdülmecit Türk halısını dünyaya tanıtmada

öncü rol oynamıştır.

B) Pazırık’ta bulunan halı, dünyada dokunmuş ilk Türk

halısıdır.

C) Türk halıları, XIX. yüzyıla kadar Rusya haricindeki ülkelerde

bilinmiyordu.

D) Türk halı dokumacılığında işlevsellikten çok estetik ön

plandadır.

E) Halı dokumacılığının, Türk göçebe kültüründe vazgeçilmez

bir yeri vardır.

Çözüm

Parçanın V. cümlesine dayanılarak A seçeneği kesin olarak çıkarılabilir.

Doğru Seçenek A

2. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

kişisel görüşe yer verilmemiştir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) II ve IV­ ­E) III ve V

Çözüm

I ve III numaralı cümlelerde kişisel görüşe yer verilmemiştir. II.

cümlede “açıkça”, IV. cümlede “insana ait tüm duyguları”, V.

cümlede “duyguların tercümanı olmaya devam eden” ifadeleriyle

anlatıma kişisel görüşler dâhil edilmiştir.

Doğru Seçenek B

186


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. I. Gül suyu üretiminde “Isparta gülü” adıyla bilinen Rosa

Damascena cinsi gül tercih edilir.

II. Isparta gülü Türkiye ve Bulgaristan olmak üzere iki

bölgede yetiştirilir.

Yukarıdaki iki cümlenin anlam bakımından doğru biçimde

birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) “Isparta gülü” adıyla bilinen ve gül suyu üretiminde

kullanılan Rosa Damascena cinsi gül, en çok Türkiye

ve Bulgaristan’da yetiştirilmektedir.

B) Yalnızca gül suyu üretiminde kullanılan ve Rosa Damascena

adıyla bilinen Isparta gülü, Türkiye ve Bulgaristan

dışında bir yerde yetişmemektedir.

C) Diğer adı Rosa Damascena olan Isparta gülü, Türkiye

ve Bulgaristan’da gül suyu üretiminde kullanılmaktadır.

D) Türkiye ve Bulgaristan olmak üzere iki bölgede yetiştirilen

Rosa Damascena cinsi gül, gül suyu üretiminde

tercih edilen Isparta gülüdür.

E) Türkiye ve Bulgaristan’da yetiştirilen ve gül suyu üretiminde

kullanılan Rosa Damascena, en çok Isparta’da

görülen gül cinsidir.

2. (I) Çe­hov, “Ger­çek bir ya­şa­mın ol­ma­dı­ğı bir yer­de onun

ye­ri­ni düş­ler alır.” der, ya­ni ütop­ya. (II) Bu çer­çe­ve­de

ütop­ya, ya­şa­nan ger­çek­li­ğin in­sa­na yet­me­di­ği, in­sa­nı

tü­ket­ti­ği yer­de, bu ağır ve acı­ma­sız ger­çek­li­ğe kar­şı in­sanın

ge­liş­tir­di­ği kar­şı ya­şam ta­sa­rı­mı­dır. (II­I) Ka­bul eden

de­ğil baş­kal­dı­ran­dır. (IV) Kor­ku de­ğil sev­gi is­ter; bil­gi,

işi­ni ko­lay­laş­tı­rır ama can su­yu­nu düş gü­cün­den alır.

(V) Bu ya­nıy­la ya­şa­nan ger­çek­li­ğe yas­la­nır ama yas­landı­ğı

ger­çek­li­ği sor­gu­la­yıp red­de­der.

4. Benim yaşadığım yerde, ısınabilmek için sık sık odun toplamamız

gerekir. Dondurucu poyrazla birlikte karlı, yağmurlu

günlerin ardından güneş yüzünü gösterdiğinde eldivenlerimizi

takıp traktörün römorkunu odunla doldurmak

üzere yola çıkıyoruz. Ege’nin bir dağ köyünde yaşıyoruz

ve çevremiz işletme ormanlarıyla kaplı. Aslında orman

görünümünde bir ağaç tarlası da denebilir. Tarladaki

domatesler gibi olgunlaşması beklenen ağaçlar günü geldiğinde

kanepe, masa, defter, sandık, pencere doğraması

ya da bunun gibi yüzlerce eşya için kesiliyor. Nüfusunun

%80’inden fazlası kentlerde yaşayan bir ülkede ısınma

ihtiyacını çevredeki kurumuş ya da yıkılmış ağaçlardan

sağlayan ender topluluklardan biriyiz.

Bu par­ça­da sözü edilen yerle ilgili;

I. çevresine göre yüksek bir bölgede bulunduğu,

II. bazı günlerinin soğuk ve yağışlı geçtiği,

III. ısınmak için ağaçlardan yararlanıldığı

belirlemelerinden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve III

D) II ve III E) I, II ve III

Bu par­ça­da­ki an­lam ka­rı­şık­lı­ğı­nı gi­der­mek için aşa­ğıda­ki

de­ği­şik­lik­ler­den han­gi­si ya­pıl­ma­lı­dır?

A) I. cüm­ley­le II. yer de­ğiş­tir­me­li.

B) II. cüm­ley­le II­I. yer de­ğiş­tir­me­li.

C) II­I. cüm­ley­le IV. yer de­ğiş­tir­me­li.

D) IV. cüm­le I. den son­ra gel­me­li.

E) V. cüm­le II. den son­ra gel­me­li.

3. (I) Bü­yük ozan, dün­ya­ya Türk­çe­nin eş­siz bir şi­ir di­li ol­duğu­nu

ka­bul et­ti­ren, şi­ir­le­ri yet­miş iki dil­de oku­nan şa­ir,

“Türk­çem ka­dar gü­zel­sin der.” sev­gi­li­si­ne. (II) Us­ta­lı­ğıy­la

ekip biç­ti­ği, al­tın ha­sat­lar kal­dır­dı­ğı di­li­nin top­ra­ğı­nı sevgi­li­siy­le

öz­deş­leş­ti­rir. (II­I) Gü­zel­lik­tir, sev­gi­dir, ba­rış­tır

her şe­yiy­le ya­şam­dır Türk­çe onun için. (IV) Yur­dun­dan

uzak­la­ra düş­müş ola­bi­lir ama asıl yur­du Türk­çe­dir onun.

(V) Yıl­lar­ca uzak di­yar­lar­da mem­le­ke­ti­ne has­ret ya­şamış­tır.

(VI) “Ku­va­yı Mil­li­ye Des­ta­nı”nda, “Mem­le­ke­tim­den

İn­san Man­za­ra­la­rı”nda gü­rül gü­rül çı­kan hal­kın ez­gi­lenmiş

so­lu­ğu­dur Türk­çe.

Bu par­ça­da­ki an­lam akı­şı­nı bo­zan cüm­le aşa­ğı­da­kiler­den

han­gi­si­dir?

A) II B) II­I C) IV D) V E) VI

5. Duvarların ve zeminin renkli küçük taş ya da cam küplerle

(tessera) kaplanması mıdır mozaik? Teknik olarak

böyledir. Peki ya söyledikleri; bu sanatın bir kentin sözcüklerine,

davranışlarına sinerek o kentin bir insan mozaiğine

dönüşmesindeki rolü? Bütün bunu nasıl anlatmalı

diyenlerin Türkiye’de gidebileceği en güzel yer Hatay’dır.

Bu par­çada Hatay’la ilgili olarak anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çok fazla tarihî yapı barındırdığı

B) Farklı özelliklere sahip insanların bir arada yaşayabildiği

C) Mozaikleriyle adından söz ettirdiği

D) Kültürel değerleriyle öne çıktığı

E) Geçmişte yaşananları resmeden tarihî eserlere sahip

olduğu

187


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

6. Eleş­tir­men bir şak­şak­çı de­ğil­dir. Ne sa­nat­çı­dır ne de

onun öv­gü me­mu­ru. Ken­di ya­rat­ma­dı­ğı bir ese­ri onun

ya­za­rı gi­bi gör­me­si hem güç hem de yer­siz­dir. Bu­nu

kav­ra­yan bir eleş­tir­men ya­za­rın gö­züy­le bak­maz ese­re.

Eni­ne bo­yu­na in­ce­ler onu, baş­ka eser­ler­le kar­şı­laş­tı­rır.

Ay­rı­lık­la­rıy­la ön­ce­lik­le­ri­ni, er­dem­le­riy­le ku­sur­la­rı­nı be­lirle­me­ye

ça­lı­şır. Bu­nun için ya­za­rın açık­la­ma­la­rın­dan da

ya­rar­la­nır ama ona gö­re yar­gı­da bu­lun­maz. Araş­tır­ma ve

çö­züm­le­me­le­ri so­nu­cun­da de­ğer bi­çer ese­re.

Bu par­ça­da eleş­tir­men­le il­gi­li ola­rak vur­gu­lan­mak

is­te­nen aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Eseri in­ce­le­dikten son­ra ob­jek­tif bi­çim­de onu de­ğerlen­dir­di­ği

B) Ese­rin ta­nın­ma­sı için onu halk­la bu­luş­tur­du­ğu

C) Eleş­tir­men­le­rin ya­zar­la­rın gö­rüş­le­ri­ne önem ver­di­ği

D) Ba­zı eleş­tir­men­le­rin yal­nız bel­li grup­ta­ki ya­zar­la­rın

eser­le­ri­ni ta­nıt­tı­ğı

E) Eleş­tir­men­le­rin bir ese­ri eleş­ti­rir­ken onu tek­rar ya­rat­tı­ğı

7. İn­san ze­kâ­sı­nın bir çift ka­na­dı var­dır. Bu ka­nat­lar­dan bi­ribi­lim,

öte­ki de sa­nat­tır. Bu ka­nat­la­rın bi­ri­ gü­dük ka­lır­sa

in­san zekâ­sı ha­va­la­na­maz. En gü­zel çağ­lar­da, en mutlu

top­lu­luk­lar­da bu ka­nat­lar, tü­yü tü­yü­ne bir­bi­ri­ne eşit­tir.

Sa­na­tın zer­re­sin­den yok­sun bir top­lu­luk­ta, il­min i’sin­den

ha­ber­siz kim­se­ler ara­sın­da sa­na­tın ala­bil­di­ği­ne ge­liş­ti­ği

gö­rül­müş şey de­ğil. Bu­gün dün­ya­nın en sü­rat­li uça­ğı­nı,

en kon­for­lu oto­mo­bi­li­ni ya­pan ulus, sa­nat ala­nın­da da

ay­nı öl­çü­de ile­ri, ay­nı öl­çü­de ye­ni­dir.

9. Var­lık­la­rın en üs­tü­nü­dür in­san. Ne­dir in­sa­nı üs­tün ya­pan;

dü­şü­ne­bil­me­si mi, duy­gu­la­rı mı, iç­gü­dü­le­ri­ni kon­trol al­tına

ala­bil­me­si mi, me­de­ni­yet ku­ra­bil­me­si mi, iyiy­le kö­tü­yü

ayırt ede­bil­me­si mi? Bun­la­rın hep­si­ne evet di­ye­bi­lir ve

lis­te­yi da­ha çok uza­ta­bi­li­riz. İn­san bü­tün bun­la­rı ya­pa­bi­lir

ama ger­çek­ten in­san ol­mak de­yin­ce an­la­dı­ğı­mız sa­de­ce

bun­lar­la sı­nır­lı kal­ma­ya­cak­tır. Ça­lış­ma­sı, üret­me­si, kendin­den

son­ra­ki­le­re ya­rar­lı ola­bi­le­cek icat­lar­da bu­lun­ma­sı

bun­lar­dan ba­zı­la­rı­dır.

Bu par­ça­da in­san­lık­la il­gi­li asıl vur­gu­lan­mak is­te­nen

aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Kar­deş­lik duy­gu­su için­de bir ara­da ya­şa­ya­bil­me­si

B) Dü­şün­ce gü­cü sa­ye­sin­de olay­lar ara­sın­da ba­ğın­tı

ku­ra­bil­me­si

C) Di­ğer can­lı­lar­da bu­lun­ma­yan bir­çok özel­li­ğin ya­nı

sı­ra ça­lış­ma­sı, ya­rat­ma­sı, baş­ka­la­rı­na fay­da­lı ol­maya

uğ­raş­ma­sı

D) Pay­la­şım özel­li­ği sa­ye­sin­de di­ğer var­lık­la­rı da ko­ruma­sı

E) Do­ğa­ya ege­men ola­rak can­lı ve can­sız var­lık­la­ra

hük­me­de­bil­me­si

Bu par­ça­da an­la­tıl­mak is­te­nen aşa­ğı­da­ki­ler­den hangi­si­dir?

A) Bi­lim insan­la­rı­nın ay­nı za­man­da sa­nat­çı ol­du­ğu

B) Sa­na­tın iler­le­me­siy­le bir­lik­te top­lu­mun her ke­si­min­de

iler­le­me ya­şan­dı­ğı

C) Bi­lim­le sa­na­tın bir­bi­rin­den ay­rıl­maz bir bü­tün ol­du­ğu

D) Bi­lim­sel ça­lış­ma­la­rın an­la­şıl­ma­sın­da sa­nat­tan fay­dala­nıl­dı­ğı

E) Sa­nat­la­rı ge­liş­miş top­lum­la­rın mut­lu ol­du­ğu

8. (I) Bu­gün ül­ke­miz­de özlü sanata, planlı ve yaygın bir

biçimde ağırlık verilmediğinden he­men her alan­da gö­ze

çar­pan bir yoz­laş­ma var. (II) Bu­nun kö­ke­ni­ni okul­la­rımı­za,

ku­rum­la­rı­mı­za, iliş­ki­le­ri­mi­ze yer­leş­me­miş olan

hü­ma­nizm kül­tü­rü­nün ek­sik­li­ğin­de ara­mak ge­re­ki­yor.

(II­I) Bu yüz­den top­lum­ca he­men par­la­yan, olay­lar karşı­sın­da

se­rin­kan­lı­lı­ğı­mı­zı ko­ru­ya­ma­yan, hoş­gö­rü­süz bir

ya­nı­mız var. (IV) Bu ya­nı­mı­zı dü­zelt­mek için hü­ma­nist

bir kül­tü­re, ya­zı­na ih­ti­ya­cı­mız var. (V) Kı­sa­ca­sı bu yozlaş­ma­dan

kur­tul­mak için öz­lü sa­na­ta plan­lı ve yay­gın bir

bi­çim­de ağır­lık ve­ril­me­si ge­re­ki­yor.

Bu par­ça­nın ana­ dü­şün­ce­si nu­ma­ra­lan­mış cüm­le­lerin

han­gi­sin­de be­lir­til­miş­tir?

A) I­­ B) I­I C) III D) IV E) V

10. Ta­ran­cı’ya gö­re şi­ir, söz­cük­ler­le gü­zel şe­kil­ler kur­ma

sa­na­tıy­dı. Şi­ir­de ses, an­lam ve bi­çim bü­tün­lü­ğü şarttı.

Tarancı şi­ir­le­rin­de açık ve sa­de ol­ma­ya ça­lış­tı. Çok

kork­tu­ğu ölü­mü an­lat­ma­ya ça­lış­tı ama ya­şa­ma se­vin­ci­ne

olan bağ­lı­lı­ğı­nı gös­ter­me­yi de unut­ma­dı. Sev­da­lar, kandil

sa­rı­sı yal­nız­lık­lar, alıp ba­şı­nı git­me­ler, an­ne ku­ca­ğı­na

dön­me gi­bi duy­gu­la­rı şi­ir­le­rin­de har­man­la­yıp dur­du.

Ka­ra­ca­oğ­lan’ı da Or­han Ve­li’yi de Ver­lai­ne’i de Ba­ude­laire’i

de ay­nı öl­çü­de se­vi­yor­du.

Bu par­ça­dan Ca­hit Sıt­kı Ta­ran­cı ile il­gi­li ola­rak aşa­ğıda­ki­ler­den

han­gi­si çı­ka­rı­la­maz?

A) Şi­ir­le­rin­de ölü­mü de ya­şa­mın gü­zel­lik­le­ri­ni de iş­lemiş­tir.

B) Şi­ir ses, ma­na ve üs­lu­bun bir­le­şi­miy­le oluş­muş­tur

di­ye dü­şü­nür.

C) Türk ve dün­ya ede­bi­ya­tının bazı şa­irlerin­den et­ki­lenmiş­tir.

D) Sa­de ve an­la­şı­lır bir dil­le şi­ir­ler oluş­tur­muş­tur.

E) Ölüm kor­ku­su­nu için­den ata­ma­dı­ğı için kor­ku­su­nu

şi­ir­ler­le gi­der­me­ye ça­lış­mış­tır.

188


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

11. (I) Halk yı­ğın­la­rı­nı ku­ran bi­rey­ler bir­ta­kım yer­leş­miş

dü­şün­ce­le­rin, alı­şı­la­gel­miş ka­nı­la­rın çev­re­le­di­ği bir dünya­da

ya­şar­lar. (II) Oku­duk­la­rı ki­tap­lar, gör­dük­le­ri eği­tim

on­la­rı be­lir­li bir an­la­yış se­vi­ye­si­ne ge­tir­miş­tir. (II­I) Dün­ya

gö­rüş­le­ri­ni kö­kün­den yı­ka­cak, inanç­la­rı­nı sar­sa­cak herhan­gi

ye­ni bir fi­kir hu­zur­la­rı­nı ka­çı­rır. (IV) Alış­kan­lık­la­rı

de­ğiş­tir­mek çok zor bir iş­tir. (V) Bu yüz­den öz­gür dü­şünce­den

kor­ku­lur. (VI) Ye­ni akım­la­ra kar­şı gös­te­ri­len şiddet­li

tep­ki, ye­ni dü­şün­ce­le­re kar­şı gös­te­ri­len kar­şı koy­ma

di­ren­ci bu kor­ku­nun so­nu­cu­dur.

Bu par­ça iki pa­rag­ra­fa ayrılmak is­ten­se ikin­ci pa­ragraf

hangi cüm­ley­le baş­lar?

A) II B) II­I C) IV D) V E) VI

14. Yaz­mak, sev­me­ye ben­zer. Her in­san ilk ve son kez­mişçe­si­ne

se­ver, de­rin âşık olur. Ama bir za­man son­ra an­lar

ki ye­ni bir aşk ken­di­sin­den ön­ce­si­ni unu­tul­ma­ya doğ­ru

gö­tü­re­bi­lir. Bu­nun gi­bi her öy­kü de ye­ni bir öy­kü, ye­ni

bir sev­me­dir, ye­ni bir ki­şi ve dün­ya­dır. Bu yüz­den be­n

öy­külerimizi, severek yazarım.

Böy­le dü­şü­nen bir öy­kü­cü­den aşa­ğı­da­ki­le­rden hangi­si­ni

söy­le­me­si bek­le­nir?

A) Sa­de­ce öy­kü ya­zar­la­rı okur­la­rı de­rin­den et­ki­le­yen

ya­zı­lar ya­za­bi­lir.

B) Yaz­ma­yı sev­me­yen bir sa­nat­çı­nın ya­pıt­ları kalıcı

olamaz.

C) Ni­te­lik­li ya­pıt­ta son nok­ta vardır, her ya­pı­tı ge­çe­cek

bir ya­pıt mut­la­ka oluş­tu­ru­lmaz.

D) Bir ya­zar, ye­ni­li­ğe ka­pı­la­rı­nı açık tu­ta­rak bü­yük ça­ba

har­ca­ya­rak ya­pıt ver­meme­li­dir.

12. Di­lin ta­rih­sel ev­ri­mi­nin, bir nok­ta­da yap­tı­rım­lar­la ke­si­leme­ye­ce­ği

su gö­tür­mez bir ger­çek. Dil, dı­şa­rı­dan mü­daha­le­le­ri

ka­bul et­mez. Onun özel­lik­le­ri­ni bil­mek ge­re­kir.

Di­lin gö­re­vi yal­nız geç­mi­şi şim­di­ye bağ­la­mak, şim­di­ki

dün­ya­mı­zı açık­la­mak de­ğil­dir. Bir top­lu­mun kül­tür ve

dü­şün­ce var­lı­ğı­nın sü­re­bil­me­si için di­lin ge­le­ce­ğe de köprü

ola­bil­me­si ge­re­kir.

E) Çok be­ğe­ni­len bir ya­zar, za­man­la bu ni­te­li­ği­ni kaybetmez.

Bu par­ça­da dil ile il­gi­li an­la­tıl­mak is­te­nen aşa­ğı­da­kiler­den

han­gi­si­dir?

A) İn­san­lar ara­sın­da ile­ti­şi­mi sağ­la­ma­da bi­rin­ci de­re­cede

et­ki­li ol­du­ğu

B) Geç­mi­şi an­la­yıp yo­rum­la­ma­da in­sa­na yol gös­ter­di­ği

C) Gü­nü­müz ko­şul­la­rı­nı yo­rum­lar­ken et­ki­li ol­du­ğu

D) Kül­tür ve fi­kir var­lı­ğı­nın de­vam et­ti­ril­me­sin­de bir araç

ol­du­ğu

E) Ge­li­şi­mi­nin kim­se ta­ra­fın­dan dur­du­ru­la­ma­ya­ca­ğı

13. (I) Unuttuk bir topumun küçük bir parçası olduğumuzu.

(II) Çevremizdeki insanlarla ilgilenmeyi bıraktık artık,

kendimize ulaşılmaz dünyalar kurduk. (II­I) Bakamaz

olduk etrafımızdakilerin dünyalarına, soramaz olduk

onların hatırlarını. (IV) Yalnız kaldık onun için, mutsuzluğun

esiri olduk. (V) Şimdi kurtulmak için bu esaretten,

mutluluğa yelken açmak için açalım yüreklerimizi etrafımızdaki

insanların yüreklerine.

Bu par­çanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin

hangisinde belirtilmektedir?

A) I­­ B) I­I C) III D) IV E) V

15. Ben za­yı­fım de­me­nin baş­ka bir teh­li­ke­si de kar­şı­da­ki­ni

ken­di za­yıf­lı­ğıy­la yüz­leş­tir­me­si­dir. (I) İn­san­lar sa­vun­ma

gü­dü­süy­le, baş­ka­sın­da­ki za­yıf­lı­ğı ken­din­de test et­me

alış­kan­lı­ğın­da­dır. (II) Ör­ne­ğin ar­ka­da­şın­da bir has­ta­lık

çık­tı­ğın­da bu has­ta­lı­ğın ken­di­sin­de de ol­du­ğu kuş­ku­su­na

ka­pı­lır ki­şi. (II­I) Bu du­rum en çok tıp öğ­ren­ci­le­rin­de olur,

öğ­ren­ci­ler oku­duk­la­rı her has­ta­lık­tan son­ra o has­ta­lı­ğın

ken­di­le­rin­de de ol­du­ğu kuş­ku­suy­la so­ruş­tur­ma ya­parlar.

(IV) Gü­nü­müz­de­ki tıp eği­ti­min­de öğ­ren­ci­le­re öz ­gü-

­ven­le­ri­ni ge­liş­ti­ren bir yak­la­şım ne ya­zık ki yok. (V) İn­san

sağ­lı­ğı­nın öne­mi­ni kav­ra­yan dok­tor aday­la­rı el­le­ri­ne bir

iğ­ne al­mak­tan bi­le kor­ku­yor­lar.

Bu par­ça­da nu­ma­ra­lan­m›ş cüm­le­le­rin han­gi­sin­den

son­ra ye­ni bir pa­rag­ra­fa ge­çi­le­bi­lir?

A) I­ B) II C) II­I D) IV E) V

189


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

16. Sa­nat­çı si­ya­sal, fel­se­fi alan­lar­da­ki dü­şün­ce­le­ri gö­ze­tilmek­si­zin

sa­nat or­ta­ya çı­kar­ma ala­nın­da tam bir öz­gürlü­ğe

sa­hip ol­ma­lı­dır. Sa­nat ya­pı­tı­nın en acı­ma­sız ve

ya­nıl­gı­sız yar­gı­cı, halk ve za­man­dır. Dün­ya­nın bü­tün

ül­ke­le­rin­de ve bü­tün yüz­yıl­lar­da ya­şar­ken ni­ce bas­kı­la­ra

uğ­ra­mış, iti­lip ka­kıl­mış sa­nat­çı­la­rın da­ha son­ra­ki za­manlar­da

in­san­lı­ğın kül­tür ve öz­gür­lük ta­ri­hin­de hak­la­rı olan

ye­ri al­dık­la­rı­nı gö­rü­yo­ruz. Bu­na kar­şı­lık ----

Bu par­ça­nın so­nu­na an­lam akı­şı­na gö­re aşa­ğı­da­kiler­den

han­gi­si­nin ge­ti­ril­me­si uy­gun olur?

A) uzun za­man­dır bek­le­dik­le­ri ama ka­vu­şa­ma­dık­la­rı

mad­di gü­ce de ar­tık ka­vu­şa­cak­lar­dır.

B) za­ma­nın­da gök­le­re çı­ka­rıl­mış ni­ce­le­ri de ger­çek bir

de­ğe­re sa­hip de­ğil­ler­se za­man­la unu­tu­lup git­miş­lerdir.

C) bu de­ğer­li sa­nat­çı­la­rın yüz­yıl­lar son­ra tek­rar il­gi­siz­likle

kar­şı­lan­ma­la­rı ola­ğan dı­şı de­ğil­dir.

18. Er­cü­mend Beh­zad Lav; şi­ir­le­ri­nin as­la sa­yık­la­ma ürü­nü

ol­ma­dı­ğı­nı, di­ze­le­rin­de akıl ­dı­şı un­sur­lar bu­lun­ma­dı­ğını,

yaz­dık­la­rın­da he­ce, ses uyu­mu gi­bi un­sur­la­rın, in­ce

he­sap­la­rın ya­pıl­dı­ğı­nı bil­dir­di. Türk şi­i­ri­nin ilk ger­çe­küs­tücü,

bi­lim ­kur­gu­cu, ge­le­cek­çi şa­i­riy­di. O bir ön­cüy­dü. Ama

ço­ğu kez bu ön­cü­lü­ğü­nün al­kı­şı­nı ala­ma­dı.

Bu par­ça­da Er­cü­mend Beh­zad’ın şi­ir an­la­yı­şıy­la il­gi­li

ola­rak aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne de­ği­nil­me­miş­tir?

A) Ser­best şi­ir tek­ni­ği­ni ede­bi­ya­tı­mı­za ka­zan­dır­dı­ğı­na

B) Şi­ir­de öl­çü ve ses gi­bi un­sur­lar üze­ri­ne cid­di­yet­le

eğil­di­ği­ne

C) Fark­lı şi­ir akım­la­rıy­la ül­ke­miz­de şi­ir yaz­ma­ya ça­lış­tığı­na

D) Şi­ir­le­ri­ni bi­linç­le man­tık çer­çe­ve­si için­de yaz­dı­ğı­na

E) Pek çok alan­da ilk ol­ma özel­li­ği­ni ta­şı­ma­sı­na rağ­men

bir­çok kez bu­nun öv­gü­sü­nü ala­ma­dı­ğı­na

D) ba­zı sa­nat­çı­la­rı­mız ne ka­dar de­ğer­li olur­lar­sa ol­sunlar

ken­di­le­ri­ni an­la­ya­cak üst al­gı­la­ma se­vi­ye­si­ne

sa­hip bir top­lum bu­la­ma­ya­cak­lar­dır.

E) hal­kın bu sa­nat­çı­la­ra gös­ter­di­ği il­gi ne ka­dar yo­ğun

olur­sa ol­sun yi­ne de ye­ter­li de­ğil­dir.

17. I. Safranbolu’nun nüfusu yaklaşık altmış bindir.

II. Karabük ilinin en büyük ve merkeze en yakın ilçesi

Safranbolu’dur.

Bu iki cümlenin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş

hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Merkeze en yakın ve en büyük ilçesi Safranbolu olan

Karabük ilinin nüfusu yaklaşık altmış bindir.

B) Nüfusu yaklaşık altmış bin olan Safranbolu, Karabük

ilinin merkeze en yakın olan ve en büyük ilçesidir.

C) Yaklaşık altmış bin nüfusa sahip Safranbolu, merkeze

en yakın ve en büyük ilçe olan Karabük’ten sonra il olmuştur.

D) Nüfusu yaklaşık altmış bin olan Karabük, Safranbolu’da

merkeze en yakın olan ilçedir.

E) Karabük ile Safranbolu, yaklaşık altmış bin nüfuslu ilin

merkeze en yakın ve en büyük ilçeleridir.

19. (I) At­ti­la İl­han ya­zı­nı­mı­za bir­çok gü­zel şi­ir, bir­kaç an­la­tı

ka­zan­dır­mış, de­ğer­li bir sa­nat­çı­dır. (II) İlk ba­kış­ta in­sa­na

il­ginç ge­len dü­şün­ce ya­zı­la­rı da ya­zar. (II­I) Ama ye­tişti­ril­me­

tarzı ge­re­ği, her yer­de ken­di ala­nın­da ol­du­ğu­nu

san­dı­ğı için ço­cuk­su yan­lış­lar ya­par. (IV) Üs­te­lik da­yandı­ğı

bil­gi kı­rın­tı­la­rı­nın her şey ol­du­ğu­na, bun­la­rın da kendi­sin­den

baş­ka kim­se­de bu­lun­ma­dı­ğı­na ina­nır. (V) Ge­ne

ye­tiş­ti­ril­me­si ge­re­ği el at­tı­ğı ko­nu­nun uz­man­la­rı­nın hiç mi

hiç önem­se­me­dik­le­ri ba­sit el ki­tap­la­rın­dan yo­la çı­ka­rak

her so­ru­na ken­di öz­gün çö­zü­mü­nü ge­tir­mek is­ter.

Bu par­ça­nın an­lam akı­şın­da­ki bo­zuk­lu­ğu gi­der­mek

için aşa­ğı­da­ki de­ği­şik­lik­ler­den han­gi­si ya­pıl­ma­lı­dır?

A) I. cüm­ley­le II. yer de­ğiş­tir­me­li.

B) II. cüm­ley­le II­I. yer de­ğiş­tir­me­li.

C) II­I. cüm­ley­le IV. yer de­ğiş­tir­me­li.

D) IV. cüm­le I. den son­ra gel­me­li.

E) V. cüm­le II­I. den son­ra gel­me­li.

190


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. “Ya­ban”, ge­rek Ya­kup Kad­ri’nin ro­man­la­rı için­de ge­rekse

Türk ede­bi­ya­tı ta­ri­hi açı­sın­dan ay­rı bir önem ta­şır.

Ya­yım­lan­dı­ğı yıl­dan bu ya­na da en çok tar­tı­şı­lan, ya­zarı­nı

ölüm­süz­leş­ti­ren ro­man­la­rın ba­şın­da ge­lir. Bu hem

Tür­ki­ye ta­ri­hi­nin bel­li bir dö­ne­mi­ne ta­nık­lık et­me­sin­den

hem de bir tez ro­ma­nı ol­ma­sın­dan­dır. Ni­te­kim, ne za­man

halk-ay­dın ko­puk­lu­ğun­dan söz edil­se ak­la he­men “Yaban”

ge­lir.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­mış­tır?

A) Açık­la­ma B) Be­tim­le­me C) Öy­kü­le­me

D) Ör­nek­le­me E) Tanık gösterme

4. Şi­ir il­le re­ali­te­ye uy­ma­lı, il­le bir da­va­yı güt­me­li di­yenler,

ha­yır şi­ir as­la da­va­lı ko­nu­la­ra el sür­me­me­li di­yen­ler

ka­dar ya­nı­lı­yor­lar. Sa­de­ce re­ali­te­nin, sa­de­ce da­va­nın,

in­sa­nı şa­ir et­me­si müm­kün ol­say­dı, cilt­ler do­lu­su da­va­lı

şi­ir yaz­mış olan Je­an Ric­he­pin’in bu­gün en bü­yük şa­ir

sa­yıl­ma­sı la­zım­dı. Bu­na rağ­men ha­yal ül­ke­le­rin­de pu­pa

yel­ken do­laş­mış, bir za­man­lar gö­nül­le­re hük­met­miş pek

çok şa­ir­den de bu­gün iz yok. Al­bert Sa­ma­in’in o bü­yük

şöh­re­tin­den ge­ri­ye ne kal­dı?

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­ma­mış­tır?

A) Açık­la­ma B) Ör­nek­le­me C) Kar­şı­laş­tır­ma

D) Tar­tış­ma E) Öy­kü­le­me

2. Ha­li­de Edip Adı­var biz oku­yu­cu­la­ra, süs­lü, şık cüm­le­ler

ver­mek me­ra­kın­da de­ğil. O da Ha­mid gi­bi, yaz­dı­ğı­nı

ol­muş bit­miş farz eden­ler­den. Ke­li­me­ler üze­rin­de ku­yumcu­luk

et­mi­yor. Onun için Ha­li­de Ha­nım’da ne de­mek

is­te­di­ği an­la­şıl­ma­yan söz­ler, yo­ru­cu dö­ne­meç­ler, ka­ranlık

kö­şe­ler var. Ya­kup Kad­ri gi­bi te­miz ke­li­me ve ahenk­li

cüm­le me­rak­lı­sı ne­sir ya­zar­la­rı­nı çok za­man iti­raz­la­ra

sevk eden bir üs­lu­bu var.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rden han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Açık­la­ma - be­tim­le­me

B) Tar­tış­ma - öyküleme

C) Tar­tış­ma - kar­şı­laş­tır­ma

D) Ta­nık gös­ter­me - ben­zet­me

E) Öy­kü­le­me - be­tim­le­me

5. Bo­ğaz va­pu­ru­na epey va­kit var­dı. Ki­tap­çı­nın önün­de

dur­du­lar. Nu­ran bir iki ga­ze­te, ro­man al­dı. Müm­taz onun

çan­ta­sı­nı aç­ma­sı­nı, pa­ra çı­kar­ma­sı­nı sey­re­di­yor­du. Her

gün tek­rar­la­nan bu ha­re­ket ona fark­lı ge­li­yor­du. Za­ten

köp­rü de­ğiş­miş, ki­tap­çı de­ğiş­miş, ki­tap al­ma, oku­ma

de­nen şey de­ğiş­miş­ti. San­ki bir ma­sal dün­ya­sın­da, can­lı

çiz­gi­le­rin ve par­lak renk­le­rin her şe­yi di­rilt­ti­ği, her şe­ye

ma­na ver­dik­le­ri bir dün­ya­da ya­şı­yor­du.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki an­la­tım yön­tem­lerin­den

han­gi­si ağır bas­mak­ta­dır?

A) Açık­la­ma­ ­ B) Be­tim­le­me­ ­ C) Tar­tış­ma

D) Ta­nım­la­ma E) Öy­kü­le­me

3. Pro­fe­sör göz­le­ri­ni aç­tı, şa­fak sö­kü­yor­du. Bu sa­at­ler­de

de­ni­zin ren­gi so­luk, be­ya­zım­sı bir uçuk ma­vi­ye ça­lar­dı.

De­niz­le bir­le­şen ufuk çiz­gi­si la­ci­vert­ten ma­vi­ye, ma­vi­den

kül ren­gi­ne doğ­ru kat kat açı­lı­yor; son­ra yük­sel­dik­çe kı­zılla­şı­yor

ve ar­ka­sın­dan tek­rar gök­yü­zü­nün uç­suz bu­cak­sız

ma­vi­li­ği baş­lı­yor­du. Gök­te tek bir la­ci­vert bu­lut gö­rünmek­tey­di,

ya­ta­ğan bi­çim­li, kı­rık bir la­ci­vert bu­lut.

Bu par­ça­nın an­la­tımında aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­siağır

basmaktadır?

A) Açık­la­ma B) Öy­kü­le­me C) Be­tim­le­me

D) Tar­tış­ma E) Kar­şı­laş­tır­ma

6. Ağ­rı Da­ğı’nın ya­ma­cın­da, dört bin iki yüz met­re­de bir

göl var­dır, adı­na Küp Gö­lü der­ler. Göl bir har­man ye­ri

bü­yük­lü­ğün­de­dir. Çok de­rin­ler­de­dir. Gö­lün dört bir ya­nı

fır­do­la­yı kır­mı­zı, kes­kin, bı­çak ağ­zı gi­bi ışıl­tı­lı ka­ya­lar­la

çev­ri­li­dir. Ka­ya­lar­dan gö­le ka­dar da­ra­la­rak inen yu­mu­şak

ba­kır ren­gi top­rak bel­li bir aşın­tıy­la yol yol­dur. Ba­kır ren­gi

top­ra­ğın üs­tü­ne yer yer ta­ze bir ye­şil çi­men ser­pi­lir. Sonra

gö­lün ma­vi­si baş­lar. Bu gö­rün­tü in­sa­nı bü­yü­ler.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki an­la­tım yön­tem­lerin­den

han­gi­si­ne baş­vu­rul­muş­tur?

A) Açık­la­ma B) Ör­nek­le­me C) Öy­kü­le­me

D) Be­tim­le­me E) Ta­nım­la­ma

191


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. Top­lum­sal çal­kan­tı­la­rın son had­din­de ya­şan­dı­ğı za­manlar,

Sa­it Fa­ik top­lum­sal so­run­la­rın dı­şın­da bir öy­kü­cü

ola­rak gö­rü­lüp yad­sın­mış­tır. Onun kar­şı­sı­na baş­ka öy­kücü­ler

çı­ka­rıl­mış­tır. Sa­ba­hat­tin Ali ile ya­pay bir kar­şıt­lı­ğın

içi­ne çe­ki­lir­ken as­lın­da ona bü­yük bir hak­sız­lık ya­pı­lı­yordu.

Ki­mi­le­ri­nin Sa­it Fa­ik’e bir se­çe­nek ola­rak gör­dü­ğü

Be­kir Yıl­dız da Sa­ba­hat­tin Ali’yi bir ek­me­ğe ben­ze­te­rek

yü­cel­tir­ken Sa­it Fa­ik’i pas­ta­ya ben­ze­te­rek eleş­ti­ri­yor­du.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­mış­tır?

A) Açık­la­ma - öykü­le­me

B) Ta­nık gös­ter­me - ben­zet­me

C) Açık­la­ma - kar­şı­laş­tır­ma

D) Kar­şı­laş­tır­ma - be­tim­le­me

10. Ba­tı Ana­do­lu’da ne ye­şil, ne gü­zel bos­tan­lar gör­müştüm.

Or­ta­la­rın­da bir do­lap­lı ku­yu var­dı. Göz­le­ri bağ­lı bir

hay­van bu do­la­bı çe­vi­rir, or­ta­da­ki çık­rık kâh bir ço­cuk

gül­me­si­ne kâh bir ka­dın hıç­kı­rı­ğı­na ben­zer ses­ler çı­ka­rır.

Sı­ra sı­ra de­mir ko­va­lar­dan su­lar bo­şa­nır, do­lar. Va­kit bir

yaz ak­şa­mı­dır, ka­vak ağaç­la­rın­da ağus­tos bö­cek­le­ri­nin

se­si he­nüz din­me­miş­tir. Ku­yu­nun dört bir ta­ra­fın­dan düz,

uzun, kü­çük top­rak ka­nal­lar, se­rin ve ber­rak su­yu ma­rul

tar­la­la­rı­na doğ­ru gö­tü­rür, hal­kın ge­çim kay­nak­la­rı­nı besler­di.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­ma­mış­tır?

A) Ör­nek­le­me­den­ ­ B) Be­tim­le­me­den

C) Öy­kü­le­me­den­ ­ D) Ben­zet­me­den

E) De­ği­şik du­yu­la­ra ses­len­me­den

E) Tar­tış­ma - ta­nık gös­ter­me

8. Şi­ir­de de­yiş gü­zel­li­ği di­ye bir şey tut­tur­muş gi­di­yo­ruz.

Sa­de­ce gü­zel de­yi­şe özen­mek şi­i­re ye­ter mi aca­ba?

As­lo­lan akıl­dır, yü­rek gü­cü­dür. Şi­ir; akıl­la, yü­rek gü­cüy­le

bes­le­nen içe­rik­tir. Sa­nat­ta, sağ­lam, man­tık­lı yol, içe­ri­ğin

şek­le de­ğil şek­lin içe­ri­ğe bağ­lı kal­ma­sı­dır. An­cak şe­kil ve

içe­rik ba­kı­mın­dan bir­bi­ri­ne uy­gun, halk hiz­me­tin­de halkın

yü­cel­me­si, ay­dın­lı­ğa çık­ma­sı için ça­ba­la­yan eser­ler

ba­şa­rı­lı­dır, ölüm­süz­dür.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­mış­tır?

A) Açık­la­ma B) Tar­tış­ma C) Öy­kü­le­me

D) Ör­nek­le­me E) Kar­şı­laş­tır­ma

11. Kon­ya, boz­kı­rın tam bir ço­cu­ğu­dur. Onun gi­bi ken­di­ni

giz­le­yen, es­rar­lı bir gü­zel­li­ği var­dır. Boz­kır, ken­di­ne bir

se­rap çeş­ni­si ver­mek­ten hoş­la­nır. Kon­ya’ya han­gi yol­dan

gi­rer­se­niz gi­rin si­zi bu se­rap ha­ya­li kar­şı­lar. Çok arı­za­lı

bir ara­zi­nin ara­sın­dan uf­ka dai­ma bir ışık oyu­nu, bir rü­ya

gi­bi ta­kı­lır. Se­rin göl­ge­le­ri ve çeş­me­le­riy­le bir kay­bo­lur bir

be­li­rir.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki an­la­tım yön­tem­lerin­den

han­gi­le­ri­ne baş­vu­rul­muş­tur?

A) Açık­la­ma - be­tim­le­me

B) Kar­şı­laş­tır­ma - ör­nek­le­me

C) Açıklama - ta­nım­la­ma

D) Öy­kü­le­me - açık­la­ma

E) Be­tim­le­me - ki­şi­leş­tir­me

9. An­ka­ra’da Çan­ka­ya sırt­la­rı­nı, Et­lik, Ke­çiö­ren bağ­la­rı­nı,

cam gi­bi kes­kin bir ışık al­tın­da bü­tün ara­zi­yi hep ay­nı

ses­siz­lik için­de gö­rür­sü­nüz. Ba­zen ge­niş sağ­rı­sı­nı rüzgâ­ra

ver­miş bir harp ge­mi­si gi­bi za­man ve olay­la­rın de­nizin­de

çe­vik ve kuv­vet­li yü­zer. Ba­zen bir iç ka­le, bü­tün

ümit­le­rin ken­di­sin­de top­lan­dı­ğı son sı­ğı­nak olur. Ba­zen

bir kar­tal yu­va­sı gi­bi eri­şil­me­si im­kân­sız yük­se­lir.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Be­tim­le­me - ben­zet­me

B) Öy­kü­le­me - tanımlama

C) Açık­la­ma - ör­nek­le­me

D) Ta­nım­la­ma - ben­zet­me

E) Açık­la­ma - kar­şı­laş­tır­ma

12. Bir İs­tan­bul­lu­nun gün­lük ha­ya­tın­da bir yer­dey­ken

İstanbul’un baş­ka bir ye­ri­ni öz­le­me­si do­ğal­dır. Göz­tepe’de

hı­şır­tı­lı bir ağaç al­tın­da etrafı seyrederek bir yaz

sa­ba­hı­nı ta­dar­ken bir öz­lem­le, te­ni­niz­de ge­zi­nen bir

ür­per­me ve­ya bir ba­lık ko­ku­su hat­ta bir­den­bi­re duy­du­ğunuz

bir ço­cuk şar­kı­sı si­zi da­ha dün ay­rıl­dı­ğı­nız bir Bo­ğaz

kö­yü­ne ça­ğı­rır. İs­tan­bul’da işi­ni­zin gü­cü­nü­zün ara­sın­da

iken bir­den Ni­şan­ta­şı’nda ol­mak is­ter­si­niz ve­ya baş­ka bir

yer­de.

Bu par­ça­da aşa­ğı­da­ki du­yu­lar­dan han­gi­si­ne ait bir

özel­lik ve­ril­me­miş­tir?

A) Gör­me­ ­ B) Do­kun­ma C) Kok­la­ma

D) Tat­ma­­ E) İşit­me

192


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

13. Odam, ova­ya ba­kan iki kü­çük pen­ce­re­li, ta­va­nın­dan

ku­ru ot­lar sar­kan, ta­ba­nı top­rak bir hüc­re­yi an­dı­rır. Ön­ce

ya­tak ta­kı­mı­nı ve sey­yar kar­yo­la­mı sa­ran iki ha­rar be­ziyle

bu ta­va­nı ört­mek, son­ra şe­hir­den ge­tir­di­ğim tah­ta ve

mu­şam­ba­lar­la bu top­rak ze­mi­ni kap­la­mak, dö­şe­mek

ge­rek­ti. Ce­viz ki­tap san­dı­ğı­mı bir ma­sa hâline sok­tum,

ka­pa­ğın­dan da bir ne­vi raf yap­tım. Ben uzun sü­re­li planlar

ya­par­ken bu­ra­da bu ka­dar az ka­la­ca­ğı­mı bi­le­mez­dim

ki...

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Ör­nek­le­me - açık­la­ma

B) Tar­tış­ma - kar­şı­laş­tır­ma

C) Ben­zet­me - ör­nek­le­me

D) Öy­kü­le­me - be­tim­le­me

E) Ta­nım­la­ma - öy­kü­le­me

16. Ede­bi­yat­ta söz­cük ya­sa­ğı bil­gi­siz­ce çı­ban dağ­la­ma­ya

ben­zer. Kaş ya­pa­yım der­ken göz çı­kar, bur­ada sö­nen

baş­ka bir yer­de ya­lım­la­şır. Ala­bil­di­ği­ne ser­best bı­rak­ma­lı

söz­cük­le­ri. Ba­şı­boş­luk de­ğil, öz­gür­lük. Her bi­ri­nin renk

renk, boy boy çi­çek­le­ni­şi­ni gö­rüp se­vin­mek gi­bisi var mı?

Söz­cük­le­rin boy­nu­nu bü­kük tut­ma­ya sa­vaş aça­lım. Baş­lı

ba­şı­na bir ge­niş­lik ola­na­ğı­dır söz­cük öz­gür­lü­ğü.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne

baş­vu­rul­ma­mış­tır?

A) Ki­şi­leş­tir­me­ye

B) Ben­zet­meye

C) De­yi­me

D) İki­le­me­le­re

E) Ör­nek­le­me­ye

14. Dil ile ta­rih ve kül­tür ara­sın­da­ki il­gi­yi bi­len bir kim­se di­li

tek ba­şı­na al­maz. Çün­kü dil­de her söz­cü­ğün ya­zı­lış, ses,

bi­çim ve an­la­mı­nı ta­yin eden, ta­rih ve kül­tür­dür. Yu­nus

Em­re’nin şi­ir­le­ri­nin di­li­ni, ya­zıl­dı­ğı dö­nem ve çev­re­den

ay­rı ele ala­maz­sı­nız. Çün­kü o ağa­cın kök­le­ri ge­le­nek ile

be­ra­ber, ye­tiş­ti­ği top­rak­la­ra sım­sı­kı bağ­lı­dır. Bu da göste­rir

ki fi­lo­log sa­de­ce dil­ci de­ğil ge­niş kül­tür­lü, ya­şa­mın

bü­tün ola­nak­la­rı­na açık bir in­san ol­ma­lı­dır.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Öy­kü­le­me B) Be­tim­le­me C) Tar­tış­ma

D) Tanık gösterme E) Ben­zet­me

17. Her doğ­ru­yu söy­le­me­ye gel­mez­miş, bir­ta­kım doğ­ru­la­rı

yay­ma­mak, ka­mu­dan giz­le­mek ge­re­kir­miş. Pe­ki ama bir

doğ­ru­yu söy­le­me­mek, ya­yıl­ma­sı­nı ön­le­me­ye ça­lış­mak o

doğ­ru­nun ye­rin­de du­ran ya­la­nı sür­dür­mek de­mek de­ğil

mi­dir? Ya­la­nın ya­lan ol­du­ğu­nu bi­le­rek ge­ne sür­me­si­ne

göz yum­ma­ya hak­kı­nız var mı­dır? Ba­zı ya­lan­lar kut­sal­mış,

on­la­ra do­kun­ma­ya gel­mez­miş. Bir şe­yin ya­lan ol­du­ğu­nu

an­la­dık mı kut­sal­lı­ğı­na ar­tık inan­mı­yo­ruz de­mek­tir. Bu­nun

için “kut­sal ya­lan” sö­zü bir şe­yin hem kö­şe­li hem yu­var­lak

hem sıvı hem ka­tı ol­du­ğu­nu söy­le­mek ka­dar saç­ma­dır.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­den

ya­rar­la­nıl­mış­tır?

A) Açık­la­ma B) Tar­tış­ma C) Öyküleme

15. Ya­şam, ya­şa­ma­yı bil­me­ye­ne sı­kın­tı ve­rir. Çok­la­rı için

ya­şam tü­ke­ti­le­si bir sı­kın­tı dö­ne­mi­dir. Ya­şa­ma eğil­dik­çe

sı­kın­tı­yı, ölü­me eğil­dik­çe kor­ku­yu gö­rür ki­mi­le­ri. Oy­sa

ya­şam gü­zel­dir ve se­vinç­le kar­şı­lan­ma­sı ge­re­ken şey­dir.

Onu an­cak bil­ge­ler se­vinç­le ya­şa­ya­bi­lir. Ya­şam se­vin­ci­ni

du­ya­bil­mek için ger­çek an­lam­da bil­ge ol­mak ge­re­kir. Bilge

ol­mak ya­şa­mın an­la­mı­na ulaş­mış ol­mak­tır. “Bil­ge­li­ğin

en sağ­lam be­lir­ti­si ka­lı­cı bir se­vinç­tir.” der Mon­ta­ig­ne.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Açık­la­ma - ör­nek­le­me

B) Ta­nım­la­ma - ta­nık gös­ter­me

C) Tar­tış­ma - öyküleme

D) Öy­kü­le­me - ta­nım­la­ma

E) Kar­şı­laş­tır­ma - ör­nek­le­me

D) Kar­şı­laş­tır­ma E) Ta­nık gös­ter­me

18. Ay, gü­neş­ten ödünç al­dı­ğı ışı­ğıy­la ge­ce­mi ay­dın­la­tı­yor.

Bu­lut­lar­sa ayın bu­ğu­su­na göl­ge dü­şü­rü­yor. Tam bu sı­rada

de­ni­zin üze­rin­de­ki ya­ka­moz­lar can­la­nı­yor. So­nun­da

de­ni­ze dü­şü­yo­rum. Öz­gür­lü­ğün sa­tın alı­na­ma­dı­ğı, mutlu­luk­la

do­laş­tı­ğım su­lar­da sa­lı­nı­yo­rum. Gü­ne­şin sı­ca­ğı­nı

sır­tım­da du­yu­yo­rum su­la­ra ba­tıp çık­tık­ça. Da­ha ön­ce hiç

böy­le his­set­me­di­ği­mi ha­tır­lı­yo­rum bir­den.

Bu par­ça­nın an­la­tı­mın­da aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne

baş­vu­rul­muş­tur?

A) Açık­la­ma B) Tartışma C) Be­tim­le­me

D) Ta­nım­la­ma E) Ör­nek­le­me

193


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Ne­re­ye git­sek, ki­min­le ko­nuş­sak, ge­nel bir ya­kın­ma payda­sı­dır

yal­nız­lık. Söz ge­lip de ora­ya da­yan­dı­ğın­da göz

­be­bek­le­rin­de­ki pa­rıl­tı ye­ri­ni bir hüz­ne bı­ra­kır. Se­sin sonba­ha­rı

baş­lar. Söz­cük­ler sa­rar­mış yap­rak­lar gi­bi tit­rer.

Ses­siz­lik baş­lar, yal­nız­lık ağaç­la­rın ye­şil dün­ya­sın­da her

da­im ha­zan mev­si­mi­dir.

Bu par­ça­nın ko­nu­su aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Ka­la­ba­lık or­tam­lar­da da­hi in­sa­nın ken­di­ni yal­nız hisse­de­bil­me­si

B) Yal­nız­lı­ğın ne ol­du­ğu ve na­sıl yan­sı­dı­ğı

C) Yal­nız­lık­tan kur­tul­ma­nın yol­la­rı

D) Yal­nız ka­lan in­san­la­rın ruh hâli

E) Yal­nız in­san­la­rın için­de bu­lun­du­ğu ça­re­siz­lik

2. Kah­ra­man­lar ha­ya­lî ki­şi­ler. Ora­da pek oto­bi­yog­ra­fik bir

şey yok. Oto­bi­yog­ra­fik özel­lik­le­rin ço­ğu me­kân­lar­da ve

man­za­ra­lar­da. Ben sa­nat­çı­la­rın de­ne­yim­le­ri­nin ne ka­dar

sı­nır­lı ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. İn­sanlar

on­la­rın sı­nır­sız de­ne­yim­le­re sa­hip ol­duk­la­rı­nı ha­yal

edi­yor­lar. Eğer ele al­dı­ğı­nız şe­yi ken­di de­ne­yim­le­ri­niz­le

sı­nır­lan­dı­rır­sa­nız ha­yat hak­kın­da ne ka­dar az şey bil­di­ğini­zi

gö­rüp şa­şı­rır­sı­nız.

Bu par­ça aşa­ğı­da­ki so­ru­lar­dan han­gi­si­ne kar­şı­lık

söy­len­miş ola­maz?

A) Ro­man ger­çe­ğin yan­sı­ma­sı mı ol­ma­lı, yok­sa kur­gudan

mı iba­ret ol­ma­lı?

B) Eser­de or­ta­ya çı­kan ka­rak­ter­ler ha­ya­lî ki­şi­ler mi yoksa

ger­çek in­san­lar mı?

C) Eser­de ken­di ha­yat hi­kâ­ye­ni­zi mi iş­le­di­niz?

D) Bu ese­ri­niz­de ha­yal­le ger­çe­ği bir­leş­tir­di­ği­ni­zi söy­leye­bi­lir

mi­yiz?

E) Ese­ri­niz­de ya­şa­mın ger­çek­le­ri­ni mi iş­le­di­niz?

3. İn­san­la­rın ya­şa­dık­la­rı ha­yal kı­rık­lık­la­rı ve bu­nun kar­şı­sında

ge­ri­ye çe­ki­lip ka­buk­la­rı­nı ter­cih et­me­le­ri, yal­nız­lı­ğın

en yo­ğun ya­şan­dı­ğı bi­çim­lerdir. Gü­ven yi­tir­me­ler­de içe

ka­pan­ma, ken­di ko­ri­dor­la­rın­da ya­kın­ma­lar­la kal­ma se­çimi,

za­man­la çığ gi­bi bü­yür. Dı­şa­rı­ya açı­lan pen­ce­re­ler

bir bir ka­pa­tı­la­rak or­ta­lık ka­rar­tı­lır. Ses­ler si­lin­mek is­te­nir.

Ku­lak­lar­da­ki uğul­tu bey­ni tör­pü­le­me­ye baş­lar.

Bu par­ça­ya gö­re aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si yal­nız

ka­lan in­sa­nın için­de bu­lun­du­ğu ruh hâl­le­rin­den bi­ri

de­ğil­dir?

A) İçe dö­nüp ken­di­le­riy­le baş ba­şa kal­mak

B) Bu­lu­nu­lan du­rum­dan ya­kın­mak

C) Dış dün­ya ile te­ma­sı ya­vaş ya­vaş ko­pa­rmak

D) Ha­ya­ta, baş­ka­la­rı­na gü­ven­duymamak

E) Konuşmak istemesine karşın sesi çıkmamak

4. Her şe­yin hız­la de­ğiş­ti­ği bir dün­ya­da ya­şı­yo­ruz. Bu

de­ği­şi­me ayak uy­du­ra­maz ve de­ği­şi­me di­re­nir­sek öz­gür

ira­de­miz­le mut­suz­lu­ğu seç­miş olu­ruz. İn­sa­nın dü­şün­me

ye­te­ne­ği çok güç­lü­dür an­cak insan dü­şün­me­yi pek sevmez.

Ge­liş­mek is­ter ama oku­ma­ya va­kit ayır­maz. Bir­çok

şe­ye sa­hip ol­mak is­ter fa­kat bu­nun için hiç­bir ça­ba göster­mez.

Ken­di­si­nin ve baş­ka­la­rı­nın eme­ği­ni tü­ke­tir ama

mut­lu ola­maz. İn­san an­cak üre­te­rek ve bir şey­ler için

ça­ba­la­ya­rak mut­lu ola­bi­lir.

Bu par­ça­da asıl an­la­tıl­mak is­te­nen aşa­ğı­da­ki­ler­den

han­gi­si­dir?

A) Mut­lu ol­mak, bir şey­ler ba­şar­mak is­te­yen ki­şi­nin

ha­re­ke­te geç­me­si, bu­nun için uğ­raş­ma­sı ge­re­kir.

B) So­run­la­rın çö­zü­me ka­vuş­ma­sı­nı is­te­yen in­san mut­lulu­ğu

ya­ka­lar.

C) Ha­yat­ta hiç­bir şey şans ese­ri oluş­ma­mış­tır.

D) Üre­ti­me kat­kı­sı ol­ma­yan ki­şi­le­rin el­de edi­len­de bir

hak­kı yok­tur.

E) Tem­bel­lik in­san­la­rın yen­me­si ge­re­ken bir has­ta­lık­tır.

5. So­ğuk oda­nın için­de bir tek ya­şa­ma umu­dum ko­ru­yor

be­ni. On se­kiz yıl­dır öğ­ret­men­lik yap­tı­ğım ka­sa­ba­lar­da,

top­rak yol­lar­da, da­mı ol­ma­yan ev­ler­de ço­cuk­lu­ğu­mun

umut­suz­lu­ğu çar­pı­yor yü­zü­me. Ben ken­dim­ce dün­ya­yı

de­ğiş­tir­mek için uğ­ra­şı­yo­rum. Ne­re­de yok­sul­luk gö­rürsem

ben ora­da­yım. Kim­se be­nim kö­kü­me su ver­me­di.

Eğ­ri büğ­rü bir su­sam bit­ki­si gi­bi hep az suy­la ye­ti­ne­rek

bü­yü­düm. Bu yüz­den köy­ler­de öğ­ret­men­lik ya­pı­yo­rum.

Bu par­ça­da ken­din­den böy­le söz eden bi­ri için aşa­ğıda­ki­ler­den

han­gi­si söy­le­ne­mez?

A) Elin­den gel­di­ğin­ce ya­şa­mın de­ğiş­me­si için ça­ba göster­mek­te­dir.

B) İçin­de bu­lun­du­ğu zor şart­la­ra rağ­men hâlen için­de­ki

umu­du yi­tir­me­miş­tir.

C) Mad­di güç­lük­ler için­de ge­çen bir ço­cuk­luk ge­çir­di­ği

için muh­taç olan­la­ra yar­dım et­mek is­te­mek­te­dir.

D) Yıl­lar­ca de­ği­şik mekân­lar­da öğ­ret­men­lik yap­mış­tır.

E) Yal­nız­lı­ğı­nı, öğ­ren­ci­le­re yar­dım ede­rek on­lar­la gi­dermek­te­dir.

6. Sev­dik­le­ri­min se­si­ni duy­mak, asıl is­te­di­ğim odur. Se­si­ni

duy­ma­dı­ğım in­san yü­zü­me ba­kı­şı ne ka­dar tat­lı, eli­mi

tu­tu­şu ne ka­dar sı­cak olur­sa ol­sun, na­sıl söy­le­ye­yim bir

re­sim gi­bi ben­den uzak­tır. Ba­na ya­ban­cı­dır. Kar­şım­daki­le­rin

ger­çek­ten var ol­duk­la­rı­na, yüz­le­rin­den, vü­cut­ların­dan

çok ses­le­riy­le ina­nı­rım. Bu­nun için ko­nuş­ma­yı

se­ve­rim. Ba­na, “Ya gör­me ya işit­me ka­bi­li­ye­ti­ni kay­be­decek­sin,

han­gi­sin­den ge­çe­bi­lir­sin?” de­se­ler hiç dü­şün­meden

göz­le­ri­mi fe­da ede­rim.

Bu par­ça­nın ya­za­rı­nın ki­şi­ler­de önem ver­di­ği du­rum

aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Do­ğal­lık­ B) Gü­zel­lik­ C) Ko­nuş­ma

D) Sa­nat ru­hu E) Oku­ma

194


Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

TEST

3

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

7. “Gökyüzünü küflü demiri andıran bulut yığınları kaplamıştı.

Sürü sürü geçen kargalar eski hisarın üstünden

uçuyordu. Kargalar, acı acı bağırıyordu. Palanga kapısının

sağında, beden siperinde ayakta duran ihtiyar,

yavaşça kımıldadı. Sisler içinde görünen kulelere bakmaya

başladı.”

Bu par­ça­nın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi

yanlıştır?

A) İkilemelere yer verilmiştir.

B) Benzetmeden yararlanılmıştır.

C) Duyular arası aktarma yapılmıştır.

D) Nesnel anlatım yapılmıştır.

E) Üçüncü kişili anlatım yapılmıştır.

10. Dü­şün­me sü­reç­le­rin­de ken­di­ni bas­kı al­tın­da hisseden

in­sa­nın, üre­ti­min bü­tün alan­la­rın­da ba­şa­rı­sız, uyum­suz

ola­ca­ğı­nı söy­le­ye­bi­li­riz. İn­sa­nı ma­ki­ne­den, ro­bot­tan ayıran

baş­lı­ca özel­li­ği, ya­pa­ca­ğı işe ken­di dı­şın­da­ki güç­lerin

zor­la­ma­sıy­la de­ğil, ken­di öz­gür is­ten­ciy­le inan­ma­sı,

ka­rar ver­me­si­dir. Üre­ti­min bü­tün alan­la­rın­da ba­şa­rı­nın

gi­zi ---- Öz­gür is­tenç, an­cak öz­gür dü­şün­me ve tar­tış­ma

or­ta­mın­da söz ko­nu­su ola­bi­lir.

Bu par­ça­da boş bı­ra­kı­lan ye­re aşa­ğı­da­ki­ler­den hangi­si

ge­ti­ri­lir­se par­ça­nın an­lam bü­tün­lü­ğü bo­zul­maz?

A) çok ça­lış­ma­ya ve doğ­ru bil­gi tek­nik­le­ri­nin kul­la­nıl­ması­na

bağ­lı­dır.

B) ki­şi­le­rin sev­dik­le­ri mes­lek­le­ri yap­ma­sın­da­dır.

8. Ben öğ­ren­ci­le­ri­me, nok­ta ar­ka ar­ka­ya gi­den iki ara­cın

ara­sın­da­ki ara­lık­tır, di­yo­rum. Ara­lı­ğı kal­dır­dı­nız mı araç

gi­der önün­de­ki ara­ca çar­par. Cüm­le­nin so­nun­da­ki nok­tayı

kal­dı­rır­sa­nız o da gi­der son­ra­ki cüm­le­ye çar­par. An­lam

bir­bi­ri­ne ka­rı­şır. So­ru işa­re­ti­ni kal­dı­rır­sa­nız ye­ni bir şey

ya­ra­ta­maz­sı­nız. Her ye­ni bu­lu­şun al­tın­da bir so­ru işa­re­ti

var­dır. Her ya­nıt bir ye­ni bu­lu­şu müj­de­ler bi­ze. Tra­fik ışıkla­rın­da

sa­rı renk bir ün­lem­dir, dik­kat edi­niz de­mek­tir. Ona

uyup uy­ma­ma­ya gö­re so­nun­da se­vinç ya da acı var­dır.

C) in­san­la­rın dü­şün­ce­le­ri­ni bas­kı­la­rın öte­sin­de ra­hat­ça

kul­la­na­bil­me­sin­de­dir.

D) en mo­dern tek­no­lo­ji­nin kul­la­nıl­ma­sın­da­dır.

E) kü­çük yaş­ta alın­mış iyi bir eği­tim ve azim­le ol­mak­tadır.

Bu par­ça­nın ya­za­rı bu söz­ler­le aşa­ğı­da­ki­ler­den hangi­si­ni

be­lirt­mek is­te­miş­tir?

A) Nok­ta­la­ma işa­ret­le­ri­nin gün­lük ha­ya­tı­mız­da­ki ye­ri­ni

B) Dil bil­gi­si ku­ral­la­rı­nın öğ­re­nil­me­si ge­rek­ti­ği­ni

C) Vur­gu ve ton­la­ma­nın ye­rin­de ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni

D) Dü­zen­li bir cüm­le­nin öne­mi­ni

E) Nok­ta­la­ma işa­ret­le­ri­ni kul­lan­ma­nın öne­mi­ni

9. Ru­hi Su’da du­yar­lılık duy­gu­sal­lı­ğa düş­mü­yor. En ya­nık,

en do­ku­nak­lı, duy­gu­sal­lı­ğa en el­ve­riş­li öge­ler, ne­re­deyse

mü­zik­sel he­ce­le­ri sa­yı­la­bi­lir bir vur­gu de­ne­ti­miy­le,

şaş­maz bir şi­ir öl­çü­sü­ne yü­ce­li­yor. Ta­nı­dı­ğı­mız tür­kü­ler,

alı­şıl­mış kı­lı­fı­nı bı­ra­kı­yor; ye­ni bir yo­rum ev­re­sin­de Ru­hi

Su olu­yor. O, sa­nat­çı özel­li­ği bas­kın çı­kan, ezen, bir­leşti­ren,

ba­rış­tı­ran ve sa­kin­leş­ti­ren bir ya­pı­da­dır.

Bu par­ça­da Ru­hi Su ile il­gi­li ola­rak an­la­tıl­mak is­te­nen

aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Ba­kış açı­sın­da duygusallığı ba­rın­dır­dı­ğı için fark­lı bir

sa­nat an­la­yı­şı oluş­tur­du­ğu­na

B) Duy­gu un­sur­la­rı­nı şi­ir­sel­leş­tir­di­ği­ne

C) Tür­kü­le­ri ge­niş kit­le­le­re sev­dir­di­ği­ne

D) Fark­lı özel­lik­le­ri ken­din­de ba­rın­dı­ran sa­nat­çı ruh­lu

bi­ri ola­rak tür­kü­le­ri ken­di­ne has yo­rum­la­dı­ğı­na

E) İn­san­la­rın or­tak duy­gu­la­rı­nı tür­kü­le­rin­de yan­sıt­tı­ğı­na

11. Fa­zıl Hüs­nü Dağ­lar­ca ye­ni­lik­le­ri ya­lın­lık­la ba­şar­mış klasik

bir şa­ir­dir. De­yiş­le­ri, ilk des­tan­lar­da kul­la­nı­lan, uy­garlık

ön­ce­si bir ha­va ta­şır. Bu ya­zış yön­te­mi­nin so­nu­cun­da

da on­da ede­bî sa­nat­lar, süs­ler bir ya­lın­lık ka­za­nır. Sü­sün

gö­ze ba­tı­cı­lı­ğı on­da en aza in­dir­ge­nir. Dağ­lar­ca şi­i­ri, edebi­yat

akım­la­rı ve olay­la­rı dı­şın­da bü­tün olan bi­te­ne ta­nıklık

eden bir şi­ir ni­te­li­ği ta­şır. Ge­niş an­lam­da ça­ğı­nın, dar

an­lam­da bü­tün ulu­su­nun, he­le top­lum­sal olay­la­rın ta­nı­ğı

ol­mak ken­din­ce ka­çı­nıl­maz gör­dü­ğü iş­lev­le­rin­den bi­ri­dir.

Bu par­ça­da Fa­zıl Hüs­nü Dağ­lar­ca’nın şi­i­riy­le il­gi­li

aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si­ne de­ği­nil­me­miş­tir?

A) Söz sa­nat­la­rı­nı abar­tı­ya kaç­ma­dan sa­de bir şe­kil­de

kul­lan­dı­ğı­na

B) Ça­ğı­nın mo­da­la­rın­dan uzak, tüm olan­la­ra ta­nık­lık

eden bir şa­ir ol­du­ğu­na

C) Şi­i­rin­de­ki söy­le­yiş özel­lik­le­ri­nin des­tan­sı ni­te­lik­ler ta­şı­dı­ğı­na

D) Top­lumsal konuları, so­run­la­rı­ iş­le­ye­rek mil­le­ti­nin ve

za­ma­nı­nın ta­nı­ğı ol­du­ğu­na

E) Halk ede­bi­ya­tı­nın na­zım tek­nik­le­rin­den ya­rar­la­na­rak

şi­ir­le­ri­ni oluş­tur­du­ğu­na

195


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

12. Dün­ya­da he­pi­miz sal­lan­tı­lı, kor­ku­luk­suz bir köp­rü­de

yü­rür gi­bi­yiz. Tu­tu­na­cak bir şey ol­ma­dı mı in­san yu­var­lanır.

Uza­nır, bir şey­le­re tu­tun­mak is­ter. Ki­mi zen­gin­li­ği­ne

tu­tu­nur, ki­mi mü­dür­lü­ğü­ne, ki­mi işi­ne, sa­na­tı­na. Ço­cuk­ları­na

tu­tu­nan­lar var­dır. Böy­le tu­ta­mak­la­ra sa­rı­lan in­san­lar

bir boş­lu­ğu ya­ka­la­dık­la­rı­nın far­kın­da bi­le de­ğil­ler. Kim­sesiz­li­ği,

tek ba­şı­na­lı­ğı onu bı­rak­maz.

Bu par­ça­da vur­gu­lan­mak is­te­nen dü­şün­ce aşa­ğı­daki­ler­den

han­gi­si­dir?

A) Dün­ya­nın zor ko­şul­la­rın­da ha­yat­la­rı­nı de­vam et­tirme­ye

ça­lı­şan in­san­lar fark­lı şey­ler­den des­tek al­ma­ya

ça­lış­sa da hep yal­nız­dır.

B) Yal­nız­lı­ğı­mı­zı gi­der­mek için pek çok yo­la baş­vu­ru­ruz.

C) İn­san­lar ya­şam­da­ki tu­tum­la­rıy­la top­lum­da­ki yer­le­ri­ni

be­lir­le­ye­bil­mek­te­dir.

D) İçi­miz­de­ki hırs doğ­rul­tu­sun­da fark­lı ko­şul­la­ra ayak

uy­du­ru­ruz.

E) Zor ya­şam ko­şul­la­rın­da in­sa­nın des­tek ala­ca­ğı,

gü­ve­ne­bi­le­ce­ği bi­ri­le­ri­nin ol­ma­sı ge­re­kir.

13. Yah­ya Ke­mal’in şi­i­ri gi­bi yaz­mak için el­bet bü­yük bir

dil ve sa­nat bil­gi­si­ne, ay­rı bir ih­ti­sa­sa ih­ti­yaç var. Öy­le

bir ih­ti­sas ki an­cak uğ­ru­na bir ömür har­ca­na­rak el­de

edi­le­bi­lir. İş­te o şi­i­ri her­kes an­lar, bi­raz oku­muş­lu­ğu ve

an­la­yı­şı olan her­kes on­dan zevk alır. Hâl­bu­ki ba­zı genç

sa­nat­çı­lar, ile­ri sür­dük­le­ri ku­ram ile öy­le şi­ir­ler mey­da­na

ge­tir­di­ler ki bü­yük halk kit­le­si, bir ce­bir mu­am­ma­sı kar­şısın­day­mış

gi­bi şa­şı­ra­kal­dı. So­nuç­ta da ----

Bu par­ça­nın so­nu­na dü­şün­ce­nin akı­şı­na gö­re aşa­ğıda­ki­ler­den

han­gi­si ge­ti­ri­le­mez?

A) Yah­ya Ke­mal’in ya­ka­la­dı­ğı ba­şa­rı­yı ya­şa­ya­ma­dı­lar.

B) halk bu şi­i­ri an­la­ma­dı ve on­dan ta­bii ki zevk de duyma­dı.

C) bü­yük halk kit­le­le­ri ta­ra­fın­dan de­ğil bir grup ta­ra­fından

be­ğe­nil­di­ler.

D) ile­ri sür­dük­le­ri ku­ra­mı ge­liş­ti­rip şi­ir an­la­yış­la­rı­nı ona

uy­dur­ma­ya ça­lış­tı­lar.

E) kı­sa za­man­da ya­zın dün­ya­sın­dan si­li­nip git­ti­ler.

14. Şi­ir ma­na­da­dır di­yen­ler­le de ses­te­dir di­yen­ler­le de an­laşa­mam.

Çün­kü iki­si de doğ­ru­dur ama ay­rı ay­rı doğ­ru

de­ğil, bir ara­ya ge­lin­ce doğ­ru­dur. Genç­li­ğim­de ma­na-şekil

kav­ga­sı­nın bir as­lı ol­du­ğu­nu sa­nır­dım; şim­di an­lı­yorum

ki ----

Bu söz­ler dü­şün­ce­nin akı­şı­na gö­re aşa­ğı­da­ki­ler­den

han­gi­siy­le sür­dü­rü­le­bi­lir?

A) san­dı­ğı­mın üs­tün­de, da­ha de­rin ma­na­lar yük­lüy­müş

on­da.

B) şi­ir yal­nız an­lam­la var ola­bi­li­yor­muş.

C) yok­muş, ne şe­kil­siz ma­na olur ne de ma­na­sız şe­kil.

D) şek­li ku­sur­lu olan şi­i­re şi­ir de­ne­mez­miş.

E) her dü­şün­ce­nin ken­di­ne gö­re bir ger­çek­lik pa­yı varmış.

15. Ro­man­dan ça­lar öy­kü. Ki­mi kez ro­ma­nın kar­nın­da giz­lenir.

De­ne­me­den aşı­rır bi­raz. Şi­i­ri ba­rın­dı­rır do­ku­sun­da,

ku­ma­şın­da düz şi­ir de var­dır. Doğ­ru­dan in­san ya­şa­mından,

du­yum­sa­ma­la­rın­dan örü­lü ol­mak, öy­kü­yü sı­ra­dan

in­sa­na bi­le ya­kın kı­lar. Kav­ga­lı okur­la bi­le ba­rı­şa yat­kındır.

Bu par­ça­da öy­kü­nün özel­lik­le han­gi yö­nü be­lir­til­miştir?

A) Di­ğer tür­ler­den da­ha çok se­vil­di­ği

B) Ede­bî tür­le­rin bir­ço­ğu­na ve in­san­la­ra ya­kın ol­du­ğu

C) İn­sa­nı en ay­rın­tı­lı bi­çim­de in­ce­le­yen tür ol­du­ğu

D) Şi­ir­sel bir an­la­tı­mı­nın ol­du­ğu

E) Sa­de, ya­lın bir di­li­nin ol­du­ğu

16. Bir ki­şi­yi odak al­mış, bir ki­şi­nin ağ­zın­dan ko­nu­şu­yor­muş

gi­bi gö­rün­se de ken­di­ni­zi ko­lay bu­lur­su­nuz de­ne­me­nin

için­de. Özel ala­nı yok sa­nır­sı­nız, bü­tün alan­la­ra gi­riş

vi­ze­si var­dır elin­de. Öz­gür ya­pı onun omur­ga­sı­dır, ku­ralla­ra

ta­kıl­maz, si­zi de öz­gür kı­lar oku­duk­ça. Ge­nel­ge­çer

ola­rak ke­sin­le­me­den, özel gö­rüş ve dü­şün­ce­le­ri­ni su­nar

ka­bu­lü­mü­ze. Bu­yur­gan­lık tas­la­ma­yan tu­tu­mu­nun al­tın­da

dü­şün­ce­le­ri­mi­zi bo­yut­lan­dır­ma ama­cı var­dır.

Bu par­ça­da de­ne­mey­le il­gi­li ola­rak aşa­ğı­da­ki­ler­den

han­gi­si­ne de­ği­nil­me­miş­tir?

A) Ku­ral ta­nı­ma­dı­ğı­na, ba­ğım­sız ol­du­ğu­na

B) Bir in­san­da pek çok insanı yan­sıt­tı­ğı­na

C) Her­han­gi bir ala­na bağ­lı kal­ma­dı­ğı­na

D) Za­man­la dü­şün­ce­le­ri­mi­zi sis­tem­leş­tir­me­ye ça­lış­tı­ğı­na

E) Bir gö­rüş ve­ya dü­şün­ce hak­kın­da de­rin­le­me­si­ne

in­ce­le­me yap­tı­ğı­na

17. Epi­ku­ros’a gö­re in­san­lar fel­se­fey­le u€­raş­ma­l›y­d›. Böyle­ce

in­san genç­li­€in­de ge­le­ce­€e kar­ş› kor­ku duy­maz,

yaş­l›­l›­€›n­da ise geç­miş gün­le­rin hoş an›­la­r›­n›n ver­di­€i

ke­yif­le genç­le­şir­di. Mut­lu­luk sa€­la­yan şey­ler­le il­gi­len­mesi­ni,

yi­ye­ce­€in en bol ola­n›­n› de­€il en lez­zet­li ola­n›­n› seçme­si­ni

sa€­lar­d›. Fel­se­fe za­ma­n›n en uzu­nun­dan de­€il en

hoş ola­n›n­dan ya­rar­lan­ma­y› an­la­ma­s›­na yar­d›m­c› olur­du.

Ölü­mün boş bir ku­run­tu­dan baş­ka bir şey ol­ma­d›­€›­n›,

ölüm­den kork­ma­n›n an­lam­s›z ol­du­€u­nu an­la­t›r­d›.

Bu par­ça­ya gö­re aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si fel­se­fe­nin

in­sa­na sağ­la­ya­ca­ğı fay­da­lar­dan bi­ri de­ğil­dir?

A) Doğ­ru ter­cih­ler yap­ma­sı­nı sağ­la­ya­rak onu da­ha mutlu

hâ­le ge­tir­mek

B) Genç­li­ğin­de kor­ku­dan arın­dır­mak, yaş­lı­lı­ğın­da tek­rar

genç­lik ta­ze­li­ği­ne ka­vuş­tur­mak

C) Ha­ya­tı ve in­san­la­rı da­ha iyi an­la­ma­sı­na yar­dım­cı olarak

onu hu­zu­ra ka­vuş­tur­mak

D) Ölüm kor­ku­su­nun an­lam­sız­lı­ğı­nı kav­ra­ta­rak bu

ku­run­tu­dan uzak­laş­tır­mak

E) Za­man­dan doğ­ru ve ve­rim­li ya­rar­lan­ma­yı öğ­ret­mek

196


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. I. Yazarın; hitap edeceği toplumun eğitim seviyesi üzerinde

bir araştırma yapması

II. Konuyu ele alırken kullanacağı anlatım türlerini belirlemesi

II­I. Anlatımda öznel ifadelere bolca yer vermesi

IV. Anlatımın yazılı mı sözlü mü yapılacağına karar verilmesi

Yu­ka­rı­da verilen özelliklerden hangileri “anlatımın

sınırlandırılması” ile ilgilidir?

A) I ve II­ ­ B) II ve II­I­ ­ C) II ve IV

D) I ve III­­ E) III ve IV

4. İnsanların başına gelen kazaların yol açtığı sakatlanmaları

ve hastalıkları giderme çabasından tıp doğmuştur.

Tıp, bunları teşhis ve tedavi etme hatta baştan engelleme

çabasını sürekli sürdürmüştür. Ama yine de vücudun

bazı kısımlarının şekil ve işlevini kaybetmesine engel olamamıştır.

Israrla sürdürülen çabalar, özellikle son elli yıldaki

gelişmelerle bu alanda önemli başarıların elde edilmesi

sağlanmıştır.

Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okuyucuya bilgi vermek

B) Okuyucuyu olay içinde yaşatmak

C) Okuyucuya izlenim kazandırmak

D) Okuyucunun yorum gücünü artırmak

E) Okuyucunun kanılarını değiştirmek

2. Şiirde ele alınanların tek başına güzel olması yetmez. Şiir

bir form işidir, yani o güzel duyguların güzel bir şekilde

ölçülü ve uyaklı verilmesi de zorunludur.

Böyle düşünen biri, şiirle ilgili aşağıdakilerden hangisinin

önemini vurgulamıştır?

A) Ele alınan konunun güzelliğini

B) İçeriğin biçimden önemli olduğunu

C) Yaşanmış duyguları aktarmanın önemini

D) Şiirin biçim yönünden de güzel olması gerektiğini

E) Ölçü ve uyağın tek başına yeterli olmadığını

5. Şairle oyun yazarlığı, şiirle tiyatro arasında fark edilmeyen

ama kesinlikle var olan bir paralellik olduğu kanısındayım.

Hem bizim edebiyatımızda hem de dünya, özellikle

Batı edebiyatında yazılan oyunları göz önüne aldığınızda

buna siz de inanacaksınız. Başarılı oyunların, tiyatronun

başyapıtlarının altında usta şairlerin imzasını göreceksiniz.

Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdaki belirlemelerden

hangisi yanlıştır?

A) Karşılaştırmalara yer verilmiştir.

B) Okuyucuyla konuşur gibi anlatılmıştır.

C) Birinci tekil kişi ağzıyla anlatılmıştır.

3. Akşam vakti Haliç kıyısında veya Boğaz’da güneşin kızıl

ışıklarının sudaki aksini izlemenin tadına doyamam. Fakat

bunu sık sık yapabilmem mümkün değil. İstanbul trafiğinde

akşamları yollar tıkanır, arabayla bir yerden bir yere

gitmek sabır ister. Bende de bu olmadığı için bunu gerçekleştirdiğim

akşamlar çok nadirdir.

Bu metinle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi

yanlıştır?

A) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

B) Yinelemeye yer verilmiştir.

C) Kahraman bakış açısıyla yazılmıştır.

D) Yargıların bir kısmı nedenleriyle anlatılmıştır.

E) Benzetmeye başvurulmuştur.

D) Gözlemlere yer verilmiştir.

E) Öznel ifadelere yer verilmiştir.

6. “Bir yapıt gerçekleri olduğu gibi aktarırsa tarih kitabı ya

da ansiklopedi olmaktan öteye geçemez. Onun sanat

eseri sayılabilmesi için gerçeklerin ---- ile verilmesi gerekir.”

Düşüncenin akışına göre, bu parçada boş bırakılan

yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) gerçeklik­ ­ B) kurmaca­ ­ C) yalınlık

D) gözlem E) özveri

197


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. (I) Yazarın yapıtlarında geleneksel anlatım sanatımızın

tadına rastlıyorsunuz. (II) Salt bu anlatımla kalmayan

yapıtlarının, biçimle de bütünlük sağladığını görüyorsunuz.

(III) Dede Korkut dil geleneğinin şiirsel özüyle yıkanmış

öyküleri var. (IV) Türkçenin geçmişten bugüne kadarki

yolculuğunu izliyorsunuz. (V) Öte yandan bütünüyle onaylayacağımız,

gözlemleyebileceğimiz gerçekleri anlatmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi sadece

içerikle ilgilidir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

8. II. Yeni şairleri empresyonizmin etkisiyle imgelerle yüklü,

soyut ve ---- şiirler yazdılar. Bu şiirleri ilk okuyuşta anlamak

bu yüzden zordur.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilmelidir?

A) yalın­ ­ B) duru­ ­ C) kapalı

D) açık­ ­ E) akıcı

9. Aşağıdakilerden hangisi anlatımdan önce yapılması

gerekenlerden biri değildir?

A) Hangi anlatım türünden faydalanılacağının belirlenmesi

B) Anlatılacak konunun sınırlarının belirlenmesi

12. Yazarın portrelerini, sıradan bir anılar birikiminin yarattığı

portreler saymamalı. Onlar, son kırk yılımızın eleştirisidir,

panoramasıdır. Gazetelerimizden tutun, sanatçılarımıza,

siyasilerimize kadar her tabakadan insanın sergilendiği

bir panayırdır. Okuyucusuna çok şey öğreten bir yaşantı

belgesidir.

Bu metin, aşağıdaki anlatım türlerinden hangisiyle

yazılmıştır?

A) Düşsel anlatım­ ­ B) Destansı anlatım

C) Öyküleyici anlatım­ ­ D) Açıklayıcı anlatım

E) Betimleyici anlatım

13. Bir parçadan çıkarılabilecek en geniş kapsamlı yargı ----,

bizi bu en kapsamlı yargıya götüren, ipucu niteliğindeki

yargılar ise ---- .

Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) ana düşüncedir - yardımcı düşüncelerdir

B) başlıktır - konudur

C) temadır - yardımcı düşüncedir

D) yardımcı düşüncedir - temadır

E) konudur - ana düşüncedir

C) Okuma ve araştırma yapılması

D) Okuyucuya yönelik amacın belirlenmesi

E) Okuyucunun tepkisinin ölçülmesi

10. “Sanat eserinde estetik ön plandadır, zanaatta ise faydacılık

esastır. Zanaatçı, birbirinin benzeri olan, alışılmış ve

yinelenen biçimler üretirken sanatçının ortaya koyduğu

eser ---- .

Bu parçada boş bırakılan yer aşağıdakilerden hangisiyle

tamamlanırsa sanat eserinin “eşinin ve benzerinin

olmadığı” vurgulanmış olur?

A) standarttır­ ­ B) biriciktir­ ­ C) kurmacadır

D) yapmacıktır E) yalındır

14. Öğretici metinleri yazanlar, anlattıklarını kanıtlamak zorundadır.

Aynı zamanda bunlar kişilere göre değişkenlik

gösteren anlatımlar olmamalı. Öğretici metni okuyan herkes

ondan aynı şeyi anlayabilmeli çünkü bu metinlerde

amaç okuyucuya bir şeyler öğretmektir.

Bu parçaya göre, öğretici metinler aşağıdakilerden

hangisiyle yazılmalıdır?

A) İzlenimci anlatım

B) Öznel anlatım

C) Fantastik anlatım

D) Nesnel anlatım

E) Öyküleyici anlatım

11. Bir metnin anlatımında, yazarın bazen yüklemi olmayan

---- cümlelerle, yüklemi sonda olmayan ---- cümleler kullanması

metni tekdüzelikten kurtarır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) devrik - sıralı­ ­ B) eksiltili - devrik

C) kurallı - devrik­ ­ D) kurallı - olumsuz

E) eksiltili - kurallı

15. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “kahraman anlatıcı bakış

açısıyla” kaleme alınmıştır?

A) Birden önüne bir duvar çıkmış gibi durdu.

B) Aklından türlü türlü düşünceler geçiyordu.

C) Bu sorunu çözecek gücü kendimde bulamıyordum.

D) Sokağın sonuna gelince sola dönüp yola devam etti.

E) İçini bir korku sarmıştı, ne yapacağını bilemiyordu.

198


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Bir şiirin gerçek değeri, çok fazla söze gerek duymamasındadır.

Bu yüzden iyi bir şiirin ---- olması gerekir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilirse ilk cümlede anlatılanlar desteklenmiş

olur?

A) yalın­ ­ B) kalıcı­ ­ C) etkili

D) özgün­­ E) özlü

4. Okuyucusunu içine alan, ona roman kahramanlarının

acılarını, sevinçlerini hissettirebilen, yaşatabilen romanlar

nitelikli romanlardır.

Bu cümlede “nitelikli roman” sayılma özelliği aşağıdakilerden

hangisine bağlanmıştır?

A) Özgünlük­ ­ B) Etkileyicilik­ ­ C) Akıcılık

D) Doğallık E) Kalıcılık

2. Büyük şair olmak, zamanın ötesine sesini duyurmakla

mümkün olabilir. Her şair çağını aşıp ölümsüzler listesine

adını yazdırmak ister ama bunu ancak sıra dışı anlatımı

olanlar başarabilir. Şöhreti, sınırlarını aşıp dünyaya

ulaşan böyle şairler az sözle çok şey söylemeyi de başarabilmişlerdir.

Onların dizelerinde fazla sözcük bulamazsınız,

her sözcük yerli yerinde kullanılmıştır.

Bu parçada aşağıdaki anlatım ilkelerinden hangisiyle

ilgili bir özellik verilmemiştir?

A) Özgünlük­ ­ B) Kalıcılık­ ­ C) Duruluk

D) Özlülük E) Sürükleyicilik

5. Özgün anlatımları olan sanatçılar zaman çarkında ezilmezler.

Bu cümlede geçen “zaman çarkında ezilmemek” sözüyle

anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kalıcılık­ ­ B) Evrensellik­ ­ C) Özlülük

D) Ulusallık E) Doğallık

6. Deneme edebiyatın söz ışıldağıdır. Yazar denemede samimi

bir şekilde, yalana dolana kaçmadan anlatır anlatacağını.

Deneme hakkında böyle düşünen biri, aşağıdakilerden

hangisini vurgulamak istemiştir?

A) Özgünlüğü­ ­ B) Özlülüğü­ ­ C) Açıklığı

D) Doğallığı E) Yalınlığı

3. “Sanatçının neyi anlattığı değil, nasıl anlattığı önemlidir.”

Bu şekilde düşünen birinin, aşağıdakilerden hangisini

söylemesi beklenmez?

A) Sözcük seçimine dikkat etmeyen yazarları okumak

sıkıcı oluyor.

B) Romanın birçok yerinde sokakta konuşulan Türkçeye

rastlamak sevindirici.

C) Hiç kimsenin ele almadığı konuları işlemesi, okuyucunun

ilgisini çekiyor.

D) Devrik cümlelerin araya serpiştirilmesi şiirsel bir lezzet

katmış.

E) Öyküde kısa ve duru cümlelerin varlığı öykü için olmazsa

olmazlardandır.

7. Çok genç yaşta yazdığı ölçülü, uyaklı şiirlerinde kendine

has bir söyleyiş yakaladı. Eski İstanbul’un bahçeli, bol

ağaçlı mahallelerinden buruk görünümler çizdiği şiirlerinin

neredeyse tamamında az sözle çok şey söyleyebilme

becerisini gösterdi.

Bu parçada sözü edilen şairin en belirgin özellikleri

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklık - Yalınlık­ ­ B) Özgünlük - Özlülük

C) Açıklık - Evrensellik­ ­ D) Kalıcılık - Özgünlük

E) Özlülük - Yalınlık

199


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

8. Kimileri içi boş sözcüklerle sanat yapmayı, söz tüccarlığını

yazarlık sanıyor. Ben böyleleriyle hiçbir zaman biçim

ve içerik kavgasına tutuşmadım, tutuşmam da. Ben dilimi

sanatkârane söyleyişten kurtarmak istiyorum. Süslü

dili yeğleyen sanatçılar gibi unutulmak istemiyorum.

Bu parçaya göre, yazarın ulaşmak istediği anlatım

ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özgünlük­ ­ B) Açıklık­ ­ C) Yalınlık

D) Evrensellik E) Sürükleyicilik

13. Onu, yıllar öncesinden günümüze taşıyan belki de en

önemli özellik, onun dizelerinin biraz da “biz” kokmasıdır.

Türk kültürünü buluruz her dizesinde, bu dizeler kilimlerimizin

motifleri gibidir. Kısaca o dizeler bizdendir “biz” kokar.

Bu parçaya göre, sanatçıyı günümüze taşıyan en

önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Evrensellik­ ­ B) Özgünlük­ ­ C) Ulusallık

D) Yalınlık E) Sürükleyicilik

9. Bazı kitaplar âdeta elinize yapışır. Daha ilk sayfasını okuduğunuzda

sizi, o büyülü atmosferine çeker. Kitabın rüzgârına

kapılırsınız ve bir türlü elinizden bırakamazsınız.

Bir solukta okuyup bitirirsiniz o kitapları.

Bu parçada sözü edilen kitapların en belirgin özelliği

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özgünlük­ ­ B) Özlülük­ ­ C) Doğallık

D) Sürükleyicilik E) Yalınlık

10. Haşim’e göre iyi şiir, ilk okuyuşta kendini ele vermeyen

şiirdir. Yani iyi şiiri her okuyuşta ondan yeni tatlar almak,

yeni anlamlar çıkarmak gerekir. İyi şiir, her okuyanın ondan

farklı dünyalara yolculuk yapabileceği çağrışım zenginliğine

sahip olmalıdır.

Bu parçaya göre “iyi şiir” aşağıdaki anlatım ilkelerinden

hangisine sahip olmalıdır?

A) Yoğunluk­ ­ B) Özlülük­ ­ C) Özgünlük

D) Açıklık­ E) Akıcılık

11. Konuları ele alırken bir çocuk parkında oyuna dalmış çocuk

saflığıyla hareket ediyor. Yapmacıksız, kendiliğinden

ve içinden geldiği gibi davranıyor.

Bu parçada sözü edilen sanatçının en belirgin özelliği

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özgünlük­ ­ B) Doğallık­ ­ C) Kalıcılık

D) Yoğunluk E) Yalınlık

14. Divan şairlerimizin şiirlerini okurken hep bir aşinalık, tanıdıklık

veya daha önce yaşanmışlık gibi duygular hissediyorum.

Onların çoğu önceki yüzyıldan izler taşıyor gibi geliyor

bana. Belki de bu yüzden o şairlerimizin şiirlerinde ----

olmadığını söylemekten hiç çekinmiyorum.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) kalıcılık­ ­ B) özgünlük­ ­ C) sıradanlık

D) evrensellik E) yalınlık

15. Eleştirilerini okurken bulanık suda balık avlıyormuş hissine

kapılıyorsunuz. Cümleleri berrak değil, paragraflarına

gri renk hâkim. Âdeta bir kaos yaşıyorsunuz. Ne demek

istediğini asla ilk seferde anlayamıyorsunuz.

Bu parçada sözü edilen eleştirilerde aşağıdaki anlatım

ilkelerinden hangisinin olmadığını söyleyebiliriz?

A) Özlülük­ ­ B) Kalıcılık­ ­ C) Etkileyicilik

D) Yalınlık E) Açıklık

12. Sanat eserinin ayırt edici özelliklerinden biri de onun mutlak

gerçekleri ve doğruları anlatma zorunluluğu taşımamasıdır.

Sanat eseri sanatçısından izler taşımalı, onun

kişisel özelliklerini yansıtmalı, herkese göre aynı değil kişilere

göre farklı algılara zemin hazırlamalıdır.

Bu parçada “sanat eseri”nin hangi yönü vurgulanmıştır?

A) Özlülük­ ­ B) Evrensellik­ ­ C) Kalıcılık

D) Öznellik E) Nesnellik

16. Öğretici metinlerin, sanat metinlerinden ayrılan yanlarından

biri de öğretici metinlerde doğruların kişilere göre

farklı algılanmaması, ortaya atılan düşüncelerin kanıtlanabilir

olmasıdır.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi öğretici metinleri

sanat metinlerinden ayıran en önemli özelliktir?

A) Nesnellik­ ­ B) Etkileyicilik­ ­ C) Yalınlık

D) Özgünlük E) Evrensellik

200


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Güzelköy, Gesi bağlarının bulunduğu vadinin başına kurulmuş

bir köydür. Ancak güzellik onun sadece adında

değildir, gerçekten güzel bir köydür. Evlerin çoğu taştan

yapılmıştır ve bahçelidir. Yüksek ve mağrur ceviz ağaçları,

elma, armut ve kayısı ağaçları köyün bitki örtüsünü

oluşturuyor. Köyü sulayan çayın kurumasıyla kuraklaşma

tehlikesi yaşayan bu şirin Anadolu köyü aynı zamanda

güvercinlikleriyle de meşhurdur.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Gözlemlerden yararlanılmıştır.

B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

C) Kişileştirme yapılmıştır.

D) Anlatımda öznel ifadelere de yer verilmiştir.

E) Tanımlamaya başvurulmuştur.

4. Güzel, kendisinden karşılıksız hoşlanılan şeydir. Estetik

nesneye karşı tavrımız onu elde etmeye yönelik değil,

sadece onun güzelliğinden haz almaya yöneliktir. Sanat

eseri karşısındaki durumumuz sadece bir şeyin durumudur.

Bir tablodaki çiçeği koklamaya kalkmaz, yalnızca çiçeğin

güzel görünümünden haz almaya çalışırız. İşte estetik

budur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden

yararlanılmıştır?

A) Fantastik anlatım - Karşılaştırma

B) Açıklama - Tanımlama

C) Öyküleme - Benzetme

D) Betimleme - Örnekleme

E) Destansı anlatım - Tanımlama

2. Gülmeyi oldum olası sevdim. Öyküde, romanda, şiirde diğer

türlere bakılırsa gülmeceyle ilgili bambaşka değerlendirme

ölçüleri kullanılıyor. Gülmecenin de sınırları kişiden

kişiye değişiyor. Kimileri Çehov’u bu türün ustası sayıyor,

kimileri James’i bile “fazla ciddi” buluyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine

başvurulmuştur?

A) Tanımlama­ ­ B) Tanık gösterme

C) Benzetme ­ D) Karşılaştırma

5. Epictetus şöyle demektedir: Ölmek mi, ölürüm ama inleyerek

değil! Hapiste yatmak mı, yatarım ama yakınarak

değil! Sürgün mü giderim, kim beni tebessümle yola çıkmaktan

alıkoyabilir? Bildiğimi açıklamazsam zincire mi

vurulacağım? Kimse bana istemediğim bir şeyi açıklatamaz!

İrademi değil, ayaklarımı zincire vurabilirler ancak.

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öyküleme­ ­ B) Açıklama­ ­ C) Tartışma

D) Betimleme E) Tanımlama

E) Sayısal verilerden yararlanma

3. Hava, insanların bunaldık diyeceği kadar sıcaktı. Toprak,

âdeta etrafa yanık kokusu yayıyordu. İnsanlar yollara

düşmüş, tarlalarına gidiyorlardı. Fatma nine sarı öküzleri

kağnıya koşmuş, son hazırlıklarını tamamlıyordu. Tekir

bir köşeye sinmiş, bahçeye konan kuşları izliyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi

ağır basmaktadır?

A) Öyküleme ­ B) Açıklama

C) Tartışma ­ D) Örnekleme

E) Benzetme

6. Lalesi, sümbülü sarıda kalmış

Kovanı oğulsuz arıda kalmış

Bir kilim örneği yarıda kalmış

Emel toprağında çözülü toprak

Bu dizelerde, aşağıdaki anlatım türlerinden hangisine

özgü nitelikler ağır basmaktadır?

A) Heyecana bağlı anlatım

B) Söyleşmeye bağlı anlatım

C) Emredici anlatım

D) Destansı anlatım

E) Mizahi anlatım

201


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. Sembolizm, sadece bir şiir akımı olması yönüyle diğer

akımlardan ayrılır. Şiirde biçim kaygısı güdülmemiştir.

Vezin, kafiye her zaman arka plana itilmiştir. “Şiir, kulaktan

çok ruha hitap ettiği müddetçe amacına ulaşır.” görüşü

savunulmuştur. Şiirin “sözden ziyade musikiye yakın

bir lisan” olduğunu belirten bu akımın en önemli temsilcileri

Baudelaire, Verlaine ve Mallarme’dir. Türk edebiyatında

bu akımın etkileri en fazla Ahmet Haşim’de kendini

gösterir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri

ağır basmaktadır?

A) Öyküleme - Örnekleme

B) Açıklama - Örnekleme

C) Tartışma - Karşılaştırma

D) Betimleme - Karşılaştırma

E) Tanımlama - Tanık gösterme

8. Genel hazla estetik hazzı ayırmak gerekir. Estetik haz,

genel hazdan daha karmaşıktır. Düzeyi aşarak düşünselliğe

açılır. Genel haz, estetik hazzın belirleyenidir. Haz,

belli bir duyumla ya da duyumlar dizisiyle elde edilen bir

duygular karmaşığıdır. Tek, yalın ve apaçık bir duygu olarak

belirmez çoğu zaman.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdaki belirlemelerden

hangisi doğrudur?

A) Okuyucu meraklandırılarak bir olayın içine çekilmek

istenmiştir.

B) Karşılaştırma ve tanımlarla bir kavram açıklanmaya

çalışılmıştır.

C) Gelecekten söz eden anlatım biçimiyle oluşturulmuştur.

D) Gözlemlerden yararlanılarak renk ve biçim ayrıntıları

verilmiştir.

E) Niteleyici sözcüklerden yararlanılmamıştır.

10. Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:

– Hocam dünyanın merkezi neresi?

Hoca, bulunduğu yeri göstererek:

– İşte, tam burası, demiş.

– Hocam, nereden biliyorsun?

– İnanmıyorsanız, buyurun ölçün, demiş.

Bu parçanın anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Destansı anlatım­ ­ B) Lirik anlatım

C) Mizahi anlatım­ ­ D) Kanıtlayıcı anlatım

E) Betimleyici anlatım

11. İnsanlar ana dillerinde bile tam olarak anlaşamıyorlar.

Ünlü İngiliz şairi Auden de böyle düşünüyor. Bir yazısında:

“Âşık olduğunu bana söyleyen arkadaşımla tam olarak

anlaştığımı hiç de söyleyemem çünkü ‘aşk’ sözcüğünün

onda ve bende uyandırdığı duygu ve düşünceler arasında

benzerlik olduğunu söyleyemem.” diyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine

başvurulmuştur?

A) Tanımlama­ ­ B) Benzetme­ ­ C) Betimleme

D) Tanık gösterme E) Örnekleme

12. Soğuk bir kış gecesiydi. Bir önceki gece yağan kar her tarafı

bembeyaz örtmüştü. Sokağın başındaki lambanın cılız

ışığı altında hafif tombul görünümlü bir çocuk, pişirdiği

kestaneleri satmaya çalışıyordu. Çocuğun üşüdüğü belliydi.

Usulca çocuğun yanına vardı, şefkatli bir ses tonuyla

“Üşüyor musun?” diye sordu. Çocuğun iri mavi gözleri

nemlenmişti bile.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden

yararlanılmıştır?

A) Açıklama - Benzetme

B) Betimleme - Açıklama

C) Kişileştirme - Örnekleme

D) Açıklama - Tartışma

E) Öyküleme - Betimleme

9. Bir ara durdu, bir sese kulak kabartmış gibi hiç kıpırdamadan

öylece dikildi. Sonra başını arkaya çevirdi, bana

doğru baktı. O zaman fark ettim gözlüklü olduğunu.

Ağaçlar arasında beni görmesi mümkün değildi. Yine de

bana saatlerce sürmüş gibi gelen bu bir anlık bekleyişte

beni görecek diye yüreğim ağzıma geldi. Başını öne eğdi

ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdaki belirlemelerden

hangisi yanlıştır?

A) Okuyucu olay içinde yaşatılmak istenmiştir.

B) Gözlemler aktarılmıştır.

C) Olaylar, oluş sırasına göre verilmiştir.

D) Deyimlerden yararlanılmıştır.

E) Anlatılanlar örneklerle desteklenmiştir.

13. “Çeviri yapılamaz.” sözünden yana değilim. Neden derseniz,

bu etkinlik Roma’dan beri sürüp geliyor ve insanların

birbirini anlamalarına yardımcı oluyor. Tam bir anlaşma

mıdır bu? Hayır, anlaştığımızı sandığımızda başka

başka imgeler, başka başka dünyalar canlanıyor zihnimizde

ama bunu niçin kötü görelim, küçümseyelim? Çeviri

yoluyla, imgelerimiz yani dünyamız daha da zenginleşiyor,

renkli bir biçim alıyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden

yararlanılmamıştır?

A) İkilemeden

B) Niteleyici ögelerden

C) Soru cümlelerinden

D) Öznel ifadelerden

E) Öykülemeden

202


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Hemen her ülkede, edebiyatla ilgili gruplar, toplaşmalar,

topluluklar, ekoller, akımlar, edebiyat dergileri ve gazeteler

vardır. Bu da edebî nüfusun ayrı bir göstergesi, ayrı bir yönüdür.

Edebî nüfus, edebiyat ile kendisi arasında düzenli

ve devamlı bağlar kurabilen insanlardan meydana gelen

özel bir topluluğun adıdır. Edebiyat nüfusu, kitabı veya

dergiyi para vererek alan, onu okumayı ihtiyaç sayan insanlardan

oluşur. Tabii, biz edebiyat araştırıcıları, edebiyat

bilimcileri edebî nüfusun sayıca en az olan alt grubuyuz.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden

yararlanılmamıştır?

A) Açıklayıcı ifadelerden

B) Niteleyici sözcüklerden

C) Tanımlamadan

D) Karşılaştırmadan

4. Bir ülkede ihtiyaç duyuluyorsa kavramlar, ihtiyaç duyuluyorsa

terimler hatta ihtiyaç duyuluyorsa eşyaların adları

ve fiiller, o dilin imkânları ile üretilmeyecek de ne yapılacak?

Böyle bir üretimin haklılığı, mutlak gerekliliği üzerinde

bir grup, bunlar uydurukçadır diye rest çekti, külliyen

rest! Öbür taraf da bizim bin yılda kazandığımız, bin yıldır

kullandığımız, kalbimizin, düşüncemizin ve hayalimizin

anlatılmasına yarayan kelimeleri, aslı Arapçadır veya

Farsçadır diye kovdu!

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama ­ B) Fantastik anlatım

C) Tartışma ­ D) Öyküleme

E) Betimleme

E) Duyularla ilgili ayrıntılardan

2. Assuan kenti çok ilginç, renkli bir yer. Hele bir çarşısı var!

Sürekli bağıran seyyar satıcılar… Boy boy yılan derilerinden,

telli pullu kumaşlara kadar her şey satılıyor. Çarşıda

aşçı dükkânları da var, önlerinden geçerken bir sıcaklık

vuruyor yüzünüze. Yöreye özgü yemeklerin kokusu arasında

insan, kalabalığa akıp gidiyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyuların hangisine

yer verilmemiştir?

A) Tatma­ ­ B) Görme­ ­ C) Dokunma

D) İşitme­­ E) Koklama

5. 1996 yılı Kasım ayının 21’i Perşembe günüydü. Her günkü

gibi sabahleyin işe gidiyordum. Kulağıma zayıf bir ses

geldi. Kedi sesi değildi bu. Yakınımdaki bir bidona baktım.

Ne göreyim? Küçük bir çocuk, bir bebek… O yoksul

mahalleden bir manzaraydı bu. Ülkenin birçok yeri yoksuldu

ama okulumun bulunduğu mahalle daha da yoksuldu.

Üzüntü şokunu atlattıktan sonra bir yaşamı kurtarmanın

sevincine kapıldım, onu aldığım gibi karakola götürdüm.

Şimdi yuvanın sevimli bir çocuğudur o.

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Destansı anlatım­ ­ B) Öyküleyici anlatım

C) Betimleyici anlatım­ ­ D) Tartışmacı anlatım

E) Gelecekten söz eden anlatım

3. (I) Cahit Sıtkı Tarancı 4 Ekim 1910’da Diyarbakır’da

doğdu. (II) İstanbul’da Galatasaray Lisesini bitirdikten

sonra öğrenim için Paris’e gitti. (III) Yakalandığı ağır hastalık

yüzünden 1956 yılında Viyana’da öldü. (IV) Büyük

üzüntü yaratan erken ölümü üzerine yazılan şiirlerin

sayısı bir çığ gibi büyüdü. (V) Kişiliği ve sanatıyla ilgili

kitapların sayısı altıyı bulmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde

“öznel anlatım”a başvurulmuştur?

A) I B) I­I C) III D) IV E) V

6. Kanun, yönetmelik, tüzük ve uyarı levhalarında ---- anlatım

kullanılır. Bu anlatım biçiminde dil genellikle alıcıyı

harekete geçirme ve göndergesel işlevinde kullanılır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi

getirilmelidir?

A) destansı­ ­ B) emredici­ ­ C) mizahi

D) öyküleyici E) kanıtlayıcı

203


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. High Dam Barajı, yerin bağrına oyulmuş ters bir piramit

şeklindeymiş. Bunu duyunca Mısır’da tarihten bu yana piramitlerin

ne denli önemli olduğunu düşünmekten kendimi

alamadım. Gerçekten, High Dam Barajı, yere gömülü,

içi su dolu bir piramit. Gize’deki dünya harikalarından biri

olan Keops Piramidi de âdeta göğü delen bir burgu gibi.

Söylendiğine göre, baraj yapılırken en büyük piramit olan

Keops için kullanılan taşların on yedi katı kadar taş kullanılmış.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden

yararlanılmamıştır?

A) Gözlemlerden­ ­ B) Açıklayıcı ifadelerden

C) Benzetmeden­ ­ D) Yinelemelerden

E) Niteleyici sözcüklerden

8. Bazılarına göre opera en değerli sanat dalıdır, bazıları ise

operayı çekilmez bulur. Erkeklerin çoğu kadınların takıya

gösterdikleri ilgiyi değersiz bulma eğilimindedir. Buna

karşılık kadınların çoğu da erkeklerin hızlı araba kullanma

tutkularını tamamen değersiz bulur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangileri

kullanılmıştır?

A) Öyküleme - Betimleme

B) Açıklama - Tartışma

C) Tartışma - Benzetme

D) Betimleme - Karşılaştırma

E) Açıklama - Karşılaştırma

9. Kızgın güneş ışınları altında koşmamızın nedeni, göreceğimiz

yerin saat on yedide kapanma kuralı. Aramızda bu

amansız koşudan vazgeçip serin bir gölgede çevreyi seyretmeyi

yeğleyenler de var. Ama ben koşanlar arasındayım.

Nihayet geldik. Burası Mayaların geleneksel sporu

olan basket oyununun yapıldığı alan. Burada karşılıklı

olarak taştan oyulma dev basket potaları var. Ancak bu

potalar, yere dikey olarak yerleştirilmiş.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyulardan hangilerine

ait ayrıntılar ön plandadır?

A) Dokunma - İşitme­ ­ B) Tatma - Görme

C) Görme - Dokunma­ ­ D) Koklama - İşitme

E) Tatma - Dokunma

10. Aşağıya ulaştığımda sanki yüzyıllar süren bir yolculuktan

dönmüş gibi oluyorum. Birkaç dakika, benliğimi tanımsız

bir boşluk sarıyor. Birden, yine ağlamak geliyor içimden.

Ama bunu yapmıyorum. Ele güne ayıp olur diyerek kendimi

tutuyorum. Ne var ki doruktan yere indiğimde içimi

saran o boşluk ve hiçlik duygusunu kolay kolay atamıyorum.

Ama geziyi sürdürme kararım toparlanmamı sağlıyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi

daha ağır basmaktadır?

A) Kişileştirme­ ­ B) Duygu anlatımı

C) Örnekleme ­ D) Karşılaştırma

E) Nesnel ifadeler

11. Gün batımında Nil’in görkemini yeterince anlatabilmem

olanaksız. Yeşil Nil altın rengine bürünüyor. Sadece Nil

mi? İnsanlar da sanki altın suyuna batmış çıkmış gibi görünüyorlar.

Kızıllığın sarmallaştığı anla bütünleşmek…

Bu olay sadece görsel değil, insanın içine de işliyor. Kısacası,

Nil’de gün batımı beş duyuyla yaşanıyor denebilir.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Düşsel ögelerden yararlanılmıştır.

B) Benzetmeye başvurulmuştur.

C) Anlatımda nesnel bir yol izlenmiştir.

D) Niteleyici sözcüklere başvurulmuştur.

E) Eksiltili cümleye yer verilmiştir.

12. Biz Türkler, on bir kişiyiz. Bizi iki arabaya dağıtıyorlar. On

kişilik minibüse beşer altışar, bir güzel yayılıyoruz. Başkalarıyla

birlikte minibüslere dolmaktan hoşlanmayan

zenginler için, ikişer üçer kişilik, özel safari düzenleniyor.

Hatta bazı kişiler, son model lüks binek arabalarıyla yapıyorlar

bu işi.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi

daha ağır basmaktadır?

A) Tanımlama

B) Karşılaştırma

C) Tanık gösterme

D) Sayısal verilerden yararlanma

E) Örnekleme

13. Afrika fili, karada yaşayan memelilerin en büyüğü oluyor.

Yetişkin bir filin boyu bazen, yedi metreyi buluyor. Hortumu

bir buçuk metre kadar. Yerden omuzlara yüksekliği üç

dört metre, ağırlığı ise altı buçuk ton. Afrika fillerinin kulakları

çok gelişmiş. Her bir kulağının çapı bir metreyi aşıyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden

yararlanılmıştır?

A) Açıklama - Karşılaştırma - Sayısal verilerden yararlanma

B) Tartışma - Benzetme - Örnekleme

C) Öğretici anlatım - Sayısal verilerden yararlanma -

Tanık gösterme

D) Öyküleme - Tanımlama - Örnekleme

E) Kanıtlayıcı anlatım - Karşılaştırma - Örnekleme

204


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. I. Ananas, Karayip Adaları’nda 1493’te keşfedilmiştir.

II. Ananas, Türkiye’de en çok Akdeniz ve Marmara

Bölgesi’nde yetiştirilmektedir.

Bu iki cümlenin doğru biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Karayip Adaları’nda keşfedilen ananas, Türkiye’de

1493’ten beri Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yetiştirilmektedir.

B) Türkiye’de Akdeniz ve Marmara bölgelerinde 1493’te

keşfedilen ananas, en çok Karayip Adaları’nda yetiştirilmektedir.

C) Türkiye’de en çok Akdeniz ve Marmara Bölgesi’nde

yetiştirilen ananas, 1493’te Karayip Adaları’nda keşfedilmiştir.

4. (I) Felek’in “Geçmiş Zaman Olur Ki” adı verilen altıncı kitabı,

haftalık gazete yazılarından oluşuyor. (II) Bu yazılarda

Cumhuriyet öncesi İstanbul yaşamından kesitler sunuluyor.

(III) İstanbul’da yaşama tutunmak ne kadar zordur!

(IV) Yazılarda bazı tarih bilgilerinin yanında toplumsal yaşama

ve İstanbul’un geleneklerine ilişkin gözlemlere de

yer veriliyor. (V) Bunların dışında İstanbul’un sanat ve edebiyat

yaşamı, diğer yazıların da konusunu oluşturuyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

D) Karayip Adaları’nda keşfedilen ananas, Türkiye’de Akdeniz

ve Marmara bölgelerinde 1493’ten önce de yetiştirilmiştir.

E) 1493’te keşfedilen ananas en çok Karayip Adaları’nda,

Türkiye’de ise Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yetiştirilmektedir.

2. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi

olamaz?

A) Aksini yapanlar, bilerek veya bilmeyerek Türkçenin

kuyusunu kazanlardır.

B) Güzellik, sadece duygusal alanla ilgili bir kavramdır.

C) Her insan, bilinçlenmeye başladığı andan itibaren

yaşamın kaynağını sorgular.

D) Bilimin yargıları herkes için ortak, nesnel ve genelgeçer

yargılardır.

5. Her zaman haksız olmadığımız bir konu var. (I) O da inanmayı

ve kolayca inandırılmayı saflığa ve bilgisizliğe vermemiz.

(II) Etrafımızdaki çabuk inanan insanları saflıkla

itham ederiz. (III) İnanç, ruhumuza bastırılan bir damga

gibidir. (IV) Ruh ne kadar yumuşak olur, ne kadar az karşı

koyarsa ona bir şeyi mühürlemek o kadar kolay olur.

(V) Hele ruh bomboş olursa ilk inandığının altında daha

da kolaylıkla eğilir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

E) İnsan, en azından gününün yarım saatini okumakla

geçirmelidir.

3. Günümüzde çok değişik araştırmalar yapılıyor. (I) Bilimin

evrensel olduğu söyleniyor, bu genel anlamda doğrudur.

(II) Yani matematik her yerde matematiktir. (III) Ama buna

rağmen bir Alman matematiğinden, Fransız matematiğinden

ya da Amerikan fiziğinden söz edebiliyoruz. (IV)

Bilim, ancak bu şekilde gelişir. (V) Araştırılacak konu o

kadar çok ki, bunların hepsini Amerika gibi bir ülke bile

tek başına yapamaz.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine

düşüncenin akışına göre “Çünkü bilimde ekoller vardır,

belli yerlerde ekipler oluşmuştur.” cümlesi getirilebilir?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

6. (I) Eleştirmen ne yaparsa yapsın, yazıcının asıl işlevinin

yaratmak olduğu düşüncesi bugün benimsenmiyor.

(II) Gerçekten de yazının rolü üzerinde düşünmek gerekiyor.

(III) Çünkü her ciddi eleştiri bununla başlar. (IV) Bu

rolü aydınlatmak eleştirinin ilk yapması gereken şeydir.

(V) Böylece edebiyatın ciddi bir eleştirinin omuzları üzerinde

yükseldiğine şahit oluruz.

Bu parçanın anlam bütünlüğünün sağlanması için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II­ ­ B) III ve IV­ ­ C) II ve V

D) I ve IV­ E) IV ve V

205


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. Genç Kalemler dergisi çevresinde birleşen sanatçılar, şiir

anlayışı konusunda Fecriâti şairlerinden pek ayrılmadılar.

Şiirde, konu seçimini şaire bırakmaları, onları sanat

anlayışları bakımından çelişkiye düşürdü. Yeni edebiyatçıların

ve Fecriâti şairlerinin ferdiyetçi sanat anlayışından

bütünüyle ayrılmadılar. Nitekim I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş

Savaşı sırasında genç şairler, kendi duygu ve hayallerini

işlemekten kendilerini alamadılar. Aruzun yerine

heceyi getirmeleri, sadece ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden

hangisi getirilebilir?

A) biçim yönünden yapılmış bir değişiklik olarak kaldı.

B) iki grup arasındaki kavgayı büyüttü.

9. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi

olamaz?

A) İnsanımızın kitap okumadığı, kitabın futbol kadar ilgi

görmediği bir gerçektir.

B) Yazmak, öteden beri çok değişik yollarla tanınagelmiş

bir etkinliktir.

C) Eleştirmenler, okuyacağı kitabı seçmede okura yol

göstermelidir.

D) Son asrın kültürel yaşamdaki en önemli sapmalarından

biri, yapıtlarda kişilerin öne çıkarılması oldu.

E) Edebiyat çevreleriyle olan ilişkilerini hep bu düzeyde

sürdürmüştür.

C) Fecriâticileri değil, Servetifünuncuları da çok etkiledi.

D) halkın haklı tepkisine yol açtı.

E) onlardan sonrakileri etkiledi ve günümüze kadar ne

yazık ki ulaşamadı.

8. İnsanın büyüdüğü yeri sevmesi ne toprağa, ne gökyüzüne

ne de etrafındaki insanlara bağlıdır. Bu sevgi içinizden

---- Doğduğunuz, büyüdüğünüz yerlerden bahsedildiğinde

o kalbinizin kuytu köşelerinde bulunan duygular öyle

bir sıçrayış yapmalı ki sizi titretmeli ve o titretmeden sonra

içinizde tarifi imkânsız bir duygu fırtınası kopmalı, içinizi

bir huzur, bir mutluluk sarmalı. Bu hissi yaşamanızdaki

asıl etken, büyüdüğünüz yerdeki tüm anılarınıza, tüm

geçmişinize sahip çıkabilmenizde gizlidir.

Bu parçada boş bırakılan yer, aşağıdakilerden hangisiyle

en iyi tamamlanır?

A) hiçbir zaman çıkmamalı ve kimseyle paylaşılmamalı.

B) geldiği gibi karşınızdakine iletilemeyebilir.

C) çıkmazsa size ait olur, çıkarsa başkalarıyla paylaşmanız

gerekir.

D) koptuğu gün, sizin doğduğunuz, büyüdüğünüz yerlerle

de bağınızı koparır.

E) kalbinizin en gizli, en kuytu köşelerinden gelmeli.

10. Klasisizm, Racine, Corneille ve Fenelon’la 17. yüzyılda

Antik Yunan kültürünü yeniden canlandırdı. (I) Akıl ve

sağduyu ekseninde insanı ve tüm hayatı soylulaştırmak…

(II) Trajedi ve komedi mantığını daha da sabitleştirerek

aklın gücünü egemen kılmaktı asıl amaç.

(III) 18. asırdan sonra yeni bir şekil aldı edebiyat dünyası.

(IV) Soyluluğu ve katıcılığı yıkmaktı amaç bu kez.

(V) Çünkü manevi değerler, kimi zaman akla hükmedebiliyordu.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

hangi cümleyle başlar?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

11. (I) Gezilerim sırasında konuştuğum insanlardan bu izlenimi

edindim. (II) Çevre konusu tüm insanlığı ilgilendirdiğinden

bu konu dil, milliyet, ırk, cins, renk gibi kavramların

üstünde görülüyor. (III) Bu izlenimi edinirken aslında bir

yandan da seviniyorum. (IV) Çünkü insanlar, belki savaşlarını

bir kenara bırakıp dünyayı her türlü kirlilikten kurtarma

amacı çevresinde birleşebilirler. (V) O zaman yaşam

ne güzel olur kim bilir?

Bu parçanın anlam bütünlüğünün sağlanması için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II­ ­ B) I ve III­ ­ C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

206


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi

olmaya en uygundur?

A) Sanatçının böyle davranması, halkın beklentileriyle

hiçbir zaman örtüşmez.

B) Bazı toplumlarda suç oranlarındaki artışın bir nedeni

de budur.

C) Bence böyle yerlerde, eş dost, arkadaşla birlikte olmak

çok güzel.

D) Bu gezintiler sırasında tanışıp konuştuğum yolcular

da en az benim kadar coşku ve merak içinde.

E) Kenya, Orta Afrika’nın doğusunda, vahşi hayvanların

kol gezdiği, dünyaca ünlü bir av beldesi.

4. (I) Absürt tiyatro türü, klasik tiyatronun bütün kural ve düzenlerini

hiçe sayar. (II) Bu anlayışa göre tiyatro, her şeyi

anlamaya çalışmak, canlandırmaktan çok bir ses ve hareket

düzeni olmalıdır. (III) Absürt tiyatroda olaylar arasında

bağ kurma gereği duyulmadığı gibi; absürt tiyatro,

hiçbir zaman insanın duygularını mükemmelleştirmeyi

amaçlamaz. (IV) Çünkü önemli olan, izleyicinin bir olayın

ve duygunun biçimine, oluşumuna tanıklık etmesidir.

(V) Bu yüzden, eser bilinmeyen sembollerle ve saçma

kurgularla doludur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra düşüncenin akışına göre “Amaç sadece duyguların

oluşumunu göstermektir.” cümlesi getirilebilir?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Çok ünlü olmak isteyen bir yazar için gaye, daima büyük

ödül kazanmaktır. (II) Fakat büyük ödüllerin ülkemizde

her yazara verilmediğini biliyoruz. (III) Ödül kazanmaktaki

en büyük amaç yarınını garanti altına almaktır.

(IV) Ülkemizdeki yazarlara ödül verilirken yazarın ortaya

koyduklarına hiç bakılmıyor neredeyse. (V) Siyasi kimliği

nedir, basında reklamı yapılıyor mu, yurt dışına çıkmış

mı, ne yazık ki işte bunlara bakılıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

5. Okuyucu ile bir yapıtın yazarı birbirini bütünleyen iki parça

gibidir. (I) Okuyucu, yapıttan bir şeyler alırken aynı zamanda

yapıta bir şeyler de ilave eder. (II) Bu aslında yazarın

bile hayal edemeyeceği bir yerdir. (III) Bu noktada

sanatçı artık başladığı işi başkasına devretmiş olur.

(IV) Okuyucu, böylece sanatçıdan bayrağı devralan bir

bayrak koşucusu olmuştur. (V) Eser de bu koşunun yapıldığı

stadyum…

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine

düşüncenin akışına göre “Okur, yapıtı okurken daha

ileri bir yere götürebilir.” cümlesi getirilebilir?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

3. Kendimden bir şeyler anlatayım. (I) Gençliğimde en çok

istediğim şey Saint-Michel şövalyesi olmaktı. (II) O zamanlar

şövalyelik ülkede çok tehlikeliydi. (III) Çünkü şövalyelik

Fransız soyluları arasında çok az kişinin ulaşabildiği

en büyük şeref payesiydi. (IV) Kader, bu isteğimi garip

bir şakayla yerine getirdi. (V) Ona ulaşmak için beni

yüceltmek yerine, sanki o şerefi alçaltıp benim omuzlarıma

kadar indirdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

6. (I) Bu sanatçı, çağımızın iyi bir tanığıdır. (II) Bildikleri,

içinde yaşadığımız bu dönemle sınırlı değildir. (III) Osmanlı

tarihini ve tüm dünyada olup bitenleri birçok kimseden

daha iyi bilir. (IV) Bu bilgi daha çok onun uygarlık bilincinden

kaynaklanmaktadır. (V) İnsanımızı en iyi biçimde

aydınlatmak, onun eğitimine katkıda bulunmak için hiç

durmadan çalışmıştır. (VI) Zevkle okunan günlükler, ustaca

hazırlanmış denemeler ve eleştiriler bırakmıştır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf

numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II­ B) III C) IV D) V E) VI

207


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

7. (I) Alman yazarlar bizimkiler gibi gösteriş meraklısı değildir.

(II) Bizdeyse imzalar, inadına büyük yazılır ve bunlar

da yetmez bir de yazarın fotoğrafı vardır. (III) Yazarların

imzaları yazının altında iki harften ibarettir, bunlar adının

ve soyadının baş harfleridir. (IV) Örneğin “Peter Müller”

adındaki bir yazar yazısının altına “pm” şeklinde bir imza

atar. (V) Bu fotoğraf da genellikle makyajlı, montajlı bir fotoğraftır.

Bu parçadaki anlam bütünlüğünün sağlanması için

aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılmalıdır?

A) I. cümle çıkarılmalıdır.

B) II numaralı cümle, IV numaralı cümleden sonra getirilmelidir.

C) III. cümle ile I. cümle yer değiştirmelidir.

D) IV ve V. cümle yer değiştirmelidir.

E) V. cümle çıkarılmalıdır.

8. Şiirimizde, varlıkların nitelikleriyle anlatılması dönemlere

göre bazı değişiklikler gösterir. (I) Divan şairi, düşlerinde

oluşturduğu varlıkları gerçeğe uygun olmayan soyut niteleme

sıfatlarıyla anlatır. (II) Tanzimat sanatçıları, sıfatları

süsleyici bir unsur olarak kullanır. (III) Servetifünuncular

ise gerçek yaşamdan aldıkları varlıkları değişik sıfatlarla

belirtmişlerdir. (IV) Romanımızda da tarihsel süreç

içinde bazı değişiklikler yaşanmıştır. (V) İlk romanlarımız,

teknik yönden kusurlu bulunurken bugünkü romanımız

Batı’yı geçmiştir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

10. (I) Şiir üzerine düşüncelerin ve teorilerin bütünüdür poetika.

(II) Eskiden Fransızcada yalnız şiirin değil, güzel sanatların

teorisini, güzelliğin felsefesini bir bakıma estetiğini

ifade ederken bugün şiir sanatı anlamına gelen bir terim

olmuştur. (III) Batı dillerinde poetika konusuna giren

birçok eser vardır. (IV) Doğu kültürü Avrupa karşısında

şiirde çok ileri bir seviyededir. (V) Türkçede ise bazı şiirlerin

ve grupların bildiri niteliğindeki, genellikle savunmaya

dayalı birkaç poetika ön sözü görülür.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

11. (I) Çevre düzenlemesinde özgün bir kültürel kimliğin ifadesini

aramak şimdiye kadar sorun olmamıştı. (II) Batı

teknolojisinin olanakları ve Batı’dan ithal edilen mimarlık

tarzıyla çevre düzenlemesi yapılıyordu. (III) Bu savaşın

en önemli bölümlerinden birini ise mimari oluşturuyor.

(IV) Ama bağımsızlıklarını II. Dünya Savaşı’ndan sonra

kazanan ülkeler, oldukça yüksek sesle bir kültür savaşı

vermeye başladılar. (V) Bu ülkeler artık, kentleri Batı mimarisiyle

oluşturmak istemiyorlar, kentler kendi kimliklerini

yansıtsın istiyorlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir

bütün oluşturabilmesi için hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II­ ­ B) III ve V­ ­ C) II ve V

D) I ve IV­ E) III ve IV

9. (I) Sanatçı, kendisiyle eseri arasına okuyucunun girmesine

kızmıyor, okuruna eseri okutamıyorsa o eserin tam

olarak anlatılmadığını söyleyebilirim. (II) Bu doğrultuda

oluşturulan hiçbir eser okuyucuyla bağ kuramaz.

(III) Okunmadığı için okura darılan sanatçı, bu kez var

olan bağı da koparır. (IV) Değerli bir yapıtın oluşması zamana

bağlıdır. (V) Bu sürecin kapsamı okuyucuyu sabırsızlandırabilir.

(VI) Yine de özgün kalmak isteyen yazar

bu gecikmeyi göze alacaktır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II­ B) III C) IV D) V E) VI

12. (I) Türkiye, dört mevsimin yaşandığı orta kuşağın en güzel

ülkelerinden biri. (II) Güneyinde sıcak iklim ve buna

özgü bitkiler, kuzeyinde yağışlı hava ve orman ısrarla buradayız

diyor. (III) Büyük kasabalarına ve konaklarına

gittiğinizde içinizi ayrı bir duygu kaplar. (IV) İnsanlar da

bu doğada öylesine barışık yaşıyor ki mevsimler onlarla

doğmuş gibi. (V) Bir kır gezisi yapmak veya ailece denize

açılmak, buradaki insanın yaşantısının da orta kuşakla

şekillendiğini gösteriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

208


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. ---- Bu nedenle algılayabildiğimiz kadarı, bizim de başkasına

aktarabilme ölçümüzdür. Sözlerimiz, görüştüğümüz

kişiyle uyuşuyorsa sorunun çoğunu hallettik diyebiliriz.

Fakat o kişi bizim sözlerimizi algılayamıyorsa bizi anlamadığından

şikâyet etmeye başlarız. Oysa herkesin

anlatımı, karşıdakinin anladığı kadarıyla sınırlıdır. Doğal

olarak anlaşılmayı beklemek de mümkün olmayacaktır.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Karşımızdaki insanın bizi anlayıp anlamadığını

önceden kestirebiliriz.

B) Bir insanın anlatım yeteneği, karşısındakinin algılama

yeteneğine bağlıdır.

C) Bir insanın anlama ve anlatma yetisi, çevresiyle uyumuna

bağlıdır.

D) Bazı sabırsız konuşmacılar, sözcüklerin sırasını kaçırabilir.

E) Her insan, anlattıklarının doğru anlaşılması için çaba

harcar.

3. ---- Çünkü her şeyden önce kaleme aldığı insanı kendisinin

daha iyi anlayabilmesi gerekiyor. Herkes, herkesi anlatamaz;

zira herkes, herkesi anlayamaz ki anlatabilsin.

Yazar, anlattığı kişiyi tüm yönüyle çözüp anlayamamışsa

sanat ağırlıklı yaşam öyküleri meydana gelir. Açıklamalarına

güvenilmeyen, objektif olmaktan uzak yaşam öyküleridir

bunlar. Dolayısıyla başarıyı yakalamış bir yaşam öyküsünün

çıkış noktası tanıdık kişilerdir.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Bir yaşam öyküsü yazmak, belli bir birikim gerektirir.

B) Yaşam öyküsü yazılacak kişinin gizli yönleri ele alınmalıdır.

C) Bir yaşam öyküsü yazarı, tanıdığı kişileri daha iyi anlatır.

D) Bazı yaşam öyküleri nesnellikten oldukça uzaktır.

E) Yaşam öyküsü yazarı sıradan insanların hayatıyla ilgilenmez.

2. ---- Pişmanlıklarınız mı kaplardı tüm satırlarınızı, yoksa

yaptıklarınızın sonunda avucunuzdaki o tatlı ağırlık mı?

Hayat bir hediyedir desek yeridir. Reenkarnasyon gerçek

değilse bu, hayata ilk ve son gelişimiz. Gün içinde yaptıklarımı

düşünüyorum da “keşke”lerim azalmış sanki. Demek

ki ben de aptalca hatalar yapsam da mutlu olabiliyorum.

İyi ki en mutsuz anlarda bile gülümseyebiliyorum.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Hayata yeniden başlasaydınız ileriki yaşamınız için

neler hazırlardınız?

B) Sadece iç dünyamıza göre yaşasaydık neler olurdu

acaba?

C) Sizce hayatın kaygıya değer yanları var mıdır?

D) Hayatınızı anlatmak isterseniz en çok hangisiyle dolu

olurdu cümleleriniz?

E) Yaşadıklarınızı günlük defterinize yazmayı düşündünüz

mü hiç?

4. ---- Şinasi, yazın hayatına başladığı zaman döneminden

çok ilerideydi. Yeni edebî türlere yolu o açtı. Bugünün sanatçısı

da yenilik peşinde koşuyor ancak kendilerine güvenmiyorlar.

Şinasi’yi örnek alan birçok sanatçı, onun atılımlarını

şimdilerde bile hayretle övüyor. Günümüzde sanatçı

geçinen birçok insan görüyoruz ki halkın rehberi

olacaklarına, geriden geliyorlar.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) İnsanlara kılavuzluk eden bir sanatçı elbette kalıcılığı

yakalayacaktır.

B) Günümüz sanatçısı üretkenlikten çok ünlü olmak istiyor.

C) Gerçek sanatçı, içinde yaşadığı topluma yol gösteren

ve sanat alanında çığır açandır.

D) Bazı sanatçıların okurlar tarafından beğenilmesi

uzun zaman alabilir.

E) Ancak başarılı sanatçılar, eserlerini sanat kaygısıyla

oluştururlar.

209


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Edebî kültür, genellikle dilin kurallarıyla anlatılır. Bu nedenle

bir yapıt eleştirme uğraşının çıkış noktası dildir.

Eleştirmen bu yüzden dile çok dikkat etmelidir. ---- çünkü

romancı ve öykücü eserlerinde hayat gerçeğini, sevincini,

bağlılıklarını kendi dilinin imkânlarıyla bize sunar. Burada

etkin olan ve yapıtı yönlendiren dildir.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Bu, romancı ve öykücüler adına da dikkat gerektiren

bir durumdur

B) Okuyucu dilin farkını anlama görevini yerine getirmelidir

C) Edebî eserler, dildeki bir yozlaşma yüzünden okunmuyor

D) Roman ve hikâye yazarı da dilin sadeliğinden yana

olmalıdır

E) Yazar, hayatın esere yansımasını sağlamalıdır

8. ---- Daha çok okunması için bu şart. Ancak bireysel sorunları

ve aşkları dile getirerek şiir yazılırsa o şiir günümüze

bile ulaşamaz. Öncelikle genç şairlerin büyük ve

eski ustaları okumaları gerekir. Bunlar gerçekleştiğinde

şiirin az okunma sorunu da kendiliğinden sona erecektir.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdaki

cümlelerden hangisi getirilmelidir?

A) Genç şairlerin şiir kitapları çok satılmamaktadır.

B) Nitelikli bir romanın uymak zorunda olduğu birtakım

kurallar vardır.

C) Bir şiir okuru, beğendiği şiirin biçiminden çok içeriğiyle

ilgilenir.

D) Sanatçı, şiirini yazarken üslup kaygısını ikinci plana

itmemelidir.

E) Şiirin, yaşadığımız günleri aktarması hatta o günleri

de geçmesi gerekiyor.

6. Sanatçı, kendinden öncekilere göre çok farklıydı. Şiiri, sıradan

insanlara bile samimi bir dille seslenen iç dökme,

dertleşme ve olayları hafife alma havası taşıyordu. Kalıplaşmış

edebî sanatlara uzak duruyordu. Sokakta konuşulan

dili, sokaktaki adamın serüvenini, yaşama sevincini,

güncel sorunlarını gündeme getiriyordu. ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Bu çabalar daha önce de yaşanmıştı.

B) Böylece, sokak hayatını şiire sokmayı başarıyordu.

C) Bu sorunlara zamanla evrensel nitelikler de kazandırdı.

D) Hep bilinen yoldan gittiği için kalıcı olamadı.

E) Böylece yaşama farklı bir bakış açısı getiriyordu.

9. Hiçbir şey kendiliğinden ne o kadar üzücü ne de zordur.

Ona bu niteliği veren bizim gevşekliğimiz, güçsüzlüğümüzdür.

Yüksek şeyleri görebilmek için onlara göre bir

ruhumuzun olması gerekir. Yoksa kendi çamurumuzu görürüz

onlarda. Doğru bir kürek, suda eğri görünür. Önemli

olan bir şeyin sadece görülmesi değildir. ----

Bu parça düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisiyle tamamlanabilir?

A) nasıl görüldüğüdür.

B) dayandığı kaynaktır.

C) niçin ortaya çıktığıdır.

D) etkileyici olmasıdır.

E) farklı nitelikler taşımasıdır.

7. Kimi yazarlar dikkat çekmek ve yazılarının okunması için

ilginç yöntemlere başvuruyorlar. Mesela köşelerinde ilginç

olaylara, fıkralara, karikatürlere veya fotoğraflara yer

veriyorlar. Sonra yazı yöntemlerini değiştiriyor ve belki de

biraz aykırı yazıyorlar. Tabii yazılar artık böyle olmak zorunda.

Bir yazıda her ne kadar içerik önemli olsa da değişik

bir biçim olmadan o yazı zor okunur. ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilemez?

A) O hâlde her yazar biçimle içeriği yoğurarak vermelidir.

B) Bu da gösteriyor ki okuyucu artık sadece özle ilgilenmiyor.

C) Köşe yazısı, sıradan da olsa sonunda aradığı değeri

bulur.

D) Okuyucu, zor okunan böyle bir yazıya doğal olarak

rağbet göstermez.

E) Günümüz yazarları, okunmak için böyle değişiklikleri

bu yüzden yapıyorlar.

10. Dikkati bir nokta üzerinde toplamak, yoğunlaştırmak savaşın

yarısını kazanmak demektir. Kötü dinleyiciler dikkatlerini

çabuk kaybederler. İyi bir dinleyici içgüdüsel olarak

dikkatinin dağılmasıyla mücadele eder. O bir kapıyı

kapar, radyoyu susturur ve konuşmacının sözünü, yalnız

bir noktanın daha açık seçik anlaşılmasını sağlamak ve

ondan sonra sözüne devam etmek için keser. Bu titizlik

ve üzerine titreyiş ----

Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) konuşmanın akıcılığına ve anlaşılırlığına gölge düşürür.

B) dinleyenin anlatılanlara yoğunlaştığını ve konuşana

saygıyı ifade eder.

C) kötü dinleyicilerin de arada sırada yaptığı bir şeydir.

D) iyi bir konuşmada konuşanla dinleyen arasındaki etkileşimi

zedeleyebilir.

E) başka dinleyicilere de farklı bir algı zevki tattırır mı,

bilinmez.

210


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

11

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. ---- Onun kalemindeki veya fırçasındaki tek baskı, sanatın

baskısıdır. Sanatçı, duygu ve düşüncelerine özgürce

biçim veremedikçe huzura kavuşamaz. Yazara, şöyle veya

böyle yazacaksın denirse ne sanattan ne de sanatçıdan

eser kalır. Sanat, sanatçının yaptığını dilediğince ve

sanat kaygısıyla ortaya koymasıdır.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Özgün sanatçılar, hayranlarının beklentisini iyi bilir.

B) Sanat, sanatçıya sorumluluğunu hep hissettirmiştir.

C) Hiçbir yazar ve ressam gerçeklikten uzaklaşmamalıdır.

D) Gerçek sanatçı, yapıtını şu veya bu yasanın baskısıyla

ortaya koymaz.

E) Bir sanatçı, eserini oluştururken bazı kurallara uymalıdır.

3. ---- Bunun için çaba harcayanlar, melek olacaklarına iyice

hayvanlaşır, yükselecek yerde alçalırlar. İnsanın

benliğine aykırı hareket etmesi böyle bir şeydir işte.

İskender’in en küçük, en bayağı yanı tanrılaşma ve göklere

çıkma hevesine kapılmasıdır.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) İnsanların bencillikten yakındığını biliriz.

B) Sıra dışı yaşayan insanlar hayata yenik düşer.

C) İnsanın kendi benliğinin dışına çıkması çılgınlıktır.

D) İnsanın içinde melek de şeytan da bir aradadır.

E) Önemli olan yükselmek değil, orada kalabilmektir.

4. Platon, “Devlet” adlı eserinde bir haydutlar topluluğunun

bile bir kurallar bütünü, üyelerine kabul ettirdiği ve sert

yaptırımlarla kendisine uyulmasını sağlayan bir ödevler

şebekesi olmaksızın varlığını sürdüremeyeceğine işaret

eder. Bu da gösteriyor ki ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) bir düzene ait olma, insanın yaratılışına aykırıdır.

B) her toplumsal yapı aslında bir çeşit kurallar sistemidir.

C) adalet eşit şekilde dağıtılmazsa anarşi ve terör doğabilir.

2. ---- Mekanik ve analitik ilme dayanan bir ideolojidir bu.

Felsefecilerin amaçları, farklı görüş ve ideolojileri sorgulamaktır.

Organik entelektüel olmak bunu gerektirir. Görevleri,

sınıfların zihniyet dünyasını ifade etmek ve bir anlamda

yönlendirmektir. Bu zihniyetin sahip olduğu nitelikler

şöyle sıralanabilir: Otorite prensibinin reddi, serbest ticareti

güçleştiren engellerin yok edilmesi, bilimsel konuların

dünyaca geçerliliği, ayrıcalıklara karşı insanın evrensel

değeri.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilebilir?

A) Dünyada ideolojileri belirleyen belli bir grup var.

B) Fiziğin en zor alanlarından biri mekaniktir.

C) Felsefeyle, mekanik arasında bir ayrım yapılıyor günümüzde.

D) Filozoflar, bugünkü entelektüeller gibi bir ideoloji kurucusudur.

E) Bir aydının görevlerini yerine getirmesi entelektüel

olmanın gereğidir.

D) bütün insanlar mevcut sistemlere karşı çıkmak ister.

E) düzensiz yaşamak bazen düzenli yaşamaktan iyidir.

5. Evrendeki olayların sayıca çok olması bilimlerin, konularını

bölerek incelemesine neden olmuştur. Örneğin, fen

bilimleri doğayı, sosyal bilimler insan ve toplumu, fizik

atomu, kimya elementleri ele alır. Bu bölünme, her konu

en ince ayrıntısına kadar ele alınacak şekilde devam

eder. Bilimde amaç ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) evrendeki bu bilinmeyenleri çözmeye çalışmaktır.

B) belli bir konuyu bütün içinde ele almaktır.

C) sorunları bütünsel bir yaklaşımla çözmektir.

D) parçaları bir araya getirerek bütüne ulaşıp dünyayı

anlamaktır.

E) çağın problemlerine kafa tutan bilim adamları yetiştirmektir.

211


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

11

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

6. İnsanlara maddi yardımda bulunmaktan haz duyarım.

Omuzlarımdan bir yük atmış, bir çeşit kölelikten kurtulmuş

gibi olurum. Ayrıca doğru bir iş yapmanın, başkasını

memnun etmenin keyfini duyarım. Pazarlık isteyen

alışverişlere yanaşmam. Bu türlüsünü benim yerime yapacak

kimse olmadı mı işin uzamasına meydan vermem.

Tabiatıma çok ters gelen o sevimsiz konuşmalara düşmektense

bırakır kaçarım. ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) Dünyada pazarlık kadar beni rahatsız eden bir şey

yoktur.

B) Pazarlıktan kaçmayı kendime yediremeyişimin nedeni

budur.

C) Bu konuşmalar uzadıkça bendeki alışveriş isteği azalır.

D) Yerime birinin pazarlık etmesi için dua ederim.

E) Alışverişte pazarlığın olması bence de şaşırtıcı bir

durum.

7. ---- O, başkalarının yapabilecekleri veya yapamayacakları

işlere hoşgörülü yaklaşmalıdır. Çalıştırdığı insanlar

kendisi kadar zeki, tecrübeli, bilgili olmayabilir. Fakat insanlar,

türlü türlüdür: İşten şikâyet edenler, sosyal hayatının

düzensiz olduğunu söyleyenler, iş arkadaşlarıyla anlaşmazlık

yaşayanlar... Kısacası öncü olanlar, tüm olaylara

ve kişilere uzlaştırıcı yaklaşmalıdır.

Düşüncenin akışına göre, bu parçanın başına getirilebilecek

cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Patronlar, maddi ve manevi gücü elinde tutmalıdır.

B) Bir iş yerindeki liderin en önemli özelliği toleranstır.

C) Çalışanla çalışmayanın farkını, yaptığı iş belirler.

D) Hoşgörü, çalışan insanın en önemli silahıdır.

E) Bir iş yerinde verimin artması, sosyal güvencenin

sağlanmasına bağlıdır.

9. Her öykücünün gerçek coğrafyası gibi bir de öykü coğrafyası

olmalıdır. Burası onun öznel dünyası ve yurdudur.

Öykücü buraya egemendir. Öykü insanları burada yaşam

bulur. Okurun bu dünyaya ve insanlara müdahale şansları

yoktur. ---- Bu sonuçlar okurun düş ve gerçek dünyasını

zenginleştirir böylece. Öykücü doğduğu, yaşadığı ve

yolculuk yaptığı ortamlardan bir şeyler alarak öykü dünyasını

sürekli genişletir ve diğer insanlardan soyutlar.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Çünkü bu dünya gerçek dünyadan tamamen izole

edilmiştir.

B) Yazar, bu dünyaya okurun girmesini hiçbir zaman istemez.

C) Okur, bu dünyadan kendisine bazı sonuçlar çıkarabilir

ancak.

D) Çünkü bir öykücü okurun ne istediğini önceden bilir.

E) Her öykücünün, okuruyla bir araya gelip öyküyü birlikte

yönlendirdikleri bir dünyadır bu.

10. Okuyucuya bilgi vermek veya onu bir düşüncenin doğruluğuna

inandırmak için yazılan gazete ve dergi yazısıdır.

Makalede bilgi vermek temel amaç olduğundan anlatım

nesneldir; senli benli sözlere yer verilmez. Dile getirilen

düşünceleri güçlendirmek için kanıtlara başvurulur. Okuyucu

sanatsal sözlerle değil; kanıtlarla düşünceye inandırılmaya

çalışılır; bu yönüyle makale, ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden

hangisi getirilmelidir?

A) bilime hizmet eden, bilimsel yönü ağırlıklı olan bir

yazı türüdür.

B) yazarın kişisel duygularıyla yoğrularak yazılır.

C) Türk edebiyatına ilk kez Tanzimat’ta girmiştir.

D) kişisel yanı da olan öznel bir anlatım türüdür.

E) öznel yanı ağır basan denemeyi de beraberinde getirir.

8. Romanda ilk cümle çok önemlidir. Öncelikle okurun romana

girebilmesi için ilk cümlenin okuru yakalaması, onu

sarması lazımdır. ---- Beğenmezse bırakır. Yazarın da roman

yazarken bunu bilmesi gerekir. Bir yazar bana “Ben,

öykümün ilk cümlesi için sekiz ay bekledim.” demişti. Romanda

ilk cümlenin öyküye göre daha önemli olduğunu

düşünürsek daha titiz bir çalışma sağlarız.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) İlk cümle bazen romanı okumanızı kolaylaştırır.

B) Böylece okuyucuyla yazar diyalog kurmuş olur.

C) Bu yüzden yazarlar okuru suçlamamalıdır.

D) Bu nedenle her eserin beğenilmeyen bir yanı vardır.

E) Çünkü okurun, kitabı okuma zorunluluğu diye bir şey

yoktur.

11. Dertlerimizle dostlarımızı acındırmak gibi çocukça, anlamsız

bir duygumuz vardır. Başımıza gelenleri abartır,

neredeyse karşımızdakinin de ağlamasını isteriz. ---- fakat

aynı soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler

mi kırılırız, kızarız. Dertlerimizi anlamaları yetmez, onların

da yakınmalarını isteriz.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kendini yok yere acındırmaktansa dertli olup yalnız

kalmak daha cesurca bir davranıştır

B) Bu dertlerin herkeste var olduğunu düşünmeyiz hiç

C) Çevremizdeki diğer insanları, kendi dertlerini çözmede

soğukkanlı gördüğümüzde takdir ederiz

D) Derdin etkisini hafifletmek için yapılmış hamlelerdir

bunlar

E) Bizimle ağlamayan dost, gerçek dost değildir

212


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

12

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Dadaloğlu bir dağ ozanıdır. Onun güzellemelerinde dağlar,

bir başka güzeldir. Köroğlu gibi onun da en büyük aşkı

dağlardır. Çünkü dağlar, ona özgürlük duygusunu ve

asaleti yoğun şekilde yaşatır. Bunların yanı sıra Dadaloğlu,

şiirlerinde aşka da yer vermiş bir şairdir. O, cenk şairliği

yanında aşk şairidir de.

Bu parçada üzerinde durulan konu, aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Dadaloğlu’nun üslup özellikleri

B) Dadaloğlu’nun şiirlerinde ele aldığı başlıca temalar

C) Ozanlık geleneğinde Dadaloğlu’nun yeri

D) Dadaloğlu ile Köroğlu’nun üsluplarındaki farklılıklar

E) Dadaloğlu’nun şiirlerinde görülen biçimsel özellikler

3. Biri diyor ki kürsüden: “İnsan dürüst olmalı, ben dürüst,

düzgün, yiğit bir adamım.” Biz de inanıyoruz. Hâlbuki

adam hırsız, yalancı, hâlbuki adam dürüst olmadığı gibi

fitne, fesat ve kıskançlık dolu. Bıraksalar peygamber olduğunu

ilan edecek.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Çağımızda insan ilişkilerinin, giderek içinden çıkılmaz

hâle gelmesinden

B) Dürüstlük ve doğruluk gibi kavramların toplumda

doğru anlaşılmamasından

C) Kıskançlığın ve fesatlığın toplumu yavaş yavaş

kamplara ayırmasından

D) Bazı insanların çok çabuk bir şekilde kandırılabilmesinden

E) Bazı insanların kendilerini, olduklarından çok farklı

ve üstün gösterme çabalarından

2. “Türk cumhuriyetlerine Atatürk’ü yeterince tanıtamadık.”

dediniz, biz başta kendi insanımıza Atatürk’ü tanıtamadık

ki! Bugün çektiğimiz sıkıntıların onu yeterince tanıtamamış

olduğumuzdan kaynaklandığını biliyoruz. Evet,

henüz bağımsızlıklarını yeni kazanmış Türk cumhuriyetlerinde

ve diğer Türk topluluklarında biz Atatürk’ü yeterince

tanıtamadık maalesef! Gerçekten de Türk cumhuriyetlerinin

ve Türk topluluklarının en az Türkiye Türkleri kadar

Atatürk’e ihtiyacı var.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Atatürk’le ilgili, kapsamlı bir akademik çalışmanın

olmamasından

B) Türkiye’de ve Türkiye dışındaki Türk topluluklarında

Atatürk’ün yeterince tanıtılamamasından

C) Millî eğitim sistemimizin Atatürk ilkelerinden yavaş

yavaş kopmasından

D) Türk dünyasında kültürel ve etnik bir birliğin henüz

kurulamamasından

E) Günümüz devlet adamlarının, Atatürk’ü dış dünyada

yeterince tanıtamamasından

4. Elli yıl önce yayımlanmış iki deneme kitabının yeni baskılarını

okuyorum. Kitapları bugünün heyecanıyla, güncelliğiyle

okuduğumu söyleyemem. Çünkü anlatılanlar sadece

o yılların değerleri olarak kalmış, bugüne hitap etmeyen

düşünceler; deyim yerindeyse modası geçmiş görüşler...

O yıllarda bu görüşler gerçekten değerliydi ancak

zaman, bir yapıtın en önemli değer ölçütü olduğu için, bu

görüşler günümüzün modasına uymuyor.

Bu parçada sözü edilen denemelerin, değerini kaybetme

nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özgün bir üslupla kaleme alınmamaları

B) Tüm zamanlara hitap edebilecek görüşler içermemeleri

C) Yazarlarının ustalık dönemlerinde yazılmış olmamaları

D) Günümüz edebiyatında dil anlayışının değişikliğe uğraması

E) Okuyucuların tercih ettiği yazınsal tür profilinin değişmesi

213


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

12

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Masallarımız, ninnilerimiz ve bilmecelerimiz çocuk edebiyatında

yararlanılabilecek en önemli türlerdir. Günümüzde

birçok bilim insanı tarafından derlenen bu ürünler belli

bir külliyatta toplanabilir. Bu daha genel bir çalışma ile

Türk dünyasını içine alacak biçimde genişletilebilir. Gerekli

düzenlemelerle bu malzemeler çocuk edebiyatı

hâline gelir. Ortak kültürümüzün örneği bu ürünler, eğitimde

de ilerlememizi sağlayacaktır.

Bu parçanın konusu, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilim insanlarının edebiyata karşı ilgisiz kalmaları

B) Türk dünyasının günümüzdeki sorunları

C) Masal, ninni ve bilmecelerin çocuk edebiyatındaki

yeri

D) Halk edebiyatı alanındaki çalışmaların yetersizliği

E) Çocuk edebiyatını bağımsız bir alan hâline getirme

çalışmaları

8. Divan edebiyatının toplumsal yaşantıdan, sosyal çevreden,

günlük hayattan büsbütün kopuk olduğuna inanmıyorum.

Bazı şairlerimiz halk söyleyişlerine, atasözlerine

ve günlük yaşantılarına, doğal çevreye yer vererek

divan edebiyatına “millî” bir nitelik kazandırmışlardır.

“Mahallîleşme” de denilen bu akımın 15. yüzyılda başladığını,

18. yüzyılın güçlü bir şairi tarafından da sürdürüldüğünü

görüyoruz.

Bu parçanın konusu, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan edebiyatının aslında tamamen halktan kopuk

bir edebiyat olmadığı

B) Toplumsal hayatı ele almayan bir edebiyatın millî

olamayacağı

C) Deyim ve atasözlerinden yararlanmanın gerekliliği

D) 18. yüzyılda divan geleneğinin tamamen son bulduğu

E) Mahallîleşme akımının edebiyatımızda çok taraftar

bulmadığı

6. Bir cümleyle söylemek gerekirse Yahya Kemal, bizim

medeniyetimizdir. Onda bizim medeniyetimizin bütün unsurlarını

bulmak mümkündür. Gençler Yahya Kemal’i incelerse

onda dilimizin, kalbimizin, tarihimizin bütün özelliklerini

bulacaklardır. Onun Türkçenin zevkine nasıl erdiğini,

tarihimizin derinliklerine nasıl girdiğini anlayacaklardır.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Yahya Ke-

mal’in en belirgin özelliğidir?

A) Çok büyük ve usta bir şair olması

B) Türkçeyi çok iyi kullanması

C) Medeniyetimizin tüm ögelerini kendinde taşıması

D) Birçok genç şair ve yazara ilham vermesi

E) Yaşadığı döneme yeni bir renk katması

9. Şiirde öz ve biçim uyumu, şiire yönelen okuyucunun etkilenmesi

açısından büyük önem taşımaktadır. Bir yazın

türü olarak şiir, okurda bu iki nokta etrafında anlam kazanmaktadır.

Okur, içerik dediğimiz duygu ve düşüncelerle,

biçim dediğimiz söyleyiş özellikleriyle şiire yakınlaşmakta

ya da ondan uzaklaşmaktadır. Bu da gösteriyor ki

içerik biçimden ya da biçim içerikten daha önemli değildir.

Önemli olan, bu ikisinin bir ahenk içinde bir arada olmasıdır.

Bu parçanın konusu, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde biçimin içerikten daha özenli olması gerektiği

B) Büyük şairlerin, üsluplarına daha çok önem verdikleri

C) İçerik yönünden zengin olan şiirlerin kalıcılığı yakalayabileceği

D) Şiirde, biçimle içeriğin mutlaka uyum içinde olması

gerektiği

E) Şiirde anlam ve söz sanatlarının yeri ve önemi

7. İnsanların çoğu, söz “aşk”tan açılınca mangalda kül bırakmaz.

Aşkı için dağları delen, Kafdağı’nın ardındaki çiçeği

getirmekten hiç korkmayan hatta canını bile seve seve

verebilecek kişiler çıkar karşımıza. Peki, aşk gerçekten

bütün bunlara değer mi? Aşk, bir çeşit tutsaklık değil

midir? Bence gerçek kahramanlar özgürlük için aşklarını

bile feda etmeyi göze alabilenlerdir.

Bu parçada, yazarın üzerinde durduğu iki temel kavram

aşağıdakilerden hangileridir?

A) kahramanlık - ölümsüzlük

B) aşk - gerçekler

C) aşk - fedakârlık

D) özgürlük - cesaret

E) aşk - özgürlük

10. Öğrenmenin ve öğretmenin hedefleri doğru belirlenmemişse

iletişimin adı ne olursa olsun kimseye faydası yoktur.

Eğer Türkçe öğreneceksek ya da öğreteceksek mutlaka

düşünerek, severek, bilinçle ve sorumluluk duygusuyla

bir hedef belirlemeliyiz. En son teknolojileri dilimiz

için kullanarak Türkçenin birleştirici, bütünleştirici gücünün

imkânlarını her alanda işleyişe sokmak zorundayız.

Bu yüzden eğitimin her alanında hedef belirlemek son

derece önemlidir.

Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eğitimde hedef belirlemenin önemi

B) Türkçenin günümüzdeki sorunları

C) Teknolojik gelişmelerin doğurduğu sorunlar

D) Türkçenin birleştirici rolü

E) Öğrenme ve öğretmede yaşanan sorunlar

214


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

13

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Edebiyatı yalnızca güzel sanatların bir parçası olarak

görmemek lazımdır. Edebiyat, güzel sanatların tanınmasında,

yayılmasında en önemli görevi üstlenir. Edebî gelişmişlik

aynı zamanda gelişmişlik demektir. Türkiye’deki

Türk edebiyatının gelişmesi, Türk dünyasındaki kültürel

birliğin ve ilerlemenin örneği sayılacaktır. Türk ülkeleri

arasında ilişkilerimiz istenen düzeyde olmamasına rağmen

biliyoruz ki onlar birçok bakımdan Türkiye’yi örnek

almaktalar. Bu sebepledir ki edebî gelişmişlik Türk dünyasında

geniş yankılar uyandıracaktır.

Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı

yoktur?

A) Edebiyat, sadece güzel sanatların bir parçası mıdır?

B) Edebiyatın görevi, halka doğruyu ve yanlışı göstermek

midir?

C) Edebî gelişmişlikle, gelişmişlik arasında bir bağ var

mıdır?

D) Türkiye’nin diğer Türk ülkelerine yol gösterdiğini söyleyebilir

miyiz?

E) Türk edebiyatındaki gelişmeler, Türk dünyasında nasıl

algılanacaktır?

3. Karacaoğlan’ı bir güzelleme şairi olarak tanıtmak en doğrusudur.

Şiirlerinde aşk duygusunu, sevgilisinin özelliklerini;

Torosların suyu kadar berrak, ırmakları kadar coşkulu,

yörük ayağından başka insan ayağı değmemiş dorukları

kadar doğal bir Türkçeyle işlemiştir. İçtenliği ve güzel

Türkçesi, ona halk ozanları arasında ayrı bir konum

kazandırmıştır. Toplum, söyleyicisini bilmediği her güzel

koşmayı ona ait sayacak kadar onu sevmiştir.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı

olabilir?

A) Karacaoğlan, tam olarak hangi bölgede yaşamıştır?

B) Karacaoğlan’ın şiirleri üzerinde bir akademik çalışma

yapılmış mıdır?

C) Karacaoğlan, koşma dışında başka şiirler de söylemiş

midir?

D) Karacaoğlan’ın âşık edebiyatındaki ve halkın gözündeki

yeri nedir?

E) Karacaoğlan’ın anlattığı sevgililerle divan şairlerinin

anlattığı sevgililer arasında benzerlik var mıdır?

2. Okullarımızda yabancı dillerin iyi öğretilmediği bir gerçek,

1953’ten sonra eğitim dili İngilizce olan okullar açıldı. Yabancı

dil bir araç olmaktan çıkıp ön amaç hâline gelmeye

başladı. Matematik, fizik gibi zaten çoğu öğrenciye zor

gelen dersleri aynı anda, aynı derste İngilizce olarak öğretmek

doğru değil. Sonuç olarak yabancı dil ek olarak iyi

öğretilmeli fakat ana dilin yerini almamalıdır.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık

söylenmiştir?

A) “Bir lisan, bir insan” sözüne katılıyor musunuz?

B) Matematik ve fizik gibi derslerin yeterince anlaşılamamasının

nedenleri nelerdir?

C) Okullarımızda yabancı dille eğitim hakkında neler

düşünüyorsunuz?

D) İngilizcenin gramer yanının ağırlıklı olarak öğretilmesi

sizce doğru mudur?

E) Üniversiteyi bitiren öğrencilerin bile bir turistle anlaşamaması

sizce doğal mıdır?

4. Hoşgörü denince aklıma, yüzlerce yıl yurdumuzda yaşamış

büyüklerimizden Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş

Veli ve Nasrettin Hoca gelir. Onların diğer alanlarda

olduğu gibi hoşgörü konusundaki sözleri de bizler için

yol gösterici olmaya devam ediyor. Yunus Emre, “Kamu

âlem birdir bize.”; Mevlana, “Ne olursan ol, gene gel!”;

Hacı Bektaş Veli, “Yetmiş iki millete aynı can gözüyle

bakmalı.” derken aynı hisleri paylaştırmıştır bizlere.

Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık

söylenmiştir?

A) Hoşgörünün toplumları birleştirici rolü olduğuna inanıyor

musunuz?

B) Türk büyüklerinin hoşgörüde bu denli şöhretli olmalarının

nedenleri nelerdir?

C) Atalarımızın hoşgörü konusunda yaptıklarını yeterli

buluyor musunuz?

D) Türk büyüklerinin evrensel değerlere katkıları olmuş

mudur?

E) Hoşgörü denince zihninizdeki ilk çağrışım ne oluyor?

215


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

13

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Oburluk yalnızca yemekte olmaz. Her şeyin oburları vardır.

Mesela, Napolyon’un karısı İmparatoriçe Josephine’in

elbiseye karşı bitmez tükenmez bir oburluğu vardı. Napolyon

kızsa da Josephine bu iştahı yüzünden bütçedeki

tahsisatın dibine darı ekmiş hatta rivayete göre. Fransızlar

Cenova’yı bu yüzden kaybetmişler.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?

A) Oburluk hakkında neler söyleyeceksiniz?

B) Fransızlar Cenova’yı neden kaybetmişlerdir?

C) Napolyon’un obur olduğunu düşünüyor musunuz?

D) Josephine’in elbise merakının temelinde neler vardı?

E) Fransız bütçesinin açık vermesinin başlıca nedenleri

nelerdir?

6. Bir orijinal tarihçi vardır bir de taklitçi tarihçi. Okuyucuyu

tedirgin etmekten çekinen bazı tarihçiler, birbirlerini taklit

ederler. Böylece hem çalışıp yorulmaktan kurtulur hem

de küstahlık yakıştırmasından uzak kalırlar. Sonra da yeni

görüşler sokuştursaydım bu saygıyı (!) göremezdim,

derler. Orijinal bir tarihçi ise tüm insanlığın güvensizliğine,

küçümseyişine, eleştirisine hatta nefretine uğrar.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?

A) Siz tarihçileri nasıl sınıflandırıyorsunuz?

B) Bazı tarihçilerin okuyucuyu tedirgin etmesini doğru

buluyor musunuz?

C) Size göre, orijinal tarihçi olmak zor mudur?

D) Bir tarihçi, tüm insanlığı karşısına almak zorunda mıdır?

E) Tarihle uğraşmak isteyen gençlere neler tavsiye

edersiniz?

7. Eskiden benim konularım özgürlük, aşk, mutluluk, baskıya

karşı koyma ve Anadolu’ydu. Sonra bunların yerini sadece

“aşk” aldı. Aşka da yalnızlık karıştı. Şimdilerde konularım

somut varlıklar. Hamsiyi anlatacaksam hamsi

üzerine yüzlerce yazı okumam gerekti. Bir yüz kadar da

hamsi resmi yaptım. Haftalarca hamsiler bir tabakta ve

masanın üstünde durdu. Bir aya yakın zaman ev balık

koktu.

Bu sözleri söyleyen biri, aşağıdaki sorulardan hangisine

cevap vermiştir?

A) Neden yazarlık hayatınızda soyut konuların yerine

somut konulara yöneldiniz?

B) Aşk, özgürlük ve mutluluk sizin için neyi ifade ediyor?

C) Sanat hayatınız boyunca ele aldığınız konularda bir

değişiklik oldu mu?

D) Bir sanatçı ele alacağı konuyla ilgili bir araştırma

yapmalı mıdır?

E) Realist yazarların, sadece yaşadıkları olayları konu

edinmelerini doğru buluyor musunuz?

8. Edebiyat eseri, edebî değer taşıyan yazılı metin demek.

Edebiyat eseri, malzemesi dile dayanan ve dilin imkânları

ile okuyucuda birtakım estetik uyarımlara yol açan, yüksek

bir haberleşme kuran, yapıları bakımından özel metinlerin

her birine verilen addır. Edebiyat alanının ilk asli

unsuru edebiyat eseridir.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?

A) “Edebiyat eseri” ifadesinden ne anlıyorsunuz?

B) Bir metnin, özgün bir üslupla yazılması niçin önemlidir?

C) Edebî eser kavramının kişilere göre değişkenlik gösterdiğine

katılıyor musunuz?

D) Bir sanatçının yazdıkları, ne zaman edebiyat eseri

kapsamına girer?

E) Sanatçının bir edebiyat eseri vücuda getirmesi için

ne tür aşamalardan geçmesi gerekir?

9. Edebiyat bilimi veya edebiyat ilmi ifadesi, Türkiye’de çok

kullanılan, tercümeler yoluyla dilimize giren bir kavram fakat

bu kavramın üzerinde ortak bir anlaşma sağlandığını,

terim seviyesine çıktığını söylemek de henüz mümkün

değil. Edebiyat bilimini tarif etmeden önce bu ilme esas

olan edebiyat kavramını doğru tanımlamak lazım. Edebiyat

kavramı, içinde başka ilimleri de barındıran bir yapıya

sahipti, 20. yüzyılın başlarında bu yapısından kurtularak

bağımsız bir kavram hâline geldi.

Bu sözleri söyleyen biri aşağıdaki sorulardan hangisine

cevap vermiştir?

A) Edebiyatın bağımsız bir bilim dalı olduğunu düşünüyor

musunuz?

B) Sizce dilimize çeviri yoluyla giren kavramlar, doğru

algılanabiliyor mu?

C) Edebiyat bilimi dediniz, bu kavramı biraz daha açar

mısınız?

D) 20. yüzyılın başlarında edebiyat dünyasındaki çalkantıları

nasıl yorumluyorsunuz?

E) Edebiyat bilimi üzerinde ortak bir tanımlamanın yapılamaması

sizce normal mi?

10. Edebiyat hayatı, edebî nüfusu oluşturan insanların birbiri

hakkında verdikleri hükümlerin ve birbirleriyle kurdukları

ilişkilerin meydana getirdiği bir dünyadır. Edebiyat nüfusu

edebiyat hayatının âdeta bir göstergesidir. Edebî nüfusu

oluşturan unsurlar ne kadar güçlü olursa o ülkede edebiyat

hayatı ile ilgili hususlar da edebiyat hayatından beklenenler

de o ölçüde geniş ve etkili olur.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?

A) Edebiyat hayatının, gerçek hayattaki yeri hakkında

neler söyleyeceksiniz?

B) Sanatçının, edebiyat hayatını istediği gibi şekillendirmesi

mümkün müdür?

C) Edebî nüfusu oluşturan unsurlar hakkında bilgi verebilir

misiniz?

D) Nasıl bir edebiyat hayatı düşlediğinizi açıklar mısınız?

E) Edebiyat hayatı ve edebiyat nüfusu arasında nasıl bir

ilişki vardır?

216


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

14

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Bir yapıttaki karakterler, romancının baş düşüncesini

oluşturur. Çünkü bir romanın başarılı olmasının ilk koşulu

karakterlerin gerçek olmasıdır. Bize, yalnız yaşadığımız

bu mükemmel olmayan dünyada teselli veren, bizi

huzura götüren onlardır. Okuyucu, romancının yarattığı

karakterlerle ilgili birtakım ipuçlarını bir araya topladığı

zaman aralarında tanıdık biri olsun veya olmasın gerçeklere

eğilir ve onlarla bütünleşir. Ağlaması veya gülmesi

onlarla birlikte olur.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Romancıyı meşgul eden konulardan biri de kahramanları

nasıl ve nereden seçeceğidir.

B) Bir romanın değeri, roman karakterlerinin gerçeği ve

bizi yansıtmasıyla ortaya çıkar.

C) Kahramanların gerçek yaşamla örtüşmemesi okurun

yadırgamayacağı bir şeydir.

D) Bir romancının başarısı, yazdıklarının çokluğu ile ilgili

değildir.

E) Sanatçının bireysel çabası sayesinde okuyucu, karakterlerle

kendini kıyaslamaya çalışır.

3. Ruh bilimciler uzun süreden beri, “zekâ” olarak adlandırılan

tek bir insan yetisinin var olup olmadığını ve eğer varsa

bunun doğuştan gelen farklılıklara ne ölçüde dayandığını

tartışmaktadırlar. Zekânın tanımlanabilmesi güçtür

çünkü kavram birbirinden çok farklı ve çokluk ilişkisi gibi

nitelikleri kapsamaktadır. Örneğin, zekânın en saf biçiminin

soyut matematiksel bilmeceleri çözme yeteneği olduğunu

varsayabiliriz. Ne var ki böyle bilmeceleri çözmekte

çok başarılı olan kişilerin kimi zaman tarih ve sanat gibi

alanlardaki yetenekleri daha çok olabilir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin

hangisidir?

A) Ruh bilimcilerin zekânın sınırları üzerinde yaptıkları

araştırmaların zor olduğu

B) Matematiksel zekâya sahip olanların sanat ve tarih

gibi alanlarda başarılı olamadıkları

C) Zekânın doğuştan gelen bir yetenek olduğu ve çevre

etkisiyle geliştirilebildiği

D) Zekâ kavramının farklılık ve çokluk ilişkisi gibi niteliklerinden

dolayı tam bir tanımının yapılamadığı

E) Zekâ üzerinde yapılan çalışmaların son yıllarda hız

kazandığı

2. Bir dalkavuk nezaketi vardır ki güzel değildir. Zaten bu

nezaket değildir. Bana öyle geliyor ki bile bile yapılan

şeylerin hepsi nezaketin dışında kalır. Mesela, gerçekten

nazik adam, kötü ve huysuz bir adama kötü davranırsa

bu nezaketsizlik değildir; hesaplı övmeler nezaket değildir.

Nezaket sadece düşünmeden yapılan ve bizim ifade

etmeyi düşünmediğimiz bazı imgeler uyandıran hareketlerdir.

Daha ne hissettiğini bile anlamadan iğrenme, hayret

veya haz hislerini ifade eden kişi nezaketsizdir ki daima

özür dilemek zorunda kalır.

Bu parçada “nezaket”le ilgili olarak asıl vurgulanmak

istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilmeden ve yorumsuz yapılan davranışların nezaket

sayılabileceği

B) Nezaket kavramının yeterince anlaşılmadığı

C) Özür dilemenin nezaketli bir davranış olduğu

D) İnsanın nazik olabilmesi için birtakım kurallara uymak

zorunda olduğu

E) Nezaketsiz kişilerin toplum tarafından daima dışlanacağı

4. Âşıklar, Türk toplumunda yüzyıllarca önemli bir yere sahip

olmuşlar, birçok etkinlikte saz çalıp şiir söylemiş,

hikâyeler anlatmışlardır. Günümüzde ise birçok alanda

yeniliklerle tanıştığımız gibi müzik alanında da yenilikler

toplumumuza girmiş, bu süreçte âşıkların önemi azalmıştır.

Bu yüzden günümüzde âşıklara pek rastlanmamaktadır.

Varsa da toplum içinde eskisi kadar etkin değildirler.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Âşıklar günümüzde en fazla eser veren sanatçılardır.

B) Âşıklar eskiden beri birçok etkinlikte aktif rol almıştır.

C) Müzikteki gelişmeler, âşıklık geleneğinin önemini yitirmesine

yol açmıştır.

D) Toplumsal değişim hayatın birçok alanında etkili olmuştur.

E) Âşıklar, günümüzün yaşam koşulları içinde geri planda

kalmışlardır.

217


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

14

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Fowles’i okuyalı on yılı geçti, belki daha fazla. Fowles, roman

yazarken gizemli bir eyleme karıştığını söylüyordu.

Düşünsel yazıların illa bir plan çerçevesinde yazıldığını,

kurmaca metinlerinse birçok belirsizlikle, pusla, bulanıklıkla

çıkageldiğini söylüyordu. “Yazar, ilk taslak çıkıncaya

kadar rotasız bir yoldadır. Anlatmaya koyulduğunda önüne

bir sürü yol, imkân ve olasılık çıkar.” Bayılmıştım bunları

duyunca. Çünkü ben de üç aşağı beş yukarı böyle çalışırım.

İlk taslak çıkıncaya kadar aynı sayfalar üzerinde

gider gelirim. Bir yabancıdır yazdığım roman. Birbirimize

zamanla alışırız.

Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Kimi yazarlar, yazılarını gereksiz ayrıntılarla boş yere

uzatır durur.

B) Yazarlar, bir eseri oluştururken birkaç tane taslak

yapmalıdır.

C) Kurmaca metinler plansız bir şekilde başlar ve yazıldıkça

şekillenir.

D) Romanlar başlangıçta akıcı bir dille yazılıp sonradan

durgunlaşabilir.

E) Her sanatçı, yaşadığı çağın değer yargılarını romanına

yansıtır.

6. Öykü yazarları, bir öyküyü yazmaya başlarken genellikle

sıradan bir planla yola koyulur. Anlatılmak istenenler ve

kişiler tam belirginleşmemiştir. Öykünün oluşum süreci,

bir iç dinamiğin gelişme sürecidir. Yazının bitiminde,

baştaki plandan farklı bir neticenin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Zira öykü, yazıya aktarılıncaya kadar kavram

aşamasında soyut bir çabadır. Fakat öykücü, öyküsünü

yazmaya başlayınca somut bir üretimde bulunur. Burada

olaylar ve karakterler zamanla yazarın düş dünyasından

çıkıp başka şekil alır.

Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce, aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Öykü yazmak için yazarın önceden çok kapsamlı bir

plan hazırlaması gerekir.

B) Öykü karakterlerinin zamanla yazarın düş gücünü

yansıtmaya başlaması doğal bir sonuçtur.

C) Öykücünün yazmaya başlamadan önce hangi konuyu

ele alacağını belirlemesi gerekir.

D) Öykünün evrensel nitelikler kazanabilmesi için zaman

içinde yazardan uzaklaşması gerekir.

E) Yazarın planladığı öykü soyut, yazdığı öykü ise somut

olduğundan bunların birbiriyle tamamen aynı olması

beklenemez.

7. Kuşlar arasında yarasa ne ise düşünceler arasında kuşku

odur; ikisi de hep alacakaranlıkta uçar. Kuşkularımızı

baskı altına almak, hiç değilse gözümüzün önünde tutmak

zorundayız. Çünkü kuşkular kafamızı bulandırır, arkadaşlarımızı

yitirmemize yol açar, işimizi altüst eder ve

çığrından çıkarır. Gönlümüzün değil, kafamızın yetersizliğidir

kuşkular; en yiğit yaratılışta bile kendini gösterir.

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Kuşkucu yaklaşım, her insanda görülebilecek normal

bir durumdur.

B) Kuşkular cesur yaklaşımlarla giderilebilir, önemli olan

ilk adımı atabilmektir.

C) Kuşku, insanı bazen belirsizliğe sürüklese de sahip

olunması gereken bir duygudur.

D) Kontrol altına alınmayan kuşku, insanın hayatında

birçok olumsuzluğa yol açar.

E) Kuşku, gönülle kafanın birlikte hareket etmemesinden

doğar.

8. Türklerde matematiğe karşı büyük bir yatkınlık vardır.

Türk tarihini ve Cumhuriyet Dönemi’ni incelersek bunu

açıkça görürüz çünkü Türk dilinin yapısı matematikseldir.

Ayrıca Türkçe, okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi

okunan bir dil olduğundan bilgisayar için de en yatkın dildir.

Bilimi Türkçe yapar, yanımıza da bilgisayar teknolojisinin

olağanüstü olanaklarını alırsak matematik gibi olan

bu dille harikalar yaratabiliriz.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk tarihine bakılırsa çok büyük matematikçilerin

Türk olduğu görülür.

B) Türkçenin matematiksel yapısı, Türkçeyi aynı zamanda

mükemmel bir sanat dili yapar.

C) Bilim yapmaya uygun, matematiksel bir yapısı olan

Türkçe, bilgisayarla da desteklenince ortaya mükemmel

bir bileşim çıkar.

D) Türkçeye gereken önemi verir ve sahip çıkarsak yakın

gelecek, Türklerin asrı olmaya adaydır.

E) Bilim insanlarımızın Türkçeye gereken önemi vermemesi,

Türkçenin bilim dili olmasını engellemektedir.

9. Dillerin en kolay değişen bölümü söz dağarcığıdır. Bir

yandan iç gelişmeler, bir yandan da yabancı etkiler sonunda

dillerin söz dağarcığı sürekli olarak gelişir. Buna

karşılık dillerin gramer yapısı kolay kolay değişmez. Bu

kurala uygun olarak Türkçenin söz dağarcığı gerek iç gelişmeler,

gerekse yabancı etkiler sonunda birçok yeni değer

kazanmış ancak gramer yapısı eski ana özelliklerini

olduğu gibi saklamıştır. Dilimizde Arapça ve Farsça alıntıların

çok arttığı bir çağda bile gramer kurallarımız bozulmamıştır.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Birçok dil gelişmeye ve değişmeye kapalı olduğu için

Türkçenin zenginliğini yakalayamamıştır.

B) Bir dilin gramer yapısı o dilin temelini teşkil eder ve

kolay kolay değişmez.

C) Arapça ve Farsça sözcüklerle dilimiz daha zengin bir

hâl almıştır.

D) Dilimiz her türlü yabancı sözcüğe açık olmasına rağmen

istenen gelişmeyi sağlayamamıştır.

E) Dillerin gelişmesinde kültürel etkileşimin payı tartışma

götürür bir konudur.

218


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

15

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. İnsan tek başına yaşayabilir mi diye hep düşünürüm. Zaman

zaman kuytu köşelere kaçsak da bu yalnızlık kendimize

verdiğimiz en büyük cezadır. Oysa beraber yaşamak,

yalnızlık şarkılarını dinlemekten farklıdır. Ailemiz,

arkadaşlarımız, akrabalarımız, mahallemiz, şehrimiz gibi

birbirinin alt kümesi olan gruplar ortak bir paydada birleşir.

Bizler, bireysel olarak bir basamak daha yukarıda olmak

istesek de özgürlük ipini bu paydadan ayrı tutmamalıyız.

Çünkü ben özgürsem toplum da özgürdür ya da toplum

özgürse ben de özgürüm.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsan, kendini fert olarak toplumun üstünde görse de

özgürlük konusunda toplumdan ayrı tutulamaz.

B) İnsanın toplumsal hayattaki yeri ve rolü birçok aydının

zihnini meşgul etmiştir.

C) Sosyal hayatımızı düzene sokan bir kurallar manzumesi

vardır, fert olarak bu kuralları yok sayamayız.

D) Özgürlük algısı, toplumu meydana getiren her fert

için ayrı bir anlam taşır.

3. Edebiyat bir ferdin damgasını taşımakla birlikte, içinde

doğduğu toplumun fikir, his ve estetik ihtiyaçlarına cevap

vermek için doğmuş, dile dayalı bütünlüklerin her birinin

oluşturduğu bir iletişim dünyasıdır. Bu dünyanın sınırları

bazen felsefenin sınırlarına kadar dayanır. Felsefe varlığı

sorgularken sanat sıradan olanın, her gün her yerde rastlananın,

herkesin ağzından çıkabilenin üstünde bir yakalayış

ve ifadelendiriştir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Her sanat eseri, oluşturucusundan mutlaka izler

taşır.

B) Felsefeyle sanatın birçok ortak yönü vardır.

C) Sanat, her zaman rastlanabilecek şeylerden farklı,

sıra dışı ve özgün bir buluş yapmaktır.

D) Fayda amacı güdülerek oluşturulan her eser, sanat

niteliği taşır.

E) Edebiyat, içinde doğduğu toplumun her türlü sorununa

çözüm üretmek zorundadır.

E) Kendini toplumdan soyutlamaya çalışan insanlar,

yalnızlık şarkıları söylemeye mahkûm olurlar.

2. Eskiden “münakaşa” adı verilen tartışma, belli bir konunun

olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde durarak gerçek

nedenleri ortaya çıkarmak için yapılan karşılıklı konuşmaydı.

Demokrasinin geliştiği uygar toplumlarda esas,

birbirinin düşüncesine saygılı olmaktır. Birbirine hakaret

etmemek ve küçültücü fiillerde bulunmamaktır. Söylenenleri

sabırla, sinirlenmeden dinlemek gerekir. Bu, aynı

zamanda tartışmadan başarılı çıkmanın da bir gereğidir

çünkü kızan, bağıran ve uygunsuz hareketlerde bulunan

taraf genellikle yenilmiş sayılır.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Tartışmaya giren her insanın amacı, elbette haklı

çıkmaktır.

B) Tartışmada, konuyu sürekli tartışma dışına çeken biri

başarıya ulaşamaz.

C) Bir tartışmanın başarı ölçütü, saygı ve tartışma kurallarına

uygun davranmaktır.

D) Tartışmayı yöneten kişilerin, tartışmacılara eşit konuşma

süresi vermesi gerekir.

E) Demokrasinin gelişebilmesi için tartışmanın da gelişmesi

gerekir.

4. Sanatçının kendi kendisiyle baş başa kalabilmesi öyle

pek kolay işlerden değildir. Bir yandan toplumun tepkilerine

uğrama, öbür yandan kendi boşluğuna yuvarlanma

korkusu birçok yazarı “kendi” olmaktan alıkoymuştur. Bu

yüzden yalnız kalmak, kahramanlık ister. Bu satırları yazarken

Mallarme hayalimde canlanıverdi. Öyle ya, kim

onun kadar yalnız kalma cesaretini gösterebilmiştir ki?

Okuyucuya göre şiir değil, şiire göre okuyucu tasarlayarak

geleceğe demir atmıştır.

Bu parçada vurgulanmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Her sanatçı, toplumun beklentilerini göz önünde

bulundurarak eser vermelidir.

B) Sanatçının yalnız kalarak kendi iç yolculuğuna çıkabilmesi

cesaret isteyen bir iştir.

C) Kalıcı olmak isteyen sanatçılar, okuyucu kitlesinin

beğenilerini hesaba katmalıdır.

D) Toplumun bir sanatçıya hak ettiği değeri verebilmesi

için zamana ihtiyacı vardır.

E) Okuyucuya göre şiir yazan şairlerin kalıcı olma şansı

daha yüksektir.

219


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

15

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Bir devletin ve milletin kurtuluşu gazetelerle olur çünkü

bilginlerin görüşleri ve bazı kişilerin sözleri herkese onunla

bildirilir. Zulme uğrayanların durumu ilan edilip herkesin

dikkati o noktaya çekilir, yardım toplanır. İşte bu sebepten,

gazetesi çok olan memleketlerde hiçbir şey gizli

tutulamaz. İlim de kimseden esirgenemez.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Gazetesi çok olan ülkelerde birtakım sosyal problemlerin

çözümü daha kolaydır.

B) Gazete, bir ülkenin gelişmişliğinin tek başına göstergesi

olamaz.

C) Gazete yazarları, köşelerinde yazdıklarıyla gündemi

belirlemek zorundadır.

D) Bilim insanlarının ürettiği her şey gazete kanalıyla

halka ulaşır.

E) Bir ülkenin halkıyla hesaplaşabilmesi için kullanacağı

en uygun araç gazetedir.

6. Bir başkadır edebiyatta aşk. Edebiyat, bir sevgilinin gözleridir;

edebiyatta aşk bir sevgilinin tatlı sözleridir. Bazen

bir öyküdeki karakterle bağdaşır ruhumuz. Kendimiz yaşamış

kadar etkilenir ve örnekler alırız, zaten film olan

hayatımıza. Bir romandaki oluşumu gerçek kadar içimize

sindiririz. Bir şarkıda anlatılan aşka dalarız, yüreğimiz kıpır

kıpır olur, heyecanlanırız. Kimi zaman hüzünlenir, kimi

zaman da mutluluk hisleriyle dolup taşarız.

Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Okuyucu bazen kendini romana öyle kaptırır ki

zamanın nasıl geçtiğini fark edemez.

B) İnsan, kendi ruhundan izler bulduğu eserleri okumaktan

büyük keyif alır.

C) Romanlar ve öyküler gerçek hayatı olduğu gibi anlatırsa

başarılı olamaz.

D) Roman yazarı, hiçbir zaman romanın sonunun nereye

varacağını kestiremez.

E) İnsan, bazen özlemini çektiği, hayal ettiği aşkı edebiyat

eserlerinde bulur.

7. Bir incelemeyi değerli kılan, incelemenin gerçekçi kaynaklardan

yararlanmasıdır. Bir inceleme, bu noktadan

bakıldığında eşine az rastlanır hazinelerdendir. Zira yazarın

eserinde anlattığının tamamı çağın düşünce tarihine

ışık tutar niteliktedir. Böylece araştırmacının elindeki

nesneler, ait oldukları döneme açılan kapıya dönüşmektedir.

Bunları inceledikçe de kendimizi tamamen, düşünce

tarihimizde mühim yeri olan bir olayın tanığı sanırız.

Bu parçada incelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) İncelemenin değerinin özgün bir üslupla artırılabileceği

B) İncelemenin, farklı edebiyat ekollerini birleştirici rolü

olduğu

C) İncelemelerde kullanılan dilin halkın diline yakın olması

gerektiği

D) Gerçekçi kaynaklardan beslenen incelemenin düşünce

tarihimizi aydınlattığı

E) İnceleme yazarlarının gelecek çağlara yol gösterici

rollerinin olduğu

8. Sanatçıların ele aldıkları konuları nereden bulduklarını

hep merak ederiz. Bu konularla bizi etkileyip duygulandırmanın

üstesinden nasıl geldiklerini de düşünür dururuz.

Ruhumuzda uyanabileceğine hiç ihtimal vermediğimiz

heyecanların içimizde doğmasını nasıl sağladıklarını

bilme tutkusuyla hep yanıp tutuşmuşuzdur. Konu seçimini

belirleyen koşulları çok iyi tanımamızın, sanatsal yarıştaki

özün derinliklerine eni konu girmemizin bizleri sanatçı

yapmada hiçbir rol oynamayacağını bilmemiz de duyduğumuz

bu merakı asla azaltmamıştır.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Sanatçı bazen romana nasıl başlayacağına bir türlü

karar veremez.

B) Yazarın, bir romanı kaleme alırken aklında bir tek düşünce

vardır: meraklandırmak.

C) Okuyucu, içinde kendini bulduğu romanların oluşumuyla

ilgili, önlenemez bir merak duygusuna sahiptir.

D) Romanda karşılaştığımız olaylardan bazılarını gerçek

yaşamda yaşama ihtimalimiz vardır.

E) Konu seçimini belirleyen koşulları bilirsek romanın

sonuyla ilgili merakımızı gidermiş oluruz.

9. En açık görüşlü nesir yazarı bile ne demek istediğini bütünüyle

bilemez. İstediğinin ya azını ya da çoğunu söyler.

Her cümle ortaya atılmış bir tez, bir tehlikedir. Sözcük

debelendikçe garipleşir. Hiç kimse bir sözcüğü köküne

kadar anlayamaz. Nesir yazarı da sözcüklere fazla

özen göstermeye başladıkça yazı bozulur ve insan saçma

sapan sözler söylemeye başlar. İşte eleştirinin var olma

nedenlerinden biri burada devreye girer: Yapıtın kendisinin

bile bilemeyeceği sırlarını ortaya çıkarmak.

Bu parçada eleştirinin hangi yönü vurgulanmıştır?

A) Eleştirinin her zaman nesnel kriterlere göre yapılması

gerektiği

B) Eleştirinin, bir yapıtın yazarının bile aklından geçmeyen

yanlarını ortaya çıkardığı

C) Eleştirinin, yapıtta tamamlayıcı rolünün hep ihmal

edildiği

D) Eleştirinin, yazarın kişiliğine yönelik yapıldığında

amacından uzaklaştığı

E) Eleştirinin, alanında uzman kişilerce yapılması gerektiği

10. Sanatçılar taklitçiliğe düşmekten kaçarlar, böylece gelenekten

uzaklaşırlar. Yenilik düşkünü halk bir zaman onların

peşinden gider fakat sonunda usanır. Ardından kendini

beğendirmeye çalışan başka sanatçılar ortaya çıkar.

Bunlar da birbirini taklitten uzaklaşır. Böyle böyle zevk

kaybolur. Etrafımızı kırıp geçiren yenilikler çıkar. Halk neye

uğradığını bilemez. Sanat zevki, artık halktan uzak birkaç

kişinin elindeki emanetten başka bir şey olamaz.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi, yeni

sanatçıların eserlerinde yenilik arayışının bir sonucudur?

A) Yeni eserlerin hemen değer kaybetmesi

B) Geleneğin ve ortak zevkin yok olması

C) Sanatçıların yeniyi doğru algılayamaması

D) Taklidin edebiyatı çıkmaza sürüklemesi

E) Eski sanatçıların sürekli eleştirilmesi

220


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

16

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Çok kimse tanırım, çalışmadan duramaz. Bütün gün uğraşır,

didinir. Eğlenmeyi geçtim, dinlenmeyi bilmezler.

Sonra da çalışmanın başlı başına bir değer olduğunu uydururlar:

“Çalışsın da ne olursa olsun!” Sanki böyle öğütlüyorlar

çevrelerindekileri. Çalışkan bir kişinin bir şey becerememesine

de aldırmıyorlar. Çalışıyorlar ya yeter!

Sonra da dudak bükerek bakıyorlar başkalarına. Sürekli

de yakınıyorlar. Kendileri çok çalışıyormuş ama hep başkaları

alkışlanıyormuş.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Bazı insanlar çalışmadan duramaz.

B) Bazı insanlar çalışmayı başlı başına bir değer kabul

eder.

C) Çalışmayı değer kabul edenler beceriye pek dikkat

etmezler.

D) Çalışmadan duramayan insanlar eğlenmenin de hakkını

verirler.

E) Çalışmayı seven insanlar, çalışmalarına karşın takdir

edilmediklerine inanmaktadırlar.

2. Anadolu’da Türkçe 13. yüzyılın ilk yarısında yazıya geçmeye

başlamış, ilk edebî eserler Anadolu Selçuklularının

son döneminde ve Beylikler Dönemi’nin ilk yarılarında yazılmıştır.

Bu yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya gelen dervişler,

beraberlerinde Orta Asya Türk edebiyatı geleneğini

de getirmişlerdir. Anadolu’ya yayılan bazı Yesevi ve

Bektaşi dervişleri tasavvuf edebiyatının Türk diliyle meydana

çıkıp gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu yüzyılda

yaşayan Yunus Emre, tasavvuf edebiyatını yaygınlaştırmış

ve kendinden sonra gelen sanatçıların yolunu açmıştır.

Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Beylikler Dönemi’nin tasavvuf edebiyatının en verimli

dönemi olduğuna

B) Türkçenin Anadolu’daki ilk yazılı örneklerinin 13.

yüzyılın başlarına rastladığına

C) İlk edebî eserlerin Anadolu Selçuklularının son döneminde

yazıldığına

D) Orta Asya’dan gelen dervişlerin, beraberlerinde oradaki

Türk edebiyatı geleneğini de getirdiğine

E) Yunus Emre’nin, tasavvuf edebiyatını yaydığına ve

yol gösterici olduğuna

3. Dil seçmesi gibi bir zorunluluğun başladığı noktada, şair

de romancı da hikâyeci de tiyatro yazarı da eleştirmen de

mahvolmuş demektir. Büyük düşünürün, büyük şairin, büyük

romancının ve hikâyecinin çıkması için, sizin sözlüğünüz

zengin olacak, oturmuş olacak, tartışmasız olacak ve

hangi dille yazmak gibi abeslerin abesi bir endişeyle önünüz

tıkanmamış, ayağınız bağlanmamış olacak. Biz hakikaten

bu çıkmaz davadan, bu çıkmaz didişmeden ne kazandık?

Öz Türkçe, üvey Türkçe iddiasından ne kazandık?

Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Sanatçının, halka hitap ediyorsa halkın dilini; aydınlara

hitap ediyorsa seçkinlerin dilini kullanması

gerektiğine

B) Bir ülkede büyük düşünce ve sanat adamlarının

yetişmesi için zengin bir sözlüğe ihtiyaç olduğuna

C) Sanatçıları en çok engelleyen şeyin, dil seçme

zorunluluğu olduğuna

D) Bugüne kadarki dil tartışmalarının dile bir şey kazandırmadığına

E) Dildeki tartışmalar son bulup dil oturmadığı müddetçe

büyük şair, romancı ya da öykücülerin yetişmeyeceğine

4. Amasya’da 550 yıl önce bir adam tarafından yazılmış Mücerrebname

(Tecrübeler Kitabı) adlı bir kitap var. Bu kitabı

görünce çok şaşırdım. Rönesans ve Reform hareketleri

Avrupa’da başlamamışken böyle bir deneysel tıp kitabı

yazılmış. Bu kitabı yazan kişi yazdığı her şeyi tecrübe etmiş,

tecrübe etmediği hiçbir şeyi kitabına almamış, ayrıca

yapılan denemelerde çevreye ve diğer varlıklara zarar

vermeme gibi çok yüksek bir duyarlılık da mevcut. Hâlbuki

bugün atıklarla çevreyi kirleten de kobaylarla deney yapacağız

diye binlerce canlıyı yok eden de yüksek teknolojidir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Batı, henüz reform hareketlerini tamamlamamışken

Doğu’da bilimsel çalışmalar yapıldığına

B) Sözü edilen kitabın yazarının, kitaptaki her şeyi test

ederek yazdığına

C) Bugünkü yüksek teknolojinin geçmişteki çalışmaların

üzerine yeni bilgiler koyarak bu hâle geldiğine

D) Sözü edilen kitapta, bugün neredeyse rastlayamayacağımız

bir çevre bilincinin olduğuna

E) Bugünkü yüksek teknolojinin, bilimsel gelişmeler uğruna

birçok canlıyı yok ettiğine

221


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

16

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Düşünce, başkalarıyla paylaşılmak üzere ya kitaplaşır ya

dergileşir. Kitaplar açtığı tek kapıdan insanı davet ederken

dergiler farklı görüşleri bir araya getirerek birçok kapıyı

aynı anda bize açar. O kapıyı beğenmezsek diğer

kapıdan gireriz. O sandalyeyi beğenmezsek başka sandalyeye,

o koltuğu beğenmezsek başka koltuğa otururuz.

Bu yüzden ben dergileri daima kitaplar kadar mühim sayarım.

Bu parçada, değinilmeyen düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Kitaplar ve dergiler, düşüncelerin başka insanlarla

paylaşılmasında birer araçtır.

B) Kitaplar insanlara farklı dünyalara gidebilecekleri bir

kapı açar.

C) Kitapların insanlara sunduğu imkânlar dergilere kıyasla

daha fazladır.

D) Okuyucu, dergilerde farklı görüşleri bir arada bulabilir.

E) Dergi, okuyucusuna seçenekler sunduğu için en az

kitap kadar öneme sahiptir.

6. Siz hatırlar mısınız? Bu memlekette bir ansiklopedi furyası

vardı. Bunun için gazete tirajları arttı, kâğıt kullanımı

arttı, çabuk eskiyen %90’ı tercümeye dayalı bu ansiklopediler

için çok para ödedik yurt dışına. Okutmak üzere

değil, insanların eline bir şey vermek üzere hareket eden

gazeteler arası tiraj artırma anlayışı, bu nasıl okutulur diye

düşünen bir anlayış değil.

Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Bir dönem, gazeteler ansiklopedi verdikleri için

tirajlarını artırdı.

B) Gazetelerin çok olması, ülkenin gelişmişlik seviyesinin

göstergesiydi.

C) Ansiklopedilerin büyük bir kısmı çeviri yoluyla dilimize

kazandırılmıştı.

D) Gazetelerin ansiklopedi vermesinin arkasında tiraj

kaygısı vardı.

E) O dönemde kâğıt tüketiminin artması da gazetelerin

ansiklopedi vermesinin sonuçlarındandı.

8. Eski edebiyatlar dörde ayırır zamanı: altın çağ, gümüş

çağ, tunç çağ, demir çağ. İsa’dan beş yüz yıl önce yaşayan

Yunan komedi yazarlarına inanmak gerekirse

Kronos’un hüküm sürdüğü altın çağda insanlar mutluymuş.

Ne efendi varmış ne köle. Şarap akıyormuş derelerden,

balıklar kendi kendilerine kızarıyormuş. Hesiodos

da altın çağı Kronos’a bağlar: “Ölümlüler de Tanrılar gibi,

kaygılardan uzaktı.” Pindaros, bahtiyarların yaşadığı hayal

ülkesini şöyle anlatır: “Meltemlerin okşadığı bir ada.

Zümrüt ağaçlarda altın meyveler...” Purunalarda da aynı

çocukça inanç: Altın çağ, altı bin yıl sürmüş. Sonsuz bir

mutluluk içinde yaşamış altı bin çift. Ne kıskançlık ne doğum

sancısı...

Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Zaman, eski edebiyatta dörde ayrılmıştır.

B) Kronos’un saltanat ülkesi, hayallerle süslüdür.

C) Eski edebiyata göre en parlak zaman altın çağdır.

D) Purunalar, altın çağı Yunanlardan daha iyi anlatmışlardır.

E) Purunalara göre altın çağda sonsuz bir mutluluk

hâkimdir.

9. Millî tiyatromuzda orta oyunu esaslı bir yer tutmaktadır.

Açık yerlerde, meydanlarda oynandığı için bu şekilde

isimlendirilmiştir. Ortaya çıkması oldukça yenidir: 18. yüzyılın

sonu. Türklerde daha Selçuklular zamanında bile

temsillerin, oyunların bulunması ve köy tiyatrolarının günümüze

kadar gelmesi, orta oyununun bunlardan çıkıp

ayrı bir kol hâlinde geliştiğini düşündürmektedir. Orta oyununun

başlıca şahısları Pişekâr ve Kavuklu’dur. Oyunlar

yazılı metinlere dayanmaz. Konular değişkendir. Şive taklitlerine,

cinaslı ve terbiyeli gülmece unsurlarına önem verilmiştir.

Bu parçada, orta oyunuyla ilgili aşağıdakilerden hangisine

değinilmemiştir?

A) Açık yerlerde oynanan bir oyun olduğuna

B) 18. yüzyılda ortaya çıktığına

C) Taklitlere dayanan yönü bulunduğuna

D) Başkahramanlarının Kavuklu ve Pişekâr olduğuna

E) Oyunların eğitici bir yönünün olduğuna

7. En tehlikeli şey dilin ve dinin ideolojileşmesidir. Dilin ve

dinin ideolojileştiği yerde bütünlük bozulur. Ana bütünlük

gevşer. Sık ve iyi örülmemiş bir kazak gibi, iyi dokunmamış

bir dokuma gibi olan toplum yapısı büzülür, çözülür

ve düğümler arası bağlar kopar. Kamplaşma başlar. O

zaman bütün insanların aynı metinden zevk almasını nasıl

beklersin?

Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Dilin bir düşüncenin buyruğu altına girmesi tehlikeli

bir durumdur.

B) Dil ve din, bir düşünceye hizmet etmeye başlarsa bütünlük

bozulur.

C) Herkesin okuduğu metinden aynı zevki alması metnin

özgün bir üslupla yazıldığını gösterir.

D) Toplumdaki birlik ve beraberliğin bozulmaması için

dilin ve dinin ideolojiden uzak durması gerekir.

E) Toplumun yapısını sağlamlaştıran şeylerden biri de

dildir, yeter ki ideolojileşmesin.

10. Son zamanlarda medya pompalaması ile oluşturulmuş

birkaç romancıyı bırakırsak Peyami Safa, Yakup Kadri

gibi sosyopsikolojik derinliği anlatırken ideolojinin çukuruna

düşmemiş kaç romancı var? Reklam ve ödüllü medya

desteklilere gelirsek onların bir süre sonra, ana kaynağı,

asıl kopyaları, master kopyaları ortaya çıkar. Ne zaman

derseniz, otuz kırk sene sonra.

Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Bazı romancıların medyanın desteğini alarak gündeme

geldiğine

B) Peyami Safa ve Yakup Kadri gibi romancıların dünya

görüşlerini romanlarına yansıtmadığına

C) Yakup Kadri ve Peyami Safa’nın sosyal ve psikolojik

derinliği olan romanlar yazdığına

D) Bazı romancıların reklamla parladığına ama yakın bir

gelecekte onların da aslının ne olduğunun anlaşılacağına

E) Medyanın desteğini alamayan romancıların dünyaca

tanınmasının çok zor olduğuna

222


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

17

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1. Sanayileşmiş ülkelerde iş hayatının doğası ve organizasyonunda

çok önemli değişiklikler olduğu su götürmez bir

gerçektir. Giderek daha çok insanın, “birikim”i vurgulayan

üretimcilikten hoşlanmamaya başlaması olası gözükmektedir.

İşsizliği, tamamen olumsuz açıdan değil, kişinin

kendi becerilerini geliştirebileceği bir fırsat olarak görmek

önemlidir. Ancak en azından şimdiye kadar bu yönde bir

gelişme çok azdır. Kadınların daha büyük iş fırsatları için

uğraşmaları sonucunda bir artış vardır. Kimileri için ücretli

iş, değişikliklerle dolu bir yaşamın kaynağı olacaktır.

Bu parçadan, yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Birikime önem veren üretim anlayışının zamanla

değişebileceği öngörülmektedir.

B) Sanayileşmiş ülkelerde, iş hayatında son yıllarda

önemli değişiklikler yaşanmaktadır.

C) İşsizlik, kişisel gelişime fırsat veren bir olgu olarak

görülmelidir.

D) Kadınların iş hayatında daha büyük projelerde yer almasında

bir artış vardır.

E) Birikim, üretimi aşarsa ülkedeki gelir dağılımında belli

bir düzelme yaşanacaktır.

2. Temelde Osmanlıcı ve gelenekçi olan Yahya Kemal,

farklı bir bileşimin peşine düşmüştür. Ona göre, “Türkçülük

davası, Türkiye meselesidir ve 1071’deki Malazgirt

Savaşı’yla yeni bir vatandaş, yeni bir millet doğmuştur.

Bu milletin dil ve kültürü bu yeni vatanın malıdır.” Böylece

tarih anlayışı onu Osmanlıcılıkla Türkçülüğün birleşimine

götürür. Mallarme, Valery gibi Fransız şairlerine bağlayabileceğimiz

sanat anlayışını bu görüşleriyle birleştirerek

neoklasik bir şiir geliştirir.

Bu parçada Yahya Kemal’le ilgili aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Tarih anlayışının Osmanlıcılık ve Türkçülükle birleştiğine

B) Sanat anlayışında Batılı ozanların sanat anlayışlarından

izler olduğuna

C) Mallarme, Valery gibi sanatçılardan daha özgün şiirler

yazdığına

D) Malazgirt Savaşı’nı yeni bir milat kabul ettiğine

E) Şiirlerinin hem gelenekten hem de yeniliklerden yararlanan

neoklasik bir çizgide olduğuna

3. Artık bir insanın namuslu olup olmadığına değil, bir sanat

kabiliyeti olup olmadığına bakılıyor. Bir kitabın faydalı olması

değil, iyi yazılmış olması isteniyor. Parlak zekâ, insanı

bütün nimetlere kavuşturmuyor. Fazilet ise hiçbir şeref

getirmiyor. Bahçelerimiz heykellerle, galerilerimiz tablolarla

doludur. Yunan mitolojisinden özentiyle alınmış,

halka beğendirilmek istenen bu sanat eserlerinde neler

tasvir ediliyor dersiniz? Vatan mı, vatanı koruyanlar mı?

Hayır, insan aklının esarete düştüğü duygular anlatılıyor.

Bu parçadan, aşağıdaki düşüncelerin hangisi çıkarılamaz?

A) Günümüzde, insanların sanata yatkınlığı, namuslu

olmasından daha çok ilgi görmektedir.

B) Fazilet ve zekâ gibi değerli kavramlarda günümüzde

bir değer kaybı yaşanmaktadır.

C) Bir eserin faydasından çok, estetik değerinin ve özgün

bir üslupla yazılmasının önemi ön plandadır.

D) Batı’ya özenti sonunda evlerimize giren sanat eserlerinde

vatanın gerçek sahiplerinden izler yoktur.

E) Yunan mitolojisinin öğretileri, zenginliği ve güzelliği

halkımıza öğretilirse gelişme sağlanacaktır.

4. Atatürk “tevhiditedrisat” yani “eğitimde birlik” ilkesiyle iki

ayrı eğitim düzenini ve kültürünü birleştirip bir tek eğitim

düzeni çıkardı. Ancak tam bu başarılmışken arkasından

eğitimde yeni bir ikilik, üçlük, dörtlük ortaya çıkmıştır. Bugün

yabancı tip okullar ve bir de Türk okulları vardır. Kaynaklar

ve imkânlar bakımından yabancı okullar ağır bastığı

için Türk okulları ikinci planda kalmakta ve çocuğunu

Türk okullarına gönderen veliler âdeta utanç duymaktadır.

Oysa Atatürk’ün ortaya koyduğu en önemli ilke,

eğitimin tam anlamıyla bağımsız düşüncede, ruhta Türk

gençleri yetiştirilmesini amaçlıyordu.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek

bir düşünce değildir?

A) Atatürk, tevhiditedrisat ilkesiyle millî bir eğitim oluşturmayı

amaçlamıştır.

B) Türk okullarında yetişen çocuklar hayata atılmaktan

korkmakta ve öz güvensiz bireyler olarak yetişmektedir.

C) Yabancı okulların kaynakları ve imkânları Türk okullarınınkinden

fazladır.

D) Yabancı okulların varlığı, bugün eğitim sisteminde yine

ikiliklerin doğmasına yol açmaktadır.

E) Atatürk’ün eğitim sistemimiz için ortaya koyduğu ilkenin

temelinde hür düşünen gençler yetiştirmek vardı.

223


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

17

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

5. Edebî çalışmasından önce fizik alanında tanıdığımız

Pascal, büyük bir matematik bilgini, bir fizik âlimi, o ölçüde

büyük bir filozof, şair ve yazardır. Fizik derslerinde

gördüğümüz havanın ağırlığı, sıvıların basıncıyla ilgili konular,

Pascal kanunlarıdır. Onun çokça beğenilen sözleri

dünya dillerine çevrilmiştir. Büyük bir icat, düşünüş ve

inanış hayatını 39 yıl gibi kısa bir zamana sığdırmıştır.

Bu parçadan Pascal’la ilgili aşağıdakilerden hangisi

çıkarılamaz?

A) Pascal bütün ömrü boyunca sadece bilimle ilgilenmiştir.

B) Özdeyiş niteliğindeki sözleri birçok dünya diline çevrilmiştir.

C) Kısa ömründe üretkenliğiyle dikkat çekmiş ve takdir

toplamıştır.

D) Fen ve matematik alanında, bugün kanun niteliğinde

buluşları olmuştur.

E) Birçok alanda yeteneği olan çok yönlü bir kişiliğe sahiptir.

6. Sanat zevki, maddi zevkten ziyade terbiye edilmeye

muhtaçtır. Çünkü maddi zevke insan, önce nefret ettiği

şeylerden sonra başlayabilir. Fakat manevi zevkin mükemmelleşmesi

daha fazla zamana muhtaçtır. Duygulu

fakat bilgisiz bir genç, büyük bir musiki korosundaki partileri

ayıramaz. Nitekim onun gözleri de bir tablodaki renk

derecelerini, ışık ve gölgeyi, resmin kıymetini önce fark

edemez. Ancak yavaş yavaş kulakları işitmeyi, gözleri

görmeyi öğrenir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek

düşüncelerden biri değildir?

A) Bireyde sanat zevkinin olgunlaşabilmesi için zamana

ihtiyaç vardır.

B) Maddi zevklerimiz sanat zevkimizden önce gelişirse

mükemmel bir insan olamayız.

C) Sanat zevkinin, maddi zevke göre ehlileştirilmeye ihtiyacı

vardır.

D) Sanat eserindeki ayrıntılara gizlenmiş güzelliği fark

edebilmek için zamana ihtiyaç vardır.

E) Duyguları yoğun olan biri, sanat zevkine yönelik bilgiye

sahip olmadan sanattan zevk alamaz.

7. Felsefe hakkında ne tür belirlemeler yapılırsa yapılsın,

onun anlamlandırılmasında tarihinden yararlanılmaktadır.

Bu durum felsefenin dışında kalınarak anlamının belirlenemeyeceğini

göstermektedir. Felsefe, hiçbir şeyi dışarıda

bırakmadan her şeyi konu edinebildiğine göre,

onu ancak kendi içinde veya kendi tarihiyle birlikte belirlemek

mümkün görünmektedir.

Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Felsefeyi anlamlandırmak için onu kendi tarihiyle

birlikte belirlemek gerekir.

B) Felsefe, hiçbir şeyi dışarıda bırakmadan her şeyi konu

edinebilir.

C) Felsefeye, felsefenin dışından bakmak onu anlamlandırmaya

yetmez.

D) Felsefeyi, tarihinden ayrı düşünürsek felsefenin anlamını

daha tarafsız belirleyebiliriz.

E) Felsefe, hiçbir varlığı kendi ilgi alanının dışında görmez.

8. Klasik akımdaki bir sanatçı kendini mutlaka gizler. Ona

göre edebiyat eseri, sanatçının iç dökme yeri değildir.

Okuyucunun ya da izleyicinin dikkati sanatçı üzerine değil,

konu üzerine çekilmelidir. Eser, biçimce mükemmel

olmalıdır. Dolayısıyla daha önce işlenmiş bir konu yoktur.

Konu gerçeğe uygun olmalıdır. Kahraman, çevresiyle değil;

iç dünyasıyla tanıtılmalıdır. Evrensel nitelikler üzerinde

durulmalıdır.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Klasik sanatçıya göre eser, sanatçının duygularını

ortaya koyma yeri değildir.

B) Okuyucu, klasik eserlerde sanatçıya değil; konuya

çekilebilmelidir.

C) Klasik eserlerde biçimden çok konunun mükemmel

olması önemlidir.

D) Klasik eserlerde konunun gerçeğe uygun olması gerekir.

E) Kahramanın yaşadığı çevreden çok, iç dünyası ön

plandadır.

9. Sanatçı hemen her romanında toplumun belli kesimlerinden

gelen insanları toplumsal sarsıntılar yüzünden acılar

içinde kıvranırken yakalar. Romanlarında belli başlı tipler

arasında; havai, zayıf ruhlu, akıllı, ciddi kadın ve erkekler;

saf ve masumca, sakin bir hayat yaşarken ya da hayatta

sığınacak bir yer bulmak için çırpınırken kötü yola düşenler;

keyif verici maddelerin tesiriyle harap olanlar ve özellikle

fedakârlar vardır. Kısaca sanatçı, insan hayatının ayaklar

altına alındığı bir toplumsal bölümü yansıtır eserlerinde.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen

sanatçının romanlarına seçtiği kahramanların özelliklerinden

biri değildir?

A) Genellikle toplumsal sarsıntılar yüzünden acı çeken

kişilerdir.

B) Toplumun bir bölümünü yansıtan kişilerdir.

C) İçlerinden bazıları madde bağımlısıdır.

D) Hepsi toplumun elit tabakasından seçilmiş kişilerdir.

E) Bazıları zayıf karakterli kişilerdir.

10. Leonardo Da Vinci, tabloları ve mimarlığıyla bir Rönesans

sanatçısı olarak anılsa da kaşif, mühendis, geometrici,

anatomist ve müzisyen olması yönüyle de dikkat

çeker. Dizginleyemediği dehası ve eserlerinin derinliklerinde

kendini ele veren aykırı ruh hâli yüzyıllardır merak

edilmiş; pek çok kitaba, belgesele ve filme konu olmuştur.

Buna rağmen “Son Akşam Yemeği” ile “Mona Lisa”

gibi birçok eseri, hâlâ gizemini koruyor ve Leonardo hakkındaki

soru işaretlerine her geçen gün yenileri ekleniyor.

Bu parçada Da Vinci ile ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Ressamlığın dışında birçok alanda etkin olduğuna

B) Bazı eserlerinin günümüzde bile gizemini korumaya

devam ettiğine

C) Aykırı ruh hâli ve dehasının yüzyıllardır merak edildiğine

D) Birçok kitap, belgesel ve filme konu olduğuna

E) Geometrici ve anatomist yönünün diğer yönlerine göre

daha başarılı olduğuna

224


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

18

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Alp disiplini kayakta “snow track” adı verilen araçla kar

ezilerek bir pist oluşturuluyor ve mekanik tesislerle yukarı

çıkılarak yukarıdan aşağı kayılıyor. Yani alp kayağında

tamamen düzenlenmiş ve sınırlandırılmış bir alanda

kayma durumundasınız. Mukavemet kayağında ise ezilmiş

piste ihtiyaç duyulmamakla birlikte karın “bol kar” adı

verilen şekilde derin olmaması gerekiyor. Ayrıca mukavemet

kayağında fazla tırmanış gerektirmeyen düzayak

parkurlar kullanılıyor. Dağ kayağı ise derin ve her çeşit

karda yapılan, tamamen pist dışı, yerine göre uzun tırmanışların

bulunduğu koşulsuz ve bağımsız bir doğa sporu.

Dağ kayağı, günübirlik geziler şeklinde yapılabileceği gibi

birkaç gün sürecek etkinlikler şeklinde gerçekleştirilebiliyor.

Dağ kayağı ile dağlarda ayaklarınıza kayaklarınızı

takıp, çadırınızı ve sırt çantanızı yüklenip istediğiniz gibi

özgürce dolaşabilirsiniz. İstediğiniz zaman uçsuz bucaksız

yamaçlardan kayabilir, beğendiğiniz yere çadırınızı kurup

kamp yapabilir ve bir gün sonra tırmanışınıza kaldığınız

yerden devam edebilirsiniz. Dağ kayağı aynı zamanda kış

kampçılığı ile de birleşiyor.

3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Dil göndergesel işlevdedir.

B) Karşılaştırma yapılmıştır.

C) Örneklemeden yararlanılmıştır.

D) Tanıma yer verilmiştir.

E) Öğretici yönü ağır basmaktadır.

4. Gerçek şairler şiirle birlikte doğarlar. İsteseler de yaratılışlarından

sıyrılamazlar. Onlar şiiri bırakmak isteseler de

şiir onları bırakmaz. Birçoğu gençliklerinde takdir edilmez

ancak yaşlandıklarında hatta bazen ancak ölümlerinden

sonra halkın saygısını görür. İlk eserlerini verdikleri zaman,

çok güç olarak şairler arasında kendilerine bir yer

bulabilirler.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pek çok şiir heveslisi vardır ama çok azı gerçek şair

olabilir.

B) Gerçek şairler şiirle bütünleşmişlerdir.

C) Sanatçıların kıymeti hiçbir zaman anlaşılmamaktadır.

1. Bu parçaya göre, dağ kayağı ile mukavemet kayağı;

I. parkur eğimi,

D) Usta şairler, genç şairlere fırsat tanımalıdır.

E) Şiir yeteneği zamanla kazanılır.

II. pist sınırı,

III. kar kalınlığı

unsurlarından hangileri yönüyle birbirinden ayrılmaktadır?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve III

D) II ve III E) I, II ve III

2. Bu parçada dağ kayağı ile ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Özgürce hareket edebilme imkânı sunduğuna

B) Kış kampçılığıyla bir arada gerçekleştirilebildiğine

C) Günübirlik ya da birkaç günü kapsayacak biçimde yapılabildiğine

D) Her türlü zeminin kullanılabildiğine

E) Uzun tırmanışlara elverişli bir etkinlik olduğuna

5. Bestelerimde orijinal olmak, romantik olmak, rasyonalist

olmak ya da herhangi bir şey olmak için bilinçli hiçbir çaba

yoktur. İçimde duyduğum müziği olabildiğince doğal

bir şekilde kâğıda yazarım. Müziğimi yaparken yapmaya

çalıştığım şey, besteyi yaparken kalbimden geçen şeyi

basit ve doğrudan anlatmaktır.

Bu parçadaki gibi konuşan ünlü besteci Rahmaninov

kendiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini anlatmak

istemektedir?

A) Romantizmden uzak durmaya çalıştığını

B) Bilinçsiz bir şekilde hareket ettiğini

C) Herhangi bir görüşe bağlı kalmadan doğal bir biçimde

beste yaptığını

D) Basit ve sıradan besteler yapmaya çalıştığını

E) Anlatmak istediğini lafı dolandırmadan dinleyiciye aktardığını

225


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

18

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

6. Şairlerin şiirlerindeki acı, mutluluk, üzüntü gibi duygular

yaşadıklarından ileri gelir elbette. İnsan, duygularını şiire

yansıtmadan yazabilir mi tek bir mısra? Günlük yaşamımızda

bile sözlerimize, davranışlarımıza yansıyor içimizdekiler.

Zaten şiir bir ruh hâli değil midir? Onu nasıl karıştırırız

makale, fıkra gibi türlerle? Bilgi arayan, görmek

isteyen varsa şiiri hayatından silsin.

Şiirle ilgili görüşlerini bu şekilde belirten bir kişiden,

aşağıdakilerin hangisini söylemesi beklenemez?

A) Şair, bir şeyi öğretmeye kalkarsa ortada şiir kalmaz.

B) Şiir his işidir, duygulardan arındırılmış bir şiir, şiir

sayılmaz.

C) Geçmişin tozlu sayfaları, öğreticilik kaygısıyla yazan

birçok şaire mezar olmuştur.

D) İnsan, iç dünyasında hissettiklerinden bir şiir dünyası

oluşturur.

E) İçinde bilgi olmayan bir şiir, temelsiz duvara benzer.

7. Duygularını baskı altına alan insanlar, doğal olarak hislerini

kelimelerle ifade etmekte zorlanacaklardır. Duygularını

kendilerine yaklaştırmamakla, duyguların ortaya çıkmasını

önleyerek kendi duygusal dünyalarını tanımaz

hâle getireceklerdir. Bu insanlar duygularını açıkça ifade

edemeyecekleri için hayat boyunca gerçek anlamda mutlu

olamayacaklardır.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Duyguların bastırılarak ortaya çıkmasının engellenmesi

birçok insanın mutsuzluk nedenidir.

B) Duygularını kontrol edip dizginleyemeyen insanlar

çok kez hayal kırıklığı yaşarlar.

C) İnsan yaşamına hem duygular hem düşünceler yön

verir, önemli olan bunları dengeli kullanmaktır.

D) Mutluluk, kalpte barınır; onun bazen ortaya çıkıp

duygulara hükmetmesi gerekir.

E) Bastırılmış duygular, ileriki dönemde bireye karmaşık

hâller yaşatabilir.

8. “Edebiyat nedir?” sorusuna yüzyıllar boyunca değişik cevaplar

verilmiştir. Gerçekten de nedir edebiyat? Bir söz,

bir dil etkinliği midir sadece? Nasıl ve neden başlamış,

kültürün içindeki yeri ne olmuştur? İnsan ve toplum hayatındaki

yeri nedir? Yazar kimdir; okurun, yazar ve ürünüyle

ilişkisi nasıl kurulur? Kuşkusuz bu soruları bir bu kadar

daha uzatabiliriz. Ancak şimdiye dek sanatın ya da edebiyatın

tanımı üzerinde anlaşmaya varılamamıştır. Çünkü

bir kavramın anlamını bilmek, kavramın işaret ettiği bütün

şeyleri bilmek demek değil, kavramı yerinde kullanmak

ve işaret ettiği şeyleri tanımak demektir.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Edebiyatın kapsamı ve içeriği ile ilgili tartışmalar

uzun yıllar yapılmıştır.

B) Edebiyatın tanımı konusunda herkesin ortak bir kanaati

oluşmamıştır.

C) Bir kavramı bilmek, o kavramın bütün çağrışımlarını

bilmek anlamına gelmez.

D) Edebiyatın sınırları kesinlikle belirlenmelidir.

E) Bir kavramı yerinde kullanmak ve işaret ettiği şeyleri

tanımak o kavramı bilmekle mümkündür.

9. Yahya Kemal’in derslerinden -fakültede hocamdı- eski şiirlerin

lezzetini tattım. Galib’i, Nedim’i, Baki’yi, Naili’yi ondan

öğrendim ve sevdim. Yahya Kemal’in üzerimdeki asıl

etkisi şiirlerindeki dil güzelliğidir. Dilin kapısını bize o açtı.

Millet ve tarih hakkındaki fikirlerimde bu büyük adamın

mutlak denecek etkisi vardır. “Beş Şehir” adlı kitabım

onun açtığı düşünce yolundadır hatta ona ithaf edilmiştir.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Yahya Kemal sadece bir edebiyatçı değil aynı

zamanda bir fikir adamıdır.

B) Yahya Kemal kendinden sonraki pek çok sanatçıya

ilham vermiştir.

C) Yahya Kemal, edebiyatımızda yepyeni ve modern bir

dönem başlatmıştır.

D) Yahya Kemal, sanatta eski ile yeniyi birleştirebilmiş

ender edebiyatçılardan biridir.

E) Yahya Kemal salt şiirleriyle değil, fikirleriyle de geniş

kitlelerin sevgi ve saygısını kazanmıştır.

10. Osmanlıca, Batı’nın yeni düşüncelerini karşılamak için

kelimeler uydurmamış mı? Neden Türkçe de uydurmasın?

Elbette her dil yeni bir kavrama karşılık bulmaya

çalışacaktır. Çılgınlık, dilin öz malı olmuş sözleri, kökleri

Arapça ve Farsçadır diye kovmaya çalışmak. Birincisi

yapmak, ikincisi yok etmek. Ceddimiz, buldukları yeni kelimeleri

devlet zoruyla kabul ettirmedi. Çünkü ----

Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi

aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?

A) eski Türkçeyi bu şekilde Batı’dan soyutlamak daha

doğru olurdu.

B) Batı’da olduğu gibi biz de her türlü gelişmeye kapımızı

açmıştık.

C) her buluş bir teklifti, Osmanlı bu kelimeleri halkın beğenisine

teklif ederdi.

D) her kelimenin kazanımı ve yok oluşu yeni nesille şekillenir.

E) sözcüklerin dille uyuşması değişimi hızlandırmıştır.

11. Türk edebiyatı araştırmacısı, toplumumuzun benliğinin,

kimliğinin ve kişiliğinin göstergesi olan edebî faaliyetleri

takip eder. Bu faaliyetleri halkın gözüyle değil, bir akademisyen

kimliğiyle yürütür. Edebiyat hayatını tarih içindeki

yerine oturtmak üzere edebî eserlerden hareketle aydınlatıcı,

kıymetlendirici çalışmalar yapar. Daha sonra, yaptığı

bu çalışmaları sistematik bir şekilde kitaplaştırır.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı

niteliğindedir?

A) Yakın tarihimize ışık tutan bir edebiyat araştırması

gerekli midir?

B) Türk edebiyatı üzerine yapılan araştırmaları yeterli

buluyor musunuz?

C) Türk edebiyatı araştırmacısı neler yapar?

D) Türk edebiyatı araştırmacıları, yaptıkları çalışmaları

neden kitaplaştırmıyorlar?

E) Edebiyat araştırmacıları inceleme yaparken halkın

beğenisini göz önünde bulundurmalı mıdır?

226


TÜRKÇE

BÖLÜM

8

Sözcük Türleri

SÖZCÜK TÜRLERİ

2. Var l›k la ra Ve ri liş le ri ne Gö re Ad lar

AD SOYLULAR

İsim (Ad)

Zamir (Adıl)

Sıfat (Ön ad)

Zarf (Belirteç)

Edat (İlgeç)

Bağlaç

Ünlem

EYLEMLER

a) Özel Ad

Tek bir var­l›­€a ve­ril­miş, o var­l›­€› kar­ş›­la­yan söz­cük­ler­dir. Özel

ad­la­r› şöy­le bö­lüm­len­di­re­bi­li­riz:

• Ki­şi ad­la­r›: Kö­ro€­lu, Ley­la, At›f Y›l­maz...

• Hay­van ad­la­r›: Ka­ra­baş, Te­kir, Pa­muk...

• Yer ad­la­r›: Ga­zi­an­tep, Ni­zip, Toy­de­mir kö­yü...

• Dil, din, mez­hep, ta­ri­kat ad­la­r›: Türk­çe, Müs­lü­man­l›k,

Ha­ne­fi­lik, Bek­ta­şi­lik...

I. SÖZCÜK TÜRLERİ

Cümlede sözcükler, yerine ve anlam›na göre farkl› türde kullan›­

l›r. Sözcük türünü belirleyebilmek için sözcü €ü cümlede görmek

gerekir.

Bu­nu şu ör­nek­ler­le da­ha iyi açık­la­ya­bi­li­riz:

• Yal­nız taş du­var ol­maz.

­ ­ İs­mi ni­te­le­miş­tir. (sı­fat)

• Be­ni ra­hat bı­rak, yal­nız kal­mak is­ti­yo­rum.

­ ­ Fii­lim­si­yi ni­te­le­miştir. (zarf)

• Bu ko­nu­ya ça­lı­şın yal­nız so­ru çöz­me­yi unut­ma­yın.

­ ­ Cüm­le­le­ri bağ­la­mıştır. (bağ­laç)

• “Yalnız”, türemiş bir sözcüktür.

­ ­ Tek başına bir kavramın karşılığıdır. (isim)

A. AD (İSİM)

Ev­ren­de­ki bü­tün can­lı ve can­sız var­lık­la­rı, duy­gu ve dü­şün­cele­ri,

bun­la­rın bir­bi­riy­le ilişkilerini kar­şı­la­yan söz­cük­ler­dir:

kuş, ağaç, yas­tık, kap, sevgi, yar­gı, öf­ke, cesaret...

Ad­lar­, üç farklı açıdan incelenmektedir:

1. Gö rev ve An lam la r› na Gö re Ad lar

a) So mut Ad

• Ulus ad­la­r›: Türk­ler, Arap­lar...

• Ül­ke ad­la­r›: Tür­ki­ye, ‹tal­ya, Yu­na­nis­tan...

• “Dün­ya, gü­neş, ay” sözcükleri ve ge­ze­gen ad­la­r›, co€­ra­fi

te rim ise özel dir.

Jü­pi­ter, Mars...

• Ki­tap, der­gi, ga­ze­te ad­la­r›: Var­l›k, Hür­ri­yet, ‹n­ce Me­med...

b) Tür Ad› (Cins Adı)

Ay­n› tür­den var­l›klara verilen adlardır.

• Vü­cut bö­lüm­le­ri, or­gan ad­la­r›: baş, göv­de, ayak...

• Ak­ra­ba­l›k ad­la­r›: an­ne, ba­ba, da­y›...

• Hay­van, bit­ki ad­la­r›: ke­di, kö­pek, kuş, ›h­la­mur...

• Araç ad­la­r›: ta­rak, çe­kiç...

• Gi­ye­cek, yi­ye­cek ad­la­r›: göm­lek, re­çel...

Tür adı biçimce tekil olduğu hâlde anlamca o türün tümünü

kapsayabilir. Yani genel anlam içerir.

Tren, gara girdi.

tür adı

özel anlam

Tren, en güvenilir araçtır.

tür adı

genel anlam

• Cins ad ları cüm le de özel ad gö re vi üst le ne bi lir.

Pı nar, bu so ru la rın hep si ni çö zer.

özel ad

Pa muk, so ba nın ya nı na ge lin ce uyu du.

özel ad

Duyularımızla al­g›­la­ya­bil­di­€i­miz var­l›k­la­ra ve­ri­len ad­lar­d›r:

›s›, ›ş›k, ma­sa, kuş, ha­va, mer­di­ven...

b) So yut Ad

Duyularla al­g›­la­na­ma­yan, ak›l ve sezgi yo­luy­la kav­ra­nan, is­pat

edi­le­me­yen, ta­sa­r›m­la­r› ol­ma­yan kavramları karşılayan sözcük­ler­dir:

say­g›, iyim­ser­lik, inat, aşk, hayal, rüya…

3. Var l›k la r›n Sa y› la r› na (Ni ce li €i ne) Gö re

Adlar

a) Te kil Ad

Tür ad­la­r›n­dan sa­de­ce bi­ri­ni kar­ş›­la­yan ad­lar­d›r.

ev, ka­lem, taş, pen­ce­re...

227


Sözcük Türleri

b) Ço €ul Ad

Ay­n› tür­den bir­den çok ad› kar­ş›­la­yan ad­lar­d›r. Ço­€ul an­lam­l›

isim yal­n›z­ca ”-ler” ço­€ul eki ile ya­p›­l›r.

“-cık” eki kü çült me an la mın dan sıy rı lıp ka lı cı isim de ya pabilir.

ar pa cık, ba dem cik, gelincik, maymuncuk (alet)…

evler, kalemler, taşlar…

“- ler” eki nin isme kazandırdığı an lam lar şunlardır:

• İs­me abart­ma an­la­mı ka­tar:

Gök­le­re fer­ya­dım çık­sa du­yar mı­sın aca­ba?

• “Ben­zer­le­ri” an­la­m› ka­tar:

Kork­ma, Mus­ta­fa Ke­maller ye­ti­şi­yor!

• Ai­le, soy, sü­la­le an­la­m› ka­tar:

Ab­ba­si­ler, Me­tin­ler, Os­man­l›­lar ...

• Say­g› an­la­m› ka­tar:

Va­li Beyler, he­nüz gel­me­di.

• “Aşa­€› yu­ka­r›” an­la­m› ka­tar:

Gülhan otuz yaşlar›ndad›r.

• Adaş anlam› katabilir:

S›n›ftaki Aliler yan›ma gelsin.

• “Her” an­la­m› ka­tar:

Ak­şam­la­r› er­ken yat­ma­y› se­ver­di.

• Te­kil ad­la­r›n so­nu­na ge­le­rek ona sa­hip olan­la­r› ço­€ul­lar:

Muh­sin ve Tah­sin; ba­ba­la­r›­na, an­ne­le­ri­ni bek­le­dik­le­ri­ni

söy le di ler.

• Za man be lir ten söz cük le re gel di €in de sü rek li lik an la m›

ka­tar:

Bir za­man­lar se­nin için de­li olu­yor­dum.

Örnek

I. Kadıncağız, her yerde çocuğu arıyordu.

II. Bu derecik yazın kurur, kışın canlanır.

III. Camdaki damlacıkların hareketlerini seyrediyor.

IV. Kedicik, bakışlarıyla bizi çok etkiledi.

V. Çocuğun bademcikleri, sürekli şişiyormuş.

Numaralanmış cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisi

küçültme adı değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

“Bademcik” kalıcı ad olduğundan küçültme adı değildir.

Doğru Seçenek E

ADLARDA DU RUM (HÂL)

Ad­la­r›n di­€er söz­cük­ler­le iliş­ki kur­ma­s›­n›, cüm­le­de gö­rev üstlen­me­si­ni

sa€­la­yan ek­ler­e “ad durum (hâl) ekleri” denir. Adın

durumları şunlardır:

c) Topluluk Adı

Biçimce tekil göründü€ü hâlde çokluk ya da topluluk anlam›

veren adlardır.

• kurul, sürü, ordu, bölük, aile, tak›m, millet, halk...

Yer adlar› mecaz›mürsel (ad aktarmas›) yoluyla topluluk anlam›

kazanabilir.

S›n›f, zil çal›nca d›şar› ç›kt›. - S›n›f, üç gün önce boyand›.

topluluk ad›­

­­­­­­­­­­­­tekil ad

(ö€renciler)

ADLARDA KÜÇÜLTME

Kü­çült­me ad­la­r› “-cik, -ceğiz, -cek” ek­le­riy­le yapılır. Bu ek­ler,

kü­çült­me an­la­m› d›­ş›n­da cüm­le­ye sev­gi, ac›­ma an­lam­la­r› da

ka ta bi lir.

Yav ru cak, d›­şar­›da ›s­lan­d›.

(ac›­ma)

Et ra f› m›z da bir te­pe­cik bi­le yok­tu.

­ ­ ­ ­­­­­­(kü­çült­me)

An ne ci €im, se­ni çok öz­le­dim.

(say­g›, sev­gi)

1. Ya l›n Du rum

• Ad›n ad du­rum eki al­ma­m›ş şek­li­dir.

• Ad, yalın hâldeyken iye­lik, ilgi, ek fiil ve ço­€ul eklerinden

birini alabilir:

va­pur, ka­ya­l›k, ge­ce­ler, s›­n›­f›­m›z...

2. Be lirt me Du ru mu (-i)

• “-i” eki­nin, adın sonuna ge­ti­ril­me­siy­le olu­şur.

• Cüm­le­de eklendiği söz­cü­€ü belirtili nes­ne ya­par:

En çok ba­ha­r› se ver di.

Düşüncemi söyledim.

Sözleşmeyi imzalıyorum.

3. Yö nel me Du ru mu (-e)

• “-e” ekinin, adın sonuna getirilmesiyle oluşur.

• Eklendiği ada yö­nel­me an­la­m›­n› ve­rir:

Sa ate bak­ma­y› unut­mu­şum.

Topu ona atacaktın.

• Cüm­le­de amaç il­gi­si ku­rar:

Bu so­ru­la­r› si­ze ha­z›r­la­d›k.

• Cüm­le­de fi­yat il­gi­si ku­ra­rak ad ak­tar­ma­s›­oluşturabilir:

Evi ni yir mi bi ne sat­m›ş.

• Za­man il­gi­si ku­rar:

‹ş­ler yi­ne ak­şa­ma kal d›.

• Yer il­gi­si ku­rar:

Ki­tap­la­r› ma­sa­ya yer­leş­tir­di.

228


Sözcük Türleri

• Ba­z› söz­cüklerle ve iye­lik ekiy­le ka­l›p­la­şa­rak de­yim ku­rar:

ba­ş›­na kak mak, su yu na git mek...

• ‹ki­le­me ku­rar:

s›rt s›r ta, baş ba­şa, göz gö ze, art ar da, ko­şan ko­şa­na...

• Ya pım eki olan “-e, -a” hâl eki de ğil dir.

Sen çok yaş-a!

Ço cu ğun di zi kan-a-mış.

• İs tek ki pi gö re vin de ki “-e, -a” hâl eki de ğil dir.

gel-e-y-im, koş-a-lım...

4. Bu lun ma Du ru mu (-de)

• “-de” ekinin, adın sonuna getirilmesiyle oluşur.

• Eklendi€i ada “kal­ma, bu­lun­ma” an­la­m› ve­rir:

En gü­zel dü­şün­ce­ler ki­tap­lar­da kal­m›ş.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­(Do­lay­l› tüm­leç ya­ptı.)

Antrenmana sa at do­kuz­da gel di.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­(Zarf tüm­le­ci ya­ptı.)

• Ya­p›m eki gö­re­vin­de­ki “-de”, hâl eki de­€il­dir:

S› n› f›n göz de ö€ ren ci si Ha ti ce’ydi.

(Ya­p›m ekidir, s›­fat tü­ret­miş­tir.)

5. Ç›k ma, Ay r›l ma Du ru mu (-den)

• “-den” ekinin, adın sonuna getirilmesiyle oluşur.

Eklendiği ada “ayrılma, çıkma” anlamı verir.

Bu ek şu an­lam ve gö­rev­ler­de kul­la­n›­l›r:

Kö yün gü zel li €i top­rak­tan ge lir.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­(ç›k­ma an­la­m›)

To­ros­lar­dan ova­ya in­dim.

(do­lay­l› tüm­leç)

Geleceksen akşamdan haber ver.

(zarf tümleci)

Örnek

Meyve ağaçları soğuktan kurumuştu.

Aşağıdakilerin hangisinde “-den, -dan” eki bu cümledeki

göreviyle kullanılmıştır?

A) Bu akşam Ankara’ya hafiften bir yağmur yağdı.

B) Günden güne ona olan ilgim artıyordu.

C) Her gün yeniden doğuyor gibiyim burada.

D) Sabahtan beri ders çalıştığımdan iyice yorulmuştum.

E) Söylediklerinin hiçbirini aklımdan bile geçirmemiştim.

Çözüm

“Meyve ağaçları soğuktan kurumuştu.” cümlesinde “-tan” eki

cümlede sebep - sonuç ilgisi kurmuştur. Çıkma hâl eki “-den,

-dan” D seçeneğindeki cümlede de aynı görevde kullanılmıştır.

“-ce” eki, isim­le­re şu an­lam­la­rı ve­rir:

Akıl­lı­ca bir iş ya­pın ve sı­na­vı ka­za­nın.

(ni­te­lik­te eşit­lik)

Ak­lın­ca be­ni alt ede­cek!

(gö­re­lik il­gi­si)

Mil­let­çe se­vin­dik gol atı­lın­ca.

(birliktelik anlam›)

– Yer ad›: Çam­l› - ca

– Hayvan adı: Kokar - ca

– Dil ad›: Türk - çe

Doğru Seçenek D

• Ada “ne”den (hangi malzemeden) ya­p›l­d›­€› an­la­m›­n› ka­tar:

De ri den çan­ta imal et­me­ye baş­la­d›.

• Kar­ş›­laş­t›r­ma an­la­m› ka­tar:

Bal dan tat l› söz le rin le gel ba na.

• Fii­lim­siy­le öbek­le­şe­rek bir­le­şik s›­fat ya­par:

Ba ba dan kal ma bir evi var d›.

• Bö­lü­mün par­ça­s› an­la­m›­n› ve­rir:

Ten ce re den ken di ne de bir ta bak ay›r d›.

• Çıkma durumu eki ile sıfat türeten “-den” eki karıştırılmamalıdır.

Top tan sa tış

ya pım eki

Su dan ba ha ne

ya pım eki

• -den” eki tam la yan eki gö re vi ni üst le nebilir.

Ço cuk lar dan bi ri se ni sor du.

-ın

AD TAM LA MA LA RI

Ad›n bir baş­ka ad­la kur­du­€u öbe­€e tam­la­ma de­nir. Bir­den fazla

ad›n bir ara­ya ge­le­rek bir ad› kar­ş›­la­ma­s›­d›r.

Tam­la­yan -ın (-in, -un, -ün / -dan) eki­ni al›r.

Tam­la­nan -ı (-i, -u, -ü; -sı, -si, -su, -sü) ekini alır.

a) Be lir ti li Ad Tam la ma s›

• Tam la yan da tam la nan da ek al›r.

• Tam­la­yan “-in”; tam­la­nan, “-i” ekini alır.

‹s­tan­bul - un ba­har - › yok­tur.

Ø

Ø

tam la yan eki tam la nan eki

229


Sözcük Türleri

Belirtili isim tam la ma sında şu özel lik le re dik kat edil me li dir:

• Tam­la­nan or­tak ola­bi­lir.

‹n­sa­n›n, can­l›­n›n gö­rev­le­ri ne­ler­dir?

• Tam­layan or­tak ola­bi­lir.

A€aç­la­r›n ren­gi­ne, mey­ve­si­ne, ye­şi­li­ne bak­t›k­ça din­le­ni­rim.

• Tam­la­yan ile tam­la­nan ara­s›­na baş­ka söz­cük­ler gi­re­bi­lir.

Bah­çe­nin, ona­r›l­ma­s› ge­re­ken bir ka­p›­s› var.

Sokağın dar ve çamurlu yolu yürümeyi zorlaştırıyordu.

• Za mir ler de tam la ma ku rar.

Ben - im s› n›f - ›m

Ø

Ø

tam la yan tam la nan eki

eki görevinde

• Za mir ler le ku ru lan ad tam la ma la r›n da tam la yan gö re vinde­ki

za­mir dü­şe­bi­lir.

Göz­le­rim göz­le­rin­de eri­sin b›­rak. (benim gözlerim)

• Ce­vap cüm­le­le­rin­de tam­la­nan dü­şe­bi­lir.

– Bu te­le­fon ki­min?

– Nur­sel’in. (telefonu- Tamlanan düştü.)

• Tam­la­nan eki dü­şe­bi­lir.

Bi­zim k›z(-mız) bu se­ne s›­na­v› ka­za­nır diye umuyoruz.

• Tam­la­yan ile tam­la­nan yer de­€iş­ti­re­bi­lir.

Saç­la­r›­na ak düş­tü ya­€an ka­r›n. (karın saçları)

Söz­le­ri k›­r›­c› ol­ma­ma­l› sev­gi­li­nin. (sevgilinin sözleri)

• Sıfat ya tamlayanı ya da tamlananı etkiler.

eski defterin yırtık sayfası

sıfat sıfat

• Tam­la­ma sı­fat al­dı­ğın­da bu sı­fat, tam­la­ma­nın hep­si­ne

ait tir.

Ucuz in­şa­at mal­ze­me­le­ri

sı­fat

Te­re­yağ­lı su bö­re­ği

sı­fat

• Be­lir­ti­siz ad tam­la­ma­sı bir adın sı­fa­tı ola­bi­lir.

Set üs tü ocak, el yaz­ma­sı eser...

sı­fat

sı­fat

c) Ta k› s›z Ad Tam la ma s›

Tam la yan da tam la nan da ek al maz. Bu tam la ma­yı sı­fat tam­lama­sı

ola­rak ka­bul eden­ler de var­dır.

• Tam­la­yan tam­la­na­n›n ne­den ya­p›l­d›­€›­n› bil­di­rir:

yün ço­rap, al­t›n bi­le­zik…

• Tam­la­yan tam­la­na­n›n ne­ye ben­ze­di­€i­ni bil­di­rir:

ki­raz du­dak­lar, el­ma ya­nak­lar…

d) Zin cir le me Ad Tam la ma s›

‹ki­den çok ad›n ya da ad soy­lu söz­cü­€ün kur­du­€u tam­lama­lar­d›r.

Tamlayan veya tamlananı ad tamlaması olan ad

tamlamasıdır.

Kuş ses­le­ri­nin ko­ro­su eş­li­€in­de ça­y›­ra inil­di.

b) Be lir ti siz Ad Tam la ma s›

• Sa­de­ce tam­la­na­n›n ek aldığı tam­la­ma­d›r.

Borç kor­ku­su, aç­l›k kor­ku­su, k› sa ca ya­şa­ma kor­ku­su içinde

geç­miş­ti gün­le­ri.

• Belirtisiz ad tamlamalar›nda tamlayanla tamlanan aras›nda

farkl› anlam ilgileri görülebilir.

Çam a€a­c› (Tür gös­te­rir.)

Do­ma­tes çor­ba­s› (Tam­la­na­n›n hangi malzemeden ya­p›l­d›­

€›nı göstermiş.)

Amas­ya el­ma­s› (Tamlananın yetiştiği yeri göstermiş.)

Sel fe­la­ke­ti (Sebep be­lirt­miş.)

Ay­va çü­rü­€ü (Renk bil­dir­miş.)

Ede­bi­yat ö€­ret­me­ni (Mes­lek ad› yap­m›ş.)

Belirtisiz ad tamlamalarında:

• Tam­la­nan or­tak ola­bi­lir.

Hint, Av­ru­pa dil­le­ri

• Tam­la­yan or­tak ola­bi­lir.

Hint kül tü rü ve me de ni ye ti

• Tam la yan, bir yargıdan oluşabilir.

Dur em ri

Sigara içilmez tabelası

tamlayan

(belirtisiz ad

tamlamas›)

tam la nan

(ad)

ceketin deri düğmeleri

tamlayan

(ad)­ ­

tamlanan

(takısız ad tamlaması)

an ne min am ca s› n›n k› z›

(tamlayan) tam­la­nan

­ ­ ­ ­­­­­­ ­(belirtisiz isim

tamlamas›)

Ana­do­lu hal­k›­n›n ya­şam şek­li

tamlayan tam la nan

(belirtisiz ad tamlamas›) (belirtisiz ad tamlamas›)

Ad tam la ma la rın da kay naş tır ma har fi “n” ve “s”dir. Ün lü ile

bi ten tam la ma lar da ara ya “n”, tam la nan lar da ise ara ya “s”

kay naş tır ma har fi gi rer.

göz le ri nin ren gi

An cak “su” ve “ne” söz cük le riy le tam la ma ku rul du ğun da ara ya

“y” kay naş tır ma har fi gi rer.

suy un ren gi , ne yin ne si

230


Sözcük Türleri

Örnek YGS / 2013

Yeşil, upuzun kavaklıklar geride kalıyor. Uzaktan, kaleye

I

sırtını dayayan kocamış konaklar, çıplak, boz renkli tepeler

II

görünüyor. Konak balkonlarının korkulukları, Doğu masalla-

IV

rından ödünç alınmışçasına büyüleyici. Renkler her ayrıntıyı

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­V

belirginleştiriyor sanki; ağaçlar yeşil, şehir kahve, kale siyah.

Bu parçadaki altı çizili tamlamalardan hangisi, tür bakımından

ötekilerden farklıdır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

I, II, III, V numaralı söz grupları, sıfat tamlamasıdır. IV numaralı

söz grubu zincirleme ad tamlamasıdır.

Örnek ÖSS / 2008

III

Doğru Seçenek D

Tamlayan› düşmüş ad tamlamalar›nda, tamlanana getirilen

-ler, -lar tak›s›, kimi durumlarda, sonuna geldi€i sözcü€ün

de€il, tamlayan›n ço€ul oldu€unu gösterir.

Aşa€›dakilerin hangisinde bu kurala uygun bir durum

vard›r?

A) Tatilden dönmüşler galiba, çarş›da annelerini gördüm.

B) Kendisine kalsa eşyalar›n› hemen toplayacakt›.

C) Onun yapt›klar›n› duyunca çok üzülmüşler.

D) Dostlar›mdan ayr›lmak, bana çok a€›r gelecek.

E) Y›llard›r görüşemedi€i arkadaşlar›n› ar›yor.

Çözüm

A seçeneğinde “anneleri” sözcüğündeki -ler, -lar takısı tamlayanın

çoğul olduğunu gösterir.

Örnek YGS / 2010

Doğru Seçenek A

Es­ki y›l­lar­da ol­du­€u gi­bi, “bi zi bi ze an la tan sa nat” ya­ni ti­yat­ro,

I

iz le yi ci ta ra f›n dan bu dö nem de de il­giy­le kar­ş›­lan­d›. Özel­lik­le

II

Dev­let Ti­yat­ro­la­r›, hem dü­zen­le­di­€i fes­ti­val­ler hem de

III

sah­ne­le­di­€i oyun­lar­la ve rim li bir y›l ge çir di.

IV

V

Yu ka r› da ki al t› çi zi li tam la ma lar dan han gi si tür ba k› m›ndan

öte ki ler den fark l› d›r?

A) I. B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

I, II, IV ve V nu­ma­ra­lı tam­la­ma­lar sı­fat tam­la­ma­sı­dır. III nu­mara­lı

tam­la­ma, iki sözcüğü de isim olduğundan bir isim tam­lama­sı­dır.

Doğru Seçenek C

AD LAR DA YA PI

Ya­p› ba­k›­m›n­dan tüm söz­cük­ler gi­bi ad­la­r da üçe ayrılır:

1. Ba sit Ad lar

Ya­p›m eki al­ma­m›ş ad­lar­d›r. Bun­lar çe­kim eki ala­bi­lir.

Ay, Dün­ya, An­ka­ra, gü­lüm, mek­tup­lar, du­va­r›­m›z...

2. Tü re miş Ad lar

Ya­p›m eki al­m›ş ad­lar­d›r.

a) Fi il den türemiş adlar: uç-ak, uyu-ku (uy­ku),

dik-iş, gör-gü, gez-i…

b) ‹sim den türemiş adlar: tuz-luk, va­tan-daş,

çam-l›k, oyun-cak…

İsimler, yan sı ma lar dan da tü reyebilir: cı zır tı, pa tır tı...

3. Bir le şik Ad lar

‹ki ya da da­ha çok söz­cü­€ün bir­le­şip kay­naş­ma­s›y­la olu­şan

ad lar d›r.

a) Ya p› l›ş la r› na gö re bi rle şik ad lar:

• Be­lir­ti­siz isim tam­la­ma­s› şek­lin­de olabilir.

dil­bil­gi­si, ha­n›­me­li, zey­tin­ya­€›...

• S›­fat tam­la­ma­s› şek­lin­de olabilir.

Ka­ra­de­niz, Ga­zi­an­tep...

• Bir ad ve bir ey­le­min bir­le­şip kay­naş­ma­s›y­la olabilir.

Erol, bil­gi­sa­yar...

• ‹ki ey­le­min bir­le­şip kay­naş­ma­s› so­nu­cu oluşabilir.

çek­yat, Vu­ral, kap­kaç...

• Ba­z› bir­le­şik ad­la­r›n olu­şu­mun­da ses düş­me­si ola­bi­lir.

ka­y›n-ana (kay­na­na)

kah­ve-al­t› (kah­val­t›)

• Aş›n­m›ş ad tam­la­ma­s› yo­luy­la olu­şur.

Ka­d›­köy (ü) Top­ka­p› (s›)

• Yan­s›­ma an­lam­l› söz­cük­ler­den olu­şur.

g›r g›r, f›r f›r, ç›t ç›t...

231


Sözcük Türleri

b) An lam la r› na gö re bir le şik ad lar:

• Ba­z› bir­le­şik ad­lar olu­şur­ken her iki söz­cük de ger­çek

an la m›n da kul la n› la bi lir.

uyurgezer, bi­lir­ki­şi…

• Ba­z› bir­le­şik ad­lar olu­şur­ken ilk söz­cük ger­çek an­la­m›­n›

kay be der.

ateş­bö ce €i, siv ri si nek...

• Ba­z› bi­rle­şik ad­lar olu­şur­ken ikin­ci söz­cük ger­çek an­lam›

n› kay be der.

aş­ç›­ba­ş›, yer ka bu €u...

• Ba­z› bi­rle­şik ad­lar olu­şur­ken her iki söz­cük ger­çek an­lam›

n› kay be der.

kuş­bur­nu, as­la­na€­z›...

1. Sözcük Hâlindeki Adıllar (Zamirler)

a) Kişi Adılları

Ki­şi ad­la­rı­nın ye­ri­ni tu­tan adıl­lar­dır.

Tekil

Çoğul

1. Ben­ ­ 1. Biz

2. Sen­ ­ 2. Siz

3. O­ ­ 3. On­lar

• “Ken­di” söz­cü­€ü ki­şi ad›­n›n ye­ri­ne kul­la­n›­l›r, bu du­rum­da

dö nüş lü lük adılı adı­nı alır.

• Ki­şi adılları ad tam­la­ma­sın­da sa­de­ce tam­la­yan olur.

be nim işim ­ bi zim işi­miz

se nin işin­ ­ ­ si zin işi­niz

onun işi­ ­ ­ on­la­rın iş­le­ri

tam la yan

tam la yan

Tam la yan eki “-in” ki şi adıllarına gel di ğin de “-im” şek li ne dö nüşe

bi lir: be nim aş kım, bizim duyarlılığımız...

B. ZA M‹R (ADIL)

• Ad›n ye ri ni tu tan söz cük ler dir.

Bodrum’u sevdiğim için oraya yerleştim.

isim

zamir

• Zamirler ad›n gös ter di €i tüm özel lik le ri gös te rir, ad çe kim

ek­le­ri­ni al›r, tam­la­ma ku­rar:

on­dan, bu­na, be­nim, biz­ler...

Senin sesin de güzelmiş.

zamir

Belirtili isim tamlaması (senin sesin)

ken di miz, şu­na bu­na, be nim için

İye­lik eki İki­le­me Edat­la öbek­le­şir­.

alır. ku­rar.

Ki şi adılları cümleye fark lı an lam lar ve re bi lir.

Siz da ha iyi bi lir si niz ta bi...

(say gı, in ce lik an la mı)

Pe ri han’a dön dü:

– Siz de bir kah ve içer mi si niz?

(res mî ol ma an la mı)

• “Ken­di” dö­nüş­lü­lük adılı di­€er ad›l­lar­la bir­lik­te kul­la­n›­l›r­sa

cüm­le­ye pe­kiş­tir­me an­la­m› ka­tar.

Bu ye me €i ben ken dim yap­t›m.

• Ki­şi ad›l­la­r›­n›n ba­zen söy­len­me­me­si an­lam be­lir­siz­li­€i­ne

yol aça­bi­lir.

Ad›­n› he­nüz bilmiyorum.

Sözcük Hâlindeki

Adıllar

ADILLAR (ZAMİRLER)

Ek Hâlindeki

Adıllar

Bu cüm­le­nin ba­ş›­na hem “se­nin” hem “onun” adılı gelebilir.

İkisinden biri kullanılmadığı takdirde meydana gelen

an­lam be­lir­siz­li­€i an­la­t›m bo­zuk­lu­€u­na ne­den olur.

Oto­büs­ten iner in­mez ge­lip boynuna sa­r›l­mıştı.

Kişi

Zamirleri

İşaret

Zamirleri

Belgisiz

Zamirler

Soru

Zamirleri

İyelik

Zamiri

İlgi

Zamiri

Bu cüm­lede “gelip” sözcüğünden sonra “senin” veya

“onun” adılı gelmelidir. Çün­kü kimin boynuna sarıldığı

ben

sen

o

biz

siz

onlar

Uyarı: kendi

(dönüşlülük

zamiri)

bu

şu

o

bunlar

şunlar

onlar

öteki

beriki

diğeri

herkes

hepsi

kimi

çoğu

biri

falan

başkası

hiçbiri

bazısı

bazıları

ne

kim

hangisi

kaça

neye

kime

nereye

-im

-in

-i

-imiz

-iniz

-leri

-ki

-(in)ki

belli değildir.

b) İşaret Adılları

Var­l›k­la­r›n ye­ri­ni işa­ret yo­luy­la tu­tan adıllardır. Bu adıllar

şun­lar­d›r:

bu bun­lar öte­ki şöy­le­si bu­ra

şu şun­lar be­ri­ki öy­le­si şu­ra

o on­lar diğeri böy­le­si ora

232


Sözcük Türleri

d) Soru Adılları

• Bu, şu, o söz cük le ri bir adı belirtirse sı fat olur.

O evi ka çır ma yıp al ma lıy dım.

sı fat

• İs min ye ri ni tu tar sa adıl olur.

Bu, namustur künyemize kazınmış.

• “O” söz cü ğü in san ye ri ni tu tar sa ki şi adılıdır.

O böy le iş ler le il gi len mez, sı na vı dü şü nür.

• “O” sözcüğü in san dı şı bir var lı ğın ye ri ni tu tar sa işa ret adılıdır.

O an cak uzun sü re do lap ta dur duk tan son ra içi lir.

“Bu, şu, bun lar, şun lar” in san isminin ye ri ni tut sa bi le işa ret

adı lı dır.

Bu da si zin le si ne ma ya gel sin mi?

işa ret adı lı

• ‹şa­ret ad›­l› ad tam­la­ma­s› ku­rar.

Şunun der di be ni de bi ti re cek.

tam la yan

Şeh­rin bu ra s› n› hiç gez­me­miş­tim.

tam la nan

Şu­nun şu­ra­s› s› na va ne kal d› ki...

tam la yan tam la nan

‹s­imlerin yerini soru yoluyla tutan adıllardır. Türk­çe­de as›l so­ru

adılları “kim” ve “ne”dir. Bun­la­r›n d›­ş›n­da “kaç”, “han­gi” sözcük­le­ri­nin

ki­mi kul­la­n›m­la­r› da so­ru adılı olur.

• Soru adılları yalın hâlde olduğu gibi isim çekim eki de

alabilir:

Kim, kimi, kime, kimde, kimden, kimler, ne, neyi, neye,

neyde, neyden, neyle, neler, kaç›, kaç›n›, kaç›na, kaç›nda,

kaç›ndan, kaç›m›z, kaç›n›z, hangisi, hangisini, hangisine,

hangisinde, hangisinden, neredekini, neredekinde, neredekinden,

kimdekini, kimdekine, kimdekinden

Nereye gideceksin?

Bunu kimden aldın?

Ayın kaçında gideceksin?

Sana neler aldım, bir görsen!

Kaçınız gelecek?

Hangisini istedin?

Beni kim aramış?

Kitaptan kaç soruyu çözebildin?

soru İsim

sıfatı

Kitaptan kaçını çözebildin?

soru adılı

c) Belgisiz Adıllar

Ki­şi ve­ya sayı gös­ter­mek­si­zin ad­la­r›n ye­ri­ni ke­sin ol­ma­yacak

bi çim de tutan söz cük ler dir.

her­kes

kim­se

hiçbiri

hep­si

Her za­man bel­gi­siz adıl

ki mi, kiminiz, kimimiz, kimileri, baz›, baz›n›z, baz›lar›,

birço€u, birço€unuz, birço€umuz, falan, biri, biriniz...

• Bel­gi­siz adıl ad tam­la­ma­sı kurabilir.

Köy ev le ri nin hep­si ka­mış­tan, saz­dan, çit­ten ya­pıl­mış­tı.

tam la nan

Yaş­lı köy­lü, kimsenin yüzüne bakmadan söylendi.

tam layan

Be lir siz lik bil di ren söz cük ler is mi be lir tir se sı fat, is min ye ri ni tu tarsa

adıl olur .

Ki mi in san lar umut pe şin de, ki mi de iş pe şin de.

sı fat

adıl

Hangi sporcu dereceye bile giremedi?

soru isim

sıfatı

Hangisi dereceye bile giremedi?

soru adılı

Yu­ka­r›­da­ki ör­nek­ler­den de an­la­ş›­la­ca­€› üze­re so­ru an­la­m›

ta­ş›­yan söz­cük is­me ba€­la­n›r­sa so­ru s›­fa­t›, cevap isim ya da

zamir olursa so­ru adılıdır.

• “Ne” soru ifadesi, adıl, s›fat ve zarf görevini üstlenebilir.

ne

soru adılı (ne olduğu)

soru sıfatı (hangi)

soru zarfı (niçin)

Buna ne gülüp duruyorsunuz?

soru zarfı → (niçin)

Bu saatte ne dolaşıyormuş dışarıda?

soru zarfı → (niçin)

Bize ne gün geleceksiniz?

soru isim

sıfatı → (hangi)

233

Ne işle meşgul olduğumu anlamaya çalışıyor.

soru isim

sıfatı → (hangi)


soru zarfı → (niçin)

Sözcük Türleri

Bize ne gün geleceksiniz?

soru isim

sıfatı → (hangi)

Ne işle meşgul olduğumu anlamaya çalışıyor.

soru isim

sıfatı → (hangi)

Bakkaldan ne istiyorsun?

soru adılı

(istediği şeyin ne olduğu)

Anlatılanlardan ne kaldı ki aklında?

soru adılı

(akılda kalanların ne olduğu)

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı adılla (zamirle)

sağlanmıştır?

A) Parayı nereye koyduğumu gördün mü?

B) Bana hâlâ ne bakıyorsun?

C) Hanginiz daha hızlı koşabilir?

D) Buraya kadar nasıl gelebildin?

E) Kaçıncı sokakta oturuyor?

Çözüm

Soru adılı adın yerini tutar. Yanıtı da ad ya da adıl olur. Bu

koşullar C seçeneğinde sağlanmaktadır.

2. Ek Hâlindeki Adıllar (Zamirler)

a) ‹yelik Adılı

Doğru Seçenek C

Bir varl›€›n kime, neye ait oldu€unu gösteren iyelik ekleri, ek

hâlindeki adıllar olarak kabul edilebilir.

I. tekil şah›s iyelik adılı: -( )m

II. tekil şah›s iyelik adılı: -( )n

III. tekil şah›s iyelik adılı: -( )i

I. ço€ul şah›s iyelik adılı: -( )miz

II. ço€ul şah›s iyelik adılı: -( )niz

III. çoğul şahıs iyelik adılı: -leri, -ları

(bizim)

(sizin)

(onun)

(senin)

Evimiz çok ferah oldu.

Sözleriniz anlaşılır değil.

Ağladığı çok belliydi.

Filmlerin bende kalmış.

Mutfa€›nkini takt›m, balkonunki duruyor.

ilgi

adılı

ilgi

adılı

Sizin s›n›f›n›z çok kalabal›km›ş.

Sizinki çok kalabal›km›ş.

ilgi

adılı

Bilgi Notu

“ki” eki, TDK’nin güncel Türkçe Sözlük’ünde isim soyundan

kelimelere getirilerek o ismin kimle, neyle ilişkili olduğunu

belirten ve eklendiği ismi sıfat ve zamir durumuna getiren

ek, ilgi eki olarak tanımlanmaktadır.

C. SI FAT (ÖN AD)

İsimleri be­lirt­me­ye ya da ni­te­le­me­ye ya­ra­yan söz­cük­ler­dir.

Bir söz­cü­€ün s›­fat ola­bil­me­si için:

• Ad› ya ni te le me si ya da be lirt me si ge re kir.

tedirgin çocuk

şu makine

• Tam­la­ma hâlin­de ol­ma­s› ge­re­kir.

• S›­fa­t›n ol­du­€u yer­de isim de ola­ca­€› için s›­fat tam­la­ma­s›

oluşur.

• S›­fa­t›n çe­kim eki al­ma­ma­s› ge­re­kir. Al›r­sa ad­la­ş›r.

Asıl Sayı

Sıfatı

Da­ha da se­rin­le­miş­tik ma vi su lar da.

s› fat

Da­ha da se­rin­le­miş­tik ma vi de.

Niteleme Sıfatı

Kesir Sayı

Sıfatı

Sayı Sıfatları

Üleştirme

Sayı

Sıfatı

ad

SIFAT (ÖN AD)

Belirtme Sıfatı

İşaret

Sıfatları

Topluluk

Sıra Sayı Sıfatı

Sayı

Sıfatı

Belgisiz

Sıfatlar

Soru

Sıfatları

b) ‹lgi Adılı

“-ki” eki, ismin yerini tutarsa ilgi adılı olur. İlgi eki adıl görevinde

kullanılırken tamlayan ekinden sonra gelir: -inki

Bak sizinkiler geliyor.

Benim arabam bozuldu, seninkiyle gidelim.

Mutfa€›n cam›n› takt›m, balkonun cam› duruyor.

1. Niteleme Sıfatları

Ad›n bi­çi­mi­ni, du­ru­mu­nu, ren­gi­ni kar­ş›­la­yan söz­cük­ler­dir.

Niteleme s›fatlar› ada sorulan “nas›l” sorusuyla bulunur.

Pe­ki bu yaş­l› göz­ler ni­ye?

O ge­niş yüz­lü adam be­ni kor­kut­tu.

Gün iler­le­dik­çe uzak­ta ma vi su­lar gö­rün­mez ol­du.

234


Sözcük Türleri

2. Belirtme Sıfatları

Ad­la­r› sa­y› be­lir­te­rek, so­ru so­ra­rak, gös­ter­me yo­luy­la ki­mi

za­man da bel­gi­siz ola­rak be­lir­ten s›­fat­lar­d›r. “Nasıl” sorusuna

yanıt vermedikleri görülür.

Bu ta­n›­ma gö­re be­lirt­me s›­fat­la­r› dör­de ay­r›­l›r:

a) Sa y› S› fat la r›

Bir ad›n sa­y›­s›­n›, öl­çü­sü­nü, s›­ra­s›­n›, pay­la­ş›­m›­n› be­lir­ten s›­fatlar­d›r.

Farklı türleri vardır:

As›l sa y› s› fat la r›, ke­sin sa­y› be­lir­tir. ‹s­me “kaç” so­ru­su so­rula

rak bu lu nur.

Kim der di ki otuz y›l son­ra hâ­lâ ay­nı ka­la­cak­sın?

Üleş tir me sa y› s› fat la r›, var­l›k­la­r›n eşit pay­la­r­ın› be­lir­tir. “-er,

-ar” eki­ni al›r. ‹s­me “ka­çar” so­ru­su so­ru­la­rak bu­lu­nur.

Her de fa s›n da iki­şer üçer ay kal d›m.

Ke sir sa y› s› fa t›, bir bü­tü­nün par­ça­s›­n› bil­di­rir, is­me “ne kadar”

so­ru­su so­ru­la­rak bu­lu­nur.

Bir ay da ben zi ne yüz de yir mi zam ya­p›l­d›.

Bu savaşlar çeyrek yüzyıl devam etmiştir.

Şimdi bir yarım ekmek kokoreç olmalıydı ki…

S› ra sa y› s› fa t›, ad›n s›­ra­s›­n› be­lir­tir, is­me “ka­ç›n­c›” so­ru­su

so­ru­la­rak bu­lu­nur.

Üçün cü şa­h›s­la­r›n ara­m›z­da işi yok.

Sa yı sı fat la rı da çe kim eki al dı ğın da ad la şır.

İki ki şi bu ra ya gel sin. İki si bu ra ya gel sin.

sı fat

ad

c) So ru S› fat la r›

Ad­la­r› so­ru yo­luy­la be­lir­ten söz­cük­ler­dir.

Han gi kah­ra­man­l›­€›n­dan do­la­y› ha­ber ol­du ga­ze­te­de?

Kaç li­ra­l›k mak­buz ke­si­le­cek?

Kim se ne iş yapacağın› bil­mi­yor.

Na­s›l bir isim tak­m›ş­lar ço­cu­€a?

Si ze na s›l bir çö­züm öner­di­ler?

So ru sı fat la rı tüm sı fat lar gi bi ada yö ne lik tir. Ce va bı da bir

sı fattır.

– Ka çın cı kat ta otu ru yor su nuz?

– İkin ci kat ta otu ru yo rum.

Sı ra sa yı sı fa tı “ka çın cı” so ru su na kar şı lık gel miş tir. O hâlde

so ru sı fa tı dır.

– Han gi ev de otu ru yor su nuz?

– Şu ev de...

d) Bel gi siz S› fat lar

Bir ada ke sin lik ka zan d›r mak s› z›n ad› be lir ten s› fat la ra “bel gisiz

s›­fat” denir.

bir­ta­k›m ba­z› fa­lan­ca baş­ka

bir­kaç ço­€u bü­tün hiç­bir

her­ ­ ki­mi ni­ce her­han­gi bir

bi raz

fi lan

Çoğu zaman eve yalnız giderim.

Meseleyi bütün yönleriyle ele alalım.

“Bir” söz cü ğü “her han gi bir” söz cü ğü nün ye ri ni tu tar sa bel gi siz

sı fat, “tek” sözcüğünün ye ri ni tu tar sa sa yı sı fa tı dır.

Bir gün mut la ka dö ne cek sin, bi li yo rum.

bel gi siz sı fat

Sı na va bir gün kal dı.

sa yı sı fatı

Bir bay ram gü nü bü tün ai le biz de top lan dı.

bel gi siz sı fat

b) ‹şa ret S› fat la r›

Var­l›k­la­r› işa­ret yo­luy­la be­lir­ten s›­fat­lar­d›r.

Bu, şu, o, öte­ki, be­ri­ki...

Bu gü rül tü, şu ev­den ge­li­yor.

İşa ret be lir ten söz cük, adın ye ri ni tu tar sa işa ret adı lı olur.

Şu ba zen bi ze ka fa tu tu yor.

za mir

Öte ki evi da ha çok be ğen dim.

sı fat

Bu nu ya nım dan gö tü rün, gö züm gör me sin.

za mir

Bel gi siz söz cük, adın ye ri ni tu tar sa za mir; adı be lir tir se sı fat olur.

Toplumda birçok sorunun çözümüne birçoğumuz kayıtsız

bel gi siz

bel gi siz

sı fat

za mir

kalıyoruz.

Bel gi siz sı fat lar çe kim eki al dık la rın da za mir olur .

Bazı günler çok hareketliyken bazısı çok sıkıcı olabiliyor.

bel gi siz

bel gi siz

sı fat

za mir

235


Sözcük Türleri

Örnek YGS / 2013

I. Hepimiz onu çocukça hareketlerine karşın çok severdik.

II. Anlatacaklarımı güzelce dinle de ondan sonra işini yapmaya

başla.

III. Daha önceki çalışmaları incelemedikleri sürece iyi bir proje

hazırlamaları imkânsız görünüyor.

IV. Alfabesinin zorluğu, Japonca öğrenmeyi güçleştiren bir etken.

V. Konuyla ilgili genişçe bir rapor hazırlayıp önümüze getirmişti.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerindeki altı

çizili sözcükler tür bakımından aynıdır?

A) I. ve III. B) I. ve V. C) II. ve III.

D) II. ve V. E) IV. ve V.

Çözüm

I ve V. cümlelerde geçen altı çizili sözcükler kendilerinden

sonra gelen isimleri nitelediğinden sıfattır.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2010

K›­y›­köy’ün es­ki ad› Mid­ye. Ka­zan­de­re ile Pa­buç­de­re’nin de­nize

dö kül dü €ü yer de, yük sek bir kaya l› €›n üze rin de ku ru lu. Bu

I

il­ginç ko­nu­mu­nun ya­n› s›­ra da­ra­c›k so­kak­la­r›, es­ki ah­şap

ev­le­ri ve ba­l›k­ç› ya­şan­t›­s›, bu­ra­y› bü­yü­le­yi­ci hâ­le ge­ti­ri­yor. Bir

za­man­la­r›n zor ula­ş›­l›r ba l›k ç› kö yü, ar t›k keş­fe­dil­miş bir yer.

II

III

K› y› y› iz le yen or­man yol­la­r›, K›­y›­köy ve ‹€­ne­a­da ara­s›n­da da

IV­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ay­n›

şe­kil­de uza­y›p gi­di­yor.

V

Bu par ça da ki nu ma ra lan m›ş fii lim si ler den han gi si s› fat

ola rak kul la n›l ma m›ş t›r?

A) I.­ B) II. C) II­I. D) IV. E) V.

Çözüm

I, II, III ve IV nu­ma­ra­l› fii­lim­si­ler s›­fat - fi­il eki al­m›ş­ve s›­fat olarak

kullanılmıştır. V nu­ma­ra­l› söz­cük ise “-›p, -ip” zarf - fi­il eki­ni

almış ve zarf ola­rak kul­la­n›l­m›ş­t›r.

Doğru Seçenek E

Örnek YGS / 2012

İletişim konusunda çağımızda teknolojinin bize sunduğu ola-

I

naklardan olabildiğince yararlanmaya çalışırken öte yandan

en yakınımızdaki kişilerin seslerini duymakta, dilleri anlamakta

zorlanıyoruz. Giderek daha az göz göze geliyoruz. Sevgimizi

II

III

daha az dile getiriyoruz. Büyük kalabalıklar içinde yaşayan

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­IV

“yalnız”ların sayısı günden güne artıyor böylece.

V

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. sözcük, yönelme durumu eki almış bir zamirdir.

B) II. sözcük, dönüşlülük eki almıştır.

C) III. sözcük, hem yapım eki hem çekim eki almıştır ve

cümlede belirtili nesne görevinde kullanılmıştır.

D) IV. sözcük, ad soyludur ve bulunma durumu eki almıştır.

E) V. sözcük, belgisiz sıfattır.

Çözüm

V numarayla gösterilen “yalnızların” sözcüğü belgisiz sıfat

değil, adlaşmış sıfattır.

Doğru Seçenek E

SI FAT TAM LA MA SI

Bir s›­fat ve bir ad­la olu­şan tam­la­ma­d›r.

“S›­fat + isim” bi­çi­min­de olu­şur.

ye­şil giy si ak gü ver cin

s› fat isim s› fat isim

o yer ba z› in san lar

s› fat s› fat

Özel lik le ri:

• Bir ad bir den faz la s› fat ala bi lir.

So­luk, süz gün, zayıf bir yüz, renk siz, ince du dak lar...

• S› fat bir den faz la ada ge le bi lir.

Or­ada ze ki k›z lar ve er kek ler var d›.

s› fat ad ad

• Bir ad hem ni­te­le­me hem be­lirt­me s›­fa­t› ala­bi­lir.

Be yaz bir çan ta bu lun du.

niteleme belirtme

sıfatı sıfatı

236


Sözcük Türleri

Örnek LYS / 2013

(I) Küçücük bir bahçem olsaydı duvar dibine pembeli, mavili

ortancalar dikerdim. (II) Çünkü ortancalar gölgede büyümek

ister. (III) Bir de saksılar alırdım; küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri,

kaktüsler yetiştirmek için. (IV) Sulak yerleri seven Japon

şemsiyelerini de kuyunun veya fıskiyeli mermer havuzun yanına

dikerdim. (V) İnsanda, evinin bahçesinde cennet oluşturma

düşüncesi bazen bir tutku hâline geliyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

nesne, sıfat tamlaması durumundadır?

Ç›r-›l-ç›p­lak bir va­diy­le kar­ş›­laş­t›k ani­den.

he­ce art­ma­s›

3. “mi” soru ekiyle sa€­la­n›r.

Gü­zel mi gü­zel bir ara­ba gör­düm.

4. Söz­cük tek­ra­r› (iki­le­me­ler) pe­kiş­tir­me an­la­m› ka­za­n›r.

Ka ra ka ra kaş­lar ve göz­ler be­ni bü­yü­le­di.

Se rin se rin Ka­pa­l›­çar­ş›

C› v›l c› v›l Mah­mut­pa­şa

A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve V.

D) III. ve IV. E) IV. ve V.

Çözüm

I. cümledeki “pembeli, mavili ortancalar” sözü belirtisiz nesne,

IV. cümledeki “sulak yerleri seven Japon şemsiyelerini” sözü

belirtili nesnedir. Bu iki nesne de sıfat tamlaması şeklindedir.

Doğru Seçenek B

SI FAT LAR DA KÜ ÇÜLT ME

Küçültme ekleriyle s›fatlar›n anlamlar›nda k›sma, azalma,

küçülme, daralma görülebilir.

-c›k: Yol bi­zi ufa c›k bir kah­ve­ye gö­tür­dü.

-ce: Hiç unut mam, se rin ce bir ak­şam­d›.

-(i) m si: Ye­şi­lim­si li­mon­la­r›n sa­t›l­ma­ya­ca­€›­n› söy­le­di.

-(i) mt› rak: Sa r›m t› rak yap­rak­lar dö­kül­me­ye baş­la­d›.

ADLAŞMIŞ SIFAT

Ni­te­le­me s›­fat­la­r›nın, önün­de­ki is­mi dü­şür­me­siy­le or­ta­ya

ç›­kan söz­cük­tür. Ad­laş­m›ş s›­fat ya isim çe­kim ekiyle ya da

s›­fat­tan son­ra virgül (,) ge­ti­ri­le­rek olu­şturulur.

Yaş­l›­la­ra say g› gös ter me li yiz.

Genç­ler ge le cek gün le ri ay d›n la ta cak t›r.

Genç, a€a­ca yas­lan­m›ş bi­zi bek­li­yor­du.

‹h­ti­yar, Ha san Bey’i ara d›.

UNVAN SIFATLARI

Unvan bildirerek isimleri tamlar. Bu sıfatlar tamlayan veya

tamlanan olabilir.

Ona Ayşe teyze derdi.

Gazi Mustafa Kemal Paşa ile ilgili bir yazı okuyorum.

Sultan Murat, Cingöz Recai…

SI FAT LAR DA YA PI

Kü çült me sı fa tı ya pan -cik eki, ba zı söz cük lere gel di ğin de ün süz

kay bı na ne den olur.

Mi ni cik el le ri var dı, kü çü cük kı zın.

minik-cik küçük-cük

SIFATLARDA PEKİŞTİRME

Ba z› s› fat lar, ni te le dik le ri ad›n an la m› n› güç len dir mek ama c›yla

pe­kiş­tir­me gö­re­vin­de kul­la­n›­l›r.

Pe kiş tir me şu yol lar la ya p› l›r:

1. S›­fa­t›n ilk ün­lü­süyle biten k›s­ma m, p, r, s ün­süz­le­rin­den

bi­ri ge­ti­ri­lir. Da­ha son­ra s›­fa­t›n hep­si ya­z›­l›r.

Yaz dan kal ma s›m s› cak bir gün dü.

Mas­ma­vi göz le riy le be ni iz le di.

2. Ün­lü ya da he­ce art­ma­s›y­la s›­fat pe­kiş­ti­ri­lir.

Sa­p-a-­sa€­lam bir genç ti.

ün lü tü re me si

S› fat lar ya p› ba k› m›n dan üç gruba ay r› l›r:

1. Ba sit S› fat lar

• Ya­p›m eki al­ma­m›ş s›­fat­lar­d›r.

Düz bir yol­dan geç­tik.

Bir ya­p›t, sa­nat­ç›sının bakış açısını ve­rir.

Her an ge­le­cek­miş gi­bi ta­lih ku­şu.

2. Tü re miş S› fat lar

• Ya­p›m ek­le­riy­le ku­rul­muş s›­fat­lar­d›r.

Dö nek in­san­la­r› hiç sev­mem.

Uy ku cu ço­cuk­lar, tem­bel­li­€e al›­ş›r.

Tuz lu ye­mek­ler, ba­na do­ku­nur.

Fi il le re ge len -an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş sıfat-fiil, ek le ri

tü re miş sı fat ya par.

Sa rar mış yü zü nü gö ren dok tor şa şır dı.

Çıkmaz sokaklarda kayboldum.

237


Sözcük Türleri

3. Bir le şik S› fat lar

Bir­le­şik söz­cük­ler­le ve­ya bir­den faz­la söz­cü­€ün bir ara­ya ge­lerek

s›­fat gö­re­vinde kul­la­n›l­ma­s›y­la oluşur.

a) Ku ral l› Bir le şik S› fat lar

• S› fat tamlamasına -l›k, -lı, -sız eklerinin gelmesiyle oluşur.

Geniş salonlu bir ev almışlar.

K›r­m›­z› şap­ka­l› k›z kur­da yem ol­maktan son anda kurtuldu.

Üç gün lük dün­ya için de€­mez bu te­la­şa.

Beş pa­ra­s›z adam bir­den zen­gin ol­du.

Örnek YGS / 2017

Her zamanki gibi bir sabahtı. O gün de yandaki taş binanın

yüksek tavanlarına ve eskimiş pencerelerinden odaya sızan

renk renk ışıklara merhaba demişti.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İlgi ekiyle türemiş sıfat

B) İkilemeyle oluşmuş sıfat

C) Belgisiz sıfat

D) İşaret sıfatı

E) Sıra sayı sıfatı

• S› fat tam la ma s› ters çev ri lip isme -i iyelik eki getirilerek

yapılır.

Te­miz ha­va in san sa€ l› €› na ya rar l› d›r.

s› fat tam la ma s›

Ha va s› te miz yer in sa na iyi ge lir.

bir­le­şik s›­fat

Al n› aç›k , ba­ş› dik bir genç ti.

bi­rle­şik bir­le­şik

s› fat s› fat

Bah­çe­si ge­niş, pen­ce­re­si büyük bir ev di.

bi­rle­şik s›­fat bir­le­şik s›­fat

Tavanı basık odada daha fazla duramadım.

• Ad tam la ma s› na -li eki ge ti ri le rek yapılabilir.

Bu ku­ral­da “-l›” eki be­lir­ti­siz isim tam­la­ma­s›­na ek­le­ne­cekse

tam­la­nan eki “-i” dü­şer.

yo­sun ko­ku­su Æ yo­sun ko­ku­lu göl

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­bir­le­şik s›­fat

asker tıraşı Æ asker tıraşlı çocuk

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­bir­le­şik s›­fat

Çözüm

A → yandaki taş binanın

B → renk renk ışıklara

C → Her zamanki

D → O gün

Parçada sıra sayı sıfatı yoktur.

D. ZARF (BE L‹R TEÇ)

Doğru Seçenek E

Ey lem le rin, ey lem si le rin, s› fat la r›n ya da gö rev ce ken di ne

ben­ze­yen söz­cük­le­rin an­lam­la­r›­n› et­ki­le­yen, onları ki­mi za­man

güç­len­di­rip ki­mi za­man k›­s›t­la­yan söz­cük­le­re “be­lir­teç” de­nir.

Durum

Zarfları

Zaman

Zarfları

ZARF (BELİRTEÇ)

Miktar

Zarfları

Yer-yön

Zarfları

Soru

Zarfları

• Hâl ek le riy le (-e, -de, -den) ku ru lan ku ral l› bir le şik

s› fat lar.

Cana ya­k›n dost

­ ­ Meydanda kazanılan savaşlar

Ba badan kal ma ev

“Nasıl”

sorusuna

yanıt

veren

zarflar

“Ne

zaman”

sorusuna

yanıt veren

zarflar

“Ne kadar”

sorusuna

yanıt veren

zarflar

Yalın

durumdaki

yer-yön

anlamlı

sözcükler

Neden

Ne diye

Niçin

Ne

Hani

Nasıl

b) An lam ca Kay naş m›ş Bir le şik S› fat lar

Bu bir­le­şik s›­fat­lar­da söz­cük­ler, ger­çek an­lam­la­r›­n› kay­beder.

Ge­nel­lik­le de­yim gö­re­vi­ni üst­le­nir.

Boş­bo­€az Ha luk

Vur­dum­duy­maz Abi din

Aç›k göz Re­cai

‹ki­yüz­lü, so­€uk­kan­l›, dik­baş­l›...

Sı fat lar da zarf lar da et ki le me gö revin de ki söz cük ler dir. Sı fat lar

is me yö ne lik; zarf lar fi ile, fii lim si ye, sıfata veya zarfa yö ne lik

söz cük ler dir.

Ör ne ğin; “Ki ta bın so ru la rı na iyi ce ba kın.” cüm le sin de “iyi ce” sözcü

ğü “ba kın” ey le mi nin du ru mu nu be lirt miş tir. “İyi ce bir ro ma na

ben zi yor.” der ken aynı “iyi ce” söz cü ğü bu defa is mi et ki le miş tir.

O hâlde:

Sı fat isim le il gi li dir.

Zarf; fi il, fii lim si, sı fat, zarf la il gi li dir.

238


Sözcük Türleri

Zarf çe şit le ri şun lar d›r:

1. Du rum Zarf ›

Fii lin, fii lim si nin ni te li €i ni, du ru mu nu be lir ten zarf lar d›r. Fi ille­re

ve fii­lim­si­le­re “na­s›l” so­ru­su so­ru­la­rak bulunur.

Aşa­€›­da­ki ör­nek­ler­de al­t› çi­zi­li söz­cük­ler du­rum zar­f›­d›r.

Öf­ke­len­me­di­€i za­man her­ke­se iyi dav ra n›r.

Ne gü zel yap­t›n da bu­ra­la­ra ka­dar gel­din.

Sen her şe­yi in ce den in ce ye dü­şün.

Sen böy le ko­nu­şa­maz­s›n.

El bet te gün ge­lir, uğrarım sa­na.

Ba ri se­nin­le dost ka­la­l›m.

Örnek YGS / 2016

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz, eylemin nasıl

gerçekleştiğini bildirmektedir?

A) Zaman hızla akarken çoğu kez, çevremizdeki güzelliklerin

farkına varamıyoruz.

B) Güvercinler yiyecek bulmak için her zaman buraya gelirlerdi.

C) İşinin akşama kadar biteceğini umuyordu ama düşündüğü

gibi olmadı.

D) Genleriyle oynanmış tohumların kullanımı hızla yaygınlaşıyor.

E) Biraz sonra, yaklaşık iki saat sürecek maceralı bir yolculuğa

çıkacağız.

Çözüm

Eylemin nasıl gerçekleştiğini bildiren sözcükler durum zarflarıdır.

Eyleme sorulan “nasıl” sorusunun cevabı durum zarfıdır.

Buna göre, D seçeneğindeki altı çizili söz durum zarfıdır.

Doğru Seçenek D

Bel ki onun da ma­ze­re­ti var­d›r.

Yemek kokuları herhâlde yan daireden geliyor.

2. Za man Zarf ı

Bu tür be­lir­teç­ler, et­ki­le­dik­le­ri yargıları za­man aç›­s›n­dan be­lirtir.

Fiile veya fiilimsiye “ne za­man” so­ru­su so­ru­la­rak el­de edi­lir.

Gün do€­ma­dan ön­ce, bin­ler­ce kuş öt­me­ye baş­la­d›.

Köy de ya z›n ku­zu­la­r› ot­la­t›r­d›k.

Örnek ÖSS / 2003

Evin bahçesine dikilecek çamlar›n üzerine konmuş bir serçe,

durmadan cik cik edip şark›s›n› söylüyordu. Evin tekir kedisi

eşi€e uzanm›ş, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek için

yalarken bir yandan da az ilerideki çöplükte sallana sallana

gezinen kargaya bak›yordu.

Bu parçada geçen aşa€›daki sözcüklerden hangisi sözcük

türü bak›m›ndan ötekilerden farkl›d›r?

A) dikilecek B) konmuş C) durmadan

D) örselenmiş E) gezinen

Çözüm

A, B, D, E se­çe­nek­le­rin­de ve­ri­len söz­cük­ler sı­fat ola­rak kul­lanıl­mış­tır.

C se­çe­ne­ğin­deki “dur­ma­dan” sözc­üğü zarf­tır.

Doğru Seçenek C

Artık kısa cümleler kuruyorum.

Otuz yaşında dünya evine girmiş.

Örnek YGS / 2010

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de al tı çi zi li söz cük ler, tür ba kımın

dan ay nı dır?

A) Ge­lir­ken ne ge ti re ce €i ni söy le me di.

Bu ra da ne ai­lem­den bi­ri var ne de ar­ka­daş­la­r›m.

B) Gö­rüş­me­le­ri­mi­zi ar t›k ta­mam­la­ma­m›z ge­re­ki­yor.

Bu şe­hir­de ya­şa­mak ar t›k iyi­ce zor­laş­t›.

C) Bel­le­€i­me ka­z›n­m›ş o ac›­l› gü­nü hiç unu­tur mu­yum?

Ki­tap­ta bu ko­nu­yu iş­le­me­mi özel­lik­le o is­te­miş­ti.

D) O ka­dar dos­ya­y› bir gün­de na s›l in­ce­le­ye­cek?

Ken di sin den na s›l bir ça­l›ş­ma bek­len­di­€in­den ha­be­ri yok.

E) Ora­ya yal n›z git­me­ni do€­ru bul­mu­yo­rum.

Ara d›, yal n›z ne za man ge le ce €i ni söy le me di.

239


Sözcük Türleri

Çözüm

A se­çe­ne­ğin­de I. cüm­le­de­ki “ne” so­ru za­mi­ri, II. cüm­le­de­ki

“ne” ise bağ­laç­tır.

B se­çe­ne­ğin­de­ki “ar­tık” söz­cük­le­ri­nin iki­si de za­man zar­fı­dır.

C se­çe­ne­ğin­de I. cüm­le­de­ki “o” sı­fat, II. cüm­le­de­ki “o” şa­hıs

za mi ri dir.

D se­çe­ne­ğin­de I. cüm­le­de­ki “na­sıl” so­ru zar­fı­dır. II. cüm­le­de­ki

“na­sıl” so­ru sı­fa­tı­dır.

E se­çe­ne­ğin­de I. cüm­le­de­ki “yal­nız” söz­cü­ğü zarf, II. cüm­le­deki

“yal­nız” söz­cü­ğü bağ­laç­tır.

Doğru Seçenek B

“Ne za man dan be ri, ne za ma na ka dar” so ru la rı na yi ne za man

zar fı ce vap ve rir.

Ak şam dan be ri se ni bek li yo rum.

Çi çek ler so la na ka dar se ve ce ğim se ni.

Örnek ÖSS / 2003

Aşa€›daki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci, tamlayan

oldu€u için adlaşm›şt›r?

A) D›şar›n›n gürültüsü hepimizi rahats›z etti.

B) Kap›n›n önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor.

C) Yukar›ya ç›k›p arkadaş›mla da görüşeyim.

D) Beş yüz metre ileriden sa€a döneceksiniz.

E) Çocu€un üstüne kocaman bir battaniye örtmüşler.

Çözüm

A se­çe­ne­ğin­de “dı­şa­rı” söz­cü­ğü çe­kim eki ala­rak isim tam­lama­sın­da

tam­la­yan (dışarının gürültüsü) ol­muş­tur.

Doğru Seçenek A

“Za man” anlamlı söz cük le r her za man, za man zar fı ol maz. İsim

gö re vin de de kul la nı la bi lir. Bunlar, “ne zaman” sorusunu yanıtlamaz.

Ak şam hü zün ve rir in sa na her za man.

isim

Dünü ol ma yan in san lar, an lam sız ya şar.

isim

Örnek LYS / 2010

Oku­ma al›ş­kan­l›­€›­n›n ge­liş­me­miş ol­ma­s›, bi­rey­le­rin, ya­şa­m›

ye­te­rin­ce ku­cak­la­ya­ma­ma­s›, olup bi­ten­le­ri an­la­ya­ma­ma­s› ve

tak­vim yaş­la­r›­n› dün­ya­da bir­kaç yüz­y›l ya­şa­m›ş­ça­s›­na en­gin

bir zen­gin­lik­le do­na­ta­ma­ma­s› so­nu­cu­nu do­€u­rur.

Bu cüm le de aşa ğı da ve ri len ler den han gi si yok tur?

A) Yer yön be­lir­te­ci

B) Kal­ma du­ru­mu eki al­m›ş söz­cük

C) Ad­laş­m›ş s›­fat

3. Yer - Yön Zarf la r›

Fiil ya da fii­lim­si­yi be­lir­ten yalın hâldeki zarf­lar­d›r. Fii­le ve­ya fiilim­si­ye

“ne­re­ye, ne tarafa” so­ru­su so­ru­la­rak bu­lu­nur. Yer - yön

zar­f› ola­rak kul­la­n›­la­bi­le­cek söz­cük­ler­den ba­z›­la­r› şun­lar­d›r:

aşa­€›, yu­ka­r›, ile­ri, ge­ri, içe­ri, d›­şa­r›, öte, beri...

İçeri gir, bir köşeye otur.

Öte git, rahatsız oluyorum.

Öfkeli bir şekilde dışarı çıktı.

D) Ye­ter­lik fi­ili­nin olum­su­zuy­la çe­kim­len­miş söz­cük­ler

E) Bel­gi­siz s›­fat

Çözüm

Bu cümlede yer-yön zar­f› yok­tur. “Dün­ya­da” söz­cü­€ü kal­ma

du­rum eki­almış sözcüğe, “bi­ten­le­ri” söz­cü­€ü ad­laş­m›ş s›­fa­ta,

“ku­cak­la­ya­ma­ma­s›, an­la­ya­ma­ma­s›” söz­cük­le­ri ye­ter­lik fi­ili­nin

olum­su­zu­na, “bir­kaç” söz­cü­€ü ise bel­gi­siz s›­fa­ta ör­nek­tir.

Doğru Seçenek A

Yer - yön be lir ten zarf lar iye lik ya da du rum ek le ri ni alır sa isim,

is mi be lir tirse sı fat olur.

Aşa ğı sı si ze gö re de ğil efen dim.

isim

Yukarıya çıkalım.

isim

Yu ka rı kat tan gü rül tü ler ge li yor du.

s› fat

4. Mik tar Zarf›

Bir ey­le­min, s›­fa­t›n ya da baş­ka bir zar­f›n öl­çü­sü­nü gös­te­rir.

“Ne ka­dar” so­ru­su­na ya­n›t ve­rir. Bu öl­çü­nün için­de az­l›k - çokluk,

de­re­ce, kar­ş›­laş­t›r­ma gi­bi an­lam­lar var­d›r.

Faz la uyu­yun­ca he­men ra­hat­s›z­la­n›­r›m.

mik tar zar f›

240


Sözcük Türleri

Se ni çok me rak et tim.

mik tar zar f›

Mik tar zarf la rı di ğer zarf lar dan fark lı ola rak sı fat ve zar fı de rece

len dir mek için kul la nı la bi lir. Bu zarf lar sı fat la rı ya da zarf la rı

be lir tir se de re ce len dir me zarfı adını alır.

5. So ru Zarf la r›

Ey­lem­le­ri, ey­lem­si­le­ri so­ru yo­luy­la be­lir­ten zarf­lar­d›r.

Bu gün be ni ne di ye ça­€›r­d›n?

Bu nu ba na na s›l ya­par­s›n?

Ne za­man se­nin­le bu­lu­şa­ca­€›z?

De re ce len dir me zarf la r› şun lar d›r:

a) Üs tün lük zar f›: da­ha

Bu ya­r›­ş› han­gi­miz da­ha erken kay­be­de­cek?

zarf zarf

Da­ha gü zel gün­ler ya­şa­ya­cak­s›n.

zarf s› fat

‹lk ör­nek­te “da­ha” söz­cü­€ü zar­f›, ikin­ci ör­nek­te s›­fa­t› de­rece­len­dir­miş­tir.

“Da ha” söz cü ğü “he nüz” an la mı nı ve rir se za man zar fı olur,

“baş ka” an la mı nı ve rir se sı fat olur.

Da ha gün gör me miş ta ze ge lin di.

(he nüz)

Ne­den saç­la­r›n be­yaz­la­m›ş ar­ka­daş?

Ha ni bir gün si­ne­ma­ya gi­de­cek­tik?

“Ne” so ru söz cü ğü; “niçin” anlamındaysa zarf, is mi be lir tir se

sı fat, is min ye ri ni tu tar sa za mir olur.

Ne dö nüp du ru yor sev dan ba şım da?

zarf

Bu yaş tan son ra ne iş ya pa cak sın?

sı fat

Ba na ne an la ta cak tın?

za mir

Da ha ne kal dı, ge ri ye ya pa cak?

(baş ka)

b) En üs tün lük zar f›: en

En gü zel gün le ri niz üni ver si te de ge çe cek tir.

En iyi ya­şa­d›­€›m za­man­la­r›­m› kay­bet­tim bi­rer bi­rer.

“En” sözcüğü ilk ör­nek­te s›­fa­t›; ikin­ci ör­nek­te zar­f› de­re­celen­dir­miş­tir.

c) Aş› r› l›k zarf la r›: çok, pek, ga­yet, çok­ça, epey...

Ga­yet k›z g›n ay r›l d›m siz den.

Örnek YGS / 2010

Mimarinin, inanc›n ve çok kültürlülü€ün şehri Mardin, şimdilerde

güncel sanat›n do€udaki merkezi olmaya haz›rlan›yor.

Bu cümlede aşa€›da verilenlerden hangisi yoktur?

A) Ünlü düşmesi B) Zaman zarf›

C) S›fatlaşt›ran -ki D) Türemiş sözcükler

E) Dönüşlülük zamiri

Pek uzun ko­nu­şu­yor­sun.

Ol­duk­ça zeki bir çocuktu.

Bi­rin­ci ve ikin­ci ör­nek­te al­t› çi­zi­li söz­cük­ler zar­f›; üçün­cü

ör­nek­te s›­fa­t› de­re­ce­len­dir­miştir.

“Ga yet, pek, çok” gi bi söz cük ler fi ili ya da fii lim si yi be lir tir se miktar

zar fı olur. Sı fa tı ve ya zar fı de re ce len di rir se aşı rı lık zar fı olur.

Sa na olan la ra çok üzül düm.

mik tar zar fı

Çözüm

Cümlede “şehri” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır. “Şimdilerde”

sözcüğü zaman zarfıdır. “Doğudaki” sözcüğünün aldığı “-ki”

eki sıfatlaştıran ektir. Türemiş sözcüklere de yer verilmiştir

(kültürlülüğün, hazırlanıyor…). Ancak dönüşlülük za­mi­ri yoktur.

Doğru Seçenek E

Çok iyi et tin bi ze uğ ra mak la.

de re ce len dir me

zar fı

241


Sözcük Türleri

E. EDAT (İLGEÇ)

• Cümlede tek baş›na anlam› olmayan, başka sözcüklerle

anlam ilgisi kurarak kullanılan sözcüklerdir.

• Çekim eki almaz, al›rsa isim olur.

• Kendinden önceki ifadeye ço€u zaman hâl ekleriyle

ba€lan›r.

• Tek başlar›na cümle ögesi olmaz.

• Edatlar, kendinden önceki ifadeye ba€lanarak edat öbe€i

oluşturur.

• Edat öbe€i, s›fat ya da zarf görevinde kullanılabilir.

Arkadaşlar›na karş› buz gibi davran›yordu.

14243

isim edat fiil

edat öbe€i

­ ­ ­­­­(zarf)

Onun gibi arkadaş yoktur bu dünyada.

zamir edat isim

14243

edat öbe€i

(s›fat)

Kimse onun gibi yüzemez bu nehirde.

zamir edat fiil

14243

edat öbe€i

(zarf)

Edat grubu

zarf (Fiile bağlanır.)

sıfat (İsme bağlanır.)

Onun gibisi az yakalan›r bu nehirde.

zamir isim

14243

edat öbeği + (-si) † isim

Türkçedeki belli başl› edatlar şunlard›r:

ile için üzere

-den dolay› -den ötürü gayri

gibi -den başka kadar

-e göre nazaran evvel

ait -e ra€men de€in

-den beri -den önce -e do€ru

-e dek -den sonra -e kadar

-e karş›

“ile” söz cü ğü ye ri ne cüm le de “ve” bağ la cı kullanıla bi li yor sa “ile”

bağ laç tır, kullanılamı yor sa “ile” edat tır.

Annesiyle babas› tatile gitmiş.

ve

ba€laç

Annesi babas›yla tatile gitmiş.

edat

Edat olarak kabul edilen bazı sözcükler TDK Türkçe Sözlük’te edat

olarak görülmemektedir. Durum şu şekildedir:

ile

bağlaç

ile (-la / -le)

bağlaç (ve)

edat

araç anlamı

beraberlik anlamı

nitelik anlamı

sebep anlamı

göre, sadece, -e karşı, ancak, dolayı, zarf

yalnız, ötürü, bir, sanki, tek, âdeta

mi

soru eki

Ancak dil bilgisi kaynaklarında bu sözcüklerin edat olarak ele alınmasından

dolayı aşağıda klasik anlatım uygulanacaktır.

Elini b›çakla kesmiş.

edat

(araç anlamı)

Kardeşiyle gitar kursundan dönüyor.

edat

(birliktelik anlamı)

Annesine sevgiyle sar›ld›.

edat

(nitelik / durum anlamı)

Buz gibi ayran ikram ettiler.

isim edat isim

14243

edat grubu

(s›fat)

Havalar›n ›s›nmas›yla herkes tatile ç›kt›.

edat

(sebep anlamı)

242


Sözcük Türleri

Örnek ÖSS / 2002

“ile” söz cü €ü aşa €› da ki le rin han gi sin de ba€ laç ola rak kulla

n›l ma m›ş t›r?

A) Do€­du­€u kent­le ya­şa­d›­€› kent ara­s›n­da, y›l­lar­ca gi­dip gel­di.

B) Bir ro­ma­n›y­la bir öy­kü­sü fil­me al›n­d›.

C) Elin­de­ki uzun sap­l› f›r­çay­la ta­va­n› bo­ya­d›.

D) Ki­tap­la­r›y­la def­ter­le­ri­ni ay­n› çan­ta­ya yer­leş­tir­di.

E) Şap­ka­s›y­la kah­ve­ren­gi pal­to­su uyum için­dey­di.

Borcunu ödemek için kredi almıştı.

edat belirtili

nesne yüklem

edat öbeği

edat tümleci

zarf tümleci

Adam çocuk gibi ağlıyordu.

özne edat yüklem

edat öbeği

edat tümleci

zarf tümleci

Çözüm

C se­çe­ne­ğin­de “ile” sözcüğü cüm­le­ye araç an­la­mı ka­ta­rak

edat görevinde kul­la­nıl­mış­tır.

Doğru Seçenek C

Edat olan sözcüklerle görünümü aynı olan, başka söz cük türü

olarak kullanılabilen sözcükler de vardır. Bunları edattan ayırabilmek

için şunlara dikkat edilmelidir:

• Edatların anlamı yoktur.

• Edatlar daima kendisinden önceki sözcüğe bağlanır.

• Bazı edatlar kendinden önceki sözcüğe durum ekleriyle bağlanır.

Örnek ÖSS / 2005

Yal­nız ya­pıt­la­rı­nın içe­ri­ğiy­le de­ğil, an­la­tı­mın­da­ki us­ta­lık, kul­landı­ğı

dil ve ha­re­ket­li an­la­tım tek­ni­ğiy­le de ede­bi­ya­tı­mı­zın bü­yük

us­ta­la­rın­dan bi­ri­dir o.

Bu cüm ley le il gi li ola rak aşa ğı da ve ri len ler den han gi si

yan lış tır?

A) “Ya­pıt­la­rı­nın” söz­cü­ğü, hem ya­pım hem çe­kim eki al­mış­tır.

B) Ünsüz yumuşamasına uğramış sözcükler vardır.

C) Bağlaç kullanılmıştır.

D) Ad tamlamasının arasına sıfat girmiştir.

E) “Yalnız” sözcüğü sıfat olarak kullanılmıştır.

Çözüm

Benden başka kimseye güvenmiyor.

edat

A, B, C ve D se­çe­nek­le­rin­de ve­ri­len­ler doğ­ru­dur. E se­çe­ne­ğinde­“yal­nız”

söz­cü­ğü sı­fat ola­rak ve­ril­miş­tir. “Yalnız” söz­cü­ğü

“sa­de­ce” an­la­mın­da kul­la­nıl­dı­ğı için edattır.

Doğru Seçenek E

Salonda başka davetliler de vard›.

s›fat

isim

Salonda başkalar› da vard›.

zamir

• Edatlar bulundukları cümlelere değişik anlam özellikleri

katar.

Gibi:

Sözcüğe benzetme, karşılaştırma, zaman anlamları katar.

S›nava girmeden önce çok heyecanl›yd›.

edat

Mülakata önce sen gireceksin.

zarf fiil

Sabaha karş› eve vard›k.

edat

Evimizin karş›s› zeytinlikti.

isim

Onu, karş› sokakta gördüm.

s›fat isim

Kutu gibi bir evde yaşıyordu. (benzetme)

Ben, öğretmen gibi konuyu anlatamam. (karşılaştırma)

Haberi aldığı gibi yola çıktı. (zaman)

İçin:

Sözcükler arasında amaç, sebep - sonuç, özgüleme,

görecelik gibi anlam ilgileri kurar.

Evi havalandırmak için pencereyi açtı. (amaç)

Ehliyeti olmadığı için araba kullanamıyor. (sebep - sonuç)

Sizler için bir film seçtim. (özgüleme)

Benim için değişik bir insandı. (görecelik)

243


Sözcük Türleri

İle:

Araç bildirir, cümleye birliktelik, durum, sebep anlamı

katar.

Babamla dün yürüyüşe çıktık. (birliktelik)

Uçakla seyahat edecekmiş. (araç)

Çözüm

E se­çe­ne­ğin­de ve­ri­len bil­gi yan­lış­tır çün­kü ve­ri­len cüm­le­de hiç

edat kul­la­nıl­ma­mış­tır.

Doğru Seçenek E

Dosyaları öfkeyle yere fırlattım. (durum)

Çiçeklerin açmasıyla etrafımız renklendi. (sebep)

• “ile”, sözcüğe bitişik yazılabileceği gibi sözcükten ayrı da

yazılabilir.

F. BAĞLAÇLAR

• Tek baş›na anlam› yoktur.

• Çekim eki almaz.

• Öge görevi üstlenmez.

Göre:

Cümleye görecelik ve karşılaştırma anlamları katar.

Bu sınav, bir öncekine göre daha zordu. (karşılaştırma)

Ona göre herkes başarısızdı. (görecelik)

Kadar:

Cümleye karşılaştırma, ölçü, nitelikte benzerlik, zaman

anlamları katar.

Onun kadar başarılı değilim. (karşılaştırma)

Bu kadarı da çok artık. (ölçü - derece)

Saçları altın kadar sarıydı. (nitelikte benzerlik)

Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. (zaman)

• Sözcükleri, söz öbeklerini ve cümleleri birbirine bağlar ya

da cümlelere belirli anlamlar katar.

Türkçede belli başl› ba€laçlar şunlard›r:

ile, ve, veya, ya da, da, ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, bile,

üstelik, mademki, hâl bu ki, oy sa ki, ki, çün kü, da hi, ya...

ya..., hem...hem..., ne...ne..., is ter...is ter..., ge rek…ge rek…

1. S›ralama Ba€laçlar›

Bu ba€laçlar s›ralanm›ş ifadeleri birbirine ba€lar.

ilâ - rakamlarda kullan›l›r.

ile her türlü

4

ve s›ralamada kullan›l›r.

Karşı:

Yönelme durumu bildirir, cümleye zaman anlamı katar.

Çocuklara karşı çok sevecen bir öğretmen. (yönelme)

Sabaha karşı fırtına başladı. (zaman)

S›ralanan unsur say›s› iki ise “ve” de “ile” de kullan›labilir.

S›ralanan unsur ikiyi geçerse sadece “ve” kullan›l›r.

Bana saat ve gömlek alm›şt›.

ile

Bana saat, gömlek ve ayakkab› alm›şt›.

Örnek ÖSS / 2002

‹n­san­la­r› e€it­me­yi amaç­la­yan bu ya­za­r›n öy­kü ve ro­man­lar

ya­za­rak ulaş­ma­ya ça­l›ş­t›­€› nok­ta, ça€­daş uy­gar­l›­€a uy­ma­yan

dü­şün­me ve ya­şa­ma bi­çim­le­ri­ni de­€iş­tir­mek­ti.

Bu cüm ley le il gi li ola rak aşa €› da ki yar g› lar dan han gi si

yan l›ş t›r?

2. Denkleştirme Ba€laçlar›

Birbirine denk olan ögeleri ba€lamak için kullan›l›r. Bunlardan

bazıları: veya, yahut, veyahut, ya da ...

• Bu ba€laçlar cümleye seçme ve tercih etme anlam› da

katar.

Yan›na kitap veya dergi almal›s›n.

isim ba€laç isim

(nesne) (nesne)

A) Fii­lim­si­ler kul­la­n›l­m›ş­t›r.

B) Bir­den çok s›­fat tam­la­ma­s› var­d›r.

C) Öz­ne, bir­den çok söz­cük­ten oluş­muş­tur.

D) Ba€­laç kul­la­n›l­m›ş­t›r.

E) ‹l­geç­le­re yer ve­ril­miş­tir.

3. Karş›laşt›rma Ba€laçlar›

Karş›laşt›rma ba€laçlar›n›n en önemli özelli€i ikili olarak

kullan›lmas›d›r.

Bu ba€laçlar içinde en çok kullan›lanlar› şunlard›r:

hem... hem... (hepsi)

244


Sözcük Türleri

...de ...de (hepsi)

ya... ya... (aralarından biri)

ne... ne... (hiçbiri)

Bakkaldan hem gazete hem ekmek al.

Bakkaldan gazete de ekmek de al.

Bakkaldan ya gazete ya ekmek al.

Bakkaldan ne gazete ne ekmek al.

(Bu cümle şekilce olumlu oldu€u hâlde anlamca olumsuzdur.)

Bun­la­r›n d›­ş›n­da iki­li ola­rak kul­la­n›­la­bi­len ve ba€­la­ma gö­re­vi

üst le nen tüm ifa de ler ba€ laç t›r.

ister... ister...

bir ... bir ...

baz› ... baz› ...

gerek... gerek...

ha ... ha...

Beni ister sev ister terk et.

› ›

(ba€laç)

5. “ki” Ba€lac›

Ayr› yaz›lan “ki” ba€laçt›r. “ki” ba€lac›n›n iki görevi vard›r.

Kendisinden önceki ifadeyi vurgulad›€› gibi, kendisinden

önceki yarg› ile sonraki yarg›y› birbirine ba€layabilir.

Vurgu

ki

Bağlama

Kedi ki en sevdiğim hayvandır.

(vurgu)

Çok çal›ş ki başar›l› olas›n.

I. yarg› ba€laç II. yarg›

• “ki” bağlacı cümleye farklı anlamlar katabilir.

Beni de ça€›r›r m› ki?

(şüphe anlamı)

• Kötü bir söz söylemedim ki?

(yak›nma anlamı)

6. “ise” Bağlacı

Bu bağlaç cümleye karşılaştırma anlamı katar. “ise” ek fiili

eyleme, ada ve ad soylu sözcüğe koşul anlamı katar. Bu

nedenle ikisi karıştırılmamalıdır.

ise † bağlaç: karşılaştırma anlamı

4. Vurgulama Ba€laçlar›

Bu ba€laçlar ba€lama görevinin yan›nda cümle vurgusu

da yapar.

de

dahi

bile

de

Bu s›nav› ben de kazan›r›m.

Bu s›nav› ben dahi kazan›r›m.

Bu s›nav› ben bile kazan›r›m.

Ma€azadan ayakkab› da alm›ş.

• “de, da” bağlacı cüm­leye gibilik ve eşitlik anlamı katar.

Gazeteyi ben de okumuştum. (eşitlik)

özne yüklem

• “de” bağlacı cümleye farklı anlamlar katabilir:

Çok ba€›rm›ş da sesi k›s›lm›ş. (sebep)

‹yi bir iş bulmuş da çal›şmam›ş. (aykırılık)

Ava gittin de beni çağırmadın. (sitem)

Gelmiş de bizi evde bulamamış. (fakat anlamında)

Artık şu borcunuzu ödeseniz de gitsem. (diretme)

Babas› ö€retmen, annesi ise doktordu.

ba€laç

(karş›laşt›rma anlamı)

7. Ayk›r›l›k Ba€laçlar›

ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, ne var ki

•­ ­ Aykırılık bağlaçları, yargıları arasında karşıtlık bulunan

cümleleri bağlamak için kullanılır.

Hava çok güzeldi ama d›şar›da kimse yoktu.

(ayk›r›l›k anlamı)

Bu işe başlar›m fakat biraz vakit alır.

(koşul anlamı)

Yard›m ederim ancak işime kar›şmayacaks›n›z.

ba€laç

(fakat anlamı)

8. Sebep Ba€laçlar›

çünkü, zira

Sebebe dayal› aç›klama yapmak için kullan›lan ba€laçlard›r.

Arabay› çal›şt›ramad› çünkü arabanın benzini bitmiş.

Burada bekleyelim zira birazdan otobüs gelir.

245


Sözcük Türleri

9. Di€er Ba€laçlar

Bu ba€laçlar cümleye vurgulama, pekiştirme, aç›klama gibi

farkl› anlamlar katabilir.

madem hâlbuki hatta

mademki demek ki şöyle ki

me€er belli ki oysaki

me€erki yani oysa

Seninle konuşmuyorum yani seni hiç önemsemiyorum.

(aç›klama)

Misafir gelmedi oysa ne kadar da haz›rl›k yapm›şt›. (beklememezlik)

Meğer ne zor imiş ayrı kalmak.

Örnek ÖSS / 2003

Ata türk’ün bir sö zü var d›

Ye di ve ren gül gi bi açar d›

Ata türk’ün bir at› var d›

Eti­ler’den be­ri ya­şar­d›

Ata türk’ün bir res mi var d›

Bu€ day tar la s› gi bi a€ar d›

Çözüm

A, B, C ve E seçeneklerine cümlede yer verilmiştir. Ancak

cümle fiil cümlesi olmadığı gibi basit yapıda da değildir.

Doğru Seçenek D

Örnek ÖSS / 2008

(I) An­ka­ra’da ken­di­ni he­men gös­ter­me­yen bir gü­zel­lik var­d›r.

(II) Bun­dan do­la­y›, ken­tin ki­mi­le­ri­ne hiç de çe­ki­ci gel­me­yen

do­€a­s›y­la il­gi­li il­ginç iz­le­nim­ler ak­ta­r›­l›r. (III) Ör­ne­€in şa­ir Yahya

Ke­mal Be­yat­l›’n›n “An­ka­ra’n›n en çok ‹s­tan­bul’a dö­nü­şü­nü

se­ve­rim.” sö­zü de bun­lar­dan bi­ri­dir. (IV) ‹s­tan­bul’dan gel­miş

ö€­ren­ci­le­rin dil­le­rin­de de he­nüz bu şeh­ri keş­fe­de­me­miş­lik­ten

ge­len, “ço­rak”, “boz­k›r” söz­le­ri do­la­ş›r. (V) Oy­sa An­ka­ra, kendi­li­€in­den

de­€il, an­cak dik­kat­li ba­k›ş­lar­la gi­zi­ni aç›­€a ç›­ka­r›r.

Bu parçadaki numaralanm›ş cümlelerle ilgili olarak aşa-

€›da verilenlerden hangisi yanl›şt›r?

A) I. cümlede dönüşlülük zamiri kullan›lm›şt›r.

B) II. cümlede belirtme s›fat› kullan›lm›şt›r.

C) III. cümlede azl›k - çokluk zarf› kullan›lm›şt›r.

D) IV. cümlede -miş ekiyle türetilmiş bir s›fat - fiil vard›r.

E) V. cümlede birden fazla ba€laç kullan›lm›şt›r.

Bu di ze ler de aşa €› da ki le rin han gi si yok tur?

A) Bi­le­şik söz­cük­ ­ ­ B) Çe­kim­li fi­il

C) Ad tam­la­ma­s›­ ­ ­ D) Ba€­laç

E) Ek ey­lem­li yük­lem

Çözüm

A, B, C ve E se­çe­nek­le­rin­de verilen bil­gi­ler şi­ir­de ör­nek­len­di­rilmiş­tir.

Fa­kat bu di­ze­ler­de hiç bağ­laç kul­la­nıl­ma­mış­tır.

Doğru Seçenek D

Çözüm

A, C, D ve E se­çe­nek­le­rin­de ve­ri­len bil­gi­ler doğ­ru­dur. B se­çene­ğin­de

ve­ri­len bil­gi yan­lış­tır. II. cüm­le­de be­lirt­me sı­fa­tı

kul­la­nıl­ma­mış­tır.

Doğru Seçenek B

G. ÜNLEM

•­ ­ Seslenmeleri, his ve heyecanları, tabiat taklitlerini karşılayan

sözcüklerdir.

Örnek ÖSS / 2004

•­

•­

­ Çekim eki almaz, alırsa isim olur.

­ Cümle ögesi olmaz, cümle dışı unsur olur.

Renk renk çi­çek­ler­le kap­lı yay­la­la­rı ve ah­şap ev­ler­den olu­şan

dağ köy­le­riy­le Yal­nız­çam, bü­yük şe­hir­den kaç­mak is­te­yen­ler

için bu lun maz bir yer.

Bu cüm ley le il gi li ola rak aşa ğı da ve ri len ler den han gi si

yan lış tır?

A) Birden çok sıfat tamlaması vardır.

Vay be, araba alm›ş!

Öf, her gün ayn› sözleri söylüyorsun!

Yahu, sen ne yap›yorsun!

Selim, d›şar› ç›k!

Yaşas›n, yar›n okul tatil!

B) Bağlaç vardır.

C) Birleşik ad kullanılmıştır.

D) Basit yapılı bir fiil cümlesidir.

E) İlgeç tümleçleri vardır.

Ad, sı­fat, zarf, fi­il tü­rün­den ba­zı söz­cük­ler vur­gu ve ton­la­ma

yo­luy­la çe­şit­li duy­gu­lar yük­le­ne­rek ün­lem ola­rak kul­la­nı­la­bi­lir.

Du­a, ilenç, ses­le­niş, ko­mut ama­cıy­la kul­la­nı­lan ba­zı söz­ler de

ün­lem de­ğe­ri ka­za­nır.

246


Sözcük Türleri

• Al­lah Al­lah! Ağ­zı­mı­zı aç­ma­ya­lım mı ya­ni!

• Al­lah’ım, sen ba­na sa­bır ih­san ey­le!

• Ca­nım ba­ba­cı­ğım! Be­nim için ne­le­re kat­la­nı­yor.

• Al­çak! Ben sa na gös te ri rim.

• Val­la­hi bil­mi­yo­rum, ne­den ıs­rar edi­yor­sun?

• Al­lah kah­ret­sin! Yi­ne ağ­lar par­ça­lan­mış.

• Genç­ler! Siz­ler, ye­ni Tür­ki­ye’nin genç ev­lat­la­rı…

• Or­du­lar! İlk he­de­fi­niz Ak­de­niz’dir, ile­ri!

• 4. Bö­lük! İs­ti­ka­met Tav­şan­te­pe, marş marş!

• Durun! Kımıldamayın!

Ünlemler, asıl ünlemler ve başka türden ünlemleşen sözcükler

olmak üzere ikiye ayrılır.

Yuh bu kadarı da olmaz!

E sıktın ama!

Vay canına!

Ay, canım yandı!

• Ünlemler isim çekim eklerini alarak adlaşabilir.

Kimsenin ah›n› almam›şt› bu dünyada.

isim

belirtili nesne

yüklem dolayl› tümleç

Bu cümlede “ah” ünlemi çekim eki ald›€› için ünlem özelli€ini

kaybederek isim görevi üstlenmiştir.

• Ünlemler cümleye duygu de€eri taş›yan anlamlar kazand›r›r.

Vah vah, yazık olmuş kadına! (acıma)

(ünlem)

Tüh, keşke ben de gitseydim! (pişmanlık)

(ünlem)

O, siz de buradaymışsınız! (şaşırma)

(ünlem)

Öf, her gün aynı şey! (bıkkınlık)

(ünlem)

Ah, neydi o günler! (özlem)

(ünlem)

E, daha neler olmuş! (merak)

(ünlem)

Vay, elbise de elbiseymiş! (beğenme)

(ünlem)

Ha gayret, başaracaksın! (isteklendirme)

(ünlem)

Örnek

Asıl ünlem olmadığı hâlde duygu ya da seslenme anlatmak

için ünlem olarak kullanılan sözcükler vardır. Bunlar tür değişimi

yoluyla ortaya çıkar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamayı örnekleyen

bir ünlem vardır?

A) Oh, içim rahatladı!

B) Oraya gitme şimdi!

C) A, bu ne güzel şey!

D) Sus, sesini duymayayım!

E) Yuh! bu gol de kaçmaz ki…

Çözüm

D se­çe­ne­ğin­de “sus” fiili duygu değeri taşıdığı için ün­lem an­lamı

ka­zan­mış­tır.

Doğru Seçenek D

Örnek YGS / 2017

Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler tür bakımından

aynıdır?

A) Bu yaşıma kadar dedemin hasta olduğunu hiç görmedim.

Tek başına kaldığı zamanlarda hasta düşünceler beynini

kemiriyordu.

B) Bütün bu sorumlulukları yalnız göğüslemen işini zorlaştırır.

Yarınki toplantıyla ilgili düşüncelerimi yalnız sen biliyorsun.

C) Akşamüzeri tepeler uzaktan bakır bir zirve gibi görünüyordu.

Güneşin ışıkları vurdukça ışıl ışıl parlıyordu bakır saçları.

D) Ahmet’le Hüseyin’i yan yana gördüğünü akşam söylemişti.

Akşam, günün bütün telâşını bitirmiş; şehre bir sakinlik getirmişti.

E) Nasıl olur da bana yapılanları bildiği hâlde hâlâ beni suçlar?

Atandığım yerin nasıl bir ortamı olduğunu merak ediyordum.

Çözüm

A → 1. cümlede isim

2. cümlede sıfat

B → 1. cümlede zarf

2. cümlede edat

C → 1. cümlede sıfat

2. cümlede sıfat

• Seslenme ünlemleri bir isme bağlanarak ünlem grubu

oluşturur.

Hey

seslenme isim

ünlemi

şaşkın, insan etrafına bakmaz mı?

D → 1. cümlede zarf

2. cümlede isim

E → 1. cümlede zarf

2. cümlede sıfat

Doğru Seçenek C

247


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Sözcük Türleri

1. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de ger çek te so mutken,

me caz an la ma ge le rek so yut la şan bir isim vard›r?

A) Yıl­lar­ca ağa­be­yi­nin göl­ge­sin­de ya­şa­dık­tan son­ra

ken­di ayak­la­rı üze­rin­de dur­ma­ya ka­rar ver­di.

­ ­ B) Kal­bin­den peş pe­şe ame­li­yat­lar ge­çi­ren yaş­lı adam

te­da­vi­yi al­ter­na­tif tıp­ta bul­du.

­ ­ C) Ka­pa­lı or­tam­lar­da kal­mak­tan kork­tu­ğu için bu mes­leği

seç­miş.

­ ­ D) Kim­se­nin sö­zü­ne al­dı­rış et­me­den evi çok dü­şük bir

fi­ya­ta sat­mış.

5. Aşa ğı da ki cüm le ler de al tı çi zi li söz cük ler den han gi si

ad tam la ma sı nın sı fa tı ola rak kul la nıl mış tır?

A) Ma­vi­li bir el­bi­se­yi çok be­ğen­dim ama ala­ma­dım.

­ ­ B) Ço­cuk­lar so­nun­da ye ni te­le­viz­yon seh­pa­sı­nı da kırdı.

­ ­ C) Su­yun için­de bü­yü­yen cı­lız fi dan lar ayak ta dur ma ya

ça­lı­şı­yor.

­ ­ D) Bir sa­at­li­ği­ne bu­ra­dan uzak­laş­tım, her şey bir­bi­ri­ne

gir­miş.

­ ­ E) Ekin­le­rin ol­gun­laş­ma­sı için kız­gın gü­ne­şe ih­ti­ya­ç var.

­ ­ E) Kı­şın so­ğu­ğu­na, ya­zın sı­ca­ğı­na da­ya­na­maz, hep

mız­mız­lık eder­di.

2. Cins isimler ba­zen özel isim ola­rak kul­la­nı­la­bi­lir.

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de böy le bir kul la nım var dır?

A) Es­ki eve gü­neş gir­me­di­ği için onu sa­tıp bu evi al­dık.

­ ­ B) Yağ­mur bu dö­nem de şi­ir ya­rış­ma­sın­da bi­rin­ci ol­du.

­ ­ C) Ül­ke­nin, için­de bu­lun­du­ğu sı­kın­tı­la­rı aş­ma­sı için mil­lî

be­ra­ber­li­ğe ih­ti­ya­cı var.

­ ­ D) Ar­ka­da­şım li­se son sı­nıf­tay­ken ya­rım gün bir iş­te

ça­lış­ma­ya baş­la­dı.

­ ­ E) Ku­yu­nun et­ra­fın­da do­la­şan ço­cuk­lar bü­yük bir teh­li­ke

at­lat­tı.

6. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir ad

tamlaması vardır?

A) Bahçeyi yeniden düzenlemeyi düşünüyor.

­ ­ B) O güzel, şirin çocuk kardeşiymiş.

­ ­ C) Orhan Kemal’in eserlerini okudum.

­ ­ D) Çocuğun kayıp olan kitabı bulundu.

­ ­ E) Kedinin pamuk gibi tüyleri vardı.

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de top lu luk is mi yok tur?

A) Ka­dın bah­çe­den topladığı maydanozları demet yapmış,

sepete dolduruyordu.

­ ­ B) Bi­zim ai­le de di­ğer sı­ra­dan ai­le­ler gi­bi ta­til­le­ri köy­de

ge çi rir.

­ ­ C) Or­man yan­gın­la­rı­na kar­şı top­lu­mu bil­gi­len­di­ri­ci reklam­lar

ya­yım­lan­dı.

­ ­ D) Sınıftan bir grup ders­ten ka­ça­rak ma­ça git­miş.

­ ­ E) Raf­lar­da­ki ki­tap­la­rın ne za­man­dır ora­da ol­du­ğu üzerle­rin­de­ki

toz­dan bel­liy­di.

7. “Ki­tap­lar­dan han­gi­si­ni da­ha çok be­ğen­din?” cüm le sin de

ge çen “-den” eki nin gö re vi aşa ğı da ki le rin han gi siy le

öz deş tir?

A) Biz­den izin al­ma­dan git­miş.

­ ­ B) İşten da­ha ye­ni gel­dim.

­ ­ C) Su­dan ba­ha­ne­ler­le ba­na küs­tü.

­ ­ D) Yü­zün­den dü­şen bin par­ça yi­ne.

­ ­ E) Ar­ka­daş­la­rım­dan ba­zı­la­rı bi­ze gel­di.

4. Ge­ce­nin si­ya­hı tül­len­miş­ti. Yo­ğun­lu­ğa su ka­tıl­mış­tı. Gri,

son­ra uçuk, çok uçuk bir ka­ran­lık... Göl­ge­le­re şah­si­yet

ve­re­cek ışık aran­dı. Şa­fak bah­çe­si­nin gül­le­ri dev­şi­ril­di.

Bu par ça da aşa ğı da ki ler den han gi si yoktur?

A) Yak­laş­ma du­rum eki al­m›ş bir ad

B) Be­lir­ti­li ad tam­la­ma­s›

C) Zin­cir­le­me ad tam­la­ma­s›

D) Be­lirt­me du­rum eki al­m›ş bir ad

E) Ey­lem­den türemiş bir ad

8. Senelerce sana hasret taşıyan

­ ­ Bir gönülle kollarına atılsam

­ ­ Ben de bir gün kucağında yaşayan

­ ­ Bahtiyarlar arasına katılsam

Bu dizelerde kaç sözcükte hâl (durum) eki kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

248


Sözcük Türleri

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. İsim tam­la­ma­la­rın­da za­mir­ler de tam­la­yan olur.

Aşa ğı da ki ler den han gi sin de bu açık la ma ya uy gun bir

ör nek kul la nıl mış tır?

A) Bu so­kak­lar­da es­ki­den ah­şap ev­ler var­dı.

­ ­ B) Mey­da­nın or­ta­sı­na bir ha­vuz yap­tı­lar.

­ ­ C) Se­nin ar­ka­da­şın bu ki­tap­la­rın hep­si­ni oku­muş.

­ ­ D) Öğ­ren­ci­ler­den bir­ka­çı kü­tüp­ha­ne­nin dü­zen­len­me­si­ne

yar­dım et­ti.

­ ­ E) Eve gi­der­ken bu çi­çek­ler­den bir de­met de ben al­dım.

13. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de isim tam la ma sı bir

is min sı fa tı ola rak kul la nıl mış tır?

A) O za­man­lar gül ku­ru­su yal­nız­lık­lar için­dey­dim.

­ ­ B) Ma­sa ör­tü­sü­nün de­sen­le­rin­den ye­ni bas­kı­lar oluş­turdum.

­ ­ C) Oku­lun bas­ket­bol ta­kı­mı çey­rek fi­nal­de elen­di.

­ ­ D) Sı­nıf ar­ka­daş­la­rı­mın ıs­rar­la­rı üze­ri­ne pas­ta­ne­ye gittim.

­ ­ E) Es­ki nü­fus mü­dür­lü­ğü bu semt­te de­ğil­dir.

10. Aşa ğı da ki di ze le rin han gi sin de tam la yan la tam la na nı

yer de ğiş tir miş bir isim tam la ma sı var dır?

A) Ta­nış­tı­ğım gün­den be­ri en­gin­le

­ ­ ­ Bir ta­şın üs­tün­de ha­ya­le dal­dım

­ ­ B) Ses top­la­dım, renk top­la­dım de­rin­den

­ ­ ­ Ge­niş his ve ha­yal bah­çe­le­rin­den

­ ­ C) Üç gün sü­ren poy­ra­zın lo­do­sun

­ ­ ­ At­tık­la­rıy­la dol­muş kum­sal­la­rı Kil­yos’un

14. Aşa €ı da ki cüm le ler de ge çen bir le şik söz cük ler den

han gi si, be lir ti siz ad tam la ma s› n›n kay naş ma s›y la

oluş muş tur?

A) Ku­zu le­şi­nin ba­ş›n­da bir­kaç hay­van bek­li­yor­du.

B) Yorgunluktan çekyatta uyuyakalmış.

C) Bu yö­re­de ka­ba­ku­lak has­ta­l›­€›­na pek az rast­la­n›r.

D) Annem tavukgöğsünü çok güzel yapar.

E) Bu iri siv­ri­si­nek­ler­den an­cak ilaç­la­may­la kur­tu­la­bi­li­riz.

­ ­ D) Ge­çi­yor ge­ce­ler, gün­ler bir ör­nek

­ ­ ­ Bir ko­ku ve­ri­yor iş­te her çi­çek

­ ­ E) Taş­la­rın boş­lu­ğa açı­lan ko­lu

Sev me ye kan ma dan ölen le rin dir

11. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı ortak bir isim

tamlaması kullanılmıştır?

A) Kış güneşinin ürkek bakışları altında biraz gezindik.

­ ­ B) Dağların tepelerinden kopan kar yığını yerleşim yerlerini

tehdit etti.

­ ­ C) Buranın havasıyla suyu insana yaşama sevinci veriyor.

­ ­ D) Okul ve kurs masraflarını karşılamak için yazın çalıştım.

­ ­ E) Yavaş ve bilinçli bir çalışmayla hedefime kolayca

ulaştım.

12. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de bir den faz la tam la ya nı

olan bir isim tam la ma sı kul la nıl mış tır?

A) Ara­ba­nın te­ker­lek­le­riy­le evin pen­ce­re­le­ri­ni ye­ni­le­meyi

dü­şü­nü­yo­rum.

­ ­ B) Elim­de öğ­ret­men­le­rin ve öğ­ren­ci­le­rin öz­ geç­miş­le­ri

bu­lu­nu­yor.

­ ­ C) Bah­çede kan­tin sa­hi­bi­nin kö­pe­ği bi­zi kor­kut­tu.

­ ­ D) Dü­ğün ko­nuk­la­rı ara­sın­da tar­tış­ma çık­tı.

­ ­ E) Gü­zel ve akı­cı an­la­tı­mıy­la din­le­yi­ci­le­ri sık­ma­dan

su­nu­mu­nu ta­mam­la­dı.

15. Mek­tup­lar ba­ş›­m›n ta­c› mek­tup­lar

Bi­raz tat­l›, bi­raz ac› mek­tup­lar

Siz­si­niz gönlümün gücü mek­tup­lar

Si zin le yaşını si ler göz le rim

Bu di ze ler de ki al t› çi zi li söz cük için aşa €› da ki ler den

han gi si söy le ne mez?

A) Tam­la­ya­n› düşmüş bir ad tam­la­ma­s›­d›r.

B) İkin­ci te­kil ki­şi iye­lik eki al­m›ş­t›r.

C) Kay­naş­t›r­ma ünsüzü kul­la­n›l­m›ş­t›r.

D) Be­lirt­me du­rum eki­ni al­m›ş­t›r.

E) Ad soy­lu bir sözcüktür.

16. (I) Ya­za­r›n ye­te­ne­€in­den hiç kuş­ku duy­mu­yo­rum.

(II) “Mu­ci­ze­vi Man­da­rin” bir dö­ne­min, ya­z›l­m›ş en gü­zel

öy­kü­le­riy­le do­luy­du. (II­I) Da­ha son­ra oku­du­€um “K›r­m›­z›

Pe­le­rin­li Kent” de ede­bi­yat çev­re­le­rin­de olum­lu kar­ş›­lanan

bir ya­p›t­t›. (IV) Son ya­p›­t› da ola­€a­nüs­tü gü­zel­lik­te

bölümler içe­ren bir ki­tap fa­kat bu me­tin­ler faz­la ti­tiz­lik­le

bir ara­ya ge­ti­ril­me­miş ben­ce. (V) Ha­n›­me­li ko­ku­su­nu

an­d›­ran şi­ir­sel an­la­t›­m› da bu özen­siz­lik için­de za­rar görmek

te dir.

Bu par ça da ki nu ma ra lan m›ş cüm le lerin han gi sin de,

“ba­sit, tü­re­miş, bi­rle­şik” ya p› l› ad la r›n tümü ör nek lenmiş

tir?

A) I­­ B) II C) II­I D) IV E) V

249


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Sözcük Türleri

1. Duyu organları aracılığıyla algılanamayan ancak varlıklarını

sezgi veya inanç yoluyla kabul ettiğimiz kavramları

karşılayan isimlere ---- denir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi

getirilmelidir?

A) topluluk adı­ ­ B) somut ad

C) özel ad ­ D) soyut ad

E) tür adı

2. Tür adları tek ve özel bir varlığa verilirse özel ad olur.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir özel ad vardır?

A) Çankırı, bu kışı en yoğun yaşayan illerden biriydi.

B) Bu soruları Mehmet’e çözdürmeyi hiç düşündünüz

mü?

C) Japonya’dan gelen misafirleri sen mi gezdireceksin?

D) Deniz’in teyzesi çok güzel elmalı turta yapıyormuş.

E) Kayseri sadece pastırma ve sucuğuyla ünlü değildir.

5. Dergiler elime geçtikçe onlarda yer verilen eleştiri yazılarını

okurum. Eleştirmenlerin benim hakkımda ve diğer yazarlar

hakkında ne düşündüklerini anlamaya çalışırım.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Belirtisiz ad tamlaması

B) Çoğul ad

C) Zincirleme ad tamlaması

D) Somut ad

E) Durum eki almış ad

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük,

“bir varlığın kime veya neye ait olduğunu gösteren bir ek”

almamıştır?

A) Dostun attığı taş baş yarmaz, derler.

B) Cebinde yalnız yirmi beş lirası kalmış.

C) Sırası gelince herkes gibi o da uçacak yuvadan.

D) Kalemi, bugüne kadar gördüğüm en güzel kalemdi.

E) Gözlerinde tüm dünyayı görüyorum senin.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bütün isimler

yalın hâldedir?

A) Sanat yönü ağır basan filmleri hiç izleyemiyorum.

B) Yaklaşan treni görünce, yolcular kıpırdamaya başladı.

C) Kitap, insan elinin değdiği en mucizevi şeydir.

D) Çocuğun çantasına bakınca gözüne bir şey ilişti.

E) Kardeşi Amerika üniversitelerinin ikisinden burs kazanmış.

4. Çoğul eki almadığı hâlde çoğul anlamı taşıyan sözcüklere

“topluluk adı” denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir topluluk adı kullanılmamıştır?

A) Eskiden bu uçsuz bucaksız çöller deve kervanıyla

geçilirmiş.

B) Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.

C) Hacıları karşılamak için köyün girişinde konvoy oluşturulmuştu.

D) Bu kalemlerin bir düzinesini bir haftada kaybediyorsun.

E) Sürünün içindeki o iri çoban köpeğini kimse fark edememişti.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı ortak

kullanılan bir ad tamlaması vardır?

A) Beyaz bir gömlek ve ceket giyip düğüne gelmiş.

B) Eski eşyaları, halıları müzayede ile satışa çıkardılar.

C) Bugünkü derslerin konularını şu an hatırlamıyorum.

D) Bundan sonra ben sizin gözünüz, kulağınız olurum,

demiştin.

E) Baharın gelişiyle cennete dönen ada, menekşe kokuyordu.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı ile tamlananı

yer değiştirmiş bir ad tamlaması vardır?

A) Nedir masalların, arzuların arkası?

B) İstanbul deyince aklıma bir martı gelir.

C) Benim, kalabalıklar içinde kimsesiz kalan.

D) Yürürüm, çıkarım yücesine bu dağların.

E) Ne hâlimi soran var ne derdimi bilen.

250


Sözcük Türleri

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tamlayanı hem

de tamlananı sıfatla nitelenmiş bir belirtili ad tamlaması

vardır?

A) Köşede, çatlak bir su testisinin yanında ayakta

duruyordu.

B) Evimiz vadinin dik yamacına doğru, sarp bir kayanın

yanına yapılmıştı.

C) Uzun kış gecelerinde bize anlattığı o ilginç hikâyeleri

hiç unutamadım.

D) Kentin kapısına dayanan düşmanı durduracak kimse

yoktu.

E) Öğle vaktinde hepimiz yaşlı çınarın serin gölgesinde

yemek yerdik.

10. Tür adları, bazen türün tamamını, bazen de bir kısmını

karşılayacak biçimde kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili tür adı,

türün bir kısmını karşılayacak bir şekilde kullanılmıştır?

A) Vazodaki çiçek solmuştu.

B) Kalem, yazı yazma aracıdır.

C) Çekirdek aile anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan

oluşur.

D) Okul, insanların bir şeyler öğrendiği yerdir.

E) Deniz, içinde değişik canlıların yaşadığı büyük su birikintileridir.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde herhangi bir ad

tamlaması yoktur?

A) Tomrukların uç tarafına bir kanca çakar, onları iple

sürüklerdi.

B) Sözünden dönmeseydi bugün onunla kır çiçekleri

toplamaya gidecektik.

C) Kaledeki gizli kapıdan, kimseye görünmeden çıkıp

gitmişler.

D) Turşu, domates ve biber salçası gibi gıdaların kavanozlarda

saklanması gerekir.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili tamlamanın

türü farklıdır?

A) O yıllarda devlet daireleri cumartesi günü de

çalışıyordu.

B) Gezilerimizde genellikle otel odalarında kalıyorduk.

C) Oda kapısı açılınca içeri ılık bir esinti hücum etmişti.

D) Ağaç yapraklarını sarartan sonbahar birçok şaire ilham

verir.

E) Başında köşeli bir kasket vardı ve çok ıslak görünüyordu.

14. “-den” eki belirtili isim tamlamalarında bazen tamlayan

ekinin (-ın, -in, -un, -ün) yerini tutabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya ör-

nek olabilecek bir kullanım vardır?

A) Senin çocuklardan öğrendim bu güzel dondurmanın

yerini.

B) Öğrencilerden biri, kantinden aldığı tosttan zehirlenmiş.

C) Bunun sonunu düşünmeden böyle bir şey yapman

çok yanlış.

D) Okuldan gelen habere göre, toplantı cumartesi yapılacakmış.

E) Şirketteki ortaklığından ayrılmak için notere gitmesi

gerekiyor.

15. Belirtili isim tamlamalarında bazen tamlayan bazen de

tamlanan ortak kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlananı ortak bir

ad tamlaması vardır?

A) Şiirlerinin ve öykülerinin başlıca teması yalnızlaşan

insandır.

B) Çağının tanığı olmak, her sanatçının başlıca görevlerindendir.

C) Akşamları evlerimizde ekranların hâkimiyetini kırmak

için okumalıyız.

D) Oysa aramızda senin de bilmediğin bir şeyler vardı.

E) Gömleğin yakası ve ceketin cebi sökülmüştü.

E) Sehpanın tozunu küçük bir bez parçasıyla sildi.

12. Aşağıdakilerin hangisinde soruya verilen cevap, tamlananı

düşmüş bir ad tamlamasıdır?

A) – Bileti kimden aldın?

– Ali’den.

B) – Neyin kayboldu?

– Saatim.

C) – Şu çanta kimin?

– Ayhan’ın.

D) – Buranın nesini beğendin?

– Çayını.

E) – Sana ne almış?

– Evrak çantası.

16. İsim tamlamalarında zamirler de tamlayan veya tamlanan

olabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tamlayanı hem

de tamlananı zamir olan bir ad tamlaması vardır?

A) İnsanların çoğu, nasıl yaşadığından çok ne kadar

yaşadığına bakar.

B) Benim insanım, ekmeğini taştan çıkarabilecek kudrete

sahiptir.

C) Bazı günler, seni düşünürken gözlerimin nemlenmesine

engel olamam.

D) Bunların birkaçı bana büyük babamdan miras kalmıştı.

E) Herkesin bir derdi var, durur içinde, diyen şaire hak

vermek gerek.

251


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Sözcük Türleri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir ad tamlaması

vardır?

A) Siyah zeytinin lezzeti hiç unutulacak gibi değildi.

B) Elma ağacının gölgesinde biraz uyumak istiyordum.

C) Evimizin yaşlı kedisi artık tüylerini döküyordu.

D) Çocukların merakını giderebilmek için çok uğraştık.

E) Uzun boyun avantajları kadar dezavantajları da var.

5. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı ile tamlananı

yer değiştirmiş bir ad tamlaması vardır?

A) Bu kitapların hepsini senin için aldım.

B) Yankısı hâlâ kulaklarımda o ilahî sesin.

C) A kitapçığının soruları daha kolaydı.

D) Bu şerefli bayrak hepimizin.

E) Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi seni hatırlatır bana.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasına sözcükler

girmiş belirtili ad tamlaması vardır?

A) Çocukların ne yapsak da bitmiyor istekleri.

B) Kar üstünde gezip izini belli etmeyen bir adamdı.

C) Sıra dışı olayların yaşandığı bir kasabaydı.

D) Durakta bekleyenlerin gözü yollarda kalmıştı.

6. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayan ile tamlanan arasında

farklı bir anlam ilgisi vardır?

A) Yaprak sarması­ ­ B) Çilek reçeli

C) İrmik helvası­ ­ D) Ayva tatlısı

E) Saç tokası

E) Zekâ sınırlarını zorlayan bu çocuğa imrenmiştim.

3. I. Şeker hastalığının tedavisi çok masraflı oluyormuş.

II. Bu benim hikâyem, dolayısıyla kimse kendine pay çıkarmasın.

III. Cep telefonları çok radyasyon yaymaya başladı.

IV. Eskiden kirazlar, yazın ortasında biterdi.

V. Üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde geçen ad tamlamaları

türleri bakımından gruplandırılırsa hangisi

dışarıda kalır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tamlayanı hem

de tamlananı zamir olan ad tamlaması vardır?

A) Çocukların bazıları etüt saatinde yurtta değilmiş.

B) Birinin derdiyle ilgilenirken yakınlarını ihmal etmemelisin.

C) İnsanların çoğu yaz gelince kışı, kış gelince yazı ister.

D) Bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.

E) Senin bu konudaki endişelerini biliyor ve sana hak

veriyorum.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tamlayanı hem

de tamlananı sıfatla nitelenmiş bir ad tamlaması vardır?

A) Kızıl gezegenin büyüsüne kapılmamak mümkün mü?

B) Bursa’da, eski bir cami avlusunda ona rastladık.

C) Soylu kişilerin de hazin sonları olabiliyor bu dünyada.

D) Acıklı bir aşk hikâyesi daha dinlemiştik onun büyülü

sesinden.

E) Yıldırımlar yaratan bir milletin torunlarıyız.

8. Belirtili isim tamlamalarında tamlayan şahıs zamiri olduğunda

bazen tamlanan (iyelik) eki düşebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir kullanım vardır?

A) Bu şarkı bana serin Akdeniz akşamlarını hatırlatır.

B) Sizin düşüncelerinize katıldığımı söyleyemeyeceğim.

C) Bu yaz hepinizi bizim köye götürmeyi düşünüyorum.

D) Yurdun ışıkları kapatılınca tüm öğrenciler yatardı.

E) Sizin mahallenizden geçerken bir olaya tanık oldum.

252


Sözcük Türleri

TEST

3

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Sıfat - fiiller başka sözcüklerle öbekleşerek sıfat - fiil grubu

kurar. Bunlar cümlede sıfat göreviyle kullanılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir kullanım vardır?

A) Saldırgan tavırlarıyla dikkatleri üzerine çekmişti.

B) Üstünlük taslamak seni yüceltmez, aksine alçaltır.

C) Durgun bakışlarıyla, etrafındakilerin zihninde şüphe

uyandırıyordu.

D) Meydandaki büyük çınarın altında saat 12.00’de buluşalım.

E) Konunun enine boyuna tartışılacak bir yanının olmadığı

anlaşıldı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sıfat, bir ad

tamlamasının sıfatı durumundadır?

A) Dağcı tehlikeli bir tırmanışı daha başarıyla tamamladı.

B) Soğuk nar suyu içmek ister miydiniz?

C) Köyün dar yollarında kıvrıla kıvrıla ilerliyorduk.

D) Yüksek bir dağın zirvesinden bakarken her şey küçük

görünür.

E) Sırtındaki pahalı elbiseler sana asalet katmaya yetmiyordu.

13. Aşağıdakilerin hangisinde tamlananı ortak bir ad

tamlaması vardır?

A) Soyadınızın ilk ve son harfini lütfen kodlayın.

B) Bu köyde tarlaların sınırlarını birer taş dikerek belirliyorlar.

C) Osmanlı süsleme sanatlarından biri de ebrudur.

D) Fındığın ve dutun yaprakları şekilce birbirine benzer

mi?

E) Bu çiçeklerin kokusuna ve güzelliğine hayran olmamak

mümkün değil.

14. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili tamlamalardan

hangisinin türü farklıdır?

A) Kimse senin hayallerine ortak olmak istemiyor.

B) Yaşlı kadın bir an durakladı, sonra etrafına bakınmaya

başladı.

C) Sınıftaki tebeşir tozu herkesi öksürtmeye başlamıştı.

D) Sofradaki servis takımı ailenin varlıklı olduğunu gösteriyordu.

E) Davulun sesi uzaktan hoş gelir, diye bir söz vardır.

11. Kimi sıfat tamlamalarında adla sıfatın yeri değiştirilip ada

iyelik eki (-ı, -i, -u, -ü) getirilerek kurallı birleşik sıfat yapılabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu yolla oluşturulmuş bir

kurallı birleşik sıfat vardır?

A) Kanadı kırık kuş merhamet ister senden.

B) Kırmızı kravatlı genci sanki daha önce görmüştüm.

C) “Yedi Kocalı Hürmüz” yeniden sahnelenecekmiş.

D) Bu, bin yıl dinmeyecek zannedilen bir sesti.

E) Domates soslu makarnayı yemeye doymazdı.

12. Belirtisiz ad tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasında

benzerlik, ham madde, sebep ve çeşit gibi anlam

ilgileri bulunur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanla tamlanan

arasında “sebep” ilgisi olan bir belirtisiz ad tamlaması

vardır?

A) Annemin yaptığı sigara böreği çok mükemmel olur.

B) Ramazanda, iftarda üzüm hoşafı oldu mu başka bir

şey istemem.

C) Çınar ağacı, görkemli bir ağaç olduğundan Osmanlı’yı

temsil eder.

D) Vitrinde gördüğü kol saatini alabilmeyi çok istiyordu.

E) Sınav korkusu birçok öğrencinin başarısını olumsuz

etkiliyor.

15. Küçültme eklerini (-cık, -ca, -msi…) alan sözcükler cümlede

ad, sıfat veya zarf olarak kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçültme ekini alan

sözcük sıfat tamlaması kurmuştur?

A) Kızılcık şerbeti, sindirim sistemine çok iyi geliyormuş.

B) Köyün tam ortasından geçen dereciğin iki kenarında

serviler vardı.

C) Çocuğun ağzında çıkan pamukçuk, çocuğu rahatsız

ediyordu.

D) Fırından yeni çıkmış sıcacık ekmeklerin kokusu mahalleye

yayılmıştı.

E) Bademcik ameliyatından sonra artık boğazı şişmiyordu.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı belirtili

ad tamlaması olan bir zincirleme ad tamlaması vardır?

A) Şarkının herkesi etkileyen melodisine kendimizi

kaptırmıştık.

B) Kar araçlarının paletlerini lastikten yapıyorlarmış.

C) Binanın kapısının kilidi artık iyice paslanmıştı.

D) Yol bilgisayarının bozulması, yolculuğu tatsız hâle

getirmişti.

E) Fıstık ezmesi denince aklımıza hemen Gaziantep

geliyor.

253


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Sözcük Türleri

1. I.­ ­Her gü­nün bir dert ol­du­€u­nu ken­di ken­di­me ö€­ren­dim.

II. Kaç ya­ş›n­da olur­sam ola­y›m, onun ya­n›n­da hep

ço­cuk ka­la­ca­€›m.

II­I. Ko­nu­yu ay­r›n­t›­la­r›­na in­me­den an­la­t›n­ca, kim­se bir

şey an­la­ma­d›.

IV. Kim bi­le­bi­lir­di ki yol­da ka­za ya­pa­ca­€›­m›­z›?

V. Çan­ta­m›n kö­şe­sin­de bir y›r­t›k oluş­tu­€un­dan ka­lem­lerim

düş­müş.

Nu ma ra la nm›ş cüm le ler de aşa €› da ki ler den han gi sinin

ör ne €i yok tur?

A) So­ru za­mi­ri­ ­ B) ‹ye­lik za­mi­ri

­ ­ C) İşaret za­mi­ri­ ­ D) Bel­gi­siz za­mir

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­E) Kişi za­mi­ri

5. Bel­gi­siz sı­fat­lar iye­lik eki alır­sa bel­gi­siz za­mir olur.

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bel gi siz sı fat bel gisiz

za mir ola maz?

A) Bu ya­za­rın bir­çok ma­ka­le­si­ni da­ha ön­ce oku­muş­tum.

­ ­ B) Her şi­i­rin ar­dın­dan ya­zın dün­ya­sı­nın bir­bi­ri­ne gir­di­ği

gö rül dü.

­ ­ C) Ya­zar­la­rın ba­zı te­le­viz­yon prog­ram­la­rın­da hak­la­rı­nı

sa­vun­ma­la­rı do­ğal.

­ ­ D) Ki mi şa­ir­ler eleş­tir­men­le­rin ba­kış açı­la­rı­nı hak­sız

bu­lu­yor.

­ ­ E) Tüm soruları yüksek sesle cevaplıyordu.

2. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de il gi za mi ri kul la n›lm›ş

t›r?

A) Ko­nu­nun bu­ra­la­ra va­ra­ca­€›­n› kim­se tah­min ede­memiş­tir.

­ ­ B) Ak­şam­ki ma­ç›n ar­d›n­dan genç­ler mey­dan­lar­da coşku­la­r›­n›

pay­laş­t›.

­ ­ C) Bu­gün­kü ya€­mur­dan son­ra bir­çok evin bod­rum ka­t›­n›

su bas t›.

­ ­ D) Tes­tin so­ru­la­r›­n› çöz­düm ama ki­ta­b›n­ki­le­ri çö­ze­medim.

­ ­ E) Se­ni ara­d›m ki olay­la­r›n iç yü­zü­nü an­la­ya­bi­le­sin.

6. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de bir za mir bir sı fat ta ra fından

ni te len miş tir?

A) Es­ki­den kar yağ­dı­ğın­da bir ay top­ra­ğı gö­re­mez­dik.

­ ­ B) Son yıl­lar­da ya­şa­nan ku­rak­lık kö­tü olay­la­rın ha­ber­cisi

gi bi.

­ ­ C) Ora­da birbirinden iyi kimselerle kar­şı­la­şa­ca­ğı­mı­zı

bi­li­yor­dum.

­ ­ D) Bi­zi kar­şı­la­ma­k için baş­ka bi­ri­nin ge­le­ce­ğin­den ha­berim

yok­tu.

­ ­ E) Böy­le ka­za­la­rın he­pi­mi­zin ba­şı­na ge­le­bi­le­ce­ği mu­hakkak.

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de fark lı tür de za mir lere

yer ve ril miş tir?

­ ­ A) Be­nim de siz­den bek­len­ti­le­rim çok fark­lı de­ğil.

­ ­ B) Kendimi eleştirirken çok katı bir yargıç gibi oluyordum.

­ ­ C) Limonata satan bir ihtiyar bana çarşının tarihini anlattı.

­ ­ D) Kim­seye karşı ön­yar­gılı değildim ama onunla iletişim

kuramamıştım.

­ ­ E) Ku­şak ça­tış­ma­la­rı­nın ya­şan­dı­ğı o yıl­la­rı ben de zor

at­lat­tım.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı ve tamlananı

zamir olan bir isim tamlaması vardır?

A) Adamın konuşmasından sonra herkesin kafası karıştı.

­ ­ B) Çocuklardan bazıları evlerine dönmek istedi.

­ ­ C) Kimi yazarlar eserlerinde gerçek yaşama bağlı kalır.

­ ­ D) Birilerinin gönlü olsun diye kendini yıpratma.

­ ­ E) Bu çocuğun kimin nesi olduğunu kimse bilmiyordu.

4. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de iye lik za mi ri kul lanıl

ma mış tır?

A) Yo­lun so­nu­na doğ­ru adım­la­rım ağır­laş­ma­ya baş­la­dı.

­ ­ B) Ki­ta­bın say­fa­la­rı ara­sın­da ku­ru­tul­muş bir gül bul­dum.

­ ­ C) Ka­rar ver­mem ge­rek­ti­ğin­de se­çe­nek­le­rin bol ol­ma­sı

be­nim ter­ci­him­dir.

­ ­ D) Oku­lun bas­ket ta­kı­mın­dan ba­zı ar­ka­daş­la­rım­la

ye­me­ğe git­tik.

­ ­ E) Kaç gün son­ra bir ara­ya ge­lip ça­lı­şa­bi­li­riz bil­mi­yorum.

8. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de al tı çi zi li söz cük ad ye ri ne

kul la nıl ma mış tır?

A) Ses­siz­li­ğin için­de he­pi­miz ken­di içi­mi­ze dön­müş­tük.

­ ­ B) Bun­la­rın işi­mi­ze hiç­bir kat­kı­sı yok.

­ ­ C) Ya­zı­lan­lar üze­rin­de ko­nuş­mak için be nim de araş­tırma

yap­mam la­zım.

­ ­ D) Ora­ya git­me fik­ri ben­den çık­ma­mış­tı.

­ ­ E) O so­ru­nun ce­va­bı­nı ben de bu­la­ma­dım.

254


Sözcük Türleri

TEST

4

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. İşa­ret za­mir­le­ri, isim­le­rin ye­ri­ni tut­tuk­la­rı gi­bi bir cüm­le­nin

ye ri ni de tu ta bi lir.

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de böy le bir kul la nım var dır?

A) Ko­nuk­la­rın hiç­bi­ri ne­ler­le kar­şı­la­şa­ca­ğı­nı bil­mi­yor­du.

­ ­ B) Tek ba­şı­na ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da ken­di­ne gü­ven çok

önem li dir.

­ ­ C) He­ye­can­lan­dı­ğı­mı­zı kar­şı­mız­da­ki­ne his­set­ti­rir­sek

bi­zim ha­ta yap­ma ola­sı­lı­ğı­mız ar­tar.

13. O git­miş di­ye­rek ağar­dı saç­lar

­ ­ O git­miş di­ye­rek gün­ler kı­sal­dı

­ ­ Sap­sa­rı ke­sil­di bü­tün ya­maç­lar

­ ­ Rüz­gâ­rın el­le­ri di­zin­de kal­dı

Bu di ze ler de ge çen adıl aşa ğı da ki ler den hangi si dir?

A) Ki­şi adı­lı­ ­ B) So­ru adı­lı

­ ­ C) İşa­ret adı­lı­ ­ D) Bel­gi­siz adıl

­ ­ ­ ­ ­­­­­E) Dö­nüş­lü­lük adı­lı

­ ­ D) Ona gü­ven­mi­yo­rum, bu­nu onun yü­zü­ne söy­le­mek­ten

de çe­kin­mi­yo­rum.

­ ­ E) Mut­lu­lu­ğu­mu an­lat­mak için bi­ri­le­ri­nin be­ni din­le­me­sini

is­ti­yo­rum.

14. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bel gi siz za mir vurgu

lan mış tır?

A) Kim­se biz­den ha­ber­siz his­se­le­ri­mi­zi ala­maz.

10. “Bu” söz cü ğü aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de di ğerle

rin den fark lı bir gö rev de kul la nıl mış tır?

A) Bu, ki­ta­bın bir bö­lü­mü­nün di­li­mi­ze çev­ril­miş kıs­mından

alın­dı.

­ ­ B) Be­nim eleş­ti­ri­de öğ­ren­mek is­te­di­ğim ger­çek buy­du.

­ ­ B) Ha­yat­ta ka­lan tek ar­ka­da­şım sen­din.

­ ­ C) O da bi­zim­le be­ra­ber ge­zi­ye ka­tıl­say­dı ne gü­zel olurdu.

­ ­ D) Ka­dı’­nın bu ani çı­kı­şı­na he­pi­miz şa­şır­dık.

­ ­ E) Kim böy­le bir suç­la­ma­da bulunabilir, bil­mi­yo­rum.

­ ­ C) Su­nu­cu bu gös­te­ri­yi bir kez da­ha iz­le­me şan­sı­nız

yok, de­di.

­ ­ D) Baş­la­mak bi­tir­me­nin ya­rı­sı­dır, bu­nu en iyi an­la­yan

be nim.

­ ­ E) Bu da­ha ön­ce gör­dü­ğüm film­le­rin hiç­bi­ri­ne ben­ze­miyor.

11. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir den faz la za mir

kul la nıl ma mış tır?

A) Be­nim hiç kim­se­nin işin­de gö­züm yok, mem­nu­num

işim­den.

­ ­ B) Ba­zı­la­rı­nın dü­şün­ce­le­ri­me uy­ma­sı­nı bek­le­mem çünkü

ben, baş­ka­sı­nın her dü­şün­ce­si­ne uy­mu­yo­rum.

15. Aşa ğı da ki cümlelerin han gi sin de, za mir ler den oluşmuş

bir ad tam la ma sı var dır?

A) Böy­le giz­li bir ola­y› kim­den, na­s›l ö€­ren­di­niz me­rak

edi­yo­rum do€­ru­su.

B) Bunların çoğu, aynı sorunun farklı görünümleridir

aslında.

C) İyi ni­yet­li bi­ri ol­ma­d›­€›­n›­z› ve bi­zi kü­çüm­se­di­€i­ni­zi

he­men an­la­m›ş­t›k za­ten.

D) Uzun sü­re şu­ra­dan bu­ra­dan söz edip bi­zi oya­la­d›­lar.

E) Göz­le­ri­ni aç da bir kez ol­sun ger­çek­le­ri gör, der­ken

kar­ş›­s›n­da­ki ada­m› süzüyor­du.

­ ­ C) Bu ya­rış­ma­nın so­nu­na doğ­ru ken­dim ya­rı­şı­yor­muşça­sı­na

he­ye­can­lan­dım.

­ ­ D) Ki­mi­le­ri­nin ha­ya­ta kü­süp ken­di­le­ri­ni bir kö­şe­ye çekme­le­ri­ne

an­lam ve­re­mi­yo­rum.

­ ­ E) Ya­şa­mın zor­luk­la­rı­na kat­lan­mak için ben de her­kes

gi­bi çok ça­lı­şı­yo­rum.

12. Çok yor­gu­num be­ni bek­le­me kap­tan

­ ­ Se­yir def­te­ri­ni baş­ka­sı yaz­sın

­ ­ Kub­be­li, çı­nar­lı, ma­vi bir li­man

­ ­ Be­ni o li­ma­na çı­ka­ra­maz­sın

Bu di ze ler de za mir gö re vin de kul la nıl mış kaç söz cük

var dır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

16. Bir şey var ara­mız­da

I II

Onu bul­duk­ça kay­be­di­yo­ruz

II I

Se nin göz­le­rin­de ışıl­dı­yor

­ ­ ­­­IV

Be nim di li min ucun da

V

Bu di ze ler deki numaralanmış söz cük ler den han gi leri

za mir değildir?

A) I ve II­ ­ B) I ve IV­ ­ C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

255


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Sözcük Türleri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şahıs zamiri kullanılmamıştır?

A) En güzel günlerimi onunla geçirdim.

B) Buna fazla güvenmeyin diye herkesi defalarca uyarmıştım.

C) Böyle bir ödülün bana verilmesi, hiç beklemediğim

bir şeydi.

D) Yaşamdan koptuğum her saniyede, yanımda olan

tek kişi sendin.

E) Eğer gerçekten inanırsak günün sonunda zafer bizimdir.

4. “O” ve “onlar” sözcükleri insan için kullanılırsa şahıs zamiri,

insan dışı varlıklar için kullanılırsa işaret zamiri olur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “o” sözcüğü işaret

zamiri görevinde kullanılmıştır?

A) Ona şiire daha çok zaman ayırmasını öneriyorum.

B) Onu neden arayıp sormadım diye düşündüm durdum.

C) O, edebiyatımızın gördüğü en mükemmel tiyatro

eseriydi.

D) Ona bir mektup yazarak hemen buraya gelmesi gerektiğini

söyledim.

E) Onu sahnede izlerken “Böyle bir ses yok.” diyorum

kendi kendime.

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde belgisiz zamir vardır?

A) Bilsem uzaklarda kimler ağlıyor

Kimlerin kalbini aşk dağlıyor

B) Şimdi başkasına meyli var mı ki

Yoksa eskisinden bahtiyar mı ki

C) Bendim semada dolanan

Bendim orada ney çalan

D) Çay taşı süslenmiş yeşil yosundan

Sevgi içelim hep dost taşından

E) Ne güzeldi başımın içli, yavaş dönmesi

Şimdi anlamıyorum bu dönme neyin nesi

5. İlgi zamiri olan -ki, ad tamlamalarında tamlanan durumundaki

adın yerini tutar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ki”nin yerine bir ad

yazılabilir?

A) Mahalledeki kavgayı başlatan çete, polislerce yakalanmış.

B) Sıranı bekle ki sana da yardımcı olabilelim.

C) Belindeki ağrı günlerce devam etmiş.

D) O zamanlar bendeki çalışma azmini görecektiniz.

E) Gördüğüm kadarıyla sizinki biraz daha güzel olmuş.

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir yoktur?

A) Zamandan zamana konar göçerim

Göçmen kuşlar gibi yüksek uçarım

B) Yedi iklimin çiçeği, seni görüp açıldı gel

Binlerce güzellik cihan cihan saçıldı gel

C) Ne zaman nereye gitmedimse

Hiç kimseyi de incitmedimse

D) Ve kaybeder kendini gündüzün

Selamlar içinde herkes

E) Kimi koyun diye tekeyi sağar

Ne ölçüye sığar ne akla sığar

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem işaret zamiri

hem de belgisiz zamir kullanılmıştır?

A) Bu adam, kimseyle tartışmak, kavga etmek istemezdi.

B) Bir arkadaşı bundan dolayı ona, sen bir ermişsin, demişti.

C) Bunun yanında bazıları bu adamın fazla iyimser olduğunu

düşünürdü.

D) Yaşıtlarından farklı olarak onda olgunluk, ermişlik izleri

bulurdunuz.

E) Kimsesiz birinin hakkı yenirse o sakin, uyumlu insan

hırçınlaşırdı.

256


Sözcük Türleri

TEST

5

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

7. Herkes, sizinki gibi bir arabayı nereden alacağını biliyor

ama kimse böyle bir şeye yanaşamıyor.

Bu cümlede aşağıdaki zamir çeşitlerinden hangisine

örnek yoktur?

A) İşaret zamirine­ ­ B) Belgisiz zamire

C) Şahıs zamirine­ ­ D) İlgi zamirine

E) Soru zamirine

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir

zamirle sağlanmıştır?

A) Hangisinin seni çağırdığını öğrenebildin mi?

B) Arabasını satılığa çıkaran kimmiş?

C) Hangi ilaç dindirebilir bu kalp acısını?

D) Neden biz de deniz kıyısında tatil yapmıyoruz?

E) Kaç şiir kitabı okudun bugüne kadar?

9. I. Kimi aradığınızı söylerseniz yardımcı olabilirim.

II. Bazıları, ekmeğini taştan çıkaracak güçte.

III. Herkesin yetenekli olmasını bekleyemeyiz.

IV. Orası Peyami Safa’nın hayal ülkesidir.

V. Bugünkü derse kaçı gelmemiş, söylesene.

Numaralanmış cümlelerdeki altı çizili zamirler tür bakımından

gruplandırılırsa hangisi dışarıda kalır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

10. “Kendi” zamiri, asıl şahıs zamirleriyle kullanılarak özneyi

pekiştirir. Bu durum anlatım bozukluğu oluşturmaz.

Aşağıdakilerin hangisinde “kendi” zamiri bu açıklamayı

örnekleyecek biçimde kullanılmıştır?

A) Annemin en meşhur lafı: Kendin ettin, kendin buldun.

B) Kendi kendine konuşan çocukların ileri düzeyde

zekâya sahip olduğu bilinir.

C) Kendime güzel bir çay demleyip televizyonun karşısına

geçeceğim.

D) Kendisi de gelecekti ama çok önemli bir toplantıya

katılması gerekiyordu.

E) Bu bahçede gördüğünüz eşsiz güzellikteki çiçekleri

ben kendim yetiştirdim.

11. “Ne” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir

göreviyle kullanılmıştır?

A) Ne hâlden anlayan bulunur ne derdime derman olan.

B) Ne zaman geleceğinizi neden bize de söylemediniz?

C) Ne güzel bir ev almışsınız! Hayırlı olsun.

D) Gece yarısı seni buraya getiren nedir, anlat bakalım.

E) Ne ağlıyorsun güzel yüzlü sevgili, seni üzen mi var?

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir

zamir kullanılmıştır?

A) Hepsi kendi savaşını sürdürüyor aslında.

B) Sonra rüzgâr arka mahallelerden yapılma şehri taradı.

C) Biz dünyanın omzundayız, dünya bizim omzumuzda.

D) Birkaç kötü gün geçirdin diye böyle karamsarlığa kapılma.

E) O yıllarda birçoğumuz daha kalem tutmadan kürek

tutmayı öğrenmiştik.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz zamir kullanılmamıştır?

A) Masaya çağırdığım birkaç öğrenciye düşüncelerini

sordum.

B) Birkaçı dışında bütün jüri üyeleri “hayır” oyu kullanmıştı.

C) Bazı geceler kimseye görünmeden bir köşeye sinmek

istiyorum.

D) Vatanını sürekli düşünen biri, böyle talihsiz bir açıklama

yapabilir mi?

E) Öğrencilerin çoğu, hangi derse nasıl çalışılacağını

biliyor.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir sayısı diğerlerinden

daha fazladır?

A) Kimseyle bir çift laf konuşmadan odadan çıkıp gitti.

B) Ben, senin beni sevebilme ihtimalini sevdim.

C) Aslında bunu ona kimin anlattığını ben de biliyorum.

D) Bunların tanesine ne kadar ödediğinizi hangisine

söylediniz?

E) Sizce, böyle birine “zeki” demek doğru olur mu?

15. Zamirler, yapım eklerini aldıklarında tür değiştirerek ad,

sıfat veya zarfa dönüşür.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir kullanım vardır?

A) Kendine bir iyilik yap, evine git ve hemen uyu.

B) Senden bana kalan son hatıra, elimdeki solgun gül

yaprakları.

C) Gençliğimiz, bu çağda bir kimlik sorunu yaşıyor.

D) Bunlardan uzakta yaşamak nasıl bir duygudur?

E) Çoğumuz bu işin nasıl sonuçlanacağını tahmin edememiştik.

257


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Sözcük Türleri

1. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de al tı çi zi li söz cük sı fat

de ğil dir?

A) Yu­mu­şak yü­zün­de bir hü­zün var­dı.

­ ­ B) Üzdü bu acı söz ler be ni.

­ ­ C) Kar­şı ma­hal­le­nin uy ku lu ev­le­ri ka­ran­lık­tı.

­ ­ D) Ha zin bir hi­kâ­ye din­li­yor­duk on­dan.

­ ­ E) Sen­den baş­ka hiç­bir sır­da­şım yok.

5. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “ki­mi” söz cüğü

di ğer le rin den fark lı bir tür de kul la nıl mış tır?

A) Ki­mi yal­nız­lık­tan hoş­la­nır be­nim gi­bi.

­ ­ B) Ço­cu­ğa ki­mi ara­dı­ğı­nı sor­du­ğum­da ce­vap ver­mek

is te me di.

­ ­ C) Ki­mi ak­ra­ba­la­rım eği­ti­me ge­re­ken öne­mi ver­mi­yor.

­ ­ D) Ki­mi gör­dü­ğü­mü on­la­ra söy­le­me­dim.

­ ­ E) Onun ki­mi ka­yır­dı­ğı­nı he­pi­miz çok iyi bi­li­yo­ruz.

2. Bir ak­şam uy­ku­ya dal­mı­şım er­ken

­ ­ He­nüz genç ba­şım­da yel­ler eser­ken

­ ­ Bu sa­bah göz­le­rim açıl­dı der­ken

­ ­ Bak­tım ki ağar­mış sa­çım gün gi­bi

Bu di ze ler de aşa ğı da ki ler den han gi si yok tur?

A) Sa­yı sı­fa­tı­ ­ B) Edat

­ ­ C) Ni­te­le­me sı­fa­tı­ ­ D) İşa­ret sı­fa­tı

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­E) Bel­gi­siz sı­fat

3. (I) Çam­lı­bel’in ölü­mün­den son­ra ka­lan iki def­te­ri şa­i­rin

kı­zı­na tes­lim edil­miş. (II) Kı­zı def­ter­le­ri ba­ba­sı­nın ya­kın

dos­tu olan N. Sa­mi Ba­nar­lı’ya ver­miş. (II­I) Ba­nar­lı’nın

ölü­müy­le def­ter­ler yi­ne kı­zı­na ia­de edil­miş. (IV) Ki­tap­lık

der­gi­si­nin Mart 2003 ta­rih­li sa­yı­sın­da ye­ni ya­zı­ya ge­çi­rilmiş

şek­liy­le ya­yım­lan­mış­tır. (V) An­cak bu ya­yım­da şi­ir­lerle

il­gi­li bir­ta­kım de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­mış­tır.

Bu par ça daki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi sin de

sı fat (ön ad) kul la nıl ma mış tır?

A) I­­ B) II C) II­I D) IV E) V

6. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ad laş mış sı fat kulla

nıl mış tır?

A) Yol­da rast­la­dı­ğım öğ­ren­ci­le­rim­den bi­riy­le bir kah­ve

iç tim.

­ ­ B) Ka­za­nın ol­du­ğu yer­de ya­ra­lı­lar da var­dı ama bir­çok

can kay­bı oldu.

­ ­ C) Elin­de­kiy­le ye­tin­me­yi bil­me­yen in­sa­nın ba­şa­rı­lı ol­ması

çok zor­dur.

­ ­ D) Ders­ten ka­çan öğ­ren­ci­ler, yok ya­zıl­ma­la­rı­nın ya­nında

bir baş­ka ce­za­ya daha çarp­tı­rıl­dı.

­ ­ E) Ek kon­ten­jan­la­rın ye­ni bir umut ol­du­ğu ger­çek.

7. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de unvan sı fa tı kul lanıl

mış tır?

A) Bir­kaç haf­ta ön­ce si­ne­ma­ya git­miş­tim.

­ ­ B) Has­ta yat­tı­ğım gün­ler­de ba­na bak­tı.

­ ­ C) Hem­şi­re Fat­ma bi­ze ora­da çok iyi dav­ran­dı.

­ ­ D) Üç yıl son­ra uz­man­lı­ğı­mı ka­za­na­ca­ğım.

­ ­ E) En kı­sa za­man­da ça­lış­ma­ya baş­la­ma­nız lazım.

4. Aşa ğı da ki ler in han gi sin de bir sı fat bir den faz la is mi

ni te le me gö re vin de kul la nıl mış tır?

A) Ço­cu­ğun sert ba­kış­la­rı et­ra­fın­da­ki­le­rin um­run­da

de­ğil­di.

­ ­ B) Ka­lem­le def­te­rin ücretini öde­yip ki­ta­bı ge­ri bı­rak­tı.

­ ­ C) Yo­lun so­nu gö­rün­dü­ğü için her­kes iyi bir iş ara­ma­ya

baş­la­dı.

­ ­ D) Eği­tim se­fer­ber­li­ği kü­çük köy­ler ve ka­sa­ba­lar­da da­ha

er­ken baş­la­tıl­dı.

­ ­ E) Yaş sı­nı­rı­nın dü­şü­rül­me­si ye­te­nek­li ve eği­tim­li gençle­rin

işi­ne ya­ra­dı.

8. (I) Ge­çen gün kır­lar­da iki bah­çe ara­sın­da, ha­rap bir yoldan

ge­çi­yor­dum. (II) Bir­den, bur­num in­cir yap­rak­la­rı­nın

ko­ku­su­nu al­dı. (II­I) Bir mu­ci­ze ile bir­den iki gö­zü açıl­mış

bir kör gi­bi bü­tün du­yu­la­rı­mın bir kar­ma­şa için­de kal­dı­ğı­nı

his­set­tim. (IV) Yaz, bir sev­gi­li gi­bi yü­zü­me saç­la­rı­nı yaklaş­tır­mış,

ru­hu­ma sa­rıl­mış­tı. (V) Se­ne­ler­den son­ra ya­zın

çeh­re­si­ni o gün tek­rar gö­re­bil­dim.

Bu par ça daki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi sin de

sı fa ta yer ve ril me miş tir?

A) I­­ B) II C) II­I D) IV E) V

258


Sözcük Türleri

TEST

6

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “-ki” eki ek len di ği

söz cü ğü sı fat yap mış tır?

A) An­la­şı­lı­yor ki sen be­ni din­le­me­miş­sin.

­ ­ B) Bi­zim­ki işe git­mek bir ya­na, ev­den bi­le çık­mı­yor.

­ ­ C) En gü­zel şi­ir Ay­ça’nın­kiy­di ben­ce.

­ ­ D) Gö­züm­de­ki bu ışı­ğı ömür bo­yu kay­bet­me­me­ye ça­lışa­ca­ğım.

­ ­ E) Fark et­tim ki de­ğiş­me­yen tek şey de­ği­şi­min ken­di­siymiş.

13. Aşa €› da ki cümlelerin han gi sin de, tam la na n› s› fat

tamlaması olan bir be lir ti li ad tam la ma s› var d›r?

A) Ir­mak, da­€›n ete­€in­den büyük bir gürültüyle ak›p gi­diyor­du.

B) Ye­şil ye­şil dal­lar ara­s›n­dan, gü­neş, s›­ca­c›k gülümsüyordu.

C) Bu­ra­la­r›n be­lir­gin özel­li­€i, or­man­la de­ni­zin iç içe

ol­ma­s›­d›r.

D) O gül renk­li ay­d›n­l›k­ta­ki göl­ge­ler, bir rü­ya­dan uya­n›rca

s› na k› m›l da d›.

E) Gök­yü­zü, kül ren­gi bu­lut­la­r›y­la de­ni­zin üstünü ka­patmak

is­ti­yor­du.

10. Ser­çe­nin yü­re­ğin­de giz­li bir sı­zı

­ ­ Bu­lur­du avut­mak için genç kı­zı

­ ­ Her sa­bah ye­ni bir ne­şe eğ­len­ce

Bu di ze ler de sı fat gö re vin de kul la nıl mış kaç söz cük

var dır?

A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7

14. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “-den” eki ni al mış

söz cük ni te le me sı fa tı gö re vin de kul la nıl mış tır?

A) Ka­dın, he­ye­can­dan ne ya­pa­ca­ğı­nı bi­le­me­di.

­ ­ B) Ço­cuk bir­den ye­rin­den kal­kıp ka­pı­ya koş­tu.

­ ­ C) Elim­den gel­dik­çe onun so­run­la­rıy­la il­gi­len­me­ye ça­lıştım.

­ ­ D) Di­ğer sı­nıf­tan ge­len ses­ler, ço­cuk­la­rın il­gi­si­ni da­ğıt­tı.

­ ­ E) Onun iç­ten an­la­tı­mı he­pi­mi­zi hi­kâ­ye­ye bağ­la­dı.

11. Bir sı­fat tam­la­ma­sın­da, tam­la­yan­la tam­la­na­nın ye­ri

de­ğiş­ti­ri­lir ve tam­la­na­na iye­lik eki ge­ti­ri­lir­se ku­ral­lı bir­le­şik

sı­fat el­de edi­lir.

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de, bu açık la ma yı ör nek le yen

bir kul la nım var dır?

A) Bu adam, bir za­man­lar çok ac› çek­miş.

B) Kim­se, bu ko­nu­da hak­l› ol­du­€u­nu söy­le­me­sin.

C) Mü­dü­rü­müz uzun boy­lu, genç bi­riy­di.

D) De­mir ka­p›­l›, ko­ca­man bir ev­le­ri var­d›.

E) Bugün ya­ka­s› dar bir göm­lek giymişti.

15. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de al t› çi zi li s› fat, isim

düş tü €ün de za mir gö re vi ni üst le nir?

A) Es ki dü­şün­ce­le­ri ta­ma­men b›­rak­ma­dan on­la­r› ye­ni­leriy­le

har­man­la­ma­l›­y›z.

­ ­ B) Onun bu asil ta­v›r­la­r› her­ke­si et­ki­le­di.

­ ­ C) Ki mi in­san­lar yal­n›z kal­mak­tan çok kor­kar.

­ ­ D) Si mit çi ço­cuk, ders­le­rin­den ge­ri kal­ma­mak için ge­cele­ri

ça­l›­ş›­yor.

­ ­ E) Eki li alan­la­r› su ba­s›n­ca ümit­le­ri­miz bo­şa ç›k­t›.

12. I. Ba­k›m­l› ve ge­niş bir ev is­ti­yor­du.

II. Adam, bir ko­nuş­tu, pir ko­nuş­tu.

II­I. Yal­n›z bir ka­le­mim var­d›, o da yaz­m›­yor ar­t›k.

IV. Na­s›l ol­sa bir gün bir yer­de kar­ş›­la­ş›­r›z.

V. Sen söy­le­ye­cek­le­ri­ni bir söy­le ba­ka­l›m.

Yu ka r› daki nu ma ra lan m›ş cümlelerin han gi sin de “bir”

sözcüğü sa y› s› fa t› d›r?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

16. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de işa ret bil diren sözcük

di ğer le rin den fark lı tür de dir?

A) Ağa­cın bu ta­ra­fa ba­kan dal­la­rı­nı bu­da­dık.

­ ­ B) İş­le­rin di­ğer­le­ri­ni de eve gö­tü­re­ce­ğim.

­ ­ C) Böy­le­le­ri­nin ne ya­pa­ca­ğı hiç bel­li ol­maz.

­ ­ D) Şun­la­rın sö­zü­ne ba­kıp bi­zi üz­me!

­ ­ E) Ço­cuk­lar­dan bu­nu da­ha ön­ce al­mış­tım.

259


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Sözcük Türleri

1. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcük gruplarından

hangisi sıfat tamlaması değildir?

A) Bir huzur şelalesi aydınlık

Yeni bir çağdır başlar seninle

B) İşte bir terazi, bir yığın kefe

Uşak beye bağlı; bey, büyük şefe

C) Ve o gece vakti vardık Cezayir’e

Geldik silahlar çatılan geniş yere

D) İlk defa gülüştü sabahla rüzgâr

Kâğıttan helvalar dizildi günden güne

E) Saadet benziyor hoş bir seraba

Düşüyor her seven gönül azaba

4. Belirtisiz isim tamlamaları bazen başka bir adın sıfatı olabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir kullanım vardır?

A) Yeşil gözlü, kıvırcık saçlı, sempatik bir kız çocuğuydu.

B) Babası ona bir dağ bisikleti alacağına söz vermişti.

C) Kayısı kurusu sarılık için çok faydalıymış.

D) Munzur Dağı’nda yetişen ters laleleri gördün mü?

E) Buğday sarısı teniyle âdeta bir güzellik abidesiydi.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bileşik sıfat yoktur?

A) Üzerinde yakası kirli bir gömlek vardı.

B) Hiçbir başarının tesadüf olmadığını bilmelisin.

C) Etrafında birkaç iyi insan kalmıştı.

2. Sıfatlar çekimsiz sözcüklerdir, isim çekim eklerini alamaz,

alırsa adlaşır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?

A) Babam kadar, soğuğa dayanıklı bir adam görmedim.

B) Güzellik ve çirkinlik senin bakış açınla ilgili bir şeydir.

C) Okulun önündeki parkta birçok öğrenci toplanmıştı.

D) Sunuculuk, Türkçeyi güzel ve doğru kullanmayı gerektirir.

E) Etkili bir konuşmanın çözemeyeceği sorun yoktur.

D) Soruların birçoğunun cevabını biliyorduk.

E) Vurdumduymaz tavırları, beni çileden çıkarıyor.

6. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisinin türü diğerlerinden farklıdır?

A) Saflar ardında saflar vardı, saflar

B) Kırk ulustan insan dolu taraflar

C) Sevgi dağ zirvesi, kin dipsiz kuyu

D) Balık oldum denizinde savaşın

E) Bir ölü bıraktık ardında her taşın

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sıfatın

yapısı diğerlerinden farklıdır?

A) Brecht, tiyatro için önemli hatta kutsal sayılan

adlardan biridir.

B) Tiyatrolarıyla ilgili denemeleri ve yenice bir romanı

da dilimize çevrildi.

C) Biraz ekmekle biraz suyun mutlu olmak için yettiğine

inandı.

D) Ne var ki on yıl süren çabalarının karşılığını alamadı.

E) Bir söylemin oluşması için yetkin kalemlere ihtiyaç

yoktur.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirilmiş sıfat

kullanılmıştır?

A) Yazgınızın peşinden dosdoğru gitmek zorundasınız.

B) Kader bizi ipince bir çizgide yürümek zorunda bırakıyor.

C) Burayı tertemiz bıraktıkları için onlara teşekkür etmeliyiz.

D) Yaşlıca bir adam, köşedeki masada tek başına oturuyordu.

E) Şu koca dünyada yapayalnız yaşıyorum.

260


Sözcük Türleri

TEST

7

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Bazı sıfat tamlamalarının sonuna “-lı, -lık, -sız” eklerinden

biri getirilerek kurallı birleşik sıfat yapılabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir kurallı birleşik sıfat kullanılmıştır?

A) Gönlü zengin insanlardan kimseye zarar gelmez.

B) Çok akıllı bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz.

C) İki günlük yoldan geldiği için yatar yatmaz uyudu.

D) Uykulu gözlerle etrafına bakınıyor, olanları anlamaya

çalışıyordu.

E) Böyle seviyesiz sohbetlere katılman, senin de seviyeni

tartışılır hâle getiriyor.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçültme sıfatı kullanılmıştır?

A) Adamcağız, kimseye görünmeden sıranın en sonuna

geçti.

B) Şu tepeciği aşınca köyün ilk ışıklarını göreceksiniz.

C) Öğretmenimiz konuyu güzelce anlatmıştı.

D) Ufacık bir tepsinin içinde ikram edilen Türk kahvesini

içtik.

E) Çocuğun gözleri, kardeşlerininkinden biraz daha iriceydi.

10. Ne ak karanfiller güldürür beni

Ne dallarda açan yeşil yapraklar

Gece ışıklara sordum gölgeni

Sensiz cevap verdi yorgun sokaklar

Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerde geçen sıfatlardan

biri değildir?

A) ak­ ­ B) açan­ ­ C) yeşil

D) gece­ ­ E) yorgun

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir

sıfatla sağlanmıştır?

A) Kaybettiğin telefon gerçekten pahalı mıydı?

B) Bunu ona nasıl anlatacağımı söyler misin?

C) Böyle bir palavraya kim inanır?

D) Kaç işçiyle çalışacağınızı biliyor musunuz?

E) Nasıl bir gelecek hayal ediyorsun?

12. “Bir” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden

farklı türde bir sıfattır?

A) Bir çiçekle bahar gelmeyeceğini biliyorsun.

B) Bir gün tütmez olursa ocağım…

C) Bir çocuk ağlıyor parkın çiçekli köşesinde.

D) Bir insan bu kadar mı vurdumduymaz olur?

E) Bir taksi çağır da otobüsü kaçırmayalım.

13. Şu masadan birkaç bardak alıp susayanlara biraz soğuk

su verir misin?

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) İşaret sıfatı ­ B) Belgisiz sıfat

C) Adlaşmış sıfat­ ­ D) Niteleme sıfatı

E) Sayı sıfatı

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme, sıfat göreviyle

kullanılmıştır?

A) Yerinden ağır ağır kalktı, kapıya doğru yürüdü.

B) Yazdıkların ne yazık ki zar zor anlaşılıyordu.

C) Çocuğun ateşi yüksekti fakat çocuk yine de soğuk

soğuk terliyordu.

D) Bildiği bütün duaları tek tek okumaya başladı.

E) Sepetteki iri iri elmalar “Beni ye!” dercesine bakıyordu.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir isim hem niteleme

hem belirtme sıfatı almıştır?

A) Sıcak rüzgâr eser bulut kayar gibi.

B) Solgun bir gül oluyor dokununca.

C) Tutuşsak el ele bir yaz sabahı.

D) Yaylalardan topladım mis kokar kekik.

E) İnce hesaplarla biz bizi yerken…

16. Sıfatlar, cümlede mutlaka bir isimle kullanılmalıdır. Sıfatlar

tek başına kullanılırsa adlaşır.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir adlaşmış sıfat vardır?

A) Güzel, ne güzel olmuşsun görülmeyi görülmeyi

B) Bu sessiz yığın vatan kalbinin attığı yerdir

C) Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın

D) Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi

E) Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem pekiştirme

hem küçültme sıfatı kullanılmıştır?

A) Uzun soluklu eserler verebilmek için uzun soluklu

çalışmalar yapmak gerekir.

B) Uzunca bir aradan sonra yıllar önce terk ettiğim topraklara

dönmüştüm.

C) Ipıssız çöllerde yetişen minicik bir kaktüs gibi yalnız

kaldım şu dünyada.

D) Çağın gereklerine uymayanları çağ dışı olarak nitelemek

ne derece doğrudur?

E) Yemyeşil vadilere sahip olan ülkemiz bir cenneti andırır.

261


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Sözcük Türleri

1. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de bir den faz la zarf

(be­lir­teç) var dır?

­ ­ A) O ki­ta­bın en gü­zel ta­ra­fı üs­lu­bu­nun sa­de­li­ği­dir.

­ ­ B) Ya­zın dün­ya­sı­nın çok ye­te­nek­li şa­ir­le­ri­nin ara­sın­da

ye­tiş­tim.

­ ­ C) Ha­ya­tın acı­ma­sız­lı­ğı kar­şı­sın­da ayak­ta dur­ma ça­bası

pek ko­lay de­ğil.

­ ­ D) Böyle konuşacağına, işin nasıl yapıldığını göstersen

daha iyi olur.

­ ­ E) Der­gi­nin son sa­yı­sı iyi ha­zır­lan­ma­mış­tı.

5. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de fark lı tür de zarf lar

bir ara da kul la nıl mış tır?

A) Mi­sa­fir­le­ri yu­ka­rı­ya çı­kar­dık­tan son­ra on­la­ra pas­ta

ik ram et ti.

­ ­ B) Bu­gün ne­ler ol­du­ğu­nu eve ge­lince an­ne­me bir bir

an­lat­tım.

­ ­ C) Dö­nem so­nu sı­nav­la­rı­na çok ça­lış­mam ge­re­ki­yor.

­ ­ D) Bu­lun­du­ğum ye­re otu­ra­rak de­ğil ça­lı­şa­rak gel­dim.

­ ­ E) Ço­cuk­lar hız­la içe­ri­ye gi­rdi, an­ne­le­ri­ne sev­giy­le sa­rıl­dı.

2. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de yük le min an la mı nı du rum

ba kı mın dan ta mam la yan bir söz cük kul la nıl mış tır?

A) Parlak cümleler gözünüzü boyamasın.

­ ­ B) Fotoğraflarımızı giz­li­ce ço­ğalt­mış­lar.­ ­

­ ­ C) Sa­bah­tan be­ri onu bek­le­di­ği­mi­zi bi­li­yor.

­ ­ D) Li­se dip­lo­ma­sı­nı üni­ver­si­te­ye ver­di.

­ ­ E) Okul­lar açı­lın­ca öğ­ren­ci­le­re ne­şe gel­di.

6. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de yer-yön zar fı yoktur?

A) Şu arabayı biraz geri alır mısınız?

­ ­ B) So­kak­tan ge­len ses­le­rin ne ol­du­ğu­nu an­la­mak için

aşa­ğı in­dim.

­ ­ C) Ku­zey ya­rım kü­re­de ku­tu­p a­yı­la­rı kış uy­ku­sun­dan

er­ken uyan­dı.

­ ­ D) Öğ­ren­ci­le­ri sı­nıf­ta bı­ra­kıp bir sü­re­li­ği­ne dı­şa­rı çık­tı.

­ ­ E) Ka­dın, ço­cu­ğa he­men yu­ka­rı gel­me­si­ni söy­le­di.

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de üs tün lük bil di ren

bir be lir teç var dır?

A) Çok za­man ol­du onun­la otu­rup ko­nuş­ma­ya­lı.

­ ­ B) Da­ha biz ye­me­ğe baş­la­ma­dan zil çal­dı.

­ ­ C) Eve doğ­ru iler­ler­ken bü­yük mar­ket­le­rin önün­den geçtik.

­ ­ D) Bi­na­nın üçün­cü ka­tın­dan bir se­pet sar­kıt­tı­lar.

­ ­ E) Ba­ha­rın en gü­zel gün­le­ri­ni ya­şı­yor­duk.

7. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de sı fat tam la ma sı zarf

gö re vin de kul la nıl mış tır?

A) Baş­vur­du­ğum iş­ye­rin­den ha­ber gel­me­si için üç gün

bek le dim.

­ ­ B) Gü­zel gün­le­rin ça­buk geç­ti­ği­ni bi­li­yor­dum za­ten.

­ ­ C) Sı­nı­fın en ya­ra­maz öğ­ren­ci­si bi­le sı­nav­dan geç­ti.

­ ­ D) Bu ço­cuk­la­rın kaç ya­şın­da ol­du­ğu­nu bil­mi­yo­ruz.

­ ­ E) Kı­sa boy­lu öğ­ren­ci­le­ri öne oturt­ma­ya önem ve­ri­yor.

4. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de ey le min du ru mu so rulmak

ta dır?

A) Bu ka­dar işin ara­sın­da bu ye­mek­le­ri na­sıl yap­tı­nız?

­ ­ B) Ne di­ye bi­zi bek­le­ti­yor­sun da ya­nı­mı­za gel­mi­yor­sun?

­ ­ C) Ya­şa­nan olay­lar­dan bi­zim ni­ye ha­be­ri­miz yok?

­ ­ D) Son za­man­lar­da na­sıl bir sosyal or­ta­mın var?

­ ­ E) Ne za­man onun söz­le­ri bu ka­dar önem­li ol­du?

8. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “ka­dar” söz cü ğü

za man an la mı içer mek te dir?

A) Bu ka­dar ba­şa­rı­lı bir res­sam ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­duk.

­ ­ B) Yo­lun so­nu­na ka­dar bi­zim­le gel­di, son­ra biz­den ay­rıl­dı.

­ ­ C) Biz ge­le­ne ka­dar bü­tün iş­le­ri bi­tir­miş­ti.

­ ­ D) Ben onun ka­dar ra­ha­tı­na düş­kün bir ki­şi de­ği­lim.

­ ­ E) Bu ka­dar tep­ki gös­ter­me­ne bir an­lam ve­re­mi­yo­rum.

262


Sözcük Türleri

TEST

8

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de iki le me di ğer le rin den farklı

bir gö rev de kul la nıl mış tır?

A) Bin ki­lo­met­re­lik yol­cu­lu­ğu­mu­zu gü­le oy­na­ya ta­mamla­dık.

­ ­ B) Ya­şa­dık­la­rı­nı hız­lı hız­lı an­la­tı­yor, he­ye­ca­nı­nı ata­mıyor­du.

­ ­ C) Ço­cuk­lar ya­tak­la­rın­da fı­sır fı­sır ko­nu­şu­yor­lar­dı.

­ ­ D) Ko­ca­man te­le­viz­yon mer­di­ven­ler­den pal­dır kül­dür

yu­var­lan­dı.

­ ­ E) Akıl­lı us­lu bir ço­cuk ol­ma­sı­na rağ­men ha­ta­la­rı yok

de­ğil­di.

13. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de zarf, ih ti mal bil dirmek

te dir?

A) Ben de her­kes ka­dar bu iş­ten az çok an­la­rım.

­ ­ B) Bi­zim ca­mı bu ço­cuk­lar kır­mış ola­bi­lir.

­ ­ C) Bu so­ru­la­rı bel­ki ben ce­vap­larım.

­ ­ D) On­la­rın fik­ri­ni al­ma­dan ka­rar ve­re­me­yiz.

­ ­ E) Bu işin so­rum­lu­lu­ğu­nu el­bet­te üze­ri­me alı­yo­rum.

10. I. Ol­duk­ça yo­ru­cu bir dö­nem at­lat­tık.

II. Bi­zi gö­rür gör­mez, yo­lu­nu de­ğiş­tir­di.

­ ­ II­I. Ne di­ye bu an­lam­sız ki­tap­la­rı oku­yor­sun?

­ ­ IV. İki gün son­ra bi­zi unu­ta­ca­ğın­dan şüp­hem yok.

­ ­ V. İçe­ri gir­di­ğim­de bü­tün göz­ler üze­rime çev­ril­miş­ti.

Aşa ğı da ki zarf çe şit le rin den han gi si nu ma ra lan mış

cüm le ler de yok tur?

A) Za­man zar­fı­ ­ B) Yer-yön zar­fı

­ ­ C) Mik­tar zar­fı­ ­ D) Du­rum zar­fı

­ ­ ­ ­ ­­­­­­­E) So­ru zar­fı

11. Dün ge­ce par­ça­la­dı bir as­lan ka­fe­si­ni

­ ­ Bir gö­nül son­suz uf­ka yol al­dı kar­tal gi­bi

­ ­ Fır­tı­nam, ba­ş u­cun­da du­yun­ca ne­fe­si­ni

­ ­ Otuz yıl­lık bir ağaç eğil­di bir dal gi­bi

Bu di ze ler de zarf gö re vin de kul la nıl mış kaç söz cük

ve ya söz öbe ği var dır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

14. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de so ru an la mı bir zarf la sağlan

mış tır?

A) Han­gi ay sı­nav­lar baş­lı­yor?

­ ­ B) Ne tür şar­kı­la­rı din­ler­si­niz?

­ ­ C) Bu ka­çın­cı kav­ga­nız böy­le?

­ ­ D) Ne­den bu ka­dar çok ko­nu­şu­yor­su­nuz?

­ ­ E) Ni­ye be­ni ara­ma­dı­ğı­nı bi­li­yor mu­sun?

15. Bu gün su yun yü zün de, ya­rın kum­sal ke­narın­da

I

II

Her gün ölüm­süz­lü­ğü anar­dık dal­ga­lar­da

II I

­ ­ Sa­hil­le­ri ka­dın­la çi­çek­le­yen ba­har ay­la­rın­da

­ ­ ­ ­ ­ ­ ­­­­IV

Bir çift elâ göz gi­bi ru­hu­ma ru­hun uy­du

­ ­ ­ ­ ­­V

Bu di ze ler deki numaralanmış söz ler den han gi si fark lı

tür de bir be lir teç tir?

A) I­­ B) II C) II­I D) IV E) V

12. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de zarf yok tur?

A) İki gün için­de ek­sik­le­ri ta­mam­la­rız.

­ ­ B) Yaptığını bir maharetmiş gibi anlatma.

­ ­ C) Es­ki çı­na­rın se­rin göl­ge­sin­de soh­bet et­tik.

­ ­ D) Ya­şa­dık­la­rı­mı gün­lü­ğü­me dü­zen­li ola­rak ak­ta­rı­yorum.

­ ­ E) Ge­çen haf­ta çok yo­ğun­du, he­pi­miz çok ça­lış­tık.

16. De­mok­ri­tos gü­le­rek çı­kar­mış her gün evin­den. Ona gü­len

fi­lo­zof der­ler­miş. He­rak­lei­tos ise ağ­la­ya­rak baş­lar­mış

gü­nü­ne. Ona da ağ­la­yan fi­lo­zof adı­nı tak­mış­lar.

Bu parçada zarf gö re vin de kul la nıl mış kaç söz cük

var dır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

263


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

9

Sözcük Türleri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

zarf görevinde kullanılmamıştır?

A) Senden büyük biriyle tartışman doğru değil.

B) Büyük elmaları seçip teraziye koydum.

C) Bir ağaca dayanarak hırçın dalgaları seyrettim.

D) Akşamlar hep böyle sessiz geçer.

E) Bir yanımız yaprak dökerken bir yanımız çiçek açar.

5. I. Yukarı kattaki çocuklar çok gürültü yapıyor.

II. Biraz öte git, diyerek omzuma dokundu.

III. Dışarısı buz gibi soğumuş, yerdeki sular donmuş.

IV. Çocukları böyle havalarda dışarıya çıkarın.

V. İki adım daha ileri gidince birden durdu.

Bu cümlelerdeki yön bildiren sözcükler tür bakımından

eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zarf görevli bir sözcük

kullanılmamıştır?

A) Birden işitilmez doğru bir haber

Kara haber tez duyulur, demişler

B) Bulutlar dağılsın, bahar olsun artık

Duyulsun bir engin seher musikisi

C) Adı şanı duyulmadık yerlere

Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz

D) Bir ses duyulur, sahibi belli değil

Yalnızlığa çağırır, kalabalıktakileri

E) Bir coşku avutur insanı belki birkaç gün

Sonra, duyulur derin bir acı yürekte

6. Zarflar; fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve başka zarfları niteleyip

derecelendirebilir.

Aşağıdakilerin hangisinde “çok” sözcüğü sıfatı derecelendirmiştir?

A) Çok severek yediğim bir yemek beni mutlu eder.

B) Çalışırken çok titiz davranır, âdeta kılı kırk yarar.

C) Bizim evde her zaman babam çok konuşurdu.

D) Çok geniş bir ev alıp da ne yapacaksın?

E) Soruyu çok zor çözdüğünü söylememiş miydin?

3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili zarflar tür bakımından

eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) Bu sözleri hiç düşünmeden söylemişti.

B) Şimdi cennette gülleri açmış görürüz de…

C) Nehrin karşı kıyısına taşlardan zıplayarak geçti.

D) Sizi böyle sahnelerde ne zaman göreceğiz?

E) Yeni dergimiz yakında yayımlanacak.

7. Cümlede vurgulanmak istenen öge yükleme yaklaştırılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zaman” kavramı

vurgulanmıştır?

A) Hafta sonu arkadaşlarla birlikte bir doğa yürüyüşündeydik.

B) Bu kır çiçeklerinin hepsi ilkbaharda açar.

C) Şu dünyanın yükünü çeken var mı benim gibi?

D) On yıl yurt dışında yaşamış, sonra ana vatana dönmüş.

E) Klasik trajedide, sahnede kaba sözler söylenmez.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme zarf göreviyle

kullanılmıştır?

A) İrili ufaklı evlerin arasından geçerek ilerliyorduk.

B) Benim haklı olduğumu er geç sen de anlayacaksın.

C) Yeni doğmuş bebeğin gözleri yumuk yumuktu.

D) Yaslı yaslı anneler kalmıştı, bu kanlı savaştan geriye.

E) Sorgu başlayınca soğuk soğuk terler dökülüyordu alnından.

8. (I) Fıkra, güncel konuları yorumlayan gazete yazılarıdır.

(II) Yazar kişisel görüşlerini dile getirir. (III) Amaç, okuyucuyu

sıkmadan görüş aktarmaktır. (IV) Yazar, güldürüden

yararlanabilir. (V) Bu türde, okuyucuyu ikna etme çabası

yoktur.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

durum zarfı vardır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

264


Sözcük Türleri

TEST

9

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. I. Gün geçtikçe yalnızlığı seviyorum.

II. Yalnız kaldıkça daha çok düşünüyorum.

III. Elbette yalnızlıktan korktuğum da oluyor.

IV. Korku, çoğu zaman insanın en üretken olduğu andır.

V. Ben yalnızlıktan ve korkudan besleniyorum.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde zarf

yoktur?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

14. Reklam, basın hayatının vazgeçilmezidir; basın hayatı

I

II

onsuz yaşayamaz. Bunu biliyorum ancak reklamcılar işin

III­­ ­ ­ ­IV

tadını kaçırıyorlar.

V

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisi zarftır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

10. Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı bir zarfla sağlanmıştır?

A) Ananası nasıl soyacağını biliyor musun?

B) Resimde gördüğümüz bu yer nerede acaba?

C) Türkçe öğretmeniniz konuyu nasıl anlatıyor?

D) Bu kadar parayı kimden aldın?

E) Hangi çiçekten bal alacağını bilir mi?

11. Durum zarfları cümleye olasılık, kesinlik ve yineleme gibi

anlamlar da katar.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili zarflar anlam

bakımından eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) Bu soruyu da galiba bana çözdürecek.

B) Onunla bu konuyu mutlaka görüşeceğim.

C) Bunlar bizi herhâlde çocuk sanıyorlar.

D) Yıl sonunda onunla yine görüşeceğiz.

E) Buraya döneceğini kesinlikle biliyordum.

12. Miktar (azlık - çokluk) zarfları; sıfatları ve zarfları da derecelendirebilir.

“Daha” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde farklı türde

bir sözcüğü derecelendirmiştir?

A) Bu işe girince daha çok yorulmaya başladı.

B) Daha fazla ağlayıp da kendini perişan etme.

C) Daha fazla yersen ambulans çağırmak zorunda kalacağız.

D) Geç yattığı için bugün daha beter görünüyordu.

E) Daha güzel bir iş bulana kadar bu işe devam et.

13. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük yer-yön

zarfı değildir?

A) Küçük kız, biraz ötede, kitaplığın yanında duruyordu.

B) Koşarak içeri girince tüm gözler ona çevrilmişti.

C) Arabayı park edemeyince biraz geri gitmesi gerekti.

D) Sen bir an önce yukarı çık, ben de ardından gelirim.

E) Aşağı bakınca birden gözlerinin karardığını hissetti.

15. I. Beklediğimiz paketler bugün gelecekmiş.

II. Sizinle sanırım çok iyi anlaşacağız.

III. Bugünlerde gözüme yaslı görünüyorsun.

IV. İnsanlara bu şekilde vurdumduymaz davranmamalısın.

V. Ne zaman görsem sürekli ders çalışıyor.

Yukarıdaki altı çizili zarflar yapı bakımından eşleştirilirse

hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

16. Aşağıdaki sorulardan hangisine verilen cevap zarf

görevindedir?

A) – İzlediğiniz nasıl bir filmdi?

– Güzel.

B) – Bugün ne kadar çalıştın?

– İki saat.

C) – Kardeşin nasılmış?

– İyiymiş.

D) – Kaç öğrenci derse gelmedi?

– Beş.

E) – Seni kim sormuş?

– Öğretmen.

17. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili bölüm zarf değildir?

A) Ona defalarca sabahı beklememiz gerektiğini söyledim.

B) Yarın bu konuyu detaylı bir şekilde görüşeceğiz.

C) İki gün önce seni telefonla aramışlardı.

D) Eylülün başında yeni şubeyi açacağız.

E) Teyzemlere geçen hafta gittik ama onlarda çok kalamadık.

265


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

10

Sözcük Türleri

1. (I) “Si­zin Hiç Ba­ba­n›z Öl­dü mü?” baş­l›k­l› şi­i­ri­mi, ba­ba­m›n

ölü­mü üze­ri­ne yaz­d›­€›­m› sa­nan­lar var. (II) Hâl­bu­ki bu şi­ir,

be­nim ilk şi­ir­le­rim­den­dir. (II­I) Ba­ba­m›n ölü­mün­den y›l­lar

ön­ce ya­y›m­la­m›ş­t›m onu. (IV) “Kars” baş­l›k­l› şi­i­ri de Kars’›

gör­me­den, Pa­ris’te yaz­d›m. (V) İşin tu­ha­f›, yur­da dön­dü­

€üm­de tef­tiş için gön­de­ril­di­€im ilk yer de Kars ol­du.

Bu par ça da ki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi le rin de,

hem edata hem bağlaca yer ve ril miş tir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

4. Ba€­laç­lar ya­p› ba­k›­m›n­dan ba­sit, tü­re­miş, bir­le­şik ve

öbek­leş­miş ol­mak üze­re dör­de ay­r›­l›r.

Aşa €› da ki cümle lerin han gi sin de ba€ laç, ya p› ba k›-

m›n dan di €er le rin den farklıdır?

A) Ak­şam, bu eş­ya­la­r› al­ma­ya is­ter siz ge­lin is­ter eşi­niz

gel sin.

B) Di­zi­de oy­na­yan ço­cu­€u hem döv­müşler hem de po­lise

şi­kâyet et­miş­ler.

C) Bu işin so­nu­nun bu­ra­ya va­ra­ca­€›­n› o he­pi­miz­den

ön­ce söy­le­miş­ti hâl­bu­ki.

D) Ya­rış­ma­yı ka­za­nan öğ­ren­ci­ye ge­rek ai­le­si ge­rek

öğ­ret­men­le­ri çok des­tek ol­muş.

E) “Ya bu de­ve­yi güde­cek­sin ya bu di­yar­dan gi­de­ceksin.”

der­ken işe ye­ni gi­ren me­mu­ra ba­k›­yor­du.

2. Aşa €› da ki le rin han gi sin de “şaş­ma” bil di ren bir ün lem

kul la n›l m›ş t›r?

A) Hay­ret ve­rir vay ca­n›­na vay

Bülbül ile gülün kay­naş­ma­ma­s›

B) Bir ki­şi­yi sa­€›r eder lal eder

Du­dak ile di­lin kay­naş­ma­ma­s›

C) Ne gö­rülmüş şey­dir ne du­yul­muş

Yap­rak ile da­l›n kay­naş­ma­ma­s›

D) De­re­le­ri va­di­le­ri su­suz kor

Dam­la ile se­lin kay­naş­ma­ma­s›

E) Ey se­fil Se­li­mi bo­zuk ses ve­rir

Tel­ler ile e­lin kay­naş­ma­ma­s›

5. I. Hah, aradığım tam da buydu! (Onaylama)

II. Haydi, işinizin başına dönün! (Harekete geçirme)

III. Ne eğlenceli günlerdi onlar, ah be! (Özlemi ifade etme)

IV. Of, bekle bekle fenalık geldi bana! (Sıkıntı hâlini aktarma)

V. Yahu, onunla ne işim olur ki benim? (Telaş durumunu

belirtme)

Bu cümlelerin hangisinde yer alan ünlem, ayraç içindeki

durumla ilişkili değildir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

3. As­l›n­da ünlem olan ki­mi söz­cükler, ad tam­la­ma­la­r›n­da

tam la yan ya da tam la nan gö re vin de kul la n› la bi lir.

Aşa €ı da ki cümle lerin han gi sin de, bu aç›k la ma ya ör -

nek ola bi le cek bir kul la n›m yoktur?

A) “Maz­lu­mun ah›, in­di­rir şa­h›” di­ye­rek bi­tir­di­€i ko­nuşma­s›,

iz­le­yi­ci­ler ta­ra­f›n­dan uzun uzun al­k›ş­lan­d›.

B) “İm­dat” söz­cüğü, di­li­miz­de çok fark­l›, çok bo­yut­lu bir

kul­la­n›m özel­li­€i­ne sa­hip­tir.

C) Kum­sal­da­ki her­kes, “Ye­ti­şin ar­ka­daş­lar!” di­ye ba­€›­

ran genç k›­z›n şa­ka yap­t›­€›­n› san­m›ş­t› ön­ce.

D) Fa­z›l Hüsnü Da€­lar­ca’ya ait olan “Of” şi­i­ri, k›­sa ve

çar­p›­c› di­ze­ler­le örülmüş bir üründür.

E) Gi­riş­ten öy­le bir “he­eyt” ni­da­s› yük­sel­di ki ak­l›­ma bir

an Mal­ko­ço€­lu film­le­ri gel­di.

6. Aşa €› da ki cümlelerin han gi sin de, edat (il­geç) yoktur?

A) Ko­nar­gö­çer­lik ma­ya­s›n­da var bu ada­m›n, ca­n› s›­k›ld›ğı

gibi bu­lun­du­€u ye­ri terk eder.

B) Ço­cuk­lar, ipi ko­pan uçurt­ma­n›n ar­d›n­dan göz­le­ri­ni

kar­ş› te­pe­le­re dik­miş­ler­di.

C) Şim­di kah­ve­den ç›k­m›­yor ama kü­çük­ken sa­nattan

başka şeyle neredeyse hiç ilgilenmezdi.

D) Ca­mi y›­k›l­m›ş ama mih­rap ye­rin­de, se­si de de­dik­le­ri

ka­dar var­m›ş bu ka­d›­n›n.

E) Mü­zi­€e he­ves­le­nen ab­lam, sa­ba­ha dek hem şar­k›

söy­le­di hem de fik­ri­mi­zi al­mak için s›­ray­la biz­le­ri

uyan d›r d›.

266


Sözcük Türleri

TEST

10

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

7. Aşa€›daki cümlelerden hangisinin yüklemi, ek eylem

alm›ş bir iIgeçtir?

A) Ne yapal›m, seninle de yolumuz buraya kadarm›ş

kardeşim.

B) K›rtasiyeci çocuk, güler yüzlü ve yard›msever biriydi.

C) Olay ay­d›n­la­na­na ka­dar hiç kim­se bu oda­dan d›­şa­r›

ç›k­ma­ya­cak­m›ş.

D) O, inan›lmaz derecede azimli ve çal›şkan bir arkadaş›m›zd›r.

E) Yeni ald›€›m›z evin balkonlar›, sand›€›mdan daha da

darm›ş.

8. Aşa €› da ki cümlelerin han gi sin de, “do€­ru” söz cü ğü,

edat ola rak kul la n›l m›ş t›r?

A) Do€ruyu e€riden ay›racak yaşa çoktan geldiler ama

ak›llar› hep şeytanl›kta bu haytalar›n.

B) Kulüp yönetiminin do€ru kararlar›, son iki ayd›r

sonuçlar›n› göstermeye başlad›.

C) Do€ru söylüyorsunuz da bunlar› bana de€il dünkü

tart›şmada bize yüklenenlere anlatmal›yd›n›z.

D) Bak o€lum, koltukta do€ru oturmazsan, berber amca

yanl›şl›kla kula€›n› keser.

E) Ben a€z›m› açmaya f›rsat bulamadan, koca araç

köprünün üstünden denize do€ru süzülmeye başlad›.

11. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de “de / da” bağ la cı cümle ye

“ko­şul ye­ri­ne gel­se de ey­le­min ger­çek­leş­me­ye­ce­ği” an lamı

nı kat mış tır?

A) Otur­du­€u­muz dai­re güzel ol­ma­s›­na güzel de bu ekono­mik

ko­şul­lar­da faz­la pa­ra et­mez.

B) On­lar da gi­der­ken sa­na eş­lik ede­cek­ler­se bi­zim cümbür

ce­ma­at gel­me­mi­ze ge­rek yok.

C) Gön­lümü al­sa da bu sa­at­ten son­ra onun­la es­ki­si gi­bi

sa­mi­mi ola­ma­y›z.

D) Kar sa­ba­ha ka­dar yol­la­r› ka­pa­sa da biz eniş­te­mi arama

ya er ken den gi de riz.

E) Bu güzelim yay­la­ya, ça­l›ş­mak­tan bu­na­lan bi­zim

da­mat da gel­se, ne iyi olur­du.

12. Sok­ra­tes, şa­ir­le­rin bil­ge­lik­le­ri hak­k›n­da ko­nu­şur­ken şöyle

di­yor­du: “Ti­tiz­lik­le ve bi­linç­le yaz­dık­la­rı şi­ir­le­ri ala­rak,

bu şi­ir­le­rin ne an­la­ma gel­dik­le­ri­ni şa­ir­le­ri­ne sor­dum. Ne

ya­zık ki, bu şa­ir­ler ken­di yaz­dık­la­rı şi­ir­le­ri, hay­ran­la­rın­dan

da­ha iyi an­lat­mak ve da­ha ge­niş yo­rum­la­mak ye­te­ne­ği­ni

gös­te­re­me­di­ler.”

Bu parçada, farklı kaç bağlaç kullanılmıştır?

A) 1­ ­­­B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

9. (I) Kutsal metinlerin bildirdi€ine göre “Büyük Tufan”dan

kurtulanların sığındığı, Nuh Peygamber’in gemisi, aylarca

sular üzerinde bir çöp gibi sürüklenir. (II) Sonra,

içindekilerin korku dolu bakışları eşliğinde, yüksek

bir dağın tepesinde karaya oturur. (III) Dağ başında

geçen bu günlerde, başta kadınlar, çocuklar ve yaşlılar

olmak üzere gemidekilerin sıkıntı ve çaresizlikleri artar.

(IV) Yiyecek ve içecekleri de zamanla azalan bu insanlara,

yeryüzünde suların çekilip hayatın başladığının müjdesi,

bir güvercin ağzındaki zeytin dalı ile gelinceye kadar

ulaşmaz. (V) O günden beri; hayata dönüşün, umudun,

iyiliğin ve barışın sembolü olmuştur zeytin dalı.

13. Dün, kom­şu­nun ço­cuk­la­r› ile ge­ce ya­r›­s›­na dek ka­fa­m›­

za gö­re e€­len­dik, son­ra da ka­r›n­ca­lar gi­bi sa­ba­ha ka­dar

ders ça­l›ş­t›k.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlem B) Bağlaç C) Edat

D) Zaman zarfı E) Çoğul ad

Bu parçadaki numaralanm›ş cümlelerin hangisinde,

edat kullan›lmam›şt›r?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

14. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de “yal­nız” söz cü ğü

bağlaç gö re vin de kul la nıl mış tır?

10. Aşa€›daki cümlelerin hangisinde, ünlem türünde bir

sözcük kullan›lmam›şt›r?

A) Gel be güzelim, bu kadar inat etme

B) İsterim ki bu dostluk sonsuza kadar yaşas›n

C) Aman aman, sen uzak dur çocuktan

D) Öyle bir belaya çatt›m ki, ya sab›r, der dururum

E) Of ya, sabahtan beri şu koltukta oturmaktan s›k›ld›m

A) Yal­nız bir ağaç gi­bi kal­dım dün­ya­da.

­ ­ B) Yıl­lar­dır yal­nız ya­şa­mak­tan bı­kıp usan­dım.

­ ­ C) Ora­ya git­tim yal­nız bek­le­di­ğim il­gi­yi göremedim.

­ ­ D) Ben yal­nız onun dü­şün­ce­le­ri­ni önem­si­yo­rum.

­ ­ E) Çocukluğunu yalnız ge­çi­ren ki­şi­ler çoğunlukla mutsuz

bi­reyler olurlar.

267


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

11

Sözcük Türleri

1. Edatlar çekim eklerinden bazılarını alınca adlaşır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir kullanım vardır?

A) Bir çocuk gibi ağlamak sana yakışıyor mu?

B) Duyduklarıma göre iki gün sonra geliyorlar.

C) Çok yorulduğu için çabucak uyudu.

D) Bu kadarını da beklemiyordum, pes doğrusu!

E) Sabaha karşı yağmur başlamış, sokaklar ıslanmıştı.

5. (I) Bana göre dil beğenisinin dille uğraşan kimselerde bulunabileceğini

sanmak bir yanılgıdır. (II) Dil beğenisi, ana

dilini öğrenme çağında başlayan ve yerleşen bir duygudur.

(III) Yazarlar bu duyguyu incitmemek için çaba göstermelidir.

(IV) Dil beğenisine ters düşecek kullanımdan

kaçınmalıdırlar. (V) Yazar, bunu bilirse en geçerli notu

eleştirmenden çok okuyucusundan alacağını da kavrar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

birden çok edat kullanılmıştır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili bağlacın

yapısı farklıdır?

A) Onu ikna edeceğiz fakat hiç göremedik ki.

B) Sana güveniyorum ama şu an durumum iyi değil.

C) Seni yanıma alacağım yalnız uslu duracaksın.

D) Anladım ki artık bana hiç güveni kalmamış.

E) Bu yatırımdan kârlı çıkarız lakin risk alamayız.

3. I. Aha, sizi yakaladım işte

II. Bu çocuk beni öldürecek

III. Tüh, bu fırsatı da kaçırdık

6. Hiçbir şeyden çekmedi dünyada

Nasırdan çektiği kadar

Hatta çirkin yaratıldığından bile

I

II

O kadar müteessir değildi

III

Kundurası vurmadığı zamanlarda

Anmazdı ama Allah’ın adını

IV

Günahkâr da sayılmazdı

Yazık oldu Süleyman Efendi’ye

V

Bu şiirdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi edat

ya da bağlaç değildir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

IV. Vay, benim bu hâlime

V. Savulun bre düşmanlar

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde ünlem türünde

sözcük yoktur?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

7. “Bir” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç

göreviyle kullanılmıştır?

A) Bir kalemi bir de şiiri özledim gurbette.

B) Bir babanın, oğluna bırakacağı en iyi mirastır güzel

ahlak.

C) Bir değil bin defa uyardım seni ama nafile.

D) İki noktadan bir doğru geçtiğini bilmeyen mi var?

4. I. Annem kadar özverili olabilmeyi çok isterdim.

E) Bir çocuk yarım saattir seni soruyor buralarda.

II. Çocukları için nelere katlanmıyordu ki?

III. Bu denli vurdumduymaz bir insan olamaz.

IV. Dün de anlattığım üzere gitmem gerekiyor.

V. Üstelik bizim teknolojimiz onlarınkinden ilerideydi.

Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi edat değildir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

8. Şiirlerimi nasıl ve nerede bitireceğimi bilirim. Çünkü ben

şiirimi sondan başa doğru yazarım. Yani şiirin dünyası

hazırdır. Kelimeler bütünüyle değişse bile şiir değişmez.

Bu parçada kaç bağlaç kullanılmıştır?

A) 1­ B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

268


Sözcük Türleri

TEST

11

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. “Ancak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde

bağlaç göreviyle kullanılmıştır?

A) İki saatte şehrin merkezinden ancak çıkabildik.

B) Bu yemek üç kişiye ancak yeter.

C) Ancak anneler böyle bir fedakârlık yapabilir.

D) Yetkililere derdimizi anlattık ancak bize yardım eden

olmadı.

E) Ancak seninle olduğumuz zamanlar huzur buluyorum.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “da, de” bağlacı,

cümleye “eylemin en az iki kez yapıldığı” anlamını katmıştır?

A) Geç gel de babam sana gününü göstersin.

B) Teyzem de yazın Almanya’ya gidecek.

C) Alışverişimizi bugün de aynı marketten yaptık.

D) Ayhan da Nahit de bana hiç inanmıyor.

E) Bugünlerini iyi değerlendir de geleceğin parlak olsun.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “edat, bağlaç ve

ünlem” türünde sözcükler kullanılmıştır?

A) Yahu, bu nasıl iştir ki hep zarar ediyoruz?

B) Öyle üzülmüştü ki dokunsan ağlayacak gibiydi.

C) Aa, bu kadar da olmaz, siz ne yapıyorsunuz?

D) Yarına dek sana mühlet veriyorum, parayı bul.

E) Yazık ki artık hiçbir genç bu değerlere sahip çıkmıyor.

14. I. Herkes bilir ki aklın yolu birdir.

II. Bir şiir mi yazdın şimdiye dek?

III. Bu kadar işi bir sen yaparsın.

IV. Hiç, bilenle bilmeyen bir olur mu?

V. Biri, artık bu haksızlığa dur desin.

Bu cümlelerin hangisinde edat ya da bağlaç kullanılmamıştır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

15. “Kadar” edatı aşağıdaki cümlelerin hangisine diğerlerinden

farklı bir anlam katmıştır?

A) İki hafta öncesine kadar buradan gitmek istiyordu.

B) Öğleye kadar çalışıp yarım kalan işini bitirdi.

C) Yarım saate kadar herkes toplantı odasında olsun.

D) Her sabah onun okuluna kadar birlikte yürüyoruz.

E) Otobüsün, beş dakikaya kadar geleceğini söylediler.

16. Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

I II

Yorgun kirli ve umutsuz geçmişim

Oysa bilmediğin bir şey vardı, sevgilim

III­ ­ ­­­­­­­­IV

Ben sende bütün aşklarımı temize çekmiştim

V

Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

bağlaçtır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

12. Ünlemler çekim eki alarak adlaşabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

vardır?

A) Mehmet, hemen odanı topla ve sofraya gel!

B) Amanı eyvahı bırakın da bir çözüm yolu bulun!

C) Hey, sana daha kaç kere söyleyeceğim?

D) Çocuğum, neden böyle yapıyorsun?

E) Ee, anlat bakalım, neler oldu başka?

17. “Gibi” edatı aşağıdaki cümlelerin hangisine, “yaklaşıklık”

anlamı katmıştır?

A) Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz.

B) Kitaplara gözüm gibi bakacağım, için rahat olsun.

C) Saat iki gibi gelirsen programı yaparız.

D) Ben de bu konuda senin gibi düşünüyorum.

E) Çocuğu kolundan tuttuğu gibi içeri çekti.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç, eş görevli

sözcükleri bağlamıştır?

A) Babam da aynı yerden alışveriş yapmış.

B) Kızı ve gelini ona güzel bir hediye almış.

C) O şiiri okudum fakat pek beğenmedim.

D) Yani, artık ortaklığımız bitiyor, öyle mi?

E) Demek ki baba olmak öyle kolay bir şey değilmiş.

18. Aşağıdaki dizelerin hangisinde edat yoktur?

A) Her şey karton burada, keyifler bile karton

B) Beni ateşinle koru, su içip geleceğim

C) Bir yalnızlığı kovmadım, tunç kapımdan

D) Bir cam gibi kırılıyor hayat

E) Çünkü yalnızlık benimledir sonsuza dek

269


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

12

Sözcük Türleri

1. Düzensiz dönen çark dişini kırar

I II

Ne yapsan o zaman olmaz ki yarar

Sen seni bilip de bir adil karar

III­ ­ IV

Vermezsen başına dünya yıkılır bir gün

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­V

Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisi ad

görevindedir?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması

vardır?

A) Doğru bilgilere ulaşmak ancak bilimsel yapıtları okumakla

mümkündür.

B) O, kuşağının yazarları gibi bir dünya görüşünün sözcülüğünü

yapmaz.

C) Sanatçı, olaylara kişiselliğin dar penceresinden bakamaz.

D) Öykülerinden tat almak için tarih bilgisine sahip olmak

gerekir.

E) Onun okuru hep belli bir düzeyin üzerindedir.

2. I. Çocuk izlencelerinde kukla kullanılabilir.

II. Kukla insanın yerini almamalı, izleyiciyi yalnız bırakmamalı.

III. Sunucunun yanında var olmalı daima.

IV. Sunucu onunla konuşur, tartışır, ona şarkılar söyler.

V. Sunucu, kuklayı izlenceyi renklendiren bir öge olarak

kullanır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat

tamlaması vardır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

3. I. Malaparte tok sözlü ve insancıl bir yazar.

II. Söyleyeceğini en kestirme yoldan, hiç çekinmeden

söylüyor.

III. Oyuna, izleyicinin katılmasını kolay sağlıyor.

6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde azlık - çokluk zarfı

vardır?

A) Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar

Temiz yürekli uysal çocukluğum

B) Beni yanında görmekti tek derdin

Seni görmezsem ölürüm, derdin

C) Az yanımda kal, çocukluğum

Yalnız bırakmayın beni hatıralar

D) Ah, ümit dolu gençliğim

İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim

E) Açılın, açılın tekrar

Çocuk dizlerimdeki yaralar

IV. İzleyici onun oyunlarında oyuncularla tartışıyor.

V. Hiçbir izleyici, onun oyunlarında kendini rahat hissetmiyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde birden

çok zarf kullanılmıştır?

A) I B) II C) II­I D) IV E) V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön zarfı kullanılmıştır?

A) Söz konusu insansa gerisi teferruattır.

B) Üst kata çıkarken şunu da yanına al.

C) Evin iç odaları salon kadar geniş değil.

D) Dışarı çıkarsan bana bir gazete alır mısın?

E) Aşağı yoldan gidersen çabuk varırsın.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türlerde zamirler

bir arada kullanılmıştır?

A) Gerçek sanatseverin kim olduğunu nasıl anlayacağız?

B) Benim, gerektiğinde ne kadar öfkeli biri olabildiğimi

yakında anlarsınız.

C) Herkesin yapması gereken bir işi kimse üzerine almıyordu.

D) Buraya gelirken böyle sorunlarla karşılaşacağımı düşünmemiştim.

E) Kimileri çevre kirliliğiyle mücadeleyi kişisel çıkarı için

kullanmaktadır.

270


Sözcük Türleri

TEST

12

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman zarfı yoktur?

A) Yarına ümitle bakan bir gençlik yetiştiriyoruz.

B) Bu kararlar dün toplantıda tartışılmış.

C) Soruları önce okuyun, sonra cevaplayın.

D) Kursun bitiminde bir yerde yemek yiyelim.

E) Geçen yaz, tatilimizi Balıkesir’de geçirdik.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirsizlik (belgisiz)

anlamı taşıyan sözcüğün türü farklıdır?

A) Hepsi öğretmenden çok korkmuştu, kimseden çıt

çıkmıyordu.

B) Öğretmen arka sırada oturanlardan birini dersten çıkardı.

C) Çocuğun yüzünde, her insanda rastlanabilecek bir

ifade vardı.

D) Herkes şaşkınlık içinde, öğretmenin ne yapacağını

merak ediyordu.

E) Bazısı ise kendine engel olamamış, ağlamaya başlamıştı.

10. I. Sergideki fotoğrafların hangisi sana ait?

II. Daha kaç asır bekleyeceğim seni?

III. Sizin evinizde genellikle kimin sözü geçer?

IV. Niye artık hiçbir şey eskisi gibi değil?

V. Haftada kaçar gün nöbet tutuyorsunuz?

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

soru anlamı sıfatla sağlanmıştır?

A) I ve II B) I ve III C) III ve IV

D) II ve V­ E) IV ve V

11. I. Öteki kutunun içinde daha ağır bir şey var.

II. Bu, benim ilk işim olduğu için heyecanlıyım.

III. Bir süre uğraştıktan sonra öbür soruya geçti.

IV. Burada eskiden İzmirli bir aile kalıyordu.

V. Şöyle bir evimin olmasını çok isterdim.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

işaret sıfatı kullanılmamıştır?

A) I ve III B) II ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

tamlayanı düşmüş bir ad tamlamasıdır?

A) Senin de destanını okuyalım, ezberleyelim.

B) Şehrin bütün çöpleri bu vadiye taşınıyor.

C) Kokusu bambaşkadır Anadolu’da çiçeklerin.

D) Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

E) Babam bu konuda beni defalarca uyarmıştı.

13. Ad aktarması (mecazımürsel) yoluyla topluluk adı yapılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış

bir topluluk adı vardır?

A) Maden işçileri bir haftadır göçük altındaydı.

B) Her sabah işe giderken toplu taşıma araçlarını kullanıyor.

C) Ormanın derinliklerine doğru gidildikçe korkunç sesler

artıyordu.

D) Bütün köy, ellerinde kazma ve küreklerle, kapanan

yolu açmaya çalışıyor.

E) Şehir meydanındaki şenlikler üç gün sürecektir.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sıfat yoktur?

A) Dik kafalı insanları kendinden uzak tutmaya çalış.

B) Yamaçtan köye doğru inerken taş duvarlı bir ev görmüştüm.

C) Üç ayaklı sehpaların devrilme riski, dört ayaklılardan

daha azdır.

D) Bilgisayar klavyesinin kirliliği hastalıklara davetiye çıkarıyor.

E) Güzel sesli bir şarkıcıyı dinlerken kendimden geçerim.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen belgisiz zamirin

yapısı farklıdır?

A) Ülkemize gelen turistlerin çoğu Kapadokya’yı görmek

istiyor.

B) Bazısı çayı seviyor, bazısı kahveyi.

C) Hepsi buna itiraz etmeyi düşünüyormuş.

D) Ona verdiğim kitapların birçoğunu kaybetmiş.

E) Desteğimizden ötürü hepimize teşekkür etti.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat yoktur?

A) Hâkimin son sözlerini duyunca olduğu yere yığıldı.

B) Küçükken babam bana çocuk hikâyeleri alırdı.

C) Bilgisayarın hızını artırmak için pahalı bir parça gerekiyor.

D) Hava yolları şirketlerinin ucuz tarifeleri sayesinde

halk uçuyor.

E) Dağın zirvesine yaklaştıkça yüksek ardıçlar karşılıyor

bizi.

271


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

13

Sözcük Türleri

1. Benim ilk gösteri deneyimim müzikli oyunlarda oldu. O

oyunlar, fotoğraflı sahnelerde bol müzik ve şiir eşliğinde

oynanırdı.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine örnek yoktur?

A) Şahıs zamiri­ ­ B) Niteleme sıfatı

C) Bağlaç ­ D) İşaret zamiri

E) Ad tamlaması

5. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcüğün türü

farklıdır?

A) Büyük bir bahçe içinde köşk tarzında yapılmış bir ev

verilmişti bize.

B) Babam o yıllarda Gönen’de genç bir subaymış.

C) Önüne çıkan herkese büyüklük taslaman çok yanlış.

D) Yazarın, iki türde de ürün vermiş olması oldukça şaşırtıcıdır.

E) Son sayfayı da çevirdiğinde artık uyku gözlerinden

akıyordu.

2. Çok saatler geçince hicranda

I

II

Düşülür bir hayale zevk alınır

III IV V

Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangileri

türce aynıdır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

6. Musiki, her şeyden önce musiki

Onun için tekli mısradan şaşma

Kıvrak olur, erir havada sanki

Ağır aksak söyleyişe yanaşma

Bu dörtlükle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi

yanlıştır?

A) Belgisiz sıfat vardır.

B) Bağlaç görevli sözcük vardır.

C) Edat görevli sözcük vardır.

D) Ad tamlaması yoktur.

E) Zarf görevli sözcük vardır.

3. “O” ve “onlar” sözcükleri insan dışındaki varlıkların yerini

tutarsa ---- olur.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilmelidir?

A) işaret zamiri­ ­ B) şahıs zamiri

C) dönüşlülük zamiri­ ­ D) belgisiz zamir

E) soru zamiri

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı zamirle

sağlanmıştır?

A) Kimin haklı olduğuna nasıl karar vereceksin?

B) Olur böyle şeyler, ne üzülüyorsun?

C) Gerçekleri ona ne zaman anlatacaksın?

D) Hangi arabayı alacağınızı biliyor mu?

E) Seni gecenin bu saatinde arayan kimmiş?

4. Sıfatlar, çekim eki alınca adlaşır.

Aşağıdakilerin hangisinde bir isim tamlamasının tamlayanı

adlaşmış sıfattır?

A) Manava gidince hep elmaların iyisini seçerdi.

B) Binanın arka bahçesine bir oyun alanı yapılacak.

C) Geçmiş günlerin izlerini silmek neredeyse imkânsızdı.

D) Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır, demiştin.

E) Uzaklık kavramı, kişiden kişiye değişkenlik gösterir.

8. Zarflar cümledeki kullanımlarına göre ---- türündeki sözcükleri

niteleyip derecelendirebilen sözcüklerdir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi

getirilemez?

A) fiil B) fiilimsi C) zamir

D) zarf E) sıfat

272


Sözcük Türleri

TEST

13

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması zarf

göreviyle kullanılmıştır?

A) Konser izleyicisi, güzel bir müzik dinlemeyi ister.

B) Günümüzde televizyon her evin vazgeçilmez bir parçası

oldu.

C) Eskilerin, ölümün kardeşi dedikleri uyku beni birden

yakaladı.

D) Öğretmen, dersin bitiminde tüm soruları tek tek cevapladı.

E) Yaz tatili, tüm öğrencilerin dört gözle beklediği bir

şeydir.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması yoktur?

A) Eski hikâyelerimizin bugünün öyküsünü etkilediği

son yıllarda yaygınlaşan bir görüştür.

B) Böyle bir özü aktarabilmek için zaman zaman biçimi

gözden çıkarır.

C) Türk öykücülüğünün derinliklerine inmeyenler öyle

bir sonuca varmıştır.

D) Onun zorlama bir tarih sevgisinden doğduğuna ve

serpildiğine inanıyorum.

E) Necati Cumalı Türk şiir serüveni içinde kimseyi etkilememiş,

kimseden etkilenmemiştir.

10. Ey neşeli ve bahtiyar tayfalar

Deniz şarkılarını söyleyin bana

Kapansın şu lanet dolu sayfalar

Gidelim bir limandan bir limana

Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Edat­ ­ B) Bağlaç­ ­ C) Ünlem

D) Zamir­­ E) Ad tamlaması

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

edat göreviyle kullanılmıştır?

A) Bu acımasız bekleyiş sonsuza dek sürecek mi?

B) O, kedi ile köpeği bile birbirinden ayıramaz.

C) Ne yazık ki çok az kişi çevreye karşı duyarlı.

D) Hiçbir insan yaşamın her alanında sınırsız bir özgürlüğe

sahip değildir.

E) Sanat olmadan gerçek bir gelişmeden söz etmek

mümkün değildir.

12. Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Zarf görevli sözcük vardır.

B) Adlaşmış sıfata örnek vardır.

C) İşaret sıfatı kullanılmıştır.

D) Soyut ad kullanılmıştır.

15. I. Bugün sinemamız dünya sinemasının konumunda olmasa

bile yolunda.

II. Yirmi yıldan beri görmediğim o kasaba hayalimde artık

seraplaştı.

III. İnsanlar, komşularını ziyaret etmektense televizyon

izlemeyi tercih ediyorlar.

IV. Bundan dolayı onunla ilgili değerlendirme yapmak

doğru değildir.

V. Kısa süre içinde yükselip iş yerinde müdür oldu.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde edat kullanılmıştır?

A) I ve II B) II ve IV C) III ve V

D) I ve IV­ E) III ve IV

16. Son şanlı macerasını tarihe anlatın

Zincir içinde bağlı duran kahraman atın

Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor

Asrın baş eğdi sandığı at, şaha kalkıyor

Bu dörtlükle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi

yanlıştır?

A) Birden fazla niteleme sıfatı vardır.

B) Birden çok sözcük hâl eki almıştır.

C) Tamlayanı ile tamlananı yer değiştirmiş ad tamlaması

vardır.

D) Zarf türünde sözcük vardır.

E) Zamir türünde sözcük vardır.

E) Zamir görevli sözcük kullanılmıştır.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir edat öbeği sıfat

göreviyle kullanılmıştır?

A) Parmak kadar çocuğa bunlar yapılır mı hiç?

B) Bu kavga bitene dek, iki aile yan yana gelmeyecek.

C) Ne olur bana yardım edin der gibi bakıyordu.

D) Senin için aldım bu hediyeyi, niçin kabul etmedin?

E) Senin gibisini bulabilseydim, zaten başkasını aramazdım.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “tek” sözcüğü edat

göreviyle kullanılmıştır?

A) Tek katlı, beyaz badanalı, şirin bir evde oturuyorlardı.

B) Tek başına yaşadığı bu evde kendini bazen yalnız

hissediyordu.

C) Tek sen mi hissedersin ayrılık acısını en derinden?

D) Sokağın ortasında tek kaldığını anlayınca çok üzüldü.

E) Söz konusu el becerisiyse o bu bölgede tektir.

273


TÜRKÇE

BÖLÜM

9

Fiiller

I. FİİL (EYLEM)

Bir durumu, oluşu, işi, kılışı, hareketi belli bir kip ve kişiye bağlı

olarak anlatan sözcüklerdir.

A. ANLAMINA GÖRE FIILLER

• Kılış Bildiren Fiiller: İş, kılış, hareket anlamı taşıyan

fiillerdir. Nesne alabilir. İş, bir nesne üzerindedir.

Bulaşıkları yıkıyor.

Evi de onaracakmış.

Kimi bekliyorsunuz?

As­lın­da iş, kı­lış, ha­re­ket an­la­mı fark­lı an­lam­lar­dır.

İş; ya­pı­lan ve ener­ji sarf edi­le­rek or­ta­ya çı­kan fi­il­ler­dir.

ta­mir et­mek, yı­ka­mak, te­miz­le­mek...

Ha re ket: Ha­re­ket hâlin­de olup ener­ji sarf et­me anı ola­rak ni­telen­di­ri­le­bi­lir.

koş­mak, oy­na­mak...

Kı­lış: Kuv­vet uy­gu­la­ya­rak bir cis­min baş­ka bir ci­sim üze­rin­de et­ki

yap­ma­sı­dır.

çarp­mak, döv­mek...

• Oluş Bildiren Fiiller: Fiil, öznenin iradesi dışında, belli

bir zaman diliminde gerçekleşir. “Kendi kendine” anlamı

vardır. Nesne almaz.

Yapraklar sarardı.

Saçları uzadı.

İyice şişmanladın.

Sular dondu.

Çözüm

V. cümledeki “anlatmak” fiili nesne alabildiği için kılış fiilidir.

Doğru Seçenek E

Örnek

- Uzun zamandır bekliyorum.

- Beklediğin nedir?

- Gençtin, yaşlandın ve hâlâ umutlusun.

- Evet bunca yıl güldüm, ağladım fakat umudumu kaybetmedim.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) “bekliyorum” fiili kılış anlamlıdır.

B) “yaşlandın” fiili oluş anlamlıdır.

C) “kaybetmedim” fiili durum anlamlı bir fiildir.

D) “güldüm, ağladım” fiilleri durum anlamlıdır.

E) “beklediğin, gençtin, umutlusun” sözcükleri çekimli fiil değildir.

Çözüm

“kaybetmedin” fiili nesne alan fiildir, kılış anlamlıdır.

Doğru Seçenek C

• Fiiller “-mek” eki alabilen sözcüklerdir: koş-, otur-, gel-...

-mek eki almış sözcük mastardır, fiilin adıdır; addır ve fiil değildir

çünkü çekimli değildir.

koş † Emir kipi, II. tekil kişi, çekimli fiil

koşmak † Mastar, fiilin adı, ad

• Durum Bildiren Fiiller: Öznenin bulunduğu durumu anlatan

fiillerdir. Nesne almaz.

Divanda uyudum.

Çok güldük.

Neden ağlıyorsun?

Örnek

I. Gökyüzü bulutlanıyor, yağmur yağabilir. (Oluş fiili)

II. Sözlerimi yineliyorum, dinleyin. (Kılış fiili)

III. Geniş imkânlara kavuşacağız. (Durum fiili)

IV. Bayırlar iyice çiçeklendi. (Oluş fiili)

V. Her duyduğumu anlatamam. (Durum fiili)

Bu cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün ayraç içindeki

açıklaması yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem fiil değildir?

A) Çocuklar da uyumuştu.

B) Eve tam saatinde vardık.

C) Ekinleri sulayacağım.

D) Köpeğim iyice yaşlandı.

E) Demek planın bizi şaşırtmakmış.

Çözüm

“uyumuştu † uyumak”, “vardık † varmak”, “sulayacağım †

sulamak”, “yaşlandı † yaşlanmak” biçimindedir, fiildir. “şaşırtmakmış”

† şaşırt- sözcüğü fiildir ancak “-mek” mastar ekini

alınca artık adlaşmıştır. İsimdir.

Doğru Seçenek E

274


Fiiller

B. FİİL ÇEKİMİ

• Fiil, çekimlidir. Bir fiilin belli bir kip içinde kişi sırasına göre

söylenmesine, çekimlenmesine fiil çekimi denir.

“Koş-” fiilinin -di’li geçmiş zaman çekimi:

Tekil

(I. kişi) koş - tu - m

(II. kişi) koş - tu - n

Çoğul

koş - tu - k

koş - tu - nuz

(III. kişi) koş - tu __

koş - tu - lar

Fiil kökü kip kişi Fiil kökü kip kişi

Örnek

Bakmak ve görmek farklı kavramlardır. Gözümüz açık olduğu

sürece görürüz her şeyi fakat gördüğümüz her şeye bakmayız.

Bakmak, bilinçli bir eylemdir.

Bu parçada çekimli kaç fiil vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

Örnek

Aşağıdakilerin hangisinde “-mış, -miş, -muş, -müş” duyulan

geçmiş zaman kipi cümleye “sonradan fark etme” anlamı

katmıştır?

A) Soruları okula gelince çözmüş.

B) Çocukları Kızılay’da gezerken görmüş.

C) Pürüzleri de hâlledince bizimle anlaşacakmış.

D) Son bir yılda saçlarım çok beyazlamış.

E) Eve gider gitmez yemek yapmaya başlamış.

Çözüm

Duyulan geçmiş zaman kipi A, B, C ve E seçeneklerinde “başkasından

duyma” anlamı, D seçeneğinde ise sonradan fark

etme anlamı katmıştır.

2. Şim di ki Za man: -( )yor ekini alır.

Doğru Seçenek D

Eylemin anlat›mla ay n› an da ya p›l d› ğ› n› ifa de eden kiptir.

Dö nü yor ba ş›m yi ne.

Çok gü zel şar k› söy lü yor.

Çözüm

“gör - ür - üz, “bak -, ma - y - ız”

fiil kip kişi fiil olumsuzluk kişi

kökü eki kökü eki eki

sözcükleri çekimli fiildir. Bu fiiller geniş zamanla çekimlenmiştir.

Fiilde Kip

Fi il le re za man ve ya di lek an la m› ka tan öge dir.

a) Ha ber Kip le ri

Za man bil di ren kip ler dir.

Doğru Seçenek B

1. Geç miş Za man: ‹şin anlatımdan ön ce ya p›l d› ğ›nı ifade

eder.

• Gö rü len (Bilinen, Belirli) Geç miş Za man: -dı (-di, -du,

-dü) ekini alır.

So kak ta sa de ce ço cuk lar oy na d›.

• Du yu lan (Öğretilen) Geç miş Za man: -m›ş (-miş, -muş,

-müş) ekini alır.

Onu si ne ma da gör müş.

Gö­rü­len geç­miş za­man ve du­yu­lan geç­miş za­man ek­le­ri, bu

an­lam­la­rı her za­man ver­me­ye­bi­lir.

Türk­ler Ana­do­lu’ya 1071’de gir­di. (Eylem görüldüğü için de­ğil,

ke­sinlik an­la­mı­içerdiği için.)

Ta­kı­lıp kal­mı­şım yal­nız­lı­ğa. (Far­kın­da ol­ma­dan ya­pı­lan iş an­lamı­nı

ver­di­ği için.)

Saç­la­rın uza­yın­ca ne gü­zel ol­muş­sun. (Gö­rü­len bir du­ru­mu ifa­de

et­ti­ği için.)

3. Ge le cek Za man: -ecek (-acak) ekini alır.

Eylemin anlatımdan son ra ya p› la ca ğ› n› ifa de eden kiptir.

Ace mi ba l›k gi bi ağ la ra do la na cak s›n.

4. Ge niş Za man: -( )r ekini alır.

Eylemin sü rek li ya p›l d› ğ› an lamı nı ve ren kiptir.

Bir da ha onun la gi der mi yim?

Sal lan maz, o gi den ge mi nin ar dın dan ne men dil ne de bir kol.

(olum suz çekimi)

Geniş zaman kip eki, 1. tekil kişi olumsuz çekiminde düşer:

Şarkı söyle - r - im † olumlu

Şarkı söyle - me - m † olumsuz

“-mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ek­le­ri ay­nı za­man­da sı­fat-fiil (ortaç)

ya­pan ek­ler­dir. Kip ek­le­riy­le ka­rış­tı­rıl­ma­ma­lı­dır. Bu ek­ler sı­fat

tam­la­ma­sı ya­pı­yor­sa sı­fat - fi­il eki­dir.

Or­taç ek­le­ri ya­pım eki, kip ek­le­ri çe­kim ek­le­ri­dir.

Ça­lar saa­ti bo­zu­lur.

y.e. ç.e.

Utan­maz adam bu­ra­ya gel­mez.

y.e.

ç.e.

Geç­miş gün­le­ri ar­tık unut­muş.

y.e.

ç.e.

İyi ola­cak has­ta, dok­to­ra gi­de­cek.

y.e.

ç.e.

Ta­nı­dık yüz­le­ri gör­dük­çe se­vin­dik.

y.e.

ç.e.

275


Fiiller

b) Di lek Kip le ri (Ta sar la ma Kip le ri)

Fi il le re, ge nel ola rak istek, gereklilik, emir an la m› ve ren

kip ler dir. Fi il le re za man an la m› n› kat maz . Bu kip ler şunlar

d›r:

1. Di lek - Şart Ki pi: -se, -sa ekini alır.

Eylemin gerçekleşmesi dileğini anlatır veya eylemi bir

şarta bağlar.

a) Hi kâye Birleşik Çe kim: (idi)

Ba sit çe kim li fi il le re “idi” ek fiili ge ti ri le rek yapılır.

“Gidecek idim.” veya “Gidecektim.”

ka la cak t›m, ça l›ş ma l›y d›m, bil mez dim…

ge le cek ge rek li lik ge niş

za ma nın ki pi nin za ma nın

hikâye si hikâye si hikâye si

Şu s› na v› bir ka zan sam.

Ça l› ş san ka za n›r s›n.

† di lek anlamı

† şart anlamı

2. ‹s tek Ki pi: -e, -a ekini alır.

Ey le me is tek an la m› ka tar.

Al lah sa na zi hin aç›k l› ğ› ve re.

Am ba r› na buğ day ya ğa.

Size yardım edeyim.

3. Ge rek li lik Ki pi: -me li, -ma l› ekini alır.

Ey le min ya p›l ma s› ge rek ti ği ni ifa de eder. Ba zen cüm le ye

ih ti mal an la m› da ka ta bi lir.

Bu k›z be ni gör me li.

Ba na ka zak ör me li.

ge rek li lik anlamı

Bu sü re zar f›n da işi bi tir miş ol ma l›.

ih ti mal anlamı

4. Emir Ki pi: Kip eki yok tur. Çekimde şahıs eklerinden

yararlanılır.

Çe ki mi şöy le dir: (I. te kil ve I. ço ğul kişi çe ki mi yok tur.)

ben –– biz ––

sen koş siz ko şun

o koş sun onlar koş sun lar

Fiillerde Kip Kayması (Anlam Kayması)

Bir kipin kendi anlamı dışında kullanılmasıdır.

• Haf ta ya ko nu la rı bi ti ri rim. † Kip: Geniş zaman

Anlam: Gelecek zaman

• Öğ ren ci de di ğin ders ça lı şa cak. † Kip: Gelecek zaman

Anlam: Gereklilik

• Ah met An ka ra’ya gi der, kar de şi ni bu lur, eve ge lir.

† Kip: Geniş zaman

Anlam: Geçmiş zaman

Basit Çekimli Fiil

Tek kiple çekimlenmiş fiillerdir.

Gel - di - m.

Sen de gel - se - n.

Bir le şik Çe kim li Fi il ler

Basit çekimli fiile, ek fiilin eklenmesiyle yapılır. Ek fiil, üç farklı

kipiyle birleşik çekimli (zamanlı) fiil yapar.

Örnek YGS / 2010

(I) Doğduğum yer olan Malatya’da k›şlar çetin geçerdi. (II) Beş

alt› yaşlar›ndayken köyde yollar›m›z›n kardan kapand›ğ›n›

an›msar›m. (III) Komşular kazma kürek ile yollar› açard›,

boyumuzu aşan kar tünelinden geçerek okula zor giderdik.

(IV) ‹nsan›n doğa karş›s›ndaki korunmas›zl›ğ›na yoksul luk da

ek le nin ce ha yal le re, ma sal la ra, söy len ce le re s› ğ› n›r d›k. (V) ‹lk

şi ir le ri mi o gün ler de yaz ma ya baş la d› ğ› m› sa n› yo rum.

Bu parçadaki nu ma ra lan mış cüm le ler le il gi li ola rak aşa ğıda

ve ri len ler den han gi si yan lış tır?

A) I. cümlede, birden fazla fiilimsi vard›r.

B) II. cümlede, yüklem etken ve geçişlidir.

C) III. cümledeki “ile” edatt›r.

D) IV. cümlede, yüklem belirli geçmiş zaman›n hikâyesiyle

çekimlenmiştir.

E) V. cümlede, işaret s›fat› kullan›lm›şt›r.

Çözüm

Par ça da ki nu ma ra lı cüm le ler le il gi li ve ri len bil gi ler den D seçeneğindeki

bil gi yan lış tır. Çün kü IV. cüm le de yük lem be lir li

geç miş za ma nın hi kâ ye siy le de ğil, ge niş za ma nın hi kâ ye siy le

çe kim len miş tir.

b) Ri va yet Birleşik Çekim: (imiş)

Doğru Seçenek D

Ba sit çe kim li fi il le re “imiş” ek fiili ge ti ri le rek yapılır.

“Gelecek imiş.” veya “Gelecekmiş.”

oku say m›ş, oku ya cak m›ş, oku yor muş...

di lek-şar t ge le cek şim di ki

kipinin za ma nın za ma nın

ri va ye ti rivayeti rivayeti

276


Fiiller

Örnek YGS / 2014

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-yor” eki, diğerlerinden

farklı bir zaman anlamı katmıştır?

A) Astronomlar, evrenimizi giderek artan bir hızla genişleten

gizemli hızlandırıcıyı “karanlık enerji” olarak adlandırıyor.

B) Piri Reis’in Dünya haritasını yıllarca araştıran ve bu konuda

kitap yazan, ünlü erken dönem kartografya tarihi uzmanı,

bir derginin konuğu olarak İstanbul’a geliyor.

C) Genetik ve çevresel faktörler etkileşerek otizmin ortaya

çıkmasında rol oynuyor.

D) Bataklık yakınlarında yaşayan sülün boyutundaki hoatzin

kuşu, yiyeceklerini fermente ederek sindiriyor.

E) Her defasında ne bulacağımı hiç bilmeden suya dalıyor ve

her defasında gördüklerim karşısında büyülenmiş olarak

sudan çıkıyorum.

Çözüm

A, C, D ve E seçeneklerinde “-yor” kipiyle geniş zaman anlamı

kastedilmiştir. B’de ise “-yor” kipi gelecek zaman anlamıyla

kullanılmıştır.

Doğru Seçenek B

c) Şart Birleşik Çe kim: (ise)

Ba sit çe kim li fi il le re “ise” ek fiili ge ti ri le rek el de edi lir.

“Uyuyor ise” veya “Uyuyorsa”…

ka zan ma l›y sam, ka za na cak sanız…

gereklilik ge le cek

kipinin za ma n›n

şartı şar tı

Çözüm

E se çe ne ğin de ve ri len bil gi yan lış tır. Çün kü

yük lem olan

“yorumluyor”, “buluyor” ve “seslendiriyor” sözcükleri bi rle şik

de ğil, ba sit za man lı dır.

Fi il de Şa h›s

Doğru Seçenek E

Ey le min kim ta ra f›n dan ya p›l d› ğ› n› gös te ren öge dir. Ek

olarak fiile eklenir. Eyleme, za ma na gö re fark l› şe kil ler de

ge le bi lir.

Şa h›s ek le ri

I. tekil kişi (ben) iz le - di - m iz le - r - im

II. tekil kişi (sen) iz le - di - n

iz le - r - sin

III. tekil kişi (o) iz le - di - iz le - r -

I. çoğul kişi (biz) iz le - di - k iz le - r - iz

II. çoğul kişi (siz) iz le - di - niz

III. çoğul kişi (onlar) iz le - di - ler

iz le - r - si niz

iz le - r - ler

Fi il de Olumsuzluk

-me, -ma olumsuzluk ekiyle fiillere olumsuzluk anlamı

verilir.

Koş - tu - m.

Koş - ma - dı - m.

C. EK EY LEM

Ek ey lem, “-i(mek)” ey le mi nin gü nü müz de ek hâlin de ki

kul la n› m› d›r. Gü nü müz de ek ey lem ola rak ni te len dir di ğimiz

ek ler de ek ey le min çe kim le ri dir.

EK EYLEM

Örnek ÖSS / 2004

Dün ya n›n en ta n›n m›ş or kes tra la r›n dan bi ri olan bu grup, 18.

yüz y›l bes te ci le ri nin ya p›t la r› n› yo rum lu yor; ay r› ca, unu tul muş

ve ya az ta n› nan bes te ci le rin ya p›t la r› n› bu lu yor ve ses len diri

yor.

Bu cüm ley le il gi li ola rak aşa ğ› da ve ri len ler den han gi si

yan l›ş t›r?

A) ‹şa ret s› fa t› var d›r.

B) S› fat-fi il ler kul la n›l m›ş t›r.

C) Zarf tüm le ci yok tur.

D) Tü re miş söz cük ler kul la n›l m›ş t›r.

E) Yük lem ler bi le şik za man l› d›r.

Ek eylemin

geniş zaman

çekimi

-im

-sin

-dir

-iz

-siniz

-dır-lar

Ek eylemin

hikâye

çekimi

(idi)

Ek ey le min iki te mel gö re vi var d›r:

Ek eylemin

rivayet çekimi

(imiş)

Ek eylemin

şart çekimi

(ise)

1. Ek ey lem, ad ve ya ad soy lu söz cük le ri dört farklı

kipiyle (-di’li geçmiş zaman kipi, -miş’li geçmiş zaman

kipi, koşul kipi, geniş zaman kipi) yük lem ya par.

Y›l lar d›r has re tiz bir yu dum sev gi ye.

Ben de hastaydım.

277


Fiiller

2. Üç farklı kipiyle (hikâye, rivayet, koşul) ba sit çe kim li

fi il le ri bir le şik çe kim li fi il ya par.

Y›l lar bit mek bil mi yor du.

Uyursan dinlenirsin.

Ek ey le mi dört grup ta in ce li yo ruz:

1. Ek Ey le min Ge niş Za man Çe ki mi:

• Ek eylemin geniş zaman eki olan “-dir” I ve II. tekil ile I ve

II. çoğul kişilerde genellikle görünmez. Çekim ad ve ya ad

soy lu söz cük le re çoğunlukla ki şi ek le ri nin getirilmesiyle

gerçekleştirilir. Bu ek ler gel di ği söz cük le ri yük lem ya par.

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca bir gü lüm.

I. te kil ki şi

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca bir gül sün.

II. te kil ki şi

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca bir gül dür.

III. te kil ki şi

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca gül le riz.

I. ço ğul ki şi

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca gül ler si niz.

II. ço ğul ki şi

He nüz çi çek aç ma m›ş gon ca gül ler dir ler.

III. ço ğul ki şi

• Al t› çi zi li söz cük ler ek ey le min ge niş za man çe kim le ri dir.

Beş yıldır bu mahallede muhtarım.

Oldukça anlayışlı biridir.

Yardımsever ve fedakârsın.

Biz elbette sözümüzün eriyiz.

Görevli misiniz siz de bu hastanede?

Şahıs ekleri diğer eklerle karıştırılmamalıdır.

Gün­le­rim böy­le yor­gun ve telaşlı.

(iye­li­k e­ki)

Sen gel­me­sen de yi­ne se­ni öz­le­rim. (çekimli fiil)

şa­hıs eki

Yor­gun­sa­nız si­ze bir çay ya­pa­yım. (çekimli fiil)

şa­hıs eki

şa­hıs eki

(ek eylem almış isim)

Her zaman iyiliğimi isterdi öğretmenim.

­ ­ ­ ­ ­­­­iyelik eki

Yıllardır meslek lisesinde öğretmenim. (Ek eylem almış isim)

şahıs eki

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem kullanılmamıştır?

A) Ben buyum, sevgilim!

B) Bugünlerde çok rahatsın.

C) Karanlıkta çok korkmuş.

D) Sen de bizdensin, dedi.

E) Ben kralım, sen kimsin?

Çözüm

Ad soylu sözcüğün yüklem olduğu her yerde ek fiil vardır. A, B,

D ve E seçeneklerinin yüklemleri (buyum, rahatsın, bizdensin,

kralım, kimsin) ad soylu sözcükler olduğundan bunlarda ek fiil

vardır. C seçeneğindeki “korkmuş” yüklemi basit çekimli fiildir;

sadece kip eki almıştır.

Doğru Seçenek C

• Ek ey le min ge niş za man çe ki mi “-dir” fi ile gel di ği za man

olasılık ya da ke sin lik an la m› ve rir, ba sit za man l› fiili birleşik

za man l› yap maz.

O tarihte Türkiye’nin başkenti Ankara olmuştur. (Basit çekimli fiil)

ke sin lik

an la mı

Eski evimizi de yıkmışlardır. (Basit çekimli fiil)

olasılık

an la mı

• Ek ey le min ge niş za man çe ki min den II I. te kil ki şi si “-dir”,

isim soy lu söz cük le rin yük lem ol du ğu cüm le ler de dü şe bilir.

En kalabalık şehrimiz İstanbul. (dur)

Ek ey lem düş müş tür.

Ak akçe kara gün için. (dir)

En sevdiğim hayvan köpek. (tir)

Örnek YGS / 2012

Hiçbir söz, hiçbir varsayım, hiçbir kuram yaşanan somut gerçeklerin

yerini tutamaz; bin kez söylenen yağmur sözcüğünün

bir damla yağmurun yerini tutamayacağı gibi.

Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?

A) Ek fiil almış sözcük

B) Benzetme edatı

C) Sayı sıfatı

D) Birleşik sözcük

E) Yeterlik fiili

Çözüm

Parçada geçen “gibi” benzetme edatı, “bin kez” sıfat tamlamasındaki

“bin” sayı sıfatı, “hiçbir” birleşik sözcük, “tutamaz”

yeterlik birleşik fiilinin olumsuzudur. Ek fiil yoktur.

Doğru Seçenek A

278


Fiiller

2. Ek Ey le min Hikâye Çe ki mi: (idi)

• Ad ve ya ad soy lu söz cük le re ge le rek onları yük lem

ya par.

Ka p› lar ka pa l›y d›, per de ler ör tük

Oda lar ka ran l›k t›, ›ş›k lar sö nük

Sabahtan beri evdeydik.

• Ba sit çe kim li fi il le re ge le rek bu fiilleri bir le şik çe kim li fi il

ya par.

Öl de sen bel ki öle cek tim.

‹ş te ko ca bir gü nün yor gun lu ğu so na er miş ti.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem, işlevi bakımından

ötekilerden farklıdır?

A) Beni bırakıp gidersen üzülürüm.

B) Onunla kalmalıydın, dedi.

C) Biliyorum, çocukça davranmıştım.

D) Beni sinemada görmüşmüş!

E) Tek zevki spor yapmaktı.

3. Ek Ey le min Ri va yet Çe ki mi: (imiş)

• Ad ve ya ad soy lu söz cük le re ge le rek on la r› yük lem ya par.

Çocukken biraz gevezeymişim.

Tuğ ba’n›n ba ba s›, ol duk ça genç bi ri y miş.

Bil di ğim ka da r›y la her ke se borç luy muşsun.

• Ba sit çe kim li fi il le re ge le rek on la r› bir le şik çe kim li fi il

ya par.

Öğ ret me ni ne yap t› ğ› say g› s›z l›k tan do la y› uta n› yor muş.

Ge le cek se ne Ni zip’e yer le şe cek miş.

Çözüm

Ek eylem A, B, C ve D seçeneklerinde çekimli eyleme gelerek

onları birleşik çekimli eylem yapmış; E seçeneğinde ise ismi

yüklem yapma görevinde kullanılmıştır.

Doğru Seçenek E

Ek Ey le min Olum su zu

Ek ey le min olum su zu “de ğil” sözcüğü ile yapılır.

4. Ek Ey le min Şart Çe ki mi: (ise)

• Ek ey le min şart çe ki mi “-se” yan cüm le nin yük le mi ni oluştu

rur.

Söy le dik le rin doğ ruy sa onun la he sap la şa ca ğ›z.

Ba na k›r g›n san bu nu he men söylemelisin.

Sa na vur gun lu ğum göz le ri nin ren gin den de ğil.

Söz le ri niz le davranışlarınız ay n› doğrultuda de ğil.

Bu işte pek tecrübeli değilim.

Sanırım dün Ankara’da değildiniz.

Uyanık değilmişsin o vakitlerde.

• Ba sit çe kim li fi il le re ge le rek on la r› bir le şik çe kim li fi il

ya par.

Seni üzdüysek özür dileriz.

Borç ço ğa l›r sa ka l›r, dert uza y›n ca al›r.

“-ise” cüm­le­de kar­şı­laş­tır­ma an­la­mı ve­rir­se ek ey­lem de­ğil, bağlaç

olur.

Al­dı­ğım ka­za­ğı ba­bam be­ğen­di, an­nem­se hiç be­ğen­me­di.

bağ­laç

Ek ey­le­min hi­kâ­ye çe­ki­mi “-di”, ri­va­yet çe­ki­mi “-miş”, şart çe­ki­mi

“-se”; “idi, ise, imiş” şek­lin­de ay­rı­la­rak oku­na­bi­lir. Ay­rı­la­mı­yor­sa

ek eylem de­ğil kip eki­dir.

Bü­tün renk­ler ay­nı hız­la kir­le­ni­yor­du.

ek eylem

Bi­rin­ci­li­ği be­ya­za ver­di­ler.

kip eki

Örnek

Aşağıdakilerin hangisinde “değil” sözcüğü ek fiilin olumsuzu

olarak kullanılmıştır?

A) Beni değil, seni seçti.

B) Bodrum’a değil, Kaş’a gidelim.

C) Seni değil ben, kimse kurtaramaz.

D) Paraya değil, sevgiye ihtiyacı varmış.

E) Sözün söz değil ama yine de seni dinliyoruz.

Çözüm

“değil” sözcüğü E seçeneğinde yüklemin anlamını olumsuz

hâle getirdiğinden ek fiilin olumsuzu görevindedir.

Doğru Seçenek E

279


Fiiller

D. Fİ İL DE YA PI

Fi il ler şe kil de de gö rül dü ğü gi bi ya pı ba kı mın dan üçe ay rı lır:

Basit fiiller

(Yapım eki

almaz.)

FİİLDE YAPI

Türemiş Fiil

(Yapım eki alır.)

Yardımcı

Fiille

Oluşmuş

Birleşik Fiiller

Birleşik Fiil

Kurallı Birleşik

Fiiller

• Yeterlik fiili

• Tezlik fiili

• Yaklaşma fiili

• Sürerlik fiili

Anlamca

Kaynaşmış

Birleşik

Fiiller

Deyimleşme

Yoluyla

Oluşmuş

Birleşik

Fiiller

Örnek

I. Eleştirmenler, bir eserin içeriğinden çok biçimini değerlendirmelidir.

II. Çağdaş sanat anlayışı, klasik sanat anlayışının egemenliğini

bitirdi.

III. Özgünlüğü yakalayamamış sanatçılar, ustalarından öğrendiklerini

aynen geçirir eserlerine.

IV. Bir sanatçının adını, kendi çağına ve ileriki çağlara hitap

eden eserler yaşatır.

V. Geleceğe kalma kaygısı sanatçılara, özgün bir anlatım ve

içerik buldurur.

Numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, farklı bir

kökten türemiş fiildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Ba sit Fi il ler

Ya pım eki al ma mış fi il ler dir. Basit fiiller çekim eki olan kip, kişi

ve ek eylem eklerini alabilir.

otur - du - k Æ ba sit fi il

fiil kip şa hıs

kökü eki eki

dol - uyor Æ ba sit fi il

fiil kip eki

kökü

Çözüm

I. cümlede “değ-”, II. cümlede “bit-”, III. cümlede “geç-” ve V.

cümlede “bul-” fiillerinden yüklemler türemiştir. IV. cümlede ise

yüklem “yaş” isim kökünden türemiştir.

Doğru Seçenek D

is te - yor - um Æ ba sit fi il

fiil kip şa hıs

kökü eki eki

koş Æ ba sit fi il

fiil kökü

gül - üyor - du - k † basit fiil

fiil kip ek şahıs (birleşik çekimli fiil)

kökü eki fiil eki

2. Tü re miş Fi il ler

Ya pım eki al mış fi il ler dir.

İsim (kök) + yapım eki † Türemiş fiil

Fiil (kök) + yapım eki † Türemiş fiil

Örnek

Maç başlamıştı. Heyecan doruktaydı ve ben de çok heyecan-

I

II

lanmıştım. İlk gol atıldı. Stad yıkılıyordu. Ben de çılgınca

III

IV

bağırıyordum anlamsız anlamsız.

V

Bu parçadaki altı çizili fiillerden hangisi yapısı yönüyle diğerlerinden

farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

baş - la- (türemiş fiil)

isim isim den

kökü fi il ya pan ek

hor - la- (tü re miş fi il)

isim isim den

kökü fi il ya pan ek

Çözüm

sev - dir- (tü re miş fi il) gör - ün- (tü re miş fi il)

fi il fi il den fi il fi il den

kökü fi il ya pan ek kökü fi il ya pan ek

I, II, III, IV. fiiller türemiştir (baş-la-, heyecan-lan-, at-ıl-, yık-ıl-),

V. fiil ise basittir.

Doğru Seçenek E

280


Fiiller

3. Birleşik Fi il ler

Bir den faz la söz cü ğün bir ara ya ge le rek bir ey le mi kar ş›-

la ma s› yla oluşan yeni sözcüğe “birleşik fi il” de nir.

a) Yar d›m c› Ey lem le Ku ru lan Birleşik Fi il ler

‹sim soy lu bir söz cük le “etmek, eylemek, olmak, kılmak”

yardımcı fiillerinden birinin kul la n›l ma s›y la olu şan birleşik

fi il ler dir. Bu durumda anlam, isme bağlıdır.

mutlu olmak

et mek

dert etmek

ey le mek

arz etmek

isim + kıl mak

fark etmek

ol mak

memnun olmak

yar dım cı fi il

hasta eylemek

Birleşik fiil

aşikâr kılmak

Yar dım cı ey lem ler (fii ller) bir lik te kul la nıl dı ğı isim le öbek le şir,

cüm le de tek öge ola rak kul la nı lır.

Gön lü mü çal dı ğın için se ni af fet me ye ce ğim.

Zan net me ki göz le rin be ni et ki le ye cek.

“et­mek, ey­le­mek, kıl­mak, ol­mak” yar­dım­cı ey­lem­le­ri asıl ey­lem

gö­re­vi­ni de üst­le­ne­bi­lir. Bu­nu şu yol­la an­la­rız:

• Yar­dım­cı ey­lem ola­rak bil­di­ği­miz ey­lem­le­rin ye­ri­ne baş­ka bir

ey­lem ge­le­bi­li­yor­sa bu ey­lem­ler yar­d›m­c› ey­lem de­ğil, as›l

ey­lem­ler­dir.

• Yar­d›m­c› ey­lem ola­rak bil­di­ği­miz ey­lem­le­rin ye­ri­ne baş­ka bir

ey­lem ge­le­mi­yor­sa, bu eylem ken­di­sin­den ön­ce­ki isim­den ay­r›

dü­şü­nü­le­mi­yor­sa yar­d›m­c› ey­lem­dir.

Şu ör­nek­le­ri in­ce­le­ye­lim:

Dün­ya tat­l›­s› bir oğ­lu ol­du. (Dün­ya­ya gel­di.)

asıl ey­lem

Ben et­tim sen et­me, di­ye yal­var­dı.

asıl ey­lem asıl ey­lem

(yap­tım)

(yap­ma)

Dı­şa­rı­da oyun oy­na­yıp so­ğuk su için­ce has­ta ol­du.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­yar­dım­cı ey­lem­le

De­sem ki sen be­ni af­fet­sen.

yar­dım­cı ey­lemle

ku­rul­muş bir­le­şik fi­il

ku­rul­muş bir­le­şik fi­il

Bu hak sız lık la rı kimse hak et mi yor ben ce.

Al tı çi zi li söz cük ler isim + yardımcı fi il şek lin de oluş muş tur.

Dik kat edi lir se ba zı la rı ay rı, ba zı la rı bi ti şik ya zıl mış tır. Çün kü

yar dım cı ey lem le ku ru lan bir le şik fi il ler, ses düş me si, ses tü reme

si olur sa bi ti şik; bu ses olay la rı ol maz sa ay rı ya zı lır.

Yar­dım­cı ey­lem­ler ki­mi zaman Türk­çe­de “-leş, -len” gi­bi ey­lem

tü­re­ten ek­le­rin ye­ri­ni tu­tar­.

iyi ol­mak Æ iyi­leşhas­ta

ol­mak Æ has­ta­lan-

zan etmek † zannetmek (ses türemesi)

ret etmek † reddetmek (ses türemesi)

sabır etmek † sabretmek (ses düşmesi)

şükür etmek † şükretmek (ses düşmesi)

hal olmak † hallolmak (ses türemesi)

af olunmak † affolunmak (ses türemesi)

his etmek † hissetmek (ses türemesi)

kasıt etmek † kastetmek (ses düşmesi)

Ses olayı gerçekleştiği için bitişik yazıldı.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yardımcı eylemle kurulmuş

birleşik eylem yoktur?

A) Bütün sevdiklerini terk etti.

B) Bana yardımcı ol.

C) Aynı saatte durakta olduk.

D) Geçen yıl terfi etmişti.

E) Beni mutlu kıldınız, dedi.

hak et ti

park et ti

fark et ti

arz ey le di

na zar kıl dı

ya zı lır.)

(Her han gi bir ses ola yı ol ma dı ğı için ay rı

Çözüm

A, B, D ve E seçeneklerinde yardımcı eylemle kurulmuş birleşik

fiil kullanılmıştır. C seçeneğinde ise “olmak”, “bulunmak”

anlamına gelen asıl eylem olarak kullanılmıştır.

Doğru Seçenek C

281


Fiiller

b) Ku ral l› Birleşik Fi il ler

Fiil + fiil biçiminde yapılır.

Kurallı birleşik fi il le ri şöy le sınıflandırabiliriz:

1. Ye ter lik Fi ili: Fiil + -ebilmek

Bir işi yap ma ya gü cü yet mek, izin ver mek, ola s› l›k an lamla

r› n› ka zan d› ra bi lir.

Bu sı na vı ben ka za na bi li rim çün kü çok ça lış tım.

gü cü yet me anlamı

Ders zi li çal dı, dı şa rı çı ka bi lir si niz.

izin ver me anlamı

Si ze ya rın planlarımı an la ta bi li rim.

ola sı lık anlamı

Değişik biçimlerde olumsuz yapılır:

İçeri giremeyebilirim.

İçeri girmeyebilirim.

İçeri giremem.

‹şin ya p›l mak ta ol du ğu nu, de vam et ti ği ni ifa de eden fi il ler dir.

Eği tim an la y› ş›mız hiç değişmeden süregelmektedir.

Sen gi de dur, ben sa na ye ti şi rim.

Vit rin le rin önün de ka la kal d›.

• Bir le şik yapılı fi il ler ile birleşik çe kim li fi il ler ka rış tı rıl ma malı

dır.

Birleşik Yapılı Fi il: affetko

nu şa bil-

Birleşik Çe kim li Fiil: affet - miş - ti

ko nu şa bil - ecek - se

Birleşik çe kim li fi il, iki kip eki bu lun du ran fi il dir. Bu fi il ler ya p›

ba k› m›n dan ba sit, tü re miş, birleşik ola bi lir.

koş - acak - tı - m (ba sit ya pı lı, birleşik

fi il kip kip şa hıs çe kim li fi il)

kö kü (ge le cek (hikâye) eki

za man)

gez - dir - me li - y - di (tü re miş ya pı lı, birlefi

il ya pım kip kip şik çe kim li fi il)

kö kü eki (ge rek li lik) (hikâye)

koş - a - bi li rim Æ olum lu (yeterlik bir le şik fi ili)

koş - a - mam Æ olum suz (yeterlik bir le şik fi ili)

Ba ka mam, el sal la ya mam, gü le mem gi den le rin ar d›n dan

ye ter lik ye ter lik ye ter lik

fi ili nin fi ili nin fi ili nin

olum su zu olum su zu olum su zu

ba ka bil - ir - se (birleşik ya pı lı, birleşik çekimli fi il)

birleşik ge niş di lek

fi il za man şart

ki pi ki pi

14444244443

ge niş za ma nın şar tı

2. Tez lik Fi ili: Fiil + -ivermek

Bir işi ace ley le yap ma an la m› n› ve ren birleşik fi il dir.

Bir gü lü ver sen ba na ne olur san ki?

Kovayı balkondan döküverdi.

Film hiç beklenmedik bir anda bitiveriyormuş.

3. Yak laş ma Fi ili: Fiil + -eyazmak

Bir işin ger çek leş mek üze re ol du ğu nu an cak ger çek leşme

di ği ni ifa de eder.

Si ze ge lir ken mer di ven ler den dü şe ya z› yor dum.

(Az kal d› dü şü yor dum.)

Öle yaz d›m. (Az kal s›n ölü yor dum.)

• Yaklaşma fiili gü nü müz de pek kul la n›l ma mak ta d›r.

4. Sü re rlik Fi ili: Fiil + -egelmek

-ekalmak

-edurmak

Örnek YGS / 2011

Us ta şa ir le rin şi ir hak k›n da ki ya z› la r› n› oku mak, yal n›z ca on lar›n

şi i re iliş kin gö rüş le ri ni öğ ren me mi zi, ken di şi ir le ri ni an la mam›

z› de ğil, bir dev rin şi ir an la y› ş› n› sor gu la ma m› z› ve ya p› lan

tar t›ş ma la r› de ğer len di re bil me mi zi de sağ lar.

Bu cüm le de aşa ğ› da ki ler den han gi si yok tur?

A) Bağ laç gö re vin de kul la n›l m›ş “de”

B) S› fat laş t› ran -ki

C) Sü rer lik fii li

D) Ün lü düş me si

E) Dö nüş lü lük za mi ri

Çözüm

C se çe ne ğin de ve ri len bil gi yan lış tır çün kü cüm le de sü rer lik

fi ili ne yer ve ril me miş tir.

Doğru Seçenek C

282


Fiiller

c) An lam ca Kay naş mış Birleşik Fi il ler

Bu fi il ler, isim ve ya isim soy lu bir söz cü ğe ey lem ge ti ri le rek

el de edi lir. An cak bu söz cük ler ger çek an lam la rın dan sıy rı larak

ka lıp la şır.

vazgeçmek, öngörmek, varsaymak...

Çözüm

Parçanın ilk cümlesi isim, son cümlesi eylem cümlesidir.

“uyanıveriyor” tezlik birleşik fiilidir. “Yaşlanmak” sözcüğündeki

“-lan” eki isimden fiil yapmıştır. “Kendi” sözcüğü dönüşlülük

zamiridir. Parçada geçişli yüklem yoktur.

Doğru Seçenek D

d) De yim leş me Yo luy la Ku ru lan Birleşik Fi il ler

İsim ve fi il bir le şe rek ger çek an lam la rı nın dı şın da de yim leş me

yo luy la da birleşik fi il ku ra bi lir.

II. EY LEM S‹ LER

Ey lem si ler, kök ba k› m›n dan ey lem olan an cak cümlede çekimli

eylem olmayan sözcüklerdir.

Ey lem si iş, oluş, du rum bil di rir an cak kip ve ki şiye bağlı olarak

çekimlenmez; cüm le de isim, s› fat, zarf gö re vinde kul la n› lır.

el ele ver mek, baş ba şa kal mak, ku lak ka bart mak...

Örnek

Aşağıdaki cümlelerde birleşik fiiller yapılışı bakımından

eşleştirildiğinde hangisi dışarıda kalır?

Eylem

hareket

iş, oluş

durum

kip

kişi

bildirir.

Eylemsi

EYLEMSİLER

hareket

iş, oluş

durum

kip

kişi

bildirir.

bildirmez.

A) Sen gidedur, ben gelirim.

B) Elbisene göz koydum, onu bana ver.

C) Bana yemek hazırlayıver, acıktım.

D) Bu güzel günde eve hapsolduk.

E) Yaptıklarıma pişman oldum.

İsim - Fiiller

-me

-mek

-iş

Sıfat - Fiiller

-an

-ası

-mez

-ar

-dik

-ecek

-miş

Zarf - Fiiller

-ip

-ken

-eli

-erek

-dikçe

-meden

-a

-ince

-meksizin

-diğinde

Çözüm

A ve C’de “fiil + fiil” şeklinde oluşmuş kurallı birleşik fiile yer

verilmiştir. D ve E’de “isim + yardımcı fiil” biçiminde birleşik fiil

oluşturulmuştur. B seçeneğindeki birleşik fiil ise deyimleşme

yoluyla kurulmuştur.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2017

Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım ama yaşlanmak zor iş. Her

gün yeniden kurulan dünyaya biraz daha eskimiş olarak uyanıveriyor

kendi içinde insan.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İsim ve fiil cümleleri vardır.

B) Tezlik fiili kullanılmıştır.

C) İsimden fiil yapan ek vardır.

D) Geçişli yüklem vardır.

E) Dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.

1. İsim - Fiil (Mastar)

• Ey lem kök ve göv de le ri ne “-me, -mek, -iş” ek le ri ge ti ri lerek

el de edi lir.

Be ni an la mak sev da s›n dan vaz geç me di.

Men di li ni ç› ka r›p ce ke tin ya ka s› n› sil me ye baş la d›.

Bir bo şa n›ş bu, di yo rum, bir din me yen yağ mur se li. Bel ki

bir ka 盺...

• Türk çe de -me (-ma), -mek (-mak), -iş (-›ş, -uş, -üş) ek leri

söz cü ğü fi il an la m›n dan sıyırarak ka l› c› isim ya pa bi lir .

‹sim - fiil le rin olum su zu ya p›l d› ğ› hâlde ka l› c› isim le rin

olum su zu ya p›l maz. Bun lar fii lim si değil, ka l› c› isim dir:

dol ma, sar ma, k› zart ma, çak mak, kay mak, tok mak, di kiş,

gös te riş ...

• ‹sim - fi il ler isim le rin bir çok özel liğini gös te rir. Tam la ma

ku rar, iye lik eki al›r.

Ev den ay r›l ma işi uzun sü re cek.

tam la yan

S› na v› ka zan mam her ke si se vin di re cek.

iye lik eki

283


Fiiller

2. Sıfat - Fiil (Ortaç)

Ey lem kök ve göv de le ri ne “-en, -ası, -mez, -er, -dik, -ecek,

-miş” ek le ri ge ti ri le rek el de edi lir.

Or taç lar cüm le de s› fat ya da adlaşmış sıfat gö re vin de kulla

n› l›r.

Kar puz lar gö rül me dik bir iri lik te ol gun laş t›. (Sıfat görevinde)

sıfat - fiil

Bek le mek ten baş ka ya pa cak şey kal ma d›. (Sıfat görevinde)

sıfat - fiil

Ba z› uzun, bi rer ağaç gi bi uza m›ş saz lar, ba z› k› sa c›k dallar...(Sıfat

görevinde) sıfat - fiil

Bü tün ta nı dık la rı nı ara mış. (Adlaşmış sıfat görevinde)

sıfat - fiil

Az ve ren can dan, çok ve ren mal dan... (Adlaşmış sıfat görevinde)

sıfat - fiil

sıfat - fiil

Gü le ni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar. (Adlaşmış sıfat görevinde)

sıfat - fiil

sıfat - fiil

• S› fat -fi il ler de fi il an la m›n dan s›y r› la rak ka l› c› isim ola bi lir.

Bun lar s› fat - fi il de ğil, isim dir:

yi ye cek, ya ka cak, çe ke cek, ya zar, ge lir, gi der, dol muş ...

S› fat - fi il ler s› fa t›n tüm özel lik le ri ni gös te rir ve çeşitli ekler

alabilir.

‹yelik eki alabilir: anlamad›ğ›m insanlar

Çat› eki alabilir: y›kanacak bulaş›k

Olumsuzluk eki alabilir: görmediğim olaylar

Örnek YGS / 2017

(I) Küçük Asya’nın en fark edilemeyen noktası Anamur...

(II) Dâhil olduğu bölgenin sanki dışında, karadaki ada misali

yalnız kalmış bir yer. (III) Hakkında etraflı bilgi edinmek için

kaynakları karıştıran birine küçük çapta bir hayal kırıklığı da

yaşatabilir. (IV) Çünkü keşfedilmemiş gibi gizemli. (V) Kimsenin

tanımadığı ama anlatacak çok şeyi olan bir yabancı gibi...

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede derecelendirme zarfı vardır.

B) II. cümlede sıfat-fiil kullanılmıştır.

C) III. cümlede kişi zamiri bulunmaktadır.

D) IV. cümlede edat kullanılmıştır.

E) V. cümlede bağlaç yer almaktadır.

Çözüm

Parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak A, B, D ve E

seçeneklerinde verilenler doğrudur. III. cümlede kişi zamiri

bulunmadığından C, III. cümleyle ilgili olarak yanlıştır.

Doğru Seçenek C

3. Zarf - Fiil (Ulaç / Bağ - Fiil)

Ey lem den tü re yen, an cak cüm le için de ço ğun luk la be lirteç

gö re vi ni üst le nen söz cük le re “zarf-fiil” de nir.

Fi il le re “-ip, -erek, -e, -in ce, -me den, -mek si zin, -dik çe, -eli,

-ken, -ar… -maz, -di ğin de” ek le ri ge ti ri le rek el de edi lir .

Yel gi bi ak›p git ti kur şun se li nin için den.

Hiç bir ye re eli ni ko lu nu sal la ya sal la ya gir me me li.

Çift li ğe doğ ru is te me ye rek yü rü dü.

‹ş te yi ne far k› na var mak s› z›n ayrı ayrı yollara düştük.

Fii lim si le rin Ge nel Özel lik le ri

• ‹sim - fi il ler ad gö re vin de kul la n› la rak ad›n özel lik le ri ni

gös te rir.

• S› fat - fi il ler s› fat ve ya ad laş m›ş s› fat gö re vin de kul la n› l›r.

• Ulaç lar cüm le de zarf gö re vin de kul la n› l›r ve zarf tüm le ci

olur.

• Fii lim si ler cüm le de yan cüm le cik ku rar.

• Fii lim si bu lun du ran cüm le, yan cüm le ta ş› d› ğ› için yapıca

bir le şik cüm le dir.

• Bir cüm le de kaç fii lim si var sa o ka dar yan cüm le var d›r.

• Cüm le de fii lim si yan cüm le ku rar ve fi ilim si han gi öge nin

için dey se yan cüm le o gö rev de dir.

Örnek LYS / 2013

Bugüne kadar eserleri 42 dile çevrilen, Japonya’nın en büyük

I

II

yazarlarından biri olarak anılan ve yaşayan en büyük 100 yazar

arasında gösterilen Murakami; 1991 yılında ABD’yi ziyaret edip

III

IV

burada ilk imza gününü gerçekleştirdiğinde kitap imzalatmaya

V

sadece 15 kişi gelmişti.

Bu cümledeki numaralanmış sözlerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. sözcük, edattır.

B) II. sözcük, üstünlük bildiren zarftır.

C) III. sözcük, sıfat - fiil eki almıştır.

D) IV. sözcük, birleşik sözcüktür.

E) V. sözcük, fiil soyludur.

Çözüm

I, II, III ve IV. sözcüklerle ilgili verilenler doğrudur. V. sözcük

“gerçek” isim kökünden türediğinden fiil soylu değildir. Bu

nedenle V. sözcükle ilgili verilen yanlıştır.

Doğru Seçenek E

284


Fiiller

Örnek ÖSS / 2009

(I) Şu ana ka dar tüm öy kü le ri ne öv gü ler dü ze ce ğim bir seç kiy le

kar şı laş ma dım. (II) Özel lik le bu seç ki ta ma men ye ni öy kü ler den

olu şu yor sa böy le bir bek len ti ye hiç gir me me li. (II I) Ya zar lar birbir

le rin den fark lı ede bi yat an la yış la rı na sa hip tir ler. (IV) Say fa la rı

çe vir dik çe çok fark lı me tin ler le kar şı la şır sı nız. (V) Eğer çok yönlü

bir in san de ğil se niz bu öy kü le rin si ze ses len me si pek ola sı

de ğil dir.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le ler le il gi li ola rak aşa ğıda

ve ri len ler den han gi si yan lış tır?

A) I. cüm le nin yük le mi be lir li geç miş za ma nın olum su zuy la

çe kim len miş tir.

B) II. cüm le de ko şul eki al mış bir söz cük var dır.

C) II I. cüm le de öz ne isim den isim yap ma eki al mış tır.

D) IV. cüm le de zarf - fi il var dır.

E) V. cüm le nin yük le mi ek ey le min olum suz bi çi miy le çe kimlen

miş tir.

Çözüm

C se çe ne ğin de ve ri len bil gi yan lış tır çün kü öz ne (ya zarlar)

isim den isim yap ma eki de ğil, fi il den isim yap ma eki (-ar)

al mış tır.

Doğru Seçenek C

Örnek ÖSS / 2004

Aşağ›daki cümlelerin hangisinde geçen bağ - fiil, ötekilerden

farkl› bir sorunun yan›t›d›r?

A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi.

B) Sorular› bütün yönleriyle düşünerek yan›tl›yordu.

C) S›navdan hemen sonra güle oynaya evine gitti.

D) ‹şi zaman›nda bitirmek için ölesiye çabal›yordu.

E) Bence o buraya geleli çok değişti.

Çözüm

A, B, C ve D seçeneklerinde kullanılan bağ - fiiller “nasıl”

sorusuna cevap verirken E seçeneğindeki bağ - fiil “ne zaman”

sorusuna cevap vermektedir.

Örnek YGS / 2013

Doğru Seçenek E

“Rüyaları gerçekleştirmenin yolu, uyanıvermektir uykulardan.”

demiş bir düşünür. Öyleyse ne duruyoruz, hemen silkinip kalkalım

yumuşak yataklarımızdan!

Bu parçada, aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tezlik fiili

B) Zarf-fiil

C) Sıfat-fiil

D) İstek kipiyle çekimlenmiş fiil

E) Şimdiki zamanla çekimlenmiş fiil

Çözüm

“uyanıvermektir” sözcüğündeki “-iver-” tezlik fiilidir.

“silkinip” sözcüğü “-ip” zarf - fiil ekini alarak zarf - fiil görevini

üstlenmiştir.

“kalk - a - lım” çekimli eylemi “-a” istek kipiyle çekimlenmiştir.

“dur - uyor - uz” çekimli eylemi “-yor” şimdiki zaman kipiyle

çekimlenmiştir.

Parçada sıfat - fiil yoktur.

Örnek YGS / 2011

Doğru Seçenek C

Ba z› sa nat ç› lar, ya ra t› c› l›k la r› n› kam ç› la yan büyülü anları

I

“be yaz an” di ye ad lan d› r›r m›ş. Ya ka lan d› ğ› s› ra da “Son ra de-

II

vam ede rim.” di ye rek as la ke sin ti ye uğ ra t›l ma ma s›, er te lenmeme-

II I

si ge re kir miş bu an›n. Çün kü dö nüp ba k›l d›ğında yerinde bulu-

IV

nama ya bi lir miş. Tü ke nin ce ye de ğin hak k› n›n ve ril me si ge re kir -

miş her za man kar ş› la ş› la ma yan bu be yaz an la r›n.

Bu par ça da ki nu ma ra lan m›ş söz cük ler den han gi si fii lim si

de ğil dir?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

Çözüm

V nu ma ra lı söz cük “ge re kir miş” fii lim si de ğil, çe kim li ey lem dir.

Örnek ÖSS / 2007

V

Doğru Seçenek E

(I) Kı şı he nüz üze rin den ata ma mış top rak lar da ot lar ye şe riyor

du. (II) Gök bir açı lıp bir ka pan dık ça çi çe ğe dur muş ağaçla

rın da yap rak la rı na yağ mur dü şü yor du. (II I) Bö cek ler gü ne şi

gö rün ce or ta ya çı kı yor, gü neş gi din ce de lik le ri ne ka çı şı yor du.

(IV) Arı lar bu run la rı nı ta ze çi çek le rin gö be ği ne so ku yor, on ların

ko ku la rıy la sar hoş olu yor du. (V) Gö ğün ma vi li ği ni ka rar tan

ha va lar ar tık ge ri de kal mış tır.

Yu ka rı da ki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi sin de öz ne,

tam la ya nı sı fat - fi il gru bu olan sı fat tam la ma sı dır?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

Çözüm

I ve II. cüm le ler de sı fat - ey lem gru bu do lay lı tüm leç gö re vinde

kul la nıl mış tır. III ve IV. cüm le ler de sı fat - ey lem yok tur. V.

cüm le de sı fat-ey lem gru bu öz ne gö re vin de kul la nıl mış tır.

Doğru Seçenek E

285


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Fiiller

1. Aşa €› da ki le rin han gi sin de, du rum, oluş ve kı lış ey lemle

ri bir ara da ve ril miş tir?

A) çir kin leş mek - oku mak - yı ka mak

B) al mak - ta şı mak - yaz mak

C) durmak - olgunlaşmak - koru mak

D) gö rüş mek - uğ ra mak - bu luş mak

E) sil mek - oku mak - bil dir mek

2. “An nem, bir haf ta son ra bu ra ya ge li yor.” cüm le si nin

ey le mi için aşa ğı da ki yar gı lar dan han gi si yan lış tır?

5. I. Bi zim gi bi o da re sim yap ma yı se ver miş.

II. Bah çe ye dik ti ğin fi de le ri su lu yo rum.

II I. Anah ta rı bul mak için her ye re bak tım.

IV. Gün geçtikçe iyileşiyorum.

Yu ka r› da nu ma ra lan m›ş cüm le le rin yük lem le ri, an lamla

r›na gö re aşa €› da ki le rin han gisin de do€ ru s› ra lanm›ş

t›r?

A) kı lış, kı lış, du rum, oluş

B) kı lış, du rum, ol uş, oluş

C) oluş, du rum, kı lış, oluş

D) kı lış, oluş, du rum, kı lış

E) oluş, kı lış, du rum, oluş

A) 3. te kil ki şi ile çe kim len miş tir.

B) Yapıca basittir.

C) Ey lem ki pin de an lam kay ma sı var dır.

D) Basit çekimli fiildir.

E) Di lek ki piy le çe kim li dir.

6. Aşa €› da kilerin hangisinde eylemsi kullanılmamıştır?

A) Sırlarıma or tak ol ma ma la rı için kim sey le ko nuş mazdım.

B) Ağlayanın malı gülene hayır etmezmiş.

C) Anlatılmamış bir destan gibidir Anadolu’muz.

D) Şimdi çalışma zamanıdır, boşa geçirecek vakit yoktur.

3. De niz, ma vi bir at las gi bi göz ala bil di ği ne uza nı yor, bu

ma vi li ğin üze rin de bem be yaz le ke ler gi bi mar tı lar uçuyor

du. On lar, kuz gun ağ zı na ben ze yen ga ga la rıy la de ni zi

di dik ler ken dal ga lar ara sın da ak kö pük ler bı ra kı yor du.

Ge ce nin ser in ne fe si de niz kız la rı nı aşk fı sıl tı la rıy la uyandı

rı yor du, ok ya nus ej der le ri ise de rin uy ku la rı na da lı yorlar

dı. Ay, gü müş göz yaş la rı nı de ni zin üze rin de bı ça ğın

ucu gi bi gez di ri yor du.

Bu par ça da, ço ğul ki şiy le çe kim len miş kaç ey lem

var dır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

E) Hijyenik ortamlardan yoksun iş yerlerinin dondurucuları

insan sağlığına zararlıdır.

7. Aşa ğı da ki di ze le rin han gi sin de çekimli fiillerin hepsi

emir kipindedir?

A) Gü ven me genç li ği ne gü zel li ği ne

Se nin de saç la rın ta ru mar olur

B) Tren ge lir hoş ge lir

Oda la rı boş ge lir

C) Ay rı lık tan zor bel le me ölü mü

Gör me yin ce se zil mi yor Mih ri ban

D) Ben yâ ri me gül de mem

Gü lün öm rü az olur

E) Su la rın du rul du ğu bir sa at ol sun

Gör de ni zin eş siz gü zel li ği ni

4. Aşa €› da ki le rin han gi sin de, yük lem çe kim li ey lem

de ğil dir?

A) Unut ma, faz la naz âşık usan dı rır.

B) Yal nız kal mak tan ol sa ge rek, en ufak tı kır tı lar dan bi le

kor ku yor.

C) Bu yu mur ta nın sa rı sı di ğer le rin den da ha ko yuy du.

D) Sak lam baç ta hep kol tu ğun ar ka sı na sak la nır dı.

E) Ara dık la rı mı zın hiç bi ri ni bu ra da bu la ma dık.

8. Bir ıs lık tut tu ru rum gül dü ğü nü dü şü nüp

De rim, bir ışık vur muş tur şim di göz le ri ne

Ben den söz edi yor dur, dik kat et me li yim

Çe ki dü zen ve re yim he men giy dik le ri me

Bu di ze ler de, aşa ğı da ki kiplerden han gi si nin örneği

yoktur?

A) Ge niş za man B) Geç miş za man

C) Şim di ki za man D) ‹s tek ki pi

E) Ge le cek za man

286


Fiiller

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. An lam ca kay naş mış birleşik ey lem ler, genellikle sözcüklerin

ilk anlamını kaybedip mecazlaşmasıyla oluşur.

Aşa ğı da ki le rin han gi sin de bu açık la ma ya ör nek olabi

le cek bir bir le şik ey lem yok tur?

A) Ona bun la rı an la tın ca ya ka dar di lim de tüy bit ti.

B) Bu gün ler de yaş lı po li ti ka cı nın çe ne si düş tü.

C) Ken di si ne öne ri len bu işin so rum lu lu ğu nu gö ze alama

dı.

D) So nun da bu ko nu hak kın da bi zim le ko nuş ma ya mecbur

ol du.

E) Üç ar ka daş, yıl lar ön ce bu yo la hep bir lik te baş koymuş

tuk.

10. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de, kurallı birleşik eylem

ye ter li lik an la m› ta ş› mak ta d›r?

A) Bi zim oyun cu lar bu ak şam ki ma ça ç›k ma ya bi lir ler.

B) Ara ba böy le gi der se, eş ya la r›n bü yük bir k›s m› k› r› labi

lir.

C) Bu ada m›n ne ya pa ca €› bel li ol maz, her an, her yerde

kar ş› m› za ç› ka bi lir.

D) Hiç me rak et me yin, us ta m›z bu bil gi sa ya r› ta mir edebi

lir.

E) Yol cu lar bu uzun yol cu luk tan s› k›l m›ş ola bi lir ler.

13. Aşa €› da ki cümlelerden hangisinin yükleminde anlam

kayması yoktur?

A) Fatih, İstanbul’u 1453’te fetheder.

B) Hafta sonunda öğretmenin verdiği ödevleri yapacağım.

C) Yarın akşam tatile gitmek için yola çıkıyoruz.

D) Bu sene bir sıkıntı olmazsa köye gideriz.

E) Bu çocuk her gece yatmadan önce kitap okuyor.

14. (I) Bu ki tap ta Ve dat Gün yol’un ye ni de ne me le ri yer alı yor.

(II) Gün yol, ay dın lık bir dün ya nın öz le mi ni çe ken ve bu

yön de ya zan bi ri dir. (II I) Sev gi, aşk, gün lük ya şam ko nula

rı nı iş ler ken oku yu cuy la se vin ci ni, üzün tü sü nü pay la şır.

(IV) Gü zel Türk çe siy le, ya lın an la tı mıy la dik kat le ri üs tü ne

çe ken bu eser, si zin ba ş u cu ki ta bı nız ol sun. (V) Ge çen

yıl kay bet ti ği miz bu bil ge den he pi mi zin öğ re ne ce ği çok

şey var.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le ler le il gi li olarak

aşa ğı da verilenlerden hangisi yan lış tır?

A) I. cüm le nin yük le mi üçün cü te kil ki şiy le çe kim len miş tir.

B) II. cüm le de çe kim li ey lem yok tur.

C) II I. cüm le nin yük le mi ba sit za man lı dır.

D) IV. cüm le nin yük le mi ha ber ki pin de çe kim len miş tir.

E) V. cüm le de ek ey lem kullanılmıştır.

11. Aşa €› da ki cüm le ler den han gi si nin yük le mi, is tek kipin

de çe ki me gir miş tir?

A) İn san dü şün ce si nin ge li şi mi “fel se fe” ile başlamıştır.

B) Ge rek bil gi ala nın da ge rek se ey lem ala nın da ön

yar gı lar dan kur tu la lım.

C) Te ker le ğin bu lu nu şu nun, uy gar lık ta ri hin de önem li bir

ye ri var dır.

D) Öklid, MÖ II I. yüz yıl da yaz dı ğı geo met ri ki ta bıy la

ün lü dür.

E) Ko per nik’ten ev re nin doğ ru lu ğu na iliş kin sa yı sız kanıt

sun ma sı is te nir di.

15. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de, di lek kip le rin den

bi riy le çe kim len miş bir ey lem var dır?

A) Eleş ti ri ile di ğer ya zın tür le ri ni ayı ran özel lik eleş ti rinin

gün ce le bağ lı kal ma sı dır.

B) Ede bî ürün ler ön ce der gi ler de ya yım lan ma lı, son ra

ki tap hâline ge ti ril me li dir.

C) Eleş ti ri ya zı la rı, genellikle di ğer ya zın tür le ri ne gö re

da ha gün cel olur.

D) Eleş ti ri, ma ka le, öy kü gi bi ede bî tür le rin de ğer ka zanma

sı, bu eser ler de önem li gün cel ko nu la ra de ğinmek

le müm kün dür.

E) Ça ğı nın so run la rı na çö züm ge ti re me yen eleş ti ri ya zıla

rı nın, okur lar ta ra fın dan be ğe nil me si bek le ne mez.

12. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de ulaç (bağ-fi il) öte kiler

den fark lı bir so ru nun ya nı tı dır?

A) Karşıma geçmiş, utanmadan hesap soruyor.

B) Bu uğurda seve seve ölüme bile gidermiş.

C) Hırsızın yüzüne tiksinerek bakıyor.

D) Para kazanmaya başlayalı ona bir hâl oldu.

E) Yavrularını korumak için ölesiye savaştı.

16. Aşa €› da kilerin hangisinde bir ünlem ek eylem alarak

yüklem olmuştur?

A) Gökleri inleten bu feryatlar, ahlardır.

B) Heyhat, gençlik terk edip gidiyor bizi!

C) Tüh, yine aynı hatayı yaptık!

D) Aa, ne var bu kadar kızacak canım!

E) Yaşa be, sen de olmasaydın ne yapardım ben!

287


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Fiiller

1. Aşa €› da ki cüm le lerin han gi sin de ek ey lem kul la nılma

mış tır?

A) Hayati Ho ca yan oda ya geç ti ğin den ko nuş ma yı du -

ya ma dı.

B) Hiç bir şe ye ka rış ma yan iki hiz met çi da ha var dı.

C) O duy gu lu, ne şe li, coş ku lu ve gü zel bir in san mış.

D) Ki tap la rın da do ğa gü zel lik leri ni bık ma dan usan madan

an la tır dı.

E) “Ateş ten Göm lek”, ya şan mış olay la ra da ya nan gerçek

çi bir ro man dır.

4. (I) Bir kaç adam ken di ara la rın da ko nu şa rak yü rü yor, cadde

bo yun da ki dük kân la rın ço ğu ka pa lı. (II) Vit rin ler de tek

tük eş ya var. (II I) Sağ ta raf ta ki bü yük ma ğa za da, ya rım

bir göv de ye ge çi ril miş göm lek ler du ru yor. (IV) Ha tır la yabil

di ğim ka da rıy la, az ile ri de ki bü yük çı na rın ya nın da bir

ke bap çı ol ma lıy dı. (V) İçim cız edi yor is ter is te mez, ge ce

ya rı sı bir oteli bi le ol ma yan bu yer de hem aç hem açık ta

kal ma kor ku suy la ür pe ri yo rum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde,

birleşik zamanlı bir eylem kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. “Birleşik za man lı ey lem ler”le il gi li ola rak aşa ğı da ki lerden

han gi si söy le ne mez?

A) Kip ve ki şi eki ala rak çe ki me gir miş ey lem le re, ek

ey le min ge ti ril me siy le ya pı lır.

B) Emir ki pi nin ikin ci te kil ki şi çe ki mi, birleşik za man lı

ya pı la maz.

C) Ek ey le min “idi” şek li hi kâ ye, “imiş” şek li ri va yet, “ise”

şek li şart birleşik za ma nı oluş tu rur.

D) Ek ey le min geni ş za man çe ki min deki ek ler le birleşik

za man ya pı la maz.

E) Birleşik za man çe ki min de, bi rin ci za man la ikin ci

za man ara sı na hiç bir ses gir mez.

5. I. Onu sevgiyle kucakladı.

II. Buraları yıllar önce görmüştüm.

III. Kimsenin âhını almak istemem.

IV. Hayat bize uzaktan gülerek bakıyordu.

V. Güller açar açmaz oradayım.

Numaralanm›ş cümlelerin hangisinde hem eylemsi

hem birleşik çekimli eylem vard›r?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. (I) Ge çen haf ta onun la an ne si ni zi ya ret et tik, ka dın üz gün

gö rü nü yor du. (II) Lot te’yi gö rür gör mez can la nı ver di, ona

doğ ru koş tu. (II I) Lot te de ko şup ona sa rıl dı, yaş lı an ne sini

mem nun et mi şe ben zi yor du. (IV) Bu na rağ men git meli

yiz di ye rek an ne sin den ay rıl mak zo run da kal dı. (V) Yaş lı

ka dın gi de ne kal di ye mez di, gö zü yaş lı bak mak tan baş ka

bir şey ya pa ma dı.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi le rin de

ad laş mış sı fa t - ey lem var dır?

A) I ve II B) I ve V C) II ve IV

D) II ve V E) III ve V

3. Bir yer var bi li yo rum

Her şe yi söy le mek müm kün

Epey ce yak laş mı şım du yu yo rum

An la ta mı yo rum

Bu di ze ler le il gi li ola rak aşa ğı da ve ri len ler den han gisi

söy le ne mez?

A) Çe kim li ey le me yer ve ril miş tir.

B) Üçün cü di ze de, bir den faz la bil dir me ki pi ne ör nek

gös te ri le bi lir.

C) Şim di ki za ma nın bi rin ci te kil ki şi siy le çe ki me gir miş

ey lem var dır.

D) Di lek kip le rin den bi riy le çe kim len miş bir ey le me

ör nek gös te ri le bi lir.

E) “-dır” ek eyleminin düşmesi örneklenmiştir.

7. (I) Leonar do da Vin ci’yi bü yük kı lan ya nı, sa na tı için

yap tı ğı ön ça lış ma ve sa na tındaki yüceliktir, diyebiliriz.

(II) Leo nar do’nun ama cı ol gun sa nat ürün le ri or ta ya

koy mak. (II I) Re sim de, do ğa da ki bi çi min te mel alın dı ğı

Rö ne sans Dö ne mi’n de ol gun ürün ler ver mek iç in kol la r›

s› v› yor. (IV) Bu nun la bir lik te il k ön ce do €a y›, do €a da ki

iş le yi şi ve iliş ki ler bü tü nü nü hem de tam an la m›y la kavra

mak ge rek ti €i ni gö rü yor. (V) Bu nun için de pers pek tif le

baş l› yor ça l›ş ma s› na.

Bu par ça da ki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gisin de,

yüklemin aldığı ek ey lem düşmüştür?

A) I B) II C) III D) IV E) V

288


Fiiller

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. (I) Nehir, kucakladığı ka ra par ça sı nı tür lü yön ler den

gü zel leş ti rip zen gin leş ti ren bir var lık tır. (II) Neh ri olan

şe hir, iki de fa şe hir dir bana göre. (II I) Çün kü o ma vi

su küt le si, top ra ğa bam baş ka bir ki şi lik ka zan dı rır.

(IV) Za man za man ne hir le ri mi zi gör dük çe içi min bur kuldu

ğu nu his se de rim. (V) Gü ze lim kı yı ve neh rin di bi ar tıkla

rı mız la, at tık la rı mız la do lu dur.

Bu par ça da ki nu ma ra lanmış cüm le le rin han gilerinde

ek ey lem yok tur?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) III ve V E) IV ve V

11. I. Fark lı ko nu la rı, her ke sin kul lan dı ğı söz cük ler le şi i re

ak ta ran lar, ger çek şa ir ler dir.

II. Epik şi ir le rin de ğiş mez ko nu la rın dan bi ri de köl ele rin

çek ti ği ezi yet ler dir.

II I. Söz cük le re fark lı an lam lar yük le me ye ça lış mak tan sa

yeni söz cük ler tü ret mek da ha doğ ru dur.

IV. Alı şı la ge len de yim le ri şi ir de kul lan mak bir şa i ri kü çültmez;

ak si ne onun ulu sal du yar lı lı ğı nı gös te rir.

V. Bir ki şi yi şa ir ya pan özel lik, onun söz cük le re her ke sin

yük le di ği an la mın dı şın da bir an lam yük le me sin de

giz li dir.

Yu ka r› daki nu ma ra lan m›ş cüm le le rin han gi sin de,

üçün cü te kil ki şiy le çe ki me gir miş bir den çok ey lem

var d›r?

A) I B) II C) III D) IV E) V

12. Aşa €› da ki le rin han gi sin de “-ecek” ta kı sı ek len di ği

söz cü ğün tü rü nü de ğiş tir miş tir?

9. Aşa €› da ki cümlelerin hangisin de or taç (sı fat- fi il) iye lik

eki al mış tır?

A) İşi me ya ra ya cak ki tap la rı as la bir baş ka sı na vermem.

B) İz mir’de otu rur ken ge le nim gi de nim hiç ek sik ol maz dı.

C) Anlatılacakları can kulağı ile dinlemen gerekiyor.

D) “De ni ze dü şen yı la na sa rı lır mış.” di ye rek mek tu bu

yaz ma ya baş la dı.

E) Atı la cak la rı ay rı bir se pe te yer leş tir me mi is te di.

A) Dö nü şü ol ma ya cak bir ka rar ver mek is te mi yo rum.

B) El bet te Sa lih de öğ re ne cek Yu suf’un şir ket ten ay rıldı

ğı nı.

C) Bir leş miş Mil let lere bağlı bir he ye t, ey lül ayın da bölge

ye gi de cek.

D) O da an la ya cak bir gün, so ru nun çö züm süz lü ğü nü.

E) Önü müz de ki yıl pa muk üre ti ci si ne de kre di ve ri le cek.

13. I. Her hayal kırıklı ğı nın so nun da ye ni bir umu da sa rılmak

tır.

II. Ya şa mak ve ha yat, her gün ye ni den ya zı lan bir roman

dır.

Bu cüm leler için aşa ğı da ki yar gı lar dan han gi si yan lış tır?

A) Birincinin yüklemi ek eylem almış bir ad - eylemdir.

B) İkincinin yüklemi söz öbeği durumundadır.

C) Birincide basit zamanlı fiile yer verilmiştir.

10. Ey le min ta şı dı ğı iş ya da olu şun kim ta ra fın dan gerçekleştirildiğini,

ey lem çe ki min de kul la nı lan ki şi bil di rir.

Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ki çe kim len miş ey lemde

bu açık la maya uy gun bir kul la nım yok tur?

A) Bu ka dar ağır, bu ka dar sı cak bir ha va da dı şa rı çı kı lır

mı hiç?

B) Ak şam olun ca, iki kar deş or ma na doğ ru yo la ko yulmuş

lar.

C) Der se geç ka lan öğ ren ci ler den bi ri, anah tar de li ğinden

sı nı fa ba kı yor du.

D) Bu ola yı, di ğer kö şe ya zar la rı gi bi siz de abar tı yor sunuz

sa nı rım.

E) Her ke sin göz le ri önün de hem döv dü ler hem de pa rası

nı al dı lar ada mın.

D) İkincide isim tamlaması vardır.

E) İkincide sıfat - eylem kullanılmıştır.

14. I. Bir köy gör düm ta uzak tan

Dağ lar ar dın da kal mış, bil mez si niz

II. Gö re rek ah gö re rek, bi le rek bir yı ğın

Ka ran lık gün dü zün üs tün de ya şa rım

II I. Bu acı dan son ra nas ıl gü le cek tim

Na sıl dö nec ek tim ay nı ye re

IV. Gör me di niz, an la ta mam, ür pe ri yo rum

Bir şey de mek için açıl mış du dak la rı

V. Ya siz ne gör dü nüz, ko nu şun, an la tın

Bir şey söy le yin, bir şey söy le yin uzak tan

Yu ka r› da ki di ze le rin han gi sin de hem bil dir me hem de

di lek ki piy le çe kim len miş ey lem le r ör neklenmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

289


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Fiiller

1. I. Gelişmek insan›n kendi elindedir.

II. Yürüyüş yapmaya ne dersin?

III. Ölçülü davranmak zorundas›n.

IV. Görünen köy k›lavuz istemez.

V. Bir hafta uzaklaşt›rma cezas› ald›.

Yu ka rı da ki cüm le le rin han gi sin de di ğer le rin den fark lı

bir ey lem si var dır?

5. Aşa €› da ki cüm le ler den han gi si nin yük le mi, birleşik

za man lı bir ey lem dir?

A) Bek len me dik ge liş me ler, so nu cu de ğiş ti re bi lir.

B) Ger çek le ri, kim se yi in cit me den di le ge tir di.

C) Böy le dav ra na ca ğı nı zı bil sey dim, gel mez dim.

D) O ka dar ko nuş ma ma rağ men be ni din le mi yor.

E) Ak şa ma ar ka daş lar la bir lik te o da gel se.

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Oto büs ten inip sa ğa dö nün ce es ki Ulus ev le ri nin ol du ğu

bir cad de ye ge li rim. İki kat lı, ge niş pen ce re li, bah çe si

ol ma yan, yan ya na di zil miş es ki An ka ra ev le ri dir bun lar.

Bo ya la rı çok tan sol muş, ah şap la rı çü rü mek te olan bu

ev le rin her bi ri nin al tın da renk li ha lı ve ki lim sa tan dükkân

lar var dır.

Bu par ça da kaç çe kim li ey lem var dır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

6. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de bir ey lem si ek ey lem le

çe kim len me miş tir?

A) Can sı kın tı sı na en gü zel ilaç boş dur ma mak tır.

B) Onu en çok yo ran sa bah la rı koş ma sıy dı.

C) Bı kıp usan mış tı ar tık, kı rı lan her şe yi onar mak tan.

D) Bu program gün ler ce bek le nen di.

E) O, bu ma hal le ye en son ge len ler den di.

3. Aşa ğı daki lerin hangis inde, dilek kipleri nden bi riy le

çe ki mlenmiş bir ey lem var dır?

A) Işık la rı sön müş odam da

Ya rım kal mış şar kı mı du yu yor mu sun

B) Kar mı yağ dı gü ven di ğin dağ la ra

Se ni de bir tür lü on dur ma dı mı ka der

C) Boş ka lan gön lü nü baş ka sı mı dol dur muş

El le ri ni tu tan o ya ban cı kim

D) Üz me ken di ni her şe ye rağ men

Dün ya her şe ye rağ men ya şa ma ya de ğer

7. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de, ek ey lem di ğer lerin

den fark lı bir gö rev de kul la nıl mış tır?

A) El de et ti ğim ba şa rı lar la hiç gu rur lan ma mış tı.

B) Ba na inan say dı nız şim di bu du rum da ol maz dık.

C) Yol cul uğu muz, sa ba hın ilk ışık la rıy la bir lik te baş la yacak

tı.

D) Es ki den öğ ret men ler le kar şı laş ma mak için kö şe

bu cak ka çar dık on lar dan.

E) Bi zim de ev re ne mut lu luk vadeden pro je le ri miz var dı.

E) O kent te ge ne şar kı lar söy le ni yor dur

Kar şı lık görme miş sev da lar üs tü ne

4. Oyun, sa at ler ce ayak ta al kış lan dı.

Aşa ğı da ki ler in han gi sin de yük lem, ya pı sı ba kı mından

bu cüm le nin yük le miy le öz deş de ğil dir?

A) Cad de de ki tüm ma ğa za la ra on on beş da ki ka ta kıl dı.

B) Bu bi na da ki son dai re de dün sa tıl dı.

C) Yal nız kal mak tan ol sa ge rek, epey sı kıl dım.

D) Top lan tı ya ken di is te ğim le ka tıl dım.

E) Aynı şeyleri dinlemekten yıldım artık.

8. Aşa €› da ki le rin han gi sin de, yük lem “Her ak şam be nimle

bir lik te ko şar dı yıl dız lar.” cüm le sin de ki yük lem le

ya pı ca öz deş tir?

A) Çocuk ellerini annesinin eline yapıştırdı.

B) Oku mak için ai le si nin ona ola nak ta nı ma dı ğı nı an latır

dı hep.

C) Elim de ki pa ra la rı gö rün ce di len ci nin göz le ri ışıldadı.

D) Yü zü mü ze ka pa nan ka pı lar bun dan son ra bi rer bi rer

açı la cak.

E) Her yaz yü re ği mi zi bir umut dal ga sı sa rar dı bu ra da.

290


Fiiller

TEST

3

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de “ol mak” söz cü ğü

yar dım cı ey lem ola rak kul la nıl mış tır?

A) Ye mek he nüz ol ma dı, bi raz bek le me niz ge re ki yor.

B) Bu el bi se inanın siz den baş ka sı na ol maz.

C) Dün An ka ra ve çev re sin de 5.3 şid de tin de bir dep rem

ol muş.

D) Bu olay size iyi bir ders olsun.

E) Bir saate kalmaz köyde oluruz.

10. İşit me so ru nu nu zu bi zim le pay laş mak is te me niz, bu ra da

bu lu nan her ke si mem nun et ti.

13. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de “-mez/-maz” eki öteki

ler den fark lı bir gö rev de kul la nıl mış tır?

A) “Afe rin sa na çıl gın ço cuk, yi ne ina nıl maz bir iş yaptın!”

di ye da ki ka lar ca al kış la dık.

B) Bit mez tü ken mez bir çi le nin içi ne düş tü ğü nü ve bundan

na sıl kur tu la ca ğı nı bi le me di ği ni söy le di.

C) Bu ya pı tın an la şıl maz bir di li nin ol ma sı, ya za rın ter cihi

ola rak de ğer len di ri le bi lir.

D) San ki bir an da gö rün mez adam olup or ta dan kay bolu

yor du.

E) Dö nül mez gi di len her se fer den, bu nu ak lın dan çı karma

sa kın!

Bu cüm le de bu lun ma yan ey lem si tü rü, aşa ğı da ki le rin

han gi sin de var dır?

A) An la ma dı ğın iş ler le uğ raş mak tan vaz geç me li sin.

B) Ağır sözler söylememek için öfkemi yutup kenara

çekildim.

C) Kendisini sevenlerin kıy me ti ni bil me di ği için bu du ruma

düş tü.

D) Fil min son sah ne le ri nin çok zor çe kil di ği ni an lat tı.

E) Öy le yor gun dum ki otur du ğum yer de uyu ya kal mı şım.

11. Aşa €› da ki le rin han gi sin de, sı fa t - ey lem ve zar f -

ey lem kul la nıl mış tır?

A) Göy nek siz Meh met denilince par la yan göz ler le et rafı

na ba kar dı.

B) Ba ba sı öl dü ğün de kim sey le ko nuş mak is te me di.

C) Bun lar bi zim için ka za nıl mış bi rer hak tır, di yor du.

14. I. Bu işe yaramaz adamlar, bir an önce ortalığı toplayıp

gitsinler.

II. Suç sende; herkesle dalga geçen o adamın sözlerini

bu kadar ciddiye almamalıydın.

III. Yeni müdür, masadaki bütün dosyaları akşama kadar

incelememizi istiyordu.

IV. Her zaman olduğu gibi, yağmurun başlamasıyla

elektrikler de kesilmişti.

V. Uzun süre, kahvenin önündeki yaşlı çınar ağacının

gölgesinde dinlendik.

Yukar›daki numaralanm›ş cümlelerin hangisinde,

yüklem görevindeki eylemler birleşik zamanl› de€ildir?

A) I ve II B) I ve III C) I ve V

D) II ve IV E) III ve V

D) Ken di acı la rı nı ko nu edi nen ya zar, hal kın acı la rı nı

bil mez.

E) Ya za rın ken di ne has an la yı şı ve tav rı, ese rin de

gö rül mü yor.

15. Aşa €› da ki cümlelerden hangisinin yükleminde anlam

kayması yoktur?

12. Ya zıl ma sı bit me ye cek sa nı lan ki tap bit ti. O ağır yük git ti.

Ar tık su kı yı la rı, or man lar der ken ki ta bın so nu na geldik.

Saç la rı nı hep iki ta rak la te pe si ne to puz ya pan, hep

an lam sız ba kan bir ar ka da şın hi kâ ye si so na er di. Üs te lik

ma zi tü ne li nin an la şıl maz bo ğu cu lu ğu da bu hi kâ ye ile

or ta dan kay bol du. De mek ki yaz mak ge re ki yor muş.

Bu par ça da ge çen aşa ğı da ki söz cük ler den han gi si

söz cük tü rü ba kı mın dan öte ki ler den fark lı dır?

A) ya pan B) sa nı lan C) der ken

D) ba kan E) an la şıl maz

A) Sabahları, ilk derse yetişebilmek için, bir arkadaşın

arabasına biniyorum.

B) Unutmayın, bu hafta sonu pikniğe çocuklarla birlikte

siz de geliyorsunuz.

C) Yan ma sa da ki şu göz lü klü ba yan, iki sa at tir bi ze

ba kı yor.

D) Siz önden gidersiniz, ben de işlerimi halledip akşama

kalmadan gelirim.

E) Babam kırk yıl önce bu simsarla tanışıyor, onunla bir

iş kurmayı düşünüyor.

291


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Fiiller

1. Aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla “iş (kılış), oluş ve

durum” fiilleri bir arada verilmiştir?

A) solmak - uyumak - vermek

B) çözmek - almak - solmak

C) bilmek - ölmek - sararmak

D) inanmak - beklemek - anlamak

E) kırmak - yaşlanmak - gülmek

2. Fiillerin kip ve kişi eki almış hâllerine çekimli fiil denir.

Aşağıdakilerin hangisinde birden çok çekimli eylem

kullanılmıştır?

A) Sinemamızın sorunlarından hiçbiri çözülmüş değil.

5. Oluş fiilleri genellikle özne üzerinde, “değişerek yeni bir

görünüm kazanma” anlamı taşır.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisinin yüklemi

bir oluş fiilidir?

A) Çocukken geçirdiği ateşli bir hastalıktan sonra çok

zayıflamış.

B) Annesi hastalık boyunca ona hep kitap okumuş.

C) Edebiyat tutkusu insanda bazen çok ilginç bir şekilde

başlar.

D) Okuduğunuz bir kitap size yeni bir dünyanın kapısını

aralar.

E) Sanatçı olmak için karşınıza çıkan fırsatları iyi değerlendirmelisiniz.

B) Ne sansürde ne de tanıtımda çözüm görünüyor ufukta.

C) Yıllık yapım sayısı azalıyor, yabancı filmler artıyor.

D) Sinema endüstrisi ağırlaşan bir bunalım geçiriyor.

E) Yani anlaşılan, tablo karanlık görünüyor.

3. Söylediklerime hiçbir zaman değer vermezsin.

Bu cümledeki altı çizili eylemin kipi ve kişisi aşağıdakilerin

hangisinde doğru verilmiştir?

A) Şimdiki zamanın olumsuzu, 3. tekil kişi

B) Geniş zamanın olumsuzu, 3. tekil kişi

6. Kılış fiilleri nesne alabilen fiillerdir.

Bu açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisinin yüklemi

bir kılış fiili değildir?

A) Herkes, bu kötü günlerin hemen geçmesini istiyordu.

B) Teknolojik gelişmelerin, hayatı kolaylaştıracağına

inanıyorlar.

C) Depodaki bütün eski sıraları bahçeye çıkarıyorlar.

D) Bu filmi, yurtta öğrencilerle izlemeyi düşünüyordu.

E) Yolun karşısındaki otobüs durağında onu bekliyorduk.

C) Gelecek zamanın olumsuzu, 2. tekil kişi

D) Geniş zamanın olumsuzu, 2. tekil kişi

E) Şimdiki zamanın olumsuzu, 2. tekil kişi

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi istek kipinin

olumsuzunun hikâyesi, I. tekil şahsa göre çekimlenmiştir?

A) Sözlerimi dinleseydin bunlar başına gelmezdi.

B) Çok iyi iş çıkardılar, keşke sen de görseydin.

C) Şu tepenin ardında küçük bir köy olmalıydı.

D) Zamanında iyi çalışsaydım şimdi rahat ederdim.

E) Keşke oraya gidip de bu olaya tanık olmayaydım.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemin kişisi yanlış

belirtilmiştir?

A) İnsanlarımız yurt meselelerinin çoğunu bilmiyorlar.

(3. çoğul kişi)

B) Dosyaları öğleden sonraki toplantıya mutlaka yetiştirsin.

(2. tekil kişi)

C) Yetişmenizde ailenizin mi okulun mu daha çok etkisi

oldu? (3. tekil kişi)

D) Yaşadığımız bu dünyada başkalarının da yaşama

hakkının olduğunu unutmamalıyız. (1. çoğul kişi)

E) Konferans başlamadan bir açılış konuşması yapacaktı.

(3. tekil kişi)

292


Fiiller

TEST

4

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi çekimli

eylem değildir?

A) Gelenekten büyük ölçüde ayrı düşmüştü.

B) Orada iyi şiirler yazdığımı da söyleyemem.

C) Ana dilin kokusu ancak ana vatanda şiire siner.

D) İnsan bir yönüyle alışkanlıklarının tutsağı gibidir.

E) Her yeniliğin başlangıçta ağır görülmesini doğal karşılamak

gerekir.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylem kipinde anlam

kayması yoktur?

A) Kardeşim doğunca ailem Antalya’ya göç eder.

B) Kimsenin hakkına asla el uzatmayacaksın.

C) Akşam Burcu da bizimle oraya geliyor.

D) Hayri amcam her sabah erken uyanıyor.

E) Geçtiğimiz yıl başkanlık koltuğuna oturmuş.

10. Bazı kipler zaman anlamı taşırken bazıları tasarlama anlamı

taşır.

Aşağıdakilerden hangisinin yükleminde zaman anlamı

yoktur?

A) İki saat içinde elindeki işi bitirmelisin.

B) Okul yönetimi, bir toplantı davetiyesi göndermiş.

C) Vatanımdan ayrı yaşamak bana zor geliyordu.

D) Öğrenciler etüt salonuna alınmıştı.

E) Bütün gazetelerin köşe yazılarını mutlaka okurdu.

11. Aşağıdakilerden hangisinin yükleminde zaman kayması

vardır?

A) Dergimiz bu sayısında Mehmet Âkif’i ele alacak.

B) Mehmet Âkif Ersoy 1873-1936 yılları arasında yaşadı.

C) İstiklal Marşı’nı yazdığı yıllarda biraz yokluk çeker.

D) “Safahat” yedi şiir kitabının bir araya getirilmesiyle

oluşturulmuştur.

E) Çanakkale Destanı’nı ondan daha iyi yazacak biri çıkamaz.

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi “-yor” eki

almadığı hâlde şimdiki zaman anlamı taşımaktadır?

A) Müzik, bir ömür yeter ancak bir ömür müziğe asla

yetmez.

B) Dışarıda bardaktan boşalırcasına bir yağmur yağmakta.

C) Çocukların her birini dikkatlice dinliyordu.

D) Sobanın üstündeki çaydanlığı deviriyor ve ayaklarını

yakıyor.

E) Okuyucusunun anlayamadığı bir yapıt başarıya ulaşmış

sayılmaz.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-mış, -miş, -muş,

-müş” eki yükleme başkasından duyma anlamı katmamıştır?

A) Bu yılın sonunda yurt dışına gidecekmiş.

B) Doktorlar, çocuğun ateşini düşüremiyorlarmış.

C) Yeni aldığın bu ceket sana çok yakışmış.

D) Bütün öğretmenleri ona tepki göstermiş.

E) Yoğun kar nedeniyle yola yarın çıkacaklarmış.

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi farklı bir

kiple çekimlenmiştir?

A) Okulun bahçesine yeni çam fidanları dikiliyor.

B) Bu yaz, okulun bütün sınıfları boyandı.

C) Bir gece biri size hikâyesini anlatmaya koyulur.

D) Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

E) Sınav başlamadan önce notlarınızı sıradan alın.

15. I. O yıl bütün inekler ikiz buzağılıyor.

II. Çocuklar dersi çok dikkatli dinliyorlar.

III. Bir gün, ne kadar haklı olduğumu anlarsın.

IV. Tren, bu istasyona zaten hiç uğramaz.

V. İleride çok büyük bir adam olacaksın.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin

yüklemlerinde zaman (kip) kayması vardır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

16. Gereklilik kipi aşağıdaki cümlelerin hangisine “gereklilik”

anlamı katmamıştır?

A) Yemek yerken başkalarını rahatsız etmemelisin.

B) İnsanlara karşı daha duyarlı olmalıyız.

C) Öğrenci, dersine günü gününe çalışmalıdır.

D) Biz içeride konuşurken bizi duymuş olmalı.

E) Yağmurlu havalarda şemsiyeni yanına almalısın.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-sa, -se” eki cümleye

koşul anlamı katmamıştır?

A) Sınıfını geçersen sana güzel bir telefon alacağım.

B) Dersi dikkatli dinlemezsen konuyu öğrenemezsin.

C) Bizim de şöyle kendimize ait bir evimiz olsa.

D) Gençliğin kıymetini bilmezsen yaşlanınca pişman

olursun.

E) Bana biraz güvenirseniz sizi asla yanıltmam.

293


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Fiiller

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem yoktur?

A) Ömer Seyfettin, kısa yaşamına yüz otuzun üstünde

öykü sığdırmıştı.

B) Öykülerinden bazıları, sıradan bir hikâyeden başka

bir şey değildi.

C) Bazı öyküleri ise gerçekten üstün nitelikteydi.

D) İnsan o öykülerde bazen kendinden bir şeyler bulabiliyor.

E) Bugün o öyküler kitaplıklarımızın en baş köşesindedir.

4. (I) Kırlangıçlar, havada hızla süzülerek böcekleri yakalar.

(II) Baharla birlikte kışı geçirdikleri Afrika’dan göçe başlarlar.

(III) Bir dişi bir erkek dolaşırlar. (IV) Eğer bir önceki

yıl yaptıkları yuva duruyorsa oraya yerleşirler. (V) Yuvası

olmayan çiftler çamurdan yuva yapmak için harekete

geçerler.

Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde ek

eylem kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir edat ek eylem

alarak yüklem olmuştur?

A) Sana göre, gerçek bir şiir hangi nitelikleri taşımalıdır?

B) Sabahtan beri yapılan koşturmacaların hepsi senin

içindi.

C) Zambezi’yi o yıllarda bir televizyon belgeselinden hatırlıyordum.

D) Burayı ilk gördüğümdeki korku yerini tatlı bir heyecana

bıraktı.

E) Köydeki evlerin çoğu, tarihî eser yıkıntılarından alınan

taşlarla yapılmış.

5. “-dır, -dir…” ek eylemi basit zamanlı fiillere gelerek cümleye

“olasılık” veya “kesinlik” anlamı katar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-dır, -dir” ek eylemi

cümleye kesinlik anlamı katmıştır?

A) Bence olan biten her şeyi biliyordur.

B) Sınavımız 13.30 itibarıyla başlayacaktır.

C) Şimdiye kadar çoktan ülkeyi terk etmiştir.

D) Belki söylediklerimizden bir şeyler anlamıştır.

E) Bakarsınız bize biraz para da göndermiştir.

6. Zaten sanat da kişinin, bir kişi üzerinden toplumu anlatmasıdır.

Göreceksiniz bu roman çıkacak ve uzun süre

gündemde kalacak kadar ilgi toplayacaktır.

Bu parçada kaç sözcükte ek eylem vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

3. Misafirsin bu hanede ey gönül

I

II

Umduğunla değil, bulduğunla gül

III

Hane sahibi ne isterse o olur

IV

Ne kimseye sitem eyle ne de üzül

V

Bu dizelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangileri

ek eylem almıştır?

A) I ve II B) II ve III C) I ve IV

D) III ve V E) IV ve V

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem farklı bir

görevde kullanılmıştır?

A) Yaptığım çalışmaların bir gün sonuç vereceğini biliyordum.

B) Gençliğimde önüme çıkan engellerle hiç baş edemezdim.

C) Teknolojik gelişmeler kültürün doğal etkileyicisidir.

D) Bir söz söylerken karşımızdaki insanın seviyesini

dikkate almazdık.

E) Çözülmesi gereken bir yığın sorun beni bekliyordu.

294


Fiiller

TEST

5

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Ek eylemin geniş zaman 3. tekil kişi eki olan “-dır, -dir” ad

cümlelerinde bazen düşebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

uygun bir kullanım vardır?

A) Sevgi, biraz güneş görünce açıveren bir kardelen.

B) Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze.

C) Bakışlarınla bir yaz güneşi kadar sıcaktın.

D) Belki de ıssız bir köşeye çekilmiş ağlıyordur.

E) Onu son gördüğümde boyu kısa, cılız bir çocuktu.

9. Fiilimsiler de ek eylem alarak yüklem olabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sıfat - fiil ek

eylem alarak yüklem olmuştur?

A) Kaderimiz, böyle bir arada bir derede yaşamakmış.

B) Gerçek kahraman, kendini ülkesi için feda edebilendir.

C) Bizi en çok duygulandıran, titrek sesiyle şiir okumasıydı.

D) Bu tombul ve şirin bebeğin gözleri de mavi maviydi.

E) Karadeniz, şaşırtıcı bir şekilde her zamankinden daha

durgundu.

10. Azimliyseniz yol ne kadar kapansa da siz onu bir şekilde

I II III

aşmayı başarırsınız.

IV V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi

ek eylem almıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi ek eylem

almış bir ad tamlamasıdır?

A) Yaz tatili beklediğimden daha hareketli geçmişti.

B) Beni en çok sevindiren, sınıfı zayıfsız geçmemdi.

C) Bütün trafik levhaları seni gösteriyordu.

D) Yeni doğmuş bir çocuk, evin neşe kaynağıdır.

E) Sınav sorularını çözerken iki soruda hata yapmıştı.

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek eylem kullanılmamıştır?

A) Sensin beni hep böyle sevdalara salan

Komadın aklımı hep ettin talan

B) Hayale sarılırdık gerçek yerine

Resmi koklardık çiçek yerine

C) Sevgi dağ zirvesi, kin dipsiz kuyu

Karıştan kısadır hayatın boyu

D) Yattı, bir ses duyuyormuş gibi lâl

Yattı, devam etti bu hâl

E) Acele gel diye çağırdım seni

Şimdi iş değişti, dur, dinle beni

13. Biz okuma yazma alışkanlığının çok az olduğu bir toplumuz.

Televizyon da hayatımıza girince artık sonucu görmek

için kâhin olmaya gerek yoktur.

Bu parçada kaç sözcükte ek eylem kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

14. (I) Şiirde anlatımın yoğun olması gerektiğine inanıyordum.

(II) Şairlik, zaten az sözle çok şey söyleyebilmekti.

(III) Başka bir deyişle dünyayı bir kavanoza sığdırmaktı.

(IV) Biliyorum zordu bunu başarmak. (V) Ama bir şair

olarak başka şansım da yoktu zaten.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ek

eylem diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

15. I. Bir tutam ottur, deveyi yardan uçuran.

II. Çocukların yolda buldukları şey eski bir paraydı.

III. Geri vermeyeceksen bu kitabı alma.

IV. Sen miydin geceleri uykumu bölen?

V. İnsanın kafasını en çok meşgul eden şey ölümsüzlüktür.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükteki

ek eylemin işlevi farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem kullanılmamıştır?

A) Dağdaki kızıl otun içinde keklik öter.

B) Üzerindeki siyah takımla tam bir beyefendiydi.

C) Sarı, herkesin bildiği gibi hüznün rengidir.

D) Evindir, kendini huzurlu hissettiğin tek yer.

E) Aşinayım beni davet eden bu gizemli sese.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem kullanılmıştır?

A) Bence söylediğimiz her şeyi duymuş.

B) Bundan sonra bu krallık senindir.

C) Sana verilenlerden, düzenli bir dosya oluştur.

D) Boş yere gitmeyelim, otobüs kalkmış olabilir.

E) Vatan, böyle kahramanlara minnet duyar.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-sın, -sin” eki ek

eylemin geniş zamanıyla çekimlenmiş bir sözcükte

bulunmaktadır?

A) Söyleyin ona, odasını hemen toplasın.

B) Üzülme, sen de diğer yarışmayı kazanırsın.

C) Sen yaprak yaprak açılan bir gülsün.

D) Bütün olanları anlatacağım ama bana inanmazsın.

E) Ön sıradakiler bir adım daha ileri çıksın.

295


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

6

Fiiller

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi basit yapılıdır?

A) Adam korkudan olduğu yere düşeyazdı.

B) Biraz sonra sizinle görüşebilir.

C) Bu mahallede yaklaşık dört yıl oturdular.

D) Atatürk, bu ülkeyi bizlere emanet etti.

E) Bütün iş hayatı boyunca bir ev parası biriktirmişti.

5. I. Bu sözleri duyunca öfkesinden küplere binmişti.

II. Yurt dışındaki kardeşine biraz para yollamıştı.

III. İki saattir bu odada bekletiliyoruz.

Bu cümlelerin yüklemlerinin yapı özelliği sırasıyla

aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Basit - birleşik - basit

B) Birleşik - türemiş - türemiş

C) Birleşik - basit - basit

D) Basit - türemiş - türemiş

E) Basit - birleşik - türemiş

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birleşik

yapılıdır?

A) Çok değişik bir dönemde yaşıyoruz.

B) Sorunlarımız giderek daha da çoğalıyor.

C) Aramızdaki bazı meseleler sonunda halloldu.

D) Yaz gelince sigarayı bırakmayı düşünüyor.

E) Evin bütün odalarına parke döşendi.

6. Türkçede yardımcı eylemler “et-, ol-, eyle-, kıl- ve buyur-”

fiilleridir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “et-” fiili yardımcı

eylem değildir?

A) Başına gelen bu felaketlere sabretmelisin.

B) Onu aramıyoruz diye bize hep kahrediyor.

C) Kazaya neden olan sürücü olay yerini terk etmiş.

D) Düşmanlarından intikam almaya yemin etmişti.

E) İnsan ne ederse kendine eder.

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş

yapılı değildir?

A) Resim Heykel Müzesini ne zaman geziyorsun?

B) On yaşındayken spor yapmaya başlamıştı.

C) Son zamanlarda şehrimizde dolandırıcılar türedi.

D) Konunun önemli kısımlarını öğrencilere yazdırıyor.

E) Yeteri kadar katılımcı olmadığından kursu sonlandırdılar.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi yansımadan

türemiş bir fiildir?

A) Yaprakların çıkardığı hışırtı sessizliği bölüyordu.

B) Bu dağ başında geceleri sadece baykuşlar ötüşürdü.

C) Buradan gitmek istediğimi kulağına fısıldadım.

D) Bir yol buldum öteye, geçerek gözlerinden.

E) Deli gönül yine çağlayanlar gibi coştu.

4. I. Elini kapıya sıkıştırınca parmağı kanadı.

II. Her sorunun cevabını hemen görebiliyordu.

III. Geçirdiği soğuk algınlığı başka hastalıkları tetikledi.

IV. Çözemediği bütün soruları öğretmene soruyordu.

V. Büyük marketler açılınca bakkalı devretti.

Yukarıdaki cümlelerin yüklemleri yapı bakımından

gruplandırılırsa hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “olmak” eylemi, yardımcı

eylem olarak kullanılmıştır?

A) Bu yaptığınız gerçekten hiç iyi olmadı.

B) Çocukların kopardığı eriklerin hiçbiri olmamıştı.

C) Babam, okuldaki olaydan haberdar olmuştu.

D) Söylediğim gibi, saat 2’de herkes orada olsun.

E) Hiç unutamayacağımız bu deprem 1999’da olmuştu.

296


Fiiller

TEST

6

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi yanlış

gösterilmiştir?

A) Kadınlardan birinin çantasını gözüne kestirmişti.

B) Yurtta gizemli bir şekilde eşyalar kayboluyordu.

C) Nasıl yapıyor bilmem ama her işi kılıfına uydurur.

D) Aslında sen de onlara biraz yardım edebilirdin.

E) Bu eski kitap maalesef o kadar etmez.

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birleşik

fiil değildir?

A) Öğretmenin, kendisini çağırdığını duyamamıştı.

B) Bu büyük sevda sonunda göze gelmişti.

C) Sınav günü her geçen gün yaklaşıyordu.

D) İnsan, kötü alışkanlıklarını hemen terk etmeli.

E) Seminerde bize sağlıktan uzun uzun söz ettiler.

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi farklı

yolla oluşmuş bir birleşik fiildir?

A) Grubumuz, sabah erkenden yola koyulmuştu.

B) Başkan yolun bir an önce açılmasını emretti.

C) Davranışlarıyla etrafındakileri tedirgin etmişti.

D) Girdiği her işte nedense hep zarar ediyordu.

E) Çocuğu o hâlde gördükçe üzüntüden kahroluyordu.

11. Orada neler hissettiğimi asla anlatamam.

Bu cümlede geçen altı çizili fiilin olumlusu aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) İsterseniz size bir hikâye anlatırım.

B) Konunun devamını yarın anlatacağım.

C) İki haftadır sıfat tamlaması anlatıyorum.

D) Ona, neler hissettiğimi daha rahat anlatabilirim.

E) En zor konuyu bile kolayca anlatabiliyorum.

12. Deyimler yüklem olduğunda birleşik fiil kabul edilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek

olabilecek bir birleşik fiil vardır?

A) Gittiğimiz otelde verilen hizmetten memnun olmuştuk.

B) Onun kadar inatçı görmedim, hep burnunun dikine

gidiyor.

15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birleşik fiil yoktur?

A) Toprağı boyadım, otlar ağladı

Oturdum, kalkamadım otlar ağladı

B) Görmediğim şeyi asla seçemem

Korku bilmem, hiç yalnız gezemem

C) Solgun tarlaları kederli akşamlarda

Seyrettim trenlerin penceresinden

D) Benim için kıymetlidir her sözün inciden

Gözyaşlarım akıtma gel, odur beni inciten

E) Doru atları tımar etti

Giyinip kuşanıp gitti

16. (I) Fazıl Hüsnü’nün şiir macerasında üç ayrı Türkçe birbirine

bağlanır. (II) Melih Cevdet’le Oktay Rifat dil sorununu

sarsılmadan atlattı. (III) Onlar başından beri saf Türkçeyi

benimsediler. (IV) Türkçeyi konuşma dilinden koparmadan

değerlendirdiler. (V) Özellikle Melih Cevdet’in düzyazılarındaki

arı Türkçenin bir bölümü, şiirde kendini gösterdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde,

yüklem durumundaki fiil diğerlerinden farklı yapıdadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

C) Yasa teklifi 150’ye karşı 200 oyla reddedildi.

D) Bir sıkıntın olduğunda beni telefonla arayabilirsin.

E) Tüm öğrencilere, soru çözerken yardımcı olurdu.

13. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi kurallı

birleşik fiildir?

A) Gazeteler iki gündür borsanın düştüğünü yazıyordu.

B) Millî takımımız bir dakikada iki gol atıvermişti.

C) Hastayı tam teşekküllü bir hastaneye sevk ettiler.

D) Rahat olun, onların hiçbiri böyle bir riski göze almaz.

E) Ondan bize bir kötülük geleceğini hissetmiştim.

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş

yapılı değildir?

A) Yola çıkarken yanınıza mutlaka bir kitap veya bir

dergi almalısınız.

B) Su gibi akıp giden yıllar bu çilekeş adamın saçlarını

ağartmıştı.

C) İnsanları bir kalemde silmekten kaçınmalısınız.

D) İlçenin bütün ara yolları ve kaldırımları seçimden

sonra yenilenecekmiş.

E) Öğretmenlerimiz, akıllı tahta kullanımı konusunda

yetkililer tarafından bilgilendirilmiş.

297


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

7

Fiiller

1. Eylemsiler de gerçek eylemler gibi yargı bildirir ve yan

cümlecik kurar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yargı sayısı diğerlerinden

daha çoktur?

A) Romanımızda çok köklü bir değişim yaşanıyor.

B) Roman, hiçbir dönemde olmadığı ölçüde kitlesel

ürün hâline geliyor.

C) Kitabın ortalama bin adet basıldığı, yıllarca tükenmediği

bilinen bir gerçek.

D) Yüz binlik tirajlar, birkaç ayda aşılıveriyor.

E) Yıllardır roman eleştirisi yapan eleştirmenlerimizden

bu romanlarla ilgili ses çıkmıyor.

5. Ufuklarda solarken altın şafak gülleri

I

II

Yabancı özlemlerden saadetler, emeller

İhtiras bekleyen kimsesiz gönülleri

III

Gizlice sıkıyordu kızgın demirden eller

IV

V

Bu dörtlükteki altı çizili sözcüklerden hangileri eylemsidir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi eylemsi değildir?

A) Yol almış hayatın ufuklarınca, diyor şair.

B) İnce bir gülüş belirmişti oval yüzünde.

C) İşten çıkınca mutlaka dostlarıyla buluşurdu.

D) Şiir yazarken kendini dünyadan soyutlarmış.

E) Dışarı çıktığında tuhaf bir şeyle karşılaştı.

6. Sıfat - fiiller de sıfatlar gibi, çekim eki aldığında adlaşır.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir kullanım vardır?

A) Şu sönen, gölgelenen dünyada bir tek hatıralarımız

kaldı.

B) İyilerin dünyasında, kötülere de yer var mıdır?

C) Halka hitap eden kitapları yayımlamayı tercih ediyorlar.

D) Geçtiğimiz yıl bütün öğrenciler mezun olabilmişti.

E) Senin bildiklerin, yanıldıklarına yetmez, demiştin.

3. Herhangi bir alandaki eserleriyle ün kazanmış, sanata ve

kültüre hizmet etmiş kişilerin yaşamını inceleyerek okuyucuya

bilgi vermeyi amaçlayan yazılardır.

Bu cümlede kaç tane fiilimsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

4. Aşağıdakilerin hangisinde “-acak, -ecek” ekini almış

sözcük eylemsi değildir?

A) Hafta sonunda yapılacak bir yığın işim vardı.

7. I. Hiç konuşmadan saatlerce oturmuştuk.

II. Hırsızların kaçması tüm moralleri bozmuştu.

III. Sokağın başına gelince birden durdu.

IV. Bir şemsiye alıp kalabalık caddeye çıktı.

V. Eve varır varmaz uyumak istiyordu.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde isim - fiil kullanılmıştır?

A) I ve II B) II ve V C) I ve III

D) III ve IV E) IV ve V

B) O eski masa, atılacak eşyalar arasına girmişti bile.

C) Dinmeyecek gözyaşlarım sen gelene kadar.

D) Koyunlara verilecek yemlerin hazırlanması gerekiyor.

E) Öyle yorgundu ki başını oynatacak hâli kalmamıştı.

8. Toplum olarak yaşamak bazı kurallara uymayı zorunlu kılar.

Bu kurallar ikiye ayrılır: yazılı olanlar ve yazılı olmayanlar.

Bu parçada kaç tane fiilimsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

298


Fiiller

TEST

7

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdakilerin hangisinde isim - fiille kurulmuş yan

cümlecik, temel cümlenin nesnesi görevindedir?

A) Ben de herkes gibi okumaya çalışıyorum.

B) Şimdiki gençler hayatla oyun oynamaya kalkıyor.

C) Yeni ve geniş bir ev almak istiyormuş.

D) Karlar eriyince yolların ne kadar bozulduğu anlaşıldı.

E) Anlattığı hikâyeler herkesi derinden etkiliyordu.

10. Eylemsiler yargı bildirme özelliğini kaybederek bir varlığa

kalıcı isim olabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek

bir kullanım vardır?

A) Dışarı çıkarken mutlaka annesinden izin isterdi.

B) Trajedide, öldürme ve yaralama gibi olaylar sahnede

gösterilmez.

C) Bir bilene danışması, insanı her zaman doğruya götürür.

D) Dolmaları tepsiye özenle yerleştiriyordu.

E) Kapanan yolları açma işi aralıksız devam ediyor.

11. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi fiilimsi değildir?

A) Keseyi açıp kendisini arayan polise uzattı.

B) Kimsenin tırmanamadığı tepelere tırmanıyoruz.

C) Yamaç yürüyüşünde yassı taşlara dikkat edilmelidir.

D) Yol boyunca kimse tek çift laf etmiyor.

E) Bata çıka yürüdüğümüz bu yol, sonunda düzeldi.

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir sıfat -

fiildir?

A) Makale, bugün gazete dışında da yaygınlık kazanmıştır.

B) Tarih, bizi bir gün elbette haklı çıkaracaktır.

C) Tabi ki en iyi gülen, son gülendir.

D) Bu geceki en ilginç şey Ay tutulmasıydı.

E) Makalede öne çıkan amaç, okuyucuyu bilgilendirmektir.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üç eylemsi (sıfat -

fiil, isim - fiil, bağ - fiil) türüne de örnek vardır?

A) Kitabı bitirince altını çizdiğim birçok dizeyi ezberlemem

gerekir, diyorsunuz.

B) Anı, yazarın geçmişte yaşadıklarını anlattığı bir yazı

türüdür.

C) Anılar, yalnızca yazarın yaşadıklarını değil; çevresinde

gelişen olayları da anlatır.

D) Anılar, aynı zamanda tarihçiler ve edebiyat tarihçileri

için kaynak niteliğindedir.

E) Atatürk’ü yakından tanımak isteyen birçok araştırmacı

bu türden yararlanmıştır.

14. (I) Planınızı çok iyi çizip sonuca kadar o plana bağlı kalacaktınız.

(II) Eserinizi yazarken görüş değiştirirseniz başa

dönerek yeni plan yapacaktınız. (III) Bu, yazarı yorarak

verimsizleştiren bir çalışma biçimiydi. (IV) Montaigne

bu türü geliştirince yazarların önü açıldı. (V) Onlara diledikleri

gibi yazma olanağı verdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

zarf - fiil yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

15. Aşağıdakilerin hangisinde eylemsi kullanılmamıştır?

A) Kimsenin görmediği bir yerde doya doya ağladı.

B) Coşkun bir nehir gibi kabımıza sığmıyorduk.

C) Gidenlerin ardından yaşlı gözlerle el sallamıştık.

D) Eserlerini günlük konuşma diliyle yazmış.

E) Ardına bakmadan gideceksin, ayrılmaya karar verdiysen.

16. Bağ - fiillerin bir kısmı cümlede zaman bildirirken bir kısmı

durum bildirir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ - fiil zaman bildirmektedir?

A) İnsan, sevince gizlice sevmeli, derdin.

B) İşte şimdi düşünmeden konuştun.

C) Çocuklar, okul bitiminde koşa koşa eve gelirdi.

D) Roman, okuyucuyu kendine çekerek zenginleştiriyor.

E) Kelebek, bir gül bahçesine girercesine ateşe daldı.

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir ad tamlamasının

tamlayanı eylemsidir?

A) Yalnızlığın cenderesinde sıkışan insan, bunalıma

sürükleniyor.

B) Onun yanımıza gelişi, hepimizin cesaretini yerine getirmişti.

C) Mehmet Âkif, “Gelenin hatırı için geçmişe sövemem.”

diyor.

D) Yaşamın kıyısında biraz soluk almaktır şiir okumak.

E) Gezegenimizin sorunlarını görmezden gelerek kendi

sonumuzu hazırlıyoruz.

18. I. Gazeteci olarak okuyucularımı her gün bilgilendiririm.

II. Onlara günün gelişmeleri ile ilgili yorumlar sunarım.

III. Yazılarımı herkesin anlayacağı bir dille kaleme alırım.

IV. Kendimi, çalışan sanatçıya yakın bulurum.

V. Kendimi kurallarla sınırlandırmak istemem.

Yukarıdaki cümlelerde geçen eylemsiler tür bakımından

gruplandırılırsa hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

299


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

8

Fiiller

1. (I) Bu yıl ağaçlar erken çiçek açtı. (II) Tabiat ana yemyeşil

bir kıyafet kuşandı. (III) Her yerde bir yaşam kıvılcımı

ortaya çıktı. (IV) Dallar çok kısa sürede yeşerdi. (V) Bir

süre sonra arılar da iş başı yaptı.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

altı çizili sözcük “oluş” eylemidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi yapı bakımından

türemiştir?

A) Yaşam bazen insanı birtakım güçlüklerle karşılaştırıyor.

B) Akıllıca davranırsanız işinizi kısa sürede ilerletebilirsiniz.

C) Bu sıkıntılarla baş edecek gücümüz ve olanaklarımız

var.

D) Halkı aydınlatmak bazıları için bir anlam taşımıyor.

E) Sorunlarla boğuşmanıza rağmen azminizi kaybetmediğinizi

görüyoruz.

5. Aşağıdakilerin hangisinde hem sıfat - fiil hem de zarf -

fiil vardır?

A) Uyumlu bir insandı, kimseyle tartışmak, kavga etmek

istemezdi.

B) Kanımca bütün şiiri bir iki dizede toplayıp yoğunlaştırmaya

çalışıyor.

C) Yıllar önce Kayseri’nin bir kasabasında tanıştığım bir

öğretmen arkadaşım vardı.

D) Onu neden arayıp sormadım diye kendi kendime düşündüm.

E) Sanat dergilerinin bunlar olmadan eksik kaldığına

inanırım.

6. Ozanın ilk kitabına göre, bu yeni şiirleri yunup arınmış

dizelerle dolu; yaşantısındaki fırtınalı gelişmelere karşın,

bakışında bir dinginlik, olgunluk var.

Bu parçada kaç eylemsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

3. (I) Toplumun ileri gelenleri tavırlarını netleştirmeli ki

toplum onları örnek alsın. (II) Bakıyorsunuz ülke meselelerine

karşı kayıtsız kalıyorlar. (III) Örnek olacakları

yerde problem çıkarıyorlar. (IV) Toplum böyle ileri gelen

istemez. (V) Çünkü toplumun da birtakım beklentilerinin

olması gerekir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin

yüklemi haber kiplerinden biriyle çekimlenmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük

eylemsi değildir?

A) İş yerinde olan her şey iş yerinde kalmalı.

B) Ben öğrenciyken not sistemi 10’luktu.

C) Güneş doğduğunda ben yola çıkmış olacağım.

D) Yediğin, içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat.

E) Ben nefes aldıkça sana bu dünyada kimse zarar veremez.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem “yapılmakta

olan bir işi” anlatmaktadır?

A) O yıl ülkemizde çok büyük bir kuraklık oluyor.

B) Akşamları 5 km yürüyorum.

C) O zamanlar böyle şeyler ayıp sayılmıyordu.

D) Söylediklerinizi şu an tek tek not ediyorum.

E) Sabah kahvaltılarını 7.30’da yapıyorum.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

farklı yapıda bir eylemdir?

A) Son günlerde etrafta, duvarları boyayan bir grup türedi.

B) Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya.

C) Bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyorum.

D) Bizi, köydeki evinde iki gün konuk etti.

E) Siz filmi seyrededurun, ben de size çay demleyeyim.

300


Fiiller

TEST

8

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, birleşik

yapılı ve birleşik zamanlı fiildir?

A) Hayat, her geçen gün bizi biraz daha tüketiyordu.

B) Yahya Kemal, şiirdeki başarısını toplumu temel alarak

elde etmişti.

C) Öğrenci yetiştirmekten çok kendilerini etkin kılmanın

savaşını verdiler.

D) Festivallerde kutlamalar, birilerini göklere çıkaran

sözler cömertçe savruluyordu.

E) Okuyucu o görüşlerden yararlanarak kendisine bir

yol çizebilir.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem farklı bir

görevde kullanılmıştır?

A) Birazcık kızsam hemen gözleri doluyordu.

B) Kar çiçekleri baharı müjdeleyen ilk çiçektir.

C) Gitmeseydi ona ilginç bir sürpriz yapacaktım.

D) Kelimeleri bir türlü doğru söyleyemezdi.

E) Bakanlıktaki üst düzey bürokratların çoğunu tanıyormuş.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik eylem ötekilerden

farklı bir şekilde oluşturulmuştur?

A) Arkasından öylece bakakaldım.

B) Bir aydır bu eve hapsolduk.

C) Akşamki yemek beni çok rahatsız etti.

D) Gelmeden önce telefon ederim.

E) Kötü bir şeyler olduğunu hissetmiştim.

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi istek kipiyle

ve I. tekil şahsa göre çekimlenmiştir?

A) Oraya giderken beni de yanınıza alsanız.

B) İsterseniz hafta sonu birlikte sinemaya gidelim.

C) Biliyorum, günde en az dört saat çalışmalıyım.

D) Biraz kenara çekilin de ben de kediyi göreyim.

E) Yazılarınızı baskıya vermeden önce mutlaka inceleyin.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman anlamı taşıyan

bir zarf - fiil kullanılmıştır?

A) Her sabah, öğrencilerini gülümseyerek selamlardı.

B) Ondan bir haber gelmeyince seni aramaya karar verdim.

C) Büyüklerine danışmadan yeni bir işe girmemelisin.

D) Konuyu etraflıca araştırıp bir karara varacağız.

E) Şarkı söylercesine şiirler okuyordu.

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir eylemsi

değildir?

A) Hayatındaki en önemli şey, sınavı kazanmasıydı.

B) Bu, insanı çıldırtan sonsuz bir bekleyişti.

C) O zamanlar şehre gidebileceğimiz bir araç yoktu.

D) Konuyla ilgili kapsamlı bir çalışma bizden istenendi.

E) İyi insan, çevresindeki diğer insanlara zarar vermeyendir.

15. Konuştukça soluğunu duyarlardı sanki

Cepheden cepheye sürüklenenlerin

Kimi göğsünden resimler çıkarır

Rüyalarını anlatır kimi

Bu dörtlükle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Zarf - fiil ve sıfat - fiile örnek vardır.

B) Sıfat - fiil çekim eki alarak adlaşmıştır.

C) Ek eylem kullanılmamıştır.

D) Üç çekimli eylem vardır.

E) Birleşik çekimli eyleme yer verilmiştir.

16. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi farklı yolla

oluşmuş bir birleşik eylemdir?

A) Siz burada kendinizi değil, devleti temsil ediyorsunuz.

B) Kendisine sürekli muhtaç kalacağımızı zannediyordu.

C) Bu haber, salonda bekleyen herkesin ağırına gitmişti.

D) Tatil haberi yurttaki bütün öğrencileri mutlu etmişti.

E) Hacı Ziya, kasabadaki herkese yardım ederdi.

17. Ek eylem isimlere ya da isim soylu sözcüklere gelerek

onları yüklem yapar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek eylem bu göreviyle

kullanılmıştır?

A) Yazar, yapıtlarındaki kahramanlarını yaşadığı çevreden

seçmişti.

B) Eskiden karanlıktan çok korkardım, artık cesur davranıyorum.

C) Buraya gelenlere yolu ayrıntılı tarif etmeliydiniz.

D) Bu olay Türkiye’nin ekonomisini etkileyen önemli bir

göçtü.

E) Bugün yanına gitmedik hiç, herhâlde bize küsmüştür.

301


TÜRKÇE

BÖLÜM

10

Cümlenin Ögeleri

I. CÜMLENİN ÖGELERİ

CÜMLENİN ÖGELERİ

Benim de görmeyi çok istediğim bir oyundu bu.

yüklem

(sıfat tamlaması)

Temel Ögeler

Yardımcı Ögeler

Yüklem Özne Dolaylı Tümleç

Zarf Tümleci

Nesne

(Yargı bildirir.) Kim?

Ne?

Nereye?

Nerede?

Nereden?

Kime?

Kimde?

Kimden?

Neye?

Neyde?

Neyden?

Nereye?

Ne zaman?

Nasıl?

Neden?

Niçin?

Ne kadar?

Niye?

Ne diye?

Kimi?

Neyi?

Ne?

Edat Tümleci

Ne ile?

Kim ile?

Duvarı yıkık bu bahçe, çocukların oyun yeriydi.

yüklem

(isim tamlaması)

Şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş

öksüz bir çocuk gibidir.

yüklem

(edat grubu)

Selim, okulumuzun en çalışkan öğrencisidir.

yüklem

(isim tamlaması)

A. YÜKLEM

Cümlenin temel ögesidir. Cümlede iş, oluş, durum bildiren

ya da cümleyi bir yargıya bağlayan sözcük ya da sözcük

grubudur. Bir cümlenin yüklemi ya bir çekimli fiildir ya da

ek eylem almış isim soylu bir sözcük veya sözcük grubudur.

1. Çekimli Fiil

Bir fiilin kip ve şahıs eki almasıyla oluşur. Yüklemi çekimli

fiil olan cümlelerde birleşik yapılı fiillere dikkat etmek

gerekir. Bu fiiller birden çok kelimeden oluştuğu için grubu

bir bütün olarak yüklem almak gerekir.

Kolyesini çatlak bir kutuda saklıyordu.

yüklem

Çok yürüdüğümüz için yorgun düştük.

yüklem

Aşırı yağışlardan pek çok iş yeri zarar gördü.

yüklem

Kara kara bulutlar gökyüzünü kaplamıştı.

yüklem

Kızgın güneşin ışıkları gözlerimi rahatsız ediyordu.

yüklem

2. Ek Fiil Almış Sözcük veya Sözcük Grubu

İsim soylu bir sözcük tek başına yüklem olabildiği gibi son

kelimesi isim soylu bir sözcükten oluşan sözcük grupları

da yüklem olabilir. İsim soylu kelimelerin yüklem olduğu

cümlelerde yüklem çok uzun da olabilir. Kelime sınırı

yoktur. Bu yüzden isim soylu kelimelerin yüklem olduğu

cümlelere dikkat edilmelidir.

Hayata iyiliği ve kötülüğü veren sizsiniz.

yüklem

Yu ka rı da ki cüm le le re dik kat et ti ği miz de yük lem le rin uzun

ol du ğu nu gö rü yo ruz. Bu cüm le le rin yük lem le ri bi rer söz

öbe ği ol du ğu için bun la rı bö le me yiz.

B. ÖZ NE

• Cüm le de işi ya pan ve ya ola n› kar ş› la yan unsura denir.

‹sim cüm le le rin de öz ne “olan”, fi il cüm le le rin de ise “yapan”

söz cük tür.

Bu te mel ki ta b› oku mak, Türk ay d› n› ol ma n›n ilk şart la r›n -

dan d›.

öz ne

yüklem

Türk ay d› n› ol ma n›n ilk şart la r›n dan olan ne? “Bu te mel

ki ta b› oku mak” (öz ne)

Gur bet çe ken gö nül ler ku şat m›ş t› oca €›.

öz ne

yüklem

Ku şa tan ne? “Gur bet çe ken gö nül ler” (öz ne)

Genç k›z, her ge çen gün bi raz da ha iyi le şi yor du.

öz ne

‹yi le şen kim? “Genç k›z” (öz ne)

yüklem

Ka ran l› €›n, ya€ mu run, rüz gâ r›n için de dört na la uzak laş t›.

Uzak la şan kim? “O” (öz ne)

yüklem

• Gerçek öznenin dışında sözde özne ve örtülü özne de

vardır. Yüklemi edilgen çatılı cümlelerde, etken fiilin nesnesi,

edilgen fiilin sözde öznesi olur.

Rıh tım dan ya lı ya doğ ru mer mer üç ba sa mak yer leş ti rildi.

sözde özne

yüklem

302


Cümlenin Ögeleri

Yer leş ti ri len ne? “Mer mer üç ba sa mak” (söz de öz ne)

Ey le mi ger çek leş ti re nin bel li ol ma dı ğı yer de nes ne, söz de

öz ne gö re vin de kul la nı lır. Çün kü bu cüm le ler de işi ya pan bel li

de ğil dir.

Çiğ nen miş ka ra kal pak lar, te miz du vak lar.

yüklem

sözde özne

Çiğ ne nen ne? “Ka ra kal pak lar, te miz du vak lar” (söz de öz ne )

• Yük le mi isim olan cüm le ler de söz de öz ne bu lun maz.

Söz de öz ne fi il cüm le le rin de olur.

• Edilgen çatılı cümlelerde “-ce / tarafından” biçiminde

ifade edilen ve işi yapan varlığa da örtülü özne denir.

Hırsızlar polislerce yakalandı.

Yemekler aşçılar tarafından yapıldı.

Giz li öz ne ola rak bi li nen öz ne de ger çek öz ne dir.

İki si de ağ la ya ağ la ya ora dan uzak laş tı.

yüklem

Uzak la şan kim? “İki si de” ger çek öz ne dir. Çün kü ey le mi biz zat

ger çek leş tir miş tir.

Be nim uya rı la rı mı iyi din le yin!

yüklem

Dinleyecek olan kim? “Siz” gizli öznedir.

CÜMLEDE VURGU

Vurgulanan öge, cümlenin en önemli ögesidir. Yüklemi fiil

olan cümlelerde vurgu, yükleme en yakın ögede; yüklemi

isim ve isim soylu kelimelerle kurulan cümlelerde ise vurgu

yüklemdedir.

Dün gece sinemaya gitmişler.

dolaylı tümleç yüklem

(vurgulanan öge) (fiil)

Sinemaya dün gece gitmişler.

zarf tümleci yüklem

(vurgulanan öge) (fiil)

Bu cümlelerde yüklem “fiil” olduğu için yükleme yakın olan

öge vurgulanmıştır.

Bu başarının mimarı bizdik.

yüklem

(isim soylu)

(vurgulanan öge)

Sınavdaki sorular zordu.

yüklem

(isim soylu)

(vurgulanan öge)

Bu cümlelerde yüklem “isim soylu” bir kelime olduğu için

vurgulanan öge yüklemin kendisidir.

Örnek ÖSS / 2003

Söz le rin den çok, ad› n›n önem ka zan ma s›, bir eleş tir me nin en

bü yük kor ku su dur.

Bu cüm le nin öge le ri, aşa €› da ki ler den han gi sin de s› ra s›yla,

do€ ru ola rak ve ril miş tir?

A) Nesne - yüklem

B) Özne - yüklem

C) Özne - zarf tümleci - yüklem

D) Özne - zarf tümleci - nesne - yüklem

E) Nesne - özne - zarf tümleci - yüklem

Çözüm

“Bir eleştirmenin en büyük korkusudur” bölümü yüklem,

“sözlerinden çok, adının önem kazanması” bölümü öznedir.

Cümlenin ögeleri özne ve yüklemden oluşmaktadır.

Doğru Seçenek B

C. NES NE

Cüm le de öz ne nin yap t› €› iş ten et ki le nen un surdur.

Yükleme yöneltilen “ne, neyi, kimi” sorularına cevap verir.

Bu ra da son f›r t› na son da l› k› r› yor du.

K› ran ne? “Son f›r t› na” (öz ne)

yüklem

Son f›r t› na ne yi k› r› yor du? “Son da l›” (nes ne)

• Nes ne be lirt me hâli ni ( -ı, -i, -u, -ü) al m›ş sa be lir ti li, al mam›ş

sa be lir ti siz nes ne dir.

Bü tün bu eski ya l› lar Bo €a zi çi ha t› ra la r› n› sa y›k lar.

yüklem

Sa y›k la yan ne? “Bü tün bu es ki ya l› lar” (öz ne)

Bü tün bu es ki ya l› lar ne yi sa y›k lar? “Bo €a zi çi ha t› ra la r› n›”

(be lir ti li nes ne)

303


Cümlenin Ögeleri

Hü se yin ona ka le mi uzat t›.

yüklem

Uza tan kim? “Hü se yin” (öz ne)

Hü se yin ne yi uzat t›? “Ka le mi” (be lir ti li nes ne)

K›ş, ley lek gös ter mez in sa na.

yüklem

Gös ter me yen ne? “K›ş” (öz ne)

K›ş ne gös ter mez? “Ley lek” (be lir ti siz nes ne)

Yük le mi isim olan cüm le ler de nes ne aran maz.

Ge çiş siz fi il ler de nes ne aran maz.

Örnek ÖSS / 2004

De niz ar ke olog la r› n›n Si nop k› y› la r›n da bul du €u ba t›k kent

(I) yö re nin bin ler ce y›l l›k bir yer le şim ye ri ol du €u nu (II) de €i şik

yön le riy le (II I) inan d› r› c› bir bi çim de (IV) ka n›t l› yor (V).

Yu ka r› da ki cüm le de, han gi nu ma ra lar ara s›n da ka lan öge

cüm le nin nes ne si dir?

A) I. ile II. B) l. ile lll. C) II. ile V.

D) II I. ile IV. E) IV. ile V.

Çözüm

I ve II numaralar ara sın da ka lan öge be lir ti li nes ne gö re vinde

dir. Çünkü yükleme (kanıtlıyor) yöneltilen “neyi” sorusunun

cevabıdır.

(-den hâli) (-e hâli) (-de hâli)

Dün gece sokaklarda dolaştım.

dolaylı

tümleç

(-de hâli)

yüklem

Kime bahsetmişler?

Nerede bahsetmişler?

Nerede dolaştım?

Kadınlar renkli taşlardan kolye yapıyorlardı.

özne dolaylı belirtisiz yüklem

tümleç nesne

(-den hâli)

Kütüphaneye ders çalışmaya gitti.

dolaylı zarf tümleci yüklem

tümleç (-e hâli † amaç)

(-e hâli)

İlkbaharda Antalya’da denize girilir.

zarf tümleci dolaylı dolaylı yüklem

(-de hâli Æ zaman) tümleç tümleç

(-de hâli)

(-e hâli)

Gelecek kaygısından yaşadığı şehirden ayrıldı.

zarf tümleci

(-den hâli Æ sebep)

dolaylı tümleç yüklem

(-den hâli)

İşçiler dört bir koldan başlamıştı inşaata.

özne zarf tümleci yüklem dolaylı

(-den hâliÆdurum) tümleç

(-e hâli)

D. DOLAYLI TÜMLEÇ

Doğru Seçenek A

Misafirler ayakta karşılandı.

özne zarf tümleci yüklem

(-de hâli Æ durum)

Yüklemdeki yargıyı yer bakımın dan ta mam la yan öge dir.

-e / -de / -den eklerini alarak cümleye yönelme, bulunma,

ayrılma anlamları katar.

• Do lay l› tüm leç tek bir söz cük ten olu şa bil di €i gi bi bir sözcük

gru bun dan da olu şa bi lir.

Dolaylı tümleci bulduran sorular şunlardır:

neye, kime, nereye, hangisine

neyde, kimde, nerede, hangisinde

neyden, kimden, nereden, hangisinden

“-e, -de, -den” eklendiği sözcük veya sözcük grubuna “amaç,

zaman, sebep, durum, miktar” anlamlarından birini katarsa o

sözcük veya sözcük grubu zarf tümleci görevi üstlenir.

Konudan babama okulda bahsetmişler.

dolaylı dolaylı dolaylı yüklem

tümleç tümleç tümleç

Neyden bahsetmişler?

Örnek LYS / 2013

(I) Benim için futbol, bir gencin kendisine meslek seçinceye

kadar zaman ayırabileceği bir eğlence, bir spor dalı olarak

kaldı. (II) Hayatımda futbola çocukluğumdan gençliğe geçiş

döneminde yer verdim. (III) Zevk ve istekle oynadım. (IV) Ama

tiyatroyu seçtikten sonra futbolu bir an bile düşünmeyi mesleğime

ihanet saydım. (V) Bu bakımdan, gereğini zamanında

yapıp son vermeyi başardığım için kendimi çok beğenirim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, birleşik yapılıdır.

B) II. cümle, fiil cümlesidir.

C) III. cümle, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.

D) IV. cümlede, dolaylı tümleç türemiş bir sözcüktür.

E) V. cümlede, isim - fiil ile zarf - fiil aynı edat grubu içinde

yer almıştır.

304


Cümlenin Ögeleri

Çözüm

IV. cümledeki “mesleğime” dolaylı tümleci basit bir sözcüktür.

Bu nedenle D seçeneğindeki ifade yanlıştır.

Doğru Seçenek D

E. ZARF TÜMLECİ

• Yüklem de ki yar gı yı za man, se bep, mik tar, şart, du rum ba kımın

dan ta mam la yan öge dir.

Zaman: ne zaman

Sebep : neden, niçin, niye

Yargı

Miktar: ne kadar

Durum: nasıl

Yer-yön: nereye

• Zarf gö re vin de ki söz cük ve söz cük gru bu do€ ru dan yük leme

ba€ la n›r sa zarf tüm le ci olur.

Örnek YGS / 2012

(I) Işığın Anadolu’ya dokunduğu yerde ilk karşılaşacağınız,

Harranlı çocukların yüzleridir. (II) Gölgenin ve ışığın uyumunu

yakalamaya çalıştığınız sırada, küçük bir çocuğun size yolun

kenarından el salladığını görürsünüz. (III) Irmakta tuttuğu balığı,

ağaçtan topladığı elmayı ya da otların arasından derlediği

yaban çiçeklerini, almanız için size uzatır. (IV) Oradan geçen

bir yolcu olarak onların dünyasında nasıl bir umut olduğunuzu

bütünüyle bilemezsiniz. (V) Çocukların büyüklere kızdığı bir

dünyayı hayal bile edemediklerinden, arabanız üstlerine tozlar

savursa da size hiç içerlemezler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde ögelerin

sıralanışı “Duvarın dibindeki kızı görünce Harran Kalesi’nde

bir akşamüstü karşılaştığım o esmer kızın büyüleyici yüzünü

anımsadım.” cümlesiyle aynıdır?

A) I. B) II. C) II I. D) IV. E) V.

Nehir

özne

şırıl şırıl akıyordu.

zarf tümleci yüklem

(durum)

Çözüm

Duvarın dibindeki kızı görünce Harran Kalesi’nde bir akşazarf

tümleci

belirtili nesne

Bu soruyu toplantı biterken cevaplayacağım.

belirtili zarf tümleci yüklem

nesne (zaman)

Bu sınavdan geçerse okulu bitirecekti.

zarf tümleci belirtili yüklem

(şart) nesne

Sabahleyin dışarı çıktım.

zarf zarf yüklem

tümleci tümleci

(zaman) (yer - yön)

Samsun’dan soğuk bir kış akşamında, içim kan ağlayarak

dolaylı zarf tümleci zarf tümleci

tümleç (zaman) (durum)

ayrıldım.

yüklem

• Eşitlik ekini (-ce / -ca) alan sözcük veya sözcük grubu

do€rudan yükleme ba€lan›rsa zarf tümleci olur.

Bu işi bence kimse yapamaz.

nesne zarf

tümleci

özne yüklem

Günlerce evden dışarı çıkmamıştı.

zarf

tümleci

dolaylı

tümleç

zarf

tümleci

yüklem

müstü karşılaştığım o esmer kızın büyüleyici yüzünü

anımsadım.

yüklem

Bu cümledeki öge sıralaması II. cümlede de vardır.

Gölgenin ve ışığın uyumunu yakalamaya çalıştığınız sırada,

zarf tümleci

küçük bir çocuğun size yolun kenarından el salladığını görürbelirtili

nesne

yüklem

sünüz.

Doğru Seçenek B

Örnek YGS / 2014

(I) Seyahat etme, gezip tozma insanoğlunun temel ihtiyaçlarından

biridir. (II) İnsanların bildikleri yerlerden kalkıp bilmedikleri

fakat merak ettikleri yerleri gidip görme arzusu, onlara yeryüzünün

meçhul yerlerini öğrenme ve keşfetme yolunu açmıştır.

(III) İnsanoğlu, öyle tahmin edilebilir ki başlangıçta rızkını arama

mecburiyetinden kaynaklanan bir güdüyle çevresini keşfe

çıkmıştır. (IV) Kendi çevresinin dışında başka zenginliklerin bulunabileceğini

öğrendikçe ondaki içgüdü gitgide bilinçli bir keşfetme

arzusuna dönüşmüştür. (V) İçinde yaşadığımız çağa gelinceye

kadar seyahat etme, gidip görme, görüp öğrenme, başka

dünyalar keşfetme; insanın söz konusu ihtiyaçlarının bir dışa

vurumuydu denebilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ögelerin

dizilişi “özne, dolaylı tümleç, belirtili nesne, yüklem” biçimindedir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

305


Cümlenin Ögeleri

Çözüm

II † Açmıştır † yüklem

“Açan ne?” † insanların bildikleri yerlerden kalkıp bilmedikleri

fakat merak ettikleri yerleri gidip görme arzusu †

özne

“Kime açmıştır?” † onlara † dolaylı tümleç

“Neyi açmıştır?” † yeryüzünün meçhul yerlerini öğrenme

ve keşfetme yolunu † belirtili nesne

Doğru Seçenek B

F. EDAT TÜMLECİ

• Edat öbe €i nin yük le me ba€ la na rak oluş tur du €u ögeye

edat tüm le ci de ne bi lir. Bu öbeklerin genel olarak zarf

tümleci kabul edildiği görülür.

Okul gezisine arkadaşımla gitmiştim.

dolaylı edat tümleci yüklem

tümleç

(zarf tümleci)

Arkadaşım ile gitmiştim.

edat

edat öbeği

Birden fazla ke li me den olu şan so ru gru bu nun so nun da ki

söz cük edat ise so ru, edat tümlecini buldurmaya yöneliktir.

kimin ile neye göre kime ra€men

ne ile ne zamana kadar neye ra€men

kime göre kimin için neyden ötürü

kime do€ru

nereye do€ru

Yolcular çıkışa doğru yürüyordu.

özne zarf tümleci yüklem

(edat tümleci)

Çıkışa doğru

edat

edat öbeği

Fırtınaya rağmen sahilde uzun süre dolaştım.

zarf tümleci dolaylı zarf yüklem

(edat tümleci) tümleç tümleci

Fırtınaya ra€men

edat

edat öbeği

Sen telefona cevap verinceye kadar aramaya

zarf tümleci

dolaylı

(edat tümleci)

tümleç

devam edeceğim.

yüklem

Sen telefona cevap verinceye kadar

edat

edat öbeği

Bir cümleyi ögelerine ayırırken sözcükleri hem biçim yönünden hem

de anlam yönünden değerlendirmeliyiz. Anlam yönünden giderken

önce yüklemi buluruz, daha sonra yükleme sorduğumuz sorulara

karşılık gelen kelime ve kelime gruplarının oluşturduğu öbekleri

tespit ederiz. Şekil yönünden giderken önce yüklemi buluruz, daha

sonra yükleme bağlanan kelime ve kelime gruplarını tek tek ayırarak

bunların hâl durumlarını göz önüne alıp cümle içindeki öge

görevlerini tespit edebiliriz. Öge bulurken en çok dikkat edilmesi

gereken şey, söz öbekleridir. Çünkü söz öbekleri öge görevinde

bölünmez bir bütün olarak ele alınmalıdır. Söz öbeğinin öge

görevini en son kelimenin hâl durumu belirler.

CÜMLE DIŞI UNSURLAR

Cüm le nin ku ru lu şun da gö rev al ma yan (öge ol ma yan), do lay l›

ola rak cüm le nin an la m› na yar d›m c› olan un sur lar d›r. Ünlemler,

ara sözler, bağlaçlar, hitaplar buna örnektir.

Ey! Mer me ri na kış na kış iş le yip ko nuş tu ran

ün lem

(Ses len me)

Ulu la rım, ner de si niz?

ün lem

(Ses len me)

Sa na dün bir te pe den bak tım Aziz İs tan bul

ün lem

(Ses len me)

Ru hu mun sen den İla hî şu dur an cak eme li

ün lem

(Ses len me)

Oy sa ne ma sal ne ef sa ne din le dim.

bağ laç

Al tı çi zi li söz ler cüm le dı şı un sur dur.

ARA SÖZ

Cüm le için de bir öge nin açık la yı cı sı olan söz ler dir.

Ara söz ler her han gi bir öge yi açık la dı ğın da açık la dı ğı öge nin

gö re vi ni üst le nir. Her han gi bir öge yi açık la mı yor sa cüm le dı şı

un sur olur.

Yaş lı ka dın kar şı kom şu ya, Se vinç Ha nım’a,

git miş ti.

dolay lı tüm leç

ara söz

(do lay lı tüm lecin açıklayıcısı)

Üni ver si te sı na vı - ki be nim için önem li - her ge çen gün

yak la şı yor.

cüm le dı şı un sur

• Ara söz ler iki vir gül (,) ya da iki k› sa çiz gi (-) ara s›n da gösterilir.

306


Cümlenin Ögeleri

Kitaptan bir nüsha alıp o gece, perşembe gecesi, inceledim.

zarf tümleci

ara söz

(zarf tümlecinin açıklayıcısı)

Öğrencilerim bu kelimelerin anlamını, çoğu yetişkin de bilmez,

cümle dışı unsur

bilmiyorlardı.

Örnek TYT / 2020

Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez sırasında

güneş enerjisini tepkime merkezlerine hızlı taşıdığından güneş

enerjisinin hemen hepsi arada hiç ısı kaybı olmadan kimyasal

enerjiye dönüşür.

Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde

verilmiştir?

A) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer

tamlayıcısı - yüklem

Öge le re yan lış ay rı lan cüm le le ri şu yol la an la ya bi li riz: Ay rı lan

her bö lü mü yük le me bağ la yan söz cük yük le mle anlam bütünlüğü

oluşturuyorsa öge ler doğ ru ay rıl mış tır. Ay rı lan söz ler yük le me

uy mu yor sa cüm le yan lış ay rıl mış tır. Baş ka bir de yiş le öge ler yan lış

ay rıl mış sa ya söz öbe ği par ça lan mış tır ya da söz öbe ği ol ma yan

söz cük ler yan ya na ge ti ri le rek ay nı ögey miş gi bi gös te ril miş tir.

B) Belirtili nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer tamlayıcısı

- yüklem

C) Özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - zarf tümleci - yüklem

D) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yüklem

E) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - yüklem

Çözüm

Örnek TYT / 2018

Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın kendini yaşarken

öldürmüyor mu?

Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez sırasında

güneş enerjisini tepkime merkezlerine hızlı taşıdığından güneş

Zarf Tümleci

enerjisinin hemen hepsi arada hiç ısı kaybı olmadan kimyasal

Özne

Zarf Tümleci

enerjiye dönüşür.

D.T. Yüklem

Doğru Seçenek E

Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakilerden

hangisinde verilmiştir?

A) Belirtisiz nesne - özne - zarf tümleci - yüklem

B) Zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem

C) Özne - belirtili nesne - zarf tümleci - yüklem

D) Özne - zarf tümleci - yüklem

E) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - yüklem

Çözüm

Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın kendini

özne (kim?)

belirtili nesne

(kimi?)

yaşarken öldürmüyor mu?

Örnek YGS / 2017

(I) Arkeologlar yeni kalıntılar ortaya çıkarmak ve daha fazla

bilgi elde etmek için teknolojik gelişmelerden yararlanıyorlar.

(II) Ama geçmişte olup bitenler hakkındaki her şeyi tam olarak

bilemeyecekler. (III) Zira eski kalıntıların önemli bir bölümünün,

zamanın yok edici gücüne dayanamadığını görebiliyoruz.

(IV) Geçmişe ait düşünceler ve inançlar gibi çok önemli şeyler,

hemen hemen hiç iz bırakmadan yitip gidebiliyor. (V) Bu yüzden

arkeologlar, buldukları en küçük parçalar üzerinde büyük

bir dikkatle çalışıyorlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinin öge sıralanışı

“özne - zarf tümleci - yüklem” şeklindedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

zarf tümleci

(ne zaman?)

yüklem

Doğru Seçenek C

Çözüm

IV. cümle:

Geçmişe ait düşünceler ve inançlar gibi çok önemli şeyler,

özne

hemen hemen hiç iz bırakmadan yitip gidebiliyor.

zarf tümleci

yüklem

Doğru Seçenek D

307


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Cümlenin Ögeleri

1. Aşa ğı da ki so ru lar dan han gi si nin ce va bı öz ne de yüklem

de de ğil dir?

A) – Ora dan ne al dın?

– El bi se.

B) – Kim ara dı?

– Ay şe.

C) – Parayı gönderdiniz mi?

– Gönderdim.

D) – Bu film de ne an la tı lı yor?

– İha net.

E) – Be nim le ça lış mak is te yen kim di?

– O.

5. Es ki bir İs tan bul so ka ğı nı an dı ran, gü rül tü süz, ten ha,

te miz ve loş bir so kak taki es ki bir İs tan bul ko na ğı nın tokmak

lı ka pı sı önün de dur arak elek trik zi li nin düğ me si ne

do kun duk.

Bu cüm le nin öge le ri aşa ğı da ki le rin han gi sin de sı rasıy

la doğ ru ola rak ve ril miş tir?

A) Öz ne - do lay lı tüm leç - yük lem

B) Zarf tüm leci - do lay lı tüm leç - yük lem

C) Do lay lı tüm leç - yük lem

D) Nes ne - öz ne - yük lem

E) Öz ne - zarf tüm le ci - yük lem

2. Fabl, kah ra man la rı in san dı şın da ki var lık lar, ge nel likle

hay van lar olan ve so nun da in san la ra ders ver me yi

amaç la yan ya zı lar dır.

Bu cüm le nin öge le ri aşa ğı da ki le rin han gi sin de sı rasıy

la doğ ru ola rak ve ril miş tir?

A) Öz ne - nes ne - yük lem

B) Öz ne - yük lem

C) Öz ne - zarf tüm le ci - yük lem

D) Nes ne - do lay lı tüm leç - yük lem

E) Yük lem

3. Ka fi le ye kıla vuz luk eden me mur, üs tü baş tan ba şa

mü rek kep le ke le riy le kap lı es ki bir ya zı ma sa sı önü ne

eğil miş ti.

Bu cüm le nin öz ne si aşa ğı da ki ler den han gi si dir?

A) ka fi le ye kılavuzluk eden

B) kılavuzluk eden memur

C) üs tü baştan başa mürekkep lekeleriyle kaplı

D) es ki bir ya zı ma sa sı önüne

E) ka fi le ye kıla vuz luk eden me mur

6. Es ki bir şa ir olan Go et he’yi ölü mün den yüz se ne son ra

zi ya ret ede cek iki ki şi bi le bu lun ma ya ca ğı nı dü şü nü yordum.

Bu cüm le de al tı çi zi li söz ler cüm le nin han gi öge sidir?

A) Yük lem B) Öz ne C) Be lir ti li nes ne

D) Do lay lı tüm leç E) Zarf tüm le ci

7. Aşa ğı da ki cümlelerden hangisinin özne ve yüklemi

içinde isim tamlaması bulunan söz öbeklerinden

oluşmuştur?

A) De di ko du cu, tüc car gi bi al dı ğı la fı he men sat mak

zo run da dır.

B) Ya lan çi çek le nir ama mey ve ver mez.

C) Her ay rı lık ölüm, her ka vuş ma ya şam gi bi dir.

D) Düş ma nın sa na bo yun eği yor sa mut la ka ken di gü cünü

ar tır mak için dir.

E) Bü yük adam la rın hey kel le ri, ha yat tay ken üze ri ne atılan

taş la rın ese ri dir.

4. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi si yal nız ca yük lem den oluşmuş

tur?

A) Bu şi ir, çok de ğer li bir ödül al ma mı sağ la dı.

B) Öğ ren ci ler den bi ri, ar dı ar ka sı ke sil me yen so ru lar la

der si böl me ye ça lış tı.

C) Ya za rın kar şı sın da ki bi riy le ko nu şu yor muş ça sı na

yaz dı ğı sı cak, iç ten lik li ya zı lar dır.

D) Bu ma ka ley le ya zar, dik kat le ri üze ri ne çek me yi

ba şar dı.

E) Öy kü nün ana te ma sı as lın da baş lı ğın için de giz liy di.

8. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de yük lem, be lir ti li isim

tam la ma sın dan oluş muş tur?

A) Üzün tü sü sah te ola nın ağ la ma sı gös te riş li olur.

B) En mut suz in san, ha ya tı bo yun ca hiç bir dert le kar şılaş

ma yan dır.

C) Zor ba lık bir öğ ret men, dün ya nın en bü yük adam la rı

onun hiz met kâ rı dır.

D) Sı kın tı lar ge ce nin ka ran lı ğın da bi le yo lu nu bu lur.

E) Dert li le rin gü lüm se me si, bi ze ağ la ma la rın dan faz la

acı ve rir.

308


Cümlenin Ögeleri

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. İs tan bul’un kök lü iki üç ai le sin den bi ri onun ye tiş me si ve

iyi bir eği tim al ma sı için çok ça ba la dı.

Bu cüm le nin öz ne si aşa ğı da ki ler den han gi si dir?

A) bi ri

B) ai le sin den bi ri

C) iyi bir eği tim

D) İs tan bul’un kök lü iki üç ai le sin den bi ri

E) onun

13. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de isim tam la ma sı

fark lı bir öge ola rak kul la nıl mış tır?

A) “Yüzyıl lık Yal nız lık” ro ma nı nı bu yaz il gi ve he ye canla

oku dum.

B) Kar de şi min ba kış açı sı be nim için çok önem li ol muştur.

C) Okul da bu dö ne min et kin lik le ri ni göz den ge çir dik.

D) Sa ba h sabah se nin so run la rı nı din le ye mem.

E) Yaz ta ti li min ço ğu nu sa hil ler de ge çir dim.

10. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de ve ri len ce vap yük lem olmaz?

A) Onun ne re ye gi de ce ği ni bi li yor muy dun?

B) Be ni dün ara yan kim di?

C) Alı şa bil di niz mi bu zor şart la ra?

D) On la ra ne ler an lat tı nız ba ka lım?

E) Bu saa te ka dar ne re dey din?

14. Aşa ğı da ki cüm le ler den han gi sin de öge le re ayır ma da

bir yan lış lık ya pıl mış tır?

A) Kim se / pen ce re den / ken di / yü rü yü şü nü / gö re mez.

B) Bir ki şi de azim ol maz sa / bil gi si / ölü dür.

C) Harp te za fer, iş te başarı / yıl ma ya nın dır.

D) Güç lük ler, / ba şa rı nın de ğe ri ni ar tı ran süs ler dir.

E) Hiç bir biçimde ta mir edi le me ye cek şey / ce sa ret sizlik

tir.

15. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de vur gu lu öge, di ğer le rinden

fark lı dır?

11. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de söz de öz ne var dır?

A) An ne min gön der di ği mek tup be ni çok üz dü.

B) Bu ola ya bü tün ma hal le tep ki gös ter di.

C) So kak ta ki çöp ler, ak şam dan alın mış.

D) So ru la rın doğ ru ce va bı nı on dan öğ ren dim.

E) Su yun ida re li kul la nıl ma sı ge rek ti ği ni so nun da an ladık.

A) Ter te miz bir evin ge niş bah çe sin de dü ğün ya pıl dı.

B) Kim se nin kat la na ma dı ğı bu acı la ra kim da yan sın?

C) Bi zim kar şı koy ma la rı mı za rağ men bi na la rın yı kıl ması

nı on lar is te di.

D) Es ki bi na la rın ye ni den ta mir edi lip gün yü zü ne çı karıl

ma sı nı bu ku rum üst len miş.

E) Eli mi ze ge çen tüm fır sat la rı de ğer len dir me yi ba şa rama

dık.

12. Aşa ğı da ki le rin han gi sin de so ru, işi ya pa nı bul dur maya

yö ne lik tir?

A) Bu ra da ne yi bek li yor su nuz?

B) Yaş lı ka dı na mı ara ba çarp mış?

C) Bu top lu luk mu kar ga şa çı kar mış?

D) Es ki eş ya la rı ne re ye bı ra ka lım?

E) So ru la rı mı zı ki me so ra lım?

16. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de öz ne, açık la yı cı sıyla

bir lik te ve ril miş tir?

A) Bu ra ya ge len le ri, genç olan la rı, ta nı mı yo ruz.

B) Yol da ya şa dı ğı mız du rum he pi mi zi et ki le di.

C) Ya şa ma, dip siz ku yu ya, dön düm.

D) Ki tap la rım, ha ya tı mı renk len di ren tek şey, bir bir

da ğıl dı.

E) Evi mi zi, ka pa lı tu tul ma sın dan ol ma lı, ru tu bet li bulduk.

309


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Cümlenin Ögeleri

1. Şöh ret ten hoş la nan ki şi, ken di mut lu lu ğu nu baş ka la rı nın

coş ku sun da arar.

Bu cüm le nin öge di zi li şi aşa ğı da ki le rin han gi sin de

sı ra sıy la ve ril miş tir?

A) Öz ne - nes ne - yük lem

B) Öz ne - nes ne - do lay lı tüm leç - yük lem

C) Do lay lı tüm leç - öz ne - yük lem

D) Nes ne - do lay lı tüm leç - öz ne - yük lem

E) Öz ne - do lay lı tüm leç - yük lem

5. Aşa ğı da ki so ru lar dan han gi si nin ya nı tı öz ne de yüklem

de de ğil dir?

A) – Onu gör dün mü?

– Gör düm.

B) – Bu gün na sıl sın?

– İyi yim.

C) – Evi kim te miz le di?

– Ben.

D) – Bu so ru zor mu?

– Zor.

E) – Ona ne al dın?

– Ki tap.

2. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de ki vir gül kal dı rı lır sa

cüm le nin öge sin de de ği şik lik olur?

A) Be nim ka dar, onun da bu iş te kat kı sı var.

B) Bu, hi kâ ye mi zin te me li ni oluş tu ra cak.

C) He pi miz, onun gö rüş le ri ne önem ve ri riz.

D) Ola ya, bü tün ül ke ler tep ki gös ter di.

E) İşin so nun da, yük lü bir ge lir edin dik.

6. (I) Davut kadar bencil bir adamın, kendisini köpeklerin

hizmetine sunması ilginç. (II) Dünyaya yararlı olmanın

daha farklı, daha verimli yolları olmalı. (III) Örneğin, klinikte

daha uzun saatler çalışabilir. (IV) Çöplükteki çocukları,

bedenlerini uyuşturucu zehiriyle doldurmamaları

konusunda ikna etmeye çalışabilir. (V) Yazmaya çalıştığı

operanın başına oturup onu bitirebilir.

Numaralanmış cümlelerden hangilerinin öge dizilişi

benzerdir?

A) I ve II B) I ve III C) III ve IV

D) III ve V E) IV ve V

7. Aşa ğı da ki cüm le ler den han gi si nes ne, do lay lı tümleç,

zarf tüm le ci ve yük lem den oluş muş tur?

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de so ru öz ne yi bul durma

ya yö ne lik tir?

A) Bu ola yın so rum lu su nu kim den öğ re ne yim?

B) Si zi mi ti yat ro ya gö tü re ce ğiz?

C) Ben yok ken ne ko nu şul du?

D) Bu olay lar dan ne den be nim ha be rim yok?

E) Ço cuk la rın han gi si ni ya nı nız da gö tür dü nüz?

A) Bun ca sı kın tı ya ni çin kat lan dı ğı mı çev rem de ki hiç

kim se ye açık la ya ma dım.

B) Gör me di ğim bir ola yı, ko nuy la il gi si ol ma yan bi ri ne

nasıl anlatırım?

C) Ki ta bı mın böy le bü yük bir il gi gö re ce ği ni hiç tah min

et mi yor dum.

D) Eve ge len mi sa fir le ri en iyi şe kil de ağır la ma ya ça lıştık.

E) Kim se yi kır mak is te me di ğim için ağır bir söz söy leme

dim.

4. Bun ca yıl lık ar ka daş lı ğı mı saç ma sa pan bir ne den

yü zün den kay bet tim.

Yu ka rı da ki al tı çi zi li bö lüm cüm le nin han gi öge si dir?

A) Öz ne B) Nes ne C) Yük lem

D) Zarf tüm le ci E) Do lay lı tüm leç

8. (I) Yaşlı kadın eşyalarını toplayıp içe ri gi rer. (II) İçe ri ye

gi rin ce içerinin küflü ağır kokusundan midesi bulanır.

(II I) Bir pen ce re nin önü ne oturup temiz hava alırken

dı şa rı yı sey re der. (IV) Çam lı ca sırt la rı nı iz ler ken art ar da

ışıl tı lar gö rür. (V) Bu ışıl tı la rın ar dı ar ka sı ke sil mez.

Bu par ça daki nu ma ra lan mış cüm le le rin han gi sin de

do lay lı tüm leç var dır?

A) I B) II C) II I D) IV E) V

310


Cümlenin Ögeleri

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de öge le re ayır ma da

yan lış lık ya pıl mış tır?

A) Uzun ve so nu be lir siz yol la rın ba şın da / bu lu nu yordum.

B) İçim de / ha yal kı rık lı ğı na ben ze yen duy gu lar / canlan

dı.

C) Ben de / iki ar ka da şım la / be ra ber / yo la / çık tım.

D) Köy de ni len şey, / boz kı rın boş luk la rın da kay bol muş

bir ta kım ko vuk lar dır.

E) Arap cep he le ri ne gi de cek olan lar / gü ne ye doğ ru /

yol la rı na / de vam et ti ler.

13. Felsefe, bir işin anlamının, işlevinin bilinçli bir şekilde

belirlenmesine yardım eder.

Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisinde

doğru olarak verilmiştir?

A) Özne - belirtili nesne - yüklem

B) Zarf tümleci - özne - yüklem - nesne

C) Özne - dolaylı tümleç - yüklem

D) Belirtisiz nesne - dolaylı tümleç - özne - yüklem

E) Belirtili nesne - dolaylı tümleç - yüklem

14. I. Bu ra la rın top rak ko ku su na bir çok ki şi alı şa ma dı.

10. Ka dın, pa zar tor ba sı nı...

Bu söz ler aşa ğı da ki ler den han gi siy le sür dü rü lür se

cüm le nin öge le ri öz ne, nes ne, do lay lı tüm leç ve yüklem

den olu şur?

A) al dı ğı gi bi ev den dı şa rı fır la dı.

B) ağ zı na ka dar dol du ra rak evin yo lu nu tut tu.

C) sır tın da kü çük bir kü fe ta şı yan ço cu ğa ta şıt tı.

D) çe şit çe şit mey ve ve seb ze ler le dol dur du.

E) al ma dan pa za ra çık tı ğı için zor an lar ya şa dı.

11. Ba şa rı lı bir ta kı mın pek çok eli ama bir tek bey ni var dır.

Aşa ğı da ki cümlelerden han gi sin in öge le rinin sı ra lanı

şı bu cüm le de kiy le ay nı dır?

A) Al çak yer de te pe cik ken di ni dağ sa nır.

B) Ce vi zi kı rıp özü ne ine me yen, hep si ni ka buk zan neder.

C) Taş ve so pa lar ke mik le ri, söz ler kalp le ri kı rar.

II. Bi ze ge lir ken ge tir di ği niz tat lı yı çok be ğen dik.

II I. Bu mev sim de seb ze ye me ye ağır lık ve ril me li dir.

IV. En son yıl lar ön ce gör dü ğüm ar ka da şı mı dün ak şam

gör düm.

Yu ka rı da ki nu ma ra lan mış cüm le ler den han gi le ri,

öge le ri ve öge le ri nin sı ra la nı şı yö nün den ay nı dır?

A) I ve II B) I ve II I C) II ve II I

D) II ve IV E) II I ve IV

15. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de de yim, di ğer le rinden

fark lı bir öge oluş tur muş tur?

A) Bü tün iş ler den eli ni ete ği ni çe ke ce ği ni söy le me si ne

rağ men hâ lâ git me di.

B) Ça lış ma la rıy la par mak la gös te ri len bi ri ol ma yı ba şar dı.

C) Bu işe gi rer ken göz den dü şe ce ği mi tah min etmiyordum.

D) İşin için den çık mak için ak la ka ra yı seç ti ği mi bil me lisin.

E) İn san bu yaş tay ken el den ayak tan dü şe ce ği ni he sap

et mi yor.

D) Top ra ğı altüst et me den bir şey eki le mez.

E) Kal be hitap et me ye ni tek rar la mak bo şu na dır.

12. Ava re in san la rın an lık ya şam la rı, ai le için de ki sar sın tıla

rı, ya kın la rın ölü mü, iha ne ti, ço cuk lu ğun da ve iler leyen

ya şa mın da göz lem le di ği olay lar Sa ba hat tin Kud ret

Ak sal’ın hi kâ ye le ri nin ko nu su dur.

Bu cüm le nin öge di zi li şi aşa ğı da ki ler den han gi si dir?

A) Öz ne - yük lem

B) Nes ne - do lay lı tüm leç - yük lem

C) Öz ne - nes ne - zarf tüm le ci - yük lem

D) Nes ne - öz ne - yük lem

E) Öz ne - do lay lı tüm leç - nes ne - yük lem

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, açıklayıcısıyla

birlikte verilmiştir?

A) Bu akşam Samsun’a, doğduğum şehre, annemle

gideceğim.

B) Halit Ziya, Türk romanının babası, Cumhuriyet

Dönemi’nde birçok eserini sadeleştirmeye çalışmıştır.

C) Ercan Usta’yı, paragöz adamı, bu mahallede hiç

kimse sevmez.

D) Babasına, iyilik meleğine, bu sene çok güzel bir hediye

almak istiyordu.

E) Geçen sene, hiç hatırlamak istemiyorum, o kadar

çalışmama rağmen istediğim puanı alamadım.

311


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Cümlenin Ögeleri

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi yanlış

gösterilmiştir?

A) İçeri girip vitrindeki gömleğin fiyatını sordu.

B) Önemli olan, anlattıklarımdan kaçının size ulaşabildiğidir.

C) Bir çıkış ya da başlangıç noktası arıyorsunuz.

D) Umarım benim yazarken hissettiklerimi siz de okurken

hissedersiniz.

E) Yolculuğumuz bunların üstesinden gelebilmenin yolculuğudur.

5. Fiil cümlelerinde, vurgulanmak istenen öge yükleme yaklaştırılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi gerçekleştiren

kişi vurgulanmıştır?

A) Öğretmenim dersten çıkar çıkmaz beni sormuş.

B) Başından geçenleri büyük bir soğukkanlılıkla anlatmıştı.

C) Romanda anlatılanlar küçük bir Anadolu kasabasında

geçiyor.

D) Yaşadıklarını çok kısa bir sürede bize de anlatacakmış.

E) Çok iyi hatırlıyorum, o gün bu şiiri sen okumuştun.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi sadece özne ve yüklemden

oluşmuştur?

A) Anlamsızca uzun süre televizyon seyrediyorsunuz.

B) Nüfus cüzdanınız aksini söylese de yaşlandığınızı

hissediyorsunuz.

C) Kaderim belki de bu diye düşündüğünüz zamanlar

var.

D) Hiçbir şey yapmaya enerjiniz yok.

E) Bu hisler şimdiye kadar sizinle yaşadı.

3. Görünümünüz hem size hem başkalarına çok güçlü mesajlar

yollar.

Bu cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi yoktur?

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bütün ögeler söz

öbeği biçimindedir?

A) Öğrenim durumunuzu gösteren bir belge getirmelisiniz.

B) Başarı ve mutluluk önce yüreğinizde ve zihninizde

başlar.

C) Hiçbir zaman iyi bir işe sahip olamayacağım, demeyin.

D) Tarih öğretmenimizin son derste anlattıkları aklıma

yatmamıştı.

E) Oyuncular serbest atış sırasında önce nefeslerini tutarlar.

A) Özne B) Nesne C) Yüklem

D) Dolaylı tümleç E) Zarf tümleci

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “sözcükler” kelimesi

cümlenin farklı bir ögesidir?

A) Sözcükler, insanın iç dünyasını yansıtan aynalardır.

B) Böyle hüzünlü anlarda, sözcükler meramı anlatamaz.

C) Sözcükler düşünce gücünün en somut göstergesidir.

D) Sözcükler seçilir sözlerden, gerisi unutulur.

E) Kitabın içinden sözcükler beğenmiştim senin için.

7. Bir gün, okuduğum bir kitabın yazarının benden sadece

iki yaş büyük olduğunu fark ettim.

Bu cümlenin öge sıralaması aşağıdakilerin hangisinde

doğru verilmiştir?

A) Zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem

B) Zarf tümleci - belirtili nesne - dolaylı tümleç - özne -

yüklem

C) Özne - belirtili nesne - yüklem

D) Zarf tümleci - özne - yüklem

E) Özne - dolaylı tümleç - belirtili nesne - yüklem

312


Cümlenin Ögeleri

TEST

3

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, tamlayanı

sıfatla nitelenmiş belirtili ad tamlamasıdır?

A) Çocukların okulu, meydandaki büyük çınarın

yanındaydı.

B) Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra, Akdeniz’in ılık

sularındaydık.

C) Otobüs durağının yanındaki büfenin önünde, tost ve

çay sırası oluşmuş.

D) Televizyon programlarının çocuklar üzerindeki etkileri

tartışılıyor.

E) En küçük kardeşimin gözleri deniz mavisiydi.

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ögelerine yanlış ayrılmıştır?

A) Yeni çıkan dergileri / takip etmek / benim en sevdiğim

şeydir.

B) Şairin katlandığı zorlukları / okuyucu / hissedebiliyor.

C) Oturduğu yerden kalkıp / dışarı / çıktı.

D) Romanın giriş kısmında / okuyucunun zihninde / soru

işaretleri / oluşuyor.

E) Dışarıyı seyrederken / içimde / hep / bir hüzün / belirir.

10. Aşağıdaki sorulardan hangisine verilen cevap özne

değildir?

A) – Sıranın gözünde ne var?

– Bir kitap.

B) – Seni o saatte soran kimmiş?

– Komşumuz.

C) – Kaçı bugünkü derse katılmadı?

– Dördü.

D) – Hangileri soruyu yanlış çözmüş?

– Şunlar.

E) – Kimler bu sorunun cevabını biliyor?

– Biz.

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin ögeleri “zarf tümleci,

özne, nesne ve yüklem” şeklinde sıralanmıştır?

A) Dün başladığım işi bitirmek beni zorlayacak.

B) Güzel görünen şeylerin de çirkin yanları olabilir.

C) İki yıl önce, yaşlı bir adam bunları nasıl yetiştireceğimi

öğretmişti.

D) Sağlıklı düşünemeyenler, toplumu daha ileriye taşıyamazlar.

E) Okuldan erken çıktığım bir gün, öğretmenim bana

bunları anlattı.

12. I. Tesadüf, işleyen bir sürecin parçasıdır.

II. Şairin 1950’lerde yazdığı bir şiirdi.

III. Sürekli işleyen bir çarkın parçalarıyız.

IV. Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür.

V. Sevimli, sempatik bir çocuktu o.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri

sadece yüklemden oluşmuştur?

A) I ve II B) II ve III C) I ve III

D) III ve IV E) IV ve V

13. Kardeşimin mezuniyet gününde ona güzel bir bilgisayar

aldım.

Bu cümlenin ögeleriyle aşağıdakilerden hangisinin

ögeleri özdeştir?

A) Sorunlarımızı dinleyeceği yerde bize sürekli hakaret

ediyordu.

B) Sınava giderken yola erken çıkmayı sakın unutmayın.

C) Hiç kimseyi rahatsız etmeden odadan çıkmaya özen

gösterirdi.

D) Okulun açıldığı ilk gün, yeni kaydolan öğrencilere etkili

bir konuşma yaptı.

E) Toplantıdan çıkarken bana her şeyi ayrıntılarıyla anlattı.

14. Senelerdir hiçbir şeyin asılı olmadığı duvarda bir levhayı

fark eder.

Bu cümlenin öge sıralaması aşağıdakilerin hangisinde

doğru verilmiştir?

A) Zarf tümleci - dolaylı tümleç - nesne - özne - yüklem

B) Özne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - nesne - yüklem

C) Dolaylı tümleç - özne - nesne - yüklem

D) Nesne - dolaylı tümleç - nesne - yüklem

E) Dolaylı tümleç - nesne - yüklem

15. “Öğrencilerini başarılı görmek kadar onları hiçbir şey

mutlu edemez.” cümlesinde aşağıdaki ögelerden hangisi

yoktur?

A) Özne B) Nesne C) Dolaylı tümleç

D) Yüklem E) Zarf tümleci

16. “Evdeki Öğretmen” kitabına gösterdiğiniz sıcak ilgi, beni

bugün çok duygulandırdı.

Bu cümlede aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı

yoktur?

A) Neye B) Ne C) Kimi

D) Ne zaman E) Ne kadar

313


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Cümlenin Ögeleri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne, açıklayıcısıyla

birlikte verilmiştir?

A) Türkiye’nin bu iki şehrini, İzmir ve Bursa’yı, hatıralarımdan

asla çıkaramam.

B) Okul müdürü, Özgür Bey, bu mesele karşısında sessiz

kalamazdı.

C) Bu meyveler -portakal, limon, greyfurt- C vitamini

açısından zenginmiş.

D) Savaşların bitmezliğine, yaşamın zorluğuna rağmen

insanda yaşama isteği bitmiyor.

E) İnsan, yenilgilerden sonra kırılan dalları bırakıp tutunacak

yeni dallar bulur.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde herhangi bir ögenin

açıklayıcısı olmayan bir ara söz kullanılmıştır?

A) Yaz meyveleri -erik, kiraz, vişne- çok ilaçlandığı için

iyice yıkanmalıdır.

B) Uyaklı şiiri şiir saymayanlar, şiir yazma yeteneği olmayan

kişilerdir.

C) Eleştirmek, olumsuzlukları belirtmek, artık hakaret

etmek anlamına gelmeye başladı.

D) Eleştiri, özünde bir edebî ürünün değerini -pek inandırıcı

gelmiyor ama- yerli yerine oturtma faaliyetidir.

E) Modern toplumlar için eksikleri düzeltme aracı olan

eleştiriyi de kendimize benzettik.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemden önceki

bölümün tamamı nesne görevindedir?

A) Bu, insanda sürekli ilerleme isteği de doğurmuştur.

B) Bazı yazarların böyle sözcükler seçmesini yadırgıyorum.

C) Her şeye yeniden başlayabilmenin altında, yenilgiyi

kabullenmeme vardır.

D) Günlük yaşamı sezgilere göre düzenlememek gerekir.

E) Sezgisi güçlü kişilerin başarılı şiirler yazdığına inanıyorum.

5. Romanda anlatılanları okuyunca yaşadığım dönemleri

zihnimde tasarladım.

Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisinde

doğru verilmiştir?

A) Dolaylı tümleç - nesne - zarf tümleci - yüklem

B) Zarf tümleci - özne - dolaylı tümleç - yüklem

C) Nesne - dolaylı tümleç - yüklem

D) Özne - nesne - dolaylı tümleç - yüklem

E) Zarf tümleci - nesne - dolaylı tümleç - yüklem

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada

bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Günlük yaşamımızın düşüncelerimize göre şekillenmesi

/ doğaldır.

B) Şiirde / yaşamımızdan beslenen ögeler / vardır.

C) Sezginin şiirdeki payının / yaşamdakiyle aynı oranda

olduğuna / inanmıyorum.

D) Bazı şehirlerin zamanla güzelliklerini yitirmesi / bilinen

bir gerçektir.

E) Ağaoğlu’nun romanı / bir yönüyle / beni / çok / etkiledi.

6. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci dizenin tamamı

birinci dizenin öznesi durumundadır?

A) Bir dikili ağacım bile yok yeryüzünde

Ama bir memleketim var sevilecek

B) Ben senin hasretinle

Yanar dururum ömrüm boyunca

C) Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim

D) Bir küçük ev görünür uzaktan

Kütükten duvarlı, özünde çeşme akar

E) Kar içindeydi yüzün saçların

Kışın kokusu yanaklarında

314


Cümlenin Ögeleri

TEST

4

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

7. Aşağıdakilerin hangisinde cevap cümlesi nesne (düz

tümleç) veya yüklem değildir?

A) – Sana neyi sordu?

– Evrak dolabının yerini.

B) – Yanına kimi alacakmış?

– Üvey kızını.

C) – Eve gelirken ne getireyim?

– Yumurta ve ekmek.

D) – Dün akşam neredeydiniz?

– Sinemada.

E) – Arabayı nereye park ettiniz?

– Bahçenin önüne.

8. I. Dün sabah okulda bana gizlice bir şey anlattı.

II. Bunları söylediğime defalarca pişman oldum.

III. Sana işin detaylarından söz edeyim biraz.

IV. Mutfakta birinin olduğuna az daha inanacaktım.

V. Eskiden bayramlar köyde çok keyifli geçerdi.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde

birden çok dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı) kullanılmıştır?

11. İsim cümlelerinde vurgu yüklemdedir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde vurgulu öge yanlış

gösterilmiştir?

A) Her yaz ailece bu yaylaya göçüyoruz.

B) İkinci kez karşılaştığım bu kişi, tarih öğretmenimdi.

C) Tartışma eksik olduğundan roman, kitlesel tüketim

boyutu kazanıyor.

D) Tıpkı resim ve müzik gibi şiir de insan “ben”inin ifadesidir.

E) Bir yıl gündemde kalıp ikinci yıl unutulan kitaplar edebiyat

ürünü sayılıyor.

12. Yaz aylarında güneş batarken balkonda kahve içmek, tadına

doyamadığım bir şeydir.

Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla

verilmiştir?

A) Zarf tümleci - dolaylı tümleç - özne - yüklem

B) Özne - zarf tümleci - yüklem

C) Özne - yüklem

D) Zarf tümleci - belirtisiz nesne - yüklem

E) Nesne - yüklem

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru, “işi yapanı”

buldurmaya yöneliktir?

A) Bu projeyi hangisine verdiniz?

B) Senden mi korkacakmış bu çocuklar?

C) Ne zaman aklın başına gelecek?

D) Dünkü toplantıya kimler katılmış?

E) Polisler, mahallede kimi arıyorlarmış?

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde aynı özne, birden

çok yüklem tarafından ortak kullanılmıştır?

A) Şairler duygularını dile getirir, toplum yaralarına parmak

basarlar.

B) Futbol çok rağbet gören bir spor dalı, herkes futbolu

çok seviyor.

C) Ormanlarımız yurdumuzun akciğerleridir, onlara sahip

çıkmalıyız.

D) Baharda yemyeşil olan ağaç, kışın yapraklarını döker.

E) Sağlığımızı korumak bizim için olduğu kadar yakınlarımız

için de önemlidir.

13. Eleştirmenler romandan kalemini çekeli, romanla okuyucuyu

buluşturan bir köprü kalmadı.

Aşağıdakilerden hangisi ögelerinin sıralanışı bakımından

bu cümleyle özdeştir?

A) İşten çıkıp eve gelirken kuruyemiş aldım.

B) Liseye başladığımda kitaplar pahalıydı.

C) Okuyucuların romana ilgi göstermemesi çok kötü.

D) Romanla okuyucu arasında bir bağ kurulamıyor.

E) Kişinin kendini düşünsel bakımdan zorlaması gerekir.

14. Geçişsiz fiillerin yüklem olduğu cümlelerde ve isim cümlelerinde

nesne bulunmaz.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerden hangisinde

nesne yoktur?

A) Gözünden bile esirgediği hâlde onu kırmışlardı.

B) Bir gün sıranın kendisine geleceğini biliyordu.

C) Belli etmemeye çalışsa da o kızı seviyordu.

D) Hep birlikte oturup akşama kadar yeni filmleri izlemiştik.

E) Evi, arabası hatta bisikleti bile yoktu.

315


TÜRKÇE

BÖLÜM

11

Fiilde Çatı

I. Fİ­İL­DE ÇA­TI

Yük le mi fi il olan cüm le ler de yük le min öz ne ye ve nes ne ye gö re

al­dı­ğı bi­çi­me “ça­tı” de­nir.

Yük­le­mi isim olan cüm­le­ler­de ça­tı özel­li­ği aran­maz çün­kü çatı,

eylemin, onu gerçekleştiren kişi ve onun yöneldiği varlıkla

ilişkisi demektir.

Ör­ne­ğin;

Kırk el­li ki­şi ka­dar ya var ya yok­tuk. (Ça­tı özel­li­ği aran­maz.)

yüklem

Her bi­ri bir yer­de, ba­şları öne eğik gi­di­yor­lar­dı. (Ça­tı özel­li­ği ara­nır.)

Örnek

yüklem

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) Bu olumsuz düşünceleri kafana takma!

B) Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca.

C) Hava çok soğuktu; her yer kar ve buzdu.

D) Seni geçen yıla göre daha iyi gördüm.

E) Biri konuşurken söze girme!

Çözüm

A, B, D ve E se­çe­nek­le­rin­de yük­lem­ler ey­lem ol­du­ğu için ça­tı

özel­li­ği ara­nır. C se­çe­ne­ğin­de yük­lem isim ol­du­ğun­dan ça­tı

özel­li­ği aran­maz.

FİİLDE ÇATI

Doğru Seçenek C

A. ÖZNE - YÜKLEM İLİŞKİSİ

Fii­lin öz­ne­ye gö­re gös­ter­di­€i du­rum­dur. Fi­il­ler öz­ne­le­ri­ne

gö­re şöy­le s›­n›f­lan­d›­r›­l›r:

1. Et­ken Fi­il­ler

Et­ken fi­il­ler­le ku­ru­lan cüm­le­de öz­ne bel­li­dir. Ey­le­me ko­nu

olan ki­şi ya da var­l›k gerçek öznedir. Öz­ne­si bel­li olan,

ak­tif olan fiillerdir.

Ko­nu dön dü do­laş­tı, Irak olay­la­rı­na gel­di.

öz ne yüklem yüklem

yüklem

Sı­nav sis­te­min­de cid­di de­ği­şik­lik­ler ol­du.

2. Edil­gen Fi­il­ler

öz ne

yüklem

Ger­çek öz­ne­si belli ol­ma­yan, söz­de öz­ne­si olan fi­il­ler­dir.

Ey­lem “-l, -n” ek­ler­inden bi­ri­ni al›r. Bu fiillerde “başkası

tarafından gerçekleştirilme” anlamı vardır.

Çöp ler Na­lan Ha­nım ta­ra­fın­dan dö­kül­dü.

söz de öz ne

yüklem

Cümlenin öznesi (çöpler) yüklemdeki işi (dökülmek eylemini)

gerçekleştirmemiş, eylemden sadece etkilenmiştir.

Cümlede “başkası tarafından gerçekleştirilme” anlamı

vardır.

Öğ­ren­ci­le­re sı­nav so­nuç­la­rı bil­di­ril­di.

söz de öz ne yüklem

Edil­gen ça­tı­lı fi­il­ler­de “söz­de öz­ne” as­lın­da “nes­ne”­dir.

Öz­ne ol­ma­dı­ğı için nes­ne, öz­ne­nin ye­ri­ni tut­muş­tur. O

hâlde edil­gen fi­ille­re ge­çiş­siz (nes­ne al­ma­yan) fi­il­ler di­yebi­li­riz.

Bir­bi­ri­ne açılan iki oda­da ma­sa te­ni­si oy­na­nı­yor.­ ­

söz de öz ne yüklem

Geçişsiz fiiller edilgen yapıldığında cümlede özne olmaz.

Otobüse binildi.

dolaylı

tümleç

yüklem

Etken

Fiiller

Özne - Yüklem

İlişkisi

Edilgen

Fiiller

–l

–n

Dönüşlü

Fiiller

–l

–n

İşteş

Fiiller

–ş

Geçişli

Fiiller

Nesne - Yüklem

İlişkisi

Geçişsiz

Fiiller

Oldurgan

Fiiller

–dir

–r

–t

Ettirgen

Fiiller

–dir

–r

–t

“Kim” ve “ne” sorularına cevap olmadığı için cümlede özne

yoktur.

3. Dö­nüş­lü Fi­il­ler

Öz­ne­nin işi hem yap­t›­€› hem de yap­t›­€› iş­ten et­ki­len­di­€i

fi­il­ler­dir. Bu fi­il­ler­de öz­ne yi­ne ger­çek öz­ne­dir. Eylem “-l,

-n” ça­t› ek­le­rin­den bi­ri­ni al›r.

Dö­nüş­lü ça­t› eki ki­mi za­man dö­nüş­lü ad›l (za­mir) olan

“ken­di” söz­cü­€ü­nün ye­ri­ni tu­tar.

Hu­ri­ye Ha­n›m’›n biz­de olduğunu ö€­re­nin­ce se­vin­miş­tim.

(Ben gizli özne)­ ­­­­ ­ ­­­­­­­­­­­yüklem

Genç ka­d›n, av­lu­ya ba­kan pen­ce­re­nin önün­den çe­kil­di.

özne

yüklem

316


Fiilde Çatı

• Do­€a olay­la­r› ve ken­di ken­di­ne ol­ma an­la­m› ve­ren fi­il­ler

de dö­nüş­lü fi­il­ler­dir.

Yi ne ye­şil­len­di f›n­d›k dal­la­r›.

yüklem

özne

Ço­cu­ğun elin­de­ki pa­ra­lar bir­den ye­re döküldü.

özne

Bi­na­nın sı­va­la­rı gü­neş çı­kın­ca dö­kül­dü.

özne

yüklem

yüklem

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin yapılışı diğerlerinden

farklıdır?

A) Zoru görünce kaçıştılar.

B) Ringde yumruklaşıyorlar.

C) Ozanlar programda atıştı.

D) Sevgi ve saygıyla selamlaştık.

E) Uzun uzun bakıştık.

Örnek ÖSS / 2002

Anneleri yaramazlık yapan çocuklara söylendi.

Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümlelerden hangisinin

yüklemi arasında çatı yönünden benzerlik vardır?

A) Toplantıda önemli kararlar alındı.

B) Bayram bu yıl daha coşkulu kutlandı.

C) Okul arkadaşını karşısında görünce çok sevindi.

D) Üyelere verilen kartların tümü yenilendi.

E) Törende çağdaş ozanlardan şiirler okundu.

Çözüm

Soru kö­kün­de ve­ri­len cüm­le­nin yük­le­mi dö­nüş­lü ça­tı­lı­dır. Bu

cüm­ley­le öz­deş ça­tı özel­li­ği gös­te­ren yük­lem C se­çe­ne­ğin­de

var­dır. Bu se­çe­nek­te­ki “se­vin­di” yük­le­mi dö­nüş­lü ça­tı­lı­dır. A,

B, D ve E se­çe­nek­lerindeki yüklemler edilgen çatılıdır.

Çözüm

“A” seçeneğindeki “kaçıştılar” fiilinde birlikte gerçekleştirme

anlamı vardır. Diğer seçeneklerdeki fiiller karşılıklı yapılmaktadır.

Doğru Seçenek A

B. NESNE - YÜKLEM İLİŞKİSİ

Fiille nesne arasındaki ilişkidir. Nesneye göre fiiller şöyle

sınıflandırılır:

1. Ge­çiş­li Fi­il­ler

Nes­ne ala­bi­len fi­il­ler­dir. “Ne­yi, ki­mi” so­ru­la­r› so­rul­du­€unda

yük­lem­den ce­vap al›­na­bi­li­yor­sa ya da ey­le­min ba­ş›­na

“onu”, “bir şe­yi” ke­li­me­le­ri ge­ti­ri­lip oku­na­bi­li­yor­sa ey­lem

ge­çiş­li­dir.

Ço­cuk­la­r› e€­len­me­le­ri için TV prog­ra­m›­na gön der dik.

4. ‹ş­teş Fi­il­ler

Doğru Seçenek C

Ey­le­min bir­den çok öz­ne ta­ra­f›n­dan ya­p›l­d›­€›­n› gös­ter­mek

üze­re ge­çiş­li ya da ge­çiş­siz ey­lem kök ya da göv­de­le­ri­ne

“-ş” ça­t› eki­ni ge­ti­re­rek el­de et­ti­€i­miz fi­il­ler­dir.

‹ş­teş ça­t›­l› fiil­ler­de iki farklı anlam özelliği olur.

a) Bir­lik­te­lik an­la­m›­n› ve­rir:

Otu­rup sa­ba­ha ka­dar a€­laş­t›­lar.

Dondurmayı gören çocuklar koşuşurdu.

b) Bir işi kar­ş›­l›k­l› yap­ma an­la­m› ve­rir:

Uzun sü­re onun­la mek­tup­laş­t›­lar.

Se­nin­le sa­at­ler­ce tartışırız bu­nu.

İş­teş fi­il­ler­de önem­li olan öz­ne­nin işi ken­di ba­şı­na ya­p­ma­ma­sı­dır.

Ço­ğul şa­hıs eki­ni alan fi­il­le­re iş­teş­tir de­mek yan­lış­tır.

Zor bir işi ka­bul et­miş­tik.

Öz­ne işi tek ba­şı­na da ya­pabildiği için bu fiil işteş olmaz.

Bu cümlede “gön­der­dik” yük­lem­dir. “Ki­mi gön­der­dik” sorusunun

cevabı “ço­cuk­la­r›” olur. Öy­ley­se bu fi­il ge­çiş­li­dir.

Nes­ne­nin be­lir­ti­li ve­ya be­lir­ti­siz ol­ma­s› önem­li de­€il­dir.

Dal ga lar kö pük b›­rak­t› bu sa­hil­ler­de.

­ ­ ­­­­­­be­lir­ti­siz yüklem

­ ­ ­­­­­­­nes­ne (ge­çiş­li)

Gayretlerinizi elbette önemsiyorum.

belirtili nesne yüklem (geçişli)

Örnek ÖSS / 2004

(I) İçi­ne ka­pan­mış olan Ana­do­lu dağ­la­rı, ses­siz­li­ği­ni, bil­ge

dal­gın­lı­ğın­da sür­dü­rür za­ma­nın akı­şı için­de. (II) Ken­di di­lin­ce

söy­ler tür­kü­sü­nü, ken­di gön­lün­ce sü­rer ya­şa­mı­nı. (II­I) Dağ­lar

var­dır, yü­re­ğin­de es­ki uy­gar­lık­lar gü­lüm­ser ça­ğı­mı­za. (IV) İş­te

bun­dan do­la­yı bir­çok ef­sa­ne­yi bağ­rın­da ya­şa­tır bi­zim Ana­dolu

dağ­la­rı. (V) Ana­do­lu’nun en es­ki sahip­le­rin­den şim­di­kile­re

de­ğin on­la­rı an­la­tır bi­ze.

Bu par­ça­da­ki nu­ma­ra­lan­mış cüm­le­ler­den han­gi­si­nin yükle­mi,

ça­tı­sı ba­kım­dan ge­çiş­siz­dir?

A) I.­ B) II. C) III. D) IV. E) V.

317


Fiilde Çatı

Çözüm

I. cüm­le­de “sür­dü­rür”, II. cüm­le­de “söy­ler”, IV. cüm­le­de “ya­şatır”

ve V. cüm­le­de “an­la­tır” ey­lem­le­ri nes­ne alan ve ala­bi­len

ge­çiş­li ey­lem­ler­dir. III. cüm­le­de­ki “gü­lüm­ser” ey­le­mi nes­ne

ala­cak du­rum­da ol­ma­yan “ne­yi, ki­mi, ne” so­ru­la­rı­na ce­vap

ver­me­yen ge­çiş­siz bir eylemdir.

Doğru Seçenek C

3. Ol­dur­gan Fi­il­ler

Ge­çiş­siz ey­lem­le­re “-d›r, -r, -t” ek­le­rin­den bi­ri ge­ti­ri­le­rek geçişsiz

eylemlerin ge­çiş­li yapılmasıdır.

Ge­çiş­siz

Ol­dur­gan

uyu­du Æ uyu - t - tu

kaç­mış Æ ka­ç - ır - mış

ge cik eceksin Æ ge­cik­- tir - ecek - sin

Ge­çiş­li fi­il­le­rin nes­ne al­ma zo­run­lu­luk­la­rı yok­tur. Fi­il, ge­çiş­li ol­duğu

hâlde nes­ne kul­la­nıl­ma­ya­bi­lir.

Ne­den mi, me­ra­kım­dan sor­muş­tum.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­yüklem

Mü­dür Bey, gü­ler yüz­le kar­şı­la­dı.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­yüklem

Bu cüm­le­ler­de yük­lem­le­re “ne­yi, ki­mi” so­ru­su so­ru­la­bi­lir. Ce­vap

ve­re­bi­le­cek öge cümlede yok­tur fa­kat fi­il­ler nes­ne al­ma­ya uy­gundur.

O hâlde bu fi­il­ler ge­çiş­li­dir.

O sözler şimdi sana yakıştı mı?

­geçişsiz

Bu sözleri kendine yakıştırıyor musun? (yakış - tır-)

­oldurgan

Örnek

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi oldurgan fiil

değildir?

A) Balonların hepsini ben şişirdim.

2. Ge­çiş­siz Fi­il­ler

Nes­ne ala­ma­yan fi­il­ler­dir. Bu ey­lem­ler “ne­yi, ki­mi” so­ru­ları­na

ce­vap ver­mez.

Din­le­ne­bil­mek için er­ken­den uyu­dum.

­ ­­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ge­çiş­siz fi­il

Edil­gen fi­il­le­rin hep­si ge­çiş­sizdir ama tüm ge­çiş­siz­ler edilgen

de­ğil­dir.

Uzun sü­re ken­di­sin­den ha­ber alı­na­ma­dı.

­ ­­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­edil­gen ol­du­ğu

­ ­­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­için ge­çiş­siz

B) Yemeği güveçte pişirdim.

C) Çocuğa yemek yedirdim.

D) Sporcuları on tur koşturdum.

E) Suyu bidona doldurdum.

Çözüm

A, B, D ve E’de “-r, -t, -dır” çatı ekleri geçişsiz fiillere geldiğinden

yüklemler oldurgan olmuştur. C’de ise “-dir” çatı eki geçişli

fiile gelip onun geçişliliğini artırmıştır; fiili ettirgen yapmıştır.

Doğru Seçenek C

Örnek YGS / 2012

Bilgisayar teknolojisiyle yetişen kuşaklarda ekrandan kitap

okumanın yaratacağı hazzı, bilgisayarla ileriki yaşlarda tanışan

insanlar tadamayacaktır.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İyelik eki almış sözcük

B) Geçişsiz çatılı yüklem

C) İsim - fiil eki almış sözcük

D) Belirtisiz ad tamlaması

E) Sıfat tamlaması

Çözüm

Cümlenin yüklemi olan çekimli eylem “tadamayacaktır” sözcüğüdür,

o da geçişli bir eylemdir.

Doğru Seçenek B

4. Et­tir­gen Fi­il­ler

Ge­çiş­li ey­lem­le­re “-dir, -r, -t” ek­le­rin­den bi­ri ge­ti­ri­le­rek fiilin

ge­çiş­li­lik de­re­ce­si­nin artırılmasıdır.

(bir şeyi) yaz­d› Æ yaz - ­d›r - ­d›

(bir şeyi) söy­le­sin Æ söy­le - t - sin

Ge­çiş­li olan fi­il­le­ri et­tir­gen yap­mak için bir­den faz­la ek ge­tiri­le­bi­lir.

Böy­le­ce her ek al›­ş›n­da et­tir­gen ey­le­min ge­çiş­li­lik

de­re­ce­si ar­tar.

Şar­k›­y› bir de ar­ka­daş­la­r›­na söy­let­tir­di. (söyle - t - tir-)

Et­tir­gen ey­lem­ler­de işi baş­ka­s›­na yap­t›r­ma an­la­m› var­d›r.

De­re­den kum bu­lup ele di, y›­ka­d›.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ge­çiş­li geçişli

De­re­den kum bu­lup elet­ti­, y›­kat­t›­.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ettirgen et­tir­gen

318


Fiilde Çatı

Ba­zı fi­il­ler, cüm­le­de­ki kul­la­nım­la­rı­na gö­re ge­çiş­li ya da ge­çiş­siz

ola­bi­lir.

Sı­kın­tı­la­rı­mı­zın hep­si geç­ti.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­ge­çiş­siz

Tak­si, mi­ni­bü­sü iki sa­at­te geç­ti.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­ge­çiş­li

Çözüm

I, III ve V numaralı cümlelerin yüklemleri nesne aldığından

geçişlidir. II. cümle nesne almamış olsa da “sevmek” eylemi

yapısı itibarıyla nesne alabilen bir eylemdir. IV numaralı cümlenin

yüklemi nesne almadığından geçişsizdir.

Doğru Seçenek D

Ge­çiş­siz olan fi­il­ler, edil­gen­lik eki al­dı­ğın­da ne öz­ne ne de nes­ne

bulundurur.

Sağ­dan dö­nü­lün­ce bi­zim eve gi­di­lir.

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­edil­gen

­ ­ ­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­ge­çiş­siz

Örnek

Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne - yüklem ilişkisi yö-

nüyle diğerlerinden farklıdır?

A) Tavşan, ne yazık ki vuruldu.

Bir ey­le­min ge­çiş­li mi ge­çiş­siz mi ol­du­ğu­nu ey­le­min önüne “onu”

söz­cü­ğü­nü ge­ti­re­rek an­la­ya­bi­li­riz. Eğer “onu” söz­cü­ğü ey­le­me

uyu­yor­sa eylem ge­çiş­li, uy­mu­yor­sa eylem ge­çiş­siz­dir.

B) Köyde bir kıza vuruldu.

C) Düğün dernek kuruldu.

D) Çadırlar meydana kuruldu.

E) Çavuş savaşta vuruldu.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne - yüklem ilişkisi bakımından

diğerlerinden farklıdır?

A) Ben bu derinlikte yüzemem.

B) Burada ne olsa bilinir.

C) Kimse bana karışmasın!

Çözüm

A, C, D ve E seçeneklerindeki yüklemler edilgen, B seçeneğindeki

yüklem ise dönüşlü fiildir.

Doğru Seçenek B

D) Beni buralarda arama!

E) Hiçbir şeyden korkma.

Çözüm

B seçeneğinde eylem öznesine göre edilgendir, diğer seçeneklerde

eylemler etken çatılıdır.

Doğru Seçenek B

Örnek

I. Bu çiçekleri kim ekti?

II. Ben de sevmiştim.

III. Arabamı sen mi bozdun?

IV. Gün erken kararıyor.

V. Konuşulanları dinliyorum.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde eylem

geçişsiz çatılıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Örnek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) Balıklar neşeyle yüzüyor.

B) Tek isteğimdi seni son kez görmek.

C) Kuşlar cıvıldaşıyorlar dallarda.

D) Gideceğin yere beni de götür.

E) Kapıyı kim çalıyor!

Çözüm

A, C, D ve E’de, yüklem fiil olduğu için, çatı aranır. B’de yüklem

“tek isteğimdi” sıfat tamlamasıdır; fiil olmadığı için çatı

özelliği aranmaz.

Doğru Seçenek B

319


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Fiilde Çatı

1. Yük­le­mi edil­gen ça­tı­lı fi­il­le­rin öz­ne­si söz­de öz­ne­dir.

Aşa­ğı­da­ki­le­rin han­gi­sin­de “ro­man” söz­cü­ğü söz­de

öz­ne ola­rak kul­la­nıl­mış­tır?

A) Ro­man oku­ma­yı her­kes sev­mez.

5. Tar­la­lar er­ken­den ekil­di ama çift­çi­ler tarlayı su­la­yamadı.

Bu cüm­le­de aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si yok­tur?

A) Et­ken fi­il B) Edil­gen fi­il C) Ge­çiş­li fi­il

­ ­ ­ D) Ge­çiş­siz fi­il E) Dö­nüş­lü fi­il

B) Ro­man, bil­gi bi­ri­ki­mi is­te­yen bir tür­dür.

C) Ro­man, be­ni zan­net­ti­ğim­den faz­la et­ki­le­di.

D) Ro­man, eleş­tir­men­ler­ce çok be­ğe­nil­di.

E) Ro­man, in­san­la­rı fark­lı bir dün­ya­ya çek­me­li­dir.

6. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­sin­de söz­de öz­ne kul­lanıl­ma­mış­tır?

2. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­ler­den han­gi­si nes­ne - yük­lem iliş­kisi

ba­kı­mın­dan di­ğer­le­rin­den fark­lı­dır?

A) Plan­la­rı­mı yap­tık­tan son­ra yo­la çı­ka­ca­ğım.

B) Eşit­li­ği sağ­la­mak için ço­cuk­lar çok ça­ba­la­dı.

C) Biz de bir sü­re kal­dık­tan son­ra işe dön­dük.

D) Kim­se­ye söy­le­me­den bu­ra­dan ay­rıl­dı.

E) İş­le­rin bir bö­lü­mü­nü dün tes­lim et­tik.

A) Ba­zı ko­nuş­ma­lar yan­lış an­la­şıl­dı.

B) Her gün bu ağaç­lar su­la­nı­yor.

C) İşe git­me­den ön­ce ona uğ­ra­dım.

D) Bi­ze so­rul­ma­dan bir­ta­kım ka­rar­lar alın­mış.

E) Ser­gi­de bir­çok tab­lo sa­tıl­dı.

3. Aşa­€›­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­sin­de işi baş­ka­s›­na yapt›r­ma

an­la­m› var­d›r?

A) Dün sen­den al­dı­ğım ki­ta­bı bu­gün bi­tir­dim.

B) İyi bir ça­lış­may­la bu işin al­tın­dan kal­kı­lır.

C) Genç kız saç­la­rı­nı kı­sa­cık kes­tir­di.

D) İs­te­me­di­ği hâlde kar­de­şi­ni da­rılt­tı.

E) Kar­puz ke­ser­ken eli­mi ka­nat­tım.

7. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­sin­de ey­lem ya­pı­lı­şı yö­nün­den

di­ğer­le­rin­den fark­lı­dır?

A) Bü­tün pa­ra­yı ara­la­rın­da pay­laş­tı­lar.

B) Yol­da kar­şı­la­şın­ca mec­bu­ren se­lam­laş­tı­lar.

C) Uzun sü­re son­ra ba­rış­tı­lar.

D) Çok acık­tık­la­rı için bi­raz atış­tır­dı­lar.

E) İki yıl ön­ce biz­de ta­nış­tı­lar.

4. Ko­nuş­mak is­te­yen gen­ci an­ne­si sus­tur­du.

Bu cüm­le­nin yük­le­mi, ge­çiş­siz bir fii­lin ek­le ge­çiş­li ya­pılma­sıy­la

oluş­muş­tur.

Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­si­nin yük­le­mi bu cüm­lenin

yük­le­miy­le öz­deş­tir?

A) Yaş­lı ka­dı­nı es­ki bir kâ­ğıt par­ça­sıy­la kan­dır­mış.

B) Bu ağır pa­ket­le­ri on­la­ra ta­şıt­tım.

C) Ben de kaza geçirmekten çok kork­tum.

D) Yaş­lan­dık­ça ger­çek­le­ri da­ha iyi gör­düm.

E) Elim­de­ki­ler­le ye­tin­me­yi bi­li­yo­rum.

8. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rden han­gi­si­nin yük­le­mi edil­gen

bir fi­il­dir?

A) Ada­mın saç­la­rı bu yaş­ta dö­kül­dü.

B) Kız­gın gü­neş­te yap­rak­lar sa­rar­dı.

C) He­di­ye­ler ço­cuk­la­ra da­ğı­tıl­dı.

D) Ye­ni bir ki­şi­sel ge­li­şim kur­su­na ya­zıl­dım.

E) Bu ki­ta­bı bi­tir­mek için çok uğ­raş­tım.

320


Fiilde Çatı

TEST

1

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­ler­den han­gi­si­nin yük­le­mi dö­nüş­lü

bir fi­il­dir?

A) Ka­pı­la­rı hız­la çar­pa­rak dı­şa­rı çık­tı.

B) Bu haberi alınca âdeta yıkıldım.

C) Yap­tı­ğı­mın yan­lış ol­du­ğu­nu çok geç an­la­dım.

D) Onun böy­le dav­ran­ma­sı he­pi­mi­zi şa­şırt­tı.

E) Bir­den si­nir­le­nin­ce ken­di­ni kay­bet­ti.

13. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rden han­gi­si­nin yük­le­mi ge­çiş­li ol­du­ğu

hâlde cüm­le­de nes­ne kul­la­nıl­ma­mış­tır?

A) Bu kö­tü dü­şün­ce­ler­den kur­tu­la­ma­dık.

B) Çok ça­ba­la­ma­ma rağ­men hâ­lâ an­la­ya­ma­dım.

C) Ek­sik­le­ri­ni dün oto­büs­le gön­der­dim.

D) So­kak or­ta­sın­da kav­ga­ya ka­rış­tı.

E) Bil­me­di­ği ko­nu­lar hak­kın­da ko­nuş­ma­yı sev­mez­di.

14. Yüz­yıl­lık çı­nar ke­sil­di, her­kes bu ola­yı tar­tış­tı.

10. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­ler­den han­gi­si­nin yük­le­mi ça­tı ba­kımın­dan

di­ğer­le­rin­den fark­lı­dır?

A) Pa­zar­dan bi­raz seb­ze, mey­ve alın­mış.

B) Evin her yeri te­miz­len­miş.

C) So­kak­lar bay­rak­lar­la süs­len­miş.

D) Bu du­rum her­ke­se söy­len­miş.

E) Ya­zın bir gü­zel din­len­miş.

11. “İki ar­ka­daş yıl­lar son­ra buluştu.” cüm­le­sin­de gö­rü­len

öz­ne - yük­lem iliş­ki­si aşa­ğı­da­ki­lerin han­gi­sin­de vardır?

Bu cüm­le­de aşa­ğı­da­ki­ler­den han­gi­si yok­tur?

A) Et­ken fi­il B) Edil­gen fi­il C) Ge­çiş­li fi­il

D) Ge­çiş­siz fi­il E) İş­teş fi­il

15. Yük­le­mi ge­çiş­li ol­du­€u hâlde nes­ne kul­la­n›l­ma­m›ş

cüm­le aşa­€›­da­ki­ler­den han­gi­si­dir?

A) Ara­dan bun­ca za­man geç­me­si­ne rağ­men unu­ta­madım.

B) Yıl­lar ön­ce bu fil­mi gör­müş­tüm.

C) Elim­de ol­ma­dan ar­ka­da­şı­mı kır­dım.

D) Kim­se söy­le­me­se de ben olan­la­rı bi­li­yor­dum.

E) Bi­raz geç ol­du ama so­nun­da ge­le­bil­dik.

A) Oto­bü­se son an­da ye­tiş­tim.

B) Ara­ba ya­vaş ya­vaş ga­ra­ja ya­naş­tı.

C) Es­ki kâ­ğıt­lar­ı ye­ni­le­riyle değişti.

D) Şe­ker­li yü­ze­ye el­le­ri­miz ya­pış­tı.

E) Hiç­bir se­bep yok­ken tar­tış­tı­lar.

16. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­si­nin yük­le­mi et­ken fi­il

de­ğil­dir?

A) Ba­na bak­ma­dan kâ­ğıt­la­rı im­za­la­dı.

B) Annesine gidecek paketler sı­kı sı­kı sa­rıl­dı.

C) Hiç­bir ko­nu­da fi­kir bil­dir­me­dik.

D) Yağ­mu­run baş­la­ma­sıy­la eve koş­tum.

12. Ka­dın o gün söy­le­nen söz­le­re alın­dı.

Bu cüm­le­nin yük­le­miy­le aşa­ğı­da­ki cüm­le­ler­den hangi­si­nin

yük­le­mi ara­sın­da ça­tı yö­nün­den ben­zer­lik

var­dır?

A) Tö­ren­de bir­çok şi­ir okun­du.

B) Es­ki eş­ya­la­rın hep­si kal­dı­rıl­dı.

C) Öğ­ren­ci­le­re ye­ni kart­la­rı ve­ril­di.

D) Sı­ca­ğa da­ya­na­ma­yan genç ba­yıl­dı.

E) Her­kes bi­na­dan dı­şa­rı çı­ka­rıl­dı.

E) Gün­ler­dir onu bir ke­re bi­le gör­me­dim.

17. Aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin han­gi­sin­de­ki al­tı çi­zi­li söz­cük

ça­tı ba­kı­mın­dan öte­ki­ler­den fark­lı­dır?

A) Bu ya­zı­yı da­ha ön­ce oku­dum.

B) Onu dur­dur­ma­ya ça­lış­ma­dım.

C) On­lar bi­ze da­ha ön­ce gel di.

D) Bu ko­nu­ya da­ha faz­la ka­rış­ma­ma­lı­sın.

E) Bi­zi gö­rün­ce o da yü rü dü.

321


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Fiilde Çatı

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) Saçaklardan bir metre uzunluğunda buzlar sarkmıştı.

B) Karlar eriyince doğa ana yeşil bir örtüye bürünecekti.

C) Beklenenin aksine havalar yine soğudu.

D) Bu beyaz örtünün de kendine has bir güzelliği vardı.

E) Kış uzayınca aç kalan vahşi hayvanlar şehre inmişti.

5. Geçişli fiillerin geçişlilik derecesi “-r, -t, -dir” ekleriyle artırılabilir.

Buna ettirgen fiil denir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi ettirgen

çatılıdır?

A) Çocuklarını her akşamki saatte uyutmuştu.

B) Türkçe öğretmenimiz bize Türkçeyi sevdirmişti.

C) Verdiği örnekler sayesinde konuyu iyice anlamıştık.

D) O kadar yükü kısa sürede arabadan indirdiler.

E) Sıcacık salona girince kazağını çıkarmıştı.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişsiz

bir fiildir?

A) Onun zayıf noktalarını çok iyi bilirdi.

B) O gece kimseye görünmeden evden çıkmıştı.

C) Bu gençler eski şairlerimizin çoğunu tanımıyor.

D) Beni hiç dinlemez, hep bildiğini yapar.

E) Yere, çok güzel bir Bünyan halısı serdiler.

6. Geçişsiz fiiller “-r, -t, -dır” ekleriyle geçişli hâle getirilebilir.

Bu fiiller oldurgandır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir kullanım vardır?

A) Ninemin Tarabya’daki evini geçen yıl sattık.

B) Görüşmeye kapalı olan telefonumu yarın açtıracağım.

C) Üzerimizde baskı kurarak hepimizi sindirdiler.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem geçişli olduğu

hâlde nesne kullanılmamıştır?

A) Bu şiirleri yazmaya başladığımda liseyi yeni bitirmiştim.

B) Evimizin bahçesinde yaşlı ve heybetli bir ceviz ağacı

vardı.

C) Sabah erkenden bahçeye gidip bir sepet elma topladım.

D) Elindeki süpürgeyle büyük bir özen göstererek temizledi.

E) Gönderdiğiniz yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaşmış.

D) Gittikçe bana daha sevimsiz görünmeye başlamıştı.

E) Edebiyattan çözemediğim soruları öğretmenime çözdürdüm.

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi çatı bakımından

farklıdır?

A) Etüt salonunda çözemediği sorulara bakıyordu.

B) Milletçe sevgi ve hoşgörüye inanıyoruz.

C) Parlak bir yaz güneşi tepelerin ardından gülümsüyordu.

D) Televizyonda her akşam yarışma programları seyrediyormuş.

E) Eve geldiğimizde babam hâlâ köşesinde oturuyordu.

4. I. Fizikte iki soruyu çözerken çok zorlandık.

II. Ustaları, yaptıkları işten dolayı tebrik ediyorum.

III. Rahatına düşkünlüğü her hâlinden belli oluyordu.

IV. Kızıyla olan ilişkilerinde daha dikkatli davranıyor.

V. Onu, hayatımın sonuna kadar defterden sildim.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin

yüklemi nesne - yüklem ilişkisi bakımından farklıdır?

A) I ve III­ ­ B) I ve II­ ­ C) III ve IV

D) II ve V­ E) IV ve V

8. (I) Şiir eleştirisi, diğer türlerin eleştirisine benzemez.

(II) Ömründe bir tek şiir yazmamış yazarlar, yılların şairlerini

kıyasıya eleştiriyor. (III) Oysa bir şairin boyu bosu

ancak bir şair tarafından ölçülebilir. (IV) Bu iş başkasına

kalırsa eleştirinin niteliği düşer. (V) Böylece şiirin önünü

kapatmış oluruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin

yüklemi özne - yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden

farklıdır?

A) I­­ B) II C) III D) IV E) V

322


Fiilde Çatı

TEST

2

KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi etken

çatılı değildir?

A) Yazar, bu eserinde son otuz yılın panoramasını

çıkarmış.

B) Romanımız köklü bir biçimde değişime uğruyor.

C) Son yapıtında, ele aldığı yazarların gelişim haritasını

çizmiş.

D) Hiçbir eleştirmenimizden, bu romanla ilgili bir ses çıkmadı.

E) Edebiyatın bir yaşam desteği olduğu söylenir.

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi özne -

yüklem ilişkisi bakımından farklıdır?

A) Okulumuzda, engelli öğrenciler için bir kermes

düzenlenecek.

B) Kapıda servisin beklediğini görünce aceleyle hazırlandı.

C) Kendini böyle bir meydanda bulunca etrafına şaşkın

şaşkın bakındı.

D) Dedem, akşam kahvesi gecikince hemen söylenirdi.

E) Üniversiteyi kazandığımı öğrenince tüm ailem sevinmişti.

11. Edilgen fiillerin öznesi, yapılan işten etkilendiği için sözde

öznedir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kitap” sözcüğü

sözde özne göreviyle kullanılmıştır?

A) Kitap, Osmanlı’dan günümüze kültürel değişimimizi

içeriyor.

B) Yerinden öfkeyle kalktı ve kitabı bir kenara fırlattı.

C) Kitap, insana hayal edemeyeceği ufukların penceresini

açar.

D) Her kitap, bir tek kitabı daha iyi anlayabilmek için

okunur.

E) Kitap, bilinmezlere yapılan gizemli bir yolculuktur.

12. I. Tahtayı silen öğrencisine teşekkür etmişti.

II. Kırık not aldığı için saatlerce dövündü.

III. Hep iyi bir futbolcu oluşuyla övünürdü.

IV. İlk romanı daha çok beğenilmişti.

V. Yapılan operasyonda yüzlerce kilo kaçak et ele geçirildi.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin

yüklemi edilgen çatılıdır?

A) I ve II­ ­ B) I ve III­ ­ C) II ve IV

13. Eylemsiler de eylemler gibi çatı özelliği gösterir.

Aşağıdaki altı çizili eylemsilerden hangisi edilgen

çatılıdır?

A) Sevgilim, gündüzün akşamla buluştuğu saatte gel.

B) Sonra veriyor elini sürgün edildiğimiz kasaba.

C) Konuyu anlatmadan mı soru soruyormuş?

D) Gün boyunca çalışıp birkaç kuruş para kazandım.

E) Kurumuş ekmekleri yumuşatmak zoruma giderdi.

14. “-l, -n, -ş” ve “-r, -t, -dir” ekleri eylemlerin çatı özelliğini değiştirir

ve bunlara “çatı ekleri” denir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birden

çok çatı değiştirme eki almıştır?

A) Yeni yaptığı uçurtmayı, rüzgâr çıkınca hemen uçurdu.

B) Ekmek almak için üst kattan bir sepet sarkıtmıştı.

C) O günkü davette ünlü bir eleştirmenle tanıştırıldım.

D) Şu hayatın ardından hiç yılmadan koşturuyoruz.

E) Sınav yaklaştıkça velilerin de heyecanı artıyordu.

15. İşteş çatılı eylemlerde iş, “birlikte” veya “karşılıklı” yapılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işin “karşılıklı” yapıldığı

anlamı yoktur?

A) Edebiyatta üslup konusunu sabaha kadar tartıştılar.

B) Niçin karşımda anlamsız bir şekilde iki saattir gülüşüyorsunuz?

C) Daha bu sabah onunla apartmanın girişinde selamlaşmıştık.

D) Enerji Bakanlığı yetkilileri, elektrik zammı konusunu

görüşüyorlar.

E) Raşit’le askerliği bitirdiğimizden beri mektuplaşırız.

16. Geçişsiz fiiller edilgen çatılı yapıldığında özne almaz.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya

örnek olabilecek bir kullanım vardır?

A) Merdiven altından geçmenin uğursuzluk getireceğine

inanılır.

B) Sırtımızdaki hafif çantalar, yolculuk ilerledikçe ağırlaşıyordu.

C) Anadolu’da yaşlılar, yetiştirdikleri bitkilerle de konuşurlardı.

D) Tarih, ibret alınırsa tekerrür etmez.

E) Bu konu, birkaç defa tekrar edildi.

D) III ve IV E) IV ve V

323


TÜRKÇE

BÖLÜM

12

Cümle Türleri

I. CÜMLE TÜRLERİ

CÜMLE TÜRLERİ

Cüm le ler bi çim ce olum lu, an lam ca olum suz ola bi lir.

Ne şa ir yaş dö ker ne âşık ağ lar. (dök mez, ağ la maz)

Hü kû met ten tü tün ek me iz ni al mak ko lay mı! (kolay de ğil)

Anlamına

Göre Cümleler

– Olumlu cümle

– Olumsuz cümle

Yüklemin Yerine

Göre Cümleler

– Soru cümlesi

Kurallı Devrik

– Şart cümlesi cümle cümle

– Emir cümlesi

– Ünlem cümlesi

Eksiltili

cümle

Yüklemin Türüne

Göre Cümleler

Fiil

cümlesi

İsim

cümlesi

Basit

cümleler

Yapısına Göre

Cümleler

Sıralı Bağlı cümleler

cümleler

Birleşik

cümleler

- Girişik birleşik cümle

- İç içe birleşik cümle

- Şartlı birleşik cümle

- ki’li birleşik cümle

- mi’li birleşik cümle

A. AN LA M BA KI MIN DAN CÜM LE LER

1. Olum lu Cüm le

‹sim cüm le le rin de sö zü edi len kav ra m›n bu lun du €u nu, fi il

cüm­le­le­rin­de yar­g›­n›n ger­çek­leş­ti­€i­ni ya da ger­çek­le­şe­ce­

€i ni ifa de eden cüm le ler dir.

Ge­ce, yaş­l› genç hepimiz top­lan­d›k.

yük lem / fi il

Seni sebepsiz yere azarlamışlar.

yük lem / fi il

So­ru­la­r›n hep­si­ni çöz­me­niz müm kün dü.

yük lem / isim

Ha­ya­t›­n› baş­ka­la­r›­n›n s›r­t›n­dan ge­çi­ne­rek de­vam et­ti­rir­di.

yük lem / fi il

Açıklamayı başkan yardımcısı yapacak.

yük lem / fi il

2. Olum suz Cüm le

Fi­il cüm­le­le­rin­de yar­g›­n›n ger­çek­leş­me­di­€i­ni ya da gerçek­leş­me­ye­ce­€i­ni,

isim cüm­le­le­rin­de sö­zü edi­len kav­ram›n

ol­ma­d›­€›­n› ifa­de eden cüm­le­ler­dir.

‹sim cümlelerinde “-s›z” eki ve “yok, de€il” gibi kelimeler;

fiil cümlelerinde “-me, -mez” ekleri cümleyi olumsuz

yapar.

Bu gü ler yüz lü adam ben de €i lim.

Şim­di o dün­ya­dan hiç­bir ha­ber yok.

Özlemem vak­ti­ni da€ da€ k›­za­ran er­gu­va­n›n.

Anlamak için yeterince çaba göstermiyoruz.

İki olumsuz unsur cümlenin anlamını olumlu hâle getirir. Bu tür

cümleler biçimce olumsuz olduğu hâlde anlamca olumludur.

Burada yok yok. (Her şey var.)

Sizi ciddiye almayacak değilim. (Ciddiye alacağım.)

Her şeye rağmen umutsuz değildik. (Umutluyduk.)

3. So ru Cüm le si

So­ru yo­luy­la bil­gi al­ma­y› amaç­la­yan cüm­le, so­ru cüm­lesi­dir.

So­ru an­la­m› s›­fat, zarf, za­mir türünde sözcüklerle

ve­ya soru ekiyle sa€­la­na­bi­lir.

Tren saat kaçta hareket edecek?

Sen de gelecek misin?

Bazı cümleler, soru anlamı taşıdığı hâlde cevap bekleyerek

oluşturulmaz. Bu tür cümlelere sözde soru

cümlesi adı verilir.

Bin bir baş­l› kar­ta­l› na­s›l ta­ş›r ka­nar­ya?

Seni sevmez olur muyum?

Ben hiç yanılır mıyım?

Sor­maz m›­y›m şim­di he­sa­b›­n›?

Ol­du mu şim­di yap­t›­€›n?

4. Ünlem Cüm le si

Duygu anlatan cümlelerdir.

Ah be evladım! Neden büyük sözü dinlemezsin ki?

Çok güzelsin!

Oh be, kendime geldim!

Vay, şuna bak!

B. YÜK LE M‹N YE R‹ NE GÖ RE

CÜM LE LER

1. Ku ral l› (Düz) Cüm le

Yük­le­mi son­da olan cüm­ledir.

An s› z›n bir 盀 l›k işi­til­miş­ti.

yüklem

Ye­şi­lin has­re­ti­ni çi­ni­ye iş­le­di.

yüklem

El yazması eserlerin bir kısmı bu kütüphanedeydi.

yüklem

324


Cümle Türleri

2. Dev rik Cüm le

Yük­le­mi son­da değil, cümlenin başında ya da ortalarında

olan cüm­le­dir. Da­ha çok şi­ir di­lin­de ve duygusal ifadelerde

rast­la­n›r.

Çok in­san an la ya maz es ki mu si ki miz den.

yüklem

Ve on­dan an­la­ma­yan bir şey anlamaz bizden.

yüklem

Bir kor düşer kalbime

yüklem

Ama yoksun sen

Örnek

yüklem

I. Medeniyet korkusuz insanların omuzlarında yükselecektir.

II.

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği aklıdır.

III. Yeni bir şeyler keşfetmek, insanlığa yardım etmekti amacı.

IV. Sesten hızlı giden uçaklarla dünya daha da küçüldü.

V. Zorluklar insana güç verir, insanı mücadeleye zorlar.

Si zi gör mek mut­lu et­ti be ni.

yüklem

Yaşamı akışına bırak.

yüklem

2. ‹sim Cüm le si

Yük­le­mi ek ey­lem­le çe­kim­len­miş bir isim ve­ya isim gru­bu

olan cüm­le­ler­dir.

Kitap fuarı için İstanbul’daymışlar.

yüklem

Kör­fez­de bi­zim Ha­liç su­yu­nun ko­yu dur­gunlu­€u var.

yüklem

Sessiz bir gemidir yaşam; durmayan, konuşmayan.

yüklem

Gezi boyunca güvenliğinizi sağlamak bizim görevimizdir.

yüklem

Numaralanmış cümlelerden hangisi yükleminin yerine

göre diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

III. cümle devrik, diğerleri kurallı cümledir.

3. Ek sil ti li Cüm le

Doğru Seçenek C

Her­han­gi bir ne­den­le bit­irilmemiş, yük­le­mi ol­ma­yan, be­lirtil­me­yen

cüm­le­ler­dir. Bu tür cümlelerin sonuna üç nokta

(...) getirilir.

Yine yağmurlu bir sabah ve kuşlar...

Koşuşan insanlar ve İstanbul...

Denizde belli belirsiz kıpırtılar, ürkek martılar...

Öyle güzeldi ki...

C. YÜK LE M‹N TÜ RÜ NE GÖ RE

CÜM LE LER

Örnek ÖSS / 2008

Aşa ğı da ki ata söz le rin den han gi si yük le mi ne gö re öte kiler

den fark lı dır?

A) Gö­nül ki­mi se­ver­se gü­zel odur.

B) Göz gö­rür, gö­nül is­ter.

C) Her da­mar­dan kan alın­maz.

D) Azı bil­meyen ço­ğu hiç bil­mez.

E) İş­ten art­maz, diş­ten ar­tar.

Çözüm

B’deki “is­ter”, C’deki “al›n­maz”, D’deki “bil­mez” ve E’deki “ar­tar”

yüklemleri çekimli eylem olduğu için bu seçeneklerdeki cümleler

eylem cümlesidir. A’da yüklem 3. te­kil ki­şi zamirinin ek eylem­le

çe­kim­le­nmesi şeklinde oluşmuştur (odur). Dolayısıyla bu

cümle isim cümlesidir.

Doğru Seçenek A

1. Fi il Cüm le si

Yük­le­mi çe­kim­li bir ey­lem ve­ya ey­lem gru­bu olan cüm­leler­dir.

Her tür­lü ha­re­ket, iş, oluş ey­lem cüm­le­le­ri ile kar­ş›­

la n›r.

Seni unutmuş değilim.

yüklem

Ten­ha so­kak­lar­da kal d›m suç­suz ve ne­şe­siz.

yüklem

Yük le mi fii lim si olan cüm le ler de isim cüm le si dir.

As la nın ca na kas tı gü le rek tir.

yüklem (zarf - fiil)

Bu olayı en son duyandım.

yüklem (sıfat - fiil)

Şimdiki planı yeni bir iş kurmakmış.

yüklem (isim - fiil)

Bun la r› söy le me ye di­lim var­m›­yor.

yüklem

325


Cümle Türleri

Örnek YGS / 2016

(I) Çiğdemlerden sonra gök rengindeki elbisesiyle yeni açmış

sümbül görünür. (II) Gözleri yaşlı, saçları dağınık ve hâli perişandır.

(III) Güzel kokusundan sarhoşa dönen şair, ona bu

gönül okşayıcı kokuyu nereden, hangi aktardan aldığını sorar.

(IV) Sümbülün verdiği cevap çiğdemin cevabına karşılık gelmektedir.

(V) Önceleri ezel bağında henüz açılmadık bir gonca

olan ve güzel kokusunu sevgilinin rüzgârından alan sümbül, bu

bahar ülkesinden hicran sahiline atılmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, yüklemin

türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çözüm

I, III, IV ve V numaralı cümleler yüklemleri (görünür, sorar,

karşılık gelmektedir, atılmıştır) eylem olduğundan eylem

cümlesidir. II numaralı cümle ise yüklemleri (yaşlı, dağınık,

perişandır) isim olduğundan isim cümlesidir.

Doğru Seçenek B

D. YA PI SI NA GÖ RE CÜM LE LER

Ya­p›­la­r›­na gö­re cüm­le­ler ba­sit, bir­le­şik, s›­ra­l› ve ba€l›

ol­mak üze­re dörde ay­r›­l›r.

1. Ba sit Cüm le

İsim ve­ya fi­il cin­sin­den tek yük­lem bu­lun­du­ran ve yal­n›z­ca

te­mel yar­g›y­la ku­ru­lan cüm­le­dir. Basit cümlelerde yüklem

dışında bir çekimli fiil, eylemsi ya da ek eylemle çekimlenmiş

isim bulunmaz.

Her sabah en az bir saat koşarım.

yüklem

Simsiyah tüyleri, yemyeşil gözleriyle bana bakmakta

kedim.

yüklem

Bu ıssız yerler de bir gün dolar.

yüklem

Artık geriye bakma!

yüklem

Çocuğun yüzü sapsarıydı sabahtan beri.

yüklem

Bir sıcaklık yayıldı o an içime.

yüklem

‹ş­te böy­le bir ac›y d› bi zim ki.

yüklem

2. Bi rle şik Cüm le

Bi­rle­şik cüm­le bir te­mel cüm­le ve cüm­le­nin an­la­m›­n› ta­mam­la­yan

bir ve­ya da­ha faz­la yan cüm­le ile ku­ru­lur.

Bu cüm­le­ler­de de yük­lem tek­tir. An­cak yan yar­g› ku­ra­rak

yük­lem ol­ma özel­li­€i­ni ta­ş›­yan fi­il, fii­lim­si bu­lun­ur. Bu fi­il, fiilim­si

veya ek eylem almış isim, yük­le­me, yük­lem d›­ş›n­da bir

öge ola­rak ba€­la­n›r ama yük­lem ol­maz. Bir­le­şik ya­p›­l› cüm­le

oluş­tu­rur.

Bi­rle­şik ya­pı­lı cüm­le çe­şit­le­ri şunlardır:

a) Gi ri şik Bi rle şik Cüm le ler

Yüklem dışında en az bir fii­lim­si bu­lun­du­ran cüm­le­ler­dir.

Ser çe den kor­kan / da­rı ek mez. (Yan cümle özne görevinde)

sıfat - fiil yüklem

özne

El, elin eşe­ği­ni tür­kü ça­ğı­ra­rak arar.

zarf - fiil yüklem

­ ­ ­ ­­­­­­­­­­­­zarf tüm­le­ci

(Yan cümle zarf tümleci görevinde)

Kırgınlığı, onu önemsememenizden kaynaklanıyordur.

isim - fiil

yüklem

­ ­ ­ ­­­­­­­­do­lay­lı tüm­leç

(Yan cümle dolaylı tümleç görevinde)

b) ‹ç İçe Bir le şik Cüm le

Bir cüm­le­nin baş­ka bir cüm­le­nin için­de yer al­d›­€› cüm­ledir.

Doğ ru dan an la tım özel li ği ta şı yan cüm le ler iç içe bir le şik cümle

ler dir.

Dün gece seni düşündüm, dedi.

iç cümle (nes ne)

Bu filmi beni anlatıyor, demişti.

iç cümle (nesne)

Atalarımız, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, demiş.

iç cümle (nesne)

Al­tı çi­zi­li cüm­le­ler iç cüm­le­dir. Te­mel cüm­le­ye nesne olarak

bağ­lan­mış­lar­dır.

c) Şart l› Bir le şik Cüm le

Bir cüm­le­nin şart cüm­le­siy­le ta­mam­lan­d›­€› cüm­le­dir.

Te­mel cüm­le­ye ba€­la­nan şart cüm­le­si yük­lem d›­ş›n­da

fark­l› bir öge (zarf tümleci) olur.

Ci­ha­n›n yur­du hep çi€­nen­se senin yurdun çi€nenmeyecek.

­ ­ ­ ­zarf tümleci

326


Cümle Türleri

Maksadınız beni üzmekse bunu başardınız.

­ ­ ­ ­zarf tümleci

İlgiyi üzerinde toplayamazsa öfkelenirdi.

­ ­ ­ ­­­zarf tümleci

Kitabın yazarı sizseniz sizi tebrik ederim.

Çözüm

II. cümle kurallı bir cümledir fakat ögelerinin dizilişi özne - zarf

tümleci - nesne - dolaylı tümleç - yüklem şeklinde olduğundan

B seçeneğindeki ifade yanlıştır.

Doğru Seçenek B

­ ­ ­­­zarf tümleci

d) “ki”li Bir le şik Cüm le

Yan yargının temel yargıya “ki” bağlacı ile bağlandığı

cümlelerdir.

Keki fırına verecektim ki misafirler geldi.

Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.

Fikrini sakince savun ki ortam gerilmesin.

Çok çalışmış ki kazanmış.

“ki” bağ la cıy la ku ru lan cüm le le ri Türk çe cüm le ya pı sı na uy dur duğu

muz da “ki” kay bo lur. Te mel cüm le ile yan cüm le yer de ğiş ti rir.

Ta nı yan lar bi lir ki Yah ya Ke mal ile be ra ber ol mak, onu din le mek

bir lez zet tir.

Yah ya Ke mal ile be ra ber ol ma nın, onu din le me nin bir lez zet ol duğu

nu onu ta nı yan lar bi lir.

e) “mi”li Bir le şik Cüm le

“mi” soru edatının zaman anlamı katmasıyla meydana

gelen cümledir. Burada yan cümlecik temel cümleye “mi”

soru edatıyla bağlanır.

Kendi dilini iyice öğrendin mi diğer dilleri de öğrenebilirsin.

zarf tümleci

yüklem

3. S› ra l› Cüm le

Tek ba­ş›­na yar­g› bil­di­ren cüm­le­le­rin, an­lam bü­tün­lü­€ü içinde

s›­ra­lan­ma­s›y­la mey­da­na ge­len cüm­le­ler top­lu­lu­€u­dur.

Bu cüm­le­ler bir­den faz­la yük­le­min bir ara­da ol­du­€u cümle­ler­dir.

Bu yüklemler virgül (,) ya da noktalı virgül (;) ile

ayr›l›r.

“Herkes”e hitap etmeye çalışan kimselerden uzak durdum,

“herkes”i ciddiye almadım, “herkes” için bir şey

yapmaya uğraşmadım.

a) Ba €›m l› S› ra l› Cüm le

Her­han­gi bir öge­si or­tak olan sıralı cüm­le­lerdir.

Toz­lu ve so­luk k›r­m›­z› per­de­ler­den ya­k›­c› bir gü­neş ta­ş›­

yor, bü­tün oda­y› dol­du­ru­yor. (Özne ortaktır.)

Tamircinin adresini bir kâğıda yazdım, karşılaştığımızda

ona verdim. (Nesne ortaktır.)

b) Ba €›m s›z S› ra l› Cüm le

Ortak ögesi olmayan s›­ra­l› cüm­le­ler­dir.

Sen eve dön, ben maça gideceğim.

Ben yüzdüm, o güneşlendi.

Örnek YGS / 2013

(I) Almanya’nın Berlin kentinde bir kooperatif “Devrilen Ağaçlardan

Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” başlattı. (II) Bu

kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya yağmurdan

devrilen ağaçların gövdelerini raf şeklinde oyup bunları kaldırımlara

yerleştiriyorlar. (III) Raflara, takas edilecek kitapları

koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da içlerinden okumak istediklerini

alıp yerine kendi kitaplarından birini bırakıyor. (V) Bu, “Eğitim

İçin Sürdürülebilir Gelişme Projesi”nin bir parçası olarak devlet

tarafından desteklenen bir kampanyadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir.

B) II. cümle, özne ve yüklemden oluşan kurallı bir cümledir.

C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan birleşik bir cümledir.

D) IV. cümle, içinde isim tamlaması bulunan olumlu bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir cümledir.

Örnek YGS / 2010

Ba­€›m­s›z s›­ra­l› cüm­le­ler­de her cüm­le­nin öz­ne­si, tüm­le­ci,

yük­le­mi ay­r›­d›r. Cüm­le­ler yal­n›z­ca an­lam iliş­ki­si ne­de­niy­le bir

ara da bu lu nur.

Aşa €› da ki ler den han gi si yu ka r› da ki aç›k la ma y› ör nek lendi

ren bir cüm le dir?

A) Adam, dur­ma­dan öf­ke­li öf­ke­li ko­nu­şu­yor, ma­sa­da otu­ranlar­sa

ses­siz­ce onu din­li­yor­lar­d›.

B) Men­di­liy­le göz­le­ri­ni ku­ru­la­d›, ya­şam öyküsünü kaldığı

yerden an­lat­ma­ya baş­la­d›.

C) Sor­dum so­ruş­tur­dum, so­nun­da ara­d›­€›m ni­te­lik­te bir us­ta

bul dum.

D) Ali, ki­tap­la­r›­n› çan­ta­s›n­dan ç›­kar­d›, s›­ra­s›­n›n üze­ri­ne yerleş­tir­di.

E) Müş­te­ri, ge­ti­ri­len kah­ve­den bir yu­dum al­d›, son­ra ye­ni­den

ga­ze­te­si­ne dal­d›.

327


Cümle Türleri

Çözüm

A seçeneğinde bağımsız sıralı cümle vardır:

I. cümle

Adam, durmadan öfkeli öfkeli konuşuyor,

özne zarf t. zarf t. yüklem

II. cümle

Masada oturanlarsa sessizce onu dinliyorlardı.

özne zarf t. nesne yüklem

Doğru Seçenek A

Örnek YGS / 2012

(I) Gül kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam

Akdeniz’e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde tenekeler

dolusu gül reçeli getirirdi. (III) Sabahın erken saatlerinde uykulu

gözlerle onu karşıladığımızda algıladığımız ilk şey, evin içini

saran gül kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit

gül reçeliyle bezenir, gül reçellerinden hangisinin daha güzel

olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Gül Festivali

için Isparta’ya gittiğimde çocukluğumun gül kokulu günleri

gözlerimin önünde canlanıverdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.

B) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.

C) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir

cümledir.

Çözüm

V numaralı cümlenin yüklemi olan “canlanıverdi” fiili sürerlik

fiili değil, tezlik fiilidir.

Doğru Seçenek E

Örnek LYS / 2010

(I) Yaş­l›­l›­€›n er­dem­le­ri üze­ri­ne bu­gü­ne de­€in ne­ler söy­len­memiş

ne­ler ya­z›l­ma­m›ş… (II) Ci­ce­ro, Yaş­l›­l›k ad­l› ya­p›­t›n­da na­s›l

da över, yü­cel­tir yaş­l›­l›­€›; in­sa­n›n bil­ge­leş­ti­€i, ya­rat­ma gü­cü­nün

do­ru­€a ulaş­t›­€› bir dö­nem di­ye ad­lan­d›­r›r. (II­I) Ya­şa­m›n ger­çek

an­la­m›­na an­cak bu dö­nem­de ula­ş›r­m›ş ki­şi. (IV) Çün­kü yaş­l›­l›k,

deneyime dayal›, kavrama ve alg›lama gücünü kes­kin­leş­ti­rip

ge­liş­ti­ren bir okul­muş. (V) Bun­dan da öte, in­sa­n› de­€i­şik yönler­den

du­rul­tup din­gin­leş­ti­ren, tut­ku­la­r›n her tü­rün­den ar›n­d›­ran

ses­siz bir güç­müş yaş­l›­l›k.

Bu par ça da ki nu ma ra lan m›ş cüm le ler le il gi li ola rak aşa €›­

da ve ri len ler den han gi si yan l›ş t›r?

A) I. cüm­le, bi­çim­ce olum­suz fi­il cüm­le­si­dir.

B) II. cüm le, ba €›m l› s› ra l› cüm le dir.

C) II­I. cüm­le, bi­le­şik cüm­le­dir.

D) IV. cüm­le, olum­lu, ku­ral­l› cüm­le­dir.

E) V. cüm le, dev rik isim cüm le si dir.

Çözüm

C seçeneğindeki saptama yanlıştır. III. cümle bileşik cümle

değildir (yan yargısı yoktur), basit cümledir.

Doğru Seçenek C

4. Ba€l› Cümle

“çün­kü, ama, fa­kat, yal­n›z, ve, de…” ba€­laç­la­r›y­la ba€­lanan

cüm le ler dir.

‹yi bir in­san­d› yal­n›z çok ge­ve­zey­di.

Si­zin­le ora­da gö­rü­şe­me­yiz çün­kü ta­ti­le ç›­k›­yo­rum.

Çalıştım ve kazandım.

Öge ortaklığı olan bağlı cümleler bağımlı bağlı, öge ortaklığı

olmayan bağlı cümleler bağımsız bağlıdır.

Örnek

Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapısı yönüyle diğerlerinden

farklıdır?

A) Kaçan balık büyük olur.

B) Sen sor, ben yanıtlarım.

C) Kimse kimseyi dinlemiyor, herkes konuşuyordu.

D) Sev beni, seveyim seni.

E) Çok çalıştı, bugünlere geldi.

Çözüm

B, C, D ve E seçeneklerindeki cümleler sıralı cümledir. A

seçeneğindeki cümle ise yan cümleciği fiilimsi olan birleşik

cümledir.

Doğru Seçenek A

Örnek

(I) Burada ne yüzerim ne de güneşlenirim. (II) Sahil çok kirli ve

taşlıktı. (III) Deniz dalgalı olduğu için bütün atıkları getirmişti.

(IV) Ben ancak incecik kumların sıcacık uzandığı bir sahilde

güneşlenirim, dedi. (V) Sahile baktım; sahil, sahilden başka

her şeye benziyordu gerçekten.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi yanlıştır?

A) I. cümle biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümledir.

B) II. cümle yapıca bağlı, yüklemin türüne göre isim cümlesidir.

C) III. cümle birleşik cümledir.

D) IV. cümle iç içe birleşik cümledir.

E) V. cümle bağımlı sıralı cümledir.

Çözüm

A, B, C ve D seçeneklerindeki ifadeler doğrudur. E seçeneğindeki

ifade ise yanlıştır. Çünkü V. cümle, öge ortaklığı olmadığı

için bağımsız sıralı cümledir.

Doğru Seçenek E

328


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Cümle Türleri

1. Yük­le­mi olum­suz olan ki­mi cüm­le­ler, olum­lu bir yar­g› bildi

re bi lir.

Aşa€›daki cümlelerin hangisinde bu aç›klaman›n

örne€i vard›r?

A) Parmak kadar bir çocuk, üç kişi taraf›ndan hiç dövülür

mü?

B) Sizin söylediklerinizin yalan oldu€unu anlamad›€›m›

zannetmeyin.

5. Aşa €› da ki cüm le ler den han gi si, bir ün lem cüm le sidir?

A) Sandal, k›sa süre içinde sahilden oldukça uzaklaşm›şt›

B) Bana, yolculuk boyunca ailesinden söz etti

C) Bu sabah, işçiler beklenenden erken başlad›lar işe

D) Ev sahibi kap›y› öfkeyle yüzümüze kapad›

E) Çocuklar, sak›n demir yolunda oynamay›n

C) Ne k›z› veriyor ne de dünürü küstürüyor.

D) Biz, bu masallar› daha önce de çok dinledik, bundan

emin olabilirsiniz.

E) Y›llard›r s›k›nt› çeken bu adam›n, asl›nda sizin yard›m›n›za

ihtiyac› yok.

2. Aşa €› da ki cüm le le rin han gi sin de so ru an la m› yoktur?

A) En son ne zaman konuştunuz onunla

B) Hangi mevsimlerde yazars›n›z en güzel şiirlerinizi

C) Anlam›yorum ki bizimle niçin anlaşamadığını

6. O yılmaz savaşçı; in­sa­no€­lu­nun ni­ce ye­te­nek­li, ni­ce

da­ya­nak­l›, ni­ce yenil­mez ol­du­€u­nu gös­te­ren güç ve umut

kay nak la r› m›z dan bi ri dir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşa€›da verilenlerden hangisi

yanl›şt›r?

A) Yükleminin türüne göre ad cümlesidir.

B) Yükleminin yerine göre kurall› cümledir.

C) Girişik birleşik cümledir.

D) Özne ve yüklemden oluşmuştur.

E) Biçimce olumlu, anlamca olumsuz bir cümledir.

D) Söylediklerime siz de mi inanm›yorsunuz gerçekten

E) Üç saattir nerelerdeydiniz ey yaramaz çocuklar

3. I. Bu ki­ta­bı oku­yan her­kes bi­lir onun na­sıl ya­zıl­dı­ğı­nı.

II. Abar­tı san­ma­yın, ben bu ki­ta­bı tam beş yıl­da bi­tir­dim.

II­I. Ki­ta­bı ya­zar­ken el­bet­te ba­zı kay­nak­lar­dan ya­rar­landım.

IV. Ya­pı­tı­mın, ka­dın­la­rın dün­ya­sı­na faz­la­sıy­la ışık tut­tuğu­nu

söy­le­ye­bi­li­rim.

V. Tüm bunları anlatabilmem, tam beş yılımı aldı.

7. (I) Ro­man­la­r›­m›n ar­di­ye do­ku­lu, zer­ze­vat ko­kulu

me­gamar­ket­ler­de sa­t›l­ma­s›n­dan şi­kâ­yet­çi de­€i­lim.

(II) Ama “Anne­min Ö€­ret­me­di­€i Şar­k›­lar”a Ak­mer­kez’de

rastla­y›n­ca se­vin­di­€i­mi iti­raf edi­yo­rum. (II­I) Ha­ni ken­dimi

yazar­dan say­sam “bu­tik ya­zar”›m di­ye se­vi­ne­ce­€im.

(IV) Oy­sa, iyi ki­tap­la­r›n mar­ket­ler­de ne işi var di­ye dü­şünü­yo­rum.

(V) Ba­ri, şim­di otu­rup bu ko­nuy­la il­gi­li bir ki­tap

ya za y›m.

Bu parçadaki numaralanm›ş cümlelerden hangisi

“istek cümlesi”dir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi, yükleminin

yerine göre ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Aşağıdaki cümlelerden han gi si bi çim ce olum lu, an ­

lam ca olum suz dur?

A) Yaz ge­lin­ce do­lap­ta­ki ti­şört­le­rin yer­le­rini de­ğiş­tir­di.

4. Ken­di­sin­den bü­yük bir er­kek­le ev­len­di­ri­len genç bir ka­dının,

baş­ka­sı­nı se­ve­rek onun peşinden gitmesi, birbirinden

ilginç olayları hazırlamış.

Bu cümlede kaç yan cümlecik vardır?

A) 1­ B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

B) Tar­tış­ma­la­rı­mız, ço­ğu za­man in­cir çe­kir­de­ği­ni bi­le

dol­dur­maz­dı.

C) Kim, böy­le mü­kem­mel bir tek­li­fi ge­ri çe­vi­rir ki?

D) Ağaç­tan dü­şen yap­rak­lar, ha­vu­zun yü­zü­nü kap­lamış­tı.

E) Ben is­te­mez miy­dim şim­di kum­sal­da gü­neş­le­ni­yor

ol­ma­yı?

329


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

1

Cümle Türleri

9. (I) Farklı dü­şün­ce­ler ta­şı­yor ol­ma­mı­zın önem­li ol­du­ğu

ka­nı­sın­da de­ği­lim. (II) Her ola­yın so­nun­da yap­tı­ğı­mız

ha­ta­la­rı an­lı­yor ola­bil­me­miz önem­li ben­ce. (II­I) Her ka­fadan

bir ses çı­kı­yor di­ye yar­gı­lan­ma­mı­zı an­la­ya­mı­yo­rum

doğ­ru­su. (IV) Bir gün bi­zim tar­zı­mı­zın doğ­ru­lu­ğu an­la­şı­lacak­tır

ke­sin­lik­le. (V) İş­te o za­man, iş iş­ten geç­miş ola­cak,

de­mek­ten kor­ku­yo­rum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, tek

yargı bildiren bir eylem cümlesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

13. I. Bana “Geç kalma.” dedi defalarca.

II. Onu öyle çok sevmişim ki tüm bunlara katlanmışım.

III. Kazadan sonra çok farklı bir insan oldu.

IV. Siz otobüsle gidin, biz yarın arabayla geleceğiz.

V. Yağmur yağıyor, gidilmez artık oraya.

Bu cümlelerle aşağıdakilerden hangisi ilişkilendirilemez?

A) Sıralı cümle

B) Ki’li birleşik cümle

C) İç içe birleşik cümle

D) Girişik birleşik cümle

10. Borges, “Duvar Kitaplar” adlı denemede Çin Seddi’nin

yapılmasını emreden ilk imparator Sihih Huang Ti’nin

aynı zamanda kendi döneminden önce yazılmış kitapların

yakılmasını da buyurduğunu anlatıyor.

Bu cüm le ile il gi li ola rak aşa ğı da ki ler den han gi si söyle

ne mez?

A) Girişik birleşik cümledir.

B) Eylem cümlesidir.

C) Dört ögelidir.

D) Devrik cümledir.

E) Basit cümle

14. Aşa ğı da ki cüm le le rden han gi si ya pı ca di ğer le rin den

fark lı dır?

A) Bugün geleceğimi kimseye söyleme.

B) Bana inan ki bu işi birlikte başaralım.

C) Onun yanında tartışırsak bize güveni kalmaz.

D) Bu durumda olgun davranmak en doğrusu.

E) Hava çok sıcak, bugün dışarı çıkmayalım.

E) Birden çok yan cümle vardır.

11. Aşa ğı da ki cümlelerden han gi si yük le mi nin tü rü ne

gö re di ğer le rin den fark lı dır?

A) Seni tanımak benim için güzel bir masaldı.

B) Tek istediğim huzurlu yaşamaktı.

C) Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamamıştım.

D) Bence konuşma şekli çok kabaydı.

E) Asıl beğendiği kazak mavi olanmış.

15. “Duygular her kişi için farklı olduğundan duyguların

doğru ya da yanlışlığından söz edilemez.” cümlesinin

özellikleri, aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak

verilmiştir?

A) Devrik - olumlu - ad - basit

B) Kurallı - olumlu - eylem - basit

C) Kurallı - olumsuz - eylem - birleşik

D) Devrik - olumsuz - eylem - birleşik

E) Kurallı - olumlu - ad - birleşik

12. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi sin de vur gu yük lem dedir?

A) Ben hayatımı yaşayacağım.

B) Seni hiçbir zaman unutmayacağım.

C) Kuşku, bilim adamının ışığıdır.

D) Durakta buluşuruz.

E) Dün seni gördüm rüyamda.

16. Aşağıdaki cümlelerden hangisi biçimce olumlu, anlamca

olumsuzdur?

A) Köye turistler akın ediyor.

B) Araba düz yolda kaza yapmış.

C) Söylediklerine inandım sanki!

D) İngilizceyi bilmiyor değilim.

E) Aradığı mutluluğu onda buldu.

330


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Cümle Türleri

1. Bağımlı sıralı cümleler, ortak ögesi olan sıralı cümlelerdir.

Aşağıdakilerden hangisi öznesi ortak bağımlı sıralı

cümledir?

A) İçeri usulca girdi, pencerenin önüne doğru yürüdü.

B) Dışarıda kar yağıyordu, küçük bir kuş karın altında

üşüyordu.

C) Kar, ağaçları beyaza bürüyor; rüzgâr, ağaçları

yavaşça sallıyordu.

5. “Kolay değildi, onunla aynı yerde çalışmak.” cümlesiyle

ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İsim cümlesidir.

B) Olumsuz bir cümledir.

C) Birleşik yapılı cümledir.

D) Kurallı cümledir.

E) Tek yan cümlecik vardır.

D) Bursa’da bilindik bir kış günü gene bilindik bir biçimde

yaşanıyordu.

E) Böyle günlerde sokağın sahibi, köpeklerle çocuklar.

6. Aşağıdakilerin hangisinde, yüklem olumsuz olduğu

hâlde cümlenin anlamı olumludur?

A) Onun bu saatte nereye gittiğini hiç mi merak etmezsiniz?

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok yargıya

yer verilmemiştir?

A) Eski dostlarla paylaşılanları kolay unutmak mümkün

değil.

B) Sigarayı bırakınca sağlığına kavuştu.

B) Geleceğinizi önceden haber veremez misiniz?

C) Onun nasıl biri olduğunu hiç bilmez miyim?

D) Bunları paranız olsa da mı almazsınız?

E) Siz de bir kahve içmez misiniz?

C) Tatil boyunca Orhan Veli şiirlerini heyecanlanarak

okudu.

D) Beklemekten sıkılınca söylenmeye başladı.

E) Bir öğünde bir ata ekmeğini yiyebilir.

7. Sa­nat­çı ola­bil­mek için ba­zı ni­te­lik­le­re sa­hip ol­mak ge­rekir.

3. Aşa ğı da ki cüm le le rin han gi si iç içe bir le şik cüm ledir?

A) “Adı Aylin” Ayşe Kulin’i sevmemi sağlayan romandı.

B) Bize, beni burada bekleyin, deyip gitti.

C) Kimsenin geleceğini tahmin etmiyorum.

D) Öğrencilerin sorunlarını anlattı durdu tüm gün.

Bu cüm le için aşa ğı da ki ler den han gi si söy le ne mez?

A) Olumlu cümledir.

B) Devrik cümledir.

C) Birleşik cümledir.

D) Eylem cümlesidir.

E) Kurallı cümledir.

E) Sana anlatmaya çalıştığım “insanlık” meselesiydi.

4. Aşa€›daki cümlelerden hangisi, buyruk (emir) cümlesidir?

A) Daha çok çal›şabilmek için biraz dinleneyim.

B) Hayra yormamal›s›n gördü€ün her düşü.

C) Sen de bizimle yola çık di€erleri gibi.

D) Biliyorum, beni de yolda b›rakacaks›n›z daha önce

yapt›€›n›z gibi.

E) Sen de e€riyi do€rudan ay›racak yaşa ulaşt›n.

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapıca diğerlerinden

farklıdır?

A) Doğan her yeni gün yeni bir umut demektir.

B) Yağmur bastıracak, bir an önce eve dönelim.

C) Bu yaz tatile çıkmayı düşünmüyorum.

D) Senden bana hayır gelmeyeceğini anladım.

E) Bu iş uzarsa canımız sıkılacak.

331


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

2

Cümle Türleri

9. Aşağıdakilerden hangisi olumlu yargı bildirmektedir?

A) Bu gürültüde anla anlayabilirsen okuduklarını.

B) Onun hakkında duyduklarımdan sonra gel de ona

teslim et hesapları.

C) Yıllardan beri ne arayanı var ne de soranı.

D) Askerden gelince de yoluna girmedi hiçbir şey.

E) Oraya kadar gitmişken onlara uğramamak olmaz.

13. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yükleminin türüne

göre diğerlerinden farklıdır?

A) Çalışmasını da hayat tarzını da beğenmiyorum.

B) Kitle iletişim araçları halkın bilinçlenmesinde önemli

bir rol oynuyor.

C) Hat sanatı kıymetini nereye dayandırır?

D) Onun anlattıklarına bir anlam veremedim.

E) Adam sizi suçlamakta son derece haklıymış.

10. I. Önce darılır, sonra da gülüşüp barışırdık.

II. Binlerce kuş, silah sesiyle bir anda havalanıverdi.

III. Bahçıvan çiçekler için toprağı havalandırdı.

IV. Akşama doğru yağmur bastırdı, herkes evine çekildi.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde, birden çok yargı

vardır?

A) I ve II B) I ve III C) I ve IV

D) II ve III E) III ve IV

14. Aşağıdakilerden hangisi birleşik yapılı, devrik bir ad

cümlesidir?

A) Gideli bir ay oldu, hâlâ haber yok.

B) Spor yapmaktı sevdiği tek şey.

C) Anlatamazsın içinde yaşattığın garip duyguları.

D) Maalesef soramadım kimlerle geleceğini.

E) Oturduğumuz bu ev bize göre biraz küçük.

11. Aşa ğı da ki ler den han gi si, bi çim ce de an lam ca da

olum lu bir cüm le dir?

A) Gücüme gidiyor, bayram sabahı bile taş kalbinizin

yumuşamaması.

B) İnsanlar çiçeklerle kucaklaşamadı bu bahar.

C) Bu mevsimde kuşların güneye uçması, görülmüş şey

değildir.

D) Aile kurmak istemiyor çünkü doğru düzgün bir işi bile

yok.

E) Bana verdiğin hediyeleri saklamıyorum sanma.

15. Aşağıdakilerin hangisinde, yüklem olumsuz olduğu

hâlde cümlenin anlamı olumludur?

A) Bazen nasıl davranacağımı bilmiyorum.

B) Sakın anlattıklarımı kimseye anlatma.

C) Bir anda bu kadar çok yenir mi?

D) Sanki o gün sizi çağıran ben değildim.

E) Ne demek istediğini anlamış değilim.

12. Ve serin serviler altında kalan kabrinde

Her sabah bir gül açar, her gece bir bülbül öter

Bu di ze le ri oluş tu ran cüm le için, aşa ğı da ki ler den

han gi si söy le ne mez?

A) Eylemler geniş zaman, üçüncü tekil kişiyle çekimlenmiştir.

B) Dolaylı tümleçleri ortak bir sıralı cümledir.

C) Yüklemlerine göre her iki cümle de eylem cümlesidir.

D) Anlamına göre her iki cümle de olumludur.

E) Eylem kiplerinde anlam kayması vardır.

16. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumludur?

A) Ben her insanın ayrı bir kokusu olduğuna inanırım.

B) Epeydir kimseyi rahatsız etmiyormuş.

C) Bugün ortalıkta kimseler yoktu.

D) Senin hakkında konuşan ben değilim.

E) Ben ders çalışırken gürültü olmasını sevmiyorum.

332


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Cümle Türleri

1. Bir şeyi öğrenmek için değil de onaylatmak için sorulmuş

sorularla kurulmuş cümlelere “sözde soru cümlesi” denir.

Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya örnek olabilecek

bir cümledir?

A) Kaç yaşındayken evden ayrılmıştınız?

B) Şair, toplumun önünde mi yürümelidir?

C) Böyle bir havada hiç dışarı çıkılır mı?

D) Bana neden sinirlendiniz?

E) Romanı mı yoksa öyküyü mü seversin?

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-sa, -se” eki cümleye

koşul anlamı katmamıştır?

A) Çalışmalarını bir sisteme koyarsan sonuca daha

rahat ulaşırsın.

B) Üzerinden uzun yıllar geçmezse bir sanat eserinin

değeri bilinmez.

C) Sanatçı, toplumdan koparsa yarına kalamaz.

D) Babam artık şu eski arabayı satıp yeni bir araba alsa.

E) Zincir takmazsan buzlu yollarda kaza yapma riskin

artar.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi emir cümlesidir?

A) Ülke çıkarlarını kendi çıkarlarımızın üstünde görmeliyiz.

B) Eti pişirmeden önce bir gün dinlendirmen gerekir.

C) Okuldan çıkar çıkmaz oyalanmadan eve gelsin.

D) Tarih bizi bir gün haklı çıkaracaktır.

E) Keşke o ihtiyar adama yerini verseydin.

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ünlem cümlesidir?

A) Bak ya, bu şimdi mi söylenir Suat

B) Sorumsuz davranışları görünce çok öfkeleniyor

C) Bu sabahki dersten çok sinirli çıktı

D) Çocuklarınızı televizyon karşısında uzun süre bırakmayın

E) Verimli çalışmayı bilmediğimizden böyle sonuçlar alıyoruz

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “istek” anlamı vardır?

A) Bu projeyi hafta sonuna kadar hazırlamam gerekiyor.

B) Ümitlerimiz olmasa şu hayata tutunamayız.

C) Bu akşam televizyonu kapatıp kitap okuyalım.

D) Başkalarına değer vermezsen başkaları da sana değer

vermez.

E) İnsan, onca çabaya rağmen bazen isteklerini elde

edemez.

7. Aşağıdakilerden hangisi anlamca olumsuz bir gereklilik

cümlesidir?

A) Bence verdiğin sözden dönmemeliydin.

B) Her şeye itiraz etmen gerekiyor mu?

C) Birazcık da derslerine çalışsan…

D) Okul öncesi öğretmenleri daha güler yüzlü olmalıdır.

E) Yaşadıklarından ders almazsan olacağı buydu.

4. Aşağıdakilerden hangisi olumsuz soru cümlesidir?

A) Bu haksızlıklara nasıl katlanıyorsun?

B) Hangi soruyu çözerken zorlandın?

C) Ödevlerini neden zamanında yapmadın?

D) Dün, sana yaptığımız teklifi düşündün mü?

E) Yaşadıklarını bir kitaba dönüştürecek misin?

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi biçimce olumsuz

olduğu hâlde anlamca olumludur?

A) Bütün bir kış boyunca karlar erimedi.

B) Anlattıklarına hiç inanmaz olur muyum?

C) Testte çözemediği soruları mutlaka boş bırakır.

D) Ne kadar zorlasan da onun ağzından laf alamazsın.

E) Kara yolları ekipleri yoğun mücadelelerle yolları açıyor.

333


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

3

Cümle Türleri

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumsuz

değildir?

A) İşlerin yoğunluğundan kendimize zaman ayıramıyoruz.

B) Ne yaptıklarımızı beğeniyor ne de kendi bir şeyler

yapıyor.

C) Ekipteki arkadaşlarını dinlemeyip bildiğini okuması

hoş değil.

D) Kışın uzun geçmesi binlerce yaşlıyı ve çocuğu hastanelik

etti.

E) O büyük kazada şükürler olsun ki kimsenin burnu bile

kanamadı.

10. Yaşam şartları hem şehirde hem kırsalda gitgide daha da

çekilmez hâle gelirken kendimize katlanabilmek için

elektrik prizlerine bağımlı hâle geldik. Mesela televizyonlar…

Televizyon dizilerine romantikçe değil, çaresizce

bağlanıyoruz artık. Bulamadığımız zenginliği, tadamadığımız

dostlukları, çekemediğimiz görkemdeki ve bilemediğimiz

büyüklükteki acıları hep dizilerden biliyoruz.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Birleşik cümle­ ­ B) Olumlu cümle

C) Eksiltili cümle­ ­ D) Öznel yargı

E) Emir cümlesi

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “istek” anlamı vardır?

A) Dur yolcu! Bilmeden geçip bastığın bu toprak

Bir devrin battığı yerdir

B) Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim

Gündüzler size kalsın verin karanlıkları

C) Yolumun karanlığa saplanan noktasında

Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum

D) Ak tolgalı beyler beyi haykırdı: İlerle!

Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle

E) İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya

12. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, parantez

içindeki anlamı içermemektedir?

A) Polisiye romanlara bayıldığımı itiraf etmeliyim.

(Gereklilik)

B) Hayatımız boyunca önce ceza, sonra suçla büyüdük.

(Olumlu)

C) Cehennemde doğan, günahı tanımak için uğraşırken

cenneti de unutmaz mı? (Soru)

D) Sürüden ayrılanların bazıları bile bile kurt kimliğine

bürünmesin artık. (Emir)

E) İyi, her zaman kaybedebilir, kötünün kendisi kayıptır

zaten. (Ünlem)

13. (I) Eleştirmenlerle okuyucu arasında bugün artık bir köprü

yok. (II) Akademik birkaç çalışmayı dışta tutarsak okurun

romanla ilgili kanısını basın-yayın kuruluşları oluşturuyor.

(III) Niteliksel inceleme olmadığı için de roman ilerleyemiyor.

(IV) Yeni roman yazarlarının da önü açılmıyor.

(V) Böylece yarın kaygısı taşımayan niteliksiz romanlar

ortaya çıkıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

olumsuz bir ad cümlesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

14. (I) Gazinoları, kumpanyaları, müzikli oyunları unuttuk

çoktan. (II) Tiyatro olmasın. (III) Sinemaya ne gerek var,

diyoruz. (IV) Yayıncılık ölü sektör zaten, dergicilik ise bitti

biter. (V) Kültür dediğimiz şeyin yapı taşları, gereksiz

birer kıymık gibi ayrılıyor içimizden yavaş yavaş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi emir

cümlesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

15. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapı bakımından

diğerlerinden farklıdır?

A) Domuz gribinden şüphelenen yüzlerce kişi hastanelere

akın etti.

B) Kirlenen çevre konusunda her birey duyarlı olmalı.

C) Sinem, üzerine düşen tüm vazifeleri layıkıyla yerine

getiriyor.

D) Doğum günüme gelmeyeceğini söyleyerek beni çok

şaşırttı.

E) Seninle bu konuyu daha fazla tartışmayacağım.

16. I. Yolda giderken karşımıza hiçbir canlı çıkmadı.

II. Evden çıktığımızı gören olmamıştı.

III. Aranızda bir kırgınlık olduğunu bilmiyor değilim.

IV. Burada neler olduğunu hâlâ anlamış değilim.

V. Yardıma ihtiyacın olur da sana nasıl yardım etmem?

Yukarıdaki cümlelerden hangileri anlamca olumludur?

A) I ve II B) I ve III C) III ve V

D) II ve IV E) IV ve V

17. Ne zaman Nabakov’un bir metnini ya da ona ilişkin

bir yazıyı okusam, Rusya’dan ABD’ye yaptığı göçün

hikâyesini düşünürüm.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Koşul ilgisiyle kurulmuştur.

B) Olumlu bir yargıdır.

C) Yüklemi haber kipindedir.

D) Tasarlama kiplerinden biriyle çekimlenmiş bir eylem

kullanılmıştır.

E) Gereklilik anlamı içermektedir.

334


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Cümle Türleri

1. Yüklemi sonda olan cümleler kurallı, sonda olmayan

cümleler ise devrik cümledir.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki dizelerden hangisi

devrik cümledir?

A) Eşrefoğlu al haberi.

B) Bahçe biziz, gül bizdedir.

C) Biz de Mevla’nın kuluyuz.

D) Yetmiş iki dil bizdedir.

E) Elif Hakk’a doğru yoldur.

4. I. İlk kez hesaplaşıyorum kendimle.

II. İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar.

III. Türkçe, ağzımda annemin ak sütüdür.

IV. Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.

V. Heba oldu sandığın gözyaşların hesaplanır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri devrik

cümledir?

A) I ve II B) II ve III C) I ve IV

D) III ve V E) IV ve V

2. (I) Biz bir Gök Tanrı’ya inanıyorduk. (II) Bizim anlayışımızda

şeytana benzeyen, adı Erlik veya Yerlik olan bir

varlık vardı. (III) Bizim din saydığımız şey düzensiz bir

sözlü kültürden oluşuyordu. (IV) Aynı zamanda bazı totemlerimiz

de bulunuyordu. (V) Oysa İslamiyet, tam ve

kâmil manada bir sistemdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri

ad cümlesidir?

5. “Türkçem benim ses bayrağım.” cümlesi için aşağıdaki

nitelemelerden hangisi doğrudur?

A) Fiil cümlesi­ ­ B) Devrik cümle C) Eksiltili cümle

D) İsim cümlesi E) Sıralı cümle

A) I ve II B) II ve III C) I ve III

D) II ve V E) IV ve V

3. Yüklemi söylenmemiş cümlelere eksiltili (kesik) cümle

denir.

Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi eksiltili

(kesik) bir cümledir?

A) Ülkemizde birçok bilim dalına ait kavramlar henüz

netleşmemiştir

6. (I) Laf lafı açıyor. (II) İnsan, bir çırpıda, güzel ve yararlı

bilgilerle donanıyor. (III) Gezi arkadaşlığı, bambaşka bir

arkadaşlık çeşididir bence. (IV) Birbirimizin ailesi oluyoruz.

(V) Sorunlarımızı birlikte çözüyoruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

devrik cümledir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

B) Doğruları destekleme, yanlışlara karşı çıkma düşüncesi

kökleşir zihinde

C) Eğer birine sinirlenmişseniz sakinleşmeye çalışmanın

bir anlamı yok

D) Okuyucu onları okurken algılamaya çalışır yaşamın

gerçeklerini

E) Odamın penceresinden, nazlı nazlı yağan karı seyretmek

7. (I) Biz orada gruptan ayrılıyoruz. (II) Sokaklara dalıp kenti

iyice geziyoruz. (III) Sonra otele dönüyoruz. (IV) Oradan

teleferiğe gidiyoruz. (V) Bu yolculuk çok keyifli.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi,

yükleminin türüne göre diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

335


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

4

Cümle Türleri

8. (I) Her yıl belli tarihlerde başlıyor yağmurlar. (II) Halk, bu

tarihleri deneye deneye öğrenmiş iyice. (III) Tarla olarak

kullanılacak bölümdeki ağaçlar, yağmur başlangıcından

bir iki gün önce veriliyor ateşe. (IV) Yangının üstüne

yağmur yağınca ateş sönüyor. (V) Kalın bir kül katmanı

oluşuyor, yangın alanında.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

yüklemin yerine göre diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, ögelerinin dizilişi bakımından

diğerlerinden farklıdır?

A) Biz, dünya haritası üzerinde, izleyebiliyoruz uçuş

yolumuzu açık seçik.

B) Biz, dünya haritası üzerinde uçuş yolumuzu izleyebiliyoruz

açık seçik.

C) Dünya haritası üzerinde, uçuş yolumuzu açık seçik

izleyebiliyoruz biz.

D) Biz, dünya haritası üzerinde, uçuş yolumuzu açık seçik

izleyebiliyoruz.

E) Biz uçuş yolumuzu açık seçik izleyebiliyoruz, dünya

haritası üzerinde.

10. I. Eski Mayalar, bilim alanında pek çok buluşa sahip.

II. Bilim adamları, sürekli olarak bilimsel araştırmalar yapıyorlar.

III. Gök bilim ve matematikte, bugünkü bilimin temellerini

oluşturacak buluşlar gerçekleştiriyorlar.

IV. Tarımla ilgili sorunların çözümüne yönelik bir çalışma

yapılmıyor.

V. Gübreleme işlemi bilinmediğinden çoraklaşan topraklar

olduğu gibi bırakılıyor.

Yukarıdaki cümlelerden hangisi, yüklemin türüne göre

diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. Aşağıdakilerden hangisi, kurallı cümleye örnek gösterilebilir?

A) Gerçekten, İspanyol tipi mimarisiyle göz kamaştıran,

koca bir saray beliriyor karşımızda.

B) Rehberimiz elleriyle, kollarıyla artistik pozlar vererek

soldaki yamacı gösteriyor bize.

C) Rehberimiz bu kez sağda deniz tarafına bakmamızı

istiyor.

D) Doğrusu böyle puslu, kapalı bir havada denize girmek

gelmiyordu içimden.

E) Rehber olmadan şehri gezersem otelimi bulamama

riskim de var kuşkusuz.

12. “O anda gözümün önünde Fethiye’deki Belceğiz Koyu ---”

sözü, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa isim

cümlesi oluşur?

A) belirmişti. ­ B) canlanmıştı.

C) bulunuyordu.­ ­ D) kirletiliyordu.

E) vardı.

13. (I) Bildiğiniz gibi, bazı filmlerde, Amerika’da suç işleyen

biri, kapağı hemen Meksika’ya atmaya bakar (II) Sınırdan

geçince genellikle kaktüslerle, korkutucu doğa parçalarıyla

hatta tarantula türü örümceklerle karşılaşır (III) Beş

on evlik köyler, gizemli yıkıntılar (IV) İşte biz de bu film

setlerini andıran yerleri görüp geçtik (V) İnsan böyle bir

yerde kendini film setinde gibi hissediyor

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

eksiltili cümledir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

14. (I) Merdivenin ilk basamaklarını çıkarken içimi bir anda

garip bir korku sarıyor. (II) Çünkü doruğa tırmanmanın

sandığım kadar kolay olmadığını anlıyorum. (III) Üstelik

hiç de güven içinde değilim. (IV) Alabildiğine dik, birbirinden

uzak ve dar olan basamaklar, insanın gücünü kesiyor.

(V) Çok dikkatli olup dengemi korumam gerekiyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi,

yüklemin türüne göre diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

15. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, devrik bir isim cümlesidir?

A) İnsan, bir süre anne karnında yaşadıktan sonra başlar,

bu dünyadaki hayata.

B) Dünya’nın kendi etrafında dönmesi bir birim,

Güneş’in etrafında dönmesi ayrı bir birimdir.

C) Beş duyu ve ona bağlı şartlanmalar, insanı “gerçek”lere

bağlı ve bağımlı kılıyor.

D) Ölümlüyle ölümsüzü birbirinden ayıran gözleri vardır

zamanın.

E) Yaratılmışlar içinde sadece insanda, özellikle de şairlerde

geçmişe özlem vardır.

16. (I) Bazı aydınlarımız dilde de değişim istiyor. (II) Örneğin

Ataç, Türk dilini baştan aşağı değiştirmek üzere, kendi

başına bir savaş verdi. (III) Onun davası tutmadı.

(IV) Yalnız bir noktayı belirtmek lazım. (V) Ataç’ın eski

edebiyatımızın bütün inceliklerini de bildiği bir gerçektir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri,

yüklemin türüne göre diğerlerinden farklıdır?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) I ve III E) IV ve V

336


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Cümle Türleri

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, basit yapılı bir cümledir?

A) Birçok aydın bu noktada Türk sanatçısının cesaretini

takdir ediyor.

B) İncelediğim şiirlerin çoğunda öyküleme ağır basıyor.

C) Bugün Türkiye’de “Çalıkuşu”nu, “Han Duvarları”nı

anlamayacak hiç kimse yoktur.

D) Uydurma, bazı insanların bir araya gelerek mevcut

bir kelime karşısında yeni kelime bulmasıdır.

E) Azerilerin en sevilen şairlerinden Bahtiyar Vahapzade’nin

şiirleri yayımlandı.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik, temel

cümlenin öznesi durumundadır?

A) Halk, yılın belli dönemlerinde piramitlerin bulunduğu

yere alınıyor.

B) Nefes verirken omzundaki kasların gevşediğini hissetti.

C) Geçmişle bugün arasında, elle tutulur gidip gelmeler

yaşıyorum.

D) Uçağın bagajının boşaltılması, saat yirmi ikiyi bulacakmış.

E) Müzede hissettiğim coşkuyu tam olarak ifade edemiyorum.

2. (I) Bu kez şoför paralı yola giriyor. (II) Dümdüz asfalt

üstünde, hızla yola koyuluyoruz. (III) Yol boyunca hep

Mayalar konuşuluyor. (IV) Harabeleri herkes kendine

göre algılamış. (V) Bu öznel görüşleri dinlemek hoşuma

gidiyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

yapıca diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. (I) Yolculuğumuz bir saat sonunda bitti. (II) Otobüsümüz

de istasyonun yanında bizleri bekliyordu. (III) Hepimiz

yorgunluktan ayaklarımızı sürüyerek otobüse doluştuk.

(IV) Sıcak, insanı âdeta eritiyor. (V) Saatlerdir güneş altındayız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi hem öznesi hem de

nesnesi ortak “sıralı” cümledir?

A) Şiirleri, dün kardeşim, bugün de annem okudu.

B) Öğrenciler, soruları önce dikkatle okudu, sonra cevapladı.

C) Koyu siyah, parlak kömür yığını önünde durdu, yerden

bir şey aldı.

D) Obsidyen taşı stresi yok ediyor, insanı sakinleştiriyor.

E) Odaları geziyoruz; duvarlar, tabandan tavana kadar

resimlerle bezenmiş.

6. Aşağıdaki dizelerden hangisi, sıralı cümledir?

A) Şu karşıma göğüs geren

Taş bağırlı dağlar mısın

B) Gönül sevdiğinden soğur

Görülmeyi görülmeyi

C) Yatıyor can evimde hep o sonsuz emeller

Gönlüme dokunmadı göğsümü yırtan eller

D) Tam otların sarardığı zamanlar

Yere yüzükoyun uzanıyorum

E) Gölgesinde dinlendiğim

Koca çamlar yerinde mi

337


KONU KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME

TEST

5

Cümle Türleri

7. “Hava bulutlu olursa bu gece Venüs’ü gözlemleyemeyiz.”

cümlesinin yapısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi

doğrudur?

A) Şartlı birleşik cümledir.

B) Sıralı cümledir.

C) Bağlı cümledir.

D) Girişik birleşik cümledir.

E) İç içe birleşik cümledir.

11. (I) Herkes içeriye girince ben de piramide dıştan tırmandım.

(II) Basamaklar arası fazla yüksek olduğundan bu

işte zorlandım. (III) Gücümün yettiğince yükseğe çıkıp

çevreme bakıyordum ki yanımda dikilen jandarmanın

sesiyle irkildim. (IV) Sıtma görmemiş sesiyle “Oradan

in!” diyordu. (V) Meğer taşlarda çatlamalar olduğundan

yukarı çıkmak yasakmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi iç

içe birleşik cümledir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. (I) Bu rasathanede yıldızlarla ilgili önemli bilgiler ediniliyor.

(II) Bu bilgi ve buluşlar, taşlar üzerine kazınmış yıldız

haritalarıyla ölümsüzleşip günümüze kadar ulaşmış.

(III) Bu rasathaneden edinilen bilgiler sonucunda, dünyaca

ünlü Maya takvimi oluşmuş. (IV) Bu takvimin ilki, daire

şeklinde büyük bir taşın yüzeyine, kabartma yöntemiyle

işlenmiş. (V) Bu takvimden takılar, panolar yapılmış; kilimler

dokunmuş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

sıralı bir cümledir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

12. (I) Kraliçeler Vadisi’ndeki mezarlar da çok iyi korunmuş.

(II) Oradaki gömütlerin planları da birbirine benziyor.

(III) Bu mezarlardan birinde, altı aylık bir bebek mumyası

görüyoruz. (IV) Hindi iskeleti kadar bir şey. (V) Bugüne

kadar hiç bozulmadan durmuş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi

girişik birleşik cümle niteliğindedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Aşağıdakilerden hangisi bağlı cümledir?

A) Şair, sözcükleri seçer, onlara yeni anlamlar yükler.

B) Küçük kardeşim çizgi film izlemeyi, ablam da dizi film

izlemeyi seviyor.

C) Yağmur aniden bastırmış ve sokaklar sessizleşmişti.

D) Usta sanatçıları yakından tanıyor, mutlaka takip ediyor.

E) Hayatına yön veren sanatçıların eserlerinden bir koleksiyon

yaptı.

13. “Bu olaydan sonra anladık ki şirkette işler pek de iyi gitmiyormuş.”

cümlesi yapı bakımından aşağıdakilerden

hangisine örnek gösterilebilir?

A) ki’li birleşik cümleye­ ­ B) Sıralı cümleye

C) Bağlı cümleye­ ­ D) Eksiltili cümleye

E) Basit cümleye

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümleciğin

görevi diğerlerinden farklıdır?

A) Az ötede, kasırga sırasında batmış bir gemi var.

B) Dev dalgalar, batan geminin parçalarını sahile sürüklemiş.

C) Dal budak salmış mercan ağaçları, deniz dibinde gizemli

bir ortam oluşturmuş.

D) Dalgıçlardan birinin elinde, yarıdan kesilmiş bir balık

var.

E) Palmiyeye benzeyen deniz bitkileri, her yeri kaplamış.

14. “Halk bu sesleri, heykellerin içinde bulunan kötü ruhların

çıkardığına inanırmış.” cümlesiyle ilgili aşağıdaki belirlemelerden

hangisi doğrudur?

A) Bağımsız sıralı cümledir.

B) Şartlı birleşik cümledir.

C) Birden fazla yan cümleciği olan girişik birleşik cümledir.

D) Kurallı bir isim cümlesidir.

E) Nesnesi ortak bağımlı sıralı cümledir.

338


11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK DOĞRU SEÇENEKLER

BÖLÜM 1

Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. C 2. B 3. C 4. C 5. D 6. C 7. C

8. A 9. C 10. A 11. E 12. B 13. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 9

1. E 2. A 3. B 4. C 5. C 6. D 7. E

8. E 9. B 10. A 11. D 12. C 13. E 14. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 10

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. B 2. B 3. C 4. A 5. E 6. E 7. E

8. C 9. D 10. E 11. A 12. C 13. C 14. D

1. B 2. D 3. D 4. C 5. D 6. E 7. A

8. D 9. D 10. A 11. B 12. E 13. B 14. C

15. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. E 2. D 3. C 4. C 5. E 6. B 7. B

8. A 9. C 10. D 11. A 12. E 13. C 14. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. E 2. A 3. C 4. B 5. C 6. E 7. B

8. D 9. D 10. C 11. D 12. A 13. D 14. A

15. D

BÖLÜM 2

Yapı (Biçim) Bilgisi

1. C 2. A 3. A 4. E 5. B 6. D 7. D

8. A 9. D 10. C 11. B 12. D 13. C 14. B

15. D 16. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. D 2. A 3. C 4. E 5. D 6. B 7. B

8. E 9. A 10. C 11. B 12. B 13. B 14. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 6

1. A 2. C 3. C 4. B 5. D 6. B 7. C

8. E 9. E 10. D 11. A 12. A 13. D 14. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 7

1. B 2. C 3. D 4. E 5. A 6. B 7. A

8. E 9. D 10. C 11. C 12. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. C 2. E 3. B 4. A 5. E 6. D 7. C

8. B 9. A 10. E 11. A 12. C 13. C 14. D

15. B 16. E 17. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. E 2. B 3. A 4. C 5. B 6. E 7. E

8. D 9. D 10. C 11. A 12. B 13. D 14. A

15. B 16. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 8

1. B 2. A 3. C 4. E 5. E 6. D 7. A

8. B 9. A 10. B 11. C 12. A 13. D 14. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. B 2. E 3. D 4. A 5. C 6. C 7. C

8. A 9. E 10. E 11. A 12. D 13. B 14. C

15. D 16. E

339


DOĞRU SEÇENEKLER

11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK

BÖLÜM 3

Ses Bilgisi

1. D 2. E 3. C 4. C 5. C 6. A 7. C

8. D 9. D 10. C 11. D 12. B 13. E 14. D

15. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. D 2. D 3. C 4. D 5. D 6. E 7. A

8. C 9. B 10. B 11. D 12. D 13. E 14. E

15. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. E 2. E 3. C 4. B 5. C 6. C 7. C

8. B 9. C 10. A 11. C 12. D 13. E 14. D

15. B 16. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

BÖLÜM 5

Noktalama İşaretleri

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. A 2. A 3. A 4. D 5. B 6. B 7. B

8. C 9. C 10. E 11. B 12. C 13. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. A 2. E 3. C 4. B 5. A 6. E 7. C

8. B 9. B 10. E 11. D 12. B 13. B 14. E

15. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. C 2. A 3. D 4. B 5. D 6. B 7. A

8. D 9. C 10. C 11. C 12. B 13. D 14. E

15. A 16. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. C 2. E 3. D 4. B 5. B 6. A 7. C

8. A 9. E 10. E 11. E 12. D 13. C 14. A

15. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. A 2. D 3. A 4. D 5. A 6. B 7. D

8. D 9. C 10. B 11. A 12. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. B 2. E 3. A 4. B 5. C 6. D 7. C

8. A 9. E 10. D 11. B 12. C 13. C 14. A

BÖLÜM 4

Yazım Kuralları

1. D 2. E 3. B 4. E 5. A 6. D 7. B

8. B 9. E 10. E 11. B 12. E 13. B 14. D

15. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

BÖLÜM 6

Cümlede Anlam ve Anlatım

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. C 2. D 3. E 4. B 5. D 6. A 7. D

8. E 9. C 10. B 11. C 12. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. D 2. B 3. D 4. C 5. E 6. C 7. D

8. B 9. A 10. C 11. A 12. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. C 2. D 3. A 4. D 5. E 6. D 7. E

8. C 9. D 10. B 11. E 12. C 13. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. C 2. D 3. C 4. D 5. C 6. B 7. C

8. C 9. C 10. B 11. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. D 2. D 3. E 4. C 5. E 6. D 7. D

8. D 9. A 10. B 11. E 12. A 13. D

340


11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK DOĞRU SEÇENEKLER

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. C 2. C 3. D 4. A 5. B 6. E 7. B

8. C 9. B 10. D 11. C 12. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. E 2. C 3. A 4. D 5. E 6. B 7. A

8. E 9. A 10. B 11. C 12. D 13. A 14. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 6

1. A 2. C 3. D 4. B 5. A 6. B 7. D

8. C 9. C 10. A 11. B 12. E 13. D

BÖLÜM 7

Paragraf - Anlatım Yöntemleri,

Anlatım ve Özellikleri

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. D 2. E 3. D 4. E 5. B 6. A 7. C

8. A 9. C 10. E 11. C 12. D 13. A 14. B

15. C 16. B 17. B 18. A 19. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. A 2. C 3. C 4. E 5. E 6. D 7. C

8. B 9. A 10. A 11. E 12. D 13. D 14. C

15. B 16. E 17. B 18. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 7

1. E 2. B 3. A 4. D 5. B 6. C 7. E

8. A 9. C 10. D 11. E 12. A 13. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. B 2. A 3. E 4. A 5. E 6. C 7. D

8. E 9. D 10. C 11. E 12. A 13. D 14. C

15. B 16. E 17. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 8

1. C 2. E 3. C 4. D 5. E 6. A 7. A

8. D 9. E 10. D 11. B 12. D 13. B 14. C

15. E 16. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. C 2. D 3. E 4. A 5. D 6. B 7. E

8. C 9. E 10. B 11. B 12. D 13. A 14. D

15. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 9

1. A 2. A 3. B 4. C 5. E 6. C 7. C

8. B 9. E 10. A 11. A 12. D 13. B 14. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 10

1. A 2. D 3. D 4. C 5. E 6. C 7. E

8. B 9. C 10. A 11. A 12. E 13. D 14. B

15. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. E 2. E 3. C 4. B 5. A 6. D 7. B

8. C 9. D 10. A 11. B 12. D 13. C 14. B

15. E 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 6

1. E 2. D 3. A 4. B 5. C 6. A 7. B

8. B 9. E 10. C 11. D 12. E 13. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 11

1. B 2. E 3. A 4. C 5. A 6. D 7. E

8. C 9. D 10. B 11. A 12. D 13. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 12

1. E 2. C 3. A 4. D 5. A 6. D 7. B

8. C 9. E 10. A 11. B 12. D 13. B 14. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 7

1. E 2. A 3. D 4. C 5. B 6. B 7. D

8. E 9. C 10. B 11. C 12. D 13. A

341


DOĞRU SEÇENEKLER

11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 8

1. C 2. A 3. D 4. C 5. C 6. B 7. A

8. E 9. E 10. C 11. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 17

1. E 2. C 3. E 4. B 5. A 6. B 7. D

8. C 9. D 10. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 9

1. E 2. C 3. B 4. C 5. B 6. D 7. B

8. D 9. C 10. D 11. E 12. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 18

1. E 2. D 3. C 4. B 5. C 6. E 7. A

8. D 9. A 10. C 11. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 10

1. C 2. D 3. C 4. C 5. A 6. B 7. C

8. E 9. A 10. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 11

1. D 2. D 3. C 4. B 5. D 6. A 7. B

8. E 9. C 10. A 11. C

BÖLÜM 8

Sözcük Türleri

1. A 2. B 3. E 4. D 5. B 6. B 7. E

8. D 9. C 10. C 11. C 12. B 13. A 14. D

15. B 16. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 12

1. B 2. B 3. E 4. B 5. C 6. C 7. E

8. A 9. D 10. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. D 2. D 3. C 4. B 5. C 6. A 7. D

8. D 9. E 10. A 11. C 12. C 13. E 14. B

15. A 16. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 13

1. B 2. C 3. D 4. E 5. A 6. A 7. C

8. A 9. C 10. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 14

1. B 2. A 3. D 4. E 5. C 6. E 7. D

8. C 9. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 15

1. A 2. C 3. C 4. B 5. A 6. E 7. D

8. C 9. B 10. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 16

1. D 2. A 3. A 4. C 5. C 6. B 7. C

8. D 9. E 10. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1.B 2. A 3. C 4. C 5. B 6. E 7. D

8. C 9. E 10. B 11. A 12. E 13. D 14. B

15. D 16. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. C 2. D 3. D 4. E 5. B 6. C 7. E

8. E 9. D 10. C 11. C 12. C 13. A 14. D

15. B 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. B 2. B 3. A 4. C 5. E 6. C 7. A

8. B 9. D 10. E 11. D 12. E 13. A 14. C

15. C

342


11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK DOĞRU SEÇENEKLER

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 6

1. E 2. A 3. C 4. D 5. C 6. B 7. C

8. B 9. D 10. D 11. E 12. C 13. C 14. E

15. C 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 13

1. D 2. B 3. A 4. D 5. C 6. B 7. E

8. C 9. D 10. A 11. A 12. E 13. A 14. B

15. B 16. E 17. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 7

1. A 2. A 3. C 4. E 5. D 6. B 7. B

8. C 9. D 10. D 11. E 12. A 13. E 14. E

15. B 16. A 17. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 8

1. D 2. B 3. E 4. A 5. B 6. C 7. A

8. C 9. E 10. D 11. C 12. C 13. C 14. D

15. E 16. B

BÖLÜM 9

Fiiller

1. C 2. E 3. A 4. C 5. A 6. E 7. E

8. E 9. D 10. D 11. B 12. D 13. B 14. D

15. B 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. A 2. E 3. D 4. D 5. D 6. E 7. B

8. C 9. B 10. A 11. D 12. A 13. C 14. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 9

1. A 2. D 3. D 4. B 5. A 6. D 7. B

8. C 9. E 10. C 11. D 12. E 13. A 14. C

15. B 16. B 17. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. D 2. B 3. D 4. E 5. C 6. C 7. E

8. E 9. D 10. B 11. A 12. C 13. E 14. C

15. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 10

1. E 2. A 3. C 4. C 5. E 6. B 7. A

8. E 9. B 10. B 11. C 12. B 13. A 14. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. E 2. C 3. D 4. E 5. A 6. B 7. B

8. D 9. E 10. A 11. C 12. B 13. C 14. E

15. B 16. D 17. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 11

1. D 2. C 3. B 4. E 5. A 6. E 7. A

8. D 9. D 10. C 11. C 12. B 13. B 14. E

15. D 16. C 17. C 18. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. D 2. B 3. C 4. D 5. B 6. B 7. C

8. A 9. B 10. A 11. D 12. E 13. B 14. A

15. C 16. A 17. B 18. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 12

1. D 2. E 3. B 4. D 5. B 6. C 7. B

8. A 9. C 10. D 11. C 12. E 13. D 14. D

15. D 16. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 6

1. C 2. C 3. A 4. D 5. B 6. E 7. C

8. C 9. A 10. A 11. D 12. B 13. B 14. C

15. D 16. E 17. A

343


DOĞRU SEÇENEKLER

11. SINIF TYT ERKEN HAZIRLIK

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 7

1. C 2. A 3. D 4. C 5. B 6. E 7. B

8. D 9. C 10. D 11. D 12. C 13. A 14. E

15. B 16. A 17. C 18. A

BÖLÜM 11

Fiilde Çatı

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. D 2. E 3. C 4. A 5. E 6. C 7. D

8. C 9. B 10. E 11. E 12. D 13. B 14. A

15. A 16. B 17. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 8

1. D 2. A 3. A 4. D 5. E 6. C 7. B

8. A 9. B 10. B 11. A 12. D 13. B 14. C

15. C 16. C 17. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. D 2. B 3. D 4. D 5. B 6. C 7. D

8. C 9. E 10. A 11. D 12. E 13. B 14. C

15. B 16. A

BÖLÜM 10

Cümlenin Ögeleri

1. A 2. B 3. E 4. C 5. B 6. C 7. E

8. C 9. D 10. D 11. C 12. C 13. B 14. A

15. E 16. D

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

BÖLÜM 12

Cümle Türleri

1. B 2. C 3. A 4. C 5. E 6. E 7. E

8. C 9. D 10. D 11. C 12. C 13. D 14. E

15. C 16. C

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 1

1. A 2. E 3. B 4. C 5. D 6. C 7. B

8. B 9. E 10. C 11. A 12. E 13. E 14. B

15. D 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 2

1. B 2. B 3. C 4. B 5. E 6. A 7. B

8. B 9. C 10. C 11. E 12. A 13. C 14. D

15. A 16. B

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. C 2. C 3. C 4. C 5. D 6. A 7. A

8. B 9. D 10. E 11. B 12. E 13. A 14. B

15. E 16. C 17. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 3

1. B 2. C 3. E 4. E 5. E 6. D 7. A

8. A 9. A 10. B 11. C 12. B 13. D 14. E

15. C 16. A

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. A 2. D 3. E 4. C 5. D 6. C 7. E

8. D 9. D 10. A 11. C 12. E 13. C 14. C

15. D 16. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 4

1. A 2. B 3. C 4. D 5. E 6. C 7. E

8. B 9. D 10. A 11. D 12. C 13. B 14. E

Konu Kavrama ve Değerlendirme Test 5

1. A 2. E 3. B 4. D 5. C 6. C 7. A

8. E 9. C 10. B 11. D 12. E 13. A 14. C

344

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!