Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü
Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü
Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DYP<br />
kadın stratejisi arıyor<br />
Son yıllarda Türkiye'deki partilerde akıl<br />
almaz "değişiklikler" oluyor. Sizler de<br />
takip etmişsinizdir. Bu "derin değişimlerin"<br />
ana gerekçesi tabii ki AB'ye girme<br />
merakından kaynaklanıyor. Yaklaşan seçimleri<br />
de unutmamak gerekiyor.<br />
AKP'nin muhafazakâr demokrasi söylemi<br />
bunlardan biriydi. Bir partinin hemNnuhafazakâr<br />
hem demokrasi aşığı olması nasıl oluyorsa<br />
o kadar demokratlar işte. Muhafazakârlıklarına<br />
diyeceğimiz yok, Allah için hakkını<br />
veriyorlar.<br />
CHP'li kadınların Deniz Baykal hayranlığı<br />
üzerine kurulu kadın bakışı ve kadınları kurtaracak<br />
tek başkan görüntüsü, yükselen şoven<br />
dalgaya uyumuyla şahlanan ırkçılığı, genelkurmaya<br />
endeksli siyaseti ve nihayet açığa çıkardığı<br />
sağcılığıyla kendi değişimini tamamlamış<br />
durumda. Bitmedi. Asıl değişim<br />
DYP'de. DYP haziran ayı sonunda düzenlediği<br />
arama konferansıyla kadın stratejileri<br />
araştırması yaptı. Süleyman Demirel menşeili,<br />
Tansu Çiller geçmişli ve nihayet Mehmet<br />
Ağar sürdürücülüğüyle bu ülkedeki işçi, memur,<br />
kadın, çoluk çocuk, Kürt neredeyse tüm<br />
halkın canına okuyan DYP artık kadınların<br />
sorunlarını da gündemine almış durumda.<br />
Tamamı feminizm düşmanı olan bu partiler<br />
son yıllarda kadın konusuna pek meraklılar.<br />
AKP'yi iktidara taşıyan enerji ve oy kaynağı<br />
elbette bu ülkedeki meclis ve meclis dışı partilerin<br />
ağzının suyunu akıtıyor. Her türlü işgal<br />
ve iğdiş siyasetinin programında kullanılacak<br />
ana konu kadınlar olmuyor mu? Amerika Af-<br />
1 2 Pazartesi Eylül 2005<br />
1980 yılında İstanbul Emniyet<br />
Müdürlüğü'nde Terörle<br />
Mücadele Şube Müdür<br />
Muavinliği yapan, 1 2 Eylül<br />
darbesine denk gelen bu<br />
dönemde binlerce insanı<br />
işkencelerden geçiren DYP<br />
Genel Başkanı Mehmet Ağar<br />
kadın stratejisi arıyor<br />
ganistan'ı işgal edince kadınları ve onların<br />
özgürlüğünü kullanmadı mı? Şimdi Türkiye'nin<br />
AB'ye doğru giden zenginlik, özgürlük,<br />
demokrasi ve refah dolu Arnavut kaldırımlı<br />
yollarında kadınlar olmasın mı? Bilen<br />
bilir bu kadın düşmanı, kadın avcılarının kafalarının<br />
değişmediğini. Hâlâ feminizm düşmanı<br />
olduklarını. Partilerinin programlarına<br />
bakın göreceksiniz. Başkanlarına, kadrolarına<br />
bakın. Söylemlerine bakın. Bir iki konferans o<br />
da erkek başkanların açılış konuşmalarıyla<br />
yapılan konferanslar, birkaç eylem -ki onlar<br />
da parti için yapılan içinde kadın kelimesinin<br />
geçtiği uyduruk eylemler- bu kafaların değiştiğine<br />
ispat olmaz. Cinsiyetçidir bu partiler.<br />
Ayrımcılık üzerine kurulmuşlardır. Kürt, kadın,<br />
komünist, alevi ayrımıyla yıllarca beslendiler<br />
ve hâlâ da buradan beslenmeye devam<br />
ediyorlar.<br />
Peki bu gidişin bir sonu yok mu?<br />
Bu partilerde yer alan kadınlar partilerinin<br />
egemenleri olan erkeklerle yüzleşmedikçe<br />
hiçbir şey yapamazlar. Bu yüzleşme evvela<br />
parti içi demokrasi, parti içi kadın sorunlarının<br />
açığa çıkartılmasıyla olur. Bu da yetmez.<br />
Eşitlik, özgürlük sadece bir grup için değil,<br />
mesela bu partilerde olduğu gibi yalnızca beyaz<br />
Türkler için değil, Türkiye'de yaşayan<br />
herkes için istenmeli ve sahiplenmelidir. Sadece<br />
Türk kadınları için değil Kürt, Ermeni,<br />
Laz, Çingene, tüm kadınları sahiplenen bir<br />
yerden kadın siyaseti yapılmalıdır. Bu ülkedeki<br />
kadınların ortak sorunlarını sahiplenmeden,<br />
bunlara karşı durmadan yapılacak siyasetin<br />
iki yüzlü olduğunu cesurca savunmak<br />
gerekiyor. Kadınlarla ilgili işlerin sokaklara<br />
taşması lazım. Mesela namus cinayetlerine<br />
karşı sokaklara dökülen DYP'li kadınlar gördünüz<br />
mü? Bu kadınların acil görevi partilerinin<br />
cinsiyetçiliğine karşı bu cinsiyetçiliği yok<br />
edecek kuvvette mücadele etme gayretidir.<br />
Ortalarda böyle bir gayretten söz edecek hava<br />
şimdilerde yok. Yapabilecekleri şey partileri<br />
içindeki erkek egemenliğine karşı güçlenmektir.<br />
Bunda başarılı olabilecekler mi? Göreceğiz.<br />
DYP'nin seçim faaliyeti olan arama konferansı<br />
geçtiğimiz haziran ayında yapıldı.<br />
Selma Acuner'in ev sahipliği yaptığı<br />
konferansın konusu kadınlara yönelik<br />
stratejilerin saptanmasıydı. Mehmet<br />
Ağar'ın konuşmasıyla başlayan konferansa<br />
sunumlarıyla katılan kadınlardan<br />
Aksu Bora sorularımızı cevapladı.<br />
Bir süredir feminist kadınlar<br />
arasında, feminist mücadele<br />
verilirken devlet ve sermaye ile kurulacak<br />
politik ilişkilerde bu ilişkinin<br />
sınırlarının ne olacağı ve nasıl belirleneceği<br />
konuları<br />
tartışılmakta. Bir akademisyen olarak<br />
siz bu konuda ne<br />
düşünüyorsunuz?<br />
Bu tartışmaları izleme fırsatım olmadı ama<br />
sadece devlet ile değil, sermaye ile de ilişki<br />
ve sınırlar meselesinin tartışılmakta olduğunu<br />
duyduğuma çok sevindim! Özellikle AB süreci<br />
konusunda bu tartışmanın önemli olduğunu<br />
düşünüyorum, çünkü milliyetçi ve liberal<br />
görüşlerden başkası kendine yer bulamıyor<br />
gibi görünüyor.<br />
Devlet bir süredir feministlerin içine<br />
girmiş durumda. Feminist mücadelenin<br />
zayıf olduğu şu günlerde bu<br />
hamlenin feminizm açısından riskleri<br />
nelerdir?<br />
Feministlerin bu durumu lehlerine<br />
çevirme olasılıkları var mı?<br />
Devlet feministlerin içine gireli çok oldu!<br />
Kendimizi ayırmak, sınırları belirginleştirmek<br />
de ancak güncel politik konularda açık ve<br />
net bir söz kurarak olabilir. Feminist mücadelenin<br />
zayıf olduğu saptamanıza katılamayacağım.<br />
Zayıf olduğumuz şey, yapıp ettiklerimizi<br />
politik bir düzleme, politik bir dile kavuşturmak<br />
bence. Yoksa memleketin her yanında<br />
inanılmaz bir kadın hareketliliği var.