30.01.2013 Views

Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü

Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü

Sahibi Sorumju Yazı İşleri Müdürü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Meliha Babalık, son dönem yaptığı<br />

işlerle adından söz ettiren genç<br />

kadın sanatçılarımızdan biri.<br />

Ama ortaya koyduğu eserler pek de görmeye<br />

alıştığımız türden şeyler değil. Meliha<br />

Babalık, ilk kişisi sergisini 2004<br />

Aralık ayında Nişantaşı DirimArt sanat<br />

galerisinde gerçekleştirmiş ve serg^i gezmeye<br />

gelenleri epey şaşırtmış. Boya yerine<br />

renkli cam, fırça yerine ellerini kullanarak,<br />

kimi zaman cam boyası kimi zaman<br />

tel, ahşap, kumaş gibi çeşitli materyallerle<br />

yarattığı çalışmaları görende başka<br />

bir sıcaklık ve yakınlık uyandırıyor.<br />

Gelin şimdi hikâyesini ve mücadelesini<br />

kendi ağzından dinleyelim.<br />

Camdan tablo pek sık rastlanan<br />

bir şey değil, nasıl başladınız bu<br />

işe?<br />

Camdan tablolar yapıyorum, camla ilgili<br />

akademik eğitim aldım. Türkiye'de camdan<br />

tablolar pek alışıldık bir durum olmadığı<br />

için biraz yadırganıyor. Şaşkınlıkla<br />

karşılanıyor, insanlar alıp evlerine koymaya<br />

çekiniyorlar. Hâlbuki tuval de yırtılabilir<br />

bir malzeme, cam da kırılabilir...<br />

Gerçi benim bir sloganım var, dikkat kırılmaz<br />

diye, çünkü kırılgan olmasına rağmen<br />

bir o kadar da sağlam. Baştan başlamam<br />

gerekirse, ailem bana bu konuda<br />

çok destek oldu. Biz altı kardeşiz, bir ablam<br />

resim yapıyor zaten, öbür ablam yine<br />

tekstil mezunu. Onun teşviki ile oldu<br />

aslında, ben de ablam akademiye hazırlanırken<br />

heves duymaya başladım çizmeye.<br />

Hatta lise birinci sınıfta iken desenler<br />

kırılmaz!<br />

yapıp satardım. Üniversitede ilk önce<br />

İTÜ'nün serigrafi bölümünü kazandım<br />

sonra Mimar Sinan Üniversitesi'nde seramik-cam<br />

bölümüne girdim ve orayı bitirdim.<br />

Oradaki öğrenimimde cam bana daha<br />

çekici geldi, bu konuda okuldaki imkânlar<br />

çok olmamasına rağmen cama<br />

inatla eğilim gösterdim ve başarılı şeyler<br />

çıktı ortaya. Okuldan mezun olduktan<br />

sonra ise büyük bir cam firmasına tasarımcı<br />

olarak girdim. Orada çalıştığım iki<br />

yıl boyunca okulda öğrenemediğim birçok<br />

şeyi öğrenme imkânı buldum diyebi-<br />

Geçtiğimiz yıl Nişantaşı<br />

DirimArt sanat galerisinde<br />

gerçekleştirdiği sergiyle<br />

dikkatleri çeken<br />

Meliha Babalık sanatını ve<br />

"camdan kadınlar")<br />

anlattı<br />

lirim. Ancak dokuz altı mesai saatleri arasında<br />

bir kısır döngü içinde tıkandığımı<br />

hissettim ve 2001 kriz dönemi olmasına<br />

rağmen cesaretle istifamı verdim. Çünkü<br />

ben rüyalarımda bile bir şeyler yapıyorum,<br />

gece kalkıp bir şeyi denemek istiyorsun,<br />

sonuçta bir atölyeye ihtiyacım<br />

vardı. Aslında sanat eğitimi alan her insan<br />

böyle bir özlem içerisinde oluyor.<br />

İşten ayrıldıktan sonra bir süreliğine danışmanlık<br />

yaptım daha sonra da yetişkinlere<br />

yönelik cam dersleri verdim. O süreç<br />

de benim için çok öğretici oldu, çünkü<br />

öğrencilerimin her birinin farklı bir karakteri<br />

var, mesela birisi hat yapmak istedi<br />

camdan, bir diğeri başka bir şey... Ben<br />

de o dönemde camdan portreler, tablolar,<br />

kasaba evleri, daha çok sıcak naif konular<br />

içeren tablolar yapmıştım. Onun<br />

devamında ilk kişisel sergime hazırlandım<br />

ve camdan kadınlarım ortaya çıktı.<br />

Camdan kadınlar nasıl ortaya çıktı?<br />

1900'lü yıllardan günümüzün kadınlarına<br />

kadar geniş yelpazedeki kadınları kendi<br />

gönül güzümden cama dökmek istedim.<br />

Ama benim kadınlarım daha çok naif,<br />

duygusal, kırılgan ama güçlü kadınlar olsun<br />

dedim. Daha sonra karma sergiler<br />

oldu. Ben resim sergilerine inatla camdan<br />

tablolarla katılıyorum. Mesela Çekirdek<br />

Sanat'ın düzenlediği Monalistanbul başlıklı<br />

bir sergimiz vardı. Ben de oraya Monalisa'yı<br />

şövalye kılığında yorumladım.<br />

Nerelisin?<br />

Ben Almanya'da doğdum büyüdüm,<br />

memleketimiz Rize. Annem ve Babam<br />

gençken önce İstanbul'a gelmişler oradan<br />

da Almanya'ya gitmişler. Ama aile büyüklerimiz,<br />

akrabalarımız hâlâ Rize'de<br />

yaşar. Ben Almanya'dan İstanbul'a döndüğümüzde<br />

on yedi yaşındaydım fakat<br />

Karadeniz'e gitmediğim hiçbir sene hatırlamıyorum.<br />

Doğa insanı besleyen en<br />

önemli şey bence ve ben bu konuda<br />

şanslıyım. Karadeniz'de başka bir doğa<br />

vardır, deniz, yeşil... Ve kadınları çok<br />

güçlü, zaten Amazonlar da Karadenizliymiş...<br />

Yani sürekli ritim yüksek orada, insanın<br />

özgürlük isteğini ve yaratıcılığını<br />

tahrik ediyor. Karadeniz çocukluğumdan<br />

beri beni besleyen bir yer... Bir insanın<br />

mutlu ve kendi ile barışık olması için<br />

özellikle çocukluk çağlarında doğanın<br />

içinde mutlaka belli periyotlarla da olsa<br />

zaman geçirmesi gerektiğine inanıyorum.<br />

Çünkü o zaman, doğayı seyretmeye, gözlemlemeye,<br />

onunla uzlaşmaya ya da ondan<br />

korkmaya vakit ayırabildiğimizde<br />

kendimize de yaklaşıyoruz, yeni bir yetenek<br />

gelişiyor bizde ve içimizin sesini<br />

duymaya başlıyoruz, hayal gücümüz kendini<br />

alıp gidiyor. Günümüzde tabii apartman<br />

çocukları yetişiyor ne yazık ki...<br />

Mesela ben kasaba evleri çalışmamı yaparken<br />

en çok bu duygulardan yola çık-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!