18.02.2013 Views

Zuhur ediyor bende hakikat gezi yazısı, yazı dizisi 18şubatsalı2003

Zuhur ediyor bende hakikat gezi yazısı, yazı dizisi 18şubatsalı2003

Zuhur ediyor bende hakikat gezi yazısı, yazı dizisi 18şubatsalı2003

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yılgınlık yerindeydi ve<br />

yakışıyordu bana<br />

<strong>gezi</strong> <strong><strong>yazı</strong>sı</strong>, <strong>yazı</strong> <strong>dizisi</strong> 3<br />

“...Yaşanan bütünlüklü bir geçmişi bütünlüğüyle bir araya getirmek<br />

anlamındaki bir nostalji tabiî ki anlamı dağılan bir nostalji!.. Bir kere<br />

böyle bütünlüklü bir anı, bütünlüğünde ‘saklanamaz’. Yeniden<br />

kurulmak bir yana bu uçucu imgeler gerçeğe tam olarak geri getirilip<br />

yaşatılamazlar. O, imgesel olana aittir. Nostalji, eski olana ait, bir<br />

yerden kapılmış ve bünyede yer etmiş bir imge kırıntısıdır. İşte o, bir<br />

bütünlük talebi olmadığı durumda canlandırılabilir. Bazı anlar<br />

nostaljik bir yaklaşımla aranacaklar. Tekrar, mümkün değil... Bazı<br />

imgeler karşılıklarını bulmayı talep edebilirler. Bazı ‘gerçekler’<br />

kafadaki imgeyi canlandırıyor, bedenlendiriyor olmayı talep<br />

edebilirler. İşte böyle bir nostalji kaçınılmaz. Şikayetçi olduğumuz bir<br />

bugünden, umutsuz olduğumuz bir geleceğe giderken geçmişin<br />

imgelerini elde tutmaya çalışmak ‘meşrudur’. Vaatsiz hain bir geleceği<br />

önceki güzelliklerin kırıntı halindeki imgelerini canlandırmak için bir<br />

fırsat olarak görebiliriz... ...Yaşanmış, bütüncül bir kurumu, nesneyi,<br />

hayatı talep etmek değil (Tramvay, kent, çocukluk, eski dostluklar...<br />

Talep edilecek olan nedir?) bedenli olan herhangi birşeyle yeniden<br />

can bulacak, zuhur edecek güzel kırıntıları, imgeleri çocukluktan kalıp<br />

içimizde canlanıveren ve hızla geçip giden bir hissi, eskiden güzel<br />

olduğunu bildiğimiz bir anı şimdi de, şimdiyi güzel yaşamak için<br />

tekrarlama çabası... Nostalji o anda ‘ışıyor’. İşte şu ağaçları çeviren<br />

otlar bana okuldaki bitmeyen yürüyüşlerimizi hatırlatıyor. Bu park bir<br />

geçmişin olduğuyla ilgili hissi canlı tutuyor. Aklımda hemen gelmeye<br />

hazır imgeler, kişiler, olaylar...” 1<br />

Ey şimdiye sıkı sıkı sarılıp da kendini geçmişe doğru olan yolculuğa<br />

hapsetmeyi reddedenler! Şimdiyi aşıp da geleceğe doğru yönelmişlikte<br />

kendini, kaybolacak şekilde, sadece umutlar ve olasılıklarda düşünüp<br />

kopmayı da eleştirenler... Şimdi, o kadar önemli ve gerçekti ki sanki<br />

kalbim duracak sanmıştım! Kierkegaard bir nevi yeni altın orta<br />

formülüyle ifade etmişti yüzelli yıl önce: Ne olasılıklarda görmeliydik<br />

kendimizi, ne olmuş olanın sabitliğinde özgürlük olanağımızı yok<br />

saymalıydık, ne bitmiş kısmımıza hapsolmalıydık ne bitimsiz bir<br />

olasılıklar aleminde dağılıp toplanırlığımızı kaybetmeliydik. Biz<br />

benimizi oluşturan sabitleri bir yazgı sevgisi ile toparlayıp kendimiz<br />

olacaktık. Bir yandan olmuş olan, varolan, belirlenmiş kısmımızı, bizi<br />

bir şey (biz) kılan etli kısmımızı koruyacak ve böylece ancak,<br />

kendimiz olacaktık. Öte yandan da bu toplanmışlıkta kendimizin<br />

sadece olmuş ve belirlenmiş olandan ibaret olmadığımızın bilinciyle<br />

özgürlüğümüzü koruyacaktık. Ancak böyle tanrı karşısına toplanmış<br />

birey olarak çıkacaktık. Bunu yapmalıydık, hayatımızın tek anlamı bu<br />

olabilirdi. Tanrının kayrası bize ulaşırsa da ancak bizim kendimizi<br />

onun karşısına birey olarak toplayıp çıkarmamızla, gerçek<br />

1 D. İlgibüke; Karalamalar; yayınlanmamış ders notu, s197<br />

1

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!