Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Aradan günler geçti ve kavminden bir<br />
grup, Hz. Salih'in karşısına çıkarak:<br />
"Sana nasıl inanalım ey Salih, hadi bize<br />
bir mucize göster bakalım!" dediklerinde,<br />
ne görmek istediklerini sordu onlara<br />
Salih Peygamber. İçlerinden biri karşıdaki<br />
kayalıkları göstererek: "İşte şu karşıdaki<br />
kayadan dişi bir devenin çıkıp gelmesini istiyoruz."<br />
dedi ve onu destekledi diğerleri.<br />
"Rabbim, beni kavmim karşısında mahcup<br />
etme!" diye Allah'a dua ediyordu Hz. Salih.<br />
Beklenen gün geldiğinde, gösterdikleri<br />
kayanın yarılmaya başlamasıyla tarif ettikleri<br />
gibi bir deve çıkıverdi karşılarına!<br />
Bu devenin bir mucize olduğunu, eğer bu<br />
emanete zarar verirlerse, Allah'ın kendilerini<br />
cezalandıracağını söyledi Hz. Salih,<br />
şaşkınlıkla deveye bakan kavmine. Deve<br />
öyle çok süt veriyordu ki, herkese yetiyor,<br />
yine de artıyordu. İnananlar, devenin<br />
kendilerine Allah'ın bir hediyesi olduğunu<br />
düşünüyordu. Diğerleri ise, deve mucizesini<br />
kendileri istemelerine rağmen, onu öldürme<br />
planları yapmaya başlamışlardı bile!<br />
Bir gün, kavimlerinden dokuz kişilik bir<br />
grup, kendi hâlinde otlayan, suyunu içen<br />
ve kimseye zararı dokunmayan devenin<br />
yanına sessizce yaklaştı ve onu yere yıkarak<br />
öldürdü. Böylece, kendilerine yazık<br />
edenlerden oldular! Salih Peygamber’in<br />
haber verdiği ilahi azap artık çok yakındı!<br />
Üç günlük bekleyişin sonunda vakit geldiğinde,<br />
müthiş güçlü ve dehşetli bir ses<br />
duyuldu. Bu sesin güçlü basıncıyla birlikte<br />
birer birer yere yığılıyor ve kalkamıyordu<br />
Semûdlular; koca şehir yerle bir olmuştu!<br />
Hz. Salih, inananlarla birlikte ibretle<br />
seyretti bu manzarayı!<br />
Onlar, inanmışlardı ve inananlar her<br />
zaman üstündü! Şimdi, imanın verdiği<br />
huzurla yaşamaya devam ederek Allah’a<br />
giden yolda yeniden çalışma vaktiydi."<br />
Ömer, Ahmet ve Serdar, çadırlarına<br />
doğru yürümeye devam ederken, yeryüzünde<br />
düşünmemiz ve iman etmemiz için<br />
ne kadar çok işaret olduğunu bir kere<br />
daha anladılar. Kayalıklar bile sadece taş<br />
yığınından ibaret değildi düşünen insanlar<br />
için!<br />
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 428 Mart<br />
<strong>11</strong>