E-Dergi ( Köktürk Yazıtları)
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ORHUN<br />
E-DERGİ 1. SAYI<br />
ABİDELERİ<br />
HAZIRLAYAN: FERİDE KARATOSUN
ORHUN ABİDELERİ<br />
Göktürk Devletinden kalma, 7 ve 8. asra âit en<br />
eski taş kitâbeler. Üzerinde, Türk Edebiyâtının<br />
ilk örnekleri bulunan “bengü taşları”dır.<br />
Moğalistan'ın kuzey-doğusunda, eski Orhun<br />
Nehri yatağına dikilmiş oldukları için bu<br />
kitâbelere Orhun Âbideleri, Göktürk Devletine<br />
âit oldukları için de Göktürk Kitâbeleri<br />
denmiştir. Âbidelerde adı geçen Ötüken Ormanı,<br />
Türklerin Birinci İstiklâl Savaşını kazanan<br />
Kutluk Kağan tarafından, yeni Türk devletine<br />
idâre merkezi olarak seçilen yerdir. Orhun<br />
civârında Orhun yazısı ile yazılı daha başka<br />
kitâbeler de bulunmuştur. Belli başlıları altı<br />
tânedir. Fakat bunların en büyükleri ve<br />
mühimleri üç tânesidir. Birincisi olan Kül Tigin<br />
Âbidesini, ağabeyi Bilge Kağan, 732'de<br />
diktirmiş, ikincisi olan Bilge Kağan Âbidesini<br />
de ölümünden bir yıl sonra 735'te kendi oğlu<br />
ORHUN ABİDELERİ<br />
diktirmiştir. Üçüncü olarak vezir Tonyukuk<br />
Âbidesi ise 720-725 senelerinde kendisi<br />
tarafından dikilmiştir.<br />
Orhun Kitâbelerinden, 12. asırda târihçi<br />
Cuveynî, Târîh-i Cihângüşâ'sında<br />
bahsetmiştir. Ayrıca Çin kaynaklarında da bu<br />
âbidelerden bahsedilmektedir. 1709'da<br />
Poltava Savaşında Ruslara esir düşen<br />
İsviçreli subay Strahlanberg, 13 sene<br />
Sibirya'daki sürgün hayâtında serbestçe gezip<br />
dolaştığı yerlerde incelemelerde bulunmuş,<br />
1730'da kendi vatanına döndüğünde<br />
araştırmalarını yayınlamıştır. Bunun üzerine<br />
1890'da Heikel'in başkanlığında bir Fin, 1891'de de<br />
W. Radloff 'un başkanlığında bir Rus ilmî heyeti<br />
kitâbelerin mahalline gönderilmiştir. Her iki<br />
heyet âbideleri tetkik edip, fotoğraflarını<br />
Avrupa ilim merkezlerine dağıtmışlardır.<br />
Danimarkalı Bilgin V. Thomsen 1893'te Orhun<br />
yazısını çözmeyi başarmıştır. Son olarak Türk<br />
bilgini Talat Tekin, Amerika'da Orhun<br />
Türkçesinin bir gramerini ve kitâbelerinin yeni<br />
bir neşrini yapmıştır<br />
1 2
ORHUN ABİDELERİ<br />
Kağan olmasında ve devletin<br />
kuvvetlenmesinde birinci derecede<br />
rolü olmuş kahraman kardeşine<br />
karşı, Bilge Kağan'ın duyduğu<br />
minnet duygularını ifâde eden,<br />
bizzât hükümdâr ağzından<br />
yazılmış hitâbeder. Yere devrilmiş<br />
vaziyette bulunmuştur. Rüzgâra<br />
mâruz kalan kısımlarında tahribât<br />
ve silintiler vardır.Yüksekliği<br />
KÜL TİGİN ANITI<br />
3,75 metredir. Saf olmayan mermerdendir. İtina ile yontulmuş,<br />
yukarı doğru daralmaktadır. Dört cephelidir. Âbidenin doğu<br />
cephesinin üstünde kağanın işâreti vardır. Batı cephesi Çince kitâbe<br />
ile kaplıdır. Diğer üç cephesi Türkçe kitâbelerle doludur.<br />
Âbidedeki kitâbeleri, Bilge Kağan ve Kül Tigin'in yeğeni Yollug Tigin<br />
yazmıştır. Satırlar yukarıdan aşağıya doğru yazılmış ve sağdan sola<br />
doğru istif edilmiştir. Satırların uzunluğu 235 cm kadardır.<br />
Cetvelden çıkmış gibidir. Âbidenin Çince kitabesinde Türk-Çin<br />
dostluğu, Türk İmparatorluğu ve Kül Tigin methedilmekte,<br />
tanıtılmakta ve târihler düşürülmektedir<br />
BİLGE KAĞAN ANITI<br />
Aynı yerde Kül Tigin Âbidesinin bir<br />
kilometre uzağındadır. Şekli,<br />
tertibi ve yapısı, tamâmiyle<br />
birincisine benzemektedir. Yalnız<br />
biraz yüksektir. Bu âbidede Bilge<br />
Kağan hitabeder. Ayrıca Kül Tigin'in ölümünden sonraki vak'aların<br />
ilâve edildiği görülür. Bu eser hem devrilmiş hem parçalanmıştır.<br />
Tahribat ve silinti bunda çok fazladır. Bu âbideyi de yeğeni Yollug<br />
Tigin yazmıştır. Her iki âbidede de Bilge Kağan'ın sözlerinin dışında<br />
Yollug Tigin'in kitâbe kayıtları ve ilâveleri yer almaktadır.<br />
3 4
ORHUN ABİDELERİ<br />
Diğer iki âbidenin biraz daha<br />
doğusunda bulunmaktadır.<br />
Devrilmemiş, dikili, dört<br />
cepheli iki taş hâlindedir.<br />
Birinci ve daha büyük olan<br />
VEZİR TONYUKUK ANITI<br />
taşta 35, ikinci taşta 27 satır vardır. Bu âbide, İltiriş<br />
Kağan'ın isyânına iştirâk eden ve o günden Bilge Kağan devrine<br />
kadar devlet idâresinin baş yardımcısı olarak kalan,<br />
VezirTonyukuk tarafından diktirilmiştir. Âbidede bu kudretli ve<br />
tecrübeli müşâvir vezirin kendisi konuşmaktadır.<br />
Orhun âbideleri, Göktürk Devletinin kuruluşundan yarım asır sonra, Türk<br />
Beylerinin anayurttan uzaklaşarak, kendilerini Çin'in yumuşak ipeklerine<br />
ve hileci siyasetine kaptırıp bozulduklarını anlatır. Eskisi gibi iyi ve bilgili<br />
olmayan bu beylerin elinde Türk Devletinin nasıl sarsılıp yıkıldığını<br />
aydınlatır. Bu yüzden tam elli yıl, Çin ilinde esir yaşayan doğu Türklerinin,<br />
esirlik hayâtına alışamıyarak, durmaksızın isyan ettiklerini ve sonunda<br />
muvaffak olduklarını, yeniden istiklâl kazandıklarını anlatır. Sekizinci<br />
yüzyılda, Çinlilere karşı yapılan İstiklâl Savaşı kazanıldıktan ve Türk<br />
bütünlüğü sağlandıktan sonra, bunların unutulmaması için diktirilmiştir.<br />
Orhun Âbideleri çok yönlü vesikalardır. Şöyle ki: “Türk milletinin adının<br />
geçtiği ilk Türkçe metin olup; taşlar üzerine yazılmış ilk Türk târihi; Türk<br />
devlet adamlarının millete hesap vermesi; milletle hesaplaşması, devletin<br />
ve milletin karşılıklı vazîfeleri; Türk nizâmının, Türk töresinin, Türk<br />
medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesîkası; Türk askerî<br />
dehâsının, Türk askerlik sanatının esasları; Türk feragat ve fazîletinin<br />
büyük örneğidir.<br />
Türk içtimaî hayâtının yüksek tablosu; Türk hitâbet sanatının şâheseri,<br />
hükümdarâne edâ ve ihtişamlı hitap tarzı; Türk milliyetçiliğinin temel<br />
kitabı; Bir kavmi bir millet yapabilecek eser; Türk yazı dilinin ilk örneği ve<br />
başlangıcını mîlâdın ilk asırlarına çıkartan delil, Türk ordusunun<br />
kuruluşunu ilk asırlara götüren vesîka; insanlık âleminin sosyal muhtevası<br />
bakımından en mânâlı mezar taşlarıdır.<br />
5 6
ORHUN ABİDELERİ<br />
KÜLTIGIN YAZITI DOĞU YÖNÜ<br />
“ Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi<br />
arasında insan oğlu kılınmış. İnsan oğlunun üzerine<br />
ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş.<br />
Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş,<br />
düzenleyi vermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu<br />
sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep<br />
tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz<br />
çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda<br />
Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek<br />
teşkilâtsız Göktürk öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku yine<br />
bilgili imiş tabiî, cesur imiş tabiî. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş<br />
tabiî. İli tutup töreyi düzenlemiş”.<br />
8.yüzyılda yazılan Göktürk Kitabeleri ile 20.yüzyılda<br />
yazılan Atatürk`ün “Onuncu Yıl Nutku” arasında içerik ve<br />
üslup açısından birçok benzerlikler vardır.<br />
ONUNCU YIL NUTKU<br />
"Türk Milleti!<br />
Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci<br />
yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını<br />
doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!<br />
Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu<br />
kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı<br />
içindeyim.<br />
Yurttaşlarım!<br />
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en<br />
büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk<br />
kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki<br />
muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli<br />
ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi<br />
göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.<br />
Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en<br />
geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet<br />
seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların<br />
7 8<br />
gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre<br />
düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda<br />
daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur”.
ORHUN<br />
ABİDELERİ<br />
Ben, bu çağda kağanlık tahtına oturdum.<br />
Tanrı lutfettiği, kendim de bahtlı olduğum için,<br />
Kağanınız oldum, tahta oturdum.<br />
Ben Kağan olunca, önemsiz milleti, önemli,<br />
Değersiz milleti değerli kıldım.<br />
Doğuda gün doğusuna,<br />
Güneyde gün ortasına,<br />
Batıda gün batısına,<br />
Kuzeyde gece ortasına kadar<br />
Bütün ülkeler ve oraların milletleri<br />
Hep bana uydular, bana bağlandılar.<br />
Ben, bunca halkı ve milleti düzene soktum.<br />
Dağınıklıktan kurtardım, buyruğuma aldım.<br />
BİLGE KAĞAN