Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
EYLÜL 2018<br />
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
YIL: 1 SAYI: 3<br />
<strong>Fikir</strong>, <strong>Edebiyat</strong> <strong>ve</strong> <strong>Sanat</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Eylül; sarı yaprakları müjdeler, biliriz.<br />
Ama her şeye biraz mavi sürdük biz.
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
EYLÜL 2018<br />
SAYI: 3<br />
<strong>Fikir</strong>, <strong>Edebiyat</strong> <strong>ve</strong> <strong>Sanat</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
GENEL YAYIN YÖNETMENİ & EDİTÖR & GRAFİK TASARIM<br />
KADER YEŞİLBAŞ<br />
YAYIN KURULU<br />
RABİA ÖZÇAKAR<br />
ZÜLEYHA YAYLACI<br />
YAZARLARIMIZ<br />
SEMİHA ÖZGÜR SEZER<br />
ZEYNEP YILMAZ<br />
SAMET CEM ARSLAN<br />
ZELİHA KARAKUŞ<br />
RÜMEYSA KOÇ<br />
BEYTULLAH SALTAŞ<br />
ŞEYDA NUR YEŞİLYURT<br />
KAPAK TASARIM & ÇİZİM<br />
BETÜL HOŞ<br />
İLETİŞİM<br />
Facebook: Aralık Kızı <strong>Dergisi</strong><br />
İnstagram & Twitter : @aralikkizidergisi<br />
E-mail: aralikkizidergi@hotmail.com<br />
yesilbaskader@hotmail.com<br />
2
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
3
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Bulutlara erişmek için kuş olman gerekmez,<br />
İstek <strong>ve</strong> azim yanındaysa.<br />
Zincirleri kırmak zordur elbet.<br />
Sen yeter ki dua et!<br />
4
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
5
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
MEKTUPLAR YAZIN BİTMEYEN DERTLERİNİZE<br />
ZEYNEP YILMAZ<br />
Uzaktan gelen bir şarkının melodisinin, seni uzaklara<br />
götürüyor olmasının nedenlerinden biridir dert. Dört harfli<br />
gibi gözükse de, yaşadığımız şu beş harfli olan dünyada<br />
sayamayacağımız kadar dert var. Size istatistikler <strong>ve</strong>rip<br />
canınızı, gönlünüzü sıkmayacağım. Sadece binlerce dert<br />
olmasına rağmen, bile isteye onları bağrımıza basmamız<br />
biraz tuhaf geliyor.<br />
6
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Ne çok acı var diyen şair ile “Derdini söylemeyen derman<br />
bulamaz” diyen kişi hep tatmışlar bu duyguyu. Peki biz nasıl<br />
anlatıyoruz derdimizi? “Dert anlatılırsa, dert olmazmış” demiş bir<br />
yazar da. Şimdi buyurun çorba kazanına. Sizde bir cümle<br />
deyi<strong>ve</strong>rin kaynamaya devam etsin kazan. Oysa her gün<br />
söylüyoruz cümleleri. En çok da kendimize. En çok kendimiz ile<br />
konuşuyor, en çok kendimize yalan söylüyoruz. Dertlerin sürekli<br />
filiz <strong>ve</strong>rmesi de bundan sebep belki de. Birisine fındık tanesi gibi<br />
küçük görünen şey bize dünyanın en büyük dağı kadar<br />
görünebiliyor. Hayat denen beş harf ise dengesini şaşırıyor.<br />
Anlatacaksa yangına düşüyor, anlatamayınca da sularda<br />
boğuluyor. Ne mi yapmalı? Dedim ya çorba kazanına cümleler<br />
bırakın. Kaynasın kazan her daim. Mektuplar yazın bitmeyen<br />
dertlerinize. Artık kendinize yalan söylemekten vazgeçin bir kere.<br />
İnsan sürekli yalan söylediği birini se<strong>ve</strong>bilir mi? Sen kendini<br />
sevmezsen sevdiklerin seni nasıl sevsin? Önce öğren. Sevmeyi<br />
öğren. Dertlerine bir bir hoşça kal demeyi öğren.<br />
Uzaktan gelen müziğin melodisi seni tatlı diyarlara<br />
götürdüğünde, geçmiş küçük bir tebessüm bıraksın yüzünde.<br />
Gelecek için yakınlarda bir melodi ara kendine. Onun sesini<br />
istediğin zaman aç. Dert, dört harfli gibi gözükse de başkasından<br />
onu dinlediğinde şükrettiğin zaman uçup gidiyorsa, dinle.<br />
Gökyüzünün derin maviliklerinde, neşeli bir çocuk ol. Gülmeyi<br />
unutma. Dertlerin biri gider biri gelir lakin hayat hikâyenin bir<br />
yenisi olmayacak. Denizin huzuruna bırak yalnızlığın gölgesini.<br />
Peşini bırakmasa da dalgalar, onlar gibi hep huzur dolsun için.<br />
Şimdi gitme vakti lakin dönecek elbet kelimelerim. Sen<br />
kaynamaya devam et güneş gibi. Rüzgâr esecek en derin<br />
dertlerinden. Yağmurdan sonra çıkacak gökkuşağı senin<br />
kalbinden…<br />
7
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Koşarak yetişmeye çalıştığım kapanmak üzere olan fırının son<br />
ekmeğini yakalama dileğimdi aklımdan tek geçen. Evden çıkalı belki<br />
yıllar oldu. Top oynamaya daldığım andan itibaren dünya yoktu<br />
benim için. Belki yediğim bir tokattı beni evden çıkartan. Kıracak<br />
antika vazolarımız yoktu belki evde ama sakarlıktı işte su dolu cam<br />
sürahiyi tepeme dikmek. Şimdi de <strong>ve</strong>rilen sözü tutma savaşım var.<br />
Ekmek işte bir aileyi bir arada tutan sofranın baş karakteri, ekmek.<br />
Sözümde durmam lazım ayaklarım kopsa bile.<br />
Fırının sokağına döndüğümde maraton kazanmışım gibi bir<br />
mutluluk. Ellerimin titremesi bana bu gün bile hatırlatır o sevinci.<br />
Nereye geç kalsam biraz kırık, burukla sevinç belirir içimde. Önemli<br />
olan sözümü tutmam. Ekmeğin bayatlığı umrumda bile değil.<br />
Sofrada bir sessizlik, kızgınım biraz da kırgın... Bugün toplamaya<br />
yardım etmem, her kırgın olduğum akşam gibi. Tek başıma tekli<br />
koltukta otururum. Okşanır başım, bilirim o narin ellerin naifliğini.<br />
Çünkü çiçek kokar o eller. Bir buse yanağıma, kırgınlığımı tekme<br />
tokat kovalayan. Alır ödülünü, yanağımda beliren bir tebessümle.<br />
Ben buradayım hala. İnsanların yaptıklarını görüyorum kimse yok<br />
karşımda. Sağ ceplerinde taşıdıkları para sol göğüslerinde ki<br />
merhameti unutturuyor. Kimse bilmese de ben görüyorum. Sevgi<br />
yapmacık, tebessümler sahte <strong>ve</strong> söz tutmak benim koşturduğum<br />
tozlu sokaklara atılan asfaltın altında kalmış sanki. Hepsini gelir<br />
bulur o kağıt parçası, yapmacık olsa da. ama merhamet çıkmaz<br />
deliğinden.<br />
8
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Satın alabilecek tek şey<br />
yürektir. Merhametli bir<br />
yürek. Sahtesi olmayan,<br />
yalan barındırmayan, paraya<br />
asla kanmayan.<br />
O ellerin sahibinde bilirim<br />
kokusunu çektiğimde içime.<br />
Belki kalmadı eski neşem<br />
ama tekli koltuktayım yine bir<br />
başıma. Bu sefer naif<br />
ellerden, tebessümden eser<br />
yok. O ellerin bir suçu da<br />
yok. Merhamet beklediğim<br />
ama merhametsizliğini<br />
ortaya koyan, yalan saça<br />
saça konuşan, peynir ekmek<br />
gibi söz <strong>ve</strong>renlerin bütün<br />
suç. Belki gelir beklerim.<br />
Gelmezse de gideceğim yeri<br />
çok iyi bilirim.<br />
Kokusu yeter bulmam için.<br />
Ah! hasret kaldığım...<br />
9
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
ARŞİV /2015<br />
KADER YEŞİLBAŞ<br />
Yüz yıllar geçti önce insanlar çoğaldı sonra<br />
duygular. Ardından da duyguların eyleme<br />
geçtiği anlar çoğaldı. Ve sonra gün geldi<br />
insanoğlu gitmeyi öğrendi. Bazen zamana,<br />
bazen mekana ama çoğunlukla insana inat.<br />
Ya da bir diğer insana koşarken gitmiş<br />
sayıldı diğer bir insan tarafından. Bazen<br />
gücü yetmedi yolda kaldı, bazen geri<br />
döndü, bazense gitti işte…<br />
Kimi insana gitmek zor geldi kimi insana da<br />
sevmek. Kalmak demiyorum bakın,<br />
sevmek! Kalınca sevmek<br />
mecburiyetindeydiler, hala da öyleler. Öyle<br />
olmalılar!<br />
Sözlerim tükeniyor.<br />
Boğazım düğümleniyor.<br />
Hayat kolay yaşanabilirken hayatı<br />
zorlaştıran insanlar var çünkü. Biz varız…<br />
10
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
İnsanı ayaklarından sonra dimdik tutan şeydir, umut. Geleceği<br />
bekleyen en önemlisi bekleten… Geleceğin getireceği güzelliklerin<br />
inancıdır bir bakıma. Hıçkıra hıçkıra ağladığın zamanlarda devreye<br />
girip gözyaşını silmene sebep olan <strong>ve</strong> ardından yüzünde oluşan o<br />
minik gülümsemedir umut.<br />
Umut, yarınlardır.<br />
Yarınların güzel günleridir.<br />
Ve umut; dünü unutturan yarınları önemli kılandır.<br />
11
GERÇEKLİĞİN PEŞİNDE<br />
BEYTULLAH SALTAŞ<br />
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Sevmek mi ?<br />
Denedim, ama beceremedim Slovzi<br />
Sevmenin ne olduğunu anlayamadan gitti,<br />
vazgeçti.<br />
Tıpkı bir liman gibiyim artık<br />
Ağını atan atana denizime.<br />
Ama hiçbirine fayda <strong>ve</strong>remiyorum.<br />
Slovzi gitsem mi buralardan artık.<br />
Bir hal bir çare yok gövdemin derinliklerinde<br />
Kimseye bir faydamda dokunmuyor zaten.<br />
Aşkı; ben bir çocuğun oyuncağına benzetmişim oynadıkça bana ait<br />
olan,<br />
Sahiplendiğim ama hiçbir zaman gitmeyecekmiş gibi sevdiğim…<br />
Slovzi, gerçekler var Slovzi<br />
Bir gün çekip gittiğinde anlıyorsun sevmenin ne demek olduğunu.<br />
Dinle beni Slovzi, esas dostum Slovzi.<br />
Aşk bir insanın düşünceleriyle, mantığıyla olmamalı<br />
Aşk dendi mi zaten senin yapman gereken bir şey yok Slovzi.<br />
Aşkı, yüreğin izin <strong>ve</strong>rdiği müddetçe yaşarsın yoğun <strong>ve</strong> derin<br />
arzularla…<br />
İşte aşk bu Slovzi!<br />
İnsanlar bundan dolayı yapamıyorlar<br />
İnsanlar bundan dolayı beni soğuttular.<br />
Aşkı sevmenin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar,<br />
Şuan hayatımıza sahip olmaya çalışanlardı.<br />
Dikkat et Slovzi, dikkat et..<br />
12
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
13
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
14
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
İLK<br />
KIBLE<br />
SON<br />
CİHAD<br />
Çizim: Betül HOŞ<br />
15
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Küçük bir kutu içerisinde sıkışan binbir<br />
çeşit hayata özendiğiniz oldu mu hiç?<br />
Ben söyleyeyim; olmuştur tabi.<br />
Hangimizin olmadı ki!<br />
Sorunsuz hayatlar, kusursuz aşklar,<br />
mutluluktan havalara uçan binbir türlü<br />
insan. Ve işte bizi cazip gelen daha<br />
nicesi...<br />
Bu hayatları görünce ister istemez<br />
soruyoruz kendimize. Neden bende de<br />
yok. Bende öyle ev istiyorum, bende<br />
öyle iş istiyorum, hatta <strong>ve</strong> hatta bende<br />
öyle güzel olmak istiyorum...<br />
Ne de çok istiyoruz değil mi? Zaten<br />
bizler böyle istemesek o renkli kutular<br />
da olmazdı.<br />
Ne yazık ki isteklerimiz cevapsız<br />
kalmadı.<br />
Zaman içerisinde renklenen, boyutları<br />
günden güne büyüyen o renkli kutular<br />
geldi. Gelmekle de kalmadı<br />
hayatımızın %80' i oldular ya da belki<br />
tamamı... Oysa özendiğimiz o renkli<br />
hayatların birer kurmaca olduğunu<br />
kendimize kanıtlasaydık bu halde<br />
olmazdık şimdi.<br />
16
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Mesela çocuklarımız uyku saatleri<br />
hariç gününün yarısını o kutuya<br />
bakarak geçirmezdi ya da eşlerimiz<br />
işten geldiğinde bizlerle vakit<br />
geçirmek yerine o kutu içinde<br />
aksiyon dolu filmleri, dizileri vs.<br />
saatlerce gözlerini ayırmadan<br />
izlemezdi. Onun için diyorum ki o<br />
renkli kutulardaki hayatlar yerine<br />
neden kendi renginizi seçip o renk<br />
yapmıyorsunuz hayatınızı? Neden<br />
başkalarının hayatını izlemek <strong>ve</strong><br />
istemek yerine kendi hayatınızı<br />
sevip, benimsemiyorsunuz? Neden<br />
çocuklarınıza o renkli kutuda<br />
gözüken toz pembe rengini<br />
öğretiyorsunuz? Neden hayatın tüm<br />
renklerini tanıtıp benimsetmekten<br />
kaçıyorsunuz?<br />
Ve bunca nedeniniz olmasına<br />
rağmen neden burun kıvırıp<br />
cevapları sona bırakıp<br />
boşluyorsunuz?<br />
ZELİHA KARAKUŞ<br />
17
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Uz. Aile Danışmanı-Yazar<br />
18
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Hayat hep bir arayıştır. Açlıktır. Yediğini hazmediş <strong>ve</strong> tokluğun ardından gelen<br />
açlık döngüsüdür. Bu döngünün içerisinde kendini bir gösterip bir kaybolan,<br />
türlü türlü renklere sahip bir gökkuşağı gibidir mutluluk.<br />
İsteklerin gerçekleşmesinin hazzıdır. ‘istek’ kelimesi üzerinde durarak,<br />
başlamak lazım yazmaya.<br />
Sonu bitmeyen <strong>ve</strong> bitmesi mümkün olmayan istekler.<br />
İnsan neden ister? Açlığını gidermek için ister, beklentiye girer, diler…<br />
Ellerimizi açar dua ederiz. İsteriz, dileriz Yaradandan. Dostlarımızdan, dostluk,<br />
<strong>ve</strong>fa, bekleriz mesela.<br />
Ailemizden ilgi, beraberlik, dayanışma. İnsanlardan, insaniyet namına yakışır<br />
adap, saygı bekleriz.<br />
Devletten <strong>ve</strong> toplumdan ‘ Hak, adalet <strong>ve</strong> düzen’ bekleriz.<br />
Hayallerde bunun için vardır. Beklentinin döllendiği mercidir. İsteklere<br />
merdi<strong>ve</strong>n dayayan bir ayaktır hayaller. Mutluluk, ’’Hayal, beklenti <strong>ve</strong> istek;<br />
açlığı giderecek bir somun ekmek, zamanla ekmeğin ötesinde başka azıkları<br />
isteyiştir.’’<br />
Yetinme duygusu söz konusu olur burada işte. Yetinmeyi tetikleyen, neyin<br />
neden istendiğidir aslında. Kimi insan neden bir somun ekmekle yetinir de kimi<br />
ballı, kaymaklı da olsun der. Fazlasını ister. Fazla diye bir şey yoktur aslında,<br />
deyip bu kelimeyi çürütüyorum ardından. Sizin için fazla gibi görünen o şey,<br />
onun ihtiyaç duyduğu limittir. Sen bir tabak ile doyuyorsun diye diğerinin iki<br />
tabakla doymasını garipsememek lazım. Herkesin açlık nedeni de, boyutu da<br />
aynı değildir. Açlık demiştik ya, buna damak tadını da eklemek lazım galiba.<br />
Mutluluk; kişiye özel damak tadına varmak, vardığında yetinmektir.<br />
Ve herkesin seferi aynı yere değildir...<br />
Ancak; ortak <strong>ve</strong> nihai amaç, mutluluktur.<br />
19
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
SOLİST: Meriç TÜMEN<br />
KEMAN: Yusuf Ubeydullah GÜLAÇAR<br />
20
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
21
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
BUNLARI BİLİYON MU?<br />
Rabia ÖZÇAKAR<br />
1-Kadınlar, her yıl yaklaşık olarak 1.73 milyar toka<br />
kaybetmektedir.<br />
Ben bir tek toka kullanırım onu da çıkarttığım zaman hep<br />
bileğime takarım ki kaybolmasın. Mesela şu anda bileğim...<br />
Aa ne diyordum? E<strong>ve</strong>t hiç kaybetmem... Ya sanırım<br />
düşürdüm ben tokamı.<br />
2- Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz<br />
yaşarmasını önlüyor.<br />
Bu benim için küçük ama kızlar için büyük bir<br />
adım. Artık ağlamak yok güçlü duracağız. Ve seni<br />
yeneceğiz soğan, hazır ol.<br />
3-Bitter çikolata kanser hücrelerini öldürür.<br />
Annemde kızar hep çok çikolata yiyorsun, kilo<br />
alacaksın diye. Buradan anneme sesleniyorum<br />
sağlığımı korumak için yiyorum.<br />
4-Klinomani, yataktan çıkmama isteğidir.<br />
Her sabah hissettiğim bu duygunun bir adı varmış.<br />
Seni seviyorum Klinomani, yataktan çıkmama mani..<br />
22
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
5-Okyanuslara her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastik atık atılıyor.<br />
Çok üzücü bir durum insanoğlu o kadar acizleşti ki sadece biraz<br />
yürüyüp çöpü olması gereken yere atamıyor. Doğayı<br />
katletmeyelim, lütfen ama lütfen!<br />
6-Japonya’da çoğu sokağın adı yoktur.<br />
Düşünsene kayboldun <strong>ve</strong> bir taksiye bindin, otele<br />
gideceksin, elinde bir adres yok. Üstelik bir de yabancı<br />
dilin zayıfsa… Neyse düşünmek istemiyorum.<br />
7-İnsan gözü yaklaşık 10 milyon renk ayırt<br />
edebilir.<br />
Rabbim nasıl güzel yaratmış. Geçen bir<br />
arkadaşım en sevdiğim renk de<strong>ve</strong> tüyü deyince<br />
bir garip olmuştum. 10 milyon renk ha? Ben 10<br />
tane falan sayabilirim herhalde.<br />
8-Filler yaban arılarından <strong>ve</strong> farelerden korkar.<br />
Düşünsene 3-4 tonluk bir fil koşuyor peşinde ise<br />
bir yaban arısı. Ee! büyüklüğüne<br />
aldanmayacaksın.<br />
9-Tembellik Genetiktir.<br />
Genlerde varsa yapabilecek bir şey yok. Bende<br />
diyorum bu yazıyı niye 2 saattir bitiremedim, neyse<br />
birazdan yazarım biraz dinleneyim.<br />
10-Bilim insanları yüksek karbon içeriğinden dolayı fıstık<br />
ezmesini elmas haline getirebilir.<br />
-Anne fındık ezmesi neredeee?<br />
-Attım onu, Ali’ye yedirdim bitti.<br />
-Zenginlik hayallerimi yedin Aliii!<br />
23
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Pervasızca hareketlerden yüreğim sorumludur.<br />
Hoş, düşüncelerime yer yok bu duyguda.<br />
Sahi pervane, deli gönül yarattığınız bu bedenler hiç mi ağır<br />
gelmiyor size<br />
Gülüp eğleniyorsunuz, hoş<br />
Lakin yalnızlığın bedelini neden bu bedenler çeker ki,<br />
Yorulduğunu anlayan bu sarhoş bedenler,<br />
Neden sevda uğruna ölmeye meylederler,<br />
Anlamıyorum …<br />
Askıda duran ceketimi alıp çıkıyorum.<br />
Evimin demir parmaklıklarından uzun bir yürüyüş adımı<br />
atıyorum…<br />
Bedenim bir anda yıkılı<strong>ve</strong>riyor,<br />
Bedeli ağır gelmiş olacak ki, susuyorum.<br />
Bir adım, bir adım <strong>ve</strong> bir adım daha.<br />
Başımı yukarıya kaldırarak bakıyorum.<br />
Önüme çıkan sokak ikiye ayrılıyor,<br />
Sağa gitsem ölü bedenler, sola gitsem umutsuzluk.<br />
Rivayete ayak uydurup geri dönüyorum.<br />
Kendimi karanlıklar içerisinde demir parmaklı e<strong>ve</strong> teslim<br />
ediyorum…<br />
Masanın üstünde bir kağıt <strong>ve</strong> bir kalem.<br />
Sandalye üstünde mahkum edilmiş bir beden…<br />
BEYTULLAH SALTAŞ<br />
24
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Bazen bir kuş olmak ister insan; istediği yere özgürce<br />
uçabilmek. Bazen kebelek olmak; dünyanın derdini yıllarca<br />
değil sadece 1 gün yaşamak. Bazen deniz olmak ister; uçsuz<br />
bucaksız, içindeki tüm birikmişlikleri dalgasıyla hırçınca<br />
kıyıya vurmak. Bazen bir balık olmak ister; ucu bucağı<br />
olmayan mavilikleri dolaşmak. Bazen bulut olmak ister;<br />
gözyaşlarını saklamadan yağmur olarak akıtmak. Bazen<br />
gökyüzü olmak ister; gece olunca kararan, gündüz olunca<br />
aydınlanan.. Bazen bir şehir olmak ister; bir tarafta<br />
mutluluktan öteki tarafta üzüntüden ağlayanlara ev sahipliği<br />
yapmak.. Bazen bir efsane olmak ister; asırlarca dillerde<br />
dolanan.. Ve bazen sevilmek ister insan; başkalarının istediği<br />
gibi olarak değil de onu o olduğu için sevilmek…<br />
ŞEYDA NUR YEŞİLYURT<br />
25
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
“Aslen 10 Kasım doğumluyum. Ama<br />
Atam’ın <strong>ve</strong>fat ettiği günde doğum günü<br />
kutlayamam, sevinemem, gülemem. 11<br />
Kasım doğum günümdür.”<br />
KEMAL SUNAL<br />
Derleyen: Züleyha Yaylacı<br />
Türk Sinemasının en<br />
sevilen oyuncuları<br />
denildiğinde akla gelen ilk<br />
isimlerdendir Kemal Sunal!<br />
Toplamda 82 filmde rol alan<br />
Sunal, birçok ödüle layık<br />
görülmüştür.<br />
3 Temmuz 2000’de film<br />
çekimine gitmek için bindiği<br />
uçakta kalp krizi geçirerek<br />
hayata gözlerine yumdu.<br />
Vefatının ardından 18 yıl<br />
Emel <strong>Sayı</strong>n’ın<br />
Kemal Sunal Anısı<br />
O zamanlar tığ gibi delikanlı,<br />
cepte para çok.<br />
Oyuncu bir de, Mavi Boncuk<br />
filmini çekiyoruz. Bir gün setten<br />
çıktık, e<strong>ve</strong> gidiyoruz. Ben Laleli'<br />
de oturuyorum, Kemal benden<br />
önce çıktı. Herkes yevmiyesini<br />
almış.Taksiyle kendi arabasıyla<br />
giden gitti. Baktım Kemal<br />
yürüyerek gidiyor, üç kilometre<br />
var gideceği yere.<br />
Her gün yürüyerek gidip geliyor,<br />
merak ettim nereye gidiyor bu<br />
adam böyle diye.<br />
Uzun süre yürüdü, sonra bir<br />
bankta yatan adamı kaldırdı...<br />
Bir şeyler konuştular, sonra<br />
cebinden para çıkarıp <strong>ve</strong>rdi.<br />
Şaşırmıştım, ardından biraz daha<br />
ilerde bir lokantaya girdi, bir şey<br />
yemeden çıktı, oraya da para<br />
<strong>ve</strong>rdiğini görmüştüm… Bıraktım<br />
takibi, banktaki adama yaklaştım,<br />
'Tanıyor musunuz o az önce size<br />
para <strong>ve</strong>ren adamı?' dedim.<br />
'Adını bilmem, sormam da, her<br />
gün para <strong>ve</strong>rir bana...' dedi.<br />
Teşekkür ettim, az ilerdeki<br />
lokantaya gittim, 'Az önce gelen<br />
beyin borcu mu var size?' dedim,<br />
tanımadılar beni… 'Kemal<br />
ağabeyin mi, yok hayır bize her<br />
gün evsizler uğrar, yemek<br />
yediririz.<br />
O da sağ olsun, onların yemek<br />
masrafını öder' dedi. Ertesi gün<br />
Kemal'in yanına gittim, 'Sen ne<br />
güzel bir adamsın ya...' dedim, ne<br />
olduğunu anlayamadı, sarıldım<br />
ağladım. 'Ölme sen benden önce'<br />
dedim, dinletemedim…<br />
26<br />
Emel <strong>Sayı</strong>n .
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
KEMAL SUNAL Filmleri ne midir?<br />
Sokağa terk edilmiş kız çocuğuna babalık yapan<br />
GARİP’tir.<br />
Büyük baş hayvan gibi fiyat biçilip, mal gibi<br />
parayla satılan köylüyü (her seferinde falakaya<br />
yatmasına rağmen) uyandırmaya çalışan KİBAR<br />
FEYZO’dur.<br />
İnsanların dini duygularını sömürerek keseyi<br />
dolduranların hikayesinin baş kahramanı<br />
ZÜBÜK’tür.<br />
Kan davalarının, töre cinayetlerinin anlamsızlığını<br />
yüzümüze vurup, kan davalısını affedip, yıllarca<br />
kan davasından nemalanan ağaya baş kaldırmış<br />
DAVARO’dur.<br />
Köyden kente gelen insanların uyum sıkıntısını<br />
anlatan KÖYDEN İNDİM ŞEHİRE-SALAK<br />
MİLYONER’’dir.<br />
Yavaş işleyen adalet sistemi yüzünden ömrü<br />
mahkemelerde geçmiş DAVACI’dır.<br />
Geçim sıkıntısı, yokluk ile mücadelelerin çok<br />
güzel anlatıldığı ÖĞRETMEN’dir. KİRACI’dır.<br />
DÜTTÜRÜ DÜNYA’dır.<br />
Sosyal eşitsizliği anlatan KAPICILAR KRALI’dır.<br />
ÇÖPÇÜLER KRALI’dır.<br />
27
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
ERİK MESELESİ<br />
Horlanmış, bir kenara atılmış<br />
eski bir antika gibi, kendim çalıyor<br />
<strong>ve</strong> kendim dinliyordum. Ruhum<br />
sesleri hapsediyor, huzuru aramak<br />
için yola çıkmak istiyordu. Fakat<br />
buna ne ben, ne de olmayan<br />
karavanım hazırdı. Onu alabilmek<br />
için türlü uğraşlar da göstermiş,<br />
dönme dolaplar çevirmiş de olsam<br />
başaramamıştım.<br />
Özgürlüğe ilk adımımı ise kuşlar<br />
ile yapmıştım.<br />
Cesaret <strong>ve</strong>ya deli işi değildi.<br />
Sadece iki katlı evimin, birinci<br />
katından kendimi boşluğa<br />
bırakmıştım.<br />
Yan komşumuz, normalde benimle<br />
pek konuşmamasına rağmen<br />
sesimi duymuş <strong>ve</strong> yanıma<br />
gelmişti.<br />
Rahmetli Necla teyze çok tatlı bir kadındı. Bahçesindeki eriklerden hiç<br />
paylaşmak istemezdi. O gün ise hastaneye beni Necla teyze götürdü.<br />
Döndüğümüzde de yanımda kalmıştı. Sadece kolum kırılmıştı fakat<br />
büyük bir özenle bakmıştı bana. Hatta bahçesindeki eriklerin çoğunu<br />
benimle paylaşmıştı.<br />
Şimdi onun bahçesindeki erik ağaçlarına bakıp gitar çalıyorsam <strong>ve</strong><br />
hala yalnızsam, eski bir antikadan farkım yok demek.<br />
28
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Bir gün karavanım olursa şehir şehir gezip, çocuklara erik<br />
dağıtacağım.<br />
Çünkü Necla teyze vasiyetinde ancak bu şartla bahçesini bana<br />
emanet edeceğini söylüyordu.<br />
Aslında karavana gerek yoktu.<br />
Bisikletim de gayet iş görebilirdi.<br />
Birkaç gün ki işlemlerden sonra hazırdım.<br />
Erikler sahibine ulaştığı zaman mutluluğum bin kat artacaktı.<br />
Ve benim asıl hikâyem işte o zaman başlayacaktı.<br />
29
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Karanlıklar içinde kaybolmuş yalnızlığı,<br />
Kararmış kalplerde zerre merhameti,<br />
Şu hayatta payıma düşen mutluluğu aramaktan vazgeçtim.<br />
Bardağın dolu tarafını görmeye çalışmaktan,<br />
İçime biriktirdiklerimden,<br />
Bastırılmış duygularımın çığlığını susturmaktan vazgeçtim.<br />
Tutunmak için bir dal aramaktan,<br />
Karanlık dünyamda ışık aramaktan,<br />
Kısacası, devranı bana dönmeyen bu hayattan vazgeçtim.<br />
RÜMEYSA KOÇ<br />
30
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
TOPRAKTAKİ BEYAZLIK<br />
Mezarlıkta bir çiçeğim ben,<br />
Yaprakları sağlam <strong>ve</strong> bedeni dimdik duran.<br />
Yanımda bir beden yatıyor, ruhu can çekişiyor.<br />
Azabına şahit beni seçiyor.<br />
Ben böyle değildim aciz <strong>ve</strong> korkak,<br />
Her insanın gireceği yer bu toprak.<br />
Bazılarının çürürken bedeni, ruhu adeta çölde bir bedevi.<br />
Bir çıkış yolu var elbet, fakat sevaplarınla alabileceğin bir bilet.<br />
Yanımdan geçen su döker bana,<br />
Bilmez ki sağım da solumda yangın, bir şişe su ne fayda<br />
Haram aşkı gelir baş ucuna, tövbe eder onunla yaşadığı her ana.<br />
Anası gelir, okşarken toprağını kapatır gözlerini.<br />
Parmak uçlarına kadar hisseder içerideki alevleri.<br />
Bir çocuk yaklaştı usulca, aldı beni bir avuç toprağımla.<br />
Annesinin mezarına dikti, incitmeden.<br />
Henüz değmişken toğrağa köklerim, canlandı yapraklarım.<br />
Güzel bir koku saçtım etrafa, yeni açmış beyaz yapraklarımla.<br />
Herkes burada, en zengini de en fakiri de.<br />
Günahkarı da, helal kazananı da.<br />
Ha gördükleri muamele apayrı,<br />
Tabi çektikleri azap, cennetten önceki son etap.<br />
RABİA ÖZÇAKAR<br />
31
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
32
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylül’ü<br />
konuşalım.<br />
Cemal Süreya<br />
Eylül! öyle bir ay ki, geçen her güzel günü için ona minnettar olmak<br />
gerekir. Eylül, esef <strong>ve</strong> özlem ayıdır, içine birkaç günlük kış<br />
hücumundan acı düştüğü için, insan o güzel havaların, devamlı<br />
yazın artık geçtiğini anlayıp üzülür, özlem çeker.<br />
Mehmet Rauf<br />
Derin uykulara dalardım; uyanınca Eylül damlardı yüzümden sahi<br />
böyle bir ilkyaz var mıydı eskiden!<br />
Mehmet Sadık Kırımlı<br />
Şemsiyesiz kalan kelimeler sırılsıklam.<br />
Nereden geldi böyle sevdalı bir Eylül yağmuru da dağıttı<br />
mürekkebini kelimelerimin.<br />
Hikmet Anıl Öztekin<br />
Ayrılıkların, aşktan büyük yaşandığı, koca bir ömürdür Eylül.<br />
Yağmurdur, hüzündür, kimse bilmesin isterim, Eylül, Piraye’dir.<br />
Nazım Hikmet Ran<br />
Bir güz yazısı yazmaya kalkışan her yazarın yolu dönüp dolaşıp<br />
Eylül’ün bahçesinden geçer de en güzel cümlesi hangisidir bu<br />
romanın, bir türlü kestirilemez: “Her şey çürüyor, her şey.”<br />
Bu mu ifade eder en güzel Eylül’ü?<br />
Nazan Bekiroğlu<br />
33
<strong>ARALIK</strong> <strong>KIZI</strong> DERGİSİ— SAYI 3—EYLÜL 2018<br />
Bizden size çiçekler demet demet, Allah’a emanet...<br />
<strong>Fikir</strong>, <strong>Edebiyat</strong> <strong>ve</strong> <strong>Sanat</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
34