28.03.2019 Views

Hursad 60S-15-03-2019-v5

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kâbe’yi Gördüm<br />

17<br />

“Dizlerimin bağı<br />

çözüldü”<br />

1999 yılındaki ilk umrem o günlere denk geldi<br />

ve böyle bir şey yaşadım. Cenab-ı Hakk’ın ne<br />

zaman, neyi, nasıl nasip edeceği belli olmuyor.<br />

İlk ziyaretimde önce Medine’ye gitmiştim.<br />

Orayı görünce öyle sevdim ki, sanki<br />

eskiden terk edip şimdi yeniden gördüğüm<br />

memleketim gibi gelmişti bana Medine.<br />

Çok ağladım. Ciddi bir korkuya kapıldım<br />

ve “Eyvah! Ya ben Mekke’yi gördüğümde<br />

böyle sevemezsem?” diye çok ürktüm.<br />

Hadislerde Kabe’yi ilk gördüğünüzde edilen duaların<br />

kabul olduğu söylenir. Önceden hazırlandım.<br />

Dualar ezberledim, ceplerime yazıp koydum.<br />

İlk edeceğim dua çok önemliydi.<br />

Ama orada pek çok insan gibi dizlerimin<br />

bağı çözüldü. O esnada yürüyemiyorsunuz,<br />

dizinizin üstüne düşüyorsunuz ve<br />

bütün hesaplarınız altüst oluyor.<br />

Hazırladığım bütün duaları unutarak Cenab-ı<br />

Allah’a çok teşekkür etmeye başladım.<br />

Çünkü bizi kapısından içeri evine buyur ediyor.<br />

Bunun için çok hamd ettim. “Mü’minlere,<br />

müslümanlara şeref ver, bizi bu zilletten kurtar<br />

ya Rabbi” diye bir dua çıktı ağzımdan.<br />

Sürekli bunu söylüyordum, bu da benim hiç<br />

planlamadığım bir dua idi. Başka söylemek<br />

istediğim bir sürü duam vardı ama ben<br />

Kabe’de hep bu dua ile döndüm dolaştım.<br />

Allah herkese bu duyguyu nasip etsin. *<br />

Sibel Eraslan<br />

Gazeteci | Yazar<br />

“Ayağım yere<br />

basmıyor, adım<br />

atamıyordum”<br />

İlk ziyaretimi 1996 yılında hac olarak<br />

gerçekleştirdim. Tabii insan hac veya umreyi<br />

hep sona bırakıyor. Bizim statümüzde yaşayan<br />

insanlarda, mali bir külfet de getirdiği için<br />

sürekli üç beş kuruşu bir kenara koyup<br />

bekliyoruz. Memur olduğum için dedim ki:<br />

“Rahat olsun hem böyle bir birikim temin<br />

edilsin hem de emekli ikramiyemi eşim ve<br />

kendim için hacca gitmek için harcayayım.”<br />

O dönem Almanya’da yaşıyordum ve o<br />

zamanki şartlarda Türkiye’den gelip gitmek<br />

zordu. Daha rahat daha kolay ve daha iç<br />

dünyamızın daha hazır hale gelebileceği<br />

bir zaman diliminde madden ve mânen<br />

hazırlıklı olabileceğim emeklilik ikramiyesi<br />

üzerine kurulmuştu ve öyle de oldu.<br />

Cidde’den Mekke’ye doğru yola çıktığımızda<br />

sanki Çanakkale cephesine sipere giden askerler<br />

gibi kimseden çıt çıkmıyordu. Öyle bir sessizlik<br />

anı vardı ki otobüsün gürültüsü ve arada bir<br />

Arap şoförün anlamadığımız sözleri dışında<br />

bir ses yoktu. Kabe’yi ilk gördüğüm anda<br />

İmam-ı Azam’ın o meşhur duasını yaptık...<br />

Hacerü’l Esved’i öpmeye teşebbüs etmedik<br />

ama Kabe duvarına elimiz değsin gibi bir<br />

duygu içindeydik hep. Tavaf ederken sanki<br />

ben yürümüyordum, vücuduma bir motor<br />

takmışlar ve ben enerji harcamıyordum.<br />

Ayağım yere basmıyor, adım atamıyordum.<br />

Yerden bir karış yükseklikte o aletin<br />

tesiriyle ben böyle uçarak geçiyorum gibi<br />

manevi bir cezbe haline kapıldım.<br />

Her şeyin ilk heyecan derinliği bakımından<br />

müthiştir ama orada yaşananlar<br />

gerçekten anlatılamaz, tam kelimelere<br />

dökülemez bir heyecandı. *<br />

Vehbi Vakkasoğlu<br />

Yazar<br />

* Kaynak: Kâbe’yi İlk Gördüğümde / İsmail TONGAR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!