Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Haziran Sayısı<br />
Bir Altın Kalp<br />
2021<br />
Süpriz Röportajlar
İmtiyaz Sahibi:<br />
Şenay DAĞLI<br />
Genel Yayın Yönetmeni &Genel Koordinator<br />
<strong>Moda</strong> Editörü<br />
Bu Ayın Yazıları<br />
Ayşe KARABULUT<br />
Güler BAYSAL<br />
Neslihan ÖZTÜTK AKTEPE<br />
Pırıl BİLİCİ<br />
Ayşe ASİLTÜRK<br />
Mahasti SEMS<br />
Hande Lal ŞENOKUR<br />
Güler BAYSAL<br />
Eylül ÖZMEN
Merhaba,<br />
“<strong>Moda</strong>-<strong>Magazin</strong>&İş Dünyası” okurları. Altın Kalpler<br />
Yardım Derneği Kurucu Başkanı ve ayrıca dergimizin<br />
imtiyaz sahibi sayın Şenay Dağlı öncülüğünde<br />
ilk sayımızla sizlere merhaba demenin sevincini<br />
yaşıyoruz.<br />
Dergimizin isminden de anlaşılacağı gibi oldukça geniş kapsamlı konularla sizlerle<br />
olmayı planlıyoruz. Maalesef pandemi kısıtlamalarının olduğu bir dönemdeyiz<br />
ve nerdeyse hiçbir etkinliğin yapılamadığı ve işyerlerinin çoğunun kapalı olduğu<br />
bir zamandan geçiyoruz. Bu yüzden bu sayımızda daha çok iş dünyasının çeşitli<br />
alanlarından, kendi alanlarında başarılı olmuş değerli iş insanlarımızla yaptığımız<br />
röportajlara ağırlık verdik. İçlerinden bazıları ise her sayımızda kendi alanlarında<br />
hazırladıkları içeriklerle bizlerle olacaklar.<br />
Avukatımız sayın Zeynep Aydın Tarakçı, her sayımızda sizlerden gelen sorular<br />
doğrultusunda hukuki konularda bizlerin sorularını yanıtlayacak. Yemek bloger’ımız<br />
sayın Pırıl Bilici, birbirinden lezzetli ve farklı tariflerle, tarif listemizi zenginleştirecek.<br />
Astrolog, Hande Şenokur astrolojik yorumları ve öngörülerini bizlerle paylaşascak.<br />
Spor hocası Evgeniya Alpaslan evde kendi kendimize yapabileceğimiz<br />
uygulamalar ile her an nasıl fit kalabileceğimiz konusunda bizleri bilgilendirecek.<br />
Ayrıca her sayımızda kendi alanlarının en önemli isimlerinden, Estetik, Plastik ve<br />
Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar, diyetisyen Neslihan Öztürk<br />
Aktepe, Doç. Dr. Ozan Luay Abbas, Uzman Psikolog Psikoterapist, Mahasti Sems<br />
bizlere eşlik edecekler. Ve her sayımızda sürpriz konu ve röportajlarla, moda ve<br />
magazin dünyasının ritmine beraber eşlik edeceğiz.<br />
Heyecanla ve özenle çıktığımız bu yolda sizlerin beğeni ve desteği ile büyüyerek<br />
ilerlemeyi ümit ediyoruz.<br />
Genel Yayın Yönetmeni& Genel Koordinatör Ayşe Karabulut.
İÇİNDEKİLER<br />
6<br />
2021 OSCAR<br />
ÖDÜL TÖRENİ<br />
92<br />
2021 YAZ TRENDLERİ<br />
142 PIRIL BİLİCİ KREMALI<br />
PORTAKAL ÇİÇEĞİ ÇANAKLARI<br />
146 HAZİRAN AYINDA<br />
BİZLERİ NELER BEKLİYOR
ROPORTAJLAR<br />
Avukat ZeynepAydın Tarakçı<br />
Op. Dr. Elvan Bayraktar<br />
Altın Kalpler Yardım Derneği Kurucu Başkanı Şenay Dağlı<br />
Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />
Avukat Ayşegül Aldemir<br />
Diş Hekimi Yelda Kıran<br />
Kişisel Gelişim Uzmanı Ayşe Asiltürk<br />
<strong>Moda</strong>cı Zuhal Keskin<br />
<strong>Moda</strong>cı Güler Baysal<br />
Güzellik Salonu Sahibi Oxana Öztürk<br />
Doç. Dr. Ozan Luay ABBAS’<br />
Spor Hocası Evgeniya Alpaslan<br />
Uzman Psikolog Psikoterapist Mahasti Sems<br />
Ekonomi yazarı Çetin Ünsal<br />
ThetaHealing Practitioner-Neoklasik Astrolog Eylül Özmen
2021 OSCAR<br />
ÖDÜL TÖRENİ<br />
93.AKADEMİ ÖDÜLLERİ<br />
SAHİPLERİNİ BULDU<br />
ABD’NİN LOS ANGELES KENTİNDEKİ DOLBY TİYATROSU’NDA<br />
DÜZENLENEN TÖRENLE BU YIL 93’ÜNCÜSÜ VERİLEN AKADEMİ<br />
ÖDÜLLERİNDE EN İYİ FİLM ÖDÜLÜNÜ “NOMADLAND” KAZANDI.
93. OSCAR ÖDÜLLERİNDE NOMADLAND FİLMİ<br />
3 DALDA OSCAR ALARAK TÖRENE DAMGA VURDU<br />
Nomadland filmi, evsiz kalan ve memleketi Nevada’dan<br />
ayrılan bir kadının karavanıyla yaptığı yolculuğu konu alıyor.<br />
60’lı yaşlarında olan Fern (Frances McDormand), Nevada<br />
kırsalında yaşamaktadır. Şehirdeki ekonomik çöküşten etkilenen<br />
Fern, neredeyse tüm malını kaybeder. Bu durumun<br />
ardından Fern, minibüsünü bir karavan haline getirip, modern<br />
bir göçebe olarak yola koyulur.<br />
93. Oscar ödül töreninde Nomadland filmi 3 dalda Oscar<br />
aldı. “Nomadland” en iyi film seçilirken, yönetmeni Chloé<br />
Zhao en iyi yönetmen ödülünü aldı. Ayrıca “Nomadland”<br />
filmi ile “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü Frances McDormand<br />
kazandı.<br />
O S C A R 2 0 2 1<br />
En iyi film dalında “Mank,” “Promising Young Woman,”<br />
“Nomadland,” “Judas and the Black Messiah,” “Sound of<br />
Metal,” “Minari,” “The Father” ve “The Trial of the Chicago<br />
7” filmleri aday gösterilmişti.
CHLOE ZHAO EN İYİ YÖNETMEN ÖDÜLÜNÜ ALAN İKİNCİ KADIN OLDU<br />
En İyi Yönetmen dalında Oscar ödülünü kazanan ikinci kadın olan 39 yaşındaki<br />
Zhao, son yılların en yetenekli ve özgün yönetmeni olarak kabul görmüş oldu. 11 yıl<br />
önce “Hurt Locker” (Ölümcül Tuzak) filmiyle Kathryn Bigelow bu ödülü kazanan<br />
ilk kadın yönetmen olmuştu.<br />
Zhao Çin’in başkenti Pekin’de doğdu. Babası, bir çelik şirketinin yöneticisi, üvey<br />
annesi Song Dandan ise ünlü bir komedi oyuncusu.Ödül törenindeki konuşmasında<br />
Zhao şu ifadeleri kullandı:“Son zamanlarda, sorunlarla karşılaştığımda nasıl baş<br />
ettiğimi düşünüyorum hep. Sanırım çocukluğumdaöğrendiğim bir şeye dayanıyor<br />
bu.“Çin’de büyürken, babam ve ben bir oyun oynardık. Klasik Çin şiirlerini ve<br />
metinlerini ezberler, birlikte onları tekrarlar, birbirimizin cümlelerini tamamlardık.<br />
“Üç Karakterli Klasikler’i hala hatırlıyorum. ‘İnsanlar doğduğunda özü itibarıyla<br />
iyidirler.’ Bu sözler çocukken beni çok etkilemişti ve bugün hala buna inanıyorum.<br />
“Bazen sanki tersi doğruymuş gibi görünse de, nerede olursa olsun karşılaştığım<br />
insanlarda hep iyi bir şey buldum.<br />
8
9
ANTHONY HOPKİNS, "FATHER" FİLMİNDEKİ ROLÜYLE "EN İYİ ERKEK OYUNCU" ÖDÜLÜNÜ KAZANDI<br />
Baba, yaşlılığı ile başa çıkmaya çalışan bir adamın<br />
hikayesini konu ediyor. Yaşlılığın etkilerini gün geçtikçe<br />
daha çok hisseden bir adam, bu süreçte yanında<br />
olmaya çalışan kızının tüm yardımlarını reddeder.<br />
En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını The Father’daki performansıyla Anthony<br />
Hopkins aldı. En İyi Uyarlama Senaryo Ödülü’nü de”The Father” kazandı.<br />
83 yaşındaki Anthony Hopkins, bu ödülü alan en yaşlı kişi olarak<br />
kayda geçti.<br />
Ödül törenine katılamayan Hopkins, “Bu ödülü almayı beklemiyordum”<br />
dedi.Hopkins, ilk Oscar’ını “Kuzuların Sessizliği” filmindeki rolüyle 29 yıl<br />
önce almıştı. Hopkins, filmde canlandırdığı ‘’ Hannibal Lecter’’ karakteriyle<br />
hafızalara kazınmıştı.<br />
Pazartesi günü Instagram hesabından görüntülü bir mesaj paylaşan<br />
Hopkins, “83 yaşında bu ödülü almayı beklemiyordum, gerçekten<br />
beklemiyordum. Akademi’ye minnettarım ve teşekkür ederim” dedi.<br />
10
DİĞER ÖDÜLLERİ KAZANANLARIN TAM LİSTESİ<br />
• En İyi Film: Nomadland<br />
• En İyi Kadın Oyuncu: Frances McDormand (Nomadland)<br />
• En İyi Erkek Oyuncu: Anthony Hopkins (The Father)<br />
• En İyi Yönetmen: Chloé Zhao (Nomadland)<br />
• En İyi Uyarlama Senaryo: The Father<br />
• En İyi Özgün Senaryo: Promising Young Woman filmiyle<br />
Emerald Fennell kazandı.<br />
• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Daniel Kaluuya (Judas and the Black<br />
Messiah)<br />
• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Youn Yuh-jung (Minari)<br />
• En İyi Özgün Şarkı: ‘Fight For You’ ile Judas and the Black<br />
Messiah<br />
• En İyi Özgün Müzik: Soul<br />
• En İyi Yapım Tasarımı: Mank<br />
• En İyi Film Kurgusu: Sound of Metal<br />
• En İyi Sinematografi: Mank<br />
• En İyi Belgesel: My Octopus Teacher<br />
• En İyi Kısa Film: Two Distant Strangers<br />
• En İyi Uluslararası Film: Another Round<br />
• En İyi Kısa Belgesel: Colette<br />
• En İyi Görsel Efekt: Tenet<br />
• En İyi Animasyon: Soul<br />
• En İyi Ses Kurgusu: Sound of Metal<br />
• En İyi Kostüm Tasarımı: Ann Roth<br />
• En İyi Saç ve Makyaj Tasarımı: Sergio Lopez-Rivera, Mia<br />
Neal ve Jamika Wilson
2021 OSCAR ÖDÜL TÖRENİ<br />
RENGARENK KIRMIZI HALI ŞIKLIĞI<br />
Maria Bakalova<br />
ÜNLÜLERİN OSCAR’DAKİ KIYAFET TERCİHLERİ<br />
2021 Oscar Ödülleri töreninde sinemanın en iyileri açıklanmadan<br />
önce sinema, müzik ve moda dünyasının ünlüleri birbirinden<br />
şık kıyafetleriyle kırmızı halıda yürüdü. İşte ünlülerin<br />
Oscar’daki kıyafet tercihleri ve 2021 Oscar Ödülleri kırmızı<br />
halı görünümleri... Bu seneki törende göze çarpan bir nokta<br />
ise,bayanların renkli kıyafetlerinin yanısıra, törene katılan<br />
erkeklerinde renkli kiyafetleri tercih etmeleri dikkat cekti.<br />
11
Laura Dern<br />
12
Tiara Thomas
Laura Pausini
Nina Pedrad
Amanda Seyfried
Reese Witherspoon
Angela Bassett
Andra Day
Emerald Fennell
Vanessa Kirby
Regina King
Margot Robbie
H.E.R
Halle Berry
Zendaya
Daniel Kaluuya<br />
Colman Domingo
Leslie Odom Jr.<br />
Riz Ahmed
Sacha Baron Cohen<br />
<strong>Is</strong>la Fisher
Brad Pitt
AVUKAT<br />
ZEYNEP AYDIN TARAKÇI<br />
ZEYNEP HANIM ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABILİR MİYİZ?<br />
1983 Şanlıurfa doğumluyum. Tüm okul hayatım Ankara’da geçti.<br />
2006 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olunca,<br />
avukatlık stajımı Yapı Kredi Sigorta Şirketi nezdinde tamamladım.<br />
2007 yılından bu yana serbest avukatlık yapıyorum. İki kardeşiz.<br />
Evliyim ve bir çocuğum var.<br />
AVUKATLIK MESLEĞİNİ TERCİH ETMENİZİN SEBEBİ NEYDİ?<br />
Aslında lisedeyken, aklımdan farklı bölümler geçiyordu. Anne ve babamın<br />
isteği üzerine hukuk fakültesini yazdım ancak o dönemki asi<br />
ruh halim ile tek tercih yapmış ve ailemi hayli endişelendirmiştim.<br />
Sonra fakülte hayatı başlayınca ve özellikle de mezun olunca, “iyi ki<br />
hukuk tercih etmişim” dedim.<br />
32
AİLENİZDE BAŞKA HUKUKÇULAR VAR MI?<br />
Evet. Babam Yargıtay 1. Hukuk<br />
Dairesi Başkanlığı’ndan emekli<br />
oldu. Devlette 44 senelik hakimlik<br />
hizmeti bulunmaktadır. Babamın<br />
emekli olması sonrasında ofisimizde<br />
onunla haftada bir gün bile<br />
olsa beraber olmak, onun birikim<br />
ve tecrübelerinden yararlanmak<br />
gerçekten çok değerli. Abim ise,<br />
İstanbul’da hukuk eğitimini tamamladıktan<br />
sonra İngiltere’de<br />
Uluslararası Ticaret Hukuku alanındaki<br />
yüksek lisans programını<br />
başarıyla tamamlamış olup;halen<br />
İstanbul’da serbest avukatlık<br />
yapmaktadır. Değerli eşi de yine<br />
meslektaştır. Kardeşim dediğim<br />
çocukluk arkadaşım ve ortağım<br />
Fidan Özkurt Canbolat ile çok<br />
sevdiğim kuzenim Elif Durmaz da<br />
ailemizdeki hukukçulardandır.<br />
33
İLK ALDIĞINIZ DAVA NEYDI?<br />
SİZİN İÇİN ÖNEM ARZEDEN DEĞİŞİK<br />
DAVALARINIZ DA ELBETTE OLUYORDUR. KISACA BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
Stajımı bitirdikten sonra ortağım Fidan ile<br />
Kızılay’da ilk büromuzu açtığımızda gelen ilk<br />
iş eser sözleşmesinden kaynaklı bir alacak<br />
davasıydı. Bu ilk iş uğurlu geldi, sonrasında<br />
staj konum ile alakalı olmasından dolayı<br />
yıllarca çeşitli sigorta şirketlerinin vekilliğini<br />
yaptım. 2013 yılına dek hukuk alanında çeşitli<br />
davalara ve icra takiplerine baktım. 2013’ten<br />
sonra ise yaklaşık 8 senedir işlerimizin çok<br />
büyük bir kısmını taşınmaz davaları oluşturdu.<br />
Gelen her iş önemlidir. 14 sene içinde<br />
çok üzücü, yürek burkan yaşamlara rastladığımız<br />
gibi; çok ilginç ve keyif veren pek<br />
çok konu ile de meşgul olduk diyebilirim.<br />
İnsanları tanıdıkça , hayatta insanın başına<br />
herşeyin gelebileceğini kanıksayarak işimize<br />
dört elle sarıldık. Pek çok kişiye imkansız<br />
dedirten bazı işlerin başarılması ise, herşeyin<br />
mümkün olabileceğini öğretti. Örneğin<br />
emsali 1940’larda görülmüş bir sözlü vasiyet<br />
dosyasının hikayesini sizinle daha geniş bir<br />
vakitte paylaşabilirim.<br />
34
PEKİ SOSYAL YÖNÜNÜZ VE AİLE HAYATINIZ İLE DE BİLGİ ALSAK?<br />
DERGİMIİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />
Hayatım boyunca hep çalıştım ama hiçbir sosyal<br />
aktiviteden de eksik kalmadım diyebilirim.<br />
İnsanlarla iletişim kurmak işimin bir parçası ise<br />
de; bunun dışında sosyal etkinlikler ve arkadaşlarla<br />
geçirilen zaman da benim için hep ön plandadır.<br />
Sosyal sorumluluk amaçlı çalışan ve şehit<br />
ailelerinin çocukları ile yardıma muhtaç çocuklara<br />
eğitim bursu veren , yönetiminde bulunduğum<br />
Altın Kalpler Yardım Derneği’nin çalışmalarına<br />
büyük bir zevkle ve istekle devam etmekteyim.<br />
Çalışan bir anne ve eş olarak, çocuğumla<br />
daha fazla zaman geçirmek ve ailemle olmak<br />
konusunda elimden geldiğince çaba harcarım.<br />
Çocuğumla iletişimimde ise, kendi anneme<br />
çok şey borçlu olduğumu hep düşünmüşümdür.<br />
Annemin ,biz küçükken abim ve benle olan<br />
sevgi dolu, neşeli ve özverili karakterine olan<br />
hayranlığım, kendi çocuğuma da benzer şekilde<br />
davranmamı sağlamıştır.<br />
Bu derginin yayımlanmasında öncülük eden,<br />
çok sevdiğim ve saydığım büyüğüm Şenay<br />
Dağlı hanımefendinin çalışma ve katkılarını<br />
çok takdir ediyor ve her ay yayımlanacak dergilerde,<br />
çoğunluğu kadınlardan oluşan okurların<br />
hukukla ilgili sorularını cevaplayacağım<br />
için de memnuniyet duyuyorum. Sizlere de<br />
yayın hayatınızda başarılar diliyorum.<br />
35
“ESTETİK ALANINDA YAPTIĞI BAŞARILI OPERASYONLAR İLE<br />
TÜRK HEKİMLİĞİNİ DÜNYAYA TANITTI”<br />
DR.ELVAN BAYRAKTAR&ASEL ERENSOY<br />
36<br />
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar<br />
sözleşmeli olduğu lüks hastanelerde ameliyatlı, kliniğinde ise ameliyatsız<br />
estetik işlemleri başarıyla gerçekleştirirken bir yandan da sağlık turizmi<br />
alanında yeni projeler geliştiriyor. Ödüllü Cerrah Elvan Bayraktar, kliniğinin<br />
sorumluluğunu üstlenen kızı Asel Erensoy ile hastalarını hem sağlığına<br />
hem de hayallerini kurdukları bir görünüme kavuşturuyor.
LÜKS HASTANELERDE AMELİYATLI,<br />
KLİNİĞİNDE İSE AMELİYATSIZ ESTETİK İŞLEMLERİ<br />
BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİYOR<br />
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi<br />
Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar sözleşmeli<br />
olduğu lüks hastanelerde ameliyatlı,<br />
kliniğinde ise ameliyatsız estetik işlemleri<br />
başarıyla gerçekleştirirken bir yandan<br />
da sağlık turizmi alanında yeni projeler<br />
geliştiriyor. Ödüllü Cerrah Elvan Bayraktar,<br />
kliniğinin sorumluluğunu üstlenen kızı Asel<br />
Erensoy ile hastalarını hem sağlığına hem<br />
de hayallerini kurdukları bir görünüme kavuşturuyor.<br />
“Geçmişte yurt dışı bağlantılı çalışmalar<br />
gerçekleştiren ve bu alanda önemli bir bilgi<br />
ve deneyime sahip olan başarılı doktor,<br />
anti-aging uygulamaları ile ilgili tüm gelişmeleri<br />
ve yeni teknolojileri yakından takip<br />
ederek klinik bünyesine kazandırmak adına<br />
yurt dışı fuar gezileri düzenliyor.”<br />
“Çeşitli vakıf üyelikleri de bulunan Op. Dr.<br />
Elvan Bayraktar, estetik alanında aldığı<br />
eğitimlerle kendisini sürekli geliştiren kızı<br />
Asel Erensoy ile kliniklerini Türkiye’nin yurt<br />
dışına açılan, vitrin markası haline getirme<br />
yolunda emin adımlarla ilerliyor.”<br />
37
ÇALIŞMALARIYLA DÜNYAYA AÇILMAYI HEDEFLİYOR<br />
Karadeniz Teknik Üniversitesi<br />
TıpFakültesi mezunu olan Op.<br />
Dr. Elvan Bayraktar Nişantaşı’ndaki<br />
kliniğinde kızı Asel<br />
Erensoy ile bütüncül bir sağlık<br />
ve güzellik hizmeti sunuyor.<br />
Bunun yanı sıra Türkiye’ye<br />
dünyanın dört bir yanından<br />
hasta akışını sağlayacak yeni<br />
bir sağlık turizmi projesi üzerinde<br />
çalışan ünlü doktor ilerleyen<br />
süreçte bütün dünya<br />
ülkelerinde PR ve reklam<br />
çalışmaları yaparak verdiği<br />
hizmeti tanıtacak.<br />
Öncelikle Körfez ülkelerine<br />
ardından da tüm dünyaya<br />
açılmayı hedefleyen Op.Dr.<br />
Elvan Bayraktar, Türk hekimlerinin<br />
sahip olduğu üstün<br />
cerrahi yeteneği ve donanımı<br />
bütün dünyaya göstermeyi<br />
amaçlıyor. Geçmişte de yurt<br />
dışı bağlantılı projelerde yer<br />
alan ve bu alanda önemli bir<br />
bilgi ve deneyime sahip olan<br />
başarılı doktor,anti-aging uygulamaları<br />
ile ilgili tüm<br />
gelişmelerive yeni teknolojileri<br />
yakından takip ederek<br />
klinik bünyesine kazandırmak<br />
adına yurt dışı fuar gezileri<br />
düzenliyor. Özellikle obezite<br />
cerrahisi sonrası vücut şekillendirme<br />
operasyonları konusunda<br />
başarılı olan Dr. Elvan<br />
Bayraktar, Körfez ülkelerinden<br />
büyük bir talebin ol-duğu<br />
meme küçültme, karın germe,<br />
vaser lazer liposaction ile vücut<br />
şekillendirme, yağ aldırma<br />
ve Brezilya poposu gibi<br />
kombine işlemlerle hastalarını<br />
ideal vücut ölçülerine<br />
kavuşturuyor.<br />
38
ANNESİNİN SAĞ KOLU<br />
Kliniğin sorumluluğunu<br />
üstlenenerek annesine<br />
destek oluyor.<br />
SANATSAL VE SOSYAL YÖNÜYLE DE DİKKAT ÇEKİYOR<br />
Altın Zirve ve Kariyer Ödülleri’nde “Yılın<br />
En İyi Kadın Cerrahı” ödülünü alarak<br />
ismini duyuran Op. Dr. Elvan Bayraktar,<br />
sanatsal ve sosyal yönüyle de ön plana<br />
çıkıyor. Türk sanat müziği vokalistliği<br />
yapan ödüllü doktor geliri sivil toplum<br />
kuruluşlarına bağışlanan “Hekimler<br />
Söylüyor” adlı albüm çalışmasında da<br />
yer aldı. Çeşitli vakıf üyelikleri de bulunan<br />
Op. Dr. Elvan Bayraktar, estetik<br />
alanında aldığı eğitimlerle kendisini<br />
sürekli geliştiren kızı Asel Erensoy<br />
ile kliniklerini Türkiye’nin yurt dışına<br />
açılan, vitrin markası haline getirme<br />
yolunda emin adımlarla ilerliyor.<br />
@dr.elvanbayraktar<br />
39
40
Şenay Dağlı<br />
Altın Kalpler Yardım Derneği Kurucu Başkanı<br />
İlk sayımızda “Altın Kalpler<br />
Yardım Derneği” kurucu başkanı<br />
ve dergimizin imtiyaz sahibi<br />
sayın Şenay Dağlı hanımefendinin<br />
evine konuk olduk.Sayın<br />
Dağlı; Altın Kalpler Derneği ve<br />
dergimizin kuruluş hikâyelerini<br />
bizimle paylaştı.<br />
41
Derneğinizin kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?<br />
Gönüllü olarak çıkmış olduğumuz bu yolda koşar adımlarla<br />
çok önemli yardım aktiviteleri yaptık ve devamlı<br />
büyüyerek önce halktan, medyadan aldığımız kabul ile<br />
dernek unvanını hak ettik. Küçük bir ekiple başladığımız<br />
yardım organizasyonlarına şu an kocaman bir aile olarak<br />
devam ediyoruz. Ankara’dan başladık ardından İstanbul<br />
daha sonra Mardin Adana Osmaniye ve daha birçok ilde<br />
yardım organizasyonları yaptık.
44
“Altın Kalpler Derneği” sizin için ne ifade ediyor?<br />
Altın kalpler yardım derneği İstanbul Adana İstanbul<br />
Ankara başta olmak üzere benim kocaman hepsi birbirinden<br />
değerli bir yardım hırsıyla çarpan ailemdir. Bir<br />
de Yardımlaştığımız insanları sayarsak Türkiye’nin en<br />
büyük hayallerimden bir tanesiyiz.<br />
45
Ünlü markala<br />
Yerine gö<br />
ama her<br />
da gerek<br />
sahsına<br />
kendi ta<br />
Bu be-n<br />
senin mo<br />
tavsiye e<br />
nin stili<br />
insanın k<br />
Sizin için moda nedir?<br />
Aslına bakarsanız çocukluğumdan<br />
beri modaya ilgim vardı. İlgiden<br />
de ziyade,benim için moda bir hayal,<br />
bir tutkuydu diyebilirim.Bence<br />
moda sürekli sektör için yenileneni<br />
değil de kendi kişiliğimizi ortaya<br />
çıkartarak, kendimize yakışanı<br />
bulmak ve tasarlayabilmektir. Bu<br />
yüzden ben modaya uymam, modayı<br />
kendime uydururum.<br />
46
ı tercih etmiyor musunuz ?<br />
re tercih eder ve severim<br />
şeyimin marka olması<br />
miyor.Ben bu konuda<br />
muhasır bir kadınım ve<br />
rzımı kendim yaratırım.<br />
im zevkim. Ben kimdanın<br />
esiri olmamasını<br />
derim. Çünkü bir kişizamanla<br />
gelişiyor, tıpkı<br />
endi kişiliği gibi.<br />
47
Bir moda dergisi çıkarmak nerden ak<br />
<strong>Moda</strong>yla bu kadar iç içe yasayan biri o<br />
moda dergisi çıkarmak her zaman<br />
di benim. Ama şimdiye kadar hayatın<br />
daki başka aktivitelerimin yoğunlu<br />
dolayı bir türlü fırsat bulup da yapama<br />
Altın Kalpler Yardım Derneği olarak<br />
lar için düzenlediğimiz etkinliklerim<br />
zaman çok yoğun oluyoruz. Şimdi pand<br />
dolayı hepimizin evlerimize kapa<br />
bir dönemdeyiz ve dolayısıyla hiçbi<br />
lik düzenleyemiyoruz. Bu yüzden be<br />
boşluğu fırsat bilerek her zaman hayalin<br />
yoğunluktan gerçekleştiremediğim bu<br />
gerçekleştirmek için harekete geçtim.<br />
48
lınıza geldi?<br />
larak bir<br />
hayalimakışınğundan<br />
dım. Biz<br />
yardımizle<br />
her<br />
emiden<br />
ndığımız<br />
r etkinnde<br />
bu<br />
i kurup,<br />
hayalimi<br />
49
50
51
52
Derginin içeriğinden ve hitap edeceği kesim hakkında<br />
biraz bilgi verir misiniz?<br />
Dergimizin adı “<strong>Moda</strong>-<strong>Magazin</strong>-İş Dünyası”<br />
isminden de anlaşılacağı gibi, içeriği çok<br />
zengin. Her kesimden insanların kendisine<br />
hitap eden bir şeyler bulacağı, eğlenceli,<br />
keyifli ve bir o kadarda faydalı bilgilerle<br />
dolu bir dergi olacak. Biz hazırlarken çok<br />
keyif aldık. Umarım keyifle başladığımız<br />
bu yolculukta okuyucularımızla etkileşim<br />
içinde olarak sürekli kendimizi ve içeriğimizi<br />
geliştirerek yol alırız.<br />
53
ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ YARDIM BALOSU 2019 ANKARA MEYRA PALACE OTEL<br />
ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ<br />
Eski Orman ve Devlet Bakanı Sayın Halit<br />
Dağlının esi Şenay Dağlının gönüllü bir<br />
oluşum olarak başlattığı, ancak yaptıkları<br />
başarılı yardım çalışmalarından dolayı<br />
dernek olma unvanını kazanan Altın Kalpler<br />
Yardım Derneği, kurulduğu günden bu yana<br />
yaptıkları yardım etkinlikleri ve bağışlarla<br />
adlarından sık sık söz ettiriyor.<br />
54
ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ ŞEHİT VE GAZİ AİLELERİ ZİYARETİ<br />
“Altın Kalpler Yardım Derneği”<br />
özellikle yardıma muhtaç<br />
öğrencilere verdikleri burslar<br />
ve şehit ailelerine yaptıkları<br />
yardımlarla tanınıyor.<br />
55
56
ALTIN KALPLER<br />
YARDIM DERNEĞİ<br />
ELAZIĞ DEPREMİ 2020<br />
Bununla birlikte Elazığ depreminde<br />
de, derneğin kurucu başkanı<br />
Şenay Dağlı Elâzığ’a giderek, kendi<br />
imkanlarıyla tedarik ettikleri<br />
yardımları bizzat kendi elleriyle<br />
depremzedelere dağıtarak zor<br />
günlerinde depremzedeleri yalnız<br />
bırakmadı.<br />
57
B<br />
g<br />
d<br />
s<br />
n<br />
ö<br />
ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ 2020 “ALTIN ZİRVE VE KARİYER ÖDÜLLERİ” TÖRENİNDE<br />
“YILIN EN BAŞARILI MARKA VAKFI” SEÇİLDİ.<br />
58
irçok ünlü isminde ödül aldığı<br />
ecede Genel Başkan Şenay Dağlı<br />
a “Yılın En Başarılı Marka Vakfı”<br />
ecilen Altin Kalpler Yardim Deregi<br />
adina Altin Zirve ve Kariyer<br />
dülünü aldı.<br />
59
60<br />
Şenay Dağlı; “bütün dünya ülkeleri<br />
ile aynı kaderi paylaştığımız bu pandemi<br />
döneminde bizde herkes gibi<br />
evlerimize kapandık ve bu yüzden<br />
yardım etkinlikleri düzenleyemiyoruz.<br />
Derneğimiz gelirini düzenlediğimiz<br />
bu etkinliklerden elde<br />
ediyor ve bu elde ettiğimiz gelirin<br />
tamamı burslu öğrencilerimize ve<br />
yardıma muhtaç şehit ailelerine<br />
gidiyor. Umut ediyoruz ki; ülkemiz<br />
ve bütün dünya ülkeleri bu dönemi<br />
geride bırakır ve bizde yeni etkinlikler<br />
ile yardımlarımıza devam<br />
ederiz.
Ama pandemiye rağmen gönlümüz hiçbir şey<br />
yapmadan durmaya da elvermiyor. Bu yüzden<br />
elimizden geldiğince dernek üyelerimizle kendi<br />
aramızda bir şeyler yapmaya devam ediyoruz.<br />
Bu ramazanda kendi aramızda hazırladığımız<br />
ramazan kolilerini yardıma muhtaç ailelere<br />
ulaştırdık. Buda bizim içimizi bir nebzede olsa<br />
ferahlattı. Ama yine de evde otururken de boş<br />
durmuyor, yeni projeler üretmeye devam ediyoruz.<br />
Pandemiden sonra inşallah yardım etkinliklerimize<br />
daha büyük bir heyecanla ve aşkla<br />
kaldığımız yerden devam edeceğiz.” dedi.<br />
61
DİYETİSYEN<br />
Neslihan Öztürk Aktepe<br />
MERHABALAR.<br />
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
Merhabalar,<br />
ben Diyetisyen Neslihan ÖZTÜRK AKTEPE.<br />
Hacettepe Üniversitesi mezunuyum ve mezuniyet<br />
tezimi “Tip-1 diyabetli çocuklarda sosyo-ekonomik<br />
seviyenin beslenmeye etkisi” üzerine yaptım. Mezuniyetinden<br />
sonra ise satış ve pazarlama alanında dünya<br />
devi şirketlerde çalıştım.<br />
Sağlıklı bireylere kilo verme programları uyguladığım<br />
gibi, diyabet, insülin direnci, tansiyon, obesite, troid,<br />
kalp-damar hastalıkları, metabolik sendrom, hamilelik<br />
öncesi-hamilelik ve doğum sonrası beslenme,<br />
menopoz, osteoporoz, adolesan beslenmesi vs.<br />
konularında da hizmet vermekteyim. Korona’ya bağlı<br />
olarak azalan hareketler ve değişen beslenme alışkanlıkları<br />
sonrasında, tüm dünyada ve ülkemizde gittikçe<br />
artan obezite ve diyabet pandemisine dur diyebilmek<br />
için yeni geliştirdiğim VIP ve VIP PLUS programlarını<br />
danışanlarıma uygulamaktayım.<br />
62
BİLİYORUZ Kİ BİRÇOK OKURUMUZ SİZİ TANIYORLAR. NEREDEN TANIDIKLARI HAKKINDA DA BIRAZ BİLGİ ALABİLİRMİYİZ?<br />
Evet. Yazdığım yazılar daha önce birçok gazete ve dergide yayınlandı. Ayrıca birçok TV programına<br />
da konuk olarak katıldım ve birçok yerde de davetli olarak konuşmalarda yaptım.<br />
Bununla birlikte, merak edilen tüm sorulara cevap oluşturulan yaklaşık 200 profesyonel videom<br />
bulunmaktadır.<br />
BİLDİĞİMİZ KADARIYLA CEVAPLA TV DE EN ÇOK İZLENEN İLK 3 UZMANDAN BİRİSİNİZ.<br />
SİZİN AYNI ZAMAN BİR KİTABINIZ OLDUĞUNU DA BİLİYORUZ. BİZE BİRAZDA ONDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
İlk kitabım “Aşk Tadında Diyet” 31 Aralık 2019 da çıkmıştı. Çıktığı andan itibaren birçok TV<br />
programında yer aldığı gibi Hürriyet Gazetesi’nin 1.sayfasında da gerçek yaşam hikayesi<br />
olarak haber olmuştu. Yine kitabım “Aşk Tadında Diyet”, 22 Şubat 2021 tarihinde FOX TV<br />
“Çalar Saat “programında İsmail Küçükkaya ve 07 Mart 2021 tarihinde ise “Benden Söylemesi”<br />
programında Merve Yıldırım kitabımı tüm Türkiye’ye tanıtmışlar ve övgü ile bahsetmişlerdi.<br />
Bununla birlikte İkinci kitabım ise yazım aşamasındadır.<br />
SİZE BU GÜZEL SÖYLEŞİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ VE OKUYUCULARIMIZA SİZİN HER AY BİZLERLE OLACAĞINIZIN VE SAĞLIKLI<br />
BESLENME HAKKINDAKİ YAZILARINIZLA OKUYUCULARIMIZI BİLGİLENDİRECEĞİNİZİN MÜJDESİNİ VERMEK İSTİYORUZ.<br />
PEKİ BU AYKİ YAZINIZIN KONUSU NEDİR?<br />
İlk ay herkese faydalı olacağını düşündüğüm, “vücut tipine göre beslenme” hakkında bir yazı<br />
hazırladım.<br />
63
VUCUT TİPİNİZE GÖRE BESLENİN<br />
Doğduğunuz andan itibaren<br />
beslenme şekliniz ve obez olma<br />
ihtimaliniz size genetik olarak<br />
kodlanmış durumdadır. Vücut<br />
şeklinizin yaklaşık % 45’i genetik<br />
mirastır ve nesiller boyu da<br />
bu böyle devam edecektir. Ancak<br />
genetiğiniz kaderiniz değildir! ve<br />
asla da olmamalıdır! Ailenizin tek<br />
kilolu olmayan kişisi siz olabilirsiniz!<br />
Sağlıklı, dengeli ve yeterli<br />
beslenmeyi yaşam biçimi yapmanız,<br />
egzersizi hayatınızın<br />
tam orta noktasına almanız<br />
kilonuzu kontrol altına almanızı<br />
sağlayacaktır. Diyeti<br />
vücut tipinize göre yapmanız<br />
ise kilo kontrolün de işinizi<br />
fazlası ile kolaylaştırır.<br />
1-ELMA TİPİ<br />
2-ARMUT TİPİ<br />
3-TERS PİRAMİT TİPİ<br />
4-KUM SAATİ TİPİ<br />
64
1-ELMA TİPİ<br />
Vücudun karın ve bel bölgesinde kilo<br />
artışı olur. Sağlık açısından en tehlikeli<br />
olanıdır. Nedeni ise; elma tipi yağlanmada<br />
yağ hücrelerinin büyük ve içorganara<br />
yakın olmasıdır. Bu nedenle kalpdamar,<br />
diyabet, insülin direnci, safra kesesi, karaciğer<br />
yağlanması vb. hastalıklara karşı<br />
risk artar.Elma tipi yağlanma da belirli<br />
aralıklar ile kan değerlerinize baktırmanız<br />
ve diyetisyeniniz tarafından bel çevrenizi<br />
ölçtürmeniz gerekmektedir. Kadınlarda<br />
bel çevresi 80 cm, erkekler de 92 cm ideal<br />
ölçü iken, kadınlar da 88 cm, erkeklerde<br />
ise 102 cm ve üzerin de olması ciddi derecede<br />
risk olduğunun göstergesidir.<br />
ELMA TİPİ YAĞLANMASI OLANLAR NE YEMELİDİR?<br />
Düşük glisemik indeksli dediğimiz kan<br />
şekerini yavaş yükselten gıdaların tüketimi<br />
arttırılmalıdır. Bol miktarda sebze<br />
meyve tüketimi, yağsız portein grupları<br />
ve kaliteli yağlar bu grup da yer almalıdır.<br />
Alkol tüketimine dikkat etmeleri<br />
gerekmektedir. Egzersiz olarak: yüzme,<br />
bisiklet ve kardiyo doğru seçimler olacaktır.<br />
ARMUT TİPİ NE YEMELİ?<br />
2-ARMUT TİPİ ( JİNOİD )<br />
-<br />
İncecik bir bel ve buna karşılık<br />
kalçada yağlanma fazladır. Türk<br />
kadın tipini simgeler. Elma tipi<br />
yağlanmaya göre sağlık açısından<br />
riskli değildir. Kadınlarda<br />
oluşturduğu en büyük sorun<br />
dolaşım bozuklukları ve selülittir.<br />
Armut tipi olan kadınlarda<br />
genellikle östrojen<br />
fazladır.<br />
Yüksek lif ve posa içeren sebze-meyveler,<br />
düşük yağ içeren<br />
süt ve ürünleri, tamamen yağsız<br />
etler, yulaf, müsli beslenmede yer<br />
almalıdır. Yüksek östrojen içeren<br />
soya, keten tohumu, adaçayı,<br />
maydanoz, yağ ve şeker kullanımı<br />
olabildiğince kısıtlanmalıdır.<br />
Egzersiz olarak; koşmak doğru<br />
seçim olurken, çok fazla bisiklete<br />
binmek ve spinning yapmak vücudun<br />
alt kısımlarında kas yapacağı<br />
için kaçınmak gereklidir.<br />
65
TERS PİRAMİT TİPİ NE YEMELİ?<br />
3-TERS PİRAMİT VÜCUT TİPİ<br />
İnce bir bel ve kalçaya karşılık<br />
geniş omuz ve kollar vardır. Bu tip<br />
yağlanması olanlarda genellikle<br />
kortizol dediğimiz stres hormonu<br />
yüksektir. Kortizol ise insülin hormonunun<br />
artmasına,zincirleme<br />
olarak da yağlanmanın artışı ve<br />
şekerin hücre içinde depolanamamasına<br />
neden olmaktadır. İnsülin<br />
artışına bağlı olarak uyku<br />
sorunları, sabah yataktan keyifsiz<br />
kalkmak, asabiyet, yorgunluk ve<br />
halsizlik görülmektedir.<br />
En geç 3 saat aralıklar ile beslenmelidir.<br />
Bol su tüketmelidir. Özellikle Serotonin<br />
salgılatan bitter kakao, fındık, badem,<br />
yağsız süt, muz, çilek, orman meyveleri,<br />
somon, hindi, keten tohumu, yumurta,<br />
tam tahıl ürünleri, kabak çekirdeği ve<br />
zeytinyağı tüketilmelidir.<br />
Egzersiz olarak; ağırlık çalışmak dışında<br />
vücudunu fit gösterecek tüm sporları<br />
yapabilir.<br />
4-KUM SAATİ TİPİ<br />
KUM SAATİ TİPİ NE YEMELİ?<br />
Omuz ve kalça birbirine yakın genişliklerdedir<br />
ve ince bir beliniz vardır.<br />
Hem fit hem de kum saati tipiniz var<br />
ise çok şanslısınız.<br />
Çiğ sebze ve meyveler, balık,<br />
avokado, kepekli gıdalar, yağsız<br />
süt ve ürünleri yiyebilirsiniz. Kötü<br />
beslenen kum saati tipinde ödem<br />
sıkça rastlandığı için her çay/kahveden<br />
önce su içmelidir.<br />
Egzersiz olarak; Yürümek ve koşmak<br />
iyi gelirken, haftada en az bir<br />
gün masaj yaptırmalıdır.<br />
66
Şikayetçi olduğunuz vücut tipiniz ne olursa olsun, başarılı bir beslenme<br />
programı, egzersiz, yeterli su içmek, yeterli ve kaliteli uyku ile mucizevi<br />
sonuçlara ulaşabilirsiniz.<br />
Sağlıklı ve fit kalın<br />
Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />
Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />
Diyetisyen Neslihan Aktepe Beslenme ve Diyet Danışmanlığı<br />
Söğütözü Via Flat İş Merkezi Kat:3 No:87<br />
info@neslihanaktepe.com.tr<br />
www.neslihanaktepe.com.tr<br />
67
AVUKAT<br />
AYŞEGÜL ALDEMİR<br />
68<br />
Avukat, kişisel gelişim uzmanı, yazar,<br />
Business Channel Türk program<br />
yapımcısı ve sunucusu, Ayşegül<br />
Aldemir Kendisine ait Kişisel Gelişim<br />
Merkezi “Ayşegül’ün Atölyesi” hakkında<br />
açıklamalarda bulundu. Son<br />
yıllarda vatandaşlar, kendilerini daha<br />
iyi ifade etmek amacıyla kişisel eğitim<br />
programlarına yönelmekte. Kendini<br />
anlama ve etkili iletişim kurmak<br />
amacıyla; Nöro-Linguistik Programlama<br />
(NLP) eğitimi almakta. Ayşegül<br />
Aldemir, NLP programı ve kişisel<br />
gelişim programları hakkında bilgi<br />
verdi.Bunun yanı sıra atölyesinde,<br />
birçok eğitim programın yer aldığını<br />
belirten Aldemir, “Kişisel eğitim<br />
programları eğitimi aldıkça insanları<br />
daha çok seviyorsunuz” diye<br />
konuştu.
“HATA YOKTUR, DENEYİM VARDIR”<br />
Hayatı hakkında bilgi veren Ayşegül Aldemir, “Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.<br />
Vakıflar Bankasında 10 yıl boyunca hem avukat hem de hukuk müşavirliği yaptım. Daha sonra<br />
görevimden istifa edip, kendi hukuk büromu açtım. Ankara Dünya Ticaret Merkezinde, hukuk<br />
bürosunda avukatlığa hala devam ediyorum.” dedi.<br />
“KİŞİSEL GELİŞIM ALANLARINA YÖNELDİM”<br />
Kişisel gelişim alanlarına nasıl yöneldiğini anlatan ve kişisel gelişim alanlarında hangi eğitimleri<br />
aldığını dile getiren Aldemir, “Umre ziyaretimle başlayan içsel yolculuğum sonucunda kişisel<br />
gelişim alanlarına yöneldim. Öncelikle yoga eğitimiyle başladığım kişisel yolculuğum birçok<br />
alanda devam etti. Profesyonel Yaşam Koçluğu, NLP, Theta Healing Eğitimi, Access Bars, Hipnoz<br />
ve birçok kişisel gelişim alanında eğitim aldım. Aldığım eğitim programlarının aynı zamanda<br />
eğiticisi de oldum.” şeklinde konuştu.<br />
“HAYAT, BİTMEYEN BİR YOL”<br />
Hayattaki yolculuğumuzu daha iyi bir hale getirmek için Ayşegül Aldemir, “Hayatı, bitemeyen bir<br />
yola benzetiyorum. Bütün insanlar olarak yoldayız ama yolun sonu da yok. Ölümün gerçekleşmesiyle<br />
de başka bir boyuta geçeceğiz. Mademki yoldayız, bu yolculuğu güzel bir hale getirmeliyiz.<br />
Hem ruh, hem beden, hem de zihinsel olarak bu yolculuğu güzel şekilde ilerlemeliyiz. İçsel yolculuğumda<br />
‘Nasıl daha iyi olabilirim’ düşüncesiyle hareket ediyorsunuz.” diye belirtti.<br />
“YOLCULUĞUMUZDA, HERKES BİRER ÖĞRETMENDİR”<br />
Kişisel eğitimleri programları aldıkça daha çok eksik taraflarınınız ortaya çıktığını ifade eden ve<br />
arınma sürecine nasıl bir süreçten geçildiğini, 15 yıldır bu eğitimleri aldığını anlatan Aldemir,<br />
sözlerine şu şekilde devam etti: “Her aldığınız kişisel gelişim eğitimi, farklı bir eğitime sizi yönlendiriyor.<br />
Sürekli eksik bir tarafınız ortaya çıkıyor. Zaten ruh, öyle tamamlanıyor ve tekâmül ediyor.<br />
İlk başlarda ruh biraz acı çekmeli ki tekâmül etmeli. Derin acılar yaşamasa da ruh, aşk acısı<br />
bile acıdır. Dolayısıyla kendini ve karşındaki insanları fark etme durumu ortaya çıkmaya başlar.<br />
İnsanların, sana acı yaşatabilecek olma durumunu öğrenirsiniz. Bu yaşanan süreçler olması gerektiği<br />
için oluyordur. Bu süreçten sonra kabul etmeye başlıyorsunuz. Yolculuğumuzda, herkes<br />
birer öğretmendir. Ama yolculuğumuzun daha iyi olmasını ve karşımıza daha iyi insanların çıkmasını<br />
istediğimiz zaman arınma çalışmaları yapıyoruz. Arındıkça, karşımıza daha iyi kişiler gelecektir.”<br />
69
70
“NLP, NEFES EĞİTİMİ, YOGA EĞİTİMİ…”<br />
Aldemir, içindeki Yaradan Aşkı ve bundan kaynaklı insan sevgisi ile bu atölyeyi kurduğunu<br />
dile getirdi. Ayşegül’ün Atölyesinde eğitim verilen programları da anlatan Aldemir, “Profesyonel<br />
Yaşam Koçluğu”, “Nöro-Linguistik Programlama (NLP Practitoner ve Master)”, “EFT”,<br />
“Kuantum Teknikleri ile Dönüşüm”, “Oto Hipnoz”, “EneSrji Şifası”, “REIKI 1 ve 2 seviye”, “Yoga<br />
Eğitimi”, “Farkındalık Yaşam Eğitimi”, “Astrolojik Basit Analiz”, “Zen Eğitimi”, “Theta Healling<br />
Eğitimi”, “İlahi Dişi Bilgeliği”, “Medyumluk Kanalı ile Şifa Eğitimi”, “Acsess Bars Eğitimi”, “Örgü<br />
Atölyesi ile Stresle Baş Edebilme”, “Regrosyon”, “Nefes Teknikleri”. “Orjinal Yoga Sistemi ile<br />
Yoga Felsefesi ve Yoga Başlangıç Dersleri”, “Nefes Teknikleri Eğitimi ve Eğitimcinin Eğitimi”<br />
eğitimlerini atölyemizde vermekteyiz.” açıklamasında bulundu.<br />
NEFES EĞİTİMİ; BİREYİN BİRÇOK BAĞIMLIKLARDAN KURTULMASINA YARDIMCI OLUR”<br />
Aldemir, bireylerin nefes eğitimi alarak alkol, sigara ve uyuşturucu gibi bağımlılıklardan kurtulmasına<br />
yardımcı olduğunu dile getirdi. Nefes eğitimleriyle bireylerin hayatlarında neleri<br />
değiştirebileceklerini dile getiren Aldemir sözlerine şu şekilde devam etti: “Bireylerin,<br />
bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olmaktadır. Çünkü;<br />
tüm hücrelere giden oksijen miktarı arttığı için hücre yenilenmesini hızlandırır, gençleştirir.<br />
Solunum kapasitemiz artığı için kondisyonumuz gelişir. Odaklanma ve uyku problemleri<br />
çözülür. Ama en önemlisi bireylerin hayattan zevk, neşe, mutluluk almamıza engel olan,<br />
tüm tıkanıkları temizler. Bireylerin, bilinçaltındaki birçok olumsuz duygulardan (öfke, korku,<br />
nefret, suçluluk, affetmeme, kızgınlık, bastırılmış duygular vs.) temizler. Evrensel bütünlüğü<br />
hissederek yaşamdan keyif almayı, yaşam amacımızı ve yaşam misyonumuzu dair netlikler<br />
kazandırır.”<br />
“NLP, BİLİNÇALTI ÇALIŞMALARIDIR”<br />
NLP eğitimi; zihin ve dili en etkili şekilde kullanma sanatıdır. Amaç; iletişim becerileri kazanırken,<br />
etkili bir iletişim kurarak sürekli gelişmektir. Bireylerin bilinç altındaki problemleri<br />
kısa bir süre içinde dönüşümün gerçekleştiğini vurgulayan Aldemir, NLP eğitimde bireyler<br />
kendilerini anlama, tanıma ve olaylara farklı pencerelerden bakmasını sağlamasında<br />
yardımcı olduğunu ifade etti. Aldemir, “NLP, bilinçaltı çalışmalarıdır. Bireylerin, bilinçaltlarında<br />
halledemedikleri problem ve sorunları (hobi, korku, depresyon, sıkıntılar vs.” NLP çözüm<br />
teknikleriyle sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bu eğitimlerle bilinçaltına yeni<br />
duygular ve alışkanlıklar kodlanıyor. NLP, eğitimleriyle çok hızlı bir dönüşüm gerçekleşiyor.”<br />
sözlerini kaydetti.<br />
71
“SİHİR ÖTESI EĞİTİMİ”<br />
Ayşegül’ün Atölyesi olarak “Sihir Ötesi” adı altında yeni bir eğitim oluşturduk. Bu eğitimde piyasadaki<br />
tüm kişisel gelişim eğitimlerini içerik olarak veriyoruz. Sihir Ötesi Eğitimi Sonucunda bireyler<br />
9 adet uluslararası akreditasyonlu sertifika almaya hak kazanıyor ve kendilerinde bu eğitimin eğiticisi<br />
olabiliyor. İşin en keyifli ve cazip kısmı da bu. Amacımız eğitimlerimizin daha çok kişi tarafından öğrenilmesi<br />
ve bu öğrendiklerini önce kendilerine, ailelerine ve neticede kendi öğrencilerine uygulayarak,<br />
suya atılan bir taşın oluşturduğu dalganın yayılması gibi farkındalık- bilinç yükselmesinin topluma<br />
yayılmasının sağlanmasıdır. Tıpkı 100. Maymun Fenomeni gibi. Bu nedenle tüm seminerler ücretsiz<br />
olarak verilmiş olup, düsturumuz her zaman topluma hizmet olmuştur.<br />
“ÜCRETSİZ AFFETME SEMİNERLERİ”<br />
Aldemir, şimdiye kadar Türkiye’nin birçok şehrini gezerek, 100’un üzerinde ücretsiz affetme seminerleri<br />
verdiğini, pandemi nedeniyle şimdilik affetme seminerlerine ara verdiğini, ama ara sıra öğrencileri<br />
ve “Ayşegül’ün Atölyesi” takipçileri için bu seminerleri online olarak da yaptığını ve inşallah<br />
pandemiden sonra tekrar daha önce gitmediği yerlere giderek, bu seminerlerle daha çok insana<br />
ulaşmayı hedeflediğini aktardı. Aldemir insanların bazılarının kolay affedemediğini, bu affedememe<br />
duygusunun aslında insanların kendi üzerlerinde taşıdıkları bir yük olduğunu bilmediklerini ve affettikten<br />
sonra nasıl hafiflediklerini, eğer kendileri istemezse bunu affettikleri kişilere söylemek zorunda<br />
olmadıklarını anlattı.<br />
@aysegulunatolyesı26
74<br />
DİŞ HEKİMİ<br />
Yelda KIRAN
MERHABALAR YELDA HANIM. ÖNCELİKLE BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN<br />
BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
1973 yılında Şanlıurfa’da inşaat ve müteahhitlikle ilgilenen bir ailede doğdum ve büyüdüm.<br />
İlk orta ve lise eğitimini Şanlıurfa’da tamamladım. 1991 yılında Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği<br />
Fakültesine girdim. Fakat üçüncü sınıftan sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Diş Hekimliği<br />
Fakültesi’ne yatay geçiş yapıp, oradan mezun oldum. İstanbul’da özel klinik ve özel hastanelerde<br />
çalıştıktan sonra, Şanlıurfa’da özel muayenehanecilik yaptım. Bu arada evlendim ve eşimin tarım<br />
ve müteahhitlik şirketleri ile ilgilendim. “Şanlıurfa Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği” kurucuları<br />
arasında yer aldım ve çalıştım. Yaklaşık iki yıl önce özel muayenehaneciliği de noktaladım. Şu an<br />
hayatım Şanlıurfa, Ankara, İstanbul arasında geçiyor diyebilirim.<br />
PEKİ ŞU AN AKTİF OLARAK HANGİ İŞLE MEŞGULSÜNÜZ?<br />
Şu an eşimin kurduğu şirketi, AK Teknik Gıda Tarım A.Ş. de yönetici olarak çalışıyorum. Ayrıca<br />
bu yıl içeresinde, daha önce faaliyet gösteren Siverek’teki pirinç ve çeltik fabrikasını satın almış<br />
bulunmaktayız. Kendi arazilerimize yetiştirdiğimiz organik ürünleri, kendi markamızla da piyasaya<br />
sunduk. Dünyanın en meşhur pirinci olan Karacadağ pirincinin de üreticisi ve işleticisiyiz.<br />
BU YOĞUN İŞ TEMPOSUNDA KENDİNİZE AYIRACAK ZAMAN BULABİLİYOR MUSUNUZ?<br />
HOBİLERİNİZ VAR MI?<br />
Öncelikli hobilerim arasında tenis oynamak var. Ayrıca resim sanatı ile de ilgileniyorum ve ufak<br />
bir resim koleksiyonum var. Türk ressamların eserlerini koleksiyonuma katmaya çalışıyorum.<br />
Bununla birlikte, pandemi ile birlikte tekrar kitap okumaya başladım. Öğrencilik yıllarından sonra<br />
bırakmıştım. Pandeminin bana böyle bir yararı oldu diyebilirim. Ayrıca modaya da ilgim var ve<br />
moda dünyasındaki gelişmeleri takip ediyorum.<br />
SİYASETLE ARANIZ NASIL?<br />
SİYASETLE İLGİLENİYOR MUSUNUZ?<br />
Ben milliyetçi ve merkez sağ görüşlü bir insanım. Hayatım hep bu çizgide ilerledi. Cumhur ittifakını<br />
da gönülden destekliyorum ve ülkemizin geleceğini Cumhur İttifakında görüyorum. Özellikle<br />
Emine Erdoğan hanımefendinin, “Sıfır Atık” projesinin dünyaya örnek bir proje olduğunu<br />
düşünüyorum. Yıllar önce “Tema Vakfı” gönüllüsü olarak çalıştığım zamanlarda ısrarla hayata<br />
geçirmek istediğimiz, fakat bir türlü sesimizi duyuramadığımız projelerin, bugün gerçekleştirildiğini<br />
görmek beni çok mutlu ediyor. Doğaya nasıl saygılı yaşayacağımız konusunda “Sıfır Atık”<br />
projesi bize bir rehber oldu. Bu projenin yalnız Türkiye ekonomisi için değil, dünyanın sürdürülebilirliği<br />
içinde önemli bir proje olduğunu düşünüyorum.<br />
75
BU YOĞUN İŞ TEMPOSUNDA KENDİNİZE AYIRACAK<br />
ZAMAN BULABİLİYOR MUSUNUZ? HOBİLERİNİZ VAR MI?<br />
76<br />
PEKİ ŞU AN AKTİF OLARAK HANGİ İŞLE MEŞGULSÜNÜZ?<br />
Şu an eşimin kurduğu şirketi, AK Teknik Gıda<br />
Tarım A.Ş. de yönetici olarak çalışıyorum.<br />
Ayrıca bu yıl içeresinde, daha önce faaliyet<br />
gösteren Siverek’teki pirinç ve çeltik fabrikasını<br />
satın almış bulunmaktayız. Kendi arazilerimize<br />
yetiştirdiğimiz organik ürünleri,<br />
kendi markamızla da piyasaya sunduk.<br />
Dünyanın en meşhur pirinci olan Karacadağ<br />
pirincinin de üreticisi ve işleticisiyiz.<br />
Öncelikli hobilerim arasında tenis oynamak<br />
var. Ayrıca resim sanatı ile de ilgileniyorum<br />
ve ufak bir resim koleksiyonum var.<br />
Türk ressamların eserlerini koleksiyonuma<br />
katmaya çalışıyorum. Bununla birlikte,<br />
pandemi ile birlikte tekrar kitap okumaya<br />
başladım. Öğrencilik yıllarından sonra<br />
bırakmıştım. Pandeminin bana böyle bir<br />
yararı oldu diyebilirim. Ayrıca modaya da<br />
ilgim var ve moda dünyasındaki gelişmeleri<br />
takip ediyorum.
SİYASETLE ARANIZ NASIL? SIYASETLE İLGİLENİYOR MUSUNUZ?<br />
Ben milliyetçi ve merkez sağ görüşlü bir insanım. Hayatım hep bu çizgide ilerledi. Cumhur ittifakını<br />
da gönülden destekliyorum ve ülkemizin geleceğini Cumhur İttifakında görüyorum. Özellikle Emine<br />
Erdoğan hanımefendinin, “Sıfır Atık” projesinin dünyaya örnek bir proje olduğunu düşünüyorum. Yıllar<br />
önce “Tema Vakfı” gönüllüsü olarak çalıştığım zamanlarda ısrarla hayata geçirmek istediğimiz,<br />
fakat bir türlü sesimizi duyuramadığımız projelerin, bugün gerçekleştirildiğini görmek beni çok mutlu<br />
ediyor. Doğaya nasıl saygılı yaşayacağımız konusunda “Sıfır Atık” projesi bize bir rehber oldu. Bu projenin<br />
yalnız Türkiye ekonomisi için değil, dünyanın sürdürülebilirliği içinde önemli bir proje olduğunu<br />
düşünüyorum.<br />
BİRAZ ÖNCE, DAHA ÖNCE TEMA VAKFINDA GÖNÜLLÜ OLARAK YER ALDIĞINIZDAN BAHSETTİNİZ.BAŞKA HANGİ SOSYAL SORUMLU-<br />
LUK PROJELERINDE BULUNDUNUZ VE ŞU ANDA AKTİF OLARAK HERHANGİ BIR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ İÇERİSİNDE FAALİYET<br />
GÖSTERİYOR MUSUNUZ?<br />
Daha önce de bahsettiğim gibi, öncelikle Tema Vakfında gönüllü olarak çalıştım. Daha sonra “Şanlıurfa<br />
Üniversiteli Kadınlar Derneği” kurucuları arasında yer aldım. Şu anda ise, Altın Kalpler Yardımlaşma<br />
Derneğinde, icra kurulu üyesiyim. Derneğimizde önceliğimiz, şehit ailelerimizin çocuklarına burs vermek.<br />
Fakat başkanımız Şenay Dağlı hanımefendiye gelen yoğun talepler doğrultusunda, zor durumda<br />
olan kadınlarımıza da maddi ve manevi olarak el uzatıyoruz.<br />
ZOR DURUMDAKI KADINLARDAN BAHSETMİŞKEN, MAALESEF SON GÜNLERDE GÜNDEMDEN DÜŞMEYEN KADIN CİNAYETLERI HAKKINDA<br />
NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />
Maalesef bu cinayetler, beni ve tüm toplumumuzu ilgilendiren ve üzen, hatta isyan ettiren bir konu.<br />
Bizim Türk milleti olarak, gelenek ve göreneklerimize kadına şiddet yoktur. Biz kadınlarımıza “hanım”<br />
diye hitap ederiz. Neden? Hanım kelimesi “han” ve “ım” hecelerinin birleşmesinden gelir. “Hanım”.<br />
Yani, “kraliçem” demektir. Biz özümüzde kadınlarımıza bu kadar değer veren bir toplumuz. 1926 yılında<br />
Türk Medeni Kanunu’nu kabul etmişiz ve içselleştirmişiz. Çünkü biz Türk toplumu olarak, hayatı<br />
hep kadın ve erkek eşit olarak sırtlamışız. Buna kurtuluş savaşı da dahildir. Gelinen bu noktada,<br />
toplumun yarısını oluşturan kadın nüfusunu baskılamak, psikolojik şiddet uygulamak, hatta öldürmek,<br />
birkaç katil ruha ait bir davranış biçimidir. Bunlara müsamaha göstermemeliyiz. Normalleşmesine<br />
izin vermemeliyiz. Bu cinayetleri işleyip, kendilerine çeşitli payeler çıkaran erkeklerin, bunu kendini<br />
ispatlama veya ünlü olma vesilesi olarak kullanmalarına izin vermemeliyiz. En ağır kanunları uygulamalıyız.<br />
Toplum olarak baskı altına almalı ve dışlamalıyız.<br />
YELDA HANIM, BU GÜZEL ŞÖYLESİ İÇİN SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR VE BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ.<br />
77
0 312 438 38 08 -<br />
www.karacadagk
0534 858 44 07<br />
ejanpirinci.com
KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI<br />
Ayşe Asiltürk<br />
SİZİ BİRAZ TANIYABİLİR MİYİZ?<br />
Ben Ayşe Asiltürk. Aile danışmanı, kişisel gelişim<br />
uzmanı ve eğitmeniyim. Anadolu<br />
Üniversitesi Sosyal Hizmetler Mezunuyum.<br />
Ayrıca kişisel gelişim alanında sayısız eğitim<br />
aldım ve aynı zamanda aldığım eğitimlerin<br />
birçoğunun da uygulayıcısı ve eğiticisiyim.<br />
2010 yılından bu yana bu alanın içerisindeyim.<br />
Bu işin içerisine bir kere girdiğiniz zaman<br />
sürekli daha ileri götürmek istiyorsunuz. Bu<br />
yüzden bende aldığım bu eğitimlerle yetinmeyip,<br />
daha ileri bir seviyeye çıkarmak ve insanlara<br />
daha faydalı olabilmek için psikoloji<br />
eğitimi almaya karar verdim ve şu anda çift<br />
anadal olarak “Psikoloji” bölümüne devam<br />
etmekteyim.<br />
80
KİŞİSEL GELİŞİM UZMANIYIM DEDİNİZ.<br />
İÇERİĞİNDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?<br />
BİR KİŞİSEL EĞİTİM UZMANI OLARAK NELER YAPIYORSUNUZ?<br />
Kişisel gelişim alanında sayısız<br />
eğitim aldım. Aldığım bu eğitimlerin<br />
bazılarını da yurtdışında<br />
bu eğitimlerin kurucularının<br />
kendisinden aldım. Bunlardan<br />
birisi, NLP’yi dünyaya tanıtan<br />
ve NLP’nin kurucularından olan<br />
Dr. Wyatt Woodsmall’un öğrecisiyim.<br />
Aldığım bu eğitimleri gerektiği<br />
zamanlarda seanslarımda<br />
da kullanıyorum. Bu eğitimleri<br />
bir alet çantası gibi düşünebilirsiniz.<br />
Gerektiği yerde<br />
uygun aletti kullanıyorsunuz.<br />
En önemlilerinden bahsetmek<br />
gerekirse, “Aile Danışmanlığı,<br />
Profesyonel Yaşam Koçluğu,<br />
İlişki ve Öğrenci Koçluğu. NLP,<br />
Bilinçaltı Programlama, Regresyon,<br />
Hipnoz ve Access Bars<br />
seansları”. Bunlarla birlikte, aldığım<br />
bu eğitimlerin bazılarında<br />
eğitmeniyim. “NLP Master<br />
Trainer, Access Consciousness<br />
ve Yaşam Koçluğu” eğitmeniyim.<br />
Bu alanlarda eğitimler<br />
veriyorum. Yetiştirdiğim ve bu<br />
alanda hizmet veren birçok<br />
öğrencim var. Ayrıca öğrenci<br />
koçluklarını yaptığım sayısız<br />
danışanım, üniversite sınavında<br />
istedikleri bölümleri kazandılar.<br />
Bu çok gurur verici bir şey.<br />
Emeklerimin boşa gitmediğini<br />
görmek beni çok mutlu ediyor.<br />
Seanslarımıza gelecek olursak,<br />
tekniklerimizle, kişilerin<br />
bilinçaltlarına inerek, kendi<br />
bilinçaltlarının gücünü de kullanarak<br />
birçok psikolojik ve fizyolojik<br />
hastalıkları tedavi etmekteyiz.<br />
Sayısız danışanım bu şekilde<br />
iyileştiler ve normal hayatlarına<br />
döndüler.<br />
81
AYŞE HANIM, SİZİN SEMİNERLER VERDİĞİNİZİDE BİLİYORUZ. BİZE<br />
BİRAZ DA BU SEMİNERLERİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
Birçok okulda öğrencilere yönelik, “sınav kaygısı,<br />
motivasyon, hedef belirleme, başarıya<br />
giden yol” vb. seminerleri, öğrencilerin velilerine<br />
yönelik, “sınava hazırlanan gençlere nasıl<br />
destek olmalı” konusunda seminerler, Ankara’nın<br />
20’ye yakın lokalinde “farkındalık, aile<br />
içi iletişim, iletişim, affetme ,kendini keşfet”<br />
,gibi seminerler, Eskişehir’de ailelere yönelik,<br />
“sağlıklı mutlu aile nasıl olunur” semineri,<br />
Amerikan kültür kolejin de “öğretmenlere<br />
iletişim” semineri, Kastamonu, Tosya’da<br />
“farkındalık ve iletişim” semineri, Aybüke Fizik<br />
Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde ailelere<br />
yönelik seminer ve Antalyada’ki bir şirkette<br />
“satış pazarlama da bilinçaltının gücü” semineri<br />
verdim. Seminerlerin dışında ise birçok<br />
radyo ve TV programına da konuk olarak<br />
katıldım.<br />
GENEL OLARAK KİŞİSEL GELİŞIM KONUSUNA VE SİZİN<br />
DANIŞANLARINIZA UYGULADIĞINIZ TEKNİKLERE BAKARSAK,<br />
BİZLERE BU KONUDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?<br />
İletişim deyince nedense aklımıza ilk eşimizle,<br />
çocuklarımızla, partnerlerimizle, anne babamızla<br />
ve çalışma ortamımızla iletişim biçimleri<br />
gibi iletişimler geliyor. Fakat kendimizle<br />
olan iletişimimizi hiç düşünmüyoruz. Bizim<br />
yaptığımız çalışmalarda ilk olarak kendimizle<br />
iletişime geçmeyi öğrenmekle başlıyoruz.<br />
Bu yüzden, İlişki koçluğu çalışmamızda karşı<br />
tarafla değil kendimizle olan iletişim sorunları<br />
çözülünce, otomatik olarak diğer iletişim sorunlarımızda<br />
ortadan kalkıyor.<br />
82
“SEN DEĞİŞİRSEN DÜNYA DEĞİŞİR.”<br />
Kişisel gelişim yolculuğu kendini bulma yoludur. Bu yolculuk bana çok şey öğretti. Mesela bir şeylerin<br />
değişmesini istiyorsak, önce kendimizden başlamak gerekir. Danışanlarımızın bazıları bizlere geldiğinde,<br />
eşinin veya ailesinin davranışlarından şikâyet ederek, nasıl onların davranışlarını değiştirebileceklerini<br />
soruyorlar. Nedense değişime kendimizden başlamak zor geliyor. Aslında çoğumuz<br />
birilerinin değişmesini istiyorsak, değişime neden öncelikle kendimizden başlamamız gerektiğinin<br />
farkında değiliz.<br />
“BİLİNÇALTI İLE KİLO VERME (DUYGUSAL AÇLIK).”<br />
Vücudumuz da tutuğumuz bırakamadığımız o kadar çok yükler var ki; bunların çoğu da vücudumuzda<br />
kilo olarak kalır. Spor yaparız. Uzman desteği alırız. Fakat vücut kilo vermeye direnç gösterir.<br />
Bilinçaltının neden kilo vermeye direnç gösterdiğini bulduğumuz zaman ise, fazla kilolarda kendiliğinden<br />
gitmeye başlıyor. Aslında bu kadar da kolay. Bu konuda yaptığımız çalışmalar, birkaç seansta<br />
hemen etkisini görmeye başlıyor.<br />
“ÖĞRENCİLERLE BAŞARI YOLCULUĞU”<br />
Öğrenci koçluğunda ise öğrencilerle yaptığım bireysel çalışmalar ile, bir öğrencinin neden başarısız<br />
olduğu, geçmişte hangi sorunlarda takılıp kaldığı, motivasyon eksikliği ve neden ders çalışamadığı<br />
gibi birçok konuda onlara destek veriyorum. Sınava kadar öğrencilerin yol arkadaşı oluyorum. Koçluk<br />
yaptığım yüzlerce öğrencim oldu. Şu anda bazıları Türkiye’nin dört bir yanında üniversite eğitimlerine<br />
devam ederken, bazıları ise hayalindeki mesleği icra ediyor. Hepsiyle gurur duyuyorum. İnsanın isteyip<br />
de başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki istesin. Ben onlara sadece yol gösteriyorum. Yollarındaki<br />
engelleri ise beraber temizliyoruz.<br />
Sonuç ise muhteşem oluyor.<br />
SON OLARAK BİZE MP3 SUBLİMİNAL MEDİTASYONLARDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />
Bilinçaltını programlama çalışmalarımızda kullandığımız bir tekniktir.<br />
Seanslarımızda kullandığımız, kişinin çekirdek inancına göre hazırladığımız, kişiye özel çalışmadır.<br />
SİZE BU GÜZEL SÖYLEŞİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ .<br />
83
DÜŞÜNCELERİNİZİ NE KADAR KONTROL EDİYORSUNUZ.?<br />
DÜŞÜNCELERİNİZLE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRİN!<br />
BİRAZ BEYNİMİZI TANIYALIM.<br />
İnsan beyni, sinirler ve omurilik<br />
sayesinde merkezî sinir<br />
sistemini kontrol eder, çevresel<br />
sinir sistemini yönetir ve<br />
hemen hemen insanın tüm<br />
işlevlerini düzenler. Kalp atımı,<br />
soluk alma ve sindirim gibi<br />
istemsiz eylemler, otonom<br />
sinir sistemi yoluyla farkına<br />
varmadan; düşünce, mantık<br />
ve soyutlama gibi daha karmaşık<br />
zihinsel eylemler ise<br />
bilinçli olarak beyin tarafından<br />
yönetilir.Düşüncelerimizin ne<br />
kadar etkili olduğunu anlatan,<br />
gerçek yaşanmış bir hikâye ile<br />
anlatmaya çalışacağım.<br />
Bu öykü Nick adında bir<br />
demiryolu isçisinin öyküsü.<br />
Nick güçlü, sağlıklı bir işçi.<br />
Manevra sahasında çalışıyor.<br />
Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini<br />
iyi yapan güvenilir bir insan.<br />
Ne var ki, kötümser biri, her<br />
şeyin kötüsünü bekler ve başına<br />
kötü şeyler geleceğinden<br />
korkar.Bir yaz günü, tren isçileri,<br />
ustabaşının doğum günü<br />
nedeniyle bir saat önceden<br />
serbest bırakılırlar. Tamir için<br />
gelmiş olan ve manevra alanında<br />
bulunan bir soğutucu vagonun<br />
içine giren Nick, yanlışlıkla<br />
kapıyı içerden kapatır, kendini<br />
soğutucu vagona kilitler. Diğer<br />
işçiler Nick‘in kendilerinden<br />
önce çıktığını düşünürler.Nick<br />
kapıyı tekmeler, bağırır, ama<br />
kimse duymaz, duyanlar da<br />
bu tür seslerin sürekli geldiği<br />
bir ortamda olduğu için pek<br />
kulak vermezler. Nick burada<br />
donarak öleceğinden korkmaya<br />
başlar. Eğer buradan<br />
çıkmazsam, burada kaskatı<br />
donacağım, diye düşünmeye<br />
başlar. İçerde yarısı yırtılmış bir<br />
karton kutunun içine girer. Titremeye<br />
başlar. Eline geçirdiği<br />
bir kâğıda karısına ve ailesine<br />
son düşündüklerini yazar: Çok<br />
soğuk, bedenim hissizleşmeye<br />
başladı. Bir uyuya bilsem! Bunlar<br />
benim son sözlerim olabilir.<br />
Ertesi günü soğutucu vagonun<br />
kapısını açan işiler, Nick‘in<br />
donmuş bedenini bulurlar.<br />
Üzerinde yapılan otopsi, onun<br />
donarak öldüğünü göstermektedir.<br />
Fakat bu olayı olağanüstü<br />
yapan soğutucu vagonun<br />
soğutma motorunun bozuk ve<br />
çalışmıyor olmasıydı. Vagonun<br />
içindeki ısı 18°C idi ve vagonda<br />
bol hava vardı. Nick‘in korkusu,<br />
kendini gerçekleştiren bir<br />
kehanet oluşturmuştu.<br />
Hikâyede de anlatıldığı gibi<br />
düşüncelerimiz bizim vücudumuzun<br />
fizyolojisini de etkiliyor.<br />
Beynimizin içinde gün içinde<br />
binlerce düşünce dolaşmaktadır.<br />
Bilim adamlarına göre bir<br />
günde 50.000 düşünce zihnimizde<br />
gezinti yapıyor. Acaba<br />
bu düşüncelerden ne kadarını<br />
kendimiz yönetiyoruz?<br />
Sizlere şaşırtıcı gelebilir ama<br />
bu düşüncelerden büyük çoğunluğunu<br />
kendimiz yönetmiyoruz.<br />
Düşüncelerimiz maalesef<br />
bizleri yönetiyor.<br />
Yani kafamızdaki programlar<br />
bizi yönetiyor.Bu da şunu<br />
gösteriyor, farkında olmadan<br />
düşüncelerimizle vücudumuza<br />
korku enerjisini çok rahat<br />
gönderiyoruz. Ya hasta olursam<br />
ya corana olursam ya<br />
ölürsem ya bağışıklık sistemim<br />
zayıflarsa vs. bunun gibi birçok<br />
aklımızdan geçen düşünceler<br />
var saymakla bitmez …<br />
BAĞIŞIKLIK sistemimizi, sinir<br />
sistemimizin etkilediğini biliyoruz.<br />
Dolayısıyla bağışıklık<br />
sistemimizi güçlendirmek<br />
için besinlerimize, vitaminlerimize<br />
dikkat ediyoruz. Peki<br />
düşüncelerimize dikkat ediyor<br />
muyuz acaba? Düşüncelerimiz<br />
bu kadar etkili ise biz neden<br />
göz ardı ediyoruz? Hijyen<br />
kurallarına gösterdiğimiz önemi<br />
aslında düşünce ve sinir<br />
sistemimize de göstermemiz<br />
gerekir ben buna düşünce detoksu<br />
diyorum. Bizim çalışmalarımızın<br />
temelinde düşünce<br />
detoksu vardır. Düşüncelerimizi<br />
değiştirmeden hayatımızı<br />
değiştiremiyoruz maalesef.<br />
84
Bizim yaptığımız çalışmalardan “NLP”, “Regresyon”, “Hipnoz”, “Koçluk”, “Access Bars”, “Theta Healing”,<br />
“Reiki”, “Kuantum”, “Bilinçaltı Dili” gibi birçok çalışmalarımız, bilinçaltı temizliği ve düşünce<br />
detoksu içindir. Sahada olanlardan çok, evde korku için de oturanların daha çok corana olduğu<br />
gözlemlenmiştir.<br />
Seanslarımızda; anksiyete, panikatak, depresyon, okb, fobi, bağımlılıklar, affedememe, geçmiş,<br />
aile içi iletişim, özgüven eksikliği, sosyal fobi, özsaygı, fazla kilo, hayır diyememek, mutsuzluk, yapamam<br />
korkusu, öfke kontrolü, kanser vb., psikosomatik rahatsızlıklar, stres ve strese bağlı birçok<br />
rahatsızlıkları, yaptığımız çalışmalarla ile çok kolayca çözüyoruz.<br />
Yaşayacak tek hayatımız var. Onu da daha bilinçli kaliteli farkında olarak yaşamak en doğal hakkımız<br />
...<br />
Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız önce düşüncelerinizi değiştirmekle başlayabilirsiniz.<br />
Sen değişirsen Dünya değişir ...<br />
Ayşe ASİLTÜRK<br />
Kişisel Gelişim Uzmanı-NLP Master Trainer<br />
Aile Danışmanı-Yaşam Koçu<br />
@ayseasiltrk-www.ayseasilturk.com-0 532 458 1239<br />
Next Level - A Bok-E-Ofis-Kat 16-No:102
ANKARA’DA BİR MODA DEVİ<br />
ZUHAL KESKİN<br />
ADIM ADIM ZİRVEYE<br />
Ankaralı, başarılı bir modacı olan<br />
“Zuhal Keskin” ile yaptığımız<br />
söyleşide Zuhal Hanım; daha önce<br />
uzun yıllar güzellik merkezi, moda<br />
evi, spor salonu ve kafeterya işletmeciliği<br />
yaptığını, aynı zamanda<br />
da sayısız eğitimlere ve sertifika<br />
programlarına katıldığını anlattı.<br />
Aldığı bu eğitimlerin akabinde de<br />
kendi markasını çıkarabilmek için,<br />
“Ankara Özel Güzel Sanatlar <strong>Moda</strong><br />
Tasarım ve Stilistlik Okulunun açtığı<br />
2 yıllık eğitimi başarılı bir şekilde<br />
tamamladığını belirten Zuhal<br />
Hanım, 2014’de kendi markası olan<br />
“ZStyling By Zuhal Keskin”i çıkarttığını<br />
belirtti.<br />
86
Aynı zamanda, “<strong>Moda</strong> ve Güzellik<br />
Koçu” olarak stil danışmanlığı da yapan<br />
Zuhal Hanım, güçlü atölye kadrosu<br />
ile, gelinlik, abiye ve kişiye özel<br />
çalışmalar yaparak Ankara Yaşam<br />
Kent’teki atölyesinde hizmetlerine<br />
devam ediyor. “ZStyling” Houte<br />
coture çalışmalarıyla, bu alanda<br />
aranılan markalar içinde yerini alıyor.<br />
Gelinlik, abiye nişan, kına gibi tüm<br />
özel günlerin mimarı olarak, çalışmalarında<br />
müşterilerine stil danışmanlığı<br />
ve düğün koçluğu hizmetlerini de<br />
sağlayan Zuhal Keskin, çıktığı bu yolda<br />
güçlü bir marka olmayı başarmış,<br />
başarılı, girişimci iş kadınlarımızdan<br />
birisi olarak dikkat çekiyor. Bununla<br />
birlikte, başarılı iş hayatının yansıra<br />
Zuhal Keskin iki çocuk sahibi bir<br />
anne.<br />
87
88
2021 ilkbahar yaz modası hakkında<br />
da bilgiler veren Zuhal Keskin, ayrıca<br />
kendi koleksiyonunun bu sezon nasıl<br />
çıktığı hakkında da bizleri bilgilendirdi.<br />
“2021 ilkbahar-yaz kartalasında bu dönem<br />
ruh halinizi yükseltecek doğadan<br />
pek çok renkle karşılaşmak mümkün<br />
olacak. Zamansız diyebileceğimiz<br />
çöl ve kum renkleri, krema tonları ile,<br />
doğadan alınan ilhamla birlikte canlı<br />
güneş ve portakal renklerini de sıkça<br />
göreceğimiz aşikâr.<br />
Maalesef ki moda dünyası son iki sezondur<br />
pandeminin gölgesinde kaldı.<br />
Giyinme alışkanlıkların değiştiği bu<br />
dönemde, online platformlar, sanal<br />
fuarlar, döneme damgasını vurdu. Bir<br />
yandan korunaklı ve rahat giysiler tercih<br />
edilirken, maskesiz kıyafetleri hemen<br />
hemen hiçbir platformda göremedik.<br />
Normalleşmeye başladığımız 2021<br />
ilkbahar-yaz koleksiyonlarında ise ince<br />
trikolar, boyfriend ceketler, uzun hırkalar,<br />
abartısız, minimalist tasarımlar,<br />
sakince gövde gösterecek.<br />
89
By Zuhal Keskin 2021 ilkbahar-yaz<br />
koleksiyonuna gelecek<br />
olursak, klasik tasarımları biz de<br />
rafa kaldırdığımız, enerjisini yüksek<br />
tutacağımız bir tavır sergiledik.<br />
İyimser bir tablo çizmeye<br />
çalıştık. Özel gün ve gecelerin<br />
büyük ölçüde bittiği şu dönemde,<br />
giyinme alışkanlığını unuttuğumuz<br />
pencereyi araladık. Yaşamı<br />
ve giyinmeyi sevenler için tül ve<br />
organzeler ile dantelleri, rahatlığın<br />
dokuları ile dırapeli, uçuşlu,<br />
eksantrik, ama bir o kadarda<br />
neşeli formlar hazırladık.<br />
Gelinlikte ise, biraz sofistike, biraz<br />
vintage, doğada koşan hem<br />
sade hem biraz elegant vurgular<br />
yansıttık. Dantel ve kupürlerle<br />
gündelik şıklığı harmanlayarak,<br />
gerek abiye ,gerekse gelinlik<br />
modellerimizde, hem korunaklı,<br />
hem de ekolojik olmaya gayret<br />
ederek sürdürülebilir moda anlayışıyla<br />
bizde bu sezona imzamızı<br />
attık.”dedi.
Buotuque Houtecoture Atelier<br />
0 312 241 83 82<br />
0 532 160 19 69<br />
@z_styling ~<br />
www.zstyling.com
Triko Takım: Zara
Çok küçük yaşlardan itibaren modaya ve giysi tasarımına<br />
gönül vermiş biriyim. Bugün geldiğim noktaya baktığımda,<br />
‘’ iyi ki yüreğimin emrettiğini yapmışım’’ diyorum. Ben sadece<br />
bir moda tasarımcısı ya da ‘’ Haute Couture &Couture<br />
moda tasarımcısı’’ değilim. Ben aynı zamanda içinden geleni<br />
aklından geçenle birleştiren, benzersiz tasarımlar ortaya<br />
çıkaran; hayata geçirdiği modeller sadece mankenlerin<br />
üzerindeyken değil, askıda giyilmeyi beklerken bile farklı<br />
olduklarını fısıldayan çizimlerin, renklerin, kumaşların sihirbazıyım.<br />
<strong>Moda</strong> ile profesyonel bir ilişkim var. Bunun için Bilkent Üniversitesi’nde aldığım Grafik Tasarım ve<br />
Güzel Sanatlar eğitimlerimin ardından, <strong>Is</strong>tituto di <strong>Moda</strong> Burgo’da <strong>Moda</strong> Tasarımı bölümünü bitirdim.<br />
İlk başarılarımdan biri Milano Burgo Fashion Show’a katılmak oldu. Mesleğimde daima aldığım sanat<br />
ve moda eğitimlerimi birleştirdim. Güler Baysal olarak, zaman içinde kendimi en iyi şekilde “Haute<br />
Couture&Couture” tasarımlarla ifade edebileceğimi gördüm. Pandemi Sürecinin başlangıcına kadar<br />
birçok Fashion Week’e katılım sağladım. Dubai, Azerbaycan, Beyrut, Moskova ve Türkiye’nin birçok<br />
ilinde defileler gerçekleştirdim. 17. Azerbaijan Beauty Contest’te katılım sağlayan tüm yarışmacıların<br />
mayolarını tasarladım. Birçok markaya koleksiyon danışmanlığı verdim.<br />
Güler Baysal Haute Couture&Couture markası; incelikler, özen ve ayrıcalıklar demek benim için.<br />
Tasarladığım giysilerin çoğuna “üstün dikiş tekniği” hâkim. Gerek kadınlara yönelik hazırlanan göz<br />
alıcı, cezbedici ve benzersiz giysilerde, gerek erkekler için ortaya çıkarılan şık, elit ve kusursuz çizgilerde<br />
“üstün dikiş tekniğinin” kullanılmasına büyük bir özen gösteriliyor. Bugüne dek couture abiyeleri,<br />
gelinlikleri ve erkek koleksiyonları ile tanınmış bir isimken, Pandemi sürecinde Theta Healing ile<br />
tanıştım. Ve asıl macera, asıl yükseliş de o noktada başladı. Fark ettim ki; önce ruhu giydirmek lazım.<br />
Haute Couture’de üstün dikiş tekniği ile kişiye özel tasarım<br />
demek… İnsanların ruhunu ve hayatını üstün dik<br />
iş tekniği ile aynı özen ile tasarlamalarına ışık<br />
olmak bu yolculuğumun en güzel tarafı…<br />
Kişi kendini bilir, kendini tanır ve kolaylıkla<br />
kendini ve hayatını stilize eder ise, eskilerin<br />
deyimi ile “Bir insanın kumaşı iyi<br />
ise” her şeyi tam ve bütün olur. Profesyonel<br />
yaşantıma Theta Healing<br />
danışmanlığını da dahil ederek,<br />
yolculuğuma devam etmekteyim.<br />
Herkes özel ve güzeldir. Herkesin<br />
istediği şeye ulaşması mümkün ve<br />
hakkıdır. Bu her zaman dile getirdiğim<br />
bir cümledir. “Biz tasarımcılar<br />
kişilerin en özel günlerini en güzel<br />
ve mutlu hissedecekleri hallerine<br />
çevirmek içi hizmet veriyoruz.”<br />
Tasarımdaki incelikler gösterilen özenle<br />
birleşince, ortaya çıkan da hiç kuşkusuz ayrıcalıklı,<br />
nicelikli giysiler ve yaşamlar oluyor.<br />
Ve sen kendini ayrıcalıklı hissetmeye layıksın…<br />
Güler Baysal
HIDIRELLEZ DUASI<br />
Bu yeni zamanda sevdiğim kim varsa,<br />
kendim de dahil,<br />
sevebileceğim herkes de dahil…<br />
Bu duayı okusun.<br />
Kendi sesiyle duysun.<br />
Duası gerçek olsun.<br />
Her kelimesine şükretsin.<br />
Sevdikleriyle bir arada olsun.<br />
Nesi varsa, bölüşecek biri olsun;<br />
nesi yoksa, bulup getirecek biri olsun.<br />
Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin.<br />
Neşesi bol olsun.<br />
Sağlığı iyi olsun.<br />
Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun.<br />
Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın.<br />
Değiştirmek istedikleri değişsin.<br />
İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın.<br />
Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın.<br />
Kapıda hep kamyonu dursun.<br />
Dilediği yere taşınsın.<br />
Kendinden taşınmak isterse,<br />
içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun.<br />
Bir şey ona sürpriz olsun.<br />
Öyle tahmini mümkün olmayan bir şey olsun ki bu,<br />
hayatın zekasını anlatsın.<br />
Hayalleri gerçek olsun.<br />
Hayalini kendinden saklamasın.<br />
Bir çizgi filmde olduğunu,<br />
her şeyin mümkün olduğunu unutmasın.
DOĞRU DUA<br />
5 Mayıs’ta inanan, inanmayan farklı<br />
dilden, dinden, mezhep ve ırktan<br />
birçoğumuz farklı ritüellerle, dualarla, geleneklerle<br />
bir araya gelir; Hıdırellez’i baharın<br />
gelişini kutlarız şenlik havasında…<br />
Gül ağacının altına dileklerimizi gömeriz,<br />
ateşlerimizi yakarız hatta bu sene yakamayanlarımız<br />
evlerimizde ocaklarımızda<br />
dileklerimizi yaktık. Ve o gece dualar<br />
edilir, kendimiz ve birbirimiz için bolluk,<br />
bereket dileriz. Evrene güzel bir enerji<br />
yayılır, doğanın elementleriyle bir olduğumuz<br />
bir gündür Hıdırellez. Yaradan’ın<br />
bize karşılıksız sunduğu nimetler; hava,<br />
ateş, su ve toprak. Duanın dili ve dini<br />
olmadığını hatırladığımız, deneyimlediğimiz<br />
bir gündür.<br />
Son zamanlarda çokça işittiğimiz; doğru<br />
dua, yanlış dua, enerjiler, meditasyonlar<br />
vs. Hayallerimize kavuşmak adına başvurduğumuz<br />
tüm bu yöntemlerin özünde<br />
nasıl bir teknik yatıyor? Nasıl oluyor da kiminin<br />
duası anında gerçekleşirken, kimimizin<br />
ki gerçekleşmiyor. Kimimiz yanlış<br />
dua ediyor da ondan mı gerçekleşmiyor<br />
dileklerimiz? Peki dua; niyetlerimizi bildiren<br />
sözlerimiz değil midir?<br />
Dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz.<br />
Hayatlarımız resmen altüst oldu;<br />
sevdiklerimizi kaybettik, kimilerimiz çok<br />
sevdiği işlerini kaybetti, ailelerimiz ile<br />
görüşemedik, sevdiklerimizden uzak<br />
kaldık. Birçoğumuz maddi, manevi hayatta<br />
kalma mücadelesi veriyor…<br />
Halbuki ne kadar çok yorulduğumuzun<br />
ve dünyayı da o kadar yorduğumuzun;<br />
aynı zamanda kendi özümüzü, ruhumuzu<br />
ne kadar çok unuttuğumuzun; güzel<br />
sandığımız ya da şu an özlem duyduğumuz<br />
o keyifli, heyecanlı ama bir o kadar<br />
stresli günlerimizi, sıradanlaştırarak ve<br />
değersizleştirerek yaşamakta olduğumuzun<br />
farkında mıydık? Ya da mutsuzluklarımızın,<br />
gerçek biz olarak istediklerimizin,<br />
hayal kırıklıklarımızın üstünü<br />
kapatıp, hayatın koşuşturmasında sorgulamadan<br />
devam mı ediyorduk. Pandemi<br />
öncesi süreçte de zengin varlığına varlık<br />
katarken, fakir yine hayatta kalma mücadelesi<br />
veriyordu. Biz sadece bu denli<br />
farkında mıydık etrafımızda olup bitenlerin<br />
diye sorgulamaya davet ediyorum<br />
bizi…<br />
Hala ısrarla devam eden toplumsal<br />
dayatmalar, öğretilmişlikler, sorgulamadan<br />
kabul ettiğimiz, doğru saydığımız ve<br />
uyguladığımız yöntemler<br />
Birçoğumuz; yürüdüğümüz yola o kadar<br />
odaklanmıştık ki, başka yollar olabileceğini<br />
düşünmemiştik bile. 133
İnsanoğlu olarak varoluştan beri suçu başkasına<br />
atmaya hatta Yaradan’a atmaya pek meyilliyizdir.<br />
Âdem bile Yaradan ona sorduğunda<br />
“Âdem yoksa yasak meyveyi mi yedin?” “Yanıma<br />
koyduğun bu kadın yedirdi…” :))) Bazılarımızı<br />
şanslı olarak görürüz ve gerçekten de<br />
bazılarımız şanslıdır. Aman o ne isterse olur.<br />
Tılsımlı mıdır nedir. Yaradan’dan torpilli mi?<br />
Şimdi hepimizin şanslı olduğunu, Yaradan’ın<br />
enerjisinin bir parçası, her birimizin O’nun<br />
biricik, eşsiz, benzersiz evlatları olduğumuzu<br />
ve O’nun kıvılcımları olduğumuzu, Cevapları<br />
zaten bildiğimizi sadece nasıl istendiğini hatırlamamız<br />
gerektiğini söylesem ne dersiniz?<br />
Bu yazıyı okurken her birimizin 2 saniye gözünü<br />
kapatıp hayal etmesini istiyorum. 2 çocuğunuz<br />
var ve ikizler. Birinin ruhu çok karanlık, adam<br />
öldürebilecek kadar gözü kara ve bu sizin<br />
çocuğunuz olamaz denilebilecek kadar çılgın.<br />
Diğeri ise her şeyi bilgece halledebiliyor, kimseyi<br />
kırmıyor ve hep iyi şeyler yapıyor. Tam hayallerinizdeki<br />
gibi. Peki siz sevginizi ikisine de<br />
eşit bir şekilde bölüştürebilirsiniz dimi. Aranızdaki<br />
güven, değer, bağ dan bahsetmiyorum, sadece<br />
ikisi de sizin özünüzden bir parça taşıyor.<br />
Sizden oluştu. Sizin DNA’larınızı taşıyor. Sizin<br />
hücre ve kromozomlarınızdan birer parça var<br />
her ikisinde de. Sevgi’nizde bir ayrım olur muydu?<br />
İşte Koşulsuz Sevgi budur. Yaradan’ın bizi<br />
sevme şekli…<br />
Bizlerde içimizde ikiz çocuklar taşıyoruz. Madem<br />
her birimiz Yaradan’ın bir parçayız, ondan<br />
bir parça taşıdığımıza inanıyoruz o zaman<br />
dualarımızın, hayallerimizin gerçek olabilmesi<br />
için öncelikle kendimizi Yaradan’ın bizi sevdiği<br />
gibi, narsisçe yada egoistçe değil, koşulsuz bir<br />
şekilde severek, tüm olumsuz, karanlık taraflarımızı<br />
kabullenerek ve kucaklayarak, sonrasında<br />
yaratılmış olan her canlıya Yaradan’ın<br />
koşulsuz sevgi sini sunarak işe başlayabiliriz.<br />
Unutulmamalı ki; hayatımızdaki her yaratım<br />
yani istek ve hayallerimizi dile getirdiğimiz<br />
her an ve sahip olduğumuz her zorluk bize<br />
ruhlarımızın büyümesi için bir şey öğretmektedir.<br />
Her canlının temel yaşam amacı Hayatta kalmaktır<br />
Tüm mücadelesini Hayatta kalabilmek<br />
adına verir ve her bir canlı her zaman bir üst<br />
versiyonu olmak ister. Bilinçaltımız da canlı bir<br />
varlık olduğu için aynı mücadeleyi vermekte.<br />
Dolayısıyla olumlu, olumsuz ayrımı yapmadan<br />
kendini konfor alanında tutar ve sürekli bizi<br />
alışkın olduğumuz ve güvende hissettiğimiz alanlarda<br />
kalmaya zorlar. Çoğunlukla bu güvenli<br />
alanlarımız; korku, endişe, kaygı, acı, öfke, intikam<br />
gibi olumsuz duygu ve hislerden beslenir.<br />
Ama sonucunda aslında bize bir şey kazandırır.<br />
Bir şey öğretir.<br />
Çocukluğumuza döndüğümüzde; ne güzeldi<br />
dimi hayat, hayaller, istekler ya da belki travmalarla<br />
doluydu. İşte o günlerde oluşan tüm o<br />
travmaları bedenimiz, ruhumuz ve zihnimiz ile<br />
bugünlere taşıdık.
Küçüklüğünde terlik yemeyenimiz yoktur. Ya da minikte<br />
olsa uyarı niteliğinde küçük bir tokat. Canımızı yakacak<br />
bir söz işitmişizdir ebeveynlerimizden ya da yakın<br />
çevremizden. En güvendiğimiz, koşulsuz sevdiğimiz<br />
ebeveynlerimiz, bildikleri en iyi yöntem doğrultusunda<br />
“seni sevdiğim için”, “seni korumak için”, “ileride<br />
canın yanmasın diye” canımızı yakmışlardır, bunu<br />
yaptıklarını bilmeden ve istemeden. Önce vurmuş<br />
ya da yaralamış sonra seni seviyorum demişlerdir.<br />
Bilinçaltımız bunu Sevgi acıdır diye kodlamıştır bile<br />
o sırada. Korunmak için, güvende hissetmek için bir<br />
şekilde bu tarz ilişkiler ve iletişimlere çekiliriz. Çünkü<br />
o sırada DNA’larımız aktive olmuş ve işbaşındalardır.<br />
Reseptörlerimiz acı sinyali veriyor ve hayatımıza bunu<br />
çekmeye başlamışızdır. Bilinçli zihinlerimiz (%10)<br />
kendince kusursuz ilişkileri ararken ve bu yönde dua<br />
ederken, bilinçaltlarımız (%90) sevmek ve sevilmek<br />
için acı çekmemiz gerektiğine inanmaktadır. Ve hayatlarımız<br />
bumerang gibi benzer olaylar ve deneyimler<br />
içerisinde döner durur. Motivasyonumuz acı oldu.<br />
Yaradan bizi nasıl seviyor, bizim ise Gerçek Sevgi anlayışımız<br />
nerede? Gerçek Sevgi acı olabilir mi?<br />
VE BU ŞEKİLDE BU YAŞLARIMIZA KADAR<br />
BİRÇOK OLUMSUZ DÜŞÜNCE ÜRETEREK<br />
DENEYİMLEDİK YAŞAMLARIMIZI…<br />
Ve dua ettik bazen kabul oldu, bazen olmadı. Gerçek<br />
sevginin acı olmadığını fark ettiğimize göre olumsuz<br />
düşünce üretmemizin hayatlarımızda yaratacağı<br />
olumsuzlukların farkında olarak dua etmeliyiz.<br />
Özellikle bir başkası için dua ederken bu çocuğumuz<br />
bile olsa; biliyoruz ki onun için en yüce ve en iyisini<br />
istiyoruz ama Yaradan bize nasıl yaklaşıyor ise;<br />
“Evladım hangi yolu seçersen seç; ben seni seviyorum<br />
ve seveceğim.” O zaman olumsuz düşünerek ya da olmaz<br />
ama ben yine de hadi bir deneyeyim diye edilen<br />
hiçbir niyet gerçekleşmez. Kendimi olumsuza hazırla<br />
yayımda ben, olursa sevinirim. Bu süreçte olumsuzu<br />
yarattık bile. İsteğini yaratmadın ki. Allah niyetimizi<br />
biliyor evet ama bilinçaltlarımızın mantığı yoktur. Bilgisayar<br />
gibidir. Niyet’i algılayamaz. Olumsuz düşünce<br />
üretmek bu yüzden dualarımızın önünde bir engel<br />
teşkil ediyor. Canı gönülden, hiçbir olumsuzluk öğesi<br />
içermeyen, negatif duygular barındırmadan istenen ve<br />
tabi ki içerisinde başka bir canlının hayatına müdahale<br />
etmeyecek şekilde bildirilen niyetler, yapılan ritüeller,<br />
edilen dualar tezahür eder.<br />
Son Zamanlarda; sürekli bu konuda farkındalık<br />
yaratılmaya çalışılıyor. Tüm üstadlar, masterlar, kişisel<br />
gelişim uzmanları, psikolog ve psikiyatristler bas bas<br />
bağırmaktalar; “Olumsuz Düşünce Yaratmayın”<br />
Tamamda bunca öğretiyle ve alışılmışlıkla bunu nasıl<br />
yapacağız? Durmuyor zihnimiz. Evet durmuyor, Haklıyız…<br />
Farkında olalım, olumsuzluklarımızı kabullenelim,<br />
utanmayalım, pişmanlıklarımızı fark edelim, önce<br />
kendimizi affedelim, kendimizi, ruhumuzu tanıyalım,<br />
ruhlarımız ne istiyor? Diğer yaşayanlarında bir<br />
zamanlar çocuk olduklarını hatırlatalım kendimize.<br />
Birbirimize çocuklarımız bile olsa kendi doğrularımızı<br />
dayatmayalım, kendimize kızmayalım, Unutmayalım<br />
ki; her reddediş içinizdeki Yaradan’ı reddedişimiz,<br />
her kızgınlık içimizdeki Yaradan’a olan kızgınlığımız,<br />
arınıp güzelce niyetlerimizi Yaradan’a sunalım ve<br />
şimdi, şu anda olmuş gibi yapalım. Geçmişe takılı<br />
kalarak ya da geleceği planlayarak şu an deneyimlediğimiz<br />
güzellikleri kaçırmayalım. Nasıl ve ne zaman<br />
olacağını Yaradan’a bırakarak niyetlerimizi bildirelim.<br />
Ve o dileği orda bırakalım çünkü takılı kaldıkça<br />
şu an yaşanan güzel anlarımızı, deneyimlerimizi<br />
kaçırdığımızın farkında olalım. Şu anda hayatımızda<br />
var olanlar için her gün şükredelim. Şükredelim ki;<br />
güzellikler çoğalsın.<br />
Tabi ki acı yaşamayacak mıyız? Üzülmeyecek miyiz?<br />
Öfkelenmeyecek miyiz? Elbette yaşayacağız. Yoksa<br />
hayat çok sıkıcı olurdu ama farkında olalım. “Bu olay<br />
bana ne öğretmeye çalışıyor? Ne gösteriyor? Benzer bir<br />
şey daha önce yaşadım mı? Diye kendimize soralım.<br />
Daha önceden benzer bir deneyimimiz var ise sonunda<br />
ne oldu. Hırslanıp çalışıp çok mu başarılı oldum ya<br />
da bir öfkeyle evden çıktım. Özgürlüğümü, bağımsızlığımı<br />
mı ilan ettim ve kendi ayaklarımın üstünde<br />
nasıl duracağımı mı öğrendim. Yoksa dualarım gerçek<br />
mi oldu? Ağzımdan öfkeyle çıkan bir söz gerçek mi<br />
oldu? Bak Yaradan aslında dualarını, niyetlerini sana<br />
veriyor demek ki. Hastalandım ve ailem benimle ilgilendi<br />
mi, eşimi eve mi döndürdüm bu hastalıkla.<br />
Herkesin bir deneyimi var. Her başarısızlık aslında<br />
koca bir başarı hikayesidir. Her olumsuzluktan aslında<br />
olumlu bir kazancımız vardır.<br />
135
Sevdiğimiz birisi yola çıkarken “Allah kazasız belasız ulaşmanı<br />
sağlasın” demek yerine “Allah sağlıkla ve selametle ulaşmanı sağlasın”<br />
demeye çalışalım.<br />
Evlenen birine niyet bildirirken “Allah ayırmasın” yerine “Allah beraberliğinizi<br />
daim etsin” diyelim. “Nazar değmesin” yerine “Allah<br />
nazardan korusun” diye dua edelim.<br />
Zihinlerimizdeki olumsuz düşüncelerimiz, hayatlarımızı etkiliyor. Kolay<br />
olmadığını biliyorum ama Mahatma Gandhi’ninde dediği gibi<br />
SÖYLEDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN DÜŞÜNCELERE;<br />
DÜŞÜNCELERİNİZE DİKKAT EDİN DUYGULARINIZA;<br />
DUYGULARINIZA DİKKAT EDİN DAVRANIŞLARINIZA;<br />
DAVRANIŞLARINIZA DİKKAT EDİN ALIŞKANLIKLARINIZA;<br />
ALIŞKANLIKLARINIZA DİKKAT EDİN DEĞERLERİNİZE;<br />
DEĞERLERİNİZE DİKKAT EDİN KARAKTERİNİZE,<br />
KARAKTERİNİZE DİKKAT EDİN KADERİNİZE DÖNÜŞÜR.<br />
Her yaşadığımız olayı Yaradan’ın gözüyle değerlendirebilirsek; farkındalığımız<br />
arttırabiliriz ve kendimizi olumlu düşünceler üreten zihinlere<br />
dönüştürebiliriz.<br />
Yazının başında bahsettiğim; o tılsımlı, sihirli, Yaradan’dan torpilli<br />
olanlardan olduğumuzu, her birimizin değerli, eşsiz, özel ve güzel olduğunu<br />
ve her şeyin mümkün olduğunu ve hepimizin her şeye layık<br />
olduğunu,<br />
BİRŞEYLERİ DEĞİŞTİREBİLECEK GÜCÜN İÇİMİZDE SAKLI OLDUĞUNU HATIRLAYALIM.<br />
HAYATLARIMIZ İÇİN ŞÜKREDELİM. YERİNE GELMİŞ HER ARZU İÇİN, GELMEMİŞ OLANLAR İÇİN<br />
İSE ÖĞRENDİKLERİMİZ İÇİN, BİZE SUNULAN OLANAKLAR İÇİN, YENİDEN DİYEBİLME OLA-<br />
NAKLARI İÇİN. RUHUMUZUN (BİLİNÇALTI) KAPTANI VE KADERİMİZİN HAKİMİ BİZİZ. KENDİ<br />
DÜŞÜNCELERİMİZİ KENDİMİZ SEÇEBİLİR VE KENDİ KARARLARIMIZI KENDİMİZ VEREBİLİR-<br />
İZ.YAŞAMAYI SEÇELİM, SEVGİYİ, SAĞLIĞI, MUTLULUĞU VE NEŞEYİ, İHTİŞAMI SEÇELİM. DUA<br />
EDERKEN; ZİHNİNİZİ AÇIN, RUHUNUZU AÇIN, KALBİNİZİ AÇIN. “MUTLU OLDUĞUNUZ ZAMAN-<br />
LARDA BÜTÜN DÜNYANIN ÇOK DAHA GÜZEL GÖRÜNDÜĞÜNÜ HİÇ HİSSETTİNİZ Mİ?”<br />
(Judi James)<br />
136
Güler Baysal<br />
<strong>Moda</strong> Tasarımcı<br />
Thetahealing Practitioner<br />
@gulerbaysal_official<br />
@gulerbysl<br />
137
. .<br />
Oxana Ozcan<br />
Evli ve iki çocuk annesi, mesleğinde başarı basamaklarını bir bir tamamlanmış,özgüveni<br />
tam, yaşamayı seven,hem özel hayati hem de iş hayatını<br />
başarılı bir şekilde dengelenmiş, Ankara ve Türkiye genelinde kendi alanında<br />
gündemde olan, “Oxana Özcan Beauty Studio” guzellik merkezinin<br />
isletmeciligini yapan bir iş kadını.<br />
138
Türkiye ye ne zaman geldiniz ve<br />
Mesleğinize nasıl başladınız?<br />
Türkiye ye 17 yıl önce geldim. Çok<br />
güzel bir ülke Türkiye. Burada yaşayabileceğini<br />
ve mutlu olabileceğimi<br />
hissettim ve neler yapabileceğimi<br />
araştırmaya başladım. Ekonomi ve<br />
işletme mezunuyum. Başlarda hobi<br />
olarak yaptığım protez tırnak uygulamasının<br />
Türkiye de çok yeni olduğunu<br />
ve bir kaç kişi dışında yapan<br />
kimse olmadığını fark ettim ve<br />
yolculuğum başladı.<br />
139
MERKEZİNİZI BİRAZ ANLATIRMISINIZ?<br />
Aslında birkaç tane ortaklık denemesinden sonra, kendime ait salonumu 5yıl önce açtım.<br />
Salonum Kalıcı makyaj, protez tırnak ve ipek kirpik uygulamaları üzerine hizmet vermektedir.<br />
Kaliteyi ön planda tutan bir hizmet anlayışıyla hareket etmekteyiz. Bu anlayışın artık çok<br />
fazla olan salonlar arasında bizi farklı bir noktaya taşıdığını inanıyorum.<br />
SİZİ DİĞER UZMANLARDAN AYIRAN ÖZELLİĞİNİZİN NE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />
Öncelikle 17 yıllık tecrübeme güveniyorum fakat işimi aşk ile severek yapmam, dediğim gibi<br />
kaliteden, hijyenden asla vazgeçmemem olduğunu düşünüyorum...<br />
İŞ VE AİLE HAYATINIZI NASIL DENGELEYEBİLDİNİZ?<br />
Tabiki eşimin desteği bu konuda çok büyük.Sevgi ve saygı kaybetmediğiniz sürece başarının<br />
elde edilebileceğini düşünüyorum.<br />
140
@oxana_ozcan
Pırıl Bilici<br />
Yemek Bloggerı<br />
Herkese Merhabalar,<br />
Ben Pırıl Bilici; yemek bloggerı, turizmci, İngilizce Öğretmeni, Slow Food Adana<br />
Birliği Temsilcisiyim. İnstagramda @lezzetlisanatlar he- sabımda yayın yapmaktayım.<br />
“<strong>Moda</strong>&<strong>Magazin</strong>& İş Dünyası” E-Dergi’de birbirinden özel tariflerimle sizlerle birlikte<br />
olacağım için çok mutluyum. Bu ay sizlerle mis kokulu bir tarif paylaşacağım.<br />
Neden mis kokulu biliyor musunuz? Adanamızda portakal çiçekleri açtı ve sokaklar<br />
mis gibi portakal çiçeği kokularıyla bizleri mest etmekte. Biliyorsunuz Adana’da her<br />
yıl Portakal Çiçeği Karnavalı kutlanmakta. Ben de bu yıl 9. su kutlanacak karnavaldan<br />
etkilenerek portakalları ve portakal çiçSeklerini kullanarak size unutulmaz bir<br />
tatlı hazırladım. Şimdi bana ‘’portakal çiçeklerini nasıl bulacağız?’’ dediğinizi duyar<br />
gibiyim. Merak etmeyin portakal çiçeği yerine bir parça portakal reçelinden kullanabilirsiniz.<br />
Burada asıl amaç portakalın kabuğunu kullanıp tüketmek, kabukları<br />
değerlendirmek.<br />
Soracaklarınız olursa lezzetlisanatlar instagram hesabımdan bana her zaman<br />
ulaşabilirsiniz.<br />
Sağlıkla ve sevgiyle kalın.<br />
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…<br />
142
143
KREMALI PORTAKAL ÇİÇEĞİ ÇANAKLARI<br />
MALZEMELER<br />
PORTAKAL ÇANAKLARI:<br />
•5-6 adet orta boy portakal<br />
(Yafa veya Valensiya)<br />
Şerbet:<br />
•500 gr. şeker<br />
•1 litre su<br />
•1 çay kaşığı limon tuzu<br />
KREMA:<br />
•700 gr. süt<br />
•½ su bardağı şeker<br />
•3 yemek kaşığı un<br />
•1 yemek kaşığı nişasta<br />
•100 gr. tereyağ<br />
•1 paket vanilya<br />
144
YAPILIŞI<br />
PORTAKAL ÇANAKLARI:<br />
1.Portakalların kabuğunu çok az rendeleyin. İkiye kesin. Portakal içini kaşık ile dikkatli<br />
temizleyin. Çanakları suda 1-2 taşım haşlayın. Suyu süzün. Haşlama işlemini bir kez<br />
daha tekrarladıktan sonra soğuk suda bekletin. Yani toplam iki kez haşlayacaksınız.<br />
2.Şeker ve suyu 1-2 taşım ocakta kaynatın. Kabukları içine atın. Portakal kabukları yumuşayıp<br />
suyu kıvam alıncaya kadar pişirin. Pişen kabukları şerbetinden alın ve çanakların<br />
açık tarafı aşağıya gelecek şekilde soğumaya bırakın.<br />
KREMA:<br />
1.Vanilya ve tereyağ dışındaki malzemeleri sürekli karıştırarak pişirin. Sıcak kremayı<br />
mikserde 10-15 dk. çırparken önce tereyağını ekleyin. Eriyip karıştığında vanilyayı da<br />
ekleyin.<br />
2.Çanakların içine ılık kremayı doldurun. Üzerini portakal çiçekleri ve yaprakları ile<br />
süsleyip servis yapın.<br />
@lezzetlisanatlar
ASTROLOG<br />
Hande Lal Şenokur<br />
@astrologhandesenokur<br />
Haziran Ayıinda Bizleri Neler Bekliyor?<br />
Haziran ayı ile yaza merhaba diyoruz. Haziran ayına Venüs Betelguse sabit yıldızında<br />
başlıyoruz. Bu yıldız şans veren bir yıldız olarak bilinir ve haziran ayında bizlere aşk ilişkilerine<br />
de şans getirebilir. Bu sebeple bu yaz evliliklerde artış yaşanabilir. Bu arada<br />
Venüs, Neptün arasındaki kare açı yaşanacak. Bu açı bize ilişkilerde aldanma ve bazı<br />
konularda yanılma olabileceği haberini veriyor. Bu yüzden her zamankinden biraz daha<br />
dikkatli olmamız gerekebilir. Kişilere ve olaylara tarafsız bir gözle değerlendirme yapmamızda<br />
fayda var.<br />
Haziran ayına genel olarak baktığımızda, 5 Haziran ekstra dikkatli olmamız gereken<br />
bir gün. 5 Haziran’da Mars, Plüton karşıtlığı yaşanacak. Bu demek oluyor ki; cinayet ya<br />
da patlama haberleri alabiliriz. Göksel koruyucumuz Jüpiter ise balıkta seyrine devam<br />
ederken, 22 hazirana kadar koruyuculuğuna davam ediyor. 22 haziranda Jüpiter retro<br />
hareketine geçerek koruyuculuk etkisi azaltıyor.<br />
Haziran ayının en önemli görsel olayı ise 10 Haziranda gerçekleş ecek olan halkalı güneş<br />
tutulması. Türkiye’den izlenemeyecek olan halkalı güneş tutulmasının etkilerine kısaca<br />
değinecek olursak; tutulma ikizler, yay hattında gerçekleşiyor. Güneş 19 derece ikizler<br />
de Bellatrix sabit yıldızında. Bu yıldızın özelliği kazalar ve iki yüzlülükle ilgilidir. Aynı<br />
zaman da bu yıldız, göç veren bir yıldızdır. Bu yaz döneminde şehir değişikliği veya ülke<br />
değişiklileri yaşanabilir.<br />
146
Mars 29 derecede ve Yengeç’te Plüton<br />
karşıtlığı var. Bu açılar bizi yangınlara dikkat<br />
etmemiz konusunda uyarıyor. Çünkü genelde,<br />
Mars Yengeç’te olduğunda yangın olayların<br />
da artış gözlemleniyor. Plüton karşıtlığı<br />
ise bu etkiyi artırıyor. İkizler deki tutulma ise<br />
genelde akciğerlerle ilgilidir. Bu tutulmayı<br />
Kovid 19 hastalığı için olumlu gelişmelerin,<br />
ilaç ve tedavi yöntemlerinin başlayacağı<br />
sürecin habercisi olarak yorumlayabiliriz.<br />
Önümüzdeki aylarda bu konuda bizleri<br />
umutlandıran olaylar yaşanabilir. Yine bu<br />
dönemde tutulma etkisi ile beraber bizleri<br />
şoke edecek medyatik, skandal diyebileceğimiz<br />
olaylar yaşanacak.<br />
Yine bu dönemde inanç ve dini konulada<br />
fanatik düşünce ve davranışlarda dünya<br />
genelinde artış gözlemlenecek.<br />
Ekonomi ile ilgili konulara bakacak olursak,<br />
haziran ayında da bizi zorlayan sıkıntılı<br />
dönemden geçmeye devam ediyoruz.<br />
Maalesef Turizm sektörünün yüzü bu haziran<br />
ayında ve hatta önümüzdeki yaz<br />
aylarında da pek gülmeyecek. Tutulma etkilerine<br />
bütün dünyayı kapsayacak şekilde<br />
bakacak olursak, ABD ile ilgi bizleri sarsacak,<br />
dünyada şok etkisi yapacak haberler<br />
alma olasılığımız var. Bu konuda Haziran ve<br />
önümüzdeki yaz ayları sürprizlere gebe.<br />
Astrolojik olarak, haziran ayı güzel gelişmelerin<br />
yanısıra, sıkıntılı olayları da yaşayacağımız<br />
bir dönem gibi görünüyor. Bize<br />
düşen ise, bu dönemin bütün olumlu ve<br />
olumsuz etkilerine hazırlıklı olarak, kendimizi<br />
dengede tutabilmek. Bu sıkıntılı<br />
dönemleri kolayca atlatabilmek için, kendi<br />
merkezimizde kalmaya özen göstererek, iç<br />
dengemize odaklanmalıyız.<br />
Sevgi ve saygılarımla,<br />
Hande Lal Şenokur<br />
147
HAZİRAN AYI BURÇ YORUMLARI<br />
KOÇ BURCU:<br />
Sevgili koçlar, bu ay kariyerinizde yeni yapılanmalara giriyorsunuz<br />
ve yeni iş fırsatları karşınıza çıkıyor. Bu dönemde<br />
parasal konularda dikkatli olmalısınız. Para kayıplarına ve<br />
dolandırıcılara dikkat etmelisiniz. Arkadaş çevrenizde sizi<br />
mutlu edecek insanlar olacak. Yeni arkadaş gurupları içine<br />
dahil olabilir ve keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.<br />
BOĞA BURCU:<br />
Sevgili Boğalar, bu ay kariyer alanında şansınız artıyor. Yeni<br />
iş fırsatları ile para akışınızın da artacağı şanslı bir döneme<br />
giriyorsunuz. Arkadaşlarınızla ilişkilerinizde küçük anlaşmazlıklar<br />
yaşayabilirsiniz. Kendi kendinize kalmak ve kendinizi<br />
dinlemek isteyebilirsiniz. 20-26 Haziran yeni aşklar ve yeni<br />
başlangıçlar için iyi bir dönem.<br />
İKİZLER BURCU:<br />
Sevgili İkizler, haziran ayı sizin için arkadaşlıkların ön planda<br />
olacağı bir ay olacak. Haziran ayı sizin için önemli bir ay. Hayatınızı<br />
değiştirecek önemli olayları bu ay için de yaşa<br />
yabilirsiniz. Bekar ikizler evlilik teklifi alabilir, bazı evli ikizler<br />
yürümeyen evliklerini sonlandırabilirler. Yeni iş fırsatları ve<br />
projeler sizi bekliyor olacak. Tutulma etkileri ile ikizlerin hayatlarında<br />
olumlu gelişmeler olacak.<br />
148
YENGEÇ BURCU:<br />
Sevgili yengeçler, haziran ayı sizin için iş hayatınızın ön planda<br />
olacağı, iş arkadaşlarınız veya ortaklarınızla iyi anlaştığınız bir<br />
dönem olacak. Yine de bu dönemde imzaladığınız sözleşmeler<br />
ve anlaşmalarda dikkatli olmanızda fayda var. Evli yengeçler<br />
için evlilikle ilgili kangren olan konuları çözmek için iyi bir dönem.<br />
Bekar yengeçler için ise, yeni aşklara yelken açmak için<br />
gökyüzü sizi destekliyor. Sevgili yengeçler çok çalışmak sizin<br />
sağlığınız olumsuz yönde etkileyebilir. Dinlenmek içinde kendinize<br />
biraz zaman ayırmalısınız.<br />
ASLAN BURCU:<br />
Sevgili aslanlar, haziran ayı sizin kendinize ve hobilerinize<br />
zaman ayırmak için güzel bir dönem. Parasal konularda ise, aile<br />
için de sorunlar çıkabilir. Bununla birlikte, hobilerinizden para<br />
kazanabilirsiniz, yeni iş fırsatları çıkabilir. Para kazanç akışınızı<br />
düzenleyebilirsiniz.<br />
Sevgili başaklar, haziran ayı hayatınıza değişik fırsatlar<br />
sunuyor. Hayatınızda köklü değişiklikler olabilir. Yeni bir<br />
ev ya da araba satın alabilirsiniz. Bu ay biraz hasta aile<br />
büyüklerinizle ilgilenebilirsiniz. Bazı başaklar ameliyat<br />
olabilir. Mars’ın olumsuz etkileri sizi zorlayacak. Ama bu<br />
durumdan kendi cabalarınızla çıkacaksınız. Haziran ayı<br />
ilişkilerinizde ise daha paylaşımcı olacağınız bir dönem.<br />
Maddi konularda ise, aile büyüklerinizden yardım alabilirsiniz.<br />
149
TERAZİ BURCU :<br />
Sevgili teraziler, yakın çevrenizle ilgili konularda sorunlar<br />
yaşıyorsanız bu ay çözebilirsiniz. Bazı terazilerin maddi kazançları<br />
ile ilgili konularda sorunlar çıkabilir ve bu konuların<br />
çözümlerini bu ay içeresinde bulmaya çalışıyor olacaklar. Bazı<br />
teraziler ise sağlıkları ile ilgili konuları çözmeye çalışacaklar.<br />
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bu ay İlişkilerinizde keyifli<br />
zamanlar geçirebilirsiniz.<br />
AKREP BURCU:<br />
Sevgili akrepler, bu ay elinize ekstra para geçebilir. Bu ekstra<br />
para aile içi maddi sorunlarınızı çözmenize yardımcı olabilir.<br />
Bu ay ortaklıklarınıza ve çalışma arkalarınıza iletişiminizde<br />
dikkatli olmanız gerekebilir. Sivri sözler, öfke patlamaları tatsız<br />
durumlara yol açabilir. Sevgili akrepler Mars’ın olumsuz etkileri<br />
sizi de etkiliyor. Üst üste gelen olumsuzluklar sağlınızı etkiliye<br />
bilir dikkatli olmakta fayda var.<br />
YAY BURCU:<br />
Sevgili yaylar, haziran ayı size yeni şanslar fırsatlar sunuyor.<br />
Arkadaşlarınızla, ailenizle keyifli zamanlar geçireceksiniz. Eğitim,<br />
hobi gibi eğlenceli kurslar, aktiviteler sizi baya oyalayacak.<br />
Bekar yaylar ani tanışmalarla yeni gelişen aşklara yelken<br />
açabilirler. Sevgili yaylar tutulma etkileri sizin de hayatınız da<br />
olumlu etkiler yaratıyor. Görünüşe göre bu ay sizin için keyifli<br />
geçecek. Tadını çıkartın.<br />
150
OĞLAK BURCU:<br />
Sevgili oğlaklar, aşk hayatınızda sizi mutlu edecek gelişmeler<br />
yaşayacaksınız. Evli oğlaklar eşleriyle aşk tazeleyecekler.<br />
İş hayatlarında da eşlerinden yaradım görebilirler. Bu ay bazı<br />
oğlaklar evlerini dekorasyon işleriyle ilgilenecekler ve aileleriyle<br />
keyifli zaman geçiriyor olacaklar. Sevgili oğlaklar bu ay Maddi<br />
kazançlarınızda da artma olabilir.<br />
KOVA BURCU:<br />
Sevgili kovalar, aile içi ilişkilerinizde zor bir dönemden geçeceksiniz.<br />
Çocuğu olan kovaların onlarla yoğun ilgilenecekleri bir<br />
zaman dilimi olacak. Bu ay maddi konularda zorlanacağınız bir<br />
dönem sizi bekliyor. Harcamalarınıza dikkat edin. Sevgili yaylar,<br />
bu ay trafikte iken biraz daha fazla dikkatli olun. Beklenmeyen<br />
kazalara açıksınız.<br />
BALIK BURCU:<br />
Sevgili balıklar, haziran ayında sizi yeni kazanç kapıları, yeni iş<br />
fırsatları, parasal konularda şanslar ve yeni fırsatlar bekliyor.<br />
Eğitimini sürdüren balıklar ise yüksek öğretime başvurabilir<br />
veya ilgi alanlarındaki konularda yeni eğitimler alma fırsatları<br />
ile karşılaşabilirler. Unutmayın bu ay gökyüzü sizi parasal kazançlarınızı<br />
artırmak için destekliyor. Yeni umutlar ve fırsatlar<br />
sizinle.<br />
151
Doç. Dr. Ozan Luay ABBAS<br />
WW.OZANLUAY.COM<br />
KARIN GERME AMELİYATI<br />
Memorial Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümünden Doç.<br />
Dr. Ozan Luay ABBAS’tan sizler için son günlerde çok tercih edilen “karın germe” ameliyatı<br />
hakkında bilgiler aldık.<br />
Karın germe ameliyatının amaçları nelerdir?<br />
Karın germe ameliyatında temel olarak 3 farklı işlem yapılmakta;<br />
1-Fazla olan karın derisinin uzaklaştırılması: böylece göbek altı çatlaklarından kurtulmak da<br />
mümkündür.<br />
2-Fazla olan karın yağlarının uzaklaştırılması: çıkartılan deri ile önemli bir miktarda yağ dokusundan<br />
kurtulmuş oluyorsunuz. Ayrıca karın germe ameliyatlarında rutin olarak liposuction<br />
yöntemini kullanmaktayım. Böylece özellikle yanlardaki yağ birikmelerinden kurtulmuş olup<br />
güzel bir bel oyuntusuna sahip oluyorsunuz.<br />
3- Karın kaslarının sıkılaştırılması: Böylece daha sıkı bir karın duvarı elde edilir.<br />
152
Karın germe ameliyatını daha çok kimler tercih ediyor?<br />
Karın germe kilo verme ameliyatı değil, şekil verme ameliyatıdır. Bu ameliyata uygun bir aday<br />
olmak için karın bölgesinde fazla cilt sarkması, fazla yağ dokusu olması ve karın kaslarında<br />
gevşeklik olması gereklidir. Özellikle sık kilo alıp veren kişilerde ve hamilelik sonrasında bu<br />
ihtiyaç ortaya çıkar.<br />
Fazla Kilolu kişiler içinde bu ameliyatı uyguluyor musunuz?<br />
Karın germe ameliyatı planlanan bir kişinin kilolu ise zayıflaması ve ideal kilosuna yaklaşması<br />
önerilir. Kilolu hastalarda karın derisi kalınlığı fazla olduğundan istenen miktarda<br />
germe mümkün olmayacak ve istenen düzeyde sonuçlar elde edilemeyecektir. Ayrıca kilolu<br />
hastalarda yara iyileşmesi problemleri daha sıktır.<br />
Karın ameliyatı olacak hastaların ameliyattan önce sigarayı bırakmaları gerekir mi?<br />
Karın germe ameliyatlarında yara iyileşmesini olumsuz etkileyen faktörlerden biri de sigara<br />
kullanımıdır. Hastaların tercihen ameliyattan 3 hafta önce sigarayı bırakmaları önerilmektedir.<br />
153
Peki bu ameliyatın süresi ne kadardır ve hastaneden kaç günde taburcu olunur?<br />
Ameliyat süresi 2-3 saattir. Hasta, ameliyat sonrası hastanede 1 veya 2 günlük yatıştan sonra<br />
taburcu edilir.<br />
Karın ameliyatı olan hastaların Ameliyat sonra korse giymesi gerekiyor mu?<br />
Ameliyattan sonra, hastalarımıza özel bir korse giymelerini öneriyoruz. Bu korsenin amacı<br />
kanda kan ve sıvı birikmesini engellemek ve onarılan karın kaslarına destek olmaktır. Daha iyi<br />
sonuç alabilmek için, hastalarımıza bu korseyi en az 3 hafta kullanmalarını tavsiye ediyoruz.<br />
Okuyucularımızın bu ameliyat hakkında en çok merak ettiği bir başka konu ise ameliyat sonrasında çok<br />
ağrı olur mu ve ne kadar süre sonra işbaşı yapabilirler?<br />
Ameliyat sırasında uygulanan anestezinin etkisinin geçmesiyle kişinin hafif- orta derecede<br />
ağrılara sahip olması olasıdır. Bu ağrılar hasta, hastanede yattığı süre boyunca verilecek ağrı<br />
kesiciler ile kontrol altına alınacaktır. Eve çıkarlarken de ağrı kesici verilecektir. İşe dönme<br />
suresi ise kişiye göre yaklaşık 10-14 günü bulabilmektedir.<br />
154
Son olarak, karın germe ameliyatının riskleri<br />
var mıdır ve ameliyattan Sonra iz kalır mı?<br />
Ameliyat sonrası dikiş hattından bir miktar<br />
erimiş yağ ve vücut sıvılarının akması<br />
küçük alanlarda dikiş açılmaları normal<br />
kabul edilmektedir. Bu durum günlük<br />
pansumanla kendiliğinden iyileşecektir.<br />
Karın germe, estetik ameliyatlarında en<br />
sık emboli görülme ihtimali olan cerrahi<br />
işlemdir. Bu riski azaltmak adına hastalar<br />
ameliyata özel çoraplar ile girerler<br />
ve ameliyat esnasında bacaklarına özel<br />
aygıtlar ile sürekli olarak masaj uygulanır.<br />
Ameliyat sonrası ise özel ilaç uygulanır<br />
ve en kısa zamanda ayağa kalkarlar.<br />
Sezaryen kesisinin her iki yana doğru 4’er<br />
cm uzadığını düşünün. Ancak tamamen<br />
iç çamaşırının içinde gizli olacaktır. Bu<br />
yara izi özellikle ilk aylarda daha kırmızı<br />
ve belirgindir. 8 ay 1 yıl gibi bir sürede iz<br />
solar ve deri rengine yaklaşır.<br />
Verdiğiniz bu faydalı bilgiler için okuyucularımız<br />
adına size çok teşekkür ediyoruz.<br />
155
KİLO VERDİREN<br />
BİTKİSEL BAĞIRSAK TEMİZLE KÜRÜ<br />
MALZEMELER<br />
•1 adet elma<br />
•1 çorba kaşığı bal<br />
•1 yemek kaşığı chia tohumu<br />
•1 çorba kaşığı keten tohumu<br />
•1 su bardağı kadar da içme suyu<br />
HAZIRLANIŞI<br />
1 adet elmayı küçük parçalar halinde<br />
kesin. Arzu ederseniz rendeleye de<br />
bilirsiniz. Elmaları, 1 çorba kaşığı bal,<br />
1 çorba kaşığı keten tohumu ile beraber<br />
bir kaba alın. Üzerine 1 bardak su<br />
ekleyin. Malzemelerin yumuşaması<br />
için 10 dakika bekletin. Üzerine chia<br />
tohumunu da ekleyin ve 5 dakika kadar<br />
karıştırın.<br />
156
KULLANILIŞI: Bu karışımı sabahları aç karnına için ve 3 hafta kadar devam edin. Daha iyi<br />
sonuç almak için bol sıvı tüketin(yaklaşık 2 litre) ve bağırsakları boşaltmaya teşvik edin.<br />
3 haftanın sonunda bağırsaklarınız toksinlerden arınmış ve 10 kilo zayıflamış olacaksınız.<br />
Bağırsaklarınızda biriken toksinlerin neden olduğu şikâyetlerden de kurtulmuş olarak hayatınıza<br />
daha kaliteli olarak devam edeceksiniz.<br />
İYİ BİR EGZERSİZ YAPIN!<br />
Dolaşımınızı iyileştiren ve kan akışını artıran tempolu yürüyüş, kolonunuzun daha fazla oksijen<br />
almasını sağlar. Bu basit strateji, kolon kanserini ve diğer hastalıkları önlemeye yardımcı olabilir.<br />
Ayrıca esneme gibi hafif egzersizler de yapabilirsiniz.<br />
Diyetin ötesinde Kolon sağlığını iyileştirmeye yardımcı olmak için meyve, sebze ve tahıl dışında<br />
bir ürün istiyorsanız, uzmanlar Aloe vera jeli, zencefil Kökü, Cayenne meyvesi ve rezene<br />
gibi tüm organik bitkilerden oluşan formüller önermektedir. Bu yiyecekler, dışkının bağırsaklarınızdan<br />
geçmesi için gereken süreyi azaltabilir.<br />
157
158
SPOR HOCASI<br />
Evgeniya Alpaslan<br />
MERHABA JENYA HOCA SİZİ BİRAZ TANIYABILIR MİYİZ?<br />
1981 Moskova doğumluyum. Sovyet milli takımı atletizm<br />
sporcusu olan babam ve yine atletizmle uğraşan<br />
annemin etkisiyle küçük yaşta spora başladım. Voleybola<br />
CSKA Moskova Spor Kulübü'nde,11 yaşında<br />
başladım. İlk profesyonel maçıma Rusya Süper<br />
Liginde, CSKA forması atında çıktım. 25 yıl süren voleybol<br />
kariyerimde hem kulüp takımları hem de Rusya<br />
milli takımı forması altında pek çok başarıya imza attım.<br />
Kariyerimin erken döneminde Türkiye'ye transfer<br />
olarak, birçok Süper Lig ve 1. Lig kulüplerinde<br />
oynadım. Voleybol kariyerimin sonlarına doğru ilgilenmeye<br />
başladığım, pilates ve fitness ile son 10 yıldır<br />
aktif olarak uğraşıyorum. Bunu resmi hale getirmek<br />
için de Türkiye Jimnastik Federasyonu'nda Pilates Antrenörlüğü<br />
Programı'nı bitirdim. Son 8 yıldır gerek sınıf<br />
olarak gerekse özel olarak pilates ve fitness eğitmenliğine<br />
devam ediyorum.<br />
159
ÖĞRENCİLERİNİZ SİZE NE TÜR PROBLEMLER İLE GELİYORLAR?<br />
Benim için en önemlisi, öğrencim her ne problemle gelmiş olursa olsun, öncelikle ona<br />
spor bilincini aşılayıp, sağlıklı bir yaşam için antrenman programı hazırlamak. Bu nedenle<br />
başlangıçta özel olarak denge ve core strength çalışmaları yaptırıyorum. Bu konuda gerekli<br />
seviyeye gelindiğini gördükten sonra öğrencinin özel istekle-rine göre; yağ yakımı, vücut<br />
geliştirme, duruş (posture) düzeltme, gibi konulara özel olarak eğilebiliyoruz. Ama sorunuza<br />
doğrudan cevap vermek gerekirse, genel şikâyetler pandeminin etkisiyle daha çok fazla<br />
kilolar üzerine oluyor.<br />
PANDEMİ DÖNEMİNDE, SPOR SALONLARI KAPALIYKEN, YER VE ZAMAN KISITLAMASI VARKEN ÖĞRENCİLERINİZLE<br />
NASIL ÇALIŞIYORSUNUZ?<br />
Şu anda her öğrencimin pandemiden en az şekilde etkilenmesi ve düzenli spor yapabilmesi<br />
adına farklı alternatifler yöntemler bulmaya çalışıyorum.<br />
160
EĞİTİM DURUMUNUZ NEDİR?<br />
Rus Devlet, spor ve Turizm Üniversitesi, antrenörlük ve beden eğitimi mezunuyum. Ayrıca<br />
Türkiye de almış olduğum birçok çalıştırma sertifikam mevcut.<br />
TÜRKÇENİZ ÇOK İYİ, KAÇ YILDIR TÜRKİYE’DE SİNİZ? VE AKTİF OLARAK KAÇ DİL BİLİYORSUNUZ ?<br />
Yaklaşık 16 yıldır Türkiye’deyim. Türkçe, Rusça ve İngilizce biliyorum.<br />
BU GÜZEL SOYLESİ İÇİN SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ. SON OLARAK OKUYUCULARIMIZA NE SÖYLEMEK İSTERDİNİZ.<br />
Ben teşekkür ederim. Bilinçli olarak spor yapmak isteyen, sağlıklı yaşama adım<br />
atmak isteyen herkes bana ullaşabilirler.<br />
Evgeniya Alpaslan ~ Spor Hocası<br />
@ jenya_coach_~ evgeniya0677@gmail.com 161
EVDE YAPILABİLECEK BASİT AMA ETKİLİ HAREKETLER<br />
Jenya hoca bize pandemi<br />
suresince evde formda kalmamızı<br />
sağlayacak basit<br />
ama etkili birkaç hareket<br />
önerisinde bulundu.<br />
162<br />
Resimde görmüş olduğunuz çalışma,<br />
elinize denge sağlayabileceginiz herhangi<br />
bir ağırlık alıp yapabileceğiniz<br />
bir antrenman şeklidir. Bu fotoğrafta<br />
görmüş olduğunuz çalışma dolu bir<br />
deterjan kutusuyla yapılmaktadır.<br />
Bu antrenman, omuzları ve kolları<br />
çalıştırır.
Resimde görmüş olduğunuz çalışma, herhangibirsey<br />
kullanmadan kendi vücut<br />
ağırlığıniz ile yapabileceğiniz bir antrenman<br />
şeklidir Bu antrenman; kalça ,arka<br />
bacak ve sırt çalışmaları için çok faydalıdır.<br />
163
Resimde görmüş olduğunuz çalışma, bir sandalye<br />
yardımı ile yapabileceğiniz antrenman<br />
seklidir. Bu antrenman; bacak güçlendirme<br />
çalışmaları için çok faydalıdır.<br />
164
Resimde görmüş olduğunuz çalışma,<br />
denge sağlamak için kullanabileceğiniz<br />
herhangibir obje ile destek<br />
alabileceğiniz antrenman şeklidir Bu<br />
antrenman; omuz ve kol çalışmaları için<br />
çok faydalıdır.<br />
165
Uzman Psikolog Psikoterapist<br />
Mahasti Sems<br />
HOLOGRAM TERAPİ<br />
İLİŞKİLERDE EMPATİ<br />
Hologram Terapi İlişkilerde Empati Kişiler<br />
arası ilişkilerin olumlu olması için gerekli<br />
koşullardan birisi de empatidir. Empati, psikiyatri<br />
ve psikolojide adı sıklıkla geçen bir<br />
kavramdır. Psikiyatri ve psikolojinin çeşitli<br />
dallarında empati ile ilgili çeşitli araştırmalar<br />
yapılmış ve bir bilgi birikimi sağlanmıştır.<br />
Araştırma, özellikle klinik ve sosyal psikoloji,<br />
gelişim, danışma, okul ve iletişim psikolojisi<br />
alanlarında yapılmıştır. Kişiler arası ilişkilerin<br />
olumlu olması için gerekli koşullardan<br />
birisi de empatidir. Empati, psikiyatri ve psikolojide<br />
adı sıklıkla geçen bir kavramdır.<br />
Psikiyatri ve psikolojinin çeşitli dallarında<br />
empati ile ilgili çeşitli araştırmalar yapılmış<br />
ve bir bilgi birikimi sağlanmıştır.<br />
166<br />
Araştırma, özellikle klinik ve sosyal psikoloji,<br />
gelişim, danışma, okul ve iletişim psikolojisi<br />
alanlarında yapılmıştır. Empatinin tarihçesine<br />
baktığımızda bu kavramın Almancadaki “einfühlung”<br />
ve Eski Yunancadaki “empathera”<br />
terimlerinden geldiğini görürüz. Einfühlung<br />
kavramını ilk kullananlar dan birisi Alman Psikologlardan<br />
Theodor Lipps olmuştur.<br />
1987 yılında Lipps, einfühlung’u şöyle tanımlamıştır:<br />
“Bir insanın kendisini karşısındaki bir<br />
nesneye, örneğin bir sanat eserine yansıtması,<br />
kendini onun içinde hissetmesi ve bu yolla o<br />
nesneyi kendi içine olarak (özümseyerek) anlaması<br />
sürecine einfühlung adı verilir.” 1909 yılında,<br />
Titchener, eninfühlung terimini, Eski Yunancadaki<br />
“empatheia” teriminden yararlanarak<br />
İngilizceye “empathy” olarak tercüme etmiştir.<br />
Yunancada “em” içine “patheia” ise algılama<br />
anlamı taşımaktadır. Böylece empati kavramı<br />
psikoloji ve psikiyatride yerini almıştır.
Günümüzde empati kavramını en iyi şekilde<br />
açıklayan Carl Rogers’dır. Rogers, kişiler arasında<br />
önemli yeri olan empati kavramı üzerinde çok<br />
araştırma yapmış ve bu kavramı farklı zamanlarda<br />
farklı şekillerde tanımlamış,1970 yılında<br />
ise empatiyi son şekli ile tanımlayarak diğer<br />
araştırmacıların da bu tanım üzerinde mutabık<br />
kalmasını sağlamıştır. Rogers’a göre: “empati,<br />
bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine<br />
koyarak, o kişinin duygularını ve düşüncelerini<br />
doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu<br />
ona iletmesi sürecidir”. Carl Rogers’ın yapmış<br />
olduğu bu tanımı, Üstün Dökmen üç öğeye<br />
ayırarak açıklamıştır.<br />
Birinci öğe olarak; empati kuracak kişi, kendisini<br />
karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun<br />
bakış açısıyla bakmalıdır. Karşımızdaki kişiyi<br />
anlamak için dünyaya onun penceresinden<br />
bakmalı, olayları onun gibi algılayıp yaşamaya<br />
çalışmalıyız. Bunun için de karşımızdaki insanın<br />
rolüne geçmemiz gereklidir. Bunu yapmazsak<br />
empati kuramayız.<br />
İkinci öğe olarak; empati kurmuş sayılmamız için,<br />
karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini<br />
doğru olarak algılamamız gereklidir. Empati<br />
kurarken karşımızdaki kişinin düşünceleri , empatinin<br />
bilişsel nitelik yönünü oluşturur. Böylece<br />
empatinin iki bileşeni ortaya çıkmaktadır. Fakat<br />
Hoffman’a (1978) göre ise empatinin bilişsel,<br />
duyuşsal ve güdüsel (motivasyon) olmak üzere<br />
üç bileşeni vardır. Bu nedenle araştırmacılar<br />
arasında görüş farklılıkları vardır.<br />
Empati tanımındaki üçüncü ve son öğe ise, empati<br />
kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın<br />
karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır.<br />
Karşımızdaki kişinin duygularını tam olarak anlasak<br />
bile, eğer anladığımızı ona ifade edemezsek<br />
empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.<br />
Örneğin; bir ar-kadaşımız derslerinin yoğunluğu<br />
nedeniyle bunalmış ve sıkıntı duymaktadır.<br />
Bu sıkıntısını gelip size anlatırsa ve sizde onun<br />
duyduğu bu sıkıntıyı anladığınız ve hissettiğiniz<br />
halde ona bunu “evet seni anlıyorum, derslerinin<br />
yoğunluğu seni bunaltmış ve bu nedenle sıkıntı<br />
duyuyorsun” şeklinde değil de tam zıt duygularla<br />
“boş ver aldırma” şeklinde yansıtırsak empati<br />
kurmuş olmayız. Ve hatta arkadaşımız bizim<br />
hakkımızda “en iyi arkadaşıma sıkıntılarımı anlattığım<br />
halde o bile beni anlamadı, artık beni<br />
hiç başkası anlamaz” şeklinde yanlış düşünce<br />
ve yargıya varılabilir.<br />
Empati kurmak, karşımızdaki kişinin söylediği<br />
duygu ve düşüncelerin aynısını ona tekrar etmek<br />
değildir. Hammond ve arkadaşları (1977)<br />
buna “papağan gibi tepki vermek” demiştir. Ve<br />
bunun olumsuz empati kurmak olduğunu belirtmiştir.<br />
167
Empati kurarken ifade edilen duygunun şiddetine<br />
dikkat etmek ve karşımızdaki kişiye<br />
onu yansıtırken duygunun şiddetine uygun<br />
tepki vermek gerekir. Yine empati kurarken<br />
kişinin sadece sözel tepkilerine değil, ses<br />
tonuna konuşma temposuna, jest ve mimiklerine<br />
hatta duruşuna bile dikkat etmek gerekir.<br />
Empati kurarken nesnelliği kaybetmemek,<br />
karşımızdaki kişinin korku, kaygı, neşe ve öfke<br />
gibi duygularıyla bunalmamak gerekir. Yani<br />
karşımızdaki kişiyle özdeşim kurma malı ya<br />
da sempati duymamalıyız. Sempati duymak,<br />
empatiyi kurmayı engeller. Günlük kullanımda<br />
da bu iki kavram birbiriyle karıştırılmaktadır.<br />
İkisinin arasında farklılık vardır. Bir insana<br />
sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu<br />
duygu ve düşüncelerin aynısına sahip<br />
olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati<br />
duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da<br />
onunla birlikte seviniriz. Kısaca sempati; “Bir<br />
başkası için olumlu duygular besleme anlamına<br />
gelir”.<br />
Empati kurmada, karşımızdaki kişiye yardım<br />
etme davranışı vardır. Kendisini sıkıntıda<br />
hisse-den bir kişi arkadaşına sıkıntısını anlatırsa<br />
ve arkadaşı da o kişinin sıkıntısını empatik<br />
bir şekilde dinleyip onu geri yansıtırsa,<br />
o kişinin sıkıntısı biraz hafiflemiş olur ve<br />
böylece empati kurularak sıkıntılı olan kişiye<br />
yardım edilmiş olunur.<br />
Empatik anlayış insanları birbirlerine yaklaştırma,<br />
iletişimi kolaylaştırma özelliğine sahiptir.<br />
İnsanlar, kendileriyle empati kurulduğunda<br />
başkaları tarafından anlaşıldıklarını ve kendilerine<br />
önem verildiğini hissederler. Bu da insanları<br />
rahatlatır. Empatik beceri ve eğilimleri<br />
yüksek olan kişilerin çevreleriyle olan iletişimi<br />
yüksek düzeydedir. Çevreleri tarafından sevilen<br />
kişilerdir. Çünkü çevrelerindeki kişilere<br />
empatik şekilde davranarak onlara yardım<br />
etmektedirler. Empatinin kişiler arası iletişimi<br />
kolaylaştırıcı özelliği bilindiği için empatik<br />
becerilerini arttırmak amacıyla çeşitli meslek<br />
mensuplarına empati eğitimi verilmektedir.<br />
Örneğin; hekim ve hekim adaylarına , hemşirelere<br />
, ticaretle uğraşanlara, satış elemanlarına,<br />
öğretmenlere , sosyal çalışmacılara,psikiyatristlerin,psikologlara,danışmanlara<br />
empati<br />
kurma becerilerini artırmak amacıyla eğitim<br />
verilmektedir.<br />
168
Yapılan bazı araştırmalar göstermektedir ki ;<br />
kişilerin uğraştıkları ya da ilgi duydukları alanlar<br />
empatik becerilerini geliştirmektedir.<br />
Örneğin, müzik ile uğraşan veya evinde evcil<br />
hayvanı olan kişilerin empatik anlayış ve becerileri<br />
gelişir. Başka bir araştırmaya göre empatik<br />
bir şekilde davranan ailelerin çocukları<br />
büyüdüklerinde, onlar da anne-babaları gibi<br />
empatik anlayışa sahip olmaktadırlar. Yapılan<br />
başka bir araştırmada; kaygı, depresyon,<br />
çocukları ihmal etme ve saldırganlık ile empati<br />
kurma arasında olumsuz ve zıt bir ilişki olduğu<br />
belirlenmiştir. Chlogon ve arkadaşlarının yapmış<br />
olduğu bir çalışmada (1985) suç işlemiş<br />
kişilerin empatik ilgi ve becerilerinin, suç işlememiş<br />
olanlara göre daha düşük olduğu belirtilmiştir.<br />
Yapılan başka bir araştırmada da ;<br />
diğer insanlara kişisel duygu ve düşüncelerini<br />
iyi ifade edebilen ,topluma uyumlu ve sosyal<br />
duyarlılığı yüksek olan kişiler, aynı zamanda<br />
empati kurma becerilerine de sahiptirler.<br />
Empati, sadece insanlar arasındaki iletişimi<br />
kolaylaştırmak için kullanılmaz.İnsanların,üzerinde<br />
yaşadığı tabiat içinde empati kurması<br />
gereklidir.<br />
Geçmişten günümüze kadar tarihi süreç içinde<br />
yoğrularak gelen kültür ve sanat eserlerimiz<br />
de bu tabiat içeresinde yerini almıştır. Ve bunların<br />
gelecek nesillere de ulaştırılması gereklidir.<br />
Eğer gelecek nesillere ulaştıramıyorsak<br />
suç bizimdir. Eski eserlere baktığımızda insanların<br />
doğayla empati kurduğunu görebiliriz.<br />
Yapılarda kuşların barınmaları için yuvalar<br />
yapmışlardır. Ve hatta bazı eserlerde tabiat<br />
sevgisini o şekilde işlemişler ki; doğadaki suyu<br />
caminin içine kadar getirerek havuz yapmışlar<br />
ve içeride bir ferahlık olmasını sağlamışlardır.<br />
Bugünkü yapılan eserlere baktığımızda bunlardan<br />
mahrum bırakıldığını görmekteyiz.<br />
Empatinin kurulmadığı yerler sadece yapılar<br />
değildir. Yanlış avlanmalar, tarla açmak için<br />
yakılan ormanlar, düzensiz kentleşme ve fabrikaların<br />
yanlış yerlere önlem alınmadan kurulması<br />
tabiattaki dengeyi bozmaktadır. Tabiatla<br />
empati kuran bir kişi bu şekilde yanlış<br />
sonuçlar doğuracak işlerden kaçınır. Örneğin;<br />
tarla açmak için ya da yerleşim yapmak için<br />
yakılan ve kesilen ormanı ve burada yaşayan<br />
canlıları düşünür, onları göz önüne getirerek<br />
bir an kendini onların yerine koyar. İşte bu<br />
şekilde empati kurarak davranan insanlar tabiatın<br />
dengesini değiştirerek diğer canlılara<br />
zarar vermez.<br />
Bilindiği gibi insanların sevdikleri için yapamapamayacağı<br />
şey yoktur. Ama bunu yaparken<br />
de tabiata ve insanlara zarar vermeden<br />
yapılmalıdır. Örneğin; sevdiğiyle gezerken<br />
orada gördüğü güzel bir çiçeği sevgilisi için<br />
koparmasına gerek yoktur. Sevdiği kişiye o<br />
Wçiçekleri koparmadan da hediye edebilir.<br />
Ve bu da hediyenin en güzelidir. Çünkü<br />
hiçbir şeye zarar verilmemiş, tabiat kendi<br />
doğal güzelliğiyle bırakılmıştır. Ve bu güzel<br />
çiçekleri başkalarının da görmeye hakkı olduğu<br />
düşünülmüştür.<br />
Empatinin kişiler arası iletişimi kolaylaştırdığı<br />
ve insanlar arasındaki saygınlığı arttırdığını<br />
bilen birisi, tabiatın da insanlar için gerekli olduğunu<br />
düşünerek onunla da empati kurmaya<br />
çalışacaktır.<br />
Uzman Psikolog Psikoterapist Mahasti Sems<br />
@mahasti_sems<br />
169
İzleyen de izlemeyen de bilir; Damdaki Kemancı<br />
müzikalinin en efsane parçasının, en çok akılda<br />
kalan sözüdür: Ah bir zengin olsam… İçeri<br />
dönersek Lüküs Hayat müzikalinin anlattığı bundan<br />
çok mu farklıdır?<br />
AH BİR ZENGİN OLSAM<br />
Çetin ÜNSAL<br />
Son günlerin popüler kripto para gündemi de<br />
bundan öte bir anlam taşımıyor. Gerek medyanın<br />
bu konuyu işleyiş biçimi, gerekse de insanların<br />
ele alma tarzı çok geniş kitlelerin, meseleyi tam<br />
anlamadan hedef haline gelmesine neden oluyor.<br />
Her ikisi de herkesin aklında kalır; çünkü bu, insanın<br />
doğasında nefsini gıdıklayan en tehlikeli<br />
duygudur. Zenginlik kötü bir şey değil, ama hayatın<br />
amacı haline geldiyse, bu sizi hedefi olan<br />
biri olmaktan çok, kısa yoldan zengin olanların<br />
hedefi yapar.<br />
Şu bir gerçek ki, ekonomik bir devrimden ya da<br />
kırılmadan bahsettiğimiz bu günlerde hızla dijitalleşiyoruz.<br />
Üretim metotlarımızdan, tüketim<br />
biçimlerimize kadar, biraz da pandemi koşullarının<br />
beslediği ortam içinde hızla yeni ekonomiye<br />
adapte oluyoruz<br />
170
Üretimden tüketime her şeyin dijitalleştiği bu ortamda,<br />
dijital ödeme sistemleri de bizi koşar adım<br />
dijital bir paraya doğru götürüyor. Gelecekte hayatımızda<br />
belki de fiziki para, ekonominin yapısı<br />
gereği olmayacak. Onun yerine alacaklarımızı ya<br />
da vereceklerimizi dijital bir para sistemi üzerinden<br />
gerçekleştireceğiz.<br />
Fakat o dijital paralar, bugün peşinde koşulan kripto<br />
paralar mı; emin değilim. Özgür ve bağımsız<br />
söylemleriyle cazip gelen, çok ciddi kazanımlar getiren;<br />
ama bir gecede her şeyini kaybeden insanların<br />
da olduğu çok konuşulmayan kripto paraları, gelecekteki<br />
dijital paradan ayırmanız gerekir.<br />
Dünyada, bizimki de dahil tüm merkez bankaları dijital<br />
bir ödeme aracı üzerinde çalışıyor. Fakat bugün<br />
ortadaki para birimlerinden kaçı geleceğe taşınacak<br />
bilemezsiniz. Öncelikle bunların kontrolsüz olduğu<br />
kanaatinde değilim.<br />
Küresel ekonomi içinde bilişimi, teknolojiyi ve<br />
parayı yönetenler aynı kişilerse, tüketicinin hangi<br />
AVM’de hangi mağazaya gittiğini bilenlerin, bu<br />
kripto paraların sahiplerini, merkezlerini bilmiyor<br />
olma ihtimali yok.<br />
Muhtemel vurgun dünya ölçeğinde yapıldıktan sonra,<br />
muhtemelen yine aynı kesimler tarafından bu<br />
paraların regüle edilmesi gereği, daha yüksek perdeden<br />
konuşulur ve sistem bir ya da birkaç merkez<br />
bankasına bağlanır hale gelecektir.<br />
Peki ne yapmalı? Bu gerçek ortadayken sistemden<br />
uzak mı kalmalı? İşte bu da ikinci büyük hata olur.<br />
Öncelikle blok zincir teknolojisinin kripto paralardan<br />
ibaret olmadığını, gelecekteki sistemin önemli<br />
bir altyapısı olduğunu bilmemiz gerekir.<br />
Akabinde, bizim için yıkım olmayacak; yani yolda<br />
düşürseniz hayatınızı etkilemeyecek rakamlarla<br />
sisteme girip, sistemin nasıl işlediğini öğrenmek<br />
gerekiyor. Bu süreç içinde para kazanabilirsiniz de<br />
kaybedebilirsiniz de…<br />
Önemli olan sistemin nasıl işlediği anlayıp, bu<br />
konudaki okur yazarlığınızı geliştirmek. Meseleyi<br />
bu çerçevede görüyorsanız sıkıntı yok. Ama tüm<br />
bunlara rağmen halen ‘ah bir zengin olsam’ şarkısı<br />
eşliğinde tüyo arıyorsanız; üzgünüm ama canınız<br />
çok yanar.<br />
Bu nedenle ben kripto paralar üzerinden sistematik<br />
ve büyük soygunların yapılacağını ve hedefin<br />
de ekonomik okur yazarlığı olmayan, ama ‘ah<br />
bir zengin olsam’ diye ortada gezenlerin olacağını<br />
düşünüyorum.<br />
cetinunsalan@yahoo.com<br />
171
BİR ANNELİK HİKAYESİ<br />
172<br />
Hepimizin, tüm kadınların hatta ve hatta<br />
erkeklerin, çocukların anneler günü kutlu<br />
olsun. Evet hepimizin. Çünkü bir şekilde,<br />
hepimiz, içimizdeki çocuğu büyütmeye<br />
çalışıyoruz. Yaşadığımız olumlu tüm deneyimleri<br />
geliştirmek, olumsuz deneyimleri ise dönüştürmek<br />
adına kendi içimize, ruhumuza, kendi<br />
çocukluğumuza bir anne gibi yaklaşıyoruz.<br />
Ne zaman ki bir çocuk sahibi oldum, o zaman<br />
kendi çocukluğumu yetişkin gözlerimle görmeye<br />
başladım. Bir çocuk zihni ile neler yapmış<br />
olabileceğim, annemin babamın bunlara<br />
nasıl tepkiler verdiği ve o tepkilerin beni nasıl<br />
bugünkü insan haline dönüştürdüğünü izledim.<br />
Bu sayede kendimde eksik gördüğüm, kusur<br />
gördüğüm yanlarım, oğlum sayesinde bana<br />
yansıyarak, benim dönüşümüm, tekamülüm<br />
için bir araç olmaya başladı. Bir bebeğin hayata<br />
gözlerini ilk açtığı andan itibaren, belki<br />
iki üç yaşına kadar anne ve babasının güvenli<br />
kollarına ihtiyacı olduğunu gördüm. Bunun<br />
dışında bir şeyin önemi yoktu. "Seni yatağına<br />
koyardım, ağlar ağlar sonra uyurdun, sabaha<br />
kadar hiç uyanmadan uyurdun" denilen ben,<br />
kaygılı bağlanma ve öğrenilmiş çaresizlik ile<br />
hayatımı sürdürdüğümü gördüm. Her ne kadar<br />
2000’li yılların başından beri birçok kişisel<br />
gelişim yöntemi ile ilgilenmiş, okunmadık spiritüel<br />
ve psikoloji kitabı bırakmamış olsam da<br />
bu kısmı, bu devasa kısmı, bilinçaltım benden<br />
harikulade bir şekilde saklamıştı. Oğlum<br />
doğduktan sonra sadece kendimle yüzleşmek<br />
yeterli de değildi. Harekete geçmem gerekiyordu<br />
ki, bu halledemediğim olumsuzluklar<br />
çocuğuma aktarılmasın.<br />
Hepimiz bu hayata geldiğimiz zaman, ruhumuzun<br />
gelişmesi için öğrenmesi gerekenler<br />
ile, aşağı yukarı tasarlanmış bir hayat planı ile<br />
doğarız. İnsan olarak en temel görevimiz, erdemler<br />
kazanmaktır ve yaşadığımız her olay da<br />
bizi bu kazanca götürür. Aşağı yukarı 16 yaşına<br />
gelene kadar ise, atalarımızdan aktarılan,<br />
ebeveynlerimizden aktarılan karmadan muaf<br />
olarak hayatımızı yaşarız. Biz 16 yaşına gelene<br />
kadar anne ve babamız bu aktarımı ne kadar<br />
hafifletirse, kendilerinde ne denli farkındalık<br />
kazanırsa, biz de sadece ruhumuzun seçmiş<br />
olduğu yolda ilerleyerek, seçimlerimizle<br />
karşılaşırız. Fakat ebeveynlerimizin farkındalık<br />
kazanmadığı her konu, bizim DNA’mızda saklı<br />
bir halde tetiklenmeyi bekler. Dört kuşaktır<br />
gayet varlıklı bir şekilde yaşayan bir ailede, son<br />
doğan çocukta önceki kuşaklardan aktarılan<br />
kıtlık bilinci ortaya çıkabilir. O zamana kadar<br />
DNA’da uyur halde beklemiş ve sadece çok<br />
hareketli olduğu için yaramaz olarak nitelendiren<br />
çocuğa tatlı yasağı konması ile, bu kıtlık<br />
bilincini aktive edebilir.
Tüm bu bilgileri öğrendikten sonra hem kendi<br />
gelişimim hem de oğlumun sadece ve sadece<br />
kendi hayatını yaşaması adına elimden geleni<br />
yapmaya niyet ettim. Zaten doğduğundan<br />
beri, benim için tam bir ebeveynlik modeli olan<br />
“attachment parenting” felsefesinden ilerliyoyordum.<br />
Hem doğal ebeveynliği hem de<br />
güvenli bağlanmayı destekleyen bir felsefe<br />
olduğundan, benim karakterime ve yaşam<br />
stilime tam olarak oturmuştu. Bu yaklaşımın<br />
şu an 3.5 yaşında olan oğlumda birçok faydasını<br />
gördüm, keza kendimde de.<br />
Yine de bir yerden sonra yeterli gelmedi. Hayatı<br />
algılama biçimim değiştikçe daha fazla<br />
şeyi çözümlemek, daha pozitif bir yaşam üzerine<br />
adımlar atma isteğinde buldum kendimi.<br />
Bu arayış beni önce astrolojiye, sonrasında ise<br />
hayat amacım dediğim Theta Healing’e yönlendirdi.<br />
Aslında kendimi bildim bileli astroloji<br />
ile iç içeydim fakat detaylara girmek, neyin<br />
neden ve nasıl olduğu konuları ile, üstüne<br />
üstlük kendi bilinçaltımın derinlikleri ile yüzleşmek<br />
beni hem zorladı hem de oldukça heyecanlandırdı.<br />
Astroloji aslında binlerce yıldır insanlar<br />
tarafından kullanılan bir ilim. Hatta öyle ki,<br />
Mısır medeniyeti döneminde bu ilim sadece<br />
firavunlara, din ve devlet adamlarına ait olarak<br />
kullanılırmış. Halkın bu ilimle beslenmesi, içli<br />
dışlı olması yasaklanmış. Çünkü neler olabileceği,<br />
kimin firavun olacağı, kimin din adamı<br />
olacağı astroloji ile belirlenirmiş. Zaman<br />
içerisinde çok sayıda kişi bu ilmi geliştirmek<br />
için uğraşmış. Fakat gel zaman git zaman, bu<br />
ilim negatif yönde kullanılmaya başlanınca,<br />
daha da yaygınlaştırılarak saygınlığı azaltılmış.<br />
Aslında tamamen bir frekans bilimi olarak<br />
astrolojiyi incelediğimiz zaman, bize muazzam<br />
veriler verdiğini görüyoruz. Çünkü var<br />
olan her şeyin yaydığı bir frekans var ve bizler<br />
dünyaya geldiğimiz zaman, aldığımız ilk nefes<br />
ile, etrafta yayılı olan frekans ne ise, nefesimiz<br />
bu frekans ile uyumlanıyor. Bu da bizim, gezegenlerin<br />
günlük hareketlerinden etkilenmemize<br />
sebep oluyor.<br />
173
Bir çocuk dünyaya geldiği zamanki frekansa<br />
uyumlu şekilde hayatını yaşıyor. Sahip olduğu<br />
ve olmadığı bazı durumlarla karşılaşıyor. Mesela<br />
benim oğlumun sadece doğum haritasına<br />
göre, onu takım oyunları oynanan sporlara<br />
değil, bireysel sporlara yönlendirmem gerekiyor.<br />
Eğer ki ben bu bilgiyi bilmesem ve oğlumu<br />
basketbola yönlendirsem, zaten doğuştan<br />
sahip olduğu hırs, onu çok yüksek hırsa sahip,<br />
sürekli kazanma arzusunda, diğer arkadaşlarını<br />
ezme arzusunda olan bireye dönüştürebilir. Ya<br />
da istediği bir şeyi, sadece ona para kavramını<br />
öğretmek için istediği zamanda (tabii ki kendi<br />
imkanlarımız doğrultusunda) almamam, maddi<br />
konularda aşırı hırslanmasına ve yetişkinlik<br />
dönemimde dinlenme, durma nedir bilmeyen<br />
bir bireye dönüşmesine sebep olabilir. Halbuki<br />
pedagojik içeriklere ne kadar ters bir yaklaşım<br />
değil mi? İşte astroloji bize böyle bir kaynak<br />
sağlıyor. Her birey aynı değil. Hepimiz biricik<br />
ve tekiz. Hepimiz kendimize özeliz. Pedagoji,<br />
psikoloji bazen bizi buralarda anlayamayabiliyor.<br />
Theta Healing yaklaşımı ise, benim hayatıma ve<br />
çocuğuma, bu hırsın nereden geldiği sorusunu<br />
yönlendirdi. Neden çocuğum böyle bir günde<br />
ve saatte doğmayı tercih etmişti? Çünkü nasıl<br />
ki hepimiz anne babamızın bir yansımasıyız,<br />
çocuğum da benim bir yansımam olarak bana<br />
kendi kaçtığım, en derinlerine sakladığım<br />
duyguları, en basit hali ile yansıtıyordu. Ve fark<br />
ettim ki, bunları dahi değiştirebilme gücü bizim<br />
elimizde. Hırs kötü bir özellik mi? Hayır.<br />
Fakat olumlu kullanılmadığı zaman yıkıcı olabilecek<br />
bir özellik. Tıpkı tüm sahip olduğumuz<br />
duygular gibi. Aşırı olan her şey bir yerde, bir<br />
gün bize bir şekilde zarar verebilir. Bizim birilerine<br />
zarar vermemize sebep olabilir. Bu şekilde<br />
ilerleyerek, doğum haritalarımızdan kendimi<br />
görmediğim, kendimi gizlediğim, sakladığım<br />
duygu ve davranışları bularak, bunları Theta<br />
Healing ile dönüştürme yolunu seçtim.<br />
Evet, hepsinden önce, kendi çocuğumun annesi<br />
olduğum için değil, kendi içimdeki çocuğu<br />
anlamaya çalıştığım için, her gün onu duymaya,<br />
onu görmeye bir adım daha yaklaştığım<br />
için kendi anneler günümü kutluyorum. Hepimizin<br />
yolculuğu tek ve biricik. 35 yaşında bu<br />
yola tam olarak, cesaretimi toplayarak adım<br />
attığım için “acaba geç mi kaldım?” diye<br />
düşünürken, 77 yaşındaki anneannemin, o<br />
kadar yaşanmışlığın üzerine, korku ve endişe<br />
üzerine kendisini değiştirmek için seans aldığını<br />
gördüğümde anladım ki, değişimin yaşı<br />
yok, zamanı yok. Her şey bir günde, bir anda,<br />
bir adımla başlar ve evet, her şey mümkün.<br />
Eylül Özmen<br />
ThetaHealing Practitioner<br />
Neoklasik Astrolog<br />
EFT Practitioner<br />
@animusspiritueldanismanlik<br />
174
175
KOKOŞ PATİLER<br />
Bir çoğumuzun evinde hayatımızı güzelleştiren sevimli pati<br />
dostlarımız var. Onlar doğal halleriyle zaten çok güzeller<br />
ve sevimliler. Ama bazen onlar için özel olarak hazırlanmış<br />
kıyafetlerle çok daha sevimli görünebiliyorlar. Aslına bakacak<br />
olursak, bu giysiler onları daha da sevimli yapsa da onlar<br />
için zararlı da olabiliyor. Giydirilen bu kıyafetler genelde<br />
onların hareketlerini kısıtladığı ya da zorlaştırdığı için sevimli<br />
dostlarımız bundan rahatsız olabilirler. Özellikle de kendilerini<br />
temizlemek istediklerinde. Aslında bu şık kıyafetle aksesuarlar<br />
onlar için pek bir şey ifade etmese de bizleri tebessüm<br />
ettiriyor. Pati dostlarımızın kalplerimizi eritecek bazı<br />
fotoğrafları sizler için derledik.
TÜLLERİN<br />
ZERAFETİ
HAVALI<br />
GÖZLÜKLER
SPOR<br />
ŞIKLIĞI
ZARİF<br />
BAYANLAR
ŞIK<br />
BEYLER
PJAMALILAR
BAHAR ÇEKİMİ<br />
Fotoğraf : Ayşe Karabulut<br />
Modeller : Damla Yıldız - Demirka ailesi