05.06.2021 Views

Moda-Magazin-Is Dunyasi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Haziran Sayısı<br />

Bir Altın Kalp<br />

2021<br />

Süpriz Röportajlar


İmtiyaz Sahibi:<br />

Şenay DAĞLI<br />

Genel Yayın Yönetmeni &Genel Koordinator<br />

<strong>Moda</strong> Editörü<br />

Bu Ayın Yazıları<br />

Ayşe KARABULUT<br />

Güler BAYSAL<br />

Neslihan ÖZTÜTK AKTEPE<br />

Pırıl BİLİCİ<br />

Ayşe ASİLTÜRK<br />

Mahasti SEMS<br />

Hande Lal ŞENOKUR<br />

Güler BAYSAL<br />

Eylül ÖZMEN


Merhaba,<br />

“<strong>Moda</strong>-<strong>Magazin</strong>&İş Dünyası” okurları. Altın Kalpler<br />

Yardım Derneği Kurucu Başkanı ve ayrıca dergimizin<br />

imtiyaz sahibi sayın Şenay Dağlı öncülüğünde<br />

ilk sayımızla sizlere merhaba demenin sevincini<br />

yaşıyoruz.<br />

Dergimizin isminden de anlaşılacağı gibi oldukça geniş kapsamlı konularla sizlerle<br />

olmayı planlıyoruz. Maalesef pandemi kısıtlamalarının olduğu bir dönemdeyiz<br />

ve nerdeyse hiçbir etkinliğin yapılamadığı ve işyerlerinin çoğunun kapalı olduğu<br />

bir zamandan geçiyoruz. Bu yüzden bu sayımızda daha çok iş dünyasının çeşitli<br />

alanlarından, kendi alanlarında başarılı olmuş değerli iş insanlarımızla yaptığımız<br />

röportajlara ağırlık verdik. İçlerinden bazıları ise her sayımızda kendi alanlarında<br />

hazırladıkları içeriklerle bizlerle olacaklar.<br />

Avukatımız sayın Zeynep Aydın Tarakçı, her sayımızda sizlerden gelen sorular<br />

doğrultusunda hukuki konularda bizlerin sorularını yanıtlayacak. Yemek bloger’ımız<br />

sayın Pırıl Bilici, birbirinden lezzetli ve farklı tariflerle, tarif listemizi zenginleştirecek.<br />

Astrolog, Hande Şenokur astrolojik yorumları ve öngörülerini bizlerle paylaşascak.<br />

Spor hocası Evgeniya Alpaslan evde kendi kendimize yapabileceğimiz<br />

uygulamalar ile her an nasıl fit kalabileceğimiz konusunda bizleri bilgilendirecek.<br />

Ayrıca her sayımızda kendi alanlarının en önemli isimlerinden, Estetik, Plastik ve<br />

Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar, diyetisyen Neslihan Öztürk<br />

Aktepe, Doç. Dr. Ozan Luay Abbas, Uzman Psikolog Psikoterapist, Mahasti Sems<br />

bizlere eşlik edecekler. Ve her sayımızda sürpriz konu ve röportajlarla, moda ve<br />

magazin dünyasının ritmine beraber eşlik edeceğiz.<br />

Heyecanla ve özenle çıktığımız bu yolda sizlerin beğeni ve desteği ile büyüyerek<br />

ilerlemeyi ümit ediyoruz.<br />

Genel Yayın Yönetmeni& Genel Koordinatör Ayşe Karabulut.


İÇİNDEKİLER<br />

6<br />

2021 OSCAR<br />

ÖDÜL TÖRENİ<br />

92<br />

2021 YAZ TRENDLERİ<br />

142 PIRIL BİLİCİ KREMALI<br />

PORTAKAL ÇİÇEĞİ ÇANAKLARI<br />

146 HAZİRAN AYINDA<br />

BİZLERİ NELER BEKLİYOR


ROPORTAJLAR<br />

Avukat ZeynepAydın Tarakçı<br />

Op. Dr. Elvan Bayraktar<br />

Altın Kalpler Yardım Derneği Kurucu Başkanı Şenay Dağlı<br />

Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />

Avukat Ayşegül Aldemir<br />

Diş Hekimi Yelda Kıran<br />

Kişisel Gelişim Uzmanı Ayşe Asiltürk<br />

<strong>Moda</strong>cı Zuhal Keskin<br />

<strong>Moda</strong>cı Güler Baysal<br />

Güzellik Salonu Sahibi Oxana Öztürk<br />

Doç. Dr. Ozan Luay ABBAS’<br />

Spor Hocası Evgeniya Alpaslan<br />

Uzman Psikolog Psikoterapist Mahasti Sems<br />

Ekonomi yazarı Çetin Ünsal<br />

ThetaHealing Practitioner-Neoklasik Astrolog Eylül Özmen


2021 OSCAR<br />

ÖDÜL TÖRENİ<br />

93.AKADEMİ ÖDÜLLERİ<br />

SAHİPLERİNİ BULDU<br />

ABD’NİN LOS ANGELES KENTİNDEKİ DOLBY TİYATROSU’NDA<br />

DÜZENLENEN TÖRENLE BU YIL 93’ÜNCÜSÜ VERİLEN AKADEMİ<br />

ÖDÜLLERİNDE EN İYİ FİLM ÖDÜLÜNÜ “NOMADLAND” KAZANDI.


93. OSCAR ÖDÜLLERİNDE NOMADLAND FİLMİ<br />

3 DALDA OSCAR ALARAK TÖRENE DAMGA VURDU<br />

Nomadland filmi, evsiz kalan ve memleketi Nevada’dan<br />

ayrılan bir kadının karavanıyla yaptığı yolculuğu konu alıyor.<br />

60’lı yaşlarında olan Fern (Frances McDormand), Nevada<br />

kırsalında yaşamaktadır. Şehirdeki ekonomik çöküşten etkilenen<br />

Fern, neredeyse tüm malını kaybeder. Bu durumun<br />

ardından Fern, minibüsünü bir karavan haline getirip, modern<br />

bir göçebe olarak yola koyulur.<br />

93. Oscar ödül töreninde Nomadland filmi 3 dalda Oscar<br />

aldı. “Nomadland” en iyi film seçilirken, yönetmeni Chloé<br />

Zhao en iyi yönetmen ödülünü aldı. Ayrıca “Nomadland”<br />

filmi ile “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü Frances McDormand<br />

kazandı.<br />

O S C A R 2 0 2 1<br />

En iyi film dalında “Mank,” “Promising Young Woman,”<br />

“Nomadland,” “Judas and the Black Messiah,” “Sound of<br />

Metal,” “Minari,” “The Father” ve “The Trial of the Chicago<br />

7” filmleri aday gösterilmişti.


CHLOE ZHAO EN İYİ YÖNETMEN ÖDÜLÜNÜ ALAN İKİNCİ KADIN OLDU<br />

En İyi Yönetmen dalında Oscar ödülünü kazanan ikinci kadın olan 39 yaşındaki<br />

Zhao, son yılların en yetenekli ve özgün yönetmeni olarak kabul görmüş oldu. 11 yıl<br />

önce “Hurt Locker” (Ölümcül Tuzak) filmiyle Kathryn Bigelow bu ödülü kazanan<br />

ilk kadın yönetmen olmuştu.<br />

Zhao Çin’in başkenti Pekin’de doğdu. Babası, bir çelik şirketinin yöneticisi, üvey<br />

annesi Song Dandan ise ünlü bir komedi oyuncusu.Ödül törenindeki konuşmasında<br />

Zhao şu ifadeleri kullandı:“Son zamanlarda, sorunlarla karşılaştığımda nasıl baş<br />

ettiğimi düşünüyorum hep. Sanırım çocukluğumdaöğrendiğim bir şeye dayanıyor<br />

bu.“Çin’de büyürken, babam ve ben bir oyun oynardık. Klasik Çin şiirlerini ve<br />

metinlerini ezberler, birlikte onları tekrarlar, birbirimizin cümlelerini tamamlardık.<br />

“Üç Karakterli Klasikler’i hala hatırlıyorum. ‘İnsanlar doğduğunda özü itibarıyla<br />

iyidirler.’ Bu sözler çocukken beni çok etkilemişti ve bugün hala buna inanıyorum.<br />

“Bazen sanki tersi doğruymuş gibi görünse de, nerede olursa olsun karşılaştığım<br />

insanlarda hep iyi bir şey buldum.<br />

8


9


ANTHONY HOPKİNS, "FATHER" FİLMİNDEKİ ROLÜYLE "EN İYİ ERKEK OYUNCU" ÖDÜLÜNÜ KAZANDI<br />

Baba, yaşlılığı ile başa çıkmaya çalışan bir adamın<br />

hikayesini konu ediyor. Yaşlılığın etkilerini gün geçtikçe<br />

daha çok hisseden bir adam, bu süreçte yanında<br />

olmaya çalışan kızının tüm yardımlarını reddeder.<br />

En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını The Father’daki performansıyla Anthony<br />

Hopkins aldı. En İyi Uyarlama Senaryo Ödülü’nü de”The Father” kazandı.<br />

83 yaşındaki Anthony Hopkins, bu ödülü alan en yaşlı kişi olarak<br />

kayda geçti.<br />

Ödül törenine katılamayan Hopkins, “Bu ödülü almayı beklemiyordum”<br />

dedi.Hopkins, ilk Oscar’ını “Kuzuların Sessizliği” filmindeki rolüyle 29 yıl<br />

önce almıştı. Hopkins, filmde canlandırdığı ‘’ Hannibal Lecter’’ karakteriyle<br />

hafızalara kazınmıştı.<br />

Pazartesi günü Instagram hesabından görüntülü bir mesaj paylaşan<br />

Hopkins, “83 yaşında bu ödülü almayı beklemiyordum, gerçekten<br />

beklemiyordum. Akademi’ye minnettarım ve teşekkür ederim” dedi.<br />

10


DİĞER ÖDÜLLERİ KAZANANLARIN TAM LİSTESİ<br />

• En İyi Film: Nomadland<br />

• En İyi Kadın Oyuncu: Frances McDormand (Nomadland)<br />

• En İyi Erkek Oyuncu: Anthony Hopkins (The Father)<br />

• En İyi Yönetmen: Chloé Zhao (Nomadland)<br />

• En İyi Uyarlama Senaryo: The Father<br />

• En İyi Özgün Senaryo: Promising Young Woman filmiyle<br />

Emerald Fennell kazandı.<br />

• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Daniel Kaluuya (Judas and the Black<br />

Messiah)<br />

• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Youn Yuh-jung (Minari)<br />

• En İyi Özgün Şarkı: ‘Fight For You’ ile Judas and the Black<br />

Messiah<br />

• En İyi Özgün Müzik: Soul<br />

• En İyi Yapım Tasarımı: Mank<br />

• En İyi Film Kurgusu: Sound of Metal<br />

• En İyi Sinematografi: Mank<br />

• En İyi Belgesel: My Octopus Teacher<br />

• En İyi Kısa Film: Two Distant Strangers<br />

• En İyi Uluslararası Film: Another Round<br />

• En İyi Kısa Belgesel: Colette<br />

• En İyi Görsel Efekt: Tenet<br />

• En İyi Animasyon: Soul<br />

• En İyi Ses Kurgusu: Sound of Metal<br />

• En İyi Kostüm Tasarımı: Ann Roth<br />

• En İyi Saç ve Makyaj Tasarımı: Sergio Lopez-Rivera, Mia<br />

Neal ve Jamika Wilson


2021 OSCAR ÖDÜL TÖRENİ<br />

RENGARENK KIRMIZI HALI ŞIKLIĞI<br />

Maria Bakalova<br />

ÜNLÜLERİN OSCAR’DAKİ KIYAFET TERCİHLERİ<br />

2021 Oscar Ödülleri töreninde sinemanın en iyileri açıklanmadan<br />

önce sinema, müzik ve moda dünyasının ünlüleri birbirinden<br />

şık kıyafetleriyle kırmızı halıda yürüdü. İşte ünlülerin<br />

Oscar’daki kıyafet tercihleri ve 2021 Oscar Ödülleri kırmızı<br />

halı görünümleri... Bu seneki törende göze çarpan bir nokta<br />

ise,bayanların renkli kıyafetlerinin yanısıra, törene katılan<br />

erkeklerinde renkli kiyafetleri tercih etmeleri dikkat cekti.<br />

11


Laura Dern<br />

12


Tiara Thomas


Laura Pausini


Nina Pedrad


Amanda Seyfried


Reese Witherspoon


Angela Bassett


Andra Day


Emerald Fennell


Vanessa Kirby


Regina King


Margot Robbie


H.E.R


Halle Berry


Zendaya


Daniel Kaluuya<br />

Colman Domingo


Leslie Odom Jr.<br />

Riz Ahmed


Sacha Baron Cohen<br />

<strong>Is</strong>la Fisher


Brad Pitt


AVUKAT<br />

ZEYNEP AYDIN TARAKÇI<br />

ZEYNEP HANIM ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABILİR MİYİZ?<br />

1983 Şanlıurfa doğumluyum. Tüm okul hayatım Ankara’da geçti.<br />

2006 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olunca,<br />

avukatlık stajımı Yapı Kredi Sigorta Şirketi nezdinde tamamladım.<br />

2007 yılından bu yana serbest avukatlık yapıyorum. İki kardeşiz.<br />

Evliyim ve bir çocuğum var.<br />

AVUKATLIK MESLEĞİNİ TERCİH ETMENİZİN SEBEBİ NEYDİ?<br />

Aslında lisedeyken, aklımdan farklı bölümler geçiyordu. Anne ve babamın<br />

isteği üzerine hukuk fakültesini yazdım ancak o dönemki asi<br />

ruh halim ile tek tercih yapmış ve ailemi hayli endişelendirmiştim.<br />

Sonra fakülte hayatı başlayınca ve özellikle de mezun olunca, “iyi ki<br />

hukuk tercih etmişim” dedim.<br />

32


AİLENİZDE BAŞKA HUKUKÇULAR VAR MI?<br />

Evet. Babam Yargıtay 1. Hukuk<br />

Dairesi Başkanlığı’ndan emekli<br />

oldu. Devlette 44 senelik hakimlik<br />

hizmeti bulunmaktadır. Babamın<br />

emekli olması sonrasında ofisimizde<br />

onunla haftada bir gün bile<br />

olsa beraber olmak, onun birikim<br />

ve tecrübelerinden yararlanmak<br />

gerçekten çok değerli. Abim ise,<br />

İstanbul’da hukuk eğitimini tamamladıktan<br />

sonra İngiltere’de<br />

Uluslararası Ticaret Hukuku alanındaki<br />

yüksek lisans programını<br />

başarıyla tamamlamış olup;halen<br />

İstanbul’da serbest avukatlık<br />

yapmaktadır. Değerli eşi de yine<br />

meslektaştır. Kardeşim dediğim<br />

çocukluk arkadaşım ve ortağım<br />

Fidan Özkurt Canbolat ile çok<br />

sevdiğim kuzenim Elif Durmaz da<br />

ailemizdeki hukukçulardandır.<br />

33


İLK ALDIĞINIZ DAVA NEYDI?<br />

SİZİN İÇİN ÖNEM ARZEDEN DEĞİŞİK<br />

DAVALARINIZ DA ELBETTE OLUYORDUR. KISACA BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

Stajımı bitirdikten sonra ortağım Fidan ile<br />

Kızılay’da ilk büromuzu açtığımızda gelen ilk<br />

iş eser sözleşmesinden kaynaklı bir alacak<br />

davasıydı. Bu ilk iş uğurlu geldi, sonrasında<br />

staj konum ile alakalı olmasından dolayı<br />

yıllarca çeşitli sigorta şirketlerinin vekilliğini<br />

yaptım. 2013 yılına dek hukuk alanında çeşitli<br />

davalara ve icra takiplerine baktım. 2013’ten<br />

sonra ise yaklaşık 8 senedir işlerimizin çok<br />

büyük bir kısmını taşınmaz davaları oluşturdu.<br />

Gelen her iş önemlidir. 14 sene içinde<br />

çok üzücü, yürek burkan yaşamlara rastladığımız<br />

gibi; çok ilginç ve keyif veren pek<br />

çok konu ile de meşgul olduk diyebilirim.<br />

İnsanları tanıdıkça , hayatta insanın başına<br />

herşeyin gelebileceğini kanıksayarak işimize<br />

dört elle sarıldık. Pek çok kişiye imkansız<br />

dedirten bazı işlerin başarılması ise, herşeyin<br />

mümkün olabileceğini öğretti. Örneğin<br />

emsali 1940’larda görülmüş bir sözlü vasiyet<br />

dosyasının hikayesini sizinle daha geniş bir<br />

vakitte paylaşabilirim.<br />

34


PEKİ SOSYAL YÖNÜNÜZ VE AİLE HAYATINIZ İLE DE BİLGİ ALSAK?<br />

DERGİMIİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />

Hayatım boyunca hep çalıştım ama hiçbir sosyal<br />

aktiviteden de eksik kalmadım diyebilirim.<br />

İnsanlarla iletişim kurmak işimin bir parçası ise<br />

de; bunun dışında sosyal etkinlikler ve arkadaşlarla<br />

geçirilen zaman da benim için hep ön plandadır.<br />

Sosyal sorumluluk amaçlı çalışan ve şehit<br />

ailelerinin çocukları ile yardıma muhtaç çocuklara<br />

eğitim bursu veren , yönetiminde bulunduğum<br />

Altın Kalpler Yardım Derneği’nin çalışmalarına<br />

büyük bir zevkle ve istekle devam etmekteyim.<br />

Çalışan bir anne ve eş olarak, çocuğumla<br />

daha fazla zaman geçirmek ve ailemle olmak<br />

konusunda elimden geldiğince çaba harcarım.<br />

Çocuğumla iletişimimde ise, kendi anneme<br />

çok şey borçlu olduğumu hep düşünmüşümdür.<br />

Annemin ,biz küçükken abim ve benle olan<br />

sevgi dolu, neşeli ve özverili karakterine olan<br />

hayranlığım, kendi çocuğuma da benzer şekilde<br />

davranmamı sağlamıştır.<br />

Bu derginin yayımlanmasında öncülük eden,<br />

çok sevdiğim ve saydığım büyüğüm Şenay<br />

Dağlı hanımefendinin çalışma ve katkılarını<br />

çok takdir ediyor ve her ay yayımlanacak dergilerde,<br />

çoğunluğu kadınlardan oluşan okurların<br />

hukukla ilgili sorularını cevaplayacağım<br />

için de memnuniyet duyuyorum. Sizlere de<br />

yayın hayatınızda başarılar diliyorum.<br />

35


“ESTETİK ALANINDA YAPTIĞI BAŞARILI OPERASYONLAR İLE<br />

TÜRK HEKİMLİĞİNİ DÜNYAYA TANITTI”<br />

DR.ELVAN BAYRAKTAR&ASEL ERENSOY<br />

36<br />

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar<br />

sözleşmeli olduğu lüks hastanelerde ameliyatlı, kliniğinde ise ameliyatsız<br />

estetik işlemleri başarıyla gerçekleştirirken bir yandan da sağlık turizmi<br />

alanında yeni projeler geliştiriyor. Ödüllü Cerrah Elvan Bayraktar, kliniğinin<br />

sorumluluğunu üstlenen kızı Asel Erensoy ile hastalarını hem sağlığına<br />

hem de hayallerini kurdukları bir görünüme kavuşturuyor.


LÜKS HASTANELERDE AMELİYATLI,<br />

KLİNİĞİNDE İSE AMELİYATSIZ ESTETİK İŞLEMLERİ<br />

BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİYOR<br />

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi<br />

Uzmanı Op. Dr. Elvan Bayraktar sözleşmeli<br />

olduğu lüks hastanelerde ameliyatlı,<br />

kliniğinde ise ameliyatsız estetik işlemleri<br />

başarıyla gerçekleştirirken bir yandan<br />

da sağlık turizmi alanında yeni projeler<br />

geliştiriyor. Ödüllü Cerrah Elvan Bayraktar,<br />

kliniğinin sorumluluğunu üstlenen kızı Asel<br />

Erensoy ile hastalarını hem sağlığına hem<br />

de hayallerini kurdukları bir görünüme kavuşturuyor.<br />

“Geçmişte yurt dışı bağlantılı çalışmalar<br />

gerçekleştiren ve bu alanda önemli bir bilgi<br />

ve deneyime sahip olan başarılı doktor,<br />

anti-aging uygulamaları ile ilgili tüm gelişmeleri<br />

ve yeni teknolojileri yakından takip<br />

ederek klinik bünyesine kazandırmak adına<br />

yurt dışı fuar gezileri düzenliyor.”<br />

“Çeşitli vakıf üyelikleri de bulunan Op. Dr.<br />

Elvan Bayraktar, estetik alanında aldığı<br />

eğitimlerle kendisini sürekli geliştiren kızı<br />

Asel Erensoy ile kliniklerini Türkiye’nin yurt<br />

dışına açılan, vitrin markası haline getirme<br />

yolunda emin adımlarla ilerliyor.”<br />

37


ÇALIŞMALARIYLA DÜNYAYA AÇILMAYI HEDEFLİYOR<br />

Karadeniz Teknik Üniversitesi<br />

TıpFakültesi mezunu olan Op.<br />

Dr. Elvan Bayraktar Nişantaşı’ndaki<br />

kliniğinde kızı Asel<br />

Erensoy ile bütüncül bir sağlık<br />

ve güzellik hizmeti sunuyor.<br />

Bunun yanı sıra Türkiye’ye<br />

dünyanın dört bir yanından<br />

hasta akışını sağlayacak yeni<br />

bir sağlık turizmi projesi üzerinde<br />

çalışan ünlü doktor ilerleyen<br />

süreçte bütün dünya<br />

ülkelerinde PR ve reklam<br />

çalışmaları yaparak verdiği<br />

hizmeti tanıtacak.<br />

Öncelikle Körfez ülkelerine<br />

ardından da tüm dünyaya<br />

açılmayı hedefleyen Op.Dr.<br />

Elvan Bayraktar, Türk hekimlerinin<br />

sahip olduğu üstün<br />

cerrahi yeteneği ve donanımı<br />

bütün dünyaya göstermeyi<br />

amaçlıyor. Geçmişte de yurt<br />

dışı bağlantılı projelerde yer<br />

alan ve bu alanda önemli bir<br />

bilgi ve deneyime sahip olan<br />

başarılı doktor,anti-aging uygulamaları<br />

ile ilgili tüm<br />

gelişmelerive yeni teknolojileri<br />

yakından takip ederek<br />

klinik bünyesine kazandırmak<br />

adına yurt dışı fuar gezileri<br />

düzenliyor. Özellikle obezite<br />

cerrahisi sonrası vücut şekillendirme<br />

operasyonları konusunda<br />

başarılı olan Dr. Elvan<br />

Bayraktar, Körfez ülkelerinden<br />

büyük bir talebin ol-duğu<br />

meme küçültme, karın germe,<br />

vaser lazer liposaction ile vücut<br />

şekillendirme, yağ aldırma<br />

ve Brezilya poposu gibi<br />

kombine işlemlerle hastalarını<br />

ideal vücut ölçülerine<br />

kavuşturuyor.<br />

38


ANNESİNİN SAĞ KOLU<br />

Kliniğin sorumluluğunu<br />

üstlenenerek annesine<br />

destek oluyor.<br />

SANATSAL VE SOSYAL YÖNÜYLE DE DİKKAT ÇEKİYOR<br />

Altın Zirve ve Kariyer Ödülleri’nde “Yılın<br />

En İyi Kadın Cerrahı” ödülünü alarak<br />

ismini duyuran Op. Dr. Elvan Bayraktar,<br />

sanatsal ve sosyal yönüyle de ön plana<br />

çıkıyor. Türk sanat müziği vokalistliği<br />

yapan ödüllü doktor geliri sivil toplum<br />

kuruluşlarına bağışlanan “Hekimler<br />

Söylüyor” adlı albüm çalışmasında da<br />

yer aldı. Çeşitli vakıf üyelikleri de bulunan<br />

Op. Dr. Elvan Bayraktar, estetik<br />

alanında aldığı eğitimlerle kendisini<br />

sürekli geliştiren kızı Asel Erensoy<br />

ile kliniklerini Türkiye’nin yurt dışına<br />

açılan, vitrin markası haline getirme<br />

yolunda emin adımlarla ilerliyor.<br />

@dr.elvanbayraktar<br />

39


40


Şenay Dağlı<br />

Altın Kalpler Yardım Derneği Kurucu Başkanı<br />

İlk sayımızda “Altın Kalpler<br />

Yardım Derneği” kurucu başkanı<br />

ve dergimizin imtiyaz sahibi<br />

sayın Şenay Dağlı hanımefendinin<br />

evine konuk olduk.Sayın<br />

Dağlı; Altın Kalpler Derneği ve<br />

dergimizin kuruluş hikâyelerini<br />

bizimle paylaştı.<br />

41


Derneğinizin kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?<br />

Gönüllü olarak çıkmış olduğumuz bu yolda koşar adımlarla<br />

çok önemli yardım aktiviteleri yaptık ve devamlı<br />

büyüyerek önce halktan, medyadan aldığımız kabul ile<br />

dernek unvanını hak ettik. Küçük bir ekiple başladığımız<br />

yardım organizasyonlarına şu an kocaman bir aile olarak<br />

devam ediyoruz. Ankara’dan başladık ardından İstanbul<br />

daha sonra Mardin Adana Osmaniye ve daha birçok ilde<br />

yardım organizasyonları yaptık.


44


“Altın Kalpler Derneği” sizin için ne ifade ediyor?<br />

Altın kalpler yardım derneği İstanbul Adana İstanbul<br />

Ankara başta olmak üzere benim kocaman hepsi birbirinden<br />

değerli bir yardım hırsıyla çarpan ailemdir. Bir<br />

de Yardımlaştığımız insanları sayarsak Türkiye’nin en<br />

büyük hayallerimden bir tanesiyiz.<br />

45


Ünlü markala<br />

Yerine gö<br />

ama her<br />

da gerek<br />

sahsına<br />

kendi ta<br />

Bu be-n<br />

senin mo<br />

tavsiye e<br />

nin stili<br />

insanın k<br />

Sizin için moda nedir?<br />

Aslına bakarsanız çocukluğumdan<br />

beri modaya ilgim vardı. İlgiden<br />

de ziyade,benim için moda bir hayal,<br />

bir tutkuydu diyebilirim.Bence<br />

moda sürekli sektör için yenileneni<br />

değil de kendi kişiliğimizi ortaya<br />

çıkartarak, kendimize yakışanı<br />

bulmak ve tasarlayabilmektir. Bu<br />

yüzden ben modaya uymam, modayı<br />

kendime uydururum.<br />

46


ı tercih etmiyor musunuz ?<br />

re tercih eder ve severim<br />

şeyimin marka olması<br />

miyor.Ben bu konuda<br />

muhasır bir kadınım ve<br />

rzımı kendim yaratırım.<br />

im zevkim. Ben kimdanın<br />

esiri olmamasını<br />

derim. Çünkü bir kişizamanla<br />

gelişiyor, tıpkı<br />

endi kişiliği gibi.<br />

47


Bir moda dergisi çıkarmak nerden ak<br />

<strong>Moda</strong>yla bu kadar iç içe yasayan biri o<br />

moda dergisi çıkarmak her zaman<br />

di benim. Ama şimdiye kadar hayatın<br />

daki başka aktivitelerimin yoğunlu<br />

dolayı bir türlü fırsat bulup da yapama<br />

Altın Kalpler Yardım Derneği olarak<br />

lar için düzenlediğimiz etkinliklerim<br />

zaman çok yoğun oluyoruz. Şimdi pand<br />

dolayı hepimizin evlerimize kapa<br />

bir dönemdeyiz ve dolayısıyla hiçbi<br />

lik düzenleyemiyoruz. Bu yüzden be<br />

boşluğu fırsat bilerek her zaman hayalin<br />

yoğunluktan gerçekleştiremediğim bu<br />

gerçekleştirmek için harekete geçtim.<br />

48


lınıza geldi?<br />

larak bir<br />

hayalimakışınğundan<br />

dım. Biz<br />

yardımizle<br />

her<br />

emiden<br />

ndığımız<br />

r etkinnde<br />

bu<br />

i kurup,<br />

hayalimi<br />

49


50


51


52


Derginin içeriğinden ve hitap edeceği kesim hakkında<br />

biraz bilgi verir misiniz?<br />

Dergimizin adı “<strong>Moda</strong>-<strong>Magazin</strong>-İş Dünyası”<br />

isminden de anlaşılacağı gibi, içeriği çok<br />

zengin. Her kesimden insanların kendisine<br />

hitap eden bir şeyler bulacağı, eğlenceli,<br />

keyifli ve bir o kadarda faydalı bilgilerle<br />

dolu bir dergi olacak. Biz hazırlarken çok<br />

keyif aldık. Umarım keyifle başladığımız<br />

bu yolculukta okuyucularımızla etkileşim<br />

içinde olarak sürekli kendimizi ve içeriğimizi<br />

geliştirerek yol alırız.<br />

53


ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ YARDIM BALOSU 2019 ANKARA MEYRA PALACE OTEL<br />

ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ<br />

Eski Orman ve Devlet Bakanı Sayın Halit<br />

Dağlının esi Şenay Dağlının gönüllü bir<br />

oluşum olarak başlattığı, ancak yaptıkları<br />

başarılı yardım çalışmalarından dolayı<br />

dernek olma unvanını kazanan Altın Kalpler<br />

Yardım Derneği, kurulduğu günden bu yana<br />

yaptıkları yardım etkinlikleri ve bağışlarla<br />

adlarından sık sık söz ettiriyor.<br />

54


ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ ŞEHİT VE GAZİ AİLELERİ ZİYARETİ<br />

“Altın Kalpler Yardım Derneği”<br />

özellikle yardıma muhtaç<br />

öğrencilere verdikleri burslar<br />

ve şehit ailelerine yaptıkları<br />

yardımlarla tanınıyor.<br />

55


56


ALTIN KALPLER<br />

YARDIM DERNEĞİ<br />

ELAZIĞ DEPREMİ 2020<br />

Bununla birlikte Elazığ depreminde<br />

de, derneğin kurucu başkanı<br />

Şenay Dağlı Elâzığ’a giderek, kendi<br />

imkanlarıyla tedarik ettikleri<br />

yardımları bizzat kendi elleriyle<br />

depremzedelere dağıtarak zor<br />

günlerinde depremzedeleri yalnız<br />

bırakmadı.<br />

57


B<br />

g<br />

d<br />

s<br />

n<br />

ö<br />

ALTIN KALPLER YARDIM DERNEĞİ 2020 “ALTIN ZİRVE VE KARİYER ÖDÜLLERİ” TÖRENİNDE<br />

“YILIN EN BAŞARILI MARKA VAKFI” SEÇİLDİ.<br />

58


irçok ünlü isminde ödül aldığı<br />

ecede Genel Başkan Şenay Dağlı<br />

a “Yılın En Başarılı Marka Vakfı”<br />

ecilen Altin Kalpler Yardim Deregi<br />

adina Altin Zirve ve Kariyer<br />

dülünü aldı.<br />

59


60<br />

Şenay Dağlı; “bütün dünya ülkeleri<br />

ile aynı kaderi paylaştığımız bu pandemi<br />

döneminde bizde herkes gibi<br />

evlerimize kapandık ve bu yüzden<br />

yardım etkinlikleri düzenleyemiyoruz.<br />

Derneğimiz gelirini düzenlediğimiz<br />

bu etkinliklerden elde<br />

ediyor ve bu elde ettiğimiz gelirin<br />

tamamı burslu öğrencilerimize ve<br />

yardıma muhtaç şehit ailelerine<br />

gidiyor. Umut ediyoruz ki; ülkemiz<br />

ve bütün dünya ülkeleri bu dönemi<br />

geride bırakır ve bizde yeni etkinlikler<br />

ile yardımlarımıza devam<br />

ederiz.


Ama pandemiye rağmen gönlümüz hiçbir şey<br />

yapmadan durmaya da elvermiyor. Bu yüzden<br />

elimizden geldiğince dernek üyelerimizle kendi<br />

aramızda bir şeyler yapmaya devam ediyoruz.<br />

Bu ramazanda kendi aramızda hazırladığımız<br />

ramazan kolilerini yardıma muhtaç ailelere<br />

ulaştırdık. Buda bizim içimizi bir nebzede olsa<br />

ferahlattı. Ama yine de evde otururken de boş<br />

durmuyor, yeni projeler üretmeye devam ediyoruz.<br />

Pandemiden sonra inşallah yardım etkinliklerimize<br />

daha büyük bir heyecanla ve aşkla<br />

kaldığımız yerden devam edeceğiz.” dedi.<br />

61


DİYETİSYEN<br />

Neslihan Öztürk Aktepe<br />

MERHABALAR.<br />

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

Merhabalar,<br />

ben Diyetisyen Neslihan ÖZTÜRK AKTEPE.<br />

Hacettepe Üniversitesi mezunuyum ve mezuniyet<br />

tezimi “Tip-1 diyabetli çocuklarda sosyo-ekonomik<br />

seviyenin beslenmeye etkisi” üzerine yaptım. Mezuniyetinden<br />

sonra ise satış ve pazarlama alanında dünya<br />

devi şirketlerde çalıştım.<br />

Sağlıklı bireylere kilo verme programları uyguladığım<br />

gibi, diyabet, insülin direnci, tansiyon, obesite, troid,<br />

kalp-damar hastalıkları, metabolik sendrom, hamilelik<br />

öncesi-hamilelik ve doğum sonrası beslenme,<br />

menopoz, osteoporoz, adolesan beslenmesi vs.<br />

konularında da hizmet vermekteyim. Korona’ya bağlı<br />

olarak azalan hareketler ve değişen beslenme alışkanlıkları<br />

sonrasında, tüm dünyada ve ülkemizde gittikçe<br />

artan obezite ve diyabet pandemisine dur diyebilmek<br />

için yeni geliştirdiğim VIP ve VIP PLUS programlarını<br />

danışanlarıma uygulamaktayım.<br />

62


BİLİYORUZ Kİ BİRÇOK OKURUMUZ SİZİ TANIYORLAR. NEREDEN TANIDIKLARI HAKKINDA DA BIRAZ BİLGİ ALABİLİRMİYİZ?<br />

Evet. Yazdığım yazılar daha önce birçok gazete ve dergide yayınlandı. Ayrıca birçok TV programına<br />

da konuk olarak katıldım ve birçok yerde de davetli olarak konuşmalarda yaptım.<br />

Bununla birlikte, merak edilen tüm sorulara cevap oluşturulan yaklaşık 200 profesyonel videom<br />

bulunmaktadır.<br />

BİLDİĞİMİZ KADARIYLA CEVAPLA TV DE EN ÇOK İZLENEN İLK 3 UZMANDAN BİRİSİNİZ.<br />

SİZİN AYNI ZAMAN BİR KİTABINIZ OLDUĞUNU DA BİLİYORUZ. BİZE BİRAZDA ONDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

İlk kitabım “Aşk Tadında Diyet” 31 Aralık 2019 da çıkmıştı. Çıktığı andan itibaren birçok TV<br />

programında yer aldığı gibi Hürriyet Gazetesi’nin 1.sayfasında da gerçek yaşam hikayesi<br />

olarak haber olmuştu. Yine kitabım “Aşk Tadında Diyet”, 22 Şubat 2021 tarihinde FOX TV<br />

“Çalar Saat “programında İsmail Küçükkaya ve 07 Mart 2021 tarihinde ise “Benden Söylemesi”<br />

programında Merve Yıldırım kitabımı tüm Türkiye’ye tanıtmışlar ve övgü ile bahsetmişlerdi.<br />

Bununla birlikte İkinci kitabım ise yazım aşamasındadır.<br />

SİZE BU GÜZEL SÖYLEŞİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ VE OKUYUCULARIMIZA SİZİN HER AY BİZLERLE OLACAĞINIZIN VE SAĞLIKLI<br />

BESLENME HAKKINDAKİ YAZILARINIZLA OKUYUCULARIMIZI BİLGİLENDİRECEĞİNİZİN MÜJDESİNİ VERMEK İSTİYORUZ.<br />

PEKİ BU AYKİ YAZINIZIN KONUSU NEDİR?<br />

İlk ay herkese faydalı olacağını düşündüğüm, “vücut tipine göre beslenme” hakkında bir yazı<br />

hazırladım.<br />

63


VUCUT TİPİNİZE GÖRE BESLENİN<br />

Doğduğunuz andan itibaren<br />

beslenme şekliniz ve obez olma<br />

ihtimaliniz size genetik olarak<br />

kodlanmış durumdadır. Vücut<br />

şeklinizin yaklaşık % 45’i genetik<br />

mirastır ve nesiller boyu da<br />

bu böyle devam edecektir. Ancak<br />

genetiğiniz kaderiniz değildir! ve<br />

asla da olmamalıdır! Ailenizin tek<br />

kilolu olmayan kişisi siz olabilirsiniz!<br />

Sağlıklı, dengeli ve yeterli<br />

beslenmeyi yaşam biçimi yapmanız,<br />

egzersizi hayatınızın<br />

tam orta noktasına almanız<br />

kilonuzu kontrol altına almanızı<br />

sağlayacaktır. Diyeti<br />

vücut tipinize göre yapmanız<br />

ise kilo kontrolün de işinizi<br />

fazlası ile kolaylaştırır.<br />

1-ELMA TİPİ<br />

2-ARMUT TİPİ<br />

3-TERS PİRAMİT TİPİ<br />

4-KUM SAATİ TİPİ<br />

64


1-ELMA TİPİ<br />

Vücudun karın ve bel bölgesinde kilo<br />

artışı olur. Sağlık açısından en tehlikeli<br />

olanıdır. Nedeni ise; elma tipi yağlanmada<br />

yağ hücrelerinin büyük ve içorganara<br />

yakın olmasıdır. Bu nedenle kalpdamar,<br />

diyabet, insülin direnci, safra kesesi, karaciğer<br />

yağlanması vb. hastalıklara karşı<br />

risk artar.Elma tipi yağlanma da belirli<br />

aralıklar ile kan değerlerinize baktırmanız<br />

ve diyetisyeniniz tarafından bel çevrenizi<br />

ölçtürmeniz gerekmektedir. Kadınlarda<br />

bel çevresi 80 cm, erkekler de 92 cm ideal<br />

ölçü iken, kadınlar da 88 cm, erkeklerde<br />

ise 102 cm ve üzerin de olması ciddi derecede<br />

risk olduğunun göstergesidir.<br />

ELMA TİPİ YAĞLANMASI OLANLAR NE YEMELİDİR?<br />

Düşük glisemik indeksli dediğimiz kan<br />

şekerini yavaş yükselten gıdaların tüketimi<br />

arttırılmalıdır. Bol miktarda sebze<br />

meyve tüketimi, yağsız portein grupları<br />

ve kaliteli yağlar bu grup da yer almalıdır.<br />

Alkol tüketimine dikkat etmeleri<br />

gerekmektedir. Egzersiz olarak: yüzme,<br />

bisiklet ve kardiyo doğru seçimler olacaktır.<br />

ARMUT TİPİ NE YEMELİ?<br />

2-ARMUT TİPİ ( JİNOİD )<br />

-<br />

İncecik bir bel ve buna karşılık<br />

kalçada yağlanma fazladır. Türk<br />

kadın tipini simgeler. Elma tipi<br />

yağlanmaya göre sağlık açısından<br />

riskli değildir. Kadınlarda<br />

oluşturduğu en büyük sorun<br />

dolaşım bozuklukları ve selülittir.<br />

Armut tipi olan kadınlarda<br />

genellikle östrojen<br />

fazladır.<br />

Yüksek lif ve posa içeren sebze-meyveler,<br />

düşük yağ içeren<br />

süt ve ürünleri, tamamen yağsız<br />

etler, yulaf, müsli beslenmede yer<br />

almalıdır. Yüksek östrojen içeren<br />

soya, keten tohumu, adaçayı,<br />

maydanoz, yağ ve şeker kullanımı<br />

olabildiğince kısıtlanmalıdır.<br />

Egzersiz olarak; koşmak doğru<br />

seçim olurken, çok fazla bisiklete<br />

binmek ve spinning yapmak vücudun<br />

alt kısımlarında kas yapacağı<br />

için kaçınmak gereklidir.<br />

65


TERS PİRAMİT TİPİ NE YEMELİ?<br />

3-TERS PİRAMİT VÜCUT TİPİ<br />

İnce bir bel ve kalçaya karşılık<br />

geniş omuz ve kollar vardır. Bu tip<br />

yağlanması olanlarda genellikle<br />

kortizol dediğimiz stres hormonu<br />

yüksektir. Kortizol ise insülin hormonunun<br />

artmasına,zincirleme<br />

olarak da yağlanmanın artışı ve<br />

şekerin hücre içinde depolanamamasına<br />

neden olmaktadır. İnsülin<br />

artışına bağlı olarak uyku<br />

sorunları, sabah yataktan keyifsiz<br />

kalkmak, asabiyet, yorgunluk ve<br />

halsizlik görülmektedir.<br />

En geç 3 saat aralıklar ile beslenmelidir.<br />

Bol su tüketmelidir. Özellikle Serotonin<br />

salgılatan bitter kakao, fındık, badem,<br />

yağsız süt, muz, çilek, orman meyveleri,<br />

somon, hindi, keten tohumu, yumurta,<br />

tam tahıl ürünleri, kabak çekirdeği ve<br />

zeytinyağı tüketilmelidir.<br />

Egzersiz olarak; ağırlık çalışmak dışında<br />

vücudunu fit gösterecek tüm sporları<br />

yapabilir.<br />

4-KUM SAATİ TİPİ<br />

KUM SAATİ TİPİ NE YEMELİ?<br />

Omuz ve kalça birbirine yakın genişliklerdedir<br />

ve ince bir beliniz vardır.<br />

Hem fit hem de kum saati tipiniz var<br />

ise çok şanslısınız.<br />

Çiğ sebze ve meyveler, balık,<br />

avokado, kepekli gıdalar, yağsız<br />

süt ve ürünleri yiyebilirsiniz. Kötü<br />

beslenen kum saati tipinde ödem<br />

sıkça rastlandığı için her çay/kahveden<br />

önce su içmelidir.<br />

Egzersiz olarak; Yürümek ve koşmak<br />

iyi gelirken, haftada en az bir<br />

gün masaj yaptırmalıdır.<br />

66


Şikayetçi olduğunuz vücut tipiniz ne olursa olsun, başarılı bir beslenme<br />

programı, egzersiz, yeterli su içmek, yeterli ve kaliteli uyku ile mucizevi<br />

sonuçlara ulaşabilirsiniz.<br />

Sağlıklı ve fit kalın<br />

Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />

Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe<br />

Diyetisyen Neslihan Aktepe Beslenme ve Diyet Danışmanlığı<br />

Söğütözü Via Flat İş Merkezi Kat:3 No:87<br />

info@neslihanaktepe.com.tr<br />

www.neslihanaktepe.com.tr<br />

67


AVUKAT<br />

AYŞEGÜL ALDEMİR<br />

68<br />

Avukat, kişisel gelişim uzmanı, yazar,<br />

Business Channel Türk program<br />

yapımcısı ve sunucusu, Ayşegül<br />

Aldemir Kendisine ait Kişisel Gelişim<br />

Merkezi “Ayşegül’ün Atölyesi” hakkında<br />

açıklamalarda bulundu. Son<br />

yıllarda vatandaşlar, kendilerini daha<br />

iyi ifade etmek amacıyla kişisel eğitim<br />

programlarına yönelmekte. Kendini<br />

anlama ve etkili iletişim kurmak<br />

amacıyla; Nöro-Linguistik Programlama<br />

(NLP) eğitimi almakta. Ayşegül<br />

Aldemir, NLP programı ve kişisel<br />

gelişim programları hakkında bilgi<br />

verdi.Bunun yanı sıra atölyesinde,<br />

birçok eğitim programın yer aldığını<br />

belirten Aldemir, “Kişisel eğitim<br />

programları eğitimi aldıkça insanları<br />

daha çok seviyorsunuz” diye<br />

konuştu.


“HATA YOKTUR, DENEYİM VARDIR”<br />

Hayatı hakkında bilgi veren Ayşegül Aldemir, “Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.<br />

Vakıflar Bankasında 10 yıl boyunca hem avukat hem de hukuk müşavirliği yaptım. Daha sonra<br />

görevimden istifa edip, kendi hukuk büromu açtım. Ankara Dünya Ticaret Merkezinde, hukuk<br />

bürosunda avukatlığa hala devam ediyorum.” dedi.<br />

“KİŞİSEL GELİŞIM ALANLARINA YÖNELDİM”<br />

Kişisel gelişim alanlarına nasıl yöneldiğini anlatan ve kişisel gelişim alanlarında hangi eğitimleri<br />

aldığını dile getiren Aldemir, “Umre ziyaretimle başlayan içsel yolculuğum sonucunda kişisel<br />

gelişim alanlarına yöneldim. Öncelikle yoga eğitimiyle başladığım kişisel yolculuğum birçok<br />

alanda devam etti. Profesyonel Yaşam Koçluğu, NLP, Theta Healing Eğitimi, Access Bars, Hipnoz<br />

ve birçok kişisel gelişim alanında eğitim aldım. Aldığım eğitim programlarının aynı zamanda<br />

eğiticisi de oldum.” şeklinde konuştu.<br />

“HAYAT, BİTMEYEN BİR YOL”<br />

Hayattaki yolculuğumuzu daha iyi bir hale getirmek için Ayşegül Aldemir, “Hayatı, bitemeyen bir<br />

yola benzetiyorum. Bütün insanlar olarak yoldayız ama yolun sonu da yok. Ölümün gerçekleşmesiyle<br />

de başka bir boyuta geçeceğiz. Mademki yoldayız, bu yolculuğu güzel bir hale getirmeliyiz.<br />

Hem ruh, hem beden, hem de zihinsel olarak bu yolculuğu güzel şekilde ilerlemeliyiz. İçsel yolculuğumda<br />

‘Nasıl daha iyi olabilirim’ düşüncesiyle hareket ediyorsunuz.” diye belirtti.<br />

“YOLCULUĞUMUZDA, HERKES BİRER ÖĞRETMENDİR”<br />

Kişisel eğitimleri programları aldıkça daha çok eksik taraflarınınız ortaya çıktığını ifade eden ve<br />

arınma sürecine nasıl bir süreçten geçildiğini, 15 yıldır bu eğitimleri aldığını anlatan Aldemir,<br />

sözlerine şu şekilde devam etti: “Her aldığınız kişisel gelişim eğitimi, farklı bir eğitime sizi yönlendiriyor.<br />

Sürekli eksik bir tarafınız ortaya çıkıyor. Zaten ruh, öyle tamamlanıyor ve tekâmül ediyor.<br />

İlk başlarda ruh biraz acı çekmeli ki tekâmül etmeli. Derin acılar yaşamasa da ruh, aşk acısı<br />

bile acıdır. Dolayısıyla kendini ve karşındaki insanları fark etme durumu ortaya çıkmaya başlar.<br />

İnsanların, sana acı yaşatabilecek olma durumunu öğrenirsiniz. Bu yaşanan süreçler olması gerektiği<br />

için oluyordur. Bu süreçten sonra kabul etmeye başlıyorsunuz. Yolculuğumuzda, herkes<br />

birer öğretmendir. Ama yolculuğumuzun daha iyi olmasını ve karşımıza daha iyi insanların çıkmasını<br />

istediğimiz zaman arınma çalışmaları yapıyoruz. Arındıkça, karşımıza daha iyi kişiler gelecektir.”<br />

69


70


“NLP, NEFES EĞİTİMİ, YOGA EĞİTİMİ…”<br />

Aldemir, içindeki Yaradan Aşkı ve bundan kaynaklı insan sevgisi ile bu atölyeyi kurduğunu<br />

dile getirdi. Ayşegül’ün Atölyesinde eğitim verilen programları da anlatan Aldemir, “Profesyonel<br />

Yaşam Koçluğu”, “Nöro-Linguistik Programlama (NLP Practitoner ve Master)”, “EFT”,<br />

“Kuantum Teknikleri ile Dönüşüm”, “Oto Hipnoz”, “EneSrji Şifası”, “REIKI 1 ve 2 seviye”, “Yoga<br />

Eğitimi”, “Farkındalık Yaşam Eğitimi”, “Astrolojik Basit Analiz”, “Zen Eğitimi”, “Theta Healling<br />

Eğitimi”, “İlahi Dişi Bilgeliği”, “Medyumluk Kanalı ile Şifa Eğitimi”, “Acsess Bars Eğitimi”, “Örgü<br />

Atölyesi ile Stresle Baş Edebilme”, “Regrosyon”, “Nefes Teknikleri”. “Orjinal Yoga Sistemi ile<br />

Yoga Felsefesi ve Yoga Başlangıç Dersleri”, “Nefes Teknikleri Eğitimi ve Eğitimcinin Eğitimi”<br />

eğitimlerini atölyemizde vermekteyiz.” açıklamasında bulundu.<br />

NEFES EĞİTİMİ; BİREYİN BİRÇOK BAĞIMLIKLARDAN KURTULMASINA YARDIMCI OLUR”<br />

Aldemir, bireylerin nefes eğitimi alarak alkol, sigara ve uyuşturucu gibi bağımlılıklardan kurtulmasına<br />

yardımcı olduğunu dile getirdi. Nefes eğitimleriyle bireylerin hayatlarında neleri<br />

değiştirebileceklerini dile getiren Aldemir sözlerine şu şekilde devam etti: “Bireylerin,<br />

bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olmaktadır. Çünkü;<br />

tüm hücrelere giden oksijen miktarı arttığı için hücre yenilenmesini hızlandırır, gençleştirir.<br />

Solunum kapasitemiz artığı için kondisyonumuz gelişir. Odaklanma ve uyku problemleri<br />

çözülür. Ama en önemlisi bireylerin hayattan zevk, neşe, mutluluk almamıza engel olan,<br />

tüm tıkanıkları temizler. Bireylerin, bilinçaltındaki birçok olumsuz duygulardan (öfke, korku,<br />

nefret, suçluluk, affetmeme, kızgınlık, bastırılmış duygular vs.) temizler. Evrensel bütünlüğü<br />

hissederek yaşamdan keyif almayı, yaşam amacımızı ve yaşam misyonumuzu dair netlikler<br />

kazandırır.”<br />

“NLP, BİLİNÇALTI ÇALIŞMALARIDIR”<br />

NLP eğitimi; zihin ve dili en etkili şekilde kullanma sanatıdır. Amaç; iletişim becerileri kazanırken,<br />

etkili bir iletişim kurarak sürekli gelişmektir. Bireylerin bilinç altındaki problemleri<br />

kısa bir süre içinde dönüşümün gerçekleştiğini vurgulayan Aldemir, NLP eğitimde bireyler<br />

kendilerini anlama, tanıma ve olaylara farklı pencerelerden bakmasını sağlamasında<br />

yardımcı olduğunu ifade etti. Aldemir, “NLP, bilinçaltı çalışmalarıdır. Bireylerin, bilinçaltlarında<br />

halledemedikleri problem ve sorunları (hobi, korku, depresyon, sıkıntılar vs.” NLP çözüm<br />

teknikleriyle sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bu eğitimlerle bilinçaltına yeni<br />

duygular ve alışkanlıklar kodlanıyor. NLP, eğitimleriyle çok hızlı bir dönüşüm gerçekleşiyor.”<br />

sözlerini kaydetti.<br />

71


“SİHİR ÖTESI EĞİTİMİ”<br />

Ayşegül’ün Atölyesi olarak “Sihir Ötesi” adı altında yeni bir eğitim oluşturduk. Bu eğitimde piyasadaki<br />

tüm kişisel gelişim eğitimlerini içerik olarak veriyoruz. Sihir Ötesi Eğitimi Sonucunda bireyler<br />

9 adet uluslararası akreditasyonlu sertifika almaya hak kazanıyor ve kendilerinde bu eğitimin eğiticisi<br />

olabiliyor. İşin en keyifli ve cazip kısmı da bu. Amacımız eğitimlerimizin daha çok kişi tarafından öğrenilmesi<br />

ve bu öğrendiklerini önce kendilerine, ailelerine ve neticede kendi öğrencilerine uygulayarak,<br />

suya atılan bir taşın oluşturduğu dalganın yayılması gibi farkındalık- bilinç yükselmesinin topluma<br />

yayılmasının sağlanmasıdır. Tıpkı 100. Maymun Fenomeni gibi. Bu nedenle tüm seminerler ücretsiz<br />

olarak verilmiş olup, düsturumuz her zaman topluma hizmet olmuştur.<br />

“ÜCRETSİZ AFFETME SEMİNERLERİ”<br />

Aldemir, şimdiye kadar Türkiye’nin birçok şehrini gezerek, 100’un üzerinde ücretsiz affetme seminerleri<br />

verdiğini, pandemi nedeniyle şimdilik affetme seminerlerine ara verdiğini, ama ara sıra öğrencileri<br />

ve “Ayşegül’ün Atölyesi” takipçileri için bu seminerleri online olarak da yaptığını ve inşallah<br />

pandemiden sonra tekrar daha önce gitmediği yerlere giderek, bu seminerlerle daha çok insana<br />

ulaşmayı hedeflediğini aktardı. Aldemir insanların bazılarının kolay affedemediğini, bu affedememe<br />

duygusunun aslında insanların kendi üzerlerinde taşıdıkları bir yük olduğunu bilmediklerini ve affettikten<br />

sonra nasıl hafiflediklerini, eğer kendileri istemezse bunu affettikleri kişilere söylemek zorunda<br />

olmadıklarını anlattı.<br />

@aysegulunatolyesı26


74<br />

DİŞ HEKİMİ<br />

Yelda KIRAN


MERHABALAR YELDA HANIM. ÖNCELİKLE BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN<br />

BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

1973 yılında Şanlıurfa’da inşaat ve müteahhitlikle ilgilenen bir ailede doğdum ve büyüdüm.<br />

İlk orta ve lise eğitimini Şanlıurfa’da tamamladım. 1991 yılında Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği<br />

Fakültesine girdim. Fakat üçüncü sınıftan sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Diş Hekimliği<br />

Fakültesi’ne yatay geçiş yapıp, oradan mezun oldum. İstanbul’da özel klinik ve özel hastanelerde<br />

çalıştıktan sonra, Şanlıurfa’da özel muayenehanecilik yaptım. Bu arada evlendim ve eşimin tarım<br />

ve müteahhitlik şirketleri ile ilgilendim. “Şanlıurfa Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği” kurucuları<br />

arasında yer aldım ve çalıştım. Yaklaşık iki yıl önce özel muayenehaneciliği de noktaladım. Şu an<br />

hayatım Şanlıurfa, Ankara, İstanbul arasında geçiyor diyebilirim.<br />

PEKİ ŞU AN AKTİF OLARAK HANGİ İŞLE MEŞGULSÜNÜZ?<br />

Şu an eşimin kurduğu şirketi, AK Teknik Gıda Tarım A.Ş. de yönetici olarak çalışıyorum. Ayrıca<br />

bu yıl içeresinde, daha önce faaliyet gösteren Siverek’teki pirinç ve çeltik fabrikasını satın almış<br />

bulunmaktayız. Kendi arazilerimize yetiştirdiğimiz organik ürünleri, kendi markamızla da piyasaya<br />

sunduk. Dünyanın en meşhur pirinci olan Karacadağ pirincinin de üreticisi ve işleticisiyiz.<br />

BU YOĞUN İŞ TEMPOSUNDA KENDİNİZE AYIRACAK ZAMAN BULABİLİYOR MUSUNUZ?<br />

HOBİLERİNİZ VAR MI?<br />

Öncelikli hobilerim arasında tenis oynamak var. Ayrıca resim sanatı ile de ilgileniyorum ve ufak<br />

bir resim koleksiyonum var. Türk ressamların eserlerini koleksiyonuma katmaya çalışıyorum.<br />

Bununla birlikte, pandemi ile birlikte tekrar kitap okumaya başladım. Öğrencilik yıllarından sonra<br />

bırakmıştım. Pandeminin bana böyle bir yararı oldu diyebilirim. Ayrıca modaya da ilgim var ve<br />

moda dünyasındaki gelişmeleri takip ediyorum.<br />

SİYASETLE ARANIZ NASIL?<br />

SİYASETLE İLGİLENİYOR MUSUNUZ?<br />

Ben milliyetçi ve merkez sağ görüşlü bir insanım. Hayatım hep bu çizgide ilerledi. Cumhur ittifakını<br />

da gönülden destekliyorum ve ülkemizin geleceğini Cumhur İttifakında görüyorum. Özellikle<br />

Emine Erdoğan hanımefendinin, “Sıfır Atık” projesinin dünyaya örnek bir proje olduğunu<br />

düşünüyorum. Yıllar önce “Tema Vakfı” gönüllüsü olarak çalıştığım zamanlarda ısrarla hayata<br />

geçirmek istediğimiz, fakat bir türlü sesimizi duyuramadığımız projelerin, bugün gerçekleştirildiğini<br />

görmek beni çok mutlu ediyor. Doğaya nasıl saygılı yaşayacağımız konusunda “Sıfır Atık”<br />

projesi bize bir rehber oldu. Bu projenin yalnız Türkiye ekonomisi için değil, dünyanın sürdürülebilirliği<br />

içinde önemli bir proje olduğunu düşünüyorum.<br />

75


BU YOĞUN İŞ TEMPOSUNDA KENDİNİZE AYIRACAK<br />

ZAMAN BULABİLİYOR MUSUNUZ? HOBİLERİNİZ VAR MI?<br />

76<br />

PEKİ ŞU AN AKTİF OLARAK HANGİ İŞLE MEŞGULSÜNÜZ?<br />

Şu an eşimin kurduğu şirketi, AK Teknik Gıda<br />

Tarım A.Ş. de yönetici olarak çalışıyorum.<br />

Ayrıca bu yıl içeresinde, daha önce faaliyet<br />

gösteren Siverek’teki pirinç ve çeltik fabrikasını<br />

satın almış bulunmaktayız. Kendi arazilerimize<br />

yetiştirdiğimiz organik ürünleri,<br />

kendi markamızla da piyasaya sunduk.<br />

Dünyanın en meşhur pirinci olan Karacadağ<br />

pirincinin de üreticisi ve işleticisiyiz.<br />

Öncelikli hobilerim arasında tenis oynamak<br />

var. Ayrıca resim sanatı ile de ilgileniyorum<br />

ve ufak bir resim koleksiyonum var.<br />

Türk ressamların eserlerini koleksiyonuma<br />

katmaya çalışıyorum. Bununla birlikte,<br />

pandemi ile birlikte tekrar kitap okumaya<br />

başladım. Öğrencilik yıllarından sonra<br />

bırakmıştım. Pandeminin bana böyle bir<br />

yararı oldu diyebilirim. Ayrıca modaya da<br />

ilgim var ve moda dünyasındaki gelişmeleri<br />

takip ediyorum.


SİYASETLE ARANIZ NASIL? SIYASETLE İLGİLENİYOR MUSUNUZ?<br />

Ben milliyetçi ve merkez sağ görüşlü bir insanım. Hayatım hep bu çizgide ilerledi. Cumhur ittifakını<br />

da gönülden destekliyorum ve ülkemizin geleceğini Cumhur İttifakında görüyorum. Özellikle Emine<br />

Erdoğan hanımefendinin, “Sıfır Atık” projesinin dünyaya örnek bir proje olduğunu düşünüyorum. Yıllar<br />

önce “Tema Vakfı” gönüllüsü olarak çalıştığım zamanlarda ısrarla hayata geçirmek istediğimiz,<br />

fakat bir türlü sesimizi duyuramadığımız projelerin, bugün gerçekleştirildiğini görmek beni çok mutlu<br />

ediyor. Doğaya nasıl saygılı yaşayacağımız konusunda “Sıfır Atık” projesi bize bir rehber oldu. Bu projenin<br />

yalnız Türkiye ekonomisi için değil, dünyanın sürdürülebilirliği içinde önemli bir proje olduğunu<br />

düşünüyorum.<br />

BİRAZ ÖNCE, DAHA ÖNCE TEMA VAKFINDA GÖNÜLLÜ OLARAK YER ALDIĞINIZDAN BAHSETTİNİZ.BAŞKA HANGİ SOSYAL SORUMLU-<br />

LUK PROJELERINDE BULUNDUNUZ VE ŞU ANDA AKTİF OLARAK HERHANGİ BIR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ İÇERİSİNDE FAALİYET<br />

GÖSTERİYOR MUSUNUZ?<br />

Daha önce de bahsettiğim gibi, öncelikle Tema Vakfında gönüllü olarak çalıştım. Daha sonra “Şanlıurfa<br />

Üniversiteli Kadınlar Derneği” kurucuları arasında yer aldım. Şu anda ise, Altın Kalpler Yardımlaşma<br />

Derneğinde, icra kurulu üyesiyim. Derneğimizde önceliğimiz, şehit ailelerimizin çocuklarına burs vermek.<br />

Fakat başkanımız Şenay Dağlı hanımefendiye gelen yoğun talepler doğrultusunda, zor durumda<br />

olan kadınlarımıza da maddi ve manevi olarak el uzatıyoruz.<br />

ZOR DURUMDAKI KADINLARDAN BAHSETMİŞKEN, MAALESEF SON GÜNLERDE GÜNDEMDEN DÜŞMEYEN KADIN CİNAYETLERI HAKKINDA<br />

NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />

Maalesef bu cinayetler, beni ve tüm toplumumuzu ilgilendiren ve üzen, hatta isyan ettiren bir konu.<br />

Bizim Türk milleti olarak, gelenek ve göreneklerimize kadına şiddet yoktur. Biz kadınlarımıza “hanım”<br />

diye hitap ederiz. Neden? Hanım kelimesi “han” ve “ım” hecelerinin birleşmesinden gelir. “Hanım”.<br />

Yani, “kraliçem” demektir. Biz özümüzde kadınlarımıza bu kadar değer veren bir toplumuz. 1926 yılında<br />

Türk Medeni Kanunu’nu kabul etmişiz ve içselleştirmişiz. Çünkü biz Türk toplumu olarak, hayatı<br />

hep kadın ve erkek eşit olarak sırtlamışız. Buna kurtuluş savaşı da dahildir. Gelinen bu noktada,<br />

toplumun yarısını oluşturan kadın nüfusunu baskılamak, psikolojik şiddet uygulamak, hatta öldürmek,<br />

birkaç katil ruha ait bir davranış biçimidir. Bunlara müsamaha göstermemeliyiz. Normalleşmesine<br />

izin vermemeliyiz. Bu cinayetleri işleyip, kendilerine çeşitli payeler çıkaran erkeklerin, bunu kendini<br />

ispatlama veya ünlü olma vesilesi olarak kullanmalarına izin vermemeliyiz. En ağır kanunları uygulamalıyız.<br />

Toplum olarak baskı altına almalı ve dışlamalıyız.<br />

YELDA HANIM, BU GÜZEL ŞÖYLESİ İÇİN SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR VE BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ.<br />

77


0 312 438 38 08 -<br />

www.karacadagk


0534 858 44 07<br />

ejanpirinci.com


KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI<br />

Ayşe Asiltürk<br />

SİZİ BİRAZ TANIYABİLİR MİYİZ?<br />

Ben Ayşe Asiltürk. Aile danışmanı, kişisel gelişim<br />

uzmanı ve eğitmeniyim. Anadolu<br />

Üniversitesi Sosyal Hizmetler Mezunuyum.<br />

Ayrıca kişisel gelişim alanında sayısız eğitim<br />

aldım ve aynı zamanda aldığım eğitimlerin<br />

birçoğunun da uygulayıcısı ve eğiticisiyim.<br />

2010 yılından bu yana bu alanın içerisindeyim.<br />

Bu işin içerisine bir kere girdiğiniz zaman<br />

sürekli daha ileri götürmek istiyorsunuz. Bu<br />

yüzden bende aldığım bu eğitimlerle yetinmeyip,<br />

daha ileri bir seviyeye çıkarmak ve insanlara<br />

daha faydalı olabilmek için psikoloji<br />

eğitimi almaya karar verdim ve şu anda çift<br />

anadal olarak “Psikoloji” bölümüne devam<br />

etmekteyim.<br />

80


KİŞİSEL GELİŞİM UZMANIYIM DEDİNİZ.<br />

İÇERİĞİNDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?<br />

BİR KİŞİSEL EĞİTİM UZMANI OLARAK NELER YAPIYORSUNUZ?<br />

Kişisel gelişim alanında sayısız<br />

eğitim aldım. Aldığım bu eğitimlerin<br />

bazılarını da yurtdışında<br />

bu eğitimlerin kurucularının<br />

kendisinden aldım. Bunlardan<br />

birisi, NLP’yi dünyaya tanıtan<br />

ve NLP’nin kurucularından olan<br />

Dr. Wyatt Woodsmall’un öğrecisiyim.<br />

Aldığım bu eğitimleri gerektiği<br />

zamanlarda seanslarımda<br />

da kullanıyorum. Bu eğitimleri<br />

bir alet çantası gibi düşünebilirsiniz.<br />

Gerektiği yerde<br />

uygun aletti kullanıyorsunuz.<br />

En önemlilerinden bahsetmek<br />

gerekirse, “Aile Danışmanlığı,<br />

Profesyonel Yaşam Koçluğu,<br />

İlişki ve Öğrenci Koçluğu. NLP,<br />

Bilinçaltı Programlama, Regresyon,<br />

Hipnoz ve Access Bars<br />

seansları”. Bunlarla birlikte, aldığım<br />

bu eğitimlerin bazılarında<br />

eğitmeniyim. “NLP Master<br />

Trainer, Access Consciousness<br />

ve Yaşam Koçluğu” eğitmeniyim.<br />

Bu alanlarda eğitimler<br />

veriyorum. Yetiştirdiğim ve bu<br />

alanda hizmet veren birçok<br />

öğrencim var. Ayrıca öğrenci<br />

koçluklarını yaptığım sayısız<br />

danışanım, üniversite sınavında<br />

istedikleri bölümleri kazandılar.<br />

Bu çok gurur verici bir şey.<br />

Emeklerimin boşa gitmediğini<br />

görmek beni çok mutlu ediyor.<br />

Seanslarımıza gelecek olursak,<br />

tekniklerimizle, kişilerin<br />

bilinçaltlarına inerek, kendi<br />

bilinçaltlarının gücünü de kullanarak<br />

birçok psikolojik ve fizyolojik<br />

hastalıkları tedavi etmekteyiz.<br />

Sayısız danışanım bu şekilde<br />

iyileştiler ve normal hayatlarına<br />

döndüler.<br />

81


AYŞE HANIM, SİZİN SEMİNERLER VERDİĞİNİZİDE BİLİYORUZ. BİZE<br />

BİRAZ DA BU SEMİNERLERİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

Birçok okulda öğrencilere yönelik, “sınav kaygısı,<br />

motivasyon, hedef belirleme, başarıya<br />

giden yol” vb. seminerleri, öğrencilerin velilerine<br />

yönelik, “sınava hazırlanan gençlere nasıl<br />

destek olmalı” konusunda seminerler, Ankara’nın<br />

20’ye yakın lokalinde “farkındalık, aile<br />

içi iletişim, iletişim, affetme ,kendini keşfet”<br />

,gibi seminerler, Eskişehir’de ailelere yönelik,<br />

“sağlıklı mutlu aile nasıl olunur” semineri,<br />

Amerikan kültür kolejin de “öğretmenlere<br />

iletişim” semineri, Kastamonu, Tosya’da<br />

“farkındalık ve iletişim” semineri, Aybüke Fizik<br />

Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde ailelere<br />

yönelik seminer ve Antalyada’ki bir şirkette<br />

“satış pazarlama da bilinçaltının gücü” semineri<br />

verdim. Seminerlerin dışında ise birçok<br />

radyo ve TV programına da konuk olarak<br />

katıldım.<br />

GENEL OLARAK KİŞİSEL GELİŞIM KONUSUNA VE SİZİN<br />

DANIŞANLARINIZA UYGULADIĞINIZ TEKNİKLERE BAKARSAK,<br />

BİZLERE BU KONUDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?<br />

İletişim deyince nedense aklımıza ilk eşimizle,<br />

çocuklarımızla, partnerlerimizle, anne babamızla<br />

ve çalışma ortamımızla iletişim biçimleri<br />

gibi iletişimler geliyor. Fakat kendimizle<br />

olan iletişimimizi hiç düşünmüyoruz. Bizim<br />

yaptığımız çalışmalarda ilk olarak kendimizle<br />

iletişime geçmeyi öğrenmekle başlıyoruz.<br />

Bu yüzden, İlişki koçluğu çalışmamızda karşı<br />

tarafla değil kendimizle olan iletişim sorunları<br />

çözülünce, otomatik olarak diğer iletişim sorunlarımızda<br />

ortadan kalkıyor.<br />

82


“SEN DEĞİŞİRSEN DÜNYA DEĞİŞİR.”<br />

Kişisel gelişim yolculuğu kendini bulma yoludur. Bu yolculuk bana çok şey öğretti. Mesela bir şeylerin<br />

değişmesini istiyorsak, önce kendimizden başlamak gerekir. Danışanlarımızın bazıları bizlere geldiğinde,<br />

eşinin veya ailesinin davranışlarından şikâyet ederek, nasıl onların davranışlarını değiştirebileceklerini<br />

soruyorlar. Nedense değişime kendimizden başlamak zor geliyor. Aslında çoğumuz<br />

birilerinin değişmesini istiyorsak, değişime neden öncelikle kendimizden başlamamız gerektiğinin<br />

farkında değiliz.<br />

“BİLİNÇALTI İLE KİLO VERME (DUYGUSAL AÇLIK).”<br />

Vücudumuz da tutuğumuz bırakamadığımız o kadar çok yükler var ki; bunların çoğu da vücudumuzda<br />

kilo olarak kalır. Spor yaparız. Uzman desteği alırız. Fakat vücut kilo vermeye direnç gösterir.<br />

Bilinçaltının neden kilo vermeye direnç gösterdiğini bulduğumuz zaman ise, fazla kilolarda kendiliğinden<br />

gitmeye başlıyor. Aslında bu kadar da kolay. Bu konuda yaptığımız çalışmalar, birkaç seansta<br />

hemen etkisini görmeye başlıyor.<br />

“ÖĞRENCİLERLE BAŞARI YOLCULUĞU”<br />

Öğrenci koçluğunda ise öğrencilerle yaptığım bireysel çalışmalar ile, bir öğrencinin neden başarısız<br />

olduğu, geçmişte hangi sorunlarda takılıp kaldığı, motivasyon eksikliği ve neden ders çalışamadığı<br />

gibi birçok konuda onlara destek veriyorum. Sınava kadar öğrencilerin yol arkadaşı oluyorum. Koçluk<br />

yaptığım yüzlerce öğrencim oldu. Şu anda bazıları Türkiye’nin dört bir yanında üniversite eğitimlerine<br />

devam ederken, bazıları ise hayalindeki mesleği icra ediyor. Hepsiyle gurur duyuyorum. İnsanın isteyip<br />

de başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki istesin. Ben onlara sadece yol gösteriyorum. Yollarındaki<br />

engelleri ise beraber temizliyoruz.<br />

Sonuç ise muhteşem oluyor.<br />

SON OLARAK BİZE MP3 SUBLİMİNAL MEDİTASYONLARDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?<br />

Bilinçaltını programlama çalışmalarımızda kullandığımız bir tekniktir.<br />

Seanslarımızda kullandığımız, kişinin çekirdek inancına göre hazırladığımız, kişiye özel çalışmadır.<br />

SİZE BU GÜZEL SÖYLEŞİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ .<br />

83


DÜŞÜNCELERİNİZİ NE KADAR KONTROL EDİYORSUNUZ.?<br />

DÜŞÜNCELERİNİZLE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRİN!<br />

BİRAZ BEYNİMİZI TANIYALIM.<br />

İnsan beyni, sinirler ve omurilik<br />

sayesinde merkezî sinir<br />

sistemini kontrol eder, çevresel<br />

sinir sistemini yönetir ve<br />

hemen hemen insanın tüm<br />

işlevlerini düzenler. Kalp atımı,<br />

soluk alma ve sindirim gibi<br />

istemsiz eylemler, otonom<br />

sinir sistemi yoluyla farkına<br />

varmadan; düşünce, mantık<br />

ve soyutlama gibi daha karmaşık<br />

zihinsel eylemler ise<br />

bilinçli olarak beyin tarafından<br />

yönetilir.Düşüncelerimizin ne<br />

kadar etkili olduğunu anlatan,<br />

gerçek yaşanmış bir hikâye ile<br />

anlatmaya çalışacağım.<br />

Bu öykü Nick adında bir<br />

demiryolu isçisinin öyküsü.<br />

Nick güçlü, sağlıklı bir işçi.<br />

Manevra sahasında çalışıyor.<br />

Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini<br />

iyi yapan güvenilir bir insan.<br />

Ne var ki, kötümser biri, her<br />

şeyin kötüsünü bekler ve başına<br />

kötü şeyler geleceğinden<br />

korkar.Bir yaz günü, tren isçileri,<br />

ustabaşının doğum günü<br />

nedeniyle bir saat önceden<br />

serbest bırakılırlar. Tamir için<br />

gelmiş olan ve manevra alanında<br />

bulunan bir soğutucu vagonun<br />

içine giren Nick, yanlışlıkla<br />

kapıyı içerden kapatır, kendini<br />

soğutucu vagona kilitler. Diğer<br />

işçiler Nick‘in kendilerinden<br />

önce çıktığını düşünürler.Nick<br />

kapıyı tekmeler, bağırır, ama<br />

kimse duymaz, duyanlar da<br />

bu tür seslerin sürekli geldiği<br />

bir ortamda olduğu için pek<br />

kulak vermezler. Nick burada<br />

donarak öleceğinden korkmaya<br />

başlar. Eğer buradan<br />

çıkmazsam, burada kaskatı<br />

donacağım, diye düşünmeye<br />

başlar. İçerde yarısı yırtılmış bir<br />

karton kutunun içine girer. Titremeye<br />

başlar. Eline geçirdiği<br />

bir kâğıda karısına ve ailesine<br />

son düşündüklerini yazar: Çok<br />

soğuk, bedenim hissizleşmeye<br />

başladı. Bir uyuya bilsem! Bunlar<br />

benim son sözlerim olabilir.<br />

Ertesi günü soğutucu vagonun<br />

kapısını açan işiler, Nick‘in<br />

donmuş bedenini bulurlar.<br />

Üzerinde yapılan otopsi, onun<br />

donarak öldüğünü göstermektedir.<br />

Fakat bu olayı olağanüstü<br />

yapan soğutucu vagonun<br />

soğutma motorunun bozuk ve<br />

çalışmıyor olmasıydı. Vagonun<br />

içindeki ısı 18°C idi ve vagonda<br />

bol hava vardı. Nick‘in korkusu,<br />

kendini gerçekleştiren bir<br />

kehanet oluşturmuştu.<br />

Hikâyede de anlatıldığı gibi<br />

düşüncelerimiz bizim vücudumuzun<br />

fizyolojisini de etkiliyor.<br />

Beynimizin içinde gün içinde<br />

binlerce düşünce dolaşmaktadır.<br />

Bilim adamlarına göre bir<br />

günde 50.000 düşünce zihnimizde<br />

gezinti yapıyor. Acaba<br />

bu düşüncelerden ne kadarını<br />

kendimiz yönetiyoruz?<br />

Sizlere şaşırtıcı gelebilir ama<br />

bu düşüncelerden büyük çoğunluğunu<br />

kendimiz yönetmiyoruz.<br />

Düşüncelerimiz maalesef<br />

bizleri yönetiyor.<br />

Yani kafamızdaki programlar<br />

bizi yönetiyor.Bu da şunu<br />

gösteriyor, farkında olmadan<br />

düşüncelerimizle vücudumuza<br />

korku enerjisini çok rahat<br />

gönderiyoruz. Ya hasta olursam<br />

ya corana olursam ya<br />

ölürsem ya bağışıklık sistemim<br />

zayıflarsa vs. bunun gibi birçok<br />

aklımızdan geçen düşünceler<br />

var saymakla bitmez …<br />

BAĞIŞIKLIK sistemimizi, sinir<br />

sistemimizin etkilediğini biliyoruz.<br />

Dolayısıyla bağışıklık<br />

sistemimizi güçlendirmek<br />

için besinlerimize, vitaminlerimize<br />

dikkat ediyoruz. Peki<br />

düşüncelerimize dikkat ediyor<br />

muyuz acaba? Düşüncelerimiz<br />

bu kadar etkili ise biz neden<br />

göz ardı ediyoruz? Hijyen<br />

kurallarına gösterdiğimiz önemi<br />

aslında düşünce ve sinir<br />

sistemimize de göstermemiz<br />

gerekir ben buna düşünce detoksu<br />

diyorum. Bizim çalışmalarımızın<br />

temelinde düşünce<br />

detoksu vardır. Düşüncelerimizi<br />

değiştirmeden hayatımızı<br />

değiştiremiyoruz maalesef.<br />

84


Bizim yaptığımız çalışmalardan “NLP”, “Regresyon”, “Hipnoz”, “Koçluk”, “Access Bars”, “Theta Healing”,<br />

“Reiki”, “Kuantum”, “Bilinçaltı Dili” gibi birçok çalışmalarımız, bilinçaltı temizliği ve düşünce<br />

detoksu içindir. Sahada olanlardan çok, evde korku için de oturanların daha çok corana olduğu<br />

gözlemlenmiştir.<br />

Seanslarımızda; anksiyete, panikatak, depresyon, okb, fobi, bağımlılıklar, affedememe, geçmiş,<br />

aile içi iletişim, özgüven eksikliği, sosyal fobi, özsaygı, fazla kilo, hayır diyememek, mutsuzluk, yapamam<br />

korkusu, öfke kontrolü, kanser vb., psikosomatik rahatsızlıklar, stres ve strese bağlı birçok<br />

rahatsızlıkları, yaptığımız çalışmalarla ile çok kolayca çözüyoruz.<br />

Yaşayacak tek hayatımız var. Onu da daha bilinçli kaliteli farkında olarak yaşamak en doğal hakkımız<br />

...<br />

Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız önce düşüncelerinizi değiştirmekle başlayabilirsiniz.<br />

Sen değişirsen Dünya değişir ...<br />

Ayşe ASİLTÜRK<br />

Kişisel Gelişim Uzmanı-NLP Master Trainer<br />

Aile Danışmanı-Yaşam Koçu<br />

@ayseasiltrk-www.ayseasilturk.com-0 532 458 1239<br />

Next Level - A Bok-E-Ofis-Kat 16-No:102


ANKARA’DA BİR MODA DEVİ<br />

ZUHAL KESKİN<br />

ADIM ADIM ZİRVEYE<br />

Ankaralı, başarılı bir modacı olan<br />

“Zuhal Keskin” ile yaptığımız<br />

söyleşide Zuhal Hanım; daha önce<br />

uzun yıllar güzellik merkezi, moda<br />

evi, spor salonu ve kafeterya işletmeciliği<br />

yaptığını, aynı zamanda<br />

da sayısız eğitimlere ve sertifika<br />

programlarına katıldığını anlattı.<br />

Aldığı bu eğitimlerin akabinde de<br />

kendi markasını çıkarabilmek için,<br />

“Ankara Özel Güzel Sanatlar <strong>Moda</strong><br />

Tasarım ve Stilistlik Okulunun açtığı<br />

2 yıllık eğitimi başarılı bir şekilde<br />

tamamladığını belirten Zuhal<br />

Hanım, 2014’de kendi markası olan<br />

“ZStyling By Zuhal Keskin”i çıkarttığını<br />

belirtti.<br />

86


Aynı zamanda, “<strong>Moda</strong> ve Güzellik<br />

Koçu” olarak stil danışmanlığı da yapan<br />

Zuhal Hanım, güçlü atölye kadrosu<br />

ile, gelinlik, abiye ve kişiye özel<br />

çalışmalar yaparak Ankara Yaşam<br />

Kent’teki atölyesinde hizmetlerine<br />

devam ediyor. “ZStyling” Houte<br />

coture çalışmalarıyla, bu alanda<br />

aranılan markalar içinde yerini alıyor.<br />

Gelinlik, abiye nişan, kına gibi tüm<br />

özel günlerin mimarı olarak, çalışmalarında<br />

müşterilerine stil danışmanlığı<br />

ve düğün koçluğu hizmetlerini de<br />

sağlayan Zuhal Keskin, çıktığı bu yolda<br />

güçlü bir marka olmayı başarmış,<br />

başarılı, girişimci iş kadınlarımızdan<br />

birisi olarak dikkat çekiyor. Bununla<br />

birlikte, başarılı iş hayatının yansıra<br />

Zuhal Keskin iki çocuk sahibi bir<br />

anne.<br />

87


88


2021 ilkbahar yaz modası hakkında<br />

da bilgiler veren Zuhal Keskin, ayrıca<br />

kendi koleksiyonunun bu sezon nasıl<br />

çıktığı hakkında da bizleri bilgilendirdi.<br />

“2021 ilkbahar-yaz kartalasında bu dönem<br />

ruh halinizi yükseltecek doğadan<br />

pek çok renkle karşılaşmak mümkün<br />

olacak. Zamansız diyebileceğimiz<br />

çöl ve kum renkleri, krema tonları ile,<br />

doğadan alınan ilhamla birlikte canlı<br />

güneş ve portakal renklerini de sıkça<br />

göreceğimiz aşikâr.<br />

Maalesef ki moda dünyası son iki sezondur<br />

pandeminin gölgesinde kaldı.<br />

Giyinme alışkanlıkların değiştiği bu<br />

dönemde, online platformlar, sanal<br />

fuarlar, döneme damgasını vurdu. Bir<br />

yandan korunaklı ve rahat giysiler tercih<br />

edilirken, maskesiz kıyafetleri hemen<br />

hemen hiçbir platformda göremedik.<br />

Normalleşmeye başladığımız 2021<br />

ilkbahar-yaz koleksiyonlarında ise ince<br />

trikolar, boyfriend ceketler, uzun hırkalar,<br />

abartısız, minimalist tasarımlar,<br />

sakince gövde gösterecek.<br />

89


By Zuhal Keskin 2021 ilkbahar-yaz<br />

koleksiyonuna gelecek<br />

olursak, klasik tasarımları biz de<br />

rafa kaldırdığımız, enerjisini yüksek<br />

tutacağımız bir tavır sergiledik.<br />

İyimser bir tablo çizmeye<br />

çalıştık. Özel gün ve gecelerin<br />

büyük ölçüde bittiği şu dönemde,<br />

giyinme alışkanlığını unuttuğumuz<br />

pencereyi araladık. Yaşamı<br />

ve giyinmeyi sevenler için tül ve<br />

organzeler ile dantelleri, rahatlığın<br />

dokuları ile dırapeli, uçuşlu,<br />

eksantrik, ama bir o kadarda<br />

neşeli formlar hazırladık.<br />

Gelinlikte ise, biraz sofistike, biraz<br />

vintage, doğada koşan hem<br />

sade hem biraz elegant vurgular<br />

yansıttık. Dantel ve kupürlerle<br />

gündelik şıklığı harmanlayarak,<br />

gerek abiye ,gerekse gelinlik<br />

modellerimizde, hem korunaklı,<br />

hem de ekolojik olmaya gayret<br />

ederek sürdürülebilir moda anlayışıyla<br />

bizde bu sezona imzamızı<br />

attık.”dedi.


Buotuque Houtecoture Atelier<br />

0 312 241 83 82<br />

0 532 160 19 69<br />

@z_styling ~<br />

www.zstyling.com


Triko Takım: Zara


Çok küçük yaşlardan itibaren modaya ve giysi tasarımına<br />

gönül vermiş biriyim. Bugün geldiğim noktaya baktığımda,<br />

‘’ iyi ki yüreğimin emrettiğini yapmışım’’ diyorum. Ben sadece<br />

bir moda tasarımcısı ya da ‘’ Haute Couture &Couture<br />

moda tasarımcısı’’ değilim. Ben aynı zamanda içinden geleni<br />

aklından geçenle birleştiren, benzersiz tasarımlar ortaya<br />

çıkaran; hayata geçirdiği modeller sadece mankenlerin<br />

üzerindeyken değil, askıda giyilmeyi beklerken bile farklı<br />

olduklarını fısıldayan çizimlerin, renklerin, kumaşların sihirbazıyım.<br />

<strong>Moda</strong> ile profesyonel bir ilişkim var. Bunun için Bilkent Üniversitesi’nde aldığım Grafik Tasarım ve<br />

Güzel Sanatlar eğitimlerimin ardından, <strong>Is</strong>tituto di <strong>Moda</strong> Burgo’da <strong>Moda</strong> Tasarımı bölümünü bitirdim.<br />

İlk başarılarımdan biri Milano Burgo Fashion Show’a katılmak oldu. Mesleğimde daima aldığım sanat<br />

ve moda eğitimlerimi birleştirdim. Güler Baysal olarak, zaman içinde kendimi en iyi şekilde “Haute<br />

Couture&Couture” tasarımlarla ifade edebileceğimi gördüm. Pandemi Sürecinin başlangıcına kadar<br />

birçok Fashion Week’e katılım sağladım. Dubai, Azerbaycan, Beyrut, Moskova ve Türkiye’nin birçok<br />

ilinde defileler gerçekleştirdim. 17. Azerbaijan Beauty Contest’te katılım sağlayan tüm yarışmacıların<br />

mayolarını tasarladım. Birçok markaya koleksiyon danışmanlığı verdim.<br />

Güler Baysal Haute Couture&Couture markası; incelikler, özen ve ayrıcalıklar demek benim için.<br />

Tasarladığım giysilerin çoğuna “üstün dikiş tekniği” hâkim. Gerek kadınlara yönelik hazırlanan göz<br />

alıcı, cezbedici ve benzersiz giysilerde, gerek erkekler için ortaya çıkarılan şık, elit ve kusursuz çizgilerde<br />

“üstün dikiş tekniğinin” kullanılmasına büyük bir özen gösteriliyor. Bugüne dek couture abiyeleri,<br />

gelinlikleri ve erkek koleksiyonları ile tanınmış bir isimken, Pandemi sürecinde Theta Healing ile<br />

tanıştım. Ve asıl macera, asıl yükseliş de o noktada başladı. Fark ettim ki; önce ruhu giydirmek lazım.<br />

Haute Couture’de üstün dikiş tekniği ile kişiye özel tasarım<br />

demek… İnsanların ruhunu ve hayatını üstün dik<br />

iş tekniği ile aynı özen ile tasarlamalarına ışık<br />

olmak bu yolculuğumun en güzel tarafı…<br />

Kişi kendini bilir, kendini tanır ve kolaylıkla<br />

kendini ve hayatını stilize eder ise, eskilerin<br />

deyimi ile “Bir insanın kumaşı iyi<br />

ise” her şeyi tam ve bütün olur. Profesyonel<br />

yaşantıma Theta Healing<br />

danışmanlığını da dahil ederek,<br />

yolculuğuma devam etmekteyim.<br />

Herkes özel ve güzeldir. Herkesin<br />

istediği şeye ulaşması mümkün ve<br />

hakkıdır. Bu her zaman dile getirdiğim<br />

bir cümledir. “Biz tasarımcılar<br />

kişilerin en özel günlerini en güzel<br />

ve mutlu hissedecekleri hallerine<br />

çevirmek içi hizmet veriyoruz.”<br />

Tasarımdaki incelikler gösterilen özenle<br />

birleşince, ortaya çıkan da hiç kuşkusuz ayrıcalıklı,<br />

nicelikli giysiler ve yaşamlar oluyor.<br />

Ve sen kendini ayrıcalıklı hissetmeye layıksın…<br />

Güler Baysal


HIDIRELLEZ DUASI<br />

Bu yeni zamanda sevdiğim kim varsa,<br />

kendim de dahil,<br />

sevebileceğim herkes de dahil…<br />

Bu duayı okusun.<br />

Kendi sesiyle duysun.<br />

Duası gerçek olsun.<br />

Her kelimesine şükretsin.<br />

Sevdikleriyle bir arada olsun.<br />

Nesi varsa, bölüşecek biri olsun;<br />

nesi yoksa, bulup getirecek biri olsun.<br />

Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin.<br />

Neşesi bol olsun.<br />

Sağlığı iyi olsun.<br />

Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun.<br />

Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın.<br />

Değiştirmek istedikleri değişsin.<br />

İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın.<br />

Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın.<br />

Kapıda hep kamyonu dursun.<br />

Dilediği yere taşınsın.<br />

Kendinden taşınmak isterse,<br />

içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun.<br />

Bir şey ona sürpriz olsun.<br />

Öyle tahmini mümkün olmayan bir şey olsun ki bu,<br />

hayatın zekasını anlatsın.<br />

Hayalleri gerçek olsun.<br />

Hayalini kendinden saklamasın.<br />

Bir çizgi filmde olduğunu,<br />

her şeyin mümkün olduğunu unutmasın.


DOĞRU DUA<br />

5 Mayıs’ta inanan, inanmayan farklı<br />

dilden, dinden, mezhep ve ırktan<br />

birçoğumuz farklı ritüellerle, dualarla, geleneklerle<br />

bir araya gelir; Hıdırellez’i baharın<br />

gelişini kutlarız şenlik havasında…<br />

Gül ağacının altına dileklerimizi gömeriz,<br />

ateşlerimizi yakarız hatta bu sene yakamayanlarımız<br />

evlerimizde ocaklarımızda<br />

dileklerimizi yaktık. Ve o gece dualar<br />

edilir, kendimiz ve birbirimiz için bolluk,<br />

bereket dileriz. Evrene güzel bir enerji<br />

yayılır, doğanın elementleriyle bir olduğumuz<br />

bir gündür Hıdırellez. Yaradan’ın<br />

bize karşılıksız sunduğu nimetler; hava,<br />

ateş, su ve toprak. Duanın dili ve dini<br />

olmadığını hatırladığımız, deneyimlediğimiz<br />

bir gündür.<br />

Son zamanlarda çokça işittiğimiz; doğru<br />

dua, yanlış dua, enerjiler, meditasyonlar<br />

vs. Hayallerimize kavuşmak adına başvurduğumuz<br />

tüm bu yöntemlerin özünde<br />

nasıl bir teknik yatıyor? Nasıl oluyor da kiminin<br />

duası anında gerçekleşirken, kimimizin<br />

ki gerçekleşmiyor. Kimimiz yanlış<br />

dua ediyor da ondan mı gerçekleşmiyor<br />

dileklerimiz? Peki dua; niyetlerimizi bildiren<br />

sözlerimiz değil midir?<br />

Dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz.<br />

Hayatlarımız resmen altüst oldu;<br />

sevdiklerimizi kaybettik, kimilerimiz çok<br />

sevdiği işlerini kaybetti, ailelerimiz ile<br />

görüşemedik, sevdiklerimizden uzak<br />

kaldık. Birçoğumuz maddi, manevi hayatta<br />

kalma mücadelesi veriyor…<br />

Halbuki ne kadar çok yorulduğumuzun<br />

ve dünyayı da o kadar yorduğumuzun;<br />

aynı zamanda kendi özümüzü, ruhumuzu<br />

ne kadar çok unuttuğumuzun; güzel<br />

sandığımız ya da şu an özlem duyduğumuz<br />

o keyifli, heyecanlı ama bir o kadar<br />

stresli günlerimizi, sıradanlaştırarak ve<br />

değersizleştirerek yaşamakta olduğumuzun<br />

farkında mıydık? Ya da mutsuzluklarımızın,<br />

gerçek biz olarak istediklerimizin,<br />

hayal kırıklıklarımızın üstünü<br />

kapatıp, hayatın koşuşturmasında sorgulamadan<br />

devam mı ediyorduk. Pandemi<br />

öncesi süreçte de zengin varlığına varlık<br />

katarken, fakir yine hayatta kalma mücadelesi<br />

veriyordu. Biz sadece bu denli<br />

farkında mıydık etrafımızda olup bitenlerin<br />

diye sorgulamaya davet ediyorum<br />

bizi…<br />

Hala ısrarla devam eden toplumsal<br />

dayatmalar, öğretilmişlikler, sorgulamadan<br />

kabul ettiğimiz, doğru saydığımız ve<br />

uyguladığımız yöntemler<br />

Birçoğumuz; yürüdüğümüz yola o kadar<br />

odaklanmıştık ki, başka yollar olabileceğini<br />

düşünmemiştik bile. 133


İnsanoğlu olarak varoluştan beri suçu başkasına<br />

atmaya hatta Yaradan’a atmaya pek meyilliyizdir.<br />

Âdem bile Yaradan ona sorduğunda<br />

“Âdem yoksa yasak meyveyi mi yedin?” “Yanıma<br />

koyduğun bu kadın yedirdi…” :))) Bazılarımızı<br />

şanslı olarak görürüz ve gerçekten de<br />

bazılarımız şanslıdır. Aman o ne isterse olur.<br />

Tılsımlı mıdır nedir. Yaradan’dan torpilli mi?<br />

Şimdi hepimizin şanslı olduğunu, Yaradan’ın<br />

enerjisinin bir parçası, her birimizin O’nun<br />

biricik, eşsiz, benzersiz evlatları olduğumuzu<br />

ve O’nun kıvılcımları olduğumuzu, Cevapları<br />

zaten bildiğimizi sadece nasıl istendiğini hatırlamamız<br />

gerektiğini söylesem ne dersiniz?<br />

Bu yazıyı okurken her birimizin 2 saniye gözünü<br />

kapatıp hayal etmesini istiyorum. 2 çocuğunuz<br />

var ve ikizler. Birinin ruhu çok karanlık, adam<br />

öldürebilecek kadar gözü kara ve bu sizin<br />

çocuğunuz olamaz denilebilecek kadar çılgın.<br />

Diğeri ise her şeyi bilgece halledebiliyor, kimseyi<br />

kırmıyor ve hep iyi şeyler yapıyor. Tam hayallerinizdeki<br />

gibi. Peki siz sevginizi ikisine de<br />

eşit bir şekilde bölüştürebilirsiniz dimi. Aranızdaki<br />

güven, değer, bağ dan bahsetmiyorum, sadece<br />

ikisi de sizin özünüzden bir parça taşıyor.<br />

Sizden oluştu. Sizin DNA’larınızı taşıyor. Sizin<br />

hücre ve kromozomlarınızdan birer parça var<br />

her ikisinde de. Sevgi’nizde bir ayrım olur muydu?<br />

İşte Koşulsuz Sevgi budur. Yaradan’ın bizi<br />

sevme şekli…<br />

Bizlerde içimizde ikiz çocuklar taşıyoruz. Madem<br />

her birimiz Yaradan’ın bir parçayız, ondan<br />

bir parça taşıdığımıza inanıyoruz o zaman<br />

dualarımızın, hayallerimizin gerçek olabilmesi<br />

için öncelikle kendimizi Yaradan’ın bizi sevdiği<br />

gibi, narsisçe yada egoistçe değil, koşulsuz bir<br />

şekilde severek, tüm olumsuz, karanlık taraflarımızı<br />

kabullenerek ve kucaklayarak, sonrasında<br />

yaratılmış olan her canlıya Yaradan’ın<br />

koşulsuz sevgi sini sunarak işe başlayabiliriz.<br />

Unutulmamalı ki; hayatımızdaki her yaratım<br />

yani istek ve hayallerimizi dile getirdiğimiz<br />

her an ve sahip olduğumuz her zorluk bize<br />

ruhlarımızın büyümesi için bir şey öğretmektedir.<br />

Her canlının temel yaşam amacı Hayatta kalmaktır<br />

Tüm mücadelesini Hayatta kalabilmek<br />

adına verir ve her bir canlı her zaman bir üst<br />

versiyonu olmak ister. Bilinçaltımız da canlı bir<br />

varlık olduğu için aynı mücadeleyi vermekte.<br />

Dolayısıyla olumlu, olumsuz ayrımı yapmadan<br />

kendini konfor alanında tutar ve sürekli bizi<br />

alışkın olduğumuz ve güvende hissettiğimiz alanlarda<br />

kalmaya zorlar. Çoğunlukla bu güvenli<br />

alanlarımız; korku, endişe, kaygı, acı, öfke, intikam<br />

gibi olumsuz duygu ve hislerden beslenir.<br />

Ama sonucunda aslında bize bir şey kazandırır.<br />

Bir şey öğretir.<br />

Çocukluğumuza döndüğümüzde; ne güzeldi<br />

dimi hayat, hayaller, istekler ya da belki travmalarla<br />

doluydu. İşte o günlerde oluşan tüm o<br />

travmaları bedenimiz, ruhumuz ve zihnimiz ile<br />

bugünlere taşıdık.


Küçüklüğünde terlik yemeyenimiz yoktur. Ya da minikte<br />

olsa uyarı niteliğinde küçük bir tokat. Canımızı yakacak<br />

bir söz işitmişizdir ebeveynlerimizden ya da yakın<br />

çevremizden. En güvendiğimiz, koşulsuz sevdiğimiz<br />

ebeveynlerimiz, bildikleri en iyi yöntem doğrultusunda<br />

“seni sevdiğim için”, “seni korumak için”, “ileride<br />

canın yanmasın diye” canımızı yakmışlardır, bunu<br />

yaptıklarını bilmeden ve istemeden. Önce vurmuş<br />

ya da yaralamış sonra seni seviyorum demişlerdir.<br />

Bilinçaltımız bunu Sevgi acıdır diye kodlamıştır bile<br />

o sırada. Korunmak için, güvende hissetmek için bir<br />

şekilde bu tarz ilişkiler ve iletişimlere çekiliriz. Çünkü<br />

o sırada DNA’larımız aktive olmuş ve işbaşındalardır.<br />

Reseptörlerimiz acı sinyali veriyor ve hayatımıza bunu<br />

çekmeye başlamışızdır. Bilinçli zihinlerimiz (%10)<br />

kendince kusursuz ilişkileri ararken ve bu yönde dua<br />

ederken, bilinçaltlarımız (%90) sevmek ve sevilmek<br />

için acı çekmemiz gerektiğine inanmaktadır. Ve hayatlarımız<br />

bumerang gibi benzer olaylar ve deneyimler<br />

içerisinde döner durur. Motivasyonumuz acı oldu.<br />

Yaradan bizi nasıl seviyor, bizim ise Gerçek Sevgi anlayışımız<br />

nerede? Gerçek Sevgi acı olabilir mi?<br />

VE BU ŞEKİLDE BU YAŞLARIMIZA KADAR<br />

BİRÇOK OLUMSUZ DÜŞÜNCE ÜRETEREK<br />

DENEYİMLEDİK YAŞAMLARIMIZI…<br />

Ve dua ettik bazen kabul oldu, bazen olmadı. Gerçek<br />

sevginin acı olmadığını fark ettiğimize göre olumsuz<br />

düşünce üretmemizin hayatlarımızda yaratacağı<br />

olumsuzlukların farkında olarak dua etmeliyiz.<br />

Özellikle bir başkası için dua ederken bu çocuğumuz<br />

bile olsa; biliyoruz ki onun için en yüce ve en iyisini<br />

istiyoruz ama Yaradan bize nasıl yaklaşıyor ise;<br />

“Evladım hangi yolu seçersen seç; ben seni seviyorum<br />

ve seveceğim.” O zaman olumsuz düşünerek ya da olmaz<br />

ama ben yine de hadi bir deneyeyim diye edilen<br />

hiçbir niyet gerçekleşmez. Kendimi olumsuza hazırla<br />

yayımda ben, olursa sevinirim. Bu süreçte olumsuzu<br />

yarattık bile. İsteğini yaratmadın ki. Allah niyetimizi<br />

biliyor evet ama bilinçaltlarımızın mantığı yoktur. Bilgisayar<br />

gibidir. Niyet’i algılayamaz. Olumsuz düşünce<br />

üretmek bu yüzden dualarımızın önünde bir engel<br />

teşkil ediyor. Canı gönülden, hiçbir olumsuzluk öğesi<br />

içermeyen, negatif duygular barındırmadan istenen ve<br />

tabi ki içerisinde başka bir canlının hayatına müdahale<br />

etmeyecek şekilde bildirilen niyetler, yapılan ritüeller,<br />

edilen dualar tezahür eder.<br />

Son Zamanlarda; sürekli bu konuda farkındalık<br />

yaratılmaya çalışılıyor. Tüm üstadlar, masterlar, kişisel<br />

gelişim uzmanları, psikolog ve psikiyatristler bas bas<br />

bağırmaktalar; “Olumsuz Düşünce Yaratmayın”<br />

Tamamda bunca öğretiyle ve alışılmışlıkla bunu nasıl<br />

yapacağız? Durmuyor zihnimiz. Evet durmuyor, Haklıyız…<br />

Farkında olalım, olumsuzluklarımızı kabullenelim,<br />

utanmayalım, pişmanlıklarımızı fark edelim, önce<br />

kendimizi affedelim, kendimizi, ruhumuzu tanıyalım,<br />

ruhlarımız ne istiyor? Diğer yaşayanlarında bir<br />

zamanlar çocuk olduklarını hatırlatalım kendimize.<br />

Birbirimize çocuklarımız bile olsa kendi doğrularımızı<br />

dayatmayalım, kendimize kızmayalım, Unutmayalım<br />

ki; her reddediş içinizdeki Yaradan’ı reddedişimiz,<br />

her kızgınlık içimizdeki Yaradan’a olan kızgınlığımız,<br />

arınıp güzelce niyetlerimizi Yaradan’a sunalım ve<br />

şimdi, şu anda olmuş gibi yapalım. Geçmişe takılı<br />

kalarak ya da geleceği planlayarak şu an deneyimlediğimiz<br />

güzellikleri kaçırmayalım. Nasıl ve ne zaman<br />

olacağını Yaradan’a bırakarak niyetlerimizi bildirelim.<br />

Ve o dileği orda bırakalım çünkü takılı kaldıkça<br />

şu an yaşanan güzel anlarımızı, deneyimlerimizi<br />

kaçırdığımızın farkında olalım. Şu anda hayatımızda<br />

var olanlar için her gün şükredelim. Şükredelim ki;<br />

güzellikler çoğalsın.<br />

Tabi ki acı yaşamayacak mıyız? Üzülmeyecek miyiz?<br />

Öfkelenmeyecek miyiz? Elbette yaşayacağız. Yoksa<br />

hayat çok sıkıcı olurdu ama farkında olalım. “Bu olay<br />

bana ne öğretmeye çalışıyor? Ne gösteriyor? Benzer bir<br />

şey daha önce yaşadım mı? Diye kendimize soralım.<br />

Daha önceden benzer bir deneyimimiz var ise sonunda<br />

ne oldu. Hırslanıp çalışıp çok mu başarılı oldum ya<br />

da bir öfkeyle evden çıktım. Özgürlüğümü, bağımsızlığımı<br />

mı ilan ettim ve kendi ayaklarımın üstünde<br />

nasıl duracağımı mı öğrendim. Yoksa dualarım gerçek<br />

mi oldu? Ağzımdan öfkeyle çıkan bir söz gerçek mi<br />

oldu? Bak Yaradan aslında dualarını, niyetlerini sana<br />

veriyor demek ki. Hastalandım ve ailem benimle ilgilendi<br />

mi, eşimi eve mi döndürdüm bu hastalıkla.<br />

Herkesin bir deneyimi var. Her başarısızlık aslında<br />

koca bir başarı hikayesidir. Her olumsuzluktan aslında<br />

olumlu bir kazancımız vardır.<br />

135


Sevdiğimiz birisi yola çıkarken “Allah kazasız belasız ulaşmanı<br />

sağlasın” demek yerine “Allah sağlıkla ve selametle ulaşmanı sağlasın”<br />

demeye çalışalım.<br />

Evlenen birine niyet bildirirken “Allah ayırmasın” yerine “Allah beraberliğinizi<br />

daim etsin” diyelim. “Nazar değmesin” yerine “Allah<br />

nazardan korusun” diye dua edelim.<br />

Zihinlerimizdeki olumsuz düşüncelerimiz, hayatlarımızı etkiliyor. Kolay<br />

olmadığını biliyorum ama Mahatma Gandhi’ninde dediği gibi<br />

SÖYLEDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN DÜŞÜNCELERE;<br />

DÜŞÜNCELERİNİZE DİKKAT EDİN DUYGULARINIZA;<br />

DUYGULARINIZA DİKKAT EDİN DAVRANIŞLARINIZA;<br />

DAVRANIŞLARINIZA DİKKAT EDİN ALIŞKANLIKLARINIZA;<br />

ALIŞKANLIKLARINIZA DİKKAT EDİN DEĞERLERİNİZE;<br />

DEĞERLERİNİZE DİKKAT EDİN KARAKTERİNİZE,<br />

KARAKTERİNİZE DİKKAT EDİN KADERİNİZE DÖNÜŞÜR.<br />

Her yaşadığımız olayı Yaradan’ın gözüyle değerlendirebilirsek; farkındalığımız<br />

arttırabiliriz ve kendimizi olumlu düşünceler üreten zihinlere<br />

dönüştürebiliriz.<br />

Yazının başında bahsettiğim; o tılsımlı, sihirli, Yaradan’dan torpilli<br />

olanlardan olduğumuzu, her birimizin değerli, eşsiz, özel ve güzel olduğunu<br />

ve her şeyin mümkün olduğunu ve hepimizin her şeye layık<br />

olduğunu,<br />

BİRŞEYLERİ DEĞİŞTİREBİLECEK GÜCÜN İÇİMİZDE SAKLI OLDUĞUNU HATIRLAYALIM.<br />

HAYATLARIMIZ İÇİN ŞÜKREDELİM. YERİNE GELMİŞ HER ARZU İÇİN, GELMEMİŞ OLANLAR İÇİN<br />

İSE ÖĞRENDİKLERİMİZ İÇİN, BİZE SUNULAN OLANAKLAR İÇİN, YENİDEN DİYEBİLME OLA-<br />

NAKLARI İÇİN. RUHUMUZUN (BİLİNÇALTI) KAPTANI VE KADERİMİZİN HAKİMİ BİZİZ. KENDİ<br />

DÜŞÜNCELERİMİZİ KENDİMİZ SEÇEBİLİR VE KENDİ KARARLARIMIZI KENDİMİZ VEREBİLİR-<br />

İZ.YAŞAMAYI SEÇELİM, SEVGİYİ, SAĞLIĞI, MUTLULUĞU VE NEŞEYİ, İHTİŞAMI SEÇELİM. DUA<br />

EDERKEN; ZİHNİNİZİ AÇIN, RUHUNUZU AÇIN, KALBİNİZİ AÇIN. “MUTLU OLDUĞUNUZ ZAMAN-<br />

LARDA BÜTÜN DÜNYANIN ÇOK DAHA GÜZEL GÖRÜNDÜĞÜNÜ HİÇ HİSSETTİNİZ Mİ?”<br />

(Judi James)<br />

136


Güler Baysal<br />

<strong>Moda</strong> Tasarımcı<br />

Thetahealing Practitioner<br />

@gulerbaysal_official<br />

@gulerbysl<br />

137


. .<br />

Oxana Ozcan<br />

Evli ve iki çocuk annesi, mesleğinde başarı basamaklarını bir bir tamamlanmış,özgüveni<br />

tam, yaşamayı seven,hem özel hayati hem de iş hayatını<br />

başarılı bir şekilde dengelenmiş, Ankara ve Türkiye genelinde kendi alanında<br />

gündemde olan, “Oxana Özcan Beauty Studio” guzellik merkezinin<br />

isletmeciligini yapan bir iş kadını.<br />

138


Türkiye ye ne zaman geldiniz ve<br />

Mesleğinize nasıl başladınız?<br />

Türkiye ye 17 yıl önce geldim. Çok<br />

güzel bir ülke Türkiye. Burada yaşayabileceğini<br />

ve mutlu olabileceğimi<br />

hissettim ve neler yapabileceğimi<br />

araştırmaya başladım. Ekonomi ve<br />

işletme mezunuyum. Başlarda hobi<br />

olarak yaptığım protez tırnak uygulamasının<br />

Türkiye de çok yeni olduğunu<br />

ve bir kaç kişi dışında yapan<br />

kimse olmadığını fark ettim ve<br />

yolculuğum başladı.<br />

139


MERKEZİNİZI BİRAZ ANLATIRMISINIZ?<br />

Aslında birkaç tane ortaklık denemesinden sonra, kendime ait salonumu 5yıl önce açtım.<br />

Salonum Kalıcı makyaj, protez tırnak ve ipek kirpik uygulamaları üzerine hizmet vermektedir.<br />

Kaliteyi ön planda tutan bir hizmet anlayışıyla hareket etmekteyiz. Bu anlayışın artık çok<br />

fazla olan salonlar arasında bizi farklı bir noktaya taşıdığını inanıyorum.<br />

SİZİ DİĞER UZMANLARDAN AYIRAN ÖZELLİĞİNİZİN NE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />

Öncelikle 17 yıllık tecrübeme güveniyorum fakat işimi aşk ile severek yapmam, dediğim gibi<br />

kaliteden, hijyenden asla vazgeçmemem olduğunu düşünüyorum...<br />

İŞ VE AİLE HAYATINIZI NASIL DENGELEYEBİLDİNİZ?<br />

Tabiki eşimin desteği bu konuda çok büyük.Sevgi ve saygı kaybetmediğiniz sürece başarının<br />

elde edilebileceğini düşünüyorum.<br />

140


@oxana_ozcan


Pırıl Bilici<br />

Yemek Bloggerı<br />

Herkese Merhabalar,<br />

Ben Pırıl Bilici; yemek bloggerı, turizmci, İngilizce Öğretmeni, Slow Food Adana<br />

Birliği Temsilcisiyim. İnstagramda @lezzetlisanatlar he- sabımda yayın yapmaktayım.<br />

“<strong>Moda</strong>&<strong>Magazin</strong>& İş Dünyası” E-Dergi’de birbirinden özel tariflerimle sizlerle birlikte<br />

olacağım için çok mutluyum. Bu ay sizlerle mis kokulu bir tarif paylaşacağım.<br />

Neden mis kokulu biliyor musunuz? Adanamızda portakal çiçekleri açtı ve sokaklar<br />

mis gibi portakal çiçeği kokularıyla bizleri mest etmekte. Biliyorsunuz Adana’da her<br />

yıl Portakal Çiçeği Karnavalı kutlanmakta. Ben de bu yıl 9. su kutlanacak karnavaldan<br />

etkilenerek portakalları ve portakal çiçSeklerini kullanarak size unutulmaz bir<br />

tatlı hazırladım. Şimdi bana ‘’portakal çiçeklerini nasıl bulacağız?’’ dediğinizi duyar<br />

gibiyim. Merak etmeyin portakal çiçeği yerine bir parça portakal reçelinden kullanabilirsiniz.<br />

Burada asıl amaç portakalın kabuğunu kullanıp tüketmek, kabukları<br />

değerlendirmek.<br />

Soracaklarınız olursa lezzetlisanatlar instagram hesabımdan bana her zaman<br />

ulaşabilirsiniz.<br />

Sağlıkla ve sevgiyle kalın.<br />

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…<br />

142


143


KREMALI PORTAKAL ÇİÇEĞİ ÇANAKLARI<br />

MALZEMELER<br />

PORTAKAL ÇANAKLARI:<br />

•5-6 adet orta boy portakal<br />

(Yafa veya Valensiya)<br />

Şerbet:<br />

•500 gr. şeker<br />

•1 litre su<br />

•1 çay kaşığı limon tuzu<br />

KREMA:<br />

•700 gr. süt<br />

•½ su bardağı şeker<br />

•3 yemek kaşığı un<br />

•1 yemek kaşığı nişasta<br />

•100 gr. tereyağ<br />

•1 paket vanilya<br />

144


YAPILIŞI<br />

PORTAKAL ÇANAKLARI:<br />

1.Portakalların kabuğunu çok az rendeleyin. İkiye kesin. Portakal içini kaşık ile dikkatli<br />

temizleyin. Çanakları suda 1-2 taşım haşlayın. Suyu süzün. Haşlama işlemini bir kez<br />

daha tekrarladıktan sonra soğuk suda bekletin. Yani toplam iki kez haşlayacaksınız.<br />

2.Şeker ve suyu 1-2 taşım ocakta kaynatın. Kabukları içine atın. Portakal kabukları yumuşayıp<br />

suyu kıvam alıncaya kadar pişirin. Pişen kabukları şerbetinden alın ve çanakların<br />

açık tarafı aşağıya gelecek şekilde soğumaya bırakın.<br />

KREMA:<br />

1.Vanilya ve tereyağ dışındaki malzemeleri sürekli karıştırarak pişirin. Sıcak kremayı<br />

mikserde 10-15 dk. çırparken önce tereyağını ekleyin. Eriyip karıştığında vanilyayı da<br />

ekleyin.<br />

2.Çanakların içine ılık kremayı doldurun. Üzerini portakal çiçekleri ve yaprakları ile<br />

süsleyip servis yapın.<br />

@lezzetlisanatlar


ASTROLOG<br />

Hande Lal Şenokur<br />

@astrologhandesenokur<br />

Haziran Ayıinda Bizleri Neler Bekliyor?<br />

Haziran ayı ile yaza merhaba diyoruz. Haziran ayına Venüs Betelguse sabit yıldızında<br />

başlıyoruz. Bu yıldız şans veren bir yıldız olarak bilinir ve haziran ayında bizlere aşk ilişkilerine<br />

de şans getirebilir. Bu sebeple bu yaz evliliklerde artış yaşanabilir. Bu arada<br />

Venüs, Neptün arasındaki kare açı yaşanacak. Bu açı bize ilişkilerde aldanma ve bazı<br />

konularda yanılma olabileceği haberini veriyor. Bu yüzden her zamankinden biraz daha<br />

dikkatli olmamız gerekebilir. Kişilere ve olaylara tarafsız bir gözle değerlendirme yapmamızda<br />

fayda var.<br />

Haziran ayına genel olarak baktığımızda, 5 Haziran ekstra dikkatli olmamız gereken<br />

bir gün. 5 Haziran’da Mars, Plüton karşıtlığı yaşanacak. Bu demek oluyor ki; cinayet ya<br />

da patlama haberleri alabiliriz. Göksel koruyucumuz Jüpiter ise balıkta seyrine devam<br />

ederken, 22 hazirana kadar koruyuculuğuna davam ediyor. 22 haziranda Jüpiter retro<br />

hareketine geçerek koruyuculuk etkisi azaltıyor.<br />

Haziran ayının en önemli görsel olayı ise 10 Haziranda gerçekleş ecek olan halkalı güneş<br />

tutulması. Türkiye’den izlenemeyecek olan halkalı güneş tutulmasının etkilerine kısaca<br />

değinecek olursak; tutulma ikizler, yay hattında gerçekleşiyor. Güneş 19 derece ikizler<br />

de Bellatrix sabit yıldızında. Bu yıldızın özelliği kazalar ve iki yüzlülükle ilgilidir. Aynı<br />

zaman da bu yıldız, göç veren bir yıldızdır. Bu yaz döneminde şehir değişikliği veya ülke<br />

değişiklileri yaşanabilir.<br />

146


Mars 29 derecede ve Yengeç’te Plüton<br />

karşıtlığı var. Bu açılar bizi yangınlara dikkat<br />

etmemiz konusunda uyarıyor. Çünkü genelde,<br />

Mars Yengeç’te olduğunda yangın olayların<br />

da artış gözlemleniyor. Plüton karşıtlığı<br />

ise bu etkiyi artırıyor. İkizler deki tutulma ise<br />

genelde akciğerlerle ilgilidir. Bu tutulmayı<br />

Kovid 19 hastalığı için olumlu gelişmelerin,<br />

ilaç ve tedavi yöntemlerinin başlayacağı<br />

sürecin habercisi olarak yorumlayabiliriz.<br />

Önümüzdeki aylarda bu konuda bizleri<br />

umutlandıran olaylar yaşanabilir. Yine bu<br />

dönemde tutulma etkisi ile beraber bizleri<br />

şoke edecek medyatik, skandal diyebileceğimiz<br />

olaylar yaşanacak.<br />

Yine bu dönemde inanç ve dini konulada<br />

fanatik düşünce ve davranışlarda dünya<br />

genelinde artış gözlemlenecek.<br />

Ekonomi ile ilgili konulara bakacak olursak,<br />

haziran ayında da bizi zorlayan sıkıntılı<br />

dönemden geçmeye devam ediyoruz.<br />

Maalesef Turizm sektörünün yüzü bu haziran<br />

ayında ve hatta önümüzdeki yaz<br />

aylarında da pek gülmeyecek. Tutulma etkilerine<br />

bütün dünyayı kapsayacak şekilde<br />

bakacak olursak, ABD ile ilgi bizleri sarsacak,<br />

dünyada şok etkisi yapacak haberler<br />

alma olasılığımız var. Bu konuda Haziran ve<br />

önümüzdeki yaz ayları sürprizlere gebe.<br />

Astrolojik olarak, haziran ayı güzel gelişmelerin<br />

yanısıra, sıkıntılı olayları da yaşayacağımız<br />

bir dönem gibi görünüyor. Bize<br />

düşen ise, bu dönemin bütün olumlu ve<br />

olumsuz etkilerine hazırlıklı olarak, kendimizi<br />

dengede tutabilmek. Bu sıkıntılı<br />

dönemleri kolayca atlatabilmek için, kendi<br />

merkezimizde kalmaya özen göstererek, iç<br />

dengemize odaklanmalıyız.<br />

Sevgi ve saygılarımla,<br />

Hande Lal Şenokur<br />

147


HAZİRAN AYI BURÇ YORUMLARI<br />

KOÇ BURCU:<br />

Sevgili koçlar, bu ay kariyerinizde yeni yapılanmalara giriyorsunuz<br />

ve yeni iş fırsatları karşınıza çıkıyor. Bu dönemde<br />

parasal konularda dikkatli olmalısınız. Para kayıplarına ve<br />

dolandırıcılara dikkat etmelisiniz. Arkadaş çevrenizde sizi<br />

mutlu edecek insanlar olacak. Yeni arkadaş gurupları içine<br />

dahil olabilir ve keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.<br />

BOĞA BURCU:<br />

Sevgili Boğalar, bu ay kariyer alanında şansınız artıyor. Yeni<br />

iş fırsatları ile para akışınızın da artacağı şanslı bir döneme<br />

giriyorsunuz. Arkadaşlarınızla ilişkilerinizde küçük anlaşmazlıklar<br />

yaşayabilirsiniz. Kendi kendinize kalmak ve kendinizi<br />

dinlemek isteyebilirsiniz. 20-26 Haziran yeni aşklar ve yeni<br />

başlangıçlar için iyi bir dönem.<br />

İKİZLER BURCU:<br />

Sevgili İkizler, haziran ayı sizin için arkadaşlıkların ön planda<br />

olacağı bir ay olacak. Haziran ayı sizin için önemli bir ay. Hayatınızı<br />

değiştirecek önemli olayları bu ay için de yaşa<br />

yabilirsiniz. Bekar ikizler evlilik teklifi alabilir, bazı evli ikizler<br />

yürümeyen evliklerini sonlandırabilirler. Yeni iş fırsatları ve<br />

projeler sizi bekliyor olacak. Tutulma etkileri ile ikizlerin hayatlarında<br />

olumlu gelişmeler olacak.<br />

148


YENGEÇ BURCU:<br />

Sevgili yengeçler, haziran ayı sizin için iş hayatınızın ön planda<br />

olacağı, iş arkadaşlarınız veya ortaklarınızla iyi anlaştığınız bir<br />

dönem olacak. Yine de bu dönemde imzaladığınız sözleşmeler<br />

ve anlaşmalarda dikkatli olmanızda fayda var. Evli yengeçler<br />

için evlilikle ilgili kangren olan konuları çözmek için iyi bir dönem.<br />

Bekar yengeçler için ise, yeni aşklara yelken açmak için<br />

gökyüzü sizi destekliyor. Sevgili yengeçler çok çalışmak sizin<br />

sağlığınız olumsuz yönde etkileyebilir. Dinlenmek içinde kendinize<br />

biraz zaman ayırmalısınız.<br />

ASLAN BURCU:<br />

Sevgili aslanlar, haziran ayı sizin kendinize ve hobilerinize<br />

zaman ayırmak için güzel bir dönem. Parasal konularda ise, aile<br />

için de sorunlar çıkabilir. Bununla birlikte, hobilerinizden para<br />

kazanabilirsiniz, yeni iş fırsatları çıkabilir. Para kazanç akışınızı<br />

düzenleyebilirsiniz.<br />

Sevgili başaklar, haziran ayı hayatınıza değişik fırsatlar<br />

sunuyor. Hayatınızda köklü değişiklikler olabilir. Yeni bir<br />

ev ya da araba satın alabilirsiniz. Bu ay biraz hasta aile<br />

büyüklerinizle ilgilenebilirsiniz. Bazı başaklar ameliyat<br />

olabilir. Mars’ın olumsuz etkileri sizi zorlayacak. Ama bu<br />

durumdan kendi cabalarınızla çıkacaksınız. Haziran ayı<br />

ilişkilerinizde ise daha paylaşımcı olacağınız bir dönem.<br />

Maddi konularda ise, aile büyüklerinizden yardım alabilirsiniz.<br />

149


TERAZİ BURCU :<br />

Sevgili teraziler, yakın çevrenizle ilgili konularda sorunlar<br />

yaşıyorsanız bu ay çözebilirsiniz. Bazı terazilerin maddi kazançları<br />

ile ilgili konularda sorunlar çıkabilir ve bu konuların<br />

çözümlerini bu ay içeresinde bulmaya çalışıyor olacaklar. Bazı<br />

teraziler ise sağlıkları ile ilgili konuları çözmeye çalışacaklar.<br />

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bu ay İlişkilerinizde keyifli<br />

zamanlar geçirebilirsiniz.<br />

AKREP BURCU:<br />

Sevgili akrepler, bu ay elinize ekstra para geçebilir. Bu ekstra<br />

para aile içi maddi sorunlarınızı çözmenize yardımcı olabilir.<br />

Bu ay ortaklıklarınıza ve çalışma arkalarınıza iletişiminizde<br />

dikkatli olmanız gerekebilir. Sivri sözler, öfke patlamaları tatsız<br />

durumlara yol açabilir. Sevgili akrepler Mars’ın olumsuz etkileri<br />

sizi de etkiliyor. Üst üste gelen olumsuzluklar sağlınızı etkiliye<br />

bilir dikkatli olmakta fayda var.<br />

YAY BURCU:<br />

Sevgili yaylar, haziran ayı size yeni şanslar fırsatlar sunuyor.<br />

Arkadaşlarınızla, ailenizle keyifli zamanlar geçireceksiniz. Eğitim,<br />

hobi gibi eğlenceli kurslar, aktiviteler sizi baya oyalayacak.<br />

Bekar yaylar ani tanışmalarla yeni gelişen aşklara yelken<br />

açabilirler. Sevgili yaylar tutulma etkileri sizin de hayatınız da<br />

olumlu etkiler yaratıyor. Görünüşe göre bu ay sizin için keyifli<br />

geçecek. Tadını çıkartın.<br />

150


OĞLAK BURCU:<br />

Sevgili oğlaklar, aşk hayatınızda sizi mutlu edecek gelişmeler<br />

yaşayacaksınız. Evli oğlaklar eşleriyle aşk tazeleyecekler.<br />

İş hayatlarında da eşlerinden yaradım görebilirler. Bu ay bazı<br />

oğlaklar evlerini dekorasyon işleriyle ilgilenecekler ve aileleriyle<br />

keyifli zaman geçiriyor olacaklar. Sevgili oğlaklar bu ay Maddi<br />

kazançlarınızda da artma olabilir.<br />

KOVA BURCU:<br />

Sevgili kovalar, aile içi ilişkilerinizde zor bir dönemden geçeceksiniz.<br />

Çocuğu olan kovaların onlarla yoğun ilgilenecekleri bir<br />

zaman dilimi olacak. Bu ay maddi konularda zorlanacağınız bir<br />

dönem sizi bekliyor. Harcamalarınıza dikkat edin. Sevgili yaylar,<br />

bu ay trafikte iken biraz daha fazla dikkatli olun. Beklenmeyen<br />

kazalara açıksınız.<br />

BALIK BURCU:<br />

Sevgili balıklar, haziran ayında sizi yeni kazanç kapıları, yeni iş<br />

fırsatları, parasal konularda şanslar ve yeni fırsatlar bekliyor.<br />

Eğitimini sürdüren balıklar ise yüksek öğretime başvurabilir<br />

veya ilgi alanlarındaki konularda yeni eğitimler alma fırsatları<br />

ile karşılaşabilirler. Unutmayın bu ay gökyüzü sizi parasal kazançlarınızı<br />

artırmak için destekliyor. Yeni umutlar ve fırsatlar<br />

sizinle.<br />

151


Doç. Dr. Ozan Luay ABBAS<br />

WW.OZANLUAY.COM<br />

KARIN GERME AMELİYATI<br />

Memorial Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümünden Doç.<br />

Dr. Ozan Luay ABBAS’tan sizler için son günlerde çok tercih edilen “karın germe” ameliyatı<br />

hakkında bilgiler aldık.<br />

Karın germe ameliyatının amaçları nelerdir?<br />

Karın germe ameliyatında temel olarak 3 farklı işlem yapılmakta;<br />

1-Fazla olan karın derisinin uzaklaştırılması: böylece göbek altı çatlaklarından kurtulmak da<br />

mümkündür.<br />

2-Fazla olan karın yağlarının uzaklaştırılması: çıkartılan deri ile önemli bir miktarda yağ dokusundan<br />

kurtulmuş oluyorsunuz. Ayrıca karın germe ameliyatlarında rutin olarak liposuction<br />

yöntemini kullanmaktayım. Böylece özellikle yanlardaki yağ birikmelerinden kurtulmuş olup<br />

güzel bir bel oyuntusuna sahip oluyorsunuz.<br />

3- Karın kaslarının sıkılaştırılması: Böylece daha sıkı bir karın duvarı elde edilir.<br />

152


Karın germe ameliyatını daha çok kimler tercih ediyor?<br />

Karın germe kilo verme ameliyatı değil, şekil verme ameliyatıdır. Bu ameliyata uygun bir aday<br />

olmak için karın bölgesinde fazla cilt sarkması, fazla yağ dokusu olması ve karın kaslarında<br />

gevşeklik olması gereklidir. Özellikle sık kilo alıp veren kişilerde ve hamilelik sonrasında bu<br />

ihtiyaç ortaya çıkar.<br />

Fazla Kilolu kişiler içinde bu ameliyatı uyguluyor musunuz?<br />

Karın germe ameliyatı planlanan bir kişinin kilolu ise zayıflaması ve ideal kilosuna yaklaşması<br />

önerilir. Kilolu hastalarda karın derisi kalınlığı fazla olduğundan istenen miktarda<br />

germe mümkün olmayacak ve istenen düzeyde sonuçlar elde edilemeyecektir. Ayrıca kilolu<br />

hastalarda yara iyileşmesi problemleri daha sıktır.<br />

Karın ameliyatı olacak hastaların ameliyattan önce sigarayı bırakmaları gerekir mi?<br />

Karın germe ameliyatlarında yara iyileşmesini olumsuz etkileyen faktörlerden biri de sigara<br />

kullanımıdır. Hastaların tercihen ameliyattan 3 hafta önce sigarayı bırakmaları önerilmektedir.<br />

153


Peki bu ameliyatın süresi ne kadardır ve hastaneden kaç günde taburcu olunur?<br />

Ameliyat süresi 2-3 saattir. Hasta, ameliyat sonrası hastanede 1 veya 2 günlük yatıştan sonra<br />

taburcu edilir.<br />

Karın ameliyatı olan hastaların Ameliyat sonra korse giymesi gerekiyor mu?<br />

Ameliyattan sonra, hastalarımıza özel bir korse giymelerini öneriyoruz. Bu korsenin amacı<br />

kanda kan ve sıvı birikmesini engellemek ve onarılan karın kaslarına destek olmaktır. Daha iyi<br />

sonuç alabilmek için, hastalarımıza bu korseyi en az 3 hafta kullanmalarını tavsiye ediyoruz.<br />

Okuyucularımızın bu ameliyat hakkında en çok merak ettiği bir başka konu ise ameliyat sonrasında çok<br />

ağrı olur mu ve ne kadar süre sonra işbaşı yapabilirler?<br />

Ameliyat sırasında uygulanan anestezinin etkisinin geçmesiyle kişinin hafif- orta derecede<br />

ağrılara sahip olması olasıdır. Bu ağrılar hasta, hastanede yattığı süre boyunca verilecek ağrı<br />

kesiciler ile kontrol altına alınacaktır. Eve çıkarlarken de ağrı kesici verilecektir. İşe dönme<br />

suresi ise kişiye göre yaklaşık 10-14 günü bulabilmektedir.<br />

154


Son olarak, karın germe ameliyatının riskleri<br />

var mıdır ve ameliyattan Sonra iz kalır mı?<br />

Ameliyat sonrası dikiş hattından bir miktar<br />

erimiş yağ ve vücut sıvılarının akması<br />

küçük alanlarda dikiş açılmaları normal<br />

kabul edilmektedir. Bu durum günlük<br />

pansumanla kendiliğinden iyileşecektir.<br />

Karın germe, estetik ameliyatlarında en<br />

sık emboli görülme ihtimali olan cerrahi<br />

işlemdir. Bu riski azaltmak adına hastalar<br />

ameliyata özel çoraplar ile girerler<br />

ve ameliyat esnasında bacaklarına özel<br />

aygıtlar ile sürekli olarak masaj uygulanır.<br />

Ameliyat sonrası ise özel ilaç uygulanır<br />

ve en kısa zamanda ayağa kalkarlar.<br />

Sezaryen kesisinin her iki yana doğru 4’er<br />

cm uzadığını düşünün. Ancak tamamen<br />

iç çamaşırının içinde gizli olacaktır. Bu<br />

yara izi özellikle ilk aylarda daha kırmızı<br />

ve belirgindir. 8 ay 1 yıl gibi bir sürede iz<br />

solar ve deri rengine yaklaşır.<br />

Verdiğiniz bu faydalı bilgiler için okuyucularımız<br />

adına size çok teşekkür ediyoruz.<br />

155


KİLO VERDİREN<br />

BİTKİSEL BAĞIRSAK TEMİZLE KÜRÜ<br />

MALZEMELER<br />

•1 adet elma<br />

•1 çorba kaşığı bal<br />

•1 yemek kaşığı chia tohumu<br />

•1 çorba kaşığı keten tohumu<br />

•1 su bardağı kadar da içme suyu<br />

HAZIRLANIŞI<br />

1 adet elmayı küçük parçalar halinde<br />

kesin. Arzu ederseniz rendeleye de<br />

bilirsiniz. Elmaları, 1 çorba kaşığı bal,<br />

1 çorba kaşığı keten tohumu ile beraber<br />

bir kaba alın. Üzerine 1 bardak su<br />

ekleyin. Malzemelerin yumuşaması<br />

için 10 dakika bekletin. Üzerine chia<br />

tohumunu da ekleyin ve 5 dakika kadar<br />

karıştırın.<br />

156


KULLANILIŞI: Bu karışımı sabahları aç karnına için ve 3 hafta kadar devam edin. Daha iyi<br />

sonuç almak için bol sıvı tüketin(yaklaşık 2 litre) ve bağırsakları boşaltmaya teşvik edin.<br />

3 haftanın sonunda bağırsaklarınız toksinlerden arınmış ve 10 kilo zayıflamış olacaksınız.<br />

Bağırsaklarınızda biriken toksinlerin neden olduğu şikâyetlerden de kurtulmuş olarak hayatınıza<br />

daha kaliteli olarak devam edeceksiniz.<br />

İYİ BİR EGZERSİZ YAPIN!<br />

Dolaşımınızı iyileştiren ve kan akışını artıran tempolu yürüyüş, kolonunuzun daha fazla oksijen<br />

almasını sağlar. Bu basit strateji, kolon kanserini ve diğer hastalıkları önlemeye yardımcı olabilir.<br />

Ayrıca esneme gibi hafif egzersizler de yapabilirsiniz.<br />

Diyetin ötesinde Kolon sağlığını iyileştirmeye yardımcı olmak için meyve, sebze ve tahıl dışında<br />

bir ürün istiyorsanız, uzmanlar Aloe vera jeli, zencefil Kökü, Cayenne meyvesi ve rezene<br />

gibi tüm organik bitkilerden oluşan formüller önermektedir. Bu yiyecekler, dışkının bağırsaklarınızdan<br />

geçmesi için gereken süreyi azaltabilir.<br />

157


158


SPOR HOCASI<br />

Evgeniya Alpaslan<br />

MERHABA JENYA HOCA SİZİ BİRAZ TANIYABILIR MİYİZ?<br />

1981 Moskova doğumluyum. Sovyet milli takımı atletizm<br />

sporcusu olan babam ve yine atletizmle uğraşan<br />

annemin etkisiyle küçük yaşta spora başladım. Voleybola<br />

CSKA Moskova Spor Kulübü'nde,11 yaşında<br />

başladım. İlk profesyonel maçıma Rusya Süper<br />

Liginde, CSKA forması atında çıktım. 25 yıl süren voleybol<br />

kariyerimde hem kulüp takımları hem de Rusya<br />

milli takımı forması altında pek çok başarıya imza attım.<br />

Kariyerimin erken döneminde Türkiye'ye transfer<br />

olarak, birçok Süper Lig ve 1. Lig kulüplerinde<br />

oynadım. Voleybol kariyerimin sonlarına doğru ilgilenmeye<br />

başladığım, pilates ve fitness ile son 10 yıldır<br />

aktif olarak uğraşıyorum. Bunu resmi hale getirmek<br />

için de Türkiye Jimnastik Federasyonu'nda Pilates Antrenörlüğü<br />

Programı'nı bitirdim. Son 8 yıldır gerek sınıf<br />

olarak gerekse özel olarak pilates ve fitness eğitmenliğine<br />

devam ediyorum.<br />

159


ÖĞRENCİLERİNİZ SİZE NE TÜR PROBLEMLER İLE GELİYORLAR?<br />

Benim için en önemlisi, öğrencim her ne problemle gelmiş olursa olsun, öncelikle ona<br />

spor bilincini aşılayıp, sağlıklı bir yaşam için antrenman programı hazırlamak. Bu nedenle<br />

başlangıçta özel olarak denge ve core strength çalışmaları yaptırıyorum. Bu konuda gerekli<br />

seviyeye gelindiğini gördükten sonra öğrencinin özel istekle-rine göre; yağ yakımı, vücut<br />

geliştirme, duruş (posture) düzeltme, gibi konulara özel olarak eğilebiliyoruz. Ama sorunuza<br />

doğrudan cevap vermek gerekirse, genel şikâyetler pandeminin etkisiyle daha çok fazla<br />

kilolar üzerine oluyor.<br />

PANDEMİ DÖNEMİNDE, SPOR SALONLARI KAPALIYKEN, YER VE ZAMAN KISITLAMASI VARKEN ÖĞRENCİLERINİZLE<br />

NASIL ÇALIŞIYORSUNUZ?<br />

Şu anda her öğrencimin pandemiden en az şekilde etkilenmesi ve düzenli spor yapabilmesi<br />

adına farklı alternatifler yöntemler bulmaya çalışıyorum.<br />

160


EĞİTİM DURUMUNUZ NEDİR?<br />

Rus Devlet, spor ve Turizm Üniversitesi, antrenörlük ve beden eğitimi mezunuyum. Ayrıca<br />

Türkiye de almış olduğum birçok çalıştırma sertifikam mevcut.<br />

TÜRKÇENİZ ÇOK İYİ, KAÇ YILDIR TÜRKİYE’DE SİNİZ? VE AKTİF OLARAK KAÇ DİL BİLİYORSUNUZ ?<br />

Yaklaşık 16 yıldır Türkiye’deyim. Türkçe, Rusça ve İngilizce biliyorum.<br />

BU GÜZEL SOYLESİ İÇİN SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ. SON OLARAK OKUYUCULARIMIZA NE SÖYLEMEK İSTERDİNİZ.<br />

Ben teşekkür ederim. Bilinçli olarak spor yapmak isteyen, sağlıklı yaşama adım<br />

atmak isteyen herkes bana ullaşabilirler.<br />

Evgeniya Alpaslan ~ Spor Hocası<br />

@ jenya_coach_~ evgeniya0677@gmail.com 161


EVDE YAPILABİLECEK BASİT AMA ETKİLİ HAREKETLER<br />

Jenya hoca bize pandemi<br />

suresince evde formda kalmamızı<br />

sağlayacak basit<br />

ama etkili birkaç hareket<br />

önerisinde bulundu.<br />

162<br />

Resimde görmüş olduğunuz çalışma,<br />

elinize denge sağlayabileceginiz herhangi<br />

bir ağırlık alıp yapabileceğiniz<br />

bir antrenman şeklidir. Bu fotoğrafta<br />

görmüş olduğunuz çalışma dolu bir<br />

deterjan kutusuyla yapılmaktadır.<br />

Bu antrenman, omuzları ve kolları<br />

çalıştırır.


Resimde görmüş olduğunuz çalışma, herhangibirsey<br />

kullanmadan kendi vücut<br />

ağırlığıniz ile yapabileceğiniz bir antrenman<br />

şeklidir Bu antrenman; kalça ,arka<br />

bacak ve sırt çalışmaları için çok faydalıdır.<br />

163


Resimde görmüş olduğunuz çalışma, bir sandalye<br />

yardımı ile yapabileceğiniz antrenman<br />

seklidir. Bu antrenman; bacak güçlendirme<br />

çalışmaları için çok faydalıdır.<br />

164


Resimde görmüş olduğunuz çalışma,<br />

denge sağlamak için kullanabileceğiniz<br />

herhangibir obje ile destek<br />

alabileceğiniz antrenman şeklidir Bu<br />

antrenman; omuz ve kol çalışmaları için<br />

çok faydalıdır.<br />

165


Uzman Psikolog Psikoterapist<br />

Mahasti Sems<br />

HOLOGRAM TERAPİ<br />

İLİŞKİLERDE EMPATİ<br />

Hologram Terapi İlişkilerde Empati Kişiler<br />

arası ilişkilerin olumlu olması için gerekli<br />

koşullardan birisi de empatidir. Empati, psikiyatri<br />

ve psikolojide adı sıklıkla geçen bir<br />

kavramdır. Psikiyatri ve psikolojinin çeşitli<br />

dallarında empati ile ilgili çeşitli araştırmalar<br />

yapılmış ve bir bilgi birikimi sağlanmıştır.<br />

Araştırma, özellikle klinik ve sosyal psikoloji,<br />

gelişim, danışma, okul ve iletişim psikolojisi<br />

alanlarında yapılmıştır. Kişiler arası ilişkilerin<br />

olumlu olması için gerekli koşullardan<br />

birisi de empatidir. Empati, psikiyatri ve psikolojide<br />

adı sıklıkla geçen bir kavramdır.<br />

Psikiyatri ve psikolojinin çeşitli dallarında<br />

empati ile ilgili çeşitli araştırmalar yapılmış<br />

ve bir bilgi birikimi sağlanmıştır.<br />

166<br />

Araştırma, özellikle klinik ve sosyal psikoloji,<br />

gelişim, danışma, okul ve iletişim psikolojisi<br />

alanlarında yapılmıştır. Empatinin tarihçesine<br />

baktığımızda bu kavramın Almancadaki “einfühlung”<br />

ve Eski Yunancadaki “empathera”<br />

terimlerinden geldiğini görürüz. Einfühlung<br />

kavramını ilk kullananlar dan birisi Alman Psikologlardan<br />

Theodor Lipps olmuştur.<br />

1987 yılında Lipps, einfühlung’u şöyle tanımlamıştır:<br />

“Bir insanın kendisini karşısındaki bir<br />

nesneye, örneğin bir sanat eserine yansıtması,<br />

kendini onun içinde hissetmesi ve bu yolla o<br />

nesneyi kendi içine olarak (özümseyerek) anlaması<br />

sürecine einfühlung adı verilir.” 1909 yılında,<br />

Titchener, eninfühlung terimini, Eski Yunancadaki<br />

“empatheia” teriminden yararlanarak<br />

İngilizceye “empathy” olarak tercüme etmiştir.<br />

Yunancada “em” içine “patheia” ise algılama<br />

anlamı taşımaktadır. Böylece empati kavramı<br />

psikoloji ve psikiyatride yerini almıştır.


Günümüzde empati kavramını en iyi şekilde<br />

açıklayan Carl Rogers’dır. Rogers, kişiler arasında<br />

önemli yeri olan empati kavramı üzerinde çok<br />

araştırma yapmış ve bu kavramı farklı zamanlarda<br />

farklı şekillerde tanımlamış,1970 yılında<br />

ise empatiyi son şekli ile tanımlayarak diğer<br />

araştırmacıların da bu tanım üzerinde mutabık<br />

kalmasını sağlamıştır. Rogers’a göre: “empati,<br />

bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine<br />

koyarak, o kişinin duygularını ve düşüncelerini<br />

doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu<br />

ona iletmesi sürecidir”. Carl Rogers’ın yapmış<br />

olduğu bu tanımı, Üstün Dökmen üç öğeye<br />

ayırarak açıklamıştır.<br />

Birinci öğe olarak; empati kuracak kişi, kendisini<br />

karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun<br />

bakış açısıyla bakmalıdır. Karşımızdaki kişiyi<br />

anlamak için dünyaya onun penceresinden<br />

bakmalı, olayları onun gibi algılayıp yaşamaya<br />

çalışmalıyız. Bunun için de karşımızdaki insanın<br />

rolüne geçmemiz gereklidir. Bunu yapmazsak<br />

empati kuramayız.<br />

İkinci öğe olarak; empati kurmuş sayılmamız için,<br />

karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini<br />

doğru olarak algılamamız gereklidir. Empati<br />

kurarken karşımızdaki kişinin düşünceleri , empatinin<br />

bilişsel nitelik yönünü oluşturur. Böylece<br />

empatinin iki bileşeni ortaya çıkmaktadır. Fakat<br />

Hoffman’a (1978) göre ise empatinin bilişsel,<br />

duyuşsal ve güdüsel (motivasyon) olmak üzere<br />

üç bileşeni vardır. Bu nedenle araştırmacılar<br />

arasında görüş farklılıkları vardır.<br />

Empati tanımındaki üçüncü ve son öğe ise, empati<br />

kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın<br />

karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır.<br />

Karşımızdaki kişinin duygularını tam olarak anlasak<br />

bile, eğer anladığımızı ona ifade edemezsek<br />

empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.<br />

Örneğin; bir ar-kadaşımız derslerinin yoğunluğu<br />

nedeniyle bunalmış ve sıkıntı duymaktadır.<br />

Bu sıkıntısını gelip size anlatırsa ve sizde onun<br />

duyduğu bu sıkıntıyı anladığınız ve hissettiğiniz<br />

halde ona bunu “evet seni anlıyorum, derslerinin<br />

yoğunluğu seni bunaltmış ve bu nedenle sıkıntı<br />

duyuyorsun” şeklinde değil de tam zıt duygularla<br />

“boş ver aldırma” şeklinde yansıtırsak empati<br />

kurmuş olmayız. Ve hatta arkadaşımız bizim<br />

hakkımızda “en iyi arkadaşıma sıkıntılarımı anlattığım<br />

halde o bile beni anlamadı, artık beni<br />

hiç başkası anlamaz” şeklinde yanlış düşünce<br />

ve yargıya varılabilir.<br />

Empati kurmak, karşımızdaki kişinin söylediği<br />

duygu ve düşüncelerin aynısını ona tekrar etmek<br />

değildir. Hammond ve arkadaşları (1977)<br />

buna “papağan gibi tepki vermek” demiştir. Ve<br />

bunun olumsuz empati kurmak olduğunu belirtmiştir.<br />

167


Empati kurarken ifade edilen duygunun şiddetine<br />

dikkat etmek ve karşımızdaki kişiye<br />

onu yansıtırken duygunun şiddetine uygun<br />

tepki vermek gerekir. Yine empati kurarken<br />

kişinin sadece sözel tepkilerine değil, ses<br />

tonuna konuşma temposuna, jest ve mimiklerine<br />

hatta duruşuna bile dikkat etmek gerekir.<br />

Empati kurarken nesnelliği kaybetmemek,<br />

karşımızdaki kişinin korku, kaygı, neşe ve öfke<br />

gibi duygularıyla bunalmamak gerekir. Yani<br />

karşımızdaki kişiyle özdeşim kurma malı ya<br />

da sempati duymamalıyız. Sempati duymak,<br />

empatiyi kurmayı engeller. Günlük kullanımda<br />

da bu iki kavram birbiriyle karıştırılmaktadır.<br />

İkisinin arasında farklılık vardır. Bir insana<br />

sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu<br />

duygu ve düşüncelerin aynısına sahip<br />

olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati<br />

duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da<br />

onunla birlikte seviniriz. Kısaca sempati; “Bir<br />

başkası için olumlu duygular besleme anlamına<br />

gelir”.<br />

Empati kurmada, karşımızdaki kişiye yardım<br />

etme davranışı vardır. Kendisini sıkıntıda<br />

hisse-den bir kişi arkadaşına sıkıntısını anlatırsa<br />

ve arkadaşı da o kişinin sıkıntısını empatik<br />

bir şekilde dinleyip onu geri yansıtırsa,<br />

o kişinin sıkıntısı biraz hafiflemiş olur ve<br />

böylece empati kurularak sıkıntılı olan kişiye<br />

yardım edilmiş olunur.<br />

Empatik anlayış insanları birbirlerine yaklaştırma,<br />

iletişimi kolaylaştırma özelliğine sahiptir.<br />

İnsanlar, kendileriyle empati kurulduğunda<br />

başkaları tarafından anlaşıldıklarını ve kendilerine<br />

önem verildiğini hissederler. Bu da insanları<br />

rahatlatır. Empatik beceri ve eğilimleri<br />

yüksek olan kişilerin çevreleriyle olan iletişimi<br />

yüksek düzeydedir. Çevreleri tarafından sevilen<br />

kişilerdir. Çünkü çevrelerindeki kişilere<br />

empatik şekilde davranarak onlara yardım<br />

etmektedirler. Empatinin kişiler arası iletişimi<br />

kolaylaştırıcı özelliği bilindiği için empatik<br />

becerilerini arttırmak amacıyla çeşitli meslek<br />

mensuplarına empati eğitimi verilmektedir.<br />

Örneğin; hekim ve hekim adaylarına , hemşirelere<br />

, ticaretle uğraşanlara, satış elemanlarına,<br />

öğretmenlere , sosyal çalışmacılara,psikiyatristlerin,psikologlara,danışmanlara<br />

empati<br />

kurma becerilerini artırmak amacıyla eğitim<br />

verilmektedir.<br />

168


Yapılan bazı araştırmalar göstermektedir ki ;<br />

kişilerin uğraştıkları ya da ilgi duydukları alanlar<br />

empatik becerilerini geliştirmektedir.<br />

Örneğin, müzik ile uğraşan veya evinde evcil<br />

hayvanı olan kişilerin empatik anlayış ve becerileri<br />

gelişir. Başka bir araştırmaya göre empatik<br />

bir şekilde davranan ailelerin çocukları<br />

büyüdüklerinde, onlar da anne-babaları gibi<br />

empatik anlayışa sahip olmaktadırlar. Yapılan<br />

başka bir araştırmada; kaygı, depresyon,<br />

çocukları ihmal etme ve saldırganlık ile empati<br />

kurma arasında olumsuz ve zıt bir ilişki olduğu<br />

belirlenmiştir. Chlogon ve arkadaşlarının yapmış<br />

olduğu bir çalışmada (1985) suç işlemiş<br />

kişilerin empatik ilgi ve becerilerinin, suç işlememiş<br />

olanlara göre daha düşük olduğu belirtilmiştir.<br />

Yapılan başka bir araştırmada da ;<br />

diğer insanlara kişisel duygu ve düşüncelerini<br />

iyi ifade edebilen ,topluma uyumlu ve sosyal<br />

duyarlılığı yüksek olan kişiler, aynı zamanda<br />

empati kurma becerilerine de sahiptirler.<br />

Empati, sadece insanlar arasındaki iletişimi<br />

kolaylaştırmak için kullanılmaz.İnsanların,üzerinde<br />

yaşadığı tabiat içinde empati kurması<br />

gereklidir.<br />

Geçmişten günümüze kadar tarihi süreç içinde<br />

yoğrularak gelen kültür ve sanat eserlerimiz<br />

de bu tabiat içeresinde yerini almıştır. Ve bunların<br />

gelecek nesillere de ulaştırılması gereklidir.<br />

Eğer gelecek nesillere ulaştıramıyorsak<br />

suç bizimdir. Eski eserlere baktığımızda insanların<br />

doğayla empati kurduğunu görebiliriz.<br />

Yapılarda kuşların barınmaları için yuvalar<br />

yapmışlardır. Ve hatta bazı eserlerde tabiat<br />

sevgisini o şekilde işlemişler ki; doğadaki suyu<br />

caminin içine kadar getirerek havuz yapmışlar<br />

ve içeride bir ferahlık olmasını sağlamışlardır.<br />

Bugünkü yapılan eserlere baktığımızda bunlardan<br />

mahrum bırakıldığını görmekteyiz.<br />

Empatinin kurulmadığı yerler sadece yapılar<br />

değildir. Yanlış avlanmalar, tarla açmak için<br />

yakılan ormanlar, düzensiz kentleşme ve fabrikaların<br />

yanlış yerlere önlem alınmadan kurulması<br />

tabiattaki dengeyi bozmaktadır. Tabiatla<br />

empati kuran bir kişi bu şekilde yanlış<br />

sonuçlar doğuracak işlerden kaçınır. Örneğin;<br />

tarla açmak için ya da yerleşim yapmak için<br />

yakılan ve kesilen ormanı ve burada yaşayan<br />

canlıları düşünür, onları göz önüne getirerek<br />

bir an kendini onların yerine koyar. İşte bu<br />

şekilde empati kurarak davranan insanlar tabiatın<br />

dengesini değiştirerek diğer canlılara<br />

zarar vermez.<br />

Bilindiği gibi insanların sevdikleri için yapamapamayacağı<br />

şey yoktur. Ama bunu yaparken<br />

de tabiata ve insanlara zarar vermeden<br />

yapılmalıdır. Örneğin; sevdiğiyle gezerken<br />

orada gördüğü güzel bir çiçeği sevgilisi için<br />

koparmasına gerek yoktur. Sevdiği kişiye o<br />

Wçiçekleri koparmadan da hediye edebilir.<br />

Ve bu da hediyenin en güzelidir. Çünkü<br />

hiçbir şeye zarar verilmemiş, tabiat kendi<br />

doğal güzelliğiyle bırakılmıştır. Ve bu güzel<br />

çiçekleri başkalarının da görmeye hakkı olduğu<br />

düşünülmüştür.<br />

Empatinin kişiler arası iletişimi kolaylaştırdığı<br />

ve insanlar arasındaki saygınlığı arttırdığını<br />

bilen birisi, tabiatın da insanlar için gerekli olduğunu<br />

düşünerek onunla da empati kurmaya<br />

çalışacaktır.<br />

Uzman Psikolog Psikoterapist Mahasti Sems<br />

@mahasti_sems<br />

169


İzleyen de izlemeyen de bilir; Damdaki Kemancı<br />

müzikalinin en efsane parçasının, en çok akılda<br />

kalan sözüdür: Ah bir zengin olsam… İçeri<br />

dönersek Lüküs Hayat müzikalinin anlattığı bundan<br />

çok mu farklıdır?<br />

AH BİR ZENGİN OLSAM<br />

Çetin ÜNSAL<br />

Son günlerin popüler kripto para gündemi de<br />

bundan öte bir anlam taşımıyor. Gerek medyanın<br />

bu konuyu işleyiş biçimi, gerekse de insanların<br />

ele alma tarzı çok geniş kitlelerin, meseleyi tam<br />

anlamadan hedef haline gelmesine neden oluyor.<br />

Her ikisi de herkesin aklında kalır; çünkü bu, insanın<br />

doğasında nefsini gıdıklayan en tehlikeli<br />

duygudur. Zenginlik kötü bir şey değil, ama hayatın<br />

amacı haline geldiyse, bu sizi hedefi olan<br />

biri olmaktan çok, kısa yoldan zengin olanların<br />

hedefi yapar.<br />

Şu bir gerçek ki, ekonomik bir devrimden ya da<br />

kırılmadan bahsettiğimiz bu günlerde hızla dijitalleşiyoruz.<br />

Üretim metotlarımızdan, tüketim<br />

biçimlerimize kadar, biraz da pandemi koşullarının<br />

beslediği ortam içinde hızla yeni ekonomiye<br />

adapte oluyoruz<br />

170


Üretimden tüketime her şeyin dijitalleştiği bu ortamda,<br />

dijital ödeme sistemleri de bizi koşar adım<br />

dijital bir paraya doğru götürüyor. Gelecekte hayatımızda<br />

belki de fiziki para, ekonominin yapısı<br />

gereği olmayacak. Onun yerine alacaklarımızı ya<br />

da vereceklerimizi dijital bir para sistemi üzerinden<br />

gerçekleştireceğiz.<br />

Fakat o dijital paralar, bugün peşinde koşulan kripto<br />

paralar mı; emin değilim. Özgür ve bağımsız<br />

söylemleriyle cazip gelen, çok ciddi kazanımlar getiren;<br />

ama bir gecede her şeyini kaybeden insanların<br />

da olduğu çok konuşulmayan kripto paraları, gelecekteki<br />

dijital paradan ayırmanız gerekir.<br />

Dünyada, bizimki de dahil tüm merkez bankaları dijital<br />

bir ödeme aracı üzerinde çalışıyor. Fakat bugün<br />

ortadaki para birimlerinden kaçı geleceğe taşınacak<br />

bilemezsiniz. Öncelikle bunların kontrolsüz olduğu<br />

kanaatinde değilim.<br />

Küresel ekonomi içinde bilişimi, teknolojiyi ve<br />

parayı yönetenler aynı kişilerse, tüketicinin hangi<br />

AVM’de hangi mağazaya gittiğini bilenlerin, bu<br />

kripto paraların sahiplerini, merkezlerini bilmiyor<br />

olma ihtimali yok.<br />

Muhtemel vurgun dünya ölçeğinde yapıldıktan sonra,<br />

muhtemelen yine aynı kesimler tarafından bu<br />

paraların regüle edilmesi gereği, daha yüksek perdeden<br />

konuşulur ve sistem bir ya da birkaç merkez<br />

bankasına bağlanır hale gelecektir.<br />

Peki ne yapmalı? Bu gerçek ortadayken sistemden<br />

uzak mı kalmalı? İşte bu da ikinci büyük hata olur.<br />

Öncelikle blok zincir teknolojisinin kripto paralardan<br />

ibaret olmadığını, gelecekteki sistemin önemli<br />

bir altyapısı olduğunu bilmemiz gerekir.<br />

Akabinde, bizim için yıkım olmayacak; yani yolda<br />

düşürseniz hayatınızı etkilemeyecek rakamlarla<br />

sisteme girip, sistemin nasıl işlediğini öğrenmek<br />

gerekiyor. Bu süreç içinde para kazanabilirsiniz de<br />

kaybedebilirsiniz de…<br />

Önemli olan sistemin nasıl işlediği anlayıp, bu<br />

konudaki okur yazarlığınızı geliştirmek. Meseleyi<br />

bu çerçevede görüyorsanız sıkıntı yok. Ama tüm<br />

bunlara rağmen halen ‘ah bir zengin olsam’ şarkısı<br />

eşliğinde tüyo arıyorsanız; üzgünüm ama canınız<br />

çok yanar.<br />

Bu nedenle ben kripto paralar üzerinden sistematik<br />

ve büyük soygunların yapılacağını ve hedefin<br />

de ekonomik okur yazarlığı olmayan, ama ‘ah<br />

bir zengin olsam’ diye ortada gezenlerin olacağını<br />

düşünüyorum.<br />

cetinunsalan@yahoo.com<br />

171


BİR ANNELİK HİKAYESİ<br />

172<br />

Hepimizin, tüm kadınların hatta ve hatta<br />

erkeklerin, çocukların anneler günü kutlu<br />

olsun. Evet hepimizin. Çünkü bir şekilde,<br />

hepimiz, içimizdeki çocuğu büyütmeye<br />

çalışıyoruz. Yaşadığımız olumlu tüm deneyimleri<br />

geliştirmek, olumsuz deneyimleri ise dönüştürmek<br />

adına kendi içimize, ruhumuza, kendi<br />

çocukluğumuza bir anne gibi yaklaşıyoruz.<br />

Ne zaman ki bir çocuk sahibi oldum, o zaman<br />

kendi çocukluğumu yetişkin gözlerimle görmeye<br />

başladım. Bir çocuk zihni ile neler yapmış<br />

olabileceğim, annemin babamın bunlara<br />

nasıl tepkiler verdiği ve o tepkilerin beni nasıl<br />

bugünkü insan haline dönüştürdüğünü izledim.<br />

Bu sayede kendimde eksik gördüğüm, kusur<br />

gördüğüm yanlarım, oğlum sayesinde bana<br />

yansıyarak, benim dönüşümüm, tekamülüm<br />

için bir araç olmaya başladı. Bir bebeğin hayata<br />

gözlerini ilk açtığı andan itibaren, belki<br />

iki üç yaşına kadar anne ve babasının güvenli<br />

kollarına ihtiyacı olduğunu gördüm. Bunun<br />

dışında bir şeyin önemi yoktu. "Seni yatağına<br />

koyardım, ağlar ağlar sonra uyurdun, sabaha<br />

kadar hiç uyanmadan uyurdun" denilen ben,<br />

kaygılı bağlanma ve öğrenilmiş çaresizlik ile<br />

hayatımı sürdürdüğümü gördüm. Her ne kadar<br />

2000’li yılların başından beri birçok kişisel<br />

gelişim yöntemi ile ilgilenmiş, okunmadık spiritüel<br />

ve psikoloji kitabı bırakmamış olsam da<br />

bu kısmı, bu devasa kısmı, bilinçaltım benden<br />

harikulade bir şekilde saklamıştı. Oğlum<br />

doğduktan sonra sadece kendimle yüzleşmek<br />

yeterli de değildi. Harekete geçmem gerekiyordu<br />

ki, bu halledemediğim olumsuzluklar<br />

çocuğuma aktarılmasın.<br />

Hepimiz bu hayata geldiğimiz zaman, ruhumuzun<br />

gelişmesi için öğrenmesi gerekenler<br />

ile, aşağı yukarı tasarlanmış bir hayat planı ile<br />

doğarız. İnsan olarak en temel görevimiz, erdemler<br />

kazanmaktır ve yaşadığımız her olay da<br />

bizi bu kazanca götürür. Aşağı yukarı 16 yaşına<br />

gelene kadar ise, atalarımızdan aktarılan,<br />

ebeveynlerimizden aktarılan karmadan muaf<br />

olarak hayatımızı yaşarız. Biz 16 yaşına gelene<br />

kadar anne ve babamız bu aktarımı ne kadar<br />

hafifletirse, kendilerinde ne denli farkındalık<br />

kazanırsa, biz de sadece ruhumuzun seçmiş<br />

olduğu yolda ilerleyerek, seçimlerimizle<br />

karşılaşırız. Fakat ebeveynlerimizin farkındalık<br />

kazanmadığı her konu, bizim DNA’mızda saklı<br />

bir halde tetiklenmeyi bekler. Dört kuşaktır<br />

gayet varlıklı bir şekilde yaşayan bir ailede, son<br />

doğan çocukta önceki kuşaklardan aktarılan<br />

kıtlık bilinci ortaya çıkabilir. O zamana kadar<br />

DNA’da uyur halde beklemiş ve sadece çok<br />

hareketli olduğu için yaramaz olarak nitelendiren<br />

çocuğa tatlı yasağı konması ile, bu kıtlık<br />

bilincini aktive edebilir.


Tüm bu bilgileri öğrendikten sonra hem kendi<br />

gelişimim hem de oğlumun sadece ve sadece<br />

kendi hayatını yaşaması adına elimden geleni<br />

yapmaya niyet ettim. Zaten doğduğundan<br />

beri, benim için tam bir ebeveynlik modeli olan<br />

“attachment parenting” felsefesinden ilerliyoyordum.<br />

Hem doğal ebeveynliği hem de<br />

güvenli bağlanmayı destekleyen bir felsefe<br />

olduğundan, benim karakterime ve yaşam<br />

stilime tam olarak oturmuştu. Bu yaklaşımın<br />

şu an 3.5 yaşında olan oğlumda birçok faydasını<br />

gördüm, keza kendimde de.<br />

Yine de bir yerden sonra yeterli gelmedi. Hayatı<br />

algılama biçimim değiştikçe daha fazla<br />

şeyi çözümlemek, daha pozitif bir yaşam üzerine<br />

adımlar atma isteğinde buldum kendimi.<br />

Bu arayış beni önce astrolojiye, sonrasında ise<br />

hayat amacım dediğim Theta Healing’e yönlendirdi.<br />

Aslında kendimi bildim bileli astroloji<br />

ile iç içeydim fakat detaylara girmek, neyin<br />

neden ve nasıl olduğu konuları ile, üstüne<br />

üstlük kendi bilinçaltımın derinlikleri ile yüzleşmek<br />

beni hem zorladı hem de oldukça heyecanlandırdı.<br />

Astroloji aslında binlerce yıldır insanlar<br />

tarafından kullanılan bir ilim. Hatta öyle ki,<br />

Mısır medeniyeti döneminde bu ilim sadece<br />

firavunlara, din ve devlet adamlarına ait olarak<br />

kullanılırmış. Halkın bu ilimle beslenmesi, içli<br />

dışlı olması yasaklanmış. Çünkü neler olabileceği,<br />

kimin firavun olacağı, kimin din adamı<br />

olacağı astroloji ile belirlenirmiş. Zaman<br />

içerisinde çok sayıda kişi bu ilmi geliştirmek<br />

için uğraşmış. Fakat gel zaman git zaman, bu<br />

ilim negatif yönde kullanılmaya başlanınca,<br />

daha da yaygınlaştırılarak saygınlığı azaltılmış.<br />

Aslında tamamen bir frekans bilimi olarak<br />

astrolojiyi incelediğimiz zaman, bize muazzam<br />

veriler verdiğini görüyoruz. Çünkü var<br />

olan her şeyin yaydığı bir frekans var ve bizler<br />

dünyaya geldiğimiz zaman, aldığımız ilk nefes<br />

ile, etrafta yayılı olan frekans ne ise, nefesimiz<br />

bu frekans ile uyumlanıyor. Bu da bizim, gezegenlerin<br />

günlük hareketlerinden etkilenmemize<br />

sebep oluyor.<br />

173


Bir çocuk dünyaya geldiği zamanki frekansa<br />

uyumlu şekilde hayatını yaşıyor. Sahip olduğu<br />

ve olmadığı bazı durumlarla karşılaşıyor. Mesela<br />

benim oğlumun sadece doğum haritasına<br />

göre, onu takım oyunları oynanan sporlara<br />

değil, bireysel sporlara yönlendirmem gerekiyor.<br />

Eğer ki ben bu bilgiyi bilmesem ve oğlumu<br />

basketbola yönlendirsem, zaten doğuştan<br />

sahip olduğu hırs, onu çok yüksek hırsa sahip,<br />

sürekli kazanma arzusunda, diğer arkadaşlarını<br />

ezme arzusunda olan bireye dönüştürebilir. Ya<br />

da istediği bir şeyi, sadece ona para kavramını<br />

öğretmek için istediği zamanda (tabii ki kendi<br />

imkanlarımız doğrultusunda) almamam, maddi<br />

konularda aşırı hırslanmasına ve yetişkinlik<br />

dönemimde dinlenme, durma nedir bilmeyen<br />

bir bireye dönüşmesine sebep olabilir. Halbuki<br />

pedagojik içeriklere ne kadar ters bir yaklaşım<br />

değil mi? İşte astroloji bize böyle bir kaynak<br />

sağlıyor. Her birey aynı değil. Hepimiz biricik<br />

ve tekiz. Hepimiz kendimize özeliz. Pedagoji,<br />

psikoloji bazen bizi buralarda anlayamayabiliyor.<br />

Theta Healing yaklaşımı ise, benim hayatıma ve<br />

çocuğuma, bu hırsın nereden geldiği sorusunu<br />

yönlendirdi. Neden çocuğum böyle bir günde<br />

ve saatte doğmayı tercih etmişti? Çünkü nasıl<br />

ki hepimiz anne babamızın bir yansımasıyız,<br />

çocuğum da benim bir yansımam olarak bana<br />

kendi kaçtığım, en derinlerine sakladığım<br />

duyguları, en basit hali ile yansıtıyordu. Ve fark<br />

ettim ki, bunları dahi değiştirebilme gücü bizim<br />

elimizde. Hırs kötü bir özellik mi? Hayır.<br />

Fakat olumlu kullanılmadığı zaman yıkıcı olabilecek<br />

bir özellik. Tıpkı tüm sahip olduğumuz<br />

duygular gibi. Aşırı olan her şey bir yerde, bir<br />

gün bize bir şekilde zarar verebilir. Bizim birilerine<br />

zarar vermemize sebep olabilir. Bu şekilde<br />

ilerleyerek, doğum haritalarımızdan kendimi<br />

görmediğim, kendimi gizlediğim, sakladığım<br />

duygu ve davranışları bularak, bunları Theta<br />

Healing ile dönüştürme yolunu seçtim.<br />

Evet, hepsinden önce, kendi çocuğumun annesi<br />

olduğum için değil, kendi içimdeki çocuğu<br />

anlamaya çalıştığım için, her gün onu duymaya,<br />

onu görmeye bir adım daha yaklaştığım<br />

için kendi anneler günümü kutluyorum. Hepimizin<br />

yolculuğu tek ve biricik. 35 yaşında bu<br />

yola tam olarak, cesaretimi toplayarak adım<br />

attığım için “acaba geç mi kaldım?” diye<br />

düşünürken, 77 yaşındaki anneannemin, o<br />

kadar yaşanmışlığın üzerine, korku ve endişe<br />

üzerine kendisini değiştirmek için seans aldığını<br />

gördüğümde anladım ki, değişimin yaşı<br />

yok, zamanı yok. Her şey bir günde, bir anda,<br />

bir adımla başlar ve evet, her şey mümkün.<br />

Eylül Özmen<br />

ThetaHealing Practitioner<br />

Neoklasik Astrolog<br />

EFT Practitioner<br />

@animusspiritueldanismanlik<br />

174


175


KOKOŞ PATİLER<br />

Bir çoğumuzun evinde hayatımızı güzelleştiren sevimli pati<br />

dostlarımız var. Onlar doğal halleriyle zaten çok güzeller<br />

ve sevimliler. Ama bazen onlar için özel olarak hazırlanmış<br />

kıyafetlerle çok daha sevimli görünebiliyorlar. Aslına bakacak<br />

olursak, bu giysiler onları daha da sevimli yapsa da onlar<br />

için zararlı da olabiliyor. Giydirilen bu kıyafetler genelde<br />

onların hareketlerini kısıtladığı ya da zorlaştırdığı için sevimli<br />

dostlarımız bundan rahatsız olabilirler. Özellikle de kendilerini<br />

temizlemek istediklerinde. Aslında bu şık kıyafetle aksesuarlar<br />

onlar için pek bir şey ifade etmese de bizleri tebessüm<br />

ettiriyor. Pati dostlarımızın kalplerimizi eritecek bazı<br />

fotoğrafları sizler için derledik.


TÜLLERİN<br />

ZERAFETİ


HAVALI<br />

GÖZLÜKLER


SPOR<br />

ŞIKLIĞI


ZARİF<br />

BAYANLAR


ŞIK<br />

BEYLER


PJAMALILAR


BAHAR ÇEKİMİ<br />

Fotoğraf : Ayşe Karabulut<br />

Modeller : Damla Yıldız - Demirka ailesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!