Makale
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık ...
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),<br />
Sayı: 119, Ocak 2012<br />
de anlaĢılmaktadır. Liberal anayasacılığın bireye ve onun hak ve hürriyetlerine atfettiği<br />
kutsallık, 1982 Anayasası BaĢlangıç kısmında Devlete atfedilmiĢtir. 19<br />
1982 Anayasası‟nın hürriyetlere iliĢkin yaklaĢımı BaĢlangıç kısmının üçüncü<br />
paragrafında; hiçbir kiĢi ya da kuruluĢ “bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve<br />
bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamaya”caktır ifadesi ile ortaya<br />
konmaktadır. Paragrafta belirtilen “bu Anayasa’ da gösterilen hürriyetçi demokrasi” kavramı<br />
tartıĢmaya açık niteliktedir. “Hürriyetçi demokrasi”nin 1982 Anayasası‟nda gösterilenden<br />
ibaret olduğu yönünde izlenim uyandıran bu ifadeyi; TANÖR Ģöyle yorumlamıĢtır;<br />
“demokrasi kavramı, evrensel boyutlarından kopartılarak millileştirilmiştir”. 20 Böylece<br />
Anayasa, liberal demokrasiyi ancak kendi tanımladığı biçimiyle benimsediğini ortaya<br />
koymuĢtur.<br />
BaĢlangıcın, hürriyetçi demokrasi için öngördüğü “bu Anayasa’da” sınırlandırması<br />
BaĢlangıcın altıncı paragrafında temel hak ve hürriyetler konusunda da kendini<br />
göstermektedir. BaĢlangıcın altıncı paragrafında, “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki<br />
temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince” yararlanacağı<br />
belirtilmektedir. Dolayısıyla BaĢlangıç‟ın bu ifadeleri, demokrasi özgürlük ve Hukuk devleti<br />
gibi evrensel standartları olan kurum ve ilkeleri, “bu Anayasada gösterilen”e<br />
indirgemektedir. 21 Bu ifade 1982 Anayasasının kiĢi hak ve hürriyetleri konusunda<br />
sınırlamalara ve yasaklamalara ağırlık veren yaklaĢımını bir kez daha ortaya koyar<br />
niteliktedir.<br />
BaĢlangıcın beĢinci paragrafında, “Hiçbir faaliyetin 22 Türk milli menfaatlerinin, Türk<br />
varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi<br />
değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında<br />
korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının, devlet işlerine ve<br />
politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı;”belirtilmektedir. Bu ifade, bütün Anayasayı ve<br />
özelliklede temel hak ve özgürlükler rejimini kuĢatır niteliktedir. 23 Bu paragrafta korunmak<br />
istenen değerlerden birçoğu (Bölünmezlik, Atatürk milliyetçiliği, Laiklik) zaten Anayasanın<br />
ilgili maddelerinde özel olarak güvence altına alınmıĢtır. Türk milli menfaatleri, Türk varlığı,<br />
Türklüğün tarihi ve manevi değerleri 24 gibi içeriği ve hukuki değeri belirgin olmayan ifadeler<br />
ise temel hak ve özgürlükler aleyhine kullanılmaya elveriĢlidirler.<br />
1982 Anayasası‟nın BaĢlangıcının önemli bir özelliği de Cumhuriyetin nitelikleri dâhil<br />
Anayasadaki tüm ilke ve kuralların, BaĢlangıç‟ta yer alan ilkeler doğrultusunda “FĠKĠR,<br />
ĠNANÇ VE KARARIYLA anlaĢılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve sadakatle<br />
yorumlanıp uygulanmak” durumunda olunduğunun ifade edilmesidir. Böylelikle, Anayasanın<br />
kuralları arasında nispi bir kademelenme oluĢturulmuĢ ve bu kademelenmede de<br />
BaĢlangıç‟taki ilkeler en üstte ve bağlayıcı olarak yerini almıĢtır. Bu üstünlük ve<br />
bağlayıcılığın amacı ise, Anayasa kurallarının, BaĢlangıçtaki ilke ve kurallara „uygun<br />
yorum‟unu sağlamaktır. 25<br />
19 TANÖR, Ġki Anayasa 1961-1982, Beta Yayınları, Ġstanbul 1994, s. 133.<br />
20 TANÖR, Bülent: Türkiye’nin Ġnsan Hakları Sorunu, 3. Baskı, BDS Yayınları, Ġstanbul, 1994, s. 196.<br />
21 TANÖR, a.g.e., s. 196.<br />
22 1982 Anayasası‟nın BaĢlangıç kısmının beĢinci paragrafının ilk cümlesi “Hiçbir düĢünce ve mülahazanın”<br />
Ģeklinde baĢlıyordu. Bu cümle 03.10.2001 tarihli 4709 sayılı Kanunla (RG.17.10.2001, s. 24556 mükerrer)<br />
yapılan Anayasa değiĢikliği ile: “ Hiçbir faaliyetin” Ģeklini almıĢtır.<br />
23 Aynı yönde bkz. TANÖR, a.g.e., s. 196-198.<br />
24 EROĞUL‟a göre bu ifadede “Türklük” tabiri vatandaĢlık bağı sınırlarını zorlayan bir anlamda kullanılmıĢ ve<br />
“Böylece, Atatürkçü ulusçuluk anlayıĢında çok tehlikeli bir gedik” açılmıĢtır. Bkz. EROĞUL, a.g.e., s. 317.<br />
25 Bu konuda bkz. YÜZBAġIOĞLU, Türk Anayasa Yargısında Anayasallık Bloku, ĠÜHF. Yayını, Ġstanbul