siber zorbalık
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ<br />
rı kullanımcı, %8’i ise patolojik internet kullanıcısı<br />
olarak bulunmuştur. Aşırı kullananlarla internet<br />
bağımlılarının ortalama kullanıcılara kıyasla giderek<br />
artan şekilde internette vakit geçirdikleri, daha<br />
nevrotik ve daha az dışadönük oldukları, sosyal olarak<br />
daha kaygılı ve duygusal olarak yalnız olup, internetteki<br />
sosyal ağlardan daha çok destek aldıkları<br />
bulunmuştur. Sadece nevrotizm ve sosyal ağlardan<br />
destek algısının aşırı internet kullanımının önemli<br />
yordayıcısı oldukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca aşırı<br />
kullanıcıların ortalama ve bağımlı kullanıcılara<br />
göre daha genç ve bilgisayar kullanımında daha<br />
deneyimsiz oldukları gözlenmiştir.<br />
Twenge ve Campbell’a (2010) göre internet narsisizm<br />
epidemisinin en önemli yayıcılarından biridir.<br />
Narsistlerin internete düşkünlüğü internetteki<br />
sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla kendilerini<br />
istedikleri biçimde sunma imkanına sahip olmalarından<br />
kaynaklanmaktadır, ayrıca yine aynı sitelerin<br />
narsisizmi pekiştirdiği ve narsistlerin ihtiyaç<br />
duyduğu yüzeysel ve duygusal açıdan sığ ilişkileri<br />
kolaylaştırması da önemli tespitlerdir. Narsisizmin<br />
ana özelliği benlik hakkında aşırı olumlu ve abartılı<br />
bir kanıdır. Narsistler kendini temelde üstün olarak<br />
görürler, onlar özeldir, hak sahibi ve eşsizdirler<br />
(Twenge ve Campbell). Narsisizm literatürde ağırlıklı<br />
olarak klinik açıdan bir tür patoloji olarak tanımlanmıştır.<br />
İlk kez 1980’de DSM III’ te patolojik<br />
narsisizm bir kişilik bozukluğu olarak yer almış ve<br />
DSM IV’ te son halini almıştır (Atay, 2009, s. 184).<br />
DSM IV’e göre Narsistik kişilik bozukluğu ise erken<br />
erişkinlik döneminde başlayan ve değişik şartlar<br />
altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu (düşlemlerde<br />
ya da davranışlarda), beğenilme gereksinimi<br />
ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntü<br />
olarak tanımlanmaktadır. Narsistler kendi rahatlarına<br />
fazla düşkün olmalarından, sürekli başkalarından<br />
bekliyor olmalarından ve saldırgan davranışlarından<br />
ötürü insan ilişkilerinde güçlükler yaşarlar<br />
(Köroğlu ve Bayraktar, 2007). Tüm bunlardan da<br />
anlaşılabileceği gibi patolojik bir üstünlük duygusu,<br />
yüksek öz beğeni ve bunu diğerlerinden bekleme,<br />
ayrıca empati eksikliği, hak iddiası özellikleri narsisizmin<br />
temel özellikleridir. Literatürde narsisizm<br />
genelde klinik gözle daha çok patolojik olarak değerlendirilmesine<br />
rağmen sağlıklı narsisizmin de<br />
olabileceği, modern dünyada sağlıklı bir strateji de<br />
olabileceğini ileri süren çalışmalar da mevcuttur<br />
(Atay). Morf ve Rhodewalt’a göre narsist başarı ihtiyacı<br />
yüksek fakat yakınlık ihtiyacı düşük olan bireydir<br />
(akt., Elliot ve Thrash, 2001). Narsist ilişki kurmayı<br />
diğerleriyle etkileşim kurmanın sağladığı içsel<br />
tatmin için değil, dışsal faydalarından dolayı ister.<br />
Çağımıza egemen olan narsistik kişiliğin belirtileri<br />
arasında toplumsal amaçların ve başkalarına duyulan<br />
ilginin körelmesi, bunu yerini benciliğin alması<br />
sayılabilir. Narsisizmin en önemli özelliği “self ” in<br />
abartılı bir biçimde ön plana çıkarılıp diğer insanlara<br />
duyulan ilginin azalmasıdır (Timuroğlu ve İşcan,<br />
2008). Geçtan (1996) günümüz yaygın narsisizminin<br />
metropol insanının coğrafyasını yitirip yaşadığı<br />
mekanları iç mekan gibi algılaması, zaman algısının<br />
sürekliliğini yitirip kopuk zaman dilimleri halini<br />
almasına ve böylece duygusal yaşantıların sürekliliğini<br />
yitirmesine bağlamaktadır. Artan depresyon<br />
olgularının bir kısmının da ikincil narsisizmin bir<br />
göstergesi olduğunu da belirtmektedir. Parman’a<br />
göre (1996) ise bugünün ergenlerinden eskisine<br />
oranla çok daha fazla kendilerine yeterli olmaları<br />
istenmekte, ancak çok karmaşık ilişki ağları ile<br />
örülü ve bireyin çevresine aşırı bağımlı olacağı bir<br />
dünya hazırlanmaktadır. Bu paradoks da narsistik<br />
patolojilerin daha çok görünmesine yol açmaktadır.<br />
Bütün bunlar çerçevesinde araştırmanın temel<br />
amacı, artık günümüzde epidemi haline gelen narsistik<br />
kişilik özeliklerinin internet bağımlılığı ve<br />
<strong>siber</strong> zorbalığı ne derece yordadığının ortaya koyulmasıdır.<br />
Yöntem<br />
Evren ve Örneklem<br />
Çalışmanın evreni İstanbul İli Anadolu Yakasında<br />
okumakta olan toplam meslek lisesi öğrencileri<br />
(N=508, Erkek=331, Kız= 169, Belirtilmemiş=8)<br />
oluşturmaktadır. Seçkisiz küme örnekleme ile seçilen<br />
örnekleme ait tüm veriler Tablo 1’de sunulmuştur.<br />
Veri Toplama Araçları<br />
Narsistik Kişilik Ölçeği: Raskin ve Hall tarafından<br />
1979 yılında geliştirilen NPI ölçeği, ampirik çalışmalarda<br />
en fazla kullanılan ölçme aracıdır. Raskin<br />
ve Hall, DSM III davranışsal ölçütlerini kavramsal<br />
çerçeve kabul etmişler ve narsisizmi yansıttığını düşündükleri<br />
220 ifadeyle bir madde havuzu oluşturmuşlardır.<br />
Seçilen ifadelerle yürütülen araştırmalar<br />
kapsamında içsel tutarlılık analizleri yapılarak 54<br />
maddeden oluşan bir ölçek geliştirmişlerdir. Daha<br />
sonra ise, madde ve faktör analizleri sonucunda<br />
bazı ifadeler mevcut ölçekten çıkarılmış ve 40 soruluk<br />
NPI geliştirilmiştir. Ölçek; üstünlük (NÜ),<br />
sömürücülük NS), otorite (NO), kendine yeterlilik<br />
(NKY), kendini beğenme (NKB), hak iddia<br />
etme (NHİ) ve teşhircilik (NT) olmak üzere yedi<br />
boyuta ait ifadeleri içermektedir (Raskin ve Terry,<br />
1686