Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kürk Mantolu Madonna
Baştan söylemek gerekirse eserimiz trajedik bir aşk romanıdır. İnsanların
ötekileştirdikleri Raif Efendi, hiçbir şeye aldırış etmeden kendi dünyasında
yaşamına devam ediyordu. Çok stresli bir iş dünyasına sahipti, karşılaşılan küçük
problemlerde direkt ona yükleniliyordu. Onun sessiz kaldığını düşünselerde
aslında Raif Efendi, hepsinden çok konuşuyordu. İnsanlar acayip buldukları bu
kişiliğin sebebini sormak yerine kendilerince hüküm vermişlerdi. Biliyorum ki
yaşadıklarını bir kişiye anlatsa az da olsa yüreğindeki ağırlık hafiflerdi ama
insanlar onu dinlese bile anlamayacaklarını bildiği için kendini soyutlamış,
insanlara anlatamadıklarını siyah kaplı defterinde haykırmıştır. Ölüm döşeğine
düşen Raif Efendi siyah kaplı defterindeki haykırışlarıyla okuru buruk bir Berlin
yolculuğuna çıkarıyor. Can sıkıntısının yoğun olduğu bir gün sırf bu durumdan
kurtulmak adına deliler gibi sokak aralarında dolandığı sırada kendini sanat
galerisinde bulan Raif Efendi, soğuk bir şekilde duvardaki tabloların arasında
dolanırken bir tanesinin önünde gözleri kocaman aralanır ve adımları yavaşlar.
Bir müddet tablodaki Kürk Mantolu Madonna'yı tahlil ettikten sonra hayran kalır.
Ardından saatlerce, günlerce süren bu büyülü rüya her şeyden habersiz devam
eder. Öyle ki tablonun sahibi kanlı canlı yanında oturmasına rağmen
kahramanımız bunu bile fark etmez. Günler sonra tesadüfen karşılaşan bu ikili
hayattan soğumuş halde olmasına rağmen birden yaşamları değişir. Sanat
galerisinde başlayan bu hayranlık Berlin sokaklarının her köşesine birer anı
olarak kazınır. Öyle ki memleketi Ankara'ya dönen Raif Efendi, seneler sonra
aşkının meyvesini bir trenle bilinmezliğe doğru yolcu eder. Maria Puder'ın
mücadelesini, Raif Efendi'nin yaşadıklarını ve insanların ona karşı davranışlarını
düşündükçe tüylerim diken diken olmasına rağmen hayatın her köşesinde bu tarz
hayat hikayelerinin olduğunu çok iyi biliyorum. Eseri okurken sevginin ve
sevgisizliğin insan hayatını ne kadar etkilediğini her iki koşulda da gözlemleme
şansına erişiyorsunuz.Herkese tavsiye ediyorum. Çarşıda pazarda dağıtılmalı,
okunmalı okutulmalı, kitaplığın en güzel köşesinde sergilenmelidir. Okuduktan
sonra günlük yaşantımızdaki insanlara karşı davranışları ve yaklaşımları tahlil
etmeliyiz. İyi okumalar