28.02.2013 Views

yeniasya28subateki

yeniasya28subateki

yeniasya28subateki

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

17 AĞUSTOS 1999’da meydana<br />

gelen Gölcük merkezli deprem<br />

tüm Marmara’yı etkiledi. Büyük<br />

yıkım ve can kayıplarına sebep<br />

olan bu depremden sonra Yeni<br />

Asya, Bediüzzaman’ın<br />

eserlerinden derlediği<br />

“İlâhî İkaz: Deprem” broşürünü<br />

yayınladı. Fakat bu broşür<br />

“suç unsuru” sayıldı.<br />

O dönemde tartışmalar<br />

“Deprem ilâhî ikaz mı, değil<br />

mi?” noktası üzerinde<br />

yoğunlaştı.<br />

“İlâhiyatçı” kimliği ile arz-ı<br />

endam eden birtakım kişiler ard arda konuşmaya<br />

başladılar.<br />

Bu konuşmaların ortak noktalarından biri, deprem<br />

broşüründe ve Kutlular’ın beyanlarında, musibetten Türk<br />

Silâhlı Kuvvetlerinin sorumlu tutulduğu iddiası idi.<br />

Ne broşürde, ne de Kutlular’ın Kocatepe Camii avlusunda<br />

gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarda orduya<br />

yönelik bir herhangi bir suçlama yoktu.<br />

Aksine, Kutlular son derece açık bir şekilde “Ordumuzu<br />

tenzih ediyoruz” diyordu.<br />

Hele broşürde ordunun adı bile geçmiyordu ve Gölcük<br />

Donanma Komutanlığından ise hiç söz edilmiyordu.<br />

Zaten broşür baştan sona Bediüzzaman Said Nursî’nin<br />

eserlerinden alınmış bahislerden ibaretti. O da 1960’ta<br />

vefat ettiğine göre, onun telif ettiği bu yazılarda 28<br />

Şubat’tan, Gölcük’ten, 57. hükümetin yayınladığı türban<br />

genelgesinden söz edilmesi imkânsızdı.<br />

Ne var ki, Hürriyet gazetesiyle başlayarak, bir kısım<br />

medyada deprem broşürü bu yönde saçma sapan, tümüyle<br />

+ 12<br />

“İLÂHÎ İKAZ: DEPREM”<br />

BROŞÜRÜMÜZ “OLAY” OLDU<br />

yalan ve iftiradan ibaret yayınlarla karalandı.<br />

Aynı şey Kutlular’ın açıklamaları için de söz<br />

konusuydu.<br />

Başörtüsü yasağının şiddetlenmesi, 28<br />

Şubat’ın ürünüydü. Din ve Kur’ân<br />

eğitimindeki kısıtlamalar, yine<br />

28 Şubat’ın zorlamasıyla<br />

çıkan 8 yıl kanununun sonucuydu.<br />

Ve Türkiye’de yaşayan<br />

büyük çoğunluk, bu<br />

uygulamalardan hoşnut değil,<br />

aksine ciddî şekilde rahatsızdı.<br />

Kutlular bu rahatsızlığı dile<br />

getiriyordu. Ama bunu yaparken<br />

ordunun şahs-ı manevîsini tenzih ediyor,<br />

devlete ve kurumlara<br />

yönelik genellemelerden<br />

kaçınıyordu.<br />

İşin aslı bu iken, bir kısım<br />

medya her zamanki çığırtkan<br />

tavrı ile, meseleyi çarpıtıyordu.<br />

Broşürde ve Kutlular’ın<br />

konuşmalarında orduya hakaret<br />

edildiği iftirasını ortaya atarak işi<br />

başka mecralara çekmek istiyordu.<br />

Üzücü olan şey, bazı ilâhiyat profesörlerinin,<br />

meselenin aslını esasını<br />

tahkik etmeden, medyanın<br />

dolduruşuna gelerek, uluorta suçlamalarda<br />

bulunmalarıydı. Halbuki bizzat<br />

Kur’ân, “fâsıkların yaydığı haberler”in<br />

tahkiksiz şekilde kabulünü men<br />

ediyordu.<br />

21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!