05.03.2013 Views

Dijital Röntgen - Tıbbi Görüntüleme Teknikleri

Dijital Röntgen - Tıbbi Görüntüleme Teknikleri

Dijital Röntgen - Tıbbi Görüntüleme Teknikleri

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DERS: KALICI GÖRÜNTÜLEME<br />

3. BÖLÜM<br />

RADYOGRAFİK ARTEFAKTLAR<br />

Filmlerin Saklanma ve Manüplasyonu Sırasında Oluşan Artefaktlar:<br />

Filmlerin uygun koşullarda saklanmaması ve taşınmaması sonucu bir<br />

takım artefaktlar oluşabilir. Eğer filmler radyasyondan yeterince uzakta<br />

saklanmıyorsa, ekspojur odasında unutulduysa ya da karanlık odaya ışık<br />

sızıntısı mevcutsa, güvenlik ışığı çok parlaksa sislenme (fog) oluşabilir. Filmler<br />

ekspojur öncesi ya da banyo öncesi katlanırsa ya da yüksek basınç<br />

uygulanırsa filmlerde tırnak izi şeklinde ve genellikle optik dansitede artış<br />

şeklinde artefaktlar görülebilir. Düşük nemli ortamlarda filmlerde dallanan ağaç<br />

şeklinde statik elektriklenmeye bağlı artefaktlar oluşabilir. Filmlerde hypo<br />

retansiyonu filmlerin sarı- kahverengine dönmesine yol açabilir.<br />

Banyo Artefaktları:<br />

Banyo sırasında filmin ışık alması, bozuk- kirli merdanelere bağlı film<br />

üzerindeki çizgilenmeler ve jelatin birikmesi, banyo süre- sıcaklığının uygun<br />

olmaması sonucu oluşan kimyasal fog bu türden artefaktlara örnektir.<br />

Floroskopi (Skopi):<br />

X- ışınlarının florosans özelliğinden yararlanılarak gerçekleştirilen dinamik bir<br />

görüntüleme yöntemidir. Diğer bir deyişle floroskopi ekspoze edildikten sonra<br />

hastayı geçen x- ışınının hareketli görüntüye dönüştürülmesi işlemidir. X- ışını<br />

tüpünden çıkan ışınlar incelenecek objeyi geçtikten sonra çinko katmir sülfit ile<br />

kaplanmış ekran üzerine düşürülerek sarı- yeşil dalga boyunda parlama<br />

oluştururlar. Görüntü güçlendirici tüplerin kullanılmadığı dönemlerde floroskopi<br />

ekranındaki ışınlamanın görülebilmesi için karanlık oda şartlarında direkt<br />

gözleme ile işlem gerçekleştirilmekteydi. 1970’lerde imaj güçlendiricilerin<br />

teknolojisinin rutine girmesi ile hem daha parlak bir floroskopik ışıma<br />

sağlanmış, hem de karanlık oda şartlarında yapılmaya mahkum durumda<br />

bulunan floroskopik incelemelerin daha aydınlık ferah ortamlarda yapılmasının<br />

önü açılmıştır. 1978’lerde Almanya’da uzaktan kumandalı floroskopik üniteler<br />

kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde Analog cihazlar ile gerçekleştirilen<br />

floroskopik incelemelerde floroskopi ekranındaki görüntüyü güçlendirmek<br />

amacıyla görüntü kuvvetlendirici ekran (imaj intensifair kullanılmaktadır). İmaj<br />

güçlendiricilerden televizyon kamerası ile alınan görüntüler monitör üzerine<br />

aktarılmaktadır.<br />

RÖNTGENDE DİJİTAL TEKNOLOJİLER<br />

1


X- ışınlarının tanı amaçlı kullanıma başlandığı yıllarda görüntülerin<br />

kaydedilmesi için konvansiyonel fotografi filmleri kullanılmıştır. Bunların x-<br />

ışınlarına duyarlılıklarının zayıf olmasından dolayı çok yüksek dozlarda<br />

çalışılmak zorunda kalınmıştır. Bu konuda belirgin iyileşme bir ekran<br />

(ranfansatör) ve fotograf filmi kombinasyonunun birlikte kullanılması ile<br />

sağlanmıştır. Gelişim süresi içerisinde bu ekranlar geliştirilmiş ve imaj<br />

reseptörü olarak film yerine x- ışını depolayıcı fosfor ekranlar şeklinde<br />

kullanmaya başlanmıştır. Bu şekilde dijital röntgenin temelleri atılmış, dijital<br />

röntgende objeyi geçen x- ışını imaj reseptörü olarak direkt film yerine<br />

dedektör sistemleri üzerine düşürülerek dijitalize edilmekte ve daha sonra<br />

bilgisayar eşliğinde post- proses işlemine tabii tutularak monitör veya<br />

gerektiğinde filme aktarılabilmektedir. Günümüzde tanısal radyografik<br />

görüntülerin oluşturulmasını giderek daha büyük oranlarda bilgisayarlar<br />

yardımı ile dijital olarak gerçekleştirilmekte, analog olarak elde edilmiş<br />

görüntülerden çözünürlüğün güçlü tarayıcılar ile dijitalize edilebilmektedir.<br />

Görüntü verilerinin dijitalizasyonu gerek arşivleme, gerekse rekonstrüksiyon<br />

işlemlerinin yapılabilmesinde çok büyük yararlılıklar sağlamış, ayrıca elde<br />

olunan görüntülerin network aracılığı vasıtası ile çekimlerin gerçekleştirildiği<br />

yer ve farklı merkezlere transferi görüntü verilerinin bilgisayarlar aracılığı ile<br />

değerlendirilmesi ve hatta yorumlanmasına zemin yaratmıştır.<br />

<strong>Dijital</strong> <strong>Röntgen</strong>:<br />

<strong>Dijital</strong> röntgen (DR) konvansiyonel görüntülerden farklı olarak sayısal bir<br />

görüntülemedir. Böyle olmakla beraber görüntü kalitesi yönünden<br />

konvansiyonel teknikler ile elde edilen ve adına analog görüntü denen<br />

imajlardan pek farklı değildir. Ancak görüntünün elde ediliş süresinde bir takım<br />

farklılıklar söz konusu olup, dijital röntgen görüntülerin elde edildikten sonra<br />

işlenebilirliği ve arşivleme kolaylığı nedeniyle tercih edilmektedir. <strong>Dijital</strong><br />

röntgen altında <strong>Dijital</strong> Floroskopi, <strong>Dijital</strong> Radyografi, <strong>Dijital</strong> Substraction<br />

Anjiografi (DSA) yöntemleri mevcuttur.<br />

1. <strong>Dijital</strong> Radyografi: <strong>Dijital</strong> radyografi incelenecek objeyi geçen x- ışını<br />

dolaylı veya doğrudan dedektör sistemlerince algılanıp görüntüye<br />

dönüştürülür.<br />

Dolaylı yolla görüntülerin oluşturulduğu Bilgisayarlı Radyografi (Computed<br />

Radyografi= CR) sisteminde incelenen objeyi geçen x- ışınları depo fosfor<br />

plağına düşürülmekte, bir nevi klasik rönhtgen filmindeki banyo işlemi öncesi<br />

gerçekleşen latent imaja benzer bir durum oluşturulmaktadır. Plak üzerinde<br />

ışık fotonları olarak depolanan bilgiler (latent imaj) bir lazer okuyucu<br />

vasıtasıyla taranmakta, elde edilen ışınlar elektriksel sinyallere çevrilmektedir.<br />

Elektrik sinyaller ise görüntüye dönüştürülmek üzere bilgisayara iletilmektedir.<br />

Bilgisayarda oluşturulan görüntüler değerlendirilmek ve gerektiğinde post-<br />

proces işlemlerine tabii tutulmak üzere yüksek çözünürlükteki monitörlere<br />

aktarılmaktadır.<br />

2


Dolaylı yolla dijital radyografilerin oluşturulmasına yönelik geliştirilmiş bir<br />

başka sistem sintilatör ekranlı Charged Couple Device (CCD) dedektörlerdir.<br />

Bu sistemde üzerine x- ışını düşürüldüğünde ışıldama gösteren bir fosfor<br />

ekran tarafından oluşturulan ışık fotonları foküsleyici nesne ve ayna sistemi ile<br />

CCD kameralara yönlendirilerek saptanmaktadır. Sistemin dedektör yapısı<br />

değişik olmakla birlikte kullanılan yöntem ve fosfor ekran özelliklerinin aynı<br />

olması nedeniyle sinyal profili CR’dan pek farklı değildir .<br />

Bu alandaki son gelişmeler ise fosfor plakalar yerine amors selenyumdan<br />

imal edilmiş sistemlerdir.<br />

<strong>Dijital</strong> radyografi sistemleri görüntülerin arşivleme kolaylığı ve monitör<br />

üzerinde postproces zemin işlemine tabii tutularak kontrastlarının<br />

değiştirilebilmesi nedeniyle günümüzde konvansiyonel radyografi tekniklerinin<br />

tercih edilmeye başlanmış, dijital radyografilerde film sistemlerinden farklı<br />

olarak yüksek ve alçak ekspojur faktörlerinde görüntülerin post prosesing ile<br />

iyileştirilmesi mümkün ve dolayısıyla görüntü kalitesi bakımından standart<br />

imajlar elde etmek mümkündür. Dahası yetersiz ekspojur faktörlerine bağlı<br />

gereken ve ilave radyasyon alımına yol açan film tekrarlarının ve iş gücü<br />

maliyet kaybının önüne geçilir. Yöntemin bir diğer avantajı kullanılan<br />

ekranların duyarlılığının ranfansatör film sisteminde en az birkat fazla<br />

olmasından dolayı çekimler esnasında uygulanan x- ışını dozu belirgin şekilde<br />

azaltılabilecektir. <strong>Dijital</strong> yöntem kullanılarak gerçekleştiren görüntüler kolaylıkla<br />

arşivlenebilir. Arşiv için gereken alan film arşivlemeleri ile kıyaslanamayacak<br />

kadar azdır. Ayrıca elde edilen veriler değişik şekillerde transverinede imkan<br />

sağlar.<br />

Rutinde kullanılan konvansiyonel film sistemlerinin sensitiviteleri<br />

yüksektir ve bu film sistemleri ile çok iyi bir spatial rezolüsyon sağlanır.<br />

Konvansiyonel film sistemlerinde geniş toleransın sağlanması beraberinde<br />

kontrastın kötüleşmesi demektir ki, bu da kontrastın büyük önem taşıdığı<br />

tanısal ekspojurda elde edilen bilgi sınırlıdır diyebiliriz.<br />

İmaj reseptörü sistemlerinde geniş tolerans beklentisi doğrultusunda son<br />

yıllarda dijital radyolojiye doğru yoğun bir yönelme yaşanmakta ve geliştirilmiş<br />

dijital sistemler radyografi ve floroskopi alanında giderek artan bir önem<br />

kazanmaktadır.<br />

Geleneksel olarak x- ray imajları konvansiyonel ekran- film<br />

kombinasyonlarının kullanımıyla analog olarak kaydedilir. <strong>Dijital</strong> radyoloji,<br />

görüntünün analog yerine nümerik olarak elde edilmesidir. <strong>Dijital</strong> radyografi<br />

terimi, verilerin dijital olarak elde edilmesi, işlenmesi ve gösterimini ifade eder.<br />

<strong>Dijital</strong> radyoloji imaj processing, smoothing ve edge enhancement gibi<br />

imaj üzerinde bir takım manüplasyonlara izin verdiği gibi imajın kontrast ve<br />

3


parlaklık ayarları üzerinde değişiklik yaparak imaj kalitesinin arttırılmasına da<br />

imkan tanır.<br />

<strong>Dijital</strong> x- ray imajlarının elde edilmesine değinmeden önce matriks,<br />

spatial rezolüsyon, gri skala bit rezolüsyonu, sinyal- noise oranı ve saptanabilir<br />

quantum etkinliği terimlerinin açıklanması faydalı olacaktır.<br />

Matriks ve spatial rezolüsyon: <strong>Dijital</strong> bir imaj piksellerden oluşur.<br />

piksellerin sayısı matriks değerini belirler. Belirli bir alanın görüntülenmesinde<br />

maksimum spatial rezolüsyonunu sadece piksel sayısı ve matriks değeri ile<br />

ifade etmeye çalışmak yanlış olur. Tek başına piksel sayısının arttırılması,<br />

spatial rezolüsyonu etkileyen başka faktörlerde olduğundan spatial<br />

rezolüsyonu aynı derecede iyileştirmez.<br />

Gri skala bit rezolüsyonu: Görünür imajı temsil eden farklı gri skala<br />

değerlerinin dağılımı olarak ifade edilir. Gri gölge sayısı her bir pikseldeki<br />

bilginin sayısal ifadesidir. Her bir pikselin ayrı ayrı gri skala yoğunluk<br />

değerlerinin ayrılmasıdır şeklinde de tanımlayabiliriz. Gri skala aralığının<br />

büyük olması dijital imajda daha iyi kontrast rezolüsyon sağlar.<br />

Modüler Transfer Function (MTF): Spatial rezolüsyonu piksel sayısı ile<br />

açıklamaya çalışmaktansa modüler transfer function (MTF) ile açıklamaya<br />

çalışmak daha doğrudur. MTF; sinyal bilgisinin reprodüksiyonu ya da imajın<br />

tekrar oluşturulma yeteneği olarak tanımlanabilir.<br />

Belirli bir spatial frekansta MTF 0 ile 1 arasındadır. MTF’nin 0 olması<br />

durumunda sinyal yoktur. MTF değerinin 1 olması durumunda ise mükemmel<br />

bir sinyal transferinden bahsedilir.<br />

Sinyal/ Noise Oranı: Noise, düşük kontrast- sinyal detayları nedeniyle<br />

hem imaj kalitesini, hem de imajın klinik değerini olumsuz etkiler. Noise<br />

reseptöre ulaşan doz arttırılarak düzeltilebilir, fakat bu durumda da hastanın<br />

maruz kaldığı radyasyon dozu artar. Sinyalin görülebilirliği ve noise’un<br />

büyüklüğü arasındaki bu bağlantı radyografik imajın kalitesini tanımlamayan<br />

sinyal noise (sinyal to noise /SNR) konseptinin kullanımı gerektirir.<br />

Saptanabilir Quantum etkinliği: SNR imaj üzerindeki bilgi detayı ile<br />

yakından ilgilidir. SNR’den yola çıkarak görüntüleme sisteminin performansı<br />

ölçülebilir. Saptanabilir quantum etkinliği(detective quantum efficincy /DQE)<br />

olarak bilinen ve sistemin x- ray ışınındaki bilgiden yararlanabilme yeteneğini<br />

formüle eder.<br />

İdeal bir görüntüleme sistemi mükemmel bir imajdaki çıkan (output) SNR ile<br />

x- ray imaj alanındak, giren (input) SNR birbirine eşittir. İdealde DQE<br />

%100’dür, ancak gerçekte bu değerden hep daha düşüktür. DQE değeri dijital<br />

4


x- ray dedektörlerindeki farklı dizaynlarda farklı değerler alır. DQE’nin<br />

belirlenmesinde spatial frekans açısından dağıtılan bilgi transferi de göz<br />

önünde tutulabilir.<br />

DQE x- ray görüntüleme sistemlerinin performansını objektif olarak<br />

karşılaştırmamıza olanak sağlar. Teknik, hem dijital hem de analog<br />

sistemlerde başarıyla uygulanabilir.<br />

Acquisition Systems: Çeşitli x- ray görüntüleme cihazları birkaç ana grup<br />

altında sınıflandırılabilir.<br />

Bunlar:<br />

1. Konvansiyonel radyografi dijitasyonu<br />

2. İmaj intensifier- based dijital fluorography<br />

3. Photo- stimulable phosphor computed radiography (PPCR)<br />

4. Amorphous selenium (a- Se)- based technology<br />

5. Flat- panel detectors<br />

6. Taramalı projeksiyon radyografi<br />

7. Dual Enerji <strong>Görüntüleme</strong>.<br />

1- Konvansiyonel Radyografi dijitasyonu: Yüksek kalitede dijitasyon lazer<br />

digitiser ile sağlanır. Bu digitasyon işleminde film üzerine lazer ışığının<br />

foküslenerek lazer ışığın filme iletilmesiyle optik yoğunluktaki değişikliklerin<br />

kaydedilmesi esastır.<br />

Charge couplet devices (CCDs) kullanan digitisers da vardır. Bu digitisers<br />

radyografinin üzerine konvansiyonel- polikromatik ışık saçarak çalışır.<br />

CCD digitisers’in en önemli avantajı çok pahalı olmamalarıdır. Dijitasyon<br />

işlemi oldukça hızlıdır. Lazer digitiser da saatte 100 film, CCD digitiser da<br />

saatte 130 film dijitasyonu mümkündür. Bununla beraber CCD digitisers kalite<br />

açısından da lazer digitisers’a yaklaşmıştır.<br />

Konvansiyonel radyografilerin dijitasyonunda temel problem dijitasyon<br />

işlemi sırasında imaj kalitesinin bir miktar azalmasıdır.<br />

Teleradyoloji, telekominikasyon üzerinden farklı coğrafi lokalizasyonlara<br />

radyografik imajların transferini mümkün kılar. Başka bir uzmanın görünüşü<br />

alma amaçlı imajın iletilmesine veya saat sınırlaması olmaksızın hekimin<br />

evinde değerlendirme yapmasına olanak tanır. Teleradyolojide imajın<br />

transferinden önce dijital formata dönüştürülmesi gerekir. Bu ise, direkt dijital<br />

cihazlarda görüntü alınmasıyla veya konvansiyonel imajın dijitasyonuyla olur.<br />

PACS’da ise, diğer kurumlarda elde edilen hard copy filmlerin veya eski<br />

filmlerin arşivlenmesi için dijitasyona başvurulur. Teleradyoloji uygulamaları ve<br />

5


esim arşivleme ve işletim sistemleri (Picture Archiving and Communication<br />

Systems/ PACS) olarak iki ana rol üstlenmiştir.<br />

2- Image Intensifier- Based <strong>Dijital</strong> Fluorography: <strong>Dijital</strong> fluoroskopi basit<br />

baryumlu incelemelerden kompleks vasküler sistem incelemelerine kadar<br />

kontrast madde kullanımına dayalı radyolojik incelemelerde belki de tüm dijital<br />

radyolojik sistemler arasında en yaygın kullanım alanı bulmuş olan tekniktir.<br />

Image intensifier’da x- ışını fotonları absorblanır ve foton sayısıyla orantılı<br />

olarak çıkış penceresinde ışık oluşur.<br />

Bu video kamera kendisine ulaşan ışıktan elektronik video sinyali üretir. Bir<br />

analog- dijital dönüştürücü (ADC) video sinyalini dijital görüntü formatına<br />

dönüştürür.<br />

Son yıllarda dijital fluorografideki imaj kalitesini arttırmayı amaçlayan<br />

çalışmalar daha çok video kameraların yerini CCD dizilimi gibi dijital<br />

dedektörlerin almasına yönelmiştir. Günümüzde video kameralar yerine CCD<br />

imaj sensörleri kullanılmaya başlanmıştır.<br />

3- Photo- Stimulable Phosphor- Computed Radiography (PPCR): 1981<br />

yılından beri ticari üretimi olan ve günümüzde en geniş şekilde kabul görmüş<br />

dijital radyografik görüntüleme tekniğidir. PPCR konvansiyonel film/ screen<br />

kombinasyonu yerine depo fosforu kaplı görüntüleme plağı kullanılır. Kaset<br />

içerisine yerleştirilmiş görüntüleme plağı herhangi bir modifikasyon<br />

gerektirmeksizin konvansiyonel x- ray odalarında kullanılabilmektedir. Depo<br />

fosfor materyali olarak baryum florohalid kullanılmaktadır. Kaset konvansiyonel<br />

sistemde olduğu gibi ekspoze edilir ve depo fosforu tarafından x- ray enerjisi<br />

absorbe edilerek latent imaj oluşur.<br />

Ekspoze olan kaset PPCR okuyucu içerisine yerleştirilir, burada<br />

görüntüleme plağı çıkarılarak kırmızı ışık emisyonu yapan solid state lazerde<br />

yüksek rezolüsyon lazer ışınıyla taranır. <strong>Görüntüleme</strong> plağı tarandığında plak<br />

üzerinde kalan rezidü latent imaj yüksek yoğunluktaki tungsten ışığıyla<br />

ekspose edilerek silinir. Bu işlemden sonra görüntüleme plağı yeniden<br />

kullanım için kaset içine yerleştirilir.<br />

Radyasyon dozundaki azalma, PPCR’nin göz önünde tutulması gereken<br />

önemli bir avantajdır. Dozdaki azalma özellikle pediatrik uygulamalar<br />

açısından önemlidir. Pediatrik incelemeler ile ilgili çalışmalar PPCR’de dozun<br />

toraks incelemesinde %33 ve diğer incelemelerde %60 oranında azaldığını<br />

göstermektedir.<br />

Avantajları:<br />

• Film tekrarı gerekmez,<br />

• Postprocessing sayesinde tüm yapılar incelenebilir,<br />

6


• Dynamic range artar,<br />

• Radyasyon dozu düşer.<br />

4- Amorf Selenyum Teknolojisi: Amorf selenyu, x- ışını foton enerjisini<br />

direkt olarak elektrik enerjisine çeviren bir fotokondüktördür. Elektrik enerjisinin<br />

dağılımı direkt olarak x- ray yoğunluğu ile ilgilidir. Ekspojur yapıldığında sistem<br />

dönüşünü durdurur ve x- ray fotonlarının çarptığı yerlerde elektronlar salınır ve<br />

salınan elektronlar dedektörün yüzeyine yönelir.<br />

5- Flat- Panel Detectors: Flat- panel dedektörler okuyucu dizilimi üzerine<br />

yerleştirilmiş x- ray enerjisine duyarlı tabakadan oluşur. X- ray sensitif tabaka<br />

amorf selenyum veya talyumla karıştırılmış sezyum iyonit (CSI: T1) gibi bir x-<br />

ray fotokondüktördür. Aktif matriks amorf silikondan yapılan ince film<br />

transişstörlerin (TFTs) oluşturduğu büyük bir integre akım devresidir.<br />

6- Taramalı Projeksiyon Radyografisi: <strong>Dijital</strong> radyografi alanında klinik<br />

olarak ilk kullanılan yöntemdir. X- ışınlarının BT’de olduğu gibi çizgisel dizilimli<br />

dedektörlerce algılanması ve dedektörde oluşan sinyallerin bilgisayar<br />

tarafından işlenerek görüntü oluşumu söz konusudur. Uygulama alanına örnek<br />

olarak bilgisayarlı tomografide topogramın elde olunuş mekanizmasını<br />

gösterebiliriz.<br />

7- Dual Enerji <strong>Görüntüleme</strong>: Dual enerji ile görüntüleme rutin olarak<br />

taramalı projeksiyon sistemi ile kullanılmaktadır, ancak prensip olarak BT’de<br />

ve tüm dijital sistemlerde uygulanabilir.<br />

Dual enerji taramalı radyografi ile elde olunan yumuşak doku imajlarında<br />

pulmoner nodüllerin ayrımı çok iyidir.<br />

<strong>Dijital</strong> Radyolojinin Avantajları:<br />

• <strong>Dijital</strong> verilerin manipülasyonu:Bu manipülasyonlar görüntülemenin<br />

peformansını arttırır ve diagnostik kalite açısından son derece<br />

önemlidir.<br />

• İmajlar elektronik olarak kaydedilebilir.<br />

• Teleradyoloji ve Picture Archiving and Communication System (PACS)<br />

uygulamalarına olanak tanır.<br />

• Film tekrarı gerekmez.<br />

• Kasetin taşınması, karanlık oda çalışmaları gibi aşamalar<br />

olmadığından iş yükü hafifler.<br />

<strong>Dijital</strong> Radyolojinin Dezavantajları:<br />

• Özellikle kuruluş aşamasında yüksek maliyet gerektirse de sistem kısa<br />

sürede bunu kompanse edebilmektedir.<br />

7


CR ve DR teknolojileri farklı parametreler ile karşılaştırılabilir. Fiyat<br />

unsuru dikkate alındığında CR çok daha ucuzdur. Her iki sistemde de benzer<br />

oranda radyasyondan kazanç söz konusudur. Kurulum kolaylığı açısından<br />

değerlendirildiğinde CR mevcut ekipmana eklenebildiğinden avantaja sahiptir.<br />

CR sistemi sanal olarak daha üstün çözünürlüğe sahip olması beklenir iken<br />

optik okuma sırasında keskinlik kaybı yaşanması nedeniyle geride kalmıştır.<br />

Ara basamakları kaldırdığı için DR daha hızlı iş akışı olanağı sunar. CR<br />

sistemleri radyografik iş akışlarında önemli kazanıma yol açmazlar.<br />

Fosfor plakalarının avantajı ise kurulum maliyetinin düşük olmasıdır.<br />

KAYNAK:<br />

1- <strong>Tıbbi</strong> <strong>Görüntüleme</strong> Fiziği (O Oyar, U.K.Gülsoy, İsparta 2003).<br />

2- Temel Radyoloji Fiziği (Türk Radyoloji Derneği İzmir şubesi eğitim sempozyumları, 2004-2005).<br />

8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!