02.10.2012 Views

20120926gazete

20120926gazete

20120926gazete

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

26 EYLÜL 2012 Politika 7<br />

'Balyoz'da<br />

toptancı bir<br />

yargılama<br />

yapılmıştır'<br />

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural,<br />

''Balyoz Planı'' davası kararıyla ilgili,<br />

''Toplumun vicdanının bu süreçle ilgili<br />

rahatlamış olmadığı ortada. Siyasi müdahalelerin<br />

adil yargılamaları nasıl etkilediği<br />

görülmüştür. Toptancı bir<br />

yargılama yapılmıştır'' dedi.<br />

Vural, TBMM'de düzenlediği basın<br />

toplantısında, ''Balyoz Planı'' davası<br />

kararını ve bu kararla ilgili tartışmaları<br />

değerlendirdi.<br />

Yapılan yargılamada, yürütmenin<br />

siyasi baskıları sonucu adil bir<br />

yargılama sürecinin gerçekleşemediğini<br />

iddia eden Vural, ''Bu konuda yürütmenin<br />

özellikle bu süreçleri siyasileştirmiş olması,<br />

yürütmenin baskısı altında bu<br />

süreçlerin götürülmüş olması ve<br />

siyasileşmesi, bu verilen kararı vicdanlara<br />

sığdırmamıştır. Toplumun vicdanının bu<br />

süreçle ilgili rahatlamış olmadığı ortada.<br />

Siyasi müdahalelerin adil yargılamaları<br />

nasıl etkilediği görülmüştür. Toptancı<br />

bir yargılama yapılmıştır'' ifadelerini<br />

kullandı.Söz konusu karardan sonra<br />

herkesin Yargıtay aşamasını beklemeye<br />

başladığını dile getiren Vural, şöyle<br />

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,<br />

PKK ile müzakereler<br />

başlasın diye Tunceli Milletvekili<br />

Hüseyin Aygün ve İstanbul Milletvekili<br />

Sezgin Tanrıkulu'nu görevlendirdi. CHP<br />

lideri bu işe MHP'yi de katmak istedi<br />

ancak bazı partililer buna engel oldu.<br />

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir<br />

mektup yazmak isteyen Kemal Kılıçcaroğlu'na<br />

kimlerinmuhalefetiyle<br />

karşılaştı? Peki, Kılıçdaroğlu'nun son<br />

hamleleri ne anlama geliyor? Bu soruların<br />

cevabını Takvim gazetesinden Emin<br />

Pazarcı verdi. Pazarcı'ya göre, CHP'deki<br />

asıl fırtına önümüzdeki günlerde yapılacak<br />

toplantıda kopacak. İşte Pazarcı'nın<br />

'CHP, BDP ile buluştu' başlıklı bugünkü<br />

yazısı:<br />

"Ana muhalefette bir süredir ilginç<br />

gelişmeler yaşanıyor.Kılıçdaroğlu, önce<br />

Parti Sözcüsü Haluk Koç'u devreye soktu;<br />

eleştirel bir bakış açısı ile de olsa "Oslo<br />

sürecini" ısıttı.<br />

Ardından Sezgin Tanrıkulu ve Hüseyin<br />

Aygün gibi isimleri ortaya çıkarttı. Oslo<br />

görüşmelerine rahmet okutacak yeni bir<br />

"diyalog trafiğini" gündeme getirdi. Hem<br />

de TBMM'deki bütün partilerin katılımı<br />

ile.<br />

Haluk Koç ise ortada bırakıldı!<br />

Olayı baştan alalım...<br />

CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı ve Parti<br />

Sözcüsü Haluk Koç, bir süre önce Oslo<br />

görüşmelerini yeniden gündeme taşıdı.<br />

Hükümet'in bu görüşmelerle "Anayasa<br />

suçu işlediğini" iddia etti. Süreci yerden<br />

yere vurdu.<br />

Yaptığı açıklamaların hepsinden de Genel<br />

Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun haberi<br />

vardı.<br />

Koç'un sırtını sıvazladı ve "devam" dedi.<br />

Haluk Koç bu açıklamaları yaparken,<br />

Kılıçdaroğlu bir heyet kurup bazı "aydın"<br />

ve "yazarlara" gönderdi. İlginçtir, Sezgin<br />

Tanrukulu, Gülseren Onanç, Burhan Şenatalar,<br />

Rıza Türmen ve Alaattin Yüksel<br />

gibi CHP'lilerin katıldığı bu "aydınlar<br />

toplantısından" Oslo sürecine destek<br />

çıktı.<br />

Ve CHP karıştı...<br />

Kılıçdaroğlu da her zaman yaptığı gibi net<br />

bir tutum takınmadı; herkese mavi boncuk<br />

dağıtarak vaziyetiidare etmeye çalıştı.<br />

Bu arada, "Soruna Parlamento'da çözüm<br />

bulunması" için Kılıçdaroğlu, MHP Genel<br />

Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir "ikna mektubu"<br />

yazmak istedi. Ancak, Adnan Keskin<br />

ve Haluk Koç gibi isimlerin<br />

muhalefeti ile karşılaştı.<br />

Kılıçdaroğlu da "Tamam" dedi. Bu mektubu<br />

yazmaktan vazgeçti.<br />

Kılıçdaroğlu, Bahçeli'ye mektup yazmadı,<br />

ama başka bir yol izledi. Bu defa CHP<br />

Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu<br />

ile Tunceli Milletvekili Hüseyin<br />

Aygün devreye sokuldu. Her iki isim de<br />

basına benzer demeçler verdi.<br />

konuştu:<br />

''Sorumlu olan olmayan, kendisinin haberdar olmadığı<br />

girişimler konusunda<br />

mahkum olanlar dikkate alındığında, MHP'nin,<br />

yargı süreçlerinin<br />

siyasileştirilmesinin ne kadar vahim sonuçlar<br />

doğuracağı konusundaki endişesi<br />

haklı çıkmıştır. Böyle bir sonucun oluşmasına<br />

etki eden siyasilerin<br />

sorumluluklarını hatırlatmak istiyorum. AKP ve<br />

CHP ekseninde birisi savcı<br />

oluyordu birisi avukat oluyordu. 'Benim ne günahım<br />

vardı' diyen insanlar; şu anda<br />

bir sis bombası var. Kim sorumlu kim değil belirsiz.<br />

Adil yargılamayı etkileyen güç odakları olduğu<br />

ortada. Bunlar da yargı süreçlerini siyasallaştıranlar.<br />

Bu süreçler kamu vicdanının adalete<br />

olan güvenini azaltmıştır. Savunma hakkı yok<br />

edilmiştir. Sahte delil üretmeler; bunları kim<br />

yapmıştır? Bu müdahaleci anlayışların sorgulanması<br />

gerekiyor.''<br />

-''Zam balyozu''-<br />

''Balyoz Planı'' davasına ilişkin kararın verilmesiyle<br />

zam ve vergi<br />

düzenlemelerinin üst üste geldiğine dikkati<br />

çeken Vural, ''Millete balyozu<br />

indirdiler, zam balyozunu indirdiler. Fırsat bu<br />

fırsattır, millet hazır bunu<br />

tartışırken zammı bindirelim dediler. Vurdular<br />

milletin kafasına. Kötü<br />

yönetiyorlar, bedeli de millete ödetiyorlar. Bu<br />

süreçler milleti sindirmek için<br />

bir araç olarak kullanılıyor. Bir sis bombası atıyorlar<br />

ve vur millete... Hükümet milleti ezmek için<br />

bunları fırsat olarak kullanıyor. Milletin gündeminin<br />

oluşmasını engelliyorlar'' diye konuştu.<br />

19 milyon kişinin borç ve faiz yükü altında<br />

ezildiğini, 62,6 milyon kişinin evinden uzak tatil<br />

yapamaz duruma düşürüldüğünü, 43 milyon<br />

kişinin evine haftada bir et ve tavuk götüremez<br />

hale getirildiğini öne süren Vural, ekonomi<br />

büyüyünce istikrar için büyüdüğü, küçülünce<br />

ise istikrar için küçüldüğünün iddia edildiğini<br />

söyledi.<br />

-''Ne istiklalimiz kaldı, ne istikbalimiz''-<br />

''Ne istiklalimiz kaldı ne istikbalimiz'' diyen<br />

Vural, ülkede istikrardan<br />

söz edilemeyeceğini belirterek, ''İktidar da ana<br />

Dün gazetelerde yer alan bu açıklamalar<br />

hayli ilginçti...<br />

Sezgin Tanrıkulu, PKK'nın "bölgesel bir<br />

aktör" olduğunu söyledi. Şam'dan<br />

Bakü'ye kadar "stratejik derinliği"bulunduğunu<br />

iddia etti... "Konuşarak çözümden"<br />

bahsetti...<br />

Oslo görüşmelerinden daha kapsamlı bir<br />

diyalog gerektiğini savundu:<br />

-Masa Meclis'te kurulsun, şeffaf olsun ve<br />

çevresinde herkes yer alsın.<br />

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün<br />

de benzer açıklamalarda bulundu. "Oslo<br />

görüşmeleri yanlış değildir" dedi:<br />

-Ama Parlamento'daki bütün partilerin<br />

katılımı ile yürütülmeli.<br />

Peki ya bu gerçekleşmezse?<br />

Her iki isim de aba altından sopa gösterdi.<br />

Hüseyin Aygün, "Kürtler Türkler'den<br />

kanlı bir şekilde ayrılacak" ifadesini kullandı.<br />

Sezgin Tanrıkulu ise "Maselef daha<br />

çok ölümler olacak" değerlendirmesini<br />

yaptı.<br />

Daha düne kadar BDP'lilerin savunduğu<br />

bu görüşler, böylece CHP'nin söylemi haline<br />

geldi!<br />

En önemlisi de...<br />

Bütün bu gelişmeler Kemal Kılıçdaroğlu'nun<br />

bilgisi dahilinde gerçekleşti. Kılıçdaroğlu,<br />

Haluk Koç ve arkadaşlarına sağ<br />

gösterip, sol vurdu! Kafasındaki formülü,<br />

Tanrıkulu ve Aygün vasıtası ile kamuoyuna<br />

aktardı. CHP'de deprem etkisi<br />

yapacak bir adım attı!<br />

Gayri resmi olarak PKK'yı etkisizleştirmek<br />

amacıyla yürütülen Oslo görüşmelerini<br />

yerden yere vuran CHP'den, benzer<br />

görüşmelerin TBMM çatısı altında resmi<br />

olarak yürütülmesini isteyen bir Yeni CHP<br />

sonu mu geliyor?<br />

ortaya çıktı!<br />

CHP, bütün ezberleri bozdu. 180 derecelik<br />

bir dönüş yaptı. PKK dayatmaları doğrultusunda<br />

bir tavır aldı.<br />

Tanrıkulu ve Aygün'ün söyledikleri çok<br />

açık.<br />

PKK ile müzakereyi savunuyorlar.<br />

Arkalarında ise Kılıçdaroğlu'nun olduğu<br />

görülüyor.<br />

BDP'nin de istediği farklı değil. Ancak,<br />

onlar bile CHP kadar açık dile getirmemişlerdi!<br />

Bütün bu gelişmeler, CHP içindeki geniş<br />

bir kesimin sert tepkisine yol açtı. Gelinen<br />

noktada, Genel Merkez Binası'nda "Tası<br />

tarağı toplayıp CHP'yi terk edelim" diyenler<br />

bile çıktı. Ancak, "Hayır, kalalım ve<br />

mücadeleye devam edelim" görüşünü<br />

savunanlar ağırlık kazandı.<br />

Şimdi partide büyük bir savaşın hazırlıkları<br />

yapılıyor. İlk büyük fırtına, Perşembe<br />

ve Cuma günleri Ankara Büyük Anadolu<br />

Otel'de yapılacak "genişletilmiş istişare<br />

toplantısında" kopacak.<br />

Oradaki tartışmalardan sonuç alınmazsa<br />

dalga dalga Anadolu'ya yayılacak. Gazete<br />

köşelerine ve televizyon ekranlarına yansıyacak.<br />

CHP, adım adım bir kırılmaya<br />

doğru gidiyor!"<br />

HABER MERKEZİ<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

muhalefet de aynı. Biri<br />

Sosyalist Enternasyonal'de, biri Oslo'da<br />

memleketin birlik ve bütünlüğünü peşkeş<br />

çekiyor. PKK'nın taleplerini millete dayatmaya<br />

karar vermişler'' ifadelerini<br />

kullandı. CHP'den, ''Oslo Masası''nın TBM-<br />

M'de kurulmasının önerildiğini dile<br />

getiren Vural, şöyle devam etti:<br />

''Bu masayı, yedi düveli Lozan öncesinde<br />

gündeme getirdiler de, Sevr'de getirmek<br />

istediler de bu millet, Gazi Mustafa Kemal<br />

Atatürk ve ecdadımız bunu yırttı attı. Beyefendi,<br />

'Meclis'te masa kuralım' diyor. Sen<br />

git o masaları Boğaz'da, başka yerlerde kur.<br />

Ne masası! Biz sahada kaybetmedik ki<br />

masada kaybedelim. Sen kim oluyorsun!<br />

Bölücü terör, iktidarı ve ana muhalefeti<br />

vesayet altına almıştır. PKK'nın<br />

vesayetinde siyaset olmaz. Siz millet egemenliği<br />

için geldiniz. PKK'yı muhatap<br />

görüyorsanız gidin onlarla görüşün.<br />

PKK'nın taleplerini dile getiren birden fazla<br />

parti çıkmaya başladı. Bu millet Oslo'yu<br />

hazmetmedi,<br />

Habur'u hazmetmedi. Şimdi CHP kalktı<br />

Oslo'yu hazmettirmeye çalışıyor.<br />

Yaptıkları yanlışa milleti ortak ediyorlar.<br />

Sizde yürek varsa, ciğer<br />

varsa getirin bu protokolleri açıklayın ve<br />

millete sunalım. Bir taraftan diyorlar<br />

ki Oslo'daki belgeler kağıt parçasıdır, sonra<br />

kalkıp 'millet seçimde Oslo'yu<br />

onayladı' diyor. Ne zaman anlı şanlı gazeteciler<br />

bunu soracak. Yetti artık. B<br />

demokratik, hür bir ülkede yaşamak istiyorum.<br />

Siyaset sorumluluk ister, vicdan ister.<br />

Ama geldiğimiz bu noktada Oslo'da rezalet<br />

oluyor, 'millet onayladı' diyor. Sonra da<br />

'protokol yok' diye söylüyor.'<br />

''Ülkenin kanla tehdit edildiğini'' öne süren<br />

Vural, ''Siz değil sizin<br />

yedi düveliniz gelse bu milletin milli egemenliğini<br />

ayrıştıramayacak. Başbakan,<br />

'hazmettire hazmettire yapacağız' dedi.<br />

CHP de 'yapmazsak çok kan dökülür' diyor.<br />

BOP projesi ekseninde politika üretiliyor.<br />

Oslo süreci maalesef meşrulaştırılıyor'' diye<br />

konuştu.<br />

BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının<br />

kaldırılmasıyla ilgili bir<br />

soru üzerine de Vural, ''Millete dokunanlara<br />

millet de dokunsun istiyoruz.<br />

Millete acı verenlere millet dokunsun, millet<br />

adına yargı dokunsun diyoruz.<br />

Türkiye'de suç işleme imtiyazı olanlar mı<br />

var? Silahla milletin egemeniliğine<br />

darbe vuruluyor diye Engin Alan'a cezayı<br />

basıyorsunuz da bu milletin askerini,<br />

polisini öldüren PKK'ya niye böyle şirin<br />

davranıyorsunuz? Bu vicdanları rahatsız<br />

etmiyor mu?'' dedi. AA<br />

Milletvekili<br />

Ünal:<br />

Fırsatlar<br />

ülkesiyiz<br />

AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal,<br />

Türkiye'nin işsizlik oranının yüzde 8'lerde<br />

olduğunu ve ülkenin güçlü ülkeler<br />

arasında yer aldığını belirterek,"Fırsatlar<br />

ülkesiyiz" dedi.<br />

Türkiye'de üniversite sayısının 200'e yaklaştığını<br />

belirten Milletvekili Ünal, bu<br />

okullardan mezun olan öğrencilerin kalifiye<br />

eleman olarak piyasaya çıktıklarını,<br />

işsiz olan kişileri iş sahibi yapmak için<br />

teşvik programlarının da uygulandığını<br />

vurguladı.<br />

Ünal, "Üniversite mezunları kalifiye eleman<br />

olarak piyasaya çıkıyorlar. Ülkemiz bir<br />

üst lige cıktı. Bu lig aslında güçlü ülkelerin<br />

yarış yaptığı ligdir. İşsizlik oranında onlar<br />

ile yarışıyoruz. İşsizlik ülkemizde ciddi<br />

oranda azaldı, yüzde 8'ler seviyesindedir.<br />

Avrupa Birliği ortalamasının altında bir<br />

rakamdır. Türkiye Cumhuriyeti önemli bir<br />

başarıya imza atmıştır. İşsizlik oranı<br />

gelişmekte olan ülkelerin ciddi bir sıkıntısı<br />

olarak gözükmektedir. Biz yüzde 8-10<br />

büyümeler ile hep ilk sıralarda yer alıyoruz"<br />

dedi.<br />

Ülkenin büyümesi için işsizlik oranının<br />

düşmesi gerektiğini söyleyen Milletvekili<br />

Fatih Han Ünal, "Bir taraftan işsiz oranını<br />

düşürüyoruz. Çünkü büyüme ile işsizlik<br />

ters orantılı. Büyümek için işsizlik oranını<br />

düşürmek gerekiyor. Üniversite mezunu<br />

arkadaşlarımız teknoloji üreten kuruluşlarımıza<br />

yerleşmeye başlıyor. Her ilimizde<br />

üniversite açtık. Bazı illerde ikinci ve<br />

üçüncü üniversite kuruldu. Mezun olan<br />

arkadaşlarımız bu üniversitede<br />

akademisyen yada teknik kadroda görev<br />

yapabiliyor. Artık silah üreten bir ülke haline<br />

geldik" diye konuştu.<br />

Ünal, "Her alanda ülkemiz teknoloji üretmeye<br />

başladıkça bu kalifiye elemanlar<br />

oranı vazgeçilmez unsur oluyor. Kendi iş<br />

yerlerini açmaları için çeşitli teşvik programları<br />

geliştiriliyor. Hibe projeler yaptırabiliyoruz.<br />

Daha önceden Avrupa'da<br />

duyduğumuz, 'ya efendim iz bir iş yeri açıyormuşsunuz,<br />

yarısını devlet ödüyormuş'<br />

dediklerinde biz bunu rüya gibi<br />

düşünürdük. Artık ülkemizde de bunlar<br />

gerçekleşiyor. Artık fırsatlar ülkesiyiz. Eskiden<br />

fırsatlar ülkesi Amerika bilinirdi ama<br />

artık Türkiye fırsatlar ülkesi olarak tarihe<br />

damgasını vurmuştur" diyerek sözlerini<br />

tamamladı. HABER MERKEZİ<br />

AKP<br />

Özdalga: Deniz Baykal vicdanen<br />

rahat mı?<br />

AK Parti Ankara Milletvekili Haluk<br />

Özdalga, Balyoz davasının ağır<br />

hapis cezalarını değerlendirdi.<br />

Özdalga, yüksek devlet görevi yapmış insanların<br />

20 yıla varan ağır hapis<br />

cezalarına mahkum edilmesinin üzüntü<br />

verici olduğunu söyledi.<br />

AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga,<br />

Balyoz davasının ağır hapis<br />

cezaları karşısında yıllar boyu askerleri<br />

siyasete müdahale etmeye teşvik eden,<br />

hatta açıkça kışkırtan başta siyasetçiler<br />

olmak üzere herkesi vicdan muhasebesi<br />

yapmaya davet ettiğini belirterek,<br />

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 'askerler<br />

müdahale etsin' diye sürekli davetiye<br />

çıkaran Sayın Deniz Baykal acaba vicdanen<br />

rahat mı?" dedi.<br />

CHP<br />

CHP’li vekilin soru önergesi:<br />

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili<br />

Selahattin Karaahmetoğlu,<br />

Başbakan Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle Türkiye<br />

Büyük Millet Meclisi'ne soru önergesi<br />

verdi. Karaahmetoğlu, "Türkiye’nin<br />

Suriye’deki muhaliflere sağladığı lojistik<br />

desteğinin isyancı gruplardan hangilerine<br />

ulaştırıldığı ve kimlerin kontrolüne<br />

girdiğinden, Başbakan Erdoğan’ın kendisinin<br />

haberdar olup olmadığını" açıklamasını<br />

istedi.<br />

Milletvekili Karaahmetoğlu Başbakan'ın<br />

yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde;<br />

İngiliz Times gazetesinin ortaya<br />

attığı iddialara da yer verdi. Karaahmetoğlu,<br />

Suriye’deki isyancı gruplara gönderilen<br />

silahların 'Müslüman Kardeşler'<br />

örgütünün eline geçmesi ve bu sayede<br />

güçlendiği iddiaları karşısında;<br />

Başbakan'ın bahsettiği Türkiye'nin<br />

sağladığı lojistik desteğinin isyancı gruplardan<br />

hangilerine ulaştırıldığı ve kimlerin<br />

kontrolüne girdiğinden kendisinin<br />

haberdar olup olmadığını açıklamasını<br />

istedi. Karaahmetoğlu, Başbakan Erdoğan'ın,<br />

aynı gazetenin silah sevkiyatının<br />

Türkiye üzerinden yapıldığına<br />

ilişkin iddialarını da yanıtlamasını<br />

istedi.CİHAN<br />

MHP<br />

Bahçeli’nin Silivri ziyaretinin<br />

programı belli oldu<br />

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)<br />

Genel Başkanı Devlet<br />

Bahçeli’nin yarın Silivri Cezaevi’ne<br />

yapacağı ziyaretin programı belli<br />

oldu. Buna göre, saat 11.45’te İstanbul İl<br />

Teşkilatı tarafından karşılanacak olan<br />

Bahçeli, saat 14.00’te Silivri’ye geçerek,<br />

Balyoz tutuklusu Engin Alan’ı ziyaret edecek.<br />

Partiden yapılan açıklamada, MHP<br />

liderinin yarın yapacağı Silivri ziyaretinin<br />

programı verildi. Programa göre, Bahçeli,<br />

saat 11.45'te İstanbul teşkilatı tarafından<br />

karşılacak, buradan Silivri teşkilatına<br />

uğrayacak olan Bahçeli, Başkanlık Divanı<br />

Üyeleri ve milletvekilleriyle birlikte Balyoz<br />

davası tutuklusu İstanbul Milletvekili<br />

Engin Alan'ı Silivri Cezaevinde ziyaret<br />

edecek. CİHAN<br />

BDP<br />

BDP'li Belediye Başkanının<br />

Evine Polis Baskını<br />

Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi Belediye<br />

Başkanı Bdp'li Yusuf Temel'in<br />

evine, dün gece özel harekat timleri<br />

tarafından baskın düzenlendi. Evde<br />

yapılan aramanın ardından Temel'in oğlu<br />

Ferhat Temel ile aramayı izleyen Dicle<br />

Haber Ajansı'nın 2 muhabiri bir süre<br />

gözaltına alındıktan sonra serbest<br />

bırakıldı.<br />

Beytüşşebap Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı<br />

özel harekat timleri, savcılık izni ile dün<br />

gece Belediye Başkanı Yusuf Temel'in<br />

evine baskın düzenledi. Evde kimsenin olmaması<br />

üzerine kapı kilidini kırarak içeri<br />

giren özel harekat timleri evde arama yaparken,<br />

haber alan Başkan Temel ve ailesi<br />

eve döndü.<br />

Yapılan arama sonrasında olayı görüntüleyerek<br />

haber yapmak isteyen Dicle<br />

Haber Ajansı Muhabirleri Delil Temel ve<br />

Cengiz Oğlağı ile Belediye Başakanı Yusuf<br />

Temel'in oğlu Ferhat Temel gözaltına<br />

alındı.<br />

Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan<br />

arama sonrası gözaltına alınan 3 kişi, emniyetteki<br />

işlemlerininin tamamlanmasının<br />

ardından serbest bırakıldı.<br />

Bilgisayar, kamera ve fotoğraf makinalarına<br />

el konulan gazeteciler, neden<br />

gözaltına alındıklarını bilmediklerini<br />

söyledi. HABER MERKEZİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!