02.10.2012 Views

20120926gazete

20120926gazete

20120926gazete

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

8 Gündem<br />

HERKES<br />

alyoz davasında hakkında<br />

Btutuklama kararı çıkarılan<br />

Kurmay Albay Mehmet Aygün,<br />

davaya ilişkin kararın<br />

açıklanmasından bir gün sonra 22<br />

Eylül'de yurtdışına kaçmak istedi.<br />

Ancak pasaport kontrolü sırasında<br />

hakkında arama kararı olduğu<br />

anlaşılınca tutuklandı.<br />

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi,<br />

Aygün hakkında 16 yıl hapis cezası<br />

vermişti. Balyoz davasının<br />

iddianamesindeki klasörlerde yer<br />

alan Suga Harekat Planı'na göre<br />

Aygün'ün, İstanbul Jandarma Bölge<br />

Komutanlığı'nda irtibat subayı<br />

olarak görevlendirildiği görülüyor.<br />

Aygün'ün adı<br />

daha önce<br />

sanal âleme<br />

düşen ve<br />

kendisine ait<br />

olduğu iddia<br />

edilen ses kaydı<br />

ile gündeme<br />

gelmişti.<br />

Aygün,<br />

2010 yılında internete düşen bir ses<br />

kaydında Başbakan Tayyip Erdoğan<br />

ve eski Genelkurmay Başkanı<br />

emekli Orgeneral İlker Başbuğ'a<br />

ağır hakaretler ediyordu.<br />

Balyoz davasında 16 yıl hapis<br />

cezasına çarptırılan ve hakkında<br />

tutuklama kararı çıkarılan Albay<br />

Mehmet Aygün, yurtdışına çıkmak<br />

isterken havaalanında gözaltına<br />

alındı.<br />

Aygün, 'daha önce internete düşen<br />

bir ses kaydında Başbakan'a<br />

'köpek' diye hakaret etmişti. Aygün<br />

dava sürerken savunma yapmak<br />

için NATO bünyesinde görevli<br />

olduğu Portekiz'den gelmişti.<br />

Balyoz Darbe Planı davasının<br />

iddianamesindeki klasörlerde yer<br />

alan Suga Harekat Planı'na göre<br />

Mehmet Aygün'ün İstanbul<br />

Jandarma Bölge Komutanlığı'nda<br />

irtibat subayı olarak<br />

görevlendirildiği görülüyor.<br />

İddianamenin ilgili bölümünde<br />

yapılan bu<br />

görevlendirme<br />

doğrultusunda<br />

Aygün'ün<br />

'Plan<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Balyozcu Albay<br />

kaçarken yakalandı<br />

Balyoz davasında hakkında tutuklama<br />

kararı çıkarılan Kurmay Albay Mehmet<br />

Aygün, yurtdışına kaçarken gözaltına alındı.<br />

Murat Uzun'u öldürme<br />

nedenleri belli oldu<br />

ojman girişinde uğradığı<br />

Lsaldırıda şehit olan Ovacık<br />

Başsavcısı Murat Uzun'un CHP<br />

Milletvekili Hüseyin Aygün'ün<br />

kaçırılmasında, PKK'lılara bilgi<br />

sızdıran köstebeğin izini sürdüğü<br />

belirlendi.Tunceli'nin Ovacık<br />

ilçesinde başsavcı Murat Uzun'un<br />

kadın bir PKK'lı tarafından şehit<br />

edilmesinin ardından, şehit<br />

başsavcının elindeki soruşturma<br />

dosyaları gün yüzüne çıktı. Başsavcı<br />

Murat Uzun'un Tunceli, Sivas ve<br />

Karadeniz bölgesinde faaliyet<br />

yürüten Maoist Komünist Parti Halk<br />

Kurtuluş Ordusu örgütü ile Tunceli<br />

ağırlıklı faaliyet gösteren silahlı<br />

illegal sol örgütlere yönelik<br />

soruşturmalar yürüttüğü bildirildi.<br />

Başsavcı Uzun'un elindeki en<br />

önemli<br />

soruşturma<br />

dosyası ise<br />

CHP<br />

milletvekili Hüseyin Aygün'ün<br />

Ovacık sınırları içinde kaçırılmasıyla<br />

ilgili olandı. Başsavcı Murat Uzun,<br />

Aygün'ü kaçıran ekipte yer alan<br />

PKK'lıların kimliklerinin deşifre<br />

edilmesinde önemli rol oynadı.<br />

Başsavcı bununla da sınırlı<br />

kalmayıp, şehir merkezindeki<br />

örgütle bağlantılı milis<br />

yapılanmasının da peşine<br />

düşmüştü.<br />

KAÇIRANLARI BULDU<br />

Aygün'ün kaçırılması olayının diğer<br />

yol kesmelerden farklı olduğuna<br />

dikkat çeken Uzun, içinde<br />

bulunduğu aracın 2 PKK'lı<br />

tarafından durdurulmasının nokta<br />

operasyon olduğu ve mutlaka<br />

ilçeden bilgi geldiği kanaatine vardı.<br />

Başsavcı, polise şüpheli görülen<br />

ilçedeki telefon numaralarının tespit<br />

edilerek geriye dönük görüşme<br />

detaylarının araştırılması yönünde<br />

talimat verdi. Ankara'nın da olayı<br />

yakından takip etmesi nedeniyle<br />

olayı büyük<br />

titizlikle<br />

soruşturan<br />

başsavcı Murat<br />

Uzun,<br />

Çalışma_Adacık.doc' isimli belgede<br />

belirtilen EGAYDAAK'lara istinaden<br />

yapılacak bir harekat için<br />

oluşturulacak görev birliğinde yer<br />

alacak unsurlar ve harekatın<br />

öncelikle icra edilmesi gereken<br />

yerler ile ilgili teklifler hazırladığı,<br />

belirtilen belgenin teknik özellikleri<br />

incelendiğinde belgeyi şüpheli<br />

Mehmet Aygün'ün oluşturduğu<br />

belirtiliyor.<br />

Suga Harekat Planı'na göre Deniz<br />

Kuvvetleri eliyle Ege'de Türk jeti<br />

düşürülerek Yunanistan'la gerilim<br />

ortamı oluşturulması<br />

planlanıyordu. Planda dönemin<br />

Donanma Komutanı Ora. Özden<br />

Örnek'in adı yer alıyor.<br />

HABER MERKEZİ<br />

Tunceli'nin Ovacık İlçesi<br />

Başcavcısı Murat Uzun,<br />

çiçek çocuklarının<br />

köstebeğinin peşindeydi<br />

Hüseyin Aygün'ün Seyithan kod adlı<br />

Serdar Özdemir'in talimatıyla Azad<br />

kod adlı PKK'lı tarafından<br />

kaçırıldığını kısa sürede belirledi ve<br />

bu kimlikleri kamuoyu ile paylaştı.<br />

Yine örgütle bağlantılı şehir milis<br />

yapılanması içinde yer alanlara<br />

ilişkin soruşturmayı genişletti.<br />

Aygün'ün yola ne zaman ve kimlerle<br />

çıktığını PKK'lılara ilettiği tahmin<br />

edilen köstebek ya da köstebekleri<br />

yakalamak için mahkemeden<br />

dinleme, arama ve el koyma<br />

kararları aldırıp operasyonlar<br />

başlattı. Aygün kendisini kaçıran<br />

PKK'lılarla ilgili olarak "çiçek<br />

çocukları tabirini kullanmıştı.<br />

EMRİ VEREN DE KADIN<br />

Saldırıyla ilgili soruşturmayı<br />

yürüten Malatya Bölge<br />

Başsavcıvekilliği, PKK'nın bu<br />

nedenle başsavcıyı hedef aldığını<br />

değerlendiriyor.CİHAN<br />

26 EYLÜL 2012<br />

26 EYLÜL 2012<br />

Diyarbakır ile Bingöl arasındaki kırsal bölge uçsuz bucaksız<br />

kenevir tarlalarıyla dolu. Terör örgütü "Siz ekin, biz burada<br />

oldukça devlet buraya gelmez." diyor. Uyuşturucu yetiştiricileri<br />

de PKK'ya hem lojistik destek, hem de gelirden pay veriyor. Bu<br />

bölgedeki 80 köy ve mezrada yaklaşık 500 ton esrar yetiştiriliyor.<br />

ürkiye'nin 30 yıldır yaşadığı,<br />

T50 bin kişinin hayatını<br />

kaybetmesine sebep olan terör<br />

sorunu, yıllarca sadece<br />

güvenlik boyutuyla ele alındı.<br />

Terörün, kendini besleyen 'yan<br />

alanlar' oluşturduğu fark<br />

edilemedi. Tedbir alınmadığı<br />

için PKK'yı beslemeye devam<br />

eden en önemli damar<br />

uyuşturucu.<br />

Terörün yoğun olduğu bölgeler,<br />

uyuşturucu ve kara para için<br />

adeta 'güvenli bölge' olarak<br />

görülüyor. Diyarbakır ile Bingöl<br />

arasındaki kırsal alan bunun<br />

en bariz örneklerinden biri.<br />

Diyarbakır'ın kuzeyinde yer<br />

alan Lice, Hani, Hazro ve Kulp<br />

ilçeleri ile Bingöl'ün Genç ilçesi<br />

kırsalında uçsuz bucaksız<br />

uyuşturucu tarlaları bulunuyor.<br />

Devletin 'terör' gerekçesiyle<br />

uğramadığı, PKK'nın ise kamp<br />

kurduğu bu bölgedeki 80 köy<br />

ve mezrada Hint keneviri<br />

ekiliyor, esrar üretiliyor. Bu yıl,<br />

bölgede yetiştirilen esrar<br />

miktarı yaklaşık 500 ton.<br />

Üretimin tamamı terör<br />

örgütünün kontrolünde<br />

gerçekleşiyor. Zira örgüte<br />

'komisyon' vermeden kenevir<br />

ekmek mümkün değil. Kendi<br />

başına hareket edenlerin<br />

tarlası yakılıyor. Terör<br />

örgütünün geçen yıl bu<br />

bölgedeki uyuşturucudan<br />

yaklaşık 50 milyon dolar gelir<br />

elde ettiği hesaplanıyor.<br />

PKK'nın 'eyalet' olarak<br />

tanımladığı 5 bölge içinde,<br />

kendi masraflarını karşılayıp<br />

şehirdeki milisleri finanse ve<br />

diğer eyaletlere yardım<br />

edebilen Amed, Kandil'e de<br />

para aktarabilen tek yer.<br />

Uyuşturucu üretim<br />

merkezlerine dönüşen<br />

Diyarbakır-Bingöl kırsalında<br />

KCK'nın 'Yerel'<br />

hedefi kamerada<br />

Dosyaya giren görüntülere<br />

göre KCK, 2009<br />

yerel seçimlerinde, BD-<br />

P'li belediyelere<br />

başkanın altında yer alacak<br />

'PKK komiseri' yerleştirmeyi<br />

planlamış.<br />

Yapılan teknik takipte bir<br />

toplantının gizli kamerayla<br />

çekilmiş görüntüleri<br />

yer alıyor. İddiaya göre<br />

toplantıya 11 'PKK komis-<br />

terör örgütü PKK'nın kampları<br />

bulunuyor. 12 yıl aradan sonra<br />

asker ve polisin birlikte Görese<br />

Dağı'na düzenlediği<br />

operasyonda, PKK'nın, 'Amed'<br />

dediği eyaleti buradan<br />

yönettiği ortaya çıktı.<br />

Diyarbakır kırsalında Görese<br />

gibi 4 yer daha var. Bunlardan<br />

ikisi Lice'nin en kuzeyinde,<br />

birisi Lice'nin kuzeydoğusunda<br />

diğeri ise Genç ilçesi kırsalında.<br />

Güvenlik güçlerinin 'terör<br />

bölgesi' diyerek gitmediği;<br />

ancak PKK'lıların çok rahat<br />

hareket ettiği bu bölge<br />

tamamıyla esrar tarlalarıyla<br />

kaplı.<br />

Lice ile Genç arasındaki<br />

Akçabudak gibi onlarca köy ve<br />

mezranın hemen yanında<br />

kenevir tarlaları görmek<br />

mümkün. Zehir tarlalarının su<br />

ihtiyacını karşılamak için özel<br />

kuyular ve havuzlar yapılmış.<br />

Esrar tarlasına sulama sistemi<br />

kuranlar bile görülüyor. Bu<br />

bölgede evi olmayanlar<br />

tarlaların başına yaptıkları<br />

kulübelerde kalıyor, hasat<br />

sonrası şehre dönüyor. PKK,<br />

bölgede uyuşturucuyu kendi<br />

kontrolünde tutuyor. Esrarın<br />

gelirinden yüzde 20 pay alıyor.<br />

Kırsalda yılda ortalama 500 ton<br />

esrar yetiştiriliyor. Polis ve<br />

jandarmanın ele geçirdiği esrar<br />

en fazla 15-20 ton oluyor. Geriye<br />

kalan uyuşturucu İstanbul gibi<br />

büyük şehirlerde gençleri<br />

zehirliyor. Bu rant çarkının<br />

içinde bölgedeki bazı devlet<br />

görevlileri ile köy korucuları da<br />

yer alıyor.<br />

Doğu ve Güneydoğu'da OHAL<br />

kapsamında köylerin<br />

boşaltılması en çok terör<br />

örgütü ve uyuşturucu<br />

tacirlerine yaradı. Diyarbakır'ın<br />

Lice, Hani, Hazro, Kulp ile<br />

eri' gündem belirleyerek<br />

başlıyor. Toplantılarda,<br />

yerel<br />

yönetimlerin ne<br />

kadar önemli<br />

olduğu vurgulanıyor.<br />

İşte 'PKK komiseri'<br />

olduğu iddia edilen kişilerin<br />

yerel seçim sonrası<br />

yaptığı toplantıdaki<br />

konuşmalar:<br />

Ç.: Seçim öncesi yapılan<br />

eylemler canlanma<br />

kendine gelmeyi beraberinde<br />

getirdi.<br />

Kaybedersek ne olacağını<br />

görünce daha<br />

fazla yüklendik. Alınan<br />

belediyeler önemlidir.<br />

M.A.: Yerel yönetimler<br />

şimdiye kadar sistemin<br />

alt tabanında ona hizmet<br />

eder konumdaydı. Ama<br />

hem dünyada hem<br />

Türkiye'de siyasetin<br />

temeli olmaya<br />

başladı.<br />

K. A.: Hızlı<br />

örgütsel<br />

mekanizmayıişletmemiz<br />

gerekiyor.<br />

Bingöl'ün Genç ilçesi<br />

kırsalında büyük bir boşluk<br />

meydana geldi. Askerin kırsala<br />

çıkmaması üzerine kenevir<br />

ekim alanı her geçen yıl<br />

genişledi. PKK'lılar, kenevir<br />

ekenlere, "Siz ekin, biz burada<br />

oldukça devlet buraya gelmez."<br />

garantisi verdi. 2008 yılına<br />

gelindiğinde PKK, kenevir<br />

ekimini tamamen kontrolü<br />

altına alırken, 2010 yılında izne<br />

tabi tuttu. Köyleri tek tek gezen<br />

örgüt üyeleri, kimin kaç<br />

dönümde ne kadar kenevir<br />

yetiştirdiğini kayıt altına<br />

alırken, örgüte verilecek payı<br />

belirledi. Uyuşturucu tacirleri,<br />

PKK'ya hem yüzde vermeye<br />

hem de lojistik ihtiyaçlarını<br />

gidermeye başladı. Militanların<br />

yaşam malzemeleri büyük<br />

oranda kenevir ekenler<br />

tarafından karşılandı. Örgüte<br />

rağmen kenevir ekenlere iki<br />

farklı 'ceza' kesildi. Birincisi<br />

ürettiği bütün esrarı elinden<br />

almak, ikincisi ise esrarı ve<br />

sevkiyatta kullandığı aracı<br />

yakmak. Komisyon<br />

vermeyenlerin araçlarını yakan<br />

PKK, kendisine yakın basın<br />

organlarında ise,<br />

'uyuşturucuya karşı olduğu<br />

için araçları yaktığı' yönünde<br />

propaganda yaptı.<br />

Güvenlik güçleri, bu yıl<br />

Diyarbakır kırsalında kenevir<br />

ekiminin adeta patladığına<br />

dikkat çekiyor. Yaklaşık 3 katlık<br />

bir artış söz konusu. Narkoterör<br />

uzmanları, 2011 yılında<br />

Avrupa'da baş gösteren kriz<br />

sebebiyle örgütün özellikle<br />

Hollanda, Danimarka,<br />

Almanya ve İspanya'daki<br />

'haraç' gelirinin ciddi oranda<br />

azaldığını belirtiyor. Bunu<br />

telafi etmek için PKK'nın<br />

uyuşturucuya ağırlık verdiği<br />

üzerinde duruluyor.<br />

Seçim sürecine geç<br />

girdik. Bu da bizim bazı<br />

yerleri kaybetmemize<br />

neden oldu.<br />

'KCK MODELİ OLMALI'<br />

Z.: Seçim sonuçları<br />

başarılı.<br />

Bunu<br />

'KENEVİR EKENLER ÖRGÜTÜN<br />

KURYESİ OLUYOR'<br />

Peki, binlerce asker bu bölgede<br />

konuşlu olmasına rağmen<br />

Hani, Lice, Kulp, Genç<br />

kırsalında terör örgütü nasıl bu<br />

kadar etkin olabiliyor?<br />

Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı<br />

bir köyde kendisi de kenevir<br />

eken C.K., uyuşturucuya<br />

bulaşanların hem bazı<br />

jandarma görevlileriyle hem de<br />

PKK ile irtibatlı olduğunu<br />

söylüyor. Bölgede koruculuk<br />

yapan bazı isimlerin de Hint<br />

keneviri ektiği biliniyor. Bu<br />

kişilerin hem bazı devlet<br />

görevlileriyle hem de örgütle<br />

bağlantıları olduğu<br />

vurgulanıyor. Terör örgütüne<br />

yönelik operasyonların,<br />

uyuşturucu işi yapan korucular<br />

tarafından bölgedeki PKK'lılara<br />

iletildiği ileri sürülüyor. Bazı<br />

korucuların köyde kenevir<br />

ekenlerden adam başına para<br />

toplayarak karakoldaki<br />

başçavuşa verdiğini ileri<br />

sürüyor. C.K., örgütün de<br />

köylüleri meydanda topladığını<br />

ve kenevir ekimi yapacak<br />

olanlara 'herkes parasını<br />

ayarlasın' dediğini belirtiyor.<br />

C.K., yaşadıklarını şöyle<br />

anlatıyor: "Yolçatı köyüne<br />

geçen yıl il jandarma<br />

tarafından operasyon yapıldı.<br />

Bunun üzerine köylüler<br />

aracılık yapan korucuya kızdı.<br />

O da, 'Biz ilçeyi bağlamıştık<br />

ama il jandarma beni aştı,<br />

zaten gelirken haberimiz<br />

olmadı.' dedi. Hatta il<br />

jandarma operasyonu<br />

yaptıktan sonra tahkikatı ilçe<br />

jandarma yaptı. Esrarların<br />

gerçek sahiplerini<br />

yakalamadılar, sadece 80<br />

yaşında yaşlı adamın üzerine<br />

her şeyi yıktılar."<br />

HABER MERKEZİ<br />

kişilere bağlamanın anlamı<br />

yok. 2007 seçim<br />

sonrası biz de yenilgi ruh<br />

halini getirmişti. Sonra<br />

Oremar, Zap ve halkın<br />

ayağa kalkışı bu günleri<br />

getirdi. CİHAN<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Gündem 9<br />

28 Şubat soruşturmasındaki ilginç fişleme belgelerine ulaşıldı. Darbeciler,<br />

devleti de milleti de tek tek fişlemiş. Fişleme belgeleri arasında<br />

biri var ki bu kadarına da pes dedirtti. Başsavcılığın soruşturma kapsamında<br />

incelediği belgeler arasından postmodern darbenin telekulak<br />

ve fiş ekibi çıktı. Buna göre Başsavcılığın masasındaki<br />

belgelerden, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Karargahı’nın MİT<br />

bölge temsilciliklerini ordu ve kolordu komutanlıklarının bulundukları<br />

yerlerde istihbarat merkezleri olarak kullandığı anlaşıldı.<br />

8 Şubat soruşturmasında<br />

2inanılmaz belgelere ulaşıldı. 3.<br />

Ordu Komutanlığı, 568 kişiyi<br />

fişlemiş. Bunlar arasında vali,<br />

müftü belediye başkanı,<br />

kaymakam, savcı ve dekanlar da<br />

var. Tümgeneral Yücel Ö'nün MİT<br />

ve emniyetten yararlanarak “Ev ve<br />

iş telefonlarını dinleyin” talimatı<br />

ise dudak uçuklattı.<br />

Savcılık, 28 Şubat’ın ‘telekulak<br />

ekibini’ mercek altına aldı. Ankara<br />

Cumhuriyet Başsavcılığı'nın<br />

yürüttüğü 28 Şubat<br />

soruşturmasındaki şoke edici<br />

belgelere ulaşıldı.<br />

Başsavcılığın soruşturma<br />

kapsamında incelediği belgeler<br />

arasından postmodern darbenin<br />

telekulak ve fiş ekibi çıktı. Buna<br />

göre Başsavcılığın masasındaki<br />

belgelerden, 28 Şubat sürecinde<br />

Genelkurmay Karargahı’nın MİT<br />

bölge temsilciliklerini ordu ve<br />

kolordu komutanlıklarının<br />

bulundukları yerlerde istihbarat<br />

merkezleri olarak kullandığı<br />

anlaşıldı. Karargahın talimatına<br />

uyan 3. Ordu Komutanlığı'nın 568<br />

kişiyi 'irtica faal' listesi altında<br />

fişlediği belirlendi.<br />

Bölgedeki vali, belediye başkanı,<br />

kaymakam ve savcıların yanı sıra<br />

müftü, milli eğitim müdürü, köy<br />

imamı, tarım müdürü, PTT<br />

müdürü, adliye yazı işleri müdürü,<br />

öğretim üyeleri, ilkokul müdürü,<br />

tapu müdürü, hemşire ve<br />

öğretmenlere kadar bir çok ismin<br />

fişlendiği anlaşıldı.<br />

Çok sayıda fişlemeye imza atan 3.<br />

Ordu Komutanlığı istihbarat<br />

merkezinin kayıt altına aldığı<br />

kişilerin karşısına "Nurcu, Fazilet<br />

Partisi taraftarı, dindar kimselere<br />

yakın durur, şıh kardeşidir, eşi<br />

tesettürlüdür, makam odasında<br />

namaz kılar, Milli Görüşçü’dür,<br />

Nakşibendi tarikatı üyesidir, başı<br />

açık olanlara kapanmaları için<br />

telkinde bulunur, Zaman<br />

Gazetesi'yle irtibatlıdır, İran<br />

yanlısıdır, eşi mesaide açık diğer<br />

zamanlar kapalıdır, irtica<br />

yanlısıyla dosttur, Sızıntı dergisi<br />

okur, içki içtirmez, sekreteri<br />

tesettürlüdür, belediye başkanıyla<br />

içki içilen yerlere ruhsat vermez,<br />

tutucu muhafazakardır, sosyal<br />

etkinliklere katılmaz" şeklinde<br />

notlar düştüğü görüldü. Müftüler<br />

bile eşi başörtülü olduğu<br />

gerekçesiyle fişlendi.<br />

EL YAZILI GİZLİ EMİRLE<br />

DİNLEME TALİMATI<br />

Genelkurmay'ın iç tehdit diye<br />

ürettiği 'irtica' konusundaki 'gizli'<br />

yazışmaları 1995 yılında el yazısı<br />

ile yaptığı ortaya çıktı. Dönemin<br />

İstihbarat Başkanı Hava<br />

Tümgeneral Yücel Ö. imzalı 'Gizli'<br />

belgede, "İç tehdit" konulu<br />

yazışmaların (fişlemelerin) el<br />

yazısı ile yazılarak gönderilmesi<br />

isteniyor. Belgede, "Bu<br />

yazışmalara 'Gizli Kişiye Özel'<br />

gizlilik derecesi verilecek, bu<br />

hususlardaki uygulama emirleri el<br />

yazısı ile yazılarak gönderilecektir.<br />

Kontrollü evrak gibi çok sıkı takip<br />

ve muhafaza edilecek, fotokopi ile<br />

çoğaltılmayacak, bilmesi<br />

gerekenlerin dışındaki hiçbir<br />

personelin nüfuz etmesine imkan<br />

verilmeyecektir" deniliyor.<br />

EŞLERİNİ TAKİP EDİN<br />

Ayrıca yıllardır istihbarat<br />

paylaşımı konusunda aralarında<br />

sorun olduğu gündeme getirilen<br />

TSK, MİT ve Emniyet'in 1995<br />

yılında birlikte hareket ederek<br />

dindarları teknik takibe aldıkları<br />

anlaşılıyor. Tümgeneral Ö. imzalı<br />

'Gizli' emir belgesinde, şu ifadelere<br />

yer veriliyor:<br />

"Personelin de ev ve iş telefonları<br />

MİT Bölge Temsilcilikleri ve<br />

Mahalli Emniyet Makamları ile<br />

gerekli koordinelerde bulunularak,<br />

dinletileceklerdir. Aktif sakıncalı<br />

ve şüpheli personel mümkün<br />

olduğu müspette düşük sicil<br />

verilecektir.<br />

Askerlik terbiye ve<br />

nezaket kuralarına<br />

uymayan en küçük<br />

hareket ve davranış disiplinsizlik<br />

olarak telakki edilecek ve disiplin<br />

amirlerinin yetkileri dahilinde<br />

cezalandırılacaktır.<br />

Eş ve çocuklarının giyinişlerine<br />

dikkat edilecek. Eşleri ve çocukları<br />

belli bir ideolojiyi temsil edecek<br />

şekilde giyinen personel<br />

uyarılacaktır. Bu personelin eş ve<br />

çocuklarının faaliyetleri, uyarılara<br />

uyup uymadıkları takip<br />

edilecektir."<br />

28 Şubat soruşturmasını yürüten<br />

savcı Mustafa Bilgi darbenin<br />

telekulak ekibini mercek altına<br />

aldı. Soruşturma kapsamında 28<br />

Şubat'ın asker, MİT ve emniyetin<br />

telekulak ekibinin önümüzdeki<br />

günlerde ifade vermesi bekleniyor.<br />

"MUHAFAZAKAR TAKİYE YAPAR"<br />

İşte listededeki ilginç fişleme<br />

notları:<br />

Erzincan Valisi: Muhafazakar,<br />

takiyye yapar. İçki ruhsatı<br />

verdirmez.<br />

Erzurum Valisi: İçki içirtmez.<br />

Sekreteri tesettürlüdür.<br />

Belediye Başkanıyla<br />

birlikte içki<br />

ruhsatı vermez<br />

Iğdır Valisi:<br />

Türbana<br />

müsaade etti. Nurcudur.<br />

Gümüşhane Valisi: Eşi türbanlıdır.<br />

MGK kararlarının uygulanmasında<br />

yazı yazmakla yetindi. Takip ve<br />

kontrol etmedi. Hassasiyet<br />

göstermedi.<br />

Solhan Kaymakamı: FP tutum ve<br />

davranışlarında Atatürk<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. : Nurcu.<br />

Kırkıncı Grubu. Üniversitede irticai<br />

kesimi kayırmakta. Kadrolaşmaya<br />

göz yummaktadır.<br />

Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat<br />

Fakültesi Dekanı Prof: İrticai<br />

kesimi kayırmakta. Kadrolaşmaya<br />

göz yummakta.<br />

Atatürk Üniversitesi Mühendislik<br />

Fakültesi Prof.: Nurcu.<br />

Üniversitede İrticai kesimi<br />

kayırmakta. Kadrolaşmaya göz<br />

yummaktadır.<br />

Fırat Üniversitesi Rektörü:<br />

İrticai faaliyetlere şahsi<br />

menfaatleri uğruna<br />

ödün verdi.<br />

Erzurum Narman Müftüsü: Eşi<br />

Türbanlı. Tarikatçı olabilir<br />

(Süleymancı)<br />

Erzurum Karayazı Müftüsü: Eşi<br />

türbanlıdır. FP yanlısıdır. Erzurum<br />

İspir Müftüsü: Eşi başörtülü,<br />

kendisi antilaik. Adıyaman'daki<br />

şeyhe gidilmesi için öncülük<br />

yapar. Ardahan Müftüsü: Eşi<br />

başörtülü. Aşırı dinci.<br />

Ardahan Hanak Müftüsü: Eşi<br />

başörtüsü takar. Kendisi antilaik<br />

görüşlüdür. Ağrı Belediye Başkanı:<br />

Milli Görüşçü, Sosyal Etkinliklere<br />

katılmaz. Alternatif etkinlik<br />

düzenler.<br />

Bayburt Belediye Başkanı: TSK'ya<br />

olumsuzdur. Eşi türbanlıdır<br />

Bingöl Belediye Başkanı: Refah<br />

Partisi yanlısıdır. İrtica yanlısı<br />

Marmara FM'in sahibidir.<br />

Elazığ Belediye Başkanı: Eşi<br />

tesettürlüdür.<br />

Erzincan Belediye Başkanı: Eşi<br />

başörtülüdür. MHP'nin radikal<br />

kanadı<br />

Erzurum Belediye Başkanı: Eşi<br />

tesettürlü. Sosyal etkinliklere<br />

katılmaz. FP Kadın Kolları üyesidir.<br />

Sivas Belediye Başkanı: Nakşi<br />

Şeyhi.CİHAN

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!