Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
15 İNCİ YILDAN ARKAYA BİR BAKIŞ<br />
Vakuhi Saatçıyan<br />
Eseyan Ermeni Kız Ortaokulu son sınıf talebesinden<br />
Koyu, çok koyu bir geceden gündüze geçmek.. İşte Türk inkılâbının kısa bir ifadesi. Fakat bu<br />
geçişin kıymetini anlamak için o gecenin ne korkunç kâbuslarla dolu olduğunu hatırlamak<br />
lâzımdır. Benim geceye benzettiğim eski günler Türk milletine zifirî karanlık bir zindan hayatı<br />
yaşatıyordu. Mübarek yurdumuzun hemen her tarafı düşman çizmeleri altında kalmıştı.<br />
Dünyanın en büyük devletleri, tarihin eşini görmediği bir açgözlülükle Türk yurdunu parçalamak<br />
ve paylaşmak hırsına kapılmışlardı. Dört yıl süren bir harp sonunda millet yorgun görünüyordu.<br />
İdaresizlik yüzünden sınırlar, boğazlar düşmanlara açılmıştı. Silâhlar ve her şey onlara verilmişti.<br />
Bu durumda Türk milleti eli, kolu bağlı bir kurbana benziyordu.<br />
En acıklı olan nokta, açgözlü düşmanların hırsına kurban edilmek tehlikesine düşen asillerden<br />
asil, yükseklerden yüksek, şereflilerden şerefli Türk milletinin padişahlık yapmakta olan adam<br />
tarafından mezbahaya sürüklenmek istenmesidir.<br />
Evet, facianın tüyleri ürperten tarafı budur. Padişah denilen hain, kendi tahtını ve kıymetsiz<br />
hayatını korumak için yurdunu, milletini düşmanlara feda etmek istiyordu.<br />
İşte gece dediğim vaziyetin özünü bu kara sahneler teşkil ediyordu. Millet bu kara gece içinde ve<br />
binbir kâbusun kucağında bunalıyordu, ne yapacağını kestiremiyordu.<br />
Atatürk, adile, sanile Büyük Gazi Mustafa Kemal sabahı yok gibi görünen bu koyu, çok koyu<br />
geceyi yırtan ilâhî bir şafak oldu ve Türk milleti onun: «Uyan, Kalk» diyen sesile birden<br />
silkinerek ışığa, sönmiyen ve sönmiyecek olan gündüze kavuştu.<br />
Atatürk dehasını silâh olarak kullandı. O dehaya imanile bağlanan millete Önder oldu, tarihe<br />
parmak ısırtan bir davranışta düşmanları püskürttü. Padişah adını taşıyan vatan hainini kovdu.<br />
Yurdumuzu yıkılmaktan ve bizi esir olmaktan kurtardı. Bu; Atatürk'ün yüksek şahsiyetinde<br />
beliren şafak'ın korkunç geceyi silip süpürmesidir. Tarih buna: «İstiklâl Savaşı» diyor. Biz;<br />
Atatürk'ün yarattığı ebedî gündüz diyebiliriz.<br />
Böyle bir gündüzün ışığı elbet te gökteki güneşin nuru gibi bir çok şeyler yaratacaktı. İşte Türk<br />
inkılâbı adını verdiğimiz mübarek devrimler ve mübarek değişiklikler bunlardır.<br />
Tabiatın güneşi nasıl çiçekler, yemişler ve taşıp giden bir hayat silsilesi yaratıyorsa Türk<br />
âleminin güneşi olan Atatürk te bir hamlede kurtarmış olduğu yurdda yepyeni bir hayat silsilesi<br />
yarattı. Kapitülâsyonları kaldırdı, millete siyasî sahada tam ve olgun bir hürriyet verdi, din ile<br />
62/65