05.06.2013 Views

KALITSAL TROMBOSİT FONKSİYON BOZUKLUKLARI

KALITSAL TROMBOSİT FONKSİYON BOZUKLUKLARI

KALITSAL TROMBOSİT FONKSİYON BOZUKLUKLARI

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Trombastenik trombositlerdeki αIIbβ3 miktarını<br />

ölçmek için akan hücre ölçer ve immunblotting<br />

analizi kullanılabilir. Trombosit fonksiyonları test<br />

edildiğinde ristosetin dışında tüm agonistlere karşı<br />

yanıt alınamaz.<br />

Tedavide mümkün olduğunca trombosit transfüzyonundan<br />

sakınılmalıdır. Trombositlere karşı<br />

gelişebilecek alloimmünizasyon hastanın transfüzyona<br />

refrakter olmasına neden olur. Alloantikorlar<br />

hastada eksik olan αIIbβ3 reseptörüne karşı<br />

gelişir. Oral hijyenin sağlanması diş eti kanamalarını<br />

azaltır. Mukoza kanamalarında lokal bası<br />

ve topikal trombin uygulaması genellikle yeterli<br />

olmaktadır. Oral kontraseptif kullanımı menorajiyi<br />

kontrol altına alır. Antifibrinolitik tedavi tercih edilen<br />

yaklaşımdır. Cerrahi ve obstetrik profilakside<br />

trombosit süspansiyonu verilebilir. DDAVP her<br />

zaman etkin olmasa da kanama zamanını kısaltır.<br />

Rekombinant FVIIa kullanımı majör kanamalarda<br />

kullanılabilir (16).<br />

Bernard Soulier Sendromu<br />

Bernard Soulier sendromu (BSS) otozomal resesif<br />

kalıtılan majör trombosit VWF reseptörü olarak<br />

görev yapan GPIb-IX-V’in kalitatif veya kantitatif<br />

defekti sonucunda ortaya çıkan trombosit fonksiyon<br />

bozukluğudur. GPIb-IX-V dört farklı polipeptid<br />

reseptör kompleksinden oluşmaktadır. Bu<br />

defekt özellikle hızlı akımda trombositlerin vWF’e<br />

yapışmasına engel olur. BSS’da tipik olarak makrotrombositopeni<br />

ve invitro ortamda trombositlerin<br />

ristosetine karşı aglütinasyonunda belirgin azalma<br />

bulunmaktadır(16). Bu özellik hastalığın tanısında<br />

işe yaramaktadır.<br />

BSS’da değişen düzeyde trombositopeni söz<br />

konusudur. Sayı 20000/mm 3 ’e kadar düşük olabilir.<br />

Trombositlerin çapı normalin 3-20 katı kadar<br />

büyüktür.<br />

BSS’da klinik GT’si ile aynı belirti ve bulgulara<br />

sahiptir. Tedavi yaklaşımıda benzerdir. Tüm tedavi<br />

seçenekleri BSS içinde geçerlidir. Trombosit trans-<br />

füzyonu verilmesinden antikor oluşma riski nedeniyle<br />

kaçınılmalıdır (15).<br />

Scott Sendromu<br />

Nadir görülen bu hastalıkta trombositin koagülan<br />

aktivitesini gerçekleştiren (trombosit faktör 3<br />

aktivitesi) özelliğinde bozukluk vardır.<br />

Trombosit Depo Granül Defektleri<br />

Trombositler birkaç tip granülü içinde barındırır<br />

ve aktif duruma geçildiğinde koagülasyonu aktif<br />

hale getirirler.<br />

Dense Granül Defektleri: Bu grup depo havuzu<br />

eksikliğinin bir parçasını oluşturur. Hafif veya<br />

orta şiddetli düzeyde kanama yatkınlığı kliniği<br />

oluşturmaktadır. Kanama zamanı genellikle uzun<br />

saptanır. Tanı için agregasyon testindeki defekt ve<br />

elektron mikroskopik inceleme oldukça yardımcıdır.<br />

Ancak elektron mikroskopik inceleme tecrübe<br />

gerektiren bir yöntemdir (15). Son yıllarda quinacrine<br />

ile muamele edilmiş trombositlerin akan<br />

hücre ölçer ile dense granüllerin quinacrine alımı<br />

ölçülebilir (17). Bazı olgularda ilişkili başka defektlerde<br />

görülebilir. Bunlardan en sık Hermansky<br />

Pudlak sendromu ve Chediak Higashi sendromununda<br />

tabloya eşlik etmesidir (18).<br />

Alfa Granül Defektleri: Dense granül defektine<br />

benzeyen klinik özelliği olan bozuklukta hafif<br />

düzeyde trombositopeni ve uzamış kanama zamanı<br />

diğer bulgularıdır. Işık mikroskopide Romanovsky<br />

boyası ile trombositler gri renkte görünür. Bu<br />

nedenle gri trombosit sendromu adını alır (19).<br />

Elektron mikroskopide ise alfa granüllerin yokluğu<br />

veya azlığı dikkat çekmektedir.<br />

Quebec Trombosit Sendromu<br />

Otozomal dominant kalıtılan ve alfa granüllerinin<br />

degradasyonu sonucunda özellikle cerrahi<br />

veya travma sonrası orta- ağır düzeyde geç kanama<br />

şeklinde kendini gösteren bir tablodur (7).<br />

62 XXXVIII. Ulusal Hematoloji Kongresi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!