Çocuk hakları
Çocuk hakları
Çocuk hakları
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Çocuk</strong> <strong>hakları</strong><br />
Eğitim<br />
Basın Birimi<br />
Bilgi Notu – <strong>Çocuk</strong> Hakları<br />
Eylül 2012<br />
Bu bilgi notunun kapsamı nihai değildir ve AİHM için bağlayıcılığı yoktur<br />
Belçika Dil Davası (no. 1474/62, 1677/62, 1691/62, 1769/63, 1994/63 ve<br />
2126/64)<br />
23.07.1968<br />
Çoğunlukla Flemenkçe konuşulan Belçika'nın bazı bölgelerinde yaşayan ve<br />
Fransızca konuşan 800'den fazla çocuğun ebeveyni olan başvuranlar, çocuklarının<br />
Fransız eğitimine erişimlerinin engellendiğinden şikâyetçi olmuşlardır.<br />
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bazı çocukların Brüksel'in varoşlarında yer alan<br />
altı komündeki özel statüye sahip Fransızca eğitim veren okullara devam etmesini<br />
sırf ebeveynleri bu komünlerin dışında yaşadığı için engellemenin Avrupa İnsan<br />
Hakları Sözleşmesinin 14. Maddesi (ayrımcılık yasağı) ile 1 Numaralı Protokolün<br />
2. Maddesini (eğitim hakkı) ihlal ettiğini tespit etmiştir. Bununla birlikte AİHM<br />
aynı zamanda Sözleşmenin, bir çocuğun devlet tarafından verilen ya da devlet<br />
tarafından desteklenen ve ebeveynlerin dilinde verilen eğitim hakkını güvence<br />
altına almadığını da kaydetmiştir. Alınan önlemler arasında yasada yapılacak bir<br />
değişiklik de vardı.<br />
Timishev - Rusya Davası (no. 55762/00 ve 00/55974)<br />
13.12.2005<br />
Başvuranın yedi ve dokuz yaşlarındaki çocukları, Çeçen olan babaları yaşadıkları<br />
kentin bir sakini olarak kayıtlı olmadığı için ve artık göçmen kartı<br />
bulunmadığından (bu kartı Çeçenistan'da kaybettiği mülkünün tazmini için iade<br />
etmek zorunda kalmıştır) iki yıldır devam ettikleri okuldan çıkarılmışlardır.<br />
Rus yasaları, çocukların eğitiminin, ebeveynlerinin ikamet yerinin kaydına bağlı<br />
olmasına izin vermediği için AİHM, 1 Numaralı Protokolün 2. Maddesinin ihlal<br />
edildiğine hükmetmiştir. Bu kararın icrası devam etmektedir.<br />
D.H. – Çek Cumhuriyeti (no. 57325/00)<br />
13.11.2007 (Büyük Daire)<br />
Dava, Çek vatandaşı olup 1996 ile 1999 yılları arasında zihinsel ve sosyal<br />
engelliler de dahil olmak üzere özel ihtiyacı olan çocuklara yönelik okullara<br />
yerleştirilen 18 Roman çocuk ile ilgilidir. Başvuranlar, iki kademeli bir eğitim<br />
sisteminin bulunduğunu ve bu sistemde Roman çocukların (daha basit bir<br />
müfredat uygulayan) bu tür okullara ayrılmasının neredeyse otomatik bir süreç
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
sonucunda gerçekleştiğini iddia etmişlerdir.<br />
AİHM, söz konusu tarihte Çek Cumhuriyeti'ndeki özel okullardaki çocukların<br />
çoğunluğunun Roman kökenli olduğunu kaydetmiştir. Ortalama/ortalamanın<br />
üzerinde zekâ seviyesine sahip Roman çocuklar etnik kökenlerine adapte<br />
edilmemiş psikolojik testler bahane edilerek sık sık bu okullara yerleştirilmektedir.<br />
AİHM, söz konusu davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan yasanın, Roman<br />
çocuklara karşı orantısız bir önyargı oluşturduğundan hareketle, Sözleşmenin 14.<br />
Maddesinin ve 1 Numaralı Protokolün 2. Maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.<br />
Öte yandan yeni çıkarılan yasayla bu tarz özel okullar kaldırılmış ve normal<br />
okulların hem özel eğitim ihtiyaçları olan çocuklara hem de sosyal açıdan<br />
dezavantajlı çocuklara eğitim vermesi hükme bağlanmıştır. Bu kararın icrası<br />
devam etmektedir.<br />
Sampanis ve Diğerleri – Yunanistan Davası (no. 32526/05)<br />
05.06.2008<br />
Yunanistan mercileri (herhangi bir örgün eğitimden yoksun olan) bir grup Roman<br />
kökenli Yunanistanlı çocuğu tüm bir akademik dönem boyunca okula<br />
kaydetmemiştir. 50'den fazla çocuk daha sonra okulun ek binasındaki özel<br />
sınıflara yerleştirilmiştir; burada normal sınıflara yeniden entegrasyonları<br />
amaçlanmıştır.<br />
AİHM, Roman çocuklar başlangıçta teste tabi tutularak hazır sınıflarına<br />
gitmelerinin gerekip gerekmediğinin belirlenmediğini ve daha sonraki aşamalarda<br />
da normal sınıflara katılacak şekilde ilerleme gösterip göstermediklerinin test<br />
edilmediğini kaydetmiştir. AİHM, hem kayıt prosedürü hem de çocukların özel<br />
sınıflara yerleştirilmesi bakımından 1 Numaralı Protokolün 2. Maddesinin ve<br />
Sözleşmenin 14. Maddesinin ihlal edildiğine ve ayrıca Sözleşmenin 13. Maddesinin<br />
de (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu kararın icrası devam<br />
etmektedir.<br />
Oršuš ve Diğerleri - Hırvatistan Davası (no. 15766/03)<br />
16.03.2010 (Büyük Daire)<br />
Roman kökenli on beş Hırvat, sadece Romanların gittiği sınıflara devam etmeye<br />
zorlandıkları ve bundan dolayı eğitsel, psikolojik ve duygusal zarara uğradıkları<br />
için ırk ayrımcılığına maruz kaldıklarından şikayetçi olmuştur.<br />
AİHM, söz konusu okullardaki özel sınıflara sadece Roman çocukların<br />
yerleştirildiğini tespit etmiştir. Hükümet, söz konusu öğrencilerin Hırvatçayı yeteri<br />
kadar bilmediklerinden söz konusu ayrıma tabi tutulduklarını ifade etmiştir;<br />
ancak, bu öğrencilerin söz konusu sınıflara yerleştirilmesine ilişkin testler dil<br />
becerileri üzerine odaklanmamıştır ve çocukların gelişimi net bir şekilde<br />
izlenmemiştir. Dolayısıyla başvuranların sadece Roman kökenlilere yönelik<br />
sınıflara yerleştirilmesi gerekçelendirilememiştir; Sözleşmenin 14. Maddesi ile 1<br />
Numaralı Protokolün 2. Maddesi ihlal edilmiştir. Bu kararın icrası devam<br />
etmektedir.<br />
Horvàth és Vadàzi - Macaristan Davası (no. 2351/06)<br />
09.11.2010 (kabul edilebilirlik hakkında karar)<br />
Hafif zihinsel engeli olan Roman kökenli iki çocuk, özel eğitim ihtiyaçları olan<br />
çocuklar konusunda herhangi bir eğitimi olmayan bir öğretmenin gözetiminde
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
durumlarını iyileştirme amacı güden bir sınıfa yerleştirilmiştir. Kendilerinin özel bir<br />
sınıfa yerleştirilmesi kararının, etnik kökenleri dolayısıyla alındığından ve bu<br />
yüzden de ayrımcı olduğundan şikayetçi olmuşlardır. Açtıkları davalardan bir<br />
sonuç alamamışlardır.<br />
AİHM, davanın kabul edilemez olduğunu ilan etmiştir; çünkü başvuranlar Kamu<br />
Eğitim Yasasının 77. Maddesi uyarınca dava açmamışlar ve Macar hukuk<br />
mercilerinin davaların birindeki kesinleşmiş kararından itibaren altı ay içinde<br />
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma şartına riayet etmemişler ve diğer<br />
davada ise ayrımcılıktan şikayette bulunmamışlardır.<br />
Ali - Birleşik Krallık Davası (no. 40385/06)<br />
11.01.2011<br />
Başvuran, okulunda çıkan yangın konusunda polisin yürüttüğü soruşturma<br />
boyunca söz konusu yangın sırasında yakınlarda bulunduğu gerekçesiyle okula<br />
gitmekten alıkonulmuştur. Kendisine başka bir okula gitme teklifi yapılmış ve<br />
kendisine karşı suçlamalar düştükten sonra ebeveynleri, kendisinin okula yeniden<br />
dönmesi hususunu görüşmek üzere okula davet edilmiştir. Ebeveynleri bu<br />
toplantıya gelmemiş ve ayrıca kendisinin okula dönüp dönmeyeceği konusunda<br />
karar vermekte gecikmişlerdir. Bu öğrenci yerine bir başka öğrenci alınmıştır.<br />
AİHM, eğitim hakkının, belli bir okula devam etme hakkını gerektirmediğini ve<br />
disiplin cezaları verilmeyeceği anlamına gelmediğini kaydetmiştir. Başvuran<br />
yasalara uygun olarak bir ceza soruşturması kapsamında ve geçici olarak okuldan<br />
uzaklaştırılmıştır ve bu süre zarfında kendisine alternatif eğitim imkanları<br />
sunulmuştur. Ebeveynleri kendisinin yeniden okula dönmesine ilişkin toplantıya<br />
katılmamış ve okuldan ihraç edilmesini önlemek üzere okulla zamanında irtibat<br />
kurmamışlardır. Dolayısıyla 1 Numaralı Protokolün 2. Maddesinin ihlali söz konusu<br />
değildir.<br />
Miras ve nesep tayini<br />
Marckx - Belçika Davası (no. 6833/74)<br />
13.06.1979<br />
Evli olmayan bir Belçikalı anne, evli anne ve çocuklarına tanınan <strong>hakları</strong>n<br />
kendisine ve kızı Alexandra'ya verilmediğinden şikâyetçi olmuştur: Diğer<br />
hususların yanı sıra nesep ilişkisi tesis etmek üzere çocuğunu tanıması (ya da bu<br />
yönde dava açması) gerekiyordu (evli annelerin ise sadece doğum belgesini<br />
göstermeleri yetiyordu); bu tanıma annenin çocuğuna miras bırakma yeteneğini<br />
kısıtlıyordu ve çocukla annenin ailesi, onun anneannesi ve teyzesiyle yasal bir bağ<br />
oluşturmuyordu. Kızının meşru bir çocuğun sahip olduğu aynı haklara sahip<br />
olmasını sağlamak için annenin evlenmesi ve daha sonra Alexandra'yı evlat<br />
edinmesi (ya da meşrulaştırma sürecinden geçmesi) gerekiyordu.<br />
AİHM, Alexandra'nın annesiyle nesep oluşturması, annesinin ailesiyle ve miras<br />
<strong>hakları</strong>yla yasal bağ olmaması ve annesinin mülkiyetini istediği gibi dağıtma<br />
özgürlüğü bakımlarından her iki başvuran açısından 8 ve 14. Maddelerin ihlal<br />
edildiğine hükmetmiştir. Karar verildiği sıralarda evli ve evli olmayan ebeveynlerin<br />
çocukları arasındaki farklı muameleleri gidermeye yönelik bir yasa teklifi Belçika<br />
parlamentosundan geçiyordu. Alınan tedbirler (kanun değiştirilmiştir).
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
Inze – Avusturya Davası (no. 8695/79)<br />
28.10.1987<br />
Başvuran, evlilik dışı doğduğu için annesi vasiyetname bırakmadan ölünce<br />
annesinin çiftliği üzerinde yasal olarak miras hakkına sahip olmadığından<br />
şikayetçidir. 23 yaşına kadar çiftlikte çalışmış olmasına karşın kendisinden genç<br />
üvey erkek kardeşi tüm çiftliği tevarüs etmiştir. Başvuran sonunda kardeşinden<br />
annesinin kendisine bırakılmasını istediği küçük bir arazi parçasını almıştır.<br />
AİHM başvuranın daha fazla yer alamayacağını düşündüğü için anlaşmayı kabul<br />
ettiğini kaydederek 1 Numaralı Protokolün 1. Maddesiyle bağlantılı olarak 14.<br />
Maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Tedbirler alınmıştır.<br />
Mazurek – Fransa Davası (no. 34406/97)<br />
01.02.2000<br />
Gayrimeşru bir ilişkiyle dünyaya gelen başvuranın miras hakkı, annesinin<br />
mirasında meşrulaştırılmış bir çocuk daha hak sahip olduğu için o dönemde<br />
(1990) yürürlükte olan yasaya göre yarıya indirilmiştir.<br />
AİHM, Avrupa'da başvuranın durumundaki çocuklara oranla ayrımcılığın<br />
önlenmesine yönelik net bir eğilim olduğunu kaydetmiştir. Bu çocuklar, kendi<br />
kontrolleri dışındaki olaylardan dolayı haksızlığa uğratılmamalıdır. Dolayısıyla<br />
AİHM 14. Maddeyle bağlantılı olarak 1 Numaralı Protokolün 1. Maddesinin ihlal<br />
edildiğine hükmetmiştir. Alınan tedbirler (kanun değiştirilmiştir).<br />
Ayrıca bkz. Merger ve Cros - Fransa Davası (no. 68864/01)<br />
22.12.2004<br />
Camp ve Bourimi - Hollanda Davası (no. 28369/95)<br />
03.10.2000<br />
Eveline Camp ve bebeği Sofian, Sofian'ın babası Abbi Bourimi Sofian'ı tanımadan<br />
ve Camp ile evlenmeden (açığa vurulan niyeti buydu) önce vasiyetname<br />
bırakmadan ölünce ailece kaldıkları evden çıkmak zorunda kalmışlardır. O<br />
dönemde yürürlükte olan Hollanda yasalarına göre Bourimi'nin mirasını<br />
ebeveynleri ve kardeşleri paylaşmıştır. Sonra eve yerleşmişlerdir. Daha sonra<br />
Sofian meşru ilan edilmiş, fakat bu karar geriye doğru işlemediği için Sofian<br />
babasının varisi yapılmamıştır.<br />
Bourimi'nin Camp ile evlenme ve Sofian'ı tanıma niyetini kaydeden AİHM,<br />
Sofian'ın babasının mirasından mahrum bırakılmasının orantısız olduğunu ve 8 ve<br />
14. Maddelerin ihlali anlamına geldiğini tespit etmiştir. Tedbirler alınmıştır.<br />
Pla ve Puncernau - Andora Davası (no. 69498/01)<br />
13.07.2004<br />
Evlat edinilen bir çocuk olan Antoni, mirastan mahrum bırakılmıştır ve daha sonra<br />
annesi aile mülkiyetindeki ömür boyu irtifa hakkını kaybetmiştir; bunda Andora<br />
mahkemelerinin vasiyetteki bir maddenin (varisin "meşru ve kurallara uygun<br />
evlilikten" doğması şartı) sadece biyolojik çocuklar için geçerli olduğu şeklindeki<br />
yorumu etkili olmuştur.<br />
AİHM, Antoni'nin ebeveynlerinin "meşru ve kurallara uygun bir evliliği" olduğunu<br />
ve söz konusu vasiyetnamede evlat edinilen çocukların mirastan yoksun
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
bırakıldığına dair bir şey olmadığını kaydetmiştir. Mahkemelerin kararı "evlat<br />
edinilen bir çocuğun yargı yoluyla miras <strong>hakları</strong>ndan mahrum bırakılması"<br />
anlamına gelmiştir ki, bu da "açık biçimde ayrımcılık yasağına aykırıdır" ve 8. ve<br />
14. Maddelerin ihlalini oluşturmaktadır. Bu kararın icrası devam etmektedir.<br />
Brauer – Almanya Davası (no. 3545/04)<br />
28.05.2009<br />
Başvuran, 1 Temmuz 1949'dan önce evlilik dışı doğan çocukları etkileyen bir yasa<br />
uyarınca kendisini tanımış olan babasından miras alamamıştır. Demokratik<br />
Almanya Cumhuriyeti (başvuranın yaşamının büyük bir bölümünü burada<br />
geçirmiştir) yasaları uyarınca geçerli olan eşit miras <strong>hakları</strong>, Almanya birleştiği<br />
zaman Almanya Federal Cumhuriyetinde yaşayan babası açısından geçerli<br />
olmamıştır.<br />
AİHM 8 ve 14. Maddelerin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu kararın icrası devam<br />
etmektedir.<br />
Stagno - Belçika Davası (no. 1062/07)<br />
07.07.2009<br />
İki kız kardeş, annelerine karşı miraslarını kötü yönettiği iddiasıyla mahkemede<br />
dava açamadıklarından şikayetçi olmuşlardır; küçüklerin bu tür davaları<br />
açmalarına izin verilmiyordu ve rüşte erdiklerinde ise dava zamanaşımına<br />
uğramıştı.<br />
AİHM 6. Maddenin 1. Paragrafının (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine<br />
hükmetmiştir. Bu kararın icrası devam etmektedir.<br />
Derdest dava<br />
Fabris – Fransa Davası (no. 16574/08)<br />
21.07.2011 - Büyük Daire’ye gönderilmiştir<br />
Dava, evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelen ve 40 yaşında iken annesiyle nesep<br />
ilişkisi mahkeme kararıyla kurulan başvuranın miras <strong>hakları</strong>yla ilgilidir.<br />
Daire kararında AİHM, 1972 ve 2001 tarihli yasaların geçici hükümlerini uygulama<br />
konusunda ulusal mahkemelerin, bir yanda M.'nin meşru çocuklarının uzun zaman<br />
önce iktisap ettikleri haklar ve diğer yanda Fabris'in maddi çıkarları arasında<br />
doğru bir denge kurduklarını kaydetmiştir. Dolayısıyla 1 Numaralı Protokolün 1.<br />
Maddesi ile bağlantılı olarak Sözleşmenin 14. Maddesi ihlal edilmemiştir. Mirasın<br />
henüz dağıtılmamış olduğu Mazurek - Fransa Davasının tersine AİHM, Fabris ile<br />
annesinin meşru çocukları arasındaki muamele farkının, söz konusu amaçla<br />
orantılı olduğunu tespit etmiştir.<br />
Dava Büyük Daireye havale edilmiştir ve 04.04.2012 tarihinde duruşması<br />
yapılmıştır.<br />
Tavel - İsviçre Davası (41170/07)<br />
Başvuran ve annesi, annesinin yeniden evlenip ve soyadını değiştirmesi üzerine<br />
bazı ödeneklerden ve aile mirasından mahrum kalmışlardır. 8 ve 14. Maddelere<br />
dayanmaktadır.
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
Kişisel Kimlik<br />
Odièvre – Fransa Davası (no. 42326/98)<br />
13.02.2003 (Büyük Daire)<br />
Evlat edinilmiş olan başvuran, üç biyolojik erkek kardeşi olduğunu öğrenmiştir.<br />
Kimliklerini öğrenmek için bilgi talebi, kendisi annenin adının gizli tutulduğu özel<br />
bir işlemle dünyaya geldiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvuranın biyolojik<br />
annesinin mirasçısı olması da mümkün değildi.<br />
8. Madde veya 14. Madde ihlal edilmemiştir: Fransa söz konusu farklı menfaatler,<br />
yani kamu yararı (başta yasadışı kürtaj olmak üzere kürtajların ve bebeklerin terk<br />
edilmesinin önlenmesi), çocuğun kişisel gelişimi ve kökenlerini bilme hakkı,<br />
annenin uygun tıbbi koşullarda doğum yapmak suretiyle sağlığını koruma hakkı<br />
ve ilgili diğer ailelerin fertlerinin korunması arasında adil dengeyi gözetmiştir.<br />
Ayrıca, başvuran, annesinin rızasının alınması yoluyla kimliğinin açıklanmasını<br />
talep edebilirdi. Bunun yanı sıra, başvuran kendisini evlat edinen ebeveynlerinin<br />
mirasçısı olabilirdi ve annesinin doğal çocuklarıyla aynı konumda değildi.<br />
Jäggi – İsviçre Davası (no. 58757/00)<br />
13.7.2006<br />
Başvuranın, biyolojik açıdan babası olduğuna inandığı ölmüş bir şahsın bedeni<br />
üzerinde DNA testi yaptırmasına izin verilmemiştir. Dolayısıyla babalık ilişkisi<br />
kurulamamıştır.<br />
AİHM, 8. Maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir: DNA testi için bedene çok fazla<br />
müdahale edilmesi gerekmemektedir; aile herhangi bir felsefi ya da dini itirazda<br />
bulunmamıştır ve başvuran ölen şahsın mezarının kira sözleşmesini uzatmamış<br />
olsaydı, mezar zaten açılmış olacaktı.<br />
Godelli – İtalya Davası (33783/09)<br />
25.09.2012<br />
Dava, bir çocuğun doğumuyla ilgili bilgilerin gizliliği ve annesi tarafından terk<br />
edilmiş kişinin kökenlerini öğrenememesi ile ilgilidir.<br />
8. Madde (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edilmiştir: AİHM İtalyan<br />
sisteminde çocuğun menfaatlerinin dikkate alınmadığını kaydetmiştir. AİHM,<br />
annenin kimliğini ifşa etmemeyi tercih ettiği davalarda mevzuatın, doğumda<br />
resmi olarak kabullenilmeyen ve sonradan evlatlık verilen çocuğun kökenleriyle<br />
ilgili olan fakat kimlik saptayıcı nitelikte olmayan bilgilerin veya rızası dâhilinde<br />
biyolojik annesinin kimliğinin açıklanmasını talep etmesine imkan tanımadığından<br />
bahisle, farklı menfaatler arasında adil bir denge kurulmadığını kaydetmiştir.<br />
Vatandaşlık<br />
Genovese – Malta Davası (no. 53124/09)<br />
11.10.2011<br />
Dava, (İngiliz anne ile Maltalı babanın evlilik dışı ilişkisinden İskoçya'da (Birleşik<br />
Krallık) dünyada gelen) İngiliz başvurana gayrimeşru çocuk olduğu gerekçesiyle<br />
Malta vatandaşlığının verilmemesiyle ilgilidir. Evlilik ilişkisi dahilinde doğan ya da<br />
annesi Maltalı olan çocuklar Malta vatandaşlığına hak kazanıyordu.
Bilgi Notu - <strong>Çocuk</strong> Hakları Basın Birimi<br />
1975 tarihli Avrupa Evlilik Dışı Doğan <strong>Çocuk</strong>ların Yasal Durumu Sözleşmesinin<br />
20'den fazla Avrupa ülkesinde yürürlükte olduğunu ve evlilik dışı doğum<br />
temelinde muamele farklılığı gerekçelendirmek için "son derece önemli<br />
nedenlerin" olması gerektiğini kaydeden AİHM, 8. Maddeyle (özel hayata saygı<br />
hakkı) bağlantılı olarak 14. Maddenin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine<br />
hükmetmiştir. 2007 tarihinde Malta söz konusu yasayı değiştirerek başvuranın<br />
durumundaki kişilere vatandaşlık hakkı getirilmiştir. Bununla birlikte AİHM,<br />
şikayetin 2007'de yapılan bu değişikliklerden önce Genovese'nin vatandaşlık<br />
hakkıyla ilgili olduğunu vurgulamıştır.<br />
Basın İrtibat:<br />
+33 (0)3 90.21.42.08<br />
AİHM'in basın bildirilerine aşağıdaki adresten üye olabilirsiniz (RSS):<br />
http://echr.coe.int/echr/rss.aspx<br />
(Bu bilgi notunun Türkçe çevirisi, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın<br />
katkılarıyla hazırlanmıştır.)