22.08.2013 Views

PDF Page Organizer - Foxit Software - Brain Campaign

PDF Page Organizer - Foxit Software - Brain Campaign

PDF Page Organizer - Foxit Software - Brain Campaign

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

50<br />

Nörodejenerasyon –<br />

Alzheimer hastalığı<br />

Beynimiz: farklı durumlara nasıl tepki göstereceğimizi,<br />

kime aşık olacağımızı, nelerden korkacağımızı, neyi<br />

hatırlayacağımızı belirleyerek bizi biz yapar. İnsan<br />

doğasının bu temel yönü, beynimizin Alzheimer<br />

hastalığı olarak bilinen ilerleyen bozukluğa yakalanması<br />

ile açığa çıkar. Alzheimer hastalığı, yaklaşık olarak 65<br />

yaşındakilerin % 5 inde, 85 yaş ve üzerindekilerin ise<br />

% 25 inde yeteneklerin kaybolduğu bir tür demanstır.<br />

Bu, genellikle bellek kaybı ile başlayan, normal bir<br />

insan olduğunu unutmakla ilerleyerek ölümle sonuçlanan<br />

yürek burkan bir hastalıktır. Hasta yakınları açısından,<br />

sevdikleri birisinin bu tarzda kendini yitirmesi ise son<br />

derece zor bir durumdur. Sonunda, hasta kendisine en<br />

yakın olanları bile tanıyamayabilir ve giyinme, yemek<br />

yeme, banyo yapma ve tuvalete gitme gibi günlük<br />

ihtiyaçlarında bile desteğe gereksinim duyar. Onlara<br />

bakan kişilerin yaşamları da beklenmeyen bir biçimde<br />

değişikliğe uğrar.<br />

“Bugünlerde babam kim olduğumu bilmiyor. Beni hiçbir<br />

şekilde hatırlamıyor. Kızıyor ve en küçük şeyden korkuyor.<br />

Çevresinde neler olup bittiğini anladığını zannetmiyorum.<br />

Başlangıçta daima birşeyleri kaybeden unutkan biri gibi<br />

görünmüştü. Sonra daha kötü oldu. Yatmaya gitmiyordu,<br />

saatin kaç olduğunu hatta nerede olduğunu bilmiyordu.<br />

Şimdi büyük tuvaletini kontrol edemiyor ve yeme ile<br />

giyinmede yardıma ihtiyacı var. Başa çıkamıyorum.”<br />

Ters giden ne? Alzheimer hastalığı ilerledikçe, beyin<br />

hücreleri ölür: beyin kabuğu incelir ve karıncıklar<br />

(beyinde sıvı ile dolu bölgeler) genişler. Tanı genellikle<br />

kişi hayatını sürdürürken karakteristik klinik<br />

özelliklere göre yapılır, fakat hastalığı kesin olarak<br />

doğrulamak ölümden sonra yapılacak beynin<br />

mikroskopik incelenmesiyle hücre kaybının, amiloid<br />

plaklardaki yaygın amiloid protein tortularının ve<br />

beyin hücrelerinin normal bileşenleri olan çubuk<br />

benzeri proteinlerin karmakarışık fibriler yumaklar<br />

halini aldığının gösterilmesi ile mümkündür.<br />

Günümüz araştırma projeleri, erken dönemdeki<br />

Alzheimer hastalarında görülen mental değişiklikleri,<br />

diğer hastalıklarda (örneğin depresyonda) görülen<br />

değişikliklerden ayırmaya odaklanmış yeni<br />

nörofizyolojik testlerle yaşam sırasında tanı koymayı<br />

geliştirmeyi amaçlamaktadır.<br />

Beynin boyanması, amiloid<br />

plakları (yandaki kare) ve<br />

koyu renkli olarak boyanmış<br />

yumakları (ok) görünür hale<br />

getirir.<br />

Yine genetik, amiloid öncül proteini (amiloidi yapan<br />

protein) ve presenilini (öncül proteini yıkan enzimi<br />

kodlayan) kodlayan genlerdeki mutasyona dikkatimizi<br />

çekerek bu hastalığı anlamaya başlamamız için<br />

tutunacak bir dal sağlamıştır. Apolipoprotein E (apoE)<br />

genindeki özel bir değişimin mirası olan apoE-4 de<br />

hastalıkta en büyük risk faktörüdür. Bununla birlikte,<br />

genetik faktörler tüm hikayeyi açıklamaz. Toksinler<br />

gibi çevresel faktörler ve travmatik beyin hasarı gibi<br />

diğer etkiler de önemli rol oynayabilir. Fakat, genetiği<br />

değiştirilmiş olarak yetiştirilen laboratuar<br />

hayvanlarının hastalığın özelliklerini göstermesi<br />

genetik faktörlerin önemini vurgulamaktadır.<br />

Ancak bu araştırmalar hastalık süreçlerini<br />

kavramamızda vazgeçilmezdir ve bu konularda yapılan<br />

araştırmaların sonuçları çok dikkatle açıklanmalı ve<br />

lüzumsuz açıklamalar yapılmamalıdır,<br />

Hayvan araştırmalarının çok kıymetli olmasına ve ısrarla<br />

tedavi şekillerinin geliştirilmeye çalışılmasına rağmen,<br />

Alzheimer hastalığındaki ilerlemeyi engelleyecek tedaviler<br />

henüz mevcut değildir. Özellikle asetilkolin transmiterini<br />

kullanan sinir hücrelerinin hastalık koşullarındaki<br />

saldırılara karşı savunmasız olduğu bilinmektedir. Bu<br />

nörotransmiteri yıkan enzimin etkisini engelleyerek arta<br />

kalan astilkolinin etkisini güçlendiren ilaçlar, hayvan<br />

modelleri ve bazı klinik durumların her ikisinde de bir<br />

miktar iyileştirici etkiye sahiptir. Bununla birlikte, bu<br />

ilaçlar henüz tedavi edilemeyen bu hastalığın ilerlemesini<br />

yavaşlatacak bir şey yapamazlar. Genetik ipuçlarını<br />

birleştirmek, beyin kimyası ile psikolojik fonksiyonlar<br />

arasındaki ilişkileri anlamak ve hücrelerde hasar oluşturan<br />

mekanizmalar hakkında daha çok şey öğrenmek, sonunda<br />

bu bozukluğu yenmek için uygun bir yol olarak<br />

gözükmektedir.<br />

Depresif Bozukluk<br />

Depresyon ve nörodejenerasyonun birbiriyle ilişkili<br />

olabileceğini öğrenmek sizi şaşırtabilir, fakat<br />

günümüzde ağır depresyon geçiren kişilerin beyin<br />

hücrelerini yitirebileceklerini biliyoruz.<br />

Depresif bir bozukluk,<br />

hepimizin zaman zaman<br />

yaşadığı güçsüzlük<br />

hissinden oldukça<br />

farklıdır. Burada, zayıf<br />

ruh halinin haftalarca ve<br />

aylarca devam ettiği<br />

gerçekten ciddi bir<br />

hastalık durumuyla<br />

ilgilenmekteyiz. Bu durum<br />

hastaların ölmek istediği<br />

ve kendini öldürmeyi<br />

deneyebileceği noktaya kadar uzayan her şeye teslim<br />

olunmasıyla başlar. Hastalar uyku bozukluğu, iştahsızlık,<br />

konsantrasyon ve bellek zayıflığı ile yaşama karşı<br />

ilgisizlik gibi diğer karakteristik belirtiler de<br />

gösterirler. Neyse ki bu durum büyük ölçüde tedavi<br />

edilebilmektedir. Serotonin ve nöradrenalin gibi<br />

nöromodülatör transmiterlerin etkilerini artıran<br />

antidepresan ilaçlar, hastalığı hızla (haftalar içinde)<br />

tedavi edebilirler. Özel konuşma tedavileri de etkilidir.<br />

Kimyasal ve psikolojik<br />

tedavilerin birlikte<br />

uygulanması özellikle<br />

yararlıdır. Bu hastalık,<br />

şaşırtıcı bir şekilde<br />

yaygındır ve her 5 kişiden<br />

biri yaşamının bir<br />

bölümünde bir miktar<br />

depresif bozukluk yaşar.<br />

Ağır ve uzun süreli<br />

depresif olmak, stresli<br />

durumlarda (Bölüm 12) kısa<br />

süreli salınan ve yararlı<br />

olan kortizol gibi stres<br />

hormonlarının kontrolü<br />

üzerinde denge bozucu bir<br />

etkiye sahiptir.<br />

Vincent Van Gogh,<br />

depresyon hastası<br />

olan empresyonist<br />

ressam.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!