‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi
‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi
‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
arış ortamına giriş ve boyun eğiş” anlamı etrafında durulduğu görülür.<br />
İnkıyat ve itaat merkezli bir anlam taşıyan İslâm’ın, her şeye ve her halde bir<br />
boyun eğişi değil, sadece hakka boyun eğişi ifade için kullanılır. Doğruya ve<br />
hakka uymak, yanlışa ve kötüye uymamak İslâm şiarıdır. Allah’a ve O’nun<br />
buyruklarına boyun eğmek, itaat etmek ve isyan etmemek İslâm’ın insana<br />
önerdiği temel ilkelerdendir.<br />
İslâm kelimesi Kurân’da çeşitli anlamlarda geçer. Bunların bir kısmı,<br />
“Allah’a yönelme ve O’na teslim olma” manasındadır. “Rabbi ona Müslüman<br />
ol, demiş, o da Âlemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti” (el-Bakara 2/131)<br />
ayetinde esleme fiili, “teslim olmak, boyun eğmek” manasına gelmekte ve<br />
“Allah’a içten gelen bir bağlanışı” ifade etmektedir. Bunun yanında “tevhid<br />
inancına sahip olmak ve Allah’a teslimiyetin gereğini yapmak” anlamında da<br />
kullanıldığı olmuştur. Bu anlamı itibariyle Kur’ân’da “Size azap gelip<br />
çatmadan önce Rabbinize dönün, O’na teslim olun, sonra size yardım<br />
edilmez” (ez-Zümer 39/54). ayeti ile teyit edilmektedir. Ayetlerde geçen<br />
kelime anlamları arasında “huzur ortamına girmek” vurgusu da yapılmaktadır.<br />
İslâm dairesine giren kimseler rahat ve huzur içinde yaşamayı,<br />
barışı tercih etmişlerdir. Bu durumla ilgili ayette şöyle buyrulmaktadır: “Ey<br />
iman edenler! Hep birden huzur ortamına girin. Sakın şeytanın adımlarına<br />
tabi olmayın. Çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır” (el-Bakara 2/208). Bu<br />
dairenin dışında kalmak, İslâm’ın ön gördüğü huzur ortamını yakalayamamak<br />
anlamını da içerdiği için bir bakıma İslâm dininin dışındaki din<br />
ve anlayışların insan huzurunu karşılamaktan uzak olduğu vurgusu da yapılmış<br />
olmaktadır.<br />
Kur’ân’da olduğu gibi hadislerde de İslâm kelimesi geçmekte ve<br />
“Allah’ın insanlığa gönderdiği son din” anlamı ön plana çıkarılmaktadır.<br />
Hadislerde, İslâm’ın bir din olarak insan fıtratına en uygun ve insanlığın<br />
devam eden doğruyu algılama sağduyusuna en elverişli bir din olduğuna<br />
dikkat çekilmektedir. Burada fıtrat kelimesiyle Allah’ın insanı yarattığında iç<br />
dünyasına yerleştirdiği yaratıcısını tanıma kabiliyeti kast edilmektedir.<br />
Hadislerin bazısında İslâm dini için, “kolaylaştırılmış Haniflik” (Buhârî,<br />
“İman”, 29) tanımlaması yapılması bu dinin insanın Allah tarafından<br />
ihtiyaçlarını karşılayan aslî din özelliğini açıklamaktadır. İnsanda var olan<br />
hakkı tanıma yatkınlığı ile onun bu özelliğine uygun dinin bir araya gelmesi,<br />
yeryüzünün hedeflenen barış ve güvenliğe teslim olmuş insanını ortaya<br />
çıkaracaktır. Allah’ın son din olarak insanlığa önerdiği İslâm’ın, hadislerde<br />
inanç, ibadet ve ahlâk boyutuyla yaşanması istenmektedir. Hadislerde<br />
İslâm’la ilgili geniş kullanım, insanlık için önerilen son dininin yine insanlara<br />
öğretmekle yükümlü peygamberin gayretini yansıtmaktadır.<br />
İslâm âlimleri İslâm kelimesine “Allah’a tam teslimiyet, hükümlerine<br />
boyun eğmek ve emirlerine uymak” anlamları verdikleri gibi “kişinin kendini<br />
her haliyle Allah’a teslim etmesi ve O’na ortak koşmamakla birlikte sadece<br />
O’na kulluk etmesi” şeklinde mana vermişlerdir. Yine İslâm “Allah’ın Hz.<br />
Peygamber vasıtasıyla gönderdiği bütün hükümleri içtenlikle benimseyip<br />
onlara uymak” şeklinde de tarif edilmiştir.<br />
İslâm kelimesinin kavram karşılığı da araştırılmıştır. Kelime kökünden<br />
hareketle yapılan tariflerde, Allah’a gerçek bir teslimiyet ile boyun eğmek ön<br />
plana çıkmaktadır. Cahiliye döneminin ortalama insanının ortak niteliği olan<br />
şirk kavramına karşı gelen ve hiçbir zaman Allah’a şirk koşmayan insan<br />
tipini temsil eden kişi Müslüman niteliğini hak etmektedir. Bu çerçevede<br />
bakıldığında bugün İslâm şöyle tarif edilmektedir: “Hz. Muhammed’in temel<br />
24