25.12.2013 Views

‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi

‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi

‹slâm ‹nanç esasları - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olanlar âyetlerde kınanmıştır. Tarihte “E‘ârib” denen bir kavim bu şekilde<br />

iman etmiş ve onlar hakkında şu âyet nazil olmuştur: "İnsanlardan kimi<br />

Allah'a yalnız bir yönden kulluk ederler, öyle ki: Kendisine bir iyilik<br />

dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir<br />

(dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, âhiretini de kaybetmiştir. İşte bu apaçık<br />

bir ziyanın ta kendisidir" (el-Hac 22/11). İnancı tam olan kişilerin dünyada<br />

gördükleri fayda da çoktur. İnsanın kendisiyle çelişik olmamasından duyduğu<br />

gönül huzuru hiç de azımsanacak bir durum değildir. Bu durumu ölçen bir<br />

dünyevî ölçek yoktur.<br />

2. İnanç <strong>esasları</strong> kesin bilgi verir ve yakîn ifade ederler. Kur'ân ve<br />

mütevâtir sünnette yer almış olması hasebiyle verdikleri bilgiden şüphe<br />

edilmez. Şek ve şüphe burada inkâr ve küfür sayılır. İnanan kişi imanının bu<br />

nitelikte olmasına dikkat eder.<br />

İnanç <strong>esasları</strong>na körü körüne bağlanılmaz. Bu noktada taklit İslâm<br />

mezheplerinin tamamı tarafından hoş karşılanmamış ve istidlalin terk<br />

edilmesinden dolayı bireyin sorumlu olduğu belirtilmiştir. İslâm inanç<br />

sistemi kalp ve vicdana hitap etmenin yanında kesin delillere ve açık akıl<br />

yürütmelere yer verir. Kur'an buna: " De ki: Doğru iseniz delillerinizi getirin”<br />

(el-Bakara 2/111) şeklinde işaret etmektedir.<br />

3. İnanç <strong>esasları</strong> açık ve sadedir. Ne istediği apaçık, ayan beyan ve nettir.<br />

Muhatabın bunları algılamada bir problemi olmayacak niteliktedir, müphem<br />

ve muğlâk değildir. Emredilen de yasaklanan da gayet açık bir şekilde<br />

belirtilmiştir. Hâlbuki bir Hıristiyan’ın teslis akidesini izah etmesi, bir<br />

Yahudi’nin de milli tanrı anlayışını anlaşılır hale getirmesi oldukça güçtür.<br />

Dolayısıyla diğer inanç sistemlerinde görülen karmaşıklık ve muğlâklık İslâm<br />

inanç <strong>esasları</strong>nda yoktur. İslâm mezhepleri arasında görüş ayrılıkları<br />

bulunmakla birlikte bunların hiçbiri kesin inanç <strong>esasları</strong> üzerinde değil, zannî<br />

inanç esası hükümleri çerçevesindedir. Hiçbir itikâdî fırka meselâ âhiretin<br />

varlığı konusunda ihtilaf etmez, belki âhiret hayatının nasıl olacağı<br />

hususunda çeşitli görüşler beyan eder.<br />

Bazı itikâdî hükümler etrafında İslâm tarihi boyunca ihtilaflar<br />

yaşanmıştır. Bu sebeple onların kesin ve açık olma özellikleri ortadan<br />

kalkmıştır. Bu çeşit inanç <strong>esasları</strong>na zannî inanç <strong>esasları</strong> denir ve ilgili itikadi<br />

mezhebin dünya görüşü olarak nitelendirilebilir. Meselâ Mâtüridî mezhebinin<br />

anlayışına göre peygamberlik için erkek olma şart, Eş’arîlere göre şart<br />

değildir. Bir Müslüman’ın bu iki alternatif düşünceden birine inanması inanç<br />

esasına zarar vermez. Bu gibi fikir ayrılıkları dolayısıyla mezhep<br />

mensuplarının birbirini ithamları da doğru ve yerinde değildir. Zannî olan<br />

inanç <strong>esasları</strong>nda kesinlik, açıklık, beşeri müdahaleye kapalılık gibi özellikler<br />

aranmaz. Bunlar aynı zamanda düşünce çeşitliliği getirmesi açısından bir<br />

fikir zenginliğidir.<br />

4. İtikat <strong>esasları</strong> bir bütündür, bölünme ve parçalanma (tecezzî) kabul<br />

etmez. Biri olmazsa diğerleri de mevcut olmaz. Bu esaslar ya toptan kabul<br />

edilir, ya da biri dahi inkâr edilmiş olsa, toptan reddedilmiş gibi olur. Bir<br />

kısmını kabul edip bir kısmını reddetmek İslâm'ın bütünlüğünü bozmak, dini<br />

tahrif etmek anlamına gelir; Allah'a inanıp da peygamberine inanmayan kişi<br />

İslâm dairesinde değildir. İslâm’ın her şeyini kabul eden ama temel inanç<br />

veya ibadetlerden birini veya birkaçını kabul etmeyen kişi İslâm dairesinden<br />

uzaklaşır. Kur'ân-ı Kerim’de Yahudilere hitaben "Yoksa siz kitabın bir<br />

kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz! Sizden öyle davrananların<br />

cezası dünya hayatında rüsvalık, kıyamet gününde ise en şiddetli azaba<br />

30

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!