29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Senato Kararı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Senatosu, 18.05.2006<br />
tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda, Danıştay üyesi Mustafa<br />
Yücel Özbilgin’in hayatını kaybetmesine ve diğer üyelerinde<br />
yaralanmasına neden olan hain saldırı ile ilgili aşağıdaki bildirinin<br />
kamu oyuna duyurulmasına karar vermiştir.<br />
Mustafa Yücel Özbilgin<br />
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ<br />
SENATO BİLDİRİSİ<br />
17.05.2006 tarihinde devletimizin önemli bir anayasal<br />
kurumu olan Danıştay’ı hedef alan ve Danıştay üyesi Mustafa<br />
Yücel Özbilgin’in hayatını kaybetmesine ve diğer üyelerin de<br />
yaralanmasına neden olan hain saldırıyı nefretle kınıyoruz.<br />
Ülkemizin her tarafında olduğu gibi Üniversitemizde de<br />
büyük bir infial yaratan bu karanlık eylem, her şeyin üstünde<br />
tuttuğumuz hukuka, Cumhuriyetimizin asla vazgeçemeyeceğimiz<br />
temel niteliklerine ve ulusumuzun birlik ve beraberliğine<br />
yönelmiştir. Daha önce de devletimizin önemli kurumlarına<br />
yönelen terör ve şiddet, bu defa silahını Yüce Türk ulusu adına<br />
karar veren bir yüksek yargı organımıza çevirmiştir. Sabrımızın<br />
denenmeye çalışıldığı açıktır.<br />
Bu noktada hepimize düşen görev ihanet odaklarına ve<br />
çirkin emellerin sahiplerine karşı birlik içinde kalarak anayasal<br />
kurumlarımıza ve onlarla ayakta olan devletimize sahip<br />
çıkmaktır.<br />
Biz Üniversite olarak suçluların ve onların karanlık emellerinin<br />
en kısa sürede ortaya çıkarılacağına yürekten inanıyoruz. Bir<br />
şeye daha inanıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti tüm kurumlarıyla<br />
giderek artan hukuk dışı eylem, terör ve şiddet heveslilerine hak<br />
ettikleri dersi verecek, ülkemizin kaos ortamına sürüklenmesine<br />
asla müsaade etmeyecektir.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi olarak menfur saldırıda<br />
hayatını kaybeden değerli hukukçumuzun ailesine, Danıştay’a,<br />
yargı mensuplarına ve ulusumuza başsağlığı, yaralılara acil<br />
şifalar diliyoruz.<br />
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SENATOSU
SDÜ Adına Sahibi<br />
Prof.Dr.Metin Lütfi BAYDAR<br />
Rektör<br />
Genel Koordinatör<br />
A.Tevfik KÖSE<br />
Genel Sekreter<br />
Sorumlu Müdür<br />
Öğr.Gör.M.Zafer ÇAĞLAR<br />
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü<br />
Görsel Yönetmen<br />
Hakan Mahmut NEĞİŞ<br />
Grafik Tasarım ve Uygulama<br />
Serdar DURAN<br />
Haber Koordinatörü<br />
Ayşegül DAĞLI<br />
05<br />
SDÜ’de Mezuniyet<br />
Coşkusu<br />
<strong>29</strong><br />
Fikret Bila’dan Konferans:<br />
“Medya ve Siyaset”<br />
98<br />
Türk Sinemasının<br />
Dört Yapraklı Yoncasına<br />
Fahri Doktora<br />
16 Tarımsal Öğretimin 160. Yılı Kutlandı<br />
38 SDÜ’de Hasta Hakları Sempozyumu<br />
78 27 Mart Tiyatro Haftası Etkinlikleri<br />
10<br />
I. Uluslararası Stratejik<br />
Eğilimler Kongresi<br />
34<br />
Takım Doktorluğu & Yeni<br />
Ufuklar Sempozyumu<br />
100<br />
Şarık Tara’ya<br />
Fahri Doktora<br />
23 SDÜ’de Türkçe Konferansı<br />
50 SDÜ’de Kariyer Günleri<br />
108 Tıp Fakültesi 42 Mezun verdi<br />
14<br />
Jerzy Buzek’e<br />
Fahri Doktora<br />
42<br />
Tıp<br />
Bayramı<br />
Kutlandı<br />
102<br />
Ahmet Kanneci’ye<br />
Fahri Doktora<br />
Muhabirler<br />
A.Candaş ÇORÇOK<br />
Ezgi SERTSARI<br />
Kamile BEKTAŞ<br />
Mutlu DOĞAN<br />
Emine AKGÜL<br />
Leyla SÖNMEZ<br />
Fotoğraflar / Soner ARIK<br />
31 Türk Dünyası ve Türkiye<br />
66 Dünya Ormancılık Haftası<br />
53<br />
Gönen MYO’da<br />
66. Yıl Coşkusu<br />
115 “Üniversiteler Gelecek Demektir”<br />
120<br />
Isparta MYO<br />
30 Yaşında<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Mustafa KÖSE<br />
Numan BÜYÜKÜNSAL<br />
Narin NADİRGİL<br />
70 SDÜ’de Ebeler Günü Kutlandı<br />
128 10. Gençlik Kurultayı Yapıldı<br />
Adres<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü<br />
32260 / ISPARTA<br />
Tel: (0 246) 211 10 37<br />
Faks: (0 246) 211 17 83<br />
www.sdu.edu.tr<br />
Email : basin@sdu.edu.tr<br />
ISSN 1301-8337<br />
56<br />
9. Bahar Şenliği<br />
75 Türkiye’de Hemşireliğin Durumu<br />
126<br />
146 SDÜ’de Spor<br />
Rauf Denktaş:<br />
“Kıbrıs Milli Davamız”<br />
Baskı<br />
Pelin Ofset Ltd. Şti. / ANKARA<br />
2500 adet basılmıştır
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 <br />
SDÜ’de<br />
Mezuniyet<br />
Coşkusu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi 2005-2006<br />
öğretim yılı mezuniyet töreni 23 Haziran 2006<br />
Cuma günü Isparta Atatürk Stadyumu’nda<br />
gerçekleştirildi. Törende binlerce genç yürek,<br />
mezun olmanın sevincini bir arada yaşadı.<br />
Fakülte ve yüksekokullardan mezun olan 7 bine<br />
yakın öğrenci diploma almanın haklı gururunu<br />
aileleri ile paylaştı.<br />
Tören ilk olarak Valilik önündeki Atatürk Anıtı’na SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından çelenk<br />
sunulmasıyla başladı. Törenin ardından kortej Atatürk<br />
Stadyumu’na geçti. Mezuniyet törenine 9. Cumhurbaşkanı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong>, Polonya eski Başbakanı Jerzy Buzek,<br />
Isparta Valisi Şemsettin Uzun, CHP Genel Başkanı Deniz<br />
Baykal, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Belediye Başkanı Hasan<br />
Balaman, rektörler, dekanlar, öğretim üyeleri, binlerce öğrenci<br />
ve öğrenci aileleri katıldı. Tören kortejindeki Fakülte Dekanları,<br />
Meslek Yüksekokulları Müdürleri, öğretim elemanları ve<br />
öğrenciler protokol ve tribünleri selamladıktan sonra sahada<br />
yerlerini aldılar. Mezuniyet töreni saygı duruşu ve İstiklal<br />
Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Törende ilk konuşmayı<br />
Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar yaptı. Rektör Baydar’ın<br />
duygusal konuşması sırasında bazı öğrenci ve öğrenci ailelerinin<br />
gözyaşlarını tutumadığı gözlendi. Daha sonra kürsüye<br />
gelen Vali Şemsettin Uzun yaptığı konuşmasında, “Sevgili<br />
gençler sizler önemli bir bilim yuvası olan Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi’nin mezunu oldunuz artık. Birikimlerinizi<br />
kullanma, uygulama vaktidir. Hayat mücadelesinde bir adım<br />
öne geçebilmek için ayrıcalıklar oluşturmak zorundasınız. Bunun<br />
için üniversite hayatınız boyunca kazandığınız değerler<br />
sizlere ışık olacaktır. İnanıyorum ki bu ışığı her zaman insanların<br />
çıkarları doğrultusunda ve milli değerlerimizin, birlik ve<br />
beraberliğimizin devamından yana kullanacaksınız. Umarım,<br />
iyi hatıralarla yapacağınız bu güzel işleri yaparken ilimizi en<br />
güzel şekilde hatırlar ve anlatırsınız. Sizlere mutluluklar dilerken<br />
okul hayatınız boyunca büyük fedakarlık gösteren değerli<br />
anne ve babalarınıza, başta sayın rektörümüz olmak üzere değerli<br />
öğretim görevlilerimize takdirlerimi iletmek istiyorum”<br />
diyerek konuşmasını tamamladı.
SDÜ’de<br />
Mezuniyet Coşkusu<br />
SDÜ’de<br />
Mezuniyet Coşkusu<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 <br />
Törende mezun olan öğrenciler adına Eğirdir Su Ürünleri<br />
Fakültesi’nden Mustafa Ceylan konuştu. Ayrıca, Anavatan<br />
Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ve 9. Cumhurbaşkanı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> öğrencilere hitaben birer konuşma yaptılar.<br />
Konuşmaların ardından Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />
birincisi Ayşe Arslan, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi birincisi<br />
Adile Halıcı ve Fen Edebiyat Fakültesi birincisi Alev <strong>Bilgi</strong>n’e<br />
9. Cumhurbaşkanı Süleyman <strong>Demirel</strong> tarafından ödülleri verildi.<br />
Diğer Fakülte birincilerine konuk rektörler, Erkan Mumcu,<br />
Vali Şemsettin Uzun ve Rektör Baydar tarafından ödüllerinin<br />
verilmesi ile devam eden törende Cumhurbaşkanı Ahmet<br />
Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından<br />
gönderilen tebrik mesajları da okundu.<br />
Öğrenciler Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir eşliğinde<br />
mezuniyet andını okudular ve mezuniyet belgelerini<br />
aldılar. Havai fişek gösterisi ile binlerce kepin havada uçuştuğu<br />
törende öğrenciler bu mutlu anı ölümsüzleştirmek için<br />
aileleriyle bol bol fotoğraf çektirdiler.<br />
SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ın<br />
2005-2006 Eğitim Öğretim yılı<br />
mezuniyet töreni konuşması<br />
Sayın Cumhurbaşkanım, yurt içinden ve yurt dışından<br />
gelen değerli konuklar, mezunlarımızın yetişmesinde emeği<br />
olan değerli çalışma arkadaşlarım, özveriyi ilke edinmiş değerli<br />
anneler, babalar, üniversitemizin sevgili 2006 mezunları<br />
sevgili gençler 2006 mezuniyet törenine hoş geldiniz diyorum.<br />
Değerli çalışma arkadaşlarım öncelikle sizlere seslenmek istiyorum.<br />
Mezunlarımızın bugünleri görmesinde en büyük<br />
emek sizlerin. Üniversitede çalışmanın tüm ekonomik güçlüklerine,<br />
zorluklarına karşın sizler onurlu bir Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi çalışanı ve öğretim üyesi olarak mezunlarımızın<br />
yetişmesine katkı verdiniz. Emeğinize, aklınıza, beyninize<br />
sağlık diyorum. Değerli anneler ve babalar, önce ağlayarak<br />
geldi dünyaya biricik evladınız. Günlerce uyumadınız. Gülümsemesinde<br />
dünyalar sizin oldu. O ağladığında ise sizin<br />
içiniz parçalandı, ateşi çıktığında sizden kederlisi yoktu. Derken<br />
önce anne dedi; önce baba dedi diye böbürlendiniz. Ve<br />
o yürümeye başladığında sizin de ayaklarınız yerden kesildi.<br />
İlkokula başladığında sizden mutlusu, sizden gururlusu<br />
yoktu. Annesi olarak ilkokul önlüğünü biricik evladınızın her<br />
şeyden daha özenli ütülediniz. Babası olarak en iyi ayakkabıyı<br />
aldınız .Oğlunuza, kızınıza cebinizde olmasa da harçlık verdiniz.<br />
İlkokul bitti, lise derken üniversite seçme sınavı öncesi<br />
elinizdeki avucunuzdakini dershanelere yatırdınız ve biricik<br />
evladınız Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ni kazanınca mutlu<br />
oldunuz . Kendinizde olmasa da açta kalsanız açıkta kalsanız<br />
yavrunuzun harçlığını eksiksiz gönderdiniz. Artık mutlusunuz<br />
çünkü onlar bugün mezun oluyorlar. Bugüne kadar evlatlarınıza<br />
ve bizlere hep güvendiniz, güç verdiniz. Sizlere sağ<br />
olun, var olun sağlıklı yaşayın diyorum.<br />
Sevgili gençler, Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin 2006<br />
mezunları , son sözüm sizlere; üniversitemizin diplomasını<br />
gururla taşıyan 70 bin mezunumuzun oluşturduğu bir büyük<br />
aileye katılacaksınız. Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi olarak<br />
sizleri iş arayan değil; işini kurabilme becerisi olan yaşamla<br />
başa çıkabilen bireyler olarak yetiştirdik.<br />
Sizlere öğrenmeyi öğrettik. Eğitim felsefemizi, Atatürk ilke<br />
ve devrimlerini benimsemiş, ulusal bilinç ve değerleri özümsemiş,<br />
ulusumuzun kültürel kimliğini kazanmış iyi insan ve<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir<br />
“Eğitim felsefemizi Atatürk ilke<br />
ve devrimlerini benimsemiş,<br />
ulusal bilinç ve değerleri<br />
özümsemiş, ulusumuzun<br />
kültürel kimliğini kazanmış iyi<br />
insan ve iyi yurttaş yetiştirme<br />
temeli üzerine kurduk.”<br />
iyi yurttaş yetiştirme temeli üzerine kurduk.<br />
Sevgili gençler, artık sıra sizde. Öncelikle amacınızı<br />
bilmelisiniz. İzlemeye değecek bir amaç<br />
edinin. Yaşamınızı planlayın. İnsan nereye yelken<br />
açtığını bilmedikçe, hiçbir rüzgar doğru<br />
rüzgar değildir. Hayal edin, hayallerinizde<br />
hep zirve olsun; ancak zirve içinde mücadele<br />
etmek gerektiğini unutmayın. İlkeleriniz ve<br />
inançlarınız olsun ön yargılarınız değil, iş ortamında<br />
taraf değil takım olun. Sorumluluğu<br />
kabul edin. Doğru zamanda doğru yerde olun.<br />
Kendiniz olun, yardım etmeyi hiç bir zaman<br />
unutmayın. Teşekkür etmesini ve özür dilemesini<br />
bilin. Yaşamın özü sevgidir. Birbirinizi<br />
ve doğayı sevin. Mezunlarımızda emeği geçen<br />
tüm akademik ve idari personelimize, Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ne destek veren<br />
bütün kurum ve kişilere en içten saygı ve sevgilerimi<br />
sunar, mezunlarımızın varolan başarılarının<br />
devamını diler, ulus ve vatan sevgimin<br />
olanca ateşi ile kucaklarım. Diplomalarınız<br />
umutlarınıza yol olsun, yolunuz açık olsun .<br />
Kutlama Mesajı<br />
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER<br />
Üniversiteyi bitirdiğiniz, yoğun uğraşlarınızın ve disiplinli çalışmalarınızın<br />
ödülünü aldığınız bu mutlu gününüzde hepinizi yürekten<br />
kutluyorum.<br />
Önümüzdeki süreçte devlet ve toplum yaşamında roller üstlenecek,<br />
yönetime, üretime ülkenin gelişmesine doğrudan katkıda bulunacaksınız.<br />
Sizlerin toplumsal sorumluluklarınıza sahip çıkacağınıza,<br />
bilgi toplumu düzeyine ulaşılması için çalışacağınıza, yeniliklere<br />
ve değişimlere öncülük ederek, ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyacağınıza<br />
inancımız sonsuzdur.<br />
Aklın ve bilimin egemen olduğu, bilginin üretilerek insanlığın<br />
hizmetine sunulduğu, özgür düşüncenin yaratıcı düşünceye dönüştürüldüğü<br />
üniversitelerimiz Türkiye’nin çağdaşlaşma sürecinin en<br />
önemli gücüdür.<br />
Gençlerimizin, yalnız Türkiye’de değil, dünyanın her yanında<br />
kendilerini kanıtlayabilecek nitelikte yetişmeleri en büyük isteğimizdir.<br />
Aldığınız akademik eğitimin temel amaçlarından biri de budur.<br />
Ulusumuzun umudu geleceğimizin güvencesi olan sizler, araştırmaktan<br />
ve öğrenmekten vazgeçmemeli, teknolojinin sunduğu her<br />
türlü bilgi kaynağını en iyi biçimde kullanabilecek düzeye gelmelisiniz.<br />
Düşünceye saygılı, ülke ve dünya sorunlarına duyarlı, insanı<br />
her türlü değerin üzerinde tutan bireyler olarak, bilgi ve birikimlerinizi<br />
insanlık ve toplum yararına kullanmayı ilke edinmelisiniz.<br />
Akademik eğitim olanağından yararlanmanın ayrıcalığını yaşayan<br />
sizlerin insan haklarına saygılı, laik ve demokratik Türkiye<br />
Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarınızı en iyi biçimde yerine<br />
getiren yurttaşlar olacağınızdan kuşku duymuyoruz.<br />
Sizlere düşen en büyük görev büyük bedeller ödenerek kurulan<br />
laik cumhuriyeti korumak, özverili çabalarla yüceltmek, Atatürk ilke<br />
ve devrimlerini ödün vermeden sonsuza kadar yaşatmaktır.<br />
Sizleri kutluyor, yarınlara en iyi biçimde hazırlanabilmeniz için<br />
çaba gösteren değerli öğretim elemanlarımıza teşekkür ediyor, bundan<br />
sonraki yaşamınızda başarılar ve esenlikler diliyorum.<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar
SDÜ’de<br />
Mezuniyet Coşkusu<br />
SDÜ’de<br />
Mezuniyet Coşkusu<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 <br />
9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in Konuşması<br />
Kutlama Mesajı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi 2005-<br />
2006 eğitim öğretim yılı mezuniyet törenine<br />
davetiniz için teşekkür ederim. Özverili ve<br />
disiplinli çalışmalarıyla bu başarıyı elde eden,<br />
Türkiye’yi daha aydınlık yarınlara taşıyacak<br />
gençlerinizi tebrik eder size ve tüm konuklara<br />
selam ve sevgilerimi sunarım.<br />
Anavatan Partisi Genel Başkanı<br />
Erkan MUMCU’nun Konuşması<br />
Isparta Valisi<br />
Şemsettin UZUN’un Konuşması<br />
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN<br />
Değerli misafirler Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin değerli yöneticileri,<br />
değerli bilim heyetleri ülkemizin ve geleceğimizin teminatı,<br />
her şeyimiz siz sevgili gençler, hepinizi sevgi ile saygı ile selamlıyorum.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi kuruluşunun 14. yılında millet<br />
ve devlet hizmetine gönderdiği 70 bin öğrencisine bugün 7 bin öğrenci<br />
daha eklemiştir. Hepinizi kutluyorum. Ne mutlu size, devletimize<br />
milletimize hizmet edecek insanlar yetiştirdiniz, sizlere güveniyoruz.<br />
Büyük Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği sizleri seviyoruz. Sizleri<br />
geleceğin teminatı olarak görüyoruz. Yolunuz açık olsun, bahtınız<br />
açık olsun. Bugün uğurlandığınız hayatta hep başarılı olun hepinizi<br />
kucaklıyorum, hepinizin gözlerinden öpüyorum.<br />
Sevgili hemşerilerim ve çok değerli arkadaşlarım sizi<br />
saygı ile selamlıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, adınızla<br />
hayat verdiğiniz bu üniversite, bir bilim yuvası olarak<br />
onbinlerce gencin hayata hazırlanması için olağanüstü<br />
bir hayat pınarı ve kaynağı olmuştur. Dolayısıyla<br />
bütün hemşehrilerim adına, genç arkadaşlarım adına<br />
9. Cumhurbaşkanmız Sayın Süleyman <strong>Demirel</strong>’e,<br />
Isparta’ya ve üniversitemize katkılarından dolayı Isparta<br />
Milletvekili olarak saygılarımı sunuyorum. Dileğim;<br />
sizin gibi bu memlekete böyle güzel üniversiteler<br />
kazandıracak bu insanların zihninde ve kalbinde hak<br />
edilmiş bir onurlu yere sahip olmaktır. Dolayısıyla bütün<br />
Isparta halkına şükranlarımı yüksek müsaadelerinizle<br />
bir kez daha ifade etmek istiyorum.<br />
Birkaç söz de genç arkadaşlarıma söyleyerek<br />
huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum. Sevgili arkadaşlar,<br />
her yeni kuşağın görevi kendisinden bir önceki<br />
kuşağın öncelikle değerini azaltmak olmalıdır. Biz<br />
bunu başardıkça Büyük Atatürk’ün bize gösterdiği<br />
çağdaş uygarlık düzeyinin önüne geçmek hedefi<br />
gerçekleşecektir. Bizden önceki kuşakların önemini ve<br />
değerini geçecek ve sizden sonraki kuşakların da önüne<br />
çıkaracaksınız. Atatürk, Cumhuriyeti gençliğe emanet<br />
ederken sürekli ilerleme, sürekli gelişme ve yarışma<br />
arzusu olan bir toplumun, bir milletin dinamik gücünü<br />
işaret ediyordu. Size güveniyor ve sizleri çok seviyorum<br />
ve hayatta çok büyük başarılar diliyorum.<br />
Sayın Cumhurbaşkanım ve dost ülke eski başbakanım sevgili arkadaşlar<br />
hepinizi kutluyorum. Üniversiteler yapıcı bilim gücü ile ülkesine<br />
içtimai, iktisadi ve teknik dinamizm kazandırmaktadır. İçinde<br />
bulunduğu ve oluşturduğu toplumdan yük alır ve ona hayatiyet verir<br />
onun örf adet ve geleneklerini ve milli karakterini yansıtır. Onlardan<br />
esinlenip yaptığı çalışmaları , ürettiği bilgileri, ilmi buluş ve görüşlerini<br />
öncelikle yine onların hizmetine sunar. Çünkü devlet ve milleti tarafından<br />
desteklenen bir üniversitenin o devletin benliğini kültürel değerlerini<br />
benimsemesi kadar tabii bir şey olamaz ve olmamalıdır. Özerklik<br />
üniversiteler için olmazsa olmazlardandır. Ancak üniversite özerkliğinden<br />
hedef, üniversiteyi dinamik ve güçlü kılmak ve zorlanmadan<br />
topluma daha fazla yaklaşma ve daha yararlı olmaktır. Kaldı ki devlet<br />
özerkliği millet için bir gayedir halbuki üniversite özerkliği topluma<br />
daha fazla yararlı olabilme ve daha fazla hizmet edebilme vasfına ulaşmaktır.<br />
Bu vasfın temelinde milli çıkarları savunan bir eğitim konusu<br />
olduğu bir bütün olarak devlet eğitim stratejisi içinde yer aldığı onun<br />
ilkelerinden ayrılmayacağı gerçekleri ile çerçevelenmiştir. İşte bu bağlamda<br />
SDÜ içte ve dışta öz değerlerimize karşı yapılan en küçük bir<br />
saldırıyı milli refleks çerçevesinde cevaplamakta senato kararları ile<br />
bunu bütün dünyaya bildirmektedir. Sevgili gençler sizler önemli bir<br />
bilim yuvası olan Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesinin mezunu oldunuz<br />
artık. Bunun için üniversite hayatınız boyunca kazandığınız değerler<br />
sizlere ışık olacaktır. İnanıyorum ki bu ışığı her zaman insanların çıkarları<br />
doğrultusunda ve milli değerlerimizin ve birlik beraberliğimizin<br />
devamından yana kullanacaksınız. Umarım iyi hatıralarla yapacağınız<br />
bu güzel işleri yaparken ilimizi en güzel şekilde hatırlar ve anlatırsınız.<br />
Gençler yolunuz açık olsun hepinizi kucaklıyorum.
10 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 11<br />
“1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler Kongresi”<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kongreye SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof.<br />
Dr. İsmail Karaca, YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aybar Ertepınar,<br />
Dünya Üniversiteler Birliği Genel Sekreteri Eva Egron Polak,<br />
Sakarya Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Mehmet Durman, Pamukkale<br />
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kazdağlı ile yurt içi ve yurt<br />
dışından çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı.<br />
Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Öğretim Üyeleri<br />
tarafından sunulan müzik dinletisinin ardından açılış konuşmasını<br />
yapmak üzere kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
“Günümüz dünyası baş döndüren, nefes kesen bir değişim dalgası ile yüz<br />
yüzedir. Değişim dinamikleri yönetilememekte, tam aksine kontrolsüz<br />
bir dönüştürme süreci yaşanmaktadır. Bireyler kadar kurumlar, hatta<br />
ülkeler de bundan etkilenmektedir. Değişimi doğru kavrayan, tasarımını<br />
doğru yapan birey ve kurumlar için bu durum bir fırsat haline gelecek<br />
ve değişimin öncüsü olarak bu dalgadan güçlenerek çıkabileceklerdir.<br />
Proaktif olmak, eğilimleri analiz etmek ve değişimi yönetmek kurum ve<br />
bireylerin başarısının temel yöntemi olacaktır. Yüksek öğretim alanında<br />
stratejik planlamanın tartışılması yeni bir olgu değildir. Ülkemizin bütün<br />
kurumları gibi yüksek öğretim kurumları olan üniversitelerimiz de<br />
geleceği öngörmek, belirsizlikleri ve riskleri azaltmak için hazırlıkları<br />
olmalıdır. Fakat bu yöntemin üniversitelere nasıl aktarılacağı ile<br />
Türkiye’deki mali yönetim de yaşanan son yasal gelişmeler stratejik<br />
planlamayı bir yönetim felsefesi olarak daha derinden incelemeyi ve<br />
yaşanan deneyimlerin paylaşılmasını gerektirmektedir SDÜ ise yalnızca<br />
yeni yasal düzenlemelerden kaynaklanan zorlamalarla bu sürece<br />
katılmamıştır. Önceliklerini belirlemek, bugünkü konumu ile gelecekte<br />
hedeflediği arasındaki farkı görmek ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />
kuruluşunun 100. yılında nasıl bir üniversite , nasıl bir Türkiye ve dünya<br />
sorularına yanıt aramak için bu sürece katılmıştır. Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi stratejik planlamayı bir süreç ve yolculuk olarak görmektedir.<br />
Bu yolculuk yalnızca yüksek öğretimin temel eğilimlerini görmemizi<br />
değil; dünyada, çevremizde ve en önemlisi içimizdeki fırsat ve tehditleri<br />
değerlendirerek geleceğe yeniden, sürekli hazırlanmamızı sağlamaktadır.<br />
Bunun karşılığında stratejik amacımızı ve bu amaca ulaşmamızı sağlayacak<br />
ara istasyonları belirleme fırsatı elde ettik. Böylelikle ara istasyonlar bize<br />
performansımızı ölçme ve eksikliklerimizi sürekli iyileştirme fırsatı sundu.<br />
Burada 3 gün süresince yapacağımız tartışmalar ve deneyim paylaşımları<br />
hepimiz için aynı zamanda bir dışsal değerlendirme ve üniversitelerimizi<br />
konumlandırma ortamını bize sunacaktır. Böylelikle hep birlikte<br />
Cumhuriyetin 100. yılına yapacağımız yürüyüşte daha emin adımlarla<br />
ilerleyeceğiz.”diye konuştu.<br />
Daha sonra kürsüye gelen YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aybar<br />
Ertepınar Türk Öğretim Sistemi’nin gelişimi hakkında bilgi vererek<br />
başladığı konuşmasında “Ülkemiz üniversiteleri ile dünyanın diğer<br />
üniversiteleri arasında yoğun bir işbirliği mevcuttur. Ülkemizde bugün için<br />
yeni kurulan 15 üniversite ile birlikte toplam 93 üniversite bulunmaktadır.<br />
Üniversitelerimizde 2 milyona yakın öğrenci vardır. Bunların yaklaşık 900<br />
bini lisans, 700 bini açık öğretim, geri kalanı ise meslek yüksekokullarında<br />
eğitim almaktadır. Üniversitelerimizde idari ve mali özerklik ihtiyaç<br />
duyulan bir husustur. Akademik özgürlük ise Anayasa’nın teminatı<br />
altındadır. Ülkemiz 2001 yılından itibaren Bologna Süreci’nin bir üyesi<br />
olmuştur. Bu süreçte 10 eylem noktası var. Türkiye özellikle öğrenci dolaşımı<br />
konusundaki tüm hususları yerine getirmiştir. Avrupa Kredi Transfer<br />
Sistemi ile uyum sağlamıştır. Değişim programı ile öğrencilerimiz bir dönem<br />
Avrupa’da eğitim alma imkanını yakalamışlardır. Bugün için çok sayıda<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />
Prof. Dr. Aybar Ertepınar
12 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 13<br />
öğrencimiz bu kapsamda çeşitli Avrupa üniversitelerine<br />
gitmektedir. Öte yandan Akademik Değerlendirme ve<br />
Kalite Güvencesi konusunda Avrupa Kalite Güvencesi<br />
Ajansı, Ulusal Akademik Değerlendirme kitapçığını<br />
çıkarmış ve bütün üniversitelere dağıtımını yapmıştır.<br />
Bu çerçevede tüm üniversitelerimizin stratejik planları<br />
hazırlanmış ve hazırlanmaktadır. YÖK ise Ulusal Yüksek<br />
Öğretim Stratejisi Raporunu hazırlamak üzeredir. Bu rapor<br />
daha sonra tartışmaya açılarak son şekli verilecektir. Bu<br />
süreç sanıyorum sonbahara kadar sürecektir. Diğer önemli<br />
bir nokta ise üniversitelerimizin ulusal öğrenci birlikleri<br />
yoktu. 10 ay önce Ulusal Öğrenci Birliğimiz de resmen<br />
kuruldu. Sözün kısası eğitim öğretimde Bologna sürecinde<br />
Türkiye’nin, Yüksek Öğretimde hiçbir sorunu yoktur.<br />
Türkiye Avrupa Yüksek Öğretim Alanının bir parçasıdır.”<br />
dedi.<br />
Konuşmasının son bölümünde Türk Yüksek<br />
Öğretimindeki zorluklara değinen Ertepınar şöyle devam<br />
etti: ”Yüksek öğretim sistemimiz de birtakım zorluklar<br />
bulunmaktadır. Gerçi bu sıkıntılar biz de ve Avrupa’nın<br />
diğer üniversitelerinde de görülmektedir. Bunlar; mali<br />
özerklik ve kaynak kıtlığı konularıdır. Bu arada yeri<br />
gelmişken tüm bu imkansızlıklara rağmen 3 büyük<br />
şehirdeki üniversitelerimiz dışında kalan üniversitelerimizi<br />
“Anadolu Kaplanları” olarak nitelendirmek istiyorum.<br />
Ayrıca ülkemizdeki üniversitelerin 1995 yılından itibaren<br />
özellikle bilimsel makaleler sayısı itibariyle aldığı yol çok<br />
büyüktür. Ülkemizdeki üniversitelerde 1995 yılında sadece<br />
2 bin 307 makale yayınlanmışken bu rakam 2005 Mayıs sonu<br />
itibariyle 17 bin 222 rakamına ulaşmıştır. Böylelikle ülkemiz<br />
dünya üniversiteleri arasında 42.likten, 19’unculuğa<br />
yükselmiştir. Ancak Anadolu’daki üniversitelerimizin<br />
konsorsiyumlar oluşturarak bölgelerinin sorunları için<br />
akademik çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Bu arada<br />
1992 yılında kurulan ve çok hızlı bir gelişme gösteren<br />
SDÜ’nün 1995 yılında sadece 3 bilimsel yayını var iken,<br />
bu rakam 2005 yılında 325’e yükselmiştir. Bu müthiş bir<br />
gelişmedir. Tüm emeği geçenleri kutluyorum.”Açılış<br />
konuşmalarının ardından Prof. Dr. Aybar Ertepınar’a<br />
Rektör Baydar tarafından, SDÜ amblemli minyatür<br />
halı hediye edildi. Konferansın ilk bilimsel oturumu<br />
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman<br />
Başkanlığı’nda devam etti. Konferans çeşitli oturumlarla<br />
üç gün sürdü.<br />
1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler Konferansı’nın son<br />
gününde ise “Türk Dünyası Yüksek Öğretim Alanı Oluşturulması” konulu<br />
toplantı yapıldı. Toplantıya SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Türk<br />
Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan, Azerbaycan<br />
Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazim Ziyadoğlu Hüseyinli, Kazakistan<br />
Çimkent Miras Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bolat Mirzaliyev, Kırgızistan<br />
Naryn Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akmataliev Almasbek, Kazakistan<br />
Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mümin<br />
Köksoy, Kırgızistan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bakhtjan Nsanbaiyev, diğer<br />
davetliler ve öğretim üyeleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Türk Dünyası’ndaki üniversiteleri,<br />
modern üniversite eğitimi ve bu konuda Türkiye’nin deneyimlerinden<br />
yararlandırmak için böyle bir toplantı düzenlediklerini söyledi. Bu toplantının<br />
bir çekirdek olduğunu kaydeden Baydar, “Başlangıcına ev sahipliği yaptığımız<br />
bu toplantı bir çekirdek oluşturmaktadır. Amacımız bu çekirdeğin toprağa<br />
atılarak zaman içinde bir ağaca dönüşmesidir.” dedi. Daha sonra kürsüye<br />
gelen Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan ise Türk<br />
dünyasında bugün için en önemli konunun alfabe birliği olduğunu belirterek<br />
başladığı konuşmasında, “Bugün Türk dünyasında 30’u kiril, 8’i ise latin olmak<br />
üzere toplam 38 alfabe bulunmaktadır. Bu nedenle Türk dünyasının birbiri<br />
ile anlaşmasında çeşitli zorluklar ortaya çıkmaktadır. Bu zorluklar Yüksek<br />
Öğretim Alanı’nda da mevcuttur. Tek alfabe isteği tabii bir istektir. Başka bir<br />
amacı yoktur. Üniversitelerimiz bu konuya el atmalıdır. Isparta’dan yükselen<br />
bu sesle, Türk dilinde alfabe birliği ve yazı dilinde teklik sağlanmalıdır. Bu<br />
yapıldıktan sonra üniversiteler arasında beyin gücü ortaklığı ve bilimsel<br />
çalışma ortamı da kendiliğinden gelişecektir. Türk dünyası yeniden öze dönüş<br />
yolunda, kendi kaynaklarını kendi kontrol etmeli ve kullanmalıdır. Bugün Türk<br />
dünyası soyulmaya ve sömürülmeye devam ediliyor. Buna ilaveten horlanıyor.<br />
Bu asla olmamalıdır. Türk dünyası üniversiteleri beyin gücü sayesinde bunu<br />
engelleyebilir. 300 milyonluk güç, kendi kaynaklarını kendisi kullanabilir.<br />
Irak’ta Amerikalıların ne aradığını sorabilir. Orada ABD’nin istediği şey Musul<br />
ve Kerkük petrolleridir. Aslında orası da bizim babamızın malıdır. Misak-ı<br />
Milli sınırlarımız içindedir. Bu topraklar Atatürk’ün bize vasiyetidir. Demin de<br />
belirtiğim gibi beyin gücü çok önemlidir. Türkler bugün beyin gücü itibarıyla<br />
dünyada yüzde 50’den fazla bir yer işgal etmektedirler. Beyin gücümüzü ortak<br />
olarak geliştirdiğimiz ve bilim üretmeye başladığımız zaman kalkınmamız daha<br />
kolay olacaktır. Bizim üniversitelerarası birliktelikten kastımız aslında beyin<br />
gücü birlikteliğidir. Isparta Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin öncülüğünde<br />
gerçekleştirilen bu program gerçekten çok önemlidir. Üniversiteler Birliği,<br />
Türk coğrafyasının sömürülüp, soyulmasının son bulmasında, suni şekilde<br />
ayrılan milletlerin bir araya getirilmesinde, kaynakların iyi kullanılmasında<br />
önemli bir rol oynayacaktır. Bu toplantı bir çekirdektir. Şu an tarihe geçecek bir<br />
anı yaşıyoruz. O çekirdek dev bir ağaç olabilir. Onun gölgesinde bütün Türk<br />
dünyası rahat yaşayabilir. Dil birliğimiz, fikir birliğine o da sömürülmemize<br />
son verecektir. Bu toplantımız tüm Türk dünyasına hayırlı uğurlu olsun.” diye<br />
konuştu. Daha sonra toplantıya katılan davetliler kendi üniversitelerindeki<br />
eğitim durumları ile ilgili ayrıntılı bilgi verdiler. Toplantının sonunda SDÜ ile<br />
Kırgızistan Naryn Devlet Üniversitesi ve Güney Kazakistan Açık Üniversitesi<br />
arasında Bilimsel İşbirliği Protokolü imzalandı. Protokole, SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Naryn Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akmataliev Almasbek,<br />
Güney Kazakistan Açık Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bakhtjan Nsanbaiyev imza<br />
koydular.<br />
Prof. Dr. Turan Yazgan
14<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 15<br />
Jerzy Buzek’e<br />
SDÜ’den Fahri Doktora<br />
1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler<br />
Konferansı’na katılmak üzere Isparta’ya gelen Polonya eski<br />
Başbakanı ve Avrupa Birliği, Endüstri Araştırma ve Enerji Komisyonu<br />
üyesi Prof. Dr. Jerzy Buzek’e Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
tarafından “Fahri Doktora” payesi verildi. Doktora<br />
töreni öncesinde Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ndeki Stratejik<br />
Planlama çalışmaları hakkında bilgi veren SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ’nün diğer üniversitelerden<br />
çok önce stratejik planını hazırlayarak önemli bir avantaj elde<br />
ettiğini söyledi. Stratejik planın başarılı olabilmesi için mekanik<br />
unsurların ötesine geçilmesi ve plana ruh verilmesi gerektiğini<br />
kaydeden Baydar, “Yani, mekanik bir varlıktan, yaşayan<br />
bir organizmaya dönüştürülmesi, stratejik planı, sürekli<br />
gelişen bir hayat damarı haline getirir. Yönetim aracı olmasının<br />
ötesinde bir anlam kazandırır. Bunun yapılabilmesi için<br />
stratejik planın, farklı düzeylerde anlamının ve karşılığının<br />
olması gerekmektedir.” dedi. Daha sonra kürsüye gelen Jerzy<br />
Buzek ise “Avrupa’nın Rekabet Edilebilirliği: Yedinci Çerçeve<br />
Programı Lizbon Stratejilerinin Başarılmasına Yardımcı<br />
Olacak mı?” konulu bir konuşma yaptı. 6 yıl önce başlatılan<br />
ve 2010 yılında sona erecek olan Lizbon Stratejisi’ndeki ana<br />
amacın, AB ülkelerinde dinamik ve bilgi temelli ayrıca çevreye<br />
saygılı bir ekonomiye yaklaşmak olduğunu söyleyen<br />
Buzek, “Bu çerçeve içinde araştırma ve yenilik alanlarında<br />
neler yapılabileceğini hep birlikte değerlendireceğiz. AB ülkelerinin<br />
çoğunda, bugün için Amerika ve Japonya’ya göre,<br />
patent sayısı, milli gelirden fert başına düşen pay daha düşüktür.<br />
Ayrıca, ABD ve Japonya’ya oranla kaynak yetersizliği<br />
ve yeterince büyük şirketlere sahip olamama gibi eksikliklerde<br />
görülmektedir. Bunun yanısıra geçen yıl Çin, aldığı patent<br />
sayısı itibarıyla tarihinde ilk defa öne geçmiş bulunmaktadır.<br />
Araştırma ve Geliştirmede AB, ABD’nin gerisindedir. AB’de<br />
yenilikçi araştırma henüz tatmin edici seviyeye ulaşmamıştır.<br />
İşte bu nedenlerden dolayı AB ülkeleri AR-GE’ye yeterince<br />
önem vermeli, AB’nin dışına giden bilim adamı akışını durdurmalı<br />
ve hatta tersine çevirmelidir. Dışarıya beyin göçünü<br />
önlemek için yenilik konusundaki harcamalar oranı milli gelirin<br />
yüzde 3’ü mertebesine ulaşmalıdır. Bu arada Türk Yüksek<br />
Öğretimi ile ilgili konuşmam gerekirse; AB ile yapılan programda<br />
iyi gittiğinizi söyleyebilirim. Bologna sürecine uygun,<br />
kredi transfer sistemi, hesap verilebilirlik, kalite ve araştırma<br />
programlarındaki sayı itibarıyla 5 yıllık planın gereklerini yerine<br />
getirmektesiniz. Bu açıdan bakıldığında, AB ile eğitimde<br />
bütünleşme konusunda ülkeniz iyi bir gelişme sağlamaktadır.<br />
Türkiye aday ülke olarak AB’nin bütün bilimsel proje ve<br />
araştırmalarına katılabilmektedir.” diye konuştu. Daha sonra<br />
doktora payesi törenine geçildi. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, senato kararını okuyarak, Jerzy Buzek’e; Mekanik<br />
Enerji ve Kimya Mühendisliği alanlarında akademisyenlik<br />
yapması, ülkesinin demokratikleşme çabalarına katkıda<br />
bulunması, 1997-2001 yılları arasında Polonya Başbakanlığı<br />
yaparak ülkesini NATO ve AB’ye taşımış olması ve ayrıca<br />
çevre konusunda yaptığı çalışmalardan dolayı fahri doktora<br />
payesi verilmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Buzek’e binişi,<br />
Rektör Baydar tarafından giydirildikten sonra, fahri doktora<br />
belgesi ile SDÜ Seramik Araştırma Merkezi tarafından üretilmiş,<br />
seramik fötr şapka takdim edildi. Doktora belgesi töreni<br />
sonunda bir teşekkür konuşması yapan Buzek, “Gerçekten<br />
duygularımı ifade edecek sözü bulmakta güçlük çekiyorum.<br />
Bugün benim için çok önemli bir gün. Bu yüzden saygıdeğer<br />
rektörün bana yönelttiği övgü dolu sözlere teşekkür<br />
ediyorum. Tarihimize baktığımızda bizim Türkiye ile ortak<br />
noktalarımız bulunmaktadır. 18. yüzyılda Polonya, Avrupa<br />
haritasından silinmişti. Türkiye bu gerçeği kabul etmeyen<br />
tek ülke idi. 123 yıl boyunca, Türkiye, Polonya’dan gelecek<br />
heyeti bekledi. Ayrıca benim ülkem 1999’da NATO’ya kabul<br />
edildi. Ben de o zaman, zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong>’e teşekkür etme fırsatı buldum. İki ülke arasındaki<br />
dostluğun her zaman devam edeceğine inanıyorum. Ayrıca<br />
AB yolunda Türkiye’ye en büyük desteği Polonya’nın vereceğine<br />
inancım tamdır. Biz de, sizin AB’ye gireceğiniz günü<br />
sabırsızlıkla bekliyoruz.” dedi.
16 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 17<br />
Tarımsal Öğretimin<br />
160. Yıldönümü Kutlandı<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR Prof. Dr. M. Atilla AŞKIN Prof. Dr. Kamil Okyay SINDIR<br />
Tarımsal Öğretimin 160. yıldönümü Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin gerçekleştirdiği etkinlikle<br />
kutlandı. Ziraat Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay<br />
Amfisi’nde gerçekleştirilen törene Vali Vekili Bekir Kaya,<br />
SDÜ Rektörü Prof.Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı<br />
Prof.Dr. İsmail Karaca, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Atilla<br />
Aşkın, Orman Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Koray Sönmez,<br />
Ziraat Odası Başkanı Ünal Kökmen, Ziraat Mühendisleri<br />
Odası Isparta İl Temsilcisi Ziraat Yüksek Mühendisi İsmail<br />
Şevik, çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci ile konuşmacı<br />
konuk olarak Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof.Dr.<br />
Kamil Okyay Sındır katıldı.<br />
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atilla Aşkın’ın açılış konuşması<br />
ile başlayan etkinlikte Aşkın, SDÜ Ziraat Fakültesinin<br />
tanıtımını yaptı. Aşkın “120 akademik personeli, 823 öğrencisi<br />
ile fakültemiz öğretimine devam etmektedir. Bu sene<br />
itibariyle Anadolu üniversiteleri arasında en büyük puan<br />
sıralamasına göre 8., en küçük puan sıralamasına göre de 11.<br />
sırada yer almaktadır. Ayrıca fakültemiz, bünyesinde Çiftçi<br />
Eğitim Merkezi bulunduran ilk ve tek fakülte olarak ayrı bir<br />
özelliğe sahiptir.”dedi Daha sonra kürsüye gelen SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar kendisinin de zeytin çiftçisi<br />
bir aileden geldiğini belirterek başladığı konuşmasında<br />
Türkiye’nin tarım politikasına değindi. Baydar, “Biz hedef<br />
olarak fakültemizi en iyi ziraat fakültesi yapacağız en iyi<br />
öğrenciler yetiştireceğiz dediğimizde bu hedefe önce kendimizin<br />
inanması gerekmektedir. Yaşamla başa çıkabilen, kaliteli<br />
insanlar yetiştirebilecek düzeyde kendi programımızı<br />
yenilememiz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti bilim ve akla<br />
dayalı olarak kurulmuştur. Bu bağlamda tarımda da ancak<br />
bilim ve akılla ilerleyebiliriz.” diye konuştu. Isparta Ziraat<br />
Odası Başkanı Ünal Kökmen ise tarım sektöründeki sorunları<br />
anlattığı konuşmasında, “Bilimsel gerçekliğe dayanmayan<br />
politikalarla maalesef ülkemiz tarımı bugün diğer ülkelere<br />
göre oldukça geride kalmıştır. Ülkemizdeki çiftçi nüfusunun<br />
yüzde 35 gibi düşük bir rakamda seyretmesinden yakınırken<br />
bu gün yüzde 10’a düşürülmesi istenmektedir. Ayrıca çiftçilere<br />
verilen destekler gün geçtikçe azalırken üretim maliyetleri<br />
giderek artmaya devam ediyor. Bunun gibi size bir çok<br />
örnek sunabilirim. Asıl soru bu sorunları nasıl aşacağımızdır.<br />
Bu konudaki en büyük görev politikacılarımıza ve bilimsel<br />
yol gösterecek olan üniversitelerimize düşmektedir.” diyerek<br />
sözlerini tamamladı. Kölemen’in ardından kürsüye gelen<br />
Ziraat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Ziraat Yüksek<br />
Mühendisi İsmail Şevik, tarımsal sorunlara değinerek<br />
günümüzde mezun olan ziraat mühendislerinin iş bulmakta<br />
güçlük çektiklerini ve bu bağlamda kendilerini yabancı dil,<br />
bilgisayar gibi niteliklerini geliştirerek mesleki açıdan da günün<br />
yenilikleri ile doğru orantılı araştırmacı bir ruha sahip<br />
olmaları gerektiğini söyledi. Açılış konuşmalarında son olarak<br />
kürsüye gelen Vali Vekili Bekir Kaya ise “Bugün burada<br />
ülkemizin tarım alanındaki eksiklikleri gündeme getirildi.<br />
Ülkemiz, her gerçeği ile bir tarım ülkesi olmakla birlikte<br />
bugüne kadar yürütülen politikalarla bu gerçeklikten uzaklaştık.<br />
Sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmemiz ve bu sorunlara<br />
çözüm bulabilmemiz açısından sadece tarımsal alanda değil<br />
idarenin her alanında üniversitelere ve bilgiye ihtiyacımız var<br />
ve oluşturulacak tarım politikalarında bilimsel yöne ağırlık<br />
vermeliyiz.” dedi.<br />
“Türkiye ve Dünyada Tarımsal Yüksek Öğrenim Durumu”<br />
konulu konferansını sunan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi<br />
Öğretim Üyesi ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir<br />
Şube Başkanı Prof.Dr. Kamil Okyay Sındır ise “Tarım sektörü<br />
ülkemiz için çok önemli bir sektördür” diyerek başladığı<br />
konuşmasında “Tarım sektörü açısından ziraat mühendislerinin<br />
eğitimi çok önemlidir. Ve tarım sektöründeki sorunların<br />
birçoğu eğitimdeki yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Tarım,<br />
toplamadan üretime geçildiği günden bu yana bir sektör<br />
haline gelmiş ve tarım üretimi önem kazanmıştır. Bizler<br />
de sonsuza kadar önemini kaybetmeyecek olan bir mesleğin<br />
mensuplarıyız. Tarım ülkemiz açısından GSMH’nın yüzde 12-<br />
13’ünü ifade etmekle birlikte ihtiyacımıza cevap verememektedir.<br />
Bununla birlikte tohumdan fidana kadar birçok alanda<br />
dışa bağlı bir ülke haline geldik. Bu hale gelmemizde tarım<br />
sektörünün, politikacıların yanlış hesaplarıyla bilimsel gerçeklikten<br />
uzak kalmasının önemi çok büyüktür. Maalesef ülke<br />
olarak birçok teknolojiyi uzaktan seyretmekle yetiniyoruz.<br />
Bu konuda biz bilim adamları ve araştırmacılara büyük görev<br />
düşüyor.” dedi. Hayvansal ve bitkisel gen kaynaklarının<br />
korunması gerektiğini ifade ederek konuşmasına devam eden<br />
Sındır, “Ülkemizde tarım eğitimi Avrupa’ya göre geri kalmakla<br />
birlikte elimizdeki doğal kaynakların değerlendirilmesi açısından<br />
hızlı bir şekilde bilgi üretmeli ve bizden sonra gelecek<br />
olan bu mesleğin adaylarını da bu yönde eğitmeliyiz. Ancak<br />
bu şekilde tarım sektörümüz dışa bağlı olmaktan kurtulup<br />
kendine yeten ve üreten bir ülke haline gelebilir.” diyerek konuşmasını<br />
tamamladı.<br />
Etkinliğin son bölümünde ise Doktor unvanı alan Araş.<br />
Gör. Dr. Metin Müjdeci ve Araş. Gör. Dr. Muhammet Tonguç<br />
ile Yardıncı Doçenliğe yükselen Bayram Çevik, Mehtap Şahin<br />
Çevik, Yaşar Karakurt, Sebahattin Albayrak, Ali Coşkan ile<br />
Doçentliğe yükselen Zeynep Banu Seydim, Birol Kılıç ve Profesörlüğe<br />
yükselen İlknur Akgün ve Mesut Akgül’e belgeleri<br />
verilerek binişleri giydirildi. Ayrıca başarılı çalışmaları nedeniyle<br />
Doç. Dr. Cahit Balabanlı’ya plaket verildi. Son olarak ise<br />
mesleklerinde 25 yılını dolduran Yrd.Doç.Dr. Zübeyde Öner,<br />
Prof. Dr. Bülent Yaşar ve Üniversitemiz Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca’ya plaketleri takdim edildi.
18 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 19<br />
SDÜ Kamu Mali Yönetimi ve<br />
Kontrol Kanunu Semineri<br />
“Aral’dan Öğrencilere<br />
Okuyun Tavsiyesi”<br />
Kamile BEKTAŞ<br />
Yazar İnci Aral, Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür<br />
Merkezi’nde “Okumak, Yazmak ve Edebiyat” konulu söyleşiye<br />
katıldı. Aral, okumanın insana kazandırdıkları konusunda<br />
bilgi verirken, “ Elli yıldır okuyorum ve bunun meyvelerini<br />
almak çok güzel. Eğer ben okumasaydım yazamazdım, hala<br />
okumaya devam etmezsem yine yazamam.” dedi.<br />
Günümüzde gençlerin yeterince okumadıklarını<br />
belirten Aral, “Sizin yaşınızdaki gençlere şimdiye kadar<br />
neler okudunuz ya da neler okuyorsunuz diye soruyorum.<br />
Ama bana cevap veremiyorsunuz. Kitap okumayanlar belli<br />
bir yaştan sonra boşluğa düşerler. Kitaplar ve dolayısıyla<br />
edebiyat insanın kendisini ve başkalarını tanımasına yardımcı<br />
olur. İnsanların davranışlarını ve ruhsal yapısını anlamak ve<br />
boşluğa düşmemek için sizleri kitap okumaya davet ediyorum.<br />
Öğrencilerimizi kitaplardan soğutan en önemli etken, son<br />
20 yıldan bu yana eğitim sistemimizin çocukları zorunlu<br />
sınavlara yönlendirmesidir. Bu zorlu ve zorunlu sınavlar<br />
hayal dünyamızı geliştirecek, bizi besleyecek yanlarımızı<br />
ihmal etmemize sebep oluyor. İşte bu yüzden gençlerimiz<br />
okumadan uzaklaşıyor.” diye konuştu. Konuşmasının<br />
ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Aral, daha sonra<br />
kitaplarını imzaladı. SDÜ Kitap Kulübü’nün düzenlediği<br />
etkinliği çok sayıda öğrenci izledi.<br />
İnci ARAL<br />
SDÜ’de<br />
Work and Travel<br />
Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ekonomi Yönetim<br />
Kulübü ve Üniversite Girişimci İşbirliği Koordinatörlüğü<br />
(UGİK) organizasyonuyla, Advis Akademik Danışmanlık<br />
firması tarafından “Work & Travel” adlı programın<br />
tanıtım semineri düzenlendi.<br />
Öğrencilerin ABD’de çalışarak hem dil geliştirme<br />
hem de seyahat etmelerini amaçlayan programa ait seminer<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde yapıldı. Çok sayıda öğrencinin<br />
katıldığı tanıtım seminerinde Advis Akademik Danışmanlık<br />
firmasının yetkilisi Beyza Sezer sunum yaptı.<br />
“Work & Travel” programının amacı ile ilgili konuşan<br />
Sezer, “Öğrenciler bu program çerçevesinde hem çalışıp<br />
para kazanabilecekler, hem de yabancı dillerini geliştirebilecekler.<br />
Gittikleri ülkelerde farklı kültürlere tanık<br />
olup, Türk Kültürü’nü Amerika’da temsil edecekler. Bu<br />
yüzden işin ekonomik kısmından çok, kültür paylaşımının<br />
önde olması gerekiyor.” dedi. Seminerde öğrencilere,<br />
program ve vize konularında ayrıntılı bilgiler verildi.<br />
Beyza SEZER<br />
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun<br />
üniversitelerdeki uygulamalarına yönelik olarak düzenlenen<br />
seminer SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Maliye<br />
Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Dr. Ahmet Kesik ve beraberindeki<br />
daire başkanlarından oluşan heyetin sunumu ile<br />
gerçekleştirilen seminere <strong>Daire</strong> Başkanı Mehmet Sait Arcagök,<br />
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü <strong>Daire</strong><br />
Başkanı Ertan Erüz, Devlet Bütçe Uzmanı Fikret Dikici ve<br />
Ertan Tosun ile 20 üniversiteden gelen akademik ve idari personel<br />
katıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Genel Sekreter Vekili Aziz<br />
Bayrak’ın açılış konuşmasıyla başlayan seminerde; Bayrak,<br />
“5018 sayılı kanun ilk zamanlarda bir tasarı iken bugün karşımıza<br />
kanun olarak çıktı. Bu kanunun çıkması ile birlikte<br />
uygulamada yaşanacak olan sorunların çözümü için bu seminerlerin<br />
önemi büyük. Bu yüzden bu seminerlerin geleneksel<br />
hale gelmesinin herkes için faydalı olacağını düşünüyorum.”<br />
dedi. Aziz Bayrak’ın ardından kürsüye gelen Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar konuşmasında,<br />
“1.5 yıl önce rektör olarak göreve geldiğimde ve<br />
Türkiye mali sistemini daha yakından tanımaya başladığımda<br />
şunun farkına vardım ki artık deniz gerçekten de bitmişti. Herkes<br />
söylüyordu ama kendi gözlerimle bunun farkına vardım.<br />
Artık devir ayağı yorgana göre uzatma devriydi. Biz bir buçuk<br />
senedir hemen hemen her gün üniversitemizdeki akademik<br />
ve idari personel arkadaşlarımızla, öğrencilerimizle; üniversitemizi<br />
nereye götürelim, neler yapalım, elimizdeki imkanları<br />
en iyi nasıl değerlendirelim diye bir çaba içerisine girmiştik.<br />
Sonunda 2006 yılında bu çabalarımız ile örtüşen, performans<br />
ve verimliliğe dayalı 5018 sayılı kanun çıkarıldı ve uygulamaya<br />
kondu. Bu sebepten dolayı çok mutluyum. Çünkü çalışan<br />
ile çalışmayanı ve çalışanın eldeki kaynakları ne derece verimli<br />
kullandığını ifade edebilecek bir sistem bu. Bu yasanın bir<br />
öğrenme, alışma döneminin atlatılmasının ardından ülkemiz<br />
açısından kanunun faydalı olacağına ve kanunun oturtulması<br />
içinde bu seminerlerin oldukça önemli olacağına inanıyorum”<br />
diye konuştu.<br />
Açılış konuşmalarının ardından sinevizyon gösterisi ve<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından teşekkür<br />
plaketi verilmesi ile seminer başladı. İlk konuşmayı yapan<br />
Ahmet Kesik “Bütün sorunları ile yeni kanun uygulanmaya<br />
başlandı. Türkiye’de kamu reformu tartışmaları yeni değil<br />
çok eskilere dayanıyor. Son 25 yıldır bu sorun hep tartışıldı<br />
ve değişikliklere ihtiyaç duyuldu. Kamu iktisadi teşebbüsleri<br />
ve sosyal güvenlik kurumlarında yaşanan iktisadi sorunlar ile<br />
yeni bir kanunun çıkarılması zorunluluk haline geldi. Ülkemizde<br />
ekonomiyi kamu ve özel sektör olarak ayırmak gerekirse<br />
kamu hep sorun olarak karşımıza çıktı ve kamu maliyesi<br />
sorgulanır oldu. Yakın tarihimizdeki krizlerden sonra kamu<br />
maliyesi ile ilgili olan çalışmalar hızlandırıldı. Tüm bunların<br />
sonucunda 5018 sayılı kanun ile birlikte köklü değişiklikler<br />
geldi. 5018 sayılı kanunun getirdiği en önemli yenilik, uzun<br />
vadede düşünme yapısını ortaya koymasıdır. Çünkü artık<br />
günübirlik yönetim devri bitmiştir. Bu nedenle her ne kadar<br />
kamunun mali reformu dense de bu bir yönetim felsefesinin<br />
değişimidir ve yeni bir yönetim anlayışıdır. Elbette bazı eksiklikler<br />
olabilir bunlarda zamanla düzelecektir.” dedi.<br />
Diğer konuşmacıların kanunla ilgili olarak açıklamalarının<br />
ardından soru cevap bölümüyle seminer sona erdi.<br />
Engelli Çocuklardan<br />
Ziyaret<br />
Isparta Merkez Eğitim Uygulama Okulu ve<br />
İş Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde eğitim<br />
gören zihinsel engelli çocuklar öğretmenleriyle<br />
birlikte SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar’ı makamında ziyaret ettiler.Ziyarette öğretmenler,<br />
toplumda özürlülük bilincinin arttırılması<br />
nedeniyle bu tip faaliyetler düzenlediklerini<br />
ifade ettiler. Rektör Baydar ise minik öğrencileri<br />
teker teker öperek, sorunlarının çözümünde üniversite<br />
olarak üzerlerine düşenleri yapmaya devam<br />
edeceklerini söyledi.
20 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 21<br />
SDÜ’de Kuş Gribi Paneli<br />
Prof. Akay’dan Konferans<br />
SDÜ’de “<strong>Bilgi</strong> Çağında<br />
Muhasebe” Paneli<br />
Türk Toplumunda<br />
Kadın Konferansı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları<br />
Anabilim Dalı tarafından ”Kuş Gribi” konulu panel<br />
düzenlendi.<br />
Panelin açılış konuşmasını Tıp Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan yaptı. Aydoğan, panelle ilgili<br />
olarak; “Bu tip etkinliklerin düzenlenmesi güzel ve gerekli.<br />
Buraya konuşmacı olarak katılan hocalarıma teşekkür<br />
ediyorum.” diye konuştu.<br />
Dekan Aydoğan’ın ardından kürsüye İstanbul<br />
Üniversitesi Viroloji ve Temel İmmünoloji Anabilim Dalı<br />
Hekimi Prof. Dr. Osman Şadi Yenen kuş gribi virüsü<br />
hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Kuş gribi virüsünün<br />
H5N1 virüsü olduğunu söyleyen Yenen, “Tüm dünyanın<br />
yakından ilgilendiği bu konuyu iyi bilmek gerekiyor.Biz<br />
sağlıkçıların öncelikle bu virüslerin yapılarını incelememiz<br />
gerekiyor.”dedi. Yenen ayrıca dünya üzerindeki hayvanlarda<br />
olması muhtemel virüsleri de anlattı.<br />
Yenen’in ardından İstanbul Üniversitesi Klinik<br />
Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı<br />
Hekimi Prof. Dr. Haluk Eraksoy kuş gribinin dünyada<br />
görüldüğü ülkeleri, bu gribin insanlar üzerindeki klinik<br />
özelliklerini ve kuş gribinden korunma yolları konusunda<br />
bilgi verdi.<br />
SDÜ Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen<br />
panele İl Sağlık Müdürü Dr. Levent Yılmazer, öğretim<br />
üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.<br />
CAD/CAM Araştırma<br />
Merkezi’nde<br />
Mekatronik Eğitimi<br />
Üniversitemiz CAD/CAM Araştırma ve Uygulama<br />
Merkezi’nde 2005 yılında Festo A.Ş tarafından kurulan<br />
mekatronik laboratuvarında 28 Şubat-2 Mart 2006 tarihleri<br />
arasında üniversitemizin değişik birimlerinden katılan<br />
öğretim üyeleri ve elemanlarının katılımı ile mekatronik<br />
semineri yapıldı. CAD/CAM Merkezi personellerinden<br />
Uzman Oğuz Çolak’tan alınan bilgiye göre, yoğun<br />
bir katılımın olduğu seminerlerde pnömatik, hidrolik,<br />
elektropnömatik, PLC ve mekatronik sistemleri hakkında<br />
bilgiler kursiyerlere sunuldu.<br />
Prof. Dr. Metin AKAY<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik Mimarlık<br />
Fakültesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği ve Tıp<br />
Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı işbirliğiyle “İnme Sonrası<br />
Hemiplejik Hastalarda Vücut Hareketlerinin ve Motor<br />
Fonksiyonların Dinamiği” konusunda konferans düzenlendi.<br />
SDÜ Araştırma Uygulama Hastanesi Konferans Salonu’nda<br />
gerçekleştirilen konferansa Prof. Dr. Metin Akay konuşmacı<br />
olarak katıldı. Akay sunumunda Akselerometre ve<br />
Elektromiyografi yöntemleriyle hemiplejik hastalarda vücut<br />
hareketlerinin normal ve patolojik özelliklerinin monitorize<br />
edilmesi ile ilgili araştırmaları hakkında bilgi verdi. Erken<br />
bebek ölümlerinin teşhisi ve sebepleri ile inme hastalığının<br />
tedavisinde kullanılan araçlar konusunda da dinleyenleri<br />
bilgilendiren. Akay, “Erken bebek ölümlerinin sebeplerini<br />
ve bebeklerin solunumla ilgili problemlerini Harward<br />
Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığımız çalışmalarla inceliyoruz<br />
ve bu konuda çeşitli ilaçlar geliştirmeye çalışıyoruz.” dedi.<br />
İnme(stroke) hastalığının tedavisinde de çeşitli çalışmalar<br />
yaptığını belirten Akay, “İnme hastalığı terapilerinin yeterli<br />
olup olmadığını araştırmak için çeşitli çipler geliştirdik.<br />
Bu çipleri hastaların üzerine koyarak onların iyileşme<br />
süreçlerini kontrol ediyoruz.” diye konuştu.<br />
Konferansa, SDÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Namık<br />
Delibaş, Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Yorgancıgil,<br />
Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstün Güldağ<br />
öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
Yabancı Diller<br />
Yüksekokulu’ndan Seminer<br />
Yabancı Diller Yüksekokulunda bahar yarıyılı eğitim<br />
seminerleri Yüksekokul Müdürü Yrd. Doç. Dr .Oya<br />
Büyükyavuz tarafından verilen “Teaching Speaking Skills<br />
and Strategies” konulu seminerle başladı.<br />
Bu çalışmaların düzenli olarak dönem sonuna kadar<br />
devam edeceğini belirten Büyükyavuz, “Seminerler Yabancı<br />
Diller Yüksekokulundaki öğretim elemanları arasında bir<br />
bilgi paylaşımı platformu oluşturacaktır. Seminerleri ayrıca,<br />
yaz döneminde, üniversite okul işbirliği çerçevesinde Isparta<br />
İl ve İlçelerinde görev yapan İngilizce öğretmenlerine de<br />
vermeyi düşünüyoruz.” dedi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde ‘<strong>Bilgi</strong><br />
Çağında Muhasebe’ konulu panel düzenlendi.<br />
Isparta Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler<br />
Odası, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Isparta Meslek<br />
Yüksekokulu organizasyonuyla düzenlenen panelde<br />
muhasebecilerin sorunları ve muhasebeciler yasası tartışıldı.<br />
Oturum başkanlığını Prof. Dr. Durmuş Acar’ın yaptığı panele<br />
konuşmacı olarak Isparta Serbest Muhasebeciler ve Mali<br />
Müşavirler Odası Başkanı Şükrü Kaya, Yrd.Doç .Dr İsmail<br />
Bekçi, Öğretim Görevlisi Feyyaz Coşar, Yrd.Doç. Dr. Hayrettin<br />
Usul katıldı.<br />
Panelin ilk konuşmasını yapan Prof. Dr. Durmuş Acar,<br />
değişen dünyada işletmelerin küreselleştiğini buna bağlı olarak<br />
da şirketlerin birbirleriyle kıyasıya rekabet içinde olduklarına<br />
değinerek, “Küreselleşen dünyada yabancı şirketlerle alış<br />
verişlerimiz hızla ilerliyor bu alış verişlerin doğru biçimde<br />
yürütülebilmesi için çok kaliteli muhasebe sistemlerine<br />
ihtiyaç vardır. Muhasebecilerin bu düşünceyle hareket edip<br />
planlı çalışmaları gerekir.” diye konuştu. Oda başkanı Şükrü<br />
Kaya ise 3568 sayılı muhasebeciler yasasıyla ilgili dinleyenleri<br />
bilgilendirdi. Kaya, “Bu yasayla birlikte biz muhasebecilerin<br />
hakları ve görevleri tam olarak belirlenmiştir. Her önüne<br />
gelenin muhasebeci olmasına engel olan bu yasayı öğrencilerin<br />
de iyi bilmesi gerekir.” dedi. Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Usul bilgi<br />
çağında muhasebenin nasıl olması gerektiğini anlattı.<br />
Öğretim Görevlisi Feyyaz Coşar da öğrencilere kredi kartı,<br />
akıllı kart ve sanal kartlarla ilgili bilgiler verdi.<br />
Panelin ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Bilal Murat Özgüven ve Isparta Meslek<br />
Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık katılımcılara çiçek<br />
takdim ettiler.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kadın Sorunları<br />
Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) tarafından<br />
“Dünya Kadınlar Günü” etkinlikleri çerçevesinde “Türk<br />
Toplumunda Kadın” konulu konferans düzenlendi.<br />
SDÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Seminer Salonu’nda<br />
düzenlenen konferansı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Bilal Murat Özgüven sundu. Geçmişten<br />
günümüze kadınların doğduklarından itibaren ne gibi<br />
zorluklarla karşılaştıklarına değinen Özgüven, “Çocukluk<br />
döneminden itibaren kadınlar birçok şiddete maruz kalırlar.<br />
Toplumlar kadınlarına, kız çocuklarına şiddet uygulamamalı<br />
ve onları ikinci sınıf vatandaş olarak görmemelidirler. Kadın<br />
ikinci plana atıldığı zaman o toplumda kölelik ve alt sınıf<br />
düzenleri ortaya çıkar. Bizim tarihimizde buna benzer bir<br />
şey görülmemiştir. Batı medeniyetlerinin tarihinde ise bu tip<br />
olaylara rastlamak mümkündür.” diye konuştu.<br />
Konferansı öğretim elemanı ve öğrenciler izledi.<br />
SDÜ’de<br />
KÖY-KOOP<br />
Üyelerine Eğitim Programı<br />
SDÜ Ziraat Fakültesi ve Köy-Koop işbirliğiyle<br />
düzenlenen “Ortak Eğitim Programı” dahilinde, süt<br />
sığırcılığı konusunda faaliyet gösteren üreticiler eğitim<br />
sertifikalarını aldılar. Köy-Koop Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Emel Tuğruz; çiftçilerin Bursa, Edirne, Çanakkale ve<br />
Mersin’den geldiğini belirterek, “Bu illerden gelen<br />
45 üreticimiz 5 gün süre ile süt sığırcılığı konusunda<br />
eğitildiler. Bu eğitimin işletmelerinde üretim sırasında<br />
kendilerine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.<br />
Bu sertifika programı sırasında bizlere destek olan Ziraat<br />
Fakültesi yetkililerine teşekkür ederim.” dedi.
22 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 23<br />
Doğu Batı İkileminde<br />
Türkiye’nin Vizyon Arayışları<br />
“Bizler ortaya konan kurguları gerçek sanarak yanıltılıyoruz.<br />
Bizlere sunulanla, gerçekler arasında ciddi farklar var.”<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından<br />
organize edilen ve Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın konuşmacı<br />
olarak katıldığı “Doğu-Batı İkileminde Türkiye’nin Vizyon Arayışları”<br />
konulu konferans ilgi gördü. SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />
düzenlenen konferansa Vali Şemsettin Uzun, Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
Dünya’da halen çatışmaların var olduğunu ancak kimin kiminle<br />
mücadele ettiğinin kesin olarak bilinmediğini kaydeden<br />
Kaynak, “Bizler ortaya konan kurguları gerçek sanarak yanıltılıyoruz.<br />
Bizlere sunulanla, gerçekler arasında ciddi farklar var.<br />
Buna bir örnek vermek gerekirse ABD geldiği günden itibaren<br />
Irak’ın bölünmesini kafasına koymuş durumda. ABD’nin amacı<br />
Irak’a demokrasi filan getirmek değil, bölmekten ibarettir. Benim<br />
buradaki amacım ABD’yi eleştirmek değil. Dünya’daki olaylara<br />
ilişkin bir durum tespiti yapmaktan ibarettir. Ben, mevcut olayların<br />
fotoğraflarını çekerek, gerçeklerin görülmesini sağlamaya<br />
çalışıyorum.” dedi.<br />
“ABD Dünya’nın en borçlu ülkesi” ABD’nin dünyanın en<br />
borçlu ülkesi olduğunu ileri süren Mahir Kaynak, bu ülkenin<br />
içinde bugün için iki akımın mevcut olduğunu bunlardan birinin<br />
“Küresel Sermaye” diğerinin ise “Ulusal Sermaye” olduğunu belirtti.<br />
Küresel sermayenin devleti ve ordusu olmadığı halde, var<br />
olanlara yakın gücü bulunduğuna değinen Kaynak şunları söyledi:<br />
“Bugün ABD’de Başkan Bush ile Rusya Federasyonu Başkanı<br />
Putin, bir gün aniden kendilerini terk edeceklerine inandıkları<br />
küresel sermaye ile mücadele ediyorlar. Yani bu iki devlet adamı<br />
ulusal sermayeden yana tavır içindeler. Biliyorsunuz; küresel sermaye<br />
Rusya’ya giderek onları bir kurşun dahi atmadan 180 milyar<br />
dolarla iktisadi açıdan ele geçirdi. Putin iktidara gelir gelmez, bu<br />
sermayenin Rusya’daki bazı temsilcilerini tutuklattı ve paralarına<br />
el koydurdu. Bir kısmı ise yurt dışına kaçtılar. Küresel sermaye<br />
derken sadece nakit olarak servetleri bulunanlardan bahsediyoruz.<br />
Bush’un da destek verdiği ulusal sermayeciler içinde petrolcü,<br />
sanayici gibi üretim yapan sermaye sahipleri bulunmaktadır.<br />
Gürcistan ve Ukrayna’daki devrimler küresel sermaye tarafından<br />
gerçekleştirilmiştir. Demin de söylediğim gibi ABD dünyanın en<br />
borçlu ülkesidir. Ancak, destek olduğu Çin, Japonya ve Almanya<br />
gibi ülkelerin üretimleri ile hem kendisinin refahını artırmaktadır,<br />
hem de o ülkelerin paralarını sermaye piyasalarına sokarak<br />
sıkıntısını gidermektedir.<br />
“ABD Türkiye’yi kaybetmek istemez” Dünyayı takip<br />
etmediğimiz zaman Türkiye’de olup bitenin anlaşılamayacağını<br />
hatırlatan Prof. Dr. Mahir Kaynak, “ABD Türkiye’yi<br />
kaybetmek istemez. Belki biraz abartılı söylüyorum ama<br />
ABD Türkiye’yi kaybederse ABD’liler Atlantiği turist<br />
olarak bile geçemezler. Türkiye, dünya üzerindeki dengeleri<br />
etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir. Ancak<br />
bunu kullanamıyor zira gücünün farkında değil.”<br />
diye konuştu.<br />
“Türkiye AB’ye yeni bir boyut katacak güç<br />
ama...” Türkiye’nin AB’ye girmek için 1963’te<br />
başvuruda bulunduğunu hatırlatan Mahir<br />
Kaynak, Almanya ve Fransa’nın Türkiye’yi<br />
siyasi nedenlerle birliğe istemediklerini,<br />
İngiltere’nin ise buna istekli olduğunu<br />
kaydetti. Kaynak şöyle devam etti: “Türkiye<br />
AB’ye yeni bir boyut katacak bir<br />
güç ama demin de belirttiğim gibi özellikle<br />
Almanya ve Fransa bunu siyasi nedenlerle istemiyor. Zira<br />
Türkiye’nin dünyada savaşabilecek ciddi bir ordusu var. Türkiye<br />
elindeki askeri güç ile AB’ye yeni bir boyut katacaktır. Ama buna,<br />
küresel sermayenin temsilcisi konumundaki İngiltere istemesine<br />
rağmen, diğerlerinin isteksizliği engel oluyor. Kendilerine göre,<br />
Almanya ve Fransa haklı; zira bu ülkeler AB’nin kuruluşu sırasında<br />
da aynı gerekçelerle İngiltere’nin üyeliğine bile karşı çıkmışlardı.”<br />
“Kurgulardan kurtulup gerçekleri görmek lazım” Konferansın<br />
son bölümünde, dünyada olup bitenin farkına varmak için,<br />
insanların çelişkilerini giderinceye kadar soru sorması gerektiğine<br />
değinen Kaynak, “Soru sorun, çelişkilerinizi giderinceye kadar<br />
buna devam edin ve gerçeklere ulaşın. Siz şu anda aslında bir<br />
kurguyu yaşıyorsunuz. Kurgulardan kurtulup gerçekleri görmek<br />
lazım. Bugün için ekonomik konularda duyduğunuz rakamların<br />
tümü yanlıştır. Dünyayı küreselleştirmek isteyenlerle ulus devlet<br />
olarak tutmak isteyenler arasındaki mücadele tüm hızıyla sürmektedir.<br />
Türkiye’nin gelişmesini ve kalkınmasını kimse istemez.<br />
Zira; bu mümkün olursa ülkemizin siyasi ve felsefik açıdan bir<br />
takım istekleri olabilir. Bunun için kalkınmasını istemezler. Ancak<br />
Türkiye’nin ekonomik alandan başka dünyaya vereceği medeniyet<br />
ve kültürel mesajları olduğunu da düşünmemiz gerek.” diye<br />
sözlerini tamamladı.<br />
SDÜ’de<br />
Türkçe<br />
Konferansı<br />
Prof. Dr. Şükrü Haluk AKALIN<br />
BMYO’da<br />
Muhasebecilik<br />
Mesleğinin Geleceği<br />
Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Türkçe Topluluğu tarafından<br />
“Türkçe’nin Gücü ve Türk Dil Kurumu” konulu konferans<br />
düzenlendi. Konferansa Isparta Valisi Şemsettin Uzun, Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, çok sayıda öğretim üyesi ve<br />
öğrenci katıldı.<br />
Türkçe’nin tarihini anlatan belgesel ile başlayan etkinlikte, ilk<br />
konuşmayı SDÜ Türkçe Topluluğu Öğrenci Temsilcisi Ali Rıza İnan<br />
yaptı. İnan, “Yakın çevremizde sık sık karşılaşmakta olduğumuz iş<br />
yerleri adlarına verilen yabancı ve özellikle İngilizce isimler gün<br />
geçtikçe sayısını arttırıyor. Bu gidişe ne zaman dur diyeceğiz? Bunun<br />
için Türkçe Topluluğu olarak gereken önlemleri alıp, toplumun bu<br />
konuda bilinçlendirilmesine yardımcı olmalıyız.” dedi. Ardından<br />
kürsüye gelen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk<br />
Akalın dilin önemini anlatan kısa bir film gösterisi ile sunumuna<br />
başladı. Akalın, “Dil, konuşma, anlaşma, iletişim ve düşünme aracı<br />
olmakla beraber; kültürün oluşturulması, yaşatılması ve kuşaktan<br />
kuşağa aktarılmasında, bilim ve uygarlığın yaratılmasında görev<br />
almaktadır. Dil olmasaydı insanlık bugünkü toplum hayatına ve<br />
uygarlık düzeyine sahip olamazdı. Dil demek insan demektir.” diye<br />
söyledi ve şöyle devam etti; “Son yıllarda gözden kaçan bir gerçek<br />
var. O da Türkçe’nin gücüdür. Şu an Türkçe kötü bir durumda<br />
ama geçmişte çok daha kötü günleri oldu. Buna rağmen, Türkçe<br />
o günlerden bu günlere geldi. Günümüzde Türkçe’de kirlenme<br />
ve yabancılaşma yaşıyoruz. Bu yabancılaşma genellikle ürün,<br />
öğretim, müzik dilinde, ticari hayatımızda, iş yerlerinin adlarında<br />
karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.<br />
“Türkçe’nin 5 bin yıllık Bir Geçmişi Vardır” Akalın, Türk<br />
Dili’nin tarihiyle ilgili şunları söyledi; “Bugünkü dillerin büyük bir<br />
bölümü yokken Türkçe konuşma ve yazı dili olarak kullanılıyordu.<br />
Türkçe’nin en az 5 bin yıllık bir geçmişi vardır. Bir bilim dili olarak<br />
Türkçemiz 9. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Türkçe güçlü bir<br />
dildir ve bu gücüne yapısından, söz varlığından ve etkisinden<br />
dolayı sahip olmuştur. Türkçe’nin yok olma tehlikesi kesinlikle söz<br />
konusu değildir; ama dilimizde kirlenme, yozlaşma ve yabancılaşma<br />
yaşanıyor. Biz Türk Dil Kurumu olarak, Türkçe’nin maruz kaldığı<br />
olumsuzlukları engellemeye çalışıyoruz. Bunların yanı sıra Türkçe<br />
sözcükleri ağ ortamında kullanıma açtık. Türkçe hepimizin kutsal<br />
varlığıdır, gelecek kuşaklara Türk’e yakışır bir Türkçe bırakalım.<br />
Konferans sonunda ilimizde işyerlerinde Türkçe isim kullanan<br />
üç esnafa teşekkür belgesi verildi. Konferansa konuşmacı olarak<br />
davet edilen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk<br />
Akalın’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından<br />
seramik Atatürk heykeli ve çiçek takdim edildi.<br />
SDÜ Burdur Meslek Yüksekokulu tarafından , Burdur Meslek<br />
Yüksekokulu Konferans Salonu’nda “ Muhasebecilik Mesleğinin<br />
Geleceği” konulu bir konferans düzenlendi.<br />
Konferansa, Burdur Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler<br />
Odası Başkanı İlyas Anaç, Oda Genel Sekreteri Ahmet Rıfat Korur<br />
ve Oda Saymanı Cihat Çavuşoğlu katıldı.<br />
Oda Başkanı İlyas Anaç 3568 sayılı muhasebeciler yasasıyla<br />
mesleğin yasal bir kimlik kazandığını ifade etti. Anaç, bu yasayla<br />
muhasebecilerin haklarının ve görevlerinin net olarak ortaya<br />
konduğunu ve söz konusu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte,<br />
muhasebecilik mesleğine belli bir düzen ve standart geldiğini,<br />
dolayısıyla; artık muhasebecilik mesleğinin her önüne gelenin<br />
yapabileceği sıradan bir meslek olmaktan çıktığını belirtti.<br />
Günümüzde muhasebecilik mesleğinin saygınlığının ve itibarının<br />
her geçen gün daha da arttığını söyleyen Anaç, öğrencilere “Artık<br />
devletimiz iş kapısı olmaktan çıkmıştır, mesleğinizin kıymetini<br />
bilin, mesleğe girişteki sınavlara şimdiden hazırlanın.” dedi.<br />
Konferans sonrası Burdur MYO Müdür Yrd. Öğrt. Gör. Hüseyin<br />
Göz, İktisadi ve İdari Prog. Bölüm Başkanı Dr. Osman Tuğay ve<br />
Öğr. Gör. Nermin Başgül tarafından katılımcılara çiçek takdim<br />
edildi.<br />
Prof. Dr. Mahir KAYNAK
24 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 25<br />
SDÜ’de Sınav<br />
Yönetmeliği<br />
2004 yılında değişen sınav sistemi sonrasında, öğrencileri<br />
bilgilendirmek amacıyla Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından “SDÜ Eğitim<br />
Öğretim ve Sınav Yönetmeliği” konulu bir konferans verildi.<br />
Öğrencilere sınav yönetmeliğini anlatan ve neden bu sisteme<br />
geçildiğini açıklayan Karaca, “Avrupa’daki üniversitelerle<br />
aynı dili konuşmak, Avrupa Kredi Transfer Sistemi’ne uyum<br />
sağlamak, Türkiye’deki üniversiteler ile öğrenci değişimlerinde<br />
yaşanan uyumsuzluğu ortadan kaldırmak ve SDÜ öğrencilerinin<br />
rekabette mağduriyetlerinin giderilmesi için üniversitemiz bu<br />
sisteme geçti. Bu sistemle beraber öğrencilerimize çift ana dal ve<br />
yan dal imkanları da sağlanmış oldu.” diye konuştu. Konferans<br />
sonunda Prof. Karaca ve Öğrenci İşleri <strong>Daire</strong> Başkanı İlksel Bağcı<br />
öğrencilerin sorularını yanıtladılar.<br />
Sınav Heyecanı<br />
Nasıl Yenilir...<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi tarafından organize edilen ve Öğretim<br />
Görevlisi A. Celil Koç’un konuşmacı olarak katıldığı “ÜDS’de<br />
Pozitif Sınav Heyecanı Yaratmak” konulu bir konferans<br />
düzenlendi. Konferansa, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />
katıldı. Isparta Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi A.<br />
Celil Koç katılımcılara, bu konferansın bilimsel bir nitelik<br />
taşımadığını ancak kişisel gelişim ve ilerleme söz konusu<br />
olduğunda büyük önem taşıdığını söyledi. Sınav günü öncesi,<br />
sınav anı ve sınavdan sonra neler yapılması gerektiğini anlatan<br />
Koç, “Korkular ayağımızdaki prangalardır. Öncelikle korkuyu<br />
yenmeliyiz ki başarıya ulaşabilelim. Başarının adresinin inanmak<br />
ve çaba göstermekten geçtiğini unutmamalıyız Kişiler sınavlara<br />
hazırlanırken kendilerine bir hedef belirlemeli, bilinçlerini ve<br />
bilinçaltlarını paranoyak düşüncelerle doldurmadan, rahat bir<br />
yol izlemelidir.” diye konuştu. Konferans “İçimize Yolculuk” adlı<br />
bir meditasyon gösteri ile son buldu.<br />
“Dilbilgisinden Kelimeye<br />
Geçiş” Konulu Seminer<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller<br />
Yüksekokulu’nda “Dilbilgisinden Kelimeye Geçiş” konulu<br />
seminer düzenlendi.<br />
Seminere konuşmacı olarak Westminster Üniversitesi<br />
Öğretim Görevlisi Hugh Dellar katıldı. Dellar konuşmasında,<br />
yabancı dil eğitiminde dilbilgisinden kelimeye geçiş konularında<br />
dinleyenleri bilgilendirdi. Dellar konuşmasında, geleneksel<br />
dilbilgisi eğitimine yeni bir bakış açısı olarak, kelime bazlı eğitime<br />
geçilmesi görüşünü savundu.<br />
Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya<br />
Büyükyavuz, İngiltere’den üniversitemize seminer için gelen<br />
Dellar’a teşekkür ederek , bu tip seminerlere devam edeceklerini<br />
söyledi.<br />
Seminere öğretim üyeleri, öğrenciler ve konuya ilgi duyan<br />
çok sayıda davetli katıldı.<br />
Prof. Dr. İsmail KARACA<br />
Öğr. Gör. A. Celil KOÇ<br />
Hugh Dellar<br />
“Anne Sütü Türkçe” Konulu Konferans<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde Kitap Kulübü tarafından “Anne<br />
Sütü Türkçe” konulu konferans düzenlendi. Yazar Feyza<br />
Hepçilingirler’in konuk olarak katıldığı konferansa çok<br />
sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Türkçe konusundaki<br />
sorunlardan bahsederek konuşmasına başlayan Hepçilingirler,<br />
“Bu sorunlar içerisinde birçok dal var; ama bunların içinde en<br />
önemlisi İngilizce’nin dilimizi sadece kelime olarak değil tümce<br />
yapısını da bozarak zarar vermesidir. Bu bağlamda eminim<br />
ki, Isparta’da da tabela kirliliği vardır ve bu kirlilik ülkemiz<br />
genelinde ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Yaratıcılığımızı<br />
ortaya koyuyoruz diyerek yarattığımız bu kirlilik yerine keşke<br />
yaratıcılığımızı, Türkçe’mizi geliştirmek için kullanabilsek.<br />
Bütün bunlar özentiden kaynaklanıyor galiba. Bunun dışında<br />
küreselleşme ve AB’ye girme çabalarımız için bunların olması<br />
gerektiği söylenmekte. Peki ; gerçektende olay böyle mi? Hayır,<br />
AB için böyle bir şey kesinlikle yok. AB’ye girmemiz için<br />
kimse bize kendi dilinizi bırakın demiyor, AB’nin içerisinde<br />
20’ye yakın resmi dil bulunmakta. Peki; küreselleşme için mi<br />
yapıyoruz? Küreselleşme adına bütün dünya İngilizce’yi mi<br />
kullanıyor. Hayır bizim dışımızda dilini değiştirmeye meraklı<br />
olan başka bir ülke yok. Bütün ülkeler kendi dillerini korumak<br />
için çaba gösteriyor. Bir tek dil bütünleşmeyi sağlar diyorlar.<br />
Geçmişte Latince hemen hemen her yerde kullanılmaktaydı.<br />
Neden bütünleşmeyi sağlayamadı? Diğer diller İngilizce<br />
karşısında teslim olmuş değil. Dünya teslim olmadı ve<br />
olmayacak.” dedi. Tek dil İngilizce üzerine örnekler vererek<br />
konuşmaya devam eden Hepçilingirler “Belki ben yanılıyorum<br />
ve bütün dünya İngilizce tek dil dedi. Bu sizce güzel mi olur?<br />
Her dil bir kültürü yansıtır ve dillerin yok olması demek<br />
dünya üzerindeki kültürlerin de terk edilerek yok edilmesi<br />
anlamına gelir. Dilimizi kaybedersek bütün edebiyatımızı,<br />
kültürümüzü yok ederiz. Zaten İngilizce’yi sonradan öğrenen<br />
birisi; bu hangi dil olursa olsun , ana dili gibi konuşamaz ve bu<br />
hayallerle hazırlık sınıfları vasıtasıyla insanların ömürlerinden<br />
yılları çalmaktayız.” diye konuştu.<br />
Dilin kötü kullanımına sebep olan popüler kültür ve<br />
televizyonun etkilerini anlatarak konuşmasına devam eden<br />
Hepçilingirler, bu konuda örnekler vererek konuşmasını<br />
tamamladı. Feyza Hepçilingirler, konuşmasının ardından<br />
Kültür Merkezi Fuayesinde kitaplarını imzaladı.<br />
“Kaliteli Yaşam ve Yaşam Sevinci”<br />
Konulu Konferans<br />
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Psikolog-Yazar Prof. Dr. Üstün<br />
Dökmen Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde “Kaliteli Yaşam ve Yaşam<br />
Sevinci” konulu bir konferans verdi.<br />
SDÜ Kitap Kulübü’nün davetlisi olarak üniversitemize gelen Dökmen,<br />
davetlilere yaşama çeşitli yönlerden bakış açılarıyla ilgili bilgiler aktardı.<br />
Dökmen, insanoğlunun tarih boyunca bilgisi az; fakat fikri çok olarak<br />
yaşam sürdüğüne değinerek, “Biz insanoğlu çok fazla bilgimiz olmadan,<br />
fikir üretiyoruz ve birçok konuda yorum yapıyoruz. Örneğin; hepimiz<br />
Çinlilerin birbirlerine benzediklerini söyleriz. Ama hiç birimiz Çin’e gidip<br />
de o insanlarla bir süre yaşamış değiliz. <strong>Bilgi</strong>ye kesin olarak ulaşmadan<br />
fikir üretip yorum yapıyoruz. Oysa bir Çinli de bizim toplumumuzun<br />
birbirine benzediğini sanır.” diye konuştu. Dökmen, ayrıca aile yaşantısı,<br />
iş yaşantısı, insanlarla olan diyaloglarımız ve çocuk yetiştirirken<br />
sergilediğimiz davranışların önemini belirtti. Dökmen, çocuklara yalan<br />
söylenmesi konusunda şöyle konuştu; “Hepimiz çocuklarımıza yalan<br />
söyleriz. Üstelik bu yalanlara bir de beyaz yalanlar diye isim takıp<br />
zararsız olduğunu savunuruz. Halbuki; bu davranış biçimi çok yanlış.<br />
Çocuklarımız küçük yaşlarda bizden böyle yalanlar duymaya alıştığında<br />
büyüdüklerinde aynı davranışları bize yapacaklardır. Bizim söylediğimiz<br />
şekilde yalanları hem bize, hem arkadaşlarına, hem de hocalarına onlar<br />
da söyleyeceklerdir.” dedi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansı Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci izledi.<br />
Dökmen, konferansın ardından kitaplarını imzaladı.<br />
Prof. Dr. Üstün DÖKMEN
26 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 27<br />
Rusya Büyükelçisi’nden<br />
Konferans<br />
Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Petr Stegniy, Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde “Cumhuriyet Dönemi Türk-Rus<br />
İlişkileri” konulu bir konferans verdi. Konferansa, SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Prof. Dr. Vecihi<br />
Kırdemir, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />
Açılış konuşmasını yapan Rektör Baydar, Rusya Federasyonu’nun Ankara<br />
Büyükelçisi’nin aramızda bulunmasından kıvanç duyduğunu belirterek,<br />
SDÜ Kütüphanesi’ne yaptıkları 450 kitaplık bağıştan dolayı teşekkürlerini<br />
dile getirdi. Ardından kürsüye gelen Büyükelçi Stegniy, “ Türkiye’de görev<br />
yaptığım süre boyunca, üniversiteleri gezme imkanım oldu. Üniversite<br />
öğrencilerini gördükçe Cumhuriyetin ülkeye neler kazandırdığını daha<br />
yakından anlama imkanı buldum.. Rusya’dan getirdiğimiz kitapları hediye<br />
etmek için buradayız. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler gün geçtikçe daha<br />
iyi bir konuma taşınmaktadır. Bunun temeli iki ülke arasındaki karşılıklı<br />
güven, anlayış ve ortak demokrasi kültürüdür. Bizim ilişkilerimizin yüzyıllara<br />
uzanan tarihi vardır. İkili ilişkilerimiz ticari, ekonomik, enerji, bilim ve<br />
kültür alanlarında yoğun bir şekilde devam etmektedir. Siyasi diyaloğumuz<br />
artmaktadır. Geçen yıl, Samsun’da “Mavi Akım Hattı” açılış töreni iki ülke<br />
başbakanının katılımıyla gerçekleşmiştir. 2007 yılında Türkiye’de Rus Kültür<br />
yılı, 2008 yılında Rusya’da Türk Kültür yılı düzenlenecektir. Bu yıl içinde<br />
Rusya’dan Türkiye’ye 2 milyonu aşkın turistin gelmesi beklenmektedir. 2010<br />
yılında Türkiye’nin Rusya ile ilgili ticaret hacmi, Bakan Kürşat Tüzmen’in de<br />
açıkladığı gibi 25 milyar doları aşacaktır. Zaten son 3 yılda mevcut ticaret<br />
hacmi 3 kat artış göstermiştir. 1972 yılında Seydişehir Aliminyum Tesisleri<br />
ve İskenderun Demir Çelik Fabrikaları’nın tamamlandığı yıllarda sadece<br />
80 milyon dolar olan ticaret hacmi 2005 yılı sonu itibarıyle 15 milyar dolar<br />
seviyesine ulaşmıştır. Bunun temeli iki ülke halkı ve iki ülke arasındaki<br />
güven, anlayış ve serbest demokrasiden geçmektedir. Türk işadamları ve<br />
müteahhitlerinin Rusya’da yapacakları işler için imzaladıkları anlaşmalar<br />
tutarı 16 milyar dolar civarındadır. Aynı şekilde Rus sermayesi de Türkiye’ye<br />
girmiştir. Alfa Şirketler Gurubu, Turkcell şirketine 3 milyar dolarlık yatırım<br />
yapmıştır. İkili ilişkilerimizin aynı zamanda insanı boyutu da bulunmaktadır.<br />
İkili ilişkilerimizin biraz önce de söylediğim gibi yüzyıllar süren bir tarihi<br />
vardır. Rusya ilk büyükelçisini Osmanlı’ya 1492 yılında göndermiştir. Rusya<br />
ve Türkiye, Avrasya Coğrafyası’nın liderleri olarak değişen ve gelişen<br />
şartlara daha kolay adapte olmuşlardır. ” diye konuştu.<br />
İkili ilişkilerdeki amacın aynı zamanda sağlam bir güvenlik mimarisi<br />
oluşturmak olduğunu belirten Büyükelçi Stegniy, şöyle devam etti:<br />
“İki ülkenin uluslararası terörizm ve asimetrik tehditlere karşı ortak<br />
çalışmaları vardır. Karadeniz Bölgesi’nde birliği teşvik etmeye çalışıyoruz.<br />
Sınırlarımıza yakın Kafkaslar, Orta Asya ve Balkanlardaki demokratikleşme<br />
sürecinde 5-10 yıl önce konuşamadığımız konuları artık rahatça<br />
konuşabiliyoruz “<br />
Büyükelçiden sonra kürsüye gelen Rusya Devlet Kütüphanesi Doğu<br />
Dilleri Başkanı Başkanı Mary Trifenenko, “ Bugün size hediye edeceğimiz<br />
kitapların Rusya’yı tanıtacağına ve halklarımız arasında bir köprü kuracağına<br />
inanıyorum ve bu tip etkinliklerin devam etmesini diliyorum.” dedi. Son<br />
olarak kürsüye gelen Rusya- Türkiye İş ve Dostluk Derneği Genel Sekreteri<br />
Ertuğrul İncekul, derneği ve faaliyetlerini anlattığı konuşmasında “Rusya’ya<br />
gelen ve giden iş adamlarımıza danışmanlık yapıyoruz. Bu çalışmaları Rusya<br />
Devlet Kütüphanesi işbirliği ile yapıyoruz. Çalışmaların amacı iki ülkenin<br />
birbirini anlamasını kolaylaştırmak .” diye konuştu.<br />
SDÜ Rektörü Metin Lütfi Baydar tarafından Büyükelçi Stegniy ve<br />
beraberindeki heyete SDÜ Seramik Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />
tarafından yapılan seramik şild ve Isparta’yı simgeleyen gül seti paketleri<br />
hediye edildi.<br />
Konuk heyet üyeleri ayrıca SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ni<br />
gezdiler.<br />
“ Türkiye’de görev yaptığım<br />
süre boyunca, üniversiteleri gezme<br />
imkanım oldu.<br />
Üniversite öğrencilerini<br />
gördükçe Cumhuriyetin ülkeye<br />
neler kazandırdığını daha yakından<br />
anlama imkanı buldum...”<br />
Rus Büyükelçi, Petr Stegniy<br />
Abdülkadir Konukoğlu<br />
Adnan Ener<br />
Tekstil Sektörünün<br />
Dünü Bugünü ve Yarını<br />
SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu,<br />
Türkiye’nin tekstil sektöründe hala önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak,<br />
“Tekstilden ümidinizi kesmeyin.” dedi. Kariyer Günleri Etkinlikleri<br />
kapsamında SDÜ Tekstil Mühendisliği Bölümünün organize ettiği, “Tekstil<br />
Sektörünün Dünü Bugünü ve Yarını” konulu bir konferans veren Konukoğlu,<br />
bu sektörde devleşen Çin’in, Türkiye tarafından dize getirilebileceğini iddia<br />
etti. SDÜ Kültür Merkezi’nde çok sayıda öğrenci ve öğretim üyesinin katıldığı<br />
konferansta Çin’in ucuz hammadde ve işgücü nedeniyle pek çok dalda<br />
üstünlüğü ele geçirdiğini kaydeden Konukoğlu, “Çin komünizm ile yönetilen<br />
bir ülke. Yarın orada da demokrasi yerleştiği zaman, tek tip elbise kalmayacak.<br />
O kadar insan kravat isteyecek, güzel giyinmek isteyecek. Nüfuslarına elbise<br />
ve ham maddesi pamuk yetmeyecek ve işte o an Çin’e ihracat yapacağız. Şimdi<br />
de Çin’e ihracat yapıyoruz. Kot pantolonu ve ekolojik pamuk ipliği ihracatı<br />
yapıyoruz. Ama çok daha ötesi olacak, tekstilden ümidinizi kesmeyin. Türkiye<br />
kabuk değiştiriyor. Bu değişimden dolayı, ülke düzlüğe çıkacak ve işsizlik<br />
zaman içinde azalacak. Türkiye’nin geleceğine baktığımız zaman her gün biraz daha yükselme olduğunu görüyoruz. Türkiye’de<br />
enflasyonun düşüşünden dolayı ve doların istikrarla yerinde seyir etmesiyle tabi olarak gelişme kaydedeceğiz. Ekonomideki bu<br />
gelişme belki belli olmuyor; ama artık Türk insanı giyimi yüzde 10 daha ucuza alıyor. Katma değer vergisi yüzde 18’den, yüzde<br />
10’a düştü. Bazı kayıtsız çalışanlara yaramadı bu düşüş, şikayet ettiler. Ancak biz tekstilci olarak, tekstille mücadele edeceğiz<br />
ve markalaşmaya gideceğiz. Yeter ki siz yeni teknolojiler geliştirerek, değişik ürünler üretin. İşte o zaman ülkemizi çok daha iyi<br />
mevkiilere taşıyabileceğiz” diye konuştu.<br />
Biz kazandığımızı paylaşıyoruz SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, holding bünyesinde 14 bin<br />
kişi çalıştırdıklarını ve on farklı sektörde faaliyet gösterdiklerini söyleyerek, bir hastane, bir vakıf, 18 okul, bir Ar-Ge fabrikası ve<br />
bir tekstil bölümü yaptırdıklarını vurguladı. 1200 üniversite öğrencisine burs verdiklerini, yılda 15 bin kişiye giyim ve 35 bin kişiye<br />
erzak yardımı yaptıklarını belirten Konukoğlu, “Biz kazandıklarımızı halkımızla aynı zamanda paylaşıyoruz” dedi.<br />
“Tekstilde Tasarım ve Yeni Fırsatlar”<br />
Konulu Konferans<br />
Tekstil Mühendisliği Bölümü Sanko Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Abdülkadir Konukoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı Tekstil Sektörünün<br />
“Dünü Bugünü ve Yarını” ve Tekstil Maraton Dergisi Editörü Tekstil<br />
Yüksek Mühendisi Tuğrul Madran’nın konuşmacı olarak katıldığı<br />
“Tekstilin Tarihçesi” konulu konferansların ardından Nilüfer Tekstil Sanayi<br />
Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Tekstil Sektörünün<br />
duayenlerinden Adnan Ener’in konuşmacı olarak katıldığı “Tekstilde<br />
Tasarım ve Yeni Fırsatlar” konulu bir konferans düzenledi.<br />
Uçak paraşütü imalatı, kurşungeçirmez yelek, iletken kumaş... vb. teknik<br />
tekstil üretiminde Türkiye’de ilklere imza atan Adnan Ener, konuşmasında<br />
Çin’i tekstil sektöründe bir tehdit olarak görmediğini belirterek, sadece<br />
biraz hayal gücü ve araştırma isteğiyle ülkemizde yapılamayacak şey<br />
olmadığını söyledi. Bugüne kadar pek çok üniversiteden davet aldığını<br />
ancak zaman kısıtlılığı nedeniyle pek çoğuna gidemediğine değinen Ener,<br />
SDÜ gibi gelişen bir üniversitede konferans vermekten duyduğu mutluluğu<br />
dile getirdi. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi bir nolu amfide düzenlenen<br />
konferansı öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci ilgi ile izledi.
28 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 <strong>29</strong><br />
“Sorun Olan Ermeniler” Konulu Panel<br />
“Medya ve Siyaset” Konulu Konferans<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve<br />
İnkılap Tarihi Bölümü ve Tarih Kulübü tarafından ortaklaşa<br />
düzenlenen ‘Sorun Olan Ermeniler’ konulu panel SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde yapıldı. Panele Vali Şemsettin Uzun, SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, İl Emniyet Müdürü Kemal<br />
Seyhan, öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
Konferans Rektör Baydar’ın konuşmasıyla başladı. Baydar,<br />
“Türkiye ne yazık ki çok haklı olduğu uluslararası konularda<br />
kendini ifade etmekte sorun yaşıyor. Bunlardan biri de Ermeni<br />
meselesidir. Aslında Türkler’in tarihinde anlatacak çok şey var.<br />
Bunları anlatmak için bizim çok iyi yabancı dil bilen tarihçiler<br />
yetiştirmemiz gerekir. O zaman başka ülkelerde tarihimizi<br />
kolayca anlatabiliriz.”dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen Vali Şemsettin Uzun, Ermenilerin<br />
yaklaşık 600 yıl Türklerle iç içe yaşadığını belirterek,<br />
dış kaynaklı tahrik sonucu Ermenilerin Türklere karşı<br />
ayaklandığını söyledi. Türklerin tarihte herkese hoşgörü<br />
gösterdiğine değinen Uzun, “24 Nisan Ermeniler tarafından<br />
sözde soykırımın yıldönümü olarak anılmakta. Tarihte<br />
Türkler Ermenilere karşı her türlü toleransı gösterdi ve uzun<br />
yıllar birlikte yaşadılar. Tarih boyunca birlikte yaşayan bu<br />
insanları Türkler niçin katletmişlerdir. Bu akla sığmayan<br />
bir iddiadır. Ermeniler bu iddiaları haklı göstermek için<br />
dünyada bir çok şehirde anıt yaparken biz sadece Iğdır’da<br />
bir anıt kurabildik ve ona da ne yazık ki sahip çıkmıyoruz.<br />
Ermenilerin iddialarında haksız olduğunu kanıtlamak ve<br />
dünyaya anlatabilmek için bu konuda daha fazla çalışmalıyız<br />
diye konuştu.Vali Şemsettin Uzun’un konuşmasından sonra<br />
başlayan panele SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Atatürk İlkeleri<br />
ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şenol Kantarcı<br />
başkanlık etti. Panele konuşmacı olarak, Akdeniz Üniversitesi<br />
Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsrafil<br />
Kurtcephe ve Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi<br />
Öğretim Görevlisi Dr. Berna Türkdoğan katıldılar.<br />
Panel başkanı Kantarcı “Son iki yıldır gerek yurt dışında<br />
gerekse yurt içinde ve bazı üniversitelerde çatlak sesler<br />
yükseliyor. Dışarıdan bu seslerin gelmesine alıştık ama içerden<br />
çıkan bu sesler bizleri tedirgin ediyor. Bu sebeple bu konularda<br />
biraz daha aydınlanmak ve yanlış görüşler yerine bu konudaki<br />
gerçekleri aktarmak amacı ile böyle bir panel düzenledik”<br />
dedi. Panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, tarihte<br />
yaşanan olaylar ve örneklerle Türk Ermeni ilişkilerini anlattı.<br />
Tarih boyunca Türklerin hiçbir ulusa soykırım uygulamadığını<br />
belirten Kurtcephe şunları söyledi: “Tarih boyunca bir çok<br />
devlet kuran Türklerin bugün kurdukları en büyük devlet<br />
Türkiye’dir ve bu sebepten dolayı rahatsız olan emperyalist<br />
devletler Türkiye’ye karşı karalama kampanyaları açmaktan<br />
çekinmemektedirler. Bu durum tarih boyunca bu hep böyle<br />
devam etmiştir ve bugün de karşımıza sözde ermeni soykırımı<br />
ile çıkmaktadırlar. Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki,<br />
hakkımızda bu iddiaları çıkartanlar tarihi gerçeklere başvurma<br />
gereği bile duymadan dünya kamuoyunu etkilemiş ve bir<br />
çok parlamento da bu tasarının geçmesini sağlamışlardır.<br />
Bu sebeple en iyi savunma yolu olan karşı taarruzla tarihi<br />
gerçekleri bizler anlatmalıyız. Tarihte, Ermeni ve Türk ilişkileri<br />
çok sıcak bir şekilde başlamış ve Bizanslılara karşı Ermeniler<br />
Türkleri bir kurtarıcı olarak görmüşlerdir. 800 yıl hiçbir<br />
çatışma olmadan yaşamışlardır. Ancak her türlü malzemeyi<br />
kendi çıkarları için kullanan batı emperyalizmi bu malzemeyi<br />
de eline almış ve önce Osmanlı şimdi de ülkemiz aleyhine<br />
kullanmaktadır. Batılıların kışkırtması sonucu 1890’lı yıllarda<br />
başlayan isyanlar 30 yıl sürmüş ve bu süre içinde 96 ayaklanma<br />
çıkmıştır. Bu ayaklanmalar sırasında Ermeni çeteleri Türklere<br />
kıymış ve toplu katliamlar gerçekleştirmişlerdir. Bunlar tarihi<br />
kanıtlarıyla birlikte yaşanan olaylardır. Fakat daha sonra<br />
Türkler Ermenileri rahat durmaları konusunda uyarmış ve<br />
karşılık alamayınca da mecburi göçe zorlamıştır. İşin aslı<br />
budur. Türk devleti kendisine isyan eden , yüz binlerce Türk’ü<br />
katleden Ermenilere karşı asla bir soykırım uygulamamıştır.”<br />
Kurtcephe’nin ardından kürsüye gelen Dr. Berna Türkdoğan<br />
ise batılı devletlerin sözde Ermeni Soykırımını bir politika<br />
malzemesi olarak kullandıklarını belirterek, bu iddiaların<br />
tarihi gerçeklerle bağdaşmadığını kaydetti. Türkdoğan<br />
konuşmasında, “Bu tasarı Türkiye’yi uluslararası arenada<br />
kıskaca almak ve zor durumda bırakmak için hazırlanmış bir<br />
tasarıdır. Ermeniler bu tasarının tanıtımı ve kendi tanıtımları<br />
için gerçekten çok çalıştılar. Birçok ülkede anıtlar kurarak<br />
çeşitli yürüyüşlerle bu tasarıyı gündemde tutmayı çok iyi<br />
bildiler. Bugün ise bu sözde soykırım iddiasının devamında<br />
Türkiye’den tazminat ve toprak taleplerinde bulunacaklardır.<br />
O nedenle bu asılsız iddialara karşı Türk Milleti ortak bir<br />
duruş sergilemelidir.” diye konuştu..”<br />
“Siyaset ve<br />
medya, biri halk<br />
adına haber<br />
alma, diğeri ise<br />
bilgilendirme için<br />
birbirlerine muhtaç<br />
kurumlardır.”<br />
Milliyet gazetesi köşe yazarı, gazeteci Fikret Bila basının<br />
yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet<br />
olduğunu belirterek, “Basın, demokratik rejimlerde halk adına<br />
bu erkleri denetleyen bir kurumdur. Yaptığı denetim resmi<br />
değildir; ama meşrudur. Zira gücünü halktan alır.” dedi.<br />
Kariyer Günleri Etkinlikleri kapsamında Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde “Medya ve Siyaset” konulu bir<br />
konferans veren Bila, bir ülkede özgür basın bulunmadığı<br />
sürece demokrasiden de söz edilemeyeceğini söyledi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde çok sayıda öğrenci ve öğretim<br />
üyesine hitabeden Bila, Türkiye’de medya-siyaset ilişkisinde<br />
sorunlar yaşandığına da değinerek, “1982 Anayasası yürütme<br />
erkini diğer erkelere göre aşırı güçlendirmiştir. Aynı süreçte de<br />
medya, küçük sermayenin yapacağı iş olmaktan çıkıp büyük<br />
sermaye gerektiren bir hal almıştır. Yani bir iki erk güçlenmiştir.<br />
Gelişen süreç içinde yürütme ve medya erkelerinin faaliyetleri<br />
karşılıklı çıkar ilişkilerine göre şekillenmeye başlayınca,<br />
sorunlar yaşanmıştır. Yürütme erkini elinde bulunduranlar<br />
siyasi güç elde etmek için basının gücünü kullanmaya<br />
kalkmışlar, bazı medya kuruluşları ise elindeki gücü bir silah<br />
olarak kullanıp, bunu ticari işlerinde kullanmaya başlamıştır.<br />
1982 sonrasında yaşanan bu sorunlar yüzünden basın sektörü<br />
yaralı duruma düşmüştür. Basının üçte birini kapsayan bu<br />
durum yüzünden pek çok gazeteci işsiz kalmıştır. Ayrıca bu<br />
çıkar ilişkileri yüzünden basın kuruluşlarının yürütmeden<br />
baskı ve tehdit gördüğü de bir gerçektir. Bu karşılıklı kötü<br />
ilişki henüz sonlanmış değildir.” diye konuştu.<br />
BASIN’IN TEMELİNDE AYKIRILIK VARDIR<br />
Basının temel işlevinin muhalefet ve aykırılık olduğuna<br />
değinen Fikret Bila, siyasi otoritelerin bu yüzden medyayı<br />
eleştirdiklerini belirterek şöyle devam etti: “Siyasi otoritelerin,<br />
bu özelliğinden dolayı basına tahammül etmeyi öğrenmeleri<br />
gerekmektedir. Siyaset ve medya, biri halk adına haber alma,<br />
diğeri ise bilgilendirme için birbirlerine muhtaç kurumlardır.<br />
Biliyorsunuz haberin özünde aykırı olanı yazmak vardır.<br />
Olağan şey haber yapılmaz. İşte bu yüzden siyasetçilerin bu<br />
durumu bilmeleri gerekmektedir.”<br />
“SİYASİLER GENELDE SORGULAMAYA AÇIK<br />
DEĞİLLER”<br />
Konferansta, öğrencilerin “Siyasetçiler medya tarafından<br />
yeterince sorgulanabiliyor mu ?” sorusunu cevaplayan Bila,<br />
şunları söyledi: “Türkiye’de siyasiler genelde sorgulamaya<br />
açık değiller. Bu basın tarafından zorla yapılabilen bir şey<br />
değildir. Siyasetçinin buna izin vermesi ile bu mümkün<br />
olabilir. Ülkemizde liderler ya da bakanlar ayaküstü bilgiler<br />
vererek olayı geçiştirirler. Ayaküstü açıklamalarla bir konu<br />
hakkında etraflıca bilgi edinilemez. Biz, basın olarak imkan<br />
bulduğumuz her zaman bunu yapmaya çalışıyoruz. Ancak<br />
çok sağlıklı işleyen bir sistem yok.”<br />
Konferans bitiminde Gazeteci Fikret Bila’ya, SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından üniversitenin bir şildi<br />
ve seramikten yapılmış Atatürk heykeli hediye edildi.<br />
Bila, daha sonra kitaplarını öğrenciler için imzaladı.<br />
Fikret Bila
30 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 31<br />
Avrupa Ülkeleri ve Türkiye’de<br />
“Türk Dünyası ve Türkiye”<br />
Yüksek Öğretimde<br />
Son Gelişmeler<br />
Prof. Dr. Burhan Şenatalar<br />
Isparta Öğretim Üyeleri Derneği tarafından düzenlenen<br />
“Avrupa Ülkeleri ve Türkiye’de Yüksek Öğretimde Son<br />
Gelişmeler” konulu konferans Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Ziraat Fakültesi Toplantı Salonu’nda yapıldı.. <strong>Bilgi</strong> Üniversitesi<br />
Öğretim Üyesi Prof Dr. Burhan Şenatalar tarafından verilen<br />
konferansa SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca<br />
Rektör Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz, dekanlar ve çok<br />
sayıda öğretim üyesi katıldı.<br />
Avrupa yüksek öğretim sistemlerindeki dönüşümleri<br />
anlatarak konuşmasına başlayan Burhan Şenatalar “Bu<br />
dönüşüm sadece Avrupa ile sınırlı olmamakla birlikte ben,<br />
sadece Avrupa kısmını ve Türkiye’yi ele alacağım. Öncelikle<br />
yüksek öğretim sistemini etkileyen süreçleri anlatarak<br />
konuşmama başlayacağım. Artan yüksek öğretim talebi ki,<br />
bu talep artışı batılı ülkelerde bile yüksek oranlara ulaşmış<br />
durumda ve teknolojik ilerleme iş gücünün niteliğinin<br />
değişmesindeki başlıca faktörler. Kalifiye eleman talebinin<br />
artması düşük eğitimlileri iş gücünden çıkarmakta ve onları<br />
dışarıda bırakmaktadır. Bunlarla birlikte üniversitelerin<br />
uzmanlık konularının artması, bilimsel bilginin genişlemesi,<br />
yayın sayısının artması ve bunların sonucu giderlerin<br />
artması ile küreselleşmenin sosyal harcamalara baskısı<br />
üniversiteleri yeni yönlere doğru götürmektedir. Günümüzde<br />
üniversitelerin üzerinde piyasa gereksinimleri de büyük<br />
rol oynamaktadır. Üniversitelerden değişen şartlara uyum<br />
sağlayan beyinler istenmektedir. Bütün bu yukarıda saydığım<br />
nedenler üniversitelerin finansman modelini etkilemektedir.<br />
Üniversiteler sadece piyasanın isteklerine uyum sağlayıp<br />
bu şekilde finansman sağlamaya çalıştıkları zaman bu sefer<br />
de temel araştırmalarda sorun yaşanabilir. Bunun dışında<br />
katılım payı arayışı bir alternatif olarak gözükse de bu da<br />
devlet politikalarına göre değişmektedir. Üniversiteler bu<br />
sorunlar arasında sıkışmış durumdadır. Bu konuda çözüm<br />
arayışları farklı alternatifleri beraberinde getirmektedir.<br />
Ülkemizde ise bu dönüşüm biçimsel olarak oluşmakta. Bunda<br />
YÖK’ün üniversiteler üzerindeki baskısının azalması önemli<br />
bir rol oynamaktadır. Üniversiteler artık bir çok kararı kendi<br />
başlarına alabiliyorlar. Ancak, ülkemiz kalite değerlendirme<br />
sisteminde geride. Bologna Süreci çerçevesinde ortak<br />
araştırma programları oluşturuldu. Kurumsal yapılardaki<br />
değişimler ile birlikte üniversiteler arasındaki rekabet kurum<br />
içi ve dışı, kurum kimliği ve odaklaşmayı da beraberinde<br />
getirdi. Bu bağlamda saydamlık ve hesap verebilme, kalite<br />
ölçme ve geliştirme, öz değerlendirme ve dış değerlendirme<br />
ve performans göstergeleri öne çıkan faktörler arasında yer<br />
almaktadır. Tüm bu değerlendirmeler ve faktörler arasında<br />
derecelendirme ve sıralama yapılmakta ve kalite kültürü<br />
gelişmektedir. Ülkemiz üniversiteleri bu konuda çalışmalarını<br />
sürdürmelidirler.” dedi.<br />
Prof. Dr. Turan Yazgan<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi<br />
Sosyoloji bölümü tarafından düzenlenen ve Prof. Dr. Turan<br />
Yazgan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Türk Dünyası ve<br />
Türkiye” konulu konferans SDÜ Kültür Merkezi’nde yapıldı.<br />
Konferansa; SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, öğretim üyeleri<br />
ve öğrenciler katıldı.<br />
Kürsüye gelen, İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim<br />
Üyesi ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof.<br />
Dr. Turan YAZGAN, “Isparta benim memleketim ve benim<br />
memleketimde kurulmuş olan bu mükemmel üniversitede<br />
bulunmaktan dolayı kıvanç duyuyorum.” diye başladığı<br />
konuşmasında, Türk Dünyası terimini açıkladı. Yazgan,<br />
“Dünyanın iktisadi hayatı belli başlı iki başlık altında<br />
toplanıyor. Bunlar makineli ve makinesiz üretimden<br />
oluşuyor. Birinci dönem makinenin ortaya çıkmasıyla son<br />
buldu. İki dönem arasındaki farklar büyük olsa da, bu iki<br />
dönemin dayandığı temel unsur kritik maddelerdir. Kritik<br />
maddeler olmazsa üretim olamaz. Üretimin olmadığı<br />
yerde işsizlik artar, huzur kaybolur ve anarşi ortaya çıkar.<br />
Makinesiz dönemde kritik madde baharattı ve bu maddenin<br />
kontrolü “Baharat Yolu” sayesinde Türk’lerdeydi ve Türk’ler<br />
bu döneme damgasını vurdu. Fakat dönem değişti, makineli<br />
dönemin kritik maddesi enerji oldu ve bunun kaynağını petrol<br />
ve gaz oluşturuyor. Kritik madde yollarını kontrol altında<br />
tutan ülke, akılcı davranışlar sergileyerek ilerler. Şu anda<br />
kritik maddeyi kontrol altında tutan Amerika’dır. Allah’ın<br />
bir lütfu olarak geçmişte olduğu gibi bugün de petrol ve<br />
doğal gaz gibi kritik maddeler yine Türk Dünyası coğrafyası<br />
içinde bulunmaktadır. Türk Dünyası coğrafyasındaki<br />
rezervler dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 60’ı kadardır.<br />
Ancak bunları yıllardan beri büyük ölçüde Rusya elinde<br />
tutmaktaydı. Fakat Afganistan ve Irak olayından sonra kontrol<br />
Amerikalıların eline geçmeye başladı. Bu devam da edecek.<br />
Bizler ise böylesine önemli bir konumda olmamıza rağmen<br />
akılcı davranışlar yerine duygusal tepkilerle göstererek<br />
bunlardan yeterince yararlanamıyoruz. Özellikle Türk<br />
Dünyası ile bugüne kadar ne alfabe ne de dil birliği olmak<br />
üzere bir birliktelik sağlayamadık. Türk Dünyası ütopik bir<br />
terim değildir, Türk Dünyası dil birliği, fikir birliği ve iş birliği<br />
demektir. Türk Dünyası akılcı, akla dayanan bir meseledir.<br />
Hislere bırakılırsa sömürme devam eder ve bugün olduğu<br />
gibi horlanırız. Kendi kültürümüzü bir tarafa bırakarak, bu<br />
işlerin altından kalkamayız. 17. yüzyıldan itibaren özellikle<br />
batılı devletler ele geçirdikleri üstünlükleri koruyabilmek<br />
için özellikle Türk Dünyasını acımasızca sömürüyorlar. Bu<br />
sömürü halen devam ediyor. Aynı zaman da horlanıyoruz. Bu<br />
işleri başarmak için akılcı siyaset uygulamamız lazım. Yani<br />
ipin ucu siyasettir, siz gençlere sesleniyorum, siyasete girin ve<br />
anlattığım gerçeklerin ışığında ülkemizi ve Türk Dünyasını<br />
yüceltin.” dedi.<br />
Konferansın sonunda Prof. Dr. Turan Yazgan’a SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından seramik şilt<br />
ve çiçek takdim edildi.<br />
Aday Memurlara<br />
“Temel Eğitim” Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin çeşitli birimlerine<br />
açıktan atanan 19 aday memura, adaylık eğitimlerinin ilk<br />
aşaması olan “Temel Eğitim” semineri verildi. SDÜ Personel<br />
<strong>Daire</strong> Başkanlığı Hizmet İçi Eğitim Şubesi tarafından<br />
düzenlenen seminerde, adaylara yasa ve yönetmelikte<br />
belirlenen konular anlatıldı. Yetkililer, seminer sonunda<br />
eğitime katılan aday memurların sınava tabii tutulacaklarını<br />
ve ardından da hazırlık eğitimi alacaklarını söylediler.
32 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 33<br />
Ulusal Felsefe ve<br />
Çağımızın Sorunları Sempozyumu<br />
“Günümüz toplumunda bilgiyi üreten ve kusursuz hale getiren en önemli<br />
merkezler, üniversitelerdir. Felsefe, insan düşüncesiyle oluşan bir bilimdir.”<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
Felsefe Bölümü tarafından “Ulusal Felsefe ve Çağımızın<br />
Sorunları” konulu sempozyum düzenlendi. SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışına Isparta<br />
Vali Yardımcısı Atila Durmuş, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Karaca, Prof.<br />
Dr. Vecihi Kırdemir, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.<br />
Nurten Özçelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
Sempozyumda açılış konuşmasını Sempozyum Başkanı<br />
Yrd. Doç. Dr. Işıl Bayar Bravo yaptı. Bravo, bu sempozyumla<br />
birlikte felsefenin ne olduğunu ve onu diğer bilim dallarından<br />
ayıran özelliklerin neler olduğunu belirterek, “Felsefenin bilgi<br />
edinme araçları; akıl yürütme ve düşüncedir. Felsefe, insanlarla<br />
ve onların yaşayışlarıyla biçimlenir, diğer bilim dalları gibi<br />
deneylere dayanmaz. 20. yüzyılın başlarında pozitivist bilim<br />
anlayışıyla felsefe sadece ne olduğu ile sınırlandırılmıştır. Fakat<br />
felsefe insana ait düşüncenin yine insandan ayrılamayacak<br />
niteliklerle oluştuğunu kanıtlamıştır. Bu sempozyumun amacı,<br />
felsefenin niteliğini yeniden ele alarak işe başlayıp, insanın<br />
değişik etkinlik alanlarında kendine konu edinmiş belli başlı<br />
felsefe disiplinlerinde çağımıza özgü sorunlara getirilmiş ve<br />
getirilebilecek olanaklı çözümleri sergilemektir.” dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik, SDÜ Felsefe Bölümü’nün<br />
kuruluşunun birinci yılında üniversite olarak böyle bir<br />
sempozyuma ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını<br />
belirterek, “Günümüz toplumunda bilgiyi üreten ve kusursuz<br />
hale getiren en önemli merkezler üniversitelerdir. Felsefe, insan<br />
düşüncesiyle oluşan bir bilimdir. Bu bölümün üniversitemiz<br />
bünyesinde bulunması öğrencilerimiz için gerçekten faydalı<br />
oldu. “ diye konuştu.<br />
SDÜ tanıtım filminin sunumuyla devam eden etkinlikte son<br />
konuşmayı SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar yaptı.<br />
Baydar, “Üniversitemiz 45 bin öğrencisiyle Türkiye’deki 78<br />
üniversite arasında ilk on arasında yer almaktadır. Hepimizin<br />
bildiği gibi, yaşamı algılama biçimi nereden baktığımıza<br />
bağlıdır. Olayları farklı boyutlardan görebiliriz. İşte bu yaşamı<br />
anlama ve onu anlamamızı sağlayan felsefedir. Herkesin<br />
kendine özgü bir felsefesi vardır. Üniversitemizde Felsefe<br />
Bölümünün kurulmasıyla sadece bu bölümün öğrencileri<br />
değil, tüm öğrencilerimiz objektif kriterler ile yaşamın nasıl<br />
anlam kazandığını ve amaçlarını farklı bakış açılarıyla elde<br />
etme olanağını kazandılar. Bu nedenle, sempozyumun tüm<br />
katılımcılarını kutluyor bu sempozyumun felsefe bilimi adına<br />
başarılı geçmesini diliyorum.” dedi.<br />
Açılış konuşmaları sonrasında, SDÜ Güzel Sanatlar<br />
Fakültesi Müzik Bilimleri Öğretim Görevlisi Beste Esen<br />
tarafından konuklara müzik dinletisi sunuldu.<br />
Sempozyumun ilk oturumunda A. Kadir Çüçen<br />
“Heidegger ve Felsefe”, Ali Taşkın “Felsefenin İlk Yüzü:<br />
Felsefenin Neliği Tartışmalarına bir katkı”, Burçak İsmet<br />
“Eylem Sözün Bittiği Yerde mi?” konularında açıklama<br />
ve sunumlar yaptılar. Sempozyumun ikinci oturumunda<br />
ise; Meral Işıldak “Felsefenin Mahiyeti”, Mustafa Dağlı<br />
“Felsefe Uygulanabilen Bir şey midir?”, Özgür Uçak “Felsefi<br />
Farklılaşma Sorulardan Değil Cevaplardan Doğar: Sofistler ve<br />
Platon” konularında sunum yaptılar.<br />
Prof. Dr. Nurten Özçelik<br />
Alzheimer Hastalığı ile Yaşamak<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi (KASAUM)<br />
tarafından “Alzheimer Hastalığı ile Yaşamak” konulu bir söyleşi düzenlendi. SDÜ Tıp<br />
Fakültesi Morfoloji binasında gerçekleştirilen söyleşiye çok sayıda öğretim elemanı<br />
katıldı.<br />
Doç.Dr. Serpil Demirci’nin sunumunu yaptığı söyleşide Demirci; “Alzheimer,<br />
beyin sinir hücrelerinin rejenarasyonlarıyla türeyen ve ilerleyen; başlangıç, orta<br />
ve ileri evreler olarak üç kısımdan oluşan bir hastalıktır. Klinik belirti ve bulguları<br />
arasında bellek kaybı, soyut düşünme bozukluğu, duygu ve davranış bozuklukları,<br />
karar verme becerisini kaybetme ve lisan sisteminde bozulma gibi belirtiler görülebilir.<br />
Ancak bu bulgular sadece Alzheimer hastalarında değil, metabolik hastalıklarda,<br />
vitamin eksikliklerinde, tiroid hastalıkları ve depresyonda da kendisini gösterebilir.<br />
Erken tanı şu anda kullanılan ilaçlarla, hastalık bulgularının ilerleme hızını bir miktar<br />
yavaşlatabileceği için önemlidir.” dedi. Hastalığın önemli ölçüde yaşa bağlı olduğunu<br />
belirten Demirci; “Hastalık yaygınlığı 65 yaş ve üzerinde nüfusun yüzde 5 ile10 arası,<br />
85 yaş ve üzerinde ise yüzde 40 ile 50’sinde görülebilmektedir. Tedavi edilebilecek<br />
nedenlerinin saptanması için bellek kaybı, soyut düşünme bozukluğu, duygu ve<br />
davranış bozuklukları, karar verme becerisini kaybetme ve lisan sisteminde bozulma<br />
gibi belirtiler gözlenildiğinde bir hekime başvurulmalıdır.” diye konuştu. Söyleşi soru<br />
cevap şeklinde son buldu. Pazartesi söyleşileri, 6 Mart Pazartesi günü Bilal Murat<br />
Özgüven tarafından ‘Türk Toplumunda Kadın’ konulu konferansla devam etti.<br />
Tıp Fakültesi Araştırma Görevlilerine Kurs<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri<br />
tarafından 01-03 Şubat tarihleri arasında Tıp Fakültesi Araştırma Görevlilerine yönelik<br />
olarak 3. Temel Epidemiyoloji ve Biyoistatistik kursu düzenlendi. Halk Sağlığı Anabilim<br />
Dalı Başkanı Doç.Dr. Mustafa Öztürk, Yrd.Doç.Dr. Ersin Uskun, Arş.Gör.Dr. Ertan Uzun,<br />
Arş.Gör.Dr. Hakan Türkoğlu, Arş.Gör.Dr. Tufan Nayir, Arş.Gör.Dr. Esra Nur Tola ve Arş.<br />
Gör.Dr. Osman Bakan’dan oluşan kurs ekibi; araştırma planlama, temel istatistik analizleri,<br />
araştırma verilerinin sunulması, rapor ve makale yazma konularındaki bilgileri katılımcılara<br />
aktardılar.<br />
Eğitim kursu ile ilgili olarak görüşlerini aldığımız Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim<br />
Dalı Başkanı Doç.Dr. Mustafa Öztürk, “Kursumuz süresince araştırma görevlisi arkadaşlara,<br />
uzmanlık dönemlerinde tez hazırlamalarını kolaylaştıracak bilgiler vermeye çalışıyoruz.. Bu<br />
bilgiler lisans döneminde de verilmesine rağmen yeterli olmuyor. Bu yüzden kursiyerlerimize<br />
hem tekrar amacıyla hem de konunun pekiştirilmesi için eğitim verme gereği duyuyoruz. 12<br />
kişinin katıldığı kurslarımızı, yeni araştırma görevlileri için önümüzdeki aylarda da açmayı<br />
planlıyoruz.” dedi.<br />
Hastalara Moral Çiçeği<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi’nde yatan hastalara yeni yıl dolayısıyla çiçek<br />
takdim edildi.<br />
Hastane Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin<br />
Yorgancıgil, Hastane Müdür Yardımcısı Nazım Yıldırım ve<br />
Halkla İlişkiler Birimi görevlileri hastanede yatan yaklaşık 400<br />
hastayı odalarında ziyaret ederek hem yeni yıllarını hem de<br />
bayramlarını kutladılar bunun yanında hastalarla görüşerek<br />
onlara moral verdiler. Başhekim Yardımcısı Yorgancıgil,<br />
“Hastanemiz her ne kadar modern ve insan merkezli olsa<br />
bile, hastalar özellikle yılbaşı veya bayram günleri gibi<br />
özel günlerde aileleri ile birlikte olamadıkları için sıkıntı<br />
yaşayabilirler. İşte bizler onların bu sıkıntılarını bir nebze<br />
dahi olsa giderebilmek ve moral aşılamak için bu etkinliği<br />
düzenledik. Bütün hastalarımız bu jestimizden dolayı bize<br />
memnuniyetlerini dile getirdiler.” diye konuştu.<br />
Hastanede yatan yetişkin hastalara çiçek verilirken, minik<br />
hastalara ise çiçeğin yanı sıra, kitap, oyuncak ya da kırtasiye<br />
malzemesi türünden hediyeler takdim edildi.<br />
Doç. Dr. Songül Sallan Gül<br />
Doç. Dr. Serpil Demirci
34<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 35<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi, Spor<br />
Hekimliği, Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalları<br />
tarafından ortaklaşa düzenlenen uluslararası katılımlı “Takım<br />
Doktorluğu ve Yeni Ufuklar Sempozyumu” başladı. SDÜ<br />
Kültür Merkezi’ndeki sempozyuma SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Prof. Dr. Savio Woo (ABD), Prof. Dr.<br />
Werner Müller (İsviçre), Prof. Dr. Bas Pijnenburg (Hollanda),<br />
Prof. Dr. Jose Huylebroek (Belçika) ve Prof. Dr. Gidoen Mann<br />
(İsrail), Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral, Prof. Dr. Veli Lök,<br />
Prof. Dr. Burhan Uslu, Prof. Dr. Ethem Gür, Prof. Dr. Aziz<br />
Alturfan ve Prof. Dr. Mustafa Karahan, çok sayıda bilim<br />
adamı ve davetli katıldı.<br />
Bilimsel Komite Başkanlığını EFOST (European Federation<br />
of Sports Traumatology-Avrupa Spor Travmatolojisi<br />
Federasyonu) eski Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi<br />
Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mahmut<br />
Nedim Doral’ın yürüttüğü iki günlük sempozyumun açılış<br />
konuşmasını Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar yaptı.<br />
Takım<br />
Doktorluğu<br />
Yeni<br />
Ufuklar<br />
&<br />
Sempozyumu<br />
Üniversiteyi tanıtarak konuşmasına başlayan Prof.<br />
Dr. Metin Lütfi Baydar “45 bin öğrencisi, bine yaklaşan<br />
öğretim üyesi, 12 fakültesi, 3 yüksekokulu, 4 enstitüsü, 17<br />
meslek yüksekokulu, 30’a yakın araştırma ve uygulama<br />
merkezi ve teknokenti ile SDÜ, Anadolu’nun parlayan<br />
bir yıldızıdır. Bu yıl bitireceğimiz 18 bin metrekarelik<br />
kapalı spor salonumuz, açık spor alanlarımız ve Davraz<br />
Kayak Merkezi’miz ile Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
ve Isparta olarak milli takımlar kamp merkezi olmaya<br />
adayız.<br />
Bu toplantı, bu yöndeki çalışmalarımızın bir ürünü<br />
olarak ortaya çıkmıştır. Pratisyen hekimlerin, spor<br />
hekimlerinin, aile hekimlerinin, ortopedi ve travmatoloji<br />
uzmanlarının ve diğer tüm branşlardan hekimlerin temel<br />
çalışma alanlarından birisi de takım doktorluğu olmuştur.<br />
Takım doktoru genellikle problemi olan sporcuyu<br />
ilk değerlendiren hekimdir. Bunun yanında lisans<br />
muayeneleri, yaralanmaların önlenmesi, ergojeniklerin<br />
kullanımı, performans analizi ve geliştirilmesi gibi birçok<br />
alanda bilgili olması beklenmektedir. Bu nedenle takım<br />
doktoru ilgi alanındaki bilgileri sürekli yenilemeli ve<br />
geliştirmelidir. Bu noktadan hareketle takım doktorluğu<br />
Prof. Dr. Mahmut Nedim DORAL
36<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 37<br />
SDÜ’de Biyomedikal Semineri<br />
Dünya’nın en büyük bilimsel organizasyonlarından biri olan<br />
IEEE-Engineering in Medicine and Biology Society Türkiye Kolu<br />
ve SDÜ Elektronik-Haberleşme Mühendisliği bölümü tarafından<br />
organize edilen “Biyomedikal Mühendisliği’nin Günümüzdeki<br />
Anlam ve Önemi” konulu seminer SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />
düzenlendi. Seminere SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Rektör Danışmanı Prof.<br />
Dr. Yusuf Ayvaz, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı.<br />
Seminere konuşmacı olarak Arizona State Üniversitesi Öğretim<br />
Üyeleri’nden Prof. Dr. Metin Akay katıldı. Türkiye’deki öğrencilerin<br />
Biyomedikal Mühendisliği konusunda ufuklarını açmak için bu<br />
konferansa katıldığını belirten Akay, Biyomedikal Mühendisliğinin<br />
önümüzdeki 5 ile 10 yıl içerisinde hangi konumlara taşınacağını,<br />
mevcut durumunu ve biyomedikal alandaki kendi çalışmalarını<br />
anlattı. Biyomedikal ve Rehabilitasyon Mühendisliklerinin geleceğin<br />
meslekleri olduğunu belirten Akay, “Öncelikle temel bilgilere önem<br />
verilmesi gerekiyor. Bu esnada da değişen teknoloji takip edilmelidir.<br />
Matematik ve Moleküler Biyoloji bilmeyen kişilerin Biyomedikal<br />
alanda ilerlemeleri beklenemez. Çaba gösterildiği takdirde herkes<br />
mutlaka başarıya ulaşılır.” dedi. Eğitimin ve araştırmacı ruhun<br />
bilimdeki önemini vurgulayan Akay, SDÜ’de bulunmaktan büyük<br />
bir onur duyduğunu da sözlerine ekledi. SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar tarafından Prof. Dr. Metin Akay’a seramik Atatürk<br />
heykeli takdim edildi. Seminerin sonunda soru cevap bölümüne<br />
geçilerek, katılımcıların soruları yanıtlandı.<br />
Prof. Dr. Metin Akay<br />
Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerine Seminer<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk<br />
Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri tarafından geçtiğimiz<br />
günlerde araştırma görevlilerine yönelik olarak düzenlenen<br />
Temel Epidemiyoloji ve Biyoistatistik kursu, Tıp Fakültesi<br />
Öğretim Üyelerine yönelik olarak da düzenlendi. Halk<br />
Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Mustafa Öztürk, Yrd.<br />
Doç.Dr. Ersin Uskun, Arş.Gör.Dr. Ertan Uzun, Arş.Gör.Dr.<br />
Hakan Türkoğlu, Arş.Gör.Dr. Tufan Nayir, Arş.Gör.Dr. Esra<br />
Nur Tola ve Arş.Gör.Dr. Osman Bakan’dan oluşan kurs ekibi,<br />
2 gün süren seminerde, araştırma planlama, temel istatistik<br />
analizleri, araştırma verilerinin sunulması, rapor ve makale<br />
yazma konularında 12 katılımcıyı bilgilendirdiler.<br />
Mamografi Ünitesi Hizmete Girdi<br />
ile ilgili güncel bilgileri Türk Hekimleri ile paylaşmak için<br />
bu toplantıyı düzenledik ve bilgilerimizi her yıl güncellemek<br />
için de bu toplantılara devam edeceğiz. Bu ilk toplantımızda<br />
bizleri kırmayarak bilgilerini paylaşmak için burada bulunan<br />
ulusal ve uluslararası katılımcı arkadaşlarıma çok teşekkür<br />
ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ın konuşmasının ardından<br />
“Takım doktorluğunun geçmişi, bugünü ve geleceği,<br />
Türkiye’de spor travmatolojisi, diz cerrahisi ve artroskopi”<br />
konulu panel düzenlendi. Panele Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr.<br />
Ethem Gür, Prof. Dr. Burhan Uslu, Prof. Dr. Aziz Alturfan,<br />
Prof. Dr. Levent Köstem, ve Prof. Dr. Mustafa Karahan<br />
konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar özetle Türkiye’de<br />
takım doktorluğu konusunda yapılan ve yapılması gereken<br />
çalışmaları anlattılar. Türkiye’de 3-4 büyük kulüp ötesinde<br />
ciddi anlamda bu sistemin bulunmadığına değinen<br />
konuşmacılar, konuyla ilgili yasal düzenlemeler yapılmasını<br />
istediler. Açılış konuşması ve panelin ardından başlanılan<br />
bilimsel oturumlara geçildi. İlk oturuma Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, ikinci oturuma ise Prof. Dr. Werner Müler<br />
başkanlık ettiler. Bu oturumlarda sporcularda kıkırdak<br />
tamiri, sporcularda stres kırıkları, dirsek artroskopisi ve<br />
tekniği, ayak bileği yaralanmalarının önlenmesi, Teakwondo<br />
yaralanmaları, eklemlerde ısı şoku gibi konular ele alındı.<br />
Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Konferans<br />
Salonu’nda yapılan sempozyumun ikinci gününde ise Prof.<br />
Dr. Ahmet Turan Aydın, Prof. Dr. Mustafa Karahan, Prof. Dr.<br />
Ömer Taşer ve Prof. Dr. Halit Pınar başkanlıklarında dört<br />
oturum gerçekleştirildi. Bu oturumlarda “Profesyonel takım<br />
doktorluğu ve etiği, spora katılım öncesi değerlendirme,<br />
akut ayak bileği burkulması, ayak bileği kırıklarında yeni<br />
tedavi modaliteleri gibi konularda bilim adamları tarafından<br />
sunumlar yapıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma<br />
ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş<br />
ve Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Oyar<br />
tarafından basın toplantısı düzenlendi. Araştırma ve<br />
Uygulama Hastanesi Radyoloji bölümündeki çalışmalar<br />
ve yenilenen cihazlarla ilgili olarak düzenlenen toplantıda<br />
konuşan Başhekim Prof. Dr. Namık Delibaş,“Çalışan ve<br />
hasta memnuniyetini arttırmak için yaptığımız çalışmaların<br />
başında tıbbi cihazların yenilenerek daha kaliteli ve hızlı<br />
bir hizmet verilmesi oldukça önem taşıyor. Bu çalışmalar<br />
içerisinde önemli birimlerimizden biri olan radyoloji<br />
birimizdeki cihazların büyük bir kısmını yeniledik ve bu<br />
ünitenin yerleşim planını da daha iyi bir hizmet için yeniden<br />
düzenledik.” dedi.<br />
Prof. Dr. Namık Delibaş’ın ardından sözü alan Radyoloji<br />
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Oyar Radyoloji<br />
ünitesinin hemen hemen bütün branşlara tanısal hizmet veren<br />
önemli bir ünite olduğunu belirterek başladığı konuşmasında<br />
“Radyoloji birimi olarak yaptığımız tanılarda cihazlarımızın<br />
özellikleri oldukça önemli bir yer tutuyor. Bununla birlikte<br />
ilerleyen teknolojiye ayak uydurarak bu teknolojileri<br />
uygulama mecburiyetimiz var. Başta rektörümüz olmak üzere<br />
başhekimliğimizin de yardımları ile radyoloji ünitemizde<br />
bulunan Doppler Ultrasonografi ve Mamografi cihazlarımızı<br />
yeniledik. Bunlardan özellikle Mamografi cihazı kadınlarda<br />
en büyük sorunlardan biri olan meme kanserinin erken tanı ve<br />
teşhisi açısından oldukça önem taşımakta. Ülkemizde her 11<br />
kadından biri maalesef bu hastalığa yakalanmakta. Oldukça<br />
yüksek olan bu orana karşılık olarak bu hastalığın teşhisinde<br />
önemli bir yer tutan bu cihazımızın yenilenmesi, daha hızlı ve<br />
kaliteli bir hizmet verilmesi açısından oldukça önem taşıyor.<br />
1998 yılında kurulan mamografi ünitemiz şu anda yılda 2600<br />
hastaya hizmet verebilecek kapasiteye ulaşmıştır. “ diyerek<br />
sözlerini tamamladı. Basın toplantısının ardından Başhekim<br />
Prof. Dr. Namık Delibaş ve Prof. Dr. Orhan Oyar basın<br />
mensuplarını radyoloji bölümünde gezdirerek yeni cihazları<br />
tanıttılar.
38 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 39<br />
SDÜ’de Hasta Hakları<br />
Sempozyumu Yapıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Isparta ve Burdur Tabip Odası ve İl Sağlık<br />
Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği “Hasta Hakları Sempozyumu” SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde yapıldı. Sempozyuma; Vali İsa Parlak, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, SDÜ Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Hüseyin Yorgancıgil, İl Sağlık Müdürü Dr. Levent Yılmazer, Hasta Hakları İl<br />
Koordinatörü Dr. Ercan Şimşek, Gazeteci-Yazar Kazım Kanat ve Nevval Sevindi’nin yanı sıra<br />
çok sayıda doktor, hemşire ve öğrenci katıldı.<br />
Açılış konuşmaları ile başlayan sempozyumda ilk konuşmayı Hasta Hakları İl Koordinatörü<br />
Dr. Ercan Şimşek yaptı. Hastaların neler istediğini ve hekimlerin de hastalardan neler istediğini<br />
belirterek konuşmasına başlayan Şimşek, “ Hasta hakları konusunda Hipokrat’tan bu yana tarih<br />
boyunca çeşitli kurallar kabul görmüş ve uygulanmıştır. Hasta haklarının, yaşam hakkı ve sağlık<br />
hakkı başta olmak üzere anayasa ve uluslararası belgelerde tanımı bulunmaktadır.Esas olarak insan<br />
haklarının sağlık hizmetlerine uygulanması gerekmektedir. Bunun içinde Sağlık Tesislerinde Hasta<br />
Uygulamalarına İlişkin Yönerge hazırlayarak 38 il ve 60 hastanede pilot uygulamaya başlandı. Isparta<br />
Devlet Hastanesi bu uygulamanın yürütüldüğü pilot hastanelerdendir.” diye konuştu. Dr. Ercan Şimşek’in<br />
ardından, kürsüye gelen İl Sağlık Müdürü Dr. Levent Yılmazer, Isparta’da hasta hakları ile ilgili yapılan<br />
çalışmalar konusunda ayrıntılı bilgiler verdi.<br />
Babacan Hekimler<br />
Levent Yılmazer’in ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ise “Benim hekimliğe başladığım<br />
yıllarda Türkiye’de böyle bir konu konuşulmuyordu, hatta<br />
böyle bir konuyu konuşmaya gerek bile duyulmuyordu.<br />
Çünkü; hastalarına şefkat ile yaklaşan ve hastalarını bir müşteri<br />
olarak görmeyen babacan hekimler vardı. Çağdaşlaşmanın ve<br />
modernleşmenin getirmiş olduğu bazı olumsuzluklar insan<br />
ilişkilerini zedelediği gibi, hekim hasta ilişkisine de zarar<br />
vermiştir.” dedi. Konuşmasına hasta hakları neyi ifade ediyor<br />
diye devam eden Baydar, “Sağlık hizmetlerinden faydalanma<br />
ihtiyacı bulunan bireylerin sadece insan olmaları nedeniyle<br />
sahip oldukları, T.C. Anayasası, milletlerarası anlaşmalar ve<br />
kanunlar ile teminat altına alınmış hakları ifade eder. Sağlık<br />
hakkı kişinin toplumdan ya da devletten sağlığının korunmasını,<br />
geliştirilmesini hastalık durumunda tedavi edilmesini istemek<br />
ve toplumsal sağlık kuruluşlarından yararlanma hakkı olarak<br />
tanımlanmaktadır. Sonuç olarak her şeyden önce temel sağlık<br />
hizmetleri için kaynak oluşturulmalı ve bu kaynaklardan adil<br />
olarak yararlanılması sağlanmalı, eşitsizlikler önlenmelidir.<br />
Gelir dağılımındaki adaletsizlik sağlığa ayrılan kaynakların<br />
paylaşımındaki dengesizlikleri artırdığı gibi, buna ek olarak<br />
bölgesel, sınıfsal ve coğrafi eşitsizlikler, uçurumu derinleştirmekte<br />
ve esasen acil çözüm bekleyen önemli bir sosyal sorun olarak<br />
karşımızda durmaktadır. Hasta hakları; daha iyi bir sağlık<br />
ortamının yaratılması ve sağlıklı bir toplum yetiştirilmesi<br />
için hastaların, hasta yakınlarının, hekimlerin ve tüm sağlık<br />
çalışanlarının birlikte sahip çıkması gereken haklardır. Bunların<br />
uygulamaya geçirilmesinde toplumdaki tüm bireylerin aktif<br />
katılımına gereksinim duyulmaktadır.” diye konuştu.<br />
“Sağlık hizmetlerinde öncüyüz”<br />
Son olarak kürsüye gelen Vali İsa Parlak ise “Ülkemiz<br />
gelişmekte olan bir ülke. Bu gelişim sürecinde mutlak suretle<br />
sağlık hizmetleri de pay görecektir. Sağlık hizmetlerinde<br />
problemlerle karşılaşıyoruz. Memur maaşları ile yine memurlar<br />
için harcanan sağlık paraları hemen hemen aynı miktarda ve<br />
bununla birlikte hastanelerdeki yığılmalar da cabası. Isparta<br />
sağlık hizmetleri konusunda öncü. Bu, insana verilen bir<br />
hizmet ve böyle bir hizmet söz konusu olduğu için herkesin<br />
bu konuda üstüne düşeni yapması gerekmekte. Günümüzde<br />
hasta haklarının ortaya çıkması sistem içindeki bozuklukların<br />
giderilmesi bakımından çok önemlidir. Bu sempozyumda emeği<br />
geçen herkese özellikle teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini<br />
tamamladı. 3 oturum şeklinde gerçekleştirilen sempozyumun<br />
ilk oturumunda SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi<br />
Kırdemir başkanlığında Prof. Dr. Erdem Aydın “Paternalizm<br />
ve Aydınlatılmış Onam”, Dr. Mehmet Dinçtürk “Hasta Hakları<br />
Tanımı ve Tabip Odalarının Konuya yaklaşımı”, Öğretim<br />
Görevlisi Sedat Bostan “Sağlık Hizmetlerinin Hasta Odaklı<br />
Yapılandırılması” konularında bilgi verdiler.<br />
“Hastaydık, Haklı mıydık?”<br />
Ayrıca sempozyuma misafir olarak katılan Gazeteci Yazar<br />
Kazım Kanat ve Nevval Sevindi “Hastaydık, Haklı mıydık?”<br />
başlığı altında kendi hastalıkları sırasında başlarından geçenler<br />
ile kendi gözlerinden sağlık sektöründeki olumsuzlukları<br />
ve yanlışları anlattılar. Türk Doktorlarına sonsuz güvenleri<br />
olduğunu belirten yazarlar kendi hastalıkları sırasında<br />
morallerini yüksek tuttuklarını ve doktorlarını kendilerinin<br />
seçtiklerini belirterek, “Hastalar olarak tedavinin ortağıyız ve<br />
eşit ortaklar olarak bu tedaviyi devam ettirmemiz gerekli. Hasta<br />
olmak istenilir bir şey değildir; ancak hasta olduysanız haklarınıza<br />
sahip çıkın. Unutmayınız ki hep birlikte var olabiliriz.” dediler.<br />
Sempozyumun İkinci oturumunda ise Isparta İl Sağlık<br />
Müdürü Dr. Levent Yılmazer Başkanlığında, Refik Aktem<br />
“Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Uygulama Süreci”, Hüseyin<br />
Çelik “Hasta Hakları Bakımından Yeni Sosyal Güvenlik Reformu<br />
Sisteme Neler Getirmektedir”, Öğretim Görevlisi Hasan<br />
Kırmızı “Empatik İletişim” konularında, son oturumda ise<br />
Uzm. Dr. Mehmet Karataş Başkanlığında Hakan Hakeri “Hasta<br />
Hakları Bakımından Yeni TCK”, Doç. Dr. Gamze Çan “Hasta<br />
Hakları Bağlamında Koruyucu Hekimlik ve Hasta Rolünün<br />
Etkinleştirilmesi” ve Dr. Ercan Şimşek “Hasta Hakları ve<br />
Akreditasyon” konularında tebliğlerini sundular. Sempozyum<br />
katılımcılara sertifikalarının dağıtılması ile sona erdi.
40 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 41<br />
Rektör’den Basın Toplantısı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar SDÜ’nün yer aldığı Avrupa Üniversiteler Birliği<br />
Kurumsal Değerlendirme Programı (EUA-IEP) ve SDÜ Öz<br />
Değerlendirme Raporu ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.<br />
Rektör Danışmanı ve Üniversite Dış İlişkiler Koordinatörü Doç.<br />
Dr. Fatma Göktepe’nin de katıldığı basın toplantısında Baydar;<br />
“SDÜ, 15-17 Mart tarihleri arasında Avrupa Üniversiteler<br />
Birliği’nin (EUA) kurumsal değerlendirmesinden geçecektir.<br />
SDÜ’ de “I.Bilim Kurulu Toplantısı”<br />
Önümüzdeki yıl 22.si düzenlenecek olan Türkiye Maliye Sempozyumu’nun<br />
1. Bilim Kurulu Toplantısı SDÜ’de yapıldı. Üniversitemizde gerçekleştirilecek<br />
sempozyumun hazırlık toplantısının organizasyonunu İktisadi ve İdari<br />
Bilimler Fakültesi Öğretim üyelerinden, Yrd. Doç İbrahim Acar ve Yrd.<br />
Doç. Ali Yavuz üstlendi. Yetkililer, 22 Mayıs 2007’ de yapılacak olan Türkiye<br />
Mali Sempozyumu’nun 3 hazırlık toplantısının yapılacağını belirttiler.<br />
Sempozyuma ev sahipliği yapmanın gerek üniversitemiz ve gerekse Isparta<br />
için büyük bir tanıtım imkanı sağlayacağına değinen yetkililer, ilk toplantıya<br />
20 bilim adamı ve davetlinin katıldığını ifade ettiler. Toplantıda sempozyumun<br />
organizasyonuna ilişkin konular ele alındı. Toplantının başkanlığını Prof. Dr.<br />
Aykut Herekman yaptı.<br />
3 Rektör, 1 Raportör ve 1 Gözlemciden oluşan toplam 5<br />
kişilik bir heyetin üniversitemize gelmesiyle başlayacak<br />
olan değerlendirme çalışmaları, temmuz ayında yapılacak<br />
olan ikinci ziyaret ile devam edecek olup, çalışmalar eylül<br />
ayında heyetin hazırlayacağı nihai rapor ile son bulacaktır.<br />
Biz de üniversitemizi objektif olarak değerlendirip, diploma<br />
denkliği; yani SDÜ’den mezun olan bir öğrencinin Avrupa’da<br />
çalışmalar yapabilmesi , kalite standardımızın yükseltilmesi<br />
ve teknokentle birlikte başlayan öğretim üyelerimizin<br />
yaratıcı sürecinin daha üst düzeye taşınabilmesi konusunda<br />
kendimizi geliştirme arzusundayız. Hazırladığımız Öz<br />
Değerlendirme Raporunda üniversitemizin tanıtımını, coğrafi<br />
konumunu, finansman ve yönetim misyonunu, vizyonunu<br />
ve eksikliklerini belirttik. Eylül ayında üniversitemiz adına<br />
açıklanacak rapordan olumlu yanıt bekliyoruz.” dedi.<br />
Ardından söz alan Rektör Danışmanı Fatma Göktepe EUA<br />
hakkında bilgi vererek; “EUA Tüm Avrupa Üniversitelerinin<br />
tek çatı altında toplandığı bir kuruluştur. 45 farklı ülkeden 775<br />
üyesi bulunan EUA’ya biz de üyeyiz. EUA’nın bizden istediği<br />
Öz Değerlendirme Raporu’nu 2005 yılı Ekim ayı itibariyle 9<br />
kişiden oluşan bir ekiple yazmaya başladık. 2006 Eylül ayında<br />
EUA’nın açıklayacağı rapor ile üniversitemizin kurum kültürü<br />
ortaya konmuş olacaktır.” diye konuştu.<br />
SDÜ’de Uyku Laboratuvarlarının Tanıtımı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Göğüs Hastalıkları<br />
Ana Bilim Dalı’na bağlı olarak faaliyet gösteren “Göğüs<br />
Hastalıkları Solunum Fonksiyon ve Uyku Laboratuvarları”<br />
basına tanıtıldı.<br />
Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş ve<br />
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ünal Şahin tarafından<br />
yapılan tanıtımda, uyku düzensizlikleri, tedavisi ve<br />
solunum fonksiyonları ile ilgili bilgiler verildi. Doç. Dr.<br />
Ünal Şahin, “Uyku problemleri son yıllarda önemini<br />
arttıran bir konu olarak gündemimize geldi. Özellikle<br />
kadınların yaşadığı uyuyamama sorunu; ertesi günün<br />
gücünü azaltırken, yorgunluğun ve halsizliğin başlıca<br />
nedenini oluşturuyor. Laboratuvarlarımız 2005 yılı<br />
sonlarında kuruldu ve yeni faaliyete geçti. Uyku halinde<br />
horlayan, uykusunda nefesinin durduğu fark edilen<br />
ve sürekli gündüz uykusuna meyilli kişilerin mutlaka<br />
uyku laboratuvarlarına gelmesi gerekmektedir.” diye<br />
konuştu. Uzman Dr. Önder Öztürk ise solunum fonksiyon<br />
laboratuvarını tanıtarak “Bu laboratuvarda solunum<br />
fonksiyon testleri uygulanmaktadır. Bu testler hastalığın<br />
varlığını saptamak, derecesini belirlemek ve tedavide yanıtı<br />
izlemek amacıyla kullanıyor.”dedi.<br />
SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi’nde Değerlendirme Toplantısı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi 2005 yılı değerlendirme toplantısı basın<br />
mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. Hastane Başhekimi<br />
Prof. Dr. Namık Delibaş tarafından gerçekleştirilen toplantıya<br />
Hastane Baş Müdürü Doç. Dr. Erol Eroğlu, Hastane Müdürü<br />
Mehmet Uygur, Müdür Yardımcıları Yüksel Hatırlı, Nazım<br />
Yıldırım, Osman Sinan ve hastane halkla ilişkiler personeli<br />
katıldı.<br />
Hastanede yapılan hizmetleri duyurmak amacıyla toplantı<br />
düzenlediklerini belirterek konuşmasına başlayan Delibaş,<br />
“Bugün burada geçen yıl gerçekleştirdiğimiz işlemlerin<br />
bir tanıtımını yapacağız. Hastanemiz sadece Isparta’ya<br />
değil, bölgemize hitap eden bir hastane ve hastanemizde<br />
yapılan işlemlerin hizmet kalitesi olarak kendimize oldukça<br />
güveniyoruz. Hastanemiz kurulduğu günden beri yaptığı<br />
atılımlarla kadrosunu genişletmiştir. Bugün itibari ile 31’i<br />
profesör, 41’i doçent ve 91’i yardımcı doçent olmak üzere<br />
422 akademik personel, 382, 657’ye tabi kadrolu personel<br />
ve 582 İşçi statüsündeki personel olmak üzere toplam 1386<br />
personel hastanelerimizde hizmet vermektedir. Oldukça<br />
büyük bir işletme olan hastanemiz özel hastaneler gibi<br />
kar amacı gütmemekle birlikte yapılan araştırmalar ve<br />
eğitimler bakımından da devlet hastanelerinden ayrı bir<br />
yapıya sahiptir.” Hastanelerdeki teknolojik gelişmelerden<br />
bahsederek konuşmasını sürdüren Delibaş, “Hastanelerimize<br />
yeni alınan alet ve ekipmanlarla birlikte bölgemizde<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel<br />
Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Erol Eroğlu ve<br />
Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Şenol Coşkun<br />
tarafından “Meme Kanserinde Erken Tanı ve Tedavi” konulu<br />
bir konferans verildi. Kanser Haftası nedeniyle düzenlenen<br />
ve Isparta Öğretmenevi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen<br />
konferansa çok sayıda vatandaş ve sağlık görevlisi katıldı.<br />
İlk olarak kürsüye gelen Eroğlu, meme kanserinin<br />
nedenlerini, risk faktörlerini ve hastalığın gelişimini<br />
anlatarak, “Meme kanseri özellikle görülme sıklığı açısından<br />
toplum sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden bir kanser<br />
türüdür. Genel toplum sağlığı ve sağlıklı nesillerin gelişmesi<br />
yapamayacağımız tetkik ve test bulunmamaktadır. Bütün<br />
bunlarla birlikte hizmet kalitemiz ve her türlü olanağa sahip<br />
olmamız açısından yoğun bir taleple karşılaşıyoruz. Bu talep<br />
karşısında kapasitemiz zorlanıyor, maalesef yer ve mekan<br />
sıkıntısı çekiyoruz.” dedi. Hastanede yürütülen eğitim<br />
hizmetlerinden bahsederek konuşmasına devam eden Delibaş,<br />
“Hastanemiz, eğitim ve araştırma konularında da oldukça<br />
ileri seviyededir. Türkiye’de başka örneği olmayan sağlık<br />
yüksekokullarındaki hemşire öğrencilerine pratik eğitimler<br />
hastanemizde verilmektedir. Bu uygulama Türkiye’de sadece<br />
hastanemizde gerçekleştirilmektedir. Eğitim hizmetlerimiz<br />
içerisinde kan merkezi ve diyaliz merkezimiz Sağlık Bakanlığı<br />
onaylı, ulusal çapta sertifika verme yetkisine sahiptir. Maddi<br />
olarak bakıldığında ise hastanemizde geçen yıl itibari ile 45<br />
milyon 503 bin YTL karşılığı hizmet üretilmiştir. “dedi. Son<br />
olarak 2006 hedeflerine değinen Delibaş şunları söyledi:<br />
“2006 yılı hedeflerimiz içerisinde en önemli çalışmalarımız<br />
ISO Kalite Yönetim Sistemi çalışmaları üzerine olacaktır. Bu<br />
bağlamda hasta ve çalışan memnuniyeti bizim için oldukça<br />
önemli. Ayrıca 2006 yılı içerisindeki hedeflerimiz arasında<br />
hastane ve bölümlerinin tanıtım videolarının hazırlanması<br />
ve tüm hastane yazılı belgelerinin düzenlenerek tanıtım<br />
ve markalaşma konularında atılımlarda bulunmak yer<br />
almaktadır. Hizmet kalitesinin arttırılması için internet<br />
sayfamız güncellenerek otomasyon çalışmalarının daha da<br />
geliştirilmesine çalışıyoruz.”<br />
Meme Kanserinde Erken Tanı ve Tedavi<br />
adına kadınlarımızın meme kanserine karşı bilinçlenmeleri<br />
ve düzenli muayeneleri önemlidir. Meme kanseri bazı<br />
etkenlere bağlı olarak hızlı ilerlememekle birlikte geç fark<br />
edildiğinde ölüm riski yüksek olan bir kanser türüdür.” dedi.<br />
Eroğlu, cerrahi açıdan yapılan tedavileri anlatarak devam<br />
ettiği konuşmasında “Meme kanseri tedavisinde etkin bir<br />
tedavi yöntemi bulunmuş değil. Özellikle cerrahi açıdan<br />
değerlendirdiğimizde imkanlarımız çok kısıtlı. Tüm bunlara<br />
karşı ülkemizde meme kanseri oranı giderek artmakta ve bu<br />
hastalıktan kurtulmanın en önemli şartı erken teşhis” diyerek<br />
sözlerini tamamladı<br />
Daha sonra kürsüye gelen Doç.Dr. Şenol Coşkun meme<br />
kanserinde kullanılan mevcut tedavi yöntemlerini ve yan<br />
etkilerini anlatarak başladığı konuşmasında, “Meme kanseri<br />
diğer kanser türlerinde olduğu gibi, hastalığın tedavisinden<br />
sonra tekrarlama riski yüksek bir tür. Ayrıca tedavisi sırasında<br />
ve sonrasında vücudun başka bölümlerinde de kanser<br />
vakaları görülmekte. Bu sebeplerden dolayı tedaviyi etkileyen<br />
en önemli faktör erken tanı olarak karşımıza çıkmakta.<br />
Isparta ve bölgesi için il sağlık müdürlüğü ile yürüttüğümüz<br />
çalışmalarla gerek cihaz gerekse sağlık personeli bakımından<br />
yeterli duruma ulaşmış durumdayız. Bu konuda geriye<br />
kalan halkımızın gerekli önemi gösterip belirli periyotlarla<br />
taramadan geçmeleridir. Bu konuda duyarlı olunması hayat<br />
kurtarır.” diye konuştu.
42 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 43<br />
Dr. Levent Yılmazer Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar Isparta Valisi Şemsettin Uzun<br />
SDÜ’de Tıp Bayramı Kutlandı<br />
14 Mart Tıp Bayramı Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Kültür Merkezi’nde kutlandı. Çok sayıda davetlinin katıldığı<br />
kutlama, SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü<br />
Öğretim Elemanı Mustafa Erhan’ın gitar resitaliyle başladı.<br />
Programın açılış konuşmasını Isparta-Burdur Tabip Odası<br />
Başkanı Opr. Dr. Mehmet Karataş yaptı. Karataş, ülkemizde<br />
1935 yılından beri Tıp Bayramı kutlamalarının yapıldığına<br />
değinerek, “Geçen yıllara oranla, son yıllarda biz hekimlerin<br />
üzerinde matem havası var. Ben, önceki görev yaptığım<br />
dönemlerden hatırlıyorum bu bayramı coşkuyla kutlardık,<br />
artık sorunlarımız arttı ve kutlamalarımızın da seyri değişti.”<br />
diye konuştu.<br />
Karataş, ülkenin sağlık sorunlarıyla ilgili olarak şunları<br />
söyledi; “Ülkemizde sağlık hizmetlerine bütçeden daha yüksek<br />
pay ayrılmasıyla geçmiş yılların kayıplarını azaltmaya yönelik<br />
çalışmalar yapmayı, hastalarımızı Dünya Sağlık Örgütü’nün<br />
belirlediği üzere en az 15 dakika muayene etmeyi, ihtiyaçtan<br />
fazla fakülte açılması yerine, varolanların kalitesini arttırmayı,<br />
hastanelerdeki kuyrukları azaltmayı ve birinci basamak sağlık<br />
kuruluşlarının yani sağlık ocaklarının güçlendirilmesini<br />
istiyoruz.” Karataş’ın ardından kürsüye gelen üniversitemiz<br />
Öğrenci Konsey Başkanı İntörn Doktor Afşin Emre Kayıpmaz,<br />
Tıp Bayramı’nın tarihini anlattı ve tıp camiasının bayramını<br />
kutladı.<br />
Daha sonra kürsüye gelen İl Sağlık Müdürü Dr. Levent<br />
Yılmazer, “Sağlık hayatımızın temel taşıdır. Attığımız her<br />
adımda, aldığımız her nefeste sağlık çok önemli bir unsurdur.<br />
Günümüzde devletin vatandaşa sunduğu en iyi hizmetlerden<br />
birisi sağlıktır. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler devam ettikçe<br />
sağlık standartları da katlanarak artmaktadır. Hepimizin<br />
amacı mevcut kaynakları en iyi şekilde kullanarak vatandaşa<br />
sağlık hizmeti vermektir.” diye konuştu.<br />
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan<br />
da, ülkemizdeki tıp eğitimine değinerek şöyle konuştu; “Tıp<br />
fakültelerinde yapılan eğitimin temel amacı, öğrencilere<br />
mezuniyet öncesinde verilen eğitimi mezun olduktan sonra<br />
nasıl kullanması gerektiğini öğretmek, bilgiyi analiz ve entegre<br />
etme yöntemlerinin geliştirilmesine olanak sağlamaktır. Ayrıca<br />
ülkemizde sağlık sektöründeki sıkıntı, hekim sayısında değil<br />
hekimlerin dağılımındadır. Son zamanlardaki tıbbi gelişmeler<br />
heyecan verici ve ilginç olarak takip ediliyor. Ancak tıp<br />
eğitimi ve hekim kalitesinin arttırılması yoluna gidilmeli. Tıp,<br />
insanlarla ilişki kurma sanatıdır.”<br />
Daha sonra kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, hazırladığı slaytta, “Çanakkale’deki Tıbbiyeli Şehitler”<br />
konulu bir sunu yaptı. “18 Mayıs 1915’de Çanakkale’de şehit<br />
düşen tıbbiyeliler unutulmamalıdır. Çanakkale’de destan<br />
yazarak şehit düşen tüm tıbbiyelilerimizin ruhları şad olsun.<br />
“ dedi.<br />
Kutlamanın son konuşmasını yapan Isparta<br />
Valisi Şemsettin Uzun , ülkemizde geçmiş yıllara<br />
oranla tıp çalışanı sayısında artış sağlandığına<br />
değinerek, “Son zamanlarda sağlık konusunda<br />
yapılan yenilikler büyük bir devrimdir.<br />
Türkiye’de sağlık konusunda bütün sorunlar<br />
bitmiştir demiyorum; ama önemli gelişmeler<br />
sağlanmıştır. Ülkemizde bütün vatandaşlara<br />
yeşil kart imkanı sağlanmıştır, bu gelişmeyi<br />
bugün Almanya’da bile görmek zordur.<br />
Hastanelerin birleştirilmesi ve tıp hizmetlerinin<br />
özel sektöre devredilmesi iyi bir şeydir.<br />
Özellikle Isparta sağlık konusunda bir marka<br />
olmuş, sizleri kutluyorum.” diye konuştu.<br />
Konuşmalarının ardından üniversitemiz<br />
doktorlarından Çetin Lütfi Baydar, Cem Öz,<br />
Ahmet Özşimşek ve İsmihan Gülden Karataş’ın<br />
eserlerinin sergilendiği ‘14 Mart Tıp Bayramı<br />
Karma Sergisi’ davetliler tarafından gezildi.<br />
Hastane Çalışanlarına<br />
Özlük Hakları ve Diksiyon<br />
Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Personel <strong>Daire</strong> Başkanlığı ve Hizmet<br />
İçi Eğitim Şubesi organizasyonuyla Araştırma ve Uygulama Hastanesinde<br />
bir seminer düzenlendi. Seminerin ilk bölümünde hastane otomasyon<br />
çalışanlarına SDÜ Kültür Müdürü Okutman Neşe Okur tarafından<br />
“Diksiyon” dersi verildi. SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi<br />
konferans salonunda gerçekleştirilen seminerin ikinci bölümünde ise<br />
Personel <strong>Daire</strong> Başkanlığı Sicil Şube Müdürü Mehmet Erem , 657’ye tabi<br />
250 memuru, özlük hakları konusunda bilgilendirdi.<br />
SDÜ Tıp’ta Öğretim Üyeleri<br />
Binişlerini Giydi<br />
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle akademik yükseltme yapılan SDÜ Tıp<br />
Fakültesi Öğretim Üyelerine binişleri giydirildi.<br />
Doçentlikten Profesörlüğe yükseltilen Öğretim Elemanlarının isimleri şöyle;<br />
Nejat İmirzalıoğlu, Yıldıran Songür, Uğur Koçer, Tamer Mungan, Tansu Sipahi,<br />
Hakan Kaya, Selmin Karademir, Fehmi Özgüner, Tekin Ahmet Serel, Erdoğan<br />
İbrişim, Ahmet Öcal, Yavuz Kamil Bardak, Aşkın Görgülü, Hüseyin Vural.<br />
Profesörlüğe yükseltilen öğretim üyelerine binişleri SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar tarafından giydirildi.<br />
Yardımcı Doçentlikten Doçentliğe yükselen Öğretim Elemanlarına ise<br />
binişlerini Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan giydirdi.<br />
Doçentliğe yükseltilen öğretim üyelerinin adları şöyle: Mesut Özsoy, Ünal Şahin,<br />
Hüseyin Okutan, Ahmet Yeşildağ, Turhan Yavuz, M. Sunay Yavuz .
44 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 45<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma<br />
ve Uygulama Hastanesi tarafından “Sigara ve Kanser”<br />
konulu panel düzenlendi. Prof. Dr. Ali Ayata’nın yönettiği panele,<br />
konuşmacı olarak Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim<br />
Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ünal Şahin, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı<br />
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şenol Coşkun katıldı.<br />
“Sigara ve Akciğer Kanseri” konusunda sunum yapan Doç.<br />
Dr. Ünal Şahin, konuşmasına akciğer kanserinin nedenlerini ve<br />
hastalığın gelişimini anlatarak başladı. Şahin, “Sigara, akciğer<br />
kanserinin en önemli sebebi olup benzeri olmayan bir sağlık<br />
sorunudur ve her dozu zararlıdır. Yüksek bağımlılık yapıcı<br />
etkisi olan bu maddeden doğan kanser türleri ve hastalıklardan<br />
ülkemizde yılda 100 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Çevresel<br />
ve genetik faktörlerle birlikte akciğer kanseri erkeklerde görülen<br />
kanser türlerinde birinci, kadınlarda ise her yıl artan bir grafikle<br />
altıncı sırada yer almaktadır.” dedi. Sigara üreticilerinin taktiklerini<br />
ve ülkemizdeki sigara kullanımını anlatarak konuşmasına<br />
devam eden Şahin, “Gelişmiş ülkelere ait çok uluslu sermayeye<br />
sahip sigara firmalarının asıl pazarı gelişmekte olan ülkelerdir.<br />
Gelişmiş ülkelerde özellikle Amerika’da sigara kullanımı 40 yıl<br />
önceki değerlere düşmekteyken, çok uluslu şirketlerin gelişmekte<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp<br />
ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı tarafından kalp hastaları<br />
için oluşturulan “Kardiyak Rehabilitasyon Ünitesi” hizmete<br />
açıldı.<br />
SDÜ Hastanesi Başhekimi Prof .Dr. Namık Delibaş bu<br />
ünitede kalp hastalarına yönelik olarak kontrollü ve düzenli<br />
egzersizler yapılacağını belirterek,”Gelişmiş ülkelerde<br />
en sık görülen hastalıklar kalp damar hastalıklarıdır. Bu<br />
hastalıklar da, hastalık öncesi ve sonrası ile ameliyat öncesi<br />
ve sonrası hastaların hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla bu<br />
üniteyi hizmete açtık. Biz de Ispartalı hastalarımıza maliyeti<br />
200 milyar civarında olan bu serviste hizmet verebilmek<br />
için sizin aracılığınızla merkezimizi halkımıza duyurmak<br />
istiyoruz.”dedi.<br />
“Sigara ve Kanser”<br />
Konulu Panel<br />
olan ülkelere yaptıkları baskılar nedeniyle alınamayan tedbirler<br />
sonucu, sigara tüketimi artmaktadır. Özellikle ülkemizde sigara<br />
kullanım yaşı 12’ye kadar düşmüştür. Bu ciddi sağlık sorununun<br />
çözümlenmesi için herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde<br />
yapması ve toplumun bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir.”<br />
diye konuştu. “Sigara ve Diğer (akciğer dışı) Kanserler” konulu<br />
sunusuyla ikinci konuşmayı yapan Doç. Dr. Şenol Coşkun ise<br />
sigaranın neden olduğu diğer kanser türlerini anlattı.Coşkun;<br />
“Sigara tüm kanser türlerinin yüzde 80’ini etkileyen bir faktör ve<br />
ciddi bir toplum sağlığı sorunudur. Sigara nedeniyle ortaya çıkan<br />
kanser türlerinin dezavantajı ise geç tanı konulması ve beraberinde<br />
de tedavide geç kalınmasıdır. Ayrıca sigara nedeniyle ortaya çıkan<br />
kanser türlerinde yaşama şansı da diğer türlere göre azdır. Bu<br />
konuda toplum olarak daha duyarlı olmamız gerekir. Özellikle<br />
sigaranın hekimler ve önde gelen meslek gurupları arasındaki<br />
yüzde 50’ye varan kullanım oranı, inandırıcılık açısından oldukça<br />
kötü bir tablo çizmektedir.” dedi.<br />
SDÜ Kardiyak Rehabilitasyon Ünitesi Açıldı<br />
Dünya Astım Günü<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs<br />
Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet<br />
Akkaya, “Dünya Astım Günü” nedeniyle bir basın toplantısı<br />
düzenlendi.<br />
Coğrafi özellikleri nedeniyle Isparta’da astım hastalığının<br />
sıkça görüldüğüne dikkati çeken Akkaya, “Globalleşen<br />
dünyada sağlık hizmetleri de globalleşiyor. Amacımız bugün<br />
de astım hastalığı hakkında insanların bilinçlendirilmesi ve<br />
bilgilendirilmesidir. Astım, solunum yaptığımız hava yollarının<br />
daralmasıyla oluşur. En önemli belirtisi ani nefes darlığıdır.<br />
Bu nefes darlığı bazen öksürük bazen şok ve komaya sebep<br />
olmaktadır. Astım hastalığı genellikle çocukluk döneminde<br />
görülse de ileriki yaşlarda da bu hastalığa yakalanmak<br />
olasıdır. Hafif, orta ve ağır astım dönemleri vardır. Eğer hasta<br />
hafif dönemde hekime başvurursa, tedavide kesin sonuç<br />
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim<br />
Üyesi Yrd.Doç. Dr. Feray Soyipek Isparta’da sadece SDÜ Tıp<br />
Fakültesi’nde bulunan cihazın tanıtımını yaptıktan sonra<br />
konuyla ilgili şunları söyledi: “ Kalp hastalarının çoğu hangi<br />
düzeyde ve ne kadar egzersiz yapacaklarını bilmemekte, hatta<br />
egzersiz yapmaktan gereksiz yere korkmaktadırlar. Günlük<br />
yaşamlarında adaptasyon güçlüğü çekmektedirler. Ünitemizde<br />
hastalara kan basıncı ölçümü, kalp hastalarının yapabilecekleri<br />
egzersizler hakkında bilgi ve eğitim verilmektedir. Ünitemizde<br />
hastalara doktor kontrolü altında yürüme bandında, koşma<br />
ve yürüme egzersizleri yaptırılmaktadır. Tüm seanslarda<br />
hastaların kalp hızı kan basıncı ve kalp ritmi değişiklikleri<br />
devamlı takip edilmektedir. Program üç ay boyunca haftada<br />
3 gün 30 dakika sürmektedir.<br />
almak mümkündür. Astım hastalığı genellikle genetik olup,<br />
hamileyken annenin sigara içiyor olması, hava kirliliğinin çok<br />
olduğu bölgelerde yaşanması gibi nedenler de astıma neden<br />
olan faktörler arasındadır. Gelişen teknoloji ve sanayileşmenin<br />
artması da astım hastalığı riskini arttırmaktadır. Bölgemizde,<br />
Toros Dağları’nın varlığı nedeniyle polen oluşturan çok geniş<br />
bir bitki örtüsü bulunmaktadır. Bu bitki örtüsünden yayılan<br />
polenler her yıl nisan ayı gibi başlayıp eylül ayı sonuna kadar<br />
rüzgarlarla kolayca yayılmaktadır. Polenler solunum yollarıyla<br />
akciğerlere ulaşıp, daralmaya neden olur ve öksürükle beraber<br />
alerjik astım ortaya çıkar. Isparta’da nüfusun yüzde 10’u astım<br />
hastasıdır. Öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve zaman zaman<br />
göğsünde sıkıntı gibi şikayetlere sahip olanlar mutlaka bir<br />
hekime başvurmalıdırlar. “ diye konuştu.<br />
EUA Heyeti SDÜ’de<br />
Avrupa Üniversiteler Birliği’nden (EUA) gelen 5 kişilik<br />
heyet Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar’ı makamında ziyaret etti. Paris Üniversitesi’nden<br />
Prof. Dr. Helene Lamicq başkanlığında dün akşam Isparta’ya<br />
gelen heyet, ilk olarak bu sabah Rektör Baydar’ı makamında<br />
ziyaret ederek nezaket ziyaretinde bulundu.<br />
Rektör Danışmanı ve SDÜ Dış İlişkiler Koordinatörü Doç.<br />
Dr. Fatma Göktepe’nin de yer aldığı ziyaret sırasında, heyet<br />
üyeleri Rektör Baydar’dan üniversitenin imkanları, altyapısı<br />
ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi edindiler.Kendilerine<br />
gösterilen misafirperverlik ve SDÜ’nün imkanları konusunda<br />
edindikleri izlenimden memnuniyet duydukları belirten<br />
heyet üyeleri daha sonra günün anısına toplu bir fotoğraf<br />
çektirdiler.<br />
Nezaket ziyaretinden sonra heyet üyeleri, Dış İlişkiler<br />
Koordinatörlüğü binasına geçerek, SDÜ’nün tanıtım<br />
filmini izlediler ve Rektör Baydar Başkanlığında SDÜ Öz<br />
Değerlendirme Komitesi Üyeleri ile görüşmeler yaptılar.<br />
Heyet üyeleri bugün ve yarın Mühendislik-Mimarlık, Tıp,<br />
Teknik Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri ile Isparta<br />
Meslek Yüksekokulu ve CAD-CAM Araştırma ve Uygulama<br />
Spor Bilimleri Derneği’nden<br />
Rektör Baydar’a Ziyaret<br />
Türkiye Spor Bilimleri Derneği, Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ı<br />
makamında ziyaret etti. Spor Bilimleri Derneği Başkanı<br />
Prof. Dr. Hasan Kasap, ziyaret amaçlarını, ülkemizde beden<br />
eğitimi ve sporun yeniden yapılandırılması konusunda<br />
görüş alış verişinde bulunmak ve Rektör Baydar’a, Türk<br />
sporuna vermiş olduğu destekten dolayı teşekkür etmek<br />
olarak açıkladı.<br />
Ziyarete Muğla Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdal<br />
Zorba, Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kamil Özer,<br />
Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Şenel ve Marmara<br />
Üniversitesi’nden Doç. Dr. Salih Pınar da katıldı.<br />
Merkezlerini ziyaret ederek, yöneticileriyle görüştüler.<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar; heyetin,<br />
SDÜ’nün yer aldığı Avrupa Üniversiteler Birliği Kurumsal<br />
Değerlendirme Programı (EUA-IEP) gereğince Isparta’ya<br />
geldiğini belirterek, “3 üye, bir raportör ve bir gözlemciden<br />
oluşan 5 kişilik heyet, SDÜ’nün Öz Değerlendirme Raporunu<br />
görüşmek için üniversitemize geldi. Bu ziyaret bir ön görüşme<br />
anlamını taşıyor. Üyeler temmuz ve eylül aylarında da<br />
üniversitemize gelerek nihai raporlarını verecekler. Nihai<br />
rapor olumlu çıktığı takdirde, SDÜ’den mezun olan bir<br />
öğrencinin diploması tüm AB ülkelerinde de geçerli olacak.<br />
Yani diploma denkliği sağlanacak. Hazırladığımız Öz<br />
Değerlendirme Raporunda, üniversitemizin tanıtımını yaptık.<br />
Ayrıca coğrafi konumunu, finansman, yönetim misyonu ve<br />
vizyonumuzu anlattık. Eksikliklerimizi belirttik. Eylül ayında<br />
üniversitemiz adına yayınlanacak rapordan olumlu yanıt<br />
bekliyoruz. Biliyorsunuz EUA tüm Avrupa Üniversitelerinin<br />
tek çatı altında toplandığı bir kuruluştur. 45 farklı ülkeden 775<br />
üyesi bulunan EUA’ya biz de üyeyiz.”dedi.
46 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 47<br />
SDÜ’lü Öğrencilerden Örnek Davranış<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık<br />
Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin<br />
oluşturduğu “Grup Marsyas” ve “Grup Turkuaz” Büyük<br />
Gökçeli Kasabası İlköğretim Okulu’na yardım amaçlı bir<br />
konser verdi. Öğrenciler, SDÜ Kültür Merkezi’nde yapılan<br />
konser öncesi Büyük Gökçeli Kasabası İlköğretim Okulu için<br />
oluşturdukları yardım masasında kırtasiye malzemesi ve<br />
giyim eşyası topladılar.<br />
Grup temsilcisi Onur Dağ, Büyük Gökçeli Kasabası<br />
İlköğretim Okulu’na yardım etmelerinin sebebini şöyle<br />
dile getirdi; “Biz, Isparta Belediyesi ve İl Milli Eğitim<br />
Müdürlüğü’nden bu okuldaki öğrencilerin bir bölümünün<br />
maddi bakımdan sıkıntı çektiklerini öğrendik. 50 Öğrencisi<br />
Rektör Gürbüz’ü Andık<br />
SDÜ’nün kurucu Rektörü Prof. Dr. Hasan Gürbüz,<br />
ölümünün 10. yılında doğum yeri olan Sütçüler’de törenle<br />
anıldı.<br />
Belediye Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programı<br />
kapsamında SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt, SDÜ<br />
Genel Sekreteri Ahmet Tevfik Köse ve Isparta Meslek Yüksek<br />
okulu eski Müdürü Çetin Büyükvanlı tarafından “Hatıralarla<br />
Prof. Dr. Hasan Gürbüz” konulu panel düzenlendi. Panele<br />
merhum Hasan Gürbüz’ün kardeşi Muammer Gürbüz, oğlu<br />
Recep Gürbüz, üniversite görevlileri ve sevenleri katıldı.<br />
Saygı duruşu ile başlayan programın açılış konuşmasını<br />
Sütçüler MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kürşad Özkan yaptı.<br />
Özkan, “Üniversitemizin kurucusu olan ve meslek yüksek<br />
okulumuzun burada olmasını sağlayan Prof. Dr. Hasan<br />
Gürbüz hocamıza Allah’tan rahmet, sevdiklerine başsağlığı<br />
diliyorum” dedi.<br />
Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman ise, konuşmasında<br />
merhum Rektör Hasan Gürbüz ile yaşadığı hatıraları anlattı.<br />
Isparta halkının merhum Gürbüz’ü gerçekten sevdiğini<br />
vurgulayan Başkan Balaman, “Marmara Üniversitesi’nde<br />
kendisinin 4 yıl boyunca öğrencisiydim. Bize, hayat çizgimizde<br />
yön vermekte büyük katkıları oldu. Onu unutmamız mümkün<br />
değil” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından<br />
“Hatıralarla Prof. Dr. Hasan Gürbüz” konulu panele geçildi.<br />
İlk sözü Isparta MYO eski Müdürü Çetin Büyükvanlı aldı.<br />
Merhum Hasan Gürbüz’ün 10 yıldır anıldığını ve anma<br />
programına tüm sevenlerinin koşarak katıldığını söyleyen<br />
Büyükvanlı, Gürbüz’ü erken kaybetmenin üzüntüsünü<br />
yaşadıklarını söyledi. Büyükvanlı, “Buraya gönülden geldik.<br />
Kimse buraya zorla gelmedi. Her yıl Gürbüz hocamızı sevenler<br />
koşarak geliyor. Ne yapsak Hasan Bey için azdır. İnşallah, daha<br />
çok Hasan Gürbüzler çıkacak buradan” dedi.<br />
SDÜ Genel Sekreteri Ahmet Tevfik Köse ise konuşmasında,<br />
panele katılanları duygulandırdı. Köse, ilk olarak merhum<br />
Gürbüz’ün ölümüne değindi. Bu anı, hayatında bir daha<br />
yaşamak istemediği bir an olarak adlandıran Köse, Gürbüz<br />
ile yaşadığı hatıraları anlattı. Ahmet Tevfik Köse’nin Gürbüz<br />
ile olan anıları, panele katılanların yanı sıra Hasan Gürbüz’ün<br />
kardeşi Muammer Gürbüz tarafından gözyaşları ile dinlendi.<br />
Ahmet Tevfik Köse, “O, bir görev adamıydı. Öleceği ana kadar<br />
çalışma azmi içinde olan bir insandı.” diye konuştu.<br />
SDÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt<br />
ise konuşmasında, “Hasan Gürbüz hocamızı ne kadar anlatsak<br />
bitiremeyiz. Kendisi hepimize çalışma azmi verdi. Hiçbir<br />
zaman işten kaçmadı. İş takibi mükemmeldi. Üniversiteler<br />
olan bu okula yardımlarımızın çabuk ulaşacağını düşündük.<br />
Dolayısıyla bu okula yardım etmeye karar verdik. ‘Bir Kalem<br />
Bir Defter de Senden Olsun’ diyerek çalışmalara başladık.”<br />
dedi. Konsere katılan Büyük Gökçeli Kasabası İlköğretim<br />
Okulu Müdürü Yücel Özdemir ise, “Öğrencilerin bu örnek<br />
davranışını kutluyorum. Herkes maddi sıkıntılar çeken köy<br />
okullarına yardım etmeli. Bu etkinliği düzenleyen öğrenciler<br />
beni çok mutlu ettiler ve gururlandırdılar.” diye konuştu.<br />
Yardım konserini izlemeye gelen öğretim üyeleri ve öğrencilerin<br />
de elleri boş değildi. Büyük Gökçeli Kasabası İlköğretim Okulu<br />
Öğrencileri için onlar da ‘Bir Kalem Bir Defter Bizden Olsun’<br />
dediler. Konser sonunda toplanan kırtasiye malzemeleri ve<br />
giyim eşyaları okul müdürüne teslim edildi.<br />
hakkında bilgisi, hafızası olan insanlarla çalışmayı severdi.<br />
Fakülteler arasındaki denge onun için önemliydi.” dedi. Panelin<br />
ardından merhum Prof. Dr. Hasan Gürbüz’ün kabri ziyaret<br />
edildi. Ziyaretin ardından Sütçüler Meslek Yüksekokulu’nda<br />
yemek verilmesiyle anma programı son buldu.<br />
TODAYK’lı<br />
Öğrencilerden<br />
Engellilere Destek<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Toplumsal Duyarlılık ve<br />
Dayanışma Kulübü (TODDAYK) Zihinsel Engelliler Eğitim ve<br />
Rehabilitasyon Merkezi’ndeki engelliler için yılbaşı eğlencesi<br />
düzenledi.<br />
TODDAYK’ın düzenlediği yılbaşı eğlencesinde, engelli<br />
çocuklar, kulüp öğrencilerinin gösterilerinin yanı sıra modern<br />
dans ve halk oyunları kulüplerinin danslarıyla da moral<br />
depoladılar. Rehabilitasyon Merkez Müdürü İbrahim Demirkale,<br />
“Merkezimizde engelli çocuklara eğitim ve rehabilitasyon<br />
hizmeti sunuluyor. Bu hizmet çok boyutlu bir süreç ve süreç<br />
içerisinde çocuklarımızın sosyalleşerek bu tür eğlencelerle<br />
moral depolamaları da bizim için çok önemli. Bu nedenle kulüp<br />
öğrencilerine ve bugün burada emeği geçen herkese çok teşekkür<br />
ediyorum” dedi.<br />
Organizasyonla ilgili olarak bilgi veren TODDAYK<br />
Kulübü Başkanı Serdar Yılmaz ise, “Kulüp olarak öğrenci<br />
arkadaşlarımızla birlikte hem üniversite içinde faaliyet göstermek<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık ve<br />
Dayanışma Kulübü (TODDAYK) Öğrencileri, Yaşlılar Haftası<br />
nedeniyle Isparta Huzurevi’ni ziyaret ettiler. Kulüp öğrenci<br />
temsilcisi Serhat Sömer ve 35 kişilik öğrenci topluluğu huzurevinde<br />
bulunan yaşlıları ziyaret ederek, onlarla sohbet ettiler ve<br />
hem de üniversitenin dışında, yardım eli bekleyen insanların<br />
sorunlarını paylaşmak ve bu sorunlara birlikte çalışarak çözüm<br />
üretmek istiyoruz. Zihinsel Engelliler Eğitim ve Rehabilitasyon<br />
Merkezi fazlasıyla önemsediğimiz bir kurumdur. Bugün de<br />
buraya engelli kardeşlerimizle eğlenceli dakikalar geçirmeye<br />
ve yeni yıllarını kutlamaya geldik.” dedi. Programın son<br />
bölümünde TODDAYK’lı öğrenciler tarafından alınan hediyeler<br />
engellilere dağıtıldı.<br />
TODDAYK’lı Öğrencilerden Huzurevi Ziyareti<br />
SDÜ Dans Kulübünden<br />
Bir Başarı Daha<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Dans Kulübü Öğrencileri,<br />
İstanbul Yeditepe Üniversitesi tarafından organize edilen 1.<br />
Yeditepe Kupası ve Federasyon Kupası dans yarışmalarında<br />
2 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalya kazandılar. 70 çiftin katıldığı<br />
yarışmalarda “Hobi Class’ta” Taner Ogan ve Seval Kilit<br />
çifti birinci, “D Class’ta” Ömer Diler ve Gamzegül <strong>Bilgi</strong>ner çifti<br />
ikinci, yine “Hobi Class’ta” Sezer Can Karan ve Nuriye Diler<br />
çifti üçüncü oldular.<br />
Şubat ayında Ankara’da düzenlenen 2. Başkent Kupası yarışmalarında<br />
da Türkiye birinciliği kazanan SDÜ Dans Kulübü<br />
Öğrencileri’nin bu başarısı takdirle karşılandı.<br />
Yarışmalara Kulüp Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Murat<br />
Şentürk ve Eğitmen Engin Orhan’la katılan toplam 8 öğrenciden,<br />
Erkan Aykut ve Özlem Sözen çifti ise D Class’ta Türkiye<br />
onunculuğunu elde ettiler.<br />
onların yalnızlıklarını gidermeye çalıştılar. Ziyaret sırasında<br />
huzurevi sakinlerine yönelik bir eğlence programı da düzenleyen<br />
öğrenciler, huzurevi sakinleriyle eğlendiler ve onlara çiçek<br />
takdim ettiler.<br />
SDÜ’lü Dansçılar<br />
Madalyaları Topladı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Dans Kulübü Ankara Atatürk<br />
Spor Salonu’nda düzenlenen 2. Başkent Latin Dansları<br />
Kupası’nda madalyaları topladı. Türkiye’nin çeşitli üniversite<br />
ve dans okullarından 66 çift dansçının katılımıyla gerçekleşen<br />
yarışmada; SDÜ Dans Kulübü 2 altın, 4 gümüş, 2 bronzdan<br />
oluşmak üzere toplam 8 madalya ve bir kupa kazandı. Hobi<br />
Class’ta Türkiye birinciliğini alan Salih Laka, Çiğdem Üstün<br />
çifti kupa ve altın, Taner Oğan ve Seval Kilit gümüş, Sezer Can<br />
Karan ve Nuriye Diler çifti bronz madalya kazandı.<br />
D Class’ta yarışan Ömer Diler ve Gamzegül <strong>Bilgi</strong>ner çifti<br />
gümüş madalya kazanarak ikinciliği, Erkan Yakut ve Özlem<br />
Sözen çifti altıncılığı, Murat Tutar, Selin Çankaya çifti ise onunculuğu<br />
elde ettiler. SDÜ’lü dansçılar yarışmaya, Türkiye A<br />
Class 5.si Engin Orhan’ın eğitmenliğinde hazırlandılar. Genç<br />
dansçıları kutlar başarılarının devamını dileriz.
48 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 49<br />
ITSO’dan Ekonomi ve Yönetim Kulübüne Destek<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ekonomi ve Yönetim Kulübü<br />
Öğrencileri, Akademik Danışmanları Yrd.Doç. Dr. Ertan<br />
Beceren’le birlikte Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı<br />
(ITSO) Hasan Hüseyin Kaçıkoç’u ziyaret ettiler. Beceren, Ticaret<br />
ve Sanayi Odası işbirliği ile Isparta’nın ekonomi ve çeşitli<br />
sorunlarıyla ilgili ortaklaşa bir toplantı ve Dış Ticaret Eğitim<br />
Semineri düzenlemek istediklerini belirterek, “Ekonomi ve<br />
Yönetim Kulübü olarak bu seminer için şimdiden hazırız ve<br />
ITSO’dan destek bekliyoruz . Bu tür seminerlerle Isparta’da<br />
hem ticaret ile uğraşanları, hem de öğrencileri ticaret alanında<br />
en iyi şekilde eğitmeyi amaçlıyoruz. Zaman içinde kulübümüzün<br />
üyeleri yurdun dört bir yanında iş hayatına atılarak bizleri<br />
yöreleri hakkında bilgi sahibi kılacak.” diye konuştu. ITSO<br />
Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç ise SDÜ ile her zaman çalışma<br />
içerisine girmeye hazır olduklarının altını çizerek, Isparta’nın<br />
ve geleceğin teminatı gençlerin kendilerini daha iyi yetiştirebilmeleri<br />
için istenen her türlü desteği vereceklerini söyledi.<br />
SDÜ Ekonomi Yönetim ve Gıda Kulübü’nden<br />
yeni bir uygulama<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ekonomi Yönetim ve<br />
Gıda Kulübü Öğrencileri fahri olarak, Ispartalı esnafları denetleyecek.<br />
Tarım İl Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürü Oğuzhan<br />
Tanyeli ve Lokantacılar Odası Başkanı Mehmet Taşçıoğlu<br />
Isparta’da gıda konusunda yapılacak denetimlerde SDÜ Ekonomi<br />
Yönetim Kulübü ve Gıda Kulübü Üyeleri’nin de yer alacağını<br />
açıkladı.<br />
Konuyla ilgili bilgi veren kulüp akademik danışmanları<br />
Yrd. Doç.Ertan Beceren ve Yrd. Doç. Yeşim Ekinci Kitiş, bu<br />
denetimler sonucunda hijyen ve kalite konusunda yeterlilik<br />
gösteren kuruluşlara, kulüpler tarafından yıllık 100 YTL karşılığında<br />
“SDÜ Dostu” logolu çıkartma verileceğini, yıl içinde<br />
devam edecek denetimlerde aynı koşulları sağlayamadığı belirten<br />
kuruluşlardan bu logoların geri alınacağını kaydettiler.<br />
Tamamen gönüllülük esasına dayalı bu uygulamanın bir deneme<br />
amacı taşıdığını belirten yetkililer, uygulamanın firmalararası<br />
haksız rekabeti asgari düzeye indirmek ayrıca hijyene<br />
uygun ve kaliteli üretim yapmalarını sağlamaya yönelik olduğunu<br />
sözlerine eklediler.<br />
SDÜ Gıda Kulübü En Aktif Kulüp Seçildi<br />
Üniversite Kampüs Rehberi ve Toplum Gönüllüleri Vakfı<br />
(TOG), üniversite kulüpleri ve toplulukları arasında bir rekabet<br />
oluşturarak; öğrencilerin sosyal alanda katılımlarını arttırmak<br />
ve girişimci ruhu destekleyen etkinliklerin artmasına katkıda<br />
bulunmak amacıyla sanal ortamda “En Aktif Kulüp/Topluluk<br />
Yarışması” düzenledi. Bu yıl ikincisi düzenlenen yarışmaya<br />
Türkiye ve KKTC’deki üniversitelerden 400 öğrenci kulübü<br />
ve topluluğu katıldı. Üniversite kulüpleri Bilim ve Teknoloji,<br />
İş ve Kariyer, Spor ve Sanat, Düşünce ve Genel Kültür, Sosyal<br />
Sorumluluk olmak üzere 6 kategoride yarıştılar. Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Gıda Kulübü, Türkiye’nin En Aktif Bilim<br />
ve Teknoloji Kulübü kategorisinde ikinciliği aldı.TOG Vakfı<br />
tarafından SDÜ Gıda Kulübü’ne ikincilik plaketi gönderildi.<br />
SDÜ Münazara Turnuvası<br />
SDÜ Türkçe Topluluğu’ndan<br />
Yalvaç’ta Konferans<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Türkçe Topluluğu, Yalvaç<br />
Meslek Yüksekokulu’nda “Türk Dilinin Kişi ve Toplum Hayatındaki<br />
Yeri” konulu bir konferans düzenledi.<br />
Türkçe Topluluğu Akademik Danışmanı Abdülkadir Bulgurcu<br />
tarafından gerçekleştirilen konferansta; dil-kültür, dil-düşünce,<br />
dil-millet ilişkisi üzerinde duruldu. Bulgurcu, bu bağlamda<br />
Türkçemizi nasıl koruyup geliştirebileceğimiz, bu konuda neler<br />
yapabileceğimiz konusuna değindi ve düşüncelerini şöyle açıkladı:<br />
“Dilimizin korunup geliştirilmesi adına Türk Dil Kurumu’nun<br />
önerdiği görüşlerin dikkate alınması, dilimizin güzel kullanılması<br />
açısından oldukça önemlidir. Bununla birlikte yabancı dille<br />
eğitimin kaldırılması ve halkımızın kitap okuma alışkanlığını<br />
kazanabilmesi için ortaöğretim müfredatının insanları okumaya<br />
yönlendirmesi ve onların kelime hazinesini geliştirecek şekilde<br />
düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca kültürel bağlamda son zamanlarda<br />
yaşanan kültürden uzaklaşmanın önüne geçilebilmesi<br />
için eğitimin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Bulgurcu,<br />
kültürümüzü tanıtmakta turistlere, misafirperverlik adı altında<br />
sergilenen yanlış tavrın bir an önce bırakılması ve gerçek Türk<br />
Misafirperverliği’nin gösterilmesi için çalışılması gerektiğini sözlerine<br />
ekledi.<br />
Satranç Turnuvası<br />
İlgi Gördü<br />
SDÜ Satranç Topluluğu tarafından organize edilen “1. Geleneksel<br />
Yeni Yıla Merhaba Satranç Turnuvası” 50 satranççının katılımı<br />
ile Eğirdir ilçesinde yapıldı.<br />
Eğirdir Mavigöl Oteli’nde düzenlenen ve 2 gün süren turnuvada<br />
birinciliği Bülent Buğday kazandı. SDÜ Satranç Topluluğu<br />
Başkanı Murat Sert, Eğirdir Belediyesi ve Meslek Yüksek<br />
okulu’nun destekleriyle gerçekleştirilen turnuvanın en genç<br />
oyuncusunun 7 yaşındaki Musa Çelik olduğunu söyledi. Sert,<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ekonomi ve<br />
Yönetim Kulübü’ne bağlı Münazara Topluluğu<br />
tarafından düzenlenen “1. Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Münazara Turnuvası” sona erdi. .<br />
On beş üniversitenin katıldığı turnuva dört eleme<br />
müsabakası, çeyrek final, yarı final ve final<br />
etaplarından oluştu. Süleyman <strong>Demirel</strong>, Ege,<br />
Muğla, Adnan Menderes, Dokuz Eylül, İzmir<br />
Ekonomi, Koç, İstanbul Ticaret, Boğaziçi, Bilkent,<br />
Hacettepe, Orta Doğu Teknik, Niğde, Konya<br />
Selçuk ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin<br />
katılımları ile gerçekleşen Turnuvaya 28 takım<br />
katıldı. Münazara turnuvasında ODTÜ’den<br />
Umut Eryılmaz ve Arzu Şahin ekibi birinci, İstanbul<br />
Ticaret Üniversitesi’nden Mahir Durmaz<br />
ve Erdem Çağlar ikinci, Ege Üniversitesi’nden<br />
Seçil Solmaz ve Gökay Sonkur üçüncü ve Koç<br />
Üniversitesi, Arda Ozansoy ve İbrahim Adil<br />
Güllü dördüncü oldular. Ayrıca en iyi konuşmacı<br />
unvanını Koç Üniversitesi’nden Arda Ozansoy<br />
kazandı.<br />
Turnuva ile ilgili olarak görüşlerini aldığımız<br />
Münazara Topluluğu Temsilcisi ve Organizasyon<br />
Başkanı Ramazan Yıldız, “Üniversitemiz<br />
Münazara Topluluğu 7 Ocak 2004 yılında<br />
kuruldu. Bugüne kadar birçok özel, bölge ve<br />
ulusal turnuvalara katıldık ve önemli başarılar<br />
aldık. Düzenlemiş olduğumuz organizasyonun<br />
Ulusal Münazara’ya büyük bir katkı sağladığını<br />
düşünüyoruz. Daha başarılı ve güzel<br />
organizasyonların artmasını temenni ediyor,<br />
bu organizasyonun diğerlerine örnek olmasını<br />
diliyoruz.”dedi.<br />
Musa Çelik’in turnuvada 9. olduğunu açıkladı. Turnuvada dereceye<br />
giren 10 sporcuya kupa, madalya ve çeşitli ödüller verildi.<br />
1.Geleneksel Yeni Yıla Merhaba Satranç Turnuvası’nda ilk<br />
10’a giren satranççıların adları şöyle:<br />
1. Bülent BUĞDAY<br />
2. Tanfer ERDİL<br />
3. Erdem ÖZTÜRK<br />
4. Faruk ÇELİK<br />
5. Şefik TEKİN<br />
6. Arda GÜMÜŞ<br />
7. Ali ÖZTÜRK<br />
8. Musa Emin MÜFTÜOĞLU<br />
9. Musa ÇELİK<br />
10.Alamettin BAYAV
50 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 51<br />
TOSFED’den Eğitim<br />
Semineri<br />
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED), Isparta<br />
İl Gözcü-Gözetmen Kurulu ve SDÜ Otomobil Sporları Kulübü<br />
işbirliğiyle, otomobil yarışlarında gözetmen olacak öğrencilere<br />
Ziraat Fakültesi Konferans Salonu’nda eğitim semineri verildi.<br />
TOSFED İcra Kurulu Başkanı ve Eğitim Sorumlusu Mahzar<br />
Demiralp öğrencilere, Otomobil Sporları Federasyonu’nu<br />
tanıttı. Demiralp, “Dünyada otomobil ve motor sporlarını<br />
yöneten kuruluş FIA’dır. FIA’nın Türkiye’deki yetkilisi ise<br />
TOSFED’dir. TOSFED, Türkiye genelinde otomobil sporlarını<br />
sevk ve idare etmek maksadıyla 1991 yılında kurulmuştur.”<br />
dedi. Demiralp; ayrıca yarışlarda görev alacak öğrencileri nelerin<br />
beklediğini ve yarış sırasında hangi kurallara uyulması<br />
gerektiğine de değinerek, 2005 yılında 74 mahalli, 55 ulusal ve<br />
9 uluslararası olmak üzere toplam 138 müsabakaya katıldıklarını<br />
ifade etti. Seminere katılan 150 öğrenciye gözetmenlik<br />
konularında bilgiler aktaran Demiral, bu öğrencileri seminer<br />
sonrasında yazılı sınava alarak, başarılı olanlara gözetmenlik<br />
sertifikası verileceğini söyledi.<br />
SDÜ’de Kariyer Günleri<br />
hayatı ne kadar zor geçerse kendine olan saygısı ve üretme<br />
isteği o denli artar.” dedi.<br />
“SDÜ AB Yolunda Şans”<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ni çok başarılı bulan Öke,<br />
“Avrupa Birliği bu üniversiteyi görse, gerçekten bizim AB’ye<br />
girişimiz kolaylaşır. Bu üniversite çok güzel gelişmeler göstermiş<br />
başarılı bir üniversite.” dedi.<br />
Kariyer Günleri’nin aynı gün süren etkinliğine Gazeteci<br />
–Yazar Hıfzı Topuz, Varan Turizm Yönetim Kurulu Danışmanı<br />
Taner Acar, Koteks Anonim Şirketi İşletme Müdürü Dilek Erdal<br />
ve Duranlar Süt Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Süleyman Duran katıldı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği<br />
etkinlikte; üçüncü oturumun ilk konuşmasını yapan Hıfzı Topuz,<br />
SDÜ Öğrencileri’nin şanslı olduklarını belirterek “Benim<br />
öğrencilik yıllarım otuzlu kırklı yıllardı. Biz de okuyorduk ama<br />
fakirlik vardı, bizim bu gibi özel girişimlerde bulunma gibi bir<br />
şansımız olamadı.” dedi. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan<br />
Topuz, “Ben para kazanmak için meslek seçmedim, mesleğimde<br />
hep maaş aldım, artı gelirlerim olmadı. Arkadaşlar hiçbir<br />
işi para için yapmayın, meslek için yapın. Zaten o meslek size<br />
para kazandıracaktır.” diye konuştu. Ardından kürsüye gelen<br />
konuşmacılar öğrencilere bulundukları konuma nasıl geldiklerini<br />
anlatarak, meslekleri hakkında geniş bilgiler vererek öğrencilere<br />
tavsiyelerde bulundular.<br />
Kariyer Günleri Etkinlikleri’nin üçüncü ve son gününe<br />
konuşmacı olarak Reiki Eğitmeni Merkez <strong>Bilgi</strong> Alanı Eğitim<br />
Vakfı Başkanı Yüksek Mimar Nurettin Ersoy, Nobel İlaç Pazarlama<br />
Müdürü Aile Hekimi Uzman Doktor Berk Cantimur,<br />
Akça Otomotiv ve Makine A.Ş. Genel Müdürü Levent Doyurga,<br />
TRT Spor <strong>Daire</strong>si Başkanı Tansu Polatkan ve Price Water-<br />
House Coopers- Limit Uluslarası Danışmanı İsmail Dalaman<br />
katıldı. Konuşmacılar; iş hayatlarından örnekler vererek, öğrencilerin<br />
kendilerini geliştirmek için neler yapabileceklerini<br />
anlattılar.<br />
ülkeler, milli kültürünü koruyan ülkelerin egemenliği altına<br />
girmişlerdir. Türkçe’nin yanlış kullanılmasını önlemekle yükümlüyüz.<br />
Türk, Türkçe ve Türkiye birbirinden ayrılmaz üç<br />
kavramdır.” dedi.<br />
Kariyer Günleri’nde son konuşmayı yapan, Price Water<br />
House Coopers- Limit Uluslarası Danışmanı İsmail Dalaman,<br />
”Hayatımda hiç kurulu bir işte çalışmadım, hep bir şeyleri kurmak<br />
için çabaladım. Herkesin de çabası sayesinde bir yerlere<br />
gelebileceğine inanıyorum.” dedi. Dalaman; gençlere kendi<br />
deneyimlerini anlatarak tavsiyede bulundu. Konuşmasına<br />
öğrencilerin sorularını yanıtlayarak son verdi.<br />
Rektör Baydar, Polatkan ve Dalaman’a konuşmalarının<br />
bitiminde seramikten yapılmış Atatürk Heykeli ve SDÜ Şildi<br />
hediye etti.<br />
UGİK’ten sertifika töreni<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Girişimci İşbirliği Koordinatörlüğü<br />
(UGİK) tarafından düzenlenen, 1. Girişimcilik<br />
Sertifika Programı’nı tamamlayan 40 öğrenciye, törenle sertifikaları<br />
verildi.<br />
Kültür Merkezi’ndeki törene SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
SDÜ Girişimci İşbirliği Koordinatörü Yrd.Doç. Dr. İlker<br />
Çarıkçı; amaçlarının girişimcilik kültürünün geliştiği günümüzde<br />
kendine güveni artmış girişimci öğrenciler yetiştirmek<br />
olduğunu söyledi.Daha sonra sertifika programı başarıyla<br />
tamamlayan 40 öğrenciye sertifikaları verildi. Emeği geçen<br />
öğretim üyelerine de Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından<br />
plaket takdim edildi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ekonomi ve Yönetim Kulübü<br />
tarafından düzenlenen Kariyer Günleri Etkinlikleri SDÜ<br />
Kültür Merkezi’nde yapıldı.<br />
Programın açılış konuşmasını Ekonomi ve Yönetim Kulübü<br />
Başkanı Kazım Yüksel yaptı. Yüksel, konuşmasında SDÜ’nün<br />
düşünen ve üreten üniversiteler arasında yer aldığını belirterek,<br />
“21.YY’da üniversiteler ciddi bir yol ayrımında, bazı<br />
üniversiteler sadece eğitim verir bazı üniversiteler ise eğitim<br />
vermenin yanında üretim yaparlar. Biz SDÜ olarak kendimizi<br />
üreten üniversite olarak görüyoruz.” Bu çerçevede de Kariyer<br />
Günleri’ni yapıyoruz, umarım buraya katılan herkes kendisi<br />
için fayda sağlar.” diye konuştu.<br />
Kariyer Günleri’nin birinci oturumuna katılan, Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca, Genel Sekreter Ahmet Tevfik<br />
Köse ve Isparta Emniyet Personel Eğitim Şube Müdürü Tamer<br />
Yerlikaya yaptıkları konuşmalarda, etkinliğe katılacak konukların,<br />
öğrencilere; yaşadıkları deneyimleri anlatacaklarını belirttiler.<br />
İkinci oturuma konuşmacı olarak katılan Seramik Sanatçısı<br />
Lerzan Öke öğrencilere iş deneyimlerini, sanatçılık ve muhabirlik<br />
yaşantısını anlattı. Seramik sanatında ilk kez çimentoyu<br />
kullanan, ilk kez gökyüzünde sergi açan, Sanatçılar ve Sanat<br />
Sevenler Derneği’ni kuran, Kıbrıs’ta savaş muhabirliği yapan,<br />
uluslararası turizm yazarlığı unvanına sahip ve yoga ve<br />
reiki’yle meşgul olan başarılı sanatçı öğrencilere tavsiyelerde<br />
de bulundu. Öke, “Benim sanatçılık hayatım çok zor başladı.<br />
Böyle olduğu da iyi oldu; çünkü bir takım zorluklar yaşanmadan<br />
kaliteli şeyler üretmek mümkün değildir. Bir insanın<br />
Tansu Polatkan<br />
“Dil milletin ses bayrağıdır”<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte TRT<br />
Spor <strong>Daire</strong>si Başkanı Tansu Polatkan dilin önemini belirten bir<br />
konuşma yaptı. Polatkan, Türkçe’nin yozlaştırılması konusuna<br />
da değinerek,”Dil, insanlar arasında iletişimi sağlayan, canlı<br />
bir varlık gibi kendini geliştiren en önemli kültür unsurudur.<br />
Dil, düşünceleri şekillendirir, konuşanın mantığını öne koyar,<br />
o olmadan hiçbir kavramın gelişmesi mümkün değildir.<br />
Türkçe, geçmişi 5. yüzyıla dayanan ve şu an 104 bin kelimeye<br />
ulaşmış zengin söz dağarcığıyla diğer tüm dillerin önüne<br />
geçebilecek düzeydedir. Dille düşünce arasındaki bağ ulusal<br />
bir ruhun oluşturulması ve milli bilincin geliştirilmesinde çok<br />
önemlidir. Tarihe baktığımız zaman milli kültürünü kaybeden
52 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 53<br />
Ağlasun MYO’da<br />
“Alternatif Gençlik Fuarı”<br />
Düzenlendi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ne bağlı Ağlasun Meslek<br />
Yüksekokulu Öğrencileri “1. Alternatif Gençlik Fuarı” düzenledi.<br />
Okul Müdürü Yrd. Doç. Adem Korkmaz tarafından açılışı<br />
gerçekleştirilen fuara, ilçe esnafı ile işletmeciler katıldı.<br />
Ağlasun MYO Müdürü Korkmaz, MYO’nun açılmasının<br />
ardından ilçede köklü değişikler gözlemlediklerini belirterek,<br />
şunları söyledi: “İlçe halkıyla öğrenciler kaynaştı. Öğrencilerimize<br />
verdiğimiz görevlere ilçe halkı hem yardımcı oluyor, hem<br />
de iştirak ediyor. Bu durumdan son derece memnunuz.” dedi.<br />
Fuarda bilgisayar malzemelerinden giyim eşyalarına kadar<br />
birçok ürün sergilendi.<br />
Bucak Hikmet Tolunay<br />
MYO Ek Binası Hizmete<br />
Açıldı<br />
Gönen MYO’da<br />
yıl coşkusu<br />
Şarkikarağaç MYO<br />
Öğrencileri’nden<br />
Depremzedelere<br />
Yardım<br />
Şarkikaraağaç Meslek Yüksekokulu Öğrencileri, kendi aralarında<br />
düzenledikleri yardım kampanyası ile Pakistanlı Depremzedeler<br />
için 425 YTL topladılar.<br />
Okul yönetiminin de katılımı ile gerçekleştirilen kampanyada<br />
toplanan paralar, Ziraat Bankası’nın ilgili hesabına yatırıldı.<br />
Okul Müdürü Doç.Dr. Musa Koçar, öğrencilerin kendi<br />
inisiyatifleri ile gerçekleştirdikleri bu faaliyetten duyduğu<br />
memnuniyeti dile getirerek, kendilerine teşekkür etti.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Hikmet Tolunay<br />
Meslek Yüksekokulu ek binası Bucak’ta düzenlenen törenle<br />
açıldı.<br />
Burdur Valisi Can Direkçi, eğitimde işbirliğinin önemine<br />
değinerek, ‘’Burdur’da Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi olarak yerel imkanlarımızı birleştirerek<br />
iki üniversitesinin kardeş üniversite olarak sadece ülkemizde<br />
değil Avrupa’nın en iyi iki üniversitesi haline gelmesini<br />
sağlayacağız’’ dedi.<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar da konuşmasında<br />
Bucak’ın kendileri için çok önemli olduğunu belirterek,<br />
‘’İlçenin hızlı sanayi gelişimiyle eğitime büyük önem verilmektedir.<br />
Kanunlaşan ve süreç takip eden Mehmet Akif Ersoy<br />
Üniversitesi hayata geçirildiği zaman Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
olarak her zaman yanında olacağız’’ diye konuştu.<br />
Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç.<br />
Dr. Hasan Kalyoncu ise ek binanın yapımına 2001 yılında<br />
başlandığına değinerek, “Okulumuz üç bin metrekarelik ek<br />
binanın hizmete girmesiyle altı bin metre kare kapalı sahaya<br />
ulaşmıştır. Okulumuzda işletme, pazarlama, dış ticaret, büro<br />
yönetimi ve sekreterlik, bilgisayar teknolojileri ve programlama,<br />
hazır giyim, çocuk gelişimi olmak üzere sekiz branşta iki<br />
bin üç yüz seksen beş öğrenci öğretim görmektedir.” ifadesini<br />
kullandı.<br />
Gelendost MYO<br />
Öğrencileri’nden İhtiyaç<br />
Sahiplerine Destek<br />
24 Aralık 2005 Cumartesi günü Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Gelendost Meslek Yüksekokulu Öğrencileri’nden oluşan<br />
34 kişilik bir topluluk, Yüksekokul Müdür Yardımcıları Öğr.<br />
Gör. Uğur Çiçek ve Öğr. Gör. Mahmut Tokmak önderliğinde,<br />
Gelendost İlçe merkezinde yardıma ihtiyacı olan yaşlılara kömür,<br />
gıda maddeleri dağıtımı yaptılar ve ev sahiplerine yemek<br />
pişirdiler. Ayrıca evlerinde temizlik, tamirat vb. konularda desteğe<br />
ihtiyacı olanlara da hep birlikte gönüllü hizmet sundular.<br />
Ziyaret sırasında hüzünle karışık bir sevinç duyan yaşlılar;<br />
özellikle manevi destek anlamında bu tür ziyaretlerin öneminin<br />
ve sürdürülmesinin gerekliliğini vurguladılar.<br />
Köy Enstitülerinin kuruluşunun 66. yıldönümü etkinlikleri<br />
15-17 Nisan tarihlerinde Gönen’de gerçekleştirildi. 15-16<br />
Nisan’daki çalıştay programının ardından 17 Nisan da Gönen<br />
Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda yapılan kutlama<br />
programına Isparta Valisi Şemsettin Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, YÖK Başkan Vekili İsa Eşme, rektör yardımcıları,<br />
dekanlar, köy enstitüsü mezunları, öğretim üyeleri ve çok<br />
sayıda öğrenci katıldı.<br />
Burdur Eğitim Fakültesi Çok Sesli Korosu tarafından seslendirilen<br />
konser programının ardından Prof. Dr. Oğuz Makal’ın<br />
hazırladığı “Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları Eğitmenler”<br />
konulu belgesel beğeniyle izlendi. Etkinliğin açılış konuşmaları<br />
bölümünde kürsüye gelen Gönen MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr.<br />
Musa Türkoğlu, “ Bu yıl ikincisini yaptığımız etkinliğe hoş geldiniz.<br />
Köy Enstitülerinde yetişmiş kişiler tarafından yapılan bu<br />
mekanları korumak, yenilemek ve bu ruhu yaşatmak bize düşmektedir.<br />
Bizler de görevimizi eksiksiz yapmaya çalıştık. SDÜ<br />
olarak sayın rektörümüzün gayretiyle Köy Enstitüleri Araştırma<br />
ve Eğitim Merkezi’ni kurduk. Bu hazırlıklarda başta rektörümüz<br />
olmak üzere, öğrencilerimiz, hocalarımız, esnafımız, halkımız<br />
hep yanımızda oldu. Köy Enstitüleri Cumhuriyet’in sembolüdür.<br />
Bizler Cumhuriyet çocukları olarak Cumhuriyet’in kazanımlarına<br />
sonsuza kadar sahip çıkacağız.” dedi. Ardından kürsüye gelen<br />
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal<br />
Kocabaş “Geçen yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz etkinliğin ardından<br />
buradaki çürümeye terk edilen binalar yeniden işlerliğe kavuşturulmuştur.<br />
Bu amaçla Gönen MYO’nun içinde bulunan alan<br />
Gönen Köy Enstitüsü Kampüsü” adını aldı. Ayrıca SDÜ Köy Enstitüsü<br />
Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Köy enstitüleri<br />
aydınlık, demokratik Türkiye imecesinin ortak adıdır.”<br />
dedi. Daha sonra konuşan Atatürkçü Düşünce Derneği Başkan<br />
Yardımcısı Ali Nejat Ölçen “Köy Enstitülerinin amacı: Mustafa<br />
Kemal Atatürk’ün yarattığı aydınlanmanın, halk ve genç kesimleri<br />
sürekli kılması idi. Ancak kısa sürede Türkiye bundan yoksun<br />
kaldı. Eğer halkevleri ve köy enstitüleri kapatılmasaydı bugünkü<br />
kültür sığlığına tanık olmazdık. Mustafa Kemal’e özür borçlu olmazdık.<br />
Gençlere sorunlu bir Türkiye’yi emanet etmenin utancını<br />
duyuyorum, hepimiz bu utancı duymalıyız. Köy enstitülerimizin
54<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 55<br />
eğitim modelini, bütün eğitim sistemimize uygulamamız gerekir.<br />
Kültür varoldukça, kültürümüze sahip çıktıkça bizler varolacağız.<br />
Düşünceye düşünce ile karşı çıkmalıyız. Merak yaratan eğitimi<br />
keşfetmeliyiz.” dedi.<br />
Burdur Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Gökay Yıldız ise yaptığı<br />
konuşmada, “Türk eğitim tarihinde büyük izler bırakan köy<br />
enstitüleri medar-ı iftiharımız olarak kalacaktır. Bugün, vatan<br />
dediğimiz varlığa sahip olma zorunluluğumuz vardır. Ülkeyi<br />
kucaklayan aydın insanımızı bilme, onlardan güç alma sorumluluğumuz<br />
vardır. Etkinliklerimizin Türk eğitim sistemine katkılar<br />
getirmesi dileği ile 17 Nisan bayramınızı kutluyorum.”dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, Köy Enstitülerindeki eğitim anlayışının günümüzde de<br />
uygulanması gerektiğini belirterek, SDÜ olarak, konuşan değil<br />
yapan, ülke ve bölge sorunlarına eğilen, ileriye bakabilen üniversite<br />
hayal ettiklerini ve bu doğrultuda çalıştıklarını kaydetti.<br />
Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yaşanan sorunların eğitimsizlikten<br />
kaynaklandığını söyleyen Baydar, “Güneydoğu ve Doğu<br />
Anadolu’daki sıkıntıları eğitimle aşabiliriz. Köy Enstitülerindeki<br />
eğitim anlayışını oralarda uygulayabiliriz. Taş atan çocukları<br />
Cumhuriyete bağlı olarak yetiştirebiliriz. Eğitimle sadece oradaki<br />
değil, tüm sorunlarımızı çözebiliriz.” dedi. Programın son konuşmasını<br />
yapan YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme Türkiye’nin<br />
Köy Enstitülerine ihtiyacı olduğunu belirterek, “Köy Enstitüleri<br />
Cumhuriyetin ışıltılı projelerindendir. Eğitimde bu ruhun yeniden<br />
canlandırılması lazım. YÖK olarak üniversitelerde Köy Enstitüsü<br />
Araştırma Merkezleri’nin kurulması için tüzük değişikliği<br />
yaptık. İlk olarak da SDÜ tarafından Köy Enstitüleri Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi kuruldu. Bunu Gazi Üniversitesi takip etti.<br />
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde de bu merkez kurulma aşamasına<br />
geldi. Böyle bir adımı ilk olarak SDÜ atmamış olsaydı, bugün bu<br />
kadar geniş kapsamlı bir çalışma yapamazdık” dedi. Eşme; ayrıca<br />
Köy Enstitüsü ruhunu bilmeyenlerin öğretmen olamayacağına<br />
değinerek, “ Öğretmen adayları gördükleri eğitim sırasında genel<br />
kültür dersleri alacak. Köy Enstitüleri destanını öğrenip göreve<br />
öyle başlayacaklar,” diye konuştu. Etkinlik, konuklara geleneksel<br />
helva-kabune ikramı ve Tolga Çandar-Seza Kırgız Konseri ile<br />
sona erdi.<br />
Yalvaç MYO’dan Kış Eğlencesi<br />
SDÜ Kreşinde<br />
Yeni Yıl Kutlaması<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kreş ve Gündüz Bakımevi’nde<br />
eğitim gören çocuklar yeni yılı erken kutladılar. 2006 ‘ya bir gün<br />
kala SDÜ Kreşi’ndeki çocuklar için yeni yıl partisi düzenlendi. Yaklaşık<br />
100 çocuk yeni yıl partisinde öğretmenlerinin düzenledikleri<br />
yarışmalara katılıp, müzik eşliğinde dans ettiler. Kreş Müdürü Sema<br />
Eroğlu, geleneksel olarak her yıl başında düzenlenen kutlamalara<br />
öğrencilerin yanı sıra öğrenci velilerinin de katıldığını söyledi.<br />
Kreş’te<br />
23 Nisan Coşkusu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kreş ve Gündüz<br />
Bakımevi’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />
Bayramı kutlandı. Etkinlikte kreşte bulunan çocukların<br />
hazırlamış olduğu gösteriler sergilendi.100 çocuğun<br />
bulunduğu kreşte çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik<br />
ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşkuyla karşıladılar.<br />
Renkli gösterilere sahne olan etkinlik çocukların 23<br />
Nisan şarkıları ve kendi aralarında oynadığı oyunlarla<br />
son buldu.<br />
Yalvaç Meslek Yüksekokulu’nun geleneksel ‘Kış Eğlencesi’<br />
etkinliklerinin ikincisi SDÜ Kültür Merkezi’nde yapıldı.<br />
Program öncesi konuşan Yalvaç MYO Müdürü Doç. Dr.<br />
Cahit Balabanlı, meslek yüksekokullarının çeşitli sektörlere ara<br />
eleman yetiştirmeyi amaçlayan öğretim kurumları olduğunu<br />
söyledi. Balabanlı’nın konuşmasından sonra öğrencilerin hazırladıkları<br />
gösteriler başladı. Pop Müzik dinletisi, Rap Müzik<br />
ve Türk Halk Müziği korosunun konserinin ardından Yalvaç’ın<br />
geleneksel kına gecesi öğrenciler tarafından canlandırıldı Daha<br />
sonra sahneye gelen Rock müzik grubu ve Türk Sanat Müziği<br />
korosu programlarını sundular. Ayrıca, Aydın ve Elazığ yöresi<br />
ekipleri halk oyunlarını sergilediler.<br />
Programa çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Öğrenciler<br />
gecede gönüllerince eğlendiler.<br />
SDÜ’de Satranç<br />
Turnuvası<br />
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Dekanlığı, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Satranç Kulübü işbirliği ile<br />
Satranç Turnuvası düzenlendi.<br />
Beş tur üzerinden yapılan turnuva Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres<br />
Hürriyet Aydoğan’ın e4 hamlesi ile başladı.<br />
Turnuvanın organizatörü Prof. Dr. Halis Köylü öğrencileri satranç<br />
sporuna yönlendirmek istediklerini belirterek, “Amacımız, Tıp Fakültesi<br />
Öğrencileri’ndeki satranç potansiyelini ortaya çıkarmak, boş zamanlarını<br />
değerlendirmede öğrencileri satranç sporuna yönlendirmektir.” diye konuştu.<br />
İki gün süren turnuvanın sonuçları ise şöyle; birinci Burhan Karadam,<br />
ikinci Ahmet Mert, üçüncü ise Bilgehan Öztop.<br />
Turnuva da ilk üç dereceye giren öğrenciler, Ünlü Satranç Sporcusu<br />
Kasparov’un “En İyi Satranç Partileri” adlı kitabı ve satranç takımı ile<br />
ödüllendirildiler. Turnuvaya 46 öğrenci katıldı.<br />
Satranç Severler<br />
Turnuvası<br />
SDÜ Satranç Topluluğu ve Yabancı Diller Yüksekokulu’nun<br />
ortaklaşa düzenlediği Satranç Severler Turnuvası yapıldı.<br />
Merkezi Derslikler’de gerçekleştirilen turnuvaya 22 sporcu<br />
katıldı. 2 gün süren turnuvada birinciliği hazırlık sınıfı öğrencisi<br />
Arda Gümüş elde etti. Turnuvada ilk 6’ya giren öğrencilere<br />
ödüllerini Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Yrd.<br />
Doç. Dr. Oya Büyükyavuz ve Okutman Faruk Çelik takdim<br />
etti. Turnuvada ilk altıya giren sporcuların adları şöyle: Arda<br />
Gümüş, Metin Doğan, Erdem Yiğit, Emrah Tunçer, İbrahim<br />
Öztürk, Yakup Baz.
56 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 57<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi 9. Bahar<br />
Şenliği 24-25 Mayıs tarihlerinde yapıldı. Tören<br />
Cam Kafe önünde toplanan kortejin yürüyüşü ve<br />
Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasıyla başladı. Batı<br />
Kampüsü’ndeki şenlik alanında iki gün boyunca<br />
devam eden etkinlikte öğrenciler doyasıya eğlendiler.<br />
Düzenlenen yarışmalar ve kurulan standlar<br />
öğrenciler tarafından yoğun ilgi ile karşılandı. Renkli<br />
görüntülerin yaşandığı şenliklerde halk oyunları<br />
gösterileri, çeşitli öğrenci gruplarının konserleri,<br />
gitar dinletileri ve söyleşiler yapıldı.<br />
Şenliğin ilk günü Ogan Aydın ve Gece Yolcuları,<br />
ikinci günü ise Murat Göğebakan’ın konserleri büyük<br />
ilgi gördü. İki gün süren şenliklerde öğrenciler final<br />
sınavları öncesi eğlenerek stres attılar.
58 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 59
60 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 61<br />
Kenan İmirzalıoğlu’ndan Söyleşi<br />
Bahar Şenlikleri kapsamında, Isparta’ya gelen<br />
ünlü televizyon oyuncusu Kenan İmarzalıoğlu,<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde öğrencilerle buluştu. Yoğun<br />
ilgi nedeniyle izdihamın yaşandığı etkinlikte<br />
İmirzalıoğlu, öğrencilerin çeşitli sorularını cevapladı.<br />
Bir soru üzerine kısaca hayatını anlatan İmirzalıoğlu,<br />
gençlere ailelerinin kıymetini bilmelerini<br />
öğütledi. “Hayatta her şey yalan. Anne, baba ve<br />
aile gerçek.” diyen İmirzalıoğlu, bir soru üzerine,<br />
Türkiye’de sinemanın gelişmesi için, yabancı film<br />
şirketlerinin ülkemize gelmesi gerektiğini söyledi.<br />
Bunun için de vergi ve KDV indirimi türünden<br />
çeşitli kolaylıkların yapılması gerektiğini belirten<br />
Kenan İmirzalıoğlu, böylelikle ülkemizdeki sinema<br />
tekniği ve kültürünün de olumlu yönde gelişeceğini<br />
kaydetti. Samimi ve rahat tavırlarıyla öğrencilerden<br />
bol bol alkış alan İmirzalıoğlu, ilk kez<br />
gördüğü SDÜ’den etkilendiğini sözlerine ekledi.<br />
Kültür Merkezi’ndeki söyleşiye, SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Sağlık Yüksekokulu Müdürü<br />
Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, diğer yetkililer<br />
ve çok sayıda öğrenci katıldı. Söyleşi bitiminde<br />
Rektör Baydar, İmirzalıoğlu’na çiçek ve teşekkür<br />
plaketi takdim etti.
62 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 63<br />
SDÜ’den Vali Parlak’a<br />
Veda Yemeği<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yönetim Kurulu, Merkez<br />
Valiliği’ne atanan Isparta Valisi İsa Parlak’a SDÜ Konukevi’nde<br />
bir veda yemeği verdi.<br />
Yemeğe Vali İsa Parlak ve eşi Raife Parlak, SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları, dekanlar,<br />
SDÜ Genel Sekreteri, İl Genel Meclisi Başkanı Kadir Dal, İl Genel<br />
Meclisi Üyesi Muhlis Tuncay ve diğer yetkililer katıldı.<br />
Yemekte konuşan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
3 yıldan beri Isparta Valisi olarak görev yapan İsa Parlak’la<br />
SDÜ olarak uyum içinde bir çalışma yürüttüklerini belirterek,<br />
Parlak’a yeni çalışma hayatında başarılar diledi.<br />
Yemekte konuşan Vali Parlak ise üniversitelerin olmadığı<br />
yerlerde sosyal ve kültürel faaliyetlerin artmasının mümkün<br />
olmadığını dile getirerek, “SDÜ ile gerek önceki Rektör Lütfi<br />
Çakmakçı ve gerekse şimdiki Rektör Metin Lütfi Baydar ile<br />
gayet iyi ilişkiler içinde çalıştık. Tabii bundan da Isparta karlı<br />
çıktı. SDÜ 12 yıl önce kurulmuş olmasına rağmen hem bilimsel,<br />
hem fiziki ve hem de öğrenci sayısı itibarıyla hızla büyüdü<br />
vc gelişti. İnanıyorum ki; bu büyüme ve ivme daha da<br />
hızlanarak devam edecektir. Bilindiği gibi herşeyin bir sonu<br />
SDÜ Halk Oyunları ve<br />
Halk Müziği Festivali<br />
vardır. Biz de hükümetimizin takdiri ile bu göreve başladık.<br />
Bir göreve atanmak ne kadar şeref ise o görevden alın açıklığı<br />
ile ayrılmakta bir o kadar şereftir. Ben iki şerefi de yaşadım. 3<br />
yıldan beri Isparta’da olmaktan ve sizlerle birlikte görev yapmaktan<br />
büyük mutluluk duyuyorum ve hepinize teşekkür<br />
ediyorum.” dedi.<br />
Daha sonra Rektör Baydar, Vali Parlak’a bir şükran plaketi<br />
ile seramikten yapılmış minyatür Atatürk Heykeli hediye etti.<br />
Bayan Raife Parlak’a ise SDÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Afşin<br />
Emre Kayıpmaz tarafından SDÜ’lü öğrenciler adına bir buket<br />
çiçek takdim edildi.<br />
SDÜ’de<br />
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği<br />
Üniversitelerarası ‘1.Halk Oyunları ve Halk Müziği Festivali’<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde<br />
yapıldı.<br />
SDÜ Halk Oyunları Kulübü tarafından düzenlenen festivale,<br />
SDÜ Halk Oyunları Kulübü, Sakarya Üniversitesi Devlet<br />
Konservatuvarı Halk Oyunları Topluluğu, Muğla Üniversitesi<br />
Halk Oyunları Topluluğu ve Ankara Üniversitesi Halk<br />
Müziği ve Halk Oyunları Topluluğu katıldı.<br />
İki gün süren festivalin ilk gününde şefliğini Kültür Bakanlığı<br />
Halk Müziği Sanatçısı Düzgün Uçkaç’ın yaptığı Ankara<br />
Üniversitesi Halk Müziği Korosu sahne aldı. Gösteriye<br />
katılan Genel Sekreter Yardımcısı Nafiz Akgün Uçkaç’ a seramikten<br />
yapılmış Atatürk Heykeli takdim etti.<br />
İkinci günkü etkinlikte SDÜ Halk Oyunları Kulübü;<br />
Burdur, Gaziantep Yöresi oyunlarıyla birlikte çeşitli skeçler,<br />
Sakarya Üniversitesi, Karadeniz ve Artvin Yöresi, Muğla<br />
Üniversitesi, Muğla Yöresi, Ankara Üniversitesi de Seğmen<br />
oyunu, ve Halk Müziği Korosuyla izleyenleri coşturdular.<br />
SDÜ yetkilileri bu etkinliğin önümüzdeki yıl daha geniş katılımla<br />
olarak yapılacağını ifade ettiler.<br />
SDÜ’de Dans Gösterisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Dans Kulübü tarafından<br />
Kültür Merkezi’nde ‘Dans Gösterisi’ düzenlendi. Gösteride modern<br />
danslardan salsa, çaça, cayv, tango, vals, ruba’yla sahneye<br />
çıkan kulüp öğrencileri izleyenleri büyüledi .Dansçılar grup ve<br />
solo performanslarıyla sergiledikleri danslarda oldukça başarılıydılar.<br />
Yoğun ilgi gören gösteriye çok sayıda öğretim üyesi ve<br />
öğrenci katıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi (KASAUM) tarafından 1. Kuruluş yıl<br />
dönümü programı çerçevesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü<br />
Etkinlikleri düzenlendi.<br />
KASAUM Seminer Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe,<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Fatma<br />
Göktepe, fakülte dekanları ve çok sayıda öğretim görevlisi katıldı.<br />
Açılış konuşmasını KASAUM Müdürü Doç. Dr. Songül<br />
Sallan Gül’ün gerçekleştirdiği etkinlikte, SDÜ Rektörü Prof.<br />
Dr. Metin Lütfi Baydar, “Ülkemizde özel bir tarih atfedilerek<br />
kutlanan birçok gün vardır ve bu günlerin büyük bir kısmı da<br />
yabancı kültürlerden kaynaklanmıştır. Eğitim ve bilinçlenme<br />
açısından bugünleri önemseyeceğiz; ancak ben konuya başka<br />
bir pencereden bakmak istiyorum. Biz genel anlamda kadını<br />
insanlığın olmazsa olmaz bir yarısı olarak gören, onun biyolojik<br />
ve duygusal yapısına saygı göstererek onu yücelten, doğurganlık<br />
özelliğinden dolayı yaratıcılık gibi yüksek bir meziyeti<br />
ona layık gören bir gelenekten geliyoruz. Batıdan bize<br />
intikal eden önemli günler esasen bizim sahip olduğumuz<br />
;ama yitirdiğimiz davranış biçimleriydi. Şimdi yitirdiklerimizi<br />
buluyoruz. Arka planını doldurmuş olduğumuz bu tip özel<br />
günleri, bir gün değil hayatın her günü hatırlamalıyız ve biz<br />
bunu yapıyoruz.” diye konuştu. Ardından söz alan KASAUM<br />
Müdürü Doç. Dr. Songül Sallan Gül eğitimde, çalışma alanlarında,<br />
siyasette, toplumda kadının yerini ve önemini anlatarak,<br />
yapılan araştırmaların çarpıcı sonuçlarını dinleyenlere<br />
özetledi. Sallan Gül, “Türkiye’de kadının işgücüne katılımı<br />
1955’de yüzde 72 iken, 1985’de yüzde 43’e, 1990 yılında yüzde<br />
34’e, 2004’te ise yüzde 22.5’e düşmüştür. Ülkemizde ücretli<br />
çalışan kadınların yüzde 52.6’sının sağlık sigortası, yüzde<br />
88,9’unun sosyal güvenliği yoktur. Bu üzücü sayılara kulak<br />
verilerek kadınlara yönelik istihdam olanaklarını arttırıcı çalışmalar<br />
yapılmalı, iş ve aile yaşamını uyumlaştırıcı yasal ve<br />
kurumsal çabalara hız verilmelidir.” dedi. Etkinlikte “Kadın<br />
Sağlığı” ve “Kadına Yönelik Şiddet” konularında dinleyenlere<br />
bilgiler verildi.”Kadın Sağlığı” konusunda yaptığı konuşmada<br />
Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun “Türkiye’de kadın sağlığında<br />
son yıllarda büyük bir iyileşme söz konusudur. Elbette istenen<br />
düzeye ulaşmış olmasa da, kadınların doğuşta beklenen yaşam<br />
süresinin artması, doğurganlık düzeyindeki azalma, evlenme<br />
yaşının düşmüş olması ve aile planlaması için yapılan<br />
başvuruların artması sağlık alanındaki önemli gelişmeleri bize<br />
gösteriyor.” diye söyledi. Uskun’un ardından söz alan Yrd.<br />
Doç. Dr. Duru Gündoğar, kadının fiziksel, ekonomik, sözel,<br />
psikolojik ve sosyal şiddetlere maruz kaldığını ifade ederek<br />
“Kadına yönelik şiddet ister kamusal, isterse özel yaşamda<br />
meydana gelsin, kadının duygusal açıdan zarar görmesine ve<br />
acı çekmesine yol açan, kadının temel hak ve özgürlüklerini<br />
ve onurunu zedeleyen bir eylemdir.” diye konuştu.
64 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 65<br />
İİBF’den 1. Yerli Malı Günü<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,<br />
Fakülte Temsilciler Kurulu tarafından “I. İktisat Fakültesi Yerli<br />
Malı Günü” düzenlendi. Fakülte girişinde stand açan öğrenciler fakülte<br />
temsilcileri ve gönüllü öğrenciler tarafından hazırlanan yiyecekleri<br />
öğrencilere sattılar.<br />
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Fakülte Temsilcisi Kamu<br />
Yönetimi Son Sınıf Öğrencisi Serdar Yılmaz, “Fakülte Temsilciler Kurulu<br />
olarak geleneksel hale getirmeyi düşündüğümüz I. Yerli Malı<br />
Günü’nü gerçekleştirdik. Temsilci ve fakültemizdeki gönüllü arkadaşlarımızın<br />
el emeği ile yaptıkları ürünleri yine fakültemizdeki arkadaşlarımıza<br />
cüzi bir fiyatla sattılar. Buradan elde ettiğimiz geliri de<br />
fakültemizdeki öğrencilerin bir kısım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla<br />
fakülte bünyemizdeki ekonomi ve yönetim derneğine bağışlayacağız”<br />
dedi.<br />
SDÜ Hazırlık Sınıfı<br />
Öğrencileri Yarıştılar<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İngilizce Hazırlık Sınıfı Öğrencileri<br />
“Silent Movie” adlı İngilizce aktivite ile yarıştılar. Derste öğrenilen<br />
teorik bilgilerin pratiğe dökülmesini ve öğrenci motivasyonunu<br />
arttırmayı amaçlayan aktiviteler, Merkezi Derslikler’deki amfide gerçekleştirildi.<br />
Aktivitelerin hazırlık sınıfı süresince öğrencilere düzenli<br />
bir şekilde sunulduğunu dile getiren SDÜ Yabancı Diller Meslek<br />
Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya Büyükyavuz, “Bu tarz aktiviteleri<br />
düzenlemek üzere bir komite oluşturduk. İngilizce konuşma<br />
becerilerini ders dışında geliştirmek isteyen öğrencilerimize yönelik<br />
‘Konuşma Kulüplerimiz” bulunmaktadır. Bu kulüplerimizden tüm<br />
üniversite öğrencileri faydalanabilir.” dedi.<br />
İngiliz<br />
Kısa Film Günleri<br />
British Council ve Ankara Film Derneği’nin<br />
katkılarıyla düzenlenen “İngiliz Kısa Film Günleri”<br />
15-16 Mart 2006 tarihlerinde Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
Geçtiğimiz dört yıl içinde canlandırma, kurmaca<br />
ve belgesel türünde yapılmış İngiliz kısa filmleri,<br />
kültürel çeşitlilik, sanat ve teknoloji gibi konuları<br />
ele alan en yaratıcı örnekleri ile gösterime sunuldu.<br />
24 filmin yer aldığı ve iki gün süren gösterimlere<br />
öğrenci ve öğretim görevlileri büyük ilgi gösterdi.<br />
Kültür Merkezi’ndeki gösterimler öğrencilere ücretsiz<br />
olarak sunuldu.<br />
SDÜ’de Lale Üretimi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğrencileri seralarda<br />
lale yetiştirip satışa sundu. Lale yetiştiriciliği sorumlularından<br />
Peyzaj Mimarı Gamze Yaşar, saksı içinde; sarı, kırmızı, pembe<br />
ve ebruli renklerde 1000’e yakın lale yetiştirdiklerini, bu laleleri<br />
Ziraat Fakültesi’ne maddi destek olması için satışa sunduklarını<br />
belirtti. Ziraat Fakültesi Uygulama Seraları’nda satışa sunulan lalelerin<br />
fiyatı 3 YTL.<br />
DILEMMA İlgi Gördü<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde Radyo Kulübü<br />
öğrencilerinden Yasin Öztürk ve Onur Birol” un hazırlamış oldukları<br />
DILEMMA (İKİLEM) adlı kısa film öğrencilerin ilgisini topladı.<br />
DILEMMA adlı kısa filmin yapım ve yönetmenliğini üstlenen Onur<br />
Birol ve Yasin Öztürk yurt içinde ve yurt dışında çeşitli yarışmalara<br />
katılmayı hedeflediklerini belirttiler. Film şizofren bir gencin içinde<br />
yarattığı ikinci bir kişilikle yaşadığı ikilemi anlatıyor. Öztürk ve Birol<br />
daha önceden de kısa metrajlı film çalışmalarının olduğunu, ilerleyen<br />
zaman içerisinde uzun metrajlı film çekmeyi düşündüklerini ifade<br />
ettiler.<br />
Çanakkale Şehitleri Anıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap<br />
Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Çanakkale<br />
Savaşı ve Önemi”konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa<br />
Isparta Valisi Şemsettin Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, Emniyet Müdürü Ali Kemal Seyhan, Kültür Bakanlığı<br />
Eski Müsteşarı ve Türk Dil Kurumu Eski Başkanı Prof.<br />
Dr. Şerafettin Turan, çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci<br />
katıldı.<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ın<br />
“Çanakkale’deki Tıbbiyeliler” adlı sunumuyla başlayan konferansta;<br />
Baydar, “Bir hekim olarak, bugünü Tıbbiyeliler açısından<br />
değerlendirmek istiyorum. Hekimi, lise öğrencisi, tıbbiyelisi,<br />
vatandaşı, toplumun tüm insanları bir araya gelerek,<br />
bu zafer kazanılmıştır. Canlarından başka verecek hiçbir şeyi<br />
olmayan Türk Milleti canını ortaya koymuştur. 4 yıl süren bu<br />
savaş sonrasında, Tıbbiye 1921 yılında hiç mezun verememiştir.<br />
Çanakkale bir kahramanlık destanıdır. Buradan herkese o<br />
günleri hatırlatarak, hiç unutmamaları gerektiğini vurgulamak<br />
istiyorum.” diye konuştu. Ardından konferansı vermek üzere<br />
kürsüye gelen Prof. Dr. Şerafettin Turan Çanakkale Savaşı’nın<br />
tarihini anlattı. Turan, “Zafer bir taraftan yenilgi diğer taraftan<br />
övgüdür. Önemli olan bu zaferin nasıl kazanıldığını, ne<br />
zorluklarla mücadele edildiğini bilmektir. Çanakkale Zaferi de<br />
böyledir; çok şehit verilmiş, çok kan dökülmüştür. Çanakkale<br />
SDÜ Otomobil Sporları<br />
Kulübü’nün Başarısı<br />
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun takviminde<br />
yer alan “Uluslararası Le Mans 1000 km. Dayanıklılık Yarışı”<br />
geçtiğimiz hafta İstanbul Park’ta yapıldı. Bu yarışlara Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Otomobil Sporları Kulübü’nden 52<br />
lisanslı gözetmen katıldı. SDÜ Görevlileri yarışlara fire man<br />
(yangın söndürme görevlisi) olarak katıldılar. Yarış sırasında<br />
pistte çıkan yangına zamanında müdahale ettikleri için Fevzi<br />
Demiralp ve Nazım Kırıcı’ya yarış direktörü Mahzar Demiralp<br />
tarafından teşekkür plaketi verildi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversite Otomobil Sporları Kulübü<br />
Akademik Danışmanı Saygın Uslu, organizasyonu başarı ile tamamladıkları<br />
için mutlu olduklarını belirterek “İstanbul Park’ta<br />
yarış esnasında çıkan yangına müdahale eden arkadaşlarımı<br />
İİBF’den Tavla Turnuvası<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />
tarafından “3. Geleneksel Tavla Turnuvası” düzenlendi.<br />
İİBF Fakülte Temsilcileri tarafından düzenlenen turnuvaya 32<br />
öğrenci katıldı. Geleneksel hale getirilen ve fakülte çapında yapılan,<br />
ödüllü tavla turnuvası, vize sınavlarından önce öğrencilerin<br />
moral-motivasyonlarını arttırmak amacıyla gerçekleştirildi.<br />
Turnuvada birinci olan yarışmacıya madalya ve tavla,<br />
ikinciye madalya ve kitap, üçüncüye madalya ve dördüncüye<br />
dolma kalem hediye edildi.<br />
Zaferi gibi hem yenenin hem de yenilenin ortaklaşa kutladığı<br />
bir başka zafer yoktur. Bunu da Büyük Önder Atatürk’ün<br />
Çanakkale’de evlatlarını yitiren annelere hitaben söylediği,<br />
bu topraklarda ölen yabancıların Mehmetçikle koyun koyuna<br />
yattığını belirten ve onlarında bizim evlatlarımız olduğunu<br />
kaydeden veciz açıklamasının önemi büyüktür. Çanakkale’nin<br />
her milimetresi de dökülen şehitlerimizin kanlarıyla kazanılmıştır.”<br />
dedi. Yoğun ilgi gösterilen konferansın bitiminde SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr Metin Lütfi Baydar tarafından Prof. Dr. Şerafettin<br />
Turan’a seramik Atatürk Heykeli takdim edildi.<br />
takdirle karşılıyorum. SDÜ’nün adını dünya çapında önemli<br />
bir organizasyonda duyuran 52 gözetmenle, üniversite olarak<br />
gurur duyuyorum. Bu arkadaşlarımızı bir başarı sertifikası ile<br />
ödüllendireceğiz. Le Mans Uluslararası bir yarıştı. Bundan sonraki<br />
yarışımız ise 8-10 Mayıs 2006 tarihleri arasında İstanbul’da<br />
yapılacak olan Avrupa Ralli Şampiyonası(ERC). Bizler bu yarışa<br />
da gidip üniversitemizin ismini en iyi şekilde duyurmaya<br />
devam edeceğiz. Bu yarışlar esnasında yerli ve yabancı yüzlerce<br />
medya mensubu ile konuşma imkanımız oluyor. Katıldığımız<br />
yarışları tüm dünya izliyor ve SDÜ ismini duyuyor. 26-27<br />
Ağustos 2006 tarihlerinde ise F1 Türkiye etabı yapılacak. Bizler<br />
yine bu yarışta görev alacağız.” diye konuştu.<br />
Turnuvada dereceye giren öğrencilerin adları şöyle:<br />
1.Ercan SALTABAŞ: İşletme 4. Sınıf, II. Öğr.<br />
2.Efe GÖREN: Kamu: Yönetimi 4. Sınıf, II. Öğr.<br />
3.İbrahim YÜREKLİ: İşletme 4. Sınıf, II. Öğr.<br />
4.Alper CUMALI: Kamu Yönetimi 3. Sınıf, II.Öğr.<br />
Prof. Dr. Şerafettin Turan
66 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 67<br />
Dünya Ormancılık Haftası<br />
ve Su Günü Etkinlikleri<br />
Prof. Dr. Koray Sönmez Osman Kahveci Prof. Dr. Uçgun Genay Prof. Dr. İsmail Karaca<br />
Dünya Ormancılık Haftası ve Su Günü Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı.<br />
Etkinliğe Vali Şemsettin Uzun, Orman Genel müdürü<br />
Osman Kahveci, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca,<br />
Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Sönmez, çok sayıda<br />
öğretim görevlisi ve öğrenci katıldı.<br />
“Odun Dışı Orman Ürünleri” konulu sinevizyon gösterisiyle<br />
başlayan etkinlikte açılış konuşmasını Orman Fakültesi<br />
Öğrencileri adına Sultan Çelik yaptı. Çelik, “Orman bir ağaç<br />
topluluğu değildir. İnsanlar yüzyıllardır ormanlardan yararlanmışlardır.<br />
Ancak nüfus ve tahribatların artması ormanların<br />
azalmasına neden olmuştur. Ormanlar dünyanın hayat damarlarından<br />
biridir. Günümüzde hava kirliliğinin yarısı ormanlar<br />
tarafından temizlenmektedir. Bilinçsizce yok edilmesine neden<br />
seyirci kalalım?” dedi. Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr.<br />
Koray Sönmez konuşmasında dünya nüfusunun hızla artması<br />
ve insan ihtiyaçlarının çoğalmasıyla orman alanlarının yetersizliğinden<br />
bahsederek, “Bunun önüne geçmek için ormanlık<br />
alanların artırılması gerekmekte. Dünyada çeşitli nedenlerle<br />
dakikada 50 dekar ormanın yok olduğunu öğrenmekteyiz.<br />
Bu azalmalar ve tahribat dünya dengelerini etkileyip küresel<br />
ısınmayı beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte su sorunu<br />
da ortaya çıkmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen<br />
orman teşkilatımız elinden gelenin en iyisini yapmaktadır”<br />
diyerek konuşmasını tamamladı.<br />
“Saatte 1700 hektar orman alanı yok oluyor.” Ardından<br />
kürsüye gelen Orman Genel Müdürü Osman Kahveci yaptığı<br />
konuşmada, “Bugün insanlık tarihi için olmazsa olmaz olan<br />
iki önemli günü kutluyoruz. Ormancılık Haftası ve Dünya Su<br />
Günü. 17. Yüzyıldan 20. Yüzyıla geldiğimizde ormancılık ilmi,<br />
insanlar için olmazsa olmaz noktasına gelmiştir. 21. yüzyılda<br />
tehlike çanları çalmaya başlayınca ormancılığa toplumun ve<br />
dünyanın bakış açısı değişmiştir.” dedi. Kahveci, ormancılığın<br />
gelişim süreçlerini anlatarak devam ettiği konuşmasını şöyle<br />
sürdürdü: “Dünyada ormansızlaşma paralelinde çevresel sorunların<br />
endişe verici boyutlara gelmesi sonucu, 1972 Stockholm<br />
Konferansı ile birlikte ormanlar uluslararası gündemin<br />
üst sıralarına çıkmıştır. 1992’de Birleşmiş Milletler etkin tedbirler<br />
almaya davet edilmiştir. 1992 Birleşmiş Milletler Rio<br />
Çevre ve Kalkınma Konferansı’na gelindiğinde; ormanların<br />
yüzde 40’ı, son 30 yılda ise yaklaşık 450 milyon hektarı yok olmuştur.<br />
Ormansızlaşma halen sürmekte olup bütün tedbirlere<br />
rağmen dünyada yıllık orman kaybı 15 milyon hektarı bulmakta,<br />
yani saatte 1700 hektar alan orman yok olmaktadır.”<br />
Orman Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarını ve projelerini<br />
anlatarak konuşmasına devam eden Osman Kahveci; kent<br />
ormanları, Torosları sedirle yeşillendirmek, bozuk meşe sahalarının<br />
rehabilitasyonu, bataklıkların koruya dönüşümü gibi<br />
projeleri hayata geçirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.<br />
Konferansta son olarak konuşma yapan İstanbul Üniversitesi<br />
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Uçgun Genay “Su Politikası”<br />
konulu konferansında suyun önemine değinerek “Su,<br />
günümüzde daralmış olan finans ve kapital sistemler için bir<br />
kurtuluş olarak görülebilir. Suyun iktisadi bir nitelik olması<br />
çok önemlidir ve giderek azalan orman kaynaklarının suyun<br />
kıtlaşmasına neden olmaktadır. Suyun pazara kavuşması ve<br />
fiyatının olması onun iktisadi bir nitelik taşıdığını gösterir. Su<br />
sadece kamu hizmeti değildir artık. Suyu gerçekte sanayi, tarım<br />
ve belediyeler kullanır. Fakat suyu üreten yağmurlar ve<br />
dolayısıyla ormanlardır.” dedi.<br />
Ormanların ve havzaların önemine değinen Genay, son<br />
olarak suyun sadece bir gereksinim olmadığını, stratejik bir<br />
güç olduğunu vurguladı. Konferansın ardından yapılan<br />
plaket töreninde ilk olarak Orman Fakültesi Dekanı Koray<br />
Sönmez’e meslekteki kırkıncı yılını doldurması nedeniyle<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından plaket<br />
takdim edildi. Kendi kategorilerinde bilimsel yayınlar ve teşvik<br />
destekleme ödülü kazanan öğretim üyeleri Doç. Dr. Serdar<br />
Calus , Yrd. Doç. Dr. Halil Turgut Şahin ve Arş. Gör. Cengiz<br />
Yücedağ’ın ödülleri Orman Genel Müdürü Osman Kahveci<br />
tarafından verildi. Ayrıca akademik unvan kazanan öğretim<br />
üyeleri , Doç. Dr. Serdar Calus , Yrd. Doç. Dr <strong>Bilgi</strong>n Güler, Yrd.<br />
Doç. Dr. Mehmet Eker , Yrd. Doç. Dr. Abdullah Sütçü, ve Yrd.<br />
Doç. Dr. Yasin Karatepe’ye, Prof. Dr. Uçgun Geray tarafından<br />
binişlerinin giydirilmesi ile tören sona erdi.
68 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 69<br />
Tiyatro Kulübü Kısa Film Yarışması<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tiyatro Kulübü tarafından<br />
düzenlenen kısa film yarışması sonuçlandı. İki<br />
filmin katılımıyla gerçekleşen yarışmada Makine Mühendisliği<br />
4. Sınıf Öğrencisi Mehmet Emin Yıldırım’ın<br />
yönettiği “Dost Kazığı” adlı film birinci oldu. Kültür<br />
Merkezi’nde düzenlenen galada gösterime sunulan film<br />
öncesi konuşma yapan Tiyatro Kulübü Başkanı Şehmuz<br />
Karaşin, “Tiyatro Kulübü olarak üniversitemizde<br />
ilk defa böyle bir yarışma gerçekleştirdik. Film çekmek<br />
zor ve zaman isteyen bir çalışma olduğu için ilk yarışmaya<br />
katılım fazla olmadı. Fakat üniversitemizde bu işi<br />
yapabilecek arkadaşlarımızın var olduğunu görmekten<br />
mutluyuz.”dedi.<br />
Senaryosunu İsmail Özer’in yazdığı “Dost Kazığı”<br />
adlı 20 dakikalık kısa filmde, bir emniyet görevlisinin<br />
birlikte çalıştığı amiriyle ilişkileri anlatılıyor.<br />
Galada, filmin yönetmeni Mehmet Emin Yıldırım’a<br />
plaketi SDÜ Kültür Müdürü Okutman Neşe Okur tarafından<br />
takdim edildi.<br />
Ziraat Fakültesi Dekanları SDÜ’de<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin koordine<br />
ettiği “Tarım Eğitim Konseyi Dekanlar Toplantısı” SDÜ<br />
Çiftçi Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
23 Ziraat Fakültesi Dekanının katılımı ile gerçekleşen toplantıda,<br />
Ziraat Fakültelerindeki genel eğitim durumu, eğitim<br />
kalitesinin yükseltilmesi ve Bologna süreci çerçevesinde eğitimin<br />
nasıl etkileneceği konuları ele alındı.<br />
Tarım, Orman ve Su Ürünleri Konsey Başkanı Harran Üniversitesi<br />
Rektörü Prof. Dr. Uğur Büyükburç yaptığı konuşmada,<br />
“Bu toplantılarla eğitimle ilgili sorunları görüşerek yeni<br />
fikirler üretiyoruz. Ziraat fakültelerinin eğitim durumlarını<br />
kıyaslayarak, fakülteler arasında ortaklaşa bir eğitim sistemi<br />
kurmaya çalışıyoruz. Türkiye tarımında kaliteli eğitim gerçekleştirerek,<br />
Avrupa Birliği ile entegrasyonu sağlamaya yönelik<br />
çalışmaktayız. Mevcut sistemi gözden geçirip, AB üyesi ülkelerdeki<br />
eğitime paralel eğitim vermek ana hedefimizi oluşturuyor.”<br />
diye konuştu. Toplantıda tarım öğretiminin yeniden<br />
yapılandırılması konusunda söz alan SDÜ Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca ise kendisinin de eski Ziraat Fakültesi<br />
Dekanı olduğunu belirterek, son günlerde Ziraat Fakültesi<br />
öğrencilerinin Erasmus öğrenci değişiminde, lisans düzeyinde<br />
çift ve yan ana dallarla ilgili sorun yaşamakta olduklarını ve<br />
bu sorunların giderilmesi için bir çözüm aranması gerektiğini<br />
söyledi.<br />
İnternet Haftası<br />
Etkinlikleri Yapıldı<br />
İnternet Haftası Etkinlikleri kapsamında üniversitemiz<br />
<strong>Bilgi</strong> İşlem <strong>Daire</strong> Başkanlığı ve Anadolu Kız Meslek ve Kız<br />
Meslek Lisesi tarafından organize edilen “Bilişim Günleri<br />
2006” 13-14 Nisan 2006 tarihleri arasında yapıldı.<br />
Anadolu Kız Meslek Lisesi Müdürü Bilal Feyizoğlu tarafından<br />
yapılan açılış konuşmasında, günümüzde internet<br />
kullanımının önemi ve yeni yetişen nesillerin bilişim konularında<br />
bilgi sahibi olmaları gerektiğini belirtti.<br />
Daha Sonra <strong>Bilgi</strong> İşlem <strong>Daire</strong> Başkanlığı’nda görevli,<br />
Okutman K.Koray Üçtop İnternetin tarihçesi ve nasıl çalıştığı<br />
hakkında ve günümüzde internet kullanımına ilişkin<br />
istatistiki bilgiler verdi.<br />
Uzman İsmail Kavak, açık kodlu bir işletim sistemi<br />
olan Linux hakkında genel bilgiler vererek Linux İşletim<br />
Sistemi’nin kullanımı ile ilgili uygulamalar gösterdi.<br />
Programcı İbrahim Kuş, Web Tasarımı’nın nasıl yapıldığı,<br />
hangi programların kullanıldığı ile ilgili bilgiler vererek,<br />
çeşitli web sitelerinin tarihsel süreçte tasarımsal açıdan nasıl<br />
geliştirildiğini örnekler vererek anlattı.<br />
Çözümleyici Sertaç Selim Sarıca, Dinamik Web Tasarımında<br />
kullanılan PHP internet programlama dili hakkında<br />
bilgiler vererek PHP’nin uygulama alanları ile ilgili uygulama<br />
örnekleri gösterdi.<br />
YDYO’dan<br />
Futbol Turnuvası<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu<br />
tarafından sosyal etkinlikler çerçevesinde 3. Geleneksel Futbol<br />
Turnuvası düzenlendi. Müdür Yardımcısı Okutman Recai<br />
Kapusuz ve Yüksekokul Sekreteri Mustafa Kahya tarafından<br />
organize edilen etkinliğe, yüksekokulda öğrenim gören<br />
öğrencilerden oluşan 21 takım katıldı. 9 gün süren turnuvada,<br />
birinciliği; 1. Öğretim C 4 sınıfı, ikinciliği 1. Öğretim C 7-8<br />
sınıfları karması, üçüncülüğü ise 2. Öğretim C 2 sınıfı takımları<br />
kazandı. Fair Play Ödülü ise ferdi olarak Mehmet Levent Erdaş<br />
adlı öğrenciye verildi. Ödüller, okul yöneticileri tarafından<br />
düzenlenen bir törenle öğrencilere takdim edildi.<br />
SDÜ’de 23 Nisan<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Vecihi Kırdemir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı<br />
dolayısıyla makamında Yedi Şehitler İlköğretim Okulu Öğrencisi<br />
Merve Akar’ı temsili Rektör olarak ağırladı.<br />
Rektör Yardımcısı Kırdemir, makamını kısa süreliğine sekizinci<br />
sınıf öğrencisi Merve Akar’a devretti. Temsili Rektör Akar,<br />
Rektör Yardımcısına; SDÜ’nün çok iyi bir üniversite olduğunu,<br />
Isparta’nın üniversiteyle gurur duyduğunu söyledi. Akar<br />
ayrıca Rektör yardımcısına okuduğu okulda bilgisayar, projektör<br />
makinesi gibi bir takım eksiklikler olduğunu da söyledi.<br />
23 Nisan kutlamaları nedeniyle Yedi Şehitler İlköğretim<br />
okulu Müdürü Yahya Alpaydın, öğretmenler Asiye Demir,<br />
Muharrem Küçük ve öğrenciler Merve Akar ile Ahmet Demir<br />
ziyaret etti.<br />
Hastanede<br />
Anneler Günü<br />
Kutlaması<br />
SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Servisi, Hastane<br />
İlköğretim ve Anaokulu sınıfı öğrencileri ve öğretmenlerinin<br />
katılımıyla ‘Anneler Günü’ programı düzenledi. Etkinliğe<br />
çocuk servisinde tedavi gören çocuklar, aileleri ve hastane çalışanları<br />
katıldı. Etkinlikte bir konuşma yapan Prof. Dr. Ali Ayata,<br />
“ Anneler Gününün tarihini hep merak etmişimdir; ama önemli<br />
olan bugünün daimi olmasıdır. İdeal olan budur. Savaşların<br />
olduğu bu dünyada bütün çocukların anne sevgisi ve şefkatiyle<br />
büyümesi gerekmektedir. İşte o zaman dünya daha barışçıl bir<br />
düzen içinde olacaktır. Bu etkinlik dolayısıyla tüm annelerin<br />
anneler gününü kutlarım.” dedi. Ayata’nın ardından anneler<br />
gününe özel hazırladıkları şiirleri okuyan çocuklar katılımcılara<br />
duygulu anlar yaşattılar. Folklor gösterisinin de sunulduğu<br />
etkinlikte Hastane Müdürü Osman Kesmen katılımcılarara<br />
teşekkür ederek ve herkesin anneler gününü kutladı..Etkinlik<br />
pasta ve içecek ikramıyla son buldu .
70 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 71<br />
Yrd. Doç. Dr. Süleyman Kaleli<br />
Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu<br />
SDÜ’de<br />
Ebeler Günü Kutlandı<br />
Dr. Levent Yılmazer<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve<br />
Uygulama Hastanesi ve Isparta İl Sağlık Müdürlüğü<br />
organizasyonu ile “Dünya Ebeler Günü” etkinlikleri<br />
düzenlendi. SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen<br />
etkinliğe Isparta Vali Yardımcısı Volkan Köksal,<br />
SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet<br />
Aydoğan, Isparta İl Sağlık Müdürü Dr. Levent<br />
Yılmazer, SDÜ Sağlık Yüksekokulu Müdürü<br />
Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, çok sayıda öğretim<br />
üyesi ve öğrenciler katıldı.<br />
Müzik dinletisiyle başlayan etkinlikte açılış<br />
konuşmasını yapan Isparta Sağlık Yüksekokulu<br />
Ebelik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Süleyman<br />
Kaleli, “Uluslararası Ebeler Konfederasyonu<br />
1987 yılında her yıl mayıs ayının beşinci gününün<br />
Dünya Ebeler Günü olarak kutlanmasına<br />
karar vermişti. Bu federasyon yıllık olağan toplantısında<br />
bir tema üzerinde durmayı geleneksel<br />
hale getirdi. 2006 yılındaki tema ise, dünyanın<br />
ebelere her zamankinden daha çok ihtiyacı var<br />
olduğu. Bu konudaki çalışmaların başarıyla sonuçlanmasını<br />
diliyorum.” dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ ISYO Müdürü<br />
Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu ebeliğin sadece doğum<br />
anında geçerli olan bir meslek olmadığını<br />
belirterek yaptığı konuşmada, “Doğum anında<br />
anne ve bebek ölümleri, gelişen eğitim ile azalmakta<br />
olsa da, UNICEF’in yaptığı araştırmaya<br />
göre ülkemizde bebek ölümleri her yıl yüzde 3.7,<br />
Nazan Karahan<br />
anne ölümleri yüz binde 130’dur. Dünyada her yıl altıyüz<br />
bin kadın gebelik ve doğum nedeniyle yaşamlarını<br />
yitirmektedirler. Ebelerin sağlığın korunmasında, aşılar<br />
ve tedavinin geliştirilmesinde rolü büyüktür.” diye konuştu.<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir ise ebelik<br />
mesleğinin kutsallığına ve zorluğuna değinerek yaptığı<br />
konuşmada, ‘Geçmiş yıllarda az bir eğitim almış 17-18<br />
yaşında gencecik kızlarımız Anadolu’nun her bir kıyısına<br />
gönderilerek mesleklerini yapmışlardır. Bebek ölümlerini<br />
en aza indirgeyen bu kızlarımızdır. Onlara ve tüm<br />
ebelerimize bu bağlamda çok teşekkür ediyoruz. Toplumumuzda<br />
ebeliğin öneminin büyük ve saygıdeğer olduğu<br />
unutulmamalıdır.” şeklinde konuştu.<br />
Son açılış konuşmasını yapan Isparta İl Sağlık Müdürü<br />
Dr. Levent Yılmazer, “Ebelik, doğum öncesi, sırası<br />
ve sonrasında görev alan, aile planlamasına katkıda<br />
bulunan, gebelikte normal ve riskli durumlarda dahili<br />
sorunların tespiti ve çözümünde yer alan bir meslektir.<br />
Ebeliği sadece doğum anında çerçevelemek doğru değildir.<br />
Sağlık için çalışmak sabır, şefkat ve sevgi gerektirir.<br />
Ülkemizde de bu nitelikleri taşıyan ebelere hala ihtiyaç<br />
vardır.” dedi.<br />
Türk Ebeler Derneği Genel Başkanı Nazan Karahan’a<br />
ve mesleğinde yirmi yılı aşan ebelere plaket takdim edilmesiyle<br />
devam eden etkinlikte, Marmara Üniversitesi<br />
Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hediye<br />
Arslan tarafından “Ebelik Rollerinin Değiştirilmesindeki<br />
Öncelikler” konulu bir konferans verildi. Arslan, uluslararası<br />
ebelik ve hemşirelik sınıflandırılması, ebeliğin<br />
tarihi, ebeliğin rolleri ve gelişim önerileri, hemşirelik ve<br />
ebelik için Socrates Erasmus öğrenci değişim programları<br />
hakkında bilgi vererek sunum yaptı. Arslan, “Ebelik bakım<br />
modeli, kadın merkezli, güvenli ve zamanında, sağ<br />
kalım oranını arttıran, sadece doğum zamanında değil<br />
tüm yaşam döneminde toplumun üreme sağlığını kontrol<br />
altında tutan bir model olmalıdır. Günümüzde dört yıllık<br />
lisans eğitimi kapsamında 30 üniversitede ebelik bölümü<br />
bulunması, Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği’nin ebeliği<br />
önemli görmesi, koruyucu sağlık hizmetlerinin hızla<br />
gelişmesi bu mesleğin fırsatlarını oluşturmaktadır. Eksik<br />
noktaları ise akademisyen ve bilimsel yayın azlığı, kamusal<br />
destek yetersizliğidir.” diye konuştu.<br />
Daha sonra kürsüye gelen Türk Ebeler Derneği Genel<br />
Başkanı Nazan Karahan, “Ebelikte Örgütlenmenin<br />
Önemi” konulu sunum yaptı. Tüm ebelerinis örgütlü<br />
çalışmak için dernek çatısı altında çalışmaya davet eden<br />
Karahan, “Ebelerimizin anne baba ölümlerini azaltan,<br />
ülkenin sağlık politikasında söz sahibi, toplum için her<br />
alanda aktif, profesyonel meslek üyeleri olmaları gerektiğine<br />
inanıyorum.”dedi.
72 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 73<br />
“Hemşirelik, özveri, sabır<br />
ve hoşgörü mesleğidir...”<br />
Türk Hemşireler Derneği Isparta Şubesi, 12-16 Mayıs “Dünya Hemşireler<br />
Haftası” nedeniyle bir etkinlik düzenledi. Çok sayıda hemşirenin katıldığı etkinlikte<br />
hemşireler Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koyarak<br />
saygı duruşunda bulundular.<br />
Ardından SDÜ Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Araştırma Görevlisi<br />
ve Türk Hemşireler Derneği Isparta Şube Başkanı Gülferah Şahin tüm hemşirelerin<br />
ortak sesi olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ülkemizde ve dünyada<br />
1954 yılından bu yana modern hemşireliğin kurucusu Florance Nightingale’in<br />
doğum günü olan 12 Mayıs “Dünya Hemşireler Günü” olarak kutlanmaktadır.<br />
Profesyonel bir meslek grubu olan hemşireler, sağlık hizmetlerinin en önemli<br />
yürütücüsü ve en kalabalık mensubudur.<br />
Özveri, sabır ve hoşgörü içinde her koşulda mesleklerini<br />
icra eden hemşireler, kişinin potansiyel yeteneklerinin ortaya<br />
çıkarılması, sağlığının korunması, sürdürülmesi ve hastalık<br />
halinde iyileşmesine yönelik gerekli bakımın verilmesi ve tedavinin<br />
uygulanmasının yanı sıra her zaman hasta haklarının<br />
en önemli savunucusudurlar. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde<br />
en saygın ve en çok kazanan meslekler arasında olan<br />
hemşirelik mesleği ne yazık ki ülkemizde hak ettiği yeri kazanamamıştır.<br />
1954 yılında çıkarılmış yasaya bağlı olan hemşireler<br />
değişen ve gelişen meslek tanımlarının, sorumluluk ve haklarının<br />
yeniden belirlenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin<br />
bir an önce oluşturulmasını talep etmektedir.”<br />
Şahin, konuşmasında ülkemizde temel hemşirelik eğitimi<br />
sonrası üniversitelerde akademik çalışmalar dışında branşlaşma<br />
olmaması konusuna da değinerek, “Diyaliz, Onkoloji,<br />
Ameliyathane, Kardiyoloji, Hematoloji vb. gibi özel dallarda<br />
uzun yıllar çalışmış, belli bir birikim, eğitim ve tecrübe edinmiş<br />
hemşireler, meslekte branşlaşma olmaması nedeniyle istendiğinde<br />
çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir.Bu durum mesleki<br />
doyumu azaltarak tükenmişliği artırmakta ve mesleğin<br />
gelişimini etkilemektedir.” dedi.<br />
SDÜ’deki Kutlamalar<br />
12-16 Mayıs Hemşireler Günü etkinlikleri kapsamında ayrıca<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi Koordinatörlüğü’nde de bir etkinlik düzenlendi.<br />
SDÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, SDÜ Araştırma<br />
ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş,<br />
Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu,<br />
öğretim üyeleri, hemşireler ve öğrenciler katıldı.<br />
Etkinlikte, açılış konuşmasını yapan Tıp Fakültesi Hemşirelik<br />
Hizmetleri Müdürü Halime Hacıhimmetoğlu, “Hemşirelik<br />
bireyin, ailenin, toplumun sağlığını koruyan ve geliştiren<br />
profesyonel bir meslektir.Hemşirelik kendi görev standartlarını<br />
belirleyebilen, mesleki ahlak değerleri üretebilen, yönetim ve<br />
denetim mekanizmaları işletebilen, sağlık politikası geliştirebilen,<br />
araştırıp okuyup değerlendirebilen bir meslek olmalıdır.<br />
Bu bağlamda 1954 yılında çıkarılan yasanın bugünkü koşullara<br />
ve değişen meslek tanımına göre tekrar düzenlenmesini istiyoruz.<br />
Unutulmamalıdır ki, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde<br />
de sağlık hizmetlerinin gelişme ve ilerlemesi ancak sağlık elemanlarıyla<br />
sağlanır.” diye konuştu.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi<br />
Başhekim Yardımcısı Doç Dr. Erol Eroğlu, “Uzun yıllardır<br />
beraber çalıştığımız hemşire arkadaşlarımızdan karşılıklı<br />
olarak hem mesleki hem de sosyal anlamda çok şey öğrendik.<br />
Onlarla bugün burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Tüm<br />
hemşirelerimizin bu güzel gününü kutluyorum.” dedi..<br />
SYO Müdürü Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu ise, “Hemşirelik<br />
mesleği ülkemizde 1911 yılında açılan Hilal-i Ahmer<br />
Cemiyeti’nin kurulmasıyla ilk hemşirelik kursu açılarak başlamış,<br />
oradan eğitim alan hemşirelerimiz savaş zamanında yaralı<br />
ve hastalarımızın tedavisinde önemli rol oynamışlardır. 2000<br />
yılında Türk Hemşireler Derneği’nin yapmış olduğu araştırmaya<br />
göre hemşirelerin yüzde 51.9’unun mesleğinden memnun<br />
olmadığı anlaşılmıştır. Bu memnuniyetsizliğin temelini oluşturan<br />
nedenler ise ücret yetersizliği, risk fazlalığı ve meslekte<br />
ilerleyememeleridir. “ şeklinde konuştu.<br />
Açılış konuşmaları sonrasında mesleğinde yirminci yılını<br />
dolduran 16 hemşireye plaket takdim edildi. Etkinlikte verilen<br />
arada, hemşireler için düzenlenen kokteylde pasta kesildi.<br />
Etkinlik, Isparta Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi A.<br />
Celil Koç tarafından verilen “Hemşirelikte Gelişim” semineri<br />
ile sona erdi.
74 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 75<br />
Türkiye’de Hemşireliğin Durumu<br />
Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir<br />
Prof. Dr. Saadet Ülker<br />
Doç. Dr. Aytolan Yıldırım<br />
Dünya Hemşireler Haftası çerçevesinde Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde bir konferans düzenlendi.<br />
“Türkiye’de Hemşireliğin Durumu” ve “5237 sayılı Türk Ceza<br />
Kanunu ve Hemşirelik” konulu konferanslara SDÜ Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Vali Yardımcısı Volkan<br />
Köksal, çeşitli hastanelerin başhemşireleri ve çok sayıda öğrenci<br />
katıldı.<br />
Konferanslar öncesinde açılış konuşması yapan SDÜ Sağlık<br />
Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel,<br />
hafta boyunca gerçekleştirilen etkinlikleri anlatarak<br />
etkinliklerin gerçekleştirilmesinde yardımcı olan Gülkent<br />
Devlet Hastanesi, Askeri Hastane, SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi ve Doğumevi görevlilerine teşekkür etti. İkinci<br />
konuşmayı gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi<br />
Kırdemir ise hemşirelik mesleğinin kutsal bir meslek olduğuna<br />
değinerek, “Ben de bir sağlık kuruluşu çalışanı olarak hemşire<br />
ve ebelerin öneminin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğine<br />
inanıyorum. Memleketin en ücra köşelerinde zor şartlar<br />
altında bu kutsal ve onurlu görevlerini yapan bu insanları canı<br />
gönülden kutluyorum. Bu mesleği yapacak olan genç arkadaşlarıma<br />
da şimdiden çok teşekkür ediyorum.” dedi.<br />
“Türkiye’de Hemşireliğin Durumu” konulu konferansa<br />
konuşmacı olarak katılan Türk Hemşireleri Derneği Genel<br />
Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, ülkemizde sağlık sektörü içerisinde<br />
hemşireliğin gelişimini anlatarak başladığı konuşmasında<br />
“1960 yılı sonrası başlayan sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi<br />
sırasında bazı sorunlar yaşandı. Bu zamandan sonra<br />
ebelerin görev alanları genişletilirken hemşirelerin yapması<br />
gereken görev ve hizmetler de ebeler tarafından yapılmaya<br />
başlandı. Bu bağlamda hemşirelik mesleği için donatılmamış<br />
kişiler enjeksiyon yapıp tansiyon ölçerek adeta hemşire unvanını<br />
almaya başladılar. Bunun yanında birde sağlık memuru<br />
olarak yetiştirilen teknisyenlerde hemşirelerin görevlerini yapmaya<br />
başladılar. Bütün bunlarla birlikte mesleklerin birbirine<br />
karışması ile hemşirelik mesleği daralmış duruma geldi. Bütün<br />
bunların dışında hemşirelik mesleğinin eğitim sisteminde<br />
de bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Şu an geçerli olan yasa ile<br />
hemşire olmak için temel eğitimden sonra 3 yıllık bir eğitim<br />
almış olmak yeterli. Hemşirelerin ön görülen görevi sadece<br />
doktorların tedavisi sırasında reçeteyi uygulamak. Hemşireler<br />
maalesef sadece denileni yapmakla görevliler. Bu bağlamda<br />
eğitim sisteminde de bazı değişikliklerin yapılması ve hemşirelerin<br />
özlük haklarının iyileştirilmesi çok önemli” diyerek<br />
sözlerini tamamladı.<br />
“5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve Hemşirelik” konulu<br />
ikinci konferansı sunan İstanbul Üniversitesi Florence Nighingale<br />
H.Y.O. Hemşirelik Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim<br />
Üyesi Doç.Dr. Aytolan Yıldırım ise yeni çıkan Türk Ceza Kanunu<br />
ve beraberindeki sorunlara değinerek başladığı konuşmasında<br />
“Yeni çıkan Türk Ceza Kanunu Yasası maalesef sağlık<br />
sektöründe bir çok soruna yol açmakta. Bu sorunlardan biri de<br />
hemşirelerin bu yasa ile tedirgin olmaları. Hemşirelerin görevi<br />
sadece doktorların yazdıkları reçete doğrultusunda uygulama<br />
olduğu için doğacak herhangi bir sorunda cezadan kurtulamıyorlar.<br />
Bu yasa sayesinde görev, yetki ve sorumluluk açısından<br />
yerimizi daha iyi gördük. Birey ve meslek üyesi olarak<br />
hemşireler hangi eylemlerin suç olduğunu bilmek zorundalar.<br />
Yasayı bu bağlamda iyice öğrenmeniz çok önemli. Bizler açısından<br />
yasadaki en önemli sorun hekim kararını uygulayan<br />
hemşireler, karardan ve uygulama sürecinden kaynaklanan<br />
hatalardan sorumlu tutulabilmekte. Bu yasanın bu bağlamda<br />
tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.” diyerek sözlerini<br />
tamamladı.
76 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 77<br />
SDÜ’de Engelliler Orienteering’i<br />
SDÜ’de Genç Turkcell Festivali<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Orienteering Kulübü, SDÜ<br />
Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Gençlik ve Spor<br />
İl Müdürlüğü’nün organizasyonuyla engelliler için harita ve<br />
pusulayla yön bulma sporu olarak bilinen “Trail Orienteering”<br />
etkinliği düzenlendi.<br />
Türkiye’de ilk kez engellilere yönelik düzenlenen Trail<br />
Orienteering, SDÜ Batı Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. İzcilik<br />
Federasyonu Orienteering Branşı Eğitim Kurulu’ndan Hidrojeoloji<br />
Mühendisi Canan Hoşafçı ve SDÜ Orienteerig Kulübü<br />
Akademik Danışmanı Okutman Oğuzhan Özaltın IOF (International<br />
Orienteering Federation) kurallarına göre hedef ve<br />
parkurları hazırladılar. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız<br />
Özaltın, Trail Orienteering’in diğer orienteeringten farkını<br />
anlatarak “Orienteering’in tüm türleri rekabetçi bir yapıya sahiptir.<br />
Trail’in farkı zamana karşı yapılmamasıdır. Trail Orienteering<br />
tamamen zihinsel rekabete dayanmaktadır. Burada engelli<br />
yarışmacılarımız tekerlekli sandalyelerini itmek zorunda<br />
olmayıp, yardım alabilme şansına da sahiptirler.” dedi.<br />
SDÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü<br />
Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun ise, “Engelliler birçok alanda faaliyet<br />
göstererek dünya gündeminde bir konu olmaya başladı.<br />
Merkez olarak hedefimiz Orienteering dalında Türk Milli<br />
Takımı’nı oluşturmaktır. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası çerçevesinde<br />
gerçekleşen bu etkinlikte fiziksel engellilerimiz zihinsel<br />
faaliyetlerini göstermektedirler. Toplumda engellilerimizin<br />
sosyal anlamda yer almaları için etkinliklerimiz devam edecektir.”<br />
diye konuştu.<br />
15 engellinin katılımıyla gerçekleşen yarışmada birinci<br />
Evra Yıldız, ikinci Ahmet Günaydın ve üçüncü Bayram Aslan<br />
oldu.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi öğrencileri sınav sonrasında Genç Turkcell’in<br />
etkinlikleriyle doyasıya eğlenip, stres attılar.. Gnçtrkcll etkinlikleri kapsamında<br />
üniversitemizde Young Guru Academy’nin kurucusu Sinan Yaman verdiği ‘Sıra<br />
Dışı Bir Lider’ seminerinde gençlere hayatla ilgili ipuçları verdi ve deneyimlerini<br />
paylaştı.<br />
Aynı gün süren etkinliklerde Tiyatro Sanatçısı Ali Poyrazoğlu ‘Ödünç<br />
Yaşamlar’ isimli gösterisini öğrencilere sundu. Poyrazoğlu, gösterisinde<br />
kendisiyle ilişkisini kesmeyenlerin, kendine yabancılaşmayan insanların,<br />
yaşama meydan okudukları için daha sağlıklı ve başarılı olduklarını<br />
kendine özgü üslubuyla anlatarak öğrencileri hem güldürüp hem de<br />
düşündürdü.<br />
Etkinliklerde aynı günün akşamında ünlü rock grubu<br />
Kargo konser verdi. Konsere katılan SDÜ’lü öğrenciler Kargo<br />
Grubu’nun şarkılarıyla coştular.
78 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 79<br />
SDÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü<br />
27 Mart Tiyatro Haftası Etkinlikleri<br />
Woyzeck<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi<br />
Sahne Sanatları Bölümü tarafından sahneye konulan “Woyzeck”<br />
adlı oyun izleyenleri adeta büyüledi. Georg Bünchner’in<br />
yazdığı oyun, Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri tarafından<br />
tiyatroseverlerin beğenisine sunuldu.<br />
Bilinen ama bir türlü karşı gelinemeyen güçler tarafından,<br />
kuklalaştırılan insanların dramını anlatan oyunu,<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, GSF Dekanı Prof.<br />
Dr. Kubilay Aktulum, Öğretim Üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />
izledi.<br />
GSF Tiyatro Salonu’nda sergilenen oyunun sonunda Rektör<br />
Baydar , ‘Woyzeck’i canlandıran Oyunculuk Anasanat Dalı 4.<br />
Sınıf öğrencisi Mustafa Kayabaşı’na “Arda Kanpolat Oyunculuk<br />
Ödülü” nü kazandığı için teşekkür belgesi verdi. Ayrıca GSF<br />
Dekanı Aktulum oyunu canlandıran tüm öğrencilere teşekkür<br />
belgesi takdim etti.<br />
Ayaktakımı Arasında<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü<br />
tarafından düzenlenen 9. Tiyatro Haftası Etkinlikleri<br />
kapsamında sahnelenen Maksim GORKİ’nin “Ayaktakımı<br />
Arasında” adlı oyunu 27-<strong>29</strong>-31 Mart 2006 tarihlerinde<br />
Grotesk Anlatım Üslubu ve Karagöz<br />
Tiyatro Haftası etkinlikleri kapsamında GSF Tiyatro Bölümü<br />
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nil Ünlü Aycıl, “Grotesk Anlatım Üslubu<br />
ve Karagöz” konulu bir konferans verdi. Aycıl, Grotesk Anlatım<br />
Üslubunu açıkladığı konuşmasında şunları söyledi:<br />
“Groteskin, sınırları belirgin günlük yaşantımızda farkında<br />
olmadığımız örneklerinin varoluşu, sanat metinlerinde neden<br />
tekrar (ve elbette farklı biçimde) bu olgunun vurgulanmak<br />
gereğini açıklar.<br />
Grotesk olarak duyumsadığımız şeyler her dönemde<br />
farklı biçimlerde kendini açığa çıkarsa da, onun belirli<br />
dinamiklerini insanın özneleşme ve kendi bedenini bu sürece<br />
uyumlama diyalektiğinde bulabiliriz. Bu süreç günümüzde<br />
insan bedeninin ve yaşamının bizzat groteskleşmiş olduğu bir<br />
görünüm sunmaktadır. Bu groteskleşmenin nedeni özne-nesne<br />
ayrışımının derinleştirilmeye çalışıldığı her çabanın sonunda,<br />
nesnenin iktidarı paylaşma ve tanım gereği, kendisinden<br />
ayrılamaz olan özneyi yeniden konumlandırma potansiyeli<br />
olması gerekir. Marquez’in dediği gibi “insanı kaçınılmaz<br />
olarak grotesk haline getiren şey onun tam da kargaşalı doğal<br />
dünya üzerine kültürünü empoze etme çabasının niteliğidir”.<br />
O halde çağımızın metinlerinde sanat özelde Türk<br />
Tiyatrosunda groteski ele alacak her çabanın üretim ilişkileri<br />
ve özneleşme sürecinde insanın makineleşme, yabancılaşma<br />
ve giderek ötekileşme duraklarında vurgulanan, uzam ve<br />
zamana göre her defasında değişen vektörlerini –oryantasyondezoryantosyon-<br />
ele alması zorunludur. Bu şekilde farklı<br />
tarihlerde konunun başka yönlerini ele alan farklı tanımların<br />
ve işlevlerin nedenselliğinin açığa çıkması umulabilir. Seyirci/<br />
seyirciyle buluştu.<br />
Seyirciden olumlu tepkiler alan oyun, “Ayaktakımı<br />
Arasında”, dönemin burjuva ideolojisine eleştirel bir bakışı<br />
anlatıyor. Oyunda, toplumun dibine itilmiş çarpık ekonomik<br />
sistemin dayattığı koşullarda var olmaya çalışan insanlar ve<br />
onların yaşama tutunma çabaları ele alınıyor.<br />
okuyucuda çift değerlikli etki, olasılıklar dünyası, karnaval<br />
ruhu, bilinen ve bilinmeyenin arasındaki sınırların bozulması,<br />
karikatürleştirme,kaba güldürü, abartma, korku ile gülmenin<br />
ayrışmazlığı, “uncanny”, oyunsallık, alışılmadık derece çirkin,<br />
yapıt ve yanıttaki çelişkilerin çözümlenemez çarpışması,<br />
anındalık, insanı yiyecek zinciri içindeki yeri ve bunun<br />
gibi çeşitli grotesk tanım ve işlevlerine ait sözlerin arasında<br />
kaybolmamak için, bu yolculukta yanıma alacağım rehber<br />
Bakhtin’in “karnaval ruhu” olacaktır.”<br />
Aycıl, karnaval ruhu ve Bakhtin’in grotesk yaklaşımı<br />
konusunda detaylı aktarımda bulunduktan sonra Karagöz<br />
metinlerinden örneklerle konferansını tamamladı.<br />
Yrd. Doç. Dr. Nil Ünlü AYCIL
80 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 81<br />
Geleneksel Gölge Oyunu<br />
UNIMA (Uluslararası Kukla ve Gölge oyunu Birliği ) üyesi olan<br />
Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Ali Meriç, 27 Mart Tiyatro Haftası<br />
Etkinlikleri’nde geleneksel kültürümüzün ortaoyunu, meddah ile birlikte<br />
en önemli köşe taşlarından biri olan gölge oyunumuz KARAGÖZ ve<br />
HACIVAT’ı örnekleriyle anlattı. Günümüzden yüz yıllarca önce ortaya<br />
çıkmış, insanları eğlendirirken düşündürmüş, zaman zaman toplumsal<br />
bilinç oluşmasında öncü bir rol oynamış olan gölge oyunu, sanatçı<br />
tarafından, karagöz oyunlarının tarihçesi, oyunların bölümleri, tekniği,<br />
karagöz oyunlarının dağarcığı, karagöz oyununun tipleri,karagöz<br />
musikisi konularında irdelendi.<br />
Oyun Yazarlığı Stüdyo Çalışması<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü tarafından<br />
düzenlenen 9.Tiyatro Haftası Etkinlikleri kapsamında Öğretim Görevlisi<br />
Evren N. Arat tarafından gerçekleştirilen oyun yazarlığı stüdyo çalışması,<br />
öğrencilerin ve halkın katılımıyla başladı. Oyun yazımında yapılan<br />
ön hazırlık evreleri, tema seçiminde uygulanan teknikler, kişileştirme<br />
ve olay örgüsü çalışmalarıyla örnek model oluşturma, katılımcıların<br />
da etkinlik içinde birebir yer alarak beyin fırtınası oluşturmasıyla<br />
desteklendi.<br />
Shakespeare ve Romans<br />
Tiyatro Haftası etkinlikleri kapsamında GSF Öğretim<br />
Görevlisi A. Bülent Özbirgül tarafından “Shakespeare ve<br />
Romans” konulu bir konferans verildi. Özbirgül konferansta<br />
özetle şunları söyledi: “Slıakespeare’in geç dönem komedyaları<br />
diye adlandırılan Pericles, Cymbeline, Kış Masalı ve Fırtına<br />
Oyunları Romance adıyla anılmaktadır. Aynı zamanda<br />
Veronalı İki centilmen oyunu da Shakespearyen Romans<br />
olarak da değerlendirilir. Yaklaşık 1607 ile 1613 yılları arasında<br />
yazılmış olan bu romanslar Shakespeare’in oyun yazarlığının<br />
son dönemini teşkil eder. Romanslarında trajedinin öğeleri,<br />
komedinin geleneksel mutlu sonu ile çözümlenir. Tüm<br />
Romance’lar bir dizi temayı en yüksek ya da en aşağı derecede<br />
paylaşırlar. Aile bireylerinin ayrılması ve sonunda tekrar<br />
birleşmesi en önemli unsurdur. Oyunlardaki sürgün teması<br />
diğer önemli hususlardan biridir. Sürgüne gönderilen ya da<br />
gönderilecek olan oyun kişileri oyunun sonunda kendi haklı<br />
yerlerini yeniden alırlar. Cymbeline ve Kış Masalı oyunu’nda<br />
göze çarpan diğer bir tema da kıskançlıktır. Oyunlardaki en<br />
önemli anlam ise; zorluklar içinde sabrın denenmesi ve insanla<br />
ilgili olan bu olaylarda doğaüstü güçlerin takdirinin ön plana<br />
çıkmasıdır. Shakespeare’in diğer oyunlarıyla kıyaslandığında<br />
Romance’lardaki karakterizasyon zayıf kalır. Bunun yerine<br />
karakterlerin sembolik anlamı daha güçlüdür. Oyunların<br />
konuları episodiktir. Ve beklenmeyen olaylar egzotik yerlerde<br />
sunulur. Oyun karakterleri sık sık uzun yolculuklara ve<br />
deniz kazalarına mağdur kalırlar. Bütün bu özellikleriyle<br />
Romance’lar, Yunan dönemine kadar giden, sıra dışı maceralarla<br />
dolu romantik edebiyatın gelenekselliğinden etkilenmiştir.<br />
Bu gelenekte karakterler sıra dışı olaylara maruz kalırlar.<br />
Egzotik yerlere fantastik yolculuklar yaparlar, cesur ve nazik<br />
şövalyelerle. Canavarların alegorik görünümleriyle, doğaüstü<br />
oluşumlarla ve pagan tanrı-tanrıçalarla karşılaşırlar. Saçma<br />
tesadüfler ve hatalı kimlikler konuyu karıştırır, yine de her şey<br />
geleneksel olarak mutlu sonla çözülür. Başkahramanların ana<br />
ayırt edici özellikleri asillikleri ya da kraliyet kanı taşımalarıdır.<br />
Ali Meriç<br />
Öğr. Gör. Evren N. Arat<br />
Bu tür özellikteki hikâyeler Shakespeare döneminde son<br />
derece popülerdi. Özellikle de Kral I. James’in hüküm<br />
sürdüğü yıllarda. Shakespeare Romance’larında daha önceki<br />
komedilerinde göze çarpan bir temaya geri dönmüştür: Genç<br />
aşıklar çeşitli sıkıntılardan sonra birleşirler. Yine de genç âşıklar<br />
üzerine odaklanmaz, aynı zamanda bir zamanlar var olan<br />
aşkın yaşlı jenerasyonunu da içine alır. Oyunların sonu genç<br />
âşıkların evlenmesi, büyüklerin ise kavgalarının yok olmasıdır.<br />
Oyunlarda odak nokta bireysellik ya da çift olmaktan ziyade<br />
aile bütünlüğüdür. Olaylar dizisi ise yıllara yayılmıştır. (Fırtına<br />
ve Cymbeline daha kısa zamanda geçer).Antik kültüre karşı<br />
duyulan hayranlık, antik dönemdeki insani değerlere verilen<br />
önem ve yüceltilen insanlık, Rönesans Dönemi’nin önemli bir<br />
parçası olmuştur. Antik dönemin, insanların yaşamını yöneten,<br />
denetim altında tuttuğu ve kaderlerini belirlediği varsayılan<br />
mitolojik tanrı-tanrıçaların Shakespeare’in romanslarında yer<br />
alması kaçınılmaz bir sonuçtur. Shakespeare, insan yaşamına<br />
yön veren ve denetleyen doğaüstü güçleri, oyunlarında ahlak,<br />
erdem, adalet, namus gibi kavramları seyirciye aktarmak için<br />
kullanmıştır.”<br />
Öğr. Gör. A. Bülent Özbirgül<br />
“Acı Biber” SDÜ’de...<br />
Samsun Sanat Tiyatrosu tarafından, Recep Rodop’un yazıp Yaşar<br />
Gündem’in yönettiği ‘Acı Biber’ adlı çocuk oyunu Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde sahnelendi.<br />
Oyun, bir bahçıvanın yetiştirdiği sebze ve meyveleri anlatıyor. Bu<br />
sebzelerin arasında ise oyuna ismini veren acı biberin maceraları yer<br />
alıyor. Acı biber önce diğer sebze arkadaşları tarafından dışlanıyor,<br />
sevilmiyor. Fakat daha sonra arkadaşlarını canavarlardan kurtardığı<br />
için bahçenin en sevilen sebzesi oluveriyor. Arkadaşları ondan özür<br />
dileyip onunla dost oluyorlar.Acı biber ve diğer sebzelerin maceralarını<br />
çok sayıda çocuk beğeniyle izledi.<br />
SDÜ’de<br />
Kuvay-ı Milliye Kadınları<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde Atatürkçü<br />
Düşünce Kulübü tarafından, Nezihe Araz’ın ‘Kuvay-ı Milliye Kadınları’<br />
isimli tiyatro oyunu sahnelendi.<br />
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın anısına sahnelenen oyunu,<br />
Burdur Eğitim Fakültesi öğrencileri oynadı. İzmir’in Yunanlılar<br />
tarafından işgali sırasında, vatan sevgisi uğruna Türk Kadınları’nın<br />
fedakarlıklarını ve düşmanla mücadelesini anlatan oyunu çok sayıda<br />
öğrenci izledi. BEF’li öğrencilerin başarıyla sergiledikleri oyun izleyenler<br />
tarafından ayakta alkışlandı.<br />
“Ah Şu Büyükler”<br />
Çocuk Oyunu Sergilendi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi<br />
Tiyatro Bölümü tarafından “Ah Şu Büyükler” adlı çocuk<br />
oyunu GSF Tiyatro Salonu’nda sahnelendi. Tiyatro Bölüm<br />
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nil Ünlü Aycıl tarafından yazılan oyun<br />
Öğr. Gör. A. Bülent Özbirgül tarafından yönetildi. Geleneksel<br />
Türk Tiyatrosu’nun iki başat figüranı Hacivat ve Karagöz’ün<br />
canlandırıldığı oyunda, çocuk gözüyle büyüklerin hataları<br />
ve çocuklara yapılmaması söylenen hareketleri kendilerinin<br />
yapması eleştirildi. 23 Nisan Çocuk Bayramı etkinlikleri<br />
kapsamında canlı performans ve gölge oyunu olarak<br />
sahnelenen oyun, 6-12 yaş arası ilköğretim öğrencileri<br />
tarafından beğeni ile izlendi.<br />
“Arda Kanpolat<br />
Oyunculuk Ödülü”<br />
Genç yaşta aramızdan ayrılan Tiyatro Oyuncusu Arda<br />
Kanpolat adına bu yıl ilk kez verilen “Arda Kanpolat<br />
Oyunculuk Ödülü’nü” GSF Sahne Sanatları Anabilim Dalı<br />
4. Sınıf öğrencimiz Mustafa Kayabaşı ile Kocaeli Büyükşehir<br />
Belediyesi Şehir Tiyatroları oyuncusu Burcu Güner paylaştı.<br />
Doğru tanımlanan bir sanat kültürü oluşturmayı, toplum<br />
yaşamının getirdiği sorumlulukları paylaşmayı, bireysel<br />
duyarlılıkları geliştirmeyi ve genç tiyatrocuları desteklemeyi<br />
amaçlayan ödül, başarılı bu iki tiyatrocuya İstanbul’da<br />
verildi.<br />
Tiyatro:<br />
“Ayışığında Şamata”<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tiyatro Festivali<br />
dolayısıyla çeşitli oyunlara ev sahipliği yaptı. Festivalin<br />
ilk oyunu Kültür Merkezi’nde sahnelendi. ‘Ay Işığında<br />
Şamata’ isimli komediyi Dumlupınar Üniversitesi Tiyatro<br />
Kulübü Öğrencileri oynadı.<br />
Haldun Taner’in yazıp Ali Yüce Ekşi’nin yönettiği oyun<br />
değişik yaşamları olan insanların şamatalarını, hayatla olan<br />
ilişkilerini komik bir dille anlatıyor. 3 gün süren festivalde 4<br />
ayrı oyun sahnelendi.<br />
Cüneyt Gökçer, Sevda Şener, Ayşegül Yüksel, Lemi <strong>Bilgi</strong>n,<br />
Arif Yeşilkaya, Ayfer Kanpolat, ve Yücel Kanpolat’tan oluşan<br />
jüri , öğrencimiz Mustafa Kayabaşı ve Kocaeli Büyükşehir<br />
Belediyesi Şehir Tiyatroları oyuncusu Burcu Güner’i birincilik<br />
ödülüne layık gördü.<br />
Başarısından dolayı genç üniversiteli oyuncuya teşekkür<br />
belgesi veren Rektör Baydar, Mustafa Kayabaşı’nı kutlayarak,<br />
başarılarının devamını diledi.
82 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 83<br />
YDYO’dan Eğlence Gecesi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nun 3.<br />
Geleneksel Eğlence Gecesi SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
Etkinlikte, Yabancı Diller Yüksekokulu hazırlık sınıfı öğrencileri<br />
İngilizce şarkılar söyledi, şiirler okudu ve Willliam Shakespeare’in ünlü<br />
oyunu Romeo ve Juliet’i sahnelediler.<br />
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan YDYO Müdürü Yrd. Doç. Dr.<br />
Oya Büyükyavuz , “Biz Yabancı Diller Yüksekokulu olarak bu eğlence<br />
gecesinin üçüncüsünü düzenliyoruz. Geleneksel hale getirdiğimiz bu<br />
etkinlikle amacımız yıl boyunca İngilizce eğitim alan öğrencilerimizin,<br />
yıl sonunda öğrendiklerini pekiştirmeleri ve ders stresini üzerlerinden<br />
atmalarıdır.” diye konuştu.<br />
Eğlenceye SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, öğretim<br />
elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
SDÜ’den<br />
melezleme yoluyla çilek üretimi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe<br />
Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kahraman<br />
Kepenek melezleme yoluyla yayla koşullarına uygun çilek<br />
çeşitleri yetiştiriyor.<br />
Şimdiye kadar 2 bin 557 çilek melezleyen ve bunların<br />
içerisinden üstün nitelikli 57 çeşit çileği SDÜ Ziraat Fakültesi<br />
Deneme ve Uygulama Çiftliği’nde yetiştiren Kepenek, yeni tür<br />
çilekler yetiştirmelerindeki amacı şöyle anlattı; “Yabancı çilek<br />
çeşitlenin tat ve kokularının az olmasına rağmen verimli ve<br />
kaliteli olduklarını, yerli çeşitlerin ise tat ve koku bakımından<br />
üstün nitelikli ancak çok verimli olmadıklarını gözlemledik.<br />
Bu gözlemlerden sonra yabancı çeşitlerin üstün verim ve<br />
kaliteleri ile yerli çeşitlerimizin tat ve kokularını birleştirerek<br />
üretime geçtik. Deneme Çiftliği’nde yetiştirilen 57 çeşit çileğin<br />
altısı için üretim izni aldık ve şu anda çiftçilere fidan satışı<br />
yapabilecek duruma geldik.<br />
Halen fidan üretimi yapılan çilek çeşitlerinin adları ve<br />
özellikleri şöyle:<br />
Çünür Ziraat 2006: Selva’ya göre (Selva, sanayiye uygun<br />
ve sofralık çeşit)orta geççi, verimli, sanayiye uygun ve sofralık,<br />
meyveleri iri, parlak koyu kırmızı, bitki gelişimi kuvvetli,<br />
kloraza dayanıklı(toprağın kireç ve tuzuna dayanıklı.)<br />
Kepenek 2006:verimli, Selva’yla aynı zamanda<br />
olgunlaşmakta, meyveleri orta irilikte, açık parlak kırmızı,<br />
meyveleri orta sert, kokulu, bitki gelişimi orta kuvvette,<br />
kloraza orta dayanıklı.<br />
Zuhal 2006: verimli, Selva’ya göre geççi, sofralık, bitki<br />
gelişimi kuvvetli, kloraza çok dayanıklı, meyveleri iri, parlak<br />
kırmızı, meyveleri sert.<br />
Aşkın 2006: verimli, Selva’yla aynı zamanda olgunlaşmakta,<br />
sanayiye uygun ve sofralık, meyveleri orta irilikte, parlak koyu<br />
kırmızı, bitki gelişimi orta, bodur, kloroza orta dayanıklı.<br />
Engin 2006: verimli, Selva’yla aynı zamanda olgunlaşmakta,<br />
sanayiye uygun ve sofralık, bitki gelişimi orta kuvvette,<br />
kloroza orta dayanıklı, meyveleri orta irilikte, koyu parlak<br />
kırmızı, meyveleri orta sertlikte.<br />
İsim verilecek çeşit: verimli, Selva’yla aynı zamanda<br />
olgunlaşmakta, sanayiye uygun ve sofralık, bitki gelişimi orta<br />
kuvvetli, kloroza orta dayanıklı, meyveleri orta irilikte, parlak<br />
koyu kırmızı, kokulu.<br />
Çelik Yapılar Çalıştayı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik<br />
ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği<br />
Bölümü tarafından “Çelik Yapılar” konulu çalıştay<br />
düzenlendi. SDÜ Mühendislik ve Mimarlık<br />
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim<br />
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Ay’ın organizasyonu ile<br />
gerçekleşen çalıştay programı, üniversitemizin<br />
tanıtım filminin gösterimi ile başladı.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve üç<br />
oturumdan oluşan çalıştayda açılış konuşmalarını<br />
Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Öğretim<br />
Üyesi Prof. Dr. Gülay Altay ve SDÜ Mühendislik<br />
ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet<br />
Saim Saraç yaptı. Altay yaptığı konuşmada,<br />
“Çelik yapılar yıllardır ülkemizin ihmal ettiği<br />
yapı sistemleri oldu. Özellikle deprem tehlikesi<br />
yaşayan ülkelerde göz ardı edilemeyecek bir<br />
konu olmalıdır Marmara depreminden sonra bir<br />
takım gelişmeler olduysa da yeterli olmadı. Çelik<br />
yapılarla ilgili yeni projelerin ortaya konulması<br />
ancak bu tip toplantılarla gerçekleşiyor. Bugün<br />
burada toplanma amacımız üniversitelerdeki<br />
çalışma olanaklarını gözden geçirip, birbirine<br />
yakın olan bilim dallarını buluşturarak çelik<br />
yapılar ile ilgili farklı bakış açıları elde etmektir.”<br />
diye konuştu. Dekan Mehmet Saim Saraç ise<br />
diğer üniversitelerden gelen misafirler için kısaca<br />
üniversitemizi tanıtarak başladığı konuşmasında,<br />
“Umuyorum ki, bu çalıştay üniversiteler arası bir<br />
dirsek teması oluşturur.” dedi. Ardından kürsüye<br />
gelen SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail<br />
Karaca da, “Deprem kuşağında olan ülkemiz<br />
adına bu çalıştay yararlı olur.” diye konuştu.<br />
Çalıştayın birinci oturumunda, İstanbul<br />
Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık<br />
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin<br />
Yardımcı “Türkiye’de ve Dünyada Çelik Sektörü“<br />
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mühendislik ve<br />
Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.<br />
Çetin Yılmaz “Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı<br />
ve Çelik Yapılar” , Selçuk Üniversitesi Öğretim<br />
Üyesi M. Soner Taştekin “Sanayi Yapılarında<br />
Prefabrik Betonarme, Kompozit ve Çelik<br />
Konstrüksiyon” , SDÜ Mühendislik ve Mimarlık<br />
Fakültesi Yüksek Lisans Öğrencisi Devran Çelik<br />
“Isparta ve Çevresinde Yapısal Çelik Sektörü”,<br />
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi<br />
Yrd. Doç. Dr. Özgür Eğilmez “Trapez Saçların<br />
Çelik Köprü KirişlerininYanal Burkulmasına<br />
Etkileri” konulu sunum yaptılar.<br />
İkinci oturumda SDÜ Teknik Eğitim<br />
Fakültesi Araştırma Görevlisi İffet Çırak<br />
“Endüstri Yapılarında Dolgu Duvarların Yapısal<br />
Davranışa Etkisi”, SDÜ Mühendislik ve Mimarlık<br />
Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saadet<br />
Toker “Mimaride Çelik Uygulamaları”, Ege<br />
Üniversitesi Araştırma Görevlisi Kanat Burak<br />
Bozdağ “Çok Katlı Düzlem Çelik Çerçevelerin<br />
Kritik Burkulma Yüklerinin Tayini için Pratik<br />
Bir Yaklaşım” ve Dokuz Eylül Üniversitesi<br />
Araştırma Görevlisi Dr. Armağan Korkmaz “Rijit<br />
ve Yarı Rijit Bağlantılı Çelik Yapıların Doğrusal<br />
Olmayan Analizi” konulu sunum yaptılar.<br />
Üçüncü oturum tartışma oturumu<br />
olarak değerlendirildi. Tartışma konuları<br />
ise “Üniversitelerdeki Lisans ve Lisansüstü<br />
düzeyde Çelik Yapılar Eğitimi Nasıl Olmalıdır?”,<br />
“Çelik Yapılar Üzerine Dünyada ve Ülkemizde<br />
Yapılan Araştırmalar ve Gelişmeler” ve “Çelik<br />
Yapılar Konusunda Geleceğe Yönelik Araştırma<br />
Konularının Tespiti” oldu. Çalıştay Çelik Yapılar<br />
Laboratuvar Açılışı ve Deneysel Uygulamalarla<br />
son buldu.<br />
Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Prof. Dr. Gülay Altay<br />
Prof. Dr. M. Saim Saraç<br />
SDÜ’de “Atilla İlhan” Gecesi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Atatürkçü Gençlik<br />
Kulübü tarafından “Atilla İlhan’ı Anlama” gecesi düzenlendi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, çok sayıda öğretim üyesi ve<br />
öğrenciler katıldı. Müzik dinletisi ile başlayan etkinlikte Atilla<br />
İlhan şiirlerinin besteleri seslendirildi. Kulüp öğrencileri<br />
tarafından şiirleri okundu. Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte<br />
yazarın “Aysel Git Başımdan, Ben Sana Mecburum, Mahur<br />
Beste, Belki Gelmem Gelemem, Cebber Oğlu Mehemmed”<br />
adlı şiirleri dakikalarca alkışlandı.
Sanat<br />
Açılış<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Yarışma<br />
SDÜ Demiralay<br />
Sanatevi Hizmete Açıldı<br />
Isparta Valiliği tarafından restore edildikten<br />
sonra SDÜ’ye devredilen Hafız İbrahim<br />
Demiralay Konağı “SDÜ Demiralay Sanat Evi”<br />
adıyla hizmete açıldı. Isparta Valisi Şemsettin<br />
Uzun, Belediye Başkanı Hasan Balaman, SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ve Güzel<br />
Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kubilay<br />
Aktulum tarafından açılışı gerçekleştirilen<br />
sanat evinde, karma sergi düzenlendi. Sanat<br />
Evi ile ilgili görüşlerini aldığımız SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar Isparta Valiliği<br />
ile birlikte bu sanat evinin hizmete açıldığını<br />
belirterek, “Isparta’da böyle önemli bir şahsın<br />
evini restore ettirip sanat evi olarak hizmete<br />
sokmaktan büyük bir gurur duyuyoruz.<br />
Esas olarak üniversite ve Isparta halkı bu<br />
sanat evinde buluşacaklar, bu sebeple büyük<br />
bir ilgi bekliyoruz. Ayrıca bu sanat evinin<br />
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hizmete<br />
girmesinin de öneminin büyük olduğunu<br />
düşünüyorum. Kadınların kent yaşamı, bilim<br />
ve sanat konularında büyük bir önemi var ve bu<br />
bağlamda SDÜ olarak kadın sanatçıların yerinin<br />
ayrı olduğunu düşünüyoruz.” dedi.<br />
Rektör Baydar’la birlikte görüşlerini<br />
aktaran Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. Kubilay Aktulum, “Fakülte olarak sanatsal<br />
ürünlerimizi rahatlıkla sergileyebileceğimiz bir<br />
sanat evine kavuştuk. Geleneksel ve modern<br />
kültürün buluşmasıyla tarihi bir konakta böyle<br />
bir sanat evinin oluşturulması da bizim için<br />
önemli. Bu sanat evinde öğrenci ve öğretim<br />
elemanlarımızın eserleri yılın her günü<br />
sergilenebilecek. Ayrıca düzenlenen sergi ve<br />
kurslarla Isparta halkı açısından da önemli bir<br />
yer olacağını düşünüyorum.” diyerek sözlerini<br />
tamamladı.<br />
Çelebiler Mahallesi Damgacı Sokaktaki<br />
SDÜ Demiralay Sanatevi, Isparta’da Milli<br />
Mücadeleye kurduğu birliklerle katılan Hafız<br />
İbrahim Demiralay’ın yaşadığı 2 katlı ahşap<br />
G. Sanatlar Fakültesi<br />
Öğretim Elemanlarından<br />
El Sanatları Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyeleri<br />
tarafından “Geleneksel Türk El Sanatları<br />
Öğretim Elemanları Sergisi” düzenlendi.<br />
Demiralay Konağı Sanat Evi’nde dün<br />
açılan sergide Türk El Sanatları’ndan<br />
hat, tezhip, ebru, minyatür, kaligrafi<br />
tekniklerinde 50’yi aşkın eser sergilendi.<br />
Sergi’nin açılışına SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Vehici Kırdemir, GSF Dekanı Prof. Dr.<br />
Kubilay Aktulum, üniversitemize konuk<br />
olan Gazeteci-Yazar Fikret Bila öğretim<br />
üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.<br />
15 gün sanatseverlere açık tutulacak<br />
olan sergiyi düzenleyen Öğretim<br />
Elemanları’nın isimleri şöyle; Yrd.Doç.<br />
Rengin Oyman, Yrd. Doç. Dr. N. Filiz<br />
Ölmez, Öğretim Görevlisi Abdullah Pak,<br />
Araştırma Görevlisi Çiğdem Önkol, Zeliha<br />
Alav, İbrahim Yıldırım, Öğretim Görevlisi<br />
Habibe Şimşek, Banu Tunçbilek Cahan,<br />
İhsan Akkuş, Ünal Erdinç, Abdulbaki Yeşil,<br />
Adem Sakal.<br />
G. Sanatlar Fakültesi<br />
Anneler Günü için<br />
Ebru Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel<br />
Türk El Sanatları Bölümü tarafından<br />
“Renklerin Sudaki Dansı” adlı ebru<br />
sanatı sergisi Isparta Valilik Binası<br />
arkasında sergilendi. Öğretim<br />
Görevlisi Ünal Erdinç serginin<br />
Geleneksel Türk El Sanatları<br />
Bölümü 2.sınıf öğrencileri tarafından<br />
gerçekleştirildiğini belirterek, “Ebru,<br />
Orta Asya’dan gelen bir sanattır.<br />
Osmanlılarda kitap resimlerinde<br />
yer alan ebru soyut bir anlam<br />
taşımaktadır. Anneler Gününe özel<br />
olarak, her yıl sergimizi açıyoruz ve<br />
bu faaliyeti geleneksel hale getirdik.<br />
Bölümümüzde hat, minyatür, tezhip,<br />
ahşap işleri, çini, özgün baskı, halıkilim,<br />
tekstil gibi çeşitli konularda<br />
eğitim veriliyor. Ayrıca Geleneksel<br />
Türk El Sanatları Bölümü’nden mezun<br />
olan öğrencilerimiz turistik bölgelerde<br />
rahat iş bulabilmektedirler.” diye<br />
konuştu.<br />
100’e yakın ebrunun yer aldığı<br />
sergide; ayrıca öğrenciler tarafından<br />
ebrunun nasıl yapıldığı konusunda<br />
uygulamalı bilgiler verildi.<br />
Basında En iyiler<br />
Sergileniyor<br />
Hürriyet Gazetesi ve SDÜ Güzel Sanatlar<br />
Fakültesi tarafından ortaklaşa düzenlenen<br />
“Basında En İyiler” konulu grafik tasarım<br />
sergisi SDÜ Demiralay Konağı Sanatevi’nde<br />
açıldı. Hürriyet Gazetesi’nin hayata<br />
geçirdiği bu proje Hacettepe, Çukurova,<br />
9 Eylül Üniversiteleri’nden sonra SDÜ<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi organizasyonuyla<br />
Isparta’da da sanatseverlerle buluştu. 39<br />
eserin yer aldığı serginin açılışına GSF Dekanı<br />
Prof. Dr. Kubilay Aktulum, SDÜ Güzel<br />
Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyeleri, öğretim<br />
elamanları ve öğrenciler katıldı.<br />
Dekan Aktulum, “Bu sergi grafik tasarımı<br />
öğrencilerinin ve kentteki bütün sanat<br />
severlerin görmesi gereken bir sergidir. Böyle<br />
kaliteli bir sergiyi, fakülte olarak Isparta’da<br />
düzenlemekten mutluluk duyuyorum.”dedi.<br />
8 Mart<br />
“Dünya Kadınlar Günü”<br />
Karma Sergisi<br />
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma<br />
ve Uygulama Hastanesi Sergi Salonu’nda<br />
karma sergi düzenlendi. SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Güzel<br />
Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kubilay<br />
Aktulum, Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Saim Saraç ve Orman<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Sönmez’in<br />
katılımları ile açılışı gerçekleştirilen<br />
sergide, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde<br />
öğretim elemanı olarak görev yapan 11<br />
bayan sanatçının 35 eseri sergilendi.<br />
Photoshop Magazin<br />
Dergisi Ödülü<br />
Türk tasarımcıların ve Photoshop<br />
kullanıcılarının öncü ve referans<br />
dergisi olan Photoshop Magazin’in,<br />
Türk grafik sanatlarının gelişimi ve bu<br />
sektörde buluşan insanların birbirleriyle<br />
etkileşimini sağlamak amacı ile ilk<br />
defa düzenlediği “Photoshop Foto<br />
Manipulasyon Yarışması”nı SDÜ’lü bir<br />
sanatçı kazandı.<br />
SDÜ Basın ve Halkla İlişkiler<br />
Müdürlüğü’nde Uzman olarak görev<br />
yapan Serdar Duran “Surat” isimli<br />
çalışması ile 99 eser arasından birinci<br />
oldu. Yarışmada bütün katılımcılara<br />
verilen ortak bir görsel malzemeyi,<br />
Photoshop programını kullanarak<br />
yorumlamaları istenmişti. Yapılan<br />
çalışmalar internet sitesinden<br />
yayınlanarak oylamaya sunuldu.<br />
Oylama sonucunda en çok oyu alan<br />
ve jüri tarafından değerlendirilen<br />
çalışmalar ödüllendirildi.<br />
Türkiye genelinde grafik tasarım<br />
ve masaüstü yayıncılık alanında<br />
çalışanların büyük ilgisini ve beğenisini<br />
kazanan Photoshop Magazin Dergisi,<br />
her ay yenilediği bu yarışmaya katılan<br />
ve dereceye giren çalışmaları binlerce<br />
photoshop kullanıcısının ziyaret ettiği<br />
internet sitelerinde ve dergi sayfalarında<br />
yayınlıyor. Böylece sektörde bir sinerji<br />
oluşturuyor ve Türk grafik sanatlarına<br />
katkı sağlıyor.
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Sergi<br />
Kamil Abi Yurt Sergisi<br />
Açıldı...<br />
Anadolu Üniversitesi Öğretim<br />
Üyeleri ile Eskişehir’de görev yapan<br />
resim öğretmenlerinin kurduğu ve on<br />
ressamdan oluşan “Kamil Abi Sanatçıları”<br />
topluluğu tarafından düzenlenen Kamil<br />
Abi Yurt Sergisi, SDÜ Demiralay Konağı<br />
Sanatevi’nde açıldı.<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim<br />
Bölümü’nün organizasyonuyla açılan<br />
sergiye, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, öğretim üyeleri ve çok<br />
sayıda öğrenci katıldı. Sergide heykel ve<br />
resimlerden oluşan 88 eser yer aldı.<br />
GSF Öğrencilerinden<br />
Resim Sergisi<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi<br />
Resim Bölümü B-1 atölyesi öğrencileri<br />
tarafından ortaklaşa düzenlenen “Bir”<br />
konulu resim sergisi, 31 Mayıs Çarşamba<br />
günü açılışı yapılarak sanatseverlerle<br />
buluştu.<br />
GSF’li öğrencilerden<br />
Seramik Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik<br />
Bölümü Öğrencileri tarafından üçüncüsü<br />
düzenlenen ‘Geleneksel Yıl Sonu Sergisi’<br />
açıldı.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan<br />
sergiye SDÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr.<br />
İsmail Karaca, Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
Genel Sekreter Ahmet Tevfik Köse, GSF<br />
Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum,<br />
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Dr. Saim Saraç, öğretim üyeleri ve<br />
öğrenciler katıldı.<br />
Birinci, ikinci ve üçüncü sınıf örencileri<br />
tarafından hazırlanan sergide 500 seramik<br />
eser yer aldı.<br />
GSF’li öğrencilerden<br />
Karma Sergi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel<br />
Türk El Sanatları Bölümü son sınıf<br />
öğrencilerinin mezuniyet sergisi SDÜ<br />
Araştırma ve Uygulama Hastanesi<br />
Sergi Salonu’nda açıldı.<br />
Serginin açılışına SDÜ Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay<br />
Aktulum, öğretim elemanları ve<br />
öğrenciler katıldı.<br />
Tezhip, hat, minyatür, ebru,<br />
halı, kilim, serbest dokuma ve şark<br />
köşesinden oluşan, 80 eserin yer<br />
aldığı sergi 12-19 Haziran tarihleri<br />
arasında açık kaldı. Ayrıca sergide<br />
yer alan eserler satışa sunuldu.<br />
Öğrencilerden<br />
Müzede Sergi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Resim ve<br />
Grafik Bölümü Öğrencileri tarafından<br />
Isparta Arkeoloji ve Etnografya<br />
Müzesi’nde mezuniyet sergisi açıldı.<br />
Serginin açılışına GSF Dekanı<br />
Prof. Dr. Kubilay Aktulum, öğretim<br />
elemanları ve öğrenciler katıldı.<br />
Sergiyle ilgili bilgi veren Resim<br />
Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr.<br />
Nevin Güven, “Sergi, son sınıf<br />
öğrencilerinin bitirme projelerinden<br />
oluşuyor.Öğrencilerimiz teorik olarak<br />
seçtikleri bir konu üzerinde bir<br />
yıllık uygulama yaptılar. Buradaki<br />
resimler bu çalışmaları gösteriyor. Bu<br />
sergiye sadece öğrencilerin değil tüm<br />
sanatseverlerin katılımını bekliyoruz.”<br />
dedi. 64 yağlı boya resmin yer aldığı<br />
sergi 21 Haziran’a kadar açık kaldı.<br />
Öğretim Teknolojileri<br />
ve Materyal<br />
Geliştirme Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik<br />
Eğitim Fakültesi tarafından ‘Öğretim<br />
Teknolojileri ve Materyal Geliştirme’ konulu<br />
bir sergi düzenledi. SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />
gerçekleştirilen sergiye Teknik Eğitim<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilay Keskin,<br />
öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />
katıldı.<br />
Açılış konuşmasını yapan Keskin<br />
“Gerçekten çok ilginç çalışmalar burada<br />
toplanmış. Öğrencilerimize gerekli<br />
teşvik ve destek verildiği takdirde çok<br />
başarılı olacaklarına inanıyorum.” dedi.<br />
Yrd. Doç. Dr. Muhammed Demirbilek’in<br />
organizasyonunda düzenlenen sergide;<br />
<strong>Bilgi</strong>sayar, Yapı ve Tesisat Öğretmenliği<br />
Öğrencileri’nin hazırladıkları maket güneş<br />
enerjisi panelleri, kartondan yapılmış kalıp<br />
ve beton çeşitleri ve bilgisayar gibi çeşitli<br />
ders materyalleri sergilendi.<br />
Sergi ile ilgili olarak bilgi veren<br />
Demirbilek, öğrencilerini gündemdeki<br />
önem verilmesi gereken konulara<br />
yönlendirdiklerini belirterek, “Amacımız<br />
öğrencilerimizin motivasyonunu arttırarak<br />
yaratıcılıklarını geliştirmek, bu materyalleri<br />
derslerimizde kullanmak ve görselliği öne<br />
çıkarmaktır.” diye konuştu.<br />
Mühendislik Mimarlık<br />
Fakültesi’nden Sergi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Şehir ve<br />
Bölge Planlama Bölümü Yüksek Lisans<br />
Öğrencileri, “Isparta Kent Merkezi Kuzey<br />
Gelişme Aksı Kentsel Tasarım Projesi”<br />
konulu bir sergi düzenlediler. Sergideki<br />
çalışmalar; Prof. Dr. M. Ilgar Kırzıoğlu,<br />
Yrd. Doç .Dr Ali Türk ve Yrd.Doç. Dr.<br />
Ekrem Polat tarafından tasarlandı.<br />
Güller Diyarına<br />
Merhaba Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Araştırma ve Uygulama Hastanesi,<br />
Emekli Öğretmen Müzehher<br />
Aloğlu’nun resim sergisine ev sahipliği<br />
yaptı. Hastane Başhekimi Prof. Dr.<br />
Namık Delibaş ile çok sayıda öğretim<br />
görevlisinin katılımıyla açılan sergide,<br />
sanatçının sulu boya tekniği ile son<br />
yıllarda yapmış olduğu 24 çalışma<br />
sergilendi. “Güller Diyarına Merhaba”<br />
adlı, gökyüzü ve doğanın anlatıldığı<br />
sergi 2 Haziran 2006 Cuma gününe<br />
kadar açık kaldı.
88 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 89<br />
SDÜ’de<br />
Klasik Gitar Konseri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar<br />
Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Elemanı; Mustafa<br />
Erhan, SDÜ Kültür Merkezi’nde Klasik Gitar Konseri<br />
verdi. Erhan, konserinde; İspanyol ezgilerinden, Latin<br />
Amerika ezgilerine, Anadolu türkülerinden, dünyaca ünlü<br />
gitaristlerin bestelerine kadar pek çok eserle dinleyenleri<br />
adeta büyüledi.<br />
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konsere, Çetin Koruk<br />
da konuk sanatçı olarak bağlamasıyla katıldı.<br />
SDÜ’de<br />
Sanat Musikisi Konseri<br />
SDÜ’de<br />
Tasavvuf Musikisi Konseri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İlahiyat Fakültesi<br />
tarafından Kutlu Doğum Haftası nedeniyle SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde Tasavvuf Musikisi konseri düzenlendi. Konser<br />
öncesinde konuşma yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu, dinimizde müziğin çok önemli bir<br />
yer tuttuğunu belirterek; “İslam dininde müziğin önemli bir<br />
yeri vardır. Biz, bu sebeple okulumuzda da Din Musikisi,<br />
Tasavvuf Musikisi gibi dersler okutuyoruz. Bu dersleri<br />
okutmamızın sebebi ise öğrencilerimizin Kur’an ve ezanı<br />
doğru okuyabilmeleri içindir. Bugün de sizlere bir Tasavvuf<br />
Musikisi dinletisi sunmak istedik. Katıldığınız için teşekkür<br />
ediyorum.”diye konuştu.<br />
Konseri, İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Şef Erdoğan<br />
Ateş yönetti. Segah ve Hicaz makamındaki eserlerden oluşan<br />
konseri çok sayıda davetli izledi.<br />
Isparta Musiki Derneği<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Kültür Merkezi’nde “34.Yıl Bahar<br />
Konseri” verdi.<br />
Şef Avukat Çetin Aköz’ün<br />
yönettiği koro, Acem Kürdi,<br />
Muhayyer ve Karcığar makamında<br />
22 eser seslendirdi. Ayrıca 6 koro<br />
elemanı da solo eserler okudular.<br />
Dernek Başkanı ve Koro Şefi Çetin<br />
Aköz, 34 yıl önce Dr. Teoman Önadlı<br />
tarafından kurulan derneğin, Türk<br />
Musikisi’nin halkımıza sevdirilmesi<br />
konusunda önemli bir görev<br />
yaptığını söyledi. Salonu dolduran<br />
musikiseverler, koro elemanlarını<br />
ayakta alkışladılar.<br />
MÜZMER’den<br />
Türk Halk Müziği Konseri<br />
SDÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />
(MÜZMER) Türk Halk Müziği Topluluğu tarafından,<br />
10.uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle Türk Halk Müziği<br />
Konseri düzenlendi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde verilen konser öncesinde<br />
MÜZMER’in faaliyetlerini anlatan kısa bir tanıtım filmi<br />
yayınlandı. Daha sonra Şef Çetin Koruk yönetimindeki<br />
koro konserine başladı. Konserde Doğu Anadolu, Orta<br />
Anadolu, Karadeniz, Ege ve Teke Yörelerinden 13 eser<br />
seslendirildi. Konseri çok sayıda öğretim elemanı ve<br />
öğrenci izledi.<br />
SDÜ Tanıtım Fuarında<br />
Üniversitemiz, TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi’nin<br />
düzenlediği 3. üniversite tanıtım fuarına katıldı. İncek<br />
Kampüsü‘ndeki kapalı alanda kurulan fuarda üniversitemizi<br />
SDÜ Kültür Merkezi Müdürü Okutman Neşe Okur ve Uzman<br />
Hatice Baysal başkanlığındaki üç kişilik öğrenci grubu temsil<br />
etti. SDÜ standda yaptığı tanıtımla kendisini en iyi şekilde<br />
öğrencilere tanıttı.TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi’nin<br />
sorularını da yanıtlayan SDÜ stand sorumluları , üniversitenin<br />
taban-tavan puanları ve sosyal aktiviteleri konusunda bilgi<br />
verdi. Bu konuyla ilgili broşürler dağıtıldı. Üniversitemiz<br />
standı fuara katılan özel ve devlet üniversiteleri, ortaöğretim<br />
ve lise öğrencileri, veliler, yöneticiler, çalışanlar ve çevre okul<br />
öğrencilerinden büyük ilgi gördü. Ziyaretçilere üniversitemiz<br />
tanıtım kataloğu, kalem ve minyatür seramik heykeller hediye<br />
edildi.<br />
SDÜ’de Oryantasyon Programı<br />
Socrates-Erasmus öğrenci değişim programı<br />
çerçevesinde yurt dışındaki üniversitelerden<br />
toplam 12 öğrenci SDÜ’ye geldi. Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Dış İlişkiler ve Socrates<br />
Ofisi’nin düzenlediği oryantasyon programında,<br />
ilk olarak Dış İlişkiler ve Socrates Koordinatörü<br />
Doç. Dr. Fatma Göktepe ziyaret edildi. Göktepe<br />
misafir öğrencilerle tanışarak, ihtiyaç duydukları<br />
her konuda yardımcı olacaklarını belirtti. Misafir<br />
öğrenciler daha sonra Vali Şemsettin Uzun’u<br />
makamında ziyaret etti. SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />
gerçekleştirilen tanıtım ile devam eden<br />
oryantasyon programında misafir öğrencilere;<br />
üniversitemizin tanıtımı ile Türk kültürü, tarihi<br />
ve sosyal yaşamı hakkında bilgiler aktarıldı.<br />
Program, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail<br />
Karaca ve Prof. Dr. Vecihi Kırdemir’e yapılan<br />
ziyaretler ile son buldu.
90 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 91<br />
SDÜ Bahar Yarıyılında<br />
63 Öğrenciyi Yurt dışına Gönderdi<br />
SDÜ’de Erasmus<br />
Bahar Toplantısı Yapıldı<br />
Bologna Süreci<br />
Tanıtım Toplantısı Yapıldı<br />
Ömer Ayçiçek<br />
Prof. Dr. Sermin Örnektekin<br />
Prof. Dr. Nejat Erk<br />
Erasmus Programı çerçevesinde üniversitemiz<br />
bahar yarıyılında 63 öğrencisini yurt dışına gönderdi.<br />
Öğrencilere gerekli bilgilerin verilmesi amacıyla Dış İlişkiler<br />
Koordinatörlüğü tarafından Kültür Merkezi’nde bir toplantı<br />
düzenlendi. Toplantıya Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail<br />
Karaca, İİBF Dekanı Prof. Dr. Bilal Murat Özgüven, Doç. Dr.<br />
Fatma Göktepe, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.<br />
Dış İlişkilerden Sorumlu Rektör Danışmanı Doç. Dr.<br />
Fatma Göktepe toplantıda yaptığı konuşmada, “Erasmus<br />
Programı’nda SDÜ’yü Anadolu Üniversiteleri arasında başarılı<br />
bir üniversite olarak görüyoruz. Bu başarının devamı olarak<br />
bahar yarıyılında 63 öğrencimizi daha yurtdışına gönderdik.<br />
Bu başarının temelinde, genç arkadaşlarımızın cesareti ve ikili<br />
anlaşmaları sağlayarak öğrencilerimize yol açan hocalarımızın<br />
yeri büyüktür. Güz yarıyılında <strong>29</strong> öğrenci gönderirken bahar<br />
yarıyılında bu sayının 63’e çıkması bizim için büyük bir<br />
başarı olmakla birlikte asıl hedefimiz bu sayının 200-300 gibi<br />
rakamlara varmasıdır. Bu konuda ikili anlaşmaları sağlayan<br />
hocalarımıza daha da büyük görevler düşmektedir. Bu yıl<br />
göndereceğimiz öğrencilerin 44’ü lisans, 9’u yüksek lisans 10’u<br />
da doktora öğrencisidir. Yani önemli bölümünü daha genç olan<br />
lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Ayrıca üniversitemize geçen<br />
dönem yurt dışından 9 öğrenci gelmiştir. Bu sayının bu yıl 15<br />
öğrenci olmasını bekliyoruz.” dedi.<br />
Türkçe Topluluğu’ndan Etkinlik<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Türkçe Topluluğu<br />
tarafından “Ses Bayrağım Türkçe” adlı bir etkinlik düzenledi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’ndeki etkinlik, Türkçe Topluluğu’nun<br />
bugüne kadar yaptıkları ve Türkçe’yi korumak adına<br />
yapacaklarını anlatan sunumla başladı.<br />
Daha sonra Socrates Erasmus Programıyla okulumuza<br />
gelen on iki yabancı öğrenciye Türkçe öğrendikleri için<br />
sertifika verildi.<br />
Sertifika töreninin ardından günümüzde Türkçemizin<br />
ne kadar fazla yozlaştığını anlatan ‘Full Time Türkçe’ isimli<br />
oyun sahnelendi. Türkçe Topluluğu öğrencilerinin sergilediği<br />
oyunda, Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir dedenin torunlarıyla<br />
verdiği Türkçe savaşı komik bir dille anlatılıyor.<br />
Çok sayıda öğretim elemanı ve öğrencinin izlediği<br />
etkinlik şiir dinletisiyle son buldu.<br />
Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez<br />
Başkanlığı Erasmus Bahar Toplantısı Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde yapıldı. SDÜ Dış İlişkiler<br />
Koordinatörlüğü’nün ev sahipliğinde iki gün süren toplantının<br />
ilk gününe SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Rektör Danışmanı ve Dış<br />
İlişkiler Koordinatörü Doç. Dr. Fatma Göktepe, 68 üniversitenin<br />
Erasmus Koordinatörleri ve öğretim üyeleri katıldı.<br />
Açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda, ilk olarak<br />
kürsüye gelen Doç. Dr. Fatma Göktepe, “Böyle bir organizasyona<br />
üniversitemizin ev sahipliği yapması bizi çok mutlu etti. 2004-<br />
2005 yılında öğrenci değişim programı çerçevesinde yurt dışına<br />
öğrenci göndermeye başladık. 1.5 yılda 14 ayrı ülkeye 110 öğrenci<br />
gönderdik, 28 öğrenci de misafir ettik. AKTS (Avrupa Kredi<br />
Transfer Sistemi) çalışmalarıyla ders bilgi formunu tamamladık.<br />
Üniversitemiz öz değerlendirme raporunu hazırladık. Avrupa<br />
Üniversiteler Birliği heyeti ile ilk görüşmelerimizi geçtiğimiz ay<br />
içinde yaptık.”diye konuştu. Ardından kürsüye gelen Erasmus<br />
Program Koordinatörü Ömer Ayçiçek üniversiteler arasında<br />
artık bir Erasmus ailesi oluştuğunu belirterek, “Geçen yıl 68<br />
üniversitemiz fiilen öğrenci değişimi yaptı. Türk üniversiteleri<br />
artık kendilerine güveniyorlar. Burada toplanarak bugüne kadar<br />
neler yaptık, bundan sonra neler yapacağız konularını tartışıp,<br />
Ulusal Erasmus Planı oluşturacağız.”dedi. Kürsüye gelen<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ise, “Biz üniversite<br />
olarak diğer üniversitelerden gelen koordinatörlerimizi<br />
ağırlamaktan çok mutlu olduk, toplantının başarıyla geçmesi bu<br />
mutluluğumuzu perçinleyecektir.” şeklinde konuştu.<br />
Açılış konuşmalarının ardından Ömer Ayçiçek yaptığı<br />
sunumla 2004-2005 değerlendirmesi ve istatistikleri vurgulayarak,<br />
“Türkiye genelinde ilk yıl 1142 öğrenci ve 339 öğretim elemanı<br />
gönderdik. En çok öğrenci gönderilen ülke Almanya, Hollanda,<br />
Fransa ve İtalya oldu. Erasmus kapsamında giden öğretim<br />
elemanlarının yüzde 45’i profesör, yüzde 31’i yardımcı doçent ve<br />
araştırma görevlisi, yüzde 24’ü doçent; öğrencilerin yüzde 77’si<br />
lisans düzeyinde, yüzde 15’i yüksek lisans ve yüzde 8’i doktora<br />
düzeyindedir.” dedi.<br />
Erasmus Bahar Toplantısı AB Eğitim ve Gençlik Programı<br />
Başkanlığından Selen Tokgöz, İlyas Ülgür ve Özlem Yücel’in<br />
sunumlarıyla devam etti.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Dış İlişkiler Koordinatörlüğü<br />
tarafından, Bologna Süreci Tanıtım Toplantısı yapıldı.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda Mustafa<br />
Kemal, Mersin ve Çukurova Üniversiteleri’nden gelen<br />
Bologna Rehberleri yurt dışıyla öğrenci değişimi konusunda<br />
dinleyenleri bilgilendirdiler. SDÜ Rektör Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Vecihi Kırdemir yaptığı konuşmada üniversitemizdeki<br />
öğrenci değişimleri konusuna değinerek, “Biz SDÜ olarak<br />
üniversitemizdeki öğrenciler ve öğretim elemanlarıyla yurt<br />
dışındaki öğrenci ve öğretim elemanlarının kaynaşması için<br />
Sokrates Programı’yla yurt dışına geliş gidişler yaptık. Bu<br />
değişimler daha da artacaktır. Çünkü; biz ,uluslararası düzeyde<br />
daha rekabetçi bir SDÜ yaratmayı planlıyoruz.” dedi.<br />
Kırdemir’in ardından Çukurova Üniversitesi’nden Bologna<br />
Rehberi Prof. Dr. Nejat Erk ‘Bologna Süreci’nin Tanıtımı’<br />
konusunda konuştu. Erk; “Bologna Süreci Türkiye’nin eğitimi<br />
için bir devrimdir. Ama tabii ki bundan yararlanmayı bilirsek.<br />
Aslında Bologna, Türkiye için hazırlanmış bir şey değildir.<br />
Avrupa iyi beyinleri kaçırmak istemiyor o yüzden bu beyinleri<br />
öğrenci değişimleriyle takip ediyor ve içerisine hapsediyor. Biz<br />
de yurt dışından bize gelen öğrencileri iyi değerlendirmeliyiz.<br />
Günümüzde savaşların silahla değil beyinle yapıldığını<br />
düşünürsek kendimize çok iyi beyinler yetiştirmeliyiz. Bu tip<br />
eğitim reformları da bunun için zemin hazırlar.” diye konuştu.<br />
Mustafa Kemal Üniversitesi’nden toplantıya katılan<br />
Bologna Rehberi Prof. Dr. Sermin Örnektekin de Bologna<br />
Süreci’nin öğrenciler tarafından tanınması konusuna değindi.<br />
Örnektekin, öğrencilerin değişim programlarına olan ilgilerini<br />
anlatarak şunları söyledi; “Başlangıçta öğrenciler bu değişime<br />
sıcak bakmıyorlar. Yurt dışında birçok aksaklıkların onları<br />
beklediğini biliyorlar. Öğrencilerimiz başka bir ülkeye<br />
okumaya gittiklerinde ilk başta maddi sıkıntı yaşıyorlar sonra<br />
da bulundukları ortamlara göre bu sıkıntılar farklılık gösteriyor.<br />
Ama bizler öğrencilerimize bu sıkıntılara katlanmalarını<br />
söylemeliyiz, onları değişim programlarına yönlendirip bunun<br />
sonucunun iyi olacağını onlara hatırlatmalıyız.” diye konuştu.<br />
Toplantıda Bologna Süreci’ni Kalite Güvencesi ve<br />
Akademik Değerlendirme yönünden ele alan Prof. Dr. Tamer<br />
Gök ise, bilgiyi, kaliteyi paylaşmak ve çoğaltmak gerekir.<br />
Türkiye’de birçok üniversitede laboratuvarlarda deneyler,<br />
araştırmalar yapılıyor. Ama birçoğu olduğu yerde kalıyor<br />
kendini gösteremiyor, pazarlanamıyor. Eğer biz bunların<br />
değerlendirmesini yaparsak üniversitelerimizde kaliteli eğitimi<br />
teşvik etmiş oluruz.” dedi.<br />
Toplantıyı çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci izledi.
92 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 93<br />
SDÜ-MINEVRA Projesi<br />
SDÜ’de<br />
Yapay Kar Makinesi Üretildi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde,<br />
yapay kar makinesi üretildi.<br />
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Küçükkömürler, Teknik Eğitim<br />
Fakültesi’nde tasarlanan ve prototip olarak üretilen yapay<br />
kar makinesinin, çeşitli ihtiyaçlara uygun tiplerinin de<br />
üretilebileceğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Küçükkömürler,<br />
tamamı SDÜ’de üretilen yapay kar makinesinde, memelere<br />
yüksek basınç verebilmek için yüksek basınçlı su pompası,<br />
sıkıştırılmış hava için de hava kompresörü kullanıldığını<br />
bildirdi.<br />
Yrd. Doç. Dr. Küçükkömürler, Davraz’da tanıtımı yapılan<br />
makineyle ilgili şu bilgileri verdi: ‘Hava kompresörünün<br />
kullanım sebebi, pulvarize olmuş su taneciklerinin kuru hava<br />
ile teması sonucu kristalleşmeyi -1 C sıcaklıkta sağlamak<br />
içindir. Deneysel gözlemler sonucu üretimi yapılan prototip<br />
makine, 10 metrekarelik bir alanı 1 saat içerisinde ortalama<br />
-2 C derecede 2 santimetre kalınlığında karla kaplama<br />
kapasitesine sahiptir. Bu makinenin endüstriyel tasarımı ve<br />
üretiminin Teknokent üzerinden yapılması düşünülmektedir.<br />
Vali Şemsettin Uzun, Davraz Kayak Festivali’nde bu<br />
sistemle ilgilenmiş ve bu gibi makinelerin kayak merkezine<br />
kazandırılması arzusunda olduğunu belirtmiştir. Yapılan<br />
prototip makine hava kompresörü hariç yaklaşık 1.000YTL’ye<br />
mal olmuştur. Fakat Davraz Dağı için düşünülen makineler<br />
yüksek kapasiteli olup birim fiyatları 20.000-30.000YTL arası<br />
değişebileceği öngörülmektedir.<br />
Bu proje kapsamında Teknik Eğitim Fakültesi bünyesinden;<br />
SDÜ-COMENIUS Projesi<br />
Almanya’dan State Institute for School Northrhine-<br />
Westfalia,Çek Cumhuriyeti’nden Masaryk University of Brno<br />
ve Litvanya’dan Siauliai University Qualification Institute ile<br />
birlikte üniversitemiz adına İktisadi İdari Bilimler Fakültesinin<br />
ortak olduğu ve 2005 yılı içinde Brüksel TAO tarafından<br />
kabul edilen projeler arasında yer alan AB Socrates Comenius<br />
2.1 ECOLAB projesinin ilk uzmanlar toplantısı Almanya’nın<br />
Soest kentinde 04.12.2005-08.12.2005 tarihleri arasında yapıldı.<br />
İspanya’nın yürütücülüğünde üniversitemizin de proje ortağı<br />
olduğu AB Socrates/Minerva “Mobil <strong>Bilgi</strong> ve İletişim Teknolojilerinin<br />
Okullara Uygulaması” AITMES adlı projenin ilk toplantısı<br />
İspanya’nın A Caruna kentinde yapıldı.<br />
Üniversitemiz adına Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik-<strong>Bilgi</strong>sayar<br />
Eğitim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Akif KUTLU (proje koordinatörü)<br />
ve Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇALIŞ (proje yürütücüsü) ın<br />
katıldığı toplantıda proje amaçları, yönetimi ve elde edilecek kazançlar<br />
tartışıldı.<br />
Doç. Dr. Akif Kutlu konuyla ilgili olarak şunları şöyledi: “AIT-<br />
MES projesinin amacı farklı erişim tekniklerinin kullanılmasına<br />
olanak sağlayan elektronik öğrenmenin ve bilgi-iletişim teknolojilerinin<br />
kullanıldığı yeni eğitim modeli oluşturmaktır.<br />
Bu proje ile öğretmenlerin 3G CEP TELEFONLARI, GPS, EL<br />
BİLGİSAYARLARI veya PDA’ ların kullanıldığı yeni eğitim materyalleri<br />
oluşturma, mevcut bilgi ve kaynaklara erişebilme ve<br />
bunları GPRS, WAP WI FI veya UMTS gibi iletişim ağları üzerinden<br />
gerçek zamanlı olarak paylaşabilme yeterliliklerini kazanmaları<br />
sağlanacaktır.”<br />
Yrd. Doç. Dr. Arif Emre Özgür, Arş. Gör. Kubilay Taşdelen,<br />
Öğr Gör. Ecir Uğur Küçüksille, Öğr. Gör. Mehmet Albayrak<br />
görev almıştır. Ayrıca Mühendislik Fakültesinden Prof. Dr. Erol<br />
Keskin, Prof.Dr. Remzi Varol ve Yrd. Doç. Dr. Ramazan Selver’e<br />
yardımlarından ötürü şahsım ve grubum adına çok teşekkür<br />
ediyorum. Ayrıca projelerimiz için her zaman bizden desteğini<br />
esirgemeyen Dekanımız Prof. Dr. Nilay Keskin ve Rektörümüz<br />
Prof. Dr. Lütfi Baydar’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.”<br />
Üniversitemiz adına projenin Türkiye koordinatörleri<br />
Doç.Dr. Murat Dulupçu ve Yrd.Doç.Dr.İlker H. Çarıkçı’nın<br />
katıldığı toplantıda ECOLAB Projesi çerçevesinde ekonomi ve<br />
AB perspektifi konusunda eğitilecek olan 4 ülkeden 20 öğretmenle<br />
ilgili eğitim planlaması ve organizasyonuyla ilgili çalışmalar<br />
yapıldı.<br />
Fen Bilimleri<br />
Proje Yarışması Sonuçlandı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından,<br />
13. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen<br />
‘1.Proje Yarışması’ sonuçlandı.<br />
22 Yüksek lisans ve doktora öğrencisinin katıldığı yarışmada,<br />
Biyoteknoloji Biyomalzeme alanında 4, Enerji ve Teknolojileri<br />
alanında 3, Doğa ve Çevre Bilimleri alanında 15 olmak<br />
üzere toplam 22 proje değerlendirildi.Yarışma sonucunda<br />
Doğa ve Çevre Bilimleri alanında Elif Dinçtürk Atalay birinci,<br />
Biyoteknoloji Biyomalzeme alanında Ali Güleç ikinci ve yine<br />
Doğa ve Çevre Bilimleri alanında Evrim Çelik üçüncü oldu.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül töreni Isparta<br />
Musiki Cemiyeti’nin müzik dinletisiyle başladı. Dinletinin<br />
ardından Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Çiğdem<br />
Savaşkan proje yarışmasıyla ilgili bilgiler verdi. Savaşkan;<br />
“34 anabilim dalında doktora ve yüksek lisans öğrencilerimiz<br />
arasında böyle bir yarışma düzenledik. Enstitümüzün 13. Kuruluş<br />
Yıldönümü kapsamında ilki düzenlenen bu yarışmaya,<br />
geleceğin öğretim üyesi arkadaşlarımız katıldı. Bu yarışmanın<br />
SDÜ’den Gagauz Belgeseli<br />
Projesine Destek<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Gagauz Radyo Televizyon<br />
Kurumu’nun yaptığı başvuru üzerine, Gagauz Türkleri’nin yaşantılarını<br />
tarihsel süreç içinde anlatan bir belgeselin çekimi projesine<br />
destek verecek.<br />
SDÜ, GRT ve İdil Prodüksiyon şirketi tarafından ortaklaşa<br />
çekilmesi kararlaştırılan “Gagauz Türkleri Belgeseli” ile ilgili ilk<br />
toplantı Eğirdir’deki SDÜ Araştırma ve Uygulama Oteli’nde yapıldı.<br />
Toplantıya Gagauz Otonom Bölgesi’nden 6 yetkili ile Erciyes,<br />
Atatürk, Ankara ve Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nden akademisyenler<br />
katıldı. Toplantı sonunda belgeselin; Gagauz tarihi,<br />
Gagauz Kültürü ve Edebiyatı ile Yaşayan Gagauzya konularında<br />
3 bölüm halinde çekilmesi kararlaştırıldı.<br />
Toplantıda akademisyenler bu bölümlerde yer alacak konular<br />
hakkında da görüş alış verişinde bulundular. Toplantıya,<br />
SDÜ’den Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Genel Sekreter<br />
Ahmet Tevfik Köse ve Genel Sekreter Yardımcıları Aziz Bayrak,<br />
Nafiz Akgün, Yrd.Doç.Dr. Şenol Kantarcı ve Okutman Fatih Kurt<br />
katıldı.<br />
düzenlenmesinde başta rektörümüz olmak üzere bize destek<br />
veren herkese teşekkür ediyorum.” dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, “Ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için çok sayıda<br />
düşünce insanına ihtiyacımız var. Ancak bunları yetiştirmek<br />
çok kolay değil. Üniversitemizin bilimsel düşünce fundalığı<br />
olarak saydığımız enstitülerimizde çalışan, araştırma görevlileri,<br />
doktora ve yüksek lisans öğrencileri arasında düzenlenen<br />
bu tip yarışmalar bizlere bu kolaylığı sağlayacaktır. Üniversitemizi<br />
bilgi ve bilim adamı üreten bir üniversite haline getirmek<br />
için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu yarışmaya katılan tüm<br />
arkadaşlarımı, jüri üyelerini ve enstitü yöneticilerini kutluyorum.”<br />
diye konuştu.<br />
Törenin sonunda Rektör Baydar, dereceye giren öğrencilere<br />
başarı belgelerini verdi. Yarışmada ilk üç sırayı paylaşan<br />
öğrenciler toplam 9 bin YTL:’lik proje desteği almaya hak kazandılar.<br />
SDÜ Öğrencisinin<br />
Projesi 4. Oldu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi<br />
‘Robotikte Bilim ve Teknoloji’ konulu ‘Necdet Eraslan Proje<br />
Yarışması 2005’e’ katıldı.<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen yarışmada,<br />
SDÜ Elektronik <strong>Bilgi</strong>sayar Eğitimi Bölümü son<br />
sınıf öğrencisi Yücel Pendik’in, Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir<br />
Çakır danışmanlığında yaptığı ‘Engelli ve Yaşlılar İçin Kaldırım<br />
ve Merdiven Çıkabilen Akülü Sandalye Tasarımı ve<br />
Gerçekleştirilmesi’ adlı çalışması, finale kalan 30 proje arasından<br />
dördüncü seçildi.<br />
Gerçekleştirdiği proje için başarı plaketi alan Pendik,<br />
“Biz daha iyi bir sonuç hedeflemiştik ama olmadı. Hedefimiz<br />
bundan sonraki yarışmalarda daha iyi bir derece elde<br />
etmektir.” diye konuştu. Proje Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir<br />
Çakır ise, istedikleri sonucu alamamalarına karşılık,<br />
fakülte olarak bu tür proje yarışmalarına bundan sonra<br />
da katılmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
94 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 95<br />
BEF Şiir Topluluğu Eğirdir Şiir Dinletisi<br />
SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Şiir Topluluğu Öğrencileri,<br />
Su Ürünleri Fakültesi’nin davetlisi olarak Eğirdir’de şiir dinletisi<br />
sundular.<br />
Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Anasanat Dalı öğrencilerinin<br />
de eşlik ettiği dinleti, büyük ilgi gördü. Burdur Eğitim<br />
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Zeki Yıldırım ve Öğretim<br />
Görevlisi Mustafa Karaca’nın başkanlığında Eğirdir’e gelen<br />
öğrenciler önce Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Öznur<br />
Diler’i ziyaret ettiler. Daha sonra öğrenci arkadaşlarına şiir<br />
dinletilerini sunan BEF’li öğrenciler, yoğun alkış aldılar. Çeşitli<br />
türkü ve halk oyunları gösterileriyle de renklendirilen dinleti<br />
yaklaşık 2 saat sürdü.<br />
BEF’te Akademik Genel Kurul Yapıldı<br />
BEF’li Öğretmen Adayları<br />
Yazır Köyü’nde Uygulama Eğitimi Yaptı<br />
SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim<br />
Dalı 3-B sınıfı Öğrencileri, Burdur’un Yazır Köyü’ndeki ilköğretim<br />
okulunu ziyaret ederek, uygulama eğitimi yaptılar.<br />
İlköğretim Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Yıldırım<br />
Başkanlığı’ndaki ekipte 35 öğrenci ve 4 öğretim elemanı yer aldı.<br />
BEF ekibini Yazır İlköğretim Okulu bahçesinde karşılayan öğrenciler,<br />
öğretmenler ve köy halkı bu ziyaretten duydukları memnuniyeti<br />
dile getirdiler.Daha sonra BEF’li öğrenciler, minik öğrencilere<br />
çeşitli kitap ve kırtasiye malzemelerinden oluşan hediye paketlerini<br />
dağıttılar ve sınıflara girerek Fen <strong>Bilgi</strong>si derslerinin uygulamasını<br />
yaptılar. Akşam saatlerine kadar süren ziyaret sırasında, toplu<br />
olarak “Yerli Malları Haftası” etkinliği de gerçekleştirildi.<br />
Ekip Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Yıldırım, öğretmenliğin bir gönül<br />
işi olduğunu belirterek, “Yetiştirdiğimiz öğretmen adaylarını<br />
daha iyi motive etmek amacıyla, değişik köy okullarına uygulama<br />
amaçlı bu tür ziyaretler yapıyoruz. Bu ziyaretler hem bizim öğrencilerimiz,<br />
hem minik öğrenciler ve hem de köy halkı üzerinde<br />
olumlu etkiler yapıyor. Bu ziyaretlerimiz sırasında bize destek<br />
olan rektörlüğümüze, dekanlığımıza valilik ve emniyet müdürlüğümüze<br />
teşekkür ediyorum.” dedi.<br />
BEF Öğrencilerinden Bağış<br />
Prof. Gökay Yıldız<br />
Kurula SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Genel Sekreter Ahmet Tevfik<br />
Köse, BEF Dekanı Prof. Gökay Yıldız ve öğretim elemanları<br />
katıldı. Dekan Prof. Gökay Yıldız’ın sunumu ile başlayan Akademik<br />
Genel Kurul’da, fakültenin öğrenci ve öğretim elemanı<br />
sayıları, bilimsel çalışmalar ve ihtiyaçlar dile getirildi. Dekan<br />
Yıldız, Burdur Eğitim Fakültesi’nde 2’si profesör ve 28’i yardımcı<br />
doçent, 36’sı öğretim görevlisi, 4’ü araştırma görevlisi,<br />
6’sı okutman ve 2’si ise uzman olmak üzere toplam 78 öğretim<br />
elemanının görev yaptığını söyledi. Öğrenci sayısının 3277 olduğuna<br />
değinen Yıldız, buna karşılık fakültede sadece 23 idari<br />
personelin görev yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını<br />
kaydetti.<br />
Fakültede başarı ortalamasının 87 olduğunu vurgulayan<br />
Dekan Yıldız,”Öğrenci sayımızın fazlalığına rağmen mevcut<br />
öğretim elemanı ve idari personelimizle yoğun bir tempoda<br />
hizmet veriyoruz. Öğretim elemanlarımız 2005 yılında 20<br />
uluslarası, 47 ulusal makale yayınladılar, 39 sempozyum ve<br />
seminer, 74 çeşitli türde etkinlik düzenlediler. Bu rakamlar bir<br />
önceki yıla göre artış gösteriyor.<br />
Bu nedenle arkadaşlarımızın özverili çalışmaları ortadadır.”<br />
diye konuştu.Daha sonra kürsüye gelen SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ise, üniversitelerin bulundukları<br />
şehrin dünyaya açılan pencereleri olduğunu hatırlatarak,<br />
SDÜ’nün Türkiye’deki 77 üniversite arasında hem eğitim hem<br />
de bilimsel çalışma anlamında ön sıralarda olduğunu söyledi.<br />
Burdur Eğitim Fakültesi’nde 28 yardımcı doçente karşılık hiç<br />
doçent olmamasını eleştiren Baydar, “Fakültemizdeki yardımcı<br />
doçent arkadaşların dil problemlerini halledip bir an önce<br />
doçent olmaları gerekir. Bir fakültede kaliteyi artırmak için<br />
sadece yüksek lisans programları yetmez, doktora programları<br />
da olmalıdır. Bunun için de profesör ve doçent kadrolarına<br />
ihtiyaç vardır. Bildiğiniz gibi üniversitemizde bugün için 32<br />
dalda doktora programı bulunmaktadır. Bu önemli bir sayıdır.<br />
İşte bu yüzden Türkiye’de ÖYP yani Öğretim Üyesi Yetiştirme<br />
Programı veren 4. üniversite olduk. Bu gerçekten önemli<br />
bir başarıdır. SDÜ’de, Aydın, Denizli, Muğla ve Kütahya’daki<br />
üniversitelerden gelen doktora öğrencilerini yetiştireceğiz.”<br />
dedi.<br />
Konuşmasının son bölümünde, üniversite öğretim elemanların<br />
dünyadaki değişim ve dönüşümü iyi algılamaları<br />
gerektiğine dikkati çeken Rektör Baydar, “Bunu anlayabilmek<br />
için, uluslararası iletişim dili olan İngilizce’yi her öğretim<br />
elemanının mutlaka bilmesi gerekir. Hatta bir kaç dil bilmesi<br />
daha iyi olur. Ancak şunu belirtmek istiyorum ki, ben İngilizce<br />
eğitimden bahsetmiyorum. Eğitim dilimizin Türkçe olmasından<br />
yanayım. Ancak dünyadaki gelişmeleri takip etmek,<br />
kendimizi daha iyi anlatabilmek için yabancı dile ihtiyaç var”<br />
diye konuştu.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi<br />
Türkçe Bölümü Öğrencileri, gerçekleştirdikleri tiyatro gösterisinden<br />
elde edilen bin YTL’yi Burdur Sosyal Yardımlaşma ve<br />
Dayanışma Vakfı’na bağışladılar.<br />
SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü Öğrencileri<br />
Atatürk Kültür Merkezi’nde sergiledikleri tiyatro oyunundan<br />
elde edilen bin YTL’yi Vali Can Direkçi’ye verdiler. Vali<br />
Direkçi’yi makamında ziyaret eden öğrenciler, paranın Sosyal<br />
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla, eğitim hizmetlerinde<br />
kullanılmasını istediler.<br />
Vali Can Direkçi ziyarette yaptığı konuşmada, üniversite<br />
öğrencilerinin örnek bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek,<br />
bağışlanan paranın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı<br />
hesabına ekleneceğini kaydetti. Vali Direkçi, ‘’Türkçe Bölümü<br />
Öğrencileri’ne çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.2 yıldır<br />
SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi ile birlikte güzel çalışmalar<br />
gerçekleştiriyoruz.’’ dedi.<br />
Vali Can Direkçi daha sonra Burdur Eğitim Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Gökay Yıldız’a bir plaket verdi.
96 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 97<br />
Teknokent Yönetici Şirketi Kuruldu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin önderliğinde oluşturulan<br />
Göller Bölgesi Teknokenti’nin Yönetici Şirketi düzenlenen<br />
imza töreni ile resmen faaliyete geçti.<br />
Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda düzenlenen<br />
imza törenine yönetici şirkette yer alan kurumların<br />
yöneticileri hazır bulundu. Şirket kuruluş protokolüne SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Burdur Belediye Başkanı<br />
Sabahattin Akkaya, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı<br />
Hasan Hüseyin Kaçıkoç, Burdur Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı<br />
Yusuf Keyik,Isparta Borsası Başkanı Murat Dolmacı ve<br />
Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Aydemir imza koydular.<br />
İmza töreni öncesi konuşan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, 500 milyar lira sermaye ile kurulan şirketin<br />
Türkiye’nin 19. Teknokent’i unvanını alan Göller Bölgesi<br />
Teknokenti’ni yöneteceğini söyledi. Teknokentler sayesinde<br />
bilimin teknolojiyle yoğrularak ülkenin kalkınmasına katkıda<br />
bulunacağını kaydeden Baydar, “SDÜ olarak yıllardır bu<br />
projenin ortaya çıkması için uğraş verdik. Sonunda bunu başardık.<br />
Isparta ve Burdur’un el ele vererek bölgemizin sanayileşmesine<br />
destek olacak Teknokent’i daha hızlı geliştirmek<br />
için ortak çaba göstereceklerine inanıyorum.” diye konuştu.<br />
Teknokent Yönetici Şirketi’nin yönetim kurulu ise şu üyelerden<br />
oluştu: Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Prof. Dr. İsmail<br />
Karaca, Prof. Dr. Saim Saraç, Doç. Dr. Murat Ali Dulupçu, Hasan<br />
Hüseyin Kaçıkoç, Murat Dolmacı, Yusuf Keyik.<br />
Teknokent’te 10 Firma Yer Talebinde Bulundu<br />
Göller Bölgesi Teknoloji Bölgesi Yönetim Kurulu ilk<br />
toplantısını Isparta Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde<br />
gerçekleştirdi. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />
başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Isparta Ticaret Odası<br />
Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç, Burdur Ticaret Odası Başkanı<br />
Yusuf Keyik, Ticaret Borsası Başkanı Murat Dolmacı, Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Mimarlık Mühendisik<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saim Saraç, Doç. Dr. Murat<br />
Dulupçu katıldı. Toplantısı öncesinde basına kısa bir açıklama<br />
yapan SDÜ Rektörü Baydar, bu toplantının Teknokent’e start<br />
anlamı taşıdığını söyledi. SDÜ Kampüs alanında bulunan<br />
Teknokent’ten şu ana kadar 10 firmanın yer talebinde<br />
bulunduğunu açıklayan Baydar, taleblerin sadece Isparta ve<br />
Burdur illerindeki müteşebbislerden gelmediğinin altını çizdi.<br />
Antalya, İzmir ve İstanbullu işadamlarının da Göller Bölgesi<br />
Teknoloji Bölgesi’ne ilgi gösterdiğini kaydeden Rektör Baydar,<br />
bu taleplerin Yönetim Kurulu’nda değerlendirilebileceğini<br />
bildirdi. Rektör Baydar, Teknokent konusunda başlattığı<br />
çalışmalar için eski Rektör Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı’ya<br />
teşekkür etti. Baydar, “Eski rektörümüz, değerli hocamız<br />
Lütfü Çakmakçı’nın temelini attığı çalışmaları tamamlama ve<br />
daha üst noktalara taşıma gayreti içerisindeyiz.” dedi.<br />
Bu arada toplantıda SDÜ Rektörü Baydar, Göller Bölgesi<br />
Teknokenti Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildi.<br />
Teknokent’e Müracatlar Başladı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Isparta Ticaret ve Sanayi<br />
Odası (ITSO), Isparta Ticaret Borsası (ITB), Burdur Ticaret<br />
ve Sanayi Odası (BTSO), Yüksek Öğretim Vakfı ile Isparta<br />
Belediyesi’ni temsilen ISBAŞ AŞ’nin ortaklığı ile kurulan ve<br />
Isparta Özel İdaresi ile Burdur Özel İdaresi’nin kısa zamanda<br />
ortak olması beklenen Göller Bölgesi Teknokenti Yönetici Anonim<br />
Şirketi faaliyete başladı.<br />
Konuyla ilgili bilgi veren Teknokent Koordinatörü Doç. Dr.<br />
Murat Ali Dulupçu, şirkete ilk başvuruların yazılım alanında 2<br />
genç müteşebbis tarafından yapıldığını belirterek,Teknoket’te<br />
çalışma yapmak isteyen müteşebbislerin başvurularını beklediklerini<br />
söyledi. Bölgemizin gelişmesi için teknokentin çok<br />
önemli bir fırsat olduğuna değinen Dulupçu şunları ekledi:<br />
“Ar-Ge ve yazılım alanlarında çalışmayı ve teknokentte faaliyette<br />
bulunmayı planlayan girişimler taleplerini http://<br />
teknokent.sdu.edu.tr adresindeki taslak bilgileri okuduktan<br />
sonra teknokent@sdu.edu.tr adresine e-posta göndererek yapabilirler.<br />
Üniversite içinden veya üniversite dışından talepler<br />
değerlendirildikten sonra başvuruda bulunanlarla iletişime<br />
geçilecektir. Her türlü sorunuz için +90 246 211 1840 nolu telefonu<br />
arayabilir ya da teknokent@sdu.edu.tr adresine e-posta<br />
yollayabilirsiniz.<br />
Teknokentin sunduğu fırsatlarını öğrenmek için lütfen<br />
http://teknokent.sdu.edu.tr adresindeki 4691 sayılı Teknoloji<br />
Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile kanunun uygulama yönetmeliğini<br />
okuyunuz.”<br />
Isparta, Üniversitesi İle Gurur Duymalı<br />
Doç. Dr. Murat Ali Dulupçu<br />
Teknokent Koordinatörlüğü tarafından “Teknokent’te bir<br />
başarı hikayesi olarak GATE Elektronik ve Üniversite-Sanayi<br />
İşbirliği Olanakları” konulu bir konferans düzenlendi. Ülkemizde<br />
teknokentte gelişen ve üstün bir başarı sergileyerek<br />
KOSGEB tarafından örnek gösterilen GATE Elektronik Anonim<br />
Şirketi’nin başarılı Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Maleri<br />
tarafından verilen konferansa, Denizli KOSGEB Başkanı Nedim<br />
Kara, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca öğretim üyeleri ve öğrenciler<br />
katıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen<br />
konferansın açılış konuşmasını yapan Teknokent<br />
Koordinatörü Doç. Dr. Murat Ali Dulupçu, üniversitemizin<br />
teknoloji alanında kendini geliştirmeye çalıştığını ve yatırımlarını<br />
bu yönde yaptığını belirterek, “2004 yılında başlanılan<br />
bu proje sonucunda 2006 yılında Göller Bölgesi Teknokenti’ni<br />
kurduk. Teknokentler ülkemizin gelişimi için hayati öneme sahip<br />
kuruluşlardır. 2001 yılında Türkiye’nin aldığı patent sayısı<br />
7 iken bu sayı Almanya’da 7 bin ve ABD’de 17 bin civarındadır.<br />
Bu rakamlar AR-GE konularında ülkemizin ciddi açıkları<br />
olduğunu göstermektedir.” dedi.<br />
Daha sonra kürsüye gelen Turgay Maleri “Girişimci ruhumu<br />
fark edip dokümansız arıza tespiti fikrimi hayata geçirme<br />
çabası içerisindeyken ODTÜ’de kurulan ilk Teknoloji Geliştirme<br />
Merkezi bana yardımcı oldu ve ofis ortamında üniversitenin<br />
birikimlerinden yararlanarak çalışma imkanı buldum.<br />
Girişimcilik ruhumu üniversitede varolan deneyim ve tecrübe<br />
ile birleştirerek başarılı oldum. Teknoloji Geliştirme Merkezi<br />
(TEKMER) bize üniversite ile işbirliği imkanı verdi. Projelerimle<br />
ilgili olarak temasta bulunduğum şirketlerde arkamda<br />
üniversite olmasının önemi de oldukça büyüktü ve üniversiteyi<br />
kendilerine bir garanti olarak gördüler. Tüm bunlarla birlikte<br />
bir çok fondan AR-GE faaliyetlerimiz için yardım aldık.<br />
Sıfır faizli bu krediler ile bu gün Türkiye’de önemli AR-GE<br />
faaliyetlerinde bulunan yüzde yüz yerli sermayeli 5 şirket arasında<br />
bulunmaktayız. Bununda faydasını özellikle savunma<br />
sanayi gibi kuruluşlarda görmekteyiz. Girişimci ruh olduktan<br />
sonra ülkemizde bunu değerlendirmek aslında oldukça kolay<br />
ve bu bağlamda Ispartalı iş adamlarına oldukça şanslı olduklarını<br />
söylemek istiyorum. Üniversitemizde siz iş adamlarının<br />
da rahatlıkla kullanabilecekleri birçok modern laboratuvar ve<br />
size destekte bulunacak deneyimli bilim adamları mevcut. Isparta,<br />
üniversitesi ile gurur duymalı. Üniversitenizin sizlere<br />
sunduğu bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek sizlerin<br />
elinizde. Modern düşüncenin kabul gördüğü, öğrenci merkezli,<br />
bilime önem veren ve teknolojik araştırmaların ülkemizin<br />
geleceği açısından önemini kavramış bir yerde her türlü yatırım<br />
olanağının olduğunu sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum.”<br />
diye konuştu.<br />
Turgay Maleri
98 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 99<br />
Türk Sinemasının<br />
Dört Yapraklı Yoncasına<br />
“Fahri Doktora”<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Senatosu,<br />
Türk sinemasına katkılarından dolayı sinema sanatçıları<br />
Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın’a<br />
‘’Fahri Doktora’’ unvanı verdi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Senatosu, Türk Sineması’na katkılarından<br />
dolayı Sinema Sanatçıları Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray<br />
ve Filiz Akın’a ‘’Fahri Doktora’’ unvanı verdi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene, Isparta Valisi Şemsettin<br />
Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Türk sinemasının ‘’Dört<br />
Yapraklı Yoncası’’ olarak adlandırılan Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Türkan<br />
Şoray ve Filiz Akın ile çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.<br />
Törende SDÜ Senatosunun kararını okuyan Rektör Baydar, Türk toplumunun<br />
bir dönemine damgalarını vuran sinema sanatçılarına ‘’Fahri Doktora’’<br />
unvanı vermekten onur duyduklarını söyledi. Rektör Baydar; Girik,<br />
Koçyiğit, Şoray ve Akın’ın Atatürk önderliğinde başlayan sosyo ekonomik<br />
kalkınma ve modernleşme çabasına filmleriyle katkı verdiğini kaydetti.<br />
Baydar, ‘’Senatomuz toplumsal ve ekonomik yaşamda, köyde, kentte, fabrikada,<br />
okulda, yani yaşama dair her mekanda Cumhuriyet Kadını’nı temsil<br />
eden kadın sanatçılarımıza “Fahri Doktora” payesi verilmesine oy birliğiyle<br />
karar vermiştir. Onur duyuyoruz’’ dedi.<br />
Törende sahneye davet edilen Girik, Koçyiğit, Şoray ve Akın’a, SDÜ Rektörü<br />
Baydar tarafından cübbeleri giydirildi.<br />
Fatma Girik, törende yaptığı konuşmada, bugüne kadar birçok ödül aldığını,<br />
ancak en anlamlı ödülün SDÜ tarafından verildiğini söyledi. Girik, ‘’Bugüne<br />
kadar aldığımız ödüller, insana işini yapması için çok büyük enerji veriyor.<br />
Ama bu ödül bambaşka, taçlandırılmak gibi bir şey.’’ dedi. Türkan Şoray<br />
da fahri doktora payesinin, ‘’yıllarca taşıyacağı bir onur’’ olduğunu belirtti.<br />
Sinemanın kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu ifade eden Şoray, ‘’Bugün<br />
yaşadığım her şey, sinema sayesinde oldu. Onun için önce sinemaya,<br />
ardından üniversiteye çok teşekkür ediyorum. Çok sevdiğim değerli arkadaşlarımla<br />
birlikte bu payeye layık görüldüğümüz için çok mutluyum.’’ diye<br />
konuştu.<br />
-’’KANSERİ YENMEMDE EN BÜYÜK PAY’’-<br />
Filiz Akın ise, kanseri yenmesinde en büyük paya sahip olduğunu belirttiği<br />
Türk Seyircisine teşekkür etti. Uzun süredir bir sinema filminde oynamamasına<br />
rağmen, ödüle layık görülmesinin kendisi için ayrı bir anlam taşıdığını<br />
belirten Akın, şunları kaydetti:<br />
‘’Ben bu payeyi, oyunculuk ve ustalık adına düşünmüyorum. Sinemamızda<br />
çok usta ve bunu hak eden başarılı oyuncular var. Ama galiba sizinle aramızda<br />
kurduğumuz sevgi ve saygı bağının sonucu bu paye. Sinema sanatçısının<br />
belki örnek olma gibi bir zorunluluğu yok, ama biz böyle olmayı seçtik.<br />
Hep sevgi ve saygı gördük. Bize bu onuru layık gören herkese çok teşekkür<br />
ediyorum.’’<br />
- “DOKTOR HÜLYA KOÇYİĞİT’’<br />
Sahneye davet edilen Hülya Koçyiğit de ‘’Artık beni ‘Doktor Hülya Koçyiğit’<br />
diye çağırabilirsiniz’’ diye espri yaptı. SDÜ Rekörü Baydar ve senato üyelerine<br />
teşekkür eden Koçyiğit, ‘’Biz, eğitim konusunda bugünün öğrencileri<br />
kadar şanslı değildik. Bizim en büyük hocamız Türk halkının kendisi oldu.<br />
Onlara layık, Türk insanı temsil eden insanlar olduk’.’ diye konuştu.<br />
Törende, SDÜ Radyo-Televizyon Merkezi tarafından hazırlanan, ‘’Dört<br />
Yapraklı Yonca’’ adlı belgesel film, duygulu anların yaşanmasına neden oldu.<br />
Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın’ın filmlerinden parçaların<br />
gösterildiği belgesel, üniversite öğrencilerinden büyük alkış aldı.
100 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 101<br />
ENKA Holding kurucusu ve Onursal Başkanı Şarık<br />
Tara’ya Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Senatosu<br />
tarafından SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir<br />
törenle fahri doktora payesi verildi. Törene Vali İsa<br />
Parlak, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
Rektör Baydar, SDÜ Senatosu’nun Tara’ya, küçük<br />
bir şirketten ENKA Holding’e uzanan yolda gösterdiği<br />
çalışkanlığı, şirketinde çalışan çok sayıda elemanla<br />
istihdam yaratma çabalarına destek olması, eğitime,<br />
spora, kültür-sanat dünyasına ve ülkenin diplomatik<br />
ilişkilerine katkı sağlaması nedeniyle fahri doktora<br />
unvanı verilmesini kararlaştırdığını söyledi.Daha<br />
sonra Tara’nın binişi Rektör Baydar tarafından giydirildi<br />
ve Şarık Tara’ya fahri doktora belgesi verildi.<br />
“DÜRÜST ÇALIŞIN”<br />
Törenden sonra bir konuşma yapan Şarık Tara,<br />
hayatta en önemli şeyin çalışmak ve dürüstlük olduğunu<br />
belirterek, bu düşünce ile ENKA Holding’i<br />
dünyanın her tarafından aranılan ve iş yapılan bir<br />
holding haline getirdiğini belirtti. ENKA Holding’in<br />
1970’li yıllardan sonra ülkedeki istikrarsızlıklar nedeniyle<br />
dışarıya açılma kararı aldığını kaydeden<br />
Tara, “ENKA bugün için Hollanda’dan Rusya’ya,<br />
Kazakistan’dan Nepal’e, Cezayir’den Mori, Gine ve<br />
Kamerun’a kadar pek çok ülkede inşaatlar yapmaktadır.”<br />
dedi.<br />
“GELECEKTEN UMUTLU OLUN”<br />
Herkese gelecekten umutlu olmalarını öğütleyen<br />
Şarık Tara, Türkiye’nin imkanı olan bir ülke olduğunu<br />
ancak bunun görülmesi lazım geldiğini söyledi.<br />
Geçmişte inşaat konusunda Almanlar’dan çok<br />
şey öğrendiğini belirten işadamı Tara, “Bugün Alman<br />
ya da Fransız şirketlerinden inşaat konusunda<br />
15-20 yıl öndeyiz. Dünya’da inşaat konusunda aranan<br />
bir firmayız. Ülkemiz demin de belirttiğim gibi<br />
imkanları geniş olan bir ülke, özellikle AB ile ülkemize<br />
yeni ufuklar açılacak. AB’nin bizden istediklerinden<br />
gocunmamamız lazım. Onlar bizden ne istiyor?<br />
Daha temiz bir çevre, daha fazla demokrasi ve hak.<br />
Bunlar kötü şey mi? Ülkemizin yabancı sermayeye<br />
de, yabancı krediye de ihtiyacı var. Son günlerde duyuyorsunuz<br />
bir yabancı gelip İstanbul’da 300 metre<br />
yüksekliğinde bina yapacağım dedi, kıyametler koptu.<br />
Biz ENKA olarak Moskova’da 250 metre yüksekliğinde<br />
bir inşaat yapıyoruz, herkes bize medyun-u<br />
şükran. Kimse bunları sırtına vurup gitmeyecek ki.<br />
Eğer ülke olarak özellikle endüstriyel tarım faaliyetlerini<br />
geliştirebilirsek, 3 milyon işsizimize iş buluruz.<br />
işte o zaman doğu problemi diye bir şey kalmaz.”<br />
diye konuştu.<br />
“YABANCI DİL ÖĞRENİN”<br />
Konuşmasının son bölümünde öğrencilere hitap<br />
eden Tara, şöyle devam etti: “Özellikle sizlerin en ez<br />
bir yabancı dili, yani İngilizceyi çok rahat konuşmanızı<br />
istiyorum. Benim şirketimde 1350 tane mühendis<br />
çalışıyor hepsi yabancı dil biliyor. Yabancı dil<br />
bilen mühendislere ya da başka kişilere ihtiyacımız<br />
var. Benim şirketimde hiç kimse bana Şarık Bey diye<br />
hitap etmez. Bana Şarık abi derler, zira biz bir aileyiz.<br />
Aynı zamanda bu üniversiteye ismini veren Sayın<br />
<strong>Demirel</strong> de benim dostum ve ağabeyimdir. Kendisi<br />
bu ülkeye hizmet etmiş bir insandır.”
102 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 103<br />
Ünlü gitar virtüözü Ahmet Kanneci’ye SDÜ Senatosu tarafından<br />
Fahri Doktora payesi verildi. Kültür Merkezi’ndeki<br />
törene, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, rektör yardımcıları,<br />
dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
Kanneci için hazırlanan tanıtım filminin izlenmesinden<br />
sonra kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
daha önce alınmış olan senato kararını okudu. Baydar,<br />
Kanneci’ye; dünyaca ünlü konser salonlarında 1500’ü aşkın<br />
konser vermesi, pek çok ülkeden başarı ve takdir ödülleri<br />
alması, yabancı dilde yayınlanan “Bir Gitar Metodu” isimli<br />
eseriyle müzik bilgisini kitaplaştırması, yurt içinde ve dışında<br />
5 müzik albümü yayınlaması, ulusal ve uluslararası gitar yarışmalarında<br />
daimi jüri üyelikleri yapması, çok sayıda radyotelevizyon<br />
programlarına katılması ve müzikal çalışmalarıyla<br />
ülkemizi uluslararası platformlarda başarıyla temsil etmesi<br />
nedeniyle “Fahri Doktora” payesi verilmesinin kararlaştırıldığını<br />
söyledi.<br />
Daha sonra Kanneci’ye Rektör Baydar tarafından binişi<br />
giydirildi ve fahri doktora belgesi verildi.<br />
Daha sonra kürsüye gelen Ahmet Kanneci, bugünün hayatının<br />
en heyecanlı günü olduğunu belirterek başladığı konuşmasında,<br />
“Bilim ve sanat birlikte kültürü oluştururur. Kültür<br />
kişiliktir, gelecektir, toplumları tanımlar. Bilimsel kişilik;<br />
meraklı olmayı, araştırmayı, sonuca ulaşmayı ve kanıtlamayı<br />
gerektirir. Bu davranış biçimi, sanatçı kişilik için de geçerlidir.<br />
Unutmamak gerekir ki, dönemleri sanatçılar temsil eder. Sanatçı<br />
korkuyu tanımaz; ama özgürlükleri bilir.” dedi.<br />
Kanneci, konuşmasının ardından davetlilere kısa bir gitar<br />
dinletisi sundu.<br />
Ahmet<br />
Kanneci’ye<br />
SDÜ’den<br />
Fahri Doktora
104 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 105<br />
Çelik Yapılar Laboratuvarı<br />
Hizmete Açıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi,<br />
İnşaat Mühendisliği Bölümü Çelik Yapılar Laboratuvarı hizmete<br />
girdi.<br />
Laboratuvarın açılışı SDÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. M. Saim Saraç ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi<br />
İnşaat Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin<br />
Keyder tarafından gerçekleştirildi. Laboratuvar hakkında bilgi veren<br />
SDÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.<br />
Zeki Ay, “50 milyara mal olan laboratuvarımız çelik yapıların deprem<br />
etkisi altında davranışlarının incelenmesi amacı ile kuruldu.<br />
Laboratuarımız teknik özellikleri ve kapasitesi ile hem özel sektörün<br />
ihtiyacını karşılayacak hem de akademik olarak öğrenci ve öğretim<br />
elemanlarımızın çalışmalarına yardımcı olacak.” dedi. Ay’ın<br />
konuşmasının ardından, laboratuvarda Pushover Analizi olarak<br />
adlandırılan ilk deney gerçekleştirildi. Yanal yük altında 3 boyutlu<br />
çelik yapının davranışları hem görsel olarak hem de bilgisayar ortamında<br />
izlendi.<br />
SDÜ’de Girişimcilik Eğitimi<br />
Sertifika Programı<br />
SDÜ Hastanesi’nde<br />
Ana Sınıfı Açıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi Çocuk Servisi’nde, tedavi gören çocukların okul<br />
öncesi eğitimleri için ‘Hastane Anaokulu’ açıldı.<br />
Anaokulunun açılışına SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, SDÜ Hastanesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin<br />
Yorgancıgil, İl Milli Eğitim Müdürü Tacettin Yılmaz ve<br />
İşadamı Bedri Ayhan katıldı.<br />
Açılışta konuşma yapan Başhekim Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Hüseyin Yorgancıgil hastane anaokulu ile ilgili olarak şunları<br />
söyledi; “Yaklaşık altı ay önce hastanemizde yatan çocuklarımız<br />
için Hastane İlköğretim Okulu’muzu faaliyete geçirmiştik,<br />
daha sonra anasınıfı öğretmenimiz atandı ve bugün<br />
de anasınıfımızın açılışını yapıyoruz. Bizim amacımız hastane<br />
hizmetinin yanında çocuklarımızın eğitimlerini de aksatmadan<br />
yürütmektir.” Yorgancıgil’in ardından söz alan İl<br />
Milli Eğitim Müdürü Tacettin Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı<br />
ve Eğitim Müdürlüğü’nün eğitime ihtiyaç olan her yere gitmek<br />
ve eğitim vermekle yükümlü olduğunu belirterek, “SDÜ<br />
Rektörlüğü’nün istek ve katkılarıyla hastanede okul öncesi<br />
eğitimin gerekliliğine karar verdik.Biz eğitime ihtiyaç duyulan<br />
her yere okul yaptırmakla ve eğitim vermekle görevliyiz”<br />
dedi.<br />
SDÜ Rektörü Baydar ise başta hastane personeli olmak<br />
üzere hastanede eğitim ve anasınıfı projesini gerçekleştirenlere<br />
teşekkür ederek “SDÜ olarak bizim hedefimiz hasta ya<br />
da sağlıklı tüm vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermektir.”<br />
diye konuştu.<br />
Açılışın ardından hastanede tedavi gören öğrenciler şiir<br />
okudular ve birlikte pasta kestiler.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Girişimci İşbirliği Koordinatörlüğü<br />
tarafından düzenlenen “Girişimcilik Eğitimi Sertifika<br />
Programı” yapıldı. SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
ve 35 kursiyerin katıldığı ücretsiz sertifika programının<br />
açılışında konuşan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
amaçlarının öğrenci merkezli bir üniversite yaratmak olduğunu<br />
belirterek, “Bu söz çok söylenir ama gereği bir türlü yerine<br />
getirilmez. Ama biz bunu yapıyoruz. Üniversitemizde öğrenci<br />
konseyi başkanının senato ve yönetim kurulu toplantılarına<br />
girip görüş beyan etme hakkı var. Yakında bu uygulamayı<br />
fakülte yönetim kurullarında da uygulayacağız. Ben basın ve<br />
yayın organlarının insan kaynakları sayfalarını okuyan bir<br />
rektörüm. Oradaki özelliklere uygun öğrenci yetiştirilmesi<br />
için gayret sarfediyorum. Çağın şartlarına uygun öğrenci ilk<br />
olarak bir dil bilmelidir. Ben İngilizceyi bir yabancı dil olarak<br />
kabul etmiyorum. İngilizce günümüzde bir iletişim lisanıdır.<br />
Yani bir öğrenci en azından uluslararası iletişim lisanı olan İngilizceyi<br />
bilmek zorundadır. Ayrıca öğrencilerimizin yaratıcı<br />
düşünceye sahip olmalarını çevrelerine 180 değil 360 derece<br />
açıyla bakabilecek ölçüde yetişmelerini istiyorum. Bu arada<br />
girişimci ruhuna sahip olanların girişimci, akademik ruha sahip<br />
olanların ise akademik kariyer yapmaları doğru olacaktır.<br />
Biz bütün bunları başarabilmek için sağlam bir eğitim alt yapısı<br />
oluşturduk. Oluşturduğumuz altyapıda yetişecek öğrencilerimizin<br />
başarı öyküleri, üniversitemizin en büyük reklamı<br />
olacaktır. Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”<br />
dedi.<br />
Seminerde “Türkiye de Girişimcilik ve Strateji Geliştirme”<br />
konulu bir sunum yapan İİBF Öğretim Üyeleri’nden Doç.Dr.<br />
Murat Ali Dulupçu girişimciliğin günümüzdeki önemine değinerek,<br />
“ Ülkemizin ekonomik koşullarında yeni iş imkanları<br />
yaratmak oldukça güç bir olay. Bu yüzden ülke olarak rekabet<br />
gücünün arttırılabilmesi için girişimciliğe önem vermek zorundayız.”<br />
diye konuştu. Daha sonra konuşan SDÜ Girişimci<br />
İşbirliği Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. İlker Çarıkçı ise öğrencileri,<br />
mezuniyet sonrasında iş bulmaları için zorlu aşamaların<br />
beklediğini anlatarak, girişimciliğin bu bağlamda önemini<br />
vurguladı.<br />
SDÜ’lü Öğrencilerden<br />
ÇEK Isparta Yurdunu Ziyaret<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Türkçe Topluğu Öğrencileri<br />
Çocuk Esirgeme Kurumu Isparta Yurdu’nu ziyaret ettiler.<br />
Çocuklarla kaynaşan SDÜ’lü gençler, çocukların daha önce<br />
belirlenen ihtiyaçlarını da karşıladılar. Türkçe Topluluğu Başkanı<br />
Haluk Yörük’ün başkanlığında yapılan ziyarete 60 SDÜ’lü genç<br />
katıldı.<br />
Daha önce Huzurevi ve Şehit ailelerini de ziyaret ederek, onlar<br />
adına konserde görev alan Türkçe Topluluğu Öğrencileri, bu tür<br />
etkinlikleri sürdüreceklerini belirttiler.<br />
Kayıpmaz YÖK Başkanı<br />
Teziç’i Ziyaret Etti<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Öğrenci Konseyi<br />
Başkanlığı’na seçilen Afşin Emre Kayıpmaz,<br />
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’i,<br />
makamında ziyaret etti. Nezaket ziyaretinde Kayıpmaz,<br />
Teziç’e Öğrenci Konseyi hakkında bilgi verdi.<br />
Ziyaretten duyduğu memnuniyetini dile getiren<br />
YÖK Başkanı Teziç ise Anadolu’daki üniversitelerin<br />
önemine, Avrupa Birliği ile ilişkilere, Bologna Süreci’ne<br />
ve bu süreçte Ulusal Öğrenci Konseyi’nin önemine<br />
vurgu yaptı.
106<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Orman Fakültesi’nde<br />
Sertifika Töreni<br />
<strong>Bilgi</strong>sayarlı Muhasebe Kursu<br />
Sertifika Töreni<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 107<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Orman Fakültesi Orman<br />
Endüstri Mühendisliği ve Peyzaj Mimarlığı bölümleri tarafından,<br />
Avrupa Birliği ve Türkiye İş kurumu (İŞKUR) destekleriyle<br />
“Aktif İşgücü Programlar Projesi ve Yeni Fırsatlar<br />
Programı” başlığı altında sürdürülen “Hafif İskeletli Ahşap<br />
Konut Yapımı ve Dış Mekan (peyzaj) Düzenleme Projesi tanıtıldı.<br />
Etkinliğe SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca,<br />
SDÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Sönmez, Isparta<br />
İŞKUR İl Müdürü İsmail Deveci, çok sayıda öğretim üyesi,<br />
kursiyerler ve öğrenciler katıldı.<br />
Etkinlikte proje ile ilgili genel bilgi verilerek, kısa bir tanıtım<br />
filmi sunuldu. AB’nin, Türkiye’nin katılım öncesi Mali<br />
Destek Programlarından biri olan bu programa başvuran 1500<br />
projeden 245’inin kabul edildiği bildirildi. Üniversitemiz projesi<br />
olan ,”Hafif İskeletli Ahşap Konut Yapımı ve Dış Mekan<br />
Düzenleme Projesi, Ahşap Yapı Elemanları ve Üretimi, <strong>Bilgi</strong>sayar<br />
Destekli Tasarım ve Dış Mekan Düzenleme” olmak<br />
üzere üç ana başlık altında toplanıyor. 186 kişinin katıldığı bu<br />
proje kapsamında gerçekleştirilen sertifika programında 141<br />
TEF’in Başarısı<br />
kişi belge almaya hak kazandı.<br />
Etkinlikte kürsüye gelen SDÜ Orman Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Dr. Koray Sönmez, “Üniversitemizde yeni açılan bu iki<br />
bölümün bu tip bir organizasyonda bulunması gerçekten çok<br />
sevindirici bir olay. Orman Endüstri Mühendisliği ve Peyzaj<br />
Mimarlığı Bölümü ortak bir proje hazırlayıp, Avrupa Birliği<br />
ve Türkiye İş kurumu (İŞKUR) destekleriyle eğitim vermeye<br />
başladılar. Bu tip organizasyonların hem üniversitemiz hem<br />
de toplumumuz adına devam etmesini diliyor ve kursiyerlerimizi<br />
kutluyorum.” dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen Isparta İŞKUR İl Müdürü İsmail<br />
Deveci de bu projede en önemli faktörün geniş katılımlarla<br />
gerçekleşen toplantılar olduğunu belirtti.<br />
Etkinliğin sonunda kursiyerlere SDÜ Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından sertifikaları dağıtıldı. Ayrıca<br />
katkılarından dolayı, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca ve Orman<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Sönmez’e, teşekkür belgesi<br />
verildi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi<br />
24- 25 Mart tarihlerinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde<br />
düzenlenen ‘ODTÜ Robot Günleri 2006’ yarışmasında bir<br />
çok dalda ödül aldı.<br />
<strong>29</strong> üniversiteden 150 yarışmacının katıldığı etkinliğe üniversitemiz<br />
Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik – <strong>Bilgi</strong>sayar<br />
bölümü öğrencileri bitirme projeleri ile SDÜ Teknoloji Kulübü<br />
adına 15 projeyle yarışmaya katıldılar.<br />
<strong>Bilgi</strong>sayar Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Adem Baş’ın<br />
“Yeniçeri” adlı robotu rakiplerini geride bırakarak birinci<br />
oldu. Ayrıca Sumo Robot kategorisinde Gökhan Yüksel ve<br />
Süleyman Yılmaz’a ait “Sir Legend” ve “Mersinli Ahmet<br />
Pehlivan” adlı robotlar yapılan karşılaşmalarda rakiplerini<br />
yenerek ilk sekizde yer aldı. Serbest kategoride ise M. Murat<br />
Yaman ve Yenal Geçitoğlu tarafından tasarlanan, yürüyen ve<br />
takla atabilen iki ayaklı robot “Ulubatlı Hasan” ilgi gördü.<br />
Yarışmalarda öğrencilerin danışmanlıklarını Öğretim<br />
Görevlileri Mehmet Albayrak, Ümit Albayrak ve Yrd. Doç.<br />
Dr. Abdülkadir Çakır yaptı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi<br />
tarafından düzenlenen <strong>Bilgi</strong>sayarlı Muhasebe Kursunu bitirenlere<br />
sertifikaları verildi. SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler<br />
Fakültesi Dekanlık makamında gerçekleştirilen törene SDÜ<br />
Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü ve İİBF Kamu Yönetimi Bölümü<br />
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Gül, İİBF İşletme Bölümü<br />
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmet Titiz, sertifika almaya<br />
hak kazanan kursiyerler katıldı.<br />
Mühendislik Mimarlık Fakültesinde<br />
Ödül Töreni<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik Mimarlık<br />
Fakültesi’nde 2004-2005 yılında dereceye giren öğrenciler ve<br />
akademik yükseltme yapan öğretim elemanları için ödül töreni<br />
düzenledi. Mühendislik Mimarlık Fakültesi Amfisi’nde<br />
düzenlenen ödül töreninde konuşan Fakülte Dekanı Prof. Dr.<br />
Saim Saraç, fakültelerinin bir aile ortamı gibi olduğununu belirterek,<br />
“Biz Mühendislik Mimarlık fakültesi olarak bir aileyiz.<br />
Sevinçleri ve üzüntüleri hep birlikte paylaşıyoruz. Bugün<br />
de başarılı öğrenci ve öğretim elemanlarımızla duyduğumuz<br />
mutluluğu paylaşıyoruz.” dedi.<br />
Dekanın konuşmasının ardından ödül törenine geçildi.<br />
Törende, Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ne yeni katılan ve<br />
Gül ve Titiz ortaklaşa yaptıkları açıklamada 15 Mart tarihinde<br />
başlayan kursun 12 hafta sürdüğünü belirterek, “Her<br />
öğrenciye bilgisayarlı eğitim uygulamaları sunduk. Günümüz<br />
bilgisayar çağı olduğu için, bu tip paket programların<br />
öğrenilmesi şart oldu. Bu bağlamda katılımcılara bu konularda<br />
destek verdiğimizi düşünüyoruz.” diye konuştular.<br />
Daha sonra sertifika almaya hak kazanan 47 kursiyere<br />
sertifikaları dağıtıldı.<br />
akademik ünvanı yükseltilen öğretim elemanlarının takdimi,<br />
fakültede 2004 yılı bilimsel yayınlarıyla ilk üç sırayı alan öğretim<br />
elemanlarına teşvik ödülü, 2004-2005 yılı spor faaliyetlerinde<br />
dereceye giren öğretim elemanı ve öğrencilere sertifika<br />
ve kupa, son dönemde emekli olan personele plaket ve fakülte<br />
bölümlerinden dereceye giren dönem mezunlarına ödülleri<br />
verildi.<br />
Ödül Töreninin ardından Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa<br />
Kuşçu’nun “Göller Yöresinin Çiçekleri” konulu fotoğraf<br />
sergisi açıldı. 60 fotoğrafın yer aldığı sergi bir hafta süreyle<br />
açık kaldı.
108 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 109<br />
Tıp Fakültesi<br />
42 mezun verdi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Tıp Fakültesi sekizinci dönem<br />
mezunlarını verdi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen mezuniyet törenine<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca,<br />
SDÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet<br />
Aydoğan, SDÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Namık<br />
Delibaş, çok sayıda öğretim üyesi, öğrenci aileleri ve öğrenciler<br />
katıldı.<br />
Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen mezuniyet töreninde<br />
bölüm birincisi Dr. Gökçen Ay, ikincisi Dr. Hatice Daldal<br />
ve üçüncüsü Dr. Bahriye Küçükkılınç eğitim meşalesini<br />
Öğrenci Konseyi Başkanı Dr.Afşin Emre Kayıpmaz’a teslim<br />
ettiler.<br />
Bölüm birincisi Dr. Gökçen Ay ve Dr. Arzu Delibaş, mezunlar<br />
adına birer konuşma yaparak emeği geçen herkese<br />
teşekkür ettiler.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ Tıp Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan, “Bugün burada mezun<br />
olan öğrencilerimiz SDÜ Tıp Fakültesi’nin sekizinci dönem<br />
mezunları olmakla beraber, 2006’lılar olarak anılacaklardır.<br />
1993-94 yılında eğitime başlayan tıp fakültemizden, 268<br />
mezun verdik. Bugün 42 mezunumuz daha bu sayıya katılacak.<br />
Fakültemiz; 42 profesör, 47 doçent, 79 yardımcı doçent<br />
kadrosuyla eğitim vermektedir. Mevcut öğretim üyesi<br />
sayısıyla ülkemizin eğitim alt yapısı sağlam tıp fakülteleri<br />
arasındayız. Öğrencilerimize uygulamalarda en iyi koşulları<br />
sağladık, kaliteli eğitimin yanı sıra bilimsel nitelikte<br />
eğitim verdik. Bu uzun süreçte öğrencilerimizi destekleyen<br />
ailelerini ve öğretim üyelerimizi tebrik ediyorum.” dedi.<br />
Meslektaşlarına öğütler veren Dekan Aydoğan şöyle devam<br />
etti: “Bilim ve teknolojinin son derece hızlı geliştiği<br />
günümüzde kendinizi güncel tutmalısınız. Artık çok ciddi bir rekabet var,<br />
bu rekabet koşulları arasında SDÜ Tıp Fakültesi’nden aldığınız eğitim size<br />
yetecektir. Yolunuz açık olsun”<br />
Daha sonra kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />
yaptığı konuşmada, “ Öğretim üyeliği zor bir mücadeledir. Öğretim üyeliği<br />
sadece hasta bakmak değildir, bu arkadaşlarımız insan yetiştirmenin<br />
onurunu ve gururunu yaşayan insanlardır. Öğretim üyesi arkadaşlarım,<br />
tüm tecrübelerini öğrencileriyle paylaşarak onlara hem tıp eğitimi hem de<br />
hayat dersi verdiler.” dedi. Öğrenci anne ve babalarına da teşekkür eden<br />
Baydar, öğrencilere seslenerek, “ Artık ağaçların ağaç olduğunu anlama<br />
zamanı geldi. Hekim mesleğini seçerek kendinize onurlu bir hayat seçtiniz.<br />
Artık hekimliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu ve kendinizi devamlı<br />
yenilemeniz gerektiğini bilmelisiniz. Hekimlerin tatili yok, bayramı<br />
yoktur. Bu alanda başarılı olacağınıza inanıyorum ve varolan başarınızın<br />
devamını diliyorum. Diplomanız umutlarınıza yol olsun, yolunuz açık olsun.”<br />
diye konuştu.<br />
Tıp Fakültesinden mezun olan 42 doktor, Dekan Prof. Dr. Nevres Hürriyet<br />
Aydoğan’ın okuduğu “Hipokrat Yemini”ni hep bir ağızdan tekrar<br />
ettiler. Ardından bölüm birincisi Dr. Gökçen Ay yaş kütüğe plaket çaktı.<br />
Duygulu dakikaların yaşandığı törende, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar Bölüm Birincisi Dr. Gökçen Ay’a, SDÜ Rektör Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Vecihi Kırdemir Bölüm İkincisi Dr. Hatice Daldal’a, SDÜ Tıp Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan, bölümden üçüncü olarak mezun<br />
olan Dr. Bahriye Küçükkılınç’a diplomalarını takdim ettiler.<br />
Mezuniyet pastasının kesilmesi ve keplerin havaya atılmasıyla SDÜ<br />
Tıp Fakültesi Mezuniyet Töreni son buldu.
110 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 111<br />
“Aile Hekimliği”<br />
Konferansı<br />
“Küresel Emperyalizm İnsanları<br />
Köleleştirir” Ülkeleri Yok Eder<br />
Prof. Dr. Zafer Öztek<br />
KASAUM’dan “Üniversite Gençliği,<br />
Kadın ve Depresyon” Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi’nde (KASAUM) ‘Üniversite Gençliği Kadın<br />
ve Depresyon’ konulu seminer verildi.. Konferansa konuşmacı<br />
olarak Yrd. Doç. Dr. Duru Gündoğar katıldı. Gündoğar<br />
konuşmasında kadınlarda ve üniversite gençlerinde görülen<br />
depresyon konusuna değinerek, “Kadınların erkeklere oranla<br />
daha çok depresyon şikayetleri oluyor. Bu sebeple kadınlar<br />
daha da önemle ele alınması gereken bir sorun alanıdır. Kadınlar<br />
erkeklere göre daha genç yaşta depresyona yakalanır, daha<br />
sık yinelenir ve uzun süreli rahatsızlıkları olur.” diye konuştu<br />
Ergenlik döneminde görülen depresyonlara da değinen<br />
Gündoğar, “Ne yazık ki ülkemizde gençler ergenlik döneminde<br />
yaşadıkları duygusal ve ruhsal fırtınalara ek olarak bir de<br />
üniversite sınavı sebebiyle sıkıntıya girmekte ve kimliklerini<br />
geliştirebilmeleri için gerekli sosyal beceri ve bireysel eğilimlerini<br />
geliştirme olanakları açısından kısıtlanmaktadırlar. Gençler<br />
günümüzde kendilerini üniversite sınavını kazanmaya odaklamış<br />
ve istedikleri mesleği seçmek yerine puanlarının yettiği<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı<br />
Ana Bilim Dalı tarafından organize edilen “Aile Hekimliği<br />
Uygulamaları ve Genel Sağlık Sigortası” konulu bir<br />
konferans SDÜ Tıp Fakültesi Salonu’nda gerçekleştirildi.<br />
Konferansa konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Halk<br />
Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Öztek katıldı.<br />
Öztek yaptığı konuşmada, “Ülkemizde sağlık hizmetleri konusunda<br />
bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Bir takım sorunların olduğu<br />
kesin ve bunları düzeltmek için hükümetimizin başlıca iki girişimi<br />
var. Birincisi, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması<br />
diğeri ise sağlıkta dönüşüm programıdır. Aile hekimliği, genel<br />
sağlık sigortası, özel sigortacılığı teşvik, özerk hastaneler,<br />
ulusal ilaç ve tıbbi cihaz kurumları başlıkları bu girişimlerin<br />
içerisinde yer alıyor. Aile hekimliği ile ilgili kanun 24 Kasım<br />
2004’te “Pilot Uygulama “ olarak kabul edildi. 10 maddeden<br />
oluşan bu kanunda iki yönetmelik var. Çalışma esasları ve<br />
sözleşme- ücretlendirme. Aile Hekimliği pilot uygulaması ise<br />
şu anda Düzce’de uygulanıyor.” dedi.<br />
Aile Hekimliği uygulamalarının İngiltere, Hollanda ve<br />
Danimarka’da da yıllardır sürdürüldüğünü söyleyen Öztek<br />
bu yeni uygulamanın olumlu ve olumsuz yönlerini de dile getirerek,<br />
“Bu uygulamada hekimlerin hasta, hastaların hekim<br />
seçme hakları vardır. Her aile hekimliği en az bin en çok 4 bin<br />
hastaya tedavi uygulayabilecektir. Hasta sayısı binin altına düşer<br />
ve iki ay boyunca bini aşmazsa, aile hekimliği sözleşmesi<br />
iptal olacaktır. Birinci basamaktan sevki sadece aile hekimleri<br />
yapacağı için iş hekimliğinin sonu da diyebiliriz. Sağlık Bakanlığı<br />
bütçesinin yarısı aile hekimliği uygulamasına ayrılacak ve<br />
bu parayı da bulmak gerçekten zor.” diye konuştu.<br />
mesleği seçmek zorunda bırakılmışlardır.” dedi.<br />
KASAUM’da yapılan etkinliğe KASAUM Müdürü Yrd.<br />
Doç.Dr. Songül Sallan Gül, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Dr. Kubilay Aktulum, ve öğretim elemanları katıldı. Konferansın<br />
sonunda KASAUM Müdürü Gül, düzenledikleri seminerlere<br />
katılanlara teşekkür belgesi verdi.<br />
“Küresel Emperyalizm’den<br />
kurtulmanın en önemli<br />
yolu Mustafa Kemal’in de<br />
dediği gibi bağımsızlığı<br />
paylaşmamaktır. Egemenlik<br />
hiçbir şekilde paylaşım<br />
kabul etmez. Emperyalizmin<br />
ekonomik tuzaklar başta<br />
olmak üzere ülkemiz üzerinde<br />
bir çok tuzağı vardır.”<br />
Atatürk’ün 125. Doğum Yılı etkinlikleri kapsamında Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde ‘Küresel Emperyalizm<br />
Türkiye’den Ne İstiyor?’ konulu konferans düzenlendi. Konferansa<br />
konuşmacı olarak Atatürkçü Düşünce Derneği Genel<br />
Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Saltık katıldı.<br />
“Küreselleşme Amerikan hegemonyasının öteki adıdır.”<br />
diye konuşmasına başlayan Saltık, “Türkiye’nin jeopolitik<br />
konumu dünya ülkeleri için çok önemli. Ülkemiz petrol kaynakları<br />
başta olmak üzere bir çok doğal güzelliğe sahip. Bu<br />
yüzden sorumluluğumuz çok büyük ülkemizi korumak için<br />
çok çalışmalıyız.”dedi.<br />
Saltık, “Küresel Emperyalizm’den kurtulmanın en önemli<br />
yolu Mustafa Kemal’in de dediği gibi bağımsızlığı paylaşmamaktır.<br />
Egemenlik hiçbir şekilde paylaşım kabul etmez. Emperyalizmin<br />
ekonomik tuzaklar başta olmak üzere ülkemiz<br />
üzerinde bir çok tuzağı vardır. Bu tuzaklar şimdi küçük gibi<br />
gözükse de sonunda ülke bağımsızlığımızın ciddi şekilde tehlikeye<br />
girmesi kaçınılmazdır. Emperyalist devletler bize tabi<br />
ki bağımsızlığınızı bizimle paylaşın demiyorlar; ama gerek<br />
ekonomimizi ellerinde tutarak, gerek üretimimizi kısıtlayarak<br />
bu yolda hızla ilerliyorlar. Eğer bir an önce tedbir almazsak<br />
bağımsızlığımızı paylaşır duruma geleceğiz. ‘Egemenlik<br />
hiç bir renkte, hiçbir biçimde, hiçbir anlam ve yolla paylaşım<br />
kabul etmez.’ demişti Mustafa Kemal. Biz de bu sözden yola<br />
çıkarak bağımsızlığımızı kısıtlayacak her türlü yolu kapatıp<br />
önlem almalıyız.” diye konuştu.<br />
“AB Emirleri Sevr’den tehlikeli”<br />
Avrupa Birliği’nin bizi alma yolunda çok ciddi emirleri<br />
olduğunu söyleyen ve bunların günümüzde Sevr’den çok<br />
daha tehlikeli bir hal aldığını kaydeden Saltık konuşmasına<br />
şöyle devam etti; “AB’nin Türkiye’den, Kıbrıs’ı Rumlar’ın<br />
temsil edeceği, Ege Sorunu’nun Yunanistan’ın isteklerine göre<br />
çözüleceği, Türkiye’nin Güneydoğusu’nda Kürdistan Devleti<br />
kurularak ülkeden ayrılması, Ermeni Soykırımı’nın kabul<br />
edileceği, Fırat ve Dicle sularının uluslararası denetime tabi<br />
tutulacağı konularında çok tehlikeli istekleri var. Bu istekler<br />
‘Uyum Yasaları’ adı altında TBMM’den geçirilmek istenmektedir.<br />
Tabi bunlar isteklerin çok küçük bir kısmı. Bu uyum<br />
yasaları adıyla önümüze sürülen hain istekler Sevr’den daha<br />
tehlikeli gözüküyor gözüme.”<br />
“Küreselleşmenin en etkili silahı<br />
borçlandırmadır.”<br />
Saltık konuşmasında küreselleşmenin ülkeleri borçlandırarak<br />
savaştığını belirterek, “Biz 47 yıldır kapıda bekliyoruz.<br />
Bakın bakalım tarihe, hangi ülke bizim kadar beklemiş. AB’ye<br />
girmemiz için özgürlüğümüz, zenginliklerimiz, her şeyimiz<br />
isteniyor . Girmemiz ise çok zor gözüküyor. Aslında asıl amaç;<br />
ülkemizi borçlandırmak, yoksul bırakıp bağımsızlığı paylaşmaktır.<br />
Hayatımıza IMF girdiğinden bu yana ekonomimize<br />
bir bakın 350 milyar doların üzerinde dış borcumuz var. İşin<br />
kötüsü hala borçlanmaya devam ediyoruz. İşte burada küreselleşmenin<br />
en etkili silahı olan borçlanma karşımıza çıkıyor.<br />
Böyle giderse AB bizi borçlandırıp kendine mahkum ederek<br />
daha çok uyum yasaları hazırlayacağa benziyor.<br />
Küresel Emperyalizm insanlarımızı yoksullaştırdı, örgütlenmeden<br />
uzaklaştırdı bizleri borçlu yaşamak zorunda bıraktı.<br />
Ama zaten onun amacı da budur. Küresel Emperyalizm insanları<br />
giderek köleleştirir, ülkeleri de giderek yok eder.”dedi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde yapılan konferansa Tıp Fakültesi<br />
Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ali Altuntaş, Rektör Danışmanı<br />
Prof. Dr. Yusuf Ayvaz, Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta<br />
Şubesi Başkanı Mahmut Özyürek, öğretim elemanları ve<br />
öğrenciler katıldı. Konferansın sonunda Rektör Danışmanı<br />
Ayvaz, Ahmet Saltık’a üniversitemiz Seramik Araştırma ve<br />
Uygulama Merkezince hazırlanan minyatür Atatürk Heykeli<br />
armağan etti.<br />
Prof. Dr. Ahmet Saltık
112 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 113<br />
“Aileler Engelli Çocuklarını<br />
Toplumdan Uzaklaştırmamalı”<br />
SDÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından<br />
10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde ‘Toplum Bilincinin Artırılması Bağlamında<br />
Engellilik” konulu panel düzenlendi. Panelde, engellilerin<br />
dünyada ve ülkemizde karşılaştığı sorunlar tartışıldı ve bu<br />
sorunlara çözüm yolları arandı.<br />
Panel başkanlığını yapan, Engelliler Araştırma ve Uygulama<br />
Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun, engellilerin<br />
sorunlarının ülkemizde çok fazla olduğunu ve engellilerin<br />
sosyal hayata katılmayıp evlerine kapandığını belirtti.<br />
Uskun, “Gelişmiş ülkelerde, engelli bireylere; eğitim, sağlık<br />
güvencesi, yasal düzenlemeler gibi birçok konuda destek<br />
sağlanmaktadır. . Bizim ülkemizde ise bu çok farklıdır. Eğitim<br />
ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği , yasal düzenlemelerin<br />
yeterli olmaması ya da tam anlamıyla uygulanmaması en<br />
belli başlı sıkıntılar arasındadır. Engelliler genellikle evlerine<br />
kapanıp oturmakta ya da oturtulmaktadırlar. Ülkemizde engellilik<br />
çok yaygın olmasına rağmen sokakta çok az engelli<br />
görürüz.” dedi.<br />
Ersin Uskun’un konuşmasının ardından panelistler engelliler<br />
konusundaki araştırmalarını aktardılar. SDÜ İlahiyat<br />
Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi<br />
Dr. Adem Efe, ‘Engelli ve Ailelerinin Mevcut Sorunları ve<br />
Öneriler’ konulu sunumunda engellilere sokakta farklı gözle<br />
bakıldığını ve bu durumdan engelli ailelerinin olumsuz yönde<br />
etkilendiklerine değindi. Efe, “Engelli bireylerimize farklı<br />
gözle bakılması aileleri çok rahatsız etmektedir. Fakat aileler<br />
bir şeyin farkında olmalıdırlar, engelli bireyin topluma uyum<br />
sağlaması konusunda onlara çok iş düşmektedir. Aileler engelli<br />
çocuklarından utanmamalı, onları eve kapatmak yerine<br />
toplum içine çıkarmalıdır.” diye konuştu.<br />
Panel’in ikinci konuşmacısı SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi<br />
Sosyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümit<br />
Akça, ‘Engelliler ve Ailelerinin Kabullenme Sürecine Yönelik<br />
Öneriler’ konusunda sunum yaptı. Akça; “Engellilik bir farklılıktır<br />
bunu kabul ederek nasıl davranmak gerektiğini bilmek<br />
gerekir. Engelli bireylerin yakınları onlardan utanmak<br />
yerine onların farklı olduklarını kabullenmelidirler. Bunu<br />
bir farklılık olarak görürsek bu durumdan asla utanmayız.<br />
Unutmayın engellilerin tek istediği biraz anlayış ve sevgidir.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Ardından SDÜ İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim<br />
Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Certel, ‘Engelliler<br />
Psikoloji Açısından Dinin Önemi’ konusuna değindi. Certel,<br />
“Din, engellerin aşılması, engelin kabullenilmesi bakımından<br />
önemlidir. İnsanlar engellilikten kaynaklanan sebeplerle hırçınlaşabilir,<br />
farklı tepkiler gösterebilir. Bunun için inançlı olmak<br />
ve dua etmek engelli bireyleri sakinleştirir.” dedi.<br />
‘Engelliler Bağlamında Toplum Bilincinin Geliştirilmesi’<br />
konusuna değinen SDÜ İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim<br />
Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Açıkel ise engelliler<br />
konusunda toplumun her kesimine görev düştüğüne değinerek<br />
şunları söyledi: “Engellilerin toplum hayatına katılması<br />
konusunda herkese önemli görevler düşmektedir. İhmal etmek,<br />
görmezlikten gelmek ve acımak yerine sosyal ilişkilerin<br />
arttırılması gereklidir. Ülkemizde engelliler için yapılan<br />
çalışmalar çok azdır. Bu insanlarımız için aileler, çeşitli sosyal<br />
kurum ve kuruluşlar, medya ve sivil toplum kurumları çalışmalar<br />
yapmalıdırlar.”<br />
Panelin son konuşmacısı Burdur Eğitim Fakültesi Okul<br />
Öncesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümit Şahbaz,<br />
‘Engellilik Eğitiminde Kaynaştırma Uygulamaları ve Sorunlar”<br />
başlığı altında konuştu. Şahbaz; “Engelli çocukların<br />
normal çocuklarla aynı okullarda eğitim görmelerine kaynaştırmalı<br />
eğitim diyoruz. Bu tip eğitimde normal öğrencilerle<br />
engelli öğrenciler kaynaşır, eğitimde çeşitlilik artar. Fakat bu<br />
uygulamalar incelendiğinde öğrenciler arasında bir etkileşim<br />
olmadığı gözlenmiştir. Normal arkadaşlarıyla okuyan engelli<br />
çocuklar kendilerini yalnız hissetmişlerdir Bu da yanlış uygulamalardan<br />
kaynaklanmaktadır. Bu eğitimin temelleri düzgün<br />
atıldığında ve doğru şekilde uygulandığında inanıyoruz<br />
ki çocuklar arasında etkileşim olacaktır. Engelli çocukların<br />
herkes gibi normal okullarda okumaları, onları toplumun içine<br />
karıştıkları için daha mutlu edecektir.”diye konuştu.<br />
SDÜ’de Jeotermal Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Jeotermal Enerji, Yeraltı<br />
Suyu ve Mineral Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />
ile Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği<br />
Bölümü tarafından “Salihli-Kurşunlu Kaplıcaları ve civarının<br />
Jeotermal Potansiyelinin Araştırılması” konulu bir konferans<br />
düzenlendi.<br />
SDÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi 101 nolu Amfide<br />
yapılan konferansa konuşmacı olarak, Dokuz Eylül Üniversitesi<br />
Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun<br />
Sarı katıldı. Prof. Sarı yaptığı sunumda jeotermal enerjinin<br />
tarihini, dünyadaki ve Türkiye’deki konumunu anlatarak,<br />
“Salihli-Kurşunlu Kaplıcaları bölgesini tanımlarken, jeolojiyi<br />
de anlatmak gerekiyor. Bizim yaptığımız araştırmalar jeofizikledir.<br />
Dünyada yapılan çalışmalar sonrasında jeotermal<br />
enerjiyle çalışan ilk turbo jeneratör 1912 yılında kuruldu. Jeotermal<br />
enerji 1930 yılında ısıtma amaçlı, 1940 yılında sıcak su<br />
temininde kullanıldı ve 1956 yılında da ilk jeotermal santrali<br />
kullanılmaya başlandı. Dünyada jeotermal kuşaklara bakarsak,<br />
Ant, Alp-Himalaya, Karayip ve Orta Amerika Volkanik<br />
Kuşağı olmak üzere dört bölümde oluşmaktadır. Ülkemiz<br />
ise jeotermal kaynaklar bakımından dünyada yedinci olarak<br />
konumunu sürdürmektedir ve 1980’den bu yana 170 jeotermal<br />
alan ve buna ek olarak 400 adet üretim kuyusu ve 300<br />
adet araştırma kuyusu saptanmıştır. Salihli-Kurşunlu Kaplıcası<br />
Batı Anadolu’da yüksek sıcaklığa sahip bir alandır. Bu<br />
sahada kuyu ağzı sıcaklığı 96 santigrat derecedir. Jeotermal<br />
Görme Engelliler Yararına<br />
SDÜ’den Konser<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Engelliler Araştırma ve<br />
Uygulama Merkezi ve Altı Nokta Körler Derneği Isparta Şubesi<br />
organizasyonuyla SDÜ Kültür Merkezi’nde Türk Sanat<br />
Müziği konseri düzenlendi.<br />
Altı Nokta Körler Derneği Isparta Şubesi’nin açılışı nedeniyle<br />
düzenlenen konsere, Altı Nokta Körler Derneği Genel<br />
Başkanı Süha Sağlam, Altı Nokta Hizmet Vakfı Başkanı<br />
Turhan İçli, Ankara Şube Başkanı Fethi Kalıpçı, Isparta Şube<br />
Başkanı İsmail Er, SDÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama<br />
Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun, görme engelli<br />
vatandaşlar ve aileleri katıldı.<br />
alan bir hazinedir. Yeraltı sularının sıcaklığı arttıkça içerisinde<br />
çözünen mineral miktarı ve dolayısıyla iletkenlik artar. Bu<br />
bağlamda düşük öz direnç elverişli jeotermal alan oluşmasına<br />
yardımcı olur.” diye konuştu.<br />
Konser öncesinde kısa bir teşekkür konuşması yapan Isparta<br />
Şube Başkanı İsmail Er, “Isparta’daki görme engelli vatandaşlarımızın<br />
sorunlarına çözüm bulup, bir nebze de olsa<br />
onların sıkıntılarını paylaşmak amacıyla bu derneği kurduk.”<br />
dedi.<br />
Konuşmanın ardından TRT Ankara Radyosu Görme Engelli<br />
Ses Sanatçısı Sema Önder Türk Sanat Müziği eserlerinden<br />
oluşan bir konser verdi. Birbirinden güzel şarkıların seslendirildiği<br />
konserde, davetliler gönüllerince eğlendiler.<br />
Konser sonunda, Sanatçı Sema Önder’e katılımlarından<br />
dolayı İsmail Er tarafından çiçek takdim edildi.
Tevfik <strong>Bilgi</strong>n<br />
114 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 115<br />
Türk Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde Bankacılık Düzenleme<br />
ve Denetleme Kurumu Başkanı (BDDK) Tevfik <strong>Bilgi</strong>n’in<br />
konuşmacı olarak katıldığı “Türk Bankacılık Sistemindeki<br />
Gelişmeler” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa<br />
Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir ve Prof. Dr. İsmail<br />
Karaca ile Isparta Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hasan<br />
Hüseyin Kaçıkoç, dekanlar, öğretim üyeleri, banka müdürleri<br />
ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
Türk finans sistemini anlatarak konuşmasına başlayan<br />
Tevfik <strong>Bilgi</strong>n, “Türk finans sistemi bankalar, sigorta şirketleri,<br />
katılım bankaları, bireysel emeklilik şirketleri ve yatırım<br />
ortaklıkları gibi şirketlerden oluşmakta. 2005 verilerine göre,<br />
575 milyar dolar mevcut aktiflere sahip bu sektör ülkemiz<br />
GSMH’nın yüzde 81.3’üne karşılık gelmekte ve en önemlisi<br />
bu miktarın yüzde 85’ini önde gelen 10 banka yönetmektedir.<br />
Bankacılık böylesine önemli bir sektör olduğundan , en ufak<br />
bir sorun ekonomiye olumsuz şekilde yansımaktadır. Bu durum<br />
karşısında BDDK’nın denetleyici ve düzenleyici yetkisi<br />
önem kazanmaktadır.” dedi. Bankaların fiziksel özelliklerinden<br />
bahseder konuşmasına devam eden <strong>Bilgi</strong>n, “Bankacılık<br />
sektöründeki büyümenin devam etmesine orantılı olarak<br />
şube sayısı artmaktadır Bugün için 47’si banka, dördü ise katılım<br />
bankası olmak üzere ülkemizde toplam 51 banka bulunmaktadır.<br />
Bu bankaların 4568 şubesinde toplam olarak 138 bin<br />
718 personel görev yapmaktadır. Kriz öncesinde 170 binlerde<br />
olan çalışan sayısı kriz döneminde 120 binlere gerilemişti. Son<br />
yıllarda ise demin de belirttiğim gibi bankalar faaliyetlerini<br />
artırmaya başladı. .Siz öğrencilerimize bir müjde olarak istihdamın<br />
bu sektörde daha da artacağını söyleyebilirim.”diye<br />
konuştu.<br />
Türk bankacılık sisteminin genel sorunları ve ekonomimize<br />
yansımalarını anlatarak konuşmasını sürdüren <strong>Bilgi</strong>n şunları<br />
söyledi: “Bankalarda toplanan mevduatın yüzde 61,7’si<br />
krediye gidiyor. Kriz döneminde bu pay yüzde 20 idi. Bununla<br />
birlikte kriz döneminden sonra kredilerdeki artış yüzde 50<br />
iken bankalarda toplanan mevduattaki artış sadece yüzde 27<br />
civarında kaldı. Sonuç olarak halkımız yeterince tasarruf etmiyor.<br />
Buna rağmen tüketime devam ediyor.<br />
Bankalar reel sektörü fonlamıyor, yani yeterli kredi vermiyor<br />
deniliyor. Ancak 5 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla ülkemizdeki<br />
bankalar 119.3 katrilyon lira kurumsal kredi vermiş. Bu<br />
oran genel toplamın yüzde 68’inin oluşturuyor. Ayrıca 55.8<br />
katrilyon bireysel kredi sağlamış. Bu da yüzde 32’yi oluşturuyor.<br />
Yani aslında bankalar kredi veriyor. Zaten bankalar için<br />
çıkış yolu kredi vermektir. Yani topladıkları mevduatı satmalarıdır.<br />
Burada bireysel kredileri konuşurken vatandaşlarımıza<br />
bir tavsiyem olacak. Özellikle kredi kartları konusunda<br />
vatandaşlarımız dikkatli olmalı. Gelirinden fazla tüketime yönelmeleri<br />
kendileri için sıkıntı yaratır. Kredi kartı bir ödeme<br />
aracıdır. Sadece hayatı kolaylaştırır. Ancak asla hayati idame<br />
yani sürdürme amacıyla kullanılmaz. Bu konuya dikkat etmek<br />
gerekiyor. Burada bir başka bireysel kredi türü de konut<br />
kredileridir. Konut kredileri 2006 Şubat itibarıyla 334 bin 465<br />
kişi tarafından kullanılmıştır. 2004 yılında bu rakam 112 bin<br />
189 idi. Bunda artış vardır. Ancak kullanılan konut kredileri<br />
oranı milli gelirin yüzde 2’si büyüklüğündedir. Yani daha<br />
da artması rahatlıkla mümkündür. Ayrıca ülkemizin insanları<br />
akıllı olarak davranıyorlar. Bugün için kullanılan konut<br />
kredilerinin ortalama vadesi büyük bir çoğunlukla 5-6 yıllık<br />
oluyor. Biliyorsunuz vade azaldıkça ödenecek toplam tutar ve<br />
faiz azalır.”<br />
“BANKACILIK ZOR ZANAAT”<br />
Türkiye’deki bankacılığın 1990-2000 arasındaki karlı günlerinin<br />
geride kaldığına değinen Tevfik <strong>Bilgi</strong>n, “Bankacılık<br />
risk alma sanatıdır. Risk almadan bankacılık yapamazsınız.<br />
Bankaların karlılık oranları düşüyor. Eski günler geride kaldı.<br />
Bankacılar adeta sinekten yağ çıkarıyorlar. Bizlere bazı şikayetler<br />
geliyor. Bankalar havale masrafı alıyor diye. Almayıp<br />
ne yapacaklar. Bu doğal bir şey. Bedava bankacılık yapamazlar.<br />
2001 krizi bankacılık için bir milattır. O tarihlerde 80 olan<br />
banka sayısı deminde belirttiğim gibi katılım bankaları da<br />
dahil olmak üzere 51’e düşmüştür. Bankacılık sektörü son 15-<br />
20 yılın en sağlıklı dönemini yaşıyor. Türkiye genç bir nüfusa<br />
sahip, büyüme potansiyeli fazla ve bankacılık kültürüne sahip<br />
bir ülke, krizlerden geçe geçe kriz deneyimine de sahip.<br />
Bu sektörün bugünkü konumunu devam ettirebilmesi için en<br />
önemli şart siyasi ve ekonomik istikrardır.” diye konuştu.<br />
Konferans bitiminde <strong>Bilgi</strong>n’e SDÜ Rektör Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Vecihi Kırdemir tarafından seramik Atatürk Heykeli ve çiçek<br />
takdim edildi.<br />
“Üniversiteler<br />
Gelecek Demektir”<br />
Sanayi çağından bilgi çağına geçtiğimiz bu dönemde,<br />
üniversitelerin bilgi üretme konusunda en önemli<br />
müesseseler olduklarına değinen Ağar, “Üniversiteler<br />
gelecek demektir, üniversiteler hayat demektir.<br />
Üniversiteler üretim demektir.” dedi.<br />
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, sanayi çağından bilgi çağına geçtiğimiz<br />
bu dönemde, üniversitelerin bilgi üretme konusunda en önemli müesseseler olduklarına<br />
değinerek, “Üniversiteler gelecek demektir, üniversiteler hayat demektir. Üniversiteler<br />
üretim demektir.” dedi.<br />
SDÜ’nün davetlisi olarak Isparta’ya gelen Mehmet Ağar, SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />
üniversite öğrencileri ile bir sohbet programına katıldı. Sanayi çağından bilgi<br />
çağına geçtiğimiz dönemde üniversitelere çok önemli görevler düştüğünü<br />
kaydeden Ağar, bunun için üniversitelere de gereken önemin verilmesi<br />
gerektiğini hatırlattı. Ülkenin sıkıntılı bir süreçten geçtiğine işaret eden<br />
Ağar, sorunların demokrasi ve hukuk kuralları içinde ve halktan da<br />
destek alınarak çözülebileceğini söyledi. Ülkenin sorunlarının çözümü<br />
için temel konularda uzlaşma gerektiğini kaydeden Ağar, “Ülkede<br />
böyle bir uzlaşma kültürü yok. Dolayısıyla sorunlara çözüm<br />
de yok. Ancak bunu söylerken ülkemizin geleceğinin çaresiz olduğunu<br />
kabul edemeyiz. Ülke gençlerinin, elçilik kapılarında iş için<br />
beklemelerini kabul edemeyiz. Ülkemizin sorunlarını faiz artırımları<br />
ile, sıcak para politikaları ile çözemeyiz. Bu tip politikalar daha<br />
çok işsizlik, daha çok güvenlik problemi ve daha çok sıkıntı yaratır.<br />
Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların ortaya koyduğu tablo demokrasinin<br />
dışında hiçbir şey olmayacağıdır. Türkiye’nin bütün<br />
sorunlarının çözümü vardır ve bunun için demokrasinin sağladığı<br />
özgürlük ve hukuk zemininin iyi kullanılması gerekir. Ayrıca,<br />
bu noktada gerçek iradenin ve gücün sadece millette olduğunu da<br />
unutmamak gerekir.” diye konuştu.<br />
Söyleşinin son bülümünde öğrencilerin sorularını<br />
da cevaplayan Ağar, DYP’nin iktidara talip<br />
bir parti olduğunu belirterek, “Siyaset muhalefet<br />
olmak için yapılmaz. Biz iktadar olmak<br />
için siyaset yapıyoruz. Tabi bunu bize sağlayacak<br />
olan da halkın kendisidir.” dedi.<br />
Söyleşinin sonunda Ağar’a SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından,<br />
üniversitenin Seramik Araştırma ve<br />
Uygulama Merkezi’nde yapılmış minyatür<br />
Atatürk Heykeli ile seramik bir fotr<br />
şapka hediye edildi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’ndeki<br />
söyleşiye SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />
Yardımcıları, öğretim üyeleri,<br />
DYP Genel Başkan<br />
Yardımcıları Orhan Keçeli,<br />
Gültekin Uysal, İl<br />
Başkanı Tahir Alan ve<br />
öğrenciler katıldı.<br />
Mehmet Ağar
116 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 117<br />
VI. Ulusal<br />
Temiz Enerji<br />
Sempozyumu Yapıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İnşaat ve<br />
Makine Mühendisliği Bölümleri tarafından<br />
organize edilen VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu<br />
başladı. SDÜ Kültür Merkezi’ndeki<br />
düzenlenen sempozyumun açılış törenine<br />
SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı adına<br />
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdür Yardımcısı<br />
Atilla Gürbüz, öğretim üyeleri ve çok<br />
sayıda öğrenci katıldı. Sempozyumda Biyogaz-Biyodizel-Taşıtlar,<br />
Biyokütle, Hidroelektrik,<br />
Hidrojen, Güneş, Jeotermal ve Rüzgar<br />
enerjileri ile Enerji-Çevre ilişkileri konularında<br />
toplam 86 adet bildiri sunuldu.<br />
Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren<br />
SDÜ Makine Mühendisliği Bölümü<br />
Öğretim Üyesi ve Sempozyum Başkan<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu<br />
sempozyumun gerçekleştirilmesinde emeği<br />
geçenlere teşekkür ederek başladığı konuşmasında,<br />
“Günümüzde enerji kaynağı olarak<br />
kullanılan fosil yakıtlar sınırlı ve tükenmeye<br />
yüz tutmuş durumdalar ve çevreyi kirletmeyen<br />
temiz enerji kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
Sempozyumdaki genel hedefimiz,<br />
bu bağlamda sunulacak olan bildirilerden<br />
ülkemiz ve dünya adına somut projeler üretmektir.”<br />
dedi.<br />
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu’nun ardından<br />
söz alan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat<br />
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai<br />
Şen ise konuyla ilgili olarak geçmişte yapılan<br />
çalışmalardan bahsederek, “Geçmişte<br />
Anadolu’da gerçekleştirilen o zamanın ihtiyaçlarına<br />
göre yapılmış bir çok çalışma var.<br />
Bunlar bizim kültür mirasımız olmasına rağmen<br />
maalesef bunları sadece yabancı bilim<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir<br />
kitaplarında görmekteyiz. Cizre’de eski bilim<br />
adamları temiz enerji kaynakları ile ilgili bir<br />
çok çalışma yapmışlar ve en az bizim kadar<br />
bilim kullanmışlar; fakat bunlardan yararlanamıyoruz.<br />
Sempozyum boyunca temiz<br />
enerjiyi konuşacağız, fakat ben bir de elimizdeki<br />
enerji kaynaklarının akıllıca kullanılmasının<br />
da önemli olduğunu düşünüyorum.”<br />
diye konuştu.<br />
Çevre ve Orman Bakanlığı İklim Değişikliği<br />
Ulusal Bildirim Proje Koordinatörü Dr.<br />
Günay Apak ise Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği<br />
Çerçeve Sözleşmesi ve Türkiye’nin<br />
durumunu anlattığı konuşmasında şunları<br />
söyledi: “Kyoto ve AB uyum süreci kapsamında<br />
temel amaç sera gazının önlenmesi ve<br />
bu bağlamda adaptasyon programları, politika<br />
ve stratejiler belirlenmektedir. Bu yüzden<br />
Türkiye için bu parametrelerin belirlenmesi<br />
ve masaya oturulduğunda ön koşulların<br />
görüşülmesi açısından yapılacak yerel ve<br />
ulusal çalışmaların önemi büyüktür. Türkiye<br />
sera gazı etkisi olarak ve havaya yaydığı CO2<br />
miktarı olarak diğer ülkelerin oldukça gerisinde<br />
kalmaktadır. Fakat yine de bu kozu iyi<br />
kullanıp gelişen nüfus ve sanayimizle ileride<br />
çıkabilecek olan sorunların şimdiden önüne<br />
geçip önlemlerimizi almamız gerekiyor. Bu<br />
dünya hepimizin ve bu dünyayı kurtarmak<br />
için hepimizin duyarlı olması gerekir.”<br />
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürü<br />
Atilla Gürbüz ise, “Tüm dünyada yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarına bir yönelme başlamış<br />
durumdadır. Fosil Kaynakların ömrünün<br />
azalması da bu yönelmeyi tetikleyen faktörler<br />
arasında yer almaktadır. Ülkemizde ise<br />
var olan temiz enerji üretme potansiyelinin<br />
Prof. Dr. Nejat Veziroğlu<br />
Prof. Dr. Zekai Şen<br />
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu<br />
Dr. Günay Apak<br />
Atilla Gürbüz<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi ve Maliye Bakanlığı işbirliğiyle<br />
düzenlenen, “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol<br />
Kanunu kapsamında değişiklikler ve Döner Sermaye İşletme<br />
Faaliyetlerinin kapsamı, ekonomisi, Taşınır Mal Yönetmeliği”<br />
konulu seminer SDÜ Kültür Merkezi’nde yapıldı.<br />
Seminere Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdür Yardımcısı<br />
Eyüp Kızılkaya, <strong>Daire</strong> Başkanları Haydar Kulaksız,<br />
Hikmet Tosun, Şube Müdürü Mutlu Önder ve Strateji Geliştirme<br />
<strong>Daire</strong> Başkanı Nazmi Gürkan konuşmacı olarak katıldı.<br />
Açılış konuşmasını yapan SDÜ Genel Sekreter Yardımcısı<br />
Aziz Bayrak, 5018 Sayılı Kanunun yeni uygulamaya başlandığını<br />
belirterek, “Her yeni uygulamanın beraberinde birtakım<br />
sıkıntıları getirmesi beklenmektedir.Bu tür olumsuzlukları<br />
burada konuşarak fikir üreterek aşabileceğimize ve yaşanacak<br />
sıkıntıları ortadan kaldırabileceğimize inanıyorum.Bugün döner<br />
sermaye işletme gelirlerinin disipline edilmesi için neler<br />
ancak yüzde 33 ‘ünü kullanabilmekteyiz. Bu kaynakların<br />
daha da verimli kullanılabilmesi için yapılacak olan çalışmaların<br />
önemi büyüktür.” diye konuştu.<br />
Uluslararası Hidrojen Enerjisi Birliği Başkanı Prof. Dr.<br />
Nejat Veziroğlu ise temiz yakıt olarak hidrojenin öneminden<br />
bahsederek başladığı konuşmasında, “21. Yüzyılın enerji kaynağı<br />
hidrojen olmakla birlikte Türkiye içinde bu konuda yapılacak<br />
araştırmalar gelecek açısından oldukça önemli. Fosil<br />
enerji kaynaklarının verdiği zarar ortada ve bu konuda dünya<br />
zaten yeterince zarar görmüş durumda. Ülke olarak en az<br />
kirletenler arasında bulunsak da gelecek için bu çalışmaların<br />
yapılması oldukça önemli. Bu konuda BM’nin yürüttüğü bir<br />
proje çerçevesinde hidrojen araştırmaları için bir merkez kurulacak<br />
ve bu merkez için en önemli aday ülke Türkiye. Bu<br />
merkezin ülkemizde kurulmasının yararları büyük olmakla<br />
birlikte araştırmalarımızı da tetikleyici bir faktör olacaktır.<br />
Hidrojen enerjisinin yaygın kullanımı ile birlikte dünya üzerindeki<br />
tahribat hızla azalacak ve hidrojen medeniyetinin<br />
getireceği kalıcı çözümler ile dünya tekrar eski haline dönecektir.”<br />
dedi.<br />
Son olarak kürsüye gelen SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Vecihi Kırdemir ise yaptığı konuşmada hücre içi enerji üretimi<br />
ile insanların enerji kaynağı arayışlarını birbirine benzeterek<br />
şunları söyledi: “Konuya bir sağlık mensubu gözüyle<br />
bakarak konuşmamı gerçekleştirmek istiyorum. Dünyanın<br />
var oluşundan ve 3.5 milyar yıllık bir süreçte var olan bütün<br />
hücreler en verimli ve temiz enerji kaynağını kullanabilmek<br />
için değişikliklere uğramışlardır. Son zamanlarda hücre yapısının<br />
daha da aydınlatılması ile hücrelerin kullandıkları<br />
yöntemlere özen duyularak bazı yöntemler geliştirilmiştir.<br />
Ama unutulmamalıdır ki, hücreler en verimli yolu kullanmak<br />
isterlerken bile kendilerine zarar verecek yöntemleri kullanabiliyorlar.<br />
(Kanser oluşumunda olduğu gibi). Bu yüzden doğanın<br />
dengesiyle oynamadan ve kirletmeden bulunabilecek<br />
en iyi yöntem için bu ve benzeri sempozyumların öneminin<br />
büyük olduğuna inanıyorum. Bizden sonraki nesillere temiz<br />
bir dünya bırakabilmek için lütfen daha çok çalışalım”<br />
İki gün sürecek sempozyumda Biyogaz-Biyodizel-Taşıtlar,<br />
Biyokütle, Hidroelektrik, Hidrojen, Güneş, Jeotermal ve<br />
Rüzgar enerjileri ile Enerji-Çevre ilişkileri konularında toplam<br />
86 adet bildiri sunuldu.<br />
SDÜ’de<br />
Kamu Mali Yönetimi Semineri<br />
yapılmalı, borç yönetimi nasıl olmalı ve döner sermaye işletmelerinden<br />
yapılan alış ve satışlarda iç denetim nasıl olmalıdır<br />
konularına değineceğiz.” dedi. Daha sonra kürsüye gelen<br />
Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, 5018 sayılı Kanunu önemsediğini<br />
kaydederek, “ Üniversitelerin yatırımlarını kontrol<br />
açısından da bu kanunun önemli olduğunu düşünüyorum.<br />
5018 sayılı yasayı çok önemsiyorum. Bu toplantıda döner sermaye<br />
konusundaki sıkıntının netleşeceğini ve yetkililerin de<br />
bu konuları teker teker ele alacaklarını düşünüyorum ve bu<br />
toplantının faydalı olacağına inanıyorum. “ diye konuştu.<br />
Seminerde konuşmacılar, kendi konularına ilişkin geniş<br />
açıklamalarda bulundular. Toplantıya SDÜ’nün yanı sıra<br />
20’ye yakın üniversiteden ilgili birim yetkilileri katıldı. Seminer<br />
bitiminde Rektör Baydar, konuşmacılara Seramik Araştırma<br />
Merkezi tarafından üretilen seramik ürünler hediye etti.
118 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 119<br />
TEF’ten “6.Ulusal Öğrenci Sempozyumu”<br />
Yabancı Diller Yüksekokulu’ndan Seminer<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen<br />
‘6. Ulusal Öğrenci Sempozyumu’ SDÜ’de yapıldı.<br />
Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan sempozyuma SDÜ Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilay<br />
Keskin, Gazi, Sakarya, Marmara, Mersin, Muğla, Selçuk, Fırat ve Kocatepe<br />
Üniversiteleri’nden Teknik Eğitim Fakültesi Dekanları, öğretim üyeleri ve<br />
öğrencileri katıldı.<br />
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı<br />
Prof. Dr. Nilay Keskin, Teknik Eğitim Fakülteleri’nin nitelikli teknik<br />
öğretmenler yetiştirebilmek için değişen dünyada bilgi ve teknolojiyi izlemek<br />
ve bu teknolojiyi uygulamak zorunda olduğunu belirterek; “Düşünen,<br />
araştıran, proje üreten bireyler yetiştirmek hepimizin vazgeçilmez hedefi<br />
olmalıdır. Düzenlediğimiz bu sempozyumlarla, bilgi, düşünce ve deneyimlerimizi<br />
paylaşmak, öğrencilerimizin proje çalışmalarını değerlendirmek<br />
ve onları daha çok üretmeleri yönünde teşvik etmeyi amaçlıyoruz.” dedi.<br />
Ardından kürsüye gelen Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim<br />
Üyesi Prof. Dr. İsmail Coşkun Teknik Eğitim Fakültelerinden mezun<br />
olanların unvan sorunu yaşadıklarını, kaydederek, “Üniversitelerimizden<br />
mezun olan öğrencilerimiz çoğu zaman öğretmen olarak atanamadıkları<br />
için endüstri sektöründe çalışıyorlar. Fakat böyle olduğunda mezunlarımız<br />
unvan sıkıntısına düşüyorlar. Bu kadar eğitim aldıktan sonra ne olarak çalıştıklarını<br />
bilmemek onları umutsuzluğu sürüklüyor.” şeklinde konuştu.<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir ise konuşmasında öğrenciler<br />
için hazırlanan bu sempozyumlara ev sahipliği yapmaktan memnun<br />
olduğunu belirterek, “Öğrenciler bu tip etkinliklere katıldıklarında vizyonları<br />
gelişir. Okuldan diploma almakla iş bitmiyor. Okul sadece sizin eğitim<br />
almanızı sağlar böyle ortamlar ise bilgiye ulaşmanıza yardımcı olur.”<br />
dedi.<br />
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Oturumlarda<br />
TEF”li öğrencilerin bitirme projeleri sunuldu. Sempozyum etkinlikleri<br />
gün boyu SDÜ Kültür Merkezi ve TEF Konferans Salonu’nda devam etti.<br />
Sempozyum da toplam 10 oturum yapıldı.<br />
Prof. Dr. Nilay Keskin Prof. Dr. İsmail Coşkun<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu<br />
tarafından düzenlenen “İngilizce Öğretiminde Açılımlar”<br />
konulu seminer SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Seminere;<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Genel Sekreteri Ahmet<br />
Tevfik Köse, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Yrd.<br />
Doç. Dr. Oya Büyükyavuz, öğretim üyeleri, ortaöğretim kurumlarında<br />
çalışan İngilizce öğretmenleri ve bu konuya ilgi<br />
duyan çok sayıda davetli katıldı.<br />
Seminer , Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Müzik Kültürü<br />
Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Görevlisi Çetin<br />
Koruk’un davetlilere müzik dinletisi sunmasıyla başladı.<br />
İlk olarak kürsüye gelen SDÜ Genel Sekreteri Ahmet Tevfik<br />
Köse, “Küreselleşmenin buna bağlı olarak da bilginin öneminin<br />
arttığı bir dönemdeyiz.Artık iş başvurularında çeşitli<br />
belgeler istenmeye başladı.Bu belgelerden biri de dil pasaportudur.<br />
Eğitim ana dilde mi, yoksa yabancı dilde mi yapılsın?<br />
Tartışmasının yaşandığı şu günlerde ben şunu söylemek<br />
istiyorum:Tabii ki eğitimimiz ana dilde yapılsın; ama bunun<br />
yanında dil pasaportumuz da olsun.Avrupa Birliği yolunda<br />
ilerlediğimiz şu günlerde bu kaçınılmaz bir gerçektir. Burada<br />
en büyük görev, bu eğitimin içinde bulunan öğretmenlerimize<br />
düşüyor.” dedi.<br />
Daha sonra kürsüye gelen Yabancı Diller Yüksekokulu<br />
Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya Büyükyavuz, 24 Haziran 2004 tarihinde,<br />
“İngilizce öğretiminde yeni yaklaşımlar konulu” bir<br />
seminer düzenlemiştik. Bugün ise “Bits and Pieces in English”<br />
adında daha geniş, daha kapsamlı ve katılımcıların daha fazla<br />
olduğu bir seminer düzenliyoruz. Bu seminerimizi Yüksekokulumuzda<br />
görev yapan 6 İngilizce Okutmanımız veriyor.<br />
Seminere Aydın, Denizli, Muğla’daki üniversitelerin İngilizce<br />
okutmanları, Isparta’daki ortaöğretim kurumlarında görev<br />
yapan İngilizce öğretmenleri katılıyor. Seminerin amacı, İngilizce<br />
öğretmenlerini bir araya getirerek eğitimde karşılaştıkları<br />
problemleri bilimsel açıdan değerlendirmek ve kaynaşmalarını<br />
sağlamaktır.” diye konuştu. Büyükyavuz seminere 100’e<br />
yakın öğretmen ve okutmanın katıldığını sözlerine ekledi.<br />
Yrd. Doç. Dr. Oya Büyükyavuz Ahmet Tevfik Köse<br />
Havacılık Şenliği<br />
Yapıldı<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Havacılık Kulübü<br />
tarafından düzenlenen “4. Geleneksel Atatürk Gençliği<br />
Havacılık Şenliği” 19-21 Mayıs 2006 tarihleri arasında<br />
Eğirdir Gölü kıyısındaki Karatepe’de (650 m ) gerçekleştirildi.<br />
15 üniversite ve 18 özel kulüpten toplam 350 yamaç<br />
paraşütçüşü Eğirdir Bedre Koyu DSİ Sosyal Tesisleri’nde<br />
kurulan çadır kampında konakladılar. Şenlikle ilgili görüşlerini<br />
aldığımız Havacılık Kulübü Akademik Danışmanı<br />
Kenan Oruç, “Gerçekleştirdiğimiz organizasyon<br />
katılımcı sayısı ve mekan özellikleri ile yılın en büyük<br />
organizasyonu olma özelliğine sahip. Katılımcılar Eğirdir<br />
Gölü’nün muhteşem manzarasında uçarak, buranın<br />
en az Fethiye, Kaş gibi yamaç paraşütü alanlarından<br />
farksız olduğunu gördüler ve sorunsuz bir şekilde şenliği<br />
tamamladık.” dedi.
120 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 121<br />
yaşında<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Mustafa<br />
Erhan’ın klasik gitar eşliğiyle sunduğu müzik dinletisiyle başlayan etkinlik,<br />
Isparta MYO’nun 1976 dan bu yana gelişimini anlatan sinevizyon gösterisiyle<br />
devam etti.<br />
Kürsüye gelen Isparta MYO Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık, “Isparta<br />
MYO’nun yirmi iki yıllık tanığı olarak, bugün eriştiği noktaya bakmak istiyorum.<br />
Bugün, 14 birinci öğretim, 12 ikinci öğretim programıyla Isparta MYO<br />
hem fiziki hem de eğitim anlamında üniversitemizin köklü ve büyük bir kurumudur.<br />
Bu iki öğe kurumsal kimliğimizi ortaya koymaktadır. Uygulamalı<br />
eğitimin temel olduğu okulumuzda, sanayi ve ticaret hayatının aradığı kişiler<br />
yetiştirmeyi amaç edindik ve bu bağlamda başarılı olduğumuzu söylemek istiyorum.<br />
Yüksekokulumuz nitelikli, bilgili ve uygulama becerileri olan öğrenciler<br />
mezun ediyor. Mezun ettiğimiz öğrencilerimizden aldığımız geri bildirimler<br />
bizi teşvik ediyor. Bugüne kadar okulumuzdan 11 bin 867 öğrencimizi<br />
mezun ettik.” diye konuştu.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, “Kurum<br />
kültürünü geliştirmek açısından öngörülen süreci tamamlayan MYO’yu<br />
kutluyorum. Çünkü; kurumların kendi kimliklerini tanımlayabilmeleri için<br />
bir otuz yıl geçmesi gerekiyor. Bu otuz yıllık süreç içerisinde eğitim veren ve<br />
eğitim vermekte olan arkadaşlarımı gönülden kutluyorum. Bu arada MYO’lar<br />
için ara eleman yetiştiren okullar tanımı yapılıyor. Ben buna katılmıyorum.<br />
Ara eleman tanımı yanlıştır. Bir iş sürecinde işin başlangıcında ve sonunda<br />
görev alan ve bu esnada rol gösteren her eleman önemlidir. Üniversitemizin<br />
amacı işini kuran, bu beceriye sahip olan ve tercih edilebilen mezunlar vermektir.<br />
Yapacağınız işi planlarsanız başarılı olmamak mümkün değildir. Siz<br />
gençlere yapacaklarınızı önce hayal etmenizi istiyorum. Yaşam önce inanmak<br />
ve hayal etmekle başlar. Kurulan hayallerin gerçekleşebilmesi için, üniversiteler<br />
yol gösterici kurumlardır. Sizlerden istediğim ülkem için ne yapabilirim?<br />
sorusunu kendinize yöneltmeniz ve buna göre çalışmanızdır.” dedi.<br />
Rektör Baydar’ın sonrasında kürsüye gelen Isparta Meslek Yüksekokulu<br />
Kurucu Müdürü Çetin Büyükvanlı tarafından “Hayati Bilimlerden Isparta<br />
Meslek Yüksekokulu’na” konulu bir söyleşi yapıldı. Söyleşide Meslek Yüksek<br />
okullarını üniversitelere bağlanmadan ve üniversitelere bağlandıktan sonra<br />
olmak üzere iki dönemde değerlendiren Büyükvanlı, “ Meslek Yüksekokulları<br />
üniversitelere bağlandıktan sonra kişilik kazanmıştır. Özellikle rektörlerimizin<br />
bu okullara olumlu bakışları şevkimizi arttırdı. Isparta Meslek Yüksekokulu<br />
bu adı almadan önce hayati bilimler, sosyal bölüm ve teknik bölüm diye<br />
adlandırıldı.”dedi. Bu okulların bugünkü konumlarına gelene kadar ne gibi<br />
zorluklar yaşadıklarını anlatan ve öğrencilere öğütler veren Büyükvanlı, “Hocalarınızla,<br />
idarenizle, arkadaşlarınızla iyi geçinin. Birbirinize sahip çıkın. Yapılan<br />
konferans ve panellere katılın, geniş çevre edinin ve her şeyden önemlisi<br />
hep iyi bir insan olun. Ben ne kadar başarılı olmuşsam hep iyi olmamdandır.<br />
Almadan vermeyi öğrenin.” dedi.<br />
Etkinliğin sonunda, Meslek Yüksekokulu’nda yirminci yılını doldurmuş<br />
akademik ve idari personele Rektör Baydar ve Isparta MYO Kurucu Müdür<br />
Çetin Büyükvanlı tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi. Ayrıca salonda<br />
bulunan eski mezunlara hatıra şildi verildi.<br />
Tören öncesinde Isparta Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen serginin<br />
açılışı yapıldı. Rektör Baydar ve diğer yetkililer tarafından açılışı yapılan<br />
sergide, okulda üretilen çeşitli ürünler yer alıyor. Sergi bir hafta süreyle gezilebilecek.<br />
Prof. Dr. Kezban Işık<br />
Çetin Büyükvanlı<br />
Isparta MYO’da<br />
30. yıl Coşkusu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />
Isparta Meslek Yüksekokulu’nun otuzuncu<br />
kuruluş yıldönümü coşkuyla kutlandı. SDÜ<br />
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
Isparta MYO Müdürü Prof.Dr. Kezban Işık,<br />
dekanlar, meslek yüksekokulu müdürleri,<br />
öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
122 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 123<br />
Uluslararası<br />
VI. Dil, Yazın, Deyişbilim<br />
Sempozyumu<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar, Fen Edebiyat ve Eğitim<br />
Fakültesi tarafından düzenlenen “Uluslararası VI. Dil, Yazın, Deyişbilim<br />
Sempozyumu” başladı. SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Güzel<br />
Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum ve Fen Edebiyat Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik’in katılımıyla gerçekleştirilen açılış törenine<br />
çok sayıda yabancı konuk, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
Müzik dinletileri ile başlayan etkinlikte açılış konuşmasını gerçekleştiren<br />
Prof. Dr. Kubilay Aktulum dilin önemini anlatarak başladığı konuşmasında<br />
“Dil, bilindiği gibi, günümüzde değişik kültürleri tanımak ve anlamak<br />
için kullanılan temel bir yoldur. Birisi olmadan ötekinin de olmayacağı<br />
sempozyum konumuzu oluşturan bu üç olgu yazınsal iletişimin<br />
sağlanmasında, yazılı ürünlerin okunup anlaşılması için<br />
gereksinim duyulan temel unsurlardır. Amacımız, ağırlıklı<br />
olarak yazın alanından yola çıkarak ve öteki disiplinlerde değişik<br />
biçem, dil olgularını çözümleyerek günümüzde sanatın, yazının,<br />
dilin temel yapılarını açığa çıkarmak, karşılaşılan sorunları ortaya<br />
koymak ve olabildiğince çözüm yolları üretmek, dilin potansiyellerini<br />
ortaya koymak olacaktır.” diye konuştu.. Ardından kürsüye gelen<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca ise açılış konuşmasında,<br />
kısaca katılımcılara teşekkür ederek, böyle bir konuda sempozyum<br />
gerçekleştirilmesinden mutlu olduğunu söyledi.<br />
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen ilk oturumda<br />
Prof. Dr. Hüseyin Gümüş’ün başkanlığında Prof. Dr. Kemal Özmen,<br />
Yazar Erendiz Atasü ve Yazar Alper Akçam, Türk edebiyatının<br />
gelişimi ve günümüzdeki durumu konusunda konuşma<br />
yaptılar. İki gün süren sempozyumda 35 oturumda<br />
toplam 132 bildiri sunuldu.<br />
SDÜ’de<br />
Dünya Çevre Günü Kutlandı<br />
İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin<br />
ortaklaşa düzenlediği Dünya Çevre Günü kutlaması SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde yapıldı.<br />
Kutlamada ilk konuşmayı SDÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre<br />
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Mehmet Beyhan yaptı.<br />
Toplumun her kesiminde çevre bilincinin oluşturulması gerektiğine değinen<br />
Beyhan, “İnsanlar kendilerini çevrenin bir parçası olarak görmeliler.<br />
Çevre sorunları ancak bu şekilde çözülebilir. Toplumun her kesimi çevre<br />
konusunda bilinçlendirilmelidir. Biz fakültemizde öğrencilerimizi bu bilinçle<br />
eğitiyoruz, öğrencilerimize çevre bilincini aşılıyoruz.” dedi.<br />
Ardından İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mustafa Zorlu konuşma<br />
yaptı. Zorlu; “Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi ancak sağlıklı çevreyle<br />
mümkün olabilir. Günümüz teknolojileri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken<br />
diğer yandan çevremizde geri döndürülemez bir tahribata yol<br />
açmaktadır. Çevre sorunlarını yaratmada aktif rol oynayan insan bunu<br />
sorunu çözmek için de çalışmalıdır. Bu yüzden çevre eğitimi günümüzde<br />
zorunlu bir hal almıştır. Okullarımızda çocuklarımıza çevrenin önemini<br />
anlatan dersler verilmelidir.” diye konuştu.<br />
Zorlu’nun ardından kürsüye gelen SDÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Saim Saraç da sanayi devriminden sonra ülkemizdeki<br />
çevre kirliliği oranının daha da arttığını belirterek, “Sanayileşmiş ülkeler<br />
hızla bir takım çevre yasaları çıkartmaktadırlar. Çünkü; sanayinin kalesi<br />
olan batılı ülkeler çevre kirliliğinin çok ciddi bir tehlike olduğunu anladılar.<br />
Aslında burada ince bir çizgi var. Tabi ki çevreyi koruyacağız diye<br />
üretimi durduramayız. Bunun çözümü çevreyi de düşünerek, üretim yapmaktır.”<br />
dedi.<br />
Kutlama programında son olarak Vali Yardımcısı Bekir Kaya konuşma<br />
yaptı. Kaya, “Dünya artık hava, su, toprak kirliliği bakımından zor bir döneme<br />
girdi. Dünya Çevre Günü de sanırım bu yüzden ilan edildi ve hala<br />
kutlanıyor. Bu kirlenme bizim ülkemizle sınırlı değil, bugün tüm dünya<br />
çevre kirliliğinin tehdidi altında. Aslında insanlar bir bakıma kendi felaketlerini<br />
kendileri yaratıyorlar. Kendi bölgemizden örnek verecek olursak.<br />
Göller Bölgesi’ndeki büyük gölümüzden birisi olan Eğirdir Gölü’nün<br />
çevresinde çarpık yapılanma var, çoğu işyeri göle atıklarını döküyor. Biz<br />
bunlara çare bulmaya çalışıyoruz ama yasalarla bu işi yapmak yeterli olmuyor.<br />
Isparta halkı bu kirliliği önlemek için tepki göstermelidir o zaman<br />
biz daha çok faydalı olabiliriz.” diye konuştu.<br />
Konuşmaların ardından ‘Çevre ve Sağlık’ konulu bilgi yarışmasına katılıp<br />
dereceye giren, Mustafa Şener, IMKB ve Şehit Koray Akoğuz İlköğretim<br />
Okulu öğrencilerine Vali Yardımcısı Bekir Kaya tarafından teşekkür<br />
belgesi verildi.<br />
Prof. Dr. M. Saim Saraç<br />
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bayhan Bekir Kaya<br />
Mustafa Zorlu
124 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 125<br />
Aktif Öğrenme Seminerleri<br />
Sona Erdi<br />
SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi ve Sürekli Eğitim Merkezi<br />
tarafından meslek yüksekokullarında görev yapan öğretim<br />
elemanlarına yönelik olarak düzenlenen “Aktif Öğrenme-Öğretme<br />
Stratejileri Seminerleri” sona erdi.<br />
Merkezi Dersliklerde 3 gün süren seminerlerin sonunda<br />
katılımcı 200 öğretim elemanına sertifikaları verildi. Sertifika<br />
törene Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Vecihi Kırdemir, Meslek Yüksekokullarından Sorumlu<br />
Rektör Danışmanı Prof. Dr. Fuzuli Yağmurlu, Sürekli Eğitim<br />
Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Gül, Genel Sekreter Ahmet<br />
Tevfik Köse ve sertifika almaya hak kazanan öğretim elemanları<br />
katıldı.<br />
Törenden önce konuşan Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, “Bu seminerlerin<br />
amacı eğitici kültürü arttırmaktır.Üniversitelerin<br />
bilgi üretmek, araştırma yapmak ve eğitim hizmeti vermek<br />
gibi 3 önemli görevleri vardır. Tabi eğitimde belli standartlar<br />
vardır. Farklı düşünce ve bilgi üretmek için araştırmacıların<br />
özgür olmaları gerekir. Ancak lisans düzeyinde eğitim veren<br />
kuruluşlarda bu özgürlükten biraz uzak durmakta fayda vardır.<br />
Zira bizler, önce öğrencilere neler vereceğimizin planını ve<br />
programını yapmalıyız. <strong>Bilgi</strong>yi öğretmeliyiz, değerlendirmeliyiz<br />
ve daha sonra ise bunları onaylamalıyız.” dedi.<br />
Eğitim bilimindeki köklü değişikliklerin tüm dünyanın<br />
sorunu olduğuna da değinen Kırdemir, “Gelişmiş ülkeler,<br />
yeni ilkeleri yaşama geçirmede daha çabuk davranmış ve daha<br />
fazla yol almışlardır. Eğitim kurumunun yönetici ve eğitimcilerinin<br />
başarısı, toplumun her kesimini ilgilendirir. Toplumun<br />
tüm kurum ve kuruluşlarının başarısı toplamıyla çağdaş dünyada<br />
ileri ve gelişmiş bir toplum oluşturur.” diye konuştu.<br />
Kırdemir’in konuşmasının ardından seminere katılan<br />
SDÜ’ye bağlı 17 meslek yüksekokulunda görev yapan 200<br />
öğretim elemanına Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. Fuzuli<br />
Yağmurlu, Doç. Dr. Hüseyin Gül ve Genel Sekreter Ahmet<br />
Tevfik Köse tarafından tarafından sertifikaları verildi.<br />
Ayrıca seminerlere öğretici olarak katılan, Burdur Eğitim<br />
Fakültesi elemanlarından; Yrd. Doç. Dr. Ekber Tomul, Yrd.<br />
Doç. Dr. Elife Doğan, Yrd. Doç. Dr. Hülya Şahin, Yrd. Doç.<br />
Ümit Şahbaz, Öğretim Görevlisi Ramazan Sağ ve Okutman<br />
Ali Suat Önal’a Prof. Dr. Vecihi Kırdemir tarafından teşekkür<br />
belgesi takdim edildi.<br />
Yetkililer, öğretim elemanlarına aktif öğrenme ve öğretme<br />
yöntemlerinin anlatıldığı seminerlerin üniversitede görev yapan<br />
diğer öğretim elemanları için periyodik olarak yeniden<br />
düzenleneceğini ifade ettiler.<br />
SDÜ’den Aktif Öğrenme Semineri<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma<br />
Bölümü tarafından SDÜ Ziraat Fakültesi Araştırma ve<br />
Uygulama Merkezi’nde Bitki Koruma Bölümlerinin genel sorunlarının<br />
görüşüldüğü bir toplantı düzenlendi.<br />
SDÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr.<br />
Bülent Yaşar’ın yönettiği toplantıya, SDÜ Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca olmak üzere Türkiye’deki 15 üniversitenin<br />
Bitki Koruma Bölüm Başkanı katıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi tarafından<br />
düzenlenen “Aktif Öğrenme ve Öğretme Stratejileri”<br />
semineri başladı. Kültür Merkezi B Salonunda düzenlenen ve 3<br />
gün süren seminerlerin ilkine 30 öğretim üyesi katıldı.<br />
Seminerlerin ilk gününde Burdur Eğitim Fakültesi Öğretim<br />
Üyelerinden Yrd.Doç. Dr. Hülya Şahin “İletişim” , Adnan Menderes<br />
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.<br />
Dr. Adil Türkoğlu “Etkili Sınıf Yönetimi” ve yine Adnan Menderes<br />
Üniversite Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.<br />
Dr. Müfit Gömleksiz “Bir Dersin Planlanması ve Değerlendirilmesi”<br />
konularında katılımcıları bilgilendirdiler. Seminer sonrasında<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ve Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından katılımcılara sertifikaları<br />
dağıtıldı.<br />
Bölüm Başkanları SDÜ’de Buluştu<br />
Toplantıda, bitki koruma bölümlerinin eğitim,araştırma gibi<br />
genel sorunlarının üzerinde duruldu.Bitki koruma bölümlerinin<br />
en önemli sorunun bitki ilacı satan bayiler olduğuna değinen<br />
yetkililer, ilaç satan kişilerin daha deneyimli olması, hatta<br />
bitki koruma bölümü mezunlarının bu işi yapması gerektiğini<br />
vurguladılar.<br />
Toplantıda ayrıca; zirai mücadele çalışmaları için Tarım<br />
Bakanlığı’na sunulmak üzere öneriler hazırlandı.
126 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 127<br />
“Kıbrıs Milli Davamız”<br />
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı<br />
Rauf Denktaş, Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde gençlerle<br />
bir araya geldi. Gençlere tavsiyelerde bulunan Denktaş, gençlerin<br />
Atatürk İlkelerinden kopmamalarını ve Avrupa Birliği ülkelerinden<br />
gelebilecek her türlü oyuna karşı dikkatli olmalarını<br />
istedi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde “Kıbrıs’ın dünü, bugünü ve yarını”<br />
konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Denktaş, gençlerin<br />
Nutuk ve Çılgın Türkler adlı eserleri iyi okumalarını isteyerek,<br />
“Kazanılan zaferleri, yaşanan mücadeleleri iyi bilin ki,<br />
Kıbrıs’ın Türkiye açısından ne derece önem arz ettiğini görün<br />
ve pes etmeyin.” şeklinde konuştu.<br />
Konferansa, Vali Şemsettin Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr.<br />
Metin Lütfi Baydar, Eski Büyükelçilerden Ahmet Zeki Bulunç,<br />
Adalet Komisyonu Başkanı Vehbi Şekerci ile çok sayıda davetli<br />
katıldı.<br />
“ATATÜRK’E DİL UZATIYORLAR”<br />
Avrupa Birliği ülkelerine yüklenen Denktaş, “AB, Atatürk<br />
ilkelerinden vazgeçmemizi istiyor, neymiş Atatürk ilkeleri AB<br />
normlarına uymuyormuş. Bunlar Sevr Antlaşması’nı hortlatmak<br />
istiyorlar. Lozan’ı kabullenemiyorlar.Türkiye’yi içeriden<br />
yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir dönem sağcısı ,<br />
solcusu dediler, adeta iç savaş yaşandı, daha sonra terör örgütü<br />
birçok insanımızın canını aldı. Şimdi de Atatürk İlkelerini savunanlar<br />
dinsiz, savunanlar dinli oluyor. Temiz dinimizi bile<br />
başörtüsü gibi unsurlar öne sürerek bizi içeriden karıştırmak istiyorlar.<br />
Buradan Atatürk gençlerine sesleniyorum, Avrupa Birliği<br />
ülkeleri bizi yıkmak, yok etmek için savaş yaratmaya devam<br />
edecektir. Atatürk ilkelerine sıkı sıkı bağlanın, Nutuk ve Çılgın<br />
Türkler’i okuyun. Arkamızdan oynanan oyunları bilin ki dik-<br />
katli olun. Kıbrıs bize ne kazandırır gibi sözler ortaya<br />
atılıyor. Kıbrıs’ın Türkiye açısından ne derece önemli<br />
olduğunu görün. Biz yıllarca sabrediyoruz, mücadele<br />
yaşıyoruz. Bu kadar emeği yok saymayın. KKTC<br />
kanla canla kurulmuştur, bu millet bu kuruluşu yaşatmak<br />
zorundadır.” şeklinde uyarılarda bulundu.<br />
“TÜRKİYE KARARLILIĞINI KORUMALI”<br />
Hükümeti de eleştiren KKTC 1. Cumhurbaşkanı<br />
Denktaş, “Türkiye yaşanan bu olaylar karşısında<br />
kararlılığını açıkça belirtmelidir. Türkiye kararlılığını<br />
gösterir, ‘Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. AB konusuyla<br />
Kıbrıs konusunu bir tutamayız’ demesini bilmelidir.Böyle<br />
bir durum karşısında AB de yelkenleri suya<br />
indirecektir. Aksi takdirde taviz vere vere ulaştığımız<br />
noktada elimizde hiçbir şey kalmayacak. Bu tavizin<br />
sonu gelmeyecek. Şimdi Kıbrıs meselesi diyorlar, yarın<br />
Ege’yi, Ermenileri öne sürecekler. Türkiye taviz<br />
vermeye alışmamalı.” diye konuştu.<br />
“Türkiye, yaşanan bu olaylar karşısında<br />
kararlılığını açıkça belirtmelidir. Türkiye<br />
kararlılığını gösterir, ‘Kıbrıs’ta iki ayrı devlet<br />
vardır. AB konusuyla Kıbrıs konusunu bir<br />
tutamayız.’ demesini bilmelidir.Böyle bir<br />
durum karşısında AB de yelkenleri suya<br />
indirecektir. Aksi takdirde taviz vere vere<br />
ulaştığımız noktada elimizde hiçbir şey<br />
kalmayacak. Bu tavizin sonu gelmeyecek.<br />
Şimdi Kıbrıs meselesi diyorlar, yarın Ege’yi,<br />
Ermenileri öne sürecekler. Türkiye taviz<br />
vermeye alışmamalı.”<br />
“KIBRIS MİLLİ DAVAMIZ”<br />
Kıbrıs’ın Türkiye açısından önemli olduğunu vurgulayan<br />
Denktaş, “Kıbrıs giderse Türkiye’nin açık denizleri de gider.<br />
Kıbrıs, Türkiye için stratejik ve jeolojik bir önem arz eder. 1938<br />
yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kıbrıs’ın ne derece<br />
önemli olduğunu belirtmiş, Kıbrıs’a dikkat edilmesi gerektiği<br />
yönünde uyarıda bulunmuştur.” şeklinde konuştu.<br />
Kıbrıs ile ilgili ek protokolün TBMM’sinden geçmemesi gerektiğini<br />
vurgulayan Denktaş, “Aksi takdirde geri dönüşü olmayan<br />
bir yola gireceğiz. Ek protokol Ankara Antlaşması’nın<br />
bir ekidir, AB ile Türkiye arasında bir ortaklık yaratan antlaşmadır.<br />
Ek protokol meclisten geçerse Türkiye tanımadığı Rum<br />
Devleti ile Kıbrıs aleyhinde işbirliği oluşturmuş olacaktır.O zaman<br />
fiilen tasfiye başlayacaktır.Ulusal davamız Kıbrıs’ın ikinci<br />
Girit olmasıyla sonuçlanabilir.” diye görüş belirtti.<br />
Rauf Denktaş
128 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 1<strong>29</strong><br />
10. Gençlik Kurultayı Yapıldı<br />
Prof. Dr. Türkan Saylan<br />
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 10. Gençlik Kurultayı<br />
Isparta’da başladı.<br />
Kurultay’ın SDÜ Kültür Merkezi’nde saat 14.00’de başlayan<br />
açılış törenine SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, öğretim üyeleri,<br />
davetliler ve öğrenciler katıldı.<br />
Açılışta ilk konuşmayı yapan ÇYDD Genel Başkanı Prof.<br />
Dr. Türkan Saylan, Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini<br />
belirterek, Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bu vatanın<br />
ve Cumhuriyetin sonsuza dek yaşayacağını söyledi. Büyük<br />
Önder Atatürk tarafından kurulan çağdaş, laik, demokratik,<br />
hukuk devletinin geriye götürülmek istendiğini ileri süren<br />
Saylan, “ O nedenle hepimizin gözünü dört açması lazım. Ülkemizdeki<br />
çağdaş, laik düzeni el birliği ile korumamız lazım.”<br />
dedi.<br />
“EĞİTİM HERKES İÇİN GEREKLİDİR”<br />
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ülkeye yayılmış<br />
95 şubesi ile Mustafa Kemal ve çağdaş eğitimin ışığını<br />
Anadolu’nun dört bir yanına ulaştırmaya çalıştığına değinen<br />
Saylan, “Eğitim herkes için çok gereklidir. Derneğimizden burs<br />
alarak okuyan 20 bin gencimiz Anadolu’nun dört bir yanında<br />
görev alarak ışık saçıyorlar. Dernek olarak sloganımız ‘Sorunun<br />
değil çözümün parçası olmaktır.’ Bu nedenle burslu öğrencilerimizin<br />
sayısını 20 binlerden niye 100 binlere çıkarmayalım.<br />
Evet eğitim herkes için gereklidir. Ancak; fırsat eşitliği<br />
içinde bu gerçekleştirilmelidir. AB’ye girmeyi hedeflediğimiz<br />
2006 Türkiyesi’nde hala 6 milyona yakın kadın okuma-yazma<br />
bilmemektedir. Bir milyona yakın kızımız ilköğretim de<br />
okuyamamaktadır. Biz ÇYDD olarak çağdaş bir Türkiye örneği<br />
sergilemek istiyoruz. Biz, birbirimizin farklılıklarından<br />
yararlanarak çağdaş Türkiye’yi yaratmak zorundayız.” diye<br />
konuştu.<br />
Daha sonra konuşan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />
Baydar, Türkiye’yi karanlık bir yöne çekmek isteyenler olduğuna<br />
değinerek, “Ancak, Türk Gençliği buna asla geçit vermeyecektir.<br />
Yaşamı değerlendirmeniz nereden baktığınıza bağlıdır.<br />
Acaba ben ülkem için ne yapabilirim? Heyecanı bizleri<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />
bugün burada topluyor. Böylesine düşünceli ve heyecanlı bir<br />
gençliğin varlığı bizlere güç veriyor.” dedi.<br />
Açılış konuşmalarından sonra kürsüye gelen Dr. Erdal<br />
Atabek ise “21. Yüzyılda Genç Olmak” konulu bir konferans<br />
verdi.<br />
“BURASI ATATÜRK’ÜN ÜLKESİDİR”<br />
Salonu dolduran gençlere, “Sizler birer sivil toplum görevlisi<br />
değil birer lidersiniz.” diye hitap ederek konuşmasına başlayan<br />
Erdal Atabek, son günlerde yaşanan olaylara değinerek,<br />
“Burası Atatürk’ün ülkesidir. Dünya geriye gitmez. Türkiye’de<br />
geriye gitmez. Türkiye’de herkes ve her şey yenilebilir ama<br />
Atatürk yenilemez. Atatürk’ün yanında yer alanların hepsi<br />
aslında bir anlamda Atatürk’tür. Enerjimizi sorunlarımızı çözmek<br />
için kullanalım, birbirimizle uğraşmak için değil.” dedi.<br />
Liderliğin kolay bir iş olmadığına işaret eden Atabek, liderliğin<br />
dayanıklılık, sarsılmaz bir irade, dürüstlük ve sorumluluk<br />
gerektirdiğini söyledi.<br />
“KÜREŞELLEŞME TÜM EVRENSEL DEĞERLE-<br />
Rİ YOZLAŞTIRDI”<br />
Günümüzde küreselleşmenin tüm evrensel değerleri yozlaştırarak<br />
onun yerine kendi tüketim değerlerini gençlere aşılamaya<br />
çalıştığını vurgulayan Erdal Atabek şöyle devam etti:<br />
“Tüketim toplumu yaratan tek kutuplu bir dünyada yaşıyoruz.<br />
Başkalarının dili sanki ana dilimiz oldu neredeyse. Tek<br />
kutupluluk yaratan ABD, insan hakları ve bağımsızlık sözcüklerini<br />
sömürerek, kendi çıkarlarını koruyor. Bu tuzaklara düşmememiz<br />
lazım. Türkiye’yi olumlu yönde değiştirmek istiyorsak,<br />
buna önce eğitimden başlamamız lazım. Anaokulundan<br />
üniversiteye kadar her aşamada değişiklik şart. Ayrıca ayırımcılığa<br />
karşı olmamız lazım. Zira; son zamanlarda içimize<br />
sokulan fitne budur. Atatürk Türkiyesi’ni yeniden dünyanın<br />
incisi haline getirmeliyiz. Bağımsız ve onurlu Türkiye’yi yeniden<br />
yaratmalıyız. Liderlik konusunda hiçbir yere bakmamıza<br />
gerek yok. Salondaki şu fotoğrafa bakın (Atatürk’ün fotoğrafını<br />
göstererek) işte odur lider. Şimdi de kendinizi içselleştirin,<br />
şimdi lider sizsiniz.”<br />
Dr. Erdal Atabek<br />
Rektör Baydar’dan<br />
Kosova’daki Türk Birliğini ziyaret<br />
Balkanlarda bazı üniversiteleri ziyaret etmek<br />
ve Türk Toplulukları’nın yüksek öğretimle ilgili sorunlarını<br />
yerinde incelemek amacıyla Kosova ve<br />
Makedonya’ya giden SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />
Lütfi Baydar, beraberinde Trakya Üniversitesi Rektörü<br />
Pof.Dr. Enver Duran’la birlikte gezisinin ilk gününde<br />
Kosova’da görev yapmakta olan Türk Askeri<br />
Birliği’ni ziyaret etti.<br />
Balkanlardaki iç savaştan sonra Birleşmiş Milletler<br />
tarafından kurulan barış gücü bünyesinde yer alan ve<br />
Prizren’deki Birleşmiş Milletler ana karargahının korunması<br />
görevini yürüten Kosova Türk Tabur Görev<br />
Kuvvet Komutanlığı’nı, beraberinde Trakya Üniversitesi<br />
Rektörü Pof.Dr. Enver Duran’la birlikte ziyaret<br />
eden Rektör Baydar, birliğin komutanı Yarbay Bülent<br />
Çelik tarafından karşılandı.<br />
Birliğin şeref defterini yazarak, buradaki askerlerimize<br />
yüksek moral ve başarı dileklerinde bulunan<br />
Rektör Baydar, komutan Yarbay Çelik’e üniversite<br />
adına plaket sundu. Birlik Komutanı Yarbay Bülent<br />
Çelik ise, her iki rektöre bu anlamlı ziyaret anısına birer<br />
plaket verdi.<br />
Isparta Meslek Yüksekokulu<br />
Türkiye İkincisi<br />
Işıklar Klinker Tuğla Grubu tarafından düzenlenen<br />
“Tuğla Tasarım Yarışmasında” il birincisi olarak<br />
Türkiye finaline katılmaya hak kazanan Isparta MYO<br />
İnşaat Programı Öğrencileri Türkiye ikincisi oldu.<br />
Öğretim görevlisi İsmail Dülgerbaki başkanlığında;<br />
Engin Türk, Cüneyt Sever, Hakan Öner, Mustafa<br />
Koç, İsmet Subay ve İsmail Koç’tan oluşan ekip, 28<br />
Haziran’da Bartın’da yapılan Türkiye finalinde üniversitemize<br />
Türkiye ikinciliği kazandırdı. Birinciliği<br />
Dokuz Eylül üniversitesi’nin elde ettiği yarışmada,<br />
ilk üç dereceyi alan takımlara Antalya’da 3 günlük<br />
tatil imkanı sağlanacağı açıklandı.<br />
Isparta MYO’dan Yılsonu Yemeği<br />
Isparta Meslek Yüksekokulu’nun geleneksel yıl sonu yemeği<br />
Gölcük’te yapıldı. Akademik ve idari personelin yoğun geçen bir<br />
öğretim yılını geri de bırakmaları dolayısıyla son 10 yıldır geleneksel<br />
olarak düzenlenen yemeğe yaklaşık 150 kişi katıldı.<br />
Isparta MYO Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık, 30. kuruluş yılını<br />
kutladıkları Isparta Meslek Yüksekoskulu’nun köklü ve gelenekleri<br />
olan bir öğretim kurumu olduğunu belirterek, “Dönem içinde<br />
öğrencilerimizin öğretim elemanları ile kaynaşmasını ve stres atmalarını<br />
sağlamak için helva şenliği düzenliyoruz. Dönem sonunda<br />
ise öğretim elemanlarımız, idari personellerimiz ve ailelerinin<br />
katılımları ile bir yemek veriyoruz. Artık geleneksel hale gelen bu<br />
etkinliklerimiz de kurum içi kaynaşmayı pekiştiriyoruz. Ayrıca arkadaşlarımız<br />
yoğun geçen bir öğretim döneminin yorgunluğunu<br />
üzerlerinden atıyorlar.” dedi.<br />
Isparta’nın geleneksel yemeği olan helva ve kabunenin ikram<br />
edildiği etkinlik sonunda, öğretim elemanları halat çekme yarışı<br />
yaptılar ve gitar eşliğinde canlı müzik dinlediler.
130 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 131<br />
ISYO’da Devir Teslim Töreni<br />
SDÜ Araştırma Ve Uygulama Hastanesi<br />
ISO Kalite Belgesini Yeniledi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Sağlık Yüksekokulu<br />
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından hot pack<br />
partisi düzenlendi. Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümlerinde<br />
geleneksel olarak yapılan ve üniversitemizde ilk defa gerçekleştirilen<br />
partiye ISYO Müdürü Prof. Dr. Nejat İmirzalıoğlu<br />
öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.<br />
Partinin ilk konuşmasına yapan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon<br />
Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan Hallaçeli “hot<br />
pack”in geçmişini anlatarak başladığı konuşmasında “hot<br />
pack fizyoterapide sıcak su torbası anlamına gelen ve tedavide<br />
sıklıkla kullandığımız bir yöntem. Fizyoterapi dünyasında ilk<br />
olarak 1960’larda başlanan hot pack partileri artık bir gelenek<br />
haline gelmiş durumdadır. Bizde ilk mezunlarımızı verirken<br />
SDÜ Yalvaç Meslek Yüksekokulu; bir çok alanda olduğu<br />
gibi yine bir ilke imza atarak, Avustralya- Yeni Zelanda hükümetlerinin<br />
ortaklığı ile kurulmuş olan uluslararası belgelendirme<br />
kuruluşu TQCSI tarafından yapılan denetimlerde<br />
ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni almaya hak<br />
kazandı.<br />
Yüksekokul Kalite Temsilcimiz Öğr.Gör. Dr. Mehmet Emin<br />
MERTER’ in koordinatörlüğünde gerçekleştirilen çalışmalar<br />
çerçevesinde;<br />
• Kalite El Kitabı<br />
• Prosedürler<br />
• Görev Tanımları<br />
• Talimatlar<br />
bu uygulamayı başlatmış oluyoruz.” dedi.<br />
Hallaçeli’in ardından konuşan ISYO Müdürü Prof. Dr.<br />
Nejat İmirzalıoğlu, “Fizyoterapi insan sağlığı üzerine önemli<br />
katkıları olan bir meslek. Siz ilk mezunlarımızı belki çok iyi<br />
koşullarda ağırlıyamadık ama elimizden gelenin en iyisini<br />
yapmaya çalıştığımızdan emin olun. Emekleriniz için teşekkür<br />
ediyor ve mezun arkadaşlarıma bundan sonraki hayatlarında<br />
başarılar diliyorum” diye konuştu.<br />
Açılış konuşmalarının ardından 4. sınıf temsilcisi Mustafa<br />
Yığılıtaş “hot pack”i 3. sınıf temsilcisi Deniz Patır’a teslim etti.<br />
“Hot Pack” devir teslim töreninin ardından öğrencilerin yaptıkları<br />
çeşitli animasyonlarla parti devam etti.<br />
Yalvaç MYO Kalite Belgesi aldı<br />
• Formlar<br />
• Makinelerin Kullanım Talimatları vb. dokumanlar hazırlanmıştır.<br />
Yine bu çerçevede Yüksekokulumuzun;<br />
• Vizyonu<br />
• Misyonu<br />
• Kalite Politikası<br />
• Kalite Hedefleri<br />
Belirlenmiş ve herkesin görebileceği yerlere asılarak ilan<br />
edilmiştir. 05 Mayıs 2006 tarihinde, Rektör yardımcımız Prof.<br />
Dr. Vecihi KIRDEMİR’ inde katıldığı bir tören ile Kalite Bayrağı<br />
asılmıştır.<br />
SDÜ Araştırma Uygulama Hastanesi, 2005 Mart ayında<br />
Orion Registar, Inc., USA adlı Belgelendirme kuruluşundan<br />
almış bulunduğu ISO 9001:2000 Kalite Sertifikasını , 20 Nisan<br />
2006 yılında yeni bir denetimden geçerek yeniledi.<br />
Kalite Denetimi öncesinde ;<br />
• Hastane hizmet sunumunu etkileyen süreçlerdeki tüm<br />
ölçme cihazlarının kalibrasyonları yapıldı. Bu safhada, bakım<br />
ve kalibrasyon işlemleri için oluşturulan sistem gözden geçirildi<br />
ve işlerliği kontrol edilerek, cihaz bakım kartları ve bakım<br />
planlarına çalışanların kolayca ulaşabilme imkanı sağlanmıştır.<br />
• Hastane bünyesinde kullanılan tüm cihazlar için kullanma<br />
talimatı oluşturulup, cihaz üzerine yerleştirildi. Kullanma<br />
talimatları çalışanın işini kolaylaştırmasıyla birlikte cihazların<br />
hatalı kullanılma olasılığını ortadan kaldırmış bulunmakta.<br />
• Tüm Çalışanlara Görev Tanımları oluşturulup, imza karşılığı<br />
teslim edildi. Her bir çalışana görev ve sorumlulukları<br />
yazılı olarak bildirilip, görev tanımlarının benimsenmesi sağlandı.<br />
• Prosedürler ve Çalışma Talimatları Revize Edildi. Hizmet<br />
süreçleri tek tek ele alınıp, tüm süreçler için oluşturulan<br />
prosedür ve talimatlar revize edilip, Birimlerin istekleri doğrultusunda<br />
standardize edilmiştir. Bu süreçte Kalite Çalışma<br />
Ekibi öncelikle Standardın istediği ana prosedürleri işlerliği<br />
ve içeriği açısından revize edip , işler hale getirmiştir. Bunlara<br />
Alanya’da Karma Seramik Sergisi<br />
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğretim<br />
elemanları ve öğrencileri Alanya’da düzenlenen Alanya<br />
Turizm ve Sanat Şenliğine katıldı. Seramik Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Serap Ünal<br />
Başkanlığı’nda sergiye katılan 18 kişilik ekip, kendilerine<br />
tahsis edilen mekanda eserlerini sergilediler. Seramik malzemelerin<br />
pişirildiği ‘raku fırınını da’ Alanya’ya götüren<br />
ekip, deniz kenarında yakılan ateşlerde raku pişirimini de<br />
gösterdiler.<br />
ilaveten revize edilen diğer prosedürler Birim sorumlularına<br />
imza karşılığı teslim edilip, dağıtılmıştır. Yine Çalışanlarla ortak<br />
bir amaç geliştirmek için oluşturulan süreç performans kriterleri<br />
için tayin edilen hedefler değerlendirilmiştir.<br />
• Hastane bünyesinde kullanılan tüm formlar revize edilerek<br />
standart hale getirildi.<br />
• Bir yıl önce belirlenmiş olan kalite hedeflerine ulaşıldı.<br />
2005 Yılı Kalite Hedefleri 1 yıl süresince değerlendirilerek,<br />
Memnuniyet anketleri , İç tetkikler ve hizmet alanların geri<br />
bildirimleri ile hedefler değerlendirilmiştir.<br />
• 2006 yılı Eğitim Planı oluşturuldu.İnsan kaynaklarına<br />
verilen önem doğrultusunda,eğitim planı dahilinde eğitimler<br />
gerçekleşmiş olup, Bir sonraki yılın Eğitimleri planlandı.<br />
Personele belirli aralıklarla eğitim verilmekte ve bu eğitimler<br />
değerlendirilmektedir.<br />
• ISO 9001:2000 çerçevesinde periyodik olarak, kuruluş<br />
içi tetkikler yapılıp, Yönetim Gözden Geçirme toplantılarında<br />
tüm sonuçlar değerlendirilip, Gerekli Düzeltici ve Önleyici<br />
faaliyetlere başlanmıştır. Önceki yılda açık bulunan düzeltici<br />
faaliyetler kapatıldı.<br />
Her zaman hasta memnuniyetini ön planda tutan SDÜ<br />
Araştırma Uygulama Hastanesinin 2006 hedefinde de hasta<br />
memnuniyetinin birinci öncelik olacağı bildirildi. Bütün bu<br />
kalite çalışmalarının sonucunda hasta memnuniyetinin elde<br />
edilmesi amaçlanmaktadır.<br />
Süleyman Seydi’ye Ödül<br />
Üniversitemiz Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.<br />
Süleyman Seydi, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün<br />
Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı kapsamında<br />
verilen Seçkin Genç Bilimci Ödülü’nü aldı. Yrd. Doç.<br />
Dr. Süleyman Seydi’ye ödülü 2 Haziran 2006 tarihinde Gazi<br />
Üniversitesi’nde Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet<br />
Sezer’in de katıldığı Akademi Günü’nde törenle verildi.
132 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 133<br />
Tekstil Sanayinde İş İmkanları<br />
ve Sanayinin Durumu<br />
SDÜ’den Engelliler İçin Konser<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Engelliler Araştırma ve<br />
Uygulama Merkezi (EN-AR) Engelliler Haftası etkinlikleri<br />
kapsamında Türk Sanat Müziği konseri düzenledi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen konser öncesinde<br />
SDÜ Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi<br />
ve Engelliler Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bülbül konuşma<br />
yaptı. Bülbül, bütün bu yapılan etkinliklerin engellilerle<br />
birlikte yaşamayı öğrenmek ve öğretmek için olduğunu belirterek<br />
, “Türkiye’de 8 buçuk milyon, Isparta’mız da ise 50-60<br />
SDÜ Ekonomi Yönetim Kulübü ve Üniversite Girişimci İşbirliği<br />
Kordinatörlüğü’nün (UGİK) ortaklaşa düzenlediği “Turizm<br />
Sektöründe Yılın Girişimcisi Ödül Töreni” SDÜ Ziraat<br />
Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay Amfisinde yapıldı. Törene,<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Ekonomi Yönetim<br />
Kulübü Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Ertan Beceren, Girişimci<br />
İşbirliği Koordinatörü Yrd. Doç.İlker Çarıkçı, Turizm<br />
İl Müdürü Abdullah Kılıç, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />
Turizm sektöründe yılın girişimcisi seçilen Kayı Grubu<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Talha Görgülü törene konuşmacı<br />
olarak katıldı. Açılışı konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Ertan<br />
Beceren, öğrencilere bu tür programlara katılmalarının ileri ki<br />
dönemlerde mesleki gelişimleri için önemli rol oynayacağına<br />
değinerek, “Her zaman girişimcilik ruhunu içinizde barındırın<br />
ve sizi engelleyen her ne olursa olsun bu engelleri aşmak için<br />
çaba gösterin.” dedi. Ardından Ekonomi Yönetim Kulübü ve<br />
bin civarında engelli olduğunu düşünüyoruz. Ama bu sayının<br />
daha da çok olduğunun farkındayız. Geri kalan kısım su<br />
yüzüne çıkmamış. Bizler bunları araştırmaya devam edeceğiz.<br />
Bütün çabamız engellilerle birlikte yaşamayı öğrenmek ve öğretmek.”<br />
dedi.<br />
Bülbül’ün konuşmasının ardından SDÜ İlahiyat Fakültesi<br />
Öğretim Görevlisi Erdoğan Ateş’in yönetiminde Sanat Müziği<br />
konseri başladı. Üç bölümden oluşan konserde, Hicaz Faslı,<br />
Solo Şarkılar ve Hüseyni Makamı’nda 20 eser icra edildi.<br />
Turizmde Yılın Girişimcisi Ödülü<br />
Girişimci İşbirliği Koordinatörlüğü (UGİK) tarafından yılın girişimcisi<br />
seçilen Talha Görgülü’ye Yrd. Doç. Dr.. İlker Çarıkçı<br />
tarafından ödülü takdim edildi. Ödül törenin ardından konuşmasına<br />
başlayan Görgülü “Çok yoğun olduğum şu günlerde<br />
böyle bir davet benim için çok önemliydi. Başarımın ana malzemesi<br />
hayatıma anlam katmak ve bilmediğim şeyi öğrenmek<br />
için çaba harcamak oldu. Bu tarz organizasyonlara, fuarlara<br />
hep katılmaya çalıştım. Çünkü her saniye bilmediğiniz yeni<br />
bir şeyleri öğreniyorsunuz. Araştırmalısınız, araştırmacı, girişimci<br />
ve bilgiye aç olmalısınız. Eğer böyle yapmazsanız, hayatınızdan<br />
şikayet etmek gibi bir lüksünüz olamaz, olduğunuz<br />
yerde sayarsınız. Bir işte başarılı olmak istiyorsanız en aşağıdan<br />
işin özünü bilerek başlayınız.”diye konuştu. Konuşmanın<br />
ardından 1- 12 Mayıs tarihleri arasında SDÜ’de düzenlenen<br />
“2. Girişimcilik Eğitim Sertifika Programı”na katılan 31 öğrenciye<br />
sertifikaları dağıtıldı.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tekstil Kulübü tarafından<br />
“Tekstil Sanayinde İş İmkanları ve Sanayinin Durumu” konulu<br />
bir konferans düzenlendi. ATAÇ Şirketleri Yönetim Kurulu<br />
Başkanı ve ANTEKS Genel Müdürü Halil Ataman tarafından<br />
verilen konferansa Tekstil Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Fatma Göktepe, Tekstil Bölümü Başkanı Doç.Dr. Özer Göktepe,<br />
çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci katıldı.<br />
ANTEKS şirketinin ortaya çıkışı ve tarihi ile Türkiye’de<br />
tekstilin gelişimini anlatarak sözlerine başlayan Ataman “1989<br />
yılında kurduğumuz fabrika ile bu sektörle tanıştık. O zamanlar<br />
büyüyen bir güç olan Türk sektörü ülkeler arası anlaşmalar<br />
ve kotalarla büyük sıkıntılar atlattı. Her zaman gelişen sanayi<br />
ve teknolojiye ayak uydurarak bu sektör ayakta kaldı. Bu<br />
gün ise giderek büyüyen Çin faktörü ile başka başka çözümler<br />
bulmak için uğraş vermekteyiz. Bu gün piyasada önemli<br />
hale gelen güven ve risk faktörlerinin mümkün olduğu kadar<br />
minimuma indirilmesi. 3. Dünya ülkeleri özellikle bu sektöre<br />
Muszaki Foiskola Üniversitesi<br />
Öğretim Üyeleri SDÜ’de<br />
Macaristan’ın Budapesti, Muszaki Foiskola Universitesi<br />
öğretim üyelerinden Dr. Rudolf Szabo, Dr. Livia Palicska Kokas<br />
ve aynı Üniversite’nin Dış İlişkiler Bölümü personeli Katalin<br />
Suranyi Sokrates programı dâhilinde Mühendislik-Mimarlık<br />
Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nün misafiri olarak<br />
22–23 Mayıs 2006 tarihleri arasında öğrencilere ve öğretim<br />
üyelerine yönelik 3 farklı seminer sundular.<br />
22 Mayıs 2006 tarihinde Katalin Suranyi’nin Macaristan’ın<br />
Budapeşte şehrini ve Muszaki Foiskola Üniversitesi’ni tanıtan<br />
ilk semineri; Erasmus programıyla gitmeyi planlayan öğrenciler<br />
tarafından oldukça büyük ilgi gördü. Üniversitede bulunan<br />
bölümler ve ders içerikleri hakkında ayrıntılı bilgilerin<br />
anlatıldığı bu seminerde, öğrenciler yurt dışı ve Macaristan<br />
hakkında akıllarına takılan önemli soruların cevaplarına ulaşma<br />
olanağı buldular<br />
Aynı gün hemen ardından gerçekleşen ikinci seminerde,<br />
aynı zamanda Budapesti, Muszaki Foiskola Universitesi Dış<br />
girecekler ve nitelikli eleman ihtiyacı gittikçe artacak. Çünkü<br />
tekstil sektörü tarih boyunca hep önemli olan bir sektör olmuştur<br />
ve böyle de devam edecektir.” dedi. Değişen piyasa<br />
koşulları ve istenilen nitelikleri öğrencilere anlatarak konuşmasına<br />
devam eden Halil Ataman “Bu sektörde var olabilmek<br />
için tasarım ve marka yolunda adım atmak önemli. Bu yüzden<br />
tasarımcılara büyük görev düşüyor. Bu gün maliyeti 10 dolar<br />
olan bir gömlek tasarımı ve özgünlüğü ile 40 dolara alıcı bulabilir.<br />
Bununla birlikte piyasada sağladığınız güven de çok<br />
önemli. Hemen hemen hergün yeniliklerle karşılaştığımız bu<br />
piyasaya uyum sağlamak çok önemli. Sizlerin bir çok görevi<br />
var. Piyasadaki olumsuz koşulları yıkacak olan sizlersiniz. Bu<br />
yüzden kendinizi dünyaya yeniliklere ve teknolojiye açıp kendinizi<br />
her zaman güncelleyin ve yabancı dillerin önemini asla<br />
göz ardı etmeyin diyerek sözlerini tamamladı.”<br />
Konferans sonunda konuşmacıya Doç. Dr. Özer Göktepe<br />
tarafından çiçek takdim edildi.<br />
İlişkiler koordinatörü olan Tekstil Bölümü öğretim görevlisi<br />
Dr. Livia Palicska Kokas “Innovations in the Textile Industry”<br />
seminerinde Macaristan’daki Tekstil Sanayi hakkında bilgi<br />
verirken, öğrencilere Türkiye’de Tekstil Sektörünün Sanayide<br />
geniş yer tutmasından dolayı çok şanslı olduklarını söyledi.<br />
Seminerinde Teknik tekstiller ve akıllı tekstiller hakkında bilgi<br />
veren Dr. Kokas, Üniversitelerde gerçekleştirilecek olan çalışmalar<br />
ışığında elde edilecek olan Know-How ile Türkiye’nin<br />
de bir süre sonra bu alanda söz sahibi ülkelerden biri haline<br />
gelebileceğini belirtti.<br />
23 Mayıs 2006 tarihinde, Dr. Rudolf Szabo’nun sunduğu<br />
“New Technologies and Machines for Weaving” konulu son<br />
seminerde dokuma teknolojileri ve gelişmeleri hakkında bilgi<br />
verildi. Sine vizyon görüntüleriyle renk katılan seminerde<br />
dokuma tezgahlarındaki son gelişmeler ve piyasaya sunulan<br />
ürünler ayrıntılarıyla açıklandı.
134 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 135<br />
İlahiyat Fakültesi<br />
Bir İlki Gerçekleştirdi<br />
Socrates programı kapsamında SDÜ İlahiyat Fakültesi ile<br />
İngiltere Exeter Universitesi İslam Araştırmaları Bölümü arasında<br />
öğretim üyesi değişimini öngören anlaşma imzalandı.<br />
SDÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi<br />
ve Sokrates Bölüm Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Bilal Gökkır,<br />
yapılan anlaşmanın önemine değinerek, “Bu anlaşma konu itibarıyla<br />
SDÜ’nün Sokrates Kapsamında bir İngiliz Üniversitesi<br />
ile yaptığı ilk anlaşmadır.” dedi.<br />
Yrd. Doç. Dr. Gökkır, ayrıca Socrates programı çerçevesinde<br />
Çek Cumhuriyeti’nin Masaryk Ünivesitesi’ne 2006-2007 öğretim<br />
döneminde SDÜ’ İlahiyat Fakültesi’nden 7 öğrenci gönderileceğini<br />
sözlerine ekledi.<br />
IMYO’da Ağaç ve<br />
Gül Fidanı Dikimi<br />
Isparta Meslek Yüksek Okulu tarafından 30. kuruluş yılı<br />
etkinlikleri kapsamında okul önünde bulunan boş araziye<br />
ağaç ve gül fidanı dikimi gerçekleştirildi. MYO Müdürü<br />
Prof. Dr. Kezban Işık, öğretim görevlileri ve öğrencilerin katılımıyla<br />
gerçekleştirilen etkinlikte 30 gül, 40 ıhlamur ve 30<br />
adet sedir ağacı fidanı olmak üzere toplam 100 fidan dikildi.<br />
Etkinlik sırasında konuşan Işık, öğrencilere ağacın ve yeşilin<br />
insan hayatındaki önemini anlatarak, doğanın ve yeşilin<br />
sürekli korunması ve gelecek kuşaklara düzgün bir şekilde<br />
aktarılması gereken en önemli varlık olduğunu söyledi.<br />
YDYO’dan Yardım<br />
Kampanyası<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu<br />
hazırlık sınıfı öğrencileri tarafından düzenlenen “Kardeş<br />
Köylere Yardım Kampanyasında” 4 köy ilköğretim okulunda<br />
okuyan öğrencilere kırtasiye yardımı yapıldı.<br />
Kampanya ile ilgili bilgi veren YDYO Müdürü Yrd. Doç.<br />
Dr. Oyu Büyükyavuz, hazırlık sınıfı öğrencileri ve öğretim elemanları<br />
ile birlikte Yukarı Yaylabel, Aşağı Yaylabel, Belence ve<br />
Çukur Köylerine gittiklerini, ilköğretim okulu öğrencileri ve<br />
öğretmenleri ile görüştüklerini ve hazırladıkları kırtasiye paketlerini<br />
öğrencilere dağıttıklarını açıkladı.<br />
Bu kampanyanın önümüzdeki yıllarda daha organize şekilde<br />
ve daha çok sayıda ilköğretim okulunu kapsayacak biçimde<br />
düzenleneceğine değinen Büyükyavuz, “ilköğretim okullarındaki<br />
öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin bu kampanyadan<br />
büyük memnuniyet duyduklarını belirttiler. Çok mutlu olduk.<br />
Önümüzdeki yıl bu etkinliğimizi daha geniş kapsamlı olarak<br />
yapacağız” diye konuştu.<br />
SDÜ Triatlon’da<br />
Türkiye İkincisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Su Sporları Kulübü takımı<br />
Ankara’da düzenlenen Üniversitelerarası Triatlon Türkiye Birinciliğinde,<br />
ikinci oldu.<br />
Kulüp Akademik Danışmanı Mehmet Mahir Sofu başkanlığında<br />
Bahadır Tama, Cihan Tuncel ve Buğra Karslıoğlu’ndan<br />
oluşan takım, Kara Harp Okulu Tesislerinde düzenlenen, 800<br />
metre yüzme, 21 kilometre bisiklet ve 6 kilometre koşudan<br />
oluşan üçlü yarışmada Kara Harp Okulu’nun andından ardından<br />
Türkiye ikincisi oldu.<br />
Triatlon takımını bu başarılarından dolayı kutlayan SDÜ<br />
Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, üniversitemizin yüzünü<br />
ağartan sporcu ve kulüp yöneticilerine teşekkür etti.<br />
GSF’de “Bir” Sergisi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi<br />
Resim Bölümü ikinci sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan<br />
sergi açıldı. Bir atölyenin tavla figürüne dönüştürülmesi ve<br />
şansın hayatın içinde yer aldığını anlatan “bir” konsepti üzerine<br />
hazırlanan sergide 36 resim ve desen çalışması 5 video ve 2<br />
heykel çalışması yer alıyor.<br />
Hastane Emeklilerine Plaket<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi’nden emekli olan Şef Ali Özdemir, Şef Zehra Özdemir<br />
ve Şoför İsmail Çürükkaya için plaket töreni düzenlendi.<br />
Araştırma ve Uygulama Hastanesinin kuruluşundan<br />
bu yana büyük emekleri geçen memurlar için düzenlenen törende<br />
plaketleri Hastane Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş<br />
ve Başhekim Yardımcıları Doç. Dr. Erol Eroğlu ve Doç. Dr.<br />
Mustafa Demirci verdi.<br />
23 Haziran 2006 Cuma günü Süleyman <strong>Demirel</strong> Kongre ve<br />
Sergi Sarayında SDÜ Isparta Sağlık Yüksekokulu’nun mezuniyet<br />
töreni yapıldı. Ebelik Bölümünden 49, Hemşirelik Bölümünden<br />
45, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden 25 öğrencinin<br />
mezun olduğu törene Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres H.<br />
AYDOĞAN, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof.<br />
Dr. Namık DELİBAŞ, Üniversite Genel Sekreteri Ahmet Tevfik<br />
KÖSE, İl Sağlık Müdürü ve birçok öğretim elemanı ve öğrenci<br />
aileleri katıldı.<br />
Her bölüm adına bir öğrenci temsilcisi ve Yüksekokul Müdürü<br />
Prof. Dr. Necat İMİRZALIOĞLU açılış konuşmalarını yaptı.<br />
Ebelik Bölümü Birincisi Nihal IŞIK, Hemşirelik Bölümü Birincisi<br />
Teberdar’ı Uğurladık<br />
19 Haziran Çarşamba günü 84 yaşında vefat eden,<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
Kimya Bölümü kurucu Başkanı, emekli öğretim üyesi<br />
Prof. Dr. H. Turgut Teberdar için bugün Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
önünde bir tören düzenlendi.<br />
Törene SDÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, dekanlar, öğretim<br />
üyeleri, yakınları ve öğrenciler katıldı.<br />
Teberdar’ın çalışma arkadaşları ve eski öğrencilerinin<br />
konuşmalarından sonra merhumun cenazesi öğle namazını<br />
müteakip merkeze bağlı Sav Kasabası’nda toprağa<br />
verildi.<br />
Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve SDÜ camiasına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
ISYO Mezuniyet Töreni<br />
Elif Ok, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Birincisi Emine<br />
YETİŞKEN’e Üniversite Genel Sekreteri Ahmet Tevfik KÖSE’den<br />
plaket ve diplomalarını aldılar. Bölüm ikincilerine Tıp Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Nevres H. AYDOĞAN, Bölüm üçüncülerine<br />
Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Necat İMARZALIOĞLU tarafından<br />
plaket ve diplomaları verildi. Dereceye giren öğrencilerin<br />
plaket ve diploma takdiminden sonra sırayla Ebelik, Hemşirelik,<br />
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümlerindeki diğer öğrenciler<br />
diplomalarını aldılar. Ebelik Andı Öğr. Gör. Banu ASLAN, Hemşirelik<br />
Andı Öğr. Gör. Hacer ERTEN, Fizyoterapistlik Andı Yrd.<br />
Doç. Dr. Hasan HALLAÇELİ tarafından okutuldu. 10. Yıl Marşı<br />
eşliğinde keplerin havaya atılmasıyla program sona erdi.
136 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 137<br />
Gelendost MYO’da Mezuniyet Coşkusu<br />
Emniyet Mensuplarına Seminer<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Gelendost Meslek Yüksek<br />
okulunda yapılan mezuniyet törenine daire amirleri, yüksek<br />
okul personeli, öğrenciler ve öğrenci aileleri katıldı.<br />
Mezuniyet töreni saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasından<br />
sonra Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Kemaleddin<br />
TAŞ’ın konuşmasıyla devam etti , Yüksekokul birincisi mezuniyet<br />
kütüğüne ismini çaktıktan sonra dereceye giren öğrencilere<br />
ödülleri verildi.<br />
Mezuniyet töreni , öğrencilerin hazırlamış olduğu şiir ve<br />
müzik dinletisinin sunulması, öğrencilerin mezuniyet andını<br />
okuyarak keplerini havaya atması ile sona erdi . Ardından<br />
öğrenci ve öğrenci velileri ile beraber yemek yenildi.<br />
SDÜ’de Yakıt Hücreleri Konferansı<br />
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü<br />
tarafından düzenlenen ve Kanada Ontario Üniversitesi<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer’in konuşmacı olarak<br />
katıldığı, “Yakıt Hücreleri” konulu konferans SDÜ Kültür<br />
Merkezi’nde yapıldı.<br />
Konferansa Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Mühendislik<br />
Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Nilay Keskin,<br />
öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />
2 saate yakın süren konferansta Dinçer, çevresel etkiler nedeniyle<br />
dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru eğilim<br />
bulunduğunu belirterek, Kanada’da 2015 yılından itibaren hidrojen<br />
enerjisi ile çalışan sistemlerin hayata geçirilmesinin planlandığını<br />
söyledi.<br />
Petrol ve kömür gibi fosil yakıtların hem çevresel etkileri<br />
hem de zaman içinde azalmaları nedeniyle dünyadaki tüm gelişmiş<br />
ülkelerin yeni enerji kaynakları konusunda ar-ge çalışmalarını<br />
yoğunlaştırdıklarına değinen Dinçer, “Benim alanım Fuel<br />
Cell diye adlandırılan yakıt pilleri konusundadır. Ayrıca hidrojen<br />
enerjisinin kullanılması konusunda da çalışmalarım var.<br />
Hidrojenin kullanılmasında önemli avantajlar olduğu gibi dezavantajlarda<br />
mevcut. Mesela bugün için, hidrojen enerjisinin<br />
kullanımında en önemli sorun hidrojenin depolanmasıdır. Bu<br />
sorun henüz tam çözümlenmiş durumda değildir. Bu nedenle<br />
konuya ilgi duyan araştırmacıları konu üzerinde çalışma yapmaya<br />
davet ediyorum.” dedi.<br />
Konferansında çalıştığı üniversite, Kanada’daki yüksek öğrenim<br />
ve bilimsel araştırmalar konularına da değinen Dinçer<br />
şöyle devam etti:<br />
“Ontario Üniversitesi’nde gerçek anlamda bilgisayar destekli<br />
bir eğitim verilmektedir. Zira bizim üniversitemize kayıt<br />
yaptıran bir öğrenciye, kayıt sırasında bir diz üstü bilgisayar<br />
verilir. Öğrenci tüm derslerini ve araştırmalarını bu sistemi<br />
kullanarak yapar. Kanada’daki üniversitelerin amacı; bilimsel<br />
araştırma yapmak, eğitim faaliyetlerinde bulunmak ve bu faaliyetlerinde<br />
mükemmeliyeti sağlamaktır. Biz, diz üstü bilgisayar<br />
kullanımına mobil öğrenme metodu adı da veriyoruz. Mobil<br />
öğrenmede amaç, geleneksel öğretim sistemini yok etmek değil,<br />
bu sistemi daha da geliştirmektir. Bu sistemle öğrencinin<br />
bilgiye 7 gün 24 saat ulaşma imkanı vardır. Bizim üniversitelerimiz<br />
de öğrencilerimiz teknolojiyi yüzde yüz öğrenerek mezun<br />
oluyorlar. Bizim üniversite olarak asıl amacımız, bilginin paylaşıldığı<br />
bir ortam yaratmaktan ibarettir. Kanada da araştırma<br />
programlarına önem verilmektedir. Bu sistem sayesinde patent<br />
üretimi de artmaktadır. Ancak burada şu hususu dile getirmek<br />
istiyorum. Kanada’daki öğrenciler sizlerden daha akıllı ya da<br />
çalışkan değiller. Orada kurulmuş olan sistem bu başarıyı yaratıyor.<br />
Sistemde hiç kimse kendi başına karar vermiyor. Bir örnek<br />
vermem gerekirse, gerek üniversitelerde ve gerekse devlet<br />
birimlerinde her birimde danışma kurulları bulunuyor. Konular<br />
burada ele alındıktan ve tartışıldıktan sonra, yöneticiler ya da<br />
siyasetçiler bunu uygulamaya koyuyorlar’<br />
Konferansın bitiminde Prof. Dr. İbrahim Dinçer’e Rektör Vekili<br />
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir tarafından çiçek takdim edildi.<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi<br />
ve Isparta İl Emniyet Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği<br />
“Yönetim, Devlet ve Cumhuriyet” konulu seminer SDÜ Tıp<br />
Fakültesi Salonu’nda gerçekleştirildi. Seminere, SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Bilal Özgüven, SDÜ Sürekli<br />
Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Gül, çok sayıda öğretim<br />
üyesi ve emniyet mensubu katıldı.<br />
Üniversitelerin bilgi birikiminin toplum ve diğer kuruluşlarla<br />
paylaşılmasının amaçlandığı seminerde konuşmacı olarak<br />
kürsüye gelen Rektör Baydar, insan vücudunu oluşturan<br />
ve vücudun en küçük yapı taşı olan hücrenin yaşam biçimiyle,<br />
günümüzün yönetimini karşılaştırdı. Bir yönetimin nasıl<br />
olması gerektiği hakkında emniyet mensuplarına bilgi veren<br />
Baydar, “ Hücrenin her birimi önemlidir. Hücre içinde sürdürülen<br />
hiçbir olay tesadüf değildir ve her şey doğru zamanda<br />
doğru yerde gerçekleşir. Hücrede torpil ve kayırma yoktur.<br />
<strong>Bilgi</strong>sini saklamaz ve diğer birimlerle iktidarı paylaşır. Hücrede<br />
dayanışma ve demokrasi vardır. Hücrenin beyni olan çekirdek,<br />
geleceğe yönelik program yapar. Çekirdek, işe göre o işi<br />
Mustafa Şenerli Öğrencilerden Ziyaret<br />
Mustafa Şener İlköğretim Okulu 5/C sınıfı öğrencileri<br />
SDÜ’yü ziyaret etti.<br />
Sınıf öğretmenleri Ahmet Kürkçü nezaretinde ilk olarak<br />
üniversitenin Binicilik Merkezi’ne gelen öğrenciler, at yetiştiriciliği<br />
ve binicilik konusunda yetkililerden bilgi aldılar. Binicilik<br />
merkezinde ayrıca ata da binen öğrenciler daha sonra<br />
Seramik Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni gezdiler.<br />
yapacak birimi seçer, birime göre iş yoktur. Çekirdek suçluyu<br />
arama değil, sorunun nedenini arama kültürüne hakimdir. Sorunlar<br />
zamanla fark edilip önlem alınır. Hücrenin birimleriyle,<br />
birimlerinde kendi aralarında iletişimi vardır. Çekirdek şeffaf,<br />
dürüst, sözünde duran, otorite sahibi, yetkin, bilgili ve büyük<br />
tevazu sahibidir. İşte yönetimde, hücre ve çekirdek gibi olmalıdır.<br />
“ diye konuştu.<br />
Ardından kürsüye gelen SDÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. Murat<br />
Bilal Özgüven üniversitelerin toplum ve kamu kuruluşlarına<br />
bilim ışığı altında yön gösteren kurumlar olduğunu belirterek,<br />
devlet kavramını açıkladı. Emniyet mensuplarının görevlerinin<br />
stresli olduğuna da değinen Özgüven, “Toplumlar tarih<br />
boyunca ittifak ve çatışma toplumu olmak üzere iki farklı model<br />
oluşturmuşlardır. İyiliğe ve insana hizmet sürdürmekte<br />
olan mesleklerde, çatışma toplumu öne çıkmakta ve stres artmaktadır<br />
“ dedi.<br />
Seminer, emniyet mensuplarının sorularının cevaplandırılması<br />
ve SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’a teşekkür<br />
çiçeği verilmesiyle son buldu.<br />
Öğrencilere Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Serap Ünal tarafından<br />
merkezde üretilen seramikten yapılmış minik uğur<br />
böcekleri hediye edildi. Son olarak SDÜ Basın ve Halkla İlişkiler<br />
Müdürlüğü’ne gelen öğrencilere burada yapılan çalışmalar<br />
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü M. Zafer Çağlar tarafından<br />
anlatıldı. Minik öğrencilere SDÜ’nün birer tanıtım<br />
katoloğu hediye edildi.
138 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 139<br />
Binicilik Merkezi’nin İlktay’ı Doğdu<br />
SDÜ Spor Birliği Başkanlığı bünyesinde 2005 yılında<br />
kurulan Binicilik Merkezi’nin ilk tayı doğdu. SDÜ Rektörü<br />
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ın “İlktay” adını koyduğu<br />
safkan arap atı cinsi tay, binicilik merkezinin adeta maskotu<br />
oldu.<br />
Halen 24 eğitimli atın bulunduğu eğitim merkezinde öğrenci<br />
ve öğretim elemanlarının yanısıra, normal ve engelli<br />
çocuklara binicilik eğitimi veriliyor.<br />
Merkez Sorumlusu Okutman Hüseyin Işık, her geçen<br />
gün gelişen Binicilik Merkezi ile ilgili şunları söyledi:<br />
Üniversitemiz Spor Birliği Başkanlığı bünyesinde kurulan<br />
Binicilik Merkezi, öncelikli olarak at hobisi ve binicilik<br />
sporunun yerleştirilmesini sağlamak amacı ile 2005 yılında<br />
kurulmuştur. Bu merkez, binicilik sporunu üniversitenin<br />
tüm öğrencileri, akademik personeline ve idari personeline<br />
sevdirmek ve onların boş zamanlarını değerlendirmede iyi<br />
bir alternatif sunabilmek için yapılmıştır. Bunun yanı sıra<br />
ileriki aşamalarda mani, konkur komple ve uzun yol yarışı<br />
çalışmaları ile binicilik sporunu daha anlamlı hale getirilmesi<br />
amaçlanmıştır.<br />
Binicilik merkezi tesis olarak birçok birimden oluşmaktadır.<br />
Tesis; Spor Merkezinin güneyinde yaklaşık 25.000 m2 ’lik<br />
bir alana yerleştirilmiştir. Tesiste; taylık, 3 adet padoklu aygırhane,<br />
2 adet yedişerli ahır bloğu, sağlık odası, seyis odası,<br />
eyer odası, 20 m. çapında eğitim maneji, 60x60m. ebadında<br />
dresaj-mani maneji ve biniciler için dinlenmelerin ve eğitimlerin<br />
yapıldığı bir adet kafeterya bulunmaktadır. Ayrıca merkezimizde<br />
yaklaşık 24 adet eğitimli at bulunmaktadır.<br />
SDÜ’lü Öğrencilerden Kitap Yardımı<br />
Öğrencilere Katılım Belgesi<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Toplumsal<br />
Duyarlılık ve Dayanışma Kulübü<br />
(TODDAYK) ‘Geleceğe Yatırım Projesi’<br />
kapsamında Büyükhacılar Köyü İlköğretim<br />
Okulu’na kitap yardımı yaptı.<br />
Proje kapsamında okulda oluşturulan<br />
kitaplığa, temel kaynaklar, hikaye, roman,<br />
sözlük ve test kitaplarından oluşan yaklaşık<br />
500 eğitici kitap bağışlandı. Kitaplar ve diğer<br />
kırtasiye malzemeleri kulüp öğrencileri<br />
tarafından temin edildi..Kulüp Akademik<br />
Danışmanı Dr. Cevdet Yılmaz, bu etkinlikten<br />
amacın, Büyükhacılar İlköğretim Okulu<br />
öğrenci ve öğretmenleriyle SDÜ öğrencileri<br />
arasında etkileşim yaratmak olduğunu söyledi.<br />
Doğanın Ritmi Projesi<br />
“Doğanın Ritmi” başlıklı AB Gençlik Programı Eylem I Projesi Isparta Sivil<br />
Gençlik Meclisi tarafından gerçekleştirildi. Projeye Bulgaristan, Polonya, Çek<br />
Cumhuriyeti, Letonya ve Türkiye’den 15-25 yaş arasında toplam 28 genç öğrenci<br />
katıldı.<br />
Isparta’nın ilk AB projesi olma özelliğini taşıyan proje genel olarak çevre ve<br />
geri dönüşüm konularında katılımcı ülkelerin yaptıkları çalışmaları aktarmasının<br />
yanı sıra, ritim olgusuna da dikkat çekiyor. Katılımcılar yaptıkları çevre<br />
gezilerinde doğadan buldukları materyalleri profesyonel bir müzik eğitmeni<br />
eşliğinde birer müzik aletine dönüştürdüler.<br />
Proje içerisinde Isparta çevresindeki doğal alanların gezilmesi, Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesindeki Orientering grubu ile üniversite içerisinde orientering<br />
aktivitesi yapılması, katılımcılara profesyonel bir eğitmen tarafından ritim<br />
üzerine eğitim verilmesi, doğadan bulunacak materyallerle ritim aletleri yapılması,<br />
katılımcı ülkelerin organize edilecek kültürel gecelerde daha yakından tanınması<br />
gibi faaliyetler yer aldı.<br />
Bu faaliyetler kapsamında düzenlenen Orientering etkinliği SDÜ Batı kampusünde<br />
gerçekleştirildi. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen 28 konuk öğrenci<br />
haritayla koşarak ve yürüyerek yön bulma sporu olarak adlandırılan Orientering<br />
yaptılar. SDÜ Orienteering Akademik Danışmanı Okutman Oğuzhan Özaltın<br />
nezaretinde yapılan etkinliğe katılan öğrencilere birer katılım belgesi verildi.<br />
Özaltın, belge töreninde yaptığı konuşmada “Bu faaliyete yabancı konuklarımızın<br />
yanı sıra üniversitemizdeki Orientering Kulübüne kayıtlı öğrencilerimiz de<br />
katıldı. Öğrencilerimizin uluslar arası bir etkinlikte bulunabilmesi, üniversitemiz<br />
için bir başarı ölçütüdür.” dedi.<br />
Projenin son gününde katılımcılar tarafından sergilenen performans gösterisinde,<br />
ritim aletleri eşliğinde ücretsiz bir halk konseri gerçekleştirildi.<br />
Projenin destekleyicileri arasında Isparta Valiliği, Isparta Belediyesi ve Süleyman<br />
<strong>Demirel</strong> Üniversitesi bulunuyor.<br />
Merkezi Ankara’da bulunan Gençlik Servisleri Merkezi ile<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi tarafından ortaklaşa organize<br />
edilen 4. Uluslararası Çalışma Kampı sona erdi.<br />
SDÜ Kültür Müdürlüğü’nün koordinasyonunda sürdürülen<br />
kampa Fransa, Slovenya, Sırbistan ve Kore’den 8,<br />
Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden 7 olmak üzere toplam<br />
15 öğrenci katıldı.<br />
Evrensel dostluk bağlarını güçlendirmek, toplumsal bilinci<br />
yükseltmek, gençlerin sosyal ve kültürel gelişmelerine katkıda<br />
bulunmak amacıyla düzenlenen kampta, öğrenciler; gezi,<br />
spor, gibi aktivitelerle kendilerini sosyal ve kültürel açıdan<br />
geliştirme imkanı buldular. Konaklama, yeme, içme ve ulaşım<br />
ihtiyaçlarının üniversite tarafından karşılandığı kampta,<br />
öğrenciler ayrıca üniversitenin çeşitli birimlerinde çalıştılar.<br />
ÖĞRENCİLERE KATILIM BELGESİ<br />
15 gün süren kamp çalışmalarına katılan öğrencilere SDÜ<br />
Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir törenle katılım belgesi<br />
verildi. Öğrenciler daha sonra Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi<br />
Kırdemir’le birlikte pasta kestiler. Isparta’yı ve Süleyman <strong>Demirel</strong><br />
Üniversitesi’ni çok beğendiklerini belirten öğrenciler,<br />
hafta sonlarında ise Antalya ve Denizli’ye gitme imkanı bulduklarını<br />
söylediler.
140<br />
Atamalar<br />
Atamalar<br />
141<br />
Birim Adı Dekan / Müdür Adı Tarih<br />
Prof. Dr. A.Ergün Türker Deprem ve Jeoteknik Arş.Mrk. Müdürü (V) 06.01.2006<br />
Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu Isparta Sağlık Yüksekokulu Müdürü 31.01.2006<br />
Prof. Dr. Mehmet Zeki Yıldırım Burdur Sağlık Yüksekokulu Müdürü 31.01.2006<br />
Prof. Dr. Kubilay Aktulum Güzel Sanatlar Enstitüsü Müdürü 31.01.2006<br />
Yrd. Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar Başhekim Yardımcısı 08.03.2006<br />
Doç. Dr. Özer Göktepe Rektör Danışmanı 02.05.2006<br />
Yrd. Doç. Dr. Dilek Karaaslan Dış İlişkiler ve Sokrates Koordinatörü 02.05.2006<br />
Prof. Dr. S. Nilay Keskin Mühendislik ve Mimarlık Fak. Dekanı (V) 26.06.2006<br />
Prof. Dr. İbrahim GÜNGÖR İşletme Sayısal Yöntemler<br />
Doç. Dr. Abdullah EROĞLU İşletme Sayısal Yöntemler<br />
Yrd. Doç. Dr. Cemal BALTACI Kamu Yönetimi Siyaset ve Sosyal Bil.<br />
Yrd. Doç. Dr. Abdulah UZ Kamu Yönetimi Hukuk Bilimleri<br />
Prof. Dr. Hüseyin AKYILDIZ Çalışma Eko.ve End.İliş. Çalışma Ekonomisi<br />
Ziraat Fakültesi<br />
Prof. Dr. Fatma KOYUNCU Bahçe Bitkileri Bahçe Bitkileri<br />
Prof. Dr. Mehmet Ali KOYUNCU Bahçe Bitkileri Bahçe Bitkileri<br />
Prof. Dr. Nilgün GÖKTÜRK BAYDAR Bahçe Bitkileri Bahçe Bitkileri<br />
Prof. Dr. Cahit BALABANLI Tarla Bitkileri Tarla Bitkileri<br />
Prof. Dr. Hasan BAYDAR Tarla Bitkileri Tarla Bitkileri<br />
Prof. Dr. Ahmet Ali IŞILDAR Toprak Toprak<br />
Prof. Dr. İbrahim ERDAL Toprak Toprak<br />
Prof. Dr. Murat Bilal Özgüven İktisadi ve İdari Bilimler Fak. Dekanı 30.06.2006<br />
Prof. Dr. Mustafa Erol Keskin Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı (V) 03.07.2006<br />
Prof. Dr. Fatma Göktepe Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü 13.07.2006<br />
Okutman Çetin Koruk Müzik Kültürü Arş. ve Uyg. Mrk. Müdürü 17.07.2006<br />
Zümriye Irlayıcı SKS <strong>Daire</strong> Başkanı (V) 17.08.2006<br />
Teknik Eğitim Fakültesi<br />
Yrd. Doç. Dr. Okan BİNGÖL Elektrik Eğitimi Enerji Tesisleri Eğitimi<br />
Yrd. Doç. Dr. Mehmet UZUNKAVAK Elektrik Eğitimi Aydınlatma ve Tes.Eğit.<br />
Yrd. Doç. Dr. Tuncay AYDOĞAN Elektronik ve Bil.Eğitimi Kontrol Eğitimi<br />
Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÖZSOY Makine Eğitimi Tesisat (Enerji) Öğrt.<br />
Yrd. Doç. Dr. Emre SANCAK Yapı Eğitimi Yapı Tasarımı Eğitimi<br />
Akademik Yükseltmeler<br />
Unvan/Ad-Soyad Birimi/Bölümü Anabilim Dalı<br />
Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />
Prof. Dr. Fatma Göktepe Tekstil Mühendisliği Tekstil Bilimleri<br />
Doç. Dr. Ertuğrul Durak Makine Mühendisliği Konstrüksiyon-İmalat<br />
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Öndürücü Makine Mühendisliği Mekanik<br />
Yrd. Doç. Dr. Servet Demirdağ Maden Mühendisliği Maden İşletmesi<br />
Yrd. Doç. Dr. Bayram Çetişli <strong>Bilgi</strong>sayar Mühendisliği <strong>Bilgi</strong>sayar Donanımı<br />
Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi<br />
Doç. Dr. Yunus Ömer Boyacı Su Ürünleri Temel Bil. Deniz Bİyolojisi<br />
Yrd. Doç. Dr. İskender Gülle Su Ürünleri Temel Bil. İç Sular Biyolojisi<br />
Yrd. Doç. Dr. Behire Işıl Didinen Su Ürünleri Yetiştiriciliği Hastalıklar<br />
Burdur Eğitim Fakültesi<br />
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özcan Yabancı Diller Eğitimi İngiliz Dili Eğit.Öğrt.<br />
İlahiyat Fakültesi<br />
Doç. Dr. Hüseyin Certel Felsefe ve Din Bİlimleri Din Psikolojisi<br />
Tıp Fakültesi<br />
Yrd. Doç. Dr. Esra Çetin Temel Tıp Bilimleri Anatomi<br />
Prof. Dr. Mehmet Fehmi Özgüner Temel Tıp Bilimleri Fizyoloji<br />
Prof. Dr. Hüseyin Vural Temel Tıp Bilimleri Biyokimya<br />
Prof. Dr. Mustafa Naziroğlu Temel Tıp Bilimleri Biyofizik<br />
Doç. Dr. Mehmet Yildirim Dahili Tıp Bilimleri Dermatoloji<br />
Yrd. Doç. Dr. Yasemin Soysal Dahili Tıp Bilimleri Tıbbi Genetik<br />
Doç. Dr. Hasan Erol Eroğlu Cerrahi Tıp Bilimleri Genel Cerrahi<br />
Prof. Dr. Ahmet Öcal Cerrahi Tıp Bilimleri Kalp-damar Cerrahisi<br />
Prof. Dr. Erdoğan Ibrişim Cerrahi Tıp Bilimleri Kalp-damar Cerrahisi<br />
Yrd. Doç. Dr. Ilker Kiriş Cerrahi Tıp Bilimleri Kalp-damar Cerrahisi<br />
Prof. Dr. Aşkın Görgülü Cerrahi Tıp Bilimleri Nöroşirürji<br />
Yrd. Doç. Dr. Ragıp Özdemir Cerrahi Tıp Bilimleri Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahisi<br />
Prof. Dr. Ali Altuntaş Cerrahi Tıp Bilimleri Kulak-burun-boğaz Hastalıkları<br />
Prof. Dr. Yavuz Kamil Bardak Cerrahi Tıp Bilimleri Göz Hastalıkları<br />
Prof. Dr. Tekin Ahmet Serel Cerrahi Tıp Bilimleri Üroloji<br />
Yrd. Doç. Dr. Veli Çağatay Eren Cerrahi Tıp Bilimleri Çocuk Cerrahisi<br />
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sirmali Cerrahi Tıp Bilimleri Göğüs Cerrahisi<br />
Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
Prof. Dr. Abdülkadir Ceylan Çöken Matematik Geometri<br />
Doç. Dr. İskender AKKURT Fizik Nükleer Fizik<br />
Doç. Dr. İsmail ÖZMEN Kimya Biyokimya<br />
Doç. Dr. Ali GÖK Biyoloji Zooloji<br />
Yrd. Doç. Dr. Bilge HÜRMÜZLÜ Arkeoloji Klasik Arkeoloji<br />
Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZHANLI Arkeoloji Klasik Arkeoloji<br />
Diş Hekimliği Fakültesi<br />
Doç. Dr. Ülkem AYDIN Klinik Diş Hek.Bilimleri Diş Hastalıkları Tedavisi<br />
Yrd. Doç. Dr. H. Cenker KÜÇÜKEŞMEN Klinik Diş Hek.Bilimleri Protetik Diş Tedavisi<br />
Doç. Dr. Timuçin BAYKUL Klinik Diş Hek.Bilimleri Ağız-Diş-Çene Hast.Cer.<br />
Prof. Dr. Fatma Yeşim BOZKURT Klinik Diş Hek.Bilimleri Periodontoloji<br />
Isparta Meslek Yüksekokulu<br />
Prof. Dr. Mübariz TAPDIGOĞLU İktisadi ve İdari Prog.<br />
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />
Prof. Dr. Ömer EROĞLU İktisat İktisat Politikası<br />
Doç. Dr. Murat Ali DULUPÇU İktisat İkt.Geliş.ve Ulus.İktisat<br />
Prof. Dr. Hasan İBİCİOĞLU İşletme Yönetim ve Organizasyon
142<br />
143<br />
http://www.sdu.edu.tr/yayin/<br />
ERMENİ SORUNU<br />
Yrd.Doç.Dr. Şenol KANTARCI<br />
Yayın No: 54<br />
ISBN : 975 79<strong>29</strong> 85-3<br />
Sayfa : <strong>29</strong>0<br />
Fiyatı : 700 YTL<br />
Türkiye’nin karşısına Batı tarafından<br />
‘Ermeni sorunu’, ‘Kıbrıs sorunu’, ‘Ege<br />
Sorunu’ vb.gibi uluslararası alana taşınan<br />
pek çok sun’i sorun çıkarılmaktadır.<br />
Bunlar, aslında, geçmişten yani, tarihi<br />
süreçten bu güne intikal eden konulardır.<br />
Mevcut sorunların anlaşılabilmesi ve<br />
çözülebilmesi için önce, tarihi evre içerisinde<br />
nasıl ortaya çıktığı, nasıl geliştiği,<br />
ne gibi önlemler alındığı, uluslararası<br />
alanda ne gibi ihtilaflara sebep olduğu<br />
ve bunların çok taraflı bağlantılarının<br />
neler olduğunun bilinmesi zorunludur.<br />
Çünkü, geçmişi iyi bilmek, gelecekte de<br />
bu sorunlarla baş edebilmesi için gereklidir.<br />
Dolayısıyla, henüz yeni girdiğimiz<br />
21. yüzyılda, Türkiye’nin karşı karşıya<br />
olduğu sorunlar, bu ülkeyi seven bütün<br />
insanları, Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />
bugünü ve geleceği konusunda sağlıklı,<br />
akıllı, tutarlı tespitler ve değerlendirmeler<br />
yapmaya, çözüm bulmaya mecbur<br />
bırakmıştır. Dr. Şenol KANTARCI’nın<br />
“Ermeni Sorunu: Pencereden Bakmak<br />
Ya Da Manzaranın Bütününü Görmek”<br />
adlı kitabı, Ermeni iddialarını hem tarihi<br />
hem de uluslararası ilişkiler açısından<br />
bütün yönleriyle irdelemektedir.<br />
SÜS BİTKİSİ YETİŞTİRİCİLİĞİ<br />
Prof.Dr. Musa GENÇ<br />
Yayın No: 55<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 16-7<br />
Sayfa: 382<br />
Fiyatı: 12.00 YTL<br />
Süs bitkisi yetiştiriciliği öğrenimi<br />
ve profesyonel işletmeciliği için hazırlanan<br />
369 sayfalık bu kitapta, sırasıyla,<br />
açık ve kapalı alan süs bitkisi işletmeleri<br />
kuruluş esasları, tohum teknolojisi,<br />
eşeyli (tohumdan) çıplak köklü, şaşırtılmış,<br />
kaplı ve yaşlı süs bitkisi üretimi;<br />
çelikten, daldırma ve diğer tam eşeysiz<br />
(autovejetatif) yöntemlerle süs bitkisi<br />
üretimi; kalem, göz, ve kök aşısı uygulamaları,<br />
özel aşı yöntemleri; fidan<br />
tipleri, fidan envanteri, fidan seçiminde<br />
dikkate alınacak önemli fidan özellikleri,<br />
fidan seleksiyonu, gömü ve ambalajlama<br />
konuları kapsamlı bir şekilde<br />
işlenmiştir. Ek çizelgelerde ise, dış ve iç<br />
mekân süs bitkilerinden yaklaşık 380<br />
adet ağaç, ağaççık, çalı ve otsu-sukulent<br />
cinsin/türün tohum verme yaşları, bol<br />
tohum yılı aralıkları; çiçeklenme yaşları<br />
ve dönemleri; tohum toplama yöntemleri,<br />
zamanları ve bazı tohum özellikleri;<br />
tohumlara ekim öncesi uygulanması<br />
gereken işlemler; eşeyli, eşeysiz ve aşı<br />
ile üretimi ve kaplı fidan üretiminde<br />
kullanılan karışımlar verilmiştir. Ayrıca,<br />
kitapta geçen cinslerin/türlerin Türkçe<br />
ve İngilizce isimleri ile süs bitkisi yetiştiriciliği<br />
terminolojisinde yer alan pek çok<br />
kavramın İngilizce karşılığı da eserde<br />
mevcuttur.<br />
TARIM EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ<br />
Prof.Dr. Zeynep DERNEK<br />
Yayın No: 56<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 16-7<br />
Sayfa: 256<br />
Fiyatı: 7.80 YTL<br />
Üniversitemizde Tarım Ekonomisi<br />
ve İşletmeciliği dersi, Ziraat Fakültesinin<br />
Ziraat Mühendisliği Programında lisans<br />
eğitimi düzeyinde verilmektedir. Bu ders<br />
için değerlendirilmek üzere hazırlanan<br />
‘Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği kitabı<br />
üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde<br />
tarımsal üretimin tanımı ve özellikleri,<br />
önemi, üretim faktörleri, ülkenin tarımsal<br />
yapısını oluşturan unsurlar anlatılmıştır.<br />
İkinci bölümde, üretim ekonomisi kapsamında<br />
yer alan konular açıklanmaktadır.<br />
Diğer bir deyişle, uygun üretim faktörleri<br />
ile maksimum karı sağlayacak üretim<br />
miktarını saptamada yararlanılan ekonomi<br />
prensiplerine yer verilmiştir. Böylece,<br />
bir işletmede üretimde kullanılan üretim<br />
faktörlerinin miktarlarının saptanması,<br />
üretimin kollarının ekonomik olup olmadığı,<br />
üretim seçenekleri arasında en uygun<br />
üretim şekli ve üretim düzeyinin belirlenmesi,<br />
işletmede üretimi ve geliri artıracak<br />
düzenlemelerin yapılması gibi konularda<br />
bilgilenmek mümkün olmaktadır. Son bölümde<br />
ise Tarım Ekonomisinin bazı alt bilim<br />
dalları ile ilgili bilgiler yer almaktadır.<br />
Bunlardan Tarımsal İşletmecilik, Tarımsal<br />
Pazarlama, Tarımsal Kooperatifçilik,<br />
Tarım Politikası konularına değinilmiş, AB<br />
ile tarım sektörü arasındaki ilişkiler genel<br />
olarak açıklanmıştır.<br />
ORMAN AĞACI TOHUMLARI VE<br />
TOHUMDAN FİDAN YETİŞTİRME<br />
TEKNİĞİ<br />
Prof. Dr. Abdullah GEZER ve<br />
Arş.Gör.Cengiz YÜCEDAĞ<br />
Yayın No: 57<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 88-3<br />
Sayfa: 149<br />
Fiyatı: 5.00 YTL<br />
Eserde, Türkiye’de yapay gençleştirme<br />
çalışmalarında ağırlıklı olarak kullanılan<br />
asli iğne yapraklı ile geniş yapraklı<br />
ağaç türleri ve ikincil bazı geniş yapraklı<br />
ağaç türlerimizin tohum özellikleri ile<br />
nitelikli tohum ve fidan üretimine ilişkin<br />
esaslar anlatılmıştır. Bu kapsamda,<br />
fidanlıklarımızın tarihsel gelişimi, fidanlığın<br />
tanımı ve çeşitleri, yeni orman<br />
fidanlığı kurulurken dikkate alınması<br />
gereken hususlar, fidanlıklarda mekanizasyon,<br />
tohuma ilişkin tanım ve kavramlar,<br />
tohum/meyve üretim esasları,<br />
bazı ağaç türü tohumlarında karşılaşılan<br />
fiziksel ve fizyolojik çimlenme engellerinin<br />
giderilme yöntemleri, tohumların<br />
canlılığını saptama yöntemleri, fidecik<br />
ve fidanlara ilişkin temel kavramlar,<br />
kurulu fidanlıklarda tohumdan fidan<br />
üretim esasları, doğal ağaç türlerimizin<br />
tohum özellikleri ve fidan yetiştirme<br />
tekniği, orman fidanlıklarında bakım<br />
çalışmaları, koruma önlemleri, fidan sökümü<br />
ve söküm sonrası işlemler, fidan<br />
maliyetinin hesaplanması konularına<br />
yer verilmiştir<br />
İSTATİSTİK DERS NOTLARI<br />
Okutman Saim TÜREL<br />
Yayın No: 58<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 84-0<br />
Sayfa: 195<br />
Fiyatı: 3.30 YTL<br />
Bu çalışma Meslek Yüksekokullarında<br />
İktisadi ve İdari Programlar bünyesinde<br />
okutulmakta olan İstatistik<br />
dersine kaynak olması amacıyla hazırlanmıştır.<br />
10 bölümden oluşan çalışmamızın 1.<br />
bölümünde Temel Kavramlar ve İstatistik<br />
süreç üzerinde durulmuş olup 2. bölüm<br />
İstatistik araştırmanın ilk basamağı<br />
verilerin derlenmesi, 3. bölüm verilerin<br />
düzenlenmesi, 4. bölüm verilerin sunulması<br />
konularına ayrılmıştır.<br />
5 ve 6. bölümler istatistik analizin<br />
temel konuları olan Ortalamalar ve Sapmalara<br />
ayrılmıştır. 7. ve 8. bölümler iki<br />
seri arasındaki ilişkilere ve özellikle iktisadi<br />
hayatın önemli konularından trende<br />
ve trende dayalı tahmine ayrılmıştır.<br />
9. bölümde indeksler, 10. bölümde<br />
de İhtimal Hesabı ve Tesadüfi Değişkenler<br />
konularına göz atılmıştır.<br />
MİNERAL FLOTASYONU<br />
Yayın No: 59<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 89-1<br />
Sayfa: 158<br />
Fiyatı: 5.00 YTL<br />
Mineral Flotasyonu kitabı, hem öğrencilerimize<br />
ve belki sektör çalışanlarına da<br />
faydalı olabileceği düşüncesinden hareketle<br />
hazırlanmıştır. Mineral endüstrisindeki serüveni<br />
yaklaşık yüz yıl önce başlayan ve halen<br />
anlaşılma ve gelişme aşamasında olan flotasyon<br />
yöntemi, Cevher Hazırlama süreçleri<br />
içinde minerallerin yüzey/arayüzey özelliklerinden<br />
yararlanarak, değerli mineralleri<br />
değersiz (gang) minerallerden ayırmak amacıyla<br />
yaygın olarak kullanılan zenginleştirme<br />
yöntemlerinden biridir.<br />
Bu kitabın konuları ve bölümleri arasındaki<br />
bağlantı belirlenirken, hem flotasyon<br />
yönteminin teorik temelleri hem de flotasyon<br />
uygulamaları ayrıntılı olarak değil, ana<br />
hatlarıyla ele alınarak okuyucu tarafından<br />
“Mineral Flotasyonu”nun temelleri ile laboratuvar<br />
ve endüstriyel ölçekte nasıl uygulandığı<br />
konularının amaca uygun bir çerçeve<br />
içerisinde anlaşılması hedeflenmiştir. Böylece,<br />
flotasyonun madencilik endüstrisindeki<br />
uygulamalarında karşılaşılan sorunların<br />
kaynaklarının belirlenmesi, çözüm yollarının<br />
bulunması ve neden-sonuç ilişkisinin doğru<br />
bir mantıkla kurulması için temel bilgi ve/<br />
veya yönlendirme hedefine de ulaşılabileceği<br />
ümit edilmektedir. Ayrıca, Tüm konular<br />
elden geldiğince şekillerle zenginleştirilerek<br />
teorik ve uygulamaya dönük bazı konuların<br />
daha kolay anlaşılır olması sağlanmıştır.<br />
Kitap içinde altı bölümde sunulan konuların<br />
ilk dördü flotasyon temel bilgilerine, geri kalan<br />
iki bölüm ise flotasyonun laboratuvar ve<br />
endüstriyel uygulamalarına yönelik olarak<br />
hazırlanmıştır.
144<br />
145<br />
http://www.sdu.edu.tr/yayin/<br />
GENEL TIBBİ HİSTOLOJİ<br />
Doç.Dr.Alpaslan GÖKÇİMEN<br />
Yayın No: 60<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 82-4<br />
Sayfa: 218<br />
Fiyatı: 7.50 YTL<br />
Elinizdeki bu kitap, içerik yönünden<br />
sadece genel histolojiye değil, aynı zamanda<br />
yaşayan hücre, doku, organizma<br />
ve sistemlerde değişikliklere yol açan<br />
çeşitli klinik durumlara da değinilmesi<br />
bakımından, temel ve klinik bilimlere<br />
ait mevcut bilgi birikimlerinin kesişme<br />
noktalarından birini temsil etmektedir.<br />
Dokulara ait bilgilerin verildiği kısım,<br />
on ayrı bölümden oluşmaktadır. Burada,<br />
günümüzdeki doku biliminde takip<br />
edilen konu sıralaması göz önünde tutulmuştur.<br />
Vücudun birer parçası olan<br />
epitel, kas, sinir, bağ dokusu, deri ve<br />
diğerlerine ait bilgilerin, sistematik ve<br />
akıcı bir dille ve kolay anlaşılır bir Türkçe<br />
ile okuyucuya aktarılmasına gayret<br />
edilmiştir. Aynı zamanda, söz konusu<br />
bölüme ait en güncel bilgilere de yer verilmiş<br />
ve bu sahadaki bilgi açığı giderilmeye<br />
çalışılmıştır.<br />
Kitapta, ayrıca histolojide kullanılan<br />
laboratuvar yöntemlerinin ve histokimyasal<br />
tekniklerin anlatıldığı “Ekler” bölümü<br />
de mevcuttur. Bu bölümde, pratik<br />
uygulamalarda kullanılabilecek çeşitli<br />
formüller, protokol örnekleri ve yöntemlere<br />
ait açıklamalar bulunmaktadır. Sonuç<br />
olarak, bu yayının sadece öğrencilerin<br />
değil, aynı zamanda akademisyen ve<br />
araştırmacıların da faydalanabilecekleri<br />
bir eser olması amaçlanmıştır.<br />
KENTSEL COĞRAFYA<br />
Yrd.Doç.Dr. Erkan POLAT<br />
Yayın No: 62<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 91-3<br />
Sayfa: 172<br />
Fiyatı: 5.00 YTL<br />
Kentsel Coğrafya, kenti tüm zaman<br />
ve mekan koordinatlarının ya da enlem<br />
ve boylamların kesişim yerleri -yaşamsal<br />
odaklar- olarak ele alır. Farklı zamanlarda<br />
farklı mekanlardaki olayların gerçekleştiği<br />
birer sahnedir kentler. Doğan<br />
bebeğin ilk ağlamasının ya da ölen bir<br />
insanın arkasından ağlanmasının duyulduğu<br />
bir yaşam sahnesi. Bu kesişim<br />
noktasının odağında ise hem kenti hem<br />
de coğrafyayı birleştiren bir kavram karşımıza<br />
çıkıyor: Kentsel Coğrafya.<br />
Bu kitap, farklı ya da aynı zaman ve<br />
mekan kesitlerinde, boyutlarında ve düzeylerinde<br />
kenti sorgulamaktadır. Ne,<br />
Nerede, Ne zaman, Nasıl, Niçin ve Kim<br />
gerçekleştirmiş sorularının yanıtlarını<br />
kentte aramaktadır.<br />
‘Kentsel Coğrafya’, birçok disiplinin<br />
kesişim noktası olması bakımından,<br />
aslında oldukça detaylı ve zaman<br />
gerektiren bir çalışmanın ürünüdür.<br />
Kent coğrafyasının kent planlama içerisindeki<br />
değişen bağlamı ise, bir varlık<br />
olarak kentleri artık gerçekçi olarak<br />
inceleyebilme olanağı sağlamıştır. <strong>Bilgi</strong>,<br />
iletişim, kültür ve ekonomik etkinlik<br />
bağlamında kentsel “durağan örüntüler”<br />
in yerine “dinamik akışkanlıklar”<br />
olarak incelendiği kentsel coğrafya bu<br />
anlamda özetle, dinamik bir yer olarak<br />
kentleri ve kentsel alanları yorumlar ve<br />
kentlileri ele alır.<br />
ORMANCILKTA EKİM DİKİM VE<br />
DİKİM YOLU İLE AĞAÇLANDIRMA<br />
Prof.Dr.Abdullah GEZER<br />
Arş.Gör. Cengiz YÜCADAĞ<br />
Yayın No: 63<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 96-4<br />
Sayfa: 158<br />
Fiyatı: 5.25 YTL<br />
Eserde, ülkemizde yapay (sun-i)<br />
yolla orman yetiştirmenin tarihsel gelişimi,<br />
ağaçlandırmayı gerektiren hususlar,<br />
ağaçlandırmaya ilişkin tanım<br />
ve kavramlar, amaçlarına göre ağaçlandırma<br />
çalışmalarının planlanması,<br />
ağaçlandırmalarda kullanılan makine<br />
ve ekipmanların özellikleri ve işlevleri,<br />
ağaçlandırmaya konu olan alanların<br />
ekim ve dikime hazırlanması, bakım ve<br />
korunması konuları işlenmiştir. Bu bağlamda,<br />
özel nitelikli ağaçlandırmalar<br />
kapsamında olmak üzere, kavak ağaçlandırmaları,<br />
kurak ve yarıkurak mıntıka<br />
ağaçlandırmaları, kolektif-kültürel<br />
amaçlı ağaçlandırmalar bağlamında<br />
kent ağaçlandırmaları, botanik bahçeleri<br />
ve arberetum konularına yer verilmiştir.<br />
Eserde ayrıca, özel ağaçlandırma<br />
uygulama projesi örneği ile ülkemizin<br />
yarıkurak mıntıkalarında kullanılacak<br />
nitelikte onlarca çok amaçlı odunsu takson<br />
önerilmiştir. Bu yönleriyle eser, yeni<br />
ormanların tesisi açısından eğitici, uyarıcı<br />
ve aydınlatıcı nitelikte bilgiler içeren<br />
temel kaynak niteliğindedir.<br />
TÜRK DİLİ VE YAZILI SÖZLÜ<br />
ANLATIM BİLGİLERİ<br />
Okt. Abdülkadir BULGURCU<br />
Yayın No: 64<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 97-2<br />
Sayfa: 257<br />
Fiyatı: 4.00 YTL<br />
Kitabımız üniversitelerimizde okutulan<br />
“ortak-zorunlu” Türk Dili dersinin<br />
“çerçeve program”ı esas alınarak hazırlanmıştır.<br />
Bunun yanında, dil ve Türkçe<br />
hakkında doğru bilgi, doğru fikir, doğru<br />
kanaat edinmek; Türkçeyi doğru ve<br />
güzel konuşup yazmak isteyen herkese<br />
faydalı olmak gayesi ön planda tutulmuştur.<br />
Kitap on beş bölüm olarak düzenlenmiştir.<br />
Dokuzuncu bölüme kadar<br />
dil kavramı, dil-kültür-millet münasebeti,<br />
Türkçe ile ilgili genel bilgiler, dilbilgisi<br />
kuralları ve yazım kuralları ele<br />
alınmıştır. Onuncu bölümden itibaren<br />
daha çok uygulamaya dönük, sözlü ve<br />
yazılı kompozisyonda başarı için nelere<br />
dikkat edilmesi gerektiği üzerinde durulmuş;<br />
yazı türleri ve resmî yazışmalar<br />
konusunda, ilmî yazıların hazırlanması<br />
hakkında bilgi verilmiştir.<br />
GASTROENTROLOJİYE GİRİŞ<br />
Prof.Dr. Ülkü SARITAŞ<br />
Yayın No: 65<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 95-6<br />
Sayfa: 153<br />
Fiyatı: 3.90 YTL<br />
Gastoenterolojiye Giriş” kitabı yemek<br />
borusu, mide, barsaklar, karaciğer,<br />
safra kesesi, safra yolları ve pankreas<br />
gibi sindirim sistemi ile ilgili organların<br />
muayene şekli, hastalık belirtileri<br />
ve laboratuvar yöntemlerini ana hatları<br />
ile anlatmak için yazıldı. Kitabın tıp fakültesi<br />
öğrencileri, pratisyen doktorlar<br />
ve iç hastalıkları asistanlarına yönelik<br />
olması hedeflendi. Hekimlik sanatının<br />
esasını iyi bir anamnez ve dikkatli fizik<br />
muayene oluşturduğundan bunlar üzerinde<br />
daha fazla duruldu. Laboratuvar<br />
tetkiklerinin pahalı, kolayca ulaşılamaz<br />
oluşları ve bazı istenmeyen yan etkilerinin<br />
olabilmesi nedeniylede özellikle endikasyonları<br />
vurgulandı. Böylece genç<br />
doktor adayları ve genç doktorların<br />
laboratuvarın yönlendirdiği değil laboratuvarı<br />
yönlendiren hekimler olmaları<br />
gerektiği mesajı verilmeye çalışıldı<br />
ORMAN HASILAT BİLGİSİ<br />
Prof.Dr.Ünal ELER<br />
Doç.Dr. Serdar CARUS<br />
Yayın No: 66<br />
ISBN: 975 79<strong>29</strong> 98-0<br />
Sayfa: 201<br />
Fiyatı: 5.40 YTL<br />
Orman Hasılat <strong>Bilgi</strong>si orman kaynaklarından<br />
mümkün olan en kısa sürede, en<br />
yüksek ekonomik değerin elde edilebilmesi<br />
için gerekli kuralları belirleyen Ormancılık<br />
Bilim Dalıdır. Orman bir yaşam birliği olduğundan,<br />
ormancılık çalışmalarında her<br />
faaliyetin, tüm etkenler dikkate alınarak<br />
yapılması zorunluluğu vardır.<br />
Orman Hasılat bilgisinin önemi, aşırı<br />
kullanım, savaşlar, yangınlar, doğal dengenin<br />
bozulmasından kaynaklanan yıkımlar<br />
sonucu, ormanların yapısı bozulmuş, giderek<br />
alanları azalmasıyla ön plana çıkmıştır.<br />
İlk çözüm yolu olarak, ormanların alanlarının<br />
genişletilerek, daha fazla ürün elde<br />
edilmesi düşünülmüştür. Düşünce olarak<br />
uygun ve yerinde olan durum, uygulamada,<br />
doğal dengenin bozulması, sahaların niteliklerini<br />
yitirmiş bulunmaları, en önemli<br />
olumsuz etken olarak da mülkiyet sorunları<br />
ortaya çıkmıştır. İkinci çözüm yolu, var olan<br />
ormanlarda birim alanda verimi artırarak,<br />
ormanların alanlarının genişletilmesiyle<br />
sağlanacak ürün fazlalığını bu yoldan elde<br />
etmek olarak görülmüştür. Ormanların korunması,<br />
var olan alanlarda, birim sahadan<br />
mümkün olan en yüksek verimin elde edilmesi<br />
gereği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda,<br />
planlı ormancılık yapılması, gelişen teknolojiye<br />
paralel olarak, tekniğin uygulamaya<br />
girmesi gündeme gelmiştir. Planlı, teknik<br />
ormancılık ve Ormancılık Bilimleri bu nedenle<br />
ortaya çıkmıştır. Orman Hasılat <strong>Bilgi</strong>si<br />
de bunlar arasında yerini almıştır.
146<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 147<br />
Makedonya Şampiyonunun<br />
Performans Testleri SDÜ’de Yapıldı<br />
Makedonya Ligi şampiyonu ve ülkesinin Avrupa<br />
liglerindeki temsilcisi Kometal Rabotnicki futbol takımının<br />
performans testleri, Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma<br />
ve Uygulama Hastanesinde yapıldı.<br />
Isparta’da gerçekleştirilen testlere devre arası nedeniyle<br />
Antalya’da kamp yapmakta olan Kometal Rabotnicki futbol<br />
takımının 28 oyuncusu katıldı. SDÜ Spor Bilimleri Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi kapsamında test ve analizleri hayata<br />
geçiren Yrd.Doç.Dr.Cem Çetin, Yrd.Doç.Dr.Ali Erdoğan ve<br />
Yrd.Doç.Dr.Fatih Kılınç, verimli olacağına inandıkları bu<br />
bilimsel işbirliğinin devamı yönünde teknik direktör Gjorgi<br />
Jovanovski ile fikir birliğinde olduklarını bildirdiler.<br />
Öğretim Üyeleri, Rektör Metin Lütfi Baydar’ın başkanlığında<br />
2 yıldır faaliyet gösteren Spor Hekimliği Performans Analiz<br />
Laboratuarı’nın kadrosu ve gelişmiş teknik donanımıyla,<br />
bütün spor branşlarında hem yerel hem de uluslarası düzeyde<br />
birçok takıma benzer bilimsel desteği sağlayabilecek durumda<br />
olduğunu belirttiler. SDÜ Laborutavarlarında daha önce de<br />
Denizlispor futbol takımı ile Galatasaray Kürek takımının<br />
performans testleri yapılmıştı.<br />
Ankaraspor SDÜ’de<br />
Turkcell 1. Süper Ligi takımlarından Ankaraspor,<br />
sezon öncesi muayenelerini SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi’nde yaptırdı.<br />
Sezon hazırlıkları için Isparta Davraz Dağı’nda bir<br />
hafta süresince kamp yapacak olan Ankaraspor’un,<br />
performans testleri de Tıp Fakültesi Spor Hekimliği<br />
Ana Bilim Dalı’nda gerçekleştirilecek. Teknik Direktör<br />
Aykut Kocaman nezaretinde SDÜ Tıp Fakültesi’ne gelen<br />
Ankaraspor’lu futbolcular hem hastaneden hem de<br />
kendilerine gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti<br />
dile getirdiler.
Antalyaspor SDÜ’de<br />
Turkcell 1. Süper Ligi’nin yeni takımlarından Antalyaspor, sezon<br />
öncesi performans testlerini SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />
Hastanesi’nde yaptırdı.<br />
Sezon hazırlıkları için Isparta Davraz Dağı’nda kamp yapan<br />
Antalyaspor’un, performans testleri Tıp Fakültesi Spor Hekimliği<br />
Ana Bilim Dalı’nda<br />
gerçekleştirildi. Teknik Direktör Yılmaz Vural nezaretinde SDÜ<br />
Tıp Fakültesi’ne gelen Antalyaspor’lu futbolcular, hastaneden ve<br />
kendilerine gösterilen yakın ilgiden memnun olduklarını söylediler.<br />
SDÜ Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi<br />
Doç. Dr. Cem Çetin, Antalyaspor’lu 22 futbolcunun laktat ve izokinetik<br />
kuvvet testinden geçirildiğini ve sezon öncesi performanslarının<br />
gayet iyi olduğunu belirtti. Çetin, önceki gün genel sağlık kontrolünden<br />
geçen Ankaraspor takımının ise yarın performans testine<br />
alınacağını sözlerine ekledi.<br />
Manas Türkiye Şampiyonu<br />
31 Mart- 2 Nisan tarihlerinde Kastamonu’da düzenlenen<br />
ve 45 takımın katıldığı Türkiye Üniversiteler arası Taekwon do<br />
Şampiyonası’nda üniversitemizi temsil eden Funda Manas 59<br />
kiloda birinci oldu. Okutman Mert Tuncer antrenörlüğünde şampiyonaya<br />
hazırlanan SDÜ takımında Murat Bayram ise 62 kiloda<br />
üçüncülük elde etti.<br />
Konu hakkında bilgi edindiğimiz Mert Tuncer, 5’i erkek 2’si<br />
bayan olmak üzere toplam 7 sporcu ile katıldıkları şampiyonada<br />
bayanlarda takım halinde Türkiye dördüncüsü oldukları söyledi.<br />
59 kiloda Türkiye Şampiyonu olan Funda Manas’ın elde ettiği<br />
bu birincilik ile Mayıs ayında İspanya’da yapılacak Dünya<br />
Üniversiteler arası Taekwon do Şampiyonasına katılma hakkını<br />
kazandığını belirten Tuncer, önümüzdeki yıllarda daha çok<br />
şampiyon çıkarmak için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.<br />
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar başarılı sporcuları ve<br />
antrenör Mert Tuncer’i makamında kabul ederek, başarılarından<br />
dolayı kutladı.