07.10.2014 Views

2011 Seçimlerine Giderken Türkiye'de Sağlık - Türk Tabipleri Birliği

2011 Seçimlerine Giderken Türkiye'de Sağlık - Türk Tabipleri Birliği

2011 Seçimlerine Giderken Türkiye'de Sağlık - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

aşan bir süredir yürütülmekte olan tartışmalarda<br />

ve uygulamalarda, bu konudaki görüşlerini<br />

bir “sır” olarak saklayan TÜSİAD, söz konusu<br />

raporda, Türkiye’de de kapitalist üretim ilişkilerinin<br />

belirlediği, toplumsal yaşam biçimi içerisinde, sınıf<br />

çıkarlarının gereğini ne pahasına olursa olsun, taviz<br />

vermeksizin gerçekleştirmeye kararlı olduklarını<br />

vurgulamıştır. Ancak bilindiği gibi, burjuvazi<br />

homojen bir sınıf değildir. Ayrıca, yatırım yaptıkları<br />

sektörler itibariyle de aralarındaki çelişkiler<br />

sürmektedir. Öyle ki bu raporu da, aralarında<br />

sağlık ve sigortacılık alanlarına yatırım yapanların<br />

finansmanıyla yayımladıklarını önsözde belirtmek<br />

durumunda kalmışlardır. Hatta bu girişimcileri<br />

yaptıkları katkılarının büyüklüğüne göre olsa<br />

gerek, üç gruba(kendi yazdıklarıyla kategoriye)<br />

ayırmışlardır.<br />

Rapor bir başka açıdan da belge özelliği taşımaktadır:<br />

Türkiye burjuvazisi, yıllar sonra bütün hükümetlerin,<br />

hatta muhalefetteki partilerin bile programına<br />

hâkim olan sağlık alanındaki durum saptaması<br />

ve sorunların çözümüne yönelik önerilerin: “bu<br />

ülkedeki sahibi biziz, görüşler bütünüyle bize aittir”<br />

demektedirler. Bu yönüyle de rapor, doksanlı<br />

yılların başında, dönemin Sağlık Bakanlığı aracılığı<br />

ile açıklanan görüşlerin arkasındaki bu gerçekliği<br />

görüp “bu program emekçi ve emekten yana<br />

sınıflara burjuvazinin saldırısıdır, dolayısıyla karşı<br />

koyuş/mücadele de sınıfsal olmalıdır” saptamasını<br />

yapanları doğrulamaktadır.<br />

Birbirinden farklı taban ve söylemlere sahip, bir<br />

şekilde hükümet olabilmiş partilere ait, onbeşyirmi<br />

yıllık zaman dilimi içindeki sağlık alanı ile ilgili<br />

metinlerin yalnızca tarihleri ile sayfa sayılarında<br />

farklılık saptanabilmektedir. DB pek çok ülkede<br />

olduğu gibi, Türkiye’de de bunların yaşama<br />

geçirilebilmesi için hükümetlere sağlık sektöründe<br />

kullanılmak üzere yaklaşık 348 milyon dolar kredi<br />

vermiş, bunun da büyük kısmının kendi tayin ettiği<br />

danışmanlara ödenmesini sağlamıştır. Hükümetler,<br />

aralarındaki bu benzerliğe gerekçe olarak sağlık<br />

sektöründe yaşanan sorunları göstermektedir. Evet<br />

doğrudur; sağlık sektörümüz sorunsuz değildir. Bu<br />

haliyle sürdürülmesini istemiyoruz, isteyemeyiz.<br />

Ancak sorunun çözümü için önerdikleriyle var olan<br />

sorunlar emekçiler adına daha da derinleşmiş,<br />

sağlık hizmetleri parası olanın parası kadar alabildiği<br />

bir meta haline gelmiştir. Özetle, benzerliklerinin<br />

temel nedeni hedeflerinin aynılığıdır: Kapitalizmin<br />

uzun bunalımını aşabilmesi için sağlık sektörünü<br />

burjuvazinin çıkarlarına uygun hale getirmek.<br />

Türkiye’de reformun hazırlık ve uygulama süreci<br />

Türkiye’de yaşananların daha rahat sistematize<br />

edilebilmesi için süreç büyük bir kısmı tamamlanmış,<br />

küçük olmakla birlikte önemli bir aşamasının henüz<br />

tamamlanmamış olduğu üç ana başlık altında<br />

incelenebilir:<br />

I. Kamu Sağlık Hizmetlerinin Çökertilmesi<br />

II. Propaganda(1): “Kamu kötüdür !”<br />

Propaganda(2): “Reform gerekir”<br />

III. Uygulama…<br />

Sağlık reformu bir pandemi haline gelirken,<br />

Türkiye’de vak’a ile ilgili semptomlar 1980’lerin<br />

hemen başında görüldü. İlk semptomlarla birlikte<br />

yaşanmış olan dönemi Kamu Sağlık Hizmetlerinin<br />

Çökertilmesi olarak tanımlayabiliriz. Örneğin, o<br />

I. SAĞLIK REFORMU PANDEMİSİ VE TÜRKİYE 11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!