26.12.2014 Views

bkXH4h

bkXH4h

bkXH4h

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sayı 46 / 26 Aralık 2014 - 8 Ocak 2015<br />

❱ FOTO FİLM<br />

YUSUF & YUSUF KURTARMA<br />

OPERASYONUNDA<br />

❱ NEŞE MESUTOĞLU<br />

2014’TE KAZANAN TÜRK<br />

FİLMLERİ OLDU<br />

❱ BARIŞ AKPOLAT<br />

HOBBİT’LE İLK KEZ 14<br />

YAŞINDA TANIŞTIM<br />

❱ ALİ ERDOĞAN<br />

OYUNA GELMEK İSTEMİYORSANIZ,<br />

OYUNLARA GİDİN<br />

❱ SEZİN AKBAŞOĞULLARI<br />

MÜZEYYEN’İN GİZEMİ ARİF’E<br />

KAYITSIZ KALMASI<br />

❱ SEVİM GÖZAY, YONCA ERTÜRK<br />

VE NERMİN ER İLE KONUŞTU:<br />

“BARIŞI ARAYAN KUKLALARIN KAMERA ARKASI”<br />

OKAN<br />

ARPAÇ<br />

YAZDI<br />

ÇANAKKALE İÇİNDE<br />

BİR RUSSELL CROWE<br />

SON UMUT


EDİTÖR<br />

Muhteşem bir yılın ardından…<br />

Neşe Mesutoğlu<br />

Yayın Yönetmeni<br />

nese.mesutoglu@mybilet.com<br />

Türkiye sinemasının 100’ncü yılı 2014, rekorlar yılı olarak<br />

tarihe geçti.<br />

Son 25 yılda en çok yerli film, bu sene vizyona girdi.<br />

İzleyici 109 yerli filmle buluştu. Bu rakam yabancı filmlerin<br />

yarısı kadar olsa da üç kat daha fazla seyirciye ulaştı.<br />

En çok izlenen filmler doğal olarak; Recep İvedik (7 milyon<br />

369 bin), Düğün Dernek (6 milyon 962 bin), Eyyvah Eyvah<br />

3 (3 milyon 414 bin), Pek Yakında (2 milyon 183 bin) ve<br />

Unutursam Fısılda (1 milyon 658 bin) oldu.<br />

Bu hafta kapağa taşıdığımız Türk, Avustralya ve ABD yapımı<br />

Son Umut ise sevilen oyuncularımız Cem Yılmaz ve Yılmaz<br />

Erdoğan’ı, Oscar’lı aktör Russell Crowe ile buluşturması<br />

açısından ilgi çekiyor.<br />

Sevim Gözay’ın yapımcısı Yonca Ertürk ve karakter<br />

tasarımcısı Nermin Er’le izlediği Türkiye’nin ilk kukla sinema<br />

filmi Rimolar ve Zimolar: Kasabada Barış,<br />

Zeynep Geylan’ın Arif’in tutkuyla bağlandığı Müzeyyen<br />

karakterini canlandıran Sezin Akbaşoğulları’na sorduğu Fakat<br />

Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku’,<br />

Fotofilm bölümümüzde yer verdiğimiz Oya Başar ve Ali<br />

Sunal’ın başrolde oynadığı Yusuf &Yusuf gibi filmler,<br />

2015’te de Türk sinemasında yükselişin süreceğine işaret<br />

ediyor.<br />

Dünyada çok az sinemacıya nasip olan eşsiz bir izleyici kitlesi<br />

var Türk sinemacılarının. Biz de MyBilet e-dergi olarak, yeni<br />

yılda da dünyanın her yerinde bir tıkla bu değerli izleyicinin<br />

yanında olacağız.<br />

2015’in bereket, sağlık, barış, neşe ve eğlence getirmesini<br />

dileriz.<br />

2 www.mybilet.com


İÇİNDEKİLER<br />

SAYFAYA<br />

GIT<br />

VİZYONDAKİLER:<br />

Gösterime giren diğer<br />

filmlere de göz atmakta<br />

fayda var.<br />

KÜLTÜR-SANAT: Öne<br />

çıkan etkinlikler arasından<br />

seçim yapmak zor.<br />

Kaçırılmaması gerekenleri<br />

hatırlatalım dedik.<br />

6 KAPAK<br />

Okan Arpaç: “Son Umut’ta<br />

Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz<br />

en iyi performansları olmasa<br />

da, Russel Crowe’un yanında<br />

ortalamanın üzerinde bir oyun<br />

sergiliyorlar” diyor.<br />

12 PORTRE<br />

‘Ayı Paddington’ ve ‘Geçmişin<br />

İzleri’ isimli filmlerle izleyicisiyle<br />

buluşan Oscarlı yıldız Nicole<br />

Kidman, 47 yaşını geride<br />

bırakırken “Artık kendimi<br />

kariyerime adayacağım” diyor.<br />

18 RÖPORTAJ<br />

Televizyoncu-yazar Sevim<br />

Gözay’ın, bu röp-seansta iki<br />

konuğu var. Şu an sinemalarda<br />

hem çocuklar hem de yetişkinler<br />

tarafından büyük beğeniyle<br />

izlenen ‘Rimolar ve Zimolar:<br />

Kasabada Barış’ filminin<br />

yapımcısı Yonca Ertürk ve<br />

karakter tasarımcısı Nermin Er.<br />

26 RÖPORTAJ<br />

‘Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir<br />

Tutku’nun Müzeyyen’i Sezin<br />

Akbaşoğulları, Zeynep Geylan’a<br />

filmi izlerken daha çok Arif’le<br />

empati kurduğunu söyledi.<br />

29 FOTO FİLM<br />

‘Yusuf Yusuf’ filminde Oya<br />

Başar ve Ali Sunal başrolde<br />

yer alıyor. Film, dolmuş şöförü<br />

Yusuf’un aksiyon ve kahkaha<br />

dolu macerasına seyircileri de<br />

sürüklüyor.<br />

32 MÜZİK<br />

‘Hobbit - Beş Ordunun Savaşı’<br />

isimli filmi izleyen müzik<br />

yazarımız Barış Akpolat, “Müzikler<br />

epik, besteler fantastik” diyor.<br />

36 RÖPORTAJ<br />

‘Kabare Dev Aynası’ topluluğu<br />

usta yazar Haldun Taner’in<br />

100’ncü yaşını ‘Vatan Kurtaran<br />

Şaban’ isimli güldürüyle<br />

kutluyor. Tiyatronun kurucusu ve<br />

yönetmen Ali Erdoğan, Begüm<br />

Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.<br />

44 MAGAZİN<br />

Blake Lively, yemek pişirme<br />

dersleri alıyor… Beyoncé’nin kızı<br />

Blue Ivy sosyal medya fenomeni<br />

oldu... Google verilerine göre bu<br />

yıl en çok aranan model Kate<br />

Upton.<br />

KÜNYE<br />

MyBilet e-dergi<br />

YAYIN YÖNETMENİ<br />

Neşe Mesutoğlu<br />

GÖRSEL YÖNETMEN<br />

Murat Çavdar<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

Barış Akpolat, Okan Arpaç,<br />

Tuna Kiremitçi, Sevim Gözay,<br />

Begüm Yılmaz,<br />

Zeynep Geylan<br />

İLETİŞİM<br />

Muallim Naci Caddesi No:47<br />

Ortaköy 34347 İSTANBUL<br />

Telefon: 0212 259 20 60<br />

e-dergi@mybilet.com<br />

SAYFAYA<br />

GIT<br />

MyBilet e-dergi’de kullanılan<br />

tüm yazılar, kaynak gösterilerek<br />

yayınlanabilir.<br />

4 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

ÇANAKKALE İÇİNDE BİR RUSSELL CROWE<br />

SON UMUT<br />

1916’da Fuat Uzkınay’ın çektiği<br />

“Çanakkale Muharebeleri”<br />

adlı belge filmden bu yana,<br />

özellikle son dönemde<br />

Çanakkale üzerine pek çok<br />

film yapıldı. 1964’te ordunun<br />

desteğiyle ‘renkli’ olarak çevrilen<br />

“Çanakkale Arslanları”ndan sonra,<br />

2003’te “Son Kale: Çanakkale”<br />

2005’te “Gelibolu” adlı belgeseller,<br />

2012’de “Çanakkale Çocukları”<br />

ve “Çanakkale 1915”, 2013’te<br />

ise “Çanakkale Yolun Sonu” adlı<br />

yapımlar vizyona girdi.<br />

Her yıl kayıplarını anmak için<br />

Gelibolu’ya gelen Anzaklar/<br />

Avustralyalılar ise konuya 1981’de<br />

el attılar. Usta yönetmen Peter<br />

Weir, başrole o zamanlar yeni yeni<br />

tanınan Mel Gibson’ı koyarak<br />

“Gelibolu” adlı meşhur filmini<br />

çekti. 1915’te ta Avustralya’dan<br />

kalkıp, kıtaları ve okyanusları<br />

aşarak Mısır üzerinden Gelibolu’ya<br />

savaşmaya gelen iki arkadaşın dramı<br />

üzerine yoğunlaşan yapıt, bire bir<br />

Okan Arpaç<br />

okan.arpac@mybilet.com<br />

ORİJİNAL ADI The Water Diviner<br />

YÖNETMEN Russell Crowe<br />

OYUNCULAR Russell Crowe, Olga<br />

Kurylenko, Yılmaz Erdoğan,<br />

Cem Yılmaz, Deniz Akdeniz,<br />

Isabel Lucas, Jai Courtney<br />

YAPIM 2014 Avustralya-<br />

Türkiye-ABD<br />

SÜRE 111 dk.<br />

DAĞITIM Mars (NuLook İstanbul)<br />

6 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

savaşı anlatmasa da en azından temiz ve<br />

tarafsız denebilecek bir örnek olarak sinema<br />

tarihindeki yerini aldı.<br />

“Gladyatör” (Gladiator, 2000), “Akıl<br />

Oyunları” (A Beautiful Mind, 2001), “Man<br />

of Steel” (2013), “Nuh: Büyük Tufan”<br />

(Noah, 2014) gibi büyük yapıtlarla dünya<br />

çapında tanınan Oscar’lı aktör Russell<br />

Crowe, bir süredir Türkiye’ye ilişkin<br />

attığı tweet’lerle de bizimle yakın bir ilişki<br />

kurduğunu belli ediyordu. İlk kez uzun<br />

metrajlı film yönetmek üzere koltuğa oturan<br />

Crowe, Çanakkale Savaşı’na Avustralya’dan<br />

katılan Anzaklar’ın hikayesine odaklanıyor.<br />

Üstelik konuya dair bugüne dek ayrılmış<br />

en büyük bütçeyle ve Türkiye’den yıldız<br />

oyuncuların katkısıyla…<br />

yola koyulur. İstanbul’da yolu tesadüfen<br />

salaş bir otele düşen Connor, burada<br />

kocasını savaşta kaybetmiş, küçük oğluyla<br />

ayakta kalma savaşı veren otel sahibesi<br />

Ayşe (Olga Kurylenko) ile tanışır. Bir<br />

şekilde Gelibolu’ya ulaştıktan sonra ise<br />

oğullarının başına ne geldiğini araştırmaya<br />

başlar. Bölgenin binlerce ölü askerle dolu<br />

TÜRKLER’LE KURDUĞU EMPATİ VE SAVAŞA<br />

‘AKIL’ YOLUYLA BAKMASI AÇISINDAN ÖNEMLİ<br />

BİR YERDE DURAN “SON UMUT”, GELECEK<br />

SENE 100. YILDÖNÜMÜNE GİRECEK OLAN<br />

ÇANAKKALE SAVAŞI’NA DAİR ÖNEMLİ YAPIT.<br />

Savaşa akıl ve vicdan gözüyle bakıyor<br />

Aslen Yeni Zelandalı olan Crowe, bir<br />

Hollywood starı olmanın ötesine geçerek,<br />

mütevazı kişiliği ve sanatçı duyarlılığıyla<br />

Çanakkale’de yaşananlara gerçek bir<br />

hikayeden yola çıkarak bakmayı deniyor.<br />

Üstelik Mel Gibson’lı “Gelibolu”<br />

(Gallipoli) filminin bittiği yerden<br />

anlatmaya başlıyor diyebiliriz. Yani iki<br />

arkadaşın Gelibolu’ya gelmeleri ve savaşın<br />

ortasına düşmeleriyle biten “Gelibolu”nun<br />

devamında neler olduğunu izliyoruz<br />

bir nevi… Asıl öykü 1919’da geçerken,<br />

flashback’lerle savaşın ortasına da gidip<br />

geliyoruz ara ara…<br />

Avustralya’da çiftçilik yapan Joshua<br />

Connor’la (Russell Crowe) tanışıyoruz<br />

önce… Tarlası için kuyu kazıp su bulmaya<br />

çalışan Connor, evde karısının derin<br />

mutsuzluğu ve sitemiyle baş etmeye<br />

çalışmaktadır. Dört yıl önce Çanakkale<br />

Savaşı’nda kaybolan üç oğlundan haber<br />

alamayan karısı, ölmüş olsalar dahi<br />

evlatlarının mezarlarının olmamasının<br />

acısını yaşamaktadır. Nihayet intihar<br />

ederek acılarına son veren karısını defneden<br />

Connor, kendisini oraya bağlayan hiçbir<br />

şeyin kalmadığına hükmederek, oğullarının<br />

akıbetini öğrenmek üzere İstanbul’a doğru<br />

7 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

olduğunu gören Connor, Binbaşı Hasan<br />

(Yılmaz Erdoğan) ve Çavuş Cemal’den<br />

(Cem Yılmaz) yardım alarak acı bir<br />

serüvenin içine girer.<br />

Kısaca özetlemeye çalıştığımız konusuyla,<br />

seyirciyi savaşın ortasına değil de hemen<br />

bitimine götüren “Son Umut”, savaşa akıl,<br />

vicdan gözüyle ve en önemlisi antimilitarist<br />

açıdan bakan, finaliyle de ağlatmayı<br />

başaran, iyi bir film. Bunu derken, şüphesiz<br />

karşımızda bir başyapıt durduğunu<br />

söylemiyoruz. Savaşı da, dramı da, macerayı<br />

da, aşkı da kafi dozlarda hikayeye yediren,<br />

TÜRKİYE İLE AVUSTRALYA COĞRAFİ<br />

OLARAK DÜNYANIN İKİ UCUNDA<br />

DURURKEN, SIRF İNGİLİZ ORDUSUNA KATKI<br />

SAĞLAMAK İÇİN KURULAN AVUSTRALYA<br />

VE YENİ ZELANDA KOLORDUSU’NA<br />

BAĞLI, ÜLKEMİZ TOPRAKLARINI İŞGAL<br />

ETMEK ÜZERE GÖNDERİLMİŞ ANZAK<br />

ASKERLERİNİN DÜŞTÜĞÜ DURUM,<br />

FLASHBACK’LERLE DÖNÜLEN SAVAŞ<br />

SAHNELERİNDE İÇ ACITICI, GÖZ YAŞARTICI<br />

SAHNELERLE SERGİLENİYOR FİLMDE.<br />

söylediği her ‘lafa’ dikkat eden ve bilhassa<br />

iki tarafı da incitmemeye azami özen<br />

gösteren bir ana akım film bu…<br />

Asıl yük Russell Crowe’un omuzlarında<br />

Bütçesi büyük olduğu için ister istemez<br />

Hollywood klişelerine başvuran ama<br />

mucizevi bir şekilde (belki Yunanlılar hariç)<br />

tarafları karalamak ya da kötü göstermek<br />

8 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

yerine, asıl savaşın en büyük ‘manyaklık’<br />

olduğunun altını kalınca çizen bir dokusu<br />

var filmin. Türkiye ile Avustralya coğrafi<br />

olarak dünyanın iki ucunda dururken,<br />

sırf İngiliz ordusuna katkı sağlamak için<br />

kurulan Avustralya ve Yeni Zelanda<br />

Kolordusu’na bağlı, ülkemiz topraklarını<br />

işgal etmek üzere gönderilmiş Anzak<br />

askerlerinin düştüğü durum, flashback’lerle<br />

dönülen savaş sahnelerinde iç acıtıcı, göz<br />

yaşartıcı sahnelerle sergileniyor filmde.<br />

Bu uzak ülkede ne aradıklarını, ne uğruna<br />

savaştıklarını bilmeyen gençlerin ölümle<br />

tanıştıkları anları tüm detaylarıyla perdeye<br />

taşıyan Crowe, özellikle final sahnesiyle<br />

sinemanın en önemli ‘anti-militarist’<br />

anlarından birine imza atıyor.<br />

Genel anlamda, Türk sinemasında çekilen<br />

savaş sahnelerinden pek farkı olmayan<br />

çatışma anlarını bir yana bırakırsak, daha<br />

önce “Yüzüklerin Efendisi” (Lord of the<br />

Rings) ve “Hobbit” serileri, “King Kong”<br />

(2005) gibi yapıtlara imza atmış, Oscar’lı<br />

görüntü yönetmeni Andrew Lesnie’nin<br />

çalışması hemen öne çıkıyor.<br />

Oyunculuk konusuna gelince… “Son<br />

BU UZAK ÜLKEDE NE ARADIKLARINI,<br />

NE UĞRUNA SAVAŞTIKLARINI BİLMEYEN<br />

GENÇLERİN ÖLÜMLE TANIŞTIKLARI ANLARI<br />

TÜM DETAYLARIYLA PERDEYE TAŞIYAN<br />

RUSSELL CROWE, ÖZELLİKLE FİNAL<br />

SAHNESİYLE SİNEMANIN EN ÖNEMLİ ‘ANTİ-<br />

MİLİTARİST’ ANLARINDAN BİRİNE İMZA<br />

ATIYOR.<br />

9 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

Umut”, Türkiye’de her ne kadar dört<br />

parlak isimle pazarlansa da, asıl yük elbette<br />

Russell Crowe’un omuzlarında… 1970’te<br />

Tony Curtis ve Charles Bronson’la “Paralı<br />

Askerler”de (You Can't Win 'Em All)<br />

başrol paylaşan Fikret Hakan ve Salih<br />

Güney, umdukları Hollywood biletine<br />

kavuşamamışlardı, malum. “Son Umut”ta<br />

ise Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz “Paralı<br />

Askerler”deki pozisyondalar<br />

bir parça… İkisinin de en<br />

iyi performansları olmasa<br />

da, Crowe’un yanında<br />

ortalamanın üzerinde bir<br />

oyun sergiliyorlar. Belki bir<br />

tek Ayşe rolünü üstlenen,<br />

bu rol için yoğun bir şekilde<br />

Türkçe ezber yapan Olga<br />

Kurylenko’nun eğreti<br />

durduğunu söyleyebiliriz.<br />

Kurylenko yerine neden<br />

Türk bir aktrisin seçilmediği<br />

konusu ise sanırız Crowe’un<br />

seçimi ve Ukraynalı oyuncunun dünya starı<br />

olmasıyla ilgili…<br />

Kimi diyaloglarda Cem Yılmaz ve Yılmaz<br />

Erdoğan’ın katkılarının da hissedildiği,<br />

gişe rekorlarını altüst edecek değilse de,<br />

Türkler’le kurduğu empati ve savaşa ‘akıl’<br />

yoluyla bakması açısından önemli bir<br />

yerde duran “Son Umut”, gelecek sene<br />

100. yıldönümüne girecek olan Çanakkale<br />

Savaşı’na dair önemli yapıt.<br />

O savaşta hayatını kaybeden<br />

ve arkalarından “Çanakkale<br />

içinde vurdular beni /<br />

Ölmeden mezara koydular<br />

beni / Gençliğim eyvah!”<br />

türküleri yakılan askerler<br />

için acı bir ağıt, insancıl<br />

bir saygı duruşu aynı<br />

zamanda…<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

10 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

DÖNEM FİLMLERİNİN<br />

ARANILAN YÜZÜ<br />

58 yıldır sayısız kitaba ve televizyon dizilerine konu olan ‘Ayı Paddington’ ilk kez<br />

beyazperdede. Londra aşığı Perulu genç ayıcığın İngiltere’ye ayak basmasıyla<br />

başına gelenleri konu alan filmde taksidermist müze müdürü ‘Millicent Clyde’<br />

karakterini canlandıran Oscar’lı yıldız Nicole Kidman “Hayvanlara zarar vermeye<br />

çalışan kötü birini oynadığım için, çocuklarımın bu filmi seyretmesine izin<br />

vermeyeceğim” diyor. Çeviri: Begüm Yılmaz<br />

Portre<br />

Nicole<br />

Kidman<br />

12 www.mybilet.com


BALEDEN TİYATROYA YÖNELDİ<br />

Rol kabiliyeti, güzelliği ve<br />

zarafetiyle Hollywood’un<br />

‘parlayan yıldızı’ olarak<br />

lanse edilen Nicole Mary<br />

Kidman, 20 Haziran 1967'de<br />

Hawaii’de doğdu. Çocukluğunun<br />

büyük kısmını Avustralya'da geçiren<br />

güzel yıldızın babası biyokimyager<br />

ve psikolog, annesi ise hemşire ve<br />

eğitmendi. Profesyonel hayatının<br />

dışında feminist ilkeleri benimseyen<br />

ve mücadeleci bir duruş sergileyen<br />

Kidman’ın annesi, güzel yıldızın<br />

genç yaşlardan itibaren sosyal ve<br />

politik aktivitelerde yer almasını<br />

sağladı. Sayısız yardım kuruluşuna<br />

destek olan ünlü oyuncu, 10 yıldır<br />

‘UNICEF Avustralya İyi Niyet<br />

Elçisi’ unvanını taşıyor. Küçük<br />

yaşlarda baleye ve mim sanatına<br />

ilgi duyan Kidman, sonraları<br />

tiyatroya yöneldi. Uzun boyu,<br />

sempatik tavırları ve kızıl saçlarıyla<br />

SİNEMA<br />

yaşıtlarının içinde tüm dikkatleri<br />

üzerine çeken güzel yıldız, hâlâ<br />

en yakın arkadaşlarından biri<br />

olan Naomi Watts’la pek çok<br />

reklam filminde boy gösterdi. İlk<br />

sinema deneyimini yaşadığı ‘Bush<br />

Christmas’ isimli filmle 14 yaşında,<br />

Sydney Tiyatro Eleştirmenleri’nden<br />

ödül alan Kidman, bir anda<br />

Çocukluk ve gençlik yılları<br />

Avustralya televizyonlarının aranılan<br />

oyuncularından biri haline geldi.<br />

17 yaşındayken rol aldığı mini dizi<br />

‘Vietnam’daki performansıyla bu<br />

kez ‘Avustralya Film Enstitüsü’<br />

tarafından ‘Yılın Oyuncusu’ seçilen<br />

güzel yıldız, artık ülkesinde rüştünü<br />

ispat etmiş ve Hollywood’a açılmaya<br />

karar vermişti.<br />

TOM CRUISE’UN GÖLGESİNDE KALMADI<br />

1989’da ünlü aktör Sam Neill<br />

ile rol aldığı ‘Ölüm Sessizliği’<br />

(Dead Calm) isimli filmle<br />

sinemaseverlerin karşısına çıkan<br />

güzel yıldız, sonrasında başrollerini<br />

Tom Cruise ile paylaştığı ‘Yıldırım<br />

Günleri’nde (Days Of Thunder)<br />

oynadı. Sette başlayan arkadaşlıkları<br />

aşka dönüşen gözde çift, 1990<br />

yılında evlendi. 1986 yapımı ‘Top<br />

Gun’ filmiyle şöhreti yakalayan<br />

Cruise’un gölgesinde kaldığı<br />

yönündeki iddialara ‘Flirting’,<br />

‘Uzak Ufuklar’ (Far And Away)<br />

ve ‘Malice’ gibi iddialı yapımlarda<br />

sergilediği performanslarla cevap<br />

veren Kidman, özellikle ‘Bir<br />

Dönüm Noktası<br />

Kadının Portresi’ (Portrait Of<br />

A Lady) filmiyle yüzünün eski<br />

kadın profillerine ne kadar uygun<br />

olduğunu gösterdi ve benzer dönem<br />

filmlerindeki tarihi karakterleri<br />

ustalıkla canlandırdı. Ancak güzel<br />

yıldıza esas şöhreti getiren ve<br />

oyunculuğunu gerçek anlamda<br />

gösterme fırsatı veren film 1995<br />

yapımı Gus Van Sant imzalı<br />

‘Sonsuz İhtiras’ (To Die For) oldu.<br />

Altın Küre ödüllü filmde, televizyon<br />

sunucusu olmak için her şeyi göze<br />

alan bir kadının ruh halini başarıyla<br />

yansıtan Kidman’ın set fotoğrafları<br />

ve film görüntüleri de unutulmazlar<br />

arasındaki yerini aldı.<br />

13 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

OSCAR’I KAZANAN İLK AVUSTRALYALI AKTRİS<br />

Her zaman arkadaşı Steven<br />

Spielberg’le çalışmayı hayal<br />

eden Kidman, 1999’da<br />

Cruise ile birlikte oynadıkları<br />

Stanley Kubrick imzalı ‘Gözü<br />

Tamamen Kapalı’da (Eyes Wide<br />

Shut ) canlandırdığı ‘Alice Harford’<br />

karakteriyle eleştirmenlerden tam not<br />

aldı ve 2000 yılında ünlü aktörden<br />

ayrıldıktan sonra kariyerinde adeta<br />

yükselişe geçti. 2001 yılında ‘Satine’<br />

karakterini canlandırdığı ‘Kırmızı<br />

Değirmen’ (Moulin Rouge) isimli<br />

filmle hem sesinin güzelliğini hem de<br />

oyunculuk alanındaki yeteneğini bir kez<br />

daha gözler önüne seren güzel yıldız,<br />

74. Akademi Ödülleri’nde ‘En İyi<br />

Kadın Oyuncu’ dalında Oscar’a aday<br />

gösterildi. Fakat Kidman’a, bu dalda<br />

heykelciği kazandıran ilk Avusturyalı<br />

aktris olma şerefini bahşeden film,<br />

‘Saatler’ (The Hours) oldu. Filmde ünlü<br />

İngiliz yazar Virginia Woolf’a hayat<br />

veren Kidman, verdiği röportajlarda<br />

rolü için büyük bir fiziksel değişim<br />

geçirdiğini ve ağlama sahnelerinde<br />

çok zorlandığını söylüyor. “Her sabah<br />

iki saat makyaj koltuğunda oturuyor<br />

ve ilk 20 dakikadan sonra sıkılmaya<br />

başlıyordum. Kahverengi peruk ve<br />

kemerli plastik bir burun takıyordum.<br />

Herkes yüzüme bakıp, ne kadar<br />

değiştiğimi söylese de benim karakteri<br />

çıkarmamı sağlayan şey makyaj değil,<br />

sarma sigaralar oldu” diyor.<br />

Kariyeri<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

14 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

AŞKI GEÇ BULDU<br />

Özel hayatı<br />

Tom Cruise’la 11 yıl evli<br />

kalan Kidman, 2001 yılının<br />

başlarında evliliklerini<br />

noktalama kararı alarak<br />

herkesi şaşırttı. Ayrılma nedeni<br />

olarak kariyerlerinin düzgün<br />

bir aile yaşantısı sürdürmelerine<br />

engel olduğunu söyleyen ikili,<br />

evlat edindikleri Isabella ve<br />

Connor’ın bakımını da<br />

dönüşümlü olarak<br />

paylaşacaklarını<br />

ifade etti. Verdiği<br />

röportajlarda<br />

ünlü aktörle<br />

boşanmasının<br />

ardından geç<br />

toparlandığını<br />

belirten güzel<br />

yıldız, Keith Urban’la<br />

tanışmadan önceki<br />

dört yıllık süreçte<br />

kendini<br />

çocuklarına ve kariyerine adadığını<br />

dile getiriyor. 2006 yılında katıldığı<br />

bir etkinlikte country müzisyeni<br />

Urban’la tanışan ve bir ay sonra<br />

evlenme kararı alan Kidman “Tuhaf<br />

karşılanabilir, fakat benim için<br />

oldukça doğal ve spontan gelişen<br />

bir süreçti. Hayatımın aşkıyla geç<br />

karşılaştım” diyor. Gözlerden uzak<br />

bir balayı geçirmek için<br />

Bora Bora Adaları’nı<br />

tercih eden güzel<br />

yıldıza eşi düğün<br />

hediyesi olarak,<br />

200 bin dolara<br />

aldığı Emily<br />

Brontë’nin meşhur<br />

romanı ‘Uğultulu<br />

Tepeler’in ilk baskısını<br />

hediye etti. Vanity Fair<br />

Dergisi’ne konuşan güzel<br />

yıldız Cruise ile birlikte<br />

olduğu<br />

ÖNEMLİ ÖDÜLLERİ<br />

2014 Glamour Üstün Katkı Ödülü<br />

2003<br />

2003<br />

2003<br />

2002<br />

1996<br />

1996<br />

OSCAR - En İyi Kadın Oyuncu,<br />

‘Saatler’ (The Hours)<br />

BAFTA - En İyi Kadın Oyuncu,<br />

‘Saatler’ (The Hours)<br />

Berlin Uluslararası Film Festivali<br />

- Gümüş Ayı Ödülü, ‘Saatler’ (The<br />

Hours)<br />

Altın Küre- En İyi Kadın Oyuncu/<br />

Komedi- Müzikal, ‘Kırmızı<br />

Değirmen’(Moulin Rouge)<br />

Film Eleştirmenleri Birliği Ödülü-<br />

En İyi Kadın Oyuncu, ‘Sonsuz<br />

İhtiras’ (To Die For)<br />

Altın Küre- En İyi Kadın Oyuncu/<br />

Komedi- Müzikal, ‘Sonsuz İhtiras’<br />

(To Die For)<br />

15 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

dönemde büyük ilgi görmelerini<br />

ise yaşadıkları derin romantizme<br />

bağlıyor ve ekliyor “Bu durumu<br />

ancak Brad ve Angelina anlayabilir<br />

ve hissettiklerimizi hissedebilir…”<br />

Urban’la çok huzurlu ve yakın<br />

bir ilişkileri olduğunu belirten<br />

Kidman, kariyerinin hayatının<br />

önüne geçmediği bir yerde ve<br />

kişiyle hayatını sürdürmekten keyif<br />

alacağının da altını çiziyor. 2008<br />

yılında Sunday Rose isimli kızları<br />

olan Kidman-Urban çiftinin, iki<br />

yıl sonra taşıyıcı anne yardımıyla<br />

‘Faith Margaret’ adında bir kız<br />

çocukları daha oldu. Kelebeklerden<br />

çok korktuğunu her fırsatta dile<br />

getiren güzel yıldız, bir türlü<br />

anlam veremediği bu korkusunun<br />

küçüklüğünde yaşadığı bir<br />

olaydan ileri geldiğini düşünüyor.<br />

Geçtiğimiz yıllarda botox yaptırarak<br />

hayranlarını hayal kırıklığına<br />

uğratan ve konuyla ilgili ser verip<br />

sır vermeyen Kidman, ilk kez<br />

geçirdiği operasyonlardan rahatsızlık<br />

duyduğunu da dile getirdi. ‘La<br />

Repubblica’ gazetesine verdiği<br />

röportajda yüzünü ve mimiklerini<br />

oynatamaz hale geldiğini belirten<br />

güzel yıldız “Bu müdahaleden<br />

kurtulduktan sonra yüz kaslarım<br />

eski haline döndü ve çok<br />

rahatladım. Şu sıralar sadece düzenli<br />

spor yaparak ve sağlıklı beslenerek<br />

cilt sağlığımı koruyorum” diyor.<br />

Hayranlarının “Sinemayı bırakıyor”<br />

yönünde çıkan haberlere de itibar<br />

etmemesi gerektiğini vurgulayan<br />

47 yaşındaki Kidman “Çocuklarım<br />

büyüdü. Artık kendimi kariyerime<br />

adayacağım” diyor.<br />

NICOLE KIDMAN VE COLIN FIRTH<br />

YENİDEN BİR ARADA<br />

‘Geçmişin İzleri’nden sonra 2 Ocak’ta<br />

vizyona girecek ‘Uyuyana Kadar’<br />

isimli gerilim filminde Oscar’lı aktör<br />

Colin Firth ile yeniden kamera karşına<br />

geçen Nicole Kidman, bu kez geçirdiği<br />

travmatik kaza sonucu karanlık<br />

geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan<br />

‘Christine Lucas’ karakterine hayat<br />

veriyor.<br />

16 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

Sevim Gözay<br />

sevim.gozay@mybilet.com<br />

Yaratıcılarıyla ‘Rimolar ve Zimolar’ seansı:<br />

BARIŞI ARAYAN KUKLALARIN<br />

KAMERA ARKASI...<br />

Bu röp-seansta iki konuğum var. Şu an sinemalarda hem çocuklar hem de<br />

yetişkinler tarafından büyük beğeniyle izlenen ‘Rimolar ve Zimolar: Kasabada<br />

Barış’ filminin yapımcısı Yonca Ertürk ve karakter tasarımcısı Nermin Er’le<br />

birlikteyim. Türkiye’nin ilk kukla sinema filmine imza atan harika kadınlar onlar.<br />

Tamamıyla el yapımı olan bu güzel projeyi hayata geçirdiler ve film sektörümüzde<br />

çığır açtılar. Fragmanı izlediğimde dünya standartlarında bir yapım olduğunu<br />

düşündüm. O heyecanla filmi izledim. Hem çok eğlendim, hem hayran kaldım.<br />

Ardından soluğu atölyelerinde aldım. ‘Rimolar ve Zimolar’ın sırlarını öğrenmek<br />

üzere derhal basıyorum düğmeye. İşte kayıt…<br />

Yonca Ertürk<br />

Nermin Er<br />

18 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

Öncelikle tebrikler! Nasıl<br />

doğdu Türkiye’nin ilk<br />

kukla filmi projesi<br />

Yonca Ertürk:<br />

Teşekkürler. Biz Nermin’le uzun<br />

zamandır arkadaşız. O zaten çok<br />

iyi bir karakter tasarımcı. Ayrıca<br />

harika kukla oynatıcılarımız var.<br />

Reklamlar, TV programları yaptık<br />

daha önce beraber. Bu defa bir<br />

film yapalım, çocuklarla ilgili<br />

olsun, güzel de bir hikâyesi olsun<br />

dedik. Nasıl gerçekleştireceğiz<br />

aşamasında kuklaya geldik, çünkü<br />

animasyon daha uzun, daha<br />

kalabalık, daha büyük bütçeler<br />

demek. Prodüksiyon tercihinden<br />

doğdu yani aslında. Sonra Nermin<br />

karakterleri tasarladı, proje<br />

hazırlandı, senaryoyu yazdık ve bir<br />

anda çıktı…<br />

Ne kadar zaman aldı bütün bu<br />

süreç<br />

Nermin Er: 2013’ün şubatında<br />

konuşmaya başladık. Hikâyeyi<br />

ve karakterleri çıkardıktan sonra<br />

senaryo grubuyla çalışmaya<br />

başladık. 2014’ün mart ayında<br />

Kültür Bakanlığı’ndan destek<br />

çıktıktan sonra da haziranda<br />

çektik filmi. 20 çekim günüydü,<br />

ama ön hazırlığı uzun bir iş bu.<br />

Çok iyi hazırlanmanız gerekiyor.<br />

Sahne sahne çizdik İsmet’le<br />

beraber (İsmet Kurtuluş, diğer<br />

yönetmen). 600’den fazla kareyle<br />

bütün hikâyeyi çizdik. Sürprize<br />

açık bir teknik değil çünkü bu.<br />

Sete girdiğiniz anda ne yapacağınızı<br />

biliyor olmanız gerek.<br />

Gerçek dekor mu filmde<br />

gördüğümüz her şey<br />

Y. Ertürk: Evet, her şey dekor.<br />

Kukla Oynatıcılar: Şevket Süha<br />

Tezel, Nazmi Sinan Mıhçı, S.<br />

Emrah Özdemir<br />

Yönetmenler: Nermin Er - İsmet<br />

Kurtuluş<br />

Yapımcı: Yonca Ertürk<br />

Orijinal Hikaye: Nermin Er -<br />

Yonca Ertürk<br />

Senaryo: Süreyya Kıral – Edip<br />

Ekal<br />

Görüntü Yönetmeni: Mehmet Y.<br />

Zengin<br />

Karakter Tasarımı: Nermin Er<br />

Kurgu: Niko<br />

Seslendirenler: Yekta Kopan,<br />

Janset, Ezgi Mola, Akasya<br />

Asıltürkmen, Hayko Cepkin,<br />

Fatih Ürek, Ezel Akay (…)<br />

19 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

Zort Zort Böcekleri’nin dumanları<br />

animasyon sadece. Onun dışında<br />

her şey filmin dünyasına göre özel<br />

tasarlandı. Aksesuarlar karakterlerin<br />

boylarına göre uyarlandı. Bütün<br />

film bizzat el emeği göz nuru.<br />

El yapımı bir kukla filmimiz<br />

oldu sonunda! Yıllar yılı<br />

yapılamayan bir şey yapılıverdi<br />

sayenizde. Yapılabiliyor muymuş<br />

demek ki<br />

Nermin Er: Kesinlikle var<br />

öyle bir bünye. Çok iyi kukla<br />

oynatıcılarımız var, geçmişte<br />

birlikte birçok tecrübe yaşadık.<br />

E, Yonca da ben de bu işi<br />

neredeyse 20 yıldır yapıyoruz.<br />

O prodüksiyon kısmında, ben<br />

karakter tasarım-uygulama<br />

kısmında. İsmet arkadaşımız bir<br />

sürü reklam filmi çekmiş biri.<br />

Birikimlerimize baktığınızda bunun<br />

yapılabilmesinden daha doğal bir<br />

şey yok aslında. İlk olmaktan dolayı<br />

bazı sürprizli tavırlar yaşadık ama<br />

bizi çok etkilemedi ve engellemedi<br />

bu.<br />

Pahalı bir iş mi kukla filmi<br />

Türkiye’de<br />

Y. Ertürk: Normal bir filmden<br />

çok fazla bir farkı yok aslında.<br />

Oyuncularınız var (kukla<br />

oynatıcılar), dekorunuz var, çekim<br />

gününüz var, kameranız var, her<br />

şeyiniz var. Animasyondan tabii ki<br />

daha kısa sürüyor gerçek çekimle<br />

yaptığınız için. Bütçesi de normal<br />

bir film kadar. Projeye katılan<br />

herkesten çok destek aldığımız için<br />

bütçemiz çok çok yükselmedi. Ama<br />

kukla ucuz bir iş değil.<br />

Oyuncular yani kukla oynatıcı<br />

ekip kaç kişi<br />

Y. Ertürk: 3 ana kuklacı, 8<br />

yardımcı kuklacı. Ayrıca tutucular<br />

vardı ki hepimiz tuttuk kimi<br />

sahnelerde.<br />

N. Er: Hepsi tiyatro oyuncusu.<br />

Dizilerde, sinema filmlerinde rol<br />

alıyorlar. Kukla oynatıcılığı ise<br />

çok özel, bambaşka bir iş. Kişisel<br />

YONCA ERTÜRK KIMDIR<br />

Yapımcı - Senarist<br />

‘Rimolar ve Zimolar’dan önce birçok reklam filminde yapımcılık yaptı, sinema ve<br />

TV projeleri geliştirdi. ‘Neredesin Firuze’ filminin yapımcılığını üstlendi. ‘A.R.O.G’,<br />

‘Newyork’ta 5 Minare’, ‘Eyvah Eyvah 2’, ‘Kurtlar Vadisi Filistin’ gibi birçok sinema<br />

filminde çalıştı. 2000 yılından bu yana üniversitelerde dersler verdi, şu an Bilgi<br />

Üniversitesinde Yapım dersi vermekte. Serbest olarak senaryo çalışmalarının yanı<br />

sıra, kısa ve uzun metrajlı projeler üzerine çalışmakta. Animasyon, bilim-kurgu<br />

edebiyatı ve kediler özel ilgi alanlarıdır.<br />

20 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

yetenek ve geliştirmeyle ilgili.<br />

Büyük özveriyle ve yapa yapa,<br />

zamanında daha tecrübelilerden<br />

göre göre öğrenen kişiler bunlar.<br />

Dolayısıyla biz o bakımdan çok<br />

şanslıydık. Üç harika kuklacımız<br />

vardı; Şevket Süha Tezel, Nazmi<br />

Sinan Mıhçı ve S. Erhan Özdemir.<br />

Y. Ertürk: Bir kuklayı tutmak<br />

bile çok zor. Hiç bilmeyen biri<br />

için sadece dik tutmak, doğru<br />

baktırmak vesaire çok zor şeyler. Ki<br />

bizim filmde bayağı oyunculuk var,<br />

aksiyon sahneleri var.<br />

El kuklası mı sizinkiler Kaç tip<br />

kukla oluyor normalde<br />

N. Er: Evet, el kuklası bizimkiler.<br />

Onun dışında ipli kuklalar var, bir<br />

de ‘animatronics’ kuklalar. Yani<br />

lateks ve içinde oynak parçaları<br />

olan kuklalar var. Onlarda<br />

mekanizmayla da boğuşmak<br />

gerekir. El kuklasında ise, oyuncu<br />

bütün gücünü oyununa verir.<br />

Sesli mi çekiliyor, replikler<br />

nasıl oturuyor<br />

N. Er: Evet, pilot ses alıyoruz.<br />

Lip-sing çok önemli (senkron).<br />

Oyuncular, senaryoda yazan metni<br />

kuklayla beraber çalışıyor ve bilfiil<br />

konuşarak oynuyorlar.<br />

Y. Ertürk: Ve bütün oyunu<br />

yaratıyorlar çekimde. Böylece<br />

dublajda da çok doğru bir referansı<br />

oluyor dublajcının.<br />

Kaç kukla karakter var filmde<br />

N. Er: Toplam 40 karakter. 8<br />

ana karakterimiz ve yarın bir gün<br />

meşhur olmaya müsait pek çok yan<br />

karakterimiz var. Ve hiçbiri copypaste<br />

değil. Çok özenle çalışıldılar.<br />

Çocuk filmi ama yetişkinleri de<br />

bağlıyor. Dramatik çatışmanın<br />

ana meselesi de romantik bir kalp<br />

NERMİN ER KIMDIR<br />

Yönetmen - Senarist<br />

‘Rimolar ve Zimolar’dan önce çeşitli<br />

reklam filmleri, TV dizileri, sinema<br />

filmleri, tiyatro şovları için karakter<br />

tasarımı yaptı ve uygulamalarında<br />

süpervizör olarak çalıştı. ‘A.R.O.G.’<br />

sinema filminde yaratık tasarımı<br />

yaptı. Aynı zamanda sanatçı olan<br />

Er, heykel alanındaki çalışmalarıyla<br />

kişisel sergiler gerçekleştirdi. İşleri<br />

yurt dışı ve yurt içi karma sergi ve<br />

fuarlarda sergilenmekte. Animasyon<br />

alanında senaryo ve karakter tasarımı<br />

çalışmalarına devam etmektedir.<br />

21 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

kırıklığı... Kıyamam!<br />

Y. Ertürk: Evet! (Kahkahalar)<br />

Çok karikatürize edilmiş bir şey<br />

bu ama aslında kaç düşmanlık<br />

veya ayrılık bundan çok daha<br />

ciddi bir sebebe dayanıyor ki<br />

N. Er: O bizim çok kıymetli<br />

bulduğumuz bir şey. Hem esprili<br />

bir durum, hem de aslında bir<br />

parçacık gerçeklik payı var.<br />

Y. Ertürk: Tamamen şapşallıktan<br />

küsmüşler!<br />

Şarkı da çok güzel bir yerde<br />

giriyor ve çok önemli bir rolü<br />

var. Çaça Nene’yi seslendiren<br />

Janset söyledi değil mi<br />

Y. Ertürk: Evet, Kerem<br />

Doğrar ve Elif Bleda yaptılar<br />

filmin her yerinin her müziğini.<br />

Flashback’lerdeki nostaljik<br />

müzikler de dahil olmak üzere<br />

onların bestesi. Sıfırdan bestelendi<br />

her şey. Çok mükemmel bir iş<br />

yaptılar. Janset de çok güzel söyledi.<br />

Yekta’nın da (Yekta Kopan) arada<br />

bir hip hop’u var, keşke daha uzun<br />

olabilseydi ama şimdilik böyle.<br />

Müziklerimizden çok memnunuz,<br />

çok mutluyuz.<br />

Foley Art, yani müzik ve dublaj<br />

dışındaki seslerin dizaynı da ağır<br />

iş olsa gerek<br />

Y. Ertürk: Evet, Murat Çelikkol<br />

yaptı ses tasarımını. Dublajları<br />

burada kaydettik. Murat’ın<br />

çalışmak istediği bir Foley<br />

stüdyosu vardı Londra’da, epeyi<br />

ödüllü bir stüdyo. Filmimizin<br />

tek ecnebi unsuru da o aslında.<br />

Film tamamen pilot ses ve stüdyo<br />

sesiyle kaydedildiği için aslında<br />

sıfır ses oluyor üstünde. Dolayısıyla<br />

seslendirme zaten sıfırdan yapılıyor.<br />

Üzerine de kuklanın taktığı<br />

kolyenin şıngırtısından yürüme<br />

sesine, arkadaki kuş sesine, köpek<br />

havlamasına, çocuk seslerine vesaire<br />

bütün sesler tek tek sonradan<br />

yapılıyor.<br />

N. Er: Gördüğünüz ama<br />

isimlendiremediğiniz, size orada<br />

olduğunuzu hissettiren atmosferi,<br />

ambiansı oraya doğru koymazsanız<br />

çok yara alır film. O bakımdan da<br />

çok güzel çalıştılar.<br />

Y. Ertürk: Çok dev bir ses<br />

bandıyla geldi bize Londra’dan.<br />

Hatta azalttık birazını. Çünkü onlar<br />

22 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

ne görüyorlarsa hepsinin sesini<br />

koyuyorlar. Siz oradan amacınıza<br />

göre seçip kullanıyorsunuz.<br />

İki yönetmen arasında<br />

işbölümü nasıldı<br />

N. Er: Ben animasyon ve kukla<br />

karakterler tasarladım yıllarca.<br />

Onun dışında basit bir iki masaüstü<br />

reklam filmi yönettim. Ancak<br />

bu tip büyük bir yönetmenlik<br />

yapmamıştım daha önce. İsmet<br />

Kurtuluş ise deneyimli bir<br />

yönetmen. Birçok reklam filmi, kısa<br />

filmler ve klipler çekmişti. Benim<br />

kukla deneyimim onun çekim<br />

deneyimi, setteki iş bölümümüz de<br />

bu yönde oldu.<br />

‘Seslendiren’ kadronuz çok<br />

havalı ve renkli bu arada…<br />

Y. Ertürk: Janset ve Yekta Kopan<br />

çok erken katıldılar projeye ve çok<br />

destek verdiler bize. Sonra hemen<br />

her konuştuğumuz kişi de sağ olsun<br />

bayılarak geldi. Ezgi Mola, Hayko<br />

Cepkin, Akasya Asıltürkmen, Fatih<br />

Ürek, e Ezel Akay zaten çok eski<br />

yönetmenim arkadaşım benim,<br />

Banu Güven öyle. Memnuniyetle<br />

katıldılar, severek çalıştılar, bizi<br />

de çok mutlu ettiler. Dublaj<br />

yönetmenimiz Özgür Özdural da<br />

çok güzel iş çıkardı.<br />

Ne anlatıyor bu kukla filmi<br />

çocuklara ve hepimize<br />

N. Er: Sözü barış olan bir şey<br />

yapmak istedik başından beri.<br />

Bir sürü başlık var çok önemli<br />

ama hakikaten günümüzün<br />

cümlesidir ‘barış’. Diyalog ve<br />

‘öteki’nden korkmamak… Öteki<br />

senin için hep öteki, sen de onun<br />

için öteki olabilirsin ama bu<br />

yaklaşımı ortadan kaldırmak birçok<br />

şeyin çözümü olabilir. İçin için<br />

yandığımız şey buydu. Başlığı barış,<br />

kelimesi barış. Bunu vurgulayalım<br />

ama çocukları da baymadan,<br />

parmak sallamadan anlatalım<br />

istedik.<br />

Senaryo nasıl oluştu<br />

Y. Ertürk: Nermin’le birlikte<br />

oluşturduk ana hikâyeyi. Sonra<br />

Süreyya Kıral ve Edip Ekal<br />

(senaristler) bize katıldılar. En son<br />

halini storyboard’lar çizilirken<br />

23 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

aldı. Kurgusal olarak, ritm olarak<br />

nasıl yapacağız kısmı bayağı full<br />

bir ekip çalışması oldu. Kuklanın<br />

imkânlarına ve imkânsızlıklarına<br />

göre revize ettik. Aksiyonlara<br />

göre revize ettik. İnce ince çalıştık<br />

üzerinde.<br />

Gerçekten de Türk sinemasının<br />

meşhur senaryo sorunu yok<br />

bu filmde! Fıstık gibi akıyor<br />

baştan sona. Temposu,<br />

duygusu, eğlencesi<br />

nefis. Nasıl başardınız<br />

N. Er: Yonca’yla<br />

hikâyeyi ilk kurduğumuz<br />

zaman 8-10 kareyle<br />

bütün hikâyeyi<br />

resimlemiştik biz.<br />

Çatısı belli olsun, şöyle<br />

başlasın, şöyle gelişsin,<br />

şöyle de finalize olsun<br />

şeklinde. Sonraki<br />

aşamalarda da bunu hep<br />

korumaya çalıştık. Araları<br />

neşelendirdik, coşturduk,<br />

kendi içinde gezdirdik<br />

vesaire ama o ilk başta<br />

kurduğumuz iskeleti<br />

olabildiği kadar koruduk. Öyle<br />

olunca da çalıştı galiba. Hikâyeyi öz<br />

ve yalın tutmak belki buna neden<br />

olmuştur.<br />

Y. Ertürk: Senaristlerimiz de işin<br />

matematiğine çok hakimler. İsmet<br />

Kurtuluş da çok titiz biri. Artı ön<br />

hazırlığın, bütün filmi gözümüzle<br />

görmüşçesine hazırlanmamızın<br />

etkisi de vardır.<br />

Devamı olacak mı Rimolar ve<br />

Zimolar’ın<br />

Y. Ertürk: Seyirci isterse olur…<br />

Eklemek istediğiniz bir şey<br />

26 Aralık Cuma, Ankara<br />

Antares Sineması’nda görme ve<br />

işitme engelli çocuklar için özel<br />

bir gösterimimiz var. Özel işaret<br />

dili ve altyazısı yerleştirilmiş, sesli<br />

betimlemesi yapılmış bir versiyon<br />

hazırladık. Amacımız,<br />

hazır vizyondayken<br />

engelli çocuklar da bu<br />

filme ulaşsın. İstanbul’da<br />

da özel gösterimlerimiz<br />

olacak bu anlamda,<br />

organizasyon için<br />

çalışıyoruz şu an.<br />

Göstermek isteyen olursa<br />

da tekliflere açığız.<br />

Seansımız burada bitti<br />

sevgili MyBilet eDergiciler.<br />

‘Rimolar ve Zimolar’ beni<br />

hem çok eğlendirdi, hem<br />

de çok şey öğretti. Yeni<br />

sayıda buluşuncaya kadar<br />

herkese iyi seyirler! Ve<br />

mutlu yeni yıllar!<br />

24 www.mybilet.com


MÜZEYYEN’İN GİZEMİ<br />

ARİF’E KAYITSIZ KALMASI<br />

Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren ‘Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku’,<br />

henüz hiçbir kitabı yayımlanmayan yazar Arif’in dünyasına odaklanıyor. Arif’in<br />

tutkuyla bağlandığı Müzeyyen karakterini canlandıran Sezin Akbaşoğulları<br />

sorularımızı yanıtladı. Filmi izlerken daha çok Arif’le empati kurduğunu ifade eden<br />

Akbaşoğulları “Film ne de olsa Arif’in filmi. Hikâyeyi onun duygu süzgecinden<br />

görüyoruz” diyor.<br />

Canlandırdığınız karakter<br />

Müzeyyen’in öne çıkan<br />

özelliği gizemli olması.<br />

Müzeyyen’i, Arif için bu<br />

kadar özel kılan nedir<br />

Sanırım Arif’in aşkına ve ilgisine<br />

kayıtsız kalması, vurdumduymazlığı.<br />

Onu gizemli yapan da bu aslında.<br />

Müzeyyen’in kendinden fazlaca<br />

bahsetmemesi Arif’i etkileyen<br />

bir davranış. Peki, Müzeyyen’i<br />

Arif’in hangi davranışı ve özelliği<br />

etkiliyor<br />

Müzeyyen, Arif’i enteresan<br />

buluyor bence ve merak ediyor.<br />

Zaten yazarlara ve edebiyata karşı<br />

büyük bir ilgisi var. Arif ona komik<br />

Zeynep Geylan<br />

SİNEMA<br />

ve enteresan geliyor.<br />

Filmi izledikten sonra “Arif’i<br />

neden ağlattım diye kendime çok<br />

kızdım” demişsiniz. Niçin bu<br />

duyguya kapıldınız<br />

Filmi izleyiciyle beraber izlerken<br />

böyle bir duyguya kapıldım, sanırım<br />

izleyiciyle empati kurdum. Ne de<br />

olsa film Arif’in filmi. Hikâyeyi<br />

onun duygu süzgecinden görüyoruz<br />

ve o da Müzeyyen'i oyunbozan<br />

olarak nitelendiriyor. Herhâlde daha<br />

çok Arif’le empati kurmuş oldum<br />

ki; bu da yönetmenin amacına<br />

ulaştığını gösterir.<br />

Erdal’ı duyunca hayır demem<br />

için bir sebep kalmadı<br />

Bir kadın yönetmen tarafından<br />

çekilen ‘Fakat Müzeyyen Bu<br />

Derin Bir Tutku’ filminde yer<br />

almaya nasıl ikna oldunuz<br />

Çok zorlanmadım aslında.<br />

Çiğdem’in (Vitrinel) ilk filmini<br />

biliyordum, iyi bir filmdi. Arif’i<br />

kimin oynayacağı çok önemliydi<br />

benim için. Erdal’ı (Beşikçioğlu)<br />

duyunca hayır demem için bir sebep<br />

kalmadı.<br />

zeynep.geylan@mybilet.comSezin<br />

26 www.mybilet.com<br />

Akbaşoğulları


SİNEMA<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

Görünürde hiçbir sebep yokken<br />

her şeyi ardında bırakıp giden<br />

Müzeyyen, sizce neden gitti<br />

Bence ülkeyi terk etti.<br />

Müzeyyen’de, babaannesinin<br />

ölümüyle beraber bir değişim<br />

FİLMOGRAFİSİ<br />

2014<br />

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku<br />

(Sinema)<br />

2013-2012<br />

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi<br />

(Dizi)<br />

2011 Yabancı (Sinema)<br />

2011 Sen De Gitme (Dizi)<br />

2010 Kavşak (Sinema)<br />

2010 Küstüm Çiçeği (Dizi)<br />

2009 Ah Kalbim (Dizi)<br />

2008 O… Çocukları (Sinema)<br />

2008 Derdest (Dizi)<br />

2007 Sır Gibi (Dizi)<br />

2005 Küpeler (Kısa Film)<br />

2005 Beyaz Gelincik (Dizi)<br />

2004 Bir Aşk Hikâyesi (Dizi)<br />

2004 Gülizar (Dizi)<br />

2002 Bizim Evin Halleri (Dizi)<br />

başlıyor. Onu buraya bağlayan son<br />

kale yıkılıyor. Zaten işini istediği<br />

şartlarda yapamıyor, buna filmin bir<br />

yerlerinde fonda rastlıyoruz. Canı<br />

sıkılan bir insan Müzeyyen, Arif’le<br />

oyalanıyor aslında.<br />

Daha önce Behzat Ç.’de<br />

birlikte rol aldığınız Erdal<br />

Beşikçioğlu’yla şimdi başrolü<br />

paylaşıyorsunuz. Beşikçioğlu’yla<br />

rol almak size neler kattı<br />

Çok iyi ve deneyimli bir oyuncu.<br />

İyi oyuncularla performe etmek her<br />

zaman öğreticidir ve iyi sonuçların<br />

ortaya çıkmasına sebep olur.<br />

Çekimler nasıl bir set<br />

ortamında tamamlandı<br />

Çoğunlukla Beyoğlu civarında<br />

çalıştık. Son derece keyifliydi.<br />

Gündemde yeni dizi veya<br />

tiyatro projesi var mı<br />

Dizi şimdilik yok. Fakat ‘Soytarım<br />

Lear'dan bahsetmek istiyorum. Yiğit<br />

Sertdemir'in, Kral Lear metninden<br />

uyarlayıp yönettiği oyunu ayda<br />

dört defa Kadıköy Halk Eğitim<br />

sahnesinde oynuyoruz. Berkay Ateş,<br />

Demet Evgar, Okan Yalabık, Umut<br />

Kurt, Tomris İncer, Yiğit Sertdemir<br />

ve bendeniz, bekleriz. (Gülüyor)<br />

SEZİN AKBAŞOĞULLARI KİMDİR<br />

Sezin Akbaşoğulları, 22 Haziran<br />

1981’de İzmir’de doğdu. Oyunculuk<br />

yaşamına lise yıllarında<br />

başlayan Akbaşoğulları, Bilkent<br />

Üniversitesi Tiyatro Bölümünden<br />

mezun oldu. İlk çıkışını Beyaz<br />

Gelincik dizisindeki ‘Ceren’ karakteri<br />

ile yapan genç oyuncu, dört yıl önce<br />

rol aldığı Kavşak filmiyle 17. Altın Koza<br />

Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu<br />

ödülünü aldı.<br />

27 www.mybilet.com


CİNAYETİ ÖNLEMEK İSTERKEN<br />

Fotofilm<br />

SİNEMA<br />

YUSUF&YUSUF<br />

1 Otomobil yarışlarına ilgi<br />

duyan ve hep rallici olma<br />

hayalleri kuran Yusuf, Ankara’da<br />

yaşayan bir dolmuş şoförüdür.<br />

2 Herkes tarafından<br />

sevilmesi, kaynanası<br />

Kadriye’nin de onu<br />

seveceği anlamına<br />

gelmez.<br />

3 Çünkü hâlâ Kadriye’nin kucağına bir torun verememiştir.<br />

OYA BAŞAR VE ALİ SUNAL'IN<br />

BAŞROLLERİNİ ÜSTLENDİĞİ<br />

YUSUF&YUSUF İSİMLİ FİLMİN YAZARI<br />

VE YÖNETMENİ ERSOY GÜLER.<br />

29 www.mybilet.com


SİNEMA<br />

4 Bir gün<br />

dolmuşa, o<br />

gün şehre<br />

gelen Papa’ya<br />

suikast<br />

düzenleyecek<br />

bir militan<br />

biner.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

6 Bir Yusuf can almak için<br />

uğraşırken, diğeri de can<br />

kurtarmaya çalışır.<br />

7 Uzun zaman sonra karısı<br />

hamile olan Yusuf, belki de<br />

çocuğunu göremeden ölüp<br />

gidecektir.<br />

5 Tesadüfe bakın ki o militanın<br />

adı da Yusuf’tur.<br />

DOLMUŞ ŞOFÖRÜ YUSUF, KAYNANASI<br />

KADRİYE VE BALDIZI NERİMAN’I KUAFÖRE<br />

GÖTÜRÜRKEN, YOLDA TOPLADIĞI<br />

MÜŞTERİLERLE KADER BİRLİĞİ YAPAR.<br />

30 www.mybilet.com


MÜZİK<br />

Barış Akpolat<br />

baris.akpolat@mybilet.com<br />

‘Ançeynard’ ve çocukluğumun<br />

güzelliği Joe Cocker<br />

Çocukken dinlediğim birkaç şarkıdan hiçbir zaman kopamadım. Farklı türlerden<br />

tutunduğumuz bir dal gibidirler. Veya eski evlerin taş girişlerini tutan kilit taşları<br />

gibidirler... Onlar giderse her şey çöker. Zaman çizelgemizi yerine oturturlar...<br />

Ben geçen hafta adını yanlış söyleyerek öğrendiğim ‘Ançeynard’ diye bağıran Joe<br />

Cocker’ı kaybettim ama 23 yıllık anılarım hala taze.<br />

Hayatımda bir kaç şarkı<br />

vardır asla unutamadığım,<br />

her dinlediğimde beni<br />

çocukluğuma götüren. Mesela<br />

Queen’in ‘Innuendo’sunun<br />

mükemmel bir albüm olmasını<br />

geçtim 7-8 yaşımdayken dinlediğim<br />

ilk Queen şarkısı olması albümü<br />

unutmamı imkansız hale getirir.<br />

Kesin size de olmuştur. Bir şarkıyı<br />

duyarsınız ve aklınızda kalır, adını<br />

sanını bilmeden ve hatta bir daha<br />

dinlemeden uzun yıllar geçer. Belki<br />

bir 5 yıl sonra şarkıyı duyunca<br />

inanılmaz bir his kaplar içinizi.<br />

O şarkıyı sonunda bulmanıza ve<br />

çocukluğunuza 10 dakikalığına<br />

dönmenin verdiği haz…<br />

En fazla 7 yaşımdaydım.<br />

Babamların bir arkadaşına<br />

gittiğimizde benden kurtulmak için<br />

müzik odasına bırakırlardı beni.<br />

İçi köpük dolu bir armut üstünde<br />

saatlerimi müzik dinleyerek<br />

geçirirdim. Dev gibi bir müzik<br />

seti, boyumun iki katı kolonlar ve<br />

ben… Büyüklerimi sonsuza kadar<br />

rahat bırakabilirdim o odada, ne<br />

olacağım az çok belliydi.<br />

Sürekli aynı iki şarkı dinlerdim:<br />

32 www.mybilet.com


MÜZİK<br />

‘Çakmaklı şarkı’ ve ‘Islıklı Şarkı’.<br />

Yani sırasıyla Sting & Eric<br />

Clapton’dan ‘It’s Probably Me’ ve<br />

Chris Rea’dan ‘Auberge’. Sonra<br />

yıl 1995 olduğunda yani ben 10<br />

yaşındayken bu listeye bir yenisi<br />

eklendi: adını anca ‘Ançeynart’<br />

şeklinde söylediğim Joe Cocker’dan<br />

‘Unchain My Heart’.<br />

Onun o pürüzlü, taşlı topraklı<br />

sesinde inanılmaz bir ruh vardı.<br />

1990’ların alameti farikası olan<br />

grup müzisyenliği, doğal duyulan<br />

davulları, saksafon soloları,<br />

durmadan melodi değiştiren tuşesi<br />

yüksek piyanolar, geri vokaldeki<br />

o çok sevdiğim güçlü kadın sesleri<br />

ve şarkıların temelini oluşturan<br />

bas yürüyüşleri beni benden<br />

alırdı. Cocker’ın yorumladığı The<br />

Beatles’ın efsanesi ‘With a Little<br />

Help From My Friends’ şarkısını<br />

çok sonra tanıdım. İçimdeki<br />

küçük hippi uyanırken keşfettiğim<br />

Woodstock kaydında Joe Cocker’ın<br />

gençliğiyle ilk kez karşılaştım.<br />

“Eğer detone olursam ne yapardın<br />

Arkanı dönüp gider miydin”<br />

diyerek başlayan şarkıda Joe Cocker<br />

hiç detone olmadı. Olsaydı da<br />

arkamı dönüp gitmezdim zaten.<br />

Ondaki ses aralığı, sahnedeki ilginç<br />

hareketleri, kendi tabiriyle hafif<br />

çirkinliği onu çekici yapan şeylerdi.<br />

İngiltere’nin ağır çelik sanayisiyle<br />

ünlü Sheffield şehrinde doğdu.<br />

Zengin ve lüks bir yaşamı<br />

hiç olmadı. Hatta 1969’da<br />

Woodstock’a çıkıp The Beatles<br />

yorumunu yaptığı zamanlarda<br />

ünü parladıysa da ölene kadar<br />

hep mücadele etti. Hiçbir zaman<br />

dünyalığını yapamadı ama<br />

parmakla gösterildi. Grammy<br />

bile kazandı 1983’te. Dünyaya<br />

koskocaman ve çok derin bir çizgi<br />

çekti Joe Cocker.<br />

Birkaç gün önce 70 yaşında<br />

akciğer kanserinden öldü.<br />

Hafızanızı benim yaptığımı yapıp<br />

karıştırırsanız onunla ilgili mutlaka<br />

bir detay bulacaksınız.<br />

PLAYLIST<br />

‘Ançeynart’ dendiğinde aklıma<br />

gelen çocukluğum<br />

1- Joe Cocker - Unchain My<br />

Heart<br />

2- Phil Collins - I Don’t Care<br />

Anymore<br />

3- Dire Straits - Sultans of Swing<br />

4- Sting & Eric Clapton - It’s<br />

Probably Me<br />

5- Chris Rea - Auberge<br />

6- Toto - I Supply The Love<br />

7- Bruce Springsteen - Dancing In<br />

The Dark<br />

8- Billy Joel - We Didn’t Start The<br />

Fire<br />

9- Huey Lewis & The News - Hip<br />

To Be Square<br />

10- Iggy Pop - The Passenger<br />

33 www.mybilet.com


EFSANE SERININ SON FILMI<br />

Film<br />

Müzikleri<br />

MÜZİK<br />

HOBBIT - BEŞ ORDUNUN SAVAŞI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

Hobbit’le ilk kez 14-15<br />

yaşlarımda tanıştım. Bol<br />

tüylü, siyah beyaz bir yavru<br />

kediydi. Adının anlamını<br />

bilmiyordum. Babamın evinde<br />

yaşıyordu. Adının anlamını<br />

sorduğumda babamın elime<br />

tutuşturduğu J.R.R. Tolkien<br />

kitabını bir çırpıda okudum. Sonra<br />

Silmarillion, Yüzüklerin Efendisi<br />

derken çoktan rüzgara kapılmıştım.<br />

Uzatmayayım, sinemada Yüzüklerin<br />

Efendisi serisini ne kadar çok<br />

sevdiysem Hobbit serisine o<br />

kadar ısınamadım. Neticede<br />

kısa bir hikayeyi 3 gün boyunca<br />

anlatmak gibi bir şeydi bu. Son<br />

filmde bu hissiyatım iyice kabardı.<br />

Ölüm sahnelerini neredeyse beş<br />

dakika çekeceklermiş… Sahneler<br />

gerçekten çok uzun. Güzelim<br />

hikaye sündürülmüş. Zaten filmin<br />

sonundaki 45 dakikalık epik savaş<br />

sahnesinin sebebi de bu. Savaş<br />

sahnesi hele ki fantastik bir öyküyse<br />

her zaman tutar. Peter Jackson’un<br />

bu işi muhteşem yaptığı da ortada<br />

ama kitabı okuyanlar için bir hayal<br />

kırıklığı mevcut.<br />

Müzikler epik, besteler fantastik<br />

Biraz da hoşuma giden taraflardan<br />

bahsedeyim. Bir kere Legolas’ın<br />

Aragorn’u arayıp bulma serüveninin<br />

başını görmemiz, sevdiğimiz<br />

karakterlerin atalarını, babalarını<br />

izlemek çok güzel. Hikayeye<br />

hakim herkes rahatlıkla bağlantıları<br />

kuracaktır. Final sahnesindeki<br />

bağlantı da çok hoşuma gitti ama ne<br />

olduğunu tabii ki anlatmayacağım.<br />

Tolkien hikayelerinin en sevdiğim<br />

özelliği bu filmde de hep karşımıza<br />

çıkıyor. Haksızlık yapan kim varsa<br />

gününü hemen görüyor. Halkının<br />

altınlarını çalıp kaçan şehir lideri<br />

nasıl bozguna uğruyorsa görevlerden<br />

kaçan da o derece rezil oluyor.<br />

Filmin müziklerine diyecek lafım<br />

yok. Howard Shote yine yapacağını<br />

çok güzel yapmış. Müzikler epik,<br />

besteler fantastik ve hepsi de yer<br />

aldıkları sahneleri yürütüyor. Filmin<br />

buna ihtiyacı var çünkü sahneler<br />

bazen çok dramatikleşip uzayabiliyor.<br />

Müzik de olmasa çok sıkıcı olurdu.<br />

Bununla birlikte müziğe de çok<br />

yaslanılmış sahnelerle karşılaştım.<br />

Filmdeki en büyük müzik faulü ise<br />

Hobbit rolündeki, Bilbo Baggins’in<br />

bir kez bile türkü çığırmaması.<br />

Neticede Hobbit’lerin en büyük<br />

özelliklerinden biri de her olaya<br />

bir türküyle eşlik etmeleri. Kitabı<br />

okuyanlar hatırlayacaktır… Neticede<br />

Yüzüklerin Efendisi’yle ilgili son film<br />

de izledik. Efsane sona erdi. Sırf bu<br />

yüzden jenerik akarak bitene kadar<br />

salondan ayrılmadan ayakta izledim.<br />

Siz de izleyin. Bir daha sinemada Gri<br />

Gandalf’ı, Bilbo Baggins’i Legolas’ı<br />

veya Thorin’i göremeyeceksiniz.<br />

34 www.mybilet.com


“KABARECİ ASLA<br />

DALKAVUK OLMAZ”<br />

‘Kabare Dev Aynası’ topluluğu usta yazar Haldun Taner’in 100. yaşını ‘Vatan<br />

Kurtaran Şaban’ isimli güldürüyle kutluyor. Tiyatronun kurucusu ve oyunların<br />

yönetmeni Ali Erdoğan sanata ve insana sahip çıkmamız gerektiğini söylüyor<br />

ve ekliyor: “Tiyatroya gitmeyen toplumlar sık sık oyuna gelirler. Oyuna gelmek<br />

istemiyorsanız, oyunlara gidin”<br />

Kurucusu olduğunuz<br />

‘Kabare Dev Aynası’,<br />

13 yıldır sadece kabare<br />

türünde eserler sahneleyen<br />

Türkiye’nin tek aktif kabare<br />

tiyatrosu olma özelliğini taşıyor.<br />

Bu türün tanımını bir de sizden<br />

dinleyebilir miyiz<br />

Kabare; nabız, yergi ve uyarı<br />

tiyatrosudur. Güncel olan ne varsa<br />

TİYATRO<br />

alır, sahneye getirir ve karşılaştığımız<br />

durumların bir yorumu olarak<br />

bizlere sunar. Seyirci bu yorumu<br />

kendi yorumuyla bağdaştırıp,<br />

hemhâl olduğunda ortaya neşe ve<br />

kahkaha çıkar. Bu sevinç göstergesi<br />

“Seninle aynı fikirdeyim” anlamına<br />

gelir. Türün mimarı Haldun Taner<br />

ise kabareyi şu şekilde tanımlar<br />

“Tiyatro hayatın aynasıysa, kabare<br />

Begüm Yılmaz<br />

begum.yilmaz@mybilet.com<br />

36 www.mybilet.com


İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

TÜRK TİYATROSU’NUN İLK<br />

KABARESİ SAHNEDE<br />

Kabare Dev<br />

Aynası, ‘Vatan<br />

Kurtaran Şaban’<br />

isimli müzikal<br />

güldürüyle Türk<br />

Tiyatrosu’nun ve<br />

edebiyatımızın<br />

usta<br />

isimlerinden Haldun Taner’in 100.<br />

yaşını kutluyor. Hiciv sanatının en<br />

olgun örneklerinden biri olan bu<br />

eser, Tapu Kadastro memuruyken bir<br />

anda Kültür Müsteşarı olan Şaban’ın<br />

kültür politikaları üzerindeki çarpık<br />

fikirlerini kahkahalarla anlatırken,<br />

değişmeyen zihniyetlerimiz üzerine de<br />

düşünme fırsatı veriyor. İki perdeden<br />

oluşan eğlenceli seyirlik, 3 Ocak<br />

Cumartesi saat 20.30’da Kozyatağı<br />

Kültür Merkezi, 10 Ocak Cumartesi saat<br />

20.30’da Barış Manço Kültür Merkezi,<br />

17 Ocak Cumartesi saat 20.30’da Halis<br />

Kurtça Kültür Merkezi ve 18 Ocak Pazar<br />

günü saat 15.30’da Barış Manço Kültür<br />

Merkezi’nde. Tam bilet 30.00 TL,<br />

indirimli 20.00 TL’dir.<br />

dev aynasıdır.” Yine başka bir<br />

söyleminde de “Kabare, sivilceyi<br />

çıbanbaşı yapar” diyor. Yani teşhisi<br />

oyunun yazarı koyar ve tedavisi<br />

halka kalır.<br />

Sizce kabare türüne, yeterince<br />

ilgi gösteriliyor mu<br />

İlgi görebilmesi için vitrine<br />

kabare türünde eserler koymak<br />

gerekiyor ve maalesef bu alanda<br />

örneğimiz çok az. Ben Devekuşu<br />

Kabare Tiyatrosu’nda altı yıl<br />

oynadım. ‘Şuna Buna Dokunduk’<br />

isimli oyunda rol aldım ve daha<br />

TİYATRO<br />

çok ‘Zeki Metince’, ‘Hastane’ gibi<br />

televizyon dizilerinde hem yazar<br />

hem de oyuncu olarak bulundum.<br />

Devekuşu, 1991-92 sezonunda<br />

perdesini kapattıktan sonra yerine<br />

başka kabare örneği gelmedi. Bizim<br />

dışımızda sadece kabare oynayan<br />

aktif tiyatrolar olsa, nabzı daha iyi<br />

ölçebiliriz. Ama genellikle insanlar<br />

bu türü cana yakın bulduklarını<br />

söylüyor ve ilgiyle takip ediyorlar.<br />

Peki, Türkiye’de kabare<br />

yapılabiliyor mu<br />

Çok kolay yapıldığını<br />

söyleyemem, ama yapılmalı.<br />

Bir söz söylenmesi gerekiyorsa<br />

söylenmeli. Zaten Haldun Taner<br />

de, kabare yapan tiyatrocunun<br />

ölçüsünü belirlemiş. “Kabareci<br />

asla dalkavuk olmaz” diyor. Hal<br />

böyle olunca hicvederek rolünü<br />

oynayacak ve sözünü söyleyeceksin.<br />

37 www.mybilet.com


TİYATRO<br />

Kabare Tiyatrosu zaten tarzı gereği<br />

oynanması, yazılması ve sergilenmesi<br />

zor olan bir tür… Yine Haldun<br />

Taner’den yola çıkarak açıklayacak<br />

olursam; Taner’in tulûatçı,<br />

muzip tarafını, ortaoyununa<br />

hâkimiyetini ve hikâyeciliğini<br />

bilmeniz gerekiyor. Çok katmanlı<br />

bir yazarın çok katmanlı eserini<br />

özümsedikten sonra oyuncudan<br />

istediği ‘değişkenlik’ misyonunu<br />

yerine getirmelisiniz. Haldun<br />

Taner bu ‘değişkenlik’ kavramını<br />

“Yazdan çıkıp, kışa gireceksin. Fakat<br />

nezle olmayacaksın. Balıklama<br />

her role atlayacaksın, fakat rolleri<br />

birbirine karıştırmayacaksın”<br />

şeklinde açıklıyor. Yani güncelliğini<br />

daima koruyarak gerçekleri tüm<br />

çıplaklığıyla topluma gösteren bir<br />

hiciv tiyatrosu olmak ve rolden<br />

GÜNCELLİĞİNİ DAİMA KORUYARAK GERÇEKLERİ<br />

TÜM ÇIPLAKLIĞIYLA TOPLUMA GÖSTEREN BİR<br />

HİCİV TİYATROSU OLMAK VE ROLDEN ROLE<br />

GİREREK SONUNDA DA İBRETLİK BİR KISSADAN<br />

HİSSE ÇIKARMAK, BİZİM GÖREVİMİZ.<br />

role girerek sonunda da ibretlik<br />

bir kıssadan hisse çıkarmak, bizim<br />

görevimiz.<br />

Bu alanda Türk Tiyatrosu’nun<br />

ilk ve unutulmaz eseri ‘Vatan<br />

Kurtaran Şaban’ isimli komediyi<br />

sahneliyorsunuz. Omuzlarınıza<br />

nasıl bir sorumluluk yüklüyor<br />

Son dönemde bizler gibi<br />

Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun<br />

kolajları niteliğinde eserlerimizi<br />

modernize ederek sahneye taşıyanlar<br />

var. Haldun Taner’den sonra<br />

yine Turgut Özakman’ın eserleri,<br />

epik ve geleneksel tiyatrodan<br />

yararlanan Vasıf Öngören’in ve<br />

Oktay Arayıcı’nın oyunları, bu<br />

alanda usta edebiyatçıyı takip<br />

ediyor. Benim tiyatroya, sahneye<br />

inanılmaz saygım var. Bu anlamda<br />

Haldun Taner gibi çok yönlü bir<br />

edebiyatçının klasikleşmiş bir eserini<br />

sahnelemek ve seyirciye sevdirmek<br />

38 www.mybilet.com


TİYATRO<br />

tabii ki omuzlarıma büyük bir<br />

sorumluluk yüklüyor. Biz 13 yıldır<br />

kabareyle iç içe olduğumuzdan,<br />

Taner’in oyunlarıyla çok çabuk<br />

kaynaşabiliyoruz. Onun eserlerini<br />

sergilemek bize her zaman prestij<br />

kazandırır.<br />

Gülüyoruz ağlanacak halimize<br />

İlk sahnelenişinden 57 yıl<br />

sonra hâlâ güncelliğinden<br />

ve yetkinliğinden hiçbir şey<br />

kaybetmeyen bu müzikal<br />

güldürüyü seyirci nasıl karşılıyor<br />

Aslında Haldun Taner 1977<br />

yılında verdiği bir röportajda<br />

seyircinin tepkisini çok güzel<br />

özetlemiş “Az gittik, uz gittik.<br />

Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp<br />

baktık ki, dostlar bir arpa boyu yol<br />

gittik.” Oyunun sonunda kimisi<br />

“Gülüyoruz ağlanacak halimize”<br />

diyor, kimileri de gözyaşlarını<br />

siliyor. Biz kahkahadan sanıyoruz,<br />

fakat için için ağlayanlar oluyor.<br />

Kısacası çok acı bir güldürüden<br />

çıkan insanların sitemleri neyse<br />

onlar da onu dile getiriyor.<br />

Haldun Taner’in yazdığı<br />

‘Keşanlı Ali Destanı’, ‘Gözlerimi<br />

Kaparım Vazifemi Yaparım’ gibi<br />

ALİ ERDOĞAN KİMDİR<br />

Ali Erdoğan, 1964’te Ankara’da<br />

doğdu. 1983 yılında Ankara Halk<br />

Tiyatrosu’nda oyunculuğa adım atan<br />

Erdoğan, 1987’de İstanbul’a gelerek<br />

Nokta Tiyatrosu ve Devekuşu Kabare<br />

Tiyatrosu’nda birçok prestijli oyunda<br />

rol aldı. Oyunculuğun yanı sıra<br />

senarist ve yazar olan usta sanatçı,<br />

2001’den bu yana kurucusu olduğu<br />

‘Kabare Dev Aynası Tiyatrosu’nda<br />

ekibiyle birlikte oyunlar sahnelemekte<br />

ve yönetmektedir.<br />

tüm eserler birer klasik olma<br />

özelliği taşıyor. Onun eserlerini<br />

böylesine canlı kılan nedir<br />

İnsan sevgisi… Haldun Taner<br />

bütün oyunlarında kendini topluma<br />

karşı sorumlu hissediyor ve halkını<br />

çok seviyor. Onların uygarca, sosyal<br />

adaletten yana yaşamalarını istiyor.<br />

Bizlere karakterler aracılığıyla<br />

söylemek istediklerini, uyarılarını<br />

dile getiriyor. Ve bunu çok filozofça,<br />

şefkatle, kırıp dökmeden yapıyor.<br />

Her şeyden önce bizi çok iyi tanıyor,<br />

dünyaya kapalı değil. Çağdaş,<br />

absürt ve epik tiyatroyu iyi biliyor.<br />

Geleneksel Türk Tiyatrosu’yla bu<br />

türleri çok güzel sentezleyebiliyor ve<br />

ortaya bizden bir kabare çıkarıyor.<br />

O zaman da halk oyunlarda kendi<br />

ahvalini görebiliyor. Komedi<br />

oyunları genellikle suyun altıyla<br />

ilgilenir. Karakterin kusurlarından,<br />

zaaflarından yola çıkar. Ama<br />

Haldun Taner’in oyunlarında<br />

toplumun kusurlarını ve<br />

yozlaşmasını görür, döner kendi<br />

halimize güleriz. Muhsin Ertuğrul,<br />

Haldun Taner için “Ne zaman Türk<br />

39 www.mybilet.com


TİYATRO<br />

Tiyatrosu’nun nefesi kesilse, Haldun<br />

çıkar ona oksijen verir” diyor.<br />

Günümüzde artık maalesef<br />

Haldun Taner gibi sosyal hiciv<br />

yapabilen özgün yazarlara,<br />

eserlere pek rastlayamıyoruz.<br />

Sizce metin yazarlığına hevesli<br />

ve yetenekli gençlerin tiyatroya<br />

kazandırılması için neler<br />

yapılması gerekiyor<br />

Konuyu daha derinlemesine ele<br />

alacak olursak; baktığınız zaman<br />

kabare dışında fars, vodvil türünde<br />

eserler sahneleyen tiyatrolar da<br />

yok. Genellikle çağdaş tiyatroyu<br />

benimseyen topluluklar var. Ve<br />

bizim için bunlardan da önemlisi<br />

“Türk insanına tiyatroyu nasıl<br />

sevdiririz ve bu tarzlara yatkın<br />

olanları sahneye nasıl kazandırırız ”<br />

sorusu öncelik taşıyor. Türkiye’nin<br />

her kesiminde beş yaşına gelmiş<br />

tüm çocukların zorunlu drama dersi<br />

alması gerektiğine inanıyorum.<br />

Bu bilinçle yetişen birey, oyuncu<br />

olmasa bile “Makyaj nasıl yapılır,<br />

kostüm nasıl dikilir, dekor nasıl<br />

hazırlanır, oyun öncesi verilen emek<br />

ne boyuttadır” bunlara hâkim<br />

olarak gelişir ve tiyatro sanatından<br />

haberdar olur. Özetle insana değer<br />

verirsek o da sanata ve sanatçısına<br />

değer verir.<br />

1991’den itibaren ‘Devekuşu<br />

Kabare Tiyatrosu’nun sergilediği<br />

pek çok oyunda sahne aldınız.<br />

Haldun Taner, 1977-1978<br />

döneminin sonunda Devekuşu<br />

Kabare’nin özgün niteliğini<br />

yitirdiğini düşünerek Ahmet<br />

Gülhan’la birlikte ortaklıktan<br />

ayrılmış. Onu bu düşünceye ne<br />

sevk etmiş olabilir<br />

Haldun Taner ayrılışındaki nedeni<br />

gizlemiyor, kendi cümleleriyle<br />

açıklıyor “Kabare bir maç<br />

kalabalığına oynanmaz. Bu türde<br />

ölçü çok önemlidir, eğer ölçüyü<br />

kaçırırsanız bayağılaşır. Kabare aynı<br />

zamanda entelektüel tiyatrodur ve<br />

dostane bir ortamda oynanması<br />

gerekir” diyor. Ama o dönem<br />

Zeki (Alasya) ve Metin (Akpınar)<br />

Ağabeyin televizyon ve sinemadan<br />

ağırlıklı bir hayran kitlesi olduğu<br />

ve geniş bir yelpazeye hitap ettikleri<br />

için bir seçim yapmak zorunda<br />

kalıyor ve Haldun Taner’le yollarını<br />

ayırıyorlar.<br />

Güldürü ustaları Zeki Alasya ve<br />

Metin Akpınar’la karşılıklı sahne<br />

almak nasıl bir deneyimdi<br />

Ben Devekuşu Kabare<br />

Tiyatrosu’nun oyunlarını<br />

kasetlerden izleyerek, ses bantlarını<br />

dinleyerek büyüdüm. Bir gün<br />

‘Şuna Buna Dokunduk’ oyununun<br />

başlayacağına dair bir gazete haberi<br />

okudum ve içimden “Keşke ben de<br />

bu ekibin bir parçası olsam” diye<br />

geçirdim. Belki bir ya da iki gün<br />

gibi kısa bir süre sonra telefonum<br />

çaldı ve beni seçmelere çağırdılar.<br />

Nokta Tiyatrosu’ndan dostlarım<br />

HALDUN TANER 100 YAŞINDA<br />

Türk<br />

Edebiyatı’nın ve<br />

Tiyatrosu’nun<br />

önde gelen<br />

yazarlarından<br />

Haldun<br />

Taner, 16 Mart<br />

1915’te İstanbul’da doğdu. İstanbul<br />

Üniversitesi Türk Filolojisi’nden mezun<br />

olan Taner, edebiyat yaşamına gençlik<br />

yıllarında yazdığı skeçlerle başladı.<br />

Yazdığı öykülerle çeşitli ödüllere layık<br />

görülen usta edebiyatçı, Viyana’da<br />

tiyatro eğitimi gördü. 1950’lerde<br />

epik ve Geleneksel Türk Tiyatrosu<br />

üzerine eserler veren Taner; 1967<br />

yılında Ahmet Gülhan, Zeki Alasya<br />

ve Metin Akpınar’la bir araya gelerek<br />

kabare türünün Türkiye’deki temsilcisi<br />

olan ‘Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu<br />

kurdu. Epik tiyatro ve kabare alanında<br />

kaleme aldığı ‘Keşanlı Ali Destanı’,<br />

‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’,<br />

‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’ gibi<br />

çağdaş yapıtlar Türk Tiyatrosu’nun<br />

klasikleri arasına girdi. Yazarlığın yanı<br />

sıra Gazetecilik Enstitüsü ve Edebiyat<br />

Fakülteleri’nde ders veren usta kalem,<br />

7 Mayıs 1986’da yaşamını yitirdi.<br />

40 www.mybilet.com


TİYATRO<br />

performansımı çok beğendiklerini<br />

söylerlerdi. Devekuşu Kabare’nin<br />

bünyesine geçtiklerinde de oyunda<br />

şive yapan bir oyuncuya ihtiyaç<br />

olduğunu öğrenip, beni önermişler.<br />

Devekuşu Kabare Tiyatrosu’na<br />

dair unutamadığım böyle bir anım<br />

var. Bir de Zeki (Alasya) ve Metin<br />

(Akpınar) Ağabey’i karşımda canlı<br />

görüp, benle prova yapmalarını<br />

unutamıyorum. Bir bina yaparken<br />

zemin etüdü yaparsınız ve temeli<br />

sağlam olur ya, ben de zemin<br />

etüdümü Devekuşu Kabare’de Zeki<br />

ve Metin Ağabey’le yaptığım için<br />

kendimi çok şanslı görüyorum.<br />

Zeki ve Metin Ağabey’in<br />

yanında piştim<br />

Kaç yıl birlikte çalıştınız<br />

Beş buçuk, altı yıl kadar beraber<br />

çalıştık. Daha çok televizyon<br />

programlarında bir aradaydık.<br />

‘Zeki Metince’, ‘Biz Bize Benzeriz’,<br />

‘Dünya Hali’, yazarlığına da<br />

katkıda bulunduğum ‘Hastane’<br />

bunlar dönemin tiryakilik yaratan<br />

dizileriydi. Hem oyunculuk hem de<br />

yazarlık anlamında onların yanında<br />

piştim ve sonrasında o ekolü devam<br />

ettirerek kendi tiyatromu kurdum.<br />

Bu bir bayrak yarışıysa kabare<br />

bayrağını birinin yukarıda tutması<br />

gerek. Üstatların yanında kabareyi<br />

etüt etmem benim için çok büyük<br />

bir şans oldu.<br />

Mart 2015’te usta yazarın<br />

doğumunun 100.yılı olması<br />

sebebiyle tiyatronuz bünyesinde<br />

gerçekleştirmeyi düşündüğünüz<br />

etkinlikler var mı<br />

Ben ve Demet Taner, Haldun<br />

Taner adına sempozyumlar,<br />

konferanslar verilmesini çok<br />

istiyoruz. Ama burada bizim<br />

genellikle yaşadığımız seans<br />

engeli ortaya çıkıyor. Devlet<br />

desteği alan topluluklar dışında<br />

bizler de oyunlarımız için<br />

zar zor yer bulurken, bu tarz<br />

organizasyonlarda belediyelerden,<br />

kültür merkezlerinden ekstra seans<br />

talep etmemiz gerekiyor. Ben usta<br />

kalemin 100. yılı şerefine ‘Vatan<br />

Kurtaran Şaban’ı sahnelemek<br />

dışında bir de gala düzenlemek<br />

istiyorum. Hatta 100 yaşına bastığı,<br />

16 Mart tarihinde mutlaka başka<br />

bir etkinlik daha gerçekleştireceğim.<br />

Tiyatro dünyasından pek çok<br />

önemli ismin yazarın oyunlarında<br />

yer aldığını düşünürsek; Gülriz<br />

Sururi, Engin Cezzar, Genco<br />

Erkal, Haldun Taner’i babası<br />

kadar seven Ferhan Şensoy, Zeki<br />

41 www.mybilet.com


TİYATRO<br />

ve Metin Ağabey… Bu isimleri<br />

bir araya getirip, kaynaşma<br />

ortamı yaratmayı tek başıma<br />

deneyebilirim ama bir kurumun<br />

davet etmesi çok daha anlamlı<br />

olacaktır. Özetle mücadelemizde<br />

bizi yalnız bırakmayan, ne uğruna<br />

çabaladığımızı gören ve bizi<br />

destekleyen bir kültür politikasına<br />

ihtiyacımız var.<br />

‘Kabare Dev Aynası’ bu sezon<br />

seyirciyi ‘Vatan Kurtaran Şaban’<br />

dışında başka hangi oyunlarla<br />

buluşturuyor<br />

Bizim üç sezondur seyircinin<br />

bitirmemizi istemediği, farklı insan<br />

hallerini hicvettiğimiz ‘Bize Bir<br />

Haller Oldu’ isimli oyunumuz<br />

var. Ne zaman oynasak, talep<br />

görüyoruz. Yine bir seçim komedisi<br />

olarak sahnelediğimiz ‘Ya Tutarsa’<br />

ve benim tek kişilik oyunum<br />

‘Külahıma Anlat’ seçkide yer<br />

alıyor. Bizde üretim çok. Sadece<br />

nabzımızın tuttuğu, bize yakınlık<br />

gösterecek, mücadelemizi takip<br />

edecek desteklere ihtiyacımız var.<br />

Bu türün yaşaması ve<br />

yaşatılması için tiyatro severlere<br />

hangi sorumluluklar düşüyor<br />

Günümüzde sanatı, tiyatroyu ve<br />

edebiyatı hayatınızdan çıkardığınız<br />

zaman geriye sadece alışveriş ve<br />

tüketim çılgınlığı kalıyor. Bu<br />

sistem diyor ki, ömrünü tüket<br />

ve öl. Yaşama sanatı diye bir şey<br />

var. Ayakta kalmak için mücadele<br />

etmemiz gerekiyor, fakat öte<br />

yandan insan olduğumuzu da<br />

unutmamamız gerekiyor. Bu da<br />

ancak sanatla mümkün… Sanat<br />

ruhumuzu besliyor. Sanata sahip<br />

çıkmak, hayata sahip çıkmaktır.<br />

Benim sık sık söylediğim iki satırlık<br />

bir şiirim var. “Tiyatroya gitmeyen<br />

toplumlar sık sık oyuna gelirler.<br />

Oyuna gelmek istemiyorsanız,<br />

oyunlara gidin.” Kendinizi,<br />

toplumu ve dünyayı sorgularsınız<br />

böylece.<br />

Tiyatroda oyunculuk ve<br />

yönetmenlik dışında şiir ve<br />

mizah kitapları da yazıyorsunuz.<br />

Önümüzdeki dönemlerde bu<br />

alanda yeni çalışmalarınız olacak<br />

mı<br />

Ekip olarak aramızda çok<br />

güzel bir etkileşim var. Şiirlerden<br />

‘Sahibinden Az Kullanılmış<br />

Yürek’ ve ‘Hatıralarınız Kadar<br />

İnsansınız’ isimli iki kolaj gösteri<br />

gerçekleştirdik. Çok beğenildi. Ama<br />

seans engeli maalesef her defasında<br />

önümüze çıkıyor. Bu yüzden hiçbir<br />

tiyatronun mağdur edilmeden<br />

seyircisiyle buluşmasını arzu<br />

ediyoruz.<br />

42 www.mybilet.com


MAGAZİN<br />

Kırmızı Gözlüklü Kız<br />

begum.yilmaz@mybilet.com<br />

YEMEK PİŞİRME DERSİ ALIYOR<br />

Anne olmaya hazırlanan Blake Lively,<br />

ödüllü bir şeften yemek pişirmeyi<br />

öğreniyor. Hamile olduğunu basına<br />

duyururken eşi Ryan Reynolds’la ailelerini<br />

yenilediklerini ifade eden ünlü çift, bu<br />

süreçte evde arkadaşlarını ağırlamaktan<br />

büyük keyif alıyor. Geçtiğimiz hafta<br />

Instagram hesabından takipçileriyle paylaştığı<br />

yemek fotoğraflarının altına “Arkadaşlarınla<br />

eğlenceli vakit geçirdiğin keyifli bir yemekten<br />

daha iyi ne olabilir ki” notunu düşen 27<br />

yaşındaki güzel yıldız, Amerika’da yayınlanan<br />

‘Top Chef’ yarışmasının galibi Hung<br />

Huynh’tan ders aldığını söyledi.<br />

HOLLYWOOD’UN EN FEMİNİSTİ<br />

TÜRKİYE’YE GELİYOR<br />

‘2014’ün En Feminist Ünlüsü’ Emma<br />

Watson seçildi. ‘Ms. Foundation for<br />

Women’ isimli sivil toplum kuruluşu ile<br />

Cosmopolitan Dergisi tarafından yapılan<br />

oylamada, bu yıl BM İyi Niyet Elçisi olarak<br />

gerçekleştirdiği ‘He For She’ kampanyası ve<br />

cinsiyet eşitliği alanında yaptığı<br />

konuşmasıyla tüm dikkatleri üzerine çeken<br />

24 yaşındaki güzel<br />

yıldız, Mayıs ayında<br />

Türkiye’ye geliyor.<br />

Watson, ‘18. Uçan<br />

Süpürge Uluslararası<br />

Kadın Filmleri<br />

Festivali’nin konuğu<br />

olarak yer alacağı<br />

etkinlikte gençlerle<br />

buluşacak.<br />

44 www.mybilet.com


MAGAZİN<br />

ANGELINA EKİBİNİ ÇOK İYİ MOTİVE EDEN BİR YÖNETMEN<br />

Angelina Jolie’nin ikinci kez yönetmenlik koltuğuna<br />

oturduğu ve ülkemizde Şubat 2015’te vizyona girmesi<br />

planlanan savaş filmi ‘Boyun Eğmez’ (Unbroken), Berlin<br />

Olimpiyatları’nda ülkesini temsil eden Amerikalı uzun<br />

mesafe koşucusu Louis Zamperini’nin gönüllü olarak II.<br />

Dünya Savaşı’na katılmasını ve hayatta kalma mücadelesini<br />

anlatıyor. Filmde ‘Zamperini’ karakterini canlandıran İngiliz<br />

oyuncu Jack O’Connell “Savaşın ağır koşullarını yansıtırken<br />

aç kalmamız ve pek bir şey yemememiz gerekiyordu.<br />

Angelina normalde çok zayıf ve buna rağmen bize destek<br />

olmak için her gün sete geliyor ve yemek yemiyordu. O,<br />

ekibini çok iyi motive eden bir yönetmen. Bu filmin bir<br />

parçası olduğum için kendimi şanslı hissediyorum” diyor.<br />

GOOGLE’DA ZİRVEYE OTURDU<br />

Arama motoru devi Google’ın verilerine göre, bu<br />

yıl en çok aranan model Kate Upton oldu. 2014<br />

boyunca Sports Illustrated, Vogue gibi prestijli dergilere<br />

kapak olan ve MET Gala başta olmak üzere pek çok<br />

gösterişli etkinliğe katılan 22 yaşındaki güzel yıldız, son<br />

yıllarda ilk 5’te bulunan Miranda Kerr, Kate Moss ve<br />

Gisele Bündchen gibi isimleri geride bırakarak zirveye<br />

yerleşti. Kim Kardashian’ın 19 yaşındaki üvey kardeşi<br />

Kendall Jenner ise Upton’ı takip eden ikinci isim oldu.<br />

2014’ÜN YILDIZI BEYONCÉ’NİN KIZI BLUE IVY<br />

Sosyal medyada yılın starı Blue Ivy seçildi.<br />

Beyoncé, iki yaşındaki kızı Blue Ivy’nin<br />

sevimli fotoğraflarını paylaştığı Instagram ve<br />

Tumblr hesaplarından tüm yıl boyunca 700 bin ile<br />

iki milyon arası beğeni aldı. MTV Müzik<br />

Ödülleri’nde anne ve babasıyla birlikte sahneye<br />

çıkan ve lüks tatil kareleriyle adından söz ettiren<br />

minik fenomenin en beğenilen fotoğrafı ise Cadılar<br />

Bayramı için Michael Jackson kılığına girdiği kare<br />

oldu.<br />

45 www.mybilet.com


ANKARA TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BU BİR OYUN DEĞİL<br />

Tiyatro Kafe bünyesince sahnelenen oyun, kadın<br />

erkek ilişkilerine çarpıcı bir bakış açısı getiriyor.<br />

Zeynep Kaçar’ın yazdığı ‘Bu Bir Oyun Değil’, 7 ve<br />

21 Ocak’ta Ritüel Sanat Merkezi’nde saat 20.30’da.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BİR ADAM YARATMAK<br />

Bir Adam Yaratmak, seyircinin tek yürek çığlığını<br />

dinleyebileceği ve dev aynasında cüceliğini seyredebileceği<br />

bir oyundur. Başkent Tiyatrosu Sahnesi’nde 28 Aralık’ta<br />

gerçekleştirilecek oyunun başlama saati 18.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KOMŞU KÖYÜN DELİSİ<br />

Çavuldur köyünde, yaklaşan muhtar seçimleriyle<br />

birlikte ortalık karışır. Bu kargaşada köy halkı Deli<br />

Hamdi’nin etrafında dönmeye başlar. Başkent<br />

Tiyatrosu Sahnesi’nde 3 Ocak’ta gerçekleştirilecek<br />

oyunun başlama saati 18.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

TÜMDEN UYDURMALAR FARABİ<br />

SAHNESİ<br />

Tümden Uydurmalar ekibi, insana mutluluk,<br />

canlılık ve zindelik hissi veren serotonin ihtiyacını<br />

karşılamayı vaat ediyor. Günlük serotonin ihtiyacının<br />

%85’ni garanti eden oyun, 29 Aralık Farabi<br />

Sahnesi’nde saat 20.00’de.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

MEZARSIZ ÖLÜLER<br />

İnsan özgürdür, insan özgürlüktür. Dolayısıyla<br />

temel sorun şudur: Bu özgürlüğümüzü nasıl<br />

kullanacağız Oyun, 28-29 Aralık’ta ve 4-5 Ocak’ta<br />

Ankara Tatbikat Sahnesi’nde saat 20.30’da.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KAHVALTI DA BİTTİ<br />

Oyun, insanların hayatta kalma mücadelesini ve<br />

bu mücadeleden başarıyla çıkılmasının ne kadar<br />

imkânsız olduğuna dikkat çekiyor. 28 Aralık’ta<br />

Farabi Sahnesi’nde gerçekleştirilecek oyunun<br />

başlama saati 15.00.<br />

47 www.mybilet.com


ANKARA TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

HİÇ ÖYKÜ<br />

Delirmeye meyilli günümüz insanını odak noktası<br />

alan oyun, 29 Aralık’ta Farabi Sahnesi’nde saat<br />

20.00’de.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

FİKR-İ SAHNE<br />

Fikri Sahne Topluluğu samimi ve içten<br />

hikâyeleriyle doğaçlama gösterilerine Farabi<br />

Sahnesi’nde! Oyun, 27 Aralık’ta saat 20.00’de.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BİR FOTOĞRAFIN ARABI<br />

İktidara sırt çeviren bir anarşistin günlüğünden yola<br />

çıkan oyun, 26 Aralık’ta Yutt Sanat Sahnesi’nde<br />

saat 19.30’da sizlerle!<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ANKARA’NIN BAĞLARI<br />

Yeni Türkiye anlayışı, halkın gözünden mizahi bir<br />

dille anlatılıyor. Danslı ve müzikli şekilde sahnelenen<br />

oyun, 26- 27 Aralık tarihlerinde Müjdat Gezen Sanat<br />

Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Oyunun başlama saati<br />

20.00<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

AMAN OĞLUM<br />

Oyun, sevgi uğruna sıra dışı olarak tanımlanabilecek<br />

her yolu deneyen bir ailenin ilişkilerine odaklanıyor.<br />

Mizahi dille ele alınan oyun, 26- 27 Aralık’ta<br />

Ankara Ertan Gösteri Merkezi’ne sizleri bekliyor.<br />

Oyun başlama saati 20.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ<br />

Sıradan bir adamın hiç de sıradan olmayan bir<br />

şekilde her 10 dakikada bir farklılaşan ruh halini<br />

aktarıyor. Oyun, 3-4 Ocak’ta Ankara 50. Yıl Dört<br />

Mevsim Tiyatro Salonu’nda saat 16.00, 18.30 ve<br />

20.00’de.<br />

48 www.mybilet.com


ANKARA ÇOCUK TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

PEMBE PANTER GÖREVİMİZ<br />

TEHLİKE<br />

Annesi ile yaşayan Pembe Panter, değerli bir<br />

elmasın peşindedir. 27-28 Aralık ve 3-4 Ocak<br />

Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde sahne alacak<br />

oyunun başlama saati 15.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

FA USTANIN KEMANLARI<br />

Arkadaşlığın ve gerçek sevginin hiçbir engel<br />

tanımadığı Solfasol Ülkesi’nde yaşanan<br />

hayatları sahneye taşıyan oyun, 27 Aralık’ta<br />

Ertan Gösteri Merkezi saat 11.00.<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ÇİZMELİ KEDİ<br />

Babası ölünce kardeşleri tarafından beş parasız<br />

sokağa bırakılan Küçük Efendi, Çizmeli Kedi<br />

sayesinde sevdiği prensese ve mutluluğa tekrar<br />

kavuşur. Oyun, 27- 28 Aralık’ta Ankara Antares<br />

Sanat Merkezi’nde saat 14.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

HANSEL VE GRETEL<br />

Hansel ve Gretel hikâyesinin yeniden yorumlandığı<br />

oyun, 27 Aralık’ta ve 3 Ocak’ta Ankara Müjdat<br />

Gezen Sanat Merkezi’nde saat 13.00’da.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KELOĞLAN HAYDUTLARIN<br />

PEŞİNDE<br />

Haydutları peşinden giden Keloğlan’ın macerasını<br />

konu alan oyun, 27- 28 Aralık ve 3-4 Ocak’ta<br />

Ankara Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde sizlerle!<br />

Oyunun başlama saati 16.15.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ<br />

Bilindik Kırmızı Başlıklı Kız hikâyesinden<br />

yola çıkan oyun, bu kez alt tabanında dengeli<br />

beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Oyun, 27- 28<br />

Aralık’ta Ankara Antares Sanat Merkezi’nde saat<br />

15.30’da.<br />

49 www.mybilet.com


İSTANBUL TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

HAMLET<br />

İhanet, intikam, aşk, cinayet, ahlaksızlık konularını<br />

irdeleyen ve bugüne kadar dünyanın pek çok<br />

yerinde sayısız farklı yorumla sahneye konulan<br />

başyapıt, bu kez 28 Aralık’ta İstanbul Altkat Sanat<br />

sahnesinde sizlerle! Oyunun başlama saati 17.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BODY PEELING<br />

Oyun, halk ayaklanması esnasında bir hava alanında<br />

mahsur kalan üç farklı kadının hikâyelerine<br />

odaklanıyor. Emek Sahnesi’nde 6 Ocak’ta<br />

gerçekleştirilecek oyunun başlama saati 20.30.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

DON JUAN EFSANESİ<br />

Aşk ve sadakat arasında kalan hayatları konu alan<br />

oyun, 26 Aralık Cuma günü Tiyatro Karnaval’da<br />

saat 20.30’da, 28 Aralık Pazar günü ise Barış Manço<br />

Kültür Merkezi’nde saat 19.00’da gerçekleştirilecek.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

FAUST<br />

Faust Goethe’nin yarattığı şahane bir karakterdi, evet<br />

ama onun tiyatroya uyarlanması da ancak bu kadar<br />

güzel olabilirdi. Oyun, 30 Aralık’ta Tiyatro Karnaval<br />

Sahnesi’nde saat 18.30 ve 20.30’da.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KARAHİNDİBA<br />

Mask Kara Tiyatrosu Edebiyat uyarlamasına devam<br />

ediyor. Yılmaz Güney’in Salpa romanından sonra,<br />

bu sezon Karahindiba adlı eseri oyunlaştırıldı.<br />

Oyun, 28 Aralık’ta İstanbul Su Gösteri Sanatları<br />

Merkezi’nde saat 15.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

SEVGİLİ HİKÂYELER<br />

Cehov’un kısa hikâyelerinden yola çıkılarak<br />

oluşturulan ‘Sevgili Hikayeler’, 27 Aralık’ta Tiyatro<br />

Karnaval Sahnesi’nde saat 20.30’da.<br />

50 www.mybilet.com


İSTANBUL ÇOCUK TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

OYUNCAKLAR<br />

Bozuk oyuncaklar rafına atılmış, unutulmuş,<br />

oynanmayan oyuncakların tekrar hayatımıza<br />

katılacağı oyun, 4 Ocak’ta Halis Kurtça Kültür<br />

Merkezi saat 15.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ KİM<br />

Kırmızı Başlıklı kız masalının yeniden yorumlandığı<br />

oyun, 27 Aralık’ta İstanbul Cevair AVM Fun Lab<br />

Eğlence Dünyası’nda saat 13.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BİR KÜMES MÜZİKALİ<br />

Oyun, Tonton Dede’nin çiftliğinde mutlu mesut<br />

yaşayan minik hayvanların hayatını sahneye taşıyor.<br />

Bu eğlenceli müzikal, 27 Aralık’ta Yunus Emre<br />

Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ALEXANDER GRAHAM BELL<br />

ZAMAN MAKİNESİ<br />

Bu eğlenceli komedi, çocuklara keyifli anlar<br />

yaşatırken aynı zamanda bilim tarihini öğrenmelerine<br />

yardımcı olacaktır. Oyun, 27 Aralık’ta Kozyatağı<br />

Kültür Merkezi’nde saat 14.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ARAMIZDA KALSIN<br />

Aramızda Kalsın, Lokum ve arkadaşlarının<br />

katıldıkları eğlenceli kamp maceralarını ele alıyor.<br />

Kozyatağı Kültür Merkezi’nde 28 Aralık’ta sahne<br />

alacak oyunun başlama saati 12.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ARI MAYA<br />

İnteraktif gelişen oyun, hayvan sevgisini çocuklara<br />

aşılamaya odaklanıyor. Tiyatro Akkaş tarafından<br />

sahnelenen oyun, 28 Aralık’ta Barış Manço Kültür<br />

Merkezi’nde saat 13.00’te gerçekleştirilecek.<br />

51 www.mybilet.com


İSTANBUL ÇOCUK TİYATROLARI<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

BENİM KOMİK DEDİŞLERİM<br />

Oyun, Anadolu’nun bir köyünde yaşayan iki komik<br />

ve yaramaz dedenin eğlenceli maceralarını anlatıyor.<br />

27- 28 Aralık’ta gerçekleştirilecek oyun Mavi<br />

Uçurtma Tiyatro Sahnesi’nde saat 15.00’te sizleri<br />

bekliyor.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

ÇİLEK ORMANI<br />

Çilek Ormanı’nda her yıl düzenlenen yarışmada,<br />

birinci olan ormanın en güzel çileğini kazanır.<br />

Ama bu yılki yarışmada, kaplan işleri birazcık<br />

karıştırıyor. 28 Aralık Pazar günü Kuzguncuk Sanat<br />

Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek oyunun başlama<br />

saati 13.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

DÜNYAYI GEZEN BALON<br />

İki meraklı dostun hayallerini gerçekleştirme<br />

zamanı gelmiştir. Dünyanın her yerini gezip,<br />

yeni bilgiler ve dostlar edineceklerdir. Boncuk ve<br />

Minnoş’un eğlenceli yolculuğu, 28 Aralık Pazar<br />

günü Halis Kurtça Kültür Merkezi Suna Pekuysal<br />

Sahnesi’nde saat 14.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

GÖRÜNMEZ ÇOCUK<br />

Babasının kimya laboratuvarındaki bir sıvıyı<br />

içerek görünmez olan Mert’in macerası, çocukları<br />

heyecanlı ve gizemli bir dünyaya götürüyor. Oyun,<br />

27- 28 Aralık’ta Kozyatağı Kültür Merkezi’nde saat<br />

12.00’de.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

KARLAR KRALİÇESİ<br />

Karlar Kraliçesi tüm insanların kalbini dondurup<br />

dünyayı buza çevirmek istemektedir. Karlar Kralı<br />

izleyicilerin de katılımıyla Karlar Kraliçesine<br />

sevmeyi öğretir. Oyun, 27 Aralık’ta Barış Manço<br />

Kültür Merkezi’nde saat 13.00’te.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

LİMON İLE ZEYTİN MÜZİKALİ<br />

Çocukların hayranlıkla seyrettiği Çatlak Yumurtalar<br />

çizgi filmi, oyunlaştırılmış haliyle sahnede!<br />

26 Aralık Cuma günü Yalova Raif Dinçkök<br />

Kültür Merkezi’nde saat 18.30’da sahne alacak<br />

oyun, 28 Aralık Pazar günü ise İstanbul Kartal<br />

Sanat Tiyatrosu’nda saat 15.00 ve 16.30’da<br />

gerçekleştirilecek.<br />

52 www.mybilet.com


KÜLTÜR - SANAT<br />

OBJEKTİFTE<br />

KENTLİ YALNIZLAR<br />

Mixer Arts’ın ev sahipliği yaptığı<br />

‘Yok-Yer’ isimli karma fotoğraf<br />

sergisi; havaalanları, eğlence ve<br />

alışveriş merkezleri gibi çağımızın<br />

mekânlarına odaklanıyor. Mekânların,<br />

insanların sosyalleşmelerine olanak<br />

sağlarken aynı zamanda yalnızlık<br />

duygusu yaratmalarına vurgu yapan<br />

seçki, 19 Aralık’tan bu yana Mixer<br />

Arts’da sergileniyor. ‘Yok-Yer’, 1<br />

Şubat 2015 tarihine kadar Pazartesi<br />

hariç her gün görülebilir.<br />

54 www.mybilet.com


KÜLTÜR - SANAT<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

PALYAÇOLU YENİ YIL PARTİSİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

Tiyatro Tempo yeni yıla ‘Palyaço Kim’ oyunu ve buna bağlı<br />

olarak düzenlenen yeni yıl partisiyle giriyor. Bir aktörün<br />

komik durumlara düşmesinden yola çıkan oyun, çocukların<br />

palyaço korkusunu farklı bir bakış açısıyla yenmeyi<br />

hedefliyor. 28 Aralık Pazar günü Ankara Tiyatro Tempo’da<br />

sahnelenecek çocuk oyununun başlama saati 13.00.<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT<br />

HOŞGELDİN 2015<br />

2011’den beri caz<br />

müziğinin çok sesli<br />

aranjmanlarını yorumlayan<br />

Dolce Vocal Jazz Tiro, renkli<br />

ve zengin repertuvarıyla<br />

Ankara’nın sanat ve konser<br />

evinde! Vokalde Merve<br />

Erdal, Duygu<br />

Yücesoy ve<br />

Damla<br />

Güneş’in<br />

bulunduğu<br />

grup, yeni<br />

yıl konseriyle<br />

27 Aralık’ta<br />

Ankara<br />

Mozarthaus<br />

sahnesine tüm<br />

caz severleri<br />

bekliyor.<br />

Konserin<br />

başlama saati<br />

20.00.<br />

BALONLARIN SİHİRLİ DÜNYASI<br />

Balon katlama sanatı olarak bilinen sahne performansını<br />

Türkiye’de ilk kez uygulayan Burhan Baysan<br />

ve Murathan Cettanır, sadece çocuklar için değil<br />

yetişkinlerin de coşkuyla izleyeceği bir gösteriye imza<br />

atıyor. Yetenek Sizsiniz’in sempatik ikilisi ‘Balonların<br />

Sihirli Dünyası’yla Yutt Sanat Sahnesi’nde sizlerle. 27<br />

Aralık’ta gerçekleştirilecek gösterinin başlama saati 11.00.<br />

AÇIK DENİZLERDE YAŞAM<br />

MÜCADELESİ<br />

Açık denizde bir salın üzerinde mahsur kalan Büyük,<br />

Ortanca ve Küçük lakaplı üçlünün, tek düşündüğü<br />

şey karınlarını doyurmaktır.<br />

Üstelik bunun için her şeyi<br />

göze alabilecek durumdalardır.<br />

Fabrika Sanat’ın sahnelediği<br />

‘Açık Denizde’ isimli oyun,<br />

26 Aralık’ta Rampa Tiyatro<br />

Cafe’de, 8 Ocak’ta ise Barış<br />

Manço Kültür Merkezi’nde<br />

gerçekleştirilecek. Oyunun<br />

başlama saati 20.30.<br />

55 www.mybilet.com<br />

İNTERNET<br />

GİŞESİ<br />

SİTEYE<br />

GIT


VİZYONDAKİLER<br />

26 ARALIK<br />

AYI PADDINGTON (PADDINGTON)<br />

Sevimli ayıcık Paddington, kendisine bir yuva bulmak için bir geminin<br />

cankurtaran botuna binip soluğu Londra’da alır. Fakat istasyonunda<br />

kaybolup tek başına kalınca, şehir hayatının hiç de beklediği gibi<br />

olmadığını anlayacaktır.<br />

Türü: Aile, Fantastik<br />

Süre: 95 dakika<br />

Yönetmen: Paul King<br />

Oyuncular: Hugh Bonneville, Sally Hawkins, Ben Whishaw<br />

REC 4: KIYAMET GECESİ (REC 4: APOCALIPSIS)<br />

Rec 2’de yaşanan dehşet verici anların birkaç saat sonrasında başlayan<br />

film, muhabir Angela Vidal’ın özel bir tim tarafından binadan<br />

kurtuluşuyla açılışını yapıyor. Ancak Zombi virüsü burada da peşlerini<br />

bırakmıyor.<br />

Türü: Korku<br />

Süre: 96 dakika<br />

Yönetmen: Jaume Balagueró<br />

Oyuncular: Manuela Velasco, Paco Manzanedo, Héctor Colomé<br />

İKİ GÜN VE BİR GECE (TWO DAYS ONE NIGHT)<br />

Küçük bir şirkette çalışan Sandra, işini kaybetme tehlikesiyle karşı<br />

karşıdır. Genç kadının elinde sadece bir hafta sonu vardır. Bu iki<br />

günlük süreçte çalışma arkadaşlarını maaş bonuslarından vazgeçirip<br />

çalışmaya devam etmesinden yana oy kullanmaları için tek tek ikna etmek<br />

zorundadır.<br />

Türü: Dram<br />

Süre: 95 dakika<br />

Yönetmenler: Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne<br />

Oyuncular: Marion Cotillard, Fabrizio Rongione, Catherine Salée<br />

57 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER<br />

26 ARALIK<br />

İNSANLARI SEYREDEN GÜVERCİN<br />

(A PIGEON SAT ON A BRANCH REFLECTING ON EXISTENCE)<br />

Sam ve Jonathan ellerinde bavullarıyla insanlara onları eğlendirecek<br />

ürünler satmaya çalışan iki gezgin satıcıdır. Zira ikisi de satış konusunda<br />

pek becerikli değildir. Artık biraz daha süslü laflar bulup kapı kapı<br />

dolaşmayı deneyeceklerdir. Ancak bu esnada çevrelerinde tuhaf şeyler<br />

yaşanmaya başlar.<br />

Türü: Komedi, Dram<br />

Süre: 101 dakika<br />

Yönetmen: Roy Andersson<br />

Oyuncular: Holger Andersson, Nils Westblom, Charlotta Larsson<br />

NİKÂHTA KERAMET VAR MI<br />

(PEACE AFTER MARRIAGE)<br />

Amerika’da yaşayan Filistinli Arafat, ailesiyle birlikte yaşayan 30 yaşında<br />

bir adamdır. Ailesinin evlilik ısrarlarına rağmen aradığı kişiyi bir<br />

türlü bulamaz. Bir gün yeşil karta ihtiyacı olan biriyle evlenerek, para<br />

kazanabileceğini öğrenir. Bunun üzerine ailesine meydan okuyarak İsrailli<br />

bir kadınla evlenmeye karar verir.<br />

Türü: Komedi, Aşk<br />

Süre: 86 dakika<br />

Yönetmenler: Bandar Albuliwi, Ghazi Albuliwi<br />

Oyuncular: Hiam Abbass, Ghazi Albuliwi, Omer Barnea<br />

MUCİZE 1 OCAK<br />

Ege’nin cennet gibi bir köşesinden Anadolu’nun uzak bir köyüne sürgün<br />

edilen bir öğretmenin hikâyesini anlatan film, 1960’ların yoksulluk<br />

içerisindeki Türkiye’sine ayna tutuyor. Aynı zamanda darbe sürecinin<br />

etkisini de beyazperdeye taşıyor.<br />

Türü: Dram<br />

Süre: 136 dakika<br />

Yönetmen: Mahsun Kırmızıgül<br />

Oyuncular: Talat Bulut, Mert Turak, Mahsun Kırmızıgül<br />

58 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER<br />

2 OCAK<br />

BİR GECE<br />

Bir yanda İstanbul’un patronu Levent’e büyük bir borcu olan Batuhan,<br />

diğer yandan da âşık olduğu Kemal için İstanbul’a gelen Leyla…<br />

İkilinin yolları tesadüfen kesişir. Ancak aynı zamanda Levent’in tuttuğu<br />

kiralık katil Aziz, Azrail’i olmak için Batuhan’ın kapısını çalar.<br />

Türü: Aşk, Dram<br />

Süre: 87 dakika<br />

Yönetmen: Ulaş Yiğit Ülker<br />

Oyuncular: Wilma Elles, Hakan Eratik, Âdem Yılmaz<br />

MISIR ADASI (CORN ISLAND)<br />

Bir çiftçi torunuyla birlikte sakin bir hayat sürmektedir. Gürcistan ile<br />

Abhazya arasındaki adada çalışan ikili, gün boyunca kıyıdan geçen<br />

askerler dışında kimseyi görmezler. Ancak bir gün yaralı askerlerden biri,<br />

yetiştirdikleri mısırların arasına gizlenir ve bu durum bir taraf tutmalarını<br />

gerektirir.<br />

Türü: Dram<br />

Süre: 100 dakika<br />

Yönetmen: George Ovashvili<br />

Oyuncular: İlyas Salman, Mariam Buturishvili, Irakli Samushia<br />

UYUYANA KADAR (BEFORE I GO TO SLEEP)<br />

Geçirdiği bir kaza sonucu hafızası her gece sıfırlanan Christine, bir tarafta<br />

karanlık geçmişine ulaşmaya çalışırken diğer yandan da kendisini<br />

öldürmeye çalışan kişiyi aramaktadır. Üstelik kocası Ben, şüpheliler<br />

listesinin en başındadır. Hafızasını geri kazanma derdinde olan Christine,<br />

kimseye güvenmemesi gerektiğini kısa sürede anlayacaktır.<br />

Türü: Gerilim<br />

Süre: 92 dakika<br />

Yönetmen: Rowan Joffe<br />

Oyuncular: Nicole Kidman, Colin Firth, Mark Strong<br />

59 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER<br />

2 OCAK<br />

KAYIP ÇOCUK (THE CAPTIVE)<br />

9<br />

yaşındaki kızı Cassandra’nın kaçırılması üzerine Matthew, olayın baş<br />

şüphelileri arasına girer. Aradan sekiz yıl geçer, Cassandra’dan tek bir<br />

haber alınamaz. Genç adam bu süreçte ailesinin parçalanışına tanık olur ve<br />

tek başına kızının izini sürmekten vazgeçmez.<br />

Türü: Gerilim<br />

Süre: 112 dakika<br />

Yönetmen: Atom Egoyan<br />

Oyuncular: Ryan Reynolds, Scott Speedman, Rosario Dawson<br />

TUT SÖZÜNÜ<br />

Bahadır, en yakın arkadaşı Yalçın’ın beklenmedik ölümüyle sarsılır.<br />

Arkadaşının deli dolu hallerini özleyen genç adam, bir gün kapısında<br />

arkadaşının hayaletiyle karşılaşır. Tutmadığı bir söz yüzünden öbür tarafa<br />

geçemeyen ve arafta kalan Yalçın’ın en yakın dostu Bahadır’ın yardımına<br />

ihtiyacı vardı.<br />

Türü: Komedi, Fantastik<br />

Süre: 95 dakika<br />

Yönetmen: Oğuz Çelik<br />

Oyuncular: Kemal Uçar, Giray Altınok, Zafer Algöz<br />

MÜZEDE BİR GECE: LAHİTTEKİ SIR<br />

(NIGHT AT THE MUSEUM: SECRET OF THE TOMB)<br />

Filmde müze gardiyanı Larry Daley, gündüzleri müzenin sergi<br />

malzemelerini oluşturan fakat geceleri hayata dönen canlılarla başa<br />

çıkmaya çalışıyor.<br />

Türü: Komedi, Aile, Aksiyon<br />

Süre: 98 dakika<br />

Yönetmen: Shawn Levy<br />

Oyuncular: Ben Stiller, Robin Williams, Owen Wilson<br />

60 www.mybilet.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!