- Page 3: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ A h
- Page 6 and 7: B asım Yeri: A A jans R eklam cıl
- Page 8 and 9: Bihakk-ı Hazret-'ı Mecnun 'aâle
- Page 11: BİRİNCİ BÖLÜ BÜYÜK ÜM İT
- Page 16 and 17: Doktor Ram iz’le uzun sohbetlerim
- Page 18 and 19: o kadar ağır başlıkla ve ehem m
- Page 20 and 21: hakkında o kadar iyi şeyler yazan
- Page 22 and 23: ir süzme, eleme ister. Siz de kabu
- Page 24 and 25: oş gördiim. Karımın dolmuş gö
- Page 28 and 29: Bilmem enstitümüzün daha ilga ka
- Page 30 and 31: lendiren ve m üessesem ize bütün
- Page 32 and 33: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ mî
- Page 34 and 35: uzaklaşm ak, ona bir değiş “Be
- Page 36 and 37: nın kocası bulunm am a rağm en,
- Page 38 and 39: TANPINAR yapmayacağım. Kitap mevc
- Page 40: hem geriliğe lâyık olduğu cezay
- Page 43 and 44: şalıyordu. 19 Taşradan ge memurl
- Page 45 and 46: leri gibi, öyle sadece bir âletin
- Page 47 and 48: TANPINAR defa memleketimize geldiğ
- Page 49 and 50: kü refahım, hiçbir şey onun m u
- Page 51 and 52: iyetin asıl kapısını o açtı.
- Page 53 and 54: irden vardı. Herkes bilir ki, eski
- Page 55 and 56: as kalmıştı. İnsan kötülemekt
- Page 57 and 58: Asıl kötüsü, anneme o kadar ba
- Page 59 and 60: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ cam
- Page 61 and 62: TANPINAR vurmağa başlamasından s
- Page 63 and 64: 28 ları sayan marifetler dı. Nuri
- Page 65 and 66: ütün m ektebin, hattâ semt halk
- Page 67 and 68: dı... Ben de gençliğimde epeyce
- Page 69 and 70: Zaten saatle insanı birbirinden pe
- Page 71 and 72: del” adını verirdi. Çünkü bu
- Page 73 and 74: ufak tefek yardım lar da ederdi. H
- Page 75 and 76: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Nur
- Page 77 and 78:
üyük ve sıhhatli bir istatistik
- Page 79 and 80:
saplarıyla her gün için kaydedil
- Page 81 and 82:
Abdüsselâm Bey, yirmi otuz odalı
- Page 83 and 84:
gidermiş. Asıl garibi dam adın,
- Page 85 and 86:
Ferhat Beyin mahcubiyetten yüzü k
- Page 87 and 88:
ye, ara yerdeki esas cüm leler sil
- Page 89 and 90:
K ur’ân’larla dikkati çekmiş
- Page 91 and 92:
TANPINAR mirasın neticesi addederd
- Page 93 and 94:
larda ded Lûtfuliah zünden o lard
- Page 95 and 96:
edalı yürüyüşü Yazık k i, ke
- Page 97 and 98:
zı olmayan her yaştan hısım akr
- Page 99 and 100:
Ve birdenbire bu meşum kudretten
- Page 101 and 102:
ih şekilde okunuyordu. Aradaki far
- Page 103 and 104:
TANPINAR salanlar bile vardı. Faka
- Page 105 and 106:
fında gaip âlem inde yapılan mü
- Page 107 and 108:
üst Türkçe bilmezdi! kabilinden
- Page 109 and 110:
geceden sonra, değil defineyi bulm
- Page 111 and 112:
çatladı ve lâboratuvar ateş ald
- Page 113 and 114:
artık o cinsin modası geçmiş ol
- Page 115 and 116:
IX Bu hâtıraları bu kadar uzatm
- Page 117 and 118:
fa olarak; fakat bu sefer derhal ge
- Page 119 and 120:
lumun dediği gibi karesi! Nerde is
- Page 121 and 122:
TANPINAR rinde yapılan apartmanlar
- Page 123 and 124:
onlarla m danlar büs ben Nuri ban
- Page 125 and 126:
de yetişir, sonuna kadar sabreder,
- Page 127 and 128:
şıya oturuyorduk. Hiç de Nuri Ef
- Page 129 and 130:
künden sarstı, babamın hid meyen
- Page 131 and 132:
şayan babam parasızlığı yüzü
- Page 133 and 134:
“Kimsenin ölüm ünü beklemeyin
- Page 135 and 136:
- Hiç imkân var mı diyordu. Bu h
- Page 137 and 138:
üyük kısmı korkudan kaçtığı
- Page 139 and 140:
ğum hayranlığı anlatm ak fırsa
- Page 141 and 142:
ğı tesiri yapm adı. Halam şüph
- Page 143 and 144:
Babam yavaşça başım kaldırdı:
- Page 145 and 146:
tattı. Vakıa bu, bâsübâdel m e
- Page 147 and 148:
TANPINAR her şeye birden ve başka
- Page 149 and 150:
hizmetçileri de girdi. Ve onların
- Page 151 and 152:
muştu. Ortalığın gittikçe kar
- Page 153 and 154:
hep düşük gördüğümüz bıyı
- Page 155 and 156:
hemen her fırsatta evden kaçtı.
- Page 157 and 158:
karılması eshel bir mahalle naklo
- Page 159 and 160:
Tabiî bana hiçbir mühim rol verm
- Page 161:
Son vapurların yalnızlığında o
- Page 168 and 169:
TANPINAR ayrı mevsimin reçellerin
- Page 170 and 171:
sabah evim izin önünde, erkenden
- Page 172 and 173:
içinde âlet denen şeyin bulunmas
- Page 174 and 175:
nen olsam neyse... Sana bile bir ba
- Page 176 and 177:
yoktu. Bir de kendimize ait bir hay
- Page 178 and 179:
hiç kimseye fâş etmeden borçla
- Page 180 and 181:
ka korka... Çünkü benden para ka
- Page 182 and 183:
aşladığı anda âkibetini hazır
- Page 184 and 185:
oyuncaklar, sandıklar, hulâsa kon
- Page 186 and 187:
u işin sevinci içinde idi. İkide
- Page 188 and 189:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ gü
- Page 190 and 191:
Yine kend muvazenesin karetle, hât
- Page 192 and 193:
- Anlam az, anlam az, am a herkes y
- Page 194 and 195:
Vasiyetnamenin reddi küçük muhit
- Page 196 and 197:
kaybımızın yekûnunu hesaplıyor
- Page 198 and 199:
- Şunu bunu rehine vererek... Ama
- Page 200 and 201:
- Hiç gördün mü - Canım, uydur
- Page 202 and 203:
Fakat ertesi günü yazıhaneye aya
- Page 204 and 205:
İlk önce sadece m ütalâasına m
- Page 206 and 207:
am sıfatıyla ilk önce beni göze
- Page 208 and 209:
TAN PINAR karar vermişti ve neden,
- Page 210 and 211:
zengin olun vetinin bana Hâlâ bil
- Page 212 and 213:
hamın ciddiliğine inanmıyordu.
- Page 214 and 215:
mimarisiyle bütün çizgileri kaç
- Page 216 and 217:
memleket m eseleleri, umumî terbiy
- Page 218 and 219:
- Beni burada hiç sevmezler... diy
- Page 220 and 221:
dar gitsek, Em ine’yi doya doya g
- Page 222 and 223:
- Öyle olacak... Çok enteresan bi
- Page 224 and 225:
- Bu da çok enteresan, fakat aynı
- Page 226 and 227:
- İşte böyle... Artık sıkılm
- Page 228 and 229:
olabilirlerdi; fakat niçin açıyo
- Page 230 and 231:
Sonra sözü değiştirdi. Geceleri
- Page 232 and 233:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ - A
- Page 234 and 235:
107 - Demin memişsiniz. -A m a n -
- Page 236 and 237:
108 O da durm vam ediyordu - Yalan.
- Page 238 and 239:
tabirini kullanmıştınız! 109 -Y
- Page 240 and 241:
edersiniz Tekrar ellerimi uzattım
- Page 242 and 243:
O zaman iş değişirdi. Babanızı
- Page 244 and 245:
Efendi, yani ikinci babam hatırım
- Page 246 and 247:
- Bayağı ders işte. Psikanaliz
- Page 248 and 249:
görmesi icap eden rüyaları görm
- Page 250 and 251:
Bu kadar iyiliğe karşı ben de el
- Page 252 and 253:
üyük filozoflar ondan bahsederler
- Page 254 and 255:
ce hoşuna gitti: - Evet... - Sonra
- Page 256 and 257:
cak ki, bir daha rüyam a girmedi.
- Page 258 and 259:
la öğrenmek istemesiydi. - Canım
- Page 260 and 261:
irden, bir akşam yarım aydınlık
- Page 262 and 263:
uğraşıyor, yalvarıyordum. Emine
- Page 264 and 265:
“Biraz daha gayret, doktor, biraz
- Page 266 and 267:
onun ümitsiz manzarasıyla ve deh
- Page 268 and 269:
leşmiş havasında görüyordum .
- Page 270 and 271:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ de,
- Page 272 and 273:
125 İlk önce Fakat hayır, edilmi
- Page 274 and 275:
dâvası ile yaşardı. 126 Kahveye
- Page 276 and 277:
eraberinde her rast geldiğini taş
- Page 278 and 279:
ını alm akla yetinen günlük haz
- Page 280 and 281:
Böylece sınıfım tâyin edildikt
- Page 282 and 283:
Câdu, yani halam oluyordu. Yavaş
- Page 284 and 285:
Doktorun memleket meseleleri ve ayd
- Page 286 and 287:
le ıoplum hayatına büyük faydal
- Page 288 and 289:
saatlik bir konuşma yeterdi. Ve b
- Page 290 and 291:
TANPINAR limesi bunların şüphesi
- Page 292 and 293:
duğu bir eğ lar insan d tenli kı
- Page 294 and 295:
çıkarılan bu mağazanın sahibi
- Page 296 and 297:
ar bir masraf kavgası oldu. Fakat
- Page 298 and 299:
kimdir Fakat kollektif mimariyi bu
- Page 300 and 301:
Hulâsa bu abes denen şeyin batakl
- Page 302 and 303:
Bu şark fatalizminden kurtulmalı!
- Page 304 and 305:
Em ine’nin ölüm üyle son tutun
- Page 306 and 307:
memnun ve biçare, o kadar zelil ve
- Page 308 and 309:
lıkta dökülen gözyaşları birb
- Page 310 and 311:
türlü yaşayanların, kendilerini
- Page 312 and 313:
feranslardan birincisinde Doktor Ra
- Page 314 and 315:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ uyu
- Page 316 and 317:
TANPINAR Yan tarafta, üçüncü s
- Page 318 and 319:
146 ilk senesini nisbeten raha man
- Page 320 and 321:
miştin Gazinoda... Herkes alkışl
- Page 322 and 323:
larla pikniğe gidecektik. Pakize h
- Page 324 and 325:
sizce takılmamın asıl sebebi elb
- Page 326 and 327:
hasırı gibi, bir ucundan tuttuğu
- Page 328 and 329:
Ve bütün bu işleri âşikâr şe
- Page 330 and 331:
am m a gelmeseniz iyi olur, çok ra
- Page 332 and 333:
li 'deki apartmanda karşılaşmad
- Page 334 and 335:
eni bekleyen mükâfatı düşünü
- Page 336 and 337:
lırdı. Bu böyle iken yine herkes
- Page 338 and 339:
efendinin ropdöşam brına uymuyor
- Page 340 and 341:
b s d o ğ ç b d k m h a r m f r v
- Page 342 and 343:
şadığı hâlde kendisini emniyet
- Page 344 and 345:
da, “Hiç olm azsa şöyle bir ge
- Page 346 and 347:
iriktirdiğim şeyler...” diyebil
- Page 348 and 349:
zünden âdeta İspritizm a C em iy
- Page 350 and 351:
iraz evvelki rüyalarının havası
- Page 352 and 353:
ul etm ek için kurulduğunu sanm
- Page 354 and 355:
at’ı ise bizim hayatımıza iyid
- Page 356 and 357:
TANPINAR ha erkek harcam ış, bu y
- Page 358 and 359:
aşkasını... Am m a erkek aklı,
- Page 360 and 361:
TANPINAR çok sever ve beğenirdi.
- Page 362 and 363:
göstermesin, böyle bir şey kendi
- Page 364 and 365:
kulağı kirişte uyurdu. Şimdi ba
- Page 366 and 367:
keser: - Bulamıyorum. Zeynep Hanı
- Page 368 and 369:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ de
- Page 370 and 371:
iye Hanım, Seyit Lûtfullah’ı b
- Page 372 and 373:
Bu hayat sonuna kadar böyle devam
- Page 374 and 375:
çağırılmaması tavsiye ediliyor
- Page 376 and 377:
B ir gün telefon çaldı. Sabriye
- Page 378 and 379:
Sabriye Hanımın evimize gelişi h
- Page 380 and 381:
Yukarıda cahil adam olduğumu söy
- Page 382 and 383:
üç giin bana tam bir cennet gibi
- Page 384 and 385:
Artık Cema - B Se - N So söyle Fa
- Page 386 and 387:
Pakize önündeki gazeteyi uzattı.
- Page 389 and 390:
177
- Page 391 and 392:
181 rıyla olan k ve onlarda bütü
- Page 393 and 394:
yatımın nasıl bir şenlik içind
- Page 395 and 396:
Yavaş yavaş sıkılmağa başlam
- Page 397 and 398:
- Çirkin, efendim çirkin! Çirkin
- Page 399 and 400:
lamak üzere iken -son zam anlarda
- Page 401 and 402:
yarar” der gibi bir tavırla beni
- Page 403 and 404:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Hal
- Page 405 and 406:
187 - Görmez du gibidir. Ç dır.
- Page 407 and 408:
ken diken saçlarıyla alabildiğin
- Page 409 and 410:
ğim şeylerden değildi. Fakat ara
- Page 411 and 412:
ir yerde vakit geçiririz. -A m a n
- Page 413 and 414:
aradaki mesafeyi o kadar unutm am
- Page 415 and 416:
zükoyun yere kapanmasını tatlı
- Page 417 and 418:
- Lütfen Hayri Beyefendi, izah buy
- Page 419 and 420:
velâ şu saati m ıknatıstan kurt
- Page 421 and 422:
- Saatleri severim , dedim , hem ç
- Page 423 and 424:
kendisini de taşımış oldum. - N
- Page 425 and 426:
tallığıma kendi içimden inandı
- Page 427 and 428:
TANPINAR yudumu ağzına alır alm
- Page 429 and 430:
198 Bö Son z Iıktan vincim Ot ede
- Page 431 and 432:
Telefonda nın üstünde - Baş üs
- Page 433 and 434:
ına, şimdiki çiçekçi vitrinler
- Page 435 and 436:
ne kadar güzelleşeceksiniz! Bir k
- Page 437 and 438:
se ve iş verebilir. Ben ikisinin o
- Page 439 and 440:
doğru âdeta koşuyor. Bütün mü
- Page 441 and 442:
Fakat neye yarar Bu kadar güzel ba
- Page 443 and 444:
dumda tanımadığım bir sıcaklı
- Page 445 and 446:
hat gözlerini yüzüm e dikti: - S
- Page 447 and 448:
yesiydi. - Sağlığınız efendim.
- Page 449 and 450:
TANPINAR gözlerimin içine baktı
- Page 451 and 452:
ir Fak did leri lüm tım yin içe
- Page 453 and 454:
- Evet, benzerler. O benzeyen şey
- Page 455 and 456:
taş alır, parm aklıklarına hiç
- Page 457 and 458:
yango biletini şöyle mübarek eli
- Page 459 and 460:
ğındaki tek midyeyi bile, yemeğe
- Page 461 and 462:
Halit Ayarcı gülerek: - Olmaz, de
- Page 463 and 464:
masının artm asıydı. Şimdi hep
- Page 465 and 466:
Sonra bahse döndü: - Öyle ya, an
- Page 467 and 468:
-A nlattığınıza göre durup dur
- Page 469 and 470:
yabilirdim. O yine devam etti: - He
- Page 471 and 472:
işe bir de kalabalığı ilâve ed
- Page 473 and 474:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ nuz
- Page 475 and 476:
TANPINAR mak istemiyor. O hâlde el
- Page 477 and 478:
selâmlar, öp Siz hakikî b ğa ç
- Page 479 and 480:
kızcağız bayağı gecenin kahram
- Page 481 and 482:
ni bilmiyor. D oğrusu sizin gibi b
- Page 483 and 484:
nımefendiyi rahatsız etmekten kor
- Page 485 and 486:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Bir
- Page 487 and 488:
tutmadığı için büyük bir zata
- Page 489 and 490:
yordu ki küçücük dairemize birt
- Page 491 and 492:
sunuz! - Fakat niye gelmiyor - Gele
- Page 493 and 494:
getiıen kâtip, hepsi onun hayatı
- Page 495 and 496:
fullah’la A selban’ın sevişme
- Page 497 and 498:
diği evini bıraktı... Nermin Han
- Page 499 and 500:
sallanıyor, yahut Halit Ayarcı’
- Page 501 and 502:
TANPINAR ri Efendinin adını söyl
- Page 503 and 504:
asıl muv ladım... V Deme edilecek
- Page 505 and 506:
yat müdürün muhtacız. Şi Bu mu
- Page 507 and 508:
Artık işi öğrenmiştim. Ben tam
- Page 509 and 510:
öyle şeylerde asıl karar d mühi
- Page 511 and 512:
SAATLERİ AYARLAMA ENST olacak. Yar
- Page 513 and 514:
- O hâlde bizim de kendi tarafım
- Page 515 and 516:
daima saate ait şeyler bulunan bu
- Page 517 and 518:
epeyce çalıştık. Sonra hepimize
- Page 519 and 520:
ana hep iki elimin üstünde ve aya
- Page 521 and 522:
işi olmayanlar... Yani bütün zam
- Page 523 and 524:
şıktır, durmadan değişir. O h
- Page 525 and 526:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ ben
- Page 527 and 528:
Fakat bu kadarı kâfi değil. Saat
- Page 529 and 530:
Sonra tekrar masaya oturdu, beni ka
- Page 531 and 532:
- Şayanı dikkat adam ... dedi. M
- Page 533 and 534:
Bütün cesaretimi topladım. - O d
- Page 535 and 536:
TANPINAR en işlek mağazaları ge
- Page 537 and 538:
m azsa bir nevi kasketimsi bir şey
- Page 539 and 540:
cak insanlar, değil mi Plak insan.
- Page 541 and 542:
ul ediyordu. Fakat şahıslar üzer
- Page 543 and 544:
andıran bir kıyafetle giyinmiş g
- Page 545 and 546:
- Yedide işim bitiyor... dedi. O z
- Page 547 and 548:
Sabriye Hanım dudaklarını kısm
- Page 549 and 550:
yordu. Başka bir şeydi. Sabriye H
- Page 551 and 552:
K ur’ân okuyor, namaz kılıyor.
- Page 553 and 554:
Elimden geldiği kadar müesseseyi
- Page 555 and 556:
yatının bulunmasıydı. Demek ki
- Page 557 and 558:
- Biliyorsunuz ki o günlerde Cemal
- Page 559 and 560:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ -B
- Page 561 and 562:
259 para ile b Garip me geçmi da i
- Page 563 and 564:
260 sabır ve tah terebilirdi. Niha
- Page 565 and 566:
- Ahmet Zamanî Efendi mi Hiç işi
- Page 567 and 568:
SAATLERİ A - Hayır, hayır... O z
- Page 569 and 570:
-D e v ir, çok ehemmiyetli bir dev
- Page 571 and 572:
evin penceresinden okurmuş! Halit
- Page 573 and 574:
TANPINAR mış bir çocuk gibi Hali
- Page 575 and 576:
verdi. Tam m erdivenin başında be
- Page 577 and 578:
- Bu kitap yazılacak!.. Yahut da g
- Page 579 and 580:
almıştı. Kızıma yarın dahi is
- Page 581 and 582:
söylenecek! Mesele m ünakaşa edi
- Page 583 and 584:
Bazı kimseler için bu işin âdet
- Page 585 and 586:
uh tahlilimi yaptı. Nezredilmiş b
- Page 587 and 588:
nizde çıkan yazıya nasıl kızm
- Page 589 and 590:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ dı
- Page 591 and 592:
Hollyvvoo rikasından O kadar e “
- Page 593 and 594:
SA çoktan affetti...” Mülâkat
- Page 595 and 596:
O da ayağa kalktı ve omuzumu yaka
- Page 597 and 598:
geldi A saf Bey, ben, oturmuş konu
- Page 599 and 600:
yürüyor. Bir gün kervanın dış
- Page 601 and 602:
Bütün mesele şuradan geliyor: Ke
- Page 603 and 604:
Ben yana fırladığım için ilk d
- Page 605 and 606:
Sonra tekrar Halit Ayarcı’ya dö
- Page 607 and 608:
sak etti, am a ben yine içiyorum.
- Page 609 and 610:
çok sevilir. Yazık ki bana dargı
- Page 611 and 612:
nından beri bu böyle gidiyor. Mam
- Page 613 and 614:
Kooperatifi’ne bedeli taksitle ö
- Page 615 and 616:
yaptığını ona sormamıştım. B
- Page 617 and 618:
diğimi göstermekti. Fakat Pakize
- Page 619 and 620:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ -T
- Page 621 and 622:
dikkat eden k tün vücudum farkı
- Page 623 and 624:
o da kızım gibi memnundu. Belki d
- Page 625 and 626:
tek başına uçuyordu. Pakize’ni
- Page 627 and 628:
iken açlıktan öldüğünü, beni
- Page 629 and 630:
Selma Hanımın gözlerinden bir pa
- Page 631 and 632:
-C e m a l Beyden izin almış mı
- Page 633 and 634:
herhâlde hayatımda muvaffak olm u
- Page 635 and 636:
çeğidir. Geçen akşam halanızı
- Page 637 and 638:
Gerek bu eserin, gerek saatçiliğe
- Page 639 and 640:
eş altı göbekten beri Çengelkö
- Page 641 and 642:
de yaşayan çiçek meraklısı, mi
- Page 643 and 644:
man bu bir yıl içinde ne kadar d
- Page 645 and 646:
- Ehemmiyet verme! dedi. Fakat işi
- Page 647 and 648:
kalmıştım. Şimdi biraz nefes al
- Page 649 and 650:
sında. Onun dışında ne vardı s
- Page 651 and 652:
Fakat Halit Ayarcı çoktan zarlar
- Page 653 and 654:
yordu. İnsan yaptığı işe sade
- Page 655 and 656:
TANPINAR bir mânası vardı. Sevim
- Page 657 and 658:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ ni
- Page 659 and 660:
Cemal Be nımın da hay lardandı.
- Page 661 and 662:
u işin yürü “İmkân mı v mi
- Page 663 and 664:
mektuplar kendisine yazılanlar gib
- Page 665 and 666:
Bununla beraber onun asıl kendisin
- Page 667 and 668:
TANP Enstitünün personel meselesi
- Page 669 and 670:
zannederim k i, bu pek lehim ize ol
- Page 671 and 672:
ağlanmamak için birinciden itibar
- Page 673 and 674:
- Böyle bir iş için kadro ayırm
- Page 675 and 676:
vetli olduğumuzu unutmayın. - Ba
- Page 677 and 678:
eni korkutmuyordu. Bildiğim iz hes
- Page 679 and 680:
tor Ramiz huyu tuttuğu zaman çoğ
- Page 681 and 682:
ve babacanlığımın verdiği cesa
- Page 683 and 684:
Sakin adımlarıyla orada Halit Bey
- Page 685 and 686:
Halit Bey bir müddet daha Ekrem
- Page 687 and 688:
Filhakika ben ödemeğe başlamış
- Page 689 and 690:
Saat sekize doğru ışıklar sönd
- Page 691 and 692:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Hal
- Page 693 and 694:
321 aileden sayı ğım zaman n Bur
- Page 695 and 696:
dizlerimiz üzerinde yem iştik. 32
- Page 697 and 698:
tim... Amma çok para gitti. Demek
- Page 699 and 700:
aşkasına M übarek’in m üsaade
- Page 701 and 702:
TANPINAR riyle bakıyordu. “Vakti
- Page 703 and 704:
- H e r şey yolunda... Fakat yaln
- Page 705 and 706:
sanoğlunun toptan inkârıydı. On
- Page 707 and 708:
edecek mi” diye düşündüm . So
- Page 709 and 710:
Daha iyisi sabretmekti. Şimdilik b
- Page 711 and 712:
doğruya evde unutm uşum ... Ezber
- Page 713 and 714:
listesiydi. Gecenin bu saatinde hi
- Page 715 and 716:
TANPINAR ribat hayran dinleyiciler
- Page 717 and 718:
332 ile süsüyor, Hey gidi meğer
- Page 719 and 720:
yoktu. Zorla bir hizmetçi ele geç
- Page 721 and 722:
-Y ap san ız ne çıkardı Hata de
- Page 723 and 724:
savvuru değildi. Tabiatı eşyanı
- Page 725 and 726:
le yapm ak ve yaratmaktadır. Bilse
- Page 727 and 728:
- Hayır, sadece eski hâlime hasre
- Page 729 and 730:
Bir tekme ile bütün iç dünyamda
- Page 731 and 732:
var ki... Pürüzsüz bir kahkaha i
- Page 733 and 734:
gibiydi. Beni karımdan ve kızımd
- Page 737 and 738:
çıktı. Halamın kokteylinden bir
- Page 739 and 740:
sa beni en efkârıumu fazla meş C
- Page 741 and 742:
yor, ceva larında, “ edemeyiz İ
- Page 743 and 744:
Bu konkura iş türm üş, ikinci v
- Page 745 and 746:
seyi bu azaptan kurtarmasını rica
- Page 747 and 748:
Tatbik edilmesi güç... -E d ilm e
- Page 749 and 750:
Onlar düşünsün. Daha doğrusu s
- Page 751 and 752:
tim. Rûhaniyeti yardım etti. İlk
- Page 753 and 754:
tım. Bütün kapı şekillerine ba
- Page 755 and 756:
de birer saat, ayar değiştirerek
- Page 757 and 758:
Sonra kaşları çatıldı, ve ön
- Page 759 and 760:
mi de tamamladım. O bana Üç Şer
- Page 761 and 762:
Binanın yalnız dört pavyonunun b
- Page 763 and 764:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Bö
- Page 765 and 766:
lesinin bu son erkeği hangi düş
- Page 767 and 768:
larımıza dönecektik. Biliyordum,
- Page 769 and 770:
Halit Ayarcı, getirdiğim projeyi,
- Page 771 and 772:
Kibrit kutularıyla yaptığım bu
- Page 773 and 774:
madığını bir türlü anlamadı
- Page 775 and 776:
- K arıştırm a, azizim! Ev başk
- Page 777 and 778:
de ne işleri var Niçin yeni binay
- Page 779 and 780:
Böylece Saat Evleri’nin uzun ve
- Page 781 and 782:
gibiyim burada... dedi. Ve şapkas
- Page 783 and 784:
363 şaşırttı. Ö kayıtsızlık
- Page 785 and 786:
364 Emri alı eve geleceğ da, otur
- Page 787 and 788:
nı mahallede yaşamağa başladı
- Page 789 and 790:
dım. Nitekim biraz sonra hiddet, b
- Page 791 and 792:
larıyla etrafındakilere cevap yet
- Page 793:
Ve iştiha ile yem eğine başladı