- Page 5 and 6: Saatleri Ayarlama Enstitiisü'mm ya
- Page 7 and 8: Ahmet Bihakk-ı Hazre Serimde derd-
- Page 9: DER G Â H YAYINLARI Klodfarer Cad.
- Page 15 and 16: Beni tanıyanlar, öyle okum a yazm
- Page 17 and 18: zorladığı için de yazmış değ
- Page 19 and 20: için H ollanda’dan buraya kadar
- Page 21 and 22: TANPINAR suru Bolulu olm am asıdı
- Page 23 and 24: 10 sında nasıl budak salıp yayı
- Page 25 and 26: adetlerin bulunduğunu duydun ve in
- Page 27 and 28: ile iyilik ettim , iş buldum , ref
- Page 29 and 30: neşriyatımıza insafsızca hücum
- Page 31 and 32: ten katılıyordu. Kaç kişi m em
- Page 33 and 34: Saatler de böyledir. Sahiplerinin
- Page 35 and 36: ça iddia edebilirim -eski bir şap
- Page 37 and 38: ir gözle bakıyor, hayatı kendi t
- Page 39 and 40: yapmayacağım. Kitap mevcuttur. İ
- Page 42 and 43: tanbul halkının böyle bir şeyde
- Page 44 and 45: seyyah vapuru yolcularının, yol
- Page 46 and 47: Yukarda hayatımın sıkıntıları
- Page 48 and 49: Nihayet şu kanaata vardım ki, ona
- Page 50 and 51: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ bek
- Page 52 and 53:
ana bu cins hediyeler verirdi- evim
- Page 54 and 55:
ugününüzü ve vazifelerinizi tâ
- Page 56 and 57:
TANPINAR Asıl kötüsü, anneme o
- Page 58 and 59:
muş, fakat parası yetm eyecek kor
- Page 60 and 61:
lanır, bu hikâyeyi kimseye anlatm
- Page 62 and 63:
den sonra, böyle bir fikri ortaya
- Page 64 and 65:
gelmeden çok evvel hazırlanmışt
- Page 66 and 67:
Sabahtan akşam a kadar vaktimin ç
- Page 68 and 69:
Nuri Efendinin konuşması çok tat
- Page 70 and 71:
hakikaten öyle yapardı. Diyebilir
- Page 72 and 73:
Ne gariptir ki, yıllar boyunca mer
- Page 74 and 75:
kâfatsız bırakm adım . Daim a u
- Page 76 and 77:
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, san
- Page 78 and 79:
TANPINAR miyorum. D oğrusu, bunu s
- Page 80 and 81:
36 VI Vefa il medresede Şehzade C
- Page 82 and 83:
saraydan çırağ edilmiş, A bdül
- Page 84 and 85:
ilânından sonra, ayrı ayrı plan
- Page 86 and 87:
ip... Farkında değil ki, ben de h
- Page 88 and 89:
sahneyi, ödünç şahsiyetini gün
- Page 90 and 91:
Meşin gibi esmer, çarpık yüzü
- Page 92 and 93:
altın yapılacağına gerçekten i
- Page 94 and 95:
dolandırıcı addeden babam, bu no
- Page 96 and 97:
u iki em salsiz güzellik birbiriyl
- Page 98 and 99:
söyler, etrafa hangi dilden olduğ
- Page 100 and 101:
uzun müzakerelerden sonra o acayip
- Page 102 and 103:
gösteren misal var mıdır O tarih
- Page 104 and 105:
salanlar bile vardı. Fakat en gari
- Page 106 and 107:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ ada
- Page 108 and 109:
49 fine işine sa Lûtfullah’ın
- Page 110 and 111:
mahası ve sabrı ile, gaip âlem e
- Page 112 and 113:
kılıklarına girdim , mizaçları
- Page 114 and 115:
derhal reddetti ve A nadolu’ya gi
- Page 116 and 117:
Talih ve tesadüf bana tam aksini y
- Page 118 and 119:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ lum
- Page 120 and 121:
kesten iyi, hem çok iyi bildiğim
- Page 122 and 123:
Parmaklığın kendisine gelince, b
- Page 124 and 125:
gileri peydahlanıyor, hattâ tabia
- Page 126 and 127:
lar bile vardı. Bu suali ben de ke
- Page 128 and 129:
malı kıyafetimle dolaşıyorduk.
- Page 130 and 131:
meyen şikâyet ve üzüntülerine
- Page 132 and 133:
diye bizim evde geçirmeği âdet e
- Page 134 and 135:
TANPINAR m ın, halamın m irasına
- Page 136 and 137:
62 Diğer tar rahmetli ğın gecik
- Page 138 and 139:
çıkarmış, odanın ortasına yı
- Page 140 and 141:
Babam: - Hoş geldin kardeşim ...
- Page 142 and 143:
Halamın o heybetli hâli, onun kar
- Page 144 and 145:
katlanması beni hâlâ bile düş
- Page 146 and 147:
hip değiştirmiş gördüğü anda
- Page 148 and 149:
oluyorlar, seviyorlar, ıstırap ç
- Page 150 and 151:
ir kardeşi bulunduğunu, onun E di
- Page 152 and 153:
hiçbir surette hoş göremezdi. Be
- Page 154 and 155:
için elini bana âdeta zorla verdi
- Page 156 and 157:
koşa koşa eve getiriyorlar ve biz
- Page 158 and 159:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ dur
- Page 160 and 161:
tek m ânasıyl yetiyordu. Neler oy
- Page 167 and 168:
I Terhis olup da İstanbul’a d ğ
- Page 169 and 170:
ayrı mevsimin reçellerini bir gü
- Page 171 and 172:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Ona
- Page 173 and 174:
79 rasını tabiî s kesat gittiği
- Page 175 and 176:
Em ine, şirin, saf ve her şeyden
- Page 177 and 178:
T nimle evlenmeden çok evvel işit
- Page 179 and 180:
Çam lıca’da oturan büyük oğl
- Page 181 and 182:
kendisine her suretle yabancı iki
- Page 183 and 184:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ oyu
- Page 185 and 186:
inliğiyle benimsemişti. Odaya o g
- Page 187 and 188:
keskin şekilde içime yerleşti. A
- Page 189 and 190:
“Annesi kerimem Emine Hanım ile,
- Page 191 and 192:
de, hattâ onda bir hissesi satıla
- Page 193 and 194:
alıştırmıştı. Kız iki gözü
- Page 195 and 196:
hükmediyorlardı. Abdüsselâm Bey
- Page 197 and 198:
caktı. Sabri Bey bütün çirkinli
- Page 199 and 200:
TA nın da bunların arasında bulu
- Page 201 and 202:
ir azap, o her şeyi alt üst eden
- Page 203 and 204:
dildiğini şimdi hatırlıyor, esk
- Page 205 and 206:
herkes bu elmasın Saliha Sultan ta
- Page 207 and 208:
- Zaten aile itibariyle biraz para
- Page 209 and 210:
üzere idi. Fakat hortladı. Parala
- Page 211 and 212:
On beş dakika sonra A dlî Tıbba
- Page 213 and 214:
Ben kem iğim e kadar titredim. Ram
- Page 215 and 216:
ca tatbik edilecek bir usulden ziya
- Page 217 and 218:
İlk önce ikim iz de ayakta um um
- Page 219 and 220:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ aya
- Page 221 and 222:
- Büyük saat işte... 101 - M üb
- Page 223 and 224:
kuncu... - Hayır, hayır... diye h
- Page 225 and 226:
İsterseniz bir çeşit keyfi, ya b
- Page 227 and 228:
Sıkıntı içinde idi: - Burada be
- Page 229 and 230:
TANPINAR Sonra sözü değiştirdi.
- Page 231 and 232:
oraya doğru yürüyordum . Bu iki
- Page 233 and 234:
- Bu devre artık bitti! dedi. Odan
- Page 235 and 236:
Şaşkın şaşkın etrafım a bak
- Page 237 and 238:
insanın insana hücumu, o hiç yer
- Page 239 and 240:
Yeniden kuvvetlerimi topladım . Ye
- Page 241 and 242:
cak, ona şaşıracaktım. Nasıl m
- Page 243 and 244:
cemiyetimizde. Çünkü İçtimaî
- Page 245 and 246:
Doktor Ramiz yüzüme âdeta şefka
- Page 247 and 248:
tığı kitaptan bahsetti. - Biraz
- Page 249 and 250:
- Ben her zaman babamı kendi çehr
- Page 251 and 252:
TANPINAR düm . Doğrudan doğruya
- Page 253 and 254:
pardöstisü ko rarlayarak od Ve be
- Page 255 and 256:
dolaşıyordu: -Y apam adını cakt
- Page 257 and 258:
diğimi söyleyerek yardımımı is
- Page 259 and 260:
V Rüyam da Aristidi Efendinin ecza
- Page 261 and 262:
ğim ağzımda aynanın içine gire
- Page 263 and 264:
et ve itham dolu iki büyük göz,
- Page 265 and 266:
Birdenbire bir acı ile uyandım. A
- Page 267 and 268:
gelmekte ısrar etti. Ne kadar iyi
- Page 269 and 270:
elini uzatmasını beklediğinden h
- Page 271 and 272:
imkânsızdı. Burası Şehzadebaş
- Page 273 and 274:
gözle bakıyorlar, adı söyleninc
- Page 275 and 276:
çük veya büyük para dalaveresi
- Page 277 and 278:
lerde gülünür, m acera oradakile
- Page 279 and 280:
müştüm. Daha üçüncü günü b
- Page 281 and 282:
iyi kalbli bir adam , Aristidi Efen
- Page 283 and 284:
si de ehemmiyetli! Sosyal-psikanali
- Page 285 and 286:
Enstitümüz kurulmadan evvel m em
- Page 287 and 288:
en iyi teşhisi onun koyduğunu zan
- Page 289 and 290:
geldi, katıldı. O günden itibare
- Page 291 and 292:
sanki aramızda yalnız bir camlı
- Page 293 and 294:
meleri arabacı kırbaçları gibi
- Page 295 and 296:
geldi. Bütün kahve halkını sevi
- Page 297 and 298:
mesine, ne de hepimizle can ciğer
- Page 299 and 300:
ina yapılması için karar verilin
- Page 301 and 302:
dan çıkar gibi birbirinin peşind
- Page 303 and 304:
TANPINAR dum. A dlî Tıpta son gec
- Page 305 and 306:
Emine arkam da olm ayınca her akı
- Page 307 and 308:
di Hürriyetimi sıfıra indirmeler
- Page 309 and 310:
Fakat hayır, bütün bunları yapa
- Page 311 and 312:
me razı oldum. Bu esnada Doktor Ra
- Page 313 and 314:
yeden çektiğini, sonra tam önün
- Page 315 and 316:
kadar çok, bu kadar terbiyeli, ka
- Page 317 and 318:
VIII Evlendiğim iz zaman Pakize’
- Page 319 and 320:
Bir gün dünyanın en büyük cidd
- Page 321 and 322:
öyle” diye seslenen bir kadınla
- Page 323 and 324:
dığını, daima sağ tarafına ya
- Page 325 and 326:
IX İspritizma Cemiyeti hiç de Psi
- Page 327 and 328:
azasından Nevzat Hanımefendiye ha
- Page 329 and 330:
TANPINAR ğı da vardı. Bu yüzden
- Page 331 and 332:
at ilâve etti: - Gayet garip bir
- Page 333 and 334:
irde, tam on birde, anladınız mı
- Page 335 and 336:
kadaşı yapan bakışlar atardım
- Page 337 and 338:
Göm lekçisi, ayakkabıcısı, sap
- Page 339 and 340:
affedilebilen bu kışkırtıcı ş
- Page 341 and 342:
aileyi veya genç kızı, hattâ ş
- Page 343 and 344:
lenirdi. O yıllarda Afroditi ile a
- Page 345 and 346:
i saklamak için her türlü fedak
- Page 347 and 348:
minnet hissine ve ıstıraba bir ne
- Page 349 and 350:
kalmış hayatından içten içe ke
- Page 351 and 352:
TANPINAR idi ki elime beş on para
- Page 353 and 354:
sı muhakkak ki hakikat de olsa, on
- Page 355 and 356:
Hakikî A froditi’nin hiç de mey
- Page 357 and 358:
ları Sabriye’ye söylem enin hi
- Page 359 and 360:
medyum olmamıştı. Bunun büsbüt
- Page 361 and 362:
çok sever ve beğenirdi. İyi, asi
- Page 363 and 364:
di Bunun gibi ortada birçok halled
- Page 365 and 366:
- Hayır, ne münasebet! Şirket ta
- Page 367 and 368:
dum. Halbuki o değilm iş. Sarış
- Page 369 and 370:
Onun için operatörüm üz, Sabriy
- Page 371 and 372:
sarfa hazır olm ayan, aram ızda h
- Page 373 and 374:
dum. Kendi tâbirince, artık sıra
- Page 375 and 376:
TANPINAR Birinde havayı sordum ,
- Page 377 and 378:
172 değiştirmed kasabın, ev mın
- Page 379 and 380:
nın beni araması için ortada ço
- Page 381 and 382:
nışmıştım. İçlerinden birisi
- Page 383 and 384:
mal Bey gitmeden evvel bana birtak
- Page 385 and 386:
Ben dediğim şey, bir yığın iht
- Page 387:
anlatmağa çalıştım. İm kâns
- Page 390 and 391:
Zehra başka bir evde olsaydı, etr
- Page 392 and 393:
ki sedirin uzunluğuna uydurarak, o
- Page 394 and 395:
yordu. A hm et’i de alırım. Bel
- Page 396 and 397:
“Y da, li v attı ne bun O y vüc
- Page 398 and 399:
“Hem de küstah bir adam a benziy
- Page 400 and 401:
ak, insanları aldatm akla ge Halit
- Page 402 and 403:
tasına bıraktı. Saat o kadar iyi
- Page 404 and 405:
ir eskicinin çehresi, insanı çı
- Page 406 and 407:
ğım insan... Hakikaten içimde İ
- Page 408 and 409:
Herif bu akşam hapiste. Haftaya da
- Page 410 and 411:
yüzünden!” Nihayet, sevincimin
- Page 412 and 413:
duğunu artık biliyordum. Şunu da
- Page 414 and 415:
TANPINAR Topal İsm ail’in gözü
- Page 416 and 417:
192 meyecektim sıl besleyec Kederi
- Page 418 and 419:
Saatçiyan Efendi gözlerini ayakka
- Page 420 and 421:
hassas davranmıştım ki, adamın
- Page 422 and 423:
zünden hemen hemen merhumeyi tek b
- Page 424 and 425:
düm. Vapurda beni yanından bir da
- Page 426 and 427:
si, -bittabi Selma Hanımefendi biz
- Page 428 and 429:
nında çırağın arsızlıkları
- Page 430 and 431:
- Pek dalgınsınız Hayri Beyefend
- Page 432 and 433:
yorum. A cele ediyorum . Selma Han
- Page 434 and 435:
aşkasını bulamadık! Hastalık m
- Page 436 and 437:
D em ek, benim sevdiğimi biliyor.
- Page 438 and 439:
şe’yi niçin beğenmiyorum Ayşe
- Page 440 and 441:
TANPINAR selâ büyük baldızım..
- Page 442 and 443:
- Uzat doktor kadehini! Siz de beye
- Page 444 and 445:
akı içiyoruz. Doktor Ramiz derhal
- Page 446 and 447:
- E, ne var ne yok bakalım , Halit
- Page 448 and 449:
omuzundan çektiği eliyle bir tane
- Page 450 and 451:
-M u h ak k ak , hem yarın! Öğle
- Page 452 and 453:
tanım ıyordum - sözüne devam et
- Page 454 and 455:
ham artm ış, bütün vücudumu bi
- Page 456 and 457:
kendileri, ruhumuzu ve nefsimizi te
- Page 458 and 459:
sonra m uhakkak bir şeyler çıkar
- Page 460 and 461:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ yı
- Page 462 and 463:
TANPINAR Çaresiz ben de sözü o t
- Page 464 and 465:
Ayarc - E yorlar ları sa la... V n
- Page 466 and 467:
- Elbette vermeyeceksiniz. K ızın
- Page 468 and 469:
Kendilerini anlam ıyorsunuz diye..
- Page 470 and 471:
-G ü z e l olam az, dedi. Güzelde
- Page 472 and 473:
- M eşhurların hemen hepsini... F
- Page 474 and 475:
yin etmektir. Hakikati görmüşsü
- Page 476 and 477:
diyor. Bakın ben dört beş saat e
- Page 478 and 479:
dan ötesi hakikî boşluk... Yaln
- Page 480 and 481:
Göreceksiniz neler yapar. Bununla
- Page 482 and 483:
sti büsbütün güç oldu... Biliy
- Page 484 and 485:
m ünasebet yoktu. Hattâ aradaki f
- Page 486 and 487:
Biraz sonra ne yapacağım, sualind
- Page 488 and 489:
TANPINAR iremiz hiç de böyle şey
- Page 490 and 491:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ -A
- Page 492 and 493:
kocasına atlıyor, oradan Küçük
- Page 494 and 495:
yorlardı. Binaenaleyh bu iş onun
- Page 496 and 497:
- Bu işler başka türlü yürüme
- Page 498 and 499:
dığı gibi duran büyük, siyah c
- Page 500 and 501:
- Demek böyle ha! - Evet efendim ,
- Page 502 and 503:
le ve Nermin H anım la beraber bur
- Page 504 and 505:
o, muvaffakiyetin asıl karşısın
- Page 506 and 507:
inaya sığmayacak. En iyisi yeni b
- Page 508 and 509:
- Bu kadar mütehassısı nereden b
- Page 510 and 511:
ecede güvenir mi bize Ecnebi müte
- Page 512 and 513:
olacak. Yarısı da dışardan güv
- Page 514 and 515:
TANPINAR Ama nihayet müessese ona
- Page 516 and 517:
iki nokta. S Bunları b - İsterse
- Page 518 and 519:
ceğini zannetmem. Ben ilk uçuşun
- Page 520 and 521:
O yüzüme bakmadan: - Evet böyle.
- Page 522 and 523:
sütun, kırmızı ile morun arası
- Page 524 and 525:
na döndü: - Bırakın bunları...
- Page 526 and 527:
Bir müddet düşündü. Sonra tekr
- Page 528 and 529:
Tekrar om uzum dan yakaladı ve ben
- Page 530 and 531:
Bu sefer rahatladım. Bir çeşit a
- Page 532 and 533:
- Bu kadro, tam kadromuz değildir.
- Page 534 and 535:
lâzımdır. O zaman ne yapacağız
- Page 536 and 537:
dim. Dört ay daha rahat edecektim
- Page 538 and 539:
şekilde öğretmemiz lâzım... M
- Page 540 and 541:
l d le y g r d l m v v k b b b k f
- Page 542 and 543:
250 masına in lira alaca İlk ön
- Page 544 and 545:
alin son derecede şahsî olduğunu
- Page 546 and 547:
Daha doğrusu ben kendim de böyle
- Page 548 and 549:
Sabriye Hanımı konuşturmak için
- Page 550 and 551:
da Halit Ayarcı’nın miiesseseye
- Page 552 and 553:
lerde Pakize ile yeniden tatlı bal
- Page 554 and 555:
SAATLER! AYARLAMA niz, o kadar mük
- Page 556 and 557:
Asıl felâketi o kadar beğendiği
- Page 558 and 559:
karışık bir iş bu! Benden gizle
- Page 560 and 561:
e geçmiştik. Personelimiz de ço
- Page 562 and 563:
desiyle yenmişe benziyordu, yeni k
- Page 564 and 565:
- Evvelâ büyük bir etüdümüz v
- Page 566 and 567:
mesele var. Fakat bitmek üzere...
- Page 568 and 569:
ana doğrudan doğruya vermedin de
- Page 570 and 571:
diği hâlde üzümden başkasını
- Page 572 and 573:
teklif etti. Bu aşağı yukarı ik
- Page 574 and 575:
mış bir çocuk gibi Halit Beyin b
- Page 576 and 577:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ dem
- Page 578 and 579:
Tekrar gülüm se - A h, Hayri Bey
- Page 580 and 581:
IV SAATLE Başından beri gazeteler
- Page 582 and 583:
Bu ağız değişmesi sayesinde mü
- Page 584 and 585:
çocukluğu bu saat karşısında g
- Page 586 and 587:
Bazen de; - Voltaire’e veya Faust
- Page 588 and 589:
da aynı şekilde bir vazife vermi
- Page 590 and 591:
hayatta muvaffak olamamış, kendim
- Page 592 and 593:
ni sıralarında iki defa figüranl
- Page 594 and 595:
-B a şta n aşağı yalan ve hamak
- Page 596 and 597:
Bu akşam size gönderirim . Daha d
- Page 598 and 599:
Ona göre Ahm et Zamanı Efendinin
- Page 600 and 601:
Bir de vantilatör... Halit Ayarcı
- Page 602 and 603:
Artık şüphe edem ezdim , halamı
- Page 604 and 605:
da gelmiş bir misafiri ağırlar g
- Page 606 and 607:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ şe
- Page 608 and 609:
cek halk arasında fikirlerini yaya
- Page 610 and 611:
sında idi. Kütüphanem diye tanı
- Page 612 and 613:
Halam yine düşman düşman bana b
- Page 614 and 615:
üzmeli miydim Şurası var ki baz
- Page 616 and 617:
- Fevkalâde... dedim , yalnız dö
- Page 618 and 619:
Hele hiddetin değiştirdiği insan
- Page 620 and 621:
Çocuklarımın bana karşı hâlâ
- Page 622 and 623:
eni sünepe pısırık, tembel, bud
- Page 624 and 625:
ye söyleniyordum. Filhakika görd
- Page 626 and 627:
Sırtında siyah atkısı, elinde k
- Page 628 and 629:
Filhakika Zehra hole yakın bir sof
- Page 630 and 631:
- İşte bir başka vefasız daha..
- Page 632 and 633:
yır... O sadece enstitünün sizin
- Page 634 and 635:
Zam anî’nin keşfi, kendiliğind
- Page 636 and 637:
lunması gerekirdi...” A m m a ş
- Page 638 and 639:
etmeyecek miyiz Bu işten herkes me
- Page 640 and 641:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ da
- Page 642 and 643:
297 zaman buluş - Bak, ki resmimi
- Page 644 and 645:
ilirdi. Selm a’nın gelirken geti
- Page 646 and 647:
vahimliğini fark etm iyor muydu O
- Page 648 and 649:
Cemal Bey için biz mesele idik. Bi
- Page 650 and 651:
hiçbirimiz efkârıumumiyeyi yeni
- Page 652 and 653:
mesin! Doğrusunu isterseniz ben de
- Page 654 and 655:
VIII Nitekim öyle oldu. Hiç bekle
- Page 656 and 657:
lirlerdi. Hele onu hiç tanım ayan
- Page 658 and 659:
Bütün bunları yapan adam, şimdi
- Page 660 and 661:
tında yaşamıştı. Kıskançlık
- Page 662 and 663:
yade kendisinin sebebiyet verdiği
- Page 664 and 665:
da perişan gördüğüm üz N evza
- Page 666 and 667:
tazyiki bir misli daha arttırmış
- Page 668 and 669:
veya birkaç m üracaat karşısın
- Page 670 and 671:
lı yeni grafiklerden birini dikkat
- Page 672 and 673:
kabiliyetini kendi icat kabiliyetle
- Page 674 and 675:
-Z annederim ... İçini hakikî bi
- Page 676 and 677:
X Halit Ayarcı ile Ekrem Beyin pin
- Page 678 and 679:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ bo
- Page 680 and 681:
te, Ekrem Be sinin ötesine la parl
- Page 682 and 683:
- Benimle hiç meşgul olm ayın...
- Page 684 and 685:
mış ve genç adama acımıştım.
- Page 686 and 687:
zim , hiç üzülm eyin... Emin olu
- Page 688 and 689:
yük bir salonda... M odern dünya,
- Page 690 and 691:
derhal anlayan bir tercüman yanı
- Page 692 and 693:
İşin garibi saatimizi o kadar iyi
- Page 694 and 695:
- O kadar yaşlı adamın elbette b
- Page 696 and 697:
- Beni görünce de hep eski kafal
- Page 698 and 699:
ütün vücuduyla bana abandı: - B
- Page 700 and 701:
Bu arada hizmetçiler durmadan sağ
- Page 702 and 703:
iyle bakıyordu. “Vaktiyle ne kad
- Page 704 and 705:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ bı
- Page 706 and 707:
327 ara küçük ba kıp bize doğr
- Page 708 and 709:
Halam onun estağfurullahını çok
- Page 710 and 711:
zaman... Van Hum bert, lügatten ö
- Page 712 and 713:
Van Hum bert’e bu sefer Halit Aya
- Page 714 and 715:
meseleyi halletmişti. Olduğum yer
- Page 716 and 717:
hep Halit Ayarcı ile B üyükdere
- Page 718 and 719:
Halam uzaktan bana işaret etti, bi
- Page 720 and 721:
- A z iz dostum dedi, zavallı aziz
- Page 722 and 723:
iyi hazırlamaktadır. İnsanlar on
- Page 724 and 725:
TANPINAR ğil mi Böye bir şeyle k
- Page 726 and 727:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Bir
- Page 728 and 729:
niz sağlam olanlar içind değil!
- Page 730 and 731:
Halit Ayarcı tekrar kadehini doldu
- Page 732 and 733:
TANPINAR Ayarlama Enstitüsü, yaş
- Page 734:
var ki Van Hum bert bizim yüzüm
- Page 738 and 739:
azı Avrupa memleketlerindeki harek
- Page 740 and 741:
açmıştık. Bu yarışm a için y
- Page 742 and 743:
alelâde dört d ılf lı bina fikr
- Page 744 and 745:
oldu. Kendi kendim e, “Saat fikri
- Page 746 and 747:
izim icadımız olan saatli jartiye
- Page 748 and 749:
Yüzümün kızardığını hissedi
- Page 750 and 751:
saatimi düşünüyordum ve mutlaka
- Page 752 and 753:
TANPINAR değildi. Ufak tefek çık
- Page 754 and 755:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ mü
- Page 756 and 757:
351 rek ayar fikrin nın yapacağı
- Page 758 and 759:
katı bulunacaktı. Ve böyle bir
- Page 760 and 761:
otuz beşinci kattaydılar. Fakat
- Page 762 and 763:
ken yaptığı ev benzetmesini dü
- Page 764 and 765:
yor, fakat hayatıma, gördüğüm
- Page 766 and 767:
- Ablanla aran nasıl dedim. Gözle
- Page 768 and 769:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Emi
- Page 770 and 771:
salon da yer harik sek tepes bunlar
- Page 772 and 773:
SAATLERİ fakiyeti karşısında ba
- Page 774 and 775:
Bazıları ise daha ileriye giderek
- Page 776 and 777:
enim gibi mi, yoksa biraz farklı m
- Page 778 and 779:
TANPINAR Sonra birdenbire heyecanla
- Page 780 and 781:
Gülerek kendisini teselli ettim. -
- Page 782 and 783:
Daima vaziyetleri karşılamasını
- Page 784 and 785:
ini doğru dürüst dinlemedi bile.
- Page 786 and 787:
-H a y ır, dedi. Biliyorsunuz ki,
- Page 788 and 789:
yordum. Fakat küçük kızım H al
- Page 790 and 791:
İlk darbeyi Pakize yedi. Yeni tuva
- Page 792 and 793:
kül etti. Bütün arkadaşlar orad