14.01.2015 Views

Bilişsel Dilbilim, Dil Ulamları ve Türkçe Eylemlerin Kavramsal Yapısı ...

Bilişsel Dilbilim, Dil Ulamları ve Türkçe Eylemlerin Kavramsal Yapısı ...

Bilişsel Dilbilim, Dil Ulamları ve Türkçe Eylemlerin Kavramsal Yapısı ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlari<br />

<strong>ve</strong> Tiirkge <strong>Eylemlerin</strong> <strong>Kavramsal</strong> Yapisi<br />

ile llgili Gozlemler<br />

Deniz Zeyrek<br />

Orta Dogu Teknik ~ni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ad, eylem gibi dil ulamlar~n~nasd tan~mlanmas~ gerektigi <strong>ve</strong> ne tur<br />

sozcilkler igerdigi gibi konular, geleneksel dilbilgisinin oldukqa onemli bir<br />

bolumiinii olugturmaktad~r. Cagdag dilbilim kuramlarln~n ise sozciiklerin<br />

s~n~fland~r~lmasiyla dogrudan dogruya ugragtlgln~ soylemek zordur, ama<br />

kuramlarm dil ulamlarlna nasll yaklagtlg~ merak edilerek yap~lan bir incelemede,<br />

kuramlar arasl farkld~klar gbriilebilmektedir. Bu farkhlik kendi iginde bir amacl<br />

olan bir ugrag olarak degil, dilbilim yaklaymlarlnln dil olgularln~ nasll<br />

anlad~gm ortaya glkarabilecek, dolay~s~yla dilin ne oldugunu ayd~nlatacak<br />

onemli bir aragtlrmanln bir pargasl olarak goriilebilir. Bu yaz~da dil kuramlar~<br />

kapsaml~ bir bigimde aragt~r~lmayacagl <strong>ve</strong> ulamlarin her biri ayr~nt~ll olarak ele<br />

allnamayacagl igin boyle bir sonuca varmak amaglanmamaktadlr; kald~ ki boyle<br />

bir aragtlrma klsa bir makalenin sinlrlarln~ agacak kadar kapsaml~d~r. Yazlda bir<br />

kag dil kuram~na bir kag tumceyle deginilecek, <strong>ve</strong> bu kuramlarm ulamlara nas~l<br />

baktlgm kabaca ortaya ~lkarmak amaglanacaktlr. Yazlda belli bir dil kuram~<br />

(biligsel dilbilim) ana gizgileriyle tamtllacak <strong>ve</strong> bu kuramm ad <strong>ve</strong> eylem<br />

ulamlarln~ kendinden onceki gogu kuramdan farkh olarak, dilin kavramsal<br />

yonune deginerek nasl! agiklad~g~ ozetlenecektir. Yaz~ buyuk olgiide tanitlm<br />

amacl taymakla beraber, sozu edilecek terim <strong>ve</strong> kavramlarm ~glg~nda', dil<br />

ulamlar~nln gene1 olarak da dilin ne oldugu konusuna dolay11 bir bigimde<br />

deginilecek, en azmdan kuramln bu konuya degin gorugleri <strong>ve</strong>ya sezdirimleri<br />

ortaya gikar~lacakt~r.<br />

Biligsel dilbilimin ana gizgileriyle tan~tllacag~ bu yazida, Turkgede eylem<br />

ulaminin baz~ kavramsal yonlerine de deginilecektir. Yazl bir on gahgma <strong>ve</strong><br />

konuya girig niteligi tag~dlglndan, Tilrkgede eylemin anlamsal/kavramsal yoniinu


utunuyle ortaya ~~karmak amaclnl gutmemektedir. Verilen k~s~tl~ say~daki<br />

orneklerde, tanmlan yaklaymm Turkceye dar bir alanda, kiicuk bir uygulamas~<br />

yap~lmaya calq~lmaktad~r.<br />

<strong>Dil</strong> ulamlar~<br />

<strong>Dil</strong> ulamlar~ ustunde yap~lan cal~~malan kabaca ikiye ay~rabilir, <strong>ve</strong><br />

bicimbirimsel <strong>ve</strong> sozdizimsel yakla~~mlardan s6z edebiliriz (bkz. Hopper <strong>ve</strong><br />

Thompson 1984: 703-704). ilk yaklayma ornek olarak geleneksel dilbilgisini<br />

<strong>ve</strong>rebiliriz. Burada eylem ulam~. kigi, zaman <strong>ve</strong> kipe, ad ulam~ ise durum <strong>ve</strong><br />

sayiya gore ~ekilen birimler olarak tan~mlan~r; bu yakla~~mlarda eylemin <strong>ve</strong>ya<br />

adm ne oldugu bicimbirimsel yap~larla k~s~tlanmaktad~r. Eski ~aglardan beri<br />

yaygln olan bu goru<strong>ve</strong> karyn, Dionysus Thrax'm anlambilimsel yakla~~m~n~<br />

unutmamak gerekir. Eski Yunanh dilbilimci, dil ulamlar~n~n anlambilimsel<br />

s~n~flarla baglant~l~ oldugunu farketmi~tir (bkz. Robins 1967: 30-31). Eski<br />

~aglardan gunumuze uzanan bir ba~ka yakla~~m olan sozdizimsel yaklaym,<br />

sozcuk sm~flar~n~n hangi s~n~rlarla birbirlerinden ayr~ld~klar~n~ tart~yr <strong>ve</strong> bunu<br />

yaparken ulamlarm tanlmlnl da yapmls olur. Ornegin ad <strong>ve</strong> eylem ulamlarmm<br />

ozne <strong>ve</strong> yuklem ayrim~yla e~le~tirilebilecegini soyler.<br />

Sozdizimsel gorug ac~smdan hareket eden ~agda~ yap~sal dilbilimde,<br />

ozellikle Chomsky (1957) 'de onerilen yuzey yap1 kurallar~nda, ad <strong>ve</strong> eylem<br />

ulamlar~ (s~fat <strong>ve</strong> tan~ml~k gibi ulamlarla birlikte) bir dizi yeniden yazma kural~<br />

icerecek bicimde yeniden tan~mlanm~gt~r. Yeni bir dilbilim kuram~ onerilirken<br />

ortaya qkardan bu kurallarla yap~lmak istenen. ashnda sozcuk s~n~flar~n~<br />

yeniden tan~mlamak degildir. Burada amaclanan, belli bir smflamayla elde<br />

edilen bir dizi kuralm dildeki kabul edilebilir tumceleri iceren nitelikte olmas~<br />

konusudur. Yeni bir tan~mlama onermeyi ama~lamamakla birlikte, bu goruse<br />

gore bir bicimin hangi ulamm uyesi oldugu, dilbilgisi kurallarmm soyut dizgesi<br />

tarafindan belirlenmektedir (Lyons 1967: 150-15 1 ; Langacker 1987a: 54).<br />

Chomsky (1957, 1965)'nin 6nculugunu yapt@ <strong>ve</strong> uretimci-donu$imsel dilbilgisi<br />

olarak andan bu kuramda ulamlarm sozdizimsel olcutlere gore<br />

degerlendirildigini daha ac~k bir bicimde gormek icin eylem icin onerilen<br />

altbolumleme kurallarmdan soz edilebilir. Bu kurallar, anadili konu$ucusunun<br />

sezgi <strong>ve</strong> yarg~larmm bir pareas1 olan sozcuk bilgisinin bir bolumunu olu~turur <strong>ve</strong><br />

eylemleri tanlrnlar. Buna gore eylemler bir eylem obeginin icinde ortaya clkar <strong>ve</strong><br />

eylemi tan~mlayan bu obegin turudur. Ornegin ingilizcede meet (kar~~la~mak)<br />

~oyle tan~mlan~r: E, [ AO]. Bu formul meet eyleminin sagmda bir ad<br />

obegi bulunduguna i~aret ederek eylemin geci$i yaplslnl ortaya c~karmaktadlr.<br />

Cagda~ dilbilimin diger onemli kuram~ olan Yonetim <strong>ve</strong> Baglama kurammda<br />

eylem, oznelik yaplsl aqs~ndan tan~mlanmaktadir. Bu yapl, tiimcede hangi<br />

ogelerin zorunlu oldugunu belirler. Eger eylem iki ozneligi iqeren bir etkinligi<br />

anlat~yorsa, bunlarm dile getirilmesini saglayan en az iki kurucunun tumcede yer


Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Turkqe <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile ilgili Gozlemler<br />

almas~ gerekmektedir (Haegeman 1991 : 36). Konu~ucunun bir eylemin<br />

anlamm~ bilmesi, bu eylemle hangi etkinligin anlat~ld~g~n~, yani kaq katd~mc~n~n<br />

oldugunu <strong>ve</strong> eylemin kaq oznelik alacagm~ bilmesi demektir. Bu yaklaymda<br />

eylemlerin sozcuksel gosteriminin iyile~tirilmesi iqin eylemin anlamdan tureyen<br />

oznelik yaplslnln geli~tirilmesi geregine i~aret edilir. Kuramm onemli bir<br />

bolilmu olan Q kuramlyla eylemin, aldlg~ ozneliklere hangi rolu (k~l~c~,<br />

etkilenen, kaynak, erek, vd.) yukleyecegi belirlenir. Bu yonu ile kuram,<br />

yukarlda soz ettigimiz salt sozdizimsel yaklaymdan biraz ayrllml~<br />

goriinmektedir.<br />

11. Biliysel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong> <strong>ve</strong> ~nciileri:<br />

George Lakoff <strong>ve</strong> Ronald Langacker<br />

Calqma alanml bili~sel anlambilim olarak belirleyen dilbilimci George<br />

Lakoff <strong>ve</strong> meslektay Mark Johnson'a gore, anlam11 kavramsal yapllar iki<br />

kaynaktan q~kmaktad~r: (I) beden <strong>ve</strong> toplumla ilgili deneyimlerin dogaslndan, <strong>ve</strong><br />

(2) insanm iyi yap~lanm~~ baz~ bedensel <strong>ve</strong> toplumsal etkile~imlerle ilgili<br />

deneyimlerini dogu~tan sahip oldugu imgeleme gucuyle soyut kavramsal<br />

yapdara yansltabilmesinden (Lakoff 1988: 121). Bu goru~e gore, (a) insan<br />

du~uncesi <strong>ve</strong> insan bedeni birbirinden ayrl varllklar degildir, (b) deneyimler<br />

imgeleme araclllg~yla soyut bili~sel bir dtizeye (ulamla~t~rma, egretileme <strong>ve</strong> duz<br />

degi~tirmece gibi yollarla) taynlr, <strong>ve</strong> (c) sozdizim, ulamlar~ ybnlendiren bir<br />

dizi algoritmik ilke degildir; anlamla yonlendirilen yap~larln olu$umunu<br />

saglayan bir dizgedir.<br />

Yukar~daki ilkeler incelendiginde anlaylacag~ gibi bili~sel anlambilim, dilin<br />

(bunu daraltarak dil ulamlarlnln diyebiliriz) gerqek dtinyada var olan nesne,<br />

sureq, olay vd.'ni simgeler yoluyla gosterdigi dii~uncesine (nesnel bili~<br />

yaklapmma) katdmamakta <strong>ve</strong> bu du~uncenin Iiriinu olan yakla~lmlarm<br />

karysmda yer almaktad~r. Omegin 'ozellik anlambilimi' bili~sel anlambilimin<br />

karyslnda oldugu bir yaklaymd~r. Bir ozellik demetinin bir nesne ya da olay~<br />

tan~mlad~g~ bu yaklayma gore, dogru ulamlarln dilnyada nesnel olarak var<br />

oldugu, <strong>ve</strong> dil ulamlar~n~n bunlar~ yans~tmak iqin kullanllan simgeler oldugu<br />

varsay~lmaktad~r. Bu gdrli~ dilin <strong>ve</strong> dil ulamlar~nm kavramsal yonunu<br />

gormezlikten geldigi, yani insan bedeninin <strong>ve</strong> du$hcesinin birbirinden ayrl<br />

oldugunu ongordilgu <strong>ve</strong> insam bedensel deneyimlerinden kaynaklanan<br />

imgeleme gucunli gbzard~ ettiginden bili~sel anlambilim tarafindan kabul<br />

gormemektedir. Bu konuyu tartlsan Lakoff (1987, Bolum 2) goru~lerini,<br />

Ludwig Wittgenstein'dan Brent Berlin <strong>ve</strong> Pal Kay'e, J. L. Austin'den Eleneor<br />

Rosch'a kadar bir dizi araStlnnaclnln deneysel <strong>ve</strong> kuramsal gal~~malarma<br />

dayand~rmaktad~r. Ozellikle Rosch'un deneysel qah~malar~m kullanan yazar,<br />

209


Deniz Zeyrek<br />

qogu dilbilim yaklag~mlnln temelinde yatan, <strong>ve</strong> dil ulamlarlnm rastlant~sal <strong>ve</strong><br />

nesnel oldugunu soyleyen yaklaglmlarln biligsel anlambilimin reddettigi bir<br />

gorug oldugunu soylemekte <strong>ve</strong> bunun nedenlerini tart~gmaktadlr.<br />

Lakoffun genig yer ay~rdlg~ Rosch, biligsel psikoloji alanmda ulamlagtlrma<br />

konusunu on plana qlkarrn~g, <strong>ve</strong> Aristo'dan bu yana iyi anlag~ldlgl sandan ulaml<br />

ontip kuratnt qerqe<strong>ve</strong>sinde yeniden tanlmlamlgt~r. Nesnel bilig <strong>ve</strong> ozellik<br />

anlambiliminin turedigi klasik kurama gore, geylerin aynl ulama dahil edilmesi<br />

iqin, onlarm belli ozellikleri paylagmalarl gerekmektedir. Paylagllan bu ozellikler<br />

ulaml tanlmlayan ozellikler olarak degerlendirilmektedir (Lakoff 1987: 6-7).<br />

Oysa Rosch bir dizi deneysel qahgma ile ulamlarm ontip denilen en iyi<br />

omekleri iqerdigini, <strong>ve</strong> insan biliginin ulamlagtlrmada onemli bir rol oynadlgm<br />

ortaya q~karmlgt~r. Omegin kedi, fil, altln, masa, sandayle gibi sozcukler,<br />

ulamla~t~rmanm sadece belli bir diizeyini, biligsel anlamda temel diizeyi<br />

olugturmaktadlr. Omegin sandalye temel duzeyi, ejya ust, mufak sandalyesi ise<br />

alt duzeyi ifade eder (Rosch 1978: 32). Temel duzey, insanlar~n qevrelerini en<br />

kolay anlayabildikleri, bilgiyi en <strong>ve</strong>rimli olarak iglemleyebildikleri,<br />

depolayabildikleri <strong>ve</strong> digerlerine iletebildikleri duzeydir. Ayrlca qegitli deneysel<br />

ara~t~rmalardan, temel duzeyin qocuklarln ilk adland~rd~klar~ <strong>ve</strong> anlad~klar~,<br />

dilin sozcuk dagarclgma ilk giren duzey oldugu, <strong>ve</strong> nesnelerin kulturle belirlenen<br />

iglevlerinin belirlendigi duzey oldugu ortaya qikarllrn~gtlr (daha genig bilgi <strong>ve</strong><br />

degerlendirme iqin bkz. Lakoff 1988: 132). K~saca, Rosch aragt~rmalar~yla<br />

ulamlagt~rman~n nedensiz olmad~gln~, merkezdeki orneklerden qevresel<br />

omeklere uzanan biligsel bir olgu oldugunu, bir ulamm merkezdeki omeklerinin<br />

ontipler oldugunu, yani konugucular iqin daha bask~n olan geyleri kavramlagtlran<br />

sozcukler oldugunu gostermigtir.<br />

Biligsel dilbilimin ne oldugu <strong>ve</strong> qallgma yontemleri, Ronald Langacker'in iki<br />

cilt halinde yay~nlad~g~ Foundations of Cogniti<strong>ve</strong> Linguistics (1987b, c) [Biligsel<br />

<strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>in Temelleri] kitablnda ortaya konulmugtur. Bu genig qaph qal~gmada<br />

onerilen modele gore, dilbilgisinde iki uzam <strong>ve</strong>ya kutup vard~r: sesbilimsel <strong>ve</strong><br />

anlamsal uzam ya da kutup. Bunlar slraslyla, insanln ne duyduguna (<strong>ve</strong>ya<br />

okuduguna), <strong>ve</strong> ne anladlglna egdegerdir. Sesbilim kutbunda bir yap1 varsa, ona<br />

e~deger bi anlambilimsel kutup da vardlr. Sesbilimsel <strong>ve</strong> anlambilimsel<br />

kutuplar araslndaki bu eglilige Langacker simgesel egdegerlik demektedir.<br />

III. Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>de Imge<br />

Langacker'ln modelinde sesbilimsel kutuptaki yapllar sesler, anlamsal<br />

kutuptakiler ise buyuk olqude imgelerdir. imgelerin anlam kutbunda oldugu<br />

kesin olmakla beraber, tum anlam yap~larlnln imgeler halinde aqlklanrp<br />

aqklanamayacagl gimdilik aqlk bir soru olarak durmaktadlr. Bu soru buyuk<br />

olqude imgenin ne oldugu ile ilgilidir. imgenin bir resim, egretileme <strong>ve</strong>ya gekil


Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Tiirk~e <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile ilgili Gozlemler<br />

olmad~g~ konusunda ara~t~rmac~lar birle~mi~ gorunmektedir. Sadece gorse1<br />

degil, duyumsal <strong>ve</strong> isitsel imgeler de oldugundan yola pk~larak, imgenin e~deger<br />

bir alg~lanm~~ girdinin olmad~g~ alg~sal duyumlar oldugu duyunulebilir (bkz.<br />

Holmqvist 1993: 18).<br />

Imge kavram~n~n anlaylmas~ iqin bili~sel dilbilimin karysmda oldugu<br />

goru~lerde kavramm ne oldugu <strong>ve</strong> nas~l anlayld~g~ konusuna bir kez daha<br />

bakmak gerekecektir. Bu goruglerde oldugu gibi, eger simgelerin anlami<br />

dunyadaki varhklarla anlayhyorsa, brnegin 'Sah'nm anla~~lmas~ iqin haftanm <strong>ve</strong><br />

gunlerin dunyada var olmas~ gerekmektedir. Oysa bunlarm nesnel dunyada var<br />

olmad~g~ Lakoffun <strong>ve</strong>rdigi Bali brneginden anlaylmaktad~r. Bali'de qe~itli<br />

uzunluklarda <strong>ve</strong> aynl anda birarada bulunan qe~itli haflalar vard~r. 'Sall'nm ne<br />

oldugunu bilmek iqin haflanm ne oldugunu <strong>ve</strong> nas~l yap~land~gm~ bilmek<br />

gerekmektedir (Lakoff 1988: 135).<br />

Lakoffa gore Sal~ gibi kavramlarm tanlml iqin imgesel yap~lar<br />

gerekmektedir. Bu yap~lar~ Lakoff, biliybilimin temel terimlerinden 'butuncul<br />

duzen' ile tan~mlamaktad~r. Buna gore Sal~ bir dq gerqeklik degil, 'hafla<br />

butuncul duzenine ' ne gore anlaylabilen bir kavramdlr. Buradan hareketle<br />

Lakoff, gerqeklerin kulturun saglad~g~ butuncul duzenlere gonderme yap~larak<br />

tan~mland~g~, <strong>ve</strong> dq dunyada degil, insanlarm aklmda bulundugu goru~une<br />

varmaktad~r.<br />

Lakoff bu du~uncesini Fillmore'un qerqe<strong>ve</strong> anlambilimine (<strong>ve</strong> bunun gibi<br />

bili~sel temeli olan benzer modellere) dayand~rmaktad~r. Fillmore'a gore her<br />

sozcuk, belli bir qerqe<strong>ve</strong> iqinde anlam kazanan bir ogeye i~aret eder.<br />

Cerqe<strong>ve</strong>leri, nesnel olarak tan~mlanan dl$ gerqeklikle e~deger anlamlar tayyan<br />

yap~lar olarak tan~mlamak guqtur. Bachelor [bekar erkek] orneginde oldugu<br />

gibi, sozcukler gerqege degil, toplum yaplslnln bili~te var olan ideal goriinumune<br />

gore tan~mlan~r. Bu ideal bili~sel gorunumde insanlar kary cinsten biriyle cinsel<br />

yasaml olan, tek e~li evlilikler kuran, belli bir yaSta evlenen, aynl ki~iyle<br />

evliligini surduren, vb. ijzellikler tayyan kigilerdir. Bachelor sozcugu,<br />

'evlenebilecek yasta oldugu halde bekarhgm surduren erkek' anlamml, bu ideal<br />

gorunume gore kazanm~gt~r. Bu gorunurn gerqekle her zaman ortugmemektedir.<br />

Lakoff idealleytirilmig modelde, Tarzan'm, papanm, dort eyle evlenmesine izin<br />

<strong>ve</strong>rildigi halde iiq e ~ olan i miisluman erkegin, qocuklugundan beri komada olan<br />

bir erkegin bekarhg~n~n hiq gundeme gelmedigini belirterek, bu ki~ilere bekar<br />

diyebilmek iqin tanlmln 'esnetilmesi' geregine i~aret etmektedir. Tanmm<br />

esnetilmesi ise ideal modelin bazi yonlerinin degi~tirilmesi ya da tumuyle<br />

gozard~ edilmesi anlam~n~ taymaktad~r (Lakoff 1988: 138).<br />

imgeleme yoluyla olu~turulan butuncul duzenler<br />

Mark Johnson, The Body in the Mind (1987) [Akl~n Iqindeki Beden] ad11<br />

kitabrnda bedenimizle ya~adig~m~z olaylardan q~karak imgeleme yoluyla<br />

21 1


Deniz Zeyrek<br />

olu~turdu~umuz baz~ buttincul dilzenlerin varl~g~n~ tartqmaktad~r. Lakoff<br />

bunlardan birkaqma deginmekte <strong>ve</strong> dildeki sozcuklere nasd ula~~ld~g~n~<br />

orneklemektedir. 0rnegin 'parqa-butun butuncul duzeni' bunlardan biridir. Bu<br />

bili~sel yap1 bedenimizle ilgili deneyimimizden yani bir butun olu~umuzdan <strong>ve</strong><br />

bedenimizi bir butun olarak idare edivimizden kaynaklanmaktad~r. Bedenimizi<br />

parqalar~ olan bir butun olarak alg~lar~z, bunun yanlslra dunyadaki diger<br />

nesnelerin sahip oldugu parqa-butun yaplslnln da farkmda olmam~z gerekir. Bu<br />

bili~sel duzen baz~ egretilemelere yo1 aqmlgtlr. ~rnegin, aileler <strong>ve</strong> diger<br />

kurumsal duzenlemeler parqalar~ olan butunler olarak anlayl~r. Evlilik, parqasl<br />

e~ler olan bir ailenin (bir buttinun) olu~mas~ iqin gerqeklegtirilir. Dolay~s~yla<br />

bo~anma ayrrlma, yani btituniln bozulmas~ olarak adlandlr~l~r (Lakoff 1988:<br />

143).<br />

Par~a-butun duzeninin egretileme yoluyla iqinde ba~<br />

<strong>ve</strong>ya ayak olan pek ~ o k<br />

sozcuk <strong>ve</strong> deyimi ortaya q~kardlg~n~ soyleyebiliriz. Turkqedeki ba~bakan,<br />

ba~komutan, ba~ogretmen, bajkent, ba~a baj, bapnr ezmek gibi sozciik <strong>ve</strong><br />

deyimlerden, bedenin en ustteki parqasl olan bayn kulturlimuzde (buyuk<br />

olasd~kla diger baz~ kultilrlerde oldugu gibi) onemli, degerli olarak ali~land~g~<br />

anlaylmaktadlr. Buna karyhk, bedenin en altmda yer alan ayaklarm kullan~ld~g~<br />

ayak i~leri, ayak takrmr, ayagrnrn altrna almak, ayagrnrn altrnr opmek gibi<br />

birle~ik ad <strong>ve</strong> deyimlerden, ayaklarm ba~a gore daha az degerli olarak<br />

alg~land~g~ anlag~lmaktad~r. Bunlardan ayagww altrna almak <strong>ve</strong> ayagrnrn altrnr<br />

opmek sozleri, konu~anm baynm digerinin ayaklar~yla aynl duzeye, hatta onun<br />

ahma indigini, yani bedenin en onemli parqaslnln bir ba~kas~n~n bedeninin en<br />

degersiz parqaslnln ahma indigini sbylemektedir. Dolay~s~yla bu sozler, ki~inin<br />

kendi degerini bilerek du~iirdugu anlamm~ imgeleme yoluyla ifade eder.<br />

Johnson'un sozilnil ettigi bir ba~ka butuncul duzen, 'kaynak-yol-erek<br />

butuncul dilzeni'dir. Bu bili~sel yapl, her hareket ettigimizde ba~ladlg~rn~z <strong>ve</strong><br />

varmak istedigimiz bir nokta olmas~ndan, ayrlca ba~lang~q <strong>ve</strong> biti~ noktalarm<br />

birbirine baglayan <strong>ve</strong> yonlendiren bir dizi biti~ik yerler olmasmdan<br />

kaynaklanmaktad~r. Bu bedensel deneyimin yo1 aqt@ anlayqlardan biri,<br />

amaqlarm var~lacak nokta olarak, yani bir baglang~q noktas~ndan biti~ noktasma<br />

dogru ilerledigimiz bir yo1 olarak anlagdmas~dlr. Yollamak, yola gelmek, yoldan<br />

pkmak, hizqa girmewgelmek, yollarr ayrrlmak, yo/ aramak, yolcu, bu bili~sel<br />

yaplya Turkqeden <strong>ve</strong>rebilecegimiz orneklerdir.<br />

IV. Bilipel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>de Ulamlar<br />

Lakoffun tizerinde durdugu bili~sel yap~lar <strong>ve</strong> bunlarm egretileme gibi<br />

yollarla dile getirilmesi, Ronald Langacker'ln qalqmalarmda da onemli bir yer<br />

tutmaktad~r. Langacker'a (l987b: 110) gore insan, alg~lad~g~ bir durumu degi~ik<br />

imgeler yoluyla degi~ik biqimlerde kurgular. Bir durumun iki degi~ik imgesi


Bilipel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Tiirkqe <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile tlgili Gozlemler<br />

olabilir; bunlar durumun hangi ozelliklerinin seqildigiyle, bu ozelliklerin<br />

birbirlerine gore bask~nl~gryla, hangi bak~g aq~s~ndan alg~land~klar~yla, vb.<br />

konularla ilgilidir. Eylem, ad gibi ulamlar~ biqimbirimsel ozelliklere gore<br />

tanrmlayan geleneksel dilbilgisi yaklag~mlar~n~n <strong>ve</strong> anlamm nesnel dunyada var<br />

oldugunu soyleyen anlay~glarm tersine biligsel yaklag~m. bir durumun anlammm<br />

durumun nas~l kurguland~grna bag11 olarak degigtigini soylemektedir (Langacker<br />

1987b: 56). Langacker iki ciltlik qahgmaslnm birincisinde (1987b), anlamm <strong>ve</strong><br />

dilbilgisi s~n~flarln~n kavramsal temelini aydlnlatmay~ amaqlad~g~ tart~gmalar<br />

yapmaktad~r. Bu tart~vmalarrn ~yglnda bazi kavramlar onermektedir. <strong>Dil</strong><br />

ulamlarm~, ozellikle eylem ulamm tan~mlamak iqin gerekli olan baz~larrn~<br />

agag~dapklamak yerinde olacakt~r .<br />

Biligsel siireqler<br />

Yiiklemleme <strong>ve</strong> belgileme<br />

Langacker varhklarm farkh biqimlerde alg~landlg~na i~aret ederek, algrsal<br />

farkl~hgm varl~klarm farkl~ dilsel biqimlerle ifade edilmelerine yo1 aqtlgln~<br />

soyler. Varl~klarm hangi dilsel biqimlerle ifade edildigini aq~klamak amac~yla<br />

yazar yuklemleme terimini kullanmaktad~r. <strong>Dil</strong> biqimleri temelde ikiye, iki<br />

yuklemleme turune ayr~lmaktad~r: Adlarla <strong>ve</strong> iligkilerle gerqeklegtirilen<br />

yuklemlemeler.<br />

I. Ad yiiklemlemesi bir geyi belirtir.<br />

2. Iligki yiiklemlemesi<br />

a. zaman dlg~ bir iligkiyi<br />

b. bir sureci belirtir.<br />

Langacker'm ozgunliigu, bu yiiklemleme turlerini birbirlerinden ayrran<br />

nedeni kavramsal bir temele dayand~rmas~ndad~r. Yazara gore bunlar~<br />

birbirinden aylran iqeriklerinin ne oldugu degil, bu iqerigin nasd kurguland~g~ <strong>ve</strong><br />

belgilendigidir. Ad yuklemlemesi, varl~klarm birbirleriyle baglant~lr olarak<br />

alg~lanarak aynl tanlm kumesi iqinde tan~mlanmas~, <strong>ve</strong> boyle olugturulan<br />

bolgenin belgilenmesidir. Ornegin aljabe, bilig duzeyinde bir bolge<br />

olu$urmaktadrr. Bolge, alfabeyi olugturan harflerin birbirleriyle baglantlsln~,<br />

yani harflerin belli bir slra iqinde dizilmiv olarak algrland~klar~ bilgisini<br />

yans~tmaktad~r. Bir bavka ifadeyle ad yuklemlemesi bir 'gey'i dile etirir. 'gey',<br />

dunyadaki somut bir varllga degil, bilivsel bir olaya ivaret eder.<br />

B<br />

Buna 'gey<br />

biitiinciil diizeni' denmektedir. Ve dillerde bu biituncul diizeni ifade eden<br />

simgesel yap~lar ad olarak ulamla~trr~l~r (Langacker 1987b: 215).<br />

Iligki yuklemlemesi terimi de birbiriyle baglant~l~ varhklara dayan~r; ancak<br />

bu tur yuklemlemede varl~klarm arasmdaki karyl~kl~ ilivkiler belgilenir.<br />

Ornegin, Turkqedeki sayr <strong>ve</strong> saymak sozciiklerini ele alabiliriz. Bunlardan ilki


Deriiz Zeyrek<br />

bir ad1 yuklemlemekte, yani algdanan bir dizi varlrg~ bir bolge i~inde<br />

belgilemektedir. ikincisi aynl varhklart i~ermekte, ancak bu kez aynl kavramsal<br />

i~erigi varhklar aras~ndaki ili~ki olarak belgilemektedir. Dolayis~yla bu iki<br />

sozcugun ayrl ulamlar (ad <strong>ve</strong> eylem) olarak ger~eklegmesinin nedeni, aynl<br />

varllgm (<strong>ve</strong>ya bir kume varl~g~n) farkl~ biqimlerde belgilenmesidir (bkz.<br />

Langacker 1987a: 69).<br />

iki alt grupta incelenen ili~ki yuklemlemesinden birincisine, yani zaman d~y<br />

ili~kilere dahil olanlar ilge~, s~fat, zarf, eylemlik <strong>ve</strong> orta~larla, ikinci alt gruba,<br />

yani sureGIere dahil olanlar ise eylemlerle ortuynektedir (Langacker 1987a: 72,<br />

1987b: 214). Ornek olarak Turk~ede zaman d~y ili~kileri belgileyen kar~i,<br />

kar~in, karpt gibi sozcukleri, karplajmak, kar~da~tmnak, kar~darnak gibi<br />

eylemlere karyla~tlrabiliriz. Bu sozcukler ayrl dil s~n~flar~nda yer almakta, buna<br />

karyn anlamsal bir temeli paylagmaktad~rlar. (Bu anlamsal payda, sozcuklerin<br />

turedigi bi~imbirimden (karj!) kolayl~kla anlag~lmaktad~r.) Bu olgu <strong>ve</strong> sure~ler<br />

ingilizcede de farklr bi~imlerde dile getirilmekte fakat sozcukler Turk~ede<br />

oldugu gibi aynl anlamsal temeli payla~~yor giirunmemektedir. Kr$.<br />

against/across (kary), despite (karyn), opposite (karyt; kary), come across<br />

(karyla~mak), compare (karyla~trrmak), meet (karylamak). (Ote yandan,<br />

ingilizcede zaman dly bir ili~kiyi belgileyen across (kar~~) ile bununla biqimsel<br />

bir ilgisi olan cross eyleminin aynl anlamsal temele dayandlklarmr soylemek<br />

mumkun gorunmektedir (bkz. Langacker 1987a: 68).) <strong>Dil</strong>lerdeki bu <strong>ve</strong> benzeri<br />

yap~sal farkl~hklar, Langacker'rn kuram~na gore nedensiz degildir. Bu kuram<br />

qer~e<strong>ve</strong>sinde bir varllgln zaman dly bir ili~ki olarak ml, yoksa bir sure$ olarak<br />

ml yiiklemlendigi onun nasrl alglland~gl <strong>ve</strong> belgilendigi ile ilgilidir. Bu yuzden<br />

bir ili~kiyi <strong>ve</strong> sureci dile getiren sozcukler Tiirk~e orneklerde goriildugu gibi,<br />

aynl kavramsal temeli paylagabilir. Bu basit bir bi~imbirimsel kural degil,<br />

anadili konu$ucular~nrn bili~sel sureclerinin sozle kavramla~tlrllmas~d~r.<br />

dzet tarama, swab tarama<br />

Bu yazlnln odak noktasl olan eylemlerin bili~sel alanda nas~l tanlrnland~glna<br />

biraz daha yakla~abilmek icin Langacker'm 'sureG'lerin, zaman ~ISI ili~kilerin <strong>ve</strong><br />

'~ey'lerin nas~l kavramla~t~rddig~na ili~kin du~iincelerini biraz daha yaklndan<br />

tanmak gerekmektedir. Yazar bu ulamlara dahil edilen birimlerin kavramsal<br />

farkhhklar~ oldugunu, dile getirilirken kullanllan bi~imlerin bu farkllllg~<br />

yansltmaya yiinelik oldugunu soylemektedir. Bu fark, sure~lerin <strong>ve</strong> ~eylerin<br />

's~ralr tarama' <strong>ve</strong> 'ozet tarama' olarak adlandlr~lan bili~ olaylarl yoluyla<br />

kavramla~malarmdan kaynaklanmaktadlr.<br />

Slrah tarama, bir sahnenin digerine slrayla donu~tugunun<br />

kavramla$tir~lmas~drr. Evrilmekte olan bir olaym ~e~itli yonleri slral~,<br />

birikmeyen bir bi~imde gozlemlenir. Her sahne ayrr anlarda kavramlayr,<br />

kavramla~an bir sahne, onu izleyen sahne kavramlayrken yok olur. Dolay~slyla


Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Tiirk~e <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> yap^ ile ilgili Gozlemler<br />

bu tur alg~lamada kavramlagt~rma devingendir, iqerigi bir andan digerine degigir.<br />

Bu alg~lama biqimi degi~imlerin <strong>ve</strong> olaylar~n belgilenmesine uygundur.<br />

Ozet tarama, bir olayin ~egitli yonlerinin birikerek anlag~lmas~, yani<br />

kavramlagmanm agama agama olugturuldugu anlamm tag~maktad~r. Bir sahne<br />

tumuyle tarandlgmda, butun cepheler aynl anda gorilntudedir, <strong>ve</strong> tek vucut<br />

olarak birbirlerine tutunurlar. Bir sahnenin qegitli cepheleri kavramlagt~ktan<br />

sonra bir daha yok olmaz. Bu alg~lama biqirni duragan (zaman dq) olgular~n, <strong>ve</strong><br />

(geylerin) belgilenmesine uygun duger.<br />

iki tur alg~lama biqimini orneklemek Uzere Langacker bir nesnenin yere<br />

dugmesini dugunur. gekil la 'da dugme silrecinin srah taranmasl<br />

gosterilmektedir.3 Ayn~ olaym ozet taramasl (gekil Ib) birikme agamaslnln<br />

alg~lanrnasm gerektirir. Bu, turn olugturucu dururnlar aynl anda etkin <strong>ve</strong> tek<br />

vucut olarak anlagllmcaya kadar devam eder. Ornegin Turk~ede diijmek<br />

eyleminin gekil la'da, dugme, dugug gibi adlarm da gekil b'de oldugu gibi<br />

taranarak anlag~ld~gm dugunebiliriz.


Deniz Zeyrek<br />

Tumce/tumcecik duzeyinde karg~lagt~rilsa,<br />

(1) Kitap yere dugtu<br />

(2) Kitabm yere dugmesi ....<br />

orneklerinin birincisinde dikkatimizin hareket eden nesne ustunde<br />

yogunlagt~gm~, bir onceki durumu unutarak ikincisi ile devam ettigimizi<br />

soyleyebiliriz. lkinci brnekte ise hareket yolunu alg~lar, hareket eden varl~gm art<br />

arda olugan durumlarm goz ard~ ederiz.<br />

Benzer bir tarama farkhl~gm sergileyen beklemek (ey lem) <strong>ve</strong> bekleme (ad)<br />

sozcuklerini ele alahm. Bu sozcuklerden ikincisinin, trafik polisleri tarafindan,<br />

araC suruculerini uyarmak iqin kullan~ld~g~n~ goruyoruz:<br />

(3) (Lutfen) bekleme yapmaymlz.<br />

Trafik polislerinin suruculere durmamalar~ gereken yerde durduklarmda<br />

yapt~klar~ bu uyarl, beklemek eylemi kullan~larak,<br />

(4) Lutfen beklemeyiniz<br />

gibi bir tiimce ile de yapdabilirdi. Oysa (4) numarall tiimcenin genellikle tercih<br />

edilmedigi gorulmektedir. Bunun bir nedeni, trafik polisinin durumu alg~lamas~<br />

ile ilgilidir. Langacker'm kuram~ ~erqe<strong>ve</strong>sinde beklemek eylemi bir 'iligki'yi<br />

yuklemler; zaman iqinde evrimlegen bir iligki olarak alg~land~g~ iqin bir 'sureq'<br />

tir. 0te yandan bekleme gibi adlar, ne zaman i~inde geligir, ne de zamanla<br />

s~n~rl~d~r. Bu yonuyle bekleme, zaman dl81 bir iligkiyi yuklemler. Bu tur adlar<br />

nesnel varl~klara benzetilebilir. Langacker buna ornek olarak su'yu <strong>ve</strong>rir. Su, ne<br />

uzam iqinde geligir, ne de uzamla s~n~rl~d~r; goller, nehirler, okyanuslarda<br />

bulunur. Su ad^, uzamda bu nitelikler oldugu zaman ortaya q~kar. Bekleme ad1<br />

da temel sure^ oldugu zaman ortaya ~~kar. Bu aq~klamalar 131g1nda (4)'dun,<br />

beklemek eyleminin zaman i~inde evrilmesini belgiledigini soyleyebiliriz. Bu<br />

tumceden, konuganm hareket ustunde yogunlagt~g~n~ <strong>ve</strong> olaym geligmesini<br />

surduren bir sureq olarak alg~land~g~n~ anhyoruz. Dolay~s~yla eylem kullan~m~,<br />

ge~iciligi iqkin olan bir olay~ belgilemektedir. 0te yandan (3)'deki ad kullan~m~<br />

ile, konuganm hareket ustunde degil, hareketin gerqeklegtigi soyut bir yo1<br />

ustunde odakland~gm dugunebiliriz. Bu algllama biqiminde bekleme, ne<br />

zamanla s~n~rl~ ne de zaman iqinde geligen bir durum degildir; dolay~s~yla<br />

eylemle belirtilen durumdan daha etkili <strong>ve</strong> kalw olarak algilanm~gtir. igte bu<br />

fark trafik polisinin suruciiyu uyar~rken eylem degil ad kullan~m~n~ ortaya<br />

~~karm~gt~r. Boylelikle polis, karylagt~g~ hareketin geqiciligini degil surerliligini,<br />

hatta surucunun ~srarc~hgm~ alg~lam~g, <strong>ve</strong>ya bunu varsaymlg gorulmektedir.


Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Tiirkqe <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile llgili Gozlemler<br />

Zaman i~inde degiqmezlik ilkesi: Talmy Giv6n<br />

Lakoff <strong>ve</strong> Langacker'm dugihceleriyle benzerlikleri olan qegitli<br />

dilbilimcilerden soz etmek mumkundur. Bunlardan biri olan Talmy Giv6n<br />

(1979), Langacker'dan bag~ms~z olarak geligtirdigi, ama onun kuramma qok<br />

benzeyen goru~lerinde, dil ulamlar~n~n d~g diinyada insandan bag~ms~z olarak var<br />

olan gey <strong>ve</strong> olaylar~n bire-bir adland~rdmas~ olmad~g~n~ dile getirmig, dil<br />

ulamlar~n~n insan biliginin varl~klar~ nasd alg~lad~g~yla ilgili oldugunu<br />

gsstermege qahgm~gt~r. Givon'a gore insanm alg~lama aracl uzaml zaman<br />

boyunca tarar; dolay~s~yla insanm varllklar~ zaman <strong>ve</strong> uzam iqinde<br />

algdad~gmdan s6z etmek mumkundur. Bu goruge gore bir kavram~ konugan<br />

<strong>ve</strong>ya dinleyenin uzamsal bilgisine sunan sozcukler adlard~r. Ote yandan<br />

eylemler, daha qok hareket <strong>ve</strong> olaylar~ dile getirir; yani bir kavram~ konugan<br />

<strong>ve</strong>ya dinleyenin zamansal bilgisine sunarlar. Eylemler genellikle adlardan daha<br />

az somut olan varl~klar~, yani sadece zaman iqinde var olabilen sureq, hareket,<br />

olay vd.'ni ifade eder. Bir bagka ulam olugturan s~fatlar ise, eylemlerle<br />

karg~lagtmld~gmda k~s~tl~ say~da zaman <strong>ve</strong> gorunug eklerine sahiptirler, <strong>ve</strong> pek<br />

~ o aq~dan k adlarla eylemlerin arasmda bir yerdedirler. <strong>Dil</strong>lerde s~fat olarak<br />

sozcuklegen nitelikler, biqim, en, boy, cinsiyet, renk, doku gibi genellikle daha<br />

kalx~, siirekli niteliklerdir. Eger bir dilde sadece bir kaq s~fat varsa bunlar<br />

qoklukla zaman iqinde degigmezligi olan nitelikleri ifade etmektedir. Ote yandan<br />

daha az kalm olan s~cak, soguk, k~zgm, negeli, uzgun gibi nitelikler qogunlukla<br />

eylem olarak sozcuklegme egilimindedir (bkz. Givon 1979: 32 1-322).<br />

Cegitli dillerde (ozellikle Hint-Avrupa dilleri d~g~nda kalan dillerde, ornegin<br />

Afrika dillerinde) yapt~gl aragt~rmalardan yolan q~kan Givon, zamanda<br />

degigmezlik qizgisi diyebilecegimiz bir yap1 tasarlamq <strong>ve</strong> dil ulamlar~n~ bu qizgi<br />

iistunde aq~klamaya qaligm~gt~r. Bu qizginin bir ucunda zaman iqinde en fazla<br />

kal~c~l~g~ olan, qok yavag geligen <strong>ve</strong> birbirlerine benzeme egiliminde olan ~eyler<br />

bulunmaktad~r. Bunlar ad olarak s8zcuklegir. Diger uqta ise zarnan iqinde en az<br />

kal~c~l~g~ olan, evrende degigim iqeren olay <strong>ve</strong> hareketler vardlr. Bunlar da eylem<br />

olarak sozcuklegir. Zamanda degigmezlik qizgisinin ortalarmda yer alan geyler.<br />

yani var olma sureleri iki ucun ortasmda olanlar s~fat olarak sozcuklegir.<br />

Bunlardan daha kal~c~ nitelikleri olanlarm ad olarak sozcuklegme olas111g1<br />

yuksektir. Zamanda degigmezlikleri daha az olan, geqici niteliklerin ise eylem<br />

olarak sozciiklegme ganslar~ yuksektir.


Deniz Zeyek<br />

V. Sonuq: Biligsel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>in <strong>Dil</strong> Olgular~yla 1lgili<br />

Genel Sezdirimleri <strong>ve</strong> Kuram~n Uygulama Alan1<br />

Biligsel dilbilimin sadece bir bolumunun tanlt~ld~gl bu yazldan, kuramm<br />

anadili konu$ucular~nm sezgilerine buyuk olqude yer <strong>ve</strong>ren <strong>ve</strong> anlamla ilgili<br />

sonuqlara varan bir dilbilim kuram~ oldugu gorugu q~kmaktad~r, sanlrlm. Bu<br />

kuram her~eyden once dili, hepimizin sezgileriyle de hissettigi gibi, her yonu<br />

birbirine tutunan bir dizge olarak gormekte <strong>ve</strong> kendisini dilin sadece belli bir<br />

bolumune k~s~tlamamaktad~r. Bu qerqe<strong>ve</strong>de dil ulamlar~ konusunda qegitli<br />

dilbilim kuramlar~ndan farkl~ bir gorug ileri siirmekte, <strong>ve</strong> ad <strong>ve</strong> eylem<br />

ulamlar~nm evrensel oldugunu, bunlarm dilbilgisi yaplslnln temelinde oldugunu<br />

sbyledikten sonra farkl~l~gln kavramlagt~rma duzeyinde oldugunu ortaya<br />

koymaya qalqmaktad~r. <strong>Dil</strong> olgularm yap~sal dilbilimcilerin pek fazla<br />

ilgilenmedigi baz~ terimler (srrall <strong>ve</strong> ozet tarama, egretileme, imge, belgileme,<br />

bolge, biitiinciil diizen, vd.) kullanarak biligsel aq~dan inan~l~rl~g~ olan <strong>ve</strong> qegitli<br />

psikolojik deneylerle kan~tlanm~g sureqler arac~l~g~yla aq~klamaya qahgmaktadlr.<br />

Bu kuramm en bilinen uygulama alanl bilgisayar dilbiliminde gorulmektedir.<br />

iglevsel bakq aqlsl, kuramm bu alana getirdigi bir yenilik olmugtur. Chomsky'ci<br />

biqimci yaklaymm temel ilkelerinden olan sozdizimin bag~ms~zl~g~, bilgisayar<br />

dilbiliminde qegitli qallgmalar~ yonlendirmig olmakla beraber, bunlarm<br />

birbirlerinden ayn <strong>ve</strong> kopuk olmas~ baz~ elegtirilere yo1 aqmlgtlr. Elegtiriler bu<br />

qahgmalarm ya sozdizim ya anlam iistiinde durdugu, birinin digerine yeglenmek<br />

zorunda kalmdlg~ yolundad~r. Bir ba~ka sorun, biqimci yaklaymlarm anlamm<br />

goruntulenmesi konusundaki yetersizligidir (bkz. Holmqvist 1993 <strong>ve</strong> Heinze<br />

1994). Bu sorunlar tumuyle giderilmese de, biligsel dilbilim biqimci<br />

yaklag~mlardan farkl~ ilkeler one surdugu, dilin anlam yonilnu sesbilim,<br />

biqimbirim, sozdizim <strong>ve</strong> diger boyutlardan ay~rmad~g~ <strong>ve</strong> imge biituncul<br />

duzenleriyle anlamm goruntulenmesi konusunda yeni gorugler ileri surdugu iqin<br />

bilgisayar dilbilimi iqin ilgi qekici olmugtur. Ozetle, biligsel dilbilimin<br />

biqimbirim, sesbilim, anlambilim <strong>ve</strong> kullan~mbilim iqin birbirine tutunan<br />

aq~klamalar yapmasl <strong>ve</strong> biqimci yaklaymlarm birarada ele almakta zorlanacagl<br />

dil olgular~na biituncul aq~klamalar getirmesi onun uygulanabilirligini<br />

arttlrmlgtlr. (Biligsel dilbilimin alana katkllar~ <strong>ve</strong> uygulamalar Holmqvist 1993<br />

<strong>ve</strong> Heinze 1994 'de goriilebilir.)<br />

ate yandan biligsel dilbilim, dilin bilgisayarlagt~r~lmas~yla ilgili dogrudan<br />

aqlklamalar yapmamakta <strong>ve</strong> bu yiizden de elegtirilmektedir (bkz. Heinze<br />

1994:86-88). Ornegin Langacker'm, insan beyninin ne yapt~gm tutarh bir<br />

biqimde aq~klamas~, fakat bunun nasd gerqeklegtigini aq~klamamas~, bunun da<br />

sinirsel iglemleme iqin yeterli <strong>ve</strong> dogrudan katk~larda bulunmamas~ bir elegtiri<br />

konusudur. Elegtirilere kargm, bilivsel dilbilimin hem kuramsal hem de<br />

uygulama alanmda dili anlamaya gu uq nedenle yararll oldugunu soyleyebiliriz<br />

(bkz. Heinze 1994: 43-45): (a) Kuram, bir dil olgusunun anlag~lmas~nda<br />

218


Bilipel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>, <strong>Dil</strong> Ulamlar~ <strong>ve</strong> Tiirkqe <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile ilgili Giizlemler<br />

kullanllabilecek bir dizi yap1 onerir. Bu yap~larln qe$tliligi, sorunu istenilen<br />

kapsarn <strong>ve</strong> derinlikte incelerneye olanak <strong>ve</strong>rir. (b) Kurarn diger i~levsel<br />

dilbilgisi kurarnlarmda oldugu gibi, dogru <strong>ve</strong> yanlq turnceler arasmda kesin,<br />

vazge~ilrnez bir smr ~izrnez; bu nedenle dildeki turn sozceler araytirrna alanma<br />

girebilir. (c) Kurarn dil olgularln~n nedenini zihinsel <strong>ve</strong> bilivsel sure~lerde<br />

aramakta <strong>ve</strong> dili psikolojik bir olgu olarak a~~klarnayl arna~larnaktadlr;<br />

psikolojik yonden inan~l~r olrnaya, yani insan beyninin belli bir amaG i~i nas~l<br />

~ali$t@ln~ a~lklarnaya <strong>ve</strong> hatta bunu gariintulerneye Gal~yr.<br />

Bunlara karyn, Langacker (1987a: 92)'ln soyledigi gibi, bili~sel dilbilimin<br />

evrensel ge~erliligi olan, nesnel etkenlere dayah, <strong>ve</strong> hatta sadece kavrarnsal<br />

i~erige dayali tan~mlar bulma urnudu <strong>ve</strong> arnacl yoktur. Kurarnm en onernli ysnu,<br />

bu i~erige nasd ulag~ldlglnln <strong>ve</strong> bunun nas~l olu$turuldugunun anlaylmaya<br />

~al~g~lrnas~dlr. Goriildugu gibi Langacker, karrnag~k bili~sel eylemlerin sadece<br />

iglevsel rnimari yaplsl hakk~nda inanll~r varsay~mlar yapllabileceginin<br />

farkmdadlr. Bunlar bile gu anda tartlgmaya a ~ <strong>ve</strong> ~ belki k de yeterli olgunluga<br />

ulagmamlg dururndadlr. Yine de, iglevsel bir bak~g a~is~yla dilin psikolojik bir<br />

olgu oldugunu a~lklamak bak~m~ndan degerlidir.<br />

Notlar:<br />

Yazlnm sonuna, yazida kullandan terimlerin hangi Ingilizce terirnin<br />

karyllgi oldugunu belirtrnek amaclyla Turk~e-lngilizce dizin eklenmigtir.<br />

Dizinin hazlrlanmasmda Kocarnan (1 990) <strong>ve</strong> Bilijim Terimleri Sozliigii'nden<br />

yararlan~lmqtlr.<br />

Yazara gore biligsel olay, tek bir noronun harekete ge~mesi olabilecegi gibi,<br />

genig bir mirnari yaplya sahip karrnag~k bir olugurn da olabilir. Olay~n<br />

norolojik bir iz blrakt~gm, bunun da tekrar oluguma yo1 a~acaglnl<br />

du$unebiliriz. Boylece bir olay giderek daha derinlegir <strong>ve</strong> canlandlrllrnas~<br />

kolayla~lr (Langacker 1987b: 100).<br />

Langacker bu gekilleri sadece kuram~n belli yonlerini sunrna arnaclyla<br />

kullanrnaktad~r. Yazar gekillerde gosterilen dururnlarm ayrl ayrl varl~klar<br />

olarak alg~lanmadig~na dikkat ~ekmekte <strong>ve</strong> zihinsel etkinliklerin<br />

surekliligini belirtmektedir.


Kay nakqa<br />

Bili~im Terimleri Sozliigii. (1996). Tijrkiye Bili~im Dernegi.<br />

Chomsky, Noam. (1 957). Syntactic Structures. The Hague: Mouton.<br />

Chomsky, Noam. (1965). Aspects of the Theory of Syntax, Cambridge,<br />

Massachusetts: MIT Press.<br />

Givbn, Talmy. (1979). On Understanding Grammar. New York: Academic<br />

Press.<br />

Haegeman, Liliane. (1991). Introduction to Go<strong>ve</strong>rnment and Binding Theory.<br />

Oxford: Basil Blackwell Ltd.<br />

Heinze, Daniel T. (1994). Computational Cogniti<strong>ve</strong> Linguistics. Yaymlanmamq<br />

Doktora Tezi, Pennyslvania: The Pennyslvania State Uni<strong>ve</strong>rsity.<br />

Holmqvist, Kenneth. ( 1993). Implementing Cogniti<strong>ve</strong> Semantics. Lund:<br />

Reprocentralen.<br />

Hopper, Paul J. <strong>ve</strong> Thompson, Sandra. (1984). The Discourse Basis for Lexical<br />

Categories in Uni<strong>ve</strong>rsal Grammar. Language. Cilt 60, Say1 4,703-752.<br />

Johnson, Mark. (1987). The Body in the Mind: The Bodily Basis of Reason and<br />

Imagination. Chicago: Uni<strong>ve</strong>rsity of Chicago Press.<br />

Kocaman, Ahmet. (1990). <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong> Terimleri Sozlugu. Durmu~oglu, G., lmer,<br />

K., Kocaman, A,, Ozsoy, S. (haz.) iqinde. <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong> Ara~tlrmalarz. Ankara:<br />

Hitit Yaymevi, 156-190.<br />

Lakoff, George. (1987). Women, Fire and Dangerous Things: What Categories<br />

Re<strong>ve</strong>al About the Mind. Chicago: Uni<strong>ve</strong>rsity of Chicago Press.<br />

Lakoff, George. (1988). Cogniti<strong>ve</strong> Semantics. Eco, Umberto, Santambrogio,<br />

Marco, Violi, Patrizia (haz.) iqinde. Meaning and Mental Representations.<br />

Bloomington: Indiana Uni<strong>ve</strong>rsity Press, 1 19- 15 1.<br />

Langacker, Ronald W. (1987a). Nouns and Verbs. Language, Cilt 63, Say1 1,<br />

53-94.<br />

Langacker. Ronald W. (1987b). Foundations of Cogniti<strong>ve</strong> Grammar: Vol. I -<br />

Theoretical Prerequisites. Stanford, California: Stanford Uni<strong>ve</strong>rsity.


Bili~sel <strong><strong>Dil</strong>bilim</strong>. <strong>Dil</strong> Ulamlari <strong>ve</strong> Tiirk~e <strong>Eylemlerin</strong><br />

<strong>Kavramsal</strong> Yap~s~ ile ilgili Gozlemler<br />

Langacker, Ronald W. (1987~). Foundations of Cogniti<strong>ve</strong> Grammar: Volume 11<br />

- Descripti<strong>ve</strong> Application. Stanford, California: Stanford Uni<strong>ve</strong>rsity Press.<br />

Lyons, John. (1968). Introduction to Theoreticul Linguistics. Cambridge:<br />

Cambridge Uni<strong>ve</strong>rsity Press.<br />

Robins, R. H. (1967). A Short History of Linguistics. Bloomington: Indiana<br />

Uni<strong>ve</strong>rsity Press.<br />

Rosch, Eleanor. (1978). Principles of Categorization. Rosch, Eleanor <strong>ve</strong> Lloyd,<br />

Barbara (haz.) i~inde. Cognition and Categorization. Hillsdale: Lawrence<br />

Erlbaum Associates, Publishers, 27-48.<br />

Tiirkqe- Ingilizce Dizin<br />

alg~sal duyumlar<br />

belgilemek<br />

bolge<br />

butunciil diizen<br />

diiz degi~tirmece<br />

Gerqe<strong>ve</strong> anlambilimi<br />

hareket yolu<br />

imge<br />

duyumsal imge<br />

nesnel bili<br />

ontip<br />

ozellik anlambilimi<br />

sahne<br />

tarama<br />

ozet tarama<br />

wall tarama<br />

ulamla$t~rma<br />

yiiklemleme<br />

ad yiiklemlemesi<br />

ili~ki yiiklemlemesi<br />

:perceptual sensations<br />

:to profile<br />

:region<br />

:schema<br />

:metonymy<br />

:frame semantics<br />

:path<br />

:image<br />

:sensory image<br />

:objectivist cognition<br />

:prototype<br />

:feature semantics<br />

:scene<br />

:scanning<br />

:summary scanning<br />

:sequential scanning<br />

:categorization<br />

:predication<br />

:nominal predication<br />

:relational predication

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!