ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği
ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği
ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
2009’un bu ilk<br />
sayısıyla yeniden<br />
birlikteyiz. Kriz<br />
tartışmalarıyla<br />
Hasan Gülveren girdiğimiz 2009 yılı,<br />
Editör<br />
hem umutları hem<br />
de endişeleri birlikte<br />
taşıyor. Krizin fırsata çevrilebileceğini<br />
düşünen iyimserler ile işlerin daha da<br />
kötüye gideceğini düşünen kötümserlerin<br />
yaklaşımı yeni yılda da sıcaklığını koruyor.<br />
Dergimizin bu sayısında da bu yöndeki farklı<br />
çevrelerin görüşlerini görebilirsiniz...<br />
Henüz krizin yarattığı toz bulutu dağılmadığı<br />
için kimin haklı olduğunu söylemek güç. Ben<br />
şahsen iyimserlik taraftarıyım. Sürekli karamsar<br />
hareket edip, önümüze çıkacak fırsatları<br />
kaçırırsak büyük hata yapmış oluruz. Öncelikle<br />
şunu unutmayalım: Tüm dünya krizden<br />
olumsuz etkileniyor. Şiddeti her ülkede farklı<br />
olsa da bu kriz dünyanın krizi. Bu durumda ne<br />
yapmalıyız Daha çok çalışmalı, fırsatları daha<br />
iyi görmeye çalışmalı ve hızlı hareket etmeliyiz...<br />
Krizden öncelikle ihracata dayalı ülkeler<br />
olumsuz etkileniyor. Bunların başında<br />
Çin geliyor. Çinli firmalar kendilerini<br />
büyük miktarlı siparişlerle çalışmaya<br />
programladıkları için yaşanan kayıplardan<br />
büyük yaralar alıyorlar. Bu ülkeden çok<br />
sayıda firmanın kapandığı, birçok kişinin<br />
işini kaybettiği haberleri geliyor. Çin hızlı ve<br />
kontrolsüz büyümesinin sıkıntılarını yaşamaya<br />
başladı. Artık Avrupalı alıcı, büyük siparişler<br />
yerine küçük ve karlı mallara daha yöneliyor.<br />
Bu yönelişte elbette ilk tercihlerden biri,<br />
yanı başındaki Türkiye olacak. Bugün bunun<br />
işaretlerini yavaş ta olsa görmeye başladık.<br />
Daha da göreceğimizi bekliyorum.<br />
Türkiye olarak, yıllarca darbe yediğimiz bu<br />
ülkenin içine düştüğü sıkıntıyı fırsat olarak<br />
değerlendirmeye çalışmalı, daha kaliteli, daha<br />
verimli üretim teknikleriyle pazarlamaya ağırlık<br />
vermeliyiz. Konfeksiyoncular, kumaşçılar;<br />
tanıtım ve fuar imkânlarını kullanarak yeni<br />
müşteriler bulmaya çalışmalıdır. Kur düzeyi<br />
editörden...<br />
İyimserler mi haklı çıkacak,<br />
kötümserler mi<br />
istenen seviyede, Hükümetin destek paketleri<br />
de yavaşta olsa hayata geçiyor. Bu dönemi<br />
fırsata dönüştürmek için adım atmanın tam<br />
zamanı.<br />
Değerli okuyucularımız;<br />
2009’un bu ilk sayısında yine çok farklı<br />
konularla yine karşınızdayız. Konularımız<br />
arasında, 3 Şubatta gerçekleşen ÖRSAD’ın<br />
kriz paneli, İTKİB’de düzenlenen ve Sanayi<br />
ve Ticaret Bakanı sayın Zafer Çağlayan’ın<br />
katıldığı toplantıları bulunuyor.<br />
Dergimizin bu sayısında, daha önce<br />
olduğu gibi, örmecilerle gerçekleştirdiğimiz<br />
röportajlar var. Üç firmayla röportaj<br />
gerçekleştirdik. Malatya merkezli ihracatçı<br />
Karagözlüler Tekstil’in başarılarını; Özbelen<br />
Tekstil’in ve Sefa <strong>Örme</strong>’nin ayakta kalma<br />
mücadelesini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.<br />
Bu sayımızda dikkatinizi çekecek bir<br />
diğer konu da organik tekstiller. Bu<br />
haberde organiğin artan önemini rakamsal<br />
bilgilerle destekleyerek sizlere aktarmaya<br />
çalıştık. Üyelerimizden gelen talep üzerine<br />
hazırladığımız bu haberimizde organik<br />
sertifika veren iki önemli kurumun adres<br />
bilgilerini bulabilirsiniz.<br />
Bu haberlerin haricinde kısa haberlerimizi,<br />
çeşitli tarihlerde gerçekleşen toplantıları<br />
ve basın açıklamalarını da bu sayımızda<br />
okuyabilirsiniz. 30’uncu sayımızda yeni<br />
bir uygulamayı hayata geçirdiğimizi<br />
belirtmek istiyorum. Artık ÖRSAD üyeleri<br />
kartvizit ilanlarını dergimizde ücretsiz<br />
yayınlayabilecekler. Üyelerimizin müşterilere<br />
ulaşmasını kendilerini tanıtmalarını<br />
sağlayacak seri ilanlarını bizlere ulaştırdıkları<br />
takdirde her sayımızda yayınlayacağız.<br />
Sizlere yeni müşteriler bulma, firmanızı ve<br />
hizmetlerinizi tanıtmada faydalı olacağını<br />
umduğumuz bu imkânı en iyi şekilde<br />
değerlendirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.<br />
Sözlerimi burada tamamlarken hepinize<br />
sıkıntılardan uzak, bol kazançlı günler dilerim.<br />
ÖRME DÜNYASI<br />
ÖRME SANAYİCİLERİ DERNEĞİ<br />
Adına<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Fikri KURT<br />
fikrikurt@orsad.org.tr<br />
Editör<br />
Hasan Gülveren<br />
orsad@orsad.org.tr<br />
Yayın Kurulu<br />
Prof. Dr. Yusuf Ziya AKSU<br />
Oğuz SATICI<br />
Ferit ATILGAN<br />
Zeki KARAHAN<br />
S. Murat ÇETİN<br />
İlkan KUL<br />
Servet UÇAR<br />
Vedat DOĞAN<br />
Vehbi CANPOLAT<br />
Hikmet GÜLLE<br />
Mehmet ZENGİN<br />
Hüseyin KARABAŞ<br />
Rahim İNAN<br />
Hasan KORKMAZCAN<br />
Şinasi PARLAK<br />
Erdinç ERDOĞAN<br />
Muammer DEMİRBAĞ<br />
Nazım DOĞAN<br />
Mehmet Selçuk SADIR<br />
Danışma Kurulu<br />
Prof. Dr. Işık TARAKÇIOĞLU<br />
Prof. Dr. Bülent ÖZİPEK<br />
Prof. Dr. Arzu MARMARALI<br />
Prof. Dr. Faruk BOZDOĞAN<br />
Prof. Dr. Hüseyin KADOĞLU<br />
Prof. Dr. Arif KURBAK<br />
Prof. Dr. Cevza CANDAN<br />
Doç. Dr. Erkan İŞGÖREN<br />
Doç. Dr. Fatma ÇEKEN<br />
Grafik Tasarım<br />
Baskı<br />
Elma Basım<br />
Halkalı Caddesi No:164 B-4 Blok<br />
Sefaköy - Küçükçekmece - İST.<br />
Tel: (0212) 697 30 30<br />
Yönetim Adresi<br />
Fatih Cad. Akasya Sok. Dirican ‹ş Merkezi<br />
No:7/33 Kat:3 Merter-Güngören/İSTANBUL<br />
Tel: (0212) 637 68 05 - 06<br />
Faks: (0212) 637 68 07<br />
www.orsad.org.tr<br />
e-mail:orsad@orsad.org.tr<br />
Dergimiz iki ayda bir yayınlanmaktadır. <strong>Örme</strong><br />
Dünyası, basın yayın ahlak ilkelerine uymaya<br />
söz vermiştir. Yazılardaki tüm görüşlerin<br />
sorumluluğu yazarlara aittir.İzin alınmadan<br />
yazı ve resim alıntısı yapılamaz.
İçindekiler<br />
12<br />
KRİZ PANELİ YAPILDI<br />
<strong>Örme</strong>ciler sorunlarını konuştu<br />
TEKSTİLCİLER BAKAN'DAN ÇÖZÜM İSTEDİ<br />
26<br />
22<br />
KARAGÖZLÜLER TEKSTİL<br />
%95 kapasite ile çalışıyoruz<br />
ORGANİK PAMUK PAZARI<br />
2009'da pazar büyüklüğü 5 milyar dolar olacak<br />
40<br />
48<br />
MAYER&CIE'DEN BİR YENİLİK DAHA<br />
İHRACATÇININ YENİ İLACI:VOB<br />
58<br />
62<br />
İNGİLTERE TEKSTİL PAZARI<br />
Reklam İndeksi<br />
ÖRTEKS<br />
Y.Ö.K<br />
ÖRSAD<br />
Y.Ö.K.‹<br />
İLHANLAR TEKSTİL<br />
Ö.K.‹<br />
ÖRTEKS - SHEIFLEX 1<br />
BENTEKS-GROZ BECKERT 5<br />
GÜNGÖREN 11<br />
HERBOY A.Ş. 17<br />
RETAŞ - NAMSEO 19<br />
HATFİL A.Ş. 21<br />
BENTEKS-KERN LIEBERS 25<br />
BATEKS SAMSUNG 29<br />
CANAN TEKSTİL 31<br />
BATEKS MONARCH 34<br />
BENTEKS-PILOTELLI 38-39<br />
FİKRİ ÖRME 45<br />
MAYER&CIE 47<br />
COOLMAK 55<br />
GÜVEN ÖRME 61<br />
ÖRSAD MAKİNA PARKURU 77<br />
LEYBA<br />
A.K.İ<br />
COTTON USA<br />
A.K.
Artık uzun vadeler<br />
risk yaratıyor<br />
FİKRİ KURT<br />
ÖRSAD Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Değerli meslektaşlarım; 2009 yılına adım<br />
attığımız bu aylarda sektörün çarklarının<br />
giderek çalışmaz hale geldiğine tanık<br />
oluyoruz. Dünya dengeleri değişiyor,<br />
ekonomilerinde çok ciddi değişimler oluyor.<br />
Paraların el, patronların yer değiştirdiği yeni<br />
bir dünya düzeniyle karşı karşıyayız.<br />
Bu değişimler olurken acaba bizler<br />
buna ülke ve sektör olarak hazırlıklı<br />
mıydık Bana kalırsa, reel sektör<br />
olarak, hiç mi hiç hazırlıklı değildik. Bu<br />
değişim; bugüne kadar yaptıklarımızı<br />
sorgulamamızı da beraberinde getirdi,<br />
acaba nerede hata yaptık diye kendimizi<br />
sorgulamaya başladık.<br />
Türkiye’de yatırım yapanların ve Devlet<br />
Planlama Teşkilatı’nın bu hatalarda payı<br />
olduğuna inanıyorum. Ülke genelinde<br />
yatırımlar yapılırken, fizibilite ve kapasite<br />
durumu incelenmedi, pazar durumu<br />
analiz edilmeden acele ve plansızprogramsız<br />
yatırımlara gidildi. Bu yanlışlar<br />
neticede; bizlere, sektörümüze, ülkemize<br />
zarar verdi.<br />
Öz sermayesi olmadan aldıkları<br />
teşvikler ve kredilerle yatırıma gidenlerin,<br />
kapasite fazlalığının oluşmasında büyük<br />
payları var. Bu yatırımcılar, başkalarının<br />
paralarıyla büyümeye çalıştılar. Örneğin<br />
konfeksiyon ihracatı yapanlar, uzun<br />
vadeli çeklerle mal alımına gittiler,<br />
kumaş üreticilerin, iplikçilerin ve<br />
boyahanelerin emeklerinden uzun süre<br />
para pul ödemeden istifade ettiler. Bizler<br />
de uzun vadeli çeklerle dolu bu piyasada<br />
payımıza düşeni aldık. Neticede,<br />
kontrolsüz gelişen bu piyasa ortamı,<br />
bizleri bitme noktasına getirdi.<br />
Sayın meslektaşlarım;<br />
Hep dertlenecek, ağlayacak değiliz.<br />
Artık şapkamızı önümüze koyup<br />
düşünmenin, krizden ayakta kalarak<br />
çıkmanın yollarını aramanın vakti geldi.<br />
Bence karamsar olmanın bize faydası<br />
değil, zararı var. Enerjimizi alan, bizi<br />
doğru düşünmekten alı koyan bu<br />
bunalımdan artık kurtulup kendimizi<br />
işimize vermeliyiz. Bakın, işini düzgün<br />
yapan, finansmanı düzgün olan firmalar<br />
devam ediyorlar işlerine...<br />
Krize çare olacak çözümleri bir çırpıda<br />
ortaya koymak mümkün değil ancak<br />
sektör olarak yapabileceklerimiz var.<br />
Öncelikle ne yapabiliriz<br />
Uzun vadelerle çalışmaktan uzak<br />
durmalıyız. Bir başka önemli nokta da,<br />
gerekirse küçülmeye gitmek, maliyet<br />
yaratan kalemlerden kurtulmak...<br />
3 Şubattaki panelimizde de dile<br />
getirdiğim bazı hususları burada tekrar<br />
sizlerin dikkatine sunmak istiyorum:<br />
1- Uzun vadede mal almak isteyen<br />
firmalardan garanti almadan mal<br />
satmayınız.<br />
2- İşletme maliyetlerini dikkate alarak<br />
bir fiyat politikası uygulayınız, fiyatlarınızı<br />
kesinlikle düşürmeyiniz.<br />
3- Büyük, küçük, orta kim olursa olsun<br />
işletmeler birleşmeye çalışsınlar. Bu yolla,<br />
kiradan, elektrikten, istihdamdan ve diğer<br />
sabit giderlerden tasarruf edebilirsiniz.<br />
4- Artık daha prensipli çalışmaya özen<br />
gösterelim. Eski kar marjlarını kafanızdan<br />
atın. Az kazançla çalışmaya kendinizi<br />
alıştırın. Bundan böyle nasıl daha iyi<br />
olurum diye düşünmeye çalışın.<br />
5- Dünya değiştikçe bizler de kendimize<br />
çeki düzen vermeye çalışmalıyız. Gerekirse<br />
küçülmekten kaçınmayalım.<br />
Değerli arkadaşlarım;<br />
3 Şubattaki kriz panelinde, birçok<br />
konuyu konuşma imkânımız oldu. Bu<br />
konulardan biri de fason fiyatlarıydı.<br />
Panele gelen birçok meslektaşımız; fason<br />
fiyatlarının düşüklüğünden şikâyet etti,<br />
dernek olarak buna bir çare bulunmasını<br />
talep ettiler. Bizler de dernek yönetimi<br />
olarak bir fiyat belirleme komisyonu kurup,<br />
bunun üzerine çalışacağımızı söyledik.<br />
Sektörümüze zarar veren düşük fason<br />
fiyatlarını makul bir seviyeye çekmek için<br />
dernek olarak elimizden geleni yapacağız.<br />
Uygulanır mı, uygulanmaz mı bilemeyiz<br />
ama biz dernek yönetimi olarak sizlerin<br />
taleplerini yerine getirmek için elimizden<br />
geleni yapacağız. Dernek olarak en kısa<br />
sürede kuracağımız bir komisyonla bu<br />
“Asgari Fason Fiyat Listesi”ni belirleyip<br />
sizlerle paylaşacağız. Umarız ki, sektörümüze<br />
faydalı olur ve herkes bu listeye riayet eder.<br />
Hepinize saygılar sunar, sağlık ve<br />
esenlikler dilerim.
6 ÖRME DÜNYASI<br />
Kısa Kısa...<br />
Terrot’un Türkiye mümessili yeniden<br />
ERKO oldu<br />
Alman yuvarlak örme makine devi<br />
Terrot'un Türkiye mümessili 4 Aralık<br />
itibariyle yeniden ERKO oldu. Daha önceki<br />
yıllarda ERKO ile işbirliği olan ve bunu<br />
uzun yıllar sürdüren Terrot, mali krizin<br />
ardından el değiştirdikten sonra, yeniden<br />
yapılanmaya gitmişti. Yeniden yapılanma<br />
sürecinde Aktin Tekstil ile işbirliğine<br />
giden ve bir süre bu firma aracılığıyla iç<br />
pazara ulaşan Terrot, Aktin ile yollarını<br />
2008’in Aralık ayında ayırdı. Firma, 4<br />
Aralık 2008’den itibaren Türkiye’deki<br />
mümessilliği için ERKO ile yeniden el<br />
sıkıştı. ERKO, bundan böyle makine satışı,<br />
yedek parça, bakım ve servis hizmetlerinin<br />
tümünden sorumlu olacak.<br />
TTSD’nin yeni başkanı<br />
Baran Arın<br />
Türkiye Tekstil Terbiye <strong>Sanayicileri</strong><br />
<strong>Derneği</strong>’nin yeni başkanı Baran Arın<br />
oldu. 19 Ocakta Beşiktaş’taki dernek<br />
merkezinde yapılan genel kurulda, H.<br />
Ersal Yazgan’ın yerine başkanlığa Yalçın<br />
Tekstil’in sahibi Baran Arın seçildi. Arın<br />
2 yıl süreyle bu görevi sürdürecek.<br />
Küçükarslan,<br />
Lionette markasıyla<br />
T-shirt pazarında iddialı<br />
TRİSAD’da kriz semineri<br />
Triko <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong> ile<br />
İTO’nun birlikte organize ettiği,<br />
TRİSAD’ın Giyimkent’teki merkezinde<br />
gerçekleştirilen seminerde kriz ortamında<br />
işletme ve istihdam politikaları,<br />
konusunda uzman bürokratlar tarafından<br />
anlatıldı. 27 Ocak’ta yapılan seminer’in<br />
açılışı konuşmasını TRİSAD Başkanı<br />
Mustafa Balkuv yaptı. Balkuv'un<br />
konuşmasının ardından İTHİB Başkanı<br />
Hikmet Tanrıverdi kısa bir konuşma<br />
yaparak, krizde tekstilcilerin beklentileri<br />
ve çözüm önerilerini sıraladı. Bu<br />
konuşmanın ardından TRİSAD Başkanı,<br />
İTHİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi’ye<br />
sektöre katkılarından dolayı plaket verdi.<br />
Daha sonra, seminerin ana konusu<br />
olan ve devlet bürokratlarının söz aldığı<br />
bölüme geçildi.<br />
Seminerde, KOSGEB İkitelli müdürü<br />
Selahattin Kaya, KOBİ’lere sağlanan<br />
olanaklardan; İŞKUR İl müdürü<br />
Muammer Coşkun, işsizlik sigortası<br />
fonu ve İŞKUR’un faaliyetlerinden, İTO<br />
Hukuk Müşaviri Dr. Veysi Seviğ, vergi ve<br />
finansman uygulamalarından; Yrd. Doc.<br />
Dr. Vedat Laçiner ise iş akdinin feshinde<br />
dikkat edilmesi gereken noktalar<br />
üzerine bilgiler verdi.<br />
<strong>Örme</strong> kumaş imalatında, sektörün<br />
tanınmış markalarından biri olan<br />
Küçükarslan Tekstil, ringel kumaş<br />
imalatını konfeksiyonla bütünleştirdi.<br />
Firma, örme kumaş parkuru yanında<br />
kurduğu konfeksiyon tesisiyle de<br />
kumaşı modaya çeviriyor. 2006<br />
yılından beri erkek üst giyim<br />
kolleksiyonları hazırlayan firma,<br />
açtığı Merter ve Osmanbey’deki<br />
showroomlarıyla, iç ve dış<br />
pazarlardan gelen müşterilerine<br />
hizmet vermekte. Hedefi; yüksek<br />
kalitede, modern çizgi ve renklerle<br />
en iyi hizmeti sunmak olan<br />
Küçükarslan’ın Lionette markasıyla<br />
Rusya, Arap ve Afrika ülkelerine<br />
önemli miktarda ihracatı bulunuyor.
ÖRME DÜNYASI 7<br />
Kriz, Anadolu’daki<br />
üreticiyi daha az vurdu<br />
Kapital Dergisi’nde Rauf Ateş’e<br />
konuşan Hey Tekstil’in sahibi Aynur<br />
Bektaş, krizin beklenen kadar kötü<br />
geçmediğini <strong>ocak</strong> ve <strong>şubat</strong> aylarında iyi<br />
seyrettiğini söyledi. Bektaş, Anadolu’da<br />
fabrikası olanlara yabancı alıcıların ilgi<br />
gösterdiğini belirterek İstanbul’da 10<br />
euroya üretilen bir T-shirtin Anadolu’da<br />
7-8 euroya mal olduğunu söyledi. Bektaş,<br />
maliyetlerin İstanbul’a göre daha ucuz<br />
olması sayesinde Anadolu’daki firmaların<br />
krizden daha az etkilendiklerini söyledi.<br />
İTKİB<br />
logosunu yeniledi<br />
İTKİB'in dünya figürü bulunan<br />
kurumsal logosunu aynı merkezden<br />
dünyaya açılma ve aynı hedefe ulaşma<br />
düşüncesini ortaya koyan 4 ok figürü<br />
ile zenginleştirilerek yeniledi.<br />
İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, farklı<br />
tasarımlar arasından seçtikleri logoda,<br />
insanlığın ortak dil arayışının doğal<br />
uzantısı olan 4 ok figürünün İTKİB çatısı<br />
altında yer alan, ''İstanbul Hazırgiyim ve<br />
Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB),<br />
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri<br />
İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Deri<br />
ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği<br />
(İDMİB) ile İstanbul Halı İhracatçıları<br />
Birliğini (İHİB)'' temsil ettiğini açıkladı.<br />
Retaş,<br />
Tekstilkent’e taşındı<br />
Namseo örgü iğnelerinin Türkiye<br />
mümessili Retaş, Güngören'den<br />
Tekstilkent'e taşındı. Firma, bundan böyle,<br />
Tekstilkent Ticaret Merkezi Galleria G2,<br />
No:401 Esenler adresinde örmecilere<br />
hizmet verecek. İrtibat Tel: 0212 438 33 77<br />
2008’de İstanbul’da<br />
340 tekstil firması kapandı<br />
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer<br />
Çağlayan’ın açıkladığı rakamlara göre<br />
tekstil sektöründe, 2002’den bu yana<br />
yılda ortalama 2 bin 500 civarında<br />
yeni firma kurulurken, ortalama her<br />
yıl 700-750 civarında firma kapandı.<br />
2008’in ilk 10 ayında ise tekstilde<br />
sadece 195 yeni firma kurulurken, 598<br />
işyeri kapandı. Böylece son yıllarda ilk<br />
kez kapanan firma sayısı, açılan firma<br />
sayısını üçe katladı. Ekonomik krizin<br />
daha da derinleştiği kasım ve aralıkta<br />
Güneydoğu Anadolu İhracatçıları<br />
Birliği’nin açıkladığı rakamlara göre,<br />
2007 yılında 2.84 dolar olan bölge<br />
ihracatı, 2008 yılında 3.9 milyar<br />
dolara yükseldi. Bu rakamlara göre,<br />
2008 yılı ihracatı, bir önceki yıla<br />
kıyasla yüzde 37 arttı. Bölgenin geçen<br />
yılki ihracat gelirinin 2.4 milyar doları<br />
ise kapanan işyeri sayısının daha da<br />
arttığı tahmin ediliyor.<br />
Bakan’ın verdiği bilgilere göre,<br />
2008’de İstanbul’da 58 yeni firma<br />
kurulmasına karşın tam 340 tekstil<br />
firması kapısına kilit vurdu. 17 yeni<br />
şirketin kurulduğu Denizli’de, 31 firma<br />
kapandı. Başkent Ankara’da 20 firma<br />
açılmasına karşın 59 firma kapandı. 20<br />
yeni firmanın kurulduğu Bursa’da ise,<br />
19 firma sektörden çekildi.<br />
Güney Doğu Anadolu’nun ihracatı %37 arttı<br />
Aşırı sıcaklara karşı<br />
yeni nesil kumaşlar<br />
geliyor<br />
Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği<br />
laboratuarlarında başlatılan bir proje<br />
kapsamında, uygulanan bir yöntemle küresel<br />
ısınma sonrası iklim değişikliklerine uyumlu<br />
kumaş geliştirilecek. 2 yıllık proje sonunda<br />
aşırı sıcaklara karşı vücudu yalıtan bir kumaş<br />
türünün ortaya konması hedefleniyor.<br />
Tekstil Araştırma <strong>Derneği</strong> tarafından<br />
desteklenen projeyle ilgili AA muhabirine<br />
açıklamalarda bulunan Dernek Başkanı<br />
ve eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işık<br />
Tarakçıoğlu, küresel ısınmanın insanlığın<br />
önündeki en büyük sorun olarak<br />
göründüğüne dikkati çekerek, gelecekte<br />
iklim değişikliklerinin yeni giysi ihtiyaçlarını<br />
beraberinde getireceğini söyledi.<br />
tekstil ve hammaddeleri ihracatı, 928<br />
milyon 831 bin 943 doları Hububat<br />
ve bakliyat ürünleri ihracatından,<br />
7 milyon 906 bin 631 doları canlı<br />
hayvan su ürünleri ve mamulleri<br />
ihracatından, 202 milyon 602 bin 908<br />
doları ise kuru meyve ve mamulleri<br />
ihracatından sağlandı.<br />
Çin’in pamuk ithalatı<br />
geriledi<br />
Çin Gümrük İdaresi tarafından<br />
yayımlanan verilere göre, Çin’in pamuk<br />
ithalatı, yılın ilk 10 ayında geriledi. 2008<br />
yılında Ocak-Ekim döneminde Çin, 3.11<br />
milyar dolar ödeyerek 1.87 milyon ton<br />
pamuk ithal etti. Bu verilere göre Çin’in<br />
pamuk ithalatı bir önceki yılın aynı<br />
dönemine göre değer bazında %-10,1,<br />
miktar bazında da %-8,3 oranında geriledi.<br />
İstatistiklere göre, Çin’in pamuk<br />
ithalatının % 83,7’si ABD, Hindistan<br />
ve Özbekistan’dan yapılıyor. Yılın ilk 10<br />
ayında, Çin’in ABD’den ithalatı % -18,82lik<br />
gerilemeyle 826,000 ton’a, Hindistan’dan<br />
ithalatı % -34,4 gerilemeyle 570,000 ton’a<br />
ve Özbekistan’dan ithalatı ise %-15,8’lik<br />
gerilemeyle 166,000 ton’a düştü.
8 ÖRME DÜNYASI<br />
Kısa Kısa...<br />
Kumaş Tasarım<br />
Yarışması,<br />
Haziran’da yapılacak<br />
Tekstil sektörünün dünya ile rekabeti için<br />
taze fikirlere ve çağdaş tasarımlara duyduğu<br />
ihtiyaç doğrultusunda gerçekleştirilen<br />
Kumaş Tasarım Yarışması’nın beşinci, 4<br />
Haziran’da yapılacak.<br />
İTHİB’in organizatörlüğüyle<br />
gerçekleştirilen Kumaş Tasarım Yarışması,<br />
Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün<br />
yükselmesi, özgün tasarımlarını yaratma<br />
ve satma isteklerinin güçlendirilmesi, bu<br />
kurumlardaki öğrencilerin sektöre hızla<br />
kazandırılması ve yetenekli gençlerimizin ve<br />
özgün tasarımların teşvik edilmesi amacıyla<br />
düzenleniyor. 2009’da beşincisi yapılacak<br />
Kumaş Tasarım Yarışması 04 Haziran 2009<br />
tarihinde gerçekleşecek. İTHİB Kumaş<br />
Tasarım Yarışması için dosya teslim tarihi<br />
13 Mart 2009 Cuma.<br />
Adana’dan İran’a<br />
kumaş ihracatı<br />
Adana Sanayi Odası tarafından<br />
2008’de düzenlenen İran ziyareti<br />
sırasında yapılan iş görüşmeleri,<br />
Adanalı sanayicilerin İran pazarına<br />
girmelerini sağladı. Tahran ve Tebriz'i<br />
kapsayan ziyaret sonucunda, geçen yıl<br />
Adanalı iki tekstil firması tarafından<br />
İran'a yapılan kumaş ihracatı 1 milyon<br />
150 bin dolara ulaştığı bildirildi.<br />
ADASO üyesi Oğuz Tekstil Sanayi<br />
ve Ticaret A.Ş. tarafından 2008 yılında<br />
İran'a 1 milyon dolar tutarında polyester<br />
viskon- elastan karışımlı kumaş, Sivteks<br />
Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş tarafından<br />
ise 150 bin dolar tutarında polyester<br />
viskon kumaş ihraç edildi.<br />
AB’in tekstil ve hazır giyim<br />
ithalatında Türkiye’nin payı % 16<br />
Dünya tekstil ve hazır giyim<br />
ihracatının yüzde 4’üne hâkim olan<br />
Türkiye, Çin’den sonra Avrupa Birliği’ne<br />
en fazla tekstil ve hazır giyim ihraç eden<br />
ikinci ülke konumunda. AB’nin ithal<br />
ettiği tekstil ve hazır giyim ürünlerinin<br />
yüzde 36’sı Çin’den, yüzde 16’sı ise<br />
Türkiye’den geliyor. Avrupa Birliği<br />
içinde Türkiye’den en fazla tekstil ve<br />
hazır giyim ithal eden ülke ise, Almanya.<br />
Bu ülkenin tekstil ve hazır giyimde<br />
Türkiye’den 2007 yılı ithalatı 4 milyar<br />
200 milyon Euro olarak gerçekleşti.<br />
2007 verilerine göre Türkiye’nin dünya<br />
Kayseri, iplikten sonra<br />
boyalı kumaşa yöneldi<br />
Kayserili sanayiciler artık Avrupa,<br />
Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri başta<br />
olmak üzere dünyanın her tarafına<br />
boyanmış kumaşlar, hazır giyim<br />
ürünleri, mobilya ve ev gereçleri<br />
ihraç ediyor. Bu doğrultuda her yıl<br />
ihracat hedeflerini de arttıran Kayserili<br />
sanayicilerin 2009 yılı hedefi 1,5<br />
milyar doları aşmak.<br />
Sentetik iplik üreticilerinin başvurusu<br />
üzerine harekete geçen İthalat Genel<br />
Müdürlüğü, Çin, Endonezya, Malezya ve<br />
Tayland menşeli "polyester tekstürize<br />
iplik" ithalatında, ülkesine ve firmaya<br />
göre değişmek üzere ton başına 48<br />
dolar ile 351 dolar arasında anti<br />
damping vergisi uygulamasına başladı.<br />
31 Aralık iribariyle yürürlüğe<br />
giren İthalat Genel Müdürlüğü'nün<br />
2008/41 numaralı İthalatta Haksız<br />
Rekabetin Önlenmesi Tebliğinde, Çin,<br />
Endonezya, Malezya ve Tayland'dan<br />
genelindeki tekstil ve hazır giyim ihracatı<br />
ise yaklaşık 23 milyar dolar. Türkiye’nin<br />
bu sektörlerde tüm dünyadan ithalatı ise<br />
9 milyar 700 milyon dolar. Bu tutarın 1<br />
milyar 700 milyarlık bölümünü Çin’den<br />
ithalatlar oluşturuyor.<br />
Çin’de tekstil<br />
firmalarının karı düştü<br />
Çinli tekstil firmalarının karı, son 10<br />
yılda ilk kez düştü. Bu düşüşte deniz aşırı<br />
pazarlardan gelen taleplerdeki azalma<br />
önemli rol oynadı. 2008 yılının ikinci<br />
yarısında küresel krizin dünya ekonomisini<br />
etkilemesinden sonra başlayan bu düşüş<br />
nedeniyle tekstil firmaları, 2008 yılının ilk<br />
11 ayında 15,3 milyar $’lık kar açıkladılar.<br />
Açıklanan bu kar, 2007’deki kar miktarının<br />
% -1,77 altında kaldı.<br />
İthal sentetik ipliğe anti damping<br />
yürürlüğe girdi<br />
Türkiye'ye sokulan polyester ipliğin<br />
uluslararası mevzuatlara aykırı ve<br />
dampingli olduğu vurgulandı. Tebliğde,<br />
"Çin'den, Endonezya'dan, Malezya'dan,<br />
Tayland'dan ithal edilen polyester<br />
tekstürize ipliklerin, Türk ve uluslararası<br />
mevzuata göre dampingli mal olduğu<br />
ispatlanmış ve bu dampingin yerli<br />
üreticileri önemli ölçüde zarara uğrattığı<br />
tespit edilmiş, bu nedenlerden dolayı bu<br />
4 ülkeden yapılan ithalata, firmalara ve<br />
ülkelere göre değişmek üzere 48 ile 351<br />
dolar/ton oranında antidamping vergisi<br />
uygulanmasına karar verilmiştir" denildi.
ÖRME DÜNYASI 9<br />
Beltwide pamuk konferansı ABD’de yapıldı<br />
5-8 Ocak 2009’da, 3.000’i aşkın pamuk<br />
üreticisi, işletmeci, tüccar, bilim adamı,<br />
2009 Beltwide Pamuk Konferansında<br />
bir araya geldi. ABD’deki Marriott<br />
Rivercenter/Riverwalk’ta gerçekleşen ve<br />
Memphis merkezli Amerika Ulusal Pamuk<br />
Konseyi (NCC) tarafından düzenlenen<br />
Beltwide Pamuk Konferansı, dünyanın<br />
önde gelen pamuk bilgi forumu ve global<br />
pamuk teknolojisi transfer şampiyonu<br />
olarak kabul ediliyor.<br />
Çin’in 2008 yılı<br />
hazır giyim ihracatı<br />
%4.1 arttı<br />
Küresel ekonomik kriz sonucu,<br />
Çin’in hazır giyim ihracatı son<br />
yıllardaki en düşük artış hızını<br />
kaydetti. Aralık ayı yüklemelerinin<br />
nispeten artmasına rağmen, 2008 yılı<br />
ihracatı, bir önceki yıla göre sadece<br />
%4,1 arttı.<br />
Bu artış hızıyla, Çin, DTÖ üyesi<br />
olduğu 2001 yılından sonraki en zayıf<br />
performansını gösterdi.<br />
Bölgelere göre ihracat dağılımı<br />
incelendiğinde, kotaların kalktığı AB<br />
pazarı Çin’in en fazla kazanç sağladığı<br />
pazar oldu. Yıllık ihracat artış oranının<br />
düşmesinde ise, Afrika, NAFTA ve<br />
ASEAN bölgelerine yapılan ihracattaki<br />
azalmanın önemli etkileri var.<br />
Dört günlük konferansta, endüstri<br />
üyelerini araştırmalardaki en son<br />
gelişmeler ve bunların pamuk üretimi ve<br />
işlemesindeki pratik uygulamalar, çeşitli<br />
bildiriler, raporlar, panellerde tartışıldı.<br />
5 Ocak 2009’daki yarım günlük Pamuk<br />
Danışmanları Konferansı’nın ardından,<br />
Beltwide Pamuk Üretimi Konferansının<br />
genel oturumu 6 Ocak’ta NCC Başkanı<br />
Larry McClendon’ın endüstrideki<br />
güncel gelişmelere ilişkin konuşmasıyla<br />
açıldı. Sonraki üç gündeyse, konferans<br />
katılımcıları sunumlara ilave olarak,<br />
uygulama ve seminerler aracılığıyla<br />
interaktif bir ortamda derinlemesine bilgi<br />
edinme fırsatı elde ettiler..<br />
Rusya ile Ticarette<br />
TL-RUBLE dönemi<br />
Türkiye'nin bir numaralı ticaret<br />
ortağı Rusya ile ticarette TL-Ruble ile<br />
yapılmasına karar verildi. Anlaşma,<br />
Gül'ün ziyaretiyle hayata geçti.<br />
Kasım ayında Türkiye’nin tekstil<br />
üretiminin son altı yılın en düşük<br />
büyümesini kaydetmesine ve sanayi<br />
istihdamında önemli gerilemelerin<br />
yaşanmasına neden oldu. Son on aydır<br />
gerileyen ihracatla birlikte, Kasım ayı<br />
ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine<br />
göre %-38,7 geriledi ve 156 milyon<br />
ABD Doları olarak gerçekleşti. Azalan<br />
talep sonucu ithalatta yaşanan gerileme<br />
tüm tedarikçilerde iki basaklı düşüşler<br />
olarak kendini hissettirdi. Türkiye’nin<br />
Çinliler, 2009’da kotasız<br />
ABD ve AB Pazarlarına<br />
girebilecekler<br />
2009, Çinli tekstil ihracatçıları için<br />
yeni fırsatları da beraberinde getirdi.<br />
Çin’e, ABD’nin 21 kategoride uyguladığı<br />
kotalar ile AB’nin 8 kategoride uyguladığı<br />
gözetim önlemleri 2008 yılının son günüyle<br />
birlikte sona erdi. Böylece Çin, AB ve ABD<br />
pazarlarına kota veya gözetim engeline<br />
takılmadan erişebilme imkânı elde etti.<br />
Çin’in ABD<br />
pazarındaki ticaret<br />
hacmi daraldı<br />
Küresel mali krizin etkisiyle Çin ve<br />
ABD arasındaki ticaret hacmi 2008’in<br />
ikinci yarısında önemli ölçüde geriledi.<br />
2009’un ilk yarısında da devam<br />
etmesi beklenen bu eğilimin ikinci<br />
yarıda tersine dönmesi bekleniyor.<br />
Açıklanan Çin gümrük verilerine<br />
göre, Çin ve ABD arasındaki ticaret<br />
açığı 2008 yılında bir önceki yıla<br />
göre %10,5 artarak 333,7 milyar<br />
ABD Dolarına ulaştı. AB ülkelerinden<br />
sonra Çin’in ikinci büyük ticaret<br />
ortağı olan ABD’ye ihracat, 2008<br />
yılında %8,4 artarken, Çin’in<br />
toplam ihracat artışı %17,8 olarak<br />
gerçekleşti.<br />
Kasım’da tekstil üretiminde büyük düşüş<br />
pamuklu tekstil ihracatı nispeten daha<br />
iyi bir performans gösterdi. Son iki yıldır<br />
nerdeyse her ay artan pamuklu tekstil<br />
ihracatı, Kasım ayında, birbirini takip<br />
eden dördüncü düşüşünü yaşayarak, bir<br />
önceki yıla göre %-33,2 azaldı ve 120,3<br />
milyon ABD Doları olarak gerçekleşti.<br />
Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan<br />
AB ülkelerine yapılan ihracat da azaldı<br />
ve bir önceki yıla göre %-48,4 oranında<br />
gerileme ile Romanya başı çekti.<br />
(Kaynak: İTKİB)
10 ÖRME DÜNYASI<br />
Kısa Kısa...<br />
Antbirlik iplik<br />
fabrikasını kapatıyor<br />
Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım<br />
Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİRLİK),<br />
zarar eden iplik fabrikasını kapatma<br />
kararı aldı. ANTBİRLİK Genel Müdürü<br />
Atila Diniz, tekstil sektöründe yaşanan<br />
sıkıntı nedeniyle geçen yıl Şubat<br />
ayında üretime ara verilen İplik<br />
fabrikasının tamamen kapatılmasına<br />
karar verdiklerini söyledi.<br />
Moda Federasyonu’ndan<br />
Sosyal Sorumluluk<br />
kampanyası<br />
Türkiye Moda ve Hazır Giyim<br />
Federasyonu’nun “sosyal sorumluluk”<br />
çerçevesinde düzenlemiş olduğu “Çocuklar<br />
Üşümesin” kampanyasına oldukça geniş bir<br />
davetli ve ziyaretçi topluluğu katıldı.<br />
Geceye İstanbul Valiliği adına vali<br />
yardımcısı Mustafa Altuntaş , Kızılay Yönetim<br />
Kurulu üyesi Hasan Karahan, Güngören<br />
Kaymakamı , ITO Başkanı Murat Yalçıntaş<br />
, İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB<br />
Başkanı İsmail Gülle, Orka Yönetim Kurulu<br />
Başkanı eski başkan Süleyman Orakçıoğlu<br />
gibi sektörün önde gelen yetkilileri katıldı.<br />
Yaklaşık 300’e yakın davetlinin bulunduğu<br />
kokteyle Galatasaraylı ve Trabzonsporlu<br />
futbolcular da renk kattılar. Wenice, Moda<br />
Tasarımcıları <strong>Derneği</strong> ve Damat-Tween’in<br />
Uğurkan Erez koreografisinde sunduğu<br />
defileler ilgiyle izlendi.<br />
Hazır giyimciler, Addresistanbul adıyla<br />
mağaza zincirleri kuracak<br />
TGSD ve İHKİB, 60 firmayı Address<br />
İstanbul markasıyla Kuzey Avrupa'ya<br />
taşıyacak Maliyetler ortak olacağı için<br />
tasarruf sağlanması beklenen model<br />
tutarsa yaygınlaştırılacak.<br />
Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />
(TGSD) ve İstanbul Hazırgiyim Konfeksiyon<br />
İhracatçıları Birliği (İHKİB) Kuzey Avrupa'da<br />
60 kadar firmayı bir çatı altında toplayarak<br />
daha önce fazla keşfedilmemiş bu bölgeye<br />
hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor.<br />
TGSD Başkanı Ahmet Nakkaş, İsveç'in<br />
başkenti Stockholm'de eski Ericsson genel<br />
müdürlük binasının olduğu bölgede 3 bin<br />
metrekare kapalı alanı olan bir binayı Türk<br />
markalarının olduğu moda merkezine<br />
Hüseyin Çağlayan’dan<br />
yaratıcı moda tasarımları<br />
Ünlü Türk moda tasarımcısı Hüseyin<br />
Çağlayan'ın moda sergisi Londra Dizayn<br />
Müzesi'nde (London Design Museum)<br />
açılıyor. Serginin açılışı moda dünyasında ve<br />
İngiliz medyasında büyük yankı uyandırdı.<br />
Türk kökenlerine rağmen, aynı zamanda<br />
İngiliz vatandaşı olan Hüseyin Çağlayan'ın<br />
London Design Museum'daki 37 parçadan<br />
oluşan moda sergisi, tasarımcının yaratıcı<br />
kreasyonlarını ve gerisindeki moda<br />
düşüncesini ve konsepti büyük ilgi gördü.<br />
dönüştüreceklerini söyledi.<br />
Nakkaş, iç çamaşırdan çoraba, takım<br />
elbiseden ev tekstiline kadar her türlü<br />
ürünün sergileneceği ve giren tüketicinin<br />
her türlü ürünü bulabileceği bir alan<br />
yaratılacağını söyledi. Proje için yaratılan<br />
markanın adı ise Addresistanbul... Projeyi<br />
50-60 firmayla yapacaklarını ve 40'tan<br />
fazla kesinleşmiş firmanın bulunduğunu<br />
belirten İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />
"Daha önce firmalar bireysel olarak<br />
gidip zararla döndü. Bu modelde ortak<br />
pazarlama markalar arasında bölündüğü<br />
için yıllık 15-30 bin Euro arasında maliyet<br />
çıkıyor. Ayrıca şirket sattığı malın üzerinden<br />
küçük bir komisyon ödeyecek" dedi.<br />
Arjantin’den Çin<br />
ve Brezilya’ya anti<br />
damping soruşturması<br />
Arjantin Ticaret Bakanlığı, Çin ve Brezilya<br />
menşeli 5407.61.00 (ağırlık itibariyle<br />
%85 veya daha fazla tekstüre edilmemiş<br />
polyester filament içeren diğer dokunmuş<br />
mensucatlar) ve 5407.69.00 (ağırlık<br />
itibariyle %85 veya daha fazla polyester<br />
filament içeren diğer dokunmuş mensucatdiğerleri)<br />
poziyonlarında yer alan ürünler<br />
için anti damping soruşturması başlattı.<br />
MESİAD Başkanı,<br />
2010’dan umutlu<br />
Merter Sanayici ve İşadamları<br />
<strong>Derneği</strong> (MESİAD) Başkanı Ercan Tan,<br />
tekstilin krizden en çabuk çıkacak<br />
sektör olacağını söyledi. 2010`un ilk<br />
çeyreğinde tekstilin yükseleceğini<br />
öngören Tan, tekstilin merkezi Merter'in<br />
de yükseleceğini belirterek ürününü<br />
peşin satanların, markalaşan firmaların<br />
ayakta kalacağını söyledi.<br />
TİM Başkanı Büyükekşi:<br />
"Kriz sonrası döneme<br />
şimdiden hazırlanmalıyız"<br />
Kayseri'de düzenlenen “Küresel<br />
Kriz ve Çıkış Yolları” Konferansında<br />
konuşan TİM Başkanı Mehmet<br />
Büyükekşi "Her kriz eninde sonunda<br />
sona erer. Bu kriz de öyle ya da<br />
böyle bir şekilde bitecektir. Bizim<br />
bu yüzden kriz sonrası döneme de<br />
şimdiden hazırlanmamız gerekiyor."<br />
dedi. Büyükekşi, “Dünyanın küresel<br />
krizlerle olan tecrübesi on altıncı<br />
yüzyıla kadar uzanıyor.<br />
Ancak dünyayı tam anlamıyla sarsan<br />
en büyük küresel kriz 1929 krizi<br />
olmuştu. Elbette küreselleşme arttıkça,<br />
küresel krizlerin de etkileri daha<br />
büyük oluyor. Bu nedenle 2008 yılının<br />
sonuna doğru yaşamlarımıza giren yeni<br />
küresel kriz aslında 1929 krizinden de<br />
büyük bir krizin başlangıcı olabilir. Bu<br />
nedenle bu krizi ciddiye almak gerekir”<br />
şeklinde konuştu.
12 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
<strong>Örme</strong>ciler, kriz panelinde sorunlarını tartıştı<br />
Fikri Kurt: "Sorunlarımıza sahip çıkmıyoruz"<br />
Sektörün sorunlarına hep birlikte çözüm bulunacaksa bunu birlikte dayanışma ve birlik<br />
içinde yapılması gerektiğinin önemine de dikkat çeken Kurt, dip yapan fason fiyatlarını ortak<br />
bir konsensusla belirlenebileceğini; bunun için komisyon kurulup çal›şmalara başlanacağını<br />
söyledi.<br />
Türk örme sektörünün en önemli<br />
sivil toplum kuruluşu ÖRSAD’ın<br />
organize ettiği “Küresel krizin<br />
örme sektörüne etkileri” paneli, 3<br />
Şubat Salı günü Güngören Kültür<br />
Merkezi’nde yapıldı. İstanbul Tekstil<br />
ve Hammadde İhracatçıları Birliği<br />
(İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ve ÖRSAD<br />
Başkanı Fikri Kurt’un konuşmacı olarak<br />
katıldığı toplantıda ana gündem; krizin<br />
yarattığı olumsuz hava, sektördeki<br />
birlik ve dayanışmanın eksikliği<br />
ve geçmişten beri yapılan hatalar<br />
oldu. Toplantının bir diğer hararetli<br />
konusu da fason fiyatları oldu. Panele<br />
katılan sektörümüzün önde gelen<br />
firmalarının yöneticileri, yorumlarında<br />
ve yönelttikleri sorularda örmeciliği<br />
yoğunlaştığı bazı bölgelerde farklı fason<br />
fiyatlarının uygulanmasının sektöre<br />
zarar verdiği ve bunun bir an önce<br />
düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.<br />
Panel'in açılışında konuşan ÖRSAD Başkanı<br />
Fikri Kurt, bir sunumla örmeciliğin gelişimini;<br />
ithalat, makine kapasitesi ve ihracat<br />
verileriyle ayrıntılı bir şekilde anlattı. <strong>Örme</strong><br />
sektörünün merkezinin İstanbul olduğunu<br />
ve firmaların yüzde 66’nın bu şehirde<br />
bulunduğunu belirten ÖRSAD Başkanı, örme<br />
sektörünün makine ithalatında dünyanın en<br />
önemli ülkerlerinden biri olduğunu söyledi.<br />
Makine ithalatının 1997 yılından bugüne<br />
kadarki gelişimini istatistiklerle anlatan<br />
Fikri Kurt, 2007 yılında 1837 adet makine<br />
ithal eden sektörün krizle birlikte ithalatının<br />
360 adet makineye gerilediğini, bunun<br />
krizin izlerini görmek açısından çok önemli<br />
olduğunu söyledi. 2008’de etkisini şiddetli bir<br />
şekilde hissettiğimiz ve sektörümüzde birçok<br />
firmanın kapanmasına, birçok çalışanın<br />
işlerini kaybetmesine neden olan krizin<br />
etkilerini değerlendiren ÖRSAD Başkanı,<br />
aşırı kapasitenin oluştuğu bir sektörde bu<br />
yaşananların normal olduğunu belirterek<br />
bundan sonra taşların yerine oturacağını, işini<br />
düzgün yapanların ayakta kalmaya devam<br />
edeceğini ifade etti. Avrupalıların taleplerini
ÖRME DÜNYASI 13<br />
ülkemize yönlendirmesiyle birlikte hızlı<br />
bir gelişme sürecine giren ve kontrolsüzce<br />
büyüyen örme sektöründe bugün yaşanan<br />
sorunlarda sektörde faaliyet gösteren<br />
firmalarında payı olduğunun altını çizen Fikri<br />
Kurt, sektörün yüzde 70’ini temsil eden<br />
ÖRSAD’ın 2008’de yeniden yapılanma<br />
sürecine girdiğini; bu amaçla dernek<br />
yönetim adresinin değiştiğini, alt yapısının<br />
tamamen yenilendiğini söyledi. Fikri Kurt,<br />
derneğin sektörün sorunlarına sahip çıkma,<br />
üyeler arasındaki iletişimi sağlamada<br />
önemli bir misyonu yerine getirdiğini ve<br />
getirmeye devam edeceğini ifade etti.<br />
Türk örme sektörünün sıkıntılarının had<br />
safhaya çıktığını ancak sektörün sorunlarına<br />
sahip çıkamadığı eleştirisinde bulunan<br />
Kurt, toplantıya katılımın azlığından bunun<br />
çok açık görüldüğünü belirterek şöyle<br />
konuştu: “Ben isterdim ki, bu koltukların<br />
hepsi dolsun. Ama ne yazık ki, sektörde<br />
sadece eleştiri hâkim. ‘<strong>Derneği</strong>miz,<br />
sorunlarımıza yeterince sahip çıkamıyor.<br />
ÖRSAD’a fason fiyatları, iğne, platin, yağ<br />
konularında çözümler üretemiyor,’ diye<br />
eleştiriler alıyoruz ancak bu sorunları<br />
tartışalım, toplanıp birlikte çözüm üretelim<br />
dediğimizde, beklediğimiz katılımı da<br />
göremiyoruz. Değerli arkadaşlarım; dernek<br />
size iş aş yaratacak konumda değildir.<br />
Dernekçilik anlayışında, bunlar yoktur.<br />
<strong>Derneği</strong>n toplantılarına katılmazsan,<br />
derneği sahiplenmezsen, aidatını<br />
ödemezsen, görevlerini yerine getirmezsen<br />
eleştiri hakkın da olmaz, olmamalı.<br />
Öncelikle sen sektöre ne fayda sağlıyorsun,<br />
derneğe nasıl katkı sunuyorsun, bunu<br />
sormak lazım”<br />
Fason fiyatlarında taban fiyat<br />
belirleyeceğiz<br />
Toplantının ana gündemlerinden biri de<br />
fason fiyatları idi. Sektörün sorunlarına<br />
hep birlikte çözüm bulunacaksa bunu<br />
birlikte dayanışma ve birlik içinde<br />
yapılması gerektiğinin önemine de dikkat<br />
çeken Kurt, dip yapan fason fiyatlarını<br />
ortak bir konsensusla belirlenmeye<br />
çalışabileceğini bunun için öncelikle<br />
düzenin sağlanması gerektiğini söyledi.<br />
Kurt şöyle konuştu: “Asgari fason fiyatları<br />
üzerine bir çalışma yürütmeye hazırız<br />
ancak buna kimler riayet eder doğrusu<br />
bilemiyorum. Fason fiyatı belirlerken<br />
herkes kendi koşullarını baz alıyor.<br />
Kimi işini kendi yapıyor, kimi kayıt dışı<br />
çalışıyor, kimi kira veriyor, kimi vermiyor.<br />
Kimi vergisini veriyor, kimi de vergisini<br />
vermiyor. Bu durumda, herkesin maliyet<br />
hesabı başka olmaktadır. Böyle olunca bir<br />
fason fiyatı belirlemek zor olabilmektedir.<br />
Bakın bir Ayrancı sanayi sitesinde<br />
farklı bir fason fiyatı konuşuluyor,<br />
Bayrampaşa’nın farklı bir fiyatı var. Biri<br />
vergisini veriyor, elektriğini ödüyor, biri<br />
elektriğini ödemiyor, vergisini vermiyor.<br />
Bu soruna çözüm bulabilmemiz için<br />
birlik içinde olmalıyız. Öncelikle, olması<br />
gereken fiyatların altına düşmeyin. Uzun<br />
vadelerle çalışmayalım. Makinem boş<br />
durmasın diye düşük fiyata razı olmayın,<br />
bırakın çalışmasın”<br />
Uzun vadelerle çalışmayalım<br />
Bugün tüm dünyayı saran ciddi bir<br />
krizin olduğunu söyleyen Fikri Kurt,<br />
uzun vadelerle çalışmanın sakıncalarına<br />
değinerek şöyle devam etti: “Bizler<br />
de sektör olarak bu krizden olumsuz<br />
etkilenmekteyiz. Kimi firmalar,<br />
kapılarını kilit vurmakta, kimi işçilerini<br />
çıkarmaktalar. Vadelerin uzun olması<br />
nedeniyle nakit akışında sorunlar<br />
yaşamaktayız. Fason fiyatlarının<br />
dip yapması nedeniyle artık para<br />
kazanamıyoruz. Uzun vadelerle<br />
çalışmaya zorlanınca, problemlerimiz<br />
daha da çözümsüz hale geliyor. Değerli<br />
arkadaşlar size soruyorum. Uzun<br />
vadelerle çalıştığınızda, işçilerinizin<br />
maaşını, elektriğinizi, vergilerinizi 3<br />
ay, 4 ay sonra mı veriyorsunuz Neden<br />
öyleyse, uzun vadelerle çalışmaya<br />
devam ediyorsunuz Bunu anlamak<br />
mümkün değil. Hepimiz işimize,<br />
mesleğimize sahip çıkmalıyız. “Makinem<br />
duracağına, uzun vadelerle de olsa<br />
çalışsın” derseniz, kazanamazsınız,<br />
aksine kaybedersiniz. Aldığınız çekleri<br />
götürüp vaktinde önce kırdırmaya<br />
çalışıyorsunuz. Zaten çok küçük karlarla<br />
çalışıyorsun bir de gidip faktöringte<br />
veyahut tefecide bunları kırdırmaya<br />
kalkınca kazandığın para daha da<br />
azalıyor. Bu sebeple uzun vadelerle<br />
gelen teklifleri kabul etmeyelim, kısa<br />
vadelerde kalmaya çalışalım. Başka<br />
çaremiz yok”<br />
Kendi konfeksiyoncumuza<br />
çalışmalıyız<br />
Geçmişte ülkemizin pamuk ihracatı<br />
yaparken bugün kumaş ve iplik ihracatı<br />
yapar konuma geldiğini belirten<br />
ÖRSAD Başkanı, kumaş ihracatıyla<br />
ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Bana<br />
göre kumaş ihracatı çok ta önemli<br />
değil. Asıl önemli olan kendi ihracatçı<br />
konfeksiyoncularımıza mal satmak.<br />
Eğer içerden gelen taleplere daha fazla<br />
yanıt verebilirsek, kendi ülkemiz için çok<br />
önemli olan konfeksiyon sektörünün<br />
gelişimine katkı sunmuş oluruz. Zira<br />
konfeksiyon sektörü ülkemizin en önemli<br />
istihdam kaynaklarından biridir. Bu<br />
sebeple, başka pazarlar yerine kendi<br />
konfeksiyoncumuzun ana tedarikçisi<br />
olup, daha karlı malların satışına olanak<br />
sağlamalıyız. Böylece hem ülkemiz, hem<br />
biz kazanabiliriz.<br />
İsmail Gülle: “10 lira ile 100 liralık<br />
iş yapıyoruz”<br />
İTHİB Başkanı İsmail Gülle, geçmişte<br />
sektörün büyüklüğünü anlatarak<br />
konuşmasına başlarken bugün<br />
daralan piyasa ortamında bu sıfatları<br />
sıralamanın artık pek öneminin<br />
kalmadığını söyledi. Krizin önceden<br />
net görülebilen bir şey olmadığını<br />
dolayısıyla, suçlu aramanın bir faydası<br />
olacağını kanaatinde değilim diyerek<br />
devam eden Gülle şunları söyledi:<br />
“2001 krizinde batan bir bankaya bir<br />
Alman bankası 500 milyon avroluk<br />
para yatırmıştı. Onlarda o zaman<br />
bilemiyorlardı ertesi gün ne olacak.
14 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
Bankaya el konunca, tüm para bir anda<br />
çöpe gitmiş oldu o dönem. Dolayısıyla,<br />
olacakları önceden kestirmek mümkün<br />
olmayabiliyor. Ayrıca, iş işten geçtikten<br />
sonra şöyle olmalıydı, böyle olmaydı<br />
deyip, akıl vermenin bir anlamı yok<br />
bence. Geçmişte konuşmama başlarken<br />
tekstilde hangi konumda olduğumuzu<br />
çeşitli rakamlarla anlatırdım. İşte iplikte<br />
dünya dördüncüsüyüz, dokumada dünya<br />
6’ıncısıyız gibi sıfatlarla söze başlardım.<br />
Artık böyle başlayamıyorum zira<br />
2005’ten sonra sektörümüzdeki daralma<br />
giderek arttı, bu tür sıfatların da pek bir<br />
anlamı kalmadı”<br />
İsmail Gülle, piyasa koşullarının<br />
yeniden şekillendiği bir ortamda,<br />
geleceği planlamada bazen geç<br />
kalınabildiğini, bugün örme sektöründe<br />
yaşanan sıkıntıların da bunun bir<br />
sonucu olduğunu söyledi. <strong>Örme</strong>de aşırı<br />
kapasitenin olduğunu, herkesin her şeyi<br />
yapmaya çalıştığı bir ortamda sıkıntıların<br />
olmasının doğal olduğu eleştirisinde<br />
bulunan Gülle, sektörde faaliyet<br />
gösteren firmaların belli alanlarda<br />
profesyonelleşmesi gerektiğinin önemine<br />
dikkat çekerek şöyle konuştu: "Devlet<br />
teşvik verdi. Tekstili bilen de bilmeyen<br />
de bu işe girdi. Dondurmacı da, inşaatçı<br />
da, bu işe girdi, iplik fabrikası kurdu.<br />
Keza örmede de bu böyle. Ne oldu<br />
aşırı kapasite oluştu. Bugün yaşanan<br />
sıkıntıların altında bu kontrolsüz<br />
yatırımların payı çok büyük”<br />
Sorun fason sorunu, iğne sorunu değil<br />
İsmail Gülle, dünyadaki uygulamalara<br />
bakmanın yararlı olacağını<br />
vurgulayarak, kriz fason fiyatlarına,<br />
iğne veya yağ maliyetlerine bağlanırsa,<br />
sektörün bir yere gelemeyeceğini,<br />
bunlara takılmak yerine dünya<br />
pazarlarına nasıl açılabiliriz, nasıl daha<br />
kaliteli ürün üretiriz buna bakmak<br />
lazım, diyerek şöyle devam etti:<br />
“Geçmişte üretim azdı, üreten kraldı.<br />
Sonra üretim genişledi, rekabet arttı,<br />
müşteri kral oldu. Şu anda satmakla<br />
ilgili bir sıkıntımız yok, üretmekle ilgili<br />
sıkıntımız yok. Ne sorunumuz var, talep<br />
azalması sorunu var. Dünyadaki 500<br />
milyar dolarlık tekstil pazarından söz<br />
ediliyor. Türkiye, bu pazardan ancak<br />
25 milyar dolarlık pay alabiliyor. Krizi<br />
atlatmak için iç piyasanın canlanması<br />
gerek. Haziran ayına kadar gerçekten<br />
zorlu bir süreç var. Çok hazırlıksız<br />
yakalanmış bir bünye var. Bankaların<br />
kredileri geri çağırması, gelen paralara<br />
el konulması, o panik ortamı içerisinde<br />
Sayın Başbakanımızın "teğet geçecek"<br />
söylemleri, biraz tatsız, üzücü bir<br />
dönem geçirdik. Bu dönemde etkilenen<br />
pek çok firma oldu. Bizim firmalarımızın<br />
sermayeleri düşük. 3 yılda 200 tane<br />
iplik fabrikası kapandı. Bu kadar düşük<br />
döviz ile Türkiye"yi ithalat cenneti<br />
yaptık. Neticede Türkiye 70 milyar dolar<br />
cari açıkla baş başa kaldı"<br />
Şirket birleşmeleri olmalı<br />
İsmail Gülle, konuşmasında şirket<br />
birleşmelerinin önemine de değindi.<br />
Herkes ayrı ayrı kira ödüyor, ayrı ayrı<br />
eleman istihdam ediyor. Eğer üç beş<br />
kişi bir araya gelip birleşirlerse, sektör<br />
için çok fayda olacağı kanaatindeyim.<br />
Bu sayede daha verimli, daha iyi<br />
kapasitelerde iş yapma imkânın olacağını<br />
düşünüyorum.<br />
İTHİB Başkanı konuşmasını şu sözlerle<br />
tamamladı: “Bu işler bazen azalacak, bazen<br />
artacak, ama neticede bu işleri yapmaya<br />
devam edeceğiz. Bu kadar firma battı, buların<br />
işleri bana gelir diye düşünmeyelim. Netice<br />
itibariyle yine aynı işi yapacaksınız. Kalanlara<br />
yapacakları kadar iş olacak. Hepinize bol<br />
kazançlı, az kayıplı günler dilerim”<br />
Nisan <strong>Örme</strong> /Ahmet Çiçek: Nisan<br />
<strong>Örme</strong> olarak bu sektörde hizmet<br />
vermekteyiz. Her odanın, her meslek<br />
grubunun bir fiyat politikası var. Örneğin<br />
bir Minibüsçüler odasının bir fiyat<br />
listesi var. Biz örmeciler de bir fiyat<br />
politikası belirleyip bunu müşterilerimize<br />
bir doküman olarak sunmamız lazım.<br />
Serbest ekonomide kimseyi bu fiyatlarda<br />
çalış diye zorlayamayız ama yine de bu<br />
fiyat listesini mutlaka yayınlamalıyız.<br />
Geçmişte bunun faydasının gördük.<br />
Yine yapılmasında fayda var diye<br />
düşünüyorum.<br />
Kader <strong>Örme</strong> /Zeki Bayram: Koş koca<br />
bir sektörde 1000 firma var diyoruz<br />
ama sadece İstanbul örme grubu olarak<br />
burada bu kadar az kişiyle toplanmamız,<br />
bilhassa da kriz konusu konuşulurken,<br />
inanın utanıyorum. <strong>Derneği</strong>mizin<br />
yaptırım gücü olmadığı sürece fason<br />
fiyatlarını kabul ettirmemiz mümkün
ÖRME DÜNYASI 15<br />
değil bana göre. Ben 14 yıldır bu işi<br />
yapıyorum. Şunu gördüm ki, herkes<br />
kendi fiyatını belirliyor. Bakın bir örnek<br />
vereyim. Likralı ribanaya fason fiyat<br />
olarak 55 kuruş yazdım. Müşterim<br />
bana dedi ki; bana likralı karkorşeyi 50<br />
kuruşa yapıyorlar. Ben bunu patrona<br />
nasıl açıklayacağım... Bana göre,<br />
likralı karkorşeyi 50 kuruşa yapan<br />
adam ya maldan çalışıyor, ya likradan<br />
çalıyor ya bilmem nerden çalıyor.<br />
Ağlanacak haldeysek, kendi kendimize<br />
yapıyoruz. Yine, İğne konusunda da<br />
tek firmaya bağımlıyız. Bu sorunu da<br />
bir türlü bir araya gelip çözemedik.<br />
Pilotelli’den makine aldım 68 bin 500<br />
avroya, 75 bin euroya Mayer’den fiyat<br />
aldım. Bugün bu makinelerin fiyatları<br />
nedir biliyor musunuz 38 bin avro.<br />
Geçmişte kurtarmıyordu da bugün<br />
niye kurtarıyor... Birlik ve beraberlik<br />
içinde olmazsak bir şeyleri başarmamız<br />
mümkün değil. Bana göre çok geç kaldık.<br />
arayıp benim adıma pazarlık yapar mısın<br />
dedi. Ve ben de onun adına gidip pazarlık<br />
yaptım. Geçmişte aldığım fiyatın çok<br />
altına makineyi aldım. Biz neden birlikte<br />
hareket etmiyoruz. Bizler millet olarak<br />
ancak savaşta birlik içinde oluyoruz.<br />
İş alanında ise sadece kendi çıkarımızı<br />
koruyoruz. Ben diyorum ki, gelin birlikte<br />
hareket edelim. Birlik ve dayanışma<br />
içinde bir aile gibi olalım.<br />
sorunu. Hep ithalat yapmışız. 60 bin<br />
marka makineler almışız. Avrupalı yeni<br />
makineler yaptı onu da aldık. Devlet<br />
Planlama Teşkilatı bunu planlaması<br />
lazımdı, yapmadı. Bakın bu hükümetin<br />
bakanı tekstilcileri Mısıra götürüyor. Bu<br />
durumda tabiî ki benim makinem durur,<br />
çalışmaz.<br />
ÖRSAD Başkanı /Fikri Kurt: Herkes<br />
kendi başına makine aldı. Eğer beş<br />
firma birleşip birlikte makine alsaydı bu<br />
fiyatlara almak zorunda kalmazdı. Bir<br />
Urfalı iplikçi, makine almak istiyor, beni<br />
Mertaş Tekstil/Vahit Dikilitaş: Bana<br />
göre sorun, ÖRSAD sorunu değil. ÖRSAD<br />
üyeleri ile alakalı da değil. Sorun sistem<br />
Göze Tekstil /Ziya Göze: Kölelik<br />
kültürüne alışmış bir toplumda<br />
birlik olmaz, değerli arkadaşlarım.
16 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
Plansız, hesapsız insanlarla krizden<br />
kurtulamazsınız. Biz her platformda şunu<br />
söylüyoruz: Bir işi yapın, adam gibi yapın.<br />
Her şeyi yaparım diye yola çıkarsanız<br />
hiçbir işi tam yapamazsınız. Ringeli<br />
de ben yapacağım, ribanayı da ben<br />
yapacağım, süpremi de ben yapacağım,<br />
interloku da, açık eni de ben yapacağım<br />
dersen, hiç bir şey yapamazsın... Ondan<br />
sonra gelip burada timsah gözyaşları<br />
döküyoruz. Fason fiyatı olayına gelince:<br />
Bir komisyon oluşturulur. Bu komisyon<br />
önce maliyet muhasebesini yapar. Öyle<br />
liste yayınlamakla olmuyor bu iş. Firma<br />
ortalamaları alınır. Ortalama bir maliyet<br />
muhasebesi yapılır önce. Bu oluşan<br />
kayıtlar işletmelere asılırsa, bu işler.<br />
Bunun meyvelerini daha önce aldık.<br />
Biz daha önce gelip dedik ki, gelin bir<br />
veri tabanı oluşturalım. Makine ihtiyacı<br />
olan gelsin taleplerini bize bildirsin. Toplu<br />
bir talep listesi oluşturup, gidip örneğin<br />
Pilotelli firmasına, Mayer firmasına<br />
diyelim ki: Bize toplu alım için daya uygun<br />
bir fiyat verin. Bir dönem bu başarıldı.<br />
105 bin marka alınan bir makineyi, toplu<br />
alımla 60-55 bin marka toplu makine<br />
alımı yapıldı. Biz ne yaptık; herkes kendi<br />
aklını beğendi. Herkes bir şey biliyormuş<br />
gibi, bildiğini başkasından gizledi. Ondan<br />
sonra da kazıklanınca oturup ağlıyoruz.<br />
Hüda Tekstil/Hüseyin Dağ:<br />
Bayrampaşa’da yazıhanesi olan bir<br />
firmaya kumaş ürettim. Arıyorum<br />
ödeme için. 50 kuruş fiyat yazdım<br />
dedim. Vallahi kaçarım diye bana<br />
tepki gösteriyor bu müşterim. Niye<br />
diyorum. Ayrancı’da aynı kumaşı 35<br />
kuruşa örüyorlar. Doğrudur örebilirler<br />
ama koşullarımız aynı mı Buna çareler<br />
üretmemiz lazım. Ayrıca, teşvikler<br />
konusunda da çok fazla bürokratik<br />
engel var. KOSGEB can suyu kredisine<br />
başvurmak istedim hala belgeleri<br />
tamamlayamadım. Hala kapasite<br />
raporunu bekliyorum Ankara’dan.<br />
Cincik Tekstil/Ramazan Azgın: Panelin<br />
başından beri notlar aldım fakat Ziya bey<br />
sağ olsun benim sözlerime tercüman<br />
oldu. Söylemek istediklerimi söyledi.<br />
Birkaç öneride bulunmak istiyorum izin<br />
verirseniz. Kim ne derse, desin bu fason<br />
fiyat belirlemesi çok etkili olmaktadır.<br />
Geçmişte böyle bir fiyat belirlendiğinde,<br />
müşterime bunu gösterip bakın bu<br />
fiyatların altına inmem mümkün değil, ben<br />
ayıplarla diyerek tepkimi koyabiliyordum<br />
ve müşterimi ikna edebiliyordum. Diğer<br />
bir konuda ödemelerimizi alamıyoruz.<br />
Eğer dernek bir komisyon oluşturup bu<br />
alacaklarımızda biz uzlaşma sağlayabilir.<br />
Bunun etkili olacağını düşünüyorum.<br />
İçimizde çürük elma varsa bunu ortaya<br />
çıkarıp temizlememiz lazım. <strong>Derneği</strong>miz<br />
bizim için önemli bir araya gelmeye<br />
gayret gösterelim. Ayrıca dernek olarak<br />
hükümete gidip derdimizi açmaya<br />
çalışalım.<br />
Soldan Sağa: Mehmet ZENGİN, İsmail Gülle, Fikri KURT, Ziya GÖZE
18 ÖRME DÜNYASI<br />
Haber<br />
Hazır giyim,<br />
yeniden ihracat şampiyonu<br />
Krizle birlikte reel sektörde yaşanan kan kaybı en fazla otomotiv sektörünü etkiledi. bir<br />
süredir ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörü, krizle birlikte üretime ara verince,<br />
ihracat liderliğini tekrar hazır giyime bıraktı.<br />
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />
yaptığı açıklamada genel ihracatın<br />
Ocak ayında yüzde 28,2, hazır<br />
giyimin ise yüzde 20,2 gerilediğini<br />
hatırlatarak buna rağmen hazır giyim<br />
ve konfeksiyon ihracatının 1 milyar<br />
152 milyon 825 bin dolarla ilk sıraya<br />
çıktığını söyledi. Rakamların parite<br />
etkisinden arındırıldığında hazır giyim<br />
ve konfeksiyon ihracatının gerçekte,<br />
yüzde 14’lük bir düşüş gösterdiğinin<br />
görüleceğine dikkat çeken Tanrıverdi,<br />
sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonominin<br />
lokomotifi olan hazır giyim sektörü<br />
krizde en az ivme kaybederek<br />
birinci sıraya çıkmış, Türkiye için<br />
vazgeçilmezliğini kanıtlamıştır. Rekabet<br />
şartlarımızın düzeltilmesi halinde<br />
ihracatımızı 2008 yılının üzerine<br />
çıkarmaya hazırız”<br />
Krizin panzehiri hazır giyim<br />
2008 yılında otomotiv, makine<br />
ve kimya sektörlerinin ardından<br />
dördüncülüğe gerilemiştik. Ancak<br />
diğer sektörlerin aksine özellikle kriz<br />
anlarında çok daha hızlı ve esnek<br />
hareket kabiliyetine sahibiz. Bir<br />
takım desteklerle ihracatımızı eski<br />
rakamların da üzerine çıkarabiliriz.<br />
Zor şartlara rağmen uluslararası<br />
rekabette öne çıkmayı sürdüren<br />
sektörümüz, bu gücünü sürdürebilmesi<br />
için tıkanıklık yaşadığı işgücü ve enerji<br />
maliyetlerinin yüksekliği gibi konularda<br />
elinin rahatlatılarak önünün açılması<br />
gerekiyor. Ocak ayı rakamlarıyla krizin<br />
panzehiri olduğumuzu gösterdik.<br />
Bunların gerçekleşmesi sektörün<br />
performansında doping etkisi<br />
yaratacaktır. Bu yönde sağlanacak<br />
pozitif ayrımcılık, sektörün istihdama<br />
ve Türkiye ekonomisine yapacağı katkıyı<br />
çok daha yukarılara taşıyacaktır.<br />
Hikmet Tanrıverdi, sektörel sıralamada<br />
lider olan hazır giyim ve konfeksiyonun<br />
toplam ihracattaki payını yüzde 14,7’den<br />
yüzde 16,3’e yükselttiğini ifade etti. Bu<br />
başarıda küresel kriz ortamında tüm<br />
pazarlar daralırken, sektörün ihracattaki<br />
performansını sürdürme kararlılığı ve<br />
direncinin etkili olduğunu söyleyen<br />
Tanrıverdi, “ AB pazarındaki büyük<br />
daralmaya ve perakende satışlarındaki<br />
düşüşe rağmen ihracatımızın yüzde 83’ünü<br />
bu ülkelere yaparak performansımızı<br />
koruduk. Her türlü şart altında ihracat<br />
performansını korumayı başaran bizler<br />
ülkemizin ekonomik ve sosyal sigortası<br />
olduğumuzu ve her zaman lokomotifi olarak<br />
kalacağımızı göstermiş olduk” dedi.
20 ÖRME DÜNYASI<br />
Fuar<br />
İstanbul Moda Fuarı,<br />
krizin gölgesinde kaldı<br />
13. Uluslararası İstanbul Moda Fuarı,<br />
sektörü temsil eden tüm derneklerin<br />
yetkilileri, yabancı katılımcılar ve<br />
alım heyetlerinin yer aldığı açılış töreniyle<br />
5 Şubat Perşembe günü kapılarını moda<br />
sektörüne açtı.<br />
CNR EKSPO FUARCILIK, IF KONSEYİ<br />
ve İTKİB’in güç birliğinde İstanbul CNR<br />
Expo Fuar Merkezi’nde 05-07 Şubat<br />
2009 tarihleri arasında düzenlenen ve<br />
üç gün süren etkinlik, kriz nedeniyle<br />
fazla hareketli değildi. 32 bin metrekare<br />
kapalı alanda 300 firmanın katılımıyla<br />
gerçekleşen fuara yabancı ülkelerden 65<br />
alıcı getirildi. Bu alıcılara rağmen fuarın iyi<br />
geçtiğini söylemek mümkün değil. 3 holde<br />
gerçekleşen fuarın açılışında umutlar üst<br />
seviyede olsa bile, konuşmalara krizin<br />
yarattığı psikoloji damgasını vurdu.<br />
Fuarın açılışında ilk konuşmayı İF<br />
Konseyi başkanı Ercan Tan yaptı. Tan<br />
konuşmasına, bu açılışı daha neşeli,<br />
daha enerji dolu bir ortamda yapmak<br />
isterdik ama durum ortada diyerek<br />
başladı. Tüm sıkıntılara rağmen sektöre<br />
sahip çıkmak gerektiğini ifade eden Tan,<br />
ülke olarak tekstilde iyi bir konumda,<br />
halk olarak çok çalışkan olduğumuz bu<br />
avantajı değerlendirerek yola devam<br />
edilmesi gerektiğini söyledi. Fuarların,<br />
sektörün tanıtımı için çok önemli olduğunu<br />
belirten Tan, fuara katılanların kahraman<br />
ilan edilmesi gerektiğini belirterek,<br />
katılmayanları da en kısa zamanda<br />
aralarında görmek istediğini söyledi.<br />
Açılışta ikinci konuşmayı Türkiye<br />
moda ve Hazır giyim Federasyonu<br />
Başkanı Kahraman Öztürk yaptı. Öztürk<br />
konuşmasında kriz psikolojisinin herkese<br />
zarar verdiğini artık herkesin bundan<br />
kurtulup, işine odaklanması gerektiğini<br />
söyledi. Krizi fırsata çevrilebileceğini<br />
belirten Öztürk, bunun için şartların<br />
müsait olduğunu söyledi. İhracatın<br />
büyük bir kısmının AB ülkelerine ve<br />
çevre ülkelere yapıldığını, bu pazarlara<br />
3 saatlik bir mesafede olunduğunu<br />
söyleyen Öztürk, hızlı teslimat, kaliteli<br />
üretim avantajlarımızla krizi fırsata<br />
çevirmemiz mümkün olduğunun altını<br />
çizdi. Öztürk buna gerçekçe olarak; büyük<br />
alım gruplarının artık yüklü siparişleri<br />
bırakmasını, Çin gibi cuz ve yüklü<br />
miktarlarda üretim yapan ülkelerin kısa<br />
terminli, az siparişlere yanıt vermekte<br />
zorlanmasını ve yapılarının buna müsait<br />
olmasını gösterdi. Öztürk şöyle konuştu:<br />
“Büyük alıcılar sipariş miktarlarını azalttı,<br />
temrinlerini kısalttılar. Bu işten tek<br />
kazançlı çıkacak ülke Türkiye’dir. Neden<br />
Ülkemiz bu pazarlara 2 saatlik 3 saatlik<br />
mesafelerde. Eğer bu değerlendirilemezse,<br />
kabahati kendimizde aramalıyız. Teşvik<br />
paketinin açıklanmasını beklediklerini<br />
ancak bu yönde bir türlü nihaiyi bir<br />
açıklamayı göremediklerini belirterek<br />
Hükümeti eleştiren Öztürk, sektörün<br />
üzerindeki yüklerin azaltılmaması halinde<br />
krizi avantaja çevirmenin zorlaşacağı<br />
uyarısında bulundu.<br />
Cengiz Abazoğlu’nde muhteşem defile<br />
Fuarın gala gecesi Cengiz Abazoğlu’nun<br />
muhteşem defilesiyle açıldı. Abazoğlu’nun<br />
defilesinde, aralarında Ebru Şallı ,Tuğçe<br />
Kazaz, Çağla Şıkel, Ece Sükan, Hande<br />
Subaşı ve Sedef Avcı gibi ünlü mankenler<br />
yer aldı. Abazoğlu’nun ilk kez fuarda<br />
sunumunu yaptığı 2009 - 2010 Sonbahar<br />
- Kış Hazır Giyim Koleksiyonu defilesinin<br />
koreografisini Öner Evez yaptı.
22 ÖRME DÜNYASI<br />
Röportaj<br />
Mehmet Karagözlüler:<br />
“%95 kapasiteyle çalışıyoruz”<br />
Kriz zamanlarında reklam ve fuarlara daha fazla ağırlık vermek gerektiğini söyleyen<br />
Mehmet Karagözlüler, devletin yurtdışı fuarlara katılmada verdiği destekleri değerlendirmek<br />
gerektiğini ifade etti.<br />
Karagözlüler Tekstil’in genç<br />
yöneticisi Mehmet Karagözlüler,<br />
kriz ortamına rağmen yüzde 95<br />
kapasiteyle çalıştıklarını söyledi. 8 saat üç<br />
vardiya sistemiyle çalıştıklarını belirten<br />
Mehmet Karagözlüler, piyasanın kötü<br />
olduğu bir ortamda bu başarılı performansı<br />
göstermelerinin altında kaliteli üretimin,<br />
işi iyi takip etmenin ve müşterilerle iyi bir<br />
iletişim kurmanın yattığını söyledi.<br />
1972 yılında bir iplik fabrikasına ortak<br />
olarak tekstile adım attıklarını ifade eden<br />
Mehmet Karagözlüler, örme işine 1994<br />
yılında girdiklerini söyledi. Karagözlüler,<br />
kuruluş süreciyle ilgili şunları anlattı:<br />
“Firmamızın geçmişi 1972 yılına kadar<br />
uzanıyor. Karagözlüler olarak ticarete gıda<br />
ve inşaat malzemeleri satışıyla başladık.<br />
1990’lı yıllara geldiğimizde birçok büyük<br />
markanın Doğu ve Güneydoğu bayiliklerini<br />
biz yürütüyorduk. Rahmetli Turgut Özal’ın<br />
kooperatifleri başlattığı dönemde inşaat<br />
alanında ciddi tecrübelerimiz oldu. 90’larda<br />
inşaat işine devam ederken, Malatya’da<br />
bulunan eski adı Boğaziçi, yeni adı Körük<br />
İplik olan firmaya ortak olduk. Böylece<br />
tekstile ilk adımımızı attık”<br />
İplikteki ortaklığın ardından örmeye<br />
yatırım yapmaya karar verdiklerini<br />
anlatan Mehmet Karagözlüler, babasının<br />
1994 yılında 5 adet makineyle örmeye<br />
başladığını kaydetti. Karagözlüler şunları<br />
söyledi: “Malatya Organize Sanayi<br />
Bölgesi’nde 5 tane örgü makinesiyle örme<br />
işine girdik. 1995–1996 yıllarında sadece<br />
ham kumaş satışı yaptık. 1996 yılında<br />
boyahane kurmaya karar verip inşaatını<br />
1997 yılında tamamlayınca hem örme<br />
makine sayımızı yeni yatırımlarla 15–20<br />
makineye çıkardık, hem de boyalı kumaş<br />
satışına başladık”<br />
Bir entegre tesis şeklindeyiz<br />
Şu anda Malatya’daki tesislerimizde<br />
ipliği üretiyor, örgüde kumaş haline getirip<br />
boyahanemizde boyalı mamul kumaş<br />
olarak satışa hazır hale getirmekteyiz.<br />
Boyahanenin devreye girmesinden sonra<br />
İstanbul’da bir irtibat merkezini devreye
ÖRME DÜNYASI 23<br />
soktuk. 1999 yılından itibaren kapasite<br />
artırımına giderek günlük 15 ton örme ve<br />
boyama kapasitesine ulaştık. Bugün hala<br />
bu kapasitemizi korumaktayız. Örgüde<br />
50’ye yakın makinemiz var. Makinelerimizin<br />
tamamı Avrupa menşeli makineler. Hiçbir<br />
Uzakdoğu makinesini bünyemize katmadık.<br />
Kuruluşumuzdan itibaren bizde hiç<br />
fason işi olmadı. Başlangıçta ham kumaş<br />
satışı yapıyorduk, boyahanenin devreye<br />
girmesinden sonra boyalı kumaş satışına<br />
başladık ve hala devam ediyoruz.<br />
Satışlarımızın %30-35’ini<br />
ihraç ediyoruz<br />
Mevcut üretim kapasitemiz olan 15<br />
tonun yüzde 30-35’ini direk kumaş<br />
ihracatı yapıyoruz. Yüzde 40’ını ise<br />
ihracatçı konfeksiyonculara satıyoruz.<br />
Geri kalan yüzde 20-25’ini de iç<br />
piyasada kendi markasıyla üretim yapan<br />
konfeksiyonculara yapmaktayız.<br />
En önemli ihraç pazarlarımız Almanya,<br />
Yunanistan, Fransa ve Hırvatistan’dır.<br />
Ayrıca, Romanya’da kendi ofis ve<br />
depomuz var. 6 yıldır bu pazara<br />
buradaki ofisimiz aracılığıyla kumaş<br />
satışı yapmaktayız. Bir de Rusya’da bir<br />
ortaklığımız var. Burada da ofisimiz<br />
ve depomuz bulunuyor. İhracatımız<br />
direkt yaptığımız gibi temsilciliklerimiz<br />
aracılığıyla da yapmaktayız. Bu anlamda<br />
çeşitli ülkelerde temsilcilerimiz bulunuyor.<br />
Bünyemizde üretimi ve ihracatını<br />
yaptığımız kumaşların ağırlıklı kısmını<br />
50/1’den, 60/1’e kadar full likralı örme<br />
kumaşlar oluşturuyor. Tamamı beyzik türü<br />
kumaşlar. Bünyemizde jakarlı tabir ettiğimiz<br />
fantezi kumaş üretimi bulunmamaktadır.<br />
Şirket politikamız kendi alanımızda en iyi<br />
olabilmek. Tüm çalışmalarımızı bu hedef<br />
doğrultusunda yapmaktayız.<br />
Malatya değişti<br />
Malatya’nın teşvik bölgesinde olması<br />
sayesinde buradaki üretim koşulları,<br />
batıya göre daha avantajlı olduğunu,<br />
bu sayede pazarda çetin rekabet<br />
koşullarına karşı dayanabildiklerini ifade<br />
eden Karagözlüler, bu avantaj olsa da<br />
çok yeterli olmadığını söyledi. “Burada<br />
üretim maliyetleri, İstanbul’a göre biraz<br />
daha iyi durumda. Bu avantaja rağmen<br />
dezavantajlarımız da yok değil. Örneğin<br />
fason kumaş öremiyorum, çünkü batıya<br />
göre çok uzaktayım. Pazarın daraldığı,<br />
talebin azaldığı dönemlerde makinelerimi<br />
fason için de çalıştırabilmiş olsam<br />
maliyetlerim daha da düşerdi”<br />
Malatya’da 15-20 örme firması var<br />
Malatya, hazır giyim pazarına uzak<br />
görünse de, Havaalanı ve altyapısındaki<br />
büyük gelişmeler sayesinde bu da<br />
dezavantaj olmaktan çıktı. Teşvik bölgesi<br />
olması sebebiyle üretim maliyetlerimiz<br />
birçok batı bölgesine göre makul<br />
seviyelerde. Elektrikteki ve istihdamdaki<br />
teşviklerden faydalanıyoruz.<br />
Bölgemizdeki yatırımların ağırlıklı kısmını<br />
iplik yatırımları oluşturuyor. Bunun<br />
haricinden İkinci organize bölgenin<br />
açılmasıyla konfeksiyon ve dokuma<br />
alanında bazı önemli yatırımlar oldu.<br />
Malatya’da irili ufaklı 15-20 civarında<br />
örme kumaş imalatı yapan firma<br />
olduğunu tahmin ediyorum. Entegre<br />
bazında olan firma sayısının da 10’u<br />
geçeceğini sanıyorum.<br />
Kapasitemiz krize<br />
rağmen %95’lerde<br />
Şu anda krizin olduğu bir ortamda,<br />
kapasitemiz yüzde 95’lerde. Buna<br />
şükrediyoruz. Bu başarıyı elde etmemizde<br />
babamızın ticaret anlayışının büyük<br />
katkısı var. Öncelikle dürüst olmak<br />
gerekiyor. Herkese şeffafız, rakiplerimize<br />
bile fabrikamızı açtık. Bundan dolayı<br />
kaybetmedik aksine hep kazanan olduk.<br />
Doğru kaliteyi üretmek, müşteriyle<br />
iyi iletişim içinde olmak, doğru satış<br />
stratejisini uygulamak çok ö nemli. Az<br />
kazandık ama sürekliliğe heveslendik.<br />
Bunlar, bizi ayakta tutan temel<br />
dayanaklarımızdır.<br />
3 vardiya çalışıyoruz<br />
16 bin metrekare kapalı alan üzerine<br />
kurulu olan fabrikamızda şu anda 240<br />
çalışanımız var. Sadece Malatya’daki<br />
çalışan sayımız bu. İstanbul ofisimiz<br />
bunun haricindedir. Üç vardiya sistemine<br />
göre çalışıyoruz. 8 saat yani, 12 saat<br />
değil. Her çalışanımızın haftada bir izni<br />
bulunmaktadır. Tesislerimizde çalışanların<br />
iş koşullarını en üst düzeyde tutmaya<br />
gayret gösteriyoruz. Fabrikamızda revir ve<br />
doktorumuz bulunmaktadır. Tesislerimizde<br />
kalite bilincini sürekli tutabilmek için ISO<br />
9001 belgesi aldık. Hem örmede hem<br />
boyahanemizde bu belgeye sahibiz.<br />
Geçen yıl 1 milyon dolarlık<br />
yatırım yaptık<br />
2008 yılında 1 milyon dolarlık yatırım<br />
yaptık. Bu yatırımı boyahane cephesinde<br />
gerçekleştirdik. Yeni boyahane makineleri<br />
alarak, yeni ram aldık. Genelde kalitemizi<br />
geliştirecek yatırımları hayata geçirdik.<br />
Bu yatırımları yaparken müşterilerimizin
24 ÖRME DÜNYASI<br />
Röportaj<br />
yönlendirmeleri de oldu. Özellikle de<br />
ihracattaki alıcılarımızın yönlendirmeleri<br />
söz konusu.<br />
Müşterilerimizden gelen numuneleri<br />
çalışmakla birlikte, kendimiz de ürün<br />
geliştirme konusunda çalışmalar<br />
yürütüyoruz. Bünyemizde Ar-Ge<br />
departmanı kurduk bu amaçla. Bu<br />
departmanı sadece yeni ürünleri<br />
geliştirmek için değil, iç dönüşümlerdeki<br />
olayları da değerlendirmek için kurduk.<br />
İSO 9001’den farklı bir tarafı var ancak<br />
neticede biz eksikliklerimizi de görelim,<br />
varsa hatalarımız bunları giderelim<br />
amacındayız. İleriye dönük ürün geliştirme<br />
ve kalite artırıcı çalışmalar yani.<br />
Yaptıkları işin riskli bir iş olduğunu ifade<br />
eden Mehmet Karagözlüler, müşterilerin<br />
kendilerini kalite anlamında geliştirdiğini<br />
söyledi. Yaptıkları işin riskli olduğunu<br />
belirten Karagözlüler şunları söyledi:<br />
“Neticede bir kumaş satıyoruz. İpliğinden<br />
boyasına kadar her şeyden sorumluyuz.<br />
Bu nedenle de kalite konusunda çok<br />
hassasız. Katıldığımız uluslararası fuarlarda<br />
standımız farklı ülkelerden firmalar ziyaret<br />
ediyor. Bu firmaların ziyaretlerinde bizlere<br />
aradıkları numuneleri getirebiliyorlar. Bizler<br />
bunları inceleyerek bunlardan istifade<br />
edebiliyoruz. Bir numune çalıştığımızda,<br />
bazen benzer ürünü başkasına da sunma<br />
imkânımız oluyor. Bu sayede yeni yeni<br />
müşteriler elde edebiliyoruz. Fuara<br />
katılmamız bizim gündemde kalmamız<br />
anlamına geliyor. Bize göre bir reklam<br />
yapma ortamıdır ve bizlere avantajlar<br />
sağlamaktadır”<br />
Texworld’a katılıyoruz<br />
İhracat odaklı bir firma olan Karagözlüler<br />
Tekstil, yurtdışında birçok önemli fuara<br />
katılıyor. Paris’teki Texworld, bu fuarların<br />
başında geliyor. Geçen yıl ki Texworld<br />
fuarında ağırlık ziyaretlerin Afrika<br />
ülkelerinden geldiğini belirten Karagözlüler,<br />
Fas’tan, Tunus’tan, Cezayir’den<br />
gelenler olduğunu söyledi. Aynı şekilde<br />
Yunanistan’dan, İngiltere’den, Rusya’dan<br />
gelenler olduğunu söyledi. 2009’daki fuara<br />
da katılacaklarını ifade eden Karagözlüler,<br />
bu fuarın kriz nedeniyle bir miktar kan<br />
kaybetmesini beklediklerini söyledi.<br />
Türkiye’ye dönüşler var<br />
Krizle birlikte Çin’deki maliyetlerin<br />
artığını söyleyen Mehmet Karagözlüler,<br />
bu nedenle Türkiye’nin yakınlık ve kalite<br />
avantajlarıyla yıldızının tekrar parladığını<br />
belirtti. “Şu anda Türkiye’ye bir dönüş var.<br />
Bunu gözlemliyoruz. Bizlere dolaylı kanalla<br />
gelenler oluyor. Bugün bir firmaya örneğin<br />
haftalık yükleme yapıyorum ve bunu<br />
Malatya gibi bir yerden yapıyoruz.<br />
Maliyet hesabı yapıyoruz<br />
Maliyet hesabı yaparken hammadde<br />
alımlarında çok dikkatli davranıyoruz.<br />
Satarken de, düşük kar marjında, sürekli<br />
çalışma prensibiyle hareket ediyoruz. Kar<br />
etmezsek de, aza kanat ederek, müşteri<br />
sadakatini elde etmeye çalışıyoruz. Maliyet<br />
hesabımızı geçmişe göre daha dikkatli<br />
yapmaya gayret ediyoruz. Aldığımız<br />
hammaddelerde, kimyasallarda ya da<br />
boyalarda yeni fiyatlar talep ediyoruz, indirim<br />
istiyoruz tedarikçilerden. Yine giderlerimizden<br />
bazılarını kısmaya çalışıyoruz. Yatırımlarımız<br />
varsa bunları 6’ıncı aydan sonraya<br />
bırakıyoruz. Bu tür tedbirler alıyoruz.<br />
Bugün boya kimyasal alımlarının<br />
tamamı benden geçer. Hiç kimsenin<br />
inisiyatifine bırakmıyoruz. Geçmişte<br />
yaşadığımız sıkıntılardan dolayı bu şekilde<br />
hareket ediyoruz. İşletmemizde kalite<br />
prensiplerimiz nedeniyle dünyanın en<br />
kalite üç boyasından birini kullanıyoruz.<br />
Kimyasalda yine öyledir. Ucuz etin yahnisi<br />
olmaz, sözünde olduğu gibi kalitesi<br />
hammaddeye asla yanaşmıyoruz.<br />
Kriz nedeniyle siparişlerin miktarında<br />
azalma olduğunu görüyoruz. Bunu<br />
hissettiğimiz anda alternatifler bulmaya<br />
çalışıyoruz. Boşluğu doldurmaya önem<br />
veriyoruz yani.<br />
Konuşmasının sonunda, krizden<br />
yıkılmadan çıkmanın tek yolunun güçlü<br />
öz sermayeye sahip olmaktan geçtiğini<br />
belirten Mehmet Karagözlüler, öz<br />
sermayesi güçlü olan firma fazla bir<br />
sıkıntıyla karşılaşmadan yoluna devam<br />
edeceğini, banka ile çalışan borca<br />
girenlerin ise yaşamasının zor olduğunu<br />
söyledi. Mehmet Karagözlüler’e göre,<br />
alımlarını doğru yapan, bankalardan kredi<br />
almayan firmalar krizden güçlü çıkacak,<br />
hesabını iyi yapamayan aşırı borçlananlar<br />
krize yenik düşecekler.
26 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
Tekstilciler, Bakan Zafer Çağlayan’a<br />
dertlerini anlattı, çözüm istedi<br />
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, KOSGEB'in <strong>şubat</strong> ayı itibariyle uygulamaya sokacağı<br />
sıfır faizli veya çok düşük faizli bir ihracat kredisini, 1 milyar dolara çıkardıklarını ve tamamını<br />
ihracatçılara kullandırılacağı müjdesini verdi.<br />
Sektörel Sorunları Değerlendirme<br />
Toplantısı, Sanayi ve Ticaret Bakanı<br />
zafer Çağlayan’ın da katılımıyla<br />
İTKİB’in Yenibosna binasında yapıldı. 24<br />
Ocak’ta gerçekleşen toplantıya, tekstil<br />
ve hazır giyimin sektör başkanları ile<br />
çok sayıda tanınmış firmanın üst düzey<br />
yetkilileri katıldı.<br />
Toplantının açılışında konuşan İstanbul<br />
Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları<br />
Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />
Bakan Zafer Çağlayan’ın reel sektörden<br />
gelen biri olması sebebiyle, sorunlarını<br />
iyi bildiğini hatırlatarak, tekstil ve hazır<br />
giyimin bugünkü durumunu ortaya koyan<br />
kısa bir sunum gerçekleştirdi.<br />
Çeşitli tespitlerin ve çözümlerin yer<br />
verildiği sunumda krizle birlikte yaşanan<br />
düşüşler, rakamsal bilgilerle desteklendi.<br />
İhracat ve istihdamdaki azalışın,<br />
hükümetin alacağı bazı basit önlemlerle<br />
durdurulabileceğini belirten Tanrıverdi,<br />
tekstilciler olarak Hükümetten öncelikle<br />
2009 yılı sonuna kadar, hazır giyim, tekstil ve<br />
deri ürünleri sektörlerinde SSK primlerinde<br />
yüzde 50 indirim istediklerini söyledi.<br />
Hikmet Tanrıverdi, sunumunda<br />
hazırladıkları bir modeli de, detaylarıyla<br />
ortaya koydu. Tekstilcilerin “işçi çıkarmama<br />
önerisini” anlatan Tanrıverdi, önerdikleri<br />
modelde devletin karının 111 milyon TL<br />
olacağını söyledi.<br />
Tekstilde kayıtlı çalışan sayısının 800<br />
bin olduğunu, tedbir alınmadığı takdirde<br />
100 bin ile 160 bin işçinin işsiz kalacağını<br />
öngörerek bu modeli geliştirdiklerini<br />
söyleyen Tanrıverdi, şunları anlattı: “Bizim<br />
ödediğimiz prim yüzde 28.5’e düşürüldü.<br />
İşten ayrılan bir işçinin işsizlik fonundan<br />
alacağı parayı ve işverenin 1 yıl boyunca<br />
kamuya ödediği maliyeti hesapladık.<br />
Buna göre eğer devlet sektörden aldığı<br />
SSK primini yüzde 50 düşürürse 111<br />
milyon YTL karı olacak. Yani devletin işçi<br />
çıkartıldığı takdirde fondan ödeyeceği<br />
para, SSK primlerini yarı yarıya indirdiğinde<br />
işverenden alacağı paradan yaklaşık olarak<br />
111 milyon YTL fazla oluyor, primler inerse<br />
bu para devletin cebinde kalacak.”
ÖRME DÜNYASI 27<br />
2008 yılı başından itibaren doğalgazda<br />
yüzde 73,3 ve elektrikte yüzde 36'yı<br />
bulan fiyat artışlarının tekstil, hazır giyim<br />
ve deri sektörleri için belirli bir dönem<br />
uygulanmamasının hayati önem taşıdığını<br />
da ifade eden Hikmet Tanrıverdi, 8 Nisan<br />
2006 tarihinde tamamen kaldırılan yüzde<br />
40 oranlı "Yatırım İndirimi" teşvikinin<br />
yeniden getirilmesi gerektiğini sözlerine<br />
ekledi.<br />
Hikmet Tanrıverdi’nin ardından sözü<br />
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi aldı.<br />
Büyükekşi, tüm sıkıntılara ve krize rağmen<br />
2009 yılında tekstil ve konfeksiyon<br />
sektörünün ihracatta birinci sektör<br />
olarak yerini alacağını söyledi. Otomotiv<br />
ihracatında yaşanan büyük daralmanın<br />
sonucu olarak tekstil ve hazır giyimin tekrar<br />
bir numaralı ihracatçı sektör olacağını<br />
ifade eden Büyükekşi, ihracatçının krediye<br />
ihtiyaç duyduğunu, kredi garanti fonundan<br />
destek beklediklerini kaydetti.<br />
Emek yoğun sektörlerin en önemli<br />
sıkıntısının istihdam olduğuna işaret eden<br />
Büyükekşi, “Sosyal Güvenlik ve muhtasar<br />
borcu olmayan firmaların işçi çıkarmamak<br />
kaydıyla 1 yıl için SSK`sının yüzde 25’inin<br />
işsizlik fonundan ödenmesi ve kısa çalışma<br />
ödeneğinin kaldırılmasını önerdik. Çünkü<br />
yapılan çalışmalarda bundan sonra bir<br />
tedbir alınmazsa birçok sektörde, başta<br />
otomotiv sektöründe büyük bir sıkıntı<br />
yasayacağımızı düşünüyoruz. Son iki yıldan<br />
beri otomotiv sektörü en çok ihracat yapan<br />
sektör oldu. Biz her şeye rağmen 2009<br />
yılında tekstil konfeksiyon sektörünün<br />
ihracatta birinci sektör olarak yerini<br />
alacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.<br />
Mehmet Büyükekşi’nin de konuşmasını<br />
tamamlamasından sonra, Sanayi ve Ticaret<br />
Bakanı Zafer Çağlayan söz aldı ve Hükümet<br />
olarak krize karşı aldıkları ve alacakları belli<br />
başlı tedbirleri uzun soluklu anlattı.<br />
Çağlayan konuşmasında, konfeksiyon ve<br />
tekstil sektörünün istihdama ve ihracata<br />
katkısı ve Türk imajını dünyaya tanıtması<br />
dolayısıyla her türlü övgüyü hak ettiğini<br />
belirterek Türkiye gibi ''dev'' bir ülkenin<br />
yaşanan krizden etkilenmemesinin<br />
mümkün olmadığını söyledi.<br />
Fikri Kurt, Bakan'dan başarılı<br />
firmalara pozitif ayrım istedi<br />
Tekstil sektörünün önde gelen kurum ve kuruluşları toplantı öncesi, İTKİB’in<br />
10.uncu katında bir araya geldiler. Burada tekstilcilerin sorunlarını yanıtlayan Bakan<br />
Çağlayan, notlar aldı ve bu talepleri hükümet olarak değerlendireceklerini söyledi.<br />
Bu toplantıda ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt da söz alarak görüşlerini aktardı. Kurt,<br />
krizin tekstilci ve örmecilere getirdiği sıkıntılara dikkat çekerek kayıtdışılığın<br />
olduğu bir ortamda dürüst çalışan, vergisini veren, istihdam yaratan firmaların<br />
daha fazla zarar gördüğünü, oysa Hükümetin öncelikle bu firmaları desteklemesi<br />
gerektiğini söyledi.<br />
ÖRSAD Başkanı Kurt, geçmişte verilen teşviklerde çok hatalar yapıldığını, bu<br />
yanlışlardan ders alınarak hareket edilmesi, teşvik uygulamalarının bu hatalardan<br />
ders çıkarark yapılması gerektiğini ifade etti.<br />
Eşitlik ilkesinden sapmadan sektör bazında teşvik sağlansın diyen Kurt,<br />
teşvikten özellikle son üç yılda vergisini veren, istihdam sağlayan, primlerini<br />
düzenli ödeyenlerin, ihracat başarısı gösteren firmaların faydalanması gerektiğinin<br />
altını çizdi.<br />
Başkan Fikri Kurt, son olarak bakandan şaibeli iflaslar ve çekler konusunda da<br />
reel sektörün çözüm beklediğini hatırlattı. Yeni çek yasasıyla, elinde başka firmalara<br />
ait çekleri bulunduran ancak karşılıksız çıkan çeklerin üçüncü firmaları sıkıntıya<br />
soktuğunu belirten Kurt, yeni yasalarla bu sıkıntının çözülmesini Hükümetten<br />
beklediklerini söyledi.
28 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
''Temennim, çok fazla yara bere<br />
almadan böyle bir ortamdan en az hasarla<br />
çıkarabilmek'' diyen Çağlayan, Merkez<br />
Bankasının faiz indiriminde proaktif değil,<br />
reaktif davrandığı eleştirisinde bulunarak<br />
şunları kaydetti: ''Böyle bir ortamda bu<br />
konuda bir inatlaşma uğruna yapılan<br />
yanlışları şiddetle kınadığımı her fırsatta<br />
söylüyorum. Keşke geçen yıl, dünyada<br />
ekonomin iyi gittiği ortamda faizleri<br />
artırmak yerine, faizleri Para Politikası<br />
Kurulu düşürebilseydi, bugün çok farklı<br />
şeylerle karşılaşacaktık. Bugün ekonominin<br />
olmazsa olmazı düşük enflasyon olacak,<br />
bütçe disiplin olacak. Ama ben size şunu<br />
soruyorum; enflasyonu 7'ye düşmüş<br />
ama binlerce firması kapanmış, kimsenin<br />
alışveriş yapmadığı bir ortamda enflasyon<br />
7 olsa ne olur, 5 olsa ne olur Bugün<br />
öncelikler değişmiştir. 2 puanlık faiz<br />
indirimi keşke inat edilmeden daha önce<br />
yapılsaydı, piyasalara yansımaları olsaydı''<br />
Krizin tüm reel sektörleri olumsuz<br />
etkilediğini bunu reel sektörden gelen biri<br />
olarak çok iyi gördüğünü hatırlatan Bakan,<br />
krizin etkisinin 6 ay daha devam edeceği<br />
öngörüsünde bulundu. Çağlayan, Para<br />
Kurulu'nun 2 puanlık faiz indiriminde geç<br />
kaldığını savunarak, bunun çok daha önce<br />
yapılması gerektiğini belirtti.<br />
Kriz süresince ve daha öncesinde<br />
Eximbank ve KOSGEB üzerinden pek çok<br />
kaynağın kullanıma açıldığını hatırlatan<br />
Çağlayan, birkaç hafta içinde yeni<br />
pazarlarda ihracatın desteklenmesi için<br />
sıfır veya çok düşük faiz oranlı 1 milyar<br />
dolarlık krediyi kullanıma açacakları<br />
müjdesini verdi. Çağlayan şöyle devam<br />
etti: “KOSGEB tarafından kullandırılacak<br />
kredinin detayları önümüzdeki günlerde<br />
belli olacak. İhracatçı KOBİ'lerimizi<br />
desteklemeye devam edeceğiz. Tekstil,<br />
konfeksiyon ve deri sektörüne ilişkin olarak<br />
bakanlığının koordinatörlüğünde bir eylem<br />
planı hazırlandı. Eylem planını Ekonomi<br />
Koordinasyon Kuruluna götüreceklerini, ilgili<br />
tüm kuruluşların görüş ve katkılarıyla birlikte<br />
neler yapılabileceğinin önümüzdeki hafta<br />
sonu itibariyle netleştirilecek. 2009 yılında<br />
içinde bulunduğumuz şartları dikkate alarak<br />
daha yeni bir portföy, destek paketi üzerinde<br />
çalışıyoruz. Yeni ihracat desteğiyle ilgili dün<br />
KOSGEB İcra Kurulu ile bir araya geldik.<br />
Yaklaşık 5 saat süren bir toplantımız vardı.<br />
Bu toplantıda aldığımız karar çerçevesinde<br />
bizim KOBİ'lere, ihracatçılarımıza kayıtsız<br />
kalmamız mümkün değil. Bu çerçevede<br />
hemen önümüzdeki birkaç hafta içinde<br />
uygulamaya sokacağımız sıfır faizli veya çok<br />
düşük faizli bir ihracat kredisini 1 milyar<br />
dolar olarak sizleri kullandıracağız''<br />
Tekstilcilerin çözüm beklentileri:<br />
• "Yatırım İndirimi" teşviğinde,<br />
yararlanılan vergi indiriminden gelir<br />
vergisi stopajı da alınmamalıdır.<br />
• 5084 Sayılı Yasa kapsamındaki<br />
uygulamaya benzer olarak yüzde 20'lik<br />
indirimli tarife yurt genelinde tüm<br />
sektöre uygulanmalı ve mevcut ya da<br />
ilave her kayıtlı çalışan başına yüzde 0,5<br />
puan ilave indirim uygulanmalı.<br />
• İhracat destekleri yüzde 0,29'dan<br />
yüzde 1'e çıkarılmalı.<br />
• İlk altı ay içerisinde ödenecek olan<br />
kurumlar vergisi ,geçici vergi,muhtasar<br />
ödemeleri Haziran ayından sonraki 6 ay<br />
içerisine yayılıp tahsil edilmeli.<br />
• Bankalardan alınacak krediler için<br />
teminat sorunu yaşayan firmaların<br />
işletme rehini veya hisse rehini vererek<br />
oluşturulacak olan kredi garanti<br />
fonunun bankalara teminat olması<br />
veya mevcut kredi garanti fonunun<br />
sermayesinin artırılarak işlevselliği<br />
sağlanmalı<br />
• Bu teşvik, yeni yatırımların yanında,<br />
mevcut tesislerin teknoloji yenilenmesi<br />
için de çok önemli ve gereklidir.
30 ÖRME DÜNYASI<br />
Haber<br />
Kesif Elyaf ipliğe<br />
damping soruşturması<br />
Çin, Hindistan ve Endonezya menşeli "Suni ve sentetik liflerden iplikler"<br />
için dampinge karşı önlem alındı. 3 ülkeden yapılan ürün ithalatında<br />
kilogram başına 0,23 ile 0,80 dolar karşı vergi uygulanacak.<br />
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Çin, Hindistan ve Endonezya menşeli "suni ve<br />
sentetik liflerden iplikler (kesik elyaf iplikleri)" için dampinge karşı önlem<br />
aldı. Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin<br />
Önlenmesine İlişkin Tebliğe göre, yerli üretim dalı adına 22 şikayetçi firma<br />
ile bunları destekleyen 3 firmanın başvurusu üzerine, Çin, Hindistan ve<br />
Endonezya menşeli suni ve sentetik liflerden iplikler için başlatılan damping<br />
soruşturması tamamlandı. 2004-2007 döneminin incelendiği soruşturma<br />
sonucunda, dampingin yerli üretim dalında zararın ve her ikisi arasında<br />
illiyet bağının mevcut olduğu tespit edildi.<br />
Soruşturma Konusu Ürünler<br />
Soruşturma konusu madde, 55.08, 55.09, 55.10, 55.11 gümrük tarife<br />
pozisyonlarında sınıflandırılan "sentetik ve suni devamsız liflerden iplikler"dir.<br />
Şikâyet konusu ürün, %100 sentetik veya suni devamsız elyafın veya bunların<br />
birbirleriyle veya doğal elyaflarla muhtelif oranlarda karışımlarının eğrilmesiyle<br />
elde edilen ve ağırlığını sentetik veya suni elyafın oluşturduğu ipliklerdir.<br />
Ürün, kesim uzunluğu, numara, parlaklık, erime ısısı ve kalite gibi<br />
faktörlere bağlı olarak çeşitlilik göstermekle beraber üretim sürecinde<br />
yapılan ayarlamalarla bu çeşitliliği gerçekleştirmek mümkündür. Söz<br />
konusu ürün, genel olarak kumaş, halı, döşeme/kaplama ve hazır giyim<br />
imalatlarında kullanılmaktadır.<br />
GTP Madde Menşe Ülke Üreticiler<br />
Dampinge Karşı Önlem<br />
(ABD Doları/ Kg)<br />
Çin Halk Cumhuriyeti<br />
Nantong A-Z Textıle Co., Ltd. 0,49<br />
Diğerleri 0,80<br />
Hindistan<br />
Rswm Limited 0,29<br />
Diğerleri 0,39<br />
PT Elegant Textile Industries ---<br />
PT Sunrise Bumi Textile ---<br />
PT Apac Inti Corpora 0,23<br />
PT Kamaltex<br />
55.08;<br />
55.09<br />
(5509.52; 5509.61;<br />
5509.91 hariç)<br />
Sentetik ve suni devamsız<br />
liflerden iplikler<br />
PT Sinar Panua Djaja<br />
PT Bitratex Industries<br />
PT Hımalaya Tunas Texindo<br />
PT Indoroma<br />
55.10 (5510.20 hariç);<br />
PT Lotus Indah Textile Industries<br />
55.11<br />
Endonezya<br />
PT Srı Rejeki Isman-Sritex<br />
0,25<br />
PT Kewalram Indonesia<br />
PT Lotus Indah Textile Industries<br />
PT Embee Plumbon Tesktil<br />
PT Indo Liberty Textiles<br />
PT Himalaya Tunas Texindo<br />
Polysindo Eka Perkasa<br />
PT Kawalram<br />
Diğerleri 0,40
32 ÖRME DÜNYASI<br />
Röportaj<br />
Özbelen Tekstil<br />
Sebahattin Öztekin:<br />
“Bugün kim battı,<br />
diye birbirimize<br />
soruyoruz”<br />
Özbelen Tekstil’in kuruluş ve gelişim<br />
süreci hakkında bilgiler veren<br />
firma ortaklarından Sebahattin<br />
Öztekin, üç ortak ve iki makineyle mütevazı<br />
koşullarda başladıkları örmeciliğin<br />
bugün çok zor yapılır bir meslek haline<br />
geldiğini söyledi. <strong>Örme</strong>ciliği meslek olarak<br />
benimsediklerini bu nedenle de bu mesleği<br />
sürdürdüklerini ifade eden Öztekin,<br />
hem işin sahibi hem de işin içinde bir<br />
çalışan olarak bu işi ellerinden geldiğince<br />
sürdürmeye çalışacaklarını söyledi.<br />
Güngören’de Kale Sanayi Sitesi Kale<br />
Sokak’ta faaliyet gösteren Özbelen Tekstil,<br />
1995 yılında Hasan Kaplan, Sebahattin<br />
Öztekin ve Mehmet Demir tarafından<br />
kuruldu. Güngören Sancaktepe’de 2<br />
adet yuvarlak örme makinesiyle üretime<br />
başlayan firma, iki yıl süreyle burada<br />
faaliyet gösterdikten sonra 1997 yılında<br />
Kale Sokağındaki bugünkü yerine taşındı.<br />
Üç arkadaş bir araya gelip iki adet<br />
ikinci el makineyle örme kumaş üretimine<br />
başladıklarını söyleyen Öztekin şunları<br />
anlattı: “O günlerde yerimiz Sancaktepe’de<br />
idi. OVJA marka makinelerimiz vardı.<br />
Jakarlı ve düz kumaşların üretimini<br />
yapıyorduk. 1995’ten 1997 yılına kadar<br />
Sancaktepe’de üretime devam ettik.<br />
İşlerimiz iyi oldukça yatırıma gittik, başka<br />
makineleri de bünyemize kattık. Sadece<br />
ikinci el makineler aldık. Makine seçerken<br />
de Pilotelli ve Mayer gibi iyi markaları<br />
tercih ettik. 1997 yılına geldiğimizde<br />
makine sayımız 10’a yükseldi.<br />
1997’de Kale Sokağına taşındık<br />
1997 yılında şu anda bulunduğumuz<br />
Kale Sokak’taki yeni yerimize taşındık.<br />
Buraya geldiğimizde ortaklarımızdan<br />
biri ayrıldı. Ben ve Hasan Bey, birlikte<br />
yolumuza devam etmeyi sürdürdük.<br />
2004 yılına kadar, gelen siparişleri ve<br />
işlerin iyi olmasını fırsat bilerek makine<br />
almaya devam ettik. Şu anda makine<br />
parkurumuzda 25 adet makine bulunuyor.<br />
Bu makineler ile süprem, üç iplik, ribana,<br />
karkorşe, selanik ve ottoman türü örme<br />
kumaşlar üretiyoruz.<br />
%40 kapasiteyle çalışıyoruz<br />
Günlük kurulu kapasitelerinin 8-9 ton<br />
civarlarında olduğunu belirten Öztekin,<br />
kriz ve talep azalması nedeniyle şu anda<br />
yüzde 40 kapasiteyle çalıştıklarını söyledi.<br />
Her yıl giderek zorlaşan bir meslek kolunda
ÖRME DÜNYASI 33<br />
olduklarını belirten Öztekin, kriz nedeniyle<br />
makinelerin çoğunun yattığını, yüzde 40<br />
kapasitelerle günü kurtarmaya çalıştıklarını<br />
söyledi. Krizde birçok firma işçi çıkarırken<br />
kendilerinin işçi çıkarmaya gitmediklerini<br />
söyleyen Öztekin, 25 kişilik ekiple, dayanışma<br />
ve yardımlaşma içinde, özveri göstererek<br />
çalıştıklarını, ne kazanılıyorsa bunu paylaşarak<br />
krize karşı ayakta durmaya çalıştıklarını<br />
belirtti.<br />
Her yıl bir önceki yılı arıyoruz<br />
İşçi çıkarmanın sorunu çözmediğini dile<br />
getiren Öztekin, her geçen yıl, bir önceki<br />
yılı arttığını belirterek şöyle devam etti:<br />
“İşlerin düzelmesi bir tarafa her yeni yılda<br />
daha da kötüleşiyor. <strong>Örme</strong>ciliğe çok sayıda<br />
firmanın girmesi, aşırı kapasite, artan<br />
rekabet ortamı, maliyetlerin yükselmesi ve<br />
talep azalması işlerimizi daha da zor hale<br />
soktu. Artık para kazanmak hayal oldu.<br />
Fason fiyatları yıllardır aynı”<br />
Her gün bir firmanın kapandığını<br />
duyuyoruz<br />
Kriz nedeniyle, olağanüstü bir döneme<br />
girildiğini, her gün bir firmanın daha<br />
kapandığını duyduklarını ifade eden<br />
Öztekin, “her sabah bugün kim kapandı<br />
diye birbirimize soruyoruz. İğnecilerden,<br />
yağcılardan, iplikçilerden her gün yeni<br />
bir haber alıyoruz. Falan firma kapandı,<br />
filan firma kapandı. Belki dedikodular da<br />
oluyordur ama kapananların sayısı giderek<br />
artıyor maalesef. Bizim tespit ettiğimiz<br />
kadarıyla 70 civarında örmeci kapanmış”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Müşterilerinin tamamının ihracatçı<br />
olduğunu, iç piyasaya çalışmadıklarını<br />
söyleyen Öztekin, müşterilerimizin<br />
tavsiyeleriyle yeni müşterilere ulaştıklarını,<br />
tanımadıkları yeni müşterilere çok<br />
fazla itibar etmediklerini söyledi. Bir<br />
müşterilerinin çeklerinin geri döndüğünü<br />
söyleyen Öztekin, “Bu müşterimiz telefon<br />
açtı, gelin borç karşılığında kumaşları alın<br />
götürün dedi. Gidip kumaşları göreceğiz.<br />
Belik 10’a alıp 3-5’e satıp daha büyük bir<br />
zarardan kurtulmaya çalışacağız. Başka<br />
çaremiz yok” dedi.<br />
Devletin destek çıkması lazım<br />
Herkese para lazım. Büyük firmaya da,<br />
küçük firmaya da para lazım. Maliyetlerin<br />
artığı bir dönemdeyiz. Vadeler uzun, nakit<br />
akışı yok. Üretim için para lazım ama<br />
bulamıyoruz. İğnede indirim talebimiz<br />
olmuştu ama tam tersiyle karşı karşıyayız.<br />
Her yıl fiyatlara yüzde 5’lik bir artış<br />
yapılmakta. Dolar, euro artınca iğne çok<br />
pahalı hale geldi.<br />
Bir diğer sorunun da iğnede kalite<br />
sorunu olduğunu belirten Öztekin,<br />
iğne platin hatalarında örmeciler hiç<br />
zaman haklı görülmediği şikâyetinde<br />
bulundu. “Hep hata bizden kaynaklandı<br />
denildi. Hakkımızı arayamadık. Bir kere<br />
de iğnenin kalitesinden kaynaklandı,<br />
denilmesini ümit ettik ama bu olmadı.<br />
Düzenlenen raporlara bakıyoruz hep,<br />
hatanın kaynağı örgücü”<br />
<strong>Örme</strong>cilerin bir başka sorunun da yağ<br />
olduğunu söyleyen Öztekin şunları söyledi:<br />
“ Biz örmeciler hangi yağ iyidir, kalitelidir,<br />
bunu bilmiyoruz. Bir örmeciler bir ortak<br />
nokta bulmalıyız. Hangi yağ kalitelidir,<br />
üstündür. Bunu belirleyecek çalışmalar<br />
içinde olmalıyız. <strong>Derneği</strong>n bu noktada<br />
bizi aydınlatmasını bekliyoruz. İplikte<br />
kalite sorununu hemen görebiliyoruz ama<br />
iğnede bir laboratuar olmadığı için hangi<br />
yağın kaliteli olduğunu anlayamadıklarını,<br />
derneğin bu konuda çalışmalar içinde<br />
olmasını bekliyoruz”<br />
<strong>Örme</strong>cilerin birlik ve beraberlik ruhuyla<br />
hareket etmesi gerektiğini söyleyen Öztekin<br />
konuşmasının sonunda, bu sektörde bir sorunu<br />
ancak birlikte hareket ederek çözülebileceğini,<br />
herkesin birbiriyle iletişim içinde olmasının<br />
faydalı olacağının altını çizdi.
ÖRME DÜNYASI 35<br />
<strong>Örme</strong>de, yerli emniyet sistemleri;<br />
Hem kaliteli hem ekonomik<br />
<strong>Örme</strong> sektörüne yedek parça, bakım<br />
ve teknik destek hizmeti veren,<br />
aynı zamanda Terrot’un 17 yıldır<br />
teknik servisi olan ve diğer tüm markaların<br />
da teknik hizmetlerini yapan Elektro Dizayn<br />
firması, geliştirdiği ürünlerle sektöre faydalı<br />
hizmetler sunuyor.<br />
Kumaş Kontağı: Elektro Dizayn’ın<br />
geliştirdiği cihazların başında kumaş<br />
kontağı geliyor. Bu cihaz, şıklığı<br />
ve dayanaklığı ile dikkat çekiyor.<br />
Süprem makineler için geliştirilen bu<br />
cihaz, örme sırasında makinelerde<br />
oluşabilecek büyük kumaş atıklarına<br />
ve bu atıklardan doğabilecek zaman<br />
kaybına, iğne kırılmalarına karşı<br />
koruyucu bir görev üstleniyor. Bir<br />
çeşit emniyet sistemi olan bu cihaz,<br />
kaybedilecekler göz önüne alındığında<br />
fiyatıyla da çok uygun.<br />
İğne Kontağı: Elektor Dizayn firması,<br />
örme makinelerinde, örmeciye maliyet<br />
çıkaran sorunlara karşı çeşitli çözümler<br />
üretmeye özen gösteriyor, bu yönde uzun<br />
soluklu araştırmaları bulunmakta. Firma,<br />
işte bu çözüm arayışlarını sonucunda<br />
yerli iğne kontağı cihazını da geliştirmeyi<br />
başardı. Satın almış olduğunuz örme<br />
makinelerinin üzerinde bulunan iğne<br />
kontaklarının ortalama ömürleri 1 yıl<br />
civarında iken, Bu firmanın geliştirdiği<br />
iğne kontaklarında bu süre daha<br />
fazla olmakta ve üstüne üstülük fiyat<br />
bakımından da yarı yarıya daha ucuz. bu<br />
da maliyetlerin hayati önem taşıdığı bir<br />
dönemde hiç göz ardı edilemeyecek bir<br />
konu. Makineler üzerinde bulunan orijinal<br />
iğne kontakları arızalandığında bunların<br />
yenisini getirmek zaman aldığından,<br />
bunların yerine yerli ve üstüne üstlük<br />
daha kaliteli ve ucuz olan bir ürünü<br />
almak, daha akıllıca olsa gerek.<br />
Uzak Doğu’dan gelen makinelerin birçok<br />
parçası kısa sürede arızalanabilmekte ve<br />
yetersiz emniyetle çalışmaktadır. Örneğin<br />
iğne kontaklarının kabloları kopmakta,<br />
lambaları kırılabilmektedir. Ayrıca iğne<br />
kontakları mekanik olduğundan dolayı<br />
makineyi durduramayabilmektedir. Bu<br />
sıkıntıları çözmeye yönelik araştırmalar<br />
yapan Elektro Dizayn firması, kolay<br />
kopmayan, led ışıklı iğne kontakları üretti.<br />
Yerli malı bu kaliteli iğne kontakları,<br />
örmecilerin maliyet ve zaman kaybını<br />
önlemede büyük faydalar sunmaktadır.<br />
Elektronik İğne Kontakları: Elektro<br />
Dizayn firması, çoğu zaman makineleri<br />
durduramayan mekanik iğne kontaklarının<br />
yarattığı sıkıntılara çözüm olarak elektronik<br />
kontrollü iğne kontakları üretti. Daha<br />
gelişmiş bu iğne kontakları, makinelerin<br />
durmasını sağlayarak hatalı üretimin önüne<br />
geçmektedir. Hatalı üretimin yaratacağı<br />
sıkıntılar göz önüne alındığında bu cihazın<br />
ne denli önemli olduğu anlaşılacaktır.<br />
Elektro Dizayn’ın geliştirdiği ve<br />
fiyasada talep bulan belli başlı ürünler<br />
şunlar: Terrot süprem ribana, ringel iğne<br />
kumaş ve kapı kontakları. Mayer süprem<br />
ringel ve ribanalar için iğne ve kumaş<br />
kontakları. Monarch ringel süprem ribana<br />
iğne ve kumaş kontakları. Pai Lung ringel<br />
süprem ribana iğne ve kumaş kontakları.<br />
Firma, bu makinelerin yanı sıra daha<br />
birçok makineye uygulanabilen sistemler<br />
de üretti. Firma, ihtiyaç halinde özel<br />
üretim yapabilmekte.
36 ÖRME DÜNYASI<br />
Fuar<br />
Londra Türk Kumaş Fuarı başarılı geçti<br />
Türk tekstilinin uluslararası isimlerinden katılımcı olarak yer alan seçkin firmalar 2010<br />
İlkbahar/Yaz hazır giyime yönelik kumaş koleksiyonlarını İngiltere`deki zincir mağazalar,<br />
mümessiller, büyük alım grupları ve tasarımcılara sundular.<br />
İngiltere'nin başkenti Londra'da 14'üncüsü<br />
yapılan 'Turkish Fashion Fabric Exhibition<br />
London - Londra Türk Tekstil Ürünleri<br />
Fuarı'na katılan tekstilciler küresel krizin<br />
tüm olumsuzlukların yaşandığı bir ortamda<br />
dev markaların yoğun ilgisiyle moral buldu.<br />
Première Vision Paris ve Milano Unica fuarları<br />
öncesi gerçekleştirilen Londra Türk Tekstil<br />
Ürünleri Fuarı’nda, İngiliz alıcılar için yeni<br />
sezon kumaş koleksiyonlarına ilk bakış imkanı<br />
sağlanırken, ziyaretçiler için takip eden diğer<br />
fuarlarda Avrupa’nın diğer güçlü kumaş<br />
üreticileriyle mukayese yapma imkani doğdu.<br />
Alıcıların dikkatini öncelikle<br />
kendisinde odaklayan trend<br />
forum bölümü ve çevresindeki<br />
dört trend alanında Sonbahar/<br />
Kış 2009-10 ve İlkbahar/Yaz<br />
2010 sezonlarına ait kumaşlarin<br />
sergilendiği alanlar çekti.<br />
13–14 <strong>şubat</strong> günlerinde düzenlenen<br />
Texbridge London fuarına aralarında Akın<br />
Tekstil, Aksu, Anteks, Bahariye Mensucat,<br />
Berdan Tekstil, Bossa, Deba, Gülle Tekstil,<br />
BTD Tekstİl, Öztek/Stampa, Özdoku, Kipaş,<br />
Örnek Tekstil ve Yünsa gibi Türk tekstilinin<br />
önde gelen firmalarının bulunduğu 35 firma<br />
katıldı. Katılımcı firmalar, 2010 İlkbahar/Yaz<br />
hazır giyime yönelik yüksek kalitede giysilik<br />
kumaş koleksiyonlarını İngiltere’nin seçkin<br />
markalarına sergilediler.<br />
İTKİB tarafından organize edilen ve yılda<br />
iki kez düzenlene Texbridge Fuarı’nın Türk<br />
kumaş sanayine kazandırdıklarını konusunda<br />
değerlendirmelerde bulunan İstanbul<br />
Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği<br />
(İTHİB)Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle,<br />
katılımcı firmaların İngiltere pazarındaki<br />
gücünü bu fuarla korumayı başardığını, moral<br />
bulduğunu söyledi. Gülle, “Firmalarımız,<br />
Arcadia Group, Debenhams, Dewhirst,<br />
John Lewis, Marks&Spencer, Next, River<br />
Island, Karen Millen ve Topshop gibi seçkin<br />
markalar tarafından bir kez daha tercih<br />
edildi. Pazardaki gücümüzü korumamız<br />
açısından bu bir başarıdır" şeklinde konuştu.<br />
“İngiltere pazarından tüm zorluklara rağmen<br />
vazgeçmemiz mümkün değildir,” diyen Gülle,<br />
“Biz krizi fırsata döndürmeye geldik ve bu<br />
fuarın devamını da sağlayacağız. Türkiye<br />
tekstilcileri İngiltere pazarına, gücüne ve<br />
geleceğine güvendiğinden daha büyük işlere<br />
imza atacaktır” dedi.<br />
İngiltere pazari Türkiye için çok önemli<br />
ve vazgeçilmezdir,diyerek konuşmasını<br />
sürdüren İsmail Gülle, “Dünyayı sarsan<br />
bu kriz döneminde bu fuarla var olmak ve<br />
bu pazardaki yerimizi korumak önem arz<br />
etmektedir. Bu pazardan tüm zorluklara<br />
rağmen vazgeçmemiz mümkün değildir.<br />
Biz krizi fırsata döndürmeye geldik ve bu<br />
fuarın devamını da sağlayacağız. Türkiye<br />
tekstilcileri İngiltere pazarına, gücüne ve<br />
geleceğine güvendiğinden daha büyük işlere<br />
imza atacaktır. Ancak bu, fuarlara katılımı<br />
sürdürmekle, bu amaca inanıp gayret<br />
göstermekle mümkündür” şeklinde konuştu.
ÖRME DÜNYASI 37<br />
KATILIMCI FİRMALAR<br />
AKIN TEKSTIL<br />
AKSU İPLİK DOKUMA VE BOYA APRE FABRİKALARI T.A.Ş.<br />
ANTEKS DOKUMA FABRIKASI<br />
ARSAN TEKSTİL TİC. VE SAN. A.Ş.<br />
BAHARİYE MENSUCAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />
BERDAN TEKSTIL SANAYI VE TICARET A.S.<br />
BLF TEKSTİL VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.<br />
BOSSA FORMAL & SMART CASUALWEAR<br />
BOSSA SHIRTING MILLS<br />
BTD TEXTILE<br />
DENİZLİ BASMA VE BOYA SAN. A.Ş.<br />
EBTEKS TEKSTİL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
EKOTEN TEKSTİL A.Ş.<br />
ESENTEKS<br />
GULLE ENTEGRE TEKSTİL<br />
İPEKER TEKSTİL TİCARET VE SANAYİ A.Ş.<br />
İPEKİŞ MENSUCAT T.A.Ş.<br />
KİPAŞ MENSUCAT<br />
MEHMET FAİK YILMAZİPEK TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
NAZ ÖRME KUMAŞ VE TEKSTİL SAN A.Ş.<br />
ÖRNEK TEKSTİL TİC. SAN. A.Ş.<br />
ÖZDOKU TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />
ÖZEL TEKSTİL İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
ÖZTEK TEKSTİL TERBİYE TESİSLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
SAYDAM TEKSTİL SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş.<br />
SEMADA TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
TEZYAPARLAR TEKSTIL SAN. VE TIC. LTD.<br />
YARANGÜMELİ TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
YÜNSA YÜNLÜ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />
C16<br />
C20<br />
D21<br />
B16<br />
D15<br />
C28<br />
A15<br />
C27<br />
C27<br />
C15<br />
B28<br />
E22<br />
A21<br />
B30<br />
C19<br />
D31<br />
D19<br />
C21<br />
E30<br />
C32<br />
C30<br />
E28<br />
A17<br />
B20<br />
B22<br />
E18<br />
B29<br />
D27<br />
C22
40 ÖRME DÜNYASI<br />
Trend<br />
Organik Exchange (OE)’nin<br />
yayınladığı 2007/2008 Organik<br />
Pamuk ve Elyaf Raporu’na<br />
göre, organik pamuk üretimi,<br />
668 bin 581 balyaya yükseldi.<br />
Toplam 22 ülkede 161 bin<br />
hektarlık alanda üretilen<br />
organik pamukla ilgili bu<br />
rakamlar, 14 Ekim 2008’de<br />
Portekiz’de gerçekleşen bir<br />
konferansta açıklandı.<br />
Organik Pamuk Pazarı<br />
2009’da 5 milyar doları bulacak<br />
Organik pamuk pazarı büyüyor. 2008 yılında 4 milyar dolara yaklaşan pazar büyüklüğünün<br />
2009’da 5 milyar dolar olması bekleniyor.<br />
Üretim alanları büyüdükçe üretim<br />
kapasitesi ve satışları da artıyor.<br />
Bugün dünya genelinde organik<br />
pamuk üretimi toplam 22 ülkede<br />
gerçekleştiriliyor. Türkiye, Hindistan, Çin,<br />
Peru, Amerika, bazı Afrika ülkeleri ile İsrail<br />
ve Pakistan organik pamuk üreten belli<br />
başlı ülkeler. Türkiye dünyadaki organik<br />
pamuk üretiminde yüzde 40 payla ilk<br />
sırada yer almaktadır. Hindistan ikinci<br />
sırada geliyor. Organik pamuğun yüzde<br />
32'si Hindistan'da, yüzde 8'i Çin'de, yüzde<br />
3,5'u da Peru'da üretiliyor. Türkiye'de<br />
organik pamuk üretiminin büyük<br />
çoğunluğu, Ege bölgesinde yapılmaktadır.<br />
Hızlı büyüyen bir pazar<br />
Organik pamuklu ürünler (giysiler, ev<br />
tekstilleri ve kişisel bakım-hijyen-ürünleri)<br />
pazarı halâ küçük, fakat çok hızlı büyüyen<br />
bir pazardır. 2002 yılında 380 milyon<br />
dolar civarında olan pazar 2002–2004<br />
döneminde ortalama % 28 civarında<br />
artarak 2004 yılı sonunda 720 milyon<br />
dolara çıkmıştır. 2005 sonunda yaklaşık<br />
900 milyon dolara ulaşan organik pamuk<br />
pazarı, 2006 1,1 milyar dolara, 2007’de iki<br />
kat artarak 2 milyar dolara çıkmıştır. 2008<br />
yılında ise bu miktar yüzde 90 oranında<br />
artarak 3.8 milyar dolar seviyesine<br />
ulaşmıştır.<br />
Organik pamuk üretimi 80’lerde başladı.<br />
Dünyada organik pamuk üretimi ilk<br />
defa 1980'ii yılların sonlarında Türkiye'de<br />
başlamıştır. Daha sonraki yıllarda<br />
ise organik pamuk üretimi A.B.D.'de<br />
Türkiye'den çok daha hızlı bir gelişme<br />
göstermiş ve 1995 yılında A.B.D. 6.750<br />
ton'la Dünya üretiminin yansından fazlasını<br />
tek başına sağlayıp açık farkla Türkiye'nin<br />
önünde en büyük üretici olmuştur.<br />
Fakat 1996 ve 1997 yıllarında A.B.D.'de<br />
organik pamuk üretimi çok hızlı bir düşüş<br />
göstererek 2600 ton'a, Dünya üretimindeki<br />
payı da % 32'ye gerilemiştir. Daha<br />
sonra 1999 yılında tekrar ciddi bir artış<br />
göstererek üretimi 4963 ton'a, Dünya<br />
üretimindeki payı da % 34'e çıkmış ise de,<br />
bu geçici bir durum olmuş ve 2000 yılından<br />
itibaren üretim büyük ölçüde gerileyerek,<br />
2004 yılında 1550 ton'a düşmüştür.<br />
Dev markaların ilgisi artıyor<br />
2004 yılında Nike 2000 ton, ikinci<br />
büyük tüketici Sam's Club 1350 ton,<br />
Coop Switzerland, Otto ve Pa-tagonia<br />
firmalarının her biri de 700-1000 ton<br />
arasında değişen miktarlarda organik
ÖRME DÜNYASI 41<br />
pamuk tüketmişlerdir). Nike firması %<br />
100 organik pamuktan oluşan ürünler<br />
de üretmeye başladıysa da, başlangıçta<br />
sadece bazı pamuklu ürünlerine %<br />
3-5 civarında organik pamuk katmakla<br />
yetinmiştir. 2004 yılında Nike markasıyla<br />
üretilen pamuklu ürünlerin % 47'sinde en<br />
az % 5 organik pamuk kullanılmıştır, hedef<br />
2010 yılında pamuklu ürünlerin tamamında<br />
en azıyla % 5 organik pamuk kullanmaktır.<br />
Organik pamuk kullanan diğer büyük<br />
markaların başında Timberland ile Mark<br />
& Spencer gelmektedir. Timberland<br />
2006 yılında, Mark & Spencer de 2012<br />
yılında pamuklu ürünlerinde kullandıkları<br />
pamuğun ortalama %5'inin organik<br />
pamuk olmasını hedeflemektedirler. Son<br />
dönemde organik pamuğa ilgisini artıran<br />
ve ürünlerinde daha fazla kullanmaya<br />
başlayan firmalardan biri de H&M<br />
firması. Firma, 2009’da çıkardığı bahar<br />
koleksiyonlarında organik pamuğa ağırlık<br />
verdi. Firma, 2009’da organik pamuk<br />
kullanımını yüzde 50 artıracağını duyurdu.<br />
metotlar ve materyaller ile yapılan<br />
tarım işlemleri sonucu üretildiğini<br />
ifade etmektedir. Sertifikalı Organik<br />
ise bu ürünlerin üreticilerinin bağımsız<br />
ve akredite edilmiş kontrol firmaları<br />
tarafından başlangıçtan sona takip ve<br />
denetiminin yapıldığını garanti etmektedir.<br />
Ülkemizde sertifika veren birkaç<br />
organizasyon var. Control Union, IMO iki<br />
önemli sertifika veren kuruluş. Ürünlerinde<br />
organik pamuk kullanan firmalar,<br />
sertifikalarını bu iki kuruluşla temasa<br />
geçerek alıyorlar.<br />
TEKSTİLCİ, ORGANİK İÇİN NE DEDİ<br />
Sanko Tekstil:<br />
“10 yıldır organik kumaş üretiyoruz”<br />
Sanko Tekstil'in organik iplikten ürettiği<br />
kumaşlar şirketin önemli kalemlerinden<br />
biri haline geldi. 10 yıldır organik pamuk ve<br />
iplikten kumaş üreten Sanko, son yıllarda<br />
organik kumaşlar için farklı bir departman<br />
oluştuğunu ve organik ürünlerin önemli<br />
üretim kalemlerinden biri haline geldiğini<br />
kaydetti. Yurtiçi ve yurtdışında organik<br />
kumaşlara ilginin yükseldiğini belirten<br />
Organik terimi tarım ürünlerinin<br />
yetiştirilme ve işlenme metodunu ifade<br />
etmektedir. "Organik" kelimesinin<br />
kullanıldığı ürünler tamamı ile doğal
42 ÖRME DÜNYASI<br />
Trend<br />
kumaslar ve elbiseler için<br />
geçerlidir. GOTS isleme, üretim,<br />
paketleme, etiketleme, ihracat, ithalat<br />
ve tüm organik ürünlerinin taşınması<br />
aşamalarını kapsar.<br />
Ölçer, Sanko'nun ileride bu alanda büyük<br />
satışlar yapacağını söyledi.<br />
Rateks:<br />
“ Organik ev tekstili üretiyoruz”<br />
Denizli Rateks Tekstil, organik<br />
kumaşlardan ürettikleri havlu ve bornozları<br />
oteller, hamile ve çocuk giysisi satan<br />
mağazalar aracılığıyla satıyor. 2 yıl önce ilk<br />
organik tekstil havluları üretime başlayan<br />
firma, satışlarının yarıdan fazlasını ihraç<br />
ediyor. Firmanın hedefi 2009’da satışlarını<br />
2'ye katlamak.<br />
TGSD Başkanı:<br />
“ Organik tekstil kullanımı her yıl<br />
%40 büyüyor”<br />
Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />
Başkanı Ahmet Nakkaş, dünyada organik<br />
tekstile olan talebin son yıllarda yıllık<br />
bazda yüzde 40 oranında arttığını söyledi.<br />
Organik ürün kullanımında başı kuzey<br />
Avrupa ülkeleri çekiyor diyen Nakkaş,<br />
bu ürünler katma değeri yüksek, niş<br />
ürünler olduğunu belirterek Çin'de de bu<br />
tür ürünlerin üretimine doğru bir kaydığını,<br />
ancak Türkiye'nin bu konuda ciddi bir<br />
rakibi olmadığını vurguladı.<br />
Özen Mensucat:<br />
“Organik prestij unsuru”<br />
Taha Holding'e bağlı boyahane firması<br />
Özen Mensucat'ın Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ahmet Temiroğlu, günlük 30 ton olan<br />
boyama kapasitelerinin 5 tonunu organik<br />
ürünlerin boyanması için kullandıklarını<br />
belirtiyor. Temiroğlu, bazı ünlü markaların<br />
doğal tekstil üretimini şu sıralar bir prestij<br />
unsuru olarak gördüklerini söyledi.<br />
GOTS NEDİR<br />
Global Organik Tekstil Standardı (GOTS);<br />
Organik Tekstil İsleme alanında faaliyet<br />
gösteren önde gelen standart birliklerinin<br />
ortak bir çalışmasıdır.<br />
Yetkilendirilmis Kontrol &<br />
Sertifikasyon Kuruluşları<br />
• Institute for Marketecology (IMO)<br />
• Soil Association<br />
• Oregon<br />
• Control Union Certifications<br />
• ICEA<br />
• OneCert Inc.<br />
GOTS’UN AMAÇLARI<br />
Hammaddelerin hasadından, çevresel<br />
ve sosyal sorumlulukla üretimden<br />
etiketlemeye kadar nihai müşteriye,<br />
organik ürünle ilgili kesin bir güvence<br />
sunabilmek için organik tekstilin durumunu<br />
dünya sçapında kabul gören kriterlerle<br />
tanımlamak. İsleyici ve üreticilerin,<br />
organik kumaş ve kıyafetlerini tüm büyük<br />
pazarlarda kabul gören tek sertifika ile<br />
ihraç edebilmelerini sağlamak.<br />
GOTS’IN KAPSAMI<br />
GOTS sadece zorunlu kriterlere<br />
odaklanmıştır. GOTS elyaf ürünler,<br />
GOTS ETİKETLEME<br />
Karışımlı ürünler (örn., Organik ve<br />
konvansiyonel pamuk içeren ürünler)<br />
kesinlikle GOTS referans verilerek<br />
etiketlenemez, satılamaz. Bu iki etiketleme<br />
seçeneği arasındaki tek fark nihai<br />
üründeki organik ya da organiğe geçiş<br />
('organic' / 'organic - in conversion') elyaf<br />
miktarının oranıdır. Nihai ürünün organiğe<br />
geçiş ürünü olarak etiketlenebilmesi<br />
belgelendirmeye temel standardın buna<br />
izin vermesi koşuluyla mümkündür. Fakat<br />
yeterli miktarda, kalitede ve türde organik<br />
elyafın olmadığı belirtilmek zorundadır<br />
(NOP’a göre mümkün değil).<br />
Bu standardın tüm zorunlu kriterlerine<br />
uygun olarak üretilmiş ürünler aşağıdaki<br />
şekilde etiketlenebilir, pazarlanabilir yada<br />
satılabilir:<br />
a) “organik” ya da “organiğe geçis”<br />
"organic" or "organic - in conversion"<br />
b) “% x organik malzemeden imal ”<br />
yada “% x organiğe geçis malzemelerinden<br />
imal” "made with x % organic materials"<br />
or " made with x % organic - in conversion<br />
materials")<br />
ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN İKİ<br />
ÖNEMLİ KURULUŞ<br />
CONTROL UNION<br />
Adres: Mansuroglu Mah. 286 Sok. No:16<br />
Kat:1 D:3 Ali Colakoglu Sitesi A-1 Blok<br />
Bornova 35040 IZMIR<br />
Tel: 0.232.347 07 04 Fax: 0.232.347 0693<br />
turkey@controlunion.com<br />
www.controlunion.com<br />
IMO<br />
Hüseyin Tas<br />
Türkiye Tekstil Temsilcisi Institute for<br />
Marketecology (IMO)<br />
Tel: +90 533 302 61 75<br />
Fax: +90 266 835 81 58<br />
hut@imo.ch, www.imo.ch<br />
Yalı Mh. Güzide Sk. Güzelyalı Apt. No.5 Kt.3<br />
D.5, 10500 Erdek, Balikesir Türkiye
ÖRME DÜNYASI 43<br />
, organik pamuk<br />
kullanımını %50 arttırdı<br />
Dünyanın önde gelen moda<br />
markalarından H&M, ürünlerinde<br />
organik materyal kullanımını her<br />
yıl daha da artırıyor. 2008 bahar sezonu<br />
koleksiyonu için tam 1500 ton organik<br />
pamuk kullanan firma, 2009’da bu miktarı<br />
yüzde 50 oranında artıracağını açıkladı.<br />
H&M’in Tasarım bölümünden<br />
Ann-Sofie Johansson, uzun dönemli<br />
yatırımlar arasında organik ürünlerin<br />
büyük önem taşıdığını, yeşil materyaller<br />
olarak tanımlanan geri dönüşümlü<br />
pamuk, yün ve polyester gibi organik<br />
materyallerin ürünlerde daha fazla<br />
kullanılacağını açıkladı.<br />
Hazırlanan koleksiyonların sadece<br />
yüksek moda ürünler olmadığını aynı<br />
zamanda çevre dostu olduğunu belirten<br />
Tasarım şefi Ann-Sofie Johansson, organik<br />
ve çevreci ürünlerin müşterilerin duyarlılık<br />
gösterdiği bir ürün kategorisi olduğunu<br />
belirterek bu tür ürünlerin kullanımına her<br />
zaman ağırlık vermeyi sürdüreceklerini<br />
ifade etti.<br />
Basın açıklamasıyla, organik pamuk ve<br />
materyallerinin kullanımı konusunda 2009<br />
yılı çalışmalarından bahseden Johansson,<br />
giysilerde moda ve çevreci özellikleri<br />
bir araya getirmeye özen gösterdiklerini<br />
belirterek 2008 yılına göre 2009’da<br />
yüzde 50 daha fazla organik pamuk<br />
kullanacaklarını ifade etti.<br />
2009 Bahar sezonunda geri dönüşümlü<br />
materyallerden imal edilen özel giysiler<br />
tasarlayan H&M Tasarım Ofisi, pamuk<br />
yanında PET şişelerden ve tekstil<br />
artıklarından geri dönüştürülen özel<br />
materyaller kullanıyor. Gelecek baharın<br />
bir diğer ilginç projesi de geri dönüşümlü<br />
pamuklar olacak. Bu ürünler, kumaş<br />
artıklarının özel işlenmesiyle elde edilen<br />
materyallerdir.
44 ÖRME DÜNYASI<br />
Haber<br />
Kırmızı hat uygulaması yüzünden<br />
Rusya pazarını kaybediyoruz<br />
<strong>Örme</strong> kumaşta en önemli ihracat pazarımız olan Rusya’nın kırmızı hat uygulaması, bu ülkeye<br />
yapılan ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Sadece kumaşta değil, hazır giyimde de yaşanan kan<br />
kaybı için hükümetin acil devreye girmesi gerekiyor.<br />
İstanbul Hazırgiyim<br />
ve Konfeksiyon<br />
İhracatçıları Birliği<br />
(İHKİB) Başkanı Hikmet<br />
Tanrıverdi, Rusya'nın<br />
gümrüklerde 'kırmızı<br />
hat' uygulamasına<br />
başladığı temmuz<br />
ayından bu yana ihracatta<br />
yüzde 70'lere varan keskin<br />
düşüşler yaşandığını söyledi.<br />
Tanrıverdi sorunun çözülmesi<br />
için Başbakan Recep Tayyip<br />
Erdoğan'ın devreye girmesini istedi.<br />
İHKİB Başkanı Tanrıverdi'nin verdiği<br />
bilgiye göre geçtiğimiz aylarda Rus gümrük<br />
kapılarında yaşanan "tam sayım" krizinin<br />
çözülmesi için iki ülke arasında imzalanan<br />
ön protokol sonuç vermedi. Eylül ayında<br />
imzalanan protokolün altyapı çalışmaları<br />
bugüne kadar bitirilemedi. Türk malları<br />
Rus gümrüklerinde çeşitli bahanelerle<br />
1 aya yakın bekletilmeye devam ediyor.<br />
Geçtiğimiz yıl Rusya'ya yapılan resmî hazır<br />
giyim, tekstil ve deri konfeksiyon ihracatı<br />
1,5 milyar doları aştı.<br />
Diğer sektörlerle birlikte toplam ihracat<br />
ise yüzde 35'lik bir artış ile 6,6 milyar<br />
dolara yükseldi. Sadece hazır giyim ihracatı<br />
2007 yılına göre yüzde 7,7 oranında<br />
artarak 305,6 milyon dolara ulaştı. Kırmızı<br />
hat krizi öncesinde yıllık hazır giyim<br />
ihracatında yüzde 50'lerin üzerinde bir artış<br />
beklendiğini dile getiren Hikmet Tanrıverdi,<br />
son dönemde Rusya pazarının Avrupa'ya<br />
göre çok daha hareketli bir seyir izlediğini;<br />
ancak tam sayım yüzünden firmaların yeni<br />
sezon ürünlerini gönderemediğini belirtti.<br />
Güvensiz ortam nedeniyle gelecek<br />
döneme ilişkin sipariş alamadıklarını ifade<br />
eden Tanrıverdi, "Hazır giyim ihracatımız<br />
Ocak-Temmuz 2008 arasında aylık yüzde<br />
25-60 arasında<br />
artmıştı. Ondan<br />
sonra düşmeye<br />
başladı. Aralıkta<br />
tam yüzde 68,9<br />
azaldı. Hızlı düşüşler<br />
Rusya'ya ihracat<br />
yapan diğer sektörler<br />
için de geçerli." dedi.<br />
Tanrıverdi, Rusya'nın<br />
bugüne kadar sadece<br />
Türkiye ile imzaladığı bu<br />
protokolün Türk hazır giyim<br />
sektörünü ve genel ihracatı olumsuz<br />
etkileyerek haksız rekabete yol açtığını<br />
vurguladı.<br />
Hazır giyimciler kriz ortamında bile<br />
perakende pazarı yüzde 10'ların üzerinde<br />
büyüyen Rusya pazarını kaybetmeye<br />
tahammüllerinin olmadığını belirtiyor.<br />
Sorunun çözümünün bürokratları<br />
aşıp, siyasi iradeye dayandığını<br />
belirten Tanrıverdi, "Başbakanımızın<br />
sürece müdahale etmesini bekliyoruz.<br />
Gümrüklerdeki sorunun aşılması ve bir<br />
süre önce girişimlerini başlattığımız ruble<br />
ile ticaretin gerçekleşmesi halinde 2009<br />
yılında bu ülkeye olan ihracatımız 3-4 kat<br />
artar." diye konuştu.
46 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
TOBB Başkanı: “Olağanüstü koşullardayız,<br />
olağanüstü tedbirler lazım”<br />
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ekonomi koordinasyonun Ankara’da gerçekleşen toplantısında,<br />
''Olağanüstü Bir Dönemden Geçmekteyiz. Böyle Bir Dönemde Olağanüstü Tedbirlere İhtiyaç<br />
Duymaktayız'' dedi.<br />
dönemde olağanüstü tedbirlere ihtiyaç<br />
duymaktayız. Zaman paradır denir. Geçen<br />
Ağustos’tan bugüne yaşananlar, bu sözün<br />
bir ispatı gibidir. Ağustos’ta belli belirsiz<br />
olan riskler, Ekim ayında belirginleşmiş,<br />
bugün ise geleceğimizi tehdit eder hale<br />
gelmiştir. İçinde bulunduğumuz günler<br />
yaratıcı politikaların tasarlanması gereken<br />
günlerdir. Şüphesiz ki bu, ceremeli<br />
bir süreçtir. Ancak yine kuşku yoktur<br />
ki, ülkemizin mevcut politika üretim<br />
potansiyeli geçmiştekinin ötesindedir.<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel<br />
ekonomik krize ilişkin Ağustos'ta belli<br />
belirsiz olan risklerin bugün geleceği tehdit<br />
eder hale geldiğini kaydederek, ''Bugün<br />
olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz.<br />
Böyle bir dönemde olağanüstü tedbirlere<br />
ihtiyaç duymaktayız'' dedi. Hisarcıklıoğlu,<br />
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı<br />
açılışında yaptığı konuşmada, her krizin bir<br />
öğrenme tecrübesi olduğunu, kriz ülkenin<br />
kendi hatalarından kaynaklanmışsa,<br />
yeniden yapılanma için tarihsel tecrübe<br />
halini aldığını kaydetti.<br />
“Her kriz bir öğrenme tecrübesidir<br />
denildiğini sık sık duyuyoruz. Doğrudur.<br />
Öğrenmenin acısını bire bir hissedenler<br />
içinse özellikle doğrudur. Eğer kriz bir<br />
ülkenin kendi hatalarından doğmuş ise,<br />
kriz sistemi yeniden yapılandırma için<br />
önemli bir tarihsel tecrübe halini alır” diyen<br />
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Ötesine<br />
geçip baktığımızda, öncelikle yaşadığımız<br />
krizin Türkiye’nin iç dinamiklerinden değil<br />
küresel finans sisteminin bizden uzaktaki<br />
kısmında gerçekleşen bir depremin<br />
etkileriyle ortaya çıktığını görmemiz gerekir”<br />
Diğer taraftan, krizin kökünün bizden<br />
millerce uzakta olması, bizim bu krizin<br />
etkilerine bağışık olduğumuz anlamına<br />
gelmemektedir. Ne yazık ki, biz dâhil kimse<br />
şerbetli değildir. Her ülke kendi önlemlerini<br />
alarak krizin yıkıcı etkilerini tümüyle<br />
durduramasa da sınırlamaya çalışmaktadır.<br />
Her ülke üretim potansiyelini korumaya,<br />
istihdam kayıplarını azaltmaya, toplumsal<br />
morali yüksek tutmaya çalışmaktadır. Krize<br />
karşı verilen yarışta, ülke ekonomilerini<br />
ayakta tutacak tedbirleri zamanında<br />
alanlarsa, diğerlerine karşı avantaj<br />
sağlamaktadır. Zira bu ülkeler hem krizin<br />
etkilerini daha sınırlı oranda hissedecekler,<br />
hem de kriz sonrasında daha az maliyetle<br />
büyüme patikasına gireceklerdir.<br />
Orta Vadeli Program kamu idaresinin<br />
ülkemize uzun vadeli bir bakış açısı<br />
kazandırma açısından önemli bir başlangıç<br />
olmuştur. Fakat bugün olağanüstü<br />
bir dönemden geçmekteyiz. Böyle bir<br />
İçinde bulunduğumuz günlerde, iş<br />
dünyası olarak biz, gelişmeleri yıllarla,<br />
aylarla değil, belki haftalarla ve dürüstçe<br />
söylemek gerekirse günlerle takip ediyoruz.<br />
Risklerimizin büyümesiyle zaman algımız<br />
değişmiştir. Kaybedilen her dakika, ülkenin<br />
geleceğinden kaybedilmektedir. Kaybedilen<br />
her dakika, kaybedilen 70 milyon dakikadır.<br />
Krizle birlikte istihdamda azalma, yani<br />
işsizlikte artış beklenmektedir. Reel<br />
kesim güven endeksi ve tüketici güven<br />
endeksi tarihin en düşük seviyelerinde<br />
seyretmektedir.<br />
Açıkça söylemek istiyorum ki; ancak<br />
alınacak cesur tedbirlerle sosyal refahtaki<br />
azalmayı sınırlamak mümkündür. Bu<br />
çerçevede kredi kanalının yeniden<br />
çalışır hale getirilmesi, iç talebin canlı<br />
tutulması ve işyerlerinin ticari varlıklarının<br />
sürdürülmesi, nihayetinde, işsizlikteki<br />
artışın olabildiğince önüne geçilmesi<br />
anlamına gelmektedir. Biz ekonomimizin<br />
küresel fırtınadan daha az etkilenmesi için<br />
gerekli riskleri almaya hazırız. Beklentimiz,<br />
aynı gemide yol aldığımızı unutmadan,<br />
hükümetimizin de özel sektörü ayakta<br />
tutacak bir dizi tedbiri kararlılıkla hayata<br />
geçirmesidir.”
48 ÖRME DÜNYASI<br />
Yeni Teknoloji<br />
Mayer&Cie’den bir yenilik daha<br />
Yuvarlak örme sektöründe yeni pazarlar yaratacak son teknolojik gelişme Mayer & Cie. artık<br />
çift plaka kumaşları ön yüzünde 3 ipliğe kadar besleyebiliyor. (Ana iplik + 2 vanize ipliğini,<br />
1:1, 2:1, 3:1… beslemek suretiyle)<br />
Mayer&Cie’nin yeni makine tasarımı Technit D3;<br />
örmede çığır açacak yenilikleri içeriyor. Markanın<br />
Türkiye mümessili Mayer Mümessillik; yuvarlak örgü<br />
kumaşlarda yeni uygulama alanları açmak için geliştirilen bu<br />
heyecan verici teknolojinin, yatırımcılarından gelen talep ile<br />
birlikte yaygınlaşması bekleniyor.<br />
Technit D3 teknolojisi; yuvarlak örme kumaşında yeni kullanım<br />
alanları yaratacak önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.<br />
Bu yenilik her sistemde 3 ipliğin 3 ayrı pozisyonda beslenmesini<br />
sağlamakta; bu besleme şekliyle birlikte birinci vanize ipliği %50<br />
oranında ön yüzden görünmekte olup, ikinci vanize ipliği ise arada<br />
kalmaktadır. Her iki vanize ipliği de amaca göre seçilmesi halinde<br />
kumaşa, fonksiyonel özellik kazandırmaktadır. Bu sayede Ribana<br />
kumaşlarda ve aynı zamanda Spacer örgülerdeki kalite gereksinimi<br />
büyük ölçüde karşılanmaktadır.<br />
Bu buluşla neler yapılabilir<br />
Bu buluş ile elektromanyetik dalgalara karşı koruma sağlayan<br />
kumaşlar üretmek mümkün olabilecek. Kumaşın arasında<br />
kalan fonksiyonel iplik, Outdoor- Giyim ve döşemellik kumaşta<br />
ısı yalıtımı sağlama özelliğine sahiptir. Aynı zamanda Thermofonksiyon<br />
özelliği ile de vücut ısısını kontrol eden kumaşların<br />
üretimine imkân sağlamaktadır. Technit D3 buluşunun sağladığı<br />
bir başka özellik ise, kumaş yapısında dış etkenlere karşı büyük bir<br />
dayanıklılık kazandırması.<br />
Nerelerde kullanılacak<br />
Birçok kullanım alanı olması beklenen bu yeni teknoloji,<br />
ev tekstilinde koltuk ve döşemelik kumaşlarda ve otomobil<br />
sektöründe kullanılan kılıflarda veya ayakkabı üretiminde astar
ÖRME DÜNYASI 49<br />
olarak kullanılabilecek. Gümüş iplikle<br />
örülen kumaşlar modern tıpta değişik<br />
tedavi yöntemlerinde kullanılması mümkün<br />
olabilecek. Technit D3 ile üretilen kumaşlar<br />
örneğin, olağanüstü esnek ve düşük maliyetli<br />
kumaş üretimine olanak sağlayacak.<br />
Uluslararası alanda patentleri alınmış<br />
olan Technit D3 teknolojisi, silindirde dört<br />
yol iğneli olup, standart olarak 520 mm<br />
kumaş topuna sahip, Quick – Change<br />
olarak teklif edilmektedir. Makine; Ribana<br />
ve Spacer fabric örgüler için 2 seçeneklidir.<br />
Bu seçenekler opsiyonel olarak dönüşüm<br />
kitleriyle talep edilebiliyor. Interlok tarzı<br />
kumaşların üretimi de, çelik değişimi<br />
suretiyle mümkün olmaktadır. Opsiyonel<br />
olarak Technit D3, endüstriel şaseli (920<br />
mm ve 1.250 mm’ye kadar kumaş topu<br />
örebilecek şekilde) ve aynı zamanda açık en<br />
olarak da talep edilebilir.<br />
Bu buluşla elektromanyetik<br />
dalgalara karşı koruma<br />
sağlayan kumaşlar üretmek<br />
mümkün olabilecek. Aynı<br />
zamanda Thermo-fonksiyon<br />
özelliği ile de vücut ısısını<br />
kontrol eden kumaşların<br />
üretimi mümkün olabilecek.
50 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
Hazır giyim, 2008’de %30 daraldı<br />
ancak 2009 için beklentiler olumlu<br />
Hızlı teslimat, yüksek<br />
kalite, esnek üretimin daha<br />
fazla önem kazanmasıyla<br />
Türkiye’nin pazardaki<br />
konumu güçleniyor görüşü<br />
toplantıya hâkim oldu.<br />
Tüm bu avantajlara karşın<br />
tekstilciler, Hükümetin<br />
kısa vadeli ve acil önlemler<br />
almasını bekliyor.<br />
İntertek’in sponsorluğunda, İTKİB’in<br />
desteği ile gerçekleştirilen ‘2009<br />
Alım Ofisleri Beklentileri ve Satın<br />
Alma Stratejileri, Global Kriz Koşullarının<br />
Değerlendirilmesi ve Türkiye’den Alım<br />
Programları’ konulu panel, 20 Ocak 2009<br />
Salı günü Swissotel’de gerçekleştirildi.<br />
Tekstil dünyasından çok sayıda kişinin<br />
katıldığı toplantıda, hazır giyimin içinde<br />
bulunduğu durum değerlendirildi.<br />
TGSD Başkanı: “Krizden güçlenerek<br />
çıkmaya çalışacağız”<br />
Toplantıda 2008’de hazır giyimin iç<br />
piyasada yüzde 30 daraldığını açıklayan<br />
Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong> (TGSD)<br />
Başkanı Ahmet Nakkaş, buna rağmen<br />
sektörün krizden üzerine düşeni alacak<br />
ve güçlenerek çıkacağı öngörüsünde<br />
bulundu. Pazarda nitelikli tedarikçi olmayı<br />
hedefleyen sektörümüz, tüm ülkeleri<br />
etkileyen önemli bir krizle karşı karşıya<br />
değerlendirmesinde bulunan Ahmet<br />
Nakkaş şunları söyledi: “Bu krizin uzun<br />
sürme ve etkilerinin kalıcı olma olasılığı<br />
giderek artıyor. Kriz ve krizin etkileriyle<br />
oluşacak yeni dönem Türkiye ekonomisini<br />
ve sektörü doğrudan etkileyecektir. Türkiye<br />
ekonomisinde hızlı bir yavaşlama ve 2009<br />
yılında ise küçülme kaçınılmaz olacak.<br />
İsrafı engelleyen kampanyaların yanında,<br />
yerli üretimin tercih edilmesi yönünde<br />
çalışmaların yapılması gerekiyor. Borcu<br />
borçla ödeme desteği yerine borçları uzun<br />
vadelere yapılandırarak girdi maliyetleri<br />
üzerindeki kamu yüklerini 2 yıllığına yarı
ÖRME DÜNYASI 51<br />
yarıya hafifleten çalışmalarda bulunmalı ve<br />
bunlar hayata geçirilmelidir”<br />
Hazır giyim ihracatı krizin derinleştiği<br />
eylül ayından itibaren mutlak olarak<br />
gerilemeye başladığını belirten Nakkaş,<br />
özellikle Avrupa'da yılbaşı satışlarının<br />
geçmiş yıllara göre yüzde 25-30 gerilemiş<br />
olmasının bunun en bariz işaretlerinden<br />
olduğunu söyledi. Nakkaş şöyle devam<br />
etti: “Sektör 15,7 milyar dolarlık ihracat<br />
ile önceki yılın gerisindedir. İç piyasa<br />
satışları da yüzde 25-30 düşmüştür.<br />
Ancak kriz ile karşılaşıldığında tekstil<br />
ve hazır giyim sektörü son birkaç<br />
yıldır süren dönüşüm sancıları içinde<br />
bulunmaktaydı. Bu nedenle belki de<br />
global krizin olumsuz etkilerini en<br />
az hissedecek sektör tekstil ve hazır<br />
giyim sektörleri olacaktır. Bu yüzden<br />
de sektörün sorunları ve çözümleri<br />
için kamu otoritesinden kapsamlı bir<br />
dönüşüm desteği beklentilerimiz hala<br />
sürmektedir. Tekstil ve hazır giyim<br />
sektörünün global koşullar çerçevesinde<br />
Türkiye ekonomisinde yine en çok katma<br />
değer yaratan, istihdam sağlayan, en çok<br />
ihracat yapan ve en yüksek net ihracat<br />
katkısı sağlayan sektör olacaktır”<br />
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi:<br />
“Fiyat tutturmakta zorlanıyoruz”<br />
Sektörü tanımayan biri için dışarıdan<br />
bakıldığında ortada bir başarısızlık varmış<br />
gibi görünüyor fakat objektif olmaya<br />
çalışarak dönüp sektörümüze bakıyorum,<br />
düne göre değişen bir şey yok. Türkiye'nin<br />
Avrupa'ya olan mesafesi uzaklaşmadı.<br />
Elastikiyetimiz azalmadı, servisimizde<br />
de düne göre bir gerileme yok. O zaman<br />
diyorum ki tek belirleyici fiyatmış. Biz fiyatı<br />
tutturmakta gerçekten zorlanıyoruz. Türkiye<br />
hazır giyim sektörü demek gerçekten<br />
sadece uygun fiyat demek mi Biz 16 milyar<br />
dolar ihracatı yalnızca ucuz ülke olduğumuz<br />
için mi yakaladık Ekonomi yönetimine<br />
hep şunu anlatmaya çalışıyoruz; böyle<br />
bir sektörü bırakın desteklemeyi elleriniz<br />
üzerinde taşımalısınız. Kimse de bize aksini<br />
söylemiyor. Ama iş üretim maliyetlerine<br />
gelince bir bakıyoruz ortada kimse yok. Bu<br />
sıkıntıları fazlasıyla sırtladık, karlarından<br />
vazgeçtik, küçüldük mevcut baskıyı tek<br />
başımıza omuzlamaya çalıştık. Belki<br />
şimdi kaybı somut olarak gördüklerinde<br />
altın yumurtlayan tavuğu kestiklerini fark<br />
edeceklerdir. Türkiye’nin Hazır Giyim’de<br />
ki varlığı görmezden gelinecek bir varlık<br />
değil, bu noktada yabancı ofislere de büyük<br />
görevler düşüyor.<br />
İTHİB Başkanı İsmail Gülle: “<br />
Ankara, krizi anlamamış”<br />
Toplantıya katılımın yüksek olmasından<br />
anlaşılıyor ki, sektörün alım ofisleri ile<br />
buluşmaya ihtiyacı varmış. Kur sıkıntıları<br />
her zaman yaşanmaktaydı, kurlar şimdi<br />
düzeldi fakat şimdi maalesef ortam istenen<br />
düzeyde değil. Ankara’nın krizi anlamamış<br />
gibi bir hali var.<br />
TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim<br />
Sanayi Meclis Başkanı Umut Oran:<br />
“Kendi krizimizi yarattık”<br />
Türkiye’de ki ve dünyadaki krizi<br />
birbirinden ayırmalıyız. Dünya’da emlak<br />
ve finansta problemler yaşanırken,<br />
Çin, alıcıların ödemelerini<br />
akreditif olmadan kabul<br />
etmemeye başlamasıyla<br />
yabancı alıcıların<br />
maliyetlerinde 30% varan<br />
artışlar olmaya başladı.<br />
Bu durum Türkiye için<br />
avantaj olarak gösterildi.
52 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
ülkemizde bu sektörlerde sorun yoktur.<br />
Kendi krizimizi kendimiz yarattık.<br />
Yüksek faiz, düşük kur bize hep zarar<br />
verdi. Başbakan yüz yılın en büyük<br />
krizini neden kabul etmiyor IMF ile<br />
anlaşmam dedi, anlaşmalara başladı.<br />
Krizi de idrak edecek, kabul edecektir.<br />
Bizim fabrikalarımız, sektörümüz<br />
Türkiye için önemlidir ve vazgeçilemez.<br />
Anadolu bir üretim merkezi olmalıdır.<br />
Bursa, Denizli, Trakya gibi bölgelerde<br />
devamlılığın sağlanması önemlidir.<br />
İstanbul tasarım, moda ve pazarlama<br />
merkezi olmalıdır<br />
Türk Eximbank Genel Müdür<br />
Yardımcısı Osman Aslan:<br />
“ Bu yılki kredi hedefimiz 12.9<br />
milyar dolar”<br />
Kriz ortamında Eximbank kendi<br />
likiditesini korumak ve likidite darlığını<br />
hafifletebilmek için vadelerde ve<br />
fiyatlamalarda değişiklik yapıyor. Bu<br />
anlamda Eximbank ihracatçı’nın yanında ve<br />
ihracat sektörü’nün bankası olma şekline<br />
doğru ilerliyor. 1,5 yılın ötesine giden<br />
işlemleri 1 yıl ile kısıtlamak zorunda kaldık.<br />
Geçen yıl Eximbank kredileri 9,4<br />
milyar dolara ulaşırken bu yılki<br />
hedefimiz ise sigortalarla birlikte 12,9<br />
milyar dolar.<br />
Agah Ruşen Çetin (Tureks Tekstil):<br />
Derdimizi hükümete anlatamıyoruz”<br />
Derdimizi hükümete anlatamıyoruz.<br />
Biz kendi kendimizi kurtarmaya bakalım.<br />
Hiç kimse bize destek olmayacaktır" dedi.<br />
Çetin, 2009’da yüzde 35-40 küçüleceklerini,<br />
planlarını buna göre yaptıklarını belirterek<br />
2010 yıllının ilk çeyreğinde krizin etkilerinin<br />
azalacağı ancak tam olarak 2. ve 3.<br />
çeyrekte düzelebileceğini söyledi.<br />
Aylin Çetindağ (Best Seller):<br />
“ Made in Turkey ürünler satmak<br />
istiyoruz”<br />
Dünyada 4 bin 100 mağazamız var<br />
ve 15 yıldır Türkiye'den alım yapıyoruz.<br />
Geçen yıl bizim için zor bir yıldı. Bu<br />
sene fiyatı çok hissettik. İhracatımızda<br />
parite değişiminden dolayı yüzde 15'lik<br />
bir gerileme oldu. 2009 hedefimiz<br />
geçen yıla göre yüzde 5 büyümek.<br />
Müşterilerimize Mısır malları değil<br />
''Made in Turkey'' yazılı ürünler satmak<br />
istiyoruz. Hedefimiz Türkiye ofisini<br />
Danimarka'dan sonra ikinci alım ofisi<br />
haline getirmek.<br />
Sinan Ilgaz (Galatea Sourcing):<br />
“Anadolu’da yatırımlar başlamalı”<br />
Avrupa markalarına yılda 7,5 milyon<br />
adet ihracat gerçekleştirdik. Bunu da 50<br />
adet üretici ile yaptık. 2009'da müşterilerin<br />
kalite anlayışı arttı ama bunun parasını<br />
ödemek istemiyorlar. Açık ödeme vadeli<br />
talepleri arttı. 2009’da Anadolu’ya yatırımın<br />
başlaması gerekiyor. Doğu’da alt yapı daha<br />
iyi. Oradaki atölyeler bizim fabrikalarımıza<br />
benziyor. Yan sanayide ise bu yıl zor<br />
geçecek. Ortaklıklarla problemler aşılabilir.<br />
Sylvie Dayi (Marks & Spencer):<br />
“ Uzak Doğu’dan kısa dönemli<br />
alımlara sıcak bakmıyoruz”<br />
İngiltere'deki satışlar düştü. 66<br />
bin çalışanımız var krizden dolayı bin<br />
çalışanımızı işten çıkarmak zorunda kaldık.<br />
Bu oran toplam pay içinde çok büyük değil.<br />
12-14 haftalık Uzak Doğu'dan alımlara<br />
sıcak bakmıyoruz. Çin ve Hindistan Türkiye<br />
için bir tehdit ancak Marks&Spencer'in<br />
Türkiye ofisi daha iyi işler yapıyor. Bu da<br />
Türkiye’nin avantajınadır.
ÖRME DÜNYASI 53<br />
Soru - Cevap:<br />
Aynı gemide olduğumuza üretici<br />
olarak güvenimiz tam. Alım<br />
ofislerinin de bu güvene inanmasını<br />
istiyoruz. Alım ofisleri kendi<br />
komisyon oranlarında azaltma<br />
yapmayı düşünüyorlar mı<br />
Ultimo : Herkes kar için çalışıyor.<br />
Müşterim talep etti ve 10 sene önce<br />
acente komisyonlarımda indirim yaptım.<br />
Çalıştığınız acentelerden indirim talep<br />
edebilirsiniz. Acente indirimi yerine<br />
başka yerlerde indirim avantajlarda<br />
sağlamaya çalışın.<br />
Erba : Üreticiler 30 -40 % karlarla<br />
çalışırken bizlerin aldığı 5% komisyonlar<br />
göze batmazdı. Amerikalılar “business to<br />
make money“ derler, bizlerin aldığı “single<br />
digit – tek basamaklı” rakamlar lütfen<br />
gözünüze batmasın.<br />
Galatea : İmalatçılar daha düşük<br />
maliyetlerle çalışmak için eleman<br />
çıkardıkça, bizim eleman ihtiyacımız arttı.<br />
Üreticideki ihtiyacı kapatmak için eleman<br />
alıyoruz. Alınan 5-6% lık komisyonlar<br />
direkt kar değildir.<br />
C.Sesby : İki tip imalatçı var,<br />
mümessillere tamamen karşı olanlar ve<br />
bizlerle yan yana olanlar var. Mümessillerin<br />
firmalara sağladığı tasarım servisi, müşteri<br />
ilişkileri, yeni kaynak sağlama ve uluslar<br />
arası ilişkiler avantajları vardır. Ama<br />
sizin firmanız bu avantajlar bakımından<br />
güçlü ise mümessillerle çalışmak zorunda<br />
değilsiniz.<br />
Sektörün Anadolu’ya<br />
kaydırılmasından söz ediliyor, peki<br />
Batı’da neler olacak<br />
Denim Village- Sn.Hadi Karasu:<br />
1984’den beri yünlü kumaş,<br />
perakendecilik, mağazacılık ve şimdi<br />
denim ile yıllardır pekçok krizi aştık.<br />
Senede binlerce ürün yapıyorum.<br />
Şirketimin ARGE maliyeti 2 milyon €.<br />
Bizim geçirdiğimiz sürece alım grupları<br />
da dışardan bakmalı ve servis sağlama<br />
yöntemleri değişmeli. Servis sağlayan<br />
şirketin aynı model – aynı reçete<br />
mekanizması değişmeli, yenilenmeli.<br />
Anadolu’daki üreticinin benden ve<br />
kullandığı kaynaklardan ne avantajı var<br />
merak ediyorum. TGSD ve İTKİB’ in bazı<br />
çalışma gruplarına katıldım. Çok önemli<br />
çalışmalar yapılıyor, bunlar devletle<br />
paylaşılıyor fakat devlet görmezlikten<br />
geliyor. 2009 yılında pazarda 30-40 %<br />
daralma var, bunu görmezlikten gelerek<br />
geçemeyiz.‘ Devletin Tekstil ve Hazır<br />
Giyim Politikası‘ olmalı. Rakiplerimiz<br />
Vietnam, Çin, Hindistan ve Pakistan’da<br />
ciddi devlet destekleri var. Koşuya üç<br />
dört adım önde başlıyorlar.<br />
Yücel Grup – Zeynal Yücel:<br />
Adıyaman’da iplik tesislerinin yanısıra<br />
2002-2003 yıllarında konfeksiyona da<br />
yatırımlar yapılmıştır. 2007 yılında ihracat<br />
yapılmaya başlanmıştır. Devlet bölgemize<br />
50% enerji indirimi ve 100% SSK iş veren<br />
payında indirim sağlamaktadır. 10-12<br />
Avrupa firması ile çalışıyoruz. Adıyaman<br />
Doğu Bölgesi’nin konfeksiyon üssüdür.<br />
57 fason işletme, 2 ihracat yapan firma<br />
vardır. Sektöre inanıyor ve yatırım yapmaya<br />
devam ediyoruz, örme fabrikaları yapılıyor.<br />
Geçen sene pamuk kilosunu 2.4 TL ye aldık<br />
– 3.6 TL ye sattık, bu sene 1.6 tl den aldık<br />
– 4.7 tl ye satıyoruz. Türkiye’de psikolojik<br />
kriz de vardır.<br />
Enkay Moda -Umut Demirkol:<br />
Hükümete baskı yapılsın deniliyor, TGSD<br />
ve ITKIB daha çok baskı yapmalı. Mısır’da<br />
bir üreticim “sizin hükümetiniz Mısır’a<br />
yatırım yapmak isteyen Türk Tekstil<br />
<strong>Sanayicileri</strong>ni Mısır’a getiriyor” dedi.<br />
Ülkede kapasite fazlası varken bu devlet<br />
neden sanayicileri Mısır’a götürüyor.<br />
Mısır’da hükümet, ürettiği kumaşı<br />
Mısır’da kullananlara 12%, kumaşı<br />
kullanmıyor ise 4% teşvik veriyor. Neden<br />
kendisi vermiyor<br />
Mithat Giyim:<br />
Türkiye’de düşük kur, yüksek faiz,<br />
dışardan para gelecek devlet büyüyecek<br />
gibi yanlış politikalar var. Reel sektör<br />
acı içinde, gidiş iyi değil. Doğal gaz alan<br />
hiçbir ülkede zam yok, bizde 70%. Çıplak<br />
fiyat ile giydirilmiş fiyat arasındaki fark<br />
42.8%. Bu maliyetlerle ileriye sağlıklı<br />
bakılması mümkün değil. Dışarıdaki alıcının<br />
Türkiye’ye gelmemesi söz konusu, kriz<br />
bizim kendi krizimiz.<br />
Li& Fung - Fatya Mumcu:<br />
Krizin etkilerini daha görmedik<br />
göreceğiz. Türkiye için fırsatlar<br />
yaratabiliriz. Alıcılar bütçede kısıtlamaya<br />
gidiyor, tasarım ekiplerinin sayısını<br />
azaltıyor, seyahat maliyetlerini gözden<br />
geçiriyorlar, Uzak Doğu’ya giderken iki<br />
kez düşünüyorlar. Hindistan ve Uzak<br />
Dogu’dan coğrafi konumumuz nedeniyle<br />
lojistikte çok avantajlıyız. Pasta küçülüyor<br />
fakat Türkiye’nin alacağı pay artıyor.<br />
Reel sektör 20-30% düşecek, bu düşüş<br />
satıcılar içinde geçerli iflaslar, iflas<br />
ertelemeler yaşanıyor.<br />
Serateks:<br />
Olmaması gereken iyimserliğe<br />
kapılmayalım. Türkiye 4-5 yıldır uygulanan<br />
yanlış uygulamalarla Tekstil ve Hazır Giyim<br />
Sektörünü krize sokmuştur.<br />
Carrefour Groupe Avrupa ve Kuzey<br />
Afrika’dan sorumlu Tekstil Müdürü<br />
Sn.Jean Lattes: 2008 yılında ciromuzu<br />
koruduk, bazı gruplarımızı kaybettik<br />
ama yerine yeni gruplar açtık. Lojistik<br />
ve yeni sistemler üzerine çalışıyor, Uzak<br />
Doğu’yu Türkiye’ye almaya’ kaydırmaya<br />
çalışıyoruz. 2008 yılında 20 milyon adet<br />
Türkiye’den mal aldık.
54 ÖRME DÜNYASI<br />
Haber<br />
Yeşim, krizde inovasyona odaklandı<br />
İTKİB Destek Eğitim Araştırma ve<br />
Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürü<br />
Reha Erekli, inovasyonun (yeniliğin)<br />
tekstil sektörünün geleceği için, elektrik ve<br />
su kadar, gerekli olduğunu söyledi. Erekli,<br />
kriz döneminde firmalara yenilikçi üretim<br />
yapmalarını tavsiye etti.<br />
Yeşim Tekstil Yalın Söyleşi Günleri’ne<br />
konuk olan İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon<br />
İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Destek Eğitim<br />
Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri Genel<br />
Müdürü Erekli, Yeşim çalışanlarına tekstilde<br />
inovasyonun önemini anlattı. Günümüzde<br />
inovatif olanın değer kazandığını ifade eden<br />
Erekli, özelikle kriz döneminde inovatif<br />
ürünlerin firmalar için avantaj sağlayacağını<br />
söyledi. Erekli, Yeşim Tekstil Konferans<br />
Salonu’ndaki söyleşide, günümüzde<br />
inovatif ürünlerin elektrik ve su kadar<br />
gerekli olduğuna işaret ederek, sektörün<br />
geleceği için inovasyonun şart olduğunu<br />
söyledi. Artık müşterilerin de inovatif olana<br />
ilgi gösterdiğini anlatan Erekli, “İnovatif<br />
ürünlerle yeni siparişler alarak, istihdam<br />
artışına, dolayısıyla da toplumsal refaha<br />
büyük katkımız olacak” dedi.<br />
Ekonomik krizin sektöre yansımalarını<br />
değerlendiren Erekli, kriz nedeniyle büyük<br />
alım gruplarının stoklarını azalttığını ve<br />
hızlı üretimin önem kazandığını vurguladı.<br />
Erekli, Türkiye’nin kriz döneminde avantajlı<br />
olduğunu belirterek, “Türkiye, coğrafi<br />
avantajını ve üretimdeki hızını iyi kullanırsa,<br />
bu krizi kendi lehine çevirip büyük bir<br />
sıçrama yapabilir. Bu yüzden altyapımızı çok<br />
iyi hazırlamalı ve müşteriye sunacağımız<br />
inovatif ürünler için şimdiden hazırlıklarımızı<br />
tamamlamalıyız” diye konuştu.<br />
Erekli, İTKİB olarak tekstil sektörüne<br />
vizyon kazandırmak için çok yakında<br />
İstanbul Moda Akademisi (İMA) ve İstanbul<br />
Tekstil Araştırma Geliştirme Merkezi’nden<br />
(İTA) oluşan İstanbul Tekstil Park’ı faaliyete<br />
geçireceklerini de anlatarak, burada<br />
Ar-Ge, Ür-Ge merkezi, fuaye alanı, yeni<br />
girişimcileri destekleyecek projelerin<br />
üretileceği danışma merkezi gibi birimlerin<br />
yer alacağını kaydetti. İTA’nın sektöründe<br />
dünyanın en büyük Ar-Ge ve Ür-Ge merkezi<br />
olacağını belirten Erekli, AB fonlarıyla<br />
desteklenen projenin yüzde 25’inin de<br />
İTKİB tarafından finanse edildiğini bildirdi.<br />
Erekli, merkezde Türk tekstil ve hazırgiyim<br />
sektörüne, ihtiyaç duydukları konularda<br />
danışmanlık yapacaklarını vurgulayarak,<br />
“Merkezde vereceğimiz hizmetlerle<br />
sektörün rekabet edilebilirlik altyapısını<br />
güçlendirmeyi ve sektör çalışanlarına<br />
vizyon kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.<br />
Reha Erekli, inovasyonu şirket<br />
hedeflerine koyan Yeşim Tekstil’in<br />
de bu konuda yaptığı çalışmaları çok<br />
başarılı bulduğunu söyledi. Yeşim’in<br />
üretim kapasitesi, Ar-Ge, Ür-Ge ve sosyal<br />
sorumluluk altyapısı açısından sektörün<br />
en iyileri arasında olduğunu belirten<br />
Erekli, Yeşimlilerin sektörün çok önünde<br />
çalışmalara imza attığını sözlerine ekledi.<br />
Söyleşi ile ilgili Yeşim Tekstil Kurumsal<br />
İletişim Müdürü Dilek Cesur’da şunları<br />
söyledi: “Yeşim’in son yıllarda hiç<br />
değişmeden her yıl hedefleri arasına koyduğu<br />
inovasyon kavramını firma içinde tüm<br />
çalışanlarımıza yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.<br />
Bunun için de farklı iletişim kanallarını<br />
kurarak çalışanlarımıza inovatif düşünme<br />
konusunda vizyon oluşturmaya çalışıyoruz.”<br />
REHA EREKLİ KİMDİR<br />
1957 yılında doğan Reha Erekli, orta<br />
ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde,<br />
üniversiteyi ise Boğaziçi Üniversitesi Turizm<br />
Otel İşletmeciliği bölümünde tamamladı.<br />
1980’de hazırgiyim sektöründe çalışmaya<br />
başlayan Erekli, 1985’de BFR Tekstil San Tic<br />
AŞ’yi kurdu ve 2008’e kadar ihracata yönelik<br />
triko kazak üretimi yaptı. Amerika, Almanya,<br />
İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya için<br />
siparişe dayalı üretim gerçekleştiren Erekli,<br />
Türkiye Triko <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong>, Türkiye<br />
Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong>, İF Konseyi ve<br />
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçı<br />
Birlikleri’nde yönetim kurulu üyelikleri ve<br />
başkanlık görevleri yürüttü. 2008’de İTKİB<br />
Destek AŞ Yönetim Kurulu Üyesi olan Erekli,<br />
halen aynı kurumda Genel Müdür olarak<br />
görev yapıyor.
56 ÖRME DÜNYASI<br />
Röportaj<br />
Naim Demir:<br />
Sefa <strong>Örme</strong><br />
“Kur farkından<br />
çok zarar ettik”<br />
Otomotiv alanında faaliyet<br />
gösteren Demir ailesi, tekstilde<br />
işlerin iyi olduğu bir dönemde,<br />
sadece otomotive bağımlı kalmamak<br />
ve farklı bir iş kolunda ek gelir kaynağı<br />
yaratabilmek için Sefa <strong>Örme</strong>’yi kurdu.<br />
2003 yılında Güneşli’de 6 makineyle<br />
örme kumaş imalatına başlayan Sefa<br />
<strong>Örme</strong>, kısa zamanda, gelen talepleri<br />
karşılayabilmek için yatırıma gitti. Ara<br />
ara yeni makineler ekleyerek makine<br />
sayısını 6’dan 12’ye çıkaran firma, açık<br />
enin popüler olduğu 2007 yılında son<br />
büyük yatırımını yaparak 12 adet Pilotelli<br />
makineyi daha parkuruna kattı.<br />
anda ihracata yönelik ham kumaşların<br />
üretimini yapmakta.<br />
Firmanın şu an başında bulunan Naim<br />
Demir, Sefa <strong>Örme</strong>’nin kriz nedeniyle<br />
yüzde 50 kapasitelerde çalıştığını,<br />
özellikle krizle birlikte kurların yükselişe<br />
geçmesi nedeniyle kur farkından zarar<br />
gördüklerini söyledi.<br />
2007’de 12 adet açık en makine aldık<br />
2007 yılında yeni yerimize taşındıktan<br />
sonra 12 adet örme makinesini daha<br />
bünyelerine kattıklarını belirten Demir,<br />
aldıkları makinelerin tamamının Pilotelli<br />
marka açıken süprem olduğunu söyledi.<br />
Naim şunları söyledi. “O sıralarda ben<br />
askerlik görevimi yapıyordum. Alım<br />
kararı verildiğinde burada değildim.<br />
Büyüklerimiz, talebin yoğun olduğunu<br />
görünce, müşteriye hayır dememek için<br />
bu yatırıma gitti. Çünkü fason fiyatları<br />
çok cazipti” Açık en furyasının etkisinde<br />
kalınarak yaptıkları bu yatırımından<br />
Bu büyüme süreci, yeni bir yer<br />
ihtiyacını beraberinde getirince firma,<br />
2007 yılında Çeşme Sokağındaki iki katlı,<br />
2600 m3 kapalı alana sahip yeni yerine<br />
taşındı. Sefa <strong>Örme</strong>, 2007 sonunda<br />
parkurundaki makine sayısını 26’ya kadar<br />
çıkardı. 22 adeti açık en süpremi, 4 adeti<br />
de Terrot ribanası olan firma, şu anda<br />
ağrılıklı ihracatçı konfeksiyonculara ve<br />
kumaşçılara çalışıyor.<br />
Sefa <strong>Örme</strong>, tamamen fason örme<br />
kumaş imalatı yapan bir firma. Bir dönem<br />
boyalı kumaş satışına yönelmesine<br />
rağmen bu alanda başarı gösteremeyince<br />
bundan vazgeçip sadece ham kumaş<br />
üretimine odaklanan Sefa <strong>Örme</strong>, şu
ÖRME DÜNYASI 57<br />
bugün çok fazla memnun olmadıklarını<br />
dile getiren Demir, bu yatırımın<br />
kendilerine para kazandırmadığını söyledi.<br />
Kur farkından olumsuz etkilendik<br />
Kur farkında dolayı ciddi bir sıkıntı<br />
içine düştüklerini ifade eden Demir,<br />
son aylarda dolar ve eurodaki artışların<br />
maliyetleri artırdığını söyledi. Dövizle<br />
alınan iğne, yağ, platin, iplik ve benzeri<br />
tüm ürünlerdeki artışın, doğrudan<br />
maliyetlerimize artış olarak yansıdı,<br />
diyen Demir, son iki ayda kur farkı<br />
nedeniyle 15-20 bin TL’lik bir kayıp<br />
yaşadıklarını söyledi.<br />
Fiyatları düşürmeye çalışan<br />
fırsatçılar var<br />
Piyasada fiyatları düşürmeye çalışan<br />
fırsatçılar olduğunu belirten Demir,<br />
piyasada makine sayısının çok fazla olması,<br />
rekabetin çetin olması sebebiyle müşteri<br />
kaybetmemek adına fiyat baskısına boyun<br />
eğebildiklerini söyledi. Fiyat baskına sadece<br />
küçük firmaların değil, orta ve büyük ölçekli<br />
firmaların da boyun eğdiği tespitinde<br />
bulunan Naim Demir, “iş olmayınca büyük<br />
firmalar makineler boş kalmasın, çalışsın<br />
diye fasona da başlıyor ve çok düşük<br />
fiyatlara çalışmayı kabul ediyorlar” dedi.<br />
Yarı kapasitede çalışıyoruz<br />
Kriz nedeniyle talebin azalması<br />
yüzünden iş almakta zorlandıklarını<br />
dile getiren Naim Demir, yüzde 50<br />
kapasitelerde çalıştıklarını belirterek,<br />
ihracata yönelik olarak 34 28 ve 30 28<br />
makinelerin çalıştığını söyledi. Kriz<br />
nedeniyle 10 kişiyi işten çıkarmak zorunda<br />
kaldıklarını, şu anda 26 kişiyle üretime<br />
devam ettiklerini açıklayan Demir,<br />
sezonsal sebeplerle <strong>ocak</strong> ayının durgun<br />
bir ay olduğunu, işlerin gelecek birkaç ay<br />
içinde açılmasını umduklarını söyledi.<br />
Makinelerin borçlarını hala ödemeye<br />
devam ettiklerini belirten Demir, eğer bu<br />
borçlar bitmiş olsaydı, bu işten çıkmayı<br />
düşünebileceklerini ifade etti. Demir,<br />
“eğer iyi bir fiyat verilse, makineleri<br />
satardık. Ancak, 60 bin euroya aldığımız<br />
makineleri 20 bin euroya satmamız da<br />
söz konusu olamaz. Bu delilik oldurdu”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Kira, elektrik, doğal gaz artarken<br />
fason fiyatları düşüyor. Hala 40 kuruşa<br />
fason teklif eden firmalar olduğunu<br />
hatırlatan Demir, sözlerini inşallah<br />
her şey biran önce düzelir diyerek<br />
tamamladı.
58 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
İhracatçının<br />
yeni ilacı:<br />
Proje sayesinde Türk<br />
ihracatçıları dünyanın<br />
herhangi bir noktasında<br />
cep telefonlarındaki<br />
bilgi ekranı üzerinden<br />
veya bilgisayarlarından<br />
işlem yaparak kuru<br />
sabitleyebilecekler ve<br />
kendilerini döviz kur riskine<br />
karşı korumaya alabilecekler.<br />
Türkiye’nin en büyük ihracatçı<br />
örgütlenmelerinden biri olan İstanbul<br />
Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı<br />
Birlikleri (İTKİB), Vadeli İşlem ve Opsiyon<br />
Borsası’nı (VOB) ihracatçının kullanımına<br />
açarak ihracatta kur riskini ortadan<br />
kaldırmayı amaçlayan bir proje başlattı.<br />
Projeyi tanıtmak amacıyla 29 Ocak<br />
günü Çırağan Sarayı’nda düzenlenen<br />
basın toplantısında konuşan İTKİB<br />
Başkanı Hikmet Tanrıverdi, imzalanan<br />
projeyle ihracatçıların döviz kurundaki<br />
dalgalanmalara karşı kendilerini<br />
korumaya alabileceklerini, daha kolay<br />
fiyat oluşturabileceklerini ve bu şekilde<br />
uluslararası piyasalarda rekabet<br />
gücünün artacağını söyledi. Tanrıverdi,<br />
ihracatçının VOB’u kullanması halinde<br />
hem bu piyasadaki işlem hacminin<br />
artacağını hem de ihracat için en<br />
azından yüzde 10’luk ekstra bir artış<br />
sağlanacağını ve bu oranın da 10<br />
milyar dolar civarında yeni bir ihracat<br />
potansiyeli anlamına geleceğini belirtti.<br />
VOB Başkanı Işınsu Kestelli de<br />
işlemlerle ilgili vergi, stopaj gibi<br />
engellerin kalkması halinde bu piyasanın<br />
hızla gelişeceğini kaydederek “ TL<br />
işlemlerinde stopajın kaldırılmasına<br />
yönelik düzenleme çıkmak üzere. Döviz<br />
kontratlarında da stopajın kalkması<br />
yönündeki çalışmalar ise sürüyor.Bu<br />
konuda da umutluyuz” dedi.<br />
İTKİB’in öncülüğünde VOB ile başlatılan<br />
projede, Ak Yatırım, Garanti Bankası, İş<br />
Yatırım, Yapı Kredi Yatırım, Türk Telekom<br />
ve Matriks Bilgi Dağıtım Hizmetleri yer<br />
alıyor. Her biri büyük bankaların iştiraki<br />
olan aracı finans kuruluşları aracılık<br />
işlemleri yanı sıra bu piyasanın tanıtımına<br />
ve kullanıcıların eğitimine yönelik<br />
çalışmalara destek olacaklar.
ÖRME DÜNYASI 59<br />
İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç,<br />
kişilerin genelde tasarruflarını döviz<br />
olarak tuttuklarını, ancak vadeli işlemlere<br />
yeterince ilgi gösterilmediğini belirterek,<br />
“Vadeli işlem piyasaların sağlıklı bir<br />
şekilde gelişebilmesi için spekülatif amaçlı<br />
işlemlerle koruma amaçlı işlemler arasında<br />
bir denge olması gerekiyor. Bu nedenle,<br />
kurucu üyeleri arasında yer aldığımız ve<br />
işlem hacminde lider olduğumuz VOB’a,<br />
reel sektörün ilgisini çekebilme yönünde<br />
kuruluşundan bu yana çaba harcamaktayız.<br />
Şimdi İTKİB sayesinde toplu hareket edecek<br />
bir proje başlatılmış oluyor.Aracı kurumlar<br />
olarak rolümüz eğitim vermek, pazarlama<br />
ve tanıtım faaliyetlerine destek olmak ve<br />
işlemlere aracılık yapmak şeklinde olacak.<br />
Aynı zamanda sistemin likiditesine de katkı<br />
sağlayacağız” diye konuştu.<br />
İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />
toplantıda yaptığı konuşmada hayata<br />
geçirilen proje ile her biri kendi alanlarında<br />
öncü olan kurumların Türkiye’nin ihracat<br />
dinamiğini artırmak için ilk kez aynı<br />
projede buluştuklarını söyledi. Hikmet<br />
Tanrıverdi, uzun yıllardır dile getirilen kur<br />
riskinin sıfırlanması noktasında büyük bir<br />
adım atarak işlemlerin basitleştirildiğini<br />
vurgulayarak, sadece İTKİB üyelerinin değil<br />
Türkiye’deki tüm ihracatçıların bu projeyi<br />
kullanabilmesini amaçladıklarını kaydetti.<br />
Tanrıverdi “ Anadolu’daki ihracatçılarımızı<br />
da bu konuda eğiterek kur riskine karşı
60 ÖRME DÜNYASI<br />
Toplantı<br />
onları da bu sistemi daha yaygın<br />
kullanmaya teşvik edeceğiz” dedi.<br />
Dış ticaret yapan firmaların rekabet<br />
gücünü olumsuz yönde etkileyen<br />
en büyük etkenin dalgalı ve tahmin<br />
edilemeyen döviz kurları olduğunu<br />
anlatan Tanrıverdi sözlerini şöyle<br />
sürdürdü: “İTKİB olarak, bundan<br />
böyle üyelerimizin kur riskini en aza<br />
indiriyor, onlar için kuru sabitliyoruz.<br />
İhracatçımız reel maliyetleri göz<br />
önünde bulundurarak sipariş aldığı<br />
günle, parasının geleceği gündeki kuru<br />
sabitlediğinden ürünün TL maliyetini<br />
daha net bir şekilde görecek, daha rekabetçi<br />
fiyat verebilecek. Böylece Türkiye’nin toplam<br />
ihracatına ciddi katkı sağlanacak”<br />
Sistem bir yıl ücretsiz olacak<br />
İşlem bilgilerinin yer aldığı sistemi<br />
sunan Matriks ekranını, cep telefonları<br />
için 3 ay, bilgisayarlar içinse 1 yıl<br />
ücretsiz kullanıma sunacaklarını<br />
aktaran Tanrıverdi “ Bu programlar<br />
sayesinde özellikle küçük ihracatçılar<br />
hem ekonomideki günlük gelişmeleri,<br />
hem de VOB ve bankalar arası piyasaları<br />
ve dünya paralarındaki değişimleri<br />
anlık takip etme fırsatı bulacaklar. Bu<br />
programları aracı kurumlar üzerinden<br />
kullanarak anında alım satım işlemi<br />
yapabilecekler.” dedi.<br />
İhracatçı için dönüm noktası<br />
VOB Başkanı Işınsu Kestelli ise yaptığı<br />
konuşmada Türkiye’nin dışa açılma<br />
hamlesinin başladığı 1980’lerin başında<br />
ülkede sadece bin ihracatçı bulunduğunu<br />
ancak bugün bu sayının 45 bini aştığını<br />
söyledi. Türkiye’nin, dünyanın 17’nci<br />
büyük ekonomisi haline gelmesinde Türk<br />
ihracatçısının büyük katkısı olduğunu anlatan<br />
Işınsu Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk<br />
gongun çaldığı 2005 yılında 3 milyar lira<br />
olan VOB’un işlem hacmi bu yıl 208 milyar<br />
lirayı buldu. Açılan hesaplar 40 bini aştı.<br />
İşlem yapan aracı kurum sayısı 89’u buldu.<br />
VOB, kısa sürede, dünyanın en büyük 20’nci<br />
vadeli işlem borsası haline geldi. Bugün,<br />
İTKİB ile birlikte büyük bir adım atıyoruz<br />
ve VOB’da işlem gören “döviz vadeli işlem<br />
sözleşmeleri”nin tüm verilerini, dış ticaret<br />
şirketlerimize ücretsiz vermeye başlıyoruz. Bu<br />
karar, Türk ihracatçısı için önemli bir dönüm<br />
noktasıdır. Çünkü küresel ekonomideki<br />
son kriz, bize açıkça gösterdi ki, “İyi<br />
yönetilmeyen risk, olası kaybetme nedenidir.<br />
Dış ticaretle uğraşan reel sektör şirketleri,<br />
son dönemde artan döviz kuru riskinden<br />
doğrudan etkilenmektedir. Bilinmelidir ki, bu<br />
noktada VOB’da işlem gören sözleşmeler,<br />
bu sözleşmeyi yapan ihracatçılarımıza,<br />
gelecekteki döviz kurlarını bugünden<br />
sabitleme olanağı sunmaktadır”.<br />
VADELİ DÖVİZ İŞLEMİ NEDİR<br />
Vadeli Döviz İşlemleri, basitçe, dövizin<br />
belli bir dönem sonundaki fiyatının şimdiden<br />
işlem görmesi, bu yolla döviz fiyatının<br />
hem daha doğru ve daha kolay tahmin<br />
edilebilmesi, hem de dönem sonundaki<br />
kurun bilinmemesi sonucu oluşan belirsizliğin<br />
ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Vadeli<br />
Döviz Piyasası’nda yatırımcılar fiziksel olarak<br />
döviz işlemi yapmadan işlem yapmak<br />
istedikleri meblağın yaklaşık onda biri kadar<br />
bir teminat yatırarak döviz pozisyonu alırlar.<br />
Bu yolla belli bir dönem sonundaki borç ya<br />
da alacak pozisyonlarının kurunu şimdiden<br />
sabitleyebilme şansına sahip olurlar. Bu<br />
imkan, doğru kullanıldığı takdirde özellikle<br />
dış ticaretle uğraşan şirketler için kur riskini<br />
azaltan, dolayısıyla hem maliyetleri doğru<br />
belirlemede, doğru fiyat oluşturmada hem de<br />
ticaret hacmini artırmada büyük etkisi olan<br />
bir yöntem olmaktadır.<br />
SİSTEM NASIL İŞLİYOR<br />
Almanya’nın en büyük<br />
hipermarketlerinden biri, kot pantolon<br />
siparişi vermek üzere, aynı kalitede<br />
üretim yapan iki firmadan fiyat<br />
teklifi istedi. Ödemeyi Nisan 2009’da<br />
yapacağını bildirdi. Fiyat teklifi istendiği<br />
gün 1 Avro = 2.15 TL’idi. Firma A ve<br />
firma B’nin bir adet kot pantolonu 20<br />
TL’ye mal ediyordu. Her iki firma da<br />
bu ticaretten yüzde 20 para kazanmak<br />
istiyorlardı. Bu nedenle TL bazında<br />
bildirecekleri fiyat 24 liraydı.. Fakat sorun<br />
Avro kurlarıydı. Acaba Nisan sonunda<br />
paralarını tahsil edecekleri zaman Avro<br />
kuru hangi seviyede olacaktı<br />
• Klasik yöntemi tercih eden A<br />
firması şöyle bir varsayım yaptı, “Kurlar<br />
2.15 TL’den 2 TL’ye düşerse zarar<br />
edeceğim. Ama 2 TL’ye düşse bile ben<br />
yüzde 20 kârımı garanti altına alayım”<br />
dedi. Böylece Firma A’nın fiyat teklifi:<br />
24.00 TL / 2.00 = 12 Avro oldu.<br />
• Firma B ise Matriks ekranını kullandı.<br />
VOB’da Nisan sonu Avro kuru: 2.21 TL<br />
seviyesindeydi. Yani Nisan sonunda elde<br />
edeceği Avro gelirlerini 2.21 TL fiyatından<br />
satabiliyordu. Dolayısıyla kuru Matriks<br />
ekranından sabitledi ve fiyat tekifini verdi; Firma<br />
B’nin fiyat teklifi: 24 / 2.21= 10.85 Avro oldu.<br />
Sonuçta aynı ürün için daha rüşük<br />
fiyat veren B firması siparişi aldı. Kurunu<br />
sabitledi ve Nisan sonuna gelindiğinde<br />
Avro kuru 2.10 TL seviyesine düşmüştü<br />
ama 2.21 ile 2.10 arasındaki fark,<br />
firmanın VOB hesabına yatırılmıştı.
62 ÖRME DÜNYASI<br />
Pazar<br />
İNGİLTERE<br />
TEKSTİL VE KONFEKSİYON<br />
PAZARI<br />
Hazırlayan: İTKİB AR&GE ve Mevzuat Şubesi<br />
İngiltere, tekstil ve konfeksiyon sektörünün doğduğu ülkedir. Sektör<br />
ile ilgili oldukça önemli buluşlar, örneğin ilk iplik makinesi ve ilk<br />
mekanik dokuma makinesi İngiltere’de icat edilmiştir. İngiltere<br />
tekstil ve konfeksiyon sektöründe çok uzun yıllar boyunca dünyaya<br />
yön vermiştir. Ancak, küreselleşme ve artan maliyetler gibi dünya<br />
ekonomisindeki değişimlerin bir sonucu olarak, tekstil ve konfeksiyon<br />
üretimi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yeniden yapılanmıştır.<br />
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İngiltere moda ve hazır giyim<br />
endüstrisinin üretim ayağı yurtdışına kaymaya başlamıştır. Bu<br />
gelişmenin başlıca nedenleri: yurtdışında daha düşük olan üretim<br />
maliyetleri, globalleşme ile kârı arttıracak dış pazar bilgilerine<br />
rahat ulaşılması, markalaşma ve tasarımın öneminin artmasıdır.<br />
Bu eğilim çerçevesinde, büyük ölçekli üreticiler İngiltere pazarından<br />
büyük ölçüde çıkmıştır. Günümüzde, ithal ürünler neredeyse<br />
pazarın tamamını oluşturmaktadır. Ancak, geleneksel ithalat<br />
anlayışı dışında, bu ürünlerin önemli kısmı İngiliz firmalarının<br />
etiketini taşımakta, yurt dışında üretilmelerine rağmen, tasarımları,<br />
pazarlamaları ve dağıtımları İngiltere’den yapılmaktadır. Böylelikle,<br />
hazır giyim pazarının asıl katma değerini oluşturan faaliyetlerin<br />
getirisi büyük ölçüde İngiliz firmalarında kalmaktadır.<br />
Dikey entegrasyon, İngiltere hazır giyim pazarının önemli bir<br />
özelliğidir. Laura Ashley, River Island gibi birçok marka, kendi<br />
perakende mağazalarında satılmak üzere global olarak tasarım,<br />
üretim ve dağıtım yaptırmaktadır. Hazır giyim imalatında istihdam<br />
edilen kişi sayısı son 20 yılda önemli oranda azalırken, bu süreçte,<br />
İngiltere kaynaklı üretim de ciddi şekilde düşmüştür. Faaliyete<br />
devam eden üreticiler ise, özel kullanımlı bazı ürünler ve lüks giyim<br />
alanındadır. Satışları genelde diğer gelişmiş ülkelerde bulunan zengin<br />
müşterilere yönelmiştir. Başlıca firmalar arasında Marks & Spencer,
ÖRME DÜNYASI 63<br />
Arcadia Group (Topshop, Topman, Dorothy Perkins, Evans, Miss<br />
Selfridge, Wallis, Burton ve Outfit markalarını içinde bulunduran<br />
grup), Jigsaw, Debenhams, House of Frasier, Next, Brantano<br />
(ayakkabı) gibi İngiliz sermayeli firmaların yanısıra The Gap, H&M,<br />
Zara, Benetton, Laura Ashley gibi firmalar da bulunmaktadır.<br />
İngiltere’nin Tekstil Dış Ticareti<br />
2000 yılından 2007 yılına kadar İngiltere’nin tekstil dış ticareti<br />
dalgalanarak seyretmiş ve 2007 yılında dış ticaret hacmi 9,4 milyar<br />
dolara ulaşmıştır. Buna göre, İngiltere’nin 2007 yılı itibarıyla 4,4<br />
milyar dolarlık tekstil ürünleri ihracatı ve 5 milyar dolarlık ithalatı<br />
bulunmaktadır. 2007 yılında 2006 yılına kıyasla tekstil ihracatı<br />
%1,5 oranında düşerken; ithalat %10,2 oranında oranında<br />
artış göstermiştir. İngiltere’nin 2000 ile 2007 yılları arası tekstil<br />
ihracatını ve ithalatını gösteren tablo aşağıda verilmektedir.<br />
1980 yılında dünyanın en fazla tekstil ihracatı yapan ilk 10 ülkesi<br />
içinde 7.sırada olan İngiltere, 1995 yılında 10.sıraya, 2007 senesinde<br />
ise 11. sıraya düşmüştür (Werner International Inc, ve Birleşmiş
64 ÖRME DÜNYASI<br />
Pazar<br />
Milletler İstatistik Veri Tabanı). 2007 yılında dünyada en fazla tekstil<br />
ihracatı yapan ilk 15 ülke ile bu ülkeler içinde İngiltere’nin yeri ve<br />
dünya ihracatındaki payı, aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.<br />
İngiltere’nin tekstil ithalatı incelendiğinde ise 1995 yılında 7<br />
milyar dolar, 2000 yılında 5,4 milyar dolar, 2007 yılında ise 5<br />
milyar dolar değerde tekstil ithalatı gerçekleştirdiği tespit edilmiştir<br />
(Birleşmiş Milletler İstatistik Veri Tabanı). İngiltere’nin hazırgiyim<br />
ve konfeksiyon ithalatının son yıllarda çok hızlı artmasının<br />
sonucunda bu alanda üretimin azaldığı düşünülmektedir. Bu<br />
bağlamda, konfeksiyon üretiminde hammadde olarak kullanılan<br />
tekstil ürünleri ithalatının da azaldığı yorumu yapılabilir.<br />
İngiltere’nin En Çok İthal Ettiği Tekstil Ürünleri<br />
2007 yılında İngiltere’nin ithal ettiği tekstil ürünleri<br />
incelendiğinde, dünyadan en fazla 5603 dörtlü tarifeli dokunmamış<br />
kumaş (nonwoven) ithal ettiği tesbiti yapılmıştır. En çok ithal<br />
ettiği diğer ürünler; dikiş ipliği olmayan sentetik filament iplikler,<br />
sentetik filament ipliklerinden dokunmuş mensucat, sentetik<br />
devamsız lifler ile dokunmuş kadife, peluş ve tırtıl mensucat ve<br />
pamuklu mensucat olarak görülmektedir.<br />
2007 yılında İngiltere’nin en çok ithal ettiği ilk 10 ürün ve ithalat<br />
değerleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.<br />
İngiltere’nin en fazla tekstil ithalatı yaptığı ilk beş ülke, 738,6<br />
milyon dolarla İtalya, 627,4 milyon dolarla Almanya, 432,9 milyon<br />
dolarla Belçika, 379,7 milyon dolarla Çin ve 290,8 milyon dolarla<br />
Türkiye olarak sıralanmaktadır. 2007 yılında İngiltere’nin en çok<br />
tekstil ithalatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke içerisinde 18’inde ithalat<br />
%0,9 ile %301,7 oranında artarken yalnızca ABD ve Pakistan’da<br />
ithalatta sırasıyla %0,4 ile %1,9 oranında düşüş kaydedilmiştir.<br />
Türkiye’den yapılan tekstil ithalatında ise %13,3 ile önemli oranda<br />
artış sağlanmıştır. 2007 yılı itibariyle ithalat rakamları ve yıllık<br />
değişim oranları aşağıdaki tabloda verilmektedir.<br />
İngiltere’nin Hazırgiyim ve Konfeksiyon Dış Ticareti<br />
2000 yılından 2007 yılına kadar yedi yıllık süreçte İngiltere’nin<br />
hazırgiyim ve konfeksiyon dış ticareti dalgalanarak 2007 yılında<br />
32,5 milyar dolar olmuştur. Buna göre, İngiltere’nin 2007 yılı<br />
itibarıyla 6,6 milyar dolarlık hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri<br />
ihracatı ve 25,9 milyar dolarlık ithalatı bulunmaktadır. 2007<br />
yılında, 2006 yılına göre, hem ihracatın %16,3 oranında, hem de<br />
ithalatın %11,4 oranında artması dikkat çekicidir.<br />
İngiltere’nin konfeksiyon sektörünün ihracat performansı<br />
incelendiğinde de, tekstil ihracatına benzer bir durum<br />
görünmektedir. 1980 yılında İngiltere 1,8 milyar dolarlık<br />
konfeksiyon ihracatı ile dünyanın en büyük 7. ihracatçısı iken,<br />
1995 yılında 4,7 milyar dolarlık ihracatı ile 9. sıraya, 2007 yılında<br />
ise 6,6 milyar dolarlık ihracatı ile 12. sıraya gerilemiştir. (Werner<br />
International Inc, ve Birleşmiş Milletler İstatistik Veri Tabanı)<br />
2007 yılında dünyada en fazla konfeksiyon ihracatı<br />
gerçekleştiren ilk 15 ülke içinde İngiltere’nin yeri ve toplamda<br />
aldığı pay aşağıdaki tabloda verilmektedir.
ÖRME DÜNYASI 65<br />
Değer bazında konfeksiyon ihracatı devamlı artan ancak en fazla<br />
ihracat eden ülkeler sıralamasında alt sıralara gerileyen İngiltere’nin<br />
konfeksiyon ithalatı ise 1995 yılında 8,3 milyar dolar, 2000 yılında<br />
13,4 milyar dolar ve 2007 yılında da 25,9 milyar dolara ulaşmıştır.<br />
En Çok Hazırgiyim ve Konfeksiyon İthal Edilen Ülkeler<br />
2007 yılı rakamları itibariyle İngiltere’nin en fazla hazırgiyim<br />
ve konfeksiyon ürünü ithal ettiği ilk beş ülke 6,95 milyar dolarla<br />
Çin, 3,1 milyar dolarla Türkiye, 1,7 milyar dolarla Hindistan,<br />
1,4 milyar dolarla Bangladeş ve 1,3 milyar dolarla İtalya olarak<br />
sıralanmaktadır. İthalatta ilk 20 ülke ve ithalatın değişim oranları<br />
aşağıda verilmektedir.<br />
İngiltere’nin En Fazla İthal Ettiği Hazırgiyim ve<br />
Konfeksiyon Ürünleri<br />
2007 yılında İngiltere’nin ithal ettiği hazırgiyim ve<br />
konfeksiyon ürünleri incelendiğinde, dünyadan en fazla<br />
bayanlar için dokuma dış giyim (6204 G.T.İ.P başlıklı kadınlar<br />
ve kız çocuklar için takım elbiseler, takımlar, ceketler, blazerler,<br />
elbiseler, etekler, pantolonlar, askılı ve üst ön parçalı tulumlar,<br />
kısa pantolonlar ve şortlar (yüzme kıyafetleri hariç)) ithal ettiği<br />
tespiti yapılmıştır.<br />
En çok ithal ettiği diğer ürünlerin; kazaklar, süveterler, hırkalar,<br />
yelekler ve benzerleri, tişörtler, fanilalar, atletler, kaşkorse ve diğer<br />
iç giyim eşyaları, erkekler ve erkek çocuklar için takım elbiseler,<br />
takımlar, ceketler, blazerler, pantolonlar, askılı ve üst ön parçalı<br />
tulumlar, kısa pantolonlar ve şortlar (yüzme kıyafeti hariç),<br />
kadınlar ve kız çocuklar için bluzlar, gömlekler ile yatak çarşafları,<br />
masa örtüleri, tuvalet ve mutfak bezleri olduğu görülmektedir.<br />
Türkiye – İngiltere Tekstil Dış Ticareti<br />
Türkiye’nin en fazla tekstil (elyaf, iplik ve kumaş) ihraç<br />
ettiği 7. büyük pazar durumunda bulunan İngiltere ile Türkiye<br />
arasındaki tekstil ticareti, 2000-2007 yılları arasındaki sekiz<br />
yıllık süreçte bazı yıllarda artışlar bazı yıllar düşüşler ile<br />
dalgalanarak, 2007 yılında toplam 404 milyon doları aşmıştır.<br />
Bu rakamın 255,4 milyon doları ihracat, 148,9 milyon doları<br />
ithalattır. Türkiye ile İngiltere arasındaki tekstil ticareti Türkiye<br />
lehine gelişim göstermektedir. İhracatın yıllık ortalama artış<br />
oranı %1,7 ve ithalatın yıllık ortalama artış oranı %6,9 olarak<br />
hesaplanmaktadır.<br />
2007 yılında tekstil ihracatında 2006 yılına kıyasla %10,3<br />
oranında artış ve ithalatta %1,4’lük düşüş sözkonusu<br />
olmuştur. 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde İngiltere’ye tekstil<br />
ihracatının binde bir düzeyinde artması, bu ülkeden ithalatın<br />
ise 2007 yılının Ocak-Eylül dönemine kıyasla %16,95 oranında<br />
azalması, dikkat çekmektedir.<br />
2000 yılından 2008 yılının Eylül ayı sonuna kadar olan dokuz<br />
yıla yakın zaman zarfında, İngiltere ile Türkiye arasındaki<br />
tekstil ticaretinin seyrini gösteren bir tablo ve grafik aşağıda<br />
verilmektedir.<br />
Türkiye’den İngiltere’ye tekstil ihracatında 54 07 GTİP başlıklı<br />
sentetik ipliklerden dokuma kumaşlar ile 58 01 GTİP başlıklı<br />
kadife, peluş ve tırtıl mensucat, en fazla ihraç edilen ürünlerdir.<br />
2007 yılında 54 07 GTİP başlıklı ürünlerin ihracatı, dolar bazında<br />
%26 oranında artarak 29,9 milyon dolara yükselmiştir. 58 01 GTİP<br />
başlıklı mensucatın ihracatı da %29 oranında artarak 21,6 milyon<br />
dolardan 27,8 milyon dolara ulaşmıştır.<br />
55 09 GTİP başlıklı sentetik devamsız liflerden iplikler, 55 15 GTİP<br />
başlıklı sentetik devamsız liflerden dokuma kumaşlar ile 55 11 GTİP<br />
başlıklı suni-sentetik devamsız elyaftan iplikler, diğer en fazla ihraç<br />
edilen tekstil mamülleri olarak sıralanmaktadır. 55 09 GTİP başlıklı<br />
ipliklerin ihracatı 2007 yılında 2006 yılına kıyasla %25 oranında<br />
azalarak 16,7 milyon dolar değere gerilerken; 55 15 GTİP başlıklı<br />
dokuma kumaşların ihracatı da %8 oranında azalarak 12,4 milyon<br />
dolara gerilemiştir. 2007 yılında İngiltere’ye en fazla ihraç edilen<br />
ilk 20 tekstil ürün grubunun 14 tanesinde % 1 ile % 59 arasında<br />
değişen oranlarda artışlar olmuştur. 6 ürün grubunda ise %3 ile<br />
%25 arasında değişen oranlarda düşüşler sözkonudur.<br />
İhracatı oransal olarak en fazla artan tekstil mamülleri, 55 16<br />
GTİP başlıklı devamsız suni liflerden dokuma kumaşlar olmuştur.<br />
Bu ürünlerin ihracatı 2007 yılında 2006 yılına kıyasla %59 oranında<br />
artarak 3,5 milyon dolardan 5,5 milyon dolara yükselmiştir.<br />
İhracatı yüksek oranlı artan diğer tekstil ürünleri 52 08 GTİP başlıklı<br />
pamuklu dokuma kumaşlar (%37 artış) ile 60 05 GTİP başlıklı<br />
çözgü tipi örgülü örme mensucattır.(%34 artış)<br />
Türkiye’nin İngiltere’den ithal ettiği tekstil ürünlerinin başında<br />
ise 54 02 GTİP başlığında yeralan sentetik liflerden iplikler, 55<br />
02 GTİP başlıklı suni lif demetleri ve 54 04 GTİP başlıklı sentetik<br />
monofilamentler gelmektedir. 2007 yılında 54 02 GTİP başlıklı<br />
sentetik liflerden ipliklerin ithalatı 2006 yılına kıyasla %3 oranında<br />
düşüş ile 30,3 milyon dolara gerilerken, 55 02 GTİP başlıklı suni lif<br />
demetlerinin ithalatı dolar bazında %16 oranında azalarak 20,3<br />
milyon dolara düşmüştür. 56 01 GTİP başlıklı vatkalar ve vatka<br />
mamülleri, 59 03 GTİP başlıklı plastik emdirilmiş, sıvanmış ve<br />
kaplanmış mensucat ve 55 04 GTİP başlıklı suni devamsız lifler,<br />
İngiltere’den ithal edilen diğer önde gelen tekstil mamüllerindendir.<br />
2007 yılında İngiltere’den en fazla ithal edilen ilk 20 ürün<br />
grubunun 13’ünde %1 ile %262 arasında değişen oranlarda<br />
artışlar kaydedilirken, diğer 7 ürün grubunda %3 ile %33 arasında<br />
değişen oranlarda düşüşler olmuştur.
66 ÖRME DÜNYASI<br />
Makale<br />
İ.T.Ü. TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI<br />
FAKÜLTESİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON KALİTE<br />
KONTROL LABORATUVARI<br />
Doç. Dr. Banu Nergis İ.T.Ü. Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol Laboratuarı Koordinatörü<br />
Her geçen gün daha da aşina<br />
olduğumuz bir kavram haline gelen<br />
kalite, tüm sektörler için olduğu<br />
gibi tekstil sektörü için de üretimden son<br />
kullanıcıya kadar kat edilen yolun önemli<br />
adımlarını oluşturmaktadır. Giyim, mefruşat,<br />
tıp, kaplama malzemeleri, jeotekstiller<br />
gibi pek çok alanda kullanılabilen örme<br />
kumaşlar, doğalarında var olan elastikiyet<br />
ve eski konumuna dönme, durgun havada<br />
yalıtım, kolay bakım gibi olumlu özelliklere<br />
sahip oldukları gibi ilmeğin kolay kaçabiliyor<br />
olması, stabil hale getirilmedikçe çekmesi<br />
gibi bazı olumsuz özelliklere de sahiptirler.<br />
İplikten mamul giysi haline getirilinceye<br />
kadar geçen hazırlık ve örme işlemleri<br />
safhalarında ortaya çıkabilecek hatalar<br />
giysinin değerini düşürmektedir.<br />
<strong>Örme</strong> kumaşlarda sık karşılaşılan<br />
hatalar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:<br />
Düzgünsüzlük<br />
Enine çizgiler ve izler<br />
Boyuna izler<br />
Delikler (demir, merdane çapakları)<br />
İlmek kaçıkları<br />
İlmek kesikleri<br />
İplik kopuşları<br />
İplik kaçırmaları<br />
Kırık iğne izleri<br />
Kelebek/kazayağı<br />
Çift almalar<br />
İlmek uzatmaları<br />
İplik çekilmeleri<br />
Jakarlarda desen bozuklukları<br />
Vanizede iplik dönmeleri<br />
Havlu veya hav ipliğini bırakmalar<br />
Lif/uçuntu kapmaları<br />
Boyuna tüylenme<br />
Yağ iz ve lekeleri<br />
Abraj<br />
Kat izleri<br />
Kumaş kırıkları<br />
Kumaş dönmesi<br />
Kavislenme<br />
İlmek eğilmeleri<br />
Sıralanan bu hatalara neden olan<br />
faktörler iplik, örme koşulları ve boya/<br />
terbiye işlemleri olmak üzere üç grupta<br />
toplanabilir. İ.T.Ü. Tekstil Teknolojileri ve<br />
Tasarımı Fakültesi, Tekstil ve Konfeksiyon<br />
Kalite Kontrol Laboratuvarı’nda örme<br />
kumaş hatalarına bu faktörlerden<br />
hangisinin ve/veya hangilerinin sebep<br />
olduğuna dair çalışmalar yapılmaktadır.<br />
Temel ilgi alanı, tekstil deneyleri<br />
ve araştırmaları olan İ.T.Ü. Tekstil<br />
Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi, Tekstil<br />
ve Konfeksiyon Kalite Kontrol Laboratuarı,<br />
fiziksel tekstil muayeneleri laboratuarı ve<br />
kimyasal tekstil muayeneleri laboratuarı<br />
olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.<br />
Laboratuarda biri koordinatör, ikisi<br />
yürütücü ve ikisi yürütücü yardımcısı<br />
olmak üzere 5 öğretim elemanı, 2 uzman<br />
mühendis, 1 teknisyen, 2 sekreter<br />
çalışmaktadır. Laboratuarımızda, rutin test<br />
raporları ve görüş raporları olmak üzere iki<br />
farklı rapor hazırlanmaktadır.<br />
Rutin test raporları, firma laboratuarımıza<br />
hangi testleri istediğini beyan ederek<br />
geldiğinde hazırlanmaktadır. <strong>Örme</strong><br />
kumaşlar için laboratuarlarımızda yapılan<br />
rutin testler aşağıdaki gibidir:<br />
Fiziksel tekstil muayeneleri<br />
laboratuarında yapılabilecek deneyler:<br />
• Kumaşın örüldüğü ipliğin düzgünsüzlüğü<br />
(bobin halinde getirildiği takdirde)<br />
• İplik numarası, iplik katı (bobinden veya<br />
kumaştan)<br />
• Büküm miktarı (bobinden veya kumaştan)<br />
• İplik tüylülüğü (bobin halinde getirildiği<br />
takdirde)<br />
• Gramaj<br />
• İlmek yoğunluğu<br />
• İlmek iplik uzunluğu<br />
• Kumaş kalınlığı<br />
• Kumaşın aşınma dayanımı<br />
• Kumaş boncuklaşması<br />
• İplik mukavemet testleri
ÖRME DÜNYASI 67<br />
• Patlama mukavemeti testi<br />
• May dönmesi<br />
Kimyasal tekstil muayeneleri<br />
laboratuarında yapılabilecek deneyler:<br />
• Yıkamadan sonra boyutsal değişim<br />
• Kantitatif lif karışımı tespiti<br />
• Işık haslığı<br />
• Terli ışık haslığı<br />
• Kuru temizleme haslığı<br />
• Yıkama haslığı<br />
• Sürtme haslığı<br />
• Su haslığı<br />
• Ter haslığı<br />
• Ütü haslığı<br />
• Sürtme haslığı<br />
• Konfor testleri<br />
• pH ölçümü<br />
• Baskı dayanımı<br />
Bunların dışında, laboratuarımızda<br />
ihtilaflı problemlerin çözülmesine yardımcı<br />
olmaya ve hata kaynağı tespitine yönelik<br />
görüş raporları da düzenlenmektedir.<br />
Bu durumda, firma örme kumaş veya<br />
mamulünün üzerinde bulunan hataların<br />
sebebini sormaktadır.<br />
<strong>Örme</strong> kumaşlarla ilgili<br />
laboratuarımıza yapılan bu tarz<br />
başvurularda hatalar çoğunlukla;<br />
• Kumaş eninde var olan periyodik bant<br />
şeklinde hatalar,<br />
• May takip eden veya etmeyen boyuna<br />
hatalar,<br />
• Kumaş üzerinde delikler, patlaklar,<br />
• Kumaş kırıkları,<br />
• Kumaş üzerinde boya almamış bölgeler<br />
veya lifler,<br />
• Elastanlı kumaşlarda elastan kaçıkları,<br />
• Dönme problemleri şeklinde karşımıza<br />
çıkmaktadır.<br />
<strong>Örme</strong> mamullerde ise;<br />
• Dikiş hasarı, dikiş bölgesinde delinmeler,<br />
• Yıkamalı ürünlerde yıkama sonrası<br />
mukavemet kaybı ve buna bağlı olarak<br />
ortaya çıkan delik ve patlaklar, renk hataları,<br />
• Baskılı ürünlerde pat bulaşması, desen<br />
kayması, baskı dayanımının düşük olması<br />
gibi problemler,<br />
• Metolama hataları,<br />
• Kuru apre (şardon, zımpara, makas) hataları,<br />
• Haslıklara bağlı olarak poşetlenmiş<br />
ürünlerin üzerinde meydana gelen izler,<br />
lekeler şeklindedir.<br />
Bunların yanı sıra, firmalar zaman<br />
zaman ellerindeki farklı partilere ait ham<br />
kumaşların aynı makina ayarlarında<br />
örülüp örülmediğinden emin olmak<br />
isteyebilmektedirler. Laboratuarlarımızda<br />
yaptığımız çalışmalarla söz konusu<br />
kumaşların aynı ayarlarda örülüp örülmediği<br />
tespit edilebilmektedir. Ayrıca, Fakülte’mizin<br />
Moda Atölyesi’nde mevcut bulunan 3,5-7<br />
numara arasındaki el örgü makinalarında, bu<br />
numaralarda çalışılan ipliklerde abraj olup<br />
olmadığı örülerek test edilebilmektedir.<br />
Görüş raporları çalışmaları için<br />
firmalardan, sorun yaşadıkları boyalı<br />
kumaşların özellikle hamı başta olmak<br />
üzere, mamul kumaş haline gelene<br />
kadar geçtiği diğer kademelerden<br />
kumaş numuneleri talep edilmektedir.<br />
Tarafımıza getirilen son ürün olduğu<br />
taktirde, gene ham kumaş, yıkamalı<br />
ürün ise, yıkanmamış ürün, yıkama<br />
reçetesi, baskılı ürün ise, baskı öncesi<br />
ürün talep edilmektedir. Görüş<br />
raporlarına söz konusu olan numuneler,<br />
gerekli testler yapılarak ve her biri<br />
kendi alanında uzman olan ve lif, iplik,<br />
kumaş, boya-terbiye ve konfeksiyon<br />
konularında çalışan Tekstil Mühendisliği<br />
Bölümü öğretim üyeleri tarafından<br />
değerlendirilerek rapor hazırlanmaktadır.<br />
Problemin ne olduğuna bağlı olarak görüş<br />
raporlarının süresi 2 ila 4 hafta arasında<br />
değişmektedir. Firmadan talep edilen<br />
numunelerin laboratuarımıza ne zaman<br />
teslim edildiğine bağlı olarak bu süre<br />
değişebilmektedir.<br />
Dileğimiz elbette ki sektör çalışanlarının<br />
herhangi bir hatayla ve sıkıntıyla<br />
karşılaşmaksızın verimli bir şekilde<br />
çalışabilmesidir. Ancak, hatalarının<br />
sebebinin ne olduğunu öğrenmek isteyenler<br />
aşağıdaki iletişim bilgileri vasıtasıyla<br />
laboratuarımıza başvurdukları takdirde,<br />
onlara yardımcı olabilmek için itinayla<br />
çalışan uzman bir ekibe ulaşabilirler.<br />
İnternet adresi:<br />
http://www.tekstil.itu.edu.tr/tekstil/<br />
e-posta adresi:<br />
tekslab@itu.edu.tr<br />
Laboratuvar telefon:<br />
212-293 17 27, 212-293 13 00/25 66 dahili<br />
Laboratuar faks:<br />
212-293 13 70<br />
Laboratuar koordinatörü:<br />
Doç.Dr.Banu Nergis (26 81 dahili)<br />
Yürütücüler:<br />
Doç.Dr.Gülay Özcan (24 87 dahili)<br />
Doç.Dr. Hale Karakaş (27 15 dahili)
68 ÖRME DÜNYASI<br />
Analiz<br />
<strong>Örme</strong> kumaşçıların yüzde 66’sı<br />
İstanbul’da<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />
TOBB’un ülke genelinde çıkardığı sanayi<br />
üretim envanterine göre, Türkiye’de<br />
toplam 1201 firma örme kumaş<br />
alanında faaliyet gösteriyor. TOBB<br />
yayınladığı envantere göre kurulu tüm<br />
bu firmaların toplam örme kumaş<br />
üretimi 432 bin 753 ton.<br />
Yandaki tabloda ayrıntılı görülen<br />
envanterde örme kumaş imalatı<br />
yapanların dağılımı şehirlere göre<br />
bakıldığında İstanbul 793 firmayla ilk<br />
sırada geliyor. İstanbul, bu rakama göre,<br />
tüm örme kumaş sektörünün yüzde<br />
66’ısını barındırıyor. Gaziantep 111<br />
firmayla ikinci sırada geliyor. Bursa ise 75<br />
firmayla üçüncü sırada geliyor.
ÖRME DÜNYASI 69<br />
İl Adı<br />
Kayıtlı<br />
Üretici<br />
32130101 - ÖRME KUMAŞLAR<br />
M: Mühendis; T: Teknisyen; U: Usta;İ: İşçi; İD: İdari;<br />
* Kayıtlı üretici sayısı 3 ve daha az ise üretim kapasitesi bilgileri verilmemektedir<br />
İl bazında üretim kapasitesi toplamları ürünün niteliğine bağlı olarak farklı birimlerde olabilir.<br />
Personel Bilgileri Alan Bilgileri (m2) Üretim Kapasitesi<br />
M T U İ İD Toplam Kapalı Alan Açık Alan KG ADET M2<br />
ADANA 3 2 1 8 51 2 64 5,470 23,039 * * *<br />
ADIYAMAN 1 6 6 12 34 7 65 12,000 66,106 * * *<br />
AFYON 1 0 0 2 6 2 10 180 0 * * *<br />
AKSARAY 2 3 5 4 86 6 104 4,820 40,750 * * *<br />
ANKARA 10 2 2 22 230 25 281 14,367 9,580 911,258 220,300<br />
ANTALYA 1 0 0 1 4 0 5 300 0 * * *<br />
BOLU 1 1 2 30 386 3 422 6,757 19,000 * * *<br />
BURSA 75 55 78 338 3,572 396 4,439 390,471 496,158 22,312,932 91,852,301<br />
ÇORUM 1 1 1 2 4 2 10 1,500 26,485 * * *<br />
DENİZLİ 27 40 31 126 3,228 200 3,625 149,731 212,896 4,468,422 11,016,979<br />
DİYARBAKIR 2 6 8 10 68 4 96 30,374 84,616 * * *<br />
ERZURUM 1 0 0 4 69 2 75 250 0 * * *<br />
ESKİŞEHİR 3 3 3 10 46 5 67 10,624 200,220 * * *<br />
GAZIANTEP 111 64 32 273 3,083 207 3,659 354,575 444,764 25,852,598 190,500<br />
HATAY 1 0 0 3 185 2 190 6,000 30,000 * * *<br />
ISPARTA 1 0 0 1 3 1 5 1,350 6,000 * * *<br />
İSTANBUL 793 110 172 850 15,165 1,950 18,247 1,315,046 577,074 203,179,884 1,939,793 15,576,785<br />
İZMİR 20 102 47 91 1,776 327 2,343 172,078 617,228 13,936,830 1,793,280<br />
K.MARAŞ 56 15 30 130 1,455 131 1,761 224,188 1,054,097 42,702,750 40,500<br />
KASTAMONU 1 0 0 0 2 1 3 105 0 * * *<br />
KAYSERİ 6 41 16 151 2,087 149 2,444 225,167 784,650 7,075,300<br />
KIRKLARELİ 7 12 12 14 307 46 391 149,469 314,863 4,789,231<br />
KONYA 2 18 7 17 780 65 887 60,044 322,500 * * *<br />
KÜTAHYA 1 5 3 23 163 12 206 44,000 422,756 * * *<br />
MALATYA 17 16 26 66 963 140 1,211 130,032 381,042 16,563,150 240,000<br />
MANİSA 4 10 14 15 175 18 232 67,286 121,044 2,292,832<br />
NİĞDE 3 2 5 12 139 18 176 47,327 381,509 * * *<br />
SAKARYA 2 1 2 8 197 5 213 22,126 68,988 * * *<br />
SAMSUN 1 1 0 1 4 1 7 1,200 0 * * *<br />
SIVAS 1 1 0 1 2 0 4 5,200 25,000 * * *<br />
TEKİRDAĞ 42 127 93 303 6,064 639 7,226 908,855 2,137,526 72,003,856 48,000<br />
URFA 2 0 0 5 43 3 51 6,000 21,409 * * *<br />
USAK 1 1 0 1 12 1 15 10,000 26,700 * * *<br />
YALOVA 1 0 0 0 11 0 11 1,200 0 * * *<br />
TOPLAM 1,201 645 596 2,534 40,400 4,370 48,545 4,378,092 8,916,000 432,753,411 4,790,713 123,000,684
70 ÖRME DÜNYASI<br />
Haber<br />
“Ülkeler, ekonomilerine katma değer<br />
üreten, istihdam sağlayan reel sektörlerine<br />
sahip çıkarken, Türkiye’de en yüksek katma<br />
değeri yaratan sektör olarak anılan hazır giyim,<br />
göz göre göre yok ediliyor. Otomotiv, demir<br />
çelik, kimya gibi son dönemin yıldızı parlayan<br />
sektörleri başta olmak üzere tüm ihracatta<br />
büyük ölçekli düşüşler yaşandı. Bu ortamda<br />
hazır giyim sektörü yüzde 20,2’lik tarihi ihracat<br />
düşüşüne rağmen yeniden lider oldu.<br />
Hükümetin, daha fazla reel sektöre sahip<br />
çıkması ve ulusal kalkınma programlarını<br />
yaşama geçirmesi gerekirken, belirsizlik<br />
ve güvensizlik eğilimleri devam ediyor. Bu<br />
yapı her geçen gün şiddet derecesini daha<br />
da artırıyor. İnatla fazla bir etkisi yokmuş<br />
şeklindeki yaklaşımlar yaranın daha da<br />
derinleşmesine sebep oluyor. Kapasite<br />
kullanım oranlarının düşmesi, sanayi<br />
üretiminin 17.6 oranında gerilemesi, Kasım<br />
ayı işsizlik oranının yüzde 12, 3’e yükselmesi<br />
yaklaşan tehlikenin düşünülenden çok daha<br />
büyük olduğunu gösteriyor.”<br />
TGSD Başkanı: "Borç<br />
borçla ödenmez"<br />
Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />
(TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş,<br />
küresel krizden etkilenen ülkelerin<br />
çeşitli önlemlerle sektörlerini ayakta tutmak<br />
için büyük çaba harcadığını belirterek,<br />
“Ekonomi yönetiminin inisiyatifsizliği<br />
sonucu tekstil ve hazır giyim sektörü dibe<br />
vurdu. Ocak ayındaki yüzde 20.2’lik tarihi<br />
ihracat düşüşü ve bugün açıklanan yüzde<br />
12, 3’lük işsizlik oranı bu gerçeği net bir<br />
şekilde ortaya koydu. Kriz yaralarının daha<br />
da derinleşmemesi için ekonomide olağan<br />
üstü hal ilan edilmeli” dedi.<br />
Ahmet Nakkaş, Türkiye’nin yaşanan<br />
zorlu sürece seyirci kaldığını, bugün<br />
pek çok noktada anlamını yitirmeye<br />
başlayan Tekstil ve Hazır Giyim Strateji<br />
Eylem Planı’nın revize edilerek bir an<br />
önce hayata geçirilmesi gerektiğini<br />
söyledi. Basından sızma haberlerle<br />
anlamaya çalıştıklarını teşvik paketinin<br />
beklentilerini karşılamadığını vurgulayan<br />
Nakkaş, paketin anti-teşvik paketi haline<br />
dönüştürüldüğü endişesi taşıdıklarını<br />
ifade etti. Dünya Ticaret Örgütü’nün<br />
(DTÖ) uluslar arası ticaret için koyduğu<br />
normların yerini, ülkelerin kendi çıkarları<br />
doğrultusunda belirlediği “korumacı<br />
önlemlere” bıraktığını ifade eden Nakkaş,<br />
sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
Ahmet Nakkaş, Türk sanayisinin telafisi<br />
mümkün olmayan, geri dönülmez bir yola<br />
girmek üzere olduğuna dikkat çekerek,<br />
milyarlarca dolar para ortaya konsa<br />
dahi kaybolan yatırımların bir daha geri<br />
getirilemeyeceğini bildirdi.<br />
Ekonomide olağan üstü hal ilan edilmediği<br />
taktirde çözüm üretilemeyeceğini savunan<br />
Nakkaş, “İki yıllık, 2010 yılı sonuna kadar<br />
sürecek, her sektöre özel ve ayrı, açık,<br />
anlaşılır, kolay ve hemen uygulanabilir,<br />
geçici kriz önlem ve destekleri alınmalı ve<br />
uygulanmalı. Bu gerçekleşmezse istihdam<br />
sorunu yılın ikinci yarısında ikiye katlanacak.<br />
Borcu borçla ödeme desteği yerine istihdam<br />
kayıplarının da durdurulabilmesi için<br />
kamuya dönük borçları uzun vadelerde<br />
yapılandırarak girdi maliyetleri üzerindeki<br />
kamu yüklerini 2 yıllığına yarı yarıya<br />
hafifleten çalışmalarda bulunulmalı ve<br />
bunlar hayata geçirilmeli. Bunun için kamu<br />
yükleri ilk yıl yüzde 50, ikinci yıl ise yüzde 25<br />
oranında hafifletilmeli” dedi.<br />
Ahmet Nakkaş, stratejik eylem planının en<br />
az 10 yıllık olmak şartıyla, sektörün uluslar<br />
arası rekabet gücüne dayalı, mevcut sistemi<br />
koruyan, kalıcı, idari ve yasal düzenlemelerin<br />
gerçekçi ve inandırıcı haliyle yapılması<br />
gerektiğini sözlerine ekledi.
Bir Görüş<br />
ÖRME DÜNYASI 71<br />
En büyük sorunumuz;<br />
düşük fason fiyatı ve<br />
tahsilât<br />
Şükrü Katnak / Sevgi <strong>Örme</strong><br />
Bu kriz ortamında ben de birkaç söz<br />
söylemek, düşüncelerimi sizlerle<br />
paylaşmak istiyorum. Bana göre, en<br />
büyük problemlerimiz; fiyatların aşağıda<br />
olması ve tahsilât yapmaktaki zorluklardır.<br />
Fason fiyatları yaklaşık beş senedir aynı<br />
seyrediyor. Son beş senenin ortalama<br />
enflasyon oranı % 8 olduğuna göre fason<br />
fiyatlarının en az % 40 artması gerekir<br />
ki, fason çalışan firmalar rahat döngü<br />
yapabilsinler. Enerji giderleri, işçilik, vergi,<br />
SSK primleri gibi harcamaları nakit olarak<br />
yapmamıza rağmen tahsilâtları uzun vadeli<br />
çeklerle yapıyoruz.<br />
Bir diğer sorun ise, kalifiye eleman<br />
eksikliği. Ucuz ve kalifiye olmayan<br />
eleman çalıştırmak firmalara maddi ve<br />
manevi zararlar vermektedir. Tekstil<br />
mühendislerine yeterli iş ortamı<br />
sağlanmıyor. Halbuki bu insanlara imkan<br />
verilse aldıkları bilimsel eğitimi pratik<br />
bilgilerle birleştirerek hem verimi artırma<br />
hem de doğabilecek hataları önleme<br />
anlamında faydalı olabilirler.<br />
Eğitime ve bilime çok fazla önem<br />
vermiyoruz<br />
<strong>Örme</strong> makinecilerine mesleki eğitim<br />
kursu verilmesi, başarılı olanlara<br />
diploma vermek ve çalışacak makineciye<br />
diploma şartı getirmek kaliteyi ve verimi<br />
yükselteceğiz görüşündeyim. Ülkemizde<br />
bu konuda önemli bir adım atıldı. Türk<br />
Tekstil Vakfı’nın projesi ile Tekirdağ, Adana<br />
ve Kayseri’de açılan eğitim merkezlerinde<br />
yaygın ve örgün eğitim verilmekte,<br />
ileri yaşlardaki vasıfsız kişiler eğitilerek<br />
fabrikalara kazandırılmaktadır. Bundan<br />
sektör olarak faydalanmaya çalışmalıyız.<br />
Üreticilere sahip çıkılmıyor<br />
Ekonomik daralmaları ilk hisseden<br />
tekstil sektörü her şeye rağmen 3 milyon<br />
kişiye istihdam sağladığı halde üretici<br />
ve ihracatçı firmalara sahip çıkılmıyor.<br />
Bunun sonucunda da adil rekabet ortamı<br />
bulamayan Türk firmaları siparişleri<br />
rakipleri olan diğer ülkelere kaptırıyorlar<br />
ve sonucunda 5 milyon işsizi yaratan bir<br />
tablo ile karşı karşıyayız. Bunun yanında<br />
Avrupa’da tüketim harcamalarının azalması<br />
paritenin dolar lehine seyretmesi, enerji<br />
fiyatlarının, vergilerin, SSK primlerinin<br />
yüksek olması gibi etkenlerin işsizliğin<br />
çoğalmasına sebep olduğu kanaatindeyim.<br />
Ar-ge çalışmalarına önem vermeliyiz<br />
Bilinçli şekilde yapılan ve faydalı sonuçlar<br />
doğuran Ar-ge çalışmaları diğer ülkelerle<br />
rekabet gücümüzü arttırıcı bir özellik<br />
taşımaktadır. Dünya teknolojilerindeki<br />
ilerleme sektörümüze paralel<br />
yansımaktadır. Bunun sonucunda parfümlü<br />
elbiseler, nem transferi yapan kumaşlar,<br />
dört mevsimlik dış giysiler ve leke tutmayan<br />
kumaşlar gibi rekabet gücü arttırıcı buluşlar<br />
yapan Türk firmaları dünya pazarında<br />
kendilerine rahat pazar bulabilmişlerdir.<br />
Tekstil sektörünün geleceğinden<br />
umutluyuz<br />
Doğru yatırımlarla, doğru politikalarla<br />
sektör hak ettiği yeri bulacaktır. Karamsar<br />
olmamak gerekir. Rakibimiz olan başta<br />
Çin gibi uzak doğu ülkelerinin ekonomik<br />
geleceği çok parlak olmayacaktır.<br />
Bunun en büyük sebebi: A.B.D. ve AB<br />
ülkelerinin karşılarında yeni bir güç<br />
bulmak istememeleridir. Ekonomisi<br />
güçlü bir Çin bu ülkeler için tehdit unsuru<br />
oluşturmaktadır. Ayrıca bu ülkenin<br />
çözmesi gereken iç sorunları var. Mesela<br />
1,3 milyarı aşan nüfusu. Nüfusu kontrol<br />
altına almak için 1972 yılında yürürlüğe<br />
koyduğu “tek çocuk” politikası sonucu yaş<br />
ortalamasının yükselmesi ülkede ucuz iş<br />
gücü bulabilmelerini engelleyecektir. Diğer<br />
taraftan doğal afetlere açık bir coğrafyada<br />
bulunması ihracat yaptığı ülkelere uzak<br />
olması gibi sebepleri de sayabiliriz.
72 ÖRME DÜNYASI<br />
Analiz<br />
ÖRME KUMAŞTA<br />
ELASTOMER MALZEME<br />
KOPUKLARI ANALİZİ<br />
Hatalı 1x1 Ribana örgülü elastomer malzemeli yuvarlak örme<br />
kumaş üzerinde yapılan görsel ve mikroskobik incelemeler<br />
sonucunda elde edilen bulgular aşağıda bulunmaktadır.<br />
• Hatalı kumaşın çeşitli bölgelerinde yaklaşık 1-2cm<br />
uzunluğunda incelmeler olduğu tespit edilmiştir.<br />
• Bu incelme olan yerlerde ışık geçirgenliğinin daha fazla olduğu<br />
tespit edilmiştir.<br />
• Ayrıca ışık geçirgenliğinin fazla olmasının nedeni olarak ta<br />
kumaş yapısında bulunan elastomer malzemenin kopması sonucu<br />
oluştuğu tespit edilmiştir.<br />
• Kumaş yapısında kullanılan elastomer malzemenin ise 4<br />
filamentten oluştuğu mikroskobik incelemeler sonucunda tespit<br />
edilmiştir.<br />
olunursa, uçların keskin hatlara sahip olduğu ve sanki bir kesici<br />
alet ile darbeye maruz kalarak koptuğu görülmektedir. Ayrıca<br />
kopuk olan uçlarda herhangi bir şekilde içe veya dışa doğru<br />
büzülme olmadığı görülmektedir.<br />
Bu kopuk elastomer malzemelerin kumaş yapısında bazı bölgelerde<br />
aynı iğnenin olduğu bölgelerde tekrar ettiği tespit edilmiştir.<br />
Numune kumaş laboratuarımızdaki incelemeleri neticesinde;<br />
Elastomer malzeme kopuğunun olmadığı bölgelerdeki incelemeleri<br />
sonucunda şu sonuçlara ulaşılmıştır.<br />
Kumaşın hatasız olan kısımlarının sökülerek içerisindeki<br />
elastomer malzemenin incelenmesi neticesinde malzemenin<br />
hasar görmüş olduğu ancak kopmadığı görülmüştür. Bu bulguların<br />
görünümleri aşağıda verilmiştir.<br />
Resim1<br />
Resim1’de yukarıda belirtilmiş olan elastomer malzemenin<br />
kopuk uçlarının mikroskop altındaki görünümü verilmiştir.<br />
Elastomer malzemenin kopuk olan uçlarının şekline bakılacak<br />
Resim2<br />
Resim2’de kumaş yapısı içerisinde bulunan elastomer<br />
malzemenin mekanik bir etki ile zarar görmesinin görünümü<br />
verilmiş olup bu zarar malzemeyi oluşturan 4 filamentten sadece
ÖRME DÜNYASI 73<br />
biri veya ikisinde olmasından dolayı malzemenin kopmadan<br />
durduğu görülmektedir.<br />
Resim5’te ise Filamentlerdeki iki tanesinin kopmuş diğerlerinin<br />
ise sağlam olduğu görülmektedir.<br />
Ayrıca kumaş numunesi üzerinde yapılan araştırmalar<br />
neticesinde elastomer malzemedeki bu zararların aynı iğnelerin<br />
olduğu bölgelerde oluştuğu tespit edilmiştir.<br />
Yukarıdaki bulguların ışığında; Resimlerde görülen kopuk şekli<br />
ancak mekanik olarak elastomer malzemeye verilecek hasarlar<br />
sonucu oluşabilecektir. Bu tip hatanın termal işlemler (kurutma<br />
vb. gibi) sonucunda oluşması mümkün değildir. Çünkü elastomer<br />
malzemede oluşacak termal hasarın görünümü lif ucunun<br />
büzülmesi şeklinde olacaktır. Bu şekilde bir görünümün olmaması<br />
nedeniyle bu hata ısı kaynaklı olmamaktadır.<br />
Resim3<br />
Resim3’te 4 filamentten oluşan elastomer malzemenin bir<br />
filamentinin koptuğu ve iki filament üzerinde de darbeye maruz<br />
kalmış olduğu görülmektedir.<br />
Resimlerde görülen bu elastomer kopması hatası ve hasarları,<br />
örme makinasındaki örücü elemanları (iğne gibi) aşınmış olan<br />
yüzeylerinin kesici bir alet vazifesi görerek elastomer malzemeye<br />
verdikleri zarar neticesinde oluşmuş olabileceği düşünülmektedir.<br />
Elastomer malzemede kopma şeklinde hatanın oluşmasına<br />
neden olabilecek bir diğer husus ise sektörün “bayat likra” olarak<br />
tabir ettiği uygun olmayan saklama koşullarına maruz bırakılan<br />
veya ikinci, üçüncü kalite elastomer malzemelerdir. Bu tipte bir<br />
elastomer malzeme ile üretim yapıldığında örme işlemi esnasında<br />
malzemeye verilen ön gerilimler neticesinde malzeme özelliğini<br />
yitirmiş olduğundan dolayı kopacaktır.<br />
Ancak bu kopma bölgelerinin görünümü keskin bir yüzeye sahip<br />
olmayacaktadır. Ayrıca bu kopma örme makinesindeki iplik kontrol<br />
tertibatları tarafından fark edilerek makineyi durduracak ve kopuk<br />
malzemenin örülmesi engellenecektir.<br />
Resim4<br />
Resim4’te ise Resim3’e benzer bir durumun makro bir<br />
görünümü verilmiştir.<br />
SONUÇ:<br />
Sonuç olarak firma tarafından verilmiş olan hatalı kumaş<br />
numunesindeki elastomer malzemelerde görülen bu keskin hatlara<br />
sahip kopuğun ve kumaş yüzeyinde görülmeyen fakat sökülerek<br />
incelendiğinde görülen elastomer malzeme hasarlarının örme<br />
makinesindeki örücü elemanlar vasıtasıyla oluşmuş olabileceği<br />
kanaati tarafımızda hâsıl olmuştur.<br />
Qualab Kalite Analiz ve Teşhis Laboratuvarı<br />
Yalçın Koreş Cad. No: 34 Güneşli<br />
34209 İstanbul Türkiye<br />
T: + 90 212 4748183<br />
F: + 90 212 4748188<br />
info@qualab.net<br />
www.qualab.net<br />
Resim5
74 ÖRME DÜNYASI<br />
Makale<br />
İPLİKTE PARAFİNLEME<br />
DERECESİ ÖLÇÜM CİHAZI<br />
Tekstil üretim pratiğinde biri iplik-katı materyal (seramik<br />
veya metal) diğeri de iplik-iplik olmak üzere iki farklı tip<br />
sürtünme olayı bulunmaktadır. Bunlardan ilki; örme/<br />
dokuma işlemleri sırasında söz konusu olan sürtünme olup iplikiplik<br />
arasındaki sürtünme ise çok katlı iplik üretimi esnasında<br />
geçerlidir. ASTM D3108 standardı iplik- katı materyal arasındaki<br />
sürtünme olayından bahsederek ölçüm hakkındaki standart<br />
şartları ortaya koymaktadır. Fotoğrafı bulunan cihaz bu kurallara<br />
uyularak üretilmiş olup yine aynı standartla uyumlu olan cihazlara<br />
karşı birçok defa test edilerek ölçüm doğruluğu irdelenmiştir.<br />
Parafinleme veya yağlama suretiyle Sürtünme Kuvveti ve sonuçta<br />
Sürtünme Katsayısının nelere bağlı olduğunu tanımlamak maksadı<br />
ile yazımıza aşağıdaki özet bilgileri aktarmakla başlıyoruz:<br />
SÜRTÜNMEYE KUVVETLERİNE ETKİ EDEN BAŞLICA FAKTÖRLER<br />
I. Sürtünme olayı birçok bilim adamı tarafından etraflıca<br />
araştırılmış ve bu konu ile ilgili olduğu tanımlanan 14 etken<br />
aşağıdaki gibi tasnif edilmiş edilmiştir;<br />
A- Elyaf ile ilgili etkenler:<br />
1) Elyafın cinsi,<br />
2) Elyafın kristalinitesi,<br />
3) Elyafın matlık/parlaklık derecesi (lüstür),<br />
4) Elyafın aldığı yağlayıcı/kaydırıcı madde miktarı,<br />
B- İplik ile ilgili etkenler:<br />
1) İpliğin numarası,<br />
2) İpliğin kesit şekli,<br />
3) İpliğin sürtünmenin olduğu yüzeye sürtünme hızı,<br />
C- Sürtünme olayı ile ilgili etkenler:<br />
1) Ortamın rutubetlilik derecesi,<br />
2) Uygulanan ön tansiyon,<br />
3) Temas yüzeyinin pürüzlülüğü,<br />
4) Temas yüzeyinin sıcaklığı,<br />
5) İplik ile sürtünme yüzeyi arasındaki açı,<br />
6) Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin viskozitesi,<br />
7) Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin kimyasal<br />
yapısında bulunan molekül grupları.<br />
II. Sürtünme ortamı tiplerinin tanımı:<br />
Biri sabit ve diğeri düşey yönde etki edilen FN kuvveti altına yatay<br />
yönde ve sabit bir V hızı ile hareket eden iki düzlem arasındaki sürtünme<br />
katsayısının değişimi, Stribeck tarafından incelenmiş olup yukarıdaki<br />
grafikte de görüldüğü gibi, sürtünen yüzeylerin pürüzlükük derecesi ile<br />
sürtünmenin oluştuğu durumlara göre sürtünme katsayısının 3 farklı<br />
değişim bölgesi olduğu ortaya konmuştur. Buna göre;<br />
• Sınır Bölgesi: Bu bölgede sürtünen yüzeylerin pürüzlülüğü<br />
mikroskopik seviyede küçük olduğundan aralarında herhangi<br />
bir boşluk bulunmamaktadır. Bu durumda, iki yüzey arasını<br />
boşluksuz doldurmuş olan yağlayıcı/ kaydırıcı maddenin sürtünme<br />
karakteristikleri önemle derecede etkili olur,<br />
• Elastohidrodinamik Bölge: Bu bölgede yüzeylerin<br />
pürüzlülüğü yaklaşık pürüzlülük çapı kadar olduğundan iki yüzey<br />
arasında bu seviyede bir boşluk bulunur. Bunun sonucu olarak,<br />
akışkan viskozitesi ve her iki yüzey arasındaki elastiklik katsayısı<br />
etkin parametrereler durumdadır,<br />
• Hidrodinamik Bölge: İki yüzey arasındaki maddenin<br />
hidrodinamik etkilerinin, sürtünme karakteristikleri üzerinde bahse<br />
değer bir etkisi yoktur.<br />
III. İlgili etkenlerin kısa açıklamalar:<br />
Elyafın Cinsi : İplik çekim hızları ile sürtünme katsayıları<br />
arasındaki bağıntıların araştırılması sonucunda, aynı iplik numaralı<br />
fakat farklı elyaf cinslerine göre spesifik yağlayıcılar kullanılması<br />
gerektiği bulunmuştur. Sabit temas açıları olmak şartı ile çoğu<br />
elyaf tipinin, değişen çekim hızı ile sürtünme katsayısı arasında<br />
hidrodinamik bölgeye benzer bir değişim olduğu gözlenmiştir.<br />
Elyafın kristalinitesi: Kristalinitenin artması ile bazı elyaflarda<br />
yoğunluğun, gerilimin, sertliğin ve aşınma direncinin arttığı<br />
gözlenmiştir.<br />
Elyafın matlık/parlaklık derecesi: Sentetik elyaflarda lüstür<br />
önemli bir yüzey özelliği olup bu özellik, polimerizasyon esnasında<br />
ilave edilen TiO2 (Titan oksit) miktarı ile ayarlanır. Genel olarak<br />
Parlak Elyaflar % 0,1 ‘e kadar, Yarı Mat Elyaflar % 0.5 kadar ve<br />
Mat Elyaflar da % 2.0 kadar TiO2 ihtiva ederler. Bunun sonucunda<br />
bir miktar pürüzlülük kazanan elyaflarda sürtünme katsayılarının<br />
genel olarak yarı-sınır bölgesinde değiştiği gözlenmiştir.<br />
Elyafın aldığı kaydırıcı madde miktarı: Elyaf ağırlığının<br />
% 0,25 ‘i ila % 2.0‘i kadar kaydırıcı madde almış ipliklerin<br />
sürtünmeleri değişen çekim hızlarına göre incelendiğinde<br />
minimum kaydırıcı madde miktarının % 0,15 olduğu bulunmuş ve<br />
bu miktarın % 0,20 ‘den az olmaması gerektiği gözlenmiştir.<br />
İplik numarası: Toplam iplik numarasının artması ile, bilhassa<br />
hidrodinamik bölgedeki Elyaf/Metal arası sürtünmede ciddi artış<br />
olduğu gözlenmiştir.<br />
İpliğin kesit şekli: İplik kesit şekli ile sürtünme katsayısı arasında<br />
büyük iplik numaraları olmadığı sürece bir bağıntı olduğu bulunmamıştır.
ÖRME DÜNYASI 75<br />
İpliğin sürtünmenin olduğu yüzeye sürtünme hızı: Düşük<br />
hızlarda önemli bir problem gözlenmemekle beraber yüksek hızla<br />
yapılan çekimlerde sürtünmenin yağlayıcı/kaydırıcı viskozitese<br />
önemli derecede bağlı olduğu gözlenmiştir.<br />
Ortamın rutubetlilik derecesi: Hidrofil (nem çeken) elyaflı<br />
ipliklerin % 12 ila 69 Rölatif Rutubet aralığında ve hidrodinamik<br />
bölgede sürtünmenin arttığı gözlenmiştir.<br />
Uygulanan ön tansiyon: Sürtünme özelliklerini etkileyen en<br />
önemli etkenlerden biridir. Sürtünme ortamlarının her üç tipinde<br />
de, uygulanan kuvvetin iplik temas yüzeyini arttırdığından etkisi<br />
olduğu görülmüştür.<br />
Temas yüzeyinin pürüzlülüğü: Temas yüzeyi pürüzlülüğü arttıkça<br />
sürtünme kuvvetinin de arttığı gözlenmiştir. Dakikada 50m ‘lik sabit<br />
bir çekim hızında ve hidrodinamik bölgede değişik pürüzlü yüzeyler<br />
uygulanarak tansiyonun 135 ila 80 gr. arasında değiştiği ölçülmüştür.<br />
Temas yüzeyinin sıcaklığı: Temas yüzeyindeki sıcaklığın<br />
artması ile yağlayıcı/kaydırıcı viskozitesinin genel olarak azalması<br />
sonucu sürtünme kuvvetinin de azaldığı gözlenmiştir.<br />
İplik ile sürtünme yüzeyi arasındaki açı: Silidirik bir yüzeye<br />
temas eden ipliğin sürtünme açısı ile temas yüzeyi alanı arasında<br />
bir orantı olduğu ve sınır bölgesinde temas açısının elyaf<br />
aşınmasına sebep olduğu bulunmuştur.<br />
Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin viskozitesi: Sınır bölgesinde iyi<br />
ıslatan bir yağlayıcı/kaydırıcının sürtünmeye bir etkisi yoktur. Ancak<br />
hidrodinamik bölgede yağlayıcı/kaydırıcı viskozitesinin sürtünmeyi<br />
önemli derecede etkilediği görülmüştür.<br />
ön tarafında bulunan seramik kılavuzdan, sonra ön tansiyon<br />
aparatından ve sonra da seramik makara kılavuzdan geçirilip<br />
sol taraftaki giriş tansiyonu ölçü tamburundan aşağıya inilerek<br />
sürtünme çubuğu etrafını dolaşarak çıkış tansiyonu ölçü<br />
tamburunu takip edip seramik destek alt yüzeyini geçerek sarım<br />
tamburuna bir kaç tur olarak sarılır. Cihazı çalıştırmadan evvel<br />
ipliğin bobini terk ettiği noktadan sarım tamburuna kadar olan<br />
bütün yol boyunca iplikte düğüm, kat yeri ve aşırı gevşeklik<br />
olmadığına dikkat edilmelidir.<br />
Cihaz giriş tansiyonu ölçü tamburu 5 – 10 gr. arasında ve çıkış<br />
tansiyonu ölçü tamburu da 10 – 25 gr. arasındaki tansiyonları<br />
ölçer. Ölçülen iplik sürtünme katsayısının ölçülebilmesi için; ön<br />
tansiyon vidası ile ipliğe ölçülebilir aralıklara gelene kadar baskı<br />
uygulamak üzere ayar vidası ile ayarlama yapılır. Aynı bir iplik için<br />
ölçülebilir birkaç ön tansiyon ayarı mümkün olsa bile, standarta<br />
belirtilen hesaplama metodu sebebi ile yanlış bir ölçüm yapmak<br />
mümkün değildir.<br />
IVc. Parafinleme Derecesinin hesaplanması:<br />
İplik giriş tansiyonu T1 ve iplik çıkış tansiyonu T2 olarak<br />
gösterilmek üzere, parafinleme katsayısı µ Amondson veya<br />
Eytelwein adı ile anılan formüle göre<br />
Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin kimyasal yapısında bulunan molekül<br />
grupları: Karboksil ve hidroksil grupları olan maddeler arasında<br />
mühim bir fark olmadığı fakat etoksi ve amin grubu bulunan<br />
kaydırıcı maddelerin sürtünmede daha etkin olduğu görülmüştür.<br />
IVa. İplik-katı materyal arasındaki sürtünme kuvvetlerini ve<br />
sonuçta iplikteki parafinleme derecesini ilgili ASTM standardına<br />
göre ölçen cihazın fotoğrafaşağıda bulunmaktadır.<br />
µ = log(T2/T1) / Cihaz sürtünme katsayısı1 veya µ = log(T2/T1) /<br />
Cihaz sürtünme katsayısı2formüllerinden birine göre hesaplanır.<br />
Parafinleme derecesinin bulunmasında kullanılabilecek kolaylıklar:<br />
1- Parafinleme derecesi T2/T1 oranı herhangibir hesap makinası<br />
ile hesaplandıktan sonra, cihaz için kalibre edilmiş yukarıdaki<br />
grafikten bulunabilir, NOT : Yukarıda verilen grafik yalnızca bu<br />
ölçümlerin yapıldığı cihaz için doğrudur.<br />
Bu cihazın üretimi sırasında sağlamlık, kullanım kolaylığı<br />
ve doğru ölçüm yapabilme özellikleri bilhassa göz önünde<br />
tutulmuştur. Ayrıca, cihaz taşınabilir boyut ve ağırlıkta olduğundan<br />
uygun olan her mekanda çalıştırılabilir. Ve; standartla uyumlu<br />
olsun olmasın hemen hemen bütün diğer cihazların aksine, iplik<br />
sevk sisteminde sol tarafta görülen tambur kullanılmış olup cihazın<br />
çalışması için bir vakum pompası ve donanımıda ihtiyaç yoktur.<br />
IVb. Cihazın çalışma şekli:<br />
Sürtünme Katsayısı ölçülecek bobin önce ipliği cihazın sağ<br />
2- Talep edildiğinde cihazla beraber ücretsiz verilen hesaplama<br />
programına T1 ve T2 değerleri girilerek parafinleme derecesi<br />
derhal görülebilir,<br />
3- Cihaz yapısına ücreti mukabili ilave edilecek komponentler<br />
ve özel yazılım ile, ölçüm değerleri bir bilgisayar ekranında grafik<br />
olarak görülür, sürtünme katsayısı hesaplanır ve bilgisayara bağlı<br />
bir printerden çıktı alınabilir.<br />
Proje: Kimya Müh. Can Cansever
76 ÖRME DÜNYASI<br />
Yorum<br />
"<strong>Örme</strong>ci gözüyle"<br />
Niyazi Yıldırım<br />
İkibin dokuz yılına başlarken Tekstil<br />
ve <strong>Örme</strong> sektöründe bulunan bütün<br />
meslektaşlarıma işlerinde başarılar bol<br />
kazançlar temenni ediyorum.<br />
2008 yılında bütün sektörler Global<br />
krizden az veya çok nasibini almıştır<br />
dolayısıyla <strong>Derneği</strong>miz adına yaptığımız<br />
araştırmalar neticesinde örme<br />
sektörümüzün de krizden fevkalade<br />
etkilenmiş olduğunu gördük.<br />
vermek için sanki yarışıyor aynı zamanda<br />
dergimize ve aynı zamanda yıllık<br />
çıkardığımız Makine parkuru kitapçığına<br />
her geçen gün reklam sayısı artıyor.<br />
Pardon siz neden düşünmüyorsunuz<br />
Reklam vermeyi internet sitemize girin<br />
oradaki hareketliliği görün mutlaka<br />
fikriniz değişecektir. İki bin dokuz yılının<br />
sektörümüz için çok haraketli ve başarılı<br />
bir yıl olmasını diliyor saygılar sunuyorum.<br />
Yılların verdiği tecrübeme dayanarak<br />
benim size bir tavsiyem olacak. Kendinize<br />
kriz yaratmayın, yanlış yatırımlardan,<br />
yanlış davranışlardan kaçının. Dilerim<br />
krizler işsizlikler ve sıkıntılar gerilerde kalır.<br />
İki bin dokuz yılı ve daha ileriki yıllar<br />
sektörümüz açısından kazançlı ve bereketli<br />
yıllar olur inşallah.<br />
<strong>Derneği</strong>miz bu gibi konularda daima<br />
internet sitemiz ve dergimiz vasıtasıyla<br />
sektörümüze uyarıcı bilgiler vermiştir,<br />
vermeye de devam edilmektedir. Her<br />
geçen gün sektör içi çalışmalarını,<br />
röportajlarını, ve araştırmalarını, büyük<br />
bir titizlikle devam ettirmekte olan<br />
<strong>Derneği</strong>miz, çıtayı biraz daha yükselterek<br />
(TÖRSAD ) Türkiye <strong>Örme</strong> <strong>Sanayicileri</strong><br />
<strong>Derneği</strong>’nin ön çalışmalarına da<br />
başlamıştır. Aslında bizim diğer İllerimizde<br />
K. Maraş’ta, Antep’te, Denizli’de, İzmir’de,<br />
Malatya’da, kaysride, çorluda, tekirdağda,<br />
ve bazı diğer illerde’de üyelerimiz var ama<br />
Türkiye genelinde çalışmalarımızı kapsamlı<br />
bir şekilde yürütebilmemiz açısından<br />
gerektiğine inanıyoruz.<br />
<strong>Örme</strong> sanayicileri derneği İnternet<br />
sitesi www.orsad.org.tr Reklam Linkleri<br />
fevkalade faydalı sonuçlar vermeye<br />
başladı örme sektörü sitemize reklam<br />
Tel.: (0212) 637 68 05 - 06<br />
Tel.: (0212) 637 68 05 - 06
78 ÖRME DÜNYASI<br />
‹lanlar<br />
Seri ilanlar<br />
SATILIK FABRİKA<br />
ERZİNCAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE 25.000M2<br />
ARSA ÜZERİNDE 5.000M2 KAPALI ALAN FABRİKA BİNAMIZ<br />
SATILACAKTIR.<br />
İrtibat: 0212 489 25 77<br />
YURT DIŞI IÇIN PENYE KUMAŞ ALIMI<br />
%100 penye single jersey 140 gr m2 30/1 iplik 28 fein yurt dışı için alımı<br />
yapılacaktır.tüp şeklinde fiyatı euro ve metre olarak istenmektedir.<br />
Yetkili: Tuncer Yaman<br />
İrtibat: 0216 413 44 15<br />
FASON ÖRME KUMAŞ YAPILIR<br />
Her türlü örme kumaş fason örgü itinayla yapılır.<br />
Süprem, İki iplik, Lakost, Ribana, Karkorşe, Selanik, Ringel Süprem<br />
İrtibat Tel: 0212 567 38 74 – 0212 577 00 97<br />
Yetkili: Mehmet Bilici<br />
TEMEL SATICI TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ<br />
İKİNCİ EL MAKİNE ALINIR SATILIR<br />
1985 yılından beri 2.el makina alım satımında lideriz.<br />
Her türlü 2.el örme makinalarınız(düz ve yuvarlak) alınır - satılır.<br />
GSM: 0554 274 41 10<br />
KOR TEKSTİL<br />
FASON ÖRME KUMAŞ YAPILIR<br />
Açık en süprem, iki iplik, lakost kumaşlarınız itinayla örülür.<br />
Ham ve boyalı kumaş satışı yapılır.<br />
Tanışmak ve danışmak için telefonlarımız:<br />
0212 876 10 27 – 0212 876 24 42<br />
REÇ ÖRME<br />
FASON ÖRME KUMAŞ ÜRETİMİ VE SATIŞI YAPILIR<br />
Her türlü örme kumaşların üretimi yapılır. 15 adet açık en, 20<br />
adet tüp, 2 top kontrol makinesiyle hizmetinizdeyiz.<br />
Tel: 0212 613 15 29 – 0212 577 03 80 Faks: 0212 576 76 65<br />
www.herboy.com.tr<br />
FASON KUMAŞ ÖRME VE KUMAŞ SATIŞI YAPILIR<br />
Darpus ribana 15-16-18-19 fayn 10 pustan 36 pusa kadar<br />
makinelerle Darpus ribana, likra ribana, karkorşe, belbandı<br />
kumaşlar, fason üretilmektedir.<br />
Tel: 0212 643 73 01 – 0212 643 73 02 – 0212 643 63 49<br />
Faks: 0212 643 73 08 – 0212 641 03 76<br />
www.canturktekstil.com can-turktekstil@hotmail.com<br />
Yetkili: Gökhan Gülcan<br />
CANTÜRK KUMAŞ ÖRME<br />
SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />
3 Adet 32 pus 28 Fayn 2808 İğne %5 Likra tertibatlı 4 çelik 1997 Model<br />
MONARK süprem makinası (22 yedek kovanlı) 1 Adet 30 pus 28 Fayn 1920<br />
İğne %5 Likra tertibatlı 1 çelik 1994 Model MAYER RELANİT süprem makinası<br />
Cep:0535 986 63 79<br />
Serdar İNCE<br />
SAHİBİNDEN SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />
34 pus 28 fayn süprem 2 adet 2004 model açık en süprem<br />
full likralı örme makinesi acil satılıktır.<br />
34 pus 28 fayn yedek kovanlı monarch, full likra tertibatlı satılıktır.<br />
GSM: 0533 483 80 12<br />
Yetkili: Servet Gündoğdu<br />
SERVET TEKSTİL ÖRME<br />
ÖRME KUMAŞ İMALATI<br />
Firmamız; 20 yıldan beri 14 pustan 34 pusa kadar seri<br />
örme makinelerinde örme kumaş imalatı yapmaktadır. Fason<br />
üretimimiz de vardır.<br />
www.aykuttekstil.com aykuttekstil@aykuttekstil.com<br />
Tel: 02124892577 - GSM: 0533 595 35 97<br />
AYKUT TEKSTİL<br />
SATILIK 4 ADET AÇIK EN ÖRME MAKİNESİ<br />
3 adet32 pus 28 fine pilotelli, 1 adet34 pus 28 fine pilotelli<br />
2002 model ful lycra aparat<br />
GSM: 0533 472 57 00<br />
ACİL FASON İÇİN ETR VE ET MAKİNELER ARANIYOR<br />
Yüklü bir sipariş için ETR ve TR makineler (ELEKTRONİK<br />
TRANSFERLİ RİBANA) arıyor. İlgilenenlerin aşağıdaki numaradan<br />
Serkan beye acilen ulaşmasını rica ederiz<br />
Cep: 0537 613 24 95
ÖRME DÜNYASI 79<br />
TURLU VİSKON VE ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />
Turlu Viscon ve <strong>Örme</strong> Kumaş imalatçısıyız. Fiyat anlamında rakip<br />
tanımıyoruz. Ürünlerimiz kalite ve fiyat anlamında rekabet edebilecek güçtedir.<br />
GSM: 0532 396 36 09<br />
SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />
2 adet 30 pus 18 fayn 54 s ystem likralı, çelikli Terrot.<br />
2002 model 2 adet 30 pus 18 fayn çelikli ringel interlok<br />
Tel: 0212 657 66 92<br />
SATILIK PİLOTELLİ MAKİNELER<br />
1 adet 1998 model 32/28 CVJ, 3 adet Pilotelli tüp likra<br />
tertibatlı süprem örme makinesi satılıktır.<br />
GSM: 0533 706 23 43<br />
2007 MODEL PİLOTELLİ AÇIK EN İNTERLOK SATILIK<br />
2007 iki adet Pilotelli A.E makinesi satılıktır - 34/24 ve 30/24<br />
iğ 2003 model MAYER MARKA İNTERLOK FİYAT CAZİPTİR.<br />
Tel: 0212 875 31 60 GSM: 0534 942 74 45<br />
FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİ YAPILIR<br />
Her türlü <strong>Örme</strong> kumaşların üretimi yapılır.<br />
Tel: 0212 562 04 66 Gsm: 0532 443 26 40<br />
AY TEKSTİL DIŞ. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
FASON ÖRME VE KUMAŞ SATIŞI YAPILIR<br />
Kalite ve fiyat avantajlarımızı öğrenmek için bizi arayınız.<br />
Tel: 0212 552 00 93 - 552 00 03<br />
SERVET TEKSTİL ÖRME SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
HER TÜRLÜ ÖRME KUMAŞI İMALATI VE SATIŞI YAPILIR<br />
Tel: 0212 637 66 11 www.albayraklarorme.com<br />
ALBAYRAKLAR TEKSTİL ÖRME SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİNİZ YAPILIR<br />
Süprem varyasyonlu ringelli, jakarlı kumaşlarınız kalite<br />
gözetilerek Monarch makinelerde üretilir.<br />
GSM: 0533 691-0738 - 0533 6910728<br />
Yetkili: Osman OZER<br />
RMY TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
ÖRME KUMAŞLARIN ÜRETİMİ YAPILIR<br />
Firmamız he türlü örme kumaş imalatı yapmaktadır.<br />
Tel: 0212 875 89 38 ve 41 Faks: 0212 875 89 38 ve 41<br />
Bakır ve Pirinççiler San. Sitesi, Sardunya Cad. No:10 Beylikdüzü<br />
SİYAH GÜL TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD ŞTİ.<br />
BİLGİSAYAR TAMİRİ YAZILIM İŞLERİ NETWORK ÇÖZÜMLERİ<br />
Her türlü masaüstü-laptop tamir ve satışı yapılır.<br />
Tel: 0212 221 61 87 Gsm: 0532 735 97 49<br />
www.ajan.net<br />
AJAN.NET BİLİŞİM HİZMETLERİ<br />
ELEKTRONİK TEKNİK SERVİS<br />
HER MARKA ÖRME MAKİNANIZIN ELEKTRONİK TEKNİK SERVİS<br />
HİZMETLERİ YAPILIR.<br />
Tel 0212 485 63 10 GSM: 0532 791 79 92<br />
www.elektrodizayn.net<br />
ELEKTRODİZAYN YILMAZ AKDEMİR<br />
FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİ YAPILIR<br />
Her türlü fason örme kumaşların üretimi yapılır.<br />
Tel: 0212 637 90 61<br />
MEKİK TEKSTİL<br />
FASON ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />
Firmamız, süprem-iki iplik, otoryolu, interlok ribana, açık en<br />
süprem, ribana ve jakarlı örme kumaş imalatı yapmaktadır.<br />
Tel: 0212 422 83 26<br />
Yetkili: Hüseyin Dağ<br />
HÜDA TEKSTİL<br />
FASON ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />
İhracat tecrübesi olan firmamız, örme kumaş taleplerinizi<br />
istenen kalite ve temrinde gerçekleştirir.<br />
Üç iplik, interlock, ribana, açık en kumaş üretimi yapılır.<br />
Tel: 0212 475 51 25<br />
KERİM ÖRME<br />
SAHİBİNDEN SATILIK OVJA 36<br />
2 adet 30 pus 18 fayn Mayer OVJA 36 elektronik Jakarlı<br />
makine satılıktır.<br />
Tel: 0212 642 32 65<br />
İrtibat: Gökmen Aydınlı<br />
FİKRİ ÖRME SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ<br />
FLOŞ İPLİK MERKEZİ<br />
70 denyeden 300 denyeye kadar parlak ve mat floş- renkli ve<br />
ekru floş ipliği satışı yapılır.<br />
Tel: 0212 637 4118 pbx – 0212 637 73 05 Faks: : 0212 637 41 19<br />
e-mail: asyaiplik@ttmail.com<br />
ASYA İPLİK SAN. VE DIŞ TİC. ŞTİ
Değerli üyelerimiz,<br />
<strong>Derneği</strong>miz ÖRSAD; ORTEX <strong>Örme</strong> Kumaş Üretim Yönetim Programı’nı geliştiren NETADAM firmasıyla, sektörümüz<br />
için faydalı olacak bir işbirliğine gitmiştir. Üretimin tüm aşamalarını takip etmenizi sağlayacak bir yazılımı çok uygun<br />
fiyata sahip olmanızı sağlayacak bu işbirliği ile, Değeri 4000 TL civarında olan bu programı, 600 TL+KDV karşılığında<br />
derneğimize başvurarak temin edebilirsiniz.<br />
Bu önemli fırsatı değerlendirmenizi önerir, iyi çalışmalar dileriz...<br />
OrTex <strong>Örme</strong> Kumaş Üretimi Yönetim Programı;<br />
Windows 2000/2003 Server İşletim sisteminde çalışan, Visual Basic 6.0 ile yazılmış, Microsoft SQL 2000 database<br />
kullanan, Microsoft Exchange Server 2000 ve Outllook 2000 ile online entegre çalışan, çok kullanıcılı, şifreli, Windows<br />
tabanlı bir <strong>Örme</strong> Üretim Takip Programıdır.<br />
OrTex, örme kumaş üretimi yapılan bir işletmede aşağıdaki üretim aşamalarını en kolay şekilde takip edilmesini sağlayan<br />
kolay kullanım özelliğine sahip bir paket programdır.<br />
İstenildiğinde OrTex <strong>Örme</strong> Yönetim Programı, internet üzerinden de takip edilebilecek duruma getirilebilmektedir. Barcod'lu<br />
stok ve üretim takibine hazır alt yapıdadır. Yine talep edildiğinde Mobil uygulamalar ile entegre çalıştırılabilmektedir.<br />
OrTex <strong>Örme</strong> Kumaş Üretimi Yönetim Programı özellikleri:<br />
• 30 karakterlik Stok kodlama alanı.<br />
• Her stok kartı için reçete tanımlayabilme.<br />
• Renk, gr/m2, sipariş, parti, hareket kodu ve farklı<br />
depolar bazında stok tutabilme.<br />
• Kolay anlaşılabilir stok hareket fişleri.<br />
• Farklı döviz cinsinde stok girebilme.<br />
• Makine bazında örme takip edebilme.<br />
• Stok Rezervasyon<br />
• Sipariş Bazında <strong>Örme</strong> takibi<br />
• Fason örme takibi.<br />
• Malzeme Planlama<br />
• Tek Ekranda İhtiyaç, İş Emri, Stok ve Üretimi<br />
izleyebilme.<br />
• Araca göre sevkiyat takibi.<br />
• <strong>Örme</strong> Makineleri için İş Emri<br />
• Genel sipariş durumu izleyebilme<br />
• Detaylı döviz bazında Ön Maliyet çalışması<br />
yapabilme.<br />
Paket Fiyatı: 600 TL+KDV : Kredi kartına 6 taksit (Access ve World Kartlarına)<br />
Kullanıcı Lisansı : 1 Kullanıcı<br />
Eğitim<br />
: 2 saat ÜCRETSİZ EĞİTİM<br />
Destek<br />
: 1 ay internet üzerinden Online Destek.<br />
TALEP İÇİN TEL: 0212 637 68 05 – 06