14.01.2015 Views

ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği

ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği

ocak-şubat - Örme Sanayicileri Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2009’un bu ilk<br />

sayısıyla yeniden<br />

birlikteyiz. Kriz<br />

tartışmalarıyla<br />

Hasan Gülveren girdiğimiz 2009 yılı,<br />

Editör<br />

hem umutları hem<br />

de endişeleri birlikte<br />

taşıyor. Krizin fırsata çevrilebileceğini<br />

düşünen iyimserler ile işlerin daha da<br />

kötüye gideceğini düşünen kötümserlerin<br />

yaklaşımı yeni yılda da sıcaklığını koruyor.<br />

Dergimizin bu sayısında da bu yöndeki farklı<br />

çevrelerin görüşlerini görebilirsiniz...<br />

Henüz krizin yarattığı toz bulutu dağılmadığı<br />

için kimin haklı olduğunu söylemek güç. Ben<br />

şahsen iyimserlik taraftarıyım. Sürekli karamsar<br />

hareket edip, önümüze çıkacak fırsatları<br />

kaçırırsak büyük hata yapmış oluruz. Öncelikle<br />

şunu unutmayalım: Tüm dünya krizden<br />

olumsuz etkileniyor. Şiddeti her ülkede farklı<br />

olsa da bu kriz dünyanın krizi. Bu durumda ne<br />

yapmalıyız Daha çok çalışmalı, fırsatları daha<br />

iyi görmeye çalışmalı ve hızlı hareket etmeliyiz...<br />

Krizden öncelikle ihracata dayalı ülkeler<br />

olumsuz etkileniyor. Bunların başında<br />

Çin geliyor. Çinli firmalar kendilerini<br />

büyük miktarlı siparişlerle çalışmaya<br />

programladıkları için yaşanan kayıplardan<br />

büyük yaralar alıyorlar. Bu ülkeden çok<br />

sayıda firmanın kapandığı, birçok kişinin<br />

işini kaybettiği haberleri geliyor. Çin hızlı ve<br />

kontrolsüz büyümesinin sıkıntılarını yaşamaya<br />

başladı. Artık Avrupalı alıcı, büyük siparişler<br />

yerine küçük ve karlı mallara daha yöneliyor.<br />

Bu yönelişte elbette ilk tercihlerden biri,<br />

yanı başındaki Türkiye olacak. Bugün bunun<br />

işaretlerini yavaş ta olsa görmeye başladık.<br />

Daha da göreceğimizi bekliyorum.<br />

Türkiye olarak, yıllarca darbe yediğimiz bu<br />

ülkenin içine düştüğü sıkıntıyı fırsat olarak<br />

değerlendirmeye çalışmalı, daha kaliteli, daha<br />

verimli üretim teknikleriyle pazarlamaya ağırlık<br />

vermeliyiz. Konfeksiyoncular, kumaşçılar;<br />

tanıtım ve fuar imkânlarını kullanarak yeni<br />

müşteriler bulmaya çalışmalıdır. Kur düzeyi<br />

editörden...<br />

İyimserler mi haklı çıkacak,<br />

kötümserler mi<br />

istenen seviyede, Hükümetin destek paketleri<br />

de yavaşta olsa hayata geçiyor. Bu dönemi<br />

fırsata dönüştürmek için adım atmanın tam<br />

zamanı.<br />

Değerli okuyucularımız;<br />

2009’un bu ilk sayısında yine çok farklı<br />

konularla yine karşınızdayız. Konularımız<br />

arasında, 3 Şubatta gerçekleşen ÖRSAD’ın<br />

kriz paneli, İTKİB’de düzenlenen ve Sanayi<br />

ve Ticaret Bakanı sayın Zafer Çağlayan’ın<br />

katıldığı toplantıları bulunuyor.<br />

Dergimizin bu sayısında, daha önce<br />

olduğu gibi, örmecilerle gerçekleştirdiğimiz<br />

röportajlar var. Üç firmayla röportaj<br />

gerçekleştirdik. Malatya merkezli ihracatçı<br />

Karagözlüler Tekstil’in başarılarını; Özbelen<br />

Tekstil’in ve Sefa <strong>Örme</strong>’nin ayakta kalma<br />

mücadelesini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.<br />

Bu sayımızda dikkatinizi çekecek bir<br />

diğer konu da organik tekstiller. Bu<br />

haberde organiğin artan önemini rakamsal<br />

bilgilerle destekleyerek sizlere aktarmaya<br />

çalıştık. Üyelerimizden gelen talep üzerine<br />

hazırladığımız bu haberimizde organik<br />

sertifika veren iki önemli kurumun adres<br />

bilgilerini bulabilirsiniz.<br />

Bu haberlerin haricinde kısa haberlerimizi,<br />

çeşitli tarihlerde gerçekleşen toplantıları<br />

ve basın açıklamalarını da bu sayımızda<br />

okuyabilirsiniz. 30’uncu sayımızda yeni<br />

bir uygulamayı hayata geçirdiğimizi<br />

belirtmek istiyorum. Artık ÖRSAD üyeleri<br />

kartvizit ilanlarını dergimizde ücretsiz<br />

yayınlayabilecekler. Üyelerimizin müşterilere<br />

ulaşmasını kendilerini tanıtmalarını<br />

sağlayacak seri ilanlarını bizlere ulaştırdıkları<br />

takdirde her sayımızda yayınlayacağız.<br />

Sizlere yeni müşteriler bulma, firmanızı ve<br />

hizmetlerinizi tanıtmada faydalı olacağını<br />

umduğumuz bu imkânı en iyi şekilde<br />

değerlendirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.<br />

Sözlerimi burada tamamlarken hepinize<br />

sıkıntılardan uzak, bol kazançlı günler dilerim.<br />

ÖRME DÜNYASI<br />

ÖRME SANAYİCİLERİ DERNEĞİ<br />

Adına<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

Fikri KURT<br />

fikrikurt@orsad.org.tr<br />

Editör<br />

Hasan Gülveren<br />

orsad@orsad.org.tr<br />

Yayın Kurulu<br />

Prof. Dr. Yusuf Ziya AKSU<br />

Oğuz SATICI<br />

Ferit ATILGAN<br />

Zeki KARAHAN<br />

S. Murat ÇETİN<br />

İlkan KUL<br />

Servet UÇAR<br />

Vedat DOĞAN<br />

Vehbi CANPOLAT<br />

Hikmet GÜLLE<br />

Mehmet ZENGİN<br />

Hüseyin KARABAŞ<br />

Rahim İNAN<br />

Hasan KORKMAZCAN<br />

Şinasi PARLAK<br />

Erdinç ERDOĞAN<br />

Muammer DEMİRBAĞ<br />

Nazım DOĞAN<br />

Mehmet Selçuk SADIR<br />

Danışma Kurulu<br />

Prof. Dr. Işık TARAKÇIOĞLU<br />

Prof. Dr. Bülent ÖZİPEK<br />

Prof. Dr. Arzu MARMARALI<br />

Prof. Dr. Faruk BOZDOĞAN<br />

Prof. Dr. Hüseyin KADOĞLU<br />

Prof. Dr. Arif KURBAK<br />

Prof. Dr. Cevza CANDAN<br />

Doç. Dr. Erkan İŞGÖREN<br />

Doç. Dr. Fatma ÇEKEN<br />

Grafik Tasarım<br />

Baskı<br />

Elma Basım<br />

Halkalı Caddesi No:164 B-4 Blok<br />

Sefaköy - Küçükçekmece - İST.<br />

Tel: (0212) 697 30 30<br />

Yönetim Adresi<br />

Fatih Cad. Akasya Sok. Dirican ‹ş Merkezi<br />

No:7/33 Kat:3 Merter-Güngören/İSTANBUL<br />

Tel: (0212) 637 68 05 - 06<br />

Faks: (0212) 637 68 07<br />

www.orsad.org.tr<br />

e-mail:orsad@orsad.org.tr<br />

Dergimiz iki ayda bir yayınlanmaktadır. <strong>Örme</strong><br />

Dünyası, basın yayın ahlak ilkelerine uymaya<br />

söz vermiştir. Yazılardaki tüm görüşlerin<br />

sorumluluğu yazarlara aittir.İzin alınmadan<br />

yazı ve resim alıntısı yapılamaz.


İçindekiler<br />

12<br />

KRİZ PANELİ YAPILDI<br />

<strong>Örme</strong>ciler sorunlarını konuştu<br />

TEKSTİLCİLER BAKAN'DAN ÇÖZÜM İSTEDİ<br />

26<br />

22<br />

KARAGÖZLÜLER TEKSTİL<br />

%95 kapasite ile çalışıyoruz<br />

ORGANİK PAMUK PAZARI<br />

2009'da pazar büyüklüğü 5 milyar dolar olacak<br />

40<br />

48<br />

MAYER&CIE'DEN BİR YENİLİK DAHA<br />

İHRACATÇININ YENİ İLACI:VOB<br />

58<br />

62<br />

İNGİLTERE TEKSTİL PAZARI<br />

Reklam İndeksi<br />

ÖRTEKS<br />

Y.Ö.K<br />

ÖRSAD<br />

Y.Ö.K.‹<br />

İLHANLAR TEKSTİL<br />

Ö.K.‹<br />

ÖRTEKS - SHEIFLEX 1<br />

BENTEKS-GROZ BECKERT 5<br />

GÜNGÖREN 11<br />

HERBOY A.Ş. 17<br />

RETAŞ - NAMSEO 19<br />

HATFİL A.Ş. 21<br />

BENTEKS-KERN LIEBERS 25<br />

BATEKS SAMSUNG 29<br />

CANAN TEKSTİL 31<br />

BATEKS MONARCH 34<br />

BENTEKS-PILOTELLI 38-39<br />

FİKRİ ÖRME 45<br />

MAYER&CIE 47<br />

COOLMAK 55<br />

GÜVEN ÖRME 61<br />

ÖRSAD MAKİNA PARKURU 77<br />

LEYBA<br />

A.K.İ<br />

COTTON USA<br />

A.K.


Artık uzun vadeler<br />

risk yaratıyor<br />

FİKRİ KURT<br />

ÖRSAD Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Değerli meslektaşlarım; 2009 yılına adım<br />

attığımız bu aylarda sektörün çarklarının<br />

giderek çalışmaz hale geldiğine tanık<br />

oluyoruz. Dünya dengeleri değişiyor,<br />

ekonomilerinde çok ciddi değişimler oluyor.<br />

Paraların el, patronların yer değiştirdiği yeni<br />

bir dünya düzeniyle karşı karşıyayız.<br />

Bu değişimler olurken acaba bizler<br />

buna ülke ve sektör olarak hazırlıklı<br />

mıydık Bana kalırsa, reel sektör<br />

olarak, hiç mi hiç hazırlıklı değildik. Bu<br />

değişim; bugüne kadar yaptıklarımızı<br />

sorgulamamızı da beraberinde getirdi,<br />

acaba nerede hata yaptık diye kendimizi<br />

sorgulamaya başladık.<br />

Türkiye’de yatırım yapanların ve Devlet<br />

Planlama Teşkilatı’nın bu hatalarda payı<br />

olduğuna inanıyorum. Ülke genelinde<br />

yatırımlar yapılırken, fizibilite ve kapasite<br />

durumu incelenmedi, pazar durumu<br />

analiz edilmeden acele ve plansızprogramsız<br />

yatırımlara gidildi. Bu yanlışlar<br />

neticede; bizlere, sektörümüze, ülkemize<br />

zarar verdi.<br />

Öz sermayesi olmadan aldıkları<br />

teşvikler ve kredilerle yatırıma gidenlerin,<br />

kapasite fazlalığının oluşmasında büyük<br />

payları var. Bu yatırımcılar, başkalarının<br />

paralarıyla büyümeye çalıştılar. Örneğin<br />

konfeksiyon ihracatı yapanlar, uzun<br />

vadeli çeklerle mal alımına gittiler,<br />

kumaş üreticilerin, iplikçilerin ve<br />

boyahanelerin emeklerinden uzun süre<br />

para pul ödemeden istifade ettiler. Bizler<br />

de uzun vadeli çeklerle dolu bu piyasada<br />

payımıza düşeni aldık. Neticede,<br />

kontrolsüz gelişen bu piyasa ortamı,<br />

bizleri bitme noktasına getirdi.<br />

Sayın meslektaşlarım;<br />

Hep dertlenecek, ağlayacak değiliz.<br />

Artık şapkamızı önümüze koyup<br />

düşünmenin, krizden ayakta kalarak<br />

çıkmanın yollarını aramanın vakti geldi.<br />

Bence karamsar olmanın bize faydası<br />

değil, zararı var. Enerjimizi alan, bizi<br />

doğru düşünmekten alı koyan bu<br />

bunalımdan artık kurtulup kendimizi<br />

işimize vermeliyiz. Bakın, işini düzgün<br />

yapan, finansmanı düzgün olan firmalar<br />

devam ediyorlar işlerine...<br />

Krize çare olacak çözümleri bir çırpıda<br />

ortaya koymak mümkün değil ancak<br />

sektör olarak yapabileceklerimiz var.<br />

Öncelikle ne yapabiliriz<br />

Uzun vadelerle çalışmaktan uzak<br />

durmalıyız. Bir başka önemli nokta da,<br />

gerekirse küçülmeye gitmek, maliyet<br />

yaratan kalemlerden kurtulmak...<br />

3 Şubattaki panelimizde de dile<br />

getirdiğim bazı hususları burada tekrar<br />

sizlerin dikkatine sunmak istiyorum:<br />

1- Uzun vadede mal almak isteyen<br />

firmalardan garanti almadan mal<br />

satmayınız.<br />

2- İşletme maliyetlerini dikkate alarak<br />

bir fiyat politikası uygulayınız, fiyatlarınızı<br />

kesinlikle düşürmeyiniz.<br />

3- Büyük, küçük, orta kim olursa olsun<br />

işletmeler birleşmeye çalışsınlar. Bu yolla,<br />

kiradan, elektrikten, istihdamdan ve diğer<br />

sabit giderlerden tasarruf edebilirsiniz.<br />

4- Artık daha prensipli çalışmaya özen<br />

gösterelim. Eski kar marjlarını kafanızdan<br />

atın. Az kazançla çalışmaya kendinizi<br />

alıştırın. Bundan böyle nasıl daha iyi<br />

olurum diye düşünmeye çalışın.<br />

5- Dünya değiştikçe bizler de kendimize<br />

çeki düzen vermeye çalışmalıyız. Gerekirse<br />

küçülmekten kaçınmayalım.<br />

Değerli arkadaşlarım;<br />

3 Şubattaki kriz panelinde, birçok<br />

konuyu konuşma imkânımız oldu. Bu<br />

konulardan biri de fason fiyatlarıydı.<br />

Panele gelen birçok meslektaşımız; fason<br />

fiyatlarının düşüklüğünden şikâyet etti,<br />

dernek olarak buna bir çare bulunmasını<br />

talep ettiler. Bizler de dernek yönetimi<br />

olarak bir fiyat belirleme komisyonu kurup,<br />

bunun üzerine çalışacağımızı söyledik.<br />

Sektörümüze zarar veren düşük fason<br />

fiyatlarını makul bir seviyeye çekmek için<br />

dernek olarak elimizden geleni yapacağız.<br />

Uygulanır mı, uygulanmaz mı bilemeyiz<br />

ama biz dernek yönetimi olarak sizlerin<br />

taleplerini yerine getirmek için elimizden<br />

geleni yapacağız. Dernek olarak en kısa<br />

sürede kuracağımız bir komisyonla bu<br />

“Asgari Fason Fiyat Listesi”ni belirleyip<br />

sizlerle paylaşacağız. Umarız ki, sektörümüze<br />

faydalı olur ve herkes bu listeye riayet eder.<br />

Hepinize saygılar sunar, sağlık ve<br />

esenlikler dilerim.


6 ÖRME DÜNYASI<br />

Kısa Kısa...<br />

Terrot’un Türkiye mümessili yeniden<br />

ERKO oldu<br />

Alman yuvarlak örme makine devi<br />

Terrot'un Türkiye mümessili 4 Aralık<br />

itibariyle yeniden ERKO oldu. Daha önceki<br />

yıllarda ERKO ile işbirliği olan ve bunu<br />

uzun yıllar sürdüren Terrot, mali krizin<br />

ardından el değiştirdikten sonra, yeniden<br />

yapılanmaya gitmişti. Yeniden yapılanma<br />

sürecinde Aktin Tekstil ile işbirliğine<br />

giden ve bir süre bu firma aracılığıyla iç<br />

pazara ulaşan Terrot, Aktin ile yollarını<br />

2008’in Aralık ayında ayırdı. Firma, 4<br />

Aralık 2008’den itibaren Türkiye’deki<br />

mümessilliği için ERKO ile yeniden el<br />

sıkıştı. ERKO, bundan böyle makine satışı,<br />

yedek parça, bakım ve servis hizmetlerinin<br />

tümünden sorumlu olacak.<br />

TTSD’nin yeni başkanı<br />

Baran Arın<br />

Türkiye Tekstil Terbiye <strong>Sanayicileri</strong><br />

<strong>Derneği</strong>’nin yeni başkanı Baran Arın<br />

oldu. 19 Ocakta Beşiktaş’taki dernek<br />

merkezinde yapılan genel kurulda, H.<br />

Ersal Yazgan’ın yerine başkanlığa Yalçın<br />

Tekstil’in sahibi Baran Arın seçildi. Arın<br />

2 yıl süreyle bu görevi sürdürecek.<br />

Küçükarslan,<br />

Lionette markasıyla<br />

T-shirt pazarında iddialı<br />

TRİSAD’da kriz semineri<br />

Triko <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong> ile<br />

İTO’nun birlikte organize ettiği,<br />

TRİSAD’ın Giyimkent’teki merkezinde<br />

gerçekleştirilen seminerde kriz ortamında<br />

işletme ve istihdam politikaları,<br />

konusunda uzman bürokratlar tarafından<br />

anlatıldı. 27 Ocak’ta yapılan seminer’in<br />

açılışı konuşmasını TRİSAD Başkanı<br />

Mustafa Balkuv yaptı. Balkuv'un<br />

konuşmasının ardından İTHİB Başkanı<br />

Hikmet Tanrıverdi kısa bir konuşma<br />

yaparak, krizde tekstilcilerin beklentileri<br />

ve çözüm önerilerini sıraladı. Bu<br />

konuşmanın ardından TRİSAD Başkanı,<br />

İTHİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi’ye<br />

sektöre katkılarından dolayı plaket verdi.<br />

Daha sonra, seminerin ana konusu<br />

olan ve devlet bürokratlarının söz aldığı<br />

bölüme geçildi.<br />

Seminerde, KOSGEB İkitelli müdürü<br />

Selahattin Kaya, KOBİ’lere sağlanan<br />

olanaklardan; İŞKUR İl müdürü<br />

Muammer Coşkun, işsizlik sigortası<br />

fonu ve İŞKUR’un faaliyetlerinden, İTO<br />

Hukuk Müşaviri Dr. Veysi Seviğ, vergi ve<br />

finansman uygulamalarından; Yrd. Doc.<br />

Dr. Vedat Laçiner ise iş akdinin feshinde<br />

dikkat edilmesi gereken noktalar<br />

üzerine bilgiler verdi.<br />

<strong>Örme</strong> kumaş imalatında, sektörün<br />

tanınmış markalarından biri olan<br />

Küçükarslan Tekstil, ringel kumaş<br />

imalatını konfeksiyonla bütünleştirdi.<br />

Firma, örme kumaş parkuru yanında<br />

kurduğu konfeksiyon tesisiyle de<br />

kumaşı modaya çeviriyor. 2006<br />

yılından beri erkek üst giyim<br />

kolleksiyonları hazırlayan firma,<br />

açtığı Merter ve Osmanbey’deki<br />

showroomlarıyla, iç ve dış<br />

pazarlardan gelen müşterilerine<br />

hizmet vermekte. Hedefi; yüksek<br />

kalitede, modern çizgi ve renklerle<br />

en iyi hizmeti sunmak olan<br />

Küçükarslan’ın Lionette markasıyla<br />

Rusya, Arap ve Afrika ülkelerine<br />

önemli miktarda ihracatı bulunuyor.


ÖRME DÜNYASI 7<br />

Kriz, Anadolu’daki<br />

üreticiyi daha az vurdu<br />

Kapital Dergisi’nde Rauf Ateş’e<br />

konuşan Hey Tekstil’in sahibi Aynur<br />

Bektaş, krizin beklenen kadar kötü<br />

geçmediğini <strong>ocak</strong> ve <strong>şubat</strong> aylarında iyi<br />

seyrettiğini söyledi. Bektaş, Anadolu’da<br />

fabrikası olanlara yabancı alıcıların ilgi<br />

gösterdiğini belirterek İstanbul’da 10<br />

euroya üretilen bir T-shirtin Anadolu’da<br />

7-8 euroya mal olduğunu söyledi. Bektaş,<br />

maliyetlerin İstanbul’a göre daha ucuz<br />

olması sayesinde Anadolu’daki firmaların<br />

krizden daha az etkilendiklerini söyledi.<br />

İTKİB<br />

logosunu yeniledi<br />

İTKİB'in dünya figürü bulunan<br />

kurumsal logosunu aynı merkezden<br />

dünyaya açılma ve aynı hedefe ulaşma<br />

düşüncesini ortaya koyan 4 ok figürü<br />

ile zenginleştirilerek yeniledi.<br />

İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, farklı<br />

tasarımlar arasından seçtikleri logoda,<br />

insanlığın ortak dil arayışının doğal<br />

uzantısı olan 4 ok figürünün İTKİB çatısı<br />

altında yer alan, ''İstanbul Hazırgiyim ve<br />

Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB),<br />

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri<br />

İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Deri<br />

ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği<br />

(İDMİB) ile İstanbul Halı İhracatçıları<br />

Birliğini (İHİB)'' temsil ettiğini açıkladı.<br />

Retaş,<br />

Tekstilkent’e taşındı<br />

Namseo örgü iğnelerinin Türkiye<br />

mümessili Retaş, Güngören'den<br />

Tekstilkent'e taşındı. Firma, bundan böyle,<br />

Tekstilkent Ticaret Merkezi Galleria G2,<br />

No:401 Esenler adresinde örmecilere<br />

hizmet verecek. İrtibat Tel: 0212 438 33 77<br />

2008’de İstanbul’da<br />

340 tekstil firması kapandı<br />

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer<br />

Çağlayan’ın açıkladığı rakamlara göre<br />

tekstil sektöründe, 2002’den bu yana<br />

yılda ortalama 2 bin 500 civarında<br />

yeni firma kurulurken, ortalama her<br />

yıl 700-750 civarında firma kapandı.<br />

2008’in ilk 10 ayında ise tekstilde<br />

sadece 195 yeni firma kurulurken, 598<br />

işyeri kapandı. Böylece son yıllarda ilk<br />

kez kapanan firma sayısı, açılan firma<br />

sayısını üçe katladı. Ekonomik krizin<br />

daha da derinleştiği kasım ve aralıkta<br />

Güneydoğu Anadolu İhracatçıları<br />

Birliği’nin açıkladığı rakamlara göre,<br />

2007 yılında 2.84 dolar olan bölge<br />

ihracatı, 2008 yılında 3.9 milyar<br />

dolara yükseldi. Bu rakamlara göre,<br />

2008 yılı ihracatı, bir önceki yıla<br />

kıyasla yüzde 37 arttı. Bölgenin geçen<br />

yılki ihracat gelirinin 2.4 milyar doları<br />

ise kapanan işyeri sayısının daha da<br />

arttığı tahmin ediliyor.<br />

Bakan’ın verdiği bilgilere göre,<br />

2008’de İstanbul’da 58 yeni firma<br />

kurulmasına karşın tam 340 tekstil<br />

firması kapısına kilit vurdu. 17 yeni<br />

şirketin kurulduğu Denizli’de, 31 firma<br />

kapandı. Başkent Ankara’da 20 firma<br />

açılmasına karşın 59 firma kapandı. 20<br />

yeni firmanın kurulduğu Bursa’da ise,<br />

19 firma sektörden çekildi.<br />

Güney Doğu Anadolu’nun ihracatı %37 arttı<br />

Aşırı sıcaklara karşı<br />

yeni nesil kumaşlar<br />

geliyor<br />

Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği<br />

laboratuarlarında başlatılan bir proje<br />

kapsamında, uygulanan bir yöntemle küresel<br />

ısınma sonrası iklim değişikliklerine uyumlu<br />

kumaş geliştirilecek. 2 yıllık proje sonunda<br />

aşırı sıcaklara karşı vücudu yalıtan bir kumaş<br />

türünün ortaya konması hedefleniyor.<br />

Tekstil Araştırma <strong>Derneği</strong> tarafından<br />

desteklenen projeyle ilgili AA muhabirine<br />

açıklamalarda bulunan Dernek Başkanı<br />

ve eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işık<br />

Tarakçıoğlu, küresel ısınmanın insanlığın<br />

önündeki en büyük sorun olarak<br />

göründüğüne dikkati çekerek, gelecekte<br />

iklim değişikliklerinin yeni giysi ihtiyaçlarını<br />

beraberinde getireceğini söyledi.<br />

tekstil ve hammaddeleri ihracatı, 928<br />

milyon 831 bin 943 doları Hububat<br />

ve bakliyat ürünleri ihracatından,<br />

7 milyon 906 bin 631 doları canlı<br />

hayvan su ürünleri ve mamulleri<br />

ihracatından, 202 milyon 602 bin 908<br />

doları ise kuru meyve ve mamulleri<br />

ihracatından sağlandı.<br />

Çin’in pamuk ithalatı<br />

geriledi<br />

Çin Gümrük İdaresi tarafından<br />

yayımlanan verilere göre, Çin’in pamuk<br />

ithalatı, yılın ilk 10 ayında geriledi. 2008<br />

yılında Ocak-Ekim döneminde Çin, 3.11<br />

milyar dolar ödeyerek 1.87 milyon ton<br />

pamuk ithal etti. Bu verilere göre Çin’in<br />

pamuk ithalatı bir önceki yılın aynı<br />

dönemine göre değer bazında %-10,1,<br />

miktar bazında da %-8,3 oranında geriledi.<br />

İstatistiklere göre, Çin’in pamuk<br />

ithalatının % 83,7’si ABD, Hindistan<br />

ve Özbekistan’dan yapılıyor. Yılın ilk 10<br />

ayında, Çin’in ABD’den ithalatı % -18,82lik<br />

gerilemeyle 826,000 ton’a, Hindistan’dan<br />

ithalatı % -34,4 gerilemeyle 570,000 ton’a<br />

ve Özbekistan’dan ithalatı ise %-15,8’lik<br />

gerilemeyle 166,000 ton’a düştü.


8 ÖRME DÜNYASI<br />

Kısa Kısa...<br />

Kumaş Tasarım<br />

Yarışması,<br />

Haziran’da yapılacak<br />

Tekstil sektörünün dünya ile rekabeti için<br />

taze fikirlere ve çağdaş tasarımlara duyduğu<br />

ihtiyaç doğrultusunda gerçekleştirilen<br />

Kumaş Tasarım Yarışması’nın beşinci, 4<br />

Haziran’da yapılacak.<br />

İTHİB’in organizatörlüğüyle<br />

gerçekleştirilen Kumaş Tasarım Yarışması,<br />

Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün<br />

yükselmesi, özgün tasarımlarını yaratma<br />

ve satma isteklerinin güçlendirilmesi, bu<br />

kurumlardaki öğrencilerin sektöre hızla<br />

kazandırılması ve yetenekli gençlerimizin ve<br />

özgün tasarımların teşvik edilmesi amacıyla<br />

düzenleniyor. 2009’da beşincisi yapılacak<br />

Kumaş Tasarım Yarışması 04 Haziran 2009<br />

tarihinde gerçekleşecek. İTHİB Kumaş<br />

Tasarım Yarışması için dosya teslim tarihi<br />

13 Mart 2009 Cuma.<br />

Adana’dan İran’a<br />

kumaş ihracatı<br />

Adana Sanayi Odası tarafından<br />

2008’de düzenlenen İran ziyareti<br />

sırasında yapılan iş görüşmeleri,<br />

Adanalı sanayicilerin İran pazarına<br />

girmelerini sağladı. Tahran ve Tebriz'i<br />

kapsayan ziyaret sonucunda, geçen yıl<br />

Adanalı iki tekstil firması tarafından<br />

İran'a yapılan kumaş ihracatı 1 milyon<br />

150 bin dolara ulaştığı bildirildi.<br />

ADASO üyesi Oğuz Tekstil Sanayi<br />

ve Ticaret A.Ş. tarafından 2008 yılında<br />

İran'a 1 milyon dolar tutarında polyester<br />

viskon- elastan karışımlı kumaş, Sivteks<br />

Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş tarafından<br />

ise 150 bin dolar tutarında polyester<br />

viskon kumaş ihraç edildi.<br />

AB’in tekstil ve hazır giyim<br />

ithalatında Türkiye’nin payı % 16<br />

Dünya tekstil ve hazır giyim<br />

ihracatının yüzde 4’üne hâkim olan<br />

Türkiye, Çin’den sonra Avrupa Birliği’ne<br />

en fazla tekstil ve hazır giyim ihraç eden<br />

ikinci ülke konumunda. AB’nin ithal<br />

ettiği tekstil ve hazır giyim ürünlerinin<br />

yüzde 36’sı Çin’den, yüzde 16’sı ise<br />

Türkiye’den geliyor. Avrupa Birliği<br />

içinde Türkiye’den en fazla tekstil ve<br />

hazır giyim ithal eden ülke ise, Almanya.<br />

Bu ülkenin tekstil ve hazır giyimde<br />

Türkiye’den 2007 yılı ithalatı 4 milyar<br />

200 milyon Euro olarak gerçekleşti.<br />

2007 verilerine göre Türkiye’nin dünya<br />

Kayseri, iplikten sonra<br />

boyalı kumaşa yöneldi<br />

Kayserili sanayiciler artık Avrupa,<br />

Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri başta<br />

olmak üzere dünyanın her tarafına<br />

boyanmış kumaşlar, hazır giyim<br />

ürünleri, mobilya ve ev gereçleri<br />

ihraç ediyor. Bu doğrultuda her yıl<br />

ihracat hedeflerini de arttıran Kayserili<br />

sanayicilerin 2009 yılı hedefi 1,5<br />

milyar doları aşmak.<br />

Sentetik iplik üreticilerinin başvurusu<br />

üzerine harekete geçen İthalat Genel<br />

Müdürlüğü, Çin, Endonezya, Malezya ve<br />

Tayland menşeli "polyester tekstürize<br />

iplik" ithalatında, ülkesine ve firmaya<br />

göre değişmek üzere ton başına 48<br />

dolar ile 351 dolar arasında anti<br />

damping vergisi uygulamasına başladı.<br />

31 Aralık iribariyle yürürlüğe<br />

giren İthalat Genel Müdürlüğü'nün<br />

2008/41 numaralı İthalatta Haksız<br />

Rekabetin Önlenmesi Tebliğinde, Çin,<br />

Endonezya, Malezya ve Tayland'dan<br />

genelindeki tekstil ve hazır giyim ihracatı<br />

ise yaklaşık 23 milyar dolar. Türkiye’nin<br />

bu sektörlerde tüm dünyadan ithalatı ise<br />

9 milyar 700 milyon dolar. Bu tutarın 1<br />

milyar 700 milyarlık bölümünü Çin’den<br />

ithalatlar oluşturuyor.<br />

Çin’de tekstil<br />

firmalarının karı düştü<br />

Çinli tekstil firmalarının karı, son 10<br />

yılda ilk kez düştü. Bu düşüşte deniz aşırı<br />

pazarlardan gelen taleplerdeki azalma<br />

önemli rol oynadı. 2008 yılının ikinci<br />

yarısında küresel krizin dünya ekonomisini<br />

etkilemesinden sonra başlayan bu düşüş<br />

nedeniyle tekstil firmaları, 2008 yılının ilk<br />

11 ayında 15,3 milyar $’lık kar açıkladılar.<br />

Açıklanan bu kar, 2007’deki kar miktarının<br />

% -1,77 altında kaldı.<br />

İthal sentetik ipliğe anti damping<br />

yürürlüğe girdi<br />

Türkiye'ye sokulan polyester ipliğin<br />

uluslararası mevzuatlara aykırı ve<br />

dampingli olduğu vurgulandı. Tebliğde,<br />

"Çin'den, Endonezya'dan, Malezya'dan,<br />

Tayland'dan ithal edilen polyester<br />

tekstürize ipliklerin, Türk ve uluslararası<br />

mevzuata göre dampingli mal olduğu<br />

ispatlanmış ve bu dampingin yerli<br />

üreticileri önemli ölçüde zarara uğrattığı<br />

tespit edilmiş, bu nedenlerden dolayı bu<br />

4 ülkeden yapılan ithalata, firmalara ve<br />

ülkelere göre değişmek üzere 48 ile 351<br />

dolar/ton oranında antidamping vergisi<br />

uygulanmasına karar verilmiştir" denildi.


ÖRME DÜNYASI 9<br />

Beltwide pamuk konferansı ABD’de yapıldı<br />

5-8 Ocak 2009’da, 3.000’i aşkın pamuk<br />

üreticisi, işletmeci, tüccar, bilim adamı,<br />

2009 Beltwide Pamuk Konferansında<br />

bir araya geldi. ABD’deki Marriott<br />

Rivercenter/Riverwalk’ta gerçekleşen ve<br />

Memphis merkezli Amerika Ulusal Pamuk<br />

Konseyi (NCC) tarafından düzenlenen<br />

Beltwide Pamuk Konferansı, dünyanın<br />

önde gelen pamuk bilgi forumu ve global<br />

pamuk teknolojisi transfer şampiyonu<br />

olarak kabul ediliyor.<br />

Çin’in 2008 yılı<br />

hazır giyim ihracatı<br />

%4.1 arttı<br />

Küresel ekonomik kriz sonucu,<br />

Çin’in hazır giyim ihracatı son<br />

yıllardaki en düşük artış hızını<br />

kaydetti. Aralık ayı yüklemelerinin<br />

nispeten artmasına rağmen, 2008 yılı<br />

ihracatı, bir önceki yıla göre sadece<br />

%4,1 arttı.<br />

Bu artış hızıyla, Çin, DTÖ üyesi<br />

olduğu 2001 yılından sonraki en zayıf<br />

performansını gösterdi.<br />

Bölgelere göre ihracat dağılımı<br />

incelendiğinde, kotaların kalktığı AB<br />

pazarı Çin’in en fazla kazanç sağladığı<br />

pazar oldu. Yıllık ihracat artış oranının<br />

düşmesinde ise, Afrika, NAFTA ve<br />

ASEAN bölgelerine yapılan ihracattaki<br />

azalmanın önemli etkileri var.<br />

Dört günlük konferansta, endüstri<br />

üyelerini araştırmalardaki en son<br />

gelişmeler ve bunların pamuk üretimi ve<br />

işlemesindeki pratik uygulamalar, çeşitli<br />

bildiriler, raporlar, panellerde tartışıldı.<br />

5 Ocak 2009’daki yarım günlük Pamuk<br />

Danışmanları Konferansı’nın ardından,<br />

Beltwide Pamuk Üretimi Konferansının<br />

genel oturumu 6 Ocak’ta NCC Başkanı<br />

Larry McClendon’ın endüstrideki<br />

güncel gelişmelere ilişkin konuşmasıyla<br />

açıldı. Sonraki üç gündeyse, konferans<br />

katılımcıları sunumlara ilave olarak,<br />

uygulama ve seminerler aracılığıyla<br />

interaktif bir ortamda derinlemesine bilgi<br />

edinme fırsatı elde ettiler..<br />

Rusya ile Ticarette<br />

TL-RUBLE dönemi<br />

Türkiye'nin bir numaralı ticaret<br />

ortağı Rusya ile ticarette TL-Ruble ile<br />

yapılmasına karar verildi. Anlaşma,<br />

Gül'ün ziyaretiyle hayata geçti.<br />

Kasım ayında Türkiye’nin tekstil<br />

üretiminin son altı yılın en düşük<br />

büyümesini kaydetmesine ve sanayi<br />

istihdamında önemli gerilemelerin<br />

yaşanmasına neden oldu. Son on aydır<br />

gerileyen ihracatla birlikte, Kasım ayı<br />

ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine<br />

göre %-38,7 geriledi ve 156 milyon<br />

ABD Doları olarak gerçekleşti. Azalan<br />

talep sonucu ithalatta yaşanan gerileme<br />

tüm tedarikçilerde iki basaklı düşüşler<br />

olarak kendini hissettirdi. Türkiye’nin<br />

Çinliler, 2009’da kotasız<br />

ABD ve AB Pazarlarına<br />

girebilecekler<br />

2009, Çinli tekstil ihracatçıları için<br />

yeni fırsatları da beraberinde getirdi.<br />

Çin’e, ABD’nin 21 kategoride uyguladığı<br />

kotalar ile AB’nin 8 kategoride uyguladığı<br />

gözetim önlemleri 2008 yılının son günüyle<br />

birlikte sona erdi. Böylece Çin, AB ve ABD<br />

pazarlarına kota veya gözetim engeline<br />

takılmadan erişebilme imkânı elde etti.<br />

Çin’in ABD<br />

pazarındaki ticaret<br />

hacmi daraldı<br />

Küresel mali krizin etkisiyle Çin ve<br />

ABD arasındaki ticaret hacmi 2008’in<br />

ikinci yarısında önemli ölçüde geriledi.<br />

2009’un ilk yarısında da devam<br />

etmesi beklenen bu eğilimin ikinci<br />

yarıda tersine dönmesi bekleniyor.<br />

Açıklanan Çin gümrük verilerine<br />

göre, Çin ve ABD arasındaki ticaret<br />

açığı 2008 yılında bir önceki yıla<br />

göre %10,5 artarak 333,7 milyar<br />

ABD Dolarına ulaştı. AB ülkelerinden<br />

sonra Çin’in ikinci büyük ticaret<br />

ortağı olan ABD’ye ihracat, 2008<br />

yılında %8,4 artarken, Çin’in<br />

toplam ihracat artışı %17,8 olarak<br />

gerçekleşti.<br />

Kasım’da tekstil üretiminde büyük düşüş<br />

pamuklu tekstil ihracatı nispeten daha<br />

iyi bir performans gösterdi. Son iki yıldır<br />

nerdeyse her ay artan pamuklu tekstil<br />

ihracatı, Kasım ayında, birbirini takip<br />

eden dördüncü düşüşünü yaşayarak, bir<br />

önceki yıla göre %-33,2 azaldı ve 120,3<br />

milyon ABD Doları olarak gerçekleşti.<br />

Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan<br />

AB ülkelerine yapılan ihracat da azaldı<br />

ve bir önceki yıla göre %-48,4 oranında<br />

gerileme ile Romanya başı çekti.<br />

(Kaynak: İTKİB)


10 ÖRME DÜNYASI<br />

Kısa Kısa...<br />

Antbirlik iplik<br />

fabrikasını kapatıyor<br />

Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım<br />

Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİRLİK),<br />

zarar eden iplik fabrikasını kapatma<br />

kararı aldı. ANTBİRLİK Genel Müdürü<br />

Atila Diniz, tekstil sektöründe yaşanan<br />

sıkıntı nedeniyle geçen yıl Şubat<br />

ayında üretime ara verilen İplik<br />

fabrikasının tamamen kapatılmasına<br />

karar verdiklerini söyledi.<br />

Moda Federasyonu’ndan<br />

Sosyal Sorumluluk<br />

kampanyası<br />

Türkiye Moda ve Hazır Giyim<br />

Federasyonu’nun “sosyal sorumluluk”<br />

çerçevesinde düzenlemiş olduğu “Çocuklar<br />

Üşümesin” kampanyasına oldukça geniş bir<br />

davetli ve ziyaretçi topluluğu katıldı.<br />

Geceye İstanbul Valiliği adına vali<br />

yardımcısı Mustafa Altuntaş , Kızılay Yönetim<br />

Kurulu üyesi Hasan Karahan, Güngören<br />

Kaymakamı , ITO Başkanı Murat Yalçıntaş<br />

, İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB<br />

Başkanı İsmail Gülle, Orka Yönetim Kurulu<br />

Başkanı eski başkan Süleyman Orakçıoğlu<br />

gibi sektörün önde gelen yetkilileri katıldı.<br />

Yaklaşık 300’e yakın davetlinin bulunduğu<br />

kokteyle Galatasaraylı ve Trabzonsporlu<br />

futbolcular da renk kattılar. Wenice, Moda<br />

Tasarımcıları <strong>Derneği</strong> ve Damat-Tween’in<br />

Uğurkan Erez koreografisinde sunduğu<br />

defileler ilgiyle izlendi.<br />

Hazır giyimciler, Addresistanbul adıyla<br />

mağaza zincirleri kuracak<br />

TGSD ve İHKİB, 60 firmayı Address<br />

İstanbul markasıyla Kuzey Avrupa'ya<br />

taşıyacak Maliyetler ortak olacağı için<br />

tasarruf sağlanması beklenen model<br />

tutarsa yaygınlaştırılacak.<br />

Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />

(TGSD) ve İstanbul Hazırgiyim Konfeksiyon<br />

İhracatçıları Birliği (İHKİB) Kuzey Avrupa'da<br />

60 kadar firmayı bir çatı altında toplayarak<br />

daha önce fazla keşfedilmemiş bu bölgeye<br />

hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor.<br />

TGSD Başkanı Ahmet Nakkaş, İsveç'in<br />

başkenti Stockholm'de eski Ericsson genel<br />

müdürlük binasının olduğu bölgede 3 bin<br />

metrekare kapalı alanı olan bir binayı Türk<br />

markalarının olduğu moda merkezine<br />

Hüseyin Çağlayan’dan<br />

yaratıcı moda tasarımları<br />

Ünlü Türk moda tasarımcısı Hüseyin<br />

Çağlayan'ın moda sergisi Londra Dizayn<br />

Müzesi'nde (London Design Museum)<br />

açılıyor. Serginin açılışı moda dünyasında ve<br />

İngiliz medyasında büyük yankı uyandırdı.<br />

Türk kökenlerine rağmen, aynı zamanda<br />

İngiliz vatandaşı olan Hüseyin Çağlayan'ın<br />

London Design Museum'daki 37 parçadan<br />

oluşan moda sergisi, tasarımcının yaratıcı<br />

kreasyonlarını ve gerisindeki moda<br />

düşüncesini ve konsepti büyük ilgi gördü.<br />

dönüştüreceklerini söyledi.<br />

Nakkaş, iç çamaşırdan çoraba, takım<br />

elbiseden ev tekstiline kadar her türlü<br />

ürünün sergileneceği ve giren tüketicinin<br />

her türlü ürünü bulabileceği bir alan<br />

yaratılacağını söyledi. Proje için yaratılan<br />

markanın adı ise Addresistanbul... Projeyi<br />

50-60 firmayla yapacaklarını ve 40'tan<br />

fazla kesinleşmiş firmanın bulunduğunu<br />

belirten İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />

"Daha önce firmalar bireysel olarak<br />

gidip zararla döndü. Bu modelde ortak<br />

pazarlama markalar arasında bölündüğü<br />

için yıllık 15-30 bin Euro arasında maliyet<br />

çıkıyor. Ayrıca şirket sattığı malın üzerinden<br />

küçük bir komisyon ödeyecek" dedi.<br />

Arjantin’den Çin<br />

ve Brezilya’ya anti<br />

damping soruşturması<br />

Arjantin Ticaret Bakanlığı, Çin ve Brezilya<br />

menşeli 5407.61.00 (ağırlık itibariyle<br />

%85 veya daha fazla tekstüre edilmemiş<br />

polyester filament içeren diğer dokunmuş<br />

mensucatlar) ve 5407.69.00 (ağırlık<br />

itibariyle %85 veya daha fazla polyester<br />

filament içeren diğer dokunmuş mensucatdiğerleri)<br />

poziyonlarında yer alan ürünler<br />

için anti damping soruşturması başlattı.<br />

MESİAD Başkanı,<br />

2010’dan umutlu<br />

Merter Sanayici ve İşadamları<br />

<strong>Derneği</strong> (MESİAD) Başkanı Ercan Tan,<br />

tekstilin krizden en çabuk çıkacak<br />

sektör olacağını söyledi. 2010`un ilk<br />

çeyreğinde tekstilin yükseleceğini<br />

öngören Tan, tekstilin merkezi Merter'in<br />

de yükseleceğini belirterek ürününü<br />

peşin satanların, markalaşan firmaların<br />

ayakta kalacağını söyledi.<br />

TİM Başkanı Büyükekşi:<br />

"Kriz sonrası döneme<br />

şimdiden hazırlanmalıyız"<br />

Kayseri'de düzenlenen “Küresel<br />

Kriz ve Çıkış Yolları” Konferansında<br />

konuşan TİM Başkanı Mehmet<br />

Büyükekşi "Her kriz eninde sonunda<br />

sona erer. Bu kriz de öyle ya da<br />

böyle bir şekilde bitecektir. Bizim<br />

bu yüzden kriz sonrası döneme de<br />

şimdiden hazırlanmamız gerekiyor."<br />

dedi. Büyükekşi, “Dünyanın küresel<br />

krizlerle olan tecrübesi on altıncı<br />

yüzyıla kadar uzanıyor.<br />

Ancak dünyayı tam anlamıyla sarsan<br />

en büyük küresel kriz 1929 krizi<br />

olmuştu. Elbette küreselleşme arttıkça,<br />

küresel krizlerin de etkileri daha<br />

büyük oluyor. Bu nedenle 2008 yılının<br />

sonuna doğru yaşamlarımıza giren yeni<br />

küresel kriz aslında 1929 krizinden de<br />

büyük bir krizin başlangıcı olabilir. Bu<br />

nedenle bu krizi ciddiye almak gerekir”<br />

şeklinde konuştu.


12 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

<strong>Örme</strong>ciler, kriz panelinde sorunlarını tartıştı<br />

Fikri Kurt: "Sorunlarımıza sahip çıkmıyoruz"<br />

Sektörün sorunlarına hep birlikte çözüm bulunacaksa bunu birlikte dayanışma ve birlik<br />

içinde yapılması gerektiğinin önemine de dikkat çeken Kurt, dip yapan fason fiyatlarını ortak<br />

bir konsensusla belirlenebileceğini; bunun için komisyon kurulup çal›şmalara başlanacağını<br />

söyledi.<br />

Türk örme sektörünün en önemli<br />

sivil toplum kuruluşu ÖRSAD’ın<br />

organize ettiği “Küresel krizin<br />

örme sektörüne etkileri” paneli, 3<br />

Şubat Salı günü Güngören Kültür<br />

Merkezi’nde yapıldı. İstanbul Tekstil<br />

ve Hammadde İhracatçıları Birliği<br />

(İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ve ÖRSAD<br />

Başkanı Fikri Kurt’un konuşmacı olarak<br />

katıldığı toplantıda ana gündem; krizin<br />

yarattığı olumsuz hava, sektördeki<br />

birlik ve dayanışmanın eksikliği<br />

ve geçmişten beri yapılan hatalar<br />

oldu. Toplantının bir diğer hararetli<br />

konusu da fason fiyatları oldu. Panele<br />

katılan sektörümüzün önde gelen<br />

firmalarının yöneticileri, yorumlarında<br />

ve yönelttikleri sorularda örmeciliği<br />

yoğunlaştığı bazı bölgelerde farklı fason<br />

fiyatlarının uygulanmasının sektöre<br />

zarar verdiği ve bunun bir an önce<br />

düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.<br />

Panel'in açılışında konuşan ÖRSAD Başkanı<br />

Fikri Kurt, bir sunumla örmeciliğin gelişimini;<br />

ithalat, makine kapasitesi ve ihracat<br />

verileriyle ayrıntılı bir şekilde anlattı. <strong>Örme</strong><br />

sektörünün merkezinin İstanbul olduğunu<br />

ve firmaların yüzde 66’nın bu şehirde<br />

bulunduğunu belirten ÖRSAD Başkanı, örme<br />

sektörünün makine ithalatında dünyanın en<br />

önemli ülkerlerinden biri olduğunu söyledi.<br />

Makine ithalatının 1997 yılından bugüne<br />

kadarki gelişimini istatistiklerle anlatan<br />

Fikri Kurt, 2007 yılında 1837 adet makine<br />

ithal eden sektörün krizle birlikte ithalatının<br />

360 adet makineye gerilediğini, bunun<br />

krizin izlerini görmek açısından çok önemli<br />

olduğunu söyledi. 2008’de etkisini şiddetli bir<br />

şekilde hissettiğimiz ve sektörümüzde birçok<br />

firmanın kapanmasına, birçok çalışanın<br />

işlerini kaybetmesine neden olan krizin<br />

etkilerini değerlendiren ÖRSAD Başkanı,<br />

aşırı kapasitenin oluştuğu bir sektörde bu<br />

yaşananların normal olduğunu belirterek<br />

bundan sonra taşların yerine oturacağını, işini<br />

düzgün yapanların ayakta kalmaya devam<br />

edeceğini ifade etti. Avrupalıların taleplerini


ÖRME DÜNYASI 13<br />

ülkemize yönlendirmesiyle birlikte hızlı<br />

bir gelişme sürecine giren ve kontrolsüzce<br />

büyüyen örme sektöründe bugün yaşanan<br />

sorunlarda sektörde faaliyet gösteren<br />

firmalarında payı olduğunun altını çizen Fikri<br />

Kurt, sektörün yüzde 70’ini temsil eden<br />

ÖRSAD’ın 2008’de yeniden yapılanma<br />

sürecine girdiğini; bu amaçla dernek<br />

yönetim adresinin değiştiğini, alt yapısının<br />

tamamen yenilendiğini söyledi. Fikri Kurt,<br />

derneğin sektörün sorunlarına sahip çıkma,<br />

üyeler arasındaki iletişimi sağlamada<br />

önemli bir misyonu yerine getirdiğini ve<br />

getirmeye devam edeceğini ifade etti.<br />

Türk örme sektörünün sıkıntılarının had<br />

safhaya çıktığını ancak sektörün sorunlarına<br />

sahip çıkamadığı eleştirisinde bulunan<br />

Kurt, toplantıya katılımın azlığından bunun<br />

çok açık görüldüğünü belirterek şöyle<br />

konuştu: “Ben isterdim ki, bu koltukların<br />

hepsi dolsun. Ama ne yazık ki, sektörde<br />

sadece eleştiri hâkim. ‘<strong>Derneği</strong>miz,<br />

sorunlarımıza yeterince sahip çıkamıyor.<br />

ÖRSAD’a fason fiyatları, iğne, platin, yağ<br />

konularında çözümler üretemiyor,’ diye<br />

eleştiriler alıyoruz ancak bu sorunları<br />

tartışalım, toplanıp birlikte çözüm üretelim<br />

dediğimizde, beklediğimiz katılımı da<br />

göremiyoruz. Değerli arkadaşlarım; dernek<br />

size iş aş yaratacak konumda değildir.<br />

Dernekçilik anlayışında, bunlar yoktur.<br />

<strong>Derneği</strong>n toplantılarına katılmazsan,<br />

derneği sahiplenmezsen, aidatını<br />

ödemezsen, görevlerini yerine getirmezsen<br />

eleştiri hakkın da olmaz, olmamalı.<br />

Öncelikle sen sektöre ne fayda sağlıyorsun,<br />

derneğe nasıl katkı sunuyorsun, bunu<br />

sormak lazım”<br />

Fason fiyatlarında taban fiyat<br />

belirleyeceğiz<br />

Toplantının ana gündemlerinden biri de<br />

fason fiyatları idi. Sektörün sorunlarına<br />

hep birlikte çözüm bulunacaksa bunu<br />

birlikte dayanışma ve birlik içinde<br />

yapılması gerektiğinin önemine de dikkat<br />

çeken Kurt, dip yapan fason fiyatlarını<br />

ortak bir konsensusla belirlenmeye<br />

çalışabileceğini bunun için öncelikle<br />

düzenin sağlanması gerektiğini söyledi.<br />

Kurt şöyle konuştu: “Asgari fason fiyatları<br />

üzerine bir çalışma yürütmeye hazırız<br />

ancak buna kimler riayet eder doğrusu<br />

bilemiyorum. Fason fiyatı belirlerken<br />

herkes kendi koşullarını baz alıyor.<br />

Kimi işini kendi yapıyor, kimi kayıt dışı<br />

çalışıyor, kimi kira veriyor, kimi vermiyor.<br />

Kimi vergisini veriyor, kimi de vergisini<br />

vermiyor. Bu durumda, herkesin maliyet<br />

hesabı başka olmaktadır. Böyle olunca bir<br />

fason fiyatı belirlemek zor olabilmektedir.<br />

Bakın bir Ayrancı sanayi sitesinde<br />

farklı bir fason fiyatı konuşuluyor,<br />

Bayrampaşa’nın farklı bir fiyatı var. Biri<br />

vergisini veriyor, elektriğini ödüyor, biri<br />

elektriğini ödemiyor, vergisini vermiyor.<br />

Bu soruna çözüm bulabilmemiz için<br />

birlik içinde olmalıyız. Öncelikle, olması<br />

gereken fiyatların altına düşmeyin. Uzun<br />

vadelerle çalışmayalım. Makinem boş<br />

durmasın diye düşük fiyata razı olmayın,<br />

bırakın çalışmasın”<br />

Uzun vadelerle çalışmayalım<br />

Bugün tüm dünyayı saran ciddi bir<br />

krizin olduğunu söyleyen Fikri Kurt,<br />

uzun vadelerle çalışmanın sakıncalarına<br />

değinerek şöyle devam etti: “Bizler<br />

de sektör olarak bu krizden olumsuz<br />

etkilenmekteyiz. Kimi firmalar,<br />

kapılarını kilit vurmakta, kimi işçilerini<br />

çıkarmaktalar. Vadelerin uzun olması<br />

nedeniyle nakit akışında sorunlar<br />

yaşamaktayız. Fason fiyatlarının<br />

dip yapması nedeniyle artık para<br />

kazanamıyoruz. Uzun vadelerle<br />

çalışmaya zorlanınca, problemlerimiz<br />

daha da çözümsüz hale geliyor. Değerli<br />

arkadaşlar size soruyorum. Uzun<br />

vadelerle çalıştığınızda, işçilerinizin<br />

maaşını, elektriğinizi, vergilerinizi 3<br />

ay, 4 ay sonra mı veriyorsunuz Neden<br />

öyleyse, uzun vadelerle çalışmaya<br />

devam ediyorsunuz Bunu anlamak<br />

mümkün değil. Hepimiz işimize,<br />

mesleğimize sahip çıkmalıyız. “Makinem<br />

duracağına, uzun vadelerle de olsa<br />

çalışsın” derseniz, kazanamazsınız,<br />

aksine kaybedersiniz. Aldığınız çekleri<br />

götürüp vaktinde önce kırdırmaya<br />

çalışıyorsunuz. Zaten çok küçük karlarla<br />

çalışıyorsun bir de gidip faktöringte<br />

veyahut tefecide bunları kırdırmaya<br />

kalkınca kazandığın para daha da<br />

azalıyor. Bu sebeple uzun vadelerle<br />

gelen teklifleri kabul etmeyelim, kısa<br />

vadelerde kalmaya çalışalım. Başka<br />

çaremiz yok”<br />

Kendi konfeksiyoncumuza<br />

çalışmalıyız<br />

Geçmişte ülkemizin pamuk ihracatı<br />

yaparken bugün kumaş ve iplik ihracatı<br />

yapar konuma geldiğini belirten<br />

ÖRSAD Başkanı, kumaş ihracatıyla<br />

ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Bana<br />

göre kumaş ihracatı çok ta önemli<br />

değil. Asıl önemli olan kendi ihracatçı<br />

konfeksiyoncularımıza mal satmak.<br />

Eğer içerden gelen taleplere daha fazla<br />

yanıt verebilirsek, kendi ülkemiz için çok<br />

önemli olan konfeksiyon sektörünün<br />

gelişimine katkı sunmuş oluruz. Zira<br />

konfeksiyon sektörü ülkemizin en önemli<br />

istihdam kaynaklarından biridir. Bu<br />

sebeple, başka pazarlar yerine kendi<br />

konfeksiyoncumuzun ana tedarikçisi<br />

olup, daha karlı malların satışına olanak<br />

sağlamalıyız. Böylece hem ülkemiz, hem<br />

biz kazanabiliriz.<br />

İsmail Gülle: “10 lira ile 100 liralık<br />

iş yapıyoruz”<br />

İTHİB Başkanı İsmail Gülle, geçmişte<br />

sektörün büyüklüğünü anlatarak<br />

konuşmasına başlarken bugün<br />

daralan piyasa ortamında bu sıfatları<br />

sıralamanın artık pek öneminin<br />

kalmadığını söyledi. Krizin önceden<br />

net görülebilen bir şey olmadığını<br />

dolayısıyla, suçlu aramanın bir faydası<br />

olacağını kanaatinde değilim diyerek<br />

devam eden Gülle şunları söyledi:<br />

“2001 krizinde batan bir bankaya bir<br />

Alman bankası 500 milyon avroluk<br />

para yatırmıştı. Onlarda o zaman<br />

bilemiyorlardı ertesi gün ne olacak.


14 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

Bankaya el konunca, tüm para bir anda<br />

çöpe gitmiş oldu o dönem. Dolayısıyla,<br />

olacakları önceden kestirmek mümkün<br />

olmayabiliyor. Ayrıca, iş işten geçtikten<br />

sonra şöyle olmalıydı, böyle olmaydı<br />

deyip, akıl vermenin bir anlamı yok<br />

bence. Geçmişte konuşmama başlarken<br />

tekstilde hangi konumda olduğumuzu<br />

çeşitli rakamlarla anlatırdım. İşte iplikte<br />

dünya dördüncüsüyüz, dokumada dünya<br />

6’ıncısıyız gibi sıfatlarla söze başlardım.<br />

Artık böyle başlayamıyorum zira<br />

2005’ten sonra sektörümüzdeki daralma<br />

giderek arttı, bu tür sıfatların da pek bir<br />

anlamı kalmadı”<br />

İsmail Gülle, piyasa koşullarının<br />

yeniden şekillendiği bir ortamda,<br />

geleceği planlamada bazen geç<br />

kalınabildiğini, bugün örme sektöründe<br />

yaşanan sıkıntıların da bunun bir<br />

sonucu olduğunu söyledi. <strong>Örme</strong>de aşırı<br />

kapasitenin olduğunu, herkesin her şeyi<br />

yapmaya çalıştığı bir ortamda sıkıntıların<br />

olmasının doğal olduğu eleştirisinde<br />

bulunan Gülle, sektörde faaliyet<br />

gösteren firmaların belli alanlarda<br />

profesyonelleşmesi gerektiğinin önemine<br />

dikkat çekerek şöyle konuştu: "Devlet<br />

teşvik verdi. Tekstili bilen de bilmeyen<br />

de bu işe girdi. Dondurmacı da, inşaatçı<br />

da, bu işe girdi, iplik fabrikası kurdu.<br />

Keza örmede de bu böyle. Ne oldu<br />

aşırı kapasite oluştu. Bugün yaşanan<br />

sıkıntıların altında bu kontrolsüz<br />

yatırımların payı çok büyük”<br />

Sorun fason sorunu, iğne sorunu değil<br />

İsmail Gülle, dünyadaki uygulamalara<br />

bakmanın yararlı olacağını<br />

vurgulayarak, kriz fason fiyatlarına,<br />

iğne veya yağ maliyetlerine bağlanırsa,<br />

sektörün bir yere gelemeyeceğini,<br />

bunlara takılmak yerine dünya<br />

pazarlarına nasıl açılabiliriz, nasıl daha<br />

kaliteli ürün üretiriz buna bakmak<br />

lazım, diyerek şöyle devam etti:<br />

“Geçmişte üretim azdı, üreten kraldı.<br />

Sonra üretim genişledi, rekabet arttı,<br />

müşteri kral oldu. Şu anda satmakla<br />

ilgili bir sıkıntımız yok, üretmekle ilgili<br />

sıkıntımız yok. Ne sorunumuz var, talep<br />

azalması sorunu var. Dünyadaki 500<br />

milyar dolarlık tekstil pazarından söz<br />

ediliyor. Türkiye, bu pazardan ancak<br />

25 milyar dolarlık pay alabiliyor. Krizi<br />

atlatmak için iç piyasanın canlanması<br />

gerek. Haziran ayına kadar gerçekten<br />

zorlu bir süreç var. Çok hazırlıksız<br />

yakalanmış bir bünye var. Bankaların<br />

kredileri geri çağırması, gelen paralara<br />

el konulması, o panik ortamı içerisinde<br />

Sayın Başbakanımızın "teğet geçecek"<br />

söylemleri, biraz tatsız, üzücü bir<br />

dönem geçirdik. Bu dönemde etkilenen<br />

pek çok firma oldu. Bizim firmalarımızın<br />

sermayeleri düşük. 3 yılda 200 tane<br />

iplik fabrikası kapandı. Bu kadar düşük<br />

döviz ile Türkiye"yi ithalat cenneti<br />

yaptık. Neticede Türkiye 70 milyar dolar<br />

cari açıkla baş başa kaldı"<br />

Şirket birleşmeleri olmalı<br />

İsmail Gülle, konuşmasında şirket<br />

birleşmelerinin önemine de değindi.<br />

Herkes ayrı ayrı kira ödüyor, ayrı ayrı<br />

eleman istihdam ediyor. Eğer üç beş<br />

kişi bir araya gelip birleşirlerse, sektör<br />

için çok fayda olacağı kanaatindeyim.<br />

Bu sayede daha verimli, daha iyi<br />

kapasitelerde iş yapma imkânın olacağını<br />

düşünüyorum.<br />

İTHİB Başkanı konuşmasını şu sözlerle<br />

tamamladı: “Bu işler bazen azalacak, bazen<br />

artacak, ama neticede bu işleri yapmaya<br />

devam edeceğiz. Bu kadar firma battı, buların<br />

işleri bana gelir diye düşünmeyelim. Netice<br />

itibariyle yine aynı işi yapacaksınız. Kalanlara<br />

yapacakları kadar iş olacak. Hepinize bol<br />

kazançlı, az kayıplı günler dilerim”<br />

Nisan <strong>Örme</strong> /Ahmet Çiçek: Nisan<br />

<strong>Örme</strong> olarak bu sektörde hizmet<br />

vermekteyiz. Her odanın, her meslek<br />

grubunun bir fiyat politikası var. Örneğin<br />

bir Minibüsçüler odasının bir fiyat<br />

listesi var. Biz örmeciler de bir fiyat<br />

politikası belirleyip bunu müşterilerimize<br />

bir doküman olarak sunmamız lazım.<br />

Serbest ekonomide kimseyi bu fiyatlarda<br />

çalış diye zorlayamayız ama yine de bu<br />

fiyat listesini mutlaka yayınlamalıyız.<br />

Geçmişte bunun faydasının gördük.<br />

Yine yapılmasında fayda var diye<br />

düşünüyorum.<br />

Kader <strong>Örme</strong> /Zeki Bayram: Koş koca<br />

bir sektörde 1000 firma var diyoruz<br />

ama sadece İstanbul örme grubu olarak<br />

burada bu kadar az kişiyle toplanmamız,<br />

bilhassa da kriz konusu konuşulurken,<br />

inanın utanıyorum. <strong>Derneği</strong>mizin<br />

yaptırım gücü olmadığı sürece fason<br />

fiyatlarını kabul ettirmemiz mümkün


ÖRME DÜNYASI 15<br />

değil bana göre. Ben 14 yıldır bu işi<br />

yapıyorum. Şunu gördüm ki, herkes<br />

kendi fiyatını belirliyor. Bakın bir örnek<br />

vereyim. Likralı ribanaya fason fiyat<br />

olarak 55 kuruş yazdım. Müşterim<br />

bana dedi ki; bana likralı karkorşeyi 50<br />

kuruşa yapıyorlar. Ben bunu patrona<br />

nasıl açıklayacağım... Bana göre,<br />

likralı karkorşeyi 50 kuruşa yapan<br />

adam ya maldan çalışıyor, ya likradan<br />

çalıyor ya bilmem nerden çalıyor.<br />

Ağlanacak haldeysek, kendi kendimize<br />

yapıyoruz. Yine, İğne konusunda da<br />

tek firmaya bağımlıyız. Bu sorunu da<br />

bir türlü bir araya gelip çözemedik.<br />

Pilotelli’den makine aldım 68 bin 500<br />

avroya, 75 bin euroya Mayer’den fiyat<br />

aldım. Bugün bu makinelerin fiyatları<br />

nedir biliyor musunuz 38 bin avro.<br />

Geçmişte kurtarmıyordu da bugün<br />

niye kurtarıyor... Birlik ve beraberlik<br />

içinde olmazsak bir şeyleri başarmamız<br />

mümkün değil. Bana göre çok geç kaldık.<br />

arayıp benim adıma pazarlık yapar mısın<br />

dedi. Ve ben de onun adına gidip pazarlık<br />

yaptım. Geçmişte aldığım fiyatın çok<br />

altına makineyi aldım. Biz neden birlikte<br />

hareket etmiyoruz. Bizler millet olarak<br />

ancak savaşta birlik içinde oluyoruz.<br />

İş alanında ise sadece kendi çıkarımızı<br />

koruyoruz. Ben diyorum ki, gelin birlikte<br />

hareket edelim. Birlik ve dayanışma<br />

içinde bir aile gibi olalım.<br />

sorunu. Hep ithalat yapmışız. 60 bin<br />

marka makineler almışız. Avrupalı yeni<br />

makineler yaptı onu da aldık. Devlet<br />

Planlama Teşkilatı bunu planlaması<br />

lazımdı, yapmadı. Bakın bu hükümetin<br />

bakanı tekstilcileri Mısıra götürüyor. Bu<br />

durumda tabiî ki benim makinem durur,<br />

çalışmaz.<br />

ÖRSAD Başkanı /Fikri Kurt: Herkes<br />

kendi başına makine aldı. Eğer beş<br />

firma birleşip birlikte makine alsaydı bu<br />

fiyatlara almak zorunda kalmazdı. Bir<br />

Urfalı iplikçi, makine almak istiyor, beni<br />

Mertaş Tekstil/Vahit Dikilitaş: Bana<br />

göre sorun, ÖRSAD sorunu değil. ÖRSAD<br />

üyeleri ile alakalı da değil. Sorun sistem<br />

Göze Tekstil /Ziya Göze: Kölelik<br />

kültürüne alışmış bir toplumda<br />

birlik olmaz, değerli arkadaşlarım.


16 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

Plansız, hesapsız insanlarla krizden<br />

kurtulamazsınız. Biz her platformda şunu<br />

söylüyoruz: Bir işi yapın, adam gibi yapın.<br />

Her şeyi yaparım diye yola çıkarsanız<br />

hiçbir işi tam yapamazsınız. Ringeli<br />

de ben yapacağım, ribanayı da ben<br />

yapacağım, süpremi de ben yapacağım,<br />

interloku da, açık eni de ben yapacağım<br />

dersen, hiç bir şey yapamazsın... Ondan<br />

sonra gelip burada timsah gözyaşları<br />

döküyoruz. Fason fiyatı olayına gelince:<br />

Bir komisyon oluşturulur. Bu komisyon<br />

önce maliyet muhasebesini yapar. Öyle<br />

liste yayınlamakla olmuyor bu iş. Firma<br />

ortalamaları alınır. Ortalama bir maliyet<br />

muhasebesi yapılır önce. Bu oluşan<br />

kayıtlar işletmelere asılırsa, bu işler.<br />

Bunun meyvelerini daha önce aldık.<br />

Biz daha önce gelip dedik ki, gelin bir<br />

veri tabanı oluşturalım. Makine ihtiyacı<br />

olan gelsin taleplerini bize bildirsin. Toplu<br />

bir talep listesi oluşturup, gidip örneğin<br />

Pilotelli firmasına, Mayer firmasına<br />

diyelim ki: Bize toplu alım için daya uygun<br />

bir fiyat verin. Bir dönem bu başarıldı.<br />

105 bin marka alınan bir makineyi, toplu<br />

alımla 60-55 bin marka toplu makine<br />

alımı yapıldı. Biz ne yaptık; herkes kendi<br />

aklını beğendi. Herkes bir şey biliyormuş<br />

gibi, bildiğini başkasından gizledi. Ondan<br />

sonra da kazıklanınca oturup ağlıyoruz.<br />

Hüda Tekstil/Hüseyin Dağ:<br />

Bayrampaşa’da yazıhanesi olan bir<br />

firmaya kumaş ürettim. Arıyorum<br />

ödeme için. 50 kuruş fiyat yazdım<br />

dedim. Vallahi kaçarım diye bana<br />

tepki gösteriyor bu müşterim. Niye<br />

diyorum. Ayrancı’da aynı kumaşı 35<br />

kuruşa örüyorlar. Doğrudur örebilirler<br />

ama koşullarımız aynı mı Buna çareler<br />

üretmemiz lazım. Ayrıca, teşvikler<br />

konusunda da çok fazla bürokratik<br />

engel var. KOSGEB can suyu kredisine<br />

başvurmak istedim hala belgeleri<br />

tamamlayamadım. Hala kapasite<br />

raporunu bekliyorum Ankara’dan.<br />

Cincik Tekstil/Ramazan Azgın: Panelin<br />

başından beri notlar aldım fakat Ziya bey<br />

sağ olsun benim sözlerime tercüman<br />

oldu. Söylemek istediklerimi söyledi.<br />

Birkaç öneride bulunmak istiyorum izin<br />

verirseniz. Kim ne derse, desin bu fason<br />

fiyat belirlemesi çok etkili olmaktadır.<br />

Geçmişte böyle bir fiyat belirlendiğinde,<br />

müşterime bunu gösterip bakın bu<br />

fiyatların altına inmem mümkün değil, ben<br />

ayıplarla diyerek tepkimi koyabiliyordum<br />

ve müşterimi ikna edebiliyordum. Diğer<br />

bir konuda ödemelerimizi alamıyoruz.<br />

Eğer dernek bir komisyon oluşturup bu<br />

alacaklarımızda biz uzlaşma sağlayabilir.<br />

Bunun etkili olacağını düşünüyorum.<br />

İçimizde çürük elma varsa bunu ortaya<br />

çıkarıp temizlememiz lazım. <strong>Derneği</strong>miz<br />

bizim için önemli bir araya gelmeye<br />

gayret gösterelim. Ayrıca dernek olarak<br />

hükümete gidip derdimizi açmaya<br />

çalışalım.<br />

Soldan Sağa: Mehmet ZENGİN, İsmail Gülle, Fikri KURT, Ziya GÖZE


18 ÖRME DÜNYASI<br />

Haber<br />

Hazır giyim,<br />

yeniden ihracat şampiyonu<br />

Krizle birlikte reel sektörde yaşanan kan kaybı en fazla otomotiv sektörünü etkiledi. bir<br />

süredir ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörü, krizle birlikte üretime ara verince,<br />

ihracat liderliğini tekrar hazır giyime bıraktı.<br />

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />

yaptığı açıklamada genel ihracatın<br />

Ocak ayında yüzde 28,2, hazır<br />

giyimin ise yüzde 20,2 gerilediğini<br />

hatırlatarak buna rağmen hazır giyim<br />

ve konfeksiyon ihracatının 1 milyar<br />

152 milyon 825 bin dolarla ilk sıraya<br />

çıktığını söyledi. Rakamların parite<br />

etkisinden arındırıldığında hazır giyim<br />

ve konfeksiyon ihracatının gerçekte,<br />

yüzde 14’lük bir düşüş gösterdiğinin<br />

görüleceğine dikkat çeken Tanrıverdi,<br />

sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonominin<br />

lokomotifi olan hazır giyim sektörü<br />

krizde en az ivme kaybederek<br />

birinci sıraya çıkmış, Türkiye için<br />

vazgeçilmezliğini kanıtlamıştır. Rekabet<br />

şartlarımızın düzeltilmesi halinde<br />

ihracatımızı 2008 yılının üzerine<br />

çıkarmaya hazırız”<br />

Krizin panzehiri hazır giyim<br />

2008 yılında otomotiv, makine<br />

ve kimya sektörlerinin ardından<br />

dördüncülüğe gerilemiştik. Ancak<br />

diğer sektörlerin aksine özellikle kriz<br />

anlarında çok daha hızlı ve esnek<br />

hareket kabiliyetine sahibiz. Bir<br />

takım desteklerle ihracatımızı eski<br />

rakamların da üzerine çıkarabiliriz.<br />

Zor şartlara rağmen uluslararası<br />

rekabette öne çıkmayı sürdüren<br />

sektörümüz, bu gücünü sürdürebilmesi<br />

için tıkanıklık yaşadığı işgücü ve enerji<br />

maliyetlerinin yüksekliği gibi konularda<br />

elinin rahatlatılarak önünün açılması<br />

gerekiyor. Ocak ayı rakamlarıyla krizin<br />

panzehiri olduğumuzu gösterdik.<br />

Bunların gerçekleşmesi sektörün<br />

performansında doping etkisi<br />

yaratacaktır. Bu yönde sağlanacak<br />

pozitif ayrımcılık, sektörün istihdama<br />

ve Türkiye ekonomisine yapacağı katkıyı<br />

çok daha yukarılara taşıyacaktır.<br />

Hikmet Tanrıverdi, sektörel sıralamada<br />

lider olan hazır giyim ve konfeksiyonun<br />

toplam ihracattaki payını yüzde 14,7’den<br />

yüzde 16,3’e yükselttiğini ifade etti. Bu<br />

başarıda küresel kriz ortamında tüm<br />

pazarlar daralırken, sektörün ihracattaki<br />

performansını sürdürme kararlılığı ve<br />

direncinin etkili olduğunu söyleyen<br />

Tanrıverdi, “ AB pazarındaki büyük<br />

daralmaya ve perakende satışlarındaki<br />

düşüşe rağmen ihracatımızın yüzde 83’ünü<br />

bu ülkelere yaparak performansımızı<br />

koruduk. Her türlü şart altında ihracat<br />

performansını korumayı başaran bizler<br />

ülkemizin ekonomik ve sosyal sigortası<br />

olduğumuzu ve her zaman lokomotifi olarak<br />

kalacağımızı göstermiş olduk” dedi.


20 ÖRME DÜNYASI<br />

Fuar<br />

İstanbul Moda Fuarı,<br />

krizin gölgesinde kaldı<br />

13. Uluslararası İstanbul Moda Fuarı,<br />

sektörü temsil eden tüm derneklerin<br />

yetkilileri, yabancı katılımcılar ve<br />

alım heyetlerinin yer aldığı açılış töreniyle<br />

5 Şubat Perşembe günü kapılarını moda<br />

sektörüne açtı.<br />

CNR EKSPO FUARCILIK, IF KONSEYİ<br />

ve İTKİB’in güç birliğinde İstanbul CNR<br />

Expo Fuar Merkezi’nde 05-07 Şubat<br />

2009 tarihleri arasında düzenlenen ve<br />

üç gün süren etkinlik, kriz nedeniyle<br />

fazla hareketli değildi. 32 bin metrekare<br />

kapalı alanda 300 firmanın katılımıyla<br />

gerçekleşen fuara yabancı ülkelerden 65<br />

alıcı getirildi. Bu alıcılara rağmen fuarın iyi<br />

geçtiğini söylemek mümkün değil. 3 holde<br />

gerçekleşen fuarın açılışında umutlar üst<br />

seviyede olsa bile, konuşmalara krizin<br />

yarattığı psikoloji damgasını vurdu.<br />

Fuarın açılışında ilk konuşmayı İF<br />

Konseyi başkanı Ercan Tan yaptı. Tan<br />

konuşmasına, bu açılışı daha neşeli,<br />

daha enerji dolu bir ortamda yapmak<br />

isterdik ama durum ortada diyerek<br />

başladı. Tüm sıkıntılara rağmen sektöre<br />

sahip çıkmak gerektiğini ifade eden Tan,<br />

ülke olarak tekstilde iyi bir konumda,<br />

halk olarak çok çalışkan olduğumuz bu<br />

avantajı değerlendirerek yola devam<br />

edilmesi gerektiğini söyledi. Fuarların,<br />

sektörün tanıtımı için çok önemli olduğunu<br />

belirten Tan, fuara katılanların kahraman<br />

ilan edilmesi gerektiğini belirterek,<br />

katılmayanları da en kısa zamanda<br />

aralarında görmek istediğini söyledi.<br />

Açılışta ikinci konuşmayı Türkiye<br />

moda ve Hazır giyim Federasyonu<br />

Başkanı Kahraman Öztürk yaptı. Öztürk<br />

konuşmasında kriz psikolojisinin herkese<br />

zarar verdiğini artık herkesin bundan<br />

kurtulup, işine odaklanması gerektiğini<br />

söyledi. Krizi fırsata çevrilebileceğini<br />

belirten Öztürk, bunun için şartların<br />

müsait olduğunu söyledi. İhracatın<br />

büyük bir kısmının AB ülkelerine ve<br />

çevre ülkelere yapıldığını, bu pazarlara<br />

3 saatlik bir mesafede olunduğunu<br />

söyleyen Öztürk, hızlı teslimat, kaliteli<br />

üretim avantajlarımızla krizi fırsata<br />

çevirmemiz mümkün olduğunun altını<br />

çizdi. Öztürk buna gerçekçe olarak; büyük<br />

alım gruplarının artık yüklü siparişleri<br />

bırakmasını, Çin gibi cuz ve yüklü<br />

miktarlarda üretim yapan ülkelerin kısa<br />

terminli, az siparişlere yanıt vermekte<br />

zorlanmasını ve yapılarının buna müsait<br />

olmasını gösterdi. Öztürk şöyle konuştu:<br />

“Büyük alıcılar sipariş miktarlarını azalttı,<br />

temrinlerini kısalttılar. Bu işten tek<br />

kazançlı çıkacak ülke Türkiye’dir. Neden<br />

Ülkemiz bu pazarlara 2 saatlik 3 saatlik<br />

mesafelerde. Eğer bu değerlendirilemezse,<br />

kabahati kendimizde aramalıyız. Teşvik<br />

paketinin açıklanmasını beklediklerini<br />

ancak bu yönde bir türlü nihaiyi bir<br />

açıklamayı göremediklerini belirterek<br />

Hükümeti eleştiren Öztürk, sektörün<br />

üzerindeki yüklerin azaltılmaması halinde<br />

krizi avantaja çevirmenin zorlaşacağı<br />

uyarısında bulundu.<br />

Cengiz Abazoğlu’nde muhteşem defile<br />

Fuarın gala gecesi Cengiz Abazoğlu’nun<br />

muhteşem defilesiyle açıldı. Abazoğlu’nun<br />

defilesinde, aralarında Ebru Şallı ,Tuğçe<br />

Kazaz, Çağla Şıkel, Ece Sükan, Hande<br />

Subaşı ve Sedef Avcı gibi ünlü mankenler<br />

yer aldı. Abazoğlu’nun ilk kez fuarda<br />

sunumunu yaptığı 2009 - 2010 Sonbahar<br />

- Kış Hazır Giyim Koleksiyonu defilesinin<br />

koreografisini Öner Evez yaptı.


22 ÖRME DÜNYASI<br />

Röportaj<br />

Mehmet Karagözlüler:<br />

“%95 kapasiteyle çalışıyoruz”<br />

Kriz zamanlarında reklam ve fuarlara daha fazla ağırlık vermek gerektiğini söyleyen<br />

Mehmet Karagözlüler, devletin yurtdışı fuarlara katılmada verdiği destekleri değerlendirmek<br />

gerektiğini ifade etti.<br />

Karagözlüler Tekstil’in genç<br />

yöneticisi Mehmet Karagözlüler,<br />

kriz ortamına rağmen yüzde 95<br />

kapasiteyle çalıştıklarını söyledi. 8 saat üç<br />

vardiya sistemiyle çalıştıklarını belirten<br />

Mehmet Karagözlüler, piyasanın kötü<br />

olduğu bir ortamda bu başarılı performansı<br />

göstermelerinin altında kaliteli üretimin,<br />

işi iyi takip etmenin ve müşterilerle iyi bir<br />

iletişim kurmanın yattığını söyledi.<br />

1972 yılında bir iplik fabrikasına ortak<br />

olarak tekstile adım attıklarını ifade eden<br />

Mehmet Karagözlüler, örme işine 1994<br />

yılında girdiklerini söyledi. Karagözlüler,<br />

kuruluş süreciyle ilgili şunları anlattı:<br />

“Firmamızın geçmişi 1972 yılına kadar<br />

uzanıyor. Karagözlüler olarak ticarete gıda<br />

ve inşaat malzemeleri satışıyla başladık.<br />

1990’lı yıllara geldiğimizde birçok büyük<br />

markanın Doğu ve Güneydoğu bayiliklerini<br />

biz yürütüyorduk. Rahmetli Turgut Özal’ın<br />

kooperatifleri başlattığı dönemde inşaat<br />

alanında ciddi tecrübelerimiz oldu. 90’larda<br />

inşaat işine devam ederken, Malatya’da<br />

bulunan eski adı Boğaziçi, yeni adı Körük<br />

İplik olan firmaya ortak olduk. Böylece<br />

tekstile ilk adımımızı attık”<br />

İplikteki ortaklığın ardından örmeye<br />

yatırım yapmaya karar verdiklerini<br />

anlatan Mehmet Karagözlüler, babasının<br />

1994 yılında 5 adet makineyle örmeye<br />

başladığını kaydetti. Karagözlüler şunları<br />

söyledi: “Malatya Organize Sanayi<br />

Bölgesi’nde 5 tane örgü makinesiyle örme<br />

işine girdik. 1995–1996 yıllarında sadece<br />

ham kumaş satışı yaptık. 1996 yılında<br />

boyahane kurmaya karar verip inşaatını<br />

1997 yılında tamamlayınca hem örme<br />

makine sayımızı yeni yatırımlarla 15–20<br />

makineye çıkardık, hem de boyalı kumaş<br />

satışına başladık”<br />

Bir entegre tesis şeklindeyiz<br />

Şu anda Malatya’daki tesislerimizde<br />

ipliği üretiyor, örgüde kumaş haline getirip<br />

boyahanemizde boyalı mamul kumaş<br />

olarak satışa hazır hale getirmekteyiz.<br />

Boyahanenin devreye girmesinden sonra<br />

İstanbul’da bir irtibat merkezini devreye


ÖRME DÜNYASI 23<br />

soktuk. 1999 yılından itibaren kapasite<br />

artırımına giderek günlük 15 ton örme ve<br />

boyama kapasitesine ulaştık. Bugün hala<br />

bu kapasitemizi korumaktayız. Örgüde<br />

50’ye yakın makinemiz var. Makinelerimizin<br />

tamamı Avrupa menşeli makineler. Hiçbir<br />

Uzakdoğu makinesini bünyemize katmadık.<br />

Kuruluşumuzdan itibaren bizde hiç<br />

fason işi olmadı. Başlangıçta ham kumaş<br />

satışı yapıyorduk, boyahanenin devreye<br />

girmesinden sonra boyalı kumaş satışına<br />

başladık ve hala devam ediyoruz.<br />

Satışlarımızın %30-35’ini<br />

ihraç ediyoruz<br />

Mevcut üretim kapasitemiz olan 15<br />

tonun yüzde 30-35’ini direk kumaş<br />

ihracatı yapıyoruz. Yüzde 40’ını ise<br />

ihracatçı konfeksiyonculara satıyoruz.<br />

Geri kalan yüzde 20-25’ini de iç<br />

piyasada kendi markasıyla üretim yapan<br />

konfeksiyonculara yapmaktayız.<br />

En önemli ihraç pazarlarımız Almanya,<br />

Yunanistan, Fransa ve Hırvatistan’dır.<br />

Ayrıca, Romanya’da kendi ofis ve<br />

depomuz var. 6 yıldır bu pazara<br />

buradaki ofisimiz aracılığıyla kumaş<br />

satışı yapmaktayız. Bir de Rusya’da bir<br />

ortaklığımız var. Burada da ofisimiz<br />

ve depomuz bulunuyor. İhracatımız<br />

direkt yaptığımız gibi temsilciliklerimiz<br />

aracılığıyla da yapmaktayız. Bu anlamda<br />

çeşitli ülkelerde temsilcilerimiz bulunuyor.<br />

Bünyemizde üretimi ve ihracatını<br />

yaptığımız kumaşların ağırlıklı kısmını<br />

50/1’den, 60/1’e kadar full likralı örme<br />

kumaşlar oluşturuyor. Tamamı beyzik türü<br />

kumaşlar. Bünyemizde jakarlı tabir ettiğimiz<br />

fantezi kumaş üretimi bulunmamaktadır.<br />

Şirket politikamız kendi alanımızda en iyi<br />

olabilmek. Tüm çalışmalarımızı bu hedef<br />

doğrultusunda yapmaktayız.<br />

Malatya değişti<br />

Malatya’nın teşvik bölgesinde olması<br />

sayesinde buradaki üretim koşulları,<br />

batıya göre daha avantajlı olduğunu,<br />

bu sayede pazarda çetin rekabet<br />

koşullarına karşı dayanabildiklerini ifade<br />

eden Karagözlüler, bu avantaj olsa da<br />

çok yeterli olmadığını söyledi. “Burada<br />

üretim maliyetleri, İstanbul’a göre biraz<br />

daha iyi durumda. Bu avantaja rağmen<br />

dezavantajlarımız da yok değil. Örneğin<br />

fason kumaş öremiyorum, çünkü batıya<br />

göre çok uzaktayım. Pazarın daraldığı,<br />

talebin azaldığı dönemlerde makinelerimi<br />

fason için de çalıştırabilmiş olsam<br />

maliyetlerim daha da düşerdi”<br />

Malatya’da 15-20 örme firması var<br />

Malatya, hazır giyim pazarına uzak<br />

görünse de, Havaalanı ve altyapısındaki<br />

büyük gelişmeler sayesinde bu da<br />

dezavantaj olmaktan çıktı. Teşvik bölgesi<br />

olması sebebiyle üretim maliyetlerimiz<br />

birçok batı bölgesine göre makul<br />

seviyelerde. Elektrikteki ve istihdamdaki<br />

teşviklerden faydalanıyoruz.<br />

Bölgemizdeki yatırımların ağırlıklı kısmını<br />

iplik yatırımları oluşturuyor. Bunun<br />

haricinden İkinci organize bölgenin<br />

açılmasıyla konfeksiyon ve dokuma<br />

alanında bazı önemli yatırımlar oldu.<br />

Malatya’da irili ufaklı 15-20 civarında<br />

örme kumaş imalatı yapan firma<br />

olduğunu tahmin ediyorum. Entegre<br />

bazında olan firma sayısının da 10’u<br />

geçeceğini sanıyorum.<br />

Kapasitemiz krize<br />

rağmen %95’lerde<br />

Şu anda krizin olduğu bir ortamda,<br />

kapasitemiz yüzde 95’lerde. Buna<br />

şükrediyoruz. Bu başarıyı elde etmemizde<br />

babamızın ticaret anlayışının büyük<br />

katkısı var. Öncelikle dürüst olmak<br />

gerekiyor. Herkese şeffafız, rakiplerimize<br />

bile fabrikamızı açtık. Bundan dolayı<br />

kaybetmedik aksine hep kazanan olduk.<br />

Doğru kaliteyi üretmek, müşteriyle<br />

iyi iletişim içinde olmak, doğru satış<br />

stratejisini uygulamak çok ö nemli. Az<br />

kazandık ama sürekliliğe heveslendik.<br />

Bunlar, bizi ayakta tutan temel<br />

dayanaklarımızdır.<br />

3 vardiya çalışıyoruz<br />

16 bin metrekare kapalı alan üzerine<br />

kurulu olan fabrikamızda şu anda 240<br />

çalışanımız var. Sadece Malatya’daki<br />

çalışan sayımız bu. İstanbul ofisimiz<br />

bunun haricindedir. Üç vardiya sistemine<br />

göre çalışıyoruz. 8 saat yani, 12 saat<br />

değil. Her çalışanımızın haftada bir izni<br />

bulunmaktadır. Tesislerimizde çalışanların<br />

iş koşullarını en üst düzeyde tutmaya<br />

gayret gösteriyoruz. Fabrikamızda revir ve<br />

doktorumuz bulunmaktadır. Tesislerimizde<br />

kalite bilincini sürekli tutabilmek için ISO<br />

9001 belgesi aldık. Hem örmede hem<br />

boyahanemizde bu belgeye sahibiz.<br />

Geçen yıl 1 milyon dolarlık<br />

yatırım yaptık<br />

2008 yılında 1 milyon dolarlık yatırım<br />

yaptık. Bu yatırımı boyahane cephesinde<br />

gerçekleştirdik. Yeni boyahane makineleri<br />

alarak, yeni ram aldık. Genelde kalitemizi<br />

geliştirecek yatırımları hayata geçirdik.<br />

Bu yatırımları yaparken müşterilerimizin


24 ÖRME DÜNYASI<br />

Röportaj<br />

yönlendirmeleri de oldu. Özellikle de<br />

ihracattaki alıcılarımızın yönlendirmeleri<br />

söz konusu.<br />

Müşterilerimizden gelen numuneleri<br />

çalışmakla birlikte, kendimiz de ürün<br />

geliştirme konusunda çalışmalar<br />

yürütüyoruz. Bünyemizde Ar-Ge<br />

departmanı kurduk bu amaçla. Bu<br />

departmanı sadece yeni ürünleri<br />

geliştirmek için değil, iç dönüşümlerdeki<br />

olayları da değerlendirmek için kurduk.<br />

İSO 9001’den farklı bir tarafı var ancak<br />

neticede biz eksikliklerimizi de görelim,<br />

varsa hatalarımız bunları giderelim<br />

amacındayız. İleriye dönük ürün geliştirme<br />

ve kalite artırıcı çalışmalar yani.<br />

Yaptıkları işin riskli bir iş olduğunu ifade<br />

eden Mehmet Karagözlüler, müşterilerin<br />

kendilerini kalite anlamında geliştirdiğini<br />

söyledi. Yaptıkları işin riskli olduğunu<br />

belirten Karagözlüler şunları söyledi:<br />

“Neticede bir kumaş satıyoruz. İpliğinden<br />

boyasına kadar her şeyden sorumluyuz.<br />

Bu nedenle de kalite konusunda çok<br />

hassasız. Katıldığımız uluslararası fuarlarda<br />

standımız farklı ülkelerden firmalar ziyaret<br />

ediyor. Bu firmaların ziyaretlerinde bizlere<br />

aradıkları numuneleri getirebiliyorlar. Bizler<br />

bunları inceleyerek bunlardan istifade<br />

edebiliyoruz. Bir numune çalıştığımızda,<br />

bazen benzer ürünü başkasına da sunma<br />

imkânımız oluyor. Bu sayede yeni yeni<br />

müşteriler elde edebiliyoruz. Fuara<br />

katılmamız bizim gündemde kalmamız<br />

anlamına geliyor. Bize göre bir reklam<br />

yapma ortamıdır ve bizlere avantajlar<br />

sağlamaktadır”<br />

Texworld’a katılıyoruz<br />

İhracat odaklı bir firma olan Karagözlüler<br />

Tekstil, yurtdışında birçok önemli fuara<br />

katılıyor. Paris’teki Texworld, bu fuarların<br />

başında geliyor. Geçen yıl ki Texworld<br />

fuarında ağırlık ziyaretlerin Afrika<br />

ülkelerinden geldiğini belirten Karagözlüler,<br />

Fas’tan, Tunus’tan, Cezayir’den<br />

gelenler olduğunu söyledi. Aynı şekilde<br />

Yunanistan’dan, İngiltere’den, Rusya’dan<br />

gelenler olduğunu söyledi. 2009’daki fuara<br />

da katılacaklarını ifade eden Karagözlüler,<br />

bu fuarın kriz nedeniyle bir miktar kan<br />

kaybetmesini beklediklerini söyledi.<br />

Türkiye’ye dönüşler var<br />

Krizle birlikte Çin’deki maliyetlerin<br />

artığını söyleyen Mehmet Karagözlüler,<br />

bu nedenle Türkiye’nin yakınlık ve kalite<br />

avantajlarıyla yıldızının tekrar parladığını<br />

belirtti. “Şu anda Türkiye’ye bir dönüş var.<br />

Bunu gözlemliyoruz. Bizlere dolaylı kanalla<br />

gelenler oluyor. Bugün bir firmaya örneğin<br />

haftalık yükleme yapıyorum ve bunu<br />

Malatya gibi bir yerden yapıyoruz.<br />

Maliyet hesabı yapıyoruz<br />

Maliyet hesabı yaparken hammadde<br />

alımlarında çok dikkatli davranıyoruz.<br />

Satarken de, düşük kar marjında, sürekli<br />

çalışma prensibiyle hareket ediyoruz. Kar<br />

etmezsek de, aza kanat ederek, müşteri<br />

sadakatini elde etmeye çalışıyoruz. Maliyet<br />

hesabımızı geçmişe göre daha dikkatli<br />

yapmaya gayret ediyoruz. Aldığımız<br />

hammaddelerde, kimyasallarda ya da<br />

boyalarda yeni fiyatlar talep ediyoruz, indirim<br />

istiyoruz tedarikçilerden. Yine giderlerimizden<br />

bazılarını kısmaya çalışıyoruz. Yatırımlarımız<br />

varsa bunları 6’ıncı aydan sonraya<br />

bırakıyoruz. Bu tür tedbirler alıyoruz.<br />

Bugün boya kimyasal alımlarının<br />

tamamı benden geçer. Hiç kimsenin<br />

inisiyatifine bırakmıyoruz. Geçmişte<br />

yaşadığımız sıkıntılardan dolayı bu şekilde<br />

hareket ediyoruz. İşletmemizde kalite<br />

prensiplerimiz nedeniyle dünyanın en<br />

kalite üç boyasından birini kullanıyoruz.<br />

Kimyasalda yine öyledir. Ucuz etin yahnisi<br />

olmaz, sözünde olduğu gibi kalitesi<br />

hammaddeye asla yanaşmıyoruz.<br />

Kriz nedeniyle siparişlerin miktarında<br />

azalma olduğunu görüyoruz. Bunu<br />

hissettiğimiz anda alternatifler bulmaya<br />

çalışıyoruz. Boşluğu doldurmaya önem<br />

veriyoruz yani.<br />

Konuşmasının sonunda, krizden<br />

yıkılmadan çıkmanın tek yolunun güçlü<br />

öz sermayeye sahip olmaktan geçtiğini<br />

belirten Mehmet Karagözlüler, öz<br />

sermayesi güçlü olan firma fazla bir<br />

sıkıntıyla karşılaşmadan yoluna devam<br />

edeceğini, banka ile çalışan borca<br />

girenlerin ise yaşamasının zor olduğunu<br />

söyledi. Mehmet Karagözlüler’e göre,<br />

alımlarını doğru yapan, bankalardan kredi<br />

almayan firmalar krizden güçlü çıkacak,<br />

hesabını iyi yapamayan aşırı borçlananlar<br />

krize yenik düşecekler.


26 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

Tekstilciler, Bakan Zafer Çağlayan’a<br />

dertlerini anlattı, çözüm istedi<br />

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, KOSGEB'in <strong>şubat</strong> ayı itibariyle uygulamaya sokacağı<br />

sıfır faizli veya çok düşük faizli bir ihracat kredisini, 1 milyar dolara çıkardıklarını ve tamamını<br />

ihracatçılara kullandırılacağı müjdesini verdi.<br />

Sektörel Sorunları Değerlendirme<br />

Toplantısı, Sanayi ve Ticaret Bakanı<br />

zafer Çağlayan’ın da katılımıyla<br />

İTKİB’in Yenibosna binasında yapıldı. 24<br />

Ocak’ta gerçekleşen toplantıya, tekstil<br />

ve hazır giyimin sektör başkanları ile<br />

çok sayıda tanınmış firmanın üst düzey<br />

yetkilileri katıldı.<br />

Toplantının açılışında konuşan İstanbul<br />

Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları<br />

Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />

Bakan Zafer Çağlayan’ın reel sektörden<br />

gelen biri olması sebebiyle, sorunlarını<br />

iyi bildiğini hatırlatarak, tekstil ve hazır<br />

giyimin bugünkü durumunu ortaya koyan<br />

kısa bir sunum gerçekleştirdi.<br />

Çeşitli tespitlerin ve çözümlerin yer<br />

verildiği sunumda krizle birlikte yaşanan<br />

düşüşler, rakamsal bilgilerle desteklendi.<br />

İhracat ve istihdamdaki azalışın,<br />

hükümetin alacağı bazı basit önlemlerle<br />

durdurulabileceğini belirten Tanrıverdi,<br />

tekstilciler olarak Hükümetten öncelikle<br />

2009 yılı sonuna kadar, hazır giyim, tekstil ve<br />

deri ürünleri sektörlerinde SSK primlerinde<br />

yüzde 50 indirim istediklerini söyledi.<br />

Hikmet Tanrıverdi, sunumunda<br />

hazırladıkları bir modeli de, detaylarıyla<br />

ortaya koydu. Tekstilcilerin “işçi çıkarmama<br />

önerisini” anlatan Tanrıverdi, önerdikleri<br />

modelde devletin karının 111 milyon TL<br />

olacağını söyledi.<br />

Tekstilde kayıtlı çalışan sayısının 800<br />

bin olduğunu, tedbir alınmadığı takdirde<br />

100 bin ile 160 bin işçinin işsiz kalacağını<br />

öngörerek bu modeli geliştirdiklerini<br />

söyleyen Tanrıverdi, şunları anlattı: “Bizim<br />

ödediğimiz prim yüzde 28.5’e düşürüldü.<br />

İşten ayrılan bir işçinin işsizlik fonundan<br />

alacağı parayı ve işverenin 1 yıl boyunca<br />

kamuya ödediği maliyeti hesapladık.<br />

Buna göre eğer devlet sektörden aldığı<br />

SSK primini yüzde 50 düşürürse 111<br />

milyon YTL karı olacak. Yani devletin işçi<br />

çıkartıldığı takdirde fondan ödeyeceği<br />

para, SSK primlerini yarı yarıya indirdiğinde<br />

işverenden alacağı paradan yaklaşık olarak<br />

111 milyon YTL fazla oluyor, primler inerse<br />

bu para devletin cebinde kalacak.”


ÖRME DÜNYASI 27<br />

2008 yılı başından itibaren doğalgazda<br />

yüzde 73,3 ve elektrikte yüzde 36'yı<br />

bulan fiyat artışlarının tekstil, hazır giyim<br />

ve deri sektörleri için belirli bir dönem<br />

uygulanmamasının hayati önem taşıdığını<br />

da ifade eden Hikmet Tanrıverdi, 8 Nisan<br />

2006 tarihinde tamamen kaldırılan yüzde<br />

40 oranlı "Yatırım İndirimi" teşvikinin<br />

yeniden getirilmesi gerektiğini sözlerine<br />

ekledi.<br />

Hikmet Tanrıverdi’nin ardından sözü<br />

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi aldı.<br />

Büyükekşi, tüm sıkıntılara ve krize rağmen<br />

2009 yılında tekstil ve konfeksiyon<br />

sektörünün ihracatta birinci sektör<br />

olarak yerini alacağını söyledi. Otomotiv<br />

ihracatında yaşanan büyük daralmanın<br />

sonucu olarak tekstil ve hazır giyimin tekrar<br />

bir numaralı ihracatçı sektör olacağını<br />

ifade eden Büyükekşi, ihracatçının krediye<br />

ihtiyaç duyduğunu, kredi garanti fonundan<br />

destek beklediklerini kaydetti.<br />

Emek yoğun sektörlerin en önemli<br />

sıkıntısının istihdam olduğuna işaret eden<br />

Büyükekşi, “Sosyal Güvenlik ve muhtasar<br />

borcu olmayan firmaların işçi çıkarmamak<br />

kaydıyla 1 yıl için SSK`sının yüzde 25’inin<br />

işsizlik fonundan ödenmesi ve kısa çalışma<br />

ödeneğinin kaldırılmasını önerdik. Çünkü<br />

yapılan çalışmalarda bundan sonra bir<br />

tedbir alınmazsa birçok sektörde, başta<br />

otomotiv sektöründe büyük bir sıkıntı<br />

yasayacağımızı düşünüyoruz. Son iki yıldan<br />

beri otomotiv sektörü en çok ihracat yapan<br />

sektör oldu. Biz her şeye rağmen 2009<br />

yılında tekstil konfeksiyon sektörünün<br />

ihracatta birinci sektör olarak yerini<br />

alacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Mehmet Büyükekşi’nin de konuşmasını<br />

tamamlamasından sonra, Sanayi ve Ticaret<br />

Bakanı Zafer Çağlayan söz aldı ve Hükümet<br />

olarak krize karşı aldıkları ve alacakları belli<br />

başlı tedbirleri uzun soluklu anlattı.<br />

Çağlayan konuşmasında, konfeksiyon ve<br />

tekstil sektörünün istihdama ve ihracata<br />

katkısı ve Türk imajını dünyaya tanıtması<br />

dolayısıyla her türlü övgüyü hak ettiğini<br />

belirterek Türkiye gibi ''dev'' bir ülkenin<br />

yaşanan krizden etkilenmemesinin<br />

mümkün olmadığını söyledi.<br />

Fikri Kurt, Bakan'dan başarılı<br />

firmalara pozitif ayrım istedi<br />

Tekstil sektörünün önde gelen kurum ve kuruluşları toplantı öncesi, İTKİB’in<br />

10.uncu katında bir araya geldiler. Burada tekstilcilerin sorunlarını yanıtlayan Bakan<br />

Çağlayan, notlar aldı ve bu talepleri hükümet olarak değerlendireceklerini söyledi.<br />

Bu toplantıda ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt da söz alarak görüşlerini aktardı. Kurt,<br />

krizin tekstilci ve örmecilere getirdiği sıkıntılara dikkat çekerek kayıtdışılığın<br />

olduğu bir ortamda dürüst çalışan, vergisini veren, istihdam yaratan firmaların<br />

daha fazla zarar gördüğünü, oysa Hükümetin öncelikle bu firmaları desteklemesi<br />

gerektiğini söyledi.<br />

ÖRSAD Başkanı Kurt, geçmişte verilen teşviklerde çok hatalar yapıldığını, bu<br />

yanlışlardan ders alınarak hareket edilmesi, teşvik uygulamalarının bu hatalardan<br />

ders çıkarark yapılması gerektiğini ifade etti.<br />

Eşitlik ilkesinden sapmadan sektör bazında teşvik sağlansın diyen Kurt,<br />

teşvikten özellikle son üç yılda vergisini veren, istihdam sağlayan, primlerini<br />

düzenli ödeyenlerin, ihracat başarısı gösteren firmaların faydalanması gerektiğinin<br />

altını çizdi.<br />

Başkan Fikri Kurt, son olarak bakandan şaibeli iflaslar ve çekler konusunda da<br />

reel sektörün çözüm beklediğini hatırlattı. Yeni çek yasasıyla, elinde başka firmalara<br />

ait çekleri bulunduran ancak karşılıksız çıkan çeklerin üçüncü firmaları sıkıntıya<br />

soktuğunu belirten Kurt, yeni yasalarla bu sıkıntının çözülmesini Hükümetten<br />

beklediklerini söyledi.


28 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

''Temennim, çok fazla yara bere<br />

almadan böyle bir ortamdan en az hasarla<br />

çıkarabilmek'' diyen Çağlayan, Merkez<br />

Bankasının faiz indiriminde proaktif değil,<br />

reaktif davrandığı eleştirisinde bulunarak<br />

şunları kaydetti: ''Böyle bir ortamda bu<br />

konuda bir inatlaşma uğruna yapılan<br />

yanlışları şiddetle kınadığımı her fırsatta<br />

söylüyorum. Keşke geçen yıl, dünyada<br />

ekonomin iyi gittiği ortamda faizleri<br />

artırmak yerine, faizleri Para Politikası<br />

Kurulu düşürebilseydi, bugün çok farklı<br />

şeylerle karşılaşacaktık. Bugün ekonominin<br />

olmazsa olmazı düşük enflasyon olacak,<br />

bütçe disiplin olacak. Ama ben size şunu<br />

soruyorum; enflasyonu 7'ye düşmüş<br />

ama binlerce firması kapanmış, kimsenin<br />

alışveriş yapmadığı bir ortamda enflasyon<br />

7 olsa ne olur, 5 olsa ne olur Bugün<br />

öncelikler değişmiştir. 2 puanlık faiz<br />

indirimi keşke inat edilmeden daha önce<br />

yapılsaydı, piyasalara yansımaları olsaydı''<br />

Krizin tüm reel sektörleri olumsuz<br />

etkilediğini bunu reel sektörden gelen biri<br />

olarak çok iyi gördüğünü hatırlatan Bakan,<br />

krizin etkisinin 6 ay daha devam edeceği<br />

öngörüsünde bulundu. Çağlayan, Para<br />

Kurulu'nun 2 puanlık faiz indiriminde geç<br />

kaldığını savunarak, bunun çok daha önce<br />

yapılması gerektiğini belirtti.<br />

Kriz süresince ve daha öncesinde<br />

Eximbank ve KOSGEB üzerinden pek çok<br />

kaynağın kullanıma açıldığını hatırlatan<br />

Çağlayan, birkaç hafta içinde yeni<br />

pazarlarda ihracatın desteklenmesi için<br />

sıfır veya çok düşük faiz oranlı 1 milyar<br />

dolarlık krediyi kullanıma açacakları<br />

müjdesini verdi. Çağlayan şöyle devam<br />

etti: “KOSGEB tarafından kullandırılacak<br />

kredinin detayları önümüzdeki günlerde<br />

belli olacak. İhracatçı KOBİ'lerimizi<br />

desteklemeye devam edeceğiz. Tekstil,<br />

konfeksiyon ve deri sektörüne ilişkin olarak<br />

bakanlığının koordinatörlüğünde bir eylem<br />

planı hazırlandı. Eylem planını Ekonomi<br />

Koordinasyon Kuruluna götüreceklerini, ilgili<br />

tüm kuruluşların görüş ve katkılarıyla birlikte<br />

neler yapılabileceğinin önümüzdeki hafta<br />

sonu itibariyle netleştirilecek. 2009 yılında<br />

içinde bulunduğumuz şartları dikkate alarak<br />

daha yeni bir portföy, destek paketi üzerinde<br />

çalışıyoruz. Yeni ihracat desteğiyle ilgili dün<br />

KOSGEB İcra Kurulu ile bir araya geldik.<br />

Yaklaşık 5 saat süren bir toplantımız vardı.<br />

Bu toplantıda aldığımız karar çerçevesinde<br />

bizim KOBİ'lere, ihracatçılarımıza kayıtsız<br />

kalmamız mümkün değil. Bu çerçevede<br />

hemen önümüzdeki birkaç hafta içinde<br />

uygulamaya sokacağımız sıfır faizli veya çok<br />

düşük faizli bir ihracat kredisini 1 milyar<br />

dolar olarak sizleri kullandıracağız''<br />

Tekstilcilerin çözüm beklentileri:<br />

• "Yatırım İndirimi" teşviğinde,<br />

yararlanılan vergi indiriminden gelir<br />

vergisi stopajı da alınmamalıdır.<br />

• 5084 Sayılı Yasa kapsamındaki<br />

uygulamaya benzer olarak yüzde 20'lik<br />

indirimli tarife yurt genelinde tüm<br />

sektöre uygulanmalı ve mevcut ya da<br />

ilave her kayıtlı çalışan başına yüzde 0,5<br />

puan ilave indirim uygulanmalı.<br />

• İhracat destekleri yüzde 0,29'dan<br />

yüzde 1'e çıkarılmalı.<br />

• İlk altı ay içerisinde ödenecek olan<br />

kurumlar vergisi ,geçici vergi,muhtasar<br />

ödemeleri Haziran ayından sonraki 6 ay<br />

içerisine yayılıp tahsil edilmeli.<br />

• Bankalardan alınacak krediler için<br />

teminat sorunu yaşayan firmaların<br />

işletme rehini veya hisse rehini vererek<br />

oluşturulacak olan kredi garanti<br />

fonunun bankalara teminat olması<br />

veya mevcut kredi garanti fonunun<br />

sermayesinin artırılarak işlevselliği<br />

sağlanmalı<br />

• Bu teşvik, yeni yatırımların yanında,<br />

mevcut tesislerin teknoloji yenilenmesi<br />

için de çok önemli ve gereklidir.


30 ÖRME DÜNYASI<br />

Haber<br />

Kesif Elyaf ipliğe<br />

damping soruşturması<br />

Çin, Hindistan ve Endonezya menşeli "Suni ve sentetik liflerden iplikler"<br />

için dampinge karşı önlem alındı. 3 ülkeden yapılan ürün ithalatında<br />

kilogram başına 0,23 ile 0,80 dolar karşı vergi uygulanacak.<br />

Dış Ticaret Müsteşarlığı, Çin, Hindistan ve Endonezya menşeli "suni ve<br />

sentetik liflerden iplikler (kesik elyaf iplikleri)" için dampinge karşı önlem<br />

aldı. Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin<br />

Önlenmesine İlişkin Tebliğe göre, yerli üretim dalı adına 22 şikayetçi firma<br />

ile bunları destekleyen 3 firmanın başvurusu üzerine, Çin, Hindistan ve<br />

Endonezya menşeli suni ve sentetik liflerden iplikler için başlatılan damping<br />

soruşturması tamamlandı. 2004-2007 döneminin incelendiği soruşturma<br />

sonucunda, dampingin yerli üretim dalında zararın ve her ikisi arasında<br />

illiyet bağının mevcut olduğu tespit edildi.<br />

Soruşturma Konusu Ürünler<br />

Soruşturma konusu madde, 55.08, 55.09, 55.10, 55.11 gümrük tarife<br />

pozisyonlarında sınıflandırılan "sentetik ve suni devamsız liflerden iplikler"dir.<br />

Şikâyet konusu ürün, %100 sentetik veya suni devamsız elyafın veya bunların<br />

birbirleriyle veya doğal elyaflarla muhtelif oranlarda karışımlarının eğrilmesiyle<br />

elde edilen ve ağırlığını sentetik veya suni elyafın oluşturduğu ipliklerdir.<br />

Ürün, kesim uzunluğu, numara, parlaklık, erime ısısı ve kalite gibi<br />

faktörlere bağlı olarak çeşitlilik göstermekle beraber üretim sürecinde<br />

yapılan ayarlamalarla bu çeşitliliği gerçekleştirmek mümkündür. Söz<br />

konusu ürün, genel olarak kumaş, halı, döşeme/kaplama ve hazır giyim<br />

imalatlarında kullanılmaktadır.<br />

GTP Madde Menşe Ülke Üreticiler<br />

Dampinge Karşı Önlem<br />

(ABD Doları/ Kg)<br />

Çin Halk Cumhuriyeti<br />

Nantong A-Z Textıle Co., Ltd. 0,49<br />

Diğerleri 0,80<br />

Hindistan<br />

Rswm Limited 0,29<br />

Diğerleri 0,39<br />

PT Elegant Textile Industries ---<br />

PT Sunrise Bumi Textile ---<br />

PT Apac Inti Corpora 0,23<br />

PT Kamaltex<br />

55.08;<br />

55.09<br />

(5509.52; 5509.61;<br />

5509.91 hariç)<br />

Sentetik ve suni devamsız<br />

liflerden iplikler<br />

PT Sinar Panua Djaja<br />

PT Bitratex Industries<br />

PT Hımalaya Tunas Texindo<br />

PT Indoroma<br />

55.10 (5510.20 hariç);<br />

PT Lotus Indah Textile Industries<br />

55.11<br />

Endonezya<br />

PT Srı Rejeki Isman-Sritex<br />

0,25<br />

PT Kewalram Indonesia<br />

PT Lotus Indah Textile Industries<br />

PT Embee Plumbon Tesktil<br />

PT Indo Liberty Textiles<br />

PT Himalaya Tunas Texindo<br />

Polysindo Eka Perkasa<br />

PT Kawalram<br />

Diğerleri 0,40


32 ÖRME DÜNYASI<br />

Röportaj<br />

Özbelen Tekstil<br />

Sebahattin Öztekin:<br />

“Bugün kim battı,<br />

diye birbirimize<br />

soruyoruz”<br />

Özbelen Tekstil’in kuruluş ve gelişim<br />

süreci hakkında bilgiler veren<br />

firma ortaklarından Sebahattin<br />

Öztekin, üç ortak ve iki makineyle mütevazı<br />

koşullarda başladıkları örmeciliğin<br />

bugün çok zor yapılır bir meslek haline<br />

geldiğini söyledi. <strong>Örme</strong>ciliği meslek olarak<br />

benimsediklerini bu nedenle de bu mesleği<br />

sürdürdüklerini ifade eden Öztekin,<br />

hem işin sahibi hem de işin içinde bir<br />

çalışan olarak bu işi ellerinden geldiğince<br />

sürdürmeye çalışacaklarını söyledi.<br />

Güngören’de Kale Sanayi Sitesi Kale<br />

Sokak’ta faaliyet gösteren Özbelen Tekstil,<br />

1995 yılında Hasan Kaplan, Sebahattin<br />

Öztekin ve Mehmet Demir tarafından<br />

kuruldu. Güngören Sancaktepe’de 2<br />

adet yuvarlak örme makinesiyle üretime<br />

başlayan firma, iki yıl süreyle burada<br />

faaliyet gösterdikten sonra 1997 yılında<br />

Kale Sokağındaki bugünkü yerine taşındı.<br />

Üç arkadaş bir araya gelip iki adet<br />

ikinci el makineyle örme kumaş üretimine<br />

başladıklarını söyleyen Öztekin şunları<br />

anlattı: “O günlerde yerimiz Sancaktepe’de<br />

idi. OVJA marka makinelerimiz vardı.<br />

Jakarlı ve düz kumaşların üretimini<br />

yapıyorduk. 1995’ten 1997 yılına kadar<br />

Sancaktepe’de üretime devam ettik.<br />

İşlerimiz iyi oldukça yatırıma gittik, başka<br />

makineleri de bünyemize kattık. Sadece<br />

ikinci el makineler aldık. Makine seçerken<br />

de Pilotelli ve Mayer gibi iyi markaları<br />

tercih ettik. 1997 yılına geldiğimizde<br />

makine sayımız 10’a yükseldi.<br />

1997’de Kale Sokağına taşındık<br />

1997 yılında şu anda bulunduğumuz<br />

Kale Sokak’taki yeni yerimize taşındık.<br />

Buraya geldiğimizde ortaklarımızdan<br />

biri ayrıldı. Ben ve Hasan Bey, birlikte<br />

yolumuza devam etmeyi sürdürdük.<br />

2004 yılına kadar, gelen siparişleri ve<br />

işlerin iyi olmasını fırsat bilerek makine<br />

almaya devam ettik. Şu anda makine<br />

parkurumuzda 25 adet makine bulunuyor.<br />

Bu makineler ile süprem, üç iplik, ribana,<br />

karkorşe, selanik ve ottoman türü örme<br />

kumaşlar üretiyoruz.<br />

%40 kapasiteyle çalışıyoruz<br />

Günlük kurulu kapasitelerinin 8-9 ton<br />

civarlarında olduğunu belirten Öztekin,<br />

kriz ve talep azalması nedeniyle şu anda<br />

yüzde 40 kapasiteyle çalıştıklarını söyledi.<br />

Her yıl giderek zorlaşan bir meslek kolunda


ÖRME DÜNYASI 33<br />

olduklarını belirten Öztekin, kriz nedeniyle<br />

makinelerin çoğunun yattığını, yüzde 40<br />

kapasitelerle günü kurtarmaya çalıştıklarını<br />

söyledi. Krizde birçok firma işçi çıkarırken<br />

kendilerinin işçi çıkarmaya gitmediklerini<br />

söyleyen Öztekin, 25 kişilik ekiple, dayanışma<br />

ve yardımlaşma içinde, özveri göstererek<br />

çalıştıklarını, ne kazanılıyorsa bunu paylaşarak<br />

krize karşı ayakta durmaya çalıştıklarını<br />

belirtti.<br />

Her yıl bir önceki yılı arıyoruz<br />

İşçi çıkarmanın sorunu çözmediğini dile<br />

getiren Öztekin, her geçen yıl, bir önceki<br />

yılı arttığını belirterek şöyle devam etti:<br />

“İşlerin düzelmesi bir tarafa her yeni yılda<br />

daha da kötüleşiyor. <strong>Örme</strong>ciliğe çok sayıda<br />

firmanın girmesi, aşırı kapasite, artan<br />

rekabet ortamı, maliyetlerin yükselmesi ve<br />

talep azalması işlerimizi daha da zor hale<br />

soktu. Artık para kazanmak hayal oldu.<br />

Fason fiyatları yıllardır aynı”<br />

Her gün bir firmanın kapandığını<br />

duyuyoruz<br />

Kriz nedeniyle, olağanüstü bir döneme<br />

girildiğini, her gün bir firmanın daha<br />

kapandığını duyduklarını ifade eden<br />

Öztekin, “her sabah bugün kim kapandı<br />

diye birbirimize soruyoruz. İğnecilerden,<br />

yağcılardan, iplikçilerden her gün yeni<br />

bir haber alıyoruz. Falan firma kapandı,<br />

filan firma kapandı. Belki dedikodular da<br />

oluyordur ama kapananların sayısı giderek<br />

artıyor maalesef. Bizim tespit ettiğimiz<br />

kadarıyla 70 civarında örmeci kapanmış”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Müşterilerinin tamamının ihracatçı<br />

olduğunu, iç piyasaya çalışmadıklarını<br />

söyleyen Öztekin, müşterilerimizin<br />

tavsiyeleriyle yeni müşterilere ulaştıklarını,<br />

tanımadıkları yeni müşterilere çok<br />

fazla itibar etmediklerini söyledi. Bir<br />

müşterilerinin çeklerinin geri döndüğünü<br />

söyleyen Öztekin, “Bu müşterimiz telefon<br />

açtı, gelin borç karşılığında kumaşları alın<br />

götürün dedi. Gidip kumaşları göreceğiz.<br />

Belik 10’a alıp 3-5’e satıp daha büyük bir<br />

zarardan kurtulmaya çalışacağız. Başka<br />

çaremiz yok” dedi.<br />

Devletin destek çıkması lazım<br />

Herkese para lazım. Büyük firmaya da,<br />

küçük firmaya da para lazım. Maliyetlerin<br />

artığı bir dönemdeyiz. Vadeler uzun, nakit<br />

akışı yok. Üretim için para lazım ama<br />

bulamıyoruz. İğnede indirim talebimiz<br />

olmuştu ama tam tersiyle karşı karşıyayız.<br />

Her yıl fiyatlara yüzde 5’lik bir artış<br />

yapılmakta. Dolar, euro artınca iğne çok<br />

pahalı hale geldi.<br />

Bir diğer sorunun da iğnede kalite<br />

sorunu olduğunu belirten Öztekin,<br />

iğne platin hatalarında örmeciler hiç<br />

zaman haklı görülmediği şikâyetinde<br />

bulundu. “Hep hata bizden kaynaklandı<br />

denildi. Hakkımızı arayamadık. Bir kere<br />

de iğnenin kalitesinden kaynaklandı,<br />

denilmesini ümit ettik ama bu olmadı.<br />

Düzenlenen raporlara bakıyoruz hep,<br />

hatanın kaynağı örgücü”<br />

<strong>Örme</strong>cilerin bir başka sorunun da yağ<br />

olduğunu söyleyen Öztekin şunları söyledi:<br />

“ Biz örmeciler hangi yağ iyidir, kalitelidir,<br />

bunu bilmiyoruz. Bir örmeciler bir ortak<br />

nokta bulmalıyız. Hangi yağ kalitelidir,<br />

üstündür. Bunu belirleyecek çalışmalar<br />

içinde olmalıyız. <strong>Derneği</strong>n bu noktada<br />

bizi aydınlatmasını bekliyoruz. İplikte<br />

kalite sorununu hemen görebiliyoruz ama<br />

iğnede bir laboratuar olmadığı için hangi<br />

yağın kaliteli olduğunu anlayamadıklarını,<br />

derneğin bu konuda çalışmalar içinde<br />

olmasını bekliyoruz”<br />

<strong>Örme</strong>cilerin birlik ve beraberlik ruhuyla<br />

hareket etmesi gerektiğini söyleyen Öztekin<br />

konuşmasının sonunda, bu sektörde bir sorunu<br />

ancak birlikte hareket ederek çözülebileceğini,<br />

herkesin birbiriyle iletişim içinde olmasının<br />

faydalı olacağının altını çizdi.


ÖRME DÜNYASI 35<br />

<strong>Örme</strong>de, yerli emniyet sistemleri;<br />

Hem kaliteli hem ekonomik<br />

<strong>Örme</strong> sektörüne yedek parça, bakım<br />

ve teknik destek hizmeti veren,<br />

aynı zamanda Terrot’un 17 yıldır<br />

teknik servisi olan ve diğer tüm markaların<br />

da teknik hizmetlerini yapan Elektro Dizayn<br />

firması, geliştirdiği ürünlerle sektöre faydalı<br />

hizmetler sunuyor.<br />

Kumaş Kontağı: Elektro Dizayn’ın<br />

geliştirdiği cihazların başında kumaş<br />

kontağı geliyor. Bu cihaz, şıklığı<br />

ve dayanaklığı ile dikkat çekiyor.<br />

Süprem makineler için geliştirilen bu<br />

cihaz, örme sırasında makinelerde<br />

oluşabilecek büyük kumaş atıklarına<br />

ve bu atıklardan doğabilecek zaman<br />

kaybına, iğne kırılmalarına karşı<br />

koruyucu bir görev üstleniyor. Bir<br />

çeşit emniyet sistemi olan bu cihaz,<br />

kaybedilecekler göz önüne alındığında<br />

fiyatıyla da çok uygun.<br />

İğne Kontağı: Elektor Dizayn firması,<br />

örme makinelerinde, örmeciye maliyet<br />

çıkaran sorunlara karşı çeşitli çözümler<br />

üretmeye özen gösteriyor, bu yönde uzun<br />

soluklu araştırmaları bulunmakta. Firma,<br />

işte bu çözüm arayışlarını sonucunda<br />

yerli iğne kontağı cihazını da geliştirmeyi<br />

başardı. Satın almış olduğunuz örme<br />

makinelerinin üzerinde bulunan iğne<br />

kontaklarının ortalama ömürleri 1 yıl<br />

civarında iken, Bu firmanın geliştirdiği<br />

iğne kontaklarında bu süre daha<br />

fazla olmakta ve üstüne üstülük fiyat<br />

bakımından da yarı yarıya daha ucuz. bu<br />

da maliyetlerin hayati önem taşıdığı bir<br />

dönemde hiç göz ardı edilemeyecek bir<br />

konu. Makineler üzerinde bulunan orijinal<br />

iğne kontakları arızalandığında bunların<br />

yenisini getirmek zaman aldığından,<br />

bunların yerine yerli ve üstüne üstlük<br />

daha kaliteli ve ucuz olan bir ürünü<br />

almak, daha akıllıca olsa gerek.<br />

Uzak Doğu’dan gelen makinelerin birçok<br />

parçası kısa sürede arızalanabilmekte ve<br />

yetersiz emniyetle çalışmaktadır. Örneğin<br />

iğne kontaklarının kabloları kopmakta,<br />

lambaları kırılabilmektedir. Ayrıca iğne<br />

kontakları mekanik olduğundan dolayı<br />

makineyi durduramayabilmektedir. Bu<br />

sıkıntıları çözmeye yönelik araştırmalar<br />

yapan Elektro Dizayn firması, kolay<br />

kopmayan, led ışıklı iğne kontakları üretti.<br />

Yerli malı bu kaliteli iğne kontakları,<br />

örmecilerin maliyet ve zaman kaybını<br />

önlemede büyük faydalar sunmaktadır.<br />

Elektronik İğne Kontakları: Elektro<br />

Dizayn firması, çoğu zaman makineleri<br />

durduramayan mekanik iğne kontaklarının<br />

yarattığı sıkıntılara çözüm olarak elektronik<br />

kontrollü iğne kontakları üretti. Daha<br />

gelişmiş bu iğne kontakları, makinelerin<br />

durmasını sağlayarak hatalı üretimin önüne<br />

geçmektedir. Hatalı üretimin yaratacağı<br />

sıkıntılar göz önüne alındığında bu cihazın<br />

ne denli önemli olduğu anlaşılacaktır.<br />

Elektro Dizayn’ın geliştirdiği ve<br />

fiyasada talep bulan belli başlı ürünler<br />

şunlar: Terrot süprem ribana, ringel iğne<br />

kumaş ve kapı kontakları. Mayer süprem<br />

ringel ve ribanalar için iğne ve kumaş<br />

kontakları. Monarch ringel süprem ribana<br />

iğne ve kumaş kontakları. Pai Lung ringel<br />

süprem ribana iğne ve kumaş kontakları.<br />

Firma, bu makinelerin yanı sıra daha<br />

birçok makineye uygulanabilen sistemler<br />

de üretti. Firma, ihtiyaç halinde özel<br />

üretim yapabilmekte.


36 ÖRME DÜNYASI<br />

Fuar<br />

Londra Türk Kumaş Fuarı başarılı geçti<br />

Türk tekstilinin uluslararası isimlerinden katılımcı olarak yer alan seçkin firmalar 2010<br />

İlkbahar/Yaz hazır giyime yönelik kumaş koleksiyonlarını İngiltere`deki zincir mağazalar,<br />

mümessiller, büyük alım grupları ve tasarımcılara sundular.<br />

İngiltere'nin başkenti Londra'da 14'üncüsü<br />

yapılan 'Turkish Fashion Fabric Exhibition<br />

London - Londra Türk Tekstil Ürünleri<br />

Fuarı'na katılan tekstilciler küresel krizin<br />

tüm olumsuzlukların yaşandığı bir ortamda<br />

dev markaların yoğun ilgisiyle moral buldu.<br />

Première Vision Paris ve Milano Unica fuarları<br />

öncesi gerçekleştirilen Londra Türk Tekstil<br />

Ürünleri Fuarı’nda, İngiliz alıcılar için yeni<br />

sezon kumaş koleksiyonlarına ilk bakış imkanı<br />

sağlanırken, ziyaretçiler için takip eden diğer<br />

fuarlarda Avrupa’nın diğer güçlü kumaş<br />

üreticileriyle mukayese yapma imkani doğdu.<br />

Alıcıların dikkatini öncelikle<br />

kendisinde odaklayan trend<br />

forum bölümü ve çevresindeki<br />

dört trend alanında Sonbahar/<br />

Kış 2009-10 ve İlkbahar/Yaz<br />

2010 sezonlarına ait kumaşlarin<br />

sergilendiği alanlar çekti.<br />

13–14 <strong>şubat</strong> günlerinde düzenlenen<br />

Texbridge London fuarına aralarında Akın<br />

Tekstil, Aksu, Anteks, Bahariye Mensucat,<br />

Berdan Tekstil, Bossa, Deba, Gülle Tekstil,<br />

BTD Tekstİl, Öztek/Stampa, Özdoku, Kipaş,<br />

Örnek Tekstil ve Yünsa gibi Türk tekstilinin<br />

önde gelen firmalarının bulunduğu 35 firma<br />

katıldı. Katılımcı firmalar, 2010 İlkbahar/Yaz<br />

hazır giyime yönelik yüksek kalitede giysilik<br />

kumaş koleksiyonlarını İngiltere’nin seçkin<br />

markalarına sergilediler.<br />

İTKİB tarafından organize edilen ve yılda<br />

iki kez düzenlene Texbridge Fuarı’nın Türk<br />

kumaş sanayine kazandırdıklarını konusunda<br />

değerlendirmelerde bulunan İstanbul<br />

Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği<br />

(İTHİB)Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle,<br />

katılımcı firmaların İngiltere pazarındaki<br />

gücünü bu fuarla korumayı başardığını, moral<br />

bulduğunu söyledi. Gülle, “Firmalarımız,<br />

Arcadia Group, Debenhams, Dewhirst,<br />

John Lewis, Marks&Spencer, Next, River<br />

Island, Karen Millen ve Topshop gibi seçkin<br />

markalar tarafından bir kez daha tercih<br />

edildi. Pazardaki gücümüzü korumamız<br />

açısından bu bir başarıdır" şeklinde konuştu.<br />

“İngiltere pazarından tüm zorluklara rağmen<br />

vazgeçmemiz mümkün değildir,” diyen Gülle,<br />

“Biz krizi fırsata döndürmeye geldik ve bu<br />

fuarın devamını da sağlayacağız. Türkiye<br />

tekstilcileri İngiltere pazarına, gücüne ve<br />

geleceğine güvendiğinden daha büyük işlere<br />

imza atacaktır” dedi.<br />

İngiltere pazari Türkiye için çok önemli<br />

ve vazgeçilmezdir,diyerek konuşmasını<br />

sürdüren İsmail Gülle, “Dünyayı sarsan<br />

bu kriz döneminde bu fuarla var olmak ve<br />

bu pazardaki yerimizi korumak önem arz<br />

etmektedir. Bu pazardan tüm zorluklara<br />

rağmen vazgeçmemiz mümkün değildir.<br />

Biz krizi fırsata döndürmeye geldik ve bu<br />

fuarın devamını da sağlayacağız. Türkiye<br />

tekstilcileri İngiltere pazarına, gücüne ve<br />

geleceğine güvendiğinden daha büyük işlere<br />

imza atacaktır. Ancak bu, fuarlara katılımı<br />

sürdürmekle, bu amaca inanıp gayret<br />

göstermekle mümkündür” şeklinde konuştu.


ÖRME DÜNYASI 37<br />

KATILIMCI FİRMALAR<br />

AKIN TEKSTIL<br />

AKSU İPLİK DOKUMA VE BOYA APRE FABRİKALARI T.A.Ş.<br />

ANTEKS DOKUMA FABRIKASI<br />

ARSAN TEKSTİL TİC. VE SAN. A.Ş.<br />

BAHARİYE MENSUCAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />

BERDAN TEKSTIL SANAYI VE TICARET A.S.<br />

BLF TEKSTİL VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.<br />

BOSSA FORMAL & SMART CASUALWEAR<br />

BOSSA SHIRTING MILLS<br />

BTD TEXTILE<br />

DENİZLİ BASMA VE BOYA SAN. A.Ş.<br />

EBTEKS TEKSTİL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

EKOTEN TEKSTİL A.Ş.<br />

ESENTEKS<br />

GULLE ENTEGRE TEKSTİL<br />

İPEKER TEKSTİL TİCARET VE SANAYİ A.Ş.<br />

İPEKİŞ MENSUCAT T.A.Ş.<br />

KİPAŞ MENSUCAT<br />

MEHMET FAİK YILMAZİPEK TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

NAZ ÖRME KUMAŞ VE TEKSTİL SAN A.Ş.<br />

ÖRNEK TEKSTİL TİC. SAN. A.Ş.<br />

ÖZDOKU TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

ÖZEL TEKSTİL İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

ÖZTEK TEKSTİL TERBİYE TESİSLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

SAYDAM TEKSTİL SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş.<br />

SEMADA TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

TEZYAPARLAR TEKSTIL SAN. VE TIC. LTD.<br />

YARANGÜMELİ TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

YÜNSA YÜNLÜ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />

C16<br />

C20<br />

D21<br />

B16<br />

D15<br />

C28<br />

A15<br />

C27<br />

C27<br />

C15<br />

B28<br />

E22<br />

A21<br />

B30<br />

C19<br />

D31<br />

D19<br />

C21<br />

E30<br />

C32<br />

C30<br />

E28<br />

A17<br />

B20<br />

B22<br />

E18<br />

B29<br />

D27<br />

C22


40 ÖRME DÜNYASI<br />

Trend<br />

Organik Exchange (OE)’nin<br />

yayınladığı 2007/2008 Organik<br />

Pamuk ve Elyaf Raporu’na<br />

göre, organik pamuk üretimi,<br />

668 bin 581 balyaya yükseldi.<br />

Toplam 22 ülkede 161 bin<br />

hektarlık alanda üretilen<br />

organik pamukla ilgili bu<br />

rakamlar, 14 Ekim 2008’de<br />

Portekiz’de gerçekleşen bir<br />

konferansta açıklandı.<br />

Organik Pamuk Pazarı<br />

2009’da 5 milyar doları bulacak<br />

Organik pamuk pazarı büyüyor. 2008 yılında 4 milyar dolara yaklaşan pazar büyüklüğünün<br />

2009’da 5 milyar dolar olması bekleniyor.<br />

Üretim alanları büyüdükçe üretim<br />

kapasitesi ve satışları da artıyor.<br />

Bugün dünya genelinde organik<br />

pamuk üretimi toplam 22 ülkede<br />

gerçekleştiriliyor. Türkiye, Hindistan, Çin,<br />

Peru, Amerika, bazı Afrika ülkeleri ile İsrail<br />

ve Pakistan organik pamuk üreten belli<br />

başlı ülkeler. Türkiye dünyadaki organik<br />

pamuk üretiminde yüzde 40 payla ilk<br />

sırada yer almaktadır. Hindistan ikinci<br />

sırada geliyor. Organik pamuğun yüzde<br />

32'si Hindistan'da, yüzde 8'i Çin'de, yüzde<br />

3,5'u da Peru'da üretiliyor. Türkiye'de<br />

organik pamuk üretiminin büyük<br />

çoğunluğu, Ege bölgesinde yapılmaktadır.<br />

Hızlı büyüyen bir pazar<br />

Organik pamuklu ürünler (giysiler, ev<br />

tekstilleri ve kişisel bakım-hijyen-ürünleri)<br />

pazarı halâ küçük, fakat çok hızlı büyüyen<br />

bir pazardır. 2002 yılında 380 milyon<br />

dolar civarında olan pazar 2002–2004<br />

döneminde ortalama % 28 civarında<br />

artarak 2004 yılı sonunda 720 milyon<br />

dolara çıkmıştır. 2005 sonunda yaklaşık<br />

900 milyon dolara ulaşan organik pamuk<br />

pazarı, 2006 1,1 milyar dolara, 2007’de iki<br />

kat artarak 2 milyar dolara çıkmıştır. 2008<br />

yılında ise bu miktar yüzde 90 oranında<br />

artarak 3.8 milyar dolar seviyesine<br />

ulaşmıştır.<br />

Organik pamuk üretimi 80’lerde başladı.<br />

Dünyada organik pamuk üretimi ilk<br />

defa 1980'ii yılların sonlarında Türkiye'de<br />

başlamıştır. Daha sonraki yıllarda<br />

ise organik pamuk üretimi A.B.D.'de<br />

Türkiye'den çok daha hızlı bir gelişme<br />

göstermiş ve 1995 yılında A.B.D. 6.750<br />

ton'la Dünya üretiminin yansından fazlasını<br />

tek başına sağlayıp açık farkla Türkiye'nin<br />

önünde en büyük üretici olmuştur.<br />

Fakat 1996 ve 1997 yıllarında A.B.D.'de<br />

organik pamuk üretimi çok hızlı bir düşüş<br />

göstererek 2600 ton'a, Dünya üretimindeki<br />

payı da % 32'ye gerilemiştir. Daha<br />

sonra 1999 yılında tekrar ciddi bir artış<br />

göstererek üretimi 4963 ton'a, Dünya<br />

üretimindeki payı da % 34'e çıkmış ise de,<br />

bu geçici bir durum olmuş ve 2000 yılından<br />

itibaren üretim büyük ölçüde gerileyerek,<br />

2004 yılında 1550 ton'a düşmüştür.<br />

Dev markaların ilgisi artıyor<br />

2004 yılında Nike 2000 ton, ikinci<br />

büyük tüketici Sam's Club 1350 ton,<br />

Coop Switzerland, Otto ve Pa-tagonia<br />

firmalarının her biri de 700-1000 ton<br />

arasında değişen miktarlarda organik


ÖRME DÜNYASI 41<br />

pamuk tüketmişlerdir). Nike firması %<br />

100 organik pamuktan oluşan ürünler<br />

de üretmeye başladıysa da, başlangıçta<br />

sadece bazı pamuklu ürünlerine %<br />

3-5 civarında organik pamuk katmakla<br />

yetinmiştir. 2004 yılında Nike markasıyla<br />

üretilen pamuklu ürünlerin % 47'sinde en<br />

az % 5 organik pamuk kullanılmıştır, hedef<br />

2010 yılında pamuklu ürünlerin tamamında<br />

en azıyla % 5 organik pamuk kullanmaktır.<br />

Organik pamuk kullanan diğer büyük<br />

markaların başında Timberland ile Mark<br />

& Spencer gelmektedir. Timberland<br />

2006 yılında, Mark & Spencer de 2012<br />

yılında pamuklu ürünlerinde kullandıkları<br />

pamuğun ortalama %5'inin organik<br />

pamuk olmasını hedeflemektedirler. Son<br />

dönemde organik pamuğa ilgisini artıran<br />

ve ürünlerinde daha fazla kullanmaya<br />

başlayan firmalardan biri de H&M<br />

firması. Firma, 2009’da çıkardığı bahar<br />

koleksiyonlarında organik pamuğa ağırlık<br />

verdi. Firma, 2009’da organik pamuk<br />

kullanımını yüzde 50 artıracağını duyurdu.<br />

metotlar ve materyaller ile yapılan<br />

tarım işlemleri sonucu üretildiğini<br />

ifade etmektedir. Sertifikalı Organik<br />

ise bu ürünlerin üreticilerinin bağımsız<br />

ve akredite edilmiş kontrol firmaları<br />

tarafından başlangıçtan sona takip ve<br />

denetiminin yapıldığını garanti etmektedir.<br />

Ülkemizde sertifika veren birkaç<br />

organizasyon var. Control Union, IMO iki<br />

önemli sertifika veren kuruluş. Ürünlerinde<br />

organik pamuk kullanan firmalar,<br />

sertifikalarını bu iki kuruluşla temasa<br />

geçerek alıyorlar.<br />

TEKSTİLCİ, ORGANİK İÇİN NE DEDİ<br />

Sanko Tekstil:<br />

“10 yıldır organik kumaş üretiyoruz”<br />

Sanko Tekstil'in organik iplikten ürettiği<br />

kumaşlar şirketin önemli kalemlerinden<br />

biri haline geldi. 10 yıldır organik pamuk ve<br />

iplikten kumaş üreten Sanko, son yıllarda<br />

organik kumaşlar için farklı bir departman<br />

oluştuğunu ve organik ürünlerin önemli<br />

üretim kalemlerinden biri haline geldiğini<br />

kaydetti. Yurtiçi ve yurtdışında organik<br />

kumaşlara ilginin yükseldiğini belirten<br />

Organik terimi tarım ürünlerinin<br />

yetiştirilme ve işlenme metodunu ifade<br />

etmektedir. "Organik" kelimesinin<br />

kullanıldığı ürünler tamamı ile doğal


42 ÖRME DÜNYASI<br />

Trend<br />

kumaslar ve elbiseler için<br />

geçerlidir. GOTS isleme, üretim,<br />

paketleme, etiketleme, ihracat, ithalat<br />

ve tüm organik ürünlerinin taşınması<br />

aşamalarını kapsar.<br />

Ölçer, Sanko'nun ileride bu alanda büyük<br />

satışlar yapacağını söyledi.<br />

Rateks:<br />

“ Organik ev tekstili üretiyoruz”<br />

Denizli Rateks Tekstil, organik<br />

kumaşlardan ürettikleri havlu ve bornozları<br />

oteller, hamile ve çocuk giysisi satan<br />

mağazalar aracılığıyla satıyor. 2 yıl önce ilk<br />

organik tekstil havluları üretime başlayan<br />

firma, satışlarının yarıdan fazlasını ihraç<br />

ediyor. Firmanın hedefi 2009’da satışlarını<br />

2'ye katlamak.<br />

TGSD Başkanı:<br />

“ Organik tekstil kullanımı her yıl<br />

%40 büyüyor”<br />

Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />

Başkanı Ahmet Nakkaş, dünyada organik<br />

tekstile olan talebin son yıllarda yıllık<br />

bazda yüzde 40 oranında arttığını söyledi.<br />

Organik ürün kullanımında başı kuzey<br />

Avrupa ülkeleri çekiyor diyen Nakkaş,<br />

bu ürünler katma değeri yüksek, niş<br />

ürünler olduğunu belirterek Çin'de de bu<br />

tür ürünlerin üretimine doğru bir kaydığını,<br />

ancak Türkiye'nin bu konuda ciddi bir<br />

rakibi olmadığını vurguladı.<br />

Özen Mensucat:<br />

“Organik prestij unsuru”<br />

Taha Holding'e bağlı boyahane firması<br />

Özen Mensucat'ın Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ahmet Temiroğlu, günlük 30 ton olan<br />

boyama kapasitelerinin 5 tonunu organik<br />

ürünlerin boyanması için kullandıklarını<br />

belirtiyor. Temiroğlu, bazı ünlü markaların<br />

doğal tekstil üretimini şu sıralar bir prestij<br />

unsuru olarak gördüklerini söyledi.<br />

GOTS NEDİR<br />

Global Organik Tekstil Standardı (GOTS);<br />

Organik Tekstil İsleme alanında faaliyet<br />

gösteren önde gelen standart birliklerinin<br />

ortak bir çalışmasıdır.<br />

Yetkilendirilmis Kontrol &<br />

Sertifikasyon Kuruluşları<br />

• Institute for Marketecology (IMO)<br />

• Soil Association<br />

• Oregon<br />

• Control Union Certifications<br />

• ICEA<br />

• OneCert Inc.<br />

GOTS’UN AMAÇLARI<br />

Hammaddelerin hasadından, çevresel<br />

ve sosyal sorumlulukla üretimden<br />

etiketlemeye kadar nihai müşteriye,<br />

organik ürünle ilgili kesin bir güvence<br />

sunabilmek için organik tekstilin durumunu<br />

dünya sçapında kabul gören kriterlerle<br />

tanımlamak. İsleyici ve üreticilerin,<br />

organik kumaş ve kıyafetlerini tüm büyük<br />

pazarlarda kabul gören tek sertifika ile<br />

ihraç edebilmelerini sağlamak.<br />

GOTS’IN KAPSAMI<br />

GOTS sadece zorunlu kriterlere<br />

odaklanmıştır. GOTS elyaf ürünler,<br />

GOTS ETİKETLEME<br />

Karışımlı ürünler (örn., Organik ve<br />

konvansiyonel pamuk içeren ürünler)<br />

kesinlikle GOTS referans verilerek<br />

etiketlenemez, satılamaz. Bu iki etiketleme<br />

seçeneği arasındaki tek fark nihai<br />

üründeki organik ya da organiğe geçiş<br />

('organic' / 'organic - in conversion') elyaf<br />

miktarının oranıdır. Nihai ürünün organiğe<br />

geçiş ürünü olarak etiketlenebilmesi<br />

belgelendirmeye temel standardın buna<br />

izin vermesi koşuluyla mümkündür. Fakat<br />

yeterli miktarda, kalitede ve türde organik<br />

elyafın olmadığı belirtilmek zorundadır<br />

(NOP’a göre mümkün değil).<br />

Bu standardın tüm zorunlu kriterlerine<br />

uygun olarak üretilmiş ürünler aşağıdaki<br />

şekilde etiketlenebilir, pazarlanabilir yada<br />

satılabilir:<br />

a) “organik” ya da “organiğe geçis”<br />

"organic" or "organic - in conversion"<br />

b) “% x organik malzemeden imal ”<br />

yada “% x organiğe geçis malzemelerinden<br />

imal” "made with x % organic materials"<br />

or " made with x % organic - in conversion<br />

materials")<br />

ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN İKİ<br />

ÖNEMLİ KURULUŞ<br />

CONTROL UNION<br />

Adres: Mansuroglu Mah. 286 Sok. No:16<br />

Kat:1 D:3 Ali Colakoglu Sitesi A-1 Blok<br />

Bornova 35040 IZMIR<br />

Tel: 0.232.347 07 04 Fax: 0.232.347 0693<br />

turkey@controlunion.com<br />

www.controlunion.com<br />

IMO<br />

Hüseyin Tas<br />

Türkiye Tekstil Temsilcisi Institute for<br />

Marketecology (IMO)<br />

Tel: +90 533 302 61 75<br />

Fax: +90 266 835 81 58<br />

hut@imo.ch, www.imo.ch<br />

Yalı Mh. Güzide Sk. Güzelyalı Apt. No.5 Kt.3<br />

D.5, 10500 Erdek, Balikesir Türkiye


ÖRME DÜNYASI 43<br />

, organik pamuk<br />

kullanımını %50 arttırdı<br />

Dünyanın önde gelen moda<br />

markalarından H&M, ürünlerinde<br />

organik materyal kullanımını her<br />

yıl daha da artırıyor. 2008 bahar sezonu<br />

koleksiyonu için tam 1500 ton organik<br />

pamuk kullanan firma, 2009’da bu miktarı<br />

yüzde 50 oranında artıracağını açıkladı.<br />

H&M’in Tasarım bölümünden<br />

Ann-Sofie Johansson, uzun dönemli<br />

yatırımlar arasında organik ürünlerin<br />

büyük önem taşıdığını, yeşil materyaller<br />

olarak tanımlanan geri dönüşümlü<br />

pamuk, yün ve polyester gibi organik<br />

materyallerin ürünlerde daha fazla<br />

kullanılacağını açıkladı.<br />

Hazırlanan koleksiyonların sadece<br />

yüksek moda ürünler olmadığını aynı<br />

zamanda çevre dostu olduğunu belirten<br />

Tasarım şefi Ann-Sofie Johansson, organik<br />

ve çevreci ürünlerin müşterilerin duyarlılık<br />

gösterdiği bir ürün kategorisi olduğunu<br />

belirterek bu tür ürünlerin kullanımına her<br />

zaman ağırlık vermeyi sürdüreceklerini<br />

ifade etti.<br />

Basın açıklamasıyla, organik pamuk ve<br />

materyallerinin kullanımı konusunda 2009<br />

yılı çalışmalarından bahseden Johansson,<br />

giysilerde moda ve çevreci özellikleri<br />

bir araya getirmeye özen gösterdiklerini<br />

belirterek 2008 yılına göre 2009’da<br />

yüzde 50 daha fazla organik pamuk<br />

kullanacaklarını ifade etti.<br />

2009 Bahar sezonunda geri dönüşümlü<br />

materyallerden imal edilen özel giysiler<br />

tasarlayan H&M Tasarım Ofisi, pamuk<br />

yanında PET şişelerden ve tekstil<br />

artıklarından geri dönüştürülen özel<br />

materyaller kullanıyor. Gelecek baharın<br />

bir diğer ilginç projesi de geri dönüşümlü<br />

pamuklar olacak. Bu ürünler, kumaş<br />

artıklarının özel işlenmesiyle elde edilen<br />

materyallerdir.


44 ÖRME DÜNYASI<br />

Haber<br />

Kırmızı hat uygulaması yüzünden<br />

Rusya pazarını kaybediyoruz<br />

<strong>Örme</strong> kumaşta en önemli ihracat pazarımız olan Rusya’nın kırmızı hat uygulaması, bu ülkeye<br />

yapılan ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Sadece kumaşta değil, hazır giyimde de yaşanan kan<br />

kaybı için hükümetin acil devreye girmesi gerekiyor.<br />

İstanbul Hazırgiyim<br />

ve Konfeksiyon<br />

İhracatçıları Birliği<br />

(İHKİB) Başkanı Hikmet<br />

Tanrıverdi, Rusya'nın<br />

gümrüklerde 'kırmızı<br />

hat' uygulamasına<br />

başladığı temmuz<br />

ayından bu yana ihracatta<br />

yüzde 70'lere varan keskin<br />

düşüşler yaşandığını söyledi.<br />

Tanrıverdi sorunun çözülmesi<br />

için Başbakan Recep Tayyip<br />

Erdoğan'ın devreye girmesini istedi.<br />

İHKİB Başkanı Tanrıverdi'nin verdiği<br />

bilgiye göre geçtiğimiz aylarda Rus gümrük<br />

kapılarında yaşanan "tam sayım" krizinin<br />

çözülmesi için iki ülke arasında imzalanan<br />

ön protokol sonuç vermedi. Eylül ayında<br />

imzalanan protokolün altyapı çalışmaları<br />

bugüne kadar bitirilemedi. Türk malları<br />

Rus gümrüklerinde çeşitli bahanelerle<br />

1 aya yakın bekletilmeye devam ediyor.<br />

Geçtiğimiz yıl Rusya'ya yapılan resmî hazır<br />

giyim, tekstil ve deri konfeksiyon ihracatı<br />

1,5 milyar doları aştı.<br />

Diğer sektörlerle birlikte toplam ihracat<br />

ise yüzde 35'lik bir artış ile 6,6 milyar<br />

dolara yükseldi. Sadece hazır giyim ihracatı<br />

2007 yılına göre yüzde 7,7 oranında<br />

artarak 305,6 milyon dolara ulaştı. Kırmızı<br />

hat krizi öncesinde yıllık hazır giyim<br />

ihracatında yüzde 50'lerin üzerinde bir artış<br />

beklendiğini dile getiren Hikmet Tanrıverdi,<br />

son dönemde Rusya pazarının Avrupa'ya<br />

göre çok daha hareketli bir seyir izlediğini;<br />

ancak tam sayım yüzünden firmaların yeni<br />

sezon ürünlerini gönderemediğini belirtti.<br />

Güvensiz ortam nedeniyle gelecek<br />

döneme ilişkin sipariş alamadıklarını ifade<br />

eden Tanrıverdi, "Hazır giyim ihracatımız<br />

Ocak-Temmuz 2008 arasında aylık yüzde<br />

25-60 arasında<br />

artmıştı. Ondan<br />

sonra düşmeye<br />

başladı. Aralıkta<br />

tam yüzde 68,9<br />

azaldı. Hızlı düşüşler<br />

Rusya'ya ihracat<br />

yapan diğer sektörler<br />

için de geçerli." dedi.<br />

Tanrıverdi, Rusya'nın<br />

bugüne kadar sadece<br />

Türkiye ile imzaladığı bu<br />

protokolün Türk hazır giyim<br />

sektörünü ve genel ihracatı olumsuz<br />

etkileyerek haksız rekabete yol açtığını<br />

vurguladı.<br />

Hazır giyimciler kriz ortamında bile<br />

perakende pazarı yüzde 10'ların üzerinde<br />

büyüyen Rusya pazarını kaybetmeye<br />

tahammüllerinin olmadığını belirtiyor.<br />

Sorunun çözümünün bürokratları<br />

aşıp, siyasi iradeye dayandığını<br />

belirten Tanrıverdi, "Başbakanımızın<br />

sürece müdahale etmesini bekliyoruz.<br />

Gümrüklerdeki sorunun aşılması ve bir<br />

süre önce girişimlerini başlattığımız ruble<br />

ile ticaretin gerçekleşmesi halinde 2009<br />

yılında bu ülkeye olan ihracatımız 3-4 kat<br />

artar." diye konuştu.


46 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

TOBB Başkanı: “Olağanüstü koşullardayız,<br />

olağanüstü tedbirler lazım”<br />

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ekonomi koordinasyonun Ankara’da gerçekleşen toplantısında,<br />

''Olağanüstü Bir Dönemden Geçmekteyiz. Böyle Bir Dönemde Olağanüstü Tedbirlere İhtiyaç<br />

Duymaktayız'' dedi.<br />

dönemde olağanüstü tedbirlere ihtiyaç<br />

duymaktayız. Zaman paradır denir. Geçen<br />

Ağustos’tan bugüne yaşananlar, bu sözün<br />

bir ispatı gibidir. Ağustos’ta belli belirsiz<br />

olan riskler, Ekim ayında belirginleşmiş,<br />

bugün ise geleceğimizi tehdit eder hale<br />

gelmiştir. İçinde bulunduğumuz günler<br />

yaratıcı politikaların tasarlanması gereken<br />

günlerdir. Şüphesiz ki bu, ceremeli<br />

bir süreçtir. Ancak yine kuşku yoktur<br />

ki, ülkemizin mevcut politika üretim<br />

potansiyeli geçmiştekinin ötesindedir.<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />

Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel<br />

ekonomik krize ilişkin Ağustos'ta belli<br />

belirsiz olan risklerin bugün geleceği tehdit<br />

eder hale geldiğini kaydederek, ''Bugün<br />

olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz.<br />

Böyle bir dönemde olağanüstü tedbirlere<br />

ihtiyaç duymaktayız'' dedi. Hisarcıklıoğlu,<br />

Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı<br />

açılışında yaptığı konuşmada, her krizin bir<br />

öğrenme tecrübesi olduğunu, kriz ülkenin<br />

kendi hatalarından kaynaklanmışsa,<br />

yeniden yapılanma için tarihsel tecrübe<br />

halini aldığını kaydetti.<br />

“Her kriz bir öğrenme tecrübesidir<br />

denildiğini sık sık duyuyoruz. Doğrudur.<br />

Öğrenmenin acısını bire bir hissedenler<br />

içinse özellikle doğrudur. Eğer kriz bir<br />

ülkenin kendi hatalarından doğmuş ise,<br />

kriz sistemi yeniden yapılandırma için<br />

önemli bir tarihsel tecrübe halini alır” diyen<br />

Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Ötesine<br />

geçip baktığımızda, öncelikle yaşadığımız<br />

krizin Türkiye’nin iç dinamiklerinden değil<br />

küresel finans sisteminin bizden uzaktaki<br />

kısmında gerçekleşen bir depremin<br />

etkileriyle ortaya çıktığını görmemiz gerekir”<br />

Diğer taraftan, krizin kökünün bizden<br />

millerce uzakta olması, bizim bu krizin<br />

etkilerine bağışık olduğumuz anlamına<br />

gelmemektedir. Ne yazık ki, biz dâhil kimse<br />

şerbetli değildir. Her ülke kendi önlemlerini<br />

alarak krizin yıkıcı etkilerini tümüyle<br />

durduramasa da sınırlamaya çalışmaktadır.<br />

Her ülke üretim potansiyelini korumaya,<br />

istihdam kayıplarını azaltmaya, toplumsal<br />

morali yüksek tutmaya çalışmaktadır. Krize<br />

karşı verilen yarışta, ülke ekonomilerini<br />

ayakta tutacak tedbirleri zamanında<br />

alanlarsa, diğerlerine karşı avantaj<br />

sağlamaktadır. Zira bu ülkeler hem krizin<br />

etkilerini daha sınırlı oranda hissedecekler,<br />

hem de kriz sonrasında daha az maliyetle<br />

büyüme patikasına gireceklerdir.<br />

Orta Vadeli Program kamu idaresinin<br />

ülkemize uzun vadeli bir bakış açısı<br />

kazandırma açısından önemli bir başlangıç<br />

olmuştur. Fakat bugün olağanüstü<br />

bir dönemden geçmekteyiz. Böyle bir<br />

İçinde bulunduğumuz günlerde, iş<br />

dünyası olarak biz, gelişmeleri yıllarla,<br />

aylarla değil, belki haftalarla ve dürüstçe<br />

söylemek gerekirse günlerle takip ediyoruz.<br />

Risklerimizin büyümesiyle zaman algımız<br />

değişmiştir. Kaybedilen her dakika, ülkenin<br />

geleceğinden kaybedilmektedir. Kaybedilen<br />

her dakika, kaybedilen 70 milyon dakikadır.<br />

Krizle birlikte istihdamda azalma, yani<br />

işsizlikte artış beklenmektedir. Reel<br />

kesim güven endeksi ve tüketici güven<br />

endeksi tarihin en düşük seviyelerinde<br />

seyretmektedir.<br />

Açıkça söylemek istiyorum ki; ancak<br />

alınacak cesur tedbirlerle sosyal refahtaki<br />

azalmayı sınırlamak mümkündür. Bu<br />

çerçevede kredi kanalının yeniden<br />

çalışır hale getirilmesi, iç talebin canlı<br />

tutulması ve işyerlerinin ticari varlıklarının<br />

sürdürülmesi, nihayetinde, işsizlikteki<br />

artışın olabildiğince önüne geçilmesi<br />

anlamına gelmektedir. Biz ekonomimizin<br />

küresel fırtınadan daha az etkilenmesi için<br />

gerekli riskleri almaya hazırız. Beklentimiz,<br />

aynı gemide yol aldığımızı unutmadan,<br />

hükümetimizin de özel sektörü ayakta<br />

tutacak bir dizi tedbiri kararlılıkla hayata<br />

geçirmesidir.”


48 ÖRME DÜNYASI<br />

Yeni Teknoloji<br />

Mayer&Cie’den bir yenilik daha<br />

Yuvarlak örme sektöründe yeni pazarlar yaratacak son teknolojik gelişme Mayer & Cie. artık<br />

çift plaka kumaşları ön yüzünde 3 ipliğe kadar besleyebiliyor. (Ana iplik + 2 vanize ipliğini,<br />

1:1, 2:1, 3:1… beslemek suretiyle)<br />

Mayer&Cie’nin yeni makine tasarımı Technit D3;<br />

örmede çığır açacak yenilikleri içeriyor. Markanın<br />

Türkiye mümessili Mayer Mümessillik; yuvarlak örgü<br />

kumaşlarda yeni uygulama alanları açmak için geliştirilen bu<br />

heyecan verici teknolojinin, yatırımcılarından gelen talep ile<br />

birlikte yaygınlaşması bekleniyor.<br />

Technit D3 teknolojisi; yuvarlak örme kumaşında yeni kullanım<br />

alanları yaratacak önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.<br />

Bu yenilik her sistemde 3 ipliğin 3 ayrı pozisyonda beslenmesini<br />

sağlamakta; bu besleme şekliyle birlikte birinci vanize ipliği %50<br />

oranında ön yüzden görünmekte olup, ikinci vanize ipliği ise arada<br />

kalmaktadır. Her iki vanize ipliği de amaca göre seçilmesi halinde<br />

kumaşa, fonksiyonel özellik kazandırmaktadır. Bu sayede Ribana<br />

kumaşlarda ve aynı zamanda Spacer örgülerdeki kalite gereksinimi<br />

büyük ölçüde karşılanmaktadır.<br />

Bu buluşla neler yapılabilir<br />

Bu buluş ile elektromanyetik dalgalara karşı koruma sağlayan<br />

kumaşlar üretmek mümkün olabilecek. Kumaşın arasında<br />

kalan fonksiyonel iplik, Outdoor- Giyim ve döşemellik kumaşta<br />

ısı yalıtımı sağlama özelliğine sahiptir. Aynı zamanda Thermofonksiyon<br />

özelliği ile de vücut ısısını kontrol eden kumaşların<br />

üretimine imkân sağlamaktadır. Technit D3 buluşunun sağladığı<br />

bir başka özellik ise, kumaş yapısında dış etkenlere karşı büyük bir<br />

dayanıklılık kazandırması.<br />

Nerelerde kullanılacak<br />

Birçok kullanım alanı olması beklenen bu yeni teknoloji,<br />

ev tekstilinde koltuk ve döşemelik kumaşlarda ve otomobil<br />

sektöründe kullanılan kılıflarda veya ayakkabı üretiminde astar


ÖRME DÜNYASI 49<br />

olarak kullanılabilecek. Gümüş iplikle<br />

örülen kumaşlar modern tıpta değişik<br />

tedavi yöntemlerinde kullanılması mümkün<br />

olabilecek. Technit D3 ile üretilen kumaşlar<br />

örneğin, olağanüstü esnek ve düşük maliyetli<br />

kumaş üretimine olanak sağlayacak.<br />

Uluslararası alanda patentleri alınmış<br />

olan Technit D3 teknolojisi, silindirde dört<br />

yol iğneli olup, standart olarak 520 mm<br />

kumaş topuna sahip, Quick – Change<br />

olarak teklif edilmektedir. Makine; Ribana<br />

ve Spacer fabric örgüler için 2 seçeneklidir.<br />

Bu seçenekler opsiyonel olarak dönüşüm<br />

kitleriyle talep edilebiliyor. Interlok tarzı<br />

kumaşların üretimi de, çelik değişimi<br />

suretiyle mümkün olmaktadır. Opsiyonel<br />

olarak Technit D3, endüstriel şaseli (920<br />

mm ve 1.250 mm’ye kadar kumaş topu<br />

örebilecek şekilde) ve aynı zamanda açık en<br />

olarak da talep edilebilir.<br />

Bu buluşla elektromanyetik<br />

dalgalara karşı koruma<br />

sağlayan kumaşlar üretmek<br />

mümkün olabilecek. Aynı<br />

zamanda Thermo-fonksiyon<br />

özelliği ile de vücut ısısını<br />

kontrol eden kumaşların<br />

üretimi mümkün olabilecek.


50 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

Hazır giyim, 2008’de %30 daraldı<br />

ancak 2009 için beklentiler olumlu<br />

Hızlı teslimat, yüksek<br />

kalite, esnek üretimin daha<br />

fazla önem kazanmasıyla<br />

Türkiye’nin pazardaki<br />

konumu güçleniyor görüşü<br />

toplantıya hâkim oldu.<br />

Tüm bu avantajlara karşın<br />

tekstilciler, Hükümetin<br />

kısa vadeli ve acil önlemler<br />

almasını bekliyor.<br />

İntertek’in sponsorluğunda, İTKİB’in<br />

desteği ile gerçekleştirilen ‘2009<br />

Alım Ofisleri Beklentileri ve Satın<br />

Alma Stratejileri, Global Kriz Koşullarının<br />

Değerlendirilmesi ve Türkiye’den Alım<br />

Programları’ konulu panel, 20 Ocak 2009<br />

Salı günü Swissotel’de gerçekleştirildi.<br />

Tekstil dünyasından çok sayıda kişinin<br />

katıldığı toplantıda, hazır giyimin içinde<br />

bulunduğu durum değerlendirildi.<br />

TGSD Başkanı: “Krizden güçlenerek<br />

çıkmaya çalışacağız”<br />

Toplantıda 2008’de hazır giyimin iç<br />

piyasada yüzde 30 daraldığını açıklayan<br />

Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong> (TGSD)<br />

Başkanı Ahmet Nakkaş, buna rağmen<br />

sektörün krizden üzerine düşeni alacak<br />

ve güçlenerek çıkacağı öngörüsünde<br />

bulundu. Pazarda nitelikli tedarikçi olmayı<br />

hedefleyen sektörümüz, tüm ülkeleri<br />

etkileyen önemli bir krizle karşı karşıya<br />

değerlendirmesinde bulunan Ahmet<br />

Nakkaş şunları söyledi: “Bu krizin uzun<br />

sürme ve etkilerinin kalıcı olma olasılığı<br />

giderek artıyor. Kriz ve krizin etkileriyle<br />

oluşacak yeni dönem Türkiye ekonomisini<br />

ve sektörü doğrudan etkileyecektir. Türkiye<br />

ekonomisinde hızlı bir yavaşlama ve 2009<br />

yılında ise küçülme kaçınılmaz olacak.<br />

İsrafı engelleyen kampanyaların yanında,<br />

yerli üretimin tercih edilmesi yönünde<br />

çalışmaların yapılması gerekiyor. Borcu<br />

borçla ödeme desteği yerine borçları uzun<br />

vadelere yapılandırarak girdi maliyetleri<br />

üzerindeki kamu yüklerini 2 yıllığına yarı


ÖRME DÜNYASI 51<br />

yarıya hafifleten çalışmalarda bulunmalı ve<br />

bunlar hayata geçirilmelidir”<br />

Hazır giyim ihracatı krizin derinleştiği<br />

eylül ayından itibaren mutlak olarak<br />

gerilemeye başladığını belirten Nakkaş,<br />

özellikle Avrupa'da yılbaşı satışlarının<br />

geçmiş yıllara göre yüzde 25-30 gerilemiş<br />

olmasının bunun en bariz işaretlerinden<br />

olduğunu söyledi. Nakkaş şöyle devam<br />

etti: “Sektör 15,7 milyar dolarlık ihracat<br />

ile önceki yılın gerisindedir. İç piyasa<br />

satışları da yüzde 25-30 düşmüştür.<br />

Ancak kriz ile karşılaşıldığında tekstil<br />

ve hazır giyim sektörü son birkaç<br />

yıldır süren dönüşüm sancıları içinde<br />

bulunmaktaydı. Bu nedenle belki de<br />

global krizin olumsuz etkilerini en<br />

az hissedecek sektör tekstil ve hazır<br />

giyim sektörleri olacaktır. Bu yüzden<br />

de sektörün sorunları ve çözümleri<br />

için kamu otoritesinden kapsamlı bir<br />

dönüşüm desteği beklentilerimiz hala<br />

sürmektedir. Tekstil ve hazır giyim<br />

sektörünün global koşullar çerçevesinde<br />

Türkiye ekonomisinde yine en çok katma<br />

değer yaratan, istihdam sağlayan, en çok<br />

ihracat yapan ve en yüksek net ihracat<br />

katkısı sağlayan sektör olacaktır”<br />

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi:<br />

“Fiyat tutturmakta zorlanıyoruz”<br />

Sektörü tanımayan biri için dışarıdan<br />

bakıldığında ortada bir başarısızlık varmış<br />

gibi görünüyor fakat objektif olmaya<br />

çalışarak dönüp sektörümüze bakıyorum,<br />

düne göre değişen bir şey yok. Türkiye'nin<br />

Avrupa'ya olan mesafesi uzaklaşmadı.<br />

Elastikiyetimiz azalmadı, servisimizde<br />

de düne göre bir gerileme yok. O zaman<br />

diyorum ki tek belirleyici fiyatmış. Biz fiyatı<br />

tutturmakta gerçekten zorlanıyoruz. Türkiye<br />

hazır giyim sektörü demek gerçekten<br />

sadece uygun fiyat demek mi Biz 16 milyar<br />

dolar ihracatı yalnızca ucuz ülke olduğumuz<br />

için mi yakaladık Ekonomi yönetimine<br />

hep şunu anlatmaya çalışıyoruz; böyle<br />

bir sektörü bırakın desteklemeyi elleriniz<br />

üzerinde taşımalısınız. Kimse de bize aksini<br />

söylemiyor. Ama iş üretim maliyetlerine<br />

gelince bir bakıyoruz ortada kimse yok. Bu<br />

sıkıntıları fazlasıyla sırtladık, karlarından<br />

vazgeçtik, küçüldük mevcut baskıyı tek<br />

başımıza omuzlamaya çalıştık. Belki<br />

şimdi kaybı somut olarak gördüklerinde<br />

altın yumurtlayan tavuğu kestiklerini fark<br />

edeceklerdir. Türkiye’nin Hazır Giyim’de<br />

ki varlığı görmezden gelinecek bir varlık<br />

değil, bu noktada yabancı ofislere de büyük<br />

görevler düşüyor.<br />

İTHİB Başkanı İsmail Gülle: “<br />

Ankara, krizi anlamamış”<br />

Toplantıya katılımın yüksek olmasından<br />

anlaşılıyor ki, sektörün alım ofisleri ile<br />

buluşmaya ihtiyacı varmış. Kur sıkıntıları<br />

her zaman yaşanmaktaydı, kurlar şimdi<br />

düzeldi fakat şimdi maalesef ortam istenen<br />

düzeyde değil. Ankara’nın krizi anlamamış<br />

gibi bir hali var.<br />

TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim<br />

Sanayi Meclis Başkanı Umut Oran:<br />

“Kendi krizimizi yarattık”<br />

Türkiye’de ki ve dünyadaki krizi<br />

birbirinden ayırmalıyız. Dünya’da emlak<br />

ve finansta problemler yaşanırken,<br />

Çin, alıcıların ödemelerini<br />

akreditif olmadan kabul<br />

etmemeye başlamasıyla<br />

yabancı alıcıların<br />

maliyetlerinde 30% varan<br />

artışlar olmaya başladı.<br />

Bu durum Türkiye için<br />

avantaj olarak gösterildi.


52 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

ülkemizde bu sektörlerde sorun yoktur.<br />

Kendi krizimizi kendimiz yarattık.<br />

Yüksek faiz, düşük kur bize hep zarar<br />

verdi. Başbakan yüz yılın en büyük<br />

krizini neden kabul etmiyor IMF ile<br />

anlaşmam dedi, anlaşmalara başladı.<br />

Krizi de idrak edecek, kabul edecektir.<br />

Bizim fabrikalarımız, sektörümüz<br />

Türkiye için önemlidir ve vazgeçilemez.<br />

Anadolu bir üretim merkezi olmalıdır.<br />

Bursa, Denizli, Trakya gibi bölgelerde<br />

devamlılığın sağlanması önemlidir.<br />

İstanbul tasarım, moda ve pazarlama<br />

merkezi olmalıdır<br />

Türk Eximbank Genel Müdür<br />

Yardımcısı Osman Aslan:<br />

“ Bu yılki kredi hedefimiz 12.9<br />

milyar dolar”<br />

Kriz ortamında Eximbank kendi<br />

likiditesini korumak ve likidite darlığını<br />

hafifletebilmek için vadelerde ve<br />

fiyatlamalarda değişiklik yapıyor. Bu<br />

anlamda Eximbank ihracatçı’nın yanında ve<br />

ihracat sektörü’nün bankası olma şekline<br />

doğru ilerliyor. 1,5 yılın ötesine giden<br />

işlemleri 1 yıl ile kısıtlamak zorunda kaldık.<br />

Geçen yıl Eximbank kredileri 9,4<br />

milyar dolara ulaşırken bu yılki<br />

hedefimiz ise sigortalarla birlikte 12,9<br />

milyar dolar.<br />

Agah Ruşen Çetin (Tureks Tekstil):<br />

Derdimizi hükümete anlatamıyoruz”<br />

Derdimizi hükümete anlatamıyoruz.<br />

Biz kendi kendimizi kurtarmaya bakalım.<br />

Hiç kimse bize destek olmayacaktır" dedi.<br />

Çetin, 2009’da yüzde 35-40 küçüleceklerini,<br />

planlarını buna göre yaptıklarını belirterek<br />

2010 yıllının ilk çeyreğinde krizin etkilerinin<br />

azalacağı ancak tam olarak 2. ve 3.<br />

çeyrekte düzelebileceğini söyledi.<br />

Aylin Çetindağ (Best Seller):<br />

“ Made in Turkey ürünler satmak<br />

istiyoruz”<br />

Dünyada 4 bin 100 mağazamız var<br />

ve 15 yıldır Türkiye'den alım yapıyoruz.<br />

Geçen yıl bizim için zor bir yıldı. Bu<br />

sene fiyatı çok hissettik. İhracatımızda<br />

parite değişiminden dolayı yüzde 15'lik<br />

bir gerileme oldu. 2009 hedefimiz<br />

geçen yıla göre yüzde 5 büyümek.<br />

Müşterilerimize Mısır malları değil<br />

''Made in Turkey'' yazılı ürünler satmak<br />

istiyoruz. Hedefimiz Türkiye ofisini<br />

Danimarka'dan sonra ikinci alım ofisi<br />

haline getirmek.<br />

Sinan Ilgaz (Galatea Sourcing):<br />

“Anadolu’da yatırımlar başlamalı”<br />

Avrupa markalarına yılda 7,5 milyon<br />

adet ihracat gerçekleştirdik. Bunu da 50<br />

adet üretici ile yaptık. 2009'da müşterilerin<br />

kalite anlayışı arttı ama bunun parasını<br />

ödemek istemiyorlar. Açık ödeme vadeli<br />

talepleri arttı. 2009’da Anadolu’ya yatırımın<br />

başlaması gerekiyor. Doğu’da alt yapı daha<br />

iyi. Oradaki atölyeler bizim fabrikalarımıza<br />

benziyor. Yan sanayide ise bu yıl zor<br />

geçecek. Ortaklıklarla problemler aşılabilir.<br />

Sylvie Dayi (Marks & Spencer):<br />

“ Uzak Doğu’dan kısa dönemli<br />

alımlara sıcak bakmıyoruz”<br />

İngiltere'deki satışlar düştü. 66<br />

bin çalışanımız var krizden dolayı bin<br />

çalışanımızı işten çıkarmak zorunda kaldık.<br />

Bu oran toplam pay içinde çok büyük değil.<br />

12-14 haftalık Uzak Doğu'dan alımlara<br />

sıcak bakmıyoruz. Çin ve Hindistan Türkiye<br />

için bir tehdit ancak Marks&Spencer'in<br />

Türkiye ofisi daha iyi işler yapıyor. Bu da<br />

Türkiye’nin avantajınadır.


ÖRME DÜNYASI 53<br />

Soru - Cevap:<br />

Aynı gemide olduğumuza üretici<br />

olarak güvenimiz tam. Alım<br />

ofislerinin de bu güvene inanmasını<br />

istiyoruz. Alım ofisleri kendi<br />

komisyon oranlarında azaltma<br />

yapmayı düşünüyorlar mı<br />

Ultimo : Herkes kar için çalışıyor.<br />

Müşterim talep etti ve 10 sene önce<br />

acente komisyonlarımda indirim yaptım.<br />

Çalıştığınız acentelerden indirim talep<br />

edebilirsiniz. Acente indirimi yerine<br />

başka yerlerde indirim avantajlarda<br />

sağlamaya çalışın.<br />

Erba : Üreticiler 30 -40 % karlarla<br />

çalışırken bizlerin aldığı 5% komisyonlar<br />

göze batmazdı. Amerikalılar “business to<br />

make money“ derler, bizlerin aldığı “single<br />

digit – tek basamaklı” rakamlar lütfen<br />

gözünüze batmasın.<br />

Galatea : İmalatçılar daha düşük<br />

maliyetlerle çalışmak için eleman<br />

çıkardıkça, bizim eleman ihtiyacımız arttı.<br />

Üreticideki ihtiyacı kapatmak için eleman<br />

alıyoruz. Alınan 5-6% lık komisyonlar<br />

direkt kar değildir.<br />

C.Sesby : İki tip imalatçı var,<br />

mümessillere tamamen karşı olanlar ve<br />

bizlerle yan yana olanlar var. Mümessillerin<br />

firmalara sağladığı tasarım servisi, müşteri<br />

ilişkileri, yeni kaynak sağlama ve uluslar<br />

arası ilişkiler avantajları vardır. Ama<br />

sizin firmanız bu avantajlar bakımından<br />

güçlü ise mümessillerle çalışmak zorunda<br />

değilsiniz.<br />

Sektörün Anadolu’ya<br />

kaydırılmasından söz ediliyor, peki<br />

Batı’da neler olacak<br />

Denim Village- Sn.Hadi Karasu:<br />

1984’den beri yünlü kumaş,<br />

perakendecilik, mağazacılık ve şimdi<br />

denim ile yıllardır pekçok krizi aştık.<br />

Senede binlerce ürün yapıyorum.<br />

Şirketimin ARGE maliyeti 2 milyon €.<br />

Bizim geçirdiğimiz sürece alım grupları<br />

da dışardan bakmalı ve servis sağlama<br />

yöntemleri değişmeli. Servis sağlayan<br />

şirketin aynı model – aynı reçete<br />

mekanizması değişmeli, yenilenmeli.<br />

Anadolu’daki üreticinin benden ve<br />

kullandığı kaynaklardan ne avantajı var<br />

merak ediyorum. TGSD ve İTKİB’ in bazı<br />

çalışma gruplarına katıldım. Çok önemli<br />

çalışmalar yapılıyor, bunlar devletle<br />

paylaşılıyor fakat devlet görmezlikten<br />

geliyor. 2009 yılında pazarda 30-40 %<br />

daralma var, bunu görmezlikten gelerek<br />

geçemeyiz.‘ Devletin Tekstil ve Hazır<br />

Giyim Politikası‘ olmalı. Rakiplerimiz<br />

Vietnam, Çin, Hindistan ve Pakistan’da<br />

ciddi devlet destekleri var. Koşuya üç<br />

dört adım önde başlıyorlar.<br />

Yücel Grup – Zeynal Yücel:<br />

Adıyaman’da iplik tesislerinin yanısıra<br />

2002-2003 yıllarında konfeksiyona da<br />

yatırımlar yapılmıştır. 2007 yılında ihracat<br />

yapılmaya başlanmıştır. Devlet bölgemize<br />

50% enerji indirimi ve 100% SSK iş veren<br />

payında indirim sağlamaktadır. 10-12<br />

Avrupa firması ile çalışıyoruz. Adıyaman<br />

Doğu Bölgesi’nin konfeksiyon üssüdür.<br />

57 fason işletme, 2 ihracat yapan firma<br />

vardır. Sektöre inanıyor ve yatırım yapmaya<br />

devam ediyoruz, örme fabrikaları yapılıyor.<br />

Geçen sene pamuk kilosunu 2.4 TL ye aldık<br />

– 3.6 TL ye sattık, bu sene 1.6 tl den aldık<br />

– 4.7 tl ye satıyoruz. Türkiye’de psikolojik<br />

kriz de vardır.<br />

Enkay Moda -Umut Demirkol:<br />

Hükümete baskı yapılsın deniliyor, TGSD<br />

ve ITKIB daha çok baskı yapmalı. Mısır’da<br />

bir üreticim “sizin hükümetiniz Mısır’a<br />

yatırım yapmak isteyen Türk Tekstil<br />

<strong>Sanayicileri</strong>ni Mısır’a getiriyor” dedi.<br />

Ülkede kapasite fazlası varken bu devlet<br />

neden sanayicileri Mısır’a götürüyor.<br />

Mısır’da hükümet, ürettiği kumaşı<br />

Mısır’da kullananlara 12%, kumaşı<br />

kullanmıyor ise 4% teşvik veriyor. Neden<br />

kendisi vermiyor<br />

Mithat Giyim:<br />

Türkiye’de düşük kur, yüksek faiz,<br />

dışardan para gelecek devlet büyüyecek<br />

gibi yanlış politikalar var. Reel sektör<br />

acı içinde, gidiş iyi değil. Doğal gaz alan<br />

hiçbir ülkede zam yok, bizde 70%. Çıplak<br />

fiyat ile giydirilmiş fiyat arasındaki fark<br />

42.8%. Bu maliyetlerle ileriye sağlıklı<br />

bakılması mümkün değil. Dışarıdaki alıcının<br />

Türkiye’ye gelmemesi söz konusu, kriz<br />

bizim kendi krizimiz.<br />

Li& Fung - Fatya Mumcu:<br />

Krizin etkilerini daha görmedik<br />

göreceğiz. Türkiye için fırsatlar<br />

yaratabiliriz. Alıcılar bütçede kısıtlamaya<br />

gidiyor, tasarım ekiplerinin sayısını<br />

azaltıyor, seyahat maliyetlerini gözden<br />

geçiriyorlar, Uzak Doğu’ya giderken iki<br />

kez düşünüyorlar. Hindistan ve Uzak<br />

Dogu’dan coğrafi konumumuz nedeniyle<br />

lojistikte çok avantajlıyız. Pasta küçülüyor<br />

fakat Türkiye’nin alacağı pay artıyor.<br />

Reel sektör 20-30% düşecek, bu düşüş<br />

satıcılar içinde geçerli iflaslar, iflas<br />

ertelemeler yaşanıyor.<br />

Serateks:<br />

Olmaması gereken iyimserliğe<br />

kapılmayalım. Türkiye 4-5 yıldır uygulanan<br />

yanlış uygulamalarla Tekstil ve Hazır Giyim<br />

Sektörünü krize sokmuştur.<br />

Carrefour Groupe Avrupa ve Kuzey<br />

Afrika’dan sorumlu Tekstil Müdürü<br />

Sn.Jean Lattes: 2008 yılında ciromuzu<br />

koruduk, bazı gruplarımızı kaybettik<br />

ama yerine yeni gruplar açtık. Lojistik<br />

ve yeni sistemler üzerine çalışıyor, Uzak<br />

Doğu’yu Türkiye’ye almaya’ kaydırmaya<br />

çalışıyoruz. 2008 yılında 20 milyon adet<br />

Türkiye’den mal aldık.


54 ÖRME DÜNYASI<br />

Haber<br />

Yeşim, krizde inovasyona odaklandı<br />

İTKİB Destek Eğitim Araştırma ve<br />

Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürü<br />

Reha Erekli, inovasyonun (yeniliğin)<br />

tekstil sektörünün geleceği için, elektrik ve<br />

su kadar, gerekli olduğunu söyledi. Erekli,<br />

kriz döneminde firmalara yenilikçi üretim<br />

yapmalarını tavsiye etti.<br />

Yeşim Tekstil Yalın Söyleşi Günleri’ne<br />

konuk olan İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon<br />

İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Destek Eğitim<br />

Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri Genel<br />

Müdürü Erekli, Yeşim çalışanlarına tekstilde<br />

inovasyonun önemini anlattı. Günümüzde<br />

inovatif olanın değer kazandığını ifade eden<br />

Erekli, özelikle kriz döneminde inovatif<br />

ürünlerin firmalar için avantaj sağlayacağını<br />

söyledi. Erekli, Yeşim Tekstil Konferans<br />

Salonu’ndaki söyleşide, günümüzde<br />

inovatif ürünlerin elektrik ve su kadar<br />

gerekli olduğuna işaret ederek, sektörün<br />

geleceği için inovasyonun şart olduğunu<br />

söyledi. Artık müşterilerin de inovatif olana<br />

ilgi gösterdiğini anlatan Erekli, “İnovatif<br />

ürünlerle yeni siparişler alarak, istihdam<br />

artışına, dolayısıyla da toplumsal refaha<br />

büyük katkımız olacak” dedi.<br />

Ekonomik krizin sektöre yansımalarını<br />

değerlendiren Erekli, kriz nedeniyle büyük<br />

alım gruplarının stoklarını azalttığını ve<br />

hızlı üretimin önem kazandığını vurguladı.<br />

Erekli, Türkiye’nin kriz döneminde avantajlı<br />

olduğunu belirterek, “Türkiye, coğrafi<br />

avantajını ve üretimdeki hızını iyi kullanırsa,<br />

bu krizi kendi lehine çevirip büyük bir<br />

sıçrama yapabilir. Bu yüzden altyapımızı çok<br />

iyi hazırlamalı ve müşteriye sunacağımız<br />

inovatif ürünler için şimdiden hazırlıklarımızı<br />

tamamlamalıyız” diye konuştu.<br />

Erekli, İTKİB olarak tekstil sektörüne<br />

vizyon kazandırmak için çok yakında<br />

İstanbul Moda Akademisi (İMA) ve İstanbul<br />

Tekstil Araştırma Geliştirme Merkezi’nden<br />

(İTA) oluşan İstanbul Tekstil Park’ı faaliyete<br />

geçireceklerini de anlatarak, burada<br />

Ar-Ge, Ür-Ge merkezi, fuaye alanı, yeni<br />

girişimcileri destekleyecek projelerin<br />

üretileceği danışma merkezi gibi birimlerin<br />

yer alacağını kaydetti. İTA’nın sektöründe<br />

dünyanın en büyük Ar-Ge ve Ür-Ge merkezi<br />

olacağını belirten Erekli, AB fonlarıyla<br />

desteklenen projenin yüzde 25’inin de<br />

İTKİB tarafından finanse edildiğini bildirdi.<br />

Erekli, merkezde Türk tekstil ve hazırgiyim<br />

sektörüne, ihtiyaç duydukları konularda<br />

danışmanlık yapacaklarını vurgulayarak,<br />

“Merkezde vereceğimiz hizmetlerle<br />

sektörün rekabet edilebilirlik altyapısını<br />

güçlendirmeyi ve sektör çalışanlarına<br />

vizyon kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.<br />

Reha Erekli, inovasyonu şirket<br />

hedeflerine koyan Yeşim Tekstil’in<br />

de bu konuda yaptığı çalışmaları çok<br />

başarılı bulduğunu söyledi. Yeşim’in<br />

üretim kapasitesi, Ar-Ge, Ür-Ge ve sosyal<br />

sorumluluk altyapısı açısından sektörün<br />

en iyileri arasında olduğunu belirten<br />

Erekli, Yeşimlilerin sektörün çok önünde<br />

çalışmalara imza attığını sözlerine ekledi.<br />

Söyleşi ile ilgili Yeşim Tekstil Kurumsal<br />

İletişim Müdürü Dilek Cesur’da şunları<br />

söyledi: “Yeşim’in son yıllarda hiç<br />

değişmeden her yıl hedefleri arasına koyduğu<br />

inovasyon kavramını firma içinde tüm<br />

çalışanlarımıza yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.<br />

Bunun için de farklı iletişim kanallarını<br />

kurarak çalışanlarımıza inovatif düşünme<br />

konusunda vizyon oluşturmaya çalışıyoruz.”<br />

REHA EREKLİ KİMDİR<br />

1957 yılında doğan Reha Erekli, orta<br />

ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde,<br />

üniversiteyi ise Boğaziçi Üniversitesi Turizm<br />

Otel İşletmeciliği bölümünde tamamladı.<br />

1980’de hazırgiyim sektöründe çalışmaya<br />

başlayan Erekli, 1985’de BFR Tekstil San Tic<br />

AŞ’yi kurdu ve 2008’e kadar ihracata yönelik<br />

triko kazak üretimi yaptı. Amerika, Almanya,<br />

İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya için<br />

siparişe dayalı üretim gerçekleştiren Erekli,<br />

Türkiye Triko <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong>, Türkiye<br />

Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong>, İF Konseyi ve<br />

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçı<br />

Birlikleri’nde yönetim kurulu üyelikleri ve<br />

başkanlık görevleri yürüttü. 2008’de İTKİB<br />

Destek AŞ Yönetim Kurulu Üyesi olan Erekli,<br />

halen aynı kurumda Genel Müdür olarak<br />

görev yapıyor.


56 ÖRME DÜNYASI<br />

Röportaj<br />

Naim Demir:<br />

Sefa <strong>Örme</strong><br />

“Kur farkından<br />

çok zarar ettik”<br />

Otomotiv alanında faaliyet<br />

gösteren Demir ailesi, tekstilde<br />

işlerin iyi olduğu bir dönemde,<br />

sadece otomotive bağımlı kalmamak<br />

ve farklı bir iş kolunda ek gelir kaynağı<br />

yaratabilmek için Sefa <strong>Örme</strong>’yi kurdu.<br />

2003 yılında Güneşli’de 6 makineyle<br />

örme kumaş imalatına başlayan Sefa<br />

<strong>Örme</strong>, kısa zamanda, gelen talepleri<br />

karşılayabilmek için yatırıma gitti. Ara<br />

ara yeni makineler ekleyerek makine<br />

sayısını 6’dan 12’ye çıkaran firma, açık<br />

enin popüler olduğu 2007 yılında son<br />

büyük yatırımını yaparak 12 adet Pilotelli<br />

makineyi daha parkuruna kattı.<br />

anda ihracata yönelik ham kumaşların<br />

üretimini yapmakta.<br />

Firmanın şu an başında bulunan Naim<br />

Demir, Sefa <strong>Örme</strong>’nin kriz nedeniyle<br />

yüzde 50 kapasitelerde çalıştığını,<br />

özellikle krizle birlikte kurların yükselişe<br />

geçmesi nedeniyle kur farkından zarar<br />

gördüklerini söyledi.<br />

2007’de 12 adet açık en makine aldık<br />

2007 yılında yeni yerimize taşındıktan<br />

sonra 12 adet örme makinesini daha<br />

bünyelerine kattıklarını belirten Demir,<br />

aldıkları makinelerin tamamının Pilotelli<br />

marka açıken süprem olduğunu söyledi.<br />

Naim şunları söyledi. “O sıralarda ben<br />

askerlik görevimi yapıyordum. Alım<br />

kararı verildiğinde burada değildim.<br />

Büyüklerimiz, talebin yoğun olduğunu<br />

görünce, müşteriye hayır dememek için<br />

bu yatırıma gitti. Çünkü fason fiyatları<br />

çok cazipti” Açık en furyasının etkisinde<br />

kalınarak yaptıkları bu yatırımından<br />

Bu büyüme süreci, yeni bir yer<br />

ihtiyacını beraberinde getirince firma,<br />

2007 yılında Çeşme Sokağındaki iki katlı,<br />

2600 m3 kapalı alana sahip yeni yerine<br />

taşındı. Sefa <strong>Örme</strong>, 2007 sonunda<br />

parkurundaki makine sayısını 26’ya kadar<br />

çıkardı. 22 adeti açık en süpremi, 4 adeti<br />

de Terrot ribanası olan firma, şu anda<br />

ağrılıklı ihracatçı konfeksiyonculara ve<br />

kumaşçılara çalışıyor.<br />

Sefa <strong>Örme</strong>, tamamen fason örme<br />

kumaş imalatı yapan bir firma. Bir dönem<br />

boyalı kumaş satışına yönelmesine<br />

rağmen bu alanda başarı gösteremeyince<br />

bundan vazgeçip sadece ham kumaş<br />

üretimine odaklanan Sefa <strong>Örme</strong>, şu


ÖRME DÜNYASI 57<br />

bugün çok fazla memnun olmadıklarını<br />

dile getiren Demir, bu yatırımın<br />

kendilerine para kazandırmadığını söyledi.<br />

Kur farkından olumsuz etkilendik<br />

Kur farkında dolayı ciddi bir sıkıntı<br />

içine düştüklerini ifade eden Demir,<br />

son aylarda dolar ve eurodaki artışların<br />

maliyetleri artırdığını söyledi. Dövizle<br />

alınan iğne, yağ, platin, iplik ve benzeri<br />

tüm ürünlerdeki artışın, doğrudan<br />

maliyetlerimize artış olarak yansıdı,<br />

diyen Demir, son iki ayda kur farkı<br />

nedeniyle 15-20 bin TL’lik bir kayıp<br />

yaşadıklarını söyledi.<br />

Fiyatları düşürmeye çalışan<br />

fırsatçılar var<br />

Piyasada fiyatları düşürmeye çalışan<br />

fırsatçılar olduğunu belirten Demir,<br />

piyasada makine sayısının çok fazla olması,<br />

rekabetin çetin olması sebebiyle müşteri<br />

kaybetmemek adına fiyat baskısına boyun<br />

eğebildiklerini söyledi. Fiyat baskına sadece<br />

küçük firmaların değil, orta ve büyük ölçekli<br />

firmaların da boyun eğdiği tespitinde<br />

bulunan Naim Demir, “iş olmayınca büyük<br />

firmalar makineler boş kalmasın, çalışsın<br />

diye fasona da başlıyor ve çok düşük<br />

fiyatlara çalışmayı kabul ediyorlar” dedi.<br />

Yarı kapasitede çalışıyoruz<br />

Kriz nedeniyle talebin azalması<br />

yüzünden iş almakta zorlandıklarını<br />

dile getiren Naim Demir, yüzde 50<br />

kapasitelerde çalıştıklarını belirterek,<br />

ihracata yönelik olarak 34 28 ve 30 28<br />

makinelerin çalıştığını söyledi. Kriz<br />

nedeniyle 10 kişiyi işten çıkarmak zorunda<br />

kaldıklarını, şu anda 26 kişiyle üretime<br />

devam ettiklerini açıklayan Demir,<br />

sezonsal sebeplerle <strong>ocak</strong> ayının durgun<br />

bir ay olduğunu, işlerin gelecek birkaç ay<br />

içinde açılmasını umduklarını söyledi.<br />

Makinelerin borçlarını hala ödemeye<br />

devam ettiklerini belirten Demir, eğer bu<br />

borçlar bitmiş olsaydı, bu işten çıkmayı<br />

düşünebileceklerini ifade etti. Demir,<br />

“eğer iyi bir fiyat verilse, makineleri<br />

satardık. Ancak, 60 bin euroya aldığımız<br />

makineleri 20 bin euroya satmamız da<br />

söz konusu olamaz. Bu delilik oldurdu”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Kira, elektrik, doğal gaz artarken<br />

fason fiyatları düşüyor. Hala 40 kuruşa<br />

fason teklif eden firmalar olduğunu<br />

hatırlatan Demir, sözlerini inşallah<br />

her şey biran önce düzelir diyerek<br />

tamamladı.


58 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

İhracatçının<br />

yeni ilacı:<br />

Proje sayesinde Türk<br />

ihracatçıları dünyanın<br />

herhangi bir noktasında<br />

cep telefonlarındaki<br />

bilgi ekranı üzerinden<br />

veya bilgisayarlarından<br />

işlem yaparak kuru<br />

sabitleyebilecekler ve<br />

kendilerini döviz kur riskine<br />

karşı korumaya alabilecekler.<br />

Türkiye’nin en büyük ihracatçı<br />

örgütlenmelerinden biri olan İstanbul<br />

Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı<br />

Birlikleri (İTKİB), Vadeli İşlem ve Opsiyon<br />

Borsası’nı (VOB) ihracatçının kullanımına<br />

açarak ihracatta kur riskini ortadan<br />

kaldırmayı amaçlayan bir proje başlattı.<br />

Projeyi tanıtmak amacıyla 29 Ocak<br />

günü Çırağan Sarayı’nda düzenlenen<br />

basın toplantısında konuşan İTKİB<br />

Başkanı Hikmet Tanrıverdi, imzalanan<br />

projeyle ihracatçıların döviz kurundaki<br />

dalgalanmalara karşı kendilerini<br />

korumaya alabileceklerini, daha kolay<br />

fiyat oluşturabileceklerini ve bu şekilde<br />

uluslararası piyasalarda rekabet<br />

gücünün artacağını söyledi. Tanrıverdi,<br />

ihracatçının VOB’u kullanması halinde<br />

hem bu piyasadaki işlem hacminin<br />

artacağını hem de ihracat için en<br />

azından yüzde 10’luk ekstra bir artış<br />

sağlanacağını ve bu oranın da 10<br />

milyar dolar civarında yeni bir ihracat<br />

potansiyeli anlamına geleceğini belirtti.<br />

VOB Başkanı Işınsu Kestelli de<br />

işlemlerle ilgili vergi, stopaj gibi<br />

engellerin kalkması halinde bu piyasanın<br />

hızla gelişeceğini kaydederek “ TL<br />

işlemlerinde stopajın kaldırılmasına<br />

yönelik düzenleme çıkmak üzere. Döviz<br />

kontratlarında da stopajın kalkması<br />

yönündeki çalışmalar ise sürüyor.Bu<br />

konuda da umutluyuz” dedi.<br />

İTKİB’in öncülüğünde VOB ile başlatılan<br />

projede, Ak Yatırım, Garanti Bankası, İş<br />

Yatırım, Yapı Kredi Yatırım, Türk Telekom<br />

ve Matriks Bilgi Dağıtım Hizmetleri yer<br />

alıyor. Her biri büyük bankaların iştiraki<br />

olan aracı finans kuruluşları aracılık<br />

işlemleri yanı sıra bu piyasanın tanıtımına<br />

ve kullanıcıların eğitimine yönelik<br />

çalışmalara destek olacaklar.


ÖRME DÜNYASI 59<br />

İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç,<br />

kişilerin genelde tasarruflarını döviz<br />

olarak tuttuklarını, ancak vadeli işlemlere<br />

yeterince ilgi gösterilmediğini belirterek,<br />

“Vadeli işlem piyasaların sağlıklı bir<br />

şekilde gelişebilmesi için spekülatif amaçlı<br />

işlemlerle koruma amaçlı işlemler arasında<br />

bir denge olması gerekiyor. Bu nedenle,<br />

kurucu üyeleri arasında yer aldığımız ve<br />

işlem hacminde lider olduğumuz VOB’a,<br />

reel sektörün ilgisini çekebilme yönünde<br />

kuruluşundan bu yana çaba harcamaktayız.<br />

Şimdi İTKİB sayesinde toplu hareket edecek<br />

bir proje başlatılmış oluyor.Aracı kurumlar<br />

olarak rolümüz eğitim vermek, pazarlama<br />

ve tanıtım faaliyetlerine destek olmak ve<br />

işlemlere aracılık yapmak şeklinde olacak.<br />

Aynı zamanda sistemin likiditesine de katkı<br />

sağlayacağız” diye konuştu.<br />

İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />

toplantıda yaptığı konuşmada hayata<br />

geçirilen proje ile her biri kendi alanlarında<br />

öncü olan kurumların Türkiye’nin ihracat<br />

dinamiğini artırmak için ilk kez aynı<br />

projede buluştuklarını söyledi. Hikmet<br />

Tanrıverdi, uzun yıllardır dile getirilen kur<br />

riskinin sıfırlanması noktasında büyük bir<br />

adım atarak işlemlerin basitleştirildiğini<br />

vurgulayarak, sadece İTKİB üyelerinin değil<br />

Türkiye’deki tüm ihracatçıların bu projeyi<br />

kullanabilmesini amaçladıklarını kaydetti.<br />

Tanrıverdi “ Anadolu’daki ihracatçılarımızı<br />

da bu konuda eğiterek kur riskine karşı


60 ÖRME DÜNYASI<br />

Toplantı<br />

onları da bu sistemi daha yaygın<br />

kullanmaya teşvik edeceğiz” dedi.<br />

Dış ticaret yapan firmaların rekabet<br />

gücünü olumsuz yönde etkileyen<br />

en büyük etkenin dalgalı ve tahmin<br />

edilemeyen döviz kurları olduğunu<br />

anlatan Tanrıverdi sözlerini şöyle<br />

sürdürdü: “İTKİB olarak, bundan<br />

böyle üyelerimizin kur riskini en aza<br />

indiriyor, onlar için kuru sabitliyoruz.<br />

İhracatçımız reel maliyetleri göz<br />

önünde bulundurarak sipariş aldığı<br />

günle, parasının geleceği gündeki kuru<br />

sabitlediğinden ürünün TL maliyetini<br />

daha net bir şekilde görecek, daha rekabetçi<br />

fiyat verebilecek. Böylece Türkiye’nin toplam<br />

ihracatına ciddi katkı sağlanacak”<br />

Sistem bir yıl ücretsiz olacak<br />

İşlem bilgilerinin yer aldığı sistemi<br />

sunan Matriks ekranını, cep telefonları<br />

için 3 ay, bilgisayarlar içinse 1 yıl<br />

ücretsiz kullanıma sunacaklarını<br />

aktaran Tanrıverdi “ Bu programlar<br />

sayesinde özellikle küçük ihracatçılar<br />

hem ekonomideki günlük gelişmeleri,<br />

hem de VOB ve bankalar arası piyasaları<br />

ve dünya paralarındaki değişimleri<br />

anlık takip etme fırsatı bulacaklar. Bu<br />

programları aracı kurumlar üzerinden<br />

kullanarak anında alım satım işlemi<br />

yapabilecekler.” dedi.<br />

İhracatçı için dönüm noktası<br />

VOB Başkanı Işınsu Kestelli ise yaptığı<br />

konuşmada Türkiye’nin dışa açılma<br />

hamlesinin başladığı 1980’lerin başında<br />

ülkede sadece bin ihracatçı bulunduğunu<br />

ancak bugün bu sayının 45 bini aştığını<br />

söyledi. Türkiye’nin, dünyanın 17’nci<br />

büyük ekonomisi haline gelmesinde Türk<br />

ihracatçısının büyük katkısı olduğunu anlatan<br />

Işınsu Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk<br />

gongun çaldığı 2005 yılında 3 milyar lira<br />

olan VOB’un işlem hacmi bu yıl 208 milyar<br />

lirayı buldu. Açılan hesaplar 40 bini aştı.<br />

İşlem yapan aracı kurum sayısı 89’u buldu.<br />

VOB, kısa sürede, dünyanın en büyük 20’nci<br />

vadeli işlem borsası haline geldi. Bugün,<br />

İTKİB ile birlikte büyük bir adım atıyoruz<br />

ve VOB’da işlem gören “döviz vadeli işlem<br />

sözleşmeleri”nin tüm verilerini, dış ticaret<br />

şirketlerimize ücretsiz vermeye başlıyoruz. Bu<br />

karar, Türk ihracatçısı için önemli bir dönüm<br />

noktasıdır. Çünkü küresel ekonomideki<br />

son kriz, bize açıkça gösterdi ki, “İyi<br />

yönetilmeyen risk, olası kaybetme nedenidir.<br />

Dış ticaretle uğraşan reel sektör şirketleri,<br />

son dönemde artan döviz kuru riskinden<br />

doğrudan etkilenmektedir. Bilinmelidir ki, bu<br />

noktada VOB’da işlem gören sözleşmeler,<br />

bu sözleşmeyi yapan ihracatçılarımıza,<br />

gelecekteki döviz kurlarını bugünden<br />

sabitleme olanağı sunmaktadır”.<br />

VADELİ DÖVİZ İŞLEMİ NEDİR<br />

Vadeli Döviz İşlemleri, basitçe, dövizin<br />

belli bir dönem sonundaki fiyatının şimdiden<br />

işlem görmesi, bu yolla döviz fiyatının<br />

hem daha doğru ve daha kolay tahmin<br />

edilebilmesi, hem de dönem sonundaki<br />

kurun bilinmemesi sonucu oluşan belirsizliğin<br />

ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Vadeli<br />

Döviz Piyasası’nda yatırımcılar fiziksel olarak<br />

döviz işlemi yapmadan işlem yapmak<br />

istedikleri meblağın yaklaşık onda biri kadar<br />

bir teminat yatırarak döviz pozisyonu alırlar.<br />

Bu yolla belli bir dönem sonundaki borç ya<br />

da alacak pozisyonlarının kurunu şimdiden<br />

sabitleyebilme şansına sahip olurlar. Bu<br />

imkan, doğru kullanıldığı takdirde özellikle<br />

dış ticaretle uğraşan şirketler için kur riskini<br />

azaltan, dolayısıyla hem maliyetleri doğru<br />

belirlemede, doğru fiyat oluşturmada hem de<br />

ticaret hacmini artırmada büyük etkisi olan<br />

bir yöntem olmaktadır.<br />

SİSTEM NASIL İŞLİYOR<br />

Almanya’nın en büyük<br />

hipermarketlerinden biri, kot pantolon<br />

siparişi vermek üzere, aynı kalitede<br />

üretim yapan iki firmadan fiyat<br />

teklifi istedi. Ödemeyi Nisan 2009’da<br />

yapacağını bildirdi. Fiyat teklifi istendiği<br />

gün 1 Avro = 2.15 TL’idi. Firma A ve<br />

firma B’nin bir adet kot pantolonu 20<br />

TL’ye mal ediyordu. Her iki firma da<br />

bu ticaretten yüzde 20 para kazanmak<br />

istiyorlardı. Bu nedenle TL bazında<br />

bildirecekleri fiyat 24 liraydı.. Fakat sorun<br />

Avro kurlarıydı. Acaba Nisan sonunda<br />

paralarını tahsil edecekleri zaman Avro<br />

kuru hangi seviyede olacaktı<br />

• Klasik yöntemi tercih eden A<br />

firması şöyle bir varsayım yaptı, “Kurlar<br />

2.15 TL’den 2 TL’ye düşerse zarar<br />

edeceğim. Ama 2 TL’ye düşse bile ben<br />

yüzde 20 kârımı garanti altına alayım”<br />

dedi. Böylece Firma A’nın fiyat teklifi:<br />

24.00 TL / 2.00 = 12 Avro oldu.<br />

• Firma B ise Matriks ekranını kullandı.<br />

VOB’da Nisan sonu Avro kuru: 2.21 TL<br />

seviyesindeydi. Yani Nisan sonunda elde<br />

edeceği Avro gelirlerini 2.21 TL fiyatından<br />

satabiliyordu. Dolayısıyla kuru Matriks<br />

ekranından sabitledi ve fiyat tekifini verdi; Firma<br />

B’nin fiyat teklifi: 24 / 2.21= 10.85 Avro oldu.<br />

Sonuçta aynı ürün için daha rüşük<br />

fiyat veren B firması siparişi aldı. Kurunu<br />

sabitledi ve Nisan sonuna gelindiğinde<br />

Avro kuru 2.10 TL seviyesine düşmüştü<br />

ama 2.21 ile 2.10 arasındaki fark,<br />

firmanın VOB hesabına yatırılmıştı.


62 ÖRME DÜNYASI<br />

Pazar<br />

İNGİLTERE<br />

TEKSTİL VE KONFEKSİYON<br />

PAZARI<br />

Hazırlayan: İTKİB AR&GE ve Mevzuat Şubesi<br />

İngiltere, tekstil ve konfeksiyon sektörünün doğduğu ülkedir. Sektör<br />

ile ilgili oldukça önemli buluşlar, örneğin ilk iplik makinesi ve ilk<br />

mekanik dokuma makinesi İngiltere’de icat edilmiştir. İngiltere<br />

tekstil ve konfeksiyon sektöründe çok uzun yıllar boyunca dünyaya<br />

yön vermiştir. Ancak, küreselleşme ve artan maliyetler gibi dünya<br />

ekonomisindeki değişimlerin bir sonucu olarak, tekstil ve konfeksiyon<br />

üretimi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yeniden yapılanmıştır.<br />

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İngiltere moda ve hazır giyim<br />

endüstrisinin üretim ayağı yurtdışına kaymaya başlamıştır. Bu<br />

gelişmenin başlıca nedenleri: yurtdışında daha düşük olan üretim<br />

maliyetleri, globalleşme ile kârı arttıracak dış pazar bilgilerine<br />

rahat ulaşılması, markalaşma ve tasarımın öneminin artmasıdır.<br />

Bu eğilim çerçevesinde, büyük ölçekli üreticiler İngiltere pazarından<br />

büyük ölçüde çıkmıştır. Günümüzde, ithal ürünler neredeyse<br />

pazarın tamamını oluşturmaktadır. Ancak, geleneksel ithalat<br />

anlayışı dışında, bu ürünlerin önemli kısmı İngiliz firmalarının<br />

etiketini taşımakta, yurt dışında üretilmelerine rağmen, tasarımları,<br />

pazarlamaları ve dağıtımları İngiltere’den yapılmaktadır. Böylelikle,<br />

hazır giyim pazarının asıl katma değerini oluşturan faaliyetlerin<br />

getirisi büyük ölçüde İngiliz firmalarında kalmaktadır.<br />

Dikey entegrasyon, İngiltere hazır giyim pazarının önemli bir<br />

özelliğidir. Laura Ashley, River Island gibi birçok marka, kendi<br />

perakende mağazalarında satılmak üzere global olarak tasarım,<br />

üretim ve dağıtım yaptırmaktadır. Hazır giyim imalatında istihdam<br />

edilen kişi sayısı son 20 yılda önemli oranda azalırken, bu süreçte,<br />

İngiltere kaynaklı üretim de ciddi şekilde düşmüştür. Faaliyete<br />

devam eden üreticiler ise, özel kullanımlı bazı ürünler ve lüks giyim<br />

alanındadır. Satışları genelde diğer gelişmiş ülkelerde bulunan zengin<br />

müşterilere yönelmiştir. Başlıca firmalar arasında Marks & Spencer,


ÖRME DÜNYASI 63<br />

Arcadia Group (Topshop, Topman, Dorothy Perkins, Evans, Miss<br />

Selfridge, Wallis, Burton ve Outfit markalarını içinde bulunduran<br />

grup), Jigsaw, Debenhams, House of Frasier, Next, Brantano<br />

(ayakkabı) gibi İngiliz sermayeli firmaların yanısıra The Gap, H&M,<br />

Zara, Benetton, Laura Ashley gibi firmalar da bulunmaktadır.<br />

İngiltere’nin Tekstil Dış Ticareti<br />

2000 yılından 2007 yılına kadar İngiltere’nin tekstil dış ticareti<br />

dalgalanarak seyretmiş ve 2007 yılında dış ticaret hacmi 9,4 milyar<br />

dolara ulaşmıştır. Buna göre, İngiltere’nin 2007 yılı itibarıyla 4,4<br />

milyar dolarlık tekstil ürünleri ihracatı ve 5 milyar dolarlık ithalatı<br />

bulunmaktadır. 2007 yılında 2006 yılına kıyasla tekstil ihracatı<br />

%1,5 oranında düşerken; ithalat %10,2 oranında oranında<br />

artış göstermiştir. İngiltere’nin 2000 ile 2007 yılları arası tekstil<br />

ihracatını ve ithalatını gösteren tablo aşağıda verilmektedir.<br />

1980 yılında dünyanın en fazla tekstil ihracatı yapan ilk 10 ülkesi<br />

içinde 7.sırada olan İngiltere, 1995 yılında 10.sıraya, 2007 senesinde<br />

ise 11. sıraya düşmüştür (Werner International Inc, ve Birleşmiş


64 ÖRME DÜNYASI<br />

Pazar<br />

Milletler İstatistik Veri Tabanı). 2007 yılında dünyada en fazla tekstil<br />

ihracatı yapan ilk 15 ülke ile bu ülkeler içinde İngiltere’nin yeri ve<br />

dünya ihracatındaki payı, aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.<br />

İngiltere’nin tekstil ithalatı incelendiğinde ise 1995 yılında 7<br />

milyar dolar, 2000 yılında 5,4 milyar dolar, 2007 yılında ise 5<br />

milyar dolar değerde tekstil ithalatı gerçekleştirdiği tespit edilmiştir<br />

(Birleşmiş Milletler İstatistik Veri Tabanı). İngiltere’nin hazırgiyim<br />

ve konfeksiyon ithalatının son yıllarda çok hızlı artmasının<br />

sonucunda bu alanda üretimin azaldığı düşünülmektedir. Bu<br />

bağlamda, konfeksiyon üretiminde hammadde olarak kullanılan<br />

tekstil ürünleri ithalatının da azaldığı yorumu yapılabilir.<br />

İngiltere’nin En Çok İthal Ettiği Tekstil Ürünleri<br />

2007 yılında İngiltere’nin ithal ettiği tekstil ürünleri<br />

incelendiğinde, dünyadan en fazla 5603 dörtlü tarifeli dokunmamış<br />

kumaş (nonwoven) ithal ettiği tesbiti yapılmıştır. En çok ithal<br />

ettiği diğer ürünler; dikiş ipliği olmayan sentetik filament iplikler,<br />

sentetik filament ipliklerinden dokunmuş mensucat, sentetik<br />

devamsız lifler ile dokunmuş kadife, peluş ve tırtıl mensucat ve<br />

pamuklu mensucat olarak görülmektedir.<br />

2007 yılında İngiltere’nin en çok ithal ettiği ilk 10 ürün ve ithalat<br />

değerleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.<br />

İngiltere’nin en fazla tekstil ithalatı yaptığı ilk beş ülke, 738,6<br />

milyon dolarla İtalya, 627,4 milyon dolarla Almanya, 432,9 milyon<br />

dolarla Belçika, 379,7 milyon dolarla Çin ve 290,8 milyon dolarla<br />

Türkiye olarak sıralanmaktadır. 2007 yılında İngiltere’nin en çok<br />

tekstil ithalatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke içerisinde 18’inde ithalat<br />

%0,9 ile %301,7 oranında artarken yalnızca ABD ve Pakistan’da<br />

ithalatta sırasıyla %0,4 ile %1,9 oranında düşüş kaydedilmiştir.<br />

Türkiye’den yapılan tekstil ithalatında ise %13,3 ile önemli oranda<br />

artış sağlanmıştır. 2007 yılı itibariyle ithalat rakamları ve yıllık<br />

değişim oranları aşağıdaki tabloda verilmektedir.<br />

İngiltere’nin Hazırgiyim ve Konfeksiyon Dış Ticareti<br />

2000 yılından 2007 yılına kadar yedi yıllık süreçte İngiltere’nin<br />

hazırgiyim ve konfeksiyon dış ticareti dalgalanarak 2007 yılında<br />

32,5 milyar dolar olmuştur. Buna göre, İngiltere’nin 2007 yılı<br />

itibarıyla 6,6 milyar dolarlık hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri<br />

ihracatı ve 25,9 milyar dolarlık ithalatı bulunmaktadır. 2007<br />

yılında, 2006 yılına göre, hem ihracatın %16,3 oranında, hem de<br />

ithalatın %11,4 oranında artması dikkat çekicidir.<br />

İngiltere’nin konfeksiyon sektörünün ihracat performansı<br />

incelendiğinde de, tekstil ihracatına benzer bir durum<br />

görünmektedir. 1980 yılında İngiltere 1,8 milyar dolarlık<br />

konfeksiyon ihracatı ile dünyanın en büyük 7. ihracatçısı iken,<br />

1995 yılında 4,7 milyar dolarlık ihracatı ile 9. sıraya, 2007 yılında<br />

ise 6,6 milyar dolarlık ihracatı ile 12. sıraya gerilemiştir. (Werner<br />

International Inc, ve Birleşmiş Milletler İstatistik Veri Tabanı)<br />

2007 yılında dünyada en fazla konfeksiyon ihracatı<br />

gerçekleştiren ilk 15 ülke içinde İngiltere’nin yeri ve toplamda<br />

aldığı pay aşağıdaki tabloda verilmektedir.


ÖRME DÜNYASI 65<br />

Değer bazında konfeksiyon ihracatı devamlı artan ancak en fazla<br />

ihracat eden ülkeler sıralamasında alt sıralara gerileyen İngiltere’nin<br />

konfeksiyon ithalatı ise 1995 yılında 8,3 milyar dolar, 2000 yılında<br />

13,4 milyar dolar ve 2007 yılında da 25,9 milyar dolara ulaşmıştır.<br />

En Çok Hazırgiyim ve Konfeksiyon İthal Edilen Ülkeler<br />

2007 yılı rakamları itibariyle İngiltere’nin en fazla hazırgiyim<br />

ve konfeksiyon ürünü ithal ettiği ilk beş ülke 6,95 milyar dolarla<br />

Çin, 3,1 milyar dolarla Türkiye, 1,7 milyar dolarla Hindistan,<br />

1,4 milyar dolarla Bangladeş ve 1,3 milyar dolarla İtalya olarak<br />

sıralanmaktadır. İthalatta ilk 20 ülke ve ithalatın değişim oranları<br />

aşağıda verilmektedir.<br />

İngiltere’nin En Fazla İthal Ettiği Hazırgiyim ve<br />

Konfeksiyon Ürünleri<br />

2007 yılında İngiltere’nin ithal ettiği hazırgiyim ve<br />

konfeksiyon ürünleri incelendiğinde, dünyadan en fazla<br />

bayanlar için dokuma dış giyim (6204 G.T.İ.P başlıklı kadınlar<br />

ve kız çocuklar için takım elbiseler, takımlar, ceketler, blazerler,<br />

elbiseler, etekler, pantolonlar, askılı ve üst ön parçalı tulumlar,<br />

kısa pantolonlar ve şortlar (yüzme kıyafetleri hariç)) ithal ettiği<br />

tespiti yapılmıştır.<br />

En çok ithal ettiği diğer ürünlerin; kazaklar, süveterler, hırkalar,<br />

yelekler ve benzerleri, tişörtler, fanilalar, atletler, kaşkorse ve diğer<br />

iç giyim eşyaları, erkekler ve erkek çocuklar için takım elbiseler,<br />

takımlar, ceketler, blazerler, pantolonlar, askılı ve üst ön parçalı<br />

tulumlar, kısa pantolonlar ve şortlar (yüzme kıyafeti hariç),<br />

kadınlar ve kız çocuklar için bluzlar, gömlekler ile yatak çarşafları,<br />

masa örtüleri, tuvalet ve mutfak bezleri olduğu görülmektedir.<br />

Türkiye – İngiltere Tekstil Dış Ticareti<br />

Türkiye’nin en fazla tekstil (elyaf, iplik ve kumaş) ihraç<br />

ettiği 7. büyük pazar durumunda bulunan İngiltere ile Türkiye<br />

arasındaki tekstil ticareti, 2000-2007 yılları arasındaki sekiz<br />

yıllık süreçte bazı yıllarda artışlar bazı yıllar düşüşler ile<br />

dalgalanarak, 2007 yılında toplam 404 milyon doları aşmıştır.<br />

Bu rakamın 255,4 milyon doları ihracat, 148,9 milyon doları<br />

ithalattır. Türkiye ile İngiltere arasındaki tekstil ticareti Türkiye<br />

lehine gelişim göstermektedir. İhracatın yıllık ortalama artış<br />

oranı %1,7 ve ithalatın yıllık ortalama artış oranı %6,9 olarak<br />

hesaplanmaktadır.<br />

2007 yılında tekstil ihracatında 2006 yılına kıyasla %10,3<br />

oranında artış ve ithalatta %1,4’lük düşüş sözkonusu<br />

olmuştur. 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde İngiltere’ye tekstil<br />

ihracatının binde bir düzeyinde artması, bu ülkeden ithalatın<br />

ise 2007 yılının Ocak-Eylül dönemine kıyasla %16,95 oranında<br />

azalması, dikkat çekmektedir.<br />

2000 yılından 2008 yılının Eylül ayı sonuna kadar olan dokuz<br />

yıla yakın zaman zarfında, İngiltere ile Türkiye arasındaki<br />

tekstil ticaretinin seyrini gösteren bir tablo ve grafik aşağıda<br />

verilmektedir.<br />

Türkiye’den İngiltere’ye tekstil ihracatında 54 07 GTİP başlıklı<br />

sentetik ipliklerden dokuma kumaşlar ile 58 01 GTİP başlıklı<br />

kadife, peluş ve tırtıl mensucat, en fazla ihraç edilen ürünlerdir.<br />

2007 yılında 54 07 GTİP başlıklı ürünlerin ihracatı, dolar bazında<br />

%26 oranında artarak 29,9 milyon dolara yükselmiştir. 58 01 GTİP<br />

başlıklı mensucatın ihracatı da %29 oranında artarak 21,6 milyon<br />

dolardan 27,8 milyon dolara ulaşmıştır.<br />

55 09 GTİP başlıklı sentetik devamsız liflerden iplikler, 55 15 GTİP<br />

başlıklı sentetik devamsız liflerden dokuma kumaşlar ile 55 11 GTİP<br />

başlıklı suni-sentetik devamsız elyaftan iplikler, diğer en fazla ihraç<br />

edilen tekstil mamülleri olarak sıralanmaktadır. 55 09 GTİP başlıklı<br />

ipliklerin ihracatı 2007 yılında 2006 yılına kıyasla %25 oranında<br />

azalarak 16,7 milyon dolar değere gerilerken; 55 15 GTİP başlıklı<br />

dokuma kumaşların ihracatı da %8 oranında azalarak 12,4 milyon<br />

dolara gerilemiştir. 2007 yılında İngiltere’ye en fazla ihraç edilen<br />

ilk 20 tekstil ürün grubunun 14 tanesinde % 1 ile % 59 arasında<br />

değişen oranlarda artışlar olmuştur. 6 ürün grubunda ise %3 ile<br />

%25 arasında değişen oranlarda düşüşler sözkonudur.<br />

İhracatı oransal olarak en fazla artan tekstil mamülleri, 55 16<br />

GTİP başlıklı devamsız suni liflerden dokuma kumaşlar olmuştur.<br />

Bu ürünlerin ihracatı 2007 yılında 2006 yılına kıyasla %59 oranında<br />

artarak 3,5 milyon dolardan 5,5 milyon dolara yükselmiştir.<br />

İhracatı yüksek oranlı artan diğer tekstil ürünleri 52 08 GTİP başlıklı<br />

pamuklu dokuma kumaşlar (%37 artış) ile 60 05 GTİP başlıklı<br />

çözgü tipi örgülü örme mensucattır.(%34 artış)<br />

Türkiye’nin İngiltere’den ithal ettiği tekstil ürünlerinin başında<br />

ise 54 02 GTİP başlığında yeralan sentetik liflerden iplikler, 55<br />

02 GTİP başlıklı suni lif demetleri ve 54 04 GTİP başlıklı sentetik<br />

monofilamentler gelmektedir. 2007 yılında 54 02 GTİP başlıklı<br />

sentetik liflerden ipliklerin ithalatı 2006 yılına kıyasla %3 oranında<br />

düşüş ile 30,3 milyon dolara gerilerken, 55 02 GTİP başlıklı suni lif<br />

demetlerinin ithalatı dolar bazında %16 oranında azalarak 20,3<br />

milyon dolara düşmüştür. 56 01 GTİP başlıklı vatkalar ve vatka<br />

mamülleri, 59 03 GTİP başlıklı plastik emdirilmiş, sıvanmış ve<br />

kaplanmış mensucat ve 55 04 GTİP başlıklı suni devamsız lifler,<br />

İngiltere’den ithal edilen diğer önde gelen tekstil mamüllerindendir.<br />

2007 yılında İngiltere’den en fazla ithal edilen ilk 20 ürün<br />

grubunun 13’ünde %1 ile %262 arasında değişen oranlarda<br />

artışlar kaydedilirken, diğer 7 ürün grubunda %3 ile %33 arasında<br />

değişen oranlarda düşüşler olmuştur.


66 ÖRME DÜNYASI<br />

Makale<br />

İ.T.Ü. TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI<br />

FAKÜLTESİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON KALİTE<br />

KONTROL LABORATUVARI<br />

Doç. Dr. Banu Nergis İ.T.Ü. Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol Laboratuarı Koordinatörü<br />

Her geçen gün daha da aşina<br />

olduğumuz bir kavram haline gelen<br />

kalite, tüm sektörler için olduğu<br />

gibi tekstil sektörü için de üretimden son<br />

kullanıcıya kadar kat edilen yolun önemli<br />

adımlarını oluşturmaktadır. Giyim, mefruşat,<br />

tıp, kaplama malzemeleri, jeotekstiller<br />

gibi pek çok alanda kullanılabilen örme<br />

kumaşlar, doğalarında var olan elastikiyet<br />

ve eski konumuna dönme, durgun havada<br />

yalıtım, kolay bakım gibi olumlu özelliklere<br />

sahip oldukları gibi ilmeğin kolay kaçabiliyor<br />

olması, stabil hale getirilmedikçe çekmesi<br />

gibi bazı olumsuz özelliklere de sahiptirler.<br />

İplikten mamul giysi haline getirilinceye<br />

kadar geçen hazırlık ve örme işlemleri<br />

safhalarında ortaya çıkabilecek hatalar<br />

giysinin değerini düşürmektedir.<br />

<strong>Örme</strong> kumaşlarda sık karşılaşılan<br />

hatalar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:<br />

Düzgünsüzlük<br />

Enine çizgiler ve izler<br />

Boyuna izler<br />

Delikler (demir, merdane çapakları)<br />

İlmek kaçıkları<br />

İlmek kesikleri<br />

İplik kopuşları<br />

İplik kaçırmaları<br />

Kırık iğne izleri<br />

Kelebek/kazayağı<br />

Çift almalar<br />

İlmek uzatmaları<br />

İplik çekilmeleri<br />

Jakarlarda desen bozuklukları<br />

Vanizede iplik dönmeleri<br />

Havlu veya hav ipliğini bırakmalar<br />

Lif/uçuntu kapmaları<br />

Boyuna tüylenme<br />

Yağ iz ve lekeleri<br />

Abraj<br />

Kat izleri<br />

Kumaş kırıkları<br />

Kumaş dönmesi<br />

Kavislenme<br />

İlmek eğilmeleri<br />

Sıralanan bu hatalara neden olan<br />

faktörler iplik, örme koşulları ve boya/<br />

terbiye işlemleri olmak üzere üç grupta<br />

toplanabilir. İ.T.Ü. Tekstil Teknolojileri ve<br />

Tasarımı Fakültesi, Tekstil ve Konfeksiyon<br />

Kalite Kontrol Laboratuvarı’nda örme<br />

kumaş hatalarına bu faktörlerden<br />

hangisinin ve/veya hangilerinin sebep<br />

olduğuna dair çalışmalar yapılmaktadır.<br />

Temel ilgi alanı, tekstil deneyleri<br />

ve araştırmaları olan İ.T.Ü. Tekstil<br />

Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi, Tekstil<br />

ve Konfeksiyon Kalite Kontrol Laboratuarı,<br />

fiziksel tekstil muayeneleri laboratuarı ve<br />

kimyasal tekstil muayeneleri laboratuarı<br />

olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.<br />

Laboratuarda biri koordinatör, ikisi<br />

yürütücü ve ikisi yürütücü yardımcısı<br />

olmak üzere 5 öğretim elemanı, 2 uzman<br />

mühendis, 1 teknisyen, 2 sekreter<br />

çalışmaktadır. Laboratuarımızda, rutin test<br />

raporları ve görüş raporları olmak üzere iki<br />

farklı rapor hazırlanmaktadır.<br />

Rutin test raporları, firma laboratuarımıza<br />

hangi testleri istediğini beyan ederek<br />

geldiğinde hazırlanmaktadır. <strong>Örme</strong><br />

kumaşlar için laboratuarlarımızda yapılan<br />

rutin testler aşağıdaki gibidir:<br />

Fiziksel tekstil muayeneleri<br />

laboratuarında yapılabilecek deneyler:<br />

• Kumaşın örüldüğü ipliğin düzgünsüzlüğü<br />

(bobin halinde getirildiği takdirde)<br />

• İplik numarası, iplik katı (bobinden veya<br />

kumaştan)<br />

• Büküm miktarı (bobinden veya kumaştan)<br />

• İplik tüylülüğü (bobin halinde getirildiği<br />

takdirde)<br />

• Gramaj<br />

• İlmek yoğunluğu<br />

• İlmek iplik uzunluğu<br />

• Kumaş kalınlığı<br />

• Kumaşın aşınma dayanımı<br />

• Kumaş boncuklaşması<br />

• İplik mukavemet testleri


ÖRME DÜNYASI 67<br />

• Patlama mukavemeti testi<br />

• May dönmesi<br />

Kimyasal tekstil muayeneleri<br />

laboratuarında yapılabilecek deneyler:<br />

• Yıkamadan sonra boyutsal değişim<br />

• Kantitatif lif karışımı tespiti<br />

• Işık haslığı<br />

• Terli ışık haslığı<br />

• Kuru temizleme haslığı<br />

• Yıkama haslığı<br />

• Sürtme haslığı<br />

• Su haslığı<br />

• Ter haslığı<br />

• Ütü haslığı<br />

• Sürtme haslığı<br />

• Konfor testleri<br />

• pH ölçümü<br />

• Baskı dayanımı<br />

Bunların dışında, laboratuarımızda<br />

ihtilaflı problemlerin çözülmesine yardımcı<br />

olmaya ve hata kaynağı tespitine yönelik<br />

görüş raporları da düzenlenmektedir.<br />

Bu durumda, firma örme kumaş veya<br />

mamulünün üzerinde bulunan hataların<br />

sebebini sormaktadır.<br />

<strong>Örme</strong> kumaşlarla ilgili<br />

laboratuarımıza yapılan bu tarz<br />

başvurularda hatalar çoğunlukla;<br />

• Kumaş eninde var olan periyodik bant<br />

şeklinde hatalar,<br />

• May takip eden veya etmeyen boyuna<br />

hatalar,<br />

• Kumaş üzerinde delikler, patlaklar,<br />

• Kumaş kırıkları,<br />

• Kumaş üzerinde boya almamış bölgeler<br />

veya lifler,<br />

• Elastanlı kumaşlarda elastan kaçıkları,<br />

• Dönme problemleri şeklinde karşımıza<br />

çıkmaktadır.<br />

<strong>Örme</strong> mamullerde ise;<br />

• Dikiş hasarı, dikiş bölgesinde delinmeler,<br />

• Yıkamalı ürünlerde yıkama sonrası<br />

mukavemet kaybı ve buna bağlı olarak<br />

ortaya çıkan delik ve patlaklar, renk hataları,<br />

• Baskılı ürünlerde pat bulaşması, desen<br />

kayması, baskı dayanımının düşük olması<br />

gibi problemler,<br />

• Metolama hataları,<br />

• Kuru apre (şardon, zımpara, makas) hataları,<br />

• Haslıklara bağlı olarak poşetlenmiş<br />

ürünlerin üzerinde meydana gelen izler,<br />

lekeler şeklindedir.<br />

Bunların yanı sıra, firmalar zaman<br />

zaman ellerindeki farklı partilere ait ham<br />

kumaşların aynı makina ayarlarında<br />

örülüp örülmediğinden emin olmak<br />

isteyebilmektedirler. Laboratuarlarımızda<br />

yaptığımız çalışmalarla söz konusu<br />

kumaşların aynı ayarlarda örülüp örülmediği<br />

tespit edilebilmektedir. Ayrıca, Fakülte’mizin<br />

Moda Atölyesi’nde mevcut bulunan 3,5-7<br />

numara arasındaki el örgü makinalarında, bu<br />

numaralarda çalışılan ipliklerde abraj olup<br />

olmadığı örülerek test edilebilmektedir.<br />

Görüş raporları çalışmaları için<br />

firmalardan, sorun yaşadıkları boyalı<br />

kumaşların özellikle hamı başta olmak<br />

üzere, mamul kumaş haline gelene<br />

kadar geçtiği diğer kademelerden<br />

kumaş numuneleri talep edilmektedir.<br />

Tarafımıza getirilen son ürün olduğu<br />

taktirde, gene ham kumaş, yıkamalı<br />

ürün ise, yıkanmamış ürün, yıkama<br />

reçetesi, baskılı ürün ise, baskı öncesi<br />

ürün talep edilmektedir. Görüş<br />

raporlarına söz konusu olan numuneler,<br />

gerekli testler yapılarak ve her biri<br />

kendi alanında uzman olan ve lif, iplik,<br />

kumaş, boya-terbiye ve konfeksiyon<br />

konularında çalışan Tekstil Mühendisliği<br />

Bölümü öğretim üyeleri tarafından<br />

değerlendirilerek rapor hazırlanmaktadır.<br />

Problemin ne olduğuna bağlı olarak görüş<br />

raporlarının süresi 2 ila 4 hafta arasında<br />

değişmektedir. Firmadan talep edilen<br />

numunelerin laboratuarımıza ne zaman<br />

teslim edildiğine bağlı olarak bu süre<br />

değişebilmektedir.<br />

Dileğimiz elbette ki sektör çalışanlarının<br />

herhangi bir hatayla ve sıkıntıyla<br />

karşılaşmaksızın verimli bir şekilde<br />

çalışabilmesidir. Ancak, hatalarının<br />

sebebinin ne olduğunu öğrenmek isteyenler<br />

aşağıdaki iletişim bilgileri vasıtasıyla<br />

laboratuarımıza başvurdukları takdirde,<br />

onlara yardımcı olabilmek için itinayla<br />

çalışan uzman bir ekibe ulaşabilirler.<br />

İnternet adresi:<br />

http://www.tekstil.itu.edu.tr/tekstil/<br />

e-posta adresi:<br />

tekslab@itu.edu.tr<br />

Laboratuvar telefon:<br />

212-293 17 27, 212-293 13 00/25 66 dahili<br />

Laboratuar faks:<br />

212-293 13 70<br />

Laboratuar koordinatörü:<br />

Doç.Dr.Banu Nergis (26 81 dahili)<br />

Yürütücüler:<br />

Doç.Dr.Gülay Özcan (24 87 dahili)<br />

Doç.Dr. Hale Karakaş (27 15 dahili)


68 ÖRME DÜNYASI<br />

Analiz<br />

<strong>Örme</strong> kumaşçıların yüzde 66’sı<br />

İstanbul’da<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />

TOBB’un ülke genelinde çıkardığı sanayi<br />

üretim envanterine göre, Türkiye’de<br />

toplam 1201 firma örme kumaş<br />

alanında faaliyet gösteriyor. TOBB<br />

yayınladığı envantere göre kurulu tüm<br />

bu firmaların toplam örme kumaş<br />

üretimi 432 bin 753 ton.<br />

Yandaki tabloda ayrıntılı görülen<br />

envanterde örme kumaş imalatı<br />

yapanların dağılımı şehirlere göre<br />

bakıldığında İstanbul 793 firmayla ilk<br />

sırada geliyor. İstanbul, bu rakama göre,<br />

tüm örme kumaş sektörünün yüzde<br />

66’ısını barındırıyor. Gaziantep 111<br />

firmayla ikinci sırada geliyor. Bursa ise 75<br />

firmayla üçüncü sırada geliyor.


ÖRME DÜNYASI 69<br />

İl Adı<br />

Kayıtlı<br />

Üretici<br />

32130101 - ÖRME KUMAŞLAR<br />

M: Mühendis; T: Teknisyen; U: Usta;İ: İşçi; İD: İdari;<br />

* Kayıtlı üretici sayısı 3 ve daha az ise üretim kapasitesi bilgileri verilmemektedir<br />

İl bazında üretim kapasitesi toplamları ürünün niteliğine bağlı olarak farklı birimlerde olabilir.<br />

Personel Bilgileri Alan Bilgileri (m2) Üretim Kapasitesi<br />

M T U İ İD Toplam Kapalı Alan Açık Alan KG ADET M2<br />

ADANA 3 2 1 8 51 2 64 5,470 23,039 * * *<br />

ADIYAMAN 1 6 6 12 34 7 65 12,000 66,106 * * *<br />

AFYON 1 0 0 2 6 2 10 180 0 * * *<br />

AKSARAY 2 3 5 4 86 6 104 4,820 40,750 * * *<br />

ANKARA 10 2 2 22 230 25 281 14,367 9,580 911,258 220,300<br />

ANTALYA 1 0 0 1 4 0 5 300 0 * * *<br />

BOLU 1 1 2 30 386 3 422 6,757 19,000 * * *<br />

BURSA 75 55 78 338 3,572 396 4,439 390,471 496,158 22,312,932 91,852,301<br />

ÇORUM 1 1 1 2 4 2 10 1,500 26,485 * * *<br />

DENİZLİ 27 40 31 126 3,228 200 3,625 149,731 212,896 4,468,422 11,016,979<br />

DİYARBAKIR 2 6 8 10 68 4 96 30,374 84,616 * * *<br />

ERZURUM 1 0 0 4 69 2 75 250 0 * * *<br />

ESKİŞEHİR 3 3 3 10 46 5 67 10,624 200,220 * * *<br />

GAZIANTEP 111 64 32 273 3,083 207 3,659 354,575 444,764 25,852,598 190,500<br />

HATAY 1 0 0 3 185 2 190 6,000 30,000 * * *<br />

ISPARTA 1 0 0 1 3 1 5 1,350 6,000 * * *<br />

İSTANBUL 793 110 172 850 15,165 1,950 18,247 1,315,046 577,074 203,179,884 1,939,793 15,576,785<br />

İZMİR 20 102 47 91 1,776 327 2,343 172,078 617,228 13,936,830 1,793,280<br />

K.MARAŞ 56 15 30 130 1,455 131 1,761 224,188 1,054,097 42,702,750 40,500<br />

KASTAMONU 1 0 0 0 2 1 3 105 0 * * *<br />

KAYSERİ 6 41 16 151 2,087 149 2,444 225,167 784,650 7,075,300<br />

KIRKLARELİ 7 12 12 14 307 46 391 149,469 314,863 4,789,231<br />

KONYA 2 18 7 17 780 65 887 60,044 322,500 * * *<br />

KÜTAHYA 1 5 3 23 163 12 206 44,000 422,756 * * *<br />

MALATYA 17 16 26 66 963 140 1,211 130,032 381,042 16,563,150 240,000<br />

MANİSA 4 10 14 15 175 18 232 67,286 121,044 2,292,832<br />

NİĞDE 3 2 5 12 139 18 176 47,327 381,509 * * *<br />

SAKARYA 2 1 2 8 197 5 213 22,126 68,988 * * *<br />

SAMSUN 1 1 0 1 4 1 7 1,200 0 * * *<br />

SIVAS 1 1 0 1 2 0 4 5,200 25,000 * * *<br />

TEKİRDAĞ 42 127 93 303 6,064 639 7,226 908,855 2,137,526 72,003,856 48,000<br />

URFA 2 0 0 5 43 3 51 6,000 21,409 * * *<br />

USAK 1 1 0 1 12 1 15 10,000 26,700 * * *<br />

YALOVA 1 0 0 0 11 0 11 1,200 0 * * *<br />

TOPLAM 1,201 645 596 2,534 40,400 4,370 48,545 4,378,092 8,916,000 432,753,411 4,790,713 123,000,684


70 ÖRME DÜNYASI<br />

Haber<br />

“Ülkeler, ekonomilerine katma değer<br />

üreten, istihdam sağlayan reel sektörlerine<br />

sahip çıkarken, Türkiye’de en yüksek katma<br />

değeri yaratan sektör olarak anılan hazır giyim,<br />

göz göre göre yok ediliyor. Otomotiv, demir<br />

çelik, kimya gibi son dönemin yıldızı parlayan<br />

sektörleri başta olmak üzere tüm ihracatta<br />

büyük ölçekli düşüşler yaşandı. Bu ortamda<br />

hazır giyim sektörü yüzde 20,2’lik tarihi ihracat<br />

düşüşüne rağmen yeniden lider oldu.<br />

Hükümetin, daha fazla reel sektöre sahip<br />

çıkması ve ulusal kalkınma programlarını<br />

yaşama geçirmesi gerekirken, belirsizlik<br />

ve güvensizlik eğilimleri devam ediyor. Bu<br />

yapı her geçen gün şiddet derecesini daha<br />

da artırıyor. İnatla fazla bir etkisi yokmuş<br />

şeklindeki yaklaşımlar yaranın daha da<br />

derinleşmesine sebep oluyor. Kapasite<br />

kullanım oranlarının düşmesi, sanayi<br />

üretiminin 17.6 oranında gerilemesi, Kasım<br />

ayı işsizlik oranının yüzde 12, 3’e yükselmesi<br />

yaklaşan tehlikenin düşünülenden çok daha<br />

büyük olduğunu gösteriyor.”<br />

TGSD Başkanı: "Borç<br />

borçla ödenmez"<br />

Türkiye Giyim <strong>Sanayicileri</strong> <strong>Derneği</strong><br />

(TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş,<br />

küresel krizden etkilenen ülkelerin<br />

çeşitli önlemlerle sektörlerini ayakta tutmak<br />

için büyük çaba harcadığını belirterek,<br />

“Ekonomi yönetiminin inisiyatifsizliği<br />

sonucu tekstil ve hazır giyim sektörü dibe<br />

vurdu. Ocak ayındaki yüzde 20.2’lik tarihi<br />

ihracat düşüşü ve bugün açıklanan yüzde<br />

12, 3’lük işsizlik oranı bu gerçeği net bir<br />

şekilde ortaya koydu. Kriz yaralarının daha<br />

da derinleşmemesi için ekonomide olağan<br />

üstü hal ilan edilmeli” dedi.<br />

Ahmet Nakkaş, Türkiye’nin yaşanan<br />

zorlu sürece seyirci kaldığını, bugün<br />

pek çok noktada anlamını yitirmeye<br />

başlayan Tekstil ve Hazır Giyim Strateji<br />

Eylem Planı’nın revize edilerek bir an<br />

önce hayata geçirilmesi gerektiğini<br />

söyledi. Basından sızma haberlerle<br />

anlamaya çalıştıklarını teşvik paketinin<br />

beklentilerini karşılamadığını vurgulayan<br />

Nakkaş, paketin anti-teşvik paketi haline<br />

dönüştürüldüğü endişesi taşıdıklarını<br />

ifade etti. Dünya Ticaret Örgütü’nün<br />

(DTÖ) uluslar arası ticaret için koyduğu<br />

normların yerini, ülkelerin kendi çıkarları<br />

doğrultusunda belirlediği “korumacı<br />

önlemlere” bıraktığını ifade eden Nakkaş,<br />

sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

Ahmet Nakkaş, Türk sanayisinin telafisi<br />

mümkün olmayan, geri dönülmez bir yola<br />

girmek üzere olduğuna dikkat çekerek,<br />

milyarlarca dolar para ortaya konsa<br />

dahi kaybolan yatırımların bir daha geri<br />

getirilemeyeceğini bildirdi.<br />

Ekonomide olağan üstü hal ilan edilmediği<br />

taktirde çözüm üretilemeyeceğini savunan<br />

Nakkaş, “İki yıllık, 2010 yılı sonuna kadar<br />

sürecek, her sektöre özel ve ayrı, açık,<br />

anlaşılır, kolay ve hemen uygulanabilir,<br />

geçici kriz önlem ve destekleri alınmalı ve<br />

uygulanmalı. Bu gerçekleşmezse istihdam<br />

sorunu yılın ikinci yarısında ikiye katlanacak.<br />

Borcu borçla ödeme desteği yerine istihdam<br />

kayıplarının da durdurulabilmesi için<br />

kamuya dönük borçları uzun vadelerde<br />

yapılandırarak girdi maliyetleri üzerindeki<br />

kamu yüklerini 2 yıllığına yarı yarıya<br />

hafifleten çalışmalarda bulunulmalı ve<br />

bunlar hayata geçirilmeli. Bunun için kamu<br />

yükleri ilk yıl yüzde 50, ikinci yıl ise yüzde 25<br />

oranında hafifletilmeli” dedi.<br />

Ahmet Nakkaş, stratejik eylem planının en<br />

az 10 yıllık olmak şartıyla, sektörün uluslar<br />

arası rekabet gücüne dayalı, mevcut sistemi<br />

koruyan, kalıcı, idari ve yasal düzenlemelerin<br />

gerçekçi ve inandırıcı haliyle yapılması<br />

gerektiğini sözlerine ekledi.


Bir Görüş<br />

ÖRME DÜNYASI 71<br />

En büyük sorunumuz;<br />

düşük fason fiyatı ve<br />

tahsilât<br />

Şükrü Katnak / Sevgi <strong>Örme</strong><br />

Bu kriz ortamında ben de birkaç söz<br />

söylemek, düşüncelerimi sizlerle<br />

paylaşmak istiyorum. Bana göre, en<br />

büyük problemlerimiz; fiyatların aşağıda<br />

olması ve tahsilât yapmaktaki zorluklardır.<br />

Fason fiyatları yaklaşık beş senedir aynı<br />

seyrediyor. Son beş senenin ortalama<br />

enflasyon oranı % 8 olduğuna göre fason<br />

fiyatlarının en az % 40 artması gerekir<br />

ki, fason çalışan firmalar rahat döngü<br />

yapabilsinler. Enerji giderleri, işçilik, vergi,<br />

SSK primleri gibi harcamaları nakit olarak<br />

yapmamıza rağmen tahsilâtları uzun vadeli<br />

çeklerle yapıyoruz.<br />

Bir diğer sorun ise, kalifiye eleman<br />

eksikliği. Ucuz ve kalifiye olmayan<br />

eleman çalıştırmak firmalara maddi ve<br />

manevi zararlar vermektedir. Tekstil<br />

mühendislerine yeterli iş ortamı<br />

sağlanmıyor. Halbuki bu insanlara imkan<br />

verilse aldıkları bilimsel eğitimi pratik<br />

bilgilerle birleştirerek hem verimi artırma<br />

hem de doğabilecek hataları önleme<br />

anlamında faydalı olabilirler.<br />

Eğitime ve bilime çok fazla önem<br />

vermiyoruz<br />

<strong>Örme</strong> makinecilerine mesleki eğitim<br />

kursu verilmesi, başarılı olanlara<br />

diploma vermek ve çalışacak makineciye<br />

diploma şartı getirmek kaliteyi ve verimi<br />

yükselteceğiz görüşündeyim. Ülkemizde<br />

bu konuda önemli bir adım atıldı. Türk<br />

Tekstil Vakfı’nın projesi ile Tekirdağ, Adana<br />

ve Kayseri’de açılan eğitim merkezlerinde<br />

yaygın ve örgün eğitim verilmekte,<br />

ileri yaşlardaki vasıfsız kişiler eğitilerek<br />

fabrikalara kazandırılmaktadır. Bundan<br />

sektör olarak faydalanmaya çalışmalıyız.<br />

Üreticilere sahip çıkılmıyor<br />

Ekonomik daralmaları ilk hisseden<br />

tekstil sektörü her şeye rağmen 3 milyon<br />

kişiye istihdam sağladığı halde üretici<br />

ve ihracatçı firmalara sahip çıkılmıyor.<br />

Bunun sonucunda da adil rekabet ortamı<br />

bulamayan Türk firmaları siparişleri<br />

rakipleri olan diğer ülkelere kaptırıyorlar<br />

ve sonucunda 5 milyon işsizi yaratan bir<br />

tablo ile karşı karşıyayız. Bunun yanında<br />

Avrupa’da tüketim harcamalarının azalması<br />

paritenin dolar lehine seyretmesi, enerji<br />

fiyatlarının, vergilerin, SSK primlerinin<br />

yüksek olması gibi etkenlerin işsizliğin<br />

çoğalmasına sebep olduğu kanaatindeyim.<br />

Ar-ge çalışmalarına önem vermeliyiz<br />

Bilinçli şekilde yapılan ve faydalı sonuçlar<br />

doğuran Ar-ge çalışmaları diğer ülkelerle<br />

rekabet gücümüzü arttırıcı bir özellik<br />

taşımaktadır. Dünya teknolojilerindeki<br />

ilerleme sektörümüze paralel<br />

yansımaktadır. Bunun sonucunda parfümlü<br />

elbiseler, nem transferi yapan kumaşlar,<br />

dört mevsimlik dış giysiler ve leke tutmayan<br />

kumaşlar gibi rekabet gücü arttırıcı buluşlar<br />

yapan Türk firmaları dünya pazarında<br />

kendilerine rahat pazar bulabilmişlerdir.<br />

Tekstil sektörünün geleceğinden<br />

umutluyuz<br />

Doğru yatırımlarla, doğru politikalarla<br />

sektör hak ettiği yeri bulacaktır. Karamsar<br />

olmamak gerekir. Rakibimiz olan başta<br />

Çin gibi uzak doğu ülkelerinin ekonomik<br />

geleceği çok parlak olmayacaktır.<br />

Bunun en büyük sebebi: A.B.D. ve AB<br />

ülkelerinin karşılarında yeni bir güç<br />

bulmak istememeleridir. Ekonomisi<br />

güçlü bir Çin bu ülkeler için tehdit unsuru<br />

oluşturmaktadır. Ayrıca bu ülkenin<br />

çözmesi gereken iç sorunları var. Mesela<br />

1,3 milyarı aşan nüfusu. Nüfusu kontrol<br />

altına almak için 1972 yılında yürürlüğe<br />

koyduğu “tek çocuk” politikası sonucu yaş<br />

ortalamasının yükselmesi ülkede ucuz iş<br />

gücü bulabilmelerini engelleyecektir. Diğer<br />

taraftan doğal afetlere açık bir coğrafyada<br />

bulunması ihracat yaptığı ülkelere uzak<br />

olması gibi sebepleri de sayabiliriz.


72 ÖRME DÜNYASI<br />

Analiz<br />

ÖRME KUMAŞTA<br />

ELASTOMER MALZEME<br />

KOPUKLARI ANALİZİ<br />

Hatalı 1x1 Ribana örgülü elastomer malzemeli yuvarlak örme<br />

kumaş üzerinde yapılan görsel ve mikroskobik incelemeler<br />

sonucunda elde edilen bulgular aşağıda bulunmaktadır.<br />

• Hatalı kumaşın çeşitli bölgelerinde yaklaşık 1-2cm<br />

uzunluğunda incelmeler olduğu tespit edilmiştir.<br />

• Bu incelme olan yerlerde ışık geçirgenliğinin daha fazla olduğu<br />

tespit edilmiştir.<br />

• Ayrıca ışık geçirgenliğinin fazla olmasının nedeni olarak ta<br />

kumaş yapısında bulunan elastomer malzemenin kopması sonucu<br />

oluştuğu tespit edilmiştir.<br />

• Kumaş yapısında kullanılan elastomer malzemenin ise 4<br />

filamentten oluştuğu mikroskobik incelemeler sonucunda tespit<br />

edilmiştir.<br />

olunursa, uçların keskin hatlara sahip olduğu ve sanki bir kesici<br />

alet ile darbeye maruz kalarak koptuğu görülmektedir. Ayrıca<br />

kopuk olan uçlarda herhangi bir şekilde içe veya dışa doğru<br />

büzülme olmadığı görülmektedir.<br />

Bu kopuk elastomer malzemelerin kumaş yapısında bazı bölgelerde<br />

aynı iğnenin olduğu bölgelerde tekrar ettiği tespit edilmiştir.<br />

Numune kumaş laboratuarımızdaki incelemeleri neticesinde;<br />

Elastomer malzeme kopuğunun olmadığı bölgelerdeki incelemeleri<br />

sonucunda şu sonuçlara ulaşılmıştır.<br />

Kumaşın hatasız olan kısımlarının sökülerek içerisindeki<br />

elastomer malzemenin incelenmesi neticesinde malzemenin<br />

hasar görmüş olduğu ancak kopmadığı görülmüştür. Bu bulguların<br />

görünümleri aşağıda verilmiştir.<br />

Resim1<br />

Resim1’de yukarıda belirtilmiş olan elastomer malzemenin<br />

kopuk uçlarının mikroskop altındaki görünümü verilmiştir.<br />

Elastomer malzemenin kopuk olan uçlarının şekline bakılacak<br />

Resim2<br />

Resim2’de kumaş yapısı içerisinde bulunan elastomer<br />

malzemenin mekanik bir etki ile zarar görmesinin görünümü<br />

verilmiş olup bu zarar malzemeyi oluşturan 4 filamentten sadece


ÖRME DÜNYASI 73<br />

biri veya ikisinde olmasından dolayı malzemenin kopmadan<br />

durduğu görülmektedir.<br />

Resim5’te ise Filamentlerdeki iki tanesinin kopmuş diğerlerinin<br />

ise sağlam olduğu görülmektedir.<br />

Ayrıca kumaş numunesi üzerinde yapılan araştırmalar<br />

neticesinde elastomer malzemedeki bu zararların aynı iğnelerin<br />

olduğu bölgelerde oluştuğu tespit edilmiştir.<br />

Yukarıdaki bulguların ışığında; Resimlerde görülen kopuk şekli<br />

ancak mekanik olarak elastomer malzemeye verilecek hasarlar<br />

sonucu oluşabilecektir. Bu tip hatanın termal işlemler (kurutma<br />

vb. gibi) sonucunda oluşması mümkün değildir. Çünkü elastomer<br />

malzemede oluşacak termal hasarın görünümü lif ucunun<br />

büzülmesi şeklinde olacaktır. Bu şekilde bir görünümün olmaması<br />

nedeniyle bu hata ısı kaynaklı olmamaktadır.<br />

Resim3<br />

Resim3’te 4 filamentten oluşan elastomer malzemenin bir<br />

filamentinin koptuğu ve iki filament üzerinde de darbeye maruz<br />

kalmış olduğu görülmektedir.<br />

Resimlerde görülen bu elastomer kopması hatası ve hasarları,<br />

örme makinasındaki örücü elemanları (iğne gibi) aşınmış olan<br />

yüzeylerinin kesici bir alet vazifesi görerek elastomer malzemeye<br />

verdikleri zarar neticesinde oluşmuş olabileceği düşünülmektedir.<br />

Elastomer malzemede kopma şeklinde hatanın oluşmasına<br />

neden olabilecek bir diğer husus ise sektörün “bayat likra” olarak<br />

tabir ettiği uygun olmayan saklama koşullarına maruz bırakılan<br />

veya ikinci, üçüncü kalite elastomer malzemelerdir. Bu tipte bir<br />

elastomer malzeme ile üretim yapıldığında örme işlemi esnasında<br />

malzemeye verilen ön gerilimler neticesinde malzeme özelliğini<br />

yitirmiş olduğundan dolayı kopacaktır.<br />

Ancak bu kopma bölgelerinin görünümü keskin bir yüzeye sahip<br />

olmayacaktadır. Ayrıca bu kopma örme makinesindeki iplik kontrol<br />

tertibatları tarafından fark edilerek makineyi durduracak ve kopuk<br />

malzemenin örülmesi engellenecektir.<br />

Resim4<br />

Resim4’te ise Resim3’e benzer bir durumun makro bir<br />

görünümü verilmiştir.<br />

SONUÇ:<br />

Sonuç olarak firma tarafından verilmiş olan hatalı kumaş<br />

numunesindeki elastomer malzemelerde görülen bu keskin hatlara<br />

sahip kopuğun ve kumaş yüzeyinde görülmeyen fakat sökülerek<br />

incelendiğinde görülen elastomer malzeme hasarlarının örme<br />

makinesindeki örücü elemanlar vasıtasıyla oluşmuş olabileceği<br />

kanaati tarafımızda hâsıl olmuştur.<br />

Qualab Kalite Analiz ve Teşhis Laboratuvarı<br />

Yalçın Koreş Cad. No: 34 Güneşli<br />

34209 İstanbul Türkiye<br />

T: + 90 212 4748183<br />

F: + 90 212 4748188<br />

info@qualab.net<br />

www.qualab.net<br />

Resim5


74 ÖRME DÜNYASI<br />

Makale<br />

İPLİKTE PARAFİNLEME<br />

DERECESİ ÖLÇÜM CİHAZI<br />

Tekstil üretim pratiğinde biri iplik-katı materyal (seramik<br />

veya metal) diğeri de iplik-iplik olmak üzere iki farklı tip<br />

sürtünme olayı bulunmaktadır. Bunlardan ilki; örme/<br />

dokuma işlemleri sırasında söz konusu olan sürtünme olup iplikiplik<br />

arasındaki sürtünme ise çok katlı iplik üretimi esnasında<br />

geçerlidir. ASTM D3108 standardı iplik- katı materyal arasındaki<br />

sürtünme olayından bahsederek ölçüm hakkındaki standart<br />

şartları ortaya koymaktadır. Fotoğrafı bulunan cihaz bu kurallara<br />

uyularak üretilmiş olup yine aynı standartla uyumlu olan cihazlara<br />

karşı birçok defa test edilerek ölçüm doğruluğu irdelenmiştir.<br />

Parafinleme veya yağlama suretiyle Sürtünme Kuvveti ve sonuçta<br />

Sürtünme Katsayısının nelere bağlı olduğunu tanımlamak maksadı<br />

ile yazımıza aşağıdaki özet bilgileri aktarmakla başlıyoruz:<br />

SÜRTÜNMEYE KUVVETLERİNE ETKİ EDEN BAŞLICA FAKTÖRLER<br />

I. Sürtünme olayı birçok bilim adamı tarafından etraflıca<br />

araştırılmış ve bu konu ile ilgili olduğu tanımlanan 14 etken<br />

aşağıdaki gibi tasnif edilmiş edilmiştir;<br />

A- Elyaf ile ilgili etkenler:<br />

1) Elyafın cinsi,<br />

2) Elyafın kristalinitesi,<br />

3) Elyafın matlık/parlaklık derecesi (lüstür),<br />

4) Elyafın aldığı yağlayıcı/kaydırıcı madde miktarı,<br />

B- İplik ile ilgili etkenler:<br />

1) İpliğin numarası,<br />

2) İpliğin kesit şekli,<br />

3) İpliğin sürtünmenin olduğu yüzeye sürtünme hızı,<br />

C- Sürtünme olayı ile ilgili etkenler:<br />

1) Ortamın rutubetlilik derecesi,<br />

2) Uygulanan ön tansiyon,<br />

3) Temas yüzeyinin pürüzlülüğü,<br />

4) Temas yüzeyinin sıcaklığı,<br />

5) İplik ile sürtünme yüzeyi arasındaki açı,<br />

6) Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin viskozitesi,<br />

7) Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin kimyasal<br />

yapısında bulunan molekül grupları.<br />

II. Sürtünme ortamı tiplerinin tanımı:<br />

Biri sabit ve diğeri düşey yönde etki edilen FN kuvveti altına yatay<br />

yönde ve sabit bir V hızı ile hareket eden iki düzlem arasındaki sürtünme<br />

katsayısının değişimi, Stribeck tarafından incelenmiş olup yukarıdaki<br />

grafikte de görüldüğü gibi, sürtünen yüzeylerin pürüzlükük derecesi ile<br />

sürtünmenin oluştuğu durumlara göre sürtünme katsayısının 3 farklı<br />

değişim bölgesi olduğu ortaya konmuştur. Buna göre;<br />

• Sınır Bölgesi: Bu bölgede sürtünen yüzeylerin pürüzlülüğü<br />

mikroskopik seviyede küçük olduğundan aralarında herhangi<br />

bir boşluk bulunmamaktadır. Bu durumda, iki yüzey arasını<br />

boşluksuz doldurmuş olan yağlayıcı/ kaydırıcı maddenin sürtünme<br />

karakteristikleri önemle derecede etkili olur,<br />

• Elastohidrodinamik Bölge: Bu bölgede yüzeylerin<br />

pürüzlülüğü yaklaşık pürüzlülük çapı kadar olduğundan iki yüzey<br />

arasında bu seviyede bir boşluk bulunur. Bunun sonucu olarak,<br />

akışkan viskozitesi ve her iki yüzey arasındaki elastiklik katsayısı<br />

etkin parametrereler durumdadır,<br />

• Hidrodinamik Bölge: İki yüzey arasındaki maddenin<br />

hidrodinamik etkilerinin, sürtünme karakteristikleri üzerinde bahse<br />

değer bir etkisi yoktur.<br />

III. İlgili etkenlerin kısa açıklamalar:<br />

Elyafın Cinsi : İplik çekim hızları ile sürtünme katsayıları<br />

arasındaki bağıntıların araştırılması sonucunda, aynı iplik numaralı<br />

fakat farklı elyaf cinslerine göre spesifik yağlayıcılar kullanılması<br />

gerektiği bulunmuştur. Sabit temas açıları olmak şartı ile çoğu<br />

elyaf tipinin, değişen çekim hızı ile sürtünme katsayısı arasında<br />

hidrodinamik bölgeye benzer bir değişim olduğu gözlenmiştir.<br />

Elyafın kristalinitesi: Kristalinitenin artması ile bazı elyaflarda<br />

yoğunluğun, gerilimin, sertliğin ve aşınma direncinin arttığı<br />

gözlenmiştir.<br />

Elyafın matlık/parlaklık derecesi: Sentetik elyaflarda lüstür<br />

önemli bir yüzey özelliği olup bu özellik, polimerizasyon esnasında<br />

ilave edilen TiO2 (Titan oksit) miktarı ile ayarlanır. Genel olarak<br />

Parlak Elyaflar % 0,1 ‘e kadar, Yarı Mat Elyaflar % 0.5 kadar ve<br />

Mat Elyaflar da % 2.0 kadar TiO2 ihtiva ederler. Bunun sonucunda<br />

bir miktar pürüzlülük kazanan elyaflarda sürtünme katsayılarının<br />

genel olarak yarı-sınır bölgesinde değiştiği gözlenmiştir.<br />

Elyafın aldığı kaydırıcı madde miktarı: Elyaf ağırlığının<br />

% 0,25 ‘i ila % 2.0‘i kadar kaydırıcı madde almış ipliklerin<br />

sürtünmeleri değişen çekim hızlarına göre incelendiğinde<br />

minimum kaydırıcı madde miktarının % 0,15 olduğu bulunmuş ve<br />

bu miktarın % 0,20 ‘den az olmaması gerektiği gözlenmiştir.<br />

İplik numarası: Toplam iplik numarasının artması ile, bilhassa<br />

hidrodinamik bölgedeki Elyaf/Metal arası sürtünmede ciddi artış<br />

olduğu gözlenmiştir.<br />

İpliğin kesit şekli: İplik kesit şekli ile sürtünme katsayısı arasında<br />

büyük iplik numaraları olmadığı sürece bir bağıntı olduğu bulunmamıştır.


ÖRME DÜNYASI 75<br />

İpliğin sürtünmenin olduğu yüzeye sürtünme hızı: Düşük<br />

hızlarda önemli bir problem gözlenmemekle beraber yüksek hızla<br />

yapılan çekimlerde sürtünmenin yağlayıcı/kaydırıcı viskozitese<br />

önemli derecede bağlı olduğu gözlenmiştir.<br />

Ortamın rutubetlilik derecesi: Hidrofil (nem çeken) elyaflı<br />

ipliklerin % 12 ila 69 Rölatif Rutubet aralığında ve hidrodinamik<br />

bölgede sürtünmenin arttığı gözlenmiştir.<br />

Uygulanan ön tansiyon: Sürtünme özelliklerini etkileyen en<br />

önemli etkenlerden biridir. Sürtünme ortamlarının her üç tipinde<br />

de, uygulanan kuvvetin iplik temas yüzeyini arttırdığından etkisi<br />

olduğu görülmüştür.<br />

Temas yüzeyinin pürüzlülüğü: Temas yüzeyi pürüzlülüğü arttıkça<br />

sürtünme kuvvetinin de arttığı gözlenmiştir. Dakikada 50m ‘lik sabit<br />

bir çekim hızında ve hidrodinamik bölgede değişik pürüzlü yüzeyler<br />

uygulanarak tansiyonun 135 ila 80 gr. arasında değiştiği ölçülmüştür.<br />

Temas yüzeyinin sıcaklığı: Temas yüzeyindeki sıcaklığın<br />

artması ile yağlayıcı/kaydırıcı viskozitesinin genel olarak azalması<br />

sonucu sürtünme kuvvetinin de azaldığı gözlenmiştir.<br />

İplik ile sürtünme yüzeyi arasındaki açı: Silidirik bir yüzeye<br />

temas eden ipliğin sürtünme açısı ile temas yüzeyi alanı arasında<br />

bir orantı olduğu ve sınır bölgesinde temas açısının elyaf<br />

aşınmasına sebep olduğu bulunmuştur.<br />

Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin viskozitesi: Sınır bölgesinde iyi<br />

ıslatan bir yağlayıcı/kaydırıcının sürtünmeye bir etkisi yoktur. Ancak<br />

hidrodinamik bölgede yağlayıcı/kaydırıcı viskozitesinin sürtünmeyi<br />

önemli derecede etkilediği görülmüştür.<br />

ön tarafında bulunan seramik kılavuzdan, sonra ön tansiyon<br />

aparatından ve sonra da seramik makara kılavuzdan geçirilip<br />

sol taraftaki giriş tansiyonu ölçü tamburundan aşağıya inilerek<br />

sürtünme çubuğu etrafını dolaşarak çıkış tansiyonu ölçü<br />

tamburunu takip edip seramik destek alt yüzeyini geçerek sarım<br />

tamburuna bir kaç tur olarak sarılır. Cihazı çalıştırmadan evvel<br />

ipliğin bobini terk ettiği noktadan sarım tamburuna kadar olan<br />

bütün yol boyunca iplikte düğüm, kat yeri ve aşırı gevşeklik<br />

olmadığına dikkat edilmelidir.<br />

Cihaz giriş tansiyonu ölçü tamburu 5 – 10 gr. arasında ve çıkış<br />

tansiyonu ölçü tamburu da 10 – 25 gr. arasındaki tansiyonları<br />

ölçer. Ölçülen iplik sürtünme katsayısının ölçülebilmesi için; ön<br />

tansiyon vidası ile ipliğe ölçülebilir aralıklara gelene kadar baskı<br />

uygulamak üzere ayar vidası ile ayarlama yapılır. Aynı bir iplik için<br />

ölçülebilir birkaç ön tansiyon ayarı mümkün olsa bile, standarta<br />

belirtilen hesaplama metodu sebebi ile yanlış bir ölçüm yapmak<br />

mümkün değildir.<br />

IVc. Parafinleme Derecesinin hesaplanması:<br />

İplik giriş tansiyonu T1 ve iplik çıkış tansiyonu T2 olarak<br />

gösterilmek üzere, parafinleme katsayısı µ Amondson veya<br />

Eytelwein adı ile anılan formüle göre<br />

Yağlayıcı/kaydırıcı maddenin kimyasal yapısında bulunan molekül<br />

grupları: Karboksil ve hidroksil grupları olan maddeler arasında<br />

mühim bir fark olmadığı fakat etoksi ve amin grubu bulunan<br />

kaydırıcı maddelerin sürtünmede daha etkin olduğu görülmüştür.<br />

IVa. İplik-katı materyal arasındaki sürtünme kuvvetlerini ve<br />

sonuçta iplikteki parafinleme derecesini ilgili ASTM standardına<br />

göre ölçen cihazın fotoğrafaşağıda bulunmaktadır.<br />

µ = log(T2/T1) / Cihaz sürtünme katsayısı1 veya µ = log(T2/T1) /<br />

Cihaz sürtünme katsayısı2formüllerinden birine göre hesaplanır.<br />

Parafinleme derecesinin bulunmasında kullanılabilecek kolaylıklar:<br />

1- Parafinleme derecesi T2/T1 oranı herhangibir hesap makinası<br />

ile hesaplandıktan sonra, cihaz için kalibre edilmiş yukarıdaki<br />

grafikten bulunabilir, NOT : Yukarıda verilen grafik yalnızca bu<br />

ölçümlerin yapıldığı cihaz için doğrudur.<br />

Bu cihazın üretimi sırasında sağlamlık, kullanım kolaylığı<br />

ve doğru ölçüm yapabilme özellikleri bilhassa göz önünde<br />

tutulmuştur. Ayrıca, cihaz taşınabilir boyut ve ağırlıkta olduğundan<br />

uygun olan her mekanda çalıştırılabilir. Ve; standartla uyumlu<br />

olsun olmasın hemen hemen bütün diğer cihazların aksine, iplik<br />

sevk sisteminde sol tarafta görülen tambur kullanılmış olup cihazın<br />

çalışması için bir vakum pompası ve donanımıda ihtiyaç yoktur.<br />

IVb. Cihazın çalışma şekli:<br />

Sürtünme Katsayısı ölçülecek bobin önce ipliği cihazın sağ<br />

2- Talep edildiğinde cihazla beraber ücretsiz verilen hesaplama<br />

programına T1 ve T2 değerleri girilerek parafinleme derecesi<br />

derhal görülebilir,<br />

3- Cihaz yapısına ücreti mukabili ilave edilecek komponentler<br />

ve özel yazılım ile, ölçüm değerleri bir bilgisayar ekranında grafik<br />

olarak görülür, sürtünme katsayısı hesaplanır ve bilgisayara bağlı<br />

bir printerden çıktı alınabilir.<br />

Proje: Kimya Müh. Can Cansever


76 ÖRME DÜNYASI<br />

Yorum<br />

"<strong>Örme</strong>ci gözüyle"<br />

Niyazi Yıldırım<br />

İkibin dokuz yılına başlarken Tekstil<br />

ve <strong>Örme</strong> sektöründe bulunan bütün<br />

meslektaşlarıma işlerinde başarılar bol<br />

kazançlar temenni ediyorum.<br />

2008 yılında bütün sektörler Global<br />

krizden az veya çok nasibini almıştır<br />

dolayısıyla <strong>Derneği</strong>miz adına yaptığımız<br />

araştırmalar neticesinde örme<br />

sektörümüzün de krizden fevkalade<br />

etkilenmiş olduğunu gördük.<br />

vermek için sanki yarışıyor aynı zamanda<br />

dergimize ve aynı zamanda yıllık<br />

çıkardığımız Makine parkuru kitapçığına<br />

her geçen gün reklam sayısı artıyor.<br />

Pardon siz neden düşünmüyorsunuz<br />

Reklam vermeyi internet sitemize girin<br />

oradaki hareketliliği görün mutlaka<br />

fikriniz değişecektir. İki bin dokuz yılının<br />

sektörümüz için çok haraketli ve başarılı<br />

bir yıl olmasını diliyor saygılar sunuyorum.<br />

Yılların verdiği tecrübeme dayanarak<br />

benim size bir tavsiyem olacak. Kendinize<br />

kriz yaratmayın, yanlış yatırımlardan,<br />

yanlış davranışlardan kaçının. Dilerim<br />

krizler işsizlikler ve sıkıntılar gerilerde kalır.<br />

İki bin dokuz yılı ve daha ileriki yıllar<br />

sektörümüz açısından kazançlı ve bereketli<br />

yıllar olur inşallah.<br />

<strong>Derneği</strong>miz bu gibi konularda daima<br />

internet sitemiz ve dergimiz vasıtasıyla<br />

sektörümüze uyarıcı bilgiler vermiştir,<br />

vermeye de devam edilmektedir. Her<br />

geçen gün sektör içi çalışmalarını,<br />

röportajlarını, ve araştırmalarını, büyük<br />

bir titizlikle devam ettirmekte olan<br />

<strong>Derneği</strong>miz, çıtayı biraz daha yükselterek<br />

(TÖRSAD ) Türkiye <strong>Örme</strong> <strong>Sanayicileri</strong><br />

<strong>Derneği</strong>’nin ön çalışmalarına da<br />

başlamıştır. Aslında bizim diğer İllerimizde<br />

K. Maraş’ta, Antep’te, Denizli’de, İzmir’de,<br />

Malatya’da, kaysride, çorluda, tekirdağda,<br />

ve bazı diğer illerde’de üyelerimiz var ama<br />

Türkiye genelinde çalışmalarımızı kapsamlı<br />

bir şekilde yürütebilmemiz açısından<br />

gerektiğine inanıyoruz.<br />

<strong>Örme</strong> sanayicileri derneği İnternet<br />

sitesi www.orsad.org.tr Reklam Linkleri<br />

fevkalade faydalı sonuçlar vermeye<br />

başladı örme sektörü sitemize reklam<br />

Tel.: (0212) 637 68 05 - 06<br />

Tel.: (0212) 637 68 05 - 06


78 ÖRME DÜNYASI<br />

‹lanlar<br />

Seri ilanlar<br />

SATILIK FABRİKA<br />

ERZİNCAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE 25.000M2<br />

ARSA ÜZERİNDE 5.000M2 KAPALI ALAN FABRİKA BİNAMIZ<br />

SATILACAKTIR.<br />

İrtibat: 0212 489 25 77<br />

YURT DIŞI IÇIN PENYE KUMAŞ ALIMI<br />

%100 penye single jersey 140 gr m2 30/1 iplik 28 fein yurt dışı için alımı<br />

yapılacaktır.tüp şeklinde fiyatı euro ve metre olarak istenmektedir.<br />

Yetkili: Tuncer Yaman<br />

İrtibat: 0216 413 44 15<br />

FASON ÖRME KUMAŞ YAPILIR<br />

Her türlü örme kumaş fason örgü itinayla yapılır.<br />

Süprem, İki iplik, Lakost, Ribana, Karkorşe, Selanik, Ringel Süprem<br />

İrtibat Tel: 0212 567 38 74 – 0212 577 00 97<br />

Yetkili: Mehmet Bilici<br />

TEMEL SATICI TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ<br />

İKİNCİ EL MAKİNE ALINIR SATILIR<br />

1985 yılından beri 2.el makina alım satımında lideriz.<br />

Her türlü 2.el örme makinalarınız(düz ve yuvarlak) alınır - satılır.<br />

GSM: 0554 274 41 10<br />

KOR TEKSTİL<br />

FASON ÖRME KUMAŞ YAPILIR<br />

Açık en süprem, iki iplik, lakost kumaşlarınız itinayla örülür.<br />

Ham ve boyalı kumaş satışı yapılır.<br />

Tanışmak ve danışmak için telefonlarımız:<br />

0212 876 10 27 – 0212 876 24 42<br />

REÇ ÖRME<br />

FASON ÖRME KUMAŞ ÜRETİMİ VE SATIŞI YAPILIR<br />

Her türlü örme kumaşların üretimi yapılır. 15 adet açık en, 20<br />

adet tüp, 2 top kontrol makinesiyle hizmetinizdeyiz.<br />

Tel: 0212 613 15 29 – 0212 577 03 80 Faks: 0212 576 76 65<br />

www.herboy.com.tr<br />

FASON KUMAŞ ÖRME VE KUMAŞ SATIŞI YAPILIR<br />

Darpus ribana 15-16-18-19 fayn 10 pustan 36 pusa kadar<br />

makinelerle Darpus ribana, likra ribana, karkorşe, belbandı<br />

kumaşlar, fason üretilmektedir.<br />

Tel: 0212 643 73 01 – 0212 643 73 02 – 0212 643 63 49<br />

Faks: 0212 643 73 08 – 0212 641 03 76<br />

www.canturktekstil.com can-turktekstil@hotmail.com<br />

Yetkili: Gökhan Gülcan<br />

CANTÜRK KUMAŞ ÖRME<br />

SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />

3 Adet 32 pus 28 Fayn 2808 İğne %5 Likra tertibatlı 4 çelik 1997 Model<br />

MONARK süprem makinası (22 yedek kovanlı) 1 Adet 30 pus 28 Fayn 1920<br />

İğne %5 Likra tertibatlı 1 çelik 1994 Model MAYER RELANİT süprem makinası<br />

Cep:0535 986 63 79<br />

Serdar İNCE<br />

SAHİBİNDEN SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />

34 pus 28 fayn süprem 2 adet 2004 model açık en süprem<br />

full likralı örme makinesi acil satılıktır.<br />

34 pus 28 fayn yedek kovanlı monarch, full likra tertibatlı satılıktır.<br />

GSM: 0533 483 80 12<br />

Yetkili: Servet Gündoğdu<br />

SERVET TEKSTİL ÖRME<br />

ÖRME KUMAŞ İMALATI<br />

Firmamız; 20 yıldan beri 14 pustan 34 pusa kadar seri<br />

örme makinelerinde örme kumaş imalatı yapmaktadır. Fason<br />

üretimimiz de vardır.<br />

www.aykuttekstil.com aykuttekstil@aykuttekstil.com<br />

Tel: 02124892577 - GSM: 0533 595 35 97<br />

AYKUT TEKSTİL<br />

SATILIK 4 ADET AÇIK EN ÖRME MAKİNESİ<br />

3 adet32 pus 28 fine pilotelli, 1 adet34 pus 28 fine pilotelli<br />

2002 model ful lycra aparat<br />

GSM: 0533 472 57 00<br />

ACİL FASON İÇİN ETR VE ET MAKİNELER ARANIYOR<br />

Yüklü bir sipariş için ETR ve TR makineler (ELEKTRONİK<br />

TRANSFERLİ RİBANA) arıyor. İlgilenenlerin aşağıdaki numaradan<br />

Serkan beye acilen ulaşmasını rica ederiz<br />

Cep: 0537 613 24 95


ÖRME DÜNYASI 79<br />

TURLU VİSKON VE ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />

Turlu Viscon ve <strong>Örme</strong> Kumaş imalatçısıyız. Fiyat anlamında rakip<br />

tanımıyoruz. Ürünlerimiz kalite ve fiyat anlamında rekabet edebilecek güçtedir.<br />

GSM: 0532 396 36 09<br />

SATILIK ÖRME MAKİNELERİ<br />

2 adet 30 pus 18 fayn 54 s ystem likralı, çelikli Terrot.<br />

2002 model 2 adet 30 pus 18 fayn çelikli ringel interlok<br />

Tel: 0212 657 66 92<br />

SATILIK PİLOTELLİ MAKİNELER<br />

1 adet 1998 model 32/28 CVJ, 3 adet Pilotelli tüp likra<br />

tertibatlı süprem örme makinesi satılıktır.<br />

GSM: 0533 706 23 43<br />

2007 MODEL PİLOTELLİ AÇIK EN İNTERLOK SATILIK<br />

2007 iki adet Pilotelli A.E makinesi satılıktır - 34/24 ve 30/24<br />

iğ 2003 model MAYER MARKA İNTERLOK FİYAT CAZİPTİR.<br />

Tel: 0212 875 31 60 GSM: 0534 942 74 45<br />

FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİ YAPILIR<br />

Her türlü <strong>Örme</strong> kumaşların üretimi yapılır.<br />

Tel: 0212 562 04 66 Gsm: 0532 443 26 40<br />

AY TEKSTİL DIŞ. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

FASON ÖRME VE KUMAŞ SATIŞI YAPILIR<br />

Kalite ve fiyat avantajlarımızı öğrenmek için bizi arayınız.<br />

Tel: 0212 552 00 93 - 552 00 03<br />

SERVET TEKSTİL ÖRME SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

HER TÜRLÜ ÖRME KUMAŞI İMALATI VE SATIŞI YAPILIR<br />

Tel: 0212 637 66 11 www.albayraklarorme.com<br />

ALBAYRAKLAR TEKSTİL ÖRME SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİNİZ YAPILIR<br />

Süprem varyasyonlu ringelli, jakarlı kumaşlarınız kalite<br />

gözetilerek Monarch makinelerde üretilir.<br />

GSM: 0533 691-0738 - 0533 6910728<br />

Yetkili: Osman OZER<br />

RMY TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

ÖRME KUMAŞLARIN ÜRETİMİ YAPILIR<br />

Firmamız he türlü örme kumaş imalatı yapmaktadır.<br />

Tel: 0212 875 89 38 ve 41 Faks: 0212 875 89 38 ve 41<br />

Bakır ve Pirinççiler San. Sitesi, Sardunya Cad. No:10 Beylikdüzü<br />

SİYAH GÜL TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD ŞTİ.<br />

BİLGİSAYAR TAMİRİ YAZILIM İŞLERİ NETWORK ÇÖZÜMLERİ<br />

Her türlü masaüstü-laptop tamir ve satışı yapılır.<br />

Tel: 0212 221 61 87 Gsm: 0532 735 97 49<br />

www.ajan.net<br />

AJAN.NET BİLİŞİM HİZMETLERİ<br />

ELEKTRONİK TEKNİK SERVİS<br />

HER MARKA ÖRME MAKİNANIZIN ELEKTRONİK TEKNİK SERVİS<br />

HİZMETLERİ YAPILIR.<br />

Tel 0212 485 63 10 GSM: 0532 791 79 92<br />

www.elektrodizayn.net<br />

ELEKTRODİZAYN YILMAZ AKDEMİR<br />

FASON ÖRME KUMAŞ İŞLERİ YAPILIR<br />

Her türlü fason örme kumaşların üretimi yapılır.<br />

Tel: 0212 637 90 61<br />

MEKİK TEKSTİL<br />

FASON ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />

Firmamız, süprem-iki iplik, otoryolu, interlok ribana, açık en<br />

süprem, ribana ve jakarlı örme kumaş imalatı yapmaktadır.<br />

Tel: 0212 422 83 26<br />

Yetkili: Hüseyin Dağ<br />

HÜDA TEKSTİL<br />

FASON ÖRME KUMAŞ İMALATI YAPILIR<br />

İhracat tecrübesi olan firmamız, örme kumaş taleplerinizi<br />

istenen kalite ve temrinde gerçekleştirir.<br />

Üç iplik, interlock, ribana, açık en kumaş üretimi yapılır.<br />

Tel: 0212 475 51 25<br />

KERİM ÖRME<br />

SAHİBİNDEN SATILIK OVJA 36<br />

2 adet 30 pus 18 fayn Mayer OVJA 36 elektronik Jakarlı<br />

makine satılıktır.<br />

Tel: 0212 642 32 65<br />

İrtibat: Gökmen Aydınlı<br />

FİKRİ ÖRME SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ<br />

FLOŞ İPLİK MERKEZİ<br />

70 denyeden 300 denyeye kadar parlak ve mat floş- renkli ve<br />

ekru floş ipliği satışı yapılır.<br />

Tel: 0212 637 4118 pbx – 0212 637 73 05 Faks: : 0212 637 41 19<br />

e-mail: asyaiplik@ttmail.com<br />

ASYA İPLİK SAN. VE DIŞ TİC. ŞTİ


Değerli üyelerimiz,<br />

<strong>Derneği</strong>miz ÖRSAD; ORTEX <strong>Örme</strong> Kumaş Üretim Yönetim Programı’nı geliştiren NETADAM firmasıyla, sektörümüz<br />

için faydalı olacak bir işbirliğine gitmiştir. Üretimin tüm aşamalarını takip etmenizi sağlayacak bir yazılımı çok uygun<br />

fiyata sahip olmanızı sağlayacak bu işbirliği ile, Değeri 4000 TL civarında olan bu programı, 600 TL+KDV karşılığında<br />

derneğimize başvurarak temin edebilirsiniz.<br />

Bu önemli fırsatı değerlendirmenizi önerir, iyi çalışmalar dileriz...<br />

OrTex <strong>Örme</strong> Kumaş Üretimi Yönetim Programı;<br />

Windows 2000/2003 Server İşletim sisteminde çalışan, Visual Basic 6.0 ile yazılmış, Microsoft SQL 2000 database<br />

kullanan, Microsoft Exchange Server 2000 ve Outllook 2000 ile online entegre çalışan, çok kullanıcılı, şifreli, Windows<br />

tabanlı bir <strong>Örme</strong> Üretim Takip Programıdır.<br />

OrTex, örme kumaş üretimi yapılan bir işletmede aşağıdaki üretim aşamalarını en kolay şekilde takip edilmesini sağlayan<br />

kolay kullanım özelliğine sahip bir paket programdır.<br />

İstenildiğinde OrTex <strong>Örme</strong> Yönetim Programı, internet üzerinden de takip edilebilecek duruma getirilebilmektedir. Barcod'lu<br />

stok ve üretim takibine hazır alt yapıdadır. Yine talep edildiğinde Mobil uygulamalar ile entegre çalıştırılabilmektedir.<br />

OrTex <strong>Örme</strong> Kumaş Üretimi Yönetim Programı özellikleri:<br />

• 30 karakterlik Stok kodlama alanı.<br />

• Her stok kartı için reçete tanımlayabilme.<br />

• Renk, gr/m2, sipariş, parti, hareket kodu ve farklı<br />

depolar bazında stok tutabilme.<br />

• Kolay anlaşılabilir stok hareket fişleri.<br />

• Farklı döviz cinsinde stok girebilme.<br />

• Makine bazında örme takip edebilme.<br />

• Stok Rezervasyon<br />

• Sipariş Bazında <strong>Örme</strong> takibi<br />

• Fason örme takibi.<br />

• Malzeme Planlama<br />

• Tek Ekranda İhtiyaç, İş Emri, Stok ve Üretimi<br />

izleyebilme.<br />

• Araca göre sevkiyat takibi.<br />

• <strong>Örme</strong> Makineleri için İş Emri<br />

• Genel sipariş durumu izleyebilme<br />

• Detaylı döviz bazında Ön Maliyet çalışması<br />

yapabilme.<br />

Paket Fiyatı: 600 TL+KDV : Kredi kartına 6 taksit (Access ve World Kartlarına)<br />

Kullanıcı Lisansı : 1 Kullanıcı<br />

Eğitim<br />

: 2 saat ÜCRETSİZ EĞİTİM<br />

Destek<br />

: 1 ay internet üzerinden Online Destek.<br />

TALEP İÇİN TEL: 0212 637 68 05 – 06

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!