14.01.2015 Views

d77085b866

d77085b866

d77085b866

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Türkiye’de ilk sanayileşme<br />

tekstille başlamıştır.<br />

İnsanları dışarı gönderip<br />

eğitince piyasaya<br />

çıkan yeni işverenler de<br />

Sümerbank’tan çalışan<br />

alıyordu. Müdürler hep<br />

oralara geçmekteydiler...”<br />

vermiştir. Ayrıca, finansal olarak da ilginç bir modeldir. Halktan<br />

topladığı birikimleri yine halk için yatırım yaparak kullanmakta ve<br />

bu yatırımlar sayesinde hem dışa bağımlılığı azaltmakta, hem de<br />

halkımızın daha uygun fiyata daha kaliteli ürünlere erişimini sağlamaktadır.<br />

Tekstil Sanayi’nin duayen isimlerinden ve TTGV Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Sn. Mehmet Şuhubi’nin bir ropörtajında bu konuda<br />

söyledikleri ilginçtir:<br />

“Türkiye’de ilk sanayileşme tekstille başlamıştır. İnsanları dışarı<br />

gönderip eğitince piyasaya çıkan yeni işverenler de Sümerbank’tan<br />

çalışan alıyordu. Müdürler hep oralara geçmekteydiler...”<br />

Sümerbank ileriki yılların hem bilgi birikiminin hem de girişimcilik<br />

ekosisteminin temellerini atmıştır. Etibank, Paşabahçe vb. gibi birçok<br />

kamu iktisadi teşekkülü Türkiye’de özel sektör için gerekli ekosistemi<br />

kurmaya yardımcı olmuşlar, o dönem için ekonominin dışa bağımlılığını<br />

azaltmışlar.<br />

II. Dünya Savaşı’nın etkileri bu gelişme hızını yavaşlatsa da, 1950'li<br />

yıllarda özel sektörün önü açılmaya başlanmış. Tarım artık daha<br />

endüstriyel metodlarla yapılmaya başlanmış, hem de tarımsal sermaye<br />

yavaş yavaş endüstriye kaymıştır. 1950’li yıllar Türkiye’de özel<br />

sektörün gelişmeye başladığı yıllar olarak anılabilir. Devlet ise bu yıllardan<br />

itibaren yatırımlarını yavaş yavaş altyapıya doğru kaydırmaya<br />

başlamıştır. Bu dönemde henüz Ar-Ge’den söz edemesek de gelecek<br />

yıllarda yapılacak çalışmaların temelleri bu dönemdeki politika<br />

uygulamaları ile başlatılmıştır. Türkiye, 1960 yılından sonra dünya<br />

konjonktürünün de etkisiyle planlı kalkınma stratejisini benimsemiştir.<br />

Bu strateji çerçevesinde Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulması<br />

önemli bir dönüm noktasıdır. Hazırlanan Beş Yıllık Kalkınma Planları<br />

ile ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma politikaları belirlenmiştir.<br />

İlgili planların odak noktası ülkede pazar ekonomisini kurarken<br />

dışa bağımlılığı azaltmak ve sanayileşmeyi artırmak olmuştur.<br />

Dönemin ruhuna uygun olarak ithal ikameci politikalar da ağırlık<br />

kazanmıştır.<br />

1963 senesinde TÜBİTAK’ın kuruluşu, teknolojinin ulusal kalkınmadaki<br />

rolünün anlaşılması bakımından ilk örnektir. TÜBİTAK 1990’lara<br />

kadar daha çok temel araştırmaları desteklemiştir. Bu dönemde<br />

henüz sanayi Ar-Ge’si ve yenileşim gibi kavramlar gündemde değildir.<br />

İthal ikameci politkaların da etkisiyle daha çok teknoloji transferine<br />

gidilmiş, gelişmekte olan özel sektör iç pazar odaklı olarak çalışmıştır.<br />

İlk Ar-Ge laboratuarı ise, yine devlet önderliğinde kurulmuş<br />

ve devlet geliştirdiği modellerle sanayinin örnek alacağı prototipler<br />

geliştirmeye devam etmiştir. Bu kapsamda, Elektronik Sanayi’nin<br />

duayen ismi ve TTGV'nin de kuruluşundan 2012 yılına kadar Yönetim<br />

Kurulu Başkanlığını yürütümüş olan Dr. T. Fikret YÜCEL’in önderliğinde<br />

1965 yılında kurulan PTT ARLA (PTT Araştırma Laboratuarı)<br />

ilk örnektir. Tekstil sanayi gelişirken özellikle Marmara Bölgesi’nde<br />

TOFAŞ ve Renault’nun kurulması otomotiv sanayinin gelişmesini<br />

ve yan sanayinin oluşumunu da beraberinde getirmiştir. Yan sanayi<br />

90’lı yıllara kadar fason imalatla yabancı ortaklı otomotiv firmalarımızı<br />

parça üretimi ile desteklemiştir. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında<br />

uygulanan ambargolar ise Türkiye’de savunma sanayinin gelişiminin<br />

Cumhuriyet’in ilk dönemi aslında bir sanayi altyapısı kurmak ile geçmiştir. 1930’a kadar uygulanmaya çalışılan<br />

liberal dönemden, sermaye, girişim ve insan gücü yoksunluğu nedeniyle istediği büyüme rakamlarını elde<br />

edemeyen genç Cumhuriyet, 1930’larda planlı bir iktisadi kalkınma politikası izlemiş ve devlet yatırımlarına<br />

ve iştiraklerine ağırlık vermiştir.<br />

Kasım - Aralık 2013 49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!