YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ SINIRI - Yaşayan Anayasa ...
YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ SINIRI - Yaşayan Anayasa ...
YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ SINIRI - Yaşayan Anayasa ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YAŞAYAN ANAYASA<br />
<strong>YASAMA</strong> DOKUNULMAZLIĞININ <strong>SINIRI</strong><br />
Yard. Doç. Dr. Levent Gönenç<br />
Ankara Üniversitesi<br />
Hukuk Fakültesi<br />
<strong>Anayasa</strong> Hukuku Anabilim Dalı<br />
◊ Yasama dokunulmazlığı parlamenterlere görevlerini gereği gibi yerine getirebilmeleri için tanınan<br />
ayrıcalıklar arasında yer alır. Yasama dokunulmazlığı; parlamenterlerin, parlamento çatısı altında<br />
açıkladıkları düşünceler, söyledikleri sözler ve kullandıkları oylardan sorumlu olmamaları sonucunu<br />
doğuran yasama sorumsuzluğundan farklı olarak, keyfi kovuşturma ve cezaları önleme amacına<br />
yöneliktir. Parlamentoda çoğunluğa sahip olan iktidar grupları her zaman, siyasi nüfuzlarını<br />
kullanarak veya siyasi tuzaklar kurarak, özellikle muhalefete mensup milletvekillerinin yasama<br />
faaliyetine katılmasını engellemeye, bu milletvekillerini kontrol altında tutmaya ve giderek bunları<br />
siyasi alanın dışına itmeye çalışabilirler. <strong>Anayasa</strong>lar ve onları tamamlayan yasalar, parlamenterleri<br />
dokunulmazlık zırhıyla donatarak bu ihtimali ortadan kaldırır. Böylece demokratik sistemin işlemesi<br />
için vazgeçilmez bir unsur olan muhalefet işlevlerini gereği gibi yerine getirebilir. Bugün pek çok<br />
çağdaş anayasa yasama dokunulmazlığı kurumuna yer vermiş ancak farklı anayasalar farklı<br />
modeller benimsemiştir. Hollanda <strong>Anayasa</strong>sı bu konuda bir istisnadır: Hollanda'da, 1884 yılından bu<br />
yana milletvekillerinin, işledikleri suçların takibi ve cezalandırması açısından diğer vatandaşlardan<br />
hiçbir farkı yoktur.<br />
◊ Yasama dokunulmazlığı kurumu 1982 <strong>Anayasa</strong>sı'nın 83. maddesinde yer alır. 83. maddenin 2.<br />
fıkrasına göre: “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin<br />
kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” 83. maddenin 3.<br />
fıkrasına göre ise: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra<br />
verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik<br />
süresince zamanaşımı işlemez.”<br />
◊ 83. madde bu düzenlemeleriyle, 1982 <strong>Anayasa</strong>sı'nın en çok tartışılan maddelerinden biri<br />
olmuştur. Ancak, ilginçtir, bu kadar tartışılmasına rağmen, bu konudaki anayasa değişikliği teklifleri<br />
1999 ve 2001 yıllarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) anayasa değişikliği için gereken<br />
desteği sağlayamamıştır.<br />
◊ 83. madde en çok, milletvekillerine “suç işleme ayrıcalığı” sağladığı gerekçesiyle eleştirilmektedir.<br />
Gerçekten, TBMM’de görüşülmeyi bekleyen pek çok dokunulmazlık dosyası zimmet, sahtecilik,<br />
karşılıksız çek verme gibi suçlarla ilgilidir. Karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, yasama<br />
dokunulmazlığı kurumunun, kural olarak, parlamenterleri cezai ve idari kovuşturmalara karşı<br />
koruduğu görülür (Örneğin: Avusturya, Fransa, Yunanistan, Lüksemburg, Portekiz, İspanya, İsveç).<br />
İngiliz anayasal sistemi bu açıdan farklı bir örnek olarak karşımıza çıkar: İngiltere'de yasama<br />
dokunulmazlığı milletvekillerini esas olarak hukuk davalarının yürütülmesi sırasında verilebilecek<br />
yakalama ve tutuklama kararlarına karşı korumaktadır. Günümüzde, İngiliz hukuk sisteminde bu<br />
tür tedbirleri gerektiren suçların sayısı çok azaldığından, yasama dokunulmazlığı kurumu da pratik<br />
değerini büyük ölçüde yitirmiştir. İngiliz anayasal sistemi bir yana bırakılacak olursa, hemen hemen<br />
tüm çağdaş hukuk sistemlerinde, parlamenterlerin yasama faaliyetlerine katılmalarını, muhalefet<br />
işlevlerini yerine getirmelerini engelleyebilecek, cezai ve idari kovuşturmalar çerçevesinde yapılan<br />
işlemler yasama dokunulmazlığı kapsamındadır. Burada, önemli olan hangi suçların dokunulmazlık<br />
kapsamı dışında tutulacağının belirlenmesidir. Kural olarak, bütün çağdaş anayasalar suçüstü halini<br />
yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında tutmaktadır. Bizim <strong>Anayasa</strong>mız da benzer bir düzenleme<br />
içermektedir. 1982 <strong>Anayasa</strong>sı, suçüstü haline ek olarak, <strong>Anayasa</strong>'nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin<br />
Kötüye Kullanılamaması” başlığını taşıyan 14. maddesi kapsamına giren durumları da yasama<br />
dokunulmazlığının istisnaları arasında saymaktadır. Burada, 14. madddeki durumlar açısından bir<br />
www.yasayananayasa.ankara.edu.tr<br />
1
YAŞAYAN ANAYASA<br />
belirsizlik olduğuna işaret etmek gerekir. Gerçekten, <strong>Anayasa</strong>'nın 14. maddesi kapsamına giren<br />
durumların karşılığını tek tek Türk Ceza Kanunu'nda bulmak oldukça güçtür. Bu belirsizlik yasama<br />
dokunulmazlığı kurumunun amaç ve niteliğine aykırı durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu<br />
konuyla bağlantılı bir başka önemli nokta, 83. maddenin milletvekili seçilmeye engel suçlardan söz<br />
etmemesidir. Kuşkusuz, milletvekili seçilmeye engel bir suçun kovuşturulma veya cezalandırılma<br />
nedeni sayılmaması bir çelişkidir. Söz konusu suçların 83. maddedeki istisnalar arasında yer alması<br />
kamuoyunda çok tartışılan bu maddeyi büyük ölçüde çağdaş anayasal standartlara uygun hale<br />
getirecektir.<br />
◊ 83. maddeye getirilen bir diğer önemli eleştiri, yasama dokunulmazlığı kapsamına giren fiiller<br />
açısından yasak olan ceza yargılaması işlemlerine ilişkindir. Bu konuda eleştiri getiren yazarlar,<br />
kurumun amacı ve niteliği üzerinde durarak, dokunulmazlık kapsamında yapılamayacak ceza<br />
yargılaması işlemlerinin, sadece şahsi hürriyeti tamamen ortadan kaldıran yakalama ve tutuklama<br />
gibi işlemlerle sınırlı olması gerektiğini savunmaktadır. Buna göre, örneğin, milletvekillerinin sanık<br />
sıfatıyla sorgulanması, üzerlerinin ve evlerinin aranması, telefonlarının dinlenmesi, postalarının<br />
açılması mümkün olmalıdır. Nitekim, İtalyan <strong>Anayasa</strong>sı hariç, çağdaş anayasaların pek çoğu<br />
(Örneğin: Fransa, Yunanistan, Portekiz), yakalama ve tutuklama dışında kalan ceza yargılaması<br />
işlemlerini yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında tutmaktadır. 83. maddedeki düzenlemenin bu<br />
doğrultuda açıklığa kavuşturulması uygun olur.<br />
◊ 83. maddeyle ilgili üzerinde durulması gereken son nokta, dokunulmazlık dışı kalan suçlarda,<br />
soruşturma ve yargılamayı yapacak makama ilişkindir. Bazı yazarlar, dokunulmazlığın<br />
daraltılmasından sonra birtakım ek güvencelere ihtiyaç duyulabileceği noktasından hareket ederek,<br />
milletvekillerinin, dokunulmazlık dışı kalan suçlarının yargılanmasında Yargıtay’ın bir ceza dairesinin<br />
görevli olması gerektiğini savunmaktadır. Böyle bir düzenleme, yasama dokunulmazlığı kurumunun<br />
amacı ve niteliği göz önüne alındığında ilk bakışta haklı görülebilir. Ancak, milletin genel<br />
mahkemelerde, vekilinin ise Yargıtay’da yargılanması eşitlik ilkesini büyük ölçüde zedeleyecek ve<br />
kamuoyunda tepkilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Üstelik, Yargıtay’da yapılacak bir<br />
yargılamanın milletvekilleri açısından normal ceza mahkemelerinde yapılacak yargılamadan daha<br />
özenli veya daha güvenceli olacağını iddia etmek te mümkün değildir. 83. madde yeniden<br />
düşünülürken bu noktanın da göz önüne alınması gerekir.<br />
◊ Sonuç olarak, Türkiye açısından yasama dokunulmazlığı kurumunun, dünyadaki genel eğilime<br />
uygun olarak, yeniden düzenlenmesi ve kapsamının daraltılması ihtiyacı ortadadır. Bununla birlikte,<br />
83. madde yeniden formüle edilirken, kurumun ortaya çıkış nedeni unutulmamalı, yukarıda ortaya<br />
koymaya çalıştığımız hassasiyetler çerçevesinde bir değerlendirme yapılmalıdır.<br />
*******<br />
www.yasayananayasa.ankara.edu.tr<br />
2