12.07.2015 Views

röportaj

röportaj

röportaj

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

öportaj: Adnan KAYPMAZbu çok değerli güzide insanlarını tanımak,onlarla aynı masayı ve amacıpaylaşmak, onlarla çalışmak ve arkadaş,dost olmak, en az öğrencilerleyapılan eğitim çalışmaları kadar keyifliydi.Bu birliktelik halen karşılıklısevgi ve saygı ile devam etmektedir.Tüm akademik kariyerinizi – benimde mezunu olmaktan her zamangurur duyduğum- İTÜ’de tamamladınız.Hatta benim doğduğum sene(1972’de) siz lisans eğitiminizi tamamlamışsızın.Neredeyse 40 yıldırİTÜ’lüsünüz diyebiliriz. Maçka/ Gümüşsuyu günlerinden AyazağaKampüsüne bu 40 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?Eminim bu 40 yılasığdıramadığınız daha birçok projelerinizvardır.Evet, öğrencilikte geçen yıllar hariç,Kasım 1970’ten beri bir İTÜ çalışanıyım,bu süre zarfında, Gümüşsuyuve Maçka Kampüslerinde çalıştım. İlkbaşlangıç Gümüşsuyu sonra Maçka,daha sonra fakültelerin birleşmesi iletekrar Gümüşsuyu ve 1995’ten bu yanada Ayazağa Kampüsünde çalışmayadevam ettim. Asistan olarak Maçka’daMüh.-Mim.Fakültesi, Elektrik Bölümündebaşlayan akademik hayatımda,Elektrik Tesisileri ile ilgili dersler verdim,laboratuarı kurdum, daha sonrabu laboratuarın Gümüşsuyu’na taşımasıve orada işlerlik kazanması çalışmalarımoldu. Aslında bu 40 yılın nasılgeçtiğini de pek fark etmedim, çünküher sene ülkenizin en güzide çocuklarındanbir gurup yeni öğrenci elimizegeliyor ve siz hep bu genç öğrencilereders anlatıyorsunuz. Yıllar geçiyorama öğrenciler hep genç, etrafınızdasürekli gençleri görünce onların enerjisisize geçiyor, kaptırıp gidiyorsunuz.Kendini de onlar gibi genç sanıyorve yaşlandığınızı fark etmiyorsunuz.Bedeniniz doğa kanunlarına boyuneğiyor ancak ruhunuz genç kalıyor.Hocalığın bence en güzel yanı bu,enerjik ortamda olmak. Bunu ancakeğitim camiasında olanlar hissederler.Ömür biter projeler bitmez, yeter kihevesiniz kırılmasın. Çalışılan ortamve huzur çok önemli. Benim de İTÜ’dedevam eden projelerim ve çalışmalarımvar, bu bir müddet daha devamedecektir. Bunun yanında yeni bir üniversitedebaşlayacağım ikinci eğitimbaharında da doğal olarak yeni hedeflerimizolacak, sağlığımız müsaadeettiğince, onları gerçekleştirmek üzereuğraş vermeye devam edeceğiz. Bu 40yılda İstanbul Teknik Üniversitesi’ninbir ferdi olduğum için hep gururlandımve üniversitemin adına lekegetirmemek adına elimden geleniyaptığıma inanıyorum. Çok sevdiğimüniversiteme hastalık dahil, çok istisnainedenler dışında, hemen hemengelmediğim gün olmamıştır. Severekisteyerek harcanmış yılar benim içinmutluluk ve kazanç olmuştur.Röportaj sorularını hazırlamak üzeresizinle ilgili araştırma yaparken bugünekadar hiç duymadığım bir haberlekarşılaştım. Sizin bir dağcılıkgeçmişiniz olduğunu ve son olarakda Afrika’nın en yüksek dağı olanKlimanjaro’ya tırmandığınızı öğrendim.Biraz bu yönünüzden bahsedebilirmisiniz okuyucularımıza?Bu çok hoşuma giden bir soru oldu,aslında pek de beklemiyordum. Aslındasporla çok alakalı sayılmam,üniversite yıllarında futbol oynarkenkolumun bir çerme ile kırılması beniferdi sporlara yöneltti daha doğrususpordan kaçırdı. Üniversite yılarındafolklor yaptım spor sayılırsa (bana göresayılır).Daha sonra 43 yaşında kayağa başladım.Ülkemizdeki tüm ve Avrupa’daise önemli birçok kayak merkezindekayak yapmak kısmet oldu.2001 yılında Ezincan’dan çocuklukarkadaşım Sayın Tuncer Kırtıloğlu ileyaptığımız bir sohbette, geçen seneAğrı dağına çıktığını söylemesi, benimbuna inanmamam ve seneye ben degeleceğim(şaka yollu) demem, onunolur demesi, bir yıla yakın bir süresonra sanırım, 16 Ağustos 2002’deTemmuz - Ağustos - Eylül18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!