12.07.2015 Views

Trilye Restaurant

Trilye Restaurant

Trilye Restaurant

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Y›l: 7 Say›: 25Nisan-May›s-Haziran 2012ISSN:1306-6595Mavi fiemsiye Turizm Ltd. fiti. Ad›na‹mtiyaz Sahibi ve Genel Yay›n MüdürüSüreyya ÜZMEZSorumlu Yaz› ‹flleri MüdürüMahmure ÜZMEZYay›na Haz›rlayan veYay›n KoordinatörüRecep Peker TANITKANtanitkan@gmail.comEditörAyflegül DO⁄ANKapak Foto¤raf›Dilenci Vapuru, ‹stanbulOlay SALCANReklam ServisiMavi fiemsiye Turizm Ltd. fiti.Yay›n ‹dare Merkezi<strong>Trilye</strong> RestoranReflit Galip CaddesiHafta Sokak 11/BGaziosmanpafla-ANKARATel:(0312) 447 12 00 (pbx)www.trilye.com.trfriendfeed.com/trilyefacebook.com/trilyerestaurantwww.blog.trilyerestaurant.com/www.social.trilyerestaurant.com/twitter.com/trilyefishGrafik-Tasar›mYusuf MEfiEmeseyusuf@gmail.comBask› & CiltAjans-Türk Gazetecilik Matbaac›l›k‹nflaat Sanayii A.fi.‹stanbul Yolu 7. Km. ‹nönü MahallesiNecdet Evliyagil Sokak No: 24Bat›kent / ANKARATel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95www.ajansturk.com.tr - info@ajansturk.com.trBas›m Tarihi: 27.04.2012Dergideki reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara,yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Buyay›n›n bir bölümü ya da tamam› yay›nc›s›n›nizni olmaks›z›n ço¤alt›lamaz ve yay›nlanamaz.BALIK ANKARA’DA YEN‹R<strong>Trilye</strong> Restoran’ın 10. yılını kutladık şubat ayında. Nice 10 yıllaratemennileriyle. Güzel bir 10. yıl şarabımız oldu. Özel günlerini kutlayanlaraüzerine fotoğraf ekleyerek hediye ediyoruz. Şarabı içmelerinieğer anı olarak saklayacaklarsa şişeyi fotoğrafla beraber içinebaşka bir mayi koyarak saklamalarını öneriyoruz.Bu yıl ödüllere doymadık. Sabah Gazetesi Ankara ekinde 7. yılımıdoldurdum, en büyük ödülü okuyuculardan alıyoruz.“Balık Ankara’da Yenir”in ilk 13 bölümünü bitirdik. Tanınmamışbir kanalda olmasına rağmen bu kadar çok izlenmesi ve sürekliödüllere layık görülmesi <strong>Trilye</strong>’yi ve sevenlerini çok mutlu ediyor.En son TÜSİAV’dan Başkan Veli Sarıtoprak’ın verdiği “Üstün Başarıve Hizmet Ödülü” ile Başkent’in tanıtımına yaptığımız katkılardandolayı İl Kültür ve Turizm Müdürü tarafından aldığımız ödülbundan sonraki faaliyetlerimize ivme kazandırdı.Sunucu arkadaşım Başak Temel, program yapımcısı ve yönetmenSibel Urgancıoğlu’nun üstün çabalarıyla gerçekleşen 13 bölümüntekrarları hafta içi yayınlanmaktadır.Sofralarımızdaki balık miktarının artarak devam etmesi dileğiyle.Bol balıklı ve sağlıklı günler…Süreyya ÜzmezYay›n Türü: Yerel Süreli Yay›nÜç ayda bir yay›nlan›r.


Esintiler...İnsan dünyadaki en önemli unsurdur. En yüksekteknoloji ürünleri de yaratsanız ilk komutuverecek yine insandır. Doğru insanı bulmak,doğru insanlarla çalışmak hem yöneticiler hemde yönetilenler için büyük şanstır.Sibel Urgancıoğlu, hani Temmuz ayından bu yanaçekimlerini yaptığımız TRT’nin ilk gurmeprogramı “Balık Ankara’da Yenir”in gizli kahramanı,çok değerli bir prodüktördür.Onun TRT kurumunun kurumsal imajını korumayolundaki çabalarını gördükçe TRT’nin nedenokul olduğunu bir kez daha anladım. Kurumuadına sponsorlarla yaptığı anlaşmalardaki titizliği,kuruma gelecek en ufak bir tozu bile bertarafetme çabası, henüz dünyada kelaynak kuşlarınınneslinin tükenmediğine olan mutlu inancımıartırdı. Devlette çok uzun yıllar görev yapanbirisi olarak çalıştığı kurumu bu kadar ön plandatutan insana az rastladım.Acemisi olduğumuz bir konuda ilk günden beriheyecanımızı yatıştıran Sibel Hanım’la ilgili ilktüyoyu TRT HD Kanal Koordinatörü Kürşat Özkökvermişti. “Süreyya Bey rahat olun, kanalımızınyayın kalitesi çok yüksek, TRT’nin en yetenekli,en çalışkan, en titiz ve disiplinli programyapımcılarından Sibel Urgancıoğlu’na daprogram yapımcısı ve yönetmen olması için ricadabulundum, bizi kırmadı ve hemen dört ellesarıldı” deyince yüreğime su serpilmişti.Sibel Hanım benim gastronomi ve balık dünyasıile ilgili şifrelerimi kıvrak zekasıyla çok kısazamanda çözmüştü.DETAYLI YÖNET‹C‹L‹KBu işin zorluğunu program yapımı sırasında öğrendim.Ege kıyılarındaki magazin çekimleri sabahınilk ışıklarında başlıyordu. İki ay boyuncaayağımızı suya sokamadık ama önemsendiğimizihissediyorduk. Küçük uçakla Çanakkale’yeuçtuğumuzda birazcık geciken uçağın tekerleriyere değene kadar uykuları kaçıp neredeyse kuleile irtibata geçecek kadar işine titizleniyorduSibel Hanım. Kameramanların sabah kahvaltısından,kaldıkları oteldeki yatak örtülerinin temizliğinekadar takip ediyordu. Çanakkale veBodrum Gümüşlük çekimlerinde güneşte kalıptansiyon problemim ortaya çıkınca hop oturuphop kalkan Sibel Hanım on dakikada bir yönetmenyardımcısı Çiğdem Hanım’ı arayıp sağlığımlailgili bilgi alıyordu.İstanbul şehir hatları vapurlarında, ÇanakkaleŞehitler Abidesi’nde, Kumkapı balık halinde yapılançekimlerde hemen görevliler çekim iznimizisoruyorlardı. O kadar kısa zamanda yazışmalarınsonuçlandırılıp iznin alınması beni ençok düşündüren konuların başında geliyordu.Yaşantısı yurt içinde ve yurt dışında pek çok başarılarladolu üst düzey bir polis babanın kızı olduğundanmı kaynaklanıyordu bu disiplin diyedüşündüm zaman zaman.Program çekimleri bittikten sonra da bir yemekbile ısmarlayamadığımız, hesap ödemeden sofradankalkmayan çok değişik bir mizaca sahipUrgancıoğlu. Aynı frekanslarda olduğumuz içinçok güzel anlaştık. İlk montaja girdiğimde bukadar ciddiyetle hazırlanmış bir çalışmanın, jenerikmüziğinden, kendi yaptıklarımızın ekranamaharetli eller tarafından böyle güzel yansımasındançok etkilenmiş, büyülenmiş ve duygulanmıştım.Ama bu büyülü eserin arkasındakihünerli isim Sibel Hanım’dı. Büyük paralarlaprograma çıkan ünlülerin yayına severek katılması,Amerika’dayken tek bir mailimize anındacevap verip NTV dışında ilk kez TRT HD’desohbetimize katılan Vedat Milor, Dubai’ye TonyBlair ile birlikte dalmaya giden Ali Şen’in programınıbozup çekimlere katılması ve maliyetlerinkuruma hiç yansımaması Sibel Hanım’ın kurumaolan aşkının ayrı bir ifadesidir. BaşbakanYardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı ZaferÇağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Nezaman isterseniz programımız uygun olduğun-9


<strong>Trilye</strong>’den Esintiler...da geliriz” demeleri programın faydalarının herkesimden ses getirdiğinin göstergesidir. “BalıkAnkara’da Yenir” kısa zamanda meyvelerini vermeyebaşladı, ilgi arttı.Türkiye’de ilkleri başaran Sayın Başbakan RecepTayyip Erdoğan’ın bu yıl bizi mutlu eden SuÜrünleri ve Balıkçılık Genel Müdürlüğü’nünkurulmasındaki katkıları yadsınamaz. Ama benimgönlümde ölmeden önce görmek istediğimBalıkçılık Bakanlığı’nın kurulması ve Norveç’tenfazla gelir elde eden bir Türkiye yatmaktadır.2005 yılından bu yana güzellikleri paylaştığımızbu köşede <strong>Trilye</strong> adını geçirmekten imtina ederim.Biz bu işleri aştık. <strong>Trilye</strong> artık Türkiye’yemal oldu ve restoranın ötesinde bir mekan. TheNew York Times, Bild, Japan Times, Tatler gibidünya devi medya organlarında geniş yer alıyor.Ama ilk günlerden beri Sabah Ekler Koordinatörüsevgili Ersin Ramoğlu, yaptığımız tutarlı, ciddive güzel işlere karşılık benim köşemde jestleryapmıştır. Logomuzu koymuştur, ‘<strong>Trilye</strong>’denEsintiler’ demiştir, hep kendisi gayret etmiştir.TRT HD’deki programda da bundan özelliklekaçındım. <strong>Trilye</strong>’nin reklam derdi yok. Doğru işyaparsanız Türk medyası sizi buluyor. İlk gündenberi 5 ulusal gazetenin yürekten desteğinihissettim. Tanınmamış, henüz yeni kurulmuşbir kanalda böyle bir teklifi kabul etmem benimiçin riskti. Çünkü 7 yıldır tanınan bir kalem olduğumuve Türkiye’deki uzmanlığımı biliyordum.Ama medyanın usta kalemleri ve ulusalgazeteler programın düzeyli oluşundan ve kalitesindenetkilenip inanılmaz destek verdiler vevermeye devam ediyorlar.ÇOK ÖZEL TÜYOLARKahve yudumlarken izlediğiniz programlar okadar incelik isteyen konular ki tahmin edemezsiniz.Sibel Urgancıoğlu gibi bir yönetmeninizvarsa, onun nefesini zorlandığınız her anda hissedersenizçok şanslısınız benim gibi.Ünlü sanatçıların bazıları ile program yapmakçok zor. Ayşegül Aldinç’le yaptığım program öncesikanalın HD (yüksek çözünürlüklü) olduğunuöğrenen Aldinç birdenbire panikledi. “Yüzümdekien ince teferruatım belli olur” diye konuşmayabaşlayınca masaya oturup program sonunakadar gösterdiğim sabır performansınıkutlarcasına sırtımı iki defa sıvazlayan Sibel Hanımprograma başlamadan önce de beni oryanteedip genel kurallardan birini anımsattı.“Süreyya Bey program sizin programınız, konukettiğiniz sanatçılar insiyatifi ele almaya, kendileriniön plana çıkarıp programı yönetmeye çalışacaklardır,dikkat etmelisiniz.” Öyle işime yaradıki sazı kimseye kaptırmadım!Özveriyle çalışan kameramanlar, günlerce evlerindenuzak kalan çalışanlar ve bir de programıntüm ağırlığını sırtında taşıyan program yapımcısıve yönetmen güzel bir eserin meydana gelmesindekiönemli kahramanlardır. Türkiye’de büyükilgiyle izlendiğini bilmek, hatta İngiltere’dekiünlü Sofra Restoran’ın sahibi sevgili dostumHüseyin Özer’in düğün davetinde önümüze balıkgelince “A ben her pazar Balık Ankara’da Yenirdiye bir program izliyorum” diyen Başkonsolos’uneşi Arzu Demirok’un ağzından böyle güzelsözler duymak her şeye bedel. Yayını sürekliizleyen üç önemli haber kanallarının genel yayınyönetmeni arkadaşlarımın bana sorduğu soru şuoldu: “Bu programın yapımcısı ve yönetmenikim?” Jenerikten kapanışa kadar programı dikkatleizleyen üç uzman yönetici Sibel Urgancıoğlu’nuntitizliğinin ve özel yeteneğinin programayansımış olduğunu hemen fark etmişler.Yetenekli bir yönetici sıradan insanları sıra dışışeyler yapar hale getirir.Moskova’ya her gittiğimde Nazım Hikmet’inmezarındaki ibareden çok etkilenirim. Aynenşöyle yazar kapıda: “Var olanların mezarı.” Ünlüdevlet başkanları da orada yatıyor. Hayatım boyuncahep var olmak mı varlıklı olmak mı sözünütek kalem geçtim. Var olmayı varlıklı olmayaher zaman tercih ettim. Var olursanız ölümsüzleşirsiniz.İyi ki varsınız Sibel Hanım, siz hep varolun!Sizin gibi insanlar oldukça hayatta tercihimi hepvar olmaktan yana kullanmaya devam edeceğim.Başarı onların varlıklarında yatıyor.10


BEHZAT Ç TR‹LYE’DEYD‹Behzat Ç”nin başrol oyuncusu Erdal Beşikçioğlu eşiElvin Hanım ve kızları Derin İnan ile birlikte <strong>Trilye</strong>’debalık yemeğe geldiler. Restorandaki herkesin birdenbireilgi odağı haline gelen Erdal Bey, konukların büyükçoğunluğuyla fotoğraf çektirdi. Sempatik ve sevecentavırlarıyla dikkatleri üzerine topladı. En kısa zamandatekrar geleceğini söyleyerek restorandan ayrıldı.PORTEK‹ZL‹ KONSOLOSANA LUISA RIQUITOTR‹LYE’DEPortekiz Büyükelçiliği Üçüncü Sekreteri ve KonsoloslukBirimi Şefi Ana Luisa Riquito ve Elçilikİdari Asistanı Zeynep Tanıtkan yoğun geçenhaftanın yorgunluğunu <strong>Trilye</strong>'de attı. Balıkçılığınoldukça önemli olduğu Portekiz'de başta kahvaltıolmak üzere neredeyse her öğünde balık tüketiliyor.Bu yüzden, gerek kalitesi ve tadına doyulmazmenüsü gerekse sıcak ortamı ile balıktan vazgeçemeyenPortekizli diplomatlar için <strong>Trilye</strong>, Ankara'dasıklıkla ziyaret ettikleri bir cennet oldu.MET‹N ÖZKANGAZETEC‹ DOSTLARIYLATR‹LYE’DE23Nisan günü Anıtkabir ziyaretinden sonra,ekranların sevilen ismi Metin Özkanyakın dostlarıyla beraber <strong>Trilye</strong>’ye geldi. Köşktegerçekleşecek resepsiyon öncesi <strong>Trilye</strong>’ninlezzetlerini tatmaya gelen ekipte Güneş GazetesiGenel Yayın Yönetmeni Murat Büyükçelebi,eşi ve Zehra Batur bulunuyordu. Keyifli biröğle yemeğinden sonra tekrar görüşmek üzerediyerek restorandan ayrıldılar.TR‹LYE’N‹N EMEKTARIHasan Gödek ile 1987 yılında Siirt’te vatani göreviniyaparken tanıştık. O günden beri birlikteliğimizdevam ediyor. <strong>Trilye</strong>’nin en emektar personellerindenbiridir. Onun yaptığı çay, onun yaptığı kahveartık yurt dışında bile konuşuluyor. Bu aralar çok keyifliHasan Bey, evinin taksitlerini bitirmek üzere!11


<strong>Trilye</strong>’den Esintiler...E⁄‹T‹M‹N U⁄URLU ‹NSANIAntik Yunanistan’da Arşimet çok zor bir işekalkışmıştı. Yeni icat ettiği bir kaldıraç kolununve dayanağın yardımıyla koca kaya parçalarınıkaldırmayı, bir tekneye eşyalarını yüklemeyi,hatta küçük bir evi temelinden söküpkaldırmayı başarmıştı. Üstesinden geldiği işigördükten sonra, şöyle bir iddia ortaya attı:“Bana yeterince uzun bir kaldıraç verin, sizedünyayı yerinden oynatayım.”Bu başarılarını ve böbürlenmelerini duyankral, Arşimet’e bir ders vermek istedi. Döneminen büyük gemisinin su üzerinde zar zordurabilecek kadar yükle doldurulmasını emretti.Geminin hareket edemeyecek durumdaolduğunu söyleyerek, Arşimet’e yeni icadıylagemiyi yüzdürme buyruğunu verdi ve bunubaşaramaması halinde, boş yere böbürlendiğiiçin cezalandırılacağını bildirdi.Arşimet gemiye gidip yarım gün boyunca inceledi.Bazı notlar aldıktan sonra limandan ayrıldı.Ertesi sabah erkenden bir sürü alet edevatlageri geldi. Küçükten büyüğe doğru dizili çok12


sayıda dayanak ve kaldıraçtan oluşan bir düzenekkurdu; her küçük kaldıraç bir büyüğüneve en büyük kaldıraç da gemiye bağlıydı.Arşimet labirent görünümlü düzeneğin ucundakiipi günbatımında çekmeye başladı. “Yerindenkıpırdaması olanaksız” görünen kocagemi kalabalığın şaşkın bakışları arasında suyunüzerine çıktı.Ortanca ağabeyim Kemal ve birkaç arkadaşıyıllar önce İstanbul’da dershane işine soyundularve uzun süre ek gelir sağlayıp rahat birhayat sürdürdüler. Bazıları yat, kat sahibiolup çok para kazandı. Ama hemen hepsi sahnedensilik bir veda ile ayrıldılar.Bazı insanlar varsayılan geleceği değiştirerekyeni bir gelecek yaratma hedefine kilitlenir.Para onlar için sadece bir araçtır. Enver Yüceleğitimde yeni bir gelecek yaratmaya kendiniadamış mümtaz bir insandır.Enver Yücel, Haydarpaşa Lisesi öğrencisiykenüniversiteye hazırlık için gittiği 3 derslikUğur Dershanesi’ni 1975 yılında satın aldı.Bugün 100 binin üzerinde öğrenci sayısı olanUğur Dershanesi’nden başka kolej ve üniversiteside olan Yücel, bir eğitim holdinginin sahibidir.Çin’de ve Kore’de üniversitenin bürolarınıkuran Enver Bey, Berlin’de de yeni birokul açmaya hazırlanıyor.On yıl önce Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dabir dostumun evinde ziyaretteydim.Evde, misafir olarak gelen Hollanda MaliyeBakanlığı’ndan bir bürokrat vardı. O yıl Hollandabütçesinin fazla verdiğini anlattı. “Neyaptınız bu fazla parayı?” diye sorunca, “Biziki yere aktarırız, eğitim ve sağlık” deyincedarısı ülkemizin başına dedim içimden.Eğitimin önemini henüz 22 yaşındayken kavrayanEnver Yücel, çok çalışkan, değerli bir işadamıdır. Dershanesini tanıtmak için bastırdığıel ilanlarını yapıştırmadığı elektrik direğikalmayan Yücel, iyi bir analiz yeteneğine desahiptir. Dershanecilik süresince okullarınneyi yapıp yapamadığını iyice görüp keşfettiktensonra özel okul açma kararı aldı.1994 yılında Bahçeşehir Koleji ile başlayıpakabinde 1998 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nikuran Yücel, üniversitesinin uluslararasıişbirlikçilerine çok önem vererek kısa sürededünyanın en güzel manzarasına sahip olanokulun verdiği kaliteli eğitimle nam salmasınısağladı.TECRÜBES‹N‹ ABD’YE TAfiIDI2004 yılında Washington D.C.’de ABD Üniversitesigiriş sınavı SAT için 600 öğrenciliUğur Education adında bir eğitim kurumuaçarak 13 tane Türk öğretmeni de ABD’dekiliselere gönderdi.Vizyon sahibi bir insan olarak yıllardır takipettiğim ve yakınen tanıma fırsatı bulduğumEnver Bey, eğitim alanında gençliğinden buyana attığı her adımda üstün başarıyı yakalamışve bugünkü modern Türkiye’de gereksinilendonanımlı öğrencilerin yetişmesine büyükkatkıda bulunmuştur.Somalili öğrencileri okutmaktan Berlin’de liseaçmaya kadar kendisini eğitime adayan EnverBey’in elinde dünyayı yerinden oynatacak kadarbilgi hazinesi, çalışma azmi ve eğitiminkutsiyetine inanmışlık var.Uzun yıllar matematik öğretmenliği yapanYücel, hesaplarını çok iyi yapmış, kazandığıher şeyini eğitimin idamesi için ihtiyaç duyulanşeylere harcamış, ideallerine safha safhaulaşmayı başarmıştır.Eğitim havayı doldurmaya değil, ateşi yakmayabenzer. Eğitim her şeydir. Güzelim mis kokuluşeftali bir zamanlar acı bir bademdi; karnabaharüniversite öğrenimi görmüş bir lahanadanbaşka bir şey değildir.Eğitilmişlerin umutları hiçbir şey öğrenmeyenlerinzenginliğinden daha güçlüdür.13


<strong>Trilye</strong>’den Esintiler...21LENINGRAD VAL‹ YARDIMCISITR‹LYE’DEYD‹Şubat akşamı Leningrad Bölgesi ValiYardımcısı ve TSO Yönetim Kurulu BaşkanıProf. Dr. Rashid İsmagilov ve heyeti, AnkaraSanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir veBaşkan Yardımcısı Önder Bülbüloğlu tarafından<strong>Trilye</strong>’de ağırlandı. Çok neşeli bir sohbethavasında geçen yemekte iki ülke arasındaki ticariilişkilerin daha da artırılması için gerekliçabaların gösterilmesine dikkat çekildi. RönesansHolding Yönetim Kurulu Başkanı ErmanIlıcak, St. Petersburg Eski Başkonsolosu MehmetÇınar, Hasan Altun, Mehmet Doğanlar, YılmazKayaaslan, Şerafeddin Ceceli, Okan Saykungibi isimlerin de hazır bulunduğu yemektetuzda deniz levreği ikram edildi. Sunumdanve yemeklerin lezzetinden çok etkilenen ValiYardımcısı İsmagilov, çantasında taşıdığı “Matruşka”yı<strong>Trilye</strong>’ye hediye etti. Ankara’ya hergeldiğinde buraya uğramak istediğini belirterekrestorandan ayrıldı.ÜNLÜ ABD'L‹ YAZAR LOWRYTR‹LYE'DEYD‹Şubat ayında Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli HeyetiBaşkanı Enver Yücel, “Bilinmeyen Türkler”kitabının yazarı Amerikalı Prof. Dr. Heath W. Lowry’i<strong>Trilye</strong>’de ağırladı. Amerikalı bir bilim adamı olmasınarağmen muhteşem bir şekilde Türkçe konuşan,Türkiye hakkında sonsuz bilgi sahibi olan Dr. Heath,masadaki herkesi etkiledi. “Gallipoli 1915” kitabınınyazarı Prof. Dr. Haluk Oral’ın da bulunduğu masadaTürkiye tarihi ile ilgili sohbet yapıldı. BahçeşehirÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın ve MütevelliHeyet Başkan Danışmanı Ali Arslan’ın da bulunduğuyemekte nostalji rüzgarları esti. Çok soğuk birAnkara akşamı olmasına rağmen, sıcak sohbettenherkes keyif aldı. En kısa zamanda tekrar buluşmaküzere diyerek grup restorandan ayrıldı.14


FENER RUM PATR‹⁄‹ BARTHOLOMEOSTR‹LYE’DEYD‹Fener Rum Patriği Bartholomeos, eskiYunanistan Büyükelçisi FotiosXydas’ın davetlisi olarak öğle yemeğinde<strong>Trilye</strong>’deydi. Daha önce de <strong>Trilye</strong>’yegelen Bartholomeos, kendisine sunulanhiçbir yemeğin tadını unutmadığınısöyledi. Bartholomeos, restoranın bahçesindekisüngerin üzerinde yazan“Gökçeada açıklarında çıkarılmıştır”ibaresini görünce çok duygulandı ve hatırafotoğrafı çektirdi. Yemekte VatikanBüyükelçisi ve Bartholomeos’un diğerdostları da hazır bulundu. Fener RumPatriği, en kısa zamanda tekrar geliphasret gidereceğini söyleyerek çok mutlubir şekilde restorandan ayrıldı.PISCO GÜNÜNÜ KUTLADILARPeru Büyükelçisi Jorge Abarca Del Carpiove eşi Adelaida Abarca Peru’nun UlusalPisco Günü’nü kutlamak için <strong>Trilye</strong>’de yemekverdiler. Pisco kokteyli ile başlayan yemek,Peru’nun lezzetli mutfağından seviçe vecausa ile devam etti. İspanya, Arjantin, Meksika,Portekiz, Küba, Ekvator, Şili ve KolombiyaBüyükelçilerinin de hazır bulunduğuorganizasyon çok keyifli geçti. Son yıllardabütün dünyada ismini duyurmaya başlayanPeru mutfağı, <strong>Trilye</strong>’nin menüsüne de girdi.Türkiye’ye geldiği günden beri sıcak ve samimidavranışlarıyla herkesin gönlünü fethedenAbarca Del Carpio ve eşi, Türkiye’yi çoksevdiklerini, adeta kendilerini vatanlarındahissettiklerini söyledi. “Bir dahaki Pisco Günü’ndebuluşmak üzere” diyerek restorandanayrıldılar.15


<strong>Trilye</strong>’den Esintiler...DEM‹REL’DEN TR‹LYE ÇIKARMASISüleyman Demirel 3 aydır dışarı çıkmıyordu,ilk kez bu yasağını deldi ve eski kabinesiyle<strong>Trilye</strong>'de balık keyfi yaptı.Yemekte Cavit Çağlar, Hikmet Çetin, TaylanBilgel, Halit Dağlı, Dr. Aylin Cesur, Doç. Dr.Mustafa Cesur, Necmettin Cevheri, Oğuz Aygün,Ali Naili Erdem, Esat Kıratlıoğlu, İsmetSezgin, Sadık Avundukluoğlu bulunuyordu.Eski günlerin yad edildiği, nostalji rüzgarlarınınestiği yemekte çok duygusal anlar yaşandı.Süleyman Demirel, tekrar geleceğim diyerekrestorandan keyifli bir şekilde ayrıldı.BOBBY MCFERRINTR‹LYE’YEKONUK OLDUDünyaca ünlü ses virtüözü BobbyMcFerrin konser için geldiği Ankara’daayağının tozuyla balık yemek üzere<strong>Trilye</strong>’ye geldi. Restorandaki herkesin biranda ilgi odağı olan McFerrin, sempatikdavranışlarıyla dikkat çekti. Kendisineüzerinde fotoğrafı bulunan şarap hediyeedilince şaşkına döndü ve Türklerin misafirperverliğindençok etkilendiğinisöyledi. Restorandan ayrılırken kapıdakarşılaştığı kediye “miyav” sesi çıkarıncakedi yanına kadar geldi. İnanılmaz yetenekleriolan Bobby McFerrin ertesi günkükonserinde izleyicilere unutamayacaklarıbir şov yaşattı.16


EVEREST FAT‹H‹TR‹LYE’DEYD‹Remax’›n son y›llarda yükselen performans›ylaherkese parmak ›s›rtan alt›nçocu¤u Kadir Y›ld›r›m çok genifl çevresi,çal›flkanl›¤› ve vizyonuyla ün yapm›fl birisimdir. <strong>Trilye</strong>’ye her geldi¤inde bizleri ünlübirisiyle tan›flt›r›r.Çocukluk hayallerini bambaflka zirvelereb›rak›p ODTÜ’de da¤c›l›k ve k›fl sporlar›koluyla bafllayan tutkusunu Everest’in zirvesinetafl›yan Meltem Çolak geçti¤imizgünlerde Kadir Y›ld›r›m’›n konu¤u olarak<strong>Trilye</strong>’deydi.Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ndenmezun oldu¤u günden beriyapt›¤› ifllerde hep zirveye oynayan MeltemÇolak son derece azimli, mücadelecive disiplinli bir karaktere sahiptir. 4 ay sürenve zirveyle sonuçlanan Everest yolculu¤ununzorlu¤unu iki ayd›r karlarla bo¤uflanbir Ankaral› olarak daha iyi anlayabiliyoruz.Everest’in zirvesine t›rmanan gençyetenek Meltem Çolak, bal›¤a da oldukçadüflkün. Mutlu ve keyifli bir gecenin ard›ndan,“Tekrar görüflmek dile¤iyle” diyerekrestorandan ayr›ld›.17


Pazar GünleriTezgören AilesiEskişehir’den gelen Serap ve ErtuğrulTezgören çifti, yurt dışında yaşayankızları Özlem ve Ayşegül ile <strong>Trilye</strong>’debir araya gelip muhteşem lezzetleritadarak hasret giderdiler.Alanya AilesiPazar müdavimi olan Alanya ailesi,doğum günü kutlamasında yine<strong>Trilye</strong>’de buluştular. Mahmut Bey,Ayten Hanım, Kürşat Bey, GökhanBey, Elif Hanım, Bahar Hanım veçocuklar İlhan ile Bora keyifli birpazar günü geçirdiler.Çal›flkan AilesiPaella günü olan pazar günlerini hiçkaçırmayan Pelin ve Pınar Çalışkankardeşler, anneleri Filiz Hanım vebabaları Burhan Bey ile paellaöncesinde deniz ürünleri ziyafetiçektiler.18


Balık Yiyoruz...Baran AilesiDerya ve Ali Baran çifti, çocuklarıAren Cem ve Alde ile sarıkanat kuşuyemek için yine <strong>Trilye</strong>’deydiler.Sar›bay AilesiNarin ve Burak Sarıbay çifti, çocuklarıÇağla ve Emre ile deniz levreğiızgaralarını yedikten sonra hementahinli profiterol siparişi verirler.Tombulo¤lu AilesiBirsen Sevinç ve CemalettinTombuloğlu, oğulları Demir Alp ile<strong>Trilye</strong> müdavimlerindendir. Izgarabalık ve deniz ürünleri ile pazargünlerini çok keyifli geçirirler.19


ALEV ve AL‹ KAPLAN’›n o¤ullar›DEN‹Z’in sevdi¤i TR‹LYE lezzeti, lahozbal›¤›ndan yap›lan kokoreç.ZELAL ve TOLGA AKTAfi’›n o¤ullar›Y‹⁄‹T, do¤um gününü TR‹LYE’de kutlamaktanve lezzetli bal›klar›n ard›ndangelen pastas›ndan dolay› çok mutluydu.KEZBAN ve MURAT CEYHUN CEYLAN’›nk›zlar› ZEYNEP H‹RA, bal›k çorbas›n›içerken yerinde duramad›. Dedesi HamdiErifl, torununun bal›k çorbas›n› bitirdi¤inigörünce çok sevindi.20


AYfiE ve BURAK KÜNTAY’›n o¤ullar›BARLAS, babas› ile TR‹LYE’de bal›kyemeye geldi. Barlas kalamar tavan›nlezzetine doyamad›.ASLI ZAH‹DE ve MURAT HURMA’n›nk›zlar› BUSE SEV‹L, seyahat için geldi¤iAnkara’da TR‹LYE’nin deniz ürünlerinive bal›klar›n› çok sevdi.BAHAR ve FAT‹H RE‹S’in k›zlar›BEL‹NAY ÇEB‹ ve SEL‹NSU, dedeleriFEVZ‹ RE‹S gibi TR‹LYE lezzetleriniafiyetle yediler.21


Deniz MahsullüKöpoğluKöpoğlu patlıcan özellikle patlıcan mevsiminde vazgeçilmez mezelerdendir.Ama deniz mahsullüsünü, <strong>Trilye</strong> yorumu katıldıktansonra üzerindeki naneli yoğurt kombinasyonuyla birlikte denediğinizdeolağanüstü bulacaksınız.22


AvokadoluKuşkonmazlı TarakAvokado ve kuşkonmazın yakışmadığı deniz ürünü yok. Hele bu denizürünlerinden birisi tarak olursa yeme de yanında yat. Biraz da özel birsosla zenginleştirirseniz tam sonucu alırsınız.24


Tarama KöftesiTarama kaybolmaya yüz tutan bir meze. Balık yumurtasından yapıldığıiçin vazgeçsek mi acaba? Ya da gelenekseli modernize edemediğimiziçin mi dikiş tutmuyor. Biz de köftesini yaptık ve yorumları size bıraktık.27


Karamelize SoğanlıIlık LakerdaB›kt›k art›k ayn› mezelerden diyenlere, so¤uk lakerday› sevmeyenlereyeni bir alternatif. Tabi ki ön yarg›l› olmayanlara. Karamelize so¤anda pek yak›fl›yor do¤rusu.28


Çirozlu SarmaUskumruları artık göremez olsak da bulduğumuzu affetmiyor çirozdenilen sonsuz lezzeti yaratıyoruz. Çirozu pazıya sarıp değişikbir sunumla ve lezzetle bir denemekte yarar var. Yeter ki damakbağnazlığımızdan kurtulalım.29


<strong>Trilye</strong>’nin En TatlılarındanNaneliKazandibiTepsinin dibini yakıp kapkara kazandibiyemek zorunda mıyız? Nanelisini denediktensonra görüşlerime katılacağınızdanemin olabilirsiniz.30


<strong>Trilye</strong>’nin En TatlılarındanKestane ŞekerliTahinli SufleDeniz mahsulleri sonunda tahinli tatlılar çokyakışıyor. Bu suflede kestane şekeri de var.Tam bir lezzet bombası. Parmaklara dikkat!32


“<strong>Trilye</strong>’nin Bal›k Sevdas›”Tüm Seçkin KitapevlerindeReflit Galip Caddesi Hafta Sokak 11/B G.O.P. ANKARATEL: 0.312 447 12 00 - www.trilye.com.tr33


Çok sert geçen karlı kış günlerinden, baharınuyanışını görmek, güneşle ve denizle tekrartanışmak için Nisan ayının ilk haftasında Çeşme –Alaçatı’daydım. “Balık Ankara’da Yenir” programınınmagazinlerinin önemli bir bölümünü Çeşme –Alaçatı bölgesinde çekmiştik geçen yıl. Tek başımagittiğim bu seyahatte güneş ve rüzgara çarpılıphasta döndüm.Alaçatı’ya gidiş nedenim üçüncü kez düzenlenenOt Festivali’ydi. Yola çıkmadan bir gün önce acılıbir günümüzdü, hayatımda önemli yer tutan,dünya iyisi, neslinin son örneklerinden bir insanı,teyzemi kaybettim. Ama hayat devam ediyor, sözverdiğim için de Alaçatı’ya devam ettim.Alaçatı Ot Festivali’ne ilk günlerinden beri her yılgidiyorum. Bu yıl sevgili İlkim Öz ve Erkan Tanda geldi. Gerçekten renk ve canlılık getirdiler festivale.Demek ki Ankara’nın her yere destek atmasıgerekiyor. Erkan Tan müthiş bir sunuculukyaptı. Meydanda toplanan, sabahın erken saatlerindenitibaren çevre ilçelerden ve İzmir’den gelençok sayıda kişiyi etkiledi. Sakız Adası’ndan da Yunantelevizyonu geldi. Organizasyonda önceki yıllarıneksiklikleri giderilerek mükemmele ulaşılmış,Tülin Onaner ve Yaprak Uziş bu işe yıllardıramatörce çok iyi çaba harcıyorlar. Belediye BaşkanıMuhittin Dalgıç bu yılki ilgiden çok memnundu.Alaçatı’nın marka olmasının sevincini yaşıyordu.Alaçatı bu festivalle uluslararası arenada isminiduyurmaya başladı. Belde insanları ve tutkunlarıile birlikte her geçen gün markalaşma yolundaemin adımlarla ilerliyor. Her festivalde yarışanyemekler bir yıl sonra tarifleriyle kitapçık oluyor.Bu sayede kaybolmaya yüz tutan asırlık yemekler21’inci yüzyıla taşınıyor.Amatör aşçıların bu yarışmaya ilgisi oldukça fazla.Açık hava amatör mutfak merkezi olan Alaçatı’dabelde esnafı festivalden oldukça mutluydu.34


Kültürel olduğu kadar ekonomik alanda da hareketlilikyaşatan festival sayesinde oteller doluydu.Restoranlar, kafeler tıklım tıklımdı.Alaçatı’yı renklendiren Ot Festivali’nin yanı sırapazar esnafı da topladıkları çeşit çeşit otları tezgahlarındabeğeniye sundu. 1001 çeşit ot yarışmasıiçin sabahın erken saatlerinde dağlara ot toplamayagiden yarışmacılar daha sonra jürinin sorularınamuhatap oldular. Üniversiteden öğretimüyelerinin bulunduğu jüride Ayfer Tan, Ertan İplikçi,Öner Yıldırım, Önder Türkkan, Altan İplikçibulundular. Ot yarışmasındaki kriterler;1.Otların vahşi doğadan toplanması2.Otların o yöreye ait olması3.Yarışmacıların topladıkları otların adlarınıbilmesi4.Otlardan yemek yapmasını bilmeleri gerekiyor.Doğayı tanıyan, doğru karar verebilen jüri heyeti,Nadir-Necla Erol çiftini birinci, Nursan Erden’iikinci, Recep Subaşı’yı üçüncü seçti.‹NG‹L‹Z YARIfiMACI FARK ATTIYemek yarışmasında çok ilginç sahneler yaşandı.Emekli bir subay geçen yıl yarışmayı izlemiş vedorak otundan yaptığı dorak aşı yemeğiyle bu yılyarışmaya katıldı. Tarhanadan önce bölgede dorakaşı yemeği yapılırmış, çok ilginç bir lezzetti.Altı yıl önce Alaçatı’ya yerleşen İngiliz WendyKirk de yarışmaya katıldı. Sunumun lezzetle birleştiğindeharikalar yaratacağını kanıtlayan bu incezevkli hanımefendi rezene, pırasa, kekik vehaşhaşlı tart ile üçüncülüğü kazandı. Ama önümüzdekiyıllarda hep zirveyi zorlayacağa benziyor.Yemek dalında ikinciliği Yasemin Sütçü baklalıenginar yemeğiyle, birinciliği Hatice Akpınarpişi ile kazandı. Ama içindeki otların lezzeti ve rayihasıenfesti. Hatice Hanım bu lezzetin sırrını kayınvalidesindenöğrenmiş ama bir türlü kayınvalidesininismini söylemedi. “O gitti ben şöhret olayım”dedi. Kızı ise biraz isyankardı, “Yeşil alankalmıyor her yer taş yığını oldu. 10 yıl sonra bufestivali yapamayacağız” dedi.Ot yemekleri jürisinde üç yıldır görev alıyorum veher geçen yıl gelişmeleri memnuniyetle izleyinceartık amatör mutfağın yeni adresi Alaçatı oldu diyorum.Diğer jüri arkadaşlarım Ayhan Sicimoğlu,İstanbul’daki Hünkar Lokantası’nın sahibi ünlüşef Feridun Ügümü, otlarla ilgili araştırmacı yazarGökçen Adar, Alaçatı Martı Lokantası’nın sahibiHakkı Akbaykal, Osmanlı mutfağı araştırmacısışef Vedat Başaran ve Kaz dağlarındaki ünlü ZeytinbağıOteli’nin sahibi Erhan Şeker’di.Alaçatı’da doğa uyanmış, kıpır kıpırdı. Kendiniadeta yaza hazırlıyor gibiydi. Kara kıştan bunalanAnkaralılara şimdiden kucak açıyordu.Güneşli günlere erişmek dileğiyle.Süreyya Üzmez35


YERYÜZÜ CENNETİMu¤la Anadolu’nun en bat›s›nda,bu topraklar›n kaderini paylaflan,zaman zaman yefleren, zaman zamanda solan, birçok eski uygarl›klara ev sahipli-¤i yapm›fl, do¤a, tarih ve kültür flehridir.Ege’nin Akdeniz’le bulufltu¤u, ülkemizin güneybat›köflesini süsleyen “yeryüzü cenneti Mu¤la” 1124km’lik k›y› fleridinin çevreledi¤i tarihi kültürel de-¤erleri, muhteflem eflsiz güzellikleri ile bir kez görenintiryakisi olaca¤›na inand›¤›m›z ildir.Uluslararas› 2 havaliman›na sahip Mu¤la geliflmiflalt yap›s›yla y›lda ortalama 3 milyon yabanc› turista¤›rlar. Eflsiz güzellikleri ile yo¤un bir turizm hareketlili¤inesahne olan Mu¤la, 17 marinadaki 5 binyat kapasitesi ile turizmde kalitenin sembolüdür.Kültür ve tabiat varl›klar› yönünden de son derecezengin olan “Tarihin Tan›¤› Mu¤la”da antik ça¤larauzanan yolculukla tarihin gizemi keflfedilir. Binlercey›ll›k uygarl›klar›n miras› sivil mimarinin enözgün örnekleri, tarih kokan Bodrum, Milas, Çomakda¤,Yata¤an-Katranc›, Mu¤la, Ula evleriningünümüze uyarlanm›fl biçimleriyle Akyaka evlerinigezenler nostaljik anlar yaflarlar. Tarihe yolculukyaparlar.Ülkemizin her yöresinde bilinen ormanc› türküsününhikâyesini yaflat›r Çaybükü köyündeki BelenKahvesi!Mu¤la, Kara ve Deniz Flora ve Faunas›n›n zenginli¤ini,yaln›zca Güney Amerika’da ve Mu¤la’dayetiflen “Günlük A¤ac›” ve nice nadide bitki vehayvan türlerini keflfetmek isteyenlere olanaklarsa¤lar.Geleneksel Bodrum ve Bozburun yap›m›Guletlerle o eflsiz deneyim, mavi yolculukyaflan›r. Tabiat anan›n sahil fleridine dantel gibiiflledi¤i, tabii yeflilliklerle çevrili eflsiz koylarla tan›fl›l›r.Ve böylece hayaller tutkuya dönüflür!Darac›k sokaklara aç›lan kuzulu kap›lar›, renkrenk çiçekleri, yemyeflil bahçeleri, özgün bacalar›ile beyaz badanal›, k›rm›z› kiremitli Mu¤la Evleri’ninkap›lar› huzura, misafirperverli¤e, bazen deyöresel damak zevkine aç›l›r.Ege ve Akdeniz’in ›l›man iklimi, f›flk›ran bitki zenginli¤i,her mevsim do¤an›n bereketi, ot yemekleriyle,zeytiniyle, mantar›yla, bal›, bademiyle sonderece sa¤l›kl›, nefis bir mutfakta kendini gösterir.Bu nedenle Mu¤la Gurme Turizminin de merkezidir.Tercih et yemeklerinden yana ise, Mu¤la’yayaln›zca 3 Km’deki Karaba¤lar Yaylas›nda da nefis“Kuyu Büryan›” tad›l›r. So¤uk kaynak sular›, uluç›narlar›, bol meyve a¤açlar›, do¤al ve tarihi dokusuylayayla, s›cak yaz günlerinin serin bahçesidir.Sualt› Arkeoloji müzesi, Halikarnasos’u, Antik yerleflimleri,kristal kolar›, duvarlar›ndan mor çiçeklibegonvillerin sarkt›¤› beyaz badanal› evleri, sabahauzanan renkli geceleri ile Bodrum ülkemizinad›ndan en çok söz edilen tatil yörelerindendir.Tarihi Kalesi, barlar soka¤›nda her zevke hitapeden bar ve gece kulüpleri, Turgut flelalesi, ormankamplar›, fosforlu ma¤aras›, cennet adas› ve eleme¤i ahflap Bozburun guletleriyle yat turizmicenneti Marmaris, Orhaniye köyündeki K›zkumuile belki de denizin üzerinde yürünebilen dünya’dakitek do¤al güzelliktir.36


Denizin mavisinin en güzelinin, en turkuaz›n›n, enanlat›lmaz›n›n vatan› Fethiye’de tatil için her fleyvard›r. 2000 y›ll›k merdivenlerden ç›kma zevkiniyaflatan Tlos, Telmessos, Kayaköy, Yakapark,Sakl›kent, P›nara, Letoon, su alt› dal›fl alanlar› veTürkiye’nin, belki de dünyan›n en muhteflem, Ölüdenizmanzaral› yamaç paraflütü alan›… Hattaflafl›racaks›n›z Eren Da¤› Kayak Merkezi… Yatlariçin her türlü servisin verildi¤i, mavi yolculuk teknelerininen gözde adresi Göcek…“‹ki sevgilinin Ege ve Akdeniz’in buluflma noktas›”,bakir koylar›, Tarihi M.Ö. 2000’e uzanan KnidosAntik kenti, yel de¤irmenleri, butik otelleri ile Datçagörenleri büyüler. Sa¤l›kl› olmak isteyenlerinyöresidir. Ünlü co¤rafya bilgini Strabon’un da dedi¤igibi “Tanr› çok sevdi¤i kulunu uzun ömürlü olmas›için Datça yar›mada’s›na gönderir”Denizin, kumsallar›n, muhteflem bir gölün, do¤alve M.Ö. 3 bin y›llar›na uzanan Kaunos Antik Kenti,4. yy.’da yap›lm›fl Kaya Mezarlar› ile tarihi zenginli¤in,buz gibi sular› ile yaylalar›n, termal sular›n,çamur banyolar›n›n, da¤c›l›k ve k›fl turizmi imkanlar›n›nhepsini bir arada görmek için Köyce¤izen uygun seçenektir.Köyce¤iz Gölü’nü denize ba¤layan ve kendi ad›ylaan›lan kanal›n k›y›s›nda kurulu Ortaca’ya ba¤l›Dalyan, sevimli Caretta Caretta kaplumba¤alar›-n›n s›¤›nd›¤› ‹ztuzu Plaj›, kristal berrakl›kta bakirkoylar›, muhteflem manzaralar›yla do¤a turizmineilgi duyanlar›n mekan›d›r.Antik kal›nt›lar›, tarihi evleri, ‹assos, Euromos, Bafagölü kenar›ndaki Labranda, Keramos, BargilyaHeraklia gibi tarihi kentleri, Uyku Vadisi, meflhurkökboyal› el dokumas› hal›lar›, Çomakda¤ Evlerive köy dü¤ünleri ile tarihte 27 kentin kuruldu¤uMilas, kültür turizminin en gözde adaylar›ndand›r.‹lginç bacalar›yla tafltan yap›lm›fl Çomakda¤ Evleriorijinal bir köy dü¤ünü görmek isteyenlere geleneklerimizdenbir kesit yaflat›r.Bak›rc›l›¤›n merkezi, üzerinde geleneksel ya¤l›gürefllerin yap›ld›¤› “Yerküpe Ma¤aras›”n›n bulundu¤u,yayla turizmi merkezi Kavakl›dere do¤an›nkoynunda bir gün geçirmek isteyenler için idealdir.Stratonikeia ve Lagina antik kenti ile ünlü Yata-¤an’a ocak ay› sonunda gelenler ünlü deve gürefllerinive flenliklerini de izleyebilirler.Bisiklet merak›yla ünlü Ula ilçesi, 3 km. uzunlu-¤undaki kanyonu, Ula Evleri ve günümüze uyarlanm›flrestorasyonlar› ile “Akkaya Evleri” muhteflemdir.S›rt›n› çamlara dayam›fl, önüne yeflil azmaklar›katm›fl, Gökova Körfezinin süsü Akyaka ve görmedenasla dönülmeyecek Cedrai Antik Kentininbulundu¤u, kalker damlac›klar›ndan oluflan alt›nsar›s› kumuyla Kleopatra veya Sedir Adas› do¤an›nMu¤la’ya ve insanl›¤a arma¤an›d›r.Gökova Körfeziyle buluflan etraf› sazl›klarla çevriliazmaklar su alt› bitkileriyle ve bar›nd›rd›¤› nadirfaunas›yla adeta bir su alt› botanik bahçesi, bir akvaryumgörüntüsüne sahiptir.M. Temel Koçaklar(E) Mu¤la Valisi37


DOĞA TARİH VE KÜLTÜR ŞEHRİYAZI ve FOTO⁄RAFLAR : Recep Peker TANITKANGeçmifli, M.Ö 3000 y›llar›na kadar uzanan Mu¤la, Kayra uygarl›¤›n›nen önemli yerleflim yerlerinden biriydi. Bu özelli¤ini de binlerce y›lhiç kaybetmedi. Üstelik pek çok Anadolu uygarl›¤›n›n seçkin vevazgeçilmez kentlerinden biri olmay› da baflard›.Gelelim Muğla adının kökenine. En yaygınsöylentiye göre kentin adı, Selçuklu komutanlarından“Muğlu Bey”den gelmekte.Ancak, 1889 Aydın Vilayet salnamesinde rastlanan“Mobella” adı ise kentin ortaçağdaki geçmişindenizler taşıyor.Muğla’nın bu tarihsel önemi bugün farklı bir şekildedevam ediyor. Ege ve Akdeniz’in hem turistik,hem de antik coğrafyasının en vazgeçilmezduraklarına bu güzel kentimizi ziyaret ederekulaşılıyorsunuz. Ankara-Denizli yönünden Bodrum’a;İstanbul-İzmir yönünden Marmaris, Datça,Köyceğiz, Dalyan ve Fethiye’ye ulaşmak içinMuğla’dan geçmeniz şart.Ancak, zannedilmesin ki, Muğla sadece “gelipgeçilecek” bir kent... Şehir, Anadolu mimarlık tarihine“Muğla Evleri” olarak giren konut dokusuylabir açık hava müzesini andırıyor. SaburhaneMahallesi, Türkiye’nin en önemli kentsel sitalanlarından biri olarak kabul ediliyor. Daracıksokaklarının karakteristik özelliği ise her biri turizmcennetine dönüşen ilçelerinde de kendinigösteriyor.MU⁄LA EVLER‹ VE BACASIMuğla’da sivil yerel mimarinin çok özgün örneklerinibulacaksınız. "Tarihi Muğla Evleri"nin engüzel örnekleri, Arastanın hemen yukarısındakielektrik santralının üstündeki Saburhane’dedir.ArastaBinlerce yıllık uygarlıkların mirasıdır bu yapı örnekleri.Ve büyük ölçüde de korunmakta, yeniyapılara örnek olmaktadır.Bugünün tipik Bodrum evlerine, bir Leleg kentiolan Müsgebi(Ortakent) kır evleri model oluşturmuştur.Milas’a bağlı Çomakdağ, İkiztaş, Gökseki evleri,Milas evleri, Ula evleri, Muğla evleri, Katrancı-Yatağan evleri, Düğerek-Muğla evleri, ünlü mimarımızNail Çakırhan’ın Akyaka evleri, bulunduklarıcoğrafi ve iklim koşullarına uygun olarak,yılların birikimi ve deneyimi ile oluşmuş özgünmimari yapılardır.Evlerin bacaları bile şaşırtıcıdır. Kapılar, ahşap işlemeler,ahşap bezemeler yapılara zenginlik katar.Sadece bu evleri görmek için bile Muğla merkezve ilçelerinde dolaşmaya değer.38


StratonikeiaEuromosMU⁄LA’YI GEZEL‹M GÖREL‹MStratonikeiaYatağan’dan çıktıktan 7 km sonra sonra Stratonikeia’yageliyorsunuz. Stratonikeia girişindeki EskiHisar köyünde asırlık çınarları görebilirsiniz.Khrysaor birliğinin bir kenti olarak bilinen Stratonikeia’ıneski adı İdrias idi. Karayolunun hemenaltındaki bir teras üzerinde yazıtında imparatoriçin yapıldığı yazılan küçük bir tapınağınkalıntıları göze çarpar. Aşağıda büyük bir tiyatrokalıntıları ile karşılaşırsınız.LabrandaMilas’ın kuzeyindeki Kocayayla’da bulunan LabrandaTürkiye’nin en iyi korunmuş antik kentlerindenbirisidir. Labranda antik çağda 8 metregenişliğindeki bir kutsal yolla Mylasa’ya bağlıydı.Yolun izlerini bugün de görmek mümkün.MÖ. 5. yy’da kurulan kentin güneydoğu ve güneydebulunan iki giriş kapısı ayaktadır. Zeus Tapınağı,stoa, tapınağın güneyindeki büyük terasduvarı, kült yemeklerinin yendiği andron, sarayolduğu sanılan büyük yapılar, teras evleri kalıntılarıgörülebilmektedir.Kutsal alanın 200 metre batısında arkası istinatduvarıyla sağlamlaştırılmış stadyum vardır. Kutsalalanda her yıl yapılan ve 5 gün süren şölenlersırasında stadyumun yarışlara sahne olduğu sanılıyor.Yarışların başlama ve bitiş taşları bugün deyerli yerinde.LaginaYatağan-Milas yolunun 3. kilometresinde ayrılanTurgut yoluyla ulaşılıyor. Ayışığının ve yol ayrımlarınıntanrıçası olan Hekate’nin tapınağı Laginaadındaki bu kutsal yerde yükseliyordu. Günümüzdekazılar sonucunda dairesel propylonluavlunun bir bölümü ortaya çıkarıldı. Son kazılardatapınağın mimari parçaları düzenlenmiş,propylon kazılarak tümüyle ortaya çıkarılmış veGüneydoğuda niteliği bilinmeyen bir kutsal yapıkeşfedilmiştir.EuromosBafa Gölü’nü geçip Milas’a doğru gelirken yolunsolunda Euromos tabelasını görebilirsiniz. İyikorunmuş durumdaki Zeus Tapınağı’nın cephesindeki8 sütun ayaktadır. Sütunlar üzerindekikitabelerde tapınağın yapımına para yardımındabulunanların isimleri yazılıdır. Etrafı zeytinlikleçevrili kentin tiyatrosunun beş sırası görülebiliyor.IASOS-K›y›k›fllac›kGüllük’ten dolmuş motorları ile veya karayoluylaMilas yolundan ayrıldıktan sonra 18. km’deulaşacağınız Kıyıkışlacık Köyü’nde köyle iç içebir antik kent Iasos ile karşılaşırsınız. Ören yerlerindegörmeye alışık olmadığımız kadar da şıkbir yer. Çevresi Roma döneminde sütunlu portikoile belirlenen agoranın batı kenarında bir odeon,heykelinin yağmurdan ıslanmadığına inanılanArtemis tapınağı yeralıyor. Zeus Megistos tapınağı,kentin doğu yüzünde çeşitli yazıtlar, biradak yapısı ve adak steli dizisi aracılığıyla saptanmışkutsal yere sahip. Tiyatro, Zeus tapınağı alanınınüstündedir. Kentin en üst noktasındaki kale,Hıristiyanlık döneminden kalmadır.LegineIasos


Sandras Da¤›Sandras Da¤›Köyceğiz ilçesi sınırlarında bulunan 2.294 m.yükseklikteki Sandras Dağı’nda, kış sporları içinuygun alanlar bulunmaktadır. Sandras Dağı’naulaşım Yayla Köyü üzerinden yapılmaktadır. Aralık-Martayları arasında kayak yapılabilir.Yerküpe Yaylas› ve Ma¤aras›Yerküpe yaylası, asırlık çınarları, 5 ayrı yerdenkaynayan buz gibi doğal kaynak suları, geniş çayırlıkalanı, çağlayanı ve mağarası ile bir doğa harikası.Her yıl Haziran ayı sonunda yağlı güreşlerdüzenleniyor.Alanın hemen yakınında bulunan Yerküpe Mağarasıbelediye olanaklarıyla ziyaretçiye açılmış.Valilik aydınlatma çalışmalarını sürdürüyor. 100metre uzunluğunda tek bir galerisi bulunan, mağaradamlataşları, sarkıtları, küçük su havuzlarıylaçok etkileyici.Beçin KalesiMilas-Ören yolu üzerinde kentin 5 km. güneyinde,Milas ovasına hakim bir plato üzerindeki MutlucaKöyü’ndeki Beçin Kalesi Bizans yapısıdır.Beçin Kalesi 1974 yılında da restore edilmiş. Güneyisurlarla çevrili kalede hamam, sarnıç kalıntılarıizlenebiliyor.Kaledeki asıl yerleşim 200 metre yukarıdaki içkale bölümündedir. Bu bölümde bir Bizans Şapeli,Menteşoğlulları döneminden Karapaşa Medresesi,türbe, Ahmet Gazi Medresesi, Orhan BeyCamii, hamam, Bey Konağı, Bey Hamamı, Kızılhan,Yelli Camii ve Medresesi, Karapaşa Medresesigünümüze ulaşan yapılar arasında.Sarsala KoyuDalaman ilçesi sınırlarındaki Sarsala Koyu, MaviYolculuğa çıkan tekne ve yatların uğrak yerlerindenbiridir. Karayolu bağlantısı da olan SarsalaKoyu, çamlarla denizin kucaklaştığı, hiçbir yapılaşmanınolmadığı tertemiz bir deniz ve kumsalasahiptir.Köyce¤iz GölüGöl, dağlardan yedi kol halinde inen sularla, bolsu kaynaklarıyla besleniyor. Onun için de yaz kışözelliğini yitirmiyor. Fazla suyunu 10 km. uzunluğundakidar bir kanalla Akdeniz’e boşaltıyor..Deniz kıyısı ise 50 ile 200 metre arasında değişengenişlikte ve 5,5 Km. uzunlukta çok güzel birkumsalla süsleniyor.Fotoğraf ve motorsuz su sporlarına tutkun olanlarınKöyceğiz Gölü'nden ayrılmaları epeyce zoroluyor. Göl çevresi nefis görüntüler sunuyor. Balıktutmaya meraklı iseniz giderken olta takımlarınıgötürmeyi unutmayın, göl amatör balıkçılaraşans tanır, boş dönmezsiniz. Gölde tekne turu dailgi çekici.Göldeki küçük adaya yörede Hapishane Adasıdeniyor. Cenevizlilerden kalma kalenin kalıntılarıgörülebiliyor.Beçin KalesiKöyce¤iz Gölü


Dalaman Çay›nda raftingDalaman Çay›nda RaftingDalaman çayı, son yılların en gözde rafting parkurlarıarasında.:"Dalaman Çayı, Rafting-Kayaking Alt Parkuru"Demirli Köyü, Akköprü mevkiinde start alıp,yaklaşık 12 km.lik bir kurstan sonra Arpacıkmevkiinde son buluyor. Rafting turu düzenleyenseyahat acentaları, grupların başlangıç noktasınatransferlerini sağlıyor.Dalaman çayında rafting turu organize edenacentalar arasında Trans Nature, Get Wet, Gridave Alternatif Turizm gibi acentalar bulunuyor.Ekincik KoyuKöyceğiz'in 40 km. güneybatısında olan koya,karadan ve denizden her zaman ulaşabilmekmümkündür. Doğal bir liman olan Ekincik Koyu’nagünde ortalama 50-60 yat demirlemektedir.Mavi Yolculuğun en önemli duraklarındanbiri olan koy, iri kumlu plajı ve temiz denizi ileyerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir.Ekincik Koyu


SULTAN‹YE KAPLICASIKöyceğiz’den çıkıp Hamitköy üzerinden Ekincik’edoğru giderken yolda Sultaniye Kaplıcası’nın tabelasınıgörüp 500 metre içeriye giriliyor. Köyceğiz, Dalyan veEkincik’ten günübirlik dolmuş motorları ile de ulaşabilirsiniz.Tekne turlarının bazıları da kaplıcalara uğruyorve mola veriyor. Sultaniye Türkiye’nin en yüksekradyoaktivitesi olan kaplıcasıdır. (98.3) 39 Derece sıcaklıktakisu kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyumsülfür ve radon içermektedir. Romatizma, siyatikyanında cilt ve kadın hastalıklarına da iyi gelmektedir.Ama asıl önemlisi radyoaktivite yüksekliği yoluyla rehabiliteedici özelliğinin varlığıdır. Kaplıcanın Kaunos’lulartarafından bundan ikibin yıl önce açıldığı belirlenmektedir.Çevredeki hastane kalıntıları da bunudoğruluyor. Kaplıcada kalınabilecek kiralık odalar bulunuyor.Günübirlik ihtiyaçlar Belediyenin işlettiği tesisleriçinde bulunan ünitelerde karşılanabiliyor.


MU⁄LA ZEYBE⁄‹Muğla ili halk oyunları, tür yönüyle incelendiğinde“Zeybek” türü içerisinde yer almaktadır.Zeybek oyunları dokuzlu aksak tartımüzerine kurulmuş yiğitlik, mertlik, dürüstlükve kendine güvenin anlatımını belirten oyunlardır.Muğla’da yerleşim alanlarının özelliklerindendolayı hem ağır, hem de yürük zeybekleribulmamız mümkündür. İlk çıkışındabireysel olarak oynanan bu oyunlar, oyununkurgu ve anlatımından dolayı ikili, dörtlü vedaha çok sayıda gruplarca da günümüzde oynanmaktadır.Doğal ortamında kadın ve erkekbir arada oynamaz. Oyun anında erkeklerce;“haydi efeler, efeler, este, hayda, hoppa” kadınlarcada; “este, haden kızlar” gibi coşturucukomutlar kullanılır. Muğla’da kadınlarınoynadıkları zeybek oyunları, erkeklerinki gibiağır değil, biraz daha hareketlidir. Figürleregelince; kollar erkeklerdeki gibi omuz hizasındanyukarı kalkmaz. Sadece parmak uçları,en fazla kulak memeleri hizasına gelecek kadaryukarı kaldırılır. Kadın oyunlarında figürlerkarmaşık ve zengin değil, daha basit ve kısırdır.Figür ve adım tekrarı çoktur. Oyunlardaneşe ve coşku vardır.


ENDÜLÜS, MEDEN‹YET‹N DO⁄UDAN BATIYA AKTI⁄I YERç sene kadar önce Fas’a git-Orada gördü¤üm son Ümifltim.derece güzel sanat eserlerinindevam› olan Endülüs’e de gitmeyede karar verdim ve 2011 y›l›n›n ortas›ndabunu gerçeklefltirdim. Buradagöreceklerimin Avrupa’n›n tamam›ndançok farkl› olaca¤›n› düflünüyordum.Gerçekten de öyle oldu. Sonderece çarp›c› bir medeniyet, kültürve ça¤dafllaflma. Bugün sahip olamad›klam›z›,insanlar›n as›rlarca evvelyaflam›fl olmalar› düflündürücü.Karanl›k ça¤› yaflayan Avrupa’n›nYAZI ve FOTO⁄RAFLAR: Olay SALCAN


irden bire ›fl›kla karfl›laflmas› gibi bu.Afrika’n›n kuzeyinden Avrupa’ya s›çrayanbir ›fl›k. Avrupa’daki medeniyethamlesinin bir bafllang›ç noktas›. Endülüsile ilgili yazacaklar›m›n bir seferdebu sayfalara s›¤mayaca¤› gerçe-¤inden hareket ederek ilk yaz›m› Cordoba’yayani Kutuba’ya ay›rd›m. ÇünküCordoba, Endülüs’ün en önemliflehri olmufl. Endülüs’e baflkent olmas›n›nyan›nda, zaman›nda Ba¤dat veKahire’den sonra bilim alan›nda dünyan›nüçüncü en önemli merkezlerindenbirisi haline gelmifl.


AVRUPA’DA ‹NSAN HAKLARI,HOfiGÖRÜ, D‹N, ‹NANÇ veDÜfiÜNCE ÖZGÜRLÜ⁄ÜNÜNMERKEZ‹: ENDÜLÜSZamanımızda yaşanan problemler göz önünealındığında; Endülüs insan hakları, hoşgörü,din, inanç ve düşünce özgürlüğü gibi evrenseldeğerler açısından bugüne örnek olabilecekbir konumda imiş. İçerisinde birçok ırkve 3 büyük semavi din mensuplarının sorunsuzyaşadığı, çok kültürlü ve dinli bir medeniyet.Şimdi tek bir dinle bile bunu yapamıyoruz.Kültürel farklılıkların zenginlik olarakalgılandığı bir dönem. O zaman Avrupa’dayalnızca papazlar ve liderler okuma yazmabilirken, Endülüs’ün tamamının okuma yazmabilmesinin, bu zenginliğin nedeni olduğugerçeğini anlamak zor olmasa gerek. Cordoba’dayetişen dünyaca ünlü bilim adamlarınınsayısı, küçüksenmeyecek kadar çok. Paris’ino zamanki nüfusu 40.000 civarındaiken Cordoba’nın nüfusu 500.000 civarında.Bu da, size şehrin o zamanki dünyada sahipolduğu yeri anlatması açısından bir fikir verebilir.KURTUBA CAM‹S‹Cordoba’nın merkezi, tarihi miras açısından gerçektençok güçlü değerlere sahip. Bu nedenle de UNES-CO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış.Bunlardan en önemlisi de, “Mezquita” yani“Kurtuba Cami”. Mezquita mescid manasına geliyorve İspanyollar hala bu adı kullanıyorlar. Ancak “Katedral”diye geçiyor. Cami ve eski yerleşim yerine gidebilmekiçin Quadalquivir (Wadi al.Kebir-BüyükNehir) üzerindeki köprüyü geçiyoruz. Sabahın erkensaatlerinde geldiğimiz için güneşin sabah ışıklarınınşehrin üzerindeki yansımaları, şehre muhteşem birgörüntü veriyor. Köprüyü geçip şehre ilk adımımızıatınca, bizi caminin duvarları karşılıyor. Bunlara duvardemek haksızlık olur. Bunlar, sur gibi yüksek vesağlam inşa edilmişler. Ancak surlardan cami bahçesineaçılan kapılardaki süslemeler birer sanat şaheseri.Daha camiyi görmeden bu kapılardaki ince işçiliğive insan zekasının parıltılarını görünce, bundan sonragöreceklerimiz konusunda beklentilerimiz artıyor.İlerleyen zamanda da bunda hiç de haksız olmadığımızıanlıyoruz.


Bu muhteşem kapılardan geçerek cami bahçesinegirdiğimizde portakal ağaçları ile karşılaşıyoruz. İlkbaktığımızda caminin minaresini göremiyoruz. Öyleya minaresiz cami mi olur? Yıkılsa yenisini yaparlardı.Bunda bir gariplik var diyoruz ki, çok geçmedenanlıyoruz. Orijinal minaresinin tepesine birtaç yapılarak çan kulesi haline dönüştürülmüş.Cami, gerçekten doğu sanatının mükemmel bir mimariörneği, eşine ender rastlanan nitelikte. İçerisindeo kadar çok sütun var ki saymakla bitmez.Kırmızı ve beyaz taşlardan yapılmış, bu çift kemerlisütunların sayısı binden fazla. Ancak katedral yapılırkenbir kısmı sökülmüş. Cami çok büyük, bunedenle de dünyanın en büyük camilerinden birisi.Bu kadar büyük bir caminin bir seferde yapılmasıimkansız olduğundan, zaman zaman ilaveler yapılarakbu hale getirilmiş. Caminin en önemli bölümükuşkusuz altın yaldızlı mihrabı. Kuran ayetleriile bezenmiş bu altın yaldızlı mihrap göz kamaştırıcı,insanı adeta büyülüyor. Muhteşem bir sanat yaratılmış.İnsan gözlerini alamıyor. Mihrabın yapılışındaBizans’tan gönderilen sanatkar ve mimarlarçalışmışlar ve yine yapımında bu camiyi özel yapanBizans’tan gönderilen altın yaldızlı mozaikler kullanılmış.Endülüs’ü Endülüs yapan birkaç eserden biriside bu cami. Çok büyük, içine katedral ve şapelleryapmışlar ama dolduramamışlar ve o ihtişamınıyok edememişler. Bu caminin her şeye rağmen bugünekadar gelebilmesinin en büyük nedeni bence,bu muhteşem sanat eserine ve güzelliğe dokunmayakimsenin kıyamaması. Gerçekten müstesna bireser. Cami, bugün katedral olarak kullanılıyor. Camininüzerine yapıldığı San Vicente Kilisesi’nin kalıntılarını,caminin içerisinde görmek mümkün.


CAM‹N‹N ORTA YER‹ KATEDRALEndülüs’ün Hristiyanların eline geçmesinden sonra,Hristiyan din adamlarının caminin yıkılarak yerinekilise yaptırılması isteğine karşı duran Kral III. Ferdinand’ın,sonunda bir kısmının kilise yaptırılmasınakarar vermesiyle, bu devasa katedral inşa edilmiş.Katedral’le beraber birçok şapel de yapılmış. Yapılankatedrali ve şapelleri düşündüğünüzde camiden geriyepek yer kalmadığı sonucuna varabilirsiniz, amahiç de öyle değil. Cami olarak daha bir çok yer kalmış.Bu da caminin ne kadar büyük olduğu konusundasizlere bir fikir verebilir. Katedral’de pazar günleriayin yapılıyor. Camide de aynı anda namaz kılınsa.Dünyada başka bir örneği var mı bilmiyorum, amaortası katedral etrafı cami olan bu muhteşem eserigörmek için Cordoba’ya gidilir.Caminin orta yerine inşa edilen bu katedral sayesinde,caminin yıkıntı olmaktan kurtulduğu ve eski durumuile bugüne kadar gelebildiği iddia edilmekte.Gezip görünce bu fikre katılmamak mümkün değil.Evet cami, bugüne kadar yaşayabilmiş ve ayakta kalmış,ama böğründe bir hançerle.


YAHUD‹ MAHALLES‹Cordoba, yalnızca cami ve katedralden ibaret değil. Yahudi mahallesi degörülmeye ve gezilmeye değer güzellikte. Çoğunlukla beyaza boyalı evleri,daracık sokakları ve sinegogları ile gezildikçe keyif veren, gezdikçehiç insanı sıkmayan bir yer. Arada bir portakal ağaçları ile yeşillendirilmişbir meydandaki kafede kahve içmek çok dinlendirici. Cordoba’dabirçok meydan var ama bunlar küçük meydanlar. Devamlı restorasyonçalışmaları yapıldığından bakımlı bir bölge. Sokaklar oldukça heyecanverici. Çünkü labirent gibi, kaybolmak an meselesi. Kaybolmak çok kolayama yolunuzu bulmak da. Çünkü bütün yollar katedrale çıkıyor.Onu görmemek de mümkün değil. Yolumuzun üzerindeki yine ufak birmeydanda döneminin önemli bilim adamlarından İbn-i Meymun diğeradı ile Maimonides’in heykeli önünde fotoğraf çektiriyoruz. Cordobasokaklarının en güzel tarafları da, evlerin dış duvarlarını süsleyen saksıları.Rengarenk çiçekleri ile sokaklara ve küçük meydanlara bir başkahava veriyorlar. Birahanelerinin duvarlarında boğa güreşi ve flamenkodans posterleri ile hediyelik eşya satan dükkanlardaki yelpazeler veözellikle uzun kırmızı ve puanlı elbiseler sokaklara ayrı bir renk katıyor.Endülüs’ü bir seferde anlatmak mümkün değil. Daha Toledo, Granadave Sevilla var. Umarım onları da yine burada anlatmak fırsatını bulabilirim.Başka bir yazımda buluşuncaya kadar hepinize saygılarımı sunarım.Hoşçakalın.


M‹ST‹K B‹R ÜLKEVietnam Su Kuklalar›Vietnam, Uzak Doğu’nun o mistik havasınıen güzel yansıtan ülkelerden birisi.Vietnam’a gideceğimi söylediğim kişilerinçoğu, aman dikkat et orası pek tekin ülkedeğil, insanları da tehlikeli, dünyada bu kadarçok yer varken bula bula Vietnam’ı mı buldundiye bana takıldılar. Tabii ki bu kişiler söylediklerikonusunda haklı idiler. Hollywoodfilmleri, Vietnamlıları onların söylediği gibidünyaya tanıttılar. Emin olun gerçek hiç deböyle değil. Vietnam, güzel ve güvenli bir ülke,insanları da son derece sakin ve sevecen. Bunuancak oraya gidip görünce anlayabiliyorsunuz.Ben Vietnam’ı ve Vietnamlıları çok sevdim.Kültür, tarih, doğa ve insanları olarak görülmeyedeğer bir ülke. Fakir bir ülke. Şu andaki durumunugörmek bence en güzeli. Herşey doğal.Ancak on sene sonra çok farklı bir görünümdeolacağına inanıyorum. Ben bu halini tercihederim.YAZI ve FOTO⁄RAFLAR: Olay SALCANDaha evvel Halong Körfezi ile ilgili bir yazıyazmıştım. Bir doğa harikası olan bu körfezdegeçirdiğim iki gün ve bir geceyi unutamıyorum.Hayatımda gördüğüm en güzel yerlerdenbirisi. Yediğim deniz ürünleri ise bambaşkaydı.Rüya gibi.Yine Vietnam ile ilgili bir başka yazımda da CuChi Tünellerini anlatmıştım. Orada Amerikalılarınneden savaşı kaybettiklerini, savaşın yerinüstünde olduğu kadar yerin altında olacağınıda dünyaya kanıtlayan Vietnamlıların, vatanlarınıüstün bir güce karşı savunmalarını veonların kesin zaferlerini aktarmaya çalışmıştım.Gerçekten Vietnam, çok güzel ve enteresan birülke. Şimdilerde gidilmesi ve gezilmesi gerekenbir ülke. Daha sonra sahip olduğu birçok özelliğinikoruyabilir mi bilmiyorum. Zaman gösterecek.50


DÜNYADA YALNIZCA V‹ETNAM’DA: SU KUKLALARIBu yazımda da sizlere Hanoi’de seyrettiğim “sukuklaları”nı anlatmaya çalışacağım. Su kuklaları,Vietnam’a özel bir kukla oyunu. Dünyadatek ve yalnızca Vietnam’da icra ediliyor. İsmindende anlaşılacağı üzere suyun içerisinde gerçekleştiriliyor.UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesinealınan bu gösteri, Vietnam’da yüzyıllarca yılsürdürülen geleneksel, görsel bir şölen. Su kuklalarınınoynatıldığı mekan bildiğimiz sinematarzında. İnsanlar, koltuklara oturuyorlar vetam karşılarında da sahne yer alıyor. Sahne üçbölümden oluşuyor. Sahnenin seyircilere göresol tarafında geleneksel çalgıları çalarak müzikyapanlar ile şarkı söyleyenler için ayrılmış özelbir yer var. Şarkı söyleyenler, aynı zamandaoyun içerisinde kuklalara ses de veriyorlar. Bazende kuklaları cesaretlendirici ya da tehlikedeolduklarını belirten sözler söylüyorlar.Sağ tarafta ise sahnenin ortasında içi insanınbeline kadar suyla doldurulmuş bir havuz var.Havuz da ikiye bölünmüş. Ön tarafı tamamensu ve burada kuklalar sahne alıyorlar. Arka tarafındaise kuklaları oynatan kuklacılar bulunuyor.Havuzu ve kuklacıları birbirinden gelenekselmimari yapısı ile köyü koruyan tanrıyaibadet edilen mabeti temsil eden bir sahne dekoruayırıyor. Bu nedenle gösteri sırasındakuklacıları seyirciler göremiyor. Dekorun ikiyanında da bambudan yapılmış perde ile örtülmüşiki kapı var. İlk başlarda kuklaların suyunüzerinde nasıl hareket ettikleri konusunda bazıtereddütler oldu. Hatta bazıları uzaktan komutalıolarak hareket ettirildikleri fikrini savundularama kısa bir süre sonra gerçeği anladık.Çok basit bir sistem kullanıyorlar.Kuklalar, ağaçtan yapılmış ve bambu çubuklarınucuna tutturulmuş. Bambu çubuklarınınbir tarafında kukla, diğer tarafında kukla oynatıcısıvar. Kuklalar sahne dekorunun önünde,kuklacılar arkasında ve görünmezler. Ancakher ikisi de suyun içindeler. Kuklacılar, kuklalarıbu görünmezlik içerisinde çubukları heriki kapı arasından geçirip ileri doğru uzatarakoynatıyorlar. Önleri kapalı olduğu için pekgörme şansları yok gibi geldi bana. Bu da yaptıklarıişin hiç de kolay olmadığını ve büyükbir hüner gerektirdiğini gösterir.


V‹ETNAM HALKININ HAYATH‹KAYES‹Sol tarafta bulunan geleneksel Vietnam orkestrave vokalinin her oyuna göre çaldığı Vietnam müziğison derece güzel. Gösteri boyunca su kuklalarınınmuhteşem gösterisinin yanında bu orkestranınçaldığı şarkılardan büyük keyif aldık.Su kuklaları gösterisi, Vietnam’ın günlük hayatındanve kültüründen kesitler sunmakta. Hergösterinin arkasında Vietnam’ın tarihi geçmişive yaşadıklarının yansımasını görülmekte. Bunlargerçekte Vietnam’da hayatın kendisi. Vietnam’ıntarihi, kültürü ve yaşamı. Sonuç olarakbu Vietnam.Bu gösteriler bazen büyük zorluk ve gayretle pirinçtarlalarında çalışan köylülerin verdikleri hayatmücadelelerini, onların kendi aralarında yaptıklarıgüç kavgalarını anlatmakta, bazen şarkılarlapirinç tarlalarında tohum ekme ve pirinçtoplamaları resmedilmekte. Bazen de suyun içindeyapılan at yarışları yapılmakta. Hindistan cevizinintoplanması sırasında söylenen Vietnamgeleneksel şarkıları da bu gösteriye başka bir havakatmakta.EJDERHANIN DANSIGösterinin finali, gerçekten muhteşem. Büyük birihtimalle kuklacı olan kız ve erkeklerden oluşanekip, bambu çubukları üzerinde duran ve diğerkuklalardan farklı olarak rengarenk parlak ku-52


maştan yapılmış bir ejderha kuklasını taşıyarakhavuzun ortasına kadar getiriyorlar. Bellerine kadarsu içerisinde ejderhaya çok güzel görüntüleriçerisinde ustalıkla hareketler yaptırıyorlar vedans ettiriyorlar. Bu arada orkestranın çaldığımüzik ve söylenen şarkıların kulağa hoş gelennağmeleri gerçekten bu görüntüye büyük birrenk katıyor. Seyretmeye doyulmaz görsel bir şölenbu. Dansın adı da enteresan. Ejderhaya dönmüşsazan balığı. Dans, 1000 yıl önce başkentiNinh Binh’ten Hanoi’ye taşıyan efsanevi İmparatorThai To’nun Hanoi’ye geldiğinde bulutlar arasındaaltın bir ejderha görmesini ve bu kutsal bölgeye“Thang Long” yani “Süzülen Ejderha” adınıvermesinin hikayesini anlatıyor. Uzak Doğu’daherşeyin bir hikayesi var. Bir soru sorduğunuzdabunu muhakkak bir hikaye ile anlatıyorlar.TANRIYA Ç‹ÇEK SUNUMUEjderha dansından sonra, bu dansı ejderhayayaptıran kuklacılar köyün koruyucu tanrısınakendilerine bu nimetleri ve günleri verdiği, onlarıkoruduğu için dualar ederek nilüfer çiçeklerisunuyorlar. Gösteri de bitiyor.Gerçekten insanı büyülüyen bir atmosfer. Sanmayınki bu gösteriyi seyretmeye gelenler çocuklar.Emin olun salonun büyük bir çoğunluğu, ortayaş ve üzeri. Çoğunlukla da turistler. Vietnam’ave de Hanoi’ye giderseniz muhakkak sukuklaları gösterisine gitmeyi ihmal etmeyin.Başka bir yazımda buluşuncaya kadar hepinizesaygılarımı sunarım. Hoşçakalın.53


B‹R PORTRE‹K‹ HAMLE SONRASINI DÜfiÜNENLERKemal YardımcıAşçılığı ile ün yapmış yaşlı bir kadın,akşam yemeğine gelecek olan oğlu veyeni gelini için yine mutfağına kapanmışyemek yapıyordu.Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında,çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar.Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekleroburların bile iştahını kapatacak kadarberbattı. Tatlılar un kokuyordu, patatesleryanmıştı, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti.Oğlu, yeni gelini ve aile dostu, kadıncağızadurumu fark ettirmemek için el-54


lerinden geleni yaptılarsa da yemek sırasındapek iştahlı göründükleri söylenemezdi.Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift annelerininellerini öperek evlerine gittiler. Ailedostları ise biraz daha kaldıktan sonra gitmeyidüşünüyordu. Oğlu ve gelini gittiktensonra yaşlı kadına:“Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibibiliyorum. Bana söyler misin, bu geceki yemeklerneden o kadar kötüydü? Bence yahastasın ya da bir sorunun var” dedi.Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi:“Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım.Bu yemekten sonra oğlum asla ikide birannesinin yemeklerini hatırlatıp karısınınkalbini kıramayacak.”Hasan Kemal Yardımcı, Karadeniz’in tipiközelliklerini taşır. <strong>Trilye</strong>’ye ilk geldiği akşamrestorandaki Karadeniz kokusunu almışve seçim bölgesine özgü balık pişirmeusulleri ile karşılaşınca çok mutlu olmuştu.“Tamam, nihayet yerimizi bulduk” demişti.O gün bugündür kendisini yakınenizlemekteyim ve restorana her gelişindemoralim artmaktadır.GELECE⁄‹N STRATEJ‹LER‹YLEU⁄RAfiIRRize doğumlu, inşaat mühendisi, sanayici,armatör, iş adamı olan Kemal Yardımcı,Yardımcılar Holding Yönetim Kurulu Başkanı’dır.Günü kurtarıcı hiçbir şeyle ilgilenmeyen,her işin iki hamle sonrasını görençok değerli iş adamının sohbeti, deneyimlerizevkle dinlenir. Akılcı, yaratıcı vedost kişiliğiyle kendisine herkes gıpta ilebakar.Rizeli oluşundan ve çaya olan saygısındankaynaklanan çay sevgisi, çağlar boyuncaüretilmiş çay süzgeçlerinden oluşan sonderece renkli ve zevkli bir koleksiyon yapmasınaneden olmuştur. Ayrıca muhteşembir çağdaş Türk ressamları koleksiyonunasahiptir Kemal Bey. Sanata olan düşkünlüğügünlük yaşamına yansımıştır.Türkiye’nin gemi inşaat sanayinde son yıllardabüyük atak yapmasında önemli ölçüdekatkısı olmuştur Yardımcı’nın. Entelektüelbir insandır Kemal Bey. Çok okur, çokdinler, ülkemizin sayılı armatörlerindendir.Ama onun tevazu sahibi oluşu, insanlarlapaylaşım duygusu onu tanımlamanızayetecektir. Taşıdığı soyadı ile gerçek yaşamdakipek çok kimseye uzattığı el eş anlamlıdır.Kemal Yardımcı futbola da oldukça meraklıolup, sporcu bir kimliğe sahiptir. MilliSavunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı olanKemal Bey, Rizespor Kulübü Yönetim KuruluBaşkanlığı görevini de yürütmektedir.Pek çok değişik şapkası olan Yardımcı, almışolduğu her sorumluluğu layıkıyla yerinegetirmektedir.Kendi sektöründe gelecekle ilgili yeni projelereodaklanan Kemal Yardımcı siyasettede hem hemşehrilerine hem de ülkesinesayısız hizmetler yapmaktadır.55


DOĞAYI DUYANLAR DOĞA SPORLARI KULÜBÜHer Yaflta Do¤a2003 y›l›nda kurulan Do¤ay› Duyanlar Do¤a Sporlar›Kulübü'nün (DDDSK) Onursal Baflkan› Mehmet RefikYÜCEL, kulübün amac›, çal›flma yöntemleri konusundasorular›m›z› siz TR‹LYE Dergisi okuyucular› için yan›tlad›.• Say›n YÜCEL kulübünüzün amac› nedir?Kulübümüzün amac›; tüm do¤a sporlar›naolumlu yönde her türlü çal›flma ile, insana vedo¤aya katk›da bulunmak, do¤a sporlar›n›nengeli olan bireyler de dahil olmak üzere heryafl grubunda, bilgili/bilinçli bir biçimde, do¤rutemeller üzerinde yayg›nlaflmas›n› sa¤lamak,do¤a insan iliflkilerinde olmas› gerekenleri yaflamageçirmektir. Do¤a sporlar›n›n h›zla yayg›nlaflt›¤›ülkemizde ac› deneyimler yaflamamakiçin do¤ru temeller üzerine kurulu bir geliflmeyeimza atabilmek, do¤a sporlar›n›n risklerinien aza indirebilmek, do¤an›n sporcularaverdi¤i duygu ve felsefeyi yaflatabilmek, do¤ay›okutabilmek/duyurabilmek/duyabilmek çokönemlidir.• Bunlar› uygulayabilmek için gerekli unsurlarnelerdir?Birçok spor dal›nda olan, spor ile ilgili, disiplininçok daha fazlas› do¤a sporlar›nda ve sporcular›ndaolmak zorundad›r. Çünkü bu alan›n,disiplin boflluklar›nda her tür tehlikeye aç›khale gelmesi an meselesidir.• Peki DDDSK'n›n bu konudaki bak›fl aç›s›nedir?Bu anlamda DDDSK, "Önce insan ve do¤ayaflam›, daha sonra Do¤a Sporlar›" demektedir,bunun yolunun da do¤ru temeller üzerinekurulu bir zeminde yayg›nlaflan do¤a etkinli¤ininoldu¤una dikkat çekmektedir. Kulübümüzdesporcular sözetti¤imiz ilkelere, sporcu vekulüp eti¤ine uygun yetiflmekte, do¤a etkinliklerimizekat›lan di¤er kat›l›mc›lara da ne olursanol, yine de gel denmemekte, her etkinli¤ingerektirdi¤i donan›m›n sa¤lanmas›na en üstdüzeyde önem vermektedir. Bu uygulama tümkat›l›mc›lara uygulanmaktad›r, çünkü "yaflamkutsald›r".


• Kulübünüzde ne tür etkinliklerde bulunuyorsunuz?Kuruluflunda etkinliklerine da¤c›l›k, kampç›-l›k, yürüyüfllerle bafllayan kulübümüz altyap›s›n›ve e¤itimlerini tamamlad›¤› di¤er spordallar›n›n ilgili federasyonlar›na üye olup,etkinlik türünü karada do¤a sporlar›na ekolarak sualt› sporlar› ve hava sporlar› olarakart›rm›flt›r. K›sa süre önce Türkiye OryantiringFederasyonu’na da üye olmufltur.• Amac›n›zda "her yafl grubunda do¤asporlar›n› yayg›nlaflt›rmak" var bu konuyubiraz daha açar m›s›n›z?ÖTE ve DDDSKHalen kulübü maddimanevi destekleyenOnursal Baflkan MehmetRefik YÜCEL kulübünherkese aç›ke¤itim amaçl› konferanslar›nada flirketiÖTE'nin salonunda evsahipli¤i yapmaktad›r.Herkesin önceden bildirmekkayd›yla kat›labilece¤i konferans konu vetarihlerine ÖTE ve DDDSK'dan ulafl›labilir.www.dddsk.org.tr • www.otedonareti.com.trDo¤adaki do¤al uyum ve dengeyi insan yaflam›nda,çevresinde gözlemek ne yaz›k kiolas› de¤ildir, ama ö¤renilip uygulanmayacakbir konu da de¤ildir. Do¤ada bizi gündelikyaflamdan ç›karan nefes almam›z› sa¤layan,biten enerjimizi tekrar kazand›ran yap›-s›n›n yan›nda bize uyumu/dengeyi paylafl›-m› ö¤reten iyi bir ö¤retmendir, o halde ö¤retiminyafl› yoktur ve insan› do¤aya ne denliküçük ç›kar›rsan›z insan do¤a iliflkisinde oderece baflar›l› olursunuz. Küçük yaflta do-¤a ile iç içe olan insanlar›n toplumsal yaflamlar›n›ndaha dengeli daha uyumlu olmas›büyük olas›l›kt›r, bu nedenle küçüklere deönem vermekteyiz ve zorlu olmayan do¤aetkinliklerimize anne babalar ile birlikte çocuklar›m›z›da almaktay›z.• Anlafl›ld›¤› kadar›yla do¤a sporlar›naklasik kal›plar›n d›fl›nda yaklafl›yorsunuz,peki iflbirli¤i içinde oldu¤unuz derneklervar m›?Evet, SIRYAD ve D‹‹D. S›rça Yaflamlar Derne¤idüflkünlere, yafll›lar ve bak›ma muhtaçlara,sokak çocuklar›na yard›ma yönelikbir dernek. Do¤a ‹nsan ‹flbirli¤i Derne¤i dedo¤ayla insan aras›nda olmas› gereken ifl-58


irli¤ini, ekolojik araflt›rmalar› gerçeklefltiren birdernektir. Bu derneklerle ayn› merkezi paylaflmaktanbaflka her alanda her anlamda tam biriflbirli¤i vard›r. Kimi etkinliklerimizi ortak düzenleriz.• Do¤a Sporlar›n› yapanlar› ya da do¤ayaç›kanlar› bekleyen tehlikeler var m›d›r?Maalesef evet.• Bu tehlikelerin kayna¤› nelerdir?En baflta bilgisizlik, bilinçsizlik, yetersizlik ve saltticari amaçla düzenlenmifl etkinlikler. Bilgisiz/bilinçsizdo¤aya gidenler ya da do¤a sporlar› kat›-l›mc›lar› yaflamlar›na mutluluk yerine mutsuzlukkatabilirler. Hedeflenen etkinlik ne ise öncedendüflünülmesi, gerekli davran›fl biçimlerinin ö¤renilmesi,gerekli donan›mlar›n (kullan›l›fllar›n› dabilerek) sa¤lanmas› gerekir. Kat›l›m› düzenleyenlerin,rehberlerin yeterli alt yap› ve bilgiyledonanmas› gerekmektedir, düzenledikleri etkinlikleringereklerinden yoksun olanlar› bu etkinli-¤e kabul etmemeleri önemlidir. Do¤a koflullar›tam hesaplanamaz küçük olas›l›klar, küçük etkiler,bilinçsiz/donan›ms›z bir kat›l›mc› üzerindebüyük y›k›mlara neden olur ki bu da tüm kat›l›mc›lar›etkiler, bir ekibin gücü zincir gibi en zay›fhalkas› kadard›r.• Bu tehlikeleri azaltman›n yöntemlerivar m›d›r?Kat›l›mc›lar bu tür etkinlikleri düzenleyenlerinanlay›fl›na, rehberlerine çok dikkat etmelidirler,sorgulamal›d›rlar. Kendilerine rehberlik edenlerino bölgeye daha önce gitti¤ine, donan›mlar›kullan›m bilgilerine, insani de¤erlerine dikkat etmelidirler.Co¤rafi bilgisi tamamd›r, donan›m› tamamd›r,donan›m kullan›m› tamamd›r ama biraksilik durumunda so¤ukkanl›l›¤› terk edip etmemesi,sa¤l›kl› kararlar alabilmesi de önemlidir vetüm bunlar bir rehberin alt yap›s›n› oluflturur.59


BO⁄AZ‹Ç‹’N‹N OLMAZSA OLMAZIDilenci VapuruYAZI: Muzaffer Ayhan KARA • FOTO⁄RAF: Olay SALCANÖyle bir vapur düflünün ki, kap› kap› dolafl›pgevezelik edenleri anlatmak içinbir deyime bile anal›k yapm›flt›r; “Dilencivapuru gibi kap› kap› dolaflmak”.Evet, ‹stanbul’da Bo¤aziçi’nin olmazsa olmaz›diyebilece¤imiz Dilenci Vapurlar› konumuz…Bo¤az Hatt› Vapurlar›, Bo¤aziçi’nin uç noktalar›ndankalk›p her iki yakadaki nadide Bo¤aziskelelerine aheste aheste yol alan vapurlar.Beykoz’dan Eminönü’ne kadar uzanan, ayn›flekilde karfl›l›k olarak da Eminönü’nden Beykoz’akadar yolcular›n› iskelelere b›rakarakdönen Dilenci Vapurlar›, yeni kuflaklar›n olmasada eski kuflaklar›n hala kulland›¤› bir isim.Yeni kuflaklar ise Dilenci Vapuru nedir, bilmeselerde ondan türeyen deyimi yo¤un olarakkullan›rlar günlük yaflamda.Asl›nda, Dilenci Vapuru ad›, daha çok sabaherken saatlerde ve akflama do¤ru Beykoz’danEminönü’ne, oradan da Beykoz’a yap›lan yap›lanseferlerdeki vapurlara yak›flt›r›lan birisimdir. Giderek Bo¤az Hatt›’ndaki baflka saatlerdeyap›lan seferlere de yak›flt›r›lm›flt›r.Eminönü’nden kalkan Dilenci Vapuru Befliktafl,Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Kuzguncuk,Kandilli, Kanl›ca’ya u¤rar. Burada ille sat›c›lar›nk›sa beklemede getirdi¤i Kanl›ca Yo¤urduyenir. Sonra ver elini Anadoluhisar›, Çubuklu,Paflabahçe, Yeniköy, Beykoz… Yolculardanbirbirini tan›yan çoktur, sokulup birbirlerinesohbet ederler. Delikanl›lar yüksek sesle konuflurken,kimi yolcular da adeta cama yap›-flarak enfes Bo¤az semtlerini, yaklaflt›kça birbirindengüzel ve adeta tablo gibi dizilen yal›-lar› seyrederler.60


Bir zaman Bo¤az semtlerinden Büyükdere’de,Atilla ‹lhan’›n “O Karanl›k’ta Biz” adl› roman›ndakikahramanlar› buluflturdu¤u Canfes soka-¤›n bir paralelinde, Asmal› Yal› sokaktayd›evim. Vapurun yaklaflt›¤›n› görünce çabucakkilisenin bahçesinden geçerek Büyükdere iskelesinegeçer, kendimi büyük bir ifltahla atard›mvapura. 1980’lerde Eminönü’ne kadar birsaat süren o yolculuklar› unutamam. Aflinayüzler olurdu, çok tan›flmasak da han›mlar sabahyanlar›na ald›klar› çöreklerden, keklerdenikram ederdi. O keyifle t›rman›r ünlü Ca¤alo¤luYokuflu’nu, gazetelerimize ›sl›k çalarak girerdik.Acelesi, telafl› yoktur Dilenci Vapurlar›n›n…Aheste aheste ilerlerler, onlar›n bu huyu san›rs›n›zki yolcular›na da geçmifltir; onlar›n dadünya umurlar›nda de¤ildir! Hele Dilenci Vapurununakflam saati ise, karanl›k Bo¤azsemtlerinin üzerine çökmekte; ›fl›klar yavaflyavafl yanmaktad›r. ‹flten yorgun arg›n dönenKapal›çarfl›’daki ustalar; Çarfl›kap›, Sultanhamam,Beyaz›t hanlar›nda günün a¤›rl›¤›n›omuzlayan hayat›n yorgun adamlar›, matbaac›lar;Bo¤az semtlerinden ‹stanbul’a ifllerinigörmeye giden b›çk›n delikanl›lar gazete ka¤›-d›na ya da poflete sard›klar› biralar›n› ya daflaraplar›n› d›fl güvertede ya da k›çta yudumlamaktad›rlar.Kimbilir, belki de güzeller güzeli Bo¤aziçi’ninher iskelesinden aflk da dilenmektedir bu vapur.Varsa, pay›n› almaktad›r, sonra da pervas›zher iskelede bir sevgili b›rakmaktad›r.Paha biçilmez bir keyiftir ‹stanbul’da DilenciVapurlar›; hem de sadece bir jeton paras›na!Hayat›n gündelik kofluflturmas›ndan f›rsat bulupçok zaman var binmedi¤imi farkettim, yaz›kki ne yaz›k…


Eylül PeyzajSibel Kaya peyzaj konusunda Ankara’da oldukça tan›nan bir isim. Hatta ad›Türkiye’yi ve s›n›rlar› aflm›fl. Ankara’daki pek çok flirin mekanda onun imzas›var. Estetik zevklerini adeta dillendirip konuflturuyor. Yapt›¤› her ifle de kal›c›imza at›yor. Ankara’ya hava yoluyla geldi¤inizde TAV’›n s›ra d›fl› görünüflünühissetti¤inizde Sibel Han›m’›n fark›n› yakalaman›z daha kolay olacakt›r.Eylül Peyzaj’› kurarken size ilhamveren düflünce neydi?Şirketimi kurmaktaki amacım özgürlüğümünkısıtlanmamasıydı. Kimsenin emri altında olmayacaktım,kimse beni istihdam edemeyecekti.Mesleğimi çok bilinçli olarak seçmiştimve bu mesleği yapmaktan da her zaman zevkaldım. Çocukluğumdan itibaren çok geniş birhayalgücüm olmuştur ve hep tasarımcı olmakistemişimdir. Kimseye bağlı/bağımlı olmadandüşlediğim mekanları projelendirmek ve bunlarıuygulayabilmek çok heyecan vericiydi.Başlangıçta bana esin kaynağı olan bu düşünceylehala o günkü amatör ruhumu kaybetmedenilk günkü heyecanımla işime devam edebildiğimiçin çok şanslıyım.62


Sibel Kaya Kimdir?Sibel Kaya 1971 y›l›nda Kocaeli ‹li’nde do¤du. 1988 y›l›nda Afyon Lisesi’ni bitirdi. 1992 y›l›nda AnkaraÜniversitesi Peyzaj Mimarl›¤› Bölümü’nden mezun oldu ve ayn› y›l bir meslektafl›yla ortak olarakBelis Peyzaj Mimarl›¤› Ltd.fiti.’ni kurdu. 1996 y›l›nda ise kendi flirketi olan Eylül Peyzaj Mimarl›¤›Ltd.fiti.’ni kurdu. Profesyonel ifl yaflant›s›n› 1996 y›l›ndan beri kurucusu oldu¤u Eylül Peyzaj Mimarl›-¤› Ltd.fiti.’nde sürdürmektedir. Çal›flmalar›yla firmas›n› sektörün önemli markalar›ndan biri yapm›flt›r.TMMOB Peyzaj Mimarlar› Odas› üyesidir. Peyzaj Mimarl›¤› hizmetleriyle gönüllü olarak toplumsalprojelerde de görev almaktad›r.Eylül Peyzaj’›n kuruluflundan buyana geçirdi¤i aflamalar›/geliflmelerive mevcut durumu anlat›r m›s›n›z?1992 yılında mezuniyetimden hemen sonra birarkadaşımla birlikte ilk peyzaj mimarlığı şirketimikurdum. 1992-1996 yılları arasında buşirket devam etti. Fakat 5 nisan kararlarındansonra çıkan krizde vergi borçlarımız oldu, şirketortağı olarak 2 bayanın şiddetli geçimsizliğide eklenince ortağımdan ayrılarak bir sürüborç sahibi olarak tamamen eksiden başlayarak1996 yılının Kasım ayında Eylül Peyzaj MimarlığıLtd.Şti. kurdum. Ödemem gereken birsürü borç vardı, büromun kirası ve masraflarıvardı ve hiç işim yoktu. Bir yerden başlamalıydım.Bir tanıdık listesi çıkarttım, kartvizitimialıp tek tek hepsinin kapısını çaldım, kimisiçok iyi karşıladı, kimisi gayet tutucu baktı bune cesaret dedi, ama kapı kapıyı açtı, küçükiş büyük işi getirdi, çok güzel projelere imzaattım.Prensip olarak ‘’Butik işler’’yapmayı tercih ederim.Öncelikle iş yapacağım kişileri tanıyıp onlarınkendilerini huzurlu, mutlu hissedeceklerifonksiyonel ortamlar tasarlarım.Eylül Peyzaj’›n gelece¤ine yönelik(stratejik) büyüme planlar›n› anlat›rm›s›n›z?Şirketimiz sektörün hızla değişen dinamiklerineuyum sağlamak amacıyla yurt içinde veyurt dışında fuar, kongre, eğitim seminerlerinekatılarak çağdaş tasarım ilkeleri kapsamındakentsel tasarım, çevre düzenleme, peyzaj mimarlığı;proje, uygulama, kontrollük ve danışmanlık,bilgisayar destekli tasarım ve çizim konularındaen hızlı, en güvenilir, en iyi ve enfarklı sıradışı hizmeti sunmaya 1996 yılındanberi devam etmektedir. Kuruluş aşamasındanbugüne istikrarlı ve kontrollü bir büyümeyihedefleyerek, bugünkü güvenilir yapısını kazanmışolan şirketimiz; bundan sonra da buanlayışla yoluna devam edecektir.Peki Peyzaj Mimar› Sibel Kaya’n›ndüflü nedir?Nihai hedefim Peyzaj Mimarlığı ile ilgili olanne varsa şirketimin bünyesinde toplamak istiyorum.Öncelikle geniş bir yerim olacak, içindetek katlı bir yönetim birimi olacak, projebürosu olarak da kullanılacak, bir bölümde seraolacak, bitkisel materyalin satışı için, birbahçede kullanılacak ne varsa hepsinin satışıyapılacak, heykeller, taşlar, banklar, her türlüaksesuar. Proje aşamasından uygulama aşamasınakadar bütün gereksinimleri Eylül Peyzajkarşılayacak ve günün sonunda oturup çok şükürolsun bugüne de diyebileceğim çok şık,çok keyifli, Londra’da örneklerini gördüğümbir sera kafem olacak...Eylül Peyzaj Mimarl›¤› Ltd.fiti.Akay Caddesi Bankac› Sokak No:20/806640 Küçükesat-ANKARATel: 0.312.418 0113 • www.eylulpeyzaj.com.tr


64Gazi E¤itim Enstitüsü Resim-‹fl Bölümünü 1973 y›l›nda bitirdi. Daha sonra Eskiflehir AnadoluÜniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Lisans tamamlad›. Bir süre Almanya’da yaflayansanatç›, Avrupa’n›n çeflitli müze ve galerilerinde incelemelerde bulundu. Görme engellilerderesim ve modelaj konusunda Neuvid (Almanya) flehrinde staj yapt›. Türkiye’de de Gazi Ünivertisesi’nde,ayn› konuda, e¤itim görevlisi oldu. Ö¤rencili¤i s›ras›nda Devlet Resim ve Heykel Sergisinekat›lmaya hak kazand›. Romanya hükümetinin davetlisi olarak “Tescani InternationalCamp” organizasyonuna kat›lm›flt›r. ‹ki eseri George Unescu Müzesi (Romanya) taraf›ndan al›nd›.T.C. Kültür Bakanl›¤›’nda, ‹zmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde, Eskiflehir Anadolu ÜniversitesiMüzesi’nde, Gazi Üniversitesi Müzesi’nde, Hacettepe Üniversitesi Kolleksiyonunda,birçok banka ve özel kolleksiyonlarda eserleri bulunmaktad›r. Befli Almanya’da olmak üzere50’den fazla kiflisel sergisi vard›r. Halen ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümünde Ö¤retim Görevlisiolan sanatç› kendi atölyesinde resim çal›flmalar›n› sürdürmektedir.


35 YILIN KADINLARI...Gülay Yüksel'in resimlerini y›llard›r izlerim. Her serginin öyküsünü bilmeninayr›cal›¤›n› yaflar›m kendimce. Onun atölye duvarlar› aras›nda yaflambulan ve tuvale farkl› bir zaman›n kuytu köflelerinden ç›karak gelen kad›nlar›ndagörünenin d›fl›nda hep ayr› anlamlar oldu¤una inanm›fl›md›r. 35 y›-l›k sanat serüveninde yüzeye yans›yan her kad›n figürü küçük hikâyeciklerbar›nd›r›yor içlerinde.Gülay Yüksel'in eksilmeyen bir heyecanla, onurla bir kad›n sanatç› olarakkendi kad›nlar›yla Türk Resmi’nde hem imge hem de sanatç› kimli¤iylekad›n› yüceltti¤i ve anlam›n› görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, hissetmeyenbedenlere hoyratça savurdu¤udur.35 y›l›n kad›nlar›… Zaman›n gölgesinde yaflam›n k›y›s›nda b›çak s›rt› incebir alanda izleyici ile paylaflan kad›nlar. Kad›n ve kad›n sanatç› olman›nd›fl›nda figür resmi olarak bakt›¤›m›zda Yüksel’in resimlerine kendi içindefarkl›laflan ama ›srarla de¤iflmeyen figürleriyle, resmin kendisini meydanagetiren sanatsal varl›¤›n› hedefleyerek, yoluna devam etti¤ini de vurgulamakgerekiyor.Yüksel’in sergisini bu anlamlar ›fl›¤›nda de¤erlendirdi¤imde sanat›n veyaresmin dedikodusunu de¤il varl›¤›n› boyutland›ran bir sanatç› portresinigörüyorum. Hem de her tuvalin içinde tekil/grup olarak kendi gölgelerindesal›nan kad›nlar›n bak›fllar›n›n içinde. Kliklerden, angajmanlardan/ba¤lant›lardan, gruplaflmalardan uzak, ne oldu¤unu bilen bir kad›n sanatç›duruyor flu an karfl›m›zda.Atölyenin ara kesitinde bir zaman oluflturmufl gibidir Gülay Yüksel resminde.Model ordad›r, karfl›s›nda duruyordur, ama mekan yine de kendi kendinibiçimler. Zaman kendi d›fl›na ç›kar ve baflka bir boyutun atmosferindekendine yeni bir zaman çizer. Hareket halinde dinamik figürlerin yan›s›ra dura¤anl›¤›yla göz kamaflt›ran figürler de tercihleri aras›ndad›r. Dinamizmve dura¤anl›k aras›ndaki kesitte ise yaflama bak›fl›n›n enstantaneleriniyakalar›z. Kad›n figürleri onun için imge olarak var olmak için de¤il, bilakis‘’kimlik’’ halinde bir model olarak durur karfl›s›nda. Yüksel’in verdi¤iyaflam enerjisinin verdi¤i gücü bu aflamada yads›mamak ve düflünmedende geçmemek gerekiyor. Yaflam sanatç›y› güdümlendiriyor. GülayYüksel’in kad›nlar›n›n görünenin ötesindeki görüneni göstermeye çal›flt›¤›-n› söylemek istiyorum. Bu aflamada Gülay Yüksel’in resimlerindeki kad›nlara‘’ses’’ gözüyle bak›yorum. ‹stediklerini kendilerine biçilen toplum rolüiçinden d›flar›ya ç›karak anlamaya çal›flan kad›nlar… Onlardan yükselensesi duymak için Yüksel’in teknik rahatl›¤›na ve her geçen gün kendi içindegeliflen kompozisyonun karal›l›¤›na sadece göz ucuyla ama ‘’bilinçli’’olarak bakmak yeterli olacakt›r san›r›m. Gülay Yüksel’in kad›nlar›n›n bendey›llard›r b›rakt›¤› izlenim biraz da gündemin sundu¤u yeni sahnelerleböyle flekilleniyor. Yaflad›¤›m›z ülkenin ‘’kad›n manzaras›’’n› belki de yenidende¤erlendirip masumca ve gizemli bak›fllar›yla yaflam›n gerçekleriniiçlerinde gizleyen bu kad›nlar› yeniden okumam›z gerekti¤ine inan›yorum.Dilek Şener


Oyun Atölyesi’nin10 y›l›YAZI: Muzaffer Ayhan KARATürkiye’de ekonomik krizin tavanyapt›¤› süreçte, 1999’da özel birtiyatro kuruyorsunuz… Hem de tiyatroad›na karalar ba¤lanan, özel tiyatrolar›npefl pefle perde indirdi¤i bir dönemde…Sonra, 2002’de inflaat›n› daüstlenerek kendi ortam›n›z› yarat›p bir güzelsalon oluflturuyorsunuz, oras›n› adeta bir kültürmerkezi, bir tiyatro vahas› haline getiriyorsunuz…Bir bak›yorsunuz, üzerinden tam on y›l geçmifl… ‹stanbul’unbambaflka özellikleri olan bir semtinde,Moda’da Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay’›n kurdu¤uoyun atölyesi’nden söz ediyoruz.Oyun atölyesi, 1999’da kuruldu¤unda ‹stanbul’unmuhtelif sahnelerinde “Ayr›l›fl” ve “Dolu Düflün BoflKonufl” adl› oyunlar› oynad›. 4 Nisan 2002’de iseModa’da hizmete açt›¤› tiyatrosunda “Ermifller Yada Günahkarlar” ile “perde” dedi. Daha sonra, Bilginerve Olcay’›n yollar› ayr›ld› ama oyun atölyesi,usta oyuncu ve yönetmen Haluk Bilginer’le bugünekadar geldi. 2002-2012; dile kolay, zor bir süreçtebir kültür-sanat kurumunun devletten yard›m almadankendi olanaklar›yla ayakta kalmas› ve kurumsallaflmas›kuflkusuz takdire flayan. Dahas›, birkaçyerde de belirtti¤im gibi, oyun atölyesi’nin kurulufl,geliflme ve on y›l›n› tamamlayan kurumlaflma öyküsüciddi bir tez konusu.Moda’da bir tiyatroOyun atölyesi, ‹stanbul’dan da öte, Türkiye’nin tiyatrosu;turnelerle Ankara’ya, ‹zmir’e de uzanan bir serüven.Ancak, çok farkl› bir yap› ve özelliklerdeki Kad›köy-Modaile de bütünleflen, semtin hayat›na ziyadesiylerenk katan bir kimli¤i var. Bir yar›madada kurulu,eski tip semt özelli¤ini koruyan, ekalliyetleri bar›nd›ran,yeni yap›laflma alan› olmad›¤› için hemenherkesin az çok tan›fl, arkadafl oldu¤u, komflulukde¤erlerinin yaflad›¤› ve kültürel birikiminin yüksekoldu¤u bir semt Moda… Çok say›da diplomat,ö¤retim üyesi, kültür, sanat ve bilim insan›;gazeteci, yazar, oyuncunun meskentuttu¤u bir yer. Modal› pek çok sima tiyatronungiriflindeki Antre Cafe’de vakit geçirir,arkadafllar›yla buluflur. Gününde¤iflik saatlerinde kahve, bar, lokantaifllevi gören bu mekan, benim dekitaplar›m› yazd›¤›m mekanlardanbirisidir. Adeta evimizin oturma


odas› gibidir, o kadar rahat ederiz. Birçok Modal›,oyun atölyesi’nin oyunlar›n› izler; esnaftan da izleyenvard›r, çevredeki bürokratlardan da.Oyun atölyesi’nin sahnesi baflka tiyatrolara, konserlere,dans gösterilerine de aç›k… Amatör topluluklar,çevredeki lise ve üniversite tiyatrolar› da oyunlar›n›sergileme flans› buluyor Moda’daki sahnede.Bu yüzden oyun atölyesi, günümüze özgü bir tür“Halkevi” gibi geliyor bana.Bilginer, gençlere güveniyorGenel Sanat Yönetmeni olarak tiyatroya damgas›n›vuran Haluk Bilginer’in “iflim, ayn› zamanda hobim,dünyan›n en mutlu insan›y›m” diyerek bakt›¤› tiyatroserüveni, yaflam›n›n tam da orta yerinde duruyor.Çal›flma arkadafllar› ise y›llard›r ayn› simalar. Buradakiistikrar, kurumlaflmaya da o oranda yans›yor.Bilginer, tiyatrosunu genç oyunculara aç›yor, onlaragüveniyor. Bilginer’in de rol almad›¤›, stars›z perdeaçan; Azrail’in Gözyafllar›, Otello, H›rç›n K›z ve dördüncüsezondur izleyiciyle buluflan Testosterongenç bir ekiple olsa da gifle sorunu yaflamayanoyunlar. Gifle demiflken, Oyun Atölyesi, kendi giflesindekendi biletini sat›yor, hatta internetten bilet sat›fl›n›da kendisi yap›yor. O kadar da ‘amatör’ yan›n›koruyor. Tiyatroya gelenler, sahnede g›ptayla izlediklerigenç oyuncular›n yer gösterdi¤ini görünceflaflakal›yor. Bilginer’in tiyatrosunda bir üniversiteninders program› çerçevesinde bir y›l da “ileri oyunculuk”dersleri verdi¤ini de hat›rlatal›m.Yönetmenin bak›fl›Kemal Aydo¤an, çocuk tiyatrosu d›fl›nda ilk olaraktiyatronun beflinci oyunu olan “Azrail Gözyafllar›” ileyönetmenlik yapt›. O gün bugündür de Ifl›l Kasapo¤lu’nunyönetti¤i “Cimri” d›fl›ndaki tüm oyunlarda yönetmenolarak Aydo¤an’›n imzas› var. On y›l dolarken,unutulmaz oyunlar›n yönetmeni Aydo¤an’a b›-rakal›m sözü: “oyun atölyesi ‘nitelikli oyun’ üretmekdo¤rultusunda gerekli koflullar› yaratmak için çabasarf ediyor. Kuruldu¤undan beri bu çabas›yla tiyatroortam›nda ‘lokomotif’ olma ifllevini yerine getirmeyeçal›fl›yor. Oyun repertuar›ndan, genç tiyatrocularaalan aç›p onlar›n yarat›c›l›¤›n› de¤erlendirmeye, tiyatrosalonu açmaktan, tiyatro salonunu kültür merkezianlay›fl›yla ‘kamu’ yarar›na iflletmeye, konuk etti¤itiyatro ve müzik topluluklar›na gösterdi¤i yaklafl›mla‘lokomotiflik’ ifllevini yerine getiriyor. Türkiye tiyatroortam›n›n kemikleflmeye yüz tutmufl ‘al›flkanl›klar›ndan’bir an önce s›yr›l›p ‘yaflayan’, ‘insanca’bir tiyatro ortam›na geçilmesinin vakti geldi de geçiyor.Bu kemikleflmeyi aflmak için oyun atölyesi tiyatrofaaliyeti sürdürmektedir.”On y›l›n ödülü:Uluslararas› sahneS›kl›kla Shakespeare oynayan, belli bir çizgiyi “tiyatro”ad›na ›srarla sürdüren oyun atölyesi’nin sanattavr› karfl›l›ks›z kalmad›. Haluk Bilginer’in kaptanl›-¤›ndaki tiyatro, ‹ngiltere’deki ciddi tiyatro kurulufluShakespeare Globe’s taraf›ndan da fark edildi. Globe’sgenel sanat yönetmeni oyun atölyesi’ndekiShakespeare oyunlar›n›n kasetlerini izledi ve gelipburadaki sahnede de oyunlar›n› yerinde gördü. Sonunda,“Shakespeare Globe’s 2012 InternationalShakespeare Festival” oyun atölyesini davet etti veekip “Antonius ile Kleopatra” oyunuyla 26-27 May›s’taLondra’da Türkiye’yi temsil edecek. Kleoptara’yaZerrin Tekindor’un, Antonius’a Haluk Bilginer’incan katt›¤›; Kevork Malikyan, Mert F›rat, EmreKarayel, Onur Ünsal, Evrim Alasya, MuharremÖzcan, Gözde K›rg›z, Zeynep Alkaya, Tu¤çe Karao¤lanve Mehmet Özbek’in de di¤er rolleri üstlendi-¤i oyunu Kemal Aydo¤an yönetiyor. Sahne tasar›m›Bengi Günay’a, müzikler Tolga Çebi’ye, ›fl›k tasar›-m› ‹rfan Varl›’ya ait hemen her oyunda oldu¤u gibi.Çeviri, Bülent Bozkurt’un.May›s›n son haftas›na kadar Moda’daki kendi sahnesindeAntonius ile Kleopatra’y› sergileyecek oyunatölyesi, sonra ver elini Londra… On y›l›n› doldururkenherhalde büyük ödülleri de orada sergileyecekleriiki oyun olacak. On y›l› en iyi <strong>Trilye</strong>’yi yaratanSüreyya Üzmez ile ekibi anlar; onlar da on y›l› deviripon birinci y›la girdiler oyunatölyesi gibi. Zaten tan›fl›yorlarbildi¤im kadar›yla; çünkü,oyun atölyesi ekibinin Ankara’yaturneye gitti¤inde yoludüflüyor <strong>Trilye</strong>’ye. ‹kisi de zorubaflaran kurumlar; biri tiyatroalan›nda, di¤eri de lezzetyolculu¤unda. ‹kisi de “benim”mekan›m. Dünya, zoru baflaranlar›nd›r.Ne mutlu onlara.Nice on y›llara…


Ferin BATMANBeslenme ve Diyet Uzmanıwww.ferinbatman.comYAZ AYLARINDA BESLENMEAkdeniz-Ege DiyetiYaz döneminde hangi yiyeceklerden kaçınmalı,hangilerini bol bol yemeli, artan sıvı ihtiyacınınasıl karşılamalıyız?Beslenmenize dikkat ederek yaz sıcaklarıyla başaçıkabilirsiniz.Yaz dönemi beslenmesinde en önemli noktalar bolsıvı almak ve az yağlı gıdaları tercih etmektir. Dahaçok sindirimi kolay olan hafif, bol su içeren gıdalarınyenilmesi önemlidir.BOL SIVI ALIN:Isınan havalar vücudumuzda su, sodyum ve potasyumgibi iyon ve mineral kaybına neden olur.Bu nedenle bol bol sıvı ve sıvı gıdaların tüketimiyaz döneminde büyük önem taşır. Alkollü ve asitliiçecekleri yaz aylarında fazla abartmamak gerekir.Bunun yerine soda, ayran, su, limonata içilmelidir.Bu mevsimde özellikle soğuk çorbalar, sebze yemekleri,yoğurt, cacık, komposto, sütlü tatlı, salatave benzeri gıdalar yazın bol bol tüketilmelidir.Ö⁄ÜN ATLAMAYIN, ARA Ö⁄ÜN EKLEY‹NYaz dönemi beslenmesinin önemli ayrıntılardanbiri de ara öğünlerin artırılmasıdır. Meyve, pişmişve çiğ sebzeler sıklıkla tüketilmelidir. Ancak buara öğün gıdaları, ana öğün tüketimini engelleyecekşekilde fazla yağlı, abur cubur olmamalıdır.Öğleden sonraki saat 17.00 öğünü en önemliöğündür. Kesinlikle ATLAMAYIN..FAZLA YA⁄LI YEMEY‹NYağlı besinlerden yaz mevsiminde özellikle kaçınılmalıdır.Sucuk, sosis salam, yağlı etler gibi katıdoymuş yağları içeren besinler yazın mümkün olduğuncaazaltılmalıdır.Fazla yağdan kaçınmak için pişirme şekli de çokönemlidir. Örneğin etli sebze yemekleri pişirirken,herhangi bir yağ ilavesine gerek yoktur. Çünküet grubu besinlerde görünmeyen yağlar vardır.Etsiz sebze yemekleri pişirirken öncelikle zeytinyağıtercih edilmelidir.Yaz aylarında özellikle kızartma türü istenen vearanılan bir yemek çeşididir. Kızartmaları hayvansalve bitkisel yağlarla yapmak yerine, mangal yada ızgara sebze şeklinde tüketerek alınan yağ oranıazaltılmalıdır.BOL BOL BALIK YEY‹NSıcak havalarda vücut aşırı terleme ile bol sıvıkaybeder. Cilt bu durumdan etkilenerek kurumaya,pul pul dökülmeye ve matlaşmaya başlar. Cildinelastikiyetini korumak için kolajen üretiminiartırmak gerekiyor. Bunun için Omega-3 ve Omega-6yağ asitlerini içeren besinleri yemek yararlı.Bu yağ asitleri cildin derinlemesine nemlenmesinisağlayarak kurumasını dolayısıyla erken yaşlanmasınıönlüyor. Omega-3 en çok balık, denizürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, ceviz ve fındıktabulunuyor. Omega-6 ise ayçiçek yağı, hodan, cevizve fındıkta bulunuyor.68


TAZE SEBZE VE MEYVE YEY‹NHazır işlenmiş gıdaları kesinlikle yazın taze olarakyemek gerekir. Sebze-meyve gibi yiyeceklerin,yaz aylarında çiğ ve suyu sıkılmamış (posalı) olarakyenilmesi vücuda lifli gıdalar alınması bakımındaçok önemlidir.fiEKERL‹ GIDALARA D‹KKATŞeker ve arıtılmış karbonhidratları az yemeli veyahiç yememelidir. Bu gruba giren tatlılardan yazaylarında sık kullanılan dondurmayı ölçülü yemekgerekir. Tatlı ihtiyacı kavun, karpuz, kirazgibi meyvelerle karşılanabilir. Rafine edilmiş unve unlu mamuller az tüketilmeli, onun yerine kepekliun veya işlenmemiş undan yapılmış ekmektercih edilmelidir.AKDEN‹Z D‹YET‹ (2 günlük örnek diyet)1. GÜNSABAH1 dilim kepek veya çavdar ekme¤i (1tost ekme¤i büyüklü¤ünde)2 dilim az ya¤l› beyaz peynir (yaklafl›k50-60 gram)Domates, Salatal›k, Maydanoz, Yeflilbiber, k›rm›z› biber4 -5 zeytin veya 1 tatl› kafl›¤› zeytinya-¤›fiekersiz çayARA ö¤ün1 küçük kase kirazÖ⁄LE6 çorba kafl›¤› zeytinya¤l› taze fasulye(1 kg için 2 yemek kafl›¤› ya¤ yeterlidir.)Yeflil salata (1 tatl› kafl›¤› zeytinya¤›,tuz ve limon eklenebilir.)Ayran veya 3 yemek kafl›¤› yo¤urt (azya¤l› veya normal)1 dilim kepek veya çavdar ekmekARAYar›m simit, az ya¤l› peynir, domates,salatal›k, nane, maydonoz.AKfiAM200 gram Izgara bal›kBol Salata (1 tatl› kafl›¤› zeytinya¤›,tuz ve limon eklenebilir.)ARA2 porsiyon meyve (1 porsiyon meyve= 12 kiraz veya 1 elma veya 1 fleftaliveya 1 dilim karpuz veya 1 dilim kavunolarak düflünülmelidir.)**Zeytinya¤l› taze fasulye1 kg yeflil fasulyeyi 2 çorba kafl›-¤› zeytinya¤›, 1 küçük so¤an, sar›msak,domates, az tuz ve suyla piflirin,dilerseniz biraz da karabiber ekleyin.2. GÜNSABAH1 dilim tam çavdar ekme¤i50 gram lor peyniri5 Zeytin1 tatl› kafl›¤› zeytinya¤›, kekik, pul biberile kar›flt›r›l›r. Taze fesle¤en domates,yeflilbiber, maydanozflekersiz aç›k çayAra ö¤ün1 dilim karpuzÖ⁄LE1 kase mercimek salatas›1 dilim az ya¤l› beyaz peynir1 dilim tam çavdar ekme¤iARA2 grissini,5 yeflil zeytin veya 1 yemek kafl›¤›zeytin ezmesi domates, biber, bol yeflillik.AKfiAM6 çorba kafl›¤› zeytinya¤l› kabak yeme¤i( bol dereotu ve k›rm›z› biberdo¤ranm›fl)3 çorba kafl›¤› bulgur pilav› cac›k veyaayranARA1 fleftali10 f›nd›k** Mercimek salatas›Yeflil mercime¤i hafllay›p so¤utun,Diledi¤iniz tüm yeflillikler, taze veyakurutulmufl domates, dereotu, k›rm›-z›biber do¤ray›p, kuru nane ve kekiklegenifl kapta salata haz›rlay›n. 6 çorbakafl›¤› hafllanm›fl mercimek, 2 tatl›kafl›¤› zeytinya¤› ekleyin. Sirke ve limonsuyu da eklenebilir.REFORM Beslenme E¤itimi ve Dan›flmal›kTunalı Hilmi Cad. Kuğulu İş Hanı B-Blok 6.Kat No:171 Kavaklıdere-ANKARATel: 0312 468 83 0269


71Now in English


Famous People Visit <strong>Trilye</strong>DEPUTY GOVERNOR OF LENINGRAD DINES AT TR‹LYEOn the evening of February 21,the Deputy Governor of Leningrad,TSO Chairman of the BoardProf. Dr. Rashid Ismagilov and hisdelegation, Chairman of the AnkaraChamber of Industry Nurettin Özdebirand Vice Chairman ÖnderBülbüloğlu. The meal had a verycheerful and conversational tone,and efforts to further enhance traderelations between the two countrieswere noted. The dinner was attendedby other famous names such asRönesans Holding Chairman of theBoard of Directors, Erman Ilıcak, St.Petersburg former Consul GeneralMehmet Çınar, Hasan Altun, MehmetDoğanlar, Yılmaz Kayaaslan, ŞerafeddinCeceli, Okan Saykun. Thegroup was treated to salted sea bass.The Deputy Governor Ismagilov, who was truly impressed by the presentation and the taste of themeal, presented <strong>Trilye</strong> with a “Matrushka” that he carried in his bag. As they left, they mentioned thateach time they come to Ankara that they would like to visit our restaurant.ECUMENICAL PATRIARCH BARTHOLOMEWIS A GUEST AT TR‹LYEThe Ecumenical Greek PatriarchBartholomew was a guest of formerGreek Ambassador FotiosXydas for lunch recently. Bartholomew,who has been to <strong>Trilye</strong> before,said that he couldn’t forget the delicioustaste of our food. When seeinga sponge in the garden with thephrase, “Taken from the open seasof Gökçeada,” Bartholomew becamea bit emotional and took a photo.The Vatican Ambassador and someof Bartholomew’s other friends werealso at this special lunch. The GreekPatriarch left the restaurant quite satisfied,and mentioned that he longedto return soon.72


CELEBRATING PISCO SOUR DAYTo celebrate PiscoSour Day, Peru AmbassadorJorge AbarcaDel Carpio and his wifeAdelaida Abarca gave alunch at <strong>Trilye</strong>. Thelunch began with a PiscoSour cocktail, followedby the deliciousdishes of Peru, includingceviche and causa.Ambassadors from Spain,Argentina, Mexico,Portugal, Cuba, Equador,Chile and Colombiaalso attended thisspecial event. In recentyears, Peruvian cuisinehas made a name for itselfaround the world, and has even made its way on to the <strong>Trilye</strong> menu. Since the day that AmbassadorAbarca Del Carpio arrived with his wife in Turkey, he won everyone’s hearts with his warm andsincere attitude. He even mentioned that he feels like a citizen here. Leaving the restaurant he said,“See you on the next Pisco Sour Day!”ANA LUISA RIQUITO AND ZEYNEP TANITKANAT TR‹LYESecretary of Portugal Embassyand Head of the ConsularSection Ana Luisa Riquitoand Administrative AssistantZeynep Tanıtkan had some timeto relax in <strong>Trilye</strong> after abusy week. In Portugal, wherefishing is substantial, fish isconsumed at every meal, especiallyat breakfast. For this reasonthanks to its quality, deliciousmenu and cosy atmosphere<strong>Trilye</strong> is like a heaven inAnkara for Portuguese diplomatswho love fish dishes.73


Famous People Visit <strong>Trilye</strong>BOBBY MCFERRIN VISITS TR‹LYEWhen the world famous music and soundvirtuoso Bobby McFerrin came toto Ankara for a performance, he made sureto stop by <strong>Trilye</strong> to get his fill of fish. He immediatelyattracted the attention of everyonein the restaurant, yet maintained his warmheartedattitude. When having his picture takenwhile being presented with a gift of wine,he remarked how impressed he was withTurkish hospitality. Upon his departure fromthe restaurant, he made a “meow” sound toa cat he saw, and the cat came right next tohim. At his concert the next night, the unbelievablytalented Bobby McFerrin put on anunforgettable show for his fans.THE CONQUEROR OF EVEREST VISITS TR‹LYEThe name Kadir Yıldırım has become a famousname in the past few years, due tothe rising performance of Remax. This astounding“golden boy” has a wide circle of friends,is hard working, and possesses a vision like noother. Every time he comes to <strong>Trilye</strong>, he introducesus to yet another famous person.Meltem Çolak was a guest of Kadir Yıldırım at<strong>Trilye</strong> recently. She left her childhood dreamsfor a completely different summit. Her passionfor mountaineering and wintersports beganwhile studying at the Middle East TechnicalUniversity, and led her to reach the peak ofMount Everest.Ever since she graduated from Hacettepe University’sFaculty of Fine Arts, her work has alwaysplayed with some sort of summit. MeltemÇolak is an ambitious, restless and disciplinedcharacter. Her journey to the top of MountEverest took four months, two of whichshe struggled in the snow, which we understandbeing from Ankara. Meltem, this youngtalent that climed Mount Everest, is also a fanof fish. After a lovely and pleasant night at ourrestaurant, she left by saying that she wishedto visit us again.74


PORTRAITTHINK TWICE, STEP ONCEKemal YardımcıThere was an elderly woman who madeher fame from cooking. She invited herson and his new wife for dinner, shut herselfin the kitchen and began cooking. The guestsarrived and sat at the table to encounter a surprisingsituation. The food that the elderlywoman had cooked that night was so horriblethat it couldn’t even feed the ravenous guests.The dessert smelled of flour, the potatoeswere burned, and the meatballs were barelycooked. Her son, his new wife and the familyfriends couldn’t bear making a scene, so76


they did everything they could to prevent herfrom understanding how poor the food reallywas.Finally, the dinner was over and the newlywedskissed their mother as they departed.The family friends stayed for a while after thenewlyweds had gone. After the bride and groomleft, someone asked the elderly woman, “Iknow very well that you are an incredible cook.Please explain to me why tonight’s dinnerwas so horrible. You must either be ill or somethingmust be wrong.”The old woman responded with a smile, “No.Everything is fine. I did it on purpose. Afterthis meal my son will never remember mycooking this way and never compare it to hiswife’s, so as not to break her heart.”Hasan Kemal Yardımcı has typical Black SeaFeatures. The first night he came to <strong>Trilye</strong>,he inhaled the smell of the Black Sea, saw allof the fish selections and preparation stylesavailable, and was very pleased. “We’ve finallyfound our place,” he said. Ever sincethat day, each time he visits the restaurant,my spirits rise.THE SEARCH FOR FUTURESTRATEGIESBorn in Rize, Kemal Yardımcı, Chairman ofthe Board of Directors of Yardımcılar Holding,is a civil engineer, an industrialist, a shipownerand a businessman. Having a chatand listening to the expriences of a valuablebusinessman who is not interested in pragmaticresolutions and who is forward lookingcan be delightful. Everyone, appreciates hisrationality, creativity and also his warm personality.His interest, love and respect towards "tea"because of his hometown, "Rize", the greatesttea producer of the Black Sea region andTurkey, leads him to have a very colorful anddelightful tea strainer collection that containsstainers from all over the world, andfrom different eras in history. Mr. Yardımcıalso has an amazing collection of contemporaryTurkish art. His passion for art is reflectedin his daily life.Yardımcı has been a major contributer to thegreat progress in the ship-building industryin recent years. Mr. Yardımcı is an intellectual.He reads a lot, he listens well, and is oneof the great ship owners of our country. Buthis humility and his ease are enough to definehis sense of generosity. His surname trulyhas similarities in the real world (in Turkishit means “helper”), seeing his generous assistancein helping the needy.Kemal Yardımcı loves soccer, and has an athleticair about him. He serves as the DeputyMinister of National Defense, as well as theChairman of the Board of Directors of RizesporSoccer Team. Because he wears so manyhats, he takes full responsibility to carry outany task handed to him.While focusing on new projects for the futurein his own sector, in politics as well, KemalYardımcı has provided numerous services tohis fellow citizens and his country.77


<strong>Trilye</strong>’s FlavorsRED CAVIAR MEATBALLSRed caviar pate is an appetizer that keeps disappearing. Should we just forget about it becauseit is made of fish roe? Or is it because we haven’t made any changes to this traditional dish?We turned this red caviar into “meatballs” and await your feedback.MACKEREL ROLLEven if we can’t find mackerel anymore, when we find it somehow, we create an amazing deliciousnesscalled "çiroz", which is made by salting and drying mackerel. Salted mackerelwrapped in swiss chard makes for an interesting presentation and a delicious experience… As longas we get rid of our narrow mindedness towards new tastes.78


SCALLOPS WITH AVOCADOAND ASPARAGUSThere is not a single seafood that doesn’t go well with avocado and asparagus. Especially if the seafood is scallops,you won’t be able to resist its delicious taste. Enriched by a bit of our special sauce, you’ll find exactly whatyou’re looking for.WARM PICKLED BONITO WITH CARMELIZED ONIONSFor anyone who is tired of the same old appetizers, we have an alternative for those who don’tlike cold pickled bonito. Of course, without prejudice. Carmelized onions finish off this dishperfectly.79


<strong>Trilye</strong>’s FlavorsSEAFOOD KÖPO⁄LUKöpoğlu, a traditional dish of fried eggplant and other vegetables served with yogurt on top, isan appetizer that can’t be turned down when eggplant is in season. But we think you will findour seafood version with mint yogurt on top extraordinary!80


<strong>Trilye</strong>’s DessertsCANDIED CHESTNUT AND TAHINI SUFFLEAfter eating seafood, desserts with tahini are just the answer. This suffle has the addition ofcandied chestnuts. It’s simply a taste explosion! You just may want to lick your fingers.MILK PUDDING WITH MINTAre we obliged to burn the bottom of the pans and eat our milk pudding so blackened? Afteryou try ours with mint, I am certain you will share my opinion.81

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!